Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati I [1, 1 ed.]
 9789944252782, 9789944252799

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

Andreas Tietze (1914 2003) -

··�

Jt,

1

TÜBA



TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ

TARİHİ VE ETİMOLOJİK TÜRKİYE TÜRKÇESİ LUGATİ

ANDREAS TIETZE

Birinci Cilt

A-B

Tarihi ve Etimolojik Tlirkiye Türkçesi Lugati ©Türkiye Bilimler Akademisi, 2016 Türkiye Bilimler Akademisi Piyade Sokak No 27, 06690 Çankaya - Ankara Tel: 0312 442 29 03 www.tuba.gov.tr

Bu eserin tüm yayın hakları saklıdır. TÜBA'nın yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla kopyalanamaz, çoğaltılamaz. ISBN: 978-9944-252-78-2 (tk.) ISBN: 978-9944-252-79-9 (1. cilt) Proje YOneticisi Ahmet Cevat Acar TÜBA Başkanı Editör Semih Tezcan İletişim ve Koordinasyon Aynur Odabaş Dizgi Sena Dogan Ece Yavuz Grafik Tasarım Ece Yavuz Birinci Baskı

1100 adet Baskı Yeri, Tarihi Ses Reklam Matbaacılık, ANKARA Aralık 2016

TARİHİ VE ETİMOLOJİK TÜRKİYE TÜRKÇESİ LUGATİ

Birinci Cilt

A-B

ANDREAS TIETZE

TÜBA Yayını Editörü: Semih Tezcan

TüRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ

Ankara 2016

Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati'nin 2002 yılında yapılan, A-E harflerini içine alan birinci cildinin hazırlanmasında yardım edenler: Helga ANETSHOFER, Koliadis ANTONİOS, Sena DoGAN, Can ETKER, İnanç FEIGL, Diana KARABİNOVA, Hakan T. KARATEKE, Şule PFEIFFER-TAş, Walter PoscH, Walter SCHEITHAUER, Ben TIETZE, Kerstin ToMENENDAL, Sevim YILMAZ-ÖNDER

2002 yılında yayınlanan, A-E harflerini içine alan birinci cildin hazırlanmasında kendilerine yöneltilen sorulara cevap vererek katkıda bulunanlar: Prof. Dr. Marcel ERDAL, Dr. Ingeborg HAUENSCHILD, Prof. Dr. Christos TziTZİLis

TÜBA Yayını Editörü: Prof. Dr. Semih TEZCAN TÜBA Yayını Editör Yardımcıları: Doç. Dr. Helga ANETSHOFER, Prof. Dr. Nurettin DEMİR, Dr. Sena DoGAN, Dr. Meriç KURTULUŞ, Rubabe TAGHİZADEZONUZ M. A., Prof. Dr. Şule PFEIFFER-TAŞ Doç. Dr. Nuran TEZCAN, Prof. Dr. Emine YILMAZ, Doç. Dr. Sevim YILMAZ-ÖNDER

TIETZE ailesi, Andreas TIETZE'nin bu anıt eserinin bir TÜBA projesi olarak yayınlanmasını sağlayan TÜBA başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat AcAR'a, elde bulunan malzemenin işlenmesindeki enerjik ve profesyonel çabalarından dolayı Prof. Dr. Semih TEZCAN'a ve kendisini destekleyen eşi Doç. Dr. Nuran TEZCAN'a teşekkür eder.

TüRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ

,..

�;..:;.

Je: :"1 '"11.

�/:,

İÇİNDEKİLER

Ön Söz

..

........................ . ..................................................................................................................................

Editörün On Sözü .

.. ..

... ...........

.

AndreasTietze'nin Hayatı

.

. .

.

.......... ................................................ .. .............................................. .

. .

.

....................................................... .... ................................................. ...

11 13 21

Andreas Tietze'nin Yayınları............................................................................................................ 24 Ön İzahat

. . ...

.................................... . .

.. .. ..

.............

.

.

.

..

.................. ........................................... . .....................

35

Türkiye Türkçesinin Söz Varlığı..................................................................................................... 37 Hurufat........................................................................................................................................................... 65 Transk ripsiyon (Yazı Çevrimi) İşaretleri.................................................................................. 66 Toplu Bakış Maddelerinin Listesi . ... .. . .. . . . . . .. .

Genel Kısaltmalar. Bibliyografya

..

. . .... ....

..

... . . .

70

. . ............ ......................................................................

115

. ... .... .. . ................. . ... .. ............

. . .... . . . ... .. . .

................ . .

.. . .

. .. . .................

. .

.

..

............................. . ..............................................................................................................

Bibliyografik Kısaltmalar .. .

. . .. ..

.......... .. ..

.

... ... . . .

.............

.

... ....... ..

. . . ........

.

.

. ........

......... .

118

. ...... .. 193

............ .

.

.

Lugat A ...... . . .. . .. . . . ...

B

.... . .

.. .

.. .

. . .. ...............

.

.

.. .

. ............................... ........ ..........................

.

.. . 197

... .................. ....................

.. .

..........................................................................................................................................................................

533

..

. ..

Ö N SÖ Z Tü rkiye B i l imler Akademisi (TÜ BA), Avusturya l ı ü n l ü Tü rko log TÜBA Şeref üyesi Prof. Dr. And reas Tietze' n i n Ta ri hi ve Eti moloj i k Türkiye Tü rkçesi Luga­ t i ' n i (TETTL) ta ma mlayıp yayı n lamayı amaçlayan projesi kapsa m ı nda ese­ ri n i l k dört c i l d i n i yayınlamakla Tü rk bilim ve kü ltür hayatında iz bırakaca k önemli bir ad ı m atmış b u l u n u yo r. Tü rkiye Türkçesi i ç i n 14. yüzy ı l d a n günü­ m üze kadar geçen 700 y ı l l ı k sürenin tamamında yazı lmış eserle rden seçme veri lere daya n a n bir tarihsel sözl ü k ve böylesine geniş ka psa m l ı bir sözlükte yer a l a n kel i melerin köke n i n i ortaya koya n bir kökenbilgisi sözlüğü, içinde b u l u nduğ u m uz 2 1 . yüzyılın başına kada r hazırl a n m ı ş değ i l d i . İ ki n c i Dün­ ya Savaşı sırasında Tü rkiye'ye sığ ı n ı p İsta nbul Ü n iversites i ' nde uzun yı llar ( 1 93 7-1965) ç a l ışmış, Tü rk eğitim ve kültür hayatına çeşitli ves i leler ve pek çok h izmetlerle katkıda bulunmuş ola n Avusturyalı bilim i nsa n ı And reas Tiet­ ze' n i n bir ömür boyu çal ışara k toplad ı ğ ı ma lzeme, kendisi hayattayken 2002 y ı l ı nd a Avusturya B i l i mler Akademisi tarafından Tü rkçe olara k yayı n l a nmaya başla mışt ı . 1 Eseri n, Tietze Hoca tarafı ndan hazırl ı kla rı i lerleti lmiş d u rumda olan i kinci cildi i se kendisi n i n vefatın d a n ancak 6 yıl sonra asistan ve öğren­ c i leri tarafından baskıya veri lebilmiş, bu cilt doğrud a n doğruya Avusturya B i l i mler Akademisi yayınları a rasında ç ı kmıştır. 2 Akademi başka n l ı ğ ı görevi n i üstl e n d i kten sonra başlatı lan görüşmeleri ta­ kiben 2015 yılı yazı nda TÜBA ile Tietze a i lesi a rasında ve i l k iki c i l d i n hazır­ l a n ı p yay ı n l a n masına mail destek sağ lamış olan Avusturya B i l i m l e r Akade­ m isi a rasında a n laşmaya va rı l a ra k TETTL' i n bütün yayın hakları n ı n TÜBA'ya devri kon usunda sözleşmeler imza l a n m ıştır. Bu işbirl iği ve devir i ç i n Tietze H oca ' n ı n saygıdeğer eşi Süheyla Tietze Hanı mefendiye, kızı Fi liz hanımın şahsında çocu klarına ve Avustu rya B i l i m ler Akademisi Başka n ı sayın Prof. D r. Anton Zeilinger i l e başka n yardı mcısı Doç. Dr. Michael Alra m 'a i çten te­ şekkü rleri mizi s u n uyoru m . B u a rada TETTL projesine o l a n i l g i v e destekleri i ç i n Kıbrıs Üniversitesi (Gü­ ney Kıbrıs) Tü rko loj i Bölümüne ve Bölüm başka n ı Prof. Dr. M a rtin Strohmeier i l e Leventis Vakfı yönetici leri i le Andreas Tietze'nin yetiştird i ğ i son ö ğ renci le­ rinden Dr. Sena Doga n ve Prof. Dr. Ş ule Pfeiffer-Taş'a da teşekkür ediyoru m . 2 0 1 5 Yılı güzünde eseri n Tietze Hoca'dan i ntikal eden v e a i lesi ta rafından TÜ BA'ya veri len özg ü n metin, taslak, fiş ve malzemelere bağlı ka l ı n a ra k ta­ m a m l a nması ve yayınlanmasını a maçlayan "TÜBA-TETTL Projesi" başlatı l­ m ıştır. Proje ka psa m ı nda, Prof. Dr. Semih Tezca n ' ı n yürütücülüğüyle, sözlü­ ğ ü n daha önce i ki cilt hali nde yayı n l a n a n kısı mlarını da içeren A-L h a rflerin i kapsayan kısmı, 2016 yılında ta m a m l a n m ıştır. ' Andrea5 Tietze, Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati. Sprachgeschichtliches und etymo­ logisches Wörterbuch des Türkei-Türkischen. Cilt 1 A-E. Ö5terreichi5che Akademie der Wi5sen5chaften. Simurg Yayınevi. l5tanbul- Wien 2002. 763 5. 2 Andrea5 Tietze, Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati. Sprachgeschichtliches und etymo­ logisches Wörterbuch des Türkei-Türkischen. Cilt 2 F-J. Ö5terreichische Akademie der Wis5ensc­ haften. Verlag der Ö5terreichi5chen Akademie der Wi55en5chaften. Wien 2009. 440 5. 11

TÜBA yayı n ı nda; TETTL'n i n i l k baskıda tek ci ltte yayınlanmış olan A-E kısm ı , çok haci m l i olması neden iyle A-B ve C-E harfleri n i kapsayacak biçimde i ki c i lde ayrı l m ıştır. Üçüncü cilt F-J harfleri n i , dördüncü cilt ise K-L harfleri n i kapsamaktad ı r. Eserin geri kalan kısmı, eldeki taslak v e malzemelere daya l ı o la ra k ta m a m l a n ı p yayınlanacaktır. Çeşitl i b a k ı ş açılarına göre düzenlene­ cek dizinler de ayrı bir c i lt o l a ra k yayınl a na c a ktır. Eseri n beşinci c iltten son cilde kada r olan kısmını m ü m kü n olan en kısa sürede ta mamlayıp yayı n l a n­ m ayı hedefl iyoruz. TÜBA olara k, bu önemli p rojeyle o rtada ka lma ve kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olan önemli bir biri k i m ve eseri Tü rk kü ltürüne ve Tü rkoloj i alanına kaza ndırmakl a önemli bir u l u sal görevi yerine g etirmenin onurunu yaşıyo­ ruz. B ize b u o n u ru yaşata n saygıdeğer Tietze a i lesine, Avusturya Bilimler Akademisi ' ne, Prof. Dr. Semih Tezcan ve ekibi ile TETTL projesine katkı ve destek sağlayan tüm paydaşlarım ıza teşekkür ed iyoru m .

Prof. Dr. Ah met Cevat Aca r TÜ BA Başka n ı Ankara, Ara l ı k 2 0 1 6

EDİTÖ RÜ N Ö N SÖ ZÜ Ü n i versitede öğrenci lik y ı l l a rında birçok değerl i , ta n ı n m ı ş hoca d a n öğrenim görd ü m : Saadet Çagatay (Türkoloj i , Ankara), Sed it Yü ksel (Osman i stik, Anka­ ra ) , Laszl6 Rasonyi (Türkoloji ve Onomastik, An kara ) , An nemarie von Gaba i n (Türkoloj i , Uyguroloj i , Hamburg), Gerhard Doerfer (Türko loj i , Altayistik, Göt­ tingen), Wa lter Hinz (İra n i stik, Göttingen), Wolfgang P. Schmidt ( Genel d i l ­ b i l i m v e İ ndogerman istik, Göttingen ) , Erh a rd Schlesier ( Etnoloj i , Göttingen ) . Ad ı n ı kita pl arında n , maka leleri nden öğrendiğim, kendisi ni görmediğ i m , d ersleri n i d i n leyemed iğim bir hocayı, And reas Tietze'yi h e p mera k etmişti m . Ç ü n kü Tietze öze l l i kle, Henry ve Re nee Ka hane i le b i rlikte yayı nlad ı ğ ı Lingua Franca in the Levant başl ıklı, müke m mel a nsikl oped i k ve tarihsel sözlükle1 beni sanki büyülem işti . Kendisiyle ancak 1968'de Berl i n 'de top l a n a n 11. Sü­ rekli Altayi sti k Kongresinde ( Perman ent l nternational Alta istic Conference, PIAC) ta nışabildim. O tari hte başlay a n b i l i msel haberleşmemiz vefatına de­ ğ i n sürd ü . Ders lerine devam etmek fırsatı bula mad ıysam da Berl i n 'de, Vi­ y a n a 'da B a m berg'de ve başka Tü rkoloj i merkezleri nde verd iğ i konferansları d i n le mek mutl u l uğ u na eriştim. Kend isiyle ta n ıştıktan sonra onun ya n ı nda öğrenim g örmemiş olma n ı n esas l ı b i r eksi k l i k o l d u ğ u n u daha da iyi a n la d ı m v e h issetti m . Bütü n yayınla rı n ı o kuyarak bu eksikl iğimi bir dereceye kad a r g idermeye çaba gösterd i m . Şim­ d i Tietze a i l esi n i n ve Tü rkiye B i l i mler Akademisi'nin verdiği görevle onun anıt eseri n i n editörlüğünü yapa rken ken d i m i onun bir öğrencisi, bir y a rd ımcısı yeri n e koya bilmiş olduğum için mutluyum. Tietze Hoca, bu a n ıt eser için malzeme top lamaya 1937 yıl ında sığ ı ndığı Tü r­ kiye'ye gel meden çok önce, daha Viyana'daki öğrenc i l i k yıllarında başlamış o l sa gerek. Sözl ü k fişleri n i gözden geçiri rken onun İsta n bul Üniversitesi nde g ö revli olduğu süre içerisinde de pek çok notla r a l m ı ş olduğunu görd ü m. Ya l ­ n ı z eşi Sü h eyla Hanımefendiden v e İsta n b u l çevresindeki a rkadaşlarında n d eğ i l , Anadolu seya hatleri sırası nda ta n ıştığ ı kişi lerden, bindiği taksi ve dol­ muşların şoförlerinden, ev işleri yard ı mcılarından bile, kend isi n i n daha önce hiç duym a d ı ğ ı , sözlüklere de g i rmemiş kel i me, deyim ve ku l l a n ı m biçimleri n i derlemiş o l d u ğ u b u fişlerle belgelen i yor. Fiş leri nde kaynak kişi leri n adları n ı , doğum yerleri n i , meslekleri n i d e kaydetm iş. Tietze Hoca'nın fişleri Tü rkiye d i l tari h i n i n senetleri, ma kbuzlarıdır b i r bakıma. B u n ların sözlük h a l i nde ya­ y ı n l a nması h avada kaybolup g itmiş ses titreşi mleri n i n tek tek to planması derecesinde önemlidir. Son noktası yazarı ta rafı ndan konulmamış her eserde olduğu g i b i el bette Ta­ rihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati 'nde (TETTL) de editörü n ve okuyu­ c u l a rı n karşı karşıya ka ldıkl a rı bazı sorunlar vardır. Sözlüğü ku l l a n m aya yen i başlayan b i r okuyucu, uzunca bir m addeyi okumaya giriştiğ inde, kendisini değişik dönem metinlerinden a ktarı l m ış metin parçacıkları a rasına düşmüş b u l acak, belki de bunalacaktır. Bu meti n parçac ı klarının (yani a l ı ntıla nan ta­ n ı k c ü mleleri n ) her birinde yazım ( i m l a ) fa rkl ı l ıkları n ı n görül mesi, o kuyucu­ d a , gerektiği g i b i d üzeltisi ya p ı l mamış bir kita pla karşı karşıya b u l unduğu sanısını yarata b i l i r. Oysa böyle değ i l d i r. TETTL defa l a rca okunmuş, d üzelti l1

Henry ve Renee Kahane - Andreas T ietze, T he Lingua Franca i n the Levant. Turkish Nautica/ Terms of ltalian and Greek Origin. Urbana 1958. 13

miştir. ( E lbette, ne kadar u ğ raşıl ı rsa uğraşı lsın, d izgi vb. yan lışları ka lmış ola­ bilir, büsbütün ya n l ışsız yayı n bulmak güçtür. Di kkatl i gözler bu yayında da d izgi ya n l ı şları bulacaktır. Okuyucular bunları bildiri rlerse ileride ya pılacak yeni baskı lar için yardım sağ lamış olurlar. ) Ya n l ı ş ka n ıya yol açabi lecek olan şey, değişik dönem meti n leri n i n , yazı m birl i ğ i n e gitmekten özel l i kle sakınıla­ rak a rka arkaya sıralanmış olmasıd ı r. Eğer yazı mda birlik sağlama amacı g ü­ d ü l müş olsaydı, örneğin değişik dönemlerde doğru sayılmış olan elife, eliyle, eli ile veya oynıyan, oynuyan, oynayan tek bir biçimde birl eşti ri lecek, bunun sonucu olara k d a orijinal yazı m koru nma mış olacaktı. Şi mdi eserde, hangi d önemlere ait n e gibi metin le ri n yer a ldığ ı n ı gözden geçire l i m : TETTL MADDELER İ N DE B İ R ARAYA GETİ R İ LEN MALZEME ı.

14-15. yüzyı llarda ka leme a l ı nm ış, bazı ları n ı n çekimlemesi daha sonra ki d önemlerde ya pıl mış Eski Osmanlı Tü rkçesi ( EOsm . ) metin ler: ( B u d önemin d i l i i ç i n Eski Osmanlıca , Eski Anadolu Tü rkçesi, Eski Ana­ dolu ve Rumeli Türkçesi, Eski Tü rkiye Tü rkçesi adlandırmaları da ku llanılmaktadır). Bu metinler TETTL'de Tu rkiye 'de kul lanılmakta olan tam bilimse l tra nskri psiyon (yazı çevri m i ) ile veri lm iştir (tek fark, t için Turkçe keli melerde Q ku llanı l m ış olması d ı r. ) Fakat burada yine de önemli birkaç sorun bulunmaktad ı r. Tietze Hoc a ' n ı n bu dönem için en sık a lıntı­ ladığı m etin, Ferec ba'd eş-şidde 'nin 1451 yılında isti nsah edilmiş olan Budapeşte n üshasıd ır. B u n üshadaki i m la özell ikleri n i Tietze Hoca çok fazla cidd iye a l mıştır. Ş öyle: B u nüsha d a , tarihsel fonoloji b a k ı m ı n d a n /ç/ fonemi için yazıda çim harfin i n ( �) beklendiği pek çok yerde cim ha rfi (r.) bulunmaktadır, çim harfi bütün metin boyunca az ku llanılm ıştı r. Tietze H oca tra n skripsiyon (yazı çevrimi) yapa rken (sanki tra nsl iterasyon ( h a rf çevri m i ) yapıyormuş gibi) meti nde cim harfi ((.} bulun uyorsa c; çim harfi ( �)bulunuyorsa ç kul l a n mıştır, yani tari hsel fonolojiye uygun ol maya n, metne tam a nla mıyla sad ı k ka lan bir tutu mla davranmıştır. Yine bu metinde uzun i fonemi /il hemen her yerde, /ı/ fonemi i se bazen iy veya ıy okunacak biçimde esre ve sükCın ile harekelenm iştir. Tietze H oca da b u n l a rı transkripsiyonda (transl iterasyon (harf çevri m i ) yapar­ cası na) iy ve ıy olara k g östermiştir.2 Ferec ba'd eş-şidde n i n başka bir öze l l i ğ i ( bu özel liğe a rada bir öteki EOsm . metinlerde de rastlanır) ünlü ile biten kel ime lerden ve üçüncü kişi iye l i k eki a l mış olan keli melerd e n sonra bel i rtme durumu eki n i n ( akuzatif) yazıda hemze i l e gösteril mesidir. Aslında sadece b i r i m l a özel­ liği olan bu yazı l ış d a Tietze Hoca ta rafı ndan örn. kaiiyyei biçiminde tra nskripsiyona yansıtılmıştır. Bunun yeri ne kaiiyyeyi yazılması şüphe­ siz EO ( EOsm) telaffuza daha uygun d üşerd i . '

Okuyucu, Ferec ba'd eş-şidde metn i n i n bu özelliklerini v e Tietze H o 2

György Hazai, Andreas Tietze. Ferec ba'd eş-şidde (Ein frühosmanisches Geschichtenbuch), 1. Band, Text, Klaus Schwarz Verlag, Berlin, 2006. Andreas Tietze'nin vefatından 7 yıl sonra, birlikte yayına hazırladıkları Ferec ba'd eş-şidde metnini bastıran aziz dost György Hazai (1932-2016), kendisiyle bu konuda yaptığımız uzun görüşmelerden sonra Ferec metnindeki iy ve ıy'ları f ve (yerine göre) ı olarak değiştirmeyi ka­ bul etmiş, fakat cfmleri c olarak bırakmış, gerektiğinde çim ile transkripsiyon yapmamıştır. Bu yüzden yayınlanmış Ferec metninde 1.584 kere ç, fakat 12.580 kere c bulunur. Öte yandan yine yayınlanmış Ferec metninde 8.763 kere f, 32.889 kere ı ve sadece 1533 kere iy geçmektedir (bu sonuncular ziya vb. kelimeler, yani iy transkripsiyonun haklı ve gerekli olduğu yerlerdir).

14

ca' n ı n tra nskri psiyon (yazı çevri m i ) tutu munu sürekli olara k hatrında tutm a l ı d ı r. 2.

Orta Osmanlı Tü rkçesi, 16-18 yüzyıllar: tam b i l i msel tra n skripsiyon (yazı çevri m i ) . Bu metinler TETTL'de Tti rkiye'de ku l l a n ı l m a kta olan ta m bili msel tra nskripsiyon (yazı çevri m i ) ile veri l m iştir, (tek fark, t için Türk­ çe kel i melerde çJ ku l l a n ı l m ış o l masıdır. )

3.

Yen i Osma nlı Türkçesi 1 9 . yüzyı l -1928: tam bili m sel tra n skripsiyon (yazı çevrimi), ancak dönem i n telaffuz özellikleri göz önü nde bulundu­ ru lmuştu r. Örneğin alub (..,..�T) yazılmış olsa da bu alıp o kun muş, içün k.ı.9--?1 ) kel i mesi için olara k transkri psiyona (yazı çevri m i ) geçiri l miş, ayrı­ ca iki ü n l ü a rasınd a ki g ve k h arf leri 19. yüzyıl başından itibare n ise ğ ile gösteri l mi ştir. (degil > değil g ibi). Öte ya ndan Tietze Hoca, uyguladığı transkripsiyonda (yazı çevrimi). Ara p h a rfleriyle yazı l ışa Tti rkiye'de uy­ gulanan tra nskripsiyona ( yazı çevri m i ) göre d a ha sıkı bağ l ı ka l m ıştır. Ö r­ neğ i n Tti rkiye'de tra n k ripsiyonu söylüyor olara k y a p ı l a n kel i m e Tietze Hoca ' n ı n tra nskripsiyo n u nda söyleyor biçiminde görü l ü r.

4.

Vartan Paşa, Akabi Hikyayesi: 1851 'de Ermeni h a rfl eriyle yayı nlan­ mış olan bu ilk Tti rkçe rom a n ı n metni kendisine özg ü yazı m ı değ işti­ rilmeksizin Tti rk alfabesine a ktarı l m ıştır. Bu eserden yapılan a l ı ntılarda rastla n a n oldu�lerinden, piaza kuş/eri, deyub ayağe �al�dı gibi biçim lerde d izg i ya nlışı a ra n mamalıdır. Bunlar orij i n a l meti nden yapılmış a kta rma l a rdır.

5.

Evangelinos Misailidis, Seyreyle Dünyayı (Temaşa-i Dünya ve Cefakar-u Cefakeş}, 187 1/7 2 'de Yu nan harfleriyle yayınlanmış olan bu Tti rkçe roman da Tti rk alfa besine a kta rı lmıştır. Bu metn i n de kendisi ne özg ü yazı m ı ve söz varl ı ğ ı va rdır, bunlar değ i ştirilmeden koru n muştu r. Örneğ i n : mecbur olmağ ile; o kadar hoşuna geldi ki; bana ala­ ka etmiş olup; beni almaklığa niyet ederek; kendi söylediğine kendi kahkaha çekip vb. biç imler yanlış sanılmamalıdır. B u n l a r eseri n orijinal inde de böyled i r, sadece Tti rk a lfa besine a ktarılmıştır.

6.

1928-1950: Yeni Tü rk a lfabesine geçiş dönemi metin leri. Orij i n a l imlaya tam ola ra k sad ı k ka l ı n a rak a ktarı l mıştır. örneğ i n b u g ü n ayrı ya­ zılan ve d a i ma d- ile başlatı l a n kel i me (da/de), bu dönemin i l k yıl lları n­ da çoğu za m a n ayrı yazıl ıyor, fakat sıklıkla t- ile başlatı l ı yord u (ta/te) . Bugün söyleyeceğimiz diye yazdığımız biçim, o dönemde söy/üyeceğim veya söyliyeceğim biçimi nde yazı l m a ktayd ı . Uzatma işareti (''' ) pekçok kelimede ve çeşitli a maçlarla kul l a n ı l m a ktayd ı .

7.

1928-1950 a rasında yapılmış v e yayınlanmış ağız derlemeleri . TETTL'de bu g i b i meti nlerden de örnek cümleler ta n ı k o l a ra k ku lla nıl­ mıştır. B u n l a rı n bazı larında o dönemde yürürlükte o l a n yazı m ku ralla­ rına uyg u nluğa hiç önem veri l memiş ( Rasanen). baz ı l a rında ise foneti k tra nskripsiyon (yazı çevri m i ) işaretleri ku llanıldığı halde m ü m kün old u­ ğunca yazım kura l l a rı d a gözetilmiştir (Caferoğlu, Aksoy, Anadilden Der­ lemeler; Söz Derleme Dergisi).

8.

1950-1970 dönemi metin leri : Yen i Tti rk a lfabesi ile yeni i m lanın ge­ nelde bir birliğe yöneld i ğ i , yerleşi kleştiği dönem. Bu dönemde söyle­ yeceğimiz, söyliyeceğimiz vb. hala karışıktır, fakat d a/de artık hep ayrı yazı l ı r ve her zaman d- ile başlatı l ı r, uzatma işaretinde ( ) kararsızl ı k vard ı r, bazen ku l l a n ı l ı r, bazen bırakılır. İ m l a yazard a n yazara biraz farkl ı olabilmekted ir. A.

15

9.

1970-1980 dönemi metin leri : Genelde T D K y a z ı m ku ra l ları n ı n g eçerl i olduğu dönem. Bu dönemde ders kita bı yaza rla rı ile bazı g azeteci ler ve edebiyatçılar TDK kurallarına aya k uydurmaya çaba gösterirken ki m i g azeteci v e yazarlar TDK yazım kura l l a rına uymamışlard ı r.

10. 1970-1980 a rasında yapılmış ve yayı nlanmış ağız derlemeleri : TETTL'e böyle metinlerden de veri ler a l ı n m ı ştır. Bunlarda o dönemi n araştırmacıları, kend ilerini mümkün olduğunca yazım kura l larına uy­ maya mecbur hissetm i şlerdir (T. Günay, U. G ü nay, Seyidoğ lu, Derleme Sözlüğü) 1 1 . 1980 sonrası metinleri . Bu dönemde bir kısım yazarlar ve gazeteciler eski TDK yazım ku ral larına uyg un yazmayı sürd ü rmüşler, bazı g azeteci ve yaza rlar ise TDK tarafı ndan getirilen yeni kura l ları uygu lamaya çalış­ mışlard ı r. S ı kça değ iştirilen kura l lar tutarsızlıklara yol açmıştır. İşte TETTL'yi kullanan okuyucunun yuka rıda sıra l a n a n birbirinden bazen az, bazen ise çok farkla ayrılan 11 türlü metin parçacığ ı ndan hepsin i veya b i r kıs m ı n ı sözlüğ ü n a y n ı maddesinde b i r a ra d a bulması mü mkündür. B u ve­ riler, madde içinde kronolojik sırayla birbiri n i izler. Ama bir maddede çe­ şitli anlamlara göre sıralama yapılmışsa, verilerin kronoloij ik sırası bozulur. Böyle bir d urumda örneğ i n Eski Osmanlı Tü rkçesi bir biçimin veri ld i ğ i örnek cü mleyi, bir d iya lekt metn i nden a l ı n mış bir cümle, ondan sonra da 2 0 . yüzy ı l edebiyatından bir cümle t a k i p edebilir. Veya bir yaza rın (örneğ i n H üseyi n Rah m i Gürpınar'ın, Halit Ziya Uşakligil'in) 1928'den önce yayınlan mış b i r eserinden y a p ı l a n a l ı ntı tra nskripsiyon (yazı çevri m i ) ile verilmişken, a y n ı yazarın 1928'den sonra bası lan b i r kitabından yapılan a l ı ntı sadece yen i Türk alfabesine çevrilmiş olara k bunu takip edeb i l i r. Okuyucu her a n , hang i dönemden bir veri ile karşı karşıya bulund u ğ u n u kısa ltmalara ve bibl iyograf­ yaya bakarak a n lamak zoru ndadır. DiL TUTU M U

Tietze Hoca, kendi döneminde yetişen çoğ u Avru p a l ı doğubilimci g i b i Os­ manlı Türkçesine içtenlikle tutku n bir bilim insanıyd ı . Bu bilim insa n l a rı , bü­ tün i ncelikleriyle öğrenmek çabasında old ukları d i l i n 1932'den sonra çok kısa bir süre içerisinde büyük değişikliklere uğrayışı karşısında belki şaşkın­ lık ve bir şok yaşa mışlar, kendi leri için deri n bir a n l a m ı olmayan, bu yüzden de fazlaca önemli bulmadıkl arı dil devri m i n i bir tü rlü ka bul lenememişlerd i . Bunun yan ısıra Tü rk d i l devri m i n i , o sıralard a Almanya'da Nazilerin yü rüttü­ ğ ü ı rkçı dil politikalarına benzetmiş, bu yüzden bu devrime pek soğ uk bak­ mış olabili rler. Esasen fi lolog ve tarihçi olara k uğraştıkları meti n ler de bu bilim insan ları n ı daha çok Osmanl ıca metin lere çekmekteyd i . Hele Tietze Hoca, Gelibol u lu Ali g i bi Türkçeyi e n koyu, en suntu rl u Osma nl ıcayla yazmış bir yaza rı keşfed i p onun eserleri n i yayı nlama çabasına gi riştikten sonra onun "sadeleştiri lmiş " , "öztürkçeleştiri l m iş " metinleri beğenmesi herhalde m ü mkün değ i l d i . Buna karşın hayatı n ı n son g ü n lerine değ in çağdaş TLi rk edebiyatı n ı izlemiş, 200 1 , 2002 yıllarında ç ı ka n kitapları b i le getirtip okumuş v e taramış olması kendi­ sine karşı h ayra n l ı ğ ımızı a rtırmaktad ır. TETTL'de Hoca yen i kel i melere ( n e­ logismus), ya n i TLi rk d i l devri m i sı rasında öneri l m i ş ve tutu nmuş kel imelere a rada bir yer vermekte, çoğu kere niçin yer verd i ğ i n i de kısaca bel i rtmekte­ dir ( bkz. ö rneğ i n bağıntı).

16

Onun d i l devri m i hakkında bir kısmı haklı ve doğ ru olan eleşti ri leri başka bir konu olduğ u için burada bunlar üzeri nde daha geniş du rmayacağız. Okuyu­ cu onun d i l tutu munu TETIL'i ku llanı rken görecek, a rada bir okudukları n ı a n lamakta güçl ü k de çekecektir. Ben ed itör olarak genelde Hoca ' n ı n d i l i n i sadeleşt i rmek g i b i bir tutumu benimsemed i m , a ncak kimi yerde, eğer a ğ ı r Osma n lıca a n la m a g ü ç l ü ğ ü yaratıyorsa kend i s i n i n ana i l kelerine ters düşme­ yecek biçimde- küçük müdahalelerden de kaçı nmadım. Tu rkçeyi son derece iyi bilen Tietze H oca bu eseri n i kendisi Tu rkçe olara k kaleme a l m ıştır. Anad i l i TU rkçe o l mayan herkesi n yapa bileceğ i p e k küçü k ya n l ışları , bel i rtmeye ge­ rek görmeden düzeltmekle bir kusur işlemed i ğ i m i umuyoru m . TAN I M LAR TETIL tek d i l l i bir genel sözl ü k o l madığı i ç i n burada pek çok mad dede "ta­ n ı m l a r " pek önemli değ i l d i r, çoğ u yerde h a n g i kel i m e n i n kasted ildiğinin a n laşılması yete rl idir. B u yüzden " b. m . " ( bug ü n kü manada), " m a l u m hay­ va n", " m a l u m meyve" g i bi açıklamalar yeterl idir. Kimi yerde ta n ı m ların pek isa bet l i ya p ı l d ı ğ ı söylenemez, örneğ i n kabadayı için veri l miş o l a n " i ri yarı ve kuvvetl i biri, korkusuz ve iyi dövüşen ki m se" ta n ı m ı n ı n uyg u n olduğu söylenemez, ama hangi kel i m e n i n kasted i l d i ğ i çok iyi a n la ş ı l d ı ğ ı için bunun g i b i duru m l a rd a gene l l i kle h i ç müda h a l e ed i l medi veya çok küç ü k değ i­ şi k l ikler ya p ı l d ı . Kimi yerde ise Tu rkçeyi a na d i l olara k değ i l de sonrada n öğ renmiş o l a n Hoca'nın d i l ku l l a n ı mınd a ki hoş öze l l i kleri değiştirmeye el i m v a rmad ı . "Ana d i l i Tu rkçe o l a n birisi bura d a şöyle formüle ederd i , a m a o d a Tu rkçeyi çok iyi b i len birisi o l a ra k böyle demiş" d e y i p doku n m a d ı m . D İ LC İ L İ K TER İ M LER İ D a ha g ü ç b i r d u rum d i lc i l i k teri m leri nde kend i s i n i gösteri r: Tietze Hoca, ke n d is i n i e n iyi b i çi mde ifade ede bilmek i ç i n çeşitl i d i l lerden teri m leri ku l­ l a n makta n kaç ı n m a m ıştır: B u d i ller çeşitli dönem lere a it Tu rkçe n i n ya n ısıra en çok teri m ku l l a ndığı d i l sıra l amasına göre : Lati nce, Fra nsızca, İ n g i l izce ve nadire n Al m a n cadır. Bazen Osman l ıc a teri m ve yabancı d i lden teri m biri de ayraç i ç i n d e o l m a k üzere birl i kte ku l l a n ı l ı r: "reflexivum (dön üşkenlik) g e n işlemesi" g i b i . Avrupa d i l l e rinden a l ı n m ı ş bazı teri mleri a n l a m a kta okuyucu g ü ç l ü k çekme­ yecektir, ç ü n kü b u n lara yaba ncı d i l öğretim kita pl a rında da sıkça rastlamış ola b i l i r: teminin ( d işil, müen nes), mascu/in (eril, müzekker), abstracta (so­ yut adlar). concreta (somut isim) g i b i . Fa kat al/atif (üstüne hali), predica­ te intensifier (yüklem yoğ unlaştırma), augmetati vum, frequentati vum (sık sık tekra rl a m a ) , alliteratif ( a l iterasyon l u ) . iterativum (tekra rla m a ) , nomina agentis ( y a p a n i s i m leri, meslek sahibi i s i m leri) g i b i teri m ler, d i l b i l i m le i lgisi o l m ayan o kuyucu için mutl a ka büyük g ü ç l ü k ya rataca ktı r. Osma n l ı Turk­ çes i teri mler için de aynı d u rum söz ko nusudur: terkip ile bugün tamlama ded iğimiz b i ç i m lerin kasted i l d i ğ i kolayca a n l aş ı l a bilir, fa kat okuyucuları n bel ki yüzde doksan beşi mühmel i l e i l k kez TETIL'de karşılaşaca ktır. Bugün a rt ı k büsbütü n u n utulmuş olan mühmel'i Osmanlıca sözlüklerde bile Tietze Hoca'nın ku l l a n d ı ğ ı a n l a m l a b u l m a k kol a y değ i l d i r. TETI L'de sık ku l la n ılmış ola n bu Osm a n l ıc a teri m " a n l a msız uya k ke l i mesi" ( İ n g i l izcejingle) demek­ tir (örn. ev mev i k i lemes i n i n i kinci ögesi bir m ü h meldir).

17

B azen yaln ızca kelimeyi a n l a m a k da yeterl i olmaya b i l i r: Tietze Hoca ' n ı n b i rkaç kez ku l l a n d ı ğ ı m u a h h a r Lati nce "geç Latince, g e ç dönem Lati n cesi " a n l a m ı n a gelir. Fakat bu teri m ile kasted i l e n i n ne olduğunu b i l m e k gerekir. Eski Çağ'ın yazı d i l lerinden biri olan Lati nce, değişikli klere uğrayara k Orta Çağ ve Yen i Çağda da d i n ve bilim d i l i olara k ku l l a n ı l maya deva m edegel­ m iştir. Bu dilde yazılmış onbin lerce kitap ve belge vard ı r. Demek o l uyor ki, bu sözlükte s u n u lan bütü n bilgileri tam o l a ra k a n layacak biçimde ku l l a n m a k okuyucu için kolay olmayacaktı r. Okuyucu ke n d i s i n i iyi hazırl a m a l ı , a ra sıra başka sözl üklere ( d i l b i l i m terim leri sözl ü kleri, Alman­ ca, Fra nsızca, İ n g i l izce sözl ü kler vb.) ve a nsi kloped i lere de başvurm a l ı d ı r. Okuyuc u, bu eserden iyi yara rlanabi lmek i ç i n ne g i bi önbi l g i le re sa h i p ol­ ması gerektiğ i n i kavrarsa, şüphesiz bu ke ndi yara rı n a olacak, çok şey öğ­ ren ecektir. Eğer yeterli çabayı gösterirse, 2 0 . yüzy ı l ı n önde gelen bir b i l i m i n sa n ı n ı n kendisine s u n d u ğ u zen g i n l i kten yara rl a n a bilecektir. ÇAGATAYCA SORUNU Tietze Hoca, Osma n isti k'in ötesi ne geçen Tü rkoloj iyle pek fazla u ğ raşma­ mıştır. Kend isi de "Ön iza hat"ta " Kelimelerin eti moloj i lerinde Eski Tü rkçen i n ötesine gitmiyoruz," diyerek b u n u bel i rtm i ştir. Eski Tü rkçe i ç i n v e g e n e l Tü r­ koloj i soru n la rı i ç i n çoğu yerde Clauso n, Rasa nen ve Doerfer' i n eserlerine gönderme yapma kla yeti n i r. Böyle olmakla birlikte TETTL' n i n b i rçok mad­ desinde " B u kel i m e Osman l ıcaya Çağ ataycadan g i rmiştir", "Çağataycada n a l ıntıdır" a n la m ı n a gelen " < Çağ." beli rtkesi bulunur. Gerçekten Osma n l ı Tü rkçesinde b e l l i sayıda Çağatayca, d a h a doğ rusu "Doğu Tü rkçesi" a l ı ntı vard ı r. B u n ların hemen hepsi Doerfer ta rafı ndan bel irlen i p g österi l m iştir. Tietze Hoc a ' n ı n " < Çag ." ile işaretled i ğ i ke l i melerden bazı l a rı bu g ru ba da­ hildir. 3 Fakat birçoğu Doğu Türkçesinden Osma n l ıcaya geçmiş o l m a y ı p hem Osm a n lıcad a hem de Çağataycada bulunan kel i mel erdir. Okuyuc u n u n ya­ n ı l m a ması için ben bu gibi d u ru m larda küçük bir müdahalede b u l u n u p " < Çağ . " belirtkesi n i " < Çağ. !!" olarak değ işti rmeye cüret ett i m . AZE RBAYCAN TÜ RKÇES İ Eğer TETTL'ye a l ı n mış kel i meler, Eski Tü rkçede bulun makta i se bunlar için Gerard Cla uson' u n yayınladığ ından bu yana Tü rk fi loloj i s i n i n başta gelen m ü ra caat kita plarından biri olara k ku l l a n ı l m a kta olan sözlüğüne g ö nderme ya pılmıştır. 4 B u n u n yan ı nda eğer kelime Çağ ataycada bulunuyorsa b u d i lde­ ki biçimi d e g österi lmiştir. Geriye ka l a n Tü rk d i l lerinden sadece Azerbayca n Türkçesin i n söz varlığından kel i melere TETTL'de nispeten sıkça yer verilmiş­ tir. B unların çoğu Tü rkiye Türkçesi nin Doğu ve Kuzeydoğu ağızlarında benzer biçimde rastla n a n kel imelerdir. Tietze Hoca, Azerbaycan Tü rkçesini Tü rkiye Tü rkçes i n i n bir d iya lekti olara k görme eği l i m i nde o l masa da iki d i l i n b i rbirine olan yakınlığını söz konusu veri lerle göz önüne serm iş oluyor. Eğer Tietze Hoca , bu eserinde d i l coğrafyası sorunla rına daha geniş yer ayırabilmiş ol­ saydı, mutlaka Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu a ğ ızları ile Azerbayca n Türkçe­ sinin ve Azerbaycan Tü rkçesi a ğ ızları nın i l işkileri hakkında incelikli, değerli sonuçlar ortaya çıkabilird i . l

4

Gerhard Doerfer. Türkische und mongolische Elemente im Neupersischen. Unter besonderer Berücksichtigung alterer neupersischer Geschichtsquel/en, vor ailem der Mongo/en- und Timu­ ridenzeit. 4 Cilt. Wiesbaden, 1963-1975. Gerard Clauson. An Etymo/ogica/ Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish. Oxford, 1972

18

DİL CO G RAFYASI

TETTL'de ağız kel i meleri madde başı y a p ı l ı rken AD "Anadolu d iya lektleri" ile RD " Ru me l i diyale ktleri" birbi ri nden ayrı l m ış, fakat d i l coğ rafyası açı­ sından bundan öteye giden ayrımlar y a p ı l ma m ış, örn . bir a ğ ız kel i mesi n i n Tü rkiye ' n i n h a n g i coğrafi bölgesi nden (güneybatı, g ü n eydoğu , kuzey vb . ) veya h a n g i i l i nden ( M u ğ l a , Antalya, Antakya, Artvin vb . ) derlenmiş olduğu gösteri lmemiştir. Oysa b u n l a rı n gösteril mes i , özelli kle a l ı ntı kelimeler açı­ sından son derecede önemli olabilird i (örn . Tü rkçe-G ü rcüce, Tü rkçe-Ara pça, Tü rkçe-Kü rtçe, Tü rkçe-B u l g a rca i l işkileri i ç i n vb.). El bette birçok bakımdan bir i l k say ı l a b i lecek olan TETTL'de her şeyi bul mayı istemek gerçekçi ve in­ safl ı bir tutum o l maz. B u rada birkaç c ü mleyle o lsa bile dil coğ rafyasında n söz edişim, eleştiri olara k a n l aşılmamalı, bu c ü mleler, i leride ya pılacak ben­ zer çalışmalarda bu konuya daha fazla ağırlık veri lmesi için d i k kat uyandır­ mak a macı n ı taşıyor. =

=

SEYAHATN A M E ve TETTL Evl iya Çelebi ' n i n Tü rk edebiyatı n ı n yüza kı o l a n Seyahatname' si ne Tietze Ho­ c a ' n ı n büyük önem verd i ğ i bel l idir. Bazı maddelerde: "Bu kel i meyi başka yerde bulamadı m , fakat Evliya ' n ı n eseri nde bulunduğu i ç i n a l d ı m " , veya "Bu kel ime Tü rkiye Tü rkçesinde yoktur, ama Seyahatname'de olduğu için alın­ d ı " gibi notla r koymuştur. Anca k sözlükte Seyahatname' den pek fazla örnek a l ı n mış değ i ld i r. Bunun sebebi, herha lde Tietze Hoca ' n ı n TETTL'yi hazı rlad ı­ ğı dönemde Seyahatname' nin güven i l i r bir baskısı n ı n mevcut o l mamasıdır. E l inde sadece eski İsta n b u l baskısı vard ı .5 Eseri n İsta n b u l kütüphanelerinde bulunan yazmal arından da yararlanabilm iştir, ama kendisinin İsta n bul'da yaşad ığ ı y ı l l a rda mikrofi l m tem i n etmek oldukça za h metli ve pahalı bir işti . Fotokopi çektirmek ise a nca k seksen l i y ı l l a rı n orta larında mü m kü n olm uştur. Eski İsta n b u l baskısı güve n i l i r bir baskı değ i l d i . Sansü re ta bi tutul muş, bir­ çok yeri ç ı ka rılmış veya keyfi olarak değ işti ri lmişti . Anlaşıl mayan kel i meler atlanmış veya bunların yerine gelişig üzel başka kel imeler kon muştu. Tiet­ ze Hoc a ' n ı n Seyahatname'de n aldığı örneklerin önemlice bir kısmı, Robert Dankoff' u n 199l 'de yayı n ladığı An Evliya Çelebi Glossary'de n6 a ktarılmıştır. Düzenleyen i n sadece nadir kel i melere, d iya lekt kel imelerine ve yabancı d i l l i stelerine y e r verdiği G l ossary, o ilk baskısında yeterl i değ i l d i . R . Dankoff sonradan G lossary'i önemli ölçüde genişletti , ben de ( katkı larla) Tü rkçeye çevird i m . B u çev i rinin şimd iye kad ar (her defasında gözden geçi rilip daha da genişletilerek) üç baskısı yapıldı.7 Aslında Evliya Çelebi ' n i n , gelmiş geçmiş en büyük d i l u sta mızın on ciltl i k m uazza m eseri baştan sona tara n mada n ya pılan bütün ta rihi sözlük g i rişim­ leri eksikli ka lacaktır. Yine de Tietze Hoc a ' n ı n a n ıt eseri bu yolda geleceğe doğru uza nan sağ lam bir köprüdür ve bu eser için toplanmış malzeme mut­ l a ka son kel i mesi ne kad a r işlen i p yayı n l a n m a l ı d ı r. Gerek editör tarafından eklenen notla rd a -bunlar, her yerde ayraç içerisinde veri lmiş sonuna ( Editörü n n otu) bel i rtkesi koyularak Tietze Hoca 'nın yazdıks 6

Evliya Çelebi. Seyahatname.

10 Cilt, İstanbul 13 14(1898)-1938. Birkaç kelime için Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık baskısı V. cildi (İstanbul 2001) kullandığını görüyoruz. Robert Dankoff. An Evliya Çelebi Glossary. Unusual, Dialectal and Foreign Words in the Seyahat­ Name. Sources of Oriental Languages and Literatures 14. Turkish Sources Xll. Duxbury, Mass., 1991.

7

Robert Dankoff. Evliya Çelebi Seyahatnamesi Okuma Sözlüğü (EÇSOS). Katkılarla İngilizceden çeviren Semih Tezcan. (1. Baskı: TLirk Dilleri Araştırmaları Dizisi, lstanbul 2004); Yapı Kredi Yayın­ cılık baskıları: İstanbul 2008, 2013) 19

! a rından i l k ba kışta ayrı lması sağ l a n mıştır- gerekse b u n la rın d ışında göze i l i­ şecek olan bütün d izgi ve düzeltme vb. ya nlışları için tek soru m l u editördür. B u l u nacak bu tür yan lışlar için baştan özür di lemek de ed itörün görevidir. Başta TETTL'n i n i l k dört c i l d i n i n d izgi işlerini büyük sabır ve çalışma azmiyle, u çsuz bucaksız özveriyle başaran Dr. Sena Dogan (Viya na). ilk d üzeltileri olağanüstü di kkatle okuyan Doç. Sevi m Yıl maz-Önder ( İstanbul) olma k üze­ re bütün editör yard ı mcılarına eserin hazırlanmasındaki emekleri dolayısıyla teşekkü r ediyoru m . TÜBA Başkanı olara k göreve başladığından beri bütün b i l i m da lları n ı n yan ısı­ ra TLirkçeye hizmeti de ö n planda tuta n ve TETTL' n i n hazırlanı p yayı nla nması için sürekli teşviklerde b u l u n a n Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar'a, projeye sürekli ilgi gösteren TÜBA Başkan Ya rd ı mcısı Prof. D r. Ahmet Nuri Yu rd usev'e, bu p rojeyi onaylaya n TÜBA konseyine, Akademi n i n bütün çalışanları n a , özel l i k­ le E rtaş Akkoyun ve Ayn u r Odabaş'a Tietze a i lesi a d ı n a , editör ya rd ı mcıları adına, kend i adıma ve d ü nyadaki bütün TLi rkol og l a r adına teşekkü r ederi m . Prof. Dr. Sem i h Tezca n Ankara, Ara l ı k 2016

20

ANDREAS TIETZ E' N İ N HAYATl8 Andreas Adolph Tietze, 26 N isan 1914'te Viya na'da doğd u . Babası H a ns Ka ri Tietze (doğumund a ki adı H a ns Ka ri Ta ussig, doğ u m u 1880 Prag - ölümü N ew York 1954) ve an nesi E rica Fa nny Sophie Tietze-Con rat ( doğ umu Viya n a 1883 - ö l ü m ü N e w York 1958) Avusturya ' n ı n ta n ı nmış sanat tari hçi leriydi. 1 920-1932 y ı l l a rı arasında Viyana 19'daki Grinzing i l koku l u n a ve Viya n a 8 ' deki l i seye ( Pi a ristengymnasium) dev a m etti, 1932'de l iseden mezun old u . 1932-37 y ı l l a rı a rasında Viyana Ü n iversitesi'ne deva m ed i p tarih bölümün­ den mez u n o ld u . Alfons Dopsch'un y a n ında i ktisat tari h i , M a rt i n Win kler' i n y a n ı nda D o ğ u Avru pa tari h i , Kari Patsc h ' ı n yanı nda Balka n tari h i o kudu, e k o l a ra k N i ko l a i S . Trubecko i ' u n ya n ı nda S lav d i l b i l i mi, Herbert j a nsky v e daha başka hoca l a rı n ya nında Ortadoğu d i l leri öğ rend i . Üniversitedeyken Robert Anhegger i le ta n ıştı . 1935'te Tl.i rkiye'ye i l k seya hati n i yaptı . 1 9 3 5-36 y ı l l arında Viya na Üniversitesi , Doğ u Avru pa Ta ri h i e nstitüsünde a raştı rma a sista nı olara k bö l ü m kütü p h a n es i n i n kata log çalışmalarında gö­ rev a l d ı . 2 7 Ağ ustos - 24 Eyl ül 1 9 3 6 tari h leri arasında Robert Anhegger, An h eg ger' i n h ayat a rkadaşı Dr. Sura Gitla Lisie ve t ı p doktoru Erika H a n ı m ile Orta Ancı­ dolu'da seya hat etti. 1 9 Tem m u z 1937'de Viya na Ü n ivesitesinde tarih doktorası s ı n avını başa r­ d ı . (Yayı n l a n ma mış doktora çal ışmas ı : Die Stellungnahme der italienischen Wirtschaftstheoretiker des XVl l . }ahrhunderts zu den agrarischen Proble­ men). Doktora sı navı ndan sonra Tl.i rkiye'ye göç etti , İ sta n b u l ' a yerleşti. 5 Eylül - 3 Ekim 1937 tari h leri a rasında ikinci Anadolu seya hati n i Robert An­ hegger, Dr. Sura Gitla Lisie ve Dr. Erika i l e Batı ve Gü neybatı Anadolu'ya yaptı. M a rt 1 9 3 8 'de Nazi Almanya Avustu rya 'yı ilhak etti. Aile Ya h u d i kö kenli ol­ duğu için Tietze'nin a n nesi ve babası İ talya ve Londra üzerinden Amerika B i rleşik Devletlerine, kardeşleri de isviçre'ye kaçmak zoru nda ka ldılar. 1938-52 y ı l l a rı a rasında İ sta n bul Ünive rsitesinde Al manca ve İ n g i l izce okut­ m a n l ı ğ ı yaptı. Vakıf kütü pha nelerinde Osm a n l ı yazmaları n ı okudu ve kop­ y a la rı n ı ç ı ka rd ı . john Kingsley B i rge, Sofi H u ri ve Charles Riggs i l e birl i kte Ameri ka n Bord Bible House'da İngil izce-Tü rkçe Red house sözl üğünün göz­ den geçiri l m iş yeni baskısı nı hazırladı ( bu baskı 1950'de yay ı n l a n m ıştı r). 1942 y ı l ı nd a Çengelköy'de Robert An hegger ile aynı daireyi paylaştı . 1940 ' 1 a rda - 1950'1erde M i l letlerarası Şark Tetki kleri Cem iyeti başkanı ve Türkçe İslam Ansiklopedisi' ni n ed itörü Ad n a n Ad ıva r ve İ sta n bul Üniversitesi Arapça ve Farsça profesörü ve Oriens dergisi ed itörü Hell mut Ritter ile ta n ış­ tı ve işbirl i ğ i ya ptı . 1947 ve 1 950'de Muhtar Feh m i Enata ' n ı n ç ı ka rdığı Kemalist Yücel derg isi 8

Helga Anetshofer "Long Live Ottoman Studies", journal of Turkish Studies v. 30/1, 2005, 332-334. Çeviren: Semih Tezcan

21

için bilimsel yazı lar yazdı , politi k-felsefi denemeler tercüme etti, Vedat G ü n­ yol ile tan ıştı . 1952 yılında S üheyla Uyar ile evlendi. Üç kızla rı , b i r oğulları oldu. 1952-53 yıllarında lllinois Üniversitesi ' nde, Tü rk a raştı rmaları ya rd ı m c ı do­ çenti olara k görev yaptı. Roman fi lolog ları Henry ve Rem�e Ka hane ile ortak çalışmalar yaptı. 1 953-58 yıllarında İ stanbul Ü n iversitesinde Alma nca ve İngil izce okutman lı­ ğına devam etti. 1 954/5 5 'te Vedat G ü nyol onu Asla n Kaynardağ ile ta nıştırdı, Kaynard a ğ bun­ dan sonra Tietze ' n i n ista nbul'daki kitapçısı olacaktır. 1955 y ı l ı yazında Ameri kan Bord eğ itim sisteminde görevli William Griswold adlı bir öğretmen, Sofi H u ri and Robert Avery ile birlikte Tü rkçe-İ n g i l izce Red­ house sözlüğ ü n ü n g özden geçirilmiş yen i baskısı n ı hazı rlayan Tietze ' n i n yar­ d ı mcısı o l a ra k göreve başladı (bu baskı 1968'de gerçekleşmiştir) . 1958-73 yılları a rasında Californ ia Üniversitesi, Los Ange les ( UCLA), Orta­ doğu ve Afrika Dilleri Bölümü'nd e Türkçe profesörü olarak çal ıştı . Tü rkçe, Osmanl ıca ve Osman l ı edebiyatı öğretti. Da n ışmanı ve en yakın i ş birliği yaptığ ı meslektaşı İslam b i l i m leri hocası G ustav von Grüneba u m idi. 1 96670 a rasında kürsü başkanlığı yaptı . Ailesi Los Angeles ' i n bir banliyösü olan Westwood'da yaşamaktayd ı . 1 1- 1 2 Kası m 1960'ta lndiana Ü niversitesinde ( B loom ington) leksikografi konfera nsına katı ldı. 1960'1arda Barbara Flemming ( doktorası UCLA 1961), Wi l l i a m G riswo ld, Heath W. Lowry, Donald Quataert, Ta lat Tekin, Gönül Al pay (Tekin), Tiet­ ze' n i n öğrenci leri oldular. 1964-65 'te izi n y ı l ı n ı ( sa bbatica l) İstanbul 'da g eç i rd i . 1969-71 yılları a rasında değişik konfera nsl a ra katı ldı (örn . lnternation a l B a l­ kan Conference, UCLA, 23-28 Ekim 1969; 1 8 1 . Meeti ng of the American Oriental Society, Cambridge, MA, 8 Nisan 1 9 7 1 ; l nternational Yu n us Emre Conference, İ sta n b u l , 6-8 Eylül 1 9 7 1 ) 1 9 7 1-1972 yıllarında Viyana Ü niversitesi, Orienta listi k Enstitüsü'nde ( O rien­ ta l istik an der U niversitat Wien) Türk Araştırm a l a rı konuk profesörü o l a rak görev ya ptı . B u g ö reve Oca k 1 9 7 1 'de başlam ı ştı. Osmanlı ta rihçisi İ l ber Or­ tay l ı Viyan a 'd a ki enstitüde Andreas Tietze i le ç a l ışm ıştı r. 1972 'de UCLA'da İslam Bilimle ri hocası Gustav von Grünebaum, Tü rkolog Ja­ nos Eckm a n n ve ira nist Ralph Gel pke vefat ed ince Andreas Tietze görevi ne deva m etmek üzere Cal iforn ia 'ya döndü. M a rt 1 973-Hazira n 1984 a rasında Viyana Ü n iversitesi , Orienta l istik E ns­ titüsünde ord i n a ryüs profesör o l a rak görev ya ptı aynı za manda Wiener Zeitschrift für die Kunde des Morgenlandes derg isinin editörl üğünü y a ptı. 1970 '1erde l n geborg (Th a l hammer) Baldauf, Claudia Römer, Ga briele ( Ra­ su ly)-Paleczek ve E rnst Petritsch, Viya n a 'daki öğrenci leri oldu lar. 197 5-2003 yılları a rasında kendi ku rduğu y ı l l ı k türkoloj i bibl iyografyas ı Turko­ /ogischer Anzeiger' i n editörlüğünü György Hazai ile birlikte ya ptı ( 19 9 7 'den sonra o n l a ra editör o la ra k Ba rbara Kel l ner-Hei n kele de katılm ıştır). 22

1 982-83 y ı l l a rında lngeborg Baldauf, Tu rk d i l leri ve başka d i l le rde bilmece konulu projesi i ç i n Tietze'ye asista n l ı k etti. 1 984 yılı yazında Viya n a Ü n ivers itesinden emekli oldu . 1 9 9 7 ' ye kada r emek­ li hoca olara k ders vermeye devam etti. 2002 yı l ı nda son doktora öğrenc isi Sena Doga n doktorasını çağdaş bir Azer­ baycan yaza rını n eseri nde ci nsiyetler konusunda yazd ı . 16-18 E ki m 1986'da Leiden 'de ( Hollanda) " Meti n geleneğ i , Farsça v e Tü rkçe metin yayı n lama sempozyu mu"na katı l d ı . 1 986-87 ders y ı l ı nda Boğaziç i Ü n iversitesi nde konuk profesör o lara k bulun­ du. Öğrenci leri a rası nda o s ı rada böl ü m mezu n l a rı n d a n olan H atice Ayn u r da bulun maktayd ı . 1 995-2003 y ı l l a rı arasında B e n Tietze, Helga Anetshofer, Kerstin Tomenen­ d a l , İ na nç ( Feigl) Atı l g a n , Sena Dogan, Diana Ka rabi nova, H a ka n Karateke, Ş u le Pfeiffer-Taş ve daha başka la rıyla birlikte Türkiye Türkçesinin Tarihi ve Etimolojik Lugati üzeri ne yoğ u n çalışm a l a r ya ptı . ( B u proje, Avustu rya Bi­ l i m ler Akademisi ve Avusturya B i l imsel Araştırmalar Va kfı tarafından des­ teklen m iştir. ) 1 7 E k i m 2 0 0 2 ta ri hinde Anka ra , Türk D i l Ku ru munda kendi çal ı şması üzeri­ ne "Türkiye Tü rkçesi n i n Eti moloj ik Sözl üğü ve Gelişme Safh a l arı" konulu bir konfera ns verd i . Avusturya B i l i m l e r Akademisi, Tü rkiye B i l i mler Akademisi, Tu rk Ta rih Ku ru­ m u , Tü rk Dil Ku rumu ve Societas Ura lo-Alta ica onur üyesi o l a n Prof. Dr. And­ reas Tietze, 22 Ara l ı k 2003 y ı l ı n d a Viya na'da vefat etti.

23

ANDREAS TI ETZE' N İ N YAY I N LARI (1942-2002)9 Encyclopaedia of lslam (1-11, 1960-1965), Lexikon des Mittelalters ( 1-Vl l l , 1 980-1997) v e başka a nsiklopedi l ere Osma n l ı edebiyatı ve ta ri h i üzerine yazd ığı çok sayıda madde ile Wiener Zeitschrift für die Kunde des Mor­ genlandes ( 1973-1976, 1978-1981, 1983, 1987-91), Central Asiatic )our­ nal ( 1978), Der lslam ( 1 976, 1978, 1980), Orientalistische Literaturzeitung ( 1975, 1978-1979), Osmanlı Araştırmaları ( 1980), Turcica (1984), Archiv für Kulturgeschichte ( 1987) ve başka derg i lerde yazd ı ğ ı ta n ıtma yazı ları bu bib­ l iyografyaya a l ı n m a m ıştı r.

DMG

Deutsche M orgenla ndische Gesel lschaft ( B o n n ) Al man Doğu bilim Ku rumu

ÖAW

Österreichische Akademie der Wissenschaften (Viya n a ) Avusturya B i limler Akademisi

RO

Rocznik Orientalistyczny (Varşova)

TDiA

Türk Dilleri Araştırmaları (Ankara)

TDK

Tl.irk D i l Kurumu (Ankara)

TTK

Tl.irk Tarih Ku rumu (Ankara)

UAJ b (N.F.) Ural-altaische )ahrbücher (Neue Folge) ( Wiesba den) WZ KM Wiener Zeitschrift für die Kunde des Morgenlandes (Viya na) ZBa l k

Zeitschrift fü r Balkanologie (München)

Monog rafi ler ve metin yayınla rı 1943-1973

Grammatik und Lehrgang des Türkischen. İsta nbul, 1943.

[Sura G itla Lisie ile birlikte ] . Türkisches Lesebuch für Auslander Ecnebiler için Türkçe okuma kitabı. İsta n b u l : [ M a rmara Basımevi ] , 1943. ( l sta n buler Schriften = İsta nbul yazı ları; 1- 5 7 s . =

U o h n Kingsley Birge, Sofi Huri, Cha rles T. Riggs i le birlikte yay. ] . Red house, ja mes W. Yeni Redhouse Lügati: İngilizce-Türkçe Revised Redhouse dictio­ nary: English-Turkish. İstanbul : Amerikan Bord Neşriyat Dairesi, 1950. 1 2 14 s. =

[ Henry ve Ren ee Ka hane i le birl i kte]. T he lingua Franca in the Levant: Tur­ kish nautical terms of ltalian and Greek origin. U rba n a : Unive rsity of l l linois Press, 1958. 7 5 2 s . [ Repri nt. İ sta n b u l : Kitabevi, 1988], Turkish literary reader. Bloomingto n : lndiana U n iversity, 1963. ( l n d i a n a U n i­ versity publications. Uralic a nd Altaic series; 2 2 . 2 7 5 s. [ 2 . baskı 1968 ), T he Koman riddles and Turkic folklore. Berkeley: U n i versity of Californ i a , 1 9 6 6 . ( U n iversity of Californ ia publ ications. N e a r Eastern stud ies; 8). 160 s. •

Helga Anetshofer "Long Live Ottoman Studies",Journa/ ofTurkish Studies v . 30/1, 2005, 334-344. Çeviren: Semih Tezcan

24

[Yay. ] . Farağ ba'd aş-şidda "Not und Errettung": ein altosmanisches Ge­ schichtenbuch /, herausgegeben, ü be rsetzt und bearbeitet von Andreas Tietze. v. 1: Text. [Vorwort ( Los Angeles, 1960). Ein leitu ng, XV, Fa ksimile, 485 s . ] . The H ague; Pa ris: Mouton & Co, 1966. [basılama m ıştı r]. [ Ro bert Avery, janos Eckma n n , Sofi H u ri ve daha başka l a rı ile b i rli kte ] . Red­ house Yeni Türkçe-İngilizce Sözlük New R edhouse Turkish-English dictio­ nary. İsta n b u l : Red house Yayı n evi, 1968. 1292s. 2 . baskı 1974]. =

Advanced Turkish reader: texts from t h e social sciences and related fields. Bloomi n gton : l ndiana U n iversity, [ 1 9 7 3 ] . ( l n d iana U n iversity publications. Ura l i c and Alta ic series; 1 18 ) . 2 15 s.

[ İ l h a n Başgöz ile birlikte] . Bilmece: a corpus of Turkish riddles. Berkeley: U n iversity of California Press, 1 9 7 3 . 1 0 6 3 s. ( U n iversity of Cal ifornia publica­ tions. Fol klore studies; 2 2 ) . [Tü rkçe vers iyon için b. 1993]. 1975-2002

[Yay. ] . Mustafa 'Alf's description of Cairo of 1599: text, transliteration, trans­ lation, notes. Wien : ÖAW, 1 9 7 5 . (Fo rschungen zur islam ischen Phil ologie und Ku lturgesc hichte; 5), (ÖAW, Philosophisch-Historische Klasse, Denk­ sch rifte n ; 1 2 0 ) . 177 s. The Turkish shadow theater and the puppet collection of the L. A. Mayer Me­ morial Foundation. Berl i n : M a n n , 197 7 . (The L. A. Mayer M emorial Stud ies i n lslamic Art a nd Civil ization; 4). 7 0 s.

[ Eri ka B lei btreu ile birl i kte yay. ] . Registerband der Wiener Zeitschrift für die Kunde des Morgenlandes für die Bande 1-LXX (1887-1978). Wien : Verlag des l nstitutes fü r O rienta l istik der U n ivers itat Wien, 1980. 122 s. [Yay. ] . Sieben }ahre in Aleppo (1656-1663): ein Abschnitt aus den "ReiB­ Beschreibungen " des Wolffgang Aigen. Wien: Verlag des Verba ndes der wissenschaftl ichen Gesellschafte n Österreichs, 1980. ( Beihefte zur WZKM/10 ) . 189 s . [Avedis K. Sanj i a n i le birlikte] . Eremya Chelebi Kömürjian's Armeno Turkish poem ''T he jewish bride''. Wiesbaden : H a rrassowitz, 198 1 . 1 9 7 s . [Yay. ] Mustafa 'Alf's counsel for sultans o f 1581: edition, translation, notes. 2 v. Wie n : ÖAW, 1979-1982. ( Forschungen zur islam ischen Phi lologie und Ku l­ turgesch i c hte; 6- 7 ) , (ÖAW, Phi l osoph isch-Historische Klasse, Denksch riften; 1 3 7 , 158). 188, 295 s. [Ya y. ] Vartan Paşa: Akabi hikyayesi: ilk Türkçe roman (1851). İstanbul: Eren, 1991. 1 5 2 s. [ İ l h a n B aşgöz ile birlikte] . Türk bilmeceleri. Anka ra : Kü ltür B a ka n l ı ğ ı , 1993. 2 v. ( Kü ltür B a ka n l ı ğ ı yayınları; 1470-147 1 . Yay ı n l a r Dairesi Başka n l ı ğ ı . B aşvu­ ru Kita pları dizisi; 8). 724 s. [ 2 . baskı ] : Tü rk h a l kı n ı n bilmeceleri. Birleşti rilmiş 2 . baskı. Anka ra : Kü ltür Baka n lığı, 1999. ( Kültür Baka n l ı ğ ı yayınları ; 2269. Yay ı n l a r Dairesi Başka n l ı ğ ı . Başvuru Kita pları d izisi; 8). 848 s . [ İ ngi l izce ori­ j i n a l i i ç i n b. 1973]. [Otto Ladstatter ile birlikte], D i e Abdal (aynu) in Xinjiang. Wie n : Verlag der ÖAW, 1994. 106 s. (ÖAW, Phi losophisch-Historische Klasse, Sitzungsberich­ te; 604 ) . 25

[Joseph Ya halom ile birl i kte]. Ottoman melodies, Hebrew hymns: a 16th Century cross-cultural adventure. B uda pest: Akademiai Kiad6, 1995. 2 0 7 s. ( Bibl iotheca Orienta lis Hungarica; 43). Wörterbuch der griechischen, s/avischen, arabischen und persischen Lehn­ wörter im Anatolischen Türkisch Anadolu Türkçesindeki Yunanca, Is/av­ ca, Arapça ve Farsça ödünçleme/er sözlüğü. Yay. Meh met Ölmez. İ sta n b u l : Simurg , 1999. (TDiA dizisi; 26). [ Beş maka lenin reprinti 1955, 1 9 5 7 , 1958, 196 2 , 1 968 ] . =

Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lügati= Sprachgeschichtliches und etymologisches Wörterbuch des Türkei-Türkischen. İstanbul: S i m u rg ; Wien : ÖAW, 2002. v. 1 : A-E . (Simurg; 56. Sözl ük; 2 ) . 763 s. Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati= Sprachgeschichtliches und ety­ mologisches Wörterbuch des Türkei-Türkischen. Wien : ÖAW, 2009. v. 2 : F-J 438 s.

Çevlrller ( kita plar ve makaleler) 1948-1964

[ Behçet Necatigil i le birlikte], Rilke , Ra iner M a ri a . Malte Laurids Brigge'nin notları[= Die Aufzeichnungen des Ma lte Laurids Brigge, 1910] . Anka ra : M i l l i Eğitim Bakanlığı, 1 948. ( Dü nya Edebiyatı Tercü meler Alman Klasikleri; 6 1 ). 283 s. G . Ch ristoph Lichten berg: "Düşünceler" . Yücel , Yen i Seri 2.1, 1950: 4 1

.

G. C. Lichtenberg : " Düşünceler" . Yücel, Yen i Seri, 5 . 1 , 1950: 6 5 . [A. Yö rük ile birl ikte] , Werner Heisenberg : " M i l letleri bi rleştiren i l i m d i r " . Yü­ cel, Yen i Seri 6 . 1, 1 9 50: 2 5-28. [A. Yö rük ile birlikte] , Werner Heisenberg : "İnsanları i l i m birleşti ri r " . Yücel, Yeni Seri 7 . 1 1 , 1 950:36-37. [ Be hçet Necatig il ile birlikte]. M a n n , Tho m a s . Venedikte Ölü m [ = Der Tod i n Venedig, 1 9 1 2 ] , [Ankara ] : Milli Eğ itim Baka n l ı ğ ı , 1 9 5 2 . (Dünya Edebiyatın dan Tercümeler Al man Klfısikleri; 80). 1 2 3 s .

­

Die Ö/weide: moderne türkische Erzahler / übertragen u nd eingeleitet von A. Tietze. Base l : Gute Schriften, 1 964. (Gute Sch riften; 267). 64 s.

Makaleler ve diğer yayınları 1942-1957

Die Geschichte vom Kerkermeister-Ka p itan : Ein türkischer Seera uberroman aus dem 1 7 . J a h rh u ndert. Acta Orientalia 19, 1 942 : 1 5 2-403. [ Katkı lar]. Heuser-Şevket. Türkisch-deutsches Wörterbuch = Türkçe-Alman­ ca lugat / u nter w issenschaftl i cher Leitu ng und M itarbeit von Hell mut Ritter; verfasst und h rsg . von Fritz Heuser. 2 . , düzelti lmiş baskı. İsta n bu l : U n i ver­ sum, 1942. 558 s. Osma n l ıcadan Tü rkçeye. Yücel 127, 194 7 : 131-137. Garip bir i nsa n . [ D r. Max Thun-Hohenste i n ha kkı n d a ] . Yücel 1 2 9-3 1 , 1947: 248-2 5 3 . 26

'Aziz Efendi's Mu hayyelat. Oriens 1 , 1948: 248-329. insan nasıl ya ratı ldı. [ İ ndonezya'nın isti kla l i d olayısıyla bir İ ndonezya efsa­ nesi ] . Yücel, Yen i Seri 2 . 1 , 1950: 39-40. Edebiyat davası a h l a k davasıd ı r [Süheyll' n i n Neva d i r' i , 1626-1628]. Yücel, Yen i Seri 3 . 1 , 1950: 2 3- 2 5 . inti h a l [ F. Cel a l etti n ' i n ( Fa h ri Celal) Avurzavur Kahvesi h i kayesi v e Sü heyll' nin Nevadir' i ] . Yücel, Yen i Seri 4 . 1 , 1950: 5-7. XVI . asır Tu rk şiirinde gemici dili: Agehl kasidesi ve ta h misleri . [ Kısım l ] . Türkiyat Mecmuası 9 , 1946- 1 9 5 1 ( İsta n b u l , 1 9 5 1 ) : 1 13-138. Die forma len Veranderungen a n neuere n europaischen Leh nwörtern i m TUr­ kisc hen. Oriens 5, 1952 : 2 30-2 68. xvı . asır Tu rk ş i i rinde gemici d i l i : N igar!, Katibi, Yetim . [ Kısım 2]. 60. Doğum

Y ılı Münasebetiyle Fuad Köprülü Armağanı: Melanges Fuad Köprülü. İstan­ bu l : [Ankara Ü n iversitesi] Dil ve Ta rih-Coğrafya Fa kü ltesi, 1953 : 501-522.

[Henry & Renee Ka hane ile birl i kte] . E l term i n o mediterra neo fa l uca . Nue va revista de filologla hispanica 7 . Mexico, D. F. : Centro de Estudios Ling ülsticos y Litera rios de El Coleg io de Mexico; Ca m bridge, Mass. : H a rva rd University, 195 3 : 56-6 2 . D i e Wiederholung m i t verandertem Wortbeg i n n i m Tu rkischen. [ O n harap mara p ete . ] UA}b 2 592-108. [ Katkı lar]. Ritter, Hel l m ut. Karagös: türkische Schattenspiele. v. 3 . [ M a i nz] : DMG; Wiesbad e n : F. Stei ner, 1953. 666 s . XVI . asır Tu rk şiirinde gemici d i l i : Agehl kasidesine nazireler. [ Kısım 3 ] . 60. Doğum Y ılı Münasebetiyle Zeki Ve/idi Togan'a Armağan : Symbolae i n hono­ rem Z. V. Tog a n . İsta n b u l , 1950-55 : 451-467 . Griechische Leh nwörter i m a natolischen Tu rkisch. Oriens 8 , 1955: 204-257. Slavische Leh nwörter in der türkischen Vol kssprache. Oriens 10, 195 7 : 1-47. 1958- 1972

Direkte a ra bische Entlehnungen im a natolischen Tu rkisch. }ean Deny Arma­ ğanı: Me/anges}ean Deny. Hazırlaya n lar: Ja nos Eckmann, Aga h Sırrı Levend, Mecdut Mansuroğlu. Anka ra : TDK, 1958. (TDK yayınlarından; 1 7 3 ) : 2 5 5-333. Das türkische Ferec ba'd eş-şidde als Med i u m der Wa nderung orienta l i scher Stoffe ins Abendland. Proceedings ofthe 22nd Congress of Orientalists : held in l sta nbul September 1 5th to 2 2th, 1 9 5 1 . Yay. Zeki Velidi Tog a n . v. 2: Com­ m u nications. Leiden, 1 9 5 7 : 412-420. Der freistehende Genetiv i m Tu rkei-Turkischen. [Sel i m i n Şaziye vb. hakkın­ d a ] . UA}b 30, 1958: 183-194. Die E i n g l iederu ng der wörtl ichen Rede im Tu rkei-Tu rkische n . WZKM 55, 1959: 89-12 1 . Anadolu Tu rkçesi n i n ta ba ka l a n ı ş ı . V l l/ Türk Dil Kurultayında Okunan Bilimsel Bildiriler, 1 9 5 7 . An kara : [TTK Basımevi]. 1960. (TDK yayı n ları; 1 79): 7 1-76. .

27

Stud ien zur türkischen Syntax: etwas oder so etwas in formalen Verande­ ru ngen an neueren europaischen ahnliches. WZKM 56, 1960 : 2 50- 2 6 1 . E i n Typus des freistehenden Genetivs i m Azerbajdshanischen. [ b u nları n üsta v b . J UAJb 3 2 , 1 9 6 0 : 2 20-2 2 9 . Günaydın B a y Can . [Tietze'nin UCLA'da ki öğrencileri üzeri ne] . Son Çağ: Ay­ l ı k Kü ltür Derg isi (Anka ra ) 1961. E i n ige weitere g riechische Leh nwörter i m anatolischen TLi rkisc h . Nemeth Armağanı. Hazırlaya nlar: ja nos Eckma nn, Aga h Sırrı Levend, Mecdut M a n­ suroğ lu. Ankara : [TTK Basımevi ] . 1962. (TD K yayınları; 191): 373-388. Erlebte Rede i m TLi rkischen. [ dursundu vb. üzeri ne]. Oriens 15, 1962 : 337344. Problems of Tu rkish lexicography. Problems in lexicography: report of the Conference on Lexicogra phy held at lndiana U n iversity, Novem ber 1 1- 1 2 , 1 9 6 0 ( lnternational )ournal of American Linguistics 2 8 . 2 .4). Yayınlayanlar. Fred W. Householder, Sol Saparta . Bloomingto n , 1962 . ( l ndiana U n iversity Resea rc h Center in Anthro pology, Folklore, and Lingu istics; 2 1 ) : 263- 2 7 2 =

.

The use of spoken Russian in Azerba ija n i l iterature. Slavic Review 2 2 . 4 (Se­ attle, Washington , 1963): 727-733. Persische Ableitu ngssuffixe im Azerosman ischen. WZKM 59/60, 1964: 154200. Analysis of a Turkish multiple riddle. RO 2 7 . 2 , B964: 91-110 . [Tu rkish trans­ lation see 1974) Ein tü rkisches l ntensivsuffix. [ + cA eki ile kuru l a n bi leşik ya pılar örn . +dAcA vb. üzerine]. UA)b 36 .3-4, 1965: 4 16-4 2 2 . Reduplikasyon v e ( r) ile kurulmuş çift sözler. [ çör çöp v b . üzeri n e . ] . Reşid Rahmeti Arat için. Ankara : TLirk Kültürü nü Araştırma Enstitüsü, 1966. (TLi rk Kü ltürü n ü Araştırm a Enstitüsü yayınları ; l .A 2 ) : 423-428. Tu rkish "tü n-ba-tün" and related terms. )ournal of the American Oriental Society 86.4 (Baltimore, M a ryla n d , 1966) : 419-4 2 2 . Mehemmeds "Buch von d e r Liebe": e i n a lt-osman isches romantisches Ge­ dicht. ( ' lşq-name üzerine]. Der Orient in der Forschung: Festschrift für Otto Spies zum 5. April 1966. Yay. Wilhelm Hoenerbach. Wiesbaden : H a rras­ sowitz, 1967: 660-685. [Gil bert Lazard ile birl i kte ], Persian loan words i n Anatolian Tu rkish. Oriens 20, 1967 ( Leiden, 1969): 125-168. [ Katkı l a r] . Die Pforte des Glücks und andere türkische Erzahlungen. Yay. Horst Wi lfrid Brands. Gözden geç irilmiş ve genişleti lmiş ikinci baskı: Tlib i n­ gen: Horst Erdmann, 1969. (Geistige Begegnung des lnstituts fü r Auslands­ beziehungen Stuttgart; 5 ) . Yu nus Emre u n d seine Zeitgenossen. Uluslararası Yunus Emre Semineri: Bil­ diriler. [Ankara : Akbank, 197 1 ) : 2 59-287. [ İ ngil izce versiyon için b. 1981]. Su kelimesine dair d üşünceler. Voprosy tyurkologii: k şestidesi ati letiyu a ka­ demika AN Azerb. SSR M. Ş. Ş i ra l ieva . Yayınlaya n l a r: N . G. Agazade, M. Ş . Rag i m ov, A . K . Alekperov. Baku : E l m , 1 9 7 1 : 2 7 - 3 2 .

28

The B a l kans and Ottoman sou rces - Ottom a n sources and the Bal kans. As­ pects of the Balkans: continuity and change: contributions to the lnternati­ onal Balkan Conference held at UCLA, October 23-28, 1969. Yayın layanlar: Henrik B i rnbaum, Speros Vryonis J r. The Hague: Mouton, 1972. ( S lavistic pri nti ngs a n d reprintings; 2 7 0 ) : 285-2 9 7 . 1973- 1984

[Ya y. ] , WZKM. Wien: l nstitut fü r Orienta l istik, 1973-198 3 . The poet a n d the ma rket p l a c e : rem a rks on an Ottoman poem of t h e end of the 14th centu ry. [ ' lşq-name hakkında]. Ağmosavl u ri p'i lolog i a Vos­ toçnaya filologiya P h i lologia orienta l i s 3 [Sergeyu Semyonoviçu Ci kiya k 75-letiyu so d nya rojden i i a ] (Tifl is, 1 9 7 3 ) : 2 2 9-234. =

=

Ein slavisches Lehnwort i n den frü h-osm a n ischen Chroniken. [ becene < beza n ij a ] . WZKM 65/66, 1973/74: 2 19-2 2 2 . The generation rhythm i n the l iterature of Republican Tu rkey. Boğaziçi Üni­ versitesi Dergisi, Hümaniter Bilimler 2 ( İ stanbul, 1974): 1 1 7-12 1 . Ço k ceva p l ı b i r Tü rk b i l mecesinin çözü mlen mesi. Folklora doğru 3 7 ( İ stan­ b u l , 1974): 1 4-2 8 . [Eng l ish original see 1964 ] . [Ya y. György Hazai v e ( 1997 'ten sonra) Barbara Kel l ner-Heinkele i l e b i rlikte, halen d evam etmekte] . Turkologischer Anzeiger Turkology Annual. Wien: lnstitut für Orienta l istik, 1975-2003. =

Das Sta m buler Tü rkisch des XVl l . Ja hrhu nderts und die türkischen Dia lekte der B a l ka n h a l binsel. Hungaro-Turcica: studies in honour of julius Nemeth. Yay. Gy. Ka ldy-Nagy. Budapest: Lorand Eötvös University, 197 6 : 337-3 40. Thoug hts a round the ta ble. [On cultura l history and etymolog y of masa ete . ] RO 3 8 , 1976: 277-281. M u stafa ·Aıı of G a l l i poli's prose style. Archivum Ottomanicum 5 , 197 3 ( 1 976 ) : 297-319. The poet as a critique of society: a 16-centu ry Ottoman poe m . Turcica 9.1, 197 7 : 1 2 0-160. Tu rkish a n d l ranian ridd les. Studies in Turkish folklore: in honor of Pertev N. Boratav. Yayın laya nlar: İ l h a n Başgöz, M a rk Glazer. Bloomi ngton, lndia­ na: M a cca l l u m House Pri nti ng, 197 8. ( l ndiana Un iversity Tu rkish Stud i es; 1 ) : 200-209. [Tü rkçe çevirisi i ç i n b . 198 3 ] . E i n Beispiel von rekonstru i rter Fol klore. Quand le crible etait dans la pail/e ... : hommage a Pertev Naili Boratav. Yay ı n layanlar: Remy Dor, M ichele Nico­ las. Pa ris: G . - P. Ma ison neuve et Larose, 1978: 365-370. The poet as a critique of society: postscri pt. Turcica 1 1 , 1979: 205-209. N u ovi dati s u i pri mord i dell 'opera i n Tu rc h i a . il Veltro: rivista de/ia civilta italiana 2 3 . 2- 4 ( Roma, 1979) : 363-369. Orientalism a nd Tu rkish Studies . Boğaziçi Üniversitesi Dergisi, Beşeri Bilim­ ler 8-9 ( İsta n b u l , 1980-81) : 293-296 . [Tü rkçe çevi risi için b. 1985]. Yu nus E m re a nd his contempora ries. Yunus Emre and his mystical poetry. Yay. Ta lat 5 . Halman. Bloomi ngton, l n d i a n a : l ndiana University, 198 1 . ( indi­ ana U n iversity Tu rkish stud ies; 2): 87-1 1 0 . [Almanca orij inali için b . 1971]. 29

The study of l iterature as the cu ltu ra l man ifestation of socio-economic c h a n­ ges: achievements and potentia l of the study of Ottoman l iterature. lnter­ national }ournal of Turkish Studies 2 . 1 ( [ M adison, U n iversity of Wisconsi n ] , 198 1 ) : 44-56. Zum Autor [ N achwort]. Hammer-Purgsta ll], Joseph von. Morgenlaendisc­ hes Kleeblatt: bestehend aus parsischen Hymnen, arabischen Elegien, tür­ kischen Eklogen / a ufgelesen d u rch J oseph vo n Ham mer. Wie n : B i b l io p h i­ len-Gesel lschaft, 1981. Uahresga be der B i b l iophi len- Gesel lschaft; 1 98 1 ) . Tıpkıbası m , reprint. (Orij inal baskı: Viya n a : A. Doll, 1 8 1 9 ) : 10 s. G riechische soziale Typen beg riffe (von Homer bis Aristoteles) i n i h rem N a c h­ leben i m TLi rkischen. Das Fortleben altgriechischer sozialer Typenbegriffe in den Sprachen der Welt. v. 2 . Yay. Elisa beth Cha rlotte Welskopf. Berl i n : Aka­ demie-Verlag, 1982. ( Soziale Typen beg riffe im a lten Griechen land u n d i h r Fortleben in d e n S prachen der Welt; 7 ) : 5 84-599. Die Zusam mensetzung des gewerblichen Wortschatzes in der Provinz Ka rs. ZBalk 18. 2 , 1982: 1 59-2 15. Zum Argot der a n atolischen Abd a l (Gru ppe Teber). Acta Orientalia Academi­ ae Scientiarum Hungaricae 36. 1-3 (Buda pest, 1982): 521-532. M u stafa ' Ali o n luxury and the status symbols of Otto man gentlemen. Studia Turcologica memoriae Alexii Bombaci dicata . Yayın layanlar: Aldo G a l lotta , Ugo M a razzi . Napoli: [s.n.]; Roma : Herder, distributor, 1982. (Series m i n o r. lstituto universitario orienta le, Seminario d i stu d i asiatici; 19): 577-590. Tl.i rkisch burun " N ase": Versuc h einer phraseolog ischen Monogra p h i e . WZKM 7 5 , 1983: 99-1 56. Probleme der Tu rzismenforschung. Ziele und Wege der Balka n l ing u isti k: Beitrage zur Tag u ng vom 2 .-6. Marz. 1981 in Berl i n . Yay. Norbert Reiter. Wiesbaden: Harrassowitz, 1983. (Balkanologische Veröffentlichungen; 8 ) : 2 3 7 -244. M it dem Leben gewachsen : zur osma n ischen Gesc hichtsschrei bung in den letzten fünfzig J a h ren. Das Osmanische Reich und Europa 1683 bis 1789: Konflikt, E ntspa nnung und Austausch ( Wiener Beitrage zur Geschichte der Neuzeit 10). Yayınlayanlar: G. Hei�, G. Klingenstein. München 198 3 : 1 5 23. =

TLi rk v e İra n bilmeceleri . Folklora Doğru 5 . 5 5 ( İstanbul, 1983): 47-55. [ İ n g i­ lizce o rij i n a l i için b. 197 8 ] . The p resent state o f t h e study o f Tu rkisms i n t h e languages o f t h e Medi­ terranean and of the B a l kan Pen i nsu l a . Mediterranean Language Review 1 ( Wiesbaden, 1984): 15-26. [ Katkı lar], Das osmanische "Registerbuch der Beschwerden " (şikayet defte­ ri) vom }ahre 1 6 75 : österreichische Nationalbibl iothek Cod . mixt. 683 / her­ a usgegeben, eingeleitet und mit siebze h n Fac h kollegen gemei nsa m über­ setzt von Hans Georg M ajer. v. 1 . Wien: Verlag der ÖAW, 1984. 1985-2002

[ Ya y. ], H a bsburg isch-osma nische Beziehu ngen Relations Habsbou rg - ot­ tomanes: Wien, 2 6 . -30. September 1983 : Col loque sous le patronage d u =

30

Com ite i nternational des etudes p re-ottoma nes et ottoma nes. Wie n : Verlag des Verbandes der wissensch aftl ichen Gesel lschaften Österreichs, 198 5 . ( Beihefte zur WZKM; 1 3 ) . 3 4 3 s . [ l ngeborg B a ldauf ile birl i kte] . Karagöz - d a s türkische Schattentheater. Tür­ kische Kunst und Kultur aus osmanischer Zeit. Yayın laya n l a r: Barbara Kell­ ner-Heinkele, Dorothea Roh rwedder. v. 1 . 1985: 1 64-168. "Şarkiyatç ı l ı k" (orya nta l izm) ve Tu rkiyat a raştı rmaları . Tarih ve Toplum 14 ( İsta n b u l , Ş u bat 1985): 45-46. [ English orig inal see 1980-8 1 ] , Hanna Sohrweide, 19 19- 1984. Universitat Hansestadt Hamburg 1 7 . 1 1986 : 64-65. The infl uence of Engl ish on the Tu rkis h language. English in contact with other languages: studies in honour of Broder Carstensen on the occasion of h is 60th birthday. Yayı n laya nlar: Wolfg a ng Viertel, Wolf-Dietrich Bald. Buda­ pest, 1986: 3 87-402 . Die Abdal-M usika nten i n Anatolien u n d i n China. Makedonski Folklor 3 7 (Skopje, 1986): 2 2 1-224. Die E rfassung des türkischen Wortschatzes und ein türkischer Roman von 1871-1872. Türkische Miszellen: Robert Anhegger Festschrift. Yayınlayanlar: Jean-Louis B acque-Grammo nt, Ba rbara Flemming, Macit Gökberk, İ l ber Or­ taylı. İ sta n b u l , 1987 : 349-368. Abdalology. Turkic culture: continuity and change. Yay. Sa bri M . Aku ra l . ( indi­ ana U n iversity Tu rkish Studies; 6). Bloo m i ngton, 198 7 : 1 2 7 . S heykh B a l i Efendi's report on t h e fol lowers of S heykh Bed redd i n . Osmanlı Araştırmaları The journal of Ottoman Studies 7-8 (lsta n bul, 1988): 1 1 5122. =

Zur Wiedere mpfi n d u n g d e r osmanischen Rei m prosa . T he lslamic World from classical to modem times: essays in honor of Bernard Lewis. Yayı n layanlar: C. E. Bosworth, Charles lssawi, Roger Savory, A. L. Udovich . Pri nceton, N .J . , 1 9 8 8 : 609-613. Princi ples a n d practice of editing Ottoman texts. Manuscripts of the Middle East 3 ( Leiden, 1988 ) : 79-82 . Formen und Fu n ktio n des sta ndard-azerbajdsc h a n ischen Kond itionals. Ma­ terialia Turcica 13, 1987 ( B ochum, 1989) : 2 9-39. Observations on the convergence of pa ssive and med ioreflexive verb forms: the case of Modern Tu rki s h . Studia linguistica et orientalia memoriae Haim Blanc dedicata. Yayı n laya n l a r: Pau l Wexler, Alexa nder Borg, Sasson Somek h . Wiesbaden, 1989. ( M ed iterra nean La ng uage a n d Culture M onog ra p h Series; 6): 283-288. [Ta l at Tekin ile b i rl i kte] . Ta ra ma Sözl ü ğ ü üzeri ne bazı açıklamalar. Erdem 1 3 . 1989 (An kara, 1990) : 285-293. Bemerku ngen zu einer neuen Lesung eines türkischen Gedic htes i n goti­ scher Sch rift Goti k a lfa besinde bası l m ış bir Tu rk şiirinin yeni bir yorumu h a kkında görüşler. Erdem 14. 1989 (An kara, 1990) : 399-4 1 8 . =

D i e fremden Elemente i m Osma n isch-Tu rkeitürkischen . Handbuch der türki­ schen Sprachwissenschaft, v. ı . Yay. György Haza i . Buda pest: Akademiai Ki­ ad6: Vertrieb, Ku ltu ra , 1990. (Bibliotheca orienta l is H u ngarica; 3 1 ) : 104-1 18. 31

Der Einfl u B des TLi rkischen a uf andere Sprachen. Handbuch der türkischen Sprachwissenschaft, v. ı . [see a bove]: 1 19-145. Die Lexikographie der Turksprachen 1: Osma nisch-TLi rkisc h . Wörterbücher Dictionaries Dictionnaires: ein internationales Handbuch zur Lexikogra­ phie. Yayınlayanlar: Fra nz Josef Hausmann, [ve başka ları]. 3 . Berl i n ; New York: de G ruyter, 1991: 2 399-2408. =

=

Ethn icity a nd change i n Ottoman intel lectu a l history. Mela nges offerts a ! re­ ne Melikoff: par ses collegues, disciples et amis a l'occasion de son soixan­ te-q uatorzieme a n n iversa i re ( Turcica 2 1- 2 3 } . Yayınlayanlar: N icoara Beldi­ cean u , [ve başka l a rı ] . Leuven: Ed itions Peeters, 199 1 : 385-395. =

Die Abd a l - Reste eines verschwu ndenen Vol kes? UA}b N . F. 10, 1991: 7 1-84. Der erste moderne Rom a n in türkischer Sprache. Fa hir iz. armağ a n ı i l = Fa hir iz Festschrift i l : essays presented to Fa hir iz. on his eig htieth birthday by his colleagues and students ( = journal of Turkish Studies 15}. Yayınla­ yanlar: Gü nay Kut, Gönül A. Tekin. Ca m b ridge, M ass. : Harvard U n iversity, 199 1 : 345-353. TLirkische Lieder i n h ebraischer U msch rift. TLi rkisc he Sprachen und Literatu­ ren : Materia/ien der ersten deutschen Turkologen-Konferenz, Bamberg 3.-6. Juli 1987. Yayınlayanlar: l n geborg Balda uf, [ve başka l a rı ] . (Veröffentl ichun­ gen der Societas U ra lo-Alta ica; 29). Wiesbaden : Ha rrassowitz, 199 1 : 377382. Ü berlegungen über d ie la utliche Form der ara bisc hen und persischen Lehn­ wörter im a lteren Osma nischen . WZKM 82, 1992 : 349-358. The Old Ottoman gerund i n -u/-ü express ing pu rpose . TDiA 4, 199 2 : 69-74. Focu s-Funktionen im ttk. Satz. Osmanlı Araştırmaları m a n Stud ies 12 ( lstanbul, 1992 } : 339-34 2 .

=

The Journ a l of Otto­

TLi rkeitü rkisch : posat, pusat. Osmanistik, Turkologie, Diplomatik: Festgabe an josef Matuz. Yayınlayanlar: Christa Fra gner, Kl a us Schwarz; Vo rwort, Bert G . Frag ner. Berl i n : Klaus Schwarz, 1992 . ( lsla mkundliche U ntersuchungen; 150): 3 03-309. Observations concerning Tu rkish nominal sentences. Altaic religious beliefs and practices: proceedings of the 33rd meeting of the Permanent lnterna­ tional Altaistic Conference, Buda pest June 24-29, 1990. Yayı n laya n l a r: Geza Beth lenfalvy, [ve başka l a rı ] . Buda pest: Research Gro u p for Alta i c Studies, H u ng a rian Academy of Sciences: Department of l n ner Asiatic Studies, Eöt­ vös Lora nd U niversity, 199 2 : 3 55-359. Altosm. ol- " h a bita re". Melanges offerts a Louis Bazin. Yayı n laya nlar: Jean­ Louis Bacq ue-Gra mmont, Remy Dor. Paris: L' H a rmattan, 1992 . ( l nstitut Français d ' Etudes Anatoliennes d ' lsta n b u l , Varia Tu rc ica ; 19}: 53-55. Ü be rleg ungen über d ie la utliche Form der a ra bischen und persischen Lehn­ wörter im a lteren Osmanischen. WZKM 82, 1992 : 349-358. Ta ra m a sözlüğü. T DiA 3 , 1993 : 267-270. TLi rkeitü rkisch Possessivsuffix + Pluralsuffix . Sprach- und Kulturkontakte der türkischen Völker: Rauischholzhausen, 13.-16. Juli, 1990: 2. Deutsche Tu rko­ logen- Konferenz. Yayınlaya n l a r: Jens Peter La ut, Klaus Röhrbom. (Veröffent­ lichung der Societas U ralo- Alta ica; 3 7 } . Wiesbaden, 1993: 201-2 1 1 . 32

Mano la mou ! Ein psycholing u istischer Tu rzismus? T O ELLHNIKON: studies in honor of Speros Vryonis, J r. v. 2 : Byzantinoslavica, Armeniaca, lslamica, the B a l kans and modern G reece . Yay. Jelisaveta Stanojevich Ailen, [ve başkala­ rı ] . New Rochelle; N .Y. : Artistide D . Ca ratzas, 1993: 42 5-434. [Ta lat Tekin ile birl i kte] . Ta ra ma Sözl üğü üzerine bazı açıklamalar i l . T DiA 4, 1994: 159-169. The neutra l isation of syntactic rules i n poetry (as exempl ified by Ottoman metri cal poetry). Arabic Prosody and its applications in Muslim poetry. Ya­ yın laya n lar: Lars Joha nson, Bo Utas. Stoc kholm: Swed ish Research l nstitute in lsta n b u l : D istri butor: Almqvist & Wikse l l , 1994. (Tra nsactions, Svenska forskn i ngsinstitutet i l stanbul); 5 ) : 1 2 1 - 1 2 7 . A note on S a i t Fa ik. journal of Mediterranean Studies 4 . 1 , 1994 ( M alta, 1995 ) : 1 38-142. Ka i n und Abe l : die a rmeno-türkische Ü bersetzung ei nes Oratori ums von Me­ tastasio. RO 49 . 2 , 1995: 191-217. Der tü rkeitü rkische Wortsch atz. Archivum O ttomanicum 14, 1995/96: 5-3 7 . E i n tü rkisches Seeman nsfachwort aus d e r Epoche d e r g roBen Segelsch if­ fe. [çördek h a kkında ] . Das osmanische Reich in seinen Archivalien und Ch­ roniken: Nejat Göyünç zu Ehren. Yayı n laya n lar: Klaus Kreiser, Ch ristoph K. Neuma n n . İstanbul; Stuttgart: Steiner, 1997. (Türkische Welten; 1) ( Be i ruter Texte und Studien; 6 5 ) : 299-305. Eine g riech isch-tü rkische Etymologie und ihr ku lturh istorischer Hinterg rund. [ be rş h a kkında]. ZBalk 3 3 . 1, 1997: 98-100. Andreas Tietze için yayınlanan Armağanlar Festschrift Andreas T ietze zum 7 0 . Geburtstag: gewidmet von seinen Freun­ den und Schü lern ( WZKM 76). Yayınlayanlar: Arne A. Am bros, Anton C. Sc­ haend l i nger. Wien: l n stitut fü r Orienta l istik, 1986. 328 s. [Andreas Tietze'nin 1942-1984 yayı nlar listesi ile birlikte] =

Humanist and scholar: essays in honor of Andreas Tietze. Yayınlaya nlar: He­ ath W. Lowry, Donald Q uataert. lsta n b u l : lsis Press; Washington, D . C . : l nsti­ tute of Tu rkish Stud ies, 1993. 111 s. [Ed itörleri n sunuşu ile birl i kte] . Armağan: Festschrift für Andreas Tietze. Yayınlaya n l a r: l ngeborg Baldauf, S u ra iya Faroq hi; assisti ng, Rudolf Vesely. Pra h a : Enigma, 1994. 259 s. [Edi­ törlerin önsözü i le birl i kte]

33

·'

.If · -

ÖN İZAHAT Tü rk d i l leri a rasında 14. asırdan beri m ü h i m bir mevkiye sahip olan Tü rkiye Tü rkçesini bu eserde eski ve yeni sta ndart Tü rkçe, d iyalektler, a rgolar olara k elimizden geld i ğ i ve kayna klarımızı n m üsaade ettiği ölçüde bir bütün sayı­ yoruz. Bu bütü n l ü kten, d a ha evvel b i r makalede sebeplerini izah ettiğimiz gibi ( b . A. Tietze 1 995/96) . son yarı m asırda vuku bulan i n kişafl a rı u mu m i­ yetle ayrı tutuyoruz.12 Lug atim izde Tü rkçen i n her kel imesi n i b u l a mayaca ksı nız. Bu lugate sadece şeklinde veya mana gelişiminde açıklanacak bir husus veya hususlar bulu­ nan kelimeler a l ı n m ıştır. Nadir ku l l a n ı l a n veya d iyalektlere a it bazı kelime­ lerin edebi dile g i rm i ş olduklarını, yeni yazarların eserlerinden bunlara da i r örnekler vererek ispatla maya mümkün olduğunca ç a b a gösterd i k. Kel i meleri n aynı kökten gelen varyantları aynı madde altında veri l m iştir. B i r kel imenin en eski ku l l a n ı m şeklini i l k ö nce gösterd i ğ i m i z için, herhangi b i r kel imenin bugü nkü standart TLi rkçed e ku llanılan şekl i çok defa varya ntla r d izisi n i n en sonunda b u l u nmaktad ı r. Fakat kel imeleri b u l mada kol ayl ı k sağ­ lamak için her bir va ryantta kel i m e n i n açıklandığı maddeye göndermeler bulunmaktadır. Lemmata ş u şekilde d üzenlenm iştir: İ l k önce rastla n ı l a bi len en eski kayıtta n bugünkü şekline kad a r kel imen in va ryantları, ma nası veya mana ları veri l­ miştir. Bu a rada belirtmek lazı mdır ki, kel i melerin bütün varya ntları her za­ man alt a lta sıra l a n ma mış, onun yeri ne zaman za m a n Derleme Sözlüğü ne gönderme ya p ı l m a kla yetinilmiştir. D a h a sonra eğer varsa Tü rkiye Tü rkçe­ sinden önceki şekil ve ma nası (ETk. ) veya kel ime yabancı bir di lden alın­ mışsa kayna k d i ldeki şekil ve manası kayded ilmiştir. Kel i melerin etimoloj i ­ leri nde E s k i Tü rkçe n i n ötesine g itmiyoruz. Za man z a m a n kel i melerin diğer Tü rk d i l lerindeki varya ntla rına değ i n i l m i şse de Tü rkçeden hangi d i l lere (ms. Balka n d i l le rine vs. ) a l ı ntı landığı ko nusu incelenmemiştir. Bütün bunları eski ve yeni kaynaklard a n a l ı n mış örnekler ve a rd ı ndan icap ederse kel imenin idiomatik terki pler ve ekler ile ku l l a n ı m l a rı ta kip etmektedir. Eskiden beri ku llanı lagelen kel i meler için örnekler, -kaynakların elverd iği nispette- en eski Osman lıcadan g ü n ü müz TLi rkçes ine kadar geniş bir zaman d i l imine ait edebi eserlerden seçilmeye çalışılm ı ştır. '

Lugati mizin bir başka h ususiyeti "toplu bakış maddeleri " dediğ i miz ve izaha muhtaç kel i melerin a rkası ndan gelen maddelerd i r. B u maddelerin başların­ da El işa reti bulunuyor. Bu parag rafla rd a ki genel iza hatlar başka kel i meler için de geçerli o l a b i l d i ğ i için, bunlard a n öteki kel i melere atıflar vardır. Sa­ dece bazı paragrafl a rda açıkla ması y a p ı l a n fenomene örnek olara k l ugatte çok fazla sayıda kel i m e var ise, b u n l a rın heps i n i n alt a lta sayılmasından kaç ı n ı l m ıştır. Ayn ı şekilde açıklama i steyen kel i melerden de ilgili oldukları parag rafl a ra birer gönderme bulunmaktad ı r. Ayrıca c i ltleri başında, o c i ltteki bütün toplu bakış maddelerinin bir a lfa betik ve bir de ta kılara göre olmak üzere i ki l i stesi bulun u yor. Bu söyled iğ i m iz nokta l a rdan başka lugatimizde her şey benzer d i l tarihi ve eti moloj i l u gatlerinde a l ış ı l m ış olduğu şeki ldedir. 12

Bu makalenin çevirisini aşağıda veriyoruz. Editör.

35

Her eti moloj i k lugatte olduğu g i b i birçok kel i menin kökü ( bazen de ifade etti­ ği mana ) tespit edilemediği için kita pta ki çift soru işa retleri n i n sayısı b i r hayli dolg u n d u r. Önce bu gibi şüpheli kelimeleri l ugate hiç koymamayı düşü ndük, fakat sonra ceva bını bilmed i ğ i m iz soru lar sorm a n ı n da faydası olabi lece ğ i düşüncesiyle b u n d a n vazgeçtik. B u soru işaretleri, kita bım ızı tenkit etmek niyetiyle okuyan lara üstün bilg i leri n i göstermek için fırsat versin dedik. Andreas Tietze, Viyana 2002

36

TÜ RKİYE TÜ RKÇE S İ N İ N SÖZ VARLIGl 13 Andreas Tietze Almancadan Çevi ren : Sem i h Tezcan Tü rkiye Tü rkçesinin leksikolojisi üzerine bundan neredeyse yarım yüzy ı l önce yayınladığım maka lelerimi yeniden yayınlamam konusunda bazı m eslektaş ve a rkad aşları n ısra rı üzerine üç yıl kadar önce bu eski çalışmaları tekrar ele a l maya, d üzeltmeye, a ra l a rında b i r l i k sağlamaya, va ktiyle yayınlanma­ dan ka lmış veya a radan geçen süre içinde birikmiş malzemeyi eklemeye, böylelikle Tü rkiye Tü rkçesinin bir eti moloj i k sözlüğünün a n a gövdesini oluş­ turm aya kara r verd i m . Bir yıl içerisinde a lfa benin i l k harfi ni y u karıda yazdı­ ğ ı m esasta ta mamladım, ancak bu b i r y ı l içerisinde çalışma planı öylesine gen işledi ki Methusalem14 kad a r yaş yaşasam, bu eseri n son u n u geti rmemin m ü m kün olmayaca ğ ı n ı anlad ı m . İşte bu duru m , çalışmamı sessiz sedasız sürdü rmektense, ortaya ç ı kmış olan kısmını küçü k bir genel bakışla birlikte meslektaşların önüne ç ı karmama, o n l a rı n eleşti ri ve tavsiyeleri n i ta lep et­ meme sebep oldu. Ortaya koymak i sted iğim eseri kaleme a l m ı ş olduğum metinden parçalarla göz önüne sermek istiyoru m . Ancak önceden söyleme­ l iy i m ki, meti n henüz son biçi m i n i a l m ı ş değ i l d i r, sürekli olara k düzeltmeler ve eklemeler ya pmaktayım. B u makalenin başlığından anlayaca ğ ı n ız üzre-planlanan kitabın başl ı ğ ı na da mealen u yaF- eti moloj i , kita pta ya l n ı z başına h ü kü m sürmeyecektir. Şüphesiz dil ta ri h i ve onunla eti moloj i , b i r d i l i n söz varl ı ğ ı n ı n önemli b i leşenlerinden b i rid ir. Fa kat eti moloj i n i n yanında başka bakış açıları da va rd ı r: Söz varl ı ğ ı n ı n kayıt a ltına a l ı nması, s ö z varl ığı u ns u rlarının her b i rinin sti l isti k, m o rfolojik ve senta kti k bakımdan karakterize ed i l mesi . Kita pta bütün bunlar -üzerinde d u rulaca k, tek sınırlama zama n ı ve i ş gücünü tutu m l u ku l lanma k o lacaktır. D i l : Günü müzde (eğer yazdıkl a rı n ızı n okunmasını istiyorsa nız) b i l i msel araş­ tırm a l a rı Lati nce olara k yazamazsınız. Bu yüzden açıklama larımı h a n g i dilde yazma m gerektiği sorusu ka rşısında ka ldım. Biraz düşündükten sonra bu ç a l ı ş m a m ı n gelecekteki okuyucu ve kullanıcıları olacak olan bütün Tü rkolog­ ların bi lmesi gereken d i lde, yani Tü rkçede ka ra r kıldı m . Bu ka rarı vermemde b i r a rt düşüncenin rol ü olduğunu da saklamak istemiyorum : Tü rkçeyi seç­ mek, yayı n lamayı a maçladığım pek zengin veri lerin oluşturduğu malzemeyi başka bir dile çevirmek gerekl i l i ğ i n i ortadan ka ldırmış ol uyord u . Okuyucu, b u m a ka l edeki Tü rkçe a l ı ntılara bakarak böylesi bir tercüme işine g i ri şmenin ne kad a r zamana ve çal ışmaya m a l olacağını göz önünde canla n d ı ra b i l i r. Ne var ki, ke ndi ku l landığ ı m Tü rkçeyi seç işim büsbütün soru nsuz değ i l d i . Ben Tü rkçe öğrenmeye 1934 yılında, 20 yaşı mdayken başlad ı m . O zamanlar ne Latin h a rflerine geçişin sonuçları, ne d i l a rı nmasının etkileri, ne ç ı ğ g i b i artan yen i kel i m eleri kontrol a ltında tuta b i lmek için ya pılan düzenlemeler vard ı . B e n Tü rkçe öğrendikten hemen sonra başl aya n gel işmeleri dey i m yeri ndey­ se ta rafsız bir gözlemci olara k, yoğ u n i l g i göstermeden izlemekte, kend i ak­ tif Tü rkçeme seçici b i r tutu mla nispeten az sayıda yeni kel i me a l m a ktaydım. İ şte b u yüzden benim Tü rkçem bugünün genç nes i l lerine oldukça eski moda görünecektir. Va rsı n öyle o lsun d i yoru m , çünkü bence eğitim görmüş bir inDer türkeitürkische Wortschatz. Archivum Ottomanicum 14, 1995/96: 5-37 Methusalem, Methusalch ya da Methuşaleh diye de anılan, Nuh Peygamber'in büyükbabası, 969 yıl yaşadığı rivayet edilir.

13 14

37

sanın hele bu kişi b i r dilci ise, kendi a n a d i l i n i n bug ünü ve geçm işi için ilgi duymaktaysa , büyükba basının dilini a n l ayabil mesi doğaldır. Özel bir prob­ lem d i l b i l i m ve g ra mer a l a n l a rının bilimsel terminolojisinde karşıma ç ı kt ı . Başla ng ıçta b a z ı meslektaşların ku llandığı Tı.i rkçe teri mleri ku l la nmayı dene­ dim. Fa kat son ra bundan vazgeçip bana nerede hangi terim en uyg un gö­ rünüyorsa onu kul l a nmaya başladım. Günün b i rinde, kitap yayı nlanmadan önce ben i m geçici olara k derleyip çatıştırd ı ğ ı m term i nolojide birlik ve d üzen sağlayacak bir meslektaş bula bilmek ü midindeyi m . Şimdilik genel o l a ra k a nlaşı ldığ ı n ı sandığım- Ara pça terminolojiyi ku llanmaktayım, örn . kel i m e sı­ n ıfla rı için (isim, sıfat, fiil vb.) fakat daha az bil inen bazı teri m ler (örn . haber ' pred ikat', müşareket ), bi rkaç yeni kelime (örn . tekil, çoğul) , Tı.i rkçe fonetik i mla ile yazılmış Fra nsızca terimler (partisip, aküzatif g i b i ) , orijinal imla ile Fra nsızca teri mler (örn . calque (ödünçleme çeviri), gemination, reduplica­ tion), bazıları Latinced i r (participium passivum). Pek nadir olarak Almanca ve İ n g i lizce teri mler de ku l la n d ı m (belki bi rkaç kere Volksetymologie (halk etimolojisi), Hiatusti/ger (koruyucu ünsüz), backformation (yanlış ayırma) veya ezim ezim ezilmek yapısındaki mastarl a r için kendi bulduğum predi­ cate intensifier (yüklem yoğunlaştırma). Lütfe n bu term inoloj iyi son b i ç i m i n i almış o l a ra k g örmeyin. Amaç ve sınırlar: Bu eserde tanıtılacak olan söz varl ığ ı , yazı l ı kaynakları n tespitine i mkan verdiği ölçüde Tı.i rkiye Tü rkçesinin temel söz varl ı ğ ı d ı r. Söz konusu kaynaklar ister yen i, ister eski olsun; ister yüksek seviyen i n dil in­ den, ister bir kırsal kesim lehçesinden olsu n ; kel i mel er, ister başka d i l lerden Turkçeye a l ıntı olsun, isterse Turkçenin kend i m a l ı olsun fark etmez. Sadece etimoloj i le rinin belirlenmesi güç olan neoloj izmler istisna oluşturur, ben ken­ d imi b u n la rı n etimol ojik çözümlenmesi için ko mpeta n görmed iğim için bun­ larla uğraşmayı başkalarına bıra kıyoru m . (Ancak burada da, eğer eti m oloj i k a rka plan ayd ı n l ı ksa, istisnalara yer veri l d i , örn . a ltıgen ( hendese) 'a ltı köşeli şekil' < altı ve -gen, krş. üçgen, dört­ gen bu neolojizmi n i lhamı tetragon, pentagon, heksagon gibi te­ ri mlerden gelmişe benziyor (bunu belki de -gen hecesinin ünlü ve ü nsüz uyumuna uğrama ması teyit ediyor) : ra kamlara ilave edi len bu gon eki EYu n . ywvı'a (gönia) 'zaviye' kel i mesinden gel iyor. * Küçük altıgenler halinde kesilmiş camlardan (A. Altan 1985 s. 1 0 7 ) . -

.•.

"Temel söz varl ı ğ ı " demekle aynı za manda b i r kel imenin pek ta bii türeme­ leriyle, örneğ i n göz den gözlü, gözlük, gözsüz gibi türemelerle bura d a uğra ­ şamayaca ğ ı m ızın altını çizmiş oluyoru m . Ancak herhangi bir kel i me için özel sebepler (örn. fonksiyonel veya semantik türde sebepler) varsa , b u n l a rl a da uğraşmaktayız. Ese ri n yayı nla nması m ü m kün ol mayan b i r heyu la h a l i n e gelmemesi için kel i melerin fonetik variyantları veri rken d e mecburen son derecede çekingen ve tutumlu davra n m a k zorunda ka ldık. Aynı tutu mluluğu kel i me a n l a m larının tan ı m l a rında da g östermek zorundayd ık. Bir başka tek dilli sözlüğün (TDK Tu rkçe sözlük) ayı kel i mesi nin tan ı m ı için üç satıra i hti­ yaç duyuyorsa: "Memelilerin otobur takımından, beş parmaklı, tabanlarına basarak yürüyen, yurdumuzda boz türü bulunan, iri gö vdeli hayvan ", biz b i r tan ı m vermek yeri ne " m a ruf hayvan" demekle yetindik. B u g i b i vazgeçme­ lerle eseri m izin yayınının çı kmaz ayın son çarşambasına ka lmasını önleme­ ye ç a l ı ştık. '

Sözl ü ğ e a l ı n ması gerekli görülen ta bii türetmelere örnekler: EOsm. ayakla- 'ayağa ka ldırmak, ayak a ltına a l mak' TS 305-306 < ayak 1 + isimden fi il yapan -la-ile- genişlemesi, b . acabla- ı::::ı . * 38

Beni ayal;ladı ğuşşa, ayal;da �aldum ey sal;i, / Yine aya�la­ nurdum ger şunaydUIJ destüme ayal;. (ZatT 1970 [ 1 6 . yy' ın i l k yarıs ı ] i l , 165). ayaklan- 'ayağa ka l km a k' TS 3 0 6 : * Bir telaştlr alfYor yolcu/an Onlarla beraber ben de ayaklamyorum. (A. Ümit t.y. [ 1990?] s. 34). ' d i k i l mek' : * Ürperdim, tüylerim dikine ayaklandı. ( B . Günel 1984 s. 1 1 7 ) . Mecazi manada: * Merdüm u m�hdüm düşkünlerinÜIJ ayal;lanması müyesser ola. ('AiT 1979 [ 15 8 1 ] 1, 188). * sokaktaki toz toprak, birden bire, ayaklamp dönenmeye başlamıştı ortalıkta. (A. Özyalçıner 1957 s . 63). ' isyan etmek; i syan ç ı karmak' * * · ayaklandur- 'aya­ ğa ka l kmasına yard ı m etmek' TS 306: ·� düşkünleri ayal;lan­ durmal; ve ma?lümlar1 ?alim elinden l;urtarmal; . . ('AiT 1979 [ 1 5 8 1 ] 1, 1 2 8 ) . •••

•••

.

Özel b i r a n lam gel i şmesi d e bazan bir m adde n i n sözlüğe a l ı n ması i ç i n yete­ rince enteresan o l a b i l i r. Bunun için b i r ö rnek: EOsm. buçuk il ' ya rım a kçe kıymetinde eski bir küçük Osmanlı si kke­ si' < buçuk 1. Fi ilden nomen concretum ( somut isim) ya pan -(l)k eki i ç i n b . acuk/acık ı o . ·� Yine geldi bir �hriyan, �omaz alur buçuğı, 1 Vay bu kafir, be müselman, �omaz alur buçuğı. (ZatT 1987 [ 16 . yüzyı l ı n ilk yarısı] i l , 478 ) . * Hoca da 'va edicek �adı ayıtmış: "Sille buçuğadur. Var, buçuğm getüriver! " de­ miş. ( P. N . Boratav 1995 s. 106). buçukçu ' Pa d işah a l ayla ca miye çıktı ğ ı s ı rada fukaraya sadaka dağ ıta n adam' M . Sertoğlu 1 958 s. 51. Onyıl Deyimler: Yu karıda sözünü ettiğ i m vazgeçişlerden daha çok ony ı l l a r boyun­ ca inceden inceye topladığım deyi mler malzemesinden vazgeçmek zorunda ka l ışım bana acı verd i . Ne var ki bu vazgeçiş kaçı n ı l mazd ı . Çünkü a ksi tak­ d i rde kita b ı n hacmi beklenenin üç katına ç ı kacakt ı . Bu yüzden şöyle bir ku­ ra l koyma k zoru nda ka ldım: Deyi m lerden sadece i l g i l i madden i n kara kteri n i büyük öl çüde değ i ştire n ler sözlüğe a l ı n acaktı. B u ku ra l yüzü nden tasviri de­ y i mler, benzetmeler ve buna benzer çok şey d ı şa rıda ka ldı; buna karşılık b i r ya rd ı mcı fi i l le bağl a narak fi i l kara kteri kaza n a n isim kavramları veya başka b i r isimle bağlaçsız o l a ra k yanyana g e l i p bir deyim oluştura n isimler sözl üğe a l ı n d ı . B ütün ku ra l l a r g i bi bu kura l ı n da istisnasına yer veri l d i . Öze l l i kle çok ku l lan ı l a n el kita plarında bir deyim e ksi kse, o deyi m i n a l ı nmasından kaçı n ı l­ mad ı . B u rada koyd u ğ u m ku ra l ların da p ratik kura l lard a n başka b i r manası olmadığ ı n ı n fa rkınd ayı m . Deyi mler bakı m ından zeng i nleşmiş b i r kel imenin frazeoloj iyi ö n plana çı­ ka rmaksızın temel kel i menin a n l a m n ü a nsları üzeri nde yoğ u n laşı l a ra k nas ı l sözlük m addesi haline geti ri leceğ ine b i r örnek : baş 1 b . m . (vücu d u n e n üst kısmı) < ETk. baş a . m . ·� Bana varsaydm, seni başım üstünde taşırdım. (Y. K. Karaosmanoğlu 1932 s . 264). * Pek güler yüzle ve mültefit bir taV1rla baş kesip selamladım. ( S . M . Alus 1 944 s. 58). (Argo) baş 'erkeklik organ ı n ı n en uç kısmı' H . Aktunç 1990 s. 5 1 . başmdan aş- 'işi çok fazla olmak': * Zecr-ise /)adden aşdı gö­ züm yaşı başdan ( M ihrl_ H atün 1967 s. 1 24). B i nilen h ayva n i ç i n : başı boş 'dizg insiz, serbest' : * Eşeği başı boş salıverdiler. (S. Kocagöz 1954 s. 16) M ecazi manada : * Başıboş giden toslay1Verir duvara. ( Füruza n 1 9 7 2 k s . 2 50). dikbaşlı 'd izgin işaretleri n i din lemeyen , i natç ı ' : * Gel, baş l;atllığm eyleme, sözüm işit! ( Ferec 855/145 1 v. 1 5 1 a ) . ·� Dik başlı l;alJbe, yan şallayub gitme dikime! (Vaşıf 'Oşman 1 2 5 7 39

s . 50). başçı 'çiğ ya da pişmiş koyu n vs. başı sata n kimse ' : * Meger ol 'ayyarlarul} biri başc'Yimiş. (Ferec 8 55/1451 v. 240a ). AD. başıdışar1 'eviyle meşgul olmayan ki mse; evl i o l u p da hayat kad ı n l ı ğ ı yapan kad ı n ' 05 5 5 9 : * Ehi-/ 'işmetden olur gerçi şa�mma� gibi kar 1 Başlar1 taşra olanlarda bu t:ıalet yo�dur. ('Ali 1956 [ 1 5 86-87 ) s. 230). başmı dinle- 'yal n ız kalarak d i nlen mek' : * İş olmadığı geceler evden Çlk­ maz, Yen/kapı kıyılarma bakan üst kat odasmda başmı dinlerdi. ( B . Arpad 1 960 s. 30). başma kak- 'ya pılan bir iyiliği yüzüne vura ra k biri n i incitmek' * Müdde'i ta 'n edüben başuma ��har 'ış�UIJI 1 Şı­ nuğa vaclb degüldür bunca atma� daşlar. ('Ömer b i n Mezid 1982 (840) 1437 s. 1 7 1 ) . baş kes- 'başını indirmek, eğil mek' ( krş. boyun kes-) : * #:facı �adir, elini göğsüne başdırub baş keserek ağayı selamladı�dan şol}ra ( Mat:ımüd Yesari 1928 s . 2 8 3 ) . baş koy- 'can feda etmeye razı olmak': ·* Bayan Halimi ezilen kadmlarm savaşı­ na gerçekten baş koymuş birisi. (T. Uyar 1985 s. 63-64) . EOs m . baş ko- ' b i risi n i n önünde a l n ı yere değ d i rmek' TS 444 : * Çün t�ht Öl}ine geldi, baş �odı, yer öpdi. ( Fe rec 855/1451 v. 4a ) . Bu ta birin hususiye­ ti, iki elemanın arasına b aşka bir senta ktik eleman g i rerse baş kel imesi yine de accussativum eki a l maz: * Andan baş ölüm yastuğma �odı. ( Ferec 8 55/145 1 v. 5 2 a ) . E Osm. baş koş- 'fikir birl i ğ i yapmak, uymak' TS 445-446: ·* Gerü dön, mülevveşe baş �oşub mülevveş olma! ( Ferec 8 5 5/1451 v. 133b). baş üstüne ! ' peki ! memnu niyetl e ! ' < Ar. 'ala r-ra '­ sl wa-1- 'aynl '(j'obeis) a u signe de tete et au c l i gnement d 'oei l ' ( M . E . Galtier 1904 s. 1-2 ). Krş. Fa . ba-sar u çaşm. ·* Başum üstine n e kim buyurursen 1 SÖZÜl}den Çl�mayam ger öldürürsin. ( f:J a rami 1972 no. 326). EOsm . baş ur- 'baş ko- gibi' TS 455. Bugün mecazi manada baş vur- ' müracaat etmek': * Rakı ve yemek sofraları için Tokatlı­ yana baş vurulmuş, servis yapacak garsonlarm apiko ve pire gibi olmalar1 şart koşulmuştu. ( 5 . M . Alus 1934 s. 306). Başka manalar: ·* Gemi baş vurmağa başladı; ufuk kara kara bulutlu, iş azacağa benziyor. ( 5 . M . Alus, Akşam Gaz. Şu bat 1944). ·* Baba efendi, nasıl, balık baş vuruyor mu? ( M . Z. Paka l ı n 1946 s. 80). •••

•••

baş i l b . m . ( ha yvanları n vücud u n u n en ön kısmı; başka l a rı n ı n ö n ü nde olan) < baş 1 a . m . * Baştaki otelin içi, balkonu, bahçesi hmcahmç. (5. M . Al u s 1 944 s . 156). 'üst derece': ·* Ömer Hoca , başa güreşip de birinci gelene boynuzlar1 kordelalarla süslü bir tosun hediye etti. ( Reşat Enis 1 944 s. 124). ·* Bu çizgileri çeken adam çöpçübaşmdan korkar mfYdı? (T. Yücel 1954 s. 79). Başa geçerek sıfat da olabilir ( krş. ser, ms. ser-asker, ser hademe, sertabip): * Nöbetçi Başasistan, Fahret­ tln Kerim ekolünden, her fırsatta zemine zamana uygun divan edebiyatı mısralar. düşürmeye merakll, edebiyat sever bir dok­ tordu. ( H . Taner 1954 s. 2 5 ) . -başı kel i mesiyle biten rütbe adları n ı n ço­ ğ u n d a possessivum ( iyel ik, mül kiyet) eki olan -ı fonksiyon u n u kaybetm i ş v e kel imenin b i r parçası o l muştur: ·* Odabaş'Ya Rumyozun yazıhane­ sini sordum. ( 5 . M . Alus 1 944 s. 89). Ayn ı şey -başı kel i mesiyle teşkil ed ilen m ü re kkep za man zarfl a rında da görü l ü r, ms. : ·* Haftabaşılar1 çıkmamak için kendini beka r kaydettirmişti . (R.C. U l u nay 1941 s . 1 5 ) . Krş. aybaşı. Başka m a nadaki terkiplerde, mesela yer adlarında, böyle şey o l m uyor: ·* Mesela Kalpakçılarbaşmdan geçiyorum ... (S . M . Al u s 1 944 s. 1 7 ) . (bir şey) başmda 'önünde': * Ertesi günü sabahı herkes işi başmdaydı. ( F. Baysal 1944 s. 60). ' b i r şeyin en ucu, ms. bir okun ya da başka silahın başı g i b i ' : * İki baş kenardaki direklere bağlanan iplere baş, öndekilere de öksüz tesmiye edilir. ( K. Güngör 1 94 1 s. 40

46-49) . * Alt baş komşunuz var ya ? ( Nazım Hi kmet 1965i s. 50). ' baş­ lama yeri , başlangıç': * Sokak başmda faytondan inmişler, bir az yürüdükten sonra bir kapıyı çalmışlardı. (T. Deliorman 1943 s. 1 1 1 ) . * Mevsim başında anlaşma yaptınız biz/en. ( Füruzan 1972 k s. 182 ) . baştan 'yeni başta n ' (aynı ita lya ' d a konserlerde da capo! [yani baş­ dan, a bl ativus adverbialis (zarf işlev l i ayrılma durumu} için b . a ç mazdan ı:::::ı ] d iye bağ ı rıldığ ı g i b i } : * Beni görünce Haki: " Baştan, baştan!" deye bağırdı. Zinet oyununu bıraktı. "Ben utanırım, " dedi. ( M . Ş . Esendal 1 9 3 4 s. 2 3 4 ) . (birisi veya bir şey ile) baş et- ' g ü c ü yetmek, yapmak isted i ğ i n i ya ptı ra b i lecek gü çte olmak': * Eskiden çocuklar bu geniş, güzel bahçeden çıkmazlardı. Hiç bir bahçıvan onlarla ba­ şedememişti. (Yaşar Kemal 1976 s . 318). Krş. başar-. baş 111 ' adet' < baş 1 . ( hayvan yetiştirme ekonomisinde) 'ehli h ayvan ların sayısını söylerken ku l la n ı l ır'. Sayma vasıtası olara k ku l l a n ı l a n d iğer kel i­ meler için b. aded ı:::::ı . ·* Bu çiftliklerin her birinde ... koşu hayvanla­ rı, sağmalı ile bir kaç yüz baş hayvanı çıkarmış. ( M . Ş . Esendal 1934 s. 2 5 ) . EOsm . i ç i n aynı şey va rittir: * Elli baş deve ( Ferec 8 5 5/145 1 v. 5 1 a ) . * Yedi baş kişiye IJüküm etdi ki (Ferec 855/1451 v. 1 45b}. Köy konuşma d i l inde insa n l a ra da ku llan ı l ı r: * Evlerinde kendilerinden başka kimseler yoktu. İki baş horanta idiler. ( N . Üstün 1970 s . 70). Kasa pların term inoloj isinde büyükbaş ( ms. sığır, manda) ve küçükbaş hayva nlar (ms. keçi, koyun) tefrik edilir. baş iV b . m . (vücudun vazgeç i l mez kısmı olara k, hayat tecellisi) < baş 1. * BaşulJı al �ac! ( Ferec 855/1451 v. 64a). *�Halife başı-çün doğru söy­ le! ( a . e . v. 2 1 3 a ) . * �ılıc-ile�hancer-ile od-ile sa 'aliyke baş �ayusm verdiler. {a.e. v. 2 2 6 a ) . * BaŞUIJ şada�ası, bum şalıver gitsün! (a.e. v. 1 3 b ) . baştan sav- '(bir teh l i keyi ) kendinden uzaklaştı rma k ' : * Hey gel, bu belayı başdan şav! ( He l a ki 1982 s. 159). 'geçişti rmek ' : * "Ge­ lir, gelir, sen meraklanma, " diye söylendi kız baştan savarcasma. ( Peride Celal 1978 s. 6). Veri ma lzemesi : Sözlükte maddelerin büyük bir kısm ında yer a l a n verilerle şu amaçlar güdülm üştür: 1) Bu veri ler söz konusu kelimenin gerçekten var ol­ duğuna kanıttır. 2) Veri lerin kayna kları n ı n gösterilmesiyle okuyucuya, bunla­ rın hangi za manda, hangi bölgede ve hangi kü ltürel orta mda ku l l a n ı l d ığı bilgi­ si a ktarılmaktad ı r. 3) Veriler, kel i meyi bağlam içerisinde gösterdiği için kelime üzerine önceden söylenmiş ola nları açı klar, gözle görünür hale getirir, hatta daha önce söylenenlerden çok daha faz l ası nı ifade eder. İşte bu yüzden veri­ ler, çalışmamızın çok önemli bir aspekti n i ol uşturur, her önemli açı klamamızı b i r veya iki veri ile destekleyebi l mek için büyük çaba h a rcad ı k. Çalışmamız, elbette çok yararlı bir eser olan Ta rama Sözlüğü'nün yeri ni tutmayacak, olsa olsa bu sözlüğe eklemeler ya pabilecektir. Bu yüzden söz konusu yayında yer veri lmemiş veya pek az yer verilmiş kayna kları kul l a nmayı tercih ettik, örn . Ferec ba'de ş-şidde'nin 145 1'de çeki mlenmiş bir nüshasını, M ustafa Canpolat ta rafından mükemmel b i r dizinle yayınlan mış olan 'Ömer bin Mezld ' i n nazire antolojisini, F�h rl' nin B . Flemming ta rafı ndan son derecede güzel yayınlanmış olan mesnevisi ni, Orta Osmanlıca için kend i m yayı nladığım için ya kından ta­ nıdığım Muştafa 'All'nin eserleri ni ve Ta rama Sözlüğünün hazı rlanışı sırasında çoğu Tü rk Dil Ku ru mu 'nda ta ranmamış b i rçok eseri ku l landım. 19. ve 20. yüz­ yıllar için hemen hemen sadece edebiyat metin leri ku llanıldı. Söz va rlığ ı : Yu karıda değinildiği üzere üzerinde çal ıştığımız eser -başlıca görevi b u olmasa da- şimdiye kad a r tek dilli sözlüklere g i rmemiş kel i melerin 41

kayıt a ltına a l ı nmasını da sağlayacaktır, eğer bu gibi ke l i meler edebi eser­ lerde ku l l a n ı l m ı ş iseler, memleketin dilinde h a k ettikleri yeri kazand ı klarını ortaya koymuş olu rlar. Bize a ncak eksiklerle erişen eski dönem söz varl ı ğ ı üzerin e bilg i m izi a rtı rma k istememiz p e k ta biidir, b u n u n gibi bugünkü d i l üzerin e bilgi edinmek de haklı bir arzudur. Bu h ususta özell ikle edebiyatın yeni bölgesel ve sosyal yerleşimlere açılımı d i kkat çekmekted ir, bu yerleşi m­ lerle yüksek d i l i n sınır bölgeleri kapsa m içine a l ı nmış ol maktadır. Bu edebi­ yatta n , öze l l i kle her biri ayrı bir coğrafi bölgenin temsi lcisi olan Yaşar Kema l , Fa kir Baykurt, Fahri Erdinç, M a h mut M a ka l , Ü m it Kafta ncıoğlu'nun rom a n ve h i kayelerinden b o l bol yararlan ıldı. Bun ların ya n ı n a " ku l a ktan din leme" metinler katı l ı r, bunlar sözlü edebiyat meti nleridir, Anadolu diya lektl eri n i n a raştı rmacısı Ahmet Caferoğlu v e ondan sonra gelen v e tekn i k dona n ı m l a rı daha iyi o l a n a raştırmacılar tarafı ndan derlenmiş d i a lekt metin leri ki b u n­ lardan baz ı l a rı Balka n l a r'a, eski Ru meli 'ye kada r uza n ı r. Bu kaynakl a rd a n elde edilen söz varl ığı ma lzemesindeki veriler, TLi rk D i l Ku ru mu tarafı ndan yayın l a n m ı ş o l a n değerli ve mutlaka gerekli Derleme Sözlüğü için ö nemli eklemelerd i r. DS'nde bulu nmayan bölgesel diyalekt kel i meleri: AD. çıkak 'su ve g übreyi a h ı rdan akıtm a k için oluk' (?) < çık- + fi ilden yer ismi yapan -ak eki, b . akak El. * Yaş çamlardan çıkak yaptı. ( Ü . Kaf­ ta ncıoğlu 1983 s. 1 3 2 ) . A D . çıkık i l ' neta meli' (?) < ç ı k ı k I; no rm a l l i kten ç ı km ış (?). * �hali sülah atmak lstemlş;�hoca aman atman, bu herif ç*ı� Çl�dı, çarpılüsuz, demiş. (A. Caferoğlu 1946 s. 76). AD. d ulku- ' ıslanmak' < 77: * Ayağı çukurun içine geldi. Donu filan ıs­ landı adamakıllı. "Dulkudu her yanım, nere gideyim ?" dedi ken­ dine. (F. Baykurt 1971t s. 144). AD. dulkut- ' ıslatmak' < dulku- fi i l i n i n c a usativum (ettirge n l i k) (ett i rgen­ lik) hali. * Kolundan tutup kaldırdı. Eliyle eteğini yokladı. " Ohho­ ool Duöz mlkutmuşl" dedi. ( F. Baykurt 1 9 7 1t s. 2 8 ) . A D . d üzen iV ' d üz damlı köy evi' < düzen 1. * Memlekette usta diye ge­ çinenler, değil konak yapmak, düzen yapmaktan aciz kimselerdi. ( M . Hacıhasanoğlu 1954b s . 1 1 1 ) . Eti molojiler: H e r ne kad a r eti moloji ler, ya n i benim 1940 ' 1 1 v e 1950' 1 i y ı l l a r­ da ( b i r kısmı daha da sonra ) yayınlanmış etimo loji yazı l a rı m ı n yeni baskısı­ n ı yapmak bütü n b u girişimin asıl sebebi idi ise de çalışmanın bu kısm ı n ı n önemi, başka aspektler lehine gerilem işti r. Tek tek maddelerin eti moloj i k a rka p l a n ı n ı beli rlemekten vazgeçi lmiş değild ir. Fakat verilen bilg iler çoğu za man kel i m e üzeri ne en son nerede durulmuş olduğ u n u ve hangi sonuca varıldığını gösteren bir nottan ibarettir. Fonetik ve semantik- değ işi m leri n , kronoloj i n i n ve coğrafi yayı lımın g ö z önünde tutulduğu gerçek bir eti moloj i k a raştı rma en fazla ima yoluyla mümkü n o l a b i l m iştir. Pratikte ü ç değişik d u ­ ru m a yırt edilebilir: 1 ) TLi rkçenin mirası olan kel imeler: köken i n i n n e olduğu a raştı rı lmadan veya alıntı o l u p olmad ı ğ ı sorusu üzeri nde d u ru l mada n yeni l iteratüre ( Doerfer, Sevortya n , Rasanen, Cla uson, Erdal) gönderme ya p ı l­ mıştır. Eğer kel i m e Eski TLirkçede bulunmuyorsa , belki yeni TLi rk dillerindeki yayı l ı m ı n ı g öz ö n ünde tuta ra k yine bu gruba sokmayı den iyoruz. 2) TLirki­ ye TLi rkçesi içerisinde d i l ta ri h i : TLi rkçenin m i rası olan kelimelerin TLi rkiye TLi rkçesi a l a n ı nd a ki kaderlerine geli nce, en ö nem l i beli rti leri aydınlatmayı denemekteyiz ( Eski Osm a n l ıcadan Orta Osm a n l ıcaya ve Orta Osmanlıcadan g ü n ü m üzün diline biçim ve anlam değişi m i ) . B u çalışmanın şematize e d i l m i ş 42

termino loj isi nde " Eski Osmanlıca" ses bakı m ında n henüz çok fa rkl ı olan ve 16. yüzyı ldan itibaren kaybolup giden Tu rkçe m i rası kelimeler a n l a m ı n a ku l­ l a n ı l m ı ştır. Buna karşı l ı k "Osmanl ıca" ilk olara k d i l i n yabancı, ya n i Ara pça ve Farsça olan ve bugün canlı o l maya n kısmını ifade etmek için ku l l a n ı l d ı . İ kinci olara k da "Osma n l ıca" tarihi ve kend i dönemine bağ l ı kurumları ve aletleri ifade eden kel i meler için ku llanılm ıştır, bugün bunlar yaln ızca ta ri hçiler tara­ fı ndan hatı rl a n m a ktad ı r, örn . : Osm. a rda 1 ' uzun e l değ neğ i ; n işa n için d i kilen değnek' (At:ımed Vefi� Paşa 1306 s. 18) < ?? ardalu 'eli değ neklü çavuş' (aynı yerde). Kel i me daha eski bir tari hi devri a ksettirdiği halde daha eski kaynaklarda bulunamadı. devşi rme 'toplanılmış (acem i-oğ l a n l a rı ve yen içeri ler ha kkında)' < devşir- + fi ilden participium passivu m manasında sıfat ya­ pan -me eki, b. aşılama 8. * Devşirme 'acemi oglam ve sa 'ir oca�larulJ_huddamı . . . bi-edeb oldı. ( Sela n i kT 1989 [ 1 599] 1, 482 ) . Alıntılar: Alı ntı ma lzemesinde kendi a raştı rmalarımızın v e başka­ l a rı n ı n a raştırmaları n ı n sonuçlarını kısaca göstermeye çalıştık. B u n u yapa rken henüz başka yerde yayı nlanmamış bazı mad­ deler de eklend i , ancak s istemati k olara k bu a landaki her yeni yayı nı arayıp bul maya ç a l ışmad ık. Baza n modern "ya bancı ke­ l i meler"in eskiye uzanan eti moloj i k ön tarih leri aslında gerekl i o l m a d ı ğ ı halde Tu rk o kuyucusu n u n yara rına olsun d iye b u konu­ l a ra yer veren el kitapları ndan a ktarı l ı p kon uldu. ag nostik 'Tan rı h ususunda bir şey b i l menin imkansız olduğuna inanan ( kimse)' < Fr. agnostique veya İ n g . agnostic a.m. [ EYu n . a- 'olmaya n ' ve /gno/ ' b i l mek' kökü nden bir sıfat] . Yu n . a lfa p rivativum (olu msuzl a ma öneki a-/a n-) için b . abana [J ve sıfat yapmaya yarayan Fr. -ik için b. Adriatik 8. * "Hangi din­ densiniz?" "Agnostikim. " (V. Gü nyol 1992 s. 2 5 ) . Sözlü k parağraflarının yapısı: En b aşta madden i n Tu rkiye Tu rkçesi içinde hangi alana g i rd iğine ya kısa ltma larla EOs m . , Osm . , AD., RD veya ayraç içe­ risindeki kel i melerle (Argo) ( H a l k d i l i ) ( Konuşma d i l i ) vb. işaret o l u n u r. Böyle bir işaret b u l u n m a ması kel imenin bugünkü sta ndard Tu rkiye Tu rkçesine ait olduğunu gösteri r. Bundan sonra a lfa betik sıraya d izilmiş olan madde ge­ l i r. Maddenin yanında ayraç içerisinde varyantlar b u l u n u r, bunlar en eski biçimden en yen i biçime doğru sıra l a n m ıştır. Kel i melerin yazı lışınd a bugün­ kü Tu rkiye Tu rkçesinin imlasına uyu l muştur. ( M ü m kü n olduğunca özel işaret ku l l a n ı l mamıştır. ) Bu ndan sonra gele n ler: esas a n l a m , kaynaklar ( özel likle D S ve TD, b u sıraya sadık ka l ı narak), bundan sonra etimoloj i , 1-2 veri . İkin­ cil a n l a m l a r, zikr etmeye değer kel i m e bileşi m le ri ve türetmeler parağrafın sonunu oluşturur. bıça k b . m . ( kesme a leti ) < ETk. bıça� a . m . Cla uson 1972 s. 293294 [bıç- ' kesmek' + fi i l den nomen instrumenti ( a let ismi) ya­ pan -a� eki, b. apuldak 8 ] . * Almayı soydum, bıca� uciyle sunuverdüm. ( Ferec 8 5 5/145 1 v. 44a ) . bıçakla- 'bıça kla öl­ d ü rmek' ( isim/sıfat'ta n fi i l ya pan -la-/-le- genişlemesi için b . acabla- İ 8 ) : * RazulJı balJa de ve illa ben gendözümi bı­ ça�laram. ( Ferec 855/1451 v. 144a ) .

43

İ statistik: Çal ışma bir sözlük biçiminde sunulmaktadır. Tü rk a lfa besinin i l k beş harfi az ç o k biti rilmiş d u ru mdadır. Bilg isayar bu konuda d a h a kesin b i l ­ giler verebilmekte : Yazılan sayfa

İşlenen madde

A harfi

237

3011

B h a rfi

277

3861

C ve Ç h arfleri

225

2639

D h a rfi

226

2 185

Buna göre 965 sayfa yazı l m ış ve 11696 madde işlen m i ştir (okuma yanl ış­ l a rından i l eri gelen yan ılma payı ola b i l i r). Bunun üzeri ne a rası nda gönder­ meler ve toplu bakış maddeleri ve (şu sırada 66 sayfa tuta n ) bibliyografya, kısaltma l a r dizini ve belki m addeler a rasında bulunan Tü rkiye Tü rkçesi söz varl ı ğ ı n a d a h i l o l mayan maddeler dizi n i gelecektir. Bunlar. belki üç y ı l l ı k ça­ l ışmanın ürünü olarak çok görünmeyebi l i r. Ben i m için ise bu say ı l a r kesinlik­ le E h a rfi ile i l k cildin son a ermesi gerektiğ i n i açı kça ifade ediyor. Burada A, B, C, Ç ve D ha rfleri nden (şu andaki hal leriyle) örnek sayfa lar vereceğiz. Bunlar sözlüğ ü n görü n ü mü üzerine genel b i r bakışa ve belki de sözlüğe yönelik ta leplerin d a h a d a artırı l m asına fırsat verecektir. A harfinden herhangi bir sayfa AD. alemlda ' i p l i k çilelerini çözgü kalemlerine sarmaya yaraya n çark, çıkrık' K. Emiroğ lu 1989 s. 37 < Yu n . aAEµı '6a (a lemiçla) a . m. A. Tietze 1955 no. 14. alemlnas, b . alamelelnnas. AD. alemlt ' i p l i k çi leleri n i çözgü ka lem lerine sarmaya yarayan ça rk, dolap' DS 211 < Yun . avE1-u '6ı ( a nemfçli) a . m . A. Tietze 1955 no. ıs. Osm . a lemmedar 'alemin merkezi' < Fa . 'alam-madar a . m . [ 'alam 'alem' ve madar 'merkez, mihver', Ar. /dwr/ 'dönmek' kökü nden ] . * Padişah-• 'alem-medar. ('AiT 1979 [ 15 8 1 ] ı. 187 ) . Osm . alemnüma 'dünyayı g österen' < Fa . 'alam-numa a . m . ; g üya Büyük İskender'in, İskenderiye'd e bina ettird i ğ i deniz feneri n i n tepesine koyd ur­ duğu " bütün d ü nyayı gösteren" ayn a . * Muşl)af-ı l)üsn ü cemal içinde ol ma 'şü�anulJ 1 Şüreti aylne-i 'alem-nümadur söylenür. (' Ömer bin M ezid 1982 ( 840) 1437 s. 2 38). ı:::::ı

Fa .dan a l ı nmış kel i m eler arasında -nüma ekiyle biten ler var. Bu ek, Fa .da 'gösteren' ma nasına gelen numüdan fi i l i n i n b i r u nsu­ rud ur. A-B ve C-E ci ltlerinde teşekkü lü böyle o lan kel i meler şun­ l a rd ı r: alemnüma, ciha nnüma, engüştnüma. H a l k d i l inde yalnız kıblenüma kelimesi ku llanılm ıştır.

Osm . a lempenah 'a lem i n melcei o lan ( padişa h ) ' < Fa . 'alam-panah a . m . [ 'alam 'alem' v e panah ' melce']. * ·� . alemşü mul ' bütün dü nyayı içine alan' < Fa. örneklere göre alem 1 ve şümül ' ka psa ma' kel i melerinden ibaret takriben 1900'de o rtaya çıkmış yeni bir terkip; krş. cihanşümul.

44

alemtab 'dü nyayı ısıta n; dünyayı ayd ı n l atan' < Fa . 'alam-tab a . m . * Eşi­ gül}den def' �ıl a.(lyar1 kim /ay* degül 1 Mihr-i 'alem-tabile ola �arinwhuffaşlar. ( ' Omer bin Mezid 1982 (840) 1437 s. 1 7 3 ) . A D . alençik 'çardak' D S 178-179 < a/aÇ1k. * KfYmet'le Dirmit bağr1şan­ /ar1 dağda bırakıp, bağ yolunda alençik yapmaya gittiler. ( L. Tekin 1984 s. 19). a lenen ' u l uorta, herkesin içinde' < Ar. 'a/anan a . m . [ 'alan kel imes i n i n zarf h a l i , Ar. accusativus eki -an ' ı n zarf ya ptığı d u ru m l a r için b . aceleten c::ı ] . * Bu, benim hikayesini anlatacağım İznikli leylek, namaz kllan soydan değildi. Çünkü Ramazan günü alenen solucan yiyordu. ( H . Ta ner 1954 s . 4 5 ) . (Argo) a lengi l l i/alengi rli 'fiyaka l ı , kibar' < alangle ( ? ) . * Duvarlarda, çe­ nelerinin altmdan zincirler sarkan bir sürü alengilli saat var. ( F. Erdinç 1948fes s . 7 ) . * O kfYıda İstanbu/'un e n güzel köşkleri: dışla­ r1 mermerli, yağlıboyalı, süslü tuğlalı, işli oymalı: içleri alengirli. (A. Nesin 1969 s . 5 5 ) . * BalıkÇI yakalı, kaim, alengirli örgülü, doğal beyaz bir kazak, kahverengi kadife pantalon vardı üstünde. ( P. Kür 1983 s. 184). 'fazla kibar ve o yüzden herkesi n hoşuna g itmeyebi­ len' : * Kereviz ve bamya allengirli sebzelerdir, herkes sevmez. En iyisi bifteğin yanma patates kızartmak. (T. Uya r 1985 s . 1 1 3). ·* Öyle hangi çatalı kullanacağımı bilemediğim sofralara oturmam yok ben gelemem öyle alengirli numaralara! ( P. Kür 1987 s . 72). •.•

ı:::::ı

/ r / sesi zayıf bir ü n süz olduğu için ağızlarda ünlüden sonra çok defa d üşer ( krş. arslan / aslan D) ve bu fenomenin a ksi olan hypercorrection ün lüden sonra inorg a n i k (asli olmaya n , sonradan türeme) b i r / r / sesinin türemesine sebebiyet verebilir. A-B ve C-E ciltlerinde ba hsed ilen böyle inorg a n i k (asli olmaya n , sonradan tü­ reme) / r / i htiva eden keli meler şunlard ı r: alengirli, arkula, cir­ şane, çamaş11; cırtlambuk / çitlembik, çirnik (?), çortke, çot I / çöt / çört, darbuka, dardağan, düğürcük.

aleni 'g izl i ol maya n , h erkese ilan ed ilen' < Ar. 'a/ani a . m . İsimden sıfat ya­ pan n isbe e ki -i için b. adali ı:::::ı . * "Aleni tahriktir bunun adı", diyor Hakkı Bey o berbat sesiyle, "Adamlar bizi resmen garp sermaye­ sinin kuklası görüyorlar. " (A. Yu rd a ku l 1989 s. 243). aleniyet, b. alaniyet. alerji (tıp teri m leri nden) 'aşırı hassasiyet' < Fr. al/ergie < Al m. Allergie a . m . [ EYu n . ali 'başka' ve ergon 'eser, iş, ma hsu l ' ] . Fr. -i eki için b . afazi ı:::::ı . * Zaman zaman yüzünü basan kızartı/ar için (doktor) alerji deyip geçmiş. ( Pe ride Cela l 1991 s. 553). B harfinden bir sayfa böyle i l (za rf) 'bu yolda, bu ta rzda ' < böyle. * Erenleri sevmedüginden böyle ederidi. ( Ferec 855/1451 v. 199a ) . Soru c ü mlesi nin son u n d a şaş­ kın l ı k veya endişe bildiren b i r n ida gibi ku l la n ı l ı r: * A, ne bu böyle? Bu tazeye acımfYor musun sen ? ( S . M . Alus 1944 s. 179). böyle 1 1 1 (za m i r) , yalnız böyleler çoğ u lunda (tekil için b. böylesi) . ·� Her memleketde göbekleri 'ananeye bağlı zavallllar vardır: bunlar mazi ile 'ala�alar1 �a'f edilince yaşamazlar. 1840 BulJranı böy­ lelerin sebeb-i in�ırazı oldu. (Cenab Şaha beddin 1335 s. 191-192 ) . 45

böyle böyle ' bu şeki lde' < böyle il. * Böyle böyle bir iki sene içinde ihtiyar daymm plam tamamile tatbik edilmiş oldu. ( R. N . Günteki n 1944 s. 1 9 ) . (tafsilatsız a nlatışta) 'fa l a n fi lan' ( krş. bu ı m addesinde bu­ dur budur) : * Gidelim heriflere, diyelim böyle böyle, anlatalım vaziyetimizi! (Orhan Kem a l 1949b s. 1 2 1 ) . * 'Abdullah-ı tacir gendü oğlı Şabüra name yazmış, böyle böyle demiş. ( Ferec 855/1451 v. 1 2 2 a ) . Bu g i b i cümleler tehd it ifade edebilir: * Hemin dem buyurayım sizi böyle böyle etsünler! ( Ferec 8 5 5/1451 v. 68b). AD. böylecek ' böylece' < böyle i l + -cek aeq uativus-zarf-küçü ltme eki, b . ancak ı::::ı . * Çarşaf böylecek yere yakm, e mi? (S. Ki limci 1949 s. 63). böylecene ' böylece' < böyle i l + iki küçü ltme eki nden (-ce + -gine) ibaret olan -cene ek g rubu, b. acarcana o. * Kafkasya'nm dik, yol vermez dağlarmda üç ay mı dolaşmışlar, yoksa beş ay mı dolaşmışlar böylecene? ( N . Eruz 1969 s. 47). böyleme (sıfat) ' böylesi ( i l ) ' TS 670 < böyle + /mel [ ETk. yme 'da h i ' ?], krş. nlceme. Kelime tek bir ve biraz mü phem bir mehaza dayandığı için sakı nca l ı d ı r. böylesi ı (za m ir) ' bunun g i bi biri; buna benzeyen şey' < böyle ı . * Hiç bir yerde başıma böylesi gelmemişti, ne diyeceğimi şaşırdım doğru­ su. ( K. Bilbaşar 1943i s. 1 6 ) . Bu za mirin çoğulu ya böyleler (b. böyle 1 1 1 ) , yahut böyleler/ veya böylesi/er olabi lir: * Beybaba böylelerin­ den de değildir. (5. M . Alus 1 944 s . 1 1 ) . * Alamanya da bayılıyordu böylesllerel Kızıl götlü maymun! Şuna bak hele, ana ata demeyip gidecekmiş öyle mi? ( B . G ü nel 1991 s . 1 7 1 ) . böylesi i l ( sıfat) ' bunun g i bi, bu derecede' < böylesi ı . * O korkak, çekin­ gen, babasıyla konuşurken bile kekeleyen kızdan kim bekleyebi­ lirdi böylesi bir ataklığı? ( P. Kür 1987 s. 98). * O zaman da böylesi geceler yaşamrdı. (Osman Şahin 1 994 s. 34). böylesi ne (zarf) 'bu derecede, aşırı bir biçi mde' < böylesi ı + zarf işareti olan dativus hali eki. Bu tür dativuslu za rflar için b. abes yere ı::::ı . * Dalgakıramn ucundaki fener bütün koyu, bütün sahili güzelleşti­ riyordu. Feneri kaldırsan ne koy, ne de bu sahil böylesine güzel olmayacaktı. (A. H ü n a l p 1962 s. 38). böyü-/büyü- ' i ri leşmek; a rtmak' DS 774 < ETk. be{lü- a . m . Cla uson 1972 s . 299. * Söz meşelidür ki ağızdan çı�ıca� böyür/büyür, yerine sığamaz olur. ( Ferec 8 5 5/1451 v. 192 a . ) . ' boyu a rtmak; yetişkin hale gelmek'; * �ız ni'meti icinde böyidi/büyidi. ( Ferec 855/1451 v. 188b). C harfinden bir sayfa AD. caban/cava n/cava na ' ka l ı n urgan ' DS 837 < Erm . çevon a . m . U . Bla­ sing 1992 no. 51, < EErm. ç ' u a n/çopa n a . m . R. Dankoff 1995 no. 597, krş. Güre . capanl E. Cherkesi 1950 s. 262, Kü rt. çopan a . m. AD. Cabar 'Çingene' DS 837 < Ro m . Caparl / Zaparl 'göçebe Çingene, Çi ngenelerin en kabası' A. G . Paspati 1870 s. 2 2 , 591 Paspati'ye göre ke­ limenin m e nşei Bulg. zaparyam 'ter dökmek ve pis kokmak' fi i l iymiş. Osm. cabeca ' yer yer' < Fa . ca-ba-ca a . m . (ca, ve ikinci ca'nın önünde ba- ö n ta kısı, b . be ı ı::::ı ) . * Gördüm, yol üstünde yükden nesne ca46

beca damlamış. ( Ferec 855/145 1 v. 1 2 3 b ) . ·* Ayağmdaki pantalonda cabeca mürekkeb lekeleri vardı. 1 H .Z. Uşa�l ı g i l 1 3 1 7 s. 160). ca bgın, b. çapgm. AD. cabı 'su yolcusu' THASDD 1630 < Ar. al-cabi a . m . [caba ' recuei ller (dans u n reservo i r)' fi i l i nden, /cby/ kökünden; krş. cabi]. DS'de yoktur cabı n-, b. çapm- i l . Osm. cabi ' b i r vakfı n varidatın ı topla makla vazifelenmiş ki mse' < Ar. cabi 'verg i toplayan memur, ta hsildar', Ar. l a 2 i 3 ka l ı b ı için b. abid o. Krş. cabı. AD. cabla- ' u ğ raşmak, didinmek' DS 1073 < ETk. çap 'şak! ' [ ses takl idi kel i melerden, ms. ka mçı sesi Clauson 1972 s . 393 + isimden fi i l yapa n -la- genişlemesi ] . * Ol yalJa bu yalJa cabladı, ayağm yere �a�dı, f!hır duza� yırtlldı, av �acdı. ( Ferec 855/145 1 v. 35b). Krş. çabala-. Osm . cablus ' d a l kavuk, yalta kçı' < Fa . cablüs a . m . * Ademi bi-vefa olur; /abesi ve cablüslığı eline nesne girince olur. ( Ferec 855/1451 v. 1 5 1 b) . AD. cacık 1 ' bazı yenen otla r' D S 839, R . Dan koff 1991 s . 2 0 < ? ? * Cacık deyince şu iştah verici yoğurtlu salata gelmesin aklımza! Cacık deyince burada karavuluk, mercimek, çıtlık gibi otlara derler. Ka­ dmlar kızlar, bahar boyunca, akşamlara kadar dere bayır dolaşıp sele ve çantalar dolusu bu otlan toplarlar. Tuzlanarak yufka ek­ meğe sar1lıp dürülerek yenir. Yahut kaynatılarak ver yansm edilir kaşıkla. ( M . Makal 1950 s. 126). (Argo) cac ı k l ı k 'apta l , salak, e nayi' F. Devel l ioğlu 1959 s. 73, H. Aktunç 1990 s. 62 ( şeklen erkekl i k uzvu na benzed iği nden adı ağza a l ı n mayıp salatalık dahi denen hıyar mı kaste­ d i l i r? ) . cacık i l 'yoğ u rtlu, sarmısa kl ı h ı y a r veya otla rla yapı l a n sa lata' < cacık ı . * Ooo öğle olmuş, haydi bakalım eve! Hamm ne yapmış, ne pişmiş, acaba yemeğin yamnda cacık var mi ? ( M . İzg ü 1993 s. 2 1 ) . cacım/ceci m/cicim ( i kincisi bugünkü telaffuzu gösterir) 'ince dokunmuş ren kl i ve nakışlı k i l i m ' DS. 873 < Fa . cacim/cacim 'a fi ne bedd ing or ca rpet' F. Stei ngass 1930 s. 348 başka bir kayda göre 'İra n 'daki yürük­ lerin dokudukları ve ku l l a nd ı kları a laca l ı uzu n şeritler' H . E . Wolff 1966 s. 2 0 1-20 2 . Fakat bu kel imenin asıl menşei belli değ i ld i r. Krş. Güre . cecimi E . Cherkesi 1950 s. 2 74; Kürt. carcım a . m . l .A. Orbel i 1957 s . 454. * Kayığı bir kenara çektirdik. Biraz kah valtllık ile bir cicim de ge­ tirmiştik; cicimi serdik, oturduk. ( 5 . M . Alus 1933p s. 58). * KarlSI, hayata dizilmiş küfelerin üstüne bir cecim örtüyordu. ( F. Bayku rt 1967k s. 40) . Osm . caci, yalnız caci keman 'en iyi cins yay' ta b i rinde, Men i nski 1 7 80 1, 299 < b u g ü n kü Taşkent şehrinin ve bütün bölgesinin eski adı olan Çaç/ Cac'da n , isimden s ıfat yapan -i eki i lavesiyle teşkil ed i l miş s ıfat. * Mev­ lana! İşbu gümiş t a vantajcı > avantacı > avanta iza h ı ndan başka henüz kabul ed i lebi lecek başka izah teklif edil mem iş­ tir. * Dayıbey bir mensucat fabrikasında kapıcılık bul­ du. Hem aylıktan gayrı avantası olduğunu da söyle­ di. ( F. Onger 1944 s. 4 8 ) . 'fayd a ' : ·� Ben şıran111 başında oldugum f:ıaldewhöcanılJ sediri, cunbası biraz geriye çekik olması f:ıasebiyle yüzi, anca/:< dirsekleri ral)/eye dayalı, başı iki eli içinde durduğı erğzaman görülü­ yordu ki benim lçün bu f:ıal bir avanta şayılabl/lrdl. (Al:ımed Rasim 1 3 1 2 s . 1 0 5 ) . avanta 'avantacı' ( h ata mı?): ·� İnsan garson olur da adam seçmezse neye yarar? Yüzünden adamı okumalı: esnaf mı, hovarda mı, me­ mur mu, mütahlt mi, sabıkalı mı, avanta mı, aynasız mı ? (A.K. Tecer 1947 s. 6 3 ) . •••

Veri ler: E ğ e r sözlü k yaza rı, örnekleri kend isi ya ratmak niyeti nde deği lse. bütün yazd ı klarını ta mamiyle yazı l ı ka ynaklardan derlenmiş veri lere d ayan­ d ı rm a k gibi ideal bir duruma u laşması h içbi r za man mü mkü n olmayacaktır. Eğer bol m a lzeme bulu n m a ktaysa bu malzeme n i n içinden içinden kolay­ ca a n laşı l ı r, ya nlış a n la maya yer bıra kmaya n , sorunsuz örnekler seç i lebil ir. B u n u n a ks i bir d u ru mda daha az uyg u n bir seçi m yapmak zoru nda kalı n ı r. Okuyucudan a n layış rica ediyoru m . Bazan kısa, yeri ne otu ra n ö rnekl e r bul­ m a k m ü m kü n olmadı. Bu gibi d u rumlarda uzayıp giden bir c ü m leyi, g erekli olmayan kıs ı m l a rını çıka ra ra k kısa ltmak zoru nda ka ldım. Bunun a ks i n e bazı 56

yerlerde de a n latılan d u ru m u g öz önüne serebil mek i ç i n b i r c ü m leden daha fazlası n ı a l ı ntılamak zoru nda kaldım. Genelde birincisi eski bir döneme a it iki veri i le yeti n d i m : besbel l i ' a pa ç ı k, şüphe götürmez' < belli + reduplication (iki­ leme) + isi tezat ü nsüzü, b . apakçll o . * Vaşf-ı halleri bes­ bellü olur. ('AiT 1 587 v. 1 2 8 a ) . * Böyle bir yamt vererek, kaçış yolunu seçmiştim besbelli. Zaten, ne zaman bir kızla konuşmak istesem, hep aptalca sözler dökülürdü dudaklarımdan. (Z. Anka ra 1991 s. 136). Tek veriler ( Hapax legomena): Geçmiş d ön emleri n söz va rlığını d a ya­ zı l ı kaynaklar aracılığıyla meyda na ç ı ka rmayı d enemek pek nadir, belki sa­ dece bir kere g örü len kel i melerle de u ğ raşmayı gerektirir. Doğ a l olarak bu uğraşı yanlışlara yol a ça b i l i r. Acaba kel i menin oku n uşu doğru mudur? Bu şekilde yazılmış olan kel i me eskiden nasıl telaffuz ed i l m işti ? Yazıcı bununla ne demek istemişti? Yazıcı bu d i li ne derecede iyi bil iyord u ? Ana dili m iyd i ? Aca ba kendisine d i kte mi ed i l m işti, acaba ya n l ış m ı işitm işti ? Bunlara ve bunun gibi başka soru l a ra kesin ceva plar vermek mümkü n değ i l d i r (yazık ki eski za m a n ı n i n sanlarıyla telefon görüşmesi ya pmak henüz keşfedilmed i ) . Demek ki sağ l a m bir zem i n üzerinde d e ğ i l iz. Kolaylı kla ya n l ışlar yapmamız mümkündür. Fakat bu emniyetsizl ik göze a l ı nmalıd ı r. Başka la rı n ı n da metin yoru mu sırasında yanlış yola g ittiği olmuştur. Bir örnek olara k Ta lat Tekin'in 65. doğumyılı a rmağ a n ı nd a yazdı ğ ı m yazıyı a nayım. Başka b i r örnek: Osm. calk ' isti m n a , e rkekl iği ile oynayarak ken d i n i tatmi n etmek' Men i nski 1680 1, 1641 Meni nski 'ye göre çal- veya sıyır- fi il­ leriyle ku l l a n ı l ı rd ı . Fa . cal� zadan a . m . F. Stei ng ass 1930 s. 368'e göre Tk.den Fa .ya geçmişti r yine de F. Ste i ngass 1930 s . 3 67'de Ar. d i ye calla� 'an onan ist' ke l i mesini kaydediyor, fa kat G. Doerfer onu Fa . d a ki Tk. kelimeler a rasında zi kretme­ miştir. F. Steingass' ı n aynı s a h ifede Ar.dan gelen cald kel i mesi­ n i n manaları a rasında, fakat öteki manalara uymaya n , zi krettiğ i 'ona nism' manası, calk i l e cald a rasında bir a l a ka bulu nmasına dela let edeb i l i r. Kel i men i n menşei Ar. deği lse, cal/a� gibi mu­ a rreb şeki l le ri vard ı r: * "Mütercim der ki 'ammisinil) istim­ na ' ma 'nasma tecallu� isti'malleri keşf ma 'nasmdandır. ( FTrüza badT 12 5 011834 i l , 8 7 8 ) . * D�hı cal� yaramazdur, er­ ligi ia 'if eder. (TS 747; orada gösteri len m a n a yanlıştır). Eminim ki, ben kendim de bu gibi ya n l ış yorumlara d üşeb i l i ri m . Toplu Bakış Maddeleri : Toplu Bakış M addeleri sistemiyle esere y e n i bir d i mensiyon eklemiş olduğu muzu umma ktayız. Bu sistem henüz plan lama aşaması nda b u l u nmaktad ı r, Bu maddeleri n ma lzemesi A h a rfi n in ta mamı, B harfinin b i r kısmı için hazırlanmış bulunmaktad ı r. Henüz bu parağrafları metin içerisinde di pnot olara k mı yoksa eseri n sonu n a s istemati k bir ek ola­ ra k mı koyacağ ı m a ka ra r verm i ş değ i l i m . M etn i n içine konacak olursa, toplu bakış maddesi, söz konusu fenomen i n i l k geçtiği yere bundan sonra geçtiğ i yerlerde geriye g önderme yapıl acaktır. B u sistem, kelime çözü m lemelerinde üzerinde d u ru l a n fenomenleri eseri n b i rçok maddesini ka psayan biç imde d üzene soku l masıdır. Bu konseptin a nlaşılmasını sağ l a m a k i ç i n burada bir kaç örnek veriyorum. Osm . ab l/av 'su' < Fa . ab/av a.m. * Gemile pes geçüb ab-ı Fıratı (Za'Tfı 1950 [ 1 555] s. 150). *V Haricden biri ortalığa söz atar, güya ...

57

ab-ı germe bir kase şoğu� şu �atar. ('AiT 1 5 8 7 v. 132a). B i rleşik ke­ l i melerde ü nlüsü kısa lara k BSTTk. ve konuşma d i l i ne girm iştir; ms. ab­ dest/avdest, çirkef, girdap, gülab gibi. Bazı deyim lerde Fa . kel imenin yeri ne Tk. m u ka bi l i su kel i mesi konmuştur, ms. Fa . ab-i rüy rjhtan-+yüz suyu dökmek. Tl.irkçeye başka d i l lerden a l ı nmış kel imeler a rası nda Fa rsçada n g i renler en eski tabakayı teşkil eder ve sayı l a rı Arapçadan gelen­ lerin ya n ı nda ikinci sırayı a l ı r. Bu arada şunu u n utma m a l ı d ı r ki Ar. kelimelerin büyük b i r kısmı Tk'ye Fa . üzeri nden geçm iştir. Fa .dan gelen b u büyük kütlenin ses d u rum l a rı Tk.ye nasıl i mtisa l etmiştir? 1. Fa . n ı n Tk.de olmayan yega ne ünsüzü / j / 'd ir; onun yeri n i çok defa / c / al m ıştır ( b . abajur / abajör ı::::ı ), fa kat Fa . bilg isi o l a n la r Tk. n i n e l ifbasına / j / h a rfi n i de i lave ettiler. i l . İ ki ü n l ü a ra s ı ndaki / d /, Fa .da bir za m a n l a r bazı m ı ntaka l a rda / 9 / olara k telaffuz ed i l diği ve nokta l ı yazı ldığı için EOsm .ya da böyle geçmiş ve daha sonraya da izler bırakmıştır (b. azine ı::::ı ) . 111. Fa . (hwa / hecesi Tk.ye ekseriya /�hö /, bazen de !_ha / olara k alın mıştı r ( b . hab ı ı::::ı ) . Fa . ünl ü leri n o çağın klasik telaffuzları ile EOsm.ya aynen alındığını ta h m i n edebi liriz. İ ran'daki daha sonra ki gel işmelerin Osm .ya fazla tesir ettiği fark ed ilmiyor. Onun için Fa . kelime lerden bahsederken klasik telaffuzu veren Ste i n gass lugatini esas tuttuk ve yalnız istisn a i h a l lerde bugünkü sta ndart Fa .yı veren Ru b i nçik lugati n i şahit tuttuk. OOsm .da Fa . a s ı l l ı a l ı n m a l ar, Ar. a s ı l l ı l a rla be­ raber geniş b i r sta ndartlaştı rılmaya tabi tutu ldu.

ı::::ı

abadi kağıt 'kalınca, saman ren g i nde kağıt', 1 7 . asırda ku l l a n ı l a n iyi bir ka­ ğıt c i nsi; ( Meninski 1680 1, 10). Os ma n Ersoy'a g ö re H i nd ista n ' ı n Devle­ tabad şehri nde yapıldığı i ç i n bu ismi a l m ıştır, b . M . Kütükoğlu 1983 s. 7 7 . Coğrafi adlara daya n a n appellativa 'yla (cins isimler) i l g i l i , A-B ve C-E ciltlerinde şunlar bulunmaktad ı r: adana, adisababa 1 ve i l, afgan, Al/ korna ( bir çeşit fes) ve alikorna kağıdı ( b . A llgor­ na), Amerika, Amerikan, amerikan / amelikan, amerikan (bezi}, amonyak, andezit, arduvaz, artezyen, atlas i l ( bir çeşit ka ktüs), badmlnton, Bağdadi, bağdadi, bamburuk, ba­ yan (?}, bazalt, bisturi, bizmut, blucin / blujin, bluz / blüz, boksit, bordo, boyna / boyuna, buhari, buji, ceberti (at}, cemapur, çaçi keman, çarliston, çatana, çini, demevani, Dı­ mışki / dımış�ı i l .

ı::::ı

abajur/abajör ' l a mba sipe ri ; üzeri siperli masa l a m bası veya ayaklı l a mba' krş. H . Eren 1995 s . 735. < Fr. abat-jour (asıl ma nası ' ı şığı seyreltici') 'lamba siperi', 19. asırda BSTTk. ne g i rm iştir. İlk defa 185l'de panj u r ma­ nasında geçer: ·* A�abi dudunm odasının abajur kanat/eri çekil­ miş (Vartan Paşa 1991 ( 1 8 5 1 ] s. 139). Zaten panjur/pancur kel i mesi de aynı Fr. kelimenin bozu lmuşudur, G. Meyer 1893 s. 44. * Yeşil aba­ jurlu lambayla aydınlatılmış köşede bir kadının dikildiğini görü­ yorum. (A. Ağaoğlu 1992 s. 89). ' Lamba' ma nası Tü rkçeye mahsus bir mana gelişmesidir. DS 5 ve 6 şu AD. varyantları n ı gösteriyor: abacur 'elektri k' ve abajor 'süs yapmakta ku l l a n ı l a n renkli ve pa rlak kağ ıt' ( i lki elektrik l a m ba s ı ; ikincisi s i per için ku llanılan kağıt cinsi). * Tavandan sarkan elektrik abajörünün tekmil aydınlığı, yuvarlak poker ma­ sasının üzerinde toplu. (R. E n is 1935 s. 1 6 ) . * Kalkıp abajurun ışı­ ğını yaksam ? (A. Yurdakul 1991 s. 74). •••

58

ı:::ı

Fa .dan Tk.ye g i rmiş kel imelerde, Tk.de daha evvel b i l i nmeyen bir / j / sesi vard ı . Daha son ra, 1 9 . asırda, Fr. d a n a l ı n a n kel i melerde de / j / sesi b u l u n m a ktayd ı . B u ya bancı ses halk d i l i nde / c / olara k, kel i menin i l k harfi konu munda da bazen / ç / d iye telaffuz edildi ve halen de edilmekted ir. A-B ve C-E ciltlerinde bulunanlar şunlardır: abacur, acenda, aranjman / arancman, cakar, candarma / candırma, cengar / cenkar / cenger, cengari, cilet, çiklet / ciklet / cık/et / jiklet, ecene. ( Bu na i lave b i l g i ler için b . ab ı / av oı).

AD. abana ' bedava' DS 8 < Yun. aırova (a pona) 'za h metsiz' (a- 'olmaya n ' v e ponos 'za hmet'] A . Tietze 1 9 6 2 n o . 309. ı:::ı

Yu n . dan a l ı n m ı ş isim, sıfat ve zarflarda çok defa ön ek o l a rak bir a- ve eğer kel i me bir ünlü ile başlarsa an- bulunur; bu " a lfa pri­ vativum (olu msuzla ma öneki a-/a n-)" denen ön ek, kel imenin ma­ nasını menfi leşti rir ( krş. Osm. gayri ms. gayr1medeni ' medeni ol maya n ' ) . Tk'ye g i ren böyle kel i melerin bir kısmı, Yu n . dan ve onun Anadolu ve Balka n l a r'daki diya lektleri nden d oğ ruda n doğru­ ya a l ı n mıştı r, fakat büyük bir başka kısmı, Yu n . d a n Lat.ye ve Lat. den bil'umum Avru pa edebi d i l lerine, n i hayet onlardan - ekseri­ ya Fr. vasıtasıyla - Tı.i rkiye ' n i n edebi d i l ine kabul ed i l m iştir. Alfa privativu m ' u n (olu msuzlama öneki a-/a n-) bulu nduğu ke l i meleri n A-B ve C-E c i ltleri nde geçenler şunlard ı r: abana, abis, abore, atana, afazi, afoni, agnostik, akamat, akromatik, amnezi, amorf, amyant, anarat il, anarşi, anarşik, anarşist, anemi, anestezi, anofel, anonim, anonima, apati, apatrid, apoli­ tik, asbest, aseptik, asfalt, asimetri, astigmatizm, ateizm, atom, atonal, atrofi, azot.

abandone (sporcu lar d i l i nde) 'ümitsiz duru mda olan boksörün oyunu bı­ ra kması' < Fr. abandonner 'terketmek' . Spor teri m leri n i n çoğu İngiliz­ ce olduğu halde bu Fra nsızca dır. abandone ol- 'çok yoru lmak, manen üm itsizliğe düşmek' . ı:::ı

Fr.dan a l ı n m a kel i meler a ra s ı nda sonu vurg u l u / e / ile b iten s ı­ fat ve isimler çoktur. Bunlar, fi i l i n participium passivu m ' la rından a l ı n m ıştı r ve hepsi de en geç son bir buçuk asırda Tk.ye g i rmiştir. A-B ve C-E ciltlerinde bahsed ilenler: abandone, abiye, abone, adapte, ambale, amerikanize, arjante, asamble, ataşe, de­ jenere, deklase, dekolte, dekupe, delege, demode, deto­ ne, dikte, emaye, emprime, enstantane, entegre. Ayrıca b . afişe et- o .

ı:::ı

Spor, umumi olara k, belki vücudun bedeni ve fikri ka b i l i yetleri n i azami dereceye getirme usul leri o lara k tarif ed i lebilir. Ferd i n sa­ vaşma tesirl i l i ğ i n i a rtıra n bu gibi faal iyetler ( mesela binici l i k, oku iste n ilen hedefe isa bet ettire b i l mek) Eski Çağdan beri b i l i n iyor ve Avrupa kü ltürü a n a ' neleri nde, Eski Yu n a n l ı l arı n oli mpiyatlarında müesseseleşmiş bulu nuyor. M odern spor hareketlerinde ise yarış­ m a davası devam etmekle beraber askeri teka mül fikri tamamen a rka plana iti l m iş halded i r. 19. asırda İ n g i ltere'den başlayara k yayılan spor faa l i yetleri ferd i n ve cemiyetin hayatı nı zen g i n leşti­ ren bir nevi oyundan başka, maziden ka l m ış ve bu gün a rtık cidd i ehemm iyeti o l mayan a rkaizmlerd i r. Bun l a rı n Tı.i rkiye'ye girmesi 19. asrın ikinci yarısında, İ n g i l izlerin ve Amerika l ı ların Tı.i rkiye'de 59

kurdukları ya bancı bir kültürü temsil eden okullar ve kolej ler vası­ tasıylad ı r. Bu sayede futbolu, ten i si ve golfu popüler etti ler. Lisa n a getird i kleri term inoloji h e r şeyden evvel İ n g i l izced i r fakat o zaman İ ngilizce bilen az olduğundan Fr.dan a l ı n m a l a r da vard ı . Tk.deki yayg ı n Anglosakson spor term inolojisine rağmen abandone gibi Fr. üzerinden alınmış birkaç spor deyimi tespit edilebi l i r. B u n l a r­ d a n A-B ve C-E ci ltlerinde geçenler şunlard ı r: atak, averaj, de­ fans, degaj, degajman, depar, deplasman. Abbas yolcu ' ( b i risinin) yola çıkması gere k' < Ar. 'Abbas 'erkek a d ı ' ve yolcu. Ta b i ri n menşei malum değ ildir. * Öyle görünüyor ki Abbas yol­ cu. "Galiba ölmesi mukadder. " ( M . Buyrukçu 1961 s . 50). ı:::::ı

Tk.de, bir zamanlar yaşa mış bir insa n ı , b i r h i kaye kahra m a n ı n ı ya da tasviri kişileri hatırlata n şahıs isimlerine sık sık rastl a n ı r. B u n­ l a rı n menşeleri nad ire n belirlenebilir. Tk.de şahıs isim lerindeki bu mana gel işmesine uya nlardan A-B ve C-E ci ltleri nde yer a l a n l a rı şunlard ır: Abbas yolcu, Abdü/hamidin sol taşağmdan düş­ müş, adam, Adem baba ( b . Adem 1 ), ağustos, Agobun kazı gibi ( b . Agop), Ahfeşln keçisi gibi ( b . Ahfeş), ahmedek, A h­ medln öküzü ( b . Ahmed), akademi, Alevi 1 ve i l, alfons, alık Emet/ / alık Raziye / alık Safai (b. alık 1 ), Ali Cengiz oyunu, A li.. . Veli , alyon, amper, asaf, avniye, barbut i l, barem, barok, begonvil, bekri, Bektaşi, Bismark pantalonu, Bağ­ dan, borani, boykot, Buda, budist, budizm, buhurumer­ yem, but / put, celali, cello bel/o, centiyane, Coni, conkikl­ rlk, çorçll / çörçil 1 ve i l, dalgacı Mahmut ( b . dalga 1 ), deccal / teccal, dekovil, deli Raziye ( b . delü / deli), Dıral dedenin düdüğü gibi, Dlngonun ah1r1 ( b . Dingo), dinyakos ayakkabı­ sı, dizel 1 ve i l, doğrucu Davut, dover, düttürü Leyla, erkek Fatma ( b . erkek), enveri / enveriye, epiküryen. •••

abdest 1 ' namazı n şartlarından olan tem i zlenme' < Fa . abdast [ab 'su', dast ' e l ' ) a.m. * Şaba� oldu�da durdı, abdest aldı, namaz �ıldı. ( Ferec 8 5 5/1451 v. 135b). abdest boz- 'temiz h a l i yok etmek, defi ha cet etmek' * Park bekçisi, ağaç altmda aptes bozmaya Ç1kmıştır şim­ di. ( Peride Celal 1991 s. 44). abdestbozan otu 'Sanguisorba offi c i n a lis' ( 1 . Hauenschild 1 989 no. 977). Kökü çok ta n i n i htiva ettiğ i nden halk taba­ beti nde ishali kesmek için ku l l a n ı l ı r. a bdest 1 1/aptes ' işeme, kakası n ı yapma; i nsan boku ' < abdest ı (örtmece olara k veya boşa ltma ile tem izlenmen i n birbirine bağlı amel iyeler ol ma­ sından) * (küçük aptes ' işeme', büyük aptes 'kakasını ya pma' Ed itö­ rü n n otu . ) Onun altmm temizlenmesi sırasmda abdestinin rengine bakarak üşüyüp üşümediğini keşfettiler. ( K. B i l başar 1 944 s . 38). abdesti gel- 'sı kışmak' * * · ı:::::ı

Kel im e sonundaki / t /, bir ten u i s ' i / f, k, s, ş / takip ederse, halk d i l i nde ve hatta konuşma dil inde çok defa d üşer. Bu had ise, ta b i i olara k başka d i l lerden a l ı nmış ke limelerde yayg ı ndır. A - B ve C-E ciltleri nde şu ö rnekler gösteri ldi: aptes, antrak, Bükreş, çapraz 1 ve i l , çift / çlf 1 ve i l , direk i l (direkt manasında), dos, egzost / egzoz. Bu hadiseye aykırı olan bir hypercorrection örneği i ç i n b. almast.

ı:::::ı

Tu rkler' i n müslüman laşmasındaki en büyü k rolü İ ra n l ı l a r ü stlen­ m işlerd i . Bundan dolayı, inanç ve İslami yaşamda b i rçok kavra60

m ı n , Fa . a l ıntı lard a n oluşması, şa şılmaması gere ken b i r durum­ d u r. Lugatim izde şu örnekler geçmekted ir: abdest, can 1 , günah, n a maz, oruç, peygamber. Bugün ku l l a n ı m d a n d üşmüş azine ve bang ( b . balJ) ke l i meleri de bu gruba d a h i l d ir. Osm . abesiyat 'boş şeyler' < abes ve sıfat eki -i(y}- i le çoğul eki -at. / f/--+/s/ gelişimi iç i n b. abes o . * insan biraz elifba o�udu ve biraz da " ema tereyna"mlJ i'lali gibi 'abeşiyat ile ugraşdı mı, tal)şilini tekmil etmiş �ann olunur. ( N a m ı � Kem a l , YTEA 1 9 7 8 i l , 2 0 1 ) . o

Ar.da -a / -at ile biten ya n i fem i n i n (dişil, müen nes) sayılan (krş. a bide i l D) b i rçok isim, çoğ ulda bunlar yerine -at ekini a l ı r. Tk.de bu Ar. çoğ u l eki bazı Tk. ke l i melere de eklenir, b. erat ve i lerde ge­ lecek olan gelirat, gelişat, gidişat vs. A-B ve C-E c i ltlerinde ge­ çen örnekler: acaibat, adat, aidat, akarat, an'anat, aşerat, bagat ( ba ğ l a r < Fa . kökten ) . baharat, benat, berekat, beya­ nat, biddefaat, buluşat (Tk. kökten), cevabat, cihat, darat, defaat ile, devat, deyişat (Tk. kökten ) , erat (Tk. kökten), eş­ ribat. Bu -at (Tk. 'de -at) eki n i -i ile biten ( krş . adali o) sıfatların sonunda da bu l u ruz. Bu gibi Tk. 'de -iyat i le b iten isim ler nomi­ na a bstracta collectiva (soyut to pluluk isim leri) manası nda olur, mana iti barıyla Lat. -ica ile n i h a yetlenen kel i m elere benzerler, ms. Tu rc ica' Türkiyat. Tk. 'de kendi başı n a b i r ek o l muş olan -iyat eki sonunda -i'si o l mayan sıfatlard a da b u l u n a b i l i r, ms. abesiyat. A-B ve C-E ci ltleri nde geçen -iyat ile teşkil ed i l m i ş kel i meler aşa­ ğıda sıra l a n m ıştır: abesiyat, akliyat, ameliyat, ayniyat, ciddi­ yat, dırdıriyat (Tk. kökten), edebiyat, evveliyat.

Osm. abide i l 'dindar kad ı n ' < Ar. 'abida a . m . , Ar. l a 2 i 3 ka lıbı i ç i n b. abid o . ·�_Hal� geldiler, 'abide �onşılıgmda ev yapdılar. ( Ferec 8 5 5/1451 v. 65a). o

Ar.da isim ve sıfatlarda çeşitli fon ksiyo nlarda ku llan ıla n -a eki, asl ı nda biyoloj i k ma nada müenneslik (fe m i n i n , dişil) ekid ir. Ekin Tti rkçesi kel i meye göre -a / -e olabilir. A-B ve C-E ciltleri nde bu manada geçen kel imeler ş u n l a rdır: abide i l, acuze (bu ayrı bir hal), a kıle / akile, alihe, ame / eme, ammete / amete / emeti (bu da ayrı b i r h a l ) , azize, cedde, cinniye, de/lale. Şahıs isim­ lerinde de ku l l a n ı l ı r, ms. Aliye, Emine. Eskiden Münevvere gibi kız isi mleri va rd ı , fakat bu g i b i Ar. fi i lsıfatl a rd a n (participia) a lınan isimler bugün eksiz ku l l a n ı l ı r, ms. Münevver (Hamm} . O zaman ismin sa h i b i n i n bey mi hanım mı olduğu a n laşıl maz.

acaib/acayip 'garip, şaşılacak' (sıfat) değil gibi)

* Azerbaycan Tk. açık /e/ fonemi (a harfi).

/a/ ile gösterilmiştir.

Ferec ba'd eş-şidde'nin Budapeşte nüshasındaki özel yazım ve transkripsiyon (yazı çevrimi) bi­ çimleri için b. ii El . 67

YUNANCA İ Ç İ N TRANSKR İ PS İ YON (YAZI ÇEVRİ M İ ) İ ŞARETLER İ Klasik Yunanca (EYu n . )

Yen i Yunanca ( BizYun.* v e Yun . )

a

a

a



b

v

y

g

g (le/ ve /i/ sesinden önce y)

ô

d

çl

E

e

e



z

z



e

e

th

t

K

k

k

>.

1

1

µ

m

m

v

n

n



ks

ks

o

o

o

"

p

p

o.

s

s

'T

t

t

u

U,Ü

cp

ph

x

kh

4J

ps

ps

w

ö

o

p

kelime sonunda ç

f _h ( a rd ı ndan /e/ veya /i/ gel i rse Alm . ich g i bi)

Birleşik harfler El

e i/e

at

ai

e

au

au

av/af (sessiz ünsüzlerden önce)

EU

eu

ev/ef (sessiz ünsüzlerden önce)

Ol

oi

ou

OU/Ü

µTt

mp

b/ m b

V'T

nt

d/ nd

yy (yK) 'T�

ng ( n k)

g /n g

c

c

u

*BizYun. Bizans Yunancası

68

ERMEN İ CE İ Ç İ N TRANSKRİ PS İ YON (YAZI ÇEVR İ M İ ) İ ŞARETLER İ Doğu Ermenice

harfler u p q. ')

11

t

b

:::ı

q

r-



L hJ 15

b

Lt

4

< :;ı 'l. lS. Lf s "\.,

sı fl.

12

u

u

'-l s r s ı-

69

Batı Ermenice

TOPLU BAKI$ MADDELERİ Maddelere göre Birinci Cilt

Ferec ba 'de ş-şidde'nin i m l a hususiyetleri a b l/av1

Fa . üzeri ne Tk.ye geçen Fa . veya Ar. sözcü klerin fon ol ojik hususiyetleri

ab l/av2

/b/ ve /v/'nin karşı lıklı yer değiştirmesi

ab l/av3

calque ( ödünçleme çevi ri ) : ya bancı sözcüğün veya deyi m i n aynen tercü mesi

abad ol­

Fa . abad saray ve şeh i r isim leri nde ku l l a n ı l a n ek

abadi kağ ıt

coğ rafi isimleri n a ppel lativum (cins isim) o l m ası

abaju r

Tk. kel i melerde bulunmaya n /j/ ses i n i n Tk. /c/ veya /ç/'ye dön üşmesi

a ban- i l

Tü rk a rgosu

abana

a lfa privativu m Yun . a-/an- menfi l i k ön eki ( o l u m­ suzlama ön eki )

a ba ndone1

Fr. -e participi u m passivum (ed i lgen sıfat fi i l )

a ba ndone2

Fr.dan alınmış spor teri mleri

Abanoz

coğ rafya isimlerinden türevler

abaplan­

-lan- genişlemesi isimden fi i l yapar

abar­

backformation (ya n l ı ş ayırma) ( < abart-)

abaşo

Lingua Franca ( İta lyanca, İ spa nyolca, Yu na nca ve bu d illerin diya lektlerine dayanan Güney ve Doğu Akdeniz'de kullanılmış ticaret ve ulaşım dili) teri mle­ rinde penu ltima (son heceden önceki hece) vurg usu

Abbas yolcu

şahıs isim leri nden çı kmış a p pel l ativa (cins isim ler) veya ta b i rler

Abbasi

Ar. mensu biyet (nisba) gösteren -i eki

Abbaslyan

Fa . çoğul eki -an/-yan (-gan veya-van)

a bd1

Fa . iza fet' i n m a hiyeti (ms. abd-i aciz g i b i )

a bd2

Osm .daki neza ket u nsurları ( ms . abd-i ahkar)

abdan

Fa . dan 'tuta n ' fi i l u nsuruyla türeti lmiş m a hfaza isimle ri

abdar

Fa . dar ' ma l i k olan' fi i l unsuruyla türeti l m i ş isim ler

a bdest l l/a ptes1

h a l k/kon uşma d i l i nde /f, k, s, ş/'den sonra /t/'n i n düşmesi

abdest l l/a ptes2

Fa . d a n a l ı nan İ slami teri mler 70

a bdesthane/aptesane Fa .... hane 'ev' i l e ya pılmış m ü rekkep isimler; konuş­ ma d i l i nde hane' n i n /h/'si düşebilir abdülbatn

Ar. belirli isim tamlaması (ms. abdu + 1-batn)

aberasyon

Fr. -tion ( < Lat. -tio) ekiyle yapılan nomina actio­ nis (oluş ve kılış isimleri)

abes

Ar. J!J Tk.de çoğunlu kla /s/'ye ( Fa . üzeri nden) ve nadire n J t/'ye (Ar. diya l . üzeri nden) dönüşür

abes yere

dativus adverbialis (zarf işlevli yönelme d u ru mu)

abesiyat

Ar. tem i n i n (dişil, müen nes) çoğul eki -at, -iyat nomina a bstracta col lectiva ( soyut topl u l u k isimle­ ri) yapar

a bheri n

Fa . sıfat eki -in

abı hayat

19. asırda Tk.de yayg ı n olan Fa. izafet terkipleri , BSTTk. nde bazıları leksika l leşmiş ka ra kterdedir

abıru

Fa . hem Jü/ hem de JüyJ ile bitebilen kel i meler (ms. rü ve rüy)

a bi ı

Fa . isimlerden sıfat yapan Ar. nisba eki -i

abid

Ar. partic i pi u m activum (etken sıfat fi i l , a ktif parti­ sip) ya pan la2 i3 vezn i

abide i l

Ar. müen nesl i k (dişil) e k i - a (Tk.de -a/-e)

abidevi

Fa . d a n alınma kel i melerde sıfat ya pan Ar. -i e ki bir ünlüden sonra -vi şekli nded i r

abidik gubidik1

i l k kel i menin b a ş harfi a - v e i kincisi n i n b a ş ha rfi g- o l a n kafiye l i çift sözler

abidik gubid i k2

kafi ye l i çift sözlerde i kinci kel i mede La b i a l isation (duda ksı l laşma) oluşması (a/e - uJü)

abkeş

Fa . -kaş (Tk. -keş) 'çeken' fi i l u nsuru ile teşkil edi l ­ miş kel i meler

ablak ı

Ar. a 12 a 3 vezn i bir kiş i n i n göze çarpan bedeni sı­ fatları için de kull a n ı l ı r

ablatya

Yu n . vurg u l u -ia veya İ t . -ia ekleri nomen a bstrac­ tum ( soyut isi m ) manasında s ubsta ntiva fem i nina (dişil a d l a r) ya par, Yu n.dan gelenler neutra çoğ u l u da o l a b i l i r

a bonman

Fr. -ment ( < Lat. -mentum) e kiyle yapılan nomen actionis (oluş ve kılış ismi) ve nomen concretum (somut isim)

abraş

Ar. a 1 2a 3 vez n i ren k sıfatları yapar

a briz/a bi riz

Fa .da iki uzun ünlülü ka palı hecenin a rasında Tk.de kısa bir ü n l ü n ü n türemesi

abuda ne

Fa . "ve" a n l a m ı nd a ki u i l e iki kel i mesi b i rb i ri ne bağlan mış terkipler

71

abuk

Tk. kel imelerde yuvarlak b i r ü n lüden sonra labial (dudak sesi) b i r ü nsüz gelirse, sonraki hecenin ün­ lüsü de yuva rla k olabi l i r

abuk sabu k

b a ş h arfleri a- sa- o l a n kafiyeli çift sözler

abus

Ar. la2ü3 vezn i öznen i n çarpıcı bir vasfı nı belirte n sıfatlar yapar

Abya

Li ngua Franca'dan ( İta lya nca, İspanyolca, Yunan­ ca ve bu dill erin d iya lektleri ne daya n a n Gü ney ve Doğu Akden iz'de ku l l a n ı l m ı ş ticaret ve u laşım d i l i ) a l ı n m a v e /ya/ i l e biten coğ rafya isim leri

acab l/aceb 1

EOsm . n ı n en eski devresinde, Ar. ve Fa . kel i meler­ de, palatal ( öndamaksıl) ünsüzlerin ya nında kısa /al telaffuzu

a'cab

Ar. a 12 a 3 elativus (en üstü n l ük, ismi tafdil) vezni

acaba ı

Ar. zarf yapa n -an accusativus (belirtme durumu, a kuzatif) ekinin Tk.ye Fa . üzerinden -a olarak girmesi

acabla­

-la- gen işlemesi isimden fi i l yapar

acabola

crasis ( kaynaşma, krasis): iki kel imenin birleşme­ si nden yeni b i r kelimenin doğ ması

acabrudi

Fa . d a n a l ınma ke l i melerde -i ekiyle teşki l edilen meslek isimleri

acalb/acaylp1

Ar. isim çoğ u l u olan kel imelerin Tk. d e sıfat olarak ku llanılması

acalb/acaylpı

Ar. a '# ses grubunun Tk.de Ar. diyalektleri ve Fa . vasıtasıyla ay# veya al olması

acarca na

sıfat ve zarf ya pan küçültme eki -cana ( < ca + -ğana/-ğma )

aceleten

Ar. -an accusativus (belirtme durumu, akuzatif) ekinin zarf vazifesi görmesi

acemi çaydanlık

bazı ta bi rlerdeki absürd (saçma) ve mizahi varyas­ yon l a r (değişim)

Acemista n

Fa . memleket isim leri ve başka meka n isimleri ya­ pan -istan eki

Acemzade

Fa . d a n alınma ke l i melerdeki -zad/-zada eki (< zadan doğurmak, doğmak)

acente/acanta1

Li ngua Franca'dan (İta lyanca, İspanyolca, Yu nan­ ca ve bu dilleri n d iyalektlerine daya n a n Güney ve Doğu Akdeniz'de ku llanılmış ticaret ve ulaşım dili) alınan kel imeleri n sonundaki /a/ veya /e/

acente/acenta2

Fr. -ant/-ent, İt. -ante/-ente ( < Lat. -ant-/-ent-) partici pium a ctivu m (etken sıfat fi i l , a ktif partisip) eki sıfat ve isim yapar

aceze

Ar. la2a3a vezn i , la2i3 ka l ı b ı ( pa rticipium activum ( etken sıfat fi i l , a ktif partisip) bir insa n ı tavsif ettiğ i h a l lerde bu ka l ı b ı n çoğulu 72

acı

Tk.de fi i l kökle riyle aynı olan isim/sıfat kökleri

acı cık

-cık küçü ltme eki

acık­

fi i lden i nchoativu m ( başlama) fi i l i yapan - (ı)k- eki

acıkdur-

-dır- ca usativum (ettirgenlik) (ettirgenlik) genişle­ mesi

acıma klı

isme ta kılan - lı eki bazen m asta r isimlerden sıfat ya par

acım sa-

-(ı)msa- genişlemesi fi i lden geçişsiz benzerl ik (si­ m u lativu m) fi i l i ya par

acımtırak

ren k ve tat sıfatları n ı n manasını zayıflatan -(ı)mtl­ rak e ki

acın

-m vasıta h a l i ( i nstru menta l i s (araç d u ru m u ) eki

acın-1

kökü ü n l ü veya /// sesiyle biten fi i l lerdeki passivum (ve reflexivu m ) türeten - (ı)n- gen işlemesi

acın- i l

-(l)n- medialis-reflexivum (orta-dönüşken) gen iş­ lemesi

acıra k

-rak eki BSTTk. nde sıfatı n manası nı zayıfl atı r

acıt-

-(ı)t- ca usativum (ettirgen l i k) (ettirgenlik) genişlemesi

acib

Ar. la 2i3 vez n i sıfat yapar

aciliyet

Ar. alınma ke l i melerden son u nda -iyet olanlar nomen a bstractum (soyut isim)'dur

acitato

Garp müziği ı stılah l a rı

acizane

Fa .dan a l ı n m a za rf eki Fa . -ana

acuk/acı k 1

-(l)k eki fi i lden nomen concretu m (somut isim) vs . ya par

acz/aciz

ödünç kel i me lerden kel i me veya hece sonunda consonant c l u ster ( ü nsüzler g rubu) olanla rın Tk.de telaffuzl arı

aç- ı

hem geçişl i hem g eç işsiz halde ku l l a n ı l a n fi i l ler

açaca k

gelecek za m a n partisi pi olan -acak fi ilden n omen instru menti ( a let ismi) yapar

açar 1

geniş za man fii l sıfatı olan -(a)r/-(ı)r vasıtasıyla teşkil ed ilmiş sıfat ve isim ler

açdu r-/açtı r-/açtı rt-

morfemlerde (bir a n l a ma ya da bir g ramer işlevi­ ne sahip en küçük d i l b i rimi) fon ksiyon zayıfl a ması veya fon ksiyon kaybı

açg ı

-gı/-kı eki fi ilden nomen instrumenti (a let ismi) (ay­ rıca nomen abstractum ve nomen concretum) yapar

açık 1

-(ı)k eki geçişli fi i l lerden participium passivum (ed i lgen sıfat fi i l ) a n l a m ı nda sıfatlar yapa r

73

açıkgöz

Fa . terk i p örnek a l ınara k yapı l mış Tk. terki pler

açıl-

-(ı)I- medialis-reflexivum (orta-dönüşken) g eniş­ lemesi ( passivum da olabilir)

açmaz

m enfi geniş zaman partisipi -maz vasıtasıyl a teş­ kil edilmiş sıfat ve isimler

açmazdan

a b l ativus (ayrı lma d u rumu) eki -dan isi mden za rf yapar ( a blativus adverbialis, zarf işlevli ayrılma d u ru m u )

ad

ETk.ye a it fonoloj i k bir h ususiyet (ad versus at)

ad- (adım ad-)

aynı kökten fi i l ve nesne bir tabirde ya n ya n a kul­ lanılır (fi g ura etymologica, kökendeşler deyi mi, i ş­ tika k)

ada- 1

-a- genişlemesi isim ve sıfatta n fi i l yapar

adale/adele

Ar. / / /a/'ya değişmesi 75

cagel2

Ar. /lf./-+ Tk. /g/ veya iği

ağar-

-ar- genişlemesi sıfattan (ve isimden) o sıfatın ha­ l i n i almak, o hale gelmek manasında fi i l yapar

ağartı

-tı ses taklidi olmayan fi i l lerden nomen actionis (oluş ve kılış ismi) yapar

ağda

Ar. ve Fa .dan a l ı n m a kelime lerde orta hecedeki uzun ü nlünün düşmesi

ağırlık

-/ık eki sıfat/isimden nomina abstracta (soyut isimler) yapa r

ağız 1

iki heceli akra ba l ı k ve vücut teri mlerinde ikinci he­ cenin ünlüsünün düşmesi

ağla-

ses taklid eden u nsurların -la- gen işlemesi ile fi i l yapılması

ağlaş-

geçişsiz fiillerden orta klık (cooperativu m, ortakla­ şalık) fi i l leri yapan -(ı)ş- genişlemesi

ağna- i l

/IJ//' n i n /ğn/ veya /yn/'ye değ işmesi

a hbab/ahbap

Ar.da çoğul olan kel i melerin Tk.de teki l olarak kul­ l a n ı l ması

a hça/ağca

-ca eki sıfat ve isimden simil ativu m-d i m i n utivum ( benzerlik-küçültme) a n lamında sıfatlar yapar

a hçı

Tk.de disimilasyon (fş/>/h/, /mi >///, !kl>/p/, /y/>/11)

ahd nime/a h ltname

Fa . name 'yazı; mektup' ile yapılmış mürekkep isimler

a henpuş

Fa . -püş 'giyen, g iyinen ; örten' manasındaki fi i l u nsuru

ahfad iyellk

-/ık eki isimden nomina concreta (somut adlar) yapar

ahım şahım

baş h arfleri a- şa- olan kafiye l i çift sözler

a hize

Ar. i nterdenta l (diş ler a rası) iri/ "peltek z" nin Tk .de /z/'ye dönüşmesi

a h medek

Fa . küçü ltme eki olan -ek

� hşam (akşa mcı)

isi mden nomen agentis (bir işi ya pa n , meslek sahibi ismi) yapan -cı eki n i n özel a n l a m l a rda ku l l a n ı m ı

� hşamla-

isi mden geçi şsiz fi i l ler yapan -la- genişlemesi

a h uçeşm

iki isimden m ü rekkep Fa . sıfat ve isim ler

ailece/a i lecek

-cak eki 'fi l a n ki mselerle beraber' (collectivum, topluluk) anlamında zarfla r ya par

ak 1

asli ren k sıfatl a rı ve bunların kuruluşları

a kab (akabinde)

l ocativus adverbialis (zarf işlevli bulunma durumu)

a kadem isyen

-yen eki ( < Fr. -ien < Lat. -ianus) i simden sıfat ve

/tl>lk/,

/n/>/11,

nomen actoris ( b i r fi i l i gerçekleştiren, bir edimde bulunan) ya par 76

a ka k

-ak e ki fi i lden nomen loci (yer ismi) ya par

a kavil

Ar. ela2i3 veya e la 2i3 vezni, gruplaşma manası kaza ndırı r

a kça

-ça eki, s ıfat v e isimden çeşitli a n lamlarda isimler yapar

a kçalık

isimden nomen loci (yer ismi) türeten -tık eki

a kç ı l

-cıl e ki ren k sıfatları yapar

akık

- (ı)k eki geçişsiz fi i l lerden participium a ctivum (etken sıfat fi i l , a ktif partisip) a nlamı nda sıfatlar yapa r

akın

- (ı)n eki fi i lden nomina actionis (oluş ve kılış isim­ leri) yapar

a kı ntı

EOsm . - (ı)ndı/ BSTTk. - (ı)ntt eki fi i lden isim yapar < - (ı)n- + -dı

a kış

fi i lden nomen actionis (oluş ve kılış ismi) yapan - (y)ış eki

a kıt-

fi i l kökü nden aynı a n lamda çeşitli ca usativum (et­ tirgenlik) (etti rgen l i k) şekil leri, ms. akıt- - aktır-

a kıtma

-ma ( < ETk. -ma ) eki fi i lden nomen concretum (somut isim) yapar (birçoğ u giyecek isim leri )

a kik/ha ki k

kel i me başınd a ki ü n l ü n ü n /hl sesi i l e "aspirasyon" oluşturması

a kkam

Ar. la22a3 vezni, nomina actoris ve nomina fabri­ catoris ( ü reten isim leri)

akke/a ke

Ar. d a n a l ı n ma bazı ke lime leri n Tk. 'de degemina­ tion'a (ü nsüz tekleşmesi) uğraması

akkın

-gm/-km eki fi i lden sıfat/ETk. 'de isim ya par, ge­ çişli fi i l lerden parti c i p i u m passivum (ed i l gen sıfat fi i l), geçişsiz fi i l lerden partici pium activum (etken sıfat fi il, a ktif partisip) a n la m ı nda

a kl/aklı

x akılda synta g m ası

a kl ı kara l ı

a rd a rda i ki sıfata -lı eki ta k ı l ı nca, terki p her bir sı­ fatın ifade ettiğ i öze l l i klerden birer parça olduğunu ifade eder

a kordeonumsu

ren k ve tat sıfatlarına ( bazen isimlere) eklenen si­ milativum ( benzerl ik) m a n a l ı - (ı)msı

a kreditif

Fr. -if < Lat. -iv(us) eki fi i lden sıfat ya par

a kromati k

Yu n . nomen actionis (oluş ve kıl ış ismi) ya pan -ma e ki i l mi ve kültürel teri mlerde görülür, bundan ya­ pılan sıfatla r -matik hecesiyle biter

a ksesuar

Fr.da -uar , Tk.de bazen -uvar ( < Lat. -ariumJ-ori­ um)

a kşamleyin

-laym g en işlemesi (< ETk. -la + -yu za rf ekleri) isimden za man za rfı yapar 77

·

a ktaraç

fi i lden nomina instru menti (araç isim leri) ya p a n -aç ( b i r örnekte -maç) e k i

a ktör

Fr. d a n alınmış kel i melerde -ör < Fr. -eur ( < Lat. -or) eki nom ina agentis (yapan isim leri, meslek sahibi isimleri) yapar

aktris

-trls < Fr.da -trice ( < Lat. -trix) namen a gentis'in ( bir işi yapan, meslek sa h i b i ismi) müen nesi

a ktüalite

Fr.dan a l ı nma ke limelerde sondaki -te (-te), nomi­ na a b stracta (soyut isi mler)

a ktüel

Fr.dan a l ı nmış ke l i melerde -al/-el eki sıfat yapa r

akupunktur1

Alm . d a n Tk. ye g i rmiş kel i meler

akupunktur2

namen actionis (oluş ve kılış ismi) yapan Lat. -ura eki ( it. -ura, Fr. -ure, Al m . -ur)

akustik i l

Tk.de -ik, Fr. -ique ( Lat. -icus, EYu n . -ik6s) eki sı­ fat ve dolayısıyla nomina a bstracta (soyut i simler) yapar

akya

Yun . d a n a l ınmış ba l ı k isim leri

al ı

Tk. bir kelimen i n ya bancı d i lden a l ı n m a sanıla ra k o n a göre ü n l ü n ü n uzatı lması

il iV

Ar. n ı n palata l (öndamaksıl) olan !il ha rfi ve Tk.deki etkileri ve istisna l a rı

ala bele

kafiyeli çift sözlerde i kinci ke l i mede La bial isatio n (dudaksıl laşma) (ünlü-, b+ ünlü-, p+ ünlü , m + -

ünlü- )

a li ba htek

Ar. 'ala ' üstü nde, ha kkında' ile teşki l ed i l m iş keli­ meler

a labanda

Tk.de ala- < Fr. a la veya it. alla- ' . . . tarzında' m a nasında

ala barda

s i la hl a rı n insa n l a ra benzeti l mesi

a lağaz

isim/sıfat ya pan Tk. -az eki, Yu n . -as eki ile Tk. ek a rasındaki benzerl i k d i kkat çekicidir

alakesa/alankese

Tk.de telaffuzu kolaylaştırma k için bazen i norga n i k ( asli o l maya n , sonradan türeme) b i r /n/ i lave ed i l i r

alal-

-al- gen işlemesi isim v e sıfatta n ' o h a le g eçmek' a n l a mı nd a fi iller ya par

ali-rivayetin

Ar. genetivus (genetif, i lg i hali) h a l i ndeki belirsiz kel i meleri n sonuna -in eki a l ması

alaş dolaş ol-

b i rinci kelimesi ü n l ü ve ikinci kel i mesi /dl ile baş­ layan terkiplerden Labialisation ( d u d a ks ı l laşma) g österenler

a laşağı et-

fi i l i n emir hali veya fiil-zarf enversiyonuyla (ters çevirme) başlayıp b i r yard ı mcı fi i l (ekseriya et-) ile biten terkipler 78

alavere (alavere dalavere)birinci ke limesi ünlü ve ikinci kel i mesi /d/ile başla­ yan terkipler a lay malay

b i r kel i me hemen a rdından baş harfi /m/ olmak üzere tekrarla n ı rsa buna echoword (m- önsesli ikileme) den ir ve i l k kel i menin manasını gen işletir

a l batros

Avrupa d i l leri a rac ı l ı ğ ı ile Tk.ye g i ren Ar. kelimele­ ri n bazı l a rının başında a g g lutine olmuş ( b itişmiş) h a rfita rif vard ı r. Fa . d a n g eçmiş benzer n itelikli Ar. kel i meler de b u l u n u r.

a l bız

metatez hakkında

a l b ino

İt. küçültme e ki -ino/-ina ve müennes i n i n (-ina) Fr. ya geçmiş hali o l a n -ine ekiyle biten kel i meler

a l borata

İt. küçültme eki-etto/-etta ile biten kel i meler

alda-

tek hece l i ve özell ikle ///, in/, /z/, iri ünsüzleriyle b iten i s i m kökleri ne eklenen -da- genişlemesi

aldatmaca

-maca ek grubu bilha ssa çoc u k oyu n u isimleri ya­ p a r, a yrıca sa m i m i kon uşmalard a da ku l l a nılır

ald ırış et-

- (y)ış nomen action is' i n i n et-, ol, ver- yardı mc ı fi i l le ri ile ku l l a n ı lması

alemnüma

Fa . 'gösteren' manasındaki -nüma u nsuru ile biten kel i meler

alengilli/aleng irl i

iri ses i n i n ünl üden sonra düşmesi ve ünlüden son­ ra i n o rganik ( asli olmayan, sonra d a n türeme) bir iri ses i n i n türemesi had isesi

algan- v e çalgan-

b i ri nc i kel i mesi ünlü ile, i ki nci kel i mesi /ç/ ile başla­ ya n te rkipler

alg it­

fi i l c rasisleri ( kaynaşma, krasis)

alıcı

fi i l lere ta kılan partic i p i u m activum (etken sıfat fi i l , a ktif partisip) manasındaki -ıcı ( < EOsm. -ıcı/-ucı) eki

alık i l

- (ı)k e ki EOsm.da fi i lden nomen actionis (oluş ve kılış ismi) ya pardı, bugün yalnız -li ya d a -siz ekle­ riyle yaşamaya deva m etmektedir

a l ı ko-/alıkoy-

iki fi ilden birincis i n i n geru ndium (zarf fi il, ulaç, kon­ verb) şeklinde, ikincisi n i n adeta bir yard ı mcı fi i l ro­ l ü nde olduğu mürekkep fi i l ler

alımka r/alımker

Fa . -kar fi i l u nsuru e klendiği kel i melere 'o şeyi ya d a işi ya pan' manası katar

a l ı ngan

-gan eki biri n i n esas ka ra kteri n i veya adetini bildi­ ren sıfatlar ya par

alış- ı

g eçişsiz fi illerden ka rş ı l ı k l ı l ı k ( reciprocativu m) fi i l­ leri yapan -(ı)ş- gen işlemesi

alış- i l

media le-reflexivu m (orta-dönüşken) v. b. an lamda tek kimseli fi i l ler yapan -(ı)ş- genişlemesi 79

a lızla-

deverbal -(ı)zla- intensivum (pekiştirme) genişle­ mesi a rgoya ait fi i l ler ya par

alimallah

Ar. Allah'ın ismiyle ku l l a n ı l a n geçmiş za man çekim ­ l i fi iller

a i lem et- kallem et-

b i rinci kelimesi ünlü ikinci kelimesi iki h a rfiyle baş­ laya n kafiyeli terkipler

Alman

Avrupa'ya ait coğ rafya isim leri

almazlan-

isimden 'gibi davra n mak' anlamında fi i l yapa n -lan- gen işlemes i n i n o l u msuz geniş za man kipiyle kulla n ı m ı ndan -mazlan- ortaya çıka r

a lta la-

d atif' l i ( veya lokatif' l i ) bir isimden -la- genişleme­ siyle fiil yapılması

a ltışar

- (ş)ar n u merus d istributivus ( ü leşti rme sayısı) eki

a ltız

sayı l a ra takı lan -(ı)z eki bir doğ umda doğan yavru­ l a rın sayısını bildirir

a ltuni

Fa . isimden -i eki i le teşki l edilmiş ren k sıfatla rı, Tk. kelimeler i le de yapı l ı r

a lu-satu/a lı-satı

fi i lden isim yapan -ı eki

a lver

i k i fiilin emir halle rinden teşkil o l u n a n isim ler

a lyans

Fr.dan a l ınma sonu -ans ( < Lat. -antia ) hecesiyle biten kelimeler

am

tabu kel i meler (ağza a l ınması yasa k ke l i meler)

1

amanı n/ama nındı1

ü nlem i n sonuna eklenen -(ı)n emir kipi

aman ı n/amanındı2

fi i l ve ü nleme eklenen deiktik (işaret edici) fonksi­ yonlu -(ı)ndıf-(ı)ndık eki

ama roza

bazı a ppellativa ( cins isim ler) bir fi rm a n ı n piyasaya sunduğu malın isminden gelişm iştir

ambalaj

Fr. a l ı n m a sonu -aj ( < Lat. -aticum ) hecesiyle bi­ ten kelimeler

ambar

kelime o rtasında b u l u n a n /nb/ ünsüz ç ifti /mb/ şekl i nde telaffuz edilebilir

amelikan

zayıf b i r ünsüz olan /r/'nin yeri ne /l/' n i n geçmesi

Amerikan

isimden s ıfat ya pan Lat. -an(us) > it. -ano eki

a meskene/amesken

kelimenin başındaki ünsüzün düşmesi had isesi

amlb/am l p

Avru p a d i l leri nden a l ı n a n ç o k heceli kel i meleri n so­ n undaki /p/, iki ü n l ü a rasında /b/'ye döner

amman

i ç seste iki ünlü a rasındaki bazı ü nsüzler tekrar­ l a na ra k a nlam yoğunlaşması ol uştururlar (Konso­ nantengemination, ünsüz ikizleşmesi)

ana i l

iki ayrı c i nsiyete a it a kra balık terimleri n i n sıralanışı

a naç

isimden -aç veya -aş e kleriyle ya p ı l m ı ş isim ve sı­ fatlar 80

a naçko

Slav d i l l erinden a l ı n a n -ka küçü ltme eki n i n vocati­ vus ( ü n leme) h a l i olan -ko

a 11aru/a11arı

esas fon ksiyo n u d i rectivus (yön gösterme) h a l i y a p m a k o l a n -arı ve -rı ekleri

a nca ı

-ca eki sıfat/isimde n ' g i b i , kadar, göre' an lamında za rfl a r yapar

a ncak

-cak ekiyle yapılan zarflar

a ncılayın

kişi ve gösterme zamirlerine ta kılıp simu lativu m ( benzerl ik) a n lamında zarflar yapan -et/ayın ge­ n iş le mesi

a ndaç

neolog isma (türeti l m iş kelimeler) ha kkında

a ndezit

Fr. a l ı n m ış jeoloji, m i ne raloji ve ki mya teri mlerin­ den -it ekiyle bitenler

a nırtı

EOsm . -du/BSlTk. -tı eki, ses ta klidi unsur ve fi il­ lerden b i r kere l i k nomen actionis (oluş ve kı lış ism i ) ya pa r

a n i lg ıya b

Ar. 'an ön ta kısı b i r yerden ayrı lma, hare ket etme, vs. mana ları veri r

a n laştır- i l

-(ı)ştır- genişlemesi fi i lden i ntensivum ( pekiştir­ me) ve iterativum (tekra rlama) fi i l leri yapar

a n neanne

Tk. n i n bü nyesine uyg u n şekilde ya pıl mış bir terki­ b i n sonundaki 3. şa hıs possessivum ( iye lik, mülki­ yet) eki n i n düşmesi

an nemler

akra b a l ı k isi m leri n e ta kılan possessivum ( iyel i k, m ü l kiyet) ekleri kel i meyle birleşip sonra tekrar ço­ ğ u l eki a labilirler

a nonima

Fr.dan a l ı n mış kel i melerden sonu -a (< Fr. -at < Lat. -atum) ile biten nomina a bstracta ( soyut isim ler) genelde yüksek oku l , h u ku k ve idare ter­ m i no loj isidir

a n sın-

fi ilden desiderativum ( i steme) v. b . a n lamda fi iller ya par -sı-/-sın-/-sa- g enişlemesi

antologya

1930'1u yıllard a i l mi terminoloj iyi Fr. yeri ne Lat. ve EYu n . uygun yapma tekl ifleri

a ntoloji

Fr.dan alınmış kel i m elerdeki -loji eki

a11ulcak/a11ılcak

-cak eki ile zarf teşkil edilmesi

a pakçıl

red u p l ication ( i kileme) vasıtasıyla ap- hecesiyle başlayan kuvvetlendiri l miş sıfatla r

apal apa l

" p red icate intensifier" ( yüklem yoğ u n laştırma ) : b i r fi i l i n red u pl ication'undan ( i ki leme) ortaya çıkan ta­ b i rler

a part-

causativum (ettirg e n l ik) genişlemesi -(ı)t- eklen­ diği halde causativum (ettirgenlik) fo nks iyonu ol­ maya n fi i ller 81

apar topar

kafiyel i ç ift söz terkiplerinden a- t(a)- çifti

a pış

-(y)ış ekini alan verba reciproca'da ki ( işteşl i k fi i l le­ ri ) ha plologie ( hece yutu m u ) hadisesi ( -ışış > -ış)

apuldak

fi ilden n omen instru me nti ( a let ismi) yapan -ak eki

Arablık

-tık eki ile ya pılan ü l ke ve devlet isimleri

a rasta

prothesis: kelimen i n telaffuzunu kolaylaştırmak için önüne bir ünlü kon u r

ard ı l ı

geçişli fi i l lerden participium passivum (edilgen sıfat fi i l ) manasında sıfatlar yapan -ılı gen işlemesi

a rd ı ncı

sayı sıfatlarında ku l l a n ı la n -(ı)ncı

ardırad ın/arduradan

yer ve yön zarfla rı oluştura n -ra eki

arın/arır.ı

/il liquid a 'sın ı n (akıcı ünsüz) iri liquida 'sına (akıcı ünsüz) dönmesi (alm > arm)

arkeolog

Fr. da n a l ı nmış kel i melerdeki -log eki

arkuru/arkır

aslen gerundium (zarf fi il, ulaç, konverb) olan zarflar

arlan- il

ortadaki kısa ünlünün d üşmesi

arnaş-

fiilden m edialis-reflexivum (orta-dön üşke n l i k) an­ lamında fiil yapan -naş- genişlemesi

arp/harp

yaba ncı d ilden a l ı n a n kel i melerin i m lası i l e telaffuzu varyant ol uştura b i l i r

arslan/aslan1

-lan eki i le ya pıl mış hayvan isi mleri

arslan/aslan2

zayıf bir ü nsüz olan /r/' n i n düşmesi

artaka l-

-a geru ndium (zarf fi i l , u laç, konverb) hali ile kal­ yardımcı fiilinden oluşan mürekkep fi i l ler

artmak

fiilden nomina concreta (soyut adl a r) yapan -mak genişlemesi

artucak

küç ültme eki -cak

artur-/artır-

tek hecel i fi i l köklerine eklenen -(g)ır- ca usativu m (ettirg e n lik) genişlemesi

arvan

Fa .dan a l ınmış kel imelerdeki -ban/-van eki genel­ likle meslek isimleri yapar

arzullahl vasıa

Ar. i ' ra b ı genetivus (genetif, ilgi h a l i ) h a l i nde -/ olan kel i meler

arzumand/arzuman

Fa . sıfat yapan -mand eki

asetilen

ki mya terim lerindeki -en ( < EYun. -ene) eki

asgari

Fa . vurgusuz izafet -/'si agglutine ( bitişmiş) oldu­ ğund a uzun ve vurg u l u bir sıfat eki olur

asıl- i l

-(ı)I- genişlemesiyle tü reti len ed ilgen fi i l ler a rgoda nadire n transitiv (geçişli) olabilirler

82

asırdide

Fa .dan alınmış kelimelerdeki -dide 'görmüş' fi i l u nsuru

asudedil

Fa .dan Osm .ya geçmiş, bir sıfat ve onu ta kip eden b i r isi mden oluşan b i rleşik sıfatlar

aşağara k

EOsm. comparativus ( karşılaştırma) eki - rak

aşağ ılık

-/ık isimleri nin sıfat olarak ku l l a n ı l ması

aşılama/aşlama

fi ilden -ma ekiyle yap ılan sıfatlar

aşırtmaca

-maca/-mece genişle mesi tarz zarfları yapar

aşinalık et-

-/ık isimleri n i n yard ı mcı fi i l (et-/ol-/ver-) ile ku llan ı l ması

ataşemiliter

Fr.dan bir bütün olara k Tk.ye a l ı n mış terki pler

ateşbar

Fa .dan alınmış kel i melerdeki -bar 'yağan, yağdı­ ra n ' fi i l unsu ru

ateşbaz

Fa .dan alınmış kel i melerdeki -baz ' oynaya n ' fi i l u nsuru

atlambaç

kel i me içi /m/'den son ra labial (dudak sesi) bir plo­ sif (süreksiz, patlayıcı) türemesi

atlangaç

fi i lden -gaç e kiyle yapılan nomina instrumenti ( a raç isimleri)

atl ı k

/ti ten u is' inden (tonsuz, sert ka pantı sesi) önce bu­ l u n a n il! ünsüzünün d üşmesi

atlu/atlı

isme -lı ta kılara k ya p ı l a n sıfatların bazıları isim olara k ku llanılır

atlu karaca/atlı karınca h a l k etimoloj isi attarcı

yabancı dilden gelen meslek isim lerine fazladan bir -cı eki takı l ması

avamfirib

Fa . dan alın mış kel imelerdeki -firib 'aldatan, alda­ tıcı' fi i l unsuru tek veya iki heceli fi i l kökleri ne gelerek geçişsiz fi i l y a p a n -(ı)k- gen işlemesi

avka la-/afka la-

-ala-/-ele- iterativum (tekrarlama) genişlemesi ve bunun verbum d i m i n utivum ( hafifletme fi ili) iş­ levi

avlak i l

bazı nomina loc i'de (yer isim leri) görülen -lak ge­ nişlemesi

avşar

ke l i me ortasındaki /s/' n i n /ş/'ye dön üşmesi

avul

zayıf b i r ünsüz olan /ğ/' n i n /v/'ye dönüşmesi

ayandon fırtınası

Yu n . d a n Tk.ye geçen ke l i meleri n başındaki ay/ ayos/aya ( < EYu n . hagios/hagia)

ayart

tek fi i l i n emir k i pi n i n nomen actionis (oluş ve kılış ismi) olarak ku llanı lması

83

ayende

Fa .dan a lınma bazı kel i meler -ende participium activum (etken sıfat fiil, a ktif partisip) e kiyle biter

aygı rsa-

isimden geçişsiz desiderativum (isteme) fi i l leri ya­ pan -sa- genişlemesi

ayıkla

zaman ve ta rz za rfl a rı yapan -la eki

ayırdlayırt

fi i lden namen agentis (bir işi yapa n , meslek sa hibi ismi), namen concretu m (somut isi m ) ve bazen namen loci (yer ismi) yapan -(ı)t eki

ayıt-layd-leylt-leyd-

velar ( arka d a maksı l ) ve palatal (öndamaks ı l ) ü nlü­ l ü kelimeler

aykalhayka

Slav d i lleri n i n Tk.de en çok ku llanılan u nsuru -ka küçültme eki

aykırılama/ aykı rı lamasına

-lama veya -lamasma ek gruplarıyla yapılan zarflar

ayol

kad ınla rın ve erkekleri n dil ku llanımları

ayrılış-

passivum-reflexivu m (edilgen lik-dönüşl ü l ü k) ya­ pan -ıl- gen işlemesi + -ış- reciprocu m genişlemesi

ayruksılayrıksı

similativum ( benzerl ik) eki -sı isimden isim köküne benzer sıfatla r yapa r

ayruksı-

sıfat ve isi mden transformativum (dönüşüm, bir d u ruma geçme, olma) v. b. a n lamda fi i l yapan -sı­ genişlemesi

azguruş-

geçişli fi illerden karş ı l ı kl ı l ı k ( reci procativu m ) fi i l leri yapan -(ı)ş- genişlemesi

azımsa-

-ımsa- gen işlemesi sıfatta n ve isimden 'bir şeye benzetmek' manasında geçişli benzerlik fi i l leri yapar

azırga-

sanma-alg ı l a ma a n l a m ı taşıyan denom i n a l ( isim kökenli, isimden türeme) -ırga- gen işlemesi

az ine

Fa. idi

azsın-

isimden 'öyle farz etmek, b i r şeye benzetmek' ma­ nasında benzerl ik ( co nsiderandum) fi i l leri yapan -sl-/-sm-/-sa- gen i şlemesi

baba ı

manaları iti barıyla isim olan fakat ikinci derecede s ıfat da olabi len kel imeler

bacaluşka

kel ime başı nda ve ortasındaki labial (dudak sesi) ve dental (diş sesi) mediya'da ten uislerin birbirle­ riyle değişmeleri

ba'dlba'de

'sonra ' manası ndaki ba 'de preposition'u ( edat, il­ geç)

badem i l

satıcıların sattıkları malın adı yeri n e onun aranan bir vasfını göz önüne getiren başka bir nesneni n a d ı n ı bağ ırmaları

bağçe

Fa . kel i melerdeki -ça/-çe küçü ltme eki

....

Tk . /z/

84

bağırtlak

-lak eki hayva n adla rı yapar, küçültme anlamı da veri r

ba hanecu

Fa . 'arayan' manasındaki -cu fi i l unsuru i le biten kel i meler

b�hdeniz

11;.l....fh l....lhl . değ işimi .

bakara i l

kelime başı n d a ki lb/' n i n lm/'ye dön üşmesi

bakarak ol-

zarffi i l i n nomen actionis (oluş ve kılış ismi) yerine ku l l a n ı l ması

baksan a

-sana genişlemesiyle kuvvetlend i ri l m i ş emir hali

balater

Fa . comparativus (karşı laştırma) e ki -ter

bal ıkçın

kuş isimleri ndeki çıll ç m l çır ekleri

bardak

d i m i n utivum ( küçültme) anlamı kata n -ak eki

barekallah

Ar. optatif ( d i lek)

barısı

ardard a i ki kere 3 . şahıs possessivum ( iyel i k, mül­ kiyet) eki ala n kel imeler

barmen

İng. -men u n s u ru

bastı

fi i l i n g eçmiş zaman şek l i n i n isim h a l i n i a l ması

başlı başına

nadir bir zarf tipi

batran

Ar. yapım eki -an sıfat veya nomen actionis (oluş ve kılış ismi) türetir

baydak

i nterdental ( d işler a rası) lr//'nin dental ( d i ş sesi ) idi telaffuzu Ar. d i yalektlerinden aynen Tk.ye a l ı nmış­ tır

bayı- i l

isim ve sıfattan fi i l yapan -i- genişlemesi

bayramlaş-

isim ve sıfattan 'bir hale geçme' v. b. a nlamda fi i l yapan -/aş- g e n işlemesi

bazi

-

-

-

isimden nomen a bstractum (soyut isim) yapan Fa .

-i eki

bazlama

-ma eki fi ilden nomen concretum ( somut isim) (yiyece k ve içecek isim leri ) yapar

bazlamaç

-maç ekiyle ya pıl mış yemek ve yiyecek isimleri

bazubend

Fa ' bağ laya n , b a ğ l ı ' manasındaki -bend ( < bas­ tan ) fi i l u nsuru

be ı

aynı kel i men i n iki kere tekra rında a raya g i ri p birbi­ rine bağlar, a yrıca Fa . d ativus ön ta kısıdır

bed

Fa . bed s ıfat ı m ü rekke p isim ve sıfatlar ol uştu rur

beleş

Ar. bi- ' i l e ' ve m enfi ma nada ki /a' n ı n bi rleşmesiyle -sız ma nası oluşur

benahak

Fa . menfi l ik bel i rten na- ön ta kısı

85

bendenevaz

Fa. ' okşayan' manasındaki -nevaz/-nüvaz fi i l un­ suru ile biten kel imeler

ber i l

Fa. ber preposition'u (edat, i lgeç) Osm . ve BSTTk.de bir nevi p refix (ön ek) olmuştur

bera ber

-a- rabıtası ile bağ lan mış Fa. çift isim ve çift sıfatlar

besebelli

bir yeri ne (ms. besbe l l i ) iki pekiştirme ön takısı alan sıfatlar

besmele

la2 3a4a vezni dört kök h a rfl idir; Allah lafzı ile i lgili tabirlerde ku l l a n ı l ı r

beşa ret il

Ar. -at/-et e kiyle biten kelimeler isim olma larına rağ men sıfat olara k da ku l l a n ı l ı rlar

beşerleme

ü leştirme sa yılarına eklenen -leme genişlemesi

beyhude

uzun /// veya /iyi yeri ne /ey/ diftongunun ku llanıl­ ması

beyne

'arasında' ma nasındaki beyne preposition'u (edat, i lgeç)

beynennehreyn

Ar. d u a lis (ikil, tesn iye) eki -eyn

bezlegu

Fa . ' söyleyen' manasındaki -gü fi i l u nsuru i l e yapı­ lan sıfatlar

bezmara

Fa . ' sü sleyen ' manasındaki -ara fi i l unsuru ile ya­ pıla n sıfatlar

bladed

Fa . ' -sız' manasındaki menfi l i k ön takısı bi-

blaynlhl

Ar. ' i le, vasıtasıyla, tarafı ndan' ma nasındaki bi- ön takısı

bibl iyoman

Fr.dan alınmış ke l i melerdeki -man ( < EYu n . mania 'delilik') eki

bika rbonat

Fr.dan a l ınmış kel imelerdeki bi-/bis- ( < Lat . bi(s) ' i ki ' ) ö n takısı

bildik

-dık partisi p i n i n diğer participia'dan ( partisipler) ayrı bir h ususiyeti passivu m (edilgenlik) manalı ol­ masıdır

bilge

fiilden isim ve sıfat yapan -ga/-ge

billahi

Ar. yem i n ön ta kıları : bi-, ta-, wa-

birdenbire

ablativus'lu ( ayrılma durumu) bir za rfa dativus hal­ l i bir za rf ekl enerek bu za rfı n belirttiğ i duru m daha iyi ifade edil i r

biti rim

-ım eki fi ilden sıfat olarak d a kul lanılan nomen concretum ( somut isim) veya nomen actionis (oluş ve kılış ismi) yapar

blanko

Tk. ye a l ı nan öd ünçleme kel i melerde kel i me başın­ daki iki ü nsüzün telaffuzu

boğu rdak

Türk d i l lerindeki z'leşme (zetacism) denilen r > z ses değişimi (ms. boğurdak - boğuz) 86

borazan

namen agentis'ten ( b i r işi yapan, meslek sa hibi ismi) namen i n strumenti ( a l et ismi) ve daha geniş manada namen concretu m (somut isim) olm uştur

boşa lt-/boşat-

kökü /// ile biten bazı fi i l lerin causativum (ettirgen­ l i k ) h a l i //t/ yerine /t/ ile son b u l u r

boyund u ru k

isimden namen instrumenti ( a let ism leri) ya pa n -dmk eki

böğrülce

-ca i simden çeşitli a n l a mda isimler yapar

böğ ürtlen

partic i pium activu m'dan (etken sıfat fi il, a ktif parti­ sip) a ppel lativum (cins isim) h a l i n e gel miş kelimeler

böyüksün-/büyüksün- isi mden geçişsiz benzerl i k (simu lativum, benzer­ lik) fi i l leri yapan -sm- gen işlemesi böyült-/büyült-

/// e penthesis'i ( kelime içi nde ses tü remesi) sonu ü n l ü ile biten fi i l lerin causativum ( ettirgenlik) hal­ lerinde görü l ü r

brifing

fi i lden partici p i u m activu m ( etken s ıfat fi i l , a ktif partisip) ve namen a ction is (oluş ve kılış ismi) ya­ pan İ ng. -ing eki

budama

-ma ( < EOsm . -mak) eki fi i lden namen actionis (oluş ve kı l ı ş ismi) ya par

bu hurdanlık

eş a n lamlı Fa . dan + Tk. -/ık gen işlemeleri n i n yan yana ku llanı l masıyla o l uşmuş ma hfaza isim leri

bul uğ/bü luğ

Ar. lu2u3 vezn i geçişsiz fi illerden nomina a bstrac­ ta (soyut isim ler) ya par

buncağız

küçü ltme eki -cağız

burgaç

fi ilden nom i n a a bstracta (soyut isimler) yapan -gaç veya -maç ekleri

burgaş-

fi ilden orta-dönüşken manada fi i l ya pan -aş- ge­ nişlemesi

buy-

buy- (< ETk. bup- ) ve buz g i b i sözcü kleri n etimo­ l oj i k bağlantısı

büküd-

-it- g en işlemesi nadiren refl exivu m (dönüşlül ük) a n l a m ı taşır

bül'acab

Ar. d a n a l ı nmış kelime ve ta b i rlerde başta ki /e/'n i n düşmesi

büruc

Ar. lu2u3 vezn i , tek hecel i kel i meleri çoğ ul yapar

bürümcü k/bürüncek

fi i l köklerine takı l ı p nomina concreta ( soyut adlar) yapan *-cak ( < -acak)

büyut

Ar. çoğul yapma şekil leri

büz meç

g iyecek teri mleri yapan -maç eki

büzürgvar

isim lere eklenen Fa . - var/-vari eki 'sahip olma, benzeme' manaları yü kler 87

TOPLU BAKIŞ MADDELER İ Maddelere göre İkinci Cilt

cami

kelime sonundaki ayn /'/ h a rfi Tk.de sessiz harf olara k telaffuz edi lmez, fakat b i r ek geldiğinde kel i me sonunda b i r harf varmış g i bi işlem görü r

canan

Fa. çoğul eki -an/-yan'ın Tk.de tekil olarak kullanılması

cangüdaz

Fa. 'eriten' ma nasındaki -güdaz

canperver

Fa .dan a l ınma kel i melerdeki ' besleyen , beslenmiş' manasındaki -perver

cartadak

ses taklidi veya ekspresif ( kuvvetlend i rici, açık ve net olara k gösterici) kel i melere ta kılan -adak/ -edek, zarf

Ceneviz

İt.dan Tk.ye g i ren coğ rafya teri m leri a rasında -ız/-/z ( < it. -ese) ile bitenler

cengiver

Fa .dan a l ınma kel imelerdeki 'getiren, götü ren' manası ndaki -aver

cer cehlz

bu tip terkiplerle kel i meye ş ü m u l l ü b i r mana kaza ndırılır

cırlavuk 1

EOsm .da ve AD. nde bazı kel i melerde ü nl üden sonra görülen -(ı)k ekinin- yık/-vuk varya ntı; nomen concretu m (somut isim) yapar

cızıktır-

-(ı)lctır- genişlemesi, fiile iterativum-d imi nutivum (tekra rlama-hafifletme) a n l a m ı verir

clnaze/cenaze

nomen actionis'ten ( oluş ve kılış ism i ) nomen concretu m haline gel m i ş kel i meler

çabuksana (b. çabuk 1 ) nidalara eklenen -sana genişle mesi çakal ı

kelime başındaki /ş/ sesi n i n /ç/'ye dönüşmesi

çakırga/çakırka

hayvan ve bitki isimleri yapan -ga eki

Çan kırı/Osm. Kangırı

Yun.dan gelen kel imelerde baştaki /ky/ sesi AD.nde /ç/'ye dönüşür

çat 11

ses taklidi kel i melerden morfoloj i k gen işleme imkanları (ms. -il - -11; - la- . -da-,-dı/-tı )

çat 12

tabiat sesleri n i taklit eden kelimelerde d ü nya d illerinde orta k sesler ( ms. su sesi i ç i n ş)

çatal

fi ilden nomen instrumenti ( a let ism i ) ve sıfat yapa n - (a)/ eki

çekeleve

bazı Yun . kel i melerin başındaki /s/ veya /ş/' n i n /ç/'ye dönüşmesi

çekem

ölçü biri m i a nlamınd a isim ler yapan -am eki

88

çekince

fiilden nomina actionis (oluş ve kılış isimleri) yapan -mca eki bazen b i r kılışın ürününü de bel i rtir

çel m i k

fi ilden bir kılışın nesnesi veya ürünü a nlam ı nda isimler yapan -mık eki

çemenzar

Fa. bir nesnenin çokça mevcut olduğu yerleri bel irten -zar e ki

çepa kin

herkesin anlamadığı kel imeler icat edi lerek Tk. ka mufle ed i le re k konuşulurd u

çeyne-/çeğ ne-

pa lata l ( önda m a ksıl) keli melerde /y/ ile /ğ/ sesi a rasındaki farkın za manla u nutulması; fa kat yazıda koru n ması

çezgin-/çizgin-/çegzin- -gm g en işlemesi fi ilden med ial a n l a m l ı geçişsiz fi i l ler yapar çığ ı rtkan

çığ ırta n değ i l ç ı ğ ı ran kimse: iza h ı hece sonundaki /r/'nin fonetik h ususiyetindedir

çığ ırtmaç

-maç i le biten meslek isim leri

çıkar­

-ar- causativum (ettirgen l i k ) genişlemesi

çıld ırasıya

gelecek za m a n pa rtisipi - (y)ası + gerund ium l i m itativum (sınırl ayıcı zarf fi i l ) manasında dativus h a l i , zarf

çırlak çıplak

başı ve sonu aynı olan iki kel i meli terkipler ( a l l iteratif, a l i terasyon l u)

çokra­

-ra- g enişlemesi ses takl idi köklerden fiil yapar

çolak

-ak eki fi ilden participium activum (etken sıfat fi i l , a ktif partisip) şekl i nde sıfat v e namen agentis (bir işi yapan, meslek sah ibi ismi) yapar

çömel­

fi i lden geçişsiz fi i l ler yapan -al- genişlemesi

çulaki/çüla ki/çulhaki

Yun . -aki küçü ltme eki Tk.de mensucat isimlerinde va rd ı r

çuvaldız

Fa . -duz 'dikiş d i ken' ( < dQhtan 'di kmek') ma nasındaki fi i l unsuru

dahan l/taban

EOsm . da kel i m e başındaki ftıf ha rfi hem /dl hem de /ti oku nabil ir; velar (a rka damaksıl) ünlülü kelimelerde media ve tenuis için Ar. yazıda kelime başında ftıf ku l l a n ı l ı rd ı

dadaş

şahıs adlarına ta kılan küçültme v e o kşama eki -(o)ş

damak

simulativum ( benzerl i k) anla mında isimden bir vücut parçasını betimleyen isimler yapan -ak eki

damzur-/damzır-

-(ı)z- causativum (ettirgenlik) genişlemesi çok az örnekte yaşar

da nsöz

Fr.'dan alı nma m üennes nomina agentis (yapan isimleri, meslek sahibi isimleri) yapan -öz < -euse eki

89

depegen

Der-i Sa'adet/ Dersaadet

bir şeyi sık sık ve adet olarak yapmak manasında fi i lden partisip ve dolayısıyla sıfat yapan -agan genişlemesi kimi çok kullanılan Fa . izafetlerde keli meleri b i rbirine bağlayan /il u n utulmuş ve düşmüştü r

destdi raz

Fa .dan Osm.ya geçmiş, b i r isimle onu ta kip eden b i r sıfattan ku rulu kel i meler

devrl l i n -

ed ilgen-dönüşken bir a n l a m veren -(ı)lm- gen işlemesi

d ı kız/tıkız

fi i lden sıfat yapan -(ı)z eki

dınç/d l nç

bug ü n sıfat yapan -(ı)nç eki ETk.'de nomen action is (oluş ve kılış ismi) yapardı

didikle-

iterativus (tekra rl ama) ve i ntensification (yoğ un­ laştırm a ) manası kata n -(l)kla- genişl emesi

dikiz geç­

geç- yardımcı fi i l i ile yapılan argo terkipler

dlşlek i l

doğruda n diş ismine ta kıl mış olan -lak genişlemesin i n kendine has manası va rdır

diz

Aslında nesnesiz olan bir fi i l i n iç nesne ( i nternal object) alması duru m u (diz çök-)

doluksa-

diminutivum ( h afi letme) manası veren -(ı)ksa­ genişlemesi orta-dönüşken fi i l l e r türetir

düdüklü

Sıfatın nomina i nstru menti (araç isimleri) olara k a ppellativum (cins isim) haline gel mesi

dürtüşle-

iterativum (tekrarlama) ve dimi nutivum (hafiletme) manasında fi ilden fi i l yapan -(ı)şla- genişlemesi

ellik i l

isimden isim yapan -tık eki n i n nomen collectivum (to p l u l u k) fon ksiyonu

emerce

-(a)rca fii l kökünün m a nasından aktif partisip isimler yapa r

evcimen

sıfatın manasını kuvvetlendiren ETk. -man

TOPLU BAKIŞ MAD D E LERİ Maddelere göre Üçüncü Cilt

falyazen

Fa .dan al ı nma kelimelerdeki ' ( b i r müzi k aleti ) çalan, vuran, vurarak yapan' ma nası ndaki -zan .

90

fera hnak

Fa . '-li' manasındaki isimden s ıfat ya pan -na k eki .

feriştah 1

Ar. ve Fa . dan a l ın ma kel i melerin son hecesinde, kökte mevcut olmayan b i r /h/ ses i n i n ortaya çıkması.

fiemanillahi

Ar. 'içinde, arasında, bir şey h a kkında' manasındaki

fi- ön takısı ( preposition).

fitneeng iz

Fa .dan a l ı n m a kelimelerdeki 'heyeca n l a nd ı rmak, üretmek, tahrik etmek' manasındaki -angiz

fol 1 / hol

halk ağzında ve diyalektlerde /f/'n i n /h/'ye ve /h/' n i n /f/'ye d önüşmesi

frigidaire

yabancı keli meleri n orijinal imlası n ı n Tk.deki yazı l ışına tesi r etmesi

fur-

diyalektlerde baştaki /v/ sesin i n /f/'ye dönüşmesi

g a l iyasa ı gal iyesa

isim lere eklenen Fa . -sa/-asa/-sa n/-sar eki ' g ibi olma, benzeme' manaları yükler

geber-

hayva n l a r ve insanlar için fa rkl ı fi i l lerin ku l la n ı l ması

gel- X

zarf fi i lden (gerundium) sonra ki ya rdımcı fi i l

gevde

/ev/ --+ /öv/ --+ Jöy/ --+ /Öf labial i sation'u (dudaksı l laşma)

g ıybet

Ar. ve Fa .dan a lınma kel i melerdeki uzun /i/'nin /fY/'a dönüşmesi

guşe / kUşe / BSTTk. köşe Fa .dan a l ı n ma kel i meleri n başındaki /gü/ veya / gu/' n u n BSTTk. nde /kü/ veya /kö/'ye dönüşmesi g ü lşen

Fa . bir nesne n i n çokça mevcut olduğu yerl eri bel irten -şan eki

habazan

kel i me başındaki aspiration ' u n (soluklama) kaybolması

hadşinas

Fa .dan a l ı nma kel imelerdeki ' b i len' manasındaki -şinas

hakendaz

Fa .dan a l ı n m a kelimelerdeki 'ata n , fırlata n ' manasındaki -andaz.

Ha kka/ha kka

klasik Fa . d aki vocativus ( ü nleme) eki -af-ya

haracgüzar

Fa .dan a l ı nma kelimelerdeki ' ic ra etme, geçirme, ödeme' manasındaki -gu�ar.

hemşo

Kürtçe ve Zazaca vocativus ( ü nleme) eki -o

h u rdefüruş

Fa .dan a l ı nma kelimelerdeki 'satan, satıc ı ' manasındaki -furüş

h u riveş

Fa .dan a l ı n m a kelimelerdeki ' benzerl ik' manası ndaki -vaş/-veş sonta kısı

ınan- / BSTTk. inan-

kelime baş ı nd a ki /ı/'nın

i m pa ratoriçe

Slav d i l lerinden a l ı n m ış -iça/-içe müen nes e kiyle neolojizml eri yaratı lması 91

--+

/i/'ye dön üşmesi

İ sa / İ si

Ar.da -a olarak okunan, Fa . ve Osm.da oku n a n sondaki ya harfi

İ stanbul

Yun . d a n alınma yer isimlerdeki ' i ç ine' manasındaki Is/iz u nsuru

falyazen

Fa .dan alı nma kelimelerdeki ' ( b i r müzik a leti ) çala n , vura n , vurarak y a p a n ' manasınd a ki -zan.

ferahnak

Fa . '-il' manasındaki isimden sıfat yapan -nak eki.

feriştah ı

Ar. ve Fa .dan alınma kelimelerin son hecesi nde, kökte mevcut olmayan bir /h/ sesini ortaya çıkması.

fiemanillahl

-i

olarak

Ar. 'içinde, a rası nda, bir şey hakkında' manasındaki

fi- ö n takısı (preposition).

fltneenglz

Fa .dan a l ınma kelimelerdeki ' heyeca nlandırmak, üretmek, tahrik etmek' manasındaki -angiz

fol I / ho l

halk ağzında ve d iya lektlerde /f/' n i n /h/'ye ve /h/'nin /f/'ye dönüşmesi

frlglda i re

yaba ncı kelimelerin orij i n a l imlasının Tk. deki yazılışına tesir etmesi

fur-

d i yalektlerde başdaki /v/ sesi nin /f/'ye dön üşmesi

gallyasa / g a llyesa

isimlere eklenen Fa. -sa/-asa/-san/-sar eki 'gibi olma, benzeme' manaları yükler

geber­

hayva nlar ve insa n l a r için fa rklı fi i l lerin ku llan ılması

gel- X

zarf fiilden (geru nd i u m ) sonraki ya rdımcı fi i l

gevde

/ev/ -+ /öv/ -+ /öy/ (dudaksıll aşma )

gıybet

Ar ve Fa .den alınma kel imelerdeki uzun /i/'nin /ıy/'ya dönüşmesi

-+

/öl labial isation'u

güşe / küşe / BSTTk. köşe Fa . d a n alı n ma kel i melerin başta ki /gü/ veya / gu/' n u n BSTTk.nde /kü/ veya /kö/'ye dönüşmes i . gülşen

Fa . bir nesnenin çokça mevcut olduğu yerleri belirten -şan eki

habazan

Kelime başı ndaki aspiration'un (soluklama) kaybolması

hadşlnas

Fa .dan alı nma kelimelerdeki ' bilen' manası ndaki -şlnas

hakendaz

Fa .dan a l ı nma kel i melerdeki 'ata n , fırlata n ' ma nasındaki -andaz.

Hakka/hakka

klasik Fa . da ki vocativus ( ü n leme) eki -a/-ya

haracgüzar

Fa .dan a l ınma kel i melerdeki 'icra etme, geçirme, ödeme' manasındaki -g u�ar.

hemşo

Kürtçe ve Zazaca vocativus (ün leme) eki -o

hiç mi h iç

za rf ve sıfatların a n l a m ı n ı n ı n soru edatıyla i kilemeli pekiştiril mesi 92

h u rdefüruş

Fa .dan a l ı n m a kelimelerdeki 'satan, satıcı' manasındaki -furüş

h u riveş

Fa .dan a l ı nma kel i melerdeki ' be nzerl ik' manasındaki -vaş/-veş sontakı

ınan- / BSTTk. inan-

keli me başındaki /ı/n ı n

i m paratoriçe

S lav d i l lerinden a lınmış - iça/-içe müen nes ekiyle n eoloj izmler ya ratı lması

İ sa / İ si

Ar.da -a o larak, Fa .da ve Osm.da ise -i olara k o kunan sondaki y a h a rfı

İ stanbul

Yu n .dan alınma yer isimlerdeki ' içine' manası ndaki is/iz unsuru

-+

/i/'ye dönüşmesi

TOPLU BAKIŞ MADDELERİ Maddelere göre Dördüncü Cilt

kah kaha

Arapçada tek heceli ses ya nsımalı b i r unsurun tekra rla n masından ol uşan dört köklü fi i l ler (af' a l ruba' iya)

ka mbur

z' l i ikileme örnekleri (kanbur zanbur)

karpize/ karpuca

Yu na nca küçü ltme eki

karsaz

Fa . s�htan 'ya pmak, oluşturmak, hazırlamak' fi i l i n i n şimdiki za m a n kipi olan -saz ile ya p ı l m ı ş b i leşik isimler

kellim kellim, la yenfa Ar. d a olumsuz geniş zaman c ü m lesi kurmak için ku l l a n ı lan la ve lam ile deyi mler keşan keşan Fa .dan a l ınma kelimelerde aktif o rtaç (partic ipium activum) yapan -an ekiyle ya p ı l m ış olanlar keşti nişin ol- Fa . nişastan 'oturmak, i kamet etmek, ka lmak' fi i l i n i n şimdiki zaman k i pi olan -nişin i le ya p ı l m ı ş bileşik isimler köftehor/ küft�hür Fa.�hwurdan 'yemek, içmek' fi i l i n i n şimdiki zaman kipi olan :hwar (:hwara) ile ya p ı l m ı ş bi leşik isimler l izol

sonu -ol ekiyle biten müstahzarat isimleri

93

TOPLU BAKI Ş MADDELERİ Ta kı lara göre Birinci Cilt

Açıklama sonlarında bu lunan para ntez içindeki kel i meler i l g i l i paragrafın g eçtiğ i maddeyi göstermekted i r a-/an- : Yu n . menfi leştiren " a lfa privativu m " ön takısı (abana) -a- : Fa . -a- ra bıtası ile bağla n m ı ş Fa . ç ift isim ve çift sıfatlar ( beraber) -a- : isim ve sıfattan fiil yapar (ada- 1) -a : d ativus adverbialis (zarf i şlevli yönelme durumu) (abes yere) -a : Fr.dan a l ı n mış kelimelerden sonu -a ( < Fr. -at < Lat. -atum) i l e biten nomina abstracta (soyut isim ler) genelde yü ksek oku l , h u kuk ve idare term i nolojisidir ( a nonlma) -af-§ : Ar. -an, Fa. -a accusativus ( belirtme duru m u , akuzatif) eki, zarf ( acaba l/aceba 1 ) -a/-e : Ar. müenneslik (teminin, dişil) e k i - a (abide i l ) -a- ç - : birinci kelimesi ü n l ü v e ikinci kel i mesi içi i l e başlayan terkipler (algan- ve çalgan-) -a- d- : birinci kel imesi ünlü ve ikinci ke limesi idi ile başlayan terkipler ( alavere d a lavere, b. a lavere) -a-

do-/du- : birinci kel i mesi ü n l ü ve iki nci ke l i mesi /dl i l e başlayan terkip­ lerden La bia lisation (dudaksı llaşma) gösterenler (alaş dolaş ol-)

-a- g- : baş harfleri a-/e- ve g- olan kafiyeli çift sözler (abi d i k gubid lk1) -a- k-

b i rinci kelimesi ünlü i kinci kel i mesi /ki harfiyle başlayan kafiyeli terkipler (allem et- ka l lem et-)

:

-a- k- : baş harfleri a-ıe- ve k- olan kafi yeli çift sözler ve ikinci kel i mede La bial isation (dudaksıl laşma) (af küf) -a- sa- : baş harfleri a- sa-/e- se- olan kafi yeli çift sözler (abuk sabuk) -a- şa- : baş harfleri a- şa- olan kafiye l i çift sözler (ahım şa hım) -a- t(a)- : kafiyeli çift söz terki pleri (apar topar) -a -u : kafiyel i çift sözlerde iki nci kel i mede La bialisation (dudaks ı l laşma) (a/e u/ü} (abldlk g ubldlk2 ) -

-abad

:

Fa . saray v e şeh i r isim lerinde ku l lanılan -abad (ms. Sultanabad) ( a bad ol-)

-acak : gelecek zaman fi i lsıfatı, fi i lden nomen instru menti (a let ismi) yapar ( açacak) -(a)ç/-maç : fiilden nomina instrumenti (araç isimleri) yapar (aktaraç) -aç/-aş : isimden -aç veya -aş ekleriyle yapılmış isim ve sıfatlar (anaç)

94

-aj : Fr. d a n alınma sonu -aj ( < Lat. -aticum) hecesiyle biten kel i meler (ambalaj) -ak : fi ilden nomen loci ( yer ismi) ya par (aka k) -ak : d i m i n utivum ( küçü ltme) anlamı kata n -ak eki (bardak) -aka/- : -a gerundium (za rf fi i l , ulaç, konverb) hali i le kal- yard ı mcı fi i l inden ol uşa n mürekke p fi iller (artaka l - ) -ak : fi ilden n omen instrumenti (a let ismi) yapar (apu ldak) -al- : Avru pa d i l leri a rac ı l ı ğ ı i le Tk.ye g i re n Ar. kel imeleri n bazılarının başında agg lutine ( bitişmiş) olmuş h a rfitarif vard ı r. Fa .dan geçmiş benze r n itel i k l i Ar. kel i meler de b u l u n u r. (albatros) -al- : isim ve sıfatta n 'o hale g eçmek' a n la m ı nda fi i l ler yapar (a lal-) -ali-el : Fr. -al eki sıfat yapar (aktüel ) : -ala- : Tk.de ala- < Fr. a l a veya it. alla- ' . . . tarzı nda' manasında (alabanda) -ala-/ala-/ale- : Ar. 'ala ' üstünde, ha kkı nda' ile teşkil ed i l m iş ke l i meler (alabahtek) -ala- : -ala- iterativum (tekra rlama) g e n işlemesi n i n verbum d i m i n utivum ( hafifletme) fon ksiyonu (avkala-/afka la-) -an- : Ar. 'an ön takısı : b i r yerden ayrı lma, hareket etme, vs. manaları veri r (anilgıyab) -an : Ar. -an, accusativus ( be l i rtme duru m u , a kuzatif) eki, zarf (aceleten) -an/-yan : Fa. çoğul eki; -gan/-van b i ç i m leri de vardır (Abbasiya n ) -ano : isimden sıfat ya pan Lat. -an(us) > i t . -ano e k i (Amerikan) -ans : Fr. a l ı n m a sonu -ans (< -antia) h ecesiyle biten kel i meler (alyans) -ant(e)/-ent(e) : Fr. ve it. participium activum (etken sıfat fi i l , a ktif partisi p ) eki, s ıfat v e isimlerde (acente/acenta2) -ar- : sıfattan (ve isimden) fi i l yapar, ren klerle i l g i l i (ağar-) -ara

:

Fa . ' bezemek, süslemek' manasında ki -ara fi i l u nsuru ile ya pılan sıfatlar (bezmara )

-arak : b . -(y)arak - (a)r/-(ı)r : geniş za man pa rtisipi vasıtasıyla teşki l ed i l m i ş sıfat ve isimler (açar 1 ) -ar/-şar : n u merus distri butivus ( ü leştirme sayıları ) eki (a ltışar) - (a)rca : fi i l kökü nün manasından aktif partisip isi mler yapar (emerce) -arı/-rt : esas fon ksiyonu d i rectivus (yön gösterme) h a l i ya pmak olan -arı ve -rı ekleri (arıaru/arıarı) -ası : b. -(y)ası -aş- : fi i lden orta-dönüşken manada fi i l yapar (burgaş-) aş : b. -aç/-aş

95

-at/-iyat : Ar. teminin ( d işil, müen nes) çoğ ul e ki -at; -iyat nomina a bstrac­ ta collectiva ( soyut topluluk isimleri) (abesiyat) -ay/ayos/aya : Yu n.dan Tk.ye geçen kel i melerin başındaki ay/ayos/aya ( < EYun. hagios/hagla) (ayandon fırtınası ) -az : isi m/sıfat yapar, Tk. -az/-ez eki ile Yun . -as eki arasındaki benzerl i k d i kkat çekicidir (alağaz) -ban/-van : Fa .dan alın mış kelimelerdeki bu ek gene l l i kle meslek isim leri yapar (arvan ) -bar : Fa .dan a l ı nmış kel imelerdeki -bar 'yağa n, yağ d ı ran' fi i l u nsuru ( ateş­ bar) -baz : Fa .dan alınmış kelimelerdeki -baz 'oynaya n ' fi i l u nsuru ( ateşbaz) be-/-be- : iki aynı kel i meyi bi rbirine bağlar, ayrıca Fa . dativus ön takısıdır ( be 1) bed- : Fa. bed sıfatı mürekkep isim ve sıfatla r ol uştu rur (bed ) -bend : Fa 'bağlayan, bağ l ı ' manasındaki -bend ( < bastan) fi i l u nsuru ( ba­ zubend ) ber- : Fa. ber preposition'u ( edat, i lgeç) Osm . ve BSTik. nde b i r nevi prefix (ön ek) olmuştur ( her i l ) bey- : b . bibi- : Ar. ' ile, vasıtasıyla, tarafından' ma nasındaki bi- ön ta kısı ( biayn l h l ) bl-/ta-/wa- : Ar. yemin ön takıları (billa h i ) bl-!bls- : Fr.dan a l ınmış kel imelerdeki bi-/bis- ( < Lat. bi(s) ' i ki ' ) ö n takısı ( bikarbonat) bi- : Fa . '-sız' ma nasındaki menfilik ön takısı ( biaded) blla- : Ar. b/- ' i le' ve menfi manadaki la'nın bi rleşmesiyle -sız manası olu­ şur ( beleş) -ca : sıfat ve isimden simi lativum ( benzerl ik)-d i m i n utivum anlamında sıfatlar yapar, bunların bazı ları isim haline gel mişti r (ahça/ağca ) -ca : sıfat ve isimden 'gibi, kadar, göre' a n la m ı nda zarflar yapar (anca 1 ) -ca : i s i mden çeşitli a n lamda isimler yapa r (böğrülce) -cağız : küçültme eki (buncağız) *-cak ( :a müs. 3 Ci lt. Müterc i m i : At:ımed 'Aşım 'Ayntabi. Bu la�. Flscher, Wolfd letrlch 1972 Ara b i sche Gra mmatik. Leiden. 1 980 "Die Ara bische Plura lbildu ng". ZAL V/80 . F lelscher, Helnrlch Leberecht 1875 ( 1847). Gra m matik der lebenden persischen Sprache: Nach M i rza Moham med lbra hims Gra m m a r of the Pe rsia n Language. Leipzig. Frayha, Anls 1 947 A Dictionary of non-classical Voca bles i n The Spoken Ara bic of Leb a n o n . Beirut. Freytag, Georg Wllhelm 1830 Lexico Arabico-Lati n u m . 4 Cilt. H a lle/Saale. Fuzüli (Ö. 1566) 1958 K. Akyüz: Fuzuli Türkçe Divan . Anka ra . Füruzan ( D . 1938) 1972k Kuşatma. Ankara . 1 9 7 2 p [ 1 9 7 1 ) Parasız Yatılı. Ankara . 1975 [ 1974) 47'1i ler. 2 . Basım. İsta n b u l . 1 9 8 1 [ 19 7 3 ) B e n i m Sinemaları m . 4. Basım. y.y. 19829 Gece n i n Öteki Yüzü. Öykü . İsta n b u l . 1982k "Ka n ı U nutma " . B . F. Akatl ı . İsta n b u l . Gabaln, Annemarie von 1974 [ 1 9 4 1 ) Alttü rkische Grammatik. 3. Auflage. Wiesbaden.

144

G açag Nabi 1961 Dastan. Bakı. Galanti, Avra m 1 9 5 1 Ankara Ta rihi. B i rinci Kısım. İsta n b u l . G alib Paşa, 'Abdülha lim (?-1876) T.Y. [ 19 1 1 ] M u tayebat-ı Tı.i rkiyye. y.y. Galtier, M . E . 1 904 " N otes de Li nguistique Tu rque". B u lletin d e l'lnstitut d ' a rcheo­ logie Orientale 1 1 1 , s. 1-14. Gamillscheg, Emil 1925 Etymolog isches Wörterbuch der Fra nzösischen Sprache. lnns­ bruck. Ga rzanti 1961 Ma rio H azon : Garzanti Comprehensive. lta l ian-Eng lish English­ lta l i a n Dictionary. New York - Toronto - London. Gazali 1 973-1974 G ü n ay Kut: "Gazall' n i n M ekke'den ista n b u l ' a Yol lad ığ ı M ektu b ve Ona Yazılan Ceva plar". TDAY, s. 223-2 5 2 . G azavat-ı Su lta n M u rad, B. Metıem med_Han 1978 Halil inalcık - Mevlud Oğuz: izladi ve Va rna Savaşla rı (14431444) Üzerinde Anon i m Gazavatname. Tü rk Ta rih Ku ru m u Ya­ yın l a rı XVl l l . Ankara. Gavazof, Süleyma n ( 1924-) 1957 " M ua l l i m e " . Kaynak. Sofya, s. 101-105. Gemalmaz, Efrasiyap 1978 Erzurum İ l i Ağ ızları . İ nceleme - M eti nler - Sözl ük ve Dizinler. 3 Cilt. E rzu ru m . Georgacas, Demetrius J . 1 964 "From the River Systems in Anato l i a : T h e N a mes o f t h e Longest River". N a mes X l l , s. 197-2 14. 1969 "The N a me Asia for The Co ntinent; its H i story and Origin". Na­ mes Xvll/1, s. 1-106. 1 9 7 1 n The N a mes for the Asia M i nor Pen i nsula, a nd a Register of Sur­ vivi ng Anatolian p re-Tu rkish Placenames. Heidelberg. 1971w "The Waterway of Hellespont a nd Bosporus: The Ori g i n of the Na mes a n d Ea rly Greek H a plology" . N a mes Cilt Xıx/2, s. 65131. 1 9 7 6 ( 1 9 7 7 ) "Tu rkish lchthyonyms a n d Fishing Terms o f G reek Ori­ g i n " . Pra ktika Tes Akademi a s Athenôn LI, s. 583-599. 1978i lchtyological Terms for the Sturgeon a n d Etymology of the l n­ tern atio n a l Terms Bostargo, Cavia r a n d Congeners. Athenai. 19 78t "Tu rkish common Na mes of Aqu atic A n i m a ls (and Congeners) a n d Fis h i n g Terms of Greek Origin". Bol lettino Del l'atlante Lin­ gu istico Med iterra neo XX ( Pisa ) , s . 1 19-145. Gibb, E .j . W. 1900-1909 H i story of Ottoman Poetry. 6 Ci lt. London.

145

Giese, Friedrich 1929 Die a ltosman i sche Chronik des 'A5il$pasazade a uf grund mehre­ rer neuentdeckter H a ndsch riften von neuem herausgegeben. Lei pzig. Giray, Fethi ( 19 18-1970 ) 1 949 "Defteri Kebir Memuru". S H D i l , sayı 13-14, s . 19-2 2 . Glrg i nsoy, Naci ( 1924-1982) 1955 [ 1954] "Hasta neye M ektup". YH 1955, s. 105-107. 1956 [ 1955] "Adaya Va pur". YH 1956, s . 90-92 . Giv6n, Ta l my 1 984 Syntax: A Functiona l-Typologica l l ntroduction . Amsterd a m-Phi­ ladelphia. Goloğ lu, M a hmut ( 1915-1982) 1 943 Sevda Masa l l a rı . Masal lar. Hikayeler - Hatı ra lar. Ankara . Göçmen, Çetin 1959 [ 1958] "Yılla rd a n Sonra". YH 1959, s. 51-60. Gökçe, Orhan Rahmi 1943 " Ka mburun Dünyası " . Antoloj i . İzmir H i kayeci l eri . İzm i r, s. 2 6-33. Gökçek, Cihat 1943 " N a r Danesi " . Antoloj i . İzm ir H i kayeci leri . İzmir, s . 120-133. Gökgöl, Mirza 1937 Doğu-Ka radeniz Bölgesinde B i r Araştı rma Gezisi. Ziraat Veka leti Neşriyatı. Ankara. Gökşen, Enver Naci ( 19 16-1986) 1 949 Dura kta Bir Ada m . H i kayeler. y.y. [ İstanbu l ] . 1 9 5 2 Çardak Altı. H i kayeler. İsta n b u l . 1 964 " E klemeli Pekiştirme Sıfatla rı " . TD X l l l , sayı 149, s. 2 79-2 8 2 . Göktulga, Fahri Celaleddin ( 1895-1975) 1 943 Eldebir Mustafe n d i . Küçük H i kayeler. İsta n bu l . 1 948 Avu r Zavur Ka hves i . H i kayeler. İsta n b u l . 1953 Salgın. Seçilmiş H i kayeler. İsta n b u l . Gökyay, Orhan Şaik ( 1902-1994) 1978 Gelibol u l u M ustafa Al i . Görgü ve Toplum Ku ra l ları Üzeri nde Ziya­ fet Sofrala rı ( Meva idü'n-Neffı i s fi Kava i d i ' l- M eca l i s ) . 2 C i lt. İs­ ta n b u l . Gölpınarlı, Abdülbaki ( 1900- 1982) 1934 "Yu nus Emre'de Öz Türkçe Kelimeler". Tm iV, s. 265-280. 1943 Yu n u s Emre Diva n ı . Metinler - Sözlük - Aç ıklama. C i lt 1 . İsta n b u l . 1 9 4 5 Divan Edebiyatı Beya nındadır. İsta n b u l . 1 948 Yu n u s Emre Diva n ı . C i l t 2 - 3 . İsta n b u l . Graeco-Roma nica 1997 Akten zur Tag u n g vom 24. Apri l 1996. Thessaloniki. Grönbech, Kaare 1942 Koman isches Wörterbuch. Tu rkisc her Worti ndex zu Codex Cu­ m a nicus. Köben havn.

146

Grönbech, V. 1 902 Forstudier til Tyrkis k Lyd h i storie. Köbenhavn. Grzimeks Tierleben 1 968 E nzyklopad ie des Tierreiches. 13 Ci lt. Zürich. Gülensoy, Tu ncer, Ahmet Bura n 1 994 Elazığ yöresi ağızlarından derlemeler. Anka ra. Güler, Mehmet ( D . 1944) 1 990 İ sta n b u l Ka natlı Ben. Roma n . İstanbul. Gülsoy, Murat ( D . 1967) 2 000 Bu Kita bı Çalın. Öykü ler. İsta nb u l . G ü nay, Turgut 1 9 78 Rize İ l i Ağ ızları ( İ nceleme - Metin ler - Sözlük). Kü ltür B a ka n lığı, M i l li Folklor Araştırm a Dairesi Yayınla rı 2 7 . Anka ra . G ü nay, Umay 1975 Elazığ Masal ları . inceleme. Doktora Tezi. Atatürk Ü n iversitesi Ya­ y ı n l a rı No. 350. Erzurum. Günel, Burhan ( 1947-2012) 1 984 Dünya n ı n En Güzel Kad ı n ı . Öykü ler. Ankara. 1991 Baraka. Roman. İsta n b u l . Günel, Sad i ( 19 1 1- ?) 1 947 " Kı n a l ı Pa rmaklar". SHD 1 , sayı 1, s. 2 7-34. Güner, Tarık ( 19 2 2- ? ) 1 9 5 1 Peyn i r Ekmek. İ sta n bu l . Güney, Bumin Gaffar ( 1934-) 1953 Tel l a k Ali. H i kayeler. İ sta n b u l . Güney, Eflatun Cem ( 1896-1981) 1 946n B u Topra ğ ı n Masa l ları. 1 : N a r Ta nesi . İsta n b u l . 1946k Bu Topra ğ ı n Masa l ları. i l : Ka rayılan. İsta n b u l . 1 9 4 7 B u Topra ğ ı n Masalları . 1 1 1 : Akıl Kutusu. İsta n b u l . Gü ngör, Kemal 1941 Cenubi Anadolu Yü rükleri n i n Etno-Antropoloj i k Tetki ki. Anka ra. Güngör, Nasıh ve Oza noğlu, İ hsan 1939 Kasta monu B i l meceleri . C H P Kasta monu H a l kevi Neşriyatı. İzmir. Gü ngör, Necati ( D . 1949) 1992 Bir Taşra l ı n ı n İsta nbul Nosta ljisi. İ sta n b u l . 1 9 9 8 İyiler G e n ç Ölür. İsta n b u l . Güntekin, Reşat N uri ( 1889- 1956) 1 343/1924 Gizli El. Roma n . İ sta n bul. 1927 B i r �ad ı n Düşmanı. Çi rki n i !] Roma n ı . y.y. [ İsta n b u l ] . 1928 Yeşil Gece. İ sta n b u l . 1930 Ya pra k Dökü mü. Rom a n . İsta n bul. 1 944 Kızılcık D a l l a rı. Roman. 2 . Baskı. İsta n b u l . Günyol, Vedat ( 1952- 2004) 1992 G ü ne Doğa rken. İsta n b u l . 147

1995 D ü nden Bugüne. Denemeler. İ sta n b u l . 1999 G ün lerin İçinden. İsta nbul. Günyol, Vedat - Eyuboğ l u Sabahattin 1995 Konuşmalar 1 9 56-1960. İsta n b u l . Gürbüz, Ş u le ( 1971-) 1992 Ka mbur. İsta n b u l . Gü rçay, LOtfl 1943 Gemici Dili. İ sta n b u l . Gürler, Celal Sıtkı ( 1905-1949) 1939 Porsuk. Hi kayeler. İstanbu l . Gürpınar, H ü seyin Rahmi ( 1864-1944) 1 3 1 6 Teşadüf. Der Sa' adet. 1 33 0 Cad ı . Kü lliyatı, 2 . Hikaye. İ sta n b u l . 1 332. Hazan Bülbülü. M i lli Tiyatro . İ sta n b u l . 1 3 3 5 t:ıa��a Sığı ndı�. lşidilmedi k B i r Va �· a . İsta n bu l . 1336k �adınlar Va'i�i. Küçük Hikayeler. Der Sa' a det. 1336ş [ 1888) Şı�. ikinc i Ta b' . Der Sa' adet. 1339 Tebessüm-i Elem. İstanbul. 1340a Afsu ncu Baba. l stanbul. 1340c Cehennemlik. l stan bul. 1341 Ben Deli miyim? lsta nbul. 1926b Billür Kalb. lsta n b u l . 1927mü [ 1 3 l5] Mürebbiye. ikinci Ta b' . İsta n b u l . 1 92 7 m u ( 1 314) M utalla�a . 2 . Ta b' . İ sta n b u l . 1 9 2 7 n Nl' met-Şinas. lsta n bul. 1928 M u t:ıa bbet Tı lsımı. İ stanbu l . 1929m Meza rından �al�an Şehid . İsta n b u l . 1933i i k i Hödüğün Seyahatı. İsta n b u l . 1933ke Kadın Erkekleşi nce. Piyes: 3 Perde, 3 Ta blo. İsta n b u l . 1 9 3 3 k p Katil Puse. İsta n b u l . 1933n Na musla Açl ı k Mes'elesi . İsta n b u l . 1933ş Şeytan İşi. İ sta n b u l . 1 9 3 4 Tü nelden ilk Çıkış. İstanbu l . 1938 [ 1 9 1 2 ) Gulya b a n i . Roman. İkinci Basılış. İsta nbul. 1939 Gönül Ticareti, Diğer Hikayeler. İsta n b u l . 194 0 [ 1 9 1 9 ) Hayatta n Sayfalar. Rom a n . İ kinci B a s ı l ış . İsta n b u l . 1942 [ 1 3 3 7 ) Kesik Baş. Za bıta Roma n ı . İsta n b u l . 1943g G ö n ü l B i r Yel Değ irmenidir, Sevda Öğütür. İsta n b u l . 1 9 4 3 m Melek San mıştı m Şeyta n ı . İsta n b u l . 1 9 7 0 [ 1 9 19) Hayattan sayfa lar. Roman. Üçüncü basılış. İsta n b u l . Güvemli, Zahir ( 1913-2004) 194 9 Tü rk Mizah Edebiyatı Antolojisi. M a nzum - Mensur. İsta n b u l . Güzelce, İ brahim ( 1922-1976) 1948 " Ü ç Kardeşti ler" . Yth 1, s. 1 18-128. Hacıhasanoğlu, Muzaffer ( 1924-1985) 1948 "Hep İ nsa noğ luyuz". Yth 1 , s. 3 5-44. 1 9 5 1t Bir Tespih Ta nesi. İstanbul. 1952 [ 1 9 5 1 ) "Bu Sabah". YH 1952, s . 5 1-58. 1953 [ 1 9 5 2 ) "Ayşe " . YH 1953, s . 48-65. 148

1954b B u Dağın Ard ı . H i kayeler. İsta n b u l . 1954y [ 1953] "Yıldızlar Kadar Pa ra " . YH 1954, s. 64-7 1 . 1955 [ 1954] "Sıcak". YH 1955, s . 32-42 . Hafız, Nimetullah 1985 Kosova Tü rk H a l k Edebiyatı Meti n l eri . Kosova Ü n i versitesi Prişti­ ne Felsefe Fa kü ltesi. Priştine. l:lafid, Met:ı med 1 2 2 1 Ga latat-ı f:lafid . İstanbul. Hagverdiyev, Abd ü rrah i m bey ( 1870-1933) 1 9 7 1 Seçilmiş Asarlari. B i ri nci Cilt. Bakı. Halasi-Kun, Tibor 1969-1982 "The Ottom a n E lements i n the Syria n Dia lects". Archott ı , s . 14-91; V, s . 1 7-95; Vll, s . 1 1 7-267. Halıcı, Feyzi ( D . 1924) 1994 Şa i r Burh a nedd i n ' in N asreddin H oc a ' n ı n F ı kra l a rını Şerheden Eseri [ 1 8 9 2 ] . Atatürk Kü ltür Merkezi Yayını 7 7 . Ankara. Halıcı, Mehdi (D. 1927) 1959 [ 1958] "Taşa Vuru l u Düğü m " . YH 1959, s. 99-104. Halikarnas Bal ıkçısı = Cevat Şakir Kabaağaçlı ( 18 86-1973) 1946 Aga nta ! B u ri n a ! B u rinata ! Roman. İsta n b u l . 1 9 4 7 k " Karısı n ı Voltayla Avlaya n". SHD ı , sayı 3 , s. 2 5-32 . 1947m M erha ba Akden i z ! 3 0 Seçme Deniz H i kayesi . İzmi r. 1 948 "Ticaret'' . S H D 1, sayı 5, s. 2 7-33. 1952 Egen i n Dibi. İsta n b u l . 1954a Anadolu Efsa neleri. İsta n b u l . 1 954y Yaşasın Deniz. H i kayeler. İsta n b u l . 1955 Ötelerin Çoc u ğ u . Roma n. İsta n b u l . 1969 Den iz Gu rbetçileri . İsta n bu l . Hamit Zübeyr, b. Koşay, H a m it Zü beyr Hammer, joseph von 1 8 1 5 Staatsverfassu ng u nd Staatsverwa ltung des Osma n ischen Rei­ ches. 2 Cilt. Wie n . Hançerlioğ lu, Orhan ( 1 9 1 6- 1991) 1 9 5 1 b "Bağ laya n Topra k " . YH 1 9 5 1 , s. 53-56. 1951k Ka ra n l ı k Dünya. Roman. İsta n b u l . 1952 B ü y ü k B a l ı klar. Roman. İsta nbul. 1953 İ nsansız Şehir. H i kayeler. İsta n b u l . 19530 Oyu n . Rom a n . İsta nbul. 1954 Ekilmemiş Topra kl a r. Rom a n . İsta n b u l . 1 9 5 6 Kutu Kutu İçinde. Roma n . İsta n b u l . 1960 Bordamıza Vu ra n Deniz. Roman. İsta nbul. Handjeri, Alexandre 1840-184 1 Diction n a i re Fra nçais-Ara be-Persa n et Tu rc, enrichi d'exemples e n langue Tu rque avec des varia ntes, et de beau­ cou p de mots d'arts et de Sciences. 3 Cilt. M osco u . Hasan Rüştü (Ermenekl i ) ( H . 1285-1936) 1937 H ayat ve Eserleri. Yaza n : Memduh Yavuz Süslü. Konya. 149

Hasluck, F.W. 1929 Christianity a nd lslam u nder the Sultans. 2 Vo lumes. Oxford. Hatiboğ lu, Vecihe 1973 Pekiştirme ve Ku ra l l arı. Anka ra . 1981 Tü rk Dili nde İkileme. Genişletilmiş İkinci Baskı. Anka ra . Hauenschlld, l ngeborg 1989 Turksp rachige Vol ksnamen fü r Kra uter u n d Sta uden mit den deutschen, eng l ischen und russischen Bezeichnu ngen. Wies­ baden. 1994 "Bota nica im Divan Lugat at-Tu rk" . JT i l , sayı 1 , s . 2 5-100. 1 996-1997 "Tü rksprachige Benen n u ngen fü r den M a u lwurf". 05 XIV­ XIVI, s. 63-8 8 . 1 9 9 8 'Tu rksprachige Benennungen für E i dechsen" . AOH Acta, s. 1 3 1158. Haya l i Bey (?- 1 5 5 7 ) 1 9 4 5 Hayali Bey Diva n ı . İstanbul. Hazai, György 1 9 7 3 Das Osmanisch-Türkische i m XVl l . Jahrh u ndert. Untersuchun­ gen an den Tra nskri ptionstexten von Jakob Nagy de Ha rsa ny. Bibliotheca Orienta lis Hungarica XVl l l . Buda pest. Hazar, İ rfan 1 943 " Memişin Eşe ğ i " . Antoloj i . İzmir H i kayec i leri . İzm i r, s. 38-4 1 . Helaki ( Ö . 1575) 1982 Mehmed Çavuşoğ l u : Helaki. Diva n . Tenkidli Basım. İsta n b u l Üni­ versitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları No. 2979. İsta n b u l . Hepçlllnglrler, Feyza ( D . 1948) 1 990 Kırlangıçsız Geçti Yaz. Öykü ler. İsta n b u l . 1 9 9 7 Savrulmalar. İsta n b u l . Heuser-Şevket, Frltz 1 942 Tu rkisch-Deutsches Wörterbuch. İ sta n b u l . Heyd, U rlel 1973 Studies in Old Ottoman Cri minal Law. Ed ited by V. L. Menage. Oxford . Heyd, W. 1936 Histoi re du Commerce du Levant a u M oye n-Age. 2 Cilt. Leipzig. H i kaye-i EbO Ali İ bn Sina 1302 H i ndoglu, Artln 1838.Hazine-i Lugat ou Diction n a i re Abrege Tu rc-Français. Vienne. Hinz, Walter 1955 lslamische MaBe u nd Gewichte, u mgerechnet ins metrische System . H a ndbuch der Oriental istik. Erganzu ngsband, Heft ı . Leiden. Hisar, Abdülhak Şinasi ( 1883-1963) 1941 Fa h i m Bey ve Biz. Hi kaye. İstanbu l . 1944 Çaml ıcadaki Eniştemiz. H i kaye. İsta n b u l . 1 9 5 3 Geçmiş Za m a n Köşkleri. İ stanbul. 150

H ist Lex = H istorikon Lexi kon Tes Neas Hellenikes 1933-1984 5 Cilt. Athen a i . Hobson-Jobson 1968 [ 1 903] Hobson-Jobson . A Glossary of Colloquial Ang lo-lndian Words and Phrases, and of Ki ndred Terms, Etymologica l , Histo­ rical, Geogra ph ical a n d Discursive. By Col . Henry Yu le a nd A. C. B u rnel l . New Ed ition Ed ited By William Crooke. Second Edition . Del h i . Hoca Ta !Jsin 1974 YTEA Cilt 1 , s . 159-165. H ünalp, Ayhan ( 1927-2013) 1959 [ 1958] "Büyük Yü rekli ı rg atlar". YH 1959, s. 43-50. 1962 Va p u r Düdükleri . Cine-Ro m a n . Ankara . l brahim, Jamshid 1991 Ku lturgeschic htl iche Wortforsch u n g . Persisc hes Lehngut i n europa ischen Sprachen. Wiesbaden. I l gaz, Rıfat ( 1 9 l l-1993) 1943 Ya re n l i k . Şiirler. İsta n b u l . 1944 S ı n ıf. Şii rler. İ sta n b u l . 1 9 5 9 Stepne [ = Rıfat I lgaz] : H a ba ba m S ı n ıfı. 2 Ci lt. İsta n b u l . 1 9 6 2 k Kesme l i Bunları . M izah H i kayeleri . İ sta n bul. 1962n Nerde O Eski Usturalar. İsta n b u l . 1962s Saksağanın Kuyru ğ u . İ sta n b u l . 1969g Garibi n Horozu . İ sta n b u l . 1969k Ka radenizin Kıyıc ığ ında . Roman. 198 1 Yıldız Ka rayel . İ sta nbul. T.Y. [ 1983] Sosya l Kad ı n l a r Pa rtisi. Öyküler. İsta n b u l . 1 9 9 0 Şeker Kutusu . İsta n b u l . 1 9 9 1 ç Ç a l ı ş Osman Çiftlik Sen i n . İsta n b u l . 1 9 9 1 r Radarı n Ana hta rı . İsta n b u l . 1996 Yokuş Yu ka rı . İsta n b u l . İ bn Kemal ( 1468- 1 536) 1957 Şerafettin Tu ra n : Tevarih-i Al-i ' Oşman, Vl l . Defter. Tenkidli Trans­ kripsiyon (yazı çevri m i ) . Tü rk Ta ri h Ku ru m u Yayınları Anka ra. 1970 Şerafettin Tu ra n : Teva rih-i Al-i Osm a n . ı. Defter. Ankara . İ b n Man�ür 1968 Lisa n al-'Ara b . 1 5 Cilt. Beirut İ b ra himov, M i rza ( 19 l l-1994) 1960 Böyük Dayag. Bakı. İ d rizof, Halil 1957 "Ha kiki B i r Hadise ( H i kaye)". Kaynak. Sofya, s. 5 1-54. İ leri , Seli m ( 1949-) 1980 B i r Akşa m Alacası. y.y. İ lhan, Attila ( 1 9 2 5-2005) 1953 Soka kta ki Ada m . Roman. Anka ra . 1957 Abbas Yolcu. Yol c u l u k Notları . Ankara. 1957z Zenciler Birbirine Benzemez. Rom a n . Anka ra . 151

1963-1964 Ku rdlar Sofrası. Roma n . 2 Cilt. İstanbul. 1972 Hangi Batı? (Anılar ve Acı lar). Anka ra . 1973 Bıçağın Ucu. Ankara. 1979 [ 19 7 7 ) Böyle Bir Sevmek. İsta nbul. 1981f [ 1980) Fena H a lde Leman. 4 . Baskı. y.y. 1981s [ 1974) Sırtla n Pay ı . Ankara . 1982 [ 1978) Yaraya Tuz Basmak. Anka ra . 1988 [ 1981) Dersaadet'te Sabah Eza nları . An kara . İ lhan, Cengiz 1959 [ 1958) " Hasan Bey ve Bizans". YH 1959, s. 2 3-30. İ lhan, M ustafa 1983 Egin Göçerken. İsta n b u l . İ lhan, U ğ u r (D. 1954) 1993 Kırk Tas Namus. İsta n b u l . İ lhan, Zeynel 1945 Aylak. H i kaye. İstanbul. 1948k "Kapıcının Rüyası". S H D i l , sayı 1 1-12, s . 53-59. 1948s " Sa lta nat Ara bası". SHD i l , sayı 7 , s. 33-41. 1950 "Sancaktar". SHD iV, sayı 26-27, s. 19-2 9 . i mamoğ lu, i smet 1949 "Ard ıç Başında Abam Var". S H D 1 1 1 , sayı 18-19, s. 20-24. İ nalcık, Halll 1954 Hicri 835 Tarih l i SOret-1 Defter-i Sanca k-ı Arvanid . Tü rk Ta rih Ku­ ru mu. Ankara. i nalcık, Halll - Oğuz, MevlQd b. G azavat-ı Sultan Murad b. Mel)em­ med_ Han. i pekçi, Leyla ( d . 1966-) 1998 Maya. İstanbul. l pşlroğlu, Zehra (d. 1948-) 1998 Konuşa n Çınar. İsta n b u l . i slam Ansiklopedisi 1940-1986 İslam Alemi Ta rih, Coğ rafya, Etnog rafya ve Biyografya Lu­ gati. 13 Cilt. İsta nbul. İ smail Galip [Arcan] ( 1894-1974) 1932b Ba loda Ku l a k M isafiri. İsta n b u l . 1932bb Barda B i r Baskın. İstanbul. 1932dk Diş Kirası. İstan b u l . 1932ed Eski Düğün ler. İsta n bul. 1932ei Eski İlaçlar. İ sta n b u l . 1932hs H a bi be M o l l a n ı n Sırrı. İsta nbul. 1932mb M oda Belası. İsta n bu l . 1 9 3 2 p Piyan ko Cilveleri. İ stanbu l . 1932s H a b i be Mollaya Göre Spor. İstanbul. 1932 yd k Yemeklere Dair Konfera ns. İsta n b u l . 1 9 32ydü Yen i Düğ ü n ler. İsta nbu l . 1 9 4 9 H ava Parası. 4 Perdelik Oyu n . Ankara.

152

İşigüzel, Şebnem ( 1973-)

1993 H anene Ay Doğacak. Öyküler. İsta n b u l .

İz, Fa h i r (1911- 2004)

1965 " M a ka le-i Zi ndancı M a h m u d Ka pudan". Tm X ıv, s. 1 1 1-150.

İzbudak, Velet

1 936a Ata lar Sözü . İsta n b u l . 1936i E l-İdra k Haşiyes i . İsta n b u l .

İzgü, Muzaffer ( D . 1933)

1992 [ 1986] Azra i l Nasıl Rüşvet Yedi? İsta n b u l . 1 9 9 3 N a s ı l B a b a Oldum? Anka ra . 2 000 Tom Baba ' n ı n Tombalası. Anka ra . izoli, D .

1987 Ferheng Ku rdl-Ti rkl. Tü rkçe-Kürtçe. Den Haag .

izzet Mol la, Keçeci-Zade ( 1785-1829)

1 2 69/1849 M i h neti Keşa n . İ sta n b u l .

izzeti

= Aşık Ali izzet Özkan ( 1902-1981) İ l h a n Başgöz: Aşık Ali izzet Özka n . Yaşamı, Sa natı, Şiirleri. Anka ra.

Jaba, Auguste - Justi, Ferdinand

1879 Dictionnaire Kurde-Fra nçais. St.-Petersbou rg .

jarring, Gunnar

1 964 An Eastern Tu rki - English D i a lect Dictionary. Lu nd. Jensen, Hans

1 9 3 1 Neu persische G ra m mati k - M it Berücksichtigung der Histori­ schen Entwickl u n g . H eidel berg .

Jente, Richard

1947 Proverbia Commu n i a . A 15th Century Col lection of Duch Pro­ verbs together with the Low Germa n Version. l ndiana Un iver­ sity Publications, Folklore Series N o . 4. Bloom ingto n .

Johanson, Lars

1986 "Zur Konsona ntenstarke des Tü rkischen" . üs 33-35, s. 1 95-209. 1998 "Zum Konta kteinfluB TLi rkischer l n d i re ktive" . Tu rkologie Heute - Tradition u nd Perspektive. Mate ri a l ien der dritten Deutschen Tu rkologen-Konferenz. Lei pzig 4.-7. Oktober 1994, s. 14 1-150.

Johanson, Lars - Csat6, Eva Agnes

1998 The Tu rkic La nguages. Landon - N ew York.

Jones, William, Sir

1828 [ 1 78 3 ] A G ra mmar of The Persian La nguage. (The 9th ed. with considerable add itions and improvements, and some speci­ mens of the ft nest Persian a nd Ara bick hand writi ng, far the exercise of the student, by Rev. Samuel Lee) . London. Kabaağaçlı, Cevat Şakir B. Halikarnas Ba l ı kçısı Kaçan, Metin ( 1961-2013)

1991 [ 1990] Ağ ı r Roma n . İsta n b u l . 1 9 9 9 F ı n d ı k Sekiz. İ sta n b u l .

1 53

Kadri, Hüseyin Kazım

1926 -1945 Tü rk Lugati. 4 Cilt. İsta n b u l .

Kafadar, Cemal

1992 M ütereddit Bir M utasavvıf: Üsküplü Asiye Hatu n ' u n Rüya Defte­ ri . Topkapı Sarayı M üzesi Yı l l ı k 5, s. 168- 2 2 2 .

Kaftancıoğlu, Ü m it ( 1935-1980)

1972 Dönemeç. İ sta n b u l . 1975 Çarp an a . H i kayeler. İstanbul. 1983 İ sta n bul Allak Bullak. İsta n b u l .

Kahane, H e n ry - Ka hane, Renee

1 9 7 7 "Ba lcone, the Window". Rom a nce Philology XXX, No. 4. Berke­ ley, California, s. 565-573. 1993 "The lmage of the Woman in the Venetianisms of Ceph a l o n i a " . J a h rbuch d e r Österreichischen Byzanti n isti k Xll l l . Wien, s . 2032 19.

Kahane, Henry ve Renee - Tietze, Andreas

1958 The Lingua Franca in the Levant. Tu rkish Na utical Terms of lta l i­ a n a nd Greek Orig i n . Urbana, l l linois.

Kakı nç, A. Faruk

1950 "Geçim Meselesi " . SHD iV, sayı 28-29, s . 29-32. 1993 "Sa lepçiler" . Varl ık Derg isi , sayı 1032 . Anka ra, s. 59.

Kakuk, Suzanne

1973 Recherches sur L'histoire de la La ngue Osma nlie des XVle et XVll• siecles. Les elements Osma n l is de la langue Hongroise. B i bliotheca Orienta lis Hungarica XIX. Buda pest.

Kanık, Orhan Veli B. Orhan Veli [Ka n ı k] ( 1914-1950) Kanlı N igar

1941 (Anonim) Kan l ı N igar. Tertip eden M u stafa N i hat Özön . İsta n b u l .

Kanok, M . Bedri (D. 1933)

1984 M e mleket İ p i . Gözü Yaşlı M izah H i kayeleri. İ sta n b u l .

Ka nsu, Ceyhun Atuf (1919-1978)

1949 "Ka hvede". YH 1949, s. 43-48 . 1954 [ 1953] "Orm a n d a " . Y H 1954, s . 57-63. 1955 [ 1954] "Geçmiş Bir Gün" . YH 1955, s. 43-48. 1 9 5 5d H aziran Defteri . İstanbul.

Kara buda k, A. Fai k

1950 "Çılgır". SHD iV, sayı 26-2 7 , s . 39-52.

Kara h üseyin, Hasan

1957 "Fenerli ( Monolog ) " . Kaynak. Sofya, s . 5 5-58. 1958 "Yakılan Mektep ( H ikaye) ". Çağlıyan. Sofya, s. 59-6 1 .

Karaosmanoğ lu, Yakub Kadri ( 1889-1974)

1928e Ere n leri!) Bağından. İsta n b u l . 1928s Sodom v e Gomore. İ stanbul. 1932 Ya ban. M il li Roman. İstanbul. 1938 Bir Sürgün. Anka ra . 1939 [ 19 2 2 ] Kira l ı k Konak. İstanbul.

154

1953-1954 Pa nora m a . Roman. 2 Cilt. İ sta n bu l . 1 9 5 7 Ana m ı n Kita b ı . İ stan bul. 1958 Vata n Yol u n d a . M i l li Mücadele H atıra ları. İ sta n b u l . Karapotosoğl u , Kostas

1999 " Etymolog i ka sta Neoel lenika Daneia tes Demodous Tou rkikes". Archeion Po ntou 48. Athenai, s. 85-173. Karasu, Bilge ( 1930- 1995)

1963 Troya 'da Ölüm Va rd ı . H ikayeler. Anka ra . 1 9 7 9 Göçmüş Ked i ler B a hçesi. İ sta n b u l . 1995na N a rla İ n c i re G azel . İsta n b u l . 1995ne [ 1 994] Ne Kitapsız N e Ked isiz. Denemeler 1 . İ sta n b u l .

Karatay, Fehmi Edhem

1961 Top ka pı Sara y M üzesi Kütü pha nesi Tü rkçe Yazmalar Kataloğ u . (Hazırlaya n ) İ sta n b u l .

Karay, Refik Halid ( 1888-1965)

1939a [ 19 1 8 ] Ago Paşa n ı n Hatıratı . 2. Basılış. İsta n b u l . 1939i B i r İ ç i m S u . 2 . Basılış. İsta n b u l . 1940g Gu rbet H i kayeleri . İ stan b u l . 1940k Kirp i n i n Ded i kleri . İ stanbu l . 1940m [ 19 1 9 ] Memleket H i kayeleri . 2 . Bası l ış. İsta n b u l . 1947 Anahtar. Rom a n . 2 . Basılış. İ sta n b u l . 1964 B u B i z i m Hayatı mız. Roma n . 2 . B a s ı l ı ş . İsta n b u l .

Kasem-Beg, M i rza Alexander

1981 [ 1 848-1849] Al lgemeine G ra mm ati k der Tü rkisch Tatarischen Sprache. Amsterd a m .

Katib Çelebi ( 1609- 1657)

1329 Tu t:ıfetü 1-Ki ba r Fi Esfari 1-B i t:ı a r. İ sta n b u l .

Kavukçu, Cemi l (O. 1951)

1997 1998 2000 2001

[1995] Uzak N o kta l a ra Doğru. Öykü. İsta n b u l . Dönüş. Rom a n . İ stan b u l . [ 1999] Dört D u v a r Beş Pencere. Öykü ler. İ sta n b u l . Gemiler d e Ağ l a rmış. Öykü ler. İ sta n b u l .

Kawaguchi, Yuj i

1992 "Sur les Adje ktifs i ntensifs en Tu rc M oderne". Tu rcica XXIV, s . 3 17-330. Kayacan, Feyya z ( 1919-1993)

1962 Sığınak H i kayeleri . İstan b u l . 1968 M u t l u Azı n l ı k ve Adem İle M a d e m ; Sevg i l i ler; Od a . B i rer Perde l i k Dört Oyu n . İ sta n bu l .

Kaygılı, Osman Cemal ( 1890- 1945)

1339 Altu n Babası. İ sta n bu l . 1930 "Çocu kken Geçtiğ i m Yolda " . 1 9 2 9 . En Güzel H i kayeler. İstanbul, s. 93-100. 1938a Ayg ı r Fatma. İsta n b u l . 1938s Sanda l ı m Geliyo r, Va rda ! . . Roma n . İsta n b u l . 1 9 3 9 Çi ngeneler. B u n d a n 2 5-30 Yı l Ö nce Yaşanmış Hakiki v e Gayet Derin Çingene Aşklarını Gösteren B i r Macera d ı r. İsta n bu l . 2003 Köşe Bucak İsta n b u l . Hazırlaya n : Yıldırım, Ta hsi n . İsta nbul. 155

Kaynak

1957 H azırlıya nlar B. Çakırof - H. Karahuseyin. Sofya .

Ka:.t:i Burhanüddin ( 1334-1399)

1980 M u h a rrem Erg i n : Kad ı Burha neddin Diva n ı . İstanbul Ü n iversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları No. 2 244. İsta n b u l .

Kazlmlrsky, A. D e Blbersteln

1846, 1860 Dictionnaire Ara be-Français. C. ı + ı ı . Pa ris.

Keçeci-Zade B. izzet Molla Kemal Bekir B. Manav, Kemal Bekir Kemal Edip, U rfalı

1 945 U rfa Ağzı . İstanbul.

Kemal Tahir ( 1 9 10-1973)

1955g Göl İ nsan la rı . İsta n b u l . 1955s Sağırdere . Roman. İstanbul. 1957k Körduman. Roman. İstanbu l . 1 9 5 7 r Rahmet Yolları Kesti . Roman. İsta n b u l . 1 9 5 8 Yed i Ç ı n a r Yaylası. İstanbul. 1961 Esir Şehrin M a h pusu. Roman. İsta nbul.

Kemali, Ali [Aksüt] ( 1884- 1962)

1932 Erzincan. Tari hi, Coğrafi, İçtimai, Etnoğ rafı', İdari, İ hsai Tetkikat Tecrübesi. y.y.

Kenan Hulılsl ( 1 906-1943)

1938 "Dörth an l ıların Ku la ksızı ". Yaşar N a b i 1938. İstanbul, s . 103-126. 1944 Bir Yud u m S u . H i k�yeler. İstanbul.

Kent, Tevfik

1965 Çel i k Yıld ırım. İsta nbul.

Kerestedjlan, Bedros Effendl

1912 Dictionnaire Etymolog ique de la Langue Tu rq ue. Lon d res.

Kerl mof, Yusuf (D. 1922-)

1957 " Kör Çıban ( H i k�ye)". Kaynak. Sofya, s. 1 1 2 - 1 1 5 .

Keskin, Yıldırım ( 1932-20 12)

1953 ( 19 5 2 ] "Parador ve Sonrası " . YH 1953, s. 108-1 19. 1954 ( 1953] "Enrico" . YH 1954, s. 93-99. 1955 ( 1954] "Bir Gece Giden". YH 1955, s. 64-7 1 . 1957 B i r Gecenin Beyliği. İstanbu l .

�ınalı-Zade 1:tasan Çelebi ( 1546-1607)

1978, 1981 Telkiretü ş-Şu' a ra. Eleşti rmeli baskıya hazırlaya n İ b ra him Kutluk. 2 Cilt. Anka ra Kısa kü rek, Necip Fazıl (1905-1983)

1935 Tohum. Piyes, 3 Perde. İstanbul. 1938 Bir Ada m Ya ratmak. Piyes, 3 Perde. İ sta nbul.

Kıvanç, Metin ( Ü m it) ( D. 1956)

1995 ( 1 9 9 5 ] Ya lnız Olmuyor. İsta nbul.

156

Kieffer, J. D. - Bianchi, T. X .

1835, 1 8 3 7 Tu rk ve Fra nsa Lisa n ları n ı !) Lugati. D ictionna ire Tu rc-Fra n­ çais a l ' u sage des Agent Diplomatiques et Consulaires, des Commerç a nts, des Navigateurs et a utres Voyageurs dans Le Levant. 2 Cilt. Pa ris. Kilimci, Suphi

"Yata khane Hademesi Topal Osman" . YH 1949, s. 54-64.

Kissling, Hans Joach i m

1951 " B a ljemez " . ZDMG CI, s . 3 33-340. Klein, Ruth

1950 Lexi ko n der Mode . Drei J a h rta usende E u ropa ischer M ode. Ba­ den-Bade n . Klimov, G.A.

1964 Eti molog içeskiy slovar' ka rtvel'skj h yazıkov. M oskva .

Kl uge, Friedrich

1975 [ 1 8 8 3 ] Etymolog i sches Wörterbuch der deutschen Sprache. 2 1 . Basım. Berlin-New York. Kocagöz, Samim ( 1 9 16-1993)

1941 Tel l i kavak. H i kayeler. İsta n bu l . 1 946 S ı ğ ı n a k . H i kayeler. İ sta n bu l . 1 948 "Gecekond u " . S H D il, sayı 6 , s . 39-46 . 1 949a "Al l a h , devlet ve toprak". SHD i l , sayı 1 3 -14, s. 46-6 2 . 1 949d " Düşman" . S H D 1 1 1, sayı 2 4-25, s . 43-50. 1954 Cihan Şoförü. H i kayeler. İsta nbu l . 1957 .. Başka n . M izah h i kayes i . " Perşem be Yağ m u rları. Ankara, s. 3141.

Koçu, Reşat Ekrem ( 1905-1975)

1938 Ahmed Rasim. Hayatı , Seçme Şiir ve Yazı l a rı . İsta n b u l . 1958-197 1 [ 1 946-1948] İ sta n b u l Ansiklopedisi. 2 . Baskı, 1 0 cilt. İs­ ta n b u l . 1 967/1969 Tu rk Giyim, Kuşam v e Süslenme Sözlüğü. Anka ra .

Kodaman, Hulusi

1 944 Zar - Kağıt Oyu n l a rı ve H i leleri. İ sta n b u l .

Kokona, Vedat

1977 Fjalor Shqip-Frengjisht. Ti ra ne.

Kongar, Emre (D. 1941)

1991 [ 1989] Hocaefend i ' n i n Sand ukası. Rom a n . 7 . Bası m . İ sta nbul. Konyalı, İbrahim Hakkı

1 946 Alanya (Ala i yye) . İ sta n b u l . 1 974-75 Abideleri v e Kita beleri İle Niğde Aksaray Tarih i . 3 Cilt. İstanbu l .

Koray, Kenan H ulusi B . Kenan Hulusi Korkmaz, Zeynep

1956 Güney-Batı Anadol u Ağızları. Ses Bilgisi ( Fo neti k). Anka ra . 1959 "Tu rk D i l i n d e +ça Eki ve Bu Ek ile Ya pılan İ s i m Teşki l leri Üzerine Bir Deneme" . A. Ü . Dil ve Ta ri h-Coğ rafya Fa kültesi Derg isi XVl l, sayı 3-4, s. 2 7 5-3 58. 1 57

1963 Nevşeh ir ve Yöresi Ağızları. 1, Ses Bilgisi. Anka ra Ü n iversitesi D i l v e Tarih-Coğ rafya Fakü ltesi Yay ı n ları, sayı 142 . Anka ra . 1973 b. Şeyhoğlu, Şadru'd-Din 1992 Gramer Teri m leri Sözlüğü. Ankara. 1 994 [ 1965] Bartın ve Yöresi Ağızları. 2. Baskı . Anka ra . Kornftlt, Jaklln

1997 Tu rkish . [ Descriptive Grammars ] . London-New York.

Korok, Daniş Remzi

1 942 İncili Çavuş. İsta n b u l .

Kostov, K.

1974 "Le h nwörter Zigeune rischen Ursprungs i m TLi rkischen Argot. Sprache, Geschichte und Ku ltu r der a lta ise hen Völ ker". Proto­ kol l band der X l l . Tag u ng der Perma nent l ntern ational Alta istic Conference 1969 in Berl i n . Hera usgegeben von Georg Hazai u nd Peter Zieme. Berl i n , s. 357-3 6 1 .

Koşay, Hamit Zübeyr ( 1897- 1984)

1932 Anadilden Derlemeler ( İsha k Refet İ le Bera ber) . Ankara. 1935 Ankara Budun Bilgisi. Ankara H a lkevi, Dil - Ta rih - Edebiyat Şu­ besi, No. 14. An ka ra . 1 944 TLirkiye Tü rk Düğün leri Üzerine M u kayeseli M a lzeme. T.C. M a a rif Vekilliği, Eski Eserler ve M üzeler Umum M üdürlüğü Yayın ların­ d a n . Ankara. 1947 Yuvaktaşı. Halk Diri m i nden M ü l hem İçtimai ve M i l li Rom a n . İs­ tan bu l . 1 9 5 2 Anadilden Derlemeler i l . (Orha n Ayd ı n İ le Bera ber) . Ankara.

Kowalskl, Tadeusz

1933 Les Turcs et la Langue Tu rq ue de la Bulgarie du Nord-Est. Polska Akademja Umej�tnosci. Prace Komisj i Orjentalistycznej N o . 16. Krak6w. 1926 "Osma nisch-Tü rkische Volkslieder Aus M azedon ien" . WZKM xxx ı ı ı. s. 166- 2 3 1 .

Kökden, Uğur ( D . 1934)

1995 Sesleri n Resmi. Deneme. İsta n b u l .

Kömürciyan, Eremya ( 1637-1695)

1981 Eremya Chelebi Köm ü rjian's Armeno-Turkish Poem "The J ewish B ride" . Ed ited By Avedis K. Sanj i a n - Andreas Tietze. Buda pest.

Köprü lüzade/Köprülü, Mel) med Fuad ( 1890-1966)

1918 Türk Edebiyatı nda İ l k Mutasavvıfl a r. İsta n b u l . 1 9 3 4 Eski Şa irlerimiz. Diva n Edebiyatı Antolojisi. İsta n b u l . 1935 Tü rk Halk Edebiyatı Ansiklopedisi. Ortaçağ ve Ye n içağ Tü rkleri­ nin Halk Kü ltürü Üzerine Coğ rafya, Etnoğrafya, Etnoloj i , Ta rih ve Edebiyat Lôgati. İsta nbul. 1939 TLi rk Sazşa irleri. Antoloji, XVl-XVl l l . Ası rlar. İsta n b u l .

Körükçü, Mu htar ( 1915-1985)

1948 1949 1950 1952

"Aş Erme Meselesi . " YTH ı . s. 67-71. "Vata ndaş H u ku ku " . YH 1949, s. 65-70. Köyden H a ber. İstan b u l . [ 1 9 5 1 ] "Kendime v e Bizlere Dair". YH 1952, s. 28-35. 158

1953 [ 19 5 2 ) "Dişçi " . YH 1953, s. 78-82. 1954 Anadolu H i kayeleri. İ sta n b u l . Kraelitz, Friedrich

1 9 2 1 Osman ische U rku nden in türkischer S prach e aus der zweiten Ha lfte des 1 5 . Jahrh u nderts. Ein Be itrag zur osmanischen Dip­ lomatik. Akademie der Wissenschaften i n Wien, Philosophisch­ Historische Klasse, S itzu ngsberichte, C. 1 9 7 , 3. Abhandlung. Wien. Kra uss, Heinrich

1993 Geflügelte B i belworte. Das Lexikon B i b l ischer Redensarten. München.

Kreiser, Klaus

1 9 7 5 Ed i rne i m 1 7 . J a hrhunde rt Nach Evliya Çelebi. Freiburg .

Kriaras, E mmanouna

1 96 9-1993 Lexiko tes Mesa iön ikes Hellenikes Demödous Gram mate­ ias, 1 100-1669 . 11 Ci lt. Thessalon ike.

Ku lin, Ayşe

1 9 9 7 [ 1997) Ad ı : Ayl i n . İsta n b u l .

Kunt, Bekir Sıtkı ( = Bekir Sıtkı) ( 1905-1959)

1 9 3 3 Memleket H i kayeleri . İsta n bu l . 1 9 3 7 Ta lkınla Salkım. H i kayeler. İ sta n b u l . 1 9 4 8 Yata klı Vagon Yolcusu. İsta n b u l . 1 9 4 9 " Eski Köye Yen i ima m " . YH 1949, s. 7 1-7 3 . 1 9 5 2 [ 1 9 5 1 ) " Kömür" . Y H 1 9 5 2 , s . 10-1 5 . 1953 [ 1952 ) "Sıra " . YH 1 9 5 3 , s . 1 1- 1 7 . 1 9 5 7 [ 1956) "Şimd i k i ler". Y H 1 9 5 7 , s . 3-9 .

Kurdoev, K.K.

1960 Kurdsko-russkiy slova r'. Akademiya N a u k SSSR, l nstitut Vosto­ kovedeniya. M oskva . Kurdoev, K.K. - Yusupova, Z.A.

1983 Kurdsko-russkiy Slova r' (Sora n i ) . Moskva .

Kurşu nlu, Nazı m (191 1-1980)

1 9 5 2 Branda Bez i . İ sta n b u l .

Kuru, M a h mut ( 1928-1976)

1957 Taşlı Tarla . İsta n bu l .

Kut, Gü nay

1 9 7 1 "Veysl' n i n Diva n ında B u l u nmayan B i r Kasidesi Üzeri ne". TDAY, s . 169-178. Krş. Gazali ve Sehi Beg.

�u�beddin izni l_.>.uvLKu füaAEKTOAOy(a 4, s. 73-97. 1997 "Zu r Problematik der g ri echischen Lehnwörter im Ru mani­ sch e n " . G R, s. 83-102. 185

Uçarı, Ercü ment ( 1928-1996)

1 948 "Sahil Çocukları ve Ahmet Ağa bey " . SHD 1, sayı 5 , s . 73-78. 1958 Cümbüşçübaşı. Şiirler. Ankara.

Uçuk, Cahit ( 191 1-2004)

1947 "Postacı". S H D 1 , sayı 1, s. 75-79. U l lmann, Manfred

1 9 7 0 Wörterbuch der klassischen a ra bischen Spra che. Wiesbad e n . 1997 " Z u r Geschichte des Wortes Barid ' Post"'. Bayrische Akade­ mie der Wissenschaften, Phi losophisch-historische Klasse. Sit­ zungsberichte. j a hrga ng 1997, Heft 1. M ü nchen.

Ulunay, Refi Cevad ( 1890-1968)

1941 Köle. M i lli Roma n . İsta n bul. 1994 [ 1 958) Sayılı F ı rtınalar. İsta n bul.

Um ran Nazif [Yiğiter] ( 1915- 1964)

1 948g "Gaz Fişi " . YTH 1, s. 85-93 . 1 948y Yaşamak İçin . H i kayeler. İstanbul. 1953 [ 1952) "Süslen Berberi " . YH 1953, s. 18-2 7 . 1 9 54 [ 1953) "Veysel Efendinin Kuşları". YH 1954, s . 15-23. 1955 [ 1954) "Gizli Ödenek" . YH 1955, s . 27-3 1 . 1962 Aşk Üçgeni. l sta nbul. 1 964 Tepedeki Ev. H i kayeler. İsta nbul.

Urgan, Mina ( 191 5-2000)

1998 Bir Di nozorun Anı ları . İ stanbul. 2000 [ 1999) Bir Dinozorun Gezileri . İ sta n bul.

Uşa�lıgl l,_Halid :Ziya ( 1866- 1945)

1307 Bir Ölünül) Defterinden . İzm ir. 1 3 1 7 Şolgun Demet. Der Sa' adet.

UTi L

1981 Aliku lov, T. A. ve Diğerler: Üzbek Ti l i n ing izohli Lugati. 2 Cilt. Moskva.

Uyar, Tom ris ( 1941-2003)

1980 [ 1979) Yü rekte Buka ğ ı . Öykü ler. İstanbu l . 1982d [ 1 9 7 1 ) Diz Boyu Pa patya l a r. Öykü . İsta n b u l . 1 9 8 2 ö Ödeşmeler. İsta nbul. 1983 Gecegezen Kızlar. Öykü ler. Ada Yayınları. 1985 Günlerin Tortusu. ( B i r Uyumsuzun Notl a rı . ) Ada Yay ı n ları. 1986 Yaza Yolculuk. Öyküler. İsta n b u l . U yar, Tomris (*1941) 1992 Otuzların Kad ı n ı . Öykü ler. İsta n bul.

Uyu rkulak, M u rat (D. 1941)

2009 [2002) Tol . Bir i ntikam Romanı.

U z , Kazım ( 1873- 1943 )

1 964 [ 1 3 10/1894) M usiki lstı lahatı. Düzelti l i p Gen işleti lmiş Yen i Bası­ mı. Anka ra .

Uzu nçarşılı, İsmail Hakkı

1 943- 1944 Osma n l ı Devleti Teşkilatı ndan Ka p u ku l u Ocakla rı. Tu rk Ta­ rih Ku ru mu. 2 Cilt. Ankara . 186

1945 Osm a n l ı Devleti n i n Saray Teşkilatı. TLi rk Ta rih Kuru m u . An kara. 1 948 Osma n l ı Devleti n i n M erkez ve Bah riye Teşkilatı . TLi rk Ta rih Ku ru­ m u . Ankara. 1974 "Çapanoğ u lları". Belleten XXXVl l l , sayı 150, s. 2 1 5-162. 1975 "Sa ncağa Ç ı ka rılan Osma n l ı Şehzadeleri " . Belleten XXXV, s. 65 9-696. Uzuner, Buket (D. 1955)

1 994 Şairler Şehri . 2. Bası m . İsta n b u l . 1 9 9 7 Ku m ra l Ada - M a v i Tu na. İsta n b u l . [T.Y. ] " İ ki zlerden Biri " . 20. Yüzyı l TLi rk Edebiyatı ndan Seçmeler. Beşi nci Kita p. Ati l la B i rkiye ( Haz. ) . [y.y. ] . s. 99-120.

Ü l ken, H i l m i Z iya ( 1901-1974)

1 94 1 İ nsan Medd ücezri 1 1 1 . Posta Yol u . İstanbul. Üm it, Ahmet ( D . 1960)

T.Y. [ 1990?] Çıplak Ayaklıydı Gece . Öyküler. İstanbul. 1 99 3 B i r Ses Böler Geceyi . İsta n b u l . 1 9 9 4 Masal Masal İçinde. İsta n b u l . 1 9 9 6 S i s v e Gece. İsta n b u l .

Ü ngör, Etem Ruhi

1981 TLi rk Musikisi Güfteler Anto l ojisi. 2 C . İsta n b u l .

Ünlü, Rüksan Türkan

1 9 5 9 [ 19 58) "Tesad üf" . YH 1959, s. 1 2 3-125.

Ü nlü, Şemsettin (D. 1928)

1986 Yu ka rışehir. Roma n . İsta n b u l . Ü nver, A. Sü heyl

1948 Ta ri hte 50 TLi rk Yemeğ i . İsta n b u l .

Üstün, Nevzat ( 1924-1979)

1 968 Akrep Ü retim Çiftl iği. İsta n b u l . 1 9 7 0 Çıplak. İsta n b u l .

Val) idi

1 9 9 3 [ 9 2 9/1522) Ah met T. Ka ra m ustafa : Mena�ıb-i_ Hvoca-i Cihan ve Netice-i Can. Va� idL Sou rces of Orienta l La nguages and Litera­ tures 1 7 . Cam bridge, Mass.

Val iev, Ali ( 1901-1983)

1 9 5 7 Seç i l miş Asarla ri . Cilt ı. B a k ı .

Va mbery, Hermann

1 88 5 Das TLirkenvo l k i n sei nen eth n ol og i schen und eth n og ra phischen Bezieh ungen. Leipzi g . 1 9 0 1 Alt-osman ische Sprachstud i e n . M it einem azerba i:Za n ischen Texte als Appendix. Leiden .

Va Nü

=

Vala N u reddi n

7 . 1 1 1 . 1941 Akşa m Gazetesinde Çıkan M a ka le. İsta n b u l .

Va rta n ia n , Osep / Vartan Paşa

1 9 9 1 [ 18 5 1 ) Andreas Tietze: Aya p i/A�abi Hikyayesi . İsta n b u l .

187

vasary, ıstvan 1993 " + sXn a nd its related suffixes. Studies in Tu rkic Word Formation

a nd Etymology" . JT 1 , sayı 1, s. 1 1 3-153.

Vaşd 'Oşman (7 -1824)

1 2 5 7 E nderü n-ı H ümayü ndan Mghrec Vaşıf ' Oşman Beg Diva n ı d ı r. İs­ ta nbul.

Vasmer, Max

1953-1958 Russisches etymolog isches Wörterbuch. 3 Cilt. H eidelberg .

von Gabain, Annemarie b. Gabain, Annema rie von von Le Coq, Albert b. Le Coq, Albert von Wagner, Max L.

1943 "Der türkische Argot" . Buletinul lnstitutu l u i de Fi lolog ie Romina "Alexandru Philippide". C. X. laşi, s. 1-34.

Wa hby-Ed monds

=

Ta uflq Wa h by and C.J . Ed monds

1966 A Ku rdish-English Dictiona ry. Oxford .

Wehr, Hans

1958 [ 1 94 9 ) Ara bisches Wörterbuch fü r die Sch riftsprache der Ge­ genwart. 3. unveranderte Auflage. Lei pzig .

Wlttek, Paul

1951 "Ayva n saray, Un Sanctuaire Prive de son Heros" . An n u a i re de l'l nstitut de Philologie et d ' H istoi re O rientales et Sl aves C. Xl ( Melanges Henri G regoire C. 1 1 1 ) . B ruxelles, s. 505-526.

Wulff, H a n s E .

1 9 6 6 t h e Trad itional Crafts o f Persia. Their Development, Tech nology and lnfl uence on eastern a nd western Civil izations. Cambridge, M ass. London. -

Wrlg ht, W.

1962 A Gra mmar of the Ara b ic Language. 3 . Basım. Xalg Dastan ları

1961 Azarbaycan Xalg Dasta nları . C i lt ı . Bakı.

Yal:ıyi Beg

1 97 6 M eh med Çavuşoğ l u : Diva n . Tenkidli Basım. İstanbul Ü n i versitesi Edebiyat Fa kültesi, Yayın No. 2233. İsta n bu l .

Yal:ıya Agah B. şaııı:ı

1899/1900 Fütüvve-i Esrar-1 Tac-1 Sa'adet Ve' l-Edeb.Yazma, Süley­ man i ye Ktp. Nuri Arlasez 1 0 1 .

Yağcıoğ lu, H a l i m ( 1919-7)

1955 Anzelha. Şii rler. İsta n b u l . Yağ mur, Mahmut ( 1927-7)

1957 Dertler Paza rı . İsta n b u l .

Ya lçın, Hüseyin Cahid (1874-1957)

1935 Edebi Hatıralar. İsta nbul.

188

Yaltkaya, M . Şerefedd i n

1 9 3 4 " M evl a na'da TLi rkçe Kel i meler v e TLi rkçe Şi irler" . T M iV, s. l l l 168.

Yamaç, Cavit

1944 " Pa pağan Döğüşü " . Genç Nesil Konuşuyor. Seçme Şiir ve Hika­ yeler. İsta n b u l , s. 53-58. Ya maç, Ziya ( 19 14-?}

1948 "Hayatı Hususiye " . SHD il, sayı 9-10, s. 63-66. 1956 Mehmet Rom a n . Sofya. Yanıkoğ l u , Bilal Aziz

1943 Tra bzon ve Havalisinde Toplanmış Fol klor M a lzemesi. İstanbu l . Yaşar Kemal ( 1922-2015)

1955ç Çuku rova Ya n a Ya na . . . İsta n b u l . 1955i İ nce M emed. 2 Cilt. İ sta n b u l . 1 9 5 5 t Teneke . İsta n bu l . 1960 Ortad i rek. Rom a n . İsta nbu l . 1969 [ 1968] Öl mez Otu . İstanbul. 1 9 7 l b b B i n Boğ a l a r Efsanesi. Rom a n . İsta n b u l . 197 lbd Bu Diya r Başta n Başa. İsta n b u l . 1976 Al Gözüm Seyreyle Sa l i h . Roman. İsta nbul. 1978 [ 1974] Baldaki Tuz. İstanbul. 1980 Ağacın Çürü ğ ü . Yaz ı l a r - Konuşmalar. İsta n b u l . 1 980d [ 1 9 7 3 ] Demirc i ler Çarşısı Ci nayeti. İstanbul. 1992kk [ 1985] Ka le Ka pısı. Kimsecik 2. İsta n b u l . 1992ks [ 19 9 1 ] Ka n ı n Sesi. Kimsec i k 3 . İstanbul. 1993b [ 1 974] B i r Bulut Kaynıyor. Bu Diyar Baştan Başa, iV. İstanbul. 1993f [1977] Fi l ler Su lta n ı İ le Kırmızı Saka l l ı Topal Ka rı nca. İ sta nbul. 1993h [ 1 9 5 1 ] Höyü kteki Nar Ağa c ı . İsta n bu l . 199 3 k [ 1 9 7 8 ] Kuşlar da Gitti . İsta n b u l . 2 0 1 3 Tek Ka natl ı B i r Kuş . İsta nbul

Yaşar Nabi [Nayır] ( 1908-1981)

1938 Genç Neslin E n Güzel H i kayeleri . Antoloj i . İsta n b u l . 1 94 7 TLi rk Edebiyatı n ı n E n Güzel H i kayeleri . Antoloj i . İsta n b u l .

Yavuz, H i l m i (D. 1936)

1977 Doğu Ş i i rleri . İsta n b u l . 1992 Ayna Ş i i rleri . İsta n b u l .

Yazıcı, Yasem in [ Pekşen] ( 1957-)

1990 Kaybolan Kasa ba. Rom a n . İsta n b u l .

Yedekçioğ l u, Kazım

1 2 89 Yed i 'Al imler l:l i kayesi. (İsta n bul). 1989 Kayseri Ağzı 1. Deyimler. Kayseri . Yemni, Sadık (D. 1951)

1997 [ 1996] Muska . İsta n b u l .

Yeni H i kayeler

1949. İsta n b u l . 1950. İsta n b u l . 195 1 . İsta n b u l . 1952 [ 19 5 1 ] . İsta n b u l . 1 89

1953 1954 1955 1956 1957 1959

[ 19 5 2 ] . [ 19 5 3 ] . [ 1954]. [ 19 5 5 ] . [ 1956]. [ 19 5 8 ] .

İstanbu l . İstanbul. İstanbul. İstanbul. İstanbul. İstanbul.

Yen i Tü rk Hikayeleri ı (YTH 1)

1948 Hazırlayan: Yaşar N a b i . İsta nbu l .

Yıldırım, Tahsin, B . Kaygılı, Osman Cemal Yıldız, Bekir ( D . 1933)

1978 [ 19 7 0 ] Kaçakçı Şahan. 10. Bası m . İsta nbul.

Yıldız, Şerafettl n ( 1933-1998)

1 989 Sümüklü Umud u m . Wien.

Yıl maz-Önder, Sevim

2009 Tevarih-i Al-i Selçu�- il. cilt. [ 1 5 . yüzy ı l ] İstanbul. 2 0 13 Ü m mi 'İsa'nın M ihr ü Vefa Mesnevisi. [ 14. yüzyı l ] İsta n bu l

Yörük, Cengiz ( 1928-2008)

1953 [ 1 9 5 2 ] "Gülsüm İle H asan" . YH 1953, s. 124-128. 1957 [1956] "Arkadaşlar". YH 1957, s . 92-9 7 .

YTEA

1974-1982 Meh met Kaplan - İnci Enginün - B i ro l Emi l : Ye ni Tü rk Ede­ biyatı Antolojisi. İstan bul Üniversitesi Edebiyat Fa kültesi . 4 Cilt. İstan bu l .

Yud�hln, K.K.

1965 Kirgizsko-Russkiy S lovar'. Moskva .

Yumer, Sacid

1955 [ 1954] "Gölgesinden Çıkan Ada m " . YH 1955, s. 72-80 .

.

Yünus Emre ( 7-1320/2 17)

1 965 Abdü lbaki Göl p ı narlı: Yunus Emre. Risalat a l-Nush iyya ve Divan. İsta nbul.

Yurdakul, Ah met (D. 1954)

1987 1989 1991 1993 1 996

Ka hramanlar Ölmeli. Roma n . Anka ra . Yorg u n Ça nlar. Rom a n . Ankara . Bir Masal Akşa mı. Roman. Anka ra . Korsa n ı n Seyir Defteri . Roman. An ka ra . Despina'nın Gözyaşları. Ankara .

Yurdatap, Sela m i Münir ( 1905-1987)

1941 Bekri M ustafa'nın Latifeleri . İsta n b u l .

Yusuf Hüseyin

1933 Hayatımın Defteri . Mektep Hatı ratı ve Kolejlerin İç Yüzü. İstanbul.

Yüce, Kamran ( 19 26-1986)

1961 Soyunuk. İstanbul.

Yüce, Nuri

1 9 7 7 "Doqurcun - Ein türkisches Wort mit einem mongol ischen Suf­ fix". Altaica. Proceedings of the 1 9th Annual Meeting of the PIAC. .. Helsi nki, S 2 5 5-2 59. 190

Yücedağ, Behice (Behice Sadık Bo ran ın M üstearı) ( 19 10-1987) '

1957 "Ku rtu luş". Perşembe Yağ m u rla rı . Anka ra, s. 22-24.

Yücel, Hasa n-Ali, B. Şeyhi. Yücel, Ta hsin ( 1933-2016)

1950 "Dert Çok, Hemdert Yok ! " Y H 1950, s. 94-98. 1954 Uçan Daireler. İsta nbul. 1955 H a ney Yaşama l ı . H i kayeler. İsta n b u l . 1 9 5 5 [ 1954] " Katuşa Masa l ı " . YH 1955, s. 49-53 . 1958 Düşlerin Ölümü. H i kayeler. İsta n b u l . 1 960 M utfa k Çı kmazı . Roma n . İstanbul. 1 969 Yaşad ı kta n Sonra. İsta n b u l .

Yücel, Yaşa r

1974 Kita b-i Müsteta b. TTK Yayı n ları, Anka ra . 1 988 Osm a n l ı Devlet Teşki latına Dair Kaynaklar. Ankara 1992 Es'ar Defteri ( 1 640 Ta ri h l i ) . TTK Yay ı n l a rı , Anka ra . Zafer Hanım

1 994 Aşk-ı Vata n . G i riş, Çevriyaz ı , Sadeleşti rme Zeh ra Toska . Kadın Eserleri Kütüphanesi ve B i l g i Merkezi Va kfı, Yayın No. 1 0 . 1 . Bas­ kı. İsta n b u l . Za 'ifi

1 9 5 0 [ 15 5 5 ] Robert Anhegger: " 1 6. Ası r Şairleri n den Za' ifı'" . TDED iV, sayı 1-2. İstanbul, s. 133-166.

Zaj�czkowski, Ananjasz

1932 Sufi ksy imienne i czasownikowe w j�zyku Zachodnio-Kara imskim. Krak6w. 1 934- 1937 Studja nad jezykiem staroosma fıski m . Etudes sur le lan­ gue Vieil le-Osm a n l i . Polska Akademia U m iejetnosc i, Prace Ko­ m isj i Orienta l istycznej . 2 Ci lt. Kra k6w.

Za parta

1 943 Seçme Latifeler, N ü kteler. Ankara.

ZAStud

1967 . . . Zentra lasiatische Stud ien. Wiesbaden.

�ati ( 1477-1546)

1967, 1970 Al i N i had Ta rl a n : Zati D iva n ı . Edisyon Kritik ve Tra nskripsi­ yon (yazı çevri m i ) . Gazel ler Kısm ı . 2 Cilt. İ stanbul. 1977 B . Çavuşoğ l u 1977. 1987 Meh med Çavuşoğlu - M . Al i Ta nyeri Zati: D iva n ı . Ed isyon Kritik ve Tra n skri psiyon ( yazı çevri m i ) . Gazel ler Kısm ı . 1 1 1 . Cild. İ stan­ bu l .

Zen ker, julius Theodor

1 866-1876 Tu rkisch-a ra bisch-persisches H a ndwörterbuch. Lei pzig. �ihni, Baybu rtlu ( 1795/1800?-1859)

1992 l:l i kaye-i G a ribe. Hazırlaya n l a r Saim Sakaoğ l u - Ahmet Sevgi. Konya. Ziya Paşa ( 1829-1880)

1978 YTEA Cilt il, s. 15-161.

191

ZTS

1 9 7 6 Zanaat Terimleri Sözl üğü. Hazırlaya n l a r O rhan Ac ıpaya m l ı ve başkaları . Anka ra .

Zülfika r, Hamza

1995 Tü rkçede Ses Ya nsımalı Kel i meler. Ankara .

192

B İ B LİYOGRAF İ K KISALTMALAR AAS

Asian and African S tudies (Ha ifa)

AO

Acta Orientalia (Copenh agen)

AOH

Acta Orienta l i a Academiae Scientia rum H u n g a ricae (Buda pest)

ArchOtt

Archivum Ottomanicum ( Wiesbaden)

ArOr

Archfv Orientalnf ( Pra h a )

BS

Balkan Studies (Thessalon iki)

Belleten

Türk Tarih Kurumu Belleten (Anka ra )

CAJ

Central Asiatic )ournal. lnternational periodical fo r the languages, literature, history and archaeology of Central Asia ( Wiesbaden)

FO

Folia Orientalia ( Kra ka uw)

GR

Graeco-Romanica (Thessaloniki)

isi

lslamica ( L i psiae)

JT

)ournal of Turkology (Szeged)

JTS

}ournal of Turkish Studies (Ca m bridge, Mass.)

KCsA

K6rösi Csoma-Archivum ( B uda pest)

KSz

Keleti Szemle ( Buda pest)

LMO

Le Monde Oriental ( U ppsala)

LBa l k

Linguistique Balkanique ( Sofi a )

MT

Materialia Turcica ( Boch u m )

Oriens

}ournal of the lnternational Society for Oriental Research ( Leiden-New York-Kö l n )

05

Orientalia Suecana ( Uppsala)

RO

Rocznik Orientalistyczny ( Wa rszawa)

SHD

Seçilmiş Hikayeler Dergisi ( İsta nbul)

STC

Studia Turcologica Cracoviensia ( Krak6w)

StTu

Studia Turcica ( B uda pest)

TAD

Tarih Araştırmaları Dergisi ( İsta nbul)

TD

Türk Dili (Ankara)

TDAY

T DK, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten (An ka ra )

TDED

Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi ( İ sta nbul)

TDiA

Türk Dilleri Araştırmaları (Ankara)

TDK

Türk Dil Kurumu (An kara )

TKA

Türk Kültürü Araştırmaları (An kara) 193

TM

Türkiyat Mecmuası ( İ stanbul)

Turc

Turcica (Pa ris/Louvian)u

Tü Der

Türkoloji Dergisi (An kara)

UAJb

Uraf-Altaische jahrbücher (Wiesbaden)

WZKM

Wiener Zeitschrift für die Kunde des Morgenlandes (Wien )

YH

Yeni HikfJyeler (An kara)

YTH

Yeni Türk HikfJye/eri

ZDMG

Zeitschrift der Deutschen Morgenlandischen Gesellschaft

ZBalk

Zeitschrift für Ba/kanologie ( M ünchen)

(Wiesbaden)

194

TARİHİ VE ETİMOLOJİK TÜRKİYE TÜRKÇESİ LUGATİ

Birinci Cilt

A-B

'• ..; .

' .ı

' .:·

ı·

...

ab

A a 1 h ita p edilenden önce ku l l a n ı l ı r: * Benim başım kel mi, a �ız? (H. R. Gürpınar 1 9 2 7 n s. 6 3 ) . * Neydi bu baş/arma gelen, a dostlar? ( K. B i l başar 1944 s. 6 2 ) . a i l ( n id a ) şaşma , i n a n m amazlık, ret ifade eder: * A . . . ? Daha neler? (H. R. Gürp ı nar 1 9 2 7 n s. 104). (fi i lden so n ra ) d i kkati çeken n ida: * Baka, o herif sikke tebdili Arif Ağamn damadı imiş ha! ( M usah i pzade Celal 1936ba s. 2 9 ) . ·� Bağ/art kopuk dedik a, ıslak mıslak sartlart giye­ ceğim. ( R . H . Ka ray 1939a s. 80). a a a ! Ayn ı nidanın daha kuvvetlisi: * A a a, bu ne? Karnaval mı var? Maskaralığa mı çıktmız? (H.R. Gürpı nar 1 9 3 3 n s. 7 9 ) . Osm. ( ke limen i n a rkası n a eklenmiş) a ( h itapta veya n i d a olara k) 'ey ! ' < Fa . a a . m . * Şah veziyre eyitdi: " Kel-i bağubanumuz hünermend imiş, " dedi. Vezir eyitdi: "Ari, Şaha, hünermend imiş. " ( Ferec 855/1451 v. 2 0 3 a ) . Ü n l üden son ra ya: * Bar-ı_Hudaya! Dana ve binasm. Bi-ça­ re-i avare IJalinden agahsm. ( Ferec 855/1451 v. 1 3 1 b ) . ı:::::ı

Kita b ı m ızda , Ferec ba 'de ş-şidde, Buda peşte nüshasından birçok örnek göstereceğ imiz için, bu nüshanın bazı imla hususiyetlerine okuyucu n u n d i kkati n i çekmek isteriz: / ç / sesi kel i me başında veya ortasında bazen ve kel i me sonunda da ima / c / ha rfi ile ya­ zılmıştır. Ara pça ve Farsçadaki uzun / i /, fark ya pılmadan ya / i / harfiyle ya da / iy / ha rfleriyle gösteri l m iştir ve bu sonuncu yazılış ta b i i icabı nda / ıy / olara k da o ku n a b i l i r. N a d i ren görülen başka bir yazı hususiyeti de şud u r: ü n l ü sonrası / y / harfi ne, ister kelime sonunda olsu n , ister a rkasından ü nsüzle başlayan b i r ek gelsi n, fazladan b i r / i / veya / ı / ilave ed i l i r.

Osm . a b l/av 'su' < Fa . ab/av a . m . * Gemile pes geçüb ab-ı Fıratı . . (Za'iff 1950 [ 1 55 5 ] s. 150). 'i!:_Haricden biri ortalığa söz atar, güya ab-ı germe bir kase şoğu� şu �atar. ('Ali 1587 v. 132a). B i rleşi k ke­ l i melerde ü n l üsü kısa lara k BSTik. ve konuşma d i l i n e g i rmiştir; ms. ab­ dest/avdest, çirkef, girdap, gülab g i b i . Bazı deyimlerde Fa . kel i men in yeri n e Tk. m u ka b i l i su kelimesi kon m uştur, ms. Fa . ab-i rüy rjhtan-+yüz suyu dökmek. .

ı:::::ı

Tu rkçeye başka d i l lerden alı nmış kel i meler a rası nda Farsçadan g i renler en eski ta bakayı teşkil eder ve say ı l a rı Ara pçada n gelen­ lerin ya n ı nda i kinci sırayı a l ı r. Bu a rada şunu u nutma m a l ı d ı r ki Ar. kel i melerin büyük bir kısmı Tk'ye Fa . üzeri nden geçmişti r. Fa .dan gelen bu büyü k kütlenin ses d u rumları Tk.ye nasıl i mtisal etmiştir? ı. Fa . n ı n Tk.de olmayan yegane ü nsüzü / j / 'dir; onun yeri n i çok defa / c / a l m ıştır ( b . abajur / abajör ı:::::ı ) , fakat Fa . bilgisi olanlar Tk. n i n el ifbasına / j / ha rfi n i d e i lave ettiler. il. İki ünlü a rasındaki / d /, Fa . d a b i r zama n l a r bazı mıntaka l a rda / 9 / olara k telaffuz 1 97

ab

ed ildiği v e nokta l ı yazı ldığı i ç i n EOsm .ya da böyle geçmiş v e d a h a sonraya da izler bırakmıştır (b. azine ı:::ı ) . 1 1 1 . Fa . t_hwa / h ecesi Tk. ye ekseriya !_hö /, bazen de !_ha / olarak alınm ıştır (b. hab ı ı:::ı ) . Fa. ünl ülerin o çağın klasik telaffuzları ile EOsm . ya aynen a l ı nd ı ğ ı n ı tahmin edebi l i riz. ira n 'daki daha sonra ki gel işmelerin Osm.ya fazla tesi r ettiği fark ed i l miyor. Onun için Fa. kelimele rden bahsederken klasik telaffuzu veren Ste i ngass lugatini esas tuttuk ve yalnız istisnai h a l lerde bug ü n kü sta ndart Fa .yı veren Ru b i n ç i k lugatini ş a h i t tuttu k. OOsm.da Fa . asıllı a l ı n ma l a r, Ar. ası l l ı la rla be­ raber geniş bir sta n d a rtlaştırı lmaya tabi tutu l d u . ı::::ı

/ b / ve / v / sesleri n i n her ikisi de dudak yard ı mıyla ç ı ka rılan sesler olduklarında n , birbi rleri ne yakın fonetik öze l l i kler taşırlar. Böyle bir yakınlı ktan dolayı, bu iki sesi n sık sık ka rşılıklı yer değ i ştirdi­ ğ in e rastlanır. B u fonetik olay, kel imenin a l ı ndığı d i lde de bulu­ nabildiğ inden, bu ses gelişmesi , bazı yabancı kelimelerde henüz Tk.ye geçmeden a l ı nd ı kları d i l lerde ol uşmuştur ve bazen Tk.ye a l ı n d ıklarında, bu kel i melerin her i ki va rya ntı da geçmiş o l a b i l i r. Bu fenomene A-B ve C-E ci ltlerindeki örnekler şunl a rd ı r: V < B : av < ab, avadan < abadan, bahçıvan < bahçıban, bocurgat < boci / vocl + ırgat 1 1 1 , çarva < çarpa, çerçeve < çarçüba, çevik < çebük, divek i l < dibek, do/av < dolab 1 / dolap 1 , B < V: abukat < avukat, alabut < alavut, albon < alvon, asvalt < asfalt, baba iV < veba, baba/ < vebal, bala i l < vala, ba­ pur < vapur, bardabaş < vardabasso!, bari/ < varil, barsam < varsam, bedro < vedro, bistiyar < vistiyar, bocurgat < boci / vocl+ırgat i l, bre 1 < vre, dabra- < tavra-, dabran- < tavran-, espab < esvab.

ı::ı

Hem kelime teşekkü lünde hem de frazeolojide başka d i l lerden ay­ nen tercümen i n calque (ödünçleme çeviri ) büyük bir rol oy nadığı b i l i n i r. Yani birkaç kel i meden meydana gelmiş ya bancı kel i menin veya deyimin parç a l a rı - yen i d i l i n karakterine uysun uymasın aynen tercüme edilir. Erken devirlerde Çağatay ve EOsm. edebi­ yatı için örnek - e rişi lemeyen örnek - İ ra n edebiyatının d i l i idi (b. C. Römer 1981 s . 90-114). 19. asırda Fra nsızca bu ro l ü üze­ rine aldı. A-B ve C-E ciltlerinde şu kel i meler ve tabirlerde c a l q u e (ödü nçleme çeviri) ihtimaline işaret ettik: abıru dök-, abidevi, açıkmeşrep, adem-elması (b. Adem 1 ), adese, al- ( b u fiilin bazı terkiplerin d e Fr. n ı n tesiri ms. duş al-, soğuk duş), anide, Ayvalık, ayıba/ağı, aynelbakar, bal ayı ( b . bal), başa baş i l, başgel-, benmerkezci, bit pazarı, bitrüm, Bucak, camyünü (b. cam 1 1 1), cezri, çekiç i l ( b a l ı k türü), Çeşme, çıta gibi (b. ç ıta ), deve kuşu ( b . deve), devrim i l, dilbağı ( b . dil i l ), domuz balığı ( b . dOIJUZ / domuz), dün ü gün, ekmeğine yağ sür- ( b . etmek / ekmek), emrivaki, tren al- (b. a/)-.

Osm. ab i l 'ağ ustos ayı' < Fa . ab < Ar. ab a . m .. eski Suriye ' n i n şemsi tak­ viminden. * Temüz u Abda temiz ab cereyan eder. ( Fe rec 855/14 5 1 v. 129a). A D . aba 1 'a bla, büyük kız kardeş veya yaşı itibarıyla sayı lan herha ngi b i r a kra ba kadın' DS 1 < ETk. aba/apa Clauson 1 9 7 2 s . 5 , M . Rasanen 1969 s. 1. * Sen de anan gibi, aban gibi, öteki aban gibi olursan yanıver gitsin! (F. Baykurt 1 9 7 1t s. 99). 'anne' DS 3 : * Buraya gelirken abam aldı, evde ilazım olur diye. ( N . Üstün 1968 s. 74). 198

abad olaba i l ' ka ba kumaştan ya pılan uzun üstlük' < Ar. �aba 'bir nevi kollu üstlük'. Baştaki /�/'nın hemzeye dönüşmesi Ar. n ı n bazı diyalektlerine mahsus bir fenomendir. ( R. Dozy 1845 s. 352-362 ) . * Ekabir_huddamı 'aba gey­ mek gibi-dür. ('Ali 1587 v. 138b). * Şüfilik tac ile 'aba aldı, LHayf kim ma 'rifet heba oldı. ('Ali 1994 [1591-99] s. 283). * Elini yüzünü yıkadı. Kurulandı güzelce. Sırtma bir aba verdiler. (T. Apayd ı n 1991 s. 79). 'yü nden dövü lerek yapılan ka l ı n ve kaba ku maş' : * Çitari, şaya� 'aba ve şof giyerdik. (Ziya Paşa, YTEA 1978 [ 1869] i l , 107). * Bir la­ civert gemici fanilası, siyah abadan bir don giymişti. ( Kemal Ta hir 1955g s. 10). abayı yak- 'aşık olmak': * Kitap alışverişi derken bizim oğlan abayı yakmış kıza. (A. Ü mit 1996 s. 180). aba kel i mesi çobanları n kepeneğ i n i göz önüne getirdiği için birçok ta birde abalı ' kaba, fa ki r köylü, kend i n i müdafaa etmekten aciz ki mse' ma nasına gelmiştir. * Suçu varsa boşasm. Vur abalwa mı? Kan da A llahm kulu. ( F. Erdinç 1969 s. 96) . A D . a ba 1 1 1 ( n ida) DS 5 b . abo. C h . Symeonidis 1 9 7 3 n o . 10 o n u Yu n . aba' d a n g e l m e tela kki ediyor. Osm . aba 'babalar; ata lar' < Ar. aba a . m . [ab ' peder' kel i mesinin çoğu l u ] . * Bu fütüiJat-ı 'a?imeye muvaffa� olan bizim aba v u ecdadımız değil miydi? (Ziya Paşa, YTEA 1 9 7 8 [ 1 8 8 1 1 i l , 1 5 2 ) . abacur, b . abajur. abadan ' m a m u r' < Fa . abadan a . m . , va ryantı avadan ( b . ab l/av ['.:ı2) , krş . abad ol- . Osm . bir abadan şehr ' bozu lmamış, iyi h a l d e olan b i r şe h i r' Ferec 855/145 1 v . 1 7 8 a ; evi abadan dut- 'evi i ntiza mda tut­ m a k' * Kedbanüdur evi abadan dutar. ( Ferec 855/1451 v. 1 9 1a). * Fa�at evvelleri burası bu �adar ma 'mür ve abadan değil, 'adeta _harabezar idi. (TLirk Masalları 1 9 9 1 [ 19 1 2 ] s. 100). B u kel i meden ge­ len abadan/ık Meni nski 1 680'de ' iş lek, otu ra n la rı b u l u n a n mahal' ola­ rak kayded i l miştir: * Cehd edelüm, gendözümüzi bir abadanllğa bırağayıdu� ola-mı? ( Ferec 855/1451 v. 128b). •.

Osm . a bad et- 'mamur etmek, oturu l u r ha le koymak, döşemek' < Fa . abad kard a n a . m . * Niçe köşk u saraylar bünyad, 1 Etmiş içini dışım abad. (Za'ifı 1950 [ 1 55 5 1 s . 140). abadi kağ ıt ' ka l ı nca, sa man renginde kağıt', 17. asırda ku l l a nılan iyi bir ka­ ğ ıt c i nsi; ( Meni nski 1680 1, 10). Osm a n E rsoy'a göre H i n d i sta n ' ı n Devle­ tabad şehri nde ya pıldığı için bu ismi a l m ıştır, b. M. Kütü koğ l u 1983 s. 7 7 . ı:::::ı

Coğ rafi adlara daya n a n appe l l ativa 'yla (cins isim ler) i lg i l i , A-B ve C-E ci ltlerinde ş u n l a r bulunmaktad ı r: adana, adisababa 1 ve i l, afgan, Ali korna ( bir çeşit fes) ve alikorna kağıdı (b. Aligor­ na), Amerika, A merikan, amerikan / amelikan, amerikan (bezi), amonyak, andezit, arduvaz, artezyen, atlas il (bir çeşit kaktüs), badminton, Bağdadi, bağdadi, bamburuk, ba­ yon (?), bazalt, bisturi, bizmut, blucin / blujin, bluz / b/Uz, boksit, bordo, boyna / boyuna, buhari, buji, cebertl (at), cemapur, çaçl keman, çarliston, çatana, çini, demevanl, Dı­ mışkl / dımış�ı 1 1 .

Osm . a bad o l - 'mamur o l m a k; m utlu o l m a k' < Fa. abad a . m . ·� Dil mülki _ harab olmaymca olmadı cihanda 'ış� abad. ( N ecati Beg 1963 s. 176). * G am beni öldürdi, el şad olduğmdan baf)a ne? 1 Ben y*ıldum, ğayrufJ abad olduğmdan baf)a ne? ('Ali 1994 [ 1 591-99] s. 2 7 6 ) . 199

a bajör abad kel i mesi eski zamanlarda padişa h l a r tarafından kuru l a n sa­ ray ve şeh i r isimlerinde ek olara k da ku l l a n ı l ı rd ı , ms. Sa 'd-abad ( Haliç'in ucundaki La le devrinde meşhur olan kasr), Sultanabad, Aşkabad gibi. Bu örneklere göre ismi n i Ya l a k Deresi' nden a l a n Yala�-ova (bug ü n kü Ya lova) eski kaynaklarda Yala�-abad şek­ l i nde yazı l ı rd ı , krş. buna benzer bir kel i me olan Bornova .

ı::::ı

a bajör, b. abajur. a bajur/abajör ' lamba si peri; üzeri siperli masa lambası veya ayaklı la mba' krş. H . E ren 1995 s. 7 3 5 . < Fr. abat-jour (asıl ma nası ' ışığı seyreltici') ' la mba siperi ' , 19. asırda BSTTk. ne g i rmiştir. İlk defa 1851'de panj u r ma­ nasında geçer: * A�abi dudunın odasınm abajur kanat/eri çekilmiş (Varta n Paşa 1991 [ 1 8 5 1 ) s. 139). Zaten panjur/pancur kel i mesi de aynı Fr. kel imen i n bozu lmuşud ur, G. Meyer 1893 s. 44. * Yeşil abajurlu lambayla aydınlatılmış köşede bir kadmın dikildiğini görüyorum. (A. Ağaoğlu 1992 s. 89). ' Lamba' manası Tü rkçeye ma hsus b i r m a n a ge­ lişmesi d i r. DS 5 ve 6 şu AD. varyantlarını gösteriyor: abacur 'ele ktri k' ve abajor 'süs ya pma kta ku llanılan re nkli ve parlak kağ ıt' ( i lki elektri k l a m bası; ikincisi siper için kullanılan kağıt c i nsi). ·* Tavandan sarkan elektrik abajörünün tekmil aydınlığı, yuvarlak poker masasmın üzerinde toplu. (R. Enis 1935 s. 16). ·* Kalkıp abajurun ışığmı yak­ sam ? (A. Yu rdakul 1991 s. 74). •••

G

Fa .dan Tk.ye g i rmiş kelimelerde, Tk.de daha evvel b i l i n meyen bir / } / sesi vard ı . Daha son ra, 19. asırda, Fr. d a n a l ınan kel i melerde de / } / sesi bulunmaktayd ı . Bu yabancı ses h a l k d i l inde / c / ol a rak, kelimenin ilk harfi konumunda da bazen / ç / d iye telaffuz ed i l d i ve halen de edilmektedi r. A-B ve C-E ci l t l eri n d e b u l u n a n l a r şu n l a rd ı r: abacur, acenda, aranjman / arancman, cakar, candarma / candırma, cengar / cenkar / cenger, cengari, cilet, çiklet / clklet / cık/et / jlklet, ecene. ( Buna i lave bilgiler için b. ab ı / av 81).

a baküs ' boncuklu hesa p a leti ' < l n g . abacus < Lat. abacus < EYu n . af3a{ (abaks) a . m . , aslında 'tozla örtülü ta hta ', < İ bra nice 'abha� 'toz ' . abala-, b . apala-. abalı, b. aba i l . a ban- ı 'üzeri ne eğilerek daya nmak, yasla nmak' < ETk. abm- a . m . W. Rad­ loff 1893 1 , 626. BSTTk. avun- fi i liyle aynı köktendir (mediale-reflexivum (orta-dönüşken) -(ı)n- eki için krş. acın- 1 ı::::ı ) . ·* Direksiyona abanmış uyuyan bir polis. ( M . Özü n a l 1991 s. 85). (Argo) aban- i l 'birine yük olup sırtından geçi n mek' F. Devellioğlu 1 959 s. 59, H. Aktunç 1 990 s. 27 < aban- ı . ı::::ı

d iya lektlerden farklı olarak, a rgon u n coğrafi bölgelerle a l a kası yoktur. Argonun meydana ç ı ktığı yer, büyük şeh i rlerd i r ve ora­ lardaki. büyük ekseriyet ta rafı ndan redded ilen sosya l g ru p l a rd ır; bundan dolayı bazı etni k grupların a rgo diline katkısı n ispeten bü­ yüktür. Argo bir nevi ö rtmece d i ldir; edebi d i l i n ta bulaştırd ı ğ ı mev­ zulard a n serbestçe ve renkli ta birlerle bahsetmeye yara r. Tk. n i n a rgosunu i l k toplayan Fikri' d i r ( 1307 / 1 90 1 ) . Onu, b i r Rus d i plo­ matı olan Mikha'ilov ( 1930) ve M i kha'ilov'un kitabını tama m layan Stei n herr ( 1932) takip etti ler. Me�med. H a l id [ Bayrı ) ' n ı n kita b ı n200

abandone da ( 1934) birçok a rgo kelime bulu nur. Devellioğlu, birkaç baskısı olan Türk Argosunda eski leri toplayıp bir m i kta r yeni kelime i l ave ett i . Fakat, Aktu n ç ( 1990), bugün mevcut olan en büyük ve en iyi Tk. a rgo sözl ü ğ ü n ü ortaya koyd u, açıklamal a rındaki iti na ve kay­ na klard a n verd i ğ i örne kler çok değerl idir. Ondan sonra ç ı ka n Özel ( 1993) ve Püskü l l üoğlu ( 1996), Aktunç'un eserine hemen hemen hiçbir şey i lave edemed iler. AD. abana ' bedava ' DS 8 < Yun. aııova (a pona) 'za h m etsiz' (a- 'o lmaya n ' v e p6nos 'za hmet'] A . Tietze 1 962 n o . 309. D

Yu n .dan a l ı nm ı ş isim, s ıfat ve zarflarda çok d efa ön ek olarak bir a- ve eğer kel i m e bir ünlü i l e başlarsa an- bulun ur; bu " a lfa pri­ vativum ( o l u msuzlama öneki a-/an-)" denen ö n ek, kel i men i n ma nasını menfi leşti rir (krş. Osm. gayri m s . gayr.medeni ' me­ deni olmaya n ' ) . Tk'ye g i ren böyle kel imelerin bir kısm ı , Yu n.dan ve onun Anadolu ve Balka n l a r'daki d iyalektleri nden doğrudan doğ ruya a l ı n m ıştır, fakat büyük bir başka kısmı, Yu n .dan Lat.ye ve Lat.den b i l ' u m u m Avru pa edebi d i l l erine, n i hayet onlard a n - ekse­ riya Fr. vasıtasıyla - TLi rkiye ' n i n edebi d i l i n e ka bul ed ilm iştir. Alfa privativ u m ' u n ( o l u msuzlama öneki a-/an-) bulunduğu kel imelerin A-B ve C-E c i ltlerinde geçenler şunlard ı r: abana, abis, abore, afana, afazi, afoni, agnostik, akamat, akromatik, amnezi, amorf, amyant, anarat i l , anarşi, anarşik, anarşist, anemi, anestezi, anofel, anonim, anonima, apati, apatrid, apoli­ tik, asbest, aseptik, asfalt, asimetri, astigmatizm, ateizm, atom, atonal, atrofi, azot.

abandone ( sporcular d i l i nde) 'ümitsiz du rumda o l a n boksörün oyu nu bı­ ra kması' < Fr. abandonner 'terketmek' . Spor teri mleri n i n çoğ u İ ngil iz­ ce olduğu halde bu Fra nsızcad ı r. abandone ol- 'çok yorulmak, manen ü mitsizliğe düşmek'. D

Fr.dan a l ı nma kel i meler arası nda sonu vurg u l u / e / ile biten sıfat ve isimler çoktur. Bunlar, fi i l i n participium passivu m (ed i lgen sıfat fi il) 'larından a l ı n m ıştır ve hepsi de en geç son b i r buçuk asırda Tk.ye g i rm işti r. A-B ve C-E ci ltlerinde ba hsed ilen ler: abando­ ne, abiye, abone, adapte, ambale, amerikanize, arjante, asamble, ataşe, dejenere, deklase, dekolte, dekupe, dele­ ge, demode, detone, dikte, emaye, emprime, enstantane, entegre. Ayrıca b . afişe et- D .

D

Spor, u m u mi o l a ra k, belki vücudun bedeni ve fi k ri kabil iyetleri n i aza mi d ereceye g etirme usul leri olara k tarif edilebilir. Ferdin sa­ vaşma tesi rl i l i ğ i n i a rtıra n bu gibi faaliyetler ( mesela binicilik, oku iste n i len hedefe isa bet ettirebi lmek) Eski Çağda n beri bilin iyor ve Avrupa kü ltürü a n a ' neleri nde, Eski Yu n a n l ı l a rı n o l impiyatlarında müesseseleşmiş b u l unuyor. M od ern spor h a re ketle ri nde ise yarış­ ma davası devam etmekle beraber askeri teka m ü l fikri tamamen a rka plana iti l m i ş haldedir. 19. asırda İ n g i ltere'den başlayara k yayılan spor faa l i yetleri ferd i n ve cemiyeti n hayatı nı zeng i n leşti­ ren bir nevi oyu n d a n başka , maziden ka l m ış ve bu gün artık ciddi ehemm iyeti olmayan a rkaizmlerd i r. Bunla rı n TLi rkiye'ye g i rmesi 19. asrı n ikinci ya rısında, İ n g i lizleri n ve Ameri ka l ı ların TLi rkiye'de ku rdukları yabancı bir kültürü temsil eden o ku l l a r ve kolej ler vas ı­ tasıyladır. B u sayede futbolu, tenisi ve golfu popüler etti ler. Lisa n a 201

a ba nges getirdikleri term i noloji her şeyden evvel İ n g i l izced ir fakat o zaman İ ngilizce b i len az olduğundan Fr.dan a l ı nm a l a r da va rd ı . Tk.deki yaygın Ang losa kson spor termi nolojisine rağ men abandone g i bi Fr. üzerinden a l ı nmış birkaç spor deyi m i tespit ed ilebil ir. Bunlar­ d a n A-B ve C-E ciltlerinde geçenler şunlardır: atak, averaj, de­ fans, degaj, degajman, depar, deplasman. AD. abanges 'kıt a kı l lı, beceriksiz' K. Emiroğlu 1989 s. 27 < Yu n . aıravyıoc; ( a pa ng ios) '(mecazi ma nada) a rka, piston' Histlex. 1939 i l , 3 3 1-332 . Bu birleştirme anlamlar a rasındaki büyük farkl ı l ı k yüzünden şüphe uyandırı­ yor. Ed itörün notu . ) abani, b . ağabanu. abaniye, b . ağabanu. abanoz 1 ' bir ağaç ci nsi ve o ağacın sert ve siyah tahtası' < Fa . veya Ar. abanüs/abnüs < Yu n . ı�ıvoc; ( ebenos) G. Meyer 1893 s. 2 8 . * Ol ada­ cüge abanos adası derler ( Piri Re'is 1935 ( 93 2/1 5 2 5 ] s. 183). aba noz i l 'siyah ve pa rla k' < abanoz 1 . * Ortalığı bulamk görüyordu. Bir ara Hacmm süt gibi ak dişi, kara abanoz sakallarmm arasm­ dan bir gözüktü söndü. (Yaşar Kemal 1976 s. 1 7 8 ) . Abanoz 'eskiden (y2ıni 1940'1arın sonu na kadar) İsta n b u l 'da meşh ur gene­ levler sokağı' < abanoz (asıl Abanoz Sokağı, Beyoğl u ' n u n o ta rafla­ rındaki Sakız Ağacı Caddesi, Yeşilçam Sokağı isimlerine a n a log olarak). * Beyoğlunda elll lira, yüz lira alıyorlarmış. A banoz bile on beşe çıkarmış ffyatmı. ( N . Üstü n 1970 s. 242). * Sabahm erken saatle­ rinde, Kurtuluş'taki/erin el/erini öpmek için yola çıkmış, Abanoz sokağma uğramıştım. ( M . Seyda 1974 s. 96). ı::::J

Coğrafya ve topoğ rafya isimleri nden, ya l n ız d i l tari hi ve eti molo­ ji bakım ı n d a n şayanıdi kkat olanları bu kitaba a ldık. B azı ları, dile a ppellativa (cins isimler) vermiştir (b. abadi kağıt D ) . Şeki l ve menşe h ususu nda enteresan olanlar için b. Abya o . Coğ rafya isimlerinden teşkil ed ilen sıfat ve ora doğ umlu ya da mensubu kimselerden ba hsed i l i rken ku l l a n ı la n e kler, TLi rkçe isim lerde -lı, Ar. ve Fa. ise -i ( b . Abbasi ı:::::ı ) . -vi (b. abidevi D); Avrupa d i l lerin­ de Lat. -anus (b. Amerikan D) ve -ianus (b. akademisyen ı:::::ı ) eklerinden doğmuş kelimeler ve bu n l a rı n alabanda D'da göste­ rilen zarfl a rıdır.

AD. abaplan- 'ta n ışmak, a rkada şl ı k ku rmak' < ahbab/ahbap + -lan- ge­ nişlemesi . ·* Diyelim kazandı da okumaya başladı. Ya bir de kadma kıza abaplamr da işi yanda gevşetirse, ben okumam, ben okuya­ mam derse? O zaman ne olacak? ( M . İ l h a n 1983 s. 56-5 7 ) . ·� İstan­ bul orası! iyisi mi işi kavi tutup ak/mı buraya bağlayalım, yoksa oralarda ağzı boyalı birine abaplamr. ( a . e . s. 43). ı::::J

İsimden fi i l yapan -la-1-le- i le reflexivu m (dönüşlül ük) manası eren -(ı)n- ekleri n i n , birbirleriyle birleşmiş h a l i olan -/an-/-/en­ gen işlemesi, kend ine a it yen i görev a l ı r. ETk.de çok işlek olan lan-!-len- gen işlemes i n i n fon ksiyonla rı şunlard ı r: 1 . İsim kökü nün belirttiğ i ' ha l e gelmek, g i bi olmak' (tra nsformativu m ) abaplan-, adem/en-, ağalan-, ağırşaklan- / arşaklan-, ahi/en-, allan-, babalan-, bay/anlan- (b. bay/an), beberlen-, beğ/en-, bö­ bürlen-, böyüklen- / büyüklen-, çamurlan-, çöreklen-, çul202

a başo lan-, çürük/en-, dalda/an- / dulda/an- (b. dalda / dulda) . darlan-, dayllan- ( b . dayı) , delilen- / del/en-, der/en- top­ lan- ( b . derle-), diffiklen- / tiftiklen- ( b . diftik), diklen-, dil­ külen- / tilki/en- ( b . dilkü / dilki / tilki), direk/en- ( b. direk 1 ) , düğmüklen- ( b . düğmük). efelen-, eke/en-, eşbehlen- ( b. eşbah / eşbeh) . Eş a n l a m l ı -/a-f-/e- fi i l leri için b. afal (afalla- / afal/aş-) ı:::::ı , -/aş-/-/eş- fi i l leri için b. bayramlaş- ı:::::ı . i l . İsim kökü­ nü oluşturmak veya ed i n mek, onunla donanmak veya ka pla nma k: akça/an-, arlan- 1, atlan-, ayna/an-, basralan- (b. basra), benlen-, böcelen-, bu11lan-, cinlen-, çaba/aklan-, çene­ /en- / çenilen-, çillen-, çöplen-, dallan- budaklan-, derd­ len- / dertlen-, dillen- i l , domur/an-, durak/an-, düş/en- (b. düş 1). 1 1 1 . Diğerleri : ağızlan-, çöplen- ( çöp- fi i l kökü nden). (b. M . Erd a l 1991 i l , 509, 5 17-518, T. Banguoğ l u 1974 s. 2 1 8-2 19). abar- ' kaba rm a k, a bartılmak'. Modern nesirde abart- fi i l i n i n g eç i şli ol­ mayan ( i ntra nsitivum) h a l i olara k kul l a n ı l ır, yani bir nevi backformation (ya n lış ayırma) sayılabilir. Belki de Cem a l Süreya 'ya özg ü bir ku l lanım. ·* Sanmm duygusallığın abarması vardı bu olayda. (Cemal Süreya 1991 s. 368). ı:::::ı

Mevcut bir kelimenin bir kısmı, ek veya gen işleme telakki edi lerek kel i meden ayrı l ı r ve ka lan kısımdan bu şeki lde yen i bir kel i me ya­ rat ı l ı rsa, bu had iseye d i lcil er, backformation (yanlış ayırm a , Al m . Rüc kbildung) derler, ms. otomobil kel i mesi nin -mobil kısmı e k zanned i lere k bıra k ı l ı r v e oto diye yen i b i r kel ime meyda n a çıka r ( h a l bu ki oto ' kend i l iğ inden' v e mobil 'hare ket edebilen' unsurla­ rı , m a ntıken böyle ayrı lamaz). Bu had ise d a ima bir kısa imadır ve çok defa bir 'yanlış bölme' ( b . adaş ı:::::ı 2 ) a mel iyesine daya n ı r. A-B ve C-E c i ltlerinde bir ihti m a l olara k backformation (ya n l ı ş ayırma) denebi lecek şu kel i meler var: abar-, ab1r; acı 1 1 1, çenil çenil, çise, depe-, derne-, diplomat, dir 1 , dolan 1, domur / tomur, egemen, enkas / engas.

AD. abara/abbara 'oluk' DS 1 1, ZTS 1976 s. 1 < Ar. (Suriye diya l . ) 'abbara 'geçiş, geçiş yeri ' ( krş. A. Barthelemy 1935 s. 508) . ·* Değirmenin aba­ rasından akan suyun . . . (Yaşar Kemal 1955i s. 194). 'G üney Doğu Ana­ dolu ve Ara p şehi rleri nde kısmen yer altında devam eden yaya yolu' * Halk dilinde bu tünelli sokaklara 'abbara' denir. ( M . M u n g a n 1996 s. 1 12 ) . AD. abarruh n i d a , şi kayet v e i nfi a l ifade eder. < Suriye Ara pçası ' a barr ru h ! "çekil, g it ! " ibaresi nden . * Abarruuh! dedi, hemşerimiz de meğer! (Orhan Kem a l 1954b s. 74). * A barruuu! Senin yaşında da mı dur bakalım olur? ( M . Maka l 1965 s. 2 5 ) . abart- ' büyütmek, mübalağa etmek' TS ( 1 6 . asır). Kelimenin obart-, ofart- va ryantları olduğu için menşeini daha fazla a raştırmak lazımdır. Krş. abar- . * Elliye yaklaştığım söylerken abartfYor olmalısın. ( F. Hepçi l i n g i rler 1990 s . 2 0 ) . a başo (gemicilik teri m i ) 'a lt-??' ( bi rçok birleşik teri mlerde)' < Yu n . af3auo (abaso) < İt. abasso ( Ka h a ne-Tietze 1958 no. 1 ) . ı:::::ı

Akdeniz sa h i l leri nde gidip g elen her m i l letten gemici ve tüccar a rasında ku l l a n ı l a n beyne l m i lel d i l ( bi r nevi esperanto) olan Lin­ gua Fra nca ( İtalya nca, İ spa nyolca, Yu na nca ve bu d i l lerin diya lekt203

a bat lerine dayanan G üney ve Doğ u Akdeniz'de ku llanıl mış ticaret ve ulaşım dili), 16.-18. asırlarda Osma n l ıcaya ve bilvasıta b u g ü n kü Tü rkçeye dahi zen g i n bir mesleki term i noloj i kaza ndırm ıştı r (b. Kah a n e - Tietze 1958). Yunanca, İtalyanca, İspa nyolca ile on l a rı n diyalektlerine dayan a n b u d i l i n h ususiyetleri nden biri penu ltima ( so n d a n bir evvelki hece) üzerindeki vurg udur (krş. Lingua Fran­ ca'dan ( İtalya nca, İspa nyolca , Yu nanca ve bu d i l lerin diya l e ktle­ rine dayanan Gü ney ve Doğ u Akden iz'de ku llanıl mış ticaret ve ulaşım dili) a l ı n m a ve / ya / ile biten coğ rafya isimle ri, b. Abya El ) . a bat Tl.i S 1 9 8 3 , b . abad ol- . a bayi ' 16. ve 1 7 . asırl a rda bir çeşit el doku ması'; Meninski 1680'e g öre ekseriya siya h keçi kılından ya pılmış bir giyim ( 'Ali, 1956 [ 1 5 86-87 ] s. 202'de dikme 'abayiler' i n aşağı s ı n ıflara yakışma dığını söyler, fakat başka yerlerde 'Ali, kelimeyi 'eyer örtüsü' manasında da ku l l a n ı yor, ms. 'Ali 1975 [ 1 599] s. 105-106: * Ve altun üzengisi ve dikme 'abayisi mükemmel bf!hşiş atına binüb 'avdet etdüm. * Bilecik'ÜIJ iki dö­ şeme 'abayi na�ışlu yaşdığı. ( M . Kütükoğlu 1983 s. 175). ·

AD. abaytaran/baytaran ' kekik gibi g üzel kokulu bir ot' DS 1 2 < Ar. 'abay­ faran ' bi be ri ye, mercanköşk' R. Dozy 1927 i l , 90, A. Tietze 1958 no. 1 3 3 . /f/-+/t/ gelişmesi için b . abes El . a baza 'ci nsel i htiyaçla rını kendi kend i ne tatm i n eden, uzun süred i r cin­ sel ilişkiye g i rmemiş kimse' < abazan kel i mesiyle a l akası n ı n ma h i yeti belli değ ildir. Abaza adındaki Kafkas m i l leti ile a lakası ol masa gerek. * Yüzü slvllcell, abaza öğrenciler gibi kendini açık saçık hayallere kaptırmaktan bayağı utanmıştı. ( H . Ta ner 1951t s. 1 0 6 ) . � Bu sayı­ lan insanlar o kadar kötü makyaj yapmışlardı ki, yıllarca abaza kalmış hwarları b/le seksten soğuturlardı. ( M . Kaçan 1991 s. 1 0 3 ) . abaza çek- 'eliyle b e l i n i getirmek' : * . . . lise avlusunda beden eğiti­ mi yapan kızları düşünüp abaza çektiği eski odasmda (Y. Atı lgan 1973 s. 1 3 ) . ·

.••

abaza n , b . habazan. abbara , b . abara. Abbasi '750-1258 yıllarında Bağdat'daki halifeliği ellerinde tutan Ara p ai­ lesi n e mensup kimse' < bu sülalen i n başı olan, peyg a m beri n a mcası al­ 'Abbas b. 'Abdalmuffallb' i n adı n d a n ve Arapça mensubiyet (nisba) gösteren -i ekinden . ·'f(, V Hulefa-i 'Abbasiyeden Harunü r-reşid ve Me'mün zamanlarında 'ulüm u tünün IJa��mda gösterilen rağ­ bet (Şafvet Paşa, YTEA 1974 [ 18 5 2 ] I, 145). • • •

El

Doğrudan doğ ruya Ar.dan ya da Fa. üzerinden Tk.ye g i ren Ar. sı­ fatlar a rasında bir şahıs, zü m re veya yer ismi nden -i eki ile yapı­ l a n lar, büyük bir rakam teşkil eder. B u n l a r bir kişi n i n kimin oğlu, hangi aileye, aşirete, m i l lete, d i ne mensup olduğunu, hangi şe­ h i rde ya da memlekette doğ d u ğ u n u söylemekle o kişinin hüvi­ yeti n i tespit eder. N isbe den i len bu -i eki b i l ' u m u m isimden sıfat yapmak için de ku llanılabilir ( b . adali El). Fa .da da çok yayg ındır ( b . abi ı El), ma hdut sa hada Tk. de onu beni msem iştir. Nisben i n a s ı l m a nası A-B v e C-E ciltl e rinde gösteri len şu örneklerden bel l i olur: A bbasi, acemi, ademi, A lani, Arabi, A 'rabi, A rami, Ari, asafi, Asuri, Avdeti, Avrupai, Azeri, Bağdadi, Bayati / Be204

abd yati, Bayramı, bedevi, B ektaşi, Berberi, berda'i, buhari / buharı, bulgari ı ve i l, bunduki, celali, davudi, demenhuri, demevani, Dımışki, dürzi / dürzü, enveri / enveriye, Ermeni. a bbasi ' 1 7 . ve 18. asırlarda şark vilayetlerinde tedavül eden gümüş para' < İran şahı 1 . Ab-bas ( 1 586-1627) z a m a n ında ihdas ed i len ve onun ismini alan si kkeden . * Rüğan-ı sade deve yükinden üç 'abbasi resm-i �apan . (Ö.L. Barkan 1 943 [ 1 140/1 7 2 7 ] s. 196 . ) •••

EOsm. Abbasiyan 'Abbasi ler' < Fa . 'Abbasi kel i mesinin çoğu l u . * Cihan libas-ı 'Abbasiyan-ile ziynet dutdı. ( Ferec 855/1451 v. l l lb), yani ' ka ra rd ı ' (Abbasilerin sembo l i k ren g i siyah idi). o

Fa .da şahıs isimleri ve birkaç başka isim, -an / -yan ile, ve eğer ke l ime / e / ü n lüsü ile biterse -gan ve / ü / ile biterse - van ekle­ riyle çoğul yapıl ır. A-B ve C-E ci ltlerinde böyle çoğ u l lard a n birkaç tane bulun uyor: Abbasiyan, ademiyan, ağayan, asi/zadegan, aşiran, azadegan, azeban, bazuvan, bendegan, biraderan, bütan 1 , çavuşan / çauşan, çendan, çühregan, dedegan (Tk . ) , dermandegan. Fa . ve Tk.de tekil olara k ku l l a n ı l a n -an i le yapılmış çoğullar için b. canan ı:::::ı .

Abbas yolcu ' ( biris i n i n ) yola çıkması gere k' < Ar. 'Abbas 'erkek adı' ve yolcu. Ta birin menşei malum değ i l d i r. * Öyle görünüyor ki Abbas yol­ cu. " Galiba ölmesi mukadder. " ( M . Buyru kçu 1961 s. 50). o

Tk.de, bir za m a n l a r yaşa mış b i r insanı, bir h i kaye ka h ra m a n ı ya da tasviri kişi leri h atırlatan şahıs isim lerine sık sık rastlanır. Bunların menşeleri nadiren belirlene b i l i r. Tk.de şa hıs isimleri ndeki bu mana gel işmesi ne uya n l a rdan A-B ve C-E ci ltlerinde yer a l a n l a rı şun­ l a rd ı r: Abbas yolcu, Abdülhamidin sol taşağından düşmüş, adam, Adem baba ( b . Adem 1 ) , ağustos, Agobun kazı gibi ( b . Agop), Ahfeşin keç isi g i bi ( b . Ahfeş), ahmedek, A hmedin öküzü ( b . Ahmed) . akademi, A levi 1 ve i l , alfons, alık Eme­ ti / alık Raziye / alık Safai ( b . alık 1), Ali Cengiz oyunu, Ali Veli , alyon, amper, asaf, avniye, barbut i l , barem, barok, begonvil, bekri, Bektaşi, Bismark pantalonu, Bağdan, bo­ rani, boykot, Buda, budist, budizm, buhurumeryem, but / put, celali, cello bel/o, centiyane, Coni, conkikirik, çorçil / çörçil 1 ve i l , dalgacı Mahmut ( b . dalga 1 ) , deccal / teccal, dekovil, deli Raziye ( b . delü / deli), Dıral dedenin düdüğü gibi, Dingonun ahırı ( b . Dingo) . dinyakos ayakkabısı, dizel 1 ve i l , doğrucu Davut, dover, düttürü Leyla, erkek Fatma ( b . erkek), enveri / enveriye, epiküryen. •••

•••

AD . a bbisi başına! 'darısı başına ! ' < ?? ·* (bir h a l k h i kayesinin sonunda) 'Abbisi de dil}neyennerin başına! ( Ö.A. Aksoy 1945 1, 350). Osm. abd ' köle' < Ar. 'abd a.m. Fa . izafet terkiplerinde ku l l a n ılara k " ben" za m i r i n i n yeri n i a l ı p tevazu ifade eder. abd-i aciz 'aciz köle( niz)': * Ka­ bahat kimsede değil, abdi acizde. ( S . M . Alus 1944 s. 140). * Bugün bu abdi aciz şukadar yüz bıldırcın vurdum . ( a . e . s. 144). abd-i ah­ kar 'en alçak köle(niz)': * Kurbanlık koçu abdi ahgara sipariş etti. ( 5. M . Alus 1933p s. 238). abd-i kemterin 'en değersiz köle(niz)': * Bu abdi kemterin, ailesi/e sıkı fıkı görüşürüz. ( E . E. Ta l u 1937 s . 1 1 2 ) .

205

a bdal ı:::::ı

Fa . izafet dediğimiz, Fa .ya ma hsus, Osm . da Ar. ve Fa . d a n a l ı n m a kel i melerle ç o k kullanılan, fakat BSTTk. nde ya lnız muayyen ter­ kiplerde ( b . abıhayat ı:::::ı ) yaşayan bir syntagma 'dır. Bir ismi tavsif eden kel imeler TLi rk d i l lerinde da ima o isimden evvel söylend i ğ i halde Fa . izafette o n u takip eder, ms. abd-i aciz 'aciz a bd ( köle)' yahut ab-ı hayat 'hayat abı (suyu ) ' . Bu örneklerde görü ldüğü gibi, tavsif eden kelime sıfat da olabi l i r, isim de; terki bin iki kel i mesin i b i rbirine bağlaya n unsur vurg usuz b i r / i / 'dir (ünlüden son ra / ' i / veya / yl / ; bugü nkü standart Fa .da telaffuzu / e /'dir; TLi rkçede ı / i, BSTTk. nde yaşaya n terki plerde ı / i / u / ü). Bu ün lüyü ken d isin­ den evvel bulunan isimden bir tire ile ayırmak sırf dilbi limc i lerin adetidir ve " i lmi" olmaya n yazı l a rda bulu nmaz. Tavsif eden keli­ meler birden fazla olursa, bunlar ard a rda sıra lanır ve her b i ri n i n önüne y i n e b i r / i / kon u r; a ra l a rına ve bağlacını koymak icap ederse, onun Fa . muka bili ola n / u / vu / ku lla nma k icap eder (bu / u / ile / I / ' leri n karıştırılması h a kkı nda b. abudane ı:::::ı ) . EOsm . d a n iti bare n ara sıra TLirkçe ke l i melerle yapı lan izafeler görü ld ü­ ğ ü g i bi ( ms. EOsm. yasağ-ı 'a?im u 'adet-i l_cadim, Osm . al_c­ çe-1 mezbüre, elçl-1 Françe, l_carmdaş-ı e 'a??lm IJairetleri) d a ha sonraları Avrupa d i llerinden a l ı n m a kel i meler de izafelerde kul la n ı ld ı (ms. komlk-1 şehri, mf.!haberat-ı telgrafiyye, 1 909). Fa .da / I / 'siz izafetler de var; Tk. de bazı çok ku llanı lmış Osm . terkiplerde aradaki / I / d üşmüştür ( b . Der-i Sa'adet / Dersaa­ det ı::::ı ), bazılarında da agglutination'la ( bitişim)kend isinden önce gelen kelimenin bir parçası ol muştur (b. asgari ı:::::ı ) .

ı:::ı

Osma nlılar' ı n terbiyeli konuşmasında ve yazı l ı ifadesinde nezake­ te çok ehemmiyet veri l irdi. Bu nezaketi n bu g ü n de birçok izleri vardır. Nezaketin esas u nsurlarından b i ri tevazu idi. Tevazu kendi­ n i iki şeki lde gösterir, bir yan d a n kendi şahsını küçü ltmekle, d iğer tarafta n karşısındakini yüceltmekle; her i kisi de müba la ğ a d a n geri kalmaz. Konuşa n kimse ken d i nden, öteki n i n kölesi (abd, abd-1 ahkar vs., bende), evi nden bendehane, fakirhane olara k bah­ seder; mektuplarda, edebi eserlerde müellif kend ini bu fakir, bu hakir d iye gösterir ve eseri ya h ut fi i l leri için acizane, naçizane g i bi tevazu sıfatlarını kullanırd ı . Aynı zama nda karşısındakini zat-1 aliniz vs. ta birlerle ve buyur- yardımcı fi i l iyle şereflend irird i .

abdal l/ebdal 'tasavvuf edebiyatında birazizler sınıfı' < Ar. abdal ( badal 'bir şeyin veya kimsen in yeri n i tuta n karşıl ık' kelimesinin çoğ u l u ] . Tefer­ ruat i ç i n b. E ncyc lopaedia of lslam 1960 1 , 94-95. EOsm. abdal i l 'di lenmekle geç i nen bazı ta rikatlere mensup derviş, aşık'. Teferruat için b. M. F. Köprülü 1935 s. 23. < abdal 1 . * Bir iki çıplal_c ab­ dal od buldtlar çönerler. ( Necati Beg 1963 s. 202). * Bu eşnalarda bir abdal bunlara keşf-1 alJval ve 'arz-ı kemal ile rümüz-ı istll_cbal edüb ('Ali 1 994 [ 159 1-99) s. 105). * Tacım, tahtmı kardeşine bı­ rakıp abdal oldu. ( M . Mungan 1996 s. 289). •••

Osm. abdal 1 1 1/aptal 'akılsız ( kimse)' Meni nski 1680 1 , 1 9 < abdal il. Derviş­ lerin kılığ ı n ı a n d ı ra n paçavralarla dolaşa n akıl hasta larına veri len bu ad, 1 5 . asırd a n beri tespit edi lebi lir; abdal ile abtal a rasındaki fonetik fark Meninski 1680 l ugatinde açıklan mıştır. * Bu/ardan vaşl uman abdala bel}zer. ( Mesil:ıi. E. Gibb 1909 VI, 94). * Dedüm kim 'ışl_culJa bil) dağ yal_cdum. 1 Gülüb dedi ki sen abdal imişsin. (ıati 1987 [ 16 . yüzyılın i l k yarıs ı ] s. 88). * Yakmdan tamdığmız, bencil ve aptal sandığımız 206

abdest bir kişi günün birinde, öyle derin bir söz söyler ki, afallayıp kalır­ sımz. ( M . U rg a n 1998 s. 78). AD. abdal iV ' köy düğün lerinde çalgı çalan ayrı b i r h a l k g rubuna mensu p adam' DS 1 5 , 16 < abdal i l . * Bu civarda kendilerine "Aptal" de­ nilen Türkmenlerden iki davulcu, bembeyaz ve uzun şalvarlarmı uçurup davullarmı havada savurarak, toprak damlardan birinin üzerinde oynuyorlardı. ( Sabahattin Ali 1943 s. 85). * Davul ve zurna mutlaka abdallar tarafmdan çalıntr. ( H . Z. Koşay 1 944 s. 178). Osm . abdan 'su ka b ı ' < Fa. abdim a . m . [ab 'su' + onu tuta n ı n (ya n i ka­ bının) ismi n i yapan -dan eki, krş . sürmedan vs. ] * Şadılı� şehrinde her bir ev ki bünyad etmişem 1 Gamdan am seyle verdi abdan-ı çeşmümÜIJ. ( ' Ö me r bin Meiid 1982 ( 840) 1437 s. 163). []

Fa .dan a l ı n m a isimler a rasında -dan gen işlemesi ile teşkil ed ilen­ ler va rd ı r. B u n l a r bir şeyi içine a l a n veya a l m aya yaraya bi len eşya­ l a rd ı r. A-B ve C-E ciltlerinde geçenler şunlard ı r: abdan, ateşdan, biberdan, buhurdan, camedan 1 , cüzdan, çaydan / çaydan­ lık. Bazı l a rı Tk.de ortaya ç ı km ıştır ( krş. A. Tietze 1964 s. 174-175 ) . Bu l iste n i n s o n örneğ i nde görüldüğü g i b i , bazı hal lerde -dan e ki Tk. -/ık ekiyle kuvvetlend i ri l m iş olur ( b . buhurdanlık 8 ) .

Osm . abdar 'su l a k, suyu bol' < Fa . abdar a . m . [ a b ' s u , parlaklık' ve -dar 'tuta n ' ] . * Ve abdar olan zeminlerden . . . 'öşr üzre almur imiş. (Ö. L. Barkan 1943 [ 9 8 1/1570] s. 168). 'parl aya n, parlak' *_Hancer-i abdar­ ile gendözümi helak edem. (Ferec 855/14 5 1 v. 108a). []

Fa .dan a l ı n m a sıfat ve isimler a rasında daştan ' m a l i k o l ma k' fi ilin­ den -dar ' m a l i k ola n , tuta n ' fiil unsuru ile teşki l ed i l miş ola nların sayısı büyüktür. Ya l n ız A-B ve C-E ci ltleri nde geçenler şunlard ı r: abdar, ahengdar, alakadar, alemdar, aleyhdar ( belki Os­ m a n l ı l a r' ı n icad ı ) , ameldar, ayinedar, bacdar, bardar, bazdar, behredar, be/dar, berhordar, candar, cazibedar, cerihadar, cihandar, cindar, çuhadar, dağdar, danedar, de�erdar, dil­ dar, dindar, dizdar, dostdar, dümdar. B u gibi lerin tesiri altı n­ da TLi rkçe köklerden teşki l ed il m iş olanlar da vard ı r: bayrakdar, emekdar ( b . A. Tietze 1964 s. 1 75-17 8 ) . ve Fa. -dar ' m a l i k ola n ' , b . abdar 8 ] .

abdest 1 ' namazın şartla rında n o l a n tem izlen me' < Fa. abdast [ab 'su ', dast 'el'] a.m. * Sabah oldukda durdı, abdest aldı, namaz kıldı. ( Ferec 8 5 5/145 1 v. 1 3 5 b) . abdest boz- 'temiz h a l i yok etmek, defi h acet etmek' * Park bekçisi, ağaç altmda aptes bozmaya çıkmıştır şim­ di. ( Peride Cel a l 1991 s. 44) . abdestbozan otu 'Sangu isorba officinalis' (1. Hauensch i l d 1 98 9 no. 977). Kökü çok ta n i n i htiva ettiğinden halk taba­ beti nde ishali kesmek için kulla n ı l ı r. ·

abdest 1 1/a ptes ' işeme, kakasını ya pma; insan boku' < abdest ı (örtmece olara k veya boşaltma i le temizlenmeni n birbirine bağ l ı a mel iyeler olma­ sından) * (küçük aptes ' işeme', büyük aptes 'ka kasını yapma' Editö­ rü n notu . ) Onun altmm temizlenmesi sırasmda abdestinin rengine bakarak üşüyüp üşümediğini keşfettiler. ( K. B i lbaşar 1944 s. 38). abdesti gel- 'sıkışmak' ** · Kelime son u nd a ki / t /, bir tenuis'i / f, k, s, ş / takip ederse, halk [] d i l inde ve hatta kon uşma d i l i nde çok defa d üşer. Bu hadise, ta b i i 207

abdesthane olara k başka dillerden a l ı nmış kel i melerde yayg ındır. A-B ve C-E ci ltlerinde şu ö rnekler gösteri ldi: aptes, antrak, Bükreş, çapraz 1 ve i l , çift / çif 1 ve i l , direk i l (direkt manasında), dos, egzost / egzoz. Bu hadiseye aykırı olan bir hypercorrection ( aşırı doğrucu­ l u k) örneği için b . almast. Tü rkler' in müsl ü m a nlaşmasındaki en büyük rol ü İ ra n l ı l a r üstlen­ mişlerd i . Bundan dolayı, inanç ve İslami yaşa mda birçok kavra­ m ı n , Fa . a l ı ntı lard a n oluşması, şaşılmaması gereken bir duru mdu r. Lugatimizde şu örnekler geçmektedir: abdest, can 1, günah, na­ maz, oruç, peygamber. Bugün ku llanımdan düşmüş azine ve bang ( b . bal}) kel i meleri de bu g ruba dahildir. abdesthane/aptesane ' he l a ' < abdest i l ve hane 'ev' . * Galip o gün Galatasaray'da birdenbire sıkışmış ve aptesthaneye kendini dar atmıştı. ( M .C. Anday 1965a s. 10). o

Fa .dan alınma kel i melerde ve de bunların örneğine göre ya pılmış Tü rkçe kelimelerde ikinci u nsur Fa .... hana, Tk.... hane 'ev' olan mürek­ kep isimler pek çoktur (b. A. Tietze 1964 s. 182-186). Konuşma di­ l i nde, ilk u nsur ünlü ile biterse, aradaki / h / d üşer ve bu ünlü hane kel imesinin ilk ünlüsü olan / a / i le karışı r (ms. eczane) . A-B ve C-E ciltlerinde geçenler: abdesthane, abhane, ameliyathane, arslanhane, aşhane, babulhane, bardelhana, baruthane, basmahane, bendehane, bezirhane, birahane, bitirimhane, boranhane, buzhane, büthane, canbazhane, cebhane, cir­ şane, çalgıhane, çi�hane, çilehane, darbhane, de�erhane, dershane / dersane, dökümhane, eczahane / eczane.

abd-1 lıclz, abdl ahkar, abd l kemteri n, b. abd. Osm . a bdülbatn 'obur' < Ar. 'abd ' köle' ve batn 'karı n ' . * Bu tablaharlar v gibi 'abdü 1-batn olanlar ne 'aceb �ul olur imiş . ('AiT l 975 [ 1 599] v. 52a). o

Ar.dan edebi Osm a n lıcaya geçmiş bazı i ki kel i me a rasında / ül / h arfleri n i görürüz. B u n ların birinc isi, ilk kelimenin son ünlüs ü (fa­ sih Ar. da / a /, / I / ve / u / olabilir, fakat Osm.da daima / u / ve / ü / olara k donmuştur) ve ikincisi, Ar. h a rfita rifti r. Ms. 'acibu /-eda , harfiyen "eda h ususunda acib" demektir. A-B ve C-E c i ltleri nde geçen bu neviden terki pler şunlardır: abdülbatn, abdüsselam, abdüsselatln, acibüleda, adimülinkar, adimülmisl, aksül'a­ mel, vs.

Abdül hamidin sol taşağından d üşmüş 'hatasız olmayan' * Tabii tabii, zaten hangisinde bir şey olmaz ki! Hepsi de A bdülhamidin sol taşağından düşmüştür mübareklerin! ( L. Erbil 1 984 s. 8 7 ) . Tabiri n menşei m a l u m değil, krş. Abbas yolcu o . abd ü l leziz ' bir bitki v e yenen meyvesi' ( Red house v e ı . H auensch i l d 1989'a göre Bunium, TüS 1983'e göre Cyperus escu lentus) < Ar. IJabb al- 'aziz Meni nski 1680 1 , 1 7 1 7 ; R. Dozy 192 7 i l , 240. Yenen kısım Meni nski'de si­ yah bir meyve olarak, Dozy'de kök olara k tarif edilir. Aspirasyon düşmesi için b . habazan o . * Aktariye satarız aptülleziz, demirhindi ( B . Felek 1 9 5 7 s. 5 5 ) . •••

•••

abd üsselam ' kökü m i n i k b i r i nsa n a benzeyen b i r ot, Mandragora officina­ ru m ' ( 1 . Hauensc h i l d 1989 no. 7 17) < Ar. yabruh al-şanam a . m . ; ayrıca b. abdülbatn o . 208

abes abdüsselati n 'bir otu n zeh i rli meyvesi; Red h ouse'a göre Croton tig lium to­ h u m ları' < Ar. IJabb as-salatin a . m . ( M . Hafid 1 2 3 1 s. 299), fakat R. Dozy 1927 1, 240'a göre b u n u n manası ' ki raz' i miş, ayrıca b. abdülbatn ı:::::ı , Aspirasyon d üş mesi için b . habazan ı:::::ı . abe 'tekl ifsiz konuşmada seslenme ve d i kkati çekme ü n lemi' DS 1 7 < al ve be! nidaları n ı n birl eşmes i . * Abe, alacak mısm o kızı? ( M . Ş . Esendal 1934 s. 266). B i l h assa Ru melil i ler' i n çok ku l l a n d ı ğ ı b i r kel ime. * Muhacir sözün altmda kalmadı: "Abe efendi . . . ( F.C. Göktulga 1943 s. 99). Çingeneleri n d i l i için de tipik sayı lır: * Kuklacı: "Abe Hammcığım, beş on mangizcik ver, ne olursun . . ( M usa h i pzade Cela l 1936ms s. 61). .

a bece 'a lfa be, h a rf sistemi; dilin yazma sistemi; onu öğreten ilk okul kita­ b ı ' < alfa be n i n i l k üç harfi ; krş, İ n g . ABC (oku n u ş u : eybisi). Alm. ABC (oku nuşu : abetse) . * Belki de kızm abecesinde böyle yazılmtyordu adı. ( B . Günel 1984 s. 47). * Kasabada yeni Abecenin kabul edildi­ ği, herkesin okuma yazma öğrenmeye çalıştığı haberini duydu. (T. Apayd ı n 1 9 9 1 s. 2 16). (Argo) abeci ' a pta l ' F. Devellioğlu 1959 s. 59; AD. 'palavracı' DS 1 7 , H . Ak­ tunç 1990 s. 2 8 . Belki abe ü n leminden. Krş. beci. EOsm. a befşan et- ' işemek' < Fa. ab 'su' ve afşandan 'saçmak'. * Bir bi-edeb d�hı ol IJaVZUIJ kenarma �arib yerde ab-efşan ederdi. ('AiT 1975 [ 15 9 9 ] s. 1 1 0 ) . aberasyon (optik teri m i ) ' b i r şuaın, bir ı ş ı k kaynağ ı n d a n uza nan ı ş ı k telle­ ri n i n normal yol u n d a n sapması' < Fr. aberration a . m . ( Lat. aberrare 'yoldan sapma k' ] . ı:::::ı

Fr. ' d a n a l ı n m a kel i meler a rasında sonu -siyon / -syon ile b iten­ ler çoktu r. B u n l a r Lat. -tio[n} eki i le fi i lden teşkil ed i l miş nomina actionis (oluş ve kılış isimleri) manasında isimlerdir. A-B ve C-E ciltlerindeki ler: aberasyon, adaptasyon, adisyon, aglütinas­ yon, aksiyon, alüvyon, ampütasyon, dejenerasyon, dek­ larasyon, delegasyon, depresyon, devalüasyon, diksiyon, direksiyon ı . direksiyon i l / dreksiyon, ekspozisyon, enflas­ yon, enformasyon, engizisyon, enjeksiyon, entegrasyon, ereksiyon, erozyon. B u n l a rın tesi ri altında Tü rkçe esaslar üze­ rinde a rg o tabirler kuru lmuştur: aşırmasyon, atmasyon, uy­ durmasyon.

a bes 'faydasız, boş, netice getirmeyen' < Fa . 'aba:t < Ar. 'aba:tan ' boşuna'. * l:layf ola senül}le t;luz etmek yemek, 1 Hep 'abeşdür salJa yeni­ len emek. ( M . Ada movic 1994 [ 1 36 8-86] no. 1 5 89 ) . * " Ya bir söz içün bu �adar emek şarf eylemek 'abeş ile iştiğal etmek demek olmaz mı?" denilmesin. ( Reşid Paşa, YTEA 1974 [ 1890] 1 , 166). * Yapılıcak işler dururken maziyle iştigal etmek abestir. ( E . Atasü 1996 s. 122). ı:::::ı

Klasik Ara pçadaki i nterdenta l (dişler a rası) / tj ' n i n , Tk.de i ki ka r­ şılığı vard ı r. İ l kinde bu i nterdental ( d işler a rası) ses spirant / s / 'ye dönüşür. B u g el işme, Fa . üzeri nden olmuş o l m a l ı . Fa .da da / tj sesi yoktur ve bunun için / s / olara k telaffuz edilir. Bu telaffuz şekli öze l l i kle med reselerde öğreti ldi. A-B ve C-E c i ltlerinde şu örnekler geçer: abes, abesiyat, alelekser, asal, asar, asir, bahs / ba­ his, bais, basra / basıra, beva'is, cüsse, deyyus / doyyüs / deyyas, disar, ekser, ekseriya, ekseriyet, emsal, emsile, 209

abesiyat eser 1 / i l , esir, esiri, eskal, esna, esvab / espab. / t / n i n ikinci telaffuz şekli ola n / t /, Ar. n ın d iya lektlerine özgüdür. B izans kayna kları ndan görüldüğü üzere bu telaffuz şekli büyü k ihti malle çok eski. A-B ve C - E ci ltleri ndeki örnek ya l n ızca abaytaran'dır. B u n u n yan ısıra belki en çok tan ınan örnek Otman ismidir. Osm. abeslyat ' boş şeyler' < abes ve sıfat eki -i(y)- i le çoğ u l eki -at. / f/-+/s/ gelişimi için b. abes El. ·� İnsan biraz elifba o�udu ve biraz da "ema tereyna"mlJ l'lali gibi 'abeşiyat ile uğraşdı mı, tal;ışilini tekmil etmiş �ann olunur. ( Namı� Kem a l , YTEA 1978 i l , 2 0 1 ) . El

Ar. da -a / -at ile b iten yani fem i n i n (dişil, müennes) sayı l a n ( krş. abide il CJ) birçok isim, çoğulda bunlar yeri ne -at ekini alır. Tk.de bu Ar. çoğ u l eki bazı Tk. kel i melere de eklenir, b. erat ve i lerde ge­ lecek olan gellrat, gelişat, gidişat vs . A-B ve C-E ci ltlerinde ge­ çen ö rnekler: acalbat, adat, aidat, akarat, an'anat, aşerat, bagat (bağlar < Fa . kökten ) , baharat, benat, berekat, beya­ nat, blddefaat, buluşat (Tk. kökten), cevabat, cihat, darat, defaat ile, devat, deyişat (Tk. kökten ) , erat (Tk. kökten), eş­ rlbat. Bu -at (Tk.'de -at) eki ni -i ile biten ( krş. adali El) sıfatları n sonunda da buluruz. Bu gibi Tk.'de -iyat i l e biten isimler nomi­ n a a bstracta collectiva (soyut topluluk isi mleri ) ma nasında olur, mana itibarı yla Lat. -lca ile n i hayetlenen kel i mele re benzerler, ms. 'Tu rcica' Türkiyat. Tk. 'de kendi başına bir ek o l muş olan -iyat eki sonunda -i'si olmayan sıfatla rda da bulunabil ir, ms. abesiyat. A-B ve C-E c i ltlerinde geçen -iyat ile teşkil edilmiş ke l i meler aşa­ ğıda sıra l a nmıştır: abes/yat, akliyat, ameliyat, ayniyat, ciddi­ yat, dırdır/yat (Tk. kökten ) . edebiyat, evveliyat.

abes yere ' boş yere, boşu n a ' < abes ve yer + dativus adverbialis (za rf işlevli yönelme durumu) . * Pederi 'abeş yere bi-l;ıuiür ve dilteng ederiz. ('Ali 'Aziz 1268 s. 166). El

B i rçok moda l veya bir a maca yönelmiş dativusl u zarflar, mekan zarfl a rından türemiş bir gruptur. Çoğ u , 3 . şa h ıs possessivum ( i ye­ lik, mülkiyet) ekini i htiva eder. A-B ve C-E ci ltleri nde olanla r şun­ lard ır: abes yere, aksine, alabildiğine, başına, başlı başına / başlıbaşına, bir bakıma ( b . bakım), boku bokuna (b. bok), boşa / boşuna / boş yere / boşuboşuna ( b . boş), böylesine, bu resme ve bu sebebe ( b . bu 1 ) , dalmacaya, delicesine ( b . delice 1), dikine ( b . dik), domuzuna, eşekçesine, tek başına ( b . dek / tek i l ) . Ablativuslu (ayrılma durumu) za rfl a r için b . aç­ mazdan El, birdenbire El.

AD. abet 'öğle yemeğ i ; bir iş yerinde öğle yemeğ i için veri len ara, öğ le tati l i ' THASD D 63, T. G ü n a y 1978 s. 308 < Rus. obed a . m . A . Tietze 1 9 5 7 n o . 147 . Osm . abglne 'cam; bardak' < Fa. ab-gina a . m . * Ba 'de zamanin ki is­ tanbu/a geldi, Sultan Bayezid Cami'i l;ıareminde bir dükkan açub gün-a-gün şeker işleri ile bir niçe ab-gine çtonatdı. ( 'Ali 1994 [ 1 591-99) s. 260). Osm. abhane/avğana ' a pteshane' < Fa . ab:hana a . m . (ab 'su' ve_ hana 'ev', b. abdesthane/aptesane El ) . * Sürf!h-ı al?hane dururken kenaresini televvüş (!J etmemek. . . ( 'Ali 1956 [ 1 586-871 s. 1 96) . * Biz uşağlar, avgananın yan yana uzatılmış iki siyah taşı üzerine 210

abıhayat tavuklar gibi tüner, içine düşmemek için bacaklarımızı iyice açar, işimizi görürdük. ( M . M a rgosya n 1 996 s. 44) . Sadece ' l a ğ ı m ç u ku ru ' da olabi l i r: ·* �azayı gör: yolda bir aI?hane var-ımış, püşişi yog-ımış, _Halif al)a düşdi. ( Ferec 8 5 5/145 1 v. 2 1 2 a ) . Abhazya ' b i r Kafkas ü l kesi ' < Rus. A bhazya a . m . [Abhaz etn i k a d ı ndan M . Vasmer 1 953 1, 2 ] . * Kafkasya patlamaya hazır bir bomba! Gürcis­ tan, Abhazya, Çeçenistan'dan her an yeni ölüm haberleri geliyor. ( B . Uzuner 1997 s. 1 5 ) . Osm . a bher ' nergis' < Ar. 'abhar a . m . * Reyhan, benefşe, nergis, 'ab­ her. ( Ferec 855/14 5 1 v. lOla). Osm . a bherin 'nergise benzeyen, nerg i s ren g i nde olan' < Fa . 'abharin a . m . ( 'abhar ' nergis' ve Fa . sıfat eki -in ) . * Gül ü nesrin gözler gördi, 'ab­ herin kirpükler gördi. ( Ferec 8 5 5/1451 v. 151b). c::ı

Fa . dan a l ınma ke limeler arasında isimden -in ( Fa . -in) eki i le teşki l edilen sıfatlar vard ı r. A-B ve C-E ci ltlerinde bunlard a n ş u n l a r geç­ m iştir: abherin, ahenin, anberin, ateşin, atlasrengin, berin, billürin, çendin, çirkin, çunin, ebrişimin . Tk. de Fa .da n a l ınma o l mayan ve Tk. bir esasa d a yanarak kuru lmuş olan böyle bir sıfat yoktur.

abı hayat 'efsanelerde içene ölümsüz l ü k sağladığı söylenen su' < Fa . ab-ı IJayat a . m . (ab 'su' ve Ar. IJayat ' h ayat' ] . * AnnelJ ab-ı IJayat içmiş, hiç jhtiyarlamaz ki! ( H . R. Gürp ı n a r 1340c s. 154). c::ı

Fa . izafeti n mah iyeti için b . abd ı:::::ı 1 . Tk. n i n sentaksına zıt olan bu isim-isim ve isim-sıfat terkip usulü, 19. asrı n sonuna kada r Osm . edebi d i l inde serbest ola ra k v e çok ku l l a n ı l ı rd ı . i l . M eşrutiyet devrinde vuku bula n genç yazarl a rın isya n ı üzerine, eski nesl i n a l ışmış olduğu b u usul aza l m aya v e serbest ku l l a n ı lışı ta mamen yok olmaya başlad ı . Bu gün sadece leksika l kara kter kespetm iş olan sabit terki plerde kul l a n ı la b i l i r. Bu sabit terki plerden a klımı­ za g elen ve yerleri A-B ve C - E ci ltlerinde o l a n ları küçük bir liste o l a ra k veriyoruz: abıhayat, afet-i can / afacan ( b . afet), afv-i umumi / aff-ı umumi ( b . afv), akl-i selim ( b . akl). Aksa-yı şark (b. aksa) , aks-i halde / aksihalde ve aksiseda ve aks-i takdirde / aksi takdirde ( b . aks 1 ) , alamet-i farika / şerif ( b . alamet) , alem-i ahiret / civanı / mana / şemsi (b. alem 1 ) , arz-ı endam et- v e arz-ı h a l et- ( b. arz 1 1 1 ) , arzuhal / arzıhal, asar-ı atika / eslaf / ulvi ( b . asar 1), Babıali / Bab-ı ali, Bahr-ı ahmer / Hazer / muhit / sefid / siyah (b. bahr 1 ) , buhurumer­ yem / buhuru Meryem, cerr-i eskal (b. cerr 1 ) , cezayı amel ve ceza-yı nakdiye ( b . ceza ), cürmü meşhud ( b . cürm), çeşm-i bülbül / çerez / zahm ( b . çeşm). def'-i bela için ve def'-i gam et- ve def'-i hacet / leyyin / rih / tabii / takaza / zarar ( b . def i l ), dest-i izdivaç ( b . dest) , devr-i alem / devrialem seyahatı ( b . devr / devir 1 ) , ehl-i beyt / cihat / dil / dünya / heva / hiref / 'ıri / keyif / mide / örf / sü� / vukuf (b. ehi 1 ) , emrivaki, en­ der-i nadirattan ( b . ender 1 ) , enva'-i çeşit / dürtü / türlü ( b . enva), erkan-ı harb ( b . erkan 1), esbab-ı mucibe / muhaffife ( b . esbab 1), eser-i cedid ( b . eser i l ) . Görü ldüğü gibi terkipleri n büyük bir kısmı hukuka a itti r.

211

abıneşat Osm. abıneşat 'sevinç suyu (ya ni şara p ) ' < Fa . ab 'su' ve Ar. naşaf: 'se­ vinç'. ·* A b-ı neşaf: ile dolanur zevra�-i �adelJ ( N ecati Beg 1963 s. 171). Osm. a bı neş'et 'meni, ersuyu' < Fa . ab-i naş at a . m . (ab 'su' ve Ar. naş 'a ' büyüme' ) . * A b-ı neş 'etl canlb-1 �here a�mazdı. ('Ali 1982 [ 15 8 1 ] il, 138). '

A D . a h ı r 'utanma, hicap, n a mus, haysiyet' D S 2 2 < Fa . ab-i rü a . m . [ab 'su' ve rü 'yüz']; belki *ab-ı rü g i bi bir şekilden backformation ( ya n l ış ayır­ ma) ( b . abar- ı:::::ı ) , krş. Az. Tk. ve Kürtçede abır a . m . * Siz "abmm" der­ ken dübürüm dediğinizi bilmezsiniz. ( Ü . Kafta ncıoğlu 1972 s. 7 2 ) . Osm. a b ı revan 'aka r su' < Fa . ab-1 ravan a . m . [ab 'su' ve ravan ' a ka n ' ] . * Şeh-zade şecere-/ ensabmı ab-ı revan gibi ta �hir söyledi. ( Ferec 8 5 5/1451 v. 134a). Osm. a b ı ru ' namus, h aysiyet' Meninski 1 680 1 , 5 < Fa . ab-rü a . m. [ab 'su; parl a kl ı k' ve rü ' yüz, çehre' ]. krş. abır. ab1rü dök- , krş. Fa . ab-rü rjh­ tan 'to d isg race' F. Steingass 1930 s. 7, calque (ödü nç leme çevi ri) için b . ab ııav ı:::::ı 3 • * Küffar-• çtalalet-aşar ziyade.haca/et tal)şil edüb ab-ı rülar1 dökülüb (A. Bombaci 1 946 [ 1 560] s. 247). * Yüzünül] her mesammatmdan cevher-/ aş/isi, 'iffet ve şada�atden 'ibaret bir ab-ı rü tebal)l)ur etmekdedir. (A�med M id �at 1942 [ 1 288/1 8 7 1 ] s. 2 6 ) . •••

ı:::::ı

Fa .da uzun / ü / ile biten ke limeler ke nd i leri ne bir ü n l ü ta k ı l ı rsa H iatusti lger (koruyucu ü nsüz) o l a rak a raya b i r / y / a l ı r ve bu / y /, aslında bir şey eklenmese de bu kel i melerde ka labi l i r. Ya n i , başka ifade ile, sonları / ü / 'lu da o l a b i l i r, / üy / · ı u da, ms. 'yüz çehre· m anasındaki kel ime hem rü , hem de rüy o l a b i l i r. Kel i m e Tk.ye ge­ çerse edebi d i lde her iki şekil de, konuşma ve halk dil inde ekseriya / y / ' l i varyant ku llanı lırd ı . Bütün bunlar sadece Fa . ke limeler için varidd ir, başka d i llerdeki (ms. Ar.dan geçm iş) kel imeler için d eğ i l . Ayn ı fenomeni sonu uzatılmış / a / ile biten Fa . ası l l ı kel i m e le rd e de görü rüz. A-B v e C-E ciltlerinden örnekler: abıru ( i kinci kısmı ru'dur), ahu, anberbu / amberbuy, anbermu / ambermüy, arzu, cameşuy, cengcu, cüstücu / cüstücuy, duagü, vs.

Osm. a bızülal 'duru su' < Fa . ab-1 zula/ a . m . [ab 'su' ve zula/ 'duru ' ] . ·* Ol ağaCUI] dibinde çeşme-/ ab-ı zülal ç*mış. ( Ferec 855/145 1 V. 54b). Osm. a bi ı 'sulu , sulandırıl mış; akıcı, mayi' < Fa . abi a . m . [ab 'su' ve isim­ den sıfat ya pan -i eki ] . * Gelen şerbet ve �ahve abi ola . ( ' Ali 1 5 8 7 v. 128b). ı:::::ı

Ar.da olduğu g i bi (b. A bbasi ı:::::ı ) , Fa .da da isimden -i eki ile sı­ fat yapılabilir (b. A. Tietze 1964 s. 186-19 1 ) . Fa .dan a l ı n ma keli­ meler a rasında bir madden i n vasfı n ı ifade eden böyle sıfatla rdan A-B ve C-E ciltleri nde şunlar geçiyor: abi ı , armudi (şekil), azerl, bademi (şekil), Çini (Çin usulüne göre ya p ı l m ış), çini i l , darai / darayı (şahlara yakışa n ) . B u g i bi sıfatl a rı n çoğu ren k sıfatla rıdır ve bu manadaki ler Tk. esaslard a n da yapıl ır, b. altuni ı:::::ı . Meslek sahi pleri, çalgı çalan ve bu gibi başka şahıslar için b. acabrüdi ı:::::ı . Hakiki bir Fa. ek ile nomen a bstractum (soyut isim) yapan -i için b. bazi ı:::::ı .

Osm. a bi il 'ayva' < Fa . abi a . m . ; asıl ma n ası ' s u l u ' . 212

abidevi abi, b. ağabey. Osm. abid 'dindar adam' < Ar. 'abid a . m . [l'bd/ kökü nden]. * Artık daya­ namworum, anıwor musun? Velilere, dizleri nasırlı abitlere dön­ düm. (Şahap Sıtkı 1958 s. 120). ı:::::ı

Ar.da kök h a rfleri nden etken fiilsıfatı (partic i p i u m activum) yapan ka l ı p la2i3'dür. Bu kal ı p g ra matik o l a ra k incelendiği nde, fii l i n ma­ n ası n ı kendi beti m lemesi nde öze l l i k o larak temel alan bir sıfattı r v e çoğu n l u kl a işin yapıldığı a n a m ü n hasır b i r a n l a m ifade ettiği fark edi l i r. B u fiilden türemiş sıfatlar isim h a l i n e d e gelebilir ve böyle durumlarda b i r iş işleyen kişiyi tavsif ederler (W. M . Wright 1979 1, 1 3 1 ) . A-B ve C-E ci ltleri ndeki örnekler ş u n lard ı r: abid, acil, aciz, adi, adil, ahi/ / ahıl, ait, akıl / akil, ali, alim, amil 1 , i l , anif, ari, arif, anz, asi, aşık, atd I , i l , at11; ati, azim, badi i l , bahir, bais, baki, bakir, baliğ, bani, bari i l , barid, bariz, batıl, batm, bayat, bayi, bazil, beyar, cabi, cahil, caiz / ca­ yiz, calib, calis, cami, cani, carıs / caris, cari 1 , 1 1 , cazib / ca­ zip, cazim, cirit, dafık, daği, dahi, dahil, dai, daim / dayim. M üen nes şekli sonuna te merbuta eklenerek y a p ı l ı r. Krş abide i l ı:::::ı . Bu ya p ı n ı n çoğul hale geti rilmesinde e n ç o k ku l l a n ı l a n ka lıplar la2a3a aceze ı:::::ı , lawa2i3 ve lu2a3a'dır.

abide ı ' a n ıt' < Ar. abida ' m utad ın üstü nde o l a n şey, şaşılacak eser' . Kel i­ me 1 9 . asırd a b i l i n m i yo rdu; i hti mal ki Turkiye'de i l k a bide d i k i ldiği zaman (Abide-i Hürriyet, İsta n b u l , 1909) ebediyet kel i mesi n e g öre uydurul­ muştur. * Ayastefanostan gelirken sağda, eski Rus abidesine gi­ den yolun köşesinde köşkümsü harap bir bina gelir. ( S . M . Al us 1944 s. 1 5 3 ) . Mecazi manada: * Fikretin " Sis"i ve " Tarih-i Kadim"i Türkçe'de emsali bulunmıyan muazzam vatanperverlik, hamiyet, hürriyet abideleri olduğu gibi bütün dünya edebiyatı aleminde de takdir ve tebcile şayan nevadirdendir. (Fazlı N ec i p 1 930 s. 287). •••

Osm . a bide i l ' d indar kad ı n ' < Ar. 'abida a . m . , Ar. la2i3 ka lıbı için b. abid ı:::::ı . *_Hal� geldiler, 'abide �onşllığmda ev yapdılar. ( Ferec 8 55/1451 v. 65a ) . ı:::::ı

Ar.da isim ve sıfatla rda çeşitli fon ksiyonlarda ku l l a n ılan -a eki, asl ı nd a biyoloj i k m a nada müennesl i k (tem i n i n , d işi l ) ekidir. Ekin Tü rkçesi kel i meye g ö re -a / -e o la b i l i r. A-B ve C-E c i ltlerinde bu manada geçen ke l i meler şunlard ı r: abide i l, acuze (bu ayrı b i r ha l ) , akile / akile, alihe, ame / eme, ammete / amete / emeti (bu da ayrı b i r h a l ) , azize, cedde, cinniye, dellale . Şahıs isim­ lerinde de ku l l a n ı l ı r, ms. Aliye, Emine. Eskiden Münevvere gibi kız isim leri vard ı , fa kat bu gibi Ar. fiil s ıfatla rd a n ( p a rticipia) a l ı na n i s i m l e r bug ü n eksiz ku llanılır, ms. Münevver (Hamm). O zaman ismin sa h i b i n i n bey mi hanım m ı olduğu anlaşıl maz.

abidevi 'bir a b i de m a h iyet ve kıymeti nde olan' < abide ı + i simden sıfat ya pan -i, ü n l üden son ra -vi. Krş. Fr. monument-+monumental. Ca lque (ödünçleme çeviri) i ç i n b. ab l/av ı:::J 3 . * Bilindiği üzere Kaşgarlı Mah­ mud'un büyük abidevi eseri olan Lügati t-Türk'de Çigiller bir Türk ili olarak zikredilmektedir. ( E . Buhara l ı 1991 s. 5 9). ı::::ı

Fa .dan a l ı n m a kel i meler arasında b i r m i kta r -avi / -evi heceleri i le bitenler vard ı r. Bunlar asl ı nda -i i l e biten sıfatla rd ır ( b . abi ı ı:::::ı ); ta kıldıkları kel i menin son u nda b i r ünlü (-a / -e) bu lu nduğu 213

abidik g u bidik için a raya H iatustilger (koruyucu ünsüz) olara k / v / g i rmiş ol uyor ( krş. dünyavi / dünyevi < Ar. dunya wi) . Böylelerden A-B ve C-E ciltlerinde şunlar geçmekted ir: abidevi, ailevi, an'anevi, efsa­ nevi. (Argo) abidik g u bidlk ! 'saçma, saçma sapa n ' H . Aktunç 1990 s. 2 8 < ? ? labial isationa (dudaksıllaşma) yönelen kafiyeli ç i ft söz, ikisi de m a n asız. Başka örnekler için b . H . Aktunç 1990 s. 28. ı:::ı

Kafiyeli çift sözler arasında baş harfl eri / a- / e- / ve / g- / olan­ l a rd a n A-B ve C-E ciltlerinde şunlar bulun uyor: abidik gubidik, araç gereç, evele- gevele- .

ı:::ı

Kafiyeli ikili terkiplerde, kelimeler ma n a l ı olsun veya olmasın, tipik olarak ikinci kelimede i l kine n azaran bir labial isation (dudaksıl laş­ ma) göze çarpar. Bu labialisation (dudaksıl laşma), ya baş h a rfin­ de / sesinde ( / b /, / p / ve / m / ), ya da i l k ü n lüde ( / u /, / ü / ), bazen her ikisinde tecelli eder. A-B ve C-E c i ltlerinde şu örnekler mevcuttur: abidik gubldlk, abur cubur, af küf, ağaç uğaç, arı duru, atıf ütüf, cart curt ( b . cart 1 ) , cızbız, cici bici, cid­ di-blddl / clttl bitti, çakır çukur, çalka malka ol-, çançun, çanga manga et- / ol-, çangıl çungul et-, çarçur et-, çarık çürük (b. çarık 1), çatal çutal, çatal mata# 1 ve i l, çatır çutur, çatlak çutlak, çat pat, çatra patra, çengel çüngel, çeşit çe­ şüt ( b . çeşit), çıngır mıngır, çıtıpıtı / çıtırpıtır, çıtpıt 1 ve i l, dambır dumbur, dangıl dungul / dangır dungur, deli dolu / delldolu (b. delü / deli), efun tüfun ( b . etin tefin eyle- / et-), ehem öhüm, elle- külle- ( b . elle- ). Başka labial i satio n ' l u (du­ daksıllaşma) terkipler için b . ala bele ı:::::ı .

Osm . ahir 'güzel koku veren madde' < Ar. 'abir a . m . * 'Abire ba�, yüzilJ düşmlş, diler şuçın zümürrüdden, 1 Çınarı gör, elin açmış, o�ur serv-thıramanı. ( ' Ömer bin M ezld 1982 ( 840) 1437 s. 29). ablrlz, b . abrlz. abis 'denizin çok deri n yeri' < Fr. abysse < Lat. abyssus a . m . < EYu n . a/Juooot; (a byssos) ' d i psiz' [a- 'olmayan' ve byssos 'denizin d i b i ' ] . Tk. ye 20. asırda g i ren coğ rafya terimlerinde n . Yu n . a lfa privativum (olum­ suzlama öneki a-/a n-) için b . abana o . Osm . a blsten ' h a m i le, gebe' < Fa. abistan a . m . ·* Beni veribidi ki seni abisten edem . ( Fe rec 855/1451 v. 2 20b). abiye ' resmi (giyim hakkı nda)' < Fr. habille a . m . [habiller 'g iydirm ek' fi i­ l i n i n geçmiş zaman fi i lsıfatı (participium p reteritu m ) , krş. habit habille 'balo giyi m i ' ] . Fr.dan g i ren sonu vurgulu /-e/ ile biten isi m/sıfat için b . abandone 81• * Aylin, arabanın altına çaprazlamasına girmiş, sır­ tüstü yatıyordu. Üstünde abiye bir gri döpiyes, yakasında yarım ay biçiminde bir elmas broş, parmağında tek taş yüzük vardı. (A. Ku l i n 1997 s. 7 ) . EOsm. abkeş 'tekkelerde s u çekenlere verilen a d ' Pa ka l ı n ı . 6 < Fa . ab-kaş a . m . [ab 'su' ve kaşidan 'çekmek ' ] . ızı

Fa . d a n a l ı n m a kel i meler arasında kaşidan 'çekmek' fi i l inden g e­ len kaş (Tk. -keş) 'çeken' fi i l u nsu ru i le teşkil ed i l m iş bir miktar sıfat ve isim bulunmaktad ı r. Bunlardaki -keş, "çekmek" fi i l i n i n 214

a blatya çeşitli mana ları n ı g öz önüne getirebi l i r. A-B ve C-E c i ltlerinde ge­ çenler şunlard ı r: abkeş, a fyonkeş, arzukeş ol-, cefakeş, ce­ lebkeş, çilekeş, demkeş 1 ve i l , dilkeş, enfiyekeş, esrarkeş. mana tasn i fi için b . A. Tietze 1964 s. 192-194. abla ' { bir kimsenin kend isinden büyük) kız ka rdeşi; kend isinden az çok bü­ yük ve bir ka rdeş kadar kendisine yakın kız veya kadın'; Men inski 1 680 1 , 29 bunu abla veya abula olara k veriyor v e İsta n b u l ağzı olduğunu söy­ lüyor. abla şekli için daha eski kaynak bulamad ı m . AD. va rya ntl a rı için b. bılla/bulla . H. Eren 1993aa s. 407-410'a göre < *ağa-bula {orada başka izah denemeleri de gösteril m iştir) . ağa kel i mesi n i n ikinci hecesi o l a n -ga hecesi n i n 1 7 . asırda düşmüş olması biraz şüphel idir. A D . ablak 1 ' i ki ren kli, siya h l ı beyazl ı ' DS 24 < Ar. abla� a . m . * Ne �aşr-ı abla�, ne refref. . . {ne ren g are n k saray, ne süslemeler) { Ferec 8 5 5/145 1 v. 3b). * AtlarınulJ başlarında d�hı abla� cıg-cıgaları. . . {Evl iya Çele­ bi 1928 [ 1 7 . yüzyı l ] Vll, 243-244) . o

Ar.da elativus {en üstünlük, ismi tafdil) vezn i a 1 2 a 3 {b. a'cab o ) bir kiş i n i n göze çarpan bedeni sıfatla rı için d e ku lla n ı l ı r. B u tür sıfatla rı n su perlativus hali ku rulamayacağ ı için elativus vezninde­ d i rler { M . B ravm a n n 1968 s. 2 7 ) . A-B ve C-E ci ltlerindeki örnek­ ler şunlard ı r: ablak 1 ve i l , acar / acer, a flah, ahmak, ahraz, ahvel, a'ma / ama, aver / avar, ebkem, ebleh, eblemcüş, ebras, ebter 1 , ecvef, ekmeh, erçel, eşbah / eşbeh / eşbek / eşpek.

ablak i l 'geniş ve parlak {yüz)' DS 23-24 < ablak 1 . * Gençlik dediğin ne­ dir gerçekte? ... Ablak suratlılık, çizgilerin belirsizliği, anlamsız çıkışlar, ağıtlar ve sevinçler. . . Velhasıl eblehliktir gençlik. (A. Kutl u 1 9 9 1 s. 183). * Şimdi anaç bir tavuk gibi, eteklerine asılan bir çok çocuğu sürüklüyordur odadan odaya ve şişman, kocaman kıçlı ablak bir kadın olmuştur kuşkusuz. (C. Kavukçu 1998 s. 9 5 ) . AD. ablak 1 1 1 'yüzün kılları n ı yol maya yaraya n a ğ d a ' D S 2 4 < ablak i l . AD. ablak i V 'ceviz ağac ı n ı n mobilya yapmaya yarayan i ç tahtası' DS 24 < ablak 1 : * Abla� abanos agacı ol adada vardur. { Piri Re'is 193 5 [932/15 2 5 ] s. 183). ablatya 'bir nevi balık ağı' < Yu n . anAa6ıa (aplaçlfa ) a.m. (çoğ u l ) ( Yu n . /apl/ 'tek kat') Ka hane-Tietze 1958 no. 7 3 3 . o

Yu n a nca ve İta lyancadan a l ınma kel i meler a rası nda -ya ekiyle bi­ ten ler bulun uyor. B u n l a rı n birçoğu Yu n . vurgulu -fa veya İt. -ia ile biten namen a bstractu m {soyut isim) ma nasında su bsta ntiva fem i n i na'dır (dişil adlar). Fakat Yu n.dan gelenler neutra çoğu­ lu da olabilir (yukardaki ablatya g i b i ) . -ya ekli coğ rafya adları için b. Abya o . A-B ve C-E ci ltleri ndeki Yu n.dan gelme -ya ekli kel i meler aşağ ıdadır: ablatya, açalya / açelya, akasya, akya, alaturbiya, alatya, ambelebulya, anavasya / anavaşya, an­ dilya, angarya / angarye, angurya, apokurya / apokorya, aristolohya, Ayasofya, azalya / azelya, bağurya / bağırya, barbunya 1 , bartınya otu, beze/ya / bezelye, çırya, çuçurya. İtalyanca'dan gelme ola n l a r ise: arya 1-11, avarya (aslı Arapça­ dan), bakasya, baratarya, bibliyografya { EYu n . unsurlardan Lat. ), bonovardiya, çinerarya / çineralya, dalya 1, danalya . 215

abli Lat. -ia eki Fr.'da -ie ol muştur, b. afazi r::ı . Lingua Fra nca (İtal­ yanca, İspanyolca, Yun a nca ve bu d i l lerin diya lektlerine daya n a n G ün ey v e Doğu Akde n iz'de ku llanılmış ticaret ve u laşım d i l i ) i ç i n b . abaşo r::ı . abli 'yelke n l i l erde yarım serenleri çevi rmek için ku l lanılan halatlar' < Yu n . arrA rı ( a pl f) a . m . (Yu n . /apl/ 'tek kat' ) . Ka hane-Tietze 1958 n o . 7 34. * Bir �adır{Jaya çarmjh ve abli ve ... cümle yigirmi yedi �an�al verilür. ( Kati b Çelebi 1329/1 913 ( 1656] s. 1 5 5 ) . abloko/abluka 'denizden kuşatma' < İ t . (Vened i k le hçesi) abloco a . m . (belki Yu n . tavassutu ile) Kaha ne-Tietze 1958 no. 4 . 1 9 . asır tel affuzu ile abloko ( Redhouse 1890 s. 14). * Çanakkale Boğazı kapalı ve Ak­ deniz limanları abluka altmda olduk/art için gümrük vergilerinin toplanması durmuştu. ( B . N . Criss 1993 s. 43). Deniz hukukundan ge­ len teri m d a h a geniş bir mana sahası n ı kespetti : * Her biril)iz bir tara­ fa sil)erek Al)med'llJ evini o cihetden ablu�aya almalısımz. ( H . R. Gürp ı n a r 1 339 s. 65). abo/abu ( i kinci ünlü uzatılmıştır) bilhassa kad ı n l a r ta rafı ndan ku l l a n ı l a n nida; hayret, korku, ret manasına gelebilir, çok va ryantı va rdır ( b . D S 24-2 7 ) . Kelimen i n menşei için henüz bir naza riye i leri sürülmemi şti r. ·* Tereciye tere satılır mı abo? (E.E. Ta l u 1341 s. 39). * İsmail'in avra­ dı var a . . . tevatür avrattır, abooov, o nasıl avrat öyle, kızlığmdan bu yana altı kez er değiştirdi de, gene de bana mısm demiyor! ( N . Üstü n 1 9 7 0 s . 229). * A boo, nereden aldm bunlart? Nasıl sığacak ahıra ? (T. Apaydın 1991 s. 79). Abolyont 'Bursa vilayeti nde bir köyün ve gölün adı' < EYun. A rroAA wvıa (Apollönfa ) D.J . Georgacas 1971n s. 105 . abone ' peşin para ile seri halinde çıka n veya vu ku bulan bir şeye alıcı olan ( kimse)' < Fr. abonne a.m. Fr.dan g i ren sonu vurg u l u /-e/ ile biten isim/ sıfat için b . abandone ı:::::ı 1 . * Kaç aboneniz var? ( R. I lgaz 196 2 k s. 9 ) . 'abonman ' : * Ve otuzum abonem içün Su'avi'ye ver. ( Namı� Kem a l 1967 ( 1870] I , 186). abone et- ' abon e olara k kaydetmek': * Çalıştığım Emayetaş fabrikasmda en azmdan 50 kişiyi abone etmişimdir. (Fethi N ac i 1999 s. 90). abone ol- ' bir gazete vs.ye ücretini peşin vere­ rek a lıcı olmak': * Abonesi çoktu " Yeni Adam"m. Samrtm Hasan A li Yücel döneminde Mllll Eğitim Bakanlığı da abone olmuştu. ( Me­ met Fuat 1998 s. 402 ). abonman ' a bone olma hali veya anlaşması' < Fr. abonnement a.m. Tü rk­ çesi 19. yüzyı lın ikinci yarısında ortaya çıka r, b. Ti ngh ir-Si napian 1 8 9 1 s. 2 . ı:::::ı

Fr. d a n alınmış kel i meler arasında -man hecesi ile bitenler vard ı r. B u n l a rı n çoğu bir nomen actionis (oluş ve kılış ismi) ve bazen do­ l ayısıyla bir nomen concretum'u (somut isim) haber veriyor ve Lat. -mentum ekinden geliyor (Aynı Lat. ekten gelen İt. -mento eki n i ihtiva eden kelimeler için b. aşıramento). Fr. d a n a l ı n m ı ş bu m a n adaki kel imelerin A-B ve C-E ci ltlerinde bulunanları şun l a rd ı r: abonman, agrandisman / ağrandisman, agreman, angaj­ man, antrenman, apartman, aranjman / arancman, bom­ bardıman, degajman, deplasman, eleman 1, enstrüman. Değ işik etimolojisi olan bir -man unsuru için b. bibliyoman ı:::::ı .

216

abraş aborda 'bir gem i n i n başka bir gemiye veya iskeleye ya n ı n ı vererek yanaş­ ması' TüS 1983 s. 2 . < İt. aborda a . m . veya abbordat ku mandasından ( Kahane-Tietze 1 9 58 no. 2 ) . A D . a bore ' değersiz, beceriksiz' D S 2 7 < Yu n . (diya l . ) arropE (apore) a . m . Ch. Tzitzilis 1 9 8 7 g no. 29. Yu n . a lfa privativum (olumsuzlama öneki a-/ an-) için b. abana o . abosa et- 1 (gemici l i k teri mleri nden) ' b i r i ş i bıra km a k, istop etmek' < İt. abbozza! ku mandasından ( Kahane-Tietze 1958 no. 3 ) . (Argo) abosa et- i l ' b i l a mecburiyet d u rmak' * �orl_cusundan abosa etdi. ( Fi kri 1 3 0 7 s. 4 ) . < abosa et- 1 . A D . aboşimas o l - 'eki l miş tarlanın a ni yağmurd a n zara r görmesi ' K . Emi­ roğ l u 1989 s. 2 8 < Yu n . *arroxEıµa{w (apghimazö) 'fırtınaya tutu lma k' Ch. Tzitzilis 1990 s. 1 87- 188. Fa kat K. Karapotosoğ l u 1999 no. 65'e göre < Yu n . arroxuµı{w ( a pghi mfzu) 'tarl a n ı n i l k sürülmesinden sonra kuv­ vetli bir yağmura tutu l ması ' . A D . aboşkevaris 'çevreyi toplayıp düzeltme' K . E m i roğlu 1989 s. 2 8 < Yu n . ( d iya l . ) arroaKEvapı{w (apoşkevarfzö) a . m . C h . Tzitzilis 1 990 s. 1 88. abov. b. abo. AD. abra 'teraziye dengeyi getirmek i ç i n hafif olan kefeye kon u l a n ağırl ı k, dara ' DS 27-28; krş . Az. Tk. arva, Kürt. abre, Erm . abray < EErm . apray ( R. Dankoff 1995 no. 24) Güre. abra a . m . Aslen hangi d i lden neş'et ettiğ i henüz kat'I olara k tespit ed i l memiştir. Ja ba-Justi 1879 s . 280. Ar. 'a bra kelimesini gösteriyor; o n u bu lamadım fakat 'abbara fi i l i nin bir manası 'das Gewicht ei nes Goldstücks feststel len. wiegen' imiş ( H . Weh r 1 958 s. 529, Flrüzabadl 1305 il, 18). Bütün bu kel i meler < Yu n . arropapo (a p6baro) 'dara ' kel i mes i nden gel m i şe benziyor, b. Ch. Symeonidis 1973 no. 1 5 . B u hususun fa rklı bir değerlendi rmesi için b . H. Eren 1 999 s . 1 . AD. abra- ' becermek, ü stesi nden gelmek; koru m a k; yetişmek, büyü mek, kend i n i koruyacak, idare edecek d u ruma gelmek; (deniz taşıtları için) ku l l a n ma k' DS 28, K. E m i roğlu 1989 s . 2 8 < ETk. opra 'to grow old, de­ cay' Cla uson 1 9 7 2 s. 14? Tü rk di l leri a rasındaki yayılışı için krş. M. Rasa­ nen 1969 s. 2 *abyra. abraş 'a laca benekl i ' TüS 1983 s. 2 < Ar. abraş a . m . A. Tietze 1958 no. 8. Meninski 1680 ebreş, amiyane abraş. * At111 başmı elleriyle tut­ du. Sevgilisini öper gibi evvela al_cıtmasmdan, şol)ra abraşmdan öptü. ( M a �müd Yesari 1928 s. 276). * Kahvecinin abraş yüzlü Tekiri nargilenin gurultusundan hoşlanmış olmalı, zıpladı, Baytar beyin kucağma çıkıverdi. ( H . Ta ner 1954 s . 1 8 ) . D

Ar. ren k sıfatları için a l2a3 vez n i n i ku l l a n ı r. Bu sıfatlar, Tk.de o l­ duğu g i b i (ms. kurşuni). bir ka rşılaştırm a d u rumundan kaynak­ la n maz. Ar. ren k sıfatla rın ı n m ü ba lağa ha l i kurula maz ( ms. Tk.de kapkara, daha kara, en kara ) . Çünkü bunlar, elativus (en üs­ tünlük, ismi tafd i l ) (b. a'cab D) vezni g i b i serbest olara k uyg u­ la namazl a r ( krş. M. Bravma n n 1968 s. 2 7 ) . a l 2a3 vezn i n i n ren k s ıfatları i ç i n d e ku l lanıl ması, b u kategorideki kesifl i k a n lamından kaynakl a n m a ktad ı r. A-B ve C-E ciltlerinde g eçenler: abraş, ah­ mer, ahreç, asfer, aşkar 1, esmer, ezrak(fam). Ayn ı vezi nle yapılmış başka sıfatlar için b . ablak o . 217

a bre AD. abre, b. apre. Osm. ahret 'gözyaşı' < Ar. 'abra a . m. * Bi!h gözüm�hün-abesine kim göresin 'abretl ('Ömer bin Mezid 1982 (840) 1437 s. 2 0 2 ) . •••

AD. abri l ' n isa n' 'Apri lmonath' Meni nski 1 6 8 0 1 , 2 6 , DS 3 0 < Erm . Abril < E Erm . April ( R. Dankoff 1995 no. 25) < Yu n . A npıArıç (aprilis) ( G . M eyer 1893 s. 68) < Lat. aprllis [ < aperire 'aç ılmak' fi i l i nden] a . m . abril. * Şimdi abril aymda almma� �anün mu�arrer olmışdur. ( N . Bel­ d iceanu 1967 ( 1 5 0 1 ] v. 57b). TLi rkçedeki p > b değişimi için krş. Erm. abril. d iya lektlerde avril/avrul varya ntları da mevcuttur, krş. ab l/av ı:::ı 2 • R. Dankoff 1995 no. 25, D S 391; * Geceden esti ruzgar, 1 Yıkıldı yığunumuz. 1 Avril aymdan sonra 1 Olacak duğunimuz. ( K. E m i roğlu 1989 s. 46). a brile ' ( gemici ku mandası) yelkeni sarma l a ! ' < İt. imbroglia! a . m . Ka ha­ ne-Tietze 1958 no. 342 . AD. a bris ' bravo, yaşa; düğün lerde oyunla rı canlandırmak için oyu ncuların şevk ve heyeca n l a çektikleri ü n lemler' DS 3 1 < Erm . abris a . m . [abril ' yaşa mak'] U . Blasing 1995a s . 47, R. Dankoff 1995 no. 2 3 . Osm . ibriz/AD. ablrlz ' h e l a ' D S 2 3 < Fa . ab-riz a . m . (ab'su' v e riz 'dö ken') A. Tietze 1 969 no. 2 . ·*�Halid uyanur, gendüni IJacetlü bulur, abrize yürür. ( Ferec 855/145 1 v. 2 l lb), Osm. abrizci ' Mevlevi tekkelerinde a p­ tesane temizleyici' M . Paka lın 1 946 ı , 7 . Krş. havruz. ı:::ı

Fa .da çok defa yan yana gelen uzun ü n l ü l ü heceler, hele iki ün­ lünün ortasında iki ünsüz de yerleşm i şse , ya l n ız a ruz için değ i l , Tk.de konuşma dili i ç i n de b i r telaffuz g üçlüğü teşkil eder. B u sıkı­ şıklıkta Farsçada bile bazen kısa bir ünlü türer. Tk.ye g eçen böyle kelimeler için oraya sabit bir ün lünün yerleşmesi adeta kura l d ı r: kelimeler uzun-kısa-uzun şekl i n i alır. A-B ve C-E ci ltlerinde şu kelimeler bu kategoriye dahildir: abriz / abiriz, aferin, afitab, afitabe, asdana / as/tane, asiyab, asuman, aşikar, aşina, bağban / bağuban, da stan / dasitan.

Osm . a bru ' başta gelen, hususi, ekstra ekstra' < Fa . ab-rü a . m . , krş . abı­ ru. * A b-rü bal)a di!hı b/cseler, ellerine girürdi. ( Ferec 85 5/14 5 1 v. 66b). a bruc i n , b . obruç/ne. a bse/apse 'çıba n ' TLiS 1983 s. 62 < Fr. abces a . m. < Lat. abscessus 'çı­ kış'. ·* Bir keresinde bizim hammm dişleri apse yapmıştı. ( M . Kö­ rükçü 1953 s. 7 8 ) . a bsent/apsent 'sert bir i ç k i ' < Fr. absinthe a . m . < Lat. absinthium < EYu n . arpıv8ıov ( a psintion) ' pelin otu ' G . Meyer 1893 s. 28. * Karagöz: "Ne var ?" - Zenne: "Rakı, konyak, apsent, iksir ( H . Ritter 1953 111, 3 3 5-336). •.•

A.D. absimat 'uçuşan kıvılcım kü lleri ' K. Emiroğ l u 1989 s. 28: apsumat kel i mesi n i n varya ntı. AD. a bsimisa 'ateş böceğ i ' K. E m i roğlu 1989 s. 28-29 < Yu n . ( Ka radeniz d iya l . ) arpıµıT{a ( a psimftza) a . m . Ch. Tzitzilis 1990 s. 188. Yu nanca kü­ ç ültme eki -iToa / -iT{a için b. karpize/karpuca ı:::ı . a btal , b . abdal. 218

abuk sabuk a btes, b. abdest. abu, b. abo. a budane 'yaşama stoku' < Fa . ab u dana ' means of subsistence' F. Ste in­ gass 1930 s. 8 [ab 'su ' + u 've'+ dana ' ye m ' ] . * Lebül)le_halüqe meyi etdügi budur, �ati, 1 Cihanda dirlügi insanUIJ ab u dane ile. (ı:atı 1987 [ 1 6 . yüzy ı l ı n i l k ya rısı ] 1 1 1 , 162). * A budanesi tükenmedi ise el­ bette yaşayaca/.