Herakleitos ve Sokrates
 9786254410499

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

ÜYÜK DÜ�ÜNÜRLERDEN YA�AM BiLGELiGi

'•

c:z: CDCD ·-:1

�= =---

-:1 CD m-•º --

1

TURGUT ÔZGÜNEY

BEYAZ BAYKU$

Turgut Õzgüney Herakleitos Ve Sokrates

BEYAZ BAYKU�: 45 FELSEFE: 1 TURGUT ÕZGÜNEY / HERAKLEÍTOS VE SOKRATES Her hakk1 sakhdir. Bu eserin aynen ya da õzet olarak hiçbir bõlümü, yaymevinin yaz1h izni almmadan kullamlamaz.

Y elda Cumahoglu Ôzlem Küskü Yaym Koordinatiirü: Kaan Cumahoglu Editor: Devrim Y alkut Kapak Tasarrm: I�tl Ilg1t �im�ek Sayfa Düzeni: I�tl Ilg1t �im�ek Sosyal Medya-Grafik: l�tl Ilg1t �im�ek lmtiyaz Sahibi:

Genel Yaym Yiinetmeni:

Destek Yaymlan: Araltk 2020 Yaymc1 Sertifika No. 1 3226

ISBN 978-625-44 1 -049-9

© Beyaz Bayku� Abdi lpekçi Caddesi No. 3 1 /5 Ni�anta�1/lstanbul Te!. (O) 2 1 2 252 22 42 - Faks: (O) 2 1 2 252 22 43 www.beyazbaykus.com facebook.com/ beyazbaykusyayinlari twitter.com/beyazbaykusy instagram.com/beyazbaykusyayinlari

Deniz Matbaa Mücellit - Çetin Koçak Maltepe Mahallesi Hastane Yolu Sok No. 1/6 Zeytinburnu / lstanbul Sertifika No. 48625 Beyaz Bayku� Y aymlan, Destek Yaymlan'nm tescilli markas1d1r.

Jd_ � BEYAZ BAYKUS

gmç OESTEK

TURGUT ÔZGÜNEY BÜYÜK Dü�ÜNÜRLERDEN YA�AM BiLGELiGi

ÍÇÍNDEKÍLER SUNU� ................................................................................ 9 HERAKLEiTOS (ÍÔ 540-480)

.......................... ......... ......

Artemis (Av ve Orman Tannças1) A�k ve Güzellik Tannças1 Afrodit

...................................

....................................

11 13 14

Anteros ................................................................................ 1 5 Agraphos Nomos (ilahi Yasa) Ate�

..........................................

......................................................................................

Logos

...................................................................................

17 17 18

Kar�1tlar ............................................................................... 20 Degi�im

...............................................................................

Akt�-Irmak

.

..................................................... ....................

Dil ve Dü�ünce

...................................................................

21 22 23

insan .................................................................................... 24 Bilgelik ................................................................................. 24 Nemli ve Kuru Ruhlann Hermeneotigi .......................... 25 Bir ve Çok ..... ..

..

. . ........ . .......................................................

Uyku ve Uyan1khk

.............................................................

Yukan ve A�ag1 Yol

............................................................

26 26 27

ôlçü ..................................................................................... 28 Çeki�me ve Uyum .............................................................. 28

Ya�am ve Ôlüm Tann Anlayi�1 Etik

...................................................................

.....................................................................

.......................................................................................

Pers Krah Darius ile Herakleitos'un Mektupla�masi. Pers Krah Darius'un Herakleitos'a Mektubu

..................

Efesli Herakleitos'un Kral Darius'a Mektubu Herakleitos'un Kitab1

.

....

.................

.

.... ................................. ..................

Herakleitos'tan Etkilenenler .

.

. .................................... ......

Herakleitos Hakkmda

.

.................................................. ....

29 30 30 32 32 33 33 37 38

SOKRATES (iô 469-399) ................................................. 40 iô 5. Yüzyilda Atina . .

. .

Hayati .

..

.

. ... ..... .. ...... ....................................

.

.................................. . ............................. ..............

Sokrates Ksantippe ile Evleniyor

.

.......... ..........................

Athena: Bilgelik, Akil ve Sava� Tannças1 .

.. .....................

Güne� Tutulmas1 .

.....

..

.

.

.

.

............ .... ..... ............ ...................

Sokrates'in Politika Felsefesi (Mon�i, Tiranhk, Aristokrasi, Plütokrasi, Demokrasi) Aspasia ve Theodete (Atinàyi Sarsan iki Kadm) Aspasia

.

.

.

.....

...........

.

................... ..................... ........................ .... ........

Theodete

.

.

40 44 59 65 67 69 70 70

. . . 73

............... ....... ........................................... ... ... ..

Alkibiades Sokrates'i Anlatiyor (Platon-�õlen) Sokrates Tensel ve Tinsel A�ki Anlatiyor Sokrates'in Yóntemi

........................

...........................................................

Sokrates'in Erdem ve Ruh Anlayi�1 Aristoteles' in Sokrates Ele�tirisi Sokrates Hakkinda

.............

.....

..

.

.

.... ........... .................

.

............................... .......

......... ............................................

77 80 81 86 88 96

Aristofanes

..........................................................................

Sokrates' in Tilmizlerinin (Takipçilerinin) Kurdugu Okullar . . .

.

101

. .

101

.............. .................... ........... ................

1 . Kinik Okulu

....

..

.

.

. . .

98

.......... .... .......... .. ... ....... ... ................

A . Antisthenes (iô 440-366) ............................................ 1 0 1 B . Diogenes (iô 4 1 2-323) ................................................. 1 07 C. Krates (iô 365-285) ...................................................... 1 34 D. Hipparkhia (Krates'in E�i) .

........

..

. . ..

........... .. ...

.....

...

2. Kyrene Okulu (Hedonizm; Hazcihk) .... ... .. . . ..

.

....

1 38

. . 1 39

.. . .... .. ..

Aristippos (Tat Alma ve ôlçülü Olma Sanatl Ustas1: iô 435-355) ....................................................................... 1 39 Aristippos'un Felsefi Anlayi�i. .... .. . ...... ....... ..... ..... .. 1 42 ...

. ..

.

.

.

3. Megara Okulu: Euklides (iô 4. Yüzyil) ... .. . ..

4. Platon Okulu: Akademia Platon'un Diyaloglan: .

..........

...

..

.... . .....

.

..

. . ..

..... .. .

.

....

. .. ... 146

.. .... .

..

. 1 48

.... ..

. .. . . .... 1 62

...... ................... ......... ...

Platon: Sokrates'in Savunmasi'ndan

.

..

... . .

. .. .

.... ...

..

. . . 183

. .... . ... ...

Antisthenes, Platon, Aristippos Hakkmda . .. . .. . . . 185 .

Ksenophanes

.......

.. . .

. . ................

..

.

... .

.

.......... ........ .........

... .. ..

.....

......

1 89

Ksenophanes: Sokrates'ten Anilar . ..... .. ...... .. ..... ... 1 93 .. ...

.

..

.

.

.

Sokrates'in Çok iyi Egitim Ald1klanna inamp Bilgelikleriyle Gurur Duyanlara Davram�1: Euthydemos . .. . . . . . .. .. . . ... . .. . ....... ....

... . ... . .... ...... . .......

Elisli Hippias ile Adalet Üzerine Írade Üzerine .. ...

.

... . .

. .

... ....

193

. . ..... . ......... .. . . . 206

...... . .

. .

.

. . ...

. . . . . .. . ; ........... 2 1 1

................... ............. .. .. . .. ...

. .

Sokrates ve Sofist Antiphon . ........... . ............. . . . . .

. ..

. .. . . .......

215

Dostluk Hakkmda (Antisthenes ile Sõyle�i) .... . .. . . 2 1 7 .. .

. .. ...

Mutluluk ve Erdem Üzerine (Aristippos ile Sõyle�i)

......

..

.

Sokrates'in Manttk Yürütme Yóntemi 1. Bilgelik

.

................... .............. .....

. . . 220 ...

. . . 224

.................... .. .. ..

.

................... .........................................................

2. Íyi

.....................................................................................

226 227

3. Güzel. ............................................................................... 228 4. Yigitlik

.............................................................................

5. Kralltk ve Tiranltk

..........................................................

228 230

Ytld1zbilim ........................................................................... 23 1 Ksenophanes Sokrates'i Anlatiyor

...................................

232

KÜÇÜK SÔZLÜK ............................................................. 244 KAYNAKÇA

.

.

............... ....... ...............................................

247

SUNU� Antikçag Yunan felsefesinin parlayan iki yildlZl Herakleitos (iô 540-480) ve Sokrates (iô 469-399). Herakleitos Efes, Sok­ rates ise Atina semalannda bir yild1z gibi parlam1�lar ve içinde ya�ad1klan toplumlara dü�ünce ve eylemleriyle i�1k saçm1�lar­ d1r. Her ikisinin de benzer õzellikleri ve aynmlan vard1r. Gõk­ yüzünden yeryüzüne inen felsefi dü�ünceleriyle tüm dünyada derin ve silinmez izler b1rakm1�lar. Herakleitos ve Sokrates'in ya�amlanna yõn veren ve onlan tüm ya�amlan boyunca etkile­ yen õge, "Daimon''dur. Daimon, her insanm içinde gizli olarak bulunan "Tannsal Ses", "Uyanc1 Ses"tir. Tann ile olan gizli bag­ d1r. Yani "vicdan"d1r. Herakleitos için Daimon, d1�sal yani fi­ ziksel degil, içsel, ruhsal ahn yaz1s1dir. Sokrates içinse Daimon, çocuklugundan beri kendisini uyaran, kõtü bir �ey yapmasma mâni olan tannsal bir içsestir. Aynca her ikisinin de ilham kay­ naklan bilge kâhinlerdir. Sibylla ve Diotima ... Sibylla, Herakleitos'un ruhunun derinliklerine inmesini saglayan, evrenin ve yeryüzünün s1rlanm aç1ga ç1karmas1na neden olan, tannsal sesin temsilcisi, ilham kaynag1, ermi�, efsanevi kadui bilgedir. Diotima ise Delf �ehrindeki Apollon Tapmag1'nm ermi� Pythi'sidir. Ve Sokrates'i "hiçbir �ey bilme-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

digini bilinçli olarak bildigi için" dünyamn en bilge ki�isi ola­ rak ilan edendir. Sokrates ve Herakleitos, kendilerinden sonra gelen dü�ünce dünyasmm filozoflanm büyük õlçüde etkilemi�, onlarm felsefi kuramlarmm esin kaynag1 olmu� ve etkileri yüz­ yillar boyunca sürmü�, günümüze kadar gelmi�tir. Herakleitos ve Sokrates'in arasmdaki en büyük aynm ise Herakleitos'un kendisini, içinde ya�ad1g1 toplumdan soyutla­ mas1 ve yalmzhga çekilmesidir. Buna kar�1hk Sokrates'in ise, içinde ya�ad1g1 toplumla iç içe, kucak kucaga ya�am1� olma­ s1d1r. Herakleitos, Doga Üzerine (Peri Phusis) adh bir eser b1rakmasma kar�m, Sokrates ise yaz1h hiçbir eser b1rakmam1� ve yazmam1�tlr. Sadece Euripides'e tragedyalar yazm1�tlr. Bu kitab1 yazmay1 tasarlad1g1m zaman, aktc1 bir roman ta­ dmda olmasm1 arzu ettim. Çünkü yorgun insan zihni, felsefi terimlere ve kavramlara ah�tk olmad1g1 için bu terimler ve kav­ ramlar insana s1ktc1 geliyor. Aktl veya zihin herhangi bir �eyi anlamad1g1 zaman, Platon'un misoloji (us nefreti) dedigi �ey ba�lar. Bu durum tüm ya�am için de geçerlidir. Aktl veya zihin disiplinli dü�ünmeye al1�1k olmad1g1 zamanlarda ortaya ç1kan bir durumdur bu. Gündelik ya�amm akt�1 içinde çogu zaman geli�igüzel, s1radan dü�üncelerin ve duygulammlarm içinde kendimizi bulur ve ya�ad1g1m1z ortam1 ona gõre degerlendiri­ riz. Objektiflik yoktur bu degerlendirmede. Eger felsefi ve man­ ttksal dü�ünce dünyasma girersek, içinde ya�ad1g1m1z nesnel dünyay1 daha iyi anlamlandirma olanagm1 bulabiliriz. Bu nok­ tada �unu da belirtmek gerekir ki, felsefe soo amaç, erek degil­ dir. Felsefe bir geçi� noktas1d1r. Bir ara durumdur. Ontolojik ve gnostik dünyaya dogru bir yolculuktur, eger yaptlabilirse ...

-

10

-

"Bu karanltk ve kasvetle dolu zor bir yoldur. Eger bir inisiye size rehberlik ederse, yolunuz güne$in aydmltgmdan daha aydmltk hale gelir."'

HERAKLEiTOS (iô 540-480) Hayatt iyonyánm en ünlü filozofu saydan Bloson oglu Herakleitos soylu bir ailenin en büyük oglu olarak Efes'te dünyaya gelmi�, iô 540-480 yillan arasmda ya�am1�tlr. Son derece magrur, te­ peden bakan birisi olarak yeti�mi�tir. Yalmzhg1 seven, asik surath, somurtkan, hüzünlü Herakleitos'a sõzleri anla�dama­ d1gmdan dolayi yurtta�lan "Karanhk" ad1m takm1�tI. Çagda�­ lan ile gõrü�leri aç1smdan büyük bir farkhhk içindeydi. 69. Olimpiyat'ta 40 ya�mdaydi. Bu büyük zekâ, yalmzdi. Herakle­ itos yaygm ününe ve etkisine kar�m, yüzyillar boyunca, agla­ yan, muammac1, karanhk gibi s1fatlarla amldi. Helenistik tarih­ çi Antisthenes, babas1 õlünce kendisine kalan kral rahipligini karde�i Alexander'a b1rakt1gm1 anlatiyor. Tiran Melankomas'1 tiranhg1 b1rakmaya ikna ediyor. Yerini demokrasi a11yor, fakat Herakleitos'u bu da tatmin etmiyor. Sonunda insanlardan ka­ çarak yalmzhga çekiliyor. Toplum ya�ammdan aynhp daglarda ot ve ye�illik yiyerek ya�amaya ba�hyor. Ama sonra bedeni, bu * Hippolitus'un aalat1m1. Heresy avc1s1. is 1 70-236 ytllan arasmda ya�a­ m1� literalist Htristiyan. Gnostik felsefenin kõkeninin, Yunan felsefe okul­ larmdan kaynakland1gm1 iddia eder. Timothy Freke- Peter Gandy, Isa ve Kay1p Tanriça, çev. Ash Bengisu, Ayna Yaymevi, istanbul, 2006, s. 143

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

yüzden su toplamaya ba�laymca kente donüyor ve hekimlere bilmece sorar gibi yagmurlardan sonra kurakhk yaratlp yarata­ mayacaklanm soruyor. Onlar ne demek istedigini anlamaymca, kendini s1gir ambarma kapatlp tezeklerin s1cak11g1 ile içindeki suyu buharla�tlrmayi umuyor. Ama bu �ekilde hiçbir �ey elde edemeyince, 60 ya�mda olüyor. Hermippos'un anlatt1gma gore, hekimlere içindeki suyun bagirsaklanm bo�altmak suretiyle d1�an atthp attlamayacagm1 sormu�, hekimler de bunun olama­ yacagm1 soyleyince, günqin altma yatlp, kolelerinden üzerine tezek s1vamalanm istemi�. Boylece her taraf1 gerilip ertesi gün olmü� ve agoraya gomülmü�. Çocuklugundan beri olaganüstü bir insandi. Gençliginde hiçbir �ey bilmedigini ileri sürerdi. Diogenes Laertios'a gore He­ rakleitos, hiç kimsenin ogrencisi olmad1. Kendini inceledigini ve her �eyi kendi kendine ogrendigini soylüyordu. Sotion'a gore Ksenophanes'in ogrencisi oldugunu soyleyenler varm1�. Aristo da Herakleitos Üzerine adh eserinde onun su toplama hastah­ gmdan iyile�tigini, ba�ka bir hastahktan oldügünü soyler. Hip­ pobotos da boyle soylüyor. Kitabmm temel konusu, doga üzeri­ nedir. Üç bolümdür. Birincisi, evren üzerine, digerleri politika ve tannbilim üzerinedir. Eserini, ancak uzmanlar yakla�abilsin ve halkm küçümseyecegi bir �ey olmasm diye ozeilikle anla�tl­ maz yazarak Artemis Tapmag1'na adadi. Sonra tapmaga çekildi. Çocuklarla a�1k kemigi oynuyordu. Çevresinde toplanan Efes­ lilere de "Ne bakiyorsunuz? Lanet olasicalar! Boylesi, aramza ka­ tzlip politika yapmaktan daha iyi degil mi?" demi�ti. Theophrastos onun yanm ve çeli�kili yazmas:m1, karam­ sarhgma baglar. Antisthenes de Filozoflar Zinciri adh eserinde karde�i için kralhk üzerindeki haklarmdan vazgeçmesini onun ruh yüceliginin i�areti olarak anlar. Eseri, o kadar ünlü oldu ki Herakleitosçular denen ardill an ondan kaynaklandi.

-

12

-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

Kendini begenmi�ligi, kutsal hastahk (sara) diye tammhyor­ du. Gõzün gõrdügüne inanmak gerektigini sõylüyordu. Bazen o kadar parlak ve aç1k yazard1 ki en kalm kafal1 insan bile onu kolayca anlar ve ruhunun yükseldigini hissederdi. Kisa deyi�­ leri ve serimlemesi e�sizdi. Gramerci Seleukos'un sõyledigine gõre, Kroton admda birisi Dalgiç adh eserinde Herakleitos'un kitab1m Yunanistan'a Krates admda birisinin getirdigini anlati­ yormu�. Eserin içinde bogulmamak için Deloslu bir yüzücüye ihtiyaç varm1�. Esere bazilan Musalar (ilham Perileri) ad1m, bazilan da Doga Üzerine ad1m vermi�. Diodotos ise Ya�am Ku­ ralt için $a�maz Bir YOnetim diyor. Ba�kalan da Davram� Kuralt veya Herkesin Yaratilt�mdaki Tek Düzen diyor. Demetrios'un Ada�lar adh eserinde sõyledigine gõre, Atinahlar arasmda çok ünlü olmasma ragmen, onlan da hor gõrüyordu. Buna kar�1hk kendisi Efesliler tarafmdan hor gõrüldügü halde, kendi yurdu­ nu tercih ediyordu. Phaleronlu Demetrios da Sokrates'in Savun­ mas1 adh eserinde onu anar.'

Artemis (Av ve Orman Tannças1) Zeus ve Leto'nun kizlan olan Artemis, ebedi olarak bakire kalmak istemi�. Zeus da onun bu istegini kabul etmi�ti. Her ak�am ikiz karde�i Apollon altm güne� arabas1yla ufukta gõz­ den kaybolunca, Artemis gelir, gümü� arabasm1 gõkyüzünün bir ucundan bir ucuna sürerdi. Ama �afak sõküp Apollon dün­ yamn çevresindeki günlük yolculuguna ba�laymca Artemis gümü� arabasm1 gõkyüzünde b1rakip yeryüzüne inerdi. K1sa etekli bir giysi giyer, panlt1h sadagm1 omzuna asar, bütün gü* Diogenes Laertios, Onlü Filozoflan n Ya�amlan ve Ôgre tileri, çev. Can­ dan �entuna, Yap1 Kredi Yaymlan, istanbul, 2003, s. 422-427; Walther Kranz, Antik Felsefe, çev. Suad Y. Baydur, Sosyal Yaymlar, istanbul, 1 984, s. 57-59

- 1 3·

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

nünü ye�il ormanlarda av pe�inde ko�arak geçirirdi. Çevresin­ de onunla birlikte avlanan bir grup peri klZl (Nympha) vard1. Ama en iyi, en güzel genç kizlar Artemis ile birlikte avlanmak ve vakit geçirmek gibi büyük bir onura eri�ebilirlerdi. Avlan­ maktan yorgun dü�ünce, serin derelerin ta�larm üstünden akip gittigi gõlgeli yerleri arayip bulur, orada yikamr, soguk sular­ dan içer, agaçlarm altmdaki yumu�ak otlarm üzerinde uzamp dinlenirlerdi. Bu gõzlerden uzak, sessiz, gizli orman kõ�elerine girmeye kimse cüret edemezdi. Çünkü buralar ancak Artemis ve yolda�lan Nymphalarm girebilecegi kutsal yerlerdi. Yard1m­ sever bir tannça olan Artemis, hamile kadmlan da korumayi seviyordu. Çünkü annesi Leto onu dogurduktan sonra ikiz er­ kek karde�i Apollon'un Delos Adas1'ndaki dogumuna yard1mc1 oldu. Bu nedenden dolayi dogum yapan anneleri gõzeten bir dogum tannças1 olarak kabul edilir. Apollon ve Artemis anne­ lerinin kendilerini dünyaya getirirken çektigi zorluk ve acila­ rm farkindaydilar. Bu nedenle Apollon ve Artemis annelerini korumak için zaman zaman güçlerini birle�tirirlerdi. Ôrnegin; Hera, Zeus'un õlümlü kadm olan Leto'dan çocuklan oldugu için onun pe�ine büyük bir yilan olan Python'u salm1�tl. Daha sonra Apollon Python'u okla vurarak õldürdü ve annesini ko­ valayan yilam cezaland1rm1� oldu. •

A�k ve Güzellik Tannças1 Afrodit Antikçag Yunan mitolojisinde a�k ve güzellik tannças1 ola­ rak tapilan Afrodit'in daha birçok tannçahklan vard1r. Aslen dogulu oldugu sõylenir ve verimlilik tannças1d1r. Zamanla a�k tannças1 niteligini kazanm1�tlr. ilkbahar (Bahçeler ve Çiçekler) Tannças1 olmu�, Poseidon'un yanmda deniz tannças1 olarak * Müzehher Erim, Mitolojiden Masallar, Engin Yaymc1hk, Ístanbul, 1 992, s. 63, 64

-

14

-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

gõrünmü�tür. Baz1 metinlerde cinsel ki�kirtma tannças1 olarak tanmir. Hesiodos onun deniz kõpügünden dogdugunu anlatir. Homeros'a gõre Zeus'la Dione'nin kiz1dir. Hephaistos'un ko­ cas1m aldatan kans1dir. Thebai �ehrinde sava� tanns1 Ares'in kans1 olarak gõrünür. Eros, Anteros, Himeros, Pathos, Peito, Enea gibi pek çok çocuklan vardir. Romahlar ona Venüs derler. Kythera Adas1 yakimnda deniz dalgalannm kõpügünden dog­ duktan sonra õnce K1bns Adas1'na çiktig1 için ona Kipris ( Kib­ nsh) ve Anadyomene (su yüzüne çikan) adlan da verilmi�tir. Tath gülü�lü oldugundan Khrysee, güzel çelenkli oldugundan Eystephanos, sevgi dolu yüreginden dogan güçsüzlügünden dolay1 Analkis Theos gibi daha birçok adlarla da amhr. Afrodit, a�kin tannças1yd1. Diger Olympos tannlarmm bir­ çok gõrevi olmasma kar�m, Afrodit'in tek gõrevi a�kt1. Bu gõ­ revini sevinçle yerine getirirdi. Afrodit'in en õnemli silah1 bir korseydi. Bir ku�ak ya da kemere benzerdi ve büyülüydü. Bu büyülü korseyi giyen her kadm son derece çekici olur ve hiçbir erkek ona kar�1 koyamazd1. Afrodit, baz1 zamanlar bu korseyi Zeus'u ba�tan ç1karmak isteyen tannça Heràya kullanmas1 için verirdi.'

Anteros Yunan mitolojisinde çok õnemsenen bu diyalektik kav­ ram, Yunanca "Kar�1t Sevgi" anlamma gelir. Birçok metinler­ de "Kaq1hkl1 A�k" ya da "Kar�1hk Gõren A�k·: "Seveni Mut­ lu Eden A�k" olarak yorumlamr. Herakleitos diyalektiginde Anteros, temel bir sezgi olarak belirir. Bu sezgi kar�1thgm ge­ li�tirici gücünü Qrtaya koyar. Anteros (Kar�1t Sevgi) , Eros'un (Sevgi) karde�idir ve anneleri Afrodit, onu Eros'un daha iyi * Orhan Hançerlioglu, Dü�ünce Tarihi, Remzi Kitabevi, 1stanbul, 1 98 1 , s. 65

-15-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

geli�ebilmesi için dogurmu�tu. Antikçagm Yunan mitoloji­ sine gõre Eros, ancak Anteros'un yamndayken geli�ebiliyor­ mu�. Ona yakla�mca sevinir ve ondan uzakla�mca aglarm1�. iskenderiye Okulu'na gõre de ona yakla�tig1 zaman büyür ve ondan uzakla�t1g1 zaman yeniden çocukla�irm1�. Bu mitolojik inanç, daha sonralan antikçagm büyük dü�ünürü Herakleitos tarafmdan Yunanca "Sava�" anlamma gelen "Polemos" kavra­ m1yla dile getirilen ve bir "Logos Yasas1" olarak ileri sürülen "Kar�1tlarm Birligi ve Çati�masi" ilkesini içerir. Nesnel ger­ çekligin sõzle dile getirili�ini ortaya koyan Logos kavram1, ev­ rende bir "Evrensel Yasa"nm varhgm1 ortaya koyar. Her �eyin bu yasayla meydana geldigini anlatir. idealist aç1dan en yet­ kin dile getirili�ini Hegel'in diyalektiginde bulur. Bu evrensel yasa, daha sonra bilimsel olarak degerlendirilerek "Diyalektik Materyalizmin Temei Yasasi" olmu�tur. Bu yüzden ilk bilim­ sel dü�ünceyi de bu sezginin haz1rlad1g1 sõylenebilir. Çün­ kü bu sezgi evrensel düzenin birtakim yasalara bagh oldugu dü�üncesini içermektedir. Herakleitos bu yasanm hem doga, hem insan, hem bilinç olan her �eyde bulundugunu ileri sür­ mü�tür. Bilim, bu yasalan bulup meydana ç1karmaktadir. ilk Yunan dü�ünürleri de "Doganm Dü�üncesini Edinmek" için doganm kendisini ara�hrm1�lar ve doga bilginleri olmu�lar­ dir. inceledikleri doga, kar�1tlarm birligi olan ve onlarm çati�­ mas1yla devinen bir dogadir. "Olu�ma': "Degi�me" ve "Devim" ile gerçekle�mektedir. Yüzy1llar sonra bilimin ve diyalektik felsefenin bilimsel olarak ortaya koydugu gibi doga, toplum ve bilinçte, bütün olgular kar�1thklanm da içerirler. Varliklar,

bu kar$1tl1gm çat1$mas1yla geli$ir. Evrensel geli$meyi saglayan nesne ve olgulardaki bu kar$ttltktir. Madde bu kar$1tlig1 içerdigi için devimsel ve geli$imseldir. •

,. Orhan Hançerlioglu, Dü$Ünce Tarihi, s. 64, 65

-

16

-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

Agraphos Nomos (ilahi Yasa) Felsefe tarihinde ilk defa Herakleitos tarafmdan ileri sürül­ mü�tür. Bu yasa, gõreceli degildi, ilahi bir kutsalhga sahipti (ya­ z1h olmayan yasa). Herakleitos bu yasayi �õyle aç1klar:

"Temei kimligimiz tammlanamayan bir gizemdir. Ama o go­ receli bir gizem degildir. Dogast itibariyle gizemdir. Doga saklanmay1 sever. Í�te! Bu doga, kozmik ve evrensel, on­ cesiz, sonrasiz, içkin (immanent) dogadtr. Ílahi akil (Divina Ratio) ÍNSANÍ YASALARIN KURUCUSUDUR."' Ate� Her �ey ate�ten olu�mu�tur ve yine onda çõzülür. Her �ey yazg1ya gõre olur ve varhklar kar�1t aktmlarm sayesinde uyum içinde bulunur. Her �ey ruh ve daimonlarla doludur. Ate�, bir õgedir. Her �ey seyrelme ve s1kt�ma yoluyla ate�in degi�imin­ den olu�ur (Herakleitos bu olu�uma anla�tlir bir aç1klama getirmiyor) . Ate� s1kt�arak 1slakl1k olu�turur. Bu da bir araya toplamp su olur, su da kattla�1p topraga dõnü�ür. Bu a�ag1 inen yoldur. Ardmdan toprak yine erir ve suyu olu�turur. Sudan da õteki �eyler ç1kar. O, neredeyse her �eyi denizdeki buharla�ma­ ya çevirir. Bu da yukan ç1kan yoldur. Buharla�ma topraktan ve denizden olur. Denizdeki buharla�ma parlak ve durudur. Top­ rak karanhktan, ate� parlak buharla�madan geli�ir. Islak11k da õtekilerden ... (D1�tan saran unsurun ne oldugunu aç1klam1yor. Bununla birlikte, içinde oyuk taraf1 bize dõnük kubbeler bulun­ dugunu sõylüyor.) Parlak buharla�malar bu kubbelerin içinde toplamp alevleri olu�tururlar. Bunlar, ytld1zlardir. Güne�'in aleFrancis E. Peter, Antik Yunan Felsefesi Te rimle ri Sozlügü, çev. Hakki Hünler, Paradigma Yaymlan, istanbul, 2004, s. 18, 1 9

*

- 1 7-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

vi en parlak ve en s1cak olandtr. Çünkü õteki ytld1zlar yerden daha uzaktlr. Bu nedenle de i�tklan ve istlan daha zayifür. Yere daha yakm olan Ay'm dola�ttg1 yer, temiz degildir. Buna kar�tl1k Güne�'in devindigi yer, duru ve safür. Güne� bizden oranttl1 bir uzakhktadtr. Bu nedenle daha çok aydmlattr ve is1tlr. Kubbeler yukan dõnük oldugunda "Güne� tutulmast" olur. Ay'm evre­ leri kubbenin kendi içinde azar azar dõnmesiyle gerçekle�ir. Gündüz ve gece, aylar, mevsimler, yillar, yagmurlar, rüzgârlar ve benzeri fark11 buharla�malarm sonucudur. Parlak buharla�­ ma Güne� çemberi içinde tutu�unca gündüzü olu�turur. Bunun tersi üstün geldigi zaman da gece olur. Parlak buharla�madan kaynaklanan is1, yaz1 olu�turur. Karanhk buharla�madan ç1kan islakl1k da fazlala�mca kt� olur. Diger olaylarm nedenleri de bunlara uygun olarak aç1klamr. Yerle ve kubbelerle ilgili ola­ rak bunlann nastl oldugunu Herakleitos aç1klam1yor. Evrende ortaya çtkan bütün olaylar hakktnda bilgi vermi�, Güne�'in gõ­ ründügü büyüklükte oldugunu sõylemi�tir. ·

Logos Herakleitos'a gõre logos, tek tannsal dünya kanunudur. Ya­ banet dile çevrilemeyen bu deyim, aym zamanda sõz, dü�ünce, aktl anlamlarma da gelmektedir. Herakleitos bu dünya kanu­ nunu "sezgi" yoluyla buldugunu sõylüyor. Sonsuz logosun dili olarak polariteyi (kutuplulugu) ortaya koyuyor. Bu kutupluluk, logosun içeriginin kutuplu kar�1thklar halinde, hiç sona erme­ yen hareketle geli�mesini ve serpilmesini saglar. Bu kar�1thklar arkasmda ise "Bir Olan" hep haz1r durmakta olup, Tann ad1yla amhr ve Tann'dtr. Bu aynmh birligi, Herakleitos'un gõzü, çe­ �itli simgelerde ve �ekillerde gõrüyor. Ôrnegin; aym zamanda yukan ve a�ag1 gõtüren yolda, bir bütünün iki yans1 olarak gõ*

Diogenes Laertios, Ünlü Filozofla'rm Ya�amlari ve Ôgre tileri, s. 423, 424

-

18

-

Turgut Ôzgüney 11 Herakleitos ve Sokrates

rülen gündüz ile gecede, sonsuz olarak degi�tigi halde adi ve cinsi degi�meyen 1rmakta, 1rmaga esrarh �ekilde benzeyerek yok olmayi ve var olmayi kendisinde birle�tiren insan haya­ tmda, sava�taki zaferde ve yenilgide, daire çizgisi üzerindeki ba�lang1ç ile sonda, erkek ve di�ide, uyamkhk ve uykuda, mü­ zigin yüksek ve alçak tonlannda, gençlik ile ya�hhkta, ya�am ve õlümde, Anaksimandros ve Pythagoras'm dü�üncelerini, Herakleitos'un yukanda verilen anlat1mlarmda derinle�tiril­ mi� olarak gõrüyoruz. Bütün bu kar�1thklar, ikiliklerine rag­ men "Bir"in ayn ayn yanland1r. Yayin kiri�i ve lirin telinin gerilmelerinin birligi, kar�1thgm kayna�masm1 gõsterir. Bu kayna�ma kuvvet doludur. Hatta kiri�le telin etkisi yalmz huna dayamr. Bundan dolayi sonsuz hareket, nesnelerin varhgmda bulunmaktadu. Hareket olmasa, bu varhk hiçbir zaman ortaya ç1kamazd1. Bu yüzden "savaf, bütün nesnelerin "baba"s1d1r. Logos, "õlçü" ve "orantI" gibi anlamlara da gelmektedir. ôlçüye uyan düzenin ana ilkesi �õyle aç1klanabilir: Gõrünü�­ te çogul ve tümüyle farkl1 olmalarma ragmen bütün �eyler, gerçekte tutarh bir bile�im içinde bir birlik saglarlar. insanlar bu birligin bir parças1d1r. insanlann ya�amlanm yeterli bir biçimde gerçekle�tirebilmeleri için bu ilkenin kavranmas1, mantiksal aç1dan zorunludur. Herakleitos'a gõre logos, �ey­ lerin temel õgesidir. Kozmik õge olan ate�le õzde�tir. insan davram�lanm da logos yõnetir. Ruh ate�ten yaptlm1�tir ve bir bõlümü, dünya düzeninin bir bõlümü gibi sõnüktür. $eyle­ rin gerçek yap1s1 olan logosu anlamak için ruhlanm1zm a�m nemlenmemesi ve ki�isel (bireysel) aptalhklanm1z yüzünden etkinligini yitirmemesi gereklidir. · Herakleitos �Õyle diyor: * Herakleitos, Kmk Ta�lar, çev. Erdal Alova, Bordo Siyah Yaymevi, istan­ bul, 2004, s. 147; Walther Kranz, Antík Felsefe, s. 57-59

-19-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

"ôgretinin ne demek istedigi, (Logos) burada sonsuz olarak bulundugu halde insanlar, sonsuz olarak anlay1�s1z olacaklar, duymadan once de bir kere duyunca da ... Çünkü her �ey logosa uygun oldugu halde, insanlarm her biri yaratili�ma ve anlay1�­ larma gore benim tart1�tig1m ve soyledigim sozlerden kendile­ rine gore bir mana çikarirlar. lnsanlar uyanikken yaptiklarmm farkmda degildirler. T1pk1 uykudayken olanlari unuttuklari gibi. (Uyuyan kimse ruhunun rüyada yaptig1 eylemleri çabucak unu­ tur. lnsanlarm çogunlugu uyanikken bile eylemlerinin tamamen farkmda degildirler.) Pek çok ki�ilerin sozlerini i�ittim. Hiçbiri bilgeligin bütün �eylerden ayri bir �ey oldugunu tamyip anlamaya ula�amiyor. (Herakleitosà gore tek bilge �ey, logostur. Sonra huna Zeus adm1 veriyorsa da bunu da yeterli gormüyor.)"' Kar�1tlar Herakleitos'a gore her kar�lt çift hem bir birlik hem de çok­ lugu olu�turur. Farkh çiftler, aym zamanda birbirleriyle baglan­ tl içindedir. Her bir kar�1thk, bir tek eksiksiz bütün olu�turur. Çe�itli bütünler birbirleriyle baglantl içindedir. Boylece �eyle­ rin bütünsel çoklugu bir tek tutarh, saptanabili� bütünlük ya­ ratir ki Herakleitos huna "Birlik'' der. Her bir kar�1t, Tann ile aç1klanabilir. Tann kavram1ysa, temelde logostan ba�ka bir �ey degildir. �eyleri kaq1tlar haline donü�türen onlann temel ogesi olan logostur. Aym logos kar�1tlar arasmdaki degi�imin den­ geli ve orantih olmasm1 saglar. �eylerin birligi, yüzeyin altmda gizlidir. Bu birlik kar�1tlar arasmda dengeli tepkimeye baghdir. Herakleitos'a gore "Gizli Uyum'' güçlüdür. Kar�1tlann gorünmeyen ili�kileri, gerçekte çok daha gorü­ nür ili�ki çe�itlerinden güçlüdür. Dünya düzenindeki bütünsel *

Walther Kranz, Antik Fe lsefe, s. 62-64 -20-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

denge, bir yõndeki degi�im, sonunda bir ba�ka yõndeki degi�i­ me yol aç1yorsa, yani kar�1tlar arasmda sonu gelmeyen bir çe­ ki�me varsa mümkündür. "Çeki�me'' ya da "sava�': dünyadaki degi�imin baskm oldugunu gõstermek için Herakleitos'un kul­ land1g1 terimlerdir. Herakleitos'a gõre gündüz gece ve gece ise gündüz degildir. Bunlar aym sürecin iki yüzüdür. Ba�ka bir deyi�le bunlar, ate�­ le suyun õlçülerinin sahmm1yd1. Biri olmadan digeri olmazd1. Ate�in kendisi, kendi birligi içinde bile hem doyum, hem açhk, hem sava�, hem de ban�tlr. Ate�i ba�ka biçimlere sokan, degi­ �erek dinlenmeye yõnelten kar�1tlarm gizli uyumunda kendini gizleyen "doyum"dur. Gereksinim ise ate�i, parlak buhan bir ya­ kit gibi tüketmeye yõneltir. Yukan yol, a�ag1 yolsuz hiçbir �ey­ dir. Eger soguk olmasayd1, s1cak da olmayacaktI. Herakleitos'a gõre iyi ile kõtü birdir. Bu deyi�iyle iyinin kõtü, kõtünün iyi oldugunu kastetmez. Bunlar bir ve aym �eyin iki aynlmaz yans1d1r. Bir �ey iyi olabildigi kadar kõtü, kõtü olabil­ digi kadar iyidir. Dünyamn i�leyi� süreci bir daire degil, "yukan ve a�ag1 yol'üur. Bu iki yolun birle�tigi üst dorukta bõlünmenin ve gõreceliligin bulunmad1g1 "saf ate{ yer ahr:

Degi�im kavramm1 felsefe tarihine sokan ilk filozof Herakleitos'tur. Parmenides: "Degi�im çeli�ik oldugu için imkâns1zdir." Herakleitos: "Degi�im çeli�iktir. Çeli�ki, yani kar�1tlarzn birli­

gi, gerçekligin ozünü meydana getirir." Parmenides'in duragan ve degi�mez varhgma kar�1 Herakleitos "niteliksel degi�me'' olarak "olu{un gerçekligini õne sürmü�tür. *

Herakleitos, Kmk Tailar, s. 451 -21-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

'í\ym nehre iki defa giremeyiz" diyerek, degi�imin kar�1tma dõnü�me oldugunu savunmu�tur. Parmenides'in dü�ünceleri Herakleitos'a kar�1 bir polemik­ tir. Parmenides'in Elea Okulu ile Herakleitos arasmdaki fark, felsefe tarihinin gõrdügü ilk gerçek kar�1thktir. Herakleitos'a gõre bu dünya ne Tann ne de insanlar tarafm­ dan yaratdm1�tlr. Her �ey degi�im ve hareket halindedir. Evren, boyuna akan bir süreçtir. Ba�1 sonu olmayan bir degi�imdir. Bi­ zim bu aki�1, degi�imi gõremeyi�imizin nedeni bu aki�kan nes­ nelerin kahc1 oldugunu sanmam1zd1r.

"Degi�im belli bir yasaya belli bir düzene belli bir olçüye gore olur.'' Bu õlçü, bu yasa, logostur. Düzendir, akild1r. Bu evren kanu­ nunu dile getiren kutupluluktur (polarite):

Alu�-Irmak Herakleitos'a gõre dünyaya hiç sõnmeyen bir ate� olarak bakar­ sak, her zaman �eylere nastl dõnü�tügünü, her �eyin de her zaman ate�e nastl geri dõndügünü kavrayabiliriz. Bu da nesnelerin devini­ mine ve degi�irnine belirli bir yõnternle bakmamlZl gerektirir. Sü­ rekli yanan bir ate�, her zaman yakit tüketir ve duman1m b1rakir. Her �ey, bir yakit i�levi gõrerek ate�le birlikte yukanya dogru tir­ manrr ve ate�i besledikten sonra a�agiya dogru iner. Tlim gerçeklik hiç durmadan akan bir rrmak gibidir. Hiçbir �ey bir an bile dur­ maz. Gõrünen �eylerin õzü, sürekli bir degi�irn içindedir. *

Macit Gõkberk, Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi, Ístanbul, 1 985, s. 25, 26 -22-

Turgut ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

Herakleitos, gõrünürde devinimsiz bile olsa, herhangi bir nesnenin aki�m bir parçasmdan ba�ka bir �ey olmad1g1m sõy­ ler. Ona gõre bir nesneyi olu�turan madde, zamanm birbirini izleyen iki anmda asla aym degildir. Herakleitos'un irmak im­ gesi, degi�im sürecindeki dengenin ve õlçünün korunmasma bagh nitelikteki bir tür birligi betimler. Herakleitos, irmak me­ taforunu "her �eydeki mutlak sürekliligi" anlatmak maksad1yla kullamr. Her �ey irmak gibi sürekli bir aki� içindedir. ·

Dil ve Dü�ünce Dü�ünen varhk olarak insan, diger insanlarla bir ortakl1ga girmi�tir. Çünkü dü�ünce tüm insanlarda ortaktir. Herakleitos'a gõre dü�ünme ilkeleri, herkes için geçerlidir. Dü�ünme, insan­ larm hepsinde ortak olduguna gõre, ortak olan �eye uyulmah­ dir. Fakat logos, ortak oldugu halde insanlann büyük çogun­ lugu, kendilerine õzgü dü�ünceleri varm1� gibi hareket ederler (yani duyusal deneyimlerine gõre hareket ederler). Bir õrnek vermek gerekirse; nastl ate�e attlan kõmürler ba�kala�arak ate� haline gelirlerse ve ate�ten uzakla�hnlmca sõnerlerse ruhumuz da ortakla�a olanm (logos) ardmdan giderse logostan pay al1r. Ondan aynlmca logossuz kahr. Herakleitos sürekli degi�menin ritmini diline de vermi�tir. Bu dilin karanhg1, kâhin Sibyllànm sõzlerinin karanhg1dir. Kendi­ sinin Delf'in Apollon'u için sõyledigi gibi: "Bu dil sadece i�aret eder. Bir i�aret, bir simge verir." Herakleitos burada kendisinin icat ettigi "Gnoskein" kavramm1 kullanm1�tir. Gnoskein, "fikrin õtesine giden bilgi" demektir. Aynca Yunan gizem õgretilerin­ de kullantlan "Ar�tà' (sõylenemeyen) ve 'l\.poretà' (telaffuz edi­ lemeyen) kavramlarma uygun olarak açiklamalar yapm1�hr. Bu

*

Herakleitos, Kmk Ta�lar, s. 1 49, 1 50

-

23

-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

ifade tarzlan ancak sezgisel olarak anlamlandmlabilir. Tannsal ate�li logosu kullananlar veya ona sahip olanlar, sadece rehberler­ dir. insanlarm kulland1g1 logos ise, ate�sizdir. insanlar genellikle "Logismos"u (konu�mal1 aktl yürütme) kullan1rlar. insanlar de­ gi�meyi (metabol) gerçekle�tiremezler. insanda degi�imi ve dõ­ nü�ümü gerçekle�tiren sadece Tanrisal-ilahi logostur.'

insan Herakleitos dünyay1 insanla aç1klamaya çah�1yordu, insam dünyayla degil... Ona gõre insan üç �eyden olu�ur: Ate�. Su, Toprak. .. Nas1l ki makrokozmik ate� bir tek bilgeyle õzde�le�ti­ riliyorsa, mikrokozmik ate� de tek ba�ma "bilinç"tir. Ate�, gõl­ geyi terk ettiginde geriye kalan toprak ve su degersizdir. insana hayat veren ate�, "yukan" ve "a�agi"ya bag1mhd1r. T1pki dünya ate�i gibi. insan dünyadaki her �ey gibi sürekli bir aki�m için­ dedir. Birbirini izleyen iki an içinde hem biziz hem degiliz. içi­ mizdeki ate�, sürekli olarak suya dõnü�ür. Su ise topraga. Kar�1t süreç e�zamanh ilerlerken, degi�mez kahyor gõrünürüz ...

Bilgelik Herakleitos'a gõre bilgelik, dünya düzeninin i�leyi� biçimini anlamakhr. Bir ba�ka deyi�le; �eylerdeki düzenin ortak õgesini ya da benze�en yap1sm1 kavramaktu. Mutlak kavray1� ise ancak Tann tarafmdan ba�anlabilir. Tann tümüyle bilge olan tek �eydir. Ate� ve logos, bu tümüyle bilge �eyin degi�ik gõrüntüleri­ dir. Herakleitos "bilge" ya da "bilgelik''ten iki anlamda sõz eder. Her �eyden ayn olarak niteledigi bilgelik, çoklugun birliginin * Walther Kranz, Antik Felsefe, s. 60 ** Herakleitos, Kmk Ta�lar, s. 1 54

-

24

-

Turgut ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

algtlanmas1d1r. Burada Herakleitos, her �eyin gidi�ini yõneten dü�ünceden sõz eder. Bu iki parçaya, yukan ve a�ag1 yola bõ­ lünmeyen saf ate�in kendisi, yani bilgeliktir. insanlar da ate�e sahip oldugu õlçüde bilge olurlar. Ruh ate�ten olu�ur. Nemden gelir, tekrar ona dõner. Nem tarafmdan tümüyle sogurulmas1, onun õlümüdür. Ruh ve dünya, ate�le baglanttl1d1r. Herakleitos'un akilc1 kuramma gõre; ruhun yap1s1 yalmz gõvdenin degil, bütünsel olarak dünyamn yap1s1yla da baglan­ tl içindedir. Etkin bir ruh, kuru ate�li bir ruhtur. A�m nemli bir ruh, verim olarak dü�er, çocuksula�1r. Gerektiginde gõvde­ nin bütün bõlümlerine ula�an ruhun ula�1lmaz sm1rlan vardir.

Erdemli ruhlar govdenin olümüyle suya donü�mezler. Sonunda kozmik ate#e birle�mek üzere ya�arlar. "Büyük olümlere büyük paylar dü�er" demekle Herakleitos, ruhu kastetmektedir. "Çünkü olümden sonra govdelere, tezek­ ten daha çok yaraw def edilmek" demi�tir. Sava�ta õlenler, nastl hastahktan õlenlerden temiz olabilir? Bunun cevab1; ikincilerin nemli olmas1, sahiplerinin yan bilinçli yan uyur durumda bu­ lunmas1dir. Sava�ta õldürülenler ise tersine erdemli ve cesurca bir eylemle, ruhlan ate�le dolu õlmü�lerdir. •

Nemli ve Kuru Ruhlarm Hermeneotigi Herakleitos'un "Ruhlann õlümü su olmaktir" sõzü, ruhlarm nemlenmesi, yani her türlü bedensel haz ve arzulara yenik dü�­ mesi anlamma gelir. Ruhlar bedenler içinde bedensel isteklere ne kadar çok al1�1rlarsa, o kadar kendi kaynagm1 ve õz niteligini unuturlar. Bu durum, yani ruhun nemlenmesi; maddeye boyun egmesi, maddenin· cazibesine kapilarak onun kõlesi olmas1 an­ lamma gelir. "" Herakleitos, Kmk T�lar, s. 1 53, 1 54

-

25

-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

"Ruhlarin kuru olarak kalmas1" demek; bedensel hazlara ve isteklere boyun egmemesi, onlara yenilmemesi demektir. Bu­ rada Pythagoras'm "lman, ruhun kendi kendine sessiz ve sakin bir �ekilde sadakati demektir" sõzünü amms1yoruz. Bu sõzün Herakleitos'u oldukça etkiledigi gõrülüyor. Hermes Toth da �õyle sõylüyordu: "Ruhlar dünyaya imtihan için gelirler. Mad­

deye tapan ruhlar kaybedecekler, maddeye tapmayan ruhlar ka­ zanacaklar." Hermese gõre de ruhun maddeye boyun egmesi, onun cazibesine kaptlarak kendini unutmas1, karanhg1 1�1ga tercih etmesi anlamma gelir. Bunun için Hermes, maddenin cazibesine kaptlan ruhlar için "Karanliklarda kal da gor halini" demi�tir. Herakleitos'a gõre bir ruh ne kadar kuru olarak kahrsa, bil­ gelige o kadar yatkm hale gelir. insan, ruhsal ve maddeseldir. insan ruhunda "Tannsal logos ate�i"nden bir parça bulunmak­ tadir. Bu parça çogalabilir ve azalabilir. Daha kuru demek, daha iyi demektir. Daha ya�, daha kõtü demektir. Uyamk iken ken­ dini ba�ka �ekilde gõsterir, uyurken ba�ka ... Durmadan degi�ir.

Bir ve Çok Herakleitos'a gõre çokluk olmadan Bir, Bir �lmadan çokluk olamaz. Dünya aym zamanda Bir ve çokluktur. Bir'in birligi­ ni olu�turan, çoklugun kar�1t gerilimidir. Bir'in çokluk içinde farkl1la�mas1 ve çoklugun Bir ile bütünle�mesi hem sonsuz hem de e�zamanhd1r. ·

Uyku ve Uyamkbk insan ate�le suyun õlçülerinin belirli sahmmlanna bag1m­ hd1r. Bu durum uyku, uyamkl1k, ya�am ve õlüm ba�kala�mala* Herakleitos, Ki rrk Ta�lar, s. 1 48 -26-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

nm yaratlr. Herakleitos'a gõre gõlgedeki nemli, karanhk soluk veri�lerin sonucunda uyku ortaya çooyor ve ate�i dü�üyordu. Uykudayken, her �eyde ortak olan dünya ate�iyle baglanttm1z1 yitiririz ve kendi dünyam1za çekiliriz. Ate�le suyun düzenli oldugu bir ruhta denge hali, sabahleyin parlak soluklann e�it ilerlemeleriyle yeniden kazamhr. O zaman gerçek karanhk ay­ dmlamr gibi olur. Herakleitos uyuyanlarm dünya i�inde çal1�­ tiklanm sõyler. Sõz konusu 1�1k, her �eyde ortak olan logosun gerçek aydmlatmasmm yerine geçen, bireysel, õzel bir aydm­ lanmad1r. Uykudayken insan, õlümle temas halindedir. Ruhun ate�i dü�üktür. Neredeyse sõnmek üzeredir. Pek çok yõnden bir õlüyü andmr. Õyleyse uyku, ya�amla õlüm arasmda bir orta durumdur.

"insan Bir 1�1k Yakar kendine Geceleyin Gozünün feri gidince Y�arken ôlüye dokunur uykuda Uyanikken uyuyana Geceleyin yaktlan 1�1k insamn dü�te (rüya) gordügü �ey olabilir.'"

Parlak buhar, g.üne�in çanagmda tutu�up d1�an ç1kttktan sonra karanhk, yaktc1 olarak tekrar ortaya ç1kar. Bir kez daha denize dõner. Bir sonraki a�amada su sürekli olarak topraga ,. Walther Kranz, Antik

Felse fe, s. 66, 69, 155

-

27

-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

dõnü�ür. Denizin toprak. oldugu oranda, toprak da suya dõ­ nü�ür. Deniz, toprak olmadan õnceki oranla õlçülür. Yans1 toprak, yans1 ise yaktc1du. Bunun anlam1; herhangi bir anda denizin yansmm yaktc1 oldugu halde a�ag1 yola yõneldigi, diger yansmm ise henüz topraktan yukan yola ç1kmas1d1r. Denizin yagmur tarafmdan çogalttlmas1 õlçüsünde su topra­ ga dõnü�ür. Su, buharla�ma yoluyla azald1g1 õlçüde de toprak tarafmdan beslenir. Sonuç olarak, denizden ç1kan parlak bu­ harm güne�in çanagmda tutu�turulmas1yla yukan ve a�ag1 yol çevrimi tamamlanm1�ttr. •

Õlçü Bütün bu sürekli akt�a kar�m, nastl oluyor da �eyler gõreceli olarak duragan gõrünüyor? Bu soruya Herakleitos �õyle cevap veriyor:

"Her bir maddenin formu, uzun bir donem içinde aym kal­ masma kar�m, ozü sürekli olarak degi�mektedir. Bu olguya baglt olarak olçülere uyulmaktad1r. Hiç sonmeyen ate�'in belirli olçüle­ ri her zaman tutu�maktad1r. Ama diger yandan ba�ka olçüler yok olmaktadir. Bu olçüleri güne� asla a�amaz. Her �ey ate�le, ate� her �eyle degi�ir. Bir ba�ka deyi�le, ate� ald1g1 kadarm1 verir. Õlüm, ruh atqinin, logosun tüm ate1ine kar111p yok olmastdtr. ,,..

Çeki�me ve Uyum Maddenin üç halinden ate�, su, toprak her biri iki çe�it bõ­ lümden yaptlm1�ttr. Bunlardan biri yukan çtkarken digeri a�a­ g1ya inmektedir. Demek ki her bir �eyin iki yans1 kar�1t yõnlere " Walther Kranz, Antik Felse fe, "" Walther

s. 1 50, 1 5 1 Kranz, Antik Felsefe, s . 1 5 1 , 1 52 -28-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

çekilmektedir. �eyleri bir arada tutan i�te bu kar�1t gerilimdir. Bu kar�1t gerilim aym zamanda evrenin "gizli uyum''unu sag­ lar. Bu uyumun diger yüzü, çeki�medir. Bir õrnek vermek gere­ kirse; ok, kiri�i terk ederken eller kar�1t yõnlere ve yaym farkh bõlümlerine dogru gerilirler. Lirin tath ezgileri, varhg1m aym gerilime borçludur. "Evrenin gizemi bunun ayms1d1r." ôyleyse sava�, insan toplumunda oldugu kadar yeryüzünde de her �e­ yin krah, her �eyin babas1dir. Homeros'un çeki�menin yok ol­ mas1yla ilgili dilegi (arzusu), dünyamn ortadan kalkmas1 için edilen bir duadir. ·

Ya�am ve Ôlüm Hiçbir ruhta ate� ve su uzun süre dengede kalamaz. Biri di­ gerine baskm ç1kar. Her iki durumda da sonuç õlümdür. Ruhlar için õlümün su demek oldugunu biliyoruz. Ama bu, haz arayan ruhlarm ba�ma gelen bir �eydir. Çünkü haz, ruhun nemlenme­ sidir. T1pki sarho� olan adamm nereye gittigini bilmemesi gibi... Kadehlerden sonra gev�eyince deliligi gizlemek zordur. Bu yüzden "õlçüsüzlügü sõndürmek gerekir, yangmlardan ziyade': çünkü çetindir, yüregin arzusuyla sava�mak, istedigini ruha ragmen satm ahr. T1pki yaz ile ki�m bir olmas1 ve birinin digerini "kar�1t ge­ rilim'' ile yeniden üretmesi gibi.. . Ya�am ile õlüm, genç ve ya�h birdir. A�m nemden õlen ruh topragm dibine gider. Ama su topraktan gelir ve sudan bir kez daha ruh buharla�1r. Tannlar ve insanlar birdir. Birbirlerinin ya�amlannda õlürler. Õlümlerini ya�arlar. Her �ey gerçekte bir ba�ka �eyin õlümüdür. "Gerçek yorgunluk" aym durumun sürekliligidir. "Gerçek dinlenme" ise "degi�me'oir. " Walther Kranz, Antik Felse fe, s. 1 5 1 , 152 -29-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

Herakleitos'a gõre ya�amm ve õlümün dengesini koruyan süre 30 ytldir. Bu süre, bir erkegin büyükbaba olabilecegi en ktsa süredir. •

Tanr1 Anlay1�1 Herakleitos'a gõre geleneksel dinin uygulamalan, aptalca ve mantlga ayktnd1r. Zaman zaman gerçegi gõsterseler bile ... Herakleitos, Olympos dininin insan biçimciligi ve puta taparh­ g1yla alay ederken Ksenophanes'i izledi. Bununla beraber tan­ nsalhga ula�ma idealini yads1maz. Gizem tõrenlerinin dogru dürüst kutland1g1 zaman, degersiz olmad1gm1 sõyler. Bu tür tõ­ renlerin olumlu rolü olabilir, çünkü dolayh olarak, insanlann logosu kavramasm1 saglarlar. Herakleitos da Ksenophanes gibi Tann'nm Bir oldugunu sõyler. Ama kabul edilmi� dine kar�1 olan kar�1thg1, onun mitolojilerden çok, ayinlerine ve tõren­ lerinedir. Evlere tapmmanm saçmahg1 üzerine yorum yapar. Dõneminin dinsel canlanmasma teoloji ve din aç1smdan sem­ patiyle bakmaz."

Etik Herakleitos'un etik õgütleri daha çok õzdeyi� biçimindedir. T1pkt 7 Yunan bilgesi gibi o da bir õgütçüdür. Onlarla benzer­ likler ta�ir. Ona gõre "õlçülülük'' bireyin kendisini dogru de­ gerlendirmesini saglar. �eylerin õzünün anla�ilmas1 yoluyla bir insan, tam anlam1yla etkin ve bilge olabilir. Herakleitos'a gõre etik ile fizik iç içe õrülmü�tür.

"Bir insanm karakteri, o insamn yazgtstdir (kader) " sõzü çok dogru bir biçimde insamn yaptiklarmdan sorumlu tutulacag1m * Walther Kranz, Antik Felsefe, s. 156 ** Walther Kranz, Antik Felsefe, s. 156 -30-

Turgut ôzgüney 11 Herakleitos ve Sokrates

gõsterir. Aynca Homeros'un insanm yapttldanndan dolayi so­ rumlu tutulamayacag1 gõrü�ünün reddidir.

"jnsan ruhunun daimonca olmas1 gerekir." Daimon, burada fiziksel anlamda degil ruhsal anlamda alm yaz1s1d1r (kader). Bu yazg1, insamn bir õlçüde denetleyebildigi karakteri tarafmdan belirlenir. Bu gõrü�üyle Herakleitos, Pythagoras'tan anlamh bir �ekilde etkilendigini gõsteriyor. Çünkü Pythagoras'a gõre insan ruhu, elbise degi�tirir gibi beden degi�tirir ve her ya�am, bir on­ ceki ya�amm ya odülü ya da cezasidir. Ruh, bir beden içerisinde hem ona �ekil verir hem de onu yõnetir. Eylemleri ve etkin­ likleriyle bilinci olu�ur. "Hayra ya da �erre" olan egilimleriyle de karakteri olu�ur. insan yukanya (semavi âleme) ç1kmakla ya da a�ag1ya (duygularm hâkim oldugu haz âlemine) dü�mekte õzgürdür. Herakleitos'a gõre insani yasalar, tannsal evrensel yasalar tarafmdan beslenir. Burada "besleme" temei anlamda metaforiktir. insan yasalanyla logos arasmdaki ili�ki, dolayhdir. Bunun maddi bir temeli yoktur. Çünkü iyi yasalar, insanlarm

dünya ile dogru ili�kisini anlayan, ate�li ruhlara sahip bilge in­ sanlarm yaratt1g1 bir �eydir. Çogunlugun her biri kendi dünyasmda ve kendilerine õzgü bilgeligi varm1� gibi ya�ar (insanlar sadece 5 duyu evreninde ya­ �ar). Toplum bu baktmdan "ortak''m tam tersidir. Herakleitos'a gõre kozmolojik yasalan anlayabilmek için, ruhlann kuru tutu­ larak ate� demek olan bilgelik içinde kayna�mas1 gerekir. Ortak olan budur. En büyük yanh�hk; uyuyan insanlar gibi davran­ mak, yani ruhlanm1zm nemlenmesine izin vermek, kendimizi dünya ate�i içinde birakmakttr. Bilge bir insan, kõtüyü degil, iyiyi saglamaya çah�mal1d1r. Çaba olmadan huzur aranmamal1dir. Mutsuzluk o1madan mutlulugu ya�amak beklenmemelidir. Kõtüyü, iyiyle birlikte tammak zorunda kalmaktan yaktnmamahyiz. -

31

-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

Bütün insani etkinliklerde bir gõrelilik vard1r. insan, Tann'nm yamnda çocuktur. insanlar kentin surlan için oldugu kadar yasalar için de sava�mahdir. Kuru bir ruha sahip olan bir yurtta�1 bannd1ran bir kent­ te, en iyi bir, on binden daha iyidir. Çünkü onda ortak olan, cisimle�mi�tir. Herakleitos'un etigi insanbilimsel (antropoloji) ve kozmolo­ jik (evrenbilim) gõrü�lerinin bir sonucu olarak gõrülebilir. Bu gõrü�ün birinci ko�ulu, ruhlann kuru tutularak ate� demek olan

bilgelik içinde kayna�masidtr.

·

Pers Krah Darius ile Heraldeitos'un Mektupla�mas1 Pers Krali Darius'un Herakleitos'a Mektubu

"Hystaspes'in oglu Kral Darius, Efesli bilge insan Herakleitos'u selam/ar. Doga Üzerine adli, anla�zlmasz ve açik­ lamasz zor bir eser ç1karm1�sm. Bazi yerleri senin sõzlerine uy­ gun olarak yorumlamrsa; evren ve evrende tannsal devinime bagli olarak ortaya çikan olaylar konusunda kuramsal bir güce sahip gõrünüyor. Ama birçok yeri ku�kulu kaliyor. ôyle ki ede­ biyattan çok iyi anlayanlar bile yazdigm esere dogru bir açzkla­ ma getiremiyorlar. Bõylece Hystaspes'in oglu Kral Darius senin derslerine ve Yunan kültürüne katzlmak istiyor. Dolaymyla en kisa sürede sarayima beni gõrmeye gelmelisin. Çünkü Yunan­ lilar çogunlukla bilge insanlara õnem vermedikleri için, onla­ rm ciddi olarak dinlensin ve õgrenilsin diye ortaya koyduklan gõrü�leri gõz ardi ederler. Ama benim yammda sana her türlü ayncalik tanmacak. Her gün soylu ve ciddi bir sõyle�i, senin õgütlerine uygun onurlu bir ya�am . . .

*

Herakleitos, Km k Ta�lar, s.

158, 159 -32-

Turgut Ôzgüney 11 Herakleitos ve Sokrates

Efesli Herakleitos'un Kral Darius'a Mektubu

"Efesli Herakleitos, Hystaspes'in oglu Kral Darius'u selamlar. Yeryüzünde ya�ayan bütün insanlar, gerçeklerden ve dogruluk­ tan uzak duruyor. Tehlikeli aptalliklarmdan dolayi kendilerini açgozlülüklerini doyurmaya ve ünlü olmaya adiyorlar. Ben, bü­ tün kOtülükleri unutan, kiskançlikla ele geçen her türlü hirstan ve kendini begenmi#ikten kaçan bir insan olarak, kendi anlay1�1ma gore azia yetinen bir insan olarak, Pers ülkesine gelemem." Herakleitos, bir kral kar�1smda bile i�te bõyle bir insandi. ·

Herakleitos'un Kitab1 Onun kitab1, Diogenes Laertios'a gõre Doga Üzerine'dir. Üç bõlüme aynlm1�tlr: 1) Evren 2) Siyaset 3) Teoloji

Kitabm1 Artemis Tapmag1'na adam1�tlr ve oraya bag1�la­ m1�tlr. Halk tarafmdan kolayca küçümsenmemesi için ve yal­ mzca bilgelige merakl1 insanlann anlamas1 için kitab1 bilerek kapah bir üslupla yazm1�tlr. Kitap o kadar büyük bir üne ka­ vu�mu�tur ki Herakleitosçular denen tilmizler türemi�tir. Doga Üzerine ba�hg1, Aristoteles ve peripatetik filozoflarm "Dogal Filozof" olarak adlandird1klan dü�ünürlerin yap1tlarma yaki�­ tmhrdi. Kitap neredeyse sõzel õzdeyi�ler kitab1d1r. Delf Tanns1 ve Sibylla ile ilgili parçalar, Herakleitos'un bilici üslubunu bi­ linçli olarak kulland1gm1 gõstermektedir. Buna neden olarak, *

Diogenes Laertios, Ünlü Filozoflarm Ya�amlari ve ô gretileri, s. 426 -

33

-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

Herakleitos'un ya�ad1g1 dõnemdeki dinsel canlanmadan dolayi bu üslubun gõzde olmas1 gõsterilebilir.'

"Bizi çevreleyen (evren), logoslu ve usludur. Bu tannsal logosu solukla içimize çekerek akilli oluyoruz. Uykudayken unuturuz, uyandiktan sonra yeniden bilinçliyiz. Uykudayken algilamaya yarayan borular [bu borular, kanallar (poroi) duyu algzlarma yararlar] kapand1g1 zaman içimizdeki evren ile biti�iklikten ay­ nltrlar. Aynlmca da õnce hatirlama gücünü yitirir, uyamnca algz borulan boyunca pencereden uzamr gibi uzanan akzl bizi çev­ releyen evren ile bulu�arak, logosun gücüne bürünür. (Ruh yok olmazm1�, çünkü bedenden dz�an çzkmca evrenin ruhuna geri dõnüyormu�. Kendisiyle aym soydan olana .. .) Sadece nefes alma­ ya dayanan baglzlzk, bir kõk gibi kalir." "Sagduyulu olmak en büyük meziyettir. Bilgelik de gerçek �ey­ ler sõylemek ve i�lemektir. Kendini tammak ve sag dü�ünceli ol­ mak, bütün insanlarm hakkidir." "Ínsanlarm en bilgesi Tann kar�ismda maymun Maymunlarm en güzeli Ínsan soyuyla Kar�zla�tmldigmda çirkindir." "Deniz en atik ve berbat su Baltklar için içilir ve kurtancz Ínsanlar için de içilmez ve yok edici."

* Herakleitos, Ki ri k Ta$lar, s. 163 -34-

Turgut Ôzgüney 11 Herakleitos ve Sokrates

"Tanri için bütün $eyler güzel, iyi ve hakça (adaletlidir, tanri­ sal logosta bütün kar$1tliklar kayna$1p yok olur). Ínsanlar ise bir­ tak1m $eyleri haks1z buluyorlar. Birtak1mlarm1 da hakça. Haks1z $eyler olmasayd1, hak adm1 bilmezlerdi." "ólümsüzler, olümlüler; olümlüler, olümsüzler... Çünkü bunlarin hayat1 onlarin olümü, onlarin hayat1 da bunlarin olü­ müdür. Ôlümsüzlük ülkesinden gelen ate$-ruh, insanda sanki olümlü oluyor ve insanm Olümüyle yeniden Olümsüz (gene/, birey üstü) ya$ama kat1l1yor." "Bu dünya ki Her $ey için aym Ne Tanri yap1s1 Ne kul Hepsi var idi Var Var olacak Bir Olümsüz ate$ ki ólçüyle alevlenip ólçüyle sonen." "Yamliyordu Homeros derken $u çeki$me ortadan kalksa Tanrilarla insanlar arasmda Uyum olmazd1 müzikte Yüksek ile alçak olmasa Canlilar olmazd1 Di$iyle erkek olmasa."

-

35

-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

"En büyük üstünlük Bilgeliktir Dogru dü$ünmek Dogru eyleyip Dogru soylemek Dogasma gore Kavrayip her $eyi." "Bilgeligi seven Çok $ey bilmeli, gerçekte Birdir bilge Ístemez Zeus Denmesini kendine." Sevinçsiz, süssüz, kokusuz $eyler soylüyor Güzel agzzyla Sibylla Bin ytl oteden geliyor Tanrz'nm k1$kirtt1g1 sesi." Bilicisi Delf'teki Tanri Ne soyler ne gizler Meramm1 gosterir.'' "Ínsanlan Oldükten Sonra Ummadiklan ve akzllarma Getirmedikleri $eyler bekler."

-36-

Turgut ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

Herakleitos'un eserine baztlan Musalar (ilham Perileri) ad1m, baztlan da Doga Üzerine ad1m vermi�. Diodotos ise Ya$am Kuralt Íçin $a$maz Bir YOnetim diyor. Ba�kalan da Davram$ Kuralt veya Herkesin Yaratllt$mdaki Tek Düzen diyor.' Türkçeye Kmk Ta$lar ad1yla çevrilmi�tir.

Herakleitos'tan Etkilenenler Nietzsche: Herakleitos'un "çoklar" deyimini "pek çoklar" haline sokuyor. Boyle Buyurdu Zerdü$t adh eserini, baztlarmm Herakleitos $oyle Dedi �eklinde isim verdigi Herakleitos'un ese­ rine õykünerek kaleme ald1g1 sõylenir. Stoa Okulu: Herakleitos'un logos õgretisini kendi felsefi anlay1�lanna uyguluyor. Logos õgretisi sonra Htristiyanhga geçiyor. Cuesli Nikolaus: Cuesli Nikolaus'un (iS 1 40 1 - 1 464) kar�1tlann birligi (coincidentia oppositorum) anlayi�mda Herakleitos'un ruhu seziliyor. Goethe: Werther zamanmdan son eserine kadar Herakleitos'tan kendine uygun olanlan alm1�tlr. Herakleitos'un "Huy insan için Daimon'dur" sõzünden ald1g1 esinle "Urworte orphisch Daimon" adh �iirinde �õyle diyor: "Nasilsan oyle kala­ caksm. Kendinden kurtulamazsm." Hõlderlin: Hõlderlin'in Hyperion'u onu amyor. Bergson: Herakleitos'a õnemli dü�ünceler ve simgeler borç­ ludur. Hegel: �u itirafta bulunuyor: "Herakleitos'un hiçbir cümlesi yoktur ki manttg1ma alm1� olmayayim:··· "" Diogenes Laertios, Ünlü Filozoflarm Ya�amlar1 ve Ôgre tileri, s. 422-427; Walther Kranz, An tik Felsefe , s. 57-59, 63, 66, 68, 70, 72, 73 ,..,.. Walther Kranz, Anti k Felsefe , s. 60, 68 -37-

Turgut Ôzgüney 11 Herakleitos ve Sokrates

Herakleitos Hakkmda Herakleitos Peri Phuseos (Dogaya Dair) adh kitabmda

"Kendi ruhunun derinliklerine dalip, kendi kendini ara�tirarak evrensel ilkeleri, doga yasalarmt çozdügünü soylüyor" diyor. Sonra da, "Bu karanlik ve kasvetle dolu zor bir yoldur. Eger bir inisiye size rehberlik ederse, yolunuz güne�in aydmligmdan daha aydmlik hale gelir" diye ekliyor. Gõrüldügü gibi bu iki ifa­ de çeli�iktir. ilk aç1klamasmda Herakleitos sanki bu ke�fi kendi ba�ma ba�arm1� gibi bir ifade kullamyor. ikinci aç1klamasmda ise, rehbersiz ruhsal aydmlanmanm mümkün olamayacagm1 sõylüyor. Bir yol gõstericinin zorunlu oldugunu vurguluyor. Aristoteles'in parlak zekâya sahip õgrencisi Theoprastos'a gõre Herakleitos'un bu tür aç1klamalan, içinde bulundugu ruh ha­ liyle ilgilidir. Ona gõre Herakleitos, "karasevdà' hali içindedir. Bu yüzden bu tür aç1klamalar yapmaktadir. Platon'a gõre ise bu durum "Manià' halidir. Yani tannsal çilgmhk, Tann tarafm­ dan tutsak edilme durumudur. Kanaatime gõre Herakleitos'a bu tür ruhsal ke�iflerin ilham vericisi ionia Erythraiàsmdan (izmir-Çe�me/Ildm) vecit halinde kehanette bulunan efsane­ vi kâhin Sibyllàdir veya Delf Mabedi'ndeki Tann Apollon'un rahibesidir. Herakleitos'un ilham kaynaklan bu iki kadmdir. Benzer bir �ekilde Pythagoras, Samos Adas1�ndaki Tannça Ar­ temis Mabedi'nin bahçesinde makrokozmos ve mikrokozmosa dair vizyonlar gõrüyor. Varhklann olu�umunu düzenleyen "3 yasast" ve geli�melerine yõn veren "7 yasas1': gõzlerinin õnüne seriliyor. Berrak bir ruh hali içinde, yani "bir içe dogu� hali içerisinde" gelecek hayatm1 gõrüyor. Gõrdüklerini anlamlan­ dirmak ve akil arac1hg1yla ortaya koymak istiyor. Fakat bunun için gerekli ilmi nereden bulacag1m bilmiyor. M1sir'a giderek "insanm varolu� nedenini': yani "hikmet"i MlSlrh rahiplerden 22 senede õgreniyor. Aç1klama yapmak zorunda oldugum en

·38-

Turgut Ôzgüney li Herak/eitos ve Sokrates

hassas nokta budur. insanhk tarihinde hiçbir insan tek ba�ma "varolu� nedenini" ve "ruhun s1rlanm" çõzememi�tir. Çõzdü­ günü sõyleyen varsa da bu onun kuruntusu ve zanmdir. Bu bir ya�antl i�idir. Bir deneyim i�idir. Tann tarafmdan insana verilen bir lütuf, bir inayettir. Ancak bir dost, rehber (inisiye) e�liginde gerçekle�tirilebilecek yüce bir olgudur.

-

39

-

SOKRATES (iô 469-399) iô 5. Yüzytlda Atina iõ 5. yüzyilda Yunan kültür ve uygarhg1 büyük bir güç ve gõrkemle ya�amasma ragmen aym zamanda içsava�larla h1z­ h bir çõkü� ya�1yordu. Sofistlerin etkisiyle toplumsal degerler kõkünden sarsilm1�tl. Bilime duyulan inanç da neredeyse yok olmaya yüz tutmu�tu. Mitoloji tamamen çõkerken, tannlar ve õlümden sonraki hayatla ilgili mitolojik gõrü�ler, egitimli in­ sanlann büyük bir bõlümü için anlamm1 kaybetmi�, eski õrf ve âdetler tamamen unutulmaya yüz tutmu�tu. Ev-aile ya�ammm safhg1, yerini a�m bir vurdumduymazhga, sadece maddi ba�a­ ny1 temei alan iyi hayat anlay1�ma, ç1lgm bir haz (hedon) ve ç1kar dü�künlügüne birakm1�tl. Genç ku�aklar her türlü hak ve hukuk ilkelerini umursamaz bir tutum içine girmi�lerdi. Sanat alanmda da erken dõnem sanatmm ihti�am1 ve sonraki dõnem sanatmm zarif güzelligi ve kendinden emin onuru, yozla�ma a�amasma gelmi�ti. Entelektüel ve sosyal kültür, sadece her �e­ yin her �ekilde sõylenebilmesini mümkün ktlan bir dü�ünce ya­ p1smdan meydana geliyordu. Dile ili�kin yüzeysel bir kültürden ve toplumsal hayatm taleplerine cevap verebilecek nitelikteki ç1karc1 bir hayat felsefesinden meydana gelen 5. yüzyilm son dõneminde Grek dü�üncesini neredeyse tamamen degi�tirebi­ lecek bir �ekilde Sokrates yaratlc1 bir deha olarak ortaya ç1kar. ·

Perikles zamamnda Atina, çagm õteki kültür merkezlerin­ den farkl1 olarak zihinsel çah�malar için õzgür bir ortam sagh­ yor ve dünyanm her yerinden dü�ünürleri kendine çekiyordu. * Ahmet Cevizci, Sokrates, Say Yaymlan, i stanbul, 2006, s. 12- 15

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

Kentin havas1; tartI�ma, deneyim ve yaratic1 atihm baktmmdan bütün sanat ve dü�ün dallanm besliyordu. Bu olaganüstü õz­ gürlük, bu çagda yaptlan bütün sanat ve bilgi alanlannda gõrü­ lebilir. Fakat Yunan komedyas1 siyasal, dü�ünsel ve edebi ki�i­ likleri ac1mas1zca ta�a tutar bir �ekilde ele�tiriyordu. Perikles'in dü�ünür Anaksagoras ve ressam Pheidias gibi dostlanna kar�1 açtlan davalar, Atinàda bu õzgürlügü kts1tlamaya çal1�an etki­ li çevrelerin varhgm1 ortaya koymaktadir. Bununla birlikte ió 5. yüzytl Atinàs1 dü�ünce õzgürlügü ile siyasal õzgürlügün bir arada bulundugu bir yerdi. Bu iki õzgürlük birbirlerine e�lik et­ meleriyle birbirinin içine girmi�, dü�ünce ve eylem alanlan uz­ la�maz uçlar olarak birbirinden aynlmam1�hr. Bu iki alanm bir­ biri içine girmesinin en somut delili de Atina agoras1yd1. Agora

kentteki dü$Ünsel ya$amm merkezi oldugu kadar, demokrasi ve ticaretin de merkeziydi. Devlet daireleri burada bulunur, halka yapilan duyurular, çikanlan yasalar burada ilan edilir, mahke­ meler burada toplamrdi. Dünyanm her yerinden gelen mallar burada almir satilir, Atina Ímparatorlugu'nun mali çikarlan bu­ rada korunurdu. Agora; soyleyecek, soracak, ogretecek ya da og­ renecek bir $eyi olan insanlarm topland1g1 yerdi. insanlar burada Sophroniskos ile Phainarate'nin oglu Alopeke demosundan bir Atina yurtta�1 olan Sokrates (ió 469-399) ile kar�1la�1yorlard1. Birçoklan aç1kça onunla konu�mak için geliyor, onu tamym­ ca yanmdan aynlam1yor, birçoklanm da o aray1p buluyordu. insanlarla konu�may1 çok sevdiginden, babasmdan õgrendigi yontuculuk sanatm1 geli�tirmeye bile zamam olmuyor, ya�am1 Atina agorasmda geçiyordu. Sokrates; Potidaia (ió 432), Deli­ on (ió 424), Amphipolis (ió 422) çarp1�malan ile Delf ziyareti d1�mda Atinàdan hiç aynlmam1�tI. Ksenophanes, Sokrates'in kesinlikle kendini bir tutmaktan kaçmd1g1 sofistlerden ikisini eserine ahr: Elisli Hippias ve An­ tiphon.

-

41

-

Turgut ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

Platon'un sofistlere yala�tird1g1 nitelikler balammdan bun­ lar Sokrates'e kaq1d1rlar. Antiphon, Sokrates'in yoksulluguna takihr. Hippias, Sokrates'in gõrü�lerini smirh ve kis1r bularak ondan kesin bir tamm istemektedir. Kyreneli Aristippos ile Antisthenes onunla "õz denetim'' ve "dostluk'' üzerine tartl�1rlar. Bunlar daha sonra kendi felsefe okullanyla ortaya ç1ktlklarmda ileri sürecekleri õgretiler bala­ mmdan õnemli konulardir. Atinànm õnde gelen devlet adam­ lan da Sokrates'in pe�indedir. Kritias ile Kharikles onu korku­ tarak susturmaya çah�1rlar. Ama uzun bir tartl�mamn sonunda gerçek niyetlerini aç1klamak zorunda kahrlar. Genç Perikles, Sokrates'e Atinànm çõkü�ünden duydugu üzüntüyü dile getirir ve onun õnerilerini uysalca dinler. Platon'un ailesi de Sokrates ile agorada kar�ila�1rlar. Platon'un karde�i Glaukon, politikaya zamans1z girmenin teh­ likelerini õgrenir. Platon'un dayis1 Kharmides politikaya kar�1 isteksizliginin temelsiz oldugunu anlar. Sokrates'in en eski ve en yalan arkada�1 Kriton'dur. Sokrates'in diger arkada�lan Aris­ todemos, Khairekrates ve Hermogenes, silah yap1mc1s1 Pisti­ as, ressam Parrhasios, i�adamlan Aristarkhos ile Eutheros'tur. Bunlarm hepsi, Sokrates'in büyüsünü ve sohbetlerindeki konu çe�itliligini kamtlar. Sokrates, Atinàda devlet i�leriyle gõrevli insanlarla ugra�ir. Onlan sofra gõrgüsü gibi õnemsiz konulann yam sira "Dogru, yasal ya da iyi nedir?" gibi konularda dü�ünmeye yõnlendirir. Ksenophanes Sokrates'i agorada her meslekten ve sm1ftan insanlann arasma yerle�tirmekle kar�1m1za hem hayat adam1 hem dü�ünür bir Sokrates çikanr. Ama iô 399 yihnda õfkeli ve nefret dolu bir patlamanm sonucunda, Atina gençliginin ahla­ kim bozma ve devletin tannlanm tammama suçlanndan mah­ kemeye verildiginde, Atinàmn Sokratese tamd1g1 õzgürlük yok

-

42

-

Turgut Ôzgüney 11 Herakleitos ve Sokrates

olmu� ve Sokrates'in agora ya�am1 da sona ermi�tir. Yarg1çlar kurulu onu 220'ye kar�1 28 1 oyla suçlu bulmu�tur. Atina yasalarma gõre kendine õlüm yerine ba�ka bir ceza seçme f1rsatl verildiginde Sokrates, gerçekte bir ceza degil, õdül hak ettigini sõyleyerek mahkemeyi �a�kmhga çevirmi�tir. Pla­ ton, 30 drahmi õdemeyi kabul ettigini bildirir. Ksenophanes ise herhangi bir ceza õdemeyi kesinlikle õdemeyi reddettigini sõy­ ler. Ne olursa olsun, yarg1çlar kurulu o kadar õfkelenmi�tir ki daha õnce suçsuz diye oy kullanan 80 üye, oylanm degi�tirmi� ve Sokrates'i õlüme mahkum etmi�tir. Bu olay, Atinah dü�ünür­ lerin devlet i�lerinden uzakla�1p ayn ayn okullar olu�turdukla­ n dõnüm noktasm1 belirler. Sokrates'in mahkum edilmesiyle, Atinada b1raktig1 derin etki dikkat çekicidir. Sokrates, õgrencisi olan insanlar arac1hg1yla Yunan dü�üncesinde bir devrim yap­ m1� ve bugün canhhgm1 halen koruyan bir etki yaratm1�tir. Sokrates'in devrimi, Yunan dü�üncesinde ahlaki degerler alanmda gõrülen yeni bir anlayi�1 belirler. Sokrates, ya�am1 bo­ yunca antik dünyanm õnde gelen dü�ünürlerini Atinaya çeken bir efsaneydi. •

Atinada sürekli kriz halindeki topal bir demokrasinin çal­ kantilan vardi. Konu�ma õzgürlügünün tümüyle yok edildigi ve õnde gelen ki�ilerin, toplumun agir baskt altmda tutuldugu, kolayca sürgüne gõnderildigi ve hatta õlüme mahkum edildigi garip bir demokrasi hüküm sürüyordu. O çagda Atina'da ya�a­ mak tehlikeliydi. Perikles, üst üste 1 5 kez Atinanm en onurlu gõrevine seçildikten sonra bu gõrevden almarak a�agilandi. Bu Atina demokrasi tarihinin en õnemli olaylarmdan biridir. Bu konuda Perikles'in çagda�1 Tukidides bile tek kelime sõylemiyor. Üstü kapah hirs1zhktan sõz eden Platon ise ancak Sokrates'ten * Ksenophon, Sokrates'ten Anilar, çev. Candan �entuna, Türk Tarih Kuru­ mu, Ankara, 1 994, s. 1 -5 -43-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

bilgi alm i� olabilir. Çünkü bu olay sirasmda 1 3 ya�mdaydi. Pe­ rikles çok zengindi. Sitenin parasma ihtiyaci yoktu. Rakipleri oligarklar, demokrasiyi gü çl endirdigi için ona hep kar�i çikttlar. Perikles nutuklannda alkt�landigi halde demokrasi Atinàda be­ nimsenmi� degildi. Sokrates õldügü güne kadar Perikles'in dam�mamydt. Sok­ rates, iô 406-405 yillan arasmda halk meclisine seçiliyor. ida ­ ma mahkum edilen generalleri savunuyor. 30'lar tiranhgmda tiranlann rakiplerinden birini tutuklamayi reddediyor. Yõne­ tim yiktlmca Sokrates idamdan kurtuluyor.

Hayati Sokrates iô 469 ytlmda dünyaya gelmi�tir.' Fakat "77. Olimpiyat'm 4. yilmda Targelion aymm 6. gününde dogdu" di­ yerek Laerteli Diogenes ba�ka bir tarih verir. ·· Atinàmn güne­ yinde bulunan Alopeke'de dünyaya gelen ve dolaylSlyla kentin yerlisi olan Sokrates'in babasmm adi Soproniskos, annesininki ise Phainarete idi. Kaynaklar babasmm bir ta� yontucusu veya heykelhra� oldugunu, Sokrates'in de belirli bir zaman boyun­ ca bu sanah õgrendigini, babasmm õlümünden sonra ona kü­ çümsenmeyecek bir servet biraktigmi yazarlar.... S i;> krates'in as­ kerligini kendi silahlanm kendileri temin etmek zorunda olan agir piyade birliginde yapmi� olmasi, onun maddi açidan iyi durumda bulundugunun bir gõstergesidir. Sokrates'in annesi ise bir ebeydi. Platon'un 1heatetos adh diyalogunda, Sokrates'in kendisi bu bilgiyi verir. Onun annesiyle ilgili olarak; fiilen icra edilmi� bir meslegi mi icra ettigi yoksa Sokrates'in "dogurtma * Platon, So krates'in S avu nmast , s. 1 7 ** Diogenes Laertios, Ünlü Filo zo flarm Ya�amlan ve ô gretile ri, Yap1 Kredi Yaymlan, lstanbul, 2003, s. 74, 75 *** Diogenes Laertios, Ünl ü Filo zo flarm Ya�amlan ve Ógre tile ri, s. 74, 75 -44-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

sanatt" diye nitelenen felsefi tartl�ma ya da sorgulama faaliye­ tinin mahiyetini açtldamak amac1yla kurulan analojinin Platon tarafmdan olu�turulmu� bir kurguya m1 kar�1hk geldigi gerçek­ te tartl�mahd1r. · Ksenophanes, Sokrates'ten Anilar adh eserinde Sokrates'in annesinin meslegi üzerinden kendisine yakt�tmlan ebelik, yani "dogurtma yõntemi"ni kullanmad1g1m, onlara sa­ dece dogru dü�ünme yõntemini gõsterdigini ifade etmektedir."" Sokrates'in kans1 ise Platon hariç pek çok kaynak tarafmdan olumsuz terimlerle karakteri kõtü birisi diye anlattlan Ksantip­ pe idi. Aristoteles Sokrates'in ilk evliligi sürerken, Myrto adh ikinci bir kadmla evlendigini anlattr. Bunun nedeni ise Atinàda sava�lar nedeniyle nüfusun azalmas1 dolaylSlyla erkeklerin ikinci bir evlilik yapmalan ve çocuk sahibi olmaya zorlanma­ lan olarak gõsterilir:·· Yunan dünyas1 Sokrates'in adm1 ió 432 yilmda ç1kan Peloponez Sava�1'yla duymaya ba�lam1�tI. Çün­ kü bu sava�a katilan Sokrates korkusuzlugu ve gõzü pekligiy­ le adm1 duyurmu�tu. Kendisine verilen kahramanhk õdülünü Alkibiadese vermi�tir. ···· Bununla birlikte Sokrates'in hayatmm ilk 35 yilhk bõlümü õnemli õlçüde karanhk kalm1�tir. Ba�ta Platon olmak üzere pek çok kaynak onun bu dõnemde doga felsefesiyle ugra�tigm1 anlatir...... Anaksagoras'm õgrencisi Arkhelaos'un derslerine katilan ama arad1g1 ereksel nedeni doga felsefesinde bulamayan Sok­ rates, ugrad1g1 hayal ktnkl1g1 içinde dü�üncelerini �õyle dile getirmi�tir:

"Kafamdan geçen bu dü$Üncelerle, var olan her $eyin nedeni konusunda Anaksagoras'ta gonlüme gore bir ogretmen buldugu* Platon, Th ea te to s, s. 1 49; Ahmet Cevizci, So kra tes, s. 28 ** Ahmet Cevizci, So kra tes, s. 9 1 , 92 *** Diogenes Laertiôs, Ünlü Filozo flan n Ya �a mlan ve Ôgre tileri, s. 26; Ah­ met Cevizci, So kra tes, s. 39 **** Diogenes Laertios, Ünlü Filozojlan n Ya �a mlan ve Ôgre tileri, s. 78 ***** Ahmet Cevizci, So kra tes, s. 34 -45-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

mu dü�ünmü� olmaktan büyük bir haz duydum. Ondan bana, once yeryüzünün düz mü yoksa yuvarlak mi oldugunu soyleme­ sini ve daha sonra düzse niçin düz olmak zorunda olmasimn ya da yuvarlaksa onun yuvarlak olmasmm nedenini, daha iyi te­ rimini kullanarak açiklamaya geçmesini bekledim. Anaksagoras onlarm zihin tarafindan düzenlendigini soyledikten sonra onlan (dü�ünceleri) açiklamak için ba�ka bir neden getirecegini hiç dü­ �ünmüyordum ... Dos tum, benim o güzel umutlanm daha sonra y1k1lip gitti. Çünkü okumayi sürdürdükçe gordüm ki bu adam zihni hiç kullanmiyor. Zihne �eyleri düzenlemede hiçbir sorum­ luluk yüklemiyor. Ancak nedenleri hava, ether ve su gibi birçok �eyde buluyor."" Anaksagoras'm gõkcisimlerine ve tannlara hakaret gerek­ çesiyle mahkeme tarafmdan mahkum edilip sürgüne gõnderil­ mesinden sonra Sokrates doga dü�ünürü Arkhelos'un dersleri­ ni dinledi. Duris, onun kõlelik yapttgm1 ve babasmm yanmda yontucu olarak çah�tigm1 sõyler. Anlatild1gma gõre akropolde­ ki giysili Kharitler onun eseriymi�." Kriton ondaki ruh güzelligine hayran kalarak onu atõlyeden ahp egitmi�tir:·· Doga kurammm bize hiçbir yaran olmad1g1m sõylermi�. iwerlerinde ve Agoràda ahlak .konulan üzerinde fel­ sefe yapmaya ba�lam1�, ara�tirma konusunun "evde y�anan iyi

ve kotü �eyler" oldugunu sõylüyormu�. Ara�hrmalannda çogun­ lukla sertçe tartI�t1g1 için yumruk yiyor, saç1 ba�1 yolunuyormu�. Çogunlukla hor gõrülüp alaya alm1yormu�. Ama bütün bunlara sab1rla katlan1yormu�. Birisinden tekrne yiyip huna katlanmasm1 Platon, Phaidon, s. 97, 98; Diogenes Laertios, Ünlü Filozoflarm Ya$amlari ve ôgretileri, s. 76-79 ** Kharitler: Güzellik, zarafet ve dostlugun tannçaland1r. Roma lisamnda adlar1 Gratiae'dir. *** Diogenes Laertios, Ünlü Filozoflarm Ya $amlari ve Ôgretileri, s. 76 -46-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

hayretle kar�tlayanlara "Beni tekmeleyen bir e�ek olsaydi ondan

davact olur muydum?" demi�. Demetrios bõyle anlat1yor. Sokra­ tes sofistlerin konferanslarma da kattlm1�, felsefede kendi kendi­ ni geli�tirmeye çah�m1� ve Atinalilar'i uyandtrtp hayatm anlamt

ve kendileri için gerçekte iyi olan üzerine dü�ünmeye sevk etmek amac1yla misyonunu gerçekle�tirmeye çah�m1�tlr. Sokrates ha­ yatmm bundan sonraki dõneminde kendini Atinaltlarla ama õzellikle gençlerle hayatm anlam1, neyin gerçekten iyi oldugu, insanm gerçek amacmm ne olmas1 gerektigi gibi sorularm belir­ ledigi genel çerçeve içinde, felsefi tart1�malar yaparak bir moral reformu gerçekle�tirme çabas1 içinde olmu�tur.



Platon, Sokrates'in Peloponez Sava�1'nda gõsterdigi kahra­ manhklardan sõz eder. Sokrates, sava�m ba�langICmda, Ege'nin kuzey kiyilarmda bulunan Potidae Ku�atmas1 s1rasmda büyük cesaret, sogukkanhhk ve dayamkltl1k õrnekleri vermi�tir. Al­ kibiades de Platon'un $olen 'inde bu sefer s1rasmda yarah bir halde yatarken, kendisini bulup hayatim kurtaran Sokrates'in kahramanhgm1 uzun uzad1ya anlatir. Onun ikinci kahramanh­ g1 Atinahlarm Boetiàda bulunan Deliumoa ya�ad1klan bozgun s1rasmda olmu�tur. Sokrates'in geri çekilme s1rasmda sergile­ digi cesaret, bir efsane haline gelmi�tir. Yunanh komutan olan

Lakhes adm1 ta�1yan bir Platonik diyalogda Lakhes, "Ben geri çekilirken Sokrates'le birlikteydim. Eger herkes onun gibi olsay­ d1, kentimizin ba�ma bu felaket asla gelmezdi" demi�tir. Onun üçüncü askeri hizmetini iô 422 yilmda, Kuzey Ege kiytlannda­ ki Amhipolis Muharebesi'nde verdigi bilinmektedir... Atinal1 Timon, Silloi (�a�1 Gõzlüler) adh eserinde "Yontucu

bu i�lerden uzakla�tt, durmadan yasalan tarti�an, Yunanltlan * Platon, S okrates'j n S avunmas1 , s. 26; Ksenophon, Sokrates'te n Anilar, s. 76; Diogenes Laertios, Ünlü Filozoflan n Ya�amlan ve Ôgre tileri, s. 77 ** Ahmet Cevizci, Sokrates, s. 1 53, 1 8 1 , 2 1 4, 2 1 9, 220, 223; Platon, S okrates'in S avunmas1 , s. 1 28 -47-

Turgut Ôzgüney li Herakleitos ve Sokrates

büyüleyen bu adam ince mantik yürüten, kon�anlarla dalga ge­ çen yan Attikeli" der. Sokrates'in dostu Khairephon, Sokrates'in bilgeliginin õlçü­ sünü õgrenmek amac1yla Delf Tapmag1'na gider. Bilge kâhine Diotima ile gõrü�ür. Diotima, "Dünyada Sokrates'ten daha bilge

biri yoktur" diye cevap verir. Bu açtl