Nikomakhos'a Etik [1 ed.]
 9786050203172

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

ARİSTOTELES

NİKOMAKHOS' A ETİK Bütün Yapıtları

-

5

Say Yayınları Aristoteles / Bütün Yapıtları 5

Nikomakhos'a Etik/ Aristoteles Özgün adı: H9ıKa NıKoµaxtıa Yayın haklan © Say Yayınlan Bu eserin tüm hakları saklıdır. Yayınevinden yazılı izin alınmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz. ISBN 978-605-02-0317-2 Sertifika no: 10962 Eski Yunancadan çeviren: Furkan Al

Nikomakhos'a Etik

bazen uçlar ve ortadakiler birbirlerine benzeyebilir. Öte yandan iki ayrı uçtakiler arasında bir benzerlik yoktur. Çünkü bir şey diğerinden ne kadar uzaksa o kadar karşıt

1 109

olarak tanımlanmaktadır. Bir şeyi orta olan ile karşılaştır­ dığımızda bazen onun eksiği bazen de fazlası daha fazla karşıt olabilir. Örneğin cesaretin karşıtı atiklik değil kor­ kaklıktır, ölçülülüğün karşıtı da duygusuzluk değil hazza düşkünlüktür. Aslında bu durumun nedenlerinden biri o şeyin ta kendisidir. Uçlardan biri ortada olana daha fazla benzerse onu karşıya değil diğer uca koyarız. Yani cesaret ve atiklik daha yakındır, korkaklık ise daha uzaktır. İşte bu nedenle cesaret ve korkaklığı karşıt olarak görürüz. Ortanın uzağındakiler karşıt gibidirler. Özetle söylemek gerekirse birinci neden o şeyden kaynaklanmaktadır, diğer neden ise biziz. Doğal olanlar ortanın daha fazla karşıtıdırlar, örneğin içimizde hazza doğru daha büyük bir istek vardır. Bu nedenle ölçülü davr arunaktan çok haz bize daha çekici gelir. Bu nedenle daha çok meyilli oldu­ ğumuz olumsuz şeyler olumlu olanların tam karşıtıdır, işte bu nedenle aşırılık olan haz düşkünlüğü ölçülülüğün karşıtıdır. Şimdi karakter erdeminin bir orta olma durumu oldu­ ğunu biliyoruz. Burada etkilenim ve eylemlerde amaç eksiklik ve fazlalık olan iki kötü durumun ortasını bul­ maktır. Tabii ki bu da kolay değildir. Bir şeylerin ortasını bulabilmek hiç kolay değildir, örneğin bir dairenin orta­ sını bulmak herkes tarafından yapılamaz. Bunu sadece konuyu bilenler bilir. Aynı şekilde kızmak, para vermek ya da para harcamak gibi eylemler herkes tarafından yapı­ labilecek eylemlerken bunun ne zaman, kim için, neden, nasıl yapılacağını bilmek kolay bir şey olmadığı gibi, herkes bu konuda doğru da hareket edemez. Az sayıda insan tarafından becerilebildiği için güzel bir davranıştır. Kalypo ortayı arayanın öncelikle karşıttan uzak durmasını

53

Aristoteles .q,.

söylüyordu: "Öncelikle gemini dalgalardan uzak tutma­ lısın." Bir uç diğerinden daha büyük hatalar yapmamıza yol açabilir, ortayı bulmak da kolay değildir. Bu nedenle

1 109b

bazen ikinci seçenek daha az kötü olanı almaktır. Bunu da söylediğimiz şekilde yapabiliriz. Bu durumda önce­ likle kendimizin nelere meyilli olduğumuzu anlamamız gerekir, çünkü herkes birbirinden farklı şeylere meyilli­ dir. Cevap bulabilmek için yapmamız gereken nelerden haz duyduğumuz ya da nelerden acı çektiğimizi tespit etmektir. Böylece kendimizi diğer tarafa doğru götürmeye çalışacağız, bir insanın eğri odunları düzeltmek istediği zaman yaphğı gibi hemen başarıdan çok uzaklaşma yolu­ na gideceğiz ve böylece ortaya geleceğiz. Herhangi bir konuda hoş olandan uzak durmamız gerekir, çünkü haz söz konusu olduğu zaman mutlaka bir taraf olmaktayız. Troyalıların Helena'ya karşı hisleri gibi bizim de hazza karşı olan hislerimiz net olmalıdır ve her zaman aynı sözleri tekrarlamamız gerekir. Bu sayede çok daha az hata yapma ihtimalimiz olacakhr. Tabii ki tekil olaylarda söylediğimizi yapmak çok zordur. Yani hangi insana, ne zaman, ne miktarda, neden kızacağımızı söylemek kolay bir şey değildir. Bazen kızmayanları övüp onlara sakin diyoruz, bazen de kızanları haklı buluyoruz. Fakat olması gerekenden daha farklı şekilde hareket eden kimse eleşti­ rilir. Ayrıca eleştirimizin ne oranda olacağını söylemek de kolay sayılmaz. Bir konuda duyularla karar alınıyorsa, ki tekil olaylarda bu şekilde karar alınacaktır, bu durumda karar vermek zor olacaktır. Özetle söylemek gerekirse ortada olan her zaman övülesi durumdadır, bizlerin bazen eksik olana bazen fazla olana meyil göstermemiz gerekir, bu sayede en doğru seçimi kolayca yapabiliriz.

54

ÜÇÜNCÜ KİTAP Erdem konusu duygularla ve eylemlerle ilgilidir. Bir eylem istenerek yapılırsa övgü, eleştiri, acıma ya da affetme gibi durumlar söz konusu olabilir. Bu nedenle de erdem konu­ sunda incelemelerde bulunanlar için bir eylemin istenerek mi yoksa istenmeden mi yapıldığını belirlemek gerekir. Yine yasa yapıcıların verecekleri ödül ve cezalar açısından 1 1 10

da bu önemli bir noktadır. Bir şey zorla yaptırılıyorsa ya da bilgisizlikten dolayı yapılıyorsa o istenmeden yapılanlar grubuna girer. Bir eylem onu yapan kimse tarafından başlahlmadıysa ya da bu eylemin başlamasında hiçbir şekilde payı yoksa o eylem zorla yapılandır. Yani bir insanın rüzgar ya da kendisini rehin tutanlar tarafından bir yere sürüklenmesi örneğini verebiliriz. Öte yandan başına daha kötü bir şey gelmesinden korkarak bir şey yapanların ya da iyi bir şey yaptığını zannedenlerin durumuna da bakmak gerekir. Örneğin bir tiran akrabalarınızı rehin tutarak size bir şey yaptırmaya çalışıyorsa ve bu yapıldığı zaman rehineler kurtulacaksa yapılan eylem istenerek mi yoksa istenmeden mi yapılmış olur? Yine fırtına olduğu zaman deniz yolculuğunda denize ahlması gereken eşyaların seçiminde de benzeri bir durum yaşan­ maktadır. Burada hemen hemen hiç kimse isteyerek bir şeyini denize atmamaktadır, ancak kendisinin ve diğer insanların kurtulması adına kimi şeyleri feda etmektedir. Bu tür eylemlerin durumu karışıktır fakat yine de daha

55

Aristoteles ...-

çok istenerek yapılan eylemlere benzerler. Çünkü hem yapılmaları tercih ediliyor hem de böyle tercih edilmesi­ nin nedenleri var. Bir eylemin istenerek mi yoksa isten­ meden mi yapıldığına eylemin yapıldığı an bakılmalıdır. Sonuçta o eylemi yapmamıza neden olan şeyi biz harekete geçiriyoruz, yani başlangıcı kendisinde olan şeyleri yapıp yapmamak bize kalmış. Sonuç olarak bu tür eylemlerin isteyerek yapıldığını fakat gerçek anlamda istenmeden yapıldıklarını söylemeliyiz. Hiç kimse bu eylemleri ken­ disi için tercih etmez. Bazı insanlar daha sonra elde edecekleri güzel şeyler adına kötü ve çirkin şeylere kat­ landıkları zaman diğer insanlar tarafından övülebilirler, katlanmazlarsa da eleştirilebilirler. Eğer iyi bir şey elde etmeksizin kötü ve çirkin şeylere katlanırsanız bu da kötülüğün bir işaretidir. Bazı eylemler beğenilmeseler de yapılmaları affedilebilir türden eylemlerdir. örneğin bazen yapılmaması gereken bir eylemde bulunursunuz ancak bu eylem sırasında sizi harekete geçiren şey hiç kimsenin katlanamayacağı bir şeydir. Bazı şeyleri ise zorlansak bile yapmamalıyız, bu durumda gerekiyorsa büyük kötülüklere katlanarak ölmek tercih edilmelidir. örneğin Euripides'in1 Alkmaion'un annesini öldürmesi­ ne neden olan gerekçeler saçmadır. Zaman zaman insa­ nın neyi tercih edeceğini ya da neye katlanacağını bilmesi zor olabilir. Bunu fark ettiğinizde eylemi devam ettirmek daha da zordur. Bazen üzücü bir şeyi beklersiniz bazen de kötü şeyler yapmaya da zorlanabilirsiniz. Bu durumda bir olaydaki övgü ya da eleştiri koşullara göre değişmektedir. Peki zorla yapılan eylemler nelerdir? Genel tanım eylemin nedeninin yapan kişi olmaması ya da yapan kişinin bu nedende hiçbir payı olmaması olabilir mi? Bazı eylemler istenmeseler de yapıldıkları anda tercih edilebilir

l l lOb

MÔ 480-406 yıllan arasında yaşamış Yunan tragedya yaza. 56

•.

..q,. Nikomakhos' a Etik

durumdadırlar, fakat başka bir şey karşılığında istenirler. Bu anlamda zorla yapılan eylemler istenerek yapılanlara benziyorlar, çünkü eylemler tekil olaylar arasında yer alır ve bu olaylar da istenerek karar verilenlerdir . Ancak neyin neye tercih edilmesi gerektiğini belirlemek kolay değildir, çünkü tekil olaylar arasındaki farklar büyüktür. Biri kal­ kıp güzel şeylerin insanı zorlayan şeyler olduğunu söyle­ yebilir, her eylem dışarıdan bakınca zorlayıcıdır çünkü bir amaç uğruna yapılır ama bu insan için her şey zorlayıcıdır diyebiliriz. Bir eylemi istemeden yapanlar acı çekerken, isteyerek yapanlar ise keyif duyarlar. İnsanın başka biri tarafından kolayca kandırılması nedeniyle suçu kendisin­ de değil de başkasında bulması, oysa güzel eylemlerinin nedenini kendisi, çirkin eylemlerinin nedenini ise güzel şeyler olarak göstermesi garip olacaktır. Sonuçta bir insanın başlangıcına dahil olmadığı şeyler zorla yapılan eylemlerdir diyebiliriz. Bilgisizlikten yapılanların her zaman istenerek yapıl­ dığını söyleyemeyiz. Bazı eylemlerden dolayı üzüntü ve pişmanlık duyulabilir . Bir insan bilmeden bir şey yap­ tıysa ve yaptığından dolayı üzüntü duymuyorsa bunu isteyerek yapmamıştır, fakat üzülmemesi aynı zamanda bunu istemeyerek yapmadığına da işarettir. Bu durumda bilgisizlikten bir şey yapıp pişman olanlar için isteme­ den yaptı denilirken, pişman olmayanlar için isteyerek yapmadı dememiz uygun olabilir. Çünkü ikisi arasında fark olduğuna göre isimlendirilmeleri arasında da fark olmalıdır. Bilgisizlikten dolayı bir şeyi yapmak ve bir şeyi bilmeden yapmak arasında fark vardır. Örneğin sarhoş ya da aşırı derecede kızgın bir insan eylemlerini bilmeden yapmıyor değildir, ortada bir neden vardır ama bunu bilerek yapmaktadır . Kötü insanların hepsi neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmeyebilir, bu da kendilerinin bu sıfatı [kötü] almalarında etkili olabilir. Bir insan doğru

57

Aristoteles �

olanın ne olduğunu bilmiyorsa ona istemeden yaptı diyemezsiniz, çünkü istemeden yapmak tercihle ilgili bir bilgisizlik değildir. Münferit olaylarda eylemin ya da eyle­ min ilişkili olduğu şeylerin ne olduğuna dair bilgisizliktir. Tabii ki beraberinde affetme ya da acıma gibi duygular gelecektir. Çünkü eylemde bulunan insan bilmediği şeyi yaparken istemediği şeyi yapmış olmakta. Bu durumda bunların sayılarını saptamamız doğru olacaktır. Hangi eylemlerin kimler tarafından, ne zaman, hangi amaçla, hangi araçlarla ve ne şekilde yapıldıkları belirlenmelidir. İnsan deli olmadığı sürece bu şeyleri bilecektir, zaten bun­ ların hiçbirini bilmemek de imkansızdır. Çünkü insan bir şekilde kendisini tanıyacaktır, ancak insanın yaptığı şeyin ne olduğunu bilmemesi söz konusu olabilir. Yani bir şey istenmeden söylenebilir, Aiskhylos2 gibi söylenmemesi gereken sırlar açığa vurulabilir, nasıl kullanılacağı öğretil­ mek istenirken bir sapan elden fırlayabilir. Merope oğlu­ nu düşmanı zannetmişti ya da mızrağın ucunun korumalı olduğu, taşın o kadar sert olmadığı düşünülebilir, belki de bilek güreşi yapanlarda olduğu gibi tutmak isterken yaralayabilirsiniz. Evet tüm bu örneklerde bilgisizlik var­ dır, ancak en önemli nokta bilmeden bu eylemlerde bulu­ nanların yaptıkları şeyleri istemeden yapmış olmalarıdır. Burada da belirleyici olan nokta eylemin hangi amaçla ve hangi şartlar altında yapıldığıdır. Bu türden bir bilgisizlik sonucunda eylemde bulunulduğu zaman üzüntü duyul­ ması ve pişman olunması gerekmektedir. Bir eylem zorla yaptırıldıysa ya da bilgisizlik nedeniyle yapıldıysa, istene­ rek yapılan eylemler de başlangıcı bizim elimizde olanlar olmaktadır. Ortada bir istek ya da tutku varsa yapılan eylemlere istenmeden yapılanl