Yaşamın Temel Kuralları Cilt III Kısım II: Omurgalılar/Amniyota [3/2, 2 ed.]
 9757746029, 9757746088

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

YAŞAMIN TEMEL KURALLARI OMURGALILAR I AMNİYOTA (Sürüngenler, Kuşlar ve Memeliler) CİLT

-

111 /

KISIM

-

il

Prof. Dr. ALİ DEMİRSOY

Ön Kapak: Lynx /ynx (vaşak) Erzurum Fotoğraf: Ali Demirsoy Arka Kapak: Phoenicopterus ruber (flamingo), Tuzgölü Fotoğraf: Tansu Gürpınar

YAŞAMIN TEMEL KURALLARI OMURGALILAR I AMNİYOTA (Sürüngenler, Kuşlar ve Memeliler)

Cilt - 111 /Kısım - il İkinci Baskı

Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Beytepe /A N KARA Prof. Dr. Ali Demirsoy

Ankara, 1995

Baskısı Kasım 1995 tarihinde MET EKSAN A .Ş . Baskı Tesisleri'nde

Bu kitabın kağıdı METEKSAN Kağıt Üretim Tesisleri'nde üretilmiş ve

1.000 adet olarak yapılmıştır.

Bu kitabın ikinci baskısının basım, yayın ve satış hakları Meteksan Anonim Şirketi'ne aittir ve bütün hakları saklıdır. Hiçbir kısmı ve içerisinde yer alan şekiller, yazarın yazılı izni olmaksızın mekanik, optik ya da elektronik yollarla çoğaltılamaz. No part of this book may be reproduced by any mechanical, optical or electronic process, without written permission of author. Birinci Baskı İkinci Baskı

1992 1995

P.K. 105, Maltepe, 06572 - ANKARA METEKSAN A.Ş.

Yayın No : 94-06-4.0057ISBN

ISBN

975-7746-02-9 975-7746-08-8

ÖN SÖZ Yaşamm Temel Kuralları serisinin bu cifti Amniyota gruplarım (sürüngenler, kuşlar ve memeliler) kapsamaktadır. Kitabm yazımı sırasmda, ülkemizde sürüngenler oldukça aynnttlı çaltşıldığı için, bu smıfta en azmdan, tür düzeyinde büyük zorluklarla karşılaştlmamıştır. Kuşlar da, ilke olarak dünyada en iyi bilinen omurgalt grubu olduğundan, bunlarda da tür düzeyinde önemli bir zorlukla karştlaşılmamıştır. Yalntz göç sırasmda ülkemizi kullananlar ve zaman zaman ülkemizi ziyaret eden türlerin baztlan konusunda kuşkulu bilgiler vardır. Her olasıltk gözönüne almarak, bunların da ülkemizin fauna listesi içinde verilmesi uygun görülmüştür. Memeliler, zannedilenin aksine, kammca, ülkemizde en az bilinen Amniyota grubudur. Bazı türlerin, özellikle alttürlerin varlığı ve yaytlışı tarttşmaltdır. Bazı türlerin ve özellikle alttürlerin şu andaki yaygmlıklan ve bollukları konusunda kesin bir bilgi vermek hemen hemen olanaksızdır. Bunun yamsıra, bugün, bazı yazarlarca ayn türler ya da alttürler olarak kabul edilen; fakat bazı yazarlarca sinonim olarak kabul edilen ya da ayrıntılı çaltşmalarla sinonim olabilecek bazı taksan/ar, bu kitapta en az bir literatür bilgisi verebilsin diye, bağımsız kimlikleriyle verilmiştir. Aynca, ülkemiz dışmda yaptlmış bazı çaltşmalarda, sinonim listesine almmış bazı taksan/ar, ülkemizde ya hiç ya da yeterince çaltşılmadığı için, yine bağımsız taksan/ar olarak verilmiştir. Bu kitap, geniş bir literatür taramasma dayanmasma karşm, temelde bir araştırma kitabı olmadığı ve sadece aynntılt yazılmış bir omurgalı kitabı niteliğinde olduğu için,

bir taksan

tartışmasmm dıŞmda tutulmuştur. Bununla birlikte, bu kitapta verilen bazı türlerin, gelecekte, en az ülkemiz kapsammda, alttürlere ayrılarak incelenmesinin çok daha sağltklı olacağı bilimsel bir gerçektir. Her bölümün sonuna eklenmiş, ülkemizle ilgili, aynntılt sayılabilecek bir literatür listesinin, araştmctlara ve özellikle bu konulara yeni başlayanlara yardımcı olacağı düşünülmüştür. Çalışma konusu omurgaltlara oldukça uzak olan yazarın, bu konudaki çabası, içerik, sunum ve kapsam açısmdan hata yapmış olsa dahi, ülkemiz gerçekleri ve eğitime destek ve hizmet verecek ders kitabı niteliğindeki eser sayısmm çok az olduğu gözönüne almırsa, anlayışla karştlanmalıdır. Daha önce ve halen, ülkemiz eğitimine büyük katkılarda bulunan ve bana birçok bakımdan bilgi sağlayan, saym Hocamız Prof. Dr. Mithat Ali Tolunay'm "Özel Zooloji, Omurgaltlar, 1953" adlt ders kitabı ile sevgili dostum ve arkadaşım Prof. Dr. Mustafa

Kuru'nun

"Omurgaltlar,

1987" adlt ders kitabmı, bu konuyla ilgilenen herkesin

okumasmı içtenlikle öneriyor ve bu hizmetlerinden dolayı adıgeçenlere şahsım ve ülkem adma teşekkürü bir borç biliyorum. Aynca, kitabm haztrlantşmda, değerli bilgiler sağladığım, "Türkiye Ytlanlannm Taksonomik Revizyonu ve Coğrafik Dağtlışlan" (Prof.

Dr. İbrahim Baran) "Türkiye Sürüngenleri, Kaplumbağalar ve Kertenkeleler" (Prof. Dr. Muhtar Başoğlu ve Prof. Dr. İbrahim Baran), "Türkiye Sürüngenleri, Ytlanlar" (Prof. Dr. İbrahim Baran ve Prof. Dr. Muhtar Başoğlu), "Türkiye Kuştan" (Prof. Dr. Saadet Ergene), "Ornitoloji Dersleri" (Prof. Dr. İbrahim Baran), "Türkiye'nin Av ve Yaban Hayvan/an, Kuşlar" ve "Türkiye'nin Av ve Yaban Hayvan/an, Memeliler" (Nihat Turan) ve " Türkiye Kuştan" (Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu) adlı kitaplann yazar/arma yine ülkemiz ve şahsım adma teşekkür etmek istiyorum. Bu kapsamdaki bir kitabm hazırlamşı, bazı yazarlann ve yaymevlerinin, özellikle şekiller için verdikleri izinler; çevremdeki içten, özveri sahibi, yetenekli insanlar ve bana her zaman olduğu gibi bu kitapta da büyük destek sağlayan Meteksan yetkililerinin ve çaltşanlannm dostça yardım/an olmasaydı, gerçekleşmezdi. Bu bağlamda, Sürüngen literatürünü okuyarak düzelten, Ege Üniversitesi Öğretim Üyelerinden

Doç. Dr. Mehmet Atatür'e, sürüngenler konusundaki yaymlan ve bilgileri kullanmam için izin veren, yine aynt üniversiteden, Doç. Dr. Abidin Budak, Doç. Dr. Mehmet Atatür'e ve özellikle eserlerinden çok büyük ölçüde yararlandığım 9 Eylül Üniversitesi öğretim üyelerinden, Prof. Dr. İbrahim Baran'a, omurgalı kitabmdan büyük ölçüde

yararlanmama izin veren Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof.

Dr.

Mustafa Kuru'ya, kitaplanndaki şekillerden yararlanmama izin veren Prof. Dr. Viazenz Ziswiler, Prof. Dr. Volker Storch, Prof. Dr. Rupert Riedl, Prof. Dr. Gordon Corbet ve Denys Owen, Dr. Roger Peterson, Guy Mountfori, P. A. D. Hollom ve BL V

Verlagsgesellschaft, Georg Thieme Verlag, Gustav Fischer Verlag, Paul Parey Verlagsbuchhandlung adlı yaymevlerine, koleksiyonundaki yarasa örneklerinden özgün yarasa resimleri çizen Ankara Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. İrfan

Ytlmaz'a, yazım strasmda önerilerde bulunan ve düzeltilmesine yardımcı olan, yine aym üniversiteden Doç. Dr. Erkut Kıvanç ve Doç. Dr. İrfan Albayrak'a, düzeltmelerin

yapılmasmda yardımcı olan Hacettepe Üniversitesi'nden Yard. Doç. Yıldız Demirkalp

(Aksun), Doç. Dr. Ertunç Gündüz, Uzm. Yusuf Durmuş, Uzm. Mustafa Çaltşkan,

Arş. Gör. Ali Fuat Canbolat, Arş. Gör. Güldeniz Özmen, Arş. Gör. Didem Gökçe, Teknisyen Murat Şahinbaz, özellikle düzeltme ve kuşlann yazımı strasmda katkılanm gördüğüm Arş. Gör. Nuray Emir'e, notlanmı bilgisayara geçiren sevgili daktilografla­ nmız Hayri Erkaya, Rüya Dündar, Yeter Kodal'a ve özellikle her zaman olduğu gibi şekilleri kendine özgü titizlikle haztrlayan sevgili teknisyenimiz İbrahim Aslan'a ve böyle bir kitabm her yönüyle mükemmel çıkması için, olanaklanm, ülkemiz eğitimine sunan ve her aşamada bana dostça davranan Meteksan'm Genel Müdürü başta olmak üzere, tüm idari personeline ve çaltşanlanna şükranlanmı sunmayı bir borç biliyorum.

Ali Demirsoy 1 9.02. 1 992

İÇİNDEKİLER 40. B Ö L Ü M :

REPTİLİA

SÜRÜNGENLER

40.1. KÖ KENLERi

40. 1 . 1 . EVR İ M S E L FAR KLILAŞ MALA R I . 40.2. V Ü CUT YAPILARI

40. 2 . 1 . 40. 2 . 2 . 40. 2 . 2 . 1 . 40 . 2 . 3 . 40 . 2 . 3 . 1 . 40 . 2 . 3 . 2 . 40 . 2 . 4 . 40 . 2 . 4. 1 . 40 . 2 . 4 . 2 . 40. 2 . 5 . 40. 2 . 6 . 40. 2 . 6 . 1 . 40 . 2 . 6 . 2 . 40. 2 . 7 . 40. 2 . 7 . 1 . 40 . 2 . 8 . 40. 2 . 8 . 1 . 40 . 2 . 9 . 40. 2 . 1 O . 40. 2 . 1 1 . 40. 2 . 1 2 . 40. 2 . 1 3 . 40 . 2 . 1 4 . 40.2 . 1 5 . 40 . 2 . 1 6 . 40 . 2 . 1 6 . 1 . 40 .2.1 6 . 1 . 1 . 40 . 2 . 1 6. 1 . 2 . 40. 2 . 1 7 . 40. 2 . 1 7 . 1 . 40 . 2 . 1 8 . 40 . 2 . 1 8 . 1 . 40 . 2 . 1 8 . 2 .

İ S KE LETLE R İ KAS LAN MALAR I. H a reket . . . D E R İ YAP I S I . Ü stderi ( Epidermis) ve O l u ş u m ları . . Altderi (Cori u m ) S İ N D İ R İ M S İ STE M L E R İ Ağ ız Beslen meleri . . . SOLU N U M S İ STE M L E R İ ... . . DOLAŞ I M S İ STE M L E R İ . Kan Yapıları . Vücut Sıcaklı kları ve Aktiviteleri. Ü RO G E N İTAL S İ STE M L E R İ Eşeysel Bezleri . S İ N İ R S İ STE M L E R İ Duyu Organları E N D O KR İ N S İ STEM L E R GELİŞMELERİ Ü RE M E L E R İ . DAVRAN IŞ LAR I . ....... .... .... ........ ... ....... YAY IL IŞ LAR I B U L U N D U KLA R ! Y E R L E R VE M EVS İ MS E L İ Ş LEVLE R İ D Ü Ş MAN LA R ! . İ N SAN LA R LA O LAN İ Lİ Ş K İ L E R İ S ü rüngenlerde Savu nma, S ü rüngen Zeh i rleri ve B u n u nla İ l g i l i Kon ulara Genel Bakış S ü rüngen Zeh i rleri ve İ lg i l i Bilgiler . . Diğer İ l işkileri TO PLAN MALA R ! VE KO L E KSİYON YAP I LMALA R I Canlı Beslenmeleri .... . S IN IF LAN D I R I LMALA R I Taksonomik Özell i kleri . . Sistematikleri İçin Kullanılan Sistem

40.3. S Ü R Ü NGENLER i N SINIFLANDIRILMASI

40.3 . 1 . 40 . 3 . 1 . 1 . 40 . 3 . 1 . 2 . 40 . 3 . 1 . 3 . 40 . 3 . 1 .3 . 1 . 40.3 . 1 . 3 . 2 . 40.3 . 2 .

ALTS IN IF : ANAPS İ DA (= R E PTİ L İ O M O R P HA) . Ta kı m : Cotylosau ria ... Ta kı m : Mesosau ria Ta kı m : Chelonia ( = Testudines = Testudi nata) = Kap l u m bağalar Altta kı m : Pleurod i ra . Altta kım : C ryptod i ra AL TS IN IF : L E P İ DOSAU RİA (DİAPSİ DA) = TEPEGÖZLER + KERTE N KELELER + Y ILA N LA R . 40 . 3 . 2 . 1 . Takı m : Eosuchia 40.3 . 2 . 2 . Takı m : Rhynchocephalia = Tepegözler .

3 7 15 16 17 25 27 30 30 32 37 37 48 49 52 53 54 55 56 58 60 65 66 67 70 71 72 73 73 74 76 80 81 83 83 84 85 85 85 85 86 87 90 92 1 01 101 1 01

40 . 3 . 2 . 3 . Ta kı m : Sau ropterygia 40 . 3 . 2 .4. Ta kı m : Squamata = Kerte n keleler + Körkerten keleler + Yılanlar = Pullusürüngenler = Pullular .. . 40. 3 . 2 . 4. 1 . Alttakım : Lacerti lia ( = Sau ria) = Kerte n keleler . 40. 3 . 2 . 4 . 2 . Alttakım : Amphisbaenia ( = Annu lata) = Körkerten keleler . . 40 . 3 . 2.4.3. Altta kı m : Ophidia ( = Serpentes) = Yılanlar 40. 3 . 3 . ALTS IN IF : A R CH O SA U R İ A (D İAPSİ DA) . 40 . 3 . 3 . 1 . Ta kı m : Thecodontia . ... . 40 . 3 . 3 . 2. Ta kı m : Crocodyl ia = Timsahlar . 40 . 3 . 3 . 3 . Ta kı m : Pterosau ria = U ç a n S ü rengenler. 40 . 3 . 3 .4. Ta kı m : Saurischia = S ü rüngen Kalçakemerli Di nazorlar. 40 . 3 . 3 . 5 . Ta kı m : Ornithischia = K u ş Kalça kemerli Sürü ngenler . 40. 3 .4. ALTS IN IF : SYNAPS İ DA (TH E R O M O R PHA = T H E ROPSİDA) = M E M ELİ BENZERİ S Ü RÜ NGENLER 40.3.4. 1 . Takı m : Pelycosa u ria 40 . 3 . 4 . 2 . Ta kı m : Therapsida 40 . 3 . 5 . ALTS IN IF : ICHTYO PTERYG İA 40. 3 . 6 . ALTS IN IF : E U RYAPS İ DA ( = SYNAPTOSAU R İA)

S Ü R Ü NGENLER İ Ç İ N YARARLANILAN GENEL KAYNAKLAR T Ü RK İ YE S Ü R Ü NGENLER İ N E A İ T YARARLANILAN KAYNAKLAR

41. B Ö L Ü M :

SINIF: AVES

=

KUŞLAR

41.1. KÖ KENLERi

4 1 . 1 . 1 . EVR İ M S E L FAR K L ILAŞ MALA R I . 41.2. GENEL VÜ CUT YAPILARI ....

41 . 2 . 1 . 41 . 2 . 2 . 41 .2.2. 1 . 41 .2.3. 41 .2.3. 1 . 41 .2.3. 1 . 1 . 41 .2.3. 1 . 2 . 41 .2.3. 1 . 2. 1 . 41 .2.3.2. 41 .2.3.3. 4 1 . 2 . 3 .4. 41 .2.3.5. 41 .2.3.6. 41 . 2 .4. 4 1 . 2 . 4. 1 . 41 .2.5. 41 .2.5. 1 . 41 .2.6. 4 1 . 2 . 6. 1 . 41 .2.6.2. 4 1 .2 . 7 . 41 .2.8. 4 1 . 2 .9. 41 .2.9. 1 . 41 .2.9.2. 4 1 . 2 . 1 0.

İ S K E LET KAS LAN MA . . . . Hareketleri D E R İ VE D E R İ O LU Ş U M LAR ! Tüyler . Tüy Tipleri . Tüy Oluşumu v e Değişimi Tüy Değişimi Kuşlarda R e n k O l u ş u m u . Gaga Tırnaklar . . P u l l a r. Deri bezleri S İ N D İ R İ M S İ STE M İ Beslenme SOLU N U M S İ STEM İ VE HAVAKES E L E R İ . Ses Ç ı karma DOLAŞ IM S İ STE M İ Kan ve Kan Yapıcı Organlar Len f Sistemi . S İ N İ R S İ STE M İ . ... D U Y U O RGAN LA R ! Ü RO G E N İTAL S İ STEM Boşaltım Sistemi Ü reme O rganları E N D O KR İ N B EZLE R İ .

41.3. EŞEYSEL H Ü CRELER i N OLUŞUM U VE GELİŞME . 41.4. ÜREME 41.5. DAVRANIŞ.

4 1 . 5 . 1 . K IŞ UYKUSU 4 1 . 5 . 2 . GÖÇ . .

1 02 1 02 1 05 1 39 1 40 1 75 1 75 1 75 1 78 1 79 1 79 1 79 1 80 1 80 1 81 1 82 1 82 1 83 1 99 200 202 204 205 208 209 212 212 215 216 217 218 219 221 221 222 222 227 227 228 229 230 231 23 1 232 238 238 239 240 242 244 2 54 254 2 54

41.6. KORUNMALAR!, D Ü ŞMANLAR!, i NSANLARLA i L i ŞKi LER i VE

YAŞAM ALANLAR! 41.7. YAYILIŞLARI

.

257 258

.

.. .

41.8. KUŞLARIN M Ü ZE Ö RNEGİ OLARAK HAZIRLANMALARI VE

GEREKL i B i LİMSEL Ö LÇ Ü M LER İ N ALINMASI . .

4 1 . 8 . 1 . KUŞLAR I N Ö LÇ Ü M L E R İ N İ N A L I N MAS I

.... .... .

. ... ..

.

. ... ..

... ........ .

.. ..

41.9. KUŞLARIN S I STEMATİGI

4 1 . 9 . 1 . TAKSO N O M İ K ÖZELLİ KLE R İ 4 1 . 9 . 1 . 1 . ALTS I N I F : AR CHAE O R N İTES (SA U R U RAE) SÜ R Ü N G E N B E NZE R İ K U Ş LAR = FOS İ L K U Ş LAR 4 1 . 9 . 1 . 2. ALTS I N I F : N E O R N İT H E S ( O R N İTH U RAE) = G Ü N Ü M ÜZ K U Ş LA R I G E RÇ E K KUŞLA R 4 1 . 9 . 1 . 2 . 1 . Ta kı m : Hesperorn ithi formes = Yen i d ü nya n ı n Fosi l · Kuşları 4 1 . 9 . 1 . 2 . 2 . Takı m : İ chthyorn ithi formes = Balık Benzeri Kuşlar 4 1 . 9 . 1 . 2 . 3 . Ta kı m : Struthioni formes ( = Struthiones) = Eskidü nya Devekuşları 4 1 . 9 . 1 .2.4. Ta kı m : Rhei formes ( = R heae) = Yeni dünya Devekuşları 4 1 . 9 . 1 . 2 . 5 . Ta kı m : Casuarii formes ( Casuarii) = Tepelikli Devekuşları 4 1 . 9 . 1 . 2 . 6 . Takı m : Apteryg i formes ( = Apteryges) = Kivi ler 4 1 . 9 . 1 . 2 . 7 . Ta kı m : Aepyorni formes ( = Aepyornithes) = Fil kuşları 4 1 . 9 . 1 . 2 . 8 . Ta kı m : Tinami formes ( = Cryptu ri) 4 1 . 9 . 1 . 2 . 9 . Ta kı m : Sphenisci formes ( = Pinguine = İ m pennes) = Peng uenler . 4 1 . 9 . 1 . 2 . 1 O . Takı m : Procellari formes ( = Tubinares) = Tüpburunlu Kuşlar . 4 1 . 9 . 1 . 2 . 1 1 . Takı m : Gavi formes ( = Gaviae) = Dalgıçkuşları 4 1 . 9 . 1 . 2 . 1 2 . Takı m : Pod icipedi formes ( = Pod icipedes) = Y u m u rtapiçleri 4 1 . 9 . 1 . 2 . 1 3 . Ta kı m : Peleca n i formes ( = Steganopodes) = Kü rekayaklı Kuşlar = Pelikanlar 41 . 9 . 1 . 2 . 1 4. Ta kı m : Cicon i i formes ( = G ressores) = Leylekg i l ler 41 .9 . 1 . 2 . 1 5 . Takı m : Phoen icopterio formes ( = Phoen icopteri) = Flamingolar 4 1 . 9 . 1 . 2 . 1 6. Ta kı m : Anseri formes ( = Anseres) = Ördekler 4 1 . 9 . 1 . 2 . 1 7 . Ta kı m : Grui formes (= G rues = Ralli formes) = Turnalar 41 . 9 . 1 . 2 . 1 8 . Ta kı m : Cha rad rii formes = Yağ m u rkuşları . 41 . 9 . 1 . 2 . 1 9 . Ta kı m : Galli formes (= Galli = Galli nacei) = Tavu klar 4 1 . 9 . 1 . 2 . 2 0 . Ta kı m : Falconi f urmes ( = Fa l kones) ve Accipite ri formes ( = Accipitres) Gündüz Yırtıcı Kuşları 4 1 . 9 . 1 . 2 . 2 1 . Takı m : Cuculi formes ( Cuculi) = G u g u kkuşları 4 1 .9. 1 . 2 . 2 2 . Ta kı m : Col u m b i fo rmes ( = Col u m bae) = G üverci nler . Papağanlar . 4 1 . 9 . 1 . 2 . 23. Ta kı m : Psittaci formes ( = Psittaci) 4 1 . 9 . 1 . 2 . 24 . Takı m : Strig i formes (= Striges) = Geceyı rtıcı ları = Baykuşlar 4 1 . 9 . 1 . 2 . 2 5 . Takı m : Capri m u lg i formes (= Capri m u lg i ) = Çobanaldatanlar 4 1 . 9 . 1 . 2 . 2 6 . Takı m : Col i i formes ( = Colli) 4 1 . 9 . 1 . 2 . 2 7 . Ta kı m : Apodi formes ( = Macroch i res) = Ebabiller = Sağanlar 4 1 . 9 . 1 . 2 . 28 . Ta kı m : Trogoni formes ( = Trogones) 41 . 9 . 1 . 2 . 29 . Ta kı m : Coracii formes ( = Coraciae) = Kargalar = Kuzg u n la r 4 1 . 9 . 1 . 2 . 3 0 . Ta kı m : Pici formes (= Pici) = Ağaçka ka n l a r Ötücükuşlar 4 1 . 9. 1 .2 . 3 1 . Takı m : Passeri formes ( = Passeres) 4 1 . 9 . 1 . 2 . 3 1 . 1 . Altta kı m : E u rylai m i ( = Des niodactylae) . 4 1 . 9 . 1 . 2 . 3 1 . 2 . Alttakım : Tyra n n i ( = Clamatores) 4 1 .9.1 . 2 . 3 1 . 3 . Altta kım : M a n u rae ( Suboscines) 4 1 . 9 . 1 . 2 . 3 1 .4. Altta kım : Passeres (= Oscines) = Ötüc ü k uş l a r .

.

..

.

=

=

.

.

.

=

.

=

KUŞLARLA i LG i L i YARARLANILAN GENEL KAYNAKLAR T Ü RKiYE KUŞLARI i LE i LG İ L i OLARAK YARARLANILAN KAYNAKLAR 42. B Ö L Ü M : 42.1.

K KENLE R i

MAMMALİA SINIF: Ö

=

MEMELİLER

42.2. EVRi MSEL FARKLILAŞMALARI . 42.3. V Ü CUT YAPILARI

258 260 260 260 265 265 265 265 265 267 268 269 269 269 270 272 274 275 278 279 286 287 300 306 323 341 356 258 362 263 368 369 370 373 374 377 382 382 382 382 382 453 454 482 483 485 486

42.3 . 1 . 42.3. 1 . 1 . 42.3.1 .2. 42.3. 1 .3. 42 . 3 . 1 .4. 42.3 . 2 . 42 . 3 . 2. 1 . 42.3.3 . 42.3.3 . 1 . 42 . 3.3 . 2. 42. 3.3.3.

İ S K E L E T, (= S CLET U M = S CL ETO N ) Ka fatası (= Cranium) İ s keleti E ksen ( = Axialis) İ s keleti Üyekemerleri Üyeler ( = Extrem itas) KAS LANMA (= M U S CU LUS) Ha reket D E R İ ( = D E R MA) V E D E R İYLE İ LG İ Lİ YAP ILAR Bezler ( = Gland ula) Pençeler ( = U n g u i s ), Toyna klar ( = U n g u la) ve Tırnaklar ( = U ng u is) . Kı llar (= saç kılı anlamına çoğ u l u Pila, teki l i Pilus, genel olara k bir kavram olarak Pili) Boyn uzlar ( = Cerato) Balinalardaki Ağ ıztarağı ve Diğer Boyn uzlaşmış Yapılar Dermal Pigm entler Epidermal Farkl ı laşmaların Dermal Etkileri ( İ nd ü ksiyon) S İ N D İ R İ M S İ STE M İ ( = O R GANA D İ G EST İ O N İS) Beslenme ( = Digestion) SOLU N U M S İ ST E M İ ( = O R GANA RESPİ RATO R İA) D O LAŞ IM S İ STE M İ ( = O RGAN U M Cİ R CU LATO R İA) Kan ( = Haima) Len f (= Lympha) Sistemi S İ N İ R S İ STE M İ ( = N E RVUS) . . DUYU O RGAN LA R ! ( = O R GANA S E N S U U M ) E N D O K R İ N S İ STEM . . BOŞALT IM S İ STE M İ Ü R E M E S İ STE M İ E rkek Ü reme Organları Dişi Eşey O rganları .

.

.

42.3 . 3.4. 42.3 . 3.5. 42.3.3 . 6 . 42.3.3.7 . 42.3.4. 42.3.4. 1 . 42.3.5. 42 . 3.6 . 42.3 . 6. 1 . 42.3.6.2 . 42.3.7 . 42 . 3.8 . 42 . 3.9. 42 . 3 . 1 0 . 42 .3 . 1 1 . 42.3 . 1 1 . 1 . 42.3 . 1 1 .2.

..

...

.

..

.

42.4. Ü REME 42.5. GELİŞME

.

42.5 . 1 . PLA CE NTA = PLAS E NTA 42.6. DAVRANIŞLARI 42.7. D Ü ŞMANLAR! VE PARAZ İ TLER i . 42.8. EKONOM İ K Ö NEMLER İ 42.9. YAKALANMALAR! VE M Ü ZE İ Ç İ N HAZIRLANMALARI . . 42.10. YAYILIŞLARI . 42.11. MEMEL İ LERİ N S I STEMATİGİ. 42.1 1 . 1 . ALTS IN IF : PROTOTH E R İA . 42 . 1 1 . 1 . 1 . Ta kı m : M onotre mata (= Ornithodelphia) = B i rdelikliler = Y u m u rtlayanmemeliler = Klo ak iımemeliler 42.1 1 . 2. ALTS IN IF : M ETAT H E R İA = MAR S U P İALİA = D İ DELPH İA = KESELİ M E M E L İ L E R 42.1 1 .2.1 . Takı m : Didelphida = Keselimemeliler 42 . 1 1 .2.2 . Ta kı m : Caenolestia 42 . 1 1 . 2.3. Ta kı m : Dasyuria 42.1 1 .2.4. Ta kı m : Peramelia = Keselipors u klar . 42.1 1 . 2 . 5 . Ta kı m : Phalangeria . 42 . 1 1 .3 . A LTS IN IF EUTH E R İA = PLA CENTALİA = M O N O D E L P H İ A = P LAS E NTA L I M E M E Lİ LE R ' 42 . 1 1 . 3. 1 . Ta kı m : İ nsectivora = Böcekçi l l er '. . 42 . 1 1 .3.1 . 1 . Altta kı m : Zalambdodonta 42.1 1 .3 . 1 . 2. Altta kı m : İ nsectivora. 42 . 1 1 .3.2. Ta kı m : Dermoptera = Aba l ı memeliler = Uçan Lem u rlar . 42 . 1 1 .3.3 . Ta kı m : Ch i roptera = Ya rasalar = Uça n m e m e liler Gecekuşla rı = Aba l ı m emeliler .

488 488 498 505 507 515 516 518 520 528 528 532 534 536 538 538 552 553 556 560 561 561 566 572 573 575 575 576 577 581 583 586 589 589 59 1 592 597 608 608 61 0 61 1 61 3 613 61 5 61 5 61 8 61 8 620 62 1 629 630

42 . 1 1 . 3 . 3 . 1 . 42.1 1 . 3 . 3 . 2 . 42.1 1 . 3.4. 42 .1 1 . 3 . 4.1. 42.1 1 . 3 . 4 . 2 . 42 . 1 1 . 3 . 5 . 42 . 1 1 . 3 . 6 . 42 . 1 1. 3 . 7 . ,....- 42 . 1 1. 3 . 8 . 42.11 . 3.8 . 1 . 42 . 1 1 . 3 . 8 . 2 . 42 . 1 1 . 3 . 8 . 3 . 42 . 1 1 . 3 . 8.4. 42 . 1 1 . 3 . 8 . 5. 42 . 1 1 . 3 . 9 . 42 . 1 1 .3 . 9 . 1 . 42.11 . 3 . 9 . 2 . 42 . 1 1 . 3 . 1 O . 42 . 1 1 . 3 . 1 1 . 42 . 1 1 .3 . 1 2 . 42 . 1 1 . 3 .13. 42 . 1 1 . 3.14. 42 . 1 1 .3 . 1 5 . 42 . 1 1 . 3 .16. 42 . 1 1 . 3 . 1 6 . 1 . 42 . 1 1 .3 . 1 6 . 2 . 42.11.3 . 1 7 . 42.1 1.3 .17.1. 42 . 1 1 .3.17 . 2 . 42 . 1 1 . 3 .17 . 3 .

Altta kı m : M egach i roptera M eyve Yiyen Yarasalar Alttakı m : M ic roc h i roptera Böcek Yiyen Yarasalar . Ta kı m : Pri mates Primatlar Beyhayvanlar . Altta kı m : Prosi m iae Prosi m i i ( Lem u roidae) İ l kel maym unlar Maym u nsular Alttakı m : Anth ropoidea S i m iae Maym u n la r v e İnsansı maym u n l a r ·rakı m : Ede ntata Xenarthra Dişsizler Ta kı m : Phol idota Pullu hayva nlar Ta kı m : Lagomorpha = Tavşanlar Ta kı m : Rodentia Kem i riciler Altta kı m : Protorogomorpha Kuyru ksuzsincaplar Altta kı m : Sci u romorpha Si ncaplar Alttakı m : Myomorpha = Fa re Benzeri Sincaplar . Altta kım : Caviom orpha Kobayg i l l e r Altta kı m : Hystricomorpha O kl u ki rpiler Ta kı m : Cetacea Balinalar + Yunuslar Altta kı m : Mystacoceti ( Mysticeti) Saka l l ı ba l i nalar Dişsizbalinalar Altta kı m : Odontoceti Dişlibalinalar + Yunuslar Ta kı m : Tubulidentata Borudişliler Tüpdişliler Ta kı m : Ca rn ivora Yırtıcılar Y ı rtıcı memeliler Karasalyı rtıcılar . Ta kım : Pinnipedia Yüzgeçaya klılar Foklar + Ayı bal ı kları Suculyırtıcılar . Ta kı m : Proboscidea Hortu m l u l a r . Ta kı m : Hyracoidae . Ta kı m : Sirenia = Denizinekleri Ta kı m : Perissodactyla B i rtoyna klılar Altta kı m : Ceratomorpha Tapir + G ergedanlar Alttakı m : H i ppomorpha Ta kı m : Artiodactyla = Çifttoynaklılar. Altta kı m : Tylopoda Develer Topu ktaba n l ı l a r Altta kı m : Nonru m i nantia ( S u iformes) Gevişgeti rmeyenler Altfami lya : R u m i nantia Gevişgeti renler

632 634 648

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

=

651 655 687 692 693 695 698 698 704 724 727 729 732 735 744 745

=

=

=

.

=

778 782 786 787 788 790 793 799 800 804 808

Bu kitabın;

1 . Biyoloji Bölümlerinde,

2. Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümlerinde,

3. Orman Fakültelerinde,

4. Eğitim Fakültelerinin Fen Bölümlerinde, 5. Kısıtlı olarak Su Ürünleri Bölümlerinde, 6. Kısıtlı olarak Tıp Fakültelerinde,

7. Veteriner Fakültelerinde, okutulması önerilir.

Not:

Yarım siyah italik yazılmış kısımların öncelikle öğretilmesi gerekir.

YAŞAMIN T EMEL KURALLAR! adlı seri dört cilt sekiz kitap halinde yayınlanacaktır. 1. Cilt (birinci baskı):

Genel Zooloji (Yaşamın Temel Kuralları), Cilt 1/Kısım 1, Hacet. Üniv. Yay., A: 28, Cihan Matbaası, 835 s., 417 şekil, Ankara, 1979.

1. Cilt/ 1 (yedinci baskı):

Genel Zooloji (Yaşamın Temel Kuralları), Cilt 1 /Kısım 1, METEKSAN Yay., 830 s., 620 şekil, Meteksan Basımevi, Ankara, 1995.

Hayvansal Canlıların Temel Yapıları: Zoolojinin Tanımı, Zoolojinin Tarihi, Bilimsel Y öntem, Yaşamın Kimyasal ve Fiziksel Esasları, Hücrenin Yapısı, Hücre Metabolizması, Hücre Döngüsü, Doku Anatomisi ve Fizyolojisi, Üreme ve Gelişme, Kalıtımın Ana İlkeleri, Kalıtımın Moleküler Açıklanması, Organik Evrimin Ana İlkeleri ve Evrimi Destekleyen Kanıtlar.

1. Cilt/2 (altıncı baskı):

Genel Zooloji (Yaşamın Temel Kuralları), Cilt 1 /Kısım 2, METEKSAN Yay., 447 s., 540 şekil, Meteksan Basımevi, Ankara, 1995.

Organ Sistemleri ve Fizyolojileri: Yüzeysel Korunma ve Deri, Destek (İskelet) Sistemi, Kas Sistemi, Hareket, Beslenme ve Sindirim, Solunum Sistemi, Dolaşım Sistemi, Boşaltım Sistemi, Üreme Organları ve İşleyişleri, Duyu Organları, Sinirsel Düzenlenme, Hormona! Düzenlenme ve Yaşam Çeşitleri .

2. Cilt:

Omurgasızlar (Yaşamın Temel Kuralları), Cilt 2, Hacet. Üniv. Yay., A: 41, 850 s., 650 şekil, Meteksan Basımevi, Ankara, 1982.

2. Cilt/1 (ikinci baskı):

Omurgasızlar/ Böceklerin Dışındaki Omurgasızlar (Yaşamın Temel Kuralları), Cilt

2 /Kısım 2, MET EKSAN Yay., yaklaşık 900 s., (1996?) (basımda).

2. Cilt/2 (dördüncü baskı):

Omurgasızlar/ Böcekler (Yaşamın Temel Kuralları), Cilt 2/Kısım 2, METEKSAN Yay., 941 s., 608 şekil, Meteksan Basımevi, Ankara, 1995.

3. Cilt/ 1 (ikinci baskı):

Omurgalılar (Amniyota) (Yaşamın Temel Kuralları), Cilt 3/Kısım 1, Hacet. Üniv. Yay., A: 57, 700 s., 580 şekil, Meteksan Basımevi, Ankara, 1994.

Omurgalılar (Amniyota): İlkin Kordalılar, Yuvarlaka�ızlılar, Kıkırdaklıbalıklar, Kemiklibalıklar ve Amfibiler.

3. Cilt/2 (ikinci baskı)

Omurgalılar (Amniyota) (Yaşamın Temel Kuralları), Cilt 3 /Kısım 2, METEKSAN Yay., 930 s., 409 şekil, Meteksan Basımevi, Ankara, 1995. Omurgalılar (Amniyota): Sürüngenler, Kuşlar ve Memeliler.

4. Cilt/1 ve 2:

Ekoloji, Davranış, Yaşam Ortamlarına Uyum, Çevre Kirlenmesi, Sağlıklı Yaşam İçin Öneriler ve Metabiyoloji (Yaşamın Temel Kuralları) (hazırlanmakta).

YAZARIN DİGER DERS VE ARAŞTIRMA KİTAPLAR! A) Ders Kitapları ve Derlemeleri: 1. Türkiye Zoocoğrafyası, Hacet., Üniv. Fen Fak. Yay., No. 10, Hacettepe Üniv. Fen Fak. Basımevi, 53 s., 28 şekil, Ankara, 1979. 2. İnsan ve Çevre, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yay., Önder Matbaası, 112 s., 1982 (anonim).

3. Kalıtım ve Evrim (beşinci baskı), Meteksan Yay., No. 11, Meteksan Basımevi, 960 s., 720 şekil, Ankara 1995.

4. Türkiye'nin Biyolojik Zenginlikleri, Türkiy e Çevre Sorunları Vakfı Yay., 1987 (anonim), (Türkçe ve İngilizce).

5. Evrenin Çocukları "Yaratılışın Öyküsü" Meteksan Yay., Meteksan Basımevi, 290 s ., Ankara, 1995.

6. Biyoloji, Genetik, Anadolu Üniv. Açıköğretim Fakültesi, Lisans Tamamlama Programı, Anadolu Üniv. Yayın No: 428, Açıköğretim Fakültesi Yay., No: 187, ETAM AŞ. Web Ofset Tesisleri, 275 s., 110 şekil, Eskişehir, 1991.

7. Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası, Meteksan Yay., 1995.

8. Son İmparatora Öğütler "Bilim Toplumu", Meteksan Yay., 1995.

9. Omurgalıların Karşılaştırmalı Morfolojisi (hazırlanmakta).

B) Araştırma Kitapları (Monografi):

1. Erzurum Bölgesi Orthoptera (lnsecta) Faunasının Tesbiti ve Taxonomik İncelenmesi, Atatürk Üniv. Fen Fak. Yay.: 39, Araştırma Ser. No. 35, Atatürk Üniv. Basımevi, 122 s., 243 şekil, Erzurum, 1975.

2. Türkiye Caelifera (lnsecta, Orthoptera) Faunasının Tesbiti ve Taxonomik İncelenmesi, Atatürk Üniv. Yay.: 488, Fen Fak.: 80, Araştırma Serisi, No. 5; Türkiy e Faunası, Seri (Arthropoda): 8, Bölüm ( lnsecta): 4, Say ı (Orthoptera): 12, Atatürk Üniv. Basımevi, 252 s., 411 şekil, Erzurum, 1977.

3. Türkiye Mantodea Faunası, Atatürk Üniv. Yay.: 499, Fen Fak. Yay.: 83, Araştırma Serisi, No. 55; Türkiy e Faunası, Seri (Arthropoda): 8, Bölüm (lnsecta): 4, Say ı (Orthopteroid): 10, 52 s., 68 şekil, Erzurum, 1977.

4. Türkiye Odonata Faunası, T ürkiye Faunası, Seri (Arthropoda): 8, Bölüm (lnsecta): 4, Sayı (Odonata): 8; Türkiy e Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Matematik, Fizik ve Biyoloji Bilimler Araştırma Grubu Yay.: 28, TÜBİTAK Yay.: 508, 155 s., 118 şekil, Ankara, 1982.

5. Türkiye Dermaptera Faunası, T ürkiye Faunası, Seri (Arthropoda): 8, Bölüm (lnsecta): 4, Say ı (Orthopteroid): 11; Türkiy e Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Matematik, Fizik ve Biy olojik Bilimler Araştırma Grubu Yay.,

yaklaşık 62 s., 54 şekil, Ankara, 1987 (basımda).

6. Türkiye Blattodea Faunası, Türkiye Faunası, Seri (Arthropoda) 8, Bölüm

(lnsecta): 4, Say ı (Blattodea): 13; Türkiy e Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Matematik, Fizik ve Biyolojik Bilimler Araştırma Grubu Yay., y aklaşık

80 s., 73 şekil, Ankara, 1987 (basımda).

AM N İOTA

••

3

••

BOLUM: 40

SINIF: REPTİLİA

=

2. GRUP: AMNİOTA

SÜRÜNGENLER =

AMNİYONLU HAYVANLAR

Bundan sonraki hayvan sınıfları (yü ksek organizasyonlu o m u rgal ı lar. yani s ü rün­ gen ler. kuşlar ve memeli ler) tüm yaşamları boyunca hava ile soluyan, embriyonik gelişmelerinde amniyon ve seroza zarı bulunan, genellikle karalarda yaşayan hayvanlardır. Amfibilerin larva evresine denk dönemlerini, yumurtanın ya da ananın dölyatağı (uterusu) içerisinde tamamlarlar. Embriyolarında solungaçkeseleri ve çok defa solungaçyarıkları hala mevcuttur; fakat so/ungaçyaylarının üzerinde solungaç­ uzantıları ( solungaçyaprakları) artık ortaya çıkmaz; embriyona/ solunum organı olarak sadece embriyona/ idrarkesesinin (bağırsak taslağının) bir çıkıntısı, yani, "Allontois" (1. embriyo zarı) işlev görür (Şeki l 6 . 3 1 /b ve e. 32 ve 34). Embriyonun bizzat kendisi ve besinkesesi (2. embriyo zarı) embriyonun darsa/ kıvrımlarının oluşturduğu bir boşluk ile yani "Eksosöl" (çok defa amniyonboşluğu da denir) ile çevrilmiştir. Bu kıvrı mlar dorsamedian olara k karş ı l ı kl ı ve keza bi rbi rleriyle a ltlı üstlü kaynaş m ı ştır (Şeki l 6.30. 3 1 /b ve c, 32 ve 34) . Eksosölün iç duvarı "Amnion"u (Şekil 6.30, 3 1 /b ve c ; 32 ve 34) oluşturur (3. embriyo zarı). Am n iyo nu n dış kısmı ektodermden. iç kısmı ise mezodermi n pariyetal yapra kları ndan oluşur. Amniyon , a m n iyon sıvısıyla dolu "olan a m n iyonboşluğunu içine a l ı r ; a m niyota embriyosu sıvı ortamda gelişir. Böylece amniyotların tümü su ortamına bağımlı olmadan, karada gelişebilir. E ksosöl içerisinde bes i n kesesi ve a l lontoyis b u l u n u r (Şekil 6.30, 3 1 /b ve c. 32 ve 34) . Tüm embriyoyu, a m n iyon u ve bes i n keses i n i içine a lan eksosölün dış örtüsü ise seroza (Chorion = Koriyon)'dur (4. embriyo zarı). Serozan ı n ( = koriyonun) dış taba kası, yan i ektoderm i , dış dokuları n katı l masıyla, iç tabakası i s e vücut boş l u ğ u n u n pariyetal yaprakları n­ dan oluşu r. Bu zarla rın hepsi embriyoya bir çeşit göbekbağı i l e bağlan m ı ştır (Şekil 6.30, 3 1 /b ve c, 32 ve 34) . Embriyonun tümü ise genellikle. d ı ştan protei nce zengi n jelati nimsi bir zarla (Şekil 6 .34) ve çok defa sert bir kabukla (Şeki l 6 . 1 5) çevri l m işti r. =

Yum u rtaları, bes i n maddesi bakı m ı ndan zen g i n telolesital yum u rta tipi (Şekil 6 . 1 5 ve 1 7) . segmentasyon ları ise kısmi diskoyidaldir (Şekil 6 . 1 9 ve 25) . B u n u n la birl i kte birçok memeli hayva n ı n besin maddelerince faki r olan yum u rtalarında tota l (tüm üyle) ; fakat blastomerleri n i n büyü klüğü eşit olmayan bi r segmentasyo n u n olması. ana tipten (kısmi­ diskoyidal) sapma olara k kabul edi l i r (Şekil 6 . 1 9) .

4

REPTİLİA = SÜRÜNGE NLER

Yana/organları yoktur. Kalp kulakçıkları hepsinde tam olarak, karıncıklar ise timsahlar hariç sürüngenlerde kısmen, timsahlar ve diğerlerinde ise tam olarak bölünmüştür. Tru n kus a rteriyozus kalbin ö n ü nde 2 ya da 3 kısma ayrı lır. Metanefroz (sonböbrek) işlev gören böbrek olarak kalır (Şeki l 1 5 .4-8) . İ l ki n böbreği n (pronefroz) ön kısmı erkeklerde yantestisi (epid idymisi) yapar. Wolff kanalı spermakanalı olarak, M ü l ler kanalı ise yu m u rta kanalı olarak işlev görür (Şekil 1 5 .4-8). Kloak, kopulasyon (çiftleşme) orga n ı n ı , yan i penisi yapar. Altçenenin a rticu lare kemiği quadrat üzerin e ekleml i olara k oturmuştu r (autostyli , Şekil 3 5 . 6 v e 7 ; 37 .6) ; fakat b u n u n la birl i kte ç o k çeşitli şeki lleri oluşmuştur. Kafa n ı n a rkası her zaman dört occipitalia i l e kapatı l mıştır. O murlar pleurosentru m l u ; o m u rlar arasındaki bant (om u rdiskleri) ya da o m u rgövde­ siyle eklem oluştura n i ntersentru m, ancak ventrale doğru kemikleşm iştir. İlk iki omur, atlası ve epistropheusu (axisi) yapar. B i rinci o m u ru n pleurosentrum u i ki nci o m u r i l e epistropheus hali nde kaynaşm ıştı r. Am niyota ataları n ı n i l ki n omurga şekli embolomerd i r (Şekil 35. 1 2) . B u n u n ötesinde tü m amn iyotlarda gastrosentral o m u r gelişir (Şekil 35. 1 2) . Amniyotlar kuşkusuz, sistematikte doğal b i r g rubu oluşturur. Fos i l leri n i de g özö n ü n e aldığım ızda büyü k bir olas ı l ı kla Anthrembolomera'dan tü remiş üç ana g ru ba ayrı l ı r (Reptiliomorpha, Sau romorpha v e Theromorpha) (Şekil 40 . 1 ) . Anth rembolomera (t) ve lıa (t). amfibi basa mağı nda kal mışlard ı r ve bu nedenle daha önce haklı Seymourian olara k Ste· 7oröphalia içerisine yerleştiril m işlerd i r. B u i ki g rup daha sonra a m n iyotlara dahil edi l mişti r; rn. ıu nla birl i kte Seymouriamorpha hala serbest bir larva evresi ne sahipti r [Archegosau rus (t) ve Melanerpeton (t)]. Anth re m bolomera ise, Batrachomorpha'ya yönelmiş olan Loxembolemara 'ya paralel bir g ru p ol uştu ru r. ·

Dünya mız, Pa leozoyik'ten Triyas'a kadar bir amfibi dönem i, daha son ra da Paleozoyi k'te başlayıp M ezozoyi k'te en g üçlü dönem i n i yaşayan bir s ü rüngen devri (Neozoyi k'de aza l m ışlard ı r) yaşa mıştı r; Mezozoyi k' i n sonunda başlayı p g ü n ü m üze kadar geçen s ü re içerisinde de kuş ve özel l i kle memeli devri yaşa nmaktadır.

Yaşayan amniyotlar iki ana gruba ayrılır. Bunlardan birincisi yaşayan tüm sürüngen ve kuşları içine alan Sauropsida, ikincisi ise memeli benzeri sürüngenleri ve memelileri içine alan Therapsida'dır. Sau ropsida'da karotitleri sağ aortyayları taşır ; tru n kus arteriyozus boyuna üç damara ayrıl mıştır (akciğer a rteri ne v e i ki aort kökü ne). Beyinde baza l gangliyonlar kuwetli olara k gelişmişti r. Therapsida'da ise ka rotitleri sol aortyayı taş ı r. Tru n kus çok defa i ki damara ayrı l mıştır (akciğer a rteri ve bir aort kökü) . Beyi nde öze l l i kle pal l i u m kuwetli olara k gelişmişti r. Epidermis boynuzumsu pullar (kuşlarda kısmen, memelilerde ise tamamen köre l m iş) taşır. B u n u n la birl i kte Paleozoyi k amfibileri n i n de deri kem i k plakalara ilaveten boynuzumsu pullar taşıdığı b i l i n mektedir. G ü n ü m üzde yaşayan amfibilerde deri büyük bir olas ı l ı kla i kincil olara k basitleşmiştir. Amniyotların ayrıcalıklı özel l i kleri bi rbiri n i izleyecek şekilde o rtaya çıkmıştır. İ l k olara k pleurosentrum u n genişlemesiyle omurgövdesi oluşm uştu r ( b u gelişim i l k olara k Ka rbon ' d a

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

5

yaşam ı ş Gephyrostegus'da görü l ü r) . B u n u atlas ve a ksis o m u rları n ı n o l u ş u m u izler. Perm 'deki Seymouriamorpha'da anato m i k olara k birçok sü rüngen özelliğini daha o evrede görmek m ü m kündür. B u n u n la birlikte hala yanalçizgi leri ve dış solungaçları olan larvaları n ı n olduğu görü l ü r. E n önemli özell i k o l a n a m niyon v e seroza ( = koriyon) zarı n ı n varlığı (su yaşam ı s ı rasında i ken ortaya çıkmış olabi l i r) . keza a l la ntoyis ve tru n kus a rteriyosuzun değ i ş i m i , fosil lerde tan ınamadığından, hangi form ları n ı n amfibi, hangileri n i n s ü rü ngen olması gerekir ta rtışması s ü rmektedir. Sonuç olara k sü rüngenler, yan i amniyotların ilk basamağı Karbon'dan beri vardır. •



SINIF: REPTILIA

=

..

..

SURUNGENLER

=

1



REPTILLER

Genel Tanıtım:Latince'deki "Repere" (sürünmek) ve "Reptum" (sürünerek hareket eden) kelimelerinden köken alan Reptilia, sürüngen sınıfının bilimsel adı olarak kullanılır. Günümüzde yaşayan amfibi/erden, üreme şekilleri ve vücutlarındaki yumuşak dokularının yapısıyla tipik olarak ayrılırlar. Yumuşak dokuların fosilleşmiş kısımları bulunamadığı için iskelet kısımlarına dayanılarak amfibi/erle olan ilişkileri açıklanmaya çalışılır. Bu bulgulara dayanılarak ilk sürüngenler, tabuiare ve supratem­ porale kemiklerinin olması; intertemporale, pterygoid çıkıntıların, quadratumun arkasındaki tympanumun, çoğunlukla iki proksimal tarsalianın, genellikle düz dişlerin (sadece Limnoscelidia ve lchthyosauria'nın hala labyrinthodont dişleri vardır) bulunmaması ve keza Paleozoyik amfibi/ere göre daha kuwetli kemikleşmiş iskelete ve ayrıca tek bir boyun condylusuna sahip olmaları ile amfibi/erde_� ayrılırlar. Farklı yapıda üyelere ve değişik vücut büyüklüklerine sahip olan "üi a:: w

a:: w

ı-

Batrachomorpha

Amn i ota (Rept i l i a

+

Aves

+

M amma l i a )

o r p h a ( i a p s i d aı__ S a u r_om Rept i l i o morpha _ _ _ J''- D_ _ _ _ _ _ __ �-_ _ ( An a psida) Arc h os a u r i a

���----·�--� .. o :;:.c "' .. c:

Q; "'

,:g � :'[�

e

"O

ı'



Q...--.,--->ıc-r-7-c,.-�

Nuchale ( = pleurale) Vertebrale ( = n e u ra l e ) - 1

1

M a rg i n a l e M a rg i n a le ( = peri phera l e )

a

Pyg a l e

Su praca udal e ÜST KllBUK (ÜSTTEN)

G u l a re

b

ÜST KABUK (ALTTAN)

E p i p l astro n ( = clavicu l a ) E ndopl astron (= i nterclavi c u l a )

Femo ra le

c

Şekil 40.2 1

ALT KABUK (ÜSTTEN) :

ALT KABUK (ALTTAN)

d

Kaplumbağada karapaks (üst kabuk) ve plastronun (alt kabuk) üstten (dıştan) ve alttan (içten) görünüşü

Sürüngenlerin en di kkati çeken deri yapısı kaplumbağalarda görü l ü r (Şekil 1 1 . 1 3 ve 40. 2 1 ) . Öyleki. bağa n ı n yapı m ı na. dermal kem i k plakalar, omurga, kaburga lar ve üyekemer­ leri n i n elemanları katı l ı r. Kaplu mbağa ların bağası az ya da çok bombelenmiş bir s ı rt kısm ıyla (Carapax). düz ya da pek az bombelenmiş bir ka rı n kısmı ndan (Plastron) meydana gel m iştir.

Bağanın tümü, dışta, boynuzumsu tabakalar tarafından tamamen örtülür. Büyüme sırasında eski boynuzumsu plakalar atılmayıp alt (dip) kısımda daha büyük

DERİ YAPILARI

35

olarak oluşan yeni plakaların üzerinde kalır. Her sene eklenen bu plakaların sayılması ile bireyin yaşı saptanabilir. Çünkü yeni kemik plakaların konturları (yani kenarları), eski kemik plakaları örtmez. Yumuşakkaplumbağalarda (Trionychidae) kemik zırhı, boynuzumsu plakalarla değil, sağlam yapılı bir deriyle örtülmüştür. Derimsi kaplumbağalarda, ontogenez sırasında, keratin plakalar körelir ve böylece ergin hayvanlar sadece sağlam yapılı bir deriyle örtülür. Ka rapaks (ca rapax)'ta, s ı rtın orta kıs m ı nda uzanan 5 vertebra l plaka (Nöral Plaka), bu plakaların herbi rin i n yan ı nda ventrale doğru dizilmiş 4 pleural plaka (Costal Plaka), s ı rt bağası n ı (ya n i bu iki plaka diskini) d ı ştan çevi ren her i ki yanda 1 2 adet olmak üzere kenar plakası (Marjinal Plaka) ve kenar plakaları n ı n ö n ü nde. o rtası nda, boyuna taraf kısm ında tek bir cervical plaka (Nuchal Plaka= Boyun Plakası) b u l u n u r. Plastron plakaları n ı n hepsi çift yapı l ı d ı r ; b u n lar da önden a rkaya olmak üzere şunlard ı r : Gular, Humeral, Pectoral Plakalar. dış tarafı küçük bir a ksiyal plaka ile s ı n ı rlanan Femoral Plaka ve Anal Plakalar (Şekil 40. 2 1 ). Bu plakaların düzenlenme planı o ld u kça sabitti r. B u n u n la birl i kte sapmalar da görü l ü r. rÔyleki. Macrochelis'de kenar (marjinal) plakalar ile pleura l plakalar arasında bir s ı ra i lave plaka ; Trionych idae ve Testudin idae' n i n haricindeki tüm fam i lyalarda ise a ksiya l ve inguinal plakalar a rasında ikisini birbiri n e bağ laya n bir sıra l ı plaka ya da gular ve i nterg u ların (Pleurodira 'da) önü nde b u l u nan i lave bir plaka çifti. temel yapıdan sapmalar olara k değerlend i ri l i r. Caretta kaplumbağasında. h e r i ki yanda marjinal plaka sayısı. bir a rtabilme­ sine karş ı n . Kinosternidae'da bir plaka aza l m ı ştır. Ka rapaks ı n kem i k plakaları boyu na diziler halinde yerleşmiştir. O rtadaki tek dizi önde bir nuchal ile başlar ve onu kura l olara k 8 neuralia i l e 2 suprapygalia izler; bir pygale i l e de a rkada son lan ı r (Şeki l 40. 2 1 ) . O rta dizi dışa doğru her iki yanda 8 costalia ile s ı n ı rl a n ı r (Şeki l 40. 2 1 ) . Kenarları ise nuchal ve pygal plakalar a rasında her bir yanda uzanan 1 1 peripheralia (marjinalia ) i le bir s ı ra l ı olara k çevri lmiştir. Plastron önde b i r çift epiplastron i l e başlar. onu tek yap ı lı entoplastron. onu da yine çift yapı lı olan hypoplastron ve xiphiplastron izler. B u kem i k plakaların dizi l i m i de çok defa fazla değişiklik göstermez. B u n u n la birl i kte temel yapıdan bazı sapmalar görü lebi l i r. Ö rneğ i n , i lave bir preneura l ia nı n ile d ı şta dizi l m i ş precosta liaların ve hyoplastron ile hypoplastron arasında mesoplastron denen i lave bir plaka çiftin i n bulunmas ı . Ayrıca Kinostern idae'de bir seri periphera liadan bir tanes i n i n , aynı zamanda entoplastronun ise tümüyle yitiri lmesi ya da Caretta'da kenar kemikleri n i n sayı s ı n ı n bir artması diğer sapmalar olara k verilebilir.

Karapaksın kemik elemanları tamamen dermal kemikleşme ile oluşur. O rtadaki dizileri olan neuralialar. büyü me s ü reci içerisinde o m u rganın spinal uzantı ları ile kaynaşması­ na karş ı n , on ları n kab u rgala rı costalialar ile b i rl i kte büyü r. Trionychidae. Cheloniidae ve Kinostern idae'de kaburgalarla birlikte olan bu büyü me, erg i n l eri nde bile tam olara k oluşmaz. Ka rapaks ı n tersine. plastronun kem i k eleman ları. i ç iskeletin kısım larından oluşur. Epiplastron claviculaedan, entoplastron episternumdan ; buna karş ı n hypoplastron ve xiphiplastron yapıs ı n ı değişti rmiş karın kaburgalarından oluşur. Cheloniidae ve Trionychi­ dae'de çift eleman ların mediya n (ortada) kaynaşmaları, keza erg i n lerinde bile tam değ i l d i r (Şekil 40 . 2 1 /b) . Genç kap l u m bağalarda, hatta pek az kap l u m bağa g rubu n u n e rg i n d u r u m u nda dahi. karın ve s ı rt zırhları sadece bir deri ile bağ lanmıştır. Kaplumbağaların birçoğunda ise hyoplastron ve hypoplastron bölgesinde ka rı n z ı rh ı . zamanla, s ı rt zırh ı n ı n marjinalia ları i l e

36

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

kaynaşır. Karı n plakaları. çoğ u n l u k hyoplastron ve hypoplastron a rasında. enine uzanan menteşe şeklinde bir eklem taş ı r. B u eklem, karın zırh ı n ı n ön kısmı n ı n yu karıya doğru kaldırılarak kafa açıklığı nın kapatı lması n ı sağlar. B i rkaç tü rde, keza benzer şekilde. zırhın a rka açıklığının da kapatı lması sağlan ı l ı r.

Şekil 40.22 : Bir kerten kelede kalça porları ( Remana. Storch ve Welsch'den)

Amfibilerin aksine, sürüngenlerin derisi bez bakımından fakirdir. Pek az sayıdaki bet, ya düşmanlarına karşı pis koku salgılanmasında ya türdaşların arasındaki iletişimi sağlayabilmek için tanıtıcı kokular çıkarılmasında ya da eşlerini çekebilmek için salgı çıkarılmasında kullanılır. Timsahlar, kloak civarında ve gövdede, çiftleşme davranışlarında önemli rol oynayan bir salgı çıkaran 'Moschus Bezleri' ne sahiptir. Ayrıca, sırtın orta çizgisi boyunca işlevleri henüz bilinmeyen bir dizi bez daha vardır. Birçok kertenkelede, bez gövdesinin dermiste, açıklığının ise femur ve anüs civarında parlar ile dışarıya açıldığı bir takım bezler vardır (Şekil 40.22). Bu bezler çoğunluk her iki eşeyde de vardır; fakat erkekteki/er daha kuvvetli olarak gelişmiştir. Bu bezlerin işlevlerinin de üreme zamanında üreme davranışlarını düzenleyen salgılar çıkarmak olduğu varsayılmaktadır. Çünkü üreme zamanında bu bezlerin işlevleri artar. Bazı yılanlar, örneğin bilezikli suyılanları ve zar/ıyılanlar kloaklarında bulundurdukları bezlerden çıkardıkları pis kokularla düşmanlarından korunurlar. Bazı yılanlar da boyun bölgelerinde güzel koku çıkaran bezlere (nuchal bezlere) sahiptir. Güzel koku bezlerine, keza, bazı kaplumbağaların altçenelerinde ya da zırhının her iki yarısının kenar kısımlarında rastlanır.

Renklenme: Gerçek pigment taşınmasıyla ve yapısal olarak ışığın kırılmasıyla renk oluşumu görülür. Kromatofor/ar dermiste bulunmasına karşın, yalancıayakları epidermisin stratum germinativumuna kadar uzanabilir. Kertenkelelerde, melanofor, guanofor, lipofor ve allofor diye dört çeşit kromatofor vardır. Bunlar farklı kombinasyonlarla bulunurlar. Alloforlar az sayıda sürüngende bulunur; kırmızı, sarı ya da mor pigmentleri içerir; /ipoforların lipokromlarının tersine alkolde çözünmez­ ler. İlke olarak sürüngenlerde ve amfibi/erde bulunan kromatofor/arın bulundukları yerler birbirine benzer. Yeşil pigmentler nadirdir; ancak, bazı ağaç yılanlarında ortaya çıkar. Bunun haricindeki yeşil renklenmeler interferens mavi (ışığın kırılmasıyla oluşan mavi) ile sarı pigmentlerin kombinasyonu sonucu oluşur. Birçok sürüngende renk değiştirilmesi bilinmektedir. Timsahlar, birçok kerten­ kele ve yılan, fizyolojik olarak aktif melanoforlara sahiptir. Eğer melanin granülleri pseudopotlar içine dağılırsa hayvanın rengi açıktan siyaha dönüşür, eğer melanofo­ run merkezinde toplanır/arsa renk açılır ve böylece diğer kromatofor/arın renkleri

SİNDİRİM SİSTEMLERİ

37

ortaya çıkar (daha geniş bilgi için 1 O . Bölümde deri ren klerine bkz ! ) . Kertenkeleler içinde, özellikle bukalemunlar, birkaç iguana ve agama türü (Şeki l 40. 1 8/b) çok etkin ve farklı şekillerde renk . tJeğiştirme yeteneğine sahiptir. Herbirinde türlere özgü farklı denetleme ve düzenleme mekanizması gelişmiştir. Birçok türde, özellikle kertenkele­ lerde renk bakımından eşeysel dimorfizm vardır. Erkekler çoğunluk daha parlak renklidir. Anolis türlerinde renk değiştirilmesi tamamen hormona/ olarak düzenlenir. lntermedin, melanin granüllerinin yayılmasını, adrenalin ise yoğunlaşmasını (bir araya toplanmasını) sağlar. Phrynosoma 'da renk değişimini farklı mekanizmalar ortak olarak etkiler. Melanin granüllerinin yoğunlaşmaları (bir araya toplanmaları) aynı şekilde, sinirsel uyarı, adrenalin, yüksek sıcaklık ve karanlığın etkisiyle artırılabilir. Yayılmaları ise sadece hormona/ etki (intermedinle) ve keza doğrudan doğruya düşük sıcaklık ya da kuwetli ışık vermeyle sağlanabilir. Örneğin 40°C'de kertenkelelerin rengi açılır (ışığı savurma için), daha düşük derecelerde ise renk koyulaşır (ışığa absorbe etmek için). Bukalemun/arda renk değiştirilmesi sadece sinirsel impulslarla denetlenir. Bukalemunların rengi her durumda ışığın şiddetine bağımlıdır; bununla birlikte ışık doğrudan doğruya kromatofor/ara etki etmez, ışık almaç/arını uyararak otonom sinir sistemi üzerinden impulsların renk hücrelerine iletilmesini sağlar.

40.2.4. SİNDİRİM SİSTEMLERİ 40.2.4. 1 . Ağız S ü rü ngen lerin ağzı. amfibilerdeki gibi kas l ı dudaklarla çevri lmemiştir. Kap l u m bağa lar­ da çene kenarları gaga benzeri boynuzumsu bi r ö rtü taş ı r. Bu şekildeki boyn uzumsu kılıf keza soyu tükenm i ş s ü rüngenlerde de sapta n mıştır.

Dil: S ü rüngenlerin d i l i normal olara k a mfibileri n kinden çok daha fazla gelişmiştir. Yapı larına hypoglossus siste m i n i n yanısıra, bezli bir duva r. geniohyoideus kasları ve i lave olara k mandibular yayların yan kısım ları katı l m ı ştır. Timsahların ve kaplumbağaların dilleri ileriye doğru uzatılamaz ve oldukça az gelişmiştir. Squamata 'da (pu l l u larda) d i l gelişimi oldu kça ileri bir d u rumdadır (Şekil 40.23). Dil, birçok agama ve iguanada kısa ve etli olmasına karşın, diğer birçok grupta, özellikle yılanlarda, uzun, ince, önde çatallanmış, çok hareketli ve bir kılıf içine çekilebilir durumdadır. Birçok Squama­ ta 'da, dil, koku taneciklerinin alınması ve Jacobson organına iletilmesinde çok önemli bir göreve sahiptir. En fazla özelleşmiş dile bukalemunlar sahiptir. Solucan şeklindeki bu dil, hayvanın vücudundan daha uzun olup, önde, yapışkan bir sıvıyla sürekli nemlendiri­ len piston gibi bir yumruya sahiptir. Bu kısımla avlarını yapıştırarak yakalarlar. Avlanma sırasında bukalemun, avına hemen hemen bir dil boyu yaklaşır, yavaşça ağzını açar, dilkemiği boynuzcuklarının dönen hareketleriyle çubuk şeklindeki dilkemiği yavaş yavaş ileriye doğru sürülür ve daha sonra çok yüksek bir hızla dilin ön üçte ikisi dışarıya fırlatılır (Şekil 40.30/b) . B u hızlı hareket d i l i n özel kasları ile sağlandığı halde, geri çekilme musculus hyog lossus ile gerçekleşti ril i r.

38

REPTİLİA � SÜRÜNGENLER

f

e

TACHYDROMUS

CALOTES VERSİCOLOR

(BİR KERTENKELE)

(AGAMA) a

BiR YILANDA

OPHİSAURUS HARTİ

VARAN

( VARANUS)

Şeki l 40.23

:

NESİA (BİR KERTENKELE)

h

DİBAMUS (BİR GEKO)

Bir yı lanın (a) ve bi r kertenkelenin (b) (Remana. Storch ve Welsch'den) ve bazı sürüngenlerin dil şekilleri (c-h) (Smith'den).

Ağız Bezleri : Ağız ve yutak bezleri n i n düzenlenmesi ve kon u m u . diğer a m niyotları n­ kine (dölützarl ı ları n kine) benzer. Amfibilerin i ntermaksillar bezlerine homolog olan bir damak bezinin yanısıra. birçok sürüngen, di l-. d i la ltı-, mandibularbez ve d udakbezi taş ı rlar. B u bezlerin salgısı kısmen m u k u s l u kısmen serözdü r. Squamata 'da üst- ve a ltçene kenarı ndaki bölgede çok büyü k bez paketleri halinde bulunan d udakbezleri d i kkat çekicidir. Üst dudakbezleri önden arkaya doğ ru şu bezleri kapsa r: Rostra l bezler. dış buru n bezleri, üst yan bezler, Harder bezleri ve parotis bezleri (Duvernoy bezleri) ; alt duda kbezleri ise dış tarafta bulunan dış-a lt bezle, a ltçenenin kolları arasına g i rmiş mandibular bezden oluşmuştu r.

Sürüngenlerin tümünde bilinen zehirbezleri bu dudakbezleri kompleksinin değişmiş kısımlarından oluşmuştur. Evrimleşmiş yılanlarda özellikle üst dudakbezle­ ri gelişmiştir ve kısmen değişmiş olarak zehirbezi görevini yaparlar. İlkel yılanlarda (Boidae), kertenkelelerde de olduğu gibi, daha çok alt dudakbezleri gelişmiştir. Heloderma 'nın zehirbezi de değişikliğe uğramış altdudak bezidir.

Dişler: Kaplumbağalar hariç (Şekil 40. 1 1 /b) , sürüngenlerin tümü dişlidir. Premaks i l la, maksilla ve dentalenin üzerindeki kenar dişlerin yan ı s ı ra, damağın dermal elemanları olan vomer, pterygoid ve palatin u m üzerinde de birçok damakdişi va rd ı r. Memeli lerde olduğu gibi, dişler. bir ektodermal mine taba kasından. bir de mezoder­ mal odontoblast siste m i nden oluşmuştu r. Dişleri n şekli beslenme tarzına göre değişiklikler gösterir. B i rçok tü rde çoğu n l u k koni şeklinde Homodont (dişleri n birbirine benzer olması) diş görü l ü r. Heterodonti'ye (dişlerin yapı bakı m ı ndan birbiri nden farklı olması) (Şekil 40. 1 1 /g ve 24/c) geçiş, 'Proterodonti'

SİNDİRİM SİSTEMLERİ

39

DRACAENA GU/ANENSİS'DA YUVARLAK DIŞ

c

a AMBLYRHYNCHUS CRISTA TUS'DA

UROMASTİX ACANTHİNURUS'DA

(KERTENKELE) YEDEK DİŞ

, ; h ' ·' ·. _.·.·,·'ı.ıtlı J·_ l_ 'f�·

.d

HETERODONT DİŞ



Zoh ; 'ka " ' h · Pu lpa boşl u ğ u ..I. .. ol " ğ "

Zehir



ka nal ağzı ---ı::?·

HELODERMA HORRİDUMDA ALTÇENE DİŞİ

Şekil

40.24

:

(!} o

Maks i l l a

.

CROTALUS'DA (ÇINGIRAKUYILAN)

ZEHİRDIŞINİN (SOLENOGLYPH) ENİNE KESiTİ

Sürüngen diş yapısı (Anthony ve Klauber'den) .

[dişlerin az özel leşmesi. örneğ i n , dev yı lanlarda ön dişlerin büyü mesi g i bi (Şekil 40 . 1 1 /f)] kademelerinden geçerek gerçekleşi r. En fa rklı heterodonti , zeh i r dişleri fazla uzamış. evri m leş m i ş yı lanlarda ( E lapidae ve Viperidae) görü l ü r (Şekil 40. 1 1 /g) .

En çok rastlanan d i ş tipi, uç kısmı sivri l m iş, hafifçe a rkaya doğ ru kıvrı k, avı n yakalanmasına yaraya n diş tipidir (Şekil 40.24/e). B u n u n yan ı s ı ra enine ya da boyu na kon u m la n m ı ş . taş kalemi şeklinde kesici ; tüberkü l şeklinde, hafifçe testere l i ya da bi rkaç oluşumuyla birl i kte çiğneyici diş tipleri de vard ı r (Şekil 40.24/a ve b). Dişler i kincil olara k dişkanalları ile kaynaşmış olabi l i rler (birçok Aga m idae'de) . Kendine özgü etkin görev yapan ya kalama dişi timsahlarda gelişmişti r. Timsahlar hariç tüm s ü rü ngenlerde. dişler, kem i kleş­ miş d i p kısımlarıyla synostostik olara k bir paradental dokuya bağlanmıştı r.

j�imentolu bağ l a ntı

THECODONT

ACRODONT

c

·,

PLEURO.PONT

···Kemik yuva

Şekil 40.25 : Sürü ngenlerde diş tipleri (Edmund 'dan)

40

REPTİLİA � SÜRÜNGENLER

Eğer dişler çenekemiğinin üst kenarına oturursa, bu yerleşme düzeni 'Akro­ dont' (Şekil 40. 25/b). kenardaki bi r çıkı ntı üzerine otu ru rsa o zaman 'Pleurodont' olara k adla n d ı rı l ı r (Şekil 40.25/c) . Dişlerin yerleşim i ndeki bu farklı l ı klar bazı kerte n kele grupları n ı n taksonomik değerlendiri lmelerinde ç o k önemlidirler. Ti msahların dişkökleri derin bir a lveo l i n içerisine girer ve onlarla bir sement (çimento) tabakası a racı lığıyla bağ l a n ı r. Bu tip diş dizi l i m i n e de 'Thecodont' dizi l i m d e n i r (Şeki l 40.25/a ) . Dişler yaşam boyunca yenilenir. B u yen i lenme birbirinden farklı üç şekilde o l u r.

Kertenkelelerde (varanlar ve Heloderma hariç) yeni dişler, işlev gören dişlerin altında ve dil tarafında oluşur (Şekil 40 . 24/a ) . Varan/arda, He/oderma 'da ve yılanların tümünde yeni dişler işlev gören dişlerin arasında meydana gelir. Büyüme sırasında öne doğru itilerek önünde bulunan eski dişin yerini alır. Timsahlarda yedek dişler işlev gören dişlerin dibinde ve pulpa boşluklarının içinde gelişirler. Belirlenmiş büyüklüğüne ulaşınca, kökü tamamen erimiş olan kendisininkinden önceki dişin taç kısmı, bu yeni dişin üzerine oturur. Yedek dişlerin oluşumuyla i l g i l i yapılaca k ayrı ntı lı çalışmalar, büyü k bir olası l ı kla sürüngen leri n içindeki evrimsel eği l i m lerin açıklan ması kon usunda g üve n i l i r bilgiler sunaca ktı r.

Zehirleme Aygıtları : S ü rüngen lerin ağız bölgesindeki en di kkati çeken yapı zeh i rlenmeyi sağ laya n yapı ları n gelişmesidir. Zeh i rleme aygıtı, zehirbezi, zehi rbez i n i n dışa açılan kanalı, zehirin i letil mesin i (zerkedi l mesini) sağ layan zehi rdişi ve çene iskeleti n i n elemanları v e çene kasları n ı kapsar. Kertenkelelerde Zehirleme Aygıtı : Ancak iki kertenkele (Heloderma horridum ve Heloderma suspectum) zehirleme aygıtına sahiptir. Bu kerte n kelelerin yan (marj i nal) dişleri n i n tümü zehi rleme aygıtı ola ra k gelişmiştir. B u nların ön tarafları ve kısmen a rka tarafları derin zeh i r yarı kları ile donatı lmıştı r (Şeki l 40.24/d ) . En uzun zeh i rdişi çene n i n orta bölgesinde b u l u n u r. Yaklaşık 25 m m . uzu nluğu nda olan büyük zeh i rbezi ise a ltçenenin yan larında b u l u n u r (Şekil 40 .26/g ) . Zehi rbezi, herbiri, kısa bir zeh i rkanalı i le yakın ı ndaki mandibular dişin kaidesine açı lan, yaklaşık beş lobtan meydana gelmiştir. Zeh i rbez i n i n boşa ltıl ması için özel bir kas yoktur. Avı n ısırıl masıyla yavaş yavaş a kar. Heloderma'da bu sakınca n ı n azaltı lmasını ve zehirin tam etki edebil m esi n i sağlamak amacıyla, av, uzun s ü re ısırı lm ı ş d u ru mda tutu l u r.

Yılanlarda Zehirleme Aygıtı : Dünyada yaşadığı sapta n m ı ş yaklaşık 2500 kada r yılan tü rü nden a ncak 1 /3 ' ü az ya da çok zehirlidir. Çok teh l i keli olanları n ora n ı ise % 8 ' i geçmez. Yılanların tümünde zeh i rleme aygıtı, her zaman üstçenedeki bez kompleksinden köken a l ı r. Zeh i rleme aygıtı n ı n oluşu m u na katı lan diğer yapı lar ve o n la rı n kon u m u , zehirli yılan g rupları n ı n herbiri nde o den l i farklıdır ki, zehi rleme aygıtı n ı n birb i ri n e bağ ı m l ı ol madan iki ya da daha fazla defada oluşması evri msel olara k zoru n l u görülmektedir. B u kademeleri i l kelden gelişmişe doğru i ncelersek (Şekil 40.27) :

1 . Aglyph Yılanlar (Zehirsiz Yılanlar) : Zeh i rleme aygıtın ı n i l k kademesi zeh i rsiz yılanlarda dahi görü lebil i r (Şekil 40.26/a ve 27/a ) . Zehi rsiz yı lanlar zehirin taş ı n ması için özel bir donatıma sah i p olmamalarına ka rşın, bi rçok formu daha bu kademede beli rg i n leşmeye

Harder bezi 9 uvernoy bezi

Burun bezi a

SİNDİRİM SİSTEMLERİ

·

Altdudak bezi

·. (·� � (:»@ �y.

Üstdudak bezi

b

- ----Dişö � ü

a

---Dentın

_._I l :ı rn:ı

/ Zehirli denizyılanının tuzbezi c

Zoh;,,.,;

Ustdudak bezi

,.,

,�

· Mine ·· Dentin Pulpaboşluğu

Zehir kanalı ··

··

=

KOBRA)

Ouadratum

PROTEROGLYPH {NAJA

OPİSTHOGLYPH { TELESCOPUSI

e

.

�� ! : Maksilla : \ Ectopterygoıdi Ptrygoi d YATIK

···Zehirbezi

i4 !

d

Üstdudak bezi !

d

(@)

FrontaL. Pariatal

SOLENOGLYPH {VİPERA



Prefrontal-�

.f- ·üstdudak bezinin cf · / histolojik değişimi

b

AGLYPH {PTYAS MUCOSUSI

c

41

--

f

SOLENOGLYPH BİR ZEHİRDİŞI

- - -- -- -

+

=

Squamosum

ENGEREK)

- - - - - - - ···

KALKIK

g

Helodrema'da zehirbezi;

Şekil

HELODERMA'DA ALTÇENEDEKİ ZEHİR BEZİ

40.26 : Zehir aygıtı. Siyah kısımlar zehir bezleri nin yeri ni gösterir. a-d) Zehir bezi ile ilgili zehi r dişlerinin enine kesiti ; e ve f ) Bir solenoglyph zehir dişinin yatık (e) v e kalkık (f) duru m u ; g ) Holoderma'da zeh ir bezi nin kon u m u (Bellairs, Klaubeir, Fahrenholz, Bogert v e Del Campo'dan).

42

b

REPTilİA = SÜRÜ NGENLER

\ �l Proterog lyph

d

Solenog lyph

Opisthodonte Dizi

a

~\ �s Aglyph

Protodonte Dizi



t

Şekil 40.27 : Yılanlarda zehir ayg ıtı . İnce noktalar labiodantel bezleri, düşey taramalar esas zehir bezini (a'da üstdudak bezinin özelleşmiş bir kısmı). çapraz tarama Harder bezini, iri noktalar Duvernoy bezini gösterir (Starck'dan).

toglyph

başlayan proterodonti (Cyclocorus, Heterolepis ve Stegonotus) ya da opisthodonti (Macropisthodon, Rhadinaea, Liophis, Heterodon ve Xenodon) eği l i m i gösteri rler, yan i , derin yara açabi lmek i ç i n çenenin önünde v e a rkası nda büyük dişler oluşmuştu r; böylece tükrü k salgısı ya ra n ı n içine iletilebi l i r. Bazı zeh i rsiz (aglyph) yı lanlarda üst dudakbezinin en a rkadaki kıs m ı n ı n (Duvernoy bezi ' n i n) oldukça büyük ve seröz sa lgı çıka ran kıs m ı , öndeki m u koz dudakbezlerine göre çok daha yüksek zehi rleme (toksi klik) etkisi gösteren salgı çıkardığı içi n, onlardan işlevsel ve yapısal olara k ayrı lmaya başlamıştı r. Duvernoy bezi, zeh i ri n i bir kanal a racılığıyla arkadaki uzun dişleri n yakı n ı na a kıtan bir zeh i r bezi o l m u ştu r. Duvernoy bezinden m u koz ve seröz bezlerin d u ru m u na göre en azından dört çeşit bez tipi ayırded i l i r. B u bez tipleri daha evrimleşmiş zehi rleme ayg ıtları n ı n i l k kademeleri olara k kab u l edilebi l i r.

2. Glyphodon Yılanlar (Zehirli Yılanlar) : Zehi rli yılanlar zehir nakletmeye ya rayan yapılarla donatı lan özelleşmiş zehi rdişine sah i ptir. Zamanımızda yaşaya n g lyphodont yı lanlar en azından üç farklı zeh i rleme aygıtına sahiptir. Bunlardan herbiri. büyü k bir olası l ı kla, birbirine bağı m l ı olmadan, aglyph kademeden evrim leşerek oluşmuştur. B u n la r :

a) Proteroglyph Zehirleme Aygıtı (Şeki l 40 .26/c v e 27/b) . Proteroglyph adı diş kon u m lanmasından dolayı veri l m işti r. Protere = önde, g lyph = o l u k de m ektir. Zeh i r dişleri n i n üzeri nde bazen açık bazen kapa n m ı ş o l u klar vard ı r (Şekil 40.26/c) . Ön üstçene bölgesi ndeki proterodont d u rumda bulunan uzamış dişleri n , zeh i r ya rığ ı ile donatı lması v e bir m i kta r d a h a gelişmesi sonucu ortaya çıka r. Proteroglyph zeh i rli suyı lanları ( Elapidae) içinde g itti kçe gelişme gösteren bir d izi zehi rleme aygıtı yapısı görü lür. En i l kel Elapid Ogmodon, maksillanın tüm uzu n l u ğ u boyu nca, önden a rkaya doğru gittikçe küçülen ve ön taraflarında zeh i r yarığına sah i p bir zeh i rdişi taşı r. Ayn ı kem i k üzeri nde, gene l l i kle, zeh i r dişleri n i n a rkasında yer alan zehi rsiz dişler de b u l u n u r. G/yphodon ve Denisonia' da maksi ilanın ön yarısı nda, ön kısmında zeh i r oluğu bulunan büyü k bir diş vard ı r ; maks i l la n ı n a rka üçte birinde i s e bir tane ç o k k ü ç ü k ya rıklı diş b u l u n u r.

SİNDİRİM SİSTEMLERİ

43

Naja cinsine ait kobra la rda en öndeki dişin oluğu hemen hemen kapa n m ı ş b i r zeh i r kanalı g i bidi r (Şekil 40 .28) ; maksillanın arka kıs m ı nda i s e anca k 1 -2 tane ç o k k ü ç ü k dişçik b u l u n u r. M ercanyı lan larında (Micrurus}, Laticauda cinsine a it den izyı l a n ları n d a ve ayn ı şekilde yakalıklıkobralarda (Hemachatus) sadece öndeki büyük zeh i rd işleri b u l u n u r.

Şeki l 40.28 : Zehi r dişlerinin boyuna kesiti (a ve b) ve bir kobranın zehir fışkı rtması (c) (Bogert'den). c Naja melanoleuca Naja nigricollis a

Naja nigricollis

Hemen hemen kapa n m ı ş bir zehi roluğu taşıyan büyü k bir zehird i ş i n i n gelişme eği l i minden dolayı maksi llanın ön 1 /3'ünde bir kısalma görü lü r . Proterog lyph yı lanları n tü m ü nde, zehi rdişi, yüz iskeletine göre kayma göstermez. Proterog lyph yılanların zeh i rbezi, gözboş l u ğ u n u n hemen a rkası nda b u l u n u r (Şeki l 40 . 2 6/c) . Yaklaşı k a ltı lobtan oluşan bu bez, kura l olara k en fazla ağız açısına kadar uzanabi l i r. Anca k karn ıbezli yı lanlarda (Maticora'da) bu bez, vücudun öndeki ü çte birine geniş ölçüde yayı l m ı ştır. Lobla rı n herbi rinden gelen zeh i r, merkezi b i r sarnıçta toplanara k bez kompleks i n i rostralde terkeder v e doğrudan zeh i rdi ş i nin önüne a ç ı l a n bir kanala dökü l ü r.

Proteroglyph yılanlar da zehirli yılanların hepsinde olduğu gibi, zehirbezi için bir pompalama aygıtı geliştirmiştir. Bu yılanlarda bir musculus levator anguli oris olmadığı için, musculus adductor externus posterior, zehirbezini farklı seviyelerde sıkıca saracak şekilde iki kola ayrılarak bir pompa (kompressör) görevi yapmaya başlamıştır. Proteroglyph yılanlarda herbir maksi/ üzerinde genellikle bir çift zehirdişi bulunur. Fakat zehirkanalı ancak bunlardan biri ile bağlantılıdır. Diğeri yedek zehirdişidir. Daha önce de değindiğimiz gibi, yılanlarda, hangi tip diş olursa olsun, kopan dişlerin yerine yenileri gelir. Bunun için dişleri sökülmüş yılanlar kısa bir süre sonra tekrar tehlikeli hale geçebilir. Ağızları kapalıyken zehirdişleri arkaya doğru yatırılmadığı için, zehirdişleri solenoglyph yılanlarınkine göre daha kısadır (Şeki l 40. 26/c) . Zehir bezleri onlara göre daha iyi gelişmiş de değildir. Bununla birlikte zehirleri genellikle çok etkindir. Örneğin kobralar kısa bir süre içinde insanı öldürmesinin yanısıra, Avustralya'da yaşayan küçük Elapid'ler ancak arı sokması kadar ağrı yaparlar. Bu g ru ba, ü l kem izde temsilcisi b u l u n maya n , H i nt ve Pasifi k O kyanusu' nda yaşayan Hyd rophidae ile, kobra ve mercan yı lanları n ı n da ait olduğu tropik ve subtropik bölgelerin tü m ü nde yaşayan Elapidae dahildir.

44

REPTİLİA � SÜRÜNGENLER

b) Opisthoglyph Zehirleme Aygıtı (Şekil 40.26/b ve 27/c): Bazı D ipsadidae ve Homa lopsidae türleri nde geliştiği şekliyle, opisthog lyph zehirleme aygıtı, ag lyph yı lanları n i l k i n opisthodont evresinden türemiştir. Bun larda. evrim süreci içerisinde. maksi llanın e n a rka kısmı nda b i r (Malpolon v e Tomodon) ya da i k i (Miodon v e Aproterodon) zehir oluğu meydana gelirken . herhangi bir zeh i r oluğu taşımayan maksi llanın ön kısmı değişik derecelerde g ittikçe körelm iştir. Kerten keleyı lanı (Malpolon) hala maksi llanın ön tarafı nda küçük bi rçok diş taşımasına ka rş ı n, Tomodon'da bu sayı 5, Miodon'da 2'dir; Aproteredon'­ da ise hiç yoktu r. Bunlarda diş azalmasına bağlı olarak maksi/lanın ön kısmında kısalmalar görülür. Opisthoglyph yılanlarda da üst duda kbezi kompleksinin arka kıs m ı zehi rbezine dönüşmüştü r (Şeki l 40.26/b) . Bu kısım . yoğ u n laşmış ve büyü k hacim l i bir bez bölgesi olara k d i ğ e r kısımları ndan ayrı lır. Zeh i ri n i bir ya da iki zehi rkanalı ile zehi rdişleri n i n kaides i n i n ön kısmına boşaltır. Çok defa. zehi rkanalı, zehi rdişine u laşmadan önce. m u kuslu sıvı çıka ran yard ımcı bir bezin içinden geçer. Opisthoglyph yılanlarda zehi rbezi n i n sıkılmasını i ki farklı meka n izma sağlar. Homalop­ sidae. Natricidae ve Colubridae' n i n zehi rl i türlerinde, s ı kılma (kompressiyon) musculus adductor extern us posteriorun değişikliğe uğra m ış kısımlarıyla gerçekleşmesine karş ı n , opisthoglyph Dipsadidae (Xenodontinae v e Lycodonti nae gibi)'de. kertenkelelerde olduğu gibi, bir musculus adductor externus anterior mevcuttur; sı kmayı sağlayan bu kasa. musculus levator anguli oris denir. M usculus adductor externus posterior ise ta mamen adduktori k işlev yapar. Sıkıcı kasların fa rklı şeki llerde olması, opisthoglyph yılan g rupları n ı n t e k bir akrabalık bağı ile birbi rleriyle bağ lantı l ı olmadığ ı n ı gösteri r.

Maksi/lanın arka kısmında bulunan zehirdişleri yüzey kısımlarında olukludur. Bu nedenle opisthoglyph (opisto=arkada, glyph=oluk) adı verilmiştir (Şekil 40 .26/b) . Colubridae' n i n 1 0 a ltfamilyasından ancak üçü (Boiginae. Homa lopsinae ve Elachistodonti­ nae) bu şekilde zehirleme aygıtı gösterir.

Bu gruptaki yılanlar, zehirdişleri arkada olduğu için, fazla tehlikeli sayılmazlar; çünkü ısırsa/ar dahi, avlarını ağızlarının içine almadıkları sürece, zehirdişlerini batıramaz/ar. B u n u n la birlikte bazı tü rleri, örneğ i n , Afri ka'da yaşayan Oispholidus typus ( 1 . 5-2 m . boyu nda) ağızları n ı zeh i rdişleri n i batırabilecek kadar açabi l i rler. Opistoglyph yı lanlar da proteroglyph yı lanlar gibi ısırdı kla rı yeri hemen bırakmazlar. B u gruptan ü l kem izde yalnız Boiginae a ltfa m i lyasına ait iki cins (Malpolon ve Telescopus) yaşar.

c) Solenoglyph Zehirleme Aygıtı (Şekil 40. 2 6/d ve e; 27/d) : B u g ru ba, Avrupa, Asya ve Afrika kıta larında. keza ü l kemizde yaşayan Viperidae ile Yen i Dü nya'da ve Avrupa 'dan Güneydoğu Asya adalarına kadar yayg ı n ( ü l kemizde temsilcileri b u l u n maz) çıngıraklıyı lanların da dahil olduğu Crotal idae g i rer. Solenog lyph adı (solen o = boru . g lyph = o l u k) 'dan gelir. Tam gelişmiş zehi rleme aygıtları bu gruptadı r. Kısa yap ı l ı olan üstçenenin (maksi l la­ nın) ön kısmı nda, herbirinde bir tane olmak üzere, uzun ve kuwetli, kapal ı bir zeh i rkanalı içeren (Şekil 40 . 24/e) birer zehirdişi vardır (Şeki l 40.26/d ve e ; 27) . Zeh i rkana lları dişin ön tarafı nda, ucundan biraz geride, iki yerden i n ce bir yarı k şeklinde dışarıya açı l ı r (Şekil 40. 24/e). Filogenetik ve ontogenetik olarak boru şeklinde kanal içeren bu dişler, yarı

ya da tam oluk şeklinde yivler içeren dişlerden türemiştir. Üstçene üzerinde birden

SİNDİRİM SİSTEMLERİ

45

fazla zehirdişi varsa, ısırıldığında bunlar da batabilir; fakat zehir akıtan yalnız bir tanesidir. Çünkü zehirbezi yalnız birine bağlantılıdır. Bu diş koparsa, diğerlerinden bir tanesi onun yerini alır. Kopan ya da yıpranan diş çoğunlukla yutulur. Solenog lyph siste m i n diğer bir özelliği, zehi rdi ş i nin kaidesi, yan i maksilla i l e b i rl i kte, d i n l e n m e d u ru m unda, arkaya doğru yatmı ş olmas ı d ı r. ı s ı rma kon u m u na geçince zehi rd işleri d i kleşir (Şekil 40.26/e) . Dişlerin geriye doğru yatı rı labilmesi, zeh i rdişleri n i n çok uzun olabilmesi n i sağlamıştı r. M a ksillanın ve o n u n üzeri ne otu rmuş zehi rd i ş i n i n hareketi , mandal halindeki ü stçenenin, damakkemiğinin ve quadratum u n bir seri hareketi i l e sağ la n ı r (Şeki l 40.26/e) . Ouad ratu m , bu meka n izman ı n esasını oluşturu r. D i n lenme s ı rasında diş ve maksilla a rkaya yattığı zaman, quadratum hemen hemen kafatasına yatay d u ru r. B u d u ru mda a rka u c u , maksillayı, pterygoid, palatin u m v e her i kisine paralel uzanan ectopterygoid üzerinden, alt tarafındaki bağlanma yeri nden aşağ ıya doğ ru çeker; bu s ı rada ön ucu ise squamos u m , parietale, frorıtale ve prefrontale üzeri nde, m a ks i llayı, ü st bağlanma yerinden öne doğ ru iter. Böylece tüm m a ks i l la, üst bağ lanma yerinden, diş a rkaya doğ ru yatacak şekilde döner. Dişin d ikleşmesinde, quadratum hemen hemen d ikleşerek, ü st ucu i le manda l ı m s ı diziyi geri çeker, a lt ucu ile manda l ı m s ı diziyi i l e riye iter ve böylece m a ksillanın ve zeh i rd i ş i n i n kal kmasın ı sağlar. Bu gruba dahil yılanlar ısırdıkların­

da çenelerini uzun zaman kapalı tutamazlar. Bu nedenle çok kısa zamanda zehirlerini akıtırlar. Zeh i rd i ş i n i yu ka rıya kaldıran meka nizma, çenelerin açılması sırası nda zoru n l u olara k (ya n i h e r zaman) işlev görmez ; böylece, örneği n. besin yutul u rken . çeneler bi rb i rinden ayrı ldığı halde dişler di kleşmez. Engereklerin (Viperidae) zeh i rbezleri. i n ce bir bağ dokusuyla çevri l m i ş üst duda kbezi­ nin a rka kısmı ndan oluşmuş ve büyü k bir yapı kaza nm ı ştı r (Şekil 40. 2 6/d ) . B u bezler bi rçok odacığa ayrı lmıştır ve her odacı ktan çıka n uzun bir kanal. üst duda kbezin i n iç tarafı ndan zehi rdişine u laşı r. Solenoglyph yılan ların dişleri de daha önceki ler gibi ayn ı şekilde düze n l i olara k yeni lendiği i ç i n zehirkanalı bunlarda d i ş i n kanalı i l e doğrudan doğ ruya bağlanmaz. Zehi rbezi, zehi ri n i dişteki kanal açı klığ ı n ı n hemen yan ı n a boşa ltı r. Vücud u n içine kadar ( ka l be kada r) uzanan çok uzun ve yaygı n zeh i rbezi A tractaspis ve Causus cinslerinde b u l u n u r. Bunlarda zehirin boşa ltılması, vücudun yan kasları n ı n kas ı l masıyla gerçekleşir. Diğerleri n i n hemen hepsinde, zeh i rbezi, başı n yan tarafları nda v e gözün a lt kısmında birer tane o l m a k üzere b u l u n u r. B u n l a rda zehirin boşaltı lması m usculus levator anguli o r i s (opisthoglyph D i psadidae'de olduğu gibi) kası ile sağlan ı r. Yü ksek organizasyo n l u diğer yılan larda olduğu gibi. solenog lyph engereklerin (Viperidae) maksillası çok kısa l m ı ştır. Öyleki, zehi rdişi için, sadece, priz gibi g i recek bir yapı halinde ka l m ıştır. B u kısa l m ı ş maks i l la i l kin yılanlardaki çok uzun maks i l la kemiği n i n a rka kısmıyla homolog laştı rı labi l i r. B u ise engereklerin opisthoglyph atadan tü redi kleri n i gösterebilir. Kompressör kaslara göre, engere klerin (Viperidae) en yakın akrabaları Dipsadidae ' n i n Lycodonti nae ve Xenodonti nae g i bi g ruplarıdır.

Yılanlarda Tükürme: Kuzey kıs ı m ları ha riç Afri ka'da yayg ı n olan ve boyları ya klaşı k bir metre kadar olan Hemochatus naemochatus g i b i bazı Elapidae türlerinde ve tü kürenkobra (Naja nigricollis) hatta kobra yılanları n ı n tümü nde az ya da çok, kendileri n i korumak i ç i n , zeh i rleri n i fışkırtma görü l ü r. B u n l a r. zehi rleri n i 2-3 m . uzağa fışkı rta b i l i rler (Şekil 40.28/c) . Zehi rkana l ı , ı s ı ran yı lanlarda, dişin ucuna yakın bir yerinde uzunca bir deli kle dışarıya açı l ı r (Şekil 40. 24/e ve 28/a ) . Tükürenyılanlarda ise bu deli k daha yuvarlak o l u p, d i ş i n

46

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

Şekil 40.29 : Yumurtayılanının (Oasypeltis) yu m u rtayı yutuşu (Ziswi ler'den).

Yumurtayılanının

(Dasypeltis)

yumurta yutuşu

kaide kısmına yakındır (Şeki l 40. 28/b) . Zehirbezinden gelen salgı bu deliğe ulaşınca, akciğerden gelen kuwetli hava akımıyla ve ağızın basıncıyla, küçük damlalar halinde ileriye doğru fışkırtılır. Bu fışkırtma birkaç dakika içerisinde birkaç defa tekrarlanabilir. Çok defa insanların yüzüne tükürürler. Bu fışkırtılmadan en çok zarar gören organ, geçici körlük, iltihaplanma ve sulanma gibi arazlar gösteren gözdür. Deride kesik ve yarık yoksa püskürtülmüş zehirin etkisi çok azalır. Endonezya'da yaşaya n Naja naja sputatrix'de oldu kça gelişmiş bir ta rzda , bazı engerek (Vi pa ridae) ve çıngıra klıyılan ların (Crotalidae) ise tükürme tarzında zehi r a kıttı kları gözlenmiştir. Zeh i rli yılan ların kıta lara göre dağ ı lışı, zeh i ri n öze l l i kleri, zehirli-zeh i rsiz yı lanların ayrım ı ve i l kyard ı m kon usundaki bilgiler, s ü rüngen lerin insanlarla olan ilişkisi adlı başl ı k a ltında verilecekti r.

Besinin Yutulması : Avları n ı yutan s ü rüngen lerin ağız ve yutakları genişleyebi l i r ; en fazla genişleme, yutma s ı rasında çeneleri bi rbi rinden ayrı lan yı lanlarda görü l ü r. Keza yu m u rta yutan yı lanlar da başları n ı n bi rkaç misli büyü k l ü kte olan yu m u rtaları aynı şekilde yutabi l i rler (Şeki l 40. 29) . B u kon udaki geniş bilgi sistematik kıs m ı nda veri lecekti r. Özofagus (Vemekborusu) : Boyuna kıvrım la r taşı r ; çok fazla genişleyebilir. Lamina epithelialis (özofagusu içten astarlayan tabaka) ya b i r katlı s i l l i epitelden (yı lanlarda) ya yassı epitelden (birçok kaplumbağada) ya da boyn uzlaşmış papi llerden (deniz kap l u m bağalarında) oluşm uştur. Mide: Boyu na uzamış türlerde, örneğ i n birçok yılanda ve kertenkelede, uzun iğ şeklindedir. Tı knaz türlerde ise, basit bir memeli midesine benzer şekilde kıvrı l mıştı r (kaplumbağalarda) ve çok defa belirli bir pilorus bölgesi i l e midenin d iğer kıs ı m ları ndan ayrı l m ıştır. En bel i rgin mide bölmeleri n i ti msa h l a r gösteri r. B u n lar, yapı ve şekil bakı m ı ndan kuşları n kas l ı m idesine çok benzeyen esas b i r bölmeye ve bir de bel i rg i n olara k fa rkl ı laşmış bir pi lorus bölgesine sa h i ptir. M ide kılıfında i ki tip bez vard ı r. B u n lardan uzun ve hortum şeklinde olanları (tübüler bezler) , kısmen (yı lanlarda), çok kuwetli h i d roklorik asit salgı lanma­ sından soru m l u ola n ; kesecikler şeklinde olan ları (alveolar) ise daha çok pilorus bölgesi nde bulunan ve mukus salgı layan bezlerd i r. İncebağırsak: Vücut yapısı uzun olan türlerde, oransal olara k düz; tıknaz vücutlarda [kaplumbağalarda ve kaplumbağake rtenkelelerinde (Phrynosoma)] ise yumak g i bi kıvrı ktır.

Uzunlukları beslen m e şekillerine göre değişir; fakat oransal uzunlukları, bitkilerle beslenen kuş ve memelilerinkine hiçbir zaman ulaşmaz. Oransal bağ ı rsak uzu n l uğu (vücut uzu n l u ğ u n u n % si olarak) : Taraklıkerte n kelede (Sphenedon) 70, yeş i l iguanada 28, kap l u mbağakerten kelesinde 280, pitonlarda 1 75, köryılanda (Typh/ops) 28, bataklı kkaplum­ bağası nda 900, n i ltimsahında 1 80'dir.

SİNDİRİM SİSTE MLERİ

47

İ ncebağı rsağı n mideye ya kın ön kıs m ı n ı n çapı bir m i ktar fazladı r. Safra ka n a l ı n ı n ve pan kreas kanal ı n ı n açı ldığı yere kada r olan kısmı o n i ki pa rmak (duodenum) olara k adlandırı l ı r. B u n u n la birlikte ya lnız kaplumbağalarda ve timsahlarda bir duoden u m bi leziğ i oluşmuştu r. Bağı rsağ ı n geri kalan kısmı tam olara k ileum ve jej u n u m olara k ayrı lamaz. Bağ ı rsak m ukoza tabakası, o n i kiparmak bölgesinde, farklı çıkıntı lar, örneğ i n , tümör ol uşumları. bağ ı rsağın arka kısmı nda ise boyuna ve zi kzak şekl indeki katmanların arası nda b u l u n u r. İ n cebağı rsak epiteli norma l olarak çanak hücreleri, paneth hücreleri, ente roch ro­ maffin hücreleri ve Lieberkü hn bezleri taş ı r.

Sonbağırsak: Genell i kle düz olara k kloaka uzanır. Çapı i n cebağı rsaktan çok daha fazladı r. İ n cebağı rsakla olan s ı n ı rı, çok defa, öze l l i kle kaplumbağalarda, çok büyü k olan körbağ ı rsak keseleri n i n oluşumuyla a n laşı l ı r. Kloak (Şekil 40.33) : Kuşlardaki gibi. bağ ı rsak içeriği n i , idrarı ve eşeysel ü rü n leri alan bu kısım, farklı şekilde bölgelere (bölmelere) ayrı l mıştı r. Sonbağı rsak kısm ı na yakın bölgesi 'Coprodaeum'. idrarın ve eşeysel ü rü n le rin boşaldığı ve genelli kle idrarkesesi olara k görev ya pan kısım 'Urodaeum' ve timsahlar hariç tüm sürüngen lerde enine kon u m d a b u l u n a n kloak yarığına geçiş i s e 'Proctodaeum' bölgesi olarak adlandırılır. Karaciğer: Kural olara k büyü ktür ve vücu d u n ağırlık olara k % 1 -6'sı n ı oluşturur. Vücutları boyu na uzamış s ü rüngenlerde, öze l l i kle yılanlarda, karaciğer de boyu na uza m ı ş ve yoğu n yapıdadır; diğerlerinde ise toplu ve çok lobludur. H i stoloj i k olara k i l kel o m u rga l ı lardaki gibi, a raları nda sin üslerin b u l u nduğu masif (yoğun) yapı l ı i ki m u ra l i u m taba kası ndan oluşm uştur. Ka raciğerden çıkan kanalların konu m u , g ruplara göre farklı l ı klar gösterir. İ l ke olara k en azından i ki karaciğer kanalı (ductus hepatica) m evcuttur. B u kanallar d uctus cystici i l e bi rleşerek, safrakesesinden itibaren bir ductus choledocus kanalı yapa rlar; bu kanal da normal olara k pankreas ka nalı ndan ayrı olara k i ncebağı rsağa açı l ı r. B i r safrakanalı normal olara k hepsinde mevcuttu r. Va ran ları n ka raciğer kanalları ayrı ayrı olara k ductus choledochu­ sun içerisi nden, doğ rudan doğ ruya bağı rsağa bağ lanır. Dalak: Şekli ve onikipa rma k civarı ndaki kon u m u i l e kuş ve memeli hayvan larda çok bel i rg i n olara k tan ı m lanan bu organlar, bu hayva nl a rda çok değişken l i k gösterir. Ti msahlarda uzun ve yoğ u n ; devyı lanlarda uzun ve loblu ; h a l ka l ı s uyı lanlarında ise kısa ve yuva rlağı m sı (kü remsi)'dir. Yı lanlarda pan kreası n he m e n arkası ndadı r ve endokrin pan kreas kısmıyla doku olara k s ı kı temastadır. Pankreas : Kerte n kelelerde en azından i ki bel i rg i n kısma ayrı l m ıştır. Öndeki lobu dalak ile bağ lantı lıdır; bazen karaciğeri n içine kadar g i rerek kapıdamarına yaslanabi l i r. Bazı kaplumbağalarda her iki pa nkreas bölgesi, kapıdamarı n ı n çevresinde bir bi lezik yapaca k şekilde bi rleşi r. Bezin tümünde bulunan Langerhans adacıkları, daha çok başa yakın (kra n iyal) kısımda toplan mıştır. Yılanlarda, büyük, çıplak gözle dahi görü lebilecek kadar hacime ulaşmış birincil adacı kla rın yan ı s ı ra, daha küçü k ikincil adacı klar da ayı rtedileb i l i r. S ü rüngenlerde bu ada hücrelerine, b i r ayrıca l ı k olara k dalağı n içinde dahi rastlanabi l i r. E ksokri n pankreas, Lacertidae'de tübü ler, yı lanlarda ise alveolar yapı gösteren bölmelere ayrı l ı r ve bu kısı m , sayısı dörd ü bulabilen kanallarla, pan kreasın d iğer kısmına ve i ncebağı rsağa bağlanır.

48

REPTİLİA

=

SÜRÜNGENLER

40.2.4.2. Beslenmeleri Sürüngenler öncelikle etcil yutucu/ardır; ancak Sauria (kertenkeleler) ve Chelonia (kaplumbağalar) içerisinde bazı türler bitkisel beslenmeye geçmişlerdir. Avı n yeri, bazı ları nda görme ile (timsa h larda ve birçok kertenkelede). bazı larında kokuyla, bazı larında ise ısı a l maçlarıyla (bazı engereklerde) sapta n ı r. B u yer bulmada, çok defa farklı d uyu organları o rtak olarak işlev görür. B i rçok türde de çok değişik av yakalama yöntemleri gelişm işti r. Çok defa av için pusuya yatma . hissettirmeden ona ya klaşma ve daha sonra ya tüm vücud uyla ya da sadece baş kısm ı n ı n ileriye doğ ru uzatı l mayla ava saldırma görü l ü r. B u kalem u n lar böceklere çok sessizce yaklaşı r ve birbirinden bağımsız olara k hareket eden gözle ri n i avı n ı n üzeri ne odakla rla r (fikse ederler) . Daha sonra belirli bir mesafeden d i l leri n i şi mşek hızıyla çı ka rarak avları nı ya ka la rlar (Şekil 40.30/b) .

a

b CHAMAELEO

(CHAMAELEONİDAE)

=

BUKALEMUN

Şekil 40.30 : iguana ve bukalem u n (Remana. Storch ve Welsch'den).

Zehirsiz yılanlar avlarını yakalayıp ya canlı olarak ya da önce sarılmak suretiyle öldürerek yutarlar. Zehirleme aygıtı gelişmiş yılanlar, ilk olarak avlarına zehiri akıtır, onların ölmesini bekler ve daha sonra yutarlar. Zeh i rli yı lanları n avları n ı zehirleme şekilleri, zeh i rleri n i n özelli kleri, zehirlerinden korunma vs . konusundaki bilgi ler, s ü rü ngen le­ ri n insanlarla olan i lişkilerinde veri lecekti r.

Yılanlar avlarını bir bütün olarak yutarlar ve çoğunluk yutma işlemine avlarının baş kısımlarından başlarlar. B u n u n la birl i kte birçok suyı l a n ı n ı n ya da su civarı nda yaşaya n yı lanların, kurbağaları arka (posterior) kısım larından yutmaya başladıkları da görü l ü r. Yutma s ı rası nda bi rbi ri nden bağımsız olarak ha reket eden a ltçene yarıları n ı n öne ve a rkaya doğru a rd ı ş ı k ha reketleriyle, av, yutağa iti lir.

SOLU N U M SİSTEMLERİ

49

Kaplumbağalar, timsahlar ve bazı kertenkeleler, büyük avlarını parçalarlar. Timsahlar bunun için arka, kaplumbağalar ise ön ayaklarını kullanırlar. En ilginç yutma işlevlerinden biri, kapıcı kaplumbağalarda görü l ü r. Öyleki, ağız çok hızlı açı l ı r ve bi r emme gücü ö luştu rulara k, avı n , yutağa i leti lmesi sağ lanır.

İki türlü sıvı içme hareketi geliştirilmiştir. Kara kaplumbağaları ve yılanlar emerek içerler; buna karşın kertenkeleler sıvıyı yalarlar. Al ı n a n besinler hızlı bir şeki lde mideye u laşır. M ideden yüksek derişimli h i d roklorik asit salgı l a n ı r. Ancak boyn uzumsu ( kerati n li) kısımlar (tı rnak, toyna k, kıl, telek vs .) s i n d i rilemez ve za man zaman kusulara k ağızdan ya da dışkı şeklinde a n ü sten dışa rıya atı l ı r ; buna karş ı n kem i kler sindiri l i r. En öze lleşmiş beslenme şeki l lerinden biri, yu m u rta yutan yılanlarda (Şekil 40 .29), salya n g oz yuta n y ı l a n l a rd a , term it yiyen Typ h l o p idae ve Leptotyp h l o p i d ae'de, k ü ç ü k memeli leri bes i n olara k tercih eden engereklerde v e Galapagos adalarında deniz a lgleri n i yiyen deniz iguanalarında görü l ü r. Ontogenezleri s ı rasında ç o k defa temel besi n değişiklikle­ ri görü l ü r. Öyleki, yu m u rtadan yen i çıkmış ti msa h lar, i l k olara k böcekleri ve diğer o m u rgasızları yemelerine ka rş ı n , belirli bir yaşa u laştı ktan sonra ancak o m u rgalı hayva n l a rı yerler. S ü rüngen lerin çoğunda o rta derecede besi n e özel leşme görü l ü r. Öyleki, bazı besinleri öncelikle tercih ederler; fakat b u n u n yan ı s ı ra diğer besi n leri de gereğ i nde yiyebi l i rler. Ö rneğ i n , ba l ı k avlamayla geçinen birçok suyı lanı, amfibi ve küçük memeli hayvanları ; kuş yemeyi tercih eden birçok ağaçyı lanı, s ü rüngen ve ağaç memelileri i l e de beslenebi l i rler. Öncelikle bitkisel besin alan lar, hayvansal besinler ile de beslenebi l i rler. Örneğin bitki lerle bes lenen kara kaplumbağa ları böcek ve yumuşa kça larla ; hatta Ameri ka ' da yaşayan çöl iguanaları (Oipsosaurus) ta mamen bitkisel bes lenmeleri n e ka rş ı n , d u ruma göre böceklerle ve diğer s ü rü ngen lerle, bazen diğer çöl hayvanları n ı n d ı ş kı ları ile de beslenebi l i r­ ler.

Ü l kem izde yaşayan g rupları n genel beslenme eğ i l i m leri ve yine ü l kemizde yaşaya n tü rlerin beslenme şeki l le ri sistemati k kısm ı n da ayrı ntı l ı olara k veri lecektir.

40.2.5. SOLUNUM SİSTEMLERİ (Şekil 40.3 1 ) S ü rü ngenler ku ra l olara k akciğerleriyle sol u n u m yapa rlar. B i rçok yılanda ve kerten ke­ lede bronşlar çok kısa ; buna ka rş ı n birçok kap l u m bağada trake kısadı r ve bronşların oldu kça önünde i ke n dahi dallan m ı ştı r. Hava borusu ve bronşlar bazen çok uzun ve kıvrı l mı ştı r.

Normal olarak akciğerler iki torba şeklindedir. Vücutları uzun olanlarda çok defa akciğerlerin bir tarafı (yani bir fob) körelmiştir. Yüksek organizasyonlu yılanlarda sol akciğer kanadı çok küçük bir kalıntı halinde körelmiştir. İ l kel yı lanlarda ( Boidae). buna karş ı n , bu kanat. % 25-50 ora n ı nda uzu n l uğ u na körelm iştir. Uzun vücutlu birçok kertenkelede de kural olarak sol akciğer kanadı, sağ akciğer kanadından daha kısadır. Sadece Amphisbaenia'da sağ a kciğer kanadı köre l m işti r. Boyu na uza m ı ş türler boru şeklinde akciğer kanadına sahiptirler. Bazı yı lanlarda (örneğ i n , Typh lopidae ve Viperidae). akciğer, lümen leri akciğerin iç ta rafıyla i lişkide olan trakelerin tüm uzu nluğu boyu nca uza n ı r (tra ke a kciğer) (Şekil 40. 3 1 /e). En büyü k haci m l i a kciğere kaplumbağalar sa hipti r (Şekil 40 . 3 1 /c) ; öyleki, sırt bağasının alt kısmını büyük ölçüde doldururlar. Su kaplumbağalarında ve su yılanlarında (Şekil 40 .26/e) .

akciğerler, ayrıca yüzdürücü (kaldırma organı) organ olarak da hizmet verirler.

50

REPTiLİA

=

SÜRÜNGENLER

a

c

b

Sphenodon

(ta ra kl ı ke rten kele) Şekil 40.31

:

Chamaeleo

( bu ka l e m u n )

Caretta

( kapl u m ba ğ a )

d

Varanus

(va ra n )

Distira

(den izyı l a n ı )

Sürü ngenlerde akciğer tipleri (Ziswiler'den) .

Akciğer sol u n u m u n u n etkin olduğu o m u rgalılarda olduğu gibi, sürüngenler d e solu n u m yüzeyin i büyü ltebilmek için fa rkl ı yollar kullanmışlard ı r. En basit yapıya sahip akciğerler Sphenedon 'da bulunur (Şeki l 40 .3 1 /a ) . Bunlarda büyük ve bölmelere

ayrılmamış bir boşluk, sadece, petek şeklinde ince katlanmalar gösteren solunum epiteli ile astar/anmıştır. B i rçok kerten kelede akciğerler cranio-median (ön o rta ta rafta) olara k s ı k bir şekilde bölmelere ayrı l m ı ş ; buna karşın caudal latera l (arka yan) kıs ı m ları, depo ödevi gören, bölmesiz hava kesesi hali nde ka l m ı ştır. Böylece bu sürüngenler, kuşla r gibi sol u n u m yaparlar; yan i solu n u m havası hem g i rerken hem de ç ı karken, sol u n u m yapılan bölgeden geçer. Hava keseleri bazı sürüngenlerde, şişirilmek suretiyle korkutma ve

korunma davranışlarında da kullanılır. Birkaç kertenkelede, örneğin bukalemunda (Şekil 40 . 3 1 /b) ve bazı agamalarda arkaya doğru uzamış birçok hava kesesi bulunur. Oldu kça yoğ u n (kompakt) paranşi matik akciğere iguanada, varan larda (Şekil 40. 3 1 /d) ve kap l u m bağalarda rastlan ı r (Şekil 40. 3 1 /c) . B u n la rda bronşlar a kciğerin içine iyice g i rm i şlerd i r. B u bronşlar birçok bronşçuğa ayrı lara k s ı k bir şekilde bi rbirinden ayrı l m ı ş alveol şekl indeki boş l u klara uzanı rlar. iguana ve varanlar (Şekil 40.3 1 /d) bu alveolar bölgelerin yanısıra

ayrıca bir ya da iki büyük hava kesesi de taşırlar. En gelişmiş alveolar yapıyı kaplumbağalar gösterir. Timsahların akciğeri de bölmelere ayrılmıştır. Akciğer dokusu esas olarak kılcaldamar ağıyla donatılmış bir bağ dokusundan oluşmuştur. Bağ dokusunun yanısıra keza çok sayıda kas lifleri de bulunur. Bu lifler sadece akciğerin dış duvarında değil, keza iç bölmelerinde de bulunur. Bu lifler akciğere belirli bir sınır içerisinde kendi kendine hareket edebilme yeteneğini kazandırmıştır. Sularda yaşayan bazı sürüngenler, yardımcı solunum organları geliştirmişler­ dir. Ö yleki, birçok su kaplumbağası, ana/ açıklıkla solunum suyu sağlayan kloak duvarında, dışa doğru çıkmış solunum epiteliy/e örtülü birçok keseye sahiptir. Suyılanları belirli ölçüde ağızboşluğu solunumu, bazı denizyılanları ve bağası derimsi kaplumbağalar ise epidermislerinin altında bulunan kılcaldamarlarla deri solunumu yaparlar.

Gırtlak (Seskutusu Larynx) : Temel yapı s ı n ı gösterdiği Sphenedon'da bir çift arytaenoid kıkırdaktan ve bi lezik şekli ndeki bir cricoid kı kı rdaktan oluşmuştur. Bunlar bi rçok Squa mata 'da enine açıklıklarla kesilmiş bir bilezi k halinde kaynaşmışlardı r. Çok defa kasların bağlanma yeri olara k hizmet veren bir kı kırdak çı kı ntı , lari n ks bi leziği n i n ventra l ta rafından öne doğ ru uzar. B u kalemunlarda, d i l kemiğinden, g ı rtlakkesesine destek olan bir çift çıkıntı =

SOLU N U M SİSTEMLERİ

51

uza n ı r ; buna karş ı n cricoid kıkı rdak, g ı rtlakkeses i n i n kapanma işlevin i yü klenmiştir. Kap l u m bağalarda, cricoid, sı kı yap ı l ı , uzun bir boru oluştu ru r; arytaenoid kıkırdağı, küçük ve üçgenimsi bir plaka şeklinde bu boruya otu ru r. Timsa hlarda ise, cricoid, arytaenoid kı kı rdağ ı n , ventralde, yay şeklinde mandallar gibi otu rduğu ince bir bi lezi kti r. Yı lanların sesyarığ ı . d i l kı lıfları n ı n üzeri nde olmasına karş ı n . kerten kelelerde d i l i n bağlanma yeri n i n a rkasındadır. B i rçok tü rde bu yarı k bir g ı rtlak kapağı i l e kapatı labi l i r.

Birkaç sürüngen gürültü çıkarabilir. En basitinden cızı rdama ya da tıslama g i bi ses çıka rı rlar. Ses. akciğerden ya da ses keselerinden ses yarığına yüksek bas ı nçlı hava n ı n pompalanması ile meydana getirilir. Geko. t i m s a h v e kaplumbağalar da s e s çı ka rma yeteneğ i n e sah i ptir. Gekolarda ses ba ntı , cricoid kıkırdağın ön ve a rka tarafı na bağ lanan m u koz deri i le. timsahlarda ise lari n ksin lümenine uzanan a rytaenoid kıkırdağ ı n bir çı kıntısı üzeri ne bir za rı n bağ lanmasıyla meydana geti ri l i r. B i rçok yılanda. g ı rtlak, yutma s ı rasında, sol u n u m yolu kesilmeyecek şekilde öne doğ ru çeki l i r. Birçok sürüngen, memeliler gibi, akciğerin sıkıştmlması ve genişletilmesi ile solunum yapar. Kapalı pleuroperitonal boşluk içerisinde yatan akciğer, kaburga kaslannm yardımı ile şişirilir ya da söndürülür. Timsahlar, ilave olarak, akciğer boşluğunu karmboşluğundan ayıran ve özelleşmiş çekici bir kasla donatılmış diyaframa benzer bir zar taşırlar. Pleura l boşluğun a rkasında b u l u nan karaciğer, abdominal kasları n kası l ması i le. bir piston gibi, bu za rı ileriye ve geriye çekmesiyle. sol u n u ma büyük ölçüde yard ı mcı o l u r. Diğer bir torasik (göğüs} sol u n u m . zırhı i l e kaynaşara k ha reket yeteneğ i n i yiti rmiş kaburga lara sahip kaplumbağalarda görü l ü r. Sol u k veri l mesi s ı rasında, bunlarda ventral olara k bulunan i ki geniş kas bantı , bağırlar keses i n i ileriye, yan i a kciğere doğ ru iter; s o l u k a l ı n ması s ı rasında i s e . yanlardaki d i ğ e r iki kas ı n kası l ması i l e peritona! duvar. a rkaya doğ ru çeki lerek a kciğer boş l u ğ u n u n hacmi büyültü l ü r. Kap l u m bağaların ve bazı kertenkelelerin sol u n u m hareketleri, s ü rüngenler için i lave kaslar sayı labi lecek bazı akciğer kasları ile desteklen m i ştir. H e r zaman a kciğerdeki haci m değişikliği i l e ortaya çıkan göğüs sol u n u m u n u n yan ı s ı ra. bazı kertenkelelerde (Uromastyx ve Chamaeleo) ve s u kaplumbağalarmda, amfibi/erdeki gibi ağız boşluğu solunumu görülür. B u n la rda ağız taba n ı aşağı i n d i rilerek, hava. ağıza a l ı n ı r, bu sırada burun deli kleri kapatı l ı r ve daha sonra ağız tabanı yuka rıya kal d ı rılara k, hava, akciğere pompalanır.

Gaz değişiminin yoğunluğu, değişken sıcaklıklı hayvanlar olan sürüngenlerde, çevre sıcakltğma çok bağımlıdır. Öyleki, sıcaklık yükseldikçe soluk altp verme hızı da artar. Büyük vücut yapısma sahip olanlar, kural olarak, daha seyrek nefes alıp verirler. Öyleki, dev yılanlar en uyg u n çevre sıcakl ığında dakikada 2-3 defa solu k a l ı rken . küç ü k yılan lar, ayn ı koşullarda, 1 2-1 5 defa solu k a l ı rlar. Ayrıca sol u n u m h ı z ı . hayva n ı n o andaki a ktifliğine de bağ l ı d ı r. Öyleki. su yüzünde d i n lenen bir Caretta kaplumbağası her 1 5-25 dakikada bir defa sol u k a l masına karş ı n, harekete geçtiği zaman bu sayı ya rı m dakikada bi re çıkar. Sucul s ü rüngenlerde çok uzun dalma s ü releri sapta n m ıştı r. Öyleki. M ississipi timsahı (aligator) 6 saat s ü reyle nefes a l madan su altında kala b i l i r. Deniz kap l u m bağalarında dalma s ü resi 90 dakikaya kadar uzayabi l i r.

52

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

Bataklık kaplumbağaları, bağası derimsi kaplumbağalar ve suyı lan ları su içerisinde gaz alışverişleri n i sağ layacak organ ve yapılara sah i p olduğu için , aşağı yukarı s ı n ı rsız denebilecek bir s ü re s u altında ka labi li rler.

40.2.6. DOLAŞIM SİSTEMLERİ Sürüngenlerin kalbi, tam olmasa da, karıncıklarının bir bölme (septum) ile ikiye ayrılmasından dolayı kurbağalarınkine göre daha gelişmiştir (Şekil 1 4. 5 ; 35.60 ve 64) . Böylece akciğerden gelen arteriyel kan, vücuttan gelen venöz kandan daha iyi bir şekilde ayrılmaya başlamıştır; fakat bölme tam olmadığı için yine de kısmi bir karışma görülür. Bu bölme, sürüngenlerin dolaşım sistemlerinin etkinliğini, amfibi/e­ re göre çok belirgin olarak yükseltmiştir. Yalnız timsahlarda, bu septum, karıncığı (ventrikulusu) tam olarak ikiye bölmüştür (Şeki l 35.64) ; bununla beraber sağ ve sol aort a rasında 'Foramen Pannizzae' denen açıklıktan dolayı az m i ktarda da olsa bir ka n ka rışımı görü lebi l i r (daha geniş bilgi için 1 4. ve 35. bölüm lerde dolaşı m kısmına bkz ! ) . Bazı kertenkelelerde kan akı m ı n ı n birbiri nden ayrı l masında daha i leri gelişmeler o rtaya çıkmıştır. Öyleki, ilave bir (tam olmaya n) septu m, karı ncı kları , esas septuma transvers (eni ne) olara k bir venöz bir de a rteriyel cep meydana getirecek şekilde kıs ı m lara ayı rır. Ta raklıke rte n keleler (Sphenedon) haricinde, sürüngen kalbinde, artı k, conus a rteriyo­ zus yoktur; keza kaplumbağaların haricinde s i n ü s venozusun körelme eği l i m i vard ı r. Sağ kulakçığa (sağ atriyuma) vücuttan gelen büyü k toplardamar (vena cava). sol kulakçığa ise a kciğer toplardama rla rı açı l ı r (Şekil 1 4.6 ve 35.64) . Aort kökü, dıştan görüldüğü kadarıyla, sağ ka rıncığın civa rından ç ı kar; fakat gerçekte akciğer a rteri ve sol aortyayı , kan ı , s a ğ ka rı ncıktan uzaklaştırır, b u n a karşın sağ aortyayı s o l ka rı ncıktan çıkar. İ l ke olara k sadece a rteriyel kan taşıya n sağ aortyayı, s ü rüngenlerde, başın ve gövdenin a rteriyel donatı m ı ndan soru m l u olmuştur. Bu damardan, sadece, daha sonra i ç ve d ı ş karotid damarlarına ayrı lara k ca rotis com m u n isi yapaca k ve başın arter donatı m ı ndan soru m l u olacak ca rotis primaria değil, keza a rteria subclavia ve coraner damarlar da dallanır. Genel olarak, amfibilerdeki gibi, 3 . (baş damarları ) . 4. (sol ve sağ aort) ve 6 . (akciğer a rterleri) aortyayla rı korun muştur. Ta raklı kerte n kelelerde (Sphenedon) ve kerten kelelerde 3. ve 4. aortyayları her i ki ta rafta hala bir 'Ductus Caroticus' ile birbirine bağlanmıştı r (Şekil 1 4. 6 ve 3 5 . 64) . Ta raklı kerten kelelerde ve bazı timsahlar ile kaplu m bağalarda 6. aortyayları­ n ı n a kciğer atardamarları hala bir ductus a rteriyozus (ductus botalli) a racılığıyla aort kökleri ile i l i ş kidedir (Şekil 1 4. 5 ve 35.64) . Karotitler, sağ aortyayından köken alan tek bir karotit kökünden ç ı kar. Yerleş i m plan ları açısından oldukça sabit o l a n g e n e l bir yapı gösterirler. Yalnız timsahlarda sol ca rotis i nterna, ontogenez sırası nda (gelişim s ü reçleri içerisinde) köre l i r. Büyü k değişiklik her za m a n sağ a o rtyay ı n d a n köken a l m ı ş a rteria s u bc lavia e n i n d a l la n ma s ı nda g ö rü l ü r . Kap l u m bağalarda, bu damar. karotit köküyle birlikte, genel bir a n a d a m a r (arteria branchiocephalicayı) oluşturur; timsahlarda ise, sağ a rteria subclavia, sol carotis com m u nis­ ten çıkar. Ya sağ aortyayından ya da arteria branchiocephalicadan çıkan kalp

damarları (coraner arterler) ilk defa sürüngenlerde oluşmuştur. Sağ karı ncı ktan daha çok venöz kan götüren sol aortyayı çok defa zayıf gelişmişti r. Sağ yayla bi rleşi p s ı rt ata rdamarı n ı (aorta dorsal i s = aorta descendens) yapmadan önce bu

DOLAŞIM SİSTEMLERİ

53

damardan üç önemli karın damarı ayrı l ı r. B u n l a r : mideye uzanan a rteria gastrica. midenin a rka kısmına, i n ce bağırsağı n ön kısm ına keza pan kreasa ve ka raciğere uzanan a rteria coeliaca, i n cebağı rsağ ın a rka kısmına. sonbağı rsağa ve kloaka uzanan arteria mesenteri­ ca ' d ı r. Bu karı n arte rleri n i n dal lanması ve kon u m u sürüngenler içerisinde değişikli kler gösteri r. Aorta dorsalisten renal ve gen ital atardamarlar ayrı l ı r. Bu damar daha sonra gövdenin a rka kısmı nda üyeleri donata n a rteriae (aa . } i liacae ve kuyru k a rterine ayrı l ı r. S ü rü ngen lerin toplardamar siste m i , amfibileri n kinden çok az farklıdır. Ön ka rdinal toplardamarlar (vena ca rdinalis a nterior} başta n ve ön üyelerden topladı kları kan ı , a rka vücut ana toplardamarı (vena cava posterior} ise vücuttan topladığı kan ı sağ kulakçığa a kıtır. Ön ka rdinal toplardamarlar. kan ı , baştan , dış ve iç jugular toplardamarlar ile; ön üyelerden venaea (w. } subclaviae i l e ; gövdenin ön kısmından ise vertebra l toplardamarlar (bu sonuncu damar a rka ka rdinal toplardamarın bir kal ı ntısıdı r} i l e toplar. Toplardamar siste m i n i n a rka kısm ı , amfibileri n kine büyü k ölçüde benzerl i k gösteri r ; bununla birlikte bazı g ru plarında farklı l ı klar görü l ü r.

Keza sürüngenlerde de böbrek kapıdamarında büyük ölçüde körelme görülür; öyleki, böbrek kapıdamarı ndan g itti kçe a rtan sayı larda damar. böbreği n kı lcaldamar siste m i n i alttan geçerek, a rka ana toplardamara bağla n ı r. Deri solu n u m u n u n aza lması sonucu vena cutanea körelm i ş ; bun u n yeri ne akciğer topla rdamarları kuwetlenmişti r. Akciğeri n i n bir tarafı körelen Squa mata (pu l l u s ü rüngenler} tü rlerinde buna uyg u n olara k aynı ta raftaki a kciğer toplardamarı da körelir. Arka üyelerden ve kuyru ktan gelen kan ı n sırt tarafı nda öne doğru akışı bazı değişiklikler gösterir. Squamata (pu l l u s ü rüngen ler} olmayanlarda venaea (w. ) i l iacae ve vena ca udalis ya vena portae renise (bunların ka n ı böbreği n kılcaldamar siste m i n i geçtikten son ra vena cava posterior üzerinden ka lbe akar) açı l ı r ya da arka bacakların dama rları ile kuyruğu n damarı alt (ventral) abdominal toplardamar aracı lığıyla i l i ş kiye geçerek. kan ı . ka raciğer kapıdamarı v e ka raciğer topla rdamarı üzerinden kalbe boşaltırlar. Squa mata'da abdom inal toplardamar sadece vücudun a rka kısmı ndan gelen kan ı ka raciğere sevkeder. S ü rüngen lerin vena cava posterior' ü, amfibilerdeki gibi. vena subcardinalis ve venaea (w.) vite l l i nae kısı m la rından oluşm uştur.

Sürüngenlerin kalp çarpma hızı büyük ölçüde vücut sıcaklığına göre değişir. Bu sayı Pseudemys scripta (yazı l ı kaplumbağa) 'da 3°C'de (soğ u k uyu ş u kluğu) 3. 20°C'de 1 5. optimal s ı caklık olan 27°C'de 32. 30°C'de 70 ve 38°C'de 93 ça rpma/dakikadı r. Optimal sıcaklık derecelerinde ka lp çarpma sayısı bazı türlerde şöyledi r : Bataklık kaplumbağalarında 1 6-36, timsah larda 22-47. Lacerta viridis'de 60-66, halkalı suyı lanı nda 23-43 çarpma/ dakikadı r. Ka l p çarpma sayısı. doğal olarak dolaşım etki n l i ğ i n i artı rı r; fa kat aynı şekilde kalp hacm i n i n büyüklüğü de bu katkıyı a rt ı rı r. Kalbin vücuda göre büyü klüğü ti msahlarda % 1 . 5-2 . 5 , Heloderma'da % 0 . 8 1 , yeşi l iguanada % 1 .9, kra l boa yı lanında (Boa constrictor) % 3. 1 . a kbaba kaplumbağalarında % 7 ' dir.

40.2.6. 1 . Kan Yapı/art Şeki l l i kan elemanları amfibileri n kine benzer. E ritrositler (alyuva rlar) yuvarlak ve çeki rdekli (Şekil 35.65/8) ; amfibileri n kine göre daha küçü k ve daha çok sayıdad ır .

54

REPTİLİA � SÜRÜNGENLER

Uzu n l u kları, kural olara k. 1 5-25 µ,, genişlikleri 5-1 4 µ, a rası ndadır. En büyük a lyuva rla r yılanlarda b u l u n u r. Alyuva r sayısı 1 50 . 000 (Chelydridae = kapıcı kaplu m bağalarda) i l e 2 m ilyon/mm3 (Hemidactylus = d uva r kerte n kelesinde) a rası nda değ i ş i r.

Lenfositleri n g ranüler olan her çeşidine (lökosit ve monosit) ve h ücresel yapı gösteren trombositlere sa h i ptirler.

40.2.6.2. Vücut Sıcaklıklar1 ve Aktiviteleri M etabolizma h ızları ve dış a ktiviteleri çevre sıcaklığ ı na bağ lıdır. Optimal çevre sıcaklığ ı n ı n yanısıra, her tü r. bu sıcaklığın a ltında ve üstünde beli rli bir davranış gösteri r. Opti mal sıcaklığın a lt derecelerinde soğ u kkatı laşması görü l ü r. G ü ndüzleri hare ketl i olanlarda sıcaklığa bağl ı hareket davranışının üst s ı n ı rı . koru nma ve sinme noktasının üst s ı n ı rı ile s ı n ı rlanmıştır. O pti mal vücut sıcaklığı, bi rçok s ü rü ngende, oransal olara k yüksek olmasına ka rşın ( ka ra kaplumbağalarında 30°C, teju kertenkelelerinde 40°C, iguanalarda 35°C). soğ u k bölgelerde yaşayanlarda bu oran oldu kça d ü ş ü ktür (Sphenedon'da 1 0°C) . Sıcaklığa bağ lı davra n ı ş ların meydana geti rilme aralığı, yaşadı kları çevrenin koşu l la rına uyu m yap m ı ştı r. Örneğ i n çok nemli olan Mangrov bölgesi nde yaşayan bantlı kuyru kluyılan lar. sadece 35-39°C a rasında hareketli olmasına karş ı n . çölde yaşayan berber kerte n kelelerinde bu sıcaklık 1 2-32°C'ye u laşır.

Bazı sürüngenlerde sıcaklık düzenlenmesi için bazı ilave yapılar ve davranışlar görülür. Ö yleki bazı yılan ve kertenkelelerde baş ile gövde arasında sıcaklık farkları vardır. Bazı varan ve dev yılanlarda, metabolizmalarının etkinliği ile vücut sıcaklıkları­ nın çevre sıcaklığından oldukça yüksek tutulduğu bilinmektedir. Sürüngenler, soğuk ve ılıman kuşakta, kışın soğuğunu, genellikle korunmuş bir yerde, soğukuyuşması ile atlatırlar. Bu saklanma yeri ağaçların kovukları ve kökleri arasındaki boşluklar olabilir. Tatlısu kaplumbağaları, kışın soğuğunu, su altındaki zeminlerde, gerekli oksijeni derileri ve kloakları ile sağlamak suretiyle geçirirler. Yaşamsal tüm işlevleri, soğukuyuşması sırasında büyük ölçüde azalır.

40.2.7. ÜROGENİTAL SİSTEMLERİ (Şekil 40 .32 ve 33) Amfibi leri n kinden farklı gelişme eği l i m l e ri gösteri rler. S u içerikleri n i n düzenlenmesi açısından çok daha gelişmiş mekanizmalara sah i pti rler. İ d rarkanalı ve tohu m kanalı daha fazla bi rbirinden ayrı lmıştır. Sürü ngenlerin erg i n böbrekleri diğer tü m amn iyotlarınki gibi meta nefrozdu r (Şekil 1 5.4/c ve 1 5 .6/c ve d). Erken embriyo n i k evrelerde i l k olara k ön böbrek (pronefroz) hali nded i r. B u böbrek tipi kısa bir süre son ra işlevin i yiti ri r ve o n u n yerine ortaböbrek (mezonefroz) geçer (Şekil 1 5. 5 ) . B u böbreği n işlevi de embriyona! gelişmenin sonunda sonböbrek (metanefroz) tarafından üstleni l i r. Sonböbreğ i n yeri vücud u n arka kısmında ve o m u rganın yanları ndad ı r (daha geniş bilgi için 1 5 . ve 35. bölü m e bkz ! ) . B u sonböbrek gene l l i kle uzun yapılı, memeli böbreğine göre daha yoğ u n (kompa kt) v e çok daha kuwetli olara k loblara ayrı lmış d u rumdadır. Yılan larda ve uzun vücutlu s ü rü ngen g ruplarında böbreklerin (her iki tarafta ki) biri diğerinden farklı büyü klükted ir. H i stoloj i k olara k, s ü rüngen böbrekleri oransal olarak küçü k glomerulusludur (Şeki l 1 5 . 1 5/D) . B u n l a r uzun tubu lusla rı (çoğ u l u tubuli) sayesinde süzülen suyu tekra r geri emerler. Böylece boşaltı m s ı rası nda çok az su atı l ı r. Bu yapı onlara kura k yerlerde az suyla yaşama yeteneğ i n i

ÜROGENİTAL SİSTEMLERİ

-.

*

:o/ �- . � �y;�$fl� .,c.ı.� . \� ı'rtJ,J_

İ nterlo b u l a r arter



'�·- Tu bu l u s contortus ·· · Proks i m a l

L i

� � � -

ö��

k ---- - -B cisimci kleri

· · · · · · ·· · --

U reter

a

NA TRİX'DE İDRARKANALLARI

Şekil 40.32

:

:

j

Böb ek cisimcikleri

· · · · - - --·E rkekte genişlemiş kısım

Su bcortic a rter

b YILANDA DİZİ BÖBREK

55

c

i:O'

;f;;µ;Ç_l:Ç - ,J/ -6€-

ar!/

..J

KERTENKELEDE RADYAL BÖBREK

Bir yılanda (Natrix) idrarkanal ları (a), yılanlarda birbiri ardına dizilmiş böbrek tipi (b) ve kertenkelelerde radyal dizilmiş böbrek tipi (c) (Ziswiler'den).

kazan d ı rm ıştı r. N efron ların Henle kupları yoktur. Bazı yı lan ve kertenkelelerde glomeru l uslar tamamen köre l m işti r. Bazı yılan ve kerten kelelerde böbrekkanalcıkları n ı n arka kısmı e rkeklerde değişikliğe uğrayara k, sperma sıvısı ile karışan bir çeşit sıvı salgı layan h ücreleri meydana geti rmişti r (Şeki l 40.32/a ) . Amfibilerdekine benzer şekilde, glomeru l uslar (çoğ u l u glomeri) a rteria renalisin kılca llarından oluşmuştur. B u damarın geti rdiği kan böbrekten geçti kten son ra a rka ana toplarda mara (vena cava posterior) dökü l ü r. Kan ı n ı kuyru ktan ve kısmen arka üyelerden alan böbrek kapıdamarı (vena portae renis). tubuluslar bölgesinde kılca l bir damar sistemi oluştu ru r ve ayn ı şekilde bunlardaki kan da a rka ana toplardamara a kar. Nefronların kon u m u ve düzenlenmesi (örneği n gekolarda ya klaşı k 2000, Vipera berus da 1 5 .000 nefron vard ı r) i ki ana i lkeye göre o l u r : Yılanlarda ve timsahlarda bulunduğu gibi seri hali ndeki dizilimde (Şekil 40.32/b). böbrek lobları u reter (idrarkanalı) çevresinde seri hali nde dizi l mişti r. Bu u reterden çıkan toh u m kanalcı kları birbirine pa ralel olarak lobcu kların a rası ndaki bölgeye uza n ı r. G lomeru l uslardan çıkan idrartüpleri tekrar i nterglobular tohu m ka­ nalcı klarına açı l ı rlar (daha geniş bilgi için 35. böl ü mde boşa ltı m konusuna bkz l ) . İ d ra rkanalına (u retere) pa ralel uzanan a rteria renalis, her lobcuğa intrag lobular a rterler hali nde d alla n ı r ve bu dallardan da tekra r glomeru l uslara kol lar ayrı l ı r. İ kinci tip nefron düzenlenmesi, yani radya l tip (Şeki l 40.32/c) d üzenleme, lobcukların merkezindeki bir boş l u k, yan i böbrek havuzu etrafı nda dizilmesiyle meydana gelir. Arteria renalis, biri böbreğin i ç tarafı ndan (medullada). diğeri ise dış tarafı ndan (kortekste) olmak üzere i ki kısımdan oluşmuş küremsi bir kılcaldamar ağına sahiptir. G lomeru l uslar kab u k kıs m ı nda b u l u n masına karşın , o rta kısmı, öze l l i kle böbrek havuzu n a uzanan toh u m kanalcıkları n ı içerir. Radya l nefron düzen lenmesi, diğer bazı g rupları n yan ı s ı ra gekolarda ve kap l u m bağalarda görü l ü r. '

Metanefridiyal erg i n böbreğinden, kloa kta sonlanan bir i kincil idra rkanalı, yani u reter ayrı l ı r (Şeki l 40 .33) . B i l i ndiği gibi, u reter (idrarkanalı) embriyoloj i k olara k Wolff kana l ı n ı n term i n a l bir çı kıntısından (u reter tomu rcuğundan) meydana g e l i r (daha g e n i ş b i l g i i ç i n 6 . , 1 5. ve 35. bölüme bkz l ) . Kaplumbağalarda ve birçok kertenkelede idrarkanalı, idrarkesesi­

ne açılmasına karşın, timsahlarda, Amphisbaenidae'de, yılanlarda ve varan/arda bu kese yoktur.

56

REPTiLİA

=

Şekil

SÜRÜNGENLER

40.33 :

Lacerta viridis'te erkek (a) ve dişi (b)

ü rogenital sistem (Ziswiler'den).

Wolff ----·· kanalı kesesi a

b

Sürüngenlerin azotlu atık/art, miktarları türlere göre değişik olan amonyak, üre ya da ürikasit şeklinde olur. Amonyak ve üre, suda çözündüğünden dolayı, organizma yeterince su bulduğu sürece, bunları atmada herhangi bir sorunla karşılaşmaz. Kurak yerlerde yaşayanlar, buna karşın, bu boşaltım ürünleri bakımın­ dan zararlı derişim/ere sahip olacaklarından ve bunun da hücrelerin ozmotik basıncını bozacağından dolayı, suda çözünmeyerek dışkıya karışan lapa şeklinde ürikasit üretirler. Tam anlamıyla sucul olan kaplumbağalarda ve timsahlarda azotlu atıkların % 75'den daha fazlası, amonyak halinde, amfibik yaşayan (yarı zamanını suda yarı zamanını karada geçiren) kaplumbağalarda eşit miktarlarda amonyak, üre ve ürikasit; tamamen karada yaşayan kaplumbağalarda ise % 90 ürikasit salgılanır. Yılanların ve kertenkelelerin tümünde, idrar, % 80-98 oranında ürikasit, geri kalanı da amonyak ve üre halinde salgılanır.

40.2. 7 . 1 . Eşeysel Bezleri Eşeysel bezleri her zaman çifttir (Şekil 40.33) ; bununla birlikte, yılanlarda ve bazı bacaksız kertenkelelerde bu bezler çok defa birbiri ardında bulunur.

Testisler, küremsi ya da fasulye şeklindedir. Çok defa üreme döngüsüne uygun olarak, senenin belirli zamanlarında büyür, daha sonra küçülürler. Yum u rtal ıklar. yılanlarda ve kerten kelelerde iç tarafı lenfle dolu bir torba şekli nded i r. buna karş ı n timsahlarda. kaplu m bağalarda ve taraklıke rte n kelelerde (Sphenedon). kan ve lenf damarlarıyla donatılmış, iç tarafı bağ dokudan oluşmuş yoğu n (kompa kt) b i r yapı halindedi r. Normal olara k yumurtalar fol likü l le r içerisinde fa rklı olgun l u k evrelerine ulaşmış olara k bulunurlar. O l g u n laşmış yumu rtalar fol l i kü llerin patlamasıyla serbest h a l e geçerler. En

ÜROGENİTAL SİSTEMLERİ

57

azından vivipar (doğuran) Squamata (pu l l u s ü rüngenler) gruplarında, ovaryum la r (yu m u rtal ı k­ lar) , hormona! etkisi pek az i ncelenmiş sarıcisimcikleri ü retirler. İ kinci l idra rkanalı, sonböbreği n (metanefrozun) oluşum u na uygun olarak, eşeysel ü rü n leri ve boşaltım ü rü n leri n i , kloaka kadar b i rb i rinden ayı rmı ştır. Erkeklerde, mezonefro­ zun bi rkaç ductus efferenti a rta kal mıştı r; bunlar, testislerin tubulus semi niferusları n ı (çoğu l u tubul i semi niferi). bu s o n d u ru mda sadece tohum taşıma işlevin i yü rüten Wolff kanalına bağlar (Şekil 1 5.6). Testisin yakın ı nda çok defa kal ı n laşıp, kıvrı m la r yapan ve bu yapısıyla da ya ntestis (epididimys) olara k adlandırı lan Wolff kanal ı , testisle kloak a rasında uza n ı r ve bu yapısıyla ductus deferens adını a l ı r. Keza Wolff kanalı da ü reme döngüsüne uygun olara k hacim bakı mından büyük değişiklikler gösterir. Bazı d u rumlarda, ductus deferens (tohumkanalı) ve u reter (idra rkanalı). kloaka açılmadan kısa b i r mesafe önce birleşerek tek bir kanal haline geçebi l i rler ya da bi rbi rleriyle ilişkiye geçerler. Sürüngenlerin tümü iç c!öllenme gösterirler. Bu nedenle taraklı kerten­ keleler (Sphenedon) hariç, diğerlerin hemen heps i n i n erkeği nde, kavuşma ( kopulasyon) organ la rı gelişmiştir. İ ki tip kopu lasyon o rgan ı gelişmiştir. Kaplu m bağalarda ve timsahlarda bulunan birinci tip kopulasyon o rgan ı tek yapıl ı d ı r ve bu yapı 'Penis' olara k adla n d ı rı l ı r (Şekil 40.34/a) ; i ki nci tipi ise kertenkelelerde ve yı lanlarda bulunan çift yapı l ı kopulasyon o rganıdır; bunlara da 'Hemipenis' den i r (Şekil 40.34/b-f) . Penis tipi, i l kel bir memeli hayvan ı n penis tipiyle karşılaştırı labil i r. Penis. i d ra rkanalı açıkl ı ğ ı n ı n yakın ı nda bulunan u rodaeu m u n alt o rta (ventral-median) duvarindan oluşmuş iki tane şişebi l i r boyu na çubu k doku ile (corpora cavernosa) bu süngerimsi doku n u n ön (uç) kısmı nda bulunan, genellikle sivri bir uçtan , yan i glans penis = penis şapkasından m eydana gelmiştir. Uyarı lma sırası nda her i ki süngerimsi çubuğu n ön kısmı kan ile dolarak, penis başı ile birlikte kloaktan dışarıya çıkar. Corpora cavernosa. bunun yanısıra , boşaltma (ejakulas­ yon) için b i r oluk görevi de yapar.

Sulcus spermaticus�A-r"if:. a

d

(timsah)

Crocodylus palustris

e

(boa)

Boa constrictor

b

Bir yılanın hernipenisi

�" (kobra)

Naja nicricollis

(engerek)

Bitis gabonica

Şekil

40.34 : Kopulasyon organı çeşitleri . a) Penis (timsahta) ve b-f) Hemipenis (yı lanlarda) (b, Remana, Storch ve Welsch 'den, diğerleri Ziswiler'den) .

58

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

Squa mata 'daki hemipenis torba şeklindeki i ki yapıdan oluşmuştur. B u n lar uya rı lma­ d ıkları zaman kloak çıkış ı n ı n hemen yan ı nda b u l u n u rlar. Bu keselerin her biri sperma ların i leti mi için bir oyu k taşı r. Uyarı l ma sırasında birçok kas ı n işleviyle birlikte hemipenis, d ı şarıya doğru şişiri l i r. Bu şişme sırası nda içlerinde b u l u n d u rd u kları sinus lara kısmen ka n dolara k d i kleşmen in etki nliği artırı l ı r. Kavuşma ( kopulasyon) s ı rasında yalnız bir hemipenis, d i ş i n i n kloakı içerisine g i rer. Bu hemipenislerin gruplara göre değişen yapısı, sistemati kte çok g üven i l i r özellikler olarak kulla n ı l ı r. Yı lanlarda, hemipenis, s i l i n d i rik, kon i k, küremsi, k ı rı ş ı k az ya da çok oluklu ya da tamamen parça l ı olabi l i r (Şekil 40 .34/b--f). Topra k altında yaşayan Prosymna'da hemipenis solucan şekl indedir ve kuyru k kadar uzundur. Kerte n kelelerin hemipenisi kısa ve küt yapı l ı d ı r ya da herbi ri yine kendi içinde parçalara ayrı l m ı ştır. Kopu lasyon orga n larının dış yüzeyi genelli kle yivler, kı rı ş ı k l ı klar ve d i kenlerle donatı l m ıştı r.

Eşey ayırımı az ya da çok belirgin olarak yapılabilir. Kural olarak kaplumbağala­ nn, yılanlarm ve bukalemunlarm dişileri, erkeklerinden daha büyüktür; buna karşm kertenkelelerin erkekleri büyüktür. Birçok yılanda ve tatlısu kaplumbağasmda erkekler uzun kuyruğa sahiptirler. Dev yılanlann erkekleri belirgin olarak arka üye kalmtılan taşırlar. Kara kaplumbağalannm erkeklerinde karm zırhı içeriye doğru çökmüş; dişilerinde ise düz ya da hafifçe dışanya doğru kavis yapmıştır. Birçok kertenkelede eşeye göre deri üzerinde göze çarpıcı renk ve yapı fark/an görülür. Kertenkelelerden Lacerta viridis (yeşilkertenkele) 'de erkekler dişilere göre çok defa daha kanşık (çeşitli) renklenmeler gösterir. Angius fragilis (körkertenkele) ve _birçok ytlanda eşeye göre derideki renklerin koyuluğunda farklar olur ve nihayet bazı kaplumbağalarda erkeklerin gözü kırmızı, dişilerinki ise kahverengidir. B i rçok bukale­ m u n u n , agama n ı n , iguana n ı n erkeğ i, dişilerinde oluşmamış ya da çok zayıf oluşmuş, göze ça rpan birtakım boyn uzumsu çıkıntılar. boyn uzlar, kırışıklı klar, taraklar ya da g ı rtlakkeseleri taşı rlar.

40.2.8. SİNİR SİSTEMLERİ Beyin (Şekil 1 8. 1 7/d ve 35 . 5 1 ) : Beyni n bölgelere ayrı lması i l kel omurgalı hayva nları n­ kine ta m , bir benzerl i k gösterir. Onlardaki gibi önden a rkaya doğ ru önbeyin , a rabeyi n, ortabeyin ve arkabeyin kısımlarına ayrı l ı r. Amfi bi lerin beyn inden, i l k görü n ümde, bir m i kta r büyümüş küçü kbeyi nleri ve keza oransal olara k büyümüş ve fa rklı laşmış büyü kbeyi n leri i l e ayrı l ı rlar. Her iki yapı da h i ç b i r zaman kuşlardaki v e memelilerdeki tipi k büyü k yapıya u laşamamıştır. Her iki koku lobu da her za man iyi gelişmişti r; bu loblar kaplumbağalarda önbeyn in diğer kısım larından bel i rgin olara k ayrı l m ıştı r; buna karş ı n diğer s ü rüngen lerde büyükbeyine kesiksiz olarak geçiş göste ri r. Bazı g ruplarda Jacobson organ ı ndan gelen impu lsları alan i kincil koku lobcukları oluşmuştu r. Sürüngenleri n beyi n ya rı m k ü releri n i n histoloj i k yapısı, amfibileri nkinden, yarı mkürelerin kaide bölgesi ndeki (corpus striatu m) s i n i r h ücrelerinin doldu rduğu tabaka n ı n büyüklüğü [burada i l kin archistriatu m v e pa leostriatum üzerine neostriatum yığı l mıştır (Şekil 35 .49 ve 5 1 )) ve beyin ya rı mküreleri n i n tavan bölgesinin yapısı bakı m ı ndan (bunlarda, kertenkeleler hariç, i l k olara k büyü k tan ı nabi l i r bir neopa l l i u m oluşm uştu r) ayrı l ı r. Arabeyi n diğer tüm o m u rgalı hayva n larda olduğu gibi, metabo l i k işlevleri n eşgüdümünde önem l i bir rol oynar; ayrıca sıcaklık düzenlenmesiyle ilgili olarak ortaya çıkan davranışla rı n hazırlandığı merkez olarak b i l i n i r. Pa riyeta l organ (Şekil 35.37) ve epifiz iyi gelişm iştir. Ortabeyi n iyi gelişmiş olup, özel l i kle nervus opticusun tüm l ifleri n i n son landığı görme çı kıntısı çok bel i rg i n d i r (Şekil

SİNİR SİSTEMLERİ

59

35 . 5 1 ). Yılanlarda görme çıkıntısı memelilerdeki g i bi dört plakaya bölü n m ü ştü r. B u plakaların i l k i k i çifti görme merkezlerin i o luşturur; arkadaki çifti i s e işitme i m p u lsları n ı n i nteg rasyo n u i ç i n merkez görevi yapar. S ü rüngenleri n tümünde ortabeyin i n tava n ı e n önem l i eşg ü d ü m merkezidir; bu merkez memeli beyn i n i n korteks i n i n işlevleri n i yüklenm i ş­ tir. Küçü kbeyi n, kerten kelelerde ve ta raklıkerten kelelerde oransal olara k küçük, yı lanlarda büyü k, timsahlarda ve kapl u m bağalarda ise en çok gelişmişti r. Küçü kbeyn in yan kanatları her zaman küçüktür. Kuşlarda ve memeli lerde uzamış o m u ri l i ksoğa n ı nda b u l u nan köprü (pons) s ü rü ngen­ lerde henüz mevcut değ i l d i r. Kuşlar ve memeliler gibi, sürüngenler de 12 çift beyinsiniri taşırlar; yani bir nervus accesori us (XI ) ve bir nervus hypog lossus (Xl l ) oluşm uştur. Bazı g rupları nda aslı nda nervus vagusun kaidesi i l e nervus accesori u s u n kaidesi h a l a kaynaşmış d u rumdad ı r.

Omurilik ve Omuriliksinirleri : Omurilik ve omuriliksinirlerinin topografisi kuşlardaki ve memelilerdeki gibi, motorik ve duyusal liflerin birbirinden ayrılmasıyla özellik kazanmıştır; duyusal lifler sadece dorsal kökten, motorik lifler ise sadece ventral kökten çıkarlar (Şeki l 1 8 .7-9 gibi). Otonom s i n i r sistem i ana hatla rıyla vücut ekseni boyunca uzanan iki sinir kordonundan oluşmuştur. Timsahlar ilave olara k s ı rt atardamarına pa ralel uzanan diğer bir s i n i r kordon u daha taş ı rlar. Daha geniş bilgi için 1 8. ve 35. Bölüm lere bkz ! .

40.2.8. 1 . Duyu Organları Koklama: Amfibi lerin tersine, sürüngenlerin sol u n u m yol u , çok defa ikincil damağ ı n oluşmasıyla uza m ı ştır (Şekil 40 . 1 2) . Böylece. dış burunaçı klı kları , bir vestibuluma açı l ı r. B u vestib u l u m u da çoğun l u k bir çöküntü ( a n a koldan ayrı l m ı ş bir kese gibi) h a l i n d e o lu şm u ş büyü k bir koku alma odacığı izl e r ( Ş e k il 40.35/a ) . Nazofaranjiya l ka nal b u radan itiba ren choane üzerinden ağızboşluğuna uza n ı r. İ l ke olara k koku alma odacığ ı n ı n sadece tavan kısmı koku epiteliyle ö rtü l m ü ştür. En s ı k bölmelere ayrı l m ı ş koku alma odacığı timsa hlarda b u l u n u r. Timsahlar hariç, tüm s ü rüngenler bir "Jacobson Organı = Vomeronasal Organ' taş ı rlar (Şekil 40.35/a ) . Kaplu m bağalarda, Jacobson O rga n ı , amfibilerde olduğu gibi, buru n kanallarıyla i l i ş kided i r ve zayıf gelişm iştir. Taraklı kerten kelelerde oransal olara k daha büyü ktü r ve nazofaranjiya l kan a l ı n yan la rında oluşmuş keselerin içinde b u l u n u r. Squamata (pu l l u s ü rüngenler) ' da damak bölgesinde içeriye doğru çökmüş bir g i ri nti n i n içerisinde b u l u n u r. Kap l u m bağalarda ve ta raklıke rtenkelelerde Jacobson O rganı i l k planda tat alma a l macı olara k işlev görür. Squamata 'da i leriye doğru uzatılabilen çata l l ı d i l , koku al mada yard ı mcı bir o rgan halini a l m ıştı r (bukalemunlar hariç) .

Tat-, Sıcaklık- ve Acı Alma : Çok az a raştırılmasına karşın , bu uyarıları algı ladıkları da bilinmekted i r. Bazı g ruplarda sadece serbest s i n i r uçları değ i l , keza tatalma tom u rcukları da sapta n m ı ştır. Sıcaklık Almacı (= Keseli Organ) : Ç ı n g ı rakl ıyı lanlarda (Crotalus) ve diğer bazı yılanlarda göz ile dış b u ru naçı klığı arasındaki çöküntü içinde b u l u nan bir çift organ ı n varl ığı uzun zamandan beri bilinmekteydi (Şekil 40.35/b) . Yapılan araştı rmalarda bu organın sıca k l ı k kaynakları n ı , özelli kle sabitsıcaklıklı (sıcakka n l ı ) avları n ı n ye ri n i bul mada k u l l a n ı l d ı ğ ı saptandı (daha geniş bilgi için 1 7 . böl ü me bkz ! ) . Keza sıcaklığa duya rl ı bölgelerin bazı dev yılan ların çene bölgesinde b u l u nduğu b i l i n mektedi r (Şeki l 40 .35/c) . Bu keseli organ, d uyu epiteliyle

60

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

B u r u n odası Burun ön \, odası ',

/ . \\

I

\ a

�.-. ...--

,.

• • •



Vomer organ (J acobson organ ı ) �

"--.

/

Çökü ntü o rg a n ı

------

.........

•.fy .fn (� � : : : : : : - : : ..,

\

B u l bus olfactorius i Koku s i n i ri

�_J .

-------

. _.: :

. . . . •

, ''

.

'

/

'



·::;::: .. i· .: . . .

CORALLUS ENYDRİS (BOA) ÇÖKÜNTÜ

ORGANLARININ DİZİLİŞİ

Dudak g ru b u

�: -�1

:

.

i

Gözyaşı ka n a l ı : i !' Bu ru n-da mak geçiti İç burun açı k l ı ğ ı

YILAN EMBRİYOSUNDA BAŞIN ENİNE KESİTİ

d S U YILANINDA ÇÖKÜNTÜ ORGANI

r':��-;z+J... Dış oda -F'>.'4-'\"Y'- Za r İç oda

CROTUWS VİRİDİS (ÇINGIRAKLIYILAN)'DE ÇÖKÜNTÜ ORGANI

Şekil 40.35

:

PUL KENARINDA DUYU ORGANI (AGAMA)

Sürüngenlerde koku alma, tat alma, sıcaklığı algılama ve bazı diğer duyu orga n ları (Starck, Bellairs, West, H utchinson ; Remana, Storch ve Welsch'den).

döşe n m i ş bir Çöküntüden meydana gelmiştir ve bu çöküntü b i r zarla bir iç bir d e dış bölmeye ayrı lm ıştır. Keseli organ ışınlara duyarlıdır. Yılanlar, bu organlarıyla, kendi lerinden saptayabilirler. Özelli kle gececi tü rlerinde avı n yakalanması

nervus trigemi n u s u n donattığ ı özel l i kle kırmızıötesi (infrared) daha soğ u k olan objeleri de için büyü k öneme sah i ptirler.

Denge Organı (Şekil 35.41 , 42 ve 44 ; 40.36) : Amfibilerdeki g i bi oluşmuştur. B u n u n la birl i kte içkulak, saccu lus bölgesi nde, amfibileri n kinden bel i rg i n derecede farklı laş­ mıştır. Amfibilerde, sadece, sacculusun ventral duvarı n ı n hafif bir çıkıntısı olara k oluşmuş lagena, s ü rüngenlerde, macula lagenae ve papi lla basilarisi içeren bir sa lyangoz kıvrı m ı (dalızyo l u = sa lyangoz) şeklinde uzamıştır (Şeki l 40.36/a v e b ) , İşitme (Şeki l 1 7 .41 ; 35.41 , 4 2 v e 44 ; 40.36) : Basil a r papi l i n s e s dalgala rı n ı alan a lmaçları yaptığı bilinmesine ka rşın, macula lagenaen i n işlevi henüz tam olara k b i li n m emek­ tedir. Timsahlarda, dalız (ductus cochlearis) hafifçe kıvrılmıştır, buna karşın diğer sürüngenlerde dalızın kıvrılması henüz başlamamıştır (Şeki l 35 .44). Anu ra'daki gibi endolenfatik kanallar ka l ker salgı layan bezlere sahiptir. Bunlar öze l l i kle Gekko nidae ve bazı Squamata g ruplarında beli rgindir. O rtakulak, bazı s ü rü ngen g ru plarında büyü k ölçüde değişmeler gösteri r (Şekil 40.36/a) . Yılanlarda kulakzarı, ortakulak ve östakiborusu olmamasına karŞJ n, içkulak tipik bir şekilde oluşmuştur. Columellanın bir ucu

SİNİR SİSTEMLERİ

61

Cisterna peri lymphatica Cavu m tym p a n ·

Lagena

Epiderm is Bağ doku---' il

5

z

-i m

� c

;z· o

m en il -i m en -i c o

;z·

� � "' r c

:;:: ID )> Gl< )>

s;: :ıı

;::

L.

il

viridis

+

2

Belirgin

Kesik (2-1 5)

AJ. çok belirgin

Tı rtı klı Penceresiz

Tırtı klı Penceresiz

Tırtıklı Penceresiz

Tırtı klı Penceresiz

Kahverengi, uzunlamasına 5 şerit bulunur.

Mavi-yeşil bir şerit uzanır; zemin kahverengi.

Kahverengi, sarımsıyeşil 5 boyuna çizgili ya da noktalı.

2-4 çizgi var; yaşlılarda

Belirgin

Gençlerde kahverengi, kahverengi-gri; kesik kesi k çizgili (noktalı).

Yaşadığı yer

Kayalık. taşlık. ormanlık. bayır ve kuru nehir yatakları.

Açı k arazide. kayalık zeminlerde.

Kayalık yerlerde.

Steplerdeki az otlu yerlerde.

Taşlık. kumluk alçak bitkil i açık arazilerde.

Femoral delik sayısı Massertericum Timpanale

1 3-25 ?

Mevcut, büyü k Mevcut

1 4-1 8

Mevcut, büyü k Mevcut

21 -28 4-5

1 5-21 3-5

1 4-22 3-5

Yok Yok

Belirgin ya da belirsiz Mevcut

Belirgin Mevcut

Gövdedeki çepeçevre pul sayısı

38-59

45-55

65-78

42-64

42-55

46-56

Subralabia sayısı

Mevcut, küçük Mevcut

Belirsiz Mevcut

� :t>

Tarla ve bahçeler arasındaki bol bitkili kayalarda.

Ormanlık ve çalılık yerlerde, açık arazide.

1 2-1 9

1 6-1 9

"'

m :D � m z

"'

m r m r m :D +

"' O• "'

:D m :D � m z

"'

m r m r m :D +

-
:!::

Henophidia (Ophidia) Üstfamilyasına Genel Bir Bakış Fa m i l ya :

Boidae

A n i l i idae

U ropeltidae

Kapsam

9 0 t. 2 2 c

9 t, 3 c

Kafatası

E k l e m l i bağ l a n m ı ş e l e m a n l ı (Şekil 40. 1 1 /f).

S ı k ı , kompakt.

Quadratum S u p ratemporale Coronoid Premaksilla

Xenopeltidae

Acrochordidae

45 t, 8 c

1 t, 1 c

2 t, 1 c

Sıkı. kompakt.

H a reketli elema n l ı .

H a reketli elema n l ı .

Kısa

Kısa, öne doğru meyi l l i .

Kısa

Uzun

Büyük

Kö re l m i ş

Yok

Köre l m i ş

B üyü k

Serbest. d i ş l i (Python) dişsiz (Boa).

M evcut

M evcut

Yok

Yok

Maksilla i l e kayna ş m ı ş d iş l i .

Maksilla i l e kaynaşmış dişli.

Maksilla ile kaynaşmış dişli.

Serbest, dişsiz.

D i key, kısa (Python), uzun

(Boa).

M evcut

Ö n hypapophysl e r

Yok

Yok

Yok

M evcut

Arkada mevcut

Arka

Arka kalçakemeri ve üyesi ( a n ü s d i ke n i ) köre l m i ş olarak mevcut (Şekil 40 1 4/c) .

Kalça kemeri ve üyesi ( a n ü s dikeni) köre l m i ş olarak mevcut.

Yok

Yok

Yok

M us c u l u s levator a n g u l i oris

M evcut

M evcut

Mevcut

M evcut

Yok

Genel görü n ü ş

Baş g e n e l l i kle üsten bası k, pupi l la d i key, boy 1 1 m . kada r olabilirler.

Daha k ü ç ü k , baş bas ı k değil, gözler köre l m i ş . kuyru k daha kısa 7 5 cm. kadar olabilirler.

D a h a küçük, b a ş bası k değil, ağız kısmı sivri, gözler küçük. kuyru k kısa ve küt, 45 c m . kada r olabi l i rler.

Baş bas ı k değil, kuyru k kısa, 1 m . kadar olabilirler.

Gözler büyük, p ü rtüklü pullu, 2 m . kadar olabilirler.

Gece a ktiftirler.

Topra k altında kazara k .

Topra k a l t ı n d a kaza ra k .

Toprak altında. bitkisel döküntüler içinde.

Tatlısu larda, acısu larda ve denizlerd e .

Küçük hayva n lar.

B a l ı kl a r

Yaşam tarzı

� ;;l

"' m ::ı:ı z "' m r m r m ::ı:ı

+

"' O• ::ı:ı "' m

:ı m

z "' m r m r m ::ı:ı

+-
m z r m

"'

SOUAMATA = KERTENKELELER + KÖRKERTENKELELER + YILANLAR = PULLUSÜRÜNGENLER = PULLULAR

1 51

opticumu çevi rir. Ouadratum uzamış, coronoid yok, kalçakemeri ortadan kalkmış, yal n ız sol carotis com m u n i s mevcut, i nter costal arterle r aorta dorsalisten çıka rak bi rçok segmenti besler. Vücut şekilleri ve yaşam o rta mları çok çeşitlidir (ağaçta, toprakta, topra k a ltında, tatlı ve tuzlu suda vs . 'de) . Zehirli yılanlar bu familya grubuna aittir. Fa kat çoğ u , insanlar için zara rsızdı r. S ı nıflandırılmaları hala tartışmalıdır. B u rada izlenen sistem U N D E RWOOD ( 1 967) 'e a ittir.

1. Fam. : Colubridae ( 1 2 af, 2500 t) : Dü nyadaki ya klaşı k 3000 yılan türünden 2500'ü bu fam i lyaya a itti r. Maksi/la, palatina ve pterygoid kemikleri oynak; pek az

ayrıcasıy/a birlikte hepsinin üzerinde dişler vardır. Altçenedeki dentale üzerinde de dişler bulunur. Yani hem alt- hem üstçenede dişler vardır. Premaksilla üzerinde diş yoktur. Maksi/la yatay ve uzundur (Viperidae'de kısa) . İlkin yılanlarda bulunan crocoid kemiği bunlarda yoktur. Boidae'den farklı olarak bunlarda tek bir akciğer (sağdaki) vardır ve kalçakemeri ile arka üyelerin kalıntısı dahi artık görülmez. Karın tarafındaki pullar geniştir. Baştaki pulların dizilişi, bu yılanları, engereklerin büyük bir kısmından, ilk bakışta ayırmaya yarar. Başta hemen her zaman 9 büyük plaka bulunur: Bunlar burun plakasından arkaya doğru 2 internasalia, 2 prefrontalia, 1 büyük frontale (bunun şekli sistematikte önemli olabilir) ve bu sonuncuyu her iki tarafta sınırlayan supraoculare ve iki büyük prefrontaliadır. Keza ayn ı şekilde rostral, labial, preocular, postocu la r ve loreal plakaların da şekli (Şeki l 40 . 20) sistemati kte önemlidir. Bazen burunaçıklığı tek bir plaka n ı n içinde, bazen iki plaka n ı n a rası nda kal ı r. Karı nda tek bir geniş pul dizisi uza n ı r; bu dizi kuyru kta iki sıra haline dönüşebilir. O rta büyü klükteki hayvan la rd ı r. Boyları 60-200 cm. a rasında değişir. Karasa l, sucul ve amfibik yaşayanları n ı n yan ı s ı ra ağaçlarda yaşayan ları ve kazıcı olan la rı da vard ı r. Kem i rici, kuş, balık, amfibi (Homalops), diğer yı lanlarla (Lampropeltis) ve böceklerle beslenenleri vard ı r. Sadece yu m u rta (Dasypeltis, Şekil 40 . 29) ile ya da salya ngozlarla (Pareas ve Oipsas) beslenen leri de bu l u n u r. Bazı tü rleri boa yı lanları gibi avlarına sarı lara k ve onu sıka ra k öldürür; fakat çoğu doğrudan doğ ruya yuta r.

Bir kısmı aglyph, yani zehirdişi olmadığı için tamamen tehlikesizdir/er.

Ü l kem izde bulunan Rhnyhocalamus, Eirenis, Natrix, Coronella, Coluber, Elaphe ve Spalerosphis cinsleri bu fam ilyadandır. Salgıları zehirli olabi l i r ve bu salgılar yakalayıcı dişleri n açtıkları ya radan avı n dokularına sızabilir. Boiginae tü rleri, avları n ı yutarken zehi rlerler.

Ülkemizdeki temsilcilerinin uzun oluklu zehirdişleri, çenenin tam arkasında bulundu­ ğundan (opistoglyph diş tipine sahip olduklarından) insan için tehlikeli olamazlar. Ü l kem izdeki Malpolon ve Telescopus bu son u ncu diş tipi n e sah i pti r. Ka ra formları çok defa ovipar ya da ovovivipar, sucul form ları ise ovovivipa r ya da vivipa rdı r. Thamnophis plasenta taşır. Sıcak ve ı l ı ma n bölgelerde yaşarlar. Kutup bölgeleri, İ rlanda, İzlanda ve Yen i Zelanda hariç d ü nya n ı n her ta rafına yayı lmışlard ı r. 1 2 a ltfa m i lyasından ancak i kisi n i n temsilcisi ü l kemizde yaşar (Colubriane ve Natricinae-bazı kitaplarda ve bizim verdiğimiz tabloda Natricidae fam i lyas ı olara k geçer) .

1 . Cins: Coluber (3 at) (Tablo 40. 1 9) : Baş kısmı geniş, buna karşın boyun kısmı oldukça dardır. S ı rt pu l la rı düz, nadiren hafifçe ka ri nalıdır. Maxil la üzerinde bulunan dişleri n

1 52

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER Ta blo 40 . 1 9

Coluber Cinsinin Ülkemizde Yaşayan Türlerine Genel Bir Bakış

TÜR

C. caspius

C. jugularis

Rostrumun ucu

Sivri

Preoculare (sayı)

2 2 8 19 180 2+3 3+4

Sivri

nadiren

Frenale

nadiren

Vücut etrafındaki pul sayısı (sıra) Uzunluk (cm . )

nadiren

nadiren

nadiren

bazen

bazen nadi ren ve

Temporale

2

2 3 8 7 19 200 2+2. 2+ 1 2+3 2+2

nadiren

Postoculare Supralabiale

1, 3 3 7, 9 17

Burundeli ği

C. najadum

C . ravergieri

nadiren

1, 3

3

8 9 7 19 17 140 2+3 2+4 1 +2 bazen

C. rupriceps

ya da

nadiren

bazen y a da

nadiren

C. schmidti

Küt

Yuvarlağımsı

S ivrice

4, 2

9 8-11 8 21 2523, 19 130 100 2+3 2+2 1 +2 nadiren

bazen nadiren

8 21 19 160 2+3. 2+3

çok nadir

bazen fazla bazen

Nasal plağın ortasında Önde gri, mavim- Sanmsı kahvesi kahverengi, ar- rengi, g ri yeşil l i ; kada sarı kahvezikzak bantlı . rengi y a da kı rmızı.

Önde gri kahverengi, arkada sarımsı kahverengi.

Taş lık, çal ı l ı k ve kuru alanlar.

Bitkisi az olan taşlık alanlar.

Ormanlık alanlar.

aynı .

Memeli. kuş ve kertenkele.

Memeli, kuş ve kertenkele.

Kertenkele, bazen böcekler.

Kertenkele, kuş, küçük memeliler.

Küçük memeli, kuş.

Üreme

Ovipar. bir defada yumurta.

Ovipar. bir defada yumurta.

Ovipar, m u rta.

Yayılışı

Orta, G üney, Batı Anadolu, Karadeniz, sahil bölgeleri, Trakya.

G ü ney Anadolu'dan Kıbrıs'a ve Ürdün'e, l rak'a kadar.

İ ran'dan Arnavutl u k'a kadar. Türkiye'nin her tarafında.

Sırt kısmının rengi

Gri. kahverengi zeytini ya da sarımsı esmer benekli.

Yaşam tarzı

Yüksek olmayan ovalar. taşl ı k dere kenarları, dağ yamaçları. batak-· l ı k ve tarlalar.

Beslen me

7-1 1

Gençlerde gri. kahvereng i ; erginlerde parlak siya h . C . caspius

ile

7-1 1

3-5

yu-

Ovipar. m u rta .

5-1

O yu-

Pakistan' dan Ü rdün'e ve Trakya'ya kadar. Tü rkiye' n i n her tarafında.

Ovipar. m u rta.

5-1

O yu-

Trakya 'dan Ü rdün'e, Batı ve Güney Anadolu 'ya kadar.

Erg inde parlak kırmızı, beneksiz.

C. caspius

aynı .

ile

Memeli, kuş ve kertenkele. Ovipar. murta.

7-1

O yu-

Batıda Akşehir'den Azerbeycan'a kadar.

b

M�-

Coluber

Elaphe

��Zehi r c

dişi

d

1

Denta l e Malpolan

Şek i l 40.82

:

Telescopus

Te/escopus, Elaphe, Coluber ve Malpolon cinslerinin kafataslarının karşı laştırı l ması (Baran' dan).

SQUAMATA = KERTENKELELER + KÖRKERTENKELELER + YI L ANLAR = PULLUSÜRÜNGENLER = PULLULAR

1 53

uzu n l uğu önden arkaya doğ ru a rta r; son iki diş genellikle öndekinden bir aralık ile ayrılır (Şekil 40. 82/a ) . Çoğ u n l u k iki preocular plaka bulunur. Bun lardan a lttaki gene l l i kle daha küçü ktür (Şekil 40. 83/b ve c) . Nadir olarak alt preocu lar iki tane olabi l i r. H epsi ka rasal yaşayan ve hızlı ha reket eden yılan lard ı r. B i rçok türü, ağaç ve çalılara da tırmanabilir. Asya, Avrupa, Kuzey Afri ka, Orta ve Kuzey Ameri ka 'da yaygındırlar.

Coluber caspius = Hazer Yılanı (Tablo 40. 1 9) (Şekil 40.83) : Boyları 1 80 cm. kada r olabilen yılan lard ı r. Sırt pul ları kari nasız ; her pulun a rkasında bir delik vard ı r. S ı rt kısı m ları gri kahverengi, zeytini ya da sarı msı gri ; esmer benekler va rd ı r. Sırt pulları n ı n o rta kısmı kenarları ndan daha açık renklidir. BARAN ( 1 976 ve 1 980) ' n i n haricinde Co/uber jugularis' i n bir a lttü rü olara k a l ı n ı rlar. Yaşam ta rzı b u n d a n son ra ki türe benzer. Balka n ü l kelerinden

a

Co/uber caspius

=

Hazer yı l a n ı

Şekil 40 . 83 : Co/uber caspius (Colubridae). genel görünüşü ve başının yapısı (Baran' dan).

Kuzeyde Kafkasya 'ya, G ü n eyde Anka ra'ya kadar yayı lmışla rd ı r. C. jugularis = Karayılan (3 at) (Tablo 40. 1 9) (Şekil 40.84) : Boyları 2 m. kadar olabilir. Ülkemizin en uzun yılan/arıdır. B u rundeliği, a lttan ve üstten yarı l m ı ş nasal plaka n ı n ortasında yer a l ı r. Başın üstü parlak pulla rla ö rtü lüdür. B u pulların her biri i ki apika l por taşır. Gençleri n i n s ı rt kısmı g ri kahverengi zemin üzerinde pul kenarlarında esmer ya da siyah beneklidi r. Ka rın tarafı ise

a

b Coluber jugularis

Şekil 40.84 : Co/uber juglaris (Colubridae), genel görünüşü ve başının yapısı (Baran ve Matz'dan).

c

Baş ( ü stten )

1 54

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

sarı msı beyaz üzerine, yanlarda küçü k yuva rlak esmer beneklidir. Erg i n lerde vücudun üst kısmı parla k siya h ; başı n üst kısmı ise siyahımsı dağı n ı k kı rmızı beneklidir. S ı rt pulları n ı n ortasında gene l l i kle i nce kırmızı bir çizgi b u l u n u r. Karın tarafı nda i s e kırmızı üzerinde siyah yuvarla k benekler va rd ı r. Çok fazla yüksekliği olmayan ( 1 000 m . 'yi aşmayan) ovalarda, dere kenarları nda, dağ yamaçları nda, tarlalarda, bağ ve bahçe araları nda, taşların a ltında, yarıklarda ve kem i rici yuvalarında b u l u n u rlar. Gündüzleri aktifti rler. Küçük memeli leri, kuşları, kertenkeleleri ve bazen diğer yı lanla rı , amfibileri ve böce kleri yerler. Sabahları

avlanırlar. Çok hızlı hareket eder ve oldukça hızlı ısırırlar. İnsanı ısırınca kolay kolay bırakmazlar. İnsandan genellikle kaçmaz ve korkutmak için "tıss " diye bir ses çıkarırlar. B i r defada yarıklara, çatlaklara, deli klere ve gazellerin altına, çapları 5 c m . olan 6-1 6 yum u rta bırakı rlar. Yumurtlama dönemleri temmuz-hazira n aylarıdır. G ü n eydoğ u Avrupa 'da n, G ü n eybatı Asya 'ya ( Ü rd ü n ' e ve Azerbeycan'a) kadar yayı lmışlard ı r. C. naja­ dum = İnceyılan (Tablo 40. 1 9) (Şeki l 40 . 85) : Belirgin olarak ince yapılı, boyla rı 1 40 cm. kadar olabilen yı lan lard ı r. Vücutları parlak pullarla örtü l ü ; kuyruk uzundur. Sırt kısı mları ön tarafta gri ya da kı rmızımsı kahverengidir. Başın üst kısmı kı rmızımsı kahverengidi r. Boyn u n

a

b

Coluber najadum = İ nce y ı l a n

Boyu n benekleri

Şekil 40.85 : Coluber najadum (Colubridae), genel görünüşü ve başının yapısı (Baran ve Matz'dan).

yanları nda kenarları açı k, ortası siya h benekler (3-1 0 tane) yer alır (Şekil 40. 85) . Bu benekler geriye doğru gitti kçe küçü lür. Burundeliğinden başlayarak, gözler a rasından ağzın kenarına uzanan siya h bir bant vard ı r. Beyaz ya da sarımsı olan karn ın alt kısmında koyu benekler yoktu r. Genellikle sıcak yerlerde. taşlık ve çal ı l ı k kuru biyotoplarda yaşarlar. G ündüzleri aktifti rler. Çok hızlı olarak zem i n üzerinde hareket ederler; fakat ayn ı zamanda iyi b i r şeki lde tırma n ı rlar. Besinleri hemen hemen sadece kertenkeleler, bazen böceklerd i r. En fazla 1 700 m. yü ksekliklere kadar yayıl ı rlar. Eylü l-ekimden n isana kadar kış uykusuna yatarla r. Çiftleştikten son ra haziran-tem muzda 3-5 tane oval yapılı yumurtayı yarık, çatlak içine ve taşlar a ltına bırakırlar. Balka n la rda n, Kuzey Su riye'ye ve Kuzeydoğ u İ ran 'a kadar yayı l m ışlar­ dır. C. ravergieri = Kocabaş Yılan (2 at) (Tablo 40. 1 9) (Şekil 40.86) : Boyları 1 30 cm. kadar olabil i r. Vücutları n ı n üst kısmı sarı msı ya da kırmızımsı g ri d i r. Ayrıca esmer benekler de bul u n u r. Başın yan ta rafı nda, gözden ağızı n arka kenarına doğ ru uzanan koyu bir bant va rdır. Gövden i n yan taraflarında birer sıra benek bulunur; bunlar kuyru kta bir çizgi haline

SOUAMATA = KERTENKELELER + KÖRKEATENKELELEA + YILANLAR = PULLUSÜRÜNGENLER = PULLULAR

1 55

Fronta le

�''" B a ş (ya n d a n )

c

Şekil 40.86 :

a

Coluber revegieri (Colubridae). genel görünüşü ve başının yapısı (Baran'dan).

Baş ( ü stten )

Co/uber ravergieri = Koca başy ı l a n

b

dönüşü rler. B itki örtüsü az olan kurak yerlerde yaşarlar. En fazla 2300 m . 'ye ç ı karlar. Kerten kele. küçü k memeli ve kuş yavru ları n ı yerler. Toprak evlere de g i re re k geh:.ıları avlarlar. Saldırgandırlar; hemen ısınrlar. Tem muzda 4-5 cm. çapında 5-1 O yum u rta bırakırlar. Yavrular ağustos-eylü lde yu m u rtadan çıkar. Anadolu'dan Batı Pakista n ' a ve M ı s ı r'a kadar yayı l m ışlard ı r. raverigieri a lttü rü Doğu Anadolu 'dan Pakista n 'a, nummifer a lttü rü ise Rodos. Kı brıs. Batı ve G ü ney Anadolu 'dan M ısır'a kadar yayıl mıştı r. C. rubriceps = Toros Yılanı (Tablo 40. 1 9) (Şeki l 40.87) : Boyla rı 1 m . kadar olabil i r. S ı rt kısımları önde g ri kahverengi, a rkada ise sarımsı kahverengidir. Baş ı n üst kısmı kırmızımsı kahverengidir. Boynu n yan ta raflarında kenarları açı k, içi siya h , bir d izi yuvarlak benek b u l u n u r. Bu benekler a rkaya doğ ru gitti kçe kaybol u r. İ l k benek çifti. çoğ u n l u k kaynaşarak bir bant oluşturur. Genel görünüşüyle, beslenmeleriyle ve biyolojileriyle C. najadum'a çok benzerler. Trakya 'dan İsrail'e kada r yayı lmışlard ı r. Ü l kemizin daha çok batı ve güneybatı kesimleri n­ de yaşa rlar. BARAN ( 1 976) ' ı n haricindeki yaza rlar bunu C. najadum' u n a lttü rü olara k kabul ederler. C. schmidti (Tablo 40 . 1 9) (Şeki l 40.87/b) : Boyları 1 60 c m . kadar olabi l i r. S ı rt kısım ları gençlerde g ri kahverengi, erginlerde parlak, beneksiz kırmızıdır. Yaşam tarzı C. jugularis'e çok a Co/uber rubriceps = Toros Y ı l a n ı benzer. BARAN ( 1 976) ' ı n haricindeki ya­ zarla r, bu C. jugularis' i n bir alttü rü olarak kabul ederler. O rta. Doğu ve G ü n ey­ doğ u Anadolu 'da yaşa rlar.

Şekil 40.87 : Co/uber schmidti ve Coluber rupriceps

(Colubridae) 'in genel görünüşü (Baran' dan).

b

Coluber schmidti

REPTiLiA = SÜRÜNGENLER

1 56

a

c

d Eirenis coronella

, 1 1

- -

1 e

Eirenis decemlineatus -

-

- -

g Rostra le

-

- -

-

-

-

=

Çizg i l iy ı l a n

_ _ _ _ _ _ __ _ _

-

-

-

=

-- - - -

Çizg i l iy ı l a n -

- - -- -

1 1 1 1 1

J

:�

f

Baş Eirenis lineomaculatus

Bod u ryı l a n

Şekil 40.88 : Colubridae fam i lyasına ait ülkem izde yaşayan bazı türlerin genel görünüşü ve baş yapısı (Bodenheimer, Baran ve Matz'dan).

Tem pora l i a P �o

Baş (ya n da n )

2. Cins: Coronella (2 c) : Baş kısmı ancak boyun kısmı kadar geniştir. Gözleri küçüktür. Maksilladaki dişleri n boyu arkaya doğru a rtar. Son iki diş öndekilerden bir

SOUAMATA = KERTENKELELER + KÖRKERTENKELELER + YI LANLAR = PULLUSÜRÜNGENLER = PULLULAR

1 57

aralıkla ayrılmamıştır. S ı rt pulları düzdür. B i r tek preocu lar plaka b u l u n u r. Avrupa ' dan Batı Asya'ya ve Kuzey Afrika'ya kadar yayı l m ışlardır. C. austriaca = Güneyyılanı (2 at) (Şeki l 40.88/a ve b) : Vücut uzu nluğu 70 cm. kadard ı r. Rostra l plaka üstten kolayca görü l ü r. B i r preocular. 1 frenale. 2 postocular. 7 (8) supralabial pla ka vard ı r. Vücut etrafı ndaki pul sayısı 1 9 s ı radır ve pullar karinasızd ı r. Vücutları n ı n üst kısmı sarı msı kahverenginden kırmızı kahverengine kadar giden zem i n üzeri nde küçü k seyrek bel i rsiz siya h beneklidir. Bu benekler 2- 4 uzun lamasına s ı ra halinded i r. B u rundeliği nden başlaya rak gözün üstü nden geçen tempora l şerit. boyu n kısmı nda da devam eder (Şekil 40.88/a). Karı n kısmı g ri kahverenginden kı rmızıya kadar değişir. Genelli kle çayı r ve orma n l ı k bölgelerin kenarları nda­ ki taşl ı k. ku m l u k ve çal ı l ı k yerlerde yaşarlar. Ağaçlara tırmanabi lirler. Az hareketli, sakin bir

türdür. Sabahları ve öğleden sonra aktiftirler. Öğle uykusuna yatarlar. Nadir olarak ısırırlar. Sulara da girebilirler. Esas bes i n l e ri kerte n kelelerd i r, d u ruma göre kem i rici. kuş yavrusu ve yılan da yiyebi l i rler. Su içerler. Ovovivipard ı rlar. Eyl ü l-ekimden nisana kadar köklerin altları nda ve diğer sığına klarda kışı geçi rirler. Erkek, dişi n i n boynundan ısırara k çiftleşmeye ça lışır. Ağustos-eylül aylarında 2-1 5 yavru doğururlar (yu m u rta halinde dışarı çıktıkta n hemen sonra kese yı rtılarak yavru lar çıka r) . Orta ve G ü ney Avrupa 'dan Batı Asya'ya kadar yayı lmışlardır. B izdeki a lttü rü austriaca'dır. 3. Cins: Eirenis: Boyla rı çok defa 50 cm. 'yi aşmayan. baş kısmı boyu n kısmından daha geniş olmayan. subocu lar plağı bulun mayan yı lanlard ı r. B u rundeliği tek bir plaka üzerinde b u l u n u r (Şeki l 1-0.88/i) . S ı rt pulları düzdü r. Ü l kem izde yaşayan türleri n i n hemen hepsi açık a razilerdeki taşlık yerlerde bu l u n u rlar ve bu taşları n altına saklan ı rlar. E. collaris = Vakalıyılan (Tablo 40.20) (Şekil 40.88/c) : Boyları 40 cm. kada rdı r. Başları yumurta şeklinde, gövdeleri ince uzundur. S ı rt kısı mları kahverenginden zeyti n i renge kadar değişir. Başın üzerinde gençlerde çok belirg i n , erginlerde ise genellikle bel i rsiz ve dağ ı n ı k o l a n siya h büyü k bir benek vard ı r. Uçları boyu n altına kadar uzanan siyah e n s e beneği mevcuttur. S ı rt plakaları n ı n orta kısımları açık renkli. kenarları siya h çizgi lidir. Vücudun a lt ta rafı beyaz ve beneksizd i r. O rmansız açı k a razilerdeki taşl ı k yerlerde b u l u n u rlar; 1 600 m . ' n i n üzeri ne çıkabi lirler. Örümcek. küçü k böcek ve bazen kerten kele yerler. Dişleri haziran-tem muzda 1 - 4 yum u rta bıra kı r. Kışı, bahçelik yerlerde ve taşlar a rası ndaki yarı klarda geçirirler. Azerbeycan'dan İ ran . I ra k. Su riye'ye kadar yayı lmışla rd ı r. Ü l kem izde Doğu ve G ü n eydoğu Anadolu 'da b u l u n u rlar. E. coronella = Halkalıyılan (Tablo 40. 20) (Şeki l 40.88/d ) : Boyları 30 cm. 'yi aşmaz. Sırt kısm ı n ı n zem i n i sarımsı ya da açık kahverengi, üzerinde 1 -2 pul genişliğinde enine esmer bantlar bulunur; bunlar yanlarda da deva m ederler. Başın üzerindeki siyah benek bel i rsiz; fakat ensedeki bel i rgindir. Ka rı n kısmı sarımsı beyaz. çok ince noktalıdır. Açı k a razilerde. taşl ı k yerlerde yaşarlar. İ ran ve l ra k'tan İsrail'e kadar yayı lmışla rd ı r. Ü lkem izde yalnız G ü n eydoğu Anado l u ' da b u l u n m uştu r. E. decemline­ atus = Çizgiliyılan (Tablo 40.20) (Şekil 40.88/e) : Boyları 90 cm. kadar olabi l i r. S ı rt kısımları n ı n zemi n i g ri kahverengi, ortasında uzunlamasına i ki çift ince siya h çizgi vardır. Bu çizgiler sırt pu l la rı n ı n kenarları n ı n siya hlaşması ile meydana gelm iştir. Baş üzerinde belirgin siyah benekler yoktur. Bazen gövdenin yan la rı nda da siyah çizgiler bulunur. Karın kısmı düz beyaz ya da sarımsı beyazdı r. Böcek ve örümcek yerler. G ü n ey ve G ü n eydoğu Anadolu' dan İsra i l ve l rak'a kadar yayı l mışlardır. E. lineomaculatus =Boduryılan (Tablo 40.20) (Şekil 40.88/f-h) : Vücut uzu n l u kları 30 cm. kadard ı r. Sırt kısı m ları açı k kahverengi zem i n l i ; üzerinde o rtaya doğru büyük, yanlara doğru küçü k esmer kahverengi benekler mevcuttur. Beneklerin etrafı beyaz çizgi lerle çevri l m işti r ve ensedeki esmer kahverengi beneğ i n i ki ucu

(J1 CX>

Tablo 40. 20

,,

Eirenis Cinsinin Ülkemizde Yaşayan Türlerine Genel Bir Bakış

TÜR :

E. rothi

E. collaris

E. coronella

Rostrum ucunun üstten görünüşü

Küt

Yuvarlağımsı, az görülür.

Yuvarlak

Preoculare (sayı)

1

Frenale

Tek ve uzun

E. decemlineatus

E. lineomaculatus

E. modestus

E. persicus

E. punctatolineatus

B i raz sivri, iyi görülür.

Yuva rlak. iyi görül ü r.

Sivri, belirgin görül ü r.

Küt, az görülür.

Yuvarlağımsı, iyi görü l ü r.

1

1

1

1

1

1

1

1

Genellikle mevcut bazen yok.

1

Genellikle yok.

1

Yok

1

Postoculare

2

2

2 nadiren 1 , 3

2

1

2

7

7

7

7

-

2

Supralabiale

7

7

7

Vücut etrafındaki pul sayısı (sıra)

15

15

15

17

17

17

15

17 50

1

..,, -ol ;=· m

Uzunluk (cm.)

35

40

30

92

32

70

40

Temporale

1 + 1

1 + 2

1 + 1

1 + 2

1 + 2

1 + 2

1 + 1

1 + 2

S ı rt kısmının rengi

Ka hverengi, sarı msı.

Kırmızı, kahverengi, zeytini, başta siyah benekli.

Sarı msı açık kahverengi ve enine esmer bantlı .

Gri. kahverengi, iki çift ince siyah çizgili.

Açı k kahverengi. üzerinde esmer benekler bulunur.

Sarı, kahverengi, başta iri bir siyah benek vard ı r.

Zeytini sarımsı kahverengi, beneksiz.

Yaşam tarzı

Taş lı k ve açık alanlarda.

Ormansız. açık bölgeler. taşlar altında.

Açık, taş l ı k alanlarda, taşlar altında.

Ormansız, taşlık alanlarda.

Ormansız, taşlı alanlarda.

Az bitkili. taşl ı k alanlarda.

Az bitkili, taşl ı k

Açık ve koyu kahverengi, baş esmer siyah benekli.

alanlarda.

A z bitkili. taşlı alan!arda.

Beslenme

O m u rgasız

Böcek, örümcek, kertenkele.

O m u rgasızlarla

E. modestus'a benzer.

Böcekler (om u rgasızlar).

O m u rgasız, böcek, örümcek.

Böcek ve larvalar.

Omurgasızlarla

Ü reme

Ovipar. 4-8 yumurta

Ovipar. 4-8 yum u rta.

Ovipar

Ovipar

Ovipar

Ovipar

Ovipar

Ovipar, 6-8 yumurta.

Yayılışı

Güneydoğu Anadol u ve Suriye.

G üney ve Güneydoğu Anadolu.

Güneydoğu Anadolu, Suriye, Lübnan, israi l , Ü rd ü n , I rak ve İ ra n .

G üney ve G üneydoğu Anadolu .

G ü n ey ve G ü n eydoğu Anadolu. Suriye, Lübnan ve i srai l .

Doğu Kafkaslar. Trakya, İ ran. Suriye, Lübnan. Kıbrıs, M i d i l l i , Sakız v e Sis a m Adaları .

G ü n eydoğu Anadolu, I rak ve İ ra n .

Doğu Anadolu, I rak, Kuzeybatı İ ran ve E rmenista n .

i>"

il C/) ,,

c c z

G) m

r m ,, z

SQUAMATA KERTENKELELER + KÖRKERTENKELELER + YILANLAR = PULLUSÜRÜNGENLER = PULLULAR =

1 59

başın a ltında birleşmiş olabi lir. Başta yalnız esmer noktalar yer alır. Gözü n a ltında. ağız yarığına u laşan esmer bir benek vard ı r. Karın ta rafları beyaz. çoğ u n l u k küçük kahverengi beneklidir. Küçü k böcekleri yerler. G üney ve G ü n eydoğu Anadolu'dan İ sra i l ' e kadar yayı lmışla rd ı r. E. modestus = Uysalyılan (Tablo 40. 20) (Şekil 40.89) : Boyları 70 cm . kadar ola b i l i r. Sırt kısm ı n ı n zemi n rengi sarı msı kahverengi, koyu benekler hemen hemen yok ; başın üzeri nde büyük b i r siya h benek vard ı r. Ensedeki siya h benek gençlerde beli rg i n , erg i n lerde s i l i ktir. Karın kısımları t e k d ü z e sarı msı beyazdır. Böcek v e örümcek yerler; 2000 m. yü ksekliklere kadar çıkabilirler. Hazira n ve tem muzda yu m u rta bırakı rlar. Kafkaslardan Ege Adalarına, Trakya'ya, Su riye'ye ve İ ran'a kadar yayı lmışlard ı r. E. persicus =İran Yılanı (Tablo 40. 20) (40.89) : Boyları 40 cm. kadar olabi lir. Sırt kısım ları zeytini ya da sarımsı kahverengidi r. Baş ı n üzeri nde, başı tamamen örten büyü k bir s iyah benek vard ı r. Ensede siyah benek mevcuttur. Karın ta rafı sarımsı beyaz, benekli değ i ld i r. Böcek ve larvaları yerler. G ü n eydoğu Anadolu 'dan İ ran ve l ra k'a kada r yayı l m ışlard ı r. E. punctatolineautus =Van Yılanı (2 at) (Tablo 40. 20) (Şekil 40. 90/a) : Boyları 50 cm. kadardır. Sırt kısmı açı k ya da koyu kahverengidir. Başın üzerinde küçük esmer ya da s iyah bir benek bulunur. Gövdenin üst kısmı nda dizi halinde benekler ya da boyuna çizgiler vard ı r. Karın kıs ı mları tek düze sarımsı

a

�" e

Baş (ya n d a n )

.- - -

1

..

Nasal c

- - -- - - - -

__J

Eirenis modestus

Baş ( ü stte n )

b

=

Uysa lyı l a n

e

Postocu l a r

Şekil 40.89 : Eirenis (Colubridae) cinsine ait ülkem izde yaşayan iki türün genel görünüşü ve baş yapısı (Baran ve Matz'dan ) .

d., B a ş ( ü stten ) f

Baş (yanda n )

Eirenis persicus = İ ra nyı l a n ı

1 60

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

beyazdır. B iyolojisi bu ndan öncekine benzer. Doğu Anadolu'dan İ ran ve l ra k'a kadar yayı lmıştı r. punctatolineatus (Van ve Hakkari'de) ve kumerloevei (Akdamar Adası' nda) alttü rleri n i n her ikisi de ü l kem izde yaşar. E. rothii = Kudüs Yılanı (Tablo 40. 20) (Şeki l 40.90/b) : Boyu 35 cm. kada rd ı r. S ı rt kısmı kahverengi ya da sarımsı kahverengidir. Başı n üzeri ndeki siya h benek tüm başı örter. Ensede siyah benek mevcuttur. Ka rın kısmı tek d üze sarımsı beyazdır. B iyolojisi. E. persicus gibidir. G ü n eydoğu Anadolu'dan İ s ra i l ' e kadar yayı lmışlard ı r.

Eirenis rothii = Kudüs Yı l a n ı

Eirenis punctatolineautus = Va n Yı l a n ı

Şeki l 40.90 : Eirenis (Colu bridae) cinsine ait ü l kem izde yaşayan iki t ü r (Baran'dan)

b

a

Baş (ya n d a n )

B a ş ( ü stten ) Elaphe hohenackeri = Kafkas Y ı l a n ı I

- - - -- - - - - - - - - - - -

e

Şekil 40.91

d

Baş (ya n d a n )

J

c

Elaphe longissima = Küpeliyı l a n = Eskü l a p Yı l a n ı :

Elaphe (Col ubridae) cinsine ait ülkem izde yaşayan iki tür (Baran, Bodenheimer ve Matz'dan).

SOUAMATA = KERTENKELELER + KÖRKERTENKELELER + YI LANLAR = PULLUSÜRÜNGENLER = PULLULAR

1 61

4. Cins: Elaphe (50 t) : Genel yapısıyla Co!uber cinsine benzer. Yalnız maksi/la üzerindeki dişler aralıksız dizilmiştir ve hemen hepsi aynı boydadır (Şeki l 40.82/b). Türleri n çoğu parlak ve göz alıcı ren kl i desenlidir. Asya, O rta ve G üney Avrupa, Kuzey ve O rta Amerika' da yayg ı n d ı rlar. E. hohenackeri = Kafkas Yılanı (2 at) (Tablo 40. 2 1 ) (Şeki l 40. 9 1 /a) : Boyla rı en fazla 75 c m . kadar olur. S ı rt kısı m la rı n ı n zemi n i gri ya da sarımsı kahverengid i r ; bu n u n üzerinde iki sıra halinde esmer ya da koyu kahverenkli benek dizisi va rd ı r. Baş ı n üst tarafında siyah noktalar ya da a rka kısmı çatal gibi olan bir benek b u l u n u r. Tem pora l şerit bel i rgindir. Karın kısmı siya h , üzerin e kırmızı-portakal beneklidir. O rma n l ı k ya da açı k a razilerde bağ ve bahçe a ra la rında yaşarlar; 2500 m . 'ye çıkab i l i rler. Küçük kem i rici hayvan la rı yerler. Haz i ran ve temmuzda çapı 4 cm. olan 3-7 yu m u rta bırakırlar. Kafkasya' dan İ ran 'a ve G ü n eydoğu Anadoluya kadar yayı lmışlard ı r. hohenackeri a lttü rü , Kafkasya, İ ran . Doğu v e O rta Anadolu'da, taurica a lttü rü i s e G üney v e O rta Anado l u ' n u n g ü n ey kısımları nda yayı l mıştır. E. longissima = Küpeliyılan = Eskülap Yılanı (3 at) (Tablo 40.2 1 ) (Şekil 40 . 9 1 /b-e) : Boyları 1 50 cm. kadar olabilir. S ı rt kıs m ı n ı n zem i n rengi, e rg i n lerde siya h ; beyaz benekler bulunur. Başın a rka yan larında ya rımay şeklinde pempemsi sa rı benekler b u l u n u r. Siyah tempora l şeritler ise a ncak gençlerinde va rd ı r. Karı n ta rafı ise sarı msı ya da esmer sarıdır. Ormanlarda ve çal ı la rla ö rtü l ü taşl ı k yerlerde bulun u rlar; 2000 m . 'ye kadar çıkabilirler. Tı rmanma yetenekleri gelişm iştir. Küçük memeli leri ve kuşları avlarlar. Avları n ı boğara k yutarlar. Ç o k hareketlidirler. İ nsana al ışabil i rler. Korkutu ldu klarında i l k olara k hareketsiz kal ı rlar. l s ı rsalar dahi hemen bırakı rlar. Hazi ra n-temm uzda 35-55 m m . çapında 5-8 yu m u rtayı gazeller ve humus içerisine, kütü k altlarına vs . 'ye bırakırlar. Eylü l-ekimde topra k içine, kökleri n a rasına g i re re k kışlarlar. O rta ve G ü n ey Avrupa ' dan, Batı Asya'ya kada r yayı lmışla rd ı r. Bu hayvan Romalılar tarafından Aesculapis Tapınaklarında yetişti ri lmiştir. Ü l kemizin kuzey kesim lerinde bulunm uştur. E. quatuorlineata =Sarıyılan (4 at) (Tablo 40. 2 1 ) (Şeki l 40.92/a ) : Boyla rı 1 20 cm. kadar olabil i r. Sırt kıs ı mları sarı msı ya da esmer g ridir. Gençlerinde bu zemi n üzeri ndeki siyah benekler beli rg i n , erg i n lerinde ise s i l i ktir. Bu benekler b i r ya da i ki sıra l ı olabi lir. Tempora l şerit mevcuttur. Ka rı n tarafı sarımsı beyazdı r ; keza e s m e r benekler va rd ı r. Seyrek ağaçlık bölgelerdeki taş l ı k yerlerde, ba hçelerde ve tarlalarda yaşarlar ; 2000 m . 'ye kadar çıkabi l i rler. Zem i nde yaşarlar. Kuş yu m u rtaları n ı yemek içi n ağaçlara da tı rman ı rlar. Esas bes i n leri n i kem i riciler ve kuşlar oluştu rur. Akşam kara n l ı ğ ı nda ve sıcak olmayan g ü n le rde tüm g ü n boyu nca işlektirler. Çok sakin hayvanlardır; ancak çok sıkıştırılır/arsa ısırırlar. Büyük avla rı n ı sıka rak boğarlar. Tem m uz ve ağustosta 6 cm. çapında 6-1 6 yum u rta bıra kı rlar. Yu m u rtaların açıl ması 50-60 g ü n sürer. Ta rı m için çok ya rarlı bir yı landır. G ü n eydoğ u Avrupa 'dan Batı Asya 'ya kadar yayı lm ışlard ı r. Ü l kemizde sauromates alttürü vard ı r (Yu nanista n ' dan İ ran'a kadar yayı lmışla rd ı r) . E. situla =Evyılanı (Tablo 40. 2 1 ) (Şekil 40 .92/b ve c) : Boyla rı 90 cm . kadar olabi l i r. S ı rt ta rafı n ı n zemi n i grimsi, a ç ı k kahverengi, kırmızımsı ya da sarımsı kahverengidir; üzeri nde kırmızı, siya h çerçevel i yuva rlak benekler ya da uzu n çizg i ler vard ı r. Yanlarda da küçü k, bazen tamamen siyah benekler b u l u n u r. Sı rttaki benekler bi rleşerek zikzaklı bir desen yapabi l i r. Koyu renkli tem po ra l şerit bel i rgindir. Karı n tarafları sarımsı beyaz, bazen tamamen siyah ya da esmerd i r. Taşlık ve çal ı l ı k yerlerde, bahçe a ra la rında ve tarlalarda yaşarla r; 1 000 m . yüksekliği çıkabi l i rler. Evlerde de sık rastlanırlar. Küçük kem i ricileri. kuş yum u rtaları n ı ve kuş yavruları n ı yerler. G ündüz ve a kşam ka ra n l ığı nda aktiftirler. Duvarlara ve tavanlara tı rman ı rlar. Toprak üzeri nde hızlı ha reket edemezler. Çok sıkıştırılır/arsa insanı ısırırlar. Ekimden n isana kadar kış uykusuna yatarlar. Hazi randa 2-5 yu m u rta bırakırlar. ita lya'dan Kafkasya'ya kadar yayı lmışla rd ı r. Ü lkemizin kuzey ve batı kesim lerinden kayıt va rd ı r.

1 62

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER Tab l o 40 . 2 1

Elaphe Cinsinin Ülkemizde Yaşayan Türlerine Genel Bir Bakış TÜR : Rostru m u c u n u n üstten görü n ü ş ü .

E.

hohenackeri

K ü t . üstten görü n ü r .

E.

E.

longissima

quatuorlineata

Yuvarla ğ ı m s ı , üstten az görü n ü r.

Küt. üstten g ö rü n ü r .

E.

situla

Yuvarla ğ ı m s ı . ü stten görü n ü r.

2

Preoc u l a re

1

Frenale Postoc u l a re

2

2

2

2

Supralabiale

8

8 nadire n 9

8 bazen 7. 9

8

Vücut etrafı ndaki p u l sayıs ı ( s ıra)

23

23

25

27

Uzun l u k (cm . )

50-60 bazen 7 5

1 50

1 60

80-90

Tempora le

2 + 3

2 + 2

2 + 3

2 + 3

S ı rt k ı s m ı n ı n re ngi

G ri, sarımsı kahverengi, zemin üzerinde iki s ı ra koyu benekl i .

E rg i n . siyah zemin üzerine beyaz benekli ; gençler daha açık, sarı, g r i v e kahvere n g i .

Sarı m s ı , gri ren k üzerine siyah benekli, baş benekl i .

G ri m s i . a ç ı k kahverengi, sarımsı kahvere n g i zemin ü z e r i n e yuva rlak benekler ve uzunlamasına çizg i l e r vard ı r.

Yaşam tarzı

Ormanlarda ve açık a l a n l a rd a .

Orma n l ı k ve çal ı l a rla kap l ı taş l ı k a l a n larda.

Seyrek orma nların ça l ı l ı k ve taşlık a l a n larında.

Çal ı l ı k ve taşl ı k bölgelerd e ; bahçelerde ve evlerd e .

Beslenme

Kü ç ü k kemirg en l e r .

Küçük m e m e l i l e r v e kuşlar.

Küç ü k kem i riciler v e kuşlar.

Küçük kem i riciler.

Ü reme

Ovipar

Ovipar

Ovipa r

Ovipar

Yayı l ış ı

Kafkasya, İ ra n . Doğ u , O rta v e G ü n ey Anad o l u .

O rta v e G ü ney Avrupa, Batı Asya ve Kuzey Anadol u .

G ü n eydoğu Avrupa ve Batı Asya .

Kuzey ve Batı Anadol u .

5 . Cins : Malpolon ( 2 t) : Baş kısmı boyundan daha geniş değildir. Supraocu lar plaka biraz d ışa çı kı ktı r. Gözler büyüktür. Maksi/la üzerindeki dişler küçük ve hemen hemen aym boydadır/ar. Yalmz arkadaki 1-2 diş daha büyük yapılıdır ve bir aralıkla öndekilerden ayrılır. Bunlar zehirdişleridir ve yüzey kısımlarında bir oluk taşırlar. Altçenenin ön kısmında bulunan dişler daha büyüktür (Şekil 40.82/c) . S ı rt pulları 1 7-1 9 sıra halindedir. Opisthoglyphdirler. G ü n ey Avrupa'dan Güneybatı Asya'ya ve Kuzey Afri ka'ya kada r yayı lmışlard ı r. M. monspessulans Çukurbaşlı Yılan (2 at) (Şekil 40. 93) : Boyları 2 m . kadar olabilen yılan lard ı r. Gençlerde başın üstü sarı msı kahverengi. esmer kahverengi benekl i ; gövdenin s ı rt kısmı g ri , zeytini ya da koyu kahverengi, siyahımsı küçü k siyah beneklidir. Koyu tempora l şerit mevcuttur. Ka rı n tarafı beyazımsı siyah noktalıdır. Ergin leştikçe baş ve gövdedeki benekler s i l i kleşir, s ı rt kısmı yeş i l i msi gri kahverengi olur; karın kısmı ise sarı msı beyaz ve g ri noktalıdır. Sık bitki lerle örtü l ü olmayan taşl ı k kuru yerlerde yaşarlar. Keza. bahçe ve su kanalları civa rında da buiunurlar. Kertenkeleleri, küçük memeli leri. kuş yavru ları n ı . bazen diğer yılanları yerler. N isanda çiftleşi rler. tem muzda 4-20 kada r yu m u rta bırakırlar. Opisthoglyph olduklarından ancak avladıkları hayvanlar için zehirlidirler. İnsant ısırsa/ar dahi dişleri arkada olduğu için zehirleyemez/er. G ü ney Avrupa'dan Kuzey Afrika'ya ve Batı Asya 'ya kadar yayı l m ışlard ı r. Ü l kem izde insignitus alttü rü bulunmaktad ı r (Balkanlardan. Kaza kistan ' a ve Suriye'ye kadar yayı lmışlard ı r) . Buraya =

SQUAMATA = KERTENKELELER + KÖRKERTENKELELER + YI LANLAR = PULLUSÜRÜNGENLER = PULLULAR

a

Elaphe quatuorlineata

Elaphe situla

Şekil 40.92

:

=

=

1 63

Sarıyı l a n

Evyı l a n ı

Elaphe (Colubridae) cinsine ait ülkemizde yaşayan iki t ü r (Baran v e Matz'dan)



C

Baş (ya n d a n ) , fronta l e

Şekil 40.93 : Malpolon (Colubridae) cinsinin ülkem izde yaşayan türü (Baran 'dan).

B a ş ( ü stten ) a

Malpolon monspessulanus

b =

Çukurba ş l ı yı l a n

kadar anlatılan cins ve türlerin hepsi Colubrinae altfamilyasına girer. Ayrıca bu

altfamilyaya ait olup da ü l kemizde bulunmayan diğer önemli bir cins : Chrysopelea yaşar, havada süzü lme uçuşu yapar) .

=

Uçanyılan (ağaçlarda

6. Cins: Natrix Suyılanları (Tablo 40.22) : Natricinae (bazı kitaplarda Natricidae ve keza Tablo 40.22'de de fam i lya olara k a l ı n m ı ştır) a ltfa m i lyas ı n ı n üyesidir. Baş kısımları =

boyundan belirgin olarak daha geniştir. Sırt pulları gözle farkedilecek kadar

1 64

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER Ta blo 40 . 2 2

Natrix Cinsinin Ülkemizde Yaşayan Türlerine Genel Bir Bakış TÜ R :

N . natrix

Rostru m ucu

Yuva rlak

·

Preo küler sayısı

N. tessel/ata

Sivrice 2, 3 bazen 1 , 4

Frenale Preoculare

3

4

Supralabiale

7

8

Vücut etrafındaki pul sayısı (sıra)

19

19

U z u n l u k (cm . )

1 00' den kısa bazen 1 50

Temporale

1

S ı rt kıs m ı n ı n rengi

G ri ya da koyu ka hverengi, nadiren siya h ı m s ı , çok nad i ren albino.

Zeytini yeş i l , g ri ka hverengi zemin üzerine beyaz ya da siyah benekl i .

B u l u n d u kları ye rler

Yarı suculdurlar. Suya ya kın çayı rl ı k v e taş l ı k alanlarda.

Su içinde y a d a kenarla rında.

Beslenme

Kuyru klu ve kuyru ksuz ku rbağalar, kem i riciler, küçük balı klar.

Daha çok balı klar.

Ü reme

Ovipa r, (6- 1 3 yu m u rta) .

Ovipar, (5-25 yu m u rta) .

Yayı lışı

Avrupa, Kuzeybatı Afri ka v e O rta Asya .

O rta ve G ü ney Avrupa' dan Batı Çin'e ve H i ndista n'a kadar. Ü l kemizd e : Her yerde b u l u n u r.

+

2

1 20 1

+

2

karinalıdır. Maksilla üzerindeki dişleri n boyu önden a rkaya doğ ru a rtar. Yarı sucul hayvanlardır. Su kenarlarında gü neşle n i r, en küçü k bir teh l i kede suya gire rler. Karada iyi s ü rü n ü r, suda iyi yüzerler. Balık, ku rbağa ve diğer sucu l hayvanları yerler. G ü n ey Amerika hariç her yerde b u l u n u rlar. Eskidü nyadakiler ovipa r. Yenidü nyadakiler vivipa rd ı r. N. natrix = Küpeli Suyılanı (9 at) (Tablo 40.22) (Şekil 40.94) : Boyla rı en fazla 1 m . (bazen 1 . 5 m . ) o l u r. Pupilleri yuva rla k ; baş pulları simetri k ve i ri yapılıdır. S ı rt kısımları g ri ya da esmer kahverengi, bazen siyahımsı ya da siya htır. Nad i ren albino olanlara da rastla n ı r. Bazen s ı rt kısm ı nda boyu na iki çizgi vard ı r. Başı n üst tarafı g ri kahverengi, ince siya h beneklidi r. Başın arkasında bulunan sarı, bazen kırmızı renkli yarım ay deseni çok belirgin; ancak bazen bu desen oluşmayabilir. Sırt deseni büyü k değişim gösteri r (Şekil 40. 94) . Gövdenin yan ı nda büyü klükleri ve sayı ları çok farklı olan bir sıra siya h benek b u l u n u r. Ka rın kısım la rı genellikle sa rı msı beyazdı r ; bazen siya h zem i n üzerine sarı msı beyaz beneklidirler. Yarı sucul olan bu yılan la r. suya yakın taşl ı k ve çayı rlı k yerlerde. bazen bahçe ve tarla a ralarında, nadire n de binalarda bulunabilir; 2000 m . 'ye kadar ç ı kabilirler. G ü ndüzleri a ktifti rler; g ü neşlenmeyi severler. Yakalandıklarında ısırmazlar; fakat çok kötü kokan, gazla karışık bir sıvıyı salgılarlar (arka bağırsaklarından atarlar). Korkutulduklarında bazen yere uzanıp, ağızlarını açarak ölü taklidi yaparlar. Eki m-mart ayları arası nda taşların altında, gazellerin dibinde vs . 'de kış uykusuna yatarlar. Mayısta çiftleşir. tem muz­ ağustosta yumuşak kabuklu, düz beyaz, birbirine yapışık. çapları 2-3 cm. olan 6-1 3 kadar yum u rtayı g übre yığ ı n la rı n ı n içine. nemli gazellerin ve yos u n ların altına bırakı rlar. Bazen dişileri n i n hepsi bir yere yum u rta bırakırlar. Yu m u rtalar 4-8 haftada açı l ı r. Avrupa'dan

SOUAMATA = KERTENKELELER + KÖRKERTENKELELER + YI LANLAR = PULLUSÜRÜNGENLER = PULLULAR

1 65

Oksip ita l ··,--- b enek �l..�-:S arı benek N u c h a l benek

Baş ( ü stten ) c

- S ı rt çizg isi Natrix natrix persa

b

' J Preocu l a r

- - - - - - - - -- -- - - - - - - -

-

Baş ( ü stten )

Tem pora l i a

e

d

B a ş ( ü stte n )

Baş (ya n d a n ) = Sucu lyı l a n

Natrix natrix

Şekil 40.94 : Natrix natrix (Colubridae) baş, genel vücut yapısı v e sırt desen lerinin varyasyon u (Baran, Bodenheimer v e Matz'dan).

Kuzeybatı Afrika'ya ve O rta Asya'ya kadar yayı l m ışlard ı r. Ü l kemizin hemen her yerinde persa a lttü rü ile temsil edilirler. N. tessellata = Suyılanı (2 at) (Tablo 40 .22) (Şeki l 40 .95) : Boyla rı 1 20 c m . kada r olabi l i r. Sırt kısmı zeyti n i yeşil ya da g ri kahverengidir; siyah ya da beyaz benekler bulunabilir. Siyah benekler 4 s ı ra oluşturur. Bazen bu benekler de olmayabilir. Başın üst kısmı nda benek bulunmaz ; ense kısmında ise ters "V" şeklinde siyah bir desen vardır. Karı n kısmı önde pembemsi ya da sarımsı beyaz siya h nokta l ı , a rka kısmı ise siyahımsı zem i n üzeri nde pembemsi beyaz beneklidir. B iyoloj i k özel li kleri hemen hemen bundan önceki türe benzer. B u n lar daha önceki türe göre daha fazla ba lı kla beslen i rler ve suyun içinde başları n ı sudan çı kararak daha uzun s ü re suda kal ı rlar. O rta ve G ü ney Avrupa'dan Batı Çin'e ve H i ndista n ' a kadar yayı lmışlard ı r. Ü l kemizin hemen her tarafı nda tesellata a lttü rü yayg ı n olarak b u l u n u r.

1 66

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

Natrix tessellata

=

Suyı l a n ı

Şekil 40.95 : Natrix tessellata (Colubridae) baş ve genel

vücut yapısı (Baran ve Matz'dan) .



b

Baş ( ü stten )

Baş (ya n d a n )

7. Cins: Ryhnchocalamus ( 3 c) : Büyük bi r rostral pla kaya sah i ptirler (Şekil 40 .96/b ve c) . Bazen rostral plaka i nternasal plaka la rı birbiri nden ayı rır. Frontal plaka çok küçü k ; keza supraocularia küçük ve dardır. Çenelerinde diş sayısı azd ı r. Vücut etrafındaki pul sayısı 1 5'dir. Hepsi küçük boylu ve kazıcı hayvanlard ı r. Azerbeycan 'dan Arabistan ' a ve G ü n eydo­ ğu Anadolu 'ya kadar yaygındırlar. R. satunini Toprakyılanı (Şekil 40.96/a) : Boyla rı 40 cm. kadar olabilir. Burundeliği tek bir plaka üzerindedir (Şekil 40.96/c) . Frenale küçük, bazen yok ; preoculare bir tane, postoculare 1 ya da 2 tanedir. Pullar düzdür. S ı rt kısm ı genelli kle sarımsı kırm ızımsı, portakal renkli ya da zeytini kırmızıdır. Başın üzeri nde i ki siya h benek bulunur; ensede de ayrıca siyah bir benek va rdır. Karın kısmı sarımsı beyazdır. Kurak taşl ı k yerlerde yaşarlar. Aze rbeycan 'dan İ ran ' a v e l rak'a keza Güneydoğu Anadol u 'ya kadar yayıl m ışlard ı r. =

8. Cins : Spalerosophis (4 t) : Coluber ve Elaphe cinslerine benzerler. Gövde çevresinde 25-43 sıra pulun olmas ı . prefronta lianın i kiden fazla pla kaya ayrı lması, frenalen i n küçük plakalara bölün mesi, gözleri n a lt kenarı ile supra labiale arası nda bir seri subocular plakanın bulunması tipi k özelli klerid i r (Şeki l 40 .96/f ve e). Kuzey Afrika ve Arabista n 'dan Çöl Yılanı (Şeki l 40 .96/d-f) : Tü rkistan'a ve H i ndistan'a kadar yayı lmışlard ı r. S. diadema Boyları 1 80 cm. olabi l i r. Başın üst kısmı büyü k plakala rla ö rtü lü ; 2-4 preocu lar, 3-4 postocu lar plaka vard ı r. Supralabial plaka sayısı 1 0-1 3, sublabial plaka sayısı ise 1 1 -1 2' dir. Anal plaka bir ta nedir. S ı rt pulları n ı n önde bulunan larında kari na daha belirgindir. Gövdedeki pul sırası 27-3 1 'dir. S ı rt kısm ı n ı n zem i n i sarı msı zeyti n i , kahverengi, yeşilimsi g ri ; boyu na üç sıra koyu benek dizisi uza r. Ku m l u , çöl ya da ya rı çöl özelliği ndeki yerlerde yaşarlar. Kertenkele ve diğer küçük omurgalı ları yerler. Yayı lışları, cinsin yayı lış alanı ile hemen hemen çakışır. Ü l kem izde U rfa B i recik'te cliffordi alttü rü bulunm uştur. =

9. Cins: Telescopus (8-1 0 t) : Baş, boyuna göre az genişlemiş; gözler küçük, pupil dikey konumlu; maksi/la üzerindeki diş sayısı az ve bu dişlerin boyları arkaya doğru kısalır. En arkada bu diziden kısa bir aralıkla ayrılmış, yüzeyinde oluk bulunan iki büyük zehirdişi vardır (Şekil 40 .82/d). S ı rt pulları düzdür. Opistoglyph olan bu hayvanlar, Kuzeydoğu Avrupa'dan Afri ka 'ya ve Güneybatı Asya'ya kada r yayı lmışlard ı r. T. fallax Kedigözlü Yılan (3 at) (Şeki l 40.96/g-i) : Vücut uzunluğu en fazla 1 m . kadard ı r. Rostrum küt, rostral plaka üstten görü n ü r. Vücut yanlardan basıktır. Gözler küçü ktür. B u rundeliği, =

SOUAMATA = KERTENKELELER + KÖRKERTENKELELER + YILANLAR = PULLUSÜRÜNGENLER = PULLULAR

1 67

Tem pora l i a ,.,

c Baş (ya n d a n ) r - --- - - - - - - - - - - - - - -

1

1 1 ı

1

a =

T o p r a k yı l a n ı

_ _ _ _ __ _ _ _ _ __ _

d

-

- -- - -

b

B a ş ( ü stte n )

Spalerosophis diadema Çölyı l a n ı - - -- -- - - --

1 1

1 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _J

Rhynchocalamus satunini

---

=

-

Baş (ya n d a n )

S u b ocu l a ri a

---,

1 L- - - - - - - - - - - - - - -

�"''' �



Nasale

Baş (ya n d a n )

g

Telescopus fallax

Şeki l 40.96

:

=

Ked igözlü Y ı l a n

h

Baş ( ü stten )

Ryhnchocalamus, Spalerosphis v e Telescopus (Colubridae) cinslerine ait ülkemizde yaşayan türlerin baş ve genel vücut yapısı (Baran'dan).

nasal plaka n ı n ortası nda yer a l ı r. Bir preocu lar, 1 frenale, 2 postocu lar, 8 supralabial plaka bulunur. Vücut etrafı ndaki pul dizisi 1 9-2 1 tanedir. Pullar ka ri nasızd ı r. Sırt kısmı gri ya da kahverengi zemin üzerinde siyah beneklidir. Koyu renkli tempora l şerit vard ı r. Başın üst kısmı esmerdir. Karın kısmı sarımsı beyaz nokta l ı d ı r. G ü neşl i taşl ı k yamaçlarda, yol kenarları nda, eski evlerde ve harabelerde yaşa rla r; 1 600 m . 'ye kadar çıkabi l i rler. Sabah ve akşam vakitlerinde avlan ı rlar. G ü n ü n diğer saatleri n i taşlar altında ve yarı klarda d i n lenerek geçirirler. En dik yüzeylere dahi tırmanabilir/er. Besin leri n i , kerte n keleler ve küçük

1 68

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

memeliler oluşturur. Avları n ı ilk olara k zehirleyerek bayı ltırlar. İnsan ıçın tehlikeli değillerdir. Tem muzda 3 cm. çapında 7-8 yum u rta bırakı rlar. G ü n eybatı Asya ve Balkanlarda yayı lmışla rdır. fallax alttü rü Antakya'dan Güney ve Batı Anadolu boyunca Balkanlara kadar, iberus a lttü rü O rta ve Doğu Anadolu'da, syriacus alttü rü G ü n eydoğu Anadolu'da ( U rfa 'da) yayıl mıştır. Ü l kemizde bulunmayan diğer bazı a ltfmilyalara da kısaca değinelim : Xenoderminae: Pullar yan yana. birbirinin üzerini örtmemiş, aglyph. gece a ktifti rler. G üneydoğu Asya'da yaşarlar; Xenoderma, Achalinus. Lycodontinae: Kuzey Amerika. Afrika, G ü ney ve Güneydoğu Asya'da yaşarlar. Lycophidion ve Boaedon. Pareinae: Küçü k hayvanlar; baş geniş ve büyük, aglyph, salyangozlarla beslenir. gece a ktiftirler; Pareas. Dipsadinae: Salyangoz yerler. O rta ve G üney Amerika'da yaşarlar; Dipsas. Calamarinae: Küçük boyludurlar. yer altında yaşarlar. aglyph, G üneydoğu Asya'da yaşarlar; Calamaria. Sibynophiae : Küçük, zarif yılanlar, altçenede eklem var. aglyph. G üneydoğu Asya (Sibynophis) ve O rta Amerika'da yaşarlar. Xenodontinae: Dişleri büyümüş; fakat oluksuz; kaplu m bağaları yerler. Amerika'da yaşarlar; Xenodon ve Lystrophus. Dasypeltinae: Vücutları parmak inceliğinde; yumurta yerler; dişleri çok küçüktü r; boyun omurlarının hipofizi uzayarak. yu m u rta özofagustan geçerken. onu kıran bir diş haline dönüşmüştür. Yum u rta kusularak dışarı atı lır; Dasypeltis (Tropik ve G ü ney Afri ka) ve Elaschistodon (arka dişleri büyük ve bir ya da iki oluklu. Hindistan). Aparallactinae: Toprak a ltında yaşarlar; önde oluklu dişler var (Opistoglyphlere homolog), Afri ka ve Ortadoğuda yaşarlar; Homorelaps. Homalopsinae: Opistoglyph yılanlar. sucul. karasal ve ağaçlarda yaşayan tü rleri var. Sucul olanları (Enhydris, Herpestes, Cerberus ve Erpeton) buru ndeli klerini kapatabilirler. Bunlar. karın pullarını da yitirmişlerdir. Genellikle gece aktifti rler. Karasal olanları eskiden Boiginae a ltfamilyasına yerleştirilm işlerdi. Tropik Amerika. Afri ka. G üneydoğu Asya ve Kuzey Avustralya'da yaşarlar.

2. Fam. : Viperidae = Engerekler (3 af. 1 80 t) : En gelişmiş yılan/ardır. Üyelerinin hepsi zehirlidir ve zehirlerini en etkili şekilde avlarına enjekte edecek diş ve ısırma sistemine sahiptirler. Üstçenenin (maksillanın) ön kısmında bir çift ya da daha fazla sayıda, içinden bir kanal geçen (solenoglyph) zehirdişi bulunur (Şekil 40.25/g ve 40.26/d-f) . Yılan, avını sokacağı zaman (ağzını iyice açtığı zaman) az çok yatay duran üstçene kemiği dikey duruma geçer ve böylece zehirdişi de dikey bir konuma geçmiş olur. Dinlenme sırasında ise arkaya yatırılır (Şekil 40 .26/e ve f) . Kafatasının diğer bazı kemikleri de (palatina, pterygoid vd.) oynaktır. Altçenede coronoid kemik bulunmaz. Arka bacak kalıntıları da yoktur. Zehirleri haemorrajiktir (kan yoluyla zehirleme). Çoğu . g ü neşli taşlık ve çal ı l ı k yerlerde. zeminde yaşar. Renk ve desen bakı m ı ndan çevreye çok iyi bir şekilde uyum sağlarlar. Rahatsız edildi kleri nde i l k olarak hareketsiz kal ı rlar ; fakat daha yakına gidilince aniden ısı rmaya çalışı rlar. Besin olara k küçü k o m u rgasızları. özellikle kem i ricileri avlarlar. Avların ı i l k olarak zehi rlerler. B u n u n için avları n ı ya ölünceye kadar ağızları nda tutarlar y a da ısırd ı ktan son ra bırakı rlar. Serbest bıraktıkları av kaçtığı yerde ölünce, avın topra k üzerinde bıra ktığı kokudan , d i l leri i l e iz takip ederek onu tekra r b u l u rlar. Engerekler bulundukları yere bağlıdırlar; yıllarca aynı yerde yaşarlar. Birkaç ayrıcası gözönüne alınmazsa, hepsi doğurur. Tü rlere göre 2-50 yavru doğu ru rlar. Çiftleşmeden önce erkek reveransları görü l ü r (yanlış olarak, bu reveranslar iki e rkeği n savaşı olarak kabul edildiği de olur) . Afri ka, Asya, Avrupa v e Ameri ka (Crotal inae) kıtalarında yayıl m ışlard ı r. M iyosen 'den beri bi l i n mektedi rler.

1. Altfam. : Viperinae (1 O c, 58 t) : Kafaları genellikle üçgen şeklinde; vücutları kısa ve tıknaz; kuyrukları kısadır. Başlarında bazen birkaç tane büyük pul bulunmakla birlikte çoğunluk küçük pullarla örtülüdür (Şekil 40 . 1 00) ; bi rkaç i l kel türünde baş Natrix tü rleri gibi pulla n mıştır. Asya, Afrika ve Avrupa'da bul u n u rlar. Amerika ve Avustralya'da temsilcileri yoktur. Boyla rı çoğ u n l u k 30-80 cm . . nad i ren 1 50 cm. kadar olur. Tür ve özellikle a lttü r d u ru m ları tartışmalıdır.

SOUAMATA = KERTENKELELER + KÖRKERTENKELELER + YILANLAR = PULLUSÜRÜNGENLER = PULLULAR

1 69

Cins: Vipera = Engerekler ( 1 1 -1 2 t) (Tablo 40 .23) : Bazı türlerinde frontale, pa rietale ve supraoculare ya da yalnızca supraocularia vard ı r ; i nternasalia ve prefrontalia bulumaz ; bun ların yerin i küçük pullar a l mıştır. Genellikle nasal plaka, rostralden nasorostra l denen bir plaka ile ayrılır. Gözbebeği d i keydir; gözler supralabialiadan pullar ile ayrı l ı r. Vücudu örten pullar karinalıd ı r. Avrupa, Güneybatı Asya, Doğu Afrika ve İ ndomaleya'da yayı l m ışlard ı r. V. ammodytes = Boynuzluengerek (4 at) (Tablo 40. 23) (Şeki l 40 .97/a-c) : Boyları genellikle 50-90 cm., nadi ren e rkekleri 1 1 O cm . kadar olabi l i r. Erkekleri daha büyüktür. Rostrumun ucunda, ucu yukarıya doğru kalkık üzeri pullarla örtülü, etli bir boynuz vardır. Anadolu 'da birçok yerde abartılmış olarak anlatılan boynuzlu yılan hikayeleri­ nin çoğu bu hayvana aittir. Başın üzerinde yalnız supraocular plaka mevcuttur. Baş ı n d i ğ e r tarafları n ı ö rten küçük pul lardan öndekiler d ü z , a rkadakiler ka rinalıdır (Şeki l 40.97/b ve c) . İ ki su praocular plaka a rasında 6-8 dizi pul b u l u n u r. Göz ile supralabiale a rasında 2 sıra pul vard ı r (Şekil 40 .97/b) . Göz çevresinde 1 0-1 2 pul va rdır. S ı rt pulları karinalı, 20-23 s ı ralıdır. S ı rt tarafı kül renginde, sarımsı ya da beyazı msı sarı ya da g ri kahverengidi r. Bu zem i n üzeri nde iç kenarları daha koyu olan zikzak bantlar bulunur ( kuyruğun son 1 /3 ' ü nde bu desen yitiri l i r) . Kuyruğu n ucu özellikle gençlerde pembemsi sarı renktedir. Vücudu n yan la rında koyu benekler olabi l i r. Başın üzerindeki esmer benekler bel i rgindir. Tem poral benekler ancak iz halindedir. Karın tarafları sarı msı beyaz üzeri ne i n ce siyah noktalı ya da küçük beneklidir. Ku m l u yerleri n yanısı ra seyrek çalılarla örtülü kuru taşl ı k bölgelerde, böğü rtlenlerin dibinde, orman açıklı klarında yaşarlar; 2000 m . 'ye kadar ç ı kabi l i rler. Bodur ağaçlara da tırma n ı rlar. Ağı r hareket ederler. l l ı ma n mevsimlerde ve yerlerde gündüz, sıcak mevsimlerde ve yerlerde ise gece avla n ı rlar; özellikle ay ışığı nda sık görü l ü rler. En çok küçük kem i ricileri, ' bazen de kuşları. yılanları ve kertenkeleleri avlarlar. Sıcakka n l ı ları ilk olara k zeh i rleyip öldürü r, Ta blo 40 . 2 3

Vipera Cinsinin Ülkemizde Yaşayan Türlerine Genel Bir Bakış

TÜR :

V. ammodytes

V. kaznakovi

V. lebetina

V. ursinii

V. xanthina

Rostrum ucu

Sivri

Küt

Küt

Sivri

Supralabiale

8-1 1 21 50-60

9 21 50-60

10 25 130

9 21 40-50

Sivri

10 23 70-80

Sırt kısmının rengi

G ri. kahverengi. kül rengi. sarımsı esmer. zikzak bantlı .

Sarımsı g riden tuğla kırmızısına değişir. Zikzak bir bant vardır.

Gri. koyu kahve üzerine iri siyah benekli.

Soluk kahve. sarımsı ve zeytin yeşili. Zikzak bantlı .

Zemin gri kahverengi. üzeri siyah benekli. bazen zikzak bantlı .

Yaşam tarzı

Kum l u derelerde. alçak boylu bitkili. kuru ve taşlık alanlarda.

Sık ağaçlı ormanlık alanların taşlık kısımlarında.

Düz ovalarda ve ağaçsız taşlık dağ eteklerinde.

Açık arazilerin otlu ve taşlı. nadiren çalılık ve ormanlık alanlarında.

Dağlık alanların armansız ve taşlık kısımlarında.

Beslenme

Küçük kemiriciler. bazen kuşlar.

Küçük kemiricrler ve kertenkeleler.

Küçük kemiriciler. kuşlar. kertenkeleler ve yılanlar.

Böcekler. nadiren kertenkeleler ve küçük memeliler.

Küçük kemiriciler. kertenkeleler. kuşlar ve yılanlar.

Üreme ve yavru sayısı

Vivipar. ru .

Yayılışı

Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya.

Doğu Karadeniz Bölgesi ve Kafkasya'da Kura nehrinin yukarısı.

Zehir etkisi

Zehiri insanı öldürür.

Zehirbezi büyük ve ze- Zeh i r etkisi büyük. hiri çok etkili.

Vücut etrafındaki pul sayısı (sıra) Uzunluk (cm.)

5-14

Genellikle vivipar. bazı Vivipar, bir defada bölgelerde yumurta yavru. bırakırlar.

yav-

Güneydoğu ve Doğu Anadolu, Adana Bölgesi. Afrika ve Orta Asya.

1O

Orta ve Doğu Avrupa'dan Orta Asya"ya.

Anadolu ve Batı Asya .

Zehirinin öldürdüğü bilinmiyor.

Zehiri öldürücü.

1 70

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

a

Vipera amodytes

=

Boyn uzluengerek

Baş (üstten )

r - - - - - - - - - - - - -- - - - - --- - - - - -

C

Baş (ya n d a n )

-- - - - -

e

:

N ostra l e 1

_ _ _ _ _ _ _ _

B a ş ( ü stten )

Şeki l 40.97

1

1

J

B a ş (ya n d a n )

f

Vipera kaznakovi

=

Siya heng erek

Vipera ammodytes ve Vipera kaznakovi (Viperidae) türlerinin genel görünüşü ve baş yapısı (Baran ve Matz'dan).

soğukkanlıları ise öldü rmeden yutarlar. Zehiri, insanı öldürebilir. Zehir, yaraya bir defada

büyük miktarlarda akar. Sıkıştırılınca ilk olarak kaçmaya çalışırlar, yapamazlarsa, başlarını kaldırarak gittikçe şiddeti artacak şekilde tıslayarak ses çıkarmaya başlarlar. Eylü l-ekimden mart-nisana kadar çal ı ları n arasında, taşları n altında kış uykusuna yatarlar. Uykudan kal kı nca çiftleşi r ve ağustos-eylü l aylarında, bir defada 4-20 yavru doğ u ru rlar. G ü n eydoğu Avrupa ve Batı Asya'da yayılmışlard ı r. Ü l kemizde montandoni ( Kuzeybatı Trakya), meridionalis (Trakya, Batı ve G ü ney Anadolu) ve transcaucasiana ( Kuzeydoğu ve Doğ u Anadolu) a lttü rleri bulunur. V. kaznakovi = Siyahengerek (Tablo 40. 23) (Şekil 40.97/d-f) : Vücut uzunluğu 50-60 cm. kadardır. Rostrum küt; başın üst kısmı karinasız küçü k pulla rla ö rtü l ü ; frontale, pa rietalia ve supraocu laria bel i rg i n olara k görü l ü r (Şekil 40. 97/d-f) . Göz ile supralabiale arasında i ki s ı ra pul b u l u n u r. Gözün etrafı nda supraocularia hariç 8-1 O pul vard ı r. Sırt pulları karinalıdır ve 2 1 -23 s ı ralıdır. S ı rt kısmı sarımsı griden tuğla kı rmızısına kadar değişir. Bu zemin üzerinde baştan başlayarak kuyruğa doğru uzanan zikzak ya da dalgalı bir bant vard ı r. Başın yanları nda siya h beneklerle birl i kte tempora l şeritler de b u l u n u r. Ka rı n k ı s m ı siyah zemin üzerinde dağ ı n ı k beyaz benekler taşır. S ı k ağaçlı orman la rı n taşl ı k alanlarında yaşa rlar. Ü l kem izde en rutubetli yerlerde yaşayan yı lan çeşidi bu türdür; 2000 m . 'ye çıkabilirler. Besin leri küçü k kem i riciler ve kerte n kelelerd i r.

SQUAMATA = KERTENKELELER + KÖRKERTENKELELER + YI LANLAR = PULLUSÜRÜNGENLER = PULLULAR

a

Vipera lebetina

=

Kocaengerek

Apica l i a

c

171

Baş ( ü stte n )

Cantha l i a

Vipera ursinii B a ş (üstten )

=

Küçükeng erek

Şeki l 40.98 : Vipera lebetina ve Vipera ursinii (Viperidae) türlerinin genel görünüşü ve baş yapısı (Baran ve Matz'dan)

Zehi rbezleri çok büyü ktü r (bu nedenle başları n ı n arka kısmı şişkindir) . İnsanı öldürebilirler. Kafkasya 'dan Doğu Ka raden ize kadar yayıl m ışlardır. Ü l kem izde yalnız Hopa ile Sovyetler B i rliği s ı n ı rı arasında kalan kısımda b u l u n m uş lard ı r. V. lebetina = Kocaengerek (6 at) (Tablo 40.23) (Şeki l 40 .98/a-c) : Boyları 1 50 cm. kada r olabi l i r. Boynu belirgin şekilde incelmiş; başın üst kısmı tamamen karinalı küçük pullarla örtülmüş (Şekil 40 .98/b ve c). supraocu lar plaka ları küçü k parçalara böl ü n m üş, gözleri n i n çevresinde supraocu laria dahil 1 4-1 8 pul bulunan, sırt pulları ka rinalı bir tü rd ü r. Türkiye'de yaşayan en uzun ve en kalın yapılı engerek türüdür. Kuyruğu o ransal olara k uzundur. S ı rt kısmı gri ya da esmer ka hverengi zemin üzerine bel i rsiz siyahımsı benekler taşır. B u beneklerin orta kıs ı m ları tuğla kı rmızıs ı , bel i rg i n büyü k benekler yoktur. Temporal şerit sol u k ren kl i ve beli rsizdir. Ka rı n kısmı pembemsi sarı ya da beyaz zemin üzeri ne siya h nokta l ı d ı r. Düz ovalarda, ormansız ve taşl ı k dağ eteklerinde, yı kıntı larda, tarla ve bahçe aralarında b u l u n u rlar; 1 500 m . 'ye kadar çıkabilirler. Besin leri küçü k kem i riciler, kuşlar, kertenkeleler ve yıla n lardır. Avlarını gece ya

da sabaha karşı yakalarlar; gündüzlerini serin ve kuytu yerlerde dinlenmeyle geçirirler. Hareketleri çok ağırdır. Çok zorda kalmadıkça insana saldırmazlar. Zehiri insanı öldürebilir. Çok defa can l ı doğururlar; bazı a lttü rleri yu m u rta (4-7 kadar) bırakı r. Yum u rta n ı n açılması bir ay kadar sürer. Kuzey Afri ka' dan O rta Asya'ya kadar yayı l m ışlard ı r. obtusa alttü rü Adana civarında, Güneydoğu ve Doğu Anadol u ' da (keza Kafkasya 'dan Batı Pakistan'a ve İ s ra i l ' e kadar) ve lebetina alttü rü Kıbrıs'da yayı l mıştır. V. ursinii = Küçükengerek (6 at) (Tablo 40 .23) (Şekil 40. 98/d-f) : Boyla rı genellikle 40-50 cm. kadardır.

1 72

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

Başın üst tarafı karinasız pul ve plakalarla örtülüdür. B u plakalardan frontale, parietalia ve supraocularia bel i rg i n ve büyü ktü r (Şekil 40.98/e ve f) . Gözlerin etrafını çevi ren pul sayısı, supraocu laria plakaları hariç 9-1 2 a rasındadır. S ı rt pulları karinalıdır. S ı rt kısmı n ı n zemin rengi sol u k kahverengi. sarımsı ya da zeytini yeşildir. B u ren k üzerinde kuyruğun ucuna kadar uzanan kahverengi. kesintisiz zikzak ya da dalgalı bir bant vard ı r. Başta iki beli rgin benek vard ı r. Karın kısmı sarımsı beyaz zemin üzerine siya h noktalı ya da küçük siya h beneklidir. Genellikle açık a razi lerde otluk ve taşlık kısımlarda yaşa rlar. Nadiren çal ı l ı k ve orman l ı k bölgelerde de bulunurlar; 3000 m . yüksekliklere kadar çı kabilirler; bi rkaç metre karın a ltında gömülü olara k bulunabilirler. Böcekleri (çoğ u n l u k çeki rgeleri). nadiren de kertenkele ve küçük memeli leri yerler. Temmuz-ağustos (bazen eylül) aylarında 1 0 kadar (en fazla) yavru doğ u ru rlar. Kemi rici hayva nların yuvasında, kaya diplerinde vs . kış uykusuna yatarlar. İnsanı ölümcül olarak zehirlediklerine ilişkin kesin kayıt yoktur. O rta Avrupa' dan O rta Asya'ya kadar yayı lmışla rd ı r. Ü l kemizde renardi alttü rü Kuzeydoğu Anadolu' da ( keza Tuna' dan Altay Dağlarına kada r) ve anatolica alttü rü yalnız Elmalı (Antalya) kazası civarında yaşamaktadır. V. xanthina = Şeritliengerek (2 at) (Tablo 40 . 23) (Şekil 40 .99) : Boyu 1 00 cm . kadar olabil i r. Başın uç kısmı sivri, arkası geniş, boyun kısmı dardır. Supraocular plakaların dışında, diğer pullar karinalıdır (Şekil 40.99/b ve c) . Göz ile supra labiale arasında iki s ı ra pul vardır. S ı rt tarafları g ri kahverengi zemin üzerinde. i ri siya h benekli ; bazen bu benekler

1

- - - - - - - - - - - - - --- - - - - .

b Şekil 40.99

Vipera xan thina xanthina :

1 1 1 1 1 1

1 d

c

Baş (üstten )

B a ş (ya n d a n )

Vipera xanthina

Şerit l i engerek

=

Vipera xanthina (Viperidae)' n ı n genel görünüşü ve baş yapısı (Baran ve Matz'dan).

bi rleşerek zikza klı bir bant meydana geti rirler. B u benekleri n orta kısımları bazen daha açı k renklidir. Siya h tempora l şerit mevcuttur. Karı n kısım ları sarımsı beyaz zemin üzerine siyah noktal ı ya da küçü k siyah beneklidir. O rma n l ı k olmayan dağ l ı k bölgelerin taş l ı k kısımları nda yaşarla r; 3000 m. yüksekliğe kadar çıkabilirler. Küçü k kem i rici hayva n la rı . kerten keleleri, kuşları ve yı lan ları yerler. Gece avlanır; gündüz saklanırlar. Yavaş hareket ederler ve

sıkıştırılmadıkça sokmazlar. ısırmaz/arı çok seri olur. Zehirleri etkilidir; fakat insanı

SOUAMATA = KERTENKELELER + KÖRKERTENKELELER + YILANLAR = PULLUSÜRÜNGENLER = PULLULAR

1 73

öldürdüğüne ilişkin kayıtlar azdtr. Anadol u ve Batı Asya' da yaygındırlar. Ü lkemizde her iki a lttü rü de b u l u n u r. xanthina a lttü rü O rta. G ü ney ve Batı Anadolu 'da. raddei a lttü rü ise Doğu Anadol u 'da ( Ka rs 'ta) ve keza Ermen istan 'da yaşamaktadır.

Ü l kemizde bulunmayan bazı diğer cinsler ve türler: V. berus: Boyları 70-80 cm., oldukça zehi rl i ; 3000 m. yüksekliğe kadar çıkabilen, nemli yerlerde yaşayan, Avrupa ( B ulgaristan'a kadar) ve Asya' da yaşayan bir engerek türüdür. Echis sp. : Boyları 60 cm. boyunda. çok zehirli, Afrika'dan H i ndistan'a kadar yayılm ıştır. Ü l kemizde yoktur. Crestas sp. : Boyları 80 cm .. gözlerinin üzerinde boynuz şeklinde iki çı kıntı var, boynuzlarını kullanarak gömülürler, Afganistan ve Pakistan' da yaşarlar. Bitis gabonica: Boyları 200 cm., zeh i rdişleri uzun, ren kleri parlak kilim deseninde, vivipar. zehi rleri hem nörotoksik hem de hematoksi k, Afrika'da yaşarlar. Atheris sp. : Boyları 75 cm., ağaçlar üzerinde yaşarlar, kuyru klarını dallara dolarlar, renkleri yeşil, yaprakku rbağaları ile beslenirler, zehi rleri çok etkil i değildir, Afrika'da yaşarlar. Azemiops ve Causus: Afrika'da yaşarlar. 2. Altfam. : Crotalinae = Çıngıraklıyılanlar (6 c, 1 30 t) : İlkel türlerinin dışında, kuyruk ucunda yer alan, attlmamış derilerinin (Şekil 40. 1 9/b). tehlike sırasında titreşimleri ile çıkardık/art sesten dolayı bu adı almışlardır. Keza üstçenenin (maksillanın) yanlarında, gözlerin arasında ve burundeli klerinin

dışındaki bir bölgede bulunan çöküntü organından (sıcaklık almaçlarından) dolayı bazı dillerde oyu kluyılanlar adını da alırlar. B u organ 5 . çift beyinsinirinden köken almış sinir lifcikleri ile bağlantılı çok sayıda sıcaklık almacıyla donatı lmış (mm 2 'de 1 000 kadar) bir zardır (Şekil 40.35/a-c) ; 0.003°C'lik sıcaklık farkını algılayabilirler. B u nedenle, çoğunluk gece avlanırlar. Solenoglyph ytlanlardtr; zehirdişleri uzundur.

Zehirleri, hematoksik etki yapar. Gözbebekleri dikey ve elips şeklindedir. Engerekler gibi beslenir ve yaşarlar. Çoğunluk ovovivipar; bazen ovipardı rlar. Genellikle toprak içindeki oyuklarda, bazı tü rleri

ağaçlarda, pek az bir kısmı da s uya bağımlı olara k yaşarlar. Türlerin çoğu Amerika' da, az bir kısmı da Asya ve Avrupa' da yaşarlar. Ü l kemizde temsilcisi yoktur. Crotalus adamentus (Şekil 40. 1 00/a) : Boyları 2.5 m . , ağırlı kları 1 O kg . 'dır. Çıngtrak/tyı/anlartn e n büyüğü ve e n zehir/isidir. Vivipardırlar. Amerika'd a yaşarlar. C. atrox: Boyları 2.2 m. kadardır. Vivipardırlar. Amerika'da yaşarlar. C. cerastes: Boyları 70 cm. kadardır. Çölde yaşamaya uyum sağlamışlardır. Kumlara gömülerek gündüzün sıcaklığından korunurlar; gece aktiftirler. Zehirleri çok etkili değildir. Ameri ka'da yaşarlar. Agkistrodon piscivorus: Boyları 70 cm. kadardır. Steplerde ve yarı çölümsü yerlerde yaşarlar. Karanlıkta aktifti rler. Kemiricilerle, bazen diğer sürüngenlerle, kuşlarla ve hatta böceklerle beslenirler. Yaz sonlarına doğru 3-1 2 yavru doğ u ru rlar. Kuyruğunda çıngırak yoktur. Zehiri ilaç sanayinde kullantlır. 3200 m . 'ye kadar çıkabilirler. Amerika ve Avrupa'nın güneydoğusundan (Volga'nın denize döküldüğü yerden) Japonya'ya kadar yayılmışlardır. Lachesis: Boyları 3.75 m. kadar olabilir. G üney Ameri ka'da yaşarlar. Trimeresurus: O rta ve G üney Amerika'da, Sistrurus: Kuzey ve O rta Amerika'da yaşarlar. 3. Altfam. : Atractaspinae: Toprak altında yaşarlar. Başları yassıdır. Zehirdişleri ve zehi rbezleri büyüktür. Afrika ve Arabistan'da yaşarlar. Atractospis.

3. Fam . : Elapidae = Kobralar, Mercanyılanları ve Denizyılanları (41 c, 1 80 t) : Zehirdişi çenenin önündedir (proterog/yph) ve içinden zehirkanalı geçer (Şekil 40.28) . Engerek/erden farklı olarak zehirdişi hep aynt konumda kalır. Zehiroluğunun kaynaşan yan/art dıştan görülebilir (Şekil 40.26/c) . Esas işlev gören zehirdişinin arkasında birkaç küçük zehirdişi ve aynca birkaÇ zehirsiz (aglyph) diş daha vardır (Şekil 40.26/c) . Diş sayısı değişiktir (üstçenenin bir yarısında Avustralya'da yaşayan Dermanisia'da 1 7, kobrada 2-5, mercanyılanında 1 -2 diş vardır) . Engereklerin zehirlerinin hematoksik etkisine karşın, bunlartn zehirleri nörotoksik etki yapar (felç edici). Çok güzel renkleri vardır. Arka üye kalıntı/art mevcut değildir. Küçük memeliler, kuşlar, kerten keleler. yılanlar, ku rbağalar ve az da olsa

balıklar ve kuş yu m u rtaları ile beslenirler. Avlarını ilk olarak zehirleyerek öldürürler, daha son ra yutarlar. Ovipar, ovovivipar ve bazıları vivipardır. Ovipar olanlarda yum u rtayı koruma görülür. İlk çıkan yavrular dahi ısırarak zehirleme yapabilirler. Kobralar, boyun kaburgalarını yanlara açarak boyun kısımlarını genişletebilirler (Şekil 40. 1 3 ve 40. 1 00/b). Toprak zeminde yaşayanlarının yanısıra. ağaçta, toprak altında, kumların içinde, suda ve mercanlarda yaşayanları da vardır. Çoğu gece aktifti r. Ü l kemizde temsilcileri yoktur.

1. Altfam. : Elapinae : Tropi k ve subtropiklerde yaşarlar. Özell i kle Avustralya'da bulunurlar. Avrupa' dan. M iyosen ve Pliyosen katmanlarında fosi lleri (Palaeonaja) saptanmıştır. Birçok türü (Ophiopha­ gus ve Bungarus) yılan yer. Bazı türleri (Hemachatus ve bazı Naja tü rleri) tükü rürler (Şekil 40.28). B u tükürükler zehirlidir; gözde harabiyete neden olur. Önemli birkaç türü : Naja naja = Kobra (Şekil 40. 1 00/b) : Boyları 2 m . kadardır. Başını yukart kaldırarak boyun omurlartnt açmak suretiyle korkutma ve saldırma

konumuna geçer. Bu sırada göz beneklerini de gösterirler. Üreme döneminde çift gezerler. Eşeysel dimorfizm yoktur. Çiftleşme günlerce sürebilir. Bir ısırmada zehrinin ancak 1/5'ini enjekte eder;

1 74

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

a

Crotalus

Ç ı ng ı raklıyılan

d

b Naja haje

c

Microrus corallinus =

M e rcanyı l a n ı

Kobra

Dendroaspis

e

Hydrus platurus (suyı l a n ı )

f

Microcephalophis

=

Den izyı l a n ı

Şekil 40. 1 00 : Ü l kemizde temsilcileri bulunmayan Crotiliane altfamilyasının ve Elapidae fam ilyasının bazı temsilcileri ( Remana, Storch ve Welsch'den).

0.00002 gr. zehiri bir domuzu öldürür. Bir gr. zehiri 165 insanı öldürebilir. Bu zehir, bu hayvanlarla

beslenen kuşlara etki etmez. Yamyamlık da görülür. Diğer ilginç özellikleri için genel kısma bkz ! Hindistan, Güney Çin ve Filipinler' de yaşarlar. B u ülkelerde her yıl birçok insan bunların ısı rmasıyla ölür. Ophiophagus hannah Kralkobra : Boyları 6 m . kadar olabilmektedir. Dünyanın en zehirli yılanlarındandır. Su =

kenarlarındaki sık ağaçlık bölgelerde yaşarlar; korkutulunca suya girerler. Zehirdişleri 10 cm. uzunluğunda olabilir. Hem gece hem de gündüz aktiftirler. Genellikle yılanlarla beslenirler. En zehirli kobraları dahi yerler. Bir insanı 15 dakikada; 1 fili 3-4 saatte öldürürler. İnsana saldırma eğiliminde değillerdir. H indistan, G üney Çin, Malezya ve Filipinler'de yaşarlar. Bungarus fasciatus: Boyları 1 .5 m .

kadar olabilir. Yalnız geceleri ısırı rlar. Güneydoğu Asya'd a yaşarlar. Dendroaspis polylepis (Şekil 40. 1 00/c) : Boyları 4 m . kadar olabilir. Afrika'nın en zehirli yılanıdır. İnsana saldırmaz. Afri ka'da yaşarlar. Oxyuranus

CROCODYLİA = TİMSAHLAR

1 75

scutulatus: Boyları 4 m . kada r olabilir. Çok zehirli yılan/ardır. Zehirdişleri çok uzundur. Avustralya'da yaşarlar. Hemachatus hemachatus: Boyları 80 cm. kadardır. Tü kürü rler. Altmış kadar yavru doğu rurlar. Afrika'da yaşarlar. Boulengerina: Boyları 3 m. kadardır. Suda yaşarlar ve balı kla beslenirler. Afrika'da yaşarlar. Acanthophis: Avustra lya ve Endonezya'da, Maticora: G üneydoğu Asya'da yaşarlar. Micrurus corallinus Mercanyılanı (Şekil 40.43/a ve 1 00/d ) : Boyları 60 cm. kadardır. En zehirli mercan yılanıdır. =

Renkleri parlak kırmızı, sarı ve beyazdır. Bu yılanları zehirsiz diğer bazı yılanlar iyi bir şekilde taklit etmektedir (Şekil 40.43).

2. Altfam. : Hydrophiinae = Denizyılanları (16 c, 50 t) : Denizlerde yaşadıklarından dolayı kuyrukları yandan yassı/aşmıştır. Çok iyi yüzerler. Burunde/ikleri başın üst kısmında yer alır ve çoğunluk kapatılabilir. Tuzbezleri vardır. Dilleri çok kısadır. Karın pulları ya çok küçülmüştür ya da tamamen ortadan kalkmıştır. Bazı türleri lagünlerde ve göllerde yaşar. Ovipar ve ovovivipardırlar. Çok etkili nörotoksik zehirleri vardır. Ağız ve kloakla solunum yaparlar (suda); akciğerleri anüse kadar uzamıştır. Suya giren insanlar için büyük tehlike oluştururlar. Tropik denizlerde yaşarlar. Laticauda

laticauda: Boyları 40 cm. kadardır. Su içerisindeki hayvanlarla beslenirler. Karaya çıkıp güneşlenirler. İyi yüzücüdürler. Ovipardırlar. Avu stralya'nın kuzeyindeki adalarda yaşarlar. L. colubrinae: Boyları 1 1 O cm. kada r. zehirl i ; fakat insanı ısı rmazlar. Avustralya'nın kuzeyindeki adalarda yaşarlar. Hydrophis spiralis: Boyları 280 cm. kadar. Karaya çıkarıldıklarında solunum yapamadıkları için ölürler. Vivipard ı rlar. H i nt Okyanusu nda yaşarlar. H. semperi: Boyları 80 cm. kadard ı r. Tatlısularda yaşarlar. Ovovivipa rdırlar. Zehirlidirler. Filipinler' de bi rkaç gölde yaşarlar. Hydrus platurus Suyılanı (Şekil 40. 1 00/e) : Yalnız küçük balı klarla beslenirler. Vivipardırlar. Zehirlidirler. Meksika ve Amerika Birleşik Devletlerinin Pasifik kıyı larında yaşarlar. Microcephalophis (Şekil 40. 1 00/f), Pelamis: Madagaskar' dan Amerika'nın Pasifik kıyı larına kadar yayı lmıştı r. Lapemis, Enhydrina ve Astrotia. =

Diğer iki fam i lya Diapsadidae ve Homalopsidae'nın genel özellikleri Tablo 40. 1 8'de verilm işti r.

40.3.3.

ALTSINIF: Archosauria (Diapsida)

M ezozoyi k'in haki m g rubudur. Lepidosauria'dan bağımsız olara k diapsid kafatası özelliği kaza n m ı ş la rdır. İki ayakla yürümeye eğilimleri vardır. O muz- ve kalçakemerinde çok sayıda değişiklik b u l u n u r. Kafatasında çok defa orbita n ı n önünde fazladan bir delik ortaya çıka r (antorbital pencere) ve böylece triapsid kafatas ı olur. Pariyatal göz yoktur. Altçenede dentale, angu lare ve supra angulare a rasında bir pencere vard ı r. Mezozoyi k'in sonunda çok büyük bir kısmı ortadan kalkmıştır. Beş takı m ı vard ı r.

40.3.3. 1 .

TAKIM : THECODONTİA

Diğer tüm takım ların ana g rubunu oluşturur. Dişleri genel l i kle tekodonttur. Arka üyeleri ön üyelerinden oldukça uzu ndur. Triyas'ta yaşamış 4 a lttakım ı vard ı r :

1 . Proterosuchia : İ lkel yapılıdı rlar; dört ayakla yürürlerd i . 2. Pseudosuchia : (Euparkaria, kerte n kele benzeri , iki aya kla yürürlerdi), 3. Aetosauria : Zırh l ı ve 4. Phytosauria : Tü m d ünyaya yayı lm ıştı, timsahlara benzerdi, buru naçıklığı gözlerin a rasın­ dayd ı .

40.3.3.2.

TAKI M : CROCODYLİA

=

TİMSAHLAR(Tablo 40.24) (3 f , 2 3 t)

Orta büyü klükten büyük boya kadar olabilen (Şekil 40. 1 0 1 ). i ri kafalı, uzun ağız-burun bölgeli, kısa üyeli, dümen görevi yapan kuwetli yapıdaki kuyruğu yanlardan bası k olan, suda yaşayan kertenkele benzeri sürüngen lerdir. Büyü k bir olasılıkla i ki ayakla yürüyen (bipedal) atalardan köken almışlardır. Arka üyeleri her zaman ontogenetik olarak ön üyelerinden büyüktü r. Ön üyelerde 5 , arka üyelerde 4 tane, tırnak taşıyan parmak vardır. Arka üyelerin parmakları arasında yüzme perdesi de vardır. Pubis, acetabulumun oluşum una katı lmaz. Clavicula yoktur; interclavicula uzam ıştır. Kafatası iki elmacıkyayı ve iki şakakpenceresi taşır. Beyinleri gelişmiş, bir neokorteks kısm ı va rdır. Kemikleşmiş ikincil damak taşırlar (Şekil 40. 1 2) . Dişler keskin yapıl ı ve kökleri a lveoller içinde bulunur (thekodonti). Bu dişler yalnız avın yakalanmasına yarar; çiğneme yoktur. Altçene hareketsiz, üstçene hareketlidir. Çok güçlü sıkma (kapama) güçleri vardır; fakat çenelerini

1 76

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

açma kuweti azdı r. B u nedenle i ki çene kucaklanınca ağızlarını açamazlar. Kulakzarı hareketli deri kıvrımları ile korun muştur. Gözbebekleri dikeydir; gözkapakları vardır. Dilleri küçük yapılıdır; dışarıya uzatılamaz. Basit bir penisleri vardır. Kalpleri dört gözlü; sol ve sağ kalp yarıları, aortyaylarının dibinde bulunan kapanabilir bir Foramen Panizzae'ya kadar birbirinden ayrılmıştır. Kaslı diyafram vardır. İdrarkesesi yoktur. Hipofiz lobları büyü ktür (Şekil 40.40) . Ti roitin kaidesi tek; böbreküstü bezi büyü k ;

pankreas bant şeklinde v e alfa hücreleri yaygındır. Ovipard ı rlar. Kapatılabilen buru naçıklı kları, ağız-burun uzantısının ucunda bulunur. Deride keratin plakalar. onların da altında kemi k plaklar vardır. B u plakalar merminin dahi zor geçeceği bir zırh oluşturur.

Tablo 40 . 24

Crocodylia Takımına Genel Bir Bakış =

Gavi a l idae = H i n distan Ti msa h l a rı

=

Fa m i lya :

A l l i g atoridae Al i g atorlar

Kapsam

4 C, 7 t

3 c, 1 3 t

1 t

Ağ ız bölgesi

O l d u kça kısa ve küt.

O rta uzu n l u kta, g e n e l l i kl e sivri.

Çok uzun ve dar uzu n .

Dişler

Ağ ız kapalıyken a ltçenenin dişleri, üstçenenin dişlerin i n iç ya rısına yerleşi r, a ltçenenin 4. dişi üstçenenin b i r oyuğ una g i rer ve kapa l ı ağızda bu diş görünmez. 4 . maksillar diş en büyüğüdür (Şekil 40 . 1 02/b) .

Altçenedeki dişler üstçenedeki dişlerin a rasına yerleşir. Altçenedeki 4. diş üstçenedeki bir oluğa g i rer ve her zaman görü l ü r ; 5 . maks i l lar diş en büyüğ ü d ü r (Şekil 40 . 1 02/a)

H omodont (Şekil 40 . 1 02/ c). üstçenede her yarıda 54, a ltçenede ise 48 diş vardır.

Üst şaka k­ penceresi

Küç ü k

Küçü k

B üyü k

Alt şaka k­ pence resi

Quadratu mla s ı n ı rlan mamış.

Ouadrat u m la s ı n ı rl a n m ı ş .

Ouadrat u m la s ı n ı rlan mamış.

Boy (en fazla)

1 . 5-4. 5 m .

1 . 5-1 0 m .

6 m.

Ka rın z ı rh ı nda­ ki kemikleşme

Yok

Va r

Var

Crocodylidae Ti msa h l a r

Böbrek

Ti roit Pa ratiroit Şekil 40. 1 0 1

:

Karaciğer Aorta ca rotis

Bir timsahın genel görünüşü (Storer'den) .

Pa n kreas

U reter

deferens

CROCODYLİA TİMSAHLAR =

1 77

M ideleri i ki bölgeye ayrı l mıştır (diğer sürüngenlerden önemli bir farklılığı). Çok defa kuşlar gibi sindirimi kolaylaştırmak için taş yutarlar. Kloak açı klıkları, kaplumbağalar gibi dışarıya çıkıktır. Maksilla uzun, quatratum hareketsiz, epipterygoid ve parietal foramen yoktu r. O m u rlar prosöl ; nöralyaylar sentrumdan bir dikişle ayrıl mıştı r; iki çapraz omur ve kıkırdak sternu m bulunur. Su içerisinde ve genellikle gece beslenirler; aylarca aç kalabilirler. Gençleri böcek, solucan, küçük balık; erginleri ise kaplu mbağa, balık, memeli vs . 'yle besleni rler. Bir kısmı leşle beslenir. Her türlü hayvana keza i ri yapılı omurgalı lara da saldırırlar. Ağız kısmı uzun olanlar, genellikl e balı klarla beslenirler. Burundelikleri ve gözleri dışarıda kalacak şekilde suya gömülerek hareketsiz beklerler. Bu konumda uzun süre solu n u m yapabilirler. Bir saat suyun altında kalabilirler. Güneşlenmek ve yumurta bırakmak için karaya çıkarlar. Kıyıdan 5-1 O m. uzaklıkta, ku mlar içerisine ya da çürümekte olan bitki a rtıkları ile yapı lmış yuvalara 20-1 00 kadar, kaz yumurtası büyü klüğünde yum u rtayı gömerler. Kumda, güneş sıcaklığıyla, bitki atı klarının içinde mayalanma ile elde edilen sıcaklı kla embriyo gelişir. Dişi, yuvanın yakınında g izlenerek yum u rtalara bekçilik eder. Yumurtalar ya ana tarafından kırı lmak su retiyle ya da yavrunun sertleşmiş burun ucunun yardım ıyla açılır. Sıcak bölgelerdeki tatlısularda, az bir kısmı da tuzlu ve acısularda yaşarlar. U yg u n olmayan mevsimlerde çam u rlara gömülürler. Dört ayakla yürürler. Kendilerine özgü bir ses çıkarırlar. Yüzyıl kadar yaşarlar. Etleri, yağları ve özellikle derileri için i nsanlar tarafından vuruldu klarından soyları tükenmek üzeredir. Tek düşmanı insandır denilebil i r.

Triyas 'ta Thecodontia'dan iki hat halinde farkl ılaşmıştırlar. Bunlar ağız-burun kısmı uzun olanlar ve kısa olanlard ı r. A ltta kı ml arı : 1 . Proterosuchia: Triyas'ın sonundaki fo rml ara kadar bağ l a n a b i l m i şti r. Soyu tükenmiştir. 2. Mesosuchia : J u ra ve Kretase'da yaşamış; arka bacakları oldu kça uzun, kemiğimsi ikincil damak şimdiki türlere göre daha az gelişmiş, antorbital pencere hala mevcuttur. Yüzme ayaklı ve kuyru kyüzgeçli birçok denizel form u va rd ı r. 3. Sebecosuchia : Kretase ve Triyas'ta yaşamış; kafatası dar ve yüksek yapı lıdır. 4. Eusuchia : Gelişmiş timsahlardır. G ü n ü m üzde yaşayan 3 fa mi lya ile temsil edilmektedirler. 1. Fam. : Crocodylidae (Tablo 40.24) : Tatlısu ve tuzlusularda yaşarlar. Burun-ağız kısımları uzun ve uçta yuvarlaktır. Supratemporal delik küçük, dişler kuwetlidir. Kuzey ve G üney Ameri ka ile Afrika,

Asya ve Avustralya'da yaşarlar.

Crocody/us niloticus = Nil Timsahı (Şekil 40. 1 02/a) : Boyları 7 m. kadar; kumlara ve bitki a rtı klarının içine yumurtlarlar. Yumurtan ı n açılmasına yakın yavrular ses çıkarır. Bunu duyan ana, yu m u rtayı ağızına alarak sert birşeye sürerek yavru nun yum u rtadan çıkmasını sağlar. Ü reme zamanı saldırgan olurlar. Afrika kıtasının birçok yerine yayı lmışlardır. C. porsus: 8.5 m. boyunda, deniz kıyılarında ve acı sularda yaşarlar. Denize açılırlar. Gözlerinde tuz bezleri vardır. H i ndistan' dan Avustralya'ya kadar olan kıyı kesiminde yaşarlar. Kültürleri yapılabilmektedir. C. palustris: Geniş ağızlı, C. cataphractus: Dar ağızlı hayvanlardır. Osteola­ mus = Cücetimsah, Afrika' da; Tomistoma: Ağız-burun kısmı dar ve uzun, Malaya, Sumatra ve Borneo'da yaşarlar.

a

Crocodilus

=

N i lti m sa h ı

�---:·: -·

Aligator

b Şekil 40. 1 02

:

c

Gavialis

Crocodylus, Aligator ve Gavialis (Crocodilia) cinslerine ait üç türün baş ve ağız yapılarının karşılaştı rılması ( Remane, Storch ve Welsch'den).

1 78

REPTiLiA = SÜRÜNGENLER

2. Fam. : Alligatoridae (Tablo 40. 24) : Burun-ağız kısmı geniş; supratemporal delik küçük, bazen tamamen kapalıdır. Dişler kuwetlidir. Güney ve Kuzey Amerika'da ve Çin' de yaşarlar. Buzul devri sonrası

iki kıta arasındaki tatlısu bağlantısı (Bering Boğazı aracığıyla) kesildiği içi n ; iki tarafta birbirinden ayrı kalmışlardır. Birçok yazara göre ayrı bir fam ilya olarak kabul edilmezler. Bazıları da bundan önceki familyanın bir altfamilyası olarak kabul ederler. (Şekil 40. 1 02/b) : Boyları 6 m . 'dir. Balık yerler. Derileri ve yağları için avlanırlar. Amerika Birleşik Devletlerinin güney kesiminde yaşarlar. Caiman: Boyları 2.7 m . 'dir. Çam u rlu sularda bulunurlar. Orta ve G üney Ameri ka'da yaşarlar. Melanosuchus ve

Alligator missippiensis

Palaesouchus.

. 3. Fam. : Gavialidae (Tablo 40.24) (Şekil 40. 1 02/c) : Burun-ağız kısmı uzun ve yuvarlaktır. Supratemporal delik büyük; dişler yuvarlaktır. Yalnız Asya'da yaşarlar. Fam ilya olup olmadığı konusunda

tartışmalar sürmektedir.

Gavialis gangeticus Ganj Timsahı (Şeki l 40. 1 02/c) : Boyları 7 m. kadar; aya kları zayıf ; kuyru kları çok kuwetlidir. En çok balı k yerler. Yu murtalarını kumlara gömerler. Yörede kutsal sayı lırlar. Derileri için büyük ölçüde avlanı rlar. Kuzey H indistan'da ve Burma'da yaşarlar. =

40.3.3.3.

TAKIM : PTEROSAURİA

=

UÇAN SÜRÜNGENLER (Şeki l 40. 1 ve 1 7)

J u ra ve Kretase'de yaşamış; fosillerinin hemen hepsi denizel katmanlarda bulunan, yani büyük bir olasılıkla denizlerin üzerinde uçmuş, tipik Archosau ria kafataslı (diapsid) ; fa kat kem i k stu rlarının kaynaşması ile kuş kafatasına eğilim gösteren hayvanlardı. Gözleri büyü k; dişler mevcutsa güçlü yapıda ve bazen öne yönelmiş; gövdeleri kısa ; kuyru kları farkl ı uzunluktaydı. Stern u m karinaya sahipti . Ya rasalar gibi derimsi bir kanatla uçarlard ı . Kol iskeleti hava keseleri ile doluydu. Om uzkemerinin dermal kökenli kemi kleri (clavicula vd .) yiti rilmişti ; ancak skapula (kürekkemiği) ve coracoid mevcuttu. Bazı Pterosau ria türlerinde kaynaşmış kürekkemiği birkaç sırt omurunun yan tarafındaki bir çukura kadar uzanır. Kanatların esas desteği 4. parmaktı ; ilk üç parmak körelm işti . Bacakları ince ve zayıf yapılı olduğundan, normal bir yürüyüşü gerçekleştiremiyorlard ı . Kanat yapısı oransal olarak basit yapıl ıydı ve hiçbir zaman bir kuşunki gibi yetkin bir uçuşu sağlayamamıştı . Sadece tek bir parmak tarafından desteklenmiş bu büyü k yapılı uçma derisi, ancak süzülme uçuşu yapabilmesine izin veriyordu . Bu nedenle, ağaçtavu kları gibi, bu hayvanlar da, sürekli ağaçların ve taşların tepelerinde yaşamak zorunda kalıyorlard ı . Büyük beyin yarı mküreleri oldu kça büyüktü ; koklama lobları da belirgin şekilde körelmişti. Kuşlardaki gibi ortabeynin yarı mküreleri yanlara doğru genişlemişti . Büyük bir olasılıkla sabitsıcaklı klı hayvanlardı (homoiotherm) ve kalbin bölünmesi tamam lan­ mıştı. Vücutları tulum gibi pullarla (belki kıl larla ! ) örtü lüyd ü . 1 . Alttakım : Rhamphorhynchoidea : J u ra'da yaşam ış, u z u n kuyru klu, genel likle birçok d i ş taşıyan hayvanlardır. Rhamphorhynchus (Şekil 40. 1 7/a).

2. Alttakım : Pterodactyloidea : Kretase'de yaşamış, serçe büyü klüğünde, kanat açıklığı 1 5 m . 'ye kadar olabilen hayvanlard ı . Ctenochasma: Çok sayıda ince yapılı dişe sahi p ; Pterosauria (Şekil 40.8/a) : Kanat açıklığı 8 m . , kafatası uzun yapılı ve arkaya doğru kemik uzantı lıdır. Uzun ve dişsiz bir gagası vardır. Pterodactylus (Şekil 40. 1 7/c) : Ötücü kuşların büyü klüğü ndedir.

40.3.3.4.

TAKIM :

SAURİSCHİA

=

SÜRÜNGEN KALÇAKEMERLİ DİNAZORLAR

Bu ve bundan sonraki takımın ikisi birlikte dinazorlar olarak adlandırılır.

Kalçakemerleri Thecodont hayvanlarda olduğu gibi üç kemikten oluşmuştur (Şekil 35.20). Bunlar ilium (sakral omurla bağlanmış). pubis (ön-a rkaya doğru eğri) ve ischium (arkaya doğru eğik)' dur. Kafatası büyü k bir antorbital pencereye sahiptir (diapsid). İ l kel form ları kural olarak iki ayakla yü rüyen etçil hayvanlard ı ; bunu nla birlikte dört ayakla yü rüyen ve otçul olanları da vard ı .

1 . Alttakım : Theropoda : İ ki ayakla yürüyen, etçil, Triyas'ın sonundan Kretase'nin ortalarına kadar yaşamış hayvanlardır. Coelurosauria : İlk oluşan tü rleri küçük vücutlu, uzun kuyru klu ve kuşlara benzer ayakları olan türleri kapsar. Daha sonra büyük formları meydana getirmiştir. Struthiomimus: Kretase'de yaşamış, gerek habitat ve gerekse büyükl ü k bakım ı ndan zamanımızdaki devekuşlarına benziyorlardı. Ön üyeleri birbirine karşı hareket edebilen 3 parmağı vard ı . Keza dişsiz (dinazorlar için genel olmayan bir özellik) ve büyü k bir olasılıkla keratin gagalıyd ı . Yu murta çalarak yaşadı kları varsayı lmaktadır. Carnosauria : Büyük formları kapsar. Örneği n Allosaurus (Şekil 40. 5/b) : 1 1 m . boyundaydı ve burunkemiği (nasalia) üzerinde küçük bir boynuz taşıyord u . Kuşlara paralel olarak 3 metatarsaliası tek bir parça kemik halinde kaynaşmıştı. Spinosaurus: sırt omurlarında yaklaşık 2 m . boyunda sırt dikenleri taşıyord u . Tyrannosaurus (Şekil

SYNOPSİ DA (THEROMORPHA = THEROPSİ DA) = MEMELİ BENZERİ SÜRÜNGENLER

1 79

40.7/b) : Kuzey Amerika' da yaşamış, 1 6 m. boyunda, 6 m . yü ksekliğinde ve belki dünyada bugüne kadar yaşamış en büyü k ka rnivor kara hayvanlarıydı. Bunların ve büyük a krabalarının hepsinde ön bacak körelm işti ve çok defa ancak 2 parmak taşıyord u . Dişleri 1 5 cm. uzunluğunda v e testere gibiydi. Sauropoda türleriyle beslendi kleri varsayı lmaktadır.

2. Alttakı m : Sauropoda ( = Sauropodomorpha) : J u ra ve Kretase'de yaşam ışlardır; ikincil olarak quadropod (dört ayaklı) yü rüye n ; fakat ön üyeleri her zaman arka üyelerinden küçü ktü. B itki yiyorlard ı . Bazıları karada yaşamış en i ri hayvanlar olm uştu . Kafatasları oransal olarak küçük, gözlerin arası nda bulunan dış burun açıklıklarının genellikle kalkık olması, gözlerinin belirli bir çıkıntının üzerinde bulunması ve vücutları nın çok büyük olması, bu hayvanların amfibik yaşadığını kan ıtlayabilir. Dişler çok defa sayıca azalm ıştı ; çeneler zayıflam ıştı .

Beyinleri şaşılacak kadar küçüktü.

Besinlerini yumuşak bitkiler oluştururd u . Sakral bölgede arka üyeye kol gönderen omurilik kısmı çok i rileşm işti . Büyük sırt omurları arasında, herhalde bir sı kışmayı önlemek için (kuşlarda olduğu gibi) havakeseleri vard ı . Apatosaurus (= Brontosaurus) (Şekil 40.5/k) : 23 m. boyunda, ya klaşık 30 ton ağırlığı ndaydı. Diplodocus (Şekil 40.5/c) : 30 m. boyunda ; fakat bir öncekine göre büyük bir olasılıkla daha hafifti. Brachiosaurus (Şekil 40.5/c) : 26 m . boyunda, 50 ton ağırlığı ndaydı. Bu türün ön baca kları alışılmışın dışında uzundu . İ klim değişikliği nedeniyle, Thero- ve Sauropoda Mezozoyi k'in sonunda ortadan kal ktı .

40.3.3.5.

TAKI M : ORNİTHİSCHİA = KUŞ KALÇAKEMERLİ SÜRÜNGENLER (Şekil 40. 1 ve 5)

Kalçakemeri dört kem i kten oluşmuştu . İ lium ve ischium Sau rischia'daki gibidir; fakat pubisleri biri arka-alta diğeri ön-dışa yönelmiş iki çı kıntı taşır. Kafatasları küçük, kısmen kapalı ve diapsiddir. O rnithischia g rupları, Saurischia g rupları nın vücut büyü klüğüne u laşmam ıştı r; fakat onlara göre çok daha çeşitli tipleri gelişti rmiştir. Bipedal (iki ayaklı) yürüme çok nadird i ; genellikle dört ayaklı yürüme gelişmiştir. Hepsi bitkilerle besleni rdi ve bu nedenle dişleri öğütücüyd ü . Çenenin ön kısmında dişler yitiril miş, onun yerine bir keratin gaga oluşm uştu. Altçenenin ön kısmında, dinazorlar için özel bir yapı olan, predental dişler ortaya çıkmıştı . J u ra-Kretase'de yaşam ışlardır.

1. Alttakım : Ornithopoda : J u ra-Kretase'de yaşam ı ş ; bipeda l ; ön üyeleri bununla birl i kte çok körelmeriı iştir. Camptosaurus (Şekil 40. 511 ) : 6 m . boyu nda ; ön baca klar arka bacaklardan ya klaşık 1 /3 oranında daha kısayd ı . Nadiren (Hypsilophodon'da) ön çenede diş vard ı . En tanınmışları Avrupa' da Kretase katmanlarında bulunan i ri form lguanodon' d u r. Bu hayvanın başparmağ ı savu nmak için çok kuwetli bir dikene dönüşmüştü . Psittacosaurus ve Protiguanodon kuwetli gagaya ; Troodon başta çok beli rgin, kuwetli ve tı rtıklı bir tarağa sahipti . Diğer önemli bir grup tüm dü nyaya yayı lm ış, kaz gagalı Hadrosauria'yd ı . Bu sonuncuların büyü klüğü yaklaşı k 1 0 m . 'ye u laşıyordu v e diğer O rnithopoda tü rleri 5 parmaklı olmasına karşın (2-4. parmaklar 1 . ve 5 . parmaklardan daha uzun olmakla birl i kte) ve uçlarında tırnak taşımalarına karşın, bunlar 3 parmaklıydı ve parmaklar toynaklarla donatı lmıştı . Büyük bir olasılı kla amfibik yaşıyorlardı ve parmaklarının arasında yüzme derisine sahiptiler. Başları, önde yassı bir gaga oluşturmuştu . Çiğneyici yapıdaki çene, birbirinin ardında bir tabaka gibi duran ve işlev gören yaklaşık 2000 kadar diş taşıyord u . Başta, genellikle nasale ve premaksillare tarafından meydana getirilmiş, dış buru naçı klığını çepeçevre saran kemik taraklar ve çıkıntılar vard ı . Bu yapı lar, bu hayvanların, yarı sucul yaşama uyum yaptığını göstermektedi r (burun dış açıklığının yu karıya doğ ru uzamış olması v e havakesesi oluşturması g i b i diğer özellikler de bu varsayım ı kuwetlendirmektedir).

2. Alttakım : Stegosauria : Dört ayaklı yü rüyen, kemi k zırhlı türlerd i . Stegosaurus (Şekil 40.7/c) : Vücudunun orta median çizg isinde 3'er kemik plaktan oluşmuş 2 diziye sahipti .

3. Alttakı m : Ankloyosauria : Hantal ve basık form lard ı ; kuwetli kem i k plakalar tüm vücutlarını örtmüştü . Kalçakemerlerinde pubis körelmişti . 4. Alttakım : Ceratopsida : Dört ayaklı yü rüyen bu grup, ilk olarak Üst Kretase'de görülmüştür. Kafatası nda boynuzların ve kem i k yakalıkların olmasıyla tanınırlar. B u yakalıklar boyun ve omuz bölgesini örter. Triceratops (Şekil 40.5/e) : Üç boynuz taşır.

40.3.4

ALTSINIF: Synapsida (Theromorpha = Theropsida) = Memeli Benzeri

Sürüngenler (Şekil 40.5) Karbon'dan beri tü rce zengi n Theromorpha g rupları memelilerde sonlanmıştır (Şekil 39 . 1 ve 40.4) . Sürü ngenlerin kökenini oluştu ran Cotylosauria'dan, yan i Captorhinomorpha'dan köken almışlardır. Bu hat

1 80

REPTiLiA

=

SÜRÜNGENLER

Perm'de baskın olan sürüngen g ruplarını yapmış ve Triyas'ın sonunda memelileri meydana getirerek ortadan kalkmıştır. Kafatasları, memeliler için tipik olan, yan i alttan jugaleden meydana gelmiş bir elmacıkyayı ile squamosum tarafından, üst kenarı ise postorbitale ve squamosum tarafından çevrilmiş bir pencere taşır (synapsid kafatası). Bu pencere köken itibariyle küçü ktür ve yanlarda bulunur (Şekil 40. 1 Ole) ; fakat yüksek organizasyonlu formlarda üste doğru genişleyerek büyür ve parietale u laşır. Pineal göz çok defa vardır. O muzkemeri 2 coracoid (arkada yeni bir postcoracoid ve öne doğru uzanan eski bir procoracoid) taşır. Eski ve i l kel formları Pelycosauria içerisinde, yeni ve gelişmiş olanları da Therapsida içerisinde g ruplandırılır.

40.3.4. 1 .

TAKIM : PELVCOSAURİA (Şekil 40. 1 ve 6/a-b) (bazen yalnız başına Theromorpha

olara k adlandırı l ı r)

Burnunun dış delikleri

Amerika ve Avrupa'nın Geç Karbon ve Perm katmanlarında bulunm uştur. Et ve bitki yiyen i l kel yapılı birçok fam i lyası vardır. Varanosaurus gibi i l ki n formları küçü k ve kertenkele gibidir. Diğer formları ise, sırtlarındaki yelken gibi deri uzantısına destek olan uzun dikenlere sahip, boyları 4 m . 'ye u laşan türleri içerir.

başın yan taraflarında ve birbirinden oldukça uzaktır.

Üç alttakımı vardır. Bunlar: Ophiacodontida [karnivor Varanosaurus (Şekil 40. 6/a), Ophiacodon (Şekil 40. 5/h)J, Sphenacodontia [karnivor Dimetrodon (Şekil 40.6/b)] ve Edaphosauria (çoğunluk herbivor, dişleri alçak yapılı ve yuvarlak, ağızda diş içeren çiğneme plakaları var, Edaphosaurus) .

40.3.4.2.

TAKIM: THERAPS İ DA (Şekil 40. 1 ve 5/g)

Özellikle Geç Perm ve Triyas'ta çok değişik vücut yapısına sahip yüzlerce cinsi yaşam ıştır. Burnun dış delikleri başın üst tarafında ve birbirine oldukça yakındır. Büyük bir olasılıkla Sphenacodontia'dan türemiş ve i l kin Phthi nosuchia üzerinden i ki ana g ruba (alttakıma) ayrı l m ıştı r.

1. Alttakım : Anomodontia (Şekil 40. 1 ) : İ ri ve hantal formları içerir. Çoğunluk herbivordur. Çene ekleminin üst kısmı squamosumdan oluşmuş, kafatasının verti kal bir çıkıntısına oturmuştur. Çene eklemi böylece çok derinde bulunur. Dicynodont hayvanlar denen bir g rubunda dişler körelm iştir; sadece keratin bir kılıfla kuwetlice kaplanmış gagaya (kaplu mbağaların kine ve kuşları n kine benzer) sahiptir. Herhangi bir temsilci bırakmadan tümüyle ortadan kalkmışlardır. Dinocephalia, Dromasauria ve Dicynodontia en tanınm ışlarıdır.

2. Alttakım : Theriodontia : G ittikçe memelilere benzeyen bir g ruptur. Bu benzeme, a ltçenede dentalenin hakim duruma geçmesi, memeliler gibi i kincil damağın oluşması, vomerin memeliler için tipik olan yerde buru n kapsülü d uvarına girmesi, dişlerin karmaşık yapılı olması ve dişlerini ancak bir defa değiştirmesi (süt ve ana dişi olarak). kalçakemerinin ve omuzkemerinin yapısı, üyelerin konu mlanması (artık vücudun yan larından değil, alt kısmından çıkmaya başlamıştır), dirseklerin arkaya, dizlerin öne yönelmesi vd. ile karakterize edilir. Bu değişiklikler arkalarında şu değişikli klerin de ortaya çı kmasına neden olurlar: Besinin ağız içerisinde ilgili kasların katkısı ile çiğnenme su retiyle değerlendirilmesin i ; üyelerin konu m ve şekil değiştirmesi nedeniyle yeni.bir hareket şeklinin ortaya çıkmasını. Bununla birlikte bu g rup içerisinde hızları birbirinden farklı olan paralel evrimleşmeler de az değildir. Örneğin, memeli ayak yapısına benzeme bakım ı ndan, Bauriamorpha, Cynodontia'dan daha hızlı bir evrimleşme göstermiştir. Bu hayvanlardan birincisinde parmaklardaki segment sayısı hızla 2.3.3.3.3 (birinci parmaktan beşinci parmağa doğru parmak kemi k sayısı)'e azalırken, i ki ncisinde 2.3.4.5.3 sayısı uzun süre sabit kal mıştır. Kafatası bakı m ı ndan da Cynodontia, Baurimorpha'dan daha çok memelilere benzer. Çiğneme kasının ( m . masseter) bağlanma noktası, dentalenin çok daha üstüne kayar ve böylece angulareyi, kulakzarının çevresinde, kemi k bilezik olarak yeni bir işlev görmesi için serbest bırakmış olur.

Birçok fam ilya g rubunda birbiri nden farklı iki çeşit evri mleşme hattı görü l ü r. Birincisi Gorgonopsia ile başlar ve Cynodontia üzerinden büyük bir olasılıkla Tritylodontia ve l ctidosau ria'ya u laşır. İ kinci gelişme hattı Therocephalia ile başlar ve Bauriamorpha'ya ulaşır. Büyük bir olasıl ı kla hepsi karnivordur. Gorgonopsia hala i l kel özelli kleri gösterir (kemikleşmiş i kincil damağın olmaması, palatinumun hala diş taşıması, hala bir kondil bulunması vd. ) . Cynodontia ise ikincil kemi k damak yapısı kazanmış, dentale kuwetli olarak büyümüş, orbitanın arkasında hala tek bir kemi k kanca ile temsil edilen i ki kondi l vardır. Cynognathus (Şekil 40.6/c) ve Thrianoxodan. Gorgonopsia'ya benzeyen tam i l kel Therocephalia ise daha büyüktür ve Cynodontia'dakine benzeyen paralel gelişimler ile Bauriomorpha'ya u laşır. Bunlarda da orbital şakak oyu klarının arkası açıktı . Bauria:

EURYAPSiDA

181

Cynodontia ile olan filogenetik bağlantısı tam açık değildir. Fa kat Tritylodontia'ya ulaşmadan önce lctidosau ria'ya kol ayrılm ıştır. B u sonuncusu G üney Amerika'nın Geç Triyas katmanlarında bir cins olarak bulunmuştur (Diarthrognathus). B u cinste Tritylodontia'daki diş özelleşmesi yoktur ve çift çene eklemi taşı r (içteki, yani birincil olanı, quadratum ile articulare arasında, öndeki, yani i kincil olanı da, squamosum ve dentale arası ndadır) . Oiarthrognathus sürüngenler ile memeliler arasında gerçek geçiş formunu oluşturur. Bundan sonraki üç sınıf büyük bir hat oluştu rmaz ve çoğu kitapta da bu sınıfın altında değerlendirilir. Tritylodontia ve lctidosau ria memelilere daha çok benzerdi. Tritylodontia'nın ilk bilinen cinsi

Tritylodon, daha sonrakiler Bienotherium ve Oligokyphus olmuştur. Bu son i kisi Therapsid . olarak

nitelendi rilir. Dentale çene eklemine kadar uzanır; fakat eklem yapısına henüz katılmaz. Memeli özelli kleri ise şunlardır: Azıdişleri çok tüberküllü, pre- ve postfrontale yok, omurgövdesi artık amfisöl değil, biplan opistropheus dişlidir.

ü st Triyas'ta ve J u ra'da yaşamış ve dünyanın bi rçok yeri ne yayılm ışlard ı . Diş yapısı bakı mından memelilere çok benzerler. Çünkü önde bi rkaç kesici (bunlardan ikisi genellikle çok büyü ktü r), daha sonra geniş bir diastema ve daha sonra da birbirinin ayn ı olan, taçları 2-4 dizi çıkı ntı taşıyan azıdişleri gelir.

40.3.5.

ALTSINIF:

lchtyopterygia

Takım : lchthyosauria = Balık Benzeri Sürüngenler (Şekil 40.8/b) : M ezozoyi k'in denize! yaşama uyum yapmış sürüngenleriyd i . Üyeleri yüzgeçlere dönüşm üştü ; derimsi bir sırtyüzgeci ve hiposerk yüzme kuyruğu, bal ı k şeklinde vücut şekli, uzun bir ağız-burun kısmı, skleral bilezikli büyük gözleri, geriye kaymış buru n delikleri, m u htemelen pineal gözü, yu karıya doğ ru kaym ış (üst d u rumlu) şakakpencereleri, kuwetli ve büyü k yapılı stapesleri (keza balinalar da benzer şekilde farklılaşmış kulak kemikleri taşırlar) vard ı . Dişler labyrinthodonttu. Omphalosaurus: Kısa, kuwetli, yuvarlak dişl i ; büyü k bir olasılıkla yumuşakça yiyicileriydi­ ler. Ophthalmosaurus, lchthyosaurus (Şekil 40. 8/b) ve Eurhinosaurus: Altçeneleri kısa, üstçeneleri uzun (kılıçbalığı gibi), canlı doğ u ra n ; dişleri çenelerin kem i k yivleri içerisinde; şakakpencereleri Synaptosau­ ria'ya benzer (Şekil 40. 1 O/d) hayvanlard ı .

40.3.6.

ALTSINIF:

Euryapsida (= Synaptosauria)

Postorbitale, pariatele ve squamosum ile çevrilmiş üst konumlu şakakpenceresiyle özellik kazanmışlardı (Şekil 40. 1 Ole). Ü ç takımı vardı. 1 . Alttakı m : Araeosclelidia : Kerten kele benzeri küçü k form ları içeren, Perm-Triyas'ta yaşamış ana

bir g ru ptu.

2. Alttakım : Placodontia : Vücutları kuwetli yapılı, kuwetli zırh l ı ; alçak ve i ri dişl i ; yumuşakça yiyen

hayvanlardı.

1 82

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

S Ü R Ü NGENLER İ ÇİN YARARLANILAN GENEL KAYNAKLAR Bellairs, A . : Die Reptilien, Enzyklopadie der Natur. B d . 1 1 . Edition: Rencontre , Lausanne, 1 9 7 1 . Bellairs, R . : Developmental Process i n Higher Vertebrates . Logos Press, London, 1 9 7 1 Berndt, R. ve W . Meise : Naturgeschichte der Vögel, Bd. 1-111. Franckh, S tuttg art, 1959-1966. Engelmann, W . D . , Fritzsche J., R. Günther ve F. J. Obst: Lurche und Kriechtiere Europas, Leipzig, 420 pp, 1985. Gans, C.: A Check-list of recent Amphisbaenians (Amphisbaenia, Reptilia) . B ul/. Amer. Mus. Nat. Hist. New York 135:78, 1967. Gans, C . , A. Bellairs ve T. S. Parsons: B iology of the Reptilia, Academic Press, New York, 1 9 69 - 1 9 7 4 . G ans, C . , A. Bellairs, T. S . Parsons, W. R. Dawson ve DW. T inkle: B iology of the Reptilia. Academic Press . London, 7 B linde, 1969 - 1 979. Gray, J. E.: Catalogue of the slender-tongued saurians. Ann. Mag. Nat. Hist. London 1 : 274-283 , 1 8 3 8 . Gray, J. E : C atalogue o f the Specimens o f Lizards in the collection o f the British Museum. London, 1 8 4 5 . Gray, J . E.: Catalogue o f sshield reptiles in the collection o f the British Museum. Part 1 . Testudinata (Tortoises). 7 9 pp. , London, 1855. Gray, J. E.: Supplement to the catalogue of the shield reptiles in the collection of the British Museum. Part 1. Testudinata (Tortoises). 1 20 pp., London, 1870. Goin, C . J. ve O. B . Goin: Introduction to Herpetology . 2. Aufl . Freeman, S an Francisco, 1 9 7 2 . Goin, C. J . v e O . B. Goin: lntroduction to Herpetology. W . H. Freeman Company, S an Francisco, 1 9 7 5 . Günther, A . : Catalogue of Colubrine snakes . 28 1 pp., London, 1 858/a. Günther, A.: Catalogue of the B atrachia Salientia in the Collection of the British Museum. London, 1 8 5 8 / b . Honneger, R. E . : Threatened der Reptilien und Amphibien Europas. Wiesbaden, 1 5 8 , 198ı. ' Lanza, B . : Anfibia, Rettilia (Amphibia, Reptilia), Consiglio Nazionale, Delle Ricerche AQ/1 /205 . Delle Speie, Animali, Delle Acque lnterne, ltaliana, 27, 1 983 . Matz, G. ve D . Weber: Amphibien und Reptilen B LV Verlags gesselschaft, München, Wien, Zürich, 1 9 8 3 . Parker, H. W.: Natura! History of Snakes, London, 1965. Porter, K .P.: Herpetology. W. B . S aunders Co., Philadelphia, 1 9 7 2 .

TÜRKİYE SÜRÜNGENLERİNE AİT YARARLANI LAN KAYNAKLAR

1 83

TÜRKİYE SÜR ÜN GENLERİNE AİT YARARLANILAN KAYNAKLAR Aktan, F.: Güneydoğu Anadolu'da Varanus griseus Daud. (Çöl Varanı). Türk Biol. Derg. 2 1 : 1 06 - 1 1 7 , 1 9 7 1 . Alexander, A . A.: Taxonomy and Variation o f Blanus strauchi (Amphisbaenia, Reptilia) . Cop eia 1 96 6 : 205-234, 1 966. Alkan , B . : Türkiye'nin sürüngenler (Reptilia) faunası üzerinde ilk araştırmalar. B itki Koruma B ülteni 3: 159-1 65, 1963 . Anderson, S . C . ve A. E. Leviton : A review of th e genus Op h i o m o r u s (S auria : S cincidae), with descriptions of three n e w forms . Proc. Calif. Acad. Sci., San Francisco, 4. Ser., 33 : 499-533, 1966. Andren, C . ve G. Nilson: Observations on the Herpetofauna of Turkey in 1 9 6 8 - 1 97 3 . Erit. J . Herpetology 5 : 575-584, 1976. Angel, F.: Reptiles et B atraciens de Syrie et de Mesopotamie Recoltes par M.P. Pallary. B ull. lnst. Egypte 1 8: 1 07 - 1 1 6, 1 9 3 6 . Arnold, E. N. ve J. A. Burton: Reptiles and Amphibians of Britain and Europe. Collins, London, 1 9 7 8 . Atatür, M. K.: Trionyx triungis (Reptilia, Testudines)'in Morfoloji ve Osteolojisi Anadolu'daki B iotop v e Dağılışı üzerinde araştırmalar v e biyolojisine dair bazı gözlemler. Fen Fak. Monografiler S erisi 1 8 : 1 -75, 1 979. Atatür, M. K.: A preliminary report on the present status o f Turkey's terrestrial and fresch-water turteles from the viewpoint of conservation. Grosseto-ltalya'ya sunular rapor, 1 9 8 8 . Ata tür, M. K . : The present situation o f Dalyan and sea turteles (Caretta caretta) . Proceedings of the İzmir Colloquy, the S econd lnternational Colloquy on the Mediterranean Coasts a.rı. the Protection of Enviroment, 24-25 , 1989. Atatür, M. K.: Dalyan ve Deniz Kaplumbağalarının (Caretta caretta) Ş imdiki Durumu. Tabiat ve insan, 24, 2 : 1 4 - 1 7 , 1990. Atatür, M. K.: Survival Chance of the Nile soft-shelled turtel, Trionyx triunguis (Forskal, 1 775) in the Dalyan area. DHKD ve WWF- Türkiye temsilciklerine sunulan rapor, 199ı. Atatür, M. K. ve S. Ü çüncü: A preliminary report on some peculiarities in the skull of the Euphrates soft-schelled turtel, Trionyx euphraticus. Zoology in the Middle East 1 , 75-79, Max Kasperek Verlag, Heidelberg, 1 986. B annikov, A . G., 1. S . Darewski ve A. K. Rustamov: Zemnovodyne i pres mykajuschtschiesja S S S R. lzdatel'stvo "Mysly" . [S SCB'nin Amifibi ve Sürüngenleri (Rusca)] , 3 03 pp., Moscou, 1 9 7 1 . B annikov, A. G . , 1. S. Darewski v e A . K . Rustamov: Zemnovodyne i pres mykajuschtschiesja S S S R . Izdatel'stvo "Mysly" [SS CB'nin Amfibi ve Sürüngenleri (Rusca.)] , 303 pp., Moscou, 1 9 7 1 . Baran, 1 . : B atı Anadolu Lacerta trilineata türü hakkında. VI. Milli Türk Biyoloji Kongresi, İzmir, s. 1 89 - 1 9 6, 1 9 6 8 . Baran, 1.: Doğu ve Güney Anadolu'da bulunan Ophisops elegans (Reptilia, Lacertidae) taksonomisi. Doga Bilim Derg ., Ser. A, 6 : 1 9-26, 1968. Baran, 1.: Güneydoğu Anadolu Apathya numuneleri hakkında. Ege Üniv. Fen Fak. ilmi Rap . Ser. no. 82: 1 - 1 3 , 1 9 69/b . Baran 1.: Türkiye'de Lacerta trilineata türünün taksonomisi. 1. Ege Bölgesi populasyonları. Ege Üniv. Fen Fak. ilmi Rap. Ser. no. 64: 1 -38, 1 969/c. Baran, 1. : Türkiye yılanlarının taksonomik revizyonu ve coğrafi dağılışları. TÜBİTAK Yay . Ankara, 309, TBAG seri no 9 s: 1 - 1 77, 1976.

1 84

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

Baran, 1. : Reptillerin Filogenetik Orijinleri ve Filogenetik tlişkileri . Biyoloji Dergisi, 2 6 : 5 9 -72, Istanbul, 1 9 7 6 . Baran, 1.: Telescopus fallax yılan türünün Türkiye, Suriye ile Rodos ve Kıbrıs Adalarındaki taksonomik durumu. V. B ilim Kongr. lzmir 1975 , M at. Fiz. B iyol. Araş. Grubu Tebliğleri (Biyol.-Seks.). TÜBITAK Yay . 339: 28 1 -297, 1977/a . B aran, 1.: Türkiye'de Toplanmış Bazı Yılan Türlerinin Taksonomisi. Doğa Bilim Derg., Ser. A . , 1: 1 00- 1 05 , 1 69 - 1 73 , TÜBITAK, Ankara, 1977/b . Baran, 1.: Türkiye' de Blanus strauchi BEDRIAGA türünün taksonomisi. Doğa Bilim Derg., Ser. A, 1: 1 92-196, TÜBITAK, Ankara, 1 977/c. Baran, 1.: Türkiye'de Scincidae Familyası Türlerinin Taksonomik durumu. D oğa B ilim Derg., Ser. A, 1 : 2 1 7-223 , TÜBITAK, Ankara,1 977/d. Baran, 1.: Türkiye'de Anguidae Familyası Türlerinin Taksonomisi. Ege Üniv. Fen Fak. Derg., Ser. B, 1 : 1 45 - 153, Bornova-lzmir, 1977/e . Baran, 1 . : Anadolu Lacerta taurica örneklerininTaksonomik durumu. Ege Üniv. Fen Fak. Derg., Ser. B, 1 : 3 0 1 -307, Bornova-lzmir, 1977/f. Baran, İ .: Kuzeydoğu Anadolu Lacerta derjugini Materyali Hakkında. Ege. Üniv. Fen Fak. Derg., Ser. B, 3 1 9-323, Bornova-lzmir, 1977/g. .. Baran, 1.: Güneydoğu Anadolu'dan Yeni Lacerta danfordi Materyali Hakkında. Ege Univ. Fen Fak. Derg., Ser. B, 1 : 325 -330, 1 977/h . Baran, 1.: Some rare species of snakes from Turkey. Ann. Naturhist. Mus. Wien 8 1 : 26 1 265, 1 9 7 8 / a . Baran 1.: Über die Taxonomie der türkischen Schlangen. S alamandra Kongress 1 978, p . 12, Frankfurt, 1 9 7 8 / b . Baran, 1 . : Über die Taxonomie der türkischen Schildkröten und Eidechsen. S alamandra Kongress 1979, p. 3 -4, Münster, 1979. Baran, 1.: Preliminary notes on a possible new race of Lacerta (=Podarcis) muralis collected at Ketken Island (NW Anatolia). Proc. Europ. Herp. Symp. C .W.L.P. Oxford, p. 9-1 1 , 1980. Baran, 1.: Doğu v e Güneydoğu Anadolu'nun kaplumbağa ve kertenkele Faunası. Ege Üniv. Fen Fak. Derg ., Ser. B, 4: 203-219, Bornova-lzmir, 1 980/c . B aran, 1. : Türkiye Adaları'nın herpetofaunasının taksonomik ve ekolojik incelenmesi Kısım I, Kuzey Ege, Marmara ve Karadeniz'deki populasyonlar. Doğa Bilim Derg., Ser. A, 5: 1 5 5 - 1 62, 1 9 8 1 . Baran, İ .: Kuzey E g e Denizi, Marmara Denizi v e K aradeni zdeki Adal arımızın Herpetofaunasının Taksonomik ve Ekolojik Araştırılması . Doğa Bilim Dergisi, 5 : 1 5 5- 1 62, TÜBITAK, Ankara, 1981. Baran, 1.: Zur Taxonomie der Schlangen in Südost und Ost-Anatolien. Spixiana, 5 : 5 1 -59, München, 1 9 82/a. B aran, 1.: B atı ve Güney Anadolu'da yaşayanOp hisops elegans Populasyonl arının Taksonomik Durumu . Doğa Bilim Derg., Ser. A ,6: 1 9 -26, TÜBİTAK-Ankara, 1982/b Baran, 1.: Türkiye Herpetolojisi. Atatürk Üniv . Fen Fak. Dergisi, Özel s ayı 1 , 1 : 73-79, Erzurum, 1 9 82/c. Baran, 1.: Güneybatı Anadolu' da Finike ve Kaş Çevresi Herpetolojisi. Doğa Bilim Derg., TÜBITAK, Ankara, S er. A, 7: 59-66, 1983. Baran, 1.: Türkiye adalarının herpetofaunasın taksonomisi ve ekolojik incelenmesi. Kısım II. B odrum ve lzmir arasındaki adalarda bulunıµı populasyonlar. Doğa Bilim Derg . , Ser. A , 8 : 43 -52, 1 9 84/a. Baran, 1.: lzmir-Bodrum Arasınd aki Adal arımızın Herpetofaunas ının Taks onomik Araştırılması. Doğa Bilim Derg., Ser. A , 2, 8 : 43-52, TÜBİTAK-Ankara, 1984/b Baran, 1: Türkiye'nin Zehirli Yılanları. Bilim ve Teknik 1 7 : 1 7-20, TÜBİTAK-Ankara, 1984/b. Baran, 1.: B ibliography of the Amphibians and Reptiles of Turkey. p. 79 - 1 1 8, in: M . Kasparek (ed.) : Zoological Bibliography of Turkey. Pisces, Amphibia, Reptilia, Max Kasperek Verlag . Heidelberg, 1 200 pp ., 1986/a .

TÜRKİYE SÜ R Ü N G E N LE R İ N E A İ T YARARLA N I LAN KAYNAKLAR

1 85

Baran, 1.: On an island population of Eirenis modestus in the Eastern Mediterranean Sea. Zoology in the Middle East, Max Kasperek Verlag, Heiddelberg, 1 : 80-83, 1986/b. Baran, 1.: Die Herpetofauna von türkischen Inseln. B iologia Gallo-Hellenica, 1 2: 5 1 9520, 1 9 8 6 / c . Baran, 1.: Türkiye'nin biyolojik zenginlekleri. Kurbağalar ve sürüngenler. Türkiye Çevre Sorunları Vakfı yayını, 1 69- 1 8 1 , Ankara, 1 987. Baran. 1.: M armaris-iskenderin Arasındaki Adalarımızın Herpetofaunasının Taksonomik Araştırılması. Doğa Bilimleri Dergisi, TÜBİTAK, Ankara, Zool. 14: 1 1 3 - 1 26, 1990. Baran. 1.: Sea turtles in Turkey. Marine Turtle Newsletter, 48: 2 1 -22, 1 990. Baran, 1., E. Çevik, H. Durmuş, A. F. Canbolat, ve S. Ü çüncü: Türkiye Deniz Kaplumbağalarının S tok Tesbiti, DOCA, TÜBlTAK-Ankara, 1992. Baran, 1. ve U. Gruber: Taxonomische Untersuchungen an türkischen Inselformen von Cyrtodactylus kotschyi (S teindachner 1 870) (Reptilia: Gekkonidae) . Teil I. Die Populationen der nördlichen Agiiis, des Marmarameeres und des Schwarzen Meeres . Spixiana 4: 255 -270, München, 1 9 8 1 / a . Baran, 1 . v e U. Gruber: Eine neue Unterart der Mauereidechse (Podarcis muralis) von der Schwarzmeerinsel Kefken, Türkei. Spixiana 4: 27 1 -274, München, 198 1/b. Baran, 1. ve U. Gruber: Taxonomische Untersuchungen an türkischen Gekkoniden. Sp ixiana 5: 1 09- 1 3 8 , 1 9 8 2 . Baran, 1 . v e A. Budak: Anadolu'dan Yeni Ophisops elegans (Reptilia, Lacertidae) Formu Hakkında. Ege Üniv. Fen Fak. Der., Ser. B, 2: 1 8 5 - 196, Bornova-lzmir, 1978. Baran, 1. ve M. Başoğlu: Kuzey-Doğu Anadolu'da Lacerta agilis (Reptilia, Lacertidae)'in Subspesifik Durumu. Ege Üniv. Fen Fak. Derg., Ser. B, 1 : 349-360, Bornova-lzmir, 1977. B aran, 1. ve M . Kasparek : Marine Turtles Turkey : S tatus surv ey 1 9 8 8 and recommendation for conservation and management, Heidelberg, 1 23 +iv pp., 1988. Baran, 1. ve M. Kasparek: On the whereabout of immature sea turtles (Caretta caretta and Chelonia mydas) in the eastern Mediterranean. Zoologiy in the Middle East, 3 : 3 1 36, 1 9 8 9 . Baran, 1 . ve M . Kasparek: M arine turteles Turkey: S tatus survey 1 9 8 8 and recommendations for conserv ation and management: Prepared by WWF, 1 20 s, Heidelberg, 1 9 8 9 . Baran, 1 . v e M. Kasparek: Marine turteles 1 2 s, Heidelberg , 1 9 8 9 . Baran, 1 . , M. Kasperek v e M. Ö z : O n the occurence and status of the Chameleon, Chamaeleo chamaleon in Turkey. Zoology in the Middle East, 2:52-56, 1 988. Baran, 1., Kasparek M. ve M. Öz: On the distribution of Slow Worm, Anguis fragilis, and the European Glass Iizard, Ophisaurus apodus, in Turkey .. Zoologiy in the Middle East, 2: 57- 62, 1 9 8 9 . Baran, 1 . , Kasparek M. v e M. Ö z : O n the distribution of four species of ag ama (Agamidae) in Turkey. Zoologiy in the Middle East, 3 :37-46, 1989. Baran. 1. ve M. Öz: Anadolu Agama stellio (Agamidae, Reptilia) populasyonlarının taksonomik araştırılması . Doğa Bilimleri Dergisi, S er. A2, 9(2): 1 6 1 - 1 69, Ankara, 1985. Baran, İ .ve B . Schatti : B emerkung zur Verbreitung von Elap h e hohenacke r i (STRAUCH, 1 873). und Vipera xanthina (GRAY , 1 849) i n Süd-Anatolien (Serpentes: Colubridae, Viperidae). Salamandra, 24:306-309, 1988. Baran, 1., B. Schatti ve H. Sig: Rediscovery of the Bolkar Dağ Viper: Morphological variation and systematic of implications on the Vipera xanthina complex. lAmphib­ Reptilia, 1 2: 305-327, 1 9 9 1 . Başoğlu, M . : Three species o f Lacertidae, new for Turkey. lstanbul Üniv. Fen Fak. Mecm. , Ser. B, 10: 6 8 -76, 1 9 4 5 . Başoğlu, M . : Türkiye'nin Amfibi v e Sürüngenleri B ilgisine Giriş [Bodenheimer 1 944'ün tercümesi] . lst. Üniv. Fen Fak. Monografileri 1 1 , 1946. Başoğlu, M.: On some varieties of Vipera berus from the extreme North-eastern Anatolia. lstanbul Üniv. Fen Fak. Mecm., Ser. B, 1 5 : 1 82-1 90, 1947.

1 86

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

Başoğlu, M: Experiments on the composition of the alveolar air in Testudo graeca and Clemmys rivulata. lstanbul Üniv. Fen Fak. Mecm., Ser. B, 1 5 : 89-94, 1950/a. B aşoğlu, M.: Türkiye'deki zehirli ve zehirsiz yılanları ayırt eden başlıca dış v asıflar. Biyoloji Mecm. 1: 4-5, 1 9 5 0 / b . Başoğlu, M . : Türkiye'deki B acaksız Kertenkeleler. B iyoloji Mecm. 1 : 63-66, 1950/c . Başoğlu , M . : Türkiye'deki Zehirli ve Zehirsiz Yılanların B irbirinden Tefriki. B iyo loji Derg (Türk Biol. Derg.) 4: 17-2 1 , 1953. B aşoğlu, M.: Türkiye'nin S cincidae Familyasına Mensup Kertenkele Cinsleri için bir Tayin Anahtarı. Türk. Biol. Derg. 4: 99- 103, 1954/a. B aşoğlu, M.: Phrynocephalus helioscop us hakkında. Türk. B iol. Derg. 4 : 1 6- 1 7 , 1954/b. B aşoğlu, M . : Dişi bir Bukalemun üzerinde müşahadeler. Türk. B iol. Derg. 9: 35-37, 1959. B aşoğlu, M . : Türkiye Eremias'ları hakkında bugünkü bilgimiz. iV. Milli Türk B iol. Kongresi, İzmir, p. 1 8 1 - 1 86, 1 968. Başoğlu, M.: Eine neue Eremias-Form aus Ost-Anatolien (Reptilia, Lacertidae) . Ege Üniv. Fen Fak. ilmi Rap. Ser. no. 67 : 1 -9, 1968. Başoğlu, M.: On two specimens of Eirenis lineomaculata S CHMIDT (Colubridae, Ophidia) from Turkey. Ege Üniv. Fen Fak. ilmi Rap. Ser. no . 1 10: 1 -7, 1970. Başoğlu, M.: Amphibien und Reptilien aus dem östlichen Anatolien Ege Üniv. Fen. Fak. ilmi Rap. Ser. 9 3 : 1 -26, 1 9 7 0 . B aşoğlu, M . : A preliminary report about a specimen of Softshell Turtle from South­ westem Anatolia. Ege Üniv. Fen Fak. ilmi Rap. Ser. no. 172: 1 -1 1 , 1973/a. Başoğlu, M.: Deniz Kaplumbağ aları ve komşu memleketlerin sahillerinde kaydedilen türler. Türk B iyoloji Dergisi (Acta Biologica Turcica), İstanbul, 23 : 1 2-2 1 , 1973 . Başoğlu, M . : Güneybatı Anadolu'dan elde edilen bir Trionyx spec. numunesi hakkında. iV. B ilim Kongr. Ankara 1 973, Zooloji Seks. tebliğleri. TÜBİTAK Yay . 2 1 3 , 3 pp. , 1 974. Başoğlu, M. ve F. Bilgin: On some new specimens of sand-boa, Eryx jaculus L., from İzmir (Westem Anatolia). Ann. Mag. Nat. Hist. London, Ser. 13, 4: 557-55 8, 1961. Başoğlu, M. ve 1. B aran : A new record of Trionyx e uphratic us (Trionychidae, Testudines) from Turkey. Ege Üniv. Fen Fak. ilmi Rap. Ser. no. 144: 1 -7, 1972. Başoğlu, M. ve 1. Baran: Türkiye Sürüngenleri. Kısım 1. Kaplumbağa ve Kertenkeleler. Ege Üniv. Fen Fak. Kitapları Serisi, lzmir, nr. 17, 272 pp., 1977/b. Başoğlu, M. ve 1. Baran : Türkiye Sürüngenleri. Kısım il. Yılanlar. Ege Üniv. Fen Fak. Kitapları Serisi, lzmir, nr. 8 1 . 2 1 8 pp., 1980. Başoğlu, M . ve 1. Baran: Anadolu s ahillerinde toplanan denizel kaplumbağ as ı materyali üzerinde kısa bir rapor. Doğa Bilim Derg.(Temel Bilimler), Ser. A, 6(2): 69-7 1 , Ankara, 1 98 2 . Başoğlu, M. v e 1. Baran: Güneybatı Anadolu'da Finike ve Kaş Civarının Herpetolojisi. Doğa Bilim Derg.(Temel Bilimler), Ser. A, 7 : 59-66, 1 983. B aşoğlu, M . ve W. Hellmich: Auf herpetologischer Fors chungsfahrt in Os tolien. Aquar. u. Terr. Zeitschr. (DATZ) 12: 1 1 8- 1 2 1 , 1 49 - 1 5 2, 1 959. Başoğlu, M. ve W. He � lmich: Eine neue Eremias-Form aus Ost-Anatolien (Reptilia, . Lacertidae) . Ege Univ. Fen. ilmi Rap. Ser. no. 67: 1 -9, 1968. Başoğlu, M. ve W. Hellmich: Amphibien und Reptilien aus dem östlichen Anatolia. Ege Üniv. Fen Fak. ilmi Rap. Ser. no. 93: 1- 26, 1970. Bedriaga, J. von: Les Viperes europeennes et circummediterraneennes . Proc. 2. Congr. /nternat. Zool., Moscou, Sec. il, 1 873 . Bedriaga, J. von : Verzeichnis der Amphibien und Reptilien Vorder-Asiens . Bull. Soc. Imp. d. Natur. Moscou 54 (3): 22-52, 1879. Bedriaga, J. von : Über Lacerta oxycephala Fitzinger und Lacerta judaica Camerano. Arch. f Naturgesch. 46 : 250-273 , 1880. Bedriaga, J.: Die Amphibien und Reptilien Griechenlands. Bull. Soc. Imp . d. Natur. Moscou 5 6, 1 8 8 1 : 242-3 1 0, 278 -344, 1 88 2 .

TÜRKİYE SÜRÜNGENLERİNE AİT YARARLANILAN KAYNAKLAR

1 87

Bedriaga,. J: Chalcides simonyi Steind. und Molge lusehani S teind.Proe. 2 . internat. Congr. of Zool., Moseou, 1892/a. Bedriaga, J. von: Les viperes Europeennes et circummediterraneennes. Proc. 2. intemat. Congr. of Zool., Moscou, p. 23 6-24 1 , 1892/b . Bird, C. G.: The Distribution of Reptiles and amphibians in Asiatic Turkey, with Notes on a Collection from Vilayets of Adana, Gaziantep and Malatya. Ann. Mag. Nat. Hist. London ( 10) 1 8 : 257-28 1 , 193 6. B ischoff, W. ve W. Böhme: Der systematische Status der türkischen Wüstenrenner des Subgenus Eremias (Sauria: Lacertidae). Bonn. Zool. Beitr. 26: 297-306, 1980. Biscboff, W.: Ophiomorus punetatissimus (Bibron und B ory 1 83 3 ) Schlangenskink. in: W. B öhme (ed.), Handbuch der Reptilien und Amphibien Europas, Bd. 1 : 366-372. Wiesbaden, 1 9 8 1 /b . B iscboff, W.: Zur Kenntnis der innerartlichen Gliederung der Artwiner Eidechse, Laeerta derjugini Nikolskij, 1 898 (Reptilia, S auria, Lacertidae). Zool. Abh. Mus. Tierkde . Dresden 3 8 : 1 -52, 1982. Bodenheimer, F. S . : lntroduction into the knowledge of the Amphibia and Reptilia of Turkey. Türkçeye tercümesi: B aşoğlu 1 946. lstanbul Üniv. Fen Fak. Meem., Ser. B, 9: 1 -7 8 , 1 9 4 4 . Boettger, O.: Reptilien und Amphibien aus Syrien. Ber. Senek. Naturf Ges. 1 878/ 1 879: 57-84, 1 8 7 9 / a . Boettger, O . : Dei Reptilien und Amphibien von Syrien, Palastina und Cypern. B e r . Senek. Naturf Ges. 1 878n9: 1 3 2-2 1 9, 1879/b . Boettger, O . : Herpetologische Mitteilung en. 1. Kurze Notizen über Reptilien und Amphibien in der Heidelberger Universitatssammlung. Ber. Offenb. Ver. Naturkde. 1 8 80/82: 1 47 - 1 52, 1 8 83 . Boettger, O . : Verzeichnis der von Herm E . von Oertzen aus Griechenland und Kleinasien mitgebrachten B atrachier und Reptilien. Sitz . ber . preub. Akad. Wiss. Berlin 5: 1391 86, 1 8 8 8 . Boettger, O . : Verzeichnis der von Herm Staatsrat O . Retowski auf seiner Reise von Konstantinopel nach B atum gesammelten Reptilien und B atrachier. Ber. Senek. Naturf Ges. 1 8 88/1 889: 203-206, 1889. B oettger, O . : B atrachier und Reptilien aus Kleinasien. Ber. Senek. Naturf. Ges . 1 8 90 : 293-295 [Amasya] , 1 890. Boettger, O . : Wissenschaftliche Ergebnisse der Reise D r . Jean Valentins im Sommer 1 890. 1. Kriechtiere der Kaukasuslander, gesammelt durch die Radde-Valentin'sche Expedition nach dem Karabagh und durch die Herren Dr. J. Valentin und P. Reibisch. Ber. Senek. Naturf. Ges. 1 892: 1 3 1 - 150 [Zum Reiseverlauf ete. vgl. Valentin, Ber. Senek. Naturf Ges. 1 89 1 : 159-240] , 1892/a. Boettger, O.: Katalog der B atrachier Sammlung im Museum der Stnekenbergisehen Naturforsehenden Gesel/sehaft in Frank:furt am Main. 73 pp., Frankfurt, 1892/b. Boettger, O.: Reptilia et B atrachia. in: G. Radde, Museum Caucasicum, Tiflis 1 : 5 7 1 -594, 1 899. Boulenger, G. A.: Descriptions of new species of Reptiles and Batrachians in the British Museum. Part il. Ann. Mag. Nat. Hist., London, Ser. 5, 1 3 : 396-398, 1884. Boulenger, G. A.: C atalogue of the Lizards in the British Museum (Natura! History). Vol­ i ve il. - 436 and 497 pp., 2nd ed., London. Reprint 1 9 65, 1885/b . Boulenger, G. A.: Note sur les grenouilles rousses d'Asie . Bull. Soe. Zool. Franee 1 1 : 595 -600, 1 8 8 6 . Boulenger, G . A.: Catalogue o f the Lizards in the British Museum (Natura! History). Yol. III . 575 pp., 2nd ed., London. Reprint 1965, 1887. Boulenger, G. A.: Catalogue of the Chelonians and Crocodiles in the British Museum (Natura! History). 3 1 1 pp., New ed., London. Reprint 1966, 1 889. Boulenger, G. A.: On newly-discovered East-African Chameleans with remarks on some other Reptiles described by Dr. Steindachner. Ann. Mag. Nat. Hist. London (6) 9: 7274, 1 8 9 2 .

1 88

REPTİLİA � SÜRÜNGENLER

Boulenger, G. A.: Catalogue of the snak:es in the British Museum (Natura! History) . 1-II. 448 and 3 8 2 pp. , London. Reprint 1 9 6 1 , 1 893/94. Boulenger, G.A. : Catalogue of the snak:es in the British Museum (Natura! History). Vol. III . - 727 pp., London. Reprint 1 96 1 , 1896/a. Bouglenger, G.A.: On the Lacerta depressa of C amerano. Proc. Zool. Soc. London 1 9 04 (part 2): 3 32-339, 1 9 0 4 . Boulenger, G . A.: The snakes o f Europe. 2 6 9 pp., London, 1913/a. Boulenger, G. A.: Second Contribution to our Knowledge of the Varieties of the Wall­ Lizard (Lacerta muralis). Transact. Zool. Soc. London 20: 1 3 5 -230, 1913/b. Boulenger, G. A.: On the geographical races of Vipera ammodytes. Ann. Mag. Nat. Hist. London, Ser . 8 , 1 1 : 283 -287, 1 9 13 /c . Boulenger, G. A . : O n the Lizards allied to Lacerta muralis, with an Account o f Lacerta agilis and L. parva. Transact. Zool. Soc London 2 1 : 1 - 1 04, 1916. Boulenger, G. A . : On the varieties of the Lizard Ophisops elegans, MEN. Ann. Mag . Nat. Hist. London (9) 2: 1 5 8 - 1 62, 1 9 1 8/a. Boulenger, G. A.: Monograph of the Lacertidae. Vol. 1-11 . 3 5 2+45 1 pp . , London, 1920/2 1. Boulenger, G. A.: Etude sur les B atraciens et les Reptiles rapportes par M. Henri Gadeau de Kerville de son voyage zoologique en Asie-Mineure (Avril-Mai 19 12). Bul/. Soc. Amis Sci. Nat. Rouen 60/6 1 ( 1 924/25 ) : 29 -3 8 , 1926. Böhme, W . : Über das S tachelepithel am Hemipenis lacertider Eidechsen und seine systematische B edeutung . Zeitschr. Zool. System. Evolutionsforchg. 9: 1 8 7-223 , 197ı. Böhme, W.: Erstnahweis zweier Eidechsengattungen für die Türkei. Bonn. zool. Beitr. 24 : 394-398 . [betr.: Phylodactylus elisae und Acanthodactylus boskianus], 1973. Böhme, W . ve A. Budak: Über die rudis-Gruppe des Lacerta s ax icola-Komplex es in der Türkei, il (Reptilia: S auria: Lacertidae). Salamandra 1 3 : 141 -149, 1977. Böhme, W. (ed.) : Handbuch der Reptilien und Amphibien Europas. B d. 1. Echsen 1 . , Wiesbaden, 520 pp, 1 98 1 . Brinckmeier, C. Bode, F . v e A . Hampe: Firs record o f the M arginated Tortoise, Testudo marginata, in Turkey. Zoologiy in the Middle East, 3 :47-48, 1989. Bruno, S.: Morfologia, Distribuzione e B iologia di Elaphe situla (Linnaeus, 1 7 5 8 ) (Reptilia, S erpentes, Colubridae. Atti. Accad. Gioenia Sci. nat. Catania 1 : 1 -47, 1969. Budak, A.: Türkiye'de Mabuya vittata (Scincidae, Lacertilia) 'nın B ireysel ve Coğrafik Varyasyonu üzerinde çalışmalar. Ege Üniv. Fen Fak. ilmi Rap . Ser. no 1 62 : 1 -25 , 1 974. Budak, A.: Anadolu'da Yaşayan Lacerta laevis, L. danfordi ve L. anatolica nın Tak:sonomik Durumları ve Coğrafi Yayılışları Üzerinde Araştırmalar. Ege Üniv. Fen Fak. ilmi Rap. Ser. no . 2 14: 1 -59, 1 9 7 6 . Budak, A.: Kaya Kertenkeleleri Grubuna dahil Anadolu'daki tek eşeyli formlar hakkında (Reptilia: Lacertidae). Vll. B ilim Kongr. Kuşadası 1 9 80. Mat. Fiz. Biyol. Araş. Grubu Tebliğleri (B iyol. Seks.). TÜBİTAK Yay. 545 : 433-440, 1982. Budak, A. ve W. Böhme: Über die rudis-Gruppe des Lacerta saxicola - Komplex es in der Türkei, 1 (Reptilia: Sauria: Lacertidae) . Ann. Naturhist. Mus. Wien 8 1 : 273 -28 1 , 1978. Cernow, S . A.: Contia cinsinin (S erpentes ) palearktik türleri üzerine kıs a bir bakış (Rusca). Trudy Zoologiceskogo /nstituta 7: 1 1 8- 1 23, 1948. Chantre , M. E.: Rapport sur une mission scientifique dans I'Asie occidentale et specialement dans !es regions de I'Ararat et du Caucase. Arch. Missions Sci. et Litt., Ser. III , 10: 1 99-263 [Herpetologie p . 25 8-260] , 1882. Clark, R. J.: Notes on a third collection of Reptiles made in Turkey. Brit. J. Herp . 4: 268262, 1 9 7 2 . Clark, R . J . ve E . D . Clark : Report on a collection of Amphibians and Reptiles from Turkey. Occasional Papers Calif. Acad. Sci. San Francisco 1 04: 1 -62, 1973. '

TÜRKİYE SÜRÜNGENLERİNE AİT YARARLANILAN KAYNAKLAR

1 89

Daan, S: V ariation and taxonomy of the Hardun, Agama stellio (linnaeus, 1 7 5 8 ) (Reptilia, Agamidae). Beaufortia 14: 1 09 - 1 34, 1967. Darewski, İ . S.: B emerkungen zu einigen von Herrn H. S teiner in der nordöstlichen Türkei ges amme lten Felseidechsen (Lacerta saxicola Eversmann). Ann. Naturhist. Mus. Wien 6 8 : 3 8 3 -3 8 6, 1 9 6 5 . Darewski, 1. S.: S kalnye j aschtscherizy K awk as a [Kafkasya'nın kayakertenkeleleri] . Verlag "Nauka", Akad, Nauk SSSR, 2 1 4 pp., Leningrad, 1967. Darewski, 1. S.: Önceden O l ig o d o n cinsi içersinde yer alan R h y n c h o c a l a m u s melanocep halus satunini Nik. (S erpentes, Colubridae)' nin taksonomik statüsü (Rusca). A kad. Nauk SSSR, Moskova 49: 1 68 5 - 1 690, 1970. Darewski, 1. S.: Zur Verbreitung einiger Felseidechsen des Subgenus A rchaeolacerta in der Turkei. Bonn. zool. Beitr. 23 : 347-3 5 1 , 1972. Darewski, İ . S . ve M . A . Bakradze : The taxonomic status of Contia collaris var. macrosp ilota Wemer, 1903 (Reptilia: S erpentes : Colubridae)Amphibia-Reptilia 3 : 283 -28 7 , 1 9 8 2 . Darewski , İ . S . ve F . D . Dan ielj an : Novy p artenog enetiçeskiy v i d s k alnoy j aşçeritsy iz vostoçnoy Turtsii. [Lacerta uzzelli sp. nov . (S auria, Lacertidae), Doğu Anadolu kayalık kertenkelelerinden partenogenetik yeni bir tür] (Rusca). Gerp . Sbornik 74: 55-59, 1 9 7 7 . Darewski, 1. S. v e J. Eiselt: Ein neuer Name für Lacerta saxicola mehelyi Lantz-Cyren 1 9 3 6 . Ann. Naturhist. Mus. Wien 70: 1 07, 1967.

Darewski, 1. S. ve G. P. Lukina: Skalnie j aşçeritsiy gruppiy Lacerta saxicola ( S auri a, Lacertidae) sobranniye predelah Turtsii Riçardom i Erikoy Klark [Richard ve Erica Clark tarafından Türkiye' de toplanan Lacerta saxicola'na grubu] (Rusca) . Gerp . Sbornik 74 : 60-63 , 1 9 77 . Darewskl, İ . S . v e V. İ . Vedmederja: Novy vid Skalnoy j aşcerizy Lacerta saxicola Eversmann iz severo vostoçnoy Turziy Prilega juşçich rayonov Adjarii. [Kuzeydoğu Türkiye ve Adj ari'nin komşu bölgelerindeki kayakertenkelesi, Lacerta saxicola' a grubundan yeni bir tür] (Rusca). Grep. Sbornik 74: 50-54, 1977. Darewski, I. S . ve J. Eiselt: Neue Felseneidechsen (Reptilia: Lacertidae) aus dem Kaukasus und aus der Türkei. Amphibia-Repti/ia 1 : 29-40, 1980. Derj ugin, K. M . : Trudy Imperato r s k a g o S ankt-Pe tersburg s k a g o Obsc e s tv a Estestvoispytatelej . [Çoruh bölgesinde (Güney B atı Transkafkasya) v e Trabzon çevresinde zooolojik araştırmalar ve bir seyahat üzerine bilgi (Rusca)] . Vypusk 2 : Otdelenie zoologii i fıziologii 3 0 : 49 - 1 1 5 , 1899. Derj ugin, K. M . : Trabzon civ arında ve Güney B atı Transkafkasya'dan herpetolojik materyal (Rusca). Ezegodnik Zoologiceskago Muzeja lmperatorskoj Akademii Nauk 6: 84- 1 1 1 , 1 9 0 1 . Dorobatovskii, N . : Zemnovodnye Katalog kollektsii Muzeya pri Zoolog icheskom kabinnete S ankt-Petersburgskogo Universiteta. [St. Petersburg Üniversitesi'nin kolleksiyon katoloğu] (Rusca) Trudy lmperatorskago Sankt-Petersburgskago Obscestva Estestvoispytatelej. Vypusk 2: Otdelenie zoologii i fıziologii 2: 1 -5 6 , 1913. Eiselt, J: Der Rassenkreis Eumeces schneideri Daudin (S cincidae, Rept.). Zool. Anı. 1 3 1 : 209 -22 8 , 1 9 4 0 . Eiselt, J.: Einige Amphibien und Reptilien aus der nord-östlichen Türkei, ges ammelt von Herm H. S teiner. Ann. Naturhist. Mus. Wien 6 8 : 3 87-399, 1965/a. Eiselt, J.: B ericht über eine zoologische S ammelreise nach S üdwest-Anatolien im April/Mai 1 964. A nn. Naturhist. Mus. Wien 68: 401 -406, 1965/b . Eiselt, J.: Ergebnisse zoologischer S ammelreisen in der Türkei. B ericht über eine dritte zoologische S ammelreise in der Türkei, April bis Juni 1966. Ann . Naturhist. Mus. Wien 70: 293-300, 1 9 6 7 . Eiselt, J . : B ericht über eine zoologische Forschungs und Sammelreise i n der Türkei, M ai­ Juli 1967. Ann. Naturhist. Mus. Wien 72: 45 -52, 1968/a .

1 90

REPTİLİA

=

SÜRÜNGENLER

Eiselt, J.: Ergebnisse zoolog ischer S ammelreisen in der Türkei: Ein B eitrag zur Taxonomie der Zagros-Eidechse, Lacerta princeps BLANF. Ann. Naturhist. Mus. Wien 72: 409-434, 1 9 6 8 / b . Eiselt, J.: Zweiter B eitrag zur Taxonomie der Zagros-Eidechse, Lacerta princeps Blanford. Ann. Naturhist. Mus. Wien 73 : 209 -220, 1969. Eiselt, J.: Ergebnisse zoologischer S ammelreisen in der Türkei: B emerkenswerte Funde von Reptilien. 1. A nn. Naturhist. Mus. Wien 74: 343-3 55, 1970 / a . Eiselt, J . : Kaukasus-B andmolche aus der Türkei. Aquaterra 7 : 1 3 - 1 7 , 1970/b . Eiselt, J.: Die Suche nach der Zagros-Eidechse. Aquaterra 7 : 1 09- 1 1 4, 1970/c . Eiselt, J.: Ein neuer Blattfinger-Gecko (Phyllodactylus, S auria, Rep . ) aus dem Iran und Bemerkungen zu Phyllodactylus elisae Wemer 1 895. Ann. Naturhist. Mus. Wien 77 : 173- 179, 1 9 7 3 . Eiselt, J.: Ergebnisse zoologischer Sammelreisen i n der Türkei: Bemerkenswerte Funde von Reptilien. 1. A nn. Naturhist. Mus. Wien 74: 343-355, 1970.

Eiselt, J.: Faunistische und taxonomische Untersuchungen in der Türkei. Forschungsreise: B ericht über g e förderte Forschungsv orhaben. Fonds zur Förderung der wissenschaftlichen Forschung (Wien) 2: 3 24-327, 1 974. Eiselt, J.: Ergebnisse zoologischer S amme lreisen in der Türkei . B emerkenswerte Funde von Reptilien II. Ann. Naturhist. Mus. Wien 80: 804-8 14, 1976. Eiselt, J.: Ergebnisse zoologischer S ammelreisen in der Türkei . Lacerta capp adocica Wemer, 1 902 (Lacertidae, Reptilia). Ann. Naturhist. Mus. Wien 82: 387-42 1 , 1979. Eiselt, J.: Addendum (ad: Darevsky und B akradze 1 982: The taxonomic status of Contia collaris var. macrospilota Wemer, 1903 ) . Amphibia-Reptilia 3: 286-287, 1982. Eiselt, J. ve F. Spitzenberger: Ergebnisse zoologischer S ammelreisen in der Türkei : Testudines. Ann. Naturhist. Mus. Wien 7 0 : 357-378, 1 967. Elsen, P.: Zur Abwehrreaktion von Blanus strauchi aporus WERNER, 1 898 (Reptilia: Sauria: Amphisbaenidae). Salamandra 16: 52-5 6, 1980. Escherich, K.: Zoologische Reiseskizzen aus Kleinasien. Zool. Garten 3 8 : 23 1 -240, 1987. Fenzl, E., J. J. Heckel ve L. Redtenbacher: Abb ildungen und B e s chreibungen neuer und seltener Thiere und Pflanzen in Syrien und im westlichen Taurus ges ammelt von Th. Kotcshy. Stuttgart, 2. Lieferung, Ta/el 7-23, 1 849. Eiselt, J. ve G . Pretzmann: Bericht über eine (zweite) zoologische S ammelreise in Anatolien im Mai/Juni 1965. Ann. Naturhist. Mus. Wien 69 : 1 69 - 1 75, 1 966. Eiselt, J. ve 1. Baran: Ergebnisse zoologischer S ammelreise in der Türkei : Viperidae. Ann. Naturhist. Mus. Wien 74: 357-369, 1970. Fliirdh, B.: Herpeto faunan p a Mount Ararat. Snoken, Sveriges R iksförening 1 3 : 3 1 -3 8 , 1 9 8 3 .

Herp etologiska

Fuhn, 1 . E.: Revision an d redefinition of the genus A blep h a r us Lichtenstein, 1 823 (Reptilia, Scincidae). Rev. Roum. Biol. 14: 23-4 1 , 1969 / b .

Fuhn, 1 . E.: Über die Unterarten von Ablepharus kitaibeli, 1 833 (Sauria, Scincidae). A cta Soc. Zool. Bohemoslov 34: 9 - 1 7 , 1 9 7 0 .

Gadeau d e Kerville, H.: Liste methodique des invertebres e t des invertebres recoltes en Asie-Mineure. In: Voyage zoologique d'Hemi Gadeau de Kerville en Asie-Mineure (Avril-Mai 1 9 1 2) . Bd. I, Teil 1 . 1 48 pp., Paris, 1939. Geldiay, R.: Ege v e Doğu Akdeniz Kaplumbağalarının (Caretta c. caretta L. ve Chelonia m. mydas L.) bugünkü durumu ve geleceği, VII. Bilim Kongr. Kuşadası 1 9 80, Mat. Fiz. Biyol. B ilimler Araş. Grubu Tebliğleri (Biyoloji Seks . ) . TÜBİTAK Yay. 545 : 1 8 3 - 1 97 , 1 9 8 2 . Geldiay, R., K. Tufan v e B. Süleyman: Status of the Sea Turtle Populations (Caretta c. caretta and Chelonia m. mydas) in the Northem Mediterranean Sea, Turkey. Proc. World Conf. Sea Turtle Conserv., Washington D.C . 1979, p. 425-434, 1981.

TÜRKİYE SÜRÜNGENLERİNE AİT YARARLANILAN KAYNAKLAR

1 91

G e ldiay, R . ve T . Koray : Türkiye 'nin E g e v e Akdeni z'de y a ş ay an Deniz K aplumbağalarının ( Caretta caretta caretta L. ve Chelonia mydas mydas L . ) populasyonları v e korunmaları ile ilgili tedbirler üzerinde araştırmalar. TÜBİTAK proje No. : VHAG 43 1 , 1 2 1 pp + plates, Ankara, 1 982. -

G ünther, A.: Description o f a new species o f lizard from Asia Minor. Proc. Zool. Soc. London 1 87 6 : 8 1 8 . [Zootoca danfordi] , 1876. Hathaway, R. R.: Sea Turtles. Unanswered questions about sea turtles in Turkey. Balık ve Balıkçılık 20: 1-8, 1 9 72 . Hennipman, E. et al.: Verslag v an de Nederlandse biologische expeditie Turkije 1 9 5 9 . D e Leventle Natuur 6 4 , Suppl. (ad nr. 5), 27 pp, 1961. Hennipman, E.: Concise survey of localities and collection numbers of zoological and botanical specimens collected by the Netherlands B iological Expedition to Turkey 1959. Zool. Med. Rijksmus. Nat. Hist. Leiden 3 8 : 1 29- 1 5 1 , 1 963 . Herrn, C. P.: Testudo graeca terrestris Forskal, neu für die Türkei. Stuttgart. Beitr. Naturkde . 1 5 5 : 1 -2, 1966. Kasperek, M.: Zur Herpetofauna des B eckens vn Köyceğiz, Türkei (Dalyan-Region), 1989. Kathariner, L.: Cheloniana. B iologisches aus dem Leben der Schildkröten. Bl. Aquar. Terr.-kde. 29 : 2 6 8 -27 1 , 1 9 1 8 . Kathariner, L. ve K. Escherich: B eitrag zur B iologie der Landschildröten B iol . Centralblatt 1 5 : 8 1 5 -8 1 6, [Beobachtungen bei Ankara] , 1895. Kessler, K.: 1 8 7 5 yılında Transkafkasya'da zoolojik bir gezi (Rusca). Trudy Sankt­ Petersburgskago Obscestva Estestvoispytatelej 8, 1 877 (Supplementum) 200 pp, 1 878. K le m m e r , K . : Untersuchungen zur Ôkologie und Taxonomie der europ iiischen Mauereidechsen. A bh. Senckenberg. Naturf Ges. 496 : 1 -56, 1956. Klemmer, K.: Origin and relationships of the vertebrate fauna of Asia Minor. Rep. NASI lstanbul 1 9 69: 79, 1 9 6 9 . Kosswig, C.: Herpetologisches aus der Türkei. Mitt. Naturkde. Vorgesch. Magdeburg 3 : 1 3 -23, 1 9 5 0 . Kosswig, C . : lchthyologische S ammelreise in Anatolien. Wochenschrift der Aquarien- und Terrarienkunde, 43 : 28-32, 5 1 -53, Braunschweig, 1959. Kramer, E.: Variation, Sexualdimorphismus, Wachstum und Taxonomie von Vipera ursinii Bonaparte, 1 835 und Vipera kaznakovi Nikolsky, 1 909, Rev. Suisse 'Zool., Gen/ 6 8 : 627 -725 , 1 9 6 1 . Krets, 1.: Über Vipera kaz nakovi NIKOLS KIJ 1 909 aus Nordostanatolien (Reptilia, Viperidae). Jb. Naturhist. Mus. Bern 4 : 125-134, 1 972. Kulagin, N.: Spiski i opisaniy a ko llektsii zernnovo dnykh i presrnyk ayushchikhsy a zoologicheskogo rnuzey a Mo skovskogo universiteta (Rus ca). lzvestija Mosk. Obshchestva Lyubitelei Estestvoznaniya, Bd. 56, 1888. Kumerloeve, H.: Eine Autostrasse als Schlangenfalle. Aquar. u. Terr.-Zeitschr. (DATZ) 8 : 308, 1 9 5 5 . Kummerlöwe, H . ve G . Niethammer: B ernerkungen über das Vorkornrnen des Triton cristatus carelini Strauch arn Bosporus. Bl. Aquar. Terr. kde. 45 : 33, 1934. Lambert, M. R. K.: Notes on a collection and observations of Arnphibians and Reptiles frorn S .W. Türkei. Brit. J. Herpetology 4: 1 29-1 34, 1970. Lambert, M. R. K.: Ternperature, activity and field sighting in the Mediterranean spur­ thighed or cornrnon garden Tortoise Testudo graeca L. Biol. Conserv. 2 1 : 3 9 -54, 198ı. Lambert, M. R. K.: S tudies on the growth, structure and abundance of the Mediterranean spur-thighed tortoise, Testudo graeca, İn field populations. J. 'Zool. 1 9 6 : 1 6 5 - 1 89, 1982. Langerwerf, B . : Verzorging en leweck v an Danfords berghagedis (Lacerta danfordi anatolica), İm het buiten-en binnenterrariurn. Lacerta 39: 1 36 - 1 4 1 , 198 1 .

1 92

REPTİLİA � SÜRÜNGENLER

Lantz, L. A.: Neote sur la forme typiqui d'Op h isop s elegans Menet Sakharthwelos Muzeumis Moambe 6, 1930-42, 1 93 1 . Lantz, L .A. v e O . Cyren: Eine neue Varietat der Felseneidechse Lacerta saxicola Eversmann parvula nov . var. lzvestija kavkazskako Muzeja 7 : 1 63 - 1 68, 1913. Lantz, L. A . ve O . Cyren: Contribution a l a connaissance de Lacerta saxicola Eversmann. B ull. Boc. Zool. France 6 1 : 159-1 8 1 , 1 936. Lantz, L. A. ve O. Cyren: Contribution a la connaissance de Lacerta brandtii'de Filippi et de Lacerta parva Boulenger. Bull. Soc. Zool. France 64: 228-243, 1939. Martin, W. C. L.: A Collection of Snakes procured by the Euphrates Expedition. Pro c . Zool. Soc. London 6: 8 1 -84, 1 8 3 8 . Mehely, L . von: Zur lösung der "Muralis-Frage" . Vorlaufige Mitteilung . Ann. Hist.-Nat. Mus. Nation. Hungar., Budapest 5: 84-88, 1907/a. Mehely, L. von: Archaeo-und Neolacerten (Erwiderung an die Herren G.A. B oulenger, F.R. S . und Dr. F. Werner). Ann. Hist.-Nat. Mus. Nation. Hungar., Budapest 5: 469493 , 1 9 0 7 / b . Mehely, L . von : Archaeo-es Neolacertok (Volasz Boulenger G.A. e s Dr. Werner, F . urak birolatora). Allattani Közlemenyek, Budapest 6: 97- 1 20. [Titel wie Mehely 1907b] , 1 9 0 7 /d . Mehely, L. von : Materialien zu einer Systematik und Phylogenie der muralis- ahnlichen Lacerten. Ann. Hist.-Nat.MusNation.Hungar., Budapest 7 : 409-62 1 , 1909. Mehely, L. von : Weitere B eitrage zur Kenntnis der Archaeo -und Neola certen (Als Erwiderung an Herrn G.A. Boulenger) . Ann. Hist. -Nat. Mus. Nation. Hungar. , Budapest 8 : 2 1 7-230, 1 9 1 0 . Mertens, R.: Reptilien aus der asiatischen Türkei. Teil 1. B l . A quar. Terr. kde. 29 : 1 3 1 132, Teil II . Blanus strauchi B edr. , lbid. 29 : 244-245 . Teil III . Oph isops elegans Menetries, lbid. 29: 259-26 1 , 1 9 1 8 . Mertens, R.: Das Gefangenleben von Contia collaris Menetries. B l . Aquar . Terr.-kde. 3 1 : 232-233 . [betr. Mardin], 1 920/b . Mertens, R.: Zur Kenntnis der geographischen Formen von Chalcides ocellatus. Farskal (Rept., Lac.). Senckenbergiana 3: 1 1 6 - 120, 1920/c . Mertens, R . : Über die geographischen Formen von Eumeces schneideri D a u d i n . Senckenberg iana 2 , 1 9 1 9 : 176-1 79, 1 920/a. Mertens, R.: Amphibien und Reptilien aus dem nördlichen Mesopotamien. Abh. Ber. Mus. Natur- u . Heimatkde. Naturwiss. Ver. Magdeburg 3: 349-390. [Mardin] , 1924/a. Mertens, R . : Ein neuer Gecko aus Mesopotamien. Senckenbergiana 6 : 84-85 . [betr. Gymnodactylus heterocercus mardinensis aus Mardin], 1924/b. Mertens, R . : Dritte Mitteilung über die Rassen der Glattechse Eumeces schne ider i. Senckenberg iana 27 : 53-62, 1946/a. Mertens, R.: Über einige mediterrane Schildkröten Rassen. Senckenbergiana 27 : 1 1 1 1 1 8, 1 9 4 6 / b . Mertens, R.: Studien zur Eidonomie und Taxonomie der Ringelnatter (Natrix natrix). A b h . Senckenb. Naturf Ges. 47 6: 1 -3 8 , 1947. Mertens, R.: Über Reptilien-Basterde iV . Senckenbergiana biol. 49: 1 - 1 2, 1 968/a. Mertens, R . : Neuere Untersuchungen über die Felseneidechs en des Kaukasus . Senckenbergiana biol. 49 : 437-44 1 , 1968/b. Mertens, R.: Amphibien und Reptilien aus der Türkei. lstanbul Üniv. Fen Fak. Mecm. , Ser . B, 1 7 : 4 1 -75, 1952/a. Mertens, R.: Nachtrag zu "Amphibien und Reptilien aus der Türkei" . lstanbul Üniv. Fen Fak. Mecm., Ser. B, 1 7 : 353-355, 1952/b. Mertens, R.: Weiteres Kenntnis der Herpetofauna der asiatischen Türkei. lstanbul Üniv . Fen Fak. Mecm., Ser. B, 1 8 : 373-375, 1953. Molle , F.: Contia collaris Meenetris, eine insektenfressende Schl ange. Bl. A quar . Terr. ­ kde . 2 9 : 224-225 . [betr. Mardin] , 1 9 1 8/a.

TÜRKİYE SÜRÜNGENLERİNE AİT YARARLANILAN KAYNAKLAR

1 93

Molle, F.: Maine B eobachtungen an Ophisops elegans Menetries (Schlangenauge). B l . Aquar. Terr.-kde . 29: 288-289 [betr. Mardin] , 1 9 1 8/b . Molle, F.: Weitere B eobachtungen über Contia collaris Men. Bl. Aquar. Terr. -kde . 3 0 : 1 24 - 1 2 6 , 1 9 1 9 . Molle, F.: Gymnodactylus kotschyi Steindachner in der Gefangenschaft. Bl. Aquar. Terr.­ kde. 3 1 : 279-280. [betr. Mardin] , 1920. Molle, F.: Schwanzregeneration bei Ophisops elegans Menetries. Bl. Aquar. Terr .-kde. 334: 174- 1 76 . [betr. Mardin] , 1 923. Murphy, J. B . ve D . G .. Barker: Courtship and Copulation o f the Ottoman Y iper (Vipera xanthina ) with special reference to use of Hemipeni. Herpetologica 3 6 : 1 65170, 1 9 8 0 . Müller, L.: B emerkungen über einige von Herm Fr. Fub in der Umgebung von Akscheir, Anatolien, ges arnmelte Schlangen. 1-III. Zool. Anı . 127: 83 -95 , 225-234, 1939/a. Nesterov, P. V.: M aterial po gerpetologii yugo-zapadnogo Zakavkaz'ya (Chorokhskii krai) . Ezegodnik Zoologiceskago Muzeja /mperatorskoj Akademii Nauk 1 6, 1 9 1 1 : 1 18, 1 9 1 2/ a . Nesterov, P. V.: Transkafkasya'nın güney-batı kısmı ( 1 909' d an 1 9 1 0' a)) v e Erzurum İli'nde ( 1 9 1 0) zoolojik gezi üzerine rapor (Rusca). Ezegodnik Zoologiceskago Muzeja Imperatorskoj Akademii Nauk 1 6 , 1 9 1 1 : 1 37 - 1 84, 1 9 12/b. Nesterov, P. V.: K gerpetologii jugo -sapadnowa S akawkas a i pogranitschonoj tschasti Moloj Asii [Güneybatı Transkafkasya ve Küçükasya'nın komşu bölgelerinin herpetolojisi] . Ezegodnik Zoologiceskago Muzeja Imperatorskoj Akademii Nauk 1 7 , 1 9 12: 6 1 -85, 1 9 1 3 . Nietzke, G . : Testudo h ermanni Griechische Landschildkröte. A quarium 7 : 5 1 1 - 5 1 2 , 1 973 . Nikolsky, A. M . : Presmykajusciesja i zemnowodnye Kavkaza. [Kafkasya Reptil ve Amfibileri, Herpetologica Caucasica], lzvestija kavkazskago Muzeja 7 (272 pp.), 1913. Nikolsky, A. M.: Fauna Rossii i. S opredelnych stran. I . Presmykajuschtschijesj a. Yol . 1. Chelonia ve S auria] . 352 pp ., Petrograd (İngilizce baskısı İsrail Bilimsel Tercüme Programı tarafından 1 963 yılında/Kudüs yapılmıştır), 1915. Nikolsky, A. M . : Fauna R o s s i i i . S opredelnych stran. H . Presmykajus chtschijesj a . [ [Rusya'nın v e komşu ülkelerin sürüngenleri. Yol. il. Ophidia] . 247 pp., Petrograd (İngilizce baskısı İsrail B ilimsel Tercüme Programı tarafından 1 9 64 yılında/Kudüs y apılmıştır), 1 9 1 6 . Nilson, G . v e P . Sundberg : The Taxonomic S tatus of the Vip era xanthinacomplex. J . Herpet. 1 5 : 379-3 8 1 , 1 9 8 1 . Nordmann, A . de: Observations sur l a fauna pontique. in: M .A. d e Demidoff, Yoyage dans le Russie meridionale et la Crimee, par la Hongrie, la Yalachie et la Moldavie. Paris, Bd. 3 (75 6 pp.), 1 84 0 . Obst, F . J . : Zur geographischen Yariabilitat des Scheltopusik, Oph isaurus apodus (Pallas). Zool. Abh . Mus. Tierkde. Dresden 35 : 129- 140, 1978. Ondrias, J. C . : Liste tes Amphibiens et des Reptiles du Grece. Bilogia Gallo-Hellenica 1 : 1 1 1 - 1 3 5 , 1968. Ö ktem, N.: Türkiye'deki Ophisops elegans Menetries'in subspesifik ayrılması üzerinde araştırmalar ve İzmir Bölgesi'ndeki biyolojisi] . Ege Üniv Fen Fak. imi Rap. Ser. no . 14: 1 -47, 1 9 63 . Ö z, M.: Ege bölgesinde Ophisaurus apodus (Lacertilia, Anguidae)'un Taksonomik durumu ve dağılışı üzerinde çalışmalar. Yii. Bilim Kongr. Kuşadası, 1980, Mat. Ö z, M.: La Position Taxonomique et la Repartition d'Ophisaurus apodus (Lacertilia­ Anguidae) dans la Region Egeenne. Ege Üniv. Fen Fak. Derg., Ser. B, 5, 1980-82: 4756, 1 9 8 2 / a . Ö zeti, N., E. Çevik ve H . Arıkan: On the Y ariation o f the Morphological and S erological Characteristics of some Turkish Oph iops elegans macrodactylus (Lacertidae, Reptilia) Populations. Biologica Gallo-Helenica 1 3 : 1 64- 1 72, 1 987. -

1 94

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

Patterson, J. W. P.: Amphibians and Reptiles . in: C ambridge Anatolia Project. Cambridge Expedition J. 1 965, p. 17, 1965. Patterson, J. W. ve D. W. Wbie tehouse : The herpetology of Turkey . B r i t i s h Herpetological Society, Newsletter, 9 : 5, 8 , London, 1 974. Pekerten, H: Ege B ölgesi Tatlısu ve Kara Kaplumbağalarının son Barsağında yaşayan Bazı Protozoonlar üzerinde ön biligiler.VI/. Bilim Kongr. Kuşadası 1980. Mat. Fiz. Biyol. Araş. Grubu Tebliğleri (Biyol. Seks.). TÜBtI'AK Yay . 545: 407-416, 1982. Peters, G.: Die Zauneidechsen des kleinen Kaukasus als besondere Unterart: Lacerta agilis brevicaudata sp. nov. 'Zool. Jb. (System) 86: 1 27- 1 3 8 , 1958. Peters, G.: Schlangen und Eidechsen am Fusse des Ararat. Aquarien u. Terrarien 5 : 3 1 6320, 1 9 5 8 . Peters, G . : Die Grusinische Zauneidechse Lacerta agilis grusinica nomen novum. Zool . Anı . 1 65 : 279-289, 1 9 6 0 . Peters, G.: Erganzende B emerkungen zur Grusinischen Zauneidechse (Lacerta agilis grusinica). 'Zool. Anı. 1 69 - 1 97, 1 9 62/a. Peters, G.: Die Zwergeidechse (Lacerta parva B oulenger) und ihre Verwandtschafts­ beziehungen zu anderen Lacertiden, insbesondere zur Libanon-Eidechse (L. fraasii Lehrs). Zool. Jb. (System.) 89: 407-47 8, 1962/b.

Peters, G.: Studien-zur Taxionomie, Verbreitung und Ôkologie der Smaragdeidechsen. 1. Lacerta trilineata, viridis und strigata als selbstandige Arten. Mitt. 'Zool. Mus. Berlin 3 8 : 127- 1 52, 1 9 6 2 / c . Peters, G . : S tudien-zur Taxiononıie, Verbreitung und Ôkologie der Smaragdeidechsen III . Die orientalischen Populationen von Lacerta trilineata. Mitt. 'Zool. Mus. Berlin 40: 1 8 5 -250, 1 9 6 4 . Peters, G . : Lacerta agilis ioriensis eine neue Subspecies der kaukasischen Zauneidechsen. 'Zool. Jb. (System) 95 : 2 1 3 -228, 1968. Pieper, H.: Eine neue Mertensiella Form von der griechischen insel Karpathos (Amphibia, S alamandridae). Senckenbergiana biol. 44: 441 -446, 1963 .

Pieper, H . : Neue B eitriige zur Kenntnis der Herpetofauna der südiig iiischen Inseln. Senckenbergiana biol. 44 : 44 1 -446, 1970. Pritchard, P. C. H.: Notes on Persian Turtles. Brit. J. Herpet. 3: 27 1 -275, 1966. Ricbter, R.: Aus dem Leben der Wurmschlangen. Natur und Volk 8 5 : 3 60-3 63 . [betr . Gegend von Ankara] , 1955. Rigler, L.: Die Türkei und deren Bewohner von S tandpunkte Constantinopel's. 2 Bde., Wien. [Herpetologie Bd. 1, p. 124- 1 25], 1852. Rykena, S . , Nettmann, H. K. ve W. Bing: Zur B iologie der Z agros-Eidechs e, Lacerta princeps Blanford 1 874. 1. Beobachtungen im Freiland und im Terrarium an Lacerta princeps kurdistanica Suchov 1936. Salamandra 1 3 : 1 74- 1 84, 1977. Sacbs, W. B.: Eumeces schneideri. Bl. Aquar. Terr.-kde. 29:28 1 -282, 30: 29 8-299 . [betr . M ardin] . 1 9 1 8/ 1 9 . Scbibanow, N.: [Dağistan'ın sürüngen faunası hakkında] . (Rusca). Trudy Zoologiceskogo lnstituta 2, 1935: 63-68, 1937. Scbmidt, K. P.: Reptiles and Amphibians from southwestem Asia. 'Zool. Ser. Field Mus. Nat. Hist. Chicago 24: 49-92, 1939. Scbmidt, K. P.: Diagnoses of new amphibians and reptiles from Iran. Nat. Hist. Mise. 93, 1952. Schmidt, K . P.: Arnphibians and Reptiles from Iran. Vidensk. Medd. Dansk. naturh. Foren . 1 1 7: 193 -207, 1955. Scbmidtler, J. F.: Zur Taxonomie der Riesen-Srnaragdeidechsen (Lacerta trilineata Bedriaga) Südanatoliens (Reptilia, Lacertidae). Veröff. 'Zool. Staatssamml. München 1 8 : 45 - 6 8 , 1 9 7 5 . Scbmidtler, J . F.: Eine neue Zwergnatter aus der Türkei mit einer Übersicht über die Gattung Eirenis (Colubridae, Reptilia) . Ann. Naturhist. Mus. Wien 8 1 : 3 8 3 -400, 1978.

TÜRKİYE SÜRÜNGENLERİNE AİT YARARLANILAN KAYNAKLAR

1 95

Schmidtler, J. F. ve J. J. Schmidtler: Hübsch, aber selten: Eidechsen aus Südanatolien. Aquarien Magaz. 1 977, p. 3-5, 1977/a. Schwarz, E.: Untersuchungen über Systematik und Verbreitung der europaischen und mediterranen Ottem. Behring!Werk Mitt. H. 7, 159 pp, 1936. Schweizer, H.: Ein Beitrag zur Kenntnis der Vipera xanthina des kleinasiatischen Hochlandes . Bl. Aquar. Terr. kde. 48: 35-38, 1937. Sclater, P. L. ve E. B . Dickson: Two newts obtained from Brussa. Proc. Zool. Soc . London 1 8 85: 8 34-835. [ilgi Molge vitattae] , 1885 . Shcherbak, N. N.: Is there Eremias arguta (Pall.) in Turkey? Vestnik Zool. 1969: 86-87, 1 970. Sieb enrock, F. : S childkrö ten. Ergebnisse einer naturwissenschftlichen Reise zum Erdschias-Dagh (Kleinasien). Ausgeführt von Dr. Amold Penther und Dr. Emerich Zederbauer. Ann. Naturhist. Hofmus. Wien 20: 309-3 1 0, 1905. Siebenrock, F.: S childrö ten aus Syrien und Mesopotamien: Wiss enschaftliche Ergebnisse der Expedition nach Mesopotamien 1 9 10. Ann. Naturhist. Mus. Wien 27 : 1 7 1 -225 , 1 9 1 3 . Siebenrock, F.: Zur Kenntnis der mediterranen Testudo Arten und über ihre Verbreitung in Europa. Zool. Anı . 30: 847-854, 1906. Sigg, H.: Nachforschungen über Vipera ursinii anatolica Eiselt ve B aran, 1 970 im westlichen Taurus. Herpetofauna, 9 : 25-34, Ludwigsburg, 1987. Steindachner, F.: Verzeichnis der von H. Mann , Erster Aufseher am k. Museum, bei Bursa gesammelten Reptilien. Ver. zool.-bot. Ges. Wien 1 3 : 1 1 23, 1863. S teindachner, F.: Einige Bemerkungen über Trop idonotus tesellatus sp . LAUR. (Tr . hydrus Pall.) und Triton ophryticus B ERTH .Ver. zool.-bot. Ges. Wien 24: 479-480, 1874. Steindachner, F.: Über einige neue und seltene Reptilien-und Amphibien-Arten. Sitz. ­ ber. Akad. Wiss. Wien, mathemat.-naturwiss. Cl., 1 00 : 289-3 14, 189 1 . Steindachner, F . : B ericht über die von Dr. Escherich i n der Umgebung von Angora gesammelten Fische und Rep tilien. Denkschr . A kad. Wiss. Wien, mathemat.­ naturwiss. Cl., 64: 685 -699, 1897. S te indachner, F.: Über das Vorkommen von Testudo ibera PALL. auf europaischem Gebiete. Ann. Naturhist. Hofmus. Wien 1 5 : 8, 1900. Steindachner, F.: Bericht über die von Dr. Escherich in der Umgebung von Angora ges ammelten Fische und Reptilien. D enkschr. Akad. Wiss. Wien, mathemat. naturwiss. Cl., 64: 685-699, 1897. S t e i n d a c h n e r , F.: E id echsen, S chlangen und B atrachier. Ergebni s s e einer naturwissenschaftlichen Reise zum Erdschias-Dagh (Kleinasien), ausgeführt von Dr. Amold Penther und Dr. Emerich Zederbauer. Ann. Naturhist. Hofmus. Wien, 20: 307309, 1 9 0 5 . Steiner, N.: Lebensraumwahl seniler Clemmys c . caspica in der Osttürkei. Salamanndra 1 3 : 5 3 -54, 1 9 7 7 . Stemmler-Gyger, O . : Zur Brutbiologie der mediterranen Landschildkröten (il). A quaterra 1 : 65 -68, 1 9 6 4 / a . Stemmler-Gyger, O . : Zur Brutbiologie der mediterranen Landschildkröten ID. Aquaterra 1 1 : 1 64- 1 69 , 1 9 64 / b . Stepanek, O . : Gymnodactylus kotschyi S teindachner und sein Rassenkreis . Arch . f. Naturgesch . , N.F., 6: 258 -280, 1 937. Stepanek, O . : Zur Herpetologie Griechenlands . Vestnik Ceske Zoologicke spolecnosti v Praze 9 : 123- 147, 1 944. Strauch, A.: Synopsis der Viperiden. Memoires de l'Academie Imperiale des Sciences de Saint Petersbourg, Ser. 7, 14: 1 - 144, 1869. Taylor, E. H.: A taxonomic study of the cosmopolitan scincoid lizards of the genus Eumeces with an account of the distribution and relationships of its species. Kansas Univ. Sci. B ull. 23 : 1 -643 , 1 9 3 6 .

1 96

REPTİLİA = SÜRÜNGENLER

Oprede l i telj s emno w o dnych i Te rentjew, P. V. v e S . A . Che rnow : presmykajuschtachychsja USSR. [US SR' nin amfibi ve reptilleri, İ srail B ilimsel Tercüme Programı tarafından İngilizceye çevrilmiş 3 1 5 s., 3. baskı . , Moskova, Küdüs , 1 9 65 } , 1 94 9 . Teyine, A.: Observation herpetologiques e n Turquie. 1 ere Partie. Bull. Soc. Herp . France, 43: 9- 1 8, 1 9 8 7 . Thrope, R . S . : Relazione preliminare d i un vraggioa scope zoologica attroversi l 'Asia Minore Boll. /st. Mus. Zool. Univ. Torino 3: 8 1 -98, 1 9 5 2 .

Thrope, R. S.: Biometric analysis of incipient speciation i n the Ringed Snake, Natrix natrix (L.). Experientia 3 1 : 1 80- 1 8 1 , 1 975/a. Thrope, R. S.: Quantitative handling of characters useful in snake systematics with particular reference to intraspecific variation in the Ringed Snake Natrix natriz (L.) . Biol. J. Linn. Soc. London. 7: 27-43, 1975/b . Torfohr, O.: Syrische Reptilien. Wochenschr. Aquar. Terr. 4: 1 8 1 - 1 82, 1907. Tortonese , E.: Osservazioni biologiche su Anfibi e Rettili di Rodi, Anatolia, Palestina, E Egitto. Arch. Zool. /tal. Padova 3 3 : 379 -402, 1948/a. Tortonese , E : Impressioni di un naturalista in Anatolia. Naturo, Milano 39: 49-5 7 , 1948/b . Trutnau, L.: Herpetologische Reiseskizzen aus der Türkei. Aquar. u. Terr. Zeitschr. 20: 339-342, 376-378, 1 9 6 7 . Trutnan, L . : Gefangenschaftsbeobachtungen an der B ergotter (Vipera xanthina xanthina) (Oray 1 849). Aqu. Terr. 6: 2 1 -22, 1969. Uzzel, T . ve 1. S. Darewski: B iochemial Evidence for the hybrid origin of the parthenogenetic species of the Lacerta saxicola complex (Sauria: Lacertidae), with a discussion of some ecological and evolutionary implications . Copeia 1975 : 204222, 1 9 7 5 . Venzmer, G.: Beitrage zur Kenntnis der Reptilien- und Amphibienfauna des Cilicischen Taurus. Teil 1 . Sitz.- ber. Ges. Naturf Freunde Berlin 1 9 1 8 (7), p. 209-25 1 , 19 18. Venzmer, G.: Agamen und Geckonen aus dem Bulghar Dagh. Sitz.- ber. Ger. Naturf. Freunde Berlin 1 9 1 9 (4), p. 1 54- 159, 1919/a. Venzmer, G.: Zur Kenntnis der Schlangenfauna Süd-Kleinasiens, speziell des cilicischen Taurus . Arch. f Naturgesch. Berlin 83A:95 - 1 22, 1919/b . Venzmer, G . : B eobachtungen an der iberischen und an der kaspischen Schildkröte in Cilicien. Zool. Anz. 5 1 :285-302, 1 9 2 0 . Venzmer, G.: Neues Verzeichnis der Amphibien und Reptilien von Kleinasien. Zool. Jb. (System.) 4 6 : 43-60, 1923. W e r m u t h , H . : V ar i a t i o n s s t a t i s t i s che U n t e r s u chun g en der R a s s en - und Geschlechtsmerkmale bei der B lindschleiche (Anguis fragilis Linne) . Dt. Zool. Zeitschr. 1: 83- 1 2 1 , 1 9 5 0 . Wermuth, H . : Versuch der Deutung einiger bisher übersehener Schildkröten-Namen. Zool. Beitr . , N.F. 2:399-423 , 1 9 5 6 . Wermuth, H . : Status und Nomenklatur der Maurischen Landschildkröte, Testudo graeca, in SW-Asien und Nü-Afrika. Senckenbergiana biol. 39: 149-153, 1958. Wermuth, H.: Liste der rezenten Amphibien und Reptilien: Gekkonida, Pygopodidae, Xantusiidae. Das Tierreich, B erlin 80: 1 -246 , 1965 . Wermuth, H.: Liste der rezenten Amphibien und Reptilien: Agamidae. Das Tierreich, B erlin 8 6 : 1 - 1 27 , 1967. Wermuth, H. ve R. Mertens: Schildkröten, Krokodile, Brückenechsen . 422 pp . , Jena, 196ı. Werner, F.: Über einige neue Reptilien und einen neuen Frosch aus dem clicischen Taurus. Zool. Anz. 2 1 : 2 1 7 -223 : 1898. Werner, F.: Beitrage zur Herpetologie der pacifischen Inselwelt und von Kleinasien. Zool. Anz . 22: 3 7 1 -378, 1 8 9 9 . Werner, F . : Beschreibung einer bisher noch unbekannten Eidechse aus Kleinasien, Lacetta anatolica. Anz. Akd. Wiss. Wien, mathemat. naturwiss. CI., 25 : 269-27 1 , 1900.

TÜRKİYE SÜ R Ü N G E N LE R İ N E AİT YARARLA N I LAN KAYNAKLAR

1 97

Werner, F.: Über die Faunengebiete Kleinasien.Verh. zool. bot. Ges. Wien 52: 1 45 - 146, 1902/a. Werner, F. : Die Reptilien- und Amphibienfauna von Kleinasien. Sitı.-ber. Akad. Wiss. Wien, mathemat.-naturwiss. Kl., Abt. 1, fil: 1 057- 1 1 2 1 , 1902/b. Werner, F.: Reiseerinnerungen aus Kleinasien. 1. Vierundzwanzig Stunden in Ephesus. il. Von Eski-Chehir nach Ktuhia. Natur und Haus 10: 1 1 1 - 1 1 3 , 1 72- 176, 1902/c.

Werner, F.: Die kaspische Pfeilnatter. Bl. Aquar. Terr.-kde. 14: 20-22, 1903/a. Werner, F.: Lacerta viridis var. major. BI. Aguar. Terr.-kde. 14: 176-178, 1903/b. Werner, F.: Frühlingstage bei Smyma. BI. Aquar. Terr. -kde. 14: 3 1 7- 3 1 9 , 334-3 3 5 , 1 903 / c . Werner,F.: Zur Kenntnis der Lacerta danfordi Gthr. und der oxycephalen Eidechsen überhaupt. Zoo/. Anı. 27 : : 254-259, 1904/a Werner, F.: Über Reptilien und Batrachier aus West-Asien (Anatolien und Persien). Zoo/. Jb. (System.) 1 9 : 3 29-346, 1904/b. Werner, F.: Ein zoologischer S arnmelausflug i n die Umgebung v o n Konstantinopel. Natur und Haus 1 2 : 29 1 -293, 1904/c . Werner, F . : Neue Beitrage zur Kemıtnis der Reptilien und Orthopterenfauna Kleinasienes . Zool. A nı. 28:79 -82, 1 9 0 5 . Werner, F . : Einige für Kleinasien neue Reptilien. Zool. Anı. 29 :4 1 1 -4 1 3 , 1906. Werner, F.: Über die Jugendstadien südosteuropaischer Nattem. Festschr. Naturwiss. Ver. Univ . Wien, p . 4 1 -50, 1 9 0 7 . Werner, F . : Neue oder seltnere Reptilien des Musee Royal d'Histoire naturelle d e B elgique in Brüssel. Zool. Jb. (System.) 28 : 263 -28 8, 1 9 0 9 . Werner, F.: Zur Herpetologie der Türkei. Zoo/. Anı. 43 : 497-499, 1 9 1 4 . Werner, F . : Wurmschlangen. B l . Aquar. Terr.-kde. 2 6 : 308-3 1 0, 1 9 1 5 . Werner, F . : Reptilierı und Amphibien aus dem Amanus-Gebirge. Arch. Naturgesch. 85A: 1 3 0 - 1 4 1 , 1919. Werner, F.: Die Amphibien und Reptilien von Syrien . Abh. Ber. Mus. Naturkde . Magdeburg 7 : 2 1 1 -223 , 1939. Wettstein, O . : Amphibien und Reptilien aus Palastina und Syrien. Sitı. ber. Akad. Wiss. Wien, mathemat. naturwiss. KI., Abt. l , 1 37:773-785, [betr. auch Mersin] , 1928.

Wettstein, O.: Drei seltene Echsen aus Südwest-Asien. Zool. Anı. 1 65 : 190- 1 93 , 1960. Wettstein, O.: Ergebnnisse zoologischer S ammelreisen in der Türkei : Versuch einer Klarung des Rassenkreises von GTHR. Ann. Naturhist. Mus. Wien 70: 345-3 5 6 , 1967. W e ttste i n - W estersh e i m b : Wettstein'a bakınız . . Wolter, D . : Feldbriefe aus Mesopotamien. Bl. Aquar. Terr.-kde. 28: 3 3 4 . [betr. Mardin] , 1917. Wolter, D . : Feldbriefe aus Mesopotamien. Bl. A quar. Terr.-kde. 29: 7 1 -72, 84-85, 95, 204, 2 14-214, 230-23 1 , 280, 289 -29 1 . [betr. Mardin] , 1 9 1 8 . Wolter, D . : Feldbriefe aus Mesopotamien. B I . Aquar. Terr.-kde. 3 0 : 1 5 , 336-339, 35 1 354, 365-366. [betr. M ardin] , 1 9 1 9 . Wolter, D . : B eobachtungen an Gymnodactylus kotschyi. B I . A quar. Terr.-kde. 3 1 : 1 82, [betr. Mardin] , 1 9 2 0 . Wolterstorff, W . : Über den Formenkreis des Triton (Molge) vittatus Gray . Zoo/. Anı. 29 : 649-654. [betr. u.a. Adana] , 1906/a. Wolterstorff, W.: B eitrage zur Kenntnis des Triton (Molge) vittatus Gray. Wochenschr. Aquar. Terr.-kde. 3 : 1 55 - 1 5 6, 1 85 - 1 86, 198-200, 1906/b . Wolterstorff, W.: Beitrage zur Kenntnis des Triton (Molge) vittatus Gray. Lai:erta (Beil. BI. Aquar. Terr. -kde.) 4: 34-37, 1906/c . Wolterstorff, W.: Über Triton (Molge) vulgaris subsp. typica von Konstantinopel. B l . Aquar. Terr.-kde . 1 9 : 439-442, 1908/a. Wolterstorff, W.: Aus dem Liebesleben des Triton vittatus GRAY. Lacerta (Beil. BI. Aquar. Terr.-kde.) 5: 34-37, 39-40, 1908/b.

1 98

REPTİLİA = SÜRÜNGEN LER

Wolterstorff, W.: Ü ber Triton (Molge) vittatus Grny forma op hrytica B erth. Bl. Aquar. Terr.-kde. 2 1 : 35-38, 52-55, 69-7 1 , 1 9 1 0 . Wolterstorff, W . : Zwei neue Tritonenformen der palaarktischen Region. A bbh. Ber. Mus. Natur-u Heimaıkde., Naıurwiss. Ver. Magdeburg 2: 37 1 -3 8 1 , 1914. Wolterstorff, W.: Ü bersicht der Unterarten und Formen des Triton cristatus LAUR. Bl. Aquar. Terr.-kde . 34: 1 20- 126, 1923 b . Wolterstorff, W . : Über Triton crocaıus COPE. Zool. Anz. 67: 1 -6, 1926. Wuthi, H. H., C . Schubert ve R . Rohde: Untersuchungen auf S almonellen bei Amphibien und Reptilien aus der Ôstlichen Türkei. 'Zentralbl. Vet. Med. B . 20: 3 1 83 20, 1 9 7 3 . Yılmaz, 1.: Mabuya aurata (Scincidae, Lacertilia)'nın Anadolu'daki subspesifik durumu. Ege Üniv. Fen Fak. Derg., lzmir, Ser. B, 1: 1 1 1 - 137, 1977 Zaloğlu, S.: Türkiye'deki Blanus (Amphisbaenidae, Reptilia) cinsinin taksonomisi. Ege Üniv. Fen Fak. ilmi Rap. Ser. no. 57: 1 - 1 5, 1968.Bellairs, A.: Die Reptilien, Enzyklopadie der Natur. Bd. 1 1 . Edition: Rencontre, Lausanne, 1971.

••

••

BO LU M : 41

SINIF: AVES

=

KUŞLAR

Genel Tanıtı m : Kuşların en belirgin özelliği, üyelerinin tümünün, diğer hiçbir hayvan grubunda görülmeyen bir integument ürünü olan tüyleri taşımasıdır. Ayrıca ön üyelerinin uçma organı (kanat) haline dönüşmesi, arka üyelerdeki kemiklerin intertarsal eklem oluşturacak şekilde dizilişi, dolaşım sisteminde sol aort yayının tamamen körelmesi sadece bu sınıfa özgü özelliklerdir. Diğer s ı n ıfla rı n bazı g ruplarında d a seyrek o l a ra k rastla n ı l a n öze l l i kl eri ise : Pneumatik (havakeseli) kem i kleri n (Şekil 1 3.9 ve 35.33) ve üst şakakyayın ı n o rtadan kal kması ile oluşan diapsid kafatası n ı n va rlığı (Şekil 35.9/c ve 40 . 1 0) ; gerçek dişlerin yiti rilmiş olması ; kaburgalarda kanca şeklindeki çıkı ntıları n (processus u nicanti) varlığı (Şekil 35. 1 1 /n ve 1 8/a ; 41 . 1 ) ; bir septu m ile tamamen i kiye böl ü n m ü ş kulakçığı n (daha önce s ü rüngen evresinde i kiye böl ü n müş karı ncığ ın) varlığı (4 gözlü kalp) (Şeki l 35 .63 ve 64) ; pygostyl şeklinde kuyru k o m u rları n ı n kaynaşması (Şekil 41 . 1 ) ; hyperstriatumu iyi gelişmiş beyin yarım küreleri n i n varlığı, beyincik ve öze l l i kle görme lobları n ı n büyü k olması (Şekil 35.51 ); dişi eşey organları n ı n sağ yarısı n ı n körelmiş olması (Şekil 1 5. 7 ve 41 .23) ; kerati n bir gaga oluşu m u n u n (rhampotheke) görü lmesi ; sabit sıcaklığın (homoiotherm) ilk defa

(38-40°C) bu hayvan sınıfında ortaya çıkması, trake ve bronşların bulunduğu yere yakın çok gelişmiş bir ses kutusunun (syrinx) bulunması; sert kabuklu yumurta bırakarak çoğalmaları ve pek az ayrıcasıyla birlikte kuluçkaya yatma/arıdır.

Diğer bazı genel özellikleri ise (Şekil 41 .2) : Derilerinde salgı bezlerinin olmaması (kuyruk kökündeki yağ bezleri hariç), tüysüz kısımlarında epidermis kökenli pulların bulunması, kafatasının bir oksipital kandil ile omurgaya bağlanması; göğüskemiği­ nin, uçma kaslarının bağlanması için iyi gelişmiş olması; kuyruk omurlarının sayıca azalmış olması, alyuvarlarının çekirdekli, bikonkav ve oval olması; akciğerlerinin esnek olmaması; havanın akciğerlerde hep aynı yönde akmasından dolayı, havayı hem alırken hem de verirken (hava keselerinden), oksijeni alma bakımından daha iyi değerlendirilmesi; böbreklerinin metanefroz tipte olması; boşaltım kanallarının (ureter) kloaka açılması; devekuşları hariç idrarkesesinin olmaması; böbrekten atılan boşaltım atıklarının kural olarak katı ürikasit olması; beyinden 12 çift sinirin çıkması; ayrı eşeyli olmaları; bir çift olan testisin her birinin ayrı bir spermakanalı (vas deferens) ile kloaka açılması; çiftleşme organının yani penisin (ördek ve kaz gibi bazı türlerin dışında) bulunmaması; üzeri kalker bir kabukla örtülü telolesital yumurtaları-

200

AVES

� KUŞLAR

Prem axi l l a

3

Jugale

Fu rcu l a----Fossa g l e n o i d a l i s----­ Sca p u l a- -- ---

C a r i n a ste r n i ---------

eklem

Şeki l 41 . 1

:

Bir kuşun (Neophron percnopterus) iskelet sistemi ( Kent'ten).

nın meroblastik gelişme göstermeleri; her zaman iç döllenmenin görülmesi; görme organlarının diğer duyu organlarına göre çok daha iyi gelişmiş olması; koku alma organlarının etkinliğinin kural olarak azalmış olması ve metabolizma hızı bakımından en yüksek hayvan gruplarından biri olmasıdır. Latincede Aves. Yunancada O rn is denen kuşla r, uçma yetenekleri, ren kleri ve ötüşleri ile i nsanların en çok ilgisi n i çeken ve bili msel olara k iyi ta nınan hayvan s ı n ıflarından biri n i oluşturur.

41 . 1 . KÖKENLERİ Sürüngenler ile yakın akrabadırlar; bu nedenle sürüngenlerle birlikte Sauropsi­ da üstsınıfı altında toplanırlar. Diapsid Archosauria'dan. öze l l i kle Triyas'ta büyü k ölçüde

KÖKENLERİ

,, M . sterno-trachea l i s

i:(-1 t_ / Ti roit '

201

/

'J\ M . s u p racoraco i d e u s ' u n kirişi



Kü rekkem i ğ i (sca p u l a )

A. ca rotis dex.

V. cava ant. dex. A. axi l l a ris dex. A. subclavia dex. Truncus branch i ocep h a l icus

M . supracoraco ideus Kapa l ı d a m a r M . pecto ra l i s s u p e rfacies S o l ku l a kçı k

Sağ ku l a kç ı k

Ka rıncı k l a r

S a ğ ka raciğer l o b u Abd o m e n i n sağ hava kesesi

İnce bağ ı rsağ ı n 1 . kıvrı m ı

Abdo m e n i n s o l hava kesesi

Pan kreas

Şeki l 41 .2

:

Bir g üvercinde iç organların görünüşü (Kükenthal'den).

farkl ılaşmış Thecondontia 'dan türemişlerdir; bu sonuncu grubun içinde bulunan Pseudo­ suchia, bu n u n la ilgili olarak Dinosa u ria kuşlara en yakın g ruplar olara k varsayı l ı r. En eski kuş fosili, Solen hofen ( Batı Almanya, Bayern ) ' n ı n Ü st J u ra sediman larında ( 1 40 mi lyon yıl önce) bulunan Archaeopteryx'dir (Şekil 1 0. 1 3) . 1 860 yı lı nda ilk defa tek bir telek; 1 86 1 yı l ı nda ise. baş hariç. tüm iskelet sistemi tamam olan bir fosil b u l u n m uştur. Bulunan bu son fosil. bilim d ü nyasında bir sansasyon yaratmıştır. Çünkü bu fosil, s ü rü ngen ve kuş özelli kleri n i n her i kisi n i de ayn ı ölçüde taşıyord u . Fosil. H. v M EYER tarafından Archaeopteryx lithographica olarak tan ı m lanmış ve Londra 'da B ritish M useum'a ( Natu ral H istory) konmuştu r. 1 877'de ise başı da taşıya n diğer bir örnek daha bulunarak Berlin M üzesine kon muştu r. 1 954'de Archaeopteryx' i n diğer bazı kal ı ntı ları bulunmuş ve keza

202

AVES

=

KUŞLAR

1 970'de ise H. OSTROM, Haarlem (Hol landa)'deki Teyle r M üzesinde, daha önce uçan sürü ngen olarak tan ı m lanmış bir Archaeopteryx bulmuştur. Esas özelliği yan i iyi gelişmiş tüylerinin (teleklerinin) olması nedeniyle, Archaeopteryx, bir kuş olarak kabul edi l i r, diğer özelliklerinin büyük bir kısm ı nedeniyle de hala sü rüngen basamağında sayı l ı r. Kuş

Özellikleri

Sürüngen Öze l l i kleri

Gerçek tüyler va r

Alt- ve üstçenede gerçek dişler va r

Koşucu kem i k yapısı va r ; fakat tam olara k

Kafatası küçük postorbita l alana sahip, d u ruma göre

kaynaşmamış Kas ı k kemiği arkaya doğ ru yönelmiş ve uza m ı ş Köprücü kkemiği çata l şekli nde (furcu la) kay­ naşmış B i rinci parmak a rkaya yön l e n m i ş Kem i kler k ı s m e n pneu mati k (havakeseli)

Kuyruk uzun, 20-2 1 o m u rdan oluşmuş üst şakakyayı hala mevcut

Küçük yüzeyli bir göğüskemiği va r Kab u rga larda çengel yok Kalça gevşek, 6 o m u r kaynaş m ı ş ; synsacrum yok ;

Sa kral kaburgalar mevcut

kas ı kkemiği v e o s s a ischii (oturakkemiği) kaynaşma­ mış; kası kke m i ğ i nde sym physe yok

M etaca rpaliadan ya l n ız 2. ve 3 . 'sü kısmen kaynaşmış

M etatarsalia ta mamen kaynaşmış Tibia ve fibula bağ lanmamış

Beyi n, dar yapılı bir ön beyin yarı mküresine sahip ve dorsa lde, orta beyi n örtü lmemiş Falanjların hepsinde tı rna k va r.

Triyas s ü rü ngen lerinden Archaeopteryx'e giden evrimsel hatla ilgili fosi l kan ıtlar elde edilememiştir. H ipotetik olarak sürü ngen ile Archaeopteryx arası ndaki ara kademede bulunduğu varsayı lan can lıya Proavis den m iştir. Bazı yazarla r, bu i l kin kuşu, yerde yaşayan ve koşan bir s ü rü ngen olarak varsayarak, ön üyelerindeki belirli pulla rı n genişlemesiyle bir uçma yüzeyin i n meydana geldiğini ileri sürerler; böylece yerden yükselebi lmek için i l kel bir yetenek kazandı kları n ı savun u rlar. Diğer bazı yazarla r ise, Archaeopteryx' i n ön üyelerindeki pulla rı n genişleyerek bir uçma yüzeyi oluştu rduğunu ve ağaçlarda yaşayan sürüngenlerden köken aldığını savu n u rlar. B u ilkin sürüngen-kuşları n , bugün yaşayan uçan s ü rü ngenler (Oraca volans) ve uçan memeliler (uçan keselisincap, uçan si ncap ve Dermoptera) gibi, ağaçların dallarından zemine doğru süzülme uçuşu yaptıkları varsayı lmaktadır.

41 . 1 . 1 . EVRİMSEL FARKLILAŞMALARI Kuşlar, uçma yeteneği ve sabitsıcakl ı l ı k özelliği kaza nmaları ile M ezozoyi k'te yaygın olan sürüngenlere karşı bir üstün l ü k sağ lamışlardır. Bu iki özellik sadece farklı ekolojik nişleri n hemen dolduru l masını sağ lamakla kalmamış, aynı zamanda, o güne kadar değişkensıcaklıklı canlılara kapalı kalan soğuk ve yüksek bölgelere de yayı lma olanağ ı n ı vermiştir. B u n u n sonucu olarak kısa zamanda yoğun bir çeşitlenme ortaya çıkmıştır. B u n u n en ö n e m l i kan ıtlarından birisi d e , Cansas (Amerika) 'da Ü st Kretase'de bulunmuş o l a n , i ki metre boyunda, dalgıçkuşu şeklinde, dişli, ağaçlarda yaşad ığı varsayı lan Archaeopteryx tipinden çok farkl ı l ı k gösteren, ön üyesi tamamen körelmiş ve uçma özelliği olmayan, iskelet yapısı bakı m ı ndan günümüz kuşlarına benzeyen, ancak onlardan a lt- ve üstçenede hala thecodont d iş taşı maları i le farkl ı l ı k gösteren Hesperornis regalis (Şekil 41 .3/a )'t ir.

KÖKENLERİ

203

�) �

Horoz ( g ü n ü m üzde) a

Hesperornis sp

a

Hesperonis victor

.

Diatryma steini Dinornis maximus

( Ü st J u ra, Ka nsas) (Alt Eosen, Wyo m i n g )

( Kuvaterner, Yen i Zel l a n da)

Şekil 41 .3 : Soyu tükenmiş bazı kuşların günümüzde yaşayan horozla karşılaştı rılması (Ziswiler'den).

Diğer bir dişli kuş, büyü klüğü ve şekli bakı mından martıya benzeyen ve uçabilen /chthyornis'd i r. Kretase'de bulunan bu sınıfla ilgili fosi ller, bu dişli kuş fosilleri ile s ı n ı rlı değildir. Archaeopteryx'ten sonra bilinen en eski kuş fosili, Fra nsa'da Alt Kretase'de bu l u n m uş, yaklaşık 1 O m i lyon yı l daha genç olan, devekuşuna benzer, dişsiz çeneye sah i p Galloris'dir. Y i n e Alt Kretase'de bulun muş, d e n i z dalgıçkuş u n u (Gavia stellata) andıran Enaliornis, Hesperonis ile ayn ı zamanda yaşamış ( Ü st Kretase) 'de flami ngo benzeri Parascaniornis ve deniz dalgıçkuşuna benzer Elopteryx vd . sayılabi l i r. Tersiyer' i n başlaması ile ( Paleosen ve Eosen) bugün temsilcisi bu lunan 1 6 kadar kuş takımı beli rgin leşmiştir (Şekil 41 .4) . Bu devi rde yaşamış Diatryma (Şekil 41 . 3/b} denen, 2 m . boyu nda, uçma yeteneği olmayan. dev gaga l ı , yı rtıcı ve koşucu bir kuş u n nesli tükenm işti r. Passeriformes' i n bulunmuş en eski fosili, Ameri ka'da M iyosen katmanları nda rastlanmış Pa/aospiza'dır. Oligosen 'de bugün yaşayan kuş takımlarının hepsi oluş­ muştur. M iyosen 'de, büyük bir kısmı bugü n kü cinslere benzeyen , 2600 kuş türü n ü n oluştuğu tah m i n edi l m ektedi r. Kuşlar, memeli hayvanlar ve kemiklibalıklar ile birlikte,

zamanımızın başat omurgalı/arıdır.

AVES = KUŞLAR

204

(/) Q)

Cii

P l e i stose n Pl ose n M iyose n O l igosen Eosen

1-+-+-��--.J-.+�-14+-J....L. >-+-+-------.....-- , 1 1

: ı : : : :

1-++-�.-tl-ill-HI- '

Alt

Ü st

J u ra j u ra

ı

1

::

::

11

::11

"'

il

',

\ ',

: :-+-fr-----+--

t i i l

1 1

il

1

•1 � ı _: l 1 1 1: : I

1

:: :11:

\\ı\

: :1 :� 1:

,,

1 1 1 \ ' '

' ...

.... ' ... ,

\

... ..

'

ı

I

1

\

\

'

..

; \ \

.. ... ...... ... .. � ... ...

' .. , '\,

.. �.. ','\.. \ \ '.,-- ' .. .. , . 4rı ' ...;_.. •

•, '

1

� - 1 _: : : : : • 1 : 1 1 :· i-: : _ : : : . : : : : : : : :

�I : :

1

1

:



,

. : : : ,:/ /,/, ,,'' 1

ı

1

ı

1

1

I

_ _ ,,,,'

, , , \ ı :,·�',' '' -� -\_\ ___ '+... .......... ..�, ': ,::-_ -______ '� !,.* .. , \ \ '. ', \ ' .. ', "�

\f

il

:

1

:�i l

1

�\:t/ : \ \� '\\ , :' 1

�- - � - •: - �1

- ,,

il il il

1

: : :I : :

11

: : ' \ ' \

1 1 1 1 1 1 1

ı ı

:

J u ra

1 1 ı 1 1 1

•: •• 1 1 1 1 ' ı ________....__ı 1 : 1: : : :: : 1 :: ::

:

Pa leosen Ü st

(/) c.c "' o..

', '.-.

,

','

' ...'._.,

\ \ � � : :/ �,,,::: .,. '

�. '

:

1 • 1

... ... ... ':

... ... ... ... ... ... ' ... ..,

:

,.

... .... :...: ::-_-.: :-_-_-_-_::. : : ==---"'.:':'!

____,

_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _

'--====·=-------------------� -

-

- - - - - ---- --- - �--

_______._ ____

Şeki l 41 . 4 : Kuşların dallanması. Yıldız konanlar en eski fosillerdir. Takım isim leri orijinaline bağlı olarak eski adlandırma ile verilm işti r (Romer'den) .

41 .2. GENEL VÜCUT YAPILARI Uçma yeteneği kaza n m a ları ile i l k ba kışta s ü rü n g e n l e rden ayrı l ı rlar. Ön üyelerinin değişikliğe uğraması, uçma ve yönlendirme teleklerinin olması, göğüs kaslarının gelişmiş olması, kemiklerin havakeseleri ile donatılmış olması, vücutlarının hava direncini azaltacak şekilde oluşması, hareketlerini eşgüdümleyen beyinciğin iyi gelişmiş olması en belirgin özellikleridir. Uçmaya bağ l ı o l a ra k a ğ ı rl ı k merkezi ortaya

kaymış ve keza i ki baca kla yü rüyecek kon u m kaza n ı l m ıştır. Yü ksek vücut sıcaklığı ve yoğ u n m etabol izmayı ka rş ı laya b i l m e k i ç i n etkin b i r so l u n u m v e dolaşı m sistemi keza s i n d i ri m siste m i o l u ş m uştu r. Vücut ı s ı s ı n ı n koru n ması i ç i n tüyl e r v e te lekler etkin b i r ya lıtım taba kası o l u ştu rmuştur.

Vücut Büyüklükleri : Yaşaya n en büyü k kuş, Afri ka 'da b u l u n a n devekuşu Struthio camelus'dur. B u k u ş u n yüksekl iği 2-2 . 5 m . 'ye, a ğ ı rl ı ğ ı ise 1 50 kg . 'a u laşır. En küçü k kuşlar ise 5-6 cm. boyu nda 1 . 5-2 g r. a ğ ı rl ı ğ ı ndaki bazı ko l i b ri türleridir. Dış Görünüşü :

Beslenmelerine bağlı olarak değişik yapıda keratin gagaya, yanlarda iri yapı it iki göze, Vücut, baş, boyun, göğüs v e kuyruk bölgelerinden oluşm uştur.

dikey hareket eden iki gözkapağına ve keza yatay hareket eden zar şeklinde üçüncü bir gözkapağına, gözlerin alt arka tarafında özel yapılı kıllarla çevrilmiş kulakdeliğine,

GENEL VÜ CUT YAPILARI

205

bazen başın üzerinde etli bir ibiğe, yaşam şekline bağlı olarak uzunluğu değişen boyuna, dinlenme sırasında genellikle "Z" şeklinde kıvrılan bir çift kanada, çıplak vücut bölgelerinde genellikle pullara (ayak ve boyun), bazıları ayakta keratin mahmuz/ara ve yelpaze gibi açılabilen kuyruk tüylerine sahiptirler.

41 .2. 1 . İSKELET Kuş iskeleti (Şekil 35.33/a ve 41 . 1 ) . genellikle ince yapılı olması, özellikle uzun kemiklerinin havakeseleri ile donatılmış bulunması ve bazı iskelet elemanlarının (örneğin kuyruk omurlarının) yitirilmiş olması nedeniyle hafif bir yapı kazanmıştır. Kem i klerin hafif olması n ı n nedeni. bi rkaç ayrıcası n ı gözönüne al mazsak (bazı koşucu ve dalıcı kuşla r hariç). diğer kuşların hemen hepsinde, memelilerde görülen kem ikiliğ i n i n yiti ri lerek. b u n u n yeri ne büyü k ölçüde hava n ı n dolmasıdır. Bu da uçmayı kolaylaştı rmıştır. Ayrıca o m u rları n ı n kaynaşması ile omurgası ; ilgili kem i klerin kaynaşması ile de kalça kemer­ leri ha reketsiz sağlam b i r yapı kaza n mıştır. Kalça kemerleri n i n hare ketsiz bir yapı kazanması, bunların i ki ayak üzerinde ha reket edebil meleri n i ve o rtaları nda meydana geti rd i kleri büyü k bir açıkl ı ktan dolayı da. sert ve büyü k yum u rtaların yu m u rtlanabilmesi sağ la n m ı ştır.

Baş İskeleti : Diapsid tipten köken almış ve büyü k ölçüde kem i kleşmiş eleman ları bi rbi riyle kaynaşmıştı r (gençlerde stu rla r kısmen beli rgindir) . Üst şakakköprüsünün yitirilmesi ile iki şakakpenceresi artık birbirinden ayrılamaz duruma gelmiş ve çoğunluk göz çukuru ile ilişkiye geçmiştir. Alt elmacıkyayı (jugale = zygomaticu m) kuşları n hepsi nde va rd ı r. Kuşların hepsinde beyi ntasının (neurokra n iyumun) lümeni büyü ktü r. Ü stçene, eği lebilir bir kısım aracı lığıyla bu kısma ha reketli olarak bağlanmıştır (bu durum en iyi papağa nlarda görü l ü r) . Ü stçene yu karıya doğru bastı rıldığında, quadratum u n bir d ö n m e hareketiyle. jugale ö n e v e pterygoid i s e palatinuma karşı hareket eder. Günümüzde yaşayan kuşlarda diş yoktur. Kafatasmda. çift halde nasal, prefrontal. frontal , pa rieta l ve squamosum (bu kem i k derma l kökenlidir) ; nöra kran iyumda ( = beyi ntasında) çift halde exoccipitalia. laterosphenoid ve orbitosphenoid, tek halde supraoccipita l i u m . basioccipita l i u m . basisphenoid ve etmoid kemikleri bulunur. Ku lak bölgesindeki kem i kler kaynaşara k periotic kemiği oluştu ru r. Bir tane occipital condyl (boyun eklembaşı) vardır. Ü stçenenin oluşumuna. bi rbiriyle kaynaşmış premaksil. jugal. maks i l la . quadratojugale örtü kem i kleri katı lır. Altçenenin oluşumuna ise angular, supraangu lar. splenial ve dentary örtü kem i kleri katılır. Altçenedeki articular. M eckel kıkırdağına karş ı l ı ktı r. Hyoid yayın üst kısmında bulunan columella auris, işitmekapsülündeki fenestra ova/isin zarına (kulakzarına) bağlanır. Hyoid yayı n ı n a lt kısmında i s e basihyal. ceratohya l , basibranchial v e birinci solu ngaçyayı n ı n ceratobranchi­ a l kem i kleri bulunur.

Boyun (Şekil 35.33/a ve 41 . 1 ) : Kura l olara k çok hareketl idir. B u radaki o m u rlar g ü n ü m üz kuşlarında heterosöl eklemlidir (semer şekli nde) . Omur sayısı 1 0 ( karga) ile 26 (kuğu) arası nda değişir; yaygın sayı 1 4-1 5'dir. Boyu n o m u rları en arka kısı m ları nda kaburga taşı rlar. Atlas ve aksiyal omurlar ile kafatasına eklemleşme sağlanmıştır. Gövde: Göğüs (Toraks) O m u rları : O m u r sayısı 3-1 0 a rası nda değişir; 3. (güver­ cinde) - 9. (kuğuda) omurlar tam gelişmiş kaburga taşı rlar. Göğüs omurları birbirlerine ka rşı

206

AVES = KUŞLAR

çok az hareketlidirler ve bazı türlerde (özellikle iyi uçucu olanlarda) 3-5 tanesi tamamen kaynaşarak s ı rtkemiğini "Os Dorsale" meydana geti rirler. Ancak a rkadaki birkaç omur. bel (lumba r) o m u rları ile hareketli eklemleşmeyi sağlamak için serbest kal ı r ve hareket edebilir. Kaburgalar i ki kısımdan oluşmuştu r: Ü stte. o m u rgaya iki uzantı ile eklemleşmiş bir dorsal kısı m ; altta göğüskemiği ile bağ lantıya geçmiş ventra l kıs ı m . Kaburgaların arkaya doğru kanca şeklinde çıkıntılar (processus uncinati) taşıması tipiktir [(Şeki l 35 . 1 1 /m ve n). Bu çıkıntı lar bir a rkadaki kabu rgaya bağlanır. Böylece hem sağlam bir kafes m eydana geti rirler. hem de kaburga kasları nın bağlanması için oldukça gelişmiş bir yüzey oluştu ru rlar.] Sphenodon'da da bu çıkıntıların bulunması n ı n nedeni tam olarak açıklanamamıştır. Ayrıca suları n deri n l iklerine dalan dalgıçkuşlarında su basıncına dayanıklılık gösteri lebi lmesi içi n her kaburgada bu çı kıntı lardan iki tane vard ı r.

Bel ( Lu m ba r) ve Sağrı (Sacra l ) O m u rl a rı (Şekil 35.33/a ve 4 1 / 1 ) : Bel ve sağrı keza öndeki kuyruk o m u rları (toplam 1 0-23 omur) birbi rleriyle kaynaşarak "Synsacrum" ( = Utançkemiği)'u yaparlar. Dolayısıyla bel i rgin bir bel ve sağ rı bölgesi ayı rtedi lmez. Bu kem i k, kalçakemeri ile de sı kıca bağlanmıştır. Kuyru k ( Ca u d a l ) O m u rları : Synsacru mdan son ra ki 5-6 hareketli omur ve daha son ra birbiriyle kaynaşarak "Pygostyli"i oluştu ra n (Şekil 41 . 1 ) körelmiş o m u rlar. kuyruğu yapa r. Buradaki omur sayısı 1 2'dir (Archaeopteryx'de iyi görülebi lir 22 omur) . Pygostyl kuyru k kasları n ı n bağlanmasına yarar. Sonuç olarak 39 (serçelerde) - 63 (kuğu) o m u rdan meydana gelmiş omurga, baş-boyu n . boyu n-sı rtkemiği. s ı rtkemiği-utançkemiği a rasında ve kuyru k omurunun bazıları­ n ı n arasında hareketli olarak eklemlidir.

Sternum (Göğüskemiği) : Göğüskafesi ndeki göğüskemiği, kuşların en i ri kemiğidir. Bu kafes. içte kalbi. akciğeri. mideyi ve ka raciğeri koruyan bir kutu . dışta ise öze l l i kle uçucu kuşlarda. uçma kasları n ı n bağlanması için bir ka rina "Crista Sternii" oluşturur (Şekil 35.33/a ve 4 1 . 1 ) . Uçma n ı n azalması ile birl i kte karina da küçü l m ü ş ; devekuşlarında ise tamamen o rtadan kalkm ıştı r. Omurkemeri (Pectoral Kemer) (Şekil 35. 1 6. 1 7 ve 41 . 1 ) : Om uzkemeri. scapula ile stern um arası nda yer alan büyü k bir coracoidea ile. kılıç şeklinde i nce bir scapulaeden (kürekkemiği nden) ve ladeskemiği "Furcula" halinde kaynaşmış "V şeklindeki " Claviculae (köprücükkemiği) denen kem i klerden oluşmuştur. B u üç omuzkemiği bi rbi riyle sıkı temastadır. Furcula. omuzkemeri ile kaynaşmış olabi lir. Böylece omuzkemeri n i n her i ki yan ı birbirine bağlanmış olur. Scapula v e coracoid kemikleri n i n birbirine bi rleştiğ i yerde. h u merusu n bağ landığı (eklemleştiği) glenoid çı kıntı bulu n u r. Ön Üye (Şekil 35.23. 24 ve 4 1 . 1 ) : Proksimal kısmı sürüngenlerinkine göre pek az değişmiştir. Bu kısım humerus. ulna ve radi ustan oluşmuştur. H u m e rus en uzun kemi ktir. Ön üyenin distal kısmı dörtüyelilerin tipik üye yapısından büyük ölçüde sapma gösterir. B u radaki kem i kler. teleklerin bağlanması için büyük ölçüde değişikliğe uğramıştır. Filogeneti k olara k 5 adet olan carpuslar (tarakkemikleri) kaynaşarak i ki kem iğe dönüşmüş­ tür. Bu iki carpalia (teki l i carpus) ise üç tane kalmış metacarpalia ( i l . . 1 1 1 . ve iV.) kem i kleri ile kaynaşarak carpometacarpusu meydana geti rir. G ü n ü m üzde yaşayan kuşların kanatlarında

GENEL VÜCUT YAPILARI

207

üç pa rmağa ait falanj b u l u n u r. i l . ve iV. parmaklar 1 -2 falanjlı, 1 1 1 . parmak ise 2-3 falanjlıdır. Telekler dörd ü ncü falanj kemiği ile carpometacarpusa bağlıdır. Kol uçma tüyleri radius ve ulna, koltu k tüyleri ise h u m e rus üzerine bağlıdır. MONTAGNA'ya göre radiusun önünde yer alan scapholunare. radialeden. i ntermedi­ umdan ve bir centra leden, buna karşı n elin diğer esas kemiği pisolunare ise, ulnare ve pisiformun kaynaşmasından oluşmuştu r. Kural olarak kuşların ön üyeleri genel yapıları bakım ı ndan birbirine benzerd i r. Fakat elemanları n ı n büyü klüğü ve yapısı uçuş tarzına göre değişi klikler gösterir.

Kalçakemeri (Pelvis Kemeri) (Şeki l 35. 1 9. 33 ve 4 1 . 1 ) : İ nce ve geniş yapılı kalça kemeri, synsacrum ile sıkı bir şekilde bağlana ra k, a rka üyeleri ile tüm vücudu

Casaurius = tepe l i k l i

Anser = kaz

Ardeidae = ba l ı kçı l l a r

Steg a n o podes = kü rekaya k l ı l a r

devekuşu

Podicipidae = yu m u rta piçleri

k Picidae = ağaçkaka n l a r

Apus

= eba b i l sağ a n

= ka rta l

Pandion

= b a l ı kka rta l ı

Lagopus

Strigidae = bayku ş l a r

Aquila

R a l l idae = sutavukları

m

= ka rtavu ki a rı

Jacana

= yapraktavukla rı

Şekil 41 .5 : Ayak tipleri . Açı klama metin içerisinde (Ziswiler'e göre çeşitli kaynaklardan).

208

AVES = KUŞLAR

taşıyabi lecek sağ lam bir yapı oluşturur. G i rintili çıkıntı l ı bu yapı, bacak kasları n ı n bağlan ması için geniş bir yüzey kazanmıştır. Bu kemer, ileriye doğru oldukça uzamış ilium, arkaya

doğru çevrelenmiş ischium ve yanlarda bulunan ve arkaya doğru yönelmiş pubis kemiklerinden oluşmuştur. Pubisin arka kısmı çok defa isc h i u m ile bağlanmıştır. Femur başı üç kemer kemiğinin de katılarak oluşturduğu acetabulum denen çukurluk içinde eklem yapar. Kuşların dişilerinde, bu kemerin ön kısmı, yumurtanın geçebilmesi için ventral kısımda birbirinden ayrılmıştır.

Arka Üyeler (Şekil 41 . 1 ) : Kural olarak kem i kler vücuttan uca doğru şöyle dizi l m işti r: Kısa ve kuwetli bir fem u r ; krişlerin bağ lanmas ı n ı sağ layan patella ; diz ekleminin distali nde tibiotarsus (ti bia ile iki proksimal ta rsal kemiğin kaynaşması ile oluşm uş) ; i nce yapı l ı , tibiotarsusa paralel uzanan, kısa bir fibula ; tarsometatarsus = yürüme kemi kleri (ontogene­ ti k olarak dista l ta rsuslar ile metatarsusları n -1 . pa rmağı n metatarsusu ha riç- kaynaşması ile oluşm uş) ve falanjlar. Tarsometatarsus ile tibiotarsus arasında ve keza tarsusların

distal dizisi ile proksimal dizisi arasında eklem bulunur. İntertarsal eklem zamanımız omurgalı/arından yalnız kuşlarda bulunur. B i ri nci ve çok defa a rkaya yönelik parmak, serbest bir metatarsal kem i k ile yü rü meye katı l ı rken. diğer parmaklar doğrudan doğ ruya tarsometata rsusa eklemlenm iştir. Kuşlar, şekli ve büyü klüğü bakımı ndan çok değişken olan en fazla 4 pa rmağa sahiptirler (Şekil 41 . 5 ) . Parma klar içten dışa doğru n umaralan ı rlar. Arkaya doğru yönelmiş parmak 1. pa rmak olarak n u maralanır. 1. parmak "Hallux" 2, i l . parmak 3, 1 1 1 . parmak 4 ve iV. parmak 5 fa lanjlıdır (Şekil 4 1 . 1 ) .

41 .2.2. KASLANMA Uçmaya uyu m yaptıkları için, göğüs ve kanat kasları iyi gelişmişti r. Ağı rl ı k merkezi n i n vücudun a l t kısmına düşmesini ve dolayısıyla uçma s ı rasında aerodinamik dengeyi Pronator superficia l i s- - --- i Extensor metacarpi rad i a l is--- 1 ı 1

ı 1

Radius 1

H u mera l -carpal ba nt--1

-==="=� I

1 1

Flexor d i g itoru m- 1 i profu n d u s : ı.. . .

1

1-- Tensor patag i i brevis Cucu l a ris

1

ı

\

1

longus

l. . .

Flexor d i g ito rum ··· ·­ su perficia l i s

/

Flexor carpi u l na ris--" , ,, Flexor dig itorum profu ndu s' , /

Pronator profu ndus- - - - , Expansor secu ndariorum -

/

/

/

/

- - __

/,

/

/



/

/

/

Şekil 41 .6 : Bir kuşta (Fregilupus varius) kanadın kasları ve tendonları (Berger'den) .

/

1

1 1 1 1 1 1 1 1

1 1 1

:1

r

ı L_ı

L--

- Serratus m etapafa g i a i l s - - Pectora l i s ı L -Biceps 1 L - -- -Triceps 1 : L - - - - -- - - Branch i a l i s L _ - - - - - - - - - H u m erus _

_ _ _

--

GENEL VÜCUT

YAPILARI

209

sağ layabilmek için kasların çoğu ventra l ta rafa kaym ıştır. E n önemli uçma kası, bir tarafıyla göğüskemiği ndeki ka rinaya, diğer tarafıyla humerusa (üstkola) bağl ı olan m. pectoralis (Şekil 41 . 6) ; i kinci büyü k kas ise m . supracoracoideus kasıdır. Tavu kları n beyaz göğüs eti , bu i ki kastan oluşm uştur. Ayrıca bi rçok diğer kas ve kiriş, ön üye n i n hareketlerinden soru m l ud u r. Koşmaya, sıçramaya, tırman maya, eşinmeye vs . 'ye uyu m yapan a rka üyelerin kasları çok iyi gelişm iştir. Bu kasları n büyü k kısmı kalça kemerine, küçü k kısmı ise fem u run distal kısmına bağlanm ıştır. Ta rsometata rsus kas taşı maz ; sadece pa rmaklara giden kirişleri taşı r. Bu kirişlerin dizilişi ve birb i rleriyle olan bağlantısı farklı gruplarda değişikti r. Ayrıca teleklerin dibinde, davranışlarda (kaba rma gibi) ve ısı düzen lenmesinde rol oynayan deri kasları ( m . errector pili) yayg ı n d ı r.

Hızlı hareketleri (genellikle kısa mesafelerde) sağlayan kaslar (göğüste uçmayı sağlayan m. pectoralis kasi) beyaz renklidir. Bu kasların miyofibrilleri daha kalın, çekirdekleri miyofibriller içerisinde dağınık durumdadır ve yağ miktarı daha azdır (örneğin tavuk göğsünde % 1 kadar). Galliformes (tavukgiller) türlerinin göğüs kısmında bu kas tipi yaygındır. Uzun mesafelere uçabilen ya da uzun süre havada kalabilen (martı, karga, yırtıcı kuşlar vs.) kuşların göğüs kasları ve keza tavukgiller de dahil daha yavaş; fakat devamlı hareketleri sağlayan bacak kası gibi kaslar ise kırmızı renklidir. Bunların fibrilleri, daha ince, çekirdekleri miyofibrillerin çeperlerine dizilmiş, miyoglobin ve sitokromca daha zengin (oksijenden yararlanabilmek için) ve yağ oranı daha yüksektir (% 5 kadar). Beyaz kaslar, kırmızı kaslara göre kural olarak daha erken yorulur.

41 .2.2. 1 . Hareketleri Yaşam tarzla rına göre büyü k değişiklikler ve buna uygun olara k da öze l l i kle aya klarında (Şekil 41 . 5) ve ka natla rı nda fa rklı laşmalar gösterirler. Kuşların ön üyeleri kanat haline dön üştüğünden, özel bir yapı kazanmı ştı r (Şekil 41 . 7/a) . H u merus kısa, a ltkolu ol uştura n radius ve ulna kem i kleri ise daha uzundur. U l na, radiustan daha kuwetlidir. İskelet konusu nda değ i ndiğimiz gibi, carpus kem i klerinden sadece radiale ve u l n a re kal m ıştı r. Metakarpus ise üç tanedir (birisi uzun i kisi kısa) . Erg i n l e rde bu üç kem i k kaynaşır. Dördüncü ve beşinci pa rmaklar körelmiş ; yalnız üçüncü pa rma k kalm ıştır. Başpa rma k ile üçüncü pa rma k bire r segmentl i , ikinci parmak ise 2-3 segmentl idir (Şekil 4 1 . 7/b) . Ön üyelerin vücuda sağlam bağ lanması için fu rcula (ladeskemi­ ği) oluşm uştur. Kanat kasları n ı n bağlan ması için de göğüskemiğinde çok defa karina (carina) oluşmuştu r (uçucu kuşla rda) (Şekil 41 . 1 ) . Teleklerle ve uçma tüyleriyle donatı lmış kanatlar, d i n lenme sırası nda vücudun yan la rı nda d u ru r.

Kuşlar, uçmaya uyum yapabilmek için şu özellikleri kazanmıştır: Kemiklerinin içini boşaltıp havayla doldurma, kemiklerini oransal olarak inceltme (ağırlık azaltma); ter ve deri salgı bezlerini yitirme (böylece uçarken vücutlarında tutulması gereken su azalır); dişlerini yitirme, çene kemiklerini inceltme (ağırlık azaltmak için); omuz- ve kalçakemerinin ve göğüskemiğinin kaynaşarak bir bütün oluşturma (uçmada direnci karşılayabilmek ve kas bağlanma yüzeyini artırmak için); iç organların arasında hava keselerini oluşturma (Şekil 35.33/a) ; sadece ovipar üreme (böylece yavruları sürekli

AVES = KUŞLAR

21 Q

Ti biotarsus Carpometaca rpus Ta rsometata rsus a

b ÖN ÜYE

ARKA ÜYE

Şekil 41 .7 : Kuşlarda ön ve arka üyeni n iskelet yapısı (Baran'dan).

taşıma gereği duymazlar); dişilerde sağ eşeybezlerini köreltme, kalori değeri yüksek tohum vs. gibi besinlerle beslenme (gereksiz yük taşımaktan kurtulurlar), besinlerini hızlı sindirme (gereksiz yükü uzun süre taşımaktan kurtulurlar), hafif tüy ve tefeklerle donatılma, vücudun aerodinamik yapı kazanması ve en önemlisi boşaltım atıkları olarak sadece ürikasit atmalarıdır (böylece atık maddelerin atılması için daha az su kullanılacak, yani vücutta daha az su tutulacaktır). Ayrıca kanlarında glikoz miktarının yüksek (gerekli enerjiyi hızla elde edebilmek için), kalplerinin dört gözlü olması (akciğer ve vücut dolaşımını birbirinden ayırır), kan dolaşımının hızlı ve yüksek basınçlı olması (metabolizmayı yükseltir), vücut sıcaklıklarının oransal olarak yüksek, yalıtım mekanizmalarının etkili (tüy ve tefeklerle) ve solunum mekanizmalarının gelişmiş olması (hayadan hem girerken hem de çıkarken oksijen kazanılması nedeniyle) (Şekil 35.33/b) uçmayı ve hızlı hareketleri destekler. Kanatların şekli ve büyü klüğü yaşam ortamı ve şekline göre değişiklikler gösteri r. Örneğin sık ağaçlı k yerlerde yaşayanlarda, yan i kısa mesafelerde ani dönüşler yapmak zorunda olanlarda kısa ve oval (Ga l liformes = tavuklar ve Picidae = ağaçka kanlar) ; uzun mesafelerde uçma zoru nda · olanlarda uzun ve sivri (Charadri idae = yağm u rkuşları, Apodidae = sağanlar, Trochilidae = kolibriler, H i rundin idae = kı rlangıçlar, Falcon idae = kerkenezler). uzun süre havada kalmak zoru nda olan denize! kuşlarda dar ve uzu n ( Diomedeidae a lbatroslar ve Fregatidae). karasal olanlarda ise daha az sivri ; fa kat kanat ucunda ekstradan uzamış telekler va rdır. =

Kanat yapılarına göre, kanat çı rparak yü kselme, yüksekten süzülerek uçma, süzü lme vs. görü l ü r. Süzülme Üçuşunda (kartalları n , yağ m u r kuşları n ı n vd . ' n i n yaptığı gibi) çok az enerj i harca n ı r ; bu durumda genel l i kle hava akımlarından yararlan ı l ı r. Kanat çırpmada, kanat, önce öne ve aşağı , daha son ra yukarı ve a rkaya hareket etti ril i r. Yu karı doğru hareketi daha

GENEL VÜCUT YAPILARI

21 1

hızlıd ı r. Böylece hem havada kal ması hem de öne doğru hareketi sağlanır. Belirl i b i r yükseklikte öne doğru ha reketi sağlamak içi n kanatlar sadece önden arkaya hareket etti ril i r. Küçü k kuşlar sıçrayarak i l k hareketi sağlamalarına karş ı n , i ri kuşlar karada ise bel i rli bir süre koşmak, denizde ise yine bel i rl i bir s ü re yüzmek zoru ndad ı rlar. Ağaçlarda ve kayalarda yaşayanlarda bu soru n l a r yoktur. İ l k kanat çırpmalar en kuwetlisidir. Yere iniş s ı rasında kuyruk telekleri n i açmak ve aşağı doğ ru eğmek, kanatlara bel i rli açılar vermek, bazı kuşlarda ise parmakla rı n a rasındaki zarları bir perde gibi germek suretiyle fren etkisi yaparlar. Sağan la rı n hızın ı n 1 20 km. 'ye u laştığına i l işkin kayıtlar vardır. Keza kanat çırpma sayısı da kuşun büyü klüğüne ve kanat şekline göre farklı l ı k gösteri r. Kolibri le rde kanat çırpma sayısı en yüksektir. İ ri kuşla r daha yavaş kanat çırparlar. Penguenler kanatları n ı yüzerken kü rek gibi ku l la n ı rlar. Devekuşları ve kivi lerde kanatlar köre l mişti r.

Arka üyeler bipedal yürümeye izin verecek şekildedir. Devekuşları 60 km. hızla koşabilirler. Bacakların üst kısmı genellikle diz eklemine kadar tüylerle; tırnağa kadar olan kısmı ise pullarla örtülüdür. Bacak iskeletin i n yapısı, iskelet kon usunda veri lmişti r (Şekil 41 . 1 ) . Hareket tarzına göre bacakları n , öze l l i kle aya kların yapısında (Şeki l 41 .5) farklı l ı klar görü l ü r. B u n l a r : G e n e l yapı olara k beşinci parmak kaybolmuştu r. Genelli kle 3 -4 parmağa sahip olmalarına karş ı n , Eskidünya devekuşlarında iki parmak bulunur. Parmaklar bazen öne ve arkaya dönebilir. Bu tip parmaklara döner parmaklar denir. Kuşların yerdeki hareketini sağlaya n ayaklar, yaşanılan habitata bağl ı olara k çeşitli g ruplara ayrı l ı r. B u n lar (Şekil 41 .5) : 1 ) Karada Yü rüyen ler, 2) Batakl ı k ve Su İ çinde Yü rüyenler. 3) Yüze n ler.

1) Karada Yürüyenler (Şeki l 41 . 5/a-d) : Parmaklar yürüme s ı rasında dengeyi sağlamak a macıyla oldu kça uzamıştır. Tibiotarsus i ntertarsal ekleme kadar tüylüdür. Bu grup ayaklar da kendi a raları nda çeşitli tiplere ayrı lmaktadır. a) Koşucu Ayaklar (Şekil 41 . 5/c ve d) : Arka parmak yoktur. Önde üç (örneğ i n , Rheidae) ya da i ki parmak vard ı r (örneği n , Struthionidae) . b) Adımlayıcı Ayaklar: Parma kların üçü ö n e , biri a rkaya doğ ru yönelmişti r. Ön pa rmaklar, orta kısımlarına kadar birbi rle riyle bi rleş miştir (örneğ in, Alcedo) . c) Sıçrayıcı Ayaklar (Şekil 41 . 5/b) : Pa rmakların üçü öne, b i ri a rkaya yöneliktir. Parmaklar yal n ız dip kısı mları nda b i rb i rleriyle birleşmiştir (örneğ i n , Turdus) . d) Eşici Ayaklar (Şeki l 41 . 5/a) : Pa rmakları n üçü öne, biri a rkaya yöneliktir. O rta parma k diğerlerinden uzun olup eşinmeye uyum göstermiştir (örneğ i n , Galliformes) . e) Yakalayıcı Ayaklar (Şekil 4 1 . 5/m­ o) : B i ri nci ve ikinci parmaklar uzu n , tı rnakları sivri ve kıvrı ktır. En uzun tırnaklar birinci ve ikinci parmaklarda bulunur (örneğ i n , Accipitridae) . f) Tırmanıcı Ayaklar (Şekil 41 . 5/k) : Parmakları n i kisi öne, i kisi a rkaya yönelikti r (örneği n , Picidae) . g) Tutunucu Ayaklar (Şeki l 41 . 5/1) : Dört parmak da öne dönü ktü r (örneği n , Apodidae) . h) Döner Parmaklı Ayaklar: Parmakları n ı n üçü öne, biri a rkaya yöneliktir. Ön parmaklardan dıştakiler iste n i ldiği nde a rkaya çevri lebi l i r (örneği n , Cuculidae) . i) Yarık Ayaklar: Ü çü öne, biri arkaya yönelik olan parmakla r diplerine kadar b i rbirlerinden ayrı lmıştır (örneğ i n , Colu mbiformes).

2. Bataklık ve Su İçinde Yürüyenler: Bu grup ayaklarda da dengen i n sağlanması amacıyla parmaklar uza mıştı r. Tibiotarsus tümüyle ya da kısmen tüysüzdür. Bu grup ayaklar şu tiplere ayrı l ı r. a) Tek Bağlı Ayaklar: Orta ve dış parmaklar perde şeklindeki kısa bir deri ile birbirlerine bağlanmıştı r (örneği n , bazı Scolopacidae türleri) . b) Çift Bağlı Ayaklar: Ön parmakla rın tümü dip kısı m la rında bulunan kısa bi r perde ile birbi rlerine bağlanmıştı r (örneğin, Ciconiidae) . c) Boğumlu Ayaklar (Şekil 41 .5/h) : Parmakların etrafındaki deri boğumludur (örneğ i n , Fulica) .

212

AVES

=

KUŞLAR

3. Yüzenler (Şekil 41 .5/e-g) : Parmaklar arası nda yüzme sırası nda ku lla n ı lan perdeler bulunmaktadı r. B u g rup ayaklar da şu tiplere ayrı lmaktad ı r. a) Ayrık Perdeli Ayaklar (Şekil 4 1 . 5/g) : Pa rmaklar birbirlerine yapışık değ i ld i r. Her parmak ayrı bir yüzme perdesi ile çevrilidir (örneğ i n . Podicipedidae) . b) Tam Perdeli Ayaklar (Şekil 41 . 5/e) : Öne yönelik olan üç parmak a rası nda. parmak uçlarına kadar uzanan yüzme perdeleri bulunur (örneğ i n . La ridae v e Anatidae) . c) Yarı Perdeli Ayaklar: Öne yönelik üç parma k arası ndaki yüzme perdeleri. pa rmak o rtalarına kada r uza n ı r (örneğin. Recu Ni rostridae). d) Kürek Ayaklar (Şekil 41 . 5/f) : Dört parmak da öne yönelik olup. tüm pa rmaklar arası nda parmak uçlarına kadar deva m eden yüzme perdeleri vardır (örneğ i n . Phalacrocorax ve Plecanus) .

41 .2.3. DERİ VE DERİ OLUŞUMLAR! Hayvanlar aleminde vücut sıcaklığının korunması açısından memelilerin derisi ile birlikte çok özel bir yapı gösterirler. Vücudun büyü k bir kısmı tüylerle örtülüd ü r. Gaga, parmaklar, tarsometatarsus, bazen boyun kısmı tüysüzdür. Kuşlarda gaga, tüy, telek, tırnak, pul ve renk, derinin oluşturduğu yapılardır. Deri, ince yapılı, keratinizasyonu az, do/ayısıyla kas tabakasına çok gevşek bağlanmış bir yapıdır. Dermiste depo edilen bol miktardaki yağ, hem ısı yalıtımında hem yedek besin olarak hizmet görür. Soğuk iklimlerde, özellikle sığ sularda yaşayanlarda bu yağ tabakası daha kalındır. Bazı larında (pe l i kanlarda olduğu gibi) hava keseleri va rd ı r. Tüy köklerine bağ lı derm isin düz kasları. teleklerin vücuda yatı rı lması n ı (ısı n ı n koru n ması i ç i n ) v e kabartılmasını (ısının savru lması için) sağlar. Terlemeyle su yiti rilmesini ve tüylerin birbirlerine yapışmas ı n ı ön lemek için ter bezleri oluşmam ıştı r. Tek deri bezi ana lbezd i r "Uropygial Bez". Bu bezlerden alınan yağ l ı sıvı. gaga ile tüylere ve tırnaklara sürü l ü r ; böylece suya karşı ya lıtım ve tüylerde parlaklık (öze l l i kle ü reme mevsimlerinde) sağ lan ı r.

41 .2.3. 1 . Tüyler Sürüngen lerin pulla rına homolog. tamamen epiderm is kökenli. hayvanlar alemi nde yalnız kuşlarda görülen oluşumlardır. Tüyler. genelli kle folikül denen bir çukurl u kta bulunan bir kök "Calamus" kısmından ve bu kökü n deri üzeri ndeki uzantısı olan bir şaft= eksen "Rachis" kısmı ndan oluşmuştu r. Çok defa . kökün deri üzeri ndeki kısm ı n ı n yan ı nda (rachisle calamusun bi rleştiği yerde). "Superior Umbilicus" denen bir çukurdan. daha zayıf bir şaft ı = e kseni olan ve genelli kle yan telek. yan tüy ya da yedek telekler olarak da adlandırılan "Hiporachis" diye ikinci bir tüy daha çıka r (Şeki l 41 .8/a) Yan telekler emularda (Şekil 41 . 1 2/c) ve devekuşlarında ana telek kadar büyüktür. Böylece bunlarda bir çeşit çift telek oluşumu görü l ü r. Hem ana ve hem yan şaftın her i ki tarafı ndan. birincil olarak yan dallar "Ramus" (çoğ u l u ramii) ; bu birincil dallardan da ikincil dallar "Radius" (çoğulu rad ii) ya da on ların kal ı ntıları çıkar. Calamus ve rachisin boydan boya oluştu rduğu eksene ya da şafta "Scapus", ra m uslar ve radiusları n oluştu rd u kları aya kısmına i s e "Veksillum" den i r. Kök kısmı genel l i kle yuva rla k yap ı l ı v e i ç kısmı çoğ u n l u k boştur; rachis kısmı ise genel l i kle köşeli v e iç kısmı gevşek yapılı öz maddeyle doludur. H i porachiste de aya ol uşabi l i r. Bazı teleklerin rad i uslarında. yan dalları birbi rine bağlayan kancalar "Radiolus" (çoğ u l u radiolii) vard ı r (Şekil 1 1 . 1 5) . Bu bağlanma aya kısm ı n ı n bütü n lüğünü sağ lar (Şekil 41 .8/a-d) . Kancalar daha çok teleği n uç kısım larına

GENEL VÜCUT YAPI LARI

213

Ram us

K a l e m tüy

a

Aya n ı n açı l m ası

(cıı l a m us) S u perior u m bi l icus



------

Boyn u z u m s u kı l ıf Şaft tasla ğ ı Dal ı n ( ra m us) ışınlı tasl a ğ ı

Ventra l

d e

D i ken i msi tüy

Ka n d a m a rı n ı n geçtiği p u l pa a ç ı kl ı ğ ı

f İ p l i k tüy

Ku l uçka tüyü

Şekil 41 .8 : Kuş tüylerinin yapısı ve çeşitleri (Portman n ; Remane, Storch v e Welsch'den).

doğ ru b u l u n u r. B u kancalar komşu rad iusları n yayı msı ışın larına tutu n u r. Eğer telekler kabartı l ı rsa, radioluslar çözü lür. Gaga ile kancalar tekra r takı l ı r. Gagayla kancaları n düzelti lmesi sırası nda u ropygial bezin (analbezin) yağl ı sıvısı bu dalcı klara s ü rü l ü r. Kanadı n küçük tüyleri (telekleri) kanca taşımad ı kları ndan kuştüyü n ü meydana geti rirler.

214

AVES = KUŞLAR

Kök kısmı n ı n gömüldüğü folikülün papilla denen dip kısmı , öze l l i kle tüyün gelişme evrelerinde sık kılcaldamarlarla kuşatıl m ıştı r ; böylece yeterince beslenmeleri sağlan ı r. Telek foli kül ü n ü n dermis içerisindeki kısmına "Arrector Pulmarum" denen bir düz kas bağlanmıştır. Bu kas, kuşlara, telekleri ni kabartma yeteneği kazandırı r. Uçma ve dümen tüyleri n i n aya kısmı asimetri k yapı lıdır. Bu teleklerin dar olan dış aya kısımları daha sert, geniş yapılı içteki kısı m ları ise daha. yümuşak yapılıdır.

ÖRTÜ TÜYLERİ KALDIRILMIŞ KANATTA UÇMA TELEKLERİ c

Ka r ı n kısm ı

Ka nat üstü büyük el örtü tüyleri Al u l a

b GALLUS FERRUGİNEUS'DA

TELEKLİ VE TELEKSİZ VÜCUT BÖLGELERİ

BİR KANADIN TELEKLERİ

Şeki l 41 .9 : Kuşlarda pterylose ve apterylose bölgeler (a ve b) (Kühn'den) ; bir kuşta kanat kemi kleri ve teleklerin bağlanışı (örtü tüyleri kaldırılm ış) (c) (Nietsch, van Tyne ve G ray'den) ; bir kuş kanadının örtü tüyleri (d) (Baran'dan değiştirilerek) .

GENEL VÜCUT YAPI LARI

215

41 .2.3. 1 . 1 . Tüy Tipleri A) Pennae = Telekler = Uçma Tüyleri : B üyü k ve uzun yapılı tüylerdir. Radiusları­ n ı n üzerinde radioluslar olduğu için aya kısmı düzgün ve dik d u ru r (Şeki l 41 .8/a-d) . Vücutta pterylae denen kısımdan çıka rlar (Şekil 41 .9/b). Bu bölgelerin arası nda kalan ve apteria denen kısımlar ise ya çıplaktır ya da hav tüyleri denen (plumae) tüylerle ö rtülüdür (Şekil 41 .9/a). Genelli kle vücudun en dış kısmı ndaki tüyler bunlard ı r. Telekler de 3 gruba ayrı l ı r. Bunlar: a) Remiges = Uçma Telekleri : El ve altkolda b u l u n u rlar (Şeki l 41 .9/c) . Her elde, el ucundan bilek eklemine kadar 9-1 O uçma teleği vard ı r (Afri ka d evekuşu 1 6, kasuarlar 3 telekl idir) . Esas uçma işlevin i bu telekler yü klenir. Bilekten üstkol eklemine (di rseğe) kada r olan kısımda, sayısı değişen ( kolibrilerde 6 , albatroslarda 3 2 . genellikle 9 ) daha zayıf yapılı a ltkol uçma telekleri vardır. Bunlar uçma işlevi ne ikinci deredece yard ı mcı olurlar. B u teleklerin yan aya ları (ikincil veksi l l u m la rı) yoktur. U ç m a telekleri n i n uzunluğu sistematikte önemlidir. B u n la rı n yapısına göre sivri ya da yuva rlak kanat tipi d iye i ki (ve geçiş formları) kanat tipi oluşur. b) Tectrices = Örtü Telekleri : Uçma telekleri n i n dibinde ki remit gibi dizilmiş daha kısa yapılı teleklerd i r (Şekil 41 . 9/d ) . Kanatları n üstünde -üst ö rtü telekleri ya da tüyleri- ve altında -alt ö rtü telekleri ya da tüyleri- birkaç s ı ra örtü teleği bulunur. Ü stkolun (humerusun) üst kısm ı n ı ö rtenler "Parapterum = Omuz Telekleri ya da Tüyleri" adı n ı a l ı r. Başparma k üzerindeki teleklere de "Alula" d e n i r (Şekil 41 .9/d ) . c) Rectrices = Kuyruk Telekleri : Kuyruktaki büyük teleklerd i r (Şeki l 41 . 1 0) . U çuş sırasında dümen görevi yaparlar. Sayı ları çoğ u n l u k 1 0-20 (bazen daha fazla) arasında değişir (genellikle 1 2) . İ kincil aya kısı m ları yoktur. Son kuyru k o m u runa (pygostyle) yelpaze gibi açılabi lecek ve yuka rı-aşağı hareket edebilecek şekilde bağlanmışlard ı r. Kuyru k telekleri n i n dip kısmı n ı örtü telekleri örtmüştür. Bu örtü telekleri tavuskuşunda o l d u ğ u g i b i bazen çok uzun ve güzel ren klerde olabildiği gibi, bazen körelmiş de olabi lir. Uçamayan kuşlarda kuyru k telekleri köre l mişti r. Teleklerin uzunluğuna ve dizi limine bağl ı olarak dört köşe (teleklerin hepsi aynı uzu n l u kta), çata llı (kuyruğun orta telekleri en kısadı r). basamaklı (telek boyla rı ortadan yanlara doğru basamaklı olara k gitti kçe aza l ı r) . kama şeklinde (bir önce ki n i n

' ' '\

b Basa m a k l ı Şekil 41 . 1 0

Kam a şekl inde :

d Yuva r l ak

Dört köşe

Kuşlarda kuyru k çeşitleri (Baran'dan).

e

G i ri nt i l i

f

Çata l l ı

216

AVES = KUŞLAR

benzeri , yalnız telekleri n boyu nun kısalması çok daha düzen lidir), yuvarlak (teleklerin ucu yuvarlak bir şekilde sonlan ı r) ve giri nti li (orta telekler yan la rda ki ne göre biraz daha kısadı r) olabilir.

B) Plumae = Hav Tüyleri (Şekil 41 .8/f-g) : Radiuslar üzerinde radioluslar bulunmaz. Bu nedenle d i k d u ra mazlar. Rachis kısı mlan çok ince, bazen tamamen körelmişti r. Böylece radiuslar (yan kollar) tüy kökün ü n dista l kısmından bir bu ket gibi birbirine çok yakı n olarak çıka rlar. Genellikle ikincil aya kısmı bulunur. Hav tüyle ri telekleri n altında ve arasındad ı r ; g ri ve beyaz ren klidirler; ısının yal ıtı mında önemli rol oynarlar. Daha çok göğüs ve ka rın kısmı nda b u l u n u rlar. Civcivleri ısıtmaya da ya ra rlar. Yavru kuşlarda genelli kle bu tip tüyler bulunur. Kazlardaki bu tüyler yastı k yapımı nda ku llan ı l ı r . C) Filoplumae = Kıl Tüyleri (Şekil 41 . 8/e} : E ksen kısımlan (rachis) ince v e uzu ndur. Aya kısımlan körelmiş ya da tamamen yiti ri lmiştir. Telekler arasında dağ ı n ı k olarak duru rlar. Ağız etrafındaki duyu tüyleri bu tiptend i r (bu kılları n kıl kökü nde titreşim leri algı layabilecek s i n i r donatı mı vard ı r) . Ağaçkaka n ların burundeliklerindeki bu tip kı llar ise. odun parçaları n ı n vücuda girmesi n i önler. Tavuskuşla n ndaki çok u z u n v e ren kl i tüyler k ı l tüyleridir. B u n lardan başka. bazı süs telekleri ve tüyleri. keza bazı duyu tüyleri. pudra tüyleri ve devekuşu tüyleri gibi değişik çeşitleri de vard ı r.

41 .2.3. 1 .2. Tüy Oluşumu ve Değişimi Epidermisin papilla denen. kalıtsal olara k önceden saptanmış yerleri nde. h ücre böl ü n mesi su retiyle meydana gelirler. M ezoderm köke n l i papilla. epidermis altı ndaki hücreleri (epidermisin kaide hücrelerini) organ ize ederek. onları vaskularize hale geti ri r ve m itotik böl ü n m eye geçmeleri n i sağ lar. Bu uyarı lma. deri n i n üzerinde küçük bir s ivilce şeklinde kabarı klığı n m eyda na gelmesine neden olur (tüy primordiumu) (Şekil 41 . 1 1 ) . Primord i u m uzar ve kı l ı n çukuru. epidermis h ücreleriyle astarlanara k. mezoderm köke n l i koriyu mdan ayrı l m ı ş bir kıl folikülünü meydana geti ri r. Bu bölü n m e sırasında kon i şekl inde olan tüy kökü . ikincil olarak kutis içerisine göm ü l ü rken. distal kısmı da deriden dışarıya doğ ru yatık bir şekilde uza n ı r (Şekil 41 . 1 1 ). Böyle bir tüyün kökü n ü n enine kesitinde. dışta n içeriye doğ ru şu tabakalara rastla nır. En dışta. kın ya da kılıf h ücreleri denen özel bir hücre tabakasından meydana gelen. düz bir keratin örtüden oluşmuş tüy ya da kıl taslağı n ı tü m üyle saran boynuzumsu tabaka (Şekil 41 . 1 2/c) ( b u taba ka d a h a son ra parça lanara k aya kıs m ı n ı n açı lması n ı sağlar) (Şeki l 41 . 8/d ) . O n u n a ltında tüyü oluştura n doku b u l u n u r. Bu doku da epiderm is hücrelerinden meydana gelir. Foli kü l ü n kaidesindeki hücreleri n sütunlar Epiderm is

Şaft

Telek papi l i

b

c

Şekil 41 . 1 1 : Bir teleği n gelişimi (a ve b) ve gelişmekte olan bir teleğin boyuna kesiti (c) (Remane. Storch ve Welsch ·den).

GENEL VÜCUT

YAPILARI

217

şekl inde m itotik böl ü nmesiyle, i l k olarak birbi rine bağ lan m ı ş ramus sütun la rı meydana gelir ve daha sonra kı lıfın yırtı lmasıyla bu sütu nlar, dallar (ra m uslar) şeklinde açılarak ayayı yapar (Şekil 41 . 8/d). İ nce kıllarda telek kını sıyrı l maz. Kıl kökü kan damarları ile sıkı bir şeki lde donatı l mıştır. Kıl kökünde yağ bezleri yoktur. Telekler tamamen büyüdükten sonra , dermal papi ller ölür ve geriye yumuşak dokuyla dolmuş bir boşluk kal ı r. Papil l a n ı n yaşayan kısmı b i r m i ktar geriye doğ ru çeki l i r ve "İnferior Umbilicus" denen bir boşluk bırakır (Şekil 41 . 8/a) . Yen i telekler ise tekra r a ktive edilmiş dermal papil lerden (daha önce telek meydana geti rm iş) meydana gelir. Yaşam evreleri ne göre farklı tüyler gelişir. Bunlar: 1 . Protoptil : Genelli kle yavru evresinde görü len tüylen med i r, 2 . Mesoptil : Gençlik evresi ndeki tüylenmedir, 3. Teloptil : Erg i n l i k evresi n­ deki tüylen medir. a

b M el a n i n l i b a ğ doku

Dal ( r a m u s ) A

A

ENİNE KESİT

c

TELEKTE MAVİ RENGİN OLUŞUMU

Şekil 41 . 1 2 : a) Bir kuş tüyünün dalcı klarında rengin meydana gelmesi, b) Bir telek ışınında ışığı BİR kıran, yansıtan ve absorblayan tabakaların dizilimi ve c) Her i ki ekseni (esas ve yan teleği) de iyi gelişen bir teleği n (emuda) kökünden bir kesit (Portman'dan).

41 .2.3. 1 .2. 1 .

EMU (DORMAEUS)'DA KIL KÖKÜNÜN ENİNE KESİTİ

Tüy Değişimi

Cansız yapılar oldu klarından, doğal koşullar nedeniyle yıpra n ı p düşünce, kıl kökündeki kontak i n h i bisyonun kal kmasından dolayı yen iden bir tüyü n oluşumu başlatı l ı r. Fakat çoğu kuşta, hormona! olara k, yılda bir bazen iki hatta üç defa, büyü k ölçüde tüy değişimi görü l ü r (yalnız kolibriler u z u n bir kuluçka dönemi n e s a h i p olduklarından dolayı 2 yılda bir tüy

218

AVES

=

KUŞLAR

değiştiri rler) . Bu değişim ya gelmekte olan mevs i m i n farklı koşu llarına bir uyumdur ya da (çoğ u n l u k) eşeysel ü remede sinyal verme ya da korun ma ren kleri n i n oluşmasıyla ilgilidir. Bazıları küçü k tüyleri n i senede iki defa değişti ri rken. telekleri n i ancak bir defa değişti rirler. Tüy değiştirme genelli kle yavaş ve bel i rl i bir sı raya göre (örneğ i n . kanatta el uçma tüyleri n i n dökü lmesi. bilekte başlar v e yavaş yavaş el ucuna doğru ilerler; kol uçma tüyleri i s e h e m iç hem de dış taraftan içe doğ ru değiştiri lir; kuyru k tüyleri n i n ki içten dışa doğ ru olur) olduğundan ve çoğ u n l u k alttan gelen tüyü n üsttekini iterek düşürmesinden dolayı birdenbire çıplak kalmazlar; özellikle kanat ve kuyruk tüyleri belirli bir sı raya göre değiştirildiğinden. uçma sekteye uğramaz (yı rtıcı kuşlar. g üvercinler. martı lar. papağanlar. tavuklar, ötücü kuşlar vs . ) . B i r kısmı, telekleri n i n hepsin i b i rden döktüğünden bi rkaç haha uçamazlar (kazlar, ö rdekler. kuğular. turnalar ve bazı bataklık kuşları ) . Ya lnız peng uenlerde tüyleri n hepsi a lttan gelen lerin etkisiyle birden dökü l ü r ; bu nedenle çok kısa bir süre çıplak kalabili rler. B u hayvanlarda tüylerin birden dökü l m esi ağı rl ı kları n ı n % 30 azal masına neden olur. Kuşlarda bazen yaşa, bazen mevsime ve çoğ u n lukla eşeye ve ü reme dönemine göre farkl ı ren kte tüyler meydana gelir. Bu nedenle tüy değişi m i bazen mevsim başında (çevre koş u l la rına uyu m için). bazen eşleşme döneminden önce (eşlerin birbi rin i cezbetmesi için ) v e bazen kuluçkada n önce (kuluçkaya ısı sağlamak v e homokromiyi sağ lamak için) gerçekleşi r. Bazen e rkek ve dişi, farklı zamanlarda tüy değişti ri r. Tüy değişti rme 1 -3 ay kadar sürebi l i r. Telekler değişince diğer örtü tüyleri de muhakkak değişti ri l i r. Tüylerin birden değiştiri l mesi birçok d u ru mda ti royit bezin i n deneti minde yü rütülür. Yavrular. e rg i n leşirken pterylose ve apterylose bölgelerin genel kapsam ı (Şekil 4 1 .9/a) ve burada olan tüyleri n n itel ikleri (kı llar. hav tüyleri ve telekler) zaman içinde bir sı raya göre değişebi l i r.

Tüy Dimorfizmi : Tüylerin yapısı, rengi ve oluşturd u kl a rı desenler. kuşun yaşına ve mevsime göre değişir. Kuşların hemen hepsinde genç ve erg i n tüy renklenmesi ve desenlenmesi farklıdır; keza a ralarında geçiş formları da görü lebi l i r. B i rçok kuşta. erkeği n ren klenmesi v e desenlen mesi dişiden, geçici (üreme zamanı) ya d a kal ıcı b i r şekilde (sü l ü nlerde olduğu gibi) farklıdır. Bir kısmı mevs i m l i k dimorfizm gösteri r (sığı rcıklarda olduğu gibi) ; mevsi msel olarak keza geçiş form ları da vard ı r. Keza aynı populasyonda eşeye, yaşa ve mevsime bağlı olmadan ren k polimorfizmi de görülebilir. Örneğ i n birçok puhu kuşu popu lasyonu kırmızı kahverengi ya da g ri kahverengi bi reyleri ka rışık içerebilir; hatta bazı tü rler sarı, kırmızı ve siya h renkli bireyleri ayn ı zamanda bulundura bi l i rler. Horozlarda bu ren k poli morfizm i çok fazlad ı r.

41 .2.3.2. Kuşlarda Renk Oluşumu Kuşlardaki ren klerin bir kısmı yapısal ren kler (yan i ışığın kırılması i le) b i r kısmı da gerçek ren klerd i r. Siyah ve kahverengini mela n i n , sarıyı (zooxanthin) ve kı rmızıyı (zoo­ eryth ri n ) da yağda eriyen karotinoyitler verir. Mela n i nler, eumela n i n ler (siya h ve kahverengi renkleri verir) ve phaeomela n i n ler (beyazı msıdan kı rmızımsı kahverengiye kadar olan renkleri veri r) d iye i kiye ayrıl ı r. Yapısal ren kler, ramuslar içinde koyu bir zeminde bulunan havakesecikleri n i n , ışığı kırması ile ortaya çıka r (Şekil 4 1 . 1 2/a) . Bu kı rılma sırasında ortaya çıkan kırmızı ren kler, a lttaki siyah mela n i n tabakası tarafından absorbe edil i r ve mavi ren kler yansıtı l ı r (Şekil 41 . 1 2/b) . Böylece parlak mavi ren klerin ortaya çıkması sağlanır. Yeşi l ren k. karoti noyit sarı ren k i l e

GENEL VÜCUT YAPILARI

219

yapısal mavi reng in karışım ıyla ortaya çıka r. Mor renk, karotinoyit kırmızı ile yapısal mavi rengin karışmasıyla oluşur. Pa rlak ve ışı ldayan keza yanardönerli ren klerin hepsi (kolibri/er­ deki, papağan/ardaki) ışığın kırı l ması ile ortaya çıkan ren klerd i r. Kırmızı, sarı ve kahverengi pigmentleri n yanısıra pek az sayıda kuş türü yeş i l pigment de taş ı r; ördeklerin yeşili ve bazı tu rkuaz renkleri bu pigmentlerle oluşur. Yu m u rta/ardaki sarı rengi veren madde ise ka roti noyitlerdir. Yalnız Tauraco corythaix' i n yu m u rtalarına ka rotinoyitleri n yanısıra 3/5 oranında kırmızı bir pigment olan astaksanthi n karıştığ ı için mor renkli görü n ü r. Baykuş türlerinde yu m u rtalar bı rakı ldığı nda beyaz olmasına karş ı n , yumurta açılmasına ya kın, kuwetli pigmentasyon n eden iyle ren k koyu laşır (örneğ i n , Otus scops) . Ren klen menin çoğu kalıtsa l denetim a ltı ndadı r. Yalnız çevresel faktörlerle, hatta beslenmeye bağ lı olarak ren k farkl ı laşması görü l ü r. Eşeysel ren k farkl ılığı eşeysel hormonlarla sağ lanır. Bu nedenle genç yaşta bir tavuğa testosteron veri l i rse horoz gibi, b i r horoza östrojen veri l i rse tavu k gibi renklendiği görü l ü r. Tüyler bir defa ren kleri n i kazandılarmı a rtı k on ları bir daha değiştiremezler. Ya lnız ka rotinoyitleri n renkleri gü neş ışığında zamanla bir çeşit solar. Bu nedenle bi rçok kuşta yaşlanmaya bağl ı olara k ren k atması görü l ü r. Ren klenmenin, homokrom iyi sağlaya ra k korun mada, ışık kuantları n ı absorbe ederek ısın mada ya da savu ra rak fazla ışıktan korun mada, öze l likle morötesi ışın ların za ra rlı etki lerinden koru n mada (özellikle yükseklerde uçanlarda). çiftleşme döneminde eşleri ne ku r yapmada, bazen düşman larını korkutmada vs . 'de görev yaptığı bilinmektedi r.

Kuş Tüylerinin Kökeni : Sürüngenlerin pullarından türed i klerine i l işkin güçlü kan ıt­ lar vard ı r. Sürü ngenlerin pul ları gibi embriyonik gelişmelerine vasku larize olmuş dermal papillerle başlarlar. Bunu izleyen evrede bu papi llanın üstün ü ö rten epidermis kal ı n laşarak pul ya da kı l şekl i n i a l ı r. Daha sonraki gelişmeleri birbi rlerinden farkl ıdır. 41 .2.3.3. Gaga Kuşların tümünde, epidermis kökenli diğer önemli bir yapı da gagadır. Her ne kadar bazı s ü rüngen ve Monotremata türlerinde gaga şeklinde yapılar görü l ü rse de, en gelişmiş şekli kuşlarda oluşmuştu r (Şeki l 41 . 1 3) . Gaga, besin i n tutu lması ya d a ya kalan masında, taşınması nda, parçalan masında ya da kopa rı lmasında, düşmanlarına ka rşı savu n mada, tüylerin d üzelti lmesinde, yuva yapımı nda ve diğer birçok işte ku lla n ı l ı r. Dolayısıyla yaşam biçi m i ne göre gaga şekli ve yapısı oluşm uştur (Şeki l 41 . 1 3) . Şekillerine göre, kaşık, pense, testere, bıçak, hortum , sivri , çengelli, fı rça, makas gaga g i b i adlar a l ı rlar. Yakın akraba gruplarda farklı, farklı akraba

gruplarında ise benzer gaga yapısı oluşabileceği için (paralel ve konverjent evrimleşme), gaganın sistematik bir özellik olarak kullanılması zordur. Gaga, mandibu lun üzerine kı lıf gibi geçmiş a ltgaga ve maksi/lanın üzeri ne kılıf gibi geçmiş üstgaga olarak iki kısımdan oluşmuştur. Bu kılıf kısmına "Rhamphotheke" denir. Ü stgaganı n rham photheki boyn uzumsu damağ ı n ön kısm ı n ı da oluşturur. Ü stgagan ı n s ı rt kısmına "Culmen" den i r. Altgagan ı n her iki parçasının bi rleşmesiyle meydana gelen uç kısmına "Myxa", a ltçenenin kafatasına bi rleştiği yerden ucuna kadar olan kısmına da "Gonys" den i r (Şekil 41 . 1 4/a) . Beslenme ve yaşam biçi m i n e göre gaga nın yan ı nda (yan kısmına "Tomium" çoğu/una tomia den i r) ve boynuzumsu damağın üzerinde tüberkü l,

220

AVES

=

KUŞLAR

b

Apus =

eba b i l = s a ğ a n

Heteralocha

Picus = a ğ a ç k a k a n

�.

Loxia

c u rvi rostra = ç a p razg a g a

\

,,

Rhamph astos Eudocimbus

g

sp. tukan

sp.

k

Ensifera

Recurvirostra

f

Anodorhraustes hyacinthinus

h

sp.

Eutoxeres m

Apteryx australis

sp. = kıl ıçgaga

s p . = kivi ./

Aqui/a

n

s p . = ka rta l

Puffinus

sp. = ye l kova n

eı:: ;

Botaurus

sp. = balaban

Phoenicopterus s p . = fl a m i n g o

Mergus

ıı'�

A. coe l i aca

· ··A. mesenterica

Bir kuğuda (Cygnus} kalp ve kalbe yakın damarların konumlanması (Gadow'dan).

230

AVES

=

KUŞLA R

ortaya çıkmıştır (bu yapılaşma ile akciğerden gelen arteriyal kanın, vücuttan gelen venöz kana karışması önlenmiş olur). Bu ayrılma kan basıncının yükselmesini sağlamıştır. Sol aortyayı tamamen körelmiş, sağ aortyayı güçlü bir damar halinde ge/işmiştir (Şekil 41 .20). Ductus caroticus ve d uctus bota lli gibi daha önceki solungaçyayla­ rı iz bırakmayacak şeki lde körelmiştir. Sürüngenler gibi hala bir böbrek kapıdamarı taşırlar. Vena hypogastrica. böbrek kapıdamarı olara k görev yapa r. yan i , kan ı böbrekten doğrudan doğ ruya kalbe iletmez ; böbrekteki bir kılcaldamar ağından geçi rerek, böbrek toplardamarı üzeri nden karın bölgesine i leti r. Bazı gruplarda sol ca rotis hala mevcuttur. Vena cavalar (ön kısmı toplayan precaval, arka kısmı toplayan postcaval). vücuttan gelen oksijensiz kan ı sağ kulakçığa boşaltır. Sağ kulakçıktan sağ karı ncığa geçen o ksijensiz kan . akciğer atardamarı (a. pulmonalis) ile temizlenmek üzere a kciğerlere gönderi lir. B u rada oksijenlenen ka n . akciğer toplardamarı ile (v. pulmonaris) sol kulakçığa a kar. Oradan da sol karıncığa ve daha sonra sağ aortyayı na pompalan ı r. Sağ aortyayı i kiye ayrı l ı r ; birinci koldan başa (carotidler). kanatlara (branchial) ve göğüse (pectora l) damarlar gider. ikinci kol ise sağa kıvrı larak vücudu n a rka kısmına uzanan ana aortyayı n ı yapar. Ayrıca bir karaciğer

toplardamarı da vardır. Tablo 41 . 1

Bazı Kuşlarda Dolaşım ve Solunum Sistemi İle İlgili Bazı Bilgiler "' c: '°' •Öı -E -E >Ö> •Ö:ı ro :-::-

·§>

" •Öl "'

�a� � � '�

'5 "

• :ı

>

Eskidünya deve kuşu

>§> 32 "' " ;;;

::ı

•:ı

>

"' "' E o!! c. .>
::ı >-

E ::ı >-

1 -2

Tip Kuluçka, il = il. Tip Kuluçka

250

AVES

= KUŞLAR

Yu m u rtan ı n büyüklüğü tü rlere göre fa rklı olduğu gibi aynı tür içerisinde de bel i rli bir va ryasyon gösteri r. Kural olarak. yu m u rtalar, 1 . tip kuluçkaya yatanlarda. i l . tip kuluçkaya yatan la rdan daha büyü ktü r. Genel olarak büyü k kuşlar (devekuşu gibi) vücutlarına göre. küçük kuşla rdan (kivi g i bi) daha küçük yum u rta bırakırlar. Kivilerin bir yum u rtası vücutları n ı n % 25'i ağırlığı ndad ı r.

1. tip kuluçka n ı n yum u rta sayısı. fazla yavru ö l ü m ü neden iyle. kural olara k. i l . tip kuluçka yapanları n ki nden daha fazladı r. Öyleki bir kekli k 25 kadar yu m u rta bırakabi l i rken . bu sayı tahtalıgüverci nde 2 ' d i r. Saklanmış ve gizlenmiş yerle re yu m u rta bıra kanlar, açıkta kuluçkaya yatanlardan daha az sayıda yu m u rta meydana geti rirler. Ö rneğin tepelibatağın (yuvasını örter) 4-5 yu m u rta bırakırken . açı kta kuluçkaya yatan bıldırcın 1 2-1 5 yu murta bırakır. Aynı tür. sıcak bölgelerde. soğuk bölgelerdekine göre daha az sayıda yu m u rta bırakır. Kuşların çoğu. senede bir defa kuluçkaya yatar. Eğer yum u rtalarını herhangi bir nedenle yiti ri rlerse. bazen ikinci bir defa daha kuluçkaya yata rlar (yı rtıcı kuşlarda ve leyleklerde) . Yılda normal olarak i ki defa kuluçkaya yatanlar da vard ı r (sutavukları = yelveler, baştan ka ralar. ispi nozlar vs . ) . Üç defa kuluçkaya yatanlar dahi görü l ü r (tahtalıgüvercin, yeşi layaklı sutavuğu . mavigüve rci n . yal ıçapkı n ı . kuğ ular. sığ ı rcı klar. ka ratavuklar, dağserçesi ve florya la r) . Dört kuluçka. serçelerde ve bazen tahtalıgüvercin lerde görü l ü r.

Ötücü olmayan kuşların çoğunun yumurtası birbirinden ayırt edilemez; buna karşın ötücü kuşların yumurtalarının renk ve desen bakımından farklılığı onların ayrılmasını kolaylaştırır. Birkaç kuşta, örneğin boyunçevirenlerde, kuluçkada bulun­ ması gereken yumurta sayısı sabitleştirilmiştir; eğer yuvadan sürekli olarak birer yumurta uzaklaştırılırsa, her defasında yeniden bir yumurta meydana getirilir. Küçük kuşlar her 24 saatte bir yumurta bırakabilmeİerine karşın (üreme dönemlerinde), büyük kuşlarda bu süre daha uzundur (bu süre tahtalıgüvercinlerde 48, leyleklerde ve yırtıcı kuşlarda 3-5 gündür). Ku luçkaya yatmada eşlerin katkısı çok farklı olur. Leyleklerde, pelikanlarda. karabatak­ larda vs . 'de kuluçkaya dönüşüm l ü olarak bir erkek bir dişi yata r. Tavu klarda. ördeklerde, baykuşlarda. çavuşkuşları nda. çekirgekuşlarında ve çitkuşları nda yal n ız dişiler kuluçkaya yatar. Devekuşları nda, nanduralarda, a ltı n renkli küçü k yağm u rkuşlarında ise yalnız erkekler kuluçkaya yatar. Bazı tü rlerde yum u rta bırakı ldıkça kuluçkaya yatmaya devam edilir. öyleki. bunlarda, yuvada. farklı büyü klükteki yavrulara rastla n ı r (leyleklerde. yı rtıcı kuşlarda. peçelibaykuşta) ; diğerlerinde. özellikle 1 . tip kuluçkaya yatan larda. ancak son yum u rta bırakı ldıktan sonra kuluçkaya yatmaya başlanı l ı r (tavuklarda ve ördeklerde olduğu gibi) . Yeşilbaş ördekte. kuluçkadaki yavruların tü mü, son 1 20 daki ka içerisi nde yum u rtadan çıka rlar; yani yum u rtalar hemen hemen ayn ı zamanda açı l ı r. B i rçok ötücü kuşta. son i ki yu m u rta daha meydana getirilmeden kuluçkaya yatıldığı için, yuvada çok defa en az bir tan e küçük yavruya rastla n ı r.

Kuluçkaya Yatma : Eğer erkek ve dişi birl i kte kuluçkaya yatıyorsa. bel i rl i a ralı klarla. yuva yerinde kuluçkaya yatmayı ya da ku luçkadan ayrı lmayı uyaran bazı seromoniler m eydana geti ri lmek zorundadır. Küçü k kuşla rda bu nöbet değişimi 30-1 20 daki ka a ralı klarla. altı n renkli küçük yağm u rkuşları nda her 24 saatte bir. a kbabalarda 3-5 g ü nde bir,

ÜREME

251

penguenlerde ise 1 0-28 günde bir olur. Eğer sadece bir eşey kul uçkaya yatıyorsa, bunlar yuvayı terketti klerinde, yuva n ı n üzeri n i çok defa birşeylerle ö rterler. Emu ve Somateria mollissima yuvayı hiç terketmeden (beslenmeden ve su içmeden) kuluçka n ı n sonuna kada r yum u rta ların üzeri nde kal ı rlar.

Kuluçka Süresi : Yakın a kraba gruplarında büyük tü rler daha uzun süre kuluçkaya yatarlar (bu s ü re ka ra ka rgada 23, eki n ka rgasında 20, m a rtıda 24-28, leylekte 30-33, kuğuda 35-40, emuda 58, kralpenguende 62-66 ve kivi lerde 80 gündür) . Post Embriyonik Gelişmeler: Yu m u rtadan çıktıktan ergin oluncaya kadar geçen sü reyi kapsar. Yum u rtadan çıkış zaman ı , yavrun u n yum u rta içindeki hareketleriyle ve yu m u rta kabuğunu gaga ucuyla tı klatması ile başlar. Kuşların çoğu bu amaç için genel l i kle gagaları n ı n üzerinde yu m u rtadişi denen bir çı kıntı ya da kabarı klık taşı rlar. Tablo 41 . 2

Ontonogenez Tipleri 1. Tip Ku luçka (Şekil 41 .30/a)

il. Tip Kuluçka (Şekil 4 1 .30/b)

Yu m u rta sayıs ı

Fazla

Az

Embriyo n i k s ü re

Uzun

Kısa

Yu m u rtadan ç ı kı ş s ü res i n i n bel i rlenmesi

Kendi kendine

Ataları tarafı ndan ve

Uçma yeteneği

E rken ; erg i n l i k ağ ı rl ı ğ ı na u laşmadan

yuvaya bağ l ı olara k G e ç ; erg i n l i k ağ ı rl ı ğ ı na ulaşı nca

önce

Az ya da yok

Çok i l g i l i

Gene l l i kle

Önce l i kle

bıra kı ldığı yer

topra k üzeri ne

ağaçlara

Yuva yap ı m ı

Az gelişmiş

Çok gelişmiş

Ataların ilgisi Yu m u rta ların

1. tip ku luçkada (tüylü yavru meydana geti renler) (Tablo 41 .2) organların tüm ü n ü n vücuda göre büyü mesi izometri kti r (yani ora n bozulmadan olur) ; i l . t i p kuluçkada sindiri m sistemi ve o n a bağ l ı o rganlar pozitif a l lometrik büyü me gösterirler (ya n i bu organlar başlangıçta diğer organlara göre daha büyük yapı lıdırlar) ; buna ka rş ı n sinir sistemi ve duyu organları ilk olarak yavaş gelişir ve küçü k yapı lıdır. 1 . tip kuluçkada yavru lar yum u rtadan harmonik olarak çıka rlar. Çıktı klarında da oransal olarak hemen hemen atalarına benzerler (Şeki l 41 .30/a) ve keza yum u rtadan çıkış zamanı yavru nun kendisi tarafından sapta n ı r. Besin leri n i kendi başlarına alabi l i rler, kaçıp sa klanabi l i r­ ler ve gagaları n ı kullanabi l i rler. Vücutla rı hav tüyleri i l e sı kıca örtülmüştür. i l . tip kuluçkada (tüysüz yavru meydana geti ren ler) , postembriyonik gelişme, bir çeşit larva gelişimi gibidir. Yavru lar ataları ta rafı ndan beslenir ve ısıtı l ı r ; yu m u rtadan çıktıklarında gene l l i kle çıplaktı rlar. Ataları ile yavru ların a rasında ka rmaşık bir i lişki vard ı r ; özelli kle

252

AVES

� KUŞLAR

Şekil 41 .30 : Yumurtadan yeni çıkmış kuş yavru ları (a, 1 . tip kuluçkada n ; b, i l . tip kuluçkadan çıkmıştır) (Ziswi ler'e göre değişik kaynaklardan).

a

Yeni ç ı k m ı ş civciv (tavuk)

Yen i çıkmış civciv (ötücü kuş)

beslenme açısında n . Yavru la r, anaları n ı n kendileri n i besleme davra n ışlarını uya rıcı desenler­ le (yutak ve gaga n ı n ren klenmesi, geniz desenleri ; hatta ışı ldayan tüylerin ve papillerin mevcud iyeti) donatı l m ıştı r ya da bel i rli hareketlerle ataları n ı n içgüdüsünü harekete geçirirler. İ riayaklılar ( M egapodiidae) ha riç, 1. tip kuluçkaya yatanlarda da yavru bakı m ı va rdır. Yavrular ya bir ya da her iki ata tarafından yönlendiri l i r, koru n u r ya da eğiti l i r. B i rçoğu nda, yavru lar ana tarafı ndan besi n yerlerine sevkedi l i r ve yeneb i l i r besinler gagaları n ı n vu ru l ması ile yavru larına tan ıtılır. Evrimsel olara k daha gelişmiş gruplarda, yavru lar, kendi başlarına beslenemezler; ancak, anaları n ı n gagaları ndan besin leri alabi l i rler (sutavu klarında vs . ) . i l . tip ku luçkaya sahip olanlarda, çok değişik yavru besleme ta rzları gelişm işti r. Yı rtıcı kuşları n bir kısmında, besin, yuvaya gaga ya da pençe ile taşı n ı r (Şekil 41 . 3 1 ); tüm olara k ya da bazıları nda parçalanıla ra k yuva n ı n taba n ı na bırakı lır. Yavru, buradan, besi n i n i kendi başına a l ı r. Leylekler, ku rsa kları nda­ ki besini, yuvalarında, yavru larına kusarlar. Daha yüksek ontogenetik organizasyona sahip olanlarda, besin, doğrudan doğruya yavruya i leti lir. Penguenlerde, ka rabataklarda ve güvercinlerde, yavru, gagasını ata ları nın ağzına soka ra k besinleri n i alır. Albatros larda ve kaş ı kçılarda, gagalar ka rşıl ıkiı birbirleri n i n içine sokulara k besin a kta rı m ı yapı l ı r. Kolibrilerde ve kırlangıçlarda, ata lar, gagaları n ı yavru ları n ı n yuta klarına soka ra k geti rdi kleri besinleri onlara verirler. Yavru beslenmes i n i n en gelişmiş şekli ötücükuşlarda görü l ü r. Yavru ların gagala rı n ı anaları n ı n yutakları n ı n oldukça derinlerine sokara k besin leri n i a l ı rlar. B i rçok k u ş , gaga ları nda, böcek, solucan vs . taşıyara k yavru larına verir. Dane yiyen bazı kuşlarda (güvercinlerde olduğu gibi) kursaksütü meydana geti ri lerek yavruya veri l i r. i l . tip kuluçka yapanlarda yoğu n madde değişimi olması neden iyle, yuva h ijyeni gündeme gelir. Bu tip ku luçkadaki yavru ların d ışkı ları tamamen sıvı şeklindedir (ba l ı kçı llarda, yırtıcı kuşlarda ve baykuşlarda). Bunu sağ lamak için, dışkıları n ı , yuva kenarına gelerek kıçları n ı dışa rıya doğru döndürüp püskürtmek suretiyle atarlar. Bazı ötücü kuşlarda dışkı üzeri m u kus tabakasıyla kaplanmış topa klar şeklindedir. Yavrudan dışkı ç ı kar çı kmaz hemen

ÜR EME

253

BAYKUŞTA AVIN GAGA İLE TAŞINMASI

Şeki l 41 .31 :

Yırtıcı kuşlardan ikisinde avı taşıma biçimi (Ziswiler'den).

b DOGANDA AVIN AYAKLA TAŞINMASI

Ta b l o

41 .3

Kuluçka Parazitizminin Gelişmişliğini Gösteren Bazı Özellikler İ l kel Özel l i k

G e l i ş m i ş Özel l i k

Yuva yapma v e k u l u ç kaya yatma

Yuva yapma v e k u l u ç kaya yatma içgüdüsü tama­

i çg ü d ü s ü hala k ı s m e n m evcutt u r .

m e n yiti ri l m iştir.

Kon u kç u tü rlerin sayısı fazlad ı r.

Y u m u rta ancak bazı türlerin yuva s ı n a b ı ra k ı l ı r.

Fazla sayıda yu m u rta (50 kadar olabi­ l i r) b ı ra kı l ı r.

Az. sayıda yu m u rta b ı rakı l ı r.

Kon u kçu n u n b ı ra kt ı ğ ı y u m u rta l a r d i k­

Kon u kçu gözetlenerek, k u l u ç kaya yattığında yu m u r­

kate a l ı n m a ks ı z ı n yu m u rta b ı ra k ı l ı r.

ta b ı ra k ı l ı r (bizdeki g u g u klar böyled i r) .

B ı ra k ı l a n yu m u rta l a r ren k ba k ı m ı ndan

B ı ra k ı l a n yu m u rta l a r ren k ba k ı m ı ndan kon u kç u n u n

kon u kç u n u n yu m u rta larına benzetil­

yu m u rta l a r ı n a benzeti l i r (ya d a kendi yu m u rtas ı n a

mez.

benzeye n yu m u rta lar b ı rakan kon u kç u l a rı seçerl e r) .

Yu m u rta lar kon u kç u n u n yu m u rta la rı­

Kon u kç u n u n yu m u rta ları yuvadan uza klaştı rı l d ı ktan

na eklenir.

ya da tahrip edild i kten s o n ra , yu m u rta l a r b ı ra k ı l ı r. Ya da b i r yu m u rta b ı ra k ı l ı nca, yuvada n kon u kçuya ait b i r yu m u rta u za klaştı rı l ı r (bizdeki g u g u k l a rda ve balgöstere n l e rd e ) .

Parazit k u ş u n yavru ları kon u kç u l a r ı n ki­

Parazit k u ş u n yavru ları, kon u kçu n u n yavru l a rı n ı

lerle b i rl i kte büyür.

yuvadan ata r (bizdeki g u g u klarda ) .

Parazit kuş, kon u kçu kuşa benzemez.

Pa razit kuş, davra n ı ş ı , yuta k v e ağız desen leri ve yavru tüyl e n m es i bakı m ı n d a n kon u kçu kuşa benzer (gug u kl a rda ve Vid u inae'de).

254

AVES

=

KUŞLAR

ata ları ta rafından ya yuvadan uzaklaştırı l ı r ya da yenir. Böylece yuva n ı n temiz ve sağ l ı klı kal ması sağ lanmış olur. Bazı kuşlarda (gugu klar. balgösterenler. bazı sığ ı rcıklar ve Vidu i nae üyeleri) ku luçka pa razitl iği görülür. Gerçek kuluçka parazitliği, bir türün yu m u rtaları n ı . başka bir kuşun yuvasına bıra kması ve yavruları n ı n o yuvada büyü mesi d u rumda gerçekleşir.

Kuluçka Parazitliğinin Kademeleri : Başka bir kuşun yuvası nda kuluçkaya yatma (serçelerde. balı kçı llarda. yı rtıcı kuşlarda. ağaçkakanlarda vs .). başka bir kuluçkaya kendi yu murtaları n ı ekleme (bazı ördeklerde) ya da kon u kçu n u n yu m u rta ları n ı atarak kendi yu m u rtaları n ı koyma vs . şeklinde (guguklarda olduğu gibi) g ruplandı rı labilir. 41 .5. DAVRANIŞ Beyi n leri n i n gelişmesine bağlı olara k davranış şeki lleri de çok ka rmaşık d üzeye ulaşmıştı r. Özel l i kle ses ile iletişim kuru l ması çok gelişmiştir. İ nsan ı n dışı nda başka bir can l ı n ı n ses i n i taklit edebilen tü rleri içeren tek hayvan g rubu kuşlard ı r (papağanlar, muhabbetkuşları ve sığırcı klar) . Ses anal izleri tür ayrı m ı nda değerli bir kriter olarak ku l la n ı l ı r (Şekil 41 . 32/b) . Beslenme. kur yapma (Şekil 41 .32/a). sal d ı rma v e koru n ma ile ilgili davranış şeki lleri türlere göre farkl ı l ı k gösteri r ve bunların hepsini bu kitabın kapsam ı içerisi nde vermek olanaksızd ı r. Anca k önem l i olan ve dikkati çeken davranış şekil lerinden göçün ve kış uykusuna yatmanın kısaca veril mesiyle yetinilecekti r.

41 .5. 1 . KIŞ UYKUSU Ku ra l olara k kuşlar kış uykusuna yatmazlar. Yalnız çoba na ldatanlar (Capri m u lgiformes) ve Phalaenopti/us nuttali kış uykusuna yatar ; sonuncusu bu uyku sırası nda vücut sıcaklığını 7°C'ye kadar düşürü r.

41 .5.2. GÖÇ Göçücü kuşları n tan ı m ı genellikle şöyle yapı l ı r : Yılın beli rli bir dönem i n i , kuluçkaya yattığı yerden uza k olara k geçi renler. Gezici kuşlar. ku l uçka yeri nden değişik yönlere doğru. kısmen ayrı lan kuşlard ı r. Yerli kuşlar ise s ü rekli ku l uçka bölgesinde kalan kuşlardır. Her üçü n ü n a rası nda geçiş form ları da va rd ı r. KHz 7 6 5 4 3 2 1

O Sec

a

0,5

b YUVA HAZIRLAMA

ÖTME SPEKTROGRAMI

Şeki l 41 .32 : Kuşlarda iki davranış şekli. a) Yaptığı aşk yuvasına dişisini. gaga hare':etleriyle davet eden bir kuş ve b) Bir kuşu n söylediği şarkının ses analizi (ordinat: sesin frekansı. absi s : zaman).

DAVRAN iŞ

255

Göç davranışı. kuluçka bölgesinde geçici olarak bes i n i n aza lması ile o rtaya çıkabilir. Bazı kuşlar ise. böcek s ü rülerini izleyerek göç edeb i l i rler (kırlangıçlar ve sağan lar) . Kuşları n çoğ unda. kışlama v e kuluçkaya yatma bölgeleri kalıtsal olarak saptanmıştır. İ l kbaha rda ya da yazı n . kısmen iç (endojen). kısmen dış (eksojen) etki lerle göç başlatı l ı r. Dış faktörlerin etki l i olduğu n u gösteren en önemli kanıt. su kuşları n ı n yaşadıkları yerlerde. yaşanan suyun buz tutmasıyla. göçe başlanması gösteri lebil i r. Gü neydeki ler ku raklık nedeniyle yazın kuzeye ; kuzeydeki ler ise soğuk ve bitki lerin yapra klarını dökmesi nedeniyle kışın güneye göç ederler (Şekil 41 .33 ve 34) .

Göç Yolları : Göçün yön ü ve yolun uzun l uğu kura l olara k türlere göre farkl ıdı r. Avrupa 'daki kuşlar genel olarak üç ana yol izlerler. B i rinci yol İ beri k Yarı madas ı ' ndan Kuzey ya da Kuzeybatı Afrika 'ya giden. i kinci yol İta lya ve Sa rd unya üzerinden Kuzey ve O rta Afrika 'ya giden. üçüncü yol ise Balkanlar. Karadeniz ve Anadol u üzeri nden Kuzey ya da Doğu Afrika'ya giden yoldur. Gidiş ve geliş yol u değişik de olabilir.

.;

·

.,,·

.. .

.

....

..

.

.

..

.. .

h

- - - - - - - - --�

i ················�

k · - · - · - ·�

ı -- - - - - - - �

m ••••••••••··� n •

o*

Şekil 41 .33

:

Kuşların d ünya yüzündeki önemli göç yolları . a) Calidris alba. b) Vireo olivaceus, c) Doli­ conyx oryzivorus. d) Pluvialis dominica. e) Lessonia rufa. f) Oceanites oceaniucus. g) Puffinus griseus. İ ri noktalar kuluçka yerlerini. okların işaret ettiği yerler de kışladıkları

yerleri gösterir. h) Deniz kırlangıçları nın göç yolunu. i. k. 1) Eurasya'da ki önemli göç yolları n ı . n) Kul uçka yerini, o) Bulundukları yerleri gösterir (Van Tyne. Dircksen ve Salmonsen'den).

Bir türün bi reyleri bazen bir bölgede yerli olmasına ka rş ı n . diğer bir bölgede gezici ya da göçücü olabi l i r. Ü l kemizdeki bi rçok tü r yerli olmasına ka rşın. bu türler Avrupa'da ve Kuzey Ü l kelerinde göçücüdür (sistematik kısımda türlerle ilgili veri len tablolara bakı n ız) . Bazı türlerde ise sadece erkek ya da dişi göçücüdür. Ö rneği n ispinozun (Fringilla coelebs) ya l n ız dişisi göç eder.

256

AVES = KUŞLAR

b

�------ --- "

Şeki l 41 .34 :

A

K

A

a . . . . . . . . . . Batı s a h i l y o l u - - - - İta l y a - İ s p a nya göç yo l u Ad riyati k-Tu n u s g ö ç yo l u K a r a d e n iz-M a r m a ra b o ğ a z l a r ı - S ü veyş Ka n a l ı göç y o l u « « < «

Ü l kem izden geçen önemli göç yol ları . a) Orta Avrupa kuşları n ı n göç yolları ve b) Lanius collurio 'nun göç yol u . Siyah ok sonbahar göç yolunu, noktal ı ise ilkbahar göç yol u n u gösterir. Siyaha boyanmış alan kışlakla rını işaret eder (Verheyen'den).

• • • • • , •

Kuşların ka l ıtsal göçü, kıta l a rı n kayması ve Tersiyer'deki buzul devi rleri n i n o l u ş u m u ile o rtaya çıkm ıştır. Fotoperiyota bağ l ı o l a ra k endokrin s a l g ı l a rda m eydana gelen değ i ş i k l i klerle o rtaya çıktığı i çi n , k u ra l o l a ra k senenin ayn ı g ü n lerinde, çoğ u n l u k kuzeyden g ü neye (sonbaharda) ya da g ü n eyden kuzeye (i l kba h a rda) göç o rtaya çıkar. Yön l e ri n i g ü n e ş i n ve ayı n kon u m u n a g ö re ; bazen de coğ rafik yapıya göre b u l d u k l a rı san ı l m a ktad ı r. B i n l e rce kilometre uza k l ı k l a ra götü rü len kuş ların çok kısa b i r zamanda k u l uçka yerleri n i bu labi l m e meka n iz m a l a rı t a m o l a ra k açıklanamam ıştı r. Kuzeye v e g ü n eye g ö ç etme, işgüdüsel o l a ra k Tablo 4 1 .4

Uzun Mesafelere Uçarak Göç Eden Bazı Kuş Türleri İle İlgili Bilgiler Göçü l e n Mesafe ( k m . )

K u l u çka Bölgesi

Kışla m a Bölgesi

S i b i rya yağ m u rkuşu

Sibi rya

Afrika

Ka nada yağ m u rkuşu

Labrado r

Arja nti n

Leylekler

Kuzey Alma nya

G ü n ey Afri ka

1 0. 000

Kıyı denizkı rlangıcı

Kuzey Kutbu

Anta rt i ka

20.000

Am u r-Kızılaya k l ı doğa n ı

Doğ u S i b i rya Al a s ka

Doğ u Afrika Ateşler Ü l kesi

1 0.000

G rigöğ ü s l ü koşucukuş

1 2 . 000 9.000

1 6 . 000

YAYI L I Ş LARI

257

o rtaya çıkar; fakat yol u n tam olarak izlenmesi çoğ u n l u k yaşlı bireylerin rehberliğine bağlıdır. Güney Ya rıkü re'de de Kuzey Ya rı küre'dekine benzer göçler vard ı r. Uçuş sırasında bazı ları alçaktan. bazı ları ise yü ksekten uçar. Uçuş süreleri ve hızları değişiktir. Ö rneğ i n bazı ördekler 2400 km . 'yi hiç d i n lenmeden saatte 90 km . ile katederler. Çoğ u n l u gündüz göç ederler. Bazı kuşların göçleriyle ilgili rakamlar Tablo 41 .4'de veri l m işti r.

41 .6. KORUNMALARI, DÜŞMANLARI, İ NSAN LARLA

İLİŞKİLERİ VE YAŞAM ALANLARI Uçma ile kaçma. homokromi ile çevreye uyum , gücü yettiği zaman da gaga ve pençeleri ile savu nma ya da saldı rma şeklinde teh likelerden korunma görülür. Ku rak bölgelerde yaşaya n la rı n rengi ku ra l olarak sol uk. nemli yerlerde yaşayan ları n ki ise daha koyudur. En önemli düşmanları insanlard ı r (avlanma ve çevreyi ki rletme i le). bunları yı rtıcı kuşlar, yı rtıcı memeli ler. yavru larına ve yu m u rtalarına za rar veren yı lanlar izler. Ayrıca. virüslerden, ba kte ri lerden. bi rhücreli lerden ve solucanlardan birçok pa raziti va rdır. Tarı msal gelişmeye, i laçlamaya ve sulak alanların ku rutu lmasına bağlı olarak en çok za rar gören hayva n ların başı nda kuşlar gelir. B i r kısmı evci lleşti rilerek (tavuk. hindi, kaz. ördek vs . ) eti nden, tüyünden ve yu m u rtasından ya rarlanmak amacıyla, bi r kısmı süs hayvan ı olarak evlerde (papağan , m u habbetkuşu, bülbül vs . ) , beslenir; b i r kısmı a v hayvan ı olarak (keklik, yaban i kaz. bıldırcı n vs .), bir kısmı da avcı l ı kta sportif amaçlar için, obje olarak kulla n ı l ı r. Yaşam ortamları olara k, en yüksek dağların (6000 m . ) başı ndan deniz seviyesine kada r yayı lmışlardır. H e r tür belirli bir habitatta yaşar. Bu habitatların tan ı m ı , en az ülkemizdekiler içi n , sistemati k kısımda tablolarda veri l m işti r. Yaşam ortamlarına uygun olarak. ayakları nda. gagalarında. uçma (kanat) yeteneklerinde farkl ı laşmalar ortaya çıkmıştır.

4. 7. YAYILIŞLARI Sıcakka n l ı olma ları ve uçma yetenekleri n i n gelişmiş olması. bunları n kutu plardan ekvatora kadar sucul ve ka rasal her ortamda temsil edi l meleri n i sağ lam ıştı r. Uçma yeteneklerinden dolayı bazı kuşlar kozmopolit olm uştu r (Şekil 41 .35). Bazı ada lar türce zengi n bazı ları fa ki rd i r (ana kıta lardan olan uzaklığına ve ana kıtadan kopuş zam a n ı na bağl ı olarak) . Tür sayı s ı n ı n en fazla olduğu yer tropik ormanlard ı r (Şekil 4 1 .36) . Gü ney Ameri ka. özellikle Amazonlar tü r bakı m ı ndan en zeng in bölgelerd i r. Tü rce en fa kir yerler ise kutuplar ve kutuplara yakın soğu k tundra lardır. Bazı kuş ta kım ları ( Rhea, G ü n ey Ameri ka ; Casu riformes, Avustralya ve Yeni G i n e ; Apterygiformes, Yen i Zelanda ; Cryptu riformes. Güney Amerika ; Colliformes. Afrika) ve fam ilyaları ( M eleagridae. Kuzey Ameri ka ; Cracidae, Güney Amerika ; M egapod iidae. Avustra lya ; İ renidae, Orya ntal Bölg e ; Vangidae. M adagas­ kar; Cal laeidae. Yen i Zelanda ; Paradisaeidae, Yen i G i ne) bölgelere özgüdür (Şekil 4 ·1 .37 ) . Yayı lışları n ı açıklarn3k i ç i n elde edilen fosil kan ıtlar yeterli değildir. B i rçok t ü r ve alttü rün çevreye uyu m meka n izması ile çeşitlenmek suretiyle o rtaya çıktığına inanılmakta­ dır.

258

AVES � KUŞLAR

Şeki l 41 .35 : Pandion haliaetus'un yayı lışı; kozmopolit olmuş bir kuştur (Voous'dan).

D so-125

� 250· 500 ti . 500·1000 1 >1500 mnı 1000·1500

Şeki l 41 .36 : D ünyadaki farklı bölgelerin kuş türü bakı mından zenginliği. Sayılar bir bölgede bugüne kadar

saptanmış kuş türlerinin sayısını verir ( Fischer ve Peterson'dan).

41 .8. KUŞLARIN MÜZE ÖRNEGİ OLARAK HAZIRLANMALARI

VE GEREKLİ BİLİMSEL ÖLÇÜMLERİN ALINMASI

(Şekil 41 .38)

Tüfekle avlanı lacaklarsa. çiften i ıı bir gözü 6 numara. bir gözü de toz saçma taşıya n fişek taşımalıdır. Böylece küçük kuşlar i ç i n ufak. büyü k kuşlar i ç i n de büyü k saçmalar ku llan ı l ı r. Çıka n kan, asetonlu. ka rbontetrakloridli ya da sadece su emdiri l m iş pam u kla temizlen ir; daha fazla ka n akmaması için saçma deli kleri pam u kla tıka n ı r. Küçü k kuşlar

KUŞLARI N MÜZE ÖRNEGİ OLARAK HAZIRLANMALARI VE G EREKLİ BİLİMSEL ÖLÇÜMLERİN ALIN MASI

Şekil 41 .37

:

259

Ka ri nasız kuşların dü nya üzerindeki dağ ı l ı m ı . a) Rhea, b) Struthio (çaprazlar. Afri ka devekuşlarının bu yüzyılda kökü tamamen ku rutulmuş yayı lış alanları n ı gösterir). c) Dromae­ us ve e) Ap te ryx (Ziswiler'den) .

kanat altlarından sıkılmak su retiyle de öldürülebi l i r. Kağıt torba lara konan kuşlar laboratuvar­ lara taş ı n ı r. Kıvrı l m ı ş tüyleri sıcak buharla düzelti lir. Bundan son raki aşama deri n i n yüzülmesidir. B u n u n için i l k olarak kanat dipten kırı l ı r. Ta laş konmuş bir küvet içinde, ka rı n kısmı göğüsten an üse kadar boyuna kesilerek, keskin bir bıçak ya da bistü ri i l e yüzü lür. Bacakları n kem i kleri ndeki etler soyu lur; fa kat dizden aşağıdaki kem i kler deri n i n içinde bırakı l ı r. Baş etleri soyulur; beyin çıkarı l ı r ; geri kalan kıs ı m la r deri içerisinde bırakı l ı r. Derideki yağlar kazınır. Aya k kem i klerine, alınan etler kadar pam u k sa rı l ı r. Derideki yağ ları n iyice temizlenmesi için 1 5 daki ka benzinde oğ uştu rma iyi sonuç verir. Derideki yı rtı klar d i kilir; iyice havalandırmak su retiyle sıvı lar gidecek şeki lde ku rutu l u r ve iç ta rafı a rsenikli toz ile iyice pudra la n ı r. Gözçuku rla rı na pam u k topa klar tı kıştı rı l ı r. Kanatların sarkmaması için birbi rleri ne bağ lanması iyi sonuç veri r. Kalın bacaklıları n kem i klerine % 1 O ' l u k formol enjekte edi lmesi, on ların i leride bozu lmas ı n ı önler. Sonu nda

.

� �

Gaga boyu

1111

ı

. .

a

VÜCUT BOYU

l e

GAGA UZUNLUGU

Ta rso m etatarsus boyu O rta p a r m a k boyu

b

KANAT UZUNLUGU

Şekil 41 .38

:

C

KUYRUK UZUNLUGU

Kuşlarda vücut ölçülerinin alınışı ( Ba ran'dan).

d

BACAK ÖLÇÜLERİ

260

AVES

=

KUŞLAR

kuşun derisi içine kuşun orijinal boyu kadar bir çubuğa pam u k sarı larak soku lur ve yanları kuşun orijinal kal ı n lığı ndan biraz daha az olaca k şeki lde pam u kla desteklenir. Daha son ra karındaki yarı k d i kilerek kapatı lır. Vücuda son şekil veri l i r (kanatlar boyu n u n yanları hizasına, bacaklar çapraz kon uma geti ri lir) . Yakalandığı yeri, yüksekl iği, yakalandığı ta ri h i ve yaka laya n ı n adını, kuşun eşeyi n i , yakal.ındığı yerin çevresi n i tarifleyen kısa bir bilgiyi içeren eti ket ayağına bağ l a n ı r. Daha sonra. örnek, doğ rudan ışık almayan, hava a kı m ı n ı n etki li olduğu bir yerde kurutulmaya bıra kı l ı r. Yeterince kurumuş örnekler, içinde naftalin ya da glo bulunan koleksiyon dolapları na ka ldırı l ı r.

41 .8. 1 . KUŞLARIN ÖLÇÜMLERİNİN ALINMASI Tam Boy: Gaga ucundan kuyru k ucuna kadar olan uzu n l u ktu r (Şekil 41 .38/a) . Kanat Uzunluğu : Ka nat dibinden, en uzun el uçma teleğ i n i n ucuna kadar olan uzu n l u ktur (Şeki l 4 1 . 38/b) . Kuyruk Uzunluğu : Kuyru k dibinden, kuyruğun en uzun uçma teleğ i n i n ucuna kadar olan uzu n l u ktur (Şeki l 4 1 . 38/c) . Tarsometatarsus Uzunluğu : Tarsometatarsus i l e tibiotarsus arası ndaki eklemden, ta rsometata rsus ile orta parmağı n bi rleştiği eklem yeri ne kadar olan uzu n l u ktur (Şekil 41 . 38/d). Orta Parmak Boyu : Ta rsometatarsus ile orta parmağı n bi rleştiği eklem yerinden, bu parmağ ın ucuna kadar olan kıs m ı n uzu n luğudur. Gaga Uzunluğu : Alı n tüyleri n i n başladığı yerden. gaga n ı n ucuna kada r olan uzu n l u ktur (Şekil 41 . 38./e) . 41 .9. KUŞLARIN SİSTEMATİGİ Büyük grupları Kretase'de dahi belirgin olarak ortaya çıktığı halde, geçen b u süre içinde elimizde yeterli fosil serisi olmadığı için, doğal akrabalık ilişkilerini göstermek zordur (Şekil 41 .4) . Bazı s ü rüngen ve memeli g ruplarında kesiksiz denecek şekilde fosi l b u l u n masına karşın, kuşların hiçbir g rubu nda kesi ksiz fosi l dizisine sahip değ i liz. Bu nedenle kuş filogenetikçileri ve taksonomistleri sadece zamanımızdaki kuşların homolojisine ve bazen analojisine dayanarak sistemi kurmaya çalışmaktadırlar. Fakat kuşlarda konverjent (daralan) ve diverjent (açılan) özelli kler, çok kesi n şekilde belirg i n leştiği için, benzerl i klere dayanılara k yapılan dolaylı akraba l ı k bağı ntıları da zor olmaktadır. Keza memelilerde her gruba göre özelleşmiş dişler bunlarda yitirildiği için, en değerli karşılaştırma özelliklerinden biri de ortadan kalkmış olmaktadır. Kuşları n taksonomik ayırı m la rı çok defa belirli yapıların sadece ol ması ya da olma ması şekl inde yapı labi lmektedir. Tü m bu olu msuzlu klar nedeniyle fa rklı kitaplarda farklı sın ıfla ndırmalar görülebi lir.

41 .9. 1 . TAKSONOMİK ÖZELLİKLERİ Kuş taksonomisinde kullanılan öze l l i klerin ve teri m lerin kısaca açı klanması şöyled i r :

Kafatasının Yapısı : Dört çeşit kafatasından (Şekil 41 .39), ancak biri , bir ta kımda bulunabilir. B u tipler: Palaeognath : B üyük yapılı vomer (palati n a n ı n arkası ve pterygoidea-

KUŞLARIN S i STEMATİGi

Basisphenoid

Şeki l 41 .39

:

c

O u a d ratu m

PA LAEOGNATH

SCH İZOGNATH

DESMOGNATH

261

d AEG İTHOGNATH

Kuşlarda kafatası konfigürasyonları (Ziswi ler'e göre değişik kaynaklardan).

n ı n ön kısmı ile eklem yapmış) arkaya doğ ru dalla n m ı ş ( Rheiformes, Stu rthion iformes, Casuari iformes, Apterygiformes ve Tinam iformes) . Schizognath : Vomer tamamen kaynaşmış, daha küçü k ; maxi llopa latina damağ ı n sapitta l çizgisine hiçbir zaman u laşmaz ; palati n a ve pterygoidea parasphenoid ile eklemli (Galliformes, G ruiformes, Charadri iformes ve Piciformes). Desmognath : Vomer kaynaşmış ve çok küçü k ; maxi llopalatina damağ ı n orta çizgisine u l a ş ı r v e ç o k defa o n u n l a kaynaşır; palati na v e pterygoidea pa rasphenoid ile eklemli (Anseriformes, Cico n iiformes, Pelecan iformes ve Falcon iformes). Aegithognath : Vomer uzu nluğu ndan daha geniş ve son kısmına doğ ru gitti kçe kaynaşır; maxi llopalatina ayrı l m ı ş ( Passeriformes ve Apodiformes) .

Burun Boşluğu : B üyü k grupların tan ı m ı nda çok defa değ i n i len öze l l i klerden bi ri de burunaçıklı kları n ı n bağ lantısı ve buru n boşluğ u n u n yapısıdır. Eğer buru n boşluğu kem i k ya da kıkı rdak bir septu mla birbirinden ayrı lm ışsa, bu d u ru ma "Nares Perviae" den i r. Ayrıca kem ikleşmiş buru naçıklı klarında şu tipler ayı rted i l i r : Holorhin : B u runaçıklı kları nasalianın a rka kena rı nda ve dışbü keyd i r. Schizorhin : B u ru naçıklı kları a rkada dar bir yarı k şeklinde; böylece her i ki burundeliğ i n i n arka kenarındaki birleşme çizgisi, premaksillanın frontal stu ru n u n a rkasından önce açı l ı r. Amphirhin : Kem i kleşmiş her i ki burundeliği nden biri diğeri n i n arkasından açı l ı r. Omur Sayıları : O m u r sayısı ( 1 0-25) fam i lya ayrı m ı nda ku llanılır. Göğüs Omurlarının Yapısı : Coracoid ve scapula a rasındaki açı, göğsü düz kuşların sistematiğinde ku lla n ı l ı r ; buna ka rşın stern u m u n fa rklı çıkı ntıları fam i lya ayrı mı nda rol oynar. Furcula (a ltta kaynaşmış clavicu lalar) serbest olabi l i r ya da stern um ile kirişli, kı kırdaklı ya da kemi kli bağ lanmıştır. Göğüs : Ka rinalı ya da kari nasız olabi l i r ; Ratitae (düz göğüslüler) ile Carinatae'yı (karinalı göğüslüler) birbirinden ayırır. Ayrıca göğsün bazı çıkıntıları (önde : spina externa, spina interna; yanda a rkaya doğ ru : proc. lateralis, proc. obliquus, proc. intermedius) da diyagnosti k öze l l i kler olara k kulla n ı l ı r. Parmak Durumu : Fami lya ve tü r ana htarı yapımı nda kulla n ı l ı r (Şekil 4 1 . 5 ve 40/b) . Pa rma kların kon u m u n a göre şu tipler ayrı l ı r : Anisodactyl: En sık görülen tip ( 1 . a rkaya, i l . , 1 1 1 . ve iV. öne yöne l i k) ; Zygodactyl: En sık görü len tırmanıcı ayak şekli ( 1 . ve iV. a rkaya, i l . ve 1 1 1 . öne, ağaçkaka n . guguk, papağan vb. ) ; dönebi l i r pa rmaklı zygodactyl : iV. parmak hem

262

AVES

=

KUŞLAR

öne hem a rkaya dönd ü rü lebi l i r (baykuşlar. ba l ı kçı llar. M usophagidae vb. ) ; Heterodactyl: Tırmanıcı ayak ( 1 . ve 1 1 . parma klar arkaya yönelik. Trogon iformes) ; Pamprodactyl: Tırmanıcı ayak (4 pa rmak da öne yönelik. Apodidae) ; Syndactyl: i l . ve 1 1 1 . parmakların kaide segmentleri kaynaşmış (Alcedi n idae ve B uce rotidae) .

Pyc n a s p i d

n () ·. .

E ndaspid

a

Holaspid Taxa s p i d La m i n i p l a nter

b BİR AYAK (TÜM O LARAK)

c

.

'••'

QO

(') {) v ..,;

n '" n ' "

"'

,...

U U

Şeki l 41 .40 :

Ötücü kuşlarda aya klar. a ve b) Tam bir ayağı n genel görü n ü m ü ve c ) Tarsometatarsusun enine kesiti (Ziswiler'e göre değişik kaynaklardan).

TARSOMETATARSUSUN ENİNE KESİTİ

Kaslar: Belirli kasların oranı ve dizilişi kuş g rupları n ı n ayrı m ı için çok önem taşır. M. tensor patagii longus ve M. tensor patagii brevis: Kanat derisini gerer. Passeriformes' de bu kaslar genellikle birbi rinden ayrıdır (diğer takı mlarda kaynaşmış). Kasların insersiyon yerleri de önemlidir (Şekil 41 .6). M. biceps: Non-Passeriformes takı mların ayrı m ı nda ve sıralan masında kulla n ı l ı r (Şekil 41 .6). M. expansor secundariorum : Non-Passeriformes'de iki, Passeriformes'de bir kirişle humerusa bağ lan m ıştı r (Şel o

�.

,;· o

"' ;:: m en



(;)< ;::

c "' ;>< c



ı;;

w o .....ı

308

AVES

=

KUŞLAR

Tablo 41 . 29/A

Charadriidae

Tür:

Yağmurkuşları Familyasının Ülkemizde Yaşayan Türlerine Genel Bir Bakış

Charadrius hiaticula

���

Charadrius dubius

���

Charadrius a/exandrinus

���

Kolyeli Büyük Yağmurkuşu Kolyeli Küçük Yağmurkuşu Kesik Kolyeli Yağmurkuşu

Charadrius leschenaultii

Çöl Yağmurkuşu (Şekil 41 .55/k)

Yayılışı

Kuzey Amerika'da ve Ku­ zey Asya' da. Göç esna­ sında Dogu Anadolu' da bulunan göçmen kuşlar­ dır.

Avrupa ve Asya'da. Bü­ tün Türkiye' de yazın ku­ luçkaya yatan göçmen kuşlardır.

Kuzey Yarıküre'de. Yurd u­ muzun yalnız Trakya Böl­ gesinde yerli kuşlard ı r. Anadolu kıyı larında yazın kuluçkaya yatarlar. O rta kısımlarda ise göç esna­ sında görü l ü rler.

Mogolistan'dan Anado­ l u 'ya kadar. G ü neydogu Anadolu Bölgesinde ya­ zın kuluçkaya yatan göç­ men kuşlard ı r. Batı Akde­ niz sahil bölgesinde göç esnasında görülürler.

Boy (cm.)

35 x 2 5 (3-4 yu m u rta)

30 x 2 2 (4 yumurta)

29 x 2 1 (3 yumurta) 16

25

Sıg deniz kıyılarında, tuzlu göl ve bataklık kıyılarda.

Tatlı ve acı suların sahillerinde yaşarla r ; göç esnasında deniz kenarında da görü l ürler.

Renklenme

Tepenin arka kısmı, ense ve s ı rt kahverengidir. Siyah renkli el uçma tüylerinin iç vexillumlarının dip kısımları beyazdır. Kol uçma tüyleri üzerinde enine beyaz bir bant bulun u r. Kuyruk tüylerinin uç kısımları beyazdı r. Ayaklar sarımsı kırmızımsı, kışın siyah olan vücut kısımları koyu gridi r.

Ergin lerde yazın iki göz arasındaki tepe bantı, gaga dibi ile göz arası ve göz arkasında enseye dogru uzanan geniş benek ve gerdanın alt kısmındaki geniş benek siyahtır. Gözün üzerindeki çizgi beyazdı r. Başın üstü, ense ve sırt taraf esmer grimsi kahverengi ; dış kuyruk tüyleri beyazımsıdır. Uçma tüyleri ve vücudun altı beyazdı r .

Ergin erkekte göz üzerindeki geniş bir çizgi, gözün a rkasındaki benek ve boyun yanlarındaki birer benek, gaga dibi ile göz arası siyah renklidir. Alın ve gözün üzerindeki ince çizgi, çene, gerdan ve alt taraf beyazımsıdır. Tepe ve enseye ya kın kısım kahverengi siya h ; uçma tüylerinin dip tarafı beyaz ren klidir. Ayaklar esmer kahverengidir. Dişide baş ve boyunda ki siyah beneklerin yerinde esmer benekler vard ı r.

Erginlerde yazı n alın beyazdır. Tepenin ön kısm ı nda yer alan siyah bant, gaga dibi ile birleşmiştir. Gözün arkasında ve başı n yanlarında geniş siyah bir benek bulunur. Tepedeki siya h benegin kenarları kırmızı, tepenin ortası, ense ve s ı rt tarafı kahverengidir. El ve kol uçma tüyleri siyah , yalnız kol uçma tüylerinin dip kısımları beyaz, dış kuyruk tüyleri beyazımsı, ortadakiler siyahımsıdır.

Kuluçka ve uçuş s ü resi

Ku luçka süresi 2 1 -28; uçuş süresi 2 1 -23 günd ü r.

Kuluçka süresi 22-23; uçuş süresi 29-32 günd ü r.

Kuluçka s ü resi 2 1 -2 2 ; uçuş s ü resi 27-3 1 günd ü r.

Mart; kuluçka süresi 232 5 ; uçuş süresi 27-32 gündür.

Göçü

Göçmen kuşlard ı r. Akde- Göçmen kuşlard ı r. Tropik Yerli ve göçücü kuşlardır. niz ü l keleri ve Afri ka'da Afrika, Güney Asya ve Güney Asya, G üney Afrikışlarlar. Okyanus Adaları nda kış- ka'da kışlarlar. larlar.

Avustralya ve Afrika'ya göç ederler.

Gaga

Uç kısmı siyah, dip kısım- Siyah ları sarı msıdır.

Siyah

Besini

Böcek, salyangoz vd.

Böcek l a rvaları, örümcek- Böcek ve larvaları, küçük ler vd. salyangozlar, örümcek, yengeç vd . hayvanlar.

Solucan ve böcekler.

Diger özelli kleri

"Tehüe, hüt. kuü " diye öterler. Orta lama 3.5 yıl yaşarlar.

Ayaklar yeşilimsi esmer, "Tit, pit, prriet" diye öterkışın başta ve gerdandaki ler. 1 3 yıl kada r yaşayabibenekler bulun maz. " Pi- l i rler. um, diu, tiu, pi, d i " diye öterler. En fazla 7 yıl yaşarlar.

Çene, gerdan ve bütün karın kısmı beyaz ren klidir. Gövde yan larında bir sıra kırmızı iri benek bulun u r. Ayaklar yeşilimsi esmer, iris koyu kahverenkli. " Pruit, trit, dui, huit" diye öterler.

Yum u rta Yaşadıgı ortam

19

16

Ku mlu ve ça kıllı nehir ve Deniz sahil lerinde. nadiren de acı ve tatlısu kıyı- göl kenarları nda . larındaki kumluk kısımlarda.

Siyah

38 x 26 (4 yumurta)

CHARADRİİFORMES

Charadrius morinellus Dağ Yağ m u rkuşu --�._..

� d P/uvialis apricaria Altı nrenkli Yağ m u rkuşu

Charadrius alexandrinus Kesi k Kolye l i Yağ m u rkuşu

Charadrius Jeschenaultii Çöl Yağ m u rkuşu Şekil 41 .55

:



Arenaria interpres Taşçevi ren

=

YAGMURKUŞLARI

309

Vanellus vanellus Kızkuşu

� f Charadrius dubius Kolye l i Küçük Yağ m u rkuşu

Eudromias = Yağ m u rkuşu (Charadriidae)

Charadrius mango/us Kızı lgerd a n Yağ m u rkuşu

Charadriidae = yağmurkuşları (Charadriiformes) fam ilyasının ülkem izdeki tü rleri ( Berndt ve Meise; Peterson, Mountfort ve Hollom'dan).

31 Ü

AVES

=

KUŞLAR

Tablo 41 .30/B

Charadriidae

Tür:

Yağmurkuşları Familyasının Ülkemizde Yaşayan Türlerine Genel Bir Bakış

Charadrius asiaticus

Asya Yağmurkuşu

Altınrenkli Yağmurkuşu

G ri Yağmurkuşu

Pluvialis squataro/a

Arenaria interpres

(Şekil 4 1 . 55/d)

(Şekil 41 .55/h)

(Şekil 41 .55/b)

Pluvialis apricaria

Taşçeviren

Yayı lışı

Kuzey Asya. Göç yol ları yurd u m uzun Doğu Akde­ niz Bölgesinden geçen göçmen kuşlardır.

Kuzey Avrupa ve Batı As­ ya'da. Batı Anadolu ve Trakya Bölgesinde göç esnasında görülen göç­ men kuşlard ı r.

Kuzey Yarı küre'nin kuzey kesimlerinde. Yurd u m u­ zun Trakya Bölgesinde kışlayan. Anadolu'da ise göç esnasında görülen göçmen kuşlardır.

Kuzey Ya rıküre'de. Türki­ ye'nin yalnız Trakya kıs­ mında kışlaya n . Anadolu 'n u n diğer taraflarından da göç esnasında geçen göçmen kuşlardır.

Boy (cm . )

37 x 2 7 ( 3 yumurta) 19

28

28

Step ve yarı çöl tipindeki bölgelerde.

50 x 34 (3-5 yumurta)

50 x 36 (4 yumurta)

Bataklık, tundura ve a rk- Tunduralarda yaşar ve tik fundalı klarda, kışın tar- burada kuluçkaya yatarla ve çamurlu kıyılarda da lar. görü l ü rler.

44 x 28 (2-3 yumurta)

Erginde yal n ızca gözün gerisinden itibaren ense­ ye doğru uzanan siyah bir bant b u l u n u r. Tepe, ense, sırt taraf, kanat ve kuyru k tüyleri sarımsı es­ mer gridir. El uçma tüyle­ ri siyahtır. Kursak kısmın­ da geniş kırmızı bir bant bulunur. bu bantın alt kıs­ m ı daha ince s iyah bir bantla çevrilidir. Ayaklar esmer sarımsı gridir. İris ceviz rengindedir.

Erginlerde yazı n siyah renkli olan tepe, ense ve sırt taraf s ı k, altın sarısı beneklidir. Başın yanları ve vücudu n alt tarafı si­ yahtır. Vücudun üst ve alt tarafı beyaz, dar ya da geniş bir şeritle ayrıl ı r. Ayaklar mavimsi gri; ka­ rın tarafı beyazdır.

E rginlerde yazın tepe, ense ve sırt taraf s iyah renkli olup, s ı k beyaz be­ neklidir. Başın yanları ve vücudun alt tarafı siyah­ tır. Yalnız kuyruk altı tüy­ leri beyazd ı r. Gövde yan­ larında hafif g rimsi be­ nekler vardır.

Erginlerde, yazın, alın, ya­ naklar. gerdan. kanat altı tüyleri, karın tarafı ve kuy­ ruk altı tüyleri beyazdır. Alından başlayara k gözün altından boyuna doğru uzanan geniş bir çizgi, bo­ yun yanları. kursak bölge­ si ve göğüsün alt kısmı siyahtır. Tepe grimsi si­ yah, boyuna çizgilidir.

Kuluçka süresi 24-26 gündür.

Kuluçka süresi 23-2 7 ; u ç u ş s ü resi 25-33 g ü n ­ d ü r.

Mart ; kuluçka s ü resi 2223; uçuş süresi 24-26 gündür.

Yum u rta Yaşadığı ortam

Renklenme

Kuluçka ve uçuş süresi

23

Tunduralarda kuluçkaya yatan bu kuşlar göç esna­ sında kaya l ı k ve çakıllı sa­ hillerde görü l ü rler.

Göçü

Göçmen kuşlard ı r.

Göçmen kuşlard ı r. Akde­ Göçmen kuşlardır. Akde­ Göçmen kuşlard ı r. Ön As­ niz ü l kelerinde ve Anado­ niz ü l keleri, Afrika ve Gü­ ya ve Afri ka'da kışlarlar. lu' da kışlarlar. ney Amerika ' da kışlarlar.

Gaga

Esmer sarımsı gridir.

Siyah

Siyahımsı gri.

Ucu hafif kıvrı k olup, si­ yah ren klidir.

Besini

Diğer türlerle aynı.

Solucan. örümcek, sivri­ sinek. kınkanatlılar. sal­ yangozlar ve meyve ta­ neleri .

Böcek. solucan ve sal­ yangoz .

Sümü klüböcek ve böcek larvaları.

Diğer özellikleri

İ ris koyu kahverengidir. " Ku-vit, kuit, tük" diye öter. İ ki yaşında erginliğe "Tiu. plüü, püü " diye ulaşırlar. öterler.

Göç esnasında deniz kıyı­ larında ve nadiren göl ke­ narlarında görülürler. 1 1 yıl yaşayabilirler. "Tio-o-li, tuu-€-rii " diye öterler.

Sırt tüyleri kestane ren­ gindedir. Sarımsı kahve­ rengi olan kanat üstü örtü tüylerinin kenarları sarım­ sı beyazdır. Uçma tüyleri­ nin dip kısımları beyaz, uçları siyahtır. Kuyruk ucunda geniş enine siyah bant vardır; ayaklar turun­ cudur. En fazla 1 9 yıl ya­ şarlar.

CHARADRİİFORMES

=

YA�MURKUŞLARI

31 1

Tablo 41 . 3 1 /C

Charadriidae

Tür:

Yağmurkuşları Familyasının Ülkemizde Yaşayan Türlerine Genel Bir Bakış*

Mahmuzlu Kızkuşu

Kızkuşu

Akkuyruk Kızkuşu

Chettusia gregaria

Charadrius morinellus

(Şekil 41 .53/k ve il

(Şekil 41 . 55/c)

(Şekil 41 .53/d ve e)

(Şekil 41 .55/a)

Yayılışı

Afrika'dan Anadolu 'ya ve i talya'ya kadar. Ü l ke miz­ de kışlayan göçmen kuş­ lardır.

Orta Asya' dan Güney Av­ Avrupa ve Kuzey Asya'­ da. Anadolu ' n u n büyük rupa'ya. Türkiye'de Trak­ bir kısmında her mevsim ya, Ege ve Akdeniz bölge­ leri ile G ü neydoğu Anado­ görülen yerli kuşlardır. lu' da yaz ı n kuluçkaya ya­ tan göçmen kuşlardır.

Kuzey Avrupa ve Kuzey Asya' da kuluçkaya yatar­ lar. Göç esnasında Ana­ dolu' da görülen kuşlardır.

Boy (cm .)

30

Yaşadığı ortam

38 x 29 (3-4 yumurta)

53 x 35 (3-4 yumurta)

45 x 33 (4-5 yumurta)

Açı k bölgelerdeki batak- Bataklık çayı rlarda ve tar- Step ve tarlalarda. kışın lı klarda. özellikle tuzlu ba- lalarda g rupla r halinde ya- açık kuru tarlalarla. göl ve taklı klarda. nehir kenarlarında . şarlar.

40 x 28 (2-4 yumurta)

Renklenme

Gözün alt kenarından itibaren alın ve başı n üstü, ense ve boyn u n arkası siyah renkli, sırt tarafı ve kanat altı tüyleri grimsi kahverengidir. El uçma tüyleri ve kuyru k tüyleri siyah ren k l i ; gözün altından itibaren baş ve boyun yanları, keza kuyru k ucu beyazdır.

Erginlerde başta, uzun ve siyah tüylerden meydana gelen bir tepelik vard ı r. Başın üst kısmı. çene. gerdan, kursak bölgesi ve kuyruğun son yarısı siyah, s ı rt tarafı, kanat üstü ve uçma tüyleri yeşil renktedir. Kanat üstünde pembe geniş bir şerit bulunur. El uçma tüylerinden ilk üçünün uçları beyazdır. Kuyru k ucunda enine ince beyaz bir bant bulunur. Ayaklar kırmızıdır.

Yazın erginlerde tepe, gaga dibi ile göz a rası . göz a rkasındaki dar çizgi, el uçma tüyleri ve karın tüyleri siyah. gerda n ı n üst kısmı, vücut yanları, kanat altları . kuyruk üstü ve kuyruk altı tüyleri beyazdır. Sırt kahverengimsi gri, beyaz kuyruk ucunda geniş siyah bir bant bulunur.

Erginlerde yazın tepe ve ense s iyah olup. küçük beyaz noktalıdır. Göz üzerindeki çizgi ile çene kısmı beyazdır. Göz a rkasında geriye uzanan koyu bir şerit vard ı r. Çene altındaki kursak kısmı ve sırt tarafı mavi m s i gridir. Kenarları sarımsı beyaz olan kanat üstü ve uçma tüyleri siyahımsı kahverengidir. Ayaklar sarıdır. Kışın genel ren k sarımsı gri kahverengidir.

Kuluçka ve uçuş süresi

Mart-nisa n ; kuluçka süresi 22-24; uçuş s ü resi 27-29 gündür.

Kuluçka süresi 2 6-2 9 ; u ç u ş süresi 30-42 gündür.

Kuluçka süresi 24-25; uçuş süresi 35-40 günd ü r.

Mart; kuluçka s ü resi 2436; uçuş süresi 26-30 g ü ndür.

Göçü

Göçmen kuşlardır.

Yerli ve göçücü kuşlard ı r. Göçmen kuşlardır. Güney Göçmen kuşlardır. AkdeAsya ve Afrika 'ya göçerAkdeniz ü l kelerine. Güniz ü l kelerinde kışlarlar. ney Asya'ya göç ederler. ler. Bizdekiler yerlidir.

Gaga

Esmer yeşilimsi gridir.

Siyah

Siyah

Siyah

Besini

Böcek ve solucanlar

Böcek larvaları, salyangoz vd. hayvanlar.

Böcekler ve salya ngozlar

Böcek ve larvaları, yaprak ve tohum lar.

Diğer özellikleri

" Pitt, ziit, dıd-it" d iye öterler.

Kış ı n . göz altındaki yanak " Kie-vi. pie-vit, vit" diye kısımları sarımsıdır. Boöterler. En fazla 1 9 yıl yaşarlar. Dişinin tepeliği yun ve siyah karın bölgedaha kısadı r ve gerdanda sine kada r olan bölge kül siyah bir beneği vardır. rengi, karnın kuyruğa yakın kısmı kırmızımsı kahverengi, ayaklar siya h ı msı gri. karın tamamen beyazd ı r. " Krek. kyek. kret" diye öterler.

Yumurta

Hoplopterus spinosus

27

Vanellus vanellus

29

Dağ Yağmurkuşu

22

Yüksek dağlarda, kura k ve e k i l i olmayan yerlerde yaşarlar.

Kursak ile göğüs bölgeleri. önde siyah, arkada beyaz şerit çifti ile birbirlerinden ayrı l ı rlar. " Drü, püe" diye öterler. Beş yıl yaşayabilirler.

Ayrıca Pluvialis dominica Altın Renkli Küçük Yağmurkuşu (Şekil 41 .53/g): Çukurova ve Hatay Bölgesi'nde kuluçkaya yatarlar. Chettusia /eucura = Akkuyruk Kızılkuş: Yazı Batı ve Orta Anadolu' da geçirirler. Charadrius mango/us: K1Ztlgerdan Yağmurkuşu (Şekil 4 1 .5511): Kışı Anamur civannda geçirirler.

31 2

AVES

=

KUŞLAR

Tablo 41 . 32/A

Scolopacidae

Tür:

Çulluklar Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış Numenius arquata

Numenius phaeopus

Numenius tenuirostris

İncega$a Kervançulluğu

Yağmur Kervançulluğu

Büyük Kervançulluğu

(Şekil 41 .56/b)

(Şekil 41 .56/a)

Yayılışı

Kuzey ü l kelerinde kuluçkaya yatarlar. Yalnızca göç sırasında ülkemizde görü l ü rler.

Kuzey ve O rta Avrupa'da kul uçkaya yatarlar. Anado l u ' n un Karadeniz, M a rmara. Ege ve Batı Akdeniz sahillerinde kışlarlar.

Batı Sibirya'da kuluçkaya yatarlar. Marmara, Ege ve Batı Akden izde kışlarlar. Diğer bölgelerde göç sırasında görü l ü rler.

55

41

Boy (cm . )

41

Yumurta

60

Yaşadığı ortam

Tundrala r ve sahiller.

x

74

43 (4 yumurta)

N. arquata'ya benzerler. Onlar-

Renklenme

dan farklı olara k gaga daha kısa ve gövde daha küçü ktür. Tepede geniş, uzun siyah iki çizgi bulun u r.

x

47 (4 yumurta)

64

x

46 (4 yumurta)

Yazın bata klık ve açık ovalar. kışın sahillerdeki düz yerlerde.

Bataklı klar.

Sarımsı kahverengi olan baş. boyun ve sırtta esmer kahverengi çizgi ve benekler b ulu n u r. Kuyruk tüyleri üzerinde enine siyah ve sarımsı kahverengi bantlar vardır. Boyun ve kursak uzun koyu çizgilidir.

Bundan önceki türe benzer, ancak boyu n, kursak ve gövde yan larında daha koyu ve iri benekler taşımalarıyla onlardan ayrı l ı rlar.

Besini

Böcekler ve kabuklular.

Solucanlar, böcekler. salyangozlar. su hayvan ları ve kabuklular.

Böcekler. salyangozlar vb.

Göçü

Göçmen kuşlard ı r.

Göçmen kuşlard ı r (Afrika ve Güneybatı Asya' da kışlarlar) .

Göçmen kuşlardır (Akdeniz ü l keleri ve Kuzey Afrika'd a kışlarlar).

Gaga

Gaga koyu kemi k sarısı. kaidesi kırmızıdır.

Çok uzun ve aşağı kıvrıktır.

Küçük ve kısa gagalıdır.

Kuluçka süresi 28; uçuş süresi 24 gündür. 3 1 yıl kadar yaşarlar

Kuluçka dönemi mayıs sonu haziran başıdır.

Kuluçka ve ömür uzunluğu

Kuluçka s ü resi 28 gün; uçuş süresi 6 haftadı r. 1 O yıl kadar yaşa rlar.

Ötüşü

Tititi ya da bibibibi diye öterler

Guui, geuuii, guug

Bi bi bi

Diğer özellikleri

Ayakla r mavimsi-yeşilimsi gri ; tırnaklar siya h ; iris koyu kahverengi; monogamdır.

Ayaklar yeşilimsi gri; iris kahverengi ; monogam olup, kuluçka yerini erkek belirler.

Ayaklar mavimsi g r i ; iris koyu kahverengidir.

körbağırsakla r büyü k; kanatlar diastataksi k ; yan telekler orta bl.!yü kl ü kte ; hepsi 1. tip kuluçka yaparlar.

Genellikle su kenarlarında yaşarlar. Fakat bacak yapısı bakı m ı ndan steplere, hatta çöl iklimine uyu m gösterenler de vard ı r. Denizle ilişkili yaşayanlarda tuz bezi gelişmiştir. Çoğu hayvansal besleni r. Yüzeyden bal ı kları toplamak su retiyle (martılar) . dalara k (den izkı r­ langıçla rı). kanatla rı ile dalarak (alkler). başkaları n ı n bes i n i n i çalarak (yı rtıcımartı lar) . yumuşak­ çaların kabukları n ı aça rak (kocagözler, denizsaksağan ları) beslenebi l i rler. Yu m u rtaların ı hemen h e r zaman taşlar v e midye kabukları ile birlikte b ı rakı rlar (Şekil 4 1 . 28/c) . Çoğ u n l u k erkek v e dişi birl i kte kuluçkaya yatarlar. Charadriidae ve Alcidae, Alt Eosen'den beri bilinmektedir. Tersiyer'de bug ü n soyu tü kenmiş üç fam i lya daha bulun maktadır. Sistemati kleri konusu nda hala uyuşma sağ lana­ mamıştır. D ü nyan ı n her ta rafı ndan yaygındırlar. 1.

Fam . : Recurvirostridae

dır: Himantopus himantopus

=

=

Uzun bacaklar (Tablo 4 1 .28) : Ü l kem izde iki tü rü var­ Uzunbacak (Şekil 4 1 . 54/a ) : Boyları 40 cm. kadard ı r.

CHARADRİİFORMES

a

-�·lL· ...

Numenius arquata Büyük Kerva n çu l l u ğ u

!\� ��c �· � ----� � �� . ı�>i·�--.;��-.--� :�.:--L ·_·. · ::_ ci; �! �

"

. -

. · --. ' -- -

I E rg ı n vr u . _

- ' ··

� d � -1

' -·

.

Numenius phaeopus Yağ m u r Kerva n çu l l u ğ u

-

Calidris canutus = Kırmızı G ö ğ ü s l ü Ku m kuşu

k

3 1 3·

Calidris a/ba Çakılkuşu

\,:r, \. u�:rem e

:jn

v a ru

Ca/idris ferruginea K ı rm ı zı Ku m kuş u

�:n mesi

{ı .,

' ·

e

-

� � �

---< .

>"� '

E

A'fl!".

,....... . ...

/��-.' �

:- :· ..--. ... . � -

[

YAGMURKUŞLARI

b

reme ren k l e n m esi

.



1

;-';J)ı

Calidris temminckii Ku m kuşu

::'.'ome.i

Limosa /apponica = Leppon Ç u l l u ğ u

Limicola falcinellus G e n i ş Gaga l ı Balçı kkuşu

Şekil 41 .56 : Scolopacidae = çulluklar (Charadriiformes) fam i lyasının ü l kemizdeki türleri (Berndt ve M eise'den).

314

AVES = KUŞLAR

Tablo 4 1 . 33/B

Scolopacidae

Çulluklar Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Tür:

Phi/omabus pugnax

Yayılışı

Kuzey ü l kelerinde. Anadolu ' n u n güney kısımla­ rında kışlarlar, diğer bölgelerde göç sırasında görü l ü rler.

Kuzeybatı Asya ve Kuzey Avrupa' da kuluçkaya yatarlar. G ü n eybatı Ege sahilleri ile Trakya' da kışlarlar. Diğer bölgelerde göç sırasında görü l ü rler.

Boy (cm. )

43 x 3 1 (4 yumurta) 23

43

Bata klıklar ve sulak çayırlar.

Göl kenarları, bataklı klar ve sulak çayı rlıklar.

Renklenme

E rkekte göğüs ve boynu n yan taraflarındaki tüyler uzun olup, bir yakalı k yaparlar. Yakalığın alt ve yan tarafı parlak siyah. üzeri beyaz benekli; dişilerde yaka l ı k bulunmaz. Vücudu n üstü sarım­ sı kahverengi, siyah beneklidir.

E rkekte baş ve boyunda ince siyahımsı çizgiler bulunur; s ı rt kısmı koyu esmer benekli; siyah uçma tüyleri üzerinde enine geniş beyaz bantlar var; göğüs ile karın yanlan enine s iyah benekl i ; dişiler d a h a koyu ren klidir.

Yumurta Yaşadığı ortam

(Şekil 41 .56/h ve il

= Döğüşken

Limosa limosa

(Şekil 41.5611 )

= Karakuyruk çamurkuşu

55 x 37 (4 yumurta)

Besini

Solucanlar. böcekler ve tohumlar.

Böcekler ve salyangozlar.

Göçü

Göçmen kuşlard ı r (Akdeniz ve Afrika ülkelerinde kışlarlar).

Göçmen kuşlard ı r ( B ritanya Adalan. Akdeniz ülkeleri ve Kuzeybatı Afrika'da kışlarlar) .

Gaga

D i p kısmı sarımsı kırmızı, u c u siyahtır.

Gaga kaideden itibaren yarıya kadar sarımsı et rengi, uç kısmı koyu siyah gridir. Uzun, düz ya da hafifçe yukarı kıvrıktır.

Kuluçka ve ö mü r uzunluğu

Ku luçka süresi 2 2 ; uçuş süresi 26 gündür; 9 yıl kadar yaşarlar.

Kuluçka s ü resi 23; uçuş süresi 28 gündür. 1 7 yıl kadar yaşarlar

Ötüşü

Vie. ge, veg, krukri, gruit. ga, gi

De, deet ya da ved, kett kek, vitte-tee diye öterler.

Diğer özellikleri

Ayaklar kırmızı ya da yeşildir; iris kahverengi siyahtır. 1 -2 yaşlarında eşeysel olgunluğa ulaşır­ lar. Yuva yerin i dişi seçer, yuvayı ise birlikte yaparlar.

Ayaklar yeşil siyah ya da soluk g ri. tırnaklar soluk kahverengi ; iris koyu kahverengi ; 2 yaşında eşey­ sel olgunluğa ulaşırlar; monogam ; yuva yeri n i dişi seçer.

E rkeklerin tepesi , başın a rkası , s ı rt ve kanat üstü genelli kle s iyah (bazen beyaz tüyler var) ; sırt kısmı yeş i l imsi ışı ldama gösteri r; kuyru k gridir; vücudun diğer kısımları beyazdı r.

Gagaları baştan uzun, siyah, düz ve uca doğru incelir. Bacakları kırmızı, çok uzun; ayakları siyah ve üç parmaklıdır. Tarsometatarsus orta parmağın üç misli uzunlukta­ dır. Dış parmakla orta parmak arası nda küçük bir yüzme derisi vard ı r. Dişilerde yal n ı z sırt ve kanat üstü siya htı r. Üç yaşında eşeysel olgun l uğa u laşırlar; kuluçka s ü resi 22-24 g ü nd ü r. Su böcekleri, yu muşakçalar, kurbağa tokaçları ve küçük bal ıklarla beslenirler. Deniz, göl, nehir kenarlarında ve bataklıklarda bulunurlar. Ü l kemizde kuluçkaya yatarlar. Göç ederler. Recurvirostra avosetta = Kılıçgaga (Şekil 41 .54/b) : Boyları 43 cm. kadard ı r. E rg i n erkekte, tepe, ense, başın yan la rı , el uçma tüyleri v e kanat üstü tüyleri siya htır. Vücudun diğer kısımları beyazdır. Gaga ince uzun yapılı, baştan çok daha uzun, siyah renkli ve yukarıya kıvrıktır. Ayaklar oldukça uzun yapılı ve mavimsi gridir. Tarsometatarsus orta parmağı n i ki katı uzu n l u ktadı r. B i r ya da i ki yılda eşeysel olg u n l uğa u laşı rlar; en çok 4 yu murta b ı rakı rlar; yum u rtaların boyutu 50 x 35 m m . 'dir. Kul uçka s ü resi 24-25 gündür. En fazla 24 yıl yaşarlar. Omurgasızları yerler. Deniz ve göl kenarla rı nda. bataklıklarda yaşarlar. İyi koşar ve iyi yüzebil i rler. Ü l kemizde sadece yazın ya da bütün yıl boyunca ( Ka radeniz ve Ege sah i lleri nde) bulunabi l i rler.

2. Fam. : Haematopodidae = Deniz Saksağanları = Midyeyiyenler (Tablo 41 . 28) : Ü l kemizde bulunan türleri : Haematopus ostralegus (Şeki l 4 1 . 54/c) : Boyları 45

CHARADRİİFORMES

=

YA j{ --

c

Pha/aropus lobatus

Kocagöz Çayırba l a b a n ı

335

TAVUKLAR

=

S?

_.

_ ...:;����-M

GALLİNACEİ)

·� -.._ �- E rg i n �-·

E rg i n



=

Phalaropus fulicarius

Kızı l boyun Ku m ku ş u

e

f Kışın Phalaropus tricolor Üçrenk Deniz D ü d ü kçü n ü

d

=

Alectoris chukar K ı n a l ı kekl i k

h

Lophura

=

G ü m işisü l i n ( Phasian idae)

Şeki l 41 .66 : B u rhinidae = kocagözler ve Phalaropodidae = kumkuşları (Charadriiformes) fam ilyalarının ülkemizdeki türleri (Brendt ve Meise ; Peterson. Mountfort ve Hollom'dan).

336

AVES

=

KUŞLAR

beyazdı r. Gaga siyahımsı ; ayaklar kahverengidir. Dişilerin rengi daha soluktu r. Dişide mahmuz yoktu r. Rahatsız edildikleri nde öne doğru koşar ya da aşağılara doğ ru uçarlar; çok ü rkekti rler. Kafkasya , İ ran, O rta ve Doğu Anado l u ' n u n yerli kuşlarıdır. Genel likle yü ksek dağlarda yaşarlar. Kara yosun ları ve taze otla, bazen böcekle besleni rler. " Çok çok" diye öterler. T. caucasicus = Kafkas Kekliği (Şekil 41 . 67/f ve h) : Boyları 60 c m . kadard ı r. Ren kleri daha önceki türe benzer; yalnız ense ve boynu n a rka kısmı kahverengidir; ayakları kırmızıd ı r. Kafkasya 'da ve Doğ u Ka radeniz' in yüksek yerleri nde yerli olarak yaşarlar. Diğer biyolojik özelli kleri önceki tü r gibidir. Tablo 4 1 .47 Galliformes ( = Galli) = Tavukgiller Takımına Familyalar Düzeyinde Genel Bir Bakış Familya:

Megapodiidae iri Ayaklı Tavuklar

Tetraonidae Ormantavukları (Şekil 41 .67)

Cracidae Tepelikli· tavuklar

Phasianidae Sülünler, Keklikler (Şekil 41 .67lb)

Kapsamı

7 C, 1 8 t

1 1 C, 1 8 t

1 1 c, 44 t

Yayılışı

Avustralya, Yeni Gine

Kuzey Yanküre

Güney Amerika

Eşey farklı lığı

Erkek = Dişi

Erkek = Dişi

Erkek = Dişi

Yuva

Toprakta ya da gazel· Toprakta. ler arasında.

Kuluçka ısısı nı sağlama

Organik maddelerin çürümesi ile, toprak· tan alınan ısı ve gü· neş ışınlan ile.

Kuluçkaya yat· ma ile.

Diğer özellikleri

Yumurtaya aktif ku· luçka bakımı yoktur. Yumurtalarını sıcak yerlere bırakırlar. Yavrular 1 m . derine kadar gömülmüş topraklardan kendi çabaları ile çıkarlar (örneğin Megapodi· us freycinet) .

Tüy tepelik Baş küçük ve tüyl üdür. Göz vardı r. üzerinde çizgi halinde tüysüz bir kısım vardır. Soğuk yerlere iyi uyum yapmışlardır. Bacaklar kısa. tırnaklara kadar tüylüdür.

Meleagrididae Hindiler

Opisthocomidae Çingenetavukları

70 C, 2 1 0 t

2 C, 2 t

1 t

Çoğunluk Eurasia, kısmen Amerika (Pasifik Adaları hariç) .

Amerika

Gü ney Amerika

Erkek -4 Dişi

Erkek -4 Dişi

Erkek * Dişi

Kısmen ağaç· Zeminde. larda.

Zeminde.

Su üzerinde.

Ku luçkaya yatma ile.

Kuluçkaya yatma ile.

Kuluçkaya yatma ile.

Kuluçkaya yatma ile.

Erkekler parlak renkli, başın bir kısmı ve yanaklar tüysüzdür. Başta çoğunluk ibik deri uzantısı ve uzun tüyler var. Gagaları aşağı kıvrıktır.

Parlak deri lobları var. Baş ve boyun kısımları çıplak; boyun uzun, baş ve boyun üzerin· de deri uzantıları var. Mefeagris ga//opavo=Hindi : Bo· yu 1 25 cm . ; ağırlığı 18 kg . kadar. Erkek daha küçük, çoğunluk bitki· sel. bazen böceklerle beslenirler.

Gençler kanatların· da tırnak taşır; bu tırnaklarla tırmana· bilirler ve bu şekil· de yuvayı terke· derler. Boylan 60 cm. ağırlı kları 800 gr. kadardır.

Tablo 41 .48

Tetraonidae ve Phasianidae'nin Altfamilyalarına Genel Bir Bakış Fami lya ve Altfamilya

Tetraonidae Ormantavukları

Phasianianae Faza nlar

Kapsa m ı

1 1 C, 1 8 t

64 C, 1 85 t

Yayı lışı

Kuzey E u rasia ve Ameri ka

5 C, 7 t

Öncel ikle E u rasia

Afrika

Numtdinae İncil itavuklar

Yaşam orta m la rı

Ormanlar, tundralar.

Ormanlar, kırlar.

Ormanlar. savanalar, stepler.

Sosyal yaşantıları

Tek te k yaşarlar.

Çift çift. grup halinde.

Sürü halinde.

Diğer öze l l i kleri

Dansları ilginçtir, badi badi yürür· ler.

Ü reme ren klenmeleri va r

Kafatasında boyn u z u ms u bir çıkı ntı va r.

GALLİFORMES I= GALLİ = GALLİNACEİJ = TAVUKLAR

337

2. Fam. : Phasianidae (Tablo 4 1 .47 ve 48) : Ü l kem izdeki tü rleri Tablo 4 1 .49 ve 50'de ve Şekil 41 .67'de veri l m iştir. Lyrurus mlokosiewiczi = Kafkashorozu = Paçalısülün (Şekil 41 .66/g ) : Boyları 50 cm., a ğ ı rl ı kları 1 .300 g r. kadard ı r. E rkeklerin genel vücut ren g i siya h ; baş v e boyu n yeş i l i msi olarak parla r; kanat üzeri nde k ü ç ü k beyaz bir benek va rdır. Başlarında kırmızı bir ibik bu l u n u r. Kuyru k uzun ; kuyruğun dış telekleri hafifçe dışa rıya kıvrı k ; ayaklar beyazımsı tüylüdür. Gagaları siya h ; ayaklar kahverengidir. Dişiler g ri ren k l i , esmer beneklidi r. Dağlarda ki çayı rlarda ve o rman bölgesinin üst s ı n ı rında yaşarlar. Dane ve bitki filizleri n i yerler. 3-5 yu mu rta bırakırlar; kuluçka s ü resi 2 1 -24 gündür; 6 hafta sonra yavru lar anayı terkederler. Doğu Ka radeniz'in yerli kuşlarıdır. Ü l kem izde doğal olarak yaşamaya n ; fa kat geniş ölçüde kültürü yapılan Ga//us gallus domesticus = Ev Tavuğu, köken olara k H indistan ve Sundz Adası ' ndan gelmed i r ( M . Ö . 2500-3000 yı llarında H i n distan'da ıslaha alındığı bi l i n mektedi r) . Horozlar mahmuzludur. Kuyru k o rta uzu n l u kta ve çatı şekli nde ; özel likle horozla rda bazı kuyru k telekleri parlak ren klidi r ve orak gibi kıvrı l m ı ştır. Başlarında farklı şeki llerde etl i bir ibik va rd ı r. Çıplak yanaklar ve boyun lobları ü reme zamanı can l ı kırmızı renge dön üşür (bazen mavi) ; kulak lobları beyaz, mavi ve kırmızı olabi l i r. Tavu klar ise çoğ u n l u k göze çarpmayan ren klerdedir. l s lah yol uyla bi rçok ı rkı elde edi l m iştir. Öze l l i kl e H i ndistan ve Doğu Asya'da bacakları ve boyn u uzun, ibiği kısa, tüyleri old u kça kısa dövüşçü horozları n ( H i nt Horozu) yetiştirilmesi için uzun s ü reler çaba harca n m ıştır. B u n lar hızlı büyü r; fa kat etleri kurudur. Yum u rta veri m i düşüktür. B üyü k bir olası l ı kla Doğu Asya 'daki i ri ve sulu etli (en lezzetli tavuk eti) Coch in tavu kla rı ndan köken almışlard ı r. Ev tavu kları n ı n veri mi çok yüksektir (yı lda en az 60 g r. ' l ı k 200 yu m u rta bırakırlar) . B u n u n için yu m u rta lı kları v e ti roit bezleri çok iyi çalışır. H e rşeyi yerler. Yerlerde çok iyi besi n a ra rlar. l s l a h edilmiş ı rklar (Legorn gibi) a rtık ku luçkaya yatmazlar ( b u neden le doğada yaşaya mazlar) ; yu m u rta tavu kları n ı n etleri, et tavu klarına göre daha sert ve kurudu r. Küçük ve hareketl i tavu klar, i ri ve hantallara göre daha çok yu m u rta bırakır. Legorn tavukların çatıkem iği (yu m u rta n ı n geçtiği delik) daha gen işti r ve vücutları daha di kdörtgen şeklindedir. Yapay kuluçkaya yatma ve yatı rma Ç i n l i lerden beri vardır. M utasyo n la rı n değerlendirilmesiyle çok çeşitli ı rk ve form ları keza tüy ren kleri elde edi l miştir. Tavşanlar gibi, bun larda da her ıslah formu yabanisinden daha iyid i r (ancak cüce İtalyan tavuğu hariç) . Yaban i tavu klar kekl i k rengindedir. Beyaz, siyah, sarı ve kahverengi kırmızı ı rkları vard ı r. Beyaz olanları albino değ i l (çü n kü gözleri kı rmızı değildir) ; leusizm gösteri rler. Teleklerin şekli de mutasyon larla çok farklı l ı klar gösteri r. Bazı larında telek ışınları n ı n kancaları yiti ri ldiği giçin ipek gibi tüylerle örtülüdür. Bazı ları nda kuyru k telekleri 3 metre (Yokohamas ı rkı) olabi l i r. Keza kuyru k ta mamen yiti rilebi l i r. Parma kların sayısı a rtab i l i r vs . M . Ö . H i ndistan 'da başlayah ıslah ; İ ran, M ıs ı r, Yunanistan , R o m a v e Avrupa ' n ı n çeşitli ü l kelerinde devam etmiştir.

Gallus cinsinden G. varis = Çatalkuyruk Tavuk: Java'da yaşayan , küçük, dişli ibikten yoks u n , sadece çene lobları olan bir tavu k türüdür. Kuyru k yatay taş ı n ı r ; O rta kısmı çataldır. Evci l leşti ri lmem işti r. G. sonneratii: İ b i k ve gerdan lobları vardır. Teleklerin ucunda ince, yassı, yuva rlak, sa rı-kı rmızı boyn uzumsu plakalar taşır. Kuyru k Ban kiva tavukları gibidir.

338

AVES

=

KUŞLAR

Tablo 4 1 .49

Phasianidae

Tür:

Keklikler Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Sülünler

Afectoris graeca

Alectoris chukar

Ammoperdix griseogularis

(Şekil 41 .67/c)

(Şekil 41 .66/h)

(Şekil 41 .67/f)

Taşkekliği

Kınalıkeklik

Perdix perdix

Çölkekliği

Çil keklik

G ün eydogu Anadolu'dan Orta Asya'ya kadar yayılmışlardır. Anadolu ' n u n yalnız güneydogu kesiminde zaman zaman görülen yerli kuşlardır.

Pirene' lerden Orta Asya'ya kadar yayı l mışlardır. Akdeniz s a h i l şeridi hariç yurdun her tarafında yerli kuşlardır. 35 x 26 ( 1 0-20 yu murta)

(Şekil 41 . 67/d)

Yayılışı

Balkanlar'dan Çin'e ve Balkan Yarı madası ' ndan Orta ve Kuzeybatı Anadolu- güneyde Filistin'e kada r yayı lmışlardır. Bütün Tür'ya kadar. kiye'de yerli kuşlardır.

Boy (cm.)

35

33

Yaşadıgı ortam

43 x 32 (9-1 4 yumurta)

Taş l ı k ve kaya l ı k yerlerde.

36 x 28 (8-1 6 yumurta)

37 x 29 (7-1 5 yumurta)

Tarla ve çayı rlı k kısımlar- Az bitkili, taş l ı k ya da yarı da. dagların kaya l ı k kısım- çöl tipi yerlerde. larında.

Tarla, sulak çayırlık, step, yarı çöl bölgelerde.

Renklenme

Erkeğin başı parlak gri. tüylerle kaplı, göz üstü dar ve beyaz renkli bir bantla sarılıdır; sırtın ön tüyleri leylakşarap kırmızısıdır; sırtın arkası, kuyru k üstü ve örtü tüyleri gri ve kahverengi tondadı r. çene altgaga açısı siyahtı r; boyun ve kursak kenarların ı geçip ön göğüse kadar giden 2 cm. kal ı n l ıgında siyah bir bant vardır; bu bant kırmızımsı ya da grimsi beyaz olan çenenin diğer kıs m ı n ı . yanak. gırtlak ve kursak bölgesini, parlak mavi göğüsten ayı rır.

Kanat üstünde kırmızı ve mavimsi benekler bulunur. Kaş çizgisi sarıdır. Gaga dibinden boyun ve gözün arkasında devam ederek. gerdanı çeviren siyah bir halka bulunur. Çene ve gerdan sarımsı beyaz; gövde yanlarında sarı zemin üzerinde enine dalgalı siyah, kırmızı benekler bulunur.

Göz üzerinde ve arkasında siyah bir çizgi b u l u n u r. Boyun kısmı beyazımsı, arkada esmer beneklidir. Uçma tüylerinin dışı sarımsı beyaz bantlı ; göğüs sarımsı kahverengi, boyn u çizgili; gövde yanları kırmızı beyaz boyuna çizgilidir.

S ı rt taraf sarımsı esmer renkli, boyuna beyazımsı ve siyah çizg i l i ; g rimsi gövde yanlarında enine kahverengi beyazımsı çizgilidir. Karın beyaz renktedi r ve üzerinde atnalı şeklinde beyaz bir benek vardır.

Besini

Bitkisel. bazen böcekleri ve Bitkisel maddeler ve böcekler. larvaları n ı yer.

Dane ve böcekler.

Meyve, toh u m . taze bitki kökleri ve böcekler.

Yumurta

24

30

Göçü

Yerli kuşlardır.

Yerli ve gezici kuşlard ı r.

Yerli kuşlardır.

Kısmen yerli kuşlardır.

Gaga

Kırmızıdır.

Kı rmızıdır.

Portakal sarısı, kırmızıdır.

Yeşilimsi kemi k rengidir.

Kuluçka ve ömür uzunlugu

Ku luçka süresi 24-2 6 ; uçuş Kuluçka süresi 22-24; uçuş süresi 28-30 güns ü resi 30-32 gündür. 9 yıl dür. En çok 8 yıl yaşarlar. yaşarlar.

Kuluçka süresi 25-2 7 ; uçuş süresi 30-32 g ü ndür.

Kuluçka süresi 24-2 5 ; uçuş s ü resi 1 3-1 4 günd ü r. Doğada 5 yıl, tutsak i ken 7 yıl yaşayabilirler.

Ötüşü

Kakabi kakabi, çigg çigg. çiggidigg

Diğer özellikleri

Ayaklar kırmızıdır. Topl u Ayaklar kahverengimsi Ayaklar kirli ya da kahverengi kırm ı z ı ; iris kahveren- halde yaşarlar. 1 yaşında krem rengindedir. İ ris gi kırmızıdır; 1 yaşı nda eşeysel olg unluğa ulaşır- kahverengidir. eşeysel olgunluğa u laşırlar; lar. monogamdı rlar.

Cara. çukura. kok-kok kuak-kok-koak-kouok

l s l ı k çalar gibi

S İ-Sİ-S İ

G ı rrkek ya da girr-heee ya da girrhick. kirrik Ayaklar kemik g risi ; iris kahverengi ren klidir; 1 yaşında eşeysel olgunluğa ulaşırlar. Toplu olarak yaşarlar. Kısa mesafelerde uçarlar.

Boyu n telekleri uzun ve dard ı r ; beyaz bantlı d ı r. G. gal/us: İ b i k taraklı, basit. küçü k ve kırmızıdır. Gerdan ve yanak ev tavukları gibidir. Kuyru k yatay taş ı n ı r. Uza kdoğuda yaşarlar. B u n la rı n hiçbiri ev tavu kları ile melez yapmazlar.

GALLİFORMES

Tetraogallus caspius

(=

GALLİ

=

GALLİNACEİ)

=

TAVUKLAR

339

Coturnix coturnix= B ı l d ı rc ı n

U rkekl i k

Alectoris graeca

· -

=

Taşkekl i ğ i

e

Perdix perdix= Ç i l kek l i k Phasianus colchicus= S ü l ü n M�

- - - - - - - - - - - - - --- - - - - - - - - -; ;t)'

.



/ /

g

Tetraogallus caucasicus

,

Doğ u U rkek l i ğ i

/

I

I

/

/

/ / /

I

/

/

""'--""'•�-

Francolinus francolinus

Tu raç

Şekil 41 .67 : Tetraonidae = orman tavu kları ve Phasianidae = kekli kler ve sülünler (Galliformes) fam i lyalarının ü l kemizdeki temsilcileri (Berndt ve Meise; Heinzel, Fitter ve Parslow; Ergene; Remane. Storch ve Welsch'den).

340

AVES = KUŞLAR

Tablo 41 .50

Phasianidae

Tü r:

Sülünler

Cotumix coturnix

Bıldırcın (Şekil 41 .67/b)

Keklikler Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Sülün (Şekıl 41 . 67/e)

Phasianus colchicus

Yayı lışı

Eskidünya'nın Kuzey Ya- Çin' den Balkanlar'a kadar rı küre'de kalan kısmında. yayı lmışlardır. Tü rkiye'nin Bütün Anadol u ' da yazın Trakya ve Marmara Bölgegörülen ve kuluçkaya ya- si'nde bulunan yerli kuşlardır. tan kuşlardır. Trakya'da yerlidirler.

Boy (cm )

29 x 22 (4-7 yumurta)

Yumurta

18

43 x 34 (8-1 2 yumurta) Dişi 53-63; erkek 66-89

Francolinus francolinus

Turaç (Şekil 4 1 . 67/i)

Lyrurus mlokesiewiczi

Kafkas horozu (Şekil 41 .67/g)

Anadolu'dan H indistan'a Kafkaslar' da ve Kuzeydokadar yayı lmışlardır. Trak- ğu Anadolu'da yayı l mışya hariç bütün Anadolu'- ıard ı r. da yerl i kuşlard ı r.

34

45

4-8 yumurta

3-5 yum u rta

Ekili tarlalar. çayı rlar ve steplerde.

Tarlalarda .

Bataklık ve sulak yerlerde, s ı k bitkili sarmaşıklı yerlerde.

Dağ l ı k bölgelerde.

Renklenme

Vücudu n üst kısmı kırmızımsı kahverengi, s iyah ve krem sarısı benekl i ; göz üzerinde beyaz çizgi var; kırmızı kahverengi olan kursak bölgesi ince boyuna beyaz çizg i l i ; gövde yanlarında kenarlan koyu renkli boyuna beyaz çizgiler ve siyah benekler vardır.

Boyn un arka kısmı turuncumsu kahverengi, hilal şeklinde siyah beneklidir. Sırt beneklerinin kenarları beyaz; kuyru k üstünde ortadan ikiye ayrı lan s iyah inc e bantlar b u l u n u r . Uçma tüylerinin kenarları sarımsı beyazdır.

Başın yanları. çene ve gerdan s iyah benekli; gözün altında arkaya uzanan iri beyaz bir benek var; boyunda geniş ve kırmızımsı kahverengi halka bulunur; uçma tüylerinde kırmızı sarı bant var; siyah renkli vücut yanları beyaz ve sarı beneklidir.

Esas rengi metalik siyahtır; özellikle erkeğin baş. boyun ve sırtı metalik yeşildir; kanadın üstünde beyaz benek bulunmaz; en dıştaki kuyruk tüyleri daha uzunve d ı şa doğru kıvrı ktı r; dişi birey kahverengi siyah benekl i ; alt kısmı ise gridi r ve koyu benekler taşır.

Besini

Dane ve böcekler.

Meyve, tohum. taze bitki kökleri ve böcekler.

Bitkisel ve hayvansal.

Bitkisel, bazen böce kleri severek yerler.

Göçü

Göçmen ve yerli kuşlar- Yerli kuşlardır. dır (kuzeydekiler. eylülkası m aylarında Afrika ve G üney Akdeniz ül kelerine göç eder; martmayısta ise tekrar geri dönerler) .

Yerli kuşlardı r.

Yerli kuşlardır.

Gaga

Kemik kahverengibeyazdır.

Ku luçka ve ömür uzunluğu

Ku luçka süresi 23-24; uçuş Kuluçka süresi 2 1 -24 Ku luçka süresi 2 1 -24 Ku luçka s ü resi 1 6-27 gün; uçuş süresi 4-7 haf- süresi 1 0-1 2 gündür. 7 yıl g ü n ; uçuş süresi 6-7 haf- g ü n ; uçuş süresi 6 haftayaşa rlar. tad ır. dır. tadır. 4-7 yıl yaşarlar.

Ötüşü

Vik. pik-per-krau. krauper-bik

Gök-gok. tagat ya da gögok, kokokok, koketok

Çi-çiriih, çick, kireek

Diğer özel likleri

G ruplar halinde alçaktan ve gece uçarlar. Ayakları grimsi kahverengi ; 1 yaşında eşeysel olgunluğa ulaşırlar; yuva yerini dişi seçer ve yuvayı da sadece dişi birey yapar.

Uzun ve sivri olan kuyru klarının uçları derin çatallıdır. Ayaklarında mahmuz vardır; erkeklerin başlarında uzun kulak tüyleri bulunur; bunlar dişilerde bulunmaz. Bir yaşında eşeysel olgunluğa u laşı rlar, yuva yerini dişi seçer, yuvayı da dişi yapar.

E rkeklerde mahmuz vardır; dişilerin rengi farklıdır. Ayaklar et rengindedir.

Yaşadığı ortam

Üstgaga civcivde koyu, alt- Gaga erkekte siyah, dişigaga açık kırmızımsı kem ik de soluktur. renginde. yavru ve erişkin dişide koyu kahverengi kemik renkli, erkekte portakal ya da kehribar sarısıdır.

Siyahtır.

Ayaklar ve iris koyu kahverengidir; tepede kırmızı renkli bir benek bulunur.

FALKONİFORMES

41 .9. 1 .2.20.

(=

FALKONES) VE ACCİ PİTERİFORMES (= ACCİ PİTRES)

=

G Ü NDÜZ YIRTICI KUŞLARI

TAKI M : FALCONİFORMES (= FALCONES) VE ACCİPİTERİFORMES (= ACCİPİTRES) = GÜNDÜZ YIRTICI KUŞLARI (Tablo 4 1 . 5 1 )

34 1

Çok defa bu i ki takım Falcon iformes takımı içinde a lttakımlar olara k incelen i r. B u nedenle birl i kte veri lmesi uyg u n görülm üştü r. Gagalarının ucunun çengel gibi aşağı doğru kıvrık (Şekil 41 . 1 3/n) ; üstçenenin kenarlarının keskin; ayaklarının anisodactyl, kuvvetli bir mahmuz taşımaları (Şeki l 41 . 5/n) ve yakalamaya uyum göstermeleri, tırnaklarının kıvrık ve sivri olması (Şekil 4 1 . 1 3/n); birkaç türünün dışında yalnız canlı

hayvanlar ve leşlerle beslenmeleri en tipik özellikleridir. Kafatasları desmognath ; na res i m pe rviae ; o rbital çı kıntı belirg i n ; burundeli kleri kılsız ceroma ile çevri l i ; 1 4-1 7 boyun o m u ru va r; a rka pa rmakları gerektiğ inde öne çevrilebi l i r ; furcu la, ligament ile crista sterniye bağla n m ı ş ; o s dorsale yok ; 2 ka rotit var; m . a mbiens mevcut; dil, uzun ve kasl ı ; özofagus genişleyebilir; ku rsa klı (besin depo edebi l i r) ; kas l ı mide zayıf ve genişleyebilir; her i ki yu m u rtalığı da işlev görür; yan telekler oldukça büyü k ; diastataksi k kanatlı ; tibiota rsustaki t_ü yler genell i kle bir paça oluşturacak kadar uzu n ; anal bez mevcut; i l . tip kuluçka yaparlar (sık hav tüylü) ; eşeysel fa rkl ı l ı k azd ı r (bazen dişiler erkeklerden da ha büyü k) . Tablo 41 . 5 1

Accipiteriformes = Kartallar ve Falconiformes ( = Falcones) Doğanlar Takımının Familyalarına Genel Bir Bakış Accipiterilormes

Familya:

Cathartidae Yenidünya Akbabaları

Kapsamı

5 c, 7 t

Yayılışı

Falconiformes

Accipitridae Kartallar·Atmacalar

Pandionidae Balıkkartalları

(Şekil 4 1 . 68Jb.7 1 )

(Şekil 41 .68/a)

Sagittaridae Katipkuşlan Sekreterkuşları

64 c. 2 1 7 t

1 t

1 t

1 3 C, 61 t

Amerika

Tüm dünya (Antartika hariç).

Tüm dü nya (Şekil 41 .36).

Afrika

Tüm dünya (Antartika hariç).

Yaşam ortamı

Açık alanlar.

Ormanlar, açık alanlar, Sahiller dağ lar.

Stepler

Onmanlar. açı k alan lar, dağlar.

Besini

Leş

Omurgalılar. böcekler. Balıklar yumuşa kçalar, leşler.

Sürüngenler

Omurgalılar

Ü stgaga

Zayıf

Diş çıkıntıları yok ; Diş çıkıntıları yok; uzun, çengel şeklinde uzun, dar, uç kısmı kuwetli kıvrı lmıştır. kıvrıktır.

D i ş çıkıntıları yoktur.

Ü stgagada çentik vardır. Bu çentik altgagadaki oyuklara girer. Yuvarlak, oldukça kısa ; ucu sivri ve kıvrıktır.

Kanatlar

Çok geniş, yuvarlaklaş- Geniş, yuvarlaklaşmış, Uzun. dar. omur kısmı mıştır. i leri çıkıktır. iyi uçucudurlar.

Kısadır.

Dar ve sivridir.

Diğer özellikleri

Başları çıplak, renkli deri lobları ve boyunda ya kalık var; pençeler küt, iyi koku alırlar. Sirin ks yoktur. Yuva yapmazlar, yumurtalarını toprak üzerine ya da ağaç kovu klarına bırakırlar.

Bacakları uzun, koşucu, kulaklarının arkasında tüylü çıkıntılar var.

Burun delikleri yuvarlak; değişik şeki lde tüy değiştirirler. Tırnaklar güçlüdür.

Çok çeşitli besin alırlar. Ayaklan kısa. tırnakları sağlam ve kıvrıktır. Yırtıcıdırlar.

Aniden dalarlar, arkadaki parmak öne dönebilir parmaktı r (Şekil 41 5/m), dev bir anal bezi var. Ağaçlar üzerinde yuva yaparlar. 23 yum u rta bırakı rlar.

Falconidae Doğanlar (Şekil 41 . 72)

342

AVES



KUŞLAR

Pandion haliaetus

Haliaeetus albicilla

Bal ı kka rta l ı

Den izka rta l ı Akkuyru k

r - - - - - - - - --

1 1 1 1 1

e

d

- - - - - - - - - - - - -- - - - - ,

c

'

'

'

-

- _

-

......

Yı l a n ka rta l ı

1 1 1 1 1 /- - - - - - - - - - ıı

(

g

I l

1 1 1 1 1 1

Accipiter gentilis Çakı rkuşu

I

/

I

I

I

I /

/

I

.,, / / /

_ _ _ _ _ _ _ _ __ _ _ __

/

/

/

f

/

/

/

ı )

Accipiter nisus Doğ uatmacası

L - - -- - - - - - - - - - - - - -

Accipiter brevipes

Av Atmacası Kısaparmak Atmaca

Şekil 41 .68 : Pandionidae balıkkartal ları ve Accipitridae = kartallar (Accipiteriformes) fam ilyalarının ü l kemizdeki temsilcileri (Berndt ve Meise; Hei nzel, Fitter ve Parslow'dan). =

FALKO N İ FORMES (= FALKO N ES) VE ACCİP İ TERİFORMES I= ACC İ P İ TRES)

=

G Ü N DÜZ YIRTICI KUŞLARI

343

Tablo 41 . 52/A

Accipitridae

Tü r :

Atmacalar Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Hafiaetus albiciffa

Milvus milvus

Milvus migrans

Karaçaylak

Yılankartalı

(Şekil 41 68ıbl

(Şekil 41 .68/c)

(Şekil 41 681d)

(Şekil 41 .681e}

Yayı lışı

Kuzey Ya rı kü re'nin orta ve kuzey kesiminde yaygındırlar. Bütün Tü rkiye'de her mevsim görü l ü rler.

Kanarya Adaları 'ndan Kafkaslara kadar yaygınd ı rlar. Trakya ve Marmara Bölgesi'nde kışın görülen göçmen kuşlardır.

Eskidü nya'da yaygındırlar. Ü l kemizde yaz ı n görülen göçmen kuşlardı r. G ün eydoğu Anadolu Bölgesi'nde yerlidirler.

Eskidünya'nın kuzey ve orta kesiminde yaygındırlar. Tü rkiye' de yazı n görülen göçmen kuşlardır.

Boy (cm )

61

Denizlerde. ormanl ı k göl ve nehir kenarlarında.

5 7 x 47 ( 1 -5 yumurta)

56

Yaşadığı ortam

75 x 58 ( 1 -3 yumurta)

Ovalardaki ormanlı klarda bazen şehir içinde de görül ü rler.

58 x 4 1 ( 1 -5 yumurta)

Orman ve su olan yerlerde.

72 x 59 (1 yumurta)

Renklenme

Ergin erkek ve dişiler kahverengidir; sırt ve karın tüylerinin etrafı solu k kahverengi b i r kenarla çevrilidir. Ucu yuva rlak olan kuyru k beyazdır.

Erginde baş ve ense açık ren kte. üzeri koyu kahverengi boyuna çizgilidir Koyu kahverengi sırt tüylerinin kenarı kırmızı ; karın kırmızı kahverengi ve üzeri siyah çizg i l i ; kanat altında küçük beyaz benekler vard ı r.

Erginde tepe, gerdan ve Kahverengi kuyru k üzeyanaklar beyaz ve kahve- rinde enine üç siyah bant rengi boyuna benekl i ; kır- bulunur; gerdan ve kurmızı kahverengi tüyleri sak koyu ve açık kahveüzerinde 8-1 O koyu enine rengi, boyu na çizgili; bebant var; gözün ön ve yazımsı karında kahvearkasında koyu siyah bir rengi enine benekler varbenek vard ı r. Kursak ve dır. Kanat altı tüyleri bekarın tarafında boyuna yaz ve iki sıra enine siyah çizgiler b u l u n u r beneklidir

Besini

Balı klar, memeli hayvanlar ve kuşlar.

Küçük memeliler. kerten keleler. kurbağalar. böcekler. ba lı klar ve kuşlar. Leşlerle de beslenirler.

M. milvus'a benzerler. Daha çok leşlerle beslenirler.

Zehirli ve zehirsiz yılanları can lı olarak yuvaya getirirler. Kurbağa, kertenkele ve fa reler.

Göçü

Yerli ( ü l kemizde) ve göçücü kuşlardır.

Göçmen (kuzeydekiler) ve yerli kuşlard ı r (Akdeniz ü l kelerindekiler) (Airika. İspanya, İtalya ve Yunan istan'da kışlarlar).

Yerli ve göçmen kuşlard ı r (Afrika' da kışlarlar).

Göçmen kuşlard ı r (Akdeniz ü l kelerinde. Ön Asya'da ve Kuzey Afri ka' da kışlarlar)

Gaga

Sarıdır.

Dibi sarı. ucu siyahtır.

Siyahtır.

Grimsi mavidir.

Kuluçka ve ömür uzunluğu

Ku luçka sü resi 40; uçuş süresi 85 gündür. 1 1 yıl yaşarlar.

Kuluçka süresi 30; uçuş süresi 46 gündür. 25 yı l yaşarlar.

Ku luçka süresi 25; uçuş süresi 43 gündür 23 yıl yaşarlar.

Ku luçka süresi 46; uçuş süresi 75 gündür. 1 1 yıl yaşarlar.

Ötüşü

Erkek krick. rick. dişi rarack diye öter.

Çe-çiçi-çiç-çii-çie-çi, vuitvuit.

Hiev, hijiji, huijihrr. h ü h ü , h ü ü ü ü , h ü h ü h iii .

Kyö-kyö, yü-ok kü yoa .

Diğer özellikleri

Kartalların en büyüğüdür. Ayaklar erişkinlerde açık limon sarı s ı ; iris erişkinlerde soluk parlak açı k sarıd ı r ; eşeysel olg u n l uğa 5 yaşında ulaşırlar.

Kuyruk uçları derin çatall ı ; ayaklar mısır sarısı ; iris solu k sarı d ı r. Eşeysel olgunluğa 2-3 yaşında ulaşırlar.

Kuyru kları az çata l l ıdır. Ayaklar sarı ; iris kırmızı kahverengidir.

Yuva yerini yüksek olmayan sivri ağaçlara yaparlar. Ayaklar grimsi mavi ; iris erginde porta kal sarısıdır.

Yu murta

Akkuyruk= Den iz Kartalı

9 1 Kanat açıkken 240

Kızılçaylak

Circaetus ga/licus

66

Yılanların bol olduğu sessiz ormanlarda.

Görme ve işitme duyuları iyi gelişmiş; koku alma ancak bazı türlerinde (bazı akbaba/arda) gelişmiştir. Çok iyi uçarlar. Avlarını yakalayıp gagaları ile didikleyerek öldürü rler (Şeki l 4 1 .3 1 /b) . Ağaçlar ve kaya l ı klara çanak yuva yaparlar. Bazılarında yalnız dişiler, bazılarında her iki eşey de kuluçkaya yatar. Yavrular yumurtadan tüylü olarak çıkar. Gelişmeleri uzun süre alır.

344

AVES

=

KUŞLAR

En yakın olara k Ciconiiformes'e akrabad ı rlar. Alt Eosen 'den ( İ ngi ltere) fosil leri vard ı r ; Tersiyer'de yayg ı n o l a n i ki fam i lyasının soyu tü ken m iştir. Antarti ka' n ı n haricinde t ü m dü nyaya yayı lmışlard ı r. 1 . Fam. : Cathartidae = Amerikan Akbabaları (Tablo 4 1 . 5 1 ) : Vultur gryphus: Boyları 1 30 cm . , ağırlı kları 1 2 kg . ; kanat açıklı kları 3 m . kadardır. Yavru lar gelişmelerini iki yılda tamamlarlar. Besinlerini koku larına göre bulurlar (88 km . uzağa gidebilirler) . Ant Dağları 'nda yaşarlar.

2. Fam . : Sagittaridae = Sekreterkuşları = Katipkuşları (Tablo 41 . 5 1 ) : Başları n ı n arkası ndaki tüy demeti, kulağına kalem sı kıştırmış bir sekretere benzediği için bu adı alm ıştır. Parmakları perdelidir. Sagittarius serpentarius Sekreterkuşu = Katipkuşu : Boyları 1 m . ; oldu kça zor uçarlar. =

3. Fam. : Pandionidae Balıkkartalları (Tablo 41 . 5 1 ): Pandion heliaetus Balıkkartalı (Şekil 41 . 68/a) : Boyları 60 cm . , a ğ ı rl ı kları 1 . 5 kg . kadard ı r. Çene, gerdan ve =

=

ka rı n kısmı beyazdır. Uzun ense tüyleri bir tepelik oluşturur. Gözün altından başlayarak Tablo 41 . 53/B

Accipitridae

Tür:

Atmacalar Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Accipiter nisus

Accipiter brevipes

Accipiter gentilis

Yayı lışı

Palearktik bölgede yaygındı rlar. Orta ve G ü n eydoğu Anadolu' da kışın görü n ü rler; diğer bölgeler· de ise bütün yıl bulunurlar.

Güneydoğu Avrupa ve Önasya'da yayg ı n d ı rlar. Türkiye'nin batı ve kuzeybatı kısımlarında yaz ı n , diğer bölgelerinde kışın görü l ü rler.

Kuzey Yarıküre'nin orta ve kuzey kesimlerinde yaygındırlar. Türkiy e 'de doğu v e güneydoğu hariç özellikle Akdeniz kıyılarında kışlarlar; diğer bölgelerde her mevsim görü l ü rler.

Boy (cm.)

40 x 32 (4-6 yumurta)

40 x 31 (3-5 yumurta) 33-38

48-61

Bahçe, orman ve ormanl ı k vadilerde.

Ova ve dağlardaki ormanlarda .

Koyu gri renkli kuyru k üzerinde dört tane koyu enine bant bulun u r. Karın, beyaz üzerine koyu kahverengi çizgilidir. Dişilerde ense koyu kahverengi ve beyaz bantlıdır.

Uçma tüylerinin uçları siya h ; kuyruğun dış tüylerinin üzeri siyahımsı enine bantlı ; kırmızımsı olan karın tarafı enine dar beyaz bantlı d ı r.

Beyaz renkli karı n e n i n e koyu çizg i l i ; göz etrafı ve yanak siya h ; kuyru k üzerinde enine dört geniş siyah bant vardır.

Küçük memeliler, kuşlar ve böcekler.

Sincap, tavşan, tilki, kelebek ve kuşlar.

Yumurta Yaşadığı ortam Renklenme

Besini

Doğu atmacası (Şekil 41 .68/f)

28-38

Ova ve dağlardaki her çeşit çam ormanlarında, kışın bahçe ve parklarda.

Kuşlar, fareler, ku rbağalar ve böcekler.

Kısaparmaklı Atmaca (Şekil 41 .68/h)

Çakırkuşu (Şekil 41 .68/g)

59 x 43 (2-5 yumurta)

Göçü

Göçmen kuşlard ı r (Orta Avrupa ve Akdeniz ü l kelerinde kışlarlar).

Göçmen kuşlard ı r (Önasya'da kışlarlar).

Yerli ve gezici kuşlardır.

Gaga

G ri, kaidesi sarımsı kemi k grisi renkte ; ucu siyahtı r.

Kem i k g risi, ucu siyahtır.

Siyah , kaidesi portakal kırmızısıdır.

Ötüşü

Byüih büih, wüüü vüüü ya da vag vag, veeg veeg

Ki-vik, ku-i k kuik, ya da kvu i k kvu i k

G i-a k gi-ak y a da gik gik

Kuluçka ve ömür uzunluğu

Ku luçka s ü resi 34; uçuş süresi 27 gündür. 15 yıl yaşarlar.

Kuluçka s ü resi 34; uçuş s ü resi 27 gündür.

Kuluçka s ü resi 37; uçuş s ü resi 38 gündür. 20 yıl yaşarlar.

Ayaklar soluk sarı ; iris canlı kahverengi, dışında kırmızı bir halka var; eşeysel olgunluğa bir yaşında u laşırlar.

Ayaklar sarı m s ı ; iris ergin dişide sarı-portakal rengi, erkekte portakal kırmızısıdı r ; 1 O aylı kken eşeysel olgunluğa ulaşırlar; monogamdırlar; kur uçuşları ocakşubat ayları nda başlar.

Diğer özellikleri

Ayaklar limon sarısı ; iris portakal sarısı ya da portakal kırmızısı ; 1 O ayl ıkken eşeysel olg u n l uğa ulaş ı rlar; kuluçka yeri seçimi şubattan itibaren başlar.

FALKON İ FORMES (= FALKONES) VE ACC İ PİTER İ FORMES ( ACCİP İ TRES) = G Ü NDÜZ YI RTICI KUŞLAR! =

345

Tablo 4 1 . 54/C

Accipitridae

Tür:

Atmacalar Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış Buteo rufinus

Buteobuteo

Buteo /agopus

Paçalışahin (Şekil 41 69/b)

Kızılşahin (Şekil 41 69/c)

Yayılışı

Kanarya Adaları 'ndan Japonya'ya kadar yayı lmışla rd ı r. Türkiye'nin gü neyinde kışın görülen göç­ men, kuzeyinde ise her mevsim görülen yerl i kuşlardır.

Kuzey Yarı küre'nin kuzey kesi­ minde kuluçkaya yatarlar. Türki­ ye'nin yalnız Trakya Bölgesi 'nde kışlayan göçmen kuşlard ı r.

Kuzey Afrika' dan Orta Asya'ya kadar yaygındırlar. Trakya hariç Anadolu ' da yerli kuşlardır.

Boy (cm.)

5 1 -56

5 1 x 44 (2-3 yumurta)

5 1 -6 1

5 4 x 4 3 (3-5 yu murta)

5 1 -66

Yaşadığı ortam

Her çeşit ormanda, kışın da tarla ve çayı rlarda.

Açı k arazi ve tundralarda.

Steplerde, ormansız düzlü klerde ve dağlarda.

Renklenme

Ergin erkekte sırt kahverengi ve kırmızı a lacalıdır. Alın ve ensede beyaz benekler vardır. Kuyruk kahverengi, enine açık kahveren­ g i bantlar taşır; vücudun altında sarımsı ve beyaz benekler vardır.

Erginlerin başı beyazımsı, kahve­ rengi boyuna çizg i l i ; beyaz renkli kuyruğun sonunda geniş koyu renk bir bant bulunur. Parmakla­ ra kadar uzanan kısım açık ren kli ve boyuna beneklidir. Beyaz renkli gerdan, kursak ve çene boyuna koyu çizgilidir.

Baş kırmızımsı, boyuna koyu çiz­ gilidir; kuyru k ucunda solu k eni­ ne bir bant izi bulunur. Beyazımsı gerdan ve göğüsün yanları kah­ verengi boyuna çizg i l i ; kann be­ yaz, koyu beneklidir.

Besini

Fare, köstebek, kurbağa, kerten­ kele, yılan, kuş ve balıklar.

Küçük memeli hayvanlar.

Göçü

Göçmen, yerli ve gezici kuşlardır (Orta Avrupa' da kışlarlar; Akde­ niz ülkelerindekiler yerlidir).

Göçmen kuşlard ı r (Orta Avrupa' da, Ön Asya' da ve M ı s ı r' da kış­ larlar).

Yerl i (ülkemizde) v e göçücü kuş­ lard ı r (Avrupa'dakiler Batı Afri ka'­ da ve Asya'dakiler Hndistan'da kışlarlar) .

Gaga

Siyah kemi k renginde, kaidesi açık ren klidir.

Koyu kahverengidir.

Siyahtır.

Ötüşü

H iee hiee, yee yee, kveye kveye

Pi-i-iee ya da pi-i-ieee

Ötüşü şahini andırı r.

Kuluçka ve ömür uzunluğu

Kuluçka s ü resi 33; uçuş süresi 44 gündür. 25 yıl yaşarlar.

Kuluçka s ü resi 3 1 ; uçuş s ü resi 35 gündür. 1 6 yıl yaşarlar.

Ku luçka süresi 3 1 -33; uçuş süre­ si 34-36 gündür.

Diğer özellikleri

Ayaklar sarı, pençeler kemi k ren­ gindedir; irisin rengi çok değiş­ kendir, kahverengi, sarı­ kahverengi, gri-kahverengi ya da g ri renkte olabilir; 3 yaşında eşeysel olgunluğa ulaşırlar.

Pençe sarımsı ; iris koyu kahve­ rengidir.

Ayaklar açık sarı, siyah pençeli ; iris sarı kahverengidir.

Yumurta

Şahin (Şekil 41 .69/a)

56 x 44 (3-4 yumurta)

B. buteo ile ayn ı .

boyunun yanlarından arkaya doğru uzanan siyah bir bant vardır. Vücudun üst kısmı kahverengimsidir. Kuyruk üzerinde enine koyu bantlar bulunur. Suya dalara k bal ı kları yakalarlar. Eşeysel olgunluğa 3 yaşı nda u laşırlar; 2-4 yum u rta bırakırlar (55 x 45 m m . boyutu nda ) ; ku luçka süresi 38-40 g ü n ; yavru lar 50-54 gün son ra uçarla r; 24 yıl yaşadı kları saptanmıştır. " Çi p çip" diye öterler. Palearkti k bölgede, Afrika 'da, Avustra lya ve Amerika kıtası nda yayg ı n kuşlardır. Ü l kemizde hem kışın hem de yazın bulunabilen göçmen kuşlardır. Kuru ağaçlar üzeri nde ve

346

AVES = KUŞLAR

Buteo buteo

Şahin

- - - - - - - --- - - - - -- - - - -- - --7 =

{ 1 1

/

I

/

_L -- -- -

1 /

- --

= - - - - - - --

Buteo lagopus -

-

-

-

-

Paça l ı ş a h i n -

--

1

�'\:,� --'---c

e

Ergi n

Buteo rufinus

t.�

)

f'i-IC'..- -.. ;t;'o Kızı lşa h i n

=

1

i

ı

d

E rg i n

�;:;:�" .;;,"'

Pernis apivorus

-- --

-- - -

-

-- -

-

=

Arıcı! -- - - - - - - --

--



1 1 1

1 1 1 1

1

1 1

1

L--

1

1

. I I

f

i 1 1 1

ı

/

1

g

Yavru

Hieraaetus fasciatus Hieraaetus pennatus Küçü kka rta l

Atmaca Ka rta l ı Şeki l 4 1 .69

:

Accipitridae kartallar (Accipiteriformes) fam i lyası n ı n ü l kemizdeki temsilci leri ( Berndt ve Meise; Heinzel. Fitter ve Parslow'dan). =

FALKON İ FORMES (= FALKO NES) VE ACC İ PİTERİFORMES ( = ACC İ PİTRES)

=

G Ü N D Ü Z YIRTICI KUŞLARI

347

Tablo 41 . 55/D

Accipitridae

Tür:

Atmacalar Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Pernis apivorus

(Şekil 41 .69/d)

= Cüce Kartal

Hieraaetus fasciatus

Hieraaetus pennatus

Aquila chıysaetos

(Şekil 41 .69/e)

(Şekil 41 .69/f)

(Şekil 41 .69/g)

Atmaca Kartal İ

Arıcıl

Küçükkartal

Kayakartalı

Yayı lışı

Avrupa'dan Çin'e kadar yaygındırlar. Türkiye'de yazı n batıda, kışın diğer bölgelerde de görülen göçmen kuşlardır.

Kuzey Afrika, Güney Av­ rupa ve Ön Asya' da yay­ gındı rlar. Tü rkiye'nin Batı ve G ü n eydoğu Anadolu Bölgelerinde yerli kuşlar­ dır.

Afrika, G ü ney ve G üney­ batı Avrupa, O rta ve Gü­ ney Asya ve Avustralya'­ da yayg ı n d ı rlar. G ü n ey­ doğ u , Doğu ve Karadeniz Bölgelerinde kuluçkaya yatan göçmen kuşlardır.

Kuzey Yarı küre'de yaygın­ d ı rlar. Trakya'da kışlayan göçmen kuşlardır. Anadolu­ ' da ise her mevsim görü l ü r­ ler.

Boy (cm . )

5 1 -5B

66-74

46-53

Yaşadığı ortam

50 x 39 (2 yumurta)

Ova ve orta yü ksekli kteki Ormanlık ve çoğ u n l u k dağlarda. kaya l ı k dağlarda .

55 x 43 (2 yumurta)

75 x 5B ( 1 -3 yumurta)

Renklenme

Gaga dibi ile göz arası pullarla örtü lüdür, kahve­ rengi sırt koyu. boyuna çizg i l i ; kuyrukta 2-3, koyu renkli bant b u l u n u r. Be­ yaz olan karın enine kah­ verenkli çizgilidir.

G ri renkli kuyru k üzerin­ de 5-6 tane koyu ren k li d a r , enine ban t bulu n u r. Boyn un yan ları ve kur­ sakta boyuna benek d izi­ leri vardır; karın ve kuy­ ruk altı tüyleri enine es­ mer bantlıdır.

Omuz kısmında beyaz benekler vardır. Karın kıs­ m ı krem renginde, üzeri boyu na çizgilidir. Koyu renkli dönemde alında açık benekler vardır.

Grimsi kuyru k üzerinde 2-3 enine koyu bant vard ı r ; ka­ rın kahverengi, sarı msı be­ neklidir. Gençlerde kuyru­ ğun uç kısmı siyah, geri kalan kısmı ise beyazdır.

Besini

Yaban- ve eşeka rıları, kertenkeleler, yılanlar, küçük memeliler ve kuş­ lar.

Tavşan, fare, kuş, s ü rüngen ve böcekler.

Göçü

Göçmen kuşlard ı r (Afrika'da kışlarlar).

Yerli kuşlard ı r.

Göçmen kuşlard ı r (Ön Asya, H indistan ve Afri­ ka 'da kışlarlar).

Göçmen ve yerli ( ü l kemiz­ de) kuşlardır.

Gaga

Koyu kemi k kahverengis iyahtı r.

Kem i k kahverengidir.

Kem i k kahverengidir.

Gaganın ucu kem i k siyahı, kaidesi yeşilimsi ya da mavi gridir.

Kuluçka ve ömür uzunluğu

Ku luçka s ü resi 30-3 7 ; u ç u ş s ü resi 33-40 g ü n­ d ü r. 28 yıl yaşarlar.

Kuluçka süresi 35-38; uçuş süresi 40-45 g ü n­ d ü r. 1 8 yıl yaşarlar.

Ku luçka s ü resi 35; uçuş süresi 50-55 gündür. 1 2 yı 1 yaşarlar

Kuluçka süresi 43-44; uçuş süresi 74-80 gündür. 1 6 yıl yaşarlar.

Ötüşü

Hoodl ü üüooh, dliüleh ya da d l ü üoolüü

Gjüüü-gjiüö, j u ü i-ju ü i gi g i Vi-vi-vü-ü-ü-üü ü-üü ya da vi-vi-vü-yüg yüg ya da hiiu-hiiu

G lücük, glick ya da gliüok, gliok

Diğer özellikleri

Ayaklar altın sarısı, pençeler kemik rengindedir; i ris sarıdır; dişi ve erkek yuvayı birl i kte yaparlar.

Ayaklar açık sarı ; iris altın sarısı renktedir; kur uçuşlarına kas ı m ayında, yuva yapımına ara l ı kta başlanır. Yuvaları n ı ormanların kenarlarında yaparlar.

Ayakları sarı ; pençeleri siyah ; iris erişkin d işide koyu kahverengi, erkekte açık ceviz rengindedir. 5 yaşında eşeysel olg u n l uğa ulaşırlar; 2-3 yaşında i ken eş oluştu rmaya başlarlar.

Yumurta

1 -3 yumurta

75-88

Orman l ı k tepelerde, kışın Yüksek dağ ve kayalı klarda . açı k a razilerde.

H. fasciatus'a benzer.

Koyu renkli dönemde alında açık benekler bulunur; üst taraf koyu, alt kısım ve çene daha açık kahverengidir.

Tavuk, sincap, kurbağa, köstebek, tavşan ve til kiler.

telgraf d i reklerinde tünerler. O rma n l ı k göl ve n e h i r kenarlarında bulu n u rlar. G ü ney Asya, Afrika ve Akdeniz ü l kelerinde kışlarlar.

4. Fam. : Accipitridae

=

Kartallar

=

Atmacalar (Tablo 41 . 5 1 ): Ü l kemizdeki tü rleri

Tablo 41 . 52-58'de ve Şekil 41 . 68-7 1 'de veri l mişti r.

5. Fam. : Falconidae

=

Doğanlar (Tablo 41 . 5 1 ) : Ü l kemizde bulunan türleri Tablo

41 . 59-60 ve Şekil 41 .72'de veri lmiştir.

348

AVES

=

KUŞLAR

Tablo 41 . 56/E

Accipitridae

Tür:

Atmacalar Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Aquila he/iaca

Şahkartalı (Şekil 41 .70/a)

Aquila clanga

Büyük Bağırtkan (Şekil 41 .70/b)

Aquila pomarin�

Aquila rapax

Doğu Avrupa, Batı Asya, Anadolu ve Kafkasya' da yaygındırlar. Türkiye'nin orta ve kuzeyinde kuluçkaya yatan , gü neydoğuda kışın görülen göçmen kuşlardır.

Afrika' dan Sibirya'ya ve Çin'e kadar yaygındırlar. Anadolu ' n u n kuzey ve orta kısmında yerli, doğu ve güneydoğuda yalnız kışın görü l ü rler.

Küçük Bağırtkan (Şekil 41 .70/c)

Bozkır Kartalı (Şekil 41 .70/d)

Yayılışı

Fas ve İspanya' dan, Orta Kuzey Asya ve Doğu Avrupa'da yaygındırlar. TürAsya ve Hindistan'a kakiye'nin orta ve kuzeyindar yaygındırlar. Yurdude kuluçkaya yatarlar. gümuzun her yerinde her neydoğuda ise kışın gömevsim görülen yerli rü lürler. kuşlard ı r.

Boy (cm . )

70

74 x 56 (2-3 yumurta)

63

69 x 54 ( 1 -3 yumurta)

63

62 x 51 (2 yum u rta)

73

Yaşadığı ortam

Orman ve steplerde, daha çok ova ve vadilerde.

Göl. nehir ve bataklık yakınındaki orman ve tepelerde .

Göl, nehir ve bataklığa yakın orman ve tepelerd e .

Ağaç olmayan tepelerde ve çal ı l ı k ovalarda.

Renklenme

Gençlerin s ı rt tarafında ve kanat üstünde beyazımsı benekler bulunur. Tepe ve ense tüylerinin uçları soluk kahverengidir.

Düz renkli kuyruk üzerinde silik enine bantlar vard ı r. Gençlerde kanat üzerinde iki sıra beyaz benek bulunur. Sırt tarafı kahverengidir.

E rginlerde sırt kahverengi, tüylerin kenarları açıktır. Düz renkli kuyruk üzerinde belirli olmayan bantlar vardır. Gençlerde kanatlar üzerinde iki s ı ra beyazımsı benek bulunur. Ense sarımsı kırmızı beneklidir.

Erginde ren k koyu kahvereng i ; tüy kenarları daha açık; kuyru k koyu renkte ve enine gri bantlıdır. Ensede kırmızı kahverengi bir benek bulunur, bun benek gençlerde pembemsi ren ktedir.

Besini

Kurbağa, kerten kele, yıFare, kelebek, tavşan. kuş, kertenkele ve kurba- lan. fare ve böcekler. ğalar.

Ku rbağa, kertenkele, yılan. fare, böcek ve tavşanlar.

Küçük memeliler, sürü ngenler ve kuşlar.

Göçü

Göçmen ve yerli (ülkem izde) kuşlard ı r ( Kuzey Hindistan ve Kuzey Afrika'ya göç ederler) .

Göçmen ve yerli kuşlarGöçmen kuşlard ı r ( G üney dır (Ön Asya, Çin, M ı s ı r Afrika' da kışlarlar). ve H indistan' da kışlarlar) .

Göçmen kuşlard ı r (Anadolu ve G ü ney Asya'da kışlarlar).

Gaga

Mavimsi siyahtır.

Kemik siyahıdır.

Mavimsi siyahtır.

Mavimsi, gri siyah ucu vardır.

Kuluçka ve ömür uzunluğu

Kuluçka süresi 43 ; uçuş s ü resi 65-77 gündür. 27 yıl yaşarlar.

Kuluçka süresi 45-47; uçuş süresi 63-65 gündür.

Kuluçka süresi 38-41 ; uçuş Ku luçuka süresi 45; uçuş süresi 60-62 gündür. 2 6 yıl süresi 60 gündür. 4 1 yıl yaşarlar. yaşarlar.

Ötüşü

Tjef-tjef, rhe-rhe ya da karu krock krock

Kli-kli-kli

Jück. jüb ya da devamlı olarak jüb j ü b jüb

Kau kau ya da kiok kiok

Diğer özellikleri

Ayaklar sarı ; iris açık sarı- Ayaklar sarı ; i ris kahvedır. rengidir.

Ayaklar sarı ; i ris sarımsı kahverengidir. 3-4 yaş ında eşeysel olgunluğa ulaşırlar.

Ayakların sarı, pençe kemik siyahı ; iris kahverengidir.

Yumurta

68 x 54 ( 1 -3 yumurta)

FALKONiFORMES (= FALKONES) VE ACCiP iTERiFORMES (= ACCiPiTRES) = G Ü N DÜZ YIRTICI KUŞLARI

349

Şekil 41 .70 : Accipitridae = kartallar (Accipiteriformes) fam ilyasının ü l kemizdeki temsilcileri (Berndt ve Meise; H einzel, Fitter ve Parslow'dan) .

350

AVES = KUŞLAR

Tablo 4 1 . 57/F

Accipitridae

Tür:

Atmacalar Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Akbaba (Şekil 41 .71/f)

Sakallıakbaba= Kuzukuşu (Şekil 41 .71/e)

Gypaetus barbatus

Aegypius monachus

Rahip Akbaba= Karaakbaba (Şekil 41 .721a)

Kızılakbaba= Küçük Bağırtkan (Şekil 41 . 721b)

Yayılışı

Afrika ve G ü ney Avrupa'­ dan Hindistan ve Türkis­ tan'a kadar yaygındırlar. Bütün Türkiye' de yazın görülen göçmen kuşlar­ d ı r.

Güney Avrupa ve Afri ka'­ dan Çin'e kadar yaygın­ d ı rlar. Trakya hariç bütün Anadolu' da yerli kuşlar­ dır.

İ spanya'dan Moğolista­ n'a kadar yaygındırlar. Bütün Tü rkiye' de yerli kuşlardır.

Afrika' dan Güney Avrupa'­ ya ve Tü rkistan'a kadar yay­ gındırlar. Trakya, Ege, Ak­ deniz, G üneydoğ u Anado­ lu' da her mevsim, Doğu Anadolu' da ise yalnız yazın görülürler.

Boy (cm . )

61

68 x 50 ( 1 -3 yumurta)

1 03

83 x 61 ( 1 -2 yu murta)

1 03

95 x 66 (1 yumurta)

1 01

Yaşadığı ortam

Çıplak dağlarda, açık arazilerde ve şehir içlerinde.

Yüksek dağlardaki kaya­ l ı k kısımlarda.

Sarp ve d i k kaya l ı k yerler- Ağaçsız steplerde, dik kayal ı klarda ve yüksek dağlar­ de. da.

Renklenme

Erginlerde genel ren k be­ yaz, yalnız el uçma tüyle­ rinin oluşturduğu yaka l ı k sarımsı krom renginde; kuyru k ve karın beyaz ren k l i ; gençlerin tüyleri siyahımsıdır. Sı rtta sarım­ sı kahverenkli benekler vardır.

Çenelerinden sarkan bir sakal mevcuttur. Erginde baş beyaz, gaga dibi ile göz arası ve sakal siyah­ tır. Siyah renkli sırt ve kanat üstü tüyleri boyuna çizgilidir. Kursak bölgesi­ nin iki tarafında siyah be­ nekler vardır. Gençlerde genel ren k siyahtır.

Gözler etrafındaki, ger­ Erginlerin başında beyazı m­ dan ve başı n arkasındaki sı krem ren kli kıl biçiminde tüyler daha uzun ve ko­ tüyler vard ı r. Boyun ince yu; mavimsi boynu n hav tüyleriyle örtü l ü ; ense­ yan ları tüysüz; boyunda de beyaz yün gibi tüylerden tam bir yaka l ı k vardır. oluşmuş yaka l ı k vard ı r ; uç­ Kuyrukları kama şeklin­ ma tüyleri ve kuyru k koyu de; gençlerde tepe tarafı kahverengi ; karın sarımsı­ siya h ; erginde genel dır. Gençlerde yakalı k yeri­ ren k daha açıktır. ne uzun kahverengi tüyler vard ı r.

Besini

Leş, dışkı, s ü rüngen ve böcekler.

Kemik, leş ve kaplumbağalar.

Leşler; deri, sinir ve tüyleri dışa rı atarlar.

Leşlerin iç organlarını yer, sert kısımlarını d ı şarı atar­ lar.

Göçü

Göçmen ve yerli kuşlar­ d ı r (Gü ney Afri ka' da kış­ larl a r) .

Yerli kuşlardır.

Yerli kuşlardır.

Yerli kuşlard ı r.

Gaga

Kemik kahverengidir.

G ri kahverengidir.

Koyu gri-kahverengidir.

Boynuz rengindedir.

Kuluçka ve ö mür uzunluğu

Kuluçka süresi 42-44; uçuş süresi 75-90 gün­ d ü r. 1 00 yıl yaşarlar.

Kuluçka s ü resi 58-60; uçuş süresi 1 1 O gündür. 23 yıl yaşarlar.

Kuluçka süresi 50-55; uçuş süresi 1 20-1 25 gündür. 35 yıl yaşarlar.

Kuluçka süresi 48-54; uçuş süresi 1 25-1 30 gündür. 37 yıl yaşarlar.

Ötüşü

G i-gi-gi-gig i-gi

Pie-fiiyu, biidj

Gli gli gli ya da ko ko

Ga ga ya da gegegeg

Diğer özellikleri

Ayaklar soluk leylak ren­ ginde ya da et renginde; i ris kırmızı kahverengidir. 5 yaşında eşeysel olgun­ luğa ulaşırlar; monogam­ d ı rlar.

Ayaklar mavi gri; pençe­ ler siyah gri ; i ris sarı kah­ verengidir. Eşeysel ol­ gunluğa 5 yaşı nda ulaşır­ lar; monogamdı rlar.

Ayaklar mavimsi gri ; pençeler siyahtı r; iris kahverengidir; 5-6 yaşın­ da eşeysel olgun l uğa ula­ şırlar.

Ayaklar kahverengi-gri ; i ris sarı kahverengi ; kafa ve boyundaki tüysüz kısımları siyahımsı mavidir. 4-5 ya­ şı nda eşeysel olgunluğa ulaşırlar.

Yumurta

Neophron percnopterus

Gyps fulvus

91 x 70 (3-6 yu murta)

FALKON İ FORMES

I�

FALKONES) VE ACC İ P İ TER İ FORMES

I�

ACC İ P İTRES)



G Ü N DÜZ YIRTICI KUŞLARI

Aegypius monachus Kara Akbaba R a h i p Akbaba

a

Circus aeruginosus

Sazdelicesi K ı r m ı z ı d o ğ a n

Circus cyaneus

=

Circus macrourus

Stepdel icesi

Gökdel icesi M avi Doğ a n Sazdel icesi

Şekil 41 .71 : Accipitridae = kartallar (Accipiteriformes) fam ilyasının ü l kemizdeki temsilcileri (Berndt ve Meise; H ei nzel, Fitter ve Pa rslow) .

f

Circus pygarcus

Çayı rdel icesi

351

352

AVES

=

KUŞLAR

Tablo 41 . 58/G

Accipitridae

Tür:

Atmacalar Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Circus aeruginosus

Circus cyaneus

Mavi Doğan Gök Delicesi (Şekil 41 .71/e)

Bozkır Dqğ�nı Step Delicesi (Şekil 41 .71/d)

Çayır Doğanı Çayır Delicesi (Şekil 41 .71/f)

Yayılışı

Eskidünya'da yaygındırlar. Türkiye'nin her tarafında görülen yerli kuşlardır.

Kuzey Ya rıküre'nin orta ve kuzey kesimlerinde yaygındırlar. B ütün Türkiye' de kışlayan göçmen kuşlardır.

Kuzey Asya'da ve Doğu Avrupa' da yaygındırlar. Trakya' da kuluçkaya yatan ; Anado lu' da kışın görülen göçmen kuşlardır.

Eskidünya ' n ı n kuzey ve orta kesiminde yaygındırlar. Tü rkiye'de kışın, Orta Anadolu' da yazı n görülen göçmen kuşlardır.

Boy (cm.)

52

47

Düzlük ve tepelik yerlerde, bataklık ve çayı rlık tarlalarda.

44 x 33 (3-5 yum u rta)

40

Göl kenarlarındaki sazlı k kıs ı m la r, bataklı klar ve pirinç tarlaları nda.

44 x 35 (4-6 yu m u rta)

46

Yaşadığı ortam

5 1 x 38 (3-6 yu m u rta)

Açık çayırlı klarda ve step- Nemli çayı rlarda, nehir !erde. vadilerinde ve bataklı klarda.

Renklenme

Erginlerde tepe ve ense siyahımsı boyuna çizg i l i ; gözden geçen siyah bir çizgi vard ı r. Koyu kahverenkli olan sırt tüylerinin kenarları kırmızıdır. Kuyruğun dış tüylerinin üzeri enine siyah benekl i ; karın taraf kırmızımsı, boyuna siyah kesi k çizgilidir. Gençlerde sarımsı tepe ve ense üzerinde siyah benekler vardır.

Kuyru k üstü tüyleri ve karın beyaz renkli; kuyruğun dış tüyleri üzerinde beyazımsı benekler vardır. Dişilerde s ı rt koyu kahveren kli, diğer kısımlar kırmızımsıdır, bunun üzeri boyuna ince koyu benekler vardır. Kuyru k tüyleri üzerinde 5 siyah bant bulunur.

Besini

Ku rbağa, sürüngen, balık, leş, fare ve böcekler.

Küçük memeli, kuş, süKüçük memeli, sürüngen, kurbağa, böcek, kuş rüngen, ku rbağa ve böyavrusu ve yumurtası. cekler.

Göçü

Yerli (güneyde yaşayanları) ve göçmen kuşlard ı r ( kuzeyde yaşayanlar, H ind istan ve Afrika' da kışlarlar) .

Göçmen (kuzeydekiler) ve yerli (güneydekiler) kuşlard ı r.

Göçmen kuşlard ı r (Güney Asya, G ü neydoğu Avrupa ve Afrika' da kış!arlar)

Göçmen kuşlard ı r ( G üney Asya ve Afrika' da kışlarlar).

Gaga

G r i m s i mavi, ucu siyahtır.

Sarı msı, ucu siyahtır.

Siyahtır.

Siyah, kaidesi yeşilimsi gridir.

Kuluçka ve ömür uzunluğu

Kuluçka süresi 3 1 -32; uçuş Ku luçka süresi 29-30; süresi 38-40 gündür. 1 5 yıl uçuş süresi 33-36 gündür. 1 3 yıl yaşarlar. yaşarlar.

Kuluçka süresi 30-3 2 ; uçuş süresi 40-45 gündür.

Kuluçka süresi 28-30; uçuş süresi 28-35 g ündür. 7 yıl yaşarlar.

Ötüşü

Kliya, ke ke ya da kike kike

G i gi gi ya da gik gik

Siehrr, siehirr ya da g ugugugu

Kekekeke, jik kek gegg ya da jik jik

Diğer özellikleri

Avı n ı bazen canlı olarak yuvaya getirir. Kuş yumurtası ve ördek yavruları n ı da ça!arlar. Ayakları limon sarısı, pençeler kem i k siya h ı ; iris limon rengindedir. 2-3 yaşında eşeysel olgunluğa ulaşırlar; monogamdırlar.

Aya klar sarı, pençeler si- Ayaklar parla k limon sarı- Gençlerin ense kısmında yahtı r; iris erkekte parlak sı, pençeler siyahtır. İ ris sarı msı bir bölge vardır. dişide sarı, erkekte koyu Dişilerin kuyru k altında sarı, dişide açık çikolata rengindedir. 2-3 yaşında krom sarısıdır. Monokoyu enine bantlar bulueşeysel olgun l uğa ulaşır- gamd ı rlar. nur. Ayaklar limon sarısı, lar. pençe siyahtır; 2-3 yaşında eşeysel olgunluğa ulaş ı rlar; monogamdırlar.

Yumurta

Kırmızı Doğan Saz Delicesi (Şekil 41 .71/c)

Circus macrourus

Gözün a ltında beyaz bir benek va rdır. C. cyaneus türüne çok benzerler. Ergin dişilerde g öz altındaki beyaz ben13k ile C. cyaneus d işilerinden ayrıl ı rlar.

Circus pygarcus

42 x 30 (3-5 yum u rta)

El uçma tüyleri siyah, diğer tüylerin üzerinde enine siyah bir benek vardı r . Kuyruğun beyazımsı dış tüyleri üzerinde enine siyah benekler vardır. Kuyru k altı tüyleri enine esmer bantl ı ; dişilerde yanak bölgesinde koyu bir benek bulunur. Kuyru kta 5 geniş bant vardır. Fare, kertenkele, büyük böcekler ve küçük kuşlar.

FALKON İ FORMES (= FALKONESI VE ACCİPİTER İ FORMES (= ACC İ P İ TRESI

=

G Ü NDÜZ YIRTICI KUŞLAR!

353

Tablo 41 . 59/A

Falconidae

Tür:

Kerkenezler Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Karadoğan (Şekil 41 .72/hl

Gezgincidoğan (Şekil 41 . 72/al

Falco biarmicus

Bıyıklıdoğan (Şekil 41 .72111

Falco cherrug

Yayılışı

Akdeniz ü l kelerinde yay­ gındırlar. Akdeniz ve Ege sahillerinde yazın görü l ü r­ ler.

Hemen hemen d ü nyan ı n her yerinde yaygındırlar. Bütün Tü rkiye' de her mevsim görü l ü rler.

Akdeniz ü l kelerinde yay­ gındırlar. Anadolu ' n u n g üney v e orta kısımların­ da yerl i ; Kuzey ve Doğu Trakya'da kışın görü l ü r­ ler.

Orta Avrupa' dan Moğo­ l istan ve H imalaya'lara kadar yaygındırlar. Ana­ dolu'nun orta kısmında dar bir bölgede yerli kuş­ lard ı r.

Boy {cm .)

38

50 x 4 1 (3-4 yumurta)

44

50 x 40 (3-4 yumurta)

43

50 x 39 (3-4 yumurta)

46

Yaşadığı ortam

Kaya l ı k adalar ve açık de­ niz sahillerinde.

Açık arazilerde, yarı step bölgelerde, ormanlarda ve tundralarda.

Açık ovalarda ve taşl ı k arazilerde.

Steplerde, ağaçlı k yerler­ de ve yaprağını döken ormanlarda.

Yuva yeri

Kayalarda, bazen ağaçlarda.

Kayalarda .

Ağaç, kaya ve toprak üzerinde.

Ağaçlarda .

Renklenme

Ergin erkeğin bütün vü­ cudu s iya h ; gözlerin etra­ fındaki halka sarı ; dişiler­ de s ı rt daha açık; çene, gerdan ve kursak beyaz, alt taraf kırmızımsı ; kar­ nın altı boyu na siya h be­ nekl i ; gözün altı siyah beneklidir.

Erginde tepe, ense, ya­ nak ve s ı rt siya h ; gerdan, başı n yanları, kursak, gö­ ğüs beyazdır ve bu ze­ min üzerinde boyu na es­ mer benekler vard ı r ; göz kenarları ve ayaklar sarı ; gençlerde s ı rt açık renkli; karında boyuna sarımsı benek sıraları vardır.

E rginlerde alın sarı, tepe ve ense kırmızı, siyah renkli boyuna çizg i l i ; kuy­ ruk üzeri esmer gri bant­ l ı ; göz etrafı sarı ; gözün altındaki benek siyahtır. Ku rsaktan itibaren alt ta­ raf boyuna siyah benek s ı raları taşır.

Erginde baş ve ense be­ yaz, boyuna koyu çizg i l i ; s ı rt ve kanat ü s t ü tüyleri sarı m s ı ; kuyruğun dış tüyleri üzerinde koyu ren k enine bantlar bulu­ nur; kursaktan vücut altı­ na doğru boyu na esmer benekler vard ı r.

Besini

G ruplar halinde avlan ı rlar, kuş ve böcekler.

Uçan büyük ve küçük kuşlar; fare ve tavşanlar.

Kuşlar.

Küçük memeli hayvanlar ve kuşlar.

Göçü

Göçmen ve yerli kuşlar­ d ı r { N ü beye'de kışlarlar).

Yerli {ülkemizde), gezici ve göçmen kuşlardır.

Göçmen ve yerli kuşlar­ dır.

Yerli { ü l kemizde) ve göç­ men kuşlard ı r {Ön Asya, Kuzey ve Orta Afrika'da kışlarlar).

Gaga

Sarıdır.

Açık mavimsi, kaidesi sa­ rımsıdır.

Sarıdır.

Kemik mavisi-gridir.

Ku luçka ve ömür uzunluğu

Kuluçka s ü resi 30 gün­ dür. 17 yıl yaşarlar.

Kuluçka s ü resi 2 9-3 1 ; uçuş süresi 36-40 gün­ dür. 21 yıl yaşarlar.

Kuluçka ve uçuş süresi bilinmiyor. 1 7 yıl yaşarlar.

Kuluçka süresi 30; uçuş süresi 41 -45 gündür.

Ötüşü

Köck ök öck

Vhet, vhit ya da geei geei

Kök ök ök

Gay gay, jeck jeck, gieck, gek gek

Diğer özellikleri

Pençe siya h ; aya klar kü­ kürt sarısıdır; iris koyu kahverengidir.

Ayaklar sarı ; pençeler mavi siya h ; iris koyu kah­ verengi; 2 yaşında eşey­ sel olgunluğa ulaşırlar.

Ayaklar kükürt sarı s ı ; i ris koyu kahverengidir.

Ayaklar sa rı ; iris koyu kahverengidir. Bir yaşın­ da eşeysel olgunluğa ula­ ş ı rlar.

Yumurta

Falco efeonorae

Falco peregrinus

Uludoğan (Şekil 41 .72/gl

53 x 41 (4-5 yu m u rta)

354

AVES � KUŞLAR

Tablo 41 .60/B

Falconidae

Kerkenezler Familyasının Ülkemizdeki Türlerine· Genel Bir Bakış

Tür:

Falco tinnunculus Kerkenez (Şekil 41 . 72/e)

Falco naumanni Kızıl kerkenez (Şekil 4 1 .72")

Falco vespertinus Kızılayak Kerkenez (Şekil 41 .72/d)

Falco columbarius Güvercindoğanı (Şekil 41 .72/c)

Fafco subbuteo Delicedoğan (Şekil 41 .72/b)

Yayılışı

Avrupa, Asya ve Afri­ ka ' da ve bütün Türki­ ye'de yaygındırlar.

Kuzey Batı Afrika'dan Mezopotamya ve Anadolu'ya kadar yay­ gı ndırlar. Bütün Türki­ ye' de yazın kuluçkaya yatarlar.

Batı Asya 'dan Kuzey Çin'e kadar yaygındır­ lar. Türkiye' de kışın görü lürler.

Kuzey Yarıküre' nin or­ ta ve kuzey kesiminde yaygındırlar. Türkiye'­ nin her tarafında kışlar­ lar.

Palearktik bölgede yaygındırlar. Türkiye'­ de yazın kuluçkaya ya­ tarlar.

Boy {cm.)

34

30

30

30

33

Yaşadığı ortam

Açık arazilerde, armanların iç kısımlarında; şehir kulelerinde.

Ovalarda, yüksek dağ- Seyrek ağaçlı açık ara- Ağaçsız bataklık yerSık olmayan ormanlık larda ve harabelerde. zilerde ve küçük arlerde ve tepelik bölge- bölgelerde ve orman manlarda. lerde. kenarlarında.

Renklenme

Başın üstü ve ense mavimsi; sırt kırımızı, üzeri siyah benekli; uçma tüyleri siya h ; kuyruk u c u geniş si­ yah bantlı ; çene ve gerdan beyaz; kursak ve göğüs boyuna es­ mer benekli; kuyruk kırmızımsı, enine sık siyah beneklidir.

Ergin erkekte baş, en­ se, kanat üstü örtü tüyleri ve kuyruk ma­ vimsi; sırt kırmızı ; kuy­ ruğun uç kısmında ge­ niş siyah bir bant bulu­ nur; çene, gerdan, kuyruk altı beyaz; göv­ de yanları siyah be­ nekli ; dişilerde sırt kıs­ mı kırmızı ; üzerinde sık iri siyah benekler vardır.

Dişide tepe ve boy­ nun a rkası kırmızımsı, siyah enine bantlı; el uçma tüylerinin iç ta­ rafı beyaz benekl i ; kuyruk grimsi v e eni­ ne 7-9 siyah çizgi var, uçta ise geniş bir bant bulunur; gerdan ve başın yanları beyaz; erkeklerin üst tarafı si­ yahtır.

Ergin erkeğin sırtı ince siyah benekli ; kuyruk enine siyah bantl ı ; b a ş , ense v e kursak sarımsı; karın kırmı­ zımsı, bu bölgeler bo­ yuna siyahımsı benek­ li; gözün üstünde açık renk çizgi vardır. Dişi­ lerde sırt koyu kahve­ rengi ; üst taraf daha açıktır.

Ergin erkek ve dişide sırt siya h ; göz üstün­ deki kaş çizgisi ve ka­ nat san ; başın yanlan siya h ; gerdan, kursak ve göğüs beyaz; bo­ yuna siyah benekli; kuyruk altı enine es­ mer beneklidir.

Besini

Böcek, kurbağa, ker­ tenkele, küçük kuşlar ve fareler.

Böcekler.

Kertenkele, kurbağa, fare ve kuş yavruları.

Ö tücü kuşlar ve gece

Kuş ve böcekler.

Yumurta

40 x 33 (4-6 yumurta) 35 x 29 (3-6 yumurta) 36 x 30 (3-5 yumurta) 39 x 31 (3-4 yumurta) 41 x 32 (2-4 yumurta)

Göçü

Yerli {ülkemizde), gezi- Göçmen kuşlardır {Gü- Göçmen kuşlardır ci ve göçmen kuşlardır neybatı ve Güneydo(Tropik ve G üney Afri{Orta ve Doğu Afrika'- ğu Afrika'da kışlarlar). ka'da kışlarlar). da kışlarlar).

Gaga

Yeşilimsi sarıdır.

Gri mavidir.

Kuluçka ve ömür uzunluğu

Kuluçka süresi 27-3 1 ; uçuş süresi 28-32 gündür. 1 0-1 6 yıl ya­ şarlar.

Ö tüşü Diğer özellikleri

kelebekleri. Göçmen kuşlardır (Or­ ta ve G üney Avrupa ve Kuzeybatı Afrika' da kışlarlar).

Göçmen kuşlardır (Doğu ve Güney Afri­ ka ; Kuzeybatı Hindis­ tan' da kışlarlar).

Gri mavi, dişıde ucu siyah, erkekte kaidesi portakal rengidir.

Mavimsi kemik ren­ ginde, ucu siyah, alt gaganın kaidesi sarı­ dır.

Kurşuni renktedir.

Kuluçka süresi 28-29; uçuş süresi 28-30 gündür. 6 yıl yaşarlar.

Kuluçka süresi 22-23 ; uçuş süresi 26-28 gündür. 4-5 yıl yaşar­ lar.

Ku luçka süresi 28-32; Kuluçka süresi 28; uçuş süresi 25-27 uçuş süresi 28-32 gündür. 1 O yıl yaşarlar. gündür. 1 1 yıl yaşarlar.

Kikikiki, vitvit, zirr, vrii

Çe çe, çet çet, kçi kçi

Gie gie, giv giv, gli gli glu, klu krlü, gui gui

Ki-ki-ki, kii kiikiki, iik ki ki, pe pe ya da ke ke

Ayaklar krem sarısı ; iris koyu kahverengi; bir yaşında eşeysel ol­ gunluğa ulaşırlar.

Ayaklar sarı ; iris koyu kahverengidir. Bir ya­ şı nda eşeysel olgunlu­ ğa ulaşırlar.

Ayaklar kırmızı ; iris ko­ yu kahverengidir. Bir yaşında eşeysel ol­ gunluğa ulaşırlar; mo­ nogamdırlar.

Aya klar sa n ; iris ceviz kahverengi; eşeysel olgunluğa ilk yılın so­ nunda ulaşırlar.

Gye gye, get get ya da ki ki kik

Ayaklar sarıdır. 1 O ay­ lıkken ya da 1 yaşında eşeysel olgunluğa ula­ şırlar.

FALKON i FORMES (= FALKONES) VE ACC i P i TER i FORMES (= ACC i P i TRES)

• •

� Falco peregrinus

G Ü NDÜZ YIRTICI KUŞLARI

1\�.

..,

355

.. '

a

=

.

b

Yavr

Falco subbuteo

Gezg i ncidoğ a n

=

Del icedoğa n

-} �� �� ;.f:

c

Falco columbarius

=

G üverci ndoğ a n ı

d'

d



�,,

. .

Yavru

Falco vespertinus

Falco tinnunculus = Kerkenez

Kızı l ayak Kerkenez

' "

•:

, ı' , •

! .. , u

� r�

: 4\

f





h

A

e

. · ,,.

. . Fa Ico b.ıarmıcus Bıyıklıdoğ a n

� Kızı l ke rkenez Şekil 41 .72 : Falconidae = Doğanlar ( Falconiformes) fam ilyasının ülkemizdeki temsilcileri (Berndt ve Meise; Heinzel, Fitter ve Parslow'dan).

Fa/co naumanni

356

AVES

=

KUŞLAR

41 .9. 1 .2.21 .

TAKI M : CUCULİFORMES (= CUCULİ) = GUGUKKUŞLARI (Tablo 4 1 . 6 1 )

Gagaları uzun ve hafifçe aşağı kıvrı k ; dil leri küçü k ve yassı ; kafatası desmognath ; palati n u m ve proc. fronta le arası ndaki bağlantı os u ncinatum ile sağ lan ır; holorhi n ; 1 3-1 4 boyun omuru var; tracheobronchial sirinks l i ; m . a m biens mevcut; ka rotitler çift; kanatlar uzun ve sivri ; eutaks i k ; 1 O el teleği va r; yan telekler küçü k ; kuyru kları oldukça uzun ve kama şekl inde ; ayak pa rma kla rı n ı n ikisi öne i kisi a rkaya yönel i k ; bazılarında a rka parmakların biri ya da ikisi de öne çevrilebi l i r. B i r fam i lyası meyvelerle (Musophagidae). bir fam i lyası da böceklerle (Cuculidae) beslen i r. Birçoğunda erkek ve dişi birlikte kuluçkaya yatarlar. Az bir kısmı da yumurta

parazitidir. Yani başka kuşların yuvasına yumurta bırakırlar. Çıkan yavrular asıl evsahibinin yavrularını yuvadan dışarıya atar. Opisthocom idae'ye akraba oldu kları varsayı l ı r. Alt O l igosen'den ( F ransa) beri fosi l leri mevcuttur. Antartika dışı nda tüm kıtalara yayı lm ışlardır.

1. Fam. : Cuculidae = Guguklar (Tablo 41 . 6 1 ) : Cuculus canorus = Guguk (Şekil 41 . 73/b) : Boyla rı 33 cm . ; ağırlı kları 1 40 gr. kadard ı r ( üveyi k büyüklüğü nde) . Ergin leri n i n başı, boyu n ve s ı rt kısı m la rı mavi msi esmer ren ktedir. Gözün üzeri nde koyu bir çizg i vard ı r. U çma Tablo 41 . 6 1

Cuculiformes (= Cuculi) = Gugukkuşları Takımının Familyalarına Genel Bir Bakış Cuculidae

Familya

Musophagidae Turakoslar

Kapsamı

6 c. 20 t

Yayılışı

Afrika

Soğ u k bölgeler hariç tüm dünya .

Yaşam ortamı

Ormanlar

Ormanlar ve stepler

=

Besini

=

Gugukkuşları

38 c. 1 30 t

Böcekler, bazen meyveler ot

Eşey farkl ılığı

Erkek = dişi

Erkek

Ayak

Dönebilir parmaklı

Zygodactyl

Renk ve diğer özellikleri

Çok kuwetli kırmızı (turacin) ve yeşil (turacoverdin) pigmentler taşırlar. Mu­ sophaga violacea: Menekşe rengin­ dedirler. Muzla beslenirler. Batı Afrika'­ da yaşarlar.

Birçok türünde az ya da çok gelişmiş kuluçka parazitliği var; soliter yaşarlar; birçoğu göç eder ya da yer değiştirir. Gagaları nın ucu hafifçe aşağıya doğru kıvrı ktı r. Kanatlar uzun ve s ivri ; kuyruk kama şeklindedir.

dişi

ve kuyru k telekleri siya h ı msı renktedir. Kuyru k telekleri n i n uçlarında ve üzerlerinde beyaz benekler va rd ı r. Göğüs ve karı n tarafı n ı n zem i n rengi beyaz, üzerinde enine i nce siyahımsı çizgiler va rdır. Kuyru k a ltı tüyleri beyazdı r. Gaga ve ayaklar siyahımsıdır. Erg i n dişiler ya erkeklere benzer ya da vücudunun üst kısmı kırmızımsı kahverengi zem i n üzerine enine siya h çizgilidir; a lt ta rafı ise beyaz üzerine enine çizg i l idir. Kuyru kları uzun ; uçarken atmacaya benzerler; fakat kanat uçları sivri d i r.

Yurdumuzun her tarafında yazın kuluçkaya yatan göçmen kuşlardır. H e r çeşit ormanda, ovalarda ve tepelik, dağ l ı k yerlerde yaşarlar.

CUCUL İ FORMES ( = CUCULİ J

=

GUGU KKUŞLARI

357

(Raph idae)

Diclus ineptus

1.

1

a

1

ı

Calamator glandarius

Tepe l i G u g u kkuşu ( C u cu l idae)

Pezophaps solitarius Şekil 41 .73

:

Cuculidae = guguklar (Cuculiformes) ve Raphidae (Col umbiformes) fam i lyalarına ait örnekler (Ergene ve Buffon'dan)

Çeşitli hayvanlarla beslenirler. Özellikle üzerindeki dikenleri ve tüyleri zehirli olan ve diğer kuşlar tarafından yenmeyen tırtılları tercih ederler. Bu tırtılların tüyleri mide çeperinin mukozasına saplandığından, bu tabaka, arada sırada dışarı atılarak mide temizlenir. Besin olarak yenilen böceklerin kitinli kabukları da yumaklar halinde dışarı atılır. Kuluçka paraziti olan kuşlardır. Bu özellik, ağaçkakanlar ve sığırcıklar gibi kuşların dışında hayvanlar aleminde yalnız Hymenoptera 'da (böceklerden) görülür. Yumurtalarını 300 değişik kuş türünün yuvasına bıraktıkları saptanmıştır. Bunların içerisinde ağırlığı 25 kg. kadar olan ötücü kuşlar bile vardır. Bunlardan en önemlileri, yumurtapiçi (Podiceps rugicollis), sülün (Phasianus colchicus), mavigüvercin (Co­ /umba oenas), tahtalıgüvercin (Columba palumbus), yeşilağaçkakan (Picus viridis), ötücü kuşlardan ağaç incirkuşu (Anthus tirivialis), kuyruksallayan (Motacilla alba) ve kızı/gerdan (Erithacus rubecula) gibi türlerdir. Bir dişi birden fazla erkekle ilişki kurarak yaşar (poliandri). Guguk yumurtaları, renk, şekil ve büyüklük bakımından yuvasına yumurta bırakılan kuşunkine çok benzer. Yalnız bunların kabukları, kırılmalarını önlemek amacıyla daha kalındır. Dişi guguk önce yumurtasını bırakacağı yuvayı gözetler ve konukçu kuş yuvasından uzaklaşınca, bu yuvaya gelerek yumurtaların birini yer ve yerine biraz daha küçük kendi yumurtasını bırakır. Yumurtaları açık renkli ya da beyaz olmakla birlikte, her renkte yumurta da bırakabilirler. Bu sırada erkek, diğer kuşların saldırılarına karşı dişiyi korur. Bir guguk,

358

AVES = KUŞLAR

değişik yuvalara olmak üzere bir yılda toplam olarak en fazla 22 yumurta bırakır. Yumurtaların boyutu 74x27 mm. arasında değişir. Bazen aynı yuvaya birden fazla yumurta da bırakılabilir. Yumurta yuvanın en korunmasız olduğu öğleden sonra ve akşamın erken saatlerinde bırakılır. Yumurtaların açılma süresi 12 gün kadar olup, yuva sahibi kuş/arınkinden daha kısadır. Bu nedenle diğer yumurtalardan daha önce açılırlar. Yumurtadan çıkan yavrular ilk beş gün oldukça sakindirler. Bundan sonraki 70 saat içerisinde henüz gözleri açılmamış halde iken dahi içgüdüsel olarak kendilerine dokunan herşeyi sırtları ile yuvadan dışarı atmaya çalışırlar. Bu arada eğer yuvada başka guguk yumurtası ya da yavrusu varsa onlar da, üvey kardeşlerini oluşturacak yumurtalarla birlikte dışarı atılır. Böylece kendi beslenmelerini garanti altına alırlar. Çünkü bir guguk yavrusu, aynı dönemdeki ve büyüklükteki herhangi bir kuş yavrusunun beş misli besine gereksinme duyar. Üç hafta içinde, ilk çıktığı andaki ağırlığının 40-50 katına ulaşır. Bazen yavrular üvey ana-babalarının birkaç katı büyüklüğüne ulaşabilirler. Yavrular en geç 23 gün içerisinde yuvayı terkedip kendi kendilerine beslenmeye başlarlar. Bir guguk, hangi kuş türünün yuvasında büyürse, çoğunlukla aynı türün yuvasına yumurta bırakır. En fazla 13 yıl yaşadıkları saptanmıştır. "Kukuk kukuk" diye öterler. Clamator glandarius = Tepeliguguk (Şekil 41 . 73/b) : Boyları 40 cm. kadardır (saksağan büyüklüğü nde) . E rg i n leri n i n tepe kısmı g ridi r. Başta, enseye doğru uzanan bir tepelik vardır. Tepeliğin yanları, ense kısmı, sırt kısmı ve kanatların üstü koyu gri kahverengidir. Kanatlarının üzerinde beyaz benekler bulunur. Çene, gerdan ve boynun yanları sarımsıdır. Geri kalan kısımlar kremimsi beyazdır. Kuyru k telekleri siyah. uca gidildikçe genişleyen beyaz benekler mevcuttur. Gaga ve ayaklar esmer gridir. Gençlerde tepe siya h ; tepel i k tüyleri daha kısa ; el uçma telekleri kırmızı msı kahverengid i r. Ü l kemizin hemen her ta rafı nda yazın kuluçkaya yatan göçmen kuşlard ı r. Orma n l ı k. funda l ı k ve bahçe l i k yerlerde yaşa rla r. Esas bes i n leri tırtı llar ve larva lard ı r. Bu nedenle çok yararlı kuşlar olarak nitelendirilirler (öze l l i kle çam keseböceğ i n i n tırtı l ları nı yedi kleri içi n ) . B i r yaşında erg i n liğe u laşı rla r. Yu m u rta ları n ı diğer kuşların yuva larına bırakı rlar. Dişi leri konu kçu kuşun yum u rtalarından bi rkaçı n ı yu m u rta bıra kı rken dışa rıya atar. Yu m u rta sayıs ı kon u kçu sayısına göre 6-1 6 a rası nda değişir. Yum u rta boyutları 25-35 x 26-33 m m . 'dir. Kon u kçusuna bağ l ı olarak yu m u rtalar 1 2-1 8 günde açı l ı r ve yine kon u kçuya bağ l ı olara k yavru lar 1 9-43 günde uçarlar. Çıka n yavru lar. kon u kçu n u n yavru ları n ı d ışarı atmazlar. " Ku ku kuku. kak. kru " diye öterler.

41 .9. 1 .2.22.

TAKI M : COLUMBİFORMES ( = COLUMBAE) = GÜVERCİNLER (59 c, 306 t)

Orta büyüklükte, küçük başlı, kısa boyunlu ve kısa bacaklı kuşlardır. Gagaları kısa (tavuk/arınkinden biraz daha uzun), zayıf yapılı ve ucu hafifçe aşağıya kıvrıktır. B u ru n delikleri n i üstten ö rten pul şeklindeki zar, gaga dibinde b u l u n u r. B u zar, tüysüz ve yumuşak yap ı l ıd ı r. Kanatlar orta uzu n l u ktadı r. Oldukça hızlı uçarlar. Ayaklar anisodactyl ve iyi geliş m i ş ; a rka parmak yere değer. Kafatasları schizognath , os dorsale 3-5 o m u rdan yapı l m ı ş ; i ri kursakları torba şekli nde iki çıkı ntı taş ı r ; körbağırsak çok küçü k ; yan telekler yok ; genellikle diastata ksik kanatlıdır. i l . tip kuluçka yapa rlar.

COLUMBİFORMES (= COLUMBAE) = GÜVERCİNLER

359

Tablo 41 . 62

Columbidae Familyasının Altfamilyalarına Genel Bir Bakış Altfamilya :

Treroninae Meyvegüvercinleri

Yayılışı Yaşam ortamı

Didunculinae Dişligüvercinler

Gourinae Tepeligüvercinler

Columbinae Kayagüvercinleri Cücegüvercinler

G ü n eydoğu Asya, PaSamoa pua, Polenezya ve Afrika .

Yeni G i ne. N i kobar

Tüm dünya

Ormanlar

Ormanlar

Ormanlar

Ormanlar ve kayal ı klar. Toh u m

Besini

Meyve

Çekirdek

Toh u m

Renk ve diğer özellikleri

Çok renkli

Zemin kuşları ; üst gagada diş çentikleri var

B üyü k ; zemin kuşları ; te- Sade ren klidirler. pelik, ibik, hotoz, sorguç taş ı rlar

Tablo 4 1 . 63/A

Columbidae Tür:

Güvercinler Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Co/umba palumbus

Columba livia

Kayagüvercini = Evgüvercini (Şekil 41 . 74/e)

Mavigüvercin (Şekil 41 .74/h)

Yayılışı

Avrupa'dan Hima laya ' lara kadar yaygındırlar. Bütün Tü rkiye' de her mevsi m görülen yerli kuşlardır

Avrupa' dan H i ndistan'a ve Orta Asya'ya kadar yaygındırlar. B ütün Tü rkiye' de yerli kuşlard ı r

Avrupa' dan Orta Asya'ya kadar yaygındırlar. Trakya, Batı Anadolu v e G üneydoğu Anadolu i l e Akdeniz Bölgesi'nde yerli, Orta Karadeniz ve Kuzeydoğu Anadol u ' da yazın kuluçkaya yatan kuş!ardır.

Boy (cm )

41

42 x 30 (2 yumurta)

33

Dağ l ı k yerlerde, ağaçlar üzerinde ve şehir içlerinde.

37 x 27 (2 yumurta) Sahillerde.

38 x 28 (2 yumurta)

Renklenme

Boyn u n arkası ve yanları yeşil ve parlaktır Boyun yanlarında iri beyaz benekler vardır. Kanat üstünde iri beyaz bir benek bulunur; el uçma tüyleri siyah. dış kenarı beyazdır.

Boyun kısmının üstü yeşilimsi, altı mavimsidir Kanat üzerinde enine iki siyah bant bulunur. Kuyruğun dış kenarında enine geniş siyah bir bant vardır.

Genel vücut rengi mavimsi g ridir. Ense ve kulak kırmızımsı mavi. bu iki bölgenin ara kıs ı m ları yeşilimsidir. Kol iç uçma tüyleri üzerinde enine iki ince siyah şerit bulunur. Kuyruk ucunda geniş, enine siyah bir bant vard ı r.

Besini

Çam toh u m ları, diğer toh u m lar. sümüklü böcekler ve solucanlar.

Daneler. sümüklüböcekler ve larvalar.

Tohumlar.

Göçü

Yerli kuşlardır

Yerli kuşlard ı r.

Yerli kuşlardır ( Kuzey Avrupa' dakiler güneye göç ederler) .

Gaga

Sarımsı. dip üst tarafı beyazdır

Siyahtır.

Sarıdır.

Ötüşü

Rug. hgu, gugu. rugugu h , gugu ya da g rrugu-ru

Vank-vonk-ruckuk, vang-vanggeruih , ruh ya da ruchh

Ku hu, up, h u-ru hu hup, hu-vi-huhu-ve ya da h u-ru-u

Ku luçka ve ömür uzunluğu

Kuluçka süresi 1 7 ; uçuş süresi 29 gündür 1 6 yıl yaşarlar.

Kuluçka süresi 1 8; uçuş süresi 24 gündür.

Ku luçka süresi 1 7 ; uçuş süresi 24 gündür. 12 yıl yaşarlar

Diğer özel l ikleri

B u run deliklerinin üzeri beyaz; ayaklar açı k-koyu kırmızı ya da leylak renginde; iris sarımsı beyazdır. İ kinci yılın ortasında eşeysel olgunluğa ulaşırlar; monogamdı rlar; sezon luk eş yaparlar; yuvayı erkek yapar. yuva yerini dişi beli rler.

Yuvaları n ı kayalı klarda ve mağaralarda yaparlar. Ayaklar çok değişik renktedi r. ama genelde kırm ı z ı ; tırnaklar siyahtı r. i ris parlak sarı ve açı k göz halkalıdır Altı aylı kken eşeysel olgunluğa ulaşırlar; eşlerin bağlılığı yaşam boyu devam eder.

Ayaklar parlak kırmız ı ; iris koyu kahverengi; göz halkası mavi g ridir B i rinci yılın i l k kışında eşeysel olgunluğa ulaşırlar; monogamdırlar; sezonluk eş yaparlar; yuva yerini erkeğin önerisi ile dişi seçer.

Yumurta Yaşadığı ortam

Tahtalıgüvercin (Şekil 41 . 7 4/d)

Columba oenas

33

Oyu k ve mağara bulunan ormanlarda.

360

AVES

� KUŞLAR

Ağaçlarda ve kaya l ı k yerlerde yaşamaya uyum yapmış bu kuşlar, meyve, daneli ya da çekirdekli tohumlarla beslenirler; emerek su içerler (gagaları n ı su içerisine sokarak) . Başlarını geriye çekerek ve çevirerek uyurlar. İki yumurta bırakırlar. Erkek ve dişi hem birlikte kuluçkaya yatarlar hem de yavrularını birlikte yönlendirirler. Kuluçka zamanı kursaklarından süt gibi bir sıvı çıkararak ilk dönemde olan yavrularını besferler (her iki eşey de) yavrular yumurtadan çıplak ve gözleri kapalı çıkar. Kutupların haricinde dünya n ı n her yerinde bulunurlar. Sınıflandırı lmaları old u kça zord u r. ·

En yakın olara k Charadriiformes'e öze l l i kle yakın zamana kadar bu takım içinde s ı n ıflandırı la n Pteroclidae fam i lyasına a krabadı rlar. Oligosen'den (Fransa) beri fosi lleri mevcuttur. Tablo 41 . 64/B

Columbidae

Tür:

Güvercinler Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış Kumru = Derekumrusu (Şekil 41 .74/a)

Streptopelia turtur

Streptopelia decaocta

Streptopelia senegalensis

Yayı lışı

Avrupa'dan Sibiıya'ya ve Tü rkistan'a kadar yaygındırlar. Bütün Tü rkiye' de yazın kuluçkaya yatan göçmen kuşlardır.

Asya' da ve Balkanlarda yaygınd ı rlar. Orta ve Doğu Karadeniz sahil bölgeleri hariç bütün Türkiye' de yerli kuşlardır.

Kanaıya Adaları'ndan M ı s ı r'a ve Tü rkiye'ye kadar yayı l mışlardı r . Tü rkiye' de Trakya ve M a rmara Denizi civarında, keza Güney Ege ve G üneydoğu Anadolu'da görülen yerli kuşlardır.

Üveyik (Şekil 41 .74/b)

Küçükkumru (Şekil 41 .74/c)

Boy (cm .)

27

Yumurta

30

Yaşadığı ortam

Ekili ovalara yakın ormanlarda ve şehir içlerinde.

Steplerde .

Park ve bahçelerde koloni halinde yaşarlar.

Renklenme

Kursak ve göğüs bölgeleri moru msu, karın ve kuyruk altı tüyleri beyazdır. Boynun yanlarında içi ince siya h çizg ili beyaz benekler bulunur. Kanat tüyleri üzerinde hafif yeşilimsi bant vard ı r. Gençlerde boyun yanlarında beyaz benekler bulunmaz.

Ensede, üstü ve altı beyaz ile çevrilen siyah yarım bir halka vardır. Kuyruk altı tüyleri siyah bir bölge içindedir. Kuyruğun son yarısı beyazdır.

Erginlerde baş ve boyun mor; kuyruğun dış tüyleri uca doğru beyazlaşır. Gerdan kısmı n ı n altında küçük siyah benekler bulunur. Kursak ve göğüs mor; kuyru k tüylerinin altı siya h , uç kısmında geniş beyaz enine bir bant vardır.

Besini

Toh u m la r, böcekler ve salyangozlar.

Daneler.

Daneler.

Göçü

Yerli ve göçmen kuşlard ı r (kuzeydekiler güneye göç eder) .

Yerli kuşla rdır.

Yerli ve gezici kuşlardır.

Gaga

Siya htır.

Koyu renklidir.

' Koyu renkı idir.

Ötüşü

Tu rr. tü rr, tı rr, tü rrurr

Gu-guu-gu

Kuh

Kuluçka ve ömür uzunluğu

Kuluçka s ü resi 1 4 ; uçuş s ü resi 2 1 gündür. 12 yıl yaşarlar.

Kuluçka s ü resi 1 5 ; uçuş s ü resi 1 7 gündür. 27 yıl yaşarlar.

Kuluçka süresi 1 4; uçuş s ü resi 1 8 gündür. 1 8 yıl yaşarlar.

Diğer özellikleri

Ayaklar kırmızı ; iris portakal kırmızıs ı ; göz halkası erkekte. dişiye göre daha büyük olmak üzere kırmızıdır. Birinci yı lın sonunda eşeysel olgunluğa ulaşırlar; monogam d ı rlar; sezonluk eş yaparlar.

Ayaklar g ri, pembe-kı rmızı, tırnaklar koyu kemik renginde; iris kırmızı, göz halkası dar. beyazı msı ya da açık g ridir. Bir yaşında eşeysel olgunluğa u laşı rlar. monogamdı rlar; sezonluk eş yaparlar; dişi, erkeğin gösterdiği yuva yerlerinden birini seçerek yuvayı yapar.

Göz halkası ve ayaklar kırm ı z ı ; ayaklar tüysüz; boynu n yanındaki tüyler metalik parlaklıktadır.

32 x

22 (2 yumurta)

32

26 x

23 (1 yumurta)

30

x

3 1 (2 yumurta)

COLUMBİFORMES

(= COLU MBAE)

GÜVERCİNLER

361

1. Fam. : Raphidae: Yarı fosi l familyad ı r. Bu fam ilyaya ait hindi b üyü klüğü nde, uçmayan. uzun ve çengel gagalı, baca k ve ayakları iyi gelişmiş üç türü, ya kın zamana kadar Maskaren (Madagaskar'ın doğusundaki adalar) Adaları'nda yaşıyordu (Şekil 41 .73) . R E U N I O N ve RAD R I G U EZ tarafı ndan bu adalar 1 6. ve 1 7 . yüzyı lda işgal edilince, avlanma ve bu raya getiri len domuzların yabanileşmesi ile her üçü n ü n de soyu tü ketildi. Raphus cucullatus = Dodo : Kuğu büyü klüğünde ve 23 kg . ağırlığı ndayd ı lar. Diğer ilci tür ise Şekil 4 1 .73/c ve d'de ver:lmiştir. =

2. Fam. : Columbidae = Güvercinler (Tablo 41 . 62 ve 63) : B u rundelikleri n i örten zar ortada ve boyuna bir olu kla i kiye ayrı lmıştır. Monogam yaşarlar. Yuva malzemesini erkek taşır; dişi de yuvayı yapar. Genellikle erkek gündüz, dişi, geceleri kuluçkaya yatar. Hipofiz bezinin salgıladığı prolaktin hormonu, hem erkeklerin hem de dişilerin iki bölmeli kursağındaki epitelden, üreme mevsimi, süt benzeri bir sıvının salgılanması­ nı sağlar. Ü l kemizdeki türleri Tablo 41 . 63 ve 64 ve Şekil 41 . 74'de veri lmiştir.

:1.

StrnptopeU• senegalensis ; Küçü kku mru c

Streptopelia turtur

,

'

Üvey i k

( Co l u m b i d a e )

d

'- , 1' d

e

Columba livia

Columba pa/umbus

Tahta l ı g üvercin

Cacatua

=

Ka kadu

( Psittacid a e )

Columba oenas

=

Mavig üverc i n

Şekil 41 .74 : Colu mbidae = g üvercinler (Columbiformes) v e Psittacidae papağanlar (Psittaciformes) fam i lyalarına ait örnekler (Heinzel, Fitter ve Parslow; Ergene; Remane, Storch ve Welsch 'den).

362

AVES

=

KUŞLAR

41 .9. 1 .2.23.

TAKI M : PSİTIACİFORMES (= PSİTIACİ) PAPA�ANLAR (80 c. 339 t)

G üney Yarı küre'deki Pantropi k bölgede. keza ılıman kuşa kta yaygı n olan genellikle ağaçlarda. nadiren zeminde yaşayan kuşlardır. Başları büyü k ; kafatasları desmognath ; holorh i n ; üstgaga, kafakapsülü (alınkemiği) ile hareketli bir şekilde bağlanmış; ucu kıvrık altgaga daha kısa; 1 4 boyun omuru var; göğüs omurları opistosöl , kaynaşmamıştır. Tibiotarsus kısa ; ikisi öne ikisi arkaya yönelik parmaklı (zygodacty/J ayaklara sahip, yakalayıcı tırnaklar taşır; tırmanırken gagalarını üçüncü bir ayak gibi kullanırlar, bu nedenle en dik yerlere dahi tırmanabilir/er; m . ambiens çok defa yok; gagan ı n ramphoteki özellikle dane ve çekirdek

yiyenlerde çok kuwetl i ve dolgun yapı l ı ; boynuzumsu damaklarında törpü dişleri gibi çıkıntılar var; üstgaganın kaidesinde çok defa yumuşak bir deri bulunur. Dilleri çok fazla değişiklik gösteri r (törpüleyici, pense gibi tutucu vs . ) ; çok defa kaslımideleri iyi gelişmiş; körbağı rsakları yoktur. Sindirim sistem inin kısımları beslenme durumlarına göre farklı şekillerde yapılm ıştır. Ren kleri çok g üzeldir. Yan telekleri büyük, kanatları diastata ksi k; bir kısmında anal bezler iyi gelişmiş; i l . tip kuluçka görü l ü r.

Kuşlar içinde beyin organizasyonu en çok bu hayvanlarda gelişmiştir. Bu nedenle birçoğu insan ve kuş sesini taklit edebilir. Tablo 41 . 65

Psittacidae

Papağanlar Familyasının Altfamilyalarına Genel Bir Bakış

Altfa m i lya :

Genel yapıları

Yay ı l ı ş l a r ı

Bes i n leri

Nestorinae

Karga büyüklüğünde. donuk tüyl ü. uzun ve dar gaga l ı .

Yen i Zellanda. kısmen yok olmuş.

Böcekler. dut gibi meyve­ ler ve küçük hayvanlar.

Karga büyüklüğünde, başın yan ları çıplak, gaga uzun ve kuwetli, ensele­ rinde kıl şeklinde tüyler var.

Yen i Zel landa.

Büyük bir olasılı kla yumu­ şak meyveler.

Sığırcık-karga büyü klüğünde, gaga yüksek ve kısa, genellikle di kleştirile­ bilir bir tepelik var.

Avustralya ve Papua Adaları .

Çekirdek, toh u m , meyve ve böcekler.

Genellikle küçük hayvanlar (çalı kuşu büyü klüğünde); gaga uzunluğundan daha yüksek; ince uzun parmakl ı ; kuyru k tüylerinin şaftı uzamış v e sert­ leşmiştir.

Yeni Gine.

İ ncir çekirdeği , böcek ve meyvelerle.

Serçe-karga büyü klüğünde; dar ga­ gal ı ; dil, boya fırçası şeklinde.

Avustralya ve Papua Adaları .

Meyve, nektar. bitki özsu­ ları, polenler ve tohu m lar.

B üyük vücutl u ; yeşil parlak tüyl ü ; gaga kal ı n v e kısa ; kanat kısa; göğüs­ te karina yok; uçma yeteneğ in i yitir­ mişlerdir; zeminde dolaşırlar; gececi­ d i rler.

Yeni Zellanda, kökü he­ men hemen kurutul­ muş.

Dutumsu ve üzümümsü meyveler ve kökler.

Üstgaga. altgagayı kavrar; üstgaga­ nın ucunda törpü çentiği var.

G üney Yarı küre.

Toh u m , meyve ve çekir­ dekler (çoğ u n l u k otsu bit­ kilerin).

Nestorpapağ a n ı Psittrichasinae Kı l l ı ba ş l a r

Cacatu i n a e Kaka d u s l a r

Micropsitti n a e Ağaçkaka n ı m s ı Papağ a n l a r

Trichoglossinae Lorisler Strig o p i n a e Baykuşpapağ a n l a r

Psittacinae H a k i k i Papa ğ a n l a r

Besine özelleşme vardır: Çekirdek yiyenler, ot tohumu yiyenler, meyve yiyenler, bitki özsuyu yalayanlar, polen yiyenler diye gruplara ayrılır. Polenlerle beslenenlerin dili fı rça gibidir. Bir kısmı beslenirken besinini ayakları ile tutabilir. Monogam yaşarlar; pek az türün dışında kovu klara ve oyu klara yuva yaparlar. Yum u rtaları beyaz ren klidir. Sadece dişi kuluçkaya yatar; fakat yavrularla hem dişi hem erkek ilgilenir. Her iki eşey de midelerinde yumuşattıkları besinleri yavrularına verirler. Hem ren klerinin güzelliği hem de sesleri (insanların ve diğer kuşların) taklit edebilmeleri nedeniyle evlerde yaygı n olarak beslenirler. Taşıdıkları bir virüs nedeniyle insanlara, "Pisttacosis" denen, ateş yükselmesi ile tanınan, bir akciğer hastalığını bulaştırırlar. Bu hastalık, diğer bazı kuşlarla da bulaştığı için "Ornithosis" de denir. Hastalığın tedavisi vardır. Akrabalık ilişkileri açı k bir şekilde saptanamamıştı r. En eski fosili Üst Oligosen'de (Fransa) bulunm uştur. Sınıflandırılmaları oldukça karışık ve zordur. Tek bir fam i lyası ( Psittacidae) vardır (Tablo 4 1 . 65

PSiTIACiFORMES (= PSiTIACi) ve Şekil 4 1 . 74/f). Melopsittacus undulatus kalın ve kenarları genel likle ince çenti klidir.

=

=

PAPAC'iAN LAR

363

Muhabbet Kuşu : Boyları 1 8 cm. kadardır. Gagaları kısa.

Ot tohumları ile beslenirler. Mavi, yeşil beyaz olan ırkları ve bunların birçok variyasyonları vardır. Erkek ve dişi aynı renkte olabilir. Bir dişi yılda iki defa kuluçkaya

yatar. Her defasında 4-6 yum u rta bırakırlar. Kuluçka süresi 21 g ü nd ü r. Kuluçka süresince. dişi, erkek tarafından beslenir. Yumurtadan çıkan yavru lar pembe ren kli, gözleri kapalı ve çıplaktır. Gözleri 8 gün sonra açılan bu yavrular. yuvayı 4 hafta sonra terkederler. Üç ay sonra da eşeysel olgunluğa ulaşırlar. Kafeste beslenenleri kuluçkaya yatabilmeleri için. kafeslere, giriş deliği 4 cm. kadar olan kuluçkalık eklenmeli ve tabanları hızar talaşı ile örü lmelidir. Marul. yeşil yapraklı sebzeler. tavu k yemi ve çeşitli meyveler de besin olarak verilmelidir. Yemlerine az miktarda tuz ve kalsiyu m da katı lmalıdır. İ l kbaharda huş, kayın ve bazı diğer bitkilerin filizlerini de besin olarak vermek olumlu sonuç verir. Anavatanı Avustralya'dır. Psittacus erith;ıcus Gripapağan : Boyları 40 cm. kadardır. Yüz kısımları çıplak; taklit yeteneği gelişmiş; üç yılda bir defa 3-4 yum u rta bırakırlar; kuluçka süresi 30 g ü n ; yavru ların gelişmesi 80 gün sürer. Afrika'da yaşarlar. Nestor notabilis: Boyları 50 cm. kadardır. Dilleri fı rça gibidir. Polenlerle beslenirler. Avustralya 'n ı n doğusundaki adalarda yaşarlar.

İnsana çok kolay alışırlar.

=

41 .9. 1 .2.24.

STRİGİFORMES (= STRİGES) = GECEVIRTICILARI = BAYKUŞLAR

(2 f, 25

C,

1 25 t)

Büyük bir kısmı akşam karanlığında ya da gece işlektir. Vücutları tıknaz, başla rı büyü k, kanatla rı uzun, kuyru kları kısadı r. Kafatasları desmog nath ; holorhin ; d i l leri etli ; gaga kısa, dipten itibaren çengel gibi kıvrıktır. Gözleri çok büyüktür. Retinada çomak hücrelerinin çok sık olması nedeniyle pek az bir ışıkta dahi iyi görürler (gündüz işlek olanlarda koni hücreleri çok daha fazladır). B u nedenle büyü k bir olasılıkla gündüzcü olanlar renkleri görmesine karş ı n , gececiler a ncak siya h beyazı görebili rler. Gözleri büyü k olmasına ka rş ı n , öze l l i kle gözleri n öne kaymasıyla, görme alan ları daralmıştı r. B u n u önleyebilmek i ç i n 1 4 o m u rdan oluşmuş boyun, 2 7 0 derece sağa sola çevri lerek, görme alanı genişleti l i r. Başların bu şekilde çevrilebilmesi ve kulakdeliklerinin asimetrik olması, sesin geldiği yönün, çok büyük bir netlikle saptanmasını sağlar. Göğüs o m u rları serbest ve heterosöldü r. Aya kları ndaki parmaklardan üçü öne, bi ri a rkaya yöneliktir. Arkaya yönelik parmak öne de çevri lebilir (Şeki l 41 . 5/o). Tırnaklar çengel şeklindedir, avın yakalanmasına yarar; tibiotarsus çoğ u n l u k tüylüdür; m . a mbiens yoktur; kursa kla rı b u l u n maz; körbağı rsak uzu ndur; ka rotitler çift ; yan telekler küçü k ya da yok; kanatlar diastata ksik ; tüyler yumuşak; kanat teleklerinin dış kenarı ses dalgalarını söndüren bir çeşit susturucu görevi yapar; i l . tip kuluçka görü lür.

Genellikle et, öze l l i kle küçük o m u rgalıları, keza sol uca n ve böcekleri yerler. Avlarının kitin kısımlarını lokma halinde bir çeşit kusarlar. Avlarını, görme ve işitme duyuları ile bulur, pençeleri ile yakalar, gagaları ile didiklerler (Şekil 4 1.31). Eşeysel dimorfizm yoktur. Yalnız dişileri kuluçkaya yatar. Yuva yapmazlar; yumurtalar beyaz ve yuva rlaktır. Kuluçka s ı rasında erkek d işiyi besler. Yavru lar, yu m u rtadan kör çıkar; a ncak b i r hafta sonra gözleri v e kulakları açılar. Gençler her iki eşey tarafı ndan d a yön lendiri l i r ve beslen i r. Yu m u rta ( 1 -8 adet) ve çiftleşme sayısı beslenme d u ru m larına bağ lıdır. Zararlı larla beslendi kleri nden dolayı korunmaları gerekir. Capri m ulgiformes'le akrabadı rlar; Falconiformes'e benzerli kleri sadece bir konver­ jentl i ktir. Üst Eosen'den (Fransa) beri fosi lleri bilinmektedir. Tersiyer'de soyu tükenmiş bir fam i lyası vardır. Tyton idae hariç çok homojen bir g ru pturlar. Avustra lya ve bazı O kyanus adaları hariç tüm d ünyaya yayı lmışlardır.

364

AVES

= KUŞLAR Strigidae

Tür:

Tablo 41 . 66/A

Baykuşlar Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Bubo bubo

Asio otis

Asio flammeus

Yayılışı

Japonya hariç Palearktik'te yaygındırlar. Ü l kemizin her yanında yaşayan yerli kuşlardır.

Kuzey Yarı küre'de yaşarlar. Bütün Türkiye'de yerli kuşlardır.

Kuzey Yarıküre'de yaygındırlar. Bütün Tü rkiye'de kışlayan göçmen kuşlard ı r.

Boy (cm .)

49 x 60 (2-4 yumurta)

42 x 33 (4-5 yumurta)

40 x 30 (7-1 O yumurta)

Yuva yeri

Ağaçlarda ve kayalarda yuva yaparlar.

Ağaçlarda terkedilmiş kuş yuva!arını kullanırlar.

Ağaçlarda yuva yaparlar.

Renklenme

Erginlerde üst taraf sarımsı kahverengi, siyahımsı enine çizgilidir; alt tarafında siyah kalın benekler vardır. Alt tarafı siyah olan uzun kulak tüyleri dişilerde erkeklerden kısadır. Tam olmayan peçe siyah renkli ve enine çizgilidir.

Erginde genel vücut rengi sarımsı kahverengi, üzeri boyuna çizgilidir. Omuz tüyleri üzerinde beyaz benekler var; beyaz ve sarımsı peçenin etrafı beyaz ve s iyah renkle çevri l i ; kuyruk üzeri enine esmer bantlıdır. Dişiler daha koyu renklidir.

Kanat üstü ve uçma tüyleri enine siyahımsı benekl i ; kuyru k tüylerinin üzeri enine koyu bantl ı ; peçe beyazdır. Boyun ve ku rsakta uzun ve geniş, karında ise dar ve siyah çizgiler vardır. Kanat altlarında esmer benekler vardır.

Besini

Orta ve küçük boyda memeli hayvanlar.· sürüngenler. kurbağalar ve kın kanatlı lar.

Fareler. küçük memeliler. kuşlar ve böcekler.

Küçük memeliler. böcekler. kuşlar ve sürüngenler.

Göçü

Yerli ve gezici kuşlardır.

Yerli ve gezici kuşlardır.

Gezici ve göçmen kuşlard ı r (Orta ve Güney Avrupa' da, Akdeniz ü l kelerinde ve Kuzey Afri ka'da kışlarlar).

Yumurta Yaşadığı ortam

Puhu (Şekil 41 . 75/b)

69

Orman, dağ ve kayalı klarda.

Kulaklı Orman baykuşu (Şekil 41 .75/e)

36

Büyük. küçük ağaçlı alanlar. park, mezarlık ve bahçelerde.

Bataklık Baykuşu (Şekil 41 .75/f)

38

Açık, düz ve tepelik yerler. batakl ı k alanlarda.

Gaga

Siyahtır.

Koyu boynuz gris i .

Kemik siyahı y a da d a h a açık.

Ötüşü

Buho, uuo. uh, uhu

H u h , üüüa. u iyo, çey

Bubu bu, kev. kak. ceff. vau , kuiak

Ku luçka ve ömür uzunluğu

Kuluçka süresi 3 1 -36 ; uçuş süresi 22-25 gündür. 19 yıl yaşarlar.

Kuluçka süresi 27-28; uçuş sü resi 20-25 g ü n d ü r. 1 5 yıl yaşarlar.

Kuluçka süresi 24-28; uçuş süreSi 1 5-1 7 gündür.

Diğer öze l l i kleri

Tırnaklar siya h ; iris dişide açık porta kal rengi, erkekte parlak altın sarısı ; 1 -2 yaşında eşeysel olgunluğa ulaşırlar; monogam olup eş yapmaları yaşam boyu sürer; yuva yerini erkek belirler. Avlarını uyurken yakalarlar.

Altı tüyden oluşan kulak tüyleri yukarı kalkıktır. İ ris portakal sarısı kırm ı z ı ; ayaklar kahverengimsi sarı-gri kahvereng i ; tırnaklar siyah g ridir. Birinci yılın sonuna doğru eşeysel olgunl uğa ulaşırlar; monogam olup sezonluk eş yapa rlar; yuva yerini erkek belirler.

2-4 tüyden oluşan kulak tüyleri kısa ve yatıktır. İ ris sol u k kükürt altın sarısı. bazen kahverengimsi sarıdır; ayak ve parmaklar çok s ı k ve beyaz tüylüdür; tırnak siyahtır; 2 yaşında eşeysel olg u n l uğa ulaşırlar; monogam olup sezonl u k eş yaparlar; yuva yerini erkek beli rler.

1 . Fam. : Tytonidae = Peçelibaykuşlar (2 c. 1 1 t) : Yüzleri uzun kalp şeklindedir. Gözleri oransal olarak küçük; gaga uzun; bacaklar uzun ve tümüyle tüylerle örtülü, parmaklar hemen hemen çıplak; orta parmağın iç kenarı tarak şeklinde dişlidir. Yen i Zel landa v e bazı Okyanusya adaları n ı n dışı nda t ü m d ü nyada bu l u n u rlar. Tyto alba = Peçelibaykuş (Şeki l 41 . 75/a) : Boyla rı 35 cm . , ağırl ı kları 300 gr. kadardır. Erginlerinin yüzünde belirgin bir peçe bulunur. Bu peçenin kenarları, siyah çizgiden meydana gelen bir halka ile çevrilidir. Vücudun üst ta rafı grimsi kahverengi. alt ta rafı ise sarı msı kahverengidir. Kuyru k tüyleri üzerinde 5 ta ne enine gri bant bu l u n u r. Vücudun geri kalan

STRiGiFORMES ( = STRiGES) = GECE YIRTICILARI

c

Otus brucei

=

BAYKUŞLAR

365

d

Aegolius funereus

Ç ı p l a kaya k l ı Baykuş

e

= Baykuş (Strigidae )

Pu/satrix

Asio otus

Ku l a k l ı O r m a n baykuşu

g

h

Strix aluco

Alaca Baykuş

Otus scops

k İ s h a kkuşu Cüce Baykuş Şeki l 41 .75

:

Athene noctua Kuku m av

Strigidae = baykuşlar ve Tytonidae = peçelibaykuşlar (Strigiformes) fam i lyalarının ülkemiz­ deki temsilcileri (Berndt ve Meise; H einzel, Fitter ve Parslow; Ergene'den).

366

AVES

=

KUŞLAR

kısı mları nda siyah ve beyaz benekler vard ı r. Bacaklar. pa rma klara kadar tüylüdür. Gaga ve parmaklar siyahtır. Seyrek ağaçlık yerlerde. ekili tarlalarda ve öze l l i kle kovuklarda ve yı kık evlerde s ı k rastlanı rlar. Deri altına yağ biriktiremedi kleri nden dolayı , çok soğu k yerleri tercih etmezler. Küçük memelileri ve i ri böcekleri yerler. Bes i n i n bol olduğu yı llarda 2-3 kere kuluçkaya yatarlar. 30 x 23 m m . boyutları nda 4-7 yu m u rta b ı rakırlar. Ku luçka süresi 30-34 gün ; en fazla 2 1 yıl yaşarlar; " krişen. purri n g " d iye öterler. Monogam yaşarlar. Eşlerin beraberliği yaşamları n ı n sonuna kadar sürer. Yaşadıkları alana bağlıdırlar. Nadiren göç ederler. Daha çok Trakya ve Güneydoğu Anadolu'da b u l u n u rlar.

2. Fam. : Strigidae = Baykuşlar (4 c. 1 33 t) : Yüzleri yuvarlak; gözleri büyük, gaga ve bacakları kısa; orta parmağında tarağımsı yapı yoktur. Tüm dü nyada yayı lmışlard ı r. Ü l kem izdeki türler Tablo 4 1 . 66-68 ve Şekil 41 .75'de veri l mişti r.

Tablo 4 1 . 67/B

Strigidae

Baykuşlar Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Tür:

Otus scops Cüce Baykuş = İshak Kuşu (Şekil 41 .75/k)

Otusbrucei Çizgili Baykuş (Şekil 41 .75/c)

Yayılışı

Akdeniz ü l kelerinden Orta Sibirya'ya kadar yayılmışlardır. Ü l kemizin Akdeniz Bölgesi'nde yerli. diğer bölgelerde kuluçkaya yatan göçmen kuşlardır.

Tü rkiye'nin yalnız Antakya, Ga­ ziantep, U rfa. Mardin i l sınırları içinde yerli kuşlardır.

Boy (cm.)

19

21

Yaşadığı ortam

Açık. seyrek ağaçlı arazide, meyve bahçelerinde. parklar­ da. harabelerde ve bahçelerde.

O . scops i l e ayn ı .

Yuva yeri

Ağaçlarda.

Ağaç kovu klarında.

Renklenme

G rimsi kahverengi olan s ı rt tüylerinin uçları enine koyu dalgalı çizg i l i ; kulak tüyleri ve boyun arkası beyazımsı benekl i ; uçma tüyleri enine koyu bantlıdır. Karın tarafı siyah boyuna çizgili; bacaklardaki tüyler boyuna koyu beneklidir.

Vücudu n üst ve alt tarafı boyu­ na koyu çizgilidir. Peçe koyu ren kte; yanlardaki siyah çizgi­ ler daha belirgindir.

Besini

Büyük böcekler, fareler. kurbağalar. kertenkeleler ve sümüklüböcekler.

O. scops ile ayn ı .

Göçü

Göçmen kuşlard ı r.

Yerli kuşlard ı r.

Gaga

Boynuz grisi .

Sarımsı esmer.

Ötüşü

Ç u u . çyu h, çyüt

Kul uçka ve ö m ü r uzunlugu

6 yıl yaşarlar.

Diger özell i kleri

İ ris limon sarısı ya da kükürt sarısıdır; ayakların ı n üst kısmı kemik grisi. alt kısmı ise kahverengidir; tırnak kemik g risi ve koyu uçlu; göz çevresindeki tüysüz kısım et rengidir; 1 O aylık i ken kuluçkaya yatarlar; monogam olup sezon luk eş yaparlar ; yuva yerini dişi belirler.

Yumurta

30 x 2 7 (3-4 yumurta)

STRİGİFORMES (= STRİGES)

GECE YIRTICILARI

BAYKUŞLAR

367

Tablo 4 1 . 68/C

Strigidae

Tür:

Baykuşlar Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Ketupa ceylonensis

Athene noctua

Kukumav Kuşu (Şekil 41 .75m

Alaca Baykuş (Şekil 41 .75/h)

Strix aluco

Aegolius funereus

Yayılışı

Hindistan' dan Anadol u '­ ya kadar yaygındırlar. Tü rkiye' de Doğu Akdeniz sahil bölgelerinde her mevsi m görü l ü rler.

Sibirya hariç Palearkti k, As­ ya, Avrupa ve Kuzey Afrika­ ' da yaygındırlar. Tü rkiye' de her mevsim görülen yerli kuşlardır.

Batı Avrupa' dan Kore'ye kadar yaygındırlar. Türki­ ye' n i n her tarafında görü­ len yerli kuşlard ı r.

Orta Avrupa' dan Sibirya'­ ya kadar. Türkiye' den yal­ nız B u rsa civarında kayıt vardır.

Boy (cm.)

56

22

48 x 37 (2-6 yumurta)

Balıkçı Puhu (Şekil 41 .75/i)

Yumurta

33

38

x

29 (3-5 yumurta)

Çıplakayakl ı Baykuş (Şekil 41 .75/d)

25 33

x

26 (2-8 yum u rta)

Yaşadığı ortam

Köylerin civarındaki ağaç- Seyrek ağaçlı tarlalarda, lık ve suya yakın yerleri meyve bahçelerinde, açık ormanlarda ve kaya l ı k yertercih ederler. lerde.

Yuva yeri

Ağaç kovuklarında.

Ağaç kovuklarında.

Ağaç kovuklarında.

Ağaç kovuklarında.

Renklenme

Genel vücut rengi kahverengimsi, sı rtta geniş, karında dar siyahımsı boyuna benek s ı raları vard ı r. Baş, ense ve uzun kulak tüyleri koyu kahverengi, boyuna çizg i l i ; gerdan beyaz; uçma ve kuyru k tüyleri enine koyu bantlıdır.

Erginde tepe, ense ve s ı rt esmer kahverengi, sarı msı beyaz beneklidir. Kuyru k tüyleri üzerinde 4-5 tane krem renginde enine bant bulunur; peçe tüyleri grimsi beyaz; karı n tarafında koyu benekler vardı r .

Erginde vücudun s ı rt kısm ı kırmızı msı kahverengi, siyahımsı, boyuna çizg i l i ; omuz kısımları nda beyaz benekler vard ı r. Kanadı n üzerinde büyük tüyler beyaz beneklidir. Peçe kahverengi olup gagaya yakın kısmı beyazdır. Vücudu n alt kısmı boyuna ve enine koyu çizgilidir.

Üst kısmı tamamen gri kahverengi ; tepe. ense. s ı rtın önü ve özel l i kle omuz bölgesi yuvarlak beyaz benekli; peçe beyazımsı ve gaga�öz arasında siyah benekler bulunur; alt kısmı beyaz. toprak kahverenginde bantlıdır; bunlar göğ üsün önünde daha çoktur.

Besini

Balık ve yengeçler.

Böcekler. memeliler. kuşlar. sürüngenler ve ku rbağalar.

Küçük memeliler. kuşlar. böcekler. yengeçler ve salyangozlar.

Küçük memeliler ve küçük kuşlar.

Göçü

Yerli kuşlard ı r.

Yerli kuşlardır.

Yerli kuşlard ı r.

Ü l kemizde göçmen kuşlard ı r.

Gaga

Esmerdir.

Sarımsı. dibi yeşilimsidir.

Sarımsı esmerd i r.

Soluk kemi k sarısıdır.

Kuluçka ve ömür uzunluğu

Kuluçka s ü resi 25; uçuş süresi 35 gündür.

Kuluçka süresi 2 5 ; uçuş süresi 42 gündür. 1 8 yıl yaşarlar.

Kuluçka s ü resi 28; uçuş süresi 32 gündür. 18 yıl yaşarlar.

Kuluçka süresi 2 6-2 7 ; u ç u ş süresi 27-30 gündür. 7-8 yıl yaşarlar.

Ötüşü Diğer özellikleri

Işıklı orman larda. park ve İbre yapraklı ormanlarda bahçelerde. ve karışık orman larda.

Şırie. yau, mia, ividd, kuvitt, H u u u u u u u kya. kyu G ündüz s ı k yapraklı ağaç­ Kulak tüyleri bulun maz. İ ris sarı-kükürt sarısıdır. Ayaklar lar içinde gizlenirler. solu k sarı. parmaklar gri­ kahverengidir; özellikle er­ kekte mavimsidir. B i rinci yı­ lın sonunda eşeysel olgun­ l uğa u laşırlar; monogam olup ömür boyu beraberl i k­ lerini sürd ü rürler. Ayrıca ku­ luçka yerine de bağlıdırlar.

H u-hu, hu-u-u

Ayak v e parmaklarda be­ Ayak ve parmaklar çok yazımsı tüylerin üzeri sık beyaz tüylüdür; tırnak kahverengi beneklidir; siyahtır; 2 yaşında eşey­ kulak tüyleri bulunmaz. sel olgunluğa ulaşırlar; monogam olup sezo n l u k eş yaparlar; yuva yerini erkek saptar.

368

AVES

=

KUŞLAR

41 .9. 1 .2.25.

TAKI M : CAPRİMULGİFORMES ( = CAPRIMULGİ)

(5 f. 24 c. 95 t) (Tablo 41 . 69)

=

ÇOBANALDATANLAR

Akşam karanlığında ve gece aktif olan kuşlardır. Başları geniş ve yassıdır. Gagaları kısa, yassı ve üç köşelidir. Ağız kenarlarında dokunma tüyleri vardır. Bu tüylerinin yardımı ile geceleri avlarını havada yakalayabilirler. Kafatasları aegithognat h ; holorh i n ; nares i m pervia e ; 1 3-1 5 boyu n omuru var; m . ambiens yok ; kursak küçü k; incebağı rsak kısa ; körbağı rsak uzu n ; yan telekler mevcut ; tüyleri yumuşa k ; d iastataksik kanatlı ; karotitler çift; ayakları küçü k ve zayıf. ancak tırmanmaya e lverişli. a n isodactyl. arka parma kları ancak bir m i ktar öne çevri lebil i r ; orta parmakta ta ra k şeklinde dişli bir yapı bulunur; i l . tip ku luçka yaparla r. Ormanlarda yaşarlar. Yuva yapmazla r; yu m u rtaları n ı topra k üzerine bıra kı rlar. Erkek ve dişi birl i kte kuluçkaya yata rlar.

Caprimulgus europaeus = Çobanaldatan = Keçisağan (Şekil 41 .76/a ve b) : Boyları 30 c m . . ağırlı kları 90 g r. kadard ı r. Vücut rengi ve yumurta rengi ortamın renklerine büyük bir uyum gösterir. Erkeği n başı n ı n ve vücudunun üstü kahverengi gri. kahverengi siyah benekli ve uzu n lamasına çizgilidir. Kanatları n üzerinde enine beyaz bant Tablo 41 . 69

Caprimulgif�rmes ( = Caprimulgi) = Çobanaldatanlar Takımının Familyalarına Genel Bir Bakış Familya :

Aegothelidae

Podargidae (Şekil 41 . 76/c)

Caprimulg idae Çobanaldatanlar (Şekil 41 .76/a ve b)

Nyctibiidae

Steatornithidae

1 t

Kapsamı

1 c. 7 t

2 C, 12 t

19 C, 70 t

1 C, 5 t

Yayılış

Avustralya, Yen i Gine.

Avustralya, Papua Adaları. Seylan, H indistan.

Tüm dünya (Yeni Zellanda hariç).

Orta ve Gü ney Güney Amerika. Amerika.

Besini

Böcek

Böcek

Böcek

Böcek

Meyve

Uzunluk (cm) 50-60

50-60

1 30

40-50

70-80

Yuva

Agaç kavuklarında.

Agaçlarda.

Yerde.

Agaçlardaki çatlaklarda.

Taş kovuklarında.

Dallara oturuş şekli

Enine

Enine

Boyuna

Enine

Enine

Gündüzün oturdugu yerler

Agaç kovukları nda.

Gündüz aktiftir. Toprak üzerinde durur.

Agaçlarda tüner.

Agaç kovu klarında. magaralarda.

Kuluçka

5 beyaz yumurta.

1 -2 beyaz yumurta .

Agaçlarda b i r beyaz yumurta.

Agaç kovu klarında 2 beyaz yumurta .

Diger özellikleri

Zeminde; yumurtaları kahverenkli benekli . Gagaları küçük, agız çevresinde dokunma kılları var. Bu nedenle gece de avlanabilirler. Ayakları zayıf; orta parmakta tarak gibi dişli bir yapı bulunur. Ormanlarda yaşarlar.

Boyları 45 cm., agırlıkları 400 gr .. kanat açıklı kları 1 1 5 cm. kadar. Baca kları kısa ve zayıf. gündüzleri magaralarda yaşar, geceleri çıkarlar. Yarasalar gibi sesle yollarını bulurlar. Bu sesleri insanlar da duyabilir. 50 km. uzaktan yavrularına meyve taşırlar. Koku alma duyuları gelişmiştir.

CAPRiMULGiFORMES I � CAPRİMULGİ) � ÇOBANALDATANLAR

a

Caprimulgus europeus

Çoba n a ldata n

c

Podargus

369

(Capri m u l g i d a e )

Şekil 41 .76 : Capri m u lgidae = çobanaldatanlar ve Podargidae (Capri m u lg uformes) fam i lyalarının temsilcileri ( E rgene; Remane, Storch ve Welsch 'den) .

( Po d a rg i d a e )

b u l u n u r. Kuyru k enine koyu bantlı d ı r. Kuyruğun dışta ki i ki çift teleğ i n i n u c u beyazdı r. Gerd an ı n a ltında beyaz bir benek va rd ı r. Vücud u n alt kısmı nda enine dalgal ı şeritler bulu n u r. Gaga siya h , ayaklar ka hverengidir. Dişileri n i n rengi erkekleri nkine benzer; fa kat el uçma telek/erinde ve kuyru klarında beyaz benekler yoktur. Genelli kle orman kenarlarında, kura k ve kum l u alanlarda yaşa rlar. Böcekleri, gece, uçarken ya kalarlar. Karayollarında gece arabaların önüne çıkarlar; far ışığında gözleri kırmızı renkte görülür. Evcil hayvanlara gelen si nekleri de yerler. Ü reme mevs i m i ku rsakları na böcek vs . depo ederek yavru larına geti rirler. M etabolizmaları n ı ortam sıcaklığına göre aya rlayabi l i rler. Kısa süre de olsa kış uykusuna yatarlar. B i r yaşlarında erg i n l iğe u laşır; ü reme zamanı eş oluştururlar; 33 X 22 mm. boyutlarında 2 yum u rta bırakı rlar. Ku luçka s ü resi 1 6-2 1 ; yavru ların uçma s ü resi ise 1 5-1 7 gündür; en fazla 5 . 5 yı l yaşadı kları sapta n m ı ştır. " E rr-örr-err" diye öterler. Tü m Tü rkiye' de yazın ku luçkaya yatan göçmen kuşlardır.

41 .9 . 1 .2.26.

TAKI M : COLİİFORMES (= COLLİ) ( 1 c, 6 t)

Afri ka ' n ı n kuru , çalılık steplerinde yaşayan küçük bir kuştur. Kafatası desmognath ; holorh i n ; nares imperviae ; gagaları kısa ve küt; 1 3 boyun omurl u ; aya klar anisodactyl ; 1. ve iV. parmaklar dönebilir parmaklardır; parmakların ucunda sivri ve uzun tı rnaklar var; m . ambiens yok ; sadece soldaki karotis mevcut; bağ ı rsakları kısa ; körbağ ı rsakları yok; çok yumuşak kıl tüyleri va r; yan telekler büyü k ; kanatlar eutaksik; eşeysel dimorfizm yok; i l . tip kuluçka var. Dikenli çalı ların içinde yaşarlar. Meyveler ve filizler ile besleni rler. Sürüler halinde bulunurlar. Kuluçkaya erkek ve dişi birlikte yatar; yavru ları birlikte yöneltirler. Akrabalık ilişkilerini kurma oldu kça zordur. Fosilleri bilinmemektedir. Coliidae denen bir fami lyası vardır. Colius colius Farekuşu (Şekil 41 .77/f) : Boyları 1 8 c m . , ağ ı rlı kları 40 cm. kadardır. Gü ney Afri ka 'da yaşarlar. =

370

AVES = KUŞLAR

41 .9. 1 .2.27.

TAKIM : APODIFORMES ( = MACROCHIRES) = EBABİLLER = SAÖANLAR

(2 f. 1 32 c. 41 0 t) (Tablo 4 1 .70) B i rçoğu genel görünüşüyle kı rlangıçlara benzer. Uçuşları birbirinden farklı olan iki fam i lyaya ayrı l ı r. H e r iki fam i lya da dev bir condylus radialis ve derin bir fossa taşıya n . çok kısa ve kal ı n bir h u m e rusa sahiptir. El leri çok uzun ve 1 O teleklidir (bunlardan en dıştaki en uzundur) ; buna ka rş ı n kol telekleri çok kısadır. Ka natla rın genel görünüşü uzun ve sivridir. Çok hızlı uçarlar. Bacakları kısa ve zayıf olduğundan yard ı m olmaksızın yü rüyemezler. Gagalarında doku n m a tüyleri yoktu r. M. ambiens yok; sadece sol karotis işlev görür; körbağırsak küçük ya da yok; yan telekler mevcuttur. Beyaz renkli, silindir şeklinde yu m u rta ları var; i l . tip kul uçka görü l ü r. Böceklerle beslenirler ya da çiçekleri ziya ret ederler. Capri m u lgiformes'e a kraba oldu kla rı varsayı l ı r. Apodidae, fosili olara k Üst Eosen'den (Fransa) beri bilinmektedir. Kutupta ve bazı O kyanus adaları dışında tüm dü nyada b u l u n u rlar.

1. Fam . : Trochilidae = Kolibriler ( 1 23 c. 33 1 t) : Bazı cüce farelerin dışında, en küçük sıcakkanlı hayvanlardır. Havada durarak çiçeklerin nektarıyla beslenmeleri en tipik davranış şekilleridir.

= Cücekolibri : Boyları 6 cm . . ağırlı kları 2 gr. kadardır. Vücut yüzeyleri hacime göre oransal olarak büyü k olduğu için. ısı yitirilmesi de fazladır. Bu nedenle m etabolizmayı yü kseltebilmek için hem akciğerin yüzeyi oransal olarak artm ıştır hem de alyuvar sayısı diğer kuşlara göre oldukça yü ksekti r (2-3

Mellisuga minima

Tablo 4 1 .70

Apodiformes ( = Macrochires) = Ebabiller = Sağanlar Takımının Familyalarına Genel Bir Bakış Familya :

Apodidae Ebabiller = Sağanlar (Şekil 41 .77/a-e)

Trochilidae Kol ibriler (Şekil 41 .77/e)

Kapsam ı

1 1 c, 79 t

1 23 c. 33 1 t

Yayılışı

Tüm d ünyada, tropi klerde. ı l ı man kuşakta ; bir kısmı çok iyi göçücü kuşlardır.

G ü n ey Amerika, Kuzey Amerika'nın tropik ve ılıman kesiminde.

Yaşam alanı

Çok defa açık arazilerde, kısmen taş l ı k yerlerde.

Orman ya da ağaçlık yerlerde.

Kafatası

Aegithognath

Schizognath

Boyun o m u ru sayısı

1 3-1 4

1 4-1 5

Kanat

Özellikle eutaksik, uzun ve sivri ; çok hızlı uçarlar.

Öncelikle diastataksik.

Ayak

Küçük. çok defa pa mprodactyl (1-IV. par­ maklar öne doğru) (Şekil 41 . 1 3/a) .

Küçük. an isodactyl .

Gaga

Kısa v e geniş, uç kısmı yassılaş m ı ş ; kıllarla çevrili olabilir (Şekil 41 5/1).

Çiçek tü rlerine göre farklı şekillerde. boru gibi olabilir (Şekil 4 1 . 1 3/h ve 1).

Kuluçka ve yavru bakı m ı

Hem erkek, hem dişi kuluçkaya yatar. Ü reme mevsiminde gelişen tükrük bezleriy' le çam u rları yapıştırarak yuva yaparlar. Bazı­ ları n ı n yuvası yalnız tükrükten yapılır.

Çok defa sadece dişi.

Beslenme

Uçuşları s ı rasında böcekleri yutmak s u retiy le alırlar.

Çiçek nektarını ve çiçeklerde bulunan küçük böcekleri ; dilleri uzun ve çatallıdır.

Diğer özellikleri

Çok hızlı süzülme uçuşu yaparlar. Bazı tü rleri geceleri, atmosferin yüksek kısımla­ rında süzülme uçuşu yaparak geceler. Ba­ cakları zayıftır; ancak tutunabilirler.

Teleklerinde ve tüylerinde yapısal renkler iyi görü l ü r . Uçarken havada d u rma, gerisin geriye kayma ya da yu karı-aşağıya yükselme ve inme gibi bir yetenekleri vardır. Duruma göre beslenir­ ken ve geceleri vücut sıcaklı kların ı düşürü rler. Tü krü k bezleri küçük, bacaklar zayıf ve kısadır.

APODİFORMES 1= MACROCHiRES) = EBABİLLER

=

SAGANLAR

37 1

kat) . Kanatlarını saniyede 87 defa çırpar; 1 00 km. hıza u laşabil i rler. Beslenirken vücut sıcaklı klarını düşürür ve kalp atışlarını azaltırlar. Böylece, enerjilerini, beslenme ve sindirim organlarına yönlendirebilirler. Diğer i ki cinsi Colibri ve Ocreatus (Şekil 4 1 . 77/e). 2. Fam. : Hemiprocnidae (Şekil 41 .77/h ) : Önemsiz ve yeri belirgin olmayan bir familyadır. Hemiprocne.

Apus apus Ebabil Karasa ğ a n

a

_ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ __ _ _ _ _ _ _

c

/

1 1

(Apod i d a e ) --/

/

//

1

1

1

1

1

1

Akkuyru ksoku m l u E b a b i l

Trogon (Trog o n i d a e )

:

=

1

1

1 1

b

e

Apus affinis

Trogon Şeki l 41 .77

\

Apus melba

Akka r ı n E b a b i l

Ocreatus

=

Kol i bri

(Troch i l i d a e )

h

Hemiprocne = Ağ açkı r l a n g ıcı ( H e m i procn i d a e )

Apidae = ebabiller, Trochilidae = kolibriler v e Hemiprocnidae (Apodiformes), Coliidae (Coliiformes), Trogonidae (Trogoniformes) fam i lyaları n ı n ü l kemizdeki temsilcileri (Berndt ve Meise; Heinzel, Fitter ve Parslow; Remane, Storch ve Welsch'den).

372

AVES = KUŞLAR

3. Fam. : Apodidae = Ebabiller = Sağanlar ( 1 1 c, 79 t) (Tablo 41 .70) : Kırlangıçlara çok benzerler. Tükrü k bezleri gelişmiş; ü reme mevs i minde şişerek, çam u r vs. 'yi birbirine yapıştı racak b i r salgı meydana getirirler. Çok hızlı uçarlar. Ü l kem izdeki tü rleri Tablo 4 1 . 7 1 ve Şeki l 41 . 77/a-e'de veril miştir.

Tablo 41 . 7 1

Apodidae

Tür:

Sağanlar = Ebabiller Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Apus apus

Apus pa/lidus

Apus melba

Apus affinis

Yayılışı

M ısır. Japonya ve Sibirya hariç Palearktik'te yaygınd ı rlar. Türkiye'nin hemen her yerinde yazın kuluçkaya yatan göçmen kuşlardır.

Yurdumuzun G üneydoğu Anadolu kısmında ve Ege Bölgesi'nin kuzey taraflarında yazı n kuluçkaya yatan göçmen kuşlardır.

Seylan ve Hindistan. Madagaskar ve Palearktik bölgede yaygındırlar. Bütün Türkiye'de yazın kuluçkaya yatan göçmen kuşlardır.

Tü rkiye'nin yalnız Hatay ili sınırları ile G üneydoğu Anadolu'nun batı ve güney bölgelerinde kul uçkaya yatan göçmen kuşlardır.

Boy (cm.)

3 1 x 1 7 ( 1 -3 yumurta)

22

12

2-3 yumurta

2-4 yu m u rta

Yaşad ığı ortam

24 x 1 7 (2-3 yumurta)

Şehir ve köy çevrelerinde, A. apus 'a benzerler. kaya l ı klarda ve kovuklu ağaçların bulunduğu yerlerde görülürler.

Yuva yeri

B inaların yarı k ve çatlaklarında ; kovu klarda.

Taş ya rıklarında ve damlarda.

Kaya l ı klarda.

Koloni halinde. kayalı klarda.

Renklenme

Başın üstü, sırt tarafı ve Görünüşleri kırlangıca benzer; fakat kanatları ya- kuyru k esmer kahverengi, siyahımsı küçük berımay şeklinde ve daha uzu n ; çatallı kuyrukları da- neklidir. Genel vücut renha kısadır. Vücudun genel gi A. apus 'dan daha açıkrengi kahverengi siyahtır. tır. Gerdan açı k gridir. Gerdan kısmı açık gridir.

A. apus türünden karı n tarafı n ı n beyaz olması ile ayrı lırlar. Kursak bölgesinde kahverengi bir bant bulunur.

Alın ve tepe siya h ı m sı ; s ı rt tarafından da h a açıktır. Kuyru k sokum u tüyleri beyaz; kuyruk çatallı değildir. Gerdan beyazımsıdır.

Besini

Böcekler; avlarını havada A. apus' benzerler. ya da sudan uçarken yaka­ larlar.

Böceklerle beslenir; avla­ rın ı uçarken havada yaka­ larlar.

Böcekler.

Göçü

Göçmen kuşlard ı r (Tropik ve G üney Afrika' da kışlar­ lar) .

Göçmen kuşlard ı r.

Göçmen kuşlard ı r (Tropik Afrika'da kışlarlar).

Göçmen kuşlard ı r.

Gaga

Siyahtır.

Siyahımsıd ı r.

Kem i k siyahıdır.

Siyahımsıdır.

Ku luçka ve ömür uzunluğu

Ku luçka s ü resi 1 9 ; uçuş süresi 1 9 gündür. 20 yıl yaşarlar.

Kuluçka s ü resi 2 1 ; uçuş süresi 58 gündür. 26 yıl yaşarlar.

Ku luçka s ü resi 1 8; uçuş süresi 19 gündür.

Kuluçka s ü resi 1 9 ; uçuş süresi 19 gündür. 19 yıl yaşarlar.

Yumurta

Karasağan=Ebabil (Şekil 41 . 77/a)

16

Gri Ebabil (Şekil 4 1 . 77/c)

16

Akkarın Ebabil (Şekil 41 .77lb)

Akkuyruksokumlu Ebabil (Şekil 41 . 77/d)

Dağların kaya l ı k kısım ların- Yüksek binalarda ve kaya da yaşarlar. Toplu halde oyu klarında. kuluçkaya yatarlar.

Ötüşü

Si rr. sri h , sprih ya da birrs

Tritritritriri ya da trihihihi

Diğer özellikleri

Yavru ları 20 gün aç kalabi­ Ebabilden ayırt etmek l i r. Ayaklar siyahımsı et çok zordur; ona göre darenginde; iris kahverengi­ ha solu k ve kahveren klidir. dir. İ kinci yılın sonunda eşeysel olgunluğa ulaşır­ lar; monogam olup, se­ zon l u k eş yaparlar.

Yavru larına. tü krüğüyle yumak haline getirip, ger­ dan kesesinde biri ktird i kleri besinleri getirirler. Ayakları et rengi, parmak uçları koyu kahverengi; tır­ nak siya h ; i ris siyahtı r. Bi­ rinci yı l ı n sonunda eşeysel olg u n l uğa ulaşırlar; mono­ gam olup sezonluk eş ya­ parlar.

En küçük ebabil türüdür. Kuyru k sokumunun be­ yaz ren kli oluşu ile diğer ebabillerden ayırt edilir­ ler.

TROGONiFORMES (� TROGONES)

41 .9. 1 .2.28.

373

TAKI M : TROGONİFORMES ( = TROGONES) (8 c, 34 t)

Ağaçlarda yaşaya n, hem birinci hem de ikinci parmakları geriye çevrilebilen (heterodactyl) ; kafatası schizognath ; holorh i n ; nares imperviae; gaga kısa ve küt. kaide kısmı nda kıl gibi tüyler var; bacaklar kısa ve zayıf; kuyrukları uzu n ; 1 5 boyun omurl u ; sadece kol karotisleri ola n ; kısa dilli; uzun körbağı rsakl ı ; yan telekleri büyü k; kanatları eutaksik; çok beli rgin eşeysel dimorfizm var; i l . tip kuluçka yaparla r; özelli kle erkeği parlak renklere sahiptir. Derileri i nce olduğundan tüyleri gevşek bağlanm ıştır. Asya ve Afrika tü rleri uçarken ya kaladı kları böceklerle ya da kabu kların altındaki böceklerle ; Gü ney Amerika türleri meyvelerle beslenir. Kuwetli gagalarıyla çürük ağaçların gövdelerinde açtıkları oyu klarda yuva yaparlar. Bazen yuvalarını termit yuvalarına kurarlar. Erkek ve dişi birlikte kuluçkaya yatar ve birlikte yavrulara bakarlar. En yakın akrabaları Coraci iformes olabilir. En eski fosili Üst Eosen 'dendir (Fransa). Tropi klerde ve Subtropi klerde yaşarlar. Trogonidae denen bir familyası vardır. En tanınmış türü Pharomachrus mocinno: G uatamala'da yaşayan bu türün erkeği, ü reme mevsiminde çok parlak ve ışıldayan yeşil ren kte tüyler taşırlar. Kuyruğu 80 cm. kadard ı r. Trogon mexicanus: Meksika'da yaşarlar (Şekil 4 1 . 77/g).

Tablo 41 .72

Coraciiformes (= Coraciae) = Kuzgunlar Takımının Familyalarına Genel Bir Bakış Familya :

Kapsamı

Yayılışı

Yaşam alanı

Besini

Yuva

Cora c i i d a e

6 c, 17 t

Eskidünya'nın tropik ve sub­ tropik bölgele­ rinde.

Ormanlar, stepler.

Böcekler, kü­ çük hayvanlar, uçarken yaka­ larlar.

Ağaçlarda ve top- Gagaları düz, uzun ve ucu raktaki oyu klarda. çengell i ; kanat ve kuyru k uzu n ; ren kleri can l ı ve ala­ calıdır.

Tüm dü nyada.

Ormanlar, sular.

Böcekler, sürüngenler ve balıklar.

Topraktaki d i kine Suda yaşayan ları aniden galerilerde, ağaç suya dalar. Başları iri, bokovu kları nda. yunları kısa, gaga uzun ve kuwetlidir, öne yönelik parmaklan arasında kısa bir zar bulunur. Yavruları yum u rtadan ç ı ktıklarında çıplaktır.

24 t

Eskidünya ' n ı n tropik v e subtropik bölgelerinde.

Açı k araziler.

Böcekler; ha- Topraktaki galeri- İğnesiyle sokan (balansı vada yakalarlar. lerde ; kumlu ya- gibi) arıları yerler. Gagaları maçlarda . uzun, yay şeklinde ve ucu sivridir. Bacakları kısa; kanatları uzun ve sivridir. Ren kleri çok güzeldir.

Kuzg u n l a r Mavi kuzg u n l a r

(Şekil 41 . 78/h v e i ) Alced i n idae

15 c, 88 t

Ya l ıçapkı n l a r ı

(Şekil 4 1 78/a-c)

Meropidae

7

Arıkuşları

C,

(Şekil 41 .78/d ve e)

M o m otidae

6

C,

8t

Orta ve G üney Ormanlar. Amerika'da.

1

C,

5t

Antiller'de.

3

C,

7t

Testere l i

Böcekler.

Topraktaki galeri- Subterminal teleklerin lerde. yenmesi ile mala şeklinde kuyru k oluşur.

Çalılı klar.

Böcekler.

Kıyılardaki galerilerde.

Palearktik' de ve Afrika' da.

Kırlar, ormanlar.

Böcekler, salyangozlar, solucanlar.

Her çeşit oyukta ve kovu kta ; kul uçka sırasında erkek dişiyi besler.

Güneydoğu Asya'da.

Ormanlar, stepler.

Meyveler, küçük tü rler.

Dişi tarafıdan ya- Dev gagaları, acaip boynupılmış ve d uvarı zumsu çıkıntılar taşır. örülmüş ağaç kovuklarında (Şekil 4 1 . 28/h) .

Karg a l a r Tod idae Tod isler Upu pidae Çavuşkuşları

(Şekil 41 .78/f)

Bucerotidae Boy n u z l u karg a l a r

12

C,

46 t

Diğer özellikleri

Dış iki parmak yalnız dip kısımlarında birleşmiştir. Yavrular dışkı atmak su retiyle düşman larından korun u rlar. Gagaları uzun ve yay şeklinde kıvrı ktır.

374

AVES = KUŞLAR

41 .9. 1 .2.29.

TAKI M : CORACİIFORMES (= CORACİAE)

KARGALAR

KUZGUNLAR

(7 f, 80 c, 1 95 t) (Tablo 41 .72) Gagaları kuwetli ve oldukça sivri ; burundelikleri çıplak; kafatası desmog nath ; 1 3-1 5 boyu n o m u rl u ; ayakları a n isodactyl (üç parmağı öne yönelik) ; çok defa 1 1-IV. parmaklar kaidede b i rbirleriyle kaynaşa rak bir ökçe yapmış (syndactyl) ; her dört parmağın kirişi de birbi rleriyle bağlanmış durumda ( U pupidae hariç) ; m. a m biens yok ; çok az eşeysel dimorfizm va r; i l . tip kuluçka görü l ü r. Ren kleri çoğ u n l u k çok güzeldir. Gene l l i kle kısa uçuşlarla ya da yerde ve su içersinde böcek ararlar. Bazı ları bitki yer. Kovu klara yuva yaparlar. Genellikle erkek ve dişi ku luçkaya birlikte yatarlar. Tablo 4 1 .73

Alecedinidae Tür:

Yalıçapkınları Familyasının Ülkemizdeki Türlerine Genel Bir Bakış

Alcedo atthis

Halcyon smyrnensis

Ceryle rudis

Yalıçapkını (Şekil 41. 78/a)

İzmir Yalıçapkını (Şekil 41 . 78/c)

Yayılışı

Palearktik. H indistan, Seylan ve Malaya Adaları ' nda yaygındırlar. Bütün Türkiye' de her mevsim görülen yerli kuşlardır.

Çin' den Filistin'e ve Anadol u'ya kadar yaygındırlar. Türkiye'nin Ege, Akdeniz ve G ü neydoğu Anadolu Bölgelerinde yerli kuşlard ı r.

Türkiye' de Ege Bölgesinin güney kısımları ile Akdeniz ve G üneydoğu Anadolu Bölgelerinde her mevsim görülen yerli kuşlardır.

Boy (cm .)

2 2 x 1 8 (6-7 yumurta)

27

25

Yumurta Yaşadığı ortam

17

4-6 yu murta

Muhacir Yalıçapkını

(Şekil 41 . 78/b)

28 x 22 (4-6 yu m u rta)

Nehir ve göl kıyılarında.

Tarla, bahçe, açı k arazi ve ormanlarda; tatlısu kenarlarında.

Göl ve nehir kenarlarında topl u halde bulunurlar.

Renklenme

Ergin erkekte tepe mavimsi yeşil olup enine siyah beneklidir. Kah­ verengimsi uçma tüylerinin dış tarafları mavidir. Kanat üstü tüy­ leri açık mavi benekl i ; başın yan­ larında beyaz bir benek vard ı r. Dişiler. erkeklere benzer. yalnız­ ca gaga n ı n dip yarısı kırmızıdır.

Sırt ve kuyruk üstü tüyleri yeşil parlaklı k gösteren mavi ren kte ; el uçma tüylerinin rengi dipten uca doğru siyahlaşır. Gözün a rka kenarında ince beyaz bir benek bulunur.

Ergin erkekte sırt tarafı siyah ve beyaz beneklidir. Başın üstünde ve arkasındaki siyah tüylerinin etrafı beyaz; kuyru k üstü tüyleri siyah olup ucunda ince beyaz bir kenar bulunur. Başın yan la rında siyah bir benek vardır. Göğüs kısmında eni­ ne iki siyah bant bulunur.

Besini

Küçük balıklar. böcekler. yengeçler. Sindirilmeyen kısımlar yumak halinde dışarıya atılır.

Kerten kele. yılan. yengeç. böcek ve kurbağalar.

Balıklar.

Göçü

Yerli, gezici ve göçücü kuşlardır.

Yerli ve gezici kuşlardır.

Yerli kuşlardır.

Gaga

Uzun ve kal ı n olup siyah ren klidir.

Kal ı n ve uzun olup parlak kırmızıd ı r.

Uzun ve siyahtır.

Ötüşü

Tji. tjii, khrit-rit-rit, tji-tii-ih-zji-tiih

Kul uçka ve ömür uzunluğu

Kuluçka s ü resi 1 9 ; uçuş süresi 25 gündür. 1 O yıl yaşarlar.

Diğer özellikleri

Ayaklar kırmızı portakal rengi ; kuluçka döneminden sonra kahverengi-siyahtır; iris koyu kahverengidir. Birinci yıl ı n sonun­ da eşeysel olgunluğa ulaşırlar; monogam olup sezonluk eş ya­ parlar; yuva yerini erkek seçer.

Kuluçka süresi 20; uçuş süresi 26 gündür. 1 O yıl yaşarlar.

Ayaklar kahverengidir.

Pip-viip, pit çek. verk verk, verk verk verk ya da suuip, kuik Kuluçka süresi 1 9 ; uçuş süresi 26 gündür. Gövde yanlarında küçük s iyah be­ nekler vardır; kuyruk tüyleri n i n al­ tında ve uç kısmı nda i ki enine siyah bant bulunur. Dişiler erkeğe ben­ zer. ancak göğüste geniş bir siyah bant vard ı r. Ayaklar siya h ; iris kah­ verengi ; yutak mavi g ridir. Bir ya­ şında eşeysel olgunl uğa ulaşırlar; monogam olup sezo n l u k eş yapar­ lar; yuvayı erkek yapar ve birlikte sürdürürler.

COCACiiFORMES (= CORACiAEI

d' .

\'

a

b

Alcedo atthis Ya l ıçapkı n ı

=

KARGALAR

=

KUZGUNLAR

375

'

Ceryle rudis �

G ri Ya l ı çapkı n ı M u hacir Ya l ıçapkı n ı

c

Halcyon smyrnensis

İzm i r Ya l ıçapkı n ı

(Aleci d i n i d a e )

( M eropi d ae)

d

e

Merops supercilliosus M aviya n a k Arıkuşu

Merops apiaster

Arı kuşu

Coracias garrulus

Kuzg u n Mavi kuzg u n

Coracias = Karga epops

f Şekil 41 .78

H üthüt Çavuşkuşu

9

(Cora c i i d a e )

Jynx torquilla Boyu n çevi ren

(Jyn g idae)

( U p u pidae)

:

Alecidinidae = yalıçapkınları, Coraciidae = mavi kuzgunlar, Meropidae = arıkuşları ve U pupidae = çavuşkuşları (Coraciiformes) fam ilyaların ı n ülkemizdeki temsilcileri (Berndt ve Meise; Heinzel, Fitter ve Parslow; Remane, Storch ve Welsch'den).

376

AVES

=

KUŞLAR

Passeriformes ve Caprimu lgiformes'e a krabadı rlar. En eski fosil leri Ü st Eosen'de (Fra nsa) b u l u n muştur. Kuzey Kutbu hariç dünya n ı n her ta rafına yayı lmışlard ı r.

1 . Fam . : Alecidinidae (Tablo 41 .73 v e 4 1 . 78/a-c).

=

Yalıçapkınları (Tablo 4 1 .72) : Ü l kemizde 3 türü va rd ı r

2. Fam. : Coraciidae = Mavikuzgunlar (Tablo 4 1 . 72) : Coracias garrulus = Mavikuzgun = Mavikarga (Şekil 41 .78/h ve i)) : Boyları 30 cm . , ağırl ı kları yaklaşık olara k

1 90 g r . kadar olan kuşlard ı r. Erginlerde baş, boyu n, gerdan ve göğüs kısmı mavi ; s ı rt tarafı ve omuzlar kırmızı kahvereng i ; kanat üstü tüyleri açı k mavi ; uçma telekleri nin kaidesi açı k mavi, uç kısmı siya h ı msıdır. Kuyruğun orta telekleri esmer yeşil, dış telekler mavi, uç kıs ı m la rı ise beyazdı r. Karın tarafı beyazımsı mavidi r. Gaga siyah, ayaklar sarımsı kahverengidir. Tü rkiye ' n i n her ta rafı nda yazın kuluçkaya yatan göçmen kuşlard ı r. Açı k ve seyrek ağaçlık alanlarda bulunurlar. Havada ve yerde yakaladıkları böceklerle ve küçük omurgalı hayvanlarla beslen i rler. İ ki yaşlarında erg i n l iğe ulaşır; ancak bir dönem için eş oluştu rur; kazılan çu ku rla ra yuva yapar ( 1 O cm. çapında, 50-60 cm . derin liğinde) ; 35 x 27 m m . çapı nda 3-7 yu m u rta bırakırlar. Ku luçka süresi 1 8-20 ; uçuş süresi 25-30 g ü n ; en fazla 1 2 yı l yaşadı kları sapta n m ıştı r. " Rak, rak ya da kraah " d iye öterler.

3. Fam. : Meropidae = Arıkuşları (Tablo 41 . 72) : Merops apiaster = Arı kuşu (Şekil 4 1 . 78/e) : Boyları 28 cm . , ağırl ı kları 60 gr. kadard ı r. Erg i n le rde. yazı n , a l ı n beyaz ve beyazı m s ı mavi ; tepe ve sırtın ön kısmı beyazımsı kahverengi; omuz tüyleri sarıdır. Gaga dibi ile göz arası ndaki şerit siyahtır. Mavi msi g ri olan uçma tüylerin i n ucu siyahtı r. Kanat üstü örtü tüyleri yeşi l ve kırmızıdır. Yeşilimsi kuyruk telek/erinden dıştaki iki tanesi

diğerlerinden daha uzun ve daha sivridir. Parlak sarı renkli gerdan alt tarafından siyah bir şeritle çevrilmiştir. Vücudun alt kısmı kursak bölgesinden kuyru k altına kadar mavimsi yeşild i r. Aşağı doğru hafifçe kıvrı k olan uzun gaga siya h ; ayaklar ka hverengidir. Ülkemizin her tarafında yazın kuluçkaya yatan göçmen kuşlardır. Seyrek ağaçlı yerlerde ve açık arazilerde, çoğunluk steplerde ve yarı çölümsü bölgelerde bulunurlar. Uçan her çeşit böceği, bu arada baları/arını uçarken avlarlar. Arıların zehiri bunlara etki etmez. Sindiri lemeyen bütün atı klar yu mak halinde d ışarıya kusulur. B i r yaşında erg i n l iğe ulaşırlar. B i r dönem için e ş yaparlar; yuva yeri n i erkek seçer; 26 x 2 1 m m . ' li k 5-7 yu m u rta bırakırlar; kuluçka süresi 20-22 g ü n ; uçma süresi 3 1 -33 gündür; en fazla 9 yı l yaşadı kları saptanmıştı r. " Rü pp ya da d i k d i k " diye öterler. M. superciliosus (Şeki l 41 . 78/e) : Boyları 30 cm. kadard ı r. Alı nları beyaz; tepe ve sırt kısmı yeşi l ya da esmer yeşildir. Gaga dibi ile göz arkasındaki şerit siyahtır. Gerdanın ön kısmı sarı, arka kısmı kırmızıdır. Kursak kısmından kuyruğu n altına kadar yeşil ; kuyru k tüyleri grimsi ka hverengi­ d i r. Kuyruğun orta telekleri diğerlerinden çok daha uzun ve uçları sivridir. Bir yaşında erg i n l iğe ulaşır; 26 x 20 m m . boyutlarında 5-6 yu m u rta bırakırlar. " Drüp ya da kvi rr" d iye öterler. G ü n eydoğu Anadolu 'da yazın kuluçkaya yatan göçmen kuşlardır. Diğer özelli kleri bundan önceki türe benzer. 4. Fam. : Upupidae = Çavuşkuşları = Hüthütler (Tablo 41 .72) : Upupa epops = Çavuşkuşu = Hüthüt (Şekil 41 . 78/f) : Boyları 28 cm . . ağı rlı kları 80 gr. kadard ı r. Başlarının

üzerinde, yelpaze şeklinde, uçları siyah bir tepeliğin olması çok tipiktir. Vücud u n genel

PİCİFORMES (= PİCİ) = AGAÇKAKANLAR

377

rengi kırmızımsı kahvereng i ; ka natlar ve s ı rt kısmı siyah ve enine beyaz bantlarla süslen m i ş ; siya h renkli el uçma telekleri n i n yalnız uç kısımları nda birer beyaz benek bulunur. Kuyruğun kaideye yakın alt kısmı nda enine beyaz bir bant va rd ı r ; kuyru ğ u n geri kalan kısmı siya htır. Karın ta rafı beyazdır. Çok uzun ve aşağı doğru hafifçe .kıvrı k olan gagaları siya h , ayakları grimsi kahverengidir. Ü l ke m izin her tarafında yazın kuluçkaya yatan göçmen kuşlardır. Yaşl ı ağaçların s ı k bulunduğu çam l ı k v e geniş yapraklı seyrek o rmanlarda, bağ v e bahçe a raları nda b u l u n u rlar. Böceklerle beslen i rler. Dili küçük olduğundan, baş ı n ı yu karıya kaldı rıp, ağz ı n ı açmak su retiyle, avın yutağa g i rmesi ni sağlar. Kitin i msi a rtı kları yumaklar halinde kusarlar. Ü reme mevs i m i nde yağ bezlerinden pis bir koku çı ka rırlar. B i rinci yı l ı n sonu nda ergin leşir; bir döne m l i k eş oluştu ru r; yavru yerin i e rkek seçer; yuvalar oyukla ra yapı lır; 2 5 x 1 7 m m . ' l i k 5-8 yu murta bırakı l ı r ; kuluçka s ü resi 1 5-1 6 ; yavru ları n uçma s ü resi 23-25 g ü n ; en fazla 1 1 yı l yaşa rla r. " U pupup" d iye öterler.

41 .9. 1 .2.30.

TAKI M : PİCİFORMES ( = PİCİ)

=

AGAÇKAKANLAR (6 f, 76 c, 376 t)

(Tablo 41 . 74) Ağaçlarda yaşarlar. Kafatası desmognath, kısmen aegithognathtır. Şekli fam i lyalara göre farklı olan gagaları kuwetli yapıda ; gaga n ı n dibinde ceroma yok ; ince d i l i n i i leriye uzatabilir; 1 4 boyu n o m u ru va r; ayakları zygodactyl (Şeki l 41 . 5/k} ; parmakları n ı n i kisi öne i kisi a rkaya yön e l i ktir; bu parmaklar kaidede bi rbi rleriyle kaynaşmış; 1., i l . ve iV. parma kla r kirişlerle birbiri n e bağlantı l ı ; 1 1 1 . bağımsızdır; ayaklar tırmanıcı yapıdadı r ; m . ambiens yok ; yan telekler genel l i kle küçü k ; eutaksi k kanatlı ; kuyru k sert tüylüdür, destek görevi yapar (Jyngidae ha riç) ; i l . tip kuluçka görü l ü r ; yavru lar yu m u rtadan çıktı klarında çıplaktı rla r. H ayvansal ve bitkisel beslenir; genellikle ağaçlara tı rma n ı r ve kabuk altındaki böceklerle geç i n i rler; kovuklara ve oyuklara (çoğ u n l u k ağaçla rda açtı kları) yu murta b ı ra kı rlar. Yum u rtaları beyazdı r. Ötücü i l kel kuşlara a krabadı rlar. İ l k fosi lleri Ü st Eosen ' dend i r ( F ransa) . Avustra lya, Yen i Zellanda ve Madagaska r dışında, tüm d ünyada sıcak bölgelere yayılmışlar­ d ı r.

1 . Fam. : Picidae = Ağaçkakanlar (40 c, 2 1 3 t) (Tablo 41 . 74) : Ü l kem izdeki tü rleri Tablo 4 1 .75 ve 76 ve Şekil 41 . 79'da veril miştir. 2. Fam . : Jyngidae: Picidae'ye benzer. B u n ların kuyrukları daha uzun ve daha yumuşaktı r; dolayısıyla destek görevi yapmaz. Ren kleri ağaç kabuğuna benzer. Jynx torquilla Boyunçeviren (Şekil 4 1 . 78/g} : Boyları 1 6 cm. 'dir. Genel ren k ağaç kabuğuna benzer. S ı rtın o rtası nda koyu bir çizgi va r; koyu ka hverengi olan uçma tüyleri enine kırmızı kahverengi bantlıdı r. Gerdan sarımsı g ri ; ku rsa k bölgesinde enine koyu bantlar ve benekler va r. Gaga ve ayaklar sarımsı gridir. =

Geniş yapraklı ve karışık ormanlarda, keza meyve bahçelerinde yaşarla r. E n çok karınca la rla beslenirler. Oyu klarda kuluçkaya yata rlar. Dili uzun ve yapışkandır. Bir yı lda ergin leşirler; bir dönemde eş oluştu rma va rd ı r; 20 x 1 5 m m . ' l i k 5-1 2 yu m u rta bırakı rla r; kuluçka s ü resi 1 2-1 4 ; yavru ları n uçma s ü resi 20-22 gündür; en fazla 1 0 yı l yaşarla r. "Vied, ved, g e h " d iye öterler. Kuzey Cezayi r, Avrupa ve Palearkti k Asya' da yaygındırlar. Goçerken ü l kemizin her ta rafında görü lebi l i rler. Tropik Afri ka, İ ran ve H i ndistan 'da kışlarlar.

Piciformes (= Pici) Fam ilya :

Buccon idae Tem bel kuşlar

Galbul idae Parlakkuşlar C,

=

Ağaçkakan Takımının Familyalanna Genel Bir Bakış

Capitonidae Sakallıkuşlar C,

w .....ı 00

Tablo 41 .74

Picidae Ağaçkakanlar

Rhamphastidae Tukanlar

(Şekil 4 1 .79/a-h)

(Şekil 4 1 7 9/i)

40 c, 2 1 3 t

7

C,

.

l> < m

lndicatoridae Bal reh berleri (Şekil 4 1 .79/k) C,

Kapsam ı

7 c . 32 t

5

Yayılışı

Neotropik

Neotropik

Avustralya hariç Pan- Avustralya ve Madagaskar hariç tropik. tüm dünyada .

Neotropi k

Afrika v e G ü ney Asya.

Kafatası

Desmognath

Desmognath

Aegithognath, desmognath

Maksilla kafatası kaidesine eklemlenmemiş.

Desmognath

Aegithognath

Karotitler

Çift

Çift

Sadece soldaki kalmış

Sadece soldaki kalmış

Sadece soldaki kalmış

Sadece soldaki kalmış

Analbezi

Çıplak

Çıplak

Tüylü

Tüylü

Tüylü

Tüylü

Körbağı rsak

Uzun

Uzun

Küçük

Küçük

Küçü k

Küçü k

Kıç tüyleri

Küçük

Küçük

B üyük

Büyük

B üyük

B üyü k

Gaga

Oransal olarak kısa, dar ve kuwetli.

Kuwetli, kısa ve sivri .

Kon i şeklinde, üstgaga çok defa dişli.

Yapıl ı , sivri bir taş kalemi gibi (Şekil 4 1 . 1 3/b) . Ağaçları delerken. sert ve sivri tüylü kuyrukları destek görevi yapar.

Dev yapıl ı ; hava donatımından (pneumatizasyondan) dolayı kenarı hafif tırtı klı (Şekil 4 1 . 1 3/g) .

Kısa ve kuwetli.

Meyve ve küçük hayvanlar.

16t

13

78 t

40 t

4

17 t

Besini

Böcek

Böcek

Meyve

Böcek ve örümcek.

Besin alma şekli

Uçarke n .

Uçarken.

Daldan dala zıplayarak.

Ağaç gövdelerine tırmanara k ve Besin parçaları havaya atılır ağaç kabukları n ı n altını karıştıra- ve yakalanır. rak böcekleri, bazıları sadece karıncaları yer.

An yuvaların ı talan ederler.

Yuva

Topraktaki galerilerde.

Kıyılardaki oyuklarda.

Çürümekte olan ağaçların kovuklarında.

Kendi deldikleri ağaç oyuklarında.

Ağaç kovuklarında.

Kuluçka paraziti.

Diğer özellikleri

Yaşadı kları yere çok bağımlıdırlar.

Kısmen metalik parla- Gaganın kaidesinde kalın tüyler var. yan tüylere sahiptirler.

i nce, uzun ve karmaşık yapılı dil aygıtları yapışkan özellikli. Ağaçlan delerler.

Dev gagaları uyan renkleriyle donatılmış, dilleri ince uzun ( 1 5 c m . kadar). Kanatları kısa ve yuvarlak.

Kanatları kısadır; dikkati çeken davranışlarıyla diğer hayvanları an yuvalarına cezbederler.

*

Ülkemizde bulunmayan türler.

Bal, arı ve m u m .

(fl il "'

c

< m (/) il ;>< c

:D

Passeriformes ( = Passeres)

=

Tablo 4 1 .81 /E ôtücükuşlar Takımının Familyalarına ve Altfamilyalarına Genel Bir Bakış

Familyalar ve Altfamilyalar:

Kapsamı

Yayılış

Besinleri

Yuva

Habitus

Meliphagidae

39 c. 1 72 t

Avustralya, Oryan- Ormanlarda. çalılıklarda. tal. Etopya.

Nektar, böcek, meyve.

Çanak ya da yuvarlak.

Boylan küçükten, karga büyük- Boru şeklinde dilleri var. lüğüne.

1 1 C, 82 t

Nearktik haliç tropiklerde.

Ormanlarda, çalılıklarda.

Böcek. meyve.

Çanak yuva.

Gözlelinin etrafında beyaz bir bilezik var.

Pasifik'teki ve Hint Okyanusu' ndaki adaların hemen hepsini işgal etmişlerdir.

4 c, 43 t

Nearktik. Neotropik.

Ormanlarda. çalılıklarda.

Böcekler, meyveler. Dallarda çanak yuva.

Çalıkuşu büyüklüğünde.

Ü st gaga tırtıklı.

1 2 c, 2 1 t

Hawaii

Farklı ortamlarda.

Farklı besinlerle.

Boylan küçükten orta bcya.

Çok iyi uyumsal dallanma görülür.

73 C, 224 t

Neotropik, Nearktik.

Ormanlarda

Meyve, nektar, bö- Çanak yuvadan küre yu- Boylan küçükten, çalıkuşu bücek. vaya kadar çeşitli şekil- yüklüğüne kadar. lerde.

Balkuşlan Zosteropidae Gözlüklü kuşlar

Vireonidae Yaprakbağırtlaklan Drepanididae

Yaşam alanlan

Çanak yuva.

Diğer özellikleri

Elbiselikuşlar Thraupidae Şekerkuşlan

Emberizidae

=

Kirazkuşlan: Gagalan kısa, koni şeklinde, ayakları büyük, kuyrukları kısa, 1 1 5 c. 320 t var; dünyanın her yelinde yaygındı rlar.

Altfam ilya Ember zi in ae K irazkuşları Altam ilya . Pyrrhulox i inae Kard i n aller Altfam ilya Geosp zi inae Darw i n kuşları Parulidae

72 C, 261 t

Avustralya haliç tüm dünyada.

Ağaçlarda, çalılıklarda.

Tohum, böcek.

Çanak yuva.

Tekdüze canlı renkli; gagalan kısa ve koniktir.

1 7 C, 45 t

Neotropik, Nearktik

Ormanlarda. ağaç- Tohum, böcek. lıklarda.

Çanak yuva.

Alaca renkli ; erkek dişiye ben- Tohum kabuklannı ayırarak yerler. zemez.

5 C, 14 t

Galapagos

Farklı

Farklı

Çanak yuva.

Çok çeşitli.

24 c, 1 1 3 t

Neotropik, Nearktik.

Ormanlarda.

Böcek

Çanak ya da küre yuva .

Bülbül büyüklüğünde.

Neotropik, Nearktik.

Farklı

Farklı

Çanak, küre, kese yuva.

Serçe, karga büyüklüğünde.

Palearktik

Ormanlarda.

Tohum, böcek.

Çanak yuva.

Eşeysel dimorfizm var.

Ormanbülbülleri lcteridae

Fringillidae

Altfam ilya

Fringillinae

İsp inozlar

25 c, 92 t

=

Çok defa çok alaca renkli.

İspinozlar: Gagaları kısa, kalın ve koni şeklinde. 1 C, 3 t

Beslenme sı rasında tohum kabuklarını kırarak ayınr (Şekil 41 . 1 5/a).

Çok iyi uyumsal dallanma göstelir.



(/) m :D

�· :D

;:::

m (/)

il



(/) (/) m :D m

!!! il

Birkaç cinsinde kuluçka parazitliği görülür.

°' .... c n c ;>< c

:D

Tohumlan keserler (Şekil 41 . 1 5/b).

w 00 .....ı

Tablo 41 . 82/F Passeriformes (= Passeres) = Ötücükuşlar Takımının Familyalarına ve Altfamilyalarına Genel Bir Bakış Familyalar ve Altfamilyalar:

Kapsa mı

Yayılış

Altfa m i lya

28 c, 1 20 t 32 C, 1 1 1 t

Carduelinae

Stumidae Sığırcıklar

Ploceidea

=

Dokumacıkuşlan

Altfa m i lya

=

Yaşam alanları

Besinleri

Yuva

Habitus

Diğer özellikleri

Avustralya hariç tüm dünyada .

Farklı ortamlarda.

Tohum

Çanak yuva.

Pek az eşeysel dimorfizm var.

Tohumları keser; ot tohumlarına özell eşm işİe rdir !Şekil 41 . 1 3/d ve e).

Palearktik, O ryanta l. Etopya.

Ağaçlar. çalılıklar.

Omnivor

Kovuklarda.

Genellikle tek düze renkli; eşey farkı yoktur.

Gagalan düz ya da aşağı doğru kıvrıktır; tüyleri ipek gibi yumuşak ve çoğunluk parlak renkli; kuluçka paraziti olanlar da vardır.

Erkek dişiye benzer.

Tohum kabu klarını kırarlar.

Terzikuşları: Gagalan koni şeklinde. 65 cins. 1 50 kadar türü vardır.

1 C, 2 t

Etopya

Savana, step.

Tohum. böcek.

Küre yuva.

1 C, 2 t

Etopya

Savana

Böcek, tohum .

Küre şeklindeki genel b i r Çalı kuşu büyüklüğünde; g a - Ortak olarak kuluçkaya yatarlar. yuvada herbiri ayn bir galan kısa ve kuwetlidir. gözde kuluçka yapar.

9 C, 38 t

Etopya, Palearktik, Açık arazilerde. Oryantal.

Tohum, böcek.

Küre şeklinde; bir kısmı genel yuvalarda ayrı ayn gözlerde !Şekil 41 28/c).

6 c, 60 t

Etopya, Oryanta l .

Savana, orman.

Tohum, böcek.

Sanat dolu, kese şeklin- Çok zayıf eşeysel dimorfizm Tohumlan kırara k yerler. de asılı !Şekil 41 .28/e) ve vardır. koloni halinde yuva yaparlar.

6 c, 25 t

Etopya

Savana

Tohum

Küremsi yuva .

5 C, 9 t

Etopya

Savana

Tohum

2 C, 28 t

Etopya, Oryantal ve Palearktik.

Orman

Böcek. meyve.

Sakal Doku macıkuşları

Bubalomithinae Manda Doku macıkuşları Altfam i lya Passerinae Serçeler Altfa m i lya Ploceinae Dokumacıkuşları

Altfa m i lya Euplectinae

Göze çarpmayan renklerde; Tohumları kırara k yerler; birçoğu yergagaları kısa ve kuwetlidir. leşim alanlarında yaşarlar.

Erkek geçici olarak parlak renklerle süslenir.

Tohumlan kırarak yerler; dans etme görü lür.

Erkek geçici olarak parlak renklerle süslenir.

Estrilididae türlerinde kuluçka parazitidirler.

Ateş Dokumacıkuşları Altfam ilya Viduinae

Oriolidae Sanasmalar

)>

m (f) il "'
> :J Con g oid

Şekil 42. 1 24 : İ nsan ı rklarının dünyadaki yayılışla rı (Villee. Waker ve Barnes'den).

PRİMATES

=

d

Pigme (tropik Afrika)

68 1

}'>. '

N ilotik zenci (tropik Afrika)



f

Şekil 42. 1 25 : Neg royitlere ait bazı alt ı rklar (Clarke'dan).

BEYHAYVAN LAR

Negro (Batı Afrika)

Buşman (Gü ney Afrika)

a

=

PRİMATLAR

e

N i l o-Hamatic zenci

Negro (gerçek zenci)

g

.

,\

'-·, .

· . ... ..

ı \·�\\ l.. '\

"""'

'" \-"' . \

\"y i

Bantu ( Kenya)

Melanezya l ı

2 . Buşmanlar = Capoid (Şekil 42 . 1 25/c) : Derileri sarı, saçları kısa v e kıvrı m kıvrı mdır. Saçları kırıldığından fazla uzamaz. Vücut kılları seyrekti r. Yüz ve burunları yassıdır. Yaşları i lerled i kçe derileri fazla buruşur. Kalçaları çok geniş ve yağlıdır (steatopygia).

682

MAMMALİA = MEMELİLER

Dünyadaki en yağlı kalçalar buşman kadı n la rında görü l ü r. Boyla rı 1 50 cm. kadar olup, Afrika ' n ı n Kalahari çölü nde yaşarlar. Afri ka ' n ı n güneybatısında yaşayan hotantolar, buşman ve bantu (bazı ları na göre beyaz) ı rkları a rasındaki melezlerd i r. Bazı kaynaklarda ve keza bu kitapta bunlar ayrı bir ı rk olara k kabul edi l mektedir.

3. Negrolar = Gerçek Zenciler (Şekil 42 . 1 25/d ve e) : Derileri koyu kahverengiden siyaha kadar değişir. Başları uzu n, a l ı n ları çoğ u n l u kla i le riye çıkık ve bacakları uzundur. Boyla rı 1 70 cm. kadar olabil i r. Önceleri sadece tropik Afri ka kıyılarında yaşamış olduğu varsayı lan bu ı rkın, bugün Yeni Gine kıyı larında da yayı lmış olduğu kabul edi l mektedi r. 4. Nigritianlar = Nil Zencileri (Şekil 42 . 1 25/b) : Derileri çok koyu, başları uzun ve ön kısmı bası k ve bacakları uzundur. boyları 1 .75 cm. ve daha fazla olabilir. Suda n ' ı n doğusunda v e N i l Nehri ' n i n yu karı bölgelerinde yaşarlar. 5. Bantular (Şekil 42 . 1 25/g) : Deri leri siya h , çi kolata renginde ya da sarıdır. Başları çeşitli şeki llerde olabi l i r. Boyları 1 65-1 70 c m . kadard ı r. Afri ka ' n ı n güneyinde ve orta kısmında bulunurlar. 6. Negritolar: Derileri aslı nda koyu olmakla birl i kte açı k ren kte olanlara da rastla n ı r. Saçları kısadı r. Boyla rı 1 40-1 50 cm . kadard ı r. Filipin, Malezya, Yen i Gine ve Andaman Adaları ' nda yaşamaktadı rlar. 7. Malenezyahlar ve Papua Yerlileri (Şekil 42 . 1 25/h) : Derileri çikolata renginde. başları uzun. çehreleri yuvarlak ve basıktı r. Boyla rı 1 57 cm. kadard ı r. Yeni Gine' den M a rşal Adaları ' na kadar yayı lmışlard ı r. il. GRUP: MONGOLLAR = MONGOLOİD = SARI VE KIZIL IRK (Şekil 42 . 1 26) : Saçları. sert ve siyah olup alın üzerine dökü l ü r. Dazlaklı k çok seyrek görü l ü r ve saçlar ağa rmaz. Deri leri n i n rengi yaşadıkları bölgelere bağlı olara k açık esmerden kırmızımsı kahverengine kadar değişir. Yüzleri yassı. elmacıkke m i kleri çıkıktır. B u runları bazen kıvrı k. gözleri çekik ve göz açı klı kları dard ı r. Genellikle kol ve bacakları kısa ve gövdeleri bunlara göre daha uzundur. Vücut kı lları oldukça azd ı r. THOMA'ya göre bu ı rk. son buzul çağı nda O rta Asya'da yaşayan Neanderthal insa n ı n ı n a krabalarından meydana gelmiştir. Bazı ları soğ u k iklime uyu m göstermişlerd i r. Asya ve Ameri ka'da yaşayan 1 1 ı rkı va rd ı r.

1 . Eskimolar: Deri leri sarımsı kahve rengi, başları uzu n. yüzleri yuvarlak ve d üzdür. Boyla rı 1 65 cm. kadardır. Kuzey Amerika, Kuzeydoğu Asya ve G rön land ' ı n çok soğ u k bölgelerinde yaşarlar. 2. Kuzeybatı Amerindler = Kuzey Amerikan Yerlileri : Deri ve saç ren kleri Kuzey amerindlerden daha açıktır. Washington'dan Kuzey Alaska'ya kadar yayı lmışlard ı r. 3. Kuzey Amerindler = Kızılderililer (Şekil 42 . 1 26/a) : Derileri n i n rengi kırmızıdan sarıya kadar değişikl i kler gösterir. Başları orta uzu n l u kta. çeh releri geniş ve yuvarla k. burunları düz ya da dışbükey yapıdadı r. Boyları 1 65-1 75 cm. kadard ı r. Kuzey Amerika ' n ı n orma n l ı k v e ova l ı k bölgelerinde yaşarlar. 4. Neoamerindler (Şekil 42. 1 26/b-d ) : Derileri n i n rengi kırmızımsıdan sarıya kadar değişir. Başları kısa. burunları düz ya da içbükey yapıdad ı r. Kuzeybatı, O rta ve G ü ney Ameri ka 'da yaşarlar.

PRİMATES = PRİMATLAR = BEYHAYVAN LAR

Guatemala yerlisi

Laponlar

f Şekil 4 2 . 1 26

G ü ney Meksika l ı

· ·'..\

g

';.ıf.};�.

yerl i (Aweti) :

Mongoloyit ı rka a i t bazı a l t ı rklar (Clarke'dan).

683

· · . .. ·.·- .

684

MAMMALİA = MEMELİLER

5. Patagonyalılar: Derileri koyu esmerd i r. Başları kısa ve kare şeklindedir. Boyla rı 1 70-1 80 c m . kadard ı r. Güney Amerika'da yaşarlar. 6. Ugrian = Laponlar (Şeki l 42 . 1 26/e) : Deri leri açık sarıdan kahverengine, saçları ise s iyahtan kırmızıya kadar değişiklik göstermektedir. Çeh releri bas ı k, elmacıkkemi kleri çıkıktır. İ s kandinavya'dan Sibirya'ya kadar olan bölgede bulunurlar. , 7. Kuzeyli Mongollar (Şekil 42. 1 26/f ve g) : Derileri donu k sarıdan kahverengine, çeh releri ise yuvarlaktan oval şekle kadar değişiklik gösteri r. Boyla rı orta ya da uzundur. Kuzey Asya ' n ı n orta kısmında yaşarlar.

8. Güneyli Mongollar (Şekil 42 . 1 27/a) : Derileri donuk sarı , çehreleri ka remsi yapıda ve elmacıkkemi kleri çıkı ktı r. Boyları o rta uzu n l u ktadır. Çin ve H indista n ' ı n kuzeyinde yaşarlar.

Tibetl i

Endonezyal ı ( Borneo)

Malayal ı (Filipi n ler)

Şekil 42. 1 27 : Mongoloyit ı rka ait bazı alt ı rklar (Clarke'dan) .

9. Endonezyalılar = Malayalılar (Şekil 42 . 1 27/b ve c) : Derileri sarıdan açı k kahverengine kadar değişiklik gösterir. Saçları siyahtır. Çeh releri e lipsi yapıda, elmacı kke­ m i kleri çı kık, burunları düz ya da içbükey şeki ldedir. Boyları kısadı r. G ü n ey Çin ve Doğu H i ndistan 'da bulunurlar. 1 0. Polinezyalılar: Derileri sarıdan açı k kahverengine kadar değişir. Başları değişik şeki llerde, saçları düz ya da dalgalıdır. Çehreleri elipsi, burunları çıkıktır. Boyları o rta ya da uzundur. Hava i 'den Yeni Zellanda'ya ve Samoa'dan G ü ney Adaları ' na kadar yayı lm ışlard ı r. 1 1 . Türk-Tatarlar: Deri leri sarımsı beyazd ı r (buğday rengi ) . Başları kısa ve yü ksek, çehreleri uzun ve yuvarlağımsı, burunları düz, dudakları o rta derecede kalındır. Avru pa ' n ı n doğusundan O rta Asya'ya kadar yayıl mışlard ı r.

111. GRUP: KAFKASYALILAR = CAUCASOİD = BEYAZ IRK (Şeki l 42 . 1 28) : Derileri n i n rengi siya htan sarıya, saçları n ı n şekli düz d u rumdan dalgalı d u ruma kadar değişiklik gösterir. Yüzleri dar ya da geniş, çeneleri genel l i kle çıkık değildir. B u ru n ları küçü k ve ucu kalkıktır. Gözleri maviden koyu kahverengine kadar değişir. E rkeklerde vücut kılları

PRİMATES

=

PRİMATLAR

=

BEYHAYVANLAR



c

a

R hodesia i nsanı

Ainu

(benzerl iğe

d Hindu

Berber Şekil 42. 1 2S : Kafkasoyit ı rklar (Clarke'dan) .

H itit fig ü rü (benzerl iğe d i kkat

685

686

MAMMALİA = MEMELİLER

ve sakal oldu kça sıktı r. Dazlaklık oldu kça sık görülür. Saçla rı n ağarması e rken yaşlarda başlar. Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşarlar. On iki farklı ı rkı vard ı r. B u n la rı n Cro-Magnon insanı ndan meydana geldiği i leri sürülmekted i r.

1 . Avustralyalılar ( = Australoid) (Şekil 42 . 1 28/b} : Derileri koyu kahverengi, başla rı uzun, saçları düz ya da dalga lı, a l ı n la rı bası ktı r. Çeneleri öne doğru çı kık, burun ları yassıdır. O rta boyludurlar. Avustralya 'da yaşarlar. 2. Ainular (Şeki l 42 . 1 28/c) : Deri leri açı k kahverengidir. Başları uzu n . saçları siyah, yüzleri ve vücutla rı çok kı l l ı d ı r, burunları geniş ve dışbükey bir durumdadır. Boyla rı kısadı r. Kuzeydoğu Asya adaları nda yaşa rlar. 3. Dravidianlar ve Veddoidler (Şeki l 42 . 1 28/d) : Derileri ve saçla rı kahverengimsi siyahtır. Başları uzun , saçla rı kıvı rcı k ve s ı ktır. Boyları kısadı r. Güney H indista n ' da b u l u n u rlar. 4. İndo-Afganlar (Şekil 42 . 1 28/e) : Deri leri açı k kahverengidir. Başları uzu n , saçları siyah ve dalga l ı d ı r. Çeh releri uzun, gözleri siyahtı r. Boyla rı uzundur. Afganista n ve Kuzeybatı H i n dista n 'da yaşa rlar. 5. Etyopalılar = Habeşler: Derileri kırmızımsı kahverengiden, kırmızımsı siyaha kada r, saçları ise kahverengiden siyaha kadar değişiklik gösteri r. Başları uzu n , çehreleri ovalimsidir. Boyla rı orta uzu n l u ktadı r. Kuzeydoğu Afri ka'da yaşamaktad ı rla r. 6. Berberler (Şekil 42 . 1 28/f} : Deri leri genellikle pembemsi beyazdı r. Saçları kıvı rcı k, saçrengi ise siyahtan kahverengine kadar değişir; başla rı uzun, çeh releri değişik şeki llerde, gözleri kahverengidir. O rta boyludurlar. Kuzeybatı Afrika 'da yaşarlar. 7. Ermeniler (Şeki l 42 . 1 28/g ve h): Deri leri esmerimsi ; saçla rı sık, koyu kahverengi ve dalga l ı d ı r. Başları kısa, burunları dar ve dışbükeydir. Gözleri kahverengidir. Boyla rı orta ya da uzu ndur. Batı Kafkaslar'da yayg ı n d ı rlar.

8. Araplar (Şekil 42 . 1 29/a ) : Derileri esmerimsi beyazdır. Saçla rı siyah, çehreleri elips şeklinde, buru n ları dışbükey yapıdadı r. O rta boyludurlar. Arabistan 'da yaşa rlar. 9. İbero-İnsular = Pireneliler (Şekil 42 . 1 29/e) : Derileri esmerimsi beyazdır. Başları uzun, saçla rı siyahta n kahverengine kadar değişiklik gösterir. Burunları düz, boyla rı kısad ı r. İ spanya ' n ı n kuzey bölgelerinde ve bu ü l ke n i n batısındaki adalarda yaşarlar. Bazı a raştırmacı­ lar bu tipi Akdeniz ı rkı n ı n bir alt grubu olara k değerlend i ri rler. 1 0. Littoral (Atlantik) Akdenizliler (Şeki l 42 . 1 29/d) : Derileri esmeri msi beyazdı r . Başları orta büyü klükte, saçla rı siyah. çehreleri u z u n v e ova l i msi, burunları düzdü r. O rta boylu olan bu ı rk İ rlanda ' n ı n batısından İ spanya 'ya kadar olan bölgede ve keza Akdeniz havzasında Tü rkiye'ye kadar yayı lmışlard ı r. 1 1 . Alpliler (Şekil 42. 1 29/c) : Deri leri don u k esmer ren ktedi r, başları kısa, saçları açı k kahverengi nden s iyaha kadar değişiklik gösteri r. Genellikle orta boyludurlar. Fransa ' n ı n orta kısmı ndan Rusya'ya ve İ ra n 'a kadar yayı lmışla rd ı r. 12. Kuzeyliler ( = Norikler = Nordikler) (Şeki l 42 . 1 29/b) : Deri leri kırmızımsı beyaz­ d ı r. Başları ve yüzleri uzun, saçları sarı kırmızı msı ya da don u k kahverengidir. B u ru n ları ve yanakla rı çı kık, gözleri mavi ya da g ridir. Boyları uzundur. Kuzey Avrupa'da yaşarlar (TO L U NAY, 1 953 ve KU RU, 1 987 'den) (da ha geniş bilgi için 1 0. Bölüme bkz ! } .

EDENTATA

=

XENARTHRA

,'/

=

DİŞSİZLER

687

/

b İsveçli (kuzey . ı rkı)

Arap ( G ü ney Akdeniz ırkı)

c

Arnavut (Alp ı rkı)

�;;r.f�·- i

,

yt., , � -

'

. - .

d

e

Dinarik (Kuzey Akdeniz ı rkı)

Bask ı rkı

Şekil 42. 1 29 : Kafkasoyit ı rklar (Clarke'dan)_

42. 1 1 .3.5.

TAKIM : EDENTATA = XENARTHRA = D İ ŞS İ ZLER (3 f, 1 4 c, 31 t)

Orta büyü klükte, görünüşleri çok farklı olan hayvan lardır. Kafatası özellikleri : Özellikle parasphenoid ve septomaxi l lare (os nariale) ilkin yapısını koru m uştur. Tympanicum genellikle bilezik şeklindedir;

kesicidişleri, köpekdişleri V 9 premolarlar yoktur. Azıdişleri (M) eğer varsa her zaman homodont (yani birbirine benzer), minesiz, büyümeleri sürekli ve sayıları ikincil olarak 1 00 kadar (Periodontes'­ de) olmuştur (Şekil 42.49/e) Bazı türlerinde ise dişler tamamen ortadan kalkm ıştır (Myrmecophagidae).

Dişleri olanlarda mine tabakası yoktur_

Göğüs- ve be/omurları başka hiçbir memelide bulunmayan ilave ek/emçıkıntıları ile (xenarth­ ral eklem) donatılmıştır. Bu ilave kemikler özellikle ka lçanın desteklenmesine yardımcı olur; boyunomur­ Jarı büyük bir istisna olarak sayıca 6-9 arasında olabilir (memelilerde kural olarak 7 tanedir) ;

sakralomurlar birbi rleri ile çapraz kemiği halinde keza bazı larında (Dasypodidae) bir blok halinde kaynaşmıştır. Memelilerde en fazla kaburgayı bunlar taşır (25 tane). Kural olarak sternu m kuwetlidir. Üyelerindeki ışın (parmak) sayısı 2-5/3-5 şeklindedir; ön üyeler çoğunluk dev tırnaklar (pençe) taşır.

Beynin kokulobu (bulbus olfactorius) büyü k; büyü kbeyin az gelişmiş ve çok az kıvrım (sulci) taşır. Uterus, uterus simplex tipinde, vaji naya kesintisiz ve düz olarak geçer; m i kroal lantoid plasenta farklı yapıda decidua taşır; testis karın kon u m l u ; penis kemiksiz; 2-4 memeucu var; yavruları kendine yetersiz olarak doğar ya da ana tarafı ndan taşınır. Kemerlihayvanlar kemik ve keratin plakalardan oluşmuş bir zırh taşırlar (Şekil 42 . 1 3 1 ve 1 32)_ Üyeleri kazıcı ya da asılıcı tiptedir. Karıncayiyenlerinde dil uzamış, tü krü kbezleri büyü m ü ş ; midesi, besinleri öğütmek için kuwetli kaslarla donatılm ıştır. Bitki yiyenlerde (tembelhayvanlar­ da) körbağı rsaklar gelişm iştir. Göz korneasında kan damar ağının olması, buna karşın retinanın kan

688

MAMMALİA = MEMELİLER

damarlarından yoksun oluşu, yalnız bu gruba özgü bir özelliktir. Dasypus'da poliembriyoni (bir yumurtadan, aynı eşeyli 12 kadar embriyonun oluşması) görülür. Tembelhayvanlarda çok düşük metabolizma ve çok düşük tiroyit aktivitesi görülür. Solunumları düzensizdir. Dakikalarca nefes almayabilirler. Yaşayışları : Toprak üzerinde kazarak ya da ağaçlarda ası larak yaşarlar. 'Bu sonuncularda tı rnaklar kanca şeklini almıştır. Çok çeşitli beslenme tipi görülür. Yayılışları : Pleistosen'e kadar sadece Gü ney Amerika'da yaşamışlardır. Günüm üzde ise. Güney Amerika'nın yanısıra. kemerlihayvanlar, Kuzey Amerika'ya (35° kuzey enleme) kadar yayı lmış olarak bulunurlar. Akrabalıkları ve Evrimsel i lişkileri : Günümüz plasentalıları içerisinde, Edentata, yalıtılmış bir grup olarak kabul edilmektedir. Kretase'de böcekçi llerin atasından (Protoinsectivora) türedikleri varsayı lmaktad ır. Paleosen'den beri fosillerine rastlanmıştır. Darmstadt'ta (Almanya' da) Eurotomandua denen bir fosil tü rü Eosen katmanlarında bulunmuştur. Edentata tü rleri. Tersiyer'de, yalıtı lmış bir grup olarak, Güney Amerika'da, Marsupialia'nın dallanmasına benzer şekilde çeşitlenerek yaşamışlardır. Pleistosen sırasında Eskidünya ve Kuzey Amerika kökenli günümüz memeli hayvanları. Gü ney Amerika'ya giri nce (Güney Amerika ile Kuzey Amerika kara pa rçasının Panama geçidi aracılığıyla birleşmesi sonucu). 6 familyası tüm üyle ortadan kalkm ıştır. Bu g rubun evrimsel öyküsü fosillerle tamamen kanıtlanmıştır. Soyu tükenmiş Edentata fam ilyalarından en dikkati çeken ler. yüksekliği bir metreden fazla olan, dar vücut yapılı kemerlihayvan türlerini kapsayan Glyptodontidae (Şekil 42.49/e) ve aşağı yu karı bir filin büyü klüğünde dev tembel hayvan ları kapsayan Megatheridae'dir (Şekil 42. 1 30) .

Şekil 42. 1 30 : Güney Amerika'nın Pleistosen katmanlarında soyu tükenmiş bir Bradypodidae' nin (Megatherium. Edentata) temsili resmi ve yaşam ortamı ( Knight'ten).

1 . Fam. : Myrmecophagidae = Karıncaayıları (3 c, 3 t) : Bazı kitaplarda Vermilingua alttakımı içerisinde sınıflandırılı rlar. Başları küçük; ağız-burun kısım ları bir hortum gibi uzamış (karınca yuvalarına sokabi lmek için) ; solucan şeklinde (60 cm. kadar olabilir) yalayıcı dile sahip; ön üyelerinde kazma işinde kullanılan çok kuwetli tırnaklar olan (bunlarla karı nca ve termit yuvalarını açarlar). parmak form ülü 4-5/4-5 ve ön üyelerinin üçüncü parmakları büyü müş olan hayvan lardı r. Boyun larında 7 omur vardır. Kuyru kları uzu n ; çok defa alta doğru asılı b i r k ı l saçağına ve d i p kısmında pullara sahiptir. B i r türünde ise kuyru k tutu nucu tiptedir. Dişleri yoktur. Derileri ndeki kıllar ka rmakarışık ve uzundur. Gündüz ve gece işlektirler. Toprak üzerinde, elin sırt kısmına basara k yürürler. Ka rıncaları. termitleri bazen solucan ve diğer böcekleri keza çilek gibi meyveleri yerler (Şekil 42. 1 3 1 /b). Günde 30.000 kadar karınca ve termit yerler. Güney Amerika'nın tropi k bölgelerinde bulunurlar.

Myrmecophaga tridacty/a = Karıncaayısı = Dev Karıncayiyen (Şekil 42. 1 3 1 /a ve b) : Boyları 300. kuyru kları 90 cm . ; ağırlı kları 35 kg . kadardır. Ön üyelerinin beşinci parmakları körelmiştir. Tırnakları uzun ve kuwetli. üçüncü parmak tırnağı 1 O cm. kadardır. Arka üyelerinde beş parmak bulunur. Gebeli kleri 6 ay sürer ve bir yavru doğururlar. Güney Amerika' da ağaç bulunmayan alanlarda yaşarlar. Cyclopes didactylus = Cüce Karıncaayısı (Şekil 42. 1 3 1 /c) : Boyları ve kuyru kları 20 cm . ; ağı rlıkları 500 gr. kadardır. Ağaçlar üzerinde yaşar ve çok ender olarak yere inerler. Tutunucu özellikte kuyruğa sahip olmaları ağaç yaşamında çok önemlidir. Gündüzleri ağaç kovu kları ve dalları üzerinde tostoparlak olarak uyurlar. Tırnaklarını ağaçlar üzerindeki karı nca yuvalarını açmak için kullanırlar. Ana ve babanın her i kisi de midelerinde yarı sindirilmiş

EDENTATA = XE NARTHRA

-- --- - -- - - ---- - - - --

ti

=

DİŞSİZLER

689

- - - :ı_ ::_-_- = -=.-:..-_-_-..:: :: �-:_-_-_::_::

Kafatası n ı n ya ndan görü n ü ş ü 1

r-- -- - - - -- - - ---- -

a

1

1

ı, 1 1 Kafatası n ı n yandan görü n ü ş ü 1

'- - - - - -

Myrmecophaga - - -- - -



=

Karı ncaayısı

-- -



=

=

Büyük ka rıncayiyen ( Myrmecophagidae)



- �---�- - - - - - - ---

- - - -

11

-- - - - - - - - - -

1 1 1 1 1 1

\ 1

1

1

1

\

1 1 1 1

1

1 1 1 \

Cylopes

1

. . '\:.. .

:. :::;, .

. ..

:·,.

Myrmecophaga

..�/;

, . . · •· .·

=

·

·>-·

···

Karı ncaayısı

- - - - - - - - - -- - -

E- �