123 50 42MB
Turkish Pages 736 [737] Year 2003
lletişim Yayınları 909 • Modem Türkiye'de Siyasi Düşünce 5 ISBN 975-05-0156-X (Ciltsiz)• ISBN 975-470-909-2 (Ciltsiz Tk. No) ISBN 975-05-0155-1 (Ciltli) • ISBN 975-05-0003-2 (Ciltli Tk. No)
© 2003 iletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2003, lstanbul SAYFA ve KAPAK TASARIMI Suat Aysu KAPAK FiLMi 4 Nokta Grafik DÜZELTi Serap Yeğen DIZIN Nihal Boztekin MONTA] Şahin Eyilmez BASKI ve CiLT Sena Ofset
tletişim Yayınlan
Klodfarer Cad. lletişim Han No. 7 Cağaloğlu 34122 lstanbul • Tel: 212.516 22 60-61-62
Fax: 212.516 12 58 • e-mail: [email protected] • web: www.iletisim.com.tr
MODERN
TÜRKİYE'DE
SİYASİ DÜŞÜNCE C1LT 5
Muhafazakarlık
GENEL Ill'IN YÔNEIMENl Murat Belge 1LET1ŞlM A.Ş.
ADlNA SAHiBi Tuğrul Paşaoğlu
Ill'IN KURULU Murat Belge, Tanı} Bora, Ahmet Çiğdem, Bağış Erten, Murat Gültekingil, Ahmei insel, Ömer Uıçiner
EDtTôRLER Tanı} Bora, Murat Gültekingil Ill'IN SEKRETERi Bağış Er,eıı ClII EDtTÔRLERİ
B l R 1 NC 1
c 1 LT Cumhuriyet'e Devreden Düşünce Mirası:
Tanzimat ve Meşrutiyet'in Birikimi MEHMET ô. ALKA N
iKiNCi CiLT
Kemalizm AHMET iNSEL ÜÇÜNCÜ CiLT
Modernleşme ve Batıcılık UYGUR KOCABAŞOCLU
DÖRDÜNCÜ CiLT
Milliyetçilik TA N I L BORA BEŞiNCi CiLT
Muhafazakarlık AHMET ÇICDEM ALTINCI CiLT
lslamcılık YASIN AKTAY
YEDiNCi CiLT
Liberalizm MUSTAFA ERDOCAN SEKiZiNCi CiLT
Sol Düşünce MURAT GÜLTEKI NGIL DOKUZUNCU CiLT
Dönemler ve Karakteristikler ôMER LAÇINER
MODERN TÜRKİYE'DE
SİYASİ ..
..
DUŞUNCE iSMET AKÇA • YASIN AKTAY ALTINYILDIZ
•
•
VALiN ALPAY
•
EMiN ALPER • FARU K ALPKAYA
•
NUR
Ş Ü KR Ü ARGIN • CUMHUR ASLAN • TAYFUN ATAY • EMRE AYVAZ •
BEŞiR AYVAZO G LU • UMUT AZAK • ULUS BAKER
•
RIFAT N. BALI • MURAT BELGE
•
FOTI B ENLISOY • TAN I L BORA • KADiR CANGIZBAY • LEVENT CANTEK • G ÖKHAN ÇETINSAYA • METiN ÇINAR
•
AHMET ÇI GDEM
•
MERAL DEMiREL •TANEL DEMiREL •
SEÇiL DEREN • MEHMET CAN DO GAN •SADETTi N ELIBOL • NECMi ERDOGAN • EROL G ÖKA•ÖZG Ü R G Ö KMEN •ÖZG Ü R SEVGi GÖRAL•F. SEViNÇ G ÖRAL•VURAL G ÖRAL
•
ÇETiN G Ü NEY• N URDAN G Ü RBILEK •MURAT G Ü ZEL •AHMET iNSEL • NAZIM IREM • AYKUT KANSU • KURTULUŞ KAYALI • LEVENT K Ö K E R • N U RAY M E RT • Ö M E R LAÇINER • BURAK ONARAN • S Ü LEYMAN SEYFi ÖGÜ N
•
TUNCAY ÖNDER • MEHMET
ÖZDEN • BEKiR BERAT ÖZIPEK • MEHMET SARITAŞ • EDiBE SÖZEN •YÜ KSEL TAŞKIN • YAHYA SEZAi TEZ E L • HAYATI T Ü FEKÇIO G LU • A. Ö M E R T Ü RKEŞ • HASAN SAiM VURAL•MURAT YILMAZ•ARUS YUMUL•ERiK JAN Z Ü RCHER
Sunuş
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.13
YAHYA SEZAi T EZEL
Tanzimat Sonrası İmparatorluk ve Cumhuriyet Türkiye'sinde "Muhafazakarlzk" Sorunsalı
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
21
ERiK JAN ZÜRCHER
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Siyasal Muhafazakarlık . . . . .
• Kazım Karabekir fARUK ALPKAYA
. . . . . . . . . . . . . . .
•Rauf Orbay MURAT YILMAZ . .
. . . . . . . . . . .
.
. . . . . . .
. . . . . .
. . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
40
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . .
44
.
54
. . . . . . . . .
BEKiR BERAT ÖZIPEK
Muhafazakarlık, Devrim ve Türkiye
• Hilmi Ziya Ülken KURTULUŞ KAYALI .
.
• Dergah Dergisi METİN ÇINAR
. . .
. . . . . . . . . .
. . . . . . . . .
. . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . .
66
........................................... 70
.............. ................................................. 85
MURAT BELGE
Muhafazakarlık Üzerine
• Muhafazakar Kisve ULUS BAKER
. . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.
. . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . • . . . . . . . . . . . . . . . . . • . . . . . .
92
101
iÇ i N D E KiL E R
N AZI M IRE M
Bir Değişim Siyaseti Olarak Türkiye'de Cumhuriyetçi Muhafazakarlık
. . . . . . . . . . . . . . . . .
.1 05
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
• Ziyaeddin Fahri FmcJıkoğlu,
'Sosyal Mesele' ve 'içtimai Siyaset'
AYKUT KANSU
. . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
118
.
ÖZGÜR G ÖK MEN
Tek Parti Dönemi Cumhuriyet Halk Partisi'nde Muhafazakar Yönelimler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
• Fuat Köprülü YALIN ALPAY
. . . . . . . . . .
. . . . .
. . .
. . . . . . . . . . . . .
. .
.132
. . . . . . . . .
136
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
TAYFUN ATAY
Gelenekçilikle Karşı-Gelenekçiliğin Gelgitinde Türk "Gelenek-çi" Muhafazakarlığı
. . . . . . . . . . . . . . .
. 1 54
• Münevver Ayaşlı BEŞİR AYVAZOGLU
1 62
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
N UR ALTIN YILDIZ
İmparatorlukla Cumhuriyet Arasındaki Eşikte Siyaset ve Mimarlık
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . .
.1 79
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.187
. . . . . . . . . . .
YÜK SEL TAŞKIN
R eaksiyonerlik: Muhafazakarlığın Uslanmaz Çocuğu . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . .
. . . .
• Mümtaz Turhan MURAT YILMAZ
. . . . . . . . . . . . . • . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
• Erol Güngör EDİBE SÖZEN
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . · · · · · . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . .
1 92 204
MURAT YIL MAZ
Türk Düşüncesi Dergisi
• Peyami Sa�a
BEŞiR AYVAZOGLU
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . .
21 6 220
TAN IL BORA - BURAK ON ARAN
Nostalji ve Muhafazakarlık
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . .
. . . . . . . . . . . . . . .
. . . .
234
i Ç i N D E K iLE R
• Ekrem Hakkı Ayverdi BEŞİR AYVAZOGLU
• Abdülhak Şinasi Hisar EMRE AYVAZ
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.
242
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.
248
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
• Samiha Ayverdi UMUT AZAK
238
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
MEH ME T SARITAŞ
Nurettin Topçu
. . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
261
• Muhalif Bir Düşünce Okulu: Hareket Dergisi SADETTİN ELİBOL
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . 267
L EVEN T K ÖKER
Liberal Muhafazakarlık ve Türkiye
• Abdülkadir Kemali Öğütçü MERAL DEMİREL .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
2 78
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
• Ali Fuad Başgil TUNCAY ÖNDER
2 74
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . .
291
• Bir Hayat İnsanı Olarak Türk Muhafazakarı ve Kaygan Siyasal Tercihi
EROL GÖKA
-
F. SEVİNÇ GÖRAL - ÇITİN GÜNEY
. . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
302
N URAY MERT
Muhafazakarlık ve Laiklik
.
. . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . .
• Mehmet Akif Ersoy MURAT YILMAZ
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
• Necip Fazıl Kısakürek MURAT GÜZEL
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . • . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.3 1 4 318 334
YA S IN AK TAY
lslamcılıktaki Muhafazakar Bakiye G ÖKHAN
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . .
346
ÇET IN SAYA
Cumhuriyet Türkiyesi'nde 'Osmanlıcılık'
• Nihad Sami Banarlı BEŞİR AYVAZOGLU
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
• İsmail Hami Danişmend CUMHUR ASLAN
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.361
. . . . . . . . . . . . . . . 364
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . • . . . . . . . . . . .
3 70
i Ç i N D EK i LE R
YÜK SEL TAŞKIN
Muhafaza kar Bir Proje Olarak Türk-İslam Sentezi .. . .. ..... . . . . .. . .. . . . ... .. .. . . . . . . . . . . . . .. .. . . . ... .. .381 .
• Nevzat Yalçınlaş YÜKSEL TAŞKIN
. . . . . . . . . . . . . .
• Ahmet Kabaklı HASAN SAİM VURAL
RIFAT N .
. . . . .
.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . .
. . . . . . . . . . . . .
.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . .
. . . . . . . .
.
...
.
. . .
.
384
. . .
.
. .
. 390
BALI
Türk Anti-Semitizmi
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
• Cevat Rıfat Ati/han RIFAT N. BALİ
. . . . . . .
. .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.
402
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . .
404
. . . . . . . . . . . . . . . . .
N URDAN GÜR BILEK
Tanpınar'da Ophelia, Su ve Rüyalar
• Yahya Kemal
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.
. . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
41 6
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . • . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
43 9
BEŞİR AYVAZOGLU
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
• Hisar Dergisi MEHMET SARITAŞ
41 0
TAN IL BORA
Muhafazakar Yerlilik Söylemi
• Remzi Oğuz Arık HAYATİ TÜFEKÇİOGLU
. .
. . .
. . .
• Türkiye Günlüğü
İSMET AKÇA. . .. ...... ... .. . ..
.
.
. . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . .
.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.
. . . . . . .
. 445 .
. . . .
448
.... . .. .. ..... .... . .. .. . ... .. .. ..... . .... . . 460
ŞÜKRÜ ARGIN
Siyasetin 'Taşra'sında Taşranın Siyasetini Tahayyül Etmek
• Sabri Fehmi Ülgener MURAT YILMAZ .... .. ...
.
· · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · ·
. .465 · · • · · · · · · · · · · · · · · ·
. .
490
BEŞiR AYVAZOGLU
Türk Muhafazakarlığının Kültürel Kuruluşu
• Cemil Meriç TANIL BORA
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.509
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . • . . . . • . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
51 6
i Ç i N D E K i LE R
• Cemil Meriç Üzerine K ADİR CANGIZBAY
SÜLEY MAN
. . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . .
SEYFi ÖGÜN
Türk Muhafazakarlığının Kültürel Politik Kökleri
• Tank Buğra
MEHMET CAN DOGAN . .... ....
. . . .
.
• Osman Turan
. .
.
· · · · · · ·
. ....539 .
.
.
. . .
.
• Ferruh Bozbeyli
.. . 570
TANEL DEMİREL . ... . ... . ... ........ ... . . ...... . .. . ...... ... .. ... .. .
• Aydmlar O.cağı
.
.544
... 558
MEHMET ÖZDEN ...... . . .......
..
EMiN ALPER - OZGUR SEVGi GORAL ..
A.
533
.
... ... .. .. ... ....... .. ... .. . .. . . . .... 583
Ö MER T ÜRKEŞ
Muhafazakar Romanlarda Muhafaza Edilen Neydi?
. . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . .
.
. . . . . . . . . . . . . . . . . .
.590
. .
. . .
SE ÇiL DEREN
Milli Eğitim Üzerine Muhafazakar Görüşler
• İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu VURAL GÖRAL .. ..........
. . . . . . . . . . . . . . .
· · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · ·
.
. .
604 608
. . . . . . . . . . . . . . .
AH MET iN SEL
Düzen mi Kalkınma mı?
. .
. . . . . .
. .
. . . . .
. . .
.
.
. . .
. .
. . . . . . . . . . . .
. .
. .
.
.
61 6
AYKU T KAN SU
Tek Parti Döneminde Bir Radikal Muhafazakar .... ... . .... . 622 Politika Mektebi Olarak "Sosyal Siyaset.... .
TAN IL BORA - N EC Mi ERDOGAN
Muhafazakar Popülizm .
.. ........ .. ..... . .. ..... .... . . .. ..... . 632
• Büyük Doğu
LEVENT CANTEK.. . .... . . . ...... .. .....
.
ARU S YU MUL - RIFAT N .
BALI
· · · · · · · · · · ·
. . .
.
. . .
. . . .
. . . . . . . .
.
.
. .
645
FO TI BEN LI SOY
Gayrimüslim Cemaatlerde Muhafazakarlık....
.
. .. ... 656
i ÇiN D E K i L E R
Ö MER L A ÇIN ER
Muhafazaka.rlaşan Sosyalizm.. . .... . . .... . ... . . . .. . . ... . .... ...... . ....662 .
Kaynakça'ya Dair Kaynakça.....
.
Dizin ... Seçme Metinler
.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
· · · · · · · · · · · · · · · ·
· · · · · · · · · · ·
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
671
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
676
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
703
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
721
.)l IJ"il1 GÇ ıvk�
r ,,_
·
ı..,
I
doğrulamayı sağlayacak özel tarihsel
Bir muhafazakarlık incelemesi, mu
kün olacaktır. Modern T ürkiye'de Si
hafazakarlığı nasıl kavramsallaştıra caktır? Belirli bir tarihsel olgunun (Fransız Devrimi) ürünü olarak orta ya çıkan bir ideoloji, bu sürece yöne lik tepkilerin oluşturduğu bir dünya görüşü, mevcudu muhafaza etmeyi amaçlayan bir siyaset anlayışı ve pra tiği, esas olarak modernlik karşısın daki kaygıları temalaştıran bir sosyal teori biçiminde . . veya "değişimi"
topl umsal veriler bulabilmek müm yasi Düşünce, muhafazakarlığın bu
farklı kavramlarını "siyasal olan" esa sında yeniden bir bireşime tabi tut mayı hedeflemenin yanı sıra, kavra mın ampirik çeşitliliğe açık muhteva sını da gözeten ansiklopedik bir giri şimi tecrübe temsil etmektedir. II
olumsuzlamaya yönelik ve bütün
Türkiye'de !liyasi düşünceler tarihi
toplumlara genelleştirilebilecek bir
nin yazımı ve yorumlanmasıyla ilgili
tavır, verili bir durumdan ötekine ge
bir belirsizlik ve ikilemden söz etmek
çişte konumları sarsılan birey, grup ve
durumundayız. Belirsizlik, siyasal ve
tabakaların tepkisel tutumları olarak.
düşünsel olanın özgül alanlarıyla, bu
Muhafazakarlık evrensel bir fenomen
alanların Türk toplumundaki inşaı ve
midir, dolayısıyla bireysel psikolojile
tarihsel birikimiyle ilgilidir; ikilemse,
re ya da kolektif tasarımlara indirge
taşıdıkları adların nesnel karşılığına
nebilir mi, yoksa tarihsel ve toplum
sahip oldukları tartışmalı siyasal ve
sal göreliliklere bağımlı mıdır? Muha
düşünsel olandan hangisine ağırlık
fazakarlık gelenekselcilik ya da reak
verileceğiyle. Bu ikilemin, siyasal ve
siyonerlikle özdeş midir yoksa farklı
düşünsel olan arasındaki ilişkinin an
bir eşiğe mi işaret eder? Seçenekleri
laşılmasında metodolojik ve teorik
daha da çoğaltabiliriz ve her seçeneği
sorunlar yarattığını söylemek yanıltı-
SU N UŞ
14
cı olmayacak: Burada herhangi bir
edilebileceği, kritik ve büyük bir sos
düşünce akımının, kendi kavramsal
yolojik dönüşümün mevcut olmayışı
bütünlüğünden gerçekliğe, dış dün
da bu tehlikeyi artırmaktadır. Cum
yaya ve dolayısıyla siyasal olana geçi
huriyet, belki böylesi bir dönüşüm
şi arasındaki mesafe, "düşünce" ve
olarak telakki edilebilir. Ancak bu
"siyasetin" modernliğin farklı bilinç
halde "Cumhuriyet"in ilanıyla birlik
uğrakları olarak ayrışmasını sağlaya
te başlayan sürecin, Osmanlı mo
cak düzeyde açılmadığından, "dü
dernleşmesinden anlamlı bir kopuşu
şünsel" ve "siyasal" ilişkisinin dolay
ifade etmediği ya da aslında Osmanlı
sız bir biçimde kurulmasına ve de
modernleşmesinin tamamlan ması
herhangi bir fikri oluşumu kendi içe
anlamına geldiği, Cumhuriyet eliti
rik ve özgüllüğünde okumamıza yar
nin Osmanlı bakiyesinin bir parçası
dımcı olacak bir düzeyler hiyerarşisi
olarak değerlendirilmesi gerektiği,
nin normatifliğinden yoksun bir tarz
bu durumun bir sonucu olarak dü
da da ele alınmasına yol açmaktadır. ı
şünce tarihinin asli öznesi entelektü
Elbette fikir hareketleriyle, toplumsal
ellerin misyonunun kolaylıkla, Ni
(siyasal) hareketler arasında herhangi
zam-ı Alem'in sürdürülmesinden,
bir düzeyde örtüşebilen göreli ya da
kolaylıkla, Cumhuriyet rejiminin ku
mutlak bir özdeşlik aramak yanlış bir
rulması ve korunmasına aktarıldığı
tutum olur ve her durumda birini di
düşüncesini de dikkate almak mec
ğerine indirgeme ya da birini diğeri
buriyeti ortaya çıkacaktır. Kaldı ki
adına yoksayma tehlikesi ortaya çıka
Osmanlı birikimine ait, "siyasal",
bilir. Aynca bu alanlara ilişkin kav
"düşünsel" ve "idari" olan arasındaki
ram ve sorunların etrafında formüle
"kutsal bireşimin" Cumhuriyet tara fından da devam ettirildiğini; önce devletten entelijansiyaya ve bürokra
Bu konuda bu cildin konusu olarak ve aşa ğıda daha ayrıntılı bir biçimde tartışılacağı üzere, muhafazakarlığın bir istisna teşkil ettiğini belirtmek gerekir. Şu anlamda: Tür kiye' deki diğer düşünce örüntüleri, esas olarak milliyetçilik, sosyalizm ve lslamcılık, fikri karakteristiklerini ortaya koyan akım lar olarak, siyasal olandan göreli olarak ba ğımsız davranabilmektedir. Buna karşılık muhafazakarlık, paradoksal biçimde, bütü nüyle siyasal olana bağımlı ve duyarlı bir söylemsel pratik izlemektedir. Paradoksal olan, Türk muhafazakarlığının kendisini kurma "mekanı" olarak siyasal alan dışını tercih etmeye zorlanmış olmasına rağmen, bu bağımlılığı taşımasıdır. Toplumsal bir tu tum, reaksiyonerlik ve gelenekselcilikle ek lemlenmiş bir zihniyet dünyası olarak mu hafazakarlığın siyasetle ilişkisindeki bu du rum, kendisini dolaysız bir biçimde siyasal olarak temsil ve ifade etmesi anlamına gel memektedir.
tik-politik seçkinlere, daha sonra da topluma yönelen bir talep olarak var lığını muhafaza ettiğini söylemek de mümkündür. Bu bakımdan siyasi ve düşünsel akımlar ve bunların öznele ri için, "Devlet Aklı"yla düşünmek, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişin belki de en anlamlı ve sonuçta işlev sel sürekliliğini oluşturur. Bu fikri ta kip ederek, Türkiye'de herhangi bir düşüncenin sadece düşünce olarak değil, aynı zamanda bir "iktidar aygı tı" olarak inşa edildiği gerçeğine va racağız.
S U N U Ş
HI Modern Türkiye'deki siyasi düşünce akım ve hareketlerini değerlendirme ye yönelik çabaların bilgi sosyolojisi ve düşünce tarihi disiplinlerinin veri lerineı uygun bir biçimde ve pratikte birbirini dışlamayan iki farklı yol ta kip ettiği görülmektedir. Birincisi, sosyalizm, nasyonalizm, liberalizm ve konservatizm gibi farklı ancak Türki ye'deki jenerik tarihleri itibariyle ya şıt oluşumları, Avrupa'daki özgün ta rihleri ve bu tarihin içerdiği muhte vayla; ikincisi de, bu oluşumların, yi ne Avrupa'daki "taşıyıcı" ve "temsilci leriyle"l Türkiye'deki taşıyıcıları ve temsilcilerini karşılaştırmak. llk du rumda karşılaştırma daha çok "kültü rel", ikinci durumda ise "yapısal" öğeler ve süreçler üzerinde yoğunla şır ancak her ikisinde de asimetrik bir karşılaştırmanın esas alındığı söyle nebilir. "Yapısal karşılaştırma"nın esas amacı, bir "işlevler özdeşliğini" ya da "farklılığını" ortaya koyabil-
2
karşılaştırma biriminden kalkarak, tartışılan nesneye ilişkin bir özgüllük iddiasının meşrulaştırılmasıdır. Koc ka'nın belirttiği gibi, asimetrik karşı laştırmalar, karşılaştırma birimlerinin özel şartlarında değil, araçsal bir ze minde değerlendirilmelerine; referans noktasının aşırı kurgusal, zorlanarak seçilmiş, stilize bir biçim idealizasyo nuna yol açabilir
(1999: 49). N
Mannheim, gelenekselcilik ve reaksi yonerlikten farklı tutulması gereken "muhafazakarlığın doğuşunun zorun lu tarihsel ve sosyolojik şartlarını yara tacak bazı faktörlerin birlikte ortaya çıkması" gerekliliğine işaret eder
(1969: 100). Buna göre, muhafazakar
lıktan söz edebilmek için verili durum daki tarihsel-toplumsal güçlerin konu mu, dinamik, değişmeye yönelimli ve her tikel toplumsal öğenin, toplumsal bütünün gelişmesine katkıda buluna bilecek düzeyde örgütlenmesi; bu sü
Bilgi sosyolojisinin bağlamla ürün arasındaki ilişkiyi, bağlamı ve ürünü nesneleştiren bir kayıtsızlığa teslim olması, düşünce tarihinin, tematik nesnesini betimsel bir anlatıyla res metmesi gibi önemli metodolojik sorunlar, yine de bu veriler konusunda şüpheci olma: yı sağlamalıdır.
3
mektir. "Kültürel karşılaştırma"nın amacı, çoğunlukla, müracaat edilen
"Taşıyıcı " ve "temsilci" kavramları arasında, asimetrik karşılaştırmanın bir yüklemi ve "zayıf" tarihselliğin bir gereği olarak bir ay rım yapmak gerekiyor. Herhangi bir ideoloji, dünya görüşü ya da siyasi akım için "taşıyı cı", kendinde, daha şekilsiz ve yüklenmiş, buna karşılık "temsilci" sistematik, iradi ve kendisi için bir adanmayı işaret eder. Türk muhafazakarlığı için bu ayrımın işlevsel bir yanı da vardır. Çünkü siyasal olarak "taşıyıcı larla", buna karşılık kültürel olarak, "temsil cilerle" yürütülmektedir.
recin, gelişmeye ayn tepkiler gösteren farklı sınıfların ortaya çıkmasına yol açacak bir toplumsal farklılaşmanın di namizmini taşıması; bunun neticesin de, farklı sınıflara karşılık gelen bir fi kirler ayrışımının yaşanması (antago nistik "dünya görüşlerinin" doğması) ve nihayet bu sürecin doğrudan "poli tik" bir karakter kazanması gerekir. "Siyasal olan", etrafında yeni ittifakla rın doğabileceği bir çekirdek işlevini görmelidir. Kısaca, Mannheim'a göre,
15
S U N U Ş
muhafazakarlık, modem dünyanın iş levsel f arklılığına sahip sınıf toplu
Burke 'ü olarak bilinen Friedrich
munda bir düşünce biçimi olarak orta
kacak olursak, muhafazakar moment
1992) örneklerine ba
ya çıkabilmektedir. Mannheim, bu dü
varlık nedenini, Fransız Devrimi'ne
şünce biçiminin incelenebilmesi için
borçludur ve siyasi bir düşünce ola
bilgi sosyolojisi bağlamında
rak modernliğin en önemli kırılma
19. yüzyıl
Alman muhafazakarlığından kalkarak
noktalarından birisinin ürünü olmak
daha somut bir perspektif sunmakta
hasebiyle de, pre-modern bir tarihi
dır. Bu amaçla önce bir düşünce stili
yoktur. Muhafazakarlık tarihinin ih
nin özgül morfolojisini belirlemek, da
tiyaç duyduğu bu moment için mo
ha sonra tarihsel ve sosyolojik kökleri
16
Gentz (Beiser,
ni ortaya koymak gerekir. Taşıyıcı grupların tarihsel kaderiyle ilişkili ola rak bu düşünce stilinin değişen form larını sergilemek ve bugüne kadar ge len etki ve nüfuzunu göstermek bir sonraki aşamayı oluşturur (Mannhe im,
1986). Dolayısıyla Mannheim'ın
sunduğu çerçeveyi yerleştirebileceği miz bir tarihsel-toplumsal arkaplan ve bu arkaplana ilişkin aktörlere ihtiyacı mız olacaktır. Soruyu, burada tüketici bir cevap aramamak kaydıyla, Türkiye için yeniden formüle etmeyi deneye lim: Türk muhafazakarlığı, bir düşün ce stili olarak biçimsel hangi özellikle re sahiptir, hangi vasatta ortaya çıkmış tır, taşıyıcı ve temsilci gruplar açısın dan hangi işlevleri yerine getirmekte dir, etkileri bakımından tarihsel sürek liliğe sahip midir, hayatiyetini koruya bilmekte midir?
dern Türkiye tarihindeki okazyonun Cumhuriyet inkılabı olduğunu tespit etmek gerekecektir. Cumhuriyet'in sadece bir siyasal rejim değişikliğine işaret etmediğini, aynı zamanda Os manlı'dan toplumsal, siyasal, kültü rel ve ideolojik radikal bir kopuş is temini de yansıttığını biliyoruz. Do layısıyla Türk muhafa zakarlığının kendisini anlamlandıracağı, pozisyo nunu belirleyebileceği tarihsel an, bu istemin boyutlarının genişliği ve de rinliği nedeniyle ancak Cumhuriyet olabilecektir. Devrim ve Cumhuriyet arasındaki ilişkiyi kurmamıza izin veren bir karşıtlıklar paralelliği de var: Kral ve aristokrasi için padişah ve saray, kilise ve ruhban sınıfı için şeyhülislam, hilafet ve ulema, ancien regime için de Osmanlı nizamı. Buna
karşılık modern Türkiye tarihinde, demokrasi ya da Cumhuriyet'e karşı
v
Meşrutiyet'i ve padişahı, seküler ku rumların dinsel olanlarla yer değiştir
Eğer lngiltere'de Edmund Burke,
mesini ve Osmanlı nizamına geri dö
Fransa'da Joseph de Maistre, Louis
nülmesini savunan ve bu geri dönü
de Bonald, ltalya'da Vincenzo Cuoco
şü erdemli bulan siyasal bir hareket
("İtalyan Edmund Burke'ü"; Germi
ortaya çıkmamıştır. Toplumsal ve si
no,
yasal bölünmeler, bu eksende cere-
1972) ve Alm anya'da, Alman
S U N U Ş
yan etmemiştir; en önemlisi de dü
nunun sönümlenişi4 gibi olguların,
şünsel olarak, kuru bir Osmanlıcılık
farklı biçimlerde görünür hale geldi
dışında, "eski düzene" dönülmesini
ğini görüyoruz. Buna karşılık, Os
savunan anlamlı bir eğilim olmamış
manlı modernleşmesi ne toplum ne
tır. Geçmişi "ihya etmeyi" amaçla
de entelijensiya katında sürecin "ge
yanlar, geçmişin ihya "edilemeyecek"
rilemesine" yol açacak ölçüde ciddi
kadar geçmişte kaldığını fark ettikle
bir muhalefetle yüz yüze gelmiş sa
rinden, "bugünü kurmayı" daha cid
yılmaz. Osmanlı modernleşmesinin
di bir meşgale bellemişlerdir. Bu ne
karşıt tarafları, aynı şeyi (Batılılaş
denle Cumhuriyet muhafazakarlığı, hep "ihyacı" (ya da reformist) bir
ma/modernizasyona bağlı bir varol ma) farklı adlar altında talep etmiş
muhafazakarlık olmuştur.
lerdir ve Osmanlı nizamının korun ması ve sürdürülmesi her zaman asli
VI Osmanlı lmparatorluğu'nda "gele nekselcilik" olarak adlandırılabilecek bir tür muhafazakarlığın doğuşunu kolaylaştıracak nesnel etmenlerin varlığından söz edilebilirdi. Bir kere lmparatorluğun tarihsel sürece karşı dirençli bir idari ve siyasi bir meka nizması vardı ve bu mekanizma, uzun süre, "şeyleri oldukları gibi" muhafaza etme başarısını göstermiş ti. Buna rağmen bu başarıdaki muha faza güdüsü, bir süre sonra ortadan kalkacaktı. Batılılaşma ve/veya mo dernizasyon, hem Osmanlı elitinin iradi istikameti olarak hem de dışsal şartların zorlamasıyla, Osmanlı top lumunun ve kurumlarının zeminini ve bu zeminin dayandığı ideolojik bütünü parçalamış, yerleşik toplum sal ve siyasal öznelerin konumlarını ve güçlerini tartışmalı kılmıştı. Bura
amaç olarak varlığını korumuştur. Kısaca söylenirse, Osmanlı'nın patri monyal modernizasyonu, muhafaza kar bir kalkışmayı, baştan meşruiyet sınırlarının ötesine itmiştir. Patri monyal modernizasyona yönelik muhafazakar tepkinin meşruiyeti so runu Cumhuriyet devrinde de ortaya çıkacaktır ve Cumhuriyet'in bu so runla ilgilenme biçimi, Osmanlı'yla büyük oranda bir benzerlik taşımak tadır. Kemalizmin, korporatizm, po pülizm ve milliyetçilik olarak muha fazakar tepkiyi daha baştan soğur mak istemi, bu çerçevede değerlen dirilebilir. Cumhuriyet'le birlikte, di nin reformasyonuna ("türkifikas yon") ve devletin hegemonyasını pe kiştirmeye yönelik araçsallaştırılması çabaları, Cumhuriyet'in kurmak iste-
4
Muhtemel bir yığın karşılaştırmadan birisi olarak, mesela Klaus Epstein, Alman muha
da, Batı'daki örneklerinde de ortaya
fazakarlığının doğuşuna sebep olan benzer
çıktığı üzere, dinselliğin kırılması
üç faktöre işaret eder: Aydınlanma olarak bilinen entelektüel hareket, ticari kapitaliz
olarak Aydınlanma, ticari kapitaliz min etkisi, geleneksel devlet nosyo-
min birikimsel etkisi ve geleneksel devlet
(obrigkeitsstaat)
ve hükümet formlarıyla tatmin olmayan burjuvazi (1966: 3).
17
SU N U Ş
18
diği denklemde dinin her zaman dü
lığın toplumsal kurumları ideolojik
şünüldüğünü göstermekle birlikte,
bir hiyerarşiye tabi tutarak kurmuş
dinsellikten kaynaklanacak herhangi
olduğu sözde-eleştirel üslup, başta
bir muhafazakar direnci kırmak
devlet olmak üzere, kendi sınırlarına
amacı da taşımıştır. Kapitalizm, kor
( "kutsallarına") teslim olacaktır. Ge
poratizm ve milli iktisat-milli burju
nel olarak, muhafazakarlığın sağın
�azinin oluşturulmasıyla "terbiye"
ideolojik, solunsa politik pratiği ola
edilmek istenmiş, devletin aşınma
rak varolabilmesi, bu türden sınırlara
sıyla oluşan güç yitimi de rasyonel
riayet edilmesiyle somutluk kazanır.s
ve demokratik denetim mekanizma
Sağ ve sol kavramlarının, Türkiye'ye
larının dışında tutulan güçlü bir as
özgü ve geçerli bir esneklikte kulla
keri-sivil bürokrasinin varlığıyla gi
nıldığını hatırlatarak belirtmek gere
derilmeye çalışılmıştır.
kir ki ilginç olan sağ iktidarların za man zaman, muhafazakarlığın top
VII Özetle, Mannheim'ın sözünü ettiği anlamda, muhafazakarlığı doğuracak bir toplumsal bağlamın, ne içsel öğe lerin gelişimiyle ne de dışsal etmenle rin zorlamasıyla oluşamadığını, top lumun "sınıfsal" olarak bölünmesi ve farklılaşmasının engellendiğini ve ne ticede bu bölünme ve farklılığın söy lemsel bir karşılığının bulunmadığı söylenebilir. Sonuçta soy muhafaza karlığın aksine, Türk muhafazakarlığı
lumsal zeminini güçten düşüren uy gulamalara imza atması, buna karşılık sol iktidarların daha muhafazakar po zisyonları korumasıdır. 5
Özellikle sağ siyaset açısından bu durumun daha net olarak ifade edilmesi gerekir. Önce DP ve AP, daha sonra özellikle dinsal vurgu ları öne çıkaran iktidarlarla birlikte, sağ mu hafazakarlığın, Kemalizmin politik çerçeve siyle ve bu çerçevenin temsilcisi ve savunu cusu askeri-sivil bürokrasiyle uyumlanması, hatta yer yer bir tür "gerçek" Kemalizm kurgusuna bağlanarak savunuculuğunu üst lenmesi, buna karşılık Kemalizmin ideolojik bağlamına ilişkin taşrasal-romantik reddiye yi de hoş tutarak "merkeze" oturması, en
özellikle Cumhuriyet döneminde
son örneğini 'BO'lerde ve '90'ların ilk yarısın
kendisini bir siyasi düşünce olarak
da dünyanın hemen her tarafında kabul gö ren bir liberalizmin (sadece pazara dayalı bir
konumlamamış, bu biçimde ifade et memiş; muhafazakar eleştiri, bir ku rulu düzen eleştirisine evrilmemiştir. Bu nedenle Türkiye'de muhafazakar lığın siyasi çerçevesini kalın çizgilerle kurmak için yeterli veriye sahip deği liz. Hatta muhafazakarlığın en sert si yasi dilini bulduğu durumlarda bile bu siyaset, iktidar ilişkileri ve rejim konusunda suskunluğunu korumuş tur. Sağ-kanat popülist muhafazakar-
liberalizm ve tüketiciye dayalı bir demokra sinin bireşimi olarak) Özal'da bulabileceği miz bir eklektizmle özdeş olması, hem sağ muhafazakarlığın çıkmazını belgelemekte hem muhafazakarlığın geçirgenliğine ve es nekliğine ilişkin yargıları doğrulamaktadır. Bu sağ eklektizm, nitekim, Cumhuriyetçi/Ke malist Batılılaşma projesini, "kapitalizm" olarak okumakta, buna karşılık "devletçilik" ve "laiklik" bahislerinde görüldüğü üzere bir revizyon da önermektedir. Ote yandan Cumhuriyet'in kuruluşu ve sonrasında CHP, iktidar partisi olarak, toplum, kültür ve ikti sat mevzularında muhafazakar bir tutum takınmış, Mannheim'ın çerçevesine geri dö nersek, toplumu "bölünmekten" müstağni kılan bir politika izlemiştir.
SU N UŞ
VIII
Türk muhafazakarlığının, esas olarak kültürel bir muhafazakarlık olduğu nu ve bu nedenle toplumsal ve siya sal kategorileri, kültürel kategorilere dönüştürdüğünü ve kendisini böyle ce kültürel olanda temellendirdiğini söyleyebiliriz. Tabiatıyla "kültürel" ve "siyasal" olan ayrımının muhafa zakar ideoloji tarafından içselleştiril diği, hatta normal kılındığı; Haber mas'ın yeni-muhafazakarlık için yap tığı tespitle, modernliğin siyasal, eko nomik ve toplumsal sonuçlarının ka bul, buna karşılık düşünsel ve kültü rel sonuçlarının reddedildiği bir ze minde "Kültürel olana" geri çekilme, muhafazakarlığın Kemalizme mey dan okuyabileceği bir siyasal direnci gösterememesine bağlanabilir belki, ancak aynı geri çekilmenin sadece muhafazakarlıkla sınırlı olmadığını da teslim etmek ve muhafazakarlığın temelde Cumhuriyet/Kemalizm ikili siyle ilişkisinin çelişkili mahiyetini öne çıkarmak durumundayız. Bu iliş ki, Cumhuriyet'in sunduğu siyasal imkanların, Cumhuriyet'in siyasi imalarına mesafeli kalarak, kültürel muhafazakarlığın sürdürülebilmesine izin veren bir özellik taşımasıyla pe kiştirilir. Muhafazakarlığın siyasal yorumu, bu yorumu taşıyacak top lumsal bir sınıfa ihtiyaç duyar, oysa kültürel muhafazakarlık seçkinler düzeyinde yürütülebilecek bir proje dir. Buna bağlı olarak muhafazakarlık modern Türkiye tarihinde, siyasal
olarak çekinik, kültürel olarak atak bir gelişim çizgisi yaşamıştır.
Modern Türkiye'de Siyasi Düşün ce'nin 5. cildi
Muhafazakarlık,
yuka
rıdaki çerçeve içerisinde ve alanların geçişliliğine uygun bir biçimde, hem "düşünce tarihi" hem de "siyasi dü şünceler tarihi" bağlamında muhafa zakarlığı açıklamaya, anlamaya ve anlatmaya çalışıyor. Görüleceği üze re, bu çaba, bütüncül bir niyetle des tekleniyor. Muhafazakarlığın, kültü rel, edebi, siyasi ve ideolojik boyutla rı ya da görünümleri, bu alanlardaki başat eğilimler ve figürlerle inceleni yor. Muhafazakarlığın Türkiye'deki diğer hakim ideolojik unsurlarla ke siştiği noktalar, muhafazakarlığın kendisi dışındaki siyasi düşüncelere nüfuz edebilmesi ve bu düşüncelerin "muhafazakar" bir boyuta da sahip olduğunu gösterebilmek amacıyla dikkatle vurgulanıyor. Düşünce tari hiyle sosyal tarihin sunduğu veriler ışığı altında muhafazakarlığın Cum huriyet dönemi içerisindeki evrimi sergilenmek isteniyor. Genel olarak muhafazakarlığın muhtevasına iliş kin bir belirsizliğin olduğu, bu dü şüncenin kavramsal ve teorik yapısı nın daha sağındaki ya da solundaki ideolojilerden daha müphem bir ni telik taşıdığı söylenilir. Bizler, eliniz deki cildin en azından "Türk muha fazakarlığı"nın "ne'liğine" ilişkin bir güzergah oluşturabileceği ümidini ta şımaktayız. AHMET ÇlCDEM
19
Tanzimat Sonrası lmparatorluk ve Cumhuriyet Türkiyesinde "Muhafazakarlık" Sorunsalı:
Devamlılıklar, Değişmeler ve Kırılmalar YAHYA SEZAi TEZEL
GIR1Ş Cumhuriyet dönemi Türkiye's inde "mu hafazakarlık" üstünde konuşmak Türki ye'deki "devamlılıklar" ve "değişmeler" dinamiğinin anatomisini gündeme getirir. Bu anatomi karmaşıktır. Tek eksen üstün de dizilebilecek bir olgusal "devamlılık lar" ve "değişmeler" dünyası yoktur. Böy le bir doğrusal olgusal gerçeklik ekseni gibi, olmadığı için, Türkiye'de "muhafa zakarlık" meselesini konuşmak için inşa edilebilecek bir analitik model de, tek ek sen yöresinde yapılandırılamaz. Cumhuriyet dönemi Türkiye'si, yakın çağ dünya tarihinin en çarpıcı kültür de ğişmelerinden birinin sahnesi ve öznesi dir. Bunun içindir ki kültürlerin "değiş mesi" ve "devam etmesi" dinamiği, diya lektiğinin 1 konuşulması açısından özel likle elverişli, zengin bir tarihçilik, sos yalbilimcilik alanı oluşturur. Kültür ve toplum, aynı olgusal gerçeklik yığınına farklı perspektiflerden bakarak koyduğu muz adlardır. Kül türler, toplumlar, çok eksenlidir, karmaşıktır. Siyaset, hukuk, kamusal alan, sanat, din, bilim, ekonomi, aile, cinsellik . . . ve ö teki eksenler etrafın daki "o" kültürü, "o" toplumu oluşturan kurum, değer ve süreçler, aslında ayrıştı rılamaz bir bütünlük içinde örgülenmiş tir. Her bir eksen, hem bütün öteki ek-
senler tarafından ayakta tutuluyor olma anlamında başka eksenlerin varlığına bağlıdır, hem de, bütün öteki eksenlerin ayakta tu tulmasına katkıda bulunduğu anlamında, kültürün, toplumun, başkası değil de "o" kültür olmasına katkıda bu lunur, damgasını vurur. Cumh uriyet d önemi T ü rkiye's i n d e "muhafazakarlık" meselesini, böyle sınır landırılmamış birçok eksenli b ü tünlük üstünde konuşmak, analitik olarak kur gulanması açısından da, olgusal gerçekli ğe dayandırılması açısından da adeta ola naksızdır. Anlamlı bir konuşma içinde kalabilmek, eksenlerden sadece bazıları nın vurgulanmasını gerektirir. Ki ben bu yazımda, özellikle eksenlerin kamusal alanı oluşturan bölgesi üstünde duraca ğım. Bana anlamlı gelen bazı tespit ve tahlillerimi, siyaset tasarımı ve kamusal alanın kurumsal yapıları etrafındaki "de ğişmeler" ve "devamlılıklar" hakkında konuşurken işimize yarayabilir ümidiyle sunacağım.
TARlHLER, KÜLT ÜRLER, DECIŞMELER, DEVAMLlLlKlAR VE KlRil.MALAR Olgusal gerçekli k olarak tarihi i çi nde kurguladığımız tarihçilik analitik alanı, adeta Kant-vari 'sentetik apriori'ler, 'de� ğişme" , 'devamlılık' ve 'kırılma' kategori-
M
22
u
H
A
A
z
!erini gerektirir. Bu kategoriler tarihin, ta rihçiliğin önemli temel taşlarıdır. Kültürlerden söz ederiz. Çünkü , bu kültürleri yeniden inşa ederek oluşturan, ayakta tutan insanlar birlikte yaşamamış olsalardı var olamayacak olan, ama tek tek insanlardan her biri için onlardan ön ce de var olmuş olan ve onlardan sonra da var olacak olan 'bir şeyler' 'işte orada' vardır. Adeta fiziki evren gibi. işte bu, içinde onu yeniden inşa ederek var olan insanı, ondan önceki ve ondan sonraki insanlar ile 'bağlayan', içine doğduğu kül türün devamlılığıdır. Kültürler, toplum lar, habire değişikliklere maruz kalsalar da, en azından bazı öğeleri, değişmeden devam ettiği içindir ki 'kültür'dürler, 'top lum'durlar. 19. ve 20. yüzyıl Türkiye'si gibi karma şık hareketlilikler ve çokluluklarla (plu rality) dolu olgusal tarihi gerçeklik alan larının kurgulanması için yapılacak her hangi bir tarihçilik (ya da toplumculuk) çalışmasında, ele alınan olgusal gerçeklik muhtevasındaki 'değişmeler' ve 'devamlı lıklar'ın diyalektik2 birlikteliğine dikkat edilmesi önemlidir. Çok öğeli, çok eksen li, çok katmanlı bir olgusal gerçeklik yığı nı içinde neyin degişme, neyi devamlılık sayılacağının, sayıldığının olabildiğince berraklaştırılması bu olgusal yığını onu 'anlayabilme'mizi sağlayacak şekilde kur gulamamızda hayati bir rol oynar. Tarihçiler (ya da toplumbilimciler) in sandır. Dışlarındalıi varlığa, gerçeldiğe, ciddi yanlışlar yapma riski getiren bir şe kilde kendi içlerinden balımaya mahküm dur. Tarihçi (ya da toplumbilimcinin ) , meşru yani kognitif gerekçesini verebile ceği bir 'devamlılık' 'değişme' kurgulama sının dışına, çok kere fark etmeden, kay masına en çok yol açan beşeri zaafı, ken dince 'iyi' olanı 'ilerleme' anlamında 'de ğişme', kendince 'kötü' olanı ise 'ayak di renme, değişmeme, değişememe, muka vemet etme' yani 'geride tutma' anlamın · da 'devamlılık' gibi görm�sidir. Siyasi ·is-
A
K
A
R
K
teği' olan, yani dünyanın şöyle değil de olmasını isteyen her insan gibi ta rihçi (özdeştir toplum bilimci) de, bir 'de ğişme'nin peşindedir. Bunun içindir ki, kendi biyografik macerası ile incelemek kurgulamak iddiasında olduğu tarih kesi tinin ontolojik statüsünü karıştırabilir. inceleyici, araştırıcı, kurgulayıcı, açığa çı karıcı bir tarihçi (özdeştir toplumbilimci) 'rol'ünü adeta unutup, kendi varlığı, ken di hayatını olumlulamanın bir uzantısı gi bi, kendini üstünde algıladığı 'devamlılık lar', 'değişmeler' geriliminde, siyasi talebi nin hedefı oıan "değişmeler'i yüceltip, bu nu yokuşa sürdüğünü sandığı 'devamlı lık'ları 'aşağılayabilir'. işte bu nedenledir ki, Cumhuriyet dönemi Türkiye'sinin 'de vamlılıklar' ve 'değişmeler' zemininde 'mu h a fazakarlık' üstünde konuşmak, Türkiye'nin bugünkü siyasi, kültürel, fel sefi mücadeleler, rekabetler, kavgalarında ister istemez bir tarafta durmak zorunda olan, yani taraf olan biz tarihçi, toplumbi limcilerin önüne bu sorunu olabildiğince çözme sorumluluğu getirmektedir:
lıöyle
. . . ben bıı yazımda [. . . ] yapmaya çalışa cağım. Cumh uriyet d ö nemi Tü rkiye'sinin, Cumhuriyet öncesi Türkiye'sinin tarihi ortamının içinden büyük kırılmalarla or taya çıkmış olması, Cumhuriyet dönemi Türkiye'sinde 'muhafazakarlık' ve 'yeni leşmecilik' üstünde konuşmayı güçleşti ren bir başka nedendir. Tarihi ortamlar içinde devam ediyor gi bi görünen kültür, toplum varlıkları, eski bütünlükler içindeki 'yer'leri ve 'anlam'la nnı, bu eski bütünlükler kırıldığı, parça landığı için, yitirerek devam etmiş olabi lir. Bir örnek verelim. lspanyol fethi önce sindeki Aztek ve lnka uygarlıklarındaki milyonlarca 'yerli insan', lspanyol fethin den s onra hayatta kaldı, ü redi. Bugün mesela Meksika'da ve Şili'de yaşayan mil yonlarca insan, lspanyollar Aztek ve lnka devletlerini ve uygarlıklarını kırmadan
DE V A M LILIKL A R ,
D E C'ilŞ M E L E R
önce, Aztek ve lnka kültürlerini taşımış ve yeniden üretmiş insanların torunları dır. Bu insanlar, olgusal ve mantıki ola rak, elbette ki lspanyol öncesi uygarlığı, kültürü taşıyan ve yeniden üreten atala rından birçok kültür malzemesini devral dılar. Bu anlamda eski Aztek ve lnka kül türleri, bir şeyleri ile devam etti. Ama Az tek ve lnka kültürlerinin bütünlüğü kırıl dığı için, 'Aztek kültürü' ya da 'lnka kül türü' devam etmedi. Devamlılık, kırılmış bir eski bütünlüğün parçalarının, yeni ek lemleşmeler içinde eskisine benzemeyen yeni bütünlükler oluşturarak devam etti ği bir devamlılıktı. Uygarlıklar ve kültürler tarihinde sayı sız kırılma örneği vardır. Eski Mısır uy garlığı kültürü kırılmıştır. Eski Mısır kül türünün bazı parçaları Hıristiyanlaşmış Koptlar arasında devam etmiş olsa da, de vam etmiş olan Eski Mısır kültürü değil dir. lran-Mazdayaşna3 uygarlığı, kültürü de, Arap Müslüman istilasıyla kırılmıştır. Başta Fars dili olmak üzere eski Iran Maz dayaşna kültürünün öğeleri, eski lrani kültürün parçaları arasında Arap lslam 'imperium'u altında gerçekleşen yeni ek lemleşmelerle sürmüş olsa da, devam eden şey, eski Mazdayaşna lran'ının kül türü değildir. Kültürlerin üst kültür mekanları ve an lamlandırma tasarımları, değişerek mi yoksa kırılarak mı devam ettikleri, daha doğrusu, bir kırılma sonunda yeniden ek lemleşerek mi devam ettikleri meselesi nin ele alınışında önemlidir. Ortadoğu uygarlıklar kültürler tarihinin Sasani ve Osmanlı imparatorluğu gibi birçok ala nında, mahalli kültürleri bir uygarlık ge leneği içinde birleştiren başlıca üst kültür mekanı, saray merkezli devlet olmuştur. Anlamlandırma tasarımları ise tarihi ola rak, birçok durumda, dinlerdir. Birçok di nin birlikte, yan yana, iç içe yaşandığı lmparatorlukçu devletlerde ise, anlamlan dırma tasarımı hiyerarşisinde üstte olan, siyasi 'imperium'un sahibi olan saray-
V E
K I R IL M A L A R
devlet kadrolarının diniyle ifade edilir ha le gelmiş olan 'dünya tasarımı'dır.4 imparatorluk Türkiye'sinden Cumhuri yet Türkiye'sine geçilen süreçler içinde Türkiye'de, hem Türkiye'de yaşayan nü fusların oluşturduğu kültürel kompozis yonda, hem (ontolojik aksiyomlar) de ğerler, kadrolar, kuralların oluşturduğu 'devlet', insanların anlamlandırma tasa rımlarındaki yeri, rolü ve s tatüsünde, kı rılmalar oldu. 'Kırılma' hem devamlılıkla rı hem de değişmeleri etkiledi. Eskinin devamı gibi görünenler de, eskinin değiş mesi gibi görünenler de, eski bütünlüğü kırılmış parçaların yeni eklemleşme sü reçleriyle ilişkiliydi. B1R1NCI KIRILMA: TÜRKIYE'DE YAŞAYAN NÜFUSLARIN ETNiK-KÜLTÜREL KOMPOZiSYONUNDAKi KIRILMA
Bir kırılma ekseni, Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında Türkiye'deki nüfusun bu sava şın arifesine kadar devam eden yüzlerce yıllık din ve etnik çoklu yapısının param parça olmasıdır. 1 9 1 4'te Türkiye'nin bu günkü sınırları i çinde yaşamakta olan 16.3 milyonun 1 . 6 milyonu Rum Orto doks Hıristiyan, 1 .2 milyonu Ermeni Hı ristiyan'dı.5 Sünni ya da Alevi Müslüman olmayan başka nüfuslar da vardı, Yahudi ler, Yezidiler, Süryaniler gibi. Rum ve Er meni Hıristiyanların önemli bir kısmının anadili Türkçeleşmişti. Rumlar, Ermeni ler, Müslümanlar arasında, birçok yerde, aşağı yukarı tek ayırt edici fark dindi.
Rumlar ve Ernıeniler daha çoh şehirlerde yaşaınahta ve tarım dışı selıtôrlerde çalış maktaydılar. [. . . ) 1 9 1 2 yılında, impara torlukta iç ticaretle uğraşılan 1 8,000 iş yerinin% 1 5'i Türhlere, % 49'u Rumlara, % 23'ü Ernıeııilere ve% 1 9'u Levantenler, diğer gayrimüslimler ve diğer M üslü manlara aitti. [ . . . ] Doktor, nıülıeııdis, muhasebeci gibi 5300 serbest meslelı sa lıibiııin% 1 4'ü Türk,% 44'ü Rum,% 22'.