Osmanlıda İsyan İklimi: Erken Modern Dönemde Celali İsyanları [2 ed.]
 9786051067650

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

OSMANLIDA iSYAN iKLiMi ERKEN MODERN DÕNEMDE CELÂLi ÍSYANLARI

ingilizceden Çeviren: Nurettin EllziJseyni

ALFA

ALFAITARiH

2471 1 ALFA 1

TARiH 1

20

OSMANLI'DA ÍSYAN ÍKLÍMÍ Erken Modern Donemde Cetali Ísyanlan

SAM WHITE Küresel tarih ve çevre tarihi dersleri verdigi Oberlin College'da tarih yardimc1 doçentidir. Columbia Üniversitesi'nden, Türkiye'deki Ame­ rikan Ara�ttrmalar Enstitüsü'nden ve Delmas Vakfi'ndan yardimlar ve burslar alm1�t1r. International ]oumal of Middle East Studies ve Environ­ mental History gibi dergilerde ç1knu� makaleleri vard1r.

NURETIIN ELHÜSEYNI Silvan/Diyarbakir 1954 dogumludur ve Darü��afaka Lisesi ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunudur. Çevirdigi kitap­ lardan baz1lan:

N. Karakasiáou, Bugday Tarlalan

Kan Tepeleri (istanbul

Bilgi Ünv., 2010), Orlando Figes, Kmm (YKY, 2012), Mitoloji Yaymlan, 2012).

(NTV

01manl1 'da byan iltlimá: Erlcm Modem Diinemde Ctlali isyanlan © 2019, ALFA Bas1m Yaytm Dagmm San. veTic. Ltd. Sti. Tht Climatt of Rebellion án the Early Modem Ottoman Empire Bu kitap Cambridge University Press ile yaptlan anla1mayla yay1rnlanm11ur. © 2011, Sam White

Kitabm Türkçe yaym haklan Alfa Bas1m Yayim Dagium San. ve Tic. Ltd. �ti.'ne aittir. Tarunm amac1yla, kaynak gõster m ek 1amyla yapilacak k.tsa almnlar ch1mda hiçbir yóntemle çogalnlamaz. Yayinc1 ve Genel Yaytn Yónetmeni M. Faruk Bayrak Genel Müdür Vedat Bayrak Yay1n Yónetmeni Mustafa Küpü1oglu Kapak Tasar1m1 Adnan Elmasoglu Grafik Uygulama Mürüvet Duma

ISBN 978-605-106-765-0 1. Bas1m: Eylül 2013 2. Bas1m: Haziran 2020

Baski ve Cilt Melisa Matbaacilik

Çiftehavuzlar Yolu Acar Sanayi Sitesi No: 8 Bayrampa1a-istanbul Tel: 0(212) 674 97 23 Faks: 0(212) 674 97 29 Sertifika no: 45099

Alfa Banm Yaytm Daittlm San. ve T ic. Ltd. �ti.

Alemdar MahallesiT icarethane Sokak No: 15 Tel: 0(212) 511 53 03 (pbx) Faks: 0(212) 519 www.alfakitap.com - [email protected] Sertifika no: 43949

3411O Cagaloglu-istanbul 33 00

lngilizceden Çeviren: Nureuin Elhüseyni

ALFA

Emily ve Mocha 'ya. Bir de Violette'e (belki sonraki kitaba yardimci olabilirsin).

iÇiNDEKiLER 9

Te§ekkür ônsõz

11

Osmanhca Terimler Sõzlükçesi

15

Haritalar

18

Giri§

23

KISIM I: B1R 1MPARATORLUX EKOLOJ1S1 47

1

Bõlgeler, Kaynaklar ve 1skân

2

Büyüme ve Srmrlan

3

1 6. Yüzyil Sonlanmn Felaketleri

1 19

4

Srmrdaki Diyar: Karaman ve Larende

151

87

KISIM II: KOÇOK BUZUL ÇAGI KR1z1 5

Yakmdogu'da Küçük Buzul Ç agi

1 77

6

Büyük Kurakhk

1 95

7

Celâli 1syam

225

8

Celâlilerin Ardmdan: 1 7. Yüzyilda 1klim. ve Kriz

257

KISIM III: EKOLOJÍK DôNO�OM

9 A§iretler ve Kõyler 1 0 �ehir ve Kir 1 1 Tedarik ve Ticaret

313 337 37 1

Sonuç

399

Kaynakça

403 46 1

Dizin

TE�E KKÜR

Bu projeye dõnük ara§t1rmalan C olumbia Üniversitesi'nin, Delmas Vakf1'nm ve Türkiye'deki Amerikan Ara§tirmalar Enstitüsü'nün verdigi burslar ve bag1§lar mümkün k1ldi. Ba§­ lang1çtaki taslak teze ili§kin yorumlanndan dolay1 Profesõr Adam McKeown, Richard Bulliet ve Christine Philliou'ya te­ §ekkür etmek isterim. Bu süreçte Amerika ve Türkiye'deki bir dizi uzmandan e­ postalar, konferanslar ve tesadüfi kar§ila§malar yoluyla al­ d1g1m yerinde te§vik, tavsiye ve düzeltmeler ara§t1rmalanma yard1mc1 oldu. Faruk Tabak, Tony Greenwood, Mikdat Kad1og­ lu, Meryem Beklioglu, Linda Darling, Baki Tezcan, Günhan Bõ­ rekçi, Haggay Etkes, Owen Miller, Tim Newfield, Méhmet Erler, Oktay ôzel. Fariba Zarinebaf, Lajos Rácz ve adlanm belirtmeyi ihmal ettigim diger herkese te§ekkür borçluyum. Bütün hata­ lar elbette tamamen bana aittir. Gezilerimde Konya'mn Sille kõyünden Mustafa Geçim daghç Karaman koyununu tammam1 sagladi. Ohio'da Geoffrey Parker Küçük Buzul Ç ag1 üzerine en son ara§t1rma metnini benimle p ayla§ma inceligini gõsterdi ve Oberlin'deki meslekta§lanm Zeinab Abul-Magd ve Suzan­ ne Miller, çah§mamm ilk metni üzerine sunduklan yorumlarla bunun gerçek bir kitaba dõnü§mesine katk1da bulundular. Bu kitapta çevre tarihi alamndaki iki meslekta§a §Ükran borcum var: Benimle birlikte kat1ld1g1 ASEH ve MESA panelle-

9

ri, aynca Osmanh ve Ortadogu çevre tarihini ortaya koyan ha­ rika çah11mas1 için Alan Mikhail'e, hiç eksilmeyen yol gõsteri­ ciligi ve destegi için õzellikle John McNeill'e te11ekkür ederim. Son olarak, Cunda'daki Osmanhca hocalanm Wheeler Thackston ve Selim Kuru'ya, õzellikle de Columbia Üniversite­ si'ndeki Türkçe hocam Etem Erol'a õzel te11ekkürlerimi belirt­ meliyim. Erol'un sabn, te§viki, birlikte içtigimiz çay ve kah­ veler olmadan, bu proje asla ba11anya ula11amazdi. Gonül ne

kahve ister ne kahvehane I GOnül sohbet ister, kahve bahane.

10

ÕNSÕZ Bu kitap erken modem çagda insana õzgü arazi kullammmm Yakmdogu' nun dogal çevresine etkisini anlamaya yõnelik bir giri§im olarak ba§lach. Ara§tirma sürecinde, agaç halkalanmn analizinden elde edilen yeni verileri de kapsamak üzere, bir dizi iklim ara§tlrmasma gõz atmaya yõneldim. Osman11 top­ raklanmn 1591-1595 dõneminde, son 600 yildaki en uzun sü­ reli kurakl1gma girdigini i§te o zaman ke§fettim. Anadolu'daki yikic1 Celâli 1syam'nm 1596'da patlak verdigini hatrrlaymca, zamanlam anm s1rf tesadüfle smrrh kalmayan bir anlam ta§1mas1 gerektigini dü§ündüm. Ne var ki, sorunu çõzmeye ça11§Irken, iklimden krize giden yolun sanchgimdan daha çapra§lk ve bu olaylardan dogan sonuçlarm õngõrdügümden çok daha kapsamh oldugunu anlachm. Sonuçta, sõz konusu sorun tama­ men yeni bir çah§manm odagi haline geldi. Küçük Buzul Çag1' nm Osman11 topraklarmda gene! bir krizi nasll tetikledigini anlama giri§iminde, ara§tirmalarun bir dizi istikamete yõneldi. Sonuçta, bu çali§ma tedarik, iskân, tanm ve arazi kullammmdan demografi, iklimbilim, kitllk ve salgm olaylanmn seyrine kadar uzanan geni§ bir konu yelpazesi­ ni kapsamak zorundaych. Baz1 bakunlardan, ba§ka tarihçiler benim için zaten yolu açmi§ durumdaych; ama daha slkhkla, bazen beklenmedik sonuçlara varan bulgular arasmda kendi yolumu açmak durumunda kalchm.

li

Ortaya ç1kan sav k1smen çapra§lk olsa bile bu çah§manm genel yap1s1 oldukça anla§ihrdir. Kl.s1m I krizin baglamm1 or­ taya koyuyor. !mparatorlugun tedarik ve arazi kullamm yõ­ netimini, aynca nüfus bask1smm ve enflasyonun bu "impara­ torluk ekoloji"sini sava§tan ve dogal afetlerden kaynaklanan aksamalara aç1k hale getiri§ini irdeliyor. K1s1m II kriz anla­ t1sm1 sunuyor. Yakmdogu'da Küçük Buzul Çag1 iklimbilimini aç1khyor ve iklim dalgalanmalannm 1 590'larda ba§layan k1t­ hk, kaç1§ ve isyan dalgalanna nas1l yol açt1g1m aynnt1h olarak gõzler õnüne seriyor. Son olarak, K1s1m III krizi insan ekoloji­ sinde bir degi§im olarak analiz ediyor. Küçük Buzul Ç ag1 fela­ ketlerinin uzun vadeli sonuçlanm, õzellikle gõçer istilalarmm ve §ehirlere kaçi§m Yakmdogu'daki nüfus ve tanm gerileme­ sini uzatarak, Osmanh !mparatorlugu'nu 1 8 . yüzy1l sonlarma dogru nispeten seyrek nüfuslu ve azgeli§IDi§ halde birakl§lill ara§tinyor. Bu çah§ma Osmanh tarihyaz1mmm ah§1lm1§ teamüllerini izliyor. ôzellikle yakm dõnemde yay1mlanan mühimme def­ terlerindeki teamüle uygun olarak, Osmanhca ibarelerde stan­ dart Türkçe yaz1m1 esas ald1m; §apkalara ve vurgu imlerine ancak gerektigi õlçüde ba§vurdum. Dogrudan almtllarda yer alanlar d1§mda, bütün tarihler yeni y1hn Ocak aymda b a§lad1g1 Gregoryen takvime çevrilmi§tir. Genelde Osmanh agirhk ve õlçü birimlerini metinlerdeki haliyle birakarak, uygun yerler­ de metrik kar§ihklanm parantez içinde verdim. Bu çevrimler büyük õlçüde Walther Hinz'in Islamische Masse und Gewichte ( 1 955) kitabma, aynca Suraiya Faroqhi ve Halil !nalc1k'm eser­ lerine .dayanmaktadir. Osmanh tarihiyle ve iklimbilimle ilgili teknik terimleri kullamrken, (uzmanlar için) kesinlik ve (geri kalan herkes için) okunurluk arasmda makul bir denge kur­ maya çah§tlm. Son olarak, kaynaklara ili§kin bir not: 1 6 . yüzy1l sonlan­ nm kritik geli§melerine ili§kin b a§ta gelen bulgu kaynag1m !stanbul'daki Ba§bakanhk Osmanh Ar§ivi ve õzellikle mü­ himme defterleri (MD) olarak bilinen belgeler dizisidir. Bun­ lar padi§ah adma Divan-1 Hümayun tarafmdan ç1kanlan ve dibacesinde lâyiha ya da istida õzetleri bulunan emirlerin 12

yer ald1g1 defterlerdir. (Günümüzde çogu ara§t1rmacmm asil defterler yerine, taranm1§ nüshalar üzerinde çah§masmdan dolay1, bu emirlere sadece defter ve belge numaras1yla gõn­ dermede bulunarak, daha eski eserlerde aktanlan sayfa nu­ maralanna yer vermedim.) Genel olarak belirtmek gerekirse, mühimme defterleri 16. yüzy1lm ve 17. yüzy1l ba§lannm Os­ manh tmparatorlugu'na ili§kin en õnemli bilgi kaynaklanm1z arasmdadir. Metinde daha fazla aç1klama ve õrnekler verildi­ ginde, bunlann sm1rlan ve potansiyeli daha aç1k gõrülecektir. Bu çah§manm diger k1s1mlannda anlat1lar büyük õlçüde, õzel­ likle 1 7 . yüzy1hn ve 1 8 . yüzyil ba§lannm Osmanh vakayiname­ leri esas almm1§tir. Uzman hedef kitlesinin õtesine ula§may1 amaçlayan bõylesine kapsamh bir çah§mada, yakm dõnemin baz1 Osmanh uzmanlan tarafmdan savunulan bu kaynaklann etrafh ele§tirel analizini sunmak (belki dosdogru imkâns1z ol­ masa bile) dikkat dag1t1c1 bir rol oynayacakt1r. Bunun yerine, vakanüvislerin anlat1mlanndaki belirlemeler için resmi belge­ leri, yabanc1 gõzlemcilerin aktard1g1 bilgileri ve iklim olaylan­ nm sõz konusu oldugu durumlarda, ç1karsamaya dayah maddi olgulardan ç1kanlan verileri nirengi alma yoluna gittim. Oku­ run gõrecegi üzere, sonuçlar bu çah§mamn õzünde yer alan doga ve insan eseri felaketlere dair anlat1larm bazen samld1g1 gibi sirf belagatli abart1lar degil, daha ziyade gerçek olaylann tasvirleri oldugunu ortaya koymaktadir.

13

O S MANLICA TE RÍMLE R S Õ Z LÜK Ç E SÍ

akçe avanz

bolük-ba§i celâli celep cizye çeki çeltükçi reaya çift çift-bozan akçesi çiftlik çift resmi

1 6. yüzyilda standart Osmanh para birimi olan küçük gümü§ sikke. ônceleri sava§ dõneminde ahmrken, 17. yüz­ yilda düzenli bir mahiyet kazanan olaganüs­ tü bir nakdi vergi. Bir parah ordunun ya da sekban birliginin komutam. 1 6 . ve 1 7 . yüzy11larda baz1 §akiler ve asiler için kullamlan terim. Koyun temin etmekle yükümlü zengin bir ki§i. Gayrimüslimlerden ahnan emperyal kelle vergisi. Yakla§tk 250 kilograma denk agirhk õlçüsü. Miri arazilerde õzel bir yanc1hk düzenleme­ sine gõre pirinç yeti§tiren kõylüler. Tôprakta i§e ko§ulan iki õküz ya da .iki õ­ küzle sürülebilen arazi büyüklügü. Reayanm topraktan aynlmak için hukuken õdemek zorunda oldugu para cezas1. 17. ve 1 8. yüzyillarda daha büyük ve çogu kez ticari tanm i§letmelerini belirten terim. Mülklerinin büyüklügüne gõre reaya hane­ lerinden ahnan vergi.

15

M1s1r'dan Hicaz'a düzenli gõnderilen tah1hn dag1t1m1.

dirhem

Yakla§Ik 3 grama denk agirhk birimi ya da

erdeb

Yakla§ik 70 kiloya ya da 90 litreye denk bir

bu agirhktaki gümü§ sikke. tah1l õlçüsü.

Bir vakif. õzellikle bir a§evi tarafmdan ku­ rulmu§ külli ye. kantar Genellikle 50 kilo civa nnda olan degi§ken bir agirhk birimi. kaza Ba§mda bir kadmm bulundugu yarg1 alam ve idari birim. kile Diger õlçü birimlerine nazaran bõlgeden bõlgeye daha fazla degi§mekle birlikte 36,4 litreye denk say1lan tah1l õlçegi. kuru� 18. yüzy1lda standart para birimi haline ge­ len daha büyük gümü§ sikke. levend Gayrinizami asker. malikâne Ômür boyu verilmi§ iltizam. malikâne-divaní Reayadan toplanan vergi gelirlerinin merkezi idare ve çiftlik sahibi ya da vakif arasmda payla§llmasma temel olu§turan bir sistem. mezra Kõy arazilerinin di§mda kalan, genellikle meskün olmayan ve sadece arahklarla kul­ lamlan tarla ya da otlak. miri Devlete ait. mücerred Ergenlik çagm1 geçmi§ bekâr erkek. müd Dõnemin resmi Osmanh hesaplannda ge­ nellikle yakla§1k 500 litreye denk sayilan son derece degi§ken bir tahil õlçüsü; "Bursa müdü" muht emelen 1 10 ila 120 litreydi. Aynnt1h. mufassal mühimme defteri Genellikle dibacesinde eyaletlerden gelmi§ istida õzetleri bulunan padi§ah emirlerinin yer ald1g1 kay1tlar; "mühim meselelerin kay­ dedildigi defter" anlamma gelir. Bir kazaya bagh en küçük idari birim. nahiye narh Mallar için resmen belirlenmi§ fiyat. imaret

16

nüzul okka õ�ür palanka reaya rencber gemi sancak sekban

sipahi sohta

sugla sürsat tahrir temlik ti mar

eyalet zimmi

Genellikle tahilda uygulanan bedelli bir ayni ahm yõntemi. Genellikle 1 ,28 kiloya denk agirhk birimi. Reayadan ahnan ondallk vergi. Küçük bisar. Osmanh uyruklan, õzellikle vergi mükellefi kõylüler. Kirahk gemi. Bir eyalete bagh idari birim. Gayrinizami piyade asker ya da herhangi bir gayrinizami askeri birlik, milis ya da or­ du mensubu. nmar sahibi süvari asker. Medrese talebesi; mühimme defterlerin­ de bu terim s1khkla e§kiyaya kat1lm1§ i§siz güçsüz talebeler için kullamhrdi. Sulanan arazi. Ordu için zoraki yiyecek ahmi. Kadastro õlçümü. Padi§ahm bir araziyi mülk olarak bagi§la­ masi. Askeri hizmet kar§Ihgmda arazi gelirlerini tahsis etmeye dayah sistem ve bu yolla ve­ rilmi§ arazi. En büyük sivil ve askeri yõnetim bõlgesi. Gayrimüslim uyruk.

17

A T LANT!K (ATLAS)

F t Z A N

SAHRA

-

•• • • • • • • ••



Ç

Ô

L

Ü

Osmanh 1mparatorlugu'nun srn rlan 1 Bagh devletlerin srn1rlan Bagh devletler

Osmanh tmparatorlugu yakla�1k 1550. Kaynak: Halil tnalc1k ve Donald Quataert (ed.). An Economic and Social History ofthe Ottoman Empire, 1300-1914 (NewYork: Cambridge Üniversitesi Press, 1994). tzin ahnarak kullamlm1�tlr.

Kazen

Moskova.

Osmanh eyaletleri yakla�1k 1600. Kaynak: Halil 1nalc1k ve Donald Quataert (ed.). An Economic and Social lfistory of the Ottoman Empire, 1 300- 1 914 (New York: C ambridge Üniversitesi Press, 1994). lzin ahnarak kullamlm1�t1r.

m �§ � ·

t:l

� '.:"3'"2' � O N t:l � ':9 �"' "'� til... 3 o a- � "'g. ii> �. ::i ;:s t:l t:l

-

�e

§

l

a.�

Pl �· �· '"< 10" "'

(K.f} sohip .Bog1n $ult:I l�oklJ• (?

EGE OENiZi

e

(-ar] . a

Loiloye

BurdtJr • /$/)orlO

-

�� .,,

V Akloroy

ifk.,.h".,,. t

• 9,,(J;,

•Pt111/J

�-:

... �

1

.� t)Dcganll.'tor

Gâo� ��.. .pt/,

til

..., '"C o ..., CD ,.Q til � !!' !""'·

------

�K"Jth:r

.• $qnd'''' >f1U1Pll"On

>:: ::i. !::>



., Kt1rah:sor-1 $artf . '· -

®

.G.dÍ.t

.u1tM

•Kulo

p

Q�

(Í)

Çorum

Kol1c�*

K�h)'O



C"l "' "'

O"

iskilip @

ANKARA

�� *� "'

.

400-999



Koslomonu (!)

s 6' 3 "'

� !::> ::; ;:s .

VEllGi"""'1llilfRI l!l J.ooo .. doholo.Jo 0 1.000- 3.•99

•UfurlU$ f?J

A K D E NiZ

&

.•

.... •

:''YI••"'

KONYA l!l

®s�i,,n:r V

®

Ür;Üb NÍ

Orto•Õt ® ÕCll ·® ao,

Er-Jj: fiol•r.1j 01 ®Lortnd•

.81hurii

.,., m

�-·

ireefk

@Kilis •Azoz HALEP

l!l

)

'

UR@A

Erzlnc.®

GiRi� Bu kitapta anlatilan §eyler "Küçük Buzul Ç ag1" dedigimiz bir iklim olaymm 1600 dolaylarmda Osmanh ímparatorlugu'nu yikilmanm e§igine kadar getirmesinin hikâyesidir. Bu ba§h ba§ma anlat11maya deger bir hikâye olsa da, ara§tirmamiz çok daha fazlasm1 açiklamayi õngõrüyor. tlerleyen sayfalarda ik­ lim ve kriz anlat1s1 arac1h&Jyla, bir imparatorlugun yükseli§i ile tedarik, iskân ve nüfus yap1s1 irdelenecektir. Karma§ik bir ko§ullar dizisinin iklim kaynakl1 bir felaketi elbirligiyle nas1l yarattigm1, yüzyillarca sürmü§ büyüme ve yayilmanm bir süre için daralma ve gerilemeye dõnü§me sürecinde Küçük Buzul Ç agi krizinin Osmanh topraklarma õzgü insan ekolojisinde kritik bir konjonktüre damgasrm nasll vurdugimu gõrecegiz. Okuyacag1mz hikâye bir imparatorlugun õmründeki tek bir olaydan çok daha fazlas1m anlat1yor. Yakindogu'nun tarihinde ve huna bagh olarak modem dünyamn olu§umunda tam da bir dõnüm noktas1m ifade ediyor. Olay õrgüsü en b asit ana hatlanyla §Õyle geli§ti: Osman­ h tmparatorlugu küçük bir sava§ÇI toplulugundan büyük bir dünya gücüne dõnü§tügü 14. ve 15. yüzyillarda, bõlge gene­ linde iskânm ve ekimin yay1lmasma yõn verirken, payitah­ t1 ve ordusu için gerekli kaynaklann idaresine ve teminine dõnük bir dizi sistem kurdu. O smanh nüfusunun h1zla yük­ seldigi 16. yüzyilda topraklar ve kaynaklar yetersiz kalmaya

23

OSMANll 'DA I S YAN I K LI M I

ba§lad1. 1klim dalgalanmalannm ag1rla§tird1g1 sava§lar ve dogal afetler, kõylülerin geçimini ve imparatorlugun ia§esini yeni bask1lar altma aldi. Nihayet, 1 6 . yüzy1hn son on y1hnda, Küçük Buzul Ç ag1'mn s ert sogugu ve son alt1 yüzy1hn en u­ zun Dogu Akdeniz kurakhg1 emsali gõrülmemi§ k1thg1 ve can kaybm1 getirdi. Merkezi idare Habsburglarla süregelen bir sava§1 destekleyecek kaynaklar için uyruklanm s1k1§t1rmaya devam ederken, Orta Anadolu'da patlak veren bir ba§kald1n, yani Celâli 1syam imparatorlugu zorlu bir krize sürükledi. Sonraki yüzyilda yeni iklim felaketleri gõçer istilalan, kir­ sal güvensizlik ve topraktan kaç1§, k1sir bir demografik ve tanmsal daralma dõngüsünü harekete geçirdi. Umut verici baz1 yeni ad1mlara kar§m , imparatorluk yüz y1h a§km bir sü­ re boyunca krizi tam atlatamayarak, 1 9. yüzyila hâlâ gev§ek yõnetimli ve seyrek nüfuslu olarak girdi. Hikâyenin tamam1 çok daha karma§iktir. Ya§anan dramda iklimin õncü bir rol oynad1g1 ve Küçük Buzul Çag1'nm ba§la­ masmm ele ald1g1m1z tarihteki dõnüm noktas1m olu§turdu­ gu kesindir. Bununla birlikte, iklim sahneyi çevresel, cografi, ekonomik ya da siyasal birçok aktõrle payla§ir. Okuyacag1mz hikâye Küçük Buzul Ç ag1'm Osmanh tarihinin ah§ilml§ anla­ t1s1 içine dosdogru oturtmuyor. Bu tarihin dogal ve insani et­ kenleri birlikte ele alan yeni bir yorumunu sunuyor. Dahas1, hikâyemizin kritik anlannda dramm õnde gelen figürlerinin (Küçük Buzul Çag1, tedarik, padi§ahlar ve sava§) bile daha da beklenmedik bir §eyle gõlgede birakild1gm1 gõrecegiz : Osman­ h koyunu. Bu çevre etkenlerinin (ve hele koyunun) §imdiye kadar Os­ manh tarihyaz1mmda pek fazla yer tutmam1§ olmas1 §a§1rt1c1 degildir. Dünya tarihindeki õnemli yerine kar§m, Osmanh 1mparatorlugu'yla ilgili ciddi bilimsel ara§t1rmalar hâlâ ol­ dukça yeni ve temkinli bir alandir; çogu kez olaganüstü dil ve kaynak güçlüklerinin yaratt1g1 engele tak1hr. Frans1z Annales okulundan etkilenmi§ daha eski baz1 ara§tirmalar ve Faruk Tabak'm (Bõlüm 1 1 'de ele almacak olan) yakm dõnemdeki ça­ h§malan bir yana birak1hrsa, Osmanh uzmanlannm çevre

24

GIRI�

tarihi konusunda daha alacagi çok mesafe vard.Ir. 1 Bu kitabm birçok lnsmmda sadece Türkçe yayimlanml§, pek bilinmeyen ve çogu kez bõlgesel düzeydeki epeyce ara§t1rmadan yararlan­ mak durumunda kald1m. Anlat1m1zm Osmanh tedarik sistemi, nüfus baslns1 ve Celâli 1syam gibi en kilit unsurlanmn her biri bile §imdiye kadar sadece birkaç õzel monografiye konu olmu§tur. 1 590'lardaki kurakhk ve kithk gibi hayati õnemde olanlar dâhil, diger büyük çaph geli§meler uzmanlar arasmda dahi neredeyse hiç bilinmemektedir. Dolay1s1yla okuyacagm1z hikâyenin büyük bir bõlümü ta­ mamen õzgün ya da §imdiye kadar gõz ardi edilmi§ bulgulara dayanmaktadir. Genellikle cimri O smanh ve yabanc1 ar§ivleri ile vakayinamelerinin çevre ve õzellikle iklim konulannda ol­ dukça cõmert bir bilgi kaynag1 oldugunun ortaya ç1km1§ olma­ s1 dikkate degerdir. Sonraki bõlümlerde aynnt1h olarak ortaya konacak olan bu bulgular, beni Osmanh tmparatorlugu'nda 1 8 . yüzyila kadarki geli§meler üzerine, çevresel degi§imlere ciddi olarak yer veren yeni bir anlat1 olu§turmaya yõneltmi§ bulu­ nuyor. Bu perspektifin bõlge tarihine ne kadar katklda buluna­ bilecegi sonraki sayfalarda aç1kça gõrülecektir. Burada sunulan anlatl õzellikle 1 7 . ve 18. yüzyillardaki Os­ manh "gerileme"sine dair süregelen tarihyaz1m1 tarti§masma farkh bir yakla§1m1 õngõrüyor. Bir zamanlann yoz padi§ahlar ve çürümü§ siyasal kurumlar üzerine kurulu popüler anlat1lannm, az sayida birincil kaynagm ele§tiri süzgecinden geçi­ rilmemi§ yorumlanna fazlas1yla dayand1g1 uzun süreden beri aç1k bir gerçektir.2 Eskiden tarih uzmanlan çogu kez modem-

2

Bu durum degi§meye yüz tutmu§ gõrünüyor. Kitabm basluya girdigi s1ralarda, International Joumal of Middle East Studies dergisinin çevre tarihine aynlm1§ õzel bir sayi çikarmasm1, Oxford University Press'in Ortadogu çevre tarihi üzerine makalelerden olu§an bir derleme kitab1 ve Cambridge University Press'in Osmanh M1s1r'mda çevre tarihi üzerine Alan Mikhail'm yazchgi bir monografi yayimlamasllll õmek verebilirim. Osmanh gerilemesi literatürünün ve günümüz tarihçileri üzerindeki et­ kisinin ele§tirel bir analizi için bkz. C omell Fleischer, Bureaucrat and Intellectual in the Ottoman Empire: The Historian Mustafâ Ali (15411600) (Princeton: Princeton University Press, 1 986) ve David Howard, "Ottoman Historiography and the Literature of 'Decline' in the Sixteenth and Seventeenth Centuries", Joumal ofAsian History 22 ( 1 988): 52- 76. 25

OSMA N L l ' DA I S YAN I K L I M I

ligi ve ilerlemeyi 19 ve 20. yüzyil reformculanna õzgü merkezi, seküler ya da devletçi politikalarla õzde§le§tiren anakronik ya da siyasalla§DU§ bir perspektifle yazarch.3 Bu bala.mdan Osmanh durgunlugu ya da çürümesi konusunda yaygm ka­ bul gõren açiklamalann birçogu sorgulanchgi ya da bir tara­

fa atllchgi için, §imdi imparatorlugun esnekligini ve uyuma açikJ.1gim vurgulayan, 16 ve 17. yüzyillan bir "dõnü§üm" hatta "õzelle§tirme" ve "õn-demokratikle§me" dõnemi olarak yeniden yorumlayan çe§itli gõzden geçirmeci ara§t1rmalar ortaya çik­ m1§ bulunuyor.4 �u kadanm belirteyim ki, bu kitaptaki hiçbir §ey eski "ge­ rileme" hayaletini diriltme amacnn gütmüyor. Çogu bala.mdan, mevcut bulgular 17. yüzyih durgunluk ve çürümeden ziyade bir çalkant1 ve dõnü§üm dõnemi olarak yeniden yorumlamayi tam destekliyor. Benzer §ekilde, ben de 18. yüzyihn bir s1mrh canlanma dõnemine denk dü§tügünü savunuyorum. Ancak bu kitap gõzden geçirmeci literatürden de çogu noktada aynhyor. tmparatorlugun esnekligme ve uyum yetenegine son zaman­ larda yapllan vurgu hem imparatorlugun 16. yüzyildaki ba§an düzeyini hem de izleyen yüzyllda ya§achgi krizin derinligini yanl1§ bir yakla§imla küçümsüyor. Sonraki bõlümlerde gõre­ cegimiz üzere, Osmanh ímparatorlugu'nun baz1 kesimleri 16. yüzyildaki yakla§Ik iki katlik arti§tan sonra, 17. yüzyllm ba§3

Niyazi Berkes'in The Development of Secularism in Thrkey (Montreal: McGill University Press, 1 964) ve Bernard Lewis'in The Emergence of

4

Modem Thrkey (New York: Cambridge University Press, 1 968) kitaplan bu anlamda en etkili eserler saydabilir. Her ikisi de genelde geç dõnem Osmanl1 tarihini gerici (genellikle dindar, tatrah) ve ilerici (genellikle elit, merkezci) kuvvetler arasmdaki bir mücadele çerçevesine oturtur. Bu tarzm en õnemli eserlerinden baztlan tunlarthr: Rifaat Abou-el-Haj, The Formation of the Modem State {Binghamton: State University of New York ISUNY) Press, 1991); Linda Darling, Revenue-Raising and Le­ gitimacy {Leiden: Brill, 1 996); Karen Barkey, Bandits and Bureaucrats {lthaca, NY: Comell University Press, Comell University Press, 1 994); Karen Barkey, Empire of Difference {New York: Cambridge University Press, 2008); Ariel Salzmann , "Measures of Empire: Tax Farmers and the Ottoman Ancien Régime 1 695-1 807" {doktora tezi, Columbia Oniversite­ si, 1 995); Baki Tezcan, The Second Ottoman Empire {New York: Camb­ ridge University Press, 201 0). 26

GI R I S

lannda nüfusunun yansrm ve belki daha fazlasrm kaybetmi§ olabilir; anla§Ildigi kadanyla 1 830'larda Osman11 topraklan­ mn

nüvesini olu§turan bõlgeler 1 590'lara nazaran hâlâ daha

az uyruk banndirmaktaydi. Bu olgu tarihçilerin üstünkõrü geçi§tirmek yerine açiklamas1 gereken can ahc1 bir geli§me olarak duruyor. Baz1 Osmanh uzmanlanmn ileri sürmeye ba§­ ladigi gibi, Osman11 tarihinin bu õnemli ara dõnemine ili§kin daha dengeli bir yakla§ima ula§mamn zamamdir. 5 Bu çali§ma Osmanh kriz ve dõnü§üm evresini küresel çevre tarihi perspektifiyle yeniden degerlendirirken, l 590'dan 1 6 1 o· a kadar olan yillara kilit bir dõnüm noktas1 olarak odaklan1yor. Osman11 s1kmtllannm yaygm ekolojik baskilardan ve iklim dalgal anmalanndan kaynaklanan bir dünya krizinin parças1 oldugu, ama Yakindogu'ya õzgü çevre etkenlerinin Osmanh tmparatorlugu'ndaki krizin hem kapsamm1 geni§lettigi hem de süresini uzatt1gi savim ortaya koyuyor. Buna bagh olarak, dünya tarihinin daha geni§ çerçeveli üç konusu üzerinde du­ ruyor: 1 7 . yüzyildaki "genel kriz", Yakmdogu'nun uzun süreli çevre tarihi ve iklim olaylannm tarihteki rolü. Giri§te ele ala­ cagim bu üç konu, sonraki bõlümlerde ele alacagim olaylann baglami ve analiz temalan için bir çerçeve çiziyor.

17. Yüzytl Krizi ôncelikle, bu kitap 1 7 . yüzyildaki "genel kriz"in tarihine õ­ nemli bir fash, yüzyllm ba§lanndan ortalanna kadar dün­ yayi saran ortak felaketleri ekliyor. Bu olguya dõnük ara§tir­ malar bir zamanlar Avrupa tarihyaz1miyla s1mrhyken,6 §imdi

5

6

Bkz. Cemal Kafadar, "The Question of Ottoman Decline". Harvard Midd­ le East and Islamic Review 4 (1 997-98): 30-75 ve Dana Sajdi, "Decline and Its Discontents", Ottoman 7\dips, Ottoman Coffee: Leisure and Li­ festyl,e in the Eighteenth Century, ed. Dana Sajdi (Londra: 1. B. Tauris, 2007), 1-40. Erken modem çag Avrupa tarihçileri arasmda "genel kriz" üzerine ilk tart.111m a için bkz. T. H. Aston (ed.), Crisis in Europe, 1560-1660 (Garden City, NY: Anchor, 1 967). 27

OSMAN L l ' DA I SYA N I K L I M I

Meksika'dan7 Ming Çin'ine8 kadar uzanan bir alam kaps1yor ve bu uzak bõlgelerin tarihlerinde dikkat çekici paralellikleri ve baglant1lan gõzler õnüne seriyor.9 Birçok bõlge (ve õzellik­ le Osmanh tmparatorlugu) üzerinde çalu�an uzmanlann çogu kez bu olaylar arasmda küresel baglan kabul etmede isteksiz olduklan dogrudur. Ne var ki, çe§itli bõlgesel ve kar§1la§t1rma­ h ara§t1rmalarla yerküre boyunca nüfus azalmas1, ekonomik durgunluk ve siyasal karga§anm e§zamanhhgma i§aret eden bulgulann birikmesiyle birlikte, son yillarda dünya tarihinde bir "genel kriz" kavram1 ilgi çekmi§ bulunuyor. 10 Dünya genelindeki bu felaketler salgmm1 aç1klamak ü­ zere birbirini di§lamayan iki teori ortaya atilmi§tir. Jack Goldstone'un savundugu birinci teori, artan nüfus bask1smm yüzy1llar içinde birikerek genel krizi yaratmadaki rolünü vur­ gular. 1 1 Avrasya'mn bütün kesimlerinin Büyük Veba Salgm1'na bagh demografik felaketi atlatmas1yla birlikte, ortaya ç1kan yeni ve daha istikrarh devletler ile imparatorluklann hepsi a7

B

9 10

11

Ornegin Jonathan Israel, "Mexico and the 'General Crisis' of the Se­ venteenth Century", Past and Present 63 ( 1 974) : 33-57 ve Ruggiero Romano, Conyunturas opuestas: Las crisis dei sigla XVII en Europa e Hispanoamérica (Mexico City: El Colegio de México, 1 993). Küçük Buzul Ç ag1 kurakhklan ve kithklan için õrnegin bkz. Georgina Endfield, Cli­ mate and Society in Colonial Mexico (Londra: Blackwell, 2008). ôrnegin bkz. William Atwell, "A Seventeenth-Century 'General Crisis' in East Asia?", Modem Asian Studies 24 ( 1 990) : 66 1 -82; William Atwe!l, "Some Observations on the 'Seventeenth-Century Crisis' in China and Japan", The Joumal of Asian Studies 45 ( 1 986): 223-34; Richard von Glahn, "Myth and Reality of China's Seventeenth-Century Monetary Cri­ sis", The Joumal of Economic History 56 ( 1 996): 429-54; Frederic Wake­ man, "China and the Seventeenth-Century Crisis", Late Imperial China 7 ( 1 986): 1 -26. Bkz. G. Parker ve L. Smith (ed.), The General Crisis of the Seventeenth Century, 2. baski (Londra: Routledge, 1 997). Yakin dõnemdeki tarihyaz1m1 için bkz. Jonathan Dewald, "Crisis, Chro­ nology, and the Shape of European Social History", American Historical Review 1 1 3 (2008): 1031 -52 ve Michael Marmé, "Locating Linkages or Painting Bull's-Eyes around Bullet Holes? An East Asian Perspective on the Seventeenth-Century Crisis", American Historical Review 1 1 3 (2008): 1 080-99. Jack Goldstone, Revolution and RebeUion in the Early Modem World (Berkeley: University of California Press, 1 99 1 ) . 28

GIRIS

zalan arazi ile yükselen enflasyona bagh ortak sorunlarla kar­ §Ila§tl. Modem çag ba§lannm tanmsal-bürokratik devletleri duruma uyum saglamaya çah§irken, bu b askllann oynak bile­ §imi patlayarak çat1§malara, sonunda da devrimlere ve isyan­ lara yol açt1. Bunun õrnekleri tngiliz tç Sava§1'ndan Ming-Oing hanedan degi§imine kadar uzamr. Geoffrey Parker'm son ça­ h§mas1yla en etkili biçimde ortaya koydugu ikinci teori, Küçük Buzul Ç ag1'yla baglant1h a§m soguklann ve kurakhklann ro­ lüne (sonraki bõlümlerde daha derinlemesine irdeleyecegimiz bir olguya) yogunla§ir. 12 Bu iklim felaketleri, yaygm s1kmt1lan ve k1thklan k1§k1rtarak siyasal §iddete ve kitlesel kan§1khga zemin haz1rlad1. 13 Yerkürenin çe§itli kesimlerindeki õrnek olay incelemeleri, krizin derinligini ve az õnce belirttigim iki etkenin õne ç1kan rolünü dogrular. 1 7 . yüzyilm dõnümünde a§m soguklar ve kõtü hasatlar Rusya'y1 "Zor Dõnem"e sokarak, ciddi bir veraset krizi ortammda topraktan kaç1§a, k1thga ve kaosa yol açti. 14 Orta Avrupa'da 1 6 1 B'de patlak veren Otuz Y1l Sava§lan'nda Almanya nüfusunun üçte birinin ve belki daha fazlasmm §iddet ve k1thk yüzünden yok olmas1, Küçük Buzul Ç ag1'na bagh iklim olayla­ nmn etkisini ag1rla§tird1.15 Kriz 1 630 ve l 640'larda 1ngiltere'ye 12

Bkz. Geoffrey Parker, "Crisis and Catastrophe: The Global Crisis of the Seventeenth Century Reconsidered", American Historical Review 1 1 3

(2008): 1 053-79. (Prof. Parker'a yakmda ç1kacak kitabmm metnini k1s­ men benimle payla11t1gi için te§ekkür ederim.)

13

Aynca bkz. William Atwell, "Volcanism and Short-Term Climate Clima­ tic Change in East Asian and World History c . 1 200- 1 699", Joumal of World History 1 2 (2001): 29-99.

14

Chester Dunning "Does Jack Goldstone's Model of Early Modem State Crises Apply to Russia?" makalesinde (Comparative Studies in Society and History 39 ( 1 997): 572-92) bu felaketi "gene! kriz" modeli çerçevesine oturtur; "Zor Dõnem"e ili§kin tarih kitab1 Russia 's Civil War (University Park, PA: Penn State University Press, 2 00 1 ) Küçük Buzul Çají1'ndaki ik­ lim olaylarmm rolüne slkhkla gõndermede bulunur.

15

Peter Wilson, The Thirty Years War: Europe's Tragedy (Cambridge, MA: Harvard University Press, 2009), 786-96. Küçük Buzul Çagi'nm Orta Avrupa üzerindeki etkileri için bkz. Wolfgang Behringer vd. Kult u­ reUe Konsequenzen der "Kleinen Eiszeit" (Gõttingen: Vandenhoeck & Ruprecht, 2005) ve Wolfgang Behringer, A Cultural History of Climate (C ambridge, UK: Polity Press, 2010) . 29

OSMA N L l ' DA I SYAN I KL I M I

(iç sava§), Fransa'ya (Fronde ve diger ayaklanmalar)16 ve Çin'e (Ming-Oing hanedan degi§imi) ula§t1; 17 bu ülkelerin hepsi sert iklimin, ekonomik ve siyasal altüst olu§un s1kmtilanm çekti. Aym yillar Bati Afrika18 ve Güneydogu Asya19 gibi uzak yerler­ de tekrarlanan kurakllk ve klthk olaylanna sahne olarak, her iki bõlgede canh bir ticaret ve nüfus art1§1 dõneminin sonunu getirdi. Ne var ki, bu bõlgesel õmekler aym zamanda krizler arasm­ daki degi§kenlikleri gõsterir. Dünyanm her kesimi aym õlçüde s1klnt1 çekmedigi gibi, aym tarzda da toparlanmadi. Ôrnegin Babürlü Hindistan'1 1 630'larda Dekkan bõlgesinde ciddi bir k1thkla kar§I kar§iya kald1; ancak imparator Evrengzib'in (hd 1 658- 1 707) son yillanna kadar ciddi siyasal ya da ekonomik karga§aya dü§medi.20 Tokugawa Japonya'smda aym y1llarda ya§anan Kan'ei Klthg1 geride milyonlarca kurban birakt1; ama Japonlar felaketi çarçabuk atlatt1 ve iki yüzyil daha sürecek gõrece yeni bir istikrar ve ekonomik geli§im dõnemine girdi. 21 16

17

18

19

20 21

Emanuel L e Roy Ladurie (Histoire humaine e t comparée du climat, 1: Canicules et glaciers [Paris: 2004]. bõlüm 8) bu olaylarda iklimin rolünü ele ahr. Ming krizinde Küçük Buzul Ç ag1'nm rolü için bkz. Timothy Brook, The Troubled Empire: China in the Yuan and Ming Dynasties (Cambridge, MA: Harvard University Press, 20 1 0), bõlüm 3 and 1 0. George Brooks, Landlords and Strangers (Boulder, C O : Westview, 1 993) ve James Webb, Desert Frontier (Madison: University of Wisconsin Press, 1 995). Bati Afrika'da 17. yüzyddaki kurakhklara ili�kin daha ya­ km dõnemdeki bir yorum için bkz. T. Shanahan vd., "Atlantic Forcing of Persistent Drought in West Africa", Science 324 (2009) : 377-80. Anthony Reid, "The Seventeenth Century Crisis in Southeast Asia", Mo­ dem Asian Studies 24 ( 1 990): 639-59; Anthony Reid, "Southeast Asian Population History and the Colonial lmpact", Asian Population History, ed. C. Liu (New York: Oxford University Press, 200 1 ) ; Peter Boomgaard, "Crisis Mortality in Seventeenth Century Indonesia", age. John Richards, "The Seventeenth-Century Crisis in South Asia", Modem Asian Studies 24 ( 1 990): 625-38. Atwell, "Some Observations" ve Alan Macfarlane, The Savage Wars of Pe­ ace: England, Japan and the Malthusian Trap (Oxford: Blackwell, 1 997). Conrad Totman Early Modem Japan (Berkeley: University of California Press, 1 993) ve A History of Japan (Oxford: Blackwell, 2000) kitapla­ nnda, Japonya'mn bu dõnemde kendine õzgü ekolojik geli�im çizgisini õzellikle vurgular. 30

GIRI�

Dahas1, gerçek siyasal ve ekonomik çõkü§e ugrayan bõlgeler bile çogu kez kriz õncesine oranla daha güçlü ve daha istikrar­ h ç1kti. Avrasya'nm kar§lt uçlannda, gerek Britanya gerekse Çin can ve zenginlik kayiplanm iki ya da üç ku§ak içinde telafi etti. 22 Hatta tber imparatorluklan ve Akdeniz ticareti geriler­ ken, Hollanda Cumhuriyeti'nin zenginligi ve nüfusu çogu kez onlann kayiplanm dev§irerek artmaya devam etti. 23 Buna kar§ihk, Yakmdogu genel krizde en kõtü ve en kahc1 kayiplardan bazilanyla kar§1 kar§iya kaldi. Sonraki bõlümler­ de gõrecegimiz üzere, bõlge belki de dünyanm diger kesimle­ rine oranla çagm felaketlerine daha erken maruz kald1 ve di­ gerleri kadar toparlanamad1. Dolayis1yla bu kitap genel krizin incelenmesine õnemli bir katkidir. Osmanh õrnegi bu küresel olayda sadececnüfus baskismm ve iklim felaketlerinin rolüne l§lk tutmakla kalmaz, dünya tarihinde bir dõnüm noktas1 ola­ rak genel krizin õnemini de vurgular.

Yakmdogu'nun Çevre Tarihi !kinci olarak, bu kitap henüz yeni geli§en Yakmdogu çevre ta­ rihi alanma õzgün bir katk1 sunmaktadir. Yakindogu'nun dogal çevresi üzerine yazilann çogu õteden beri çetrefilli gerileme meselesiyle bogu§mak durumundadlr. Bõlgedeki arazi yap1s1nm bozulmas1m ve iklimin kurakla§masm1 õne ç1karan geri­ lemeci anlat1lar, ilkçagda ve ortaçagda bile Bati anlayi§lanm 22

Krizin ardmdan Çin nüfusunun ve tanmmm toparlanmasma ilifikin aralitmnalar için bkz. Robert Marks, Rice Tigers Süt and Sük (New York: Cambridge University Press, 1 998) ve Peter Perdue, Exhausting the Earth (Cambridge, MA: Harvard University Press, 1 987).

23

Hollanda'daki iklim olaylan ve huna ka�1 sosyal tepki için bkz. Leo No­ ordegraf, "Deartb, Famine, and Social Policy in the Dutch Republic at the End of the Si.xteenth Century", The European Crisis of the 1590s, ed. Pe­ ter Clark (Londra: Allen and Unwin, 1 985). Hollanda sosyal ve ekonomik tarihi için bkz. Jan de Vries, The Dutch Rural Economy in the Golden Age 1500-1700 (New Haven, CT: Yale University Press, 1 974); J. de Vries ve A. van der Woude, The First Modem Economy (New York: Cambridge University Press, 1 997); Jan de Vries, "Tbe Economic Crisis of the Se­ venteenth Century after Fifty Years", The Joumal of Interdisciplinary History 40 (2009): 1 5 1 -94. 31

OSMAN L l ' DA I S YA N I KLIMI etkiledi. 1 7. yüzyildan ba§layarak Aydmlanma gõzlemcileri kutsal kitaplarda anlatilan bakir dogamn sõzde bozulmas1 ü­ zerine yorumlarda bulundular;24 bu egilim hayvan otlatmanm ve orman tahribatmm kahc1 çõlle§meyi harekete geçirdigini dü§ünen George Perkins Marsh gibi ilk 19. yüzyil çevrecileri­ nin eserlerine de yans1di. 25 Ardmdan 20. yüzyil ba§lannda de­ terminist iklim teorilerinde, õzellikle Elsworth Huntington'm eserlerinde Yakmdogu imp ar atorl ukl annm yü k s eli§i ve çõkü­

§Ü, b asite indirgeyici bir yakla§1mla uzun yagi§ ve kurakl1k dõngülerine dayandmld1 .26 B õlgedeki bozulmaya ili§kin anla­ y1§larsa daha yakm dõnemde J. Donald Hughes27 ve J. V. Thir­ good28 gibi çevre tarihçilerinin yazilannda kendilerine yer bul­ du; bu tarihçiler arazi yap1smm gõrünü§teki bozulmas1m so­ rumsuz ekime ve otlatmaya bagladi . Dahas1, ister iklime bagh

ister insan eseri olsun, Yakmdo gu'da uzun süreli bir gerileme dü§üncesi, Jared Diamond'm eserleri gibi daha yakm popüler tarihlerle halkm hayal gücüne yeniden girmi§ bulunuyor. 29 24

25 26

27

28

29

C. J. Glacken, Traces on the Rhodian Shore (Berkeley: University of California Press, 1 967); Richard Grove, Green Imperialism (New York: Cambridge University Press, 1 995); Ann Thomson, "Perceptions des po­ pulations du Moyen-Orient", Orient et lumieres, ed. A. Moalla (Grenoble: Université de Grenoble, 1 987). George Perkins Marsh, Man and Nature (Seattle: University ofWashing­ ton Press, 2003), 1 6 1 -2, 249-50 ve çe§itli yerlerde. Elsworth Huntington, The Pulse of-Asia (Boston: Houghton Mifflin, 1 907). tklim determinizminin tarihyaz1m1 için bkz. A. Issar ve M. Zohar, Climate Change-Environment and Civilization in the Middle East (Ber­ lin: Springer, 2004) , bõlüm 1 ve James Fleming, Historical Perspectives on Climate Change (New York: Oxford University Press, 1 998), bõlüm 8.

J. Donald Hughes, Ecology in Ancient Civilizations (Albuquerque: Uni­ versity of New Mexico Press, 1 975); An Environmental History of the World (Londra: Routledge, 2002); The Mediterranean: An Environmen­ tal History (Santa Barbara, CA: ABC-CLIO, 2005). J. V. Thirgood, Man and the Mediterranean Forest (New York: Academic Press, 1 98 1 ) ve "The Barbary Forests and Forest Lands, Environmental Destruction and the Vicissitudes of History", Joumal of World Forest Management 2 ( 1 986): 1 37-84. Jared Diamond, Guns, Germs, and Steel (New York: Norton, 200 1 ) ki­ tabmm sonuç bõlümünde, bõlgenin gerileyi§ini çõlle11me çerçevesinde ele ahr. David Montgomery, Dirt: The Erosion of Civilizations (Berkeley: University of California Press, 2007) kitabmda, Yakmdogu uygarhklan­ mn çõkü§ünü topragm tuzlanmasma ve erozyona baglar. 32

GIRIS Bõyle savlardan bazllanna tepki olarak, günümüzün ba§ka cografyacilan ve tarihçileri uzun süreli çevre istikranm õne ç1kararak, bõlgeye ili§kin tamamen fa rkh bir tablo çizmi§ler­ dir. Bu eserler arazi ve iklim bozulmas1 yõnündeki gerilemeci modelleri sorgularken õnceki yazarlann ortaya att1gi bulgula­ n ve varsayimlan sert biçimde ele§tirir. ôzellikle A. T. Grove ve Oliver Rackham'm eserleri, en azmdan modem geli§menin ve sanayinin yol açt1g1 hasar õncesinde, Akdeniz Avrupa'smdaki bitki õrtüsünün ve toprak dokusunun esnekligine ili§kin inan­

d1nc1 savlar içerir. 30 Bu ve ba§ka yazarlar daha ampirik çah§­ malara ve arkeolojik bulgulara dayanarak bõyle arazi yapllan­ nm insan kullammma bagh etkileri, uzun vadede giderebildigi ve dahas1, kurakhga yatkm arazilerin diger arazilere nazaran ayiklama, yakma ve otlatmaya dogal olarak daha dirençli bir yerel flora ve faunayi zamanla edindigi yolunda saglam bir sav ortaya koymu§lard1r. Mevcut bulgulara gõre, en azmdan Ak­ deniz k1y1lannm ilkçagdaki duruma oranla geri dõnülmez bir bozulmaya ugramad1g1 ve en azmdan son 3000 yilda sürekli bir iklim kurakla§mas1 ya§amad1g1 sõylenebilir.3 1 Dahas1, Dia­ na Davis'in son çah§malan õzellikle çevre bozulmas1 ithamla­ nnm sõmürgeci yõnetimi ve Kuzey Afrika'daki toprak gasp1m mazur gõstermede kullamlmI§ olma ihtimali aç1smdan, gerile­ meci anlatmm ardmdaki güdüleri ve ideolojiyi tart1§1hr hale getirmi§ bulunuyor.32 Bununla birlikte, gõzden geçirilmi§ bu yorumda da sorun­ lar olabilir, õzellikle Akdeniz Avrupa'smdan daha kurak dogu sahillerine yõneldigimizde. Uzun vadedeki çevre sürekliligine ili§kin bulgulardan, Yakmdogu'ya õzgü insan ekolojisinin hep

30 31

32

A. Grove ve O. Rackham, The Nature ofMediterranean Europe (New Ha­ ven, CT: Yale University Press, 200 1 ) . ôrnegin B. D . Shaw, "Climate, Environment, and History: The Case of Roman North Africa", CUmate and History, ed. T. Wigley vd. (New York: C ambridge University Press, 1 9 8 1 ) . ôzellikle Anadolu'ya ilifikin palino­ loji ve paleo-iklimbilim bulgulanmn genel bir degerlendirmesi için bkz. Neil Roberts , The Holocene: An Environmental History (Oxford: Black­ well, 1 998). Diana Davis, Resurrecting the Granary of Rome (Athens: Ohio Univer­ sity Press, 2007) . 33

O S MA N Ll ' DA I SYA N I K L I M I

"istikrarh ya d a sürdürülebilir" oldugu veya genel olarak Ak­ deniz için ileri sürüldügü gibi, bõlgenin "felaketsiz bir çevre tarihi" ya§ad1g1 sonucu ç1kmaz. 33 Bõlgenin kurak ve yan kurak arazileri õteden beri insan toplumlan için zorlayic1 bir çevre olu§turmu§tur ve çok uzun vadedeki çevre sürekliligine ili§kin bulgular, Yakmdogu toplumlanmn daha k1sa vadede ekolojik felaketlere ugramad1g1 anlamma gelmez. Bõlgeye ili§kin diger yeni ara§tirmalarda, Yakmdogu'nun çevre tarihi konusunda üçüncü bir paradigmayi ayirt edebiliriz: Ne çevre gerilemesi ne de çevre istikran, ama nükseden ekolojik kriz ve süregiden toparlanma. Antik tarih ve arkeoloji ara§tirmalan bu tarihsel kahba ili§kin en inand1nc1 bulgulardan bazllanm sunar. Son Buz Çag1'nm biti§inden beri, Yakmdogu sicakhk ve yag1§ miktan bak1mmdan çarp1c1 dalgalanmalara sahne olmu§tur. ínsan nüfusu ve iskâm aç1smdan bunun getirdigi sonuçlar arasm­ da, MÔ 1 1 . binyllda (Natufien kültürün· çõkü§üyle ve zaman içinde tanmm dogu§uyla ili§kilendirilen) Büyük Donma ve MÔ 6. binyilda (Geç Neolitik toplumlann çõkü§üyle ve Holo­ sen Bõlümt Dõnem ortalannda §ehir uygarhklanna geçi§lerle ili§kilendirilen) soguma olayi sayilabilir.34 ílk tarihsel dõnem­ ler için, Harvey Weiss'm ve ba§ka tarihçilerin eserleri bütün 33

t

34

Ahntilann kaynagi P. Horden ve N. Purcell, The Corrupting Sea (Oxford: Blackwell, 2000), 328-38. Filistin'de ve Suriye'nin güney kesiminde Mô y. 9000'lere ait Mezolitik Ç ag kültürü -ed.n. Kuvatemer (Dõrdüncü) Dõnem'de (y. 2,5 milyon y1l õncesinden günümü­ ze) olu§an kayaç katmanlannm ba11hca iki bõlümünden daha genç olam ve bu kayaçlann çõkeldigi zaman dilimi. Büyük buz õrtülerinin erimesi Holosen Bõlüm'ün ba§lang1ç evrelerinde iklimin h1zla il1manla§masma bitki yap1smda yaygm degi§ikliklerin olu�masma yol açm1�t1r -ed.n. Bõlgede bõyle bir iklim istikrars1zh&ina ve insanlar aç1smdan dogur­ dugu sonuçlara ili§kin gene! degerlendinneler için õmegin bkz. Frank Hole, "Agricultura! Sustainability in the Semi-Arid Near E ast", Climate of the Past 3 (2007): 1 93-203; Arlene Rosen, Civilizing Climate (Lanham, MD: Altamira, 2007); Issar ve Zohar, Climate Change. tklim degi§imi ve Holosen Dõnem ortalanndaki geçi§lerle ilgili literatürün bir õzeti için bkz. Nick Brooks, "Cultural Responses to Aridity in the Middle Holocene and Increased Social Complexity", Quatemary Intemational 1 5 1 (2006): 29-49. 34

GIRI�

Yakmdogu'da ve õtesinde MÔ 2200 dolaylannda belirgin bir iklim degi§iminin etkisiyle uygarhklann çarp1c1 bir çõkü§ü yõnünde saglam bulgular ortaya koymu§tur.35 Diger ara§tir­ malardan, daha az sars1c1 olmakla birlikte -her ne kadar bu yorumlar genel kabul gõrmese de-, benzer olaylann Geç Tunç Devri'ne36 ve belki antik çag sonlanna37 damgasm1 vurmu§ olabilecegi sonucu ç1kar Ortaçag Yakmdogu'su üzerine ara§tirmalar daha az çarp1c1 ama daha saglam belgeli õrnekleri sunmu§tur. Ôzellikle Peter C hristensen'in çah§malan Mezopotamya ve Bati iran genelin­ de antik çag sonlanndan ortaçag sonlanna kadar süren bir periyodik kriz ve bitmek bilmeyen toparlanma kahbm1 orta­ ya koymu§tur. Christensen gerilemeci anlat1y1 aç1kça reddet­ mekle birlikte, Yakmdogu'nun baz1 kesimlerinde uzun süreli güç ve nüfus gerilemesini anlamak için, tarihçilerin çevre et-

35

36

37

H. Dalfes, G. Kukla ve H. Weiss (ed.) , Third Millennium BC Climate Chan­ ge and Old World Collapse (Berlin: Springer, 1 997) ve Harvey Weiss, "Beyond the Younger Dryas: Collapse as Adaptation to Abrupt Climate Change in Ancient West Asia and the Ancient Eastern Mediterranean", Environmental Disasters and the Archaeology of Human Response, ed. G. Bawdon ve R. Reycraft (Albuquerque, NM: Maxwell Antropoloji Mü­ zesi, 2000). Barry Weiss, "The Decline of Late Bronze Age Civilization as a Possible Response to Climatic Change", Climatic Change 4 ( 1 982): 1 73-98; J. Ne­ umann ve S. Parpola, "Climatic Change and the Eleventh-Tenth-Century Eclipse of Assyria and Babylonia", Joumal of Near Eastem Studies 46 ( 1 987): 1 6 1 -82; J. Neumann, "Climatic Changes in Europe and the Near East in the Second Millennium BC", Climatic Change 23 ( 1 993): 23 1 -45; Neville Brown, History and Climate Change: A Eurocentric Perspective (Londra: Routledge, 200 1 ) , bõlüm 4. ôrnegin I. Orland vd., "C limate Deterioration in the Eastern Mediter­ ranean as Revealed by Ion Microprobe Analysis of a Speleothem That Grew from 2.2 to 0.9 kya Soreq C ave, Israel", Q uatemary Research 7 1 (2009): 27-35. Ba§ka ara§t1rmalar volkanik olaylar, iklim degi§imi, tustinianos dõneminin veba salgm1 ve Bizans tmparatorlugu'nun orta dõnemine denk gelen kriz arasmdaki baglant1yi inceler. Bkz. J. Gunn (ed.) , The Years without a Summer: Tracing A .D. 536 and Its Aftermath (Oxford: Archaeopress, 2000) ve Richard Stothers, "Volcanic Dry Fogs, Climate C ooling and Plague Pandemics in Europe and the Middle East", Climatic Change 42 ( 1 999): 7 1 3-23. 35

OSMA N L l ' DA I SYA N I K LIM I

kenlerini hesaba katmas1 gerektigini israrla ileri sürer.38 Her §eyden õnce, "en küçük bozulmaya duyarh bir ekolojik sistem" olarak nitelendirdigi yap1da tanm1 sürdürmenin ve yenileme­ nin güçlüklerini vurgular.39 Stuart Borsch'un 14. yüzyil M1sir'1 üzerine son ara§t1rmas1, benzer bir savdan hareketle M1sir'da­ ki karma§1k sulama sistemlerinin Büyük Veba Salgm1'mn ar­ dmdan nasil çõktügünü gõzler õnüne sermi§tir. M1sir õrnegini Íngiltere'yle kar§ila§tiran Borsch, dogal çevre kar§Ismdaki bu kmlganhgm Nil boyunca krizi nasil çok daha feci boyutlara vardird1gm1 ve M1sir'm toparlanmasmm dünyanm diger ke­ simlerine nazaran nas1l çok daha uzun sürdügünü gõsterir.40 En son olarak da Richard Bulliet'nin ortaçag 1ran'1 üzerine ara§t1rmas1 keskin bir soguk dõnemin 1 1 . yüzy1lda bir gõçer istilasma yol açarak sonraki ku§aklarda íran nüfusunun ve tanmmm toparlanmas1m nas1l kõstekledigini ortaya koyar.41 Bu ve ba§ka õrneklere b ak1hrsa, sõz konusu kriz ve süre­ giden toparlanma kahbm1 dõrt temel etkenin yaratt1g1 sõy­ lenebilir. Birincisi Yakmdogu'nun (ve õzellikle geni§ bir alan olu§turan kurak ve yan kurak kesimlerinin) iklimdeki periyo­ dik dalgalanmalara ve en õnemlisi de agir kurakhklara son derece duyarh oldugu ortaya ç1km1§tir. íkincisi, bõlgenin tarih boyunca dayand1g1 sulu ve dü§ük verimli ekim üzerine kurulu k1nlgan sistemler, sert iklim olaylannda, diger doga ve insan eseri felaketlerde hep aksama egilimi ta§lIDI§tir. Bu aksamalar kriz dõnemlerini ag1rla§t1rm1§, tanm ve nüfusun toparlanma­ sm1 ku§aklar ya da yüzyillar boyunca engellemi§tir. Oçüncüsü, Yakmdogu'da kriz dõnemleri s1khkla nüfus hareketlerini ba§­ latm1§ ve kir-§ehir nüfus dengesini bozmu§tur. �ehirlere akm sürecinde tanmm ve tanmsal vergilerin bu kaçi§tan zarar 38 39 40

Peter Christensen, The Decline of Iranshahr (Kopenhag: Museum Tuscu­ lanum, 1 993), giri� ve bõlüm 1 . Age., 1 04. Stuart Borsch, The Black Death in Egypt and England (Austin: Univer­ sity ofTexas Press 2005) ve "Environment and Population: The Collapse of Large Irrigation Systems Reconsidered", The Joumal of Interdiscipli­

nary History 46 (2004): 45 1 -68. 41

Richard Bulliet, Cotton, Climate, and Camels in Early Islamic Iran (New York: Columbia University Press, 2009). 36

GIRIS

gõrmesi, a§ag1ya dogru bir istikrars1zhk ve nüfus kayb1 sar­ mahm harekete geçirmi§tir.42 Dahas1, bu nüfus hareketlerinin ve nispeten yüksek §ehirle§me oranlannm, Yakmdogu'ya bel­ ki de dünyanm diger kesimlerinden daha fazla musallat olan veba ile diger salgmlara bagh y1k1m1 artird1g1 sõylenebilir.43 Bõlgenin dõrdüncü ve en aync1 õzelligi olarak, Yakmdogu'da büyük çaph krizler genelde yerle§ik tanm ile hayvanc1hga da­ yah gõçerlik arasmdaki nazik dengeyi bozarak ekili alanlara yõnelik periyodik istilalara yol açm1§tir. íster §iddete dayah ister ban§Çll olsun, bu istilalar çogu kez tanm1 yan kurak top­ raklara sahip geni§ alanlardan sürmü§ ve bõylece araziyi kul­ lanma ekolojisinde temel bir degi§imi getirmi§tir. Binlerce y1l­ hk tarihle birlikte ele ahnd1gmda, bu dõrt etken bir zamanlar antik uygarhgm merkezi olan Yakmdogu'nun dü§Ü§e geçerek, 1 9 . yüzy1l ba§lannda seyrek nüfuslu ve azgeli§IDi§ bir bõlge� ye dõnü§mesini aç1klamayi saglayabilir. Bu modele gõre bõl­ ge s1rf "gerilemekle" kalmad1. Daha ziyade, kriz dõnemlerinde dünyanm diger kesimlerine nazaran daha büyük s1kmt1 çekti ve daha yava§ toparland1. Burada sunulan Osmanh krizinin hikâyesi bõyle bir ekolo­ jik kriz ve süregiden toparlanma kahbmm belki de en aç1k ve en aynnt1h õrnegini veriyor. Kitaptaki bõlümler bu dõrt etke­ nin hepsini ele ahyor ve oynad1klan rolü daha derinlemesine inceliyor. tlkçag ve ortaçag için mevcut olan zengin tarihsel 42

Bu olgunun ba�ka õmekleri için bkz. Richard Bulliet, Islam: The View from the Edge (New York: Columbia University Press, 1 994), bõlüm 4 ve Eliyahu Ashtor, "The Economic Decline of the Middle East during the Later Middle Ages: An Outline", Asian and African Studies 1 5 ( 1 98 1 ) :

253-86. Klasik çagda d a benzer sorunlar ya�and1g1n1 gõsteren belirtiler vard1r. ômegin bkz. Robert Sallares, The Ecology of the Ancient Greek

World (Ithaca, NY: Comell University Press, 1 99 1 ) , 88-9. 43

Yakmdogu'daki salgmlar için bkz. Lawrence Conrad, "The Plague in the Early Medieval Near East" (doktora tezi, Princeton Oniversitesi, 1 9 8 1 ); Michael Dols, The Black Death in the Middle East (Princeton, NJ: Prince­ ton University Press, 1 977); Michael Dols, "The Second Plague Pandemic and Its Recurrences in the Middle East", Journal of the Economic and Social History of the Orient 22 ( 1 979): 1 62-89; Daniel Panzac, La peste dans l'Empire ottoman (Paris: Peeters, 1 985); Christen, Decline ofIrans­ hahr; Borsch, Black Death. 37

OSMAN L l ' DA I S YA N I K L I M I

bulgulara ve iklim verilerine dayanarak, krizin olu§umunda insan tercihleri ile tarihsel rastlantllann temelde yatan bu çevre ko§ullanyla nasll etkile§ime girdigini de irdeleyecegiz. Dolayis1yla bu kitap b õlgenin çevre tarihine ili§kin yeni olu§an paradigmayi esas aldig1 gibi, ona katkida da bulunmaktadir.

Tarihteki íklim Olaylar1 Son olarak, bu çah§ma geçmi§teki iklim olaylanna ve tarih­ sel sonuçlanna dõnük daha geni§ kapsamh incelemeyi ileri­ ye gõtürüyor. Küresel ismmanm kamuoyunda ilgi çekmesiyle birlikte, son yillarda bu olaylann tarih boyunca oynad1g1 rolü ara§t1rmak üzere gittikçe artan sayida eser ortaya ç1km1§ bu­ lunuyor.44 Bu çah§malann en olumlu yam, ilginç yeni bulgular ve kavrayi§lar sunmalandir. Gelgelelim, ara§tirmalar çogu kez pürüzlüdür ve yazarlar da acele ve dramatik sonuçlara varma­ ya fazlas1yla yatkmdir. Bu yüzden iklime dayah aç1klamalar akademik tarihçiler tarafmdan çogu kez ku§kuyla kar§1lan­ m1§tir ve çogu bõlgeye ili§kin genelgeçer tarihyaz1mmda ikli­ min hâlâ oynayacag1 õnemli bir rol vardir. Tarihe ili§kin iklim yorumlan genelde iki sorunla kar§I­ la§ml§tir. Birincisi bu açlklamalann birçogu fazia kolaya ka­ çarak, post hoc ergo propter hoc [olaylann geli§im sirasma gõre nedensellik bagi kurma] tarzmda bir akil yürütmeden yola ç1km1§tir. Tarihsel ya da arkeolojik veriler anormal iklim yõnünde baz1 belirtileri aç1ga ç1kanr ç1karmaz, baz1 yazarlar sonraki her türlü krizi sellere, kurakhklara, s1cakl1ga ya da soguga baglamakta acele etmi§tir.45 Bu post hoc mant1k iklim aç1klamasm1 mutlaka çürütmedigi gibi, nedensellik bagim da 44

Buna Brian Fagan'm popüler eserleri ya da Eugene Linden'in Winds of

Change (New York: Simon & Schuster, 2006) kitab1 gibi gazeteei tarzmda anlattlar õmek verilebilir. Çevre krizlerini konu alan Jared Diamond'm

45

CoUapse (New York: Norton, 2005) ve Clive Ponting'in A Green History of the World (Londra: Penguin, 1 99 1 ) gibi d.iger yeni popüler eserlerde de iklimle baglantih felaketlere bõlümler aynhm§tlr. Baz1 popüler õmekler §unlardir: Brian Fagan, F!oods Famines and Em. ­ perors (N ew York: Basic Books, 1 999); Cesar Caviedes, El Nino in History (Gainesville: University Press of Florida, 2001); David Keys, Catastrophe (New York: Ballantine, 2000) . 38

GIRI�

kamtlamaz. íklim ve tarih olaylanmn s1rf tesadüf sayilama­ yacak kadar pürüzsüzce uyu§tugu durumlarda bile s1rf ikisini e§le§tirmek bir geli§menin ba§ka bir geli§meye nas1l ve niçin yol açt1grm açlklamakta yetersiz kahr; oysa bõyle aç1klamalar tarihin temel gõrevidir. Bu konu mevcut iklim aç1klamalann­ daki ikinci õnemli sorunu, yani açlklamalann çogu kez basite indirgeyici ya da tek nedene dayah sayilmas1 sorununu günde­ me getirir. Hiç ku§kusuz, basit aç1klamalar her zaman yanh§ olmadig1 gibi, karma§Ik aç1klamalar da her zaman dogru de­ gildir. Bununla birlikte, bõyle bir ele§tiri iklim felaketine ili§­ kin tarih eserlerinin çogu kez sosyal ya da siyasal baglam1 gõz

õnünde tutmaktan veya insan etkisine yeterince yer vermekten geri kaldigm1 gõrmeyi saglar.

Bu yetersizliklerden dolayi, iklim tarihleri s1khkla ilkçag ya da erken ortaçag uygarhklannm dramatik çõkü§üne, diger tarihçilerce genelde ihmal edilen bir konuya odaklanmI§tlr. Bõyle eserler genelde Anasazi Yerlilerinin yok olmas1, Maya­ lann gerilemesi ya da Grõnland'm terk edilmesi gibi olaylan anlatir; bunlar yaz1h bulgulann kit oldugu ya da hiç olmad1g1, tarihçilerin ve arkeologlann sm1rh bilgilerden geni§ çerçeveli sonuçlar ç1karmaya mecbur kaldig1 õrneklerdir. A§ag1 yukan aym sebeple, Afrika ve Güneydogu Asya gibi bõlgelerin tarihçi­ leri genellikle iklim aç1klamalanndan daha kapsamh biçimde yararlamrken, daha saglam belgelenmi§ dõnemleri ve yerle­ ri ele alan tarihçiler benzer savlara kar§I ç1kma egilimi gõs­ termi§tir.46 Asil s1kintI bir bulgu bollugunun olaylara ili§kin yeterli sosyal, ekonomik ve siyasal yorumlan zaten saglad1g1 durumlarda, iklimin rolünü mevcut tarihyaz1m1yla bütünle§­ tirme meselesinden dogmaktadir. Bõyle durumlarda, iklim ge­ li§meleri genellikle hikâyenin konusunda ciddi bir aktõrden ziyade ana tarihsel anlat1ya aykln bir ikincil olay õrgüsü i§­ levini gõrmü§tür. Ne yaz1k ki, tarihyaz1mmdaki bu dengesizlik bizi iklim olaylannm insanhk tarihinin seyrini nasil ve niçin degi§tirebildiginin açlk ve saglam belgeli õrneklerinden yok­ sun birakmI§tir. 46

Afrika baglammda bu soruna ili�kin bir degerlendirme için bkz. James McC ann, "Climate and C ausation in African History", Intemational Jo­ urnal ofAfrícan Historical Studies 32 ( 1 99 1 ) : 261 -80. 39

OSMAN L l ' DA I S YA N I K LIMI Bu kitap iklimi daha ince aynntllar kullanarak, rolünü ba­ sitle§tirmeksizin ve etkisini ihmal etmeksizin, insanhk tarihi­ ne katarak bu güçlügü a §mayi amaçhyor. Osmanh vakasmda, nazik ekolojik ko§ullarda dogan ve iklim kaynakl1 açik ve çar­ p1c1 bir felaket ya§ayan ama yüzyillarca ayakta kalan büyük bir imparatorluk olma s1 a ç1smdan, nadir bir õrnekle kar§l kar§iyayiz. Tarihçi perspektifinden, krizin agirhgma kar§m, Osmanh Devleti'nin modem çaga kadar varhgm1 sürdürme­ si ve çektigi sancilann neredeyse kesintisiz bir kaydm1 geride

b1rakm1§ olmas1 nedeniyle daha da talihli sayihnz. Üstelik bu olaylann nispeten yakm dõneme denk gelmesi iklim verileri­ mizin, eski çaglarla ilgili ç1karsamaya dayanan sonuçlardan daha dogru ve kesin olmasm1 saglar. Sonraki sayfalar bu tarih ve iklimbilim bulgulanm birlikte ele alarak, büyük çaph bir iklim krizinin belki de §imdiye kadarki en aynnt1h analizini sunuyor. Bu õrnekteki bulgular ve aynnt1lar iklimin etkileri­ ni imparatorlugun siyasal ve ekonomik tarihinin daha geni§ çerçevesine etrafhca oturtmam1za olanak verdigi gibi, insan etkisi ile tarihsel rastlantmm rolünü çok daha dikkatle gõz õnünde tutmam1z1 saghyor.

Ne var ki, bu çah§manm tek sebebi tarihyaz1mma bu tür kat­ kilar degildir. Her §eyden õnce bu kitap dünyanm kritik bir kesimine dair ilginç bir hikâyeyi, daha õnce hiç anlat1lmam1§ bir hikâyeyi anlat1yor. Okl1yacagm1z bõlümler uzun vadeli bir perspektifi esas alarak, yeni tarihsel ve bilimsel bulgulara da­ yanarak çok õnemli olaylann õzgün bir tarihini sunuyor. Dõrt yüz yil kadar õnce, dünyamn en güçlü imparatorluklanndan biri tarihinin seyrini degi§tiren iklim kaynakl1 felaketlere kat­ landi. Sonraki sayfalar bunun nasil ve niçin ya§and1g1m anla­ t1yor.

40

KISIM

1

BiR iMPARATORLUK E KOLOJiSi

K1s1m I'e Giri§: Yeniden Kurulan Donanma Ekim 1 57 l 'de, Tuna'dan Nil'e kadar uzanan topraklann hü­ kümdan, "iki deryamn ve iki k1tamn efendisi" Kanuni Sultan Süleyman'm halefi II. Selim H1ristiyanlarla sava§ta sars1c1 bir bozgunun haberini ald1. Yunanistan'm bati loyilan aç1gmda bulunan Lepanto [tnebaht1) Koyu'ndaki bir muharebede do­ nanmas1 ezilmi§ti. Roma dõneminden beri Akdeniz'deki bu en büyük kapi§mada toplam 230 gemisinin 200 kadan tspanyol ve Venedik kadirgalanna kurban gitmi§ ve belki 59.000 adam kaybedilmi§ti . 1 Padi§ah yeni bir donanmanm in§asma nezaret etmek üze­ re E dirne'deki yazhk saraymdan payitahta hiç gecikmeksizin dõndü. Yakmdaki bahçesinden Tersane-i Âmire'deki çah§mala­ n izledi. Kaptan Klhç Ali Pa§a (vakanüvis tbrahim Peçevi'nin bize aktard1gma gõre) yedi ya da sekiz geminin hemen yap1la­ bilecegi, "ama ikiyüz sefineye be§ alt1yüz demir ve huna gõre Halil lnalc1k, The Ottoman Empire: The Classical Age, 1300-1600 (Lond­ ra: Weidenfeld and Nicolson, 1 973), 4 1 -2. 41

OSMA N L l ' DA I SYAN I K L I M I

(ashabi sefine) tâbir ettikleri alât ki, palamar, ip ve her sefineye yelken ki, bunlar asla tamamlamak ihtimali yoktur" yorumun­ da bulundu. Sadrazam Sokollu Mehmed Pa§a ona §U kar§1hgi verdi: Pa§a hazretleri, sen henüz bu devleti aliyeyi bilme­ mi§sin. Bõyle itikat eyle, bu devlet õyle devlettir ki, murad edinirse cümle donanmamn demirlerini gü­ mܧten, iplerini ibri§imden, yelkenlerini atlastan yapmakta hiç güçlük çekmezler. 2

Sadrazamm mübalagada bulundugu samlabilir. Ama sonuçta sõzünü tuttu. Osmanh donanmas1 bir yildan az sürede nere­ deyse tamamen eski gücündeydi. 3 uKafirler bu kanaatta idiler. Osmanhlar tarafmdan yine mükemmel bir donanmamn ç1kt1g1m gõrünce hayrette kald1lar," diye aktanr Peçevi biraz abar­ t1h biçimde. Aylarla õlçülecek bir sürede Osmanhlar denizdeki kay1planmn çogunu telafi ederek Klbns adasm1 ellerinde tut­ tular ve Dogu Akdeniz üzerindeki hegemonyalanm -en azm­ dan bir süre için- büyük õlçüde korudular.4 Osmanhlann õzellikle 1nebaht1'daki kayiplardan sonra, dõ­ nemin 1talyan ve 1spanyol denizcileri ile gemi yap1mcilanna has bir beceriden yoksun oldugu saptamas1 dogru olabilir. Do­ nanma teknolojisindeki son yenilikleri her zaman kapt1g1 da sõylenemezdi. Gemilerin çogu hâlâ kürekle çekilen basit ka­ dirgalardI.5 Osmanh donanmas1 bu aç1lardan ne kadar eksik2 3

4

5

Murat Uraz (ed.), Peçeví Tarihi (Ístanbul: Ne1,1riyat, 1 968), 260- 1 . Yeniden in1,1a çabasmm gene! bir degerlendirmesi için bkz. C olin Imber, "The Reconstruction of the Ottoman Fleet after the Battle of Lepanto", Studies in Ottoman History and Law (Ístanbul: lsis, 1 996). 1nebaht1 Muharebesi, Fernand Braudel'in anlatbg1 üzere, sonuçlan tarihin daha güçlü dalgalanyla silinip giden büyük bir olaym klasik õrnegidir. Osmanh lmparatorlugu Dogu Akdeniz'de ara s1ra s aldlnlara ugramasma kaqm, geni1,1 kaynaklara sahip bir kara devleti olarak sag­ lam kõklere dayah konumunu korudu. Bkz. The Mediterranean and the Mediterranean World in the Age ofPhüip II (N ew York: Harper and Row, 1 966), 1 1 03-6 ve çe1,1itli yerlerde. Bu dõnemdeki donanmalann ka�ila§brmah bir degerlendirmesi için bkz. Colin Imber, "The Ottoman Navy of Süleyman the Magnificent", Arc­ hivum Ottomanicum 6 ( 1 980): 2 1 1 -82; John Pryor, Geography, Techno42

B I R I M PARATOR L U K E K O LOJ I S I

lik ta§1rsa ta§1sm, imparatorlugun zenginligi ve büyüklügü bu aç1gi kapatmaya fazlas1yla yeterliydi. Osmanhlar 1 570'lerde tstanbul'dan tskenderiye'ye kadar gerekli askeri malzemenin sürekli akt1g1 bir düzine tersanede bir sürü uzmanhk i§inde yakla§ik 3.000 adam çah§tirmaktaydi.6 Osmanh Devleti düpe­ düz bu i§ için rakiplerine nazaran daha fazia i§gücü, para ve araç gereç seferber edebilecek konumdayd1. Her §eyden õnce, imparatorluk kullanabilecegi dogal kay­ naklar aç1smdan kom§ulannm ilerisindeydi. tmparatorluk topraklan belki gemi çapalan için yeterli gümü§ ya da yelken­ ler için yeterli saten saglayabilecek durumda degildi; ancak kaynaklan gerekli bütün demir ve yelken bezini temin etmeye §a§llacak õlçüde yeterliydi. Daha da çarp1c1 nokta bu kadar çok kerestenin saglanabilmesiydi. Dõnemin büyük ah§ap ge­ mileri için §a§1rt1c1 miktarda malzemeye gerek vardi; her bir büyük kadirgada kullamlan kereste küçük bir ormana denkti. 7 Mesele sadece miktar degil, kaliteydi de. Kullamlacak kereste dogru olgunlukta, dogru biçim ve dokuda olmahydi. Onlarca õzel gemi parças1 için belirli kesime ve kaliteye sahip belirli kereste türlerine gerek vardi.8 Ancak gõrünü§e bakihrsa, talebi kar§llamada Osmanhlar çok az güçlük çekti. Bu amaçla belirli bir arazi ve i§gücü za­ ten aynldig1 için imparatorluk Avrupah rakiplerini mahcup edecek bir kolayhkla agaç, kenevir, katran, zift ve ba§ka mal-

6 7

8

logy, and War: Studies in the Maritime History of the Mediterranean (New York: Cambridge University Press, 1 988); C ario Cipolla, Guns, Sa­ ils, and Em.pires (New York: Minerva, 1 965). Baz1 kaynaklar donanmayi bõylesine aceleyle yeniden in�a tela�mda, kalite sorunlan ya§andig1m ve baz1 gemilerde yeterince kurutulm8Jill� kereste kullamldigm1 ileri sürer. Bkz. tsmail Uzunça�1h, Osmanl1 Devleti 'nin Merlcez ve Bahriye Te�kilât1 (Anlcara: TTK, 1 988), bõlüm IV. l . Belki 2-3 hektar sert odunlu agaç ve 2 hektar çam. Bkz. Selçuk Dursun, "Forest and the State: History of Forestry and Forest Administration in the Ottoman Empire", doktora tezi, Sabanc1 Oniversitesi, 2007, 49-50. Parça çe!,litlerine ve temin güçlüklerine ili§kin aynntih bir degerlendir­ meyi de kapsamak üzere, donanma için kereste tedarikinin klasik bir anlat1s1 için bkz. Robert Albion, Forests and Sea Power (C ambridge, MA: Harvard University Press, 1 926). 43

O S M A N L l ' DA I SYA N I K L I M I

lar için geni§ rezervlere ba§vurabildi. Venedik ise bu dõnem boyunca geli§kin bir tedarik sistemine sahip olmasma kar­ §lll, yeterli donanma gereçleri saglamak için ç1rpm1p durdu.9 Bu arada sava§m gerekleri tspanya'y1 1 575'e dogru düpedüz iflasa sürükledi. Burada sõz konusu olan sadece Osmanh tmparatorlugu'nun büyüklügü degil, õncelikle kaynak tedariki sistemiydi. Devlet suf mal almazdi. tmparatorluk sava§ kaynaklanm düzenlemelerle ve bürokratik gõzetimle fiilen idare ederdi. Or­ manlan koruma altmda tutar, kereste kesimini ve metal cevheri ç1kanmm1 denetler, i§çileri seferber edip ta§irdi. Tlpk1 Avrupa devletleri gibi mali yükümlülüklerle ilgilenmenin yam sira, fiili kaynak yõnetimiyle ve bunlan satm almak için gerekli parayla da çogu kez ayn1 õlçüde ilgilenirdi. Merkantilist Avrupa devlet­ lerinin külçe biriktirmek amac1yla ihracat1 te§vik ettigi ve itha­ lat1 caydird1g1 bir çagda, Osmanhlar eldeki kaynaklan içeride tutmak amac1yla birçok ihracat kalemini yasaklarken ithalat1 büyük õlçüde serbest birakti. imparatorluk içinde devlet çogu kez ihtiyaçlanm kar§ilayacak mallann üretimi ile uzak yerlere nakline, õncelikle de payitahtm ve ordunun bütün tedarikine ve sõz konusu olayda donanmamn in§asma yõn verdi. Osmanhlann ba§ans1 imparatorluk merkezi tarafmdan yõnlendirilen belirli bir kaynak ve nüfus ak1§ma, K1s1m I'de "imparatorluk ekoloji"si olarak nitelendirdigim §eye baghydi. Mallar çeperden merkez bõlgeye sürekli akmahyd1; tanm, ma­ dencilik ve nakliye için iskân olabildigince geni§ alana yayil­ mahydi. Tedariki güvence altma almak için kaynaklan topla­ maya, bedel kar§1hg1 almaya ve idareli kullanmaya gerek vardi. Devlet kõylüleri vergiye baglamak, yat1§t1rmak, bask1 altmda tutmak ve bazen imparatorlugun ihtiyaçlan dogrultusunda ba§ka yerlere ta§1mak, ama ayn1 zamanda korumak, güven al­ tma almak ve Osmanh hanedamna bagh tutmak zorundaydi. Osmanh topraklanmn cografi çe§itliligi, askeri seferberligin çap1 ve birçok kaynagm dogrudan temini yõnündeki impara­ torlugun tercihi nedeniyle, bu imparatorluk ekolojisi Osmanh 9

Karl Appuhn, "Inventing Nature: Forests, Forestry, and State Power in Renaissance Venice", The Joumal ofModem History 72 (2000) : 86 1 -89. 44

BIR IM PARATOR L U K E KO LOJISI

Devleti'nin yükseli§inde ve ardmdan 1 6 . yüzyil sonlanndaki krizde kritik bir rol oynayacakti. O smanh, bu imparatorluk ekolojisinin tek degilse de dik­ kate deger bir õrnegiydi. Çogu kez Avrupa'nm yükselen ulus­ devletleriyle ili§kilendirilse de, Osmanh !mparatorlugu'nu Avrasya'mn 1 6 . ve 1 7. yüzyil dünyasma hâlâ hâkim diger bü­ yük tanmsal imparatorluklanyla kar§ila§tirmak daha dogru olabilir: Ba§hca oyunculardan Ming Ç in'i, Babürlü Hindistan'1, Safevi !ran'1, daha sonralan Oing Ç in'i, Moskova Prensligi ve Tokugawa Japonya'si. 1 0 Bunlann hepsi, büyüyen bir ba§kentin ve ordunun ihtiyaçlanm kar§ilamak üzere iskân, arazi kullam­ m1 ve hammadde konusunda gittikçe bürokratikle§en tepeden inme bir denetime degi§en õlçülerde dayanmaktayd1. Ne var ki, cografi ko§ullan ve ideolojik yõnelimi itibariyle Osmanh !m­ paratorlugu õzellikle tarihinin ilk evrelerinde bu õlçekte bir yõnetime son derece yatkmdi. O sirada sadece Ming Çin'i ve belki Babürlü Hindistan'1 daha büyük bir õlçekte kaynak dola­ §Imm1 uygulamaktaydi. Ama her ikisinin de nüfus ile verimli arazileri çok daha fazlayd1; çok degi§ken topraklarda büyük çe§itlilikte malzemeleri çekip çevirmek ikisi için de sõz konu­ su degildi. 1 1 1 8 . yüzylla girilirken, Tokugava hanedam impara10

11

Erken modem çagda Avrasya genelinde devlet bütünle§mesinin siste­ matik bir kar§1la§t1rmas1 için bkz. Victor Lieberman, Strange Parallels: Southeast Asia in Global Context, 2 cilt (New York: Cambridge Univer­ sity Press, 2004-9) . P. Perdue ve H. lslamoglu (ed.) , Shared Histories of Modernity (Londra: Routledge, 2009) kitabmda da Avrupa'yla iki taraf­ h kar§ila§tlrmalardan ziyade Asya ülkeleri arasmda kar§ila§tlrmalar yapma geregi vurgulamr. Çinlilerin çevre ve kaynak yõnetimine daha geni§ bir kar§ila§tlrmah b ak1§ için bkz. John McNeill, "China's Environmental History in World Perspective" in Sediments of Time, ed. M. Elvin ve L. Ts'ui-jung (New York: C ambridge University Press, 1 998). Babürlü tanm1, kaynaklan ve vergi düzeni için bkz. Irfan Habib, The Agrarian System of Mughal India, 2. bask1 (Yeni Delhi: Oxford University Press, 1 999) ve John Ric­ hards , Mughal India (C ambridge: C ambridge University Press, 1 993), 1 85-204. Çevre tarihi aç1smdan Babürlü ia§esi için bkz. M. Gadgil ve R. Guha, This Fissured Land (Yeni Delhi: Oxford University Press, 1 992), 1 07-8 ve çe§itli yerlerde. Babürlü devleti tanm ürünlerinin daha büyük bir k1smm1 (tah1llarda üçte bire, diger õrenlerde be§te bire varan bir oram) alm1§ olabilir; ama ia§e sistemlerinin daha az merkezi ve dar bir mal yelpazesiyle smirh oldugu sõylenebilir. 45

O S M A N L l ' DA ISYA N IK LIMI

torluk õlçeginde daha kanna§ik bir onnanc1hk sistemi geli§­ tirecek12 ve Oing hanedam daha kapsamh bir tanmsal iskân ve gõçebe denetimi projesi ba§latacakti.13 Gelgelelim, 1nebaht1 sirasmda Osmanhlar her iki bak1mdan da çok daha ilerideydi. Ne var ki, Osmanh tedarik ve iskân sistemleri õlçek ve kap­ sam bak1mmdan büyüdükçe artan sorunlarla kar§lla§tl. Os­ manhlar bu sistemleri kurarken nasll erken davrandllarsa, on­ lann istikranna son derece bag1mh ve aksamalanna duyarh hale de geldiler. Daha 1 570'lerde, imparatorlugun ana Akdeniz topraklan nüfus bask1smdan, enflasyondan ve azalan tanm getirilerinden dolay1 s1kmt1 çekmeye ba§lam1§tl. Payitahtm büyümesiyle ve iki cephedeki sava§m õlçegindeki büyümeyle zorlanan imparatorluk ia§esi daha s1k ve daha ba§ agnt1c1 ak­ s amalara maruz kaldi. ímparatorluk gerileme sürecine hemen ginnese de, yüzyllm sonuna dogru d1§ §Oklara gittikçe duyarh hale geldi; bu durum, imparatorluk ekolojisinin 1 590'larda Kü­ çük Buzul Ç ag1'nm sert ikliminin etkisi altmda bozulmasma zemin haz1rladi. K1s1m I sõz konusu Osmanh imparatorluk ekolojisinin yük­ seli§ini ve 1 6 . yüzy1l sonlarma dogru sistemi çõzme tehdidi­ ni ta§1yan etkenlerin birikmesini irdelemektedir. Bõlüm l 'de kaynaklann bõlgeler arasmda dag1hm1 ile ah§veri§i, arazi sahipligi ile iskânm imparatorluk düzeyinde yõnlendirilmesi incelenmektedir. Bõlüm 2 ve Bõlüm 3'te demografik degi§im, nüfus bask1s1, dogal ve insan eseri felaketler meselesi ele alm­ maktadir. Bõlüm 4'te ise ekolojik baskllann zamanla bir k1nlma noktasma ula§arak isyana ve krize zemin haz1rlayacag1 Ortagüney Anadolu'daki Karaman sancagma daha yakmdan bak1lmaktadir.

12

Conrad Totman, The Green A rchipelago (Athens: Ohio University Press ,

13

Peter Perdue, China Marches West (New Haven, CT: Yale University

1 998) . Press, 2005). 46

1

B Õ L GELER, KAYNAKLAR VE i S KÂN

1nebaht1 õncesindeki yüzyll ve en b a§ta da Kanuni Sultan Süleyman'm uzun hükümdarhk dõnemi ( 1 520- 1 566) impara­ torlugun õzgün siyasal ve askeri sisteminin kõkle§ip serpildi­ gi Osmanh klasik çagma denk gelir. E ski Konstantinopolis'in14 denize bakan ucunda kurulu Topkap1 Saray1'nda oturan padi­ §ah, imparatorlugun en uzak kõ§elerinden bile istida verme­ ye gelenlerle ve yabanc1 ülkelerin elçileriyle gõrü§en Divan-1 Hümayun'daki vezirler ile idarecilerin kararlanm denetler ve imparatorlugun sürekli geni§lemesini saglayan Macaristan ve iran cephelerine y1llardir düzenlenen seferlerde orduya biz­ zat komuta ederdi. Ordudaki askerlerin bir k1sm1 askeri hiz14

trnparator Konstantinos 'un amsma adi MS 4. yüzyilda Konstantinopolis olarak degi§tirilen eski Bizans §ehri, Osrnanhlann l 453'teki fethinden sonra tedricen "ístanbul" ad1m ald1; bu adm kaynag1 rnuhternelen Yu­ nanca eis tin poli ("§ehre") ibaresiydi. 1 6. yüzyildaki resmi belgelerde §ehirde s1kça hâlâ "Kostantiniyye" olarak sõz edilirken ya da bunun ben­ zer baz1 biçimleri kullamhrken, dinsel anlam yüklemek üzere degi§ti­ rilmi§ "íslalnhol" biçimi de kar§1m1za ç1kar. tstanbul adma geçi§ ancak Türkiye Curnhuriyeti'nin kurulu§uyla resmile§ti. ·osrnanhlann yapt1g1 gibi, bu kitapta da adlann hepsi birbirinin yerini tutacak §ekilde kulla­ mlacaktlr. 47

OSMAN L l ' DA ISYAN I K LIMI

met kar§ihgmda padi§ahm takdirine gõre arazi bag1§lanan sipahilerden, bir klsm1 ise yeniçerilerden, Balkan çocuklan arasmdan dev§irilip Müslüman olarak yeti§tirilen ve sava§ sanatlannda egitilen kõle askerlerden olu§urdu. Aym dev§ir­ me sistemi payitahtta geni§ bir saray kadrosu ile bürokrasiye adam saglarken, §eriat egitimi alm1§ kadilar ta§ra idarelerinin günlük i§leyi§ine nezaret ederdi. 1 5 Yine bu dõnemde imparatorluk aym õlçüde õzgün olan ve bir süre için ba§anyla yürütülen bir kaynak ile iskân yõneti­ mini uygulad1. Bu yõnetimin õzünde, payitahtm ve o dõnemde belki de dünyanm en heybetli askeri gücü olan muazzam ordu ile donanmanm doymak bilmez taleplerini kar§ilamak üze­ re imparatorlugun uzak kesimlerinden mal tedarikine dõnük Osmanh sistemleri yatmaktaydi. tmparatorluk topraklannm geni§lemesiyle birlikte Osmanh idarecileri üç k1taya yayilan çe§itli ülkelerin degi§ik kaynaklanm imparatorluk amaçla­ n dogrultusunda yõnlendirme yollan geli§tirdi. ôte yandan, uyruklanmn çogalmas1yla birlikte, nüfus hareketleri ile arazi kullammm1 düzenlemede yeni yõntemlere ba§vurdu. Her ne kadar bir "klasik" çag sayilsa da, ekolojik olanak­ lan aç1smdan bu dõnemin aslmda istisnai oldugunu ak1lda tutmak õnemlidir. Devam eden fetihler yeni topraklan iskâna, tanma ve madencilige açarken imparatorlugun h1zla büyüyen ancak hâlâ seyrek olan nüfusu dogal kaynaklan henüz agir bask1 altma almam1§tl. Merkezi otorite eskisi gibi güçlüydü; geni§ çerçeveli küresel ekonominin baskilan ve ayartmalan Osmanh topraklarmdan mallar çekmeye henüz yeni ba§lam1§­ ti. II. Mehmed'den ( 1 45 1 - 1 48 1 ) II. Selim'e ( 1 566- 1 574) kadar, Osmanh padi§ahlan Yakmdogu'nun kaynaklanm imparator­ luk amaçlan dogrultusunda yõnlendirmede emsali gõrülme­ mi§ bir firsattan yararlandilar. Kitabm bu bõlümünde 1nebah­ t1 Muharebesi s1ralannda doruga ula§ml§ haliyle tedarik sis­ temlerinin ideolojisini, geli§imini ve i§leyi§ini irdeleyecegiz. 15

1 6 . yüzy!ldaki Osmanh siyasal ve askeri sistemlerinin genel bir deger­ lendirmesi için bkz. Ínalc1k, Ottoman Empire ve Colin Imber, The Otto­ man Empire, 1350-1650: The Structure of Power (New York: Palgrave, 2002) . 48

B I R I M PARATO R L U K E KOLOJ I S I

Ía§ecilik (Provizyonizm) Modem tarihçiler genellikle Osmanh ekonomi stratejisinin yol gõsterici üç ilkeye dayand1g1m kabul ederler: Fiskalizm, gele­ nekçilik ve ia§ecilik. 1 6 Birincisi oldukça aç1kt1: Dõnemin diger devletleri gibi Osmanh 1mparatorlugu da giderleri asgariye indirirken hazinesine girecek gelirleri azamiye ç1karabilecegi

o dõnemdeki ülkesi Avrasya'nm diger büyük kara imparatorluklan gibi (ve belki de çogundan daha fazla) , yüzy1llar boyunca fetihler ve toprak kazammla­ n sonucunda ortaya ç1km1§ bir halklar, dinler ve gõrenekler halitas1yd1. Osmanhlar hepsini tek bir hukuk ve statü altmda toplamak yerine, bünyelerine katt1klan çe§itli kurumsal yap1lardaki farkh mevzuat ve vergi gelenekleriyle uzla§may1 tercih ettiler. Bir topluluk "kadimden" kalma bir hakka ya da imtiya­ za sahip oldugunu ortaya koydugunda, Osmanh hukuku çerçe­ vesinde huna genellikle uyulurdu. ía§ecilik daha zor ve tart1§mah bir kavram olsa da Osman­ h imparatorluk yõnetimini anlamada en can ahc1 unsurdur. Terimi ilk ortaya atan tarihçi Mehmet Genç'in tarifiyle, "ia­ §ecilik" en temel anlamda Osmanhlann "mallan olabildigin­ ce ucuz, kaliteli ve bol temin etmek üzere" ekonomik ili§kileri tüketici lehine düzenleme yolunu belirtir. 17 Ama daha g•mi§ bir çerçevede kavram kilit mallann merkezi yõnlendirm1 !·rie sürekli tedarikine dõnük Osmanh kayg1s1m da yans1tir. K 1s1m I'in giri§inde aç1kland1g1 üzere, Osmanh Devleti sadece hayati kaynaklan satm almak için gerekli paray1 edinmekle degil, bu kaynaklann imparatorluk genelinde dola§1m1yla da dogrudan ilgilenirdi. Kimi zaman bu yõnetim devlet mülkiyetini gerekpolitikalar geli§tirme pe§indeydi. tkinci ilke de

çogu devletin tipik yakla§1m1yd1. Osmanh

16

17

Klasik çagdaki Osmanh ekonomi teorisine ili§kin aç1klamalar için bkz. Mehmet Genç, Osmanl1 lmparatorlugunda Devlet ve Ekonomi (Ístanbul: ôtüken, 2000), klsrm I; H. ínalc1k ve D. Ouataert, ed., An Economic and Social History of the Ottoman Empire (New York: Cambridge University Press, 1 995), e. l , kesim A; Cemal Kafadar, "When Coins Turned into Drops of Dew and Bankers into Robbers of Shadows: The Boundaries of the Ot­ toman Economic Imagination" (doktora tezi, McGill Üniversitesi, 1 988). Mehmet Genç, "Osmanh íktisâdi Dünya Gõrü§ünün ílkeleri", Osmanl1 lmparatorlugunda Devlet ve Ekonomi (Ístanbul: ôtüken, 2003), 45. 49

OSMAN L l ' DA I S YAN I K L I M I

tirebilirdi: Sonuçta, fetih hakkmdan dolayi imparatorlu.k top­ raklanmn büyük bõlümü padi§ahm istimla.k yetkisine girerdi. Anca.k Osmanh 1mparatorlugu modem bir sosyalist devlet ya da güdümlü ekonomi olmaktan uza.kt1. Tanm1 ya da sanayiyi büyük õlçüde dogrudan denetim altma almas1 için ne uygun araçlar ne de te§vik unsuru vardl. Osmanh ia§eciliginin õzünde yatan §ey bizatihi devletçilik degil, sadece õnemli .kayna.klan edinmeye ve dag1tmaya dõnük far.kh bir yakla§1md1. Hayati .kamusal i§levler sõz konusu ol­ dugunda Osmanh yõneticilerinin, mallan gerek duyulan anda ve yerde sunacak denetimsiz bir piyasaya pe.k güvenleri yo.ktu. Dahas1, üretimi art1rmak ya da yeniligi te§vik etmek amac1yla (sonucu her zaman kesin olmasa da, yeniligin istenir oldugu durumlarda bile) fiyatlan piyasaya b1rakmaya ilgileri çok azd1 ya da yok denecek düzeydeydi. Onlara gõre, bir malm paha­ hla§masma izin vermek üreticilerin daha fazia üretim yap ­ mas1m te§vik etmezdi; sadece onlan vurgunculuga yõneltir ve tüketicilere zarar verirdi. Benzer §ekilde, daha yüksek bir fiyatla bile olsa, Hiristiyanlara mal ihraç etmek kaynaklara dõ­ nük s1fir-to):>lamh bir çeki§meye zemin haz1rlamay1 getirirdi. Osmanh tüccarlarmm bõyle bir ticaret kar§ihgmda elde ede­ bilecegi külçe s1rf mal bedeli degil, daha ziyade vurguncularla dolap çevirerek elde edilmi§ gayrime§ru kazanç say1hrdl. Kimi zaman Venedik'te fiyatlarm yakmdaki Osmanh Yunanistan'ma nazaran iki ve hatta üç .katma ç1.kt1g1 olurdu; ama padi§ah ta­ h1llann ya da diger temei mallann sat1§ma sadece nadir du­ rumlarda õzel izin verirdi. 1 8 Bu yola gidildiginde de, karar H1ristiyan milletlere ekonomik oldugu kadar stratejik saiklerle verilmi§ bir bibe gibi sunulurdu. 19 18

19

Bu tür ihracat kis1tlamalanmn geçmi§i 1 4. yüzy1la kadar uzamyor ola­ bilir. Bkz. Kate Fleet, "Ottoman Grain Exports from Western Anatolia at the End of the Fourteenth Century", Joumal of the Economic and Social History of the Orient 40 ( 1 997): 283-94. O dõnemdeki Akdeniz ta­ hll ticaretinin aynnt1h bir incelemesi için bkz. Maurice Aymard, Venise, Raguse, et la commerce de bié pendant la seconde moitié du XVIe siécle (Paris: SEVPEN, 1 966) . Frans1zlann l 550'lerde ortak dü§man Habsburglarla sava§ta olmasma benzer durumlar için bkz. Gilles Veinstein, "Un achat français de blé dans l'Empire ottoman au mileu du XVIe siecle", L'Empire ottoman, la 50

BIR IM PARATORL U K E K O LOJISI

Genii:; anlamda belirtmek gerekirse, Osmanh idarecileri üretimin genellikle fiyatlann en yüksek ya da pazarlann en genii:; düzeye ulai:;t1g1 durumlarda degil, devletin adalet ile hakkaniyet için en iyi koi:;ullan yaratt1g1 ve imalatç1lann ge­ rekli malzemeleri rahatça edinmesini saglad1gi durumlarda gelii:;ecegi varsayimmdan hareket ederlerdi. Klrsal kesimde memurlar iskânm olabildigince genii:;lemesini ve tanmm ola­ bildigince çok g1da üretmesini saglamaya çahi:;ird1. �ehirlerde devlet o dõnemdeki tekniklerinin elverdigi õlçüde bol ve ucuz üretim yapmalan için zanaat ve sanayi dallanm düzenlerdi. ídari düzeyde Osmanhlar mamül ürünlerin kalitesini ve sat1i:;­ larm dürüstlügünü düzen altma almak için "muhtesib" denen çari:;1 denetçilerini atarken, kaddar akitlere ve nizamnamelere uyulmas1m saglardi. Piyasa düzeyinde üreticiler onlarca lonca bünyesinde õrgütlenirdi; bu loncalann gõrevi standartlan uy­ gulatmak ve resmi makamlarla sat1i:;lar, ücretler ve usuller için müzakerelerde bulunmakti. Devlet mallarm ii:;lenmek üzere loncadan loncaya dogrudan aktanlmasm1 bile düzene baglar­ di. ôrnegin i:;ehir mezbahalan elde edilen donyag1m dosdogru mum imalatçllan loncasma, postlan da debbaglar loncasma teslim ederdi. 20 Bununla birlikte, fiyatlar Osmanh ekonomi sisteminde kilit bir rol oynardi. 1 6 . yüzyilda devlet temel mallar için çogu kez sabit bir fiyat ("narh '1 belirlerdi. Narh keyfi olarak saptanm1i:; bir rakamdan ziyade, ahcmm mallan olabildigince ucuz edin­ mesi, sat1cmm da masraflan için hakça bir bedel almas1 aç1smdan yerel fiyatlann hangi düzeyde olmas1 gerektigine ilii:;­ kin bir tahmindi.21 Uygulamada, ii:;lerin iyi gittigi dõnemlerde

20

21

République de Turquie et la France, ed. H. Batu ve J. Bacqué-Gra=ont (Ístanbul: Isis, 1 986). Suraiya Faroqhi, Towns and Townsmen of Ottoman Anato/ia (New York: Cambridge University Press, 1 984) , 1 57 ve çe�itli yerlerde. Mum imalatç1lanna donyag1 satma talimat1 için bkz. Ahmet Refik, Bicri On Birinci Asirda lstanbul Hayati (Ístanbul: Devlet Matbaas1, 1 93 1 ) , belge 42 ve 58. Osmanh fiyat düzenlemesinin ilileyilii için bkz. Mustafa ôztürk, "Os­ manh Dõnemi Fiyat Politikas1 ve Fiyatlann Tahlili", Belleten 55 ( 1 99 1 ) : 87- 1 00. Fiyat düzenlemesinin dü1iünsel dayanaklan ve kriz dõnemlerin­ de sistemin çõzülü�ü için bkz . Cerna! Kafadar, "Les troubles monétaires 51

O S M A N L l ' DA ISYA N IK LIMI

narh piyasa hadlerini az çok yans1tirdi. Sonraki bõlümlerde ele almacag1 üzere, i§lerin pek iyi gitmedigi dõnemlerde ise narhtan epeyce sapan karaborsa fiyatlan ortaya ç1kabilirdi; bu durum padi§ah1 ve devlet adamlanm uvurguncuulara ve umadrabazulara at1p tutmaya yõneltirdi. Ne var ki, narh or­ taçaga õzgü bir uadil fiyat"tan daha fazlas1m ifade ederdi.22 Narh saptamak aym zamanda kaynak akl§lill yõnlendirmenin bir arac1yd1. Payitaht gibi kaymlan bõlgelerde fiyatlar, bazen varsayild1gmm aksine, her zaman daha dü§ük degil çogu kez daha yüksekti. Bõyle bir fiyat degi§imiyle güdülen amaç, mal­ lan ta§radaki dü§ük fiyath bõlgelerden daha yüksek fiyath §e­ hirlere ve sonuçta bizzat payitahta yõneltmekti; (a§ag1da ele almacag1 üzere) et tedarikinde veya (Bõlüm 3 ve Bõlüm 6'da aç1klanacag1 üzere) mal darhklannda ba§vurulan yol buydu. Bir ba§ka deyi§le, narh üretimden ziyade dagitima dõnük bir te§vik i§levi gõrürdü. Son zamanlarda baz1 Osmanh uzmanlan bu "ia§eci" para­ digmasm1 sorgulamaya ba§lam1§tlr. Ôzellikle iktisat tarihçisi �evket Pamuk, tarihçilerin kulland1g1 resmi kay1tlann dene­ timsiz piyasalardan ziyade müdahalecilik bulgulanndan yana bir ag1rhk ta§1d1gma i§aret eder.23 O smanh para rejimlerindeki esnekligin ve pragmatizmin Osmanh ekonomisinin sõzde dev­ letçi yõnelimine ters dü§tügünü vurgular. 24 Dahas1, Osmanh

22

23

24

de la fin du XVIe siêcle et la prise de conscience ottomane du déclin", Annales: Economies, sociétés, civilisations 46 ( 1 99 1 ) : 3 8 1 -400 ve "When C oins Tumed into Drops of Dew", bõlüm 3 . Ortaçaga õzgü "adi! fiyatlar" bile çogu kez samld1gmdan daha karma­ §Ik olabilirdi. Avrupa ve O smanh fiyat düzenlemelerinin kar§1la§t1rmah bir analizi için bkz. Seven Agu, "From Welfare to Wealth: Ottoman and C astilian Trade Policies in a Time of Change" (doktora tezi, Princeton Üniversitesi, 2009) , bõlüm 2 . �evket Pamuk, "Ottoman Interventionism i n Economic and Monetary Affairs", Revue d 'histotre maghrebine 25 ( 1 998): 36 1 -7 ve "Osmanh Eko­ nomisinde Devlet Müdaheleciligine Yeniden Baki§", Toplum ve Bilim 83 ( 1 999/2000): 1 33-45. 1 6 . yüzyil sonlannda uzak mesafeli ticarette altm-gümü§ arbitra­ jmm parasalla§IDI§ ve piyasa yõnelimli bir ekonominin kamt1 olarak gõrülmesi gerektigi yolundaki baglant1h bir sav için bkz. Baki Tezcan "Searching for Osman", bõlüm 1 . Ne var ki, daha geni§ bir perspektifle baklld1gmda, altm-gümü§ arbitrajmm ashnda istisnai bir durum oldu52

BIR IM PARATORL U K E KO LOJISI

müdahaleciliginin esas olarak payitaht, ordu ve büyük §ehirler için gerekli kilit kaynaklara uyguland1g1m ve fiyat denetimle­ rine sadece "sava§larda, mahsul k1thklannda, §ehirlerin diger tedarik güçlüklerinde ve para istikrars1zhklannda" ba§vurul­ dugunu ileri sürer. 25 Son olarak, ta§radaki pazar kasabalann.m ortaya ç1k1§ma dikkat çekerek, imparatorlugun 1 6 . yüzy1l için­ de ia§ecilikten uzakla§ma yoluna girdigi sonucuna vanr. Pamuk gibi konuya ele§tirel bakanlar, merkez güdümlü ekonomiye ya da degi§mez müdahaleci zihniyete ili§kin abar­ t1h anlay1§lara kar§l ç1kmakta bir bak1ma hakhdir. Sõz konusu y1llarda dõnemin diger hükümdarlannm g1ptayla bakm1§ ola­ bilecegi bir otorite doruguna ula§IDl§ olsa da, Osmanh merkezi idaresi hiç de ekonominin tamamma hükmedebilecek bir "�ark despotizmi" degildi. 26 Dahas1, devletin aslmda bunu istedigini varsaymak ve yerel pazar faaliyetleri aç1smdan esneklik ya da aç1khk belirtilerini yok saymak için bir sebep yoktur. ôte yandan, Pamuk ve ia§eciligin diger ele§tirmenleri sav­ lanm a§inya gõtürmü§ ve 1 6 . yüzyll sonlannm baz1 õnemli geli§melerini gõz ardi etmi§lerdir. Birincisi eldeki bulgulann genelde devlet müdahalesi õrneklerine odakland1g1 dogru olsa da, belgelerdeki bo§luklan denetimsiz bir piyasayla doldur­ mak müdahaleci bir idare sav1 kadar cüretkâr bir yakla§1m o­ lur. Sonraki ba§hklar altmda ele ahnacag1 üzere, ia§enin impa­ ratorluk düzeyinde yõnlendirilmesi düzenli mal hareketlerinin geni§ bir yelpazesini kapsard1; bunlara çogu kez sadece õzel resmi ilgiyi gerektirdiginde deginilirdi. Dahas1 Pamuk, impa­ ratorlugun büyük §ehirlerini, orduyu ve donanmay1 beslemek için gerekli tedarikin muazzam hacmini ve çe§itliligini küçüm-

25 26

gu gõrülür. European Review of Economic History (EREH) dergisinde Flynn-O'Rourke tartI§masmm gõsterdigi üzere, altm-gümü§ arbitraj1nm 16. yüzy1! sonlanna dogru yerküreyi sarmasma kar§m, dünya ça­ pmda piyasa yõnelimli bir ekonomi ancak 16. yüzy1lda ortaya ç1kt1. Bkz. K. O'Rourke ve J. Williamson, "When Did Globalization Begin?", EREH 6 (2002) : 23-50 ve D. Flynn ve A. Giraldez, "Patb Dependence, Time Lags, and the Birth of Globalization", EREH 8 (2003) : 8 1 - 1 08. Pamuk, "Ottoman Interventionism", 364. Osmanh merkez ve ta§ra idareleri arasmdaki ili§kilerin evrimi üzerine analizler için bkz. t. Metin Kunt, The Sultan 's Servants (New York: Co­ lumbia University Press, 1 983) ve Barkey, Empire of Difference. 53

OSMAN L l ' DA I SYAN IKLIMI

ser; oysa birlikte ele ahndigmda bunlar imparatorlugun yilh.k gida üretiminin ve dogal kaynak temininin õnemli bir kisnu­ m tü.ketirdi. Ostelik devletin fiyatlan sadece acil durumlarda düzenledigi yolunda.ki s av, 1 6. yüzyil sonlannda sava§, dogal afet ve diger "tedarik güçlü.kleri"nin istisna degil norm oldugu gerçegini gõz ardi eder. Bõlüm 2 ve Bõlüm 3 'te ortaya konacagi üzere, artan nüfus baskis1 ve s1.kça ya§anan kithklar ashnda 1 6. yüzyil sonlannda tedrici bir serbestle§me degil, ia§e siste­ mine imparatorlugun daha geni§ müdahalesini getirdi. Ekono­ minin gittikçe parasalla§t1g1 ve 1 6 . yüzyihn genel büyüme ve refah ortamui.da yerel pazar kasabalanmn canlandigi dogru olsa da, bu geli§meler ashnda uzun mesafeli ve büyük çaph mal hareketleri üzerinde.ki imparatorluk gõzetiminin gerile­ mesini degil geni§lemesini gerektirdi; çünkü kazançh kaçakç1hk ve karaborsa satI§ flrsatlanm artird1. Basite indirgeyici abartilardan s1ynld1gmda, ia§ecilik 1 6 . yüzyihn belli kilit geli§melerini anlamakta hayati bir kavram olma õzelligini korur. Okurun ileride gõrecegi üzere, resmi bel­ gelerin dili ve daha da õnemlisi Küçük Buzul Çagi krizine yol açan olaylann seyri, merkezi idarenin ia§eci politikalara bagh kald1g1m ve ancak zaruretten dolayi bunlardan vazgeçtigini gõsterir. Dahas1, Osmanh uzmanlannm genel yakla§nmnda oldugu gibi, bu dõnemde.ki ia§eciligi sõzde Avrupa kapitalist rasyonelliginden bir tür sapma saymamak can ahc1 õnem ta­ §Ir. Osmanh tedarik sitemi bir süre harikulade iyi i§leyerek imparatorluk ahalisinin yeterince beslenmesini ve ordusunun iyi donatilmasm1 sagladi. Sistelnin bozulmas1 içkin aksakl1k­ lardan ziyade, .kimsenin õnüne geçemeyécegi ekolojik baskila­ nn ve dogal afetlerin sonucuydu.

Bõlgeler Osmanh tedarik sistemlerinin õlçegi ve kapsam1, imparator­ lugun geni§ bir alana yayilmasmdan ve cografi çe§itliliginden dogdu. 1 6 . yüzyil sonlannda Osmanh topraklan Karadeniz ve Akdeniz kav§agmdaki payitaht1 çevreleyen Balkanlar, Anado­ lu, Irak, Dogu Akdeniz, M1s1r, Hicaz ve daha õtesini kaps1yor-

54

B I R I M PA R ATOR L U K E KOLOJ I S I

du .Kimi zaman Km.m , Magrip, Yemen v e Habe§istan [bugün Etiyopya] gibi uzak yerlere emirler gõnderildigi olurdu. 1.mpa­ ratorluk toplam olarak §imdiki otuz küsur ülkeyi tamamen ya da kismen yõnetmekte ya da egemenligi altmda tutmaktayd1; bunlar bereketli nehir vadilerinden bo§ çõllere ve sarp daglara kadar uzanan degi§ik arazi yapllanna s ahipti. Ancak bir baki­ ma her bõlgenin verecek ve imparatorlugun diger kesimlerin­ den isteyecek bir §eyi vardi. 1.mparatorluk 1 6 . yüzyll sonlannda gelir ve düzen bakimm­ dan her biri ayn õzellikler ta§1yan 32 eyaletten olu§uyordu. Ancak çok basitle§tirilmi§ bir çerçevede, imparatorlugun idari ve cografi olarak bir merkez bõlgeden ve iki çeperden olu§tugu sõylenebilir.27 Genel olarak belirtmek gerekirse, merkez bõlge payitahttan daha kolay ula§llan ve daha dogrudan Osmanh denetimi altmda olan topraklan kapsamaktaydi. Payitahtm atadigi gõrevlilerce yõnetilen bu eyaletler, arazi gelirlerinin ve sava§ dõnemi vergilerinin en büyük kismm1 yüklenirdi; iskân ve arazi sahipligi sistemleri merkezden düzenlenirdi. Merkez bõlge cografi bakimdan Akdeniz topraklanyd1: Otlak­ lar ve tahlla dayah kuru tanm için yeterli yag1§ alan ancak çogu durumda ba§ka ürünleri smirh olan §imdiki Yunanistan ve Güney Bulgaristan, Bati ve Orta Anadolu, Suriye ve Filistin. Nehir ya da akarsu kiyilannda veya zengin alüvyonlu vadiler­ de bulunan daha verimli topraklarda çe§itli ürünler yeti§tirilir ve tedarik için biraz ürün fazlas1 saglamrdi; ancak bu miktar büyük bir imparatorlugu beslemeye pek yeterli degildi. Temei kaynaklann, õzellikle g1da ürünlerinin tedariki da ha ziyade imparatorlugun birinci çeper bõlge olarak adlan­ dirabilecegimiz kesimin gõreviydi: Kuzey Balkanlar, M1sir ve Klnm'm verimli topraklan. Osmanhlar için hayati õnem ta­ §lmakla birlikte, idari bakimdan imparatorlugun bu bõlgeler üzerindeki dogrudan denetimi daha smirhyd1. Geleneksel hu­ kuk sistemleri ve arazi sahipligi sistemleri büyük õlçüde ay.

27

Osmanh ta§ra idaresine ve ta§ra idari birimleri arasmdaki farkhhklara ili§kin gene! bir degerlendirme için bkz. Gabar Agoston, "A Flexible Em­ pire: Autbority and Its Limits on tbe Ottoman Frontiers", Intemational Joumal ofTurkish Studies 9 (2003) : 1 5-3 1 . 55

OSMA N L l ' DA I SYAN I K LIMI nen korunmu§tU. Macaristan dogrudan yõnetilse de, Osmanh egemenligini tamyan Tuna voyvodahklan ve Iúnm Tatar Han­ hg1 gõrünü§te bag1ms1zhga bile sahipti. Cografi bakimdan bü­ yük bir degi§kenlik gõstermekle birlikte, bu topraklann hepsi õnemli bir tanmsal fazla üretirdi. Anadolu di§ma dogru yayil­ ma sürecinde bu bõlgelerin ele geçirilmesi, Osmanhlara ekili alanlar ve ba§ka dogal kaynaklar saglayan bir ekolojik talih

ku§u oldu. M1sir binlerce yildan beri oldugu gibi pirinç ve tahil payitahttan ziyade Hicaz'm kut­ sal topraklanm beslemeye aynlm1§t1. �imdiki Sirbistan, Ma­ caristan, Bulgaristan ve Romanya'dan bugday, bal, kereste ve hepsinden õnemlisi koyun gibi mallar gelmekteydi. K1nm'dan gelen mallar çogunlukla post, donyag1, tereyag1 ve sadeyagd1; õzellikle sonuncusu henüz zeytinyag1 zevkini edinmemi§ olan Türkler aç1smdan õnemliydi. O suada Osmanhlar Karadeniz'i neredeyse bir Osmanh gõlüne dõnü§türerek zengin kaynakla­ nm imparatorluk içindeki tüketime baglami§tl.28 tkinci çeper bõlge imparatorlugun daha dü§ük verimli top­ raklanm kapsamaktaydL Bõyle bõlgeleri dolayh yõnetmeyi tercih eden devlet, çogu kez fetih õncesindeki yõneticilere sõz­ de bir Osmanh unvam verir ve bazen gõstermelik vergi ile biat i§aretlerinin õtesinde bir §ey istemezdi. Cografi bak1mdan ge­ nelde kurak ya da daghk olan bu yerlerde büyük õlçüde çoban a§iretler banmrd1; Kürdistan, Arnavutluk, Yemen ve Arabistan Çõlü gibi yerleri dogrudan yõnetmek fiilen imkâns1zd1. Bu top­ raklar (ve o dõnemde henüz seyrek nüfuslu olan ve üstünkõrü idare edilen Irak)29 bu kitapta daha az yer alacaktir. Ancak im­ paratorlugun hiçbir kesimi tamamen Osmanh idaresinin eri­ §imi di§mda degildi; ilerleyen sayfalarda Libya ve Makedonya gibi uzak yerler dahi kereste temini ve k1thkla ba§a ç1kmak gibi degi§ik baglamlarda kimi zaman kar§1m1za ç1kacaktir. kaynag1yd1; ancak bu kaynak

28

29

Halil 1nalc1k, "The Question of the C losing of the Black Sea under the Ottomans", Archeion Pontou 35 ( 1 979): 74- 1 1 0 ve Victor Ostapchuk, "The Human Landscape of the Ottoman Black Sea in the Face of Cossack Na­ val Raids", Oriente Moderno 20 (200 1 ) : 23-95. Irak'ta uzun vadeli nüfusu yõnelimleri ve ortaçagdan sonra nüfusunun gerilemesi konusunda bkz. Robert Adams, Land Behind Baghdad (Chi­ cago: University of Chicago Press, 1 965). 56

B I R I M PARATO R L U K E KOLOJ I S I Ancak b u kitabm as1l odag1 Osmanh "merkez" bõlgesidir. M1s1r ve Tuna gibi yerlerin oynadig1 hayati ekonomik ve eko­ lojik role ragmen, imparatorlugun yükseli§i ve krizi sonuçta Güney Balkanlar'dan ba§layip Anadolu'ya ve Dogu Akdeniz'e kadar uzanan yerlerin kaderine baghydi . Bu bõlge en h1zh bü­

kalacak ve Ç ag1'mn en kõtü etkileriyle kar§lla§acakti. Daha­

yümeye ula§acak, en agir nüfus bask1sma maruz

Küçük Buzul

s1, Osmanh idaresinin merkezi olmalan itibariyle, sõz konusu

tarihsel kayitlar bu eyaletlerle ilgilidir. Yine de merkez bõlgenin çevre tarihi ancak bütün imparatorluktaki kaynaklar ve onlann yeniden dag1fam1 baglammda anlam kazamr. dõnemden günümüze ula§an en saglam

Kaynaklar 1mparatorluk üç k1tadaki bu kaynaklan ve onlann dola§1m1m çekip çevirmek için kapsamh tedarik sistemleri geli§tirdi. Devlet kalite, fiyat ve satl§ düzenlemelerine ilaveten, bir di­ zi malda tedarik, depolama, ta§1ma ve dag1t1m süreçlerinin az çok dogrudan yõnetimini üstlendi. Bu sistemler, merkezi idarenin sürekli ilgisini gerektirdigi için Osmanh mühimme defterlerinde õne ç1kan bir yer tutar. Kayitlar 1 6 . yüzyila ili§­ kin kesin dõkümü saglamaktan uzak olsa da, bu belgeler baz1 õnemli kalemlerin yõnetimini ana hatlanyla ortaya koymaya yetecek bilgiler sunar. Ar§iv bulgulanndan, hepsi belirli güçlü ve zay1f yanlar ta§iyan, degi§ik ve çogu kez kendine õzgü teda­ rik sistemlerinin bir tablosu ortaya ç1kar. Kereste

Kereste hacim itibariyle en büyük ve ayn1 zamanda belgeler­ de en s1k geçen kalemdi. 30 Türklerin, ormanlan zaten azalm1§ 30

Osmanh ormanc1hg1 üzerine ara§t1rmalar henüz emekleme a§amasm­ dad1r. §imdiye kadar bu konudaki Osmanh belgelerini içeren iki ilginç derleme ç1km1§tir: Halil Kutluk, 7ürkiye Onnanciligi ile ngili Tarihi Vesi­ kalar 893-1339 (1487-1923) (Ístanbul: Tanm Bakanhg1, 1 948) ve Osmanli Ormanciligi ile ngili Belgeler (Anlcara: T.C . Orman Bakanhg1, 1 999). Ayn­ ca Dursun'un "Forest and the State" ba�hkh yayimlanmam1ij bir tezi var­ d1r. Genel olarak gemi yap1m1 ve bununla baglant1h kereste kaynaklan 57

OSMAN L l ' DA ISYA N I K LIMI

Yakmdogu arazisini yikuna ugratt1gi yolundaki yaygm yanl1§ izlenimlerin31 aksine, Osmanl1 hnparatorlugu daghk klyilar boyunca devrald1gi geni§ orman rezervlerini gayet iyi i§let­ ti. Agaçlann büyü.klügü ve kapladigi alan yabanc1 seyyahlan hayrete dü§ürmü§tü;32 imparatorluk kayitlannda da, sm1rs1z olmamakla birlikte geni§ kaynaklann varhgma i§aret eden bulgular vardir. inebaht1 dõnemine vanld1ginda, merkezi idare en halis keresteleri banndiran geni§ alanlan "miri koru " adi altmda korumaya alm1§ durumdaydi. Ormanlar daha çok Marmara Denizi civannda yogunla§sa da,33 mühimme defterlerinde Ak­ deniz ve Karadeniz k1yilannda, kimi zaman Romanya, Suriye ve Arnavutluk gibi uzak yerlerde bile miri korulardan sõz edi­ lir.34 Osmanh uyruklanna her türlü izinsiz kesim, otlatma ve odunkõmürü yap1m1m yasaklayan35 merkezi idare, orman ko-

için bkz. Uzunçar§Ih, Osmanl1 Devleti 'nin Merkez ve Bahriye Te1kildt1; tdris Bostan, Osmanl1 Bahriye Te�kildt1 (Ankara: TTK, 1 992); Murat Ç1zakça, "Ottomans and tbe Mediterranean: An Analysis of tbe Ottoman Shipbuilding Industry as Reflected by tbe Arsenal Registers of Istanbul 1 529- 1 650", Le genti del Mare Mediterraneo, ed. R. Ragosta (Na poli: Lu­ cio Pironti, 1 98 1 ) .

31

32

33 34 35

Ôrnegin bkz. Thirgood, Man and the Mediterranean Forest; Maurice Lombard, "Le bois dans la Méditeranée musuhnane {VIIe -Xle siêcles)", Annales ( 1 959): 234-55; Steven Pyne, Vestal Fire (Seattle: University of Washington Press, 1 997), bõlüm 4. ôrnegin tzmit Kõrfezi kiyismdaki padi§ab ormanlarllll gõren Venedik elçisi Aurelio Santa Croce belki de Anadolu'daki odun miktan kadar 1talya'daki nispi ormans1zla§maya dikkat çeken bir yorumla §UllU yaz­ m1§t1: "Sava§ teknesi yapllllllld a kullamlacak snnrs1z odun, õzellikle de kadirgalara ve gemilere uygun agaçlar vard1." Aktaran Maria Pedani­ Fabris (ed.), Relazioni di ambasciatori veneti al Senato XIV (Torino: Bot­ tega d'Erasmo, 1 996), 1 79. ôrnegin MD 3/285 ve MD 3/1 552. Aynca bkz. Bostan, Osmanll Bahriye Te1kildt1, 1 02-3 ve çe§itli yerlerde. Ôrnegin MD 1 2/67, MD 3/846, MD 3/846, MD 5/1 292, MD 7/658, MD 7/658, MD 7/1 800 ve MD 7/2330. Ôrnegin MD 1 2/8 1 5 , MD 1 2/683, MD 39/352, MD 24/672 ve MD 1 6/428. Ne var ki, ba§ka emirler belli orman kaynaklan için, ba§lbO§ odunlan toplama (MD 14/54 1 ) ya da ok yayla avlanma (MD 1 0/56 1 ) izni gibi gele­ neksel haklan teyit eder. 58

B I R I M PARATO R L U K E KOLOJ I S I

ruculugu yapmak üzere yeniçeriler atad.I36 v e kereste kaynakla­ nna tecavüz edenlere kürek hizmeti gibi sert cezalar getirdi. 37 Devlet sadece ormanlan degil kereste seçimi, kesimi ve da�t1nnm da düzene baglad.I. Sõzgelimi, gemi yap1nnnda kul­ lamlacak agaçlann uygun dirilikte ve kurutulmaya elveri§li olacak §ekilde umevsiminde" kesilmesi §artti. 38 Karaagaçtan top kundaklan ve tekerlek ispitleri,39 koruma altmdaki õzel bir gürgen agac1 õbeginden kadirga kürekleri40 yapilmas1 gibi, belirli amaçlar için kullamlacak agaç türlerine ili§kin emirler vard1. Belli bõlgelerden õzel kesimlerin õngõrülmesi s1k kar­ §ila§ilan bir durumdu: Direkler Akyazi'dan,41 flç1 payandalan Kocaeli'den,42 bocurgatlar tznikmid'den vb.43 Siradan çamm bile tersanelere ya da §ehirlerdeki in§aat alanlanna gõnderil­ meden õnce belirli standart õlçülere gõre kesilmesi zorunluy­ du.44 En iyi ormanlann çogu kez ücra ve daghk arazide olmas1 nedeniyle, uzak yerlere dag1t1mda daha da büyük güçlüklerle kar11ila§1hrdi. Yerel olanaklar yetersiz kald1gmda devlet keres­ tenin kiyiya ta§mmas1 için yakin eyaletlerden yüzlerce kagm ya da manda gõnderirdi; daha sonra da bu yükleri deniz yoluy­ la sevk etmek üzere kirahk gemiler tutard1.45 Ar§ivler aynnt1h rakamlar vermese de, amya dayah anla­ t1mlar tüketimin õlçegi konusunda bir izlenim verir. Donanma için kullamlan kerestenin yan1 sira askeri ve sivil in§aata dõ­ nük ah§ap gõz õnünde tutuldugunda, her yil imparatorluk tali­ matlan dogrultusunda ormanlardan yüzlerce gemi ve binlerce kagm yükü agaç kesilmi§ olsa gerek. Baz1 tekil emirler bu mik­ tar konusunda bir fikir verir: 1 564/ 1 565'te Kocaeli'den 50.000

36

Ôrnegin MD 39/ 1 63 ve MD 40/753.

37 38

MD 6/ 1 85.

39

ôrnegin MD 7/ 1 7 10, MD 1 2/ 1 020 ve MD 1 2/ 1 054.

40

MD 70/2 1 8 . MD 7/1 795.

41 42

MD 6/626. MD 6/627.

43

ôrnegin MD 7/2093.

44 45

ôrnegin MD 7/ 1 425.

Ôrnegm MD 3/1 85, MD 3/1 1 74 ve MD 14/1 052. 59

O S MA N l l ' DA ISYAN IK LIMI

Mühi=e defterlerine gõre 1 6 . yüzy1l sonlannda Osmanh kereste tedarikinin tahmini akl� yollan.

f1ç1 payandas1;46 1 570'te tznikmid'den 5.000 gürgen kadirga küregi;47 1 57 1 'de Kite'den donanma için 5.000 çeki (yakla111k 1 .250 ton) kereste;46 aym y1l Akyaz1'dan 5 . 000 çeki gemi keres­ tesiyle birlikte 250 top kundag1 ve 10 direk;49 1 574'te Maca­ ristan'daki Akk1 rman Kalesi'nin onanm1 için Bogdan'dan 3.000 agaç;50 alt1 yildan az bir süre sonra aym i§ için 2.000 agaç da­ ha.51 Agaçs1z Nil Vadisi Türkiye'nin güneydogu kesiminden, ba­ zen de Yemen ve Habe§istan'dan sürekli odun sevkiyat1 ahrd1;52 yine agaçs1z say1labilecek Güney Irak'a odun sevkiyat1 Dogu 46

MD 6/627.

47 48

MD 14/935. MD 1 0/305.

49

MD 14/ 1 35.

50

MD 261798. MD 39/657. MacaristaD'da askeri infaata dõnllk kereste talebi konusun­ da daha geni' bilgi için bkz. Lajos Rácz, "The Price of SuIVival: Trans­

51

formations in Environmental Conditions and Subsistence Systems in Hungary in tbe Age of Ottoman Occupation•, Hungarian Studies 24: 2 1 39, at 26-7. 52

ôrnegin MD 7/6 1 2 ve MD 7/1 973. MISlr odun ihtiyacm1 14. yüzyildan iti­ haren Alanya bõlgesinden sa�Iami,tl. Bkz. tbn Battuta, Traveis in Asia

and Africa, ed. H. Gibb (Yeni Delhi: Manohar, 1 992), 1 24. 60

B IR I M PARATOR L U K E K OLOJ I S I

Anadolu ve Kuzey Suriye'den Dicle ve Firat ç1g1rlan boyunca ilerleyen yoldan yapihrdi.53 Osmanhlann 1 6. yüzyilda Porte­ kizlilerle ba§a ç1kmak için Hint Okyanusu filolan kurmas1yla, Süven ve Basra'daki yeni donanma tersanelerinin ihtiyacm1 kar§ilamak aç1smdan bu sevkiyat daha da artti. 54 Dahas1, genel olarak 1stanbul'un ve õzel olarak padi§ah saraymm münhas1ran bu amaçla tahsis edilmi§ yakm ormanlardan muazzam ve sürekli bir odun talebi vard1. 55 Bu konuda da kesin rakamlar yoktur; ama bir belgede s1rf padi§ah saray1 için yilda 6.720 tonluk bir talepten sõz edilmesine bak1hrsa, §ehrin yak1t ihti­ yac1 §a§1rt1c1 düzeye varm1§ olmahdir. 56 Talu1

En hayati mal olan tah1lm tedariki a§ag1 yukan keresteyle ay­ kapsam ve õlçekte yürütülürdü57 Osmanh tah1l piyasas1 ta­ mamen devlet denetimi altmda olmamakla birlikte, Bâb1âli'nin yogun düzenlemesine ve yõnlendirmesine tabi klhnmi§tl. Ola­ gan fiyat ve kalite gõzetiminin õtesinde, merkezi idare tedarik, sevkiyat ve dag1tlIDl güvence altma alacak gerekli adimlar atti. Cografi geni§liginden dolayi, imparatorluk en azmdan Küçük m

53 54

55 56 57

ômegin MD 3/1 249, MD 7/23 7 1 ve MD 32/7 1 . Hint Okyanusu'ndaki Osmanh stratejisi için bkz. Giancarlo G asale, The Ottoman Age of Exploration (New York: C ambridge University Press, 20 1 0). ômegin MD 3 1 / 1 6 1 ve MD 6/ 1 22 . Aynca bkz. Dursun, "Forest and the State", 59-63. Faroqhi, Towns and Townsmen, 79-8 1 ( 1 643/4 y:ihna ili§kin rakam). Tahil ia§esi Osmanh uzmanlanmn ilgisini diger mallann hepsinden daha fazia çekmi§tir. Tarihyaz1mma ili§kin bir degerlendirme için bkz. Ahmet Uzun, "Osmanh Devleti'nde §ehir Ekonomisi ve Ía§e", Tür/ciye Ara�tirmalan Literatür Dergisi 3 (2005): 2 1 1 -35. Burada ba§vurulan ara§tirmalardan bazilan §unlard!r: Lütfi Güçer, Osmanli lmparatorlu­ �unda Hububat Meselesi ve Hububattan Alman Vergiler (1stanbul: 1s­ tanbul 'Õ'niversitesi, 1 964); Lütfi Güçer, •tstanbul'un Ía§esi lçin Lüzum­ lu Hububaun Temini Meselesi", lstanbul Üniversitesi lktisat Fakültesi Mecmuasi 1 1 ( 1 950): 397-4 1 6; Rhoads Murphey, "Provisioning Istanbul: The State and Subsistence in the Early Modem Middle East", Food and Foodways 2 ( 1 988): 2 1 7-63; Lynne Sasmazer, "Provisioning Istanbul: Bread Production, Power, and Political Ideology in the Ottoman Empire" (doktora tezi, Indiana il'niversitesi, 2000); Agir, "From Welfare to Wealth."

61

O S M A NL l ' DA ISYA N IK LIMI

Buzul Ça&J'mn ba§lamasma kadar bir bütün olarak nadiren aç1klarla kar§lla§tl. Bununla birlikte, merkezi idare fazla veren ve aç1k veren yõreleri dengelemede piyasa güçlerine çok az da­ yanarak, eyaletler arasmda sevkiyat1 fiilen yõnetmeyi tercih etti. Her §eyden õnce, Osmanh tahil tedariki verimli Tuna ve Karadeniz bõlgelerine ve Nil'in cõmertligine baghyd1. tlk iki bõlge tanm fazlas1m vergi ve b aç olarak dogrudan 1stanbul' a ya da ordu depolanna ve imparatorlugun ambarlanna gõnde­ rirdi. ôzellikle Trakya limam Rodosçuk'taki (Rodosto, bugün Tekirdag) ambarlar, sava§lardaki ve acil durumlardaki geni§ çaph sevkiyat1 da kapsamak üzere payitahttaki ia§esinin bü­ yük bir bõlümünü saglardi. 58 Olaganüstü durumlarda Kuzey Balkanlar'dan istenen sevkler bazen 4.000 ton tah1la kadar ula§1rd1;59 bõlgeden gõnderilen hububatm ve diger g1da ürün­ lerinin y1lhk toplam miktan herhalde on binlerce tonu bulmu§ olmah.60 Roma dõneminden beri imparatorluklann tah1l am­ ban olan M1sir, Memh1k dõneminin sonlannda büyük y1k1ma ugram1§t1;6 1 g1da ve hammadde kaynag1 olarak kuzey eyaletle­ rinin ve voyvodahklann õnüne henüz geçmi§ degildi. Nil her yil 1stanbul'a 1 .000 tonu a§km tah1lm yam s1ra, yüzlerce ton pirinç, §eker ve ba§ka mallar gõnderirdi; bu õnemli bir miktar olmakla birlikte, toplam ia§enin ancak küçük bir k1sm1ydi.62 58 59

60

61

62

Ôrnegin MD 5/595. ômegin 1 586'da Eflak ve Bogdan'dan 40.000 kile (a�ag1 yukan 1 .500 ton) bugday, 50.000 kile arpa ve 20.000 kile dan sevkine dair acil bir emre rastlamaktayiz (MD 6 1 /208) . Peter Sugar Southeastem Europe under Ottoman Rule, 1354-1804 (Se­ attle: University of Washington Press, 1 977, 1 25) kitabmda, 1 560'larda Tuna voyvodahklanndan s1rf saray ah1rlanna her y1l 80.000 kile (yakla­ �1k 3.000 ton) arpa gõ.nderildigini belirtir. Osmanhlann eline geçtigi 1 5 1 0'larda M1sir, g1da ürünleri bak1mmdan net ithalatçi konumundayd1. Bkz. Leonor Fernandes, "The City of Cai­ ro and Its Food Supply During the Mamluk Period", Nourir les cités de Mediterranée - Antiquité-temps modems, ed. B. Marin ve C. Virlouvet (Paris: Maisonneuve, 2003) ve Borsch, "Environment and Population." Murphey ("Provisioning Istanbul", 232) 20.000 erdeb (yakla�1k 1 .400 ton) gibi bir rakam verir. Alan Mikhail ("The Nature of Ottoman Egypt: Irri­ gation, Environment, and Bureaucracy in the Long Eighteenth C entury", doktora tezi, C alifornia úniversitesi (Berkeley), 2008, bõlüm 3), 18. yüz­ yilda MlSlr'dan lstanbul'a yilhk sevkiyatm birkaç bin erdeb (birkaç yüz 62

BIR IM PARATORL U K E KO LOJISI

Aym õlçüde õnemli bir husus, M1sir'm Hicaz'daki kutsal §ehir­ lere gõnderilen g1da ürünlerinin çogunu kar§llamas1yd1; ude!ji­ !je" olarak amlan bu dag1t1m her yil birkaç bin tonu bulurdu. Nil ta§kmlan yetersiz oldugunda, Mekke ve Medine'nin k1thk çekmesi neredeyse kesindi.63 ôte yandan, imparatorlugun tah1l yõnetimi merkez bõlge eyaletlerinin içlerine de ula§irdi. Bâb1âli her kazanm (bir ka­ dmm yarg1 alanma gõre tammlanan idari birim) temel g1da ürünlerinde esasen kendine yeterli olmasm1, yani imparator­ lugun taleplerini kar§1lama emri gelene kadar d1§anya ürün vermemesini ve di§andan ürün almamasm1 õngõrürdü.64 Bu talep genelde kamusal ve õzel tahll ambarlannda depolanm1§ rezervlerde narh degeri üzerinden zoraki ahm biçimine bürü­ nürdü. Bõlgeler arasmda her aktanm kayiplan ve kaçakç1hg1 cayd1rmaya yõnelik titiz tedbirlerle kar§ila§irdi. Nakliyeciler kefil gõstermek ya da teminat vermek, i§lemleri tescil ettirmek ve makbuz almak zorundaydi. M1sir ya da kuzey bõlgeleri ka­ dar hayati õnem ta§1mamakla birlikte, bu Akdeniz topraklan yine de askeri seferler, §ehirlerdeki tüketim ve bazen de k1thk yard1m1 için uzak yerlere ba§ta arpa olmak üzere temel tah1l­ lan düzenli gõnderirdi.65

63

64

65

ton) ile 40.000 erdeb (yakla§Ik 3.000 ton) arasmda degi§mi§ olabilecegi­ ni saptar. lmparatorlugun M1s1r tahil ambarlan ve hesaplan üzerindeki yõnetimi için õmegin bkz. MD 5/60 1 . Murphy ("Provisioning Istanbul", 232), 1 7 . ve 1 8 . yüzyillar için 48.000 erdeb (3.341 ton) gibi bir rakam verir; Michel Tuchscherer ("Approvisi­ onnement des villes saintes d'Al'abie en blé d'Egypte d'apres des do­ cuments ottomans des années 1 670", Anatolia Moderna 5 ( 1 994] : 7999, 80) vakt.flann dag1t1mlan da hesaba kat1ld1gmda, toplam miktann 1 670'lerde 70.000 erdebi B§t1g1m ileri sürer. Defife idaresine ili§kin daha geni§ bilgi için bkz. Jane Hathaway, A Tale of 'IWo Factions (Al­ bany: SUNY Press, 2003), 1 45-6. Padi§ah emirlerinin õmekleri için bkz. MD 5/895 ve MD 6 1 1262. Bu sisteme ili§kin genel bir degerlendirme için bkz. Lütfi Güçer, "XVI. Yüzyil Sonlannda Osmanh tmparatorlugu Dahilinde Hububat Ticareti­ nin Tâbi Oldugu Kayitlar", lstanbul Oniversitesi lktisat Fakültesi Dergisi 12 ( 1 95 1 ) : 79-98 ve Osmanl1 lmparatorlu�unda Hububat Meselesi. ôrnegin MD 58/43 1 ve MD 27/935. Kithk yardrmma ili§kin daba geni§ bilgi için bkz. bõlüm 3. 63

OSMA N L l ' DA I SYAN I K LI M I

Kerestede oldugu gibi nakliye ve i§leme süreçleri neredeyse tedarik kadar büyük güçlükler ç1kanrd1. Sevkiyat büyük õlçü­ de devlete ait ya da kirahk õzel gemilerle denizden yap1hrdi ve maliyet bazen yük degerinin % 1 5 ila 25'ine varacak §ekilde milyonlarca akçeyi bulurdu.66 Ba§ka yere ta§1ma ve kaçakç1hk riski daima oldugundan imparatorluk gõrevlileri sürekli gõzdagma ve tefti§e ba§vururdu. tç kesimlerdeki bõlgelerden tahd edinmek için, õzellikle askeri haz1rhklarda ya da acil durumlarda devletin büyük çaph kagm ya da deve kervanlan ayarlamasma gerek vard1;67 ama kara ta§1mac1hgmm çok daha yüksek (gemi ta§1mac1hgmm en az iki kat1) maliyetinden dola­ y1 bu sevkiyatlar nadiren õnemli bir rol oynardi. 68 Tehlikeleri ve nakliye masrafm1 gõz õnünde tutan tahd idaresi, riski yay­ mak için lonca sistemi üzerinden tahll tüccarlanyla birlikte

Mühi=e defterlerine gõre 1 6 . yüzyil sonlannda Osmanh tah1l tedarikinin tahmini akif yollan.

66 67 68

Murphey, "Provisioning Istanbul", 226. ômegin MD 27/935. Kara ta111mac1hgmm lojistigi için bkz. Suraiya Faroqhi, "Gameis, Wa­ gons , and the Ottoman State in the Sixteenth and Seventeenth Centuri­ es• Intemational Journal ofMiddle East Studies 14 ( 1 982): 523-39. 64

B I R I M PARATOR L U K E KOLOJ I S I çah§1rdi; aym zamanda finncilann v e degirmencilerin teda­ rikteki kaçmilmaz aksamalarda yardima yeti§ecek ilave stok­ lan hazirda tutmalanm zorunlu kllardi.69 Ham tah1hn gidecegi yere varmasmdan sonra bile õgütme ve

p i§irme

i§lemleri yine

devlet gõzetimini gerektiren ba§ka engeller yarat1rdi. ômegin dõnemin basit su degirmenleri kurakhklarda ya da dondurucu havalarda s1khkla i§lemez hale geldiginden, padi§ah payitahta sürekli bir

un

tedariki için atla çah§an ilave degirmenler yap­

t1rmak zorunda kahrdi. 'º

Koyun

!mparatorlugun celep-ke�an sistemi olarak bilinen koyun te­ dariki hem olagand1§1 mahiyeti hem de 1 590'lardaki krizde oynad1g1 kilit rol nedeniyle õzel ilgiyi hak eder.71 Tavuk ve keçi etinin dü§ük statüsü, domuz etiyle ilgili dini yasaklar ve s1gir etinin azhg1 nedeniyle imparatorlugun et, yag ve süt ürünleri ihtiyacm1 büyük õlçüde koyun saglardi. !stanbul'un et tüketi­ mine ili§kin rakamlar büyük degi§kenlik gõsterir; ama Küçük Buzul Ç ag1 krizi s1rasmda toplam rakam muhtemelen yilda 1 ,5 milyon koyun civanndayd1 ve s1rf s aray mutfagma 70.000 koyun girmekteydi.72 Diger Osmanh §ehirlerine ili§kin rakam­ lar bilinmese de, tüketilen toplam koyun say1s1 1 milyona var69

Eyüp ôzveren, "The Black Sea and the Grain Provisioning of Istanbul in the Longue Durée", Nourir /.es cités de Mediterranée - Antiquité-temps

modems, ed. B. Marin ve C. Virlouvet (Paris: Maisonneuve, 2003). 70

MD 7/230, MD 7/273 ve Ahmet Refik, Onaltmci Asirda lstanbul Hayat1

71

Koyun tedarikiyle ilgili aynntih ara§tirmalar için bkz. Anthony Gre­

(tstanbul: Devlet Bas1mevi, 1 935), bõlüm 8, belge 22. enwood, "lstanbul's Meat Provisioning: A Study of the Celep-Ke�an System" (doktora tezi, Chicago Üniversitesi, 1 988); Faroqhi, Towns and

Townsmen, bõlüm 9; Bistra Cvetkova, "Le service des celep et le ravita­ illement en bétail dans l'Empire ottoman (XVe-XVIIIe s.)", Études histo­

riques 3 ( 1 966): 145-72. 72

Greenwood, "lstanbul's Meat Provisioning", 8- 1 6 . Kar§Ila§tirma aç1sm­ dan, 18. yüzyil ba§lannm Londra'smda yakla§Ik 600.000 koyun, 1 00.000 s1g1r ve 1 00.000 dana tüketildigi samlmaktadu; rakamlan aktaran Ke­ ith Thomas, Man and the Natural World (New York: Oxford University Press, 1 983), 26. 65

O S MA N L l ' DA ISYA N IK LIMI

mi§ olabilir. Bu arada seferlere gõnderilen canh koyunlar, as­ kerlerin ba§hca protein kaynagm1 olu§tururdu. Devlet koyun tedarikini ve dag1trmm1 merkezi düzeyde yõ­ netmek yerine bu i§i hizmete ko§ulan yüklenicilere birakird1. Merkezi idarenin belirli arahklarla ta§ra idarecilerinden be­ lirlemelerini istedigi "celep"ler bir tür õzel vergi olarak, her yil belirli say1da koyunu narh degeri üzerinden saglamak zorun­ dayd1. ͧin garip tarafi, kayitlarda çogu celebin koyun yeti§­ tiricileri olarak degil her kesimden zengin adamlar, õzellikle de "tefeciler" olarak tarif edilmesidir. Bu durum idarecilerin onlara sõz konusu vergiyi itibars1z bir i§ sayilan tefeciligin ce­ zas1 olarak yükledigi izlenimini verir. 73 Bõyle ki§ilerde aranan yegâne §art, uygun geçim kaynagma ("tahammül'1 sahip ol­ malanyd1; bu terim Küçük Buzul Çag1 krizinde bozulmaya yüz tutan sistemde defalarca kar111m1za ç1kacaktir. Koyun idaresi y1l boyunca tedariki saglamak aç1smdan celepleri mevsimlik atayarak, en çok zorlu ki§ teslimatma dikkat ederdi.74 Sabit fi­ yatlann eyaletler, büyük §ehirler ve payitaht arasmda degi§­ ken bir õlçege dayanmas1, kâg1t üzerinde celeplerin teslimat masrafm1 kar11ilamaya yetecek kân elde etmek üzere, sürüleri yeti§tirildikleri yerlerde ahp !stanbul'da ve diger kilit van§ noktalannda satmalanna olanak verirdi. Dahas1, fiyat degi§i­ mi düzgün i§lediginde, aynca 11ah1slann kirsal kesimden uy­ gun §ehir pazarlanna koyun satmasm1 te§vik ederdi. Çoban ücretlerinin yüksekligine ve sürü gütmenin tehlike­ lerine kar§m, kendi b a11ma yürüyebildigi için, koyun nakliye maliyeti en dü§ük mallardan biriydi. Tah1lda oldugu gibi, Tuna bõlgesi talebi kar111lamada en büyük paya sahipti. Kapsamh hesaplar bulunmamakla b irlikte, Balkan tarihçilerinin tah­ minlerine gõre, bõlge bu dõnemde her yil yakla§lk 440.000 ko­ yun saglamaktayd1.75 Bir p adi§ah emri bõlgenin s1rf 1 582'de 472.000 koyun teslim ettigini ima eder.76 Ba§ka baz1 kaynaklar

73

Greenwood, "Istanbul's Meat Provisioning", bõlüm 3.

74

Age., 1 2 1 -3.

75

Rakllllll aktaran Sugar, Southeastem Europe, 1 25.

76

MD 48/705. 66

B I R I M PA R ATO R L U K E KOLOJ I S I

&

1

1

'

1

!!"'""

Jlbo,,..

Mühimme defterlerine gõre 1 6 . yüzy1l sonlannda Osmanh koyun tedarikinin tahmini ak1� yollan.

tek ba§ma B ogdan'm yilda yakla§Ik

300.000

koyun gõnderdi ­

gini ileri sürerken,77 anlat1mlara b ak1hrsa , õbür B alkan voyvo ­ dahklan çogu kez her seferinde yakla§ik

200.000

koyun sag­

lamaktaydi. 78 Hayvanc1hk b aklmmdan b a§ka bir zengin bõlge olan õzerk Kmm genelde vergi ve baç yükümlülügünü ba§ta içyag1 ve s adeyag olmak üzere hayvan ürünleriyle õder ve ikin­ ci õnemli kaynag1 olu§tururdu . Ta§1manm nispeten kolay ol­ mas1 nedeniyle, devlet tedarik için Orta ve Dogu Anadolu'ya da ula§abilecek durumdayd1; koyunlar b azen yerle§ik çiftçilerden bazen de gõçer Türkmen a§iretlerinden edinilirdi . Bu bedelli ahmlar õnemli bir toplam1 (her yil on binleri ve acil durumlar­ da yakla§Ik yüz bini) bulurdu ama kuzeyden düzenli gõnderi­ len düzeye, yani yüz binlere asla ula§mazd1.79 Gõnderilen sürü­ ler vardigmda, idare õnce §ehir kapilan di§mdaki belirlenmi§ mezb ahalara, ardmdan halka resmi s abit fiyat üzerinden sat1§ yapan kasaplara tahsis edilecek et paylanm belirlerdi.ªº

77

MD 53/294.

78

Greenwood, "Istanbul's Meat Provisioning", 22-7.

79

ôme�in MD 1 4/1 80.

80

Greenwood, "Istanbul's Meat Provisioning", 45-8. 67

OSMAN L l ' DA ISYA N IK LIMI Burada incelenen üç mal anlatilacak hikâyede en büyük ye­ ri tutsa da, Osmanh tedarik sistemleri daha çogunu kapsard1. Neredeyse bütün sava§ gereçleri Osmanh topraklannm bü­ tünündeki kaynaklar yelp azesinden yararlanan imparatorluk yõnetimi tarafmdan saglamrd1.81 Anadolu'nun ve B alkanlar'm her yanmda devlete ait degerli metal ve cevher ocaklan var­

di. 82

Gerekli barut Karaman'da (Ortagüney Anadolu)83 devletin

i§lettigi ocaklardan gelen güherçile ve Anadolu

palamut

me­

§esi, Lübnan sõgüdü, Suriye kavag1 gibi pek akla gelmeyecek yerlerdeki õzel kaynaklardan elde edilen odunkõmürü kullam­ l arak üretilirdi . 84 Ula§lm ya da s ava§ için kullamlacak atlar ve develer, otlaklar85 ve saray ah1rlanna tedarik86 gibi konularda hat1n say1hr devlet gõzetimini, aynca (sonraki ba§hkta ele ah­ nacag1 üzere) õncelikle bu hayvanlan yeti§tiren gõçer a§iret­ lerin idaresini gerektirirdi. Donanma aç1smdan kereste kadar vazgeçilmez olan katran, reçine, kur§un, demir, yelken bezi ve kenevir gibi kalemlerden her birinin tedariki için ilave tedbir­ lere gerek vardi. 87 Belirgin stratejik degeri olmayan mallar bile devletin düzenleyici sistemlerine tabi kilmabilirdi . !mpara­ torluk bazen meyve,88 keçi p ostu, balmumu ve bal gibi degi­ §ik mallann ihracatm1 yasaklard1.89 Zeytinyag1, içyag1 ve hatta sogan90 gibi mallar için s abit fiyatlar belirler ve vurgunculuga kar§l õnlemler ahrd1; üzümü tur§uya ve pekmeze ayirmak için 81

Genel olarak askeri gereçler için bkz. Gabor Agoston, Guns for the Sul­

82

tan (New York: Cambridge University Press, 2004). Age., bõlüm 6.

83

Padi�ab emirlerinde ara sira ba�ka kaynaklann belirtilmesine ka�m. büyük bir arayla en s1k Karaman ocaklanndan sõz edilir. Belgelerde güherçile tedarikiyle ilgili en eksiksiz de�erlendirme MD 1 2/800-8 1 0'da yer ahr.

84

V. J. Parry, "Materiais of War in the Ottoman "Empire", Studies in the Economic and Social History of the Middle East, ed. M. Cook (Londra: Oxford University Press, 1 970).

85

Orne�n MD 1 2/57.

86

Orne�n MD 3/1 87.

87

Faroqhi, Tuwns and Tuwnsmen, 1 26-3 1 ve Bostan, Osmanl1 Bahriye

88

Orne�in MD 6 1 / 1 72.

89

Orne�n MD 617 1 .

90

Orne�n MD 51 1 29.

Te�kilât1, 1 2 1 -46.

68

BIR IM PARATORL U K E K O LOJISI

ara sira § arap yap1m1m los1tlad1g1 da olurdu.91 �aptan92 §eke­ re93 kadar varan çe§itli mallann tedarikini õzel düzenlemelere baglardl. Tuz tedariki yogun devlet yatmm1m, kayit i§lemle­ rini ve vergi te§viklerini gerektirirdi94 ve pirinç üretimi ba§h ba§ma karma§Ik bir sisteme dayamrdi.95 G1da tedarikinin pürüzsüz i§lemesinin neticesi, yakla§Ik yanm milyon sakini olan payitahtm ve 1 6 . yüzyil dünyasmm belki de en güçlü ordusunun iyi beslenmesiydi. tstanbul'un bir tarihçinin ifadesiyle u§i§kin gõbekli b a§kent" (capital-ventre) ,96 yani pek az §ey üreten ve s1rf tüketen bir motor õzelligini sür­ dürmesine kar§m, halk1 Küçük Buzul Ç ag1'nm ba§lamasmdan õnce nadiren ciddi s1kmt1larla kar§Ila§tl. Osmanh ordulan on binlerce yedek askerin di§mda 1 00.000 mevcudunu a§arken, donanmanm mevcudu bir ara 50.000'e kadar çiktI.97 Bununla birlikte, Osmanh askerleri dünyada ia§esi en iyi askerler ara­

smda kaldl. Büyük çaph askeri seferberliklerde imparatorlugun talep­ lerinin artmas1 sistemi sm1rlanna kadar zorlardI.98 Hazirhklar ilkbahardaki sefer mevsiminden aylar õnce, en geç sonbahara dogru ba§lard1. Merkezi idare gemilerin ve diger ula§im araç­ lannm envanterini ç1kanr, ordunun yürüyü§ünde geçecegi ik91

ômegin M D 5/484. tmparatorluktaki Yahudiler ve Hlristiyanlar kendi tüketimleri için genellikle 11arap yapabilirlerdi.

92

Faroqhi, Towns and Tuwnsmen, 145-6.

93

ômegin MD 7 1 /565.

94

Bkz. Lütfi Güçer, •xv,-XVII . As1rlarda Osmanh tmparatorlugunda Tuz tnhisan ve Tuzlalann 111letme Nizam1", lstanbul Oniversitesi lktisat Fa­

kültesi Mecmuasi 23 ( 1 962/63): 8 1 - 143. 95

Halil 1nalc1k, "Rice Cultivation and the Çeltükçi-Re'âyâ System in the Ottoman Empire", Turcica 14 ( 1 982): 69- 1 4 1 . Bõlüm 2'de pirinç tanm1 daha aynntlh ele ahnacaktir.

96

Robert Mantran, Istanbul dans la seconde moitié du XVIIe siecle (Paris: Maisonneuve, 1 962), klsrm II, bõlüm 1 .

97

Askeri insan gücüne ili11kin hesaplamalar için bkz. Rboads Murphey,

Ottoman Warfare

1500-1700 (New Brunswick, NJ: Rutgers University

Press, 1 999), 35-49; donanma mevcudu için bkz. Ç1zakça, "Ottomans and the Mediterranean." 98

Osmanh sava§ tarzmm ve idareslnin aynntllan için bkz. Agoston, Guns for the Sultan; Murphey, Ottoman Warfare; Caroline Finkel, The Admi­ nistration o/ Warfare (Viyana: VWGÔ, 1 988). 69

OSMA N L l ' DA ISYAN IKLIMI

mal konaltlanndaki stoklamayi planlardi.99 Donanma aç1sm­ dan ilk i§ gemileri donatmak, ardindan her gemide 200 ila 300 adamm temei erzakmi olu§turan peksimeti saglamakti100 Ordu tedariki imparatorlugun en uzak kõ§elerinden gõnderilen mal­ lar ile kullamlmaya haz1r yerel kaynaltlar arasmda bir denge kurmayi gerektirirdi. Her iki talep esas olarak nakdi ve ayni olaganüstü vergilerle ("avan.z" ve "nüzuli ve genelde merkez bõlge eyaletlerinden gelen tahil, koyun ve ba§ka mallann zo­ raki alimiyla ("sürsati kar§Ilamrdi. 1º1 Atlar için yerel otlaltlar bulma geregi kaçrmlmazdi ve zor zamanlarda askerlerin ta§ra halkmdan zorla mal almasmm õnüne geçmek imkâns1zdi. Yine de Osmanh sistemi kusursuzluktan uzak olsa da, 1spanya'dan Hindistan'a kadar dõnemin diger bütün devletlerine nazaran, muhtemelen yerel sakinler aç1smdan en dü§ük maliyetle daha iyi ia§e saglanan bir ordu çikanrdi. 1º2

tskân tster sava§ta ister ban§ta en õnemli kaynak insandi: Kereste kesecek, tah1l yeti§tirecek, koyun güdecek, kayitak temin ede­ cek, bunlan payitahtm ve ordunun talepleri dogrultusunda ta§iyacak insanlar. 103 tmparatorlugun hlzla geni§ledigi 15. yüzyilda ve 16. yüzyil ba§lannda Osmanhlar yüzyillar boyun­ ca sava§ ve veba yüzünden nüfusu azalm1§ topraltlan devral-

99

Gilles Veinstein, "Some Views on Provisioning in the Hungarian Campa­

igns of Suleyman the Magnificent", Osmanistische St"Udíen zur Wirts­

100 101 1 02

103

chafts- und Sozialgeschichte in Memoriam Vanéo Boslcov, ed. H. Majer (Wiesbaden: O. Harrassowitz, 1 986). ôrnegin MD 6/643 ve MD 6/ 1469. Çetitli gemilerde mürettebat say:1S1 için bkz. Ç1zakça, "Ottomans and the Mediterranean. • Ôrnegin MD 1 21397, MD 1 2/517, MD 44/262. Erken modem ça� Avrupa'smda lojistik sorunlan için bkz. Martin van Creveld, Supplying War: Logisticsfrom Wallerstein to Patton (New York: Cambridge University Press, 2004), bõlüm 1 . Babürlü Hindistan'mda as­ keri tedarik için bkz. Stewart Gordon, "War, the Military, and the Envi­ ronment: Central India, 1 560- 1 820", R. Tucker ve E. Russell (ed.), Natural Enemy, Natural AUy (Eugene: University of Oregon Press, 2004). Akdeniz'da insam "nihai kaynak" sayan batka bir gõrüt için bkz. Horden ve Purcell, Corrupting Sea, 377-80. 70

B I R IMPARATO R L U K EKOLOJ I S I

chlar. 104 1mparatorlukta ücretlerin diger maliyet kalemlerine oranla yüksek olmas1, Bâb1âli'yi diger her kaynak gibi i§gücü­ nü de toplamaya, seferber etmeye, dola§tlrmaya, duruma gõre zorla ya da ho§lukla çah§tlrmaya yõneltti. 105 Vasúh i§gücünün ya da büyük çaph projelerin gerektigi durumlarda, merkezi idare bazen imparatorlugun bir ucundan õbür ucuna i§çiler gõnderdi. Ne var ki, topragi i§leme ve hamm adde çikarma gibi temel i§ler için, devletin her yerde iskâm geni§letmesine, ne­ redeyse kilit mallann dagitrm1 kadar uyruklann dagihmiyla da ugra§masma gerek varch. Zamanla imparatorluk õzellikle merkez bõlge eyaletlerinde gõzetimini ve vergi ahrmm azami düzeye ç1kanrken, tanm1 te§vik etmek, arazi kullamrmm ve i§gücünü idare etmek üzere arazi sahipligi ve iskân sistemleri geli§tirdi. Osmanh §ehirleri büyük ve kalabalik olsa da kõylü çift­ çiler ve gõçer çobanlar hâlâ imparatorluk nüfusunun büyük çogunlugunu olu§turuyordu. Osmanl1 padi§ahlan uyrukl arllll kabaca "sürü" anlamma gelen reaya ibaresiyle anarch. Halkmi elveri§li arazilere sürmeye ve ürünlerinin büyük klsmlill el­ de etmeye çah§an bir merkezi idare için bu birçok bakrmdan uygun bir mecazch. Merkezi idare elbette sürünün yününü de klrkmaktaych ama çok sert biçimde degil. Osmanh yõneticile­ rinin devralchgi geleneksel 1slam kavrarm "adalet dairesi" uya­ nnca, kõylüler padi§aha ve ordusuna gelir saglamakla, huna kar§llik onlar da kõylülere güvenlik ve adalet saglamakla yü­ kümlüydü.106 Her ne kadar pratik olmaktan ziyade ideal bir il­ ke olsa da, Osmanlllarm daha iyi dõnemlerinde bu "daire" ger1 04 Uli Schamiloglu, "The Rise of the Ottoman Empire: The Black Death in Medieval Anatolia and Its Impact on Turlrish Civilization•, Views from the Edge: Essays in Honor ofRichard Bulliet , ed. N. Yavari vd. (NewYork: Columbia University Press, 20041. 1 05 !vgücü konusunda daba genit bilgi için bkz. Suraiya Faroqbi, "Labor Recruitment and Control in the Ottoman Empire (16th- 1 7th Centuri­ esl", Manufacturing in the Ottoman Empire and 7hrkey, ed. D. Quataert (Binghamton: SUNY Press, 1 994). l 06 Osmanh devletinin pelritmesi baAiammda "adalet dairesi" üzerine daba genit bilgi için bkz. Llnda Darling, "Political Change and Political Dis­ course in the Early Modem Mediterranean World", Joumal o/ Interdis­ ciplinary History 38 (2008): 505-3 1 . 71

OSMAN L l ' DA I SYAN I K LIMI

çege Avrupa'mn "�ark despotizmi" yaki§t1rmasmdan çok daha fazla yakindi. Ko§ullar elverdigi sürece hükümdarlar ve onlara bagh gõrevliler uyruldann Osmanh yõnetimine nzasm1 sag­ layacak õdünlere ve uyarlamalara isteyerek ba§vururlardi. 1 º7 Hatta klasik çagda imparatorluk di§mda, yani "darü'l-harp" topraklannda bulunan baz1 H1ristiyanlann Osmanh toprakla­ nnda daha iyi bir ya§am arad1klan yõnünde gõstergeler bile vard1r. 1 08 Hukuken reaya õzgür kõylü statüsündeydi; Osmanh õncesi dõnemde Anadolu ve Balkanlar'm büyük bir k1smmda geçerli olan kõlelik ko11ullanndan kurtulmu§ durumdaydi. 1 09 Kõylüle­

rin çogu uygulamada imparatorluk topraklannm çogunu olu§­ turan padi § ah a ait miri arazilerde soydan geçme kirac1 haline

geldi. 1 1º Toprak sahiplerinin keyfi dayatmalanndan kâg1t üze­ rinde muaf olan bu kirac1lar genellikle õlçülü vergiler õderler­ di; çiftlikleri üzerinde devredilemeyen ve soyla geçen bir intifa hakki ta111rlardi. Ancak üç y1l boyunca ekilmeyen bir arazi ah­ mp b a11 ka bir kõylünün kaydina geçirilebilirdi; reaya i§ledigi top raga baghyd1 ve aynhrken yerine tarlasm1 ekip vergiyi õde­ yecek ba§ka birini bulmad1g1 takdirde, agir bir para cezasm1 07 Amy Singer Palestinian Peasants and Ottoman Ofji.cials (New York: Cambridge University Press , 1 994, 2-3 ve çe§itli yerlerde) kitabmda, Kudüs yõresine ili§kin aynnt1h bir õmek olay incelemesine dayanarak benzer bir sonuca vanr. 1 08 ômegin MD 7/1 66 Balkanlar'daki yerel yetkililere bu H1ristiyanlardan bazilanmn Osmanh topraklanna yerle§mesine izin vermelerini bildirir. Ba§ka bir õmek tspanyol Yahudilerinin 1 492'de topluca Selanik'e yerle§­ tirilmeleridir. 1 09 Sisteme ili§kin genel bir degerlendirme için bkz. 1nalc1k, Economic and

Social History, c. l ; Sistemin kõkenine ve geli§imine ili§kin klasik bir ça­ h§ma için bkz. ômer Lütfi Barkan, Tü.rkiye'de 7bprak Meselesi (Ístanbul: Gõzlem Yaymlan, 1 980). Suraiya Faroqhi de Osmanh tanmmm ve arazi kullammmm tarihyaz1m1 üzerine çok sayida makale yaznn§tlr. Bkz. "Ag­ riculture and Rural Life in the Ottoman Empire (ca. 1 500- 1 878)", New Perspectives on Tu.rkey l ( 1 987): 3 -34; "Rural Society in Anatolia and the Balkans During the Sixteenth Century, I", Tu.rcica 9 ( 1 977): 1 6 1 -95; "Rural Society in Anatolia and the Balkans During the Sixteenth Century, II",

Tu.rcica 1 1 ( 1 979) : 1 03-53; "Ottoman Peasants and Rural Life: The Histori­ ography of the 20th Century" , A rchivum Ottomanicum 18 (2000) : 1 53-82. 1 1 0 Bkz. 1nalc1k, Social and Economic History, 72

e.

1, 1 1 0- 14.

B I R I M PARATOR L U K E KOLOJ I S I

dan ("çift-bozan akçesi i yükümlüydü. 1 1 1 Her eyalette kanun­ nameler tanm ve mülkiyet konusunda çogu kez yerel usulleri kurala baglayan daha aynnt1h düzenlemelere olanak verirdi. Bir çift õküzle sürmeye yetecek kadar araziyi Üzleyen müs- · takil kõylü hanesi, Osmanh tanm ekonomisinin yap1ta§m1 olu§tururdu. Bu çift-hane sistemi çogu kez fiilen uygulanmaz­ dl. (Fiili arazi sahipligine ili§kin hesaplamalar Bõlüm 2'de yer almaktadir.) Yine de Osmanh tanm sistemi için (baz1 bakim­ lardan Çin ímparatorlugu'ndaki e§it-tarla idealiyle kar§lla§tl­ nlabilecek) bir model i§levini gõrürdü. Bõyle bir tarla hanenin elinde kahr ve bõlünmeksizin miras yoluyla geçerdi; çok sa­ y1da vâris oldugunda karde§ler toprag1 birlikte i§lerdi. Amaç devlete vergi ve kaynak sunabilecek saglam bir tanm fazlas1 üreten kendine yeterli bir kõylü hanesiydi. 1 12 Bu vergiler esas olarak 1 7 . yüzylla kadar Osmanh ordusu­ nun büyük k1smm1 olu§turan sipahilerce toplamrdl. Sipahi araziyi mülk degil timar olarak ellerinde tutard1; timar askeri hizmet kar§ihgmda padi§ahm takdirine gõre bag1§lanan arazi geliriydi. Verginin birinci kademesi tah1ldan ayni olarak ah­ nan Õ§Üre ve diger tanmsal ürünlerden (koyun, bal, zeytinyag1 vb) alman benzer paylara dayamrd1. Timar sahipleri genelde bu mallan nakit kar§ihgmda satard1; bõylece kasabalara g1da ürünleri, kirsal ekonomiye de sikke girmi§ olurdu. íkinci kade­ me ise bekâr erkeklere ("mücerred'1 õzel bir oran uygulanmak üzere, çiftlik büyüklügüne (bir çift, yanm çift ya da daha az1na) gõre alman çift resmiydi; bõyle bir vergi tarhmm kapsamh tahrirleri gerektirmesi, daha sonraki tarihçilerin Osmanh dõ­ neminde nüfusun ve arazi kullammmm ana hatlanm ortaya ç1karmasma olanak verdi. Ímparatorlugun 14. yüzy1lda dogu§undan erken modem çaga denk gelen 1 590 dolaylannda doruguna van§ma kadar, merkezi idare iskâm ve tanm1 te§vik etmeye yõnelik çe§it-

1 1 1 Ôrnegin MD5/ 1 8, MD7/463, MD36/9 1 5 ve MD5 1 / 1 05. Aynca bkz. Amy Singer, "Peasant Migration: Law and Practice in Early Ottoman Palesti­ ne", New Perspectives on Turkey 8 ( 1 992): 49-65. 1 1 2 Çift-hane sistemine ve kõylü kirac1hgma ili�kin genel bir degerlendirme için bkz. 1nalc1k, Economic and Social History e . 1, bõlüm 6. 73

OSMAN L l ' DA ISYAN I K LIMI

li politikalar izledi.113 Osmanhlar ekim ve islah çal1§mala­ nm õzendirmek aç1smdan, hukuki düzeyde §eriatl yaratlc1 bir yakla§imla yorumladl. �eriatta bo§ ("mevat1 arazilerin "ihya" edilmesi belli kull anim ya da sahiplik haklan kazan­ dlnr; bu âdet çõlde sulamayi ve meyve agac1 dikimini te§vik eden geleneklerden dogmu§tu. Osmanh dõneminde sõzgelimi pirinç için sulama düzeni kuranlara arazi bagi§lama âdeti sürdürülürken, 1 14 kullamlmayan topraklarda bag, bahçe ve bostan kuranlara fetvalarla arazi haklan tanmdl.1 15 Ne var ki, Osmanl1 1mparatorlugu'nun ilk dõneminde, klasik 1slam ça­ gmdaki durumun aksine, sorun agaçlarm azhgmdan ziyade çokluguydu; Osmanh uygulamasmda ihya filrri korulann ve çorak alanlarm temizlenerek ekime aç11masrm da kapsayacak §ekilde geni§letildi. 1 16 Konuya ili§kin olarak 1 5. ve 1 6. yüzyil ­ lardan günümüze ula§an onlarca fetvadan §U õrnek, sürecin i§leyi§i konusunda bir fikir verir: MES'ELE: Zeyd Sipahi tunan karyesi [kõyü) arazisin­ de vaki bir hâli lbo§/i§lenmemi§) ormam balta ile aç tarla eyle diyu Amr'a meccanen tefviz idüp [bedava birakJ.p) Amr dahi baltasile açup emek çeküp tarla eylese halâ Zeyd Amra §U kadar akça resm-i tapu vir [tapu resmi ver) veyahut ol tarlalan senden alub aha­ re lba§kalanna) virdim dimege kadir olur mu Elcevab. Olmaz. MES'ELE : Bir karye ahalisinden Zeyd karye-i mez­ bure [adl geçen kõy) arazisinden bir miktar ormam sahib-i arz [yerin sahibil izinsiz baltasile açub tarla 1 1 3 Ba§h ba§ma Osmanh iskân politikalan üzerine çok az 1,1ey yaz1lmI1,1

olmas1 di.kkat çekicidir. Genel bir degerlendirme ve mühimme defter­ lerinden ahnma õrnekler için bkz. Hüseyin Arslan, Osmanli � Nüfus Harfllcetleri (lstanbul: Xaknüs, 2001 ) . 1 14 lnalcik, "Rice Cultivation and the Çeltükçi-Re'âyâ System.• 1 1 5 Bkz. Colin Imber, "The Status of Orchards and Fruit-Trees in Ottoman Law", Studies in Ottoman History and Law (lstanbul: Isis, 1 996). 1 1 6 Bkz. Ronald Jennings , "The Society and Economy of Macuka in the Otto­ man Judicial Registers of Trabzon, 1 560- 1 640", Continuity and Change in Late Byzantine and Early Ottoman Society, ed. A. Bryer ve H. Lowry

(Birmingham: University of Birmingham, 1 986). 74

B I R IMPARATORLUK E KOLOJ I S I itmi§ o l s a halâ

sahib-i arz o l tarlayi tapu ile virmege

kadir olurmu.

Elcevab. Olur. Lâkin, Zeyd'e virmek evlachr. 1 17

�eriatm aynca imparatorluk topraklarmm çogunu snf fetih hakkmdan dolayi padi§ahm denetimine b1rakmas1, merke­ zi idarenin kahci iskâm te§vik etmek üzere . arazi bagi§larmi stratejik yakla§imla kullanmasma olanak verdi . 1 18 Geni§leme­

nin ilk yillarmda bu bagi§lar padi§ahm geni§ arazileri seçkin yakmlanna mülk olarak vermesini saglayan "temlik" biçime büründü. Baz1 durumlarda bagi§lar s1mr bõlgelerinde fetih ve iskâm te§vik etmeye yõnelikti; baz1 durumlarda ise padi§ah imparatorlugun yeni kazanrmlarm1 saglamla§t1rmak üzere, meskftn olmayan ya da isyanlara sahne olan topraklan seçti. 1 19 Ailelerin mülklerini kahc1 vakúlara dõnü§türmedigi durum ­ larda mirasm bõlünmesi, mirasç1s1 olmayan mülklerin devlete geçmesi ve ara sira müsadere uygulamas1 büyük mülklerin za­ manla parçal anmasrm getirdi. 120 Padi§ahlar 1 6 . yüzyila dogru çogu kez iskâm te§vik etme yõ­ nündeki aym açlk maksatla, arazileri mülkten ziyade timar ola­ rak dogrudan bagi§lamaya yõneldi. ôrnegin 1 564/1 565 tarihli §U tipik emir Bati Irak'm seyrek nüfuslu kesimleriyle ilgiliydi: Bagdâd beglerbegisine hüküm ki: Mektlib gõnderüp; "Vilâyet-i Bagdâd'da mücedde­ den [yeniden] tabrir olunan Kürdistân sancakla­ nnda ve gayride [digerlerinde] ba'z1 hâli vü harâbe

1 1 7 Kutluk, Türkiye OnnanC1.b9i ile llgili Tarihi Vesikalar, bõlüm 2. Bu tür soru-cevap fonnau fetvalarda standart uygulamadrr; "Zeyd" ve "Amr" 11eriatta SU'll d an adamlar için lrullamlan isimlerdir. 1 1 8 Barkan, "Türkiye'de Toprak Meselesinin Tarihi Esastan• Türkiye& 7bp­ rak Meselesi. 1 1 9 Bu sisteme ili!Jkin daba geni!J bilgi için bkz. "Mülk Topraklar ve Sul­ tanlann Temlik Hakla", ·osmanh 1mparatorlugu'nda Kurulu!J Devrinin Toprak Meseleri" ve "lmparatorluk Devrinde Toprak Mülk ve Vakúlanmn Hususiyeti", Barkan, Türkiye& Tuprak Meselesi. 1 20 Bkz. "Malikâne-Divâni Sisteml" ve •tmparatorluk Devrinde Toprak Mülk ve Vakúlannm Hususiyeti", Barkan, Türkiye& Tuprak Meselesi. 75

O S M AN L l ' DA ISYA N IKLIMI

[bo§/i11lenmemi§ ve harabe) mezra'alar olup havâss,1 hümâyüna· ve sancakbegleri[nin) hâslanna ve erb âb 1 timâra ta'alluk1 [t1mar erbab1yla ilgisi) olmayup lmârete kâbil yirler olup timâr tariluyla tevcih olu­ nursa [yoluyla verilirse) zamân-1 kalilde [k1sa zaman­ da) geregi gibi ma'miir [i§lenmi§) olur." diyü vilâyet kâtibi i'lâm idüp; "Fi'l-vâki' [ashnda) zikrolunan hâli vü harâbemezâri' timâr tarik1yla tevcih olunmasmun vilâyete külli nef'1 [büyük yaran) olur." diyü bildür­ mi§sin. tmdi; arzitdigün üzre hâli vü harâbe olup ki­ mesneye alâkas1 olmayup yazilu ve nizâ'lu [tart1§ma­ h) olmayan yirleri ma'miir itmek [i§lemek) üzre timâr tarik1yla virilmesin emridüp buyurdum ki. . . 1 2 1 Ba§ka õrnekler arasmda b o § arazileri ihya etmek üzere 1 568'de Musul sancagmda

230 timar122

ve a§ ag1 yukan aym siralarda

(§imdiki Türkiye- Gürcistan sm1nna yakm) Ardahan sancagmda

1 20 timar

olu§turulmas1 sayilabilir. 1 2 3 Baz1 õrneklerdeyse ben­

zer bir tarzda ve benzer bir amaca yõnelik olmak üzere, arazile­

rin timarlara degil vaklflara bag1§land1gm1 gõrmekteyiz . 1 24

Daha s1k kar§ila§ilan durum, merkezi idarenin gõçmenlere õzel imtiyazlar ve muafiyetler sunarak iskâm te§vik etmesidir. 1lk ba§ta ula§lm §ebekesi üzerinde güvenli kilit dügüm nok­ talanm , õzellikle kõprüleri ve dag geçitlerini güvence altma almak amac1yla bir tür koloni gibi olu§turulan "derbend"ler sistemi bu anlamda dikkate degerdir. 1 2 5 En geç 1 6 . yüzyilda Osmanhlar bu sistemi imp aratorlugun kritik yõrelerine gü­ venligi saglayacak stratejik kõyler konduracak §ekilde uyar­ lam1§ durumdaydi. Tipik bir õrnek ta§ra idarecilerinin iskân için uygun bir yer ve bir dizi hane belirledikten sonra, eyalet

121 1 22 1 23 1 24 125

Osmanh Devleti'nin fütühat devirlerinde zaptolunan araziden hazine idaresinde ahkonanlan �d.n. MD 6/276. MD 7/2 1 66. MD 7/462. ômegin MD 58/535. Cengiz Orhonlu, Osmanli lmparatorlugunda Derbend Te�kilâti (lstan­ bul: lstanbul Üniversitesi, 1 967) ve Arslan, Osmanli 'da Nüfus Hareketle­ ri, bõlüm 5. 76

BIR IMPARATORL U K E K O LOJ I S I

beylerbeyinin olaganüstü vergilerden sürekli ve soydan geçme muafiyet sunarak gõçmenleri buraya çekmesini istemeleriydi. Bu durumda yeni gõçmenler ebediyen topraga baglamr ve di­ ger kõylüler gibi gerekli para cezas1m õdeyerek b a§ka yere ta­ §mma seçeneginden yoksun kahrdi. Tehlikeli yõrelere yerle§­ tirilen derbend gõçmenlerinin normalde reayaya yasak olan ate§li silahlan ve ba§ka silahlan ta§1ma hakk1 da vardi. Osmanh idarecileri bakir ve meskün topraklar arasmdaki dengeyi degi§tirecek kritik bir nüfus kitlesi yaratmak için bõy­ le gõçmenleri kullandllar. Bir dizi anlat1mm i§ aret ettigi üze­ re, seyrek nüfuslu araziler genelde e§kiyalan ve asi a§iretleri b armd1rmaktayd1; bu durum siradan gõçmenleri kaç1rtarak, sürekli dü§Ü§ gõsteren bir nüfus azalmas1 ve düzensizlik sar­ malma yol açmaktaydi. 1 2 6 Tahkimli kahc1 yerle§meler olmalan itib ariyle

derbendler daha fazla nüfusu çekecek, tanm ve

tica­

ret için güvenligi saglayacak bir iskân çekirdegi olu§turarak dõngüyü tersine çevirmenin bir yoluydu. Mühimme defterle­ rindeki õrnekler Balkanlar, Anadolu ve Suriye'deki bõlgelerde sürecin i§leyi§ini gõsterir. 1 2 7 Te§viklerin i§e yaramadig1 durumlarda, merkezi idare

gün " olarak bilinen uygulamayla bütün

"sür­

bir ahalinin zorla ba§ka

bir yere ta§1nmasm1 da kapsayan daha s1ki tedbirlere ba§vura­ bilirdi. 12 8 Daha l 350'lerde Balkanlar'da yeni ele geçirilmi§ top­ raklara Anadolu'dan insan nakliyle ba§layan bu uygulama,

II.

Mehmed'in 1 453 'te ele geçirilen Konstantinopolis §ehrinin nü­ fusunu art1rmak üzere yüz binlerce ki§i getirmesiyle 1 5. yüzyil sonlannda çarp1c1 boyutta geni§ledi. 1 29 Ancak õrneklerin çogu kirsal iskânla ilgiliydi; arazi islah1

("§enlendinnek '") ,

ula§lID

1 26 ômegin MD 6/337. 1 27 Ômegin MD 26/909, MD 35/452 ve MD 36/229. Aynca bkz. Arslan,

Osmanli 'da Nüfus Hareketleri, 260-75. 1 28 Zoraki nüfus nakilleri konusunda daha genili bilgi için bkz. ômer Lüt­

fi Barkan, •Bir tskân ve Kolonizasyon Metodu Olarak Sürgünler", tk­ tisat Fakültesi Mecmuas1 1 1 - 1 5 ( 1 949- 1 954); tlhan Tekeli, ·osmanh tmparatorlugu'ndan Günümüze Nüfusun Zorunlu Yer Degilitirmesi ve tskân Sorunu", Toplum ve Bilim, 50 ( 1 990): 49-7 1 ; Arslan, Osmanlz 'da Nüfus Hareketleri, bõlüm 6 . 1 29 Heath Lowry. "Pushing the Stone Uphill: The Impact of Bubonic Plague on Ottoman Urban Society in the Fifteenth and Sixteenth Centuries". Osmanl1 Ara�t1rmalan 23 (2003) : 93- 1 32. 77

OSMA N L l ' DA I SYAN I KLIMI

§ebekelerinin kurulu§u ("seyahati te§kilâtlandirmak'1 ve baz1 Anadolu a§iretlerinin Balkanlar'a naklinde oldugu gibi tehlikeli unsurlan yurtlanndan zorla ç1karmak da bu sürece dâhildi. 130 Uygulama 1 6. yüzyilda biraz yava§lamakla birlikte, ara sira i§e yaramaya devam etti. Sõzgelimi, 1 568 yazmda Bagdat bey­ lerbeyinin yakmdaki Yezidi a§iretlerin sorun ç1karmasmdan yakmmas1 üzerine, padi§ah ona "zikrolunan Yezidi tâyifesin karye-i mezbureden kaldurup âhar yire gõçürüp . . " emrini verdi.131 Benzer §ekilde, Andira adasmdaki Hlristiyanlann ye­ rel Rumlara ve Arnavutlara yõnelik baskllan kar§ismda, pa­ di§ahm beylerbeyine verdigi emir §Uydu: "Agnboz ceziresinde [Egriboz adasmda) bir hâli yir [bo§/i§lenmemi§ yer) var ise ana gõçürüp temekkün ü tavattun [yerle§tirip yurt) itdüresiz. Agnboz'da hâli yir yog ise Rodos ceziresine [adasma) gõnde­ rüp sekenâtlann anda [yerle§imleri orada) itdürüp h1lâf-1 emr [emir di§mda) kimesneye i§ itdürmeyesiz."132 Klbns'm 1 57 1 'de­ ki fethinden sonra, padi§ahm adada iskâm çabukla§tirmak, yeni topraklan güvence altma almak ve adaya Müslümanlan yerle§tirmek üzere zoraki nüfus nakillerine yõnelmesiyle bir­ likte sürgün uygulamas1 bir kez daha geni§ledi. 133 Ne var ki, iskân i§i yeni ele geçirilmi§ topraklara gõçmenler getirtmekten çok daha fazlasm1 kapsamaktaydi. tmparatorluk arazi yap1smdaki ve kullammmdaki çe§itliligin üstesinden gelmek ve son derece dag1mk ve hareketli nüfus üzerindeki de­ netimi sürdürürken vergiler ile kaynak teminini azami düze­ ye ç1karmak zorundaydi. James Scott'm eserinden ahnma bir kavramla belirtmek gerekirse, modernlik õncesi diger tanmsal imparatorluklar gibi Osmanhlar da nüfusu ve arazi kullamm1m "gõrülebilir" tutma konusundaki temel sorunla kar§l kar§iya kaldi. Scott sõmürgecilik õncesi Güneydogu Asya aç1smdan du­ rumu §Õyle aç1klar: "Bu b aglamda devlet idaresinin rolü bõyle devlet alanlannda üretken yerle§ik nüfusu azamiye ç1kanrken, ayn1 zamanda devlet dt§l alanlan vergiye baglamaya ya da en .

1 30 Barkan, "Bir lskân ve Kolonizasyon Metodu Olarak Sürgünler." 1 3 1 MD 7/ 1 942. 1 3 2 MD 6/252. 1 33 Faroqhi, Tuwns and Townsmen, 282-4. Klbns'm iskâna aç1lmas1 konu­

sunda daha geni� bilgi için bkz. Bõlüm 4. 78

BIR IMPARATORL U K E K O LOJISI

azmdan tarafs1zla11t1rmaya dõnü§ür."134 Osmanh õrneginde "devlet d1§1 alanlar" pek yoktu; ama imparatorluk denetiminin s1mnndaki topraklar çok geni§ti: Sadece gõçer hayvanc1hgma uygun olan sarp daglar, ücra ormanlar ve kurak araziler. Bu topraklar hayati kaynaklar (at, deve, av hayvam, otlak, odun­ kõmürü, maden cevheri vb) saglarken, imparatorlugun idaresi ve güvenligi aç1smdan kritik zorluklar yaratmaktaydl. 135 Dõne­ min diger imparatorluklannda da benzer güçlükler vard1; ama Osmanhlar sorunu a11mada oldukça kararhydi. 136 tmparatorluk õncelikle zorlu arazi yap1smm e11k1yalara ve asi kabilelere bannma firsatm1 verdigi B alkanlar'da dag kõy­ lülerine kar111 son derece sert davrandi. 137 Sorunun Akdeniz daglanna kadar ula11masma ragmen, iskâmn zorlu arazilere dogru ilerlemesiyle birlikte düzeni kabul ettirme konusunda Osmanh kararhhgmm benzersiz oldugu sõylenebilirdi. Rho­ ads Murphey'nin saptad1g1 üzere, Osmanh idarecileri kuzey sm1rlannda "arazi yap1smm vah§iligini ehlile§tirme" çerçeve­ sinde dü§ünmekteydi. 138 Devlet dag geçitlerini kontrol etmek için derbendleri kullanmamn139 yam sua, b azen belah dag kõylerini toptan bo§altarak vadilere zorla yerle§tirme yoluna gitti. Tipik durumlarda mühimme defterleri dag e11k1yalanmn yagmalanm ana hatlanyla belirttikten sonra, "düzi yerlere in­ dürüp iskân itdüresin" talimat1yla son bulurdu. 140

1 34 James Scott, Seeing Like a State (New Haven, CT: Yale University Press, 1 998) , 1 87. 1 3 5 Braudel (Mediterranean, kls1m I) bu cografyanm ve düzlüklerdeki yerle­ §ik toplumla ili§kisinin klasik aç1klamasm1 sunar. 1 36 Kar11. Chetan Singh, "Forests, Pastoralists, and Agrarian Society in Mug­ hal India", Nature, Culture, and Imperialism, ed. D. Arnold ve R. Guha (Delhi: Oxford University Press, 1 995). 137 ôrnegin MD 9/44, MD22/65 ve MD48/424. Aynca bkz. Arslan, Osmanli'da Nüfus Hareketleri, 2 1 7-20. 1 38 Rhoads Murphey, "Evolving Versus Static Elements in Ottoman Geog­ raphical Writing between 1 598 and 1 729: Perceptions, Perspectives and Real-Life Experience of 'The Northern Lands' (Taraf Al-Shimali) over 1 30 Years", Intemational Joumal of Turkish Studies 10 (2004): 73-82. 139 ôrnegin MD 40/323. 140 Ôrnegin MD 14/832, MD 27/298, MD 27/353 ve MD 58/ 1 26. 79

OSMA N L l ' DA I SYAN IKLIMI

Günümüze en çarp1c1 õmekler Makedonya'nm iskâna aç1l11�mdan ula§mI§t1r. 1 564'te ͧpat kadis1mn §ikâyetleri üzeri­ ne, padi§ah çati§manm ne kadar sert oldugunu aç1ga vuran §U emri verdi: Mektüb gõnderüp; #livâ-i mezbürda [adi geçen liva­ da) 111pat kazâsma tâbi' Dardas nâm karye [kõy] sa'b [zor) yirde karâr idüp livâ-y1 mezbüre muhâfazas1 fermân olunan Koçi Ç avu11 mukaddemâ [õncelikle] niçe âsi karyeleri [kõyleri) sa'b yirlerden ovada ta­ vattun [yurt] itdürdükte mezbür karye [adi geçen kõy] halki itâ'at itmeyüp cem'iyet ile varup sipâhi vü [ve) re'âyâ evlerin[i] basup âdemler katlidüp mâllann ve tavarlann [davarlan] gâret idüp [yagmalay1p] k1bel-i 11er'den [§eriat tarafmdan] da'vet olunduklannda aslâ itâ'at itmeyüp hakk-1 nâs [insanlann bakkl) ahnmak mümkin olmayup re'âyâ vü berâyâ fesâdlanndan âciz kalduklann" bildürdügünüz ecilden buyurdum ki: Hükm-i §erifüm vancak, kaz1yye [mesele] arzitdügü­ nüz gibi ise zikrolunan karyenün ale'l-gafle [dalgm­ hga getirilerek) üzerine varup etrâf u cevânibinden kâbil-i firâr [etraf ve caniplerinden kaçdmas1 müm­ kün] olan mahalleri mukaddem bendidüp [õnceden kapat1p] büsn-i tedârükle te'annüd ü [iyi bazirhkla ayak direme ve) isyân üzre olan ba§ ba§ müfsidlerin [ba§ fesadçdanm) ve boryadlann[1] kihçdan geçü­ rüp etfâl ü ezvâclann [çocuk ve zevcelerini) yagmâ idüp geregi gibi haklanndan gelesin ki, sâyirlerine miicib-i ibret vâkid' [digerlerine ibret) olup serke§lik idenlerün itâ' atlerine sebeb ola. Eyyâm-1 sa'âdet-i bümâyiinumda [saltanat1mm saadetli günlerinde) memleket ü re'âyâ anlarun zarar u ziyân ve §err u §Ürlanndan emin ü masiin [korunmu§) olup âsâyi§ ü buzürda olalar 141 . . .

Aym y1l eyaletin ba§ka bir kazasmda, devlet dag kõylülerini teslime zorlamak için kadmlan ve çocuklan rehine alma yo -

1 4 1 MD 6/365. SIO

B I R I M PARATO R L U K E KOLOJ I S I

luna ba§vurdu.142 Baz1 durumlarda aym kõylüler yillar sonra tekrar tepelere dõnmeye çah§mca, yeni misillemelerle kar§l la§irdi. 143 Tlpkl daglar gibi, slk ormanlar da imparatorluk denetimi­ nin smavdan geçtigi alanlard1. Kõylülerin yaklt, av ve meyve için yeg tuttugu ormanlann bir ba§ka i§levi de e§klyalar ve devletin kolundan kaçmaya çah§anlara bir s1gm ak olmas1yd1. Akdeniz civanndaki diger ülkelerde benzer güçlükler vard1;

ama iskâm geni §l etme ve düz eni korum a ka rarhhgmdaki istis­ nai tutumunu bir kez daha gõsteren Osmanhlar i§i bazen or­ manlan toptan yok etmeye kadar vardirdllar. 144 Bõyle bir padi­ §ah emrinde §Unlar yaz1hyd1: "Le§ [Arnavutluk) mükabelesin­ de· bir azim [büyükl orman olup daima h1rs1z ve harami gelüp s1gmup fesad ve §enaatten [kõtülükten) hali olmad1klan [geri durmad1klarmdan) ecilden agac1 ihrak olunup [yak1hp) mezra olmasm[1) emredüp buyurdum ki . . . " 145 Benzer §ekilde 1 577'de E dirne yakmmdaki bir kadmm "hali yer ve ' azim [bo§/i§len­ memi§) orman olmagla ehl-i fesad [fesat ki§ilerin) hirs1zhklar anda [virüp?) . . . ," diye bildirmesi üzerine, padi§ah yekten ona "zikrolunan ormam kestürüp mirari idüp [aç1p) §enlen[dir?) haramzadenin fesad u §er [fesat ve kõtülügünü) . . . . def' idesin," emrini verdi. 146 Askeri smirlarda Osmanh askerlerinin kimi za­ man asilerin ya da dü§man kuvvetlerinin saklanabilecegi or­ manlardaki agaçlan kesme yoluna gittigi de olurdu. 147 Hayvanc1hk yapllan kurak ve yan kurak topraklar dah a da hassas bir güçlük yaratirdi. Fetih dõneminde bu arazi yap1sma gõçer ve yan gõçer a§iretler hâkimdi: Orta ve Dogu Anadolu'da Türkmenler, Arap eyaletlerinde Bedeviler, Karadeniz'in kuzey 1 42 MD 6/677. 1 43 MD 27/353 ve MD 35/472. 1 44 Kar§ . Roland Bechman, Trees and Man: The Forest in the Middle Ages

(New York: Paragon House, 1 990) , 262-8 ve çe11itli yerlerde. Bir mülkün satm ahnmas1m geciktirerek satild1ktan sonra sat1ld1g1 fi­ yattan satm alma -ed.n. 1 45 MD 26/636. 1 46 MD 30/5 1 9. 1 47 ômegin MD 1 0/224. Kar11 . John McNeill, "Woods and Warfare in World History", Environmental History 9 (2004) : 388-4 1 0. 81

OSMA N L l ' DA I S YAN I K L I M I

sahilinde Tatarlar ve Balkanlar'da daha küçük dag kabilele­ ri. 148 1mparatorluk kural olarak yerle§ik tanm1 hayvanc1hga dayah gõçerlige tercih etmekteydi; çünkü tanmcllar genellik­ le daha fazla nüfus, vergi ve kaynak saglamaktaydi. Gelgele­ lim, Yakmdogu'nun geni§ alanlan, õzellikle de Güney ve Dogu Anadolu'nun daghk kesimleri ve Arabistan çõlleri ekim için elveri§siz ya da verimsizdi. Bu verimsiz topraklardan ve sarp arazilerden koyun, keçi, deve ve at otlatarak sadece gõçer ço­ b anlar yeterince yararlanabilecek durumdayd1; bunun için de yazm yayla otlaklanna, kl§m düzlük otlaklanna ula§mak için çogu kez yüzlerce kilometreyi a§malan gerekiyordu. Dahas1, gezgin gõçer a§iretler sefere ç1km1§ Osmanh ordulanna haya­ ti õnemdeki ula§Im ve destek hizmetlerini sunabilmekteydi. 149 Bu baklmdan gõçer a§iretler düzenli idare ve vergi ahm1 õnün­ de ciddi bir engel olu§turmakla birlikte, sert bir arazi yap1s1mn kaynaklanndan yararlanmak için yegâne etkili araçt1. Osmalli1lar yerle§ik tanma yõnelik gõçer tehdidini etkisiz­ le§tirirken a§iretlerden hayvan, hayvan ürünleri ve asker ba­ klmmdan olabildigince yarar elde etmeye dayah ikili bir amaç güttüler. Bu dogrultuda gõçerler ve sahip olduklan hayvanlar kay1t altma ahnd1, sürüleri usulünce vergiye b agland1, kulla­ nacaklan k1§ ve yaz otlaklan ile gõç yollan belirlendi; ihlallere kar§l agir para cezalanna ve askeri harekât tehditlerine ba§­ vuruldu. 150 1mparatorluk b az1 a§iretlerin, çogunlukla Anadolu Türkmenlerin payitahta ve orduya koyun vermesini de §art 148 Bõlgedeki gõçerlerin ekolojisi için bkz. Frederik Barth, Nomads of South Persia (New York: Humanities Press, 1 964); Anatoly Khazanov, Nomads and the Outside World (Madison: University of Wisconsin Press, 1 994); Lawrence Krader, "The Ecology of Nomadic Pastoralism", Intemational Social Science Joumal 1 1 ( 1 959): 499-5 1 0; Xavier de Planhol, "Les noma­

des, la steppe, et la foret en Anatolie", Geographische Zeitschrift 52 ( 1 965): 1 0 1 - 1 6; Xavier de Planhol, De la plaine pamphylienne aux lacs pisidiens: Nomadisme et vie paysanne (Paris: Maisonneuve, 1 958). Gõçerlerin ba�h­ ca gõç yollanmn bir õzeti için aynca bkz. Xavier Planhol, Les fondements geographiques de l'histoire de l'Islam (Paris: Flammarion, 1 968), 235-43 ve Güçer, Osmanli lmparatorlu{1unda Hububat Meselesi, 1 4- 1 6. 149 Re§at Kasaba, A Moveable Empire (Seattle: University of Washington Press, 2009), 35 ve çe§itli yerlerde. 1 50 Rudi Lindner, Nomads and Ottomans in Medieval Anatolia (Blooming­ ton: Indiana University Press, 1 983). 82

B I R I M PARATO R L U K E KOLOJ I S I

ko§tu; bir seferde verilen koyun sayis1 kimi zaman 60.000 ba§a kadar ula§tl. 151 Bu arada, Güney Anadolu'nun Atçekenler gibi ba§ka topluluklan ve Hicaz'm baz1 Bedevileri saray ahirlanna at ve orduya deve sagladl. Bu sebeplerden dolayi, Bâb1âli iskâmn geni§lemesiyle bir­ likte bir çat1§ma ortam1 dogdugunda, her zaman gõçerler ta­ nm cil ann yanmda yer almad1. Aksine, resmi makamlar genel­ likle her iki tarafm geleneksel haklanm esas alarak adil bir denge bulmak zorunda kald1. Sõzgelimi, 1 564'te Yunanistan'm

kuzey kesimindeki Kavala'dan bir kadi oraya gelen yõrüklerin "'Mer'âmuzdur' diyü dahlidüp ekinlerin çignedüp ve bag u bagçelerinün incir agaçlann kesüp koyunlanna ve tavarlanna ag1l" ettikleri §ikâyetin.de bulununca, padi§ah §U cevab1 verdi: Hükm-i §erifüm vancak, bi'z-zat mahall-i nizâ'un [çat1§ma mahallinin) üzerine varup husamâyi [dü§­ manlan) berâber idüp onat vechile [iyilikle) hak üzre tefti§ idüp gõresiz; tâyife-i mezburenün. [bahsi ge­ çenlerin) kadimü'l-eyyâmdan [eskiden beri) tavarlan [davarlan) yõriyügeldügi mer'âlan ne mahalle vann­ cadur ve zikrolunan kurâ [kõy) halkmun kadimden zirâ'at ü harâset [ziraat ve çiftçilik) idegeldükleri mezra'alan ne yire müntehi olursa ma'lum idinüp [nerede sonlandig1 õgrenilip) mâ-beynlerinde [ara­ lannda) vâki' olan kadimi smurlann ta'yin ü temyiz idüp [tayin ve temyiz edip sorunu) fasleyleyüp [çõzüp) tâyife-i merkumeye [bahsi geçen.lerin) mer'âlanndan tecâvüz itdürmeyesiz.152

Ba§ka bir õrnekte, merkezi idare Diyarbakir civannda a§iret topraklanna giren ve gõçerleri yaylalanndan kovarak kanu­ na aykm biçimde ekime ba§layan timar sahiplerinin bura­ dan derhal ç1kanlmasm1 bildirdi. 1 53 Bõlüm 9'da aç1klanacag1 üzere, arazi konusundaki gerginlikler gittikçe birikmekteydi 1 5 1 ômegin MD 1 2/927. 1 52 MD 61300. 1 53 MD 6/445-46. Bu durumda merkezi idare, Osmanhlann ikna yoluyla yan ­ lannda tutamamalan halinde, sõz konusu gõçer &§iretlerinin dü§man 1ran safma geçebilecegi yolundaki uyanlan da gõzeterek hareket etmi§ti. 83

O S M A N L l ' DA ISYA N IK LIMI

ve sonunda Küçük Buzul Ç ag1 krizinde bir klnlma noktasma varacakti. Ancak bu arada birkaç ku§ak boyunca Osmanh yõ­ neticileri bozklr ve ekili alan arasmdaki nazik dengeyi az çok korumay1 ba§ardi.

Sonuç: Ekoloji ve imparatorluk 1nebaht1'dan sonra donanmamn yeniden in§as1 onlarca y1ldir ve belki birkaç yüzylld1r süren imparatorlugun yayllmas1 ve geli§mesinin vard1g1 uç noktamn ifadesiydi. Her gemi kalas1, her asker ve her denizci imparatorlugun iyi i§leyen kaynak ve nüfus yõnetiminin timsaliydi. Osmanh tedarik ve iskân sis­ temleri birlikte merkezi idareye ba§ta sava§ yürütmede ol­ mak üzere, mallar ve i§gücü üzerinden gittikçe daha büyük ve daha kapsamh bir hâkimiyet kazand1rm1§tl. Birbirini izleyen yõnetici ku§aklar tarafmdan kademeli olarak yarat1lmalarma ve pragmatik bir yakla§imla geli§tirilmelerine kar§m, bu sis­ temlerin hepsi ortak bir tedarikçilik anlay1§1Ill yans1tmakta ve kapsamh bir imparatorluk ekolojisine yõn vermekteydi. Bu Osmanh imparatorluk ekolojis_i hiç de bugünkü anla­ m1yla bir çevre korumac1hgm1 ya da kaynak yõnetimini ortaya ç1karmadi. Osmanhlar henüz adi konmamI§ çevreciler de de­ gildi. Osmanh yaz1lanndan günümüze çevre duyarhhg1 konu­ sunda ula§an izler çok azdir; hatta dogal dünyaya bak1§lannm ipuçlanm da pek bulamamaktay1z. Cografya eserleri genelde haritac1hga, ticarete ve askeri seferlere odakhdir; 154 Osmanh sanat tarihi ve mimarisi üzerine ara§tirmalar kamusal alan­ lara ve tran tarz1 bahçelere dõnük bir zevk õtesinde pek fazla §ey ortaya ç1karamam1§tir. tslam ve çevre üzerine gittikçe ge­ ni§leyen bir literatüre kar§m, bõyle fikirlerin Osmanh dõne­ mindeki anlayi§lan ya da politikalan §ekillendirdigi yõnün­ de çok az gõsterge vardir. 1 55 �amanizm unsurlanm ve kutsal 1 54 Osmanh cografya literatürüne ili�kin gene! bir degerlendirme için bkz. Mustafa Ak, "Osmanh Cografya Ç ah�malan", Türkiye Ara�tirmalan Li­ teratür Dergisi 2 (2004) : 1 63 -2 1 1 . 1 55 ôrnegin Oguz Erdur, "Reappropriating the "Green": Islamist Environ­ mentalism", New Perspectives on Turkey 17 ( 1 997): 1 5 1 -66; M. Izzi Dien, The Environmental Dimensions of Islam (C ambridge, UK: Lutterworth, 84

B I R IM PARATORL U K E KOLOJ I S I

agaçlar kültünü156 de kapsayan !slam õncesi gelenekler baz1 Alevi topluluklanm, õzellikle aykm bir mezhebe bagh Tahta­ cilan etkilemi§ olabilir. 157 Ne var ki, Ç in !mparatorlugu tarihi­ nin gõsterdigi üzere, 158 dogaya ili§kin manevi inançlar, insanm çevreye etkisi sõz konusu oldugunda çok smirh pratik sonuç getirebilir. Sõzgelimi, Osmanh belgeleri ihtiyaç dogdugunda, koruma altmdaki devlet ormanlannda bile a§1nya varacak ve erozyona yol açacak õlçüde agaç kesimine gidilebildigini or­ taya koyar. 159 !mparatorluk idarecileri gerekli gõrdüklerinde, geleneksel tslam'm çevreyle ilgili en temel akidelerini ihlal etmekten geri kalmazlard1; boyun egmeyen Arap a§iretlerini cezaland1rmak için çõldeki hurma agaçlanm kõklerinden sõk­ meleri bunun bir õrnegiydi. 16º Fakat Osmanhlar arasmda imparatorluk "ekoloji"sini tarti§mak ne kadar anakronik gõrünürse gõrünsün, bu te­ rim Osmanh yõnetiminin mahiyetini ah§1lm1§ imparatorluk "ekonomi"si tart1§masmdan çok daha iyi yans1tir. Osmanh yõ­ neticileri için gayri safi hâslla gibi soyut ekonomik kavram­ lar ekosistemlerden daha az anla§ihr §eylerdi. Toplum, din ve gelenek konulannda her i§lem birbirine baghyd1. Mehmet

1 56

1 57

1 58

1 59 1 60

2000); J. Khalid ve F. O'Brien (ed.) , Islam and Ecology (New York: Cas­ sell, 1 992). Yunus Macit ("Osmanh Türklerinde Çevre Bilinci", Türkler 1 0 (2002]: 589-97 v e Ahmed Akgündüz (Íslam ve Osmanli Çevre Hukuku, !stanbul: Osmanh Ara§t1rmalan Vakf1, 2009) Osmanh hukukunda ve si­ yasetinde bu yakla§1mlan aram1§lardir; ama anla§Ild1g1 kadanyla im­ paratorlugun yegâne "çevre" politikalan Bõlüm l O'da ele ahnacak olan §ehir sokaklanndaki temizlikle ilgilidir. Bkz. Jean-Paul Roux, Les traditions des nomades de la Turquie méridionale (Paris: Maisonneuve, 1 970) ve Pervin Ergun, Türk Kültü­ ründe Agaç Kültü (Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Ba§kanhg1, 2004). !smail Engin, "Tahtac1lar: Kimdir ve Kõkenleri Nereden Gelir?", Toplum­ sal Tarih 4-5 ( 1 995- 1 996) ve Ali Selçuk, Tahtacilar (!stanbul: Yeditepe, 2004) . Yi-Fu Tuan, "Discrepaiicies between Environmental Attitude and Be­ haviour: Examples from Europe and China", Canadian Geographer 1 2 ( 1 968) : 1 76-91 ve Mark Elvin, "The Environmental Legacy o f Imperial C hina", China Ouarterly 1 56 ( 1 999): 733-56. ôrnegin MD 3/1 255. Suraiya Faroqhi, The Ottoman Empire and the World Around lt (Leiden: B rill, 2004), 87 (Uzunçar§ih'ya gõnderme) . 85

OSMA N L l ' DA I S YA N IKLIMI

Genç bunu §Õyle ifade eder: "Din, siyaset, ahlâk, aile, cemaat,

tarikat ili§kilerinin karma§Ik yumagi içinde, sirf iktisadi ü�­

küeri aylklamak, çayda erimi§ §ekeri bulup çlkarmak kadar zordur."161 Karma§Ik ve beklenmedik et.kile§imleri, toplumlar ve dogal kaynaklar arasmda.ki yogun kar§illkh ili§.kileri de­ gerlendiren ekoloji paradigmas1 çerçevesinde, Osmanh'mn bütüncül imparatorluk egemenligi anlayi§rm, Osmanl1 tedarik ve iskân yõnetimini anlamaya aslmda daha çok yakla§abiliriz. Benzer §ekilde, Osmanh hnparatorlugu'nu modem bir u­ lus-devlet çerçevesinde yani smirlar, standartla§ml§ kurum­ lar ve vatanda§hk üzerine kurulu bir manzume olarak dü§ün­ menin ayn1 õlçüde anakronik oldugu ortaya ç1kar. Osmanhlar uluslararas1 hukukun açlk seçik tammlanmi§ bir sistemine ait degildi; kurduklan imparatorlugun resmi smirlan ya da men­ subiyet anlayi§I yoktu. 1 9. yüzyilda karantina kurumunun or­ taya ç1ki§ma kadar Osmanlilar íran'la kesin bir smir bile be­ lirlemi§ degildi; bu tedbir de sadece hastahklann yayilmasm1 õnlemeye yõnelikti. 162 Osmanl1 hnparatorlugu i§lerlige sahip bir para, mal, asker, gemi vb dola§ Imllldan dolayi kurulu§lar, kanunlar ve antla§malarla belirlenen çok soyut bir yap1 degil­ di. Bu anlamda imparatorlugu tan1mlayan §ey aslmda insan da dâhil hükmedebildigi kaynaklardi; Osmanl1 yõnetiminin ba§ans1 ya da ba§ans1zhgi tedarik ve iskân sistemlerinin düz­ gün i§leyi§ine slkI sikiya baghydi. hnparatorlugun 1nebah­ t1 felaketini atlattig1 1 57 l 'de, bu sistemler gõrünü§te en üst düzeyde i§liyormu§ gibiydi. Ne var .ki, bu gõrünü§ün altmda s1kmtmm ilk belirtileri artlk kip1rdamaktaydi.

1 6 1 Genç, Osmanli lmparatorlugunda Devlet ve Ekonomi, 44 (italikler õz­

gün metne ait). 1 62 Daniel Panzac, "Politique sanitaire et fixation des frontieres: l'exemple

ottoman (XVIle-XIXe siecles)", Turcica 31 ( 1 999): 87- 108. Snnrlan be­ nimsemeyi de kapsamak üzere, imparatorlugun modem devlet siste­ miyle bütünle§mesine ili§kin daba geni§ bilgi için bkz. Richard Horo­ witz, "Intemational Law and State Transformation in China, Siam, and the Ottoman Empire during the Nineteenth Century", Journal of World History 1 5 (2004) : 445-86. 86

2

BÜYÜME VE S INIRLARI

1 6 . yüzyil sonlanna vanld.Igmda, Osmanh imparatorluk eko­ lojisi kendi ba§ansmm kurbam olmaya ba§lami§tl. tmpara­ torluk yüzyillarca sava§ ve veb a yüzünden yiklma ugraml§ topraklan iskâna açmak, ordusunu güçlendirmek ve payitah­ t1m imar etmek için ku§aklar boyunca çah§tiktan sonra, nü­ fus b askis1 ve kaynak klthgi sorunlanyla kar§1 kar§iya geldi. Klasik çagda Osmanhlar nicelik balwmndan hlzh bir yükse­ li§ ya§ aml§ ve merkez bõlgenin Akdeniz eyaletlerinde tanm, ekilebilir arazilerin smirlanna varmi§tl. Ç evresel. sosyal ve teknolojik engeller kõylüleri artan talebi yeti§tiremez duruma dü§ürürken, gida üretimi, azalan marjinal getiriler noktasma gelip ç �tti. 1mparatorluk bir bütün olarak henüz bir Malthus kriziyle kar§lla§masa da, baz1 bõlgeler 1 580'lerde geçimin s1mrlanna yakla§t1 ve tedarik için ürün fazlas1 payi küçülmeye ba§ladI. Bu arada topraks1zhk, enflasyon ve i§sizlik çaresiz ve potansiyel olarak tehlikeli insanlardan olu§an yeni bir sm1f dogurdu.

87

OSMA N L l ' DA ISYA N IKLIMI

Nicelikler Birkaç istisna d1§mda, Eskidünya 1 5 . yüzyil sonlanndan 1 6 . yüzyil sonlanna kadar bir büyüme dõnemi ya§ad1 . 1 Büyük Ve­ ba Salgm1 en feci yik1ma 1 450'lerde yol açm1§t1 ve s1kça ya§a­ nan yeni salgmlara ragmen veba ortaçag sonlannda oldugu gibi nüfusun büyük bir kesimini bir daha t1rpanlamad1. tnsan eseri felaketler de eskisi kadar õlümcül degildi. Mogol ve Ti­ murlu istilalan geride kalmI§, Yüz Yil Sava§lan sona ermi§ ve Tudor tngiltere'sinden Ming Ç in'ine kadar daha güçlü, daha istikrarh devletler ortaya ç1km1§t1. Yenidünya kaynaklan, õzel­ likle patates ve m1sir gibi Yenidünya ürünleri Atlantik ve Pasi­ fik üzerinden yava§ yava§ akmaya ba§lad1. Hepsinden õnem­ lisi, Bõlüm 5'te ele ahnacag1 üzere, kuzey yanmküre nispeten ihk ve yumu§ak bir iklim dõnemine girdi. Osmanh demografisi genellikle tipik bir Akdeniz kahbma uyar. Braudel 1 6 . yüzyil içinde Akdeniz civannda nüfusun a­ §ag1 yukan iki katma ç1karak, 1 57 1 'deki 1nebaht1 Muharebesi sirasmda belki 60 ya da 70 milyon toplama ula§t1g1m y1llar õnce ortaya koymu§tur.2 Ne var ki, bu tahminlerini ilk kez ya­ y1mlad1g1 suada, Osmanh demografisi hâlâ bir muammayd1 ya da ancak tahmin konusuydu. Onun Türkiye ve Dogu Akdeniz için yakla§Ik 8 milyon, Balkanlar için belki bunun biraz üze­ rinde bir rakam, M1sir ve Magrip'in her biri için belki 2 ila 3 milyon yõnündeki tahminleri 1 6 . yüzy1l sonlannda 22 milyon­ luk bir toplam1 verir.3 Braudel Irak, Hicaz, Yemen, Habe§istan ve K1mn'm nüfusunu tahmin etmeye bile kalk1§mad1; ama bu muhtemelen toplam1 çok fazla art1rmayacakt1. Gelgelelim, Braudel'in de teslim ettigi üzere, daha o s1rada Osmanh ar§ivlerindeki ara§tirmalar bu tahminleri gõzden ge-

2 3

Demografik yõnelimlerin bir õzeti için bkz. Massimo Livi-Bacci, A Con­ cise History of World Population, 4 baski. (Malden, MA: Blackwell, 2006) ve C. Liu (ed.), Asian Population History (New York: Oxford University Press, 200 1 ) . Buradaki tek istisna, siyasal parçalanmamn ve sava§lann 1 7 . yüzyihn dõnümündeki birle§me sürecine kadar büyümeyi geciktir­ digi Japonya'dir. Yenidünya'da Avrupa'dan ta§man mikroplarla yik1ma ugrayan nüfus en az bir yüzy1l daha toparlanamayacakt1. Braudel, Mediterranean, e. 2, 394-4 1 7 . Age. , e. 2, 3 95 6 . -

88

BÜYÜME VE S I N I R LA R I

çirip yukanya çekme geregini ortaya ç1karm1§t1. Bu yeni ara§­ t1rmalann anahtan, imparatorlugun merkez bõlge eyaletleri­ nin çogunu kapsayan çok sayida bõlgesel tahrir defterinin bu­

lunmas1yd1.4 ôzellikle mufassal tahrir defterlerinde bir bõlge­

deki her hane için arazi sahipligine, tanm üretkenligine, bütün Õ§Ürlere ve vergilere ili§kin veriler yer almaktayd1. !mparator­ luk bu tür kayitlan tutmaya az çok her ku§akta sürdürülmek üzere, genellikle yeni topraklann fethiyle birlikte 1 5. yüzyil sonlanndan itibaren hemen giri§ti. Elimizde Bulgaristan'dan

Filistin'e kadar çogu sancak için, en azmdan 1 520'lere ya da 1 530'lara ve 1 560'lara ya da 1 570'lere ait az çok aynnt1h tah­ rirler vardir. 5 Hiç de modem bir sayim olmamakla birlikte, bu kay1tlar hem kirsal alanlarda hem de §ehirlerde vergiye tabi hanele­ rin oldukça dogru bir hesabm1 yapmam1za olanak verir. ômer Lütfi Barkan hane ba§ma be§ ki§ilik bir çarpan varsay1m1y­ la6 Irak, Misir ve daha uzak diger eyaletler hariç imparatorluk için 1 520'ler itibariyle 1 2 ila 1 2 ,5 milyonluk bir tahmine var4 5

6

Tahrir defterlerinin kõkeni ve derleni§i konusunda bkz. Halil 1nalc1k, "Ottoman Metbods of Conquest", Studia Islamica 2 ( 1 954) : 1 03-29. Tahrirler üzerine õzgün çah§malar için bkz. ômer Lütfi Barkan, "'Tarihi Demografi' Ara§t1rmalan ve Osmanh Tarihi", Türkiyat Mecmuasi 1 0 ( 1 953): 1 -26; "Türkiye'de 1mparatorluk Devirlerinin Nüfus ve Arazi Tah­ rirleri ve Hâkana Mahsus 1statik Defterleri (I)", lktisat Fakültesi Mecmu­ as1 2 ( 1 940) : 20-59; "Türkiye'de 1mparatorluk Devirlerinin Nüfus ve Arazi Tahrirleri ve Hâkana Mahsus 1statistik Defterleri (II)", lktisat Fakültesi Mecmuasi 2 ( 1 94 1 ) : 2 1 4-47. "Hane çarpam" meselesi çapra§ik ve tarti§mah bir hal alml§ olsa da, Barkan'm tahminlerinin esasen dogru oldugu sõylenebilir. Osman­ h bane büyüklügüne ili§kin çe§itli õmekler için bkz. Leila Erder, "The Measurement of Pre-Industrial Population Changes: The Ottoman Em­ pire from the l 5tb to tbe l 7tb Century", Middle East Studies 1 1 ( 1 975): 284-30 1 ; Tomoki Okawara, "Size and Structure of Damascus Households in tbe Late Ottoman Period as Compared witb Istanbul Households", Family History in the Middle East, ed. Beshara Doumani (Binghamton: SUNY Press, 2003); ômer Demirel, " 1 700-30 Tarihlerinde Ankara'da Aile­ nin Niceliksel YaplSl", Belleten 54 ( 1 990) : 945-6 1 ; Nejat Gõyünç, "'Hâne' Deyimi Hakkinda", lstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Der­ gisi 32 ( 1 979): 3 3 1 -48; Kemal Karpat, "The Ottoman Family: Documents Pertaining to Its Size", International Journal of7Urkish Studies 4 ( 1 987): 1 37-45. Bõlüm lO'da bu konuya ili§kin baz1 yeni bulgular sunulacaktir. 89

OSMA N L l ' DA I SYAN I K LIMI

m111tir. Ardmdan 1 570'lerdeki tahrirlere dayanarak ve Mlsir ile Irak'm tahmini nüfuslarml ekleyerek, bu dõnem için vardigi rakam 30 ila 35 milyondur.7 Tablo 2 . 1 onun bulgularml õzetler. Barkan'm ara§tlrmalan õlümü üzerine yanda kaldi ve 1 570'lere ili§kin tahminleri 1 520'lerin kayitlannda oldugu ka­ dar saglam bir bulgu temeline asla kavu11amadi. ôzellikle 30 ila 35 milyon yõnündeki daha yüksek tahmini baz1 ele§tiriler aldi. 8 Bununla birlikte, tahrirler üzerine daha yakm ça1111malar, en azmdan kayitlarm kapsadigi merkez bõlge eyaletleri aç1sm­ dan onun vardigi rakamlan destekler niteliktedir. Barkan'dan sonraki yillarda, daha az tanman onlarca Osman11 uzmani aym belgelere dõnük ara11t1rmalara giri§mi§ ve vanlan bulgu­ lar genellikle onunkilerle uyu§IDU§tur. Metodolojideki baz1 kuTablo 2. 1 . Barkan'm Nüfus Tahminleri Bõlge

l 520'ler- l 530'lar

l 570'ler- l 580'ler Degi�im

hnparatorluk Toplanu

1 2 milyon-1 2,5 milyon IMisrr vs hariç)

30 milyon-35 milyon

Anadolu IOrtabab. Anadolu)

2,4 milyon

3,4 milyon

M2

Karaman IOrtagüney 0,75 milyon

1 ,3 milyon

'Jl.73

Zülkadriye ltç Anadolu)

300.000

550.000

"83

Rum IOrtadogu

500.000

900 . 000

"'80

380.000

570.000

'Jl.50

4,7 milyon

8 milyon

"'º

eyaletler

dihil)

Anadolu)

Anadolul

Rum-i Hadis IKu.zeydogu

-'!'150 lyeni

Anadolul Balkanlar ltoplaJn)

7

8

ômer Lütfi Barkan, "Essai sur les donneés statistiques de régistres de recensement dans l'Empire ottoman aux XVe et XVle siecles", Joumal of the Economic and Social History of the Orient 1 ( 1 958): 9-36 ve "Re­ search on the Ottoman Fiscal Surveys", Studies in the Social and Econo­ mic History of the Middle East, ed. M. Cook ILondra: Oxford University Press, 1 970). Halil lnalclk, "Impact of the Annales School on Ottoman Studies and New Findings", Review 1 ( 1 978): 69-96. 90

B Ü Y Ü M E VE S I N I R L A R I

surlara ve sonuçlardaki tutars1zhltlara kal"§ID, bu tahrir ince­ lemeleri baskm bir h.Izb demografik büyüme izlenimi verir. 9 Aslmda, çogu inceleme gerçek artl§ID daha õnce Barkan'm 1 520'ler ve 1 580'lar arasmdaki dõnem itibariyle Anadolu ve Balkanlar için tahmin ettigi yakla§Ik %70'lik büyümeyi a§t1gi­ m

õngõrür. Baz1 yõreler nüfus bakimmdan pek büyümezken,

çogu h1zla (altml§ yilda bazen iki ve hatta üç kata varacak §e­ kilde) büyüyerek, sanayi õncesi toplumlar için çogu kez azami düzey saytlan yilllk %1 'lik büyümenin epey üzerine ç1kt1.1 0 Tab­ lo 2 . 2 imparatorlugun farkb kesimlerine ait bõlgesel tahrirler­ den õrneklemlerle, genel kabba dair bir fikir verir. Anadolu di§mda veriler daha az kapsamhdir, ama sonuçlar yine de aym yõnü i§aret eder. ôrnegin Tatar Pazarclk bõlgesin­ de tahrirler yüzyil içinde nüfusun ikiye katlandigiru gõsterir; 1 1 b u kabp Bulgaristan ve Bosna'nm geri kalan kesimi için de bü­ yük õlçüde geçerli gibidir. 1 2 Yunanistan'da tablo daha kan§Ik­ tir: Baz1 bõlgelerin nüfusu 1 5 . yüzyil sonlan ve 1 6. yüzyil son­ lan arasmda iki katm üzerine çlkarken, 1 3 digerlerinde artl§ çok dü§üktür. 14 Günümüze tahrir defterleri ula§IDl§ en uzak bõlge 9

10

11

12

13 14

Bu çah,malann bir dõkümü için bkz. Erhan Afyoncu, "Türkiye'de Tahrir Defterlerine Dayah Olarak Hazrrlanmi' Çal1§malar Hakkmda Bazi Gõ­ rü§ler", Türkiye A�t1rmalan Literatür Dergisi 1 (2003): 267-86. Sallares'in (Ecology of the Ancient Greek World, 9 5 ve çe§itli yerlerde) antik çagda benzer bir büyüme kahbrm saptamas1, ekili olmayan alan­ lara yaytlma sürerken, bõlge nüfusunun çok daha hizh büyümü§ olabi­ lecegine i'aret eder. Machiel Kiel, "Tatar Pazarcik: A Turkish Town in the Heart of Bulgaria, Some Brief Remarks on Its Demographic Development 1485-1 874", X. Türk Tarih Kongresi (Ankara: TTK, 1 986). Machiel Kiel, "Ottoman Sources for the Demographic History and the Process of Islamisation of Bosnia-Hercegovina and Bulgaria in the Fif­ teenth-Seventeenth Centuries", Intemational Joumal of Tu.rkish Stu­ dies 10 (2004): 93- 1 1 9; Machiel Kiel, "The Ottoman Imperial Registers: Central Greece and Northem Bulgaria in the 1 5th- 1 9th Century, the Demographic Development of 'IWo Areas Compared", Reconstructing Past Population Trends in Mediterranean Europe (3000BC-1 800AD), ed. K. Sbonias ve J. Bintliff (Oxford: Oxbow, 1 999); Hatidza Car Dmda, "Pljevlja'd (Ta,Iuca) Nüfusun Yap1s1 - 1 5. Yüzyihn tkinci Yans1 ve 1 6. Yüz­ ytl", BeUeten 14 (20 1 0): 1 1 3-26. Kiel, "Ottoman Imperial Registers." F. Zarinebaf, J. Bennet ve J. Davis, A Historical and Economic Geography of Ottoman Greece (Atin a: Amerikan Klasik Çag Ara§trrmalan Okulu, 2005), 1 0-20. 91

OSMAN L l ' DA ISYA N I KLIMI

2.2. lmparatorlugun Çe�itli Bôlgeleri lçin Nüfus ve Büyüme Tahminleri (hane sayisi)

Tablo

l 520'ler- l 530'lar

Bõlge

l 570'ler- l 580'ler Degi§im

Kuzey Anadolu Gedegra (kaza)•

3 . 6Q5

8.7 1 2

Samsun (kaza)• Kafirni (nahiye) Çorumlu (nahiye) Niksar (nahiye)•

2.32 1

3.597

%55

1 .094

3 .286

%73

% 1 42

1 . 974

3.522

%78

2.181

6 . 1 00

% 1 80

Bati Anadolu Aydm (5 kaza)

4.666

6.181

%32

Hamid ( 1 3 kaza & nahiye)d

9 . 907

1 7 .240

%74

Uluborlu (nahiye)

1 .706

4.042

% 1 50

962

1 . 1 04

%15

413

86 1

% 1 09

1znik (nahiye)

Dogu Anadolu Mindaval (nahiye)'

Güney/Orta Anadolu Kayseri (kazaV

2.364

8.251

%26 1

Larende (kaza)9

6 . 1 04

14.8 10

% 1 43

Mehmet ôz, "Tahrir Defterlerine Gõre Vezirkõprü Yõresinde tskân ve Nüfus ( 1 485- 1 576)", Belleten 57 ( 1 993) : 509-3 1 . Mehmet Ôz, "XVII. Yüzy1l Ortasma Dogru C anik Sancag1", Prof Dr. Bayram Kodaman 'bir Armagan, ed. Mehmet Ali Onal (Samsun: ya­ ymevi yok, 1 993). Huri tslamoglu, State ve Koylü in Osmanli lmparatorlugu (Leiden: Brill, 1 994), ekler. Michael Cook,

Population Pressure in Rural Anatolia, 1 450-1 600

(Londra: Oxford University Press, 1 972), ekler. H. t slamoglu ve S. Faroqhi, "Crop Pattems and Agricultura! Produc­ f

tion Trends in Sixteenth-Century Anatolia", Review 2 ( 1 979) :

401 -36.

Ronald Jennings, "The Population, Society, and Economy of the Re­ gion of Erciyes Dag1 in the 1 6th Century",

Contributions á

l 'histoire

économique et sociale de l'Empire ottoman, ed. J. Bacqué-Gramm ont

ve P. Dumont (Louvain: Peeters, 1 983) . Osman Gümü11çü, Ta rih i Cografya Açisindan Bir Ara�tirma (Ankara: TIK, 2001), bõlüm 3. Not: Bu rak am haneleri degil, vergi mükellefi bütün erkekleri ("nefer"l kapsar.

92

B Ü Y Ü M E VE S I N I R L A R I

olan Macaristan'm nüfusu 1 5. yüzyil sonlanndan 1 580'lere ay­ düzeyde seyretti; Habsburg sm1n boyunca sürekli sava§ gõz õnünde tutuldugunda bu dikkate deger bir geli§meydi.15 Suri­ ye, Türkiye ve Irak çevresindeki üçlü smir bõlgesine ili§kin bir incelemede de karakteristik bir h1zh büyüme saptanm1§tir. 16 ôrnegin Halep d1§mdaki Cebel Sima'an'a ait tahrirler, hane sayismm 1 5 1 9- 1 570 arasmda yakla§1k %85 artt1gm1 gõsterir. 17 Güney Suriye ve Filistin için nüfus tahminleri daha az tutar­ hdir; yüzyihn ilk yansmda çogu kez h1zh bir art1§tan sonra, nüfusun tedricen düz bir seyirde kald1g1 gõrülür. 18 Arap dün­ yasmm diger kesimlerine ili§kin veriler maalesef yok denecek kadar azdir. Ancak bu istisnalar imparatorluk genelinde güçlü demografik büyüme yõnündeki genel izlenimi pek degi§tirmez. Dahas1, genel nüfus yõnelimleri konusunda kusursuz olma­ sa bile bu rakamlann en azmdan son derece belirtici olduguna inanmam1z için her türlü sebep vardir. Baz1 Osmanh uzman­ lan tahrirlerdeki eksikliklere i§aret etse de, bu kusurlann hiç­ biri vahim degildir ve gerçek bir ihtiyaca hizmet etmemeleri halinde, imparatorlugun her ku§akta bu rakamlan derlemek için o kadar zamana ve masrafa niçin girmi§ olabilecegini he­ nüz hiç kimse ortaya koyabilmi§ degildir. 19 Üstelik hem tarihm

15

16 17

18

19

Geza David, " 1 6. - 1 7. Yüzyillarda Macaristan'm Demografik Durumu", Belleten 59 ( 1 995): 341 -52; Geza David, "Data on the Continuity and Mig­ ration of the Population in 1 6th Century in Ottoman Hungary", Acta Orientalia Hungarica 45 ( 1 99 1 ) : 2 1 9-52; Geza David, "Demographische Veranderungen in Ungam zur Zeit der Türkenherrschaft", Acta Histori­ ca 39 ( 1 988): 79-87; Rácz, "Price of Survival", 28-9. N. Gõyünç ve W. Hütteroth, Land an der Grenze (Ístanbul: EREN, 1 997). Margaret Venzke, "The Question of Declining Cereais Production in the 1 6th Century: A Sounding on the Problem-Solving Capacity of the Otto­ man Cadastres", Joumal ofTurkish Studies 8 ( 1 984) : 251 -64, 254. W. Hütteroth ve K. Abdulfattab, Historical Geography of Palestine, Transjord.an and Southem Syria (Erlangen: Frinkische Geographisc­ he Ges., 1 977), bõlüm 3 ve Singer, Palestinian Peasants, 30-2. Filistin'de sonraki tahrirlerin 1 580'ler yerine 1 595-96'ya ait olduklan gõz õnünde tutulmahd.Ir; bu balrundan 1 59 1 -96'daki Büyük Kurakhk'la (bkz. Bõlüm 6) ba11layan kaç1111 ve can kayb1m bir õlçüde yans1t.1yor olabilirler. Tahrirlerin güvenilirli�ne ili!jkin ba!jka gõrü11ler için bkz. Afyoncu, "Türkiye'de Tabrir Defterlerine Dayah Olarak Haz1rlanm111 Çah11malar Hakkmda Baz1 Gõrü11ler"; Bekir Kemal Ataman, "Ottoman Demograp93

OSMAN L l ' DA I S YAN I K L I M I

sel cografya uzmanlanmn20 hem de arkeologlann21 geçmi§teki iskân kahplanna ili§kin bõlgesel ara§t1rmalan, tahrirlerce çizilen büyüme tablosunu destekler niteliktedir. Tahrirlere yõnelik en güçlü itiraz , sayim tekniklerinin ilerlemesiyle daha fazia nüfusu yans1tir hale gelmi§ olmalandir.22 Ne var ki bu durumda, en büyük nüfus arti§lanmn kayit tutma i§leminin henüz geli§mekte oldugu en eski tahrirler arasmdaki dõneme denk gelmesini beklememiz gerekir; oysa en büyük art1§lar genelde 1 6. yüzyil sonlanna rastlar. Baz1 uzmanlar arti§lann büyümeden ziyade gõçü yans1tt1g1m ileri sürmü§lerdir; ama gõrünü§e baklhrsa rakamlar uyu§maz23 ve genellikle ba§hca gõçmen kaynag1 oldugu belirtilen Dogu Anadolu bõlgesi de ha­ t1n sayihr bir nüfus arti§ma s ahne olmu§tu.24 Hatta hane say1s mdaki artl§ gerçek nüfustaki art1§1 ol­ dugundan daha az gõsteriyor olabilir. Birincisi büyümenin h1zlanmas1yla birlikte her hanede çocuk say1smm artmas1m ve dolay1s1yla daha yüksek bir bane çarpanmm ortaya ç1kma-

hic History ( 1 4th- l 7 t h Centuries): Some Considerations", Joumal of the Economic and Social History of the Orient 35 ( 1 992): 1 87-98; Erder, "Measurement of Pre-Industrial Population Changes"; Dariusz Kolodzi­ ejczyk, "The Defter-i Mufassal of Kamaniçe from ca. 1 68 1 An Example of Late Ottoman Tahrir, Reliability, Function, Principies of Publication", Osmanli Ar1Z1tinnalan 13 ( 1 993): 9 1 -8; Mehmet Ôz, "Tahrir Defterlerin­ deki Sayisal Veriler", Osmanli Devleti 'nde Bilgi ve lstatik, ed. H. 1nalc1k -

20

21

22 23 24

ve §. Pamuk (Ankara: DÍE , 20001. ômegin Wolf-Dieter Hütteroth, Liindliche Siedlungen im südlichen In­ neranatolien in den letzen vierhundert Jahren (Gõttingen: Universitãt Gõttingen, 1 968). Ômegin Tony Wilkinson, "Demographic Trends from Archaeological Sur­ vey: Case Studies from the Levant and Near E ast", Reconstructing Past Population Trends in Mediterranean Europe (3000BC-J BOOAD), ed. J. Bintliff ve K. Sbonias (Oxford: Oxbow, 1 999). Bkz. Gõyünç ve Hütteroth, Land an der Grenze, 1 23-6. Osman Gümü§çü, "Interna! Migrations in Sixteenth Century Anatolia", Joumal of Historical Geography 30 (2004): 23 1 -48. ôz'ün "Tahrir Defterlerindeki Sayisal Veriler" makalesine gõre, Harput yakla§Ik iki misli ve C anik %60-70 oranmda büyüdü; Jennings'in "Urban Population in Anatolia" makalesine gõre, yüzyihn dõnümünde neredey­ se terk edilmi§ dururumda olan Erzurum'da 1 585 itibariyle 548 kadar vergi mükellefi yeti§kin vard1. 94

B Ü Y Ü M E VE S I N I R L A R I

sm1 bekleyebiliriz.25 tkincisi ileride anlat1lacag1 üzere bekâr ve topraks1z erkek s ay1smm artmas1yla b irlikte, ebeveynleri­ nin yanmda kalan k1zlann ve bir arada ya§ayan daha geni§ ailelerin say1ca artmasm1 bekleyebiliriz. Üçüncü, nüfus bas­ k1smdan dolay1 avareligin ve gõçün h1zlanmas1yla birlikte, s ayllmayan ki§i s ay1s1 da artml§ olabilir. Son olarak, tahrirle­ rin 1 570'lerde ya da 1 580'lerde neredeyse tümden kesilmesi­ ne kar§m, ileride gõrecegimiz üzere, gerçek krizin 1 590'larda ortaya ç1kt1gm1 gõz õnünde tutmahy1z. Bütün bu etkenler he­ s ab a katlld1gmda, Barkan'm daha yüksek tahmini tamamen makul gõrünür. 26 Bunlara ilaveten, 1 6 . yüzyil sonlan için 35 milyon dolayin­ daki bir dorugu kabul etmemiz için bir sebep daha olabilir. Bõyle bir rakam Osmanh topraklanndaki nüfusu, güçlü bir imparatorlugun en son Dogu Akdeniz'i güvenlik ve refah için­ de tuttugu Roma ve erken Bizans dõnemlerindeki düzeye az çok denk duruma getirir.27 Bir ba§ka deyi§le, Osmanh klasik çag1 bõlgenin giri§te aç1klanan uzun vadeli kriz ve toparlanma dõngüsündeki yükseli§lerden biriydi. Bõylece nüfusu doruk düzeye ç1kan Osmanhlar geçmi§teki imparatorluklann kar§1la§t1g1 ayn1 ekolojik smirlamalarla yüz yüze geldi. 28

Nüfus Bas1ns1 Osmanh tmparatorlugu erken modem çagdaki nüfus baskls1na õzgü genel bir Avrasya ve õzel bir Akdeniz kahbmm õrne25 26

27

28

Erder, "Measurement of Pre-Industrial Population Changes.• Yunus Koç "The Structure of the Population of the Ottoman Empire" makalesinde (The Great Ottoman-Turkish Civilizatíon, e. 2, ed. Kemal Çiçek, 538) yeni ele geçirilmi§ topraklarda biraz daha dü!Jült bir nüfus ve ana bõlgede sadece %60'hk bir büyüme varsayildigmda bile 30 milyona daha yakm bir tahmine vanr. Antik çag nüfus düzeylerine iliflkin çe§itli tahminler için bkz. Angus Maddison, Contours of the World Economy, AD 1-2030 (New York: Ox­ ford University Press, 2007), 32-7. Osmanh dõneminde nüfus Kuzey Balkanlar'da çok daha yültsek, Irak ve Mls1r'da daha dü§ült, ba§ka yer­ lerde ise yakm düzeyde olabilir. Antik dünyada demografik büyümeye ve nüfus baslasma aynntlh bir balalj için bkz. Sallares, Ecology of the Ancient Greek World 95

OSMA N L l ' DA I SYAN I K LIMI

giydi. !ngiltere'den Çin'e kadar uzanan bir cografyada 1 6. yüz­ yil sonlannda büyümenin ivme kazanmas1yla birlikte, toprak­ s1z ve muhtaç ki§ilerin sayis1 daha da h1zh artt1; enflasyon ve azalan ekonomik flrsatlar devletlerin ve toplumlann istikran­ m bozmaya ba§lad1. 29 tlk kez Braudel'in ortaya koydugu üzere, tanm arazilerinin marjinal getirilerinde azalmamn erken ba§ gõsterdigi ve g1da fiyatlannm 1 550'lere ya da 1 560'lara dogru yükselmeye yüz tuttugu Akdeniz'de durum õzellikle berbatt1. Braudel'e gõre, 1 590'larda nüfus basklsmm krize dõnü§mesi

üzerine 1talya ve tspanya'nm kuzey gemilerine ve kuzey ta­ hllma aç1lmak zorunda kalmas1, bõlgenin nispi geril eme s ini h1zlandird1.30 Akdeniz tahll ticareti üzerine ara§t1rmalar31 ve bõlgesel tanm ve nüfus ara§t1rmalan32 Braudel'in Akdeniz Avrupa'sma ili§kin sonuçlanm dogrulam1§tir; son otuz yllda Osmanh tarihsel demografisi üzerine ara§t1rmalar da büyük õlçüde aym yõne i§aret etmektedir. Michael Cook 1 970'lerde Braudel'in tezini daha õnce degin­ digimiz mufassal tahrir defterleri temelinde smamaya õncü­ lük ederek, tezi dogrulayan b az1 geçici sonuçlar sundu.33 Son­ raki yirmi yilda Leila Erder, Suraiya Faroqhi ve Huri tslamoglu gibi Osmanh tarihçileri ve tarihsel demografi uzmanlan bir dizi bõlgesel ara§tirma yürüterek, nüfus bask1sma ve tanmda azalan marjinal getirilere ili§kin yeni bulgular ortaya koydu.334 tzleyen dõnemde bir dizi yeni Türk tarihçi de genellikle daha küçük çaph yerel ara§t1rmalarla konuyu ele ald1 ve õzellikle 29 30 31 32 33 34

Goldstone, Revolutions and Rebellions. Braudel, Mediterranean, e . l, 505-6 ve çe�itli yerlerde. ôrnegin Aymard, Venise, Raguse, e t la commerce de blé. ôrnegin Emmanuel Le Roy Ladurie, The Peasants of Languedoc (Urba­ na: University of Illinois Press, 1 976). C ook, Population Pressure. Erder, "Measurement of Pre-Industrial Population Changes"; E rder ve Faroqhi, "Population Rise and Fali"; Suraiya Faroqhi, "Urban Develop­ ment in Ottoman Anatolia (XVI.-XVII. Centuries)", ODTÜ Mimarlik Fa­ kültesi Dergisi 7 ( 1 982): 35-5 1 ; Suraiya Faroqhi, "Towns, Agriculture and the State in Sixteenth- Century Ottoman Anatolia", Joumal of the Econo­ mic and Social History of the Orient 33 ( 1 990) : 1 25-56; Huri 1slamoglu ve Suraiya Faroqhi, "Crop Patterns and Agricultura! Production Trends", Review 2 ( 1 979): 40 1 -36. 96

B Ü Y Ü M E VE S I N IRLARI

imparatorlugun yan kurak bõlgeleri aç1smdan çogu kez daha çarp1c1, Malthus tezine daha yakm sonuçlara vard1.35 Bu ara§tirmalann hepsi tahrirlerdeki üç kilit kahptan bi­ rine ya da daha fazlasma dayanarak yüzyihn sonlannda tir­ mam§a geçen nüfus basklsma i§aret eder. Birincisi hemen her yerde nüfus artarken, hane ba§ma dü§en arazi çogu kez dikkat çekici düzeyde küçüldü. Tahrirler her kay1tta her mülk için bir õlçü vermek yerine, genellikle bir ailenin elindeki araziyi tam çift, yanm çift ya da daha az1 biçiminde belirtir. Bu õlçüye gõre, 1 6 . yüzyil sonlanna dogru ailelerin Osmanh hukukuna ragmen mülklerini vârisler arasmda payla§t1rmalan yüzünden, çogu bõlgede çift-hane idealinin tamamen bozuldugu aç1kça orta­ ya ç1kar. Cook'un ilk ara§t1rmas1 1 520'ler ve 1 570'ler- 1 580'ler arasmda çift/hane oranmm Aydm'da 0,66'dan 0,53' e, Hamid'de 0.42'den 0,34'e ve Rum'da 0,44'ten 0,27'ye dü§tügünü ortaya koyar. Anadolu'nun hemen her yerinde tam çift sahibi ailele­ rin oram çarp1c1 biçimde dü§erken, kay1tlara az toprakh ya da topraks1z olarak geçen ki§ilerin say1s1 artan bir h1zla yük­ seldi. 36 Bu kahp Yunanistan ve Bulgaristan için de geçerlidir. Machiel Kiel'in Boeotia üzerine ara§t1rmas1 §U sonuca vanr: " 1 5 1 6'da hemen her kõylü bir çift sahibiydi. 1 580'de ise kõylü­ lerin sadece dõrtte biri çift sahibiyken, topraks1z kõylülerden olu§an tam bir sm1f ortaya ç1km1§ti."37 Benzer §ekilde, bir tah­ mine gõre, Kuzey Irak'taki Musul'un kirsal nüfusunun yandan fazlas1 yüzy1lm ortalannda art1k topraks1zd1 ve bu sorun nü­ fus art1§mm sürdügü sonraki yillarda daha da agirla§ti. 38 tkincisi tahrirlerde kayda geçen bekâr ("mücerred'1 say1smdaki ani bir artl§ topraks1zhkta endi§e verici bir yükseli§e 35

36

37 38

Afyoncu, "'Iürkiye'de Tahrir Defterlerine Dayah Olarak Hazirlanm1§ Ça­ h§malar." Bu ara§t1rmalann en kapsamhs1 ve aym zamanda Malthus yakla§imma en yakm1, Osman Gümü§ÇÜ ve Oktay Ôzel'in yürüttügü ça­ h§mad1r. Oktay ôzel. "Population Changes in Ottoman Anatolia: The 'Demograp­ hic C risis' Reconsidered", lntemational Joumal of Middle East Studies 36 (2004) : 1 83-205. Kiel, "Ottoman Imperial Registers", 1 99. Dina Khoury, State and Provincial Society in the Ottoman Empire (New York: Cambridge University Press, 1 997), bõlüm 2. 97

OSMA N L l ' DA ISYA N IK LIMI

i§aret eder. Yine Osmanh tmparatorlugu'nun tipik bir 1 6 . yüz­ y1l kahbmm õmegi oldugu sõylenebilir. Arazi dag1hmmdaki e§itsizligin artmas1yla birlikte, nüfusun tamamma nazaran mülksüzlerin say1s1 çok daha h1zh yükseldi.39 Kayitlar bir uç õmek olu§turan Aydm'da vergi mükellefi yeti§kin erkekler i­ çinde bekârlann sõz konusu yüzyilda %3'ten %48'e yükseldigi­ ni gõsterir. Benzer §ekilde, Hamid'de mücerred sayis1 %300'lük bir arti§la 2.353'ten 1 0.037'ye ç1kt1; huna kar§ihk 9 . 5 1 9'dan 1 7 .240'ye ç1kan hane say1smdaki art1§ "ancak" %8 1 'di.40 Ana­ dolu genelinde aym kahp kar§1m1za ç1kar. Bekâr erkeklerin toplam hanelere oram 1 576 itibariyle Canik'te %45,B'e, in Amasya'da %44,B'e ula§IDl§t1. Evli ama topraks1z erkekler ("ca­ ba '1 eklendiginde, oranlar siras1yla %80 ve %76 gibi sahiden iç karartlCl bir düzeye çikar.41 Hiç ku§kusuz, ilk tahrirlerdeki eksik say1m mücerredlerin gõrünü§teki art1§mm abart1h ol­ masma yol açm1§ olabilir. Bu terim her zaman §imdiki anlam­ da "bekâr" kar§1hgma denk dü§mezdi; deftere kaydedilme ya§l genelde 12 ila 15 ya§t142 ve sõz konusu erkekler muhtemelen 20'li ya§lann sonuna dogru evlenmi§lerdi.43 Ancak yeni kay­ dedilen gençlerin say1s1, toplamdaki art1§m ancak bir klsmm1 aç1klayabilir. Aksine, §a§maz izlenim k1rsal kesimde gittikçe artan say1da erkegin topraktan ve ba§ka ekonomik flrsatlar­ dan mahrum kalarak, yeni bir hane kurma imkâmm basbaya39 40 41 42

43

Goldstone, Revolutio11 and Rebellion, 32-3. Cook, Population Pressure, 25-7 ve 84. ô zel , "Population Changes in Ottoman Anatolia." Bkz. Geza David, "The Age of Unmarried Male Children in the Tahrir Defters (Notes on the Coefficient)", Acta Orienta/ia Hungarica 31 ( 1 977): 347 -57 ve Cook, Population Pressure, mücerredlerle ilgüi ek. Osmanh kay1tlan 1 9 . yüzyil õncesinde aile yap1sma ili11kin oldukça s1mrb veriler sunar ama anlatiya dayab bulgulann çogu aym yõne i1Ja­ ret eder. Bkz. ô. Demirel vd. , "Osmanblarda Ailenin Demografik Yap1s1", Sosyo-Kültürel De�ifme Sürecinde Türk Ailesi (Ankara: T.C. Ba11bakanbk Aile Kurumu, 1 993); Alan Duben, "Turkish Families and Households in Historical Perspective", Joumal of FamUy History 10 ( 1 985): 75-97; A. Duben ve e. Behar, Istanbul Households: Marriage, FamUy and Fertility 1880-1940 (New York: Cambridge University Press, 1 99 1 ); Maria Todo­ rova, Balkan Family Structure and the European Pattem (Washington, DC: American University Press, 1 993). 98

B Ü Y Ü M E VE S I N IRLARI

g1 bulamad1g1 yõnündedir. 1 7. yüzyil ba§lannm !spanya'sma ili§kin yakm bulgular,44 Osmanh rakamlanmn bir abart1 degil, daha ziyade erken modem çagdaki aym Akdeniz kahbmm bir gõstergesi olduguna i§aret eder. Nüfus bask1smm üçüncü ve en çarp1c1 gõstergesi, vergi hâs1lasma ve üretkenlige ili§kin kay1tlara dayamr. Verilerde­ ki baz1 s1mrlamalara kar§m, dikkatli analizler g1da üretimi­ nin oldukça dogru bir gõrüntüsünü sunuyor ve ki§i ba§ma hâs1ladaki dü§Ü§Ün iç karart1c1 bir tablosunu çiziyor gibidir.45 Rakamlann mevcut oldugu hemen her yerde, tanm nüfustaki art1§m gerisinde kald1 ve kimi zaman õnceki düzeyin çok alt1na indi. Tahrirlerin 1 520- 1 574 arasmda iki ve hatta üç kathk nüfus art1§ma i§aret ettigi Kuzey Anadolu'nun on sancagm1 kapsayan bir ara§t1rmaya gõre, bugday ve arpa üretimi çogu durumda ancak %30-40'hk bir art1§ gõsterdi. Hiçbir sancak­ ta genel tah1l üretimi doyurulacak ki§i s ay1smm yans1 kadar bile artmadi.46 Aym kahp Anadolu'nun diger kesimleri için de geçerlidir. Dogudaki Mindaval'da nüfus a§ag1 yukan iki katar­ tarken, bugday ve arpa gelirleri siras1yla ancak % 1 1 ,4 ve %2 1 ,9 yükseldi. Gõller bõlgesindeki Uluborlu'da nüfus % 1 50 dolaym­ da artarken, arpa gelirlerinde ancak dõrtte birlik bir art1§ sag­ land1 ve hatta bugday gelirleri biraz dü§tü.47 Benzer §ekilde, Orta Yunanistan'da hane ba§ma tahil üretimi üçte bire yakm bir dü§Ü§ gõsterdi.48 Bu bulgulara ragmen baz1 Osmanh uzmanlan nüfus bask1s1 ve azalan marjinal getiri saptamalanna hâlâ direnmektedir. ôzellikle Huri tslamoglu her türlü Malthus'çu ç1kanma bulu­ narak, kõylülerin degi§en ko§ullara ayak uydurabildigini ileri

44

45

46 47 48

Bkz. Geoffrey Parker, Europe in Crisis, 1598-1648, 2. bask1 (Londra: Blackwell, 200 1 ) , 1 6 - 1 7 . Bkz. Venzke, "Ouestion of Declining C ereais Production" ve "The Otto­ man Tahrir Defterleri and Agricultural Productivity", Osmanli Ara�tir­ malan 1 7 ( 1 997): 1 - 6 1 . tslamoglu, State and Peasant, 141-2. tslamoglu ve Faroqhi, "Crop Patterns and Agricultural Production Trends." Kiel, "The Ottoman Imperial Registers ." 99

OSMAN L l ' DA ISYAN IK LIMI

sürmü§tür. Ester Boserup'un kar§lla§t1rmah ara§tirmalanna49 dayanan tslamoglu'nun ortaya att1g1 iki ana sav vardir. Birin­ cisi Osmanh §ehirleri ve kasabalan çevresindeki yogun b ahçe­ ciligi ve imparatorlugun belli kesimlerinde ürün çe§itlendir­ meyi epeyce õne ç1kanr. tkincisi tahrirlerde yeni tarlalann ve kõylerin kaydedilmesine i§aret ederek, Osmanh kõylülerinin çiftlik ve otlak için yeni araziler açma seçenegine hâlâ sahip oldugunu ileri sürer. 5º 1slamoglu'nun yamld1g1m gõsteren a priori bir sebep elbet­ te yoktur. Boserup'un i§aret ettigi üzere, dünyanm her yanmda kõylüler nüfus bask1sma tanmda yogun ekime geçerek tepki verir. Nitekim tahrirler merkez bõlgedeki Akdeniz topraklann­ da bile ürün çe§itlendirme ve yogun bahçecilik yõnünde õr­ nekler bulma aç1smdan bir s1kmt1 yaratmaz. ôrnegin Kudüs civannda sõz konusu yüzy1l içinde bag say1s1 on kat ve bostan say1s1 yakla§ik iki kat artarken, õnemli say1da kõy 1 6. yüzy1l ortalanndan sonlanna kadar olan sürede ilk kez sulamaya da­ yah yaz ürünleri elde etti.51 Benzer §ekilde, kay1tlar Bigadiç'in ürün yelpazesine susam1 ekledigini ve Adana'nm aym dõnem­ de pamuga yõneldigini gõsterir.52 Dahas1, tslamoglu Osmanh nüfusunun büyümeyi kaldiracak alana herhalde sahip oldu­ gunu belirtmekte hakl1dir. Yüzy1hn sonunda Anadolu'da nüfus 49 50

51

52

Ester Boserup, The Conditions of Agricultural Growth (Londra: Allen and Unwin, 1 965). Bu savlar 1slamoglu'nun bir dizi çah�masmda ortaya at1lm1�t1r: "M. A. Cook's Population Pressure in Rural Anatolia 1 450-1 600: A Critique of the Present Paradigm in Ottoman History", Review of Middle East Studies 3 ( 1 978): 1 20-35; "Die osmanische Landwirtschaft im Anatolien des 1 6 . Jahrhunderts: Stagnation oder regionale Entwicklung?", Jahr­ buch zur Geschichte und Gesellschaft des Vorderen und Mittlern Ori­ ents ( 1 985- 1 986): 1 65-2 1 2; "State and Peasants in the Ottoman Empire: A Study of Peasant Economy in North-Central Anatolia During the 1 6th Century", The Ottoman Empire and the World-Economy (C ambridge: Cambridge University Press, 1 987); "Les paysans, le marché et l'état en Anatolie au XVIe siecle", Annales 43 ( 1 988): 1 025-43. A. Makovsky, "Sixteenth-Century Agricultura! Production i n the Liwa of Jerusalem: Insights from the Tapu Defters and an Attempt at Quantifi­ cation", Archivum Ottomanicum 9 ( 1 984): 9 1 - 1 27. !slamojílu ve Faroqhi, "Crop Pattems and Agricultura! Production Trends." 1 00

B Ü Y Ü M E VE S I N IRLARI

yogunlugu kilometrekare ba11ma 20 ki§i gibi dü§ük düzeydey­ di; bu oran Balkanlar'da 4 1 , 1ngiltere ve 1talya'da yakla§lk 1 00 ki§iydi.53 Gelgelelim, tahrirlerde ve diger belgelerde nüfus basklsm1 gõsteren i§aretler düpedüz kar§l ç1k1lamayacak agirhktadir. Osmanhlann üretimi yogunla§t1rm1§ ve bakir arazilere yõ­ nelmi§ olmas1 gerektigi yolundaki teorik savlar, aslmda bunu yapmami�. en azmdan marjinal getirilerde õnemli düzeye va­ ran azah§l savu11turmaya yetecek kadar yapmami� olduklan gerçegini aç1klayamaz. Mülklerin küçülmesi, topraks1zhgm artmas1 ve ki§i ba§ma g1da üretiminin gerilemesi nüfus bas­ k1sma i§aret etmiyorsa, hiçbir §ey bunu gõsteremez. Besbelli ki, Osmanh topraklannda g1da üretiminde artl§l sürdürmeyi õnleyen baz1 etkenler vardl.

Büyüme Õnündeki Engeller 1 6 . yüzy1l boyunca ve daha sonra merkez bõlge eyaletlerindeki Osmanh tanm1 çogu kez elveri§siz ekonomik ve siyasal ko§ul­ lann ag1rla§tird1g1 ciddi çevresel ve teknolojik s1mrlamalarla kls1tlandl. Büyük õlçüde daghk ve kurak arazi yap1s1 yatmm, çe§itlendirme ya da yogun ekim için nispeten az firsat saglad1. Osmanhlann bunlardan bile yararlanmasma olanak verecek yeterli araçlan ya da te§vik unsurlan pek yoktu. Aksine, nüfus art1§1 genelde yogun ekimden ziyade yaygm ekime yol açarak, gittikçe daha dü§ük verimli arazilere yõnelmeyi te§vik etti; bu durumsa kereste gibi belli kaynaklarda s1klntllann ag1rla§ma­ smdan b a§ka sonuç vermedi Yakmdogu'nun çogunlukla zorlu dogal çevresi, Osmanh çiftçilerini s1mrh seçeneklerle kar§I kar§1ya birakt1. Klasik ça­ gm dorugunda bile daha kurak arazilerdeki kõylülerin çogu büyük õlçüde kl§hk bugday ya da arpa gibi tek bir ürüne ba­ g1mh kaldi. Son derece mevsimlik ve degi§ken olan yag1§lar, dõnü§ümlü ekime ya da ürün çe§itlendirmeye f1rsat vermedi. Tarlalar s1cak yaz aylannda kurudugu için, çiftçiler toprag1 sürüp tohum ekmek için nemlendirici sonbahar yagmurlan.

53

1nalc1k, Economic and Social History of the Ottoman Empire,

101

e.

1, 3 1 .

OSMANLl ' DA I S YAN I KLIMI

m beklemek zorundayd.I. llkbahardaki ikinci yagmurlar yeterli oldugunda, yaz ba§lannda hasat vakti gelirdi. Ardmdan bõl­ genin tekrar ah§IlmI§ mevsimlik kurald1ga bogulmas1, sulama yapllan ya da olagand.I§I sulak olan araziler d.I§mda ikinci bir ürün

elde etmeyi õnlerdi.54

Daha verimli alüvyonlu vadiler bir yana biraklhrsa, bõl­ gedeki topraldar genelde c1hz ve hafifti. Güney Balkanlar ve Anadolu'nun büyük bõlümünü kaplayan daghk ve engebeli yü­ zey §ekillerinin erozyondan kolayca etkilenmesi, õteden beri yaylalarda arazi kull an1mmm yaygmhgim ve yogunlugunu s1mrlayan bir etkendi. En kõtü durumlarda, yanl1§ hesaplamalar toprak kaybm1, yüzey akl§IDI ve mil birikimini artirarak, ne­ hirlerin akl§ yõnünde s1tma üreten batakhklarm olu§masma katkida bulunabilirdi. 55 Tanmm yogurua§t1gi vadiler ve ovalar, topragm s1kça ya da fazla derin sürülmesi halinde, sert yaz güne§inde kolayca kavrulup kuruyabilirdi. Bõyle zorlu bir dogal çevrenin degi§ime saklngan bir di­ reni§i besledigi sõylenebilir. Osmanh ekim teknilderine ili§­ kin bulgular her ne kadar kit olsa da, bildigimiz smirh §ey­ ler oldukça basit düzeyde kald.Iklanna i§aret eder. Tanmdaki geli§meler aç1smdan bulgu yoklugunun sõz konusu olmad1gi dogrudur; ancak dõnemin Osmanl1 ya da Bat1h kaynaldanmn bu konuyu neredeyse tam suskunlukla geçi§tirmesi, õnemli teknolojik bulu§larm olmad.Igi yõnünde güçlü bir belirtidir. Dõnemin Avrupah gõzlemcileri Çin'deki ve Japonya'daki tanm mucizelerini ilgiyle ve co§kuyla aktarabilmi§lerdi. Dolayis1yla Osmanl1 ekim tekniklerine ilgisiz kalmalan, aktanlmaya deger çok az §ey bulduklanm ya da belki bu tekniklerin tamamen kom§U ülkelerdekine benzedigini alda getirir. Dogu Akdeniz'de 54

Soguk Sava1j'm batmda yeni müttefiki Türkiye'ye Marshall Yardnnl'm vermeye batlarten, ABD'nin Türt tarum ilzerine yiirüttügii ilt bilimsel

55

arqtmnalar, Türkiye'nin ekill alanlanmn yalda!Jlk %90'1, talori ve pro­ tein kaynagmm da yaldatik %7 l 'i hâlâ tahtla dayanan bir ülte oldugu gerçegini aç1ga çikardi. Bkz. Jacques May, The Ecology of Malnutrition in the Far and Near East (New York: Hafner, I 963I, 348-5 1 . J. R. McNeill, The Mountains of the Mediterranean (New York: Camb­ ridge University Press, I 992). Erozyona ilitkin daha aynntlh bir deger­ lendirme için bkz. Bõlüm I I . 102

B Ü Y Ü M E V E S I N I R LA R I

ekimin yüzlerce ve hatta belki binlerce yil çok az degi§mi§ ol­ mas1 gayet mümkündür. 56 Osmanh nüfusu a11agi yukan daha õnce Roma ve Bizans nüfuslanmn ula§tlgI doruga çiktlysa, bunun sebebi aradan geçen yüzyillarda daha uygun bir asgari geçim temeline elverecek degi§imlerin srmrh kalmas1 olabi­ lir.51 Bõlgedeki tanma ili§kin ilk aynntlh anlatlmlarm kayna­ gi, eserlerini modem girdilerin l 950'lerde klrsal ya§ami dõ­ nü§türmeye ba11lamasmdan õnce yazan 20. yüzyil ba11lannm antropologlan ve cografyacllandir.58 Hepsi aym temel tohum serpme, orakla ekin biçme, elle harman dõvme ve savurma i§­ lemlerini ve aym basit tahta tanm aletlerini tarif eder. Çift için ko11ulan õküzler binlerce yil õnceye inen uygulamayla aym hafif karasaban1 sürmeye devam etti. Topragi altüst etmeye yõnelik derin saban kulaklan ve saban demirleri sonuçta topragi eroz­ yona maruz birakacakt1 ve daha agir bir sabam çekebilen atlan çifte ko11mak, yem masraf1 aç1smdan çok pahah olacaktl. 59

56

57

58

59

Mehmet ôz ("Agrtculture in the Classical Period", The Great ottoman­ Turkish Civilization, ed. Kemal Çiçek, Ankara: Yeni Türkiye, 2000 , e. 2, 37-8), bunu " tanm teknolojisinden temei bir degi§imin olmadigi bir dõ­ nem• olarak nitelendirir. Andrew Watson'm Agricultural lnnovation in the Early Islamic World (New York: Cambridge University Press, 1 983) kitabmdan sonra, hllZl yazarlar klasik çag sonrasmda Ortadogu'daki demografik büyümenin temelinde bir '1slami tanm devrimi"nin yatugiru varsaymi!Jtlr. Ne var ki, bu gõrü1.1e ciddi itirazlar gelmi§tir. Bkz. Bulliet, lslam: The View from the Edge, bõlüm 4 ve Michael Decker, "Plants and Progress: Rethinking the Islamic Agricultura! Revolution•, Journal ofWorld History 20 (2009): 1 87-206. ômegm Planbol, De la plaine pamphylienne aux lacs pisidiens; Hütte­ roth, Laendliche Siedlungen; Paul Stirling, Turkish Village (New York: Wtley, 1 965); Walter Ruben, K111ehir: Eine altertümliche Kleinstadt lnneranatoliens (Wünburg: Ergon, 2003). Ekimin ve tanm aletlerinin uzun süreli tarihi konusunda daba geni!J bilgi için bkz. J. M. Wagstaff, The Evolution of Middle Eastern Landscapes (Londra: Croom Helm, 1 985). Hafif karasabanm gõrece üstünlükleri için bkz. S. Erinç ve N. Tunçdilek, "The Agricultural Regions of Turkey", Geographical Review 42 ( 1 952): 1 79-203; Lynn White, Medieval Technology and Social Change (Oxford: Clarendon, 1 962), 41-7. 1 03

OSMA N L l ' DA ISYAN I K LIMI

Seki açma yõntemi uyguland1g1 kadanyla çok basitti ve gübreleme i§lemi bahçeler d1§mda enderdi.60 Modem çaga ka­ dar imparatorlugun birçok kesiminde çiftçiler degerli hayvan d1§klsm1 yaklt için toplard1 ve kurutarak "tezek" denen topak­ lar haline getirirdi. Baz1 Osmanh kõylüleri hasattan sonra amz1 sabanla sürerek bir tür gübre gibi topraga kan§t1rm1§ olabilirler;61 ama anla§ild1g1 kadanyla genelde tarlalan dinç­ le§tirmek için sadece uzun süreli nadasa ba§vururlard1. Gübre ya da ürün rotasyonu olmaymca, toprag1 s1k arahklarla bir §ey ekmeden birakmak §artti. Akdeniz tanmma ili§kin anlat1mla­ nn çogu iki y1lda bir ürün rotasyonuna i§aret ederken, õzellik­ le tç Anadolu'nun daha kurak bõlgelerinde baz1 Osmanh arazi­ lerinin üç yihn ikisinde sürülmeden biraklld1g1 sõylenebilir.62 Kaçm1lmaz sonuçlar verim dü§üklügü ve iskân geni§le­ mesinin en iyi arazileri kaplamasmdan sonra ürün fazlas1 paymm daha da azalmas1yd1. Osmanh kay1tlanndan tanm üretkenligini kestirmenin iki yolunu ç1karmak mümkündür. Birincisi dogrudan tahrirlerde belirtilen verim oranlanm esas ahr; ikincisi ise yerel kanunnamelerde õngõrüldügü gi­ bi, vergilendirilen üretimi arazi birimi ba§ma ekilen tohuma bõlmeye dayamr. Sonuçlar oldukça degi§kenlik gõsterir. Baz1 bereketli nehir vadilerinde verim bire alt1ya kadar ç1kabilir­ di; ama Anadolu'nun büyük bõlümünde verim oram bire üç ile bire dõrt arasmdayd1. Baz1 durumlarda verimin bire ikiye kadar dü§tügü olurdu; yani çiftçiler ektikleri tohumun ancak iki kat1 kadar hasat ahrdi.63 Kesin rakamlar yamlt1c1 olabilir, 60 61

62

63

Erinç, "The Agricultura! Regions of Turkey" ve Planhol, De la plaine pamphylienne aux lacs pisidiens, 145-6. En azmdan amzm topraktan sõkülmesinden §ikâyet edilen 1 630 tarihli bir belgeden (MD 85/497) anla§1ld1g1 kadanyla bu yolun izlendigi sõyle­ nebilir. Bu yõntem dahi geleneksel bugday tanm1 için topraga kat1lmas1 gereken azot miktanmn ancak be§te birini saglar. Bkz. Vaclav Smil, En­ riching the Earth (Boston: MIT Press 200 1 ) , 23-4. ômegin 17. yüzyil ba§lannda belli bir çiftlige sahip olmayi tarif eden bir Osmanh belgesinden, arazi sahibinin yirmi y1ldir elinde olan topra­ g1 sadece alt1 kez sürdügünü õgrenmekteyiz (MD 82/39) . Ruben (Kir�e­ hir, bõlüm 3, k1s1m A) daha verimsiz arazilerde nadas süresinin daha da uzun oldugunu belirtir. Bkz. Mehmet ôz, "XVI. Yüzyilda Anadolu'da Tanmda Verlilik Problemi", Xlll. Türk Tarih Kongresi (Ankara: TTK. 1 999) ve ôz, "Agriculture in the 1 04

BÜYÜME VE S I N I R LA R I

ama genel izlenim aç1ktlr. Osmanh tanm1 Çin ya da Hindistan §Õyle dursun, dõnemin Avrupa'smdaki tanm kadar da üretken degildi64 ve muhtemelen antik Yunan ya da Roma dünyasmda­ ki düzeyden daha iyi degildi, tabii daha kõtü oldugu sõylene­ mezse. 65 Bõyle bir arazi yap1smda yogun ekime ve ürün çe§itlendir­ meye geçi§ için, çiftçilerin araziyi islah etmesi ve sulamay1 ge­ li§tirmesi gerekirdi. tslamoglu'nun ortaya koydugu üzere, baz1 Osmanhlar kõylerin yam si ra birçok kasaba ve §ehir civannda

küçük çapta yogun bahçe ve bostan üretimi alanlan yaratmay1 sahiden ba§ard1. Hiç ku§kusuz, bu yerel yogun ekim kirsal ke­ simdeki ürün fazlasmm tükenmesiyle birlikte ya§anm1§ olabi­ lecek gerçek bir erzak s1kmt1s1m hafifletmeye katk1da bulundu. Bununla birlikte, yogun bahçecilik yap1lan bõyle küçük alanla­ nn yerel nüfus art1§ma yeti§menin õtesinde bir i§e yarad1g1m gõsteren i§aretler yoktur. Yani sõz konusu alanlarda nüfusun en azmdan 1 6 . yüzyllda bir bütün olarak bõlgesel nüfustan daha h1zh büyüdügünü gõsteren i§aretler yoktur. Sulamamn Osmanh kirsal kesimine geni§ çapta yayild1g1 ya da Akdeniz topraklannm çogunda modem çaga kadar kuru tanma dayah temel geçim tarzma saglam bir altematif sundugu da sõyle­ nemez.6 6 Bu konuda da ba§hca engeller çevreye ve teknolojiye bag­ hydi. Akdeniz eyaletlerinde i§e yarar su kaynagmm ve sulana­ bilir arazinin uygun bile§imine sahip alanlar nispeten azd1. Classical Period." Mora'mn daha verimli bõlgelerinden birine ili§kin tahrirlere dayanarak 1 8 . yüzy1! ba§lan için yapilan hesaplamalarda bire dõrt ila bire be§ arasmdaki biraz daha yüksek verim ortaya ç1kar. Bkz. Stefka Pareva, "Agrarian Land and Harvest in Southwest Pelopon­ nese in the Early 1 8th Century", Études Balkaniques (2003): 83- 1 23. Ne yaz1k ki, bu oranlann ç1lo.§ içinde mi, yoksa ini§ içinde mi oldugunu belirlemeye yõnelik yeterli ara§t1rma yap1lm1§ degildir. 64

65

Avrupa'daki verim oranlan için bkz. Fernand Braudel, The Structures of Everyday Life (New York: Harper & Row, 1 9 8 1 ) , 1 20-3; B. H. Slicher van Bath, Agrarian History of Westem Europe (Londra: E. Arnold, 1 963). Antik Yunan ve Roma tanmmm üretkenligi için bkz. Sallares, Ecology of the Ancient Greek World, bõlüm III. 1 2 . Antik çag çiftçilerinin gübreyi çok daha verimli kulland1klan anla§ihyor.

66

Marsh (Man and Nature, 3 1 3 - 1 5) bu saptamayi 1 9 . yüzy1! için de yapar. 1 05

OSMANLl ' DA ISYAN I KLIMI

Osmanhlann çogun.1.ukla s1tma üreten batakhklardan uzak, kolayca yararlamlabilir ve debisi yüksek akarsulara dayanmak zorunda kalmas1, düz klyi ovalanm 1 9 . yüzyil sonlarma kadar büyük õlçüde az ekilip biçilen ve seyrek nüfuslu alanlar ola­ rak b1rakt1.67 Güney Anadolu'da Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin alüvyonlu ovasrm kaplayan Çukurova vadisi en çarp1c1 õmegi sunar. Günümüzde Türkiye'nin belki de en zengin tanm bõlge­ si olan bu vadi, erken ve klasik Osmanl1 dõnemlerinde nispe­ ten õnemsizdi. 1 6 . yüzyildaki büyük çaph iskân geni11lemesine kadar koyun ve keçi sürüleri için kl§lak olmamn õtesinde bir

i§e yaramadI. Bu yüzyil sonlannda bile tanm çogun.1.ukla kü­ çük akarsulann ve kollanmn klyilannda devlet tarafmdan i§­ letilen çeltik çiftlikleriyle smirh kahrken, daha büyük nehirler hiç kullamlmadI. Bu mütevaz1 sulama sistemlerinin bile ak s amaya yatkmhg1 nedeniyle, Çukurova çiftlikleri Küçük Buzul ç agi krizinde hepten terk edildi; birçogunun 18. yüzyila dogru batakllklara ve ormanlara dõnü11mesiyle, geriye bugün izleri hâlâ gõrülebilecek çok az sayida 1 6. yüzyil yerle11mesi kald1.68 Uygun f1rsatlann çlkt1g1 durumlarda bile yerel reaya ara­ ziyi 1slah edecek hatta mevcut sulama sistemlerini koruyacak imkânlardan yoksundu. Klrsal sermaye kltt1 ve büyük yat1nm­ lar mümkün degildi. Büyük çaph bir sulama projesinin in§a giderleri yüz binlerce akçeyi bulabilirdi; bu bütün bir kõyün bile toplayamayacagi bir meblaydI. Dahas1, iyi arazilerde de

yilhk baklm masraf1 deger olarak mahsulün dõrtte b i rine va­ rab ilirdi. 69 Reaya bõyle i§lere giri11ecek imkânlardan yoksunken, daha zengin timar sahiplerini huna yõneltecek bir saik yoktu. Aske­ ri timar sahipleri arazi 1slahma uzun vadeli ilgi duyamayacak kadar çabuk degi11mekteydi. Yeni tesisler kurmaktan kaçmma­ nm õtesinde, baz1 durumlarda eski s is temlerin bakims1zhktan harap hale gelmesine gõz yumduklan da olurdu. ôrilegin Orta­ güney Anadolu'daki Aksaray civanndan gelen 1 583 tarihli bir 67 68 69

lnalcik, "Rice Cultivation and the Çeltükçi-Re'âyâ System", 8 1 . Mustafa Soysal, Die Siedlungs- und Landschaftsentwicldung der Çuku­ rova (Erlangen: Frãnkische Geographische Gesellschaft, 1 976), bõlüm 3 . lnalcik, "Rice Cultivation and the Çeltükçi-Re'âyâ System", 82-3.

106

B ÜYÜME VE S I N I R LA R I

tezkere, sipahilerin yõnetimi altmda sulama sisteminin nastl bozuldugunu §Õyle anlatmaktaydi: . . . nefs-i Aksaray'm içinden câri olan (geçen) nehr-i azimden mezbiir karyeler [adi geçen kõyler) içün üç yerden nehirler almup kadimü'l-eyyâmdan ol kar­ yelere [eskiden beri o kõylere) su câri ohnup [ahrup) re'âyâ vü [ve) berâyâ ve sâ'ir hayvânât müntefi' olup [yararlan1p) baglann ve ekinlerin ve bostânlann su­ varup e§kincilü mülk iken kemâl-i mahsiil [iyi mah­ sul) hâsil olup sonra erbâb-1 timãra virilmekle su­ lann nehirleri tathir olunmamagm [temizlemedigin­ den) harâb olup su akmaga kâbiliyet olmayup re'ãyã peri§ân olmagla sãblkda [õnceleri) hãsll olan mahsiil hãsil olmayub . 10 . .

M1sir71 di§mda devlet de pek yardim vermemekteydi. Arazi kullamm1m ve kaynaklan yõnetmeye dõnük bütün çabalanna ragmen, merkezi idare kirsal kesimdeki büyük çaph imar i§leri­ ne nadiren yat1nm yapmaktaydi. Osmanhlar 1 568'de Süvey§'te bir kanal açmaya ve bir yll sonra da Don ve Volga nehirlerini birbirine baglamaya çah§tllar; ama her iki proje de sonuçsuz kaldi.12 Ta§ra idarecileri bu dõnemde baz1 sulama tasanlann ­ da bir rol oynasa da,73 anla§lldigi kadanyla bunlann hiçbiri õyle büyük çapta degildi. Irak'ta bile Kerbela'da bir hendek in­ §as1 ve Hasaniyye kanalmm 1 530'larda geni§letilmesi bir yana birakihrsa, tstanbul'dan gõnderilen idareciler büyük projelere giri§mekten kaçmarak su §ebekelerini õzel vakrll ara ve yerel te§ebbüslere birakmakla yetindiler.74 1 6. yüzyil sonlanndan 70 71 72 73 74

MD 5 1 /222. Nil'deki sulama projeleri için bkz. Mikbail, "Nature of Ottoman Egypt." C aroline Finkel, Osman 's Dream (NewYork: Basic Books, 2005), 1 55-7 ve C asale, Ottoman Age ofExploration, 1 35-7. fnalc:tk, "Rice Cultivation and tbe Çeltükçi-Re'âyâ System", 80-3. Rboads Murpbey, "The Ottoman Centuries in Iraq: Legacy or Mtermatb? A Survey Study of Mesopotamian Hydrology and Ottoman Irrigation Projects", Joumal of Turkish Studies 1 1 ( 1 987): 1 7-29 ve Wolf-Dieter Hütterotb, "Between Dicle and Firat: Turkey, Nortbeastem Syria and Nortbwestem Iraq in tbe 1 6tb Century", Vlllth Intemational Congress on the Economic and Social History o/ Turkey, ed. Nurban Abac1 (Mor­ risville: Lulu Press, 2006). 1 07

O S M A N l l ' DA ISYA N IK LIMI

kalma on binlerce padi§ah emri arasmda, sadece b asit ta§km denetimine dõnük birkaç õrnek75 ve batakhk kurutmaya ili§kin tek bir õrnek76 bulabildim. Devlet sulu pirinç ekimini te§vik etmede daha da ileriye gitti; ama bu ürün bõlgedeki tanm1 dõnü§türme potansiyeli­ ne asla taro ula§amadi. Pirinç Yakmdogu'ya ilkçagda girmi§ ve Araplarm yõnetiminde ekimi yava§ yava§ yay1lm1§tl. 77 O s ­ manhlar 1 5 . yüzyil sonlarmda v e 1 6. yüzyilda kõle i§gücünü õzgür kõylülüge dõnü§türürken, eski serflerin pirinç yeti§ti­ ren ve "çeltükçi reaya " olarak bilinen yanc1lar hale gelmesini saglayan bir sistem yarattilar. 78 Yat1nm1 ve iskâm õzendir­ mek üzere vergi te§viklerinin ve arazi bag1§larmm kullaml­ d1g1 bu sistem, Bati Anadolu'nun ve Suriye'nin baz1 kesimle­ rine yay1larak, pirincin §ehir elit tabakasmda temei bir g1da ürünü olmasm1 sagladi. Ne var ki, Osmanhlar çeltükçi reaya sistemini birkaç küçük yõrenin d1§ma ta§1madilar ve kõylü­ ler ürünü õyle kendiliginden büyük çapta benims emediler. Sistemin içinde bile üretim smirhyd1 ve çogu kez yanm gün­ lük i§ olarak yürütülen pirinç ekimi, çok daha üretken olan fidelik dikmeden ziyade daha az emek-yogun tohum serpme yõntemine dayahydi.79 Aslmda, 1 6 . yüzy1I sonlarmdaki nüfus b askis1 fiilen kõylüleri pirinçten tekrar tah1la dõnmeye yõ­ neltmi§ olabilir; çünkü pirince bugday ya da arpa gibi temei bir g1da ürünü degil lüks bir ticari ürün olarak bak1lmak­ taydi.ªº Dahas1, s1kça bildirilen hirs1zhk ve kaç1§ olaylanna b ak1hrsa, kõylüler pirinç yeti§tirmenin gerektirdigi zahmetli 75

ôrnegin MD 7/ 1 550.

76

MD 7/ 1 872.

77

Watson, Agricultural lnnovation, 1 5- 1 9.

78

Bkz. tnalc1k, "Rice Cultivation and the Çeltükçi-Re'âyâ System"; M. Venzke, "Rice Cultivation in the Plain of Antioch in the 1 6th C entury",

Archivum Ottomanicum 1 2 ( 1 992): 1 75-276; N. Beldiceanu ve I. Beldice­ anu-Steinherr, "Riziculture dans l'Empire ottoman (XIVe-XVe siecles)",

Turcica 1 0 ( 1 978): 9-28. 79

Venzke, "Rice Cultivation in the Plain of Antioch", 232.

80

Bati Anadolu'daki Bigadiç'te ya§anan durum anla§1ld1g1 kadanyla buy­ du. Bkz. tslamoglu ve Faroqhi, "Crop Patterns and Agricultura! Produc­ tion Trends." 108

B Ü Y Ü M E VE S I N IRLARI

i§lere ve çeltükçi reaya sisteminin yüksek vergilerine tepki duymu§ olabilir. 81 Anla§1ld1g1 kadanyla kõylüler yogun ekime geçmek yerine daha dü§ük verimli arazilere dogru yay1ldilar. Sonuçta Osmanh iskân geni§lemesi bakir topraklann yerle§ime açilmas1 degil­ di. Yakmdogu'nun Amerika'da veya Rusya'da oldugu gibi aç1k bir smir bõlgesi yoktu; Han Ç inlilerinin güneye yayilmasma,82 Japonlann kuzeye yayilmasma83 ya da Babürlülerin Bengal iç­ lerine yayilmasma84 daha smirh bir benzerlikten bile sõz edi­ lemezdi. Dogu Anadolu ve Kuzey Balkanlar'daki seyrek nüfus­ lu baz1 topraklar di§mda, Osmanh topraklan binlerce y1ldan beri ekilip biçilmi§ti. Çogu durumda gõçmenler meçhul bakir alanlara geçmek yerine, kahc1 iskân alanlanndan çevredeki geçici tarlalann ve otlaklann olu§turdugu arazilere ve bazen de Büyük Veba Salgm1'nm yol açt1g1 nüfus azalmas1 sirasmda tekrar olu§IDU§ ormanlara dogru yay1ld1lar. Bu durum nüfusta yüzlerce ve binlerce y1l ya§anan ini§ ç1k1§lara ragmen, temel iskân cografyasmm kararh kald1g1 ve çiftçilerin aym elveri§li yerlere defalarca dõndügü Anadolu için õzellikle geçerliydi.85 Nitekim Küçük Buzul Çag1 krizinde terk edilen yerle§melerin mültecilerle ve gõçmenlerle yeniden meskün hale geldigi 1 9. yüzy1l sonlannda aym kahp tekrarlanacakti.86 Tahrirler bu kahb1 gõzler õnüne serer. ôncelikle, kõylülerin korulan açarak ekim alanlanm geni§letmesiyle birlikte, 1 6. yüzy1l sonlannda gittikçe artan say1da hak iddialanm akta­ nr.87 S1khkla da kõylülerin mezralara, yani mevsimlik ekim ya da otlak için kullamlan ve daha õnce meskün olmayan tarlala-

81

1nalc1k, "Rice Cultivation and the Çeltükçi-Re'âyâ System", 1 06- 1 3 .

82

E lvin, Retreat of the Elephants, bõlüm 8 .

83

BrettWalker, The Conquest of Ainu Lands (Berkeley: University of C ali­ fornia Press, 200 1 ) .

84

Richard E aton, The Rise of Islam and the Bengal Frontier (Berkeley: University of C alifornia Press, 1 993).

85

Necdet Tunçdilek, Türkiye lskân Cografyasi (Ístanbul: 1stanbul Üniver­

86

Hütteroth, Laendliche Siedlungen, bõlüm 4 ve Wagstaff, Evolution oj

87

Middle Eastem Landscapes, bõlüm 1 0. C ook, Population Pressure, 79-80 ve 1 0 1 .

sitesi, 1 967). 1 7 ve Hütteroth, Laendliche Siedlungen, bõlüm 3.

1 09

O S MA N L l ' DA I SYAN IKLIMI

ra yõneli§ine deginir.88 Süreç s1rf kõylülerin geçim için mezra­ lardan yogun biçimde yararlanmas1yla smirh kalmad1;89 geçici tarlalardan birçogunun zamanla tescilli kõyler haline gelmesi, bir zamanlar ara sira tarla açllan yerlerde sürekli ekime geçil­ digine i§aret eder.90 Bu mezralann asll kõylere nazaran hep en i§e yaramaz arazileri banndird1g1 yõnünde dogrudan bulgular olmasa da, kõylülerin sürekli ekim için õnce en verimli tarlala­ n seçmi§ ve daha dü§ük verimli arazileri ara s1ra kullamlmak üzere b1rakm1§ olmas1 akla yakm gibidir. Dahas1, tahrirlerdeki bõlgesel kahplar en h1zh nüfus artl§lillil yagmurla beslenen ekim alanlannm sm1nnda meydana geldigini gõsterir. Bõlüm 4'te gõrülecegi üzere, õzellikle Orta Anadolu tanmm eski gõçer otlaklanna yõneli§iyle birlikte en yüksek nüfus art1§lanndan baz1lanna sahne oldu. Daha yerel bir düzeyde, Gazze tahrirle­ rinin ç1karsamaya dayah yag1§ verileriyle kar§lla§tmld1g1 bir ara§tirma, yan kurak arazilerde reayanm genelde ekimi s1mr­ lanna kadar zorlad1gm1 ve elveri§li iklim ko§ullannda geni§­ leyen ekim alanlanmn kurakhk dõnemlerinde tekrar darald1g1m ortaya koyar. 91 Dü§ük verimli arazilere bu yõneli§, yogun ekimden ziyade yaygm ekim yõnündeki egilimi sadece güçlendirdi. Bõylece dü§ük verimli, kurak ya da engebeli arazilere sulama yat1nm­ lan daha da azaldi. Dahas1, dü§ük verimli arazilerin içerdigi tehlikeler, bõlge kõylülerinin aymc1 õzelligi say1labilecek bir tutumla, üretimi azamiye ç1karmak yerine riskten kaçmma yõ­ nündeki gene! tercihi güçlendirdi. Planhol gibi antropologla­ nn saptad1g1 üzere, yan kurak arazilerdeki çiftçiler genelde ekimi degi§ik yerlere ve yüksekliklere yayma yoluna giderdi ve 88

Bu terime ili§kin bir degerlendirme için bkz. Tunçdilek, Türkiye lskân

89

Cofjrafyasi, 1 24-9 ve Hütteroth, Laendliche Siedlungen, 1 69-70. Bkz. Venzke, "Ottoman Tahrir Defterleri and Agricultura! Productivity."

90

Yunus Koç, "XVI. Yüzyilm tkinci Yansmda Kõylerin Parçalanmas1 So­ runu: Bursa Kazas1 ôiçeginde Bir Ara§Urma", xm. Türk Tarih Kongresi (Ankara: TTK, 1 999) .

91

Haggay Etkes, "The Impact o f Short Term Climate Fluctuations o n Rural Population in the Desert Frontier Nahiye of Gaza (ca. 1 5 1 9-57)" (Ulusal Ekonomik Ara§tirmalar Bürosu'nun "tklim Degi§imi: Geçmi§ ve Gelecek" konulu konferansmda sunulan bildiri, 5/30/2008) .

1 10

B Ü Y Ü M E VE S I N IRLARI

mümkün oldugu sürece karma bahçecilik, tanm ve hayvanc1hk yapmayi yeglerdi.92 Tahrirlerden 16. yüzyil sonlannda reaya­ mn bugdaydan vazgeçip, daha dü§ük verimli ama daha direnç­ li ve kurakhga daha dayamkh bir ürün olan arpaya yõneli§ini de gõrebiliriz.93 Bõlüm 3'te gõrecegimiz üzere kurakhgm ve k1thgm s1kça ya§anmas1 nedeniyle, reayanm temkinliligi ge­ nelde h1zla büyüyen nüfus aç1smdan daha dü§ük ürün fazlas1 sonucunu getirse bile bireysel düzeyde akla yakm bulunmu§ olabilir. ískân geni§lemesi hayvanc1hga bag1mhhgm artmasm1 te§vik ederek, yaygm arazi kullamm1m daha da ileriye gõtür­ mü§ olabilir. En temel düzeyde bütün Osmanh çiftçileri ara­ zilerini sürmek için bir çift õküze ihtiyaç duyard1; bu aç1dan Avrupa'daki veya Hindistan'daki denklerinden farkh yanlan pek yoktu. Ancak hayvanlara pek fazla ihtiyaç duymayan Do­ gu Asya'mn yogun pirinç ekimine dayah ekolojileriyle bir fark sõz konusuydu. Aslmda Osmanhlan farkh k1lan nokta, §ehir alanlan çevresinde ve hatta nüfus yogunlugunun yükseldi­ gi dõnemlerde bile koyun ile keçi say1smm nispeten yüksek olu§uydu. Ôrnegin tahrirlere gõre Kayseri civannda yüzyilm sonuna dogru, bõlgesel nüfusun üçe katlanmasmdan sonra bi­ le ki§i ba§ma 3-4 koyun dü§mekteydi.94 íslamoglu'nun Kuzey Anadolu'ya ili§kin ara§t1rmas1, nüfus ikiye katlamrken ki§i ba§ma koyun sayismm artmaya devam ettigini ortaya koyar. 95 Bir bütün olarak kõylülük aç1smdan, daha yüksek nüfus yogunlugunun yaygm otlatmayi cayd1rm1§ ve daha yogun e­ kime yat1nm1 õzendirmi§ olmas1 gerektigi samlabilir. N e var 92

Planhol, De la plaine pamphylienne aux lacs pisidiens, bõlüm 6.

93

Türkiye'de bugday ve arpa verimlerinin bir kar§1la§tlrmas1 için bkz . A. . Wahbia ve T. Sinclair, "Simulation Analysis of Relative Yield Advantage of Barley and Wheat in an Eastern Mediterranean Climate", Field Crops

Research 9 1 (2005): 287-96. 94

Jennings , "Population, Society, and Economy of tbe Region of Erciyes Dag1." Kayseri'deki her on mahkeme davasmm birinde de çogu kez sa­ hiplige ili§kin keskin anla§mazhklarla hayvanlar konu olarak geçer. Bkz. Gõnur Karaduman, "Kayseri in tbe End of the l 6tb Century in Light of tbe Court Records, 988- 1 002/1 580- 1 592" (doktora tezi, Bogaziçi Üni­ versitesi, 1 995), 95-8.

95

íslamoglu, State and Peasant, 1 5 2 ve çe§itli yerlerde. 111

OSMA N L l ' DA ISYA N IK LIMI

ki, herkes için en uygun olan yol bireysel düzeyde her zaman en iyi seçenek degildi ve nüfus baskls1 ashnda hayvanc1hga yõneli§i h1zland1rm1§ olabilir. Bir yandan, büyüyen §ehir pa­ zarlan ve yükselen fiyatlar daha zengin toprak sahiplerini (gerek timar sahiplerini gerekse bali vakti daha iyi kõylüleri) hayvanlara daha fazla yatmm yapmaya te§vik etti. Anla§lld1g1 kadanyla yün ve post gibi hayvan ürünlerine dõnük piyasa, muhtemelen hayvan nakliyesinin gõrece kolayhgmdan dolay1 tahil piyasasmdan daha kazançhydi.96 Bu arada daha yoksul kõylüler aç1smdan ortak, kamusal ve hatta bazen koruma al­ tmdaki arazilerde hayvan otlatmak küçük ya da dü§ük verimli bir tarlada verimi azamiye ç1karma ugra§mdan herhalde daha kârh olmah. Üstelik geçim kaynagm1 hayvanlarla çe§itlendir­ mek tamamen tanma dõnük bir yat1nma nazaran daha fazla güvenlik saglamaktaydi. Hem zenginlerin hem de yoksullann gõzünde hayvanlar hasadm kesat gittigi zamanlarda ba§vuru­ labilir ya da belirsizlik ile kan§Ikhk zamanlannda ta§mabi­ lir bir kaynakti.97 Oysa ileride gõrecegimiz üzere, Küçük Buzul Çag1 krizinde bu hesabm fena halde yanh§ oldugu ortaya ç1kacakti. Nüfusun 1 6 . yüzy1l sonlan itibariyle merkez bõlge eyalet­ lerinde dogal kaynaklann sm1rlanna gelip dayand1gma i§a­ ret eden ba§ka gõstergeler de vardir. Ekime elveri§li alanlar açmamn hizla devam etmesi nedeniyle odun gittikçe k1tla§tl. 1 570'lere vanld1gmda, mühimme defterleri koruma altmdaki ormanlarda kaçak kesimden ve yangmlardan yakmmaktayd1;98 baz1 durumlarda odunkõmürü için meyve agaçlan99 ve ke­ reste için mezarhk agaçlan 100 dahi kesilmekteydi Yakltm da96

97 98

99

ôrnegin Akdag (Celâli lsyanlan, 42-9) toprak sahiplerinin otlaklara yer açmak için reayanm elindeki arazileri almasma ili§kin õrneklere i§aret eder ve hayvanlar yõnündeki bir tercihin g1da üretimini baltalam1§ ola­ bilecegini ileri sürer. Kar§ . Michel Sivignon, Les pasteurs du Pinde septentrional (Lyon: Avru­ pa C ografyas1 Üzerine tncelemeler ve Ara§t1rmalar Merkezi, 1 968). Ôrnegin MD 3/86, MD 3/1 0 1 8, MD 3/1494, MD 6/8 1 3 , MD 6/949, MD 7/1447, MD 7/1 800, MD 712674, MD 1 2/53, MD 14/27, MD 1 41226, MD 14/367, MD 14/54 1 , MD 1 6/428, MD 26/808, MD 29/96, MD 40/535 ve MD 42/309. MD 30/29.

1 00 MD 7/ 1 643 . 1 12

B Ü Y Ü M E VE S I N I RLARI

ha pahah hale gelmesi üzerine çiftçilerin muhtemelen daha fazla gübreyi tezek olarak yakmak zorunda kalmas1, topra­ gm üretkenligini daha da dü§ürdü. Bu arada ah§abm piyasa (karaborsa) fiyatmm resmi sabit fiyatm epey üzerine ç1kmas1, narh üzerinden satm ahnan keresteyi kaçak yollarla satma yõ­ nünde te§vikler yaratti. 101 Resmi emirler l 580'lere dogru baz1 miri korularda ba§ gõsteren s1kmt1lan bildirmeye ve "kalan agaçlann"1º2 ya da "kalín1§ kereste varsa"1º3 kesilmesini belirt­ meye ba§lad1. Ba§ka bulgular sürü sahiplerinin hayvanlan için yeni ara­ ziler aramas1yla birlikte, yaygm otlatmanm arazi kullammma ili§kin çati§malara yol açmaya ba§lad1gma i§aret eder. Ôrne­ gin daha 1 568'de merkezi idare ta§km denetimi i§levini gõren, koruma altmdaki sulak alanlarda hayvan otlatmaya kar§l uya­ nlarda bulundu. 104 Miri korulara ve hatta mezarhklara sah­ nan hayvanlara ili§kin §ikâyetler 1 570'lerde neredeyse kaçak kesime ve odunkõmürü yap1mma ili§kin §ikâyetler kadar s1k­ la§t1. 105 Anadolu genelinde çiftçiler ve gõçer çobanlar da anla§­ mazhklara dü§tü; çünkü çobanlar hayvanlanm ekili alanlara sürmekte ya da sürüden aynlan hayvanlan mahsullere da­ danmaktaydi.106 Küçük Buzul Çag1 krizinin ardmdan ya§anan olaylara bak1hrsa, Osmanh gõçer çobanlan genel bir Akdeniz kahbma uyacak §ekilde, daha fazla otlak yaratmak üzere koru­ lan ve tarlalan ate§e verme firsatlanm kollamaya yõneldi. w 1 0 1 ôrnegin MD 6/799 ve MD 6/ 1 445. Aynca bkz. Faroqhi, Towns and Town­ smen, 78-9. MD 7/ 1 589'de padi§ah kithk zamanlanndaki tahil vurgun­ culugunu kmayan emirlere oldukça benzer tutumla, kerestede "madra­ bazl1k" konusuna bile deginir (bkz. Bõlüm 3). 1 02 MD 1 9/274. 1 03 MD 26/830. 1 04 MD 7/1 550. 1 05 Ôrnegin MD 5/1 292, MD 5/ 1 396, MD 6/ 1 405, MD 1 6/22, MD 24/672 ve MD 62/26. 1 06 ôrnegin MD 4 1 1249 ve MD 72/769. Ba§ka õrnekler bõlgesel kad1 sicille­ rinde bulunabilir. Bkz. Fatih Bursa, "Manisa'mn 14 Numarah H. 1 002 Ta­ rihli �eriyye Sicil Defteri" (doktora tezi, Nigde Üniversitesi, 2002) belge 26/ 1 ve 57/ 1 8. 1 07 ôrnegin MD 90/58. Gene! olarak Akdeniz bõlgesindeki yangmlar için bkz. Pyne, Vestal Fire, 8 1 - 1 46 ve Greve ve Rackham, Nature of Mediter­ ranean Europe, bõlüm 1 3 . 1 13

OSMA N L l ' DA ISYAN I K L I M I

Ekonomik Çalkant1 ve Kar11jlkbk Merkez bõlge eyaletlerindeki nüfus baslos1 1 6 . yüzyil sonlan­ na dogru imparatorlugun ekonomik s1kmtllanm da ag1rla§tir­ d1. Erken modem çag dünyasmm diger kesimlerinde oldugu gibi, demografik yayilma ve Amerikan gümü§ alo§l 1 6 . yüzyll sonlan boyunca enflasyonu yukanya çekti. 1 08 1 580'lere vanl­ d1gmda, lothklar ve ba§ka arz aksakhklan olmasa da, fiyatlar bir yüzyil õncesine oranla yakla§lk ikiye katlanmi§tl. 109 Mas­ raflann yükselmesiyle birlikte, merkezi idare kaynak bulmak ve borçlan k1smak için gümü§ sikkenin degerini dü§ürmeye ba§lad1; uo Bõlüm 3 'te anlat1lacag1 üzere, bu gidi§at 1 585'te ak­ çedeki büyük çaph bir devalüasyonla uç noktaya vardi. Deger dü§Ü§leri sadece sikkede daha fazia istikrars1zhg1 ve vurgun­ culugu ate§lemeye yarad1; süreç genelde Osmanh kasabala­ nnda ve §ehirlerinde gerçek gelirleri a§ag1ya çeken sürekli bir ücret-fiyat uçurumunu derinle§tirdi. 1 u 1 08 David Hackett Fischer, The Great Wave (New York: Oxford University Press , 1 996) ve Harry Miskimin, The Economy of La ter Renaissance Eu­ rope (New York: C ambridge University Press , 1 977). 1 09 Konuya ili§kin klasik çah§ma için bkz. ômer Lütfi Barkan, "The Price Re­ volution of the Sixteenth Century: A Tuming Point in the Economic History of the Near East", Intemational Joumal of'Middle East Studies ( 1 975):

3-28. Barkan'm verdigi rakamlar daha sonra §evket Pamuk'un ara§t1rma­ lanyla daha kesinle§tirilmi§tir. Bkz. "The Price Revolution in the Ottoman Empire Reconsidered", Intemational Joumal of Middle East Studies 33 (200 1 ) : 69-89 ve "Prices in the Ottoman Empire", Intemational Joumal of Middle East Studies 36 (2004): 451 -68. "Fiyat devrimi"nin çap1m ve etki­ sini küçümsemeye çah§masma kar§m, gõrünü§e balahrsa Pamuk'un var­ digi ana sonuç, enflasyonun Barkan'm õngõrdügünden daha geç ve daha ans1zm ortaya ç1kt1gmdir. Konumuz aç1smdan, Pamuk'un yilhk dalgalan­ malan ve hasat lathklanmn etkisini düzleme yakla111m1 da insanlann o dõnemde enflasyonu Yª§ªYl§lm yanl1§ sunar. Ortalama Osmanl1 için, on yilhk zaman dilimlerindeki degi§imin pek agir olmadig1 hususu, lathkla­ rm temel g1da ürünlerinin fiyatlanm bir yilda ikiye katladig1 bir ortamda herhalde pek fazla teselli saglamazdi.

1 1 0 Mustafa Akdag, Türkiye'nin lktisadi ve lçtimai Tarihi (Ankara: TIK, 1 97 1 ) . Baki Tezcan ("Searching for Osman", bõlüm 1) padi§ah hazinesinin uzun süre farkl1 bir gümü§/altm oramm uygulayan Misir'm imparatorlu­ ga kat1h§1yla baglantih güçlükleri de çõzmeye çah§ti!Pm ileri sürer.

1 1 1 S. Ôzmücür ve §. Pamuk, "Real Wages and Standards of Living in the Ottoman Empire, 1 489- 1 9 1 4", The Joumal of Economic History (2002): 293-32 1 . 1 14

B Ü Y Ü M E VE S I N I R LA R I

Bu arada kirsal kesimdeki iyi arazi azh� ve firsatlann a­ zalmas1 §ehirlere ve kasabalara dogru yeni bir gõç dalgasm1 ba§latt1. Payitahtm ve diger §ehirlerin nüfusu klrsal gõçlerle artmaya devam ederek, azalan tanmsal fazlalara gittikçe ar­ tan bir yük bindirdi. Aym dõnemin vergi kayitlan §ehirlerde­ ki ekonomik büyümenin de demografik büyümenin gerisinde kalarak, yeni gelenlerden birçogunu i§sizler safma kat11mak durumunda b1raktig1 izlenimini verir. Sorunun en feci dü­ zeye ula§t1g1 1stanbul'da, merkezi idare gõçü kls1tlamaya, "gecekonducu"lan kovmaya ve yeni gelenlere yerle§ik sakinler­ den kefil gõsterme §artm1 getirmeye yõneldi. Ne var ki, Bõlüm 9'da anlat1lacag1 üzere, bu tür emirlerin s1kça tekrarlanmas1 uygulamanm aksad1gmm ve sorunun gittikçe ag1rla§t1gmm i§aretinden ba§ka bir §ey degildi. Topraks1z ve çaresiz insanlardan bazilan §ehirlere sürük­ lenirken, digerleri h1rs1zhga ve e§kiyahga yõneldi. 1 6. yüzy1l sonlanna ait mühimme defterlerinin hat1n say1hr bir k1sm1, õzellikle imparatorlugun merkez bõlge eyaletlerindeki suçlar ve asayi§sizlik üzerinde durur. Anadolu ve Balkanlar'm her ya­ nmda küçük çeteler genellikle yakm kõylerden para ve yiyecek çalarak kirsal kesimi yagmalad1. Eyaletlerden gelen tezkereler 1 580'lere dogru sohtalann, s1khkla §iddete ve zorbahga ba§­ vuran aylak medrese talebelerinin olu§turdugu çetelerden de sõz etmeye ba§ladi. C elâli 1syam'mn ve Osmanh krizinin ilk modem tarihçisi Mustafa Akdag, 1 950'lerdeki ve 1 960'lardaki ç1gir aç1c1 eser­ lerinde agirhkh olarak bu avarelik ve cürüm olaylan üzerin­ de durur. 1 12 Binlerce padi§ah emrini ve kad1 sicilini aktararak kabaran enflasyon, ekonomik çalkant1 ve e§k1yahgm 1 580'lere dogru yaygm sosyal kan§ikhga dõnü§tügünü ve 1 590'larda­ ki krizin ani bir patlama degil, yillarca sürmü§ basklnm uç noktaya varmas1 oldugunu ileri sürer. Akdag'm isyana ve krize ili§kin aç1klamasmda elbette eksiklikler vardir. Eserlerinde ki­ mi zaman kan§ikhgm düzeyini oldugundan büyük gõsterir ve olaylara en azmdan 1 590'lardan õnce bulgularla tam dogrula1 1 2 Mustafa Akdag, Celâlí lsyanlan (Ankara: Ankara Üniversitesi Bes1mevi, 1 963) ve 7ürkiye'nin lktisadi ve lçtimai Tarihi. 115

O S MA N L l ' DA ISYA N IK LIMI

namayan bir sm1f çat1§mas1 unsuru katar. En õnemlisi, tesa­ düflerin ve Küçük Buzul Ç ag1 gibi d1§sal etkenlerin imparator­ luktaki geli§meleri nasll etkilemi§ olabilecegine dair bir an­ layi§tan yoksun oldugu için, anlat1s1 krize bir tür kaç1mlmaz, kartopuna benzer momentum yak1§t1nr. Sonraki bõlümlerde gõrecegimiz üzere, olaylar daha karma§1k ve daha az õngõrüle­ bilir bir seyir izledi. Sosyal ve ekonomik baskilar õyle dümdüz ve õnüne geçilemez biçimde isyam getirmedi; imparatorlugun doga ve insan eseri felaketlerle kar§1la§t1g1 bir süreçte e§kiya­ hk olaylan ile diger s1kmtllar çogu kez münferit patlamalar §eklinde ortaya ç1kti. Bununla birlikte, Akdag Osmanh s1km­ tilannm temelinde yatan sebepler olarak nüfus bask1sma ve enflasyona i§aret etmekte hakhydi.

Sonuç: Bir Malthus Krizi mi? Daha Küçük Buzul Ç ag1 felaketlerinden õnce, demografik bü­ yüme ve çevresel sm1rlamalar imparatorluk için ciddi so­ runlar yaratmaya ba§lami§tl. Arazinin yetmemesi, ki§i ba§1na hasadm dü§mesi ve ahalinin baz1 kesimlerinin e§kiyahga yõnelmesi bir Malthus krizi hortlag1m gündeme getirir. Da­ has1, bu yorum imparatorlugun sürekli gerileme içinde oldu­ gu, 1 590'lardaki isyan ve krizin artan bask1lann uç noktaya varmasmdan ibaret oldugu yolundaki geleneksel anlayi§lara uyuyormu§ gibi gõrünür. Oysa tablonun bütünü bundan daha karma§iktir. Bir yandan, imparatorluk genelde açhkla kar§l kar§1ya degildi. Yiyecek bulma konusunda, tahrirlerdeki bulgular 1 6 . yüzy1l sonlannda bile bõlgeler içinde ve arasmda çarp1c1 te­ zatlar içeren bir tablo ortaya koyar. 1 13 Suyun rahatça buluna­ bildigi yerlerde, Osmanh çiftçiler bazen mucizeler yaratabil­ diler. �imdiki Gürcistan'm güneybat1 kesimiyle ilgili tahrirler üzerine bir ara§t1rma, sulama yap1lan sekilerden olu§mU§ bir arazi sayesinde, hasadm be§te birini bulan Õ§Ür õdemesinden 1 1 3 Bkz. Mehmet Oz, "XVI. Yüzy1l Anadolusu'nda Kõylülerin Vergi Yükü ve Geçim Durumu Hakkmda Bir Ara§tlrma", Osmanli Ara�tinnalan 1 7 ( 1 997): 77-90. 1 16

B Ü Y Ü M E VE S I N IRLARI

sonra bugday, arpa, bal, keten ve sebze fazlas1 elde edildigini belirtir. 1 14 Tuna voyvodahklanyla ilgili tahrirler benzer §ekilde yüzy1hn ikinci yansmda bile saglam bir ürün fazlas1m var­ hgm1 aç1ga vurur. 1 15 K1bns'ta116 ve aynca Karadeniz k1yilan­ mn baz1 kesimlerinde1 17 tanma aynlabilecek arazi hâlâ vardi. K1sacas1, imparatorluk genelindeki ortalamaya bak1ld1gmda, Osmanh nüfusu henüz g1da temininin mutlak sm1rlanna ula§­ fill§ degildi. Dõnemin basit teknolojileriyle dahi aym topraklar muhtemelen daha fazla insam banndirabilirdi; Osmanh top­ raklanndan elde edilen toplam mahsul her y1l bütün sakin­ leri arasmda e§it dag1t1lm1§ olsayd1, en azmdan Küçük Buzul Ç ag1'nm en kõtü evresine kadar herkes muhtemelen yiyebile­ ceginden fazlasma sahip olabilecekti. ôte yandan, merkez bõlgenin baz1 eyaletlerinde kõylüler 1 6 . yüzyil sonlannda g1da kaynaklarmda h1zh bir azalmayla kar§l kar§1ya kaldi. Ki§i ba§ma tüketim hesaplamalan baz1 yõrelerin hâlâ mütevaz1 bir ürün fazlas1 elde etmesine kar§m, diger birçok yõrenin yüzy1hn sonuna dogru ancak geçinme s1mrma varma yolunda oldugunu gõsterir. Üretimin bugday, arpa, koyun ve keçi õtesinde nadiren çe§itlilik kazand1g1 Orta Anadolu'da tehdit õzellikle agirdi. 1 18 Dahas1, tahrirlerdeki ra1 1 4 Mihail Svanidzé, "I: Économie rurale dans le Vilâyet d' Akhaltz1khé (Ç1l­ dir) d'apres le "Registre Détaillé" de 1 595", Contributions à l'histoire économique et sociale de l'Empire ottoman, ed. J. Bacqué-Grammont ve P. Dumont (Leuven: Peeters , 1 983). 1 1 5 Bruce McGowan, "Food Supply and Taxation on the Middle Danube ( 1 568-79)", Archivum Ottomanicum 1 ( 1 969): 1 39-96. 1 1 6 Ronald Jennings, "The Population, Taxation, and Wealth in the C ities and Villages of Cyprus According to the Detailed Population Survey (Defter-i Mufassal) of 1 572", Raiyyet R üsumu: Essays Presented to Halil Inalcik, ed. Carolyn Gross (C ambridge, MA: Harvard University Press, 1 986) ve Ronald Jennings, "Village Agriculture in Cyprus", BuUetin of

the School of Oriental and African Studies, University of London 5 1 ( 1 988): 279-3 1 3 . 1 1 7 Ronald Jennings, "The Society and Economy o f Maçuka i n the Ottoman Judicial Registers of Trabzon, 1 560- 1 640''. Continuity and Change in Late Byzantine and Early Ottoman Society, ed. A. Bryer ve H. Lowry (Birmingham: Birmingham Üniversitesi Bizans Ara�t1rmalan Merkezi,

1 986) . 1 1 8 lslamoglu ve Faroqhi, "Crop Patterns and Agricultura! Production Trends ." 1 17

OSMA N L l ' DA I SYAN I KLIMI

kamlar normal yillan esas alarak, hep varolan yokluk ve e§ki­ yahk tehlikelerini gõz ardi ederdi . 1 19 E§it olmayan vergi oran­ lan ve sava§ dõneminde olaganüstü bir uygulama olarak slkça ba§vurulan bedelli ahmlar sorunu a8J.rla§t1rarak, baz1 yerleri kullarulabilecek s1rurh kaynaklardan da mahrum b1rakt1.12º Dolayis1yla imparatorlugu slkmtlya sokan §ey genel nüfus art1§mdan ziyade õzellikle dü§ük verimli yerlerde yoksulluk smmndaki topluluklarm hlzla büyümesiydi. ímparatorlugun geni§ kesimleri hâlâ ortalama yillarda idare etmeye yetecek kadar üretken olmakla birlikte, sonraki bõlümde gõrecegimiz üzere kurakl1klarda ve ba§ka felaketlerde sahiden kithkla kar§I kar§Iya kalmaktayd.I. Dahas1, ayni yerler bütün sakinlerinin ge­ çimini saglayamayinca, gittikçe artan sayida topraks1z, bekâr ve potansiyel olarak tehlikeli adam1 ihraç etmeye ba§lad1. imparatorluk açhk çekmese ya da gerilemese de, bu tehli­ kelere giderek aç1k hale gelmekteydi. iyi yillarda devlet hâlâ temei tedarik sistemlerini kolayca destekleyebilecek ve sava§ için seferber edebilecek durumdayd1. Ne var ki, kõtü yillarda (kurakl1k, kithk ya da askeri yenilgi yillannda) imparatorlu­ gun baz1 kesimlerindeki nüfus baskis1 felaketlerin etkisini az­ dird1 ve istikrars1zhk, kan§1kl1k ve sonuçta Osmanh tedarik sistemlerinin bozulmas1 riskini artird.I. Osmanhlar aç1smdan as1l talihsizlik, yüzy1hn sonuna dogru iyi yillann gittikçe azal­ mas1, kõtü yillann ise daha tehdit edici boyuta varmas1yd1.

1 1 9 Faroqhi, Tuwns and Tuwnsmen, 201 . 1 20 Makovsky ("Sixteenth-Century Agricultura! Production") gibi baz1 ya­ zarlar, farkh vergi oranlanmn ashnda farkb üretkenlik düzeylerini yan­ s1tt1g1m varsayar; ama ôz ("XVI. Yüzyil Anadolusu'nda Kõylülerin Vergi Yükü ve Geçim Durumu") durumun bõyle olmad1g1 gõrü§ündedir. l l8

3 1 6 . YÜZ YIL S O NLARININ

FELAKE TLE Ri 1mparatorlugu isyana ve krize sürükleyen tek ba§ma nüfus baskis1 degil, nüfus baskismm dogal afetlerle ve merkezi ida­ renin yanh§ adimlanyla bir araya gelmesiydi. Felaketin nasll bir geli§im izledigini anlamak için, õnce imparatorlugun za­ aflanm ve dogal afetlere tepkilerini daba yakindan inceleme­ liyiz. l 590'larda ya§anan kriz õncesindeki birikim sürecinde, O smanhlar bem gerçek bem de mecazi anlamda bir dizi §id­ detli firtma atlatti. Bu olaylar insan ve doga kaprisleri kar§l­ smda imparatorluk otoritesinin, nüfus ve kaynak yõnetimi sis­ temlerinin gücünü smad1. Tebditlerin kaynag1 bildik zanhlar­ d1: Klthk, salgm bastahk, õlüm ve sava§, yani mab§erin klasik dõrt aths1. Ancak felaketin temelinde yatan sebepler s1kl1kla meteorolojikti, en ba§ta da Küçük Buzul Ç ag1'mn ba§lang1cma damgasm1 vuran sert ki§lar ve ilkbahar kurak11klanydi. Bu felaketlerin sadece Osmanh uyruklan için degil Osman­ h tedarik sistemleri için de õlümcül oldugu ortaya ç1kt1. Kâg1t üzerinde, Osmanhmn birbiriyle baglant1h imparatorluk ekolo­ jisi, payitabtm ve ordunun ia§esi için bir dizi seçenegi el altm­ da tutarken, bir yõredeki aç1klan ba§ka bir yõredeki fazlalarla dengelemesine olanak vermekteydi. Ç ogu zaman sistemin i§le1 19

OSMAN L l ' DA ISYA N I K LIMI

yi§i tam bõyleydi. Ne var ki, 1 570'lerin sonlanna dogru nüfus basklsmm yam s1ra artan askeri ve sivil ihtiyaçlar, impara­ torlugun azalmaya yüz tutan g1da ürünü ve diger hammadde fazlalanna talepleri artird1. Dolay1s1yla tedarik sistemlerinin kaynaklar için imparatorlugun her kesimine daha da bag1mh hale gelmesi, bir bõlge felakete ugrad1gmda s1kmtilann ge­ nelle§mesi riskini yaratti. Bu arada merkezi idare, tedarik sis­ temleri zorland1gmda bile mallara dõnük talepler ile õdenecek fiyatlan ayarlamada yava§ davrand1. Bu geli§meyi biraz aynn­ t1h inceledigimizde, tnebaht1 gibi bir bozgundan sonra ayakta kalan hatta geli§en bir imparatorlugun 1 590'larda Küçük Bu­ zul Çag1'nm iklim olaylan ile koyun teminindeki bir aksama yüzünden ciddi bir isyan ve krizle nasil kar§I kar§iya kald1gm1 anlayabiliriz.

K1thk 1 6. yüzy1lda dünyamn hiçbir kesimi hasat k1thklanna ve g1da s1kmt1lanna bagh kronik tehlikeden henüz tam kurtulabilmi§ degildi. Ancak 1 6. yüzy1l sonlannm Osmanh tmpara�orlugu ço­ gu kez dü§ük verimli yerlerdeki h1zh nüfus artI§mdan dolay1 bu tehlikeye çogu ülkeden daha fazia aç1kti. 1 tmparatorlugun §U ya da bu kesimi l 560'lann sonlanndan l 580'lere kadar hemen her yil g1da s1kmt1lanyla kar§Ila§tI; bunlar genellikle yerel bir õlçekte kalsa da, bazen geni§ bõlgeleri kapsayan büyük k1thk­ lar düzeyine ç1kt1. Osmanh uzmanlan çogu kez bu olaylan gõz ardi etse de, sõz konusu y1llara ait mühimme defterleri g1da s1kmt1s1 ve k1thkla ilgili bir sürü belge içerir; bunlann birçoGüçer'in konuya ili§kin klasik eseri Osmanl1 lmparatorlugunda Hu­ bubat Meselesi Osmanh tanmma ve k1thk tehdidine ili§kin gene! bir degerlendirmeye yer vermekle birlikte, merkezi idarenin ald1g1 tahil Õ§Ürlerinin niteligine odaklamr. Sabri ülgener'in Darl1k Buhranlan ve lslam lktisat Siyaseti (Ankara: Maya§, 1 984, ilk bask1 1 9 5 1 ) kitab1 lslam dünyasmdaki k1thg1 daha gene! düzeyde ele ahrken, Mehmet Erler'in Osmanl1 Devleti 'nde Kuraklik ve K1tlik Olaylan (1800-1880) (lstanbul: Libra, 2010) kitab1 1 9 . yüzyil k1thklan üzerinde durur. Mustafa Akdag Türk Halkmm Dirlik ve Düzenlik Kavgas1 (Ankara: Bilgi Yaymevi, 1 975, 74-85) kitabmda, bu klthklardan baz1lanna ve bu bõlümde anlatilacak olan tedarik aksakhklanna k1saca deginir. 1 20

i 6 . Y Ü Z Y I L S O N LAR I N I N F E LAKETLE R I

gu sorunun mahiyeti ve Osmanh yakla§llDl konusunda yararh ipuçlan saglar.2 !mparatorluk, tedarik sistemlerinin çapma uy­ gun olarak, klthkla ba§a çlkmada oldukça kapsamh yõntemler geli§tirmi§ti; ama bu tedbirlerde bile Küçük Buzul Ç ag1 krizi s1rasmda büsbütün belirginle§ecek ciddi kls1thhklar vard1. Osmanh mühimme defterleri tanma yõnelik bir dizi teh­ didi aktanr. Fare sürüleri mahsulü yiyip bitirebilirdi.3 Çekirge sürüleri tarlalan ba§tan sona silip süpürebilirdi. Büyük çap­ h imha giri§imlerine ragmen, Klbns'ta çekirge istilas1 1 5721 576'da genel bir k1thga yol açti. 4 Kimi zaman bõceklerin kuzeye yayilarak Anadolu'ya ve hatta Klnm'a ula§t1g1 olurdu; Kmm'da 1 570'lerin sonlanndaki bir çekirge istilas1 bõlgenin tah1llanm ve otlaklanm yok etti.5 Kimi zaman da Dogu Akdeniz'i ciddi depremler ya da ani flrtmalar vururdu.6 Tuna ve Karadeniz'in bereketli k1yilannda son derece yik1c1 hale gelebilen ta§kmlar­ la mahsullerin sulara gõmüldügü ve olagandl§l §iddetli saga­ naklarda tarlalann su altmda kald1g1 olurdu.7 2

3 4

5

6

7

Sonraki paragraflarda Orhan Klhç'm "Osmanh Devleti'nde Meydana Gelen Klthklar" (Türlder 10 (2002): 7 1 8-30) ba§hgrm ta§Iyan yararh ara§tirmasm1 esas aldml; klthk olaylarmm bir tablosuna ve ilgili belgelere yer veren bu makale, Br§ivlerden elde ettigim bulgulara katklda bulunmaktadrr. Ômegin MD 73/602. MD 281 1 04. Iúbns'ta çekirge sorunu için bkz. Benjamin Arbel, "Saute­ relles et mentalités: Le cas de la Chypre vénitienne", Annales 44 ( 1 989): 1 057-74; Ronald Jennings, "The Locust Problem in Cyprus", Bulletin of the School of Oriental and African Studies 5 1 ( 1 988) : 279-3 1 3; Gilles Veinstein, "Sur les sauterelles à Chypre, en Thrace et en Macédonie à l'époque ottomane", Armagan: Festschrift für Andreas Tietze (Prag: Enigma, 1 994) . MD 1 2/6 1 8, MD 1 2/983, MD 14/ 1 6 1 9, MD 60/579, MD 32/401 ve MD 35/340. Filistin'deki çekirge istilalan ve diger dogal felaketler için aynca bkz. Singer, Palestinian Peasants, 1 1 5- 1 6. Çekirge sürüleri Anadolu'da 1 9 . Yüzyila kadar õnemli b i r sorun olmaya devam etti. Bkz. Ertan Gõkmen, "Bati Anadolu'da Çekirge Felâketi ( 1 850- 1 9 1 5)", Belleten 74 (201 0): 1 27-80. ômekler için bkz. Orhan Iúhç, "Mühimme Defterlerine Gõre 16. Yüzy1lm !kinci Yansmda Osmanh Devleti'nde Dogal Afetler", Pax Ottomanica, Studies in Memoriam Prof Dr. Nejat Gõyünç (Haarlem: SOTA, 200 1 ) . Bu tüe dogal felaketlere ili§kin daha kapsamh incelemeler için bkz. Eliza­ beth Zachariadou (ed.), Natural Disasters in the Osmanli Empire (Herak­ lion: Grete University Press, 1 999). ôrnegin MD 1 9/40 ve MD 41 1704. Aynca bkz. Bruno Simons, "Le blé dans les rapports vénéto-ottomans au XVIe siécle", Contributions à l'histoire

121

OSMA N L l ' DA ISYA N I K LIMI

Fakat kõtü hasadm ve kithgm ba§ta gelen sebebi kurak­ hkt1. Bir s1kintmm ya da kithgm sebebini belirten belgelerin yakla§Ik üçte ikisi yagi§ azhgma i§aret eder.8 Bõlüm 2'de açlk­ land1gi üzere, dü§ük verimli Akdeniz topraklarmda birçok Os­ manh kõylüsü geçimini saglayacak tek ü rün kI§hk bugdayi ya da arpayi elde etmek için karars1z sonbahar ve ilkbahar yagi§­ lanna bag1mhyd1. 1 6. yüzyil sonlarmda Küçük Buzul Ç agi'na õzgü düzensiz iklim sahmmlanmn ba§lamas1yla birlikte, so­ guk, kuru kl§lar ve ilkbaharlar gittikçe s1kla§1p sertle§ti; bu durum bõlge tanm1 aç1smdan yikic1 sonuçlar dogurdu. Yerel s1kint1lara ah§kin olan Osmanh tmparatorlugu art1k ciddi ve yaygm hasat klthklanyla ba§a ç1kmak zorundayd1. Küçük Buzul Çag1'mn 1 590'lardaki krizini yaratan birikim sürecinde, büyük çaph kurakl1klar ve kithklar ba§ta 1 564- 1 565, 1 570- 1 57 1 , 1 574, 1 579 ve 1 583- 1 585'te olmak üzere yakla§Ik her be§ yilda bir dalgalar halinde geldi. Birinci dalgada kurak­ hk Ege havzasm1 vurarak Yunan adalannda ve Bati Anadolu'da kithga yol açti.9 Bu arada baglant1h ya da baglant1s1z sebep­ lerle, kuzeyde Selanik ve Dubrovnik1º ve doguda Van Gõlü11 gi­ bi uzak yõreler s1kintilarla kar§Ila§tI; bu yetmezmi§ gibi, o yil Nil ta§klnmm yetersiz kalmas1 M1s1r ve Hicaz' a kltllk getirdi. 1 2 1 570- 1 57 l 'e denk gelen sonraki kurakl1k dalgas1 daha da gü­ neye ula§arak, bu kez Rodos, Klbns, �am ve Kudüs'ü sarst1; 13 Kudüs'te yoz memurlarm tahil çalmas1 s1kmtilan daha da a­ girla§tird1. 14 Musul yõresi, Yunanistan ve Makedonya'nm baz1 kesimleri de s1kintilarla kaqila§tI15 ve muhtemelen Nil bir kez

8 9 10 11 12 13 14 15

économique et sociale de l'Empire ottoman, ed. J. Bacqué-Grammont ve P. Dumont (Paris: Peeters, 1 983) ve Aymard, Venise, Raguse, et la com­ merce de blé, 1 38. Ômegin MD 7/ 1 74, MD23/424, MD24/197, MD58/309 ve MD60/l 1 2 . Ayn­ ca bkz. Júhç, "Osmanh Devleti'nde Meydana Gelen lúthklar. • MD 5/106, MD5/488 , MD6/3 1 2 , MD6/344, MD6/539, MD6/73 1 , MD6/926 ve MD 6/1382. MD 5/106, MD 6/226 ve MD 6/266. MD 6/690. MD 5/813, MD 5/895 ve MD 6/485. MD 1 2/237, MD 1 2/348 ve MD 1 2/1066. MD 1 2/1 162. MD 14n0-7 1 , MD 14/249, MD 14/599 ve MD 1 7/34-35. 122

1 6 . YÜZYIL S O N LAR I N I N F E LAKETLE R I

daha beklenen ta§km s1mnna ula§amadi . 16 Aym yil büyük ola­ silikla kuru hava yüzünden olagan ya§am alanlanmn kuzeyine yõnelen çekirge sürüleri Rodos'a hatta tznik'e kadar ula§tl." Periyodik yerel slkmtilar'ª haf1zalara kazmacak en agir klt­ liklardan birine dõnü§en 1 574- 1 575 kurakl1gina kadar sürdü. Vakanüvis Mustafa Ali (hiç ku§kusuz biraz abartlyla) §UilU be­ lirtir: "Fi'l-vâkl' ol [gerçekte o) sene bir mertebe kaht u galã [bir miktar klthkl oldi ki zamãm Hazret-i Yusuf'daki [zamamndaki) galã ahvãh [pahahhk durumu) kütüb-i tevãrihden [tarih kitap­ lanndan) yoklandi. 01 def'a vâkl' olan kaht u 'anã (an)dan bed­ ter idügi [o defa olan klthgm õtekiden beter oldugu) tahakkuk buldi [meydana çiktl). 'Osmân Hãn zamãmndan berü vuku' buhnayan izdiyãd-1 belã ve imtidãd-1 kaht u galã [belalann art1§1 ve klthgm sürmesi) bunlann 'asnnda vücüd bulumas1 hãtime-i kãr [i§in sonunun) ne yüzden bedidar [bõyle a§ikãr) olacagiru halka bildirdik. " ' 9 Edirne yõresi en kõtü etkilenen yerdi; ama Kudüs ve Bagdat gibi ba§ka uzak bõlgelerden de agir s1kmtilar bildirildi.2º 1stanbul'da padi§ah ve devlet erkãm büyük alaylarla ana camilerde yagmur duasma ç1kt1.21 1 579'a denk gelen sonraki kurakl1k dalgas1 anla§ildigi kadanyla daha yerel düzeyde kaldi; esas olarak Suriye, Dogu Anadolu ve Ku­ zey Irak'1 etkiledi.22 Suriye'de 1 583 yazmda ba§layan son kuraklik dalgas123 daha da feci sonuçlar dogurdu. Klthk 1 585'te Anadolu'ya, E-

16 17

18 19 20

21 22 23

MD 14/1 1 0 1 . MD 1 2/6 18, MD 1 2/983 ve MD 14/ 1 6 1 9. :tkl im ve çekirge gõçleri arasm­ daki ili§ki için bkz. D. Camuffo ve S. Enzi, "Locust lnvasions and Cli­ matic Factors from the Middle Ages to 1 800", Theoretical and Applied Climatology 43 (19911: 43-73. ômegin MD 1 7/34-35 ve MD 1 9/57. Gelibolulu Mustafâ Ali, Künhü 'l-Ahbâr, ed. Faris Çerçi (Kayseri: Erciyes Oniversitesi, 20001 , 240- 1 . MD 24/ 1 97, MD24/503, MD25/1 28, MD26/394, MD26/669 ve MD26/93 1 . Venedik temsilcileri de bu Iathgi aktanr. Bkz. Aymard, Venise, Raguse, et la commerce de bié, 1 38. Ebru Boyar ve Kate Fleet, A Social History of Ottoman Istanbul (New York: Cambridge University Press, 20101, 66. MD 36/70, MD 36/142, MD 36/220, MD 36/27 1 , MD 36/7 1 7, MD 36/941 ve MD 40/296. MD 44/443, MD 511213 ve MD 52126 1 . 123

OSMA N L l ' DA ISYA N IK LIMI

ge bõlgesine ve zamanla Balkanlar'a dogru geni§leyerek im­ paratorluk genelinde s1kmt1lar yaratti.24 Tami§var (bugünkü Romanya'mn bati kesiminde Timi§oara) gibi çok kuzeydeki bir yerden gelen istidada o y1l "alt1 ya da yedi ay yagmur yagmad1g1" belirtilmekteydi.25 Ínebahti'dan gelen tezkerelerde "bu mü­ barek yllda yagmurlann hiç dü§medigi ve hatta ekim yap1lan arazilerin hiç hasat" vermedigi ileri sürülmekteydi;26 Kos (Ege bõlgesi)27 ve Berkofça (Bulgaristan)28 gibi uzak yerlerden gelen iletilerde aym yakan§l gõrmek mümkündü. Edirne civannda nehirlerin kurumas1 su degirmenlerini çah§amaz hale getirdi ve bir un s1kmtma yol açti.29 Kurakhgm 1 585'in sonuna dogru gõrünü§te son bulmas1yla imparatorluk 1 590'lardaki krize ka­ dar k1thktan yakasm1 nispeten kurtardi. Bu felaketler boyunca merkezi idare felaketin yerine ve çapma bagh olarak k1thk yard1mma dõnük çe§itli tedbirle­ re ba§vurdu. Genellikle "çetin ve ta§hk" ("saab u sengistan '1 olarak nitelendirilen, geçmi§te de s1kça aç1klar veren ve çogu kez kom§U topraklardan narha gõre sabit miktarda tah1l alma yõnünde geleneksel haklar tamnan belli yõreler için, Bõlüm I 'de anlatllan tah1l ticaretiyle ilgili olagan kls1tlamalar dev­ re dl§l biraklldi. 30 Rodos bu õrnekler arasmda bariz bir yer tutuyordu;31 aym §ey Saklz,32 Andros ,33 Gõkçeada34 ve Limni35

24

25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35

MD 52/604, MD 521752, MD 52/800, MD 55/1 1 8, MD 55/ 1 9 1 , MD 551253, MD 55/346, MD55/409, MD58/309, MD58/44 1 , MD58/602, MD58/642, MD58/643, MD 58/736, MD 58/746, MD 58/752, MD 58/79 1 , MD 59/ 1 82 , MD 60/93, MD 60/ 1 1 2 , MD60/ 1 3 1 , MD60/498, MD60/579, MD6 1 /9, MD6 1 / 1 6, MD6 1 /70, MD 6 1 17 1 , MD 6 1 / 1 38 ve MD 6 1 /262. MD 58/746. MD 60/ 1 3 1 . M D 55/409. MD 60/ 1 1 2. MD 58/309. ÕmeAin MD 5/488 ve MD 58/602. Aynca bkz. Faroqhi, 7bwns and Thwnsmen, 84-5. ÕmeAin MD 5/5 1 3, MD 5/85 1 , MD 14/1619, MD 1 9/57, MD 43/220 ve MD 61/9. MD 4/699. MD 6/824. MD 581736. MD 40/468. 1 24

1 6 . Y Ü Z Y I L S O N LARI N I N F E LA K E T L ERI

gibi çe§itli Ege adalan ile Yunan anakarasmm ínebaht136 ve Mora37 gibi kesimleri için de geçerliydi. Daha s1khkla da Bâb1âli s1kmtilan hafifletmek üzere tah1l ak1§mm yõnünü degi§tirmeye dõnük õzel geçici tedbirler ald1. Bõlüm l 'de anlat1ld1g1 üzere, merkezi idare merkez bõlge eya­ letlerinde imparatorlugun ihtiyaçlan için ba§vurulana kadar çogu yõrenin g1da ürünlerinde kendine yeterli olmasm1 bekle­ mekteydi. Pek acil olmayan durumlarda, devlet ia§e ba§vuru­ lan üzerine sadece vergi indirimleri ya da süre uzat1mlan sun­ ma yoluna gidebilirdi.38 Daha acil durumlardaysa yerel tah1l ambarlanndaki stoklardan dag1t1m yap1lmas1 yolunda emirler verilebilirdi; Van'da kõylülerin sonraki ekim için tohumluk ü­ ründen bile mahrum kald1g1 l 576'da ya§anan agir klthk bunun bir õrnegiydi. 39 Yerel kaynaklar yetersiz kald1gmda, Bâb1âli yõ­ reler arasmda tah1l ta§imak için gerekli õzel izinle, çevredeki bõlgelerden smirh ahmlar yapma hakkm1 tamyabilirdi.40 En kõtü durumlarda, devlet k1thgm vurdugu yõrelere bü­ yük çaph g1da ürünü dag1t1mlanm düzenleme yõnündeki da­ ha ileri ad1m1 atabilirdi. Bu sevkiyat az õnce anlat1lan bõlge çapmdaki büyük kurakhklarda õzellikle õnem kazamrd1; im­ paratorluk ürün fazlas1 veren yõrelerden aç1k veren yõrelere õnemli miktarda aktanmlan ayarlamak zorunda kahrdi. Ç ogu durumda dogrudan payitahttan verilen emirlerle birlikte tah1l ahm1m yapacak gemi de gõnderilirdi. Bir ba§ka deyi§le, yar­ d1m1 yapacak yõre, teknelere vard1klan anda yükleme yapmak üzere stoklan hazir rder anbar ya da "der mahzen'1 tutmak zorundayd1.41 Bunun gerektirdigi yüksek nakliye maliyeti ne"

36 37 38

39 40

41

MD 27/562 ve MD 60/ 1 3 1 . M D 5z/373. ôrnegin MD 7/4 1 8, MD 26/669 ve MD 401296. Aynca bkz. Michael Ur­ sinus, "Natural Disasters and Tevzi: Local Tax Systems of the Post­ Classical Era in Response to Flooding, Hail, and Thunder", Natural Disasters in the Ottoman Empire, ed. E. Zachariadou (Heraklion: Crete University Press, 1 999). MD 281797. Ôrnegin MD 4/699, MD 5/ 1 06, MD 5/5 1 3 - 1 4, MD 61266, MD 14/70-7 1 . Klt­ hklarda vergi indirimlerinin ve yerel g1da dagit1mmm ba11ka õrnekleri için aynca bkz. Murphey, "Provisioning Istanbul. • Ôrnegin MD 6/226 ve M D 43/220. 1 25

OSMA N L l ' DA I S YAN I K LI M I

deniyle yardun genelde elveri§li olan en yakm kaynaktan gelir­ di. ôrnegin Dubrovnik için yardmnn Arnavutluk'tan,42 Ege a­ dalan için Egriboz'dan,43 Lapseki için yakmdaki Gelibolu'dan44 ve Suriye-Türkiye s1mnndaki Uzeyr için Klbns'tan45 gelmesi mümkündü. Besbelli ki, 1 592'de Tunus'tan Libya'ya46 ve 1 573'te M1sir'dan Habe§istan'a47 yard1ma dair mühimme defterlerin­ de gõrüldügü üzere, imparatorlugun uzak kesimleri arasmda dag1t1m ba§vurulanmn onay için yine 1stanbul'dan geçmesi­ ne gerek vardi. 1stanbul'a ia§e saglayan Rodosçuk gibi büyük merkezi tahll depolannm dogrudan klthk yard1m1 yapmas1 yõ­ nünd� emirlere ancak nadiren ba§vurulurdu.48 Çogu durumda bu tedbirler i§e yaram1§ gibi gõrünür. (Ve­ ya en azmdan belgeler yard1mm ula§masmdan sonra klthgm sürdügünden sõz etmez.) Ne var ki, Osmanhlann k1thkla ba§a ç1kma çabalan, 1 590'lardaki krizde õnemli bir rol oynayacak olan iki ciddi yetersizlik içine dü§tü. Birincisi imparatorluk ula§lm k1s1thhklan nedeniyle iç kesimlerdeki yõrelere yard1m­ da hatm sayihr engellerle kar§1la§tl. ôrnegin �am civannda 1 583- 1 584'teki kurakhk ile kithk sirasmda, yard1m erzaklan­ mn Ege ve Bati Karadeniz k1yilanndan Trablus§am'a aktanl­ d1ktan sonra yük hayvanlanyla Suriye'nin iç kesimlerine ta­ §Inmas1 gerekti. 49 Dogu Anadolu'nun klthga yatkm kesimlerine ia§e saglamada daha da büyük güçlükler ya§and1. Sõzgelimi, Van'daki 1 576- 1 577 kithgmda bütün erzak bereketli bir tah1l amban oldugu tam sõylenemeyecek Diyarbaklr'dan zorlu yol­ lan a§arak muhtemelen develerle karadan ta§mdi. Nitekim Di­ yarbaklr gerekli olan 1 00.000 kilenin (yakla§ik 1 .400 ton) ancak yansm1 saglayabildi; üstelik sevkiyat anla§1ld1gi kadanyla re-

42 43 44 45 46 47 48 49

MD 5/106. MD 6/226. MD 6/73 1 . MD 36/70. MD 69/3 1 2 . M D 2 1 /980. Nadir istisnalardan biri Saruhan'a bir klthk s1rasmda tahll alum iznini veren MD 55/ 1 1 8'dir. MD 49/456, MD49/477, MD5 1 /2 1 3, MD52/26 1 , MD52/604, MD52/752 ve MD 52/800. 126

1 6 . Y Ü ZY I L S O N LAR I N I N F E LAKETLE R I

ayadan ziyade Osmanh garnizonuna yõnelikti. 50 tki yil sonra ba§ka bir tezkere Van civannda bugday ve arpanm hâlâ klthk fiyatlanyla satild1g1m dogruladI.51 Benzer §ekilde, Erzurum'da 1 585 kurakhg1 ve klthg1 s1rasmda, padi§ah sefere katilmak ye­ rine timarlannda kahp tahil yard1mm1 saglayabilmeleri için sipahileri askeri gõrevden muaf tutmak zorunda kald1.52 tkincisi merkezi idarenin düzeni saglamaya çah§t1g1 bir ortamda, ciddi klthklann kaçi§a ve kan§Ikhga yol açarak ka­ osu çevredeki bõlgelere s1çratmas1 mümkündü. Klnm'daki aç­ hk 1 560'ta ve ardmdan 1 579'da õylesine ag1rla§t1 ki, Tatar mu­ hacirler yiyecek için ailelerini satmak üzere Balkanlar'a akln etmek zorunda kaldi; bõylece klthk ve kan§Iklik Romanya ile Bulgaristan içlerine ta§mdi. 53 Ba§ka baz1 durumlarda, reaya­ mn kõtü hasatlar yüzünden vergi yükümlerini yerine getireme­ mesi, süreklilik gõsteren ani bir klthk ve kaç1§ sarmah yaratti. ôrnegin 1 570 sonbahannda Yunanistan'm kuzeybat1 kesimin­ deki Yanya'nm beylerbeyi padi§aha "sene-i sab1kada [geçen sene] ol cevanib ziyade kaht [o taraflarda çok klthk] olup nice kura [kõyler] perakende olup [dag1hpl bala reayamn olan mah­ sulu deynine vefa eylemeyüp [borcuna yetmeyip] ferman olu­ nan nevyafte [yeni ve fazla nüfus] tahririnden reayanm ekseri mütehammil olmayup [dayanamayip] firar eylemek mukarrer oldugun [kararla§tmld1g11" yazmI§tI. 54 Daha da kõtüsü, çaresiz­ lik ve kan§Ikhk dõnemleri serke§ a§iretlerin istenmeyen ilgi­ sine mazhar olmayi getirebilirdi. Silifke'de 1 568'deki bir klth­ ga Bedevi aklnlan kan§t1;55 on yil sonra Kürt a§iretleri tah1l sevkiyat1m çalarak Musul'daki bir klthg1 agirla§tirdI.56 Benzer §ekilde, Suriye'de 1 585 kurak11g1 çevredeki Arap a§iretlerine 50

MD28/9- 10, MD28/797, MD29/30, MD30/47-48, MD30/7 1 ve MD30/200. Emir gerçekten de 200.000 kile olabilir; ama iki farkh kile õlçüsü (Edirne kilesi ve tstanbul kilesi) belirtildiginden, rakam kesin degildir.

51 52 53 54 55 56

MD 3617 1 7 . M D 6 1 / 1 6, M D 6 1 170-7 1 , M D 6 1 /75 ve M D 6 1 / 1 38. MD 3/822, MD 3/849, MD 3/863, MD 3/894, MD 3/949, MD 3/1 32 1 , MD 3/1478, MD 3/1 500, MD 39/291 ve MD 40/500. MD 14/499. Benzer bir geli11menin 1 585 kithg1 s1rasmda Romanya'da da ya11and!g1 sõylenebilir. Bkz. MD 58/746. MD 7/1 752. MD 36/142. 127

OSMAN L l ' DA ISYAN I K LIMI

kõylüleri yagmalamak ve hayvanlanm ekili alanlarda otlatmak için bir bahane verdi.57 Son olarak, en kõtü durumlarda, loth­ gm ve kaç1§10 sonuçta muhacirlerin kõtü ya§am ko§ullanyla uygun zemin bulan salgm hastahklan beslemesi mümkündü;58 Bagdat'ta 1 579 lothgi s1rasmda ya§anan durum buydu.59

Veba Osmanh topraklan aynca -her ne kadar tam olarak tarihçile­ rin sand1g1 sebeplerle olmasa bile- hastahklara bagh yilom­ lara olagand1§1 õlçüde elveri§liydi.60 Esas olarak Arapça t1p risalelerine ve Avrupa anlat1mlanna dayanan standart tarih­ yaz1m1, ag1rhkh olarak hastahkh kemirgen popülasyonundan ve ta§1d1klan pirelerden arahklarla yayild1g1 dü§ünülen h1yar­ c1kh vebamn etkisine odaklamr. Buna gõre, dinsel endi§eyle Allah'm takdirine boyun egmeye yatkm olan Müslüman top­ lumlarda, b u salgmlan metanetli kadercilikle kabullenerek kasabalardan ve §ehirlerden kaçmaya bile yana§mamak bekle­ nir bir davram§tl. Bõylece veba kaç1mlmaz dõngülerle patlak vererek bõlge nüfusunu 'sürekli tüketirdi. Oysa Osmanh kaynaklérnna dõnük yeni ara§t1rmalar daha karma§ik ve ilginç bir tabloyu ortaya ç1karm1§tir.61 Birincisi 57 58

59 60

61

MD 551253. Erken modem çag Avrupa'smda daha saglam belgelenmi§ k1thklarla il­ gili ara§tumalarda genellikle en feci can kaybmm bizzat açhktan degil, yetersiz saghk ko§ullannda geli§me f1rsatm1 bulan ve kithk mülteci­ lerinin bag1§1khk sistemlerini zayiflatan hastahklardan kaynakland1g1 saptanm111t1r. ômegin bkz. Andrew Appleby, "Epidemies and Famine in the Little Ice Age", Climate and History, ed. R. Rotberg ve T. Rabb (Prin­ ceton, NJ: Princeton University Press, 1 98 1 ); Massimo Livi-Bacci, Po­ pulation and Nutrition (New York: C ambridge University Press, 1 99 1 ); John Post, Food Shortage, Climatic Variability, and Epidemie Disease in Preindustrial Europe (Ithaca, NY: C omell University Press, 1 985). Bu kitapta kithga bagh can kay1plan meselesine Bõlüm 6'da ve Bõlüm 8'de daha derinlemesine dõnülecektir. MD 40/296. Osmanh hastahklan üzerine yeni geli§en tarihyaz1m1 için bkz. Sam Whi­ te, "Rethinking Disease in Ottoman History", Intemational Joumal of Middle East Studies 42 (20 1 0) : 549-67. En etkili ara§t1rmalar için bkz. Conrad, "Plague in the Early Medieval Near East"; Dois, Black Death in the Middle East; Dois, "Second Plague Pandemic"; Biraben, Hommes et la peste; Panzac, Peste dans l'Empire ottoman. White, "Rethinking Disease." B u yeni ara§t1rmalardan baz1lan §unlar1 28

1 6 . YÜZYI L S O N LAR I N I N F E LAKETLE R I

h1yarc1kh vebamn karma§1k bir hastahk ortammdaki birçok õldüriic ü patojenden sadece biri oldugu artlk anla§ilm1§ du­ rumdad1r. Yazarlann utaun"a dõnük her Osmanh atfm1 ("veba" ya da suf usalgm" ibaresinin aksine) kolayca h1yarc1kh veba diye tercüme ettigi geçmi§te, bunun anlam1 besbelli ki da­ ha esnekti. Klasik Arapça utaun" anlat1mlan bile her zaman h1yarc1kh vebaya at1fta bulunmad1g1 gibi,62 Osmanh yazar­ lan ashnda t1p terminolojisi konusunda o kadar titiz degil­ di. ôrnegin 1 6. yüzyil vakanüvislerinden Selâniki, insanlann §i§mesine ve ardmdan anla§ild1g1 kadanyla karacigerlerinin kavrulmasma ("cigerlerin biryan eyledi '1 yol açan "büyük bir taun ve veba"dan sõz eder;63 anla§1ld1g1 kadanyla kurbanlann bir mide hastahgmdan ("maraz-i su-i mide'1 õldügü ba§ka iki "taun" salgmma deginir.64 Onun tarihinin iki farkh nüshasmm b a§ka bir yerinde, belli bir salgm1 Osmanh kâtiplerinden biri­ nin "mübarek maraz", digerinin ise "maraz-i taun" olarak yaz­ mas1, terimin çok õzenle kullamlmad1gma i§aret eder.65 Resmi belgeler de e§k1ya tasvirlerindeki "taun-i ekber'' õrneginde ol­ dugu gibi, kelimeyi her türlü büyük musibet için mecazi an­ lamda kullamrdi.66 Ashnda "taun" ibaresi, çe§itli anlamlanyla 1ngilizce plague kelimesiyle hemen hemen e§it kabul edilmi§

62

63 64 65 66

dir: Orhan K1hç, Genel Hatlanyla Dünya'da ve Osmanli Devletinde Sal­ gm Hastaliklar (Elaz1g: Flrat Oniversitesi Bas1mevi, 2004); C. Y1lmaz ve M. Y1lmaz (ed.) , Osmanlilarda Saglik (Ístanbul: Biofarma, 2006); Birsen Bulmu§ , "The Plague in the Ottoman Empire, 1 300- 1 838" (doktora tezi, Georgetown Oniversitesi, 2008); Nukhet Varhk, "Disease and Empire: A History of Plague Epidemies in the Early Modem Ottoman Empire ( 1 453 - 1 600)" (doktora tezi, Chicago Üniversitesi, 2008); Alan Mikhail, "The Nature of Plague in Late Eighteenth-Century Egypt", Bulle tin ofthe History of Medicine (2008): 249-75; Aaron Shakow, "Marks of Contil.gion: Bubonic Plague in the Early Modem Mediterranean" (doktora tezi, Har­ vard Oniversitesi, 2009); Miri Shefer-Mossensohn, Ottoman Medicine (Binghamton: SUNY Press, 2009). C onrad, "Plague in the Early Medieval Near East", 79-80 ve Lawrence C onrad, "Ta'un and Waba C oncepts of Plague", Journal of the Economic and Social History of the Orient 25 ( 1 982): 268-307, 2 7 1 - 3 . Selâniki Mustafa Efendi, Tarih-i Selãniki, e d . Mehmet Íp§irli (An.kara: TTK, 1 999), 759. Age. , 1 78-9 ve 229. Tarih-i Selâniki, 768. ômegin MD 7/974. 1 29

O S MA N L l ' DA ISYA N IK LIMI

gibi gõrünüyor; aym §ey bir dizi illeti ifade edebilen Frans1zca ya da 1talyanca peste kelimesi için de geçerlidir kesinlikle. !kincisi, vebanm esasen bõlgenin hastahkh kemirgen po­ pülasyonuna bagh dogal bir hali oldugunu ileri sürmek için çok az dayanak vardir. Osmanhlar 1 838'de nihayet karantina uygulamasma geçtiginde veba olaylan hemen azald1. 67 Eger a§ln can kaybmm müsebbibi gerçekten sürekli veba salgm­ lan olsayd1, bõlge nüfusunun yüzy1llar boyunca hep dü§ük kalmas1 gerekirdi. Bu saptama 1 8 . yüzyll için, yani Daniel Panzac'm etkili ara§t1rmasmm kapsad1g1 dõnem için geçer­ li olsa da, imparatorluk nüfusunun 1 6 . yüzyllda sürüp giden "taun salgmlan"na ragmen yakla§ik ikiye katland1gm1 gõrmü§ bulunuyoruz. Dahas1, can kaybmm mevsime baghhgm1 bildi­ gimiz nadir õrneklerde, rakamlar pireyle ta§man bir hastahk­ tan beklenecek düzeyde degildir. �ehirlerde can kaybmm do­ ruga ç1k1§1 genelde haziran-temmuz'dan ziyade agustos-eylül dõnemine denk geliyor gibidir; Bõlüm l O'da gõrülecegi üzere, fare ve pireyle ta§man h1yarc1kl1 vebadan ziyade mide-bagir­ sak enfeksiyonlanyla ya da s1tmayla daha uyumlu bir kahptir bu. Bir ba§ka deyi§le, daha saglam belgeli Avrupa õrneklerin­ de bile "veba" te§hisleri çerçevesindeki ku§kuculuk gõz õnünde tutuldugunda,68 Osmanh tarihindeki salgmlann çoguna belir­ li bir patojeni yak1§t1rmada çok temkinli olmahy1z. 1 6. ve 1 7. yüzy1llann Osmanh tmparatorlugu'nda ortaya ç1kt1g1 sõylenen veba salgmlannm çogu, dõnemin ba§ka bir ciddi salgm hasta­ hg1 olan ve ara sira Osmanh topraklanndan Avrupa'ya yay1lan tifüsün tarifine de aym õlçüde uyar.69 Erken modero çag dün­ yasmm her yanmda oldugu gibi Osmanh !mparatorlugu'nda da salgmlar insan ve çevresel bozulmaya duyarh karma§ik bir yollar ve patojenler bile§imine dayanmaktayd1. Son olarak, sõz konusu dõnemin bulgulan Müslümanlann veba kar§1smdaki kaderciligine dair fikirleri tersine çevire67 68

69

Panzac, La peste dans l'Empire ottoman, 504-7. ômegin Samuel Cohn, "The Black Death: End of a Paradigm", American Historical Review 1 07 (2002): 703-38 ve J. Theilman ve F. Cate, "A Plague of Plagues: The Problem of Plague Diagnosis in Medieval England", Jo­ umal oflnterdisciplinary History 37 (2007): 371 -93. Hans Zlnsser, Rats, Lice and History (New York: BD&L, 1 935), bõlüm 15 ve Frederick C arwright, Disease in History (New York: Crowell, 1 972), 83-5. 1 30

1 6 . Y Ü Z Y I L S O N LAR I N I N F E LAKETLE R I

cek niteliktedir. Salgm hastahklan ya d a diger dogal afetleri Tann'nm i§i olarak gõrme konusunda Müslümanlann kendile­ rinden õnceki Bizanshlardan veya H1ristiyan çagda§lanndan pek farkl1 bir yam yoktu. Dogal afetlere her üç kesim de ila­ hi takdir olarak bakma egilimindeydi; ancak dini anlayi§lar Müslüman Osmanhlar da dâhil hiçbirini hastahklann dogal sebeplere de dayand1g1m kavramaktan ve huna uygun tedbir­ ler almaktan ahkoymadi.70 Nitekim tngiliz seyyah John C ovel 1 679'da Edirne'de bir veba salgm1yla ilgili §U gõzlemi aktanr: Hali vakti en iyi insanlar nasil ba§ka yerlere kaçt1larsa, Türkler de benzer §ekilde Edirne'den [1.o.rsal ke­ simdeki] evlerine s1gmdilar; yani kaderlerinin ahnla­ nnda yaz1h oldugu gerekçesiyle vebadan korkmad1k­ lan iddias1 bir hikâyeden ibaret; fakir olduklanndan veya memuriyetten dolay1 aynlamayanlar d1§mda herkes kaçtl. Orada o yil vezirin konagmdan yakla§ik yüz ki§i õldü; dogrusu kalmaya mecbur olanlar bunu bizim s1tma kar§1smdaki tutumumuzdan daha fazla umursam1yorlar. Ama Yahudiler, Rumlar, Ermeniler ve ba§ka herkes için aym §ey geçerli. 71

Diger dogal afetlerde oldugu gibi, merkezi idare salgmlann õnüne geçmek ve musibete ugrayan yõrelere yard1m etmek için bir dizi tedbire ba§vurdu. Dõnemin smirh standartlanna gõ­ re Osmanh t1bb1 epeyce geli§kindi ve halk saghg1 sistemi ol­ dukça kapsamhyd1. Osmanh vakiflanmn çoklugu ve zenginligi sayesinde hastaneler bayag1 yaygm ve iyi donammhyd1; 1 6 . yüzyilda daha iyi olanlannda cerrahlardan, hekimleiden ve hademelerden olu§an geni§ bir kadro çah§maktaydi. 72 l 590'lar 70

71

72

ôzellikle bkz. M.-H. Congourdeau ve M. Melhaoui, "La perception de la peste en pays chràtien byzantin et musulman", Revue des études byzan­ tines 59 (2000): 95- 124. John Covel, "Extracts from the Diaries o f John Covel, 1 670- 1 679", Early Voyages and Travels in the Levant, ed. J. Bent (N ew York: Ben Franklin, 1 972), 244. C. Yilmaz ve N. Y1lmaz, "Osmanh Hastahane Yõnetmelikleri: Vakfiyelerde Osmanh Dârünifâlan", Osmanlr.larda Sa!Jl1k, ed. C. Y1lmaz ve N. Y11maz (Ístanbul: Biofarma, 2006). Filistin'deki hastaneler için aynca bkz. Amy Singer, "Ottoman Palestine ( 1 5 1 6 - 1 800): Health, Disease, and Historical 131

OSMAN L l ' DA ISYA N IK LIMI

itibariyle ordunun ve donanmanm bile her bin askere bir he­ kim ya da cerrah dü§ecek §ekilde s1hhiye personeli vardi.73 Da­ has1, anla§1ld1g1 kadanyla Osmanhlar bula§1c1hk konusunda en azmdan temel bir anlay1§a s ahipti ve bazen hastahklann yay1lmasm1 õnlemek için etkili ad1mlar att1lar. ôrnegin b az1 Osmanh §ehirlerinde cüzzam magdurlanm tecrit etmeye yõne­ lik "miskinler tekyesi" vard1 ve yerel idarecilerin yeni salgmla­ ra kar§1 tetikte olduklan sõylenebilirdi.74 Benzer §ekilde, erken modem çagda Yakmdogu'nun ba§ka bir õnemli belas1 çiçege kar§l a§ilamaya õncülük eden Osmanhlardi.75 Mühimme defterlerinden ve kadi sicillerinden õrnekler, salgmlann õnüne geçmek için devletin etkili tedbirler alabil­ diginin en azmdan anlat1ya dayah ipuçlanm sunar. Padi§ahm 1 579 tarihli bir belgede ískenderiye sancakbeyine hac1lann ve tüccarlann gemiyle ístanbul'a dogru ç1kmasma engel olma em­ rini vermesi, besbelli ki bir salg1m payitahta ta§imalanm õn­ lemeye yõnelikti.76 Ba§ka õrnekler yerel yõnetimlerin genellikle inisiyatif ald1gm1 gõsterir. Ôrnegin 1 566 tarihli bir belge Sak1z Adasmm Osmanh yõnetimi õncesindeki karantina uygulamas1m Osmanh fethinden epey sonra da sürdürerek, veba bula§IDl§ yõrelerden gelen tüccarlan van§lanndan sonra 25 gün tecrit ettiklerini aç1kça ortaya koyar.77 Benzer §ekilde, Trabzon kadi sicillerinde geçen iki salgmla ilgili bir ara§t1rmaya gõre, kadi ku§kulu vakalan tahkik ettirmi§ ve baz1 durumlarda hastahga yakalanm1§ ki§ilerin §ehir dl§ma gõtürülüp õlüme terk edilme­ si talimatm1 vermi§ti. Bu arada sipahiler §ehirden kaçm1§ ve

73

74 75

76 77

Sources", Health and Disease in the Holy Land, ed. M. Wasserman ve S. Kottek (Lewiston: Edwin Mellen, 1 996). Abdülkadir ôzcan, "Osmanh Ordusunda Saghk Hizmetlerine Bir Bak1§", Osmanlilarda Saglik, ed. e . Y1lmaz ve N. Y11maz (Ístanbul: Biofarma, 2006) ve tdris Bostan, "Osmanh Bahriyesinde Saghk Hizmetleri", age. ômegin Yilmaz ve Yilmaz (ed.) , Osmanlilard.a Saglik, e. 2, belge 328, 377, 407, 458 ve 488. Avrupahlar bu yõntemi bir 1ngiliz diplomatm z.eki e�i Leydi Mary Wort­ ley Montagu'nun memlekete bir mektubunda, B§IIllll Anadolu kõylüle­ rince 1 7 1 O' Jarda nasil kullamldigm1 anlatmasmdan sonra benimsediler. Bkz. J. N. Hays, The Burdens of Disease (New Brunswick, NJ: Rutgers University Press, 1 998), 1 23 . Yilmaz ve Y1lmaz, ed., Osmanlilard.a Saglik, e. 2, belge 1 88. MD 5/ 1 334. 1 32

1 6 . Y Ü Z Y I L S O N LARI N I N F E LA K E T LERI

Osmanh gemileri Trabzon limaruna ugramaktan kaçmmi§ti.78 Dahas1, anla§1lchg1 kadanyla surlu §ehirler istenmeyen avare­ leri içeriye almama çabas1 içindeydi; bu yõntem enfeksiyon ta­ §1yic1lanm uzak tutmak için de bilinçli olarak kullamlabilirdi. 79 Daha da õnemlisi, merkezi idarenin izinsiz kaçi§a ve gõçe kar§l genel k1s1tlamalan büyük çaph salgmlan tecrit etmeye katk1da bulunmu§ olabilir. Osmanh uyruklannm çogu, ba§ka zamanlarda oldugu gibi bir veba salgmmda da olduklan yerde kalmaya mecburdu. Bunun sebebi kaç1§m ilahi takdire degil padi§ah hukukuna aykm olmas1ydi. Kõylüler vergilerini ya da çift-bozan akçesini õdemedikleri sürece topraga bagh kahr­ di. 80 ôrnegin 1 544- 1 545'te Diyarbakir'1 vuran bir salgm sira­ smda, mühimme defterlerinde õzellikle belirtilen yasak "taun vardir diyü kaçup " ibaresiyle geçer;81 sonraki emirlerde de ge­ nellikle timar sahiplerinden gelen §ikâyetler üzerine, benzer sakmmalara yer verildigini gõrmekteyiz. 82 Bu uygulamalar topluca Osmanhlara bir õlçüde yarayarak, aksi halde 1 6. yüzy1lda nüfus artl§lill zora sokacak büyük çap­ h salgmlann yay1lmas1m sm1rlam1§ olabilir. Erken modern çag Avrupa'smdaki karantina da 1 8 . yüzy1lda bu k1tada orta­ dan kalk1§mdan õnce vebanm yayilmas1m tedricen sm1rlayan kademeli ad1mlarla ortaya ç1km1§tl. 83 Yerel çõzümler çogu kez 78

79 80

81 82 83

Ronald Jennings, "Plague in Trabzon and Reactions to It According to Local Judicial Registers", Humanist and Scholar: Essays in Honor of Andreas Tietze, ed. H. Lowry ve D. Quataert (Ístanbul: Isis, 1 993). ôrnegin MD 7 /1 706 . Aynca bkz. K1hç, Gene! Hatlanyla Dünya í:la ve Os­ manl1 Devleti'nde Salgm Hastal1klar, 83-4. Bu tedbir Yahudiler ve Hlristiyanlar için bile geçerliydi. ôzellikle Sela­ nik Yahudilerinin veba salgmlan s1rasmda §ehir d1§mda ikamet etmele­ rini saglayan gõreneksel bir hakk1 vard1; ama onlar da õnce vergi geregi olan çuha kotasm1 tamamlamak zorundayd1. Bkz. MD 3/1 72, MD 7 / 1 626, MD 7/1 828, MD 1 9/4 1 7 ve MD 361738. H . Sabillioglu ve E. thsanoglu, 7bpkap1 Sarayi Al1ivi H.951-952 'lh rihli ve E-12321 Numarali MiihimmeDefteri (tstanbul: IRCICA, 2002), belge 3 1 1 ve 369. ôrnegin MD 1 2/534 ve MD 14/ 1 20. Biraben, Les hommes et la peste, 309 - 1 O; Paul Slack, "The Disappearance of Plague: An Alternate View", The Economic History Review 34 ( 1 9 8 1 ) : 469-7 6 ; Paul Slack, "The Response t o Plague i n Early Modem England: Public Policies and Their Consequences", Famine, Disease and the Soci­ al Order in Early Modem Society, ed. J. Walker ve R. Schofield (Cambrid­ ge: C ambridge University Press, 1 989). 133

OSMA N L l ' DA I S YAN I K LIMI

salgmlann õnüne geçmede kilit bir rol oynad.I; çünkü §ehir­ lerdeki idareciler merkezi makamlardan daha çabuk harekete geçebilecek durumdayd.I.84 Ne var ki, Osmanh uygulamalan gerçek karantina düzeyi­ ne ula§amad.I ve hastallk Osmanh topraklannda sürekli bir tehdit olarak kald.I. Merkezi tedbirler can kaybrm genelde a­ zaltsa da, õlümcül salgmlar Osmanh ya§aimmn degi§mez bir õzelligi olmaya devam etti. Tlpb gida slkmtilan gibi, veba da genellikle ayn vakalar halinde ama ara sira ciddi salgin bo­ yutuna vararak imparatorlugun bir kesimimi hemen her yil vurdu. Osmanh belgelerinde 1 560'lardan itibaren veba sal­ ginlannm kaydedildigi yerler arasmda Halep ( 1 564),85 Kara­ man ( 1 565),86 Selanik, Alacahisar ve yakmdaki yõrük obalan ( 1 568)87 sayilabilir. Hastahk 1 57 1 'de Kefe'de88 ve Samakov'da89 ba§ gõsterdi; ard.Indan 1 57 2 - 1 574 dõneminde anla§ild1gi ka­ danyla Kibns'tan90 Selanik'e,91 Edime'ye92 ve Uzeyr'e93 kadar uzanan bir dizi salgm ortaya ç1kt1. 1 576'da Romanya'nm Erdel ve TamI§Var yõreleri vebaya maruz kald.!;94 ertesi yil hastahk Erzurum'da ortaya çlkti.95 1 590'lardaki krizden õnce son õ­ nemli salgm anla§Ild.Igi kadanyla 1 579'da Selanik'te ba§lad.!96 ve sonraki iki yilda Bosna'ya97 ve Hersek'e98 yayild1. Osmanh vakayinameleri aynca istanbul'da 1 584 ve 1 585 yazlanndaki

84

85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98

GaJY Magee, "Disease Management in Pre-Industrial Europe: A Reconsi­ deration of the Efficacy of the Local Responses to Epidemies", Journal o/European Economic History 26 ( 1 997): 605-26. MD 6/1 14. MD 5/369. MD 7/1 626, MD 7/2 1 86 ve MD 1 2/572. MD 14/120. MD 14/1 224. MD 19/407 ve MD 23/372. MD 1 9/417. MD 22/82. MD 241262. MD 28/843 ve MD 29/269. MD 33/352 ve MD 33/360. MD 361738. MD 43/547. MD 4617 15. 1 34

1 6 . Y Ü Z Y I L S O N LAR I N I N F E LAKETL E R I

ciddi bir veba salgmma degini.r;99 ikinci vaka belki d e o yi l ya11anan büyük çaph kurakhga ve lo.thga baghydi. Düzgün kayit tutma geleneginin olmayt§I nedeniyle, bu õrnekler buzdaguun sadece gõrünen ucu olabilir. Klthk olaylarmda oldugu gibi, salgmlarm lo.thk ve kan111k­ hkla bir sinerji olu§turarak yayilmas1 mümkündü. Osmanhlar bir zamanlar tarihçilerin sandigi gibi sahiden kaderci ve ka­ yits1z olsalardi, reaya sakin kalabilir ve bõylece imparatorlu­ gu en feci kaç1§ ve bula111c1 hastahk salgmlannm bazllanndan kurtarabilirdi. Yüksek can kaybmm ya da kan111kl1gm hasta­ hga yakal anm1§ topluluklara çullanmak için a§iretlere ve e§­

lo.yalara gedikler açarak, süreklilik gõsteren bir güvensizlik ve nüfus azalmas1 sarmahm harekete geçirme gibi bir yam da vardi. tlk ba§taki can kaybmm geri kalan kõylüleri belir­ lenmi§ Õ§Ürleri ve talepleri yerine getiremeyerek tahsildardan kaçmak zorunda birakmas1, durumu õzellikle istikrars1zla§t1ran bir etkendi.100 Merkezi idare hastahga yakalanm1§ toplu­ luklara yardim etmek, vergi ve asker kotalanm gõzden geçirip dü§ürmek üzere çogu kez çaba gõsterse de, harekete geçmekte s1klikla çok geç kald1. 101 Küçük Buzul Ç ag1 krizi s1rasmda has­ tahk, kan11Ikl1k ve vergiden kaçanlar bula111c1hgm ba§ka bir õnemli ta§1yic1s1 olacakt1.

Sava§ ve E§layahk 1 6 . yüzyil sonlarmda sava§ silo.ntllar ve salgmlar kadar dogal bir durumdu. 1 560'lardan 1 590'lara kadar hemen her yil Os­ manh srmrlanmn bir kesimi çat111malara sahne oldu. Osmanh birlikleri 1 567- 1 57 1 'de Yemen'deki isyan1 bast1rdi; 1 569'da ku­ zeyde Astrahan için sefere çiktI; 1 57 1 'de Kls1m I'in giri§inde anlatilan Akdeniz sava§ma girdi ve araliklarla alevlenen bu sava§I, tspanya'yla 1 580'de resmi bir antla§maya vanlmasma kadar sürdürdü. O suada imparatorluk doguda Safevi 1ran'1na yõnelik ba§ka bir sefer ba§latmI§ durumdaydi; bu sefer 1 589'da Tebriz'in almmas1yla ba§anh bir sonuca ula§tl. Dõrt 99 Tarih-i Selâniki, 148 ve 1 73-4. 100 Ôrnegin MD 7/2 1 86, MD 22/82, MD 29/269 ve MD 43/537. 101 ôrnegin MD 5/369, MD 24/262 ve MD 28/843. 1 35

OSMA N L l ' DA I S YA N I KLIM I

yilhk losa ban§ dõneminin ardmdan Osmanhlann Habsburg tmparatorlugu'na kar§I giri§tigi_ sefer, Iús1m II'de gõrecegimiz üzere, her baklmdan daha vahim sonuçlar dogurdu. Ba§ka uz­ manlann belirtilen Osmanh sava§lanm zaten yazmI§ olmas1 ve Osmanh ordusunun sõz konusu dõnemde di§anda nadiren yenilgiye ugram1§ olmas1 nedeniyle bu ba§hkta as1l amaç, sa­ va§lann içerideki etkisini ve ôncelikle büyük çaph seferlere bagh taleplerin merkez bõlge eyaletlerinde huzursuzlugu nasil alevlendirdigini ele almaktir. Ba§ka yazarlar 1 6 . yüzy1lda sava§ ve e§kiyahk arasmda­ ki s1k1 baglant1 üzerine yorumlarda bi.llunmu§ olsalar da, bu baglant1 yanh§ anla§1lm1§tir. Mustafa Akdag sipahilerin ülke içindeyken sadece ortahg1 kan§tird1klanm ve sefere ç1kmala­ nnm reayaya rahat nefes aldird1g1m ileri sürer. As1l s1kmtmm cephe gerisinde kahp kõylüleri sõmürmeleriyle ba§lad1gm1 belirtir. 102 Daha yakm dõnemde ise Osmanh uzmanlan Halil 1nalc1k'm yakla§1mm1 benimseme egilimindedir. 1nalc1k kirsal §iddeti ate§li silahlann yaygmla§masma ve gittikçe kalaba­ hkla§an topraks1z ve aylak kõylüler arasmdan geçici piyade olarak askere alman sekbanlann seferden sonra terhis edilir edilmez e§kiyahga yõnelmesine baglar. 1º3 Bu yorumlar ba§ta Anadolu olmak üzere imparatorluga musallat olan e§k1yahg1 ve kan§1khg1 bizzat sava§m degil sava§tan sonra asker terhisinin kõrükledigini ima eder. Oysa mühimme defterleri esas almd1gmda tam tersinin dogru ol­ dugu gõrülür. Kadilar olagan adli ve idari i§leri yerine getir­ se de, lorsal kesimde asayi§i saglama gõrevi hâlâ sipahilere komuta eden askeri valilerin elindeydi. 104 Büyük çaph seferler imparatorlugu tehditkâr zabitlerden ve ba§ibozuk askerlerden kurtarmaktan ziyade, eyaletleri e§kiyahga kar§I korumadan 1 02 Akdag, Celâli tsyanlan, 82-3 ve çe�itli yerlerde. 1 03 Halil lnalc1k, "The Socio-Political Effects of the Diffusion of Firearms in the Middle East", War, Technology and Society in the Middle East, ed. V. Parry ve M. Yapp (New York: Oxford University Press, 1 975) ve Barkey, Bandits and Bureaucrats. 1 04 Bkz. Ronald Jennings, "Limitations of the Judicial Powers of the Kadi in l 7th-Century Ottoman Kayseri", Studia lslamica 50 ( 1 979): 1 5 1 -84, õzellikle 1 55. 1 36

1 6 . Y Ü ZY I L S O N LAR I N I N F E LAKETLE R I

mahrum birakarak §iddet dalgalanna aç1k hale getirmekteydi. Normal yillarda mühimme defterlerinde on dolaymda õnemli e§klyahk olayina ve genel kanunsuzluga dair birkaç §ikâyete deginilirken, büyük çaph seferlerin yürütüldügü y1llarda as­ kerlerin yoklugundaki yagma ve hirs1zhk olaylanndan yaklnan onlarca istida verildigi olurdu. Dahas1, Iús1m II'de gõrecegimiz üzere, 1 590'lara kadar oldukça az belgede §ahsi ordularla ya da milislerle çat1§malardan sõz edilir; 1 600'lere kadar tüfekli "sekbanlar''dan sõz eden belgeler daha da azdir. Bõlüm 7'de aç1klanacag1 üzere, her iki olgu da Küçük Buzul Ç ag1 krizinin sebebinden ziyade sonucuydu. 1 590'lardaki krizden õnce belki de en feci karga§a 1 5831 584'te patlak verdi. Daha õnce bir kurakl1k ve k1thk dõnemi oldugunu belirttigim bu y1llar aym zamanda !ran'la sava§m gittikçe derinle§tigi Dogu Cephesi'nde büyük çaph bir sefere sahne oldu. Bu e§kiyahk dalgasma ili§kin ilk anlat1mlardan biri Güneybat1 Anadolu'daki Uluborlu'nun kadismdan gelen bir mektupta kar§1m1za ç1kar. Mektup "askerler §ark sefe­ rindeyken burada zuhur eden canilerin ve §akilerin cezalan­ d1nlmas1" üzerinde durmaktayd1. 105 Derken Trablus§am'dan (Lübnan) , 106 C anik'ten (Kuzeydogu Anadolu), 1 07 Bolu, Kastamo­ nu, Kang1n ve Ankara'dan (Ortabat1 Anadolu) , 1 08 Mente§e'den (Güneybat1 Anadolu) 109 ve Ak§ehir'den (Ortagüney Anadolu) art arda benzer tezkereler geldi. 1 1º Hemen hepsinde e§klyanm yõ­ rede askerlerin olmayu�mdan yararland1g1 konusunda benzer ifadeler yer almaktaydi. Ôrnegin S amsun kadis1 §U uyanda bu­ lunmaktayd1: " . . . kuhistân olup ve sengistân [daghk ve ta§hk (yer/arazi)] olmagla levend tâ'ifesinin makarr u [merkezi ve] meskeni olup fesâd ü §enâ'atdan hâli olmayup [fesat ve igrenç­ likten geri durmay1p] senei sâb1kâda [geçen sene] muhâfazaya kalan sipâhilerinden livâ-i mezbüru [adi geçen livay1] devrden 1 05 MD 44/334. Bu defterin transkripsiyonlu yaym1 için bkz. Mehmet Ali Ünal, Mühimme Defteri 44 (lzmir: Akademi Kitabevi, 1 995). 1 06 MD 44/337. 107 MD 44/356. 1 08 MD 44/384. 1 09 MD 44/394. 1 1 0 MD 44/434. 1 37

OSMA N L l ' DA I SYAN I KLIMI

hâli olmayup [devirden geri durmayip) ehl-i fesâddan hlfz u hlrâset idüp [fesatçtlardan koruyup kollayip) re'âyâ vü [vel berâyâ âsiide-hâl olmu§lar idi [rahatlami§lard.I) hâlâ livâ-i mezbiir sipâhileri sefere gitmek ile ehl-i fesâd girü külli fesâda mübâ§eretleri mukarrerdir [ fesatçllan yeni den büyük fesada ba§latmalan §Üphesizdir). " 1 1 .1 Bu arada askerlerin aynlmas1 imparatorlugu ba§ka türden kanunsuzluklara da maruz birakt1. Ç apulcu gõçer a§iretler sa­ va§m yaratt1g1 bo§luktan istifade ederek çõl ve bozkir sm1n boyunca yerle§ik topluluklan yagmalad.I. Diyarbakir civannda ayaklanan a§iretler 30'dan fazia adam õldürdü.1 12 Gazze'den reayaya yõnelik Bedevi akinlanna dair haberler geldi; biraz daha kuzeydeki Nablus ve Kudüs civannda 1 5 Arap a§iretin­ den olu§an bir güruh kasabalan yagmalayarak, I OO'ü a§kin ki§iyi õldürdü. 1 13 Karadeniz bõlgesinde asll dikkatin sava§a yogunla§mas1, Kazaklann Tatarlara ve diger Osmanh mütte­ fiklerine saldirmas1 için bir firsat yaratti. 1 14 Bu arada aylak mederese talebeleri -õnceki bõlümde deginilen sohtalar- çete­ leri kanunsuzluk ortammdan yararlanarak Anadolu'nun baz1 kesimlerinde deh§et saçt1. B ati Anadolu'da ortaya çikan bõyle bir çete Aydm, Saruhan ve Mente§e civanndaki kõyleri talan etti. 1 1 5 Kuzey Anadolu'da 80-90 adamdan olu§an iki çete daha sahneye ç1kt1; bunlann biri Rum vilâyetinde, digeri Ankara'nm güneyine dü§en Klr§ehir'deydi. Ardmdan daha b at1daki Denizli civannda üçüncü bir çete zuhur etti. 1 1 6 Derken, íran'dan Van civanndaki Osmanh toprakl �nna e§kiyalann geçtigi yolunda uyanlar payitahta ula§tI. 1 17 Merkezi idare bu tür kanunsuzluklann patlak vermesi üze­ rine belli standart tedbirler ald1. Daha 1 570'te devlet iç güven­ lik için milis toplama yetkisiyle "yigitba�i " denen yerel õnder111 1 12 1 13 1 14 1 15

MD 44/356. MD 44/1 64. MD 44/393. MD 44/352-53. MD44/373. 1 584 sohta ayaklanmasma ili!lkin daha geni!J bilgi için bkz. Akdag, Celâli /syanlan, 1 00-6. 1 1 6 MD 44/41 2 ve MD 44/4 1 7 . 1 1 7 M D 44/376. 1 38

1 6 . YÜZY I L S O N LAR I N I N F E LAKETLE R I

ler atamaya ba§ladi;1 18 gõrünü§e baklhrsa sonraki yirmi yilda artan e§klyahk olaylan k&r§ismda bu taktik daha da yaygm­ la§tl. 1 19 Dahas1, milislerin huzuru korumada yetersiz kaldigi anla§llmca, merkezi idare dü§ük rütbeli sipahilere timarlarm­ da kahp yõrelerini savunm.a talimatm.I verdi. Sõzgelimi, 1 5831 584 seferinde Anadolu beylerbeyine §U emir gõnderildi: Anadolu beglerbegisine hüküm ki: Bundan akdem [õnce) beglerbegiligine tâbi' olan ümerâmn [beylerin) her birine müstakil [ayn ayn) hükm-i hümâyilnum irsâl olunup [gõnderilip) san­ cagmiza tâbi' olan zu'amâ [büyük tlmar sahiple­ ri) ve erbâb-1 timâr ile müretteb ü [düzenlenmi§ ve) mükemmel sefer yaragiyle [silahiyla) evvel-bahâr1 hucesteâsârda

[hayirlar veren

baharda)

sefer-i

hümâyilnuma hâz1r u [ve) âmâde olalar diyü [olmalan için) fermân-1 hümâyilnum olmu§ idi ol emr-i §erifim kemâ-kân mukarrer u muhakkak olup [eskiden ol­ dugu gibi kararla§tmlmi§ ve gerçekle§tirilip olup) lâkin her sancagi h1rsuz ve harâmi ve ehl-i fesâd ü §enâ'at suhte [fesat ve kõtülük ehli softa) taifesinin hifz u hirâset itmek [koruyup kollamak) içün alçak

timârlu sipâhilerden birer mikdâr sipâhi ah konul­ mak âdet-i kadime [eski âdet) olmagm bu defa da­ hi sene-i sâbikâda (geçen sene) alikonuldugu üzere muhâfazaya sipâhi ah konulmasm emr idüp buyur­ dum ki

. . .

120

Ne var ki, her iki tedbirin de i§e yarayip yaramadigi belirsiz­ dir; bu politikalar uzun vadede õngõrülmemi§ sonuçlar do­ gurdu. Yerel milislerin güya bast1rmakla gõrevlendirildikleri e§klyalardan pek farkl1 olmayan çetelere dõnü§meleri i§ten 1 1 8 Saptadigun en eski anlatun 1 57 l 'de tznik kadismm bir tezkeresinde yer ahr: • tznik'de Bâzãrkõy'den Samanlu tskelesi'ne vannca mâbeynde olan [aradakil Yalak tagmda [dagmdal ve derbendinde sâb&kâ [eski) harâm­ zâde vü [ve) hlrsuzlar zuhür idicek [belirince) Burusa Begi Bâyezid dâme izzühü [yüceligi daim olsun) emr ile karye-i mezbüreye [Bazarkõy'e) varup Mustafã nâm kimesneyi yigitba§l ta'yin idüp ve etrãfmda olan karyeler [kõylerinl halluna;"H1rsuz u harâm-zâde zuhür idicek mezbür [Mustafal yigitba§l tüfenk ile ve sâyir cemâ'at âlât-1 harb [sava11 aletle­ riyle) ile taga ç&kup üzerlerine varup elegetüresiz" (MD 1 2/148). 1 1 9 ômegin MD 35/75 ve MD 44/334. 1 20 MD 441264. ...

1 39

O S M A N L l ' DA ISYAN I K LIMI

degildi. Benzer §ekilde, e§kiyalan temizleme talimat1 verilen sipahilerin bir anda en az1h mücrimler olup ç1kmalan müm­ kündü. Sava§ dõnemindeki s1kmt1h durumdan istifade eden adi suçlularla ilgili olarak günümüze ula§an belgeler çok daha fazla olsa da, askerlerin giri§tigi hirs1zhk ve zorbahk olaylan üzerinde duran bir dizi emir de vardir; 121 bu sorun 1 590'larda­ ki kriz sirasmda õzellikle ag1rla§acaktL Dahas1, sõz konusu tedbirler Osmanh ordusunun Avrupa ve Asya'daki has1mlannm õnüne geçme çabasmdan dolay1 sava§m artan maliyetine yeni bir yük getirmekten ba§ka i§e yaramadl. Erken modera çag devletlerinin çogunda oldugu gi­ bi, askeri harcamalar çoktan Osmanh bütçesinin aslan paym1, normal yillarda belki de üçte ikisini yutar hale gelmi§ti . 1 22 Bü­ yük çaph seferlerde reaya yüzyilm sonuna dogru neredeyse her y1l toplanan olaganüstü nakdi vergilerin yam sua, zoraki ahmlann ve bedelli ahmlarm getirdigi ilave yük altma gir­ mekteydi. Bu taleplerin kurakhk ve klthgm üstüne tüy diktigi 1 583 - 1 584 gibi y1llarda, hirs1zhk ve §iddet olaylarmm yaygm­ la§masmda genel çaresizlik ve ho§nutsuzluk õnemli rol oyna­ IDI§ olsa gerek. Amy Singer Filistin'deki durumu §Õyle anlatir: Tahmin edilecegi üzere, yllhk ritimler beklenmedik dogal krizler ve felaketlerle aksamaktayd1. Ne var ki, doganm degi§kenlikleri konusundaki ortak endi§eler, kõylüleri ve Osmanh memurlanm uyumlu bir ta§ra idaresinde birle§tirmek için yeterli degildi. tki kesim vergi kasasmm kar§It uçlanndayd1: Kõylüler kasay1 doldururken, memurlar içini bo§altmaktayd1. 1 23

Dolay1s1yla zaten nüfus b ask1s1, s1kmt1lar ve dogal afetlerle kar§I kar§iya () lan bõlgeler aç1smdan, sava§m getirdigi agir talepler huzursuzlugun b a§ka bir õnemli kaynagma rahathk­ la dõnü§ebilirdi. Kls1m II'de gõrecegimiz üzere, bu güçlü bir­ liktelik 1 590'larda isyanlann patlak vermesinde kritik bir rol oynayacaktL 1 2 1 ôrnegin MD 5 1 178. 1 22

Barkan, "Price Revolution" ve inalc1k, Economic and Social History of

the Ottoman Empire,

e.

1 , 77- 1 02.

1 2 :J Singer, Palestinian Peasants, 89.

1 40

1 6 . Y Ü Z Y I L S O N LARI N I N F E LA K E TLERI

Tedarik Sisteminde Aksamalar tmparatorlugun sava§ giderlerine kaynak bulmakta s1kmt1 çekmesi, 1nebaht1 sonrasmda Osmanh donanmasmm yeniden in§a edildigi 1 570'lerin ba§lannda i§lerliginin doruguna va­ ran tedarik sistemlerindeki çõzülmenin belirtilerinden sadece biriydi. Nüfus bask1s1yla ve fiyat enflasyonuyla s1k111an impa­ ratorluk, büyük §ehirleri ve ordusunu besleyecek temel mal­ lan edinmede gittikçe artan sorunlarla kar111la§t1. 16. yüzy1l sonlannm diger felaketleri gibi bu sorunlar da k1smen dogal, k1smen de insan eseriydi. Osmanh tedarik sistemlerinin bag­ rmda ta111d1g1 yetersizlikler, talepteki artl§lil arz1 geçmesiyle zaten s1kmt1h bir durumu daha da ag1rla11tirdi. Merkezi idare bir araya gelen ekolojik bask1lar ile artan giderler kar111smda çogu kez inatç1 ve kat1 bir tutum takmd1g1 için, i§ i§ten geçme­ den sistemi düzeltmeyi beceremedi. Eksiklikler õnce tedarik sisteminin esas1m, istanbul'a te­ mel g1da ürünleri sevkiyat1m sarsti. �ehir nüfusunun §i§erek yanm milyona kadar varmas1yla birlikte, Tuna ve Nil'den dü­ zenli sevkiyat talebin gerisinde kalmaya ba§ladi. Merkezi ida­ re 1 560'lann sonlanndan itibaren her iki y1lda bir, kronik s1kmt1lardan ("müzayaka ") yakmmaya ba§layará.k gittikçe ba§­ ka bõlgelerden olaganüstü ve bedelli ahmlara yõneldi. ôrnegin 1 568 sonlannda padi§ah Kefe'ye gidecek 10 gemilik bir tahil sevkiyatmm yansmm istanbul'daki s1kmt1y1 hafifletmek üzere oraya yõnlendirilmesi emrini verdi; 124 aym dõnemde Egriboz, Selanik ve Karasu da payitaht tah1l ambarlarmdaki bir aç1g1 kapatmak üzere ilave sevkiyat yapmak zorunda kaldi. 125 Ardm­ dan 1 574- 1 575 k111mda, ia§ede agir bir s1kmt1 ("ziyade müza­ yaka'1 ortaya ç1kt1 ve istanbul' a Yeni§ehir, 126 Çorlu127 ve Eregli stoklanndan aktanmlar istendi. 128 Bir y1l sonra benzer s1km­ tilar erzak için Karadeniz k1y1lanndan kapsamh taleplere, 129 1 24 125 1 26 1 27 1 28 1 29

MD MD MD MD MD MD

7/2077. 7/2489. 26/873. 26/885. 26/886. 28/23 1 . 141

OSMAN Ll ' DA I S YAN I K LIMI

aynca Orta ve Bati Anadolu'nun bazi kesimlerinden develerle büyük çaph bir kara sevkiyatma yol açti. 130 Sikmtilann birikmesi üzerine, devlet payitahta erzak aki­ §im artirmak amaciyla temel mallann tüketim ve ihracatim kisitlamaya çah§ti. Eldeki §tranm ístanbul'da sirke ve pekmez yapimma aynlmasi için, 1 564 ve 1 565'te üzümün §arap yapi­ mmda kullamlmasma yasak getirildi. 131 Bu arada ítalya'da bir dizi kõtü hasadm ya§andigi 1 550'lerde doruguna çikmi§ olan tahil ihracat, 1 565- 1 567 sikintilan sirasmda ve sonrasmda hizla geriledi. 132 Besbelli ki, ihracat kisitlamalan imparatorlu­ gun kendine yeterli tedarik sistemini korumaya ve ürün fazla­ sim ístanbul ve ordu için ayirmaya yõnelikti. Bu tüketim ile ihracat denetimleri sadece kaçakçihk ve vur­ gunculuk sorunlanmn agirla§masi sonucunu dogurmu§ olabi­ lir. 1 560'lann ortalanndan itibaren bir dizi belgede, Osmanh resmi gida fiyatlannm piyasa (karaborsa) degerlerinden uzak­ la§maya ba§ladigi açik seçik belirtilir; 1 6. yüzyil sonlannda­ ki enflasyonlu yillarda bu uçurum tedarikçileri gittikçe artan baskilar altma almi§ olsa gerek. Gõrünü§e bakihrsa, 1 563'te Yunanistan'daki Osmanhlar kaçak yollarla yabanci gemilere resmi fiyatm neredeyse iki katma (yani kile ba§ma 1 5 akçe ye­ rine 25-30 akçeye) tahil satabilecek durumdaydi. 133 Adriyatik ve Ege kiyilan boyunca kaçakçilar Hiristiyan devletlere tahil, bal, balmumu, post ve deri satmaya, 134 mühimme defterleri de memurlan Misir ve Balkanlar'dan gelen büyük çaph tahil sev­ kiyatmi ba§ka yerlere aktarmakla suçlamaya ba§ladi. 135 Sorun sirf Bati dünyasmm talebi ya da Akdeniz'in iki yansi arasmdaki fiyat farki degildi. Osmanh resmi fiyatlan düpedüz gerçekçi olmaktan çikarak, mal kaçirmayi ve vurgunculugu te§vik eder hale gelmi§ti. Daha 1 564- 1 565 kithgi sirasmda, Bursa kadisi tahil stoklayan "dalavereciler" konusunda uyan1 30 MD 27/935-36 ve MD 28/899. 1 3 1 MD 5/484 ve MD 6/4 1 . 1 3 2 Aymard, Venise, Raguse, et la commerce d e blé, k1s1m II, bõlüm 2 ; Simons, "Le blé dans les rapports vénéto-ottomans." 1 33 MD 6/62 1 . 1 34 Ômegin MD 6/24-26, MD 617 1 ve MD 6/ 1 25. 1 35 Ômegin MD 6/53 1 , MD 6/419, MD 1 0/80 ve MD 14/65 . 142

1 6 . Y Ü Z Y I L S O N LA R I N I N F E LAKETLE R I

da bulundu; 136 b u arada tznik'te ve Karadeniz limanlanndan Samsun'da istifçilik payitahtta sogan s1kmtis1 yaratt1. 137 Mer­ kezi idare dogal afetlerde bile bazen fiyatlan geregince ayar­ lamayi beceremedi. ôrnegin Kas1m 1 573'teki §iddetli bir kar f1rtmasmdan sonra, ístanbul flnncllan "zahire olmad1g1 ge­ rekçesiyle" sabit fiyatta bir art1§ için istida verdiler. Ne var ki, bir padi§ah emrinde "iki günlük kann zahire narhm1 yükselt­ meye sebep te§kil etmeyecegi" belirtildi ve talep hepten "ba­ hane" sayihp geri çevrildi. 138 Oysa aym s1ralarda vurguncular Rodosçuk'ta tahil istifçiligine ba§lam1§ durumdayd1; besbelli ki hesaplan padi§ahm dayanamay1p sonunda fiyat yükseltece­ gi veya aksi durumda, tah1h kaçak olarak d1§anya ç1karma ya da yüklüce bir kârla karaborsada satma yolunun aç1lacag1y­ di. 139 $a§1rt1c1 olmayan bir geli§meyle, 1 570'lerin ve 1 580'lerin tezkerelerinde tah1l s1kmtilannm suçu gittikçe vurgunculara ve istifçilere y1k1ldi. 140 Bu arada merkezi idarenin koyun tedariki daha da büyük güçlüklere dü§tü; 1 590'lardaki krizin patlak vermesinde ko­ yunun oynayacag1 rolden dolay1, imparatorlugun tedarik site­ minin bu yõnünü yakmdan incelemekte yarar var. Diger g1da ürünlerinde oldugu gibi, et tedariki 1 560'larm sonlanndan itibaren her iki y1lda bir aç1k verdi ve olaganüstü kõtü geçen mevsimlerde ciddi aksamalara ugradi. Merkezi idare aynen ta­ h1lda uygulad1g1 politikayla, tüketimi kismaya çah§t1 ve mutat tedarik alam d1§mdan zoraki ahmlan ve teslimatlan artirdi. Merkezi idarenin Anadolu'da bedelli ahmlara daha fazla ba§­ vurmaya mecbur kald1g1 1 564- 1 565 k1thk y11lanyla birlikte so­ runlar ortaya çikti. 141 Derken 1 567- 1 568 ki§mda et krizi õyle bir noktaya vard1 ki, devlet õnce Selanik Yahudilerinin ve ardm­ dan bütün Rumeli ahalisinin koyun kesmemesi, sadece s1gir 1 36 137 138 139 1 40

MD 61297 ve MD 6/384-85. MD 6/ 1 90 ve MD 5/1 29. Refil, Onaltinci Asirda lstanbul Hayati, bõlüm 8, belge 26. Age. , bõlüm 8, belge 27. Ômegin MD 5/8 1 1 , MD 6/425, MD 6/ 1 353, MD 7/2 1 3 , MD 39/63 1 , MD 5 1 /67, MD 5 1 1 2 1 8 . 1 4 1 MD 6/47, M D 6/72, M D 6/ 1 65, MD 6/953, M D 6/ 1 333, M D 6/ 1 334, MD 6/ 1 406, MD 6/ 1 407, MD 6/ 1 408- 1 0 ve MD 611430. 143

OSMAN L l ' DA I S YAN I K LIMI

ve keçi eti yemesi talimatm1 verdi. 142 Sekiz yil sonra, 1 576'da padi§ah imparatorlugun daha da geni§ bir kesimini kapsayan benzer bir ferman çikardi. 143 Ertesi yil tedarik çok yetersiz ka­ hnca, baz1 bõlgeler kesim için di§i koyun gõndermeye ba§lad1; padi§ah çaresizlikten ba§vurulan bu yolu, sonuçta üremeyi dü§ürecegi için makul bir yakla§1mla yasakladi. 144 Bununla birlikte baz1 bõlgeler 1 579 gibi geç bir tarihe kadar kuzu yeri­ ne di§i koyun gõndermeyi sürdürdü. 145 1 580'lere vanld1gmda canh hayvan tedariki õylesine zorla§tl ki, Bati Anadolu'nun baz1 sabun imalatçilan içyag1 yoklugu yüzünden mesleklerini birakmaya mecbur kald1; hatta bali vakti yerinde imaretler te­ darik için õzel izin alamad1klan durumlarda koyun eti yerine keçi eti verme yoluna gitti. 146 Bõlüm 2'de aç1kland1g1 üzere, ki§i ba§ma koyun ve keçi ar­ z1 ki§i ba§ma tahil arz1 kadar çabuk dü§memi§ti. Ancak 1 6 . yüzy1l sonlannda hayvan tedarik sistemi, dogal afetler ve enf­ lasyon kar§ismda son derece aciz kalmasma yol açacak iki õnemli yetersizlikle kar§ila§tl. Birincisi celep-ke�an sistemi arac1hg1yla yürütülen mutat ahm ve dag1t1m yõnteminin daha büyük çaph tahll tedarik sistemine nazaran aksakhklara ve fi­ yat §Oklanna çok daha duyarh oldugu ortaya ç1kti. Bõlüm 1 'de anlatlld1g1 üzere, tahll sevkiyat1 genellikle büyük çaph ve dev­ let güdümlü bir i§ti; risk tüccarlar, loncalar ve merkezi idare arasmda dag1t1hrdi. Buna kar§ihk koyun teslimatmda as1l yük devletin ya da loncalann degil, ki§ilerin s1rtmdayd1; onlann zor zamanlarda sermayelerini kolayca tüketip iflas etmeleri, sonraki y1llarda erzak teminini aksatacak bir unsurdu. Íkincisi, hayvan tedarikinin dogal afetlerden zarar gõrme süresi tah1l tedarikine nazaran daha uzundu. K1thkla ilgili degerlendirmede gõrüldügü üzere, bir bõlgenin hasad1 ba§­ ka bir bõlgedeki hasat k1thgm1 genellikle telafi edebilirdi . Dahas1, bugday ve arpamn y1lhk dalgalanmalan atlatmak üzere y1llarca stoklanmas1 mümkündü. Oysa sürülerde tabir 1 42 MD 7/834 ve MD 7/ 1 996. Bu uygulamanm anlatild1g1 bir ba�ka kaynak için bkz. Greenwood, "Istanbul's Meat Provisioning", 22-3. 1 43 MD 281237, MD 28/274 ve MD 28/328. 144 MD 30/320 ve MD 33/ 1 3 3 . 1 45 M D 35/479, MD 361 1 1 9, M D 36/464, M D 40/260 v e M D 40/327. 146 Faroqhi, Towns and Townsmen, 224-5. 144

1 6 . Y Ü Z Y I L S O N LAR I N I N F E LAKETLE R I

yerindeyse hasadm kahc1hg1, y1ldan yila dogumlann õlüm­ lere oranla fazlahg1yla saglanan arti§a baghydi. Bu •hasat" sonuçta bir canh oldugundan, tahil ya da ba§ka ürünler gibi depoda saklanamazd1 ve dolay1s1yla iyi y1llar kõtü yillan her zaman telafi edemezdi. Ostelik tanm ürünleri kurakhkta veya sellerde kaybedildiginde, çiftçiler her zaman yeni tohumlarla ekim yapabilir ve sonraki mevsimde iyi ürün almay1 umabi­ lirdi; çok say1da hayvanm telef olmas1 ise gõçer çobanlann birikmi§ sermaye stoklanm kaybetmesi anlamma gelirdi ve bunun tekrar kazamlmas1 y1llar alabilirdi. Son olarak, Küçük Buzul Çag1'mn soguk ki§lan ve kuru ilkbaharlan hububat ka­ dar hayvanlar için de õlümcül sonuçlar dogurdu. Daha 1 57 1 1 572'de Kuzey Anadolu ve Bulgaristan'dan birçok hayvanm yogun karlarda donarak õldügü yolunda haberler geldi; 147 yedi y1l sonra §iddetli soguklar ve hastahklar yüzünden çok daha yüksek say1da hayvamn telef olmas1, kay1tlara geçen s1kmt1lan kõrükledi. 148 Merkezi idare aynen tah1lda izledigi politikayla, narh1 pi­ yasa fiyatlanyla uyumlu hale getirmeye yana§mayarak duru­ mu ag1rla§t1rm1§ olabilir. Sonuçta istifçilik ve vurgunculuk ge­ li§erek 1 570'lerde kronik bir soruna dõnü§tü. ôrnegin 1 5 7 1 'de K1nm'dan acil bir sadeyag sevkiyatmm aksamas1, padi§ah1 §U kar§1hg1 vermeye yõneltti: Kefe begine hüküm ki: Ba'z1 martrabâzlar ve sâyir anda gelüp yag1 mücerred [yalmz) , "Muzâyaka olup bahâya ç1ksun" ["darhk olup pahalansm"] diyü bu cânibe [tarafa) gõndermeyüp anda der-mahzen iderler imi§ [orada mahzen içinde tutarlarm1§). tmdi; bundan akdem [õnce) nice def' a tenbih olunml§ idi ki; "Anda eger martrab âzlara eger sâyire yag1 der-mahzen itdürmeyip ale't-tevâlí gõnde­ resin [diger yag1 mahzende tutmay1p art arda gõnder­ sin] ." diyü emrüm olm1§ idi. Hâlâ anda [orada) kalan yag[m) der-mahzen olmaga sebeb [i) nedür? 149

147 MD 1 0/2 1 7 ve MD 1 6/570. 1 48 MD 32/468, MD 35/74 ve MD 35/462. 1 49 MD 1 2/664. Akdag da (Celâli lsyanlan, 50) resmi fiyatlann uyumsuzlu­ gundan kaynaklanan s1kmtilar üzerinde durur. 1 45

OSMAN L l ' DA I S YAN I K LIMI

Dolayis1yla !ran sava§mm ba§lad1g1 1 580'lerde Osmanh teda­ rik sistemleri zaten õnemli güçlüklerle kar§ila§maya ba§lam1§ durumdaydi. Sivil ihtiyaçlara askeri taleplerin eklenmesi Os­ manh kaynaklanmn smirlanm zorlayarak, nüfus bask1smm ve dogal afetlerin yol açt1g1 s1kmtilan §iddetlendirdi. Daha õnce anlatild1g1 üzere, büyük çaph bir Osmanh seferinin tam ortasmda kurakhgm ve k1thgm ülkeyi vurdugu 1 584'te kõtü gidi§at son raddeye vardi. O zamana kadar ba§a ç1kilabilmi§ olan s1kmt1, istifçilik ve vurgunculuk sorunlannm ilk kez ta­ §arak yaygm krize dõnü§mesi tehlikesi dogdu; bõylece on yil sonra imparatorlugun ba§ma gelecek olan çok daha büyük fe­ laketin habercisi sayilabilecek geli§meler ortaya ç1kti. Merkezi idare 1 58 1 'den itibaren, Dogu Cephesi'ndeki or­ dunun artan taleplerini kar§llamak üzere imparatorlugun her yamndan olaganüstü erzak sevkiyat1m ayarlamaya ba§la­ di. Eflâk yakla§Ik 1 .000 ton un ve arpa sevk ederken,150 Ana­ dolu ve Karaman eyaletlerinde vergi olarak her otuz haneden iki müd (yakla§1k yanm ton) arpa ve bir müd un toplandi. 1 5 1 Birçok yerel sipahi de sefere ilave tah1l katkllan kar§1hgmda askeri hizmetten muaf tutuldu . 1 52 Bu arada Bâb1âli Anadolu ve Suriye'nin bütün idarecilerine tehdit dolu sert mektuplar gõndererek, o yilki tahil ahmmm derhal gõnderilmesini istedi; "k1thk ya§and1g1 ve sevkiyatm imkâns1z oldugu" gibi bahane­ lerden dolay1 azarladi. 153 Bu çabalara ve bütün eyaletlerde süren bedelli ahmlara rag­ men s1kmtilar t1rmanarak 1 585'te k1thk boyutlanna vard1. 1 54 ônce Tiflis'teki gamizon zamanla ilerleyerek açhga ve hastah­ ga yol açan bir tahil aç1g1yla kar§l kar§iya kald1. Padi§ah za1 50 151 1 52 1 53 1 54

MD 44/92. MD 44/262. MD 44/6 1 .

MD 44/46. MD 59 kay1tlanna gõre o y1l istenen erzakm bir listesi için aynca bkz. Orhan Iúhç, " 1 585 Y1hnda Tebriz Serferi'ne Ç1kan Osmanh Ordusunun tkmal ve ta�esi", Askeri Tarih Bülteni 46 ( 1 999): 1 09-36. Joseph von Hammer-Purgstall (Histoire de l'Empire ottoman, Paris: 1 838-39, e . 7, 209) o yil Osmanh ordusunun ilk ba�ta 200 bin kadar askerden olu�­ tugunu, ama vezirin "muhtemel bir k1thk korkusuyla mevcudu 40 bin azaltt1gm1" ileri sürer. Ancak bu bilginin kaynag1 belirsizdir. 1 46

1 6 . Y Ü Z Y I L S O N LAR I N I N F E LAKETLE R I

ten orduya ait develeri beslemekle yükümlü Erzurum'dan ilave erzak ve daha sonra Diyarbaklr'dan takviye istedi.155 Birkaç yil içinde bizzat Diyarbakir, imparatorlugun her yanma yayilan genel kurakl1k ve klthk gidi§at1 çerçevesinde darhga dü§tü.156 Klthk 1 585'te tam da ba§ka bir sefer için tran'a gitmekte olan ordunun geçtigi s1rada Erzurum'a da ula§tl. Vakanüvis tbra­ him Peçevi ortaya ç1kan gergin durumu §Õyle anlatir: Sene (993 H. 1 585 M.) o senenin

la.§I

dagdagas1z ve

gü­

rültüsüz olarak Kastamonu'da geçirildi. tlkbaharda Tebriz tarafma gitmek üzere haz1rlandi ve yola giri­ lerek o senenin �ab anmda Erzurum'a vardi. Allah'm hila.neti; o zamana kadar memlekette bolluk varken birden bir Ia.thk ba§ladi ki; askerin yüze çikinasma se­ bep oldu. Hattâ bir gün bõlük halla.ndan açhktan zayú' dü§enlerin bir bõlügü gelerek Vezir-i âzamm huzuruna ç1kt1lar ve hayli lâyik olmayan, yakI§1ks1z sõzler sõy­ lediklerinden ba§ka, yem yiyen atlannm ba§lanndan torbalanm aldilar. Lâkin yokluga ne çare? O balde yine sefere devam etmek üzere yola girdiler . . 157 .

Padi§ahm t1rmanan sava§ giderlerine çõzüm bulmaya yõnelik gõzü kara bir giri§imle o y1l gümü§ sikkenin degerini yakla§ik %45 oramnda dü§ürmesi, istikrars1zhk yarat1c1 enflasyonun kiv1lc1mm1 tutu§turdu ve asker maa§lanm neredeyse yan ya­ nya azaltti. Giri§im, hizmetlerinin kar§1hgm1 arazi gelirleriyle alan sipahileri pek etkilemedi; ancak nakit maa§ alan yeniçe­ rileri ve diger seçkin askerleri kizdirdi. 1 58 Dõrt y1l daha süren s1kmtllar, gecikmeli maa§ õdemeleri ve para istikrars1zhgm­ dan sonra 1 589'da yeniçeril e r Osmanh padi§ahma kar§I ilk kez ba§kaldirarak, onu bu i§lerden sorumlu defterdan azletmek 1 55 1 56 1 57 1 58

MD 44/47, MD 44/ 1 02, MD 44/ 1 03 ve MD 44/ 147-49. MD 44/446. Peçevi Tarihi, 324-5. Tarih-i Selâniki (s. 427) sikke degerindeki dü§Ü§ten sonra maa§h asker­ lerin ve memurlann kanunsuzlugunu ve itaatsizligini çarp1c1 bir tasvir­ le aktanr. Sikke degerini dü§ürmenin, ardmdaki sebeplerin ve yol açt1g1 sonuçlann aynntlh bir degerlendirmesi için bkz. Baki Tezcan, "The Ot­ toman Monetary Crisis of 1 585 Revisited", Joumal of the Economic and Social History of the Orient 52 (2009): 460-504. 1 47

O S MA N L l ' DA ISYA N IK LIMI

zorunda birakti. 159 Ízleyen birkaç yilhk ban§ dõneminde ortam tekrar sakinle§ti; ancak ayaklanma, ya§anacak olan §eylerin ugursuz bir belirtisiydi. Bu arada ülke içinde tahil tedarikinde ve fiyatlannda ciddi sarsmt1lar istanbul'u ve diger büyük §ehirleri yokluga dü§ür­ dü. Padi§ah 1 585'te Karadeniz ve Akdeniz k1yilannm bütün ka­ dilanna bir emir gõndererek §Unu bildirdi: "Haliya mahruse-i istanbul'da zahireye ihtiyac olmagda taht-1 kazamzda ne mik­ dar arpa ve bugday ve saire zahire bulunursa ahara gõnderil­ meyüp mahruse-yi mezbureye gõnderilmek emr idüp buyur­ dum ki. . . ."160 Ancak ertesi y1l payitaht ia§ede yine agir s1km­ t1larla ("ziyade müzayaka '1 kar§1la§t1; sonunda merkezi idare Eflâk ve Bogdan'dan peynir, bal ve ba§ka mallarla birlikte yak­ la§ik 2.500 ton tahildan olu§an olaganüstü bir sevkiyat yapil­ mas1 emrini verdi. 161 ôte yandan koyun tedariki ciddi karga§a içindeydi. Etin resmi fiyatmm 1 580'ler boyunca gerçek piyasa degerinden büyük çapta sapmas1, celepleri muazzam zarara ugratt1 ve ç1gmndan ç1kan kaçakç1hg1 ve istifçiligi kõrükledi. Padi§ah 1 584'te tedarikçilerin iflas etmesinden §ikâyet etmeye ba§la­ yarak, kotalanm kar§ilayacak yeni celepler bulamayan ta§ra idarecilerine tehditler savurdu. 162 Ette narh ve piyasa fiyat1 arasmda gittikçe aç1lan uçurum 1 588'de istanbul'un birçok te­ darikçisini i§inden etti ve Rumeli'den payitahta yõnelik õnemli miktardaki et akl§I daha kârh kaçak piyasalara kayd1. 163 iran sava§mm sona ermesine kar§m merkezi idarenin nar­ h1 gõzden geçirmeye yana§mamas1, sonraki on y1lda da s1km­ tilan kõrükledi. Padi§ah 1 59 1 gibi geç bir tarihte bile Selanik, Silistre (Bulgaristan) , Üsküp ve Bey§ehir kadilanm uyarmaya devam etti:

1 59 Ayaklanmanm ekonomik ve siyasal baglam1 konusunda daha geni§ bilgi için bkz. Kafadar, "Les troubles monétaires ." 1 60 MD 58/43 1 . 1 6 1 MD 6 1 /208 . 1 62 MD 55/992. 163 MD 64/256, MD 64/363 ve MD 64/383. 148

1 6 . Y Ü Z Y I L S O N LARI N I N F E LA K E T L ERI

Hâlâ makarr-1 hilâfetim [hilafetimin payitaht1] olan mahnise-i tstanbul'da et b âbmda ziyâde muzâyaka olmagm [k1thk olmakla] ehl- i vukUfdan [vukuf s ahip­ lerine] su'âl olundukta etrâf ve cevânibde [taraflarda] olan §ehirlerin ve kas abalann kâdilan mücerred [sa­ dece] kendülerinin taht-1 hükumetlerinde [hükümet­ leri altmda] ziyâde et bulunmag [çokça et bulunmas1] içün vuk1yyesine [okka]" üçer dõrder belki be§er akça narh vermekle [fiyat biçmekle] celebler ve sürücüler ve sâyir koyunu olanlar 1stanbul'a koyun getürmeyüp ol § ehirlere ve kas abalara iletüp anda bey' iderler [orada satarlar] . Eger etrâfda olan § ehirlerde ve ka­ sabalarda etin vuk1yyesine iki§er akça narh verilse tstanbul'a ve vâfir ve müstevfi [bol ve yeteri kadar] koyun gelüp et bâbmda muzâyaka [darhk] çekilmezdi diyu haber virdükleri ecilden Selânik'de etin vukiyye­ sine iki akça narh ta'yin olunmak [fiyat belirlenmesi­ ni] emr idüp buyurdum ki. . . 1 64

Ancak birkaç ay sonra, mühimme defterlerindeki ba§ka bir tezkerede Edirne'de etin kaçak yollarla okka ba§ma sekiz ak­ çeye, yani Selanik ve diger §ehirlerde uyulmas1 õngõrülen fi­ yatm dõrt katma kadar varan bir pahayla sat1ld1g1 belirtilir. 1 6 5 Kadilar emirlere uymu§ olsalard1, bulunduklan §ehirler et te­ darikinden tamamen mahrum kalacak ve celepler basbayag1 b atacaktL Bunun yerine, koyun fiyatlarmda süren karga§ayla Ístanbul. yakla§an Küçük Buzul Ç ag1 krizi s1rasmdaki geli§me­ lerin celep-ke�an sistemini hepten çõkertmesine kadar s1kmt1lar çekmeye devam e tti .

Sonuç: Kriz Kaç1mlmaz m1yd.I? Bu felaketler silsilesi, okuru Osmanh topraklannm 1 590'lar­ da kaçm1lmaz felakete dogru yol ald1g1 sonucuna varmaya yõ­ neltebilir. Oysa aym bulgular gõzden geçirildiginde, tam tersi sonuca da aym õlçüde vanlabilir: ímparatorluk daha õnce bu 400 dirhemlik agirhk õlçüsü -ed.n. 1 64 MD 68/3 3 . 1 65 M D 69/84 v e M D 69/89 . 1 49

OSMA N L l ' DA I S YAN I K L I M I

kadar çok f1rtmaya maruz kahp yine de saglam durabildigine gõre, herhalde gõzlemcilerin ona yaki§tlrdigmdan daha esnek bir yap1ya sahip olmah. 1 589- 1 59 1 dolaylanndaki ko§ullar belki de bu kanaati dogruluyor olabilir. Bu kisa süreli ban§ dõneminde imparatorluk kithktan, hastahklardan ve diger ka­ n§Ikhklardan azade kaldi. Hatta küçük bir f1rsat çikinca, pa­ di§ah Venedik'e yeniden tahil ihracatma bile izin verdi.166 Os­ manhlar, 1 593'te Habsburglarla tekrar sava§a tutu§tuklannda õnceki yillann felaketlerini az çok atlatml§ gibi gõrünüyordu. tmparatorluk yava§ bir ba§lang1cm ardmdan, 1 594'ten itiba­ ren Macar Cephesi'ne yõnelik geni§ çaph ve iyi donan1mh bir dizi sefere giri§ti.1 67 Sava§ õnceki Osmanh seferleri gibi kisa sürede zaferle bit­ mi§ olsayd1, imparatorluk olaganüstü güçlüklerle kar§I kar§I­ ya kalmayabilirdi. Doga el vermi§ ve iklim nispeten yumu§ak kalmI§ olsayd1, uzun süreli bir çatI§manm giderleri bile kal­ dmlabilirdi. Oysa 1 590'lar ülkeye 1 580'lerin en kõtü y1llanm bile çok geride birakan askeri yenilgiler ve dogal felaketler ge­ tirecekti. Bunlann bir araya geli§i felaketlere Osmanh yakla§Immm temelinde yatan zaaflan, õzellikle de imparatorlugun k1thk, hastahk ve kan§ikllk sinerjileri ile onlann imparatorlu­ gun tedarik sistemini sarsma potansiyeli kar§Ismdaki aczini aç1ga ç1karacakt1. Ancak bu anlat1ya geçmeden õnce, dikkati­ mizi imparatorlugu isyana ve krize sürükleyecek ta§ma nokta­ sma vanlan belirli bir bõlgeye çevirmemiz gerekir.

1 66 MD 67/ 1 14. 1 67 Murphey, Ottoman Warfare, 6-9. 1 593- 1 606 sava�mm yürütülü�üyle il­ gili aynntilar için bkz. Finkel, Administration of Warfare.

150

4

S INIRDAKi D iYAR : KARAMAN VE LARENDE

tmparatorluk 1 580'lerin sonlanna dogru istikranna ve tedarik sistemlerinin üjleyi§ine yõnelik tüm yap1yi etkileyen tehdit­ lerle kar§I kar§iya geldi. Ne var ki, sonraki on yilda Osmanh topraklanm saracak kriz ve isyanm kõkleri belirli bir bõlgenin sorunlannda yatmaktaydi: Ortagüney Anadolu'daki Karaman eyaleti, õzellikle de güneydogu kesimindeki Larende sancag1. Krizin neden imparatorlugun büyük §ehir veya tanm mer­ kezlerinden biri yerine iç kesimdeki bu yoksul eyalette patlak verdigini anlamak için, bu bõlümde Karaman'm kendine õzgü tarihine ve cografyasma daha yakmdan bakacag1z. Nispeten geç ve güç bir fetihle alman Karaman, geçmi§te bag1ms1z bir imparatorlugun merkeziydi ve O smanh egemenligine uzun süre direnmi§ti. 16. yüzyil sonlanna vanld1gmda, Ortagüney Anadolu'nun bu bõlgesi imparatorluktaki nüfus basklsmm ve ekonomik çalkantmm en feci sonuçlanna sahne olmas1 itiba­ riyle, 1 590'lann Celâli tsyan1'nda aç1ga çlkacag1 üzere patla­ maya hazir bir durumdaydi.

151

OSMA N L l ' DA I S YAN I K l l M I

Yar1 Kurak Bozklr C ografi aç1dan Karaman eyaleti bati ve güneyde Anadolu'nun Akdeniz klyi §eridi ve Suriye'yle, doguda da daglar ve çõllerle çevrili yan kurak bozkirda yer almaktayd1. Bu yan kurak boz­ kir günümüzde Türkiye, Irak ve Suriye smirlanna yakmhg1yla gerçek anlamda usm1rdaki diyar" sayihr. 1 Osmanh dõneminde bu siyasal sm1rlar haliyle henüz yoktu; §imdi bõlgeyi bõlen milliyetçilik kavramlan ve ulus-devletler bile daha ortaya ç1k­ m1§ degildi. Ancak bozkir yine de üç õnemli bak1mdan smir­ daki diyard1: Birincisi kurak ku§agm kenannda yani genelde yagmurla beslenen tanmm sm1nm belirleyen 300 milimetrelik e§yag1§ egrisinin yakmmdaydi. 1 6 . yüzy1hn demografik yay1l­ ma sürecinde, bu bõlgedeki ekim modem çag õncesi sm1rla­ nna dayanarak, bir daha ancak modem sulama ve traktõrle­ rin devreye giri§iyle eri§ebilecegi ekili dikili alan geni§ligine ula§tl. 2 Íkincisi bozkir yerle§ik ve gõçer toplumlan ayiran ara ku§ag1 kaplamaktaydi. Arabistan'm gerçek çõllerinin aksine, bu kesimde arazi tanm ve hayvanc1hk arasmda gidip gelmi§ ya da ikisinin õrtü§mesine sahne olmu§tu; binlerce y1l boyun­ ca agir basan siyasal ya da demografik dengeye gõre, gõçerler ve çiftçiler defalarca birbirlerini zorla bõlge dt§ma ç1karm1§­ t1.3 Oçüncüsü, sõz konusu diyar Osmanh siyasal denetiminin smmnda yani imparatorlugun dogrudan idare edebildigi ve sava§ zamanlannda olaganüstü vergiler ile yükümlere ba§vu­ rabildigi topraklann en uç kesimindeydi. Okur Anadolu'nun o dõnemde "Türk" oldugunu ve dolay1s1yla Balkanlar, M1sir ya da Karadeniz'e nazaran Osmanh Ímparatorlugu'yla bir bak1ma daha bütünle§ik oldugunu sanabilir; oysa bu izlenim son derece yamlt1c1dir. Yerel hanedanlann direngenligi ve kara ula§1mmm güçlükleri, zamanla kopup ayn ulus-devletlere dõ­ nü§ecek bõlgelerin çoguyla kar§1la§tmld1gmda, Anadolu'nun fethini aym õlçüde zorla§tlrml§ ve hatta Osmanh dõnemi bo­ yunca yõnetilmesinde daha büyük zorluklar yaratm1§tl. 1 2 3

tbarenin ahnd1g1 kaynak Gõyünç ve Hütteroth, Land an der Grenze. Hütteroth, ''Between Dicle and Firat", 2 1 . Khazanov (Nomads and the Outside World, 62 ve çe§itli yerlerde) bu õzgün "Ortadogu" tarz1 gõçerligi aç1klar. 1 52

S I N I R DA K I D I YA R : KARAMAN VE LAR E N D E

Sm1rdaki diyann ücra bir çõl olmadigim, basbayagi klyida­ ki dag siralannm yagmur gõlgesinde yer ald1gm1 belirtm.ek gerekir. Nemli bava kütleleri lo.§ ve ilkbabar mevsimlerinde Orta Akdeniz'den gelip dogu k1yilan üzerinden geçerken, ta§1d1klan nemin büyük k1smm1 orografik etkr olarak bilinen sü­ reçte yaylalara birakir. Dag siralannm rüzgâralt1 tarafl, klyi­ lardan ya da denize bakan yamaçlardan kaç1mlmaz olarak daba kuru olur. ômegin tstanbul'dan Tiirkiye'nin §imdiki ba§­ kenti Ankara'ya günümüzde otobüsle ya da uçakla bir yolcu­ luk, sulak tepelerden engebeli kuru ovalara dogru ani bir degi­ §im izlenimi uyandmr. Dakikalarla õlçülecek bir sürede, ye§il manzara yerini tozlu bir boz gõrüntüye ve oldukça modem çiftlikler de yerini koyun sürüleri güden çobanlara birakm1§ gibi gõrünür. Ankara'ya yolculuk Anadolu'daki yan kurak bozkmn ba§ka bir çarp1c1 õzelligini ortaya koyar: Gõrünü§te umut verici ol­ mayan bir arazi yap1smdan fl§k1rm1§ birçok õnemli §ebirden ve imparatorluk ba§kentinden geriye kalm1§ izler. Anadolu'nun ortasma Ankara'y1 diken sadece modem milliyetçilik degildi. Bu §ebir Tunç Devri sonlannm Hititlerinden beri neredeyse sürekli oturulan bir yerdi. Düz bir tepede kurulu olan daba da eski Hitit ba§kenti Hattu§a biraz dogusunda kahr. Ankara'dan yine k1sa bir yolculukla, güzel bir nebir vadisinde yer alan an­ tik Pontus ba§kenti Amasya ya da güneydoguya dü§en tepeler­ deki Selçuklu ba§kenti Sivas ziyaret edilebilir. Bu §ebirlerden çogunun yüzyillar boyunca temel cografyada bir degi§iklik ol­ maks1zm birçok degi§ik ad alm1§ olmas1, sõz konusu bõlgenin uzun taribinin, çevresel ve siyasal ko§ullara bagh olarak nü­ fusunda ya§anan ini§ ç1k1§lann bir kamt1dir. Aym §ebirlerin binlerce y1l varhgm1 sürdürmü§ olmas1 da bem bereketli bem de savunulabilir yerlerin azhgma ve bunlann çevredeki daba düz kirsal kesim ile Anadolu'nun kara ticaretine bâkim olma potansiyeline tamkhk eder. Bu merkezlerden birçogunun talibi Ortadogu'nun ilk bü­ yük Tii rki banedam Selçuklulann egemenligi altmda kervan Nemli havanm bir dag s1rasm1 a§arken yükselmesi s1rasmda olu§an yagmur, kar ya da ba§ka türden yag1§ -ed.n. 1 53

O SMAN L l ' DA I S YAN I K L I M I

ticaretinin yükseli§iyle parlam. Sert bir iklim dõneminde Or­ ta Asya'dan sürülen bu Türk boyu 1 1 . yüzyilda tran üzerinden bõlgeyi istila etmi§ti.4 Sonraki yüzyillarda Selçuklulann siya­ sal parçalanmas1 sürecinde, baz1 Anadolu §ehirleri küçük ardil hanedanlann ba§kentleri olarak õne ç1kt1; aym hanedanlarca in§a edilen birçok cami ve an1t günümüzde bu §ehir merkez­ lerini hâlâ süsler. Sonuçta bu hanedanlann hepsi 1 5. yüzyilda yükselen Osmanh Devleti'ne yenik dü§tü; ancak birçogu uzun ve cesur bir direni§ sergiledi ve ba§kentleri daha sonralan bõlgesel ticaret ile ta§ra idaresi merkezleri olarak canland1. Osmanh yõnetimi altmda, yan kurak bõlgenin nüfusu õzellik­ le h1zh bir artl§ gõstererek birçok kasaba ile kõyü õnceki bõ­ lümlerde anlatilan nüfus baskismm ve kithgm a§inhklanna maruz birakt1.

Karaman Karaman eyaleti bu kahplan kusursuzca yans1tir. Nispe­ ten düz ve bereketli bir vadiyi kaplayan eyalet, kabaca kiv­ nmh Ortagüney Anadolu kiyi §eridi boyunca uzanan Toros Daglan çanagmdaki alan1 kaplamaktaydi. Bu alan doguda Kapadokya'mn neredeyse ay yüzeyine benzer arazi yap1sma, batida Pisidya gõllerine, kuzeyde de Tuz Gõlü'nün çõl bõlgesi­ ne ve Klr§ehir civanndaki bozkira kadar uzan1yordu. Neolitik çagda yerle§ime açilan ve siras1yla Hititler, Frigler, Lidyahlar, Yunanlar, Romahlar ve Bizanshlar tarafmdan yõnetilen bõlge, 1 1 . yüzyilda (antik çagdaki adi Iconium olan) Konya'yi ba§kent edinen Rum Selçuklu Sultanl1g1'D.1Il merkezi haline geldi. Ünlü mutasavvif Mevlana Celâleddin Rumi'nin memleketi ve õnem­ li kervan §ebekelerinin odagi olan bõlgenin geli§imi, buranm 1 250'lerde Ortadogu'ya yõnelik Mogol istilasrm izleyen karga­ §ªYª ve a§iret gõçlerine yenik dü§mesine kadar sürdü. Sonraki yillarda bõlgeye giren Karamanh Türkler 1 256'da Larende'yi ve ardmdan 1 3 1 2 'de Konya'yi ba§kent edinerek, bõlgeyi yakla§ik 200 yil yõnetti. Osmanh padi§ahi Yildinm Bayezid 14. yüzyil sonlannda h1zh bir istila harekât1yla Karamanh topraklannm 4

Bulliet, Cotton, Climate, and Camels. 1 54

S I N I R DA K I D I YA R : KARAMAN VE LAR E N D E

çogunu ele geçirdi. Ama Osmanhlann 1 402'de Timur'a yenil­ mesiyle, Karamanhlar eski topraldanm ve daha fazlas1m en azmdan bir süre için geri aldi. Osmanhlarla 1 440'lardan itiba­ ren giri§ilen bir dizi yeni sava§, Karamanhlan tekrar bag1mh konuma dü§ürdü ve zamanla bõlge geni§leyen imparatorlugun bir eyaletine dõnü§tü. Ne var ki, Karamanh direni§i 1 5. yüzyil boyunca sürdü ve ancak Osmanhlann 1 6 . yüzyil ba§lannda yeni bir vergiye kar§l isyan1 ezmesinden sonra klnldi.5 O §art­ larda bile Osmanhlar eyalette sükiineti korumak aç1smdan vergi muafiyetlen tammak ve eski Karamanh e§rafmm çogunu yerinde tutmak zorunda kaldi.6 Sonraki yüzyilda MOsmanli ba­ n!ji " altmda ticaret ve tanmm geli§mesiyle birlikte, bõlge eski õnemine bir õlçüde kavu§tu. Konya õnemli bir eyalet merkezi olarak canland1; Kayseri, Karahisar (§imdiki Afyon) ve zamanla Larende ve diger Karamanh §ehirleri yillarca süren bir büyü­ me ve refaha sahne oldu. Günümüzde Türkiye'nin tahll amban olan Konya ovas1, yogun sulama ve gübreleme uygulanan arazilerde saglam bir bugday fazlas1 üretir. Oysa Osmanh belgelerinde eyaletle ilgili olarak 400 yil kadar õnce çizilen tablo çok farkhydi. Oldukça §ans eseri bir sonuçla, imparatorlugun diger bõlgelerinden ço­ guna nazaran Karaman'm tarihsel cografyas1 hakklnda daha fazla §ey bilmekteyiz. Karaman'm kanunnameleri, kadi sicil­ leri ve vergi defterleri üzerine yürütülen bir dizi ara§tirma ve erken modem çag seyyahlanmn, günümüz antropologlannm ve cografyacllanmn gõzlemleri sayesinde, Osmanh dõnemin­ de Ortagüney Anadolu'da arazi kullan1m1 ile nüfus al anmdaki ana geli§melerden bazllanm ortaya koyabilecek durumdayiz. 7 5

6 7

Karamanhlar için bkz. Faruk Sümer, "Karaman-Oghullari (Karamanids)", Encyclopedia of Islam OnUne, ed. P. Bearman, http://www.brillonline. nl; Claude Cahen, Pre-Ottoman Thrkey (Londra: Sidgwick and Jackson, 1 968); t. H. Konyah, Karaman Tarihi (Ístanbul: Baha Matbaas1, 1967). tnalcik, "Ottoman Methods of Conquest. • Bu arattlrmalardan bazllan §unlard1r: Alãadin Akõz, "§eriye Sicillerine Gõre XVI. Yüzyll Sonunda ile XVII . Yüzyil Batlarmda Karaman" (doktora tezi, Selçuk Oniversitesi, 1 987); N. Beldiceanu ve 1. Beldiceanu-Steinherr, "Recherches sur la province de Oaraman au XVIe siecle, étude et ac­ tes", Joumal of the Economic and Social History of the Orient 1 1 ( 1 968): 1 - 1 29; Irene Beldiceanu-Steinherr, "Un transfuge qaramanide aupres de 1 55

OSMAN L l ' DA ISYA N IK LIMI

Bu ara§tirmalar yüzy1hn sonuna dogru nüfus artl§llllll, eya­ letteki arazinin ve tanmm kaldirabilecegi sm1rlan imparator­ lugun diger kesimlerinden daha fazla a§t1gm1 aç1kça gõsterir. Eyalet kanunnamelerinde belirtilen hususlar yerel arazi kullammma ili§kin gõstergeler sunar. Bir tarifeye gõre, tam çift en iyi arazide 60 dõnüme, vasat arazide 80-90 dõnüme ve en kõtü arazide 1 20 dõnüme denkti; yani tarla büyüklügü modern terimle 5- 1 0 hektar arasmdaydi. Bunlar Anadolu'nun geneli için oldukça tipik rakamlard1; ama õzellikle (sonraki ba§hk altmda ele ahnacag1 üzere) 1 6 . yüzy1l sonlarmda hâlâ çok az hanenin tam çift sahibi oldugu gõz õnünde tutulunca, bõyle kuru araziler aç1smdan dü§ük say1hrdi. Kanunnameler çiftçilerin her çifte dõrt Bursa müdü (yakla§ik 450 litre) to­ hum ekmesini õngõrmekte ve azami tahil ekimini te§vik etmek amac1yla, ekilmeyen ya da yetersiz ekilen araziler için vergi ce­ zalan koymaktayd1. Bire dõrt gibi normalden daha yüksek bir verim oram varsay1ld1gmda bile be§ ki§ilik bir ailenin vergi­ lerden ve tohumluk ürünün aynlmasmdan sonra rahat bir ge­ çime kavu§mas1 için yakla§1k bir tam çifte gerek vardi. Yanm çifte sahip bir aile geçinmek için aynca hayvanc1hktan, bah­ çecilikten ya da mezrada ekimden gelir saglamak zorundayd1; arazisi yanm çiftten az olan aileler pekâlâ biçare ko§ullarda ya§am1§ olabilir. Kanunnamelerin ba§ka k1s1mlan suglalarda yani sulanan arazilerde keten, kenevir ve sebze ekimine gõndermede bulu­ nur. Genelde bu sulama yerel õrf di§mda çok s1mrh düzenlela Porte ottomane: Reflexions sur quelques institutions", Joumal of the Economic and Social History of the Orient 16 ( 1 973): 1 55-67; Süleyman Demirci, "Avânz and Nüzul Levies in the Ottoman Empire: A Case Study of the Province of Karaman, 1 620s - 1 700", Belleten 70 (2007): 561 -88; Akif Erdogru, "Some Observations on the Urban Population of Karaman Province", Histoire économique et sociale de l'Empire ottoman et de la Tu.rquie, ed. D. Panzac (Paris: Peeters, 1 995); Akif Erdogru, "Karaman Vi­ layeti Kanunnameleri", Ankara Üniversitesi Osmanl1 Tarihi Ara�t1rma ve Uygulama Merkezi Dergisi 4 ( 1 99 3 ) : 467-5 1 6; Semavi Eyice, KaradaiJ ve Karaman Çevresinde Arkeolojik lncelemeler (Ístanbul: 1stanbul Úni­ versitesi, 1 97 1 ); Gümü§çü, Tarihi Coi}rafya; Hütteroth, Laendliche Sied­ lungen; Jennings, "Urban Population in Anatolia" Planhol, De la plaine pamphylienne aux lacs pisidiens. 156

S I N IRDAKI DIYAR : KARAMA N VE LARE N D E

meye tabiydi. Anla§1ld1g1 kadanyla Karaman'daki uygulama sel sulanm bentlerle toplay1p yapay gõllere aktarmaya da­ yahydi. Ama düzenlemenin sulanan belirli arazilere mahsus olmas1, sulamanm smirh düzeyde kald1gm1 gõsterir. Bõlgenin tarihsel su §ebekelerine ili§kin uzun bir kataloga dayanarak sonuca varmak gerekirse, Osmanhlann çabalanm daha çok §ehir içme suyu üzerinde yogunla§tird1klan ve ancak 1 9 . yüz­ y1l sonlannda geni§ çapta geli§tirilen kirsal sulamayla olduk­ ça az ilgilendikleri sõylenebilir.8 Dahas1, sulanan arazilerin çok daha yüksek bir oran üzerinden vergilendirilmesi müm­ kündü; bunun amac1 belki de yeni su §ebekelerine õzel yatm­ m1 caydirmakti.9 Aksaray õrneginde, lakayt timar sahiplerinin bak1m için gerekli yat1nmlardan kaçmmalan nedeniyle, õnce­ ki sulama tesislerinin Osmanh yõnetimi altmda bozuldugunu gõrmekteyiz. Bir cografyacmm belirttigi gibi, titiz bir denetim olmad1gmda, bõlgenin agirhkh karstik topografyas1 genel­ de akarsulan emerek geride çogunlukla yetersiz, münferit ve mevsimlik su birikintileri birakir. 10 1 6. yüzy1l tahrirlerine bak1hrsa, Karaman'daki tanm im­ paratorlugun diger kesimlerine nazaran çe§itlenme yõnünde oldukça smirh bir degi§im geçirdi. Bir ara§t1rmada bõlge an­ lat1hrken, tereddütlü bir ifadeyle "tahllm neredeyse tek ürün oldugu, muhtemelen bir miktar hayvanc1hkla tamamland1g1" sonucuna vanhr. 1 1 Bõlge toprag1 oldukça verimli olsa da, bulgular sonuçta kõylülerin her zaman bu potansiyeli ortaya ç1karacak araçlardan yoksun olduguna i§aret eder. Çevresel, teknolojik ve ekonomik k1s1tlamalarla s1kl§an reayanm artan nüfus dogrultusunda üretkenligi yükseltmesi için çok az firsat ya da te§vik vard1.

8

9 10 11

Mehmet Bildirici, Tarihi Su Yapilan: Konya, Karaman, Nifjde, Aksaray, Yalvaç, Side, Mut, Süijke (Ankara: T. C . Baymdirhk ve 1skãn Bakanhg1, 1 994) . Beldiceanu, "Recherches sur la province de Qaraman" ve Erdogru, "Kara­ man Vilayeti Kanunnameleri. • Hütteroth, Laendliche Siedlungen, 2 1 . 1slamoglu ve Faroqhi, "Crop Pattems and Agricultura! Production Trends", 420. 1 57

OSMAN L l ' DA I SYAN I K L I M I

Bat1h ziyaretçilerin gõzlemleri bu sonucu destekler. Bõlge­ yi 1 550'lerde dola§an [Avusturya) sefiri Ogier Ghiselin de Bus­ becq beslenme üzerine §U yorumda bulunmu§tu: Türkler õylesine kanaatkâr ve yemenin zevklerini dü­ §ünmekten õylesine uzak ki, sofralannda ekmek, tuz, biraz sanmsak ya da bir sogan ve . . . yogurt dedikleri bir tür kesilmi§ süt olunca, daha fazlas1m hiç iste­ mezler. Bu bakimdan yiyecek ve içecek masraflan çok azd1r - o kadar az ki, ülkemizdeki bir adamm bir günde yiyecege harcad1g1 paranm bir Türk'ün on iki günde harcad1gmdan daha fazla oldugunu sõyleyebi­ lirim.12

Yakla§lk 400 yil sonra, lúr§ehir'de ya§ayan bir antropolog ben­ zer gõzlemlerde bulunacakti. 1 3 Onun tahminlerine gõre, verim düzeyi §ehir çevresindeki sulanan arazilerde hâlâ 1 .200 kilo/ hektar dolayindayken, kõy tarlalanndaki sulanmayan ara­ zilerde 700 kilo/hektar civanna inmekteydi. (Ekilen tohuma ili§kin Osmanh rakamlanm esas ahrsak ve verili bir yilda bir çiftte yakla§Ik 1 ,5 hektann ekildigini varsayarsak, 700 kilo/ hektar bize bire dõrde yakm bir verim oram verir.) Ovalarda­ ki kuru tarlalar iki yilda bir nadasa birak1hrken, daha yüksek kesimlerdeki tarlalann bazen üç-be§ yil arahks1z sürülmedigi olurdu. Sulama yap1ld1gi kadanyla basitti ve ürünü sulamaya oldugu kadar ta§kmlan õnlemeye de yõnelikti. Seki açma nadir gõrülen ya da hiç rastlanmayan bir yõntemdi. Tanm teknoloji­ lerinde yüzlerce ve belki de binlerce yildan beri hiçbir degi§im emaresi yoktu. Kurakhk ve mahsul k1thg1 kirsal kesimi her on y1lda bir vurarak, bunun yakm arahklarla iki ya da daha fazla sefer ya§anmas1 felakete yol açardi. Buna kar§ihk, 1 6 . yüzy1lda bõlge imparatorluktaki en h1zh nüfus art1§lanndan birine sahne oldu. Barkan'm Bõlüm 2'de aktanlan ilk tahminine gõre, Karaman'nm nüfusu 1 520'lere

12 13

E . Forster (ed.), The Turkish Letters ofOgier Ghiselin de Busbecq (Oxford: Clarendon, 1 927), 52-3. Ruben, Ki�ehir, bõlüm 3 , los1m A. 158

S I N I R DA K I D I YA R : KARAMAN VE LAR E N D E

Bir kurakhk mevsiminde Konya çevresindeki arazi yap1s1 (yazann çektigi fotograO .

k1yasla daha 1 570'lerde %80'lik bir büyümeye ula§t1; bu oran Anadolu'nun diger kesimlerinde %40-50 olan büyümenin nere­ deyse iki katiydi. 14 Bir uç õrnek vermek gerekirse, Erciyes Dag1 yõresi (Kayseri civan) l 500'den 1 584' e kadar %26 1 'lik bir büyü­ me gõsterdi; tek ba§ma son otuz yildaki artl§ iki katm üzerin­ deydi. Gõçler hiç ku§kusuz bir rol oynasa da, kõyler ve §ehir­ lerdeki art1§m dengeli olmas1, büyümenin büyük õlçüde dogal olduguna i§aret eder. 1 5 Dahas1, buradaki ve bõlgenin ba§ka ke­ simlerindeki büyümede, gõçerlerin iskân edilmesinin ve daha õnce hayvanc1hk yapllan yerlerin ekili alanlara, muhtemelen daha õnce çorak ve ormanhk arazilerin otlaklara çevrilmesi­ nin payi yüksekti. ômegin 1 575 tarihli Karaman kanunname­ sinde kaç yorügün Kayseri yakmmdaki arazilere yerle§tirildi­ gi ve yeni sicillere nasd reaya olarak geçirilecekleri belirtilir. 1 6 14 15 16

Barkan, "Research o n lh e Ottoman Fiscal Surveys." Jennings, "Population, Society, and Economy of lhe Region of Erciyes Dag1." Erdogru, "Karaman Vilayeti Kanunnameleri." 1 59

OSMAN L l ' DA I SYAN I KLIMI

Karaman tahrirlerinin incelenmesi 1 570'lere dogru artan baslan nüfus baslas1 ve h1zla azalan marjinal getiriler yõnün­ de bir izlenim verir. ôrnegin nüfusun h1zla artt1gi Erciyes Dag1 yõresinde birkaç yer, anla§1ld1g1 kadanyla yeterli bir tanmsal fazlayi korurken, digerlerinde ki§i ba§ma verim ancak geçim düzeyine indi.17 Ba§ka bir õrnek vermek gerekirse, Konya ova­ smdaki Ak§ehir civannda vergi mükellefi yeti§kin erkek sayis1 1 520'ler ve 1 580'ler arasmda iki kata yalan bir art111la 922'den 1 . 727'ye ç1karken, ekim alanlanm geni§letmeye dõnük çabalar yüzyilm SOOU itibariyle ba§ans1zhga ugraIDI§ gibiydi. uSOOUÇ­ ta, mevcut tanm arazilerini zorlayarak daha yüksek bir hasad1 elde etmeye çah§maktan ba§ka seçenek yoktu. Bu anlamda ba­ §an sadece vasat sayihrd1. Bugday hasad1 deger olarak yüzde 1 5 ,8, arpa hasad1 ise yüzde 22,3 oramnda artt1."18 Benzer bir kahbm gõrüldügü Konya yõresinde nüfus %80'i ai;; km bir oran­ da büyürken, genel tahil hasad1 art1§1 nadiren %25'i buldu.19 Yüzyilm ortalanndaki gõrece istikrardan sonra, §ehirde tah1l fiyat1 1 570'lerin ortalannda yükseli§e geçerek daha 1 590'lar­ daki krizden õnce birkaç misli artt1.20 Eyalet merkezine yakm yõrelerde mülklerin küçüldügü ve ki§i ba§ma g1da arzmm a­ zald1g1 benzer bir kahp ortaya ç1kt1; bu yõrelerin birçok sakini makul õlçüde geçimini saglayabileceginden daha az toprak ii;; ­ ler duruma dü§tÜ.21 Karaman kõylülerinden birçogunun, top­ rak sahibine mahsulden daha büyük pay veren ve muhtemelen genel vergi yükünü artiran umalikâne-divaní" sistemi çerçeve­ sinde çah§masmm da i§e yaramad1g1 sõylenebilir. 22 Merkezi idarenin 1 570'lerde Klbns'a gõçmen yerle§tirme çabalan, Karaman'm kõtü durumuna ili§kin ba§ka bulgu17 18 19 20 21 22

Jennings, "Population, Society, and Economy o f the Region o f Erciyes Dag1." Faroqhi, 7bwns and Townsmen, 1 96- 7. Age., 200. Age., 208 - 1 0. Ôrnegin Suraiya Farõqhi, "The Peasants o f Saideli i n the Late Sixteenth Century", Archivum Ottomanicum 8 ( 1 984) : 2 1 5-50. Karaman bõlgesinde malikâne-divani sisteminin i§leyi§i konusunda daha geni§ bilgi için bkz. Suraiya Faroqhi, "The Tekke of Haci Bekta§: So­ cial Position and Economic Activities". Intemational Joumal of Middle East Studies 7 ( 1 976) : 1 83 - 208. 1 60

S I N I RDAKI D I YAR : KARAMAN VE LAR E N D E

lar sunar. II . Selim 1 570'de adayi ele geçirdikten sonra, Orta Anadolu'nun, õzellikle de Karaman'm fazla nüfusundan kurtul­ ma firsatm1 kaçirmadi.23 Merkezi idare 1 57 1 dolaylannda Ka­ raman kadtlanna gõçmenlerin adaya gidi§ine izin vermelerini bildirdi;24 birkaç ay sonra ba§ka bir emir õzellikle Konya, Laren­ de, Kayseri ve Nigde kadtlanna, ba§ta topraks1z zanaatkârlar olmak üzere daha fazla gõçmen gõnderme ve vergi muafiyetleri tanmacag1 vaadinde bulunma talimatm1 verdi. 25 Klsa bir süre sonra Karaman, Anadolu, Rum ve Zülkadriye eyaletlerine Klbns çiftliklerinin nimetlerini õven ve gõnderilecek yeni gõçmenle­ rin bir dõkümünü veren daha kapsamh bir emir gõnderildi: . . . sa'b u sengistân [s arp ve ta§hk] yirlerde mütemek­ kin [yerle§mi§] olup bir husüsda muzâyakalan [dar­ hklan] olan re' âyây1 ve re' âyâ arasmda §irret ü § ekâ [§irretlik ve alçakhk] ile ma'rüf olanlan ve vilâyet tahririnde yazllmayup kalan re' âyâ ve re' âyâ ogullan ve sonradan âhar yirden [ba§ka yerden] gelüp mü­ tevattm olanlan [vatan tutanlan] ve kendülerin[in] yirleri olmayup ücret ile yir tutan re'âyâyi vakt-i medideden [uzun zamandan] berü yaylak u [ve] bâg u bâgçe ve yir da'vâsm idüp [yer davas1 edip] aralan fasl olmayup [düzelmeyip] nizâ' [çati§ma] üzre olan­ lan ve ehl-i karyeden [kõy halkmdan] olup yirlerin ve yurtlann b1ragup kasabât u § ehrlerde mütemekkin olanlan [yerle§enleri] ve'l-hâsll eger kasabât ve eger kurâ ve §erhlerde bikâr olup [i§siz] i§i gücü olmayup gündelik eyleyenlerden [gündelikçi olanlardan] ve §ehr ü kasabâtda s âkin olan erbâb-1 h1ref [zanaatkâr]

ve ehl-i sanây1' den [s anat sahiplerinden] . . 26 .

Buradaki ima sadece bõyle ki§ilerin çoklugu degil, buluna­ bilecekleri en uygun yerin yan kurak ku§agm zor durumda­ ki eyaletleri olduguydu. Nitekim tç Anadolu'da da çogunlugu topraks1z ve aylak olmak üzere yakla§ik 20.000 ki§i adaya gõç 23 24 25 26

IWms'a gõçmenlerin yerle§tirilmesine ili§kin daha geni§ bilgi için bkz. Faroqhi, Tuwns and Tuwnsmen, 282-4 ve Gümü§çü, "Internai Migrations." MD 1 2/302. MD 1 0/378-79. MD 1 9/669. 161

OSMAN L l ' DA I S YAN I K llMI

ettirildi; ancak bunun nüfus baslas1 üzerinde belirgin bir et­ kisi olmadi. 27 Bõlge içinde de, õzellikle kõylülerin arazi ya da i§ için yurt­ lanndan aynh§1yla gõç h1zland1. Ústelik çiftliklerini kaybe­ den kõylüler yakm kasabalara yõnelirken, kasabahlar denkle­ rini toplayip yalan §ehirlerin yolunu tuttu ve baz1 §ehirliler Konya'ya ya da ístanbul'a gõç etti.28 tstanbul'daki imar i§le­ riyle ilgili yevmiye defterlerinde õzellikle Kayseri'den gelmi§ i§çilerin agirhkl1 bir yer tuttugunu gõrmekteyiz.29 Ba§ka bel­ geler Karaman'm suçlarda ve e§kiyahkta da yüksek bir paya ula§tigma i§aret eder. ôrnegin Ak§ehi:r3º ve Afyon31 1 570'lerde sohtalann hedefleri haline geldi ve Ak§ehir 1 583- 1 584 seferi sirasmda patlak veren genel kanunsuzluk dalgasmda e§klya­ hktan magdur oldu.32 Bu arada Larende Toros Daglan'ndan gelen e§klyalann ve yagmac1 a§iretlerin bir hedef tahtasma dõnü§tü.33 �iddetin en tedirgin edici belirtisi ise, 1 584 tarihli bir belgede anlat1ld1g1 üzere, 70-80 athdan olu§an bir çetenin eyalet boyunca kõy kõy dola§arak talana giri§mesiydi.34 Bõyle saldmlar henüz seyrek olmakla birlikte, Küçük Buzul Çag1 kri ­ zinde ya§anacak olaylann bir habercisiydi.

Larende Zamanla Celâli tsyam'nm merkez üssüne dõnü§ecek olan La­ rende, nüfus baslasmm ve baglant1h sorunlann en kõtü so­ nuçlanna sahne olan yerlerden biriydi. Konya Ovas1'mn güney kenannda ve Toros eteklerinde yer alan bu kasaba küçük ç1kmt1h bir tepede kurulu Karaman Kalesi'ni çevrelemekteydi. Yõrede yerle§imin ba§lang1c1 Neolitik Çag'a kadar inmektey27 28 29 30 31 32 33 34

Gümü�çü, "Internai Migrations", 242.

Age. Jennings, "Population, Society, and Economy of the Region of Erciyes DaAt." MD 1 2/925. MD 1 0/37. MD 44/434. MD 1 0/48 ve MD 1 0/ 1 73 . M D 53/250. 1 62

S I N I R DA K I D I YA R : KARAMAN VE LAR E N D E

d i v e bizzat kasabamn Tunç Ç ag1'ndaki HLaranta" adh Hitit kalesine kadar uzanan bir tarihi vardi. Daha sonralan aym yerde Frig ve Bizans yerle§meleri kuruldu. Karamanhlar da kasabayi ilk ba§kent olarak seçti. Kuru ekime elveri§li alanla­ nn smirh olmas1 nedeniyle, di§andan nüfus aki§ma ragmen yerel beldeler genellikle yüzyillar boyunca hep aym yerlerde kuruldu. Larende yõresiyle ilgili 1 6 . yüzyil Osmanh tahrirle­ rinde kayda geçirilen 1 94 kõyden 1 65'ini bugün bile saptamak mümkündür,35 hem de yõrenin Küçük Buzul Çag1 krizinin en feci §iddet ve kaç1§ olaylanndan bazllanna maruz kalmasma kar§m. Toprak bereketlidir ve b\lgün de bugdayla birlikte diger temei g1da ürünleri yogun olarak ekilmektedir. Ne var ki, mo­ dem Türk tanmma damgasm1 vuran yogun sulamamn ve boi gübre kullammmm uygulanmad1g1 Osmanh dõneminde arazi­ ler çok farkh bir gõrünüm ta§1m1§ olsa gerek. Yllhk ortalama yag1§ ancak 340 milimetre oldugundan, hububat aç1smdan gü­ venilir kuru tanm e§igi zar zor geçilmekteydi. Larende, Karamanh hnparatorlugu'nun merkezi oldugu dõnemde idare ve kara ticareti aç1smdan õnemli bir odakti. Karamanh ba§kentinin 14. yüzyilda Konya'ya ta§mmasmdan soara bile õnemini korudu ve õzellikle Timur'un 1 402'de Sul­ tan Bayezid'i yenilgiye ugratmasmm ardmdan Karamanh ha-

Karaman Kalesi'nden Toros eteklerinin manzaras1 (yazann çekti� foto�afl.

35

Gümü§çü, Tarihi Co{Jrafya, 48-55. 1 63

OSMA N L l ' DA ISYAN IK LIMI

nedamnm dirildigi 1 5 . yüzy1lda geli§ti. Ancak Osmanh fethiyle birlikte ba§hca Dogu-Bat1 ticaret yollannm ve idare merke­ zinin kuzeydeki Konya'ya kaymas1, Larende'yi geçici bir eko­ nomik gerilemeyle kar§I kar§1ya birakt1. Osmanhlann 1 570'te Klbns'1 fethetmesi, adayla ticaretin ana limam Silifke'ye giden yol üzerindeki Larende'nin eski konumuna yeniden kavu§ma­ sm1 saglad1. �ehrin toparlanmas1yla birlikte, çevrede iskân ge­ ni§ledi ve yõrenin nüfusu h1zla yükseldi. 1 6. yüzyll sonlanna vanld1gmda, Larende sancag1 imparatorlukta en agir nüfus bask1sma maruz kalan yerler arasmdayd1. 36 Sancagm nüfusu l 500'den 1 584' e kadar yakla§1k üç kat artt1 ve yüzy1l ikinci yansmda % l 'in üzerinde y1lhk büyümeyi sürdürdü. Bu arada ekim alanlannm pek geni§lememesi, arazi sahipliginde muazzam bir daralma yaratt1. 1 6. yüzy1lda vergi mükellefi yeti§kin erkekler arasmda tam çifte sahip olanlann say1s1 905'ten 309'a inerken, yanm çifte sahip olanlann sa­ y1s1 2 . 200-2 . 300 arasmda bir seyirle a§ag1 yukan aym kald1. ôte yandan, yanm çiftten az araziye sahip olanlar ("bennak'1 482'den 3. 786 gibi dikkat çekici bir say1ya ula§tl; bekâr ve top­ raks1z erkek ("caba " ve "mücerred'1 say1s1 ise 1 500'de 800 iken, 1 584'te 4.400'ü a§tI.37 Bõylece vergi mükellefi ba§ma tah1l üre­ timi üçte ikiden fazia bir dü§Ü§ gõsterdi ve õzellikle bugdayda a§m aç1klar ortaya ç1kt1. 38 Aym dõnemde Larende kasabas1 da çevredeki kirsal ke­ simden sürekli bir topraks1z gõçmen akmma ugrad1.39 ústelik sancagm Toros Daglan'nm eteklerinde yer almas1, dõnemin belgelerinde "çetin ve ta§hk", iskân ve tanm alanlan yetersiz bir yõre olarak nitelendirilen engebeli !çel'den gelen gõçmen­ ler için bir van§ yeri olmasma yol açt1.40 Daha õnce belirtildigi

36

Bõlgenin tarihi ve cografyas1 için bkz. Gümüi;çü; Tarihi Cografya, 1 5-47 ve A. de Groot ve J. Rogers, "Laranda", Encyclopedia of Islam Online, ed. P. Bearman, http://www.brillonline.nl.

37 38 39 40

Gümü§çü, Tarihi Cografya, 202-3. Age., 1 84. Gümü§çü, "Internai Migrations in Sixteenth Century Anatolia." GümܧÇÜ, Tarihi Cografya, 1 87-8. 1 64

S I N IRDA K I D I YAR: KARAMAN VE LARE N D E

Larende'de (§:imdiki Karaman) bir Karamanh camisi (yazann çektigi fotograf).

gibi bu yõrenin e�k1ya baskmlannm bir kaynag1 olmas1, Larende'nin ve Silifke limanmm sorunlanm art1rd1.41 Toros Daglan'ndan gelen gõçmenler 1 590'lardaki kriz sirasmda C elâli tsyam'nm patlak vermesinde de bir rol oynayacakt1.

Merkez ve Çeper 1 6 . yüzy1ldan kalan belgeler, Karaman eyaletinin cografi ve idari anlamda Osmanh 1mparatorlugu'nun merkez bõlgesi içinde kald1gm1 aç1k seçik gõsterir. S1kça düzenlenen tahrirler 41

MD 7/ 1 752. Bkz. Bõlüm 3'te k1thk ba§:hg1. 1 65

OSMAN L l ' DA I SYAN I K L I M I

ve sava§ dõnemi yükümlerine dair matrahlar, õzellikle sava§ dõneminde imparatorlugun mali ve lojistik ihtiyaçlanm kar§l­ lamak üzere rutin olarak ba§vurulan on küsur eyalet arasm­ da yer ald1gma i§aret eder. Dahas1, askeri sefer hazirhklanna ili§kin padi§ah emirlerinde, Iúbns'a yakmhgm da küçümsen­ meyecek payiyla, Karaman sipahilerine bir dizi vesileyle degi­ nildigini gõrmekteyiz. Bu õnemli aç1lardan Karaman õzellikle Kürdistan, Arnavutluk ya da Iúnm gibi uzak ya da õzerk bõl­ gelerle kar§lla§tmld1gmda, imparatorluk merkezinin parças1 say1lmay1 hak eder. Ne var ki, imparatorlugun birçok kesimi gibi Karaman da Osmanh imparatorluk ekolojisindeki rolü itibariyle daha çe­ perde yer ahyordu. !mparatorlugun Nil ya da Tuna kadar s1k1 denetimine degecek õlçüde õnemli bir tedarik bõlgesi düzeyine asla ç1kmad1g1 kesindi. Diger kesimlerin mahsulleri üzerinde E dime, Bursa ya da bizzat payitaht kadar geleneksel hak iddi­ asmda bulunabilecek bir bõlge de degildi. Ara sua imparator­ lugun tah1l. et ya da diger temel mallara dõnük talebi di§mda, eyaletin çogunlukla kendine yeterli olmas1 beklenmekteydi; karayla çevrili konumu bu kendine yeterliligi peki§tiren bir etkendi. Kara yoluyla sevkiyatm yüksek maliyeti nedeniyle Karaman'm imparatorluk ia§esine katk1s1 çogunlukla yüksek pahadaki mallara ve ta§1nmas1 kolay mallara dayamrd1. tlk kalem içinde güherçile muhtemelen en õnemli mald1; çünkü barut yap1mmda kullamlan hayati bir bile§endi ve besbelli ki Karaman en kritik tedarik alanlanndan biriydi.42 Havaleli mal­ larda Karaman'm ba§hca katkls1 me§hur daghç koyunuydu. Daha õnce deginilen [Avusturya) sefiri Busbecq, bu ah§llma­ m1§ cins kar§ismdaki §a§klnhgm1 §Õyle ifade etmi§ti: Bu diyarda aynca her biri üç ya da dõrt, hatta bazen sekiz ya da on libreyi bulan dolgun ve agir kuyruklu koyun cinsine s1khkla rastlamyor (dogrusu sürülerde õbür cinsler pek yok gibi) . Ya§h koyunlarda kuyruk 42

Bkz. Bõlüm 1. Karaman'm güherçile saglamasmm õmekleri için bkz. MD 1 2/800- 1 0. 1 66

S I N IRDAKI DIYAR: KARAMAN VE LARE N D E

Daghç Karaman koyunu (yazann çektigi fotograf). bazen õylesine büyüyor ki, iki tekerlekli küçük bir el arabasma konuluyor; bõylece koyun art1k ta§1yama­ d1g1 kuyrugu pe§inden sürükleyebiliyor. Buna belki inanmayacaks101z , ama sõylediklerim basbayag1 ger­ çek. B õyle kuyruklann saglad1klan yag aç1smdan i§e yarad1g1 inkâr edilemezse de, etinin geri kalan k1sm1 bizim koyun etinden daha kart ve daha az lezzetli

gi­

bi geldi b ana.43

Ashna bak1hrsa, günümüzde koyun esas olarak yün ve kuzusu için yeti§tiriliyor; Konya'nm §imdiki koyun yeti§tiricilerinin bana anlatt1gma gõre, koyun eti nispeten ucuz ve dü§ük kali­ teliymi§. Her ikisi de 1 6 . yü'zyI.l Anadolu'sunda pek kullamlma­ yan zeytinyag1 ve ayçiçekyag1, yemek pi§irmede çoktan kuyruk yagmm yerini alm1§. Osmanh dõneminde ise bu koyunlar et ve yag için yeti§tiri­ liyor ve 1stanbul' a epeyce yüksek say1da koyun gõnderiliyordu. Payitahtm ve ordunun et tedarikinde Tuna ba§ta gelen kaynak olsa da, Orta ve Dogu Anadolu da bazen on binlerce koyunla katk1da bulunuyordu. Bunun büyük k1smm1 gõçer ya da yan 43

Forster (ed.), Turkish Letters, 46-7. 167

OSMAN L l ' DA ISYAN I K L I M I

gõçer Tiirkmenler saghyordu. ôrnegin 1 57 l 'de bu a§iretlerden vergi olarak istenen koyun sayis1 60.000'di;44 bu belki o yillar­ daki en büyük katkl olmakla birlikte, Bogdan ve Eflâk'm dü­ zenli olarak sagladig1 200.000 küsur ba§tan hâlâ çok dü§üktü. Karaman reayas1 da sava§ dõneminin olaganüstü vergileri ve zoraki ahmlan çerçevesinde gerek celep gerekse siradan vergi mükellefi olarak katk1da bulunan kesimler arasmdaydi. Yine 1 57 l 'de !çel sancakbeyinin yazd1g1 bir tezkerede, Larende'deki çok zengin bir tefecinin 50.000 koyun kotasm1 yerine getireme­ mesinden §ikâyet edilir; bõlge için belgelerde saptayabildigim en yüksek say1 aç1k arayla budur.45 Ne var ki, sõz konusu y1hn hem bõlge hem de Osmanh te­ darikindeki rolü aç1smdan bir dõnüm noktas1 oldugu sõyle­ nebilir. Klbns seferi besbelli ki Karaman'm kaynaklanm ala­ bildigine zorlam1§tL S1kmt1ya dü§en tek ki§i, 50.000 koyunu saglayamayan talihsiz celep degildi. !mparatorluk Karaman'da arpa ve un dâhil bir dizi mal için sava§ dõnemine õzgü olaga­ nüstü katkilar belirlemi§ti46 ve eyalet anla§ild1g1 kadanyla ko­ tay1 dolduramam1§tL O y1l idareciler padi§ahtan en sert azan yedi: "�õyle ki; bir dah1 ol cânibden hükm-i hümâyün yazilup bir nesne taleb olunup ihmâlinüz arzoluna [gõrüldügündel . azl ile komlmayup [azil ile yetinilmeyip) e§edd-i uktlbet ile mu'âkab olmanuz mukarrerdür [agir cezalara çarpt1nlmamz kararla§t1nlm1§t1r) ."47 Ímparatorlugun talebini kar§ilamada bõyle aksakhklar az rastlamr bir durum degildi; ama bu olayda padi§ahm tehdidi­ nin §iddeti istisnaiydi. Dahas1, kar§l koyu§un getirdigi sonuç bu sefer neredeyse emsalsizdi. Ayn1 y1l padi§ah eyaletten ko­ yun talebini basbayag1 iptal ederek, bunun yerine K1bns seferi için okçular gõnderilmesini istemeye karar verdi.48 Hatta bir padi§ah emriyle Konya-Silifke yolundaki (yani K1bns'a git44

MD 1 2/927.

45

MD 1 21334. Burada sõzü edilen celep anla§1lchg1 kadanyla bõlgenin namh tefecilerinden ("ribahor'1 biriydi. Bkz. Akdag, Celâli lsyanlan, 37. MD 1 2/397 ve MD 1 2/5 1 7 . MD 1 2/409. MD 14/365.

46 47 48

1 68

S I N I R DA K I D I YA R : KARAMAN VE LAR E N D E

roekte olan) koyunlann sahiplerine iade edilroesi bildirildi.49 1mparatorluk gõrevlileri ile Kararoan ahalisi arasmda neler geçtigini taro saptayamazsak da, yerel kuvvetlerin iroparator­ luk taleplerine ba§anyla direndigi sõylenebilir; bunun ardm­ da yatan, belki de her §eyden õnce taleplerin gerçekçi olroaya­ cak kadar yüksek olroas1yd1. Olaym õneroi abartllroaroahdir. Bir kere, belgelerin tarihi taro aç1k degildir.50 O yll, günüroüze ula§an kay1tlann aç1ga vurmad1g1 ba§ka etk�nler pekâlâ devreye girmi§ olabilir. Yine de bu belgeler imparatorluk taleplerinin payitaht ve eyaletler arasmda gerginlik yarat1p yaratroad1g1 ve bõyle bir §eyin nas1l ortaya ç1kt1g1 gibi õneroli bir soruyu gündeme getirir. Karaman gibi baz1 eyaletlerin yakm dõneme kadar Osmanh yay1lmasma direnmi§ bag1ms1z beylikler oldugu gõz õnünde tutulunca, so­ run daha kapsamh bir boyut kazamr. Orta Anadolu'nun Türk hanedanlan, kültür bak1mmdan õnemli ortak yanlanna kar§m Osmanh Ímparatorlugu'nun (ve hele Türkiye Cumhuriyeti'nin) atalan degil ayn devlet yapilanydi.51 Osmanh tarihyaz1m1 son y1llarda, õzellikle Türk zulmüne dair Arap ve Balkan efsaneleri konusunda milliyetçi õnyargllanmn birçogunu 8§ID1§ durum­ dadir. Buna kar§ihk, §imdiki Türkiye topraklan aç1smdan, Ce­ roal Kafadar'm ba§ka bir baglaroda belirttigi gibi, "[Osinanh uzroanlannm) §Ovenist olroayan çah§roalanmn bile temelinde yatan sürekli bir ulusal kimlik, dogrusal bir ulusalhk ya da ulusal õz varsay1m1" çogu kez sürmektedir.52 Burada amaç Osmanh baglaromda ulusal kimligi ele al­ mak degildir. Úzerinde durdugumuz konu aç1smdan õnemli olan nokta, bu varsay1mlann Osmanh geli§imine ili§kin ah� 49 50

51 52

MD 1 4/ 1 67 . Mühimme defterlerindeki emirler fiilen verildikleri y a da gõnderildik­ leri günün tarihini degil, kayda geçirildikleri günün tarihini ta§Irlar. Ancak her iki tarihin bildigimiz õrneklerde, çok farkh olmalan nadiren gõrülen bir durumdur. Bu soruna ili�kin daha geni§ bilgi için bkz. Uriei Heyd, Ottoman Documents on Palestine 1552-1615 (Oxford: Clarendon, 1 960) , giri§ bõlümü. ôrnegin bkz. Cahen, Pre-Ottoman Turkey, 36 1 . Gemai Kafadar, Between 7Wo Worlds (Berkeley: University of California Press, 1 995), 26. 1 69

OSMA N Ll ' DA I SYA N I KLIMI

§ilmu1 anlat1yi §ekillendirmi§ ve belki de tarihçilerin õzellikle Anadolu'da merkezin taleplerine kar§l yerel direni§in rolünü gõrmelerini engellemi§ olabilecegini kavramaktir. Osmanh e­ yaletlerindeki siyasal fikirler ve faaliyetler §imdiye kadar kla­ sik çag tarihçilerinin ilgisini çok az çekmi§tir. Agirhkh olarak imparatorluk merkezinden gelen kaynaklanm1zm mahiyeti Karaman gibi yerlerdeki bag1ms1z geli§meler konusunda ço­ gu kez bizi kafa kan§1kl1gma sürükler. Kls1m II'de gõrecegimiz üzere, payitaht ve eyaletler ile merkez ve çeper bõlgeler ara­ smda ekolojik baskilann ag1rla§tird1g1 bu temel gerginlik, 1 6 . yüzyil sonlanndaki krizin nasil patlak verdigini anlamam1z için bir anahtar saglayabilir.

Sonuç: Karaman ve Ísyan Íklimi Karaman'm tarihi klasik Osmanh imparatorluk ekolojisinde­ ki en s1kmt1h zaaflan gõzler õnüne serer. Eyaletteki ko§ullar 1 6 . yüzyil sonlarmda en iyi yakla§1mla zorlu, en kõtü yakla­ §Imla tehlikeli say1hrdi. Nüfus bask1s1 eyaletin zaten zay1f ekolojik kapasitesini a§md1rm1§tl. B asit tanmsal teknikler ve verimi dü§ük, yan kurak ekili alanlar eyaleti en ufak iklim dalgalanmalarmdan etkilenmeye aç1k hale getirmi§ti. Karay­ la çevrili bu bõlge hâlâ canh hayvan saglamak zorundayd1; ama zor zamanlarda di§andan gelen tah1lla ia§e aç1gm1 ka­ patamayacak kadar ücraydi. Yoksulluk ve topraks1zhk kirsal kesim boyunca kasabalara ve §ehirlere gõç eden çaresiz in­ sanlardan olu§an istikrars1z bir sm1f dogurmu§tU. Ku§ aklar geçmesine ragmen, Karamanh bag1ms1zhk ve direni§ gele­ negi derinlerde varhgm1 sürdürüyordu. Bu etkenlerin hepsi Küçük Buzul Ç ag1'nda isyan ve krizin patlak vermesiyle bir araya gelecekti.

1 70

Klsrm I Íçin Sonuç: Bütünsel Bir Bakl§la Osmanh ímparatorlugu'nun Ekolojisi Osmanhlar aç1smdan 1 57 1 bem Osmanh tmparatorlugu eko­ lojisinin zirvesini bem de krizin ilk belirtilerini gõrebildigi­ miz bir y1ld1. tmparatorlugun arazi ile kaynak yõnetimi ayn1 yil bir donanmay1 yeni ba§tan kurma ve tnebabt1'daki felaket­ ten askeri zaferle ç1kma gibi mütbi§ bir i§i ba§ardi. Osmanh iskãm ile nüfusunun sürekli ilerlemesi, araziler ile mallann Avrupa'daki en büyük §ebri ve en güçlü orduyu ayakta tut­ maya yetecek õlçüde imparatorluk denetimi altma almmas1m saglami§tl. Kuzey Avrupa'ya ya da Çin'e k1yasla ekonomisi nispeten azgeli§mi§ ve topraklan seyrek nüfuslu olsa da, Os­ manh biç ku§kusuz art1k büyük dünya imparatorluklan safla­ rmdayd1 ve büyümesi neredeyse õnüne geçilemeyecek §ekilde sürmekteydi. Ôte yandan, baz1 Osmanh bõlgelerinde sava§ dõnemi talep ­ lerini kar§ilamanm güçlükleri gõrülmeye ba§ladi. Nüfus artl§l imparatorluk aç1smdan bem iyi bem de kõtü sonuçlar dogur­ du; çünkü azalan marjinal getirilere bagh olarak mevcut kay­ nak fazlas1 küçülmeye yüz tuttu. Yan kurak topraklar diger­ lerinden daba fazla s1kmt1ya dü§tü; Karaman eyaleti belki de bu bõlgelerin en ba§ta geleniydi. Tekrarlanan klthk, salgmlar, e§kiyahk ve sürekli sefer gerginligi, Osmanhlann insan ile do­ gal kaynak yõnetimindeki zaaflanm aç1ga ç1karmaya ba§lad1. Baz1 baklmlardan bu sorunlann s1rf Osmanh tmparatorlugu'na õzgü oldugu pek sõylenemezdi. Nüfus bas­ k1s1, dogal afetler ve sava§m getirdigi yükler 16. yüzyil sonlan Avrasya'smm bütün büyük devletlerini etkiledi. Dabas1, yük­ selen giderler ve t1rmanan enflasyonla belirlenen bir çagda bu devletlerin bepsi tedarik, õzellikle askeri tedarik güçlükleriyle kar§Ila§ti. Ancak Osmanh tmparatorlugu ekolojik ko§ullanyla baglant1h olarak olaganüstü zorluklarla kar§l kar§iya kald1. Payitabtmm, ordusunun ve donanmasmm muazzam büyük­ lügü, imparatorlugun kapsamh kaynak yõnetimi sistemlerini daha agir bir yük altma soktu. Nüfusun artmas1yla birlikte, Yakmdogu topraklannm tanmda yogunla§ma için nispeten az firsat sunmas1 ve Osmanhlann iskãn için yeni uç bõlgelerden 171

O S MA N L l ' DA ISYAN IK LIMI

yoksun olmas1, topraks1zhk ile kaynak s1kmt1s1 sorunlanm h1zland1rdi. Yakmdogu'nun salgmlar ile iklim dalgalanmalan­ na, õzellikle §iddetli soguk ile kurakhk dõnemlerine son derece duyarh oldugu da ortaya ç1kt1. Bütün bu sebeplerle Osmanh tmparatorlugu Küçük Buzul Ç ag1'nm ba§lamas1yla birlikte krize dü§en ilk ülkeler arasmda yer alacakti. Kaçmilmaz bir gerileme sürecine girmese de, im­ paratorlugun yoksulla§an kõylülerinin imkânlanm zorlayan periyodik dogal afetlerden ve sürekli sava§tan bir süre uzak kalmaya ihtiyac1 oldugu apaç1kti. K1sa bir ban§ firsatmm ç1kt1g1 1 580'lerin sonlannda, bõyle bir soluklanmaya nihayet geçilecekmi§ gibi gõründü. Ne var ki, Osmanhlarm sava§ için tekrar yola dü§tügü 1 593 'te, imparatorlugu neredeyse y1k1mm e§igine getirecek olaylar zinciri art1k ba§lam1§tl.

1 72

KISIM II

K Ü Ç ÜK B U Z UL ÇAGI KRiZi

K1s1m II Íçin Giri§: Ístanbul Bogaz1'mn Donmas1 �ubat l 62 l 'de1 vakanüvis !brahim Peçevi bir "nadir vak' a" gõz­ lemledi. 1stanbul Bogaz1 birkaç gün boyunca toplanan buzlar­ dan sonra tamamen donmu§tu.2 Avrupa ve Asya'y1 ayiran dar

2

Tam gün muhtemelen 9 �ubat't1; çünkü olay1 tasvir eden Venedik mek­ tubunun ta§1d1g1 tarih ve Naima, Kâtip Çelebi gibi sonraki vakanüvisle­ rin verdigi tarih budur. Ne yaz1k ki, Osmanh gõrgü tamklannm her üçü de sadece gene! bir ifadeyle H. 1 030 ( 1 620/2 1 ) ki§mdan sõz eder. Aynca bkz. William Griswold, "Climatic Change: A Possible Factor in the Social Unrest of Seventeenth Century Anatolia", Humanist and Scholar: Essays in Honor of Andreas Tietze, ed. H. Lowry ve D. Ouataert (Ístanbul: Isis, 1 993), 33. Tarihsel çaglarda kayda geçmi§ huna benzer en az bir olay vardir: Bi­ zans vakanüvisleri Mô 763-764 ki§mda Karadeniz'den gelen büyük buz aki§lannm Bogaziçi'nden geçip Konstantinopolis surlanna çarp1§m1 gõzlemlemi§ti. Bkz. I. Telelis ve E. Chrysos, "The Byzantine Sources as Documentary Evidence for the Reconstruction of Historical Climate", European Climate Reconstructed from Documentary Data: Methods and Results, ed. B. Frenzel (Stuttgart: Fischer, 1 992). Diger olas1 õrnek­ leri aktaran bir kaynak için bkz . Y. Vural vd., "The Frozen Bosphorus and Its Paleoclimatic Implications Based on a Summary of the Histori1 73

OSMAN L l ' DA I S YAN I KL I M I

su §eridini kaplayan buz kõprüsü, lasa bir süre için iki k1tayi ve imparatorlugun iki yansm1 birle§tirdi. Peçevi bu olayin am­ sma, o yil yazllmI§ bir §iiri aktardi: Emr-i Hak ile Sta[n]bul'da olan kl§ bu sene Belki dünya durah olmad1 bir bõyle §itâ Üsküdar ile Stanbul dondu, derya kurudu Her gõren kimse sanurdu deniz olmu§; Sahra Bunu kim gõrdü ki deryada buzun üstünde Kara yer gibi gider niceleri bi-perva . . 3 .

Ba§ka bir gõrgü tamg1 olan vakanüvis Hasan Beyzâde ise ola­ yin daha kasvetli bir tasvirini kaleme aldi. Deniz buzlannm !stanbul'un ia§esini nasll engelledigine dikkat çekerek, payi­ tahtta o ki§ ya§anan k1thga ve s11antiya odakland1: Nebeviyye-i Mustafaviyye'nün Ve Hicret-i [Peygamber'in hicretinin) bin otuz senesinde [1 620/ 1 M.], bir vechile, §iddet-i §itâ oldi ki [õyle ki kl§ §id­ detli oldu), Halic-i Kostantiniyye, müncemid olup [donup), sefinesüz [gemisiz) buz üzerinden Üsküdar'a ve Galata'ya ve Kas1mpa§a'ya nice âdem piyâde geç­ mi§dür ve belde-i mezbürede [burada), bir kaç merd, §iddet-i berdden müncemid ü [sogugun §iddetinden) helâk ve âge§te-i berf ü hâk olup [kar ve topraga bu­ larup) ve kaht u galâ istilâ idüp [kithk istila edip), bir dirheme bir nân [ekmek] alan[m) , azim §âdmân [mut­ lulugu büyük) olurdi. Bu kaht-1 âzime [büyük klthga) sebep, incimâd-1 bahrle [denizin donmas1yla) Yõros­ kal'as1 kurbmda olan [Yoros kalesi yalamndaki) 1sken­ der-bogaz1 kapanup Bahr-1 siyâh'dan [Karadeniz'den) berüye sefâ'in gehnekden kalup [gemiler gelemeyip), Akdeniz'den dah1 1stanbul semtine bir klt'a sefine vâsil olmamagla, hiç ferd [kimse), 1stanbul'a zahire getürmege kâdir ohnayup, mevcüd u [ve) hâz1r olan zahâ'ir [zahireler) gibi, dükenmekle, bõyle olm1§ idi.4

3 4

cal Data", The Black Sea Flood Question: Changes in Coastline, Climate, and Human Settlement, ed. V. Yanko-Hombach vd. (Dordrecht: Springer, 2007). Peçevi Tarihi, 459. Hasan Bey-Zâde Târihi, 928-9. 1 74

K Ü Ç Ü K B U Z U l ÇACI K R I Z I

Buna kar111hk, 2007 gibi yakm bir tarihte yayimlanan Camb­ ridge History of Turkey kitabmda, tstanbul Bogaz1'mn don­ masmm "rivayet edilen bir olay" ("so-called event") diye ge­ çi§tirildigini gõrmekteyiz. 5 Aslma baklhrsa, olaym gerçek olduguna inanmak için her türlü sebep vardir. Her iki vaka­ nüvisin, muhtemelen olaym gõrgü tamg1 olmanm õtesinde o kl§1 kesinlikle ya11am111 bir ístanbullu okur kitlesi için yazd1g1 aç1ktir. Bu insanlar Bogaziçi'nde hayal ürünü bir donma ola­ yimn aktanh11ma herhalde gülerdi. Dõnemin vakanüvislerin­ den Hüseyin Tugi'nin günümüze ula11an bir anlat1m1 vardir;6 aynca dõnemin Venedik sefiri Almoro Nani bir mektubunda, o ku� §ehri tutsak alan inamlmaz soguga ve karlara ili§kin yürek parçalayic1 bir anlat1mla birlikte olayi tasvir eder.7 Üstelik o y1llardaki §iddetli sogugun, bugün inanmamn safhkm1§ gibi gõrünecegi tek õrnegi bu degildi. "Küçük Buzul Ç ag1" olarak amlan dõnemde Thames Nehri'nin kaskat1 donmas1yla Lond­ rahlarm buz üstünde panay1rlar ve 11enlikler düzenledigi y1l­ lar ve Macar ovasmda ordulann Tuna üstünde yürüyerek gidip geldigi mevsimler vardi. Yüz yil kadar sonra "Dort Mevsim" ad­ h eserinin k1§ konçertosunu bestelerken, Antonio Vivaldi'nin akhndan geçen 11ey Küçük Buzul Ç ag1'nm ikinci evresinde ger­ çekten ya11anm111 1 708- 1 709 k1111ydi. O hava ko11ullannda Vene­ dik lagünlerini õylesine kahn bir buz tabakas1 kaplam111t1 ki, eglence dü§künleri kanallarda patenle kayiyordu.8 Bu kitabm Giri§ bõlümünde anlat1ld1g1 üzere, Küçük Buzul Çag1 küresel bir olayd1; Ç in'de Ming hanedammn y1k1h111m h1zland1rm111 ve 5

6

7 8

Wolf-Dieter Hütteroth, "Ecology of the Ottoman Lands", The Cambridge History of Turkey, e. 3, ed. S. Faroqhi (New York: Cambridge University Press, 2007) , 1 9-25. Bkz. Fahir tz, "XVII. Yüzy1lda Halk Díli ile Yaz1lm1§ Bir Tarih Kitab1: Hü­ seyin Tugi 'Vak'a-i Sultan Osman Han'" (bundan sonra "Tugi/Íz"), Türk DUt Ara�t1rmalan Y1U1!J1 Belleten ( 1 967): 1 1 9-55, 1 42-3. A.S. V. Dispacci-Costantinopoli 90 (9 �ubat 1 6 2 1 ) . O dõnemden kalan ve olayi tasvir eden bir tablo Venedikte'ki Museo dei Settecento'da gõrülebilir. Lagünlerin dondugu y1llara ili§kin eksiksiz bir dõküm için bkz. D. Camuffo, "Freezing of the Venetian Lagoon since the 9th Century AD in Comparison to the C limate of Westem Europe and England", Climatic Change 10 ( 1 987): 43-66. Küçük Buzul Çag1'ndaki B§l­ n soguga ili§kin diger anlat1mlar için bkz. Fagan, Little Ice Age. 1 75

OSMA N L l ' DA I SYAN I K L I M I

dondurucu lu.§lar ta Amerika'da bannmaya çah§an ilk koloni­ cilerin birçogunu yok etmi§ti. tklim olaylan 1 590'lar ve 1 600'lerde Osmanh tarihindeki en büyük isyan dalgasm1 tetikleyen etkendi. Ayaklanmanm ba§lamas1yla birlikte, Küçük Buzul Çag1'nm dondurucu kt§lan yüz binlerce ve hatta milyonlarca Osmanh uyrugunu lu.thga, kaç1§a ve õlüme sürükledi. Elbette felaketin tek sebebi iklim degildi. Kls1m I'de bir dizi etkenin imparatorlugu 1 6 . yüzy1l sonlannda krizin e§igine nasil getirdigini gõrmü§tük; sonraki bõlümlerde ise kararlardaki hatalar ile tesadüflerin iklimdeki bir bozulmay1 insan eseri bir felakete nas1l dõnü§türdügünü gõrecegiz. Gelgelelim, Küçük Buzul Ç ag1 olmasayd1 bu olaylar asla bõyle geli§meyecekti; bu anlamda iklim gerçekten de Os­ manh krizinin sebebiydi.

K1s1m II iklimbilimi ve kriz dõneminin ana anlat1sm1 konu almaktad1r. Bõlüm 5'te genel olarak Yakmdogu'da õzel olarak Küçük Buzul Ç ag1'nda iklim etkenlerine bakarak ba§layacag1z. Bõlüm 6'da 1 590'larda ya§anan "Büyük Kurakhk" olay1, õzel­ likle de kõylü geçiminin ve imparatorluk ia§esinin sava§ ile k1thk yüzünden sars1lmas1 üzerinde duracag1z. Bõlüm 7'de bu bask1lann Anadolu halkm1 yaygm bir isyana nas1l yõnelttigini aç1klayacag1z; Bõlüm B'de 1 7 . yüzy1l boyunca süren siyasal ve sosyal krizlerde iklimin rolünü irdeleyecegiz.

1 76

5

YAKIND O GU'DA KÜÇÜK BUZUL ÇAGI

Geçmi§teki iklim dalgalanmalanmn mahiyeti ve yol açt1g1 so­ nuçlar, uzmanlann yüzy1llardir üzerinde fikir yürüttügü bir konudur. Ne var ki, tarihçiler ile iklimbilimciler bu degi§imleri güvenilir ve dogru biçimde ortaya ç1karma yollanm ancak son y1llarda bulabilmi§tir. ôzellikle küresel lSlnma agaç halkala­ n ve buz nüveleri gibi ç1karsamaya dayah veriler ile tarihsel kaynaklarda aktanlan olaylara dayanarak, daha uzun ve de.l,a kapsamh iklim tarihleri olu§turmaya esin kaynag1 olmuli &;ur. Bu tür çabalar temelde erken modem çag Avrupa's1m. odak­ lansa da, Osmanh yaz1lannda ve belgelerinde hava durumuna ili§kin zengin bilgilerin yam s1ra, dõnemin Avrupa anlat1mlan ile günümüzün iklimbilim ara§tlrmalan, Yakmdogu'daki ikli­ min de benzer ama daha az aynnt1h bir biçimde ortaya ç1ka­ nlmasma olanak verir. Bu iklim tarihi Küçük Buzul Çag1'ndaki hava durumu aç1smdan Avrupa ile dünyamn diger kesimleri arasmdaki benzerlikleri ve aynhklan aç1ga ç1kanr. Osmanh krizinin yol açt1g1 hava ve insan drammda gerek Yakmdogu ikliminde devreye giren yerel etkenler gerekse Küçük Buzul Ç ag1'm yaratan küresel etkenler kilit bir rol oynad1.

1 77

OSMA N L l ' DA I SYAN I K L I M I

Yakmdogu'daki 1klim Etkenleri Bõlüm 1 'de anlat1ld1g1 üzere, Osmanh !mparatorlugu'nun mer­ kez bõlgesindeki topraklar esas itibariyle NA.kdeniz" tipiydi. !n­ sanlann hayal gücünde bu s1fat belirli yüzey §ekillerine õzgü gõrüntüleri akla getirir: dalgah tepeler, ince toprak dokusu, bugday tarlalan, zeytinlikler, ye§il bahçeler, keçi ve koyun ot­ laklan. Bu yüzey §ekillerinin temelinde ise yeryüzünün sade­ ce küçük bir kesimine õzgü bir iklim kahb1 yatar. Sõz konusu kesim esas olarak s1cak, kuru yazlar ile soguk, nemli ki§larla belirlenir; huna kar§ihk ihman ve astropikal ku§agm büyük bõlümü daha ihk aylarda aym õlçüde ya da daha fazia yag1§ ahr. Tatil mevsiminin sonu gelmez güne§ l§Igma ah§IDl§ olan turistler sonbahar ve k1§ aylannda bõlgeye gittiklerinde, y1hn diger yansmda hüküm süren ܧÜtücü nemli havayla kar§ila­ §IDca §a§kmhga ugrayabilirler. Oysa ekim aymdan mart ayma kadar yagmur almam1§ olsayd1 bõlge, güneyinde ve dogusunda kalan çõllerden pek farkh olmayacakti. 9 Bu õzgün hava durumunun sebepleri, Atlantik Okyanusu ile Akdeniz üzerindeki yüksek ve alçak basmç hücrelerindeki degi§imlere dayamr. Epeyce bir basitle§tirmeyle, yaz s1cag1 sirasmda bir yüksek basmç kütlesi halinde bõlgeye çõken kuru havanm kuzey ve b at1dan gelen hava kütlelerini engel­ leyerek, bizzat Akdeniz üzerinde siklon olu§umunu engelle­ digini sõyleyebiliriz. Sonb aharda bu yüksek b asmç hücresi dag1ld1gmda, baskm b ati rüzgârlan Atlantik'ten flrtmalar ta§ir ve Akdeniz üzerinde siklon olu§umu yeniden ba§lar. Akdeniz'in dogu yans1 aç1smdan yilhk yagmurlarm çogunu, C enova Kõrfezi'nden veya Mora ya da K1bns'm güneybat1sma dü§en sulardan doguya dogru ilerleyen bu arta enlem siklonlan getirir. 10 Anadolu aç1smdansa bu siklonlar yanma9

Akdeniz iklimine ili§kin genel degerlendirmeler için bkz. Grove ve Rack­ ham, Nature ofMediterranean Europe, bõlüm 2; J. Thomes ve J. Wainw­ right, Environmental Issues in the Mediterranean (Londra: Routledge, 2004), bõlüm 3 .

10

Akdeniz'de basmç kahplanmn ve siklon olu§umlannm daha aynnt1h bir aç1klamas1 için bkz. Wainwright ve Thomes, Environmental Issues

in the Mediterranean, 59-69. 1 78

K Ü Ç Ü K B U Z U L ÇAGI K R I Z I

danm farkh kesimlerine nemli havayi ta§iyan çe§itli yollar izleyebilir. 1 1 Her verili durumda yagi§ dagihmmda ba§hca rolü yerel etkenler oynar. Daghk ve engebeli klyi §eridi nemin kara bo­ yunca dengesiz biçimde birikmesini saglayarak, bõlgesel yagi§ miktannda geni§ çaph degi§kenliklere yol açar. Üstelik daha doguya dogru gidildikçe daha soguk, daha nemli kuzey ile sert, kuru Sahra'dan gelen rüzgârlann sicakhk, rutubet ve yagi§ dü­ zeyini etkilemede baskm bati rüzgârlanyla çeki§mesi artar. 12 Bir Türk iklimbilim uzmanmm belirttigi gibi, ístanbul'da ger­ çek mevsimler sadece ki§ ve yaz degil, poyraz (kuzey rüzgân) ve lodostur (güney rüzgân) .13 Nitekim Türkiye'nin Orta Kara­ deniz kiyilanna vardigimizda, Akdeniz'den ziyade kuzeyden gelen etkilerin yõnlendirdigi hava genellikle nemli ve yumu§ak olur. 14 Bununla birlikte, kisa vadedeki bu yerel degi§kenlige rag­ men, bõlgesel ve hatta küresel düzeydeki kuvvetler bütün Do­ gu Akdeniz boyunca yilhk temelde ya da daha uzun zaman õl­ çeklerinde güçlü bir etki yaratabilir. Iklimbilim alanmdaki soo çah§malar bu baglantilan õne çikararak, bõlgeyi bir zamanlar sadece Bati Avrupa'yi kapsayan iklim modellerine tedricen ta­ §imi§tir. 1 5 Bunun tipik bir õrnegi Kuzey Atlantik Sahmmi'nm 11

12

13 14 15

M. Karaca vd., "Cyclone Track Variability over Turkey in Association with Regional Climate", Intemational Journal of Climatology 20 (2000) : 1 225-36. Dogu Akdeniz yag1§lannda bõlgesel etkenlerin daha kapsamh analizi için bkz. H. Kutiel vd. , "Circulation and Extreme Rainfall Conditions in tbe Eastern Mediterranean during tbe Last Century", Intemational Jo­ umal of Climatology 1 6 ( 1 996) : 73-92. Mikdat Kad1oglu, Küresel Jldim Degi�imi ve Türkiye (1stanbul: Güncel Yaymlan, 200 1 ) , 20 1 . Türkiye'deki iklim bõlgelerine ili§kin gene! b i r degerlendinne için bkz. Erinç, "Agricultural Regions of Turkey." Bkz. H . Cullen ve P. DeMenocal, "North Atlantic Influence on Tigris­ Euphrates Streamflow", Intemational Journal of Climatology 20 (2000): 853-63; H. Cullen vd . . "Impact of tbe North Atlantic Oscillation on Midd­ le Eastern Climate and Streamflow", Climatic Change 55 (2002): 3 1 5-38; T. Felis vd., "A Coral Oxygen Isotope Record from the Red Sea Docu­ menting NAO, ENSO, and North Pacific Teleconnections on Middle East C limate Variability since the Year 1 7 50", Paleoceanography 15 (2000) : 1 79

OSMA N L l ' DA I S YAN I K L I M I

(KAS) rolüdür. KAS Asor Adalan üzerindeki yan-kahci yüksek basmç hücresi ile ízlanda üzerindeki alçak basmç hücresi arasmda Kuzey Atlantik Sahmmi Endeksi'ne (KASE) gõre õl­ çülen yilhk basmç farkmi etkiler. Basitçe belirtmek gerekirse, Avrupa'ya ilkbahar ve yaz mevsimlerinde hafif yagi§h hava ge­ tiren hava kütlelerine bu basmç farki yõn verir. Genelde yük­ sek bir KASE degerinin Kuzey ve Bati Avrupa için nemli bir yil anlamma geldigi iklimbilim uzmanlannm çoktan anladigi bir husustur. Daha yakm dõnemde ke§fedilen husussa sahmmm Balkanlar ve Türkiye'deki yagi§ miktanyla tersine ili§ki içinde oldugudur; bir ba§ka deyi§le, bazi ilkbahar ile yazlar Kuzey ve Bati Avrupa'da yagi§h geçerken, Güneydogu Avrupa'da çok ku­ rak olabilir. Bir zamanlann Osmanh topraklannda ve õzellikle Ege havzasmda yagi§ miktan degi§kenliginin õnemli õlçüde KAS'la açiklanabilecegi §imdi anla§ilan bir noktadir; bu etken kitapta anlatilan bazi iklim olaylannda õnemli bir rol oynami§ olabilir. 1 6 El Niiio Güney Sahmmi (ENGS) ve Asya üzerindeki ba­ smç sahmmlan gibi ba§ka etkenler, anla§ildigi kadanyla Yakmdogu'nun ikliminde daha dolayh bir rol oynar. Bu kuvvet­ lerden bazilannm, õzellikle ENGS'nin hava durumundaki rolü ki§a nazaran yazm daha fazla olabilir; hayati yagmurlann da­ ha çok yilm diger yansmda dü§mesi nedeniyle, kuru mevsim-

16

679-94; Michael Mann, "Large-Scale Climate Variability and Connecti­ ons with the Middle East in Past Centuries", Climatic Change 55 (2002): 287-3 14; E . Xoplaki vd. , "Wet Season Mediterranean Precipitation Vari­ ability: Influence of Large-Scale Dynamics and Trends", Climate Dyna­ mics 23 (2004) : 63- 78. M. Türke§ ve E . Erlat "Climatological Responses of Winter Precipitati­ on for the Eastern Mediterranean in Turkey to Variability of the North Atlantic Oscillation During the Period 1 930-200 1 " (Theoretical and App­ lied Climatology 8 1 , 2005: 45-69) makalesinde, KASE ve Türkiye'deki ya­ g1§ miktan arasmda azami olumsuz bagmt1y1 saptar; ú. Akkemik ve A. Aras "Reconstruction ( 1 689- 1 994) of April-August Precipitation in the Southern Part of Central Turkey" (Intemational Joumal of Climatology 25, 2005: 537-48) makalesinde, ayn1 §ekilde saglam bir uyu§may1 orta­ ya koyar. R. Touchan vd. "Preliminary Reconstructions of Spring Preci­ pitation in Southwestern Turkey from Tree-Ring Width" (Intemational Joumal of Climatology 23, 2003 : 1 57 - 7 1 ) daha zayif bir olumsuz bagmt1 sonucuna vanr. 1 80

K Ü Ç Ü K B U Z U L ÇA