Erken Hıristiyan Sanatı
 9786053960188

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

TÜRKİYE'DEKl ERKEN HIR1ST1YANLIK DÖNEMİ ÖNEMLİ MERKEZLERİ İLE BİRLİKTE

ERKEN

HıRİSTİYAN SANATI G İ R İ

G

U

N

T

R

A

M

Ş K

O

C

Çev. AYŞE AYDIN

ARKEOLOJİ VE SANAT YAYINLARI

H

ARKEOLOJİ

VE SANAT YAYINLARI

ERKEN HlRlSTlYAN SANATI

Guntram KOCH Çev.

Ayşe AYDIN

Yayımlayan

Nezih

BAŞGELEN

Redaksiyon: Erkan ILDIZ

Düzenleme:

Sinan ŞANLIER - Serdar KIRAN

Baskı: müka matbaa tic. ltd. şti.

410 lkitelli (0212) 549 68 24

Eskoop San. Sit. C7 Blok No: Tel:

lSBN:

ıc2001

- lstanbul

978-605-396-018- 8

Arkeoloji

v e Sanat

Yayınlan

Her türlü yayın hakkı saklıdır/ Ali rights reserved. Yayınevinin ve yazann yazılı izni olmaksızın elektronik mekanik, fotokopi ve benzeri araçlarla ya da di()er kaydedici cihazlarla kopyalanamaz, aktarılamaz ve ço()altılamaz. Kitabevi/Satış Ma!Jazası:

arkeo pera

www .arkeopera.c:om

16/A, Galatasaray, lstanbul 212 249 92 26 Fax: O 212 244 31 64 www.arkeolojisanat.com / [email protected] Yeniçarşı Cad. No:

Tel.: O

İÇİNDEKİLER

1.

GENEL BİL G İL ER

1

1. 1. Giriş 1 1.2. Zamansal

ve Mekansal Sınırlama

.................................... ......................2

1.3. Hıristiyan Sanatının Önemli Tarihleri 1.4. Araştırma Tarihi

.

.

........... ......................... ............

4

..............................................................................................................

12

1.5. Temel Kaynaklar .............................. .......... ...................................................................... 15

2. MİMARİ .............. ... ... ........ .. ....... ..... .............................................. 18 2. ı . Dini Mimari .. ............ .. ....... .. .... ........ ................................. .... 18 2. 1.1. Dönemler

.... .. . ............. . . .. ... ........................................... 19

2. 1. 1.1. Constantinus Öncesi Dönem ................ .............. . . ... .19 2. 1.1.2. Constantinus Dönemi 2.1.1.3. Constantinus

2.

... ...... .................................... .28

Sonrası Dönem

............................. .....36

1.2. Kilise ve Vaftizhanelere Ait Gen el Formlar 2. 1.2.1. Tek

Netli Yapılar

..................37

... ... ............ .................. ........ ..........37

2.1.2.2. Bazilikalar ...... .. ...... ...... .... ...... ..... .............................. .39 2. 1.2.3. Mer kezi

Planlı Yapılar

......... ... ................ ..................47

2.1.2.4. Enine (Yatay) Dikdörtgen Yapılar

............... ..........56

.

2.1.2.5. Vaftizhaneler .. .. ......... ... . ........... ..................................56 2.1.3. Antik Yapıların

Kiliselere Dönüştürülmesi

.... ..........60

2. 1.4. Bazilikalann Bölümleri - Kiliselerin Don anımı 2.1.5.

İmparatorluk Eyaletlerindeki Kilise Formları

......63

.. ..... .. .82

2.1.6. Manastırlar ............. ... ... . .. . ... .. ... . .. . ........... .......... ............ 92 2.1. 7. Hac Merkezleri .. .. . .. ... . ..... . .. ...... . .. ........................ ......... . 96

2.2.

Sivil Mimari

2.2.1. Kentler

......... ... .. . ....... . ... . ......... .. ....... ................. .......... 99

.. ................. ............. ...... .. .......... .. ......... . ............99

v

2.2.2. Meydanlar - Forumlar - Onur Sütunları ve Takları -

Yollar

... . .. . . .. . . . ....... . ..... ......... ... .. .. ............. . ... 100 .

..

.

.

.

.

..

.

.

.

..

..

.

2.2.3. Şehir Surları - Kaleler ......... ....................... . ........... . ..... 104 2.2. 4. Evler - Villalar - Saraylar - Hipodromlar -

Piskopos Sarayları - Misafirhaneler ........ .. ........ . . ... 108 .

.

.

2.2.5. S ukemerleri - Sarnıçlar - Çeşmeler - Hamamlar .... 115 2.2.6. Pazar Bazilikalan - Dükkanlar - Silolar - İşlikler .. 118 2.2.7. Yollar - Köprüler ..... .... ....................... ................ .. . .. ..... 120

3.

ÖLÜ GÖMME 121

4. DUVAR RESiMLERi - MOZAİKLERi .......... ............... ..... . ..... . ..... 130

4.1. Duvar Resimleri - Tavan Resimleri................ ............... ..... 131 4.2. Duvar Mozaikleri ........... .... ...... ........ .. . . ............................... 134 4.3. Plaka Mozaikler ile Yapılan Duvar Kaplamaları ............ 139 4.4. Plaka ve Çivi Şeklindeki Taban Mozaikleri .................... 1 4 0 4.5. Mezar Taşı Plakaları Şeklindeki Mozaikler

.................... 1 4 4

4.6. Ahşap Üzerine Yapılan Resimler ve ikonalar .... . .... . ........ 145 4.7. Kutsal Kitap Ressamlığı ...................................................... 1 47

5.

PLASTiK ESERLER 150 5. 1. Lahitler 151 5.1.1. Genel Sorular

...................................... ...................... ................................

151

5. 1.2. Rom a Lahitleri .............................................................. 159 5.1.3. Konstantinoupolis Lahitleri . ... .. .. . ...... .. ......... .............. 161 5. 1.4. Ravenna Lahitleri

... ... . ......... . . .. .... . .......... . ...... .............. 163

5. 1.5. Diğer Eyaletlerdeki Lahitler ... . . . .. . ......... .. .. .... ... ...... . . . .. 164 5.2. Diğer Plastik Eserler

VI

.. . .. ..... .... . .. ..... ............. ......... ........... 167 .

.

.

6.

KÜÇÜK ESERLER .......................... ................................................ 1 76 6.

1. Fildişi (ve Kemik)

6.2.

Gümüş

.

.

................................ ............................ ..

1 77

.

1 79

.

.

.......... ........ ... ...................................................... ....

6.3.

Altın

6.4.

Tunç

..

6.5.

Diğer Metaller

..

181

................ ................ . ...................................................

181

......... .........................................................................

..

6.6.

Cam

6.7.

işlenmiş Taşlar

6.8.

Tekstil

6.9.

Pişmiş Toprak

.

.

.

....... .......................... ................. .................

.

.......................................................... ...........................

.

.

.

..... .............. ......... .... .................................

. . .

.

............................................. ............................ ... ... .

... .

182 183 186 188

. .......

190

.................................. . . . .............................................

193

..........................................................

6. 10.

Ahşap

6. 1 ı.

Sikkeler ve Anı Madalyonları (Kontorniyatlar)

............ 194

7. TÜRK1YE'DEK1 ERKEN HlRISTIYANLIK DÖNEMi ÖNEMLi MERKEZLER

8. MÜZELER

......................................................................... .......

VE

ERKEN HIRISTIYAN SANATI

ÖRNEKLERiNiN BULUNDUÖU KOLEKSiYONLAR 9.

KAYNAKÇA

Dizin

.

320

...... ...........

.

330

.................................................................. ...............

10. KISALTMALAR levhalar

198

.

.

.

352

.................. ......................... ........ ....................

.

.................................................................................. ..........

.356 389

..................................................................................................

VII

Bu kitap aşağıda isimleri yer alan "Türk kızlanmıza" ithaf edilmiştir: Ayşe Aydın Ayşe Kalender ve kızı Asya

Nihal Saylan ve oğlu Efe Sercan Yandım

Sevim Yılmaz

SUNUŞ 1995 yılında yayımlanan Erken Hıristiyan Sanatına Giriş ad­

lı çalışmamız temel alınarak hazırlanan bu kitapla Doğu'da Roma İmparatorluk Dönemi ile Erken Bizans Dönemi arasın­ daki yüzyılları, Batı'da ise Erken Orta Çağ'ı (3. yy. 6. yy. or­ tası) içine alan Geç Antik Çağ ve Erken Hıristiyanlık Dönemi­ 'nin mimarlık tarihi ve sanatı hakkında genel bilgilerin veril­ mesi amaçlanmıştır. Oldukça sınırlı tutulmak zorunda kalan çerçeve içinde eserler olabildiğince çizim, resim ve buna bağ­ lı olarak kısa açıklamalarla tanıtılmıştır. -

Bugün Türkiye sınırları içinde Erken Hıristiyanlık Dönemi'ne ait çok sayıda anıt, müzelerinde ise yine sayısız plastik eser ve küçük sanat örneği bulunmaktadır. Kitabın Türkçe çeviri­ sine, bu eserlerin resimlerle az da olsa tanıtıldığı "Türkiye'de­ ki Erken Hıristiyanlık Dönemi Önemli Merkezleri" adlı yeni bir bölüm eklenmiştir. Ayrıca kitabın kaynakçasının yanı sıra bu bölümde her bir yerleşimin anlatımı sonrası, o yerleşime özel ayrı bir kaynakça verilmiştir. 2002 yılında tamamlandığı için bu tarihten sonra yayımlanan yeni araştırma ve buluntular kitapta metin yerine sadece kay­ nakçaya eklenmiştir.

Erken Hıristiyan sanatına ilgi duyanlar ve öğrenciler için yararlı bir el kitabı olacağını düşündüğümüz bu eserimi Türk­ çeye çeviren öğrencim Ayşe Aydın'a, kitabın Türkçe yayımını titizlikle gerçekleştiren Nezih Başgelen ve diğer Arkeoloji ve Sanat Yayınları çalışanlarına özenli ortak çalışmaları nede­ niyle teşekkür ederim. Guntram Koch, Marburg

IX

a

ÇEVİRMENİN ÖNSÖZÜ

Yaşam bazen hüzünlü baze n de mutlu edici unsurla rı içinde barındıran ilginç bir süreç. Bu süreçte bazı insanlar bizler için çok önemli olur, onları her zaman yanımızda hissetmek iste­ riz. 1995 yılından itibaren yaşamımda önemli bir yeri olan Sayın Hocam Guntram Koch ve sevgili eşi Heidemarie Koch, M arburg'da bulunduğum üç yıl boyunca bana her konuda yardım eden, gerek hayat gerekse mesleğim üzerine çok şey öğreten kişiler oldular. Doktoramı bitirdikten sonra da desteklerini devam ettiren bu g ü zel insanlar için bir şey yapamamış olduğumu düşün ürken, hocamın kitabının Türkçeye çevrilmesi gü ndeme ge l diğinde bu açıdan çok sevindim. İki yıl süren titiz bir çalışmayla bu önemli eserin çevirisini tamamladım. Bunu yaparken sürekli iletişim halinde olduğum, yo ğunluğ una rağmen her bölümü titizlikle okuyan ve gerekl i düzeltmeleriyle beni y önlendiren Sayın Burhan Varkıvanç'a, Türkiye de bu döneme ta rihlenen çok sayıda önemli esere karşın, Erken Hıristiyan Sanatı'nı ko­ nu alan bir el kitabı olmadığı için bu alandaki eksikliği en azından bu çeviriyle g idermeyi amaçlayan Sayın Nezih Baş­ gelen'e, kitabını çevi rme onurunu bana verdiği ve her zaman yanımda olduğu için Sayın Hocam Guntram Koch'a gönül dolusu teşekkür ediyorum. '

Ayşe Aydın Mers in

Not: Metin okuması sırasında redaktör tarafından verlien tüm dipnotlar (*) işaretiyle sayfa a l tında yeralmaktadır. x

1.

1. 1.

GENEL BİLGİLER

Giriş

1.S. 200 -600 yılll arı arası "Geç Antik" ya da "Erken Hıristiyan­

l ık Dönemi" olarak kabul edilir. Bu dönem, dünya tarihinde de 1 9 . yüzyıla kadar sanat alanında etkili olan önemli bir dönem­ dir. Yunan-Roma sanat geleneği yeni içeriklerle donatılmış, yeni ihtiyaçlar için kull anılır duruma getiri lmiş, "Hıristiyanlaştınl­ mış"tır. Yunan ve Roma sanatından şekil ve anlam değişikliği aracılığıy­ la Hıristiyan san atı oluşturul muştur. Ö ncüsü Roma mimarisinde­ ki "pazar bazilikaları " olan bazilika, Hıristiyanların yeni amaç­ l arına uygun hale getirilmiş, yeni kült için a mbon, bema, temp­ lon, altar gibi unsurlar eklenerek 4. yüzyılda kilise yapımında hakim yapı tipi ol muştur. B azilika, B atı'da bazı değişikliklerle yüzyıllar b oyunca kullanıl­ mıştır. Ö rneğin Hildesheim St. Michael Kilisesi ( 1 003- 103 3 ) , Al­ pirsbach Manastır Kilisesi ( ı 100) ya da Potsdam Barış Kilisesi ( 1 845-1854) Erken Hıristiyanlık Dönemi 'nde olduğu gibi bazili­ ka! planl ı olarak yapılmıştır. Yine merkezi planın kiliseler için kullanımı Erken Hıristiyanlık Dönemi'nde gerçekleşir. Buna Kudüs, Kutsal Mezar Kilisesi Anas­ tasis Rotondu örnektir. Bunu Almanya'daki Aachen Saray Şape­ li (800) , Fulda St. M ichael Kil isesi (820- 8 2 2 ve 1 1 . yüzyıl başı) ve diğerleri izlemiştir. tık manastır 3 20/25 yılında Yukarı Mısır'da Tabenissi kentinde Pakhomios tarafından kurulur. Manastır yapımı bu tarihten son­ ra, önce imparatorluğun doğusunda, sonra da batısında geliş­ miştir. Batıda, M ontecassino Manastırı'nın ( 530) Nursia hati b i (480- 5 5 5/60) tarafından kurulmasından son ra ve onun koyduğu kurallar yanında Cassiodor'un (ölümü 580) da etkisi ile yaygın­ l aşır. Orta Çağ'da Avrupa'daki manastı rlar sanat, kültür ve eko­ nomi merkezleri olmuştur. 1

3. yüzyıl dan itibaren Hıristiyan resim sanatı, ürünleri n i vermeye başlar. Pagan moti ler alınarak Hıristiyanlaştınlır. Kucağında Horus'la oturan !sis, Meıyem ve kucağında lsa'ya; babatannlar (Zeus, Asklepios, Poseidon) lsa'ya ; mevsimlerden birinin kişileş­ tirilmesi genç lsa'ya ; uyuyan E n dymion, dinlenen Yunus ' a ; elin­ deki kılıcını kaldırarak karşısındakini ö ldürmeyi amaçlayan sa­ vaşçı, lshak'ı öldürmek isteyen lbrahim'e dönüştürülür.

Bugün beğeniyle izlenen Orta Çağ ve sonrasında yapılmış olan kiliselerdeki Tevrat ve lncil'den konulara yer veren tasvirler, Er­ ken Hıristiyanlık Dönemi kil iselerinde yapılm ış duvar resimleri ve mozaikler ö rnek alınarak yapılmışlardır. 2 3 2 /33 yılında yapılan Dura Europos'taki ev kil isenin vaftiz odasındaki freskler, t asvir alanında en erken tarihli korunabilen örneklerdir.

Erken Hıristiyan lık D önemi 'nde Kutsal Kitap metinleri resimlen­ dirilmiş, !sa, Meryem ve diğer kutsal kişiler ile Tevrat ve /ncil'den konular ahşap levhalar üzerinde resmedilmiş, Hıristiyan konula­ rının işlendiği kumaşlar üretilmiş, fıldişinden küçük levhalar, kutular, gümüşten liturjik eşyalar yapılmıştır. Bu alanlardaki üretim O rta Çağ'da da devam etmiştir. Kısaca Erken Hıristiyanlık Dönemi ; mimarisi, resi m sanatı ve kü­ çük sanat ürünleri ile daha sonraki yüzyıllarda izlenen sanatın oluşumunda belirleyici olmuştur.

ı .2.

Z amansal ve Mekansal Sınırlama

Hıristiyanlık, Roma lmparatorluğu'nun doğusunda, Filistin'de gelişmiştir. 1 . yüzyılda sadece Ö n Asya eyaletl erinde değil , b atı­ da da yayılmış, 2 . - 3 . yüzyılda Roma lmparatorluğu'ndaki birçok şehirde Hıristiyan olanlann sayısı artmıştır. Büyük Constanti­ nus 'un 3ı1 / 1 3 yıl ında Hıristiyanlığı, diğerleri ile birl ikte serbest bir d i n i l a n etmesine kadarki süre içinde Hıristiyanl a r kovuştu­ rul muş, acı çektirilmiş ve öldürülmüşlerdir. H ıristiyan sanatı Roma lmparatorluğu'nun tüm bölgelerinde, Ba2

tı 'da Brita nya, Gallia, ispanya ve Kuzey Afrika'da ; Doğu'd a Ana­ dolu, Suriye, Fil isti n, Arabistan ve Mısır'da ve bu bölgeler dışın­ da Rom alıların egemen olmadığı Nübye (bugünkü Sudan), Et­ yopya, Mezop otamya (Irak), lran'ın bir kısmı, B asra Körfezi'nde­ ki Harak Adası, Ö zbekistan, Ermenistan, Gürcistan, Kının ve Ba­ tı 'da İ rlanda gibi yerlerde de yayılmıştır. E rken H ı ristiyan sanatının l.S. 200 yılında başladığı kabul edilir. Bugüne kadar 200 yılı öncesine ait bir kalıntı bulunamamış, ya­ zılı kaynaklara ulaşılamamıştır. Erken Hıristiyanlık Dönemi ile ilgili çalışmalarda bu dönem öncesi, en azından 1 .- 2 . ve 3 . yüz­ yıl Roma İmparatorluk Dönemi'ni de tanımak gerekmektedir. Zi­ ra Erken Hıristiyan sanatı ayn ı dönem ve öncesinin pagan sana­ tı göz önüne alındığında, Roma hatta Yunan-Roma sanatının bir bölümü olarak görülebilir. Bu sanatın zamansal sınırlarını belir­ lemek zordur. D oğu bölgelerde Mısır, Arabistan, Fil istin ve Suri­ ye' de, aynca Kuzey Afrika ve lspanya'da 63 5 yıl ından başlaya­ rak Müslüman Arapla rın egemen o lması, Erken Hıristiya n sana­ tının sonu olur. 7. yüzyıl başında Suriye ve Fil isti n ile Anado­ lu'nun bir kısmındaki Sasani (Persl er) sal dırıları nedeniyle bu döneme ait hiçbir sanatsal ürün korunamamıştır. Konstantinoupolis (lstanbul) ve yakın çevresinde (öncelikle Ana­ dolu ve Balkanlar'da) İ mparator Iustinianus Dönemi'nde (527565) yeni bir gelişme görülür. Bu nedenle Erken Hıristiyanlık Dö­ nemi'nin sonu 530 yılına yerleştirilir. Iustinianus ile birlikte Bi­ zans sanatı, daha doğrusu Erken Bizans Dönemi başlar. Balkan­ lar için bu tarih, sınır bölgedeki Slav saldırı l a rı nedeniyle 6. yüz­ yıl ortası olarak alınabilir. ltalya 'da Lombartl ann egemenliği (568 yıl ı ve sonrası) ve Papa Büyük Gregorius'un görev süresi (590-604) bir dönüm noktasıdır. 200-600 yıllan arasında geçen süre birden fazla döneme aynlır. Bu dönemler, bazı bölgelerde sanatın belirli alanlarında açıkça izlenebilir iken, diğer bazı bölgelerde belirlenememektedir. Bu nedenle a n ılan tarihler arasında bu çalışmada üç dönem öneril­ miştir. Aynca farklı alanlarda (örneğin lahitlerde) tekrar alt dö­ nemler o luşturmak olasıdır: 3

- Constantinus Ö ncesi Dönem (200 - 3 1 1 /13 ), - Constantinus Dönemi (3 11/ 13 - 337 /6 1 ), - Constantinus Sonrası Dönem ( 3 3 7 /61 - 550/600).

1 .3.

Hıristiyan Sanatının Ö nemli Tarihleri

Geç Antik Çağ çok sayıda i mparatorun, tek ya da ortak yönetti­ ği ve taht kavgalarının yaşandığı tarihsel gelişimi çok karışık bir dönemdir. Hemen hemen tüm sınırlarda i mparatorluğun varlığı için savaşlann yaşanması zorunlu olmuştur. Birçok ubarbar halk" imparatorluğun içinde yer almıştır. Burada ayrıntıya giril­ meksizin Erken Hıristiyan sanatı için gerekli bazı tarihlerin ve­ rilmesiyle yetinilecektir:

30 yılı dolayı - lsa'nın Kudüs'te çarmıhta ölümü. 46-48 yıllan dola yı - Paulus'un Bamabas ile birlikte Antiochia ad Orontem'ten (Antakya) başlayarak Kıbrıs-Salamis ve Paphos üzerinden Perge'ye (Aksu), P isidia Antiokheia'sı (Yalvaç), lkoni­ on (Konya), Lystra (Hatunsaray) ve Derbe (Aladağ) üzerinden At­ taleia'ya (Antalya) yaptığı birinci misyon gezisi ; Hıristiyanlığın (Yahudilerin yanı sıra) Akdeniz'de "paganlar" içinde yayılmaya başlaması.

49/50 yıllan d o la yı - Kudüs "Havariler Konsili"nde -Paulus'un yaptığı gibi- sadece Yahudilerin değil " paganları n " da Hıristiyan olabilecekleri kararının alınması. 50-52 yıllan dolayı - Paulus'un Antiochia ad Orontem'den (An­ takya) Anadolu boyunca Aleksandreia Troas'a (Eski İstanbul / Dalyan Köy) ve gemiyle Yunanistan'a gittiği ikinci misyon gezi­ si. Geri dönüşünde Ephesos'ta (Selçuk) kısa bir süre kalışı. 53-57 yılları dolayı

Paulus'un üçüncü m isyo n gezisi; üç yıl Ephesos'ta (Selçuk) kalışı. -

64 Roma'nın İmparator Nero zamanında yakılması; Hıristi­ yanlann bu olayda suçlu görülmesi, ilk Hıristiyan kovuşturm ası, Roma'da Petrus 'un martirlik derecesine ulaşması (öldürülmesi) . -

4

67 yılı dolayı Roma' da Paulus'un martirlik derecesine ulaşma­ sı (öldürülmesi). -

100 yılı dolayı loannes'in aktarımına göre B atı Anadolu'da ye­ di Hıristiyan cemaatinin olduğu Ephesos (Efes), S myrna (lzmir), Pergamon (Bergama), Thyateira (Akhisar) , Sardeis ( Sart) , Phila­ delphia (Alaşehir) ve Laodikeia'ya (Denizli-Eskihisar) mektuplar gönderilir. -

112 Kuzeybatı ve Kuzey Anadolu'da bu dönemde birçok H ıris­ tiyanın varl ığını kanıtlayan Bithynia ve Pontos Valisi Genç Pli­ nius'un Roma'da imparator Traianus'a Hıristiyanlara nasıl dav­ ranması gerektiğini sorması. -

2. yüzyıl

-

Akdeniz Bölgesi'nde Hıristiyanlığın hızla yayılması.

155/5 6 veya 167/68 Havari loannes'in (Yuhanna-Aziz Yahya) öğrencisi, ünlü ilahiyatçı Smyrna Piskoposu Polykarpos'un mar­ tirlik derecesine ulaşması (öldürülmesi) ve sonrası nda martir ol­ ma ile ilgili ilk açıklamanın toplumsal bir haber şeklinde ilanı. -

Roma P iskoposu Zephyrinus'un ( 197-2 1 7) Di­ akon Callixtus'a (sonraki Roma piskoposu) Via Appia'da -bu­ günkü S . Callisto Katakompu- Hıristiyanl ar için bir mezarlık oluşturulması görevini vermesi. Böylece Roma'da katakompların yapım ı ve duvarlarının resmedil meye başlanması.

200 yılı dolayı

-

1 883 yılında Hierapolis'te (Afyon-Synnada [Şuhut] yakınında Koçhisar) bulunan ve Sultan il. Abdülhamit tarafından Papa Xlll. Leo'ya hediye edilen (bugün V atikan Mü­ zesi'nde) bir mezar a ltan üzerinde haç eksik olmasına rağmen, yazıtın yorumlanmasından, burada adı geçen Aberkios'un Hıris­ tiyan olduğu anlaşılır. Alta r, bu tarihte H ıristiyanlığın Batı Ana­ dolu'da birçok taraftarının olduğunu gösterir.

200 yılı dolayı

-

Suriye-Dura Europos'ta bir evin kiliseye dönüştürül­ mesi ile (256 yılında yıkılır) en erken tarihli kilisenin belirlen­ mesi.

232/33

-

imparator Decius Dönemi'nde (249- 2 5 1 ) H ıristiyanla­ nn kovuşutrulması.

250/51

-

5

3. yüzyıl ortası İ mparatorl uğun her yerinde Hıristiyan ların sa­ yısı artar. Roma'da bu dönemde yaklaşık 2 5-30.000 Hıristiyanın olduğu tahmin edilir. -

2 5 7/58 İ mparator Valerianus Dönemi'nde (2 53-60) Hıristiyan­ lann kovuşturul ması ; 260 yılında Valerianus'un oğlu Galli­ enus'un ( 2 5 3 - 2 68) yürü rlüğe koyduğu iyileştirme kararları ile sonraki kırk yıl içinde H ıristiyanlığın sorunsuz yayılması. -

Ermenilerin "Aydınlatıcı" Gregor* aracı­ l ığıyla Hıristiyan olmaları, Kral III. Tiridates'in** Hıristiyan ol­ ması. 2 80/90 yılları dolayı

-

286 imparator D iocletianus'un, Maximianus Herculius'u im­ paratorluğu ikiye bölmek için batının "augustus"u olarak atama­ sı. -

D iocletianus aracılığıyla "tetrarchlar" ı n ("dört imparator") oluşumu, D iocletianus Doğu'nun "augustus"u (başkent Nikome­ deia / İzmit), Galerius Doğu'nun "caesar"ı (başkent Selanik ve Sirmium [Belgrad 'ın batısında] ), Maximianus B atı' nın "augus­ tus"u (başkent Roma, Milano ve Aquileia), Constantius Chlorus batının "caesar"ı (başkent Trier ve York [İngiltere]) olur; şehirler­ de sarayların yapımı. 2 93

-

Özellikle 303-305 Diocletianus zamanında imparatorluğun do­ ğusunda Hıristiyanların kovuşturulması, örneğin Nikomedeia'da (İzmit) imparatorun emriyle "yüksek" bir kilisenin yıkılması. -

Doğu'nun Augustusu G alerius ve Caesan Max iminus Da­ ia ile B atı'nın Augustusu Constantius Chlorus ve Caesan Severus " ikinci tetrarchlar" grubunu oluştururla r.

305

-

Constantius Chlorus'un ölümü ile oğlu Constantinus'un o rdu tarafından augustus olarak ilanı, Roma'da Maximianus'un oğlu Maxentius'un imparator olmas ı ; Trier'de yaşayan Constan ­ tinus'un b aşkentini yenilemesi ve Roma'ya egemen olmak için çaba harcaması. 306

-

* Aydınlatıcı Krikor (Krikor Lusavoriç). ** Kral III. Dırtad. 6

311 G al erius, Licinius ve C onstantinus Hıristiyanlar için bir Tolerans Fermanı yayınlayıp Hıristiyanlığı serbest bir din (religio licita) haline geti rirler. -

Constantinus, flama ve kalkanları "khristogram"lı (X-P harfleri) askerlerden oluşan ordusuyl a Roma yakınındaki Milvi­ us Köpıü sü' nde Maxentius'u yenerek Batı'nın tek hakimi olur.

312

-

Constantinus Batı 'nın augustusu ve Licinius Doğu'nun augustusu olarak birlikte Milano 'da tüm imparatorluk sınırlan içinde Hıristiyanlığın serb est b i r din olduğunu ilan ederler ("Mi­ lano Fermanı") .

313

-

313 yılı dolayı - Edessa (Şanlıurfa) H ıristiyanlığı kabul eder. Ö n­ ce Eusebios tarafından (Kiliseler Tarihi* 1 1 3 ; il 1 , 6-7) aktarılan efsaneye göre Edessa Kralı V. Abgar (9-46) lsa'ya mektup gön­ derir. Sonra Havari Thaddeus Edessa'ya gelir. D iğer efsan eye gö­ re Kral lX. Abgar ( 1 7 9-2 1 4) Hıri stiyanlığı kend i ülkesinde yayar. 313-324 - Constantinus Roma ve ltalya'nın d iğer şehirleri ile Kuzey Afrika'da zengin donan ımlı büyük kiliseler yaptırır. 313-324

-

Licinius Doğu'nun augustusu olur.

324 C onstantinus, Licin ius'u yenerek imparatorluğun tek ha­ kimi olur. Byzantion 'u "Yeni Roma" (Nea Rome [İstanbul]) ola­ rak kura r ; şehirde yeni duvarlar, forum, tapınaklar, kiliseler ve diğer yapılar yapılır. -

Yukarı Mısır'da Tabenissi'de Pakhomios ( 2 8 7 - 3 4 2/46) ilk manastırı kura r.

320/25 325 *

-

-

Nikaia'da (İznik) ilk "Oikoumenik** Konsil" toplanır.

Ekklesiastike Historia. Oikoumenik: Yunanca evrensel. Bu sözcük Türkçede kimi zaman Öküme­ nik, Ekümenik vb şekilde Fransızcadan okunuşuyla da kul lanılıyor. Konsiller esas olarak Hıristiyanlık tarihinde kiliseler arası dini doktrinle­ rin yanı sıra disiplin sorunlannın da tartışıldığı genel kurul toplantıla­ rıdır. Özel, bölgesel, milli konsil toplantılan dışında papanın davetiyle toplanan genel konsiller "Oikoumenik Konsil" yani "Evrensel Konsil" di­ ye anılır. J25'te İznik'te toplanan ilk konsil ile 787'de yine il. lzmit Kon­ sili arasında çeşit! i kentlerde toplam yedi kon sil toplantısı gerçekleştiril-

**

7

Constantinus'un ann esi Helena, Kutsal Topraklar'a gider. Constantinus kutsal yerlerde Kudüs, B eytüllahim , Mamre, Baal­ bek ve A ntiokheia 'da (Antakya) kiliseler yaptırır. 326

-

330 Konstantin oupolis'in (lstanbul) yeni başkent olarak kut­ sanması ve imparatorun yen i başkentten imparatorluğu yönet­ mesi. -

333/34 - Bordeaux 'dan bir grup hacının Kutsal Topraklar'a yol­ culuğu ve bu yolculuğun hacılardan biri tarafından kaleme alın ­ ması (Itinerarium Burdigalense). Böylece b u v e sonraki yolculuk­ larda ziyaret edilen yapılar hakkında da bilgi edinilmeye başlan­ mıştır. 2 60/65-339 - 3 1 3 yılından beri Caesarea (Palaestina-Filistin) p iskoposu olan Eusebios, Kiliseler Tarihi ve Vita Constantini (Consta ntinus'un Hayatı)" adlı Erken H ı ristiyan sanatı için çok ö nemli kitapları yazar. 33 7 Büyük Constantinus'un ölümü (ölüm döşeğinde vaftiz edilmesi). -

- Constantinus'un oğullan nın egemenliği : il. Constan ­ tinus (3 3 7- 3 40), Constans (3 3 7-3 50), i l . Constantius (337-3 6 1 ). 337-361

4. yüzyıl ortasından beri - ltalya'da Milano imparatorluk baş­ kenti olur, şehirde saray ve kiliseler yapıl ır.

- Franklar Ren Nehri 'ni geçerek Köln'ü ele geçirir. Ren sı­ n ı rı Romalılar tarafından tekrar düzenlenir.

355

361-363 - İmparator lulianus (Iulianus Apostata ya da Iulianus Philosophus) eski Roma dininin son savunucusu olarak Hıristi­ yanl ığa karşı savaşır. 4.

yüzyılın birinci yarısı - Kaisareia'lı Basileios (3 30- 3 7 9 ; Yunan miştir. Bu ilk yedi büyük konsil, hem Katolik hem de Ortodoks kilisele­ rince .. genel konsiller" olarak kabul edilmektedir. Sonraki konsillerin "oi­ komenik"liği tartışma konusudur. Ancak en sonu 1 962-65 yıllan arasın­ da toplanan il. Vatikan Konsili'ne kadar 1 4 konsil daha gerçekleştirilmiş­ tir.

• Tam adı şöyle: Eiston bioıı tou Ma kariou Consta n tinus Basileo. 8

m anastırı nın kurucusu olarak önemlidir), N yssa'lı Gregorios (33 5-394), N azianzos'lu Gregorios (3 2 9-3 90/9 1 ) , Konstantino­ upolis'in (lstanbul) Patriği loannes Khry sostomos (349-407), 3 7 4 yılından itibaren M i l a n o p iskoposu olan Ambrosius (339-397) gibi "Kilise Babalan"nın etkileri.

364-375 Batı'nın imparato ru 1. Val entinianus ikinci defa T rier'e hakim o lur (bu şehirdeki sarayın büyütülmesi ve Konz'da villa yapı mı) ; kardeşi Valens'in (364-37 8) Doğu'da egemenliği. -

375-383

-

1. Valenti nianus'un oğullan, Gratianus (3 7 5- 3 83)

(Gallia) ve il. Valentinianus ( 3 7 5 - 3 9 2) (ltalya) Batı'da imparator olurl a r.

375 yılı do layı Asya'dan gelen Hunları n etkisiyle R oma İmpa­ ratorluğu 'na karşı Germen savaşçıları n akınları, toplulukların göçü başlar. -

379-395 1. Theodosius, Gratianus tarafından Doğu'nun i mpa­ ratoru olarak atanır. Sanatta yenilikler oluşur ("Theodosius Rö­ nesansı"*). -

379/80 Gratianus ve sonrasında 1. Theodosius, " Katolik" inan­ cının temellerini oluştururlar. -

400 yılı dolayı Rahibe Egeria (ya da Aetheria) Güney F ransa ya da K uzey lspanya 'dan yola çıkarak Konstantinoupolis (İstan­ bul) üzerinden Kudüs'e h ac yolc uluğu yapar. Yolc uluk sırasında yazdıklanyla Anadolu (Seleukeia [Sil ifk e] yakınında H agia Thek­ la [Ayatekla, Meryemlik] , Edessa [ Şanlıurfa], Harran), Suriye, Fi­ listin ve Mısır'daki birçok yapıyı bize tanıtır. -

381 Gratianus "çoktanrılı dine" kurban sunmayı yasakl ar. 3 8 3 (?) yılında Başrahip M aximus görevinden ayrılır. -

391 1. T heodosius pagan kültünü yasaklar; H ı ristiyanlık dev­ letin resmi d i n i olur. -



Bununla, kültürlü bir imparator olan il. Theodosius'un Konastantinoupolis'te gerçekleştirdiği büyü k kültür hizmetleri kastediliy o r Bu kapsam da ; bir üni­ versitenin kurulması (425), Theodosius Kanunlann'nın yazılması (43 5-438), Efes Konsili'nin toplanması, Konstantinoupolis'e 6 km uzunluğunda yeni surlann yaptınlması gibi kültürel ve mimari etkinlikler yer almaktadır. .

9

393 - Son Olimpiyat Oyunları yapılır. 395 - 1. T heodosius'un ölümünden sonra imparatorluğun , oğul­ lan Arcadius ve Honorius a rasında paylaşımı. 395-408 - Doğu'da imparator Arcadius ; b aşkenti Konstantino­

upolis (lstanbul). 395-423 - B atı'da imparator Honorius. 401 - Ren sınırından Roma ordusunun çekilmesi. 402 - Batı'nın başkentinin Milano'dan Ravenna'ya taşınması ve

yeni b aşkentte dini ve resmi yapıların yapımı. 408-450 - Doğu'da Arcadius'un oğlu il. Theodosius imparato r. Mimari açıdan öneml i bir dönem. Konstantinoupol is 'te (lstanbul) yapısal gelişme, yeni bir kent surunun yapımı. 5. yüzyıl ilk yansı - Germenler (Aryalar) imparatorluğun batısı­

n a giderek orada devletler kurarla r. Ö zellikle Burgundiones'te (Burgundya) ; Vizigotlar ispanya Yarımadası'nda, Ostrogotlar ltalya'da ve Vandallar Kuzey Afrika'da her anlamda zengin böl­ gelere hakim olurlar. 410 - Alarich yönetimindeki Gotlar Roma'yı ele geçiri r. 431 III. Oikoumenik Konsil Ephesos'ta (Selçuk) toplanır ve Meryem, "Tanrı Anası" (Theotokos) olarak tanınır. -

450-457 - Doğu'da Marcianus Augustus. 451

-

iV. Oikoumenik Konsil Khalk edon'da (Kadıköy) toplanır.

457-474 - Doğu'da 1. Leon Augustus.

imparator Zenan Konstantinoupol is'te (İstanbul); Doğu'da k il iseleri n yapılması (örneğin Amorium [ Hi ­ sarköy] , H a g i a Thekla [ Mery emlik] , Koropissos [D ağpazan] , Q a ­ laat Sem an [Suriye] , Garizim D a ğ ı üzerinde Meryem Kilisesi, Me­ nas şehri [Mısır] )

474-475 ve 476-491

-

Doğu Roma imp aratorluğu son a erer. Germen Odoacer, Romulus Augustulus'u tahttan indirerek İtalya kralı olur (47649 3 ) . 476

10

-

491-518

-

Doğu'da Anastasius August u s.

493-526 Konstantinoupolis'teki (İstanbul) imparatorun izniyle V izigotlardan Ari Theodorich, İtalya kralı olur, başkent R aven­ n a ; Aryalann kiliseler yaptırmas ı . 496/97 Gallia v e Germania'daki büyük imparatorluğu kuran Frank Kralı Clovis (482- 5 1 1 ) vaftiz edilir. Böylece papa yeni bir desteğe sahip olur. -

518-527

-

Doğu'da 1. lustinus Augustus.

527-565 1. Iustinianus (Iustinian) Roma imparatoru. Germen­ lerin ele geçirdiği bölgeler kısmen geri alınır (İtalya, Kuzey Afri­ ka, İspanya ' n ı n b i r kısmı). Perslere (Sasani) karşı imparatorluğun doğu sının General B elisar ve Narses sayesinde güvenli hale ge­ tirilir. B aşkent Konstantinoupolis'te (İstanbul) (Hagia Sophia, H agios Sergios ve B akkhos, O n İki Havari Kilisesi) ve diğer böl­ gelerde (Ephesos [Selçuk] İoannes Kilisesi, Edessa [Şanlıurfa], Mart yropolis [Silvan] , Amida [D iyarbakır] ; Anastasiopolis [ Dara­ O ğuz]) önemli kiliseler yapılır; lustinianus'un (doğumu 500, ölü­ mü 5 59 sonrası) saray yazarı Caesarea'l ı (Palaestina-Fil istin) Prokopios'a 560/6 1 yılında Eski Yunanca adıyla peri ktismaton (Latince de aedijiciis olarak adlandınlır) (Yapılar) adlı kitabı yaz­ dırm ası.. Doğu'da sanattaki üslup gelişim i ile "Erken Bizans Dö­ nemi" başlar. -

529 Platon tarafından 1.Ö. 387/85 yılında kurulan Atina'daki felsefe okulu Akademia, İmparator lustin ianus tarafı ndan kapa­ -

tılır.

530 yılı dolayı

N ursia hatibinin (480- 5 5 5/60) Montecassino Manastırı 'nı (Roma'nın güneyinde) kurması. B atı'daki manastır oluşumlarında onun koyduğu kurallar geçerli olur. -

yüzyıl ortası ve sonrası ması.

6.

-

Balkanlar'a S l av saldırılannın art­

568-574 Lombartlar* ltalya'ya hakim olur (orada 7 7 4 yıl ı n a kadar k a l a n Lombartlann başkenti Pavia). -



İ talyanca Longabardi. B i r Doğu Germen halkı.

11

590-604 R oma'da Aziz Peatrus'un takipçisi olduğu vurgula­ narak I. Gregorius ("Büyük") imparator ve Constantin oupolis (İstanbul) patriği tarafından papalık makamına getirilir. 1. Grego­ rius, Anglosaksonların ve lombartl ann Hıristiyan olmasın ı sağ­ lar ve Ambrosius, Hieronym us ve Augustin' den sonra dördüncü Latin "Kilise B abası" olarak kabul edilir -

7. yüzyıl başı Suriye, Filistin ve Anadolu'ya Sasanilerin (Pers­ ler) saldırılan ve şehirleri n yıkımı. -

Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göçü (Hicret), İsla ­ miyetin yayılması.

62 2

-

632

-

Muhammed'in ölümü.

Arapların Filistin ve Suriye (636), Kudüs (63 8), Mezopotamya (Irak; 6 3 7), Mısır (639-4 1 ), İran ( 6 57), Ku­ zey Afrika (643-697) ve İspan ya Yanmadası'nın büyü k kısmın a hakim olmaları (71 1 - 1 6) ; den izyolu ve Anadolu üzerinden K ons­ tan tinoupolis'e (İstan bul) saldınlann yapılması. 634 yılından sonra

-

ı .4. Ar aştırma Tarih i "Hıristiyan arkeoloj isi" ile birlikte Geç Antik Çağ sanatına yöne­ lik çalışmal a r Roma'da 1 6. yüzyıl ortasında başlar. Bu çalışma ­ larda, ayrıntılı araştırmalar ya da sanatın tarihçesin i araştırmak yerine E rken Hıristiyanlık D önemi yapı larının yardımıyla Hıris­ tiyan in ancının gerçekl iğine ait verileri bulmak amaçlanmıştır. Erken dönemden başlayarak ön emli yazar ve yayın lar şöyle sı­ rala n abilir: A. Fulvio'nun beş ciltten oluşan Antiquita tes Urbis (R oma 1 527) adlı eserin de IV. ciltte k a ta k omplar ve V. ciltte di­ ğer E rken Hıristiyanlık Dönemi yapılan, çizim ve resim olmaks ı­ zın ele alınır. Roma sotterrarıea (Roma 1 63 2 ; Almanca çevirisi 1 68 8 ; İtalyanca basımı 1 99 8), bugüne kadar yazılmış önemli di­ ğer bir eserdir ve A. Bosio tarafından kaleme alınmıştır. Çalışma katakomplar üzerine uzun yıllar boyun ca yapılan a raştırm alara dayan ır ve G. Severano 'nun editörlüğünde yayımlan mıştır. Eser­ de lahitlerin planlan ve görünümleri, yazıtlar ve tüm freskler su­ nulmaktadır. Çok sayıda kil isen in plan ve kesitleri yanında du12

var resimleri ve mozaik gravürlerinin tanıtıldığı G . Ciampini ta­ ra fından hazırlanan Vetera monimenta 1-11 (Roma 1 690- 1 699) ve De sacris aedijiciis a Constantino Magno constructis (Roma 1 69 3) , Roma ve R avenna'da günümüze ulaşamamış mozaikler resmedildiği için bugün hfı la önemini korumaktadır. F. Buona­ rotti'nin Osservazioni sopra a/cuni framm enti di vas i a ntichi di vetro orna ti di jigure trovati ne' cimiteri di Roma (Floransa 1 7 1 6) ile M. A. Boldetti'nin Osservazion i sopra i cim iteri dei san ti mar­ tiri ed antichi cristian i di Roma 1-lll (Ro ma 1 7 20) adlı eseri ka­ takomplarda bulunmuş sayısız yazıt ve küçük buluntuya yer ve­ rir. Klasik Arkeoloji ve Avrupa Sanat T arihi'nin kurucusu J. J. W inkelmann Geç Antik ve Erken Hıristiyan sanatı üzerine yap­ tığı çalışmalarda antik sanatın güzelliğini ifade etmeye çalışır. 1 9. yüzyılda birçok çalışma yapılıp yayı mlanmıştır. Bunlara ör­ nek olarak C. C. J. Bunsen'in Die Basiliken des christlichen Rom s nach ih rem Zusammenhange mit ldee u n d Geschichte der Kir­ chenbauk unst (Münih 1 842) ; Die Basiliken des christlichen Rom. Kupfertafeln u nd Erkliirung (Münih 1 82 2 - 1 827) ve G . Marchi'nin katakomplann eksiksiz ölçülerinin verildiği Monumenti delle arti cristiane nella metropoli del cristianesimo (Roma 1 844) adlı ese­ ri sayılabilir. T. Roller'in Les catacombes de Rome 1-11 (Paris 1 879. 18 8 1 ) adlı eserinde katakomplann duvar resimleri ve sayı­ sız lahit, fotoğraflanyla yayımlanır. G. B. de Rossi, La Roma sot­ terranea cristiana 1-111 (Roma 1 864- 1 87 7) ve kendisi tarafından b aşlanan lnscriptiones christianae urbis Romae 1-11 (Ro ma 1 8691 888) yayınlan ile "Hıristiyan arkeolojisi"nin kurucusu olarak ka­ bul edilir. R. Garru cci'nin Erken Hıristiyan sanatı için bir corpus niteliğindeki o dönemde ulaşılabilen tü m yapıların çizimlerinin yer aldığı Storia deli' arte cristiana nei primi otto secoli della chi­ esa 1-VI (Prato 1 8 7 2- 1 880) adlı eseri önemlidir. F. P iper, Einlei­ tung in die Mon umentale Theologie (Gotha 1 880) adlı çalışmasıy­ la Hıristiyan arkeolojisinde teoloj ik disiplinin önemini vurgula­ mak ister. P iper'in, örneğin Hıristiyan resim sanatını havari ler dönemine değil, 3. yüzyıla tarihlemesi gibi belirlemeleri önemli­ dir. E. Le Blant'ın E tude sur les sarcophages chretiens antiques de la ville d' Arles (Pari s 1 8 78) ve Les sarcophages chretiens de la 13

Gaule (Paris 1 88 6) adlı eserleri Güney Fransa'daki Erken Hıristi­ yanlık Dönemi lahitlerin i bir araya getirir ve bununla ilk kez Gal­ lia'nın Erken H ıristiyanlık Dönemi'ndeki önemini vurgular. 1 9. yüzyılda Doğu Hıristiya nlığın ı n oluşturduğu sanat üzerine de eserler üretilir. W. Salzenberg, Altch ristlich e Bauden kmale von Constantinope/ ( 1 857), C. Tex ier - R. P opplewell Pullan, L'arch i­ tecture byzantine ou recueil des monuments des prem iers temps du christia n isme en Orient (Londra 1 8 64) ve M. de Vogue, Syrie centrale. Arch itt>ctu re civile et re/igit>ust> du [f r a u vrıes. 1-11 (P a­

ris 1 8 6 5- 1 877) adlı eserleri yazarlar. 20. yüzyıldan başlayarak tüm Akdeniz ve komşu bölgeler araştın l ır ve kazılar yapılır. Ö nemli araştırm alar: Marburg'da bir klasik arkeolog olan L. v. Sybel, Ch ris tliche Antike 1-11 (Marburg 1 906- 1909) adlı eseriyle Erken Hıristiyan sanatının tamamen Yunan-Roma sanat gelene­ ğine bağlı ve bu sanatın bir bölümü o lduğunu açıkça ifade eder. V. Schultze, Archiiologie der altchristlichen Kunst (Münih 1 89 5 ) ile E rken Hıristiyan sanatı üzerine i l k sistematik el kitabını ha­ zırlar. Gru ndrif3 dt>r ch ristlicht>n Archiiologie (Münih 1 9 1 9 ; 2 . baskı Gütersloh 1 934) ve Altchristliche Stiidte und Landschaften (Leipzig / Gütersloh 1 9 1 3- 1 9 30) ise yazan n diğer eserleridir. J. ( G.) Wilpert uzun yıllar Erken Hıristiyan sanatı ve Roma'daki anıtlar üzerine yaptığı çal ışmalan üç a nıtsal eserle o rtaya koyar. Bunlar: Le pitture delle catacombe romane (Roma 1 903), Die rö­ misch en Mosaiken und Malert'ien der kirchliche n Bau ten vom 4. bis 13. Jh. 1-IV (Freiburg 1 9 1 6 ; kitabın bir bölümü yeni ekleme­ lerle J. Wilpert - W. N. Schumacher, Dit' röm ischt>n Mosaiken dt>r kirchlichen Bauten vom 4. bis 13. Jh. [Freiburg 1 9 7 6]) ve 1 sar­ cofagi cristia ni a n tich i 1 -III (Rom a 1 9 29- 1 936) adl ı eserlerdir. J. Strzygowski, Kleinasien. Ei n Neuland der Ku nstgeschichte (Leip­ zig 1 90 3 ) ve diğer eserleriyle doğuda oluşan E rken Hıristiyan sa­ n atı ürünlerini tanıtır. F . J. Dölger, "Antik ve Hıristiyantt konulu çal ışmalan ve Geç Antik Çağ araştırmaları için B o n n 'da " Fra nz Joseph Dölger Enstitüsü"nü kurar. Reallexikon fıir Antike u nd Ch ristentu m ve Jah rbuchs für Antike u nd Christentum ile bu ko­ nu üzerindeki çalışmalar devam eder. =

Erken Hıristiyan sanatı alanındaki Türkiye'ye yönelik araştırma 14

lann ö ncülüğü F. Beaufort, C. Texier, V. Langlois ve diğerleri ta­ rafından yapılmıştır. Bu konuda bakın ız: F. Beaufort, Kara rn a n ia or a Brief Description ojthe Sou th Coast of Asia Minor2 (1818); C. Texier, Descriptio n de / 'Asie Mineure I-III ( 1839-49); C. Te­ xier, Desc ription de /'Arrnenie, la Perse et la Mesop otam ie I-IV ( 1842-52); V. Langlois, Voyage da ns la Cilicie et dans des mo n­ tagnes d u Tau rus, execute pendant /es annees 1852-1853 (Paris 1861); J. E. D avis, Life in Asiatic Tu rkey. A Journal of Travel in Cilicia Ped ias and Tracheia . . . . (Londra 1879); A. C. Headl am, Ecc/esiastical Sites i n /sa u ria (Cilicia Trachea}, Society for the Promotion of Hellenic Studies, Suppl. Papers 1 (1893); R. Heber­ dey A. Wilhelm, Reisen in Kilikien, Denkschriften Wien 44 (1896). G. L. Beli, W. M. Ramsay, H. Rott , M . van Berchem, C. Preusser, F. Sarre, E . Herzfeld, S. Guyer ve diğerlerinin eserleri ise kitabın 7. bölümünde yer almaktadır. -

Bugün tüm Roma İmparatorluğu ve bu imparatorluğun sınırl a rı­ nı aşan bölgelerde oluşan Erken Hıristiyanlık Dönemi'ne ait sa­ nat, çok sayıda ülkede bilimsel olarak araştı rılmaktadır. Bu kap­ samda Batıda lspanya 'dan doğuda Gürcistan, E rmenistan, Azer­ beycan, Suriye, Lübnan, l srail, Ürdün, Irak ve lran'a, kuzeyde Britanya'dan güneyde Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Sudan ve Et­ yopya'ya hatta Ö zbekistan, Yemen gibi B asra Körfezi çevresin­ deki devletlere kadarki alan içinde bulunan Erken Hıristiya nlık Dönemi sanatı incelenmektedir. 1.5. Temel Kaynaklar

Anıtları resimleriyle tanıtan eserler yanında Hıristiyan arkeol oji­ si üzerine yazılmış bazı giriş kitapları, dergiler, kataloglar ve lek­ sikonl ar Erken Hıristiyan sanatı için önemlidir. Leksikonlar: Dictionnaire d · (DACL)

A rcheologie

Reallexikon jür

An tike und Christentum 1

Chretienne et de Liturgie ı 908-1953

vd, 19 50 vd (RA C) 15

Reallexikon zur byzantinischen Kunst 1 vd, l 966 vd (RBK) Encyclopedia of the Early Ch u rch 1 - il ( 1 992) Encyclopedia of Early Christian A rt and A rchaeology, ed. P. C.

Finney (b askıda) Süreli yayınla r : Jah rbuch für Antike u n d Christentum 1 , 1 958 vdd. (JbAC) Rivista di Archeologia Cristiana l, 1 92 4 vdd. (RA C r) Corso di cultura sull' arte ravennate e bizantina 1 , 1 955 vdd . (CR) Antiquite Tardive 1 , 1 99 3 vdd. (AnTard) Mitteilungen zur Ch ristlichen Archiiologie 1 , 1 995 vdd. (MiChA)

Geç Antik ve Hıristiyan arkeoloj isi alanında yapılan çalışmalara yer veren çok sayıda de rgi içinde Türkiye'deki anıtlar için özel­ l ikle Anatolia Antiqua, Anatolian Studies, Araştırma Son uçları Toplantısı, Belleten, Istanb u ler Mitteilungen, Kazı Sonuçlan Top­ lantısı, Türk Arkeoloji Dergisi önemlidir. Kongre kitapları : Akten der Internationalen Kongresse für Christliche Archiiologie 1, 1 89 4 vdd. (farklı dillerde); en son 1 994 yıl ı nda Hırvatistan, Split-Porec'te yapılan 1 3. kongre kitabı ( 1 998) yayımlanmıştır. 1 4. kongre ise 1 999 yılında Viyana'da yapılmıştır.

"Hıri stiyan arkeoloj isi" ne giriş kitap lan : F. W. Deichmann, Einführung in die Christliche Archiiologie ( 1 983) A. Effenberger, Frühchristliche Kunst u nd Kultur ( l 9 8 6 ) R. L. M ilburn, Early Christian Art a n d Architecture ( 1 9 88) F. W. D eichmann, Archeologia Cristiana ( 1 993) G . K och, Frühch ristliche Kunst. Eine Einführung ( 1 99 5) J. Lowden, Early Christian and Byzantine Art ( 1 99 7 ) 16

Eserlerin çok s ayıda fotoğrafının yer aldığı el kitapları : M. Hirmer, Frühchristliche Kunst ( 1 9 58) A. G rabar, Die Kuns t des früh en Ch ristentums ( 1969) A. Grabar, Die Kuns t i m Zei talter Justinians (1969) B. Brenk, Spiitantike und frühes Ch ristentu m ( 1 9 77) M. A. Crippa M. Zibawi, L 'art paleoch retien. Des origines iı Byzance ( 1 998) W. F. Volbach

-

-

Kıpti sanatına giriş kitapları : A. Effenberger, Koptische Kunst. Agypten in spatantiker, byzan­ tinischer und frühislamischer Zeit ( 1 9 7 5) A. Badawy, Coptic Art and Archaeology. The art of the christian Egyptians from the late anti q ue to the middle ages ( 1 978) The Coptic Encyclopedia 1-VIII, ed. A. S. Atiya ( 1 99 1 ) Agyp ten. Schatze aus dem Wüstensand. Kunst u n d Kultur der Christen am Nil. K atalog zur Ausstellung Hanım ( 1 996) M. Krause (Ed.), A gypten in spa tantik-christlicher Zei t. E infüh­ rung in die ko ptische Kultur ( 1 998) M. Zibawi, Kop tische Kunst. D as c hristliche Agypten (2004) R.S. B agnall D.W. Rathbon, Egypt from Alexander to the Copts. An archaeological and historical guide (2004) -

17

2.

MİMARİ

Erken Hıristiyanlık Dönemi'nde hem dini hem de s ivil mimari alanında farklı planlara sahip b i nalar yapılmıştır. Kiliseler, vaf­ tiz binalan daha sonra yapılan manastırlar dini mimari örnekle­ ri arasın d a ; evler, saraylar, p azar bazilikaları, hamamlar, su ya­ pılan, surlar, caddeler, köprü ve diğerleri ise sivil mimari örnek­ leri arasında sayılabilir. B u yapılann önemli plan tipleri bu bö­ lümde örnekleriyle kısaca tanıtılmıştır.

2 . ı . DİNİ MİMARİ

H ıristiyanlar dini törenlerini yapabilecekleri, bu tören sonrasın­ da lsa'nın etin i ve kanını simgeleyen ekmek ile şarabı paylaşa­ bilecekleri ve vaftiz olabilecekleri bir mekana ihtiyaç duymuşlar­ dır. Yine vaftiz aracıl ığıyla Hıristiyan olmak isteyenlere dini derslerin verildiği bir mekan da gerekli olmuştur. Yunan ve Roma tapınakları H ıristiyan kültü için uygun değildi. Tap ınakları n içinde tanrı heykelleri ve resimleri bulunur, inanan­ lar ise tapınak dışında, rahip tarafından üzerinde gerçekleştirilen kutsal kurban törenini yakından izleyebilecekleri altann yakı­ nında yer alırl ardı. Oysa H ıristiyanlıkta önemli olan sadece vaf­ tiz edil miş, böylece kutsanmış insanların birlikteliğiydi. Bu an­ lamda Hıristiyanlık, M ithras kültü, Mısırlılann dini inancı ve Ya­ hudi inancı n a yakındı. Yani bu i nançlarda da, Hıristiyanlarda ol­ duğu gibi , inananların kapalı bir mekanda bir arada olmaları söz konusuydu. Hıristiyan olmanın şartı "vaftiz"e benzeyen bir tören Yunan-Ro­ m a dininde yoktu. Bu nedenle H ıristiyan mimarisinde vaftizha­ neler özel bir yapı formu olarak karşımıza çıkar. D aha sonra geliştirilen manastır yapılarının da öncüsü yoktur.

18

2. 1 . 1. Dönemler Hıristiyanlar, birl ikte ibadet etmek, vaftiz ol mak, dini dersler al­ mak ve olasılık dahilinde ölüleri n i gömmek için kapalı m ekan­ lara ihtiyaç duymuşlardır. Farkl ı yazılı kaynaklarda aktarı lmak­ la birl ikte, arkeoloj i k açıdan 200 yılı öncesine tarihlenebilecek Hıristiyanlara ait bir yapı henüz belirlenememiştir. Çünkü bu er­ ken dönemlerde inananlardan birinin evi dini törenin ve Kutsa l Kitap' t an okumaların yapıldığı kapalı mekan o larak kullanılmış, vaftiz ise ya akan suyun bulunduğu herhangi bir açık alanda ya da bir odada gerçekleşirilmiştir. " Ekklesia", Hıristiyan cemaatin toplandığı mekanı, evi değil, cemaatin kendisini i fade eder. Tö­ renin yapıl d ığı mekan, kült aracılığıyla kutsanm am ış sivil bir mekandı. Erken dönemde mekanı tamamlayıcı m imari unsurl a r, resim ya da kaba rt malar yoktu. Böylece hem Hıristiyan mimari­ sinin hem de resi m sana t ının 200 yılı öncesinde örnekler verme­ diği söylenebilir. Hıristiyanlığa o dönemde sıcak bakılmaması, bu dine üye olanların cezalandırılması gibi et kenl e r de bu dü­ şünceyi desteklemektedir. Ancak kesin tarihleme olanaklı olmamakla birl ikte 200 yılı civa­ rında değişmeler olduğu kabul edilir. Büyük Constantinus u n 3 1 1 ve 3 1 3 yıllarında yayımladığı fermanlar öncesinde, yani 200 ile 3 1 1 / 1 3 yılları arasında Hıristiyan sanatı yavaş yavaş oluşmaya başlar. Bu dönem "Constantinus Ö ncesi Dönem" olarak adlandı­ rılır. '

Büyük Constantinus zamanında, Hıristiyanlık serbest bir din ha­ l ine gelince, imparator ve oğulla rı nın emriyle zengin iç donanı­ ma sa h ip sayısız kilise yap ı l ı r. Yoğun k i lise yapımının yaşandığı "Constantinus Dönemi '', 3 1 1 / 1 3 - 3 3 7 hatta 3 1 1 /3 1 3 -3 6 1 yıllan arası o larak kabu l edilir. Bu tarihten sonra yaklaşık 600 yılın a kadar geçen süre "Constantinus Sonrası Dönem " adını a lır. 2. 1 . 1 . 1 . Constantinus Ö ncesi Dönem

Roma l mparatorluğu'nun sınırları içinde kalan t opraklard a ! . ve 2. yüzyılda Hıristiyan cemaatinin kullandığı bir yapı belirlene19

memiştir. 1 . yüzyıl ortalarında Balkanlar'ın güneyinde ve Ana­ dolu'daki birçok küçük şehirde Hıristiyanl a rın olduğu yazılı kay­ naklarda belirtilir. Bunlar Hıristiyanlığı kabul eden Yahudilerdir. Aziz Paulus* misyon gezi lerinde Anadolu'da b irço k yen i H ıristi­ yan cemaati oluşturmuş, var olanları da ziyaret etmiştir. "Hava­ rilerin (Elçilerin) işleri" ve /nci/' i oluşturan bölümlerde Pa­ ulus'un yaptıkları anlatılmaktadır. Paulus, 46 yılı civarında yap­ tığı ilk misyon gezisi için büyük bir Hıristiyan cemaatinin bu­ lunduğu Antiochia ad Orontem'in (Antakya) liman kenti Sele­ ukeia Pieria'dan (Çevlik) yola çıkmış, gemiyle Kıbrıs'taki Sala­ mis'e gelm iştir. Oradan Paphos'a, b uradan da Perge'ye (Aksu) ulaşmıştır. Bundan sonra yürüyerek Pisidia Antiokheia'sına (Yal­ vaç), l ko n i o n 'a (Konya) ve sonra Konya'nın güneyinde iki küçük şehir olan Hatunsaray yakın ı ndaki Lystra (Hatunsaray) ve Kon­ ya'nın güneydoğusunda Kerti Höyük yakınındaki Derbe'ye (Al a­ dağ) gitmiştir. Ayn ı yolu izleyerek geri dönmüş ve Attaleia'dan (Antalya) gemiye binerek Seleukeia Pieria'ya (Çevlik) ulaşmıştır. Paulus, ikinci yolculuğunda (49 yılı baharı ya da 50 yılında) Antiochia ad Orontem'den (Antakya) karayoluyla Anadolu üze­ rinden , büyük olas ı lıkla Tarsus, Derbe (Aladağ) ve Lystra'dan (Hatunsaray) Aleksandreia Troas'a (Ezine'nin batısında D alyan Köy'e) gelmiştir. Buradan gemi ile Yunanistan'a (Philippi, Sela­ nik, Beroia, Atina, Korinthos) gitmiş, Korinthos'un doğu limanı Kenkhreai'dan yola çıkmış, 5 2 yılında gemi ile Ephesos'a (Sel­ çuk) ulaşmış, sonrasında hemen Filistin (C aesarea) ve Antiochia ad Orontem'e (Antakya) geri dönmüştür. Ü çüncü ve en uzun sü­ reli yolculuğuna 53 yılında b aşlamış, farklı yerlere uğrayarak Ephesos'a (Selçuk) gel miş ve burada üç yıl kalmıştır. Tekrar Aleksandreia Troas'a (Eski İstanbul / D alyan Köy) gitmiş, Yuna­ nistan yolculuğu sonrasında Assos'tan (Behramkale) gemiye bi­ nerek Miletos (Balat) ve sonrasında Patara'ya (Gelemiş) ulaşmış­ tır. Oradan gemi ile tekrar geri dönmüştür. Paulus'un yaptığı bu * Havari Paulus: O n iki Havari' den b i ri. Yahudi asıllı a i l es i n i n yerleştiği Tar­ sus'ta tahminen 5- ı 5 yıll a rı a rasında doğdu. Saul o l a n adı vaftiz edildik­ ten sonra Paul us ol a rak değiştirildi. Hı ristiya n dinini yaymak için yaptı ğ ı üç geziden so nra 60'ta Roma'ya g itti 6 6 ' d a burada tutuklandı ve 67 'de Ostia yolunda başı kesildi. .

20

yolculuklar aracılığıyla 1 . yüzyıl ortalarında Anadolu'da büyük bir Hıristiyan cemaati oluşmuştur. İoannes'in* vahiylerinde (Apokalypse) 100 yılı civarında Anado­ lu'daki "yedi cemaate" mektuplar gönderilmiş olduğu belirtil i r. Bunlar : Ephesos (Efes), Smyrna (İzmir), Pergamon (Bergama), Thyateira (Akhisar), Sardeis (Sart) , Philadelphia (Alaşehir) ve La­ odikeia'daki (Denizli yakınındaki Eskihisar) cemaatlerdir. 1 1 2 yı­ l ında Bithynia-Pontos Bölgesi Valisi Genç P linius, Roma'daki İmparator Traianus'a Hıristiyanlara karşı nasıl davranması ge­ rektiğini sormuştur. Bu da anılan bölgede ve Anadolu'nun diğer şehirlerinde Hıristiyanların varl ığını ortaya koymaktadır. Ancak Hıristiyanlara ait bir yapının yapılmış olabileceğini kanıtlayacak bir yazıt ya da buluntu yoktur. Hıristiyanlar, dinle ilgili iç dona­ n ı m ı o lmayan evlerde, bu evleri n b üyük odalarında toplanmış olmalıdır. Paulus'un Aleksandreia Troas'ta (Eski İstanbul / Dal­ yan Köy) kaldığı süreye i lişkin aktarı lanlar bu konuya açıklı k ge­ tirir (Havarilerin işleri 20, 7- 1 0) : "Haftanın ilk günü Pa u lu s on­ la ra dini anla ttı. Ertesi gün yola çık m a k istiyordu. Kon uşması gece yarısı na kadar s ü rdü. Toplandığı m ız üst kattak i odada bir­ çok kandil yanıyordu. A ncak Eutykhos adlı genç bir adam, pen­ cere içinde derin bir uykuya dalm ıştı. Paulus 'un kon uşması n ı n uzu n sürmesi nedeniyle uykuya da la n genç, üçüncü katta n aşa­ ğı düştü . Paulus aşağıya inerek genci kuca k ladı ve şöyle kon uş­ tu : Telaşlanmayın, o hayatta. " Bu alıntı Paulus'un konuşmasını,

sıkça rastlanan bir sinagogda değil, b üyük bir evi n üçüncü ka­ tındaki odada yaptığını gösterir. Bu anlamda Aberkios adında bir Hıristiyana ait mezar a ltan da önemlidir. Afyon yakınlarında Phrygia'da bulunan alta r 200 yı­ l ı civarına tarihlenir. A l ta r, "Hıristiyan yazıtları n ı n kraliçesi" olarak adlandırı l a n uzun bir yazıta sahiptir. Bu yazıttan Aberki­ os'un H ı ristiyan olduğu, hatta Hierapol is (Afyo n - Synn ada [Şuhut] yakın larında Koçhisar) piskoposu olduğu, 7 2 yaşına ka­ dar yaşadığı, yaşadığı dönemde bir mezar yap ısı yaptırdığı anla• l o a n n e s : Yuhanna. Vaftizci Yahya ola rak da bilinir. Bu a d kendisine, lsa'yı Ürdün l rrnağı 'nda vaftiz etmesinden sonra verildi. lsa'ya ilk inananlar­ dand ır. Başı kesilerek öldürüldü. 21

şılmaktadır. Aberkios, inancın ı açıkça yaşayabilen ve bu inancı paylaşan büyük bir grubun yaşadığı bir şehirdedir. Yazıt 1 70 ile 200 yılları arasında Anadolu'da gelişen Hıristiyanlığın erken dö­ nemlerine ait çok önemli bir kanıttır. 3. yüzyılda Hıristiyan olanların sayısı artmıştır. Ancak birlikte ibadet edilen yer olarak yine evler kullanıl mıştır. Göründüğü ka­ darıyla 3. yüzyıl içindeki bir dönemde bu özel evlerden b azılan cemaatin ortak kullanım alanlarına dönüştürülmüştür. Yine de yazılı kaynaklarda bu konudaki veriler eksik olup arkeolojik ola­ rak da tespit edilememiştir.

Roma İmparatorluğu'nda Constantinus Ö ncesi Dönem 'de yapıl­ mış kiliselere ait az sayıda kalıntı vardır. Bu yapılara ait veriler az sayıdaki yazıtlar ve yazıl ı kaynaklardaki anlatımlann dışına çıkma maktadır. Aynı döneme ait Roma kentindeki b ilgiler daha iyidir. Burada 4.-5. yüzyıla ait kiliselerin altında yapılan ..kazılar­ da eski ev kalıntıları belirlenmiştir. Sahipleri evlerinin tümünü ya da birkaç odasın ı Hıristiyanlara vererek, burada ortak ibadet yapıl masın ı sağlamışlardır. Zamanla yıkılarak, bulundukları ye­ re kiliselerin yapıldığı bu evlerin girişinde ev sahibinin adı (Lat. tituli) yer almıştır. Roma 'da bu tarzda yapılmış toplam 25 kilise bulunmaktaydı (S. Clemente, S. M artino ai Monti, SS. Giovanni e Paolo, S. Sabina). Kil iselerin altındaki Antik Çağ ev kalıntısı S. Clemente'de olduğu gibi- ziyaretçiler tarafından büyük ilgi görmektedir. Ancak bu evlerde eu kharistik ayinin, vaftizin ya da henüz dine kabul edil meyenlere verilen derslerin hangi odalarda yapıldığı bel irlenememektedir. Roma i mparatorluğu sınırları içinde kalan Suriye'nin doğusun­ da, Fırat kıyısındaki küçük bir kent olan Dura Europos'ta (Res. 1 ; Lev. 1, 1) arkeolojik açıdan kanıtlanabilen bir ev kilise bulun­ maktadır. Şeh ir duvarlarından sadece küçük bir sokak aracılığıy­ la ayrıl an ev, 2 3 2/33 yılında kiliseye çevrilm iş ve iç mekan bu a maca yönel ik unsu rl arla donatılm ıştır. 2 5 6 yılında Sasaniler (Persler) tarafından yıkıl a n şehir, bir daha yerleşim yeri olarak kullanılmamıştır. Ev, Erken Hıristiyanlık Dönem i'nde ibadet oda­ sı ve vaftiz odasına yer veren, az da olsa o dönem yazılı kaynak22

l a n nda anlatılan -ki bunlardan biri de Suriye'de 3. yüzyılda ya­ z ı l m ış, kilise düzenini an latan D ida ska lia' dır- bir ib adet yapısı­ nın nasıl olması gerektiğine bir anlamda ı şık tutan tek ö rnektir. Ev, kil iseye dönüştürülürken i k i küçük odası b irleştirilerek büyü­ tül müş ve birl ikte ibadet edilebilecek yakl aşık 1 3 x 5 m boyut­ larında bir mekan haline getirilmiştir. Oda n ı n kısa kena rında, üzerinde ahşaptan olduğu düşünülen rahip sandalyesi n i n durdu­ ğu alçak bir podyum yer alm ıştır. Küçük bir oda vaftiz için dü­ zenlenmiş, duvarla rı Tev ra t ve lncil'den al ınan konularl a süslen­ miştir. İb adet ve vaftiz odası arasındaki bölüm, henüz dine ka­ tılmam ışl ara ders veri lmesi için kullanıl mıştı r. Evin var olan iki nci katı, yap ı n ın kiliseye dönüşümü sırasında rahip ve ailesi­ nin evi olarak kullanılm ıştır.

Res. ı : Suriye, D u ra Europos 'ta k i ev k ilise (232/33 ve 256 yı l ı ıı da k u lla nılmış; 20 .x 18 m) : 1. Giriş; 2. i ç avlu; 3. Toplan h odası (1 3 .r 5 m); 4 . Hı ristiyarı ol­ m aya nlara ders verilen oda (?) ; 5. Vaftiz odası (8, 90 x 3,40 m; ka rş. Lev. /, I ) ; 6. Ra hibin otu rdugu üst kata a it merdiven. 23

Roma imparatorluk sınırl a rı içindeki bölgelerde ço k sayıda fark­ lı plan ve malzemeye sahip ev, kil ise olarak kullanılmıştır. Dura Europos, ihtiyaca göre evlerin, küçük değişikl iklerle kil iseye dö­ nüşümlerinin sağlandığını gösteren ö nemli bir örnektir. 3 . yüzyıl sonu ile 4. yüzyıl arasında Hıristiyan nüfusun sayısı h ız­ la artmıştır. Buna paralel olarak da daha büyük kiliseler yapılm ış­ tır. Bu durum, az sayıda korunabilmiş farklı yazıl ı kayn aklardaki anlatımlardan da anlaşılmaktadır. Ö rneğin Lactantius* (de morti­ bus persecutoru m XII) Nikomedeia'da (İzmit) İmparator Diocleti­ anus'un sarayından görülebilen, şehre hakim meydanların birin­ de oldukça yüksek bir kilisenin varlığından bahseder. 303 yılın­ da D iocletianus kilisenin yıkılmasını emretmiştir: "Ve beklenen gün geldi. Henüz şafak vakti, yanlarında hazine sorumlusuyla, üst düzey askerler ve bunların komutanı kiliseye geldiler. Kapı lar kırılarak tanrı n ı n resm i arandı. Bulunan yazılı belgeler yakıldı. Askerlere yağma izni verildi ve bunlar sağa sola koşarak her şe­ yi çaldılar ve yıktılar. İmparator Diocletianus ve Maximianus, sa­ rayın terasında kiliseyi görebilecekleri b ir konumdaydırar. İkisi de kiliseyi yakıp yakmamakla ilgili kesin karar veremediler. Diocle­ tianus yangının büyük olacağı ve şehrin bir kısmına da yayılaca­ ğını tahmin etti. Koruma birliğinin askerleri (praetorian'lar) balta ve demir çubuklarla her yönden saldırdılar ve kentte oldukça yüksek kiliseyi birkaç saat içinde yerle bir ettiler. "

Constantinus Ö ncesi Dönem'de yapılmış büyük ve önemli kilise­ ler Eusebios** tarafından anlatılmıştır. Tyros (Lübnan 'da) Pisko­ posu Paulinos 3 1 7 yılındaki bir konuşmasında, kentin yeni ka­ tedralinin açılışını anlatır. Katedral, D iodetianus tarafından yık­ tırılan kilisenin yerine yapılmıştır (Kiliseler Tarih i X 4, 3 7 -68). Yeni kil ise üç nefti, bazilika} planl ı, avlusu olan bir yapıdır. * H ı ristiyan din bilgini. C i rta yakınları nda 2 50'ye doğru doğdu. 300 yılı c i ­ v a r ı n d a Hıristiya nl ığı kabul etti. Constanti nus tarafından oğlu C ris­ pus'un eğitim iyle görevlendi rildi ve Sur'a yerleşti. Burada 3 2 5 civa nnda ö l dü.

•• E usebios : Caesa rea 'lı. Fil istin 'de 265 civa rında doğu, 340'ta öldü. J I J 'te F i l istin 'de Caesarea piskoposu seçildi. i mparator Co nstantinus'un sağ kolu oldu. Kilise vaka nüvisl iğinin gerçek kurucusu olarak birçok eser yazdı. 24

Res. 2 : Konya ya k ı n ı nda k i Laodikeia Ko mbousta (Ladik) Piskoposu Eugenios 'a ait lah it. 330 yı lında ölen piskopos u n yen ilediği k ilise h a k k ı nda bilgi veren la ­ h i t yazıtı.

yılında ölen, Konya yakınındaki Laodikeia Kombousta ( La­ dik) P iskoposu Eugen ios'un lahdi üzerin deki uzun bir yazıtta şunlara yer veril m işti r (Res. 2 ) : 330

"Ben Kou essoslu Kyrillos, Keler'in oğlu v e kent meclisin in üyesi Ma rkos lo ulios Eugen ios ola ra k Pisidia valisi ko m u tasında k i o r­ du birliğinde h izmet verdim. Senatör Gaios Nes to ria nos 'u n k ızı, Ga ia lo u l ia Flavia na ile evlendim ve savaşta k i görevim i ödü llen ­ dirilerek ta m a m ladım. A nca k b u a rada impa ra to r Maximinus za m a n ı nda, Hı ristiya n la n n k u rban edilmes i ve b u n la n n o rdu h izmetlerinde b u l u n ma la n na izi n verilmemesi yolundaki karar­ n a m esi geldiğinde, Va li Diogenes za man ında sayısız işkenceye uğradım ve askeri görevimden uzaklaştın lrnak isten d im. Buna ka rşın Hı ristiya nlık inancı m ı korudu m . Kısa bir s ü re Laodike­ ia 'da (Ladik) ka ldıkta n s o n ra her yere hakim ta nrının (pa ntok­ ra tor) isteğiyle piskopos l u k dereces ine yü kseltildim. B u m a ka m ­ da k i görevimi 2 5 yıl boy u n ca b üyük bir başanyla sürdürdüm. Tü m k iliseyi ve bezem eleri n i temeli nden itibaren yen iledim. Giriş m eka n ın ı , avluyu, duvar res i m leri n i, heykelleri, çeş meyi, girişi, duva r/an ve her şeyi ta m a m en yeni ledim . Ö l üme yak laştığı mda ken dim için bir a n ı t ve yuka nda yazıla n ı üzeri n e kazıttığı m bir la h it yaptırd ı m . Ve bu benim seçkin nesl i m i n bir anıtı oldu. "

Piskoposun, önceden kal ı ntılan olan bir kil iseyi yeniletmiş olma25

sı ve bu yapının bölümlerini adlandırm ası öneml idir. Burada an­ latılan, önünde avl usu olan bir bazi l i kad ı r. Eğer P iskopos Euge­ n ios kiliseyi tamamen yeni yaptırmış olsayd ı, bunu yazıtta i fade ederdi. Piskopos tara fı ndan yen ilenen kil isenin kesin tarihi b i l i n ­ memekle birl ikte 3 1 1 / 1 3 yıl ı önces i n de var olduğu, imparator Di­ ocletianus zamanında yaşa nan Hıristiyan kovuşturmasında, 3 0 3 3 0 5 yıllan arasında yıktırıldığı tahmin edilmekted ir. Ancak bu ki­ l i senin de yen isi gibi bazilika] planlı, avlusu olan b i r yap ı olup ol­ madığı kesin d eğildir. Daha küçük ve olasılıkla tek nefl i yapının yerine Eugenios daha sonra büyük bir kil ise yaptırmış olmal ıdır.

lspanya-Elvira ' d a 306 yıl ında piskoposlar tarafından yapılan bir toplantıd a , kiliselerdeki figürlü duvar resimleri n i n yapımı yasak­ lanmıştır. Yasağın getirild i ği k i liseler ve resiml eri n i n görü nümü h a k k ı n da b ilgi sahibi olunamamıştır. Ancak D u ra Europos'taki n e benzer küçük yapıları n yeri ne, lspanya'da bugün mevcut olma­ yan çok sayıda büyük kil isenin var olduğu k bJ l l edil mektedir. Constantinus Ö ncesi Dönem'e tarihlendirilebilen bazı kilise ka-

Res. 3 : Hıroatista n-Dalmaçya Sa lona Kilisesi pla n ı (3 00?; 16 kôn gö rü n ü m ü . 26

r

7 m) v e i ç nıe­

l ı ntıları vardır. Bunlar, tek netli b üyük bir sal o n dan ibaret Ro­ ma'daki Crisogono (28 x 1 5, 5 m), Sal ona'da kısa kenarlarından b irinde ana gi rişi, uzun kenarl a rından b i rinde açık b i r ön meka­ nı b u l u nan küçük bir kilise (Dalmaçya ; Res. 3) ve kısmen kaz ı­ larla ortaya çıka rı l a n Phil ippi O ktogon 'udu r (Kuzey Yunan istan). Bir döşeme mozai ğinde adı yazılı olan Piskopos Porphyrius, 342 yılında Serdica 'da (Bulgaristan, Sofya) yapılan toplantıya katıl­ mıştır. Yazıta göre mozaik, k i l iseden daha sonraki bir tari hte, 3 2 4 yıl ında Constantin us'un Doğu'ya hakim ol masından önce yapılmış olmal ıdır. Seleukei a (Silifke) yakınlarındaki M eryem ­ l i k 'te (Ayatekla) yer alan Thekla Kil isesi altındaki m ağaranın ilk olarak hangi dönemde Hıri stiyan i badeti için kul lanıldığı ve bu­ nun ne zaman üç nefl i bir kiliseye dön üştürül düğü b i l inmemek­ tedir.

Res. 4 : Kuzey ita /ya, Aq u i leia 'da k i Çifte Kilise p l a n ı (3 1 3-3 1 9; 38

x

6 7 nı) .

Aquileia'da (Kuzey İtalya) 3 1 3 -3 1 9 yıll a rı a rasında yapıl a n Ç i fte Kil ise, Constanti n us Ö ncesi Dönem ' e ait kil iselerin görün ü m ü hakkında fi k i r verir (Res. 4). B iri oldukça b üyük, i k i sade salon­ qan oluşan kil iseleri n döşemeleri mozai kl i olup, duvarla rı n ı n da resiml i olduğu kabul edil i r. C onstantinus Ö ncesi Dönem'de bazi­ l ikal planlı kil iselerin yapılıp yap ılmadığı kesin değildir. Kaynak­ larda Kuzey Afrika'da " bas ilica e " keli m esini n kullanıl dığı yazılı olmakla b i rl ikte, bununla günümüzde bazilika ol a rak adland ırı27

lan bir yapı tipinin mi anlatılmak istendiği kesinleşmemiştir (karş. Böl. 2. 1 . 2.2).

2. 1.1.2. Constantinus Dönemi 311-31 3 yılları ndaki fermanlar, özellikle de 313 yıl ındaki Milano Fermanı ile Hıristiyan dini serbest bırakıl m ış ve d iğer pagan din­ lerle eşit sayılmıştır (religio licita) . Daha önce imparator ve diğer önemli kişilerin tapınak yaptırma geleneği Constantinus tarafı n ­ dan d a devam ettiril miştir. Co nstantinus'un 3 12 yılında Milvius Köprüsü'nde Maxentius'u yen mesine yardımcı olan tanrıya te­ şekkür etm ek, kendisinin de kutsal bir kişi olduğunu göstermek ve Hıristiyanları desteklemek amacıyla kiliseler yaptırm ası, onun önemli bir görevi olmuştur. Ancak bunları yaptırırken pagan ta­ pı nakları da onartmış, hatta yeni başkent Konstantinoupol is'te (lstanbul) yeni tapın aklar yaptırmıştır. 313 yılından sonra i mparatorluğun di ğer bölgelerinde de çoğun­ lukla İmparator Büyük Constantinus� oğullan (il. Constantinus [3 3 7 - 3 40], Constans [33 7 - 3 50] , il. Constantius [ 3 37-3 61)) ve p is­ koposl arın emriyle büyük kiliseler yapılmıştır.

Bugüne kadar yapılan araştırmal arda Büyük Constantinus tara­ fından yapımına başlanıp daha sonra bitirilen kiliseler belirlen­ miştir. Bu yapılara aşağıda özetle değinilecektir. Constanti nus zamanında yapılmış, yazılı kaynaklarda aktarılan birçok kil ise ya tamamen yok olmuş, ya da çok az kal ıntıyla gü­ nümüze ulaşmıştır. Bu nedenle yapıların birçok özell iği bel irle­ nememekte, sadece bazı öneri çizimlerle nasıl olabilecekleri hak­ kında fikir yürütülmeye çalışılmaktadır. Yazılı kaynaklar içinde bugün 6. yüzyıl örneği korunmuş, ancak Constanti nus zamanına kadar geri giden Liber Pon tificalis (Pa ­ pal arın Kroniği) , Filistin-Caesarea Piskoposu Eusebios'un yazdı­ ğı (ölümü 3 3 9) Vita Consta ntini (Constanti nus'un Yaşamı) ve Ki­ l iseler Ta ri h i isiml i eserler aracılığıyla Constanti nus zamanında ve bu dönemde yapıl m ış kil iseler hakkında bir fikir edin ilebil ­ mektedir. 28

Pl anları n ın fa rkl ılığı, nefl erin sayısı, oranl arı, sütunlar üzerinde a rkad ya da a rşitra v kullanımı, aps is biçimleri ve diğer yönleri ile bu d önem yapı ları ilginç örneklerdir. tik yapı Rom a 'daki Salvator Kilisesi'dir ("Koruyucu lsa" adıyla kutsanmış, 3 1 3 yılı nda yaptırıl mış " Basilica Consta ntiniana [Consta nti nus Bazil ikası], bugünkü S. G iovan ni in Laterano). l m ­ parator Constanti nus ta ra fı n d a n R o m a p iskoposu i ç i n yaptı rılan kil ise, beş netli, batısı nda apsisi, doğusunda girişi ve apsis önündeki yan neflerin dış duvarl a n na bitişik olarak yapı lmış al­ çak seviyedeki ek yapılarıyla b i r bazilikad ı r (Res. 5) . 3 1 5 yıl ında tt

Res. 5 : Roma Sa lvator Kilisesi görü n ü m ü (/sa Kilises i , bugün S. Giova n n i i n Latera ıı o ; 3 1 3).

tamaml a n a n , sadece kaynaklard a adı geçen Tyros Ki lisesi, ön avl usu olan bir bazilikaydı. 3 1 3 - 3 1 9 yılları a rasında Piskopos Theodor (Theodol us) zamanında Aqu ileia'da yapılan Çifte Kil ise, destekleri ahşap, iki büyük salondan oluşmuştur (Res. 4). Roma 'daki büyük beş netli Petrus K Hisesi' n in (S. Pietro in Vati ­ cano) yapımına 3 1 9 yılı nda başlan mıştı r. Erken Hıristiyan mima­ risinde enine nef ilk defa bu yapıd a, altta yer alan Aziz Pet29

Res. 6: Roma St. Peter'in (S. P i et ro 3 J 9).

görü n ü m ü

,

Res. 7: Roma A z iz Pctrus 'u n 1 6. yüzyı la a it bir duvar res m i örnek a l ın a rak 1 9. yüzyı lda ya p ı l m ış b i r g ra vü re göre iç mekan gö rü n ü m ı L 30

rus'un* mezarını vurgulamak için yap ılm ıştır. (Res. 6-7). Yazıtıy­ la 3 24 yılına tarihlenen El Asnam Kilisesi (Castellum Tingita­ n u m ; önceleri Orl eansville ; Cezayir) yine beş neft i, ancak daha küçük ölçüde bir yapıydı. Kilisenin doğu bölümünün düz bir du­ varl a sınırlandırılmış ol ması, Kuzey Afrika'da daha geç dönem­ lere ait yapılarla ilişkisini gösterir. Cirta 'da (Constantine, Ceza­ yir) Constantinus tara fı ndan yaptırılan iki kilise hakkında fazla bilgi yoktur. Trier'deki (Almanya) büyük kilise kompleksinin ya­ pımına 3 3 0/40 yıl l a rında başlanmıştı r. Constantinus, Roma-Via Ostiense'de Aziz Paulus için de bir kil ise yaptırmıştır. G ö rünümü hakkında bilgi sahibi ol amadığımız kil ise yıkıl ınca aynı yere, 3 8 4-400 yılları arası nda beş nefti büyük bir kilise yapıl mıştır (S. Paulo fuori le mura ) . Roma'nın liman kenti Ostia'da yine Cons­ tantinus tarafı ndan yaptırılmış üç neft i bir bazilikaya ait kal ı n ­ tılar kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Roma'daki S. Croce ("Kutsal Haç Kil isesi ") 3 2 4 yılından önce i mparator emriyle, du­ varl a rı eski bir saraydan yararlanılarak yapılmış bir yapıdır. Gü­ ney ltalya'da Napoli ve Capua'da Constantinus'un yaptırdığı ki­ l iseler sadece yazı l ı kaynaklarda aktarılır. Roma'daki bir grup kilise, şehir duvarları dışında mezarl ar üze­ rine yapılmıştır ( S S . Marcellino e Pietro, 320 ; S. Lorenzo, 3 2 6/3 0 ; S. Agnese, 338-353 ; Constantinus'un ya da oğulların ­ d a n b i rinin yaptırdığı Basilica Apostolorum= S. Sebastiano, Via Prenestina'daki anonim yapı, 3 51-386?) (Res. 8). Bu kiliselerin ortak özell ikleri, yan neflerin orta nefi U fo rmunda çevrelemele­ ri ve bir çevre koridoru o luşturmal arıdır ("çevre koridorlu bazi­ likalar"). Kiliselerden ikisinin bitişiğinde, imparator ailesin in ba­ zı üyel eri için yapılm ış, yuvarlak planlı ma usoleu mlar (S. Agne­ se'de S. Costanza ; Res. 8 4 ; Lev. 4 ; SS. Marcel l i n o e Pietro'da Tor *

Havari Petrus: O n iki Havari 'den biri ve havarilerin başı. Beytsayda - Ce­ lile' de doğdu, 64'te Roma'da öldü. G e rçek adı Simun'dur. Petrus takma adı, Hıristiyanlıkta oynayacağı rolü belirtmek için lsa tarafı ndan özel l ik­ le ko nulmuştur. H ı ristiyan inancına göre, lsa'nın başl ıca mucizelerine görgü tanığı olmuştur. H ı ristiyan kıyımı s ı rası nda Kudüs'ten ayrı lıp An­ takya'ya gider, Paulus ile karşılaşır. Oradan Roma'ya geçer ; Neron zama' nında Mamertinus Ka l esi 'ne hapsed i l i r ve 64'te öldürül ü r Mezarı n ı n Va­ tikan tepesinde olduğu sa n ı l maktad ı r. .

31

2 Res. 8: Roma 'da çevre ko rido rl u kiliseler: 1 . SS. Marcellino e Pietro, meza r yap ısı "Tor Pigna ttara " (320) ; 2. Basilica Apostolorum (b ugü n 5. Sebasti­ a n o ; Consta ntinus za m a n ı}.

Pignattara [Res. 8, l ] ; Tor de 'Schiavi'deki anonim yapı, yak ı n ı n ­ daki rnausoleumla b a ğlantılı görünmemektedir, daha sonraki dö­ nemde yapılmış olmalıdır) ve kısmen hala korunab i l m i ş mezar­ lar bulunmaktadır (S. Sebastiano). Kil iselerin yakını ve altındaki mezarlar dışında iç mekanlarında da mezarl ara yer veri l m işti r. B u nedenle çevre koridorlu kiliseler, cemaat kilisesi nin yerine hacıların ziyaret edebil diği, yakın l a rının i se anma t ö renleri ger­ çekleşti reb ildikleri m ezarl ıklar olmuştur. Bu plan tipi ve işl evi Co nstantinus Dönemi Sonrası'nda ve genel anlamda H ı ristiyan­ l ı ğ ı n yayıldığı bölgelerde de uygul anmaya rak Roma'ya özgü kal ­ mıştır (bkz. B ö l . 2 . 1 . 2 , Bazil ika). Konstanti noupolis'in (İsta nbul) i mp a ratorluğun yeni başkenti olarak kurulması ile birlikte Constantinus, burada d a birçok ki­ lise yaptırmıştır. Ancak b u yap ı lardan günümüze hiçbir kalıntı kalmamış, yapılar s adece yazı l ı kaynakl a rda isimleri i l e anılmış, daha geniş bilgilere yer verilmem iştir. Bugünkü Hagia Eirene (Sent İ ren -Aya İrini), piskopos k i lisesi ol a rak Constantinus za­ manında yapılmıştır. Ancak yap ının plan tipi hakkı nda b ilgi 32

yoktur. Yine Hagia Sophia'n ı n (Ayaso fya) yerinde Constanti­ nus'un yaptırdığı "Megale Ekklesi a " ("Büyük Kil ise") bulun mak­ taydı. B u yap ı daha son ra i l . Theodosius zamanında, daha önce Roma'da d a görülen tarzda beş nefli b i r b azilika olarak yapıl m ı ş o l m al ıdır (Res. 1 6) . Constantinus tarafından yaptırılan, kendisi­ nin de mezannın b u l u n duğu, haç planlı (tek ya da üç neft i haç kollanyla) On İki Havari IUlisesi*, 1 46 1 yıl ında yıkıl arak yerine Fatih Sultan Mehm et Cam i i yaptırılmıştır. Kilisenin doğusunda­ ki yuvarl ak planlı olduğu kab u l edilen mausoleu m, daha sonra i mparator ailesi için eklenmiştir. D aha sonraki döneml erde sıkça kullan ı l a n haç plan ilk defa bu kil isede uygu l a n mıştır. Kilise ve ma usoleu mun b i r arada kullanılması i se ilk örnekleri n i S. Agne­ se - S. Costanza Mausoleumu ve SS. M a rcell i n o e Pietro-Tor Pig­ nattara Mausoleu m u ile Roma 'da verm iştir ( Res. 8, 1 ) . 3 2 4 yılında Constantinus, Lici n i us'u yenerek imparatorluğun tek hakimi olur. Özell ikle annesi Helen a ' n ı n 3 2 6 yıl ında Fil istin'i zi­ yareti ile Con stantinus, Kutsal Topraklar'da d a farklı plan ve kombinasyon lara sahip b i rçok k i lise yaptırır. lsa'nın mezarı üze­ rine 3 2 5/26 yılından itibaren büyük b i r kompleks yap ı l m ı ştır. Ahşap konstrüksiyon l u kubbeye sahip, çevre koridorl u ve yuvar­ lak p l a n l ı "Anastasis Rotondu" ya da "Mezar Rotondu" daha son ra Erken Hıristiyanl ı k Dönemi ve Orta Çağ'da yapı lacak olan bir dizi k i l isenin öncüsü o l muştur (Res. 9; Lev. 1 ,2 ) . Yapının do-

1

Res. 9: K u d ü s Kuts a l Meza r Kilises i 'n in şema tik pla n ı (325): ı . Do!Juda ıı g i riş ;

2. Ön a vl u ; 3. Beş du (çap ı 33, 70 m ;

n eft i bazilika ; k a rş. Lev.

4. A v l u ; 5. Golgatlıa 'n ı n yeri ; 6. Meza r roton­

1 , 2} ; 7. lsa 'm n

m ezarı.

• Havariyyum Kil i ses i . 33

ğusunda bir ön avlu bulunmaktadır. Avlu doğuya doğru geniş­ letilerek yine avlulu beş nefl i büyük bir bazilika yapılmıştır. Böylece mezarın üzeri ndeki m erkezi planlı martyrion ile bazili­ ka! planlı bir cemaat kil isesi ol ağanüstü bir bütünlükle bir araya getirilmişti r. Roma'daki St. Peter de aynı düşünceyle, ancak fark­ lı bir planda yapılmıştır (Res. 6). Beytüll ahim'deki Doğuş Kil ise­ si 3 3 3 yıl ında tamamlanmıştır. Cemaatin bir arada d i n i tören yapması ve hacıların ziyaret edebi lmesi için burada da lsa 'nın doğduğu mağara üzerine sekizgen bir yapı yapılmış, bunun b a­ tısına ise avlulu beş nefli bir bazilika eklenmiştir (Res. 1 0- 1 1 ) . Zeytin Dağı üzerindeki Eleona Kil isesi de 3 3 3 yılında tamamlan­ mış olup farklı p l a n özellikleri gösterir. Kilise yine avlusu olan üç netli bir bazilikadır. Efsaneye göre lsa'nın havarilerine ders verdiği mağara, b azilikanın alta r o dasının altında yer alır. Yapı­ nın çokgen apsisi daha sonra imparatorluğu n doğusunda yapı­ lan birçok kiliseni n apsisin de tekrarlanmıştır. Beytüllahim'in gü­ neyindeki Mamre'de, lbrahim'in kendisin i ziyaret eden üç adamı ağırladığı meşe ağacı ve çeşmenin bulunduğu yere Constantinus, 333 yılında bir kilise yaptırmıştır. Kilise daha önce var olan bir yapının kalıntl.!,a rı üzerine yapılmış, çok kısa fakat geniş, doğu­ da yan odaları olan, doğu bölümü düz bir duvarla sınırlandırıl­ m ış b i r örnektir. Yap ı n ı n apsisi yoktur. B u özelli k bazı geç dö­ nem Yakındoğu kiliselerinde de uygul anm ıştır. Yakındoğu' nun kültür merkezleri n den Antiochia ad Orontem' de (Antakya) Constantinus zamanında yapımına başlanan katedral, plan tipiyle farklılık gösterir (Res. 2 1 ) . 5 2 6 yılında yan m ış, 537 /38 yılında tekrar yapılmış, 5 8 8 yılında ise depremde tama­ men yok o lmuş yapının, tam olarak şehrin neresinde yer aldığı bilinmez. Yazılı kaynakl ardaki a n l atımlardan katedralin sekiz­ gen planl ı, çift koridorlu, batısın d a apsisi olan b i r yapı olduğu anlaşıl maktadır. Katedral daha sonra birçok çeşitlemesi görülen en eski sekizgen, bununla b i rlikte en eski çevre koridorl u merke­ zi planlı yapı örneğidir (krş. bkz Böl. 2 . 1 . 2 . 3 ) . Constantinus He­ liopolis'te d e (Baalbek, Lü boan) üç neft i bir kil ise yaptırmıştır. Batıda, d ışta köşel i görünüme sahip üç apsis Constantinus za­ m anı sonrasında yapılmıştır. 34

r· �ı ı � � rı













[!



111

111

111

111

il

111







111

















111

111





111

il



















Res. 1 0 : Beytü lla h i m Doğuş K il i s es i (333) : B eş nejli bazilika ile lsa 'n ı n doğduğu mağa ra üzerindeki oktogon pla n ı .

Res. 1 1 : Beytülla h im Doğ uş Kilises i görü n ü m ü. 35

Constantinus, Roma'da Salvato r Kil isesi ile b irlikte (S. Giovanni in Laterano [Res. 5)) S. Giovanni in Fonte (43 2-440 ve 1 6.- 1 7 . yüzyıl l a rda değişime uğramış ; Res. 38) isiml i b ir vaft izhane de yaptırmıştır. Yap ıldığı dönemde yuvarl ak planlı olan yapı, daha sonra çevre koridorl u ve orta bölümü kubbeli bir sekizgene dö­ nüştürülmüştür. Bu planıyla vaftizhane, Roma Dönemi hamam yapılarındaki odaların ve mauso/eu mların geleneğini devam et­ tirir. Yapı ayrıca merkezi planlı ve başka bir yap ıya b itişik olma­ yan serbest tarzda yapıl mış vaftizhaneleri n öncüsüdür (Bö l .

2. 1 .3).

Kil iseler doğu-batı doğrultusunda, girişleri, arazi uygun o lduğu takdirde batıda, zaman zaman da yerel geleneklere uygun olarak doğuda yapılm ıştı r. 4. yüzyıl sonundan itibaren girişler batıda, a ltar odası ise doğuda yer almıştır. Constantinus zamanı yapıları, iç mekanlan zengin donanımlı, dış görünüşleri sadedir. lç mekanın zengin süslemeli oluşu Liber Pon tificalis 'te (Papaların Kroniği) anlatıl ır. Ancak herhangi bir kalıntı günümüze u laşmamıştır. Daha sonra yapılan kiliseler, Constantinus zamanı yapılarının taban mozaikleri, duvar kapla­ maları, tavan süslemeleri hakkında fikir veri r. Constantinus zamanı m imarisi için kısaca şunlar özetlenebil ir: Kısa süre içinde farklı p lanlara sahip kiliseler yapılmıştır. Ö rne­ ğin, bazilikalarda yapılan çeşitlemelerden biri, enine nef uygula­ masıdır. merkezi planlı yapılar çevre koridorlu yuvarlak, sekiz­ gen planlı y a da serbest haç planlı yapılardır. Bu dönemde ilk vaftizhaneler de yapılmıştır. Bazilikanın bu kadar hızlı yerel özell ikler ve çeşitlemeler göstermesinin nedeni, Constantinus Ö ncesi Dönem'de de b azilikaların, örneğin Kuzey Afrika, Suriye ve Fil istin'de kullanılıyor olması ve m imarları n var olan bu eski yapı planını yeni din için uygul amalandır.

2. 1 . 1 . 3 . Constantinus Sonrası Dönem 4. yüzyıl ikinci yansından başlayarak sadece şehirl erde değil, küçük yerleşimlerde de sayısız kilise yap ılmıştır. Genelde bazili36

kal plan standartlaşmış, ancak yerel özell iklerde bu plana eklen­ miştir. Yazılı kaynaklarda adı geçen yüzlerce kilise ya tamamen yok olmuş ya da kısmen duvar kal ıntılarıyla günümüze ulaşmış­ tır (Böl. 2. 1 . 2 . 2). Bunun yanında çeşitlemeleriyle merkezi planlı yapılar yapılmaya devam edilmiştir (Böl. 2 . 1 .2 .3). Ö zellikle Ak­ deniz Bölgesi bu anlamda zengin örnekler sunar (Bö l . 2. ı . 5). Ro­ ma İmparatorluk Dönemi 'ne ait eski yapılar yeniden kullanıl mış­ tır (Böl . 2. l . 3). Kiliselerin iç mekanları zengin bezemelidir (Böl. 2. l .4), ayrıca manastı rlar yapılm ış (Böl . 2. l . 6) , hac merkezleri de bu dönemde oluşmuştur (Böl. 2. 1 . 7). 2 . 1.2.

Kilise ve Vaftizhanelere Ait Genel Formlar

Erken Hıristiyanlık Dönemi' nde fa rklı yap ı tipleri geliştirilm iştir. Bunlar:

l . Tek nefti (boyuna, dikey d ikdörtgen) yapılar, 2. Bazilikalar,

3 . Merkezi planlı yapılar, 4. E n in e (yatay) d ikdörtgen yapı lar, 5. Vaftizhaneler.

2. 1. 2. 1 . TEK NEFLI YAPILA R : Ol dukça sade olan bu form, kili­

seler için sıkça kullanılmıştır. Genelde küçük olan bu yapılar ba­ sit malzemeden (Hierapolis [Pamukkale] Domitianus Kapısı yakı­ nındaki şapel gibi), bir kısmı ise oldukça büyük boyutl arda düz­ gün kesme taş malzeme ile yapılm ıştır (Tur Abdin'deki [Mardin Dağlan] b irçok kilise ; Res. 62). Genelde bu kiliseler ahşap çatılı, bazı bölgelerde ise kısmen şerit kemere sahip tonozlu yapılard ı r (Res. 62). Kil i kia-Cennet Cehennem'deki bir kilise, m ağara için­ de yer aldığı için çatısı olmayan, bu gruba dahil önemli bir ö r­ nektir. Tek netli yapıların bazılarında, doğu bölümün kuzey ve güneyine yapılan yan odal arla b ir T formu oluşturulmuştur. Kayseri'nin kuzeydoğusunda, bugün yıkık olan, Küçük Bürün­ güz'deki kilise bu tipe bir örnektir (Res. 1 2 - 1 3 ). Bazı örneklerde ise, kare planlı bölümün üzerinde bir kul e yükselir, hatta kubbe 37

-

'

,

J



,

f

#

Res. 1 2 : Kayseri '11 i n kuzeydog u ­ s u nda K ii ç ü k B ü rii ııgüz 'de bulu­ nan v e 1 950 y ı l ı ıı d a y ı k ı la n do­ !Juda ya n oda la n o la ıı tek n efti yap ı ("T-Fomılu ", 500). ,

Res. 1 3: Küçü k B ü rüngüz 'dek i yapı 111 11 20. y ü zyı l başında yap ı lmış görü nü m ü. 38

ile örtülür (Sivrihisar'daki Kıztl Kil ise) . Iusti nianus zamanı nda genel o l arak m i ma ride büyük ölçülere sahip kubbe kul la n ı l m ış, buna paralel olarak bazı tek nefl i kiliselerde de üst örtüde kub­ belerin kullan ıldığı görülmüştür (Philadelphia [Alaşeh i r] , Hagios loa n nes ; Sardeis'te i şl evi bel l i olmayan "O Yap ısı ") . 2 . 1 . 2 . 2 . BAZILlKALA R: Bazilika sözcüğü Yunanca basilike stoa ve " kral i salon" kel imelerinden, Lati nce basilica kel imesi nden tü ­ retilmiş ve genel likJe ç o k netli, d ikdörtgen planlı toplantı m e ­ kanlannı ifade etmek için kullanılmıştır. H ı ristiyan l ar basilicayı

1

I:

• 1

1

1

1, , =

:.--t . . . 2

-- - ---

.J- -- -· •

1

!il il • il • • •

il

, , • '

1

1 •

. 1

4

3



"ı- - J 1 1

-.

.

. •



.,



c:::()::::ı • • • •



'

Res. 1 4 : Konsta nr i 11oupolis ve çevres i ndeki Erken Hıris tiya nlık Döncm i 'ne ait bir bazilika n 1 11 plan ve kesiti: 1. Avlu; 2. Na rtheks (ön mekıi 11 ) ; 3. Naos (cema­ at mekônı); 4. A nıbo n u n yeri; 5 . Ternp/011 (a ltar odası nı s ı n ı rlaya n); 6. Kibori­ onlu a/ta n n yeri; 7. Syn th ro11011 /u aps is ; 8. Galeri; 9. Işı k katı. 39

()

ıo m

Res. 1 5 : lsta n b u l Stou dios Kilisesi pla n ı (4 50 yıl ı n da n hemen son ra).

kil iseleri için kull anmışlard ı r. Ancak farklı plan tipleri de zaman zaman ayn ı isi m l e anılmıştır. Örneği n , Philippi'deki* Piskopos Po rphyrios moz a i k yazıtının o lduğu tek nefti kilise, Roma S. Ste­ fano Rotondu (yuvarlak planl ı ; Lev. 5) ya da Ravenna S. Vital e (oktogon) basilica ol a rak adlandırı l mıştır. Erken H ı ristiyanlık ve Bizans Dönemi'nde basilica genel olarak u k i l ise" anl amında kullan ı l mıştır. Bugün sanat tarihçileri, "bazi­ l i k a " kel imesinden şu özel likl ere sahip b i r kil ise yapısını anla­ maktadı rlar (Res. 1 4- 1 5 ; Lev. 2-3 ) : - Uzunlamasına o l m a l ı, - En az üç ol mak üzere netleri olmalı, - Orta nef, pencerelerden meydan a gelen " ışık katı " ile yükseltilmiş olmal ı, - Uzunlamasına meka nın kısa kenarl a rı ndan birinde giriş, bunun ka rşısında ise a lta r odası yer a l m a l ıd ı r. • Makedo nya'da Ege Denizi yakınla rı ndaki bu antik şeh ri n Hel lence adı Philippoi. Aziz Pau l u s ikinci yolcul uğu sırasında b i r süre b u ra d a kaldı, hapse d i l d i ve gard iya n ı n ı Hı ristiya n l aştırarak k u rtuldu. 40

Tarihleneb ilen ilk bazilika, Constantinus'un Roma piskoposu için 3 13 yıl ında yaptırdığı Salvator Kil isesi'dir (bugünkü adı S. Gi­ ovanni in Laterano ; Res. 5). Bazilika, Akdeniz Bölgesi 'nde kilise­ ler için sıkça kullanılan bir plan tipi ol muş, yerel özellikler de katılarak zenginleştirilmiştir. 6. yüzyıl başl a rında imparatorlu­ ğun doğusunda yeni bir gelişme görülür. Uzunl amasına bazilika, kubbeli merkezi planlı yapıyla kaynaştırılarak "kubbel i bazilika­ lar" oluşturulur. Batıda ise bazilika, Orta Çağ ve sonrasında da kullanılan bir plan tipi olarak kal ır. Hıristiyan bazilikasının öncüleri her zaman araştırma konusu ol­ muştur. İtalyan Mimar L. B. Alberti 'de bu konuyla ilgilenmiştir. Ö zetlenecek olursa, i mparatorluk Dönemi Roma mimarisinin ay­ n ayn formları Hıri stiyan bazilikası için bir araya getirilerek ye­ ni bir anlayışta kullanıl mıştır. Constantinus'un, imparatorluğun mimarlık bürosuna, ilk kiliseleri bazi lika olarak yapmaları emri­ ni verdiği kabul edilmektedir. i mparatorluğun batısındaki bazilikalar genelde uzun, galerisi ol­ mayan yapılardır (Lev. 2 -3). Buna karşın başkent Konstantino­ upolis'te (lstanbul) ve başkent etkisinin görüldüğü doğuda bazi­ l ikalar daha kısa ve geniş olup, galerilidir (Res. 14. 47). Ancak Doğu'da da daha uzun bazil ikalar görülebilmektedir (Korinthos­ Lekhaion 'daki Hac Kil isesi [Yunan istan] ; P isidia Antiokheia'sın­ daki bir kil ise [Yalvaç] ; Anazarbos'taki [An avarza] H avari Kilise­ si). Bu istisnai örnekler dışında oldukça kısa ve geniş bazil ikalar yapılmıştır (Herakl eia Pontika [Karadeniz Ereğl isi] ; Yeniyurt Ka­ le, lsauria; Batısandal " Dağl ık Ki l ikia" [Kilikia Trakheia-lçel]) . Genelde bazilikalar ü ç netli, bazı önemli ö rnekler ise beş netli olarak yapılmıştır (Roma 'da St. Peter, St. Paul ve Salvator Kilise­ si [S. Giovanni in Laterano] [Res. 5-6] ; Ravenna'da Basil ica Ur­ siana ; Selan i k Hagios Demetrios ve Hagia Sophia (Ayasofya) al­ tındaki bazilika ; Kudüs Kutsa l Mezar Kil isesi [Res. 9] ; Beytülla­ him Doğuş Kilisesi [Res. 10- 11 ) ; Konstantinoupolis (lstanbul) Ha­ gia Sophia altındaki Constantinus ve il. Theodosius zamanı ba­ zil ikası [Ayasofya, lstanbul ; Res. 1 6] ; Kıbrıs-Salamis Epiphanios Bazilikas ı ; Germia [Yürme / Gümüşkonak] Mikhael Kilisesi). Ku­ zeybatı Afrika'daki bazı kiliseler yedi, hatta dokuz netli olmala41

Res. 1 6 : Beş nejli, avlulu bazilika : lstanbul, Hagia Sophia 'nı n 4 1 5 yılı nda im ­ pa rator il. Th edosius za m a n ı nda yap ı la n ikinci evresine a it restitüsyon p la n ı (siya h : kazısı yap ı la n bölü m ler; beyaz: restitüsyon u yapılan bölü m ler; nokta lı: lustin ia n u s za m a n ı yapısı, 532-537}.

nyla istisna i örneklerdir (örneği n Ka rtaca 'da). Bazilikalann kı­ s ı m l a rı B ö l . 2 . l .4'te a n l at ı l m ı şt ı r.

Baz i l i kalar g e n e lde ahşap çatı l ı yapılmış ( R es. 5, 7, 1 1 , 1 4, 46, 47 ; Lev. 2,2 ; 3 , 2), bazen de üst örtüde tonoz k u llanı l mıştır (Bi n b i r Ki­ lis e , Bazilika No. 1 , 6. yüzyıl ? [Res . l 7] ; Myra (Kale / Demre) Ni­ kolaos Kil isesi, ilk yapı [?] , 6. yüzyıl). Bazen de orta n e fı n de ışık katı o l m aksı z ı n üç netl i kil iseler yapıl mış, bunl ara "salon kilise­ ler" adı veri l mi ştir (Aquileia'daki Çifte Kilise ; Res. 4; Ca mbaz­ lı'daki [ Dağ l ı k Kilikia"] bir kil isen i n rekonstrüksiyonu ayn ı şe­ k i l de yapılmış o l m akl a b i rl ikte ışı k katı olan bir bazil ika d ı r) . "

B azi l i kal arda görülen çeşitlemelerden b u rada sadece önemli bir­ kaçı açıkla nmaktadı r: 42

i i : 1

'

,

1 ' 1 1 1 1 1 1 1

:

: : f :

:: :·

: : : :

: : : :

:: : :

: :

: :

ı







:: ::

-.. . ·� :-:!::-�::�::�::!::�::!=_:-&::!: : �...

Res. 1 7 : To nozlu bazilika : B i n b i r Ki lise, 1 No. l u Kilise pla ıı ı .

2. 1 . Enine Ne.fii: llk örnek Büyük Constan ti nus'un 3 ı 9 yıl ında Roma' da yaptı rdığı St. Peter'di r (Res. 6). B u tip bazilikalarda ap­ sis önünde, bazı örneklerde yanl arda, yan nefleri n boyutl arını da aşan bir e n ine nef yer al ır (Res. 1 8 ; Lev. 6) . Roma St. Peter'de enine nef, azizin mezarının yerini vurgulamaktadı r. D i ğer kil ise­ l erde genelde herhangi bir litu rjik ya da işlevsel özellik olm aksı­ zın bu nef uygulanmıştır (Türkiye'de Patara [Gelem iş], Perge [Aksu] , Sagalassos [Ağlasun] , Side [Sel i m iye] , Tlos [Düver / Ka­ leasar] [?] ) .

::

Res. 1 8 : Ka natla n ya n n eflerden taşa n enine nejli bazilika: A rn a v u t l u k - B u trin t, B u tlı rotu m Ki l is es i plan ve görü n ü m ü (6. yü zy ı l başı ; ka rş. Res. 42 ve Lev. 6). 43

Res. I 9 : Trikonklıoslu 11e a vlulu bazilika: A rn a 11 u tluk, Du rres-A rapaj 'dak i yap ı n ı n plan v e görü n ü m ü (6. yüzyıl).

2 . 2 . Doğu Bölü m ü Triko n kh o s l u : Bazı bazilikal arda apsisin ku­ zey ve gün eyi nde b i rer ko n kha yer alır (Res. I 9). Bu form M ısır ve B atı Yun an i stan 'da yerel bir özel l ik olarak kendini gösterir. Bazı bölgelerde de tek ol arak bu tarz yapıl mış kiliseler vardır (Gortyn Hagios Titos [Yunanistan, G irit] ; Lykia, Karabel). 2 . 3 . Çevre Korido rl u : Roma'da Constantinus'un yaptırd ığı bir grup kil isenin yan nefleri çevre koridoru şekli nde oluşturu l m uş­ tur. Bazıl arına ma usoleu m l a r da eklenmiştir (Res. 8). Bu yapı lar, ölüler için törenl erin yapılabi leceği odala ra sahip alanlar olarak düşü nül m üştür (S. Sebastiano ; S . Agnese) . Benzer fo rmda Roma dışı nda az sayıda kil ise vard ı r (Akören Il. Bazil ika ; Anazarbos [An avarza] Havari Kilisesi).

B azı bazil ikalann aps isi önü nde ya da orta nefın büyük b ir bölümü üzeri n d e �leyi a nımsata n bir yüksel ti bulunur ve bunlar kubbeli bazilikala n n öncüsü olarak kabul edi l i r (Lekhaion [Yunanistan-Kori nthos] ; Alahan Manastı­ rı Doğu Kil isesi [Res. 20] ; Meryemlik [Ay atekl a] "Zen on Ki lisesi " ; D ağpa zarı ; Antalya Cumanın Camii* ; Germia [Yürme / Gümüş2 . 4 . K u le Benzeri Yü kselti l i :

• C u m a n u n C a m i i olarak d a adlan dı rıl ıyor. 44

Res. 20: Orta nef üzerinde k u le benze­ ri yükseltiye sahip bazilika : A lalıan Ma nastın Doğu Kilisesi plan ve görü ­ n üm ü (500; karş. Res. 68 v e Lev. 7 , 1 ) .

konak] ; Köşkerl i "Dağl ık Kilikia" [?] ). Bu kil isel er, imparatorlu­ ğun doğusunda g ö rülen i badet mekanını merkezi leştirmeye yö­ nel ik eği l i m i n son ucu olarak değerlendiri l i r. Bazı kiliselerde ku­ le benzeri yüksel t i n i n ahşapta n p i ramidal çatı (Res. 20 ; lev. 7, 1 ) y a d a genelde taştan kubbe i l e örtülü olduğu kabul edil i r (Mer­ yemlik [Ayatekl a] " Zenan K i l i sesi " ; D ağpaza n ) . B i l i nen en erken tari h l i kubbeli b a z i l i k a Konstanti­ n oupolis'teki (İsta nbul) H agios Polyeuktos'tu r* (524- 52 7 ; yal nız­ ca bazı kal ıntı l a r günümüze ulaşmış). Bu tip i n öncüleri 500 y ı l ı civarı y a da 6. yüzyıl başl a rı nda ol uşmuştur (Meryem l i k [Aya­ tekla] " Zenon K i l isesi" ; Dağpazarı ; Atina llissos Bazil ikası). Da­ ha so nra İmparator lusti nianus Dönemi 'nde ( 5 2 7- 5 6 5) birçok kubbeli bazilika yap ı l m ıştır. Bu n l a r içinde en ü nlüsü Konstanti­ noupo l is'teki Hagia Sop hia'dır (Ayasofya, İstanbul ; 53 2-537) . Yine ayn ı şehi rdeki On iki Havari Kilisesi ( 536) ise o rtadan kalk­ mıştır. A ncak kil isenin, Ep hesos (Selçuk) loannes Kil isesi'ne ben­ zer b ir görünüme sahip olduğu kabul edil i r (6. yüzyıl ortası) . 2 . 5. Kubbeli:

• Aziz Polyeuktos: 9 5 6 - 9 70 yılla n a rası n da lsta n b u l pa t riği ola ra k görev yaptı. 9 70 'te vefat etti. Azize ithaf edilen bazilika Sa raçhane'de 1 96 0 'da rastla n tıy­ la o rtaya çı k a rtı ldı. Ayasofya inşa ed ilene kada r kentteki e11 büyük k iliseydi. 524 -52 7 'de A n icia lu liaııa ta rajı 11da 11 yaptm ldı. 45

Edessa Katedra l i (Şa n l ıurfa ; su bask r n ı sonrasında 524/2 5 yıl ın­ da yenil enmiş) yine bugüne ulaşmayan ve görü n ümü hakkında bilgi sahibi olmadığı mız kubbeli bir bazi likadır. M a rtyropolis'te­ k i (Si lva n ) Meryem Ana K i l i ses i, eski fotoğrafları n d a n anl aşıl dı­ ğı kadarıyla ( 1 909/ 1 1 yıl ları n a a it) yine bu gruba giren bir ya­ pıydı. Ancak orta bölümün ahşap bir ko nstrüksiyona ya da taş­ tan kubbeye sahip olup o l m adığı bell i değil d i r ( 500 yıl ı civan) . Diğer Özel Form la r: Bazı bazilikalar gösterdikleri özel l i kl er­ le h içbir gruba g irmemektedi r. Bunlar; beş netl i bazi l ikanın sek iz­ gen merkezi p l a n l a b i rleştiği Beytüllah i m ' deki Doğuş Kil isesi (330 yıl ında yap ı m ı n a b aşlanm ı ş ; Res. 10- i l ) ; bazi likanın doğusunda merkezi p l a n l ı büyük kare yap ısıyla Trier Katedral i ( 3 3 0/40 yıl ın­ da başl a n m ış , 380 yılında merkezi planlı yapı yapıl mış) ; m erkez­ de büyük, k a re planl ı bir mekanın yer aldığı Korykos'taki Mezar Kilisesi (Kızkalesi, " Dağlık Kilikia" 500 yılı) ; naos bölümü haç fo rmlu ayaklarla ol uşturu lan Köşkerl i Kilisesi'dir ("Dağlık Kilikia" 500 yıl ı civarı). D i ğer bir örnek Genç S imeon için Adm i rab i l is Da2 . 6.

Res. 2 1 : (Apsisi ba tıda} çift çe v re koridorlu oktogon: A n tioch ia ad Oronteh 'de (A ntakya}, impa ra tor Consta 11tin us 'u 11 3 2 7 yılı nda yaptırdı!Jı ve bugün va r ol­ maya n "A ltı n Oktogon " u n restitüsyon pla n ı . 46

ğı'nda (Antakya-Samandağ) yaptırılan hac merkezi, manastır kompleksidir (6. yüzyı l ortas ı n d a başlanmış; Res. 69) .

2. 1 . 2 . 3 . MERKEZi PLA NLI YAPILAR : Constantinus'un yaptırd ı­

ğı kil iseler arası nda merkezi planlı yapılar da vardır. B u n l a r gü­ nüm üze ul aşmaya n, Konstantinoupol i s 'teki (lstanbul) haç planlı O n l k i Havari Kil isesi, "Altın O ktogon" ad ıyla anılan Antiokhe­ ia'da yap ı l m ış sekizgen yap ı (Antakya ; Res. 21 ) , yuva rlak planlı Kudüs Kutsal Mezar Kil isesi martyrio nudur (Daha ö nce i nşası düşünülen yapı , 4. yüzyıl ın üçüncü çeyreği n de, batıdaki b azili­ ka ise Consta nti nus Dönem i ' n de ( 3 2 8 - 3 3 6] yap ı l m ıştır [Res. 9 ; Lev. 1 , 2]). Bu plan tip leri , imparatorluk Dönemi pagan yapıla­ rında da uygul a n m ışt ır. M e rkezi p l a n l ı yapılarda h ızla çeşitleme­ lere gid i l m iş, ancak bazilika gibi yaygı n hale gel ecek bir pl an ti­ pi o l uştu rulmam ıştır. Ö nem l i forml ar şu n l ardır:

3. 1 . Sek izgen (Oktogon) : En erken tari h l i ö rnek Büyük Consta n ­ tinus'un Antiokheia'da ( A n takya) yaptırdığı "Altın Oktogo n"dur. Yazılı kay naklardan yapı n ı n çift çevre koridorlu, d ışta n altı n yal ­ dızl ı tunç kaplamada n ahşap kubbesi ol duğu öğrenilir (Res. 2 1 ) . 3. 1 . 1 . Basit Sek izgen : Bu planda bazen sekizgen i n , Nyssa (Har­ mandalı, 3 7 5, kaybol muş ; Res. 22) ve B i n b i r Kil i se'de olduğu gi­ bi ( 6 . yüzyıl) haç planla iç içe yapıldığı g ö rülür.

t...__ı____.;' '

Res. 2 2 : Haç pla n ile kaynaşmış oktogon : Nyssa (Ha rm a n dalı) Piskoposu Gre­ gorios tarafından 3 7 5 yılı nda yaptı rı la n , b u g ü n var olmaya n Nyssa 'da ki yap ı ­ n ı n restitüsyon p/a 11 1 v e kesiti. 47

Res. 2 3 : Çevre koridorlu oktogo n: Kuzey Yu na n ista n - Plı i lipp i 'deki yapı n ı n restit üsyon u (6. yüzyıla a i t evre) . 3. 1 .2.

Çevre Korido rlu : Antiokheia 'daki (Antakya) "Altın Okto­

gon" ve Nazianzos Oktogonu (Kappadokia) çift çevre koridorl u örneklerd i r. Yapı l a r b u güne ulaş m a mıştır ve yazı lı k aynakl arda­ ki anlatıml arı i l e b i l inirler. Leo ntopolis (lsaura Palaia, Ulupına r) , Sivasa (Aksaray'ın kuzeydoğusun daki Gökçetoprak) ; Arka (Ma­ latya ' n ı n batısındaki Akçadağ) ve Philippi ( 1 . evre, 5. yüzyı l ikinci yarısı ; Res. 2 3 ) ok togo 11l a rı, Garizim Meryem A n a Kil isesi (48 4) ya da G ü n ey Suriye'deki Ezra Georg Kilisesi ( 5 1 5 ; Res. 24)

Res. 2 4 : Çevre ko ridorl u oktogo n : Güney Suriye - Ezra, Georg ICil isesi planı (51 5). 48

Res . 25: Ö ze/ fo rmlu bir oktogon: Hierapolis (Pa m u kkale) , "Ph ilippos Ma rtyrio n u " p la nı (5. yüzyıl ikinci ya nsı).

( "lC' .:it -:j(:· .... .,. ,. >( ,ıı( 'ı(:: -ıl :ııc· ll( lo: ,. ,)( ){ 'lıt. . �� .. .. . ... . :'1( .ı( :�. iİ*·

s :·;. . •. � - "' Jl. . 11 � x X A )( �· -"! ;.. . )I. }( )1 '"'·· • • � )(., ,., • ._.,,;. :)(:...X : , ... ·:-.( '� .� ., • i( İl .. '11 ,. )t )( İl'." � '11. -'\, · · iıl •

: :',i;_ . ..r ; · ,·ı( X

:

.

·� �·· . .ı: ..'• · """ )" · :ıc:: ": . ,.. . .... ;.ll'. · � ıı; ,)(; . �: •.. :ıc..·. :ıı-;: )( c lı )1 :

·. .



. ·

.•.

. ..

.

.

.

I

.

�·

,.

Jf :.

)l

. ..

. ..

.

'

117

Ephesos'taki (Selçuk) Skholastikia Hamamı ve Liman Hamamı, Kartaca Hamamı ya da Trier' deki imparato r Hamamı gibi çoğu örnekte, var olan eski yapını n yenilenerek kullanıl dığı görülür. Trier'deki hamamı n büyük bölümü Roma İmparatorluk Dönemi­ 'ne aittir (Res. 82). Yapımına 293 yılında başlan mış, uzun bir aradan sonra 1. Valenti nianus ( 3 64- 7 5) planı küçülterek hamamı bir taht salonuna dönüştürmüştür.

2.2.6. Pazar Bazilikaları - Dükkanlar - Silolar - İşlikler Pazar Baz ilikala rı : Şehirlerde çok sayıda yapılmış olması gere­

ken bu yapılar üzerine fazla bil gi yoktur. Erken H ıristiyanl ık Dö­ nemi'nde yapılmış ya da yenilenerek kull anıl mış bir pazar bazi­ likası belirlenememiştir. Bu tür yapılar hakkında bilgi veren ya­ zılı kayn ak sayısı da azdır. Ancak yeni bir plan tipini n gel işti ril­ mediği söyleneb ilir. Dükka nla r: Sardeis'te (Sart) kazılar sonucu bir dizi atölye ve dükkan ortaya çıkanl mıştır. Bunlar, Geç Antik Çağ'da hamamlar, gym n asi u m ve sinagogdan ol uşan büyük bir kompleksin ya n ına yapıl m ış, ara caddeye açılan mekanlardır. Silola r (horrea, nadiren horreu m ; granariu m): Tahıl ın, yetişti rildi­ ği bölgelerden Roma, Konstantinoupolis Ostanbul) ve diğer böl­ gelere gönderil mesi ve büyük kentlerde paylaşımının sağlanması için silol a r kullanılmıştır. imparatorluk Dönemi'nde Patara (Gele­ m iş) ve Andriake (Lykia) gib i merkezlerde büyük yapılar vardı. Andriake'deki (Demre / Züm rütkaya) yapı i mparator Hadrianus ( 1 3 1 ) zamanında yapılmış olup 388/392 tarihli bir yazıttan anla­ şıldığı kadarıyla 4. yüzyıl sonuna kadar kul lanılm ıştır. Bu süre içinde yapıda değişiklikler ve eklemeler yapılıp yapılmadığı bilin­ mez. Her iki yerleşi mde de silolar limana yakın bir konumda ya­ pılmıştır. Böylece bölgede üretilen tahıl burada toplanarak, Roma ve daha sonra Konstantinoupolis'e (İstanbul) gö nderilmiştir. Ko­ rasion'da (Susanoğlu, "Dağlık Kilikia ") liman yakınında Geç An­ tik Çağ'da (367 - 3 7 5 arasında) yapıl mış, artık bugün tamamen yok olan dar ve dikdörtgen bir yapı kal ıntısı, liman silosuna ait ol malıdır. Tenedos Adası (Bozcaada) üzerinde lustinianus'un bü118

--

Res. 82 :

Silo (h o rrea) : Tri e r 'deki k u ru l u ş

(4 .

yüzy ı l ; ö lçü leri

80

x

54 m).

yük b i r si l o yaptı rdığı nı Prokopios aktanr (de aedijiciis V 1 , 7 1 6). Si lo, Mısır'dan gelen tah ılın uygun deniz koşullann da ge­ m iyle Çanakkale Boğazı'ndan Konstantinoupolis'e (istanbul) gö­ türül mesine kada r geçen sürede kullanılmıştır. Anlatımlardan bu silonun Andriake (Demre / Z ü m rütkaya) ve Patara'dald (Gelemiş) yapıl a ra benzediği, a ncak çok büyük olduğu anlaşıl maktadır. Fa­ kat arkeolojik olarak yapı belirlenememiştir. Roma, Konstanti no­ upolis (İstanbul) ya da Ravenna'da sadece yazıl ı kaynakl ar aracı­ lığıyla bel i rlenebilen siloları n yapıldığı bilin mektedir. Geç Antik Ç ağ'da horrealann gö rünümü hakkında bilgi edinebildiği m iz ka­ hntLla r, Trier'de kazılar sonucu nda ortaya çıkarıl mış ve restitüs­ yonu yapılm ıştır (4. yüzyıl başı ; Res. 82). Burada Mesel Liman ı ' n a yakın büyük bir kompleks söz konusudur. Birbirine paralel duran ild katl ı, uzun ilci yapı ve bunların a rasında bir avlu vardır. Dış cepheler sağır kemerlerle h a reketlendi rilmiştir. Yapı sadece bir de­ po olarak değil, imparatorun yaşadığı bir kente yak.ışır gösterişli bir kompleks o la rak düşünülmüştür. işlikler: !Ulikia ve Kuzeybatı Suriye'de çok sayıda işl ik vardı r. Bazıl arının restitüsyonu yapılabilen işl ikler anakayaya oyulmuş­ tur. Ancak Geç Antik Çağ işlikle ri nde belirleyici bir özell ik bu­ l u n m a m aktadı r.

119

2

.

2 . 7. Yollar

-

Köprüler

Yolla r: Romalılar büyük imparatorluklan nda ekonomik, askeri ve yönetime hizmet eden bir yol ağı oluşturmuşl ardır. Bu konu­ d a " D ağlık Kilikia" (son yüzyılda tamamen yok olan) ve Kuzey Suriye'de Geç Antik Çağ'a ait az kalıntı vardır. Yollann b ir özel­ liği yoktur. Oldukça kal ı n ve değişik boyutlardaki plakal ardan oluşan zeminin altında ol asılıkla çakıl katma nı bulunmakta idi. B azı durumlarda yolun sıkıştırılm ış toprak zemine sahip olduğu d a görülebilir. D ağl ık Kilikia'nın uzak bölgelerinde, kısmen ka­ panmış yaya ve yük hayvanlarınca kullanılan benzer dar yolla­ ra günümüzde de rastlanabilir. Köprü ler: Irm ak, dere ve batakl ık araziye denk gelen yerlerde, var olan yol u n devamını sağlayabilmek için köprüler yapılm ış­ tır. Geç Antik Çağ'a a it az sayıda günümüze ulaşan o narım gör­ müş ya da yeni yapıl mış köprü kalıntısı vard ır. Trier'deki Mosel üzerine yapılan "Roma Köprüsü" (yaklaşık 3 70 m uzunlukta, 1 2 kemerli) 44 tarihlidir. Geç Antik Çağ'da yapılan köprü hala kul­ lanıl maktadır. Oldukça uzun ancak fazla yüksek ol mayan bir di­ ğer köprü kalıntısı Limyra 'nın (Lykia) doğusunda bulunmaktadır (yaklaşık 3 60 m uzunlukta, 28 kemerli).

Iustin ianus zamanında yol ağları ve yeni köprüler yapılıp eski­ leri onarılmıştır. Türkiye'nin güneydoğusunda Tarsus, Adana ve Mopsouhestia'daki (Misis-Yakapınar) köprüler ile Türkiye'nin kuzeybatısında Nikomedeia'nın (İzmit) 40 km doğusundaki San­ garios (Sakarya) Köprüsü (uzunluğu yaklaşık 420 m) önemli ör­ neklerd ir. Ö zell ikleri ol mayan G eç Antik Çağ'a ait bu köprüler, eski Roma geleneklerine bağl ı ol arak yapılmıştır.

120

3.

ÖLÜ GÖMME

Genel Roma imparatorluk sı nırları i ç i nde yayıl m aya başlayan Hıristi­ yanlık, 4. yüzyıla kadar kendine özgü bir mezar mimarisi ortaya koyamamış, var olan gelenekler uygulan maya ve yap ılar yapıl­ maya devam etmiştir. Roma İ mparatorluk Dönemi'nde ölülerin gömülmesine yönelik farklı yöntemler göze çarpar. Erken İ mparatorluk Dönemi'nde ücretini karşılayabilenler için ölülerin yakılıp küllerinin bir ur­ neye konması ya da bir mezar yapısındaki niş içine yerleştiril­ mesi yoluna gidilmiş, masrafın karşı lanamadığı durumlarda ölü­ ler kefene sarılıp mezar alanına, yerini belli edecek özel bir işa­ ret olmaksızın gömülmüştür. Roma yakınlarında Ostia'da olduğu gibi ölü için bir ya da daha fazla pişmiş toprak kabın yan yana yerl eştirilmesi ya da pişmiş toprak kap kırıkla rıyl a veya kiremitlerle ö rtül mesi gibi tüm im­ paratorlukta yaygın olan b iraz daha pahalı uygulamalar bel ir­ lenmiştir. Ö lü hakkında bilgi verecek mezar hediyeleri ise ele geçmemiştir. Hıristiyanlığın kabul gördüğü ilk yüzyıllarda bu dinin üyelerinin ölüleri ile ilgili uygulamalar, döneme ait yazılı kaynaklardaki eksik bilgiler n edeniyle beli rlenememektedir. Roma 'da 1 10- 1 20 yıll an arasında lahitlerin kullanımı başlar, an­ cak pahalı oluşu, dini konuların işlendiği lahitlerin Hıristiyanlar tarafından kullanımını 3 . yüzyıl sonl arına kadar geciktirir. İnancı uğruna öldürülerek şeh it olan martirler için, kimi martir mezarı üzerinde kimi de doğrudan mezarla bağlantısı olmayan özel yapılar yapılmıştır. Katakomplar

200 yılından başlayarak Hıristiyanlann, Roma'da pagan komşu

ve yakınlarından uzak, kendilerine ait mezar alanları oluştur­ dukları görülür. İmparatorluğun diğer bölgelerinde bu gelişme 121

daha geç dönemlerde yaşa nır. Artık Hıristiya n toplu) uğun ölü gömme işl emleri n i piskoposlar üstlenmiştir. Diako n Callixtus 200 yılı nda Piskopos Z ephyrinus* tarafından, büyük bir bölümü fakirlere ait olacak, Hıristiyanlara özel bir me­ zarlık (coemeterium) oluşturmak için görevlendirilir. Maddi ola­ naksızl ıklar nedeniyle arazide yer satın alınamadığı için ilk ka­ takomp yeraltında oluşturulmuştur. Zama nla kata komplar dışın ­ d a ailelere özel yeraltı (h ipojeler) ve yerüstünde mezar yapılan da yapılmıştır. Roma ve çevresi n in jeolojik yapısının uygunluğu, volkan ik ya­ pısı, enine ve boyuna koridorları olan büyük ka ta komp ve diğer mezarların yeraltında yapılmasını kolaylaştırmıştır (Lev. 1 6, 1 Priscilla Katakompu) . Coemeteriu m adı verilen yeraltındaki mezar alanlarının (Yun. koimao: uyum ak, Lat. coemeteriu m : mezarlık) duvarları içine

ölünün sığabileceği büyüklükte üst üste gelecek şekilde nişler açılm ış ( loculi, küçük bölümler), bu nişlerin önü tuğla ya da lev­ halarla kapatılmıştır. Bugün kullanılan kata komp kelimesi, Via Appia'da S. Sebastiano Bölgesi'ndeki b i r alana verilen " fazla derin olmayan çuku r" an­ l a mındaki " ad catacumbas" isminden gelmektedir. Bu kata komp­ lar, koşullar elverdiği için öncelikle Roma'daki Hıristiyanlar için karakteristiktir. Bölge kolay işlenebilir kaya yapısına sahiptir. Mezar alanları az ve pahalı, Hıristiyan toplumu ise ölülerini mümkün olduğunca ucuz ve dar alanlarda gömmeli idi. Toplu­ luk orga nizasyonu bu mezarl ann o lağanüstü genişliğe ulaşması­ nı sağlam ıştır. Roma'da farklı boyutlara sahip 60 katakomp bi­ linmekted ir. Bu dönemde yaklaşık 7 50.000 mezar ve 2 5.000 me­ zar yazıtı n ın yer aldığı 1 50- 1 7 5 km uzunluğunda koridorlar açılmış ol malıdır. Katakompla r, bazı örneklerde birl ikte de kullanılan, iki fa rklı pl an tipinde yapılmıştır. • Aziz Zephy rinus : 1 9 9-2 1 7 arası Roma'da papalı k yaptı. Doktrin çatışma­ l a nna ka nştı ve Montanusçul uğa (ku rucusu Phrygia'lı Montanus'un Ana­ dolu'da 2. yy.da y aymaya çal ıştığı sap k ı n bir mezhep) cephe aldı. 2 1 7 'de öldü. 122

Rrs. 83 : Roma "da ki katakomplar: 1 . A n a mekıinlarda n ayn/an yan m ekıi n­

lann oldubu s istem ; 2. Izgara sistem.

ı . Ana mekanlardan ayrılan yan mekanların olduğu sistemde, ana koridordan çıkan farkl ı uzunluktaki yan koridorlar vardır. (Res. 83, 1 )

2 . Izgara sistemde ise e n a z iki paralel uzunlamasına koridor, enine koridorlarl a ızgara şeklinde birbirine bağlanır (Res. 83 ,2). Eğer ek mekanlara gerek duyulursa, mevcut koridorlar daha da derinleştirilmiş ya da bütün sistem eskilerin altında yeni koridor­ larla genişletilmiştir. Koridorlar oldukça dar fakat yüksek olarak yapılmıştır. Biraz varlıklı aileler, koridor sistemi içinde özel me­ zar odaları yaptırmışlardır (cubiculum, Lev. 1 6, 20 Via Latina Ka­ takombu). Bu mezar odalarında lahitler veya niş içinde a rcosoli­ u m adı verilen kemerli mezarlar bulunur. Callixt Katakombu içinde papalar için ayrılmış özel bir oda ya­ pılmış, ilk gömme 23 5-36 yılında gerçekleşti ril mişti r. Yapıl dığın­ da sade olan bu özel oda, 4. yüzyıl iki nci yarısında Papa Dama­ sus zama nında sütunlar ve büyük yazıtlarla yen iden düzenlen ­ miştir. Call ixt Katakombu'ndan kısa bir süre sonra yapıl an Pris­ cilla, Praetextat ve Domitil la Katakomplarında, yeraltındaki özel mezarlar katakombun çıkış noktasını oluşturmuş, kata komplar bu mezarlar etrafında gelişmiştir. 12.3

Aynca Yahudilere ait bazı kata komplar da yapılm ıştır. Roma ka­ takomplan 200-400 yılları arası nda kullanılm ıştır. Geç döneme ait kata ko mplardan biri olan Via Latina (ya da Via Dino Com­ pagni) Katakombu 3 70/BO yıl ında, kal iteli duvar resimlerine sa­ hip bir örnek olarak karşım ıza çıkar (Lev. 16,2 ; 18, 2). 410 yılında Vizigotla n n Roma'ya saldırmalan sonucunda kata­ kompla r artık kul l a n ılamaz hale gel m iş, sadece bazı bölümlere yeni duvar resimleri yapılmıştır. Erken Hıristiyan sanatı içinde Roma 'daki katakompları n mimari düzenleri dışında bazı önemli özellikl eri vardır.

Bunlardan ilki, mezar odalarındaki duvar resimleri n i n 200-400 yılları arasında Roma'daki resim sanatının günümüze ul aşa n tek örnekleri olmasıdır (karş . Böl. 4, 1). Bir diğer özellik, koridorlarda locu luslann ön kısmının kapatı l­ ması için kul lanılan harcı n içinde sikkeler, bütün ya da parça olarak cam (karş. Böl. 6,6) ve kandillerin (karş. Böl. 6,9) yer al­ masıdır. Ayrıca koridorları n aydınlatılmasında kul lanılan kandil­ ler de bulunmuştur. Loru/usları kapatmak için kull anılan levha­ l a rı n çoğu, yazıt ile birl ikte kazıma ya da kabartma tekniği nde figürlü anlatım a sahiptir (karş. Böl. 5, 2). E rken H ı ri stiyanlık ve kısmen de Constantinus Ö ncesi Dönem re­ sim sanatı hakkında bize bilgi veren kata komplardaki mezar odaları n ı n içi nde az sayıda iyi korunagelmiş l ahit de vardır (karş. Böl. 5, 1 ) . Roma dışında katakomp ve mezar yapıları Napoli 'de S . Gennaro (az sayıdaki duvar resmi ve mozaiğiyle dikkat çeker), Bolsena'da S. Cristina, Sicilya 'daki katakompl a r (özellikle Syrakousai yakın­ l a rındakiler), Malta ve Kuzey Afrika'nı n batısında ve Melos Ada­ sı'ndaki yeraltı mezar kompleksleridir. Daha erken tarihli , farklı plan özellikleri gösteren Beth Shea ri m 'deki Yahudi katakompla­ rı ise, Roma katakomplarının öncüsü olarak kabul edilmektedi r. Yeraltı Mezarları : Hıristiyanlar, duvarları resim lerle bezenmiş küçük mezar odal arını (Selanik, Nikaia [lz nik], Kaisareia [Kayse­ ri] ) ya da daha büyük a ncak yine de bazı örnekleri resi mli olan mezar odal a rı n ı (lskenderiye) ve kendilerinden önce var olan ye­ raltı mezar formları n ı aynen almış ve kul lanmışlardır. 124

Yerüstü M ezar Yap ıları : Az sayıda ki varlıklı aile ve imparator a i lesinden kişi için yapılmış yerüstü mezar yap ı l a rı eski Roma ge­ leneğini yansıtır. Y u v arl ak planlı kubbeli yapılar yaygındır. R oma'da Constantinus'un ken disi içi n yaptırdığı a n cak an nesinin gömüldüğü SS. M a rcel lino e Pietro yakınındaki To r Pign attara (3 20/30 ; Res. 8, 1 ), imparator H onorius'un Roma St. Peter'deki ma usoleu mu (4 10/ 20) , çevre koridorlu yuvarl ak pla nıyla Kudüs An astasis Rotondu'nun benzeri olan ve bugün S. Costanza adıy­ la anılan Constarıtinus'un kızı için yapıları C o n stanti na Mauso­ leumu (3 50, Res. 84; Lev. 4) , Constantinus ' u rı Korıstanti noupo­ li s'te (lstanbul) On iki Havari Kil isesi yakınında kendisi için yap­ t ı rd ı ğ ı m a usoleu m ve Ravenna'daki G a l l a Pal acidia M ausoleumu

Re.>. 84 : Ger A n t ik Ça ğ "a a i r

meza r

yapısı: S . Agıınc ya nında k i Co nstımıi ııu.s"wı o n ıı s ı ; kıırş. l.t'ı'. 4).

kızı Co11staıır i11a "ya a iı S. Costanza Ma u.\oil'uın u (4. yüzyıl

125

Res. 8 5 : Geç A n tik Çağ 'a ait meza r u m u (4 50; ka rş. Lev. ı 7, 1 ) .

yap ı s ı :

Raven na, Gal/a Pla cidia Ma uso le­

(450, Res. 8 5 ; Lev. 1 7 , 1 ) i l e Ravenna'daki iki katlı merkezi plan­ l ı Theodorich M a usoleumu (6. yüzyıl başı) farkl ı planl arıyla dik­ kat çekerl er. lspanya'daki Centcelles Mausoleumu bir v i l l aya ait odanın yen i ­ d e n düzenlenmesiyle elde edilmiştir. Yapı 3 50'de Constanti­ nus'un oğlu Constans için yap ı l mıştır. Roma, Callixt Katakombu arazisi üzerindeld b i r trikonk hos olan Cel la Trichora (300?) ile kare planlı p iram idal çatısı ve içindeki b i rçok lahitle Kuzey Su­ riye, El B ara'daki mausoleum, zengin ailel erin özel yaptırdıkl arı mezar yapıları i ç i n d e (500 civarı ; Lev. 1 7,2) sayılabilir. Martirler için yapılan Anı Yerleri

2. yüzyıldan başlayarak kadın ve erkek ma rtirler saygı görmüş, H ıristiyan dininde ö nemli bir yer edinm işlerdir. lzmir'de Piskopos Polykarpos 'un* mezarı bu alandaki ilk örnektir. Constantinus Ö n­ cesi Dönem'de martirler için mezar yapısı yapılamamıştır. 200 yı ­ lında Roma'da Petrus (Res. 86) ve Paulus'un mezarlarının yeri be­ lirl enmiş ve bu mezarlar etrafı n a eklemeler yapılmıştır. Tarihi ke* Aziz Polykarp o s : 69 y ı l ı civa rı nda doğup

ı 5 5'te vefat

eden lzmir p islm­

p osu, i ncit y a z a rı Havari loan nes' i n çömezi . Prokonsül Statius Q u adratus

z a m a n ı n da din uğruna can verd i . Ph i l i p p i ' l i lere yazdığı m ektupta il k H ı ­ ristiya n l arın davranışı

126

ve i na n çl arı üzerine ö ne m l i b ilgiler verir.

Roma ·da bir ma rtir iç·in yapı lmış a n ı yeri: St. Petı:r altındaki Aziz Memoriası (2 00}.

Res. 8 6 : Petrus

sin olmamakla birl ikte 3. yüzyıl ın sonunda Ephesos'ta (Selçuk) lo­ annes'in mezarı üzerine kare planl ı bir yapı yapıl mıştır (Res. 87).

Res. 8 7: Ephesos Aziz loa nnes meza n üzerindeki yap 1 11 1 11 pla nı l ' e kesiti (300 ya da 4. yüzyı l baş ı ; ölçü leri 1 8, 50 .r 1 8 , 5 0 m: ka rş. Rcs. 3 0) .

127

Res. 88: Rom a 'da nıa rtirler için yap ılmış anı yeri : S. Sebas tia no altında " Tric­ adlı, başazizler Petrus 11e Pa ulus i ç i n yap ı la n yap ı (2 58-320 yıl la n a ras ı n ­ d a azizler adı.na b u rada a n m a tören leri yap ı lmıştı r) . Jia "

Constantinus zamanından başl ayarak ma rtir ya da azizlere ait mezarlar gerek mimari gerek süsleme açısından vurgulanmış, ba­ zen de bu mezarlar bir kilise içine al ınmıştır (Roma'daki St. Peter [Res. 6] ve St. Paul, Ephesos l oannes Kilisesi [Res. 30]). Kimin için yap ı ldı k.l a n bilin meyen farkl ı pl anl ara sahip m a us o ­ leu mların genel likle b i r kil ise yanı n a yapıl dığı görülür. T ü m Ak­ deniz Bölgesi'nde (Örneğin Ala!Ul ise [Res. 34], Karabel, Miletos Büyük Kil ise, Side Liman ve Piskopos Kilisesi [belki de birden fazla martir için] , Ksanthos [Kınık] -Letoon 'da [işlevi kesin o l m a ­ malda birl i k te] bu tarz yapı l m ı ş yapıl ar görm ek ol asıdı r. Suriye ve Filistin'de ise çoğunlukla kiliselerde bema ya nı ndaki odalardan genell ikle güney ya n oda, bazen de k uzey yan oda içinde m a rti r ya da azizl ere a it röl ikerler yer alır (karş. B öl . 5, 2). Kil ikia'daki kiliselerde de bem a m n yanındaki ya n odal ann ve apsisi n a rkasında, apsis çevresinde dini törene imkan sağlayan bir çevre ko ridoru vardır. Bu yan odal a rın genelde doğu yönde apsisleri de bulun maktadır. Çoğun l u kla güneydeki yan odanın 128

içinde Suriye ve Filisti n 'de olduğu gib i aziz ya da marti rl ere ait lahit ya da lahit formunda rölikerlere sahip oldukları düşünülür. Roma Via Appia'da S. Sebastiano'nun altında bulunan bir tesis, duvarlanndaki sayısız grafıtiden anlaşıldığı kadarıyl a (Res. 88) başazizler Petrus ve Paulus için dini tören yapmak amacıyl a oluşturulmuştur. Martirler için yapılmış, arkeolojik açıdan kanıt­ l anabilen en eski anı yeri olarak kabul edilen bu tesis, büyük bir alan içinde üzeri örtülü bir salon (triclia), bir çeşme ve küçük ya­ pılardan oluşmaktad ır. 2 58 (ya da 2 60) yılında oluşturulan bu tesis, üzerindeki büyük kilisenin yapımına kadar yani 3 50 yıl ına kadar kullanılmıştır.

Petrus ve Paulus'u a nmak için bu yapının neden yapıldığı bilin­ memekte, onlara a it bir rölik ya da benzeri bir nesnenin buraya aktarıldığı yönünde de bir kanıt bulunmamaktadı r. Yine her iki aziz adına yapılan kil isede de (Basilica Apostolo­ rum) , bu azizlerle bağlantı kurulabil ecek daha eski, toprak altı n ­ d a korunmuş b i r yapı yoktu r. Ephesos'taki (Selçuk) Yedi Uyurlar Coemeteriumu, martirler için yapılmış ilginç bir örnektir. Yedi genç ile ilgili efsaneye uygun şekilde büyük b i r mağa ra kompleksi ve çevresinde de yapıla r oluşturul muştur. Ku ran-ı Kerim'de de geçen ( 1 8. sure) bu efsane, Anadolu' da

farklı yerlere de lokalize edil mektedir.

129

4. DUVAR RES İ MLERi - MO ZAİ KLER

Yunan ve özellikle Roma Dönemi'nde insanlar resiml erle kuşa­ tılmıştır. Evler, mezar yapıları ve resmi yapılar fresk ve alçı işi­ n i n ya nı sıra az sayıda duvar, tonoz ve taban m ozaiğiyle süslen­ miştir. Erken Hıristiyanlık Dönemi 'nde bu yapılara birçok kilise de eklenmiştir. Ayrıca ahşap plakal ara yapılan resimler ve resim­ lerle bezenmiş el yazmaları da üretilmiştir. Tevra t'ta "Kendin için put oyma, yukarda gökte olanın ya da aşağıda yerde olanın ya da yerin altında sularda olanın hiç su­ reti ni yapmayacaksın ; onl ara eğilmeyeceksin ve onl ara ibadet etmeyeceksin" (Çıkış 20, 4-5) ; "Kendi nize putlar yapmayacaksı­ nız ve kendiniz için oyma put ve dikili taş dikmeyeceksiniz ve önünde secde etmek için memleketinizde resimli taş kurmaya­ caksın ız ; çünki ben All ahınız Rab 'im" (Levililer 26, 1 ; karş. Tes­ niye 4, 1 6- 1 8) şeklinde i fade edilen yasak nedeniyle Hıristiyanlar, başlangıçta tasvir yapmaya karşı çıkmışl ardır. Ancak 200 yılından başlayarak Tevra ttaki tasvir yasağına karşı, bu tarz bir yasağın olmadığı Yunan-Roma geleneği yavaş yavaş yerleşmeye başlamıştır. 3 . yüzyılın sonlanndan itibaren öncelik­ le evler, hemen son rasında ise kiliseler resimlerle bezenmiş, 4. yüzyılda ise tamamen yaygınlaşm ıştır (karş. Böl. 9). M ezar yapıları ve kiliseleri n duvarları resimler ya da moza ikler­ le, tabanları ise kısmen moza iklerle bezen miştir. Roma lmpara­ torluğu'nun bazı bölgelerinde mozaik, mezar plakası yapımında da kullanılmıştı r. Erken döneml erden başlayarak lahit, bazı hey­ kel (Böl. 5) ve çeşitli el sanatları örneklerinin (Böl. 6) tasvirli be­ zemeye sahip olduğu görülür. i mparatorluğun diğer bölgeleri ndeki meza r yapıl arında az sayı­ da fresk kalıntısı olmasına karşı n, Roma'daki kata ko mplarda Constanti nus Ö ncesi Dönem dahil olmak üzere sayısız fresk gü­ nümüze ulaşmıştır. Erken Hıristiyanl ı k Dönemi kil isel erinde belirlenebilen az sayı­ daki fresk ve mozaik, zamanla yok ol muştur. Bugün hala kulla130

nılan kiliselerde taban mozaikleri , değişikliğe uğram ış, yen ilen ­ miş olmalarına rağmen, d iğer bezem el ere kıyasla daha iyi koru­ nagel miştir. Bunun neden lerinden b i ri , zama n l a yıkıl a n kilisele­ rin duvar örgüsü içi ndeki taşla rı n tekrar kullanım ı söz konusu iken, döşemenin ol duğu gibi bırakılmasıd ır. Erken H ı ristiyanlık Dönemi'ne ait ahşap plaka üzerine yapı lan resimler, 3 . yüzyıldan başlayarak yapıld ıkla rı bil inmekle b irl ikte, günümüze ul aşmam ıştır. Yine aynı dö nemde yapılan figürlü sa­ yısız el yaz masından sa dece küçük bir bölüm koru nagel mişti r.

4. 1 . Duvar Resimleri - Tavan Resimleri Erken Hıristiyan l ı k Dönemi'nde kil iseler, mezarlar, sivil ve resmi yapılar fresklerle süslen miştir. En eski örnek, Roma i mparatorlu­ ğu sınırları içindeki Dura Europos'ta buluna n ev kil isen in vaftiz odasında, Teı•ra t ve /nc i/'den konuların işlendiği fresklerdir ( D o ­ ğ u Suriye, Fırat yak ı n ı nda 2 3 2 / 3 3 ; R e s . 89; Lev. ı , ı ) . Res. 8 9 : D u ra Europos ,

rı' k iliscıı i n ı ·aftizlıa ııesiıı­ dek i foı '11 1 11 m u cizderi n i göstac11 du l'{l r res i m leri (23 2/J J ; karş. Re.�. I ı •c Lm / , / ) .

131

Günümüze hiçbir fresk örneği ulaşm a m ı ş olmakla birl ikte, 306 yılında ispanya-El vira' da yapılan yerel bir sirıodda, kiliselerde dini konulu fresklerin yapımı n ı n yasaklanması, yöredeki kilise­ lerde bu tür fresklerin olduğunu gösterir. B üyük Constantinus'un Roma, Konstanti noupolis ( İ stanbul), Ku­ düs ve Beytüllahim 'de yaptırdığı kil iselerin bir kısmında fresk olduğu Nyssa'lı Georgios, Kaisareia'lı Basileios ya da Konstanti­ noupolis Patri ği loannes Khrysostomos tarafından aktarılır. Bun­ dan yola çıkarak Anadolu 'daki kil iselerde de Tevra t ve /rıcil'den a lınan konular ile ma rtir ve azizleri n yaşam ından kesitler sunan fresklerin olduğu kabul edilmektedir. Demetrias (Kuzey Yunanis­ tan) ya da Stobi (Makedonya - Skopj e'nin güneyi) gibi merkez­ ler 5.-6. yüzyıla ait az sayıda kal ıntıyı b arındırmaktadır. Mısır Al B agawat ( 5 . yüzyıl) ve Bawit (6. yüzyıl), Roma S . Maria Antiqua freskleri, bazı önemli yapılardaki duvar mozaikleri (Ro­ ma S. Constanza 3 50) Roma imparatorluk sınırlan içindeki bü­ tün bölgelerde, E rken Hıristiyanhk Dönem i kil iseleri n i n duvarl a­ rı nın ve apsislerinin fresk ya da mozaikl erle bezendiğini göster­ mektedir. B aşta Roma kata kompların daki mezar adalan olmak üzere h ipo­ jelerin duvarları 3 . ve 4. yüzyıl içinde fresklerle süslenmiştir. Az sayıda tekil resim ise 5.-6. yüzyıla tarihlenmektedi r. 3. yüzyıl 4. yüzyıl başı arasında geometrik, üç boyutlu olmayan çizgisel bir üslubun kara kteristik olduğu (Lev. 1 8, 1 SS. Marcellino e Pi­ etro Katakombu) fresklerde çiçekler, dall ar, ince girlarıdlar, kap­ lar, masklar, hayvan ve insan figürl eri küçük g ruplar şeklinde serp iştiril m iştir. -

Yemek sahneleri, dua eden figürler, çob anlar, " iyi Çobanlar", Tevrat (Yunus, Daniel aslanlar arasında, Fırında Ü ç lbrani Gen­ ci, İbrahim ve ishak) ve ln ci/'den (Lazarus 'un Diril işi ve diğerle­ ri) alınan konuların işlendiği görülür. Aynı konular freskler dı­ şında lahitler üzerine de işlenm iştir. iyi korunabilmiş kata ko mp­ larda (Via Latina ya da Via Dino Compagni 4. yüzyıl üçüncü çeyreği) Tevra t ve lncil'in yanı sıra Yunan mitoloj isinden konu­ lara da yer verilmiştir (Lev. 1 8, 2) . 132

Veron a yakınlarındaki bir mezarda Tevra t ve /n c i / den al ınan ko­ nular büyük boyutlarda işlenmiştir (5. yüzyıl başları?) . '

Roma dışında Napoli 'de S . Gennaro Katakombu'nda, Roma'da artık katakompların kullanılmadığı 5.-6. yüzyıla tarihlenen, farkl ı konular içeren freskler bulunmakta, yine lskenderiye'de Constantinus Ö ncesi Dönem'e ait bir mezar i ç inde de fresk izle­ rine rastlanmaktadır. Nikaia yakınları nda iyi korun agelmiş bir mezar yapısı bulun­ maktadır (lznik, 5. yüzyıl ). t lginç olan, Geç Antik Çağ'da yapıl ­ mış Nikaia (lznik) , Kaisareia (Kayseri ) , Sardeis (Sart) ve Phila­ delphia'da (Alaşehir) bulunan diğer mezar yapılarının bezeme programında Hıristiyan inancın a özgü konulara yer v erilmemiş olmasıdır. Selanik'te bulunan çok sayıdaki küçük mezar odası (4. yüzyıl) dekoratif ve Tevra t ile /nci/'den alınan konulara yer veren figür­ lü bezemeye sahiptir. Harmandalı yakınındaki Nyssa'da 3 71 - 39 5 yılları arasında p is­ kopos olan Gregorios, Kappadokia ya da Galatia da nerede oldu­ ğu tam olarak bilinmeyen, günümüze ulaşmamış bir villanın (Kı­ zılırmak yakın ı nda) gün c el konulara yer veren freskl eri olduğu­ nu anlatmaktadır. '

Ephesos (Selçuk) "Yamaç Evleri"ndeki freskler, bugüne kadar ka­ bul edilen 5. yüzyıl aksine, 262 yılındaki bir deprem nedeniyle 3. yüzyılda tahrip olmuştur. Almanya-Trier'de bugünkü katedralin altı nda bulunan, 4. yüzyıl başında yapılmış imparator sarayının kutlama salonunun tavan süslemeleri, diğer saray, ev ve villaları n tavanl arının da bezeme­ lere sahip olduğunu düşündürür. Bu düşünceyi bazı yazıl ı kay­ nak ve buluntular da destekler. Yine Trier'de katedral ç e v resinde yapılan kazılarda geo metrik motifl i p arçal a r bulunmuştur (ilk yapı evresi 3 1 0/20, yeni evresi 330/40 , değişiklik 3 80) .

133

4. 2 . Duvar Mozaikleri

Erken Hıristiyanlık Dönem i'nden çok sayıda duvar ve tonoz mo­ zaiği kalmıştır. imparatorluk Dönemi'nde farkl ı büyüklükte ya­ pılmış çeşme yap ılanndaki moza ikler, Erken Hıristiya nlık Döne­ m i duvar mozaik sanatın ı n öncüsü olarak kabul edilir. Başta kırm ızı, mavi, yeşil olmak üzere farklı renkl erdeki cam ve taş parçalan (Lat. tessera e) kare şeklinde kesilip fa rklı tabakal an olan harçlı bir zem i n üzerine yan yana dizilmiştir (0,5- 1 x 2 cm). Geç Antik Çağ'da cam parçalannı n altın a yaldızlı yaprak kona­ rak altın rengi görünümünde tesseralar kullanıl maya başlan­ mıştır. Bunlar özellikle sahnel erin dünyevi olmadıklannı göster­ mek amacıyl a arka fonda kullanılmıştır. Gümüş görünümlü tes­ seral ann varlığı da bilinmektedir. 300 yılına tarihlenen Roma St. Peter Kilisesi altındaki Iulianus Mezan'nın (M Mezarı Lev. 1 9, 1 ) tonozunda, yal dızlı tesseral ar­ dan o luşan fon üzerinde, bitkisel kompozisyon içinde atlarla gökyüzüne çıkarılan arabası içinde ışınlı tacıyl a bir tann figürü olarak lsa'ya yer verilmişti r (" Sol lnvictus" yenilmez Güneş Tan­ rısı). Benzer tasvirler kata komp fresklerinde de görülür. Günümüze ulaşmamış olmasına rağmen Constantinus tarafından Roma 'da yaptırılan kiliselerin apsisleri nde, havariler arasında İsa ya da Petrus ve Paulus'a yasanın verilişi ( traditio legis) gibi konuların işlendiği mozaikler olduğu b ilinmektedir. Ancak bu kiliseleri n n e f duvarlarının mozaikli olup olmadığı hakkında ise kesin bil­ gi yoktur. En eski mozaikler, Constantinus'un kızı Constantina için yaptır­ dığı S. Costa nza (3 50) adıyla anılan mausoleu rnun çevre korido­ runa ait ton ozdaki, konuları yer mozaiklerinden al ınmış tasvir­ lerdir. Kuzey ve güney apsislerdeki figürlü anlatımlar, kilise ap­ sis programl a rındaki konuları yansıtır (Lev. 1 9, 3 ) . Ancak kubbe­ li merkez mekanının mozaikleri yok o lmuştur. l lginç olan, arka fonda beyaz mermerden tesseraların kul la nılmış olmasıdır. f spanya-Tarragona yakını ndaki Centcel les'te (4. yüzyıl ortası) 134

villa olarak yapımına başlanan, bitirilemeyen, ancak k ripta bö­ lümü nedeniyle, Constanti nus'un 3 50 yılında Pireneler'de öl dü­ rülen oğlu Constans'ın ma usokumu olarak kabul edilen yapının, yuvarlak planlı bir o dasının kubbesinde av sahnesi vardır ve Tevra t ve lnci/'den alınan konularıyla zengin mozaik bezemeye sahiptir. Roma'daki S. Pudenziana en erken tarihli, büyük boyutlarda, ka­ liteli işçilik gösteren bir aps is mozaiğine sahiptir (400 Lev. 2 1 , 1 ) . Burada lsa ve havariler ile pagan v e Yahudileri temsil eden iki kadın, gökyüzündeki l ncil yazıcılarının sembolleri melek, boğa, aslan ve kartalın yanı sıra kutsal Kudüs'ün yapıları verilm iştir. Ayn ı döneme ait fresk ya da mozaiğin o lmayışı, bu apsis moza­ iğinin benzer örneklerle birl ikte değerlendirilmesini olanaksız­ laştırır. Ancak Theodosius zamanı fildişi ve gümüş eserlerde benzer kaliteli işçilik dikkati çeker. Milano'daki S. Lorenzo ek yapılarından S. Aquilino'nun küçük apsis mozaiği, S. Pudenziana'ya kıyasla daha sadedir ve havari­ ler aras ında l sa'ya yer vermiştir (4. yüzyıl üçüncü çeyreği?). 400 yılı n a tarihlenen diğer kiliselerde apsis moza iklerinde haç motifi vurgulanmıştır. Haçın yanı sıra I sa ve havariler koyun olarak sembolize edil miştir (ltalya'da Nola ve Fundi Bazilikaları). Napoli Katedrali vaftizhanesinde (400) kilise mozaik programın­ dan alınmış "Yasanın Verilişi" ve apoka liptik dört varl ı k gibi ko­ nuları n işlendiği mozaik kalıntı ları belirlen miştir. 43 2 -440 yılın­ da bir yangın sonrasında yenilenmiş olan S. Mari a Maggiore, mozaik sikluslarla bezen miştir. Bu döneme ait mozaik, orta ne­ fın yan duvarlarında ve zafer takı ndaki lsa' n ı n çocukluğuna ait sahnelerdir. 43 1 yılında Ephesos Konsil i'nde Tan rı Annesi olarak benimsenen Meryem, mozaiklerde vurgulanmıştır. Orta nefın yan duvarları nda ise Tevra t'tan alınan konul ara yer verilmiştir. Bugün 1 3 . yüzyıl özellikleri gösteren apsis ve Meryem An a tas­ viri nin, E rken H ı ristiya nlık Dönemi'nde kucağında lsa ile tahtı n­ da oturan Meryem'in etrafında martirlerle, bitkisel kompozis­ yonlu arka fon önünde verildiği bilin ir. Ayn ı sahnenin Roma La­ teran Vaftizhanesi giriş mekanında da tekrarlandığı kabul edil135

mektedir (43 2-40). S. M aria Maggiore' nin batı duvarı , yazılı kay­ naklarda da aktarılan büyük bir yazıta sahip Roma 'daki S. Sabi­ na'da bulunan parçalar yardımı ile tamamlanabilir. Roma'daki S. Sabina'nın (42 2-32) tesseralardan oluşan mozaik­ leri yok olmuş, ancak a rkadlar üzerindeki plaka mozaikler günü­ müze gelebil miştir. Bugün apsisteki fresk ( 1 5 60 yılında T. Zuc­ cari ta rafından yapılmıştır) havariler arasında lsa tasviriyle, Er­ ken Hıristiyanlık Dönemi mozaiğini konu olarak tekrarlar. Roma SS. Cosma e Damiano ( 5 26-30) apsis mozaiği büyük for­ matlı figürler içerir. Ortada lsa, iki yanında i se Aziz Theodorus ve kiliseyi yaptıra n Papa iV. Fel ix'i lsa'ya takdim eden Petrus ve Paulus yer almıştır. Aynı kompozisyon sonraki mozaiklerde de tekra rl anmıştır ( S . Lorenzo 579-90 ; S. Agnese 625-3 8 ; S. Stefa­ no Rotondu 6 50). ltalya'da birçok merkezde çok sayıda kilise ve diğer küçük yapı­ da mozaik kal ıntılar belirlenmiştir. Bunl ardan bazıları Albenga ( 5 . yüzyıl sonu) ve Casaranello (6. yüzyıl) vaftizhaneleri, Vicen­ za'daki m a rtir şapelleri (5. yüzyıl ortası), Milano (Lorenzo yakı­ nındaki S. Vittore 5. yüzyıl sonu) S . Mari a Capua Yetere (5. yüz­ yıl) ve Napoli S. Gennaro Katako mbu 'dur (5. yüzyıl o rtası). Raven na'da E rken Hıristiyanlık ve E rken Bizans Dönemi 'ne ait öneml i bir mozaik grubu korunabilmiştir. Şehrin Orta Çağ'da ve bu dönem içinde özel bir öneme sahip olma ması neden iyle eski kiliseler yıkıl mamış, barok ve diğer dönemlerde yenilenmemiştir. Galla Palacidia M ausoleumu (450) ile Ravenna'daki mozaik seri­ si başlar. Oldukça kaliteli ve etkili olan bu mozaikleri, Ortodoks (458) ve Aryan ( 500) vaftizhaneleri ile Başpiskopos Şapeli'ndeki­ ler (500) izler. S. Apoll inare N uovo'da (6. yüzyı l başı, 5 6 1 sonrasında bazı de­ ğişiklikler yapıl m ıştır. Lev. 3 , 2 ; 20, 1) apsis mozaiği kaybolmuş o l ması n a rağmen o rta netin a rkad üzerindeki duvarlannda yatay üç şerit dikkati çeker. Bunl ardan ü stteki şeritte ln cil'den konul ar yer alır. S. Vitale mozaikleri (540- 50) bema bölüm ünde yoğunluk kaza136

n ı r.

Bizans etkisinin görüldüğü mozaiklerde imparator lustini­

a nus ve eşi Theodora 'ya özel bir yer verilmiştir.

S. Michele in Africisco 'nun ( 5 4 5) apsis mozaiği ise bugün Ber­ l i n 'de bulunmaktadır. S. Apollinare in Cl asse (549) apsis mozaiğinde, alışılagelmişin dı­ şında Tabo r Dağı üzerinde lsa'nın nurlanması konusu işlenmiştir. i mparatorluğun doğusunda Sasanilerin egemenl iği ve sonrasın­ da Arapl ar, birçok kilisenin yıkılmasına neden olmuştur. Bizans egemenliğinin olduğu bölgelerde l konoklazma (Tasvir Kırıcıl ık) Dönemi'nde (7 30-843) tüm mozaik ve freskler yok edilmişti r. Kalabilen örneklerde üslup ve tarihsel sıralama yapılamamakla birlikte, zengin bir mozaik p rogramın uygulandığı görülür. Selanik Akheiropoietos'ta, yaln ızca kemer iç yüzlerinde kalmış olan geometrik ve b itkisel kompozisyonlar, kil isede zengin b ir mozaik bezemenin olduğunu gösterir (5. yüzyıl üçüncü çeyreği). Selanik Aziz Georgios Rotondu'nun kubbe eteğinde, ideal ize edilmiş mimari elemanlar ve bunları n önündeki aziz tasvirleriy­ le alışı lmadık bir kompozisyon oluşturulmuştur (Lev. 20,2). 1. yüzyıl a tarihlenen Güney ltalya'da Pompeii'deki fresklerin be­ zemesi bu yapı d a uygulanmıştı r. Aziz Georgios Roto ndu'nun kubbesindeki İsa tasvirinin sadece bir bölümü günümüze ulaş­ mıştır. Çevre koridoru ve tonozlarda da zengin geometrik ve bit­ kisel motiflere yer verilmişti r. Mozaikler 500 yılına tarihlenir. Selanik Hosios David Kil isesi apsisindeki mozaikte "Tanrı laşma" tasvir edilmiştir ( 500). i mparatorluğun doğusunda, Roma ve Ravenn a'daki kil iselerin orta nef yan duvarlarındakine benzer şekilde Tevrat ve inci/' den sahnelerin yer aldığı sikluslara yer verilmemiştir. B aşkent Kons­ tantinoupo lis'te (İstanbul) imparatorun yaptırdığı kiliseler ve di­ ğer önemli yapılardaki bezemeler yok edilmiştir. Selanik'tek i Aziz Demetrios hac kilisesi, 5. yüzyıl o rtasında ya­ pılmış, 7. yüzyılda yenilenmiştir. 1 9 1 7 yılında şehirdeki yangın­ da zarar gören kilisenin birçok mozaiği korunabilm iştir. B u mo1 37

zaiklerin her biri, farklı kişiler tarafında n 5. yüzyıl i le Orta Çağ arasında yaptınlmış adak mozaiklerdir. Batı'da Erken Bizans Dönemi 'ne ait bazı mozaikler Doğu'daki mozaik sanatının gelişi mi hakkında bilgi verir. Bunlardan biri Sina'daki Katharina Manastır Kilisesi apsisindeki anıtsal lsa'nın nurlanması sahnesidir ( 548 ve 565 yılları arası) . Aynı konu Ra­ venna S . Apollinare i n Classe ( 549) apsis mozaiğinde de işlen­ miştir. Lythra nkomi-Pa nhagia Kanakari a (Kuzeydoğu Kıbrıs, 5 3 0) ve Porec (Hırvatistan, 550) örneklerinde, apsis merkezinde kucağın­ da İsa ile Meryem tasviri, Roma S. Maria Maggiore ile paralell ik gösterir (43 2-40) . Kiti'deki (Güneydoğu Kıbrıs) kilisenin apsis mozaiği 7 . yüzyıl başlarına tarihlenir ve ayaktaki Meryem Ana başmelekler arasın ­ d a tasvir edil miştir. Bugün İstanbul Arkeoloj i Müzeleri 'nde bulunan, 7. yüzyılda ap­ sis için yapılmış lsa'nın tapı n ağa sunumunu gösteren O n ik i B ayram sik/usun a a it mozaik p a n o , İstanbul K.alenderhane C a ­ m i i 'nde ele geçmiştir. Konstantinoupolis'eki (İstanbul) Hagia Sophia'da (Ayasofya) kıs­ men kilisenin yapım döneminden kalan (53 2- 5 3 7) ve daha sonra­ ki yıllarda yapılan zengin mozaikler vardır. lustinianus zamanında apsiste yapılan Tahtta Oturan Meıyem (Theotokos Meryem) ve kub­ bedeki Pantokrator İ sa mozaikleri lkonoklazma (Tasvir Kırıcılık) Dönemi'nde diğer figürlü mozaiklerle birlikte tahrip edil miştir. Erken Hıristiyanlık Dönem i'nden kalan bazı küçük mozaik par­ çalar genelleme yapmayı zorlaştınr. Bunl ara Mısı r Ebu Mena Ki­ lisesi'ndeki küçük m ozaikli parça (6. yüzyıl başı), Batı Kilikia'da­ ki Koropissos (Dağpazan) Kubbeli Kilise (500), Midyat'taki Mar Gabriel (Tur Ahdin [Mardin Dağl arı] ), Kıbrıs 'taki birçok kilise, Trier Katedrali (4. yüzyıl sonundaki evre), Köln St. Gereon'daki kal ıntı (4. yüzyıl sonu), Edessa Katedrali (Şanlıurfa, yeni yapı 524/ 2 5 sonrası) örnek veri lebil i r. B izans lmparatorluğu'nda lkonoklazma (Tasvi r Kırıcılık) Dönemi 138

sonrası Orta Çağ'da kaliteli işçilik gösteren mozaikli bazı kiliseler hem başkent Konstantinoupolis'te (İstanbul) hem de diğer bölge­ lerde yapılmıştır (Selanik Hagia Sophia, Hosios Lukas ; Khios Nea Moni ; Arta Paregoritissa [hepsi Yunanistan'da]) . Batıda ise bu ge­ lenek Sicilya'daki kiliselerde (Cefalu, Palermo, Martorana ve Pa­ l atina, Monreal) Venedik S. Marco, Floransa Vaftizha n esi, P iza Katedrali ve Roma'daki birçok kilise ile Aachen Saray Ş apeli' nde­ ki Karolenj'ler Dönemi 'ne ait bezeme ile (800) devam etmiştir.

4.3.

Plaka Mozaikler ile Yapılan Duvar Kaplamaları

Roma İmparatorluk Dönemi' nde başlayan duvarları plaka moza­ iklerle kapla m a gel eneği E rken Hıristiyanlık Dönemi'nde de uy­ gulanmıştır (opus sectile, yap ıl acak desene göre değişik boyut­ larda kesilmiş mermer, taş). Malzeme olarak farkl ı renklerde değerli mermer çeşitleri, farklı biçimlerde kesilmiş renkl i cam plakalar, geom etrik-bitkisel ve fi­ gürlü kompozisyonların oluşturulması için kullanılmıştır. 3 3 1 yılında Roma'da Konsül lunius Bassus'un yaptırdığı "bazili­ ka"nın duvarlarında, zengin süslemeli bölümlerin içine farkl ı fi­ gür kompozisyonlu büyük panolar yerleştirilmiştir (bunl a rdan sadece dört figü rlü plaka ve çizi mler bulunmaktadır). Trier'deki bazilikada da (4. yüzyıl başı) plaka mozaikl i duvar kaplaması söz konusu olup bugün sadece rekonstrüksiyonları yapılmıştır. Korinthos'un Saro n Körfezi kıyısında yer alan Kenkhreai'da (Ko­ rinthos 1 sthmia Müzesi'nde) IOO'ün üzerinde camdan plaka bu­ lunmuştur. Bunlar Mısır' da yapıl mış, 375 yılında bir deprem son ­ rasında bulundukları yapıdan ayrılarak sahilde b i r çukur içine toplanmıştır. Bazı dekoratif ve figürlü plakalarda, özell ikle deniz kenarında villalar, yüksek tarlalarda i n sanlar ve Yunanlı şair Ho­ meros ve filozof Platon'un betimlerinin yer aldığı görülür. 3 7 1 -39 5 yılları arasında Nyssa (Harmandal ı) Piskoposu G regori­ os, Kappadokia ya da Galatia'daki bir arkadaşı nın vil lasında, ko139

nulan hakkında bilgi vermeksizin, camdan plaka mozaikl er kul­ lanıldığını ifade eder. Roma yakınlarında Ostia-Porta Marina'nın dış kesiminde, sikke buluntusu aracılığıyla 4. yüzyıl sonuna tarihlenen büyük bir ev kompleksi içindeki bir odada yapılan kazılarda ( l 1 x 8 m), 7 m yükseklikteki duvarların farkl ı renklerdek i taşlarla kaplandığı bel irlenmiştir. Kaplamada geometrik ve bitkisel m otifleri n yanı sıra aslan figürleri ne de yer verilm iştir. Bu sahneler arasında, kü­ çük bir bölümdeki lsa tasviri dikkat çekicidir (Lev. 22, 1 ) . Odanın dini bir işlevi olduğunu gösterecek kanıt olmadığından sivil amaçla kullanıldığı kabul edilmektedir. Erken Hıristiyanlık Dönemi 'nden b i rçok kilise ve vaftizhanenin duvarl arı nda p l aka mozaik kaplama olduğu görülür. Bunlar ara­ sında Roma S. Costanza ( 3 50), Salvator Kilisesi vaftizhanesi gi­ riş mekanı (S. G i ovanni in Laterano, 5. yüzyıl ikinci çeyreği) ve S. Sabina (430), Milano S. Ambrogio (4. yüzyıl sonu?), Trier Ka­ tedral i (4. yüzyıl sonundaki evre}, Selanik Az iz Demetrios Kilise­ si ( 5 . yüzyıl ortası) sayıl abilir. Bunlarda geometrik-bitkisel mo­ tifler, bazen de hayvan figürlü konular işlenm işti r. Haçlı bir to ndo ile bir sütun arasında Havari Tomas'ın büstüne yer veren bir cam plaka parçası (Cornin'de, 4. yüzyıl ikinci yarı­ sı), büyük olasılıkla M ısır'da Kenkhreai'daki plakal arla aynı dö­ nem ve atölyede yap ılm ıştır. Duvar kaplamasında plaka mozaiklerin kullanımı, E rken B izans Dönemi (İstanbul Hagia Sophia [Ayasofya] 532/ 537) ve Orta Çağ' da da (Yunanista n Hosios Loukas, 1 ı . yüzyıl başı) devam et­ miştir. Hem Erken H ı ristiyanlık D önemi hem de sonrasında taş ve cam ın pahalı olması, bu malzemelerin yerine duvarların freskler­ le süslenmesine neden olmuştur.

4.4. Plaka ve Çivi Şeklindeki Taban Mozaikleri E rken Hıristiyanlık Dönem i'nde evler, villalar, saraylar, halka açık yapılar ve kil iselerin döşemeleri fa rkl ı malzemel erle süslen­ miştir. En basit şekl iyle çimento ya da kilden plakalarla döşeme 140

ol uşturulmuştur. Konsta ntinoupolis (İsta nbul) Hagia Sophia ( 5 3 2 - 3 7 ) ve Selanik Akheiropoietos bu t a rz döşemelere sahip ör­ neklerdir. Uygun fiyatl ı ki reçtaşından b üyük pl aka l a r, pahalı pl aka moza­ ikler (op u s secti le) ve tesseral ardan oluşan mozaikler de d öşeme­ de kullanılm ıştır.

Roma'da E rken Hıri stiyanl ık Dönem i' nde plaka moz a i kler yap ıl­ mış, tesseral a rdan o l u şan moza ikler daha az ku l l a n ı l mıştır. Buna karşın Balkanlar, Anadolu, Suriye ve Fi listin, Arab istan, Kuzey Afrika ve lspanya'da tesseralardan oluşa n mozaikler yoğun, pla­ ka mozaikler ise daha az kul l a n ı l m ıştır. Trier'deki bazil i k a (4. yüzyıl başı) ve katedral (4. yüzyı l son u evresi) , Sel anik Sa ray Ok-

Res.

90: Pla ka mozai k (opus sectile) : Nik a ia {lz n i k) Hg. Soph ia (6. yüzyıl ?) . 141

togonu (4. yüzyıl başı), Philippi Oktogonu (6. yüzyıl evresi), Mid­ yat Mar Gabriel (Tur Ahdin), Koropissos (Dağpazarı), Salamis Epiphanios Bazilikası ve D ipkarpaz (Kuzey Kıbrıs) Hagios Philon, Suriye Qal aat Sem an'daki kilise (6. yüzyıl ilk yarısı), Ankara ve N ikaia'da (lznik ; Res. 90), Seleuceia ad Calycadnus'ta (Silifke) ve 3 7 1 - 3 9 5'te Nyssa (Harmandalı) Piskoposu Gregorios'un arkada­ şına ait vil lanın döşemesinde plaka mozaik kullanılmıştır. Plaka Mozaikler : Farklı renklerde kireçtaşı ya da mermerden geometrik şekilde ke­ silmiş plakalarla farklı bezemeler oluşturulmuştur (Res. 90; Lev. 2 2 , 2). Kireçtaşı genelde yerel malzeme olarak kullanılırken mer­ mer Akdeniz Bölgesi 'nden ithal edilmiştir. Ö zell ikle Mısır'dan kırmızı ve gri granit ile kırmızı po ifi r, Lakonia 'dan yeşil porfi r (Güney Yunanistan, lapis Lacedaemonius ) , Sim itthus'tan sarı mermer (Tunus, marmor Nu m idicu m ya da "gia llo an tico "}, Te­ salya'dan yeşil mermer (Yunanistan, marmor Th essal icu m , lap is A traceus ya da "verde antico"), Karystos 'tan yeşil damarl ı mer­ mer (Yunanistan-Euboia Adası, marm or Carysti u m ya da "cippo­ lin o ") ve Dokimeion mermeri (Afyon yakınında lşcehisar, mar­ mor Ph ryg i u m ya da Syn nadicum, rengi nedeniyle "pa vonazzet­ to ) mozaik yapım ında kullanılmıştır. "

Prokonnesos Adası 'ndan (Marmara Adası) elde edilen mermerin kul lan ımı da oldukça yaygındır ( ma rmor Proco n n es i u m ). l. ö . 2. yüzyıldan itibaren öncüleri görülen plaka mozaik yapım ı, imparatorluk geleneği olarak karşım ıza çıkar. Roma'da Erken Hı­ ristiyanlık Dönemi'nde, Roma Dönemi'nin yıkık yapıl anndan al ınan eski mermer plakaların tekrar kullanıldığı görülür. Orta Çağ'da E rken H ıristiyanlık ve Erken Bizans Dönemi gelene­ ğine bağlı ol arak hem Bizans kiliselerinde hem de Roma ve l tal ­ ya'nın diğer bölgeleriyle Almanya' da plaka mozaik yapımına de­ vam edilmiştir. Ö rneğin Aachen Saray Şapeli'nin döşemesi, kıs­ men R aven na'nın eski yapılarından al ınarak yapılm ıştır. Köl n'de eski Roma Dönemi yapılarından alınan plakalar, Orta Çağ'a ait farklı kiliseleri n döşemelerinde tekrar kullanılmıştır. 142

Çivi Şeklindeki Mozaikler : Ö ncüleri çakıl taşı mozaikleri olan (Pella, Sikyon, Yunanistan, Olynthos) tesst>ra mozaikler, Hellenistik Dönem'den başlayarak dö­ şemelerde kullanılm ış, İmparatorluk Dönemi'nde ise sayısız uygula­ malan olmuştur. Erken Hııistiyanlık Dönemi'nde de hem kiliselerde ve vaftizhanelerde hem de saray, villa ve evlerde kullanımı yaygın­ laşmıştır. Roma'da ise plaka mozaiğin yoğun uygulandığı görülür. Döşeme mozaiğinde kullanılan taşlar (Lat. tesserat') genelde duvar mozaiğinde kullanılanlara kıyasla daha büyüktür. Tesseralar harç zemin üzerine yan yana yerleştirilip üstte kalan yüzleri düzleştiril­ miştir. Malzeme olarak çeşitli taşlar ve kırmızı renk elde etmek için tuğla kullanılmıştır. Duvar mozaiğinde kullanılan mavi, yeşil ve kır­ mızı tonlardaki cam mozaikler döşemede az kullanılmıştır. Kiliseler­ deki mozaikler konulan açısında n üç grupta toplanabilir: 1 . Geometrik ve bitkisel motiflerin yer aldığı kompozisyo n l ar,

2. Bordürler a racıl ığıyla çerçeve içine alınmış dikdörtgen y a da yuvarlak formda küçük panolar içinde hayvan ya da insan figü r­ lerinin tasvirine yer veren kompozisyonlar, 3. Farklı

büyüklükteki figürlü sahnelerin yer aldığı panolar (Lev. 23).

Birçok kilisede mozaikleri n bütün olarak planl anmadığı, tek tek panolann farkl ı kişiler tarafından yaptınldığı , bu nedenle deko­ rasyon, tasvirler ve buna bağl ı olara k üsluplann birbirinden farklı olduğu görülür. Yaptıran kişinin ismine çoğu kez mozaik içinde yer verilm işti r. Ayn ı m ozaiği n bitiri l me tarihine de yer ve­ ren örnek sayısı ise azdır. Gerek geometrik ve bitkisel bezeme gerekse h ayvan figürleri , motif açısından çeşitlilik ve zenginlik gösteri r. F igürlü tasvirler­ de dört mevsim, on iki ay ya da Cennet Nehirleri gibi (Fırat, Dic­ le, Phison ve Gison) farklı kişileştirmeler di kkati çeker. Büyük panolarda bir kabın iki yanında tavus kuşu ya da geyikler (karş. Mezmur 4 2 ; Lev. 23, 1 ) , avcılar ya da bukolik manzara, çobanlar hayvanlarıyla (Lev. 23,2), çoğun lukla da Orpheus hayvanlarla tasvir edil miştir. Kudüs'ü merkez olarak almış, Kutsal Topraklar'daki kiliseleri ve hacıların ziyaret ettikleri diğer kutsal yerleri göstere n Ü rdün Ma143

daha Haritası (6. yüzyıl ortası) , bu dönem döşeme mozaikleri arasında özel bir yere sahiptir. Ayak basıla n yerlere, kutsal kişi ve olayların tasvirini yapmak, günah işlemek anla mına geleceği ko rkusuyla Tevrat ve lncil'den konul an içeren döşeme mozaiklerine çok az yer verilmiştir. Bun­ lar, ! sa mozaiği {lngiltere-Hinton, Lev. 1 9,2), İsrail ve Aquil e­ ia'daki Yunus ve Suriye' deki iki Adem tasviridir. 427 yıl ında im­ parator il. Theodosius zamanı nda döşemede haç motifi yasak­ lanmasına rağmen haç kullanımı yaygındır. Saray ve evlerde de, k iliselerde olduğu gibi benzer bezemelerin ya­ nı sıra Yunan mitolojisi ve günlük yaşamdan figürlü anlatımlara yer verilmiştir. Sicilya Piazza Armerina Villası (4. yüzyıl ilk yansı), Kıbns Paphos'taki evler (4. yüzyıl), Argos'taki bir villa (Yunanistan 6. yüzyıl), Antiokheia (Antakya) yakınında Daphne'deki (Harbiye) villalar ya da Konstantinoupolis'teki {lstanbul) (6. yüzyıl?) impara­ tor Sarayı peristili başlıca örnekler içinde sayılabilir. Constantinus Ö ncesi Dönem'de Piskopos Theodor'un Aquileia'da yaptırdığı Çifte Kilise'deki ( 3 1 3-3 1 9) mozaik döşeme, en erken tarih­ li örnektir. 324 yılında El Asnam Kilisesi (Cezayir) figürsüz mozaik döşemeye sahiptir. 4. yüzyılda az sayıda görülen tessera mozaik uy­ gulama 5. yüzyılda yaygınlaşmış, en parlak dönemini 6. yüzyılda yaşamıştır. Orta Çağ' da Bizans imparatorluk sınırlan içindeki bölge­ lerde figürlü tessera mozaik döşemeye sahip az sayıda yapı vardır. Mesopotam'daki kilise (Güney Arnavutluk, 1 3. yüzyıl sonu), l tal­ ya'daki bazı mozaikler (Otranto, 1 1 63-6 5 ; Pomposa, 1 206 ) bu alan­ daki örneklerdir. Köln St. Gereon'da ( 1 1 5 1 - 56) alışılmışın d ışında Tevrat'tan sahneler ve hayvan figürlerinin yer aldığı tasvirler, Erken Hıristiyanlık tessera mozaiklerinin son örnekleri olarak kabul edilir.

4.5.

Mezar Taşı Plakaları Şeklindeki Mozaikler

Roma i mpa ratorluğu 'nun bazı bölgelerinde kilise ve diğer yapı­ lann döşemelerinde m ozaiklerin m ezar taşı plakası ol arak kulla­ nıldığı görülür. Ö rneklerin büyük bir bölümü Kuzey Afrika'da (Tunus ve Cezayir'deki bazı yerlerde) , küçük bir bölümü ise i s­ panya, Sicilya, G rado ve Homs'ta (Suriye) görülür. Bu uygula144

manın pagan öncüleri yine Kuzey Afrika, Salona (Dal maçya) ve Ostia 'da bulunmaktad ır. Hıristiyanlar da bu eski geleneğe bağlı kalmışlardır. Genelde bir çerçeve içine alınmış kıvnmdallar, hay­ van figürleri , haçlar ve yazıtl ar, az da olsa bir ya da daha fazla figürlü anlatıml ara yer verilm iş, bir av sahnesi ise istisna kalmış­ tır. Bu örnekler 4. yüzyıl sonunda görülmeye başlar, 5. yüzyılda en parlak dönemini yaşar, 6. yüzyılda da yapılmaya devam eder. Almanya'da Orta Çağ'da eski geleneği sürdüren örnekler yapıl­ mıştır. Maria Laach'da manastır rahibi G ilbert'e ait 1 1 52 tarihl i mezar taşı (Almanya), Gilbert'i yarım figür ol a rak bir yazıt ile birlikte gösterir (Bonn).

4.6.

Ahşap Ü zerine Yapılan Resimler ve İkonalar

Yunan ve Roma Dönemi'nde ahşap üzerine resimler yapılmış, an­ cak malzemenin dayanıksızlığı nedeniyle hemen hemen hepsi yok olmuştur. iyi korunmuş bir örnekte imparator Septimus Severus eşi ve çocuklanyla tasvir edilmiştir (Mısır kökenli, Berlin'de, l.S. 200). Ahşap üzerine yapılan resimlerin büyük bir grubunu imparator re­ simleri oluşturur. Mısır-Fayyum'da sayısız resim (mumya portresi), uygun hava koşullan ve ölü gömme adetleri nedeniyle ortaya çı­ kanlmıştır. Bu portrelerin çoğu kadın ve erkeklere, bir bölümü de çocuklara aittir. 1. yüzyıl başı ile 4. yüzyıl a rası nda yapılan mum­ ya portreler, Hıristiyanlığın benimsenmesi ve ölü gömme adetlerin ­ deki değişiklik nedeniyle yapılmaz olmuştur. Septimus Severius ve ailesini gösteren resim dışında yine Mısır'da yapıl mış, ortadaki bö­ lümde ölen kişiye ait erkek büstü, kanatlarda Tann Serapis ve İsis'in yer aldığı bir triptik (üç bölümlü "açılıp kapanabilen a ltar") dikkat çekici bir örnektir (3. yüzyıl ortası, Malibu; iki kanadın or­ tadaki bölümle bütünlüğü tartışmalıdır). 3 7 1 -395 yılları arasında Nyssa (Harmandalı) piskoposu olan Gre­ gorios, Kappadokia ya da Galatia 'da bir arkadaşına ait villaya ilişkin anlatımlarında, özell iklerini bel irtmeksizin buradaki pa­ gan konulu resi mlere yer vermiştir.

Resimler tempera (renklerde bağlayıcı madde olarak yumurtanın kullanıldığı) ve a n kostik (bağlayıcı madde ol ara k bal mumunun kullanıldığı) olmak üzere iki fa rklı teknikte yapılmıştı r. 145

Hıristiyanlar, günümüze ulaşamayan, pagan geleneğe bağlı olarak ilk yüzyıllardan başlaya rak ! sa, Meryem, havariler gibi Kutsal Ki­ tap'ta adı geçen kişilerle, piskoposlann resimlerini yapmışlardır. 2. yüzyıl sonunda gnostik bir mezhebin üyelerinin taşıdıkl an kar­ pokrates kolyeleri nde bir lsa resm ine yer verilmiştir. Yine İmpara­ tor Alexander Severus'un (22 2 - 2 3 5) evinde oluşturduğu ibadet mekanında (lara rium) diğer resimlerin yanı sıra bir de ! sa resmine yer verildiği, imparatorun kendisi tarafından ifade edilmektedir. Ancak bu resimlerin tarzı hakkında bilgi verilmemektedir. Büyük Constantinus za manında tarihçi Eusebios ; Petrus, Paulus ve lsa'nın resimleri ile aynı dönem patriklerinin portrelerinden bahseder. Euseb ios'un a nlatımı, bu tür resimlerin yaygın kul la­ n ıldığını göstermektedir. 4. yüzyıl sonl annda ahşap üzerine ya­ pılan resimlerle ilgili a nlatımlar yoğunlaşır. Amaseia'lı (Amasya) Asterios, keten bezi üzerine Azize Euphemia* ile ilgili dört sah­ nenin işlendiği, azizen in Khalkedon 'daki (Kadı köy) mezarında yer alan lahdin i n yanındaki resimlerden bahseder. 5. yüzyıla ait üç örnek aktarılır. i mparator il. Theodosius'un eşi Eudocia, im­ paratorun kız kardeşi Pulcheria'yı Kudüs'e gönderip Havari Lu­ ka** tarafından yapıldığına inanılan, Meryem 'in çocuk ! sa 'yı sol kolu üzerinde taşıdığı Hodegetri a ikonası nın aslı olan Meryem Ana resmini aldırmıştır. i mparator 1. Leon (4 57-474) Konstantinoupolis'te (lstanbul) Blak­ hernai Kilisesi için değerli taş ve altından bir resim (ikona) yaptır­ mıştır. Resimde tahtında Meryem Ana, yanında imparator, eşi Veri­ na ve kızı Ariadne ile birlikte tasvir edilmiştir. Aynı kiliseye büyük bir Meryem Ana resmi de yaptınlmıştır. Meryem Ana'nın yanında Aziz loannes Prodromos ve Konon, üstte ise iki melek yer almıştır. • Azize Eu p h emia : ili. yy.ı n 2. yarısında yaşayan ve N. yy.ın başı nda, 307 'de Romalılar tara fı ndan öldürülen Hıristiyan kadın m a rt i r. Tann Ares ad ına düzenlenen pagan bi r festivale katılmayı redd ettiği için tutuklanmış ve P riscus'un emriyle uzun sü re n işkencelerden s o nra öldürül müştür. .. Aziz Luka: l nril yazarı. Bir söylentiye gö re Suriye' de, bir diğerine göre An­ takya'da doğdu ve hekimlik yaptı. Az iz Paulus'un en sadık a rkadaşların­ dandı. 70 yıl ı n a doğru öldüğü sanılıyor. "Ha va rilt'rin lşlt'ri" ve Üçü ncü ln­ ci/'i yazdı. Ressamlan n ve heki mlerin koruyucusu sayılır. 146

200 yılından beri l sa, Meryem, azizler, piskopos ve patriklerle,

Tevrat ve /nci/'den sahnelerin yer aldığı resimler yapıl m ıştır. Ka­ takomplarda (Roma'da) ve kil iselerde (Dura Europos'ta) yapılan duvar resimleri de aynı dönemde ortaya konmuştur. Roma, Com­ modilla Katakombu'ndaki lsa büstü ya da Ostia'daki plaka mo­ zaikten yapılmış pano (her ikisi de 4. yüzyıl sonu) ahşap üzerine yapılan resimlerle aynı üsluptadır.

Resmedildikleri kişinin tüm özell iklerin i yansıttıklarına inanılan, Doğu kilisesi için vazgeçil mez ibadet resimleri olan iko n al a r 6.7. yüzyılda yapılmıştır (Yun. eikon : resim, asıl resim vb) . En es­ ki ikonalar, uygun politik ortam ve hava koşul ları nedeniyl e Si­ na Kathari n a Manastırı ve M ısır'daki bazı yerlerde E rken Bizans Dönemi'nden (6. yüzyıl) kal madır. Roma'da da b azı i konaların varlığı bilinmektedir. Tempera tekniği nde yapılmış lsa (Lev. 3 1 , 1 ), Meryem ve azizler, bir man astır rahibi n i n resmi (Berlin Lev. 31 ,2) ilginç örneklerdir. Ahşap üzerine yapılan resimler, imparatorluğun batısında O rta Çağ'dan beri, i konalar ise Doğu kil isesinde lkonoklazma (Tasvir Kıncılık) Dönemi sonrasında önemli hale gelerek resim sanatı n ­ d a önemli b i r grup o luşturmuştur.

4. 7 .

Kutsal Kitap Ressamlığı

Yunan ve Roma Dönemi'nde rulo ( rotul us) şekl indeki kitaplar, mürekkeple belli a ralıkla rla yan ya n a yazılan metinler hal indey­ di. Yaklaşık 9- 10 m uzunluğundaki ruloların yapım ında malze­ me olarak özellikle koyun, keçi , dana, eşek ve av hayvanları n ı n derilerinden elde edilen parşömen kullanılmıştır (parşömen kel i­ mesi Pergamon [Bergama] şehrinden gelm ektedir).

4. yüzyıl sonl arından itibaren daha ucuz bir malzeme olan, Mı­ sır'da yetişen papirus bitkisinden elde edilen papirus, daha sık kullanılmaya başlanır. Ö nemli el yazmal arındaki tasvirler, min­ yatür olarak adlandırı l m ıştır (Lat. m i n i u m kelimesi belli bir kır­ mızı renk tonunu ifade eder). Yahudiler de kutsal yaz maları için rul o kullanmışlardır (Torah Rulosu) . Bugünkü "kitap" tanımını karşılayan codexler 1 . yüzyılda oluş1 47

turulmuş, 4. yüzyılda yaygınlaşmıştır (Lat. codex ya da caudex: "defter" , "not defteri, k itabı"). Hıristiyanlar tarafından kutsal yazıl a r için parşömenden yapıl­ mış codexler tercih edilm iştir. El yazması ve minyatürl erle bezen­ miş codexlerde Tevrat ve inci/ tüm olarak değil ; Tekvin, Pentate­ ukhu ( Tevrat'ın ilk beş kitabı), Oktateukhu (Tevrat'ı n ilk altı ki­ tabı) ya da /ncil'den el yazması parçalar gibi farkl ı bölümler ha­ l inde çalışılmıştır. Minyatürlü Hıristiyan el yazmaları için kesin bir tarihleme ola­ naklı değildir. E n erken tarihl i örnek, birkaç sayfadan oluşan Qu­ edl inburg'da bulunmuş "Quedlinburg ltalas" adıyla bilinen / n­ ci/'in Latince tercümesidir (5. yüzyıl başı, büyük bölümü Ber­ lin'de) . Ancak bazı veriler, Hıristiyanları n çok daha önceleri, 3. yüzyıl başı ndan beri el yazmaları n ı resimlerle süslediklerini gös­ terir. Dura Europos'taki sinagog ve ev kilisedeki duvar resimle­ rinde yer alan bir dizi sahne, b enzer tarzda farklı bölgelerde de tekrarlanm ıştır. Bundan yola çıkarak res iml i inci/ el yazmaları­ nın, duvar resimlerinden daha eski oldukl arı kabul edilmektedir (Kilise 23 2/3 3 , Sinagog 2 40). 200/20 tarihi nde resimli iki el yaz­ ması, Suriye'nin doğusundaki bu şehre, Dura Europos'a getiril­ miş, yazmalardaki resimler daha sonra buradaki duvar resiml eri için kopyalanmıştır. H ı ristiyan unsurları taşımayan 3 54 tarihli resimli bir takvim, eski Roma geleneğine bağlı olarak yap ıl m ış­ tır (Paris'te Karolenj 'l e r Dönemi'ne ait bir kopyadan 10. yüzyıla ait bir çizim korunabilmiştir) . Nerede ve ne zaman yapıldığı bilin meyen, sadece bir bölümü ko­ runmuş olan Cotton Tekvini, büyük boyutl arda figürlü sahneler­ le bezenmiştir (Londra'da 5. yüzyıl?). Parşömenin erguvan rengiyle renkl endirildiği, yazmada gümüş ya da altın mürekkep kullanıldığı el yazması iki inci/ ve bir Tek ­ vi n 6. yüzyı lda yapıl mıştır (Viyana Tekvini, Rossano İncili, Pa­ ris'te bazı sayfaları bulunan Sinop'ta hazırlanmış / ncil). Kesin ol ­ ma makla birlikte iki örneğin Konstanti noupol is (lstanbul), Anti ­ okheia (Antakya) ya da Kudüs'te yapılmış olduğu kabul edilir. Zengin bezeme ve erguvan rengi n i n kullanımı, i m p a rator ailesi­ ne üye birinin ya da üst düzey rütbeli bir kişi n i n bu el yazma la148

nnı yaptırdığını akla getirir. Bunl ar İmparator lustinianus Dö ne­ mi'nin ( 5 2 7 - 5 6 5) sanatsal verimlil iğini göstermesi açısından önemlidir. B ir başka inci[ Suriye'de, Rabbu l a adındaki bir rahip tarafından 586 yılında yapılmıştır (Floransa'da) . İmparatorluğun diğer sanat merkezlerinden birinde yapılan (Antiokheia, Kudüs ya da Kons­ tantinoupolis?) daha eski bir eser örnek alınarak hazırlanan /n­ cil'de, 1 2 bayram a ait büyük boyutlu tasvirlere yer verilmiştir. Erken Hıristiyanlık Dönemi 'ne ait diğer resimli el yazmala rın, Aschbumham Pentateukhu (7. yüzyıl, Paris) ve Utrechter Mez­ muru (83 0) gibi sadece geç dönem kopyaları vardır. Geç Antik Çağ'dan minyatürlü bazı pagan el yazmaları da bu­ lunmaktadır. Bunlardan Vergilius Va tica n us (5. yüzyıl başı) ola­ sılıkla Roma'da Quedlinb u rg ltalas ile aynı atölyede yapılmıştır. Vergilius Roma n us (5. yüzyıl sonu, Vatikan ' da) yine aynı bölge­ de yapılmış diğer bir örnektir. İmparatorluğun doğusunda Kons­ tantinoupolis (İstanbul) ya da İskenderiye'de llias Homers' in ke­ silen minyatürlerinin yanı sıra " llias Ambrosia n a " yapıl mıştır (Mil ano'da, 5. yüzyıl sonu). " Viya nalı Dios korides", 6 . yüzyıl başl arında Konsta ntinoupolis'te {lstanbul) Polyeuktos Kilisesi 'ni (524- 5 27) yaptıran Prenses Anicia lul ianus için hazırlanmış, görkemli yazmada büyük boyutlarda bitki resimlerine yer veril­ miştir (43 5 sayfadan 3 8 3 ' ü korun abilmiştir). llginç ol a n bu el yazmalarındaki metin ile resim ilişkisidir. Ba­ zen metin resimlere yer sağlamak için kısaltıl mış, çoğunlukl a metinlerde yer almayan konulard a ayrıntılı minyatürler yapıl­ mıştır. Yazan ve resmeden genellikle aynı kişi değildir. Günümüze ulaşan iyi korunmuş el yazmal arı, çok sayıdaki res­ samın bu yazmaları resmettikleri n i göstermektedir. Erken Hıris­ tiyanlık Dönemi Kutsal Kitap ressa mlığı, üslup ve kronolojik bir sıralama yapılabilecek kadar fazla örnekle günümüze ulaşma­ mıştır. Orta Çağ'da ise sayısız mi nyatürlü el yazması korun muş, hem Bizans İmparatorluğu hem de B atı dünyasında Kutsal Kitap ressamlığı, sanatın ö n eml i bir bölümünü oluşturmuştur. Orta Çağ resim sanatı, Erken Hıristiya nlık ve Bizans Dönemi 'ndeki bu ala­ nın öncülerinden yararlanarak gel işme gösterm işti r. 149

5.

PLASTİK ESERLER

Daha önceki yüzyıllara kıyasl a Erken Hıristiyanl ık Dönemi'ne ait az sayıda plastik eser vardır. Erken Hıristiyanlık Dönemi l ahitle­ ri, plastik eserler arasında en büyük grubu oluşturur. Ancak pa­ gan lahitlere kıyasla sayılan azdır. 1 .-4. yüzyıl arası Roma imparatorluk Dönemi 'ne ait yaklaşık 1 8.000 pagan örnek karşısında, 3 .-6. yüzyıl arası Erken H ıristi­ yanl ık Dönemi'nden Hıristiyan dinine özgü konul arın işlendiği 2 . 500 l ahit bulunm aktadır.

Bu farkın nedeni, Geç Antik Çağ'da halkın fakirleşmesi ve bun­ dan dolayı kimsenin kabartmalı lahit yaptıramaması değil, Ro­ ma l mparatorluğu 'nun büyük bölümünde ölü gömme geleneğin­ deki değişiklikler ve lahitlerin modasının geçmiş ol masıdır. Ö zel­ likle imparatorluğun Doğu bölgelerinde ; Balkanlar, Anadolu, Suriye, Filistin, Arabista n 'da ve Kuzey Afrika'da az sayıda l ahit yapılmıştır. Buna karşın 4.-6. yüzyıl a rasında anılan bölgelerde çok sayıda kilise yapılm ış, mozaik ve fresklerle süslen miştir.

5. ı .

Lahitler

1 . yüzyıl ve 2. yüzyıl başında Roma lmpa ratorluğu'nda ölülerin yakılıp küllerin urnelere konulması geleneği vardı. Ancak 2. yüz­ yıl ın başından itibaren, bugüne kadar belirlenemeyen nedenler­ den dolayı, ölü!J.ün gömül mesi geleneği yerleşmeye başlamıştı r.

Zengin aileler bu amaçla kabartmal a rla bezenmiş lahitler yaptır­ mıştır (Yun. sa rkophagos- Lat. sa rcophagus). Malzeme taş ve mermerdir. Yapım merkezleri Roma, Atina ve Phrygia'da Dokimeion (Afyon yakı nında lşcehisar) ile birçok bölgedeki yerel yapım merkezleridir. Atina ve Dok imeion 'da (l ş­ cehisar) üreti m 260/70 yılında biter. Her iki merkezdeki atölye­ lerde sadece Hıristiyanlara ait lahitler üreti lmemiştir. Fakir halk, pahal ı olduğu için yakıl madan, l ahit yerine sade bir şekilde ye­ raltı meza rl anna gömülm üştür. Ö lü, büyük pişmiş topraktan bir 150

kap içine yatay olarak yerleştiril miş ya da ölünün üzeri çatı ki­ remitleri ile örtülmü ştür. Roma'da J. yüzyı l - 400 yıllan arasın­ da Hıristiyan konularına yer veren yakl a ş ık 1 . 200 adet lahit üre­ tilmiş, ancak çoğu parçalar halinde günümüze ulaşmıştır. 3 30 yılında başkent olan Ko nstantinoupolis'te {lstanbul) farklı üslup özell ikleri gösteren ithal ya da yerel takl itlerle birlikte 1 50, Ravenna'da 40 lahit üret il mi şt ir (5. yüzyıl ba ş ı - 6 . yüzyıl arası,

bazı örnekler 8. yüzyıl). Yine bazı bölgelerde Hıristiyanlar tara­ fından yaptınlmış, Hıristiyan konulanna yer veren tek lahitler vardır. Sadece Gallia'nın büyük bir üretim merkezi olduğu bilin­ mektedir. 5. 1 . 1 . Genel Sorular Lahit Formları

Erken Hıristiyanhk Dönemi lahit formları, daha önceki pagan geleneği sürdürür. Bunlar genelde boyuna dikdörtgen formda olup, Roma'daki bazı erken örneklerde köşelerin yuvarlatılmış ol duğu görülür. Anadolu'daki bazı örnekler de mevcut kayaya oyularak çalışılmıştır. Roma 'daki lahitlerin kapağı düzdür. Ö n yüzde kabartma ile be­ zenmiş yüksek bir friz ve o rtasında yazıt bulunur. Ravenna ve Doğu'daki bölgelerde kapak, çatı formundadır. Böylece lahit, ölünün evi ola r ak vurgu l a n mıştır. Bazı ö rneklerde ise yuvarlak kapak kullanıl mıştır (Ravenna, Anadolu). Ka takompl ardaki locu­ luslann kapatılmasında kull anılan levhala r ve taşlardan oluştu­ rulan yal ancı lahitlerin ön yüzü de, !ahitl erdeki bezemeyi tekrar­ ladıkl a rı için, bu grupta sayıl abilir. Aşağıda farklı lahit formları açıklan maktadır (Res. 9 1 ) : Frizli Lahitler Bu gruba giren lahitlerde, figürlü ya da d ekoratif motifli uzun­ lamasına bir friz vardır (Res. 9 1 , 1 ) . Diğer bölgelerde ve Konstan­ tinoupol is 'te {lstanbul) seyrek olmakla birl ikte [Lev. 26, 1 ) özellik­ l e Roma v e Gallia'da bu formda lah itler yapılmış (Lev. 24, 1), hat­ ta bazı l a hitlerde iki friz sırasına yer veri l m işti r [Ro ma, olasılık1 51

3

Res. 9 1 : Erken Hıristiya rılık Dörıeın i la h i t fo rm la rı : 1 . Frizli lahit; 2. iki bö­ lümlü, .frizli la h i t ; 3. Sütu n l u lah it; 4. A(jaçlı lah it; 152

5

6

7

5. Yivli la h it; 6. lk i bölümlü, yivli la h it;

7. Sa ndık la h it. 1 53

la Gall ia'da da, Res. 9 1 ,2). Rave n na 'da ise frizle r, pilastr ya da sütunlarla çerçeve içine alınmıştır ("Torre-Nova-Grubu" Lev.

24,3).

Sütunlu Lahitler

Bu grup l ahitler az sayıdadır. Lahit yüzl eri sütunlar, yanın sü­ tunlar ya da pilastrl.ar aracılığıyl a bölümlere aynl mıştır (Roma, Konstantinoupolis, Raven na, Gall ia, R e s . 9 1 ,3 ; Lev. 25,2). iki bö­ lümlü istisnai bir örnek Roma'da St. Peter'deki Iunius B assus Lahdi'dir (Lev. 24,2). Ağaçlı Lahitler Bu grup lahitlerde, sütunların yerine ayı ncı unsur olarak ağaç­ lar kullanılmış , fi gü rler ya da gruplar bu ağaçlar arasına yerleş­ tiril miştir (Roma, Gallia, Res. 91 4 ) ,

.

Yivli Lahitler Lahdin ön yüzü genellikle üç bölüme aynlmıştır. Bu bölümlerin içine dekoratif m otifler ya da figürlü sahneler yerleştirilmiştir. Dekoratif motif ya da figü rler a rasında "S" formunda yivler bu­ lunur (R es . 9 1 , 5). Yine iki bölümlü ö rnekler bu grupta da vardır (Ro m a , Gallia, Kuzey Afrika, Res. 9 1 ,6). Sandık Lahitler

Erken Hıristiyanlık Dönemi'nden az örneğe rastlanan bu grupta l ahit yüzleri, tüm yüzeyi dolaşan p rofilli çerçeveler içine alın­ mıştır. Bu çerç eve içine alı nmış yüzlerin ortasında bazen fi gür­ lü, çoğunlukla dekoratif ya da sembol ik m otiflere yer veril mişti r ("Prens Lahdi" ve lstanbul daki diğer örnekler Lev. 25, l ; 2 5,3 ; Ravenna Anadolu, Suriye; Res. 91 ,7). '

,

Üç merkez ve diğer böl gelerde yapıl an birçok lahdi n sadece ön yüzü kabartmalarla süslenm iştir. Raven na'da ise ön yüz dışında yan yüzlerde de al çak kab artma tekn iğinde figürlü anlatı mlara yer veril miştir. Dört yüzü de kabartmalı az sayıda lahit a rasında Milano Şeh ir Kapılı Lahit, İstanbul Prens Lahdi, 4. yüzyı l sonu­ na tarihl enen bazı lahitler ve Ravenna 'daki bazı örnekler sayıl a­ bilir. 154

Pagan Lahitlerinin Tekrar Kullanımı Hıristiyanlar genelde eski pagan lahitleri tekrar kullanmışlardır. Bu lahitler Roma imparato rluk sınırlan içindeki bölgelerde, Ana­ dolu 'da birçok örnekte kazıma ya da kabartma tekniğiyle yapı­ lan bir h aç m otifi ve bir yazıtla Hıristiyanlaştınlmıştır. Konuları Dinsel Açıdan Belirsiz Lahitler

2 50/60- 4. yüzyıl başı a rasına tari hlenen bazı lahitlerde konu olarak çoba nlar (bu kolik lahitl er), ayakta bir ya da iki "iyi Ço­ ban ", filozoflar ve dua eden figürlerin işlen diği görülür. Hem pagan hem de Hıristiya nlar tarafından kullanılmış olabile­ cekleri için bu tarzda yapılmış lahitler " dinsel açıdan belirsiz" la­ hitler olarak adlandırıl ır. Pagan Konulu Erken H ıristiyanlık Dönemi Lahitleri 3 1 1 / 1 3 yılında Constantinus'un fermanı ile pagan konulu l ahit­ ler kaybolur. 3 1 3 yıl ı sonrasına tarihlenen Yunan mitolojisi ya da Dionysos ile ilgili konuların işlendiği tek lahit bile yoktu r. Ancak daha geç dönemde yapılan bazı lahitlerde av sahn eleri, dört mevsimin kişileştirilmesi, bağ bozumu gibi eski geleneklere bağlı konuların işlendiği gö rülür. Çoğunlukla av sahnesi ne yer veren bu lahitler 4. yüzyıl içinde hem paganl a r hem de Hıristi­ yanlar için yapılmıştır (Osimo ve Roma Cimitero Maggiore) . 3 70/80 yılı nda Roma'da av sahneli l ahitlerin yapımı sona ermiş­ tir. 4. yüzyıl sonuna tarihlenen son örnek Vatikan'da bulunan, bağ bozu mu ve çoban betimleriyle açıkça Hıristiyan karakteri ta­ şımayan bir )ahitti r.

Lahit Yapımında Kullan ılan Malzemeler Genellikle lahitlerin yapımında malzeme olarak mermer kul lanıl­ mıştır. Roma 'ya mermer Luni'den (Kuzeybatı İtalya, Carrara) , Ko.nstantinoupol is'e (İstanbul) ise Prokonnesos Adası'ndan (Mar­ mara Adası) getirilmiştir. Konstantinoupol is 'te (İstanbul) az sayıda mermer (Prokonne­ sos'tan [Marmara Adası] Lev. 2 5, 1 . 3 ) örnek yanı nda lahitlerde 1 55

çoğunl ukta kireçtaşı n ı n kullanıl dığı görülü r (Lev. 2 5 .2). Yeşil l e­ keli mermer (Yu nan istan, Tesa lya , verde antico) , ta ma men siyah ya da kırmızı lekel i mermer, alabaster (R es. 9 4) ve diğer taşlar da m alzeme olarak kul l a n ılm ıştır. R aven n a ' da ise Proko n nesos (M arm a ra Adası) mermerinden yapı l m ış l ah i tler çoğunluktad ı r (Lev. 2 4, 3 ) . Diğer bölgelerde yapılan lah itlerde yerel mermer (Lev. 26, 2) ki­ reç ve kumtaşı (Lev. 26, 1) ya da volka n i k tüf taşı (Lev. 2 6, 3 ) kul­ l a n ı l m ı ştır. Roma ve Konstantinoupol is'te (İstanbul) imparator ailesine ait kişileri n l a hitleri için kullanılan ve yalnızca Mısır'da bulunan po rfir (Res. 9 5 -96), Suriye 'deki bazı lahitlerin yap ı mında kim i zaman döküm tekn iğiyl e yapı larak kul lan ılan kurşun (Res. 97), M ı s ı r'da boyalı ahşap ve m etal kaplama da (Almanya, Trier'deki bazı örneklerde) diğer ma lzemelerdir. Yapım Teknikleri Co n stantinus z a m a n ında R o m a ' d a seri l ahit üret i m i yapan, iyi organize o l m uş ve farkl ı sa n atçılan olan b i r atölyeler zinc i ri ol­ duğu bilin mektedir.

Res. Lev.

1 56

92: Sa natçı Eu tropos 'u n m eza r levh as ı : Bir 2 7, 2} .

lahdin

yap ı m ı

(300; ka rş.

Tek l ahit üzerinde farklı kişiler çalışarak, lahdin kısa sürede b iti­ rilmesi amaçlanmıştır. Ancak birçok lahit bitirilmemiş şekl iyle kullanılmıştır. Constantinus zamanı frizli l ahitleri, güçlü bir or­ ganizasyon ve sanatçı işbirliğiyle 7-8 günde bitirilebilmiştir. Roma-Urbino'daki loculus l evhası, bir lahdin yapımını gösterir (Res. 9 2 ; Lev. 27 ,2). Levhada Eutropos adındaki bir Hıristiyan, elindeki matkapla bir asl an başın ı çalışırken verilmiştir. Bunun, 3. yüzyıl sonl arında sevilen bir lahit formu olan iki aslan başl ı yivli l ahit olduğu anlaşıl maktadır. Lahitlerin Boyanması Roma, Konstantinoupolis (lstanbul), Ravenna ve diğer böl geler­ de yapılan l ah itler boyanmıştır. Ancak boya izi az sayıdaki ör­ nekte korunabilmiştir. Boyada çoğunlukla parlak renkler kulla­ nılmıştır. Giysi kıvrımlan altın rengindedir. Kaş, gözbebeği, du­ dak ve saç gibi yüzdeki ayrıntılar da boyanmıştır. Renkli örnek­ ler arasında "çok renkli parçala r" (Roma Museo Nazionale Ro­ mano), b ir loculus l evhası (Roma Via Anapo Katakombu) ve Tri­ er'deki bir pagan lahit yer al ır. Sipariş ya da Stok Roma, Konstantinoupol is (lstanbul), Ravenna atölyeleri nde ge­ nel likle farklı motiflere sahip lahitler sipariş yoluyla yapıl mıştır. Ancak buna karşın daha sade ö rnekler, sipariş edilmeden, önce­ den yapılmış ve ihtiyaç ol duğunda satılabilmiştir. D iğer bölgeler­ de ise genellikle sipariş ile yapım yolun a gidilmiştir. Ancak Kar­ taca yivli lahitleri (5. yüzyıl) ve Brac'taki bazı örnekler (Hırvatis­ tan, Dalmaçya) siparişsiz, daha önceden üretil miş l ahitlerdi r. Lahitlerin Konumları Erken H ıristiyanl ık Dönemi lahitlerinin yerleri hakkında bi lgiler azdır. Roma'da bu lahitlerin bir kısmı mezar yapılarında, diğer­ leri ise katakomplard a kullanılmıştır. Tor Pignattara ve S. Cos­ tanza (Lev. 4) mausoleumlarına ise porjir lahitler yerleştiri lmiş­ tir. Konstantinoupolis'te (lstanbul) çok sayıdaki yal ancı lahit, mezar odalannda bulun muştur. Ravenn a ' daki lahitleri n h içbiri 157

asıl yerleştirildikleri yerde bulunamam ıştır. Anadol u ve Suri­ ye'de ise caddenin iki yanına, mezar yapıları içine lahitler yer­ leştirilmiştir. İmpa ratorluğun batısında ise içinde l ahit olan daha az sayıda meza r yapısı görülmektedir (ispanya, Arles, Trier) . Tarihleme Unsurları Lahitlerin kronolojik olarak sıral anmasında yardımcı unsurlar vard ı r. Bunlar: - Tek ya da toplu olarak verilen figür ya da figür gruplarının ikonografisi, - Atölyelerin bağlantısı, - Portreler, ya­ zıtl ar ve - Ü sluptur. Bu noktalar d ikkate alınarak lahitl erin ta­ rihlendirilmesi olanaklıdır. Roma'da Constantinus Ö ncesi Dönem'e ait paga n lahitler aracı­ lığıyla tarihlendirme yapıl abilmektedir. Consta ntinus Takı 'ndaki Constantinus frizi tarihsel gel işimle birli kte bize 3 1 3 yıl ı n ı verir (Lev. 24, 1 ). Bir yazıt aracıl ığıyla, birinde av sahnesinin yer aldı­ ğı Arles'te bul unan, ancak Roma'da yapılmış üç lahit 330 yılına tarihlen ir. lun ius Bassus Lahdi de kronoloj ide önemlidir. Yazıtı aracılığıyla 3 59 yılına tarihlenir (Lev. 24,2). Daha sonraki yılla­ ra tarihlenen dört l ahit, sade işçilikleri ile dikkat çeker. Şeh rin ekonomik ve politik açıdan kötü dönemler geçirmesi, 410 yılın­ da Gotl arın eline geçmesi ile figürlü bezemeye sahip lah itlerin yapım ı 400 yılı sonrasında kesintiye uğrar. Böylece Roma'daki üreti min yaklaşık 270/80-41 0 yılları a rasında olduğu ortaya çık­ maktadır. 330 yılında yeni başkent olan Konstantinoupolis'te ( İs­ tanbul ), bu tarihle birlikte üretim başlamıştır. En erken lahit Prens Lahdi, 4. yüzyıl sonlarında yapılmıştır. Diğer ö rnekl erde yazıt olmadığı için tarihlendirme ve kronoloj i yapmak zorlaş­ mıştır. Ravenna 'daki en eski ö rnekler, 402 y ı lında imparatorl uk başkenti nin Milano'dan Ravenna'ya taşı n m asıyla başlar. Ancak lah itleri n üsl up özel liklerine göre sıra lama ları n ı n yap ılması zor­ dur. Bunun bir n eden i, mermer lahitlerin Konstantinoupol is'ten (lstanbul) b itmiş ola rak şehre getiril miş o l masıdı r. Buna rağm en lah itleri n Konstantinoupol is 'te (İstanbul) kıyaslama yapıl abile­ cek korunabilmiş benzerleri yoktur. Diğer bölgelerde yapıl an lah itlerin tarihlendirilmesi daha da zor­ dur. Ancak yazıtları a racı lığıyl a tarihi kesin beli rlenebilen örnek­ ler de vardır. 158

Anadolu'da üç (3 3 2 , 462 ve 59 1 /9 2 Lev. 26,2), Suriye'de de üç lahit (468/69, 486/87, 5 3 4) yazıdan aracılığıyl a tarihlendirilebil­ mektedir. lskenderiye'de yapılmış birkaç porfir lahit, tarihsel ge­ lişim içinde 4. yüzyıl ikinci çeyreğine tarihlenir.

5 . 1 .2.

Roma Lahitleri

Roma'da sayısız lahit bulun muştur. Burada üretilen bazı lahitler Kuzey ve Güney ltalya, Sicilya, Sardinya, lstriya, Salona (Dal­ maçya) , Kuzey Afrika, İspanya Yarım adası ve Galli a'ya gönderil­ miştir. 270/80-400 yılları arası nda farklı evrelerde üretim yapıl ­ mıştır. Constantinus Ö ncesi Dönem (Hıristiyan sanatının başlangıcın­ dan 3 ı 1 / 1 3 'e kadar) Roma lmparatorluğu'nda I . - 2 . yüzyıllarda ölüler yakılıp külleri urnelere kon muştur. Hıristiyanların bu yüzyıllarda başka ölü gömme geleneklerine sahip olduklarını gösterecek kanıt yoktur. Bir Hıristiyan tarafından kullanılan en eski lahit, Roma Villa Borghese bahçesindeki Prosenes Lahdi'dir ve yazıtı aracılığıyla 2 1 7 yılına tarihlenir. Lahitte, Hıristiyan din ine ait unsurları içer­ meyen pagan konular ve dekoratif betimler işlenmiştir. Roma'da S. Maria Antiqua'daki ( 1 70/80) l ahit ise, konu seçimiyle ilk H ı­ ristiyan örnektir. Sayısız kapak, dinsel açıdan bel irsiz tasvirl i la­ hit gövdeleri ne a it parçalar, üretimin 3 1 1 / 1 3 yılına kadar sürdü­ rüldüğünü gösterir. Yunus'un yanı sıra Tevra t ve /nci/'den alınan konuların işlendiği parçalar da vardır. Constantinus Ö ncesi Dö­ nem 'e ait lahitlerin sipariş üzerine farkl ı atölyelerde yapıl mış tek parçadan olması neden iyle, özel bir üslupl arı yoktur. Constantinus Dönemi (3 ı 3 -340) Milano Fermanı ile birl ikte lahit üretiminde artış görülür. Farkl ı figür gruplarının ol uşturduğu kalabalık kompozisyonlar dikkat çeker (Res. 9 1 , l ). Vatikan Sabinus Lahdi'nin de temsilcisi olduğu b i rçok lahit üzerinde "Petrus - lsa grubu " tasvir edilmişti r. Orta­ da dua eden kadın figürünün iki yanında, lsa ve Petrus 'un yaşa­ mından kesitler sunan sahnelere yer veri lmiştir. Bu komp ozisyon 159

çoğunlukla değişikliğe uğra m ıştı r (Lev. 24, 1 ). Ayrıca farklı konu­ ların işlendiği az sayıda yivli lahit de yapılmıştır. 3 30 yılında tek ya da iki bölümlü, genellikle ortada bir midye içinde ölen kişi­ nin portresinin yer aldığı jrizli lahitler (Res. 9 1 ,2) ve iki bölüm­ lü yivli lahitler de üretil m iştir (Res. 9 1 ,6). Constantinus Sonrası Dönem (340 - 3 60/ 70) Tek ya da iki bölümlü frizli ve yivl i lahitler, içerdikleri konula­ rıyla eski geleneği sürdü rür. Yen i olan, sütunlu (Res. 9 1 , 3) ya da ağaçlı (Res. 9 1 ,4) lah itlerdir. Konu ol arak havariler, lsa' nın mu­ cizeleri ve çektiği acılar işlenm iştir. lsa'nın zaferin i sembolize eden h açın orta bölü mde işlen diği Passio n Lahitl eri adıyla a n ı­ lan bir grup l ahit de bu dönemde üretil mişti r (Res. 9 1 ,3-4). Ro­ ma 'da lun ius Bassus Lahdi bu döneme a it en önemli eserdir (359). Roma'nın belediye başkanı (praefectus u rbi) için yapılan lahit, iki bölümlü sütunlu lahit ler g rubuna girer (Lev. 2 4,2) Ka­ liteli işçil iği ve zarif figürlerden oluşan kompozisyonuyl a zama­ nındaki " Güzel Ü slup "un bir temsilcisi olarak kabul edil ir. .

Valentinianus - Theodosius Dönemi ( 3 60/70-400) Frizli, sütunlu, yivli ve Passion sahnelerini içeren ağaçlı l ahitle­ rin yapımı n a devam edil mişti r. Havarilerin toplantısı ve lsa tara­ fından yasanın Petrus ve Paulus 'a verilişi ( "Traditio Legis") gibi konular bu l ahitlerin üzerine işlenm işti r. Dört yüzü tasvirl i, önemli kişiler için yapıl mış küçük ve özel bir grubu oluşturan, a rka plandaki kapıl arıyl a şehir mimarisini yansıtan şehir kapılı lahitler de bu dönemde yapılmıştır. En tanın mış örneği Mila­ no 'ya geti rilmiştir (S. Ambrogio). Bethesta Gölü'nde hastalann iyileştirilmesi (Bethesta Lahitleri) , lsa ' n ı n Kudüs'e girişi (K.udüs 'e Giriş Lahitleri), lsraillilerin Kızıldeniz'i geçmesi (Geçiş Lahitleri) gibi konuların işlendiği, şeh ir kapı l ı lahitlere kıyasla daha küçük ve sade olarak yapılmış sütunlu lahitler de vardır. Geç Dönem (400 sonrası) Şehrin ekonomik ve politik açıdan kötü günler geçirdiği bu dö­ nem de, Gotl arın 4 1 0 yılında Roma'yı almalarıyl a birlikte, orta­ sında haç motifi bulunan yivli lahitler başta o lmak üzere, yap ı160

l a n l ahit sayısı n d a bir aza l ma görülür. F igü rl ü anlatımları n yer a l d ığ ı lahit sayısı da azdır. Kafes işçil i k l i b i r lahit gövdesi (Roma Campo Santo Teut oni c o) v e taht motifl i bü y ü k yivli bir lah i t (Frascati) bu döneme ait önem l i örn e k l erd i r. 5. 1 . 3 . Konstantinoupolis (İstanbul) Lahitleri

3 30 yılında im pa ratorluğu n yen i ba ş k e nt i olan Konsta ntinoupo­ J is' t e (İstanbul) ilk l ahit örn ekl eri 4. y üzy ı l so n l a rı nda veri l m iş­ tir. Günümüze ulaşan az sayıdaki örnek, farkl ı kal ite ve üslupta mermer, ç o ğun l u kl a kireçtaşından y a p ı l m ı ş fi gürlü (frizl i ve sü­ tunl u l ahi tler) ve dekoratif lahitlerdir. Byza ntion ve Konstanti no­ upol is'te ( İ sta nbu l) lahit yapım geleneği ol madığı için s a natç ı l a r Anadolu 'dan gelmişlerd i r. Anadolu ' da ç o k sevilen dört yüzü ka­ bartmalı, pro fıl l i çerçeve içine a l ı n mış ( 2 . - 3 . yüzyıl) s a n d ı k l a h i t­ ler (özel l ikle B ithy n ia ve Pisidia) gru bu na giren Prens Lah di (4. yüzyıl sonu, Lev. 2 5, 1), Doğu Roma pl astik sanatında ö nem l i bir örrıek sayılır. Az sayıdaki parça n ı n bir kısmı sütunlu lahi t lere, kireçtaşı ndan olanlar ise yalancı l a hitlere a ittir. B azı ö rnek lerd e kemerl i yap ılar i ç i nde figürlere yer verir (Taşkasap ö rnekleri Res. 93, Lev. 2 5, 2 ve A m b erl i k ö y) Bunlar genel ol a r a k 4. yüzyıl so­ nu i le 5. yüzyıl ilk y a rıs ı na tarihlendirilir. .

161

'

Res. 94 : lst. A rkeoloji Müzeleri 'ndeki (Eııv. No. 622 7) lstanbul 'da bulu n m uş, a labasterden impa ra to r Herac/ius (öl. 64 1 ) için yapılan lalı it (7. yy baş ı ?).

- - - - - 1 .9 � - -

J.

/

· -

:: L uı

_ _

_

--

. • .

· 2 . lll

� ,,, _1 - rl� �

._ . _ , ...._ _ :__ _ı_:.._______.

_

- -

.:u· ·

-.-.-. '-.�· ::: · ·

2

Res. 9 5 : Mısı r'dan ge ti ri l e n porfir imparator lah itleri : / . lst. A rkeoloji Müzele­ ri 'ndeki (Env. No. 3 2 54) la lı it (4./5 . yy}; 2 . lst. Ark eo loji Müzeleri 'ııde bulu n a n (Eııv. No. 3 1 5 5) 3 63 yı lında ölen impa ra tor lulia ııus için yapılan lalı it. 162

Dekoratif l a hitl ere a i t en eski ö rnekl erden b i ri Prokonnesos (Marmara Adası) mermerinden yapı l m ış b i r s a n d ı k ! ahitt i r, (Lev. 2 5, 3 ) . Ora n l a rı, çatı fo rm u ndaki kapağı ve a k roterleriyle l ahit, 2. yüzyı l sonuna tarih lenen ö rneklere daha yakı n olmasına rağ­ men , 4. yüzy ı l son u n a tarihlendi ri lir. D i ğer dekoratif lahitler 5.6 . yüzyıl ve 7. yüzy ı l başı n a a ittir (Res. 9 4) . Daha geç ö rnekler (7. yüzy ı l ?) daha küçü ktü r ve bunlarda sadece haç motifi ve fi­ gürl ü a n latı m l a ra yer veri l m işti r. Po rfir lah itler ise lskenderiye'de yapıl m ıştır (Res. 9 5-9 6 ; Böl . 5. 1 . 5) .

5. 1 .4. Ravenna Lahitleri İmparatorluk başkenti n i n 402 yılında M i l ano'dan Raven na'ya al ı n masıyla H ı ristiyan d i n ine a i t ko n u l a rın i şl endiği bazı lah itler yapıl m ıştı r. Yerel pagan l a hitlerin ü retimi 270 yılında sona erm iş, 4. yüzyılda şehirde h i ç l ahit yap ılm am ış, gerektiğinde Roma 'dan getirilmiştir. 5. yüzyı lda Hıristiyan lahitl eri, yeni fo rm ve tasvir­ leriyle genelde K o n stantinoupol is'ten (İstanbul) b itmiş halde ge­ tiri l miştir. Pilastr ya da sütu n l a rl a sın ırlandınl mış jrizlere sahip (Torre-Nova G rubu Lev. 2 4 , 3 ) l a hitlerin ön yüzünde mucize sah ­ neleri, " Yasanın Veri l işi", " Kral l a n n Secdesi ", y a n yüzlerde Tevra t

Res. 9 6 : Mısı r por.firinden tek ııe şeklinde yapılm ış, lsta n b u l 'da bu lu ıı muş, a n ca k bugün va r olmaya ıı b i r imp a ra tor lah d i (4 ./5. yüzyıl}. 163

ve lnci/'den konular ya da havariler işlenmiştir. Arka yüzde ko­ yunlar, geyikler, güvercin ya da tavus kuşları gibi sembolik figür­ ler, İ sa monogramı yanında simetrik olarak yer almıştır. Torre-N ova Grubu ' n a kıyasla daha geç, ancak yine 5. yüzyılda az sayıda sütunlu lahit yapılmıştır. 5 . yüzyıl ortalarında figürlü l a h itlerin yapımı son a erm iş, sadece dekoratif l a hitler üretilmiş­ tir. Daha geç döneme a it örneklerde daha sade, geniş alana ser­ piştiril miş hayvan motiflerine yer verilmiştir. Yine sütunlu l a h it­ lerde de hayvanlar, ağaçlar ve haç motifi işlenmiştir. Bunlar 493 yılına, Gotları n egemen olduğu döneme tarihlendiri lir. Ancak bunların Konstantinoupolis'ten mi (İstanbul) getirildikleri ya da yerel atölyelerde mi üretil dikleri bel l i değildir. 6. yüzyıl örnekle­ rinde motifler alçak kabartma olarak yerel atölyelerde yapılmış­ tır. 8 . yüzyıla kadar az sayıda lahit yapıl maya devam etmiştir.

5. 1 .5.

Diğer Eyaletlerdeki Lahitler

Constantinus

Ö ncesi

D ö nem

Vel letri ve Napol i (İtalya), Berl in (Roma yakı nlarında) Aire-sur l'Adour (Gün ey F ransa) , Londra (yapım yeri belli değil) ve Belg­ rad 'daki (Sırbistan) az sayıda lahit bu dön eme aittir. Ayrıca Su­ riye Bölgesi'nde yapıl mış bazı kurşun lahitler de (bugünkü Gü­ ney Lübna n'da Sidon 'da üretilmiş) bu döneme veril ir (Res. 9 7 ) . Bezemeleri p a g a n geleneği yansıtan bu ) ahitlerdeki haç motifle­ ri, Hıristiyanlar için yapıldıkları n ı göstermektedir. Trier'deki Nuh Lahdi de (Lev. 2 6 , 1) kesin olmamakla birlikte bu döneme ait bir örnek olarak kabul edil ir. Constantinus

ve Sonrası Dönem

ltalya, Gallia

B atı bölgelerinde 2.-3. yüzyılda yapılan pagan l ahitlerde Roma etkisi görülür. Ayrıca bu bölgelere Roma kentinden de birçok la­ hit getirilmiştir. Roma kentinde yapılan l a h itler ö rnek a l ınarak (4. yüzyılda) Campanya (Güney İ talya) . Kuzey İtalya, Gün ey Fransa (özell ikle Arl es) ve İspanya 'da lahitler yapıl mıştır. Yukarı 164

Res. 9 7 : Lübnan -Sidon 'da b u lu n m uş k u rş u n la lı it (3 00?).

İtalya ve lsp anya'daki bazı örnekler ise Doğu'dan Konstantino­ upol is'ten (İsta n b u l ) getirilmiştir. Aquita n i a 'daki (Güneybatı F ransa) lahitler, fa rklı bezemeleri ve 200'ü aşan sayılanyla fark­ lı bir grup oluşturur (5. yüzyıl b aşları - 6 . yüzyıl başla rı ) . Ren-Mosel Bölgesi {A lma nya )

Roma, Ravenna ya da G a l l ia ile ilişkisi kurulamayan, Trier'deki a z sayıda figürlü bezemeye sahip l ahit dışı ndaki örneklerde be­ zeme yoktur. Nuh ve Tufa n ' dan kurtulanların içinde yer a l d ığı gem i tasvirl i b i r l ahit, Erken H ı ristiyan sanatında ayn bir yere sahiptir (Lev. 2 6 , 1 ) .

Hispa n ia (ispa nya Ya rı madası)

Roma'dan getiri len b i rkaç lahit dışı nda, yerel atölyelerde Roma kent lah itleri örnek alınarak yapılmış çok sayıd a lahit vardı r. Konstantinoupol is'te (İstanbul) yapı l m ış b i r lahdin kopyası olan Madrid'deki l ahit (400), başkentin, imparatorluğun batısında çok uzaklarda b i l e etkisi olduğunu gösterir. 5. yüzyı l ı n i l k yarısında Kartaca'dan Ta rragona'ya (Tarraco) farklı yivli l ahitler ithal edi l ­ m iştir. 165

Kuzeybatı Afrika

Bu bölgede Roma kentinden frizli lahitler, Kartaca'da yapılmış (5. yüzyıl ilk yansı) küçük b ir grup yivli l ahit ve Tarragona'ya (Tarraco) ihraç edilmiş lahitler bulunmaktadır. Balka n la r

Balkanlar v e Ege adal annda Erken Hıristiyanlık Dö nemi 'ne ait az sayıda lahit korunabilmiştir. 2.-3. yüzyıl larda var olan üretim 3 . yüzyılın ikinci yarısında son bulmuştur. Yalnızca Salona'da (Hır­ vatistan, Spl it ya kınlannda) kireçtaşından ve az sayıda mermer­ den yapılmış küçük bir grup Erken Hıristiyanlık lahdi vardır. A nadolu

2 . - 3 . yüzyıllarda farklı bölgelerde çok sayıda lahit üreti lmiştir. Ancak Erken Hıristiya nlık Dönemi'nden dekoratif özel likler gös­ teren az sayıda lahit vardır. Adrassos'taki ("Dağlık Kilikia" Bala­ bolu'da [Yalnızcabağ Yaylası'nda]) bugün tahrip edilmiş iki sü­ tunlu lahit istisnadır. Aynca Ephesos ( Selçuk) (mermer, girla nd lahit, 2 . yüzyılda tekrar kul lanılmış), Arykanda (Arif Köyü Aykı­ nçay Mahallesi-Lykia), Korykos (Kızkal esi), Adrassos (4. - 5. yüz­ yıl) ve Alahan Manastırı' nda (462 tarihli, kayaya oyulmuş) de­ koratif özellikler gösteren l ahitler bulunmaktadır. Afyon 'da ki yuvarlak kapakl ı bir mermer lahit Anadolu'daki en geç örnektir ( 5 9 1 -92, Lev. 26,2). Su riye, Filistin

Burada da durum Anadol u'ya benzer. E rken Hıristiyanlık Döne­ mi'nde sayısız kilise yap ıl mış ol m asına rağmen, az sayıda deko­ ratif lahit yapılmıştır. Bunlar Apameia (468/69 ve 534 tarihl i) , El Bara (bir mezar yap ısı içinde Lev. 1 7, 2), Halep Kalesi içinde, Ku­ zey Suriye (Res. 91 ,7) ve Resa fa'da merkezi planlı yapıdaki (6. yüzyıl üçü ncü çeyreği?) l ahitlerdir. Homs 'ta Prokonnesos (Mar­ mara Adası) mermerinden (?) yapılmış l ahit, Konstanti noupo­ lis'te (lstanbul) benzerleri olmayan, yerel bir atölyede çalışı lmış özel bir ö rn ektir. Qanawat 'ta (Güney Suriye) bazalttan yapılmış iki lahit, zengi n dekoratif süslemeye sahiptir (5. yüzyıl?, Lev. 26, 3 ) . Bu dönemde Suriye ve Fi listin'deki bazı bölgelerde kurşun 166

lahitler yapılmıştı r. Kaliteli işçilik gösteren bir grup lahit Sidon (Sayda) atölyesinde üretil miş, sayısız pagan ve bazen de Yahudi kurşun l ahitleri yapılmıştır (4. yüzyıl başı, Res. 97). Az sayıdaki Hıristiyan motifli lahit, paganlara kıyasla daha kötü durumdadır (4. - 6. yüzyıl). Mıs ır

Bu döneme ait boya n m ış ahşap lahitler henüz yayımlanmamış, İskenderiye'de porfir l ahitler üretilip Roma, Konstanti noupol is (İstanbul) ve diğer böl gelere gö nderilm iştir. Bazı ö rnekler figür­ lü bezemeye sahiptir. Roma Helena Mausoleumu' ndaki (Tor Pig­ nattara, Res. 8, 1) savaş sah nel i lahit, aslı nda İmparator Büyük Constantinus için yapı lmıştır. Bağ bozumu ve Eroslarla bezeli bir örnek Constantinus'un kızı Constanti na'nın ma usoleu mundadır (her ikisi de Vatika n 'da). lstanbul'daki bir parçada bağ bozumu sahnesine yer verilm işti r. Constantinus zamanında imparatorluk ailesi içi n 3 20-40 yılları arası yapılan, ancak Hıristiyan temala ­ rı içermeyen az sayıdaki fragman benzer lahitlere aittir. Sonraki dönemde imparatorlar için büyük formatta, kapaklarında haç motifi olan daha sade porfir lahitler kullanılmıştır (İstanbul Ar­ keoloji Müzeleri, Res. 9 5 , I } . Bu lahitleri n kimler için yapıldığı belirl enememektedir. Ancak alışılmadık derecede yuvarlatıl mış yüzleri olan bir lahdin imparato r lulianus (ölümü 3 63) için ya­ pıldığı kabul edilir (Res. 9 5 , 2 ; karş. Res. 96).

5. 2 . Diğer Plastik Eserler Lahitle r dışında bazı tarihi kabartmalar, çoğunluğu küçük ve bü­ yük formattaki heykeller, portreler, Hıristiyan ve pagan konul u kabartmalar, kabartma ikonalar, m eza r kabartmaları v e ahşap kapı kanatları, yazıt ve tasvirl i mezar levhaları Erken Hıristiyan­ l ık Dönemi'nde yapılmış p lastik eserlerdir. Constantinus Ö ncesi 2. yüzyılda gnostik bir mezhebe üye olanlara ait k a rpokra tes kol­ yelerinde Yunanlı Pythagoras'ın takipçisi fılozoflannın portrele­ rinin yanı sıra !sa resmine de yer verilmiştir. 167

imparator Alexander Severus'un ( 2 2 2 - 3 5) ev tapınağında (lara­ rium) İbrahim, O rpheus, Tyanalı Apollonius ve aile üyelerini n yan ı sıra lsa'nın resmine de yer verildiği aktarılır. Ancak bu re­ simlerin görünümleri hakkı nda bilgi yoktur (Ahşap üzerine resim ya da büstler?) . Vatikan' daki oturan heykel Roma Piskoposu Hip­ polytos'a aittir. 2 . yüzyılda kadın heykeli olarak yapıl an eser, 2 3 3 / 3 5 yılında Hıristiyan piskoposu için tekrar kullanıl mıştır. Baş kısmı yoktur. 2 70/80 yıl ına tarihlenen , üslupları ile Batı Anadolu'da (Güney Phrygia) bir mezara yerleştirilmek için yapıl­ dıkları düşünülen bir grup fıgürin (Cleveland Lev. 30,4) ayn ı dö­ nem Roma katakomp ve lahitlerinde gel iştirilen Hıristiyan tasvir sanatının önemli örnekleridir. Kuzey Phrygia'da bölgenin eski gelenekl erine bağlı bazı mezar kabartmaları ve mezar a /tarları­ nın (3. yüzyıl ikinci yarısı lev. 30, 1), üzerl erindeki yazıt ve haç motifleriyle Hıristiyanlar tarafından yapıl ıp kullanıldığı görülür. Bölge atölyelerinde ayakta fıgürinler, büstler, aslanlar ve mezar porta li gibi eserler yapıl mıştır. Ö küzler ya da bir bağcı bıçağıyla asma keserken gösterilen tasvirlerle H ıristiyanlar kend i zengin­ l iklerini göstermek istemişlerdir. Roma, Aquileia ve Trier'de ya­ pılan yazıtlı, figü rlü ya da dekorati f bezemeye sahip mezar lev­ halarının kronolojik olarak sınıflandırıl ması zordur. Roma'daki Eutropos Levhası gibi örnekler Co nstantinus Ö ncesi Dönem'e ta­ rihlendiril mektedi r (Urbino, Res. 9 2 , Lev. 27,2) . Constanti nus v e Sonrası Roma'da 3 1 2 yılında Consta ntinus'a şeh ir senatosu tarafından zaferleri neden iyle ithaf edi len Co nstantinus Takı, Roma onur ve zafer takları geleneği n i izler ve Geç Antik Çağ'a ait "ebedi, son­ suz şehir"deki anıtsal bir eserdir. İmparator Galerius Takı 2 9 7 - 3 0 5 yılları arasında Selanik'te ya­ pılmıştır. imparator Tra ianus (98- 1 1 7) , Hadrianus ( 1 1 7- 1 3 8) ve Antoni nus P i us Dönemi'ne ( 1 38- 1 6 1 ) ait yapılardan alınan ka­ bartmalar, bu takta ikinci defa kullanılmıştır. 3 1 2/ 1 5 yılına tarihlenen uzu n frizler, Constantinus zamanında ya­ pılan lahitlerin üslup özelliklerini gösterir. Küçük, yanlış oranlı fi­ gürl erin keskin giysi kıvrımlan ve düşey saçları karakteristiktir.

Yen i başkent Konsta ntinoupolis'te (lstanbul) şehrin kutsanması 168

sonrasında yapılmış t arihi kabartmal ara ait bir kalıntı yoktur. 328 yılında yapılan Constantinus Fo rumu'nda, üzeri nde impara­ torun heykelinin bulunduğu bilinen porfir sütun, bugün Çem­ berlitaş adıyla bilinir ve bezemesizdir. imparator Theodosius'un yaptırdığı (386-9 3 ) kabartmalı bir sü­ tuna a it kalıntı, 390/9 2 yılında h ipodro mdaki spi naya yerleştiri­ len obeliskin kaidesi ndeki kabartmalar (Lev. 2 7 ,3), oğlu Theodo­ sius tarafından 402 yılında Arcadius Forumu'na yapılan ancak bugün var olmamakla birlikte eski çizimleri bilinen Arcadius Sü­ tunu, bir yüzünde iki N ike tasviri olan Marcianus Sütunu kaide­ si (450- 5 2) diğer örneklerdir. Heykeller 3. yüzyıl sonu ve 4. yüzyıl arasında ünlü Yunan eserlerinin kopya­ ları yapılmıştır. Roma'da Constantinus'un yaptırdığı hamam için hazırlanan (330), ancak bugün Quirinal'da bulunan, büyük boyut­ ta atlan gemlerinden tutan iki Dioskur heykeli dikkat çekicidir.

Almanya'da, Trier Welschbillig Villası 'nda ( 3 7 5/ 80) , daha geç döneme ait kopyaları Hermeler Galerisi' nde bulunan heykellerin yapıldığı bilinir. Bu kopyalar içinde filozof başlan, imparator heykelleri ve ideal ize edilmiş heykeller vardır. Eusebios (Kiliseler Tarih i VII 1 8) tarafından tanımlanan, Caesarea Philippi (Paneas) şehrindeki tunçtan yapılmış bir grup İsa heykeli, aslında arala­ nnda Apollon ve Daphne'nin o lduğu eski bir gruba ait olup ye­ niden adlandırılmış olmalıdır. Büyük Constantinus'un Konstantinoupolis'te (lstanbul) impara ­ t o r Sarayı'na b i r ! sa heykel i v e Roma Salvator Kilisesi (S. Gi­ ovan n i i n Laterano) fastigumuna (olasılıkla a ltar odasını n aostan ayıran öge) gümüşten figürler (İsa, h avari ve melek) yaptırdığı söylenmekle birlikte bunlara ait kesin veriler yoktur. 4. yüzyıla kadar küçük boyutta yapılan, masa ayaklan olarak adl andırılan bir grup plastiğin hangi amaçla kull a n ıldığı belli değildir. Yine 4. yüzyıldan kalma evleri n dekorasyonunda kulla­ n ılan bazı küçük dekoratif heykeller bulunmaktadır. Kartallı Ganymedes, bir E ros-Psykhe grubu, Artemis ve Aphrodite hey169

kelleri bu gruba girmektedi r. Bunların eski geleneğe bağlı kişiler ya da Hıristiyanlar tarafı ndan yaptınl ıp kullanıldığı belli değil­ dir. 3 7 1 -9 5 yıllan arası Nyssa (Harmandalı) piskoposu ola n G re­ gorios, Kappadokia ya da Galatia 'da yap ılmış bir villaya il işki n tasvirinde, sahibi Hıristiyan ol masına rağmen villada tun ç (yal­ dızl ı, gü müşl ü?) ve merm er malzemeden yapılmış pagan konulu heykellere yer verildiğini bel irtir. Portreler: 2.- 3 . yüzyılda portre, heykel ve büst yapımı azalmış, ancak az sayıda da olsa 6. yüzyıla kadar ö rnekler veri lmeye de­ vam edilmiştir. Bunlar imparator ve imparatoriçeni n yanı sıra özel kişilere ait portreler, cadde ve meydanl ardaki onur heykel­ leri, meza r heykel leri ve büstlerdir. Portrelerin tarihlendirilmesi 1 . -3 . yüzyıla kıyasla zordur. Sikke­ leri n üzeri ndeki imparatoriçe ve i mparator büstleri, sonraki yüz­ yıllarda genel bir görünüm kaza ndığı için, heykellere yönelik ta­ rihlendirmede ve üslup değerlendirmesinde yardı mcı olmaz. Büyük Co nstantinus portrel eri, Theodosius zamanında Selanik'te yaşamış bir çifte ait büstler, Trier'deki Gratian us, lstanbul 'daki Arcadius gibi 5. yüzyıl a ait başlar ile Theodora (Milano) ve Ius­ tinianus (Venedik) başlan bazı örneklerdir. Roma vatandaş giysisi toga (Lev. 28, 1 ) ya da memur giysisi ch la mys (Lev. 28,2) taşıyan heykel ler Roma, Konstantinoupolis (lstanbul), Ephesos (Selçuk) ve Aphrodisias (Geyre) yapımlı olup çoğunlukl a başı ol mayan erkek figürleridir. Heykelin el indeki mendil, oyun açılışı ve diğer benzeri resmi işlevi göstermektedi r. Poıjirden yapılmış kısa giysi li ve z ı rhlı asker kıyafetli heykelle­ rin imparator heykel leri olduklan kabul edil ir. Konstantinoupo­ l is 'teki (lstanbul) imparato r lusti n ianus'un tunçtan büyük atlı heykel i 543 /44 yıl ı nda yap ıl m ış, bu heykelden sadece bir çizim günümüze ulaşm ıştı r. Burada olasıl ıkla eski bir heykel tekrar kullanılıp lustinia nus'un başı eklen miştir. 4. yüzyıl ve sonrasında eski heykel lerin değişiklik yapıl a rak y a d a yazıt ekl enerek tekra r kullanımını gösteren birçok örnek var­ dır. Ö rneğin Ephesos'ta (Sel çuk) Skholastiki a'da oturan heykel , 4. yüzyılda zengin bir kadının yaptırdığı hamamda, kadına duyu170

lan saygı nedeniyle 2 . yüzyıla ait bir h eykel in kaidesine yazılan yazıtla yeni bir kimlik kazanmıştır. Heykelin baş kısmının deği­ şimi ile ilgili bilgi yoktur. Kabartm alar: l stanbul, Atina, Kartaca, Berlin ve Nikosia'da iş­

levlerini bil mediğimiz Hıristiyan motifi taşıyan kabartmaları n büyük bölümü, sütun üzerinde yaşayan Aziz Simeon tasvirli, ye­ rel Suriye ö rnekleridir. Kabartm a ikonalar da özel bir grup oluşturur. lstanbul Polyeuk­ tos Kilisesi'ndeki yeni buluntul arın ( ! sa ve 1 2 Hava ri*) 5 2 4 - 2 7 yılında kilisenin yapıldığı döneme ait oldukları kabul edilir. Bunların tıpkı Hagia Sophia (Ayasofya) templo nundaki ! sa, Mer­ yem, melek, peygamber ve havarilerin tasvirleri gibi templonda yer aldığı düşünülür. Pagan ya da dini açıdan belirsiz bazı kabartmalar, Herakles (Ra­ venn a Lev. 30,2) ya da Oynayan Çocuk (Berl in) gibi konuları iş­ ler. Bunlar zengin insanların saray ya da evlerini süslemek için kul lanıl m ış olmalıdır. 4. yüzyıl sonlarında Ephesos'taki (Selçuk) Hadrianus Tapınağı yenilenmiş ve bu dönem pagan sanatı için önemli olan figürlü bir friz eklenmiştir. 500 yılında imparator, Konstanti noupolis Hipodrom 'u spinası üzerindeki ünlü araba yarışçısı Porphyrios'u atlı arabasıyla gös­ teren heykel ler için, bugün mevcut olmayan iki kaiden in yapıl­ masını istemiştir. Eser, Geç Antik Çağ'a ait önemli sivi l kabart­ malardan biri olarak kabul edilmektedir. Masa Tablaları : Kenarları alçak kabartma tekniğinde figürlü süslemeye sahip bir grup m ermer tabla (4. yüzyıl sonu 5. yüz­ yıl başı) Doğu Akdeniz'de bir ya da daha fazla Konstanti noupo­ lis (lstanbul) atölyesinde üretilmiş ve buradan farkl ı bölgelere -



Havari : ! sa, ya n ı ndan ayrılmayan 1 2 sadık arkadaşına h avari adını taktı. O n i k i Havari'nin adları üç l ncil'de de geçer. Ancak 1 2, havarilerin kutsal sayısıdır, gerçekte havari kabul ed ilenlerin sayıs ı daha fazlad ı r. i l k 1 2 Havari şöyle : Petnı s (Simun), Andreas, Yakup (Büyük), Boanerces (Yuhanna - l oannes - Va ftizci Yahya), Philippus, Bartholomaeus, Matta, Tomas, Yakup (Küçük), Gaygur Simden, Ya huda (Taddeus), Ya huda l skar­ iot. Daha sonra Barnabas ve Paulus da hava ri kabul edildil er.

12

171

Res .

98: Erken Hı ris tiya n l ı k

Dönem i plasti!ji: Röliker

(4./5 .

yüzy ı l).

dağıtılmıştır. Tevrat ve /rıcil'den konuların yan ı sı ra av sahnele­ ri, D ionysos tasviri ve Yunan m itleri de işl enmiştir. İşlevl eri hak­ kında kesin bilgi olm amakla birlikte kil ise ya da evlerde süs amaçl ı olarak kull anıldıkları kabul edilir. Rölikerler: Taştan yap ı lm ış bir grup röliker, çatı form u nda ka­ pakl arıyl a küçük lahit fo rmundadır (Res. 98). Suriye' de m ermeri n yam sıra bazalt ya da kireçtaşı, m alzeme olarak kullanıl m ıştı r. Bunlar genelde sade örnekler olup yal nızca kenarları profillidir. Suriye'deld rölikerlerde kapa k üzerindeki delikten içeriye akıtılan yağ, rölikle temas ettikten sonra gövdenin ön ya da arka yüzün­ deki delikten alınmış ve kutsal yağ ol arak inananl ara verilm işti r. Bazı örneklerde gövde ya da kapakta haç motifi yer alı r. S ivas'ta bir koç, Şanlı u rfa'da dört yüzü n de de dağ keçisi, B erat'ta (Arnavutluk) yine dört yüzü de hayvan figürlü rölikerler ile Ra­ venna'da /ncil'den al ınan konuların işlendiği röliker önemli ör­ nekl erdir ( 5. yüzyıl ortası, Lev. 2 7 , 1 ) .

Yazıtl:u: Ep igraflar tarafından incelenen yazıtl ar, beraberlerinde

bazı probleml eri de getirmektedir. Bunlar içinde, Pap a Damasus (366-384) tarafı ndan R o m a kata ko mp ve m ezarl ı kl arındaki mar1 72

Res.

99: E rken Hı ristiya n l ı k Dönem i plasti!Ji: lkon ion (Konya) ya k ı n ı nda k i b i r

meza r a n ıtı (4 . yüzyı.l?).

tir mezarlarına yerleştirilen anıtsal yazıtlar b i r grup o l uşturur. Bunlar altı satı rl ı lirik şiir şeklinde olup Vergilius• örn ek alına­ rak yazıl m ıştır ve formları açısından 1 . yüzyıla kadar geri giden, özenl i büyük harfleriyle mermer ü zerine kaz ınmıştı r. tkinci grup, özel mezar yazıtlandır. Bunlar kısmen baştan savm a yazılmış kısmen ek bezemelere sahiptir. Anadolu'da çok sayıda kesi n tarihleri belirlenemeyen bu tip mezar yazıtı vardır. Konya çevresindeki alçak blok formu ndaki mezar anıtl a rı, formları açı­ sından ilginç ö rneklerd ir (Res. 99) . Bunlar yine ayn ı böl gedeki pagan a lta r ostoth ekJere (blok formunda meza r taşl arı) benzer. Bu mezar an ıtları genel d e üç bölümlü alınlık ve kemerleri olan mimari düzen içi nde balık, bitkisel bezeme, bir ö rnekte balık ve Yunus gibi farklı dekoratif bezemelere sahiptir. İm p aratorluğun batısında Roma başta o l mak üzere Aquileia (Ku• Ü nlü Lati n şa iri. M.Ö. 70 civarında doğd u . Eserlerinde yurt sevgisi ve i m a n d uygusu nu güçlendirmeye çal ıştı. M . S . 1 9 'da öldü. 1 73

Res. 1 00: Roma 'da k i m ezar plakası: Vatikan, so lda Severa ad l ı ölüye a i t po rt­ re n in hemen ya n ı nda yazıt ("Severa, sen Ta n rı n ı n i çinde yaş ıyorsu n "), s ağ da Kralları n Secdes i tasviri (4. yüzyı.l başı).

zey ltalya ) , Güney Fransa ve Trier'de ( Almanya ) genelde kazıma tekni ğ i nde ya da az sayı da kabart m a olarak yapılmış dekoratif ya da figürlü bezemeye sahip yazıtlar bulun ur. Roma'da genelde kata kompl arda loculusla rı n kapatı l m a s ı n da ku l l anılan dikdörtgen l evhalar vardır ( Res . 100). B u n l a rın üzeri n­ dek i bezem eler fa rklıdır ve benzerleri n i l ahitlerde, kata komp ve duvar resi ml erinde de gö rmek ol asıdı r. B ugün Urbi no'da bulu­ nan, Roma SS Marcel l i n o e P ietro Katako mbu 'ndan getirilen Eutropos Levhası, bir lahd i n yap ı m ı n ı gösteren ö n e m l i bir ö rnek­ tir ( Res. 9 2 ; Lev. 2 7 , 2 ) . 3 3 8 v e 408 yılına tarihlenen iki örnek dışı n da çoğu ö rnekte kesin tarihleme yapılam az. Ancak Eutropos Levhası gibi ( Lev. 7 ,2) bazı örneklerin Constantinus Ö n cesi Dönem'de yapıldı ğ ı kabul edilir.

Aqu i l e i a Levhaları ise farkl ı fo rm dadı r. Dua eden figürl ü levha­ ların sayısı fazl a dır. Bir örnekte vaftiz sahnes i ne yer veril miştir. Güney Fransa'da k u ş ve çeşitli haç m otifleri bulunan l evhal ar vardır. Trier'deki sayısız mezar yazıtında ise daha az süslemeye yer veri l m işti r. Kuş ya da kuş u n yan ında haç veya di ğ er moti f­ ler kon u olarak seçilm iştir. Her üç bölgede de levhalar 4. yüzyıl Ahşap Kabartmalar:

-

5. yüzyıl arasına tarihlen ir.

Ahşaptan yapılmış bi r grup heykelden gü­

nü müze ulaşan örnek sayısı a z d ı r. Ahşap malzemel i, kabartma teknikl i k i l i se kapı kanatlarına ait az sayıdaki parça M i l ano ( 4. 1 74

yüzy 1 l sonu ) ve ICahire'de (500) bulunur. iyi koru n a n b i r örnek Roma S. S a b i n a kapı kanatları d ı r (430 ; Res. 1 0 1 , Lev. 3 1 , 3 ) . Tev­ ra t ve /n ci/'den kon u l a r karşı lıkl ı kanatlarda işlenmiştir. Burada­ ki tasvirler H ı ristiyan san atı içi n önemlidir. Ö rneğ i n en eski " Ç armıh Sahnesi" b u rada tasvir edi l m i şt i r. Görünümleri n i n nasıl olduklan pek bil inmemekle birl i kte, kap ı kanatl a rı n ı n b oyal ı o l ­ du ğ u kabul edil ir. Benzer ahşap kapı kanatl a rı, Tü rkiye'de bazı bölgelerdeki Erken H ı ristiya n l ı k Dönemi kil isel eri nde de görülür.

�D

�ı · c:1

Roma S. Sa biııa a h şap kapı kanatla rı n ın 1 75 6 yılrnda yapılmış bir çizimi (43 0) ; ka rş. Lev. 3 1 ,3.

Res. 101

175

6.

KÜÇÜK

E SERLER

Küçük eserler, içinde farklı malzemele rden yapılmış nesnelerin yer aldığı bir gruptur. Bunl ardan bazıl arı /itu ıjik nesneler ve giy­ siler, görkemli hediyeler, lüks kullanım nesneleri, hac ziyaretle­ rinden getirilen anı nesneleri, günlük kullanım eşyaları ve sikke­ lerdir. Fildişi, gümüş, az da olsa altın, tunç ve diğer metaller, cam, çe­ şitli ve değerl i taşlar, pişmiş toprak, ahşap, yün ya da ipek ku­ maştan yapılmış kimi oldukça sade kimi sanatsal açıdan değerli eserlerin çoğu, dönemlerinin usta işçiliğini yansıtır. Küçük eser­ leri n tam olarak nerede yapıldıkları ve hangi bölgelere gönderil ­ diği kesin olarak belirlenememektedir. Bunun nedeni, eserleri yapan ustaların, kullandıkları az sayıdaki malzemenin taşınabi­ lir ol ması nedeniyle kolayca yer değiştirebilmiş olmalarıdır. Ö r­ neğin bir fildişi ustası, malzemeleriyle 1skenderiye'den Konstan­ tinoupolis'e (İstanbul) ya da Trier'e gidebilmiştir. Küçük eserleri n değerlendirilmesinde karşılaşılan diğer bir zor­ luk, aynı malzemeden günümüze ulaşan nesne sayısının farklı olmasıdır. Ö rneğin gümüş ve altından yapılmış eserler daha son­ raları eritilmemiş ya da tekrar kullanılmamış ise, kazılarda ya da rastl antı sonucu ele geçmektedir. Cam ve pişmiş toprak yüzyıl ­ larca toprak altında, ahşap v e dokuma ürünleri ise iklim koşul­ larının uygun olduğu Mısır'da korunabilm iştir. Yazılı kaynaklar­ da aktarılan zengin kil ise h azinelerinin çoğunun kaybolmuş ol­ ması da az sayıda ö rneğin günümüze ulaşmasına neden olmuş­ tur. Arka yüzleri daha sonraki dö nemlerde kabartmayla bezen­ miş fildişi levhalar, altın ve gümüşe kıyasla daha iyi korunmuş­ tur. H ı ristiyan konularına yer veren küçük eserlerin bi r bölümü kilisede kullanıl mak için yapılmıştır; k h ristogra m l ı ya da havari isimleriyle süslenmiş diğer bir grup ise özel kullanıma sunul­ muştur. Pagan konulu sayısız fildişi ve gümüş tabak, ayrıca anı madal­ yonları (ko n to rn iya tlar) Hı ristiyan o lmayanlar ta rafından propa176

ganda am acıyla yaptırı l mıştır. Ancak pagan konulu eserler, Hı­ ristiyanlar tarafından da satın alınmış ya da sipariş edilmiştir. Bazı örneklerin Erken H ıristiyanlık ikonografisi içinde önemli bir yeri vard ı r. Constantinus Ö ncesi Dönem'e ait Hıristiyan konulu küçük eserlerin sayısı çok azdır. Bunlardan biri, 2 1 0 yıl ında yap ılmış lskenderiyeli Clemens'in* mühürleridir. Mühürler üzerinde çapa, güvercin, balık ya da bir balıkçı ve lir gibi din dışı konular işlenmiştir. Kesin tarihlendirilememekle birlikte Yunus ve bir gemi tasvirl i gemma (Londra'da) Constantinus Ö ncesi Dönem'e verilir. Üzerin­ de "iyi Çoban", Yunus ve Nuh'un gemisi olan pişmiş topra k kan­ dil ise 200 yılına tari hlendirilir (Berlin'de Res. 105,2). 6. 1 .

Fildişi (ve Kemik)

Geç Antik Çağ'dan 6. yüzyıla kadar Hin distan ya da Afrika'daki fillerden el de edilen fildişinden figürlü bezemeye sahip silindir formlu kaplar (pyksisler) ve levhaların yapıldığı parlak bir dö­ nem yaşa n mıştır. Erken Hııistiyanlık Dönemi'nde toplumun ileri gelenleri için sa­ yısız fildişi eser yapılmıştır. 39 5-540 yılları arasına tarihlenen konsül diptikleıi , fildişi eserler arasında önemli bir gruptur (Lev. 29, 1 ) . Konsül diptikleri birbirine menteşe ile bağlı iki levhadan oluşur. Bu levhaların içindeki yazılı bölüm kaybolmuştur. Yazı­ da yeni konsül ya da yüksek derecel i memur, diğer meslektaşla­ rına ve önemli kişilere yeni görevine başladığını haber vermek­ tedir. Diptiğin dış yüzünde ise kons ü lleri tahtında, sirk gösterile­ ri, hayvan mücadeleleri ya da tiyatro oyunları n ı n açılışları n ı ya­ parken gösteren farklı tasvirlere yer verilmiştir. Ko nsül diptikle­ ri ve diğer benzer nesneler başta Konstantinoupolis (lstanbul) ve Roma ol mak üzere bazı bölgelerde yapılmıştır. Klasik üslup özelliklerini yansıta n Asklepios ve Hygieia, Mousa •

Ti tus Flauius Clemens (Ati n a doğumlu, 1 50- 2 1 1 /2 1 6). ilahiyatçı çı. Pa ntainos'un öğrencis i.

ve

ahlak­

177

ve Şair gibi pagan konulu diptikler, sipariş veren kişi tarafından muhalefet yapmak için ya da hediye edilmek üzere yapılmıştır. Böylece Roma lmparatorluğu'nun parlak dönemi ve bütün tan­ rılann unutulmaması amaçla nmıştır. Yine bu gruba giren Nico­ machi ve Symmachi Diptiği , düğün davetiyesi olarak yap ılmıştır (4. yüzyıl sonu ; Londra ve Pa ris) . H ı ristiyan konulu dip tiklerin hangi amaçla kullanıldıkları ise bel li değildir. Berlin'deki tahtın­ da Meryem ve İsa tasvirli, kaliteli işçil ikleriyle dikkat çeken lev­ halar bu grup içindedir (Lev. 29,2 ; 6. yüzy ı l ortası) . Tek parça yerine o rtada büyük kare ve her kenarda b irer tane ol­ mak üzere beş levha nın birleştirilmesiyle oluştu rulan diptikler, beş bölümlü diptikler olarak adlandırıl ı r. işlevleri kesinlik kazan­ mamakla birl ikte bazılarının kitap kapağı olarak kullanıldığı dü­ şünülür. F igürlerin yüksek kabartm a tekniğinde yapılmış olması, tüm örneklerin bu tarz kullanıma uygun olmayacağını gösteri r. Fildişi eserler arasında mücevher kutusu olarak yapılan ve Yu­ n a n -Roma m itolojisinden konularl a bezen miş pyks isler öneml i bir grubu oluşturur. Hı ristiyan l ık Dönemi' nde Tevrat ve /nci/'den konuların yanı sıra havarilerin tasvir edildikleri pyksisleri n kul ­ lanım amaçları ise kesin değildir. Bunl ardan bazıları yine mü­ cevher kutusu olarak yapılm ıştır. Diğerlerinin ise kil iseden alı n ­ m ı ş kutsal ekmeği saklama kabı olarak yapıldıkları düşünülür. Orta Çağ'da röliker olarak kullanılmış olmal arı ve kilise hazine­ lerinde korunmaları, sayısız pyksisin günümüze ulaşması nı sağ­ lamıştır. Ü nlü "Berl i n Pyksis"i kal itel i işçiliğiyle dikkat çekici bir örnekti r (400). Trier'de bulunan pyksis, b iri F ırında Ü ç İbra n i Genci (Lev. 29, 3 ; 5. yüzyıl ikinci yarısı) olmak üzere Tevrat'tan alı nan üç konuya yer verir. Rö/iker olarak yapıldığı düşünülen iki büyük dikdörtgen kutudan Brescia Lipsanothek' i* Tevra t ve /nci/'den konularla süslenmiş zengin programıyla dikkat çeker ( 360/70). Pota Kutusu ise Ro­ ma'da Constanti nus'un yaptırdığı kiliselerin templon kuruluşl a­ rını gösteren tasvirl e re yer verir (Venedik, 5. yüzyıl ilk yarısı). • Lipsanothek, Erken H ıristiyanl ı k Dönemi' nde kutsa l ka lınt ıları n sakl andığı kapl ara verilen ad (röl ikler anlamında). 1 78

Oldukça büyük ve kalın fildişi bir kutunun ön yüzü olan dikdört­ gen levha "Trier Fildişisi" adıyl a bilin mektedir. Levhada, Kons­ tantinoupolis'ten (İstanbul) Trier'de yeni yapılmış bir kiliseye, içinde rölik bulunan bir kutunun taşınması konu olarak işlen­ miştir (Trier, Katedral Hazinesi; 5. yüzyıl?). Ravenna Başpiskoposu Maximianus'un (546-5 56) kath edrasında ahşap iskeletin üzeri fildişi levhalarla kaplanmıştır. Kaliteli işçi­ lik gösteren kathedrada havaril er, Yusuf Efsanesi ile lsa'nın ya­ şamından sahnelere yer verilmiştir. Erken Hıristiyanlık Dö nemi 'nden kalan çok sayıda fıldişi örneğin boyanm ış olduğu kabul edil ir, ancak bu boya izi bugün çoğun­ da görülmemektedir. Orta Çağ'a ait bazı fildişi örnekler ise boya­ lıdır. Konstantinoupolis (İstanbul) ya da Roma'da yap ıl m ış konsül dip­ tikleri dışındaki fildişi eserlerin üreti m yerl eri belli değildir. ls­ kenderiye'nin Erken Hıri stiyanlık Dönemi' nde önemli bir kültür merkezi olması dışında, burada el sanatları atölyelerinin olduğu görüşünü destekleyen veriler yoktur. Pahalı fildişi yerine kemik de kullanılan diğer bir ma lzemedir. Mısır'da evlerde kullanılan, farklı motiflerle bezenmiş kutular ilk akla gelen ö rneklerdir. Orta Çağ'da hem Bizans lmparatorluğu'nda hem Batı'da, Erken Hıristiyanl ık - Bizans Dönemi üslup ve ko nularına yer veren fil­ dişi eserlerde parlak bir dönem yaşanmıştır. 6.2.

Gümüş

Gümüş, Erken Hıri stiyanlık Dönemi'nde hem sivil hem de dini eserlerin yapımında sıkça kull anılmıştır. l mparatorlann hüküm­ darlık yıldönümünü kutlamak ya da di ğer nedenlerle yapılan he­ diyelik tabak ve kaseler üzerinde hükümdar ya büst ya da tüm figür olarak tasvir edil miştir. Ü nlü bir örnek Madrid 'deki " m isso­ rium*" dur ve 388 yılında yap ılmıştır; imparator 1. Theodosius'u • Gümüş tabak. 179

oğulları ile tahtta gösterir. Çok sayıda tabak, kase, ibrik Yunan­ Roma resim dünyasına ait figürlü tasvirlerle süslenmiştir. Bunla­ rın bir kısmı hediye o l a rak yapılmıştır. Caesar Augustus Hazine' s i (İsviçre, Basel yakınında Augustus Müzesi'nde) bu çeşit mal­ zemenin yoğunluğuyla dikkat çeker. Eserlerin çoğu ev, vill a ya da özel saraylarda süs eşyası olarak kullanılmak a macıyla ısmar­ lanmıştır. Buluntu yeri belli olmayan " Seuso Hazi nesi"nin, kapa­ nan bir tiyatro topluluğunun siparişi üzerine yapıldığı kabul edi­ lir. 4. yüzyıl sonuna tarihlenen " Esquilin Hazinesi " ise evlilik he­ diyesi ol arak yapılmıştır (Roma Esquilin, şimdi Londra'da). Parabiago Tab ağı (Milano), "Corbridge Lanx" (Londra) ve Mil­ denhall'deki (Londra) eşyal arda olduğu gibi bazı gümüş eserler­ de pagan konulara yer verilmiştir. Bunlar Hıristiyan olmayan önemli kişilere hediye edilmek için yapıldıklarından antik dün­ y a n ı n tanrıları konu olara k işlenmiştir. Gümüşün, liturjik eşyaların yapımında kullanımı, 4. yüzyıl ikin­ ci yarısında başl a r. Çok sayıda, farkl ı formda patena, kalis, yel­ paze (ripidia, jlabella), kandil, buhurdan, ibrik, rölikerler (Lev. 28,3 ; Paris ; 5. yüzyıl) yapılmıştır. B azı ö rnekler figürlü ya da haç motifli olmakla birlikte, çoğu sadedir. Küçük şehirlerdeki kil ise­ lerin kendilerine ait gümüş eşyaları olduğu bilinmektedir. Suri­ ye'deki kiliselerde bulunan çok sayıdaki gümüş eşya, Ko rydal l a (Lykia-Kum luca) kilisesi bulu ntula rı (bugün Antalya v e Was­ hington'da; 6. yüzyıl) bu anlamda önemli örneklerdir. Kilisel er için değil, ancak özel kullanım i ç i n yapılm ış çok sayıda farklı forma sahip gümüş kaşık, genelde kh ristogram ya da havari isimleri taşır. imparatorluğun doğusunda yapılan gümüş eşyal a­ rın genellikle alt bölümünde, o dönem imparatoruna ait kontrol mühürleri bulunur. Bu mühürler, eserlerin tarihlendirilmeleri n i kol aylaştırır. Mühürl er 1. Anastasius (49 1 - 5 1 8) i l e i l . Constans (641 - 668) a rasın ı vermektedi r. Ayn ı dönemde üretilen diğer kü­ çük eserleri n de tarihlendirilmeleri bu mühürler aracılığıyl a ko­ l aylaşmıştır. Orta Çağ'da gümüşün kullanı m ı azalmış, yerini a l ­ t ı n a bırakm ışt ı r.

180

6. 3 .

Altın

Bu dönemde altın daha çok bilezik, yüzük, kemer (düğün kemer­

leri de dahil), madalyon, kolye ve küpe gibi süs eşyası yapmak için kullanılmıştır. Bu eşyaların üzeri Hıristiyan dinine ait konu­ larla, çoğunlukla renkli taşl ar, az sayıdaki örnekte ise mine ile süslenmiştir. Altından kemer tokaları ve fibu lalar gibi kullanım eşyalan ise imparator tarafından önemli kişilere hediye edilmiştir. Altından yapılmış litw ji k eşyalar azdır. Bunlar arasında küçük rölikener, bazı kulisler sayılabilir (iki örnek Arnavutluk Vrap bu­ luntusunda, birer örnek ise İstanbul ve New York'ta ; 6. yüzyıl). Orta Çağ'da hem B izans imparatorluğu hem de Batı'da altın , özellikle liturjik eşyal arın yapımında kullanılmış, altının mine tekn iğiyle kul l a n ımı yaygı n l aşm ıştır. 6 .4.

Tunç

Ucuz o lması nedeniyle kolayca sat ı n a l ı nabilen tunç, Erken Hı­ ristiyanlık Dönemi'nde hem sivil hem de dini alanda küçük eşya yapı mında kull anılan bir malzemedir. Genelde döküm, az da olsa dövme teknikleri kullanılarak kap, şi­ ş e , kepçe ve diğer kullanım eşyaların ı n yan ı sıra süs eşyaları da

yapılmıştır. Yuvarla k ya da kare kaidesi olan çok sayıda figürlü kantar ağırl ığı önemli bir grup oluşturur. Figürlü kantar ağırl ık­ l arında imparatoriçe, imparator (Lev. 30,3 ; Münih ; 5 . yüzyıl) ve Tan rıça Athena tasviri yer alır. Tunç eserler arasında büyük bir grubu, döküm tekniğinde yapıl ­ mış farklı formlarda askı ya da kaideli kandiller oluşturur. Ahşap kutuları kaplamak için kullanılan dövme tekniğinde ya pılmış küçük levhalar Pan n onien (Macaristan) ve Ren B ölgesi 'n­ de ( Almanya) bulunmuştur. Bazı örn eklerin ise Anadolu kökenli olduğu kabul edilir. Bu kaplama I evhalan modeller yardımıyl a yap ı larak seri üretimleri kolaylaştırı l mıştır. Tunç kaplama levha­ ların yer aldığı bir kutu tüm olara k günümüze ulaşm adığı için, 181

sadece çizimler yardımıyla tamamlanabilmektedir. 4. yüzyıldan kalma kaplama levhaları üzerinde Tevra t ve lncil'den konulara yer verilmiştir. Konuları dini olmakla birl ikte bu levhaların kap­ l andığı kutuların, süs eşyalarını koymak için kullanıldığı kabul edil ir. Bunların röliker olarak kull anımını gösteren veri yoktur. Ö zel ya da kilise kullanımı için yapılmış haçlar (kolye, elde taşı­ nabilen ya da sabit haç) ve içlerine yağ konan camdan kandille­ rin bir daire içinde yer aldıkları aydınlanma aracı olan polyka n ­ delonlar farklı form v e büyüklükte yapılmıştır; büyük olanl arı kilisede, daha küçük olanları ise evlerde kullanılm ıştır. Ö neml i bir diğer grubu buhurdanlar oluşturur. D öküm tekniğin ­ d e yapıl m ış buhurdanlardan k i m i sade olmakla birl ikte büyük bir bölümü kabartmalarla bezenmiştir. Hıristiyan sanatında /n ­ ci/'den al ınan sik/usları n işlendiği e n erken ö rn ekler buhurdan­ lardı r (6. - 7 . yüzyıl). Bunların Fil istin 'de yapılıp hacılar aracılı­ ğıyla Kutsa l Toprakl ar'dan getirildiği kabul edilir. Tunçtan yapılmış küçük figürlü örnek azdır. Tanrı, tanrıça, at üzerinde i mparator Constantinus, Herakl es, haçlı Petrus, gem ide Odysseus, atla r gibi figürl erin bazıları seyahat arabaları ya da gemileri süslemek için yapılmıştır. Tunç üzerine açılan yuval ara gümüş ve bakır gibi fa rklı mater­ yallerin d oldurulmasıyl a eld e edilen savat, sadece l talya'da (ola­ sılıkla Roma 'da) yapılmış olan ve 4. yüzyılın ikinci yansına ta­ rih lenen eserler d e görülür ve küçük bir grup oluşturur. 6 . 5 . Diğer Metaller Ö nemli bir grup kurşun ve kalay al aşım ından yapılmış, genel olarak 6. yüzyıl ya da 7. yüzyıl başına ta rihlendi rilen a mp ulla­ lardır (Res. 102) . Bazıları , figürlü bezemelerin yanı sıra kullanım am açl arına yönelik yazıtlara sahipti r. Bu yazıtlarda "lsa'nın kut­ sal mekanlarından yaşam ağacının yağı" ve "Kutsal mekanların efendisinin k u tsa n mış hatı rası " ("eu logia") yazılıdır. B öylece am­ pu l/alarm, lsa'nın üzeri nde öldüğü çarmıha temas eden yağı koy­ mak için yapıldığı o rtaya çıkar ("Yaşamın Ağacı"). Kutsayan, kö­ tülükl erden koruyan, şifa veren özel liği nedeniyle Kutsal Toprak182

Res. 1 02 : Filistin 'den getirilen K uzey lta lya 'da ki a rnpu lla /a r: ı . iki H ı rs ı z la Bir­ likte Çarm ı h ta /sa ve altta Kadı n l a r Mezar Baş 1 11 da ; 2. /sa 'ıı ı ıı Gö�e Yükseliş i

(6.

yüzyı l ?).

lar'dan dönen hacıları n ül kelerine getirdikleri a mpu llalar içinde­ k i yağ, evlerde a m u let olara k k u l l a n ı l mıştır. Çok sayıda a mpu l/a Monza Kil isesi hazinesin d e bulunduğu için (Kuzey İtalya) "Mon­ za Ampullaları " olarak adlandırı l ı r. A mpu l/alarm üzerindeki tas­ virler, buhurdanlar gibi anıtsal resi m lerdir ve tkonoklazma (Tas­ vir Kırı c ıl ı k) Dönemi öncesi sanatının ö nemli örnekleridir. Dövme tekn iğiyle Kralların Secdesi sahnesinin işlendiği p iri nç ibri k (Bonn, 7 . yüzyı l ? ) ve yine p irinçten döküm tekni ğinde ya­ pılmış zengi n süslemeli bir buhurdan (7 . yüzy ı l ?) hac hatırası ol arak Kutsal Top rakJar'dan getirilmiş d iğer örneklerdir.

6.6. Cam C a m ın 1 . ö . 3.-2. b inde M ı s ı r' d a ü retil diği bil i n mektedir. 1 . ö . 8. yüzyıl dan itibaren Fenike'de sayısız cam üretilmiş ve ü retilen cam diğer bölgelere gönderilmiştir. Daha son ra Akdeniz çevre­ sin deki b irçok bölgede cam üretimine başlanm ıştır. l. ö . 1 . yüz­ yıl d a ü retimin yoğun o l duğu ve ca ma ü fl eme tekniğiyl e şekil ve­ rildiği bel i rl enmiştir. Geç Antik Çağ'da günlük kullanıma sunu­ lan cam eşyaları n yanı sıra fark l ı teknikl erin geliştirilmesi sonu­ cunda değerl i camlar da üretilmiştir. 183

A ltı n Yaldızlı Ca m Eserler: iki çeşitti r. İ lki nde, camı n yüzey i ne

altın yald ızlı yaprak yapıştırıl ıp üzeri ne kazım a tekn iğinde tas­ virler yap ı l m ıştır. Köln Braunsfeld'de yap ı l m ış " Mavi Kase" , Köln St. U rsu l a 'daki bir diğer kase bu gruba giren ö rneklerdir (Lond­ ra, 4. yüzy ı l b i ri nci yarısı). Diğerinde, yaldızl ı yaprak, iki cam tabakası n ı n arasına yerleşti­ ri l i r ("ara altı nlı cam lar"). Bu tarz yap ı l m ış çok sayıda örnek gü­ nümüze ulaşm ıştı r. Genel likle kaseleri n taba nında uygulanan bu tek nikte, bezemeler ise kazı m a tekniğ iyl e yapılm ıştır. E n erken örnekler 2.-3. yüzyıllar arasına tari h lendi ri l i r. lskender adlı b i r bin iciyi avda betimleyen b i r kase, b u grubun en ö n e m l i temsil ­ cisidi r (Cl eveland, 3 . yüzyı l ortas ı ) . 4. yüzyılda pagan, Yahudi ve H ı ri stiyan d i n ine ait kon u l a rı n i ş ­ l endiği çok sayıda cam eser a y n ı atölyel erde yapılm ıştır (Lev. 3 2 , 3 ) . Eserlerin yapım merkezi başta Roma olmak üzere Köln ve Trier'd i r. Bu teknikte yapılmış eserlere i m p a ratorluğun doğusu n ­ d a rastlanmaz. Kes m e Ca m

Eserler: Bu tarz yapıl m ı ş caml arda da fark l ı gruplar

oluştu ru l muştur. Köl n 'de yapılan "Wint- H il l - G rubu"nda şekil le­ rin kenarı p a ralel çizgilerle vurgulanmıştır. Av sahnesi (Res. 1 0 3 , 1 ), Yu n a n tan n ları gibi pagan konuların ya n ı sı ra Hı ristiyan

Res. 1 03 : Köln 'de b i r atölyede ü retilm iş " Wirı t-Hill-Grubu " kesme camla r (4 . yüzyıl o rtası}: 1 . Av sa lırıesi (n 1 8, 5 cm); 2 . At}aç ve yıla n la b irlikte Adem ve Ha vva tas viri

184

(f1 20 cm); karş. Lev. 3 2 , 2 .



Res. 1 04 : Kölrı 'de yap ı l m ı ş dia tret ca nı

(4 .

ı 1 J ].

yüzy ı l o rtası).

konulan da işlenmiştir (Res. 103 , 2 ; Lev. 3 2,2). Konul ann fa rklı­ l ığı, yine farkl ı inanca sahip kişileri n siparişlerinin atölyel erde yapıldığı n ı gösteri r (4. yüzyıl ikinci çeyreği) . H ı ristiyan konulu eserlerin günlük kullan ımda yer aldığı yazıtlardan anl aşıl ır. Böy­ le bir yazıtta "lç, yaşa, tanrıya şükret" denmektedir. İkinci grup, Al manya'da Köl n'de ü reti lmiştir. Bu grupta sadece şekillerin ke­ narl a rı ile yetinil meyip büyük al anl a r da kazı n mıştır. Köl n dışın­ da bu özel l ikteki camlar, Roma'da üretilip buradaki atölyede ya­ pılan bazı eserler Güney Al manya 'ya (Ausbu rg) gönderil m iştir. Roma İmparatorluğu ' n u n doğusunda, Anadolu'da bu tip örnek­ lere rastla n maz. Dia tret (Kafes} Cam Eseler: Dia tret camlar, cam eserler arasında en değerli grubu oluşturu r. Kal ın cam yüzeyi kazınarak genell ik­ le birbirine değen dairelerden oluşan bir ağ sistemiyle, kabın yü­ zeyi kafes şek l i nde düzenlenmiş, az sayıdaki ö rnek ise figü rl ü tasvirlerle süslen m işti r (Res. 1 04) . Dia tret camlar başta Köl n ve Tri�r olmak üzere diğer bölgelerdeki atölyelerde de üretil mişti r. Ancak fi gürlü cam eserl erin nerede yapıldığı bel l i değild ir. 4. yüzyılda yapılan ö rnekler Trier i mparator Sarayı, Konz impara ­ t o r Villası'nda bulunmuştur. Bu da eserleri n önem l i kişiler tara­ fı ndan kullanıldığı n ı gösteri r. 185

Kalıpta Üretilen Cam Eserler: l.ö. 1 . yüzyıldan beri b ilinen, seri

üretime uygun olan bu teknikte Geç Antik Çağ'da haç motifli çok sayıda küçük şişe üretilmiştir. İçinde kutsal yağ olan bu kü­ çük şişeler, hacılar tarafından Kutsal Topraklar'dan getirilmiştir. Geç Antik Çağ'da Ren ve Mosel Bölgesi' nde (Almanya) kalıpla­ ma tekniğiyle insan başı, oturan ve müzik yapan maymun gibi fa rkl ı formlara sahip camlar üretilmiştir. işlevleri belirl eneme­ mekle birlikte bazı ö rnekler mezarlarda bulunmuştur. Ancak bü­ yüklerin şarap, küçüklerin ise parfüm koym ak için bir çeşit he­ diye paketi olarak kullanıldıkları kabul edil ir. 5.-7. yüzyıl arası camdan yapılm ış ağırlıklar, metal levha üzeri ne erimiş camın dökülüp mühür basılmasıyla elde edil miştir. Ayn ı teknikte yapı­ lan çok sayıda kolye ve a m u let monogramlar, haçlar; fi gürlü pa­ gan, Yahudi ve çoğu sütun lu azizlerden oluşa n Hıristiyan konu­ larıyla süslenmiştir.

6. 7 . İ şlenmiş Taşlar Küçük taşlar üç grupta toplan mıştır: Gem ma (intaglio) grubunda taş yüzeyi tasarlanan şekle göre oyulmuştur. Kameoda desen, ayn renklerde iki katmandan oluşan taşlann üzerine kabartma tekniğiyl e yapılmıştır. Bir de değerli ve süs taşlarından heykel ler ve kaplar üretilmiştir. Gem ma: Gemmalar iki grupta ele alınır. Mühür için kullanılan gemmalarda tasvirler ve yazılar taş yüzeyine oyularak, negati f olarak işlenir. Yunan ve Roma Dö nemi'nde sayısız mühür gemma üretil miştir. 3 . yüzyıldaki yoğun üretim 4. yüzyılda azalmıştır. En eski örneklerde güvercin, bal ık, gemi, balıkçı ya da çiftçi gibi din dışı konul ara yer veril miştir. Gern m aları n bazıları haçl ı ya da ya­ zıtlıdır. Herkes tarafından alınabilen gemmalann çoğunda konu­ lar sonradan Hıristiyanlaştınlm ıştır. Az sayıda örnek Tevra t ve lnci/'den konulara yer verir. Ö nemli bir grup, imparator mührü ol arak kullan ılan imparator portreli gemmalardır (örneğin, Berlin ve Londra 'daki imparator Büyük Constantinus'un resmini taşıyan 186

gemmalar). D iğerlerine kıyasla daha büyük ve yazıtlı bazı gem­ malar ise amulet ol arak kullanılmıştır. Bunlar dışında, Kanamalı Hastanın iyileştirilmesi sahnesini n yer al dığı bir örnek ile (New York) Petrus ve Paulus tarafından ortada haç üzerindeki lsa büs­ tünün çevrelendiği (Viyana) diğer bir örnek, imparatorluğun do­ ğusunda 6. yüzyılda yapılmıştır. Sahiplerini kötülüklerden koruduklarına, o nlara şans getirdikle­ rine, doğum sancısını azalttıkları na inanılan sihirli gem malar ise 2.-3. yüzyıl arası yoğun olarak yapılmıştır. Bazı örnekler 4. yüz­ yıla tarihlendirilir. Bunların çoğu Mısır'dan gel miş, tasvirlerde genellikle değişik şekillerdeki Mısır tanrılarına yer veril miştir. Kameo/ar: Bunlar, ayrı renklerde katmanları olan sa rdoniksten

çalışılmıştır ; koyu renk katman ile arka fon oluşturulup açık renkteki katmana kabartma tekniğinde figürler yapılmıştır. Kü­ çük nesneler yüzük ya da kolye olarak, daha büyük olanlar ise imparator ya da yüksek rütbeli kişilere hediye olarak üretilmiş­ tir. Roma İmparatorluk Dönemi'nde yapılmış bir grup ka meo sağlam olarak günümüze gelmiştir. Geç Antik Çağ'a ait karneolar içinde Constantinus'u ailesi ile gösteren 3 2 6 yılından ö nce ya­ pılmış "Ada Kameo" (Al manya, Trier), Co nstantinus zamanına ait kurban sahneli büyük bir sa rdon iksten parça (Belgrad), bir kadın büstü (Köl n), " Lahey Kameosu" (Lahey), Honori us'un Düğünü (Paris) 4. yüzyıl sonunda eski geleneklere bağl ı olarak yapılan seçkin örneklerdir. Az sayıdaki Geç Antik Çağ ka meosu Batı 'da yapılmış, Doğu'da yeni başkent Konstantinoupolis'te (lstanbul) ise bu tür ö rneklere rastlanmam ıştı r. Erken B izans Dönemi'nden kala n kameo sayısı azdır. Meryem'e Müj de, haç motifinin yer al ­ dığı kolyeler (enkolpion) bu dönemde yapılmış, Orta Ç ağ'da ise hem Batı'da hem de Konstantinoupolis'te (İstanbul) ka rneo üre­ tilmeye devam ed il m iştir. Heykeller, Vazolar: Achat'taki (Paris) imparator büstleri (içlerin­ den biri Büyük Constantinus'a ait?), Herakles heykel i (Baltimor), küçük bir tapınak (New York), balıklarla süslü bir kase (Venedik), iki asla n başı (Trier yapımı, Paris), dağ kristalleri (4. yüzyıl) de­ ğerli taşlardan yapılmış bir grup h eykel arasında yer alır. Az sayıdaki Geç Antik Çağ'a a it kaplardan Achat Kasesi (Trier 187

yapımlı, Viyana) ve ikinci sahibi ünlü ressam Peter Paul Rubens olan Pan başlan ile Rubens Vazosu (Baltimor) 4. yüzyıl da yapıl­ mış önemli ömekeleridir. 6. 8 . Tekstil

Erken Hıristiyanlık Dönemi'nde tekstil alanında tüm Roma im­ paratorluk sınırları içinde kalan bölgelerde sayısız örnek üretil­ miş olmasına rağmen az sayıda örnek günümüze ulaşmıştır. Ço­ ğu Mısır'da mezarlarda, uygun iklim koşullan nedeniyle zarar görmemiş halde bulunmuştur. Tekstil alanındaki ürünler, deko ratif ya d a figürlü tasvirlerle be­ zen miş giysiler, perdeler ve duvar örtüleridir. Keten ve yünün yanı sıra ipek üretimi, ipek böceğinin 5 5 2 yılın­ da lran'dan Bizans lmparatorluğu'na getiri lmesiyle Geç Antik Çağ ve Erken Hıristiyanlık Dönemi'nde başlamıştır. Kumaşlar farklı tekniklerle süslenmiştir. Başta ipek olmak üzere kumaşlarda şekiller ve arka plan birl ikte dokunmuş, genel likle dönüşümlü tekrar eden diz iler halinde küçük sahneler oluşturul ­ muştur. Bir grup keten, Yaşl ı Pl inius'un (ölümü 79) anlattığı bir teknik olan " reserve tek n iği"nde boyanm ıştı r. Büyük formattaki duvar örtülerinde Tevra t ve /ncil'den alınan konular işlenmiştir. Yine büyük formatta örülerek yapılmış bü­ yük kumaşla r vardır. Giysilerde genellikle örül müş çizgiler (clavi), figürlü ya da bitki­ sel bezemeye sahip kare panolar ya da madalyonlar, farklı tek­ niklerde kumaşl a birlikte örülmüş ya da kumaş üzerine nakşedil­ miştir edilmiştir. Bazen örgü sırası nda küçük bir çubuk kull anı ­ m ıyla yaklaşık 2 cm uzunl ukta püsküller oluşturulmuştu r. Bazı ö rneklerde desenler kumaş üzerine boyayla yapıl mıştı r. Ro­ ma imparatorluk Dönemi'ndeki bu uygulamada, Mısır'da ü reti ­ len mumya kumaşl a rı nın öncü olduğu kabul edil ir. Roma lmpa­ ratorluğu'nun d iğer bölgel erinde de tekstil alanı nda üretim söz konusudur. Roma'daki duvar resi mleri ve Ravenna'da mozaikler üzeri ndeki figürler, zengin süslemeli giysilere sahiptir. Amase188

ia'lı Piskopos Asterios bir konuşmasında, giysil erde lüks giyi me karşı olduğunu söylerken, bu giysilerde i şl enen ko nular hakkın­ da da bilgi verir (4. yüzyıl son u ) : "Onlar gerekli olmayan bir do­ kuma san atı gel işti rdiler. insanlar bu yöntemle giysileri n i b oyu­ yorlar. Bu sa natta kadınlar ve çocuklar için güçlü renklere sahip sayısız resimle süslen miş giysiler yapıl mıştır. .. . . D uvar resimle­ ri nde ol duğu gibi asl a n l a r ve panterler, ayı l a r, boğalar ve köpek­ ler, ormanlar, kayalıklar ve avcılara yer veri l mişti r. Zengin kadın ve erkekler Tev ra t ve lncil'den hikayeler seçerek bunları giysile­ ri ne yaptırıyorl a r." Tu nika adı verilen uzun kol lu gen iş giysiler yaygındır (Res. 1 05). B oğaz bölümünde ve ön yüzde şeritler, madalyon ya da kare pa­ nolar örülmüştür. Hıristiyan ko nulan d ışında Yunan mitolojisine ait sayısız sahne, güçl ü renkl er kullanı larak yapılmıştır.

B üyük boyuttaki dokumal a r perde ve duvar örtüsü olarak ev, ki­ lise ve diğer yapılarda kul l a n ı l m ıştı r. Çoğu Yun a n-Ro m a dünya­ sına ait olan ve özellikle Dionysos'la bağlantılı betimlenen s a h ­ neler, Tevra t ve /nci/'den al ı n a n konuları işler. Bazı dokuma örnekl eri a nıtsa l ikona etkisi bırakır ve olasılıkl a bu etkiyi yaratmak için yapılmışlardır. Clevela nd'da bulunan, özel­ likle büyükl üğü, güçlü renkleri ile iyi korunagel miş yü n den ya­ pılmış bir örnekte, zengin bir çerçeve içinde tahtında Meryem Ana, yanlard a iki melek, üstte lsa'nın göğe çıluşı sahnesiyle bir­ l ikte verilm iştir (6. yüzyıl) . Filistin'de büyük olasılıkla bir kiliseye asılmış olan benzer b i r örnek, Kıbrı s'ta tasvir karşıtı Salamis Pis-

-



Res.

105:





Farklı form ve des enli Geç A ntik Ça{}'a ait tıın icalar (giysi ler).

189

koposu Epiphanios ta rafından b i r ö fke sonucu yırtılmıştı r (393). Sadece Mısır'da kilerin korun muş o lması, d iğer bölgelerle karşıl aş­ tı rm a olanağı olmayan tekstil ürünl erini tarihlemeyi zorl aştırı r. Hem H ı ristiyan hem de pagan kon u l a ra yer veren , özell ikle de Tevrat ve lncil'den konuları işleyen an ıtsal duvar resi m leri n in kopya landığı doku m a eserl er, küçük eserler içinde ö n em l i b ir grup ol uşturur.

6.9. Pişmiş Toprak Geç Antik Çağ'ın erken dönemlerinden başlayara k R o m a lmpa­ ratorluğu 'nun her yerinde fark l ı fo rm ve b üyüklükte tabak, ça­ nak, tencere, ibrik gibi gü nlük kull anım eşyal arı pişmiş toprak­ tan yapıl m ıştır. Ol dukça sade olan kapların tek bezeme unsuru yivlerd i r. Siyah astar üzerine beyaz ren k te şeritlerin yer aldığı ba rb u tin tekniğinde, olasılıkla ilk kez Trier'de yapı l a n ve 3. yüz­ yıl ortası ile 4. yüzyıl o rtası na tari hlenen kaplar ö n em l i bir grup

Res. 1 06: Erken Hı ristiya n l ı k Döne m i 'ne a it ka n diller: ı . Khristog ra m li (4 ./5. yüzyı l); 2. Nuh , Yu n us ve "iyi Çoba n " tas 11i rli (3. yüzyı l]. 190

ve

bezek ­

oluşturur. B eyaz renkli şeritler k ısmen san renge boyanmıştır. Kaplar üzerine büyük yazılar ve b itkisel bezeme yapı l mış, b azı­ l arında ise yüzey üzerinde basma yöntemiyle renkli kabartma l evhacıklan oluşturulmuştur. Pişmiş top raktan yapılan kandillerin üst bölümü genellikle kabart­ ma teknikli figürlü bezemeye sahiptir. H ı ristiyan konularının iş­ l endiği bir örnek Constantinus Ö ncesi Dönem'e aittir (Berlin, Res. 106,2). 4. yüzyıl sonu ile 5. yüzyıla tarihlenen sayısız örnek içi n­ de bazıları haç (Res. 106, 1) bazıları da figürlü bezemeye sahiptir. Kimi hac merkezinde, hacılann evl erine götürmeleri için, kutsal su ya da yağ koymak amacıyla pişmiş topraktan a mpu llalar yapıl ­ m ıştır. Ampullal ann her iki yüzünde kutsal ziyaret yerleri tasvir edilmiştir. Bunla r içinde Simeon (Yaşl ı Si meon, Kuzey Suriye, Qa­ laat Seman ya da Genç Simeon, Antiokheia [Antakya] , Admirabi­ lis Dağı'nda [Samandağ] ), Aziz M enas (Kuzey Afrika, Res. 1 07,2), ismi bell i olmayan bir asker aziz, Azize Thek l a (Silifke, Meryem­ lik, Res. 1 07, 1 ) ve diğer tasvi rlere yer veren a mpullalar önemlidir.

Res. 1 07: Pişmiş toprakta n yap ılmış ampu lla la r (yük. 8- 1 2 cm): / . Thek/a hac m erkezinden bir a mpulla (Ayatek la) ; 2. Kuzey Mısı r'da ki Menas hac nı erkez i n ­ den bir a mpu l/a (4./5 . yüzyıl) .

191

Anadolu'da yapıldıklan kabul edilen pişmiş toprak a mpul/alarm içinde Ephesos'ta (Selçuk) mezarı olan Aziz loan nes ya da Az iz Konon (lsauria'da henüz lokalize edilemeyen Bidana'da [Siristat / Bozkı r çevresi] saygı duyulan bir aziz) tasvirli örnekler de bu­ lunmaktadır. E n sade, basit hac hatıralarını, pişmiş top raktan yapılma, çapla­ n 2 ile 5 cm arası nda değişen figürlü küçük madalyonlar oluş­ turur. Kalıp yöntem iyle şekillendirilerek pişirilen madalyonların kolayca üretil mesi , sayısız ö rneğin yapılmasına olanak tan ımış­ tır. Erken Hıristiyanl ı k Dönemi'nde özell ikle Simeonlu m adal­ yonlar yapılmıştır (Yaşlı Simeon, Genç Si meon ve diğerleri). Bir başka grup madalyonun, üzerleri n deki yazıla r aracılığıyla yine Anadolu'da yapıldığı belirlenir. Abba Konon yazılı bir madal­ yon, a mpul/alar gibi Aziz Ko non için yapıl mış bir örnektir. Kuzeybatı Afrika'da bugünkü Tunus'taki atölyelerde kırmızı renkte pişmiş toprak nesneler üretil miştir. Genel likle pişmiş top­ raktan tabak, çanak, yuvarlak ya da köşel i tablalar, kaseler, az sayıda ibrik, kadeh ve küp (testi) üretimi söz konusudur. Bir grup eser, yüzeysel kabartma tekniğinde bezemelere sahiptir. Alçı ka­ lıplarda şekil verilmiş birb i rinden farklı bezeme ögeleri, daha sonra düz yüzeyli nesneler üzeri n e bastırılarak kullanılmıştır. Bu nesneler üzerinde Herakles, Athena, bir Nereid'le Deniz Ken­ taurosları, Mısır tan rıları ve Mithras gibi figürleri n yanı sıra ba­ lık, mürekkep balığı, deniz yaratıkları gibi din dışı figürler ile Hı­ ristiyanlar ve Yahudiler ta ra fından satın alınan Tevra t ve /n­ ci/'den konulara yer verilmiştir (Lev. 3 2, 1 ). Böylece ayn ı atölyelerde farklı inanca sahip kişilerin çalıştığı ve burada ü reti lenleri n de yine inançları farklı kişiler tarafından sa­ tın alındığı söylenebilir. Değerli gümüş tepsileri n pişmiş topraktan kopyaları yap ılm ış, bu tepsilerin ortasında " Bel l erophontes ya da Akhilleus'un önü nde Pri a mos" gibi mitol oj ik sah nelerin yanı sıra Hıristiyan konul arı­ na da yer verilmiştir. Pişmiş topraktan kopyaları yapılan bir baş­ ka grup fildişi konsül diptikleri dir. 192

Akdeniz Bölgesi 'ndeki diğer atölyelerde ise farklı bezemeler sa­ hip, sayısız haçlı keramik üretilmiştir. Bir örnek üzerinde ! sa tas­ virine yer verilmiştir. Yine Tunus atölyelerinde çok sayıda kan ­ dil yapılmıştır. Bu atölyeler 3 . yüzyıl ortasından 7 . yüzyıl ortası­ na kadar varl ık gösterm iştir. Sadece yerel üretimle yetinilmemiş, bazı eserler diğer bölgelere de ihraç edil miştir. Buluntular, Batı Akdeniz Bölgesi 'nden Arnavutluk, Yunanistan, Kyrenaika, Lib­ ya, Mısır, Güney Almanya ve Alpler'in kuzeyi ne çeşitl i eserleri n ihraç edildiğini gösterir. Bu nedenle Anadolu'da d a Kuzeybatı Afrika kökenli keramik bulmak olanaklıdır. Bunlar içinde Anemourion (Anamur) bulun­ tuları en tanınmışıdır. Yine p işmiş topraktan yapılmış ikonalann çok sayıda örneği Ku­ zeybatı Afrika'da (özellikle Tunus'ta), bir böl ümü ispanya ve Makedonya'da bulunmuştur. Bunlar kalıpta üretil miş, kareye ya­ kın şekilleri olan ve üzerine kabartma tekniği nde bir figür ya da sembolik bir bezemenin yapıldığı eserlerdir. Pişmiş topraktan ya­ pılmış ikonalar, Kuzey Afrika'da kiliselerin çatı sisteminde ta­ vanda süsleme unsuru olarak kulanıl mış, ahşap kirişler arasına, figürlü yüzleri aşağıdan görülecek şekilde yerleştiril miştir. Makedo nya'daki (Vi nicia) bir komplekste yer alan levhal ar ise harçla duvar içine yerleştirilmiştir. Bunl ar bir kilisenin iç duva­ rını süslemek a macıyla yap ılmış olmal ıdır.

6 . 1 0 . Ahşap

Erken Hıristiyanlık Dönemi 'nde ahşap malzem e ; tabak, kaşık gi­ bi en basit kullanım eşyalarından, kilise ve evlerdeki mobilya, sandık gibi eşyaları n yapımına kadar gen iş bir kullanım alanı na sahiptir. Roma imparatorluk sın ırlan içindeki diğer böl gelere kı­ yasl a ikl im koşull arının uygunluğu nedeniyle, günümüze kada r korunan ahşap eserleri n çoğu Mısı r kökenlidir. Tarakla r, parfüm ya da kirpik boyası şişeleri , oyunlar için aletler, mühürler, fıgü ­ rin ve bebekler, kutular gibi özel eşyal ar oyma tekniğinde motif­ l erle süslenmiş ve boyanm ıştır. 193

Oyma tekn iğiyle yapılmış motiflerle bezeli ve boyal ı sayısız ah­ şap parça, malzemenin mobilya yapımındaki yaygın kull a nımı­ n ı gösterir. Boyalı tavan kasetlerine ait bir grup fragman, ev ya da kiliseler için yapıl mıştır. Yine bu grup içinde kap ı kiriş ya da kanatla rı n a a i t olabilecek küçük parça l a r d a vardır. Koropissos'ta (Dağpaza­ rı), bir kil isenin ahşap kapı kanatlarına ait levhalar ve çiviler bu­ lunmuştur. İçinde, Kutsal Topraklar'darı alınmış taşların korunduğu, Vati­ kan'daki hac hatırası kutunun (6. yüzyıl?) sürmeli kapağının iç yüzünde, lsa'nın yaşamına ait beş sahneye yer verilmiştir. D ışı boyalı bir başka hac anı kutusu da Berl in'de bulun maktadır (6. yüzyıl).

6. 1 1 . Sikkeler ve Anı Madalyonları (Kontorniyatlar) Sikkelerin bilimsel olarak yorumlanıp değerlendirilmesi içi n ge­ l iştirilmiş b i r bilim dalı olan "Numismatik'', her dönem için ol­ duğu gibi Geç Antik Çağ'ın da tarihsel gelişimini açıklamada önemli bir kaynaktır. Başta Roma ve Ko nstantinoupol is (İsta nbul) olmak üzere Lond­ ra, Trier, Arles, N ikomedeia (İzmit), Antiokheia (Antakya) ve Kar­ taca gibi i mparatorluğun birçok yerinde farkl ı tasvirlere sahip birçok sikke basılmıştır. Sikkeler: Genell ikle si kke yapımında başta tunç olm ak üzere gü­ müş ve altın malzeme kull anılmıştır.

Daha önce olduğu gibi Geç Antik Çağ' da da sikkelerin ön yüzün­ de imparator ya da imparatoriçenin sağa dönük, profilden res­ mine yer verilmiştir. Figürleri n başlarının sola dönük olduğu az sayıda örnek de vardır. l lginç olan, dörtte üç profilli baş ya da cepheden görünüme sahip örnekleri n gümüş ya da altın sikkeler üzerinde yer almasıd ı r. Hükümdarlık yıldönümü, zafer ya da diğer özel nedenlerl e gü­ müş ya da altından tasvirli madalyonlar hediye olarak yap ılm ış­ tı r. 194

İ mparatorların yüceltilmesi ve tannya eşdeğer erdem e sah ip ol ­ dukl annı göstermek zorunluluğu nedeniyle portreler, gerçekçi yapılmamıştır. Ü zerinde k ime ait olduğunu gösteren b i r yazının olmaması, sik­ kedeki tasvirin kime ait olduğu n u belirlemeyi güçleştirir. D ia dem ya da defne yaprakl arından oluşan taç taşıyan fi gürler b azen zırh l ı ve miğferl i olara k tasv i r edil m işti r. Arka yüzde, diğer dö­ nemlerde var olan gel enek korunmuş, çoğu kent tannsı olmak üzere tanrılar ve tam figür ayakta, tahtta ya da atl ı imparator tasvirleri ne yer verilmişti r. Constantinus zamanında yan i 4. yüz­ yıl ortaları ndan başlayarak H ı ristiyan motiflerine de arka yüzde yer veri l m eye başlan mıştır. Sikkeler, E rken H ıristiyanlık Döne­ mi'nin önemli kanıtıdı r. Kesi ntisiz ü reti mleri, üslup fa rklıl ıkları­ nı belirlemeyi kolayl aştırır. Erken H ı ri stiyanlık Dönem i ' nde iki sikke grubu ö n e m lidir. Bun­ lardan b i ri, Phrygia'daki Apamei a (Apameia Kibotos [D i na r]) şehrinde, lmparato r Septim i u s Severus D önem i'nden ( 1 9 3 - 2 1 1 ) Trebon ia n u s Gallus D ö n e m i ' n e (2 5 1 - 5 3 ) kadar bası lan yerel tunç sikkelerd i r (Res. 108). Ö n yüzlerinde yapıldıkl arı dönem i n hü-

Res. 1 08:

Ph rygia,

Apa meia "da b u l u n ­

m uş Nu lı tasvirli s i k ­ k e (200; e 3,3 cm).

195

kümdarı n ı n res mi, arka yüzleri n d e ise gem i d e N uh ve eş i, kend i­ lerini tanıtan yazıl a rl a b irlikte tasvir edilmiştir. Yahudi i n ancına göre N u h ' u n gemi s i Apameia yakın ındaki Ağn Dağı'ndadır. Apameia kenti n i n taşıdığı "[(ibotos" y a n i "sandık" ismi Nuh'un gem i s i i ç i n kull a n ıl maktadır. H ı ristiyan res im sanat ı içinde N u h 'un gem isinin ilk kez bu si kkele r üzerinde yer al m ası, konu­ nun l.S. 200 yılı öncesinde tasvir sanatında var o lduğu n u gös­ termesi açısından ö neml idir. Daha sonra bu konu, farkl ı m alze­ me ve teknikl erd e işlenmeye devam etmişt i r. D iğer g rup, 3 1 3 ya da 3 1 5 yılında Tici n um ' d a (Kuzey İtalya, Pa­ via) basılmış, ön yüzünde sayısız zafe re imza atan imparator C o n sta n t i n u s ' u n res m i n e yer vere n gümüş madalyonlardan olu­ şur (Lev. 3 2 ,4). i m p a rator m iğferi üzerinde, M i lvius Köprüsü ya­ k ı n ı nda 3 1 2 y ı l ındaki savaş öncesinde zaferinin işareti olara k o r­ dusun u n flama ve kalka n ları n a yaptırdığı kh ristogra mı (X-P h a rfleri) taşım aktadır. Kazanı l a n zafer neden iyl e yapı l a n X-P h a rfleri n i n kul l a nıldığı e n erken örn ekler olan bu madalyonla r, Lactantius ve E useb ios'un akta rdı kl arı n ı doğru l amaktadır. Cons­ tantinus'un R o m a 'ya girişi d e pagan gel eneğe bağlı bir altın ma­ dalyo n l a kutl anmıştır (Res. 1 09 ) . Ö n yüzde i mparator ve G ü n eş

yılı nda Mil­ zafer son ucu nda bas ıla n Cons­

Res . 1 0 9 : Paris Ul usal Kü tüpha nesi 'ndeki Co n s ta n tin us 'u n 3 1 2/ 1 3 vius Köprüsü 'nde Maxenti u s 'a ka rş ı kazandığı

ta n tinus mada lyon u (04 cm). 196

Tanrısı Sol'ün resimleri vardır. Arka yüzde ise atı üzerinde i mpa­ rator, ona yönelmiş Zafer Tanrıçası Victoria ile cesaretin sembo­ lü Virtus yer alır. Ö n yüzdeki INVICTVS CON STANTINVS ("mu­ zaffer Constantinus") arka yüzdeki FELIX ADVENTVS ("mutlu vanş") bu olaya işaret eder. Anı Madalyonları (Ko n to rn iyatlar) : Pirinçten ve az sayıda tunç­ tan, bir bölümü döküm tekniğiyle yapılmış anı madalyonları , p agan aristokratları n propaganda amacıyl a yeni yıl v e diğer bayramlarda yaptırdıkları eserlerdir. 330 yıl ı ile 5. yüzyıl arasın­ da aralıksız üretilen bu madalyonlar, kalın kenarlan ve etrafla­ rındaki derin yivleri ile geleneksel sikkelerden ayrılır. Tan rı ve Heros tasvirleri, imparator ve filozof portreleri, Roma mitoloj isi ve tarihine ait sahneler ko n torniyatlar üzerinde yer almıştır.

Anı madalyonları, fildişi ve gümüş malzemeden üretilen bir grup nesne gibi eski ta nnlar adına eski geleneğin devam ettirilmesi için yapılmış son örneklerdir.

197

7.

HIRİSTİYANLIK DÖNEMİ ÖNEMLİ MERKEZLERİ

TÜRKİYE'DEKİ ERKEN

Bugün İstanbul adıyla anılan Konstantinoupol is (İsta nbul) 330395 yıllan arasında Roma lmparatorluğu 'nun, 1 45 3 yılına kada r da Doğu Roma (Bizans) lmparatorluğu'nun başkenti ol muştur. Anadolu, bu imparatorluğun önemli bölgelerinden biridir. Bu­ günkü Türkiye sınırları içi nde yer alan şehir ve köylerde birçok kilise, manastır ve diğer bi nal ar zengin iç donanımlarıyla dikkat çeker. Bu yapıların çoğu zamanla tahrip edil miş olmasına rağ­ men Konstantinoupol is (lstanbul), Ephesos (Selçuk}, Lykia, "Dağ­ lık Kilikia" (Kilikia Trakheia - lsauria/lçel) ve Tur Ahd in (Mardin Dağları) gibi bölgelerde çok sayıda yapı günümüze ulaşmıştır. Bu yapıların iç donanı mına ait pl astik eserler ya da fildişi, gü­ müş, altın, tunç, cam ve pişmiş toprak malzemeden yapıl m ış kü­ çük eserler Türkiye müzeleri ne dağılmış durumdadır. Bu bölümde, Türkiye'deki Erken Hıristiyanlık Dönemi sanatı için önemli olan yerleşi mlerin bazıları al fabetik sıra ile, Geç Antik Çağ isiml eriyle birlikte verilmiştir. Dizi nde ise bugünkü isiml eri de yazılmıştır. Yalnızca Tur Abdin'deki (Mardin Dağl arı) anıtlar birlikte ele alınmış, ancak tek tek yerleşim isim leri dizinde bulu­ nabilecek şekilde l istelenmiş, kaynakça bölümünde bazı önemli yeni yayı nlara yer veril mişti r. Bu bölümde verilen yayınların ya­ nı sıra 1. ve 9 . böl ümlerde de kaynakça verilmiştir. Kısaltmalara ait bir l iste ise 9. bölümün sonunda yer al maktadır. Kaynakça Genel Ya y ınla r : Strzygowski ( 1 903) ; W. M. Ram say, Thc Cit ies o f S , 65- 1 06; R.H. Stichel, Die rö m ische Kaiserstatue anı Ausgang der An­ tike ( 1 9 8 2) ; U . Peschlow, Zum Kaiserportra t des 4. his 6. Jh. n.Chr., SFC ( 1 983) 6 1 -68; H.P. L'Orange, Das spatantike Herrscherbild von Diokletian his zu den Konstantin-Söhnen ( 1 984) ; D . Srejovic, The repres entations of tetrachs in Romuliana, AnTard 2, 1 994, 1 43 - 1 52 ; J. Meischner, Studien zur spatantiken Kaiserikonograph ie, Jdl 1 10, 1 99'>, 43 1 - 446 ; N. Hannestad, The Ruler I m age of the Fourth Century: I n novation o r Tradition, Acta ad 344

Archaeologiam et Artium H i storiam Perti nentia 1 5, 200 1 , 93- 107 ; F.A . Bau­ er, Statuen hoher Würdentrager im Stadtbil d Konstantinopels, Byzantini­ sche Zeitsch rift 96, 2003, 493 - 5 1 3 ; K. Schade, Frauen in der Spatantike - Sta­ tus und Reprasentation. Eine Untersuchung zur rö mischen und frühbyzan­ tinischen Bildn iskunst ( 200 3) ; J. Auinger, Eine spatantike Togabüste aus Balcova, Ö sterrcichische Jahreshefte 72, 2003, 1 5-28 ; Diğerleri 7 . Bölümde "Plastik eserler" başlığı altında yer almaktadır. Cleveland-Grub u : R. Eikelmann (Hrsg.), The Cleveland Museum o f Art. Mei­ sterwerke von 300 his 1 5 50 (München 2007) 28-3 5 Nr. 1 -2. - Tek ya da grup olarak: M. Guarducci, Rend iconti della Ponti fıcia Accademia Romana 47, 1 9 7 4 / 7 5, 1 63- 1 90 (" Hippolytos") ; Trier ( 1 984) 286-288 (Wel schbillig) ; Berl i n ( 1 992) 1 0 5 vd Nr. 30 (Figürlü kaplar) ; 108 vd Nr. 32 (kabartmalı ka­ thedra ) ; 1 1 2 vdd. Nr. 34-36 (Petrus, Çocuklar, At Arabalı kabartmalar) ; 1 47 Nr. 60 (Simeo n ) ; B. Kiilerich - H. Torp, Mythol ogical sculpture in the fourth century A.D . : The Esqu ilin group and the Silahtaraga statues, lstMitt 44, 1 994, 307-3 1 6. Rö/iker: H . Buschhausen, Die spatrömischen Metallscrinia und frühchristlichen Reliquiare 1 ( 1 97 1 ) ; W. Gessel , Oriens Ch ristianus 7 2 , 1 988, 1 8 3-202 ; G . Koch, Ein frühchristliches Rel iquiar in B erat, F s E nge­ mann ( 1 9 9 1 ) 237- 240 ; Berl i n ( 1 992) 1 46 Nr. 59 ; Syrien ( 1 993) 2 2 8 vd Res. 24; 4 1 9 -42 1 Nr. 46-48; Paderbom ( 1 9 96) 2 10 vd Nr. 54 ; Byzantium. Late Antique and Byza ntine Art in Scandinavian Col lections ( 1 9 96) 65 vd Nr. 3 3 ; München ( 1 998) 24-27 Nr. 1 1 - 1 5 ; Paderborn (200 1 ) 1 8 3 N r. 1.66. -

Mermer Masa Tabla/a n : J . D resken-Weiland, Reliefıerte Tischplatten aus theodosia nischer Zeit ( 1 9 9 1 ); E. Chalkia, Le mense paleocristiane ( 1 991 ); G. Koch, BJb 1 9 5, 1 99 5, 8 28-834.

Yazıtlar: A. Ferrua, Damasus und die römischen Martyrer ( 1 986) ; C.M. Kaufmann, H a ndbuch der altchristlichen Epigraphik ( 1 9 1 7) Roma örnekle­ rine ait görsel malzeme ; Trier ( 1 984) 2 1 9 -2 3 2 Nr. 1 1 0- 1 1 7 ; H. Merten, Ka­ talog der früh christlichen Inschriften des Bischöflichen Dom- und Diöze­ senmuseums Trier ( 1 990) ; Naissance des arts chretiens. Atlas des monu­ ments paleoch retiens de la F rance, di r. par N. Duval ( 1 99 1 ) 1 54- 1 63 ; Kon ­ ya i ç i n b kz. B ö l ü m 7.

G. Jeremias, D i e Holztür der Basil ika S . Sabina in Rom ( 1 9 80) ; Brenk ( 1 9 7 7 ) Lev. 286 / 87 ve AS 550 vd Nr. 49 5 (Kahire) ; Mi­ lano ( 1 990) 1 29 vd Nr. 2a. 2 8 a ; Mil ano ( 1 992) 1 1 7 - 1 3 5 (Mil ano) .

Ahşap Kapı Ka natla n :

6. Küçük Eserler Genel Kaynakça: J. Engemann, JbAC 1 5, 1 9 7 2 , 1 54- 1 73.

Çok sayıda ör­ nek sergi kataloğu AS, Mainz ( 1 980) , SFC ( 1 983), München ( 1 989), Berl i n ( 1 992), Byzance ( 1 992), Byzantium ( 1 994), M ünchen ( 1 998), Paderborn (200 1 ) ve Selanik ( 2002 ) 'de yer al ır. -

345

Constantinus Öncesi: SFC ( 1 983) 6 1 6 Nr. 208; 624 Nr. 2 1 3 ; Berlin ( 1 9 9 2 ) 69 Nr. 1 ( Kandil) ; Thüm mel ( 1 992 ) 44 v d ; P.C. Fin ney, The I nvisible God. The Earliest Christians on Art ( 1 9 94 ) . 6. 1 . Fildişi (ve Kem ik) : R. Delb rueck, Die Consulardiptychen und verwand­ te Denkmaler ( 1 9 29 ) ; RBK 1 ( 1 9 66) 1068- 1 07 5 " Consulardiptycha" (K. Wes­ sel) ; W.F. Volbach, Elfenbeinarbeiten der Spatantike und des frühen Mit­ telalters ( 1976 3 ) Nr. 55 (AS 1 86 vd Nr. 1 6 5- 1 66 ; SFC [ 1 98 3 ] 533 vd Nr. 1 4 1 ) . 1 07 (Brescia) ; 1 20 (Pala) ; 1 40 ( R avenna Ka thedrası) ; S F C ( 1 98 3 ) 676 vd N r. 2 5 1 ; Civil . i l ( 1 983) 1 9 5 vd N r. C 1 0 6 ; A. Cutler, The Craft of Ivory ( 1 98 5) ; J. Engemann, JbAC 30, 1 9 87, 1 7 2- 1 86 ; Byzance ( 1 992 ) 42-8 3 ; Nyssa için bkz. Bölüm 7 Müzeler i ç i n bkz. 8. (Kem ik): A. Loberdou-Tsiga­ rida, Osteina plaki d i a ( 2 000) .

6 . 2 . Gümüş: Sergi katalogları (bkz. Bölüm 8) Londra ( 1 977); Berlin ( 1 978 / 79) ; Baltimore ( 1 98 6 ; A. Effenberger, Fs. E ngemann [ 1 99 1 ] 2 4 1 - 277 ) ; Byzance ( 1 992) 100- 1 1 9 ; Byza ntium ( 1 99 4) ; München ( 1 998). - K.J . Shel ­ ton, The Es q uil in Treasure ( 1 98 1 ) ; A. E ffenberger ( Ed. ) , Meta l lk un st von der Spatantike bis zum ausge henden Mittelalter ( 1 9 8 2 ) ; AS 1 3 2 vd N r. 1 10 ; 1 5 1 vd Nr. 1 3 0 ; 1 8 5 vd N r. 1 64 ; Civil. il ( 1 983) 1 6 1 N r. C 20-22 ; H.A. Cahn v. d., Der spatrömi sche Silberschatz von K a iserau g st ( 1 9 84 ; München ( 1 9 89 ) 47 vd ; M. Mundell Mango, AW 1 990, 2, 70-88 (Seuso -Schatz) ; SFC ( 1 983 ) 5 3 0 vd N r. 1 38 ; 570 vd Nr. 1 7 1 ; 6 54 vd Nr. 2 2 8 ; L. Pirzio B irol i Stefanelli, L'argento dei romani ( 1 99 1 ) ; S.A. Boyd - M . Mu n dell Man go, Ecclesiastical Sil ver Plate in Sixth-Century Byzanti um ( 1 993) ; M. M un dell Ma ngo - A. Senetti, The Sevso Treasure 1 . Journal of Roman Archaeolo gy Suppl. 1 2 ( 1 994) ; Mü nchen ( 1 998 ) 89 vd N r. 8 5 ; 1 1 0- 1 1 9 N r. 1 1 5- 1 24 ; M. Almagro ­ Gorbea v. d. ( Ed. ) , El disco de Teodorico ( 2000) ; Paderbom ( 200 1 ) 209 vd N r. 11.4; F. Baratte v. d., Le tresor de Carthage: contrib u tion iı ı · etu de de I ' o r­ frvrerie de l ' antiquite tardive (2002 ) . M.A. G uggisberg Der spatantike Sil­ berschatz von K aiserau gst. Die n eu e n Funde (2003). ,

,

Litu rjik Eşya la r: AS 592 vd ; V.H . El b em , Acta XIII CI AC 1 994 i l ( 1 998) 499522 ; D. Piguet-Pa nayotova, Acta XIll C IAC 1 994 111 ( 1 998) 639-660. Ka­ ş ı k : S. Hauser, Spatantike und frühbyzantinische Sil b e rl ö ffe l, JbAC Erg-Bd. 1 9 ( 1 992 ) ; Mü n chen ( 1 998) 60 vd N r. 56-59. - Müh ü rler: E.C. Dodd, Byzan ­ tine Silver Stamps ( 1 9 6 1 ) ; E.C. Dodd, Three Early Byzantine Sil ver Crosses, DOP 41 , 1987, 1 65- 1 79 ; Beri in 1 97 8 / 79 sergisi ( bkz. Böl ü m 8) 46-53 ; Boyd­ -

Mango a .g.e 57-63. 203-227 6. 3 . Altın: Takıla r: AS 71 vd Nr. 6 1 - 62; 283 vd Nr. 262-63 ; 302 vd N r. 2 7 5308 ; SFC ( 1 9 8 3 ) 424 vd Nr. 3 8 ; 4 5 2 N r. 60; 5 57 vd Nr. 1 62 ; 680 Nr. 2 5 7 ; Civil. i l ( 1 98 3 ) 1 96- 1 98 N r. C 1 9 7- 198 ; Byzance ( 1 992) 1 2 6- 1 37 ; B . Dep· pert-Lippitz, A G roup of Late Antique Jewel ıy i n the G etty Museu m , Stu· dia Va ria from the J. Paul Getty Museum 1 . Occasio nal P apers on Antiqui· ties 8 ( 1 99 3 ) 107- 1 40 ; Byza ntium ( 1 994 ) 2 6 vd N r. 2. 3 ; 5 2 - 54 N r. 37; 94-

346

99 Nr. 97- 107 ; München ( 1 998) ı 7 3 - 1 7 5 Nr. 228. 2 29 . 2 3 2 ; Paderbom (200 1 ) 2 9 2 vd Nr. IV. 1 2 ; 3 02- 304 N r. IV.20- 2 7 ; 3 1 6-3 1 8 Nr. IV.4 1 -46. - Fi­ bulala r: Trier ( 1 984) 1 1 1 vd N r. 3 1 ; Mü nchen ( 1 989) 72 vd N r. 1 1 (Maxen­ tius) ; Milano ( 1 990) 45 vd Nr. l e. 3f-g; München ( 1 998) 1 74 Nr. 230. - Ka­ lis : AS 1 7 8 Nr. 1 56 ; J. Werner, Der Schatzfund von Vrap in Albanien ( 1 986) 1 2 vd Nr. 1 -4 ; W.D . Wixom, Mirror of the Med ieval World ( 1 999) 3 7 vd Nr. 46. - Röliker: Buschhausen a.g.e (Bölüm 5.2). - Mine: G. Hasel off, Email im frühen Mittelalter ( 1 990). 6.4. Tunç: Genel Kaynakça : D. Benazeth, L'art du metal au debut de !'ere chretienne: Musee du Louvre ( 1 992) ; Byzance ( 1 9 9 2 ) 1 20- 1 2 5 ; Byzantium ( 1 994) 8 5 vd Nr. 77 ; 99- 1 0 1 N r. 108 - 1 10 ; 104- 1 1 0 Nr. 1 1 3 - 1 20 ; München ( 1 998) 57-60 Nr. 50- 5 5 ; Paderborn (200 1 ) 2 3 2 - 2 3 5 Nr. IIl. 1 - 2. 5; 2 69 vd Nr. IIl.8 2 ; 348- 3 5 3 Nr. IV.99- 102 ; Selanik (2002) Fibu lalar, Kemerler, Röliker Parçası ve Di{Jerleri : Trier ( 1 984) 298 vd Nr. 1 56- 1 60 ; Paderborn (2001 ) 337-344 Nr. IV.8 1 -9 5 ; M. Schulze-Dörrlamm, Byzantinische Gürtelschnal­ len und Gürtelbeschlage im Röm isch-Germanischen Zentralmuseum 1 (2002). - Teraz i ve A{Jırlıkla r: Civil. il ( 1 9 8 3 ) 1 92 vd Nr. C 100- 103 ; N. Fran­ ken, Aequipondia. Figürliche Laufgewichte römischer und frühbya ntini­ scher Schnellwaagen (! 9 9 3 ) ; S. Bendall, Byzantine Weights. An l ntroducti­ on ( 1 996) ; München ( 1 998) ı 52- 1 62 Nr. 1 76- 207 ; 1 6 5- 1 7 2 Nr. 2 1 7 -226; Pa­ derbom (200 1 ) 244-265 Nr. I l l . 2 5 - 7 3 . Kandiller: AS 3 3 7 vd Nr. 3 1 7 - 3 2 1 ; 620 vd Nr. 5 56- 56 1 ; Civil. il ( 1 983) 1 68 vd N r. 39-41 ; L. Kötzsche, SBK IJl ( 1 986) 45-57 ; Benazeth a.g.e 109- 1 7 1 ; München ( 1 998) 80-96 Nr. 7 1 -84. 86-9 5 ; Paderborn (200 1 ) 206-21 5 N r. 11. 1 -3 . 5-9 . - Ku tu la r: B uschhausen (bkz. Bölüm 6.2) ; E . Dinkler-v. Schubert, Arca und Scrinium. Zu lkonogra­ phie und Zweckbestimmung spatrömischer Kastchen, JbAC 2 3 , ı 980, ı 4 i ­ l 57 ; D . G aspar, Römische Kaste he n aus Pannonien ( 1 9 86) ; Bonn ( 1 99 ! ) 305-3 1 2 ; Paderbom (200 1 ) 8 5-90 Nr. 1.7- 1 0 . - Haçlar: Benazeth a.g.e 1 7 3 1 83 ; München ( 1 998) 6 1 -64. 7 2 -76 Nr. 64 ; Paderborn (2001 ) 1 47- 1 50 Nr. 1. 50. - B u h u rdanlar: Civil. il ( 1 9 8 3 ) 1 7 3 N r. C 5 2 - 5 3 ; C. Billod, An tike Kunst 30, ı 987, 39-56 ; 1. Richter-Siebels, Die palastinensischen Weihrauchgefüfle mit Reliefszenen aus dem Leben Christi ( 1 990) ; Berl i n ( ı 992) 201 -203 N r. 1 4- 1 5 ; München ( 1 998) 39-47 Nr. 29-3 3 ; Paderborn (200 1 ) 1 4 5- 1 47 N r. 1.48-49. - Küçük Heykeller: AS 1 9 Nr. 1 2 ; 105 vd Nr. 97 ; 222 vd Nr. 1 9 9 ; 2 7 8 v d Nr. 2 5 5 ; 348f v d N r. 3 3 1 ; 5 7 1 v d Nr. 509 ; SFC ( 1 98 3 ) 4 5 3 Nr. 6 1 ; 483 vd Nr. 8 5 ; 507 vd N r. 1 1 4 ; 586 vd N r. 1 8 2. - Kakmalı Bronzla r: AS 86 vd Nr. 76- 7 7 ; 103 vd N r. 94; 1 60 vd Nr. 1 37 (=SFC 5 8 5 Nr. 18 !) ; Trier (! 984) 1 96 N r. B i p ; Byzantium ( 1 994) 48- 50. -

-

6.5. Di{Jer Metaller: Paderbom (200 1 ) 1 42- 1 44 N r. 1.45 ; 1 8 7- 1 89 Nr. 1.70. Arnpu /lalar: A. G rabar, Ampoules de Terre Sainte (Monza-Bobbio) ( 1 9 58); J . -

Engemann, Palastinensische Pilgerampullen im F.J. D ö lger-lnstitut i n Bonn, JbAC 1 6, 1 9 7 3, 5-27 ; SFC ( 1 9 83) 573 vd Nr. 1 73 ; 69 6 Nr. 271 ; L. Kötzsche, Pilgerandenken aus dem Heiligen Land, Vivari um. Fs. T. Kl auser, JbAC. 347

Erg.-Bd. i l ( 1 984) 22 9-246; Paderborn (200 1 ) 1 89 - 1 9 1 Nr. 1.7 1 -72. Piri nç eserler: SFC ( 1 983) 666 vd Nr. 242 ; Paderborn (200 1 ) 1 87 - 1 89 N r. 1 .70. -

6. 6. Cam: Genel Kaynakça : Köl n ( 1 9 8 8 ) ; Bonn ( 1 99 1 ) 2 57-289 ; Selanik (2002) - A ltı n Ya ldızlı Cam Eseler: J. Engem ann, JbAC 1 6, 1 97 3 , 1 27 - 1 29 ; A S 8 9 v d Nr. 7 9 ( l skenderiye, Cleveland v e diğerleri) ; R . P i l l i n ger, Studien zu römischen Zwischengoldglasern 1 ( 1 984) ; Köl n ( 1 988) 2 6 2 - 269. 278288 ; München ( 1 989) 1 1 3 vd Nr. 40-4 1 ; Bonn ( 1 99 1 ) 263 -26 7 ; Milano ( 1 992) 103- i l 6 ; Rom und Byzanz. Schatzkammerstücke aus bayerischen Sammlungen ( 1 998) 80-82 Nr. 5-6. - Kesm e Cam Eseler: G . N . Brands, JbAC 26, 1 98 3 , 107- 1 2 7 ; Köln ( 1 988) 1 79 - 23 7 ; Bonn ( 1 99 1 ) 268-2 89; F. Paoluc­ ci, 1 vetri incisi dall 'ltalia settentrionale e dall a Rezia nel periodo medio e tarda im periale ( 1 997) ; F. Paolucci, L ' a rte del vetro i nciso a Roma nel N se­ colo d.C. (2002) ; München ( 1 998) 1 39 - 1 46 N r. 1 6 1 - 1 6 2. Diatret (Kafes) Cam Eserler: Trier ( 1 984) 1 29 vd Nr. 41 -45; Köl n ( 1 988) 2 5-27. 1 86 vd 2 3 8 249 ; R. Lierke, Yasa diatreta, AW 2 6 , 1 99 5 , 42-59. 2 5 1 -269 ; R. Lierke, An­ tike Gl astöpferei ( 1 999) 1 1 0- 1 34. Kalıpta ü retilen Ca m Eserler: AS 386 vd Nr. 3 54-56 ; Köln ( 1 988) 1 5 1 - 1 7 7 ; Byzance ( 1 99 2 ) 99 N r. 53 ; Paderborn (200 1 ) 1 9 1 - 1 9 5 Nr. 1.7 3-74. Agırlık ve Kolyeler: München ( 1 998) 1 62- 1 6 5 Nr. 208-2 1 6 ; 240 Nr. 3 7 7 - 3 7 9 ; Paderborn (200 1 ) 1 8 5- 1 87 N r. 1.69; 265-268 Nr. IIl.74- 8 1 ; 300 vd Nr. N. 1 8 . Küçük Plas tikler: AS 289 N r. 267 ; Köln ( 1 988) 24 N r. 4. -

-

-

-

6. 7. işlen m iş Ta ş lar: Reallexikon für Antike und C h ristentum X I ( 1 979) 270-3 1 3 (J. Engemann) ; J. Spier, Lale Antique and Early Christian Gems (2007 ) . - Gemma : A S 436 vd Nr. 393. 3 9 5 ; P. Zazoff, Die a ntiken Gemmen ( 1 983) özell ikle 3 7 4 - 3 8 6 ; SFC ( 1 983) 430 vd Nr. 43-44 ; 560 vd Nr. 1 6 5 (New York) ; 574 vd Nr. 1 74 (Wien) ; München ( 1 998) 2 3 7 - 2 3 9 Nr. 3 69- 3 7 5 ; Byza n ce ( 1 9 9 2 ) 8 6 v d N r. 3 5- 3 7 ; Paderborn (200 1 ) 2 9 8 v d Nr. IV. 1 6- 1 7 ; 3 3 3 v d Nr. IV. 7 5-77 ; J. Sp ier, Late A ntique and Early C h risti an Gems (2006) . Sih irli Gem mala r: Zazoff a.g.e 3 49 - 362 ; SFC ( 1 9 83) 1 53 - 1 60 (H. Phil ipp) ; H. Phili pp, M i ra et Magica ( 1 9 8 6 ) ; München ( 1 989) 2 22-22 5 ; München ( 1 998) 2 3 5-237 N r. 365-368. - Ka meola r: RBK III ( 1 9 7 8 ) 903-908 " Kame­ en" (H. Wentzel) ; SFC ( 1 98 3 ) 432 vd N r. 45 (Trier). 46 (Belgrad). 47 (Den Haag) ; Nr. 48 (Stuttga rt) ; Trier ( 1 984) 1 1 7 vd Nr. J 4 (Ada-Kameosu) ; Byza n­ ce ( 1 992) 88 vd Nr. 38-41 ; 277 vd Nr. 1 8 4 ; J. Meischner, AA 1 99 3 , 6 1 3 -6 1 9 (Honorius'un evlilik kameosu) ; J . Spier, Late Antique C ameos, Cameos i n Context, the Benjamin Zucker Lectures 1 990 ( 1 99 3 ) 42- 54. - Hryke/ler Va ­ zola r: AS 1 6 1 Nr. 1 3 8 (Balti more) : 346 vd Nr. 3 3 0 (Pa ris, Trier kökenli) ; 3 3 6 Nr. 3 1 5 ( N ew Yo rk ) : 3 3 3 Nr. 3 1 8 ("Rubens vazosu" , B altimore) : Mainz ( 1 980) 8 3 vd Nr. 9 3 -9 7 ; Trier ( 1 984) 1 1 8 Nr. 35 (Viyan a-Achat Kasesi) : Der Schatz von San M a rco in Venedig ( 1 9 84) 90 vd Nr. 2 : Milano ( 1 990) 43 N r. l c. 3 a (Iul ia nus Apostata?) ; Byza nce ( 1 9 92) 84 vd Nr. 3 3 (Constantinus? ) -

,

6. 8. Teks til: Gent'/ Kaynakça: M.-H. Rutschowscaya, Tissus Coptes ( 1 990) : L.v. Wikkens, Die textilen Künste. Von der Spatantike bis um 1 500 ( 1 99 1 ) ; 348

A.

Stauffer, Spatantike und koptische Wirkereien. U ntersuchungen zur iko­ nographischen Tradition in spatantiken und frühmittelalterlichen Textil­ werkstatten ( 1 992 ) ; S . Schrenk, S patrömisch-frühislamische Textilien aus Agypten, A gypte n in spatantik-christl icher Zeit. Einfüh rung in die kop­ tische Kultur, herausgegehen vo n M. Krause ( 1 99 8 ) 3 39-379 ; S. Schrenk, Textil ien des Mittelmeerraumes aus spatantiker his frühisl a mischer Zeit. Die Textilsammlung der Ahegg-Stiftung, Bd. 4 (Riggisberg 2004) . ipek : AS 462 vd Nr. 41 3 ; L. Kötzsche, Die M a rienseid e in der Ahegg-Stif­

tung. Bemerku ngen zur lkonographie der Szenenfolge, Riggisherger Berich­ te 1 , 1 993, 1 8 3- 1 94. Reserve Tek ni�i nde Boyalı Kumaşla r: V. Illgen, Zwei ­ farbige reservetech nisch eingefürhte Leinenstoffe mit groB fıguri gen h i h ­ lischen Darstel lunge n a u s Agypten ( 1 968) ; AS 4 3 3 vd Nr. 390-92 ; F . Barat­ te, Heros et chasseurs: la tenture d ' Artemis de la Fo ndatio n Ahegg iı Rig­ gisberg, Monuments et Memoirs 67, 1985, 3 1 -76. Püsküllü Ku maşla r: S. Schrenk, Der El ias-Behang in der Abegg-Stiftung, bkz. : Riggisherger Be­ richte 1, 1 99 3 , 1 67- 1 8 1 . Boyalı, Bezekli Ku maşlar: K. Parl asca, Mumien­ portrats und verwa ndte Den kmaler ( 1 9 66 ) 1 52- 1 92 ; M.-H. Rutschowscaya, La Peinture Copte. Musee du Louvre ( 1 99 2 ) 80- 86; Byzantium ( 1 994 ) 80 N r. 7 2 ; L. Kötzsche, Der Behang mit alttestamentl ichen Malereien der Abegg­ Sti ftung ( 2003 ) . Byzantine East, Latin West. Art-Historical Studies in Honor of K. Weitzmann ( 1 9 9 5 ) 6 5- 7 3 . - Tu n ikala r: C. Nauerth, Koptische Textil ­ kunst im spata ntiken A gypten ( 1 97 8 ) ; AS 3 4 8 v d Nr. 3 3 2 . ikonala r: Thümmel ( 1 992) 69 vd ; R. Eikelmann (Hrsg.), The Cleve l a n d M useum o f Art. M eisterwerke von 300 his 1 550 (2007) 42-45 Nr. 6. -

-

-

-

6 . 9. Piş m iş Top ra k : G ü n l ü k Kulla n ı m Kaplan örn. : Trier ( 1 98 4 ) 332 vd Nr. 1 7 3 ; V. Deroche - J.-M. Spieser, Recherches sur la ceramique byzantine ( 1 98 9 ) ; Selanik (2002) - Anemourion için bkz. Bölüm 7 . - Ka ndiller: A. En­ nabli, Lam pes chretiennes de Tunisie ( 1 976 ) ; Mü ne hen ( 1 9 89 ) ; Beri in ( 1 99 2 ) 69 Nr. 1 ; M.T. Paleani, Le luceme paleocristi ane. Monumenti, M usei, Galle­ rie Pontifıce. Antiquarium Romanum, Catal ogo 1 ( 1993 ) ; C. Trost - M.-C. Hellmann, Lampes antiques III. Lampes chretiennes. Bibliotheque nationale de F rance ( 1 996) ; Paderbom (200 1 ) 2 2 1 -229 Nr. 1 1 . 1 5-23. Hacı A mpul/a­ la n : SFC ( 1 98 3 ) 57 5 vd Nr. 1 7 5 ; Z. Kiss, Les ampoules d e Saint-Menas. Ale­ xandrie V ( 1 98 9 ) ; Byzance ( 1 992 ) 1 56 vd Nr. 1 06; Byzantium ( 1 994) 1 1 01 1 3 ; C. Lam bert P. Pedemonte Demegl io, Ampolle devozionali ed itinera­ ıi di pellegrinaggio tra iV e VII secolo, AnTard 2, 1 99 4, 205- 2 3 1 ; München ( 1 998 ) 10 1 - 105 Nr. 99- 105; Paderhorn ( 2001 ) 1 9 5-200 Nr. 1 .7 5. 77. -

-

Kuzey Afrika Kökenli Kaseler, Ta bletler vd : J.W. Sa lomonson, Spatrömi­ sche rote Tonware mit ReliefVerzierung aus nordafrikan ischen Werkstatten, Bulletin ... Antieke Besch avi n g 44, 1 969, 4- 1 09 ; SFC ( 1 9 8 3 ) Nr. 1 48 . 1 78 . 1 84-86. 20 1 . 204. 2 1 5. 2 59-63 ; München ( 1 9 8 9 ) 8 5 v d 1 1 6 v d 1 59 vd ; K. Weideman n , Spata ntike Bilder des Heidentums und C hristentums ( 1 990) ; Beri in ( 1 992) 102 Nr. 2 7 ; F. B ej aoui , Ceramique et religion chretienne. Les 349

themes bibl iques sur l a sigi llee africaine ( 1 99 7 ) ; München ( 1 998) 1 20- 1 39 Nr. 1 2 5- 1 60 ; Paderborn (200 1 ) 3 53 vd Nr. iV. 103 ; Anemourion için bkz. Bö­ lüm 7 - Hacı Ha tı ra t/an : C . Jolivet- Levy v.d., Les saints et I eur sanctuaire iı Byzance ( 1 993) 2 5-33 ; L.Y. Rahmani, Atiqot 22, 1 993, 109- 1 1 9 ; Byzanti­ um ( 1 994) 1 1 3- 1 1 5 ; Paderborn (200 1 ) 1 8 3 - 1 8 5 N r. 1.67 ; 200 vd N r. 1.78. "Pişm iş Toprak iko n a lar": Carthage. L 'h istoire, sa trace et son echo ( 1 99 5 ) 2 88-29 1 ; D i e Tonikonen vo n Vinica. Frühch ristliche Bilder a u s M akedoni­ e n ( 1 993). 6. 1 0. A hşap: M.-H. Rutschowscaya, Musee du Louvre. Catalogue des bois de l 'Egypte copte ( 1 986) ; E. Dauterman Maguire v. d., Art and Holy Power in thr Early Christ i a n House ( 1 989) ; Berl i n ( 1 99 2 ) 1 66 vd N r. 8 1 - 8 2 . 8 3 . 9 5 1 0 3 ; Byzanz - D i e Macht der B i l der, Dom-Museum Hildesheim ( 1 998) 1 5 5 Kat. 1 3 ; Koropissos için bkz. Bölüm 7.

6. 1 1 . Sikkelrr ve A n ı Madalyon/a n (Konto rn iya tla r) : Nü m izma tiğe Genel

Giriş: M. R.-Al földi, Antike Numismatik ( 1 9 78) ; Paderborn (200 1 ) 271 - 2 8 1 Nr. 111.83- 1 10. - Geç A ntik Sikk eler : J.P.C. Kent v.d., D i e rö m ische Münze ( 1 9 73) 59 v d ; München ( 1 989) 2 7 vd 90 vd ; P. G rierson - M. Mays, Catalo­ gue of Late Roman Coins in the Dumbarton O aks Collection. From Arcadi­ us and Hon orius to the Accession of Anastasius ( 1 99 2 ) ; RBK VJ, Lieferung 45 (200 1 ) 720-764 " M ü nzen" (M. Restle). - Apameia Kibotos 'ta n (Dinar) Bir Nu h -Sikkes i: AS 383 N r. J 50. - Co nstantinus'un l sa Monogramlı Bir Ma­ dalyonu: AS 66 N r. 5 7 ; SFC ( 1 9 8 3) 639 vd Nr. 224; Mü nchen ( 1 989) 107 vd Nr. M 1 45 ; Lacta ntius, de mortibus persecutorum 44, 5 ; Eusebius, Vita Con­ stanti ni 1, 28-3 1 . - A n ı Mada lyon/a n (Kontorniya tlar): A. und E . Al földi, Die Kontorniat-Medaillons 1 ( 1 9 76). il ( 1 990) ; SFC ( 1 9 83) 70-74 (B. Kleer) ; P.F. Mittag, Aite Köpfe in neuen Handen : Urheber und Funktion der Kontomi­ aten ( 1 999) ; RAC 2 1 ( 2 006) 498- 509 " K ontorniat" (J. P.A. van der Vi n).

350

1 o . RE SİMLERİN ALINTI YAPILDIGI YERLER Berl i n , Heykel G alerisi ve Bizans Sanatı Müzesi: Lev. 3 1 , 2 ; 32, 1 . Roma, Alman Arkeoloj i Enstitüsü : Lev. 2- 5 ; 1 2, I ; 1 3, 1 ; 1 4, l ; 1 5 ; 1 7, l ; 1 8 , 2 ; 1 9 , 1 ; 1 9, 3 ; 20, l ; 2 1 ,2 ; 24,2-3 ; 2 5, I ; 27 , 1 -2 ; 29,2 ; 3 1 ,3 ; 3 2 , 3 . İ stanbul, Alman Arkeoloj i Enstitüsü : Lev. 2 8 , l -2 . Marburg, H ıristiyan Arkeoloj isi Semineri : Lev. 1 ; 1 1 ; 1 8, 1 ; 1 9, 2 ; 20, 2 ; 2 1 , 1 ; 28,3 ; 29, l ; 30, 2 ; 30, 4 ; 3 1 , 1 . Münih, B ayerisches Nationalmuseum : Lev. 30, 3. Münih, Staatliche Münzsammlung : Lev. 3 2,4. Roma, Pontifıcia Comm issione di Archeologia Sacra : Lev. 1 6. Trier, Rheinisches Landesmuseum: Lev. 29, 3 ; 3 2 , 2 . G . Koch: Lev. 6 1 0 ; 1 2 ,2 ; 1 3, 2 - 4 ; 1 4,2- 3 ; 1 7 ,2 ; 2 2 - 2 3 ; 2 4, l ; 2 5, 2 - 3 ; 2 6 ; -

2 7, 3 ; 3 0 , 1 .

351

1 1 . KISALTMALAR AA Archaol ogischer Anzeiger 1 889 vdd. Actes, Akten, CIAC Akten der I nternationalen Kongresse für Christliche Archaologie 1 , 1 894 vdd. AnatAnt Anatolia Antiqua 1 , 1 99 1 vdd. AnatSt Anatolian Studies 1 , 1 9 5 1 vdd. AS Age of Spirituality. Late Antique and Early Christian Art, Third to Seventh Century, ed. by K. Weitzmann ( 1 9 79) AST Araştırma Sonuçları Topla ntısı 1 , 1 983 vdd. AW Antike Welt 1, 1 9 70 vdd. Beli - Mundel l Mango ( 1 982) G . Beli , The Churches and Monasteries of the Tur Abd in. With an introduction and notes by M . Mundell Ma ngo ( 1 98 2 ; Yer ve Yapı Kataloğu 97- 1 57 ; Kaynakça 1 69- 1 73) Berl i n ( 1 992) A. Effenberger - H . -G. Severi n, Das Museum für Spata ntike und Byza ntische Kunst, Berlin ( 1 99 2 ) B o n n ( 1 99 1 ) Spatantike u n d frühes Mittelalter. Ausgewahlte Denkmaler i m Rhei n ischen Landesmuseum Bonn, e d . b y J. Engemann und C.B. Rüger ( 1 99 1 ) B rands (2002) G. Brands, Die Bauornamentik von Resafa- Sergiupolis. Stu­ dien zur spatantiken Architektur und B auausstattung in Syrien und Nordmesopotamien. Resafa VI (2002) B renk ( 1 9 77) B. Brenk, Spatantike und frühes Christentum. P ropylaen Kunstgesch ichte ( 1 9 77) Byzance ( 1 992) Byzance. L'art byza ntin dans les col lections publ iques fran­ ca ises, Musee du Lo uvre ( 1 99 2 ) Byza ntium ( 1 994) Byzantium. Treasu res of Byzan tine A rt a n d Culture from British Collections, ed . by D. Buckton ( 1 994) Civil. il ( 1 9 8 3 ) The Anatolian Civilisations il. G reek, Roman, Byzanti ne, St. ! rene lstanbul, May 2 2 October 30, 1 98 3 ( 1 9 8 3 ) -

CR Corso d i cul tura sull ' a rte raven nate e bizantina 1 , 1 9 55 vdd. Deichman n ( 1 983) F. W. Deichmann, Einführung in die christliche Archaologie ( 1 98 3 ) D O P Dumbarton O aks Papers 1 , 1 9 47 vdd. Effenberger ( 1 986) A. Effenberger, Frühchristl iche Kunst u nd Kultur ( 1 9 86 Epochenwandel (200 1 ) F.A. Bauer N. Zimmermann, Epochenw andel? Kunst und Kul tur zwischen An tike und Mitte la iter (200 1 ) -

352

Fs. Engemann ( 1 99 1 ) Tesserae. Festschıift J. Engemann, JbAC Erg.-Bd. 18, 1 99 1 GOF Götti nger Orient forschun gen, i l . Reihe, e d . by G . Koch Hellenkemper-Hild ( 1 986) H. Hellenkemper F. Hild, N eue Forschungen in Kil ikien, Veröffentlichungen der Komm ission für die Tabula lmpeıii Byzantini, Bd. 4 ( 1 986) -

Hellenkemper ( 1 994) H. Hellenkemper, Early Church Arch itecture in Sou­ thern Asia Minor, bkz. : K. Painter (Ed.), "Churches Built in Ancient Times". Recent Studies in Early Christian A rchaeology ( 1 99 4) 2 1 3-2 3 8 Hellenkemper ( 1 99 5) H. Hellenkemper, Frühe christl iche Wallfahrtsstatten in Kleinasien, bkz. : Akten XII CIAC 1 9 9 1 1 ( 1 9 95) 2 59 - 2 7 1 Hild ( 1 9 7 7) F . Hild, D a s byzanti nische Stra13ensystem i n Kappadokien, Ver­ öffentlichungen der Komm ission für d i e Tabula lmperii Byzantini, Bd. 2 ( 1 9 77) I nnovation ( 1 99 6) I nnovation in der Spata ntike, Kol loquium Basel 6. und 7. Mai 1 994, ed. by B. Brenk ( 1 996) lstMitt lsta nbuler Mittei lungen 6, 1 9 55 vdd. JbAC Jahrbuch fü r Antike und Christentum 1, 1 9 58 vdd. Jb Ö Byz Jahrbuch der Ö sterreichischen Byzantin istik 1 , 1 9 5 1 vdd. KST Kazı Sonuçları Toplantıs ı 1, 1 979 vdd. Köl n ( 1 988) Römisch-G ermanisches Museum Köln. Glas der Caesaren, D.B. Harden v. d. ( 1 988) Krauthei mer ( 1 9 86) R. Krautheimer, Early Chıistian and Byzantine Arch i­ tecture4 ( 1 9864) Krautheimer ( 1 988) R. Krautheimer, Ausgewiihlte Aufsatze zur europai­ schen Kunstgeschichte ( 1 9 88) M ainz ( 1 980) Gallien in der Spiitantike. Yon Kaiser Constantin zu Franken­ könig Chil derich, Mainz ( 1 9 80) MAMA Monumenta Asiae Minoıis Antiqua 1 , 1 9 28 vdd. Mango ( 1 97 2 ) C . Mango, The Art o f the Byzantine Empire 3 1 2 ( 1 97 2 )

-

1 4 53

MiChA Mittei l u ngen zur Ch ristl ichen A rchaologie l , 1 99 5 vdd . Milano ( 1 990) Milano capitale del l ' i m pero ro mano 286-402 d.c. ( 1 990) Milano ( 1 992) Felix Tempori s Reparatio. M i l a no capitale deli ' i mpero romana, a cura di G. Sena Chiesa - E.A. Arslan ( 1 99 2 ) Mili on 1 ( 1 988) Milion 1 . Studi e ıicerche d 'arte bizant i n a, santi et alii ( 1 988)

a

cura d i C. B ar­

Milion 2 ( 1 990) Milion 2. Studi e ricerche d 'arte bizantina, a cura di F. de'­ Maffei et alii ( 1 990)

3 53

Milion 3 ( 1 9 9 5) Milion 3. Arte p rofana e arte sacra a Bisanzio, a cura di A. lacobini - E. Zanini ( 1 99 5 ) Müller-Wiener ( 1 97 7 ) W. Müller-W iener, B i ld lexikon z u r Topographie lstanbuls ( 1 977) München ( 1 989) Spatantike zw ischen Heidentu m und Christentum. Pra­ historische Staatssa m mlung München, ed. J. Garbsch und B. Overbeck ( 1 989) München ( 1 998) Byza nz und Rom. Archaol ogische Kostbarkeiten aus Bay­ em, ed. by Wamser G. Zahlhaas ( 1 998) -

Paderbo m ( 1 996) Frühchristliche Ku nst in Rom und Konstantinopel. Schat­ ze aus dem Museum für Spatantike und Byzantin ische Kunst Berl i n ( 1 996) Paderbom (200 1 ) Byzanz - Das Licht aus dem üsten, ed. by C. Stiegemann (200 1 ) RAC Reall exikon für Antike und Christentum 1 , 1 9 50 vdd. RBK Reallexikon zur byzantin ischen Kunst 1 , 1 9 66 vdd. Restle ( 1 9 79) M. Restle, Studien zur frühbyzantin ischen Architektur Kappa­ dokiens, Veröffentlichungen der Kommissi on für die Tabula Imperii Byzanti ni, Bd. 3 ( 1 979) RM Mitteil u ngen des Deutschen Archaologischen l nstituts, Römische Abtei lung 1, 1 886 vdd. RQ Römische Quartalsschri ft 1 , 1 887 vdd. SBK ( 1 9 86) Studien zur spatanti ken und byzantinischen Kunst. F.W. Deich­ mann gewidmet 1-III ( 1 986) SFC ( 1 9 83) Spatantike und frühes Christentum. Liebieghaus, Museum alter Plastik, Frankfurt ( 1 983) Sinclair 111 ( 1 989). iV ( 1 990) T.A . Sincla ir, Eastem Turkey: An Architectural and Arch aeological Survey ili ( 1 9 89). rv ( 1 990) STAD Sanat Ta rihi Araştırmaları Dergis i l , 1 987 vdd. Strzygowski ( 1 903) J . Strzygowski, Kleinasien - Ein Neuland der Kunst­ geschichte ( 1 903) Syrien ( 1 99 3 ) Syrien. Yon den Apostel n zu den Kalifen, Linz ed. E.M. Rupp­ rechtsberger ( 1 993) TAD Tü rk Arkeol oj i D ergisi 6, 1 9 56 - 3 1 , 1997; Türk Arkeoloji ve Etnogra f­ ya Dergisi 1 , 2000 vdd. Thessaloniki (2002) Kathemerine zoe sto Byzantio. Thessalonike, Leukos Pyrgos, ed. By D. Papanikol a- Mpak irtze (2002 )

354

Thümmel ( 1 99 2) H.G. Thümmel, Die Frühgeschichte der ostkirchl ichen Bilderlehre ( 1 992) TIB Tabula lmperii Byzantini TIB 2 ( 198 1 ) F. Hild - M. Restle, Kappadokien. TIB 2 ( 1 98 1 ) TIB 4 ( 1 984 ) K . Belke, mit Beitragen von M . Restle, Galatien und Lykaonien, TIB 4 ( 1 984) TIB 5 ( 1 990) F. Hild - H. Hellenkemper, Kilikien und lsaurien, TIB 5 ( 1 990) TIB 7 ( 1 990) K. Belke - N. Mersich, Phrygien und Pisidien, TIB 7 ( 1 990) TIB 8 (2004) H. Hellenkemper - F. Hild, Lykien und Pamphyl ien, TIB 8 (2004) Trier ( 1 984) Trier - Kaiserresidenz und B ischofssitz. Die Stadt in spatanti­ ker und frühchristlicher Zeit ( 1 984) Urbanism (200 1 ) Urbanism i n Western Asia Minor. New Studies on Aphro­ disias, Ephesos, Hierapolis, Pergamon, Perge and X a nthos, ed. by D . Par­ rish, J ournal of Roman Archaeology, Suppl. 45 (200 1 )

355

LEVHALAR

Levh a 1 Dura Europos ev kilisenin vaft izh a nesi (232/33-2 5 6) . 2 Kud üs Meza r Kilisesi Rotondu {1 7. yüzyı la a it b i r görü n ü m}.

357

Levha 2

1 Roma S. Sabina, gürı eydo!Juda 11 görü n ü m (42 2 -432). 2 Roma S. Sabina, do!Judan görü n ü m (422-4 32).

358

' '

Levha J ı Ra ven ıı a S. Apollina re in C/asse (54 0/50). 2 Ra11e111 1 a S. Apollin a re Nuovo (6. yüzyıl başı).

359

"

Levha 4 ı Roma 5. Costmıza, kuzeydoğudan bir görü n ü m (350}. 2 Ro ma 5. Costanza, g ü n eybatıdan bir görü n ü m (3 50) .

360

Lev h a

5 1 Roma S. Stefa no Rotondu, g ü n eyden bir g ö rü n ü m (4 68-483) . . 2 Roma S. Stefano Rotondu, içten b ir g ö rü n ü m .

3 61

Levha 6 1 B u tri rıt (A nıavutluk) bazilika, gürıeydoğuda rı bir görü n ü nı (6. y ü zy ı l başı). 2 Bu tri rıt, bazilika, b a tı da n bir görü n ü m (6. yüzyıl başı ve s o n ra s ı ) .

362

Levha

7

1 A la h a n Ma nastın Dogu Kilisesi (500). 2 Hierapolis Kuzey Ha m a m ı (2. yüzyı l v e 6. yüzyıl).

363

Levha 8 1 Salalı

(Güneydoğu A nadolu) Ma r Ya kub (500).

2 Resafa (Suriye) Bazilika A (6. yüzyı l).

364

Levha 9 1 Qalaat Sema n (Suriye) Simeon Ma nastırı (480/90). 2 Qalaat Sem a n (Suriye) Simeon Sütunu ve Oktogon .

365

Levha 1 0 1 B u tri n t (A rna v u tluk} vaftizhane (6. yüzy ı l başı). 2 Deyr Se m a n (Kuzey Su riye) han ya da ev (5./6. yüzyı l).

366

Levha ı ı

1 Trier, "bazilika " (4. yüzyı l başı).

2 Konsta n ti n o upolis (ls ta n b u l) h ippodro m os ile b i rl i k te sa ray a la n ı {1 600 y ı l ı n da k i görü n ü m ü).

367

Levha

12

ı Konsta ntino upo/is-lsta n b u l Kent du va r/a n (4 08-4 1 3)

2

Konsta ntinoupolis -lst a n b u l Valens

368

Su Kem eri (3 64-3 78}

Levha 1 3 ·/ Raven ııa S. Fra ncesco, Korinth s ü t u n başlıgı ve abakusu (5. yüzyı l i k i nci ya ­ nsı). 2 Silifke, Müze, kompozit s ü tu n başlıt}ı (5. yüzyıl ikinci ya nsı). J Lekha io n (Korintlıos}, ko mpoıit sütun başlı!Jı (5 . yüzyıl ikinci ya nsı) 4 Lek h a ion (Korintlıos}, fon impost (5 00). .

369

Levha 1 4

1 Ra ven ııa Piazza del Popo/o, "yapra kla rı rüzga rda n sa vru la n " s ü t u n başlını (50 0). 2 Tira na Ta rih Müzesi, i k i b öl ü m l ü sütuıı başlığı (Dy rra c h i u rn 'da n ; 500) . 3 lsta n b u l Hg. Sophia ba hçesindeki ç ift ın erdiven li ambon (6. yüzyıl). 370

Levh a 1 5

J Ro ma S . Clemen te, pa rapet levhası (6. yüzyıl). 2 Ra veıı na S. Apolli 11a re Nuovo, pa rapet levlıası (6. yüzyı l). 3 Ra ven ııa Museo Nazionale, pa rapet levhası (6. yüzyıl) . 3 71

Levha 1 6

ı Roma Priscilla Ka ta ko m b u giriş i. 2 Roma Via La tina Ka takombu '11da ki bir cubicu lu m (mezar odası).

372

Levlı a 1 7 1 Ra ven na "Gafla Placidia Ma u so/eu m u " (45 0). 2 El Bara (Kuzey Su riye) ıneza r yapısı (500).

373

Levha 1 8 1 Roma SS. Marce/lin o e Piet ro ıcatako m b u , Yu n us motifli ta11an res m i (4 . yüz­ yı I ortası). 2 Roma Via Latina ıcata ko m b u ; A lkes tis 'i yeraltına göt ü ren Hera k /es 'li du va r resi m leri (4 . yüzyı l ikinci yarısı}.

3 74

Levha 1 9

J Va tika n St. Peter a l tı ndak i M Meza n , /sa 'n ı n Göğe Yükselişi k o n u l u duvar moza igi (300) 2 Londra Hinton 'da n (lngiltere}, /sa büstlü t a b a n moza iği (4 . yüzy ı l) . 3 Ro ma S. Costa nza , apsis doğusunda k i "traditio legis " m oza iği (3 5 0).

375

Leııha 2 0 I Ra vcnna S. Apo lfiııare Nuovo , Laza ru s 'wı Dirilişi moza igi (6. yüzyı l başı) 2 Sc/a n ik Hg. Georgios, m i m a ri k u rgu ön ü nde aziz figürlerine yer veren kubbe m oza ikleri (500). 376

Levha 2 1 1 Ronıa S . Pudenzia na, /sa ve h a va rilerin yer a ldığı apsis moza iği (4 00). 2 Ra ve n na S. Apollin.are in Classe, lsa 'n ı n n u rlan m a s ı kon ulu apsis m ozaiği (55 0).

377

Levha

22 I Os tia Porta Ma ri na 'da k i ev, /sa tasvirli du va r mozaiği (4 . 2 Ma r Gabriel (G ü neydoğu A nadolu) taba n nıozaiği (500).

378

yüzyıl sonu).

Levha 23 1 B u trint (A rnavutlu k) vaftizh a n e taban moza iği (6. yüzyıl}. ·2 Durres-A rapaj (A rn a v u tl u k) bazilika taban m oza i!Ji (6. yüzyıl o rtası).

3 79

24 1 Roma Museo Na zion a le Roma no, la h i t (320). 2 Vatikan St. Peter, /u ıı ius Bass us Lahdi (3 5 9) . 3 Ra ven na S. Apolliııare i ıı Classe, la h i t (4 50).

Le11ha

380

Levha 2 5 1 Jsta n b u l Arkeoloji Müzeleri, "Prem lahdi " (4. yüzyı l son u). 2 lsta n b u l Arkeoloji Müzeleri, "yalancı la h i t " (5.yüzyıl başı). 3 ls ta nb u l A rkeoloji Müzeleri, deko ra tif lah it (4 . yüzyıl sonu). 381

26 I Trier Rheiıı isclı es Landcs m useum, la hit (4 . y ü zy ı l ilk ya rısı). 2 Afyoıı (Türkiye}, m üze, deko ra tif lah it (59 1/92). 3 Qa ııawa t (Güney S u riye}, '"Sulia. ıı Sa rayı " Lah di (5. yüzyı l?). Levh a

382

Levh a 2 7 1 Ra ven na Museo A rcivescovi/e, röliker (5. yüzyıl o rtası ) . 2 Urb i ııo Museo A rclı eologico, Eu rropos meza r levlıası (Rom a ; 300). 3 lsta n b u l Hippodromos, Theodosius Obel iski kaidesi (3 90).

383

Levlıa 28 1 lsta nb u l A rkeo loji Mü zeleri,

lın.parator

l l . Va lentin ia n u s ' u n

toga lı

h eykeli

(3 90). 2 lstanbul A rkeoloji Müzeleri, chla mys g iysili yüksek rütbeli bir ıleıılet görevl i­ s i n i n h eykeli

(5.

yüzy 1 /

başı).

3 Paris Musee d u Louvre, g ü m üş röliker (5. yüzyı l). 384

Levha 2 9 1 Berlin Staa tsbibliotlıek, .fildişi Probiaııus Diptiği (3 95). 2 Berlin Heykel Ga lerisi ve Biza ııs Sa na.tı Mü zesi, Tahtı ııda Meryem Ana tas­ virli bir .fildiş i levha (6. yüzyıl o rtası ) . 3 Trier Rhein isches La ndes m useum, .fildişi py k s i s (5. yüzyı l ik iııci ya nsı).

385

Levha 30 1 B u rsa A rkeoloji Müzesi, m ezar taşı (3. yüzyı l son u) . 2 Ravenna Museo Nazion ale, Hera kles kaba rtm a s ı (5./6. yüzyıl). 3 Mü ııilı Bayerisches Nationalrnuseunı, b ir k a n ta r ağı rlığı (5. yüzyıl). 4 Clevela ııd Musewn of Fin e A rts, Yu n us h eykeli (2 80). 386

·Levh a 3 1 1 Sina Ka tha rina Ma nastırı , lsa ikonas ı (6. yüzyıl ortası). 2 Be rl i n Heykel Galeris i ve Bizans Sa na tı Müzesi, Rahip Abra ha m i k o n a sı (Mı ­ sır; 600). 3 R o m a S. Sa bina, Ça rm ı h ta /sa tasv irli ahşap kapı kanadı (43 0). 387

Le11Jıa 32 1 Berfin Heykel Galeris i ve B izans San atı Müzes i, Yu n u s motifli piş m iş topra k ta bak (4. yüzy ı l ik inci ya rıs ı ) . 2 Trier Rlıein isches La ııdesm useu m , A b ra h a m ve lsJıak tasvirli ca m eser (4 . yüz­ y ı l) . 3 Va tika n Müzeleri, a ra a ltmlı cam (4. yüzyıl ik inci ya rısı). 4 Mü n ilı Staa tliclı e Mü nzsa m m lung, B üyük Co ııstan tin u s madalyo n u (3 1 5).

388

DİZİN A

Aachen (Al manya), saray şapel i, 1 , 1 39, 1 42 Aberkios, 5, 2 1 , 2 2 Abgar, Edessa kralları, 7, 241 Abu Mena, bkz. Menas şehri Ada na, köprü , 1 20 Aetheria, bkz. Egeria Afrika, Kuzey, (Tunus - Cezayi r), 9 1 , 1 44, 1 92, 1 93 Afrika-Kuzey - lahitler, 1 50 Afyon, müze, lah it, 1 66, 2 1 6 Ağı rl ı klar - tunç, 1 8 1 Ağl asun, bkz. Sagalassos Agrigentum (lıalya), Concordia Tapın ağı, 6 1 Ahşap kabartmalar, 1 7 5 Ahşap resiml er, 2 , 1 4 5- 1 47 , 1 56, 1 68 Aix-en-Provence (Fransa), vaftizhane, 92 Aizanoi (Çavda rhisar), 62, 206 Ak Kale, bkz. Akkale Akdeğirmen Höyük, 50, 86 Akhisar, bkz. Thyatei ra Akkale (Ak kale), 5 5, 1 10, 1 1 6, 207 Akören, 44, 64, 208 Akpınar, 2 5 5 Aksu, bkz. Perge Ala han M a n astırı, 44, 45, 58, 66, 75, 86, 94, 96-98, 1 66, 209, 2 1 1 , 2 1 2, 2 2 8, 2 56, 2 5 7 , 2 72, 304, 363 Ala kil ise, 5 5 , 64, 1 28, 2 1 2 , 2 1 3 Alaşeh ir, bkz. Philadelphia Al Bagawat, (Bagawat-Mısır), 1 3 2 Albenga (ltalya), vaftizhane, 1 3 6 Alibeyhöyük, 2 5 5 Almanya - l ahitler, 1 6 5, 3 20, 3 2 1 Almanya, mimari, 3 1 , 58, 1 1 1 Alt ar, 1 , 5 , 1 8, 2 1 , 34, 3 6, 39, 40, 57,

60, 6 1 , 69, 70, 72, 7 5, 77, 8 1 , 82, 1 45 , 1 68, 1 69, 1 7 3 , 206, 2 10, Altın, 46-48, 86, 92, 1 0 1 , 1 1 0, 1 1 4, 1 34, 1 48, 1 57 , 1 7 6, 1 80, 1 8 1 , 1 84, 1 94, 1 96, 1 98, 2 10, 223, 242, 257, 267, 268, 297 Altın yaldızlı cam, bkz. Cam Altı nkaya, bkz. Selge Altı ntaş, bkz. Keferzi Ambar, bkz. Anastasiopolis Ambon ("yukarı çıkmak"), 70, 7 1 , 3 70 Ambrosius, Milano piskoposu .. ( 340- 397 ) , 9, 84 Amfıtiyatro, 99 Amida (Diyarbakır), 1 I, 50, 86, 88, 2 1 2- 2 1 4, 277, 287, 307, 3 1 3, 3 1 4, 317 Amorion (Hisa rköy), 2 1 5, 2 54 Amphipolis (Yunanistan), kilise, 57, 84 Ampul lalar, 1 8 2, 1 8 3 , 1 9 1 : kur­ şun/kalay. 1 8 2 ; toprak, 1 9 1 , 1 9 2 Anadolu (Anatol ia), 3 - 5 , 1 2, 20-22, 49, 64, 67-70, 8 1 . 82, 8 5 , 9 3 , 105, 1 2 2, 1 29, 1 3 2, 1 4 1 , 1 50, 1 5 1 , 1 54, 1 58, 1 59, 1 6 2, 1 66, 1 68, 1 7 3 , 1 8 1 , 1 8 5, 1 92 , 1 9 3 , 1 98, 2 1 8, 2 1 9 , 276, 289, 290, 292-294, 2 96, 297' 298, 30 1 , 303-305, 309, 3 1 2 : lahitler, 1 50, 1 5 1 , 1 5 5, 1 58, 1 59, 1 62 , 1 66 ; mim ari, 69, 2 6 2 , 293 Anamur, bkz. Anemourion Anastasiopolis (Dara/Ambar/Oğuz), 1 1 , 1 07 , 1 1 6, 2 1 6, 3 1 4, 3 1 6, 3 1 7 Anastasius, imparator (49 1 -5 1 8), 10 1 , 107, 1 80, 2 1 4, 2 1 7 , 267, 268, 276, 279, 3 1 4, 3 1 7 Anatol ia, bkz. Anadolu Anava rza Kalesi, bkz. Anaza rbos Anaza rbos (Anavarza Kalesi/ D i lekka389

ya), 4 1 , 44, 5 3 , 208, 2 1 7, 261 , 2 80, 295, 3 1 0 Andri a ke (Zü m rütkay a ) , 1 1 8 , 2 8 1 , 282 Anemourion ( Ana m u r) , 5 8 , 1 9 3 , 2 1 8 Ankara, bkz. Ankyra Ankyra , 220, 2 54, 284 ; Aug u s t us ta­ pınağı, 60, 2 20 Antakya, bkz. Antiocheia ad Oron­ tem

Antal y a, bkz. At tale i a Antalya, Müze, gü müş Ku m luca d efi­ neci, 2 3 5 Antiokheia (Pisidia 'daki Yalvaç), 4, 20, 4 1 , 2 2 8, 2 2 9 , 2 3 2 Antiocheia ad Cragum, 50 Antiochia ad Cydn u m, bkz. Tarsos Antiochia ad Mygdo n i u m , bkz. N isibis Antiochia ad Orontem ( A n t a k ya), 4, 20, 34, 2 2 1 , 2 57 , 289 ; Hg. Babylas, 53, 2 2 4 ; Kated ral (altın oktogon), 46-48, 223, 2 5 7 Antiokheia - Tha umasto n Oros, 2 26 Antonios, " büyük", Eremit rahibi"" (ölüm ü 3 56 ) , 9 2 Apameia (Frigya), 1 9 5 ; N u h sikke .. , 1 96 Apameia (Suriye), 50, 105, 307 Aphro disias (Karia'daki Stauropol is / Gey re), 66, 104, 1 1 4, 1 70, 229 Aphro dis i as ( Ki likia d aki Ovacık Ya­ rımadası / Yeşilovacık), 2 3 1 Aps i s, 2 9 , 3 4 , 3 9 , 4 3 , 4 4 , 46, 5 3 , 58, 60, 61, 69, 70, 76, 77, 8 2 - 8 5, 87, 89-9 1 , 1 1 0- 1 1 2 , 1 1 4, 1 28, 1 32, 1 34- 1 3 & 20� 208, 2 1 0, 2 1 3, 2 1 � 2 1 6, 2 1 8, 2 1 9, 2 2 7 , 230, 2 39, 1 45, 248, 252, 253, 260, 262, 263, 2 722 7 4 , 277, 278, 280, 28 1 , 284, 2 88, 290-292, 298, 302 , 304, 308, J 1 2 , 3 1 3 , 3 1 6- 3 1 8 , 375, 3 7 7 Aquileia (ltalya), çi ft k ilise , 2 7 , 2 9 , 4 2 , 1 44 '

390

Aq uileia, mezar yazıtlar. 1 68, 1 74 Araplar, 3, 1 2, 1 3 7 , 2 1 4- 2 1 6, 2 1 82 20, 222, 22� 228, 23� 245, 25� 261 , 2 7 3 , 2 7 7 - 28 1 , 287, 289, 2 9 2 , 2 9 3, 297, 307 , 309, 3 10, 3 1 4 Arca d ius, imp a ra tor ( 395-408 ) . 10, 101 . 102, 104, 1 69, 2 40, 2 5 2 , 2 7 5 Arcosolium, 1 2 3, 240, 2 8 4 Argos (Yunanista n), v ill a , 1 44 Arkadlar, 6 1 , 69, 88, 1 3 6, 3 1 6 Armeni a ( Ermenistan), 2 7 7 A m a s , 3 1 6, 3 1 7 Amas (Bağl arbaşı), J 1 6, 3 1 7 Arnavutluk, mimari, 10 1 , 105, 108 Arş i t ra v ( b a ştaban), 2 9 , 69, 7 2 , 78, 83, 296, 308 Arta (Yunanistan), kil ise, 1 39 Asa r Köyü, bkz. Syllion Asarc ı k , 2 1 3 Astra, bkz. lsaura Palaia Atina (Yu nan istan), 1 1 , 20, 60, 1 50, 1 7 1 , 264, 282, 3 2 4 A t i na, Hadria nus Kütüphanesi "ndeki t etra kon k hos, 50 Atina, tap ı naklar, 60 Atriu m ( a v lu), 64, 2 1 2, 2 1 3 , 2 1 5, 229-23 1 , 236, 265 Attaleia, 4, 20, 232, 2 3 3, 293 Avlu, bkz . Atrium Avusturya, mimari, 3 2 2 Ayaş, bkz. Sebaste Ayatekla, bkz. Seleuceia ad Calycad­ n um B Baalbek ( Lüb nan) , kil i se, 8, 34 Bagawat (Mısır), resimler, 1 32 Balat, bkz. Miletos Balkanlar, mim a ri , 20, 64, 67, 68, 70, 8 1 , 84, Barakçıkalesi, 271 Barata (Bi nbir Kil ise / Madenşehir), 233

Banştepe, bkz. S alah Basileios Kaisareiaıı•• (J J0-379), 8, 93, 1 3 2, 2 58, 259, 288 Başlık formlan, 78 Batısandal, 41 Bawit (Mısır), resimler, 1 3 2 Bazilika, bkz. Kilise fo rmlan Bekarlar, bkz. Nazia nzos Berna ("basamak") , l, 69, 70, 1 28, 1 36, 209, 23 1 , 239, 243, 290, 295, 300, 304, 308 Benedikt Nursia'h (480- 5 5 5/60), l , ..

il

Berat (Arnavutluk), müze, röli ker, 1 72 Bergama, bkz. Pergamon Berl in, MSBK, fildişi, 268, 3 20, 3 8 5 ; ikona, 1 4 5, 1 48 ; kabartmalar, 1 7 1 ; mozaik (Ravenna'dan), 1 37 ; toprak tabak, 388 Beth Shean (lsrail), 90 Beth She'a rim (Israil), 'katakomplar', 340 Beytüllahim (Filistin), Doğuş Kilisesi, 8, 34, 3 5 , 4 1 , 46, 82, o. 96, 1 3 2 Binbir Kil ise, bkz. Barata Bitburg (Al manya), kale, 108 Bodrum Kalesi, bkz. Kastabala Boğsak Adası, 55 Bolsena (ltalya), katakomplar, 1 2 4 Bonn (Al m anya), RLM, mezar mozaiği Boppard (Almanya), kil ise, 62, 92 Bordeaux 'dan hacı, 8, 96 Bosna-Hersek, mimari, 3 3 4 Bosra ( Suriye), kilisel er, 3 3 1 Bozcaada, 1 1 8 Brescia (ltalya) , ' Lipsanothek' Britanya, mimari, 3, 1 5 Buhurdanlar, 1 82, 1 8 3 ; gümüş, 1 80; tunç, 347 Bulgaristan, mimari, 334 Butrint (Arnavutluk), vaftizhane, 366, 379

Buzluk, 3 1 2, 3 1 3 Byllis (Arnavutluk), surlar, 105 Byza ntion {lstanbul), 7 , 1 6 1 , 2 5 1 , 254, 2 58 , 264, 269 c

Callixtus, diakon, daha sonra Roma piskoposu, 5, 1 2 2 Cam, 1 39, 1 40, 1 4 3 , 1 76, 1 8 2, 1 83, 1 98, 2 1 9, 250,268, 269, 272, 289, 298, 299, 320, 348, 3 8 8 ; altın yal­ dızl ı, 1 3 4, 1 84, 348, 3 8 8 ; diatret (kafes) ; kalıpta üretilen, 1 86, 348 ; kesme, 1 3 4, 1 39 , 1 84, 1 85, 348 Cambazlı bkz. Canbazlı Canbazlı (Cambazlı), 42, 64, 234, 274 Cancelli - Levarlar, 73 Capua (ltalya), kilise, 3 1 , 1 3 6 Caricin Grad, bkz. lustiniana Prima Carrhae (Harran), 235 Carthage (Karthago), 337, 346, 3 50 Casaranello (ltalya), vaftizhane, 1 3 6 Cassiodor, Abba, 1 Castel lum Tingitanum (Cezayir), kilise, 31 Cefalu (ltalya) , mozaikler, 1 39 Cennet Cehen nem, 3 7 , 6 1 , 2 74, 2 7 5 Centcelles (ispanya), mezar yapısı, 1 26, 1 3 4 Cezayir, 1 5, 3 1 , 60, 9 1 , 97, 1 44, 337 Cha lkcdon (Khalkcdon-Kadıköy), 236, 262 Champleve teknigi, 206 Clemens lskenderiyeli, p iskopos.. (ölümü 2 1 5 civarı), 1 77 Clovis ( Chlodwig), Frank kralı .. (48 2 - 5 1 1 ) , 1 1 Cipoll ino, 82 Circus, 13, 339 C irta (Cezayir), kilise, 24, 3 1 Cleveland, müze, mermer fıgüri nler, 1 68, 1 84, 1 89, 326, 345, 348, 3 49, 386, Codex, 1 47 , 1 48, 343

391

Coemeterium, 1 22 Constans, imparato r ( 3 3 7-3 50), 8 , 28, 1 26, 1 3 5 Constantina (Viranşehir), 57, 88, 237, 3 1 4, 3 1 7 Constantine (Cirta), 3 1 Constantinopolis, bkz. lsta nbul Constantinus il, imparator ( 3 3 7 - 3 40) Constantinus, "büyük", imparator (306- 3 3 7 ) , 2, 8, 19, 2 7 , 28, 33, 34, 4 1 , 46, 47, 96, 100, 103, 1 5 5, 1 58, 1 59, 1 68, 1 69, 222, 251, 264, 284, 286, 388 Constantinus, "büyük", sikkeler, 1 96, 1 97 Constantius Chlorus, imparator (293306), 6, 7 Constantius i l , i mparator ( 3 3 7 -3 6 1 ), 8, 1 34, 1 3 5, 230 Coming, Müze, opus sectile, 326 Cubiculum, 1 23 , 3 7 2 Cyprus, bkz. Kıbrıs

ç Çavdarhisar, bkz. Aiza noi Çeşmeler, 64, 1 1 5, 1 1 7, 3 40 Çevl ik., bkz. Seleukeia Pieria Çifte Kilise, 27, 29, 42, 1 44

D Dağ Pazarı, bkz. Koropissos Dağlık Kilikia, 4 1 , 42, 45, 46, 58, 6 1 , 6 2 , 66, 68-70, 8 5 , 86, 97, 109, 1 10, 1 1 5, 1 1 6, 1 1 8, 1 1 9, 1 66, 1 98, 200, 207 ' 209, 2 34, 2 59, 260, 271 ' 273, 290, 293, 299, 301 Dağpazarı - Koropissos, 10, 1 38, 1 42, 1 9� 25� 271 , 301 , 304 Dalmaçya, 26, 27, 50, 84, 1 1 0, 1 4 5, 1 57 , 3 3 4, 344; lahitler, 50, 1 57, 1 59 Dalyan, bkz. Kaunos Damasus, Roma papa •• (366-3 84), 1 23 , 1 7 3 392

Daphne (Harbiye), 1 44, 224, 2 2 5, 3 2 5 Dara, bkz . Anastasiopolis Decius, imparator (249-2 5 1 ), 5, 246 Delikkale, 1 10 Demirciören, 200, 2 7 4 Demre, bkz. Myra Deyr el Umar, bkz. Mar Gabriel Deyr Seman ( Suriye), 94, 366 Deyr Zafaran, bkz. Deyrülzafaran Deyrülzafaran (Deyr Za faran), 3 1 6, 317 D iakonikon, 70 Diatret (kafes) , bkz. Cam Didim, bk.z. Didyma Didyma (lustinianopolis I Didim), 238 Dilek.kaya, bk.z. Anazarbos D i n i mimari, 18, 330 Diocletianus, imparator (284-305), 6, 24, 2 6, 1 10, 206, 223, 2 3 6, 285, 301 , 3 1 0 Diokaisareia, 6 1 , 2 3 9 , 240, 24 1 , 256, 301 ' 302, 3 10 D iptik.ter (fildişi), 1 77- 1 79, 1 9 2 , 268 D iyarbakır, bkz. Amida Dorylaion, 2 1 5, 2 54 Dükkan(lar}, 104, 1 1 7 , 298, 299, 340 Dura Europos (Suriye}, "ev kilise", 2, 5, 2 2 - 2 4, 60, 1 3 1 , 24 1 ; sinagog, 1 48, 325 Durres-Arapaj (Arnavutluk}, kil ise, 44, 84, 101 , 324, 3 79 Düver, bk.z. Tlos Dyrrachium (Arnavutluk), surl a r, 1 0 1 , 103, 370 E

Ecclesia, bk.z. Ekklesia Edessa (U rfa), 7, 9, i l , 46, 8 8 , 1 3 8, 2 3 5, 2 3 7 , 2 4 1 , 242, 3 1 4, 3 1 7 Edirne, bkz. Hadrianopolis Efes, bkz. E phesos

Ege Adalan, 84, 1 66 Ekklesia (Ecclesia), 1 9 E l Asnam, bkz. Castellum Tingitanum El Bara (Suriye), mezar yapısı, 1 2 6, 1 66, 3 7 3 Elaioussa Sebaste, 6 1 , 6 2 , 104, 1 1 5 , 207, 2 4 3 , 2 59, 2 7 3 , 274, 290, 299, 300 Elbasan (Arnavutluk), k al e, 108 Elvira (isp a nya) ; sin od, 26, 1 32 Ephesos (Efes / S elçu k ), 4, 5, 10, 1 1 , 20, 2 1 , 45, 53, 61 , 86, 99, 103, 104, 1 27 , 1 70- 1 72 , 1 98, 244, 3 2 5 ; Arka­ dian e , 102- 104, 245; çeşmeler, ı 1 7 ; hamamlar, 1 1 1 ; lo a nne s Kilisesi, 53, 59, 64, 70, 76, 86, 1 28, 2 28, 303 ; "Kuretler Caddesi" ," Luka Mezan", 6 1 , 245; Meryem Ana Evi, 246 ; Meryem Ana Kilisesi, 58, 59, 62, 64, 65, 1 1 4 ; özel saraylar, 1 1 0; "ya­ maç evleri", 108, 1 3 3 ; "Yedi Uyur­ lar Coemeteriumu", 1 29, 2 4 5, 246, 3 1 1 , 341 Epidauros (Yunanistan), kil ise, 84 Ermenistan, 3, 1 5, 355 Eski Anamur, bkz. Anemourion E s kihisa r, bkz. Laodikeia Eskişehir, bkz. Dorylaion Etyo py a, 3 , 1 5 Eukhaita (Çorum ile), 2 28, 303 Eugenios, Laodikeia'lı, piskopos.. , 2 5, 26, 2 5 5, 330 (ölümü ca. 3 30) Eulogia, 1 82 Eusebios, Caesarea 'Jı, p i s co p o s (ö. 3 1 9), 7, 8, 24, 28, 1 46, 1 69, 1 96, 2 2 3, 241 , 253, 2 5� 286 Ev k ilise, 2, 22, 23, 1 3 1 , 1 48, 24 1 , 333 Evler, 1 8, 21 , 2 2 Ezra (Suriye), kilise, 48, 88 -

F Fayyum (Mısır), 1 45 Felix Romul iana,

bkz. R omuli an a

Fibulalar, 145; altın, 1 4 5; tunç, 3 47 Fildişi, 2, 77, 1 10, 1 3 5, 1 7 6, 1 77 , 1 78 , 1 79, 1 92, 1 97, 1 98, 20 5, 268, 289, 346 Filistin (Palaestina), 2, 3, 8, 9, 1 1 , 1 2, 24, 33, 90, 93, 1 66, 1 8 2, 1 83 , 1 89, 303 , 336, 3 3 8 , 344; lahitler, 1 29, 1 50, 1 66 ; mimari, 3 3, 36, 68, 70, 87, 90, 1 28 , 1 4 1 Flaviopolis, bkz. Phlabias Floransa (Firenze), 1 3 , 60, 1 39, 1 49 Forumlar, 100, 1 0 1 , 1 38 Fransa, 9, 1 4, 3 2 4 ; mimari, i l i , 1 64, 1 65, 1 7 4 Frejus (Fransa), vaftizhane, 92 Fulda (Al manya), St. Michael, 1 Fundi (ltalya), kilise, 1 3 5 G

Galeri, 39, 67, 69, 7 8 , 82, 8 5, 86, 208, 209, 2 1 2 , 2 1 5, 223, 23 1 , 232, 234236, 238, 240, 243, 248, 249, 2 5 1 , 260, 265, 274, 2 7 7 , 2 7 8 , 2 8 3 , 284, 286, 290, 292, 295, 296, 308, 3 1 8 Galerius, imparator (293-305), 6 1 , 103, 1 1 0, 1 1 3 G allia, bkz. Frans a ; lahitler, 1 4, 1 5 1 , 1 54, 1 59 Gallienus, imparator (253-268), 6 G amzigrad (Sırbistan), saray, 1 10 Garizim (lsra il), kilise, 10, 48, 90 Gelemiş, bkz. Patara Gemmalar, 1 86, 1 87 Genç Aziz Simeon Ma nastın, 60, 64, 98 Geniş arkadlı bazili k a, 8 3 , 87, 88, 335 Gerasa (Ürdün), kil isel er, 5 1 , 5 3 , 1 00, 101 Germi a (Gümüşko n a k), 4 1 , 44, 68, 249 , 2 50, 272, Geyre, bkz. Aphrodisiasi (Karia) Girit ( Kreta), mimari, 44, 50, 3 3 1 ,

393

Gökburç, 1 10, 271 Gortyn (Girit I Yunanistan), Hg. Ti­ tos, 44, 84, 3 3 1 Granarium, 1 1 8, 2 8 2 Gratianus, imparator (375-38 3 ) , 9 , 1 70, 245, 27 1 , Gregorios Nazianzos'lu (329- 390/9 1 ) , 283, 303, Gregorios Nyssal ı (3 3 5-395), 9, 47, 1 10, 1 33 , 1 3 9, 1 42, 1 45 , 1 70, 288, 289, Gregorius, "büyü k ", papa (Ro ma) (590-604), 3, 1 2 Güllübahçe, bkz. Priene Gümüş, 2, 1 3 5 , 1 48, 1 69, 1 76, 1 79, 1 80, 1 82, 1 9 2 , 1 94, 1 98, 225, 23 6, 268, 2 89, 346; mühürler, 1 80, 1 96, 1 97 Gümüşkonak (Germia), 41 , 44, 68, 2 49, 2 50, 272 Gürcistan, mimari , 55, 226, 3 3 5 Güzelyurt, 262 Gynaikonitis (galeri) , 67 H Haberli, bkz. Basibrin Hac Merkezleri, 37, 60, 94, 96, 97, 9� 1 1 � 201 , 228, 303, 30� 338 Hacıömerli, 58 Haçlar - tunç, 2 5 5, 347 H adrianopolis (Edime), 2 50, 2 5 1 Hagia Thekla, bkz. Seleukeia/Ayatekla Hagios N ikol aos, bkz. Gemiler Adası Hah, el Adhra, 3 1 5, 3 1 7 ; Mar Sergis ve Bakos, 3 1 7 ; Mar S ovo, 3 1 6, 3 1 7 Hamamlar, 1 9, 58, 99, 1 1 0, 1 1 3, 1 1 5, 1 1 6, 1 1 8, 2 1 9, 224, 2 3 8 , 261, 262, 279, 298, 340 Hanlar, 340 Harb iye - Antiocheia/D aphne, 1 44, 2 2 4, 2 2 5, 325 Harmandalı, bkz. Nyssa 394

Harran, bkz. Carrhae Hasanaliler Köyü, 275 Hauran (Suriye), mimari, 87-89, 108 , 337, 3 38 Helena, Büyük Konstantinus a n a .. (gestorben um 3 30), 8, 3 3 , 96, 1 67 Heliopolis, bkz. Baalbek Hemmaberg (Avusturya), kil iseler, 337 Herakleia Pontike, 252 Heykeller, 1 8, 2 5, 101 , 103, 104, 1 10, 1 67, 1 69, 1 70, 1 7 1 , 1 86 , 289, 293, 347, 3 48 H ierapol is, 5, 21 , 37, 49, 62, 66, 86, 104, 2 53 , 254, 2 6 1 , 363 Hildeshei m (Al manya), St. Michael, 1 Hinton (İngiltere), mozaik, 1 44, 342, 375 Hipodromos, 367, 383 Hipojeler, bkz. mezarlar - yeraltı Hırvatistan, mimari, 223, 3 3 4 Hisarköy, bkz. Amorion Holmoi (Taşucu), 301 , 305, 306 Homs (Suriye), mozaik, 1 4 1 , 1 66 Honorius, imparator (39 5-423), 10, 1 2 5, 1 87 , 240, 275, 348 Horrea , 1 1 8, 1 1 9, 2 1 7 H osios Lukas (Yunanistan), manastır, 1 39 Hypogaeum, bkz. mezarlar - yeraltı

lşıkkale, 271 lulianus (Apostata) , imparator (36 1 3 6 3 ) , 8 , 220, 348 lustiniana Prima (Sırbistan), kiliseler, 100, 1 0 1 . 1 07 lustinianopo lis, bkz. Didyma lustinianus 1, imparator (527-565), 3, 1 1 . 42, 45, 49, 59, 86, 97, 1 0 5 - 107, 1 1 6, 1 37 , 1 49 , 1 70, 2 1 6, 2 1 8, 222, 224, 229, 233, 237-239, 2 4 1 , 242, 245, 2 50, 253, 259, 263- 2 6 5 , 267,

274, 275-2 79, 28 1 , 285, 2 86, 294, 296, 3 1 0, 3 1 4, 3 1 7, 3 3 8 lust inus 1 , imparator ( 5 1 8 - 527), 1 1 , 2 1 8, 245, 2 66

ikonalar, 1 4 5 , 342, 349, 3 50 lkonion, 40, 20, 1 7 3 , 2 1 5, 2 20, 2 2 8 , 2 3 2, 2 54-256, 2 58, 27 1 , 2 8 4 , 289, 301, 303, 3 10, lmpost, 78, 84, 298, 308, lntaglio, 1 86 loannes Khıysostomos, Konstantinoupolis 'in patriği (3 49-407), 9, 1 3 2 ipek, 1 76, 1 8 8, 3 49 lsaura Palaia, 48, 2 56 lskenderiye ( M ısır), 9 7 , 1 24, 1 33 , 1 49, 1 76, 1 7 7 , 1 79, 2 2 2, 2 8 2 ; la­ hitler, 1 59, 1 63, 1 67 işlenmiş Taşlar, 1 8 6, 348 ; gemmalar, 1 86, 1 87, 348 ; kameolar, 1 87, 3 48 işlikler, 1 1 8, 1 1 9, 3 40 ispanya, lahitler, 1 58, 1 59, ı 64, 1 65, 3 44 ; mimari, 9 1 , 1 2 6, 1 3 2 , 1 3 4, 1 4 1 , 1 44, 3 3 7 lsrail, mimari, 1 44, 1 60, lstanbul, Arkeol. Müzeleri, 70, 7 1 , 1 3 8, 1 6 1 , 1 62 , 2 5 1 , 267, 269, 270, 3 2 5 ; lahitler, 1 5 1 , 1 55- 1 59, 1 6 1 , 1 63 - 1 6� 3 8 1 , 3 8 4 ; B l akherna� 1 46, 266; büyük saray, 266, 267; m ozaikl er, 85, 87; forumlar, 100, 101 ; göl saray, 266 ; hipodrom, 62, 102, 1 1 2, 1 1 3 , 1 7 1 , 3 6 7 , 383 ; obe­ lisk, 1 1 4, 2 6 6 ; kiliseler, 67, 96, 1 3 7 ; Hg. Apostoloi - O n iki Havari Kili­ sesi, i l , 33, 45, 47, 53, 8 5 , 1 2 5, 245, 266; Hg. Eirene ( Sent l ren), 3 2, 7 6, 264; Hg. Euphemia, 1 46 , 2 3 6, 266 ; Hg. Ioannes en Hebdomon, 49, 265, 266; Hg. loannes Stoudios, 8 5, 96, 2 50 ; Hg. Karpos ve Papylos, 5 1 , 52, 85, 266; Hg. Menas, bkz. Hg. Karpos ve Papylos ; Hg. Polye-

uktos, 45, 85, 1 49, 204, 267, 2 6 8 ; Hg. Sergios ve Bakkhos (Küçük Ayasofya Camii), 1 1 , 49, 89, 2 6 5 ; Hg. Sophia (Ayasofya), 1 1 , 3 3 , 4 1 , 42, 4 5 , 5 9 , 8 4 , 8 5 , 1 02, 1 1 2, 1 1 4, 1 38 - 1 4 1 , 1 7 1 , 2 3 5 , 24 1 , 242, 2 5 1 , 2 52, 2 6 5 , 2 6 7 , 309, 370; Kalender­ hane Camii, 1 3 8, 265, 267 ; Megale Ekklesia, 3 3, 223, 265, 283 ; Mese, 1 04, 264 ; meydanlar, 101 ; onur sü­ tunlan, 1 00, 1 0 1 ; saray ; imparator; " B üyük S a ray", 204, 205 ; sa­ ray-özel, 1 1 0, 266 ; sarnıçlar, 1 1 5, 1 1 6 ; surlar, 96, 105, 106 ; Valens Sukemeri, 1 1 5, 1 1 6, 267, 340, 3 68 İstanbul-Bakırköy, sarnıç, 1 1 6 lzmir, bkz. Smyrna lzmit, bkz. Nikomedeia lznik, bkz. Nikaia J

Jerusalem, b kz. Küdüs K

Kabartmalar, 1 9, 66, 68, 102, 103, 1 1 4, 1 50, 1 54, 1 67 - 1 69, 1 7 1 , 1 74, 1 8 2, 208, 2 10, 2 1 7 , 2 5 5, 2 8 3 , 3 22, Kadıköy, bkz. Chalkedon Kadirli, bkz. Phlabias Kafes, bkz. cam, diatret Kahire (Mısır), Kopt. Müzesi, kilise kapısı - ahşap, 345 Kaisareia ( Ka y seri) , 8, 86, 93, 1 24, 1 3 3 , 2 58, 2 8 3 , 288, 3 1 2, Kaiseraugst (lsviçre), gümüş hazine.. , 322 Kale, bkz. Myra Kale(ler) , 104, 105, 1 07, 108, 1 10, 3 3 8 Kalıpta üretilen cam, bkz. Cam Kameolar, 1 87 Kandiller, toprak, 1 7 7 , 1 9 1 , 246; tunç, 1 8 1 Kanlidivane, bkz. Kanytella Kantarlar, 1 8 1 , 205 395

Kantharos, bkz. Krene Kanytella (Kanlıdivane), 2 59, 260 Kapharnaum (lsra il), 330 Kapı, 24, 66, 7 2, 7 3 , 106, 108, 1 10, 1 60, 1 67, 1 74, 1 7 5, 1 94 , 207-209, 2 1 1 , 2 1 5, 2 1 7 , 2 20, 230, 2 3 2, 2 36, 240, 242, 2 53, 267 ' 272, 278, 284, 288, 289, 290, 293, 308, 3 1 3, 3 1 5, 345 Kappadokia, kil iseler, 70, 258, 262, 316 Karabel, k ilise, 44, 58, 1 2 8, Karadağ, bkz. Barata Karadere, bkz. Kydna Karadedel i, 271 Karadeniz Ereğl isi, bkz. Hera kleia Pontike Karakabaklı, 2 7 1 Karaman, 271 , 273, 301 Kantaca, bkz. Karthago Karthago (Kartaca - Tunus), kiliseler, 42, 9 1 , 1 7 1 ; hamam, 1 1 8 Karimin - Mar Gabriel, 1 3 8 , 1 42, 202 Karystos (Yunanistan), 82, 1 42 Kaşık - gümüş, 1 80 Kasios (Keldağ), 226 Kastabala (Hierapolis Kastabala / Bodrum Kalesi), 208, 2 6 1 , 295 Katakomplar, 5, 1 2, 1 3 , 12 l, 1 22, 1 2 3, 1 2 4, 1 30, 1 32, 1 3 3 , 1 47, 1 5 1 , 1 57 , 1 7 4, 2 8 1 , 340 Kathedra, 7 7 , 1 79, 268 Kaunos (Dalyan), 2 6 1 , 262 Kayaköyü, 248 Kayseri, bkz. Kaisareia Keferzi (Altıntaş), 3 1 6 Keldağ, bkz. Kasios Kellia (Mısır), ma nastırlar, 92 Kemerler - tunç, 347 Kemik, bkz. Fildişi Kenkhreai (Yunanistan), 20, 1 39, 1 40 Keşl i, 1 1 0

396

Kesme cam, bkz. Cam Khalkedon, bkz. Chalkedon Khios (Yunanistan), Nea Mone, 1 39 Kiborion (Ziborium), 39, 66, 7 5- 7 7 , 8 1 ' 82, 206, 333 Kıbns, 4, 20, 4 1 , 86, 87, 1 38, 1 89, 2 1 9, 2 7 3 ; mimari, 1 10, 1 1 1 , 1 44 Kilikia, 3 7 , 4 I , 50, 64, 82, 86, 93, 108, il 9, 1 28, 1 3 8, 1 99, 200, 203, 204, 207, 208, 2 1 7 , 2 20, 243 , 254, 2 6 1 , 273, 284, 299 , 305, 309, 3 1 0, 3 39, 340, 342 Kilise formlan, 82, 3 3 3 ; bazil ika, 1 , 24, 26, 27, 3 3-35, 37, 39 -47, 5 1 , 58, 63, 69, 83-9 1 , 96, 209, 21 l, 2 1 2, 2 1 9, 226- 228, 230- 236, 239, 245, 247, 248, 253, 262, 2 6 5 , 266, 2 7 3 , 277, 28 1 , 295, 300, 3 0 5 , 309 ; çevre koridorlu bazilikalar, 3 1 , 36, 90, 236, 2 7 3 , 274, J J 4 ; diğer formlar, 56, 102 ; kare ya da dikdörtgen için­ de haç plan ("kapalı Yunan haçı"), 53 ; kubbeli bazilika, 41, 44, 45, 8 5, 245, 25� 2 5 3 , 262, 2 6 � 26� 2 7 � 277, 2 8 l , 304, 305; nişli oval plan­ lı, 56, 5 7 ; oktogon, 3 5, 40, 46-49, 84, 86, 88, 90, 98, 1 42, 223, 2 2 7 , 228, 2 3 4, 2 5 7 , 266, 289 ; rotond, l , 33, 40, 5 1 , 52, 83, 1 25, 1 3 6, 1 3 7, 237, 266 ; sekizgen oktogon, 47 ; serbest haç, 36, 53, 83, 84, 224, 2 3 4, 244, 2 79, 2 8 9 ; tek netli, 26, 27, 37, 38-40, 70, 89, 92, 1 1 4, 2 1 0, 224, 234, 2 55, 262, 263, 273, 274, 279, 296, 298, 300, 3 1 3, 3 1 6, 3 3 1 ; tetrakonkhos, 50, 5 1 , 84, 86, 88, 2 1 4, 2 5 1 , 293, 307 , 3 1 8 ; trikon khos, 44, 50, 84, il 4, 1 26, 2 1 3, 227. 230, 234, 238, 308 , 3 1 8 ; yuvarlak plan­ lı, 3 ı. 3 3, 36, 40, 47, 50, 52, 61, 8 5, 88, 1 00, 1 0 1 , 103, 1 1 3, 2 2 4, 227, 2 3 3 , 245, 266, 278, 292, 3 3 1 Kilise mimarisi, 1 8, 3 6 , 3 9 , 4 1 , 83, 85, 86, 91, 206, 2 1 6 - 2 1 8, 232, 239, 2 50, 272, 274, 3 07, 3 1 5 Kınık, bkz. Xanthos

Kıpti sanatı , 1 7, 320 Kının, mimari, 3, 335 Kissamos (Girit/Yunanistan), kil ise, 50 Kiti (Kıbns), mozaik, 87, 1 3 8 Kızkalesi, bkz. Ko ıykos Köln (Almanya), St. Gereon, 56, 92, 1 38 , 1 4 4 ; sukemeri, 1 1 5 Komana (Şar), 62, 3 1 2 Konstantina, bkz. Constantina Konstantinoupolis (lstanbul), 3 , 8- 1 2, 28, 3 2, 4 1 , 45, 47, 5 1 , 5 3 , 59, 62, 67, 69, 70, 81, 84, 85, 87, 9 3 , 96, 100, 1 0 1 , 103- 1 06, 1 10- 1 1 6, 1 1 8, 1 1 9, 1 2 5, 1 3 2, 1 37 , 1 38, 1 39, 1 44, 1 46, 1 48 , 1 49, 1 5 1 , 1 55- 1 58, 1 6 1 , 1 63- 1 7 1 , 1 7 6- 1 78, 1 94, 1 98, 2072 1 1 , 2 1 5, 2 1 6, 2 1 9, 2 20, 2 2 2, 2 2 5, 2 3 6, 2 3 7 , 24 1 , 245, 249- 2 5 1 , 2 54, 2 56, 2 5 8 , 260, 264, 268, 269, 284, 2 96, 301 ' 302, 309 Konstantinus, bkz. Consta ntinus Konsül diptikleri, 1 7 7, 1 79, 1 9 2, 2 68 Kontorniyatlar, 1 76, 1 94, 197, 3 50 Konya bkz. lkonion Konya, Müze, 2 5 5 ; mezar taşlar, 2 5, 1 7 3, 2 5 5 Konz (Trier/Al manya), villa, 9 , 108, 1 8 5, Köprüler, 1 20, 2 24, 3 1 0, 3 40 Korasion (Susanoğlu), 1 1 8, 2 56, 271 , 301 , 3 10 Korinthos (Yunanistan), evler, 108, Koropissos (Dağ Pazan), ıo, 1 38 , 1 42, 1 94, 2 57 , 27 1 , 301 , 304, Koıykos (Kızkalesi), 1 04, 1 66, 273, 274, 299; kiliseler, 46, 64, 274; onur tak; 103 , 104 ; sarnıç, i l 6; surlar, 104 Köşkerli, 45, 46, 68 Krene (şadırvan), 64 Kripta (krypta), 61, 1 3 5, 2 1 7, 220, 238, 286, 288, ..

Krypta, bkz. Kripta Ksanthos, bkz. Xanthos Kubbeli Bazilika, bkz. Kilise formlar Küçük Bürüngüz, 37, 38, 3 1 3 Küçük Eserler, l 76, 1 77, 1 80, 1 90, 1 98, 199, 205, 268, 270, 320-326, 345 Kudüs, Eleona kilisesi (Zeytin Dağ), 3 4 ; Kubbe! ' üs Sahra, 49, 22 3 ; Kut ­ s a l Mezar Kilisesi - Anastasis Ro­ tundu - "Mezar Rotundu", l, J3, 41, 47, 51, 90, 9 6 Kutsal kitap ressamlığı, 1 47 , 1 49, 343 Kutular - tunç, 1 8 1 , 34 7 Kuzey Afrika, kökenl i kaseler vd, 192, 349 Kydna (Karadere / Ö zlen), 3 1 8 L

Lactantius (Laktantios), 24, 1 96, 2 8 5 Ladik, bkz. Laodikeia Kombousta Lahitler, 1 2, 1 4, 1 2 1 , 1 2 3, 1 32 , 1 50, 1 5 1 , 1 54- 1 6 1 , 1 63- 1 68, 1 74, 240, 2 60, 2 74, 280, 299, 3 1 1 , Anadolu, 1 50, 1 55, 1 58, 1 66 ; Balkanlar, 1 6 6 ; Konstantinoupolis, 1 5 1 , 1 54, 1 5 51 58, 1 6 1 , 1 6 3- 1 66 ; Dalmaçya, 1 59 ; Diğer eyaletlerdeki, 1 64; Filistin, 1 66 ; Gallia, 1 4, 1 5 1 , 1 54, 1 59, 1 64, 1 65 ; ispanya, 1 58, l 59, 1 64 ; ltalya, 1 5 5, 1 59, 1 64 ; kurşun, 1 56, 1 64, 1 66- 1 67, 1 72 ; Kuzeybatı Afrika, 1 66 ; M ısır, 1 56 , 1 67 ; porfi r, 1 57, 1 59, 1 62, 1 63 , 1 67 ; Ravenna, 1 51 , 1 54, 1 56, 1 57 , 1 63 ; Ren-Mosel Böl­ gesi, 1 65 ; Roma, 1 5 1 , 1 54- 1 6 1 , 1 64- 1 68; Suriye, 1 54, 1 56, 1 58 , 1 59, 1 62, 1 66 Laktantios, bkz. Lactantius Laodikeia Kombousta, 2 5, 255 Laodikeia piskoposu Eugenios, bkz. Eugenios Laranda, 27 1 , 301 397

Lebissos, 2 48 Lekhaion/Kori nthos (Yunanista n) , ki­ lise, 4 1 , 44, 60, 84, 97, 3 69 Leon 1, imparator ( 457-474 ) , 10, 1 46, 2 56, 266, 268 Leontopolis, bkz. lsaura Palaia Letoon, 1 28, 3 1 8, 3 1 9 Levhalar, 2 , 66, 68, 7 2-74, 80, 83 , 87 , 88, 91 , 1 1 4, 1 22 , 1 24, 1 5 1 , 1 67 , 1 68, 1 74, 1 76- 1 79, 1 8 1 , 1 82, 1 9 3 , 1 94, 206, 2 2 3 , 252, 2 6 7 , 2 68, 272, 292, 293, 296 Liber Ponti fıcalis, 28, 3 6, Libya, 1 5, 5 3 , 9 1 , 1 93 Lici nius, imparator ( 3 1 3 -324 ) , 7, 3 3 , 2 3 1 . 264, 286 Likya, bkz. Lykia Limyra, köprü, 1 20 Lin (Arnavutluk), kil ise, 50 Lituıjik eşyalar, 2, 1 80, 1 8 1 , 268, 346 Loculus, 1 2 4, 1 5 1 , 1 57, 1 74 Lombartlar, 3, i l , 1 2 London, British Library, Cotton-Ge­ nesis, 1 48 Lykia (Likya), 9 3 , 1 1 8, 1 20, 1 98, 247, 2 8 1 , 282, 290, 29 1 , 3 1 7 , 3 1 8 ; kili­ seler, 44, 5 5, 58, 64, 85, 86, Lythrankomi (Kıbns), kil ise, 1 38 M Madaba (Ürdün), kilise, 1 43 Madalyonlar, bkz. Kontorniyatlar Madenşeh ir, bkz. Barata Madrit (ispanya), "Theodosius Missoriumu", 2 68 Mamre (lsrail), kilise, 8, 34, 82 Ma nast ı r, bkz. Myl ai Manastırlar mimari, 1 8, 96 Mande, 3 1 3 Mandylion, 241 Mar Gabriel (Del el Uma r), manastır, 3 1 4, 3 1 5, 3 1 7 , 378 398

Marcianus, i mparator ( 450-457 ) , 10, 266, 302 Mardin, 3 1 3 , 3 1 4, 3 1 6 Mardin Dağlan, bkz . Tur Abidin Mari a Laach (Al manya), manastır, 145 Marmara Adası, bkz . Prokonnesos Martir, 4, 5, 89, 9 1 , 96, 97, 1 2 1 , 1 261 2 8, 1 29, 1 3 2 , 1 3 5, 1 36, 1 46, 1 73, 2 59, 2 74, 276, 2 8 6, 298, Ma rtyropolis (Mayafa rkin / Silvan), i l , 46, 88, 276, 2 7 7 , 3 1 7 Marzamemi (ltalya), donanım, 82 Masa tablalan, 1 7 1 Masalar, 7 7 Mausoleum, 3 1 - 33, 3 6 , 44, 58, 83, 1 2 5, 1 26, 1 28, 1 3 4- 1 36, 1 57, 1 67, 2 44, 246 Maxentius, i mparator, 6, 7, 2 8, 1 0 3 , 1 96 Maya farkin, bkz. Martyropolis Melos (Yunanistan), 'katakomplar', 1 24 Menas şehri (Abu Mena- Mısır), hac merkez, 10, 5 1 , 97, 1 9 1 Mensa, 7 5, 7 6 Meryemlik, bkz. Seleuceia a d Caly­ cadnum Mermer, 80-82, 85, 86, 92, 10 1 , 1 10, 1 1 1 , 1 1 2, 1 34, 1 39, 1 42, 1 50, 1 55, 1 56, 1 58 , 1 6 1 , 1 6 3, 1 66, 1 70- 1 7 3 , 206, 2 1 6, 2 2 3 , 2 29, 23 1 , 2 32, 246248, 2 50 , 267, 2 68, 271 , 272, 277, 283, 289, 29 1 , 293, 298, 302 ; Pro­ konnesos, 8 1 , 82, 84-87, 90-92 , 1 42 , 1 55, 1 56, 1 63 , 1 66, 206, 225, 2 3 1 , 233, 247, 2 50, 267, 2 7 1 , 302, Mesopotam (Arnavutluk), kil ise, 1 44 Metaller, 7 3 , 80, 8 1 , 1 56, 1 86, 298, al­ tın, bkz. Altı n ; diğer, 1 76, 1 8 2 ; gü­ müş, bkz. Gümüş; mine, bkz. Mine ; tunç, bkz . Tu nç Metropolisi, 2 1 8, 2 2 3 , 2 5 8, 261 , 2 7 3 , 277, 293,

Meyda n Kale, 271 Meyda nlar, 24, 99- 1 0 1 , 1 70 Mezar - taşı plakaları, 1 44 Mezar platlar (yazıtlan), 1 74 Mezarl ar, 3 1 , 32, 9 1 , 1 22, 1 23 , 1 26, 1 2 8, 1 3 1 , 1 50, 1 86, 1 88, 2 1 2, 247, 249, 260, 261 , 267, 28 1 ; martirler, 96, 1 2 1 , 1 26, 1 7 3 ; yeraltı, 1 22, 1 24, 1 50, 2 8 5, 299 ; yerüstü, ı 22, ı 25 Mezopotamya, mima ri, 56, 87, 89, 2 1 3, 2 1 6, 2 1 7 , 2 3 7 , 24 1 , 276, 280, 3 1 5, Midyat, Mar Gabriel, 1 38, 1 42, 3 1 4, 3 1 5, 3 7 8 Midyat - M a r Philoksenos, 3 1 6 Mil ano Fermanı, 7, 28, ı 59 Milano (ltalya), Bibi. Ambr. "ltias Ambrosiana", 1 49 ; kilise mimari, 53 ; kiliseler, 8; S. Ambrogio, 84, 1 40, 1 60 ; S. Lorenzo, 3 1 , 50, 84, 1 3 5, 1 36 ; S. Nazaro, 53, 8 4 ; S. Simpliciano, 8 4 ; S. Tecla, 8 4 ; sa­ ray, 8, 1 i l Milden hall (lngiltere), gümüş hazi­ ne-, 1 80 Miletos (Balat), 20, 52, 58, 86, 105, 1 1 4, 278 Milvius Köp rüsü (Roma / ltalya). 7, 28, 1 9 6 Mima ri ; dini, 1 8, 244, 3 3 0 ; sivil, 1 8, 245, 298, 308, 338 Mine, 1 8 1 Misafirhaneler, 108, 1 1 5, 304, 3 39 Mısır, mimari, 44, 60, 9 I , 9 3 Misis, bkz. Mopsouest ia Mokisos (Viranşehir - Aksa ray'daki), 279, 2 8 3 Monreal (ltalya), mozaikler, 1 39 Montecassino (ltalya), manastır, 1 1 Monza (ltalya) , ampullalar, 1 83 Mopsouestia (Mopsouhestia / M isis / Yakapınar), 280 ; köprü, 1 20; mo­ zaiklar, 280, 2 8 1

Mozaik, duvar plaka, 8 3 , 1 39, 1 40; meza r plaka, 1 30 ; opus sectile, 68, 8 7 , 1 10, 1 39, 1 4 1 , 220, 267, 272, 284, 289, 298, 300, 302, 3 1 7 ; tesse­ ralar, 68, 83, 87, 1 1 2, 1 36, 1 41 , 1 43, 267, 272 Muskar, 2 1 3 Mylai (Manastır), 305 Myra (Demre / Kale), 42, 2 1 2, 2 1 3 , 282, 29 1 N Naos, 46, 56, 66, 69, 70, 84, 1 69, 2 1 3, 23� 2 6 1 , 27� 3 1 5 N apoli (İtalya), 3 1 , 1 24, ı 33, 1 64, Narlıkuyu, 27 5 Natro n Vadisi (Mısır), ma nastırlar, 92 N azia nzos (Bekarlar), 283 Nekropol , 2 ı 7 , 2 1 9, 220, 236, 240, 253, 25� 2 7 3 , 299, 308 Nero, imparator ( 54-68 ) , 4 Neumagen (Almanya), kale, 108 Nikaia {lznik), 7, 86, 1 4 2, 2 1 8, 220, 233, 2 6 1 , 2 8 1 , 284, 29 1 , 301 ; kili­ seler, 206, 27 1 ; mezar, 1 24, 1 3 3 N ikolaos, aziz, 28 1 , 282, 29 1 Nikomedeia (İzmit), 6, 24, i l i , 1 20, 1 94, 2 3 2, 284-286 Nikopolis (Yunan istan) ; kiliseler, 84 Nimes ( F ransa), Pont du Gard, 1 1 5 Nisibis (Antiochia a d Mygdanium / Nusaybin), 89, 2 1 3, 2 87, 288, 3 1 3, 314 Nola {ltalya), vaftizha ne, 1 3 5 Nusayb in, bkz. Nisibis Nübye (Sudan), 3 Nymphaion, 253, 276, 308, 3 1 8 Nyssa [Harma nda lı), 4 7 , 86, 1 33, 1 39, 1 42, 1 4 5 , 1 70, 257, 288, 289 o

Obelisk, 1 1 2, 1 1 4, 1 64, 266 Oğuz, bkz. Anastasiopolis

399

Ohrid (Makedonya), kilise, 50 Oktogon, bkz. kilise forınlan Olympia (Yunan istan), "Pheidias ' in atölyesi", 62 Onur Sütunlan, 100, 1 0 1 O n u r taklan, 100, 101 , 1 68 Opus sectile, bkz. mozaik Orleanville, bkz. Castellum Tingitanum Ostia (ltalya), 3 1 , 1 2 1 ; evler, 108 ; plaka mozaikler, 1 4 5, 1 47 Otranto (ltalya), moza ikler, 1 44 Ovacık Yanmadası, bkz. Aphrodisias­ "i (Kilikia'daki)

ö Ö lü gömme, 1 2 1 , 1 22 , 1 4 5, 1 50, 1 59, 340 Ö lüdeniz, 247, 249 Ö zlen, bkz. Kydna p

Pakhomios, Abba, l , 7, 9 3 Palaestina, bkz. Filistin Paleokastra (Arnavutluk), kale, 1 08 Palermo (ltalya), mozaikl er, 1 3 9 Pamukkale Hierapolisi (Phıygia'daki ) , 3 7 , 4 9 , 6 2 , 66, 8 6 , 104, 2 5 3 Paphos (Kıbns), mozaikler, 1 44 Parabemata, 70, 84 Parapetler, 69 Paris, Bibi . Nat., kutsal kitabeler, 1 48, 1 49 ; Louvre, röliker, 1 80 Parına (ltalya), va ftizhane. 60 Pastoforion, 70 Patara (Gelemiş), 20, 43, 105, 1 ı 8, 1 1 9, 28 1 , 290, 29 1 Paulus, 4, 5, 20, 2 1 , 97, 1 29, 1 34, 1 3 6, 1 46, 1 60, 1 87, 2 1 9, 220, 222, 228, 232, 24� 24� 2 53 , 25� 26� 2 6 52 7 7 , 28 ı . 282, 290, 293, 303 , 3 10, 311, Paulus, mezar (Roma), 1 26

400

Payeler, 68, 72, 78, 82, 83, 88, 9 1 , 2 1 3, 237, 239, 247 -249, 2 5 1 , 253, 2 5 5, 261 , 2 6 2 , 273, 2 7 5, 296 Pazar Bazilikalan, 1 , 1 8, il 8, 340 Pazar Meydanlan, 99 Pencere, 2 1 , 40, 68, 78, 80, 8 1 , 83, 84, 1 06, 2 3 5, 2 54, 257 , 27 3, 3 08, 3 1 3, 315 Pergamon (Bergama), 5, 2 1 , 60, i l 5, 1 47, 2 3 2, 2 53, 29 1 , 292, 297 Perge (Aksu), 4, 20, 43, 50, 64, 86, 105, 228, 232, 293, Peribolos, 64 Peristil, il 2, 1 44, 266, 26 7 Persek, 3 1 2 Persler, b kz. Sasaniler Petrus, mezar (Roma), 3 1 , 1 26 Pfalzel (Trier/Almanya), villa, 1 ıo Phiale Krene, 64 Philadelphia (Alaşehir), 5, 2 1 , 39, 1 3 3 , 294 Philippi (Yunanistan), 20, 108, i l 4, 1 26, 3 1 1 ; Basil ika A, 84; evler, 108 ; Oktogon, 27, 48. 1 42 Phlabias (Flaviopolis f Kadirli), 208, 295 Phıygia, mezar taşlan, 2 1 , 1 68 Piazza Arınerina (ltalya), villa, 108, 1 44 Pisa (ltalya), va ftizha ne, 60 Piscina, 58 P iskopos kiliseleri, 3 2 , 58, 66, 1 00, il 2, 1 28, 206, 223, 253, 2 5 7 , 264, 272, 273, 298 Plastik eserler, 89, 1 50, 1 67, 1 98, 227, 267, 3 2� 323, 34� 345 Poitiers (Fransa), vaftizhane, 92 Pola (Hırvatista n), fildişi kutusu, ı 78 Polykarpos, piskopos, 5, 1 2 6 Pomposa (ltalya), mozaikler, 1 44 Porec (Hırvatistan), " basi lica Eufrasiana", 3 2 3 Porfir, 1 0 1 , 1 42, 1 56, 1 57 , 1 59, 1 62 , -

1 63, 1 67, 1 69, 1 70, 2 5 1 , 267, 268 Portal, 64, 1 68, 209, 2 1 0, 255, 3 1 2 Portikus, 83, 84, 1 1 0, 230 Portreler, 1 45, 1 46, 1 58, 1 67 , 1 70, 1 9 5, 1 97 ' 344 Potsdam (Almanya), Friedenskirche (Banş Kilisesi), 1 Priene ( Güllübahçe ) , 50, 295, 296, Prokonnesos (Marmara Adası), 8 1 , 82, 84-8 7, 90-92, 1 42, 1 5 5, 1 56, 1 63, 1 66, 206, 225, 23 1 , 247, 2 50, 267, 2 7 1 , 302, Prokopios (y a k laşık 500 - 559 ) , 1 1 , 1 1 6, 1 1 9, 2 1 1 , 259, 274, 279, 285 Propyl o n, 63, 64, 265, 2 78, 292 Prothesis, 70 Ptolemais (Libya), kilise, 9 1 Pydnai, 68 Py ksisler, 1 7 7, 1 78 ; fildişi, 1 7 7, 1 78 ; gümüş, 1 79

Q Qalaat Seman (Suriye), hac merkezi , 6 0 , 8 8 , 94, 9 5 , 1 1 5, 1 9 1 , 2 2 7 , 3 6 5 Qalb Loze (Suriye), kilise, 88 Qanawat (Suriye), Se rail , 6 1 , 1 66 Qartmin, bkz. Mar Gabriel Qasr el-Libia ( L ibya), 53, 9 1 "

"

R

Ravenna ( t talya), 10, 83, 1 25, 1 42, 1 54, 1 88 ; aryan vaftizhane, 83, 1 36 ; ba şp iskopo s şapeli, 83, 1 36 ; Galla Placidia m ausoleu m u, 83 , 1 25, 1 3 6, 3 7 3 ; He rakles kabartma­ sı, 1 7 1 , 386; kilise mimarisi, 64, 8 1 , 83, 84, 1 36, 1 3 7, Basilica U rsiana, 41, 83; S. Apolli n a re in Classe, 83, 1 37, 1 38, 3 59, 3 7 7 , 380; S. Apolli­ nare Nuovo, 83, 1 3 6, 3 59, 3 7 1 , 376 ; S. Croce (Kutsal Haç Kilisesi), 3 1 , 53, 60, 83 ; S. Giovanni Eva ngelis­ ta, 83; S. Michele in A fricis co , 83, 88, 1 37 ; S. V itale, 40, 49, 83, 1 36,

266; lahitler, 1 5 1 , 1 56- 1 59, 1 6 5, 267 ; Ma x imianus Kathedrası, 77, l 79, 268 ; ortodoks vaftizhane, 83, 1 3 6 ; röliker, 1 72 ; saray, 1 i l ; The­ odorich Mausoleumu, 83, 1 2 6 Ren Mosel -Böl g esi (Almanya ) , 9 2 , 1 20, 1 65, 1 986 Resa fa (Suriye), 87, 100, 1 0 1 , 1 66, 364; Al Mundir-Bau, 53; Bazilika A, 88, 364; sarnıçlar, 1 1 6; surl ar, 107 Resimler, bkz. Kutsal Kitap Ressamlı­ ğı - Duvar Resimleri - Duvar Mo­ za ikleri i konalar Rölikerler, 70, 7 5, 89, 90, 1 2 8, 1 29, 1 7 2, 1 78, 1 80, 1 8 2, 242, 2 5 5, 272, 277, 3 1 7 Roma ; büyük sara y, 266, 267 ; evler, 22, 108, 1 1 6, 1 30, 143 ; hamamlar, 36, 58, 62, i l 6, 1 69, 220, 261 ; lu­ nius Bassus bazilika, 1 3 9 ; kata ­ komplar, 5, 1 2, 1 3 , 1 2 1 , 1 2 2- 1 30, 1 3 2 - 1 34, 1 47, 1 5 1 , 1 57, 1 68, 1 73, 1 74, 280, 2 8 1 ; Basil i ca Apostolo­ rum, bkz. S. Sebastiano ; Constanti­ nus Onur Takı, 1 58, 1 68; S. Agne­ se, 3 1 , 3 3 , 44, 83, ı 25, I J 6 ; S. Cle­ mente, 22, 3 7 1 ; S. Costanza, 3 1 , 3 3 , 1 25, 1 34, 1 40, 1 57, 360, 3 7 5 ; s . Crisogono, 2 7 ; S. Croce, 3 1 , 53, 60, 8 3 ; S. G i o v anni a Porta Latina, 83 ; S. Giovanni in Laterano, 3 6 ; S. Lo­ renzo, 3 1 , 84, 1 3 6 ; S. Maria Anti ­ qua, 1 3 2, 1 59 ; S. Maria Maggiore ; S. Martino ai Monti, 2 2 ; S. Paulo (Aziz Paulus Kilisesi) , 3 1 ; S. Pietro (Aziz Petrus Kilisesi) ; S. Pudenzi­ a na, 62, 1 3 5, 377 ; S. Sabina, 22, 83, 1 36, 17 5, 3 58, 387 ; kilise kapı­ sı ahşap, 1 74, 1 7 5 ; S. Sebastiano, 3 1 , 3 2, 44, 83, 1 28, 1 29 ; S. Stefano Rotondu, 40, 52, 83, 1 36, 3 6 1 ; Sal­ vator Kil isesi, bkz. S. Giovan n i in Laterano ; SS. Co sm a e Damiano, 1 3 6 ; SS. G iovan n i e Paolo, 22; SS. Marcel lino e Pietro , 3 1 -33, 1 2 5, -

-

-

401

1 3 2, 1 74, 374; mezar yazıtlan, 220; Pantheon, 60, 61 ; vaftizhane, S. Gi­ ovanni in Fonte, 3 6, 58, 59 ; Hono­ rius, 1 0, 1 2 5, 1 87, 240, 275; S. Cos­ tanza, 3 1 , 3 3 , 1 2 5, 1 3 4, 1 40, 1 57 ; Tor d e Schiavi, 3 2 ; Tor Pignattara, 32, 33, 1 2 5, 1 57, 1 67 Romuliana (Sirbistan), villa, 1 10 Rossano, Evangel iar 1 48, 269 Rotond, bkz. kilise formları Rumanya, mimari, 3 3 4 .. .

s

S. Maria Capua Yetere (ltalya) , şapel, 1 36 Sagalassos (Ağl asu n), 43, 6 1 , 296, 297 Sakarya köprüsü, bkz. Sangarios köprüsü Salah (Mar Yakub / Banştepe), 90, 3 1 4, 3 1 5, 3 64 Salamis (Kıbrıs), villa, 20, 4 1 , 86, 87, l lO, i l i , 1 1 4, 1 42 Salona (Hırvatistan), kiliseler, 26, 27, 53, 84 Samandağ, bkz. Antiokheia-Tha­ umaston Oros Sangarios ( Sakarya) köprüsü, 1 20, 286 Saraylar; imparator, 1 10, 1 i l , i l 3 , l l 4 ; özel , l lO, 1 80 ; Piskopos, 1 1 4 Sardeis, 5, 2 1 , 1 1 8, 1 3 3 , 297 ; kil iseler, 6 1 ; "D Yapısı (Kilisesi) ", 39, 294; si­ nagog, 1 1 8 Sarnıçlar, 1 1 5, 1 1 6, 2 1 6, 2 1 7 , 247, 260, 262, 273, 2 90, 3 1 8 , 3 40, Sart, bkz. Sardeis Sasan iler (Persler), 1 2 , 22, 1 37 , 2 1 3, 2 1 4, 2 1 6, 2 1 7, 2 20, 222, 226, 227, 258, 276, 287, 297, 298, 30 1 , 3 10 Scupi, bkz. Küçük Bürüngüz Sebaste (Ayaş), 6 1 , 62, 104, 243 , 259, 2 7 3 , 274, 29� 29� 300 Sebaste (Selçikler), 300 402

Segovia (ispanya), sukemeri, 1 1 5 Sekizgen plan, bkz. kilise formlar Selanik (Thessaloniki-Yunanistan) ; Galerius Onur Takı, 103, 1 1 3 , 1 68 ; kilisel er, 6 1 , 98, 1 3 7, 1 40 ; Akheiro­ poietos, 1 3 7, 1 4 1 ; Hg. Demetrios, 4 1 , 84, 98, 1 3 7, 1 40 ; Hg. Georgios, 61 , il 3, 1 3 7, 3 76; Hg. S ophia, 4 1 , 84, 1 39 ; Hosios David, 53, 1 3 7 ; re­ simler mezarlar, 1 24, 1 33 ; saray, i l 1 , 1 1 3, 1 4 1 Selçikler, bkz. Sebaste Selçuk, bkz. Ephesos Seleukei a ad Calycadnum (Silifke / Ayatekla / Meryemlik), 301 Seleukeia Pieria (Çevlik), 2 0, 50, 5 1 , 86, 88, 2 1 4, 22 1 , 307, Selge (Alt ınkaya), 6 1 , 62 Selimiye, bkz. Side Serbest Haç, bkz. kilise formları Serdica (Sofya/Bulgaristan), 27, 1 i l Sergiupol is, bkz . Resafa Side (Selimiye), 43, 55, 58, 64, 86, 105, i l 4, 1 28 , 307, 309 Side, surlar, 105, 307 Sikkeler, 1 2 4, 1 70, 1 7 6, 1 94- 1 97, 2 55, 3 50 Silifke, bkz. Seleuceia ad Calycadnum Silolar, 1 1 8, 1 1 9, 340 Si lvan, bkz. Martyropolis Si meon, yaşlı, rahip, 97, 1 9 1 , 1 92, 227 Si meon genç, rahip, 46, 60, 64, 94, 98, 1 71 , 1 9 1 , 1 92 Si meon Manastırı, Antiochi a ad O rontem (Antalya), 60, 64, 226 Sina ( Mısır) . Katharina Manastırı, 1 38 , 267 ; ikonlar, 1 47, 269 Si nekka le, 1 10, 271 Sırbistan, mimari , 100, 1 0 1 , 1 10, il 1 S i rmium (Sırbistan), saray, 1 1 1 , 1 1 3 Sivas ; müze, röliker, 1 7 2

Sivil mimari, 1 8, 2 4 5, 298, 308 , 3 3 8 Sivrihisar, bkz. Kızıl Kil ise Skeuophylakion, 244, 265 Slav, 3, 1 1 Slovenya, mimari, 3 3 4 Smyma (lzmir), 5, 2 1 Solea, 70 Spalato (Hırvatistan), villa, 1 10, 223 Split, bkz. Spalato Stadion, 99, 206, 230 Stauropol is, bkz. Aphrodisias Stobi (Makedonya), kiliseler, 8 5 , 1 3 2 Sudan, 3, 1 5 Sukemerleri , 1 ı 5, 267, 340 Suriye, 3, 5 , 9, 1 2, 22, 23, 3 6, 48, 50, 53, 58, 60, 6 1 , 64, 68, 70, 8 3 , 8790, 93, 94, 100, 101, 107, 108, 1 1 5, 1 1 9, 1 20, 1 3 1 , 1 41 , 1 42, 1 44, 1 46, 1 48 , 1 49, 1 7 1 , 1 80, 208, 2 1 4, 2 1 5, 2 1 8, 220, 221 -223, 2 2 5 - 2 2 7 , 2 4 1 , 2 54, 2 57 , 260, 280, 284, 2 8 8 , 293, 295, 307, 309, 3 1 3 - 3 1 6 ; lahitler, 1 26, 1 28, 1 29, 1 50, 1 54, 1 56, 1 58, 1 59, 1 64, 1 66 Surlar, 1 8, 96, 104, 2 1 3 , 2 1 5, 2 1 8 , 2 64, 267, 2 7 6- 2 8 0 , 304, 308 Susanoğlu, bkz. Korasion Sütunlar, 29, 60, 61 , 64, 68, 78, 8 2 , 8 3 , 9 1 , 100- 104, 1 2 3, 1 5 4, 1 63, 208- 2 10, 2 3 6, 239, 240, 252, 260, 2 6 1 , 283, 289, 296, 302, 305, 308 Synthronon, 39, 76, 7 7 , 2 10, 2 1 6, 2 53, 308 Syrakousai (ltalya), 82 ; Athena, Tapınağı, 6 1 ; katakomplar, 1 24

ş Şadırvan, 64 Şanlıurfa, bkz. Edessa Şar, bkz. Komana Şehir surları, 104, 3 3 8

T

Tabaklar - toprak, 1 9 2 Tabenissi (Mısır), manastırlar, 1 , 7 , 93 Tapınağ - zu Kirche.. Tarsos (Antiochia ad Cydnum / Iuliopolis / Tarsus), 309 ; köprü, 3 10

Tarsus, bkz. Tarsos Taşoz, bkz. Tha sos Taşucu, 301 , 302, 305 Tatköy, bkz. Ikonion/Laodikeia Tebessa (Cezayir) , hac merkezi, 60, 97

Tek netli kilise, bkz. kil ise formları Tekstil, 1 88, 1 90, 3 4 8 Telanissos (Suriye), ma nastırlar, 94 Templon, 1 , 39, 66, 70, 7 2 - 74, 8 1 , 1 7 1 , 1 7 8, 239, 247. 2 5 1 , 253, 272, 296, 30 1 , 3 1 8, Tenedos Adası, 1 1 8 Terazi - tunç, 347 Tetrakonkhos, bkz. kilise formlar Tetrarchlar, 6, 268 Thasos (Taşoz-Yunanista n), kilise, 53 Thekla , azize, 97, 1 1 6, 1 9 1 , 228, 246, 257, 2 7 2 , 303 -306 Theodorich, Osırogot kralı (49 3 - 526), il

Theodoros, aziz, 305 Theodosius 1 , imparator ( 3 7 9 - 3 9 5), 9, 10, 49, 60, 1 7 9, 266, 2 7 5 Theodosius il, imparator (408-450), 10, 33, 60, 1 00- 103, 105, 1 44, 1 46, 2 1 8 , 230, 246, 2 5 2, 264, Thessaloniki, bkz. Selanik (Yunanistan) Thorakia, bkz. Levhalar Thyateira (Akhisar), 5, 2 1 , 3 1 1 , 3 1 2 Tigranokerta, 277 Tiyatro, 99, 102- 1 0 5, 1 1 3, 1 7 7, 1 80, 206, 2 1 8, 225. 230, 245, 253, 2 6 1 .

403

262, 2 6 3 , 28 1 , 293, 294, 296, 300, 302, 307, 3 08, 3 1 8 Tlos (Düver), 43 Toprak, pişmiş, 68, 1 2 1 , 1 50, 1 76, 190- 1 93 , 1 98, 246, 269, 349 Toulouse (Fra nsa), "La Daurade", 56, 92 Transept Bazilika, 2 7 4 Trapeza, 7 5 , 76 Trier (Almanya), 3 1 , 58, l l l , 1 33 , 1 56, 1 69, 1 74, 1 87 "bazilika", 6 3 , 1 1 2, 1 39, 1 4 1 ; horrea, 1 1 9 ; imparator hama mları, 1 1 3, 1 1 8, 1 8 5 ; im­ parator sarayı, 1 l l , i l 2 , 1 1 3 ; kated­ ral, çift kilise, 46, 92, 96, 1 1 2 ; katedral müzesi, plaka (fildişi), 1 3 3, 1 3 8 , 1 40; mezar yazıtl a rı, 1 7 4; Rheinisches Landesmuseum: cam­ lar, 3 20, 3 2 1 ; Nuh l a hdi, 1 64, 1 6 5 ; pyksis (fildişi), 1 7 8 ; Roma köprüsü, 1 20 Trikonkhos, bkz. kilise formları Trivelon, 66 Tunç, 47, 66, 101 , 102, ı ıo, 1 1 4, 1 69, 1 70, 1 7 6, 1 8 1 , 1 82, 1 94, 1 9 5, 1 97 , 1 98, 206, 2 5 5, 268, 269, 2 7 2 , 289, 298, 299, 347 Tunikalar, 349 Tunus, m imari, 1 5, 8 1 , 1 42, 1 44 Tur Ahdin (Mardin Dağları), 37, 56, 94, 1 38, 198, 2 1 7, 3 1 3 Türkiye, mimari, 1 6, 4, 1 1 4, 1 20, 1 7 5, 198, 209, 240, 297, 330, 334 Tyros (Lübnan), kil ise, 24 u

Ulupınar, bkz. lsaura Pa laia Umwandlung (antiker BautenJ-, 292 U ra, bkz. Olba Urbino (Italya), müze, mezar yazı tı, 383 Urfa, bkz. Edessa Uşak, müze, 3 0 1 Uzuncaburç, bkz. Dioka isareia 404

Ü Ürdün, kiliseler 1 00 v

Vadi Natron (Mısı r), manastır, 9 2 Va ftiz kabı, 3 3 3 Vaftizhaneler; formlar, 1 8, 36, 3 7 , 5 5 , 5 8 , 59, 60, 84, 8 7 , 1 99 Valens, imparator (364- 378), 9 Valentinianus 1, imparator ( 364-3 75), 9, 1 08, 1 68 , 271 Valentinianus il, i mparator ( 3 7 5 392), 2 7 5 , 3 8 4 Valerianus, imparator (253- 260) , 6, 281 Vatikan müzeleri, camlar, 3 3 8 Vatikan, Bibi. Apost., Vergilius kitap­ ları-, 3 4 3 Venedik (ltalya), S. M a rco, mozaikler, 1 39 Yerde a ntico, 82, 1 42, 1 56 Verona (ltalya), mezar, 1 3 3 Vicenza (ltalya), şapel, 1 3 6 Vig (Arnavutluk), kale, 107 , 108 Villalar 108, J 10, 1 1 4, J 33, 1 39, J 40, 1 4� 2 2 � 2 7 1 , 289, 3 39 Viranşehir, bkz. Constantina Vira nşehi r/Aksaray, bkz. Mokisos Viyana, Bibi., kitaplar w

Welschbillig (Trier/Al manya), villa, 109, 169 x

X anthos (Ksantos, Kınık), 276, 3 1 7, 3 1 9, 355 y

Yakapınar, bkz. Mopsouestia Yalvaç, bkz. Antiokheia (Pisidia 'daki) Yazıtlar, 1 2 , 2 1 , 22, 1 2 3 , 145, 1 58,

1 59, 1 72 , 1 7 4, 1 8 2, 1 8 5, 2 1 5, 2 1 8 1 9, 2 2 7 , 2 2 9 ,

23 1 -3 2

Yedi Uyurlar (Efes) , 3 1 l , 3 4 1 Yediler (Tarsus), 3 1 1 Yeni Roma, İstanbul, 7 1 , 2 64 Yeniyurt Kale/lsauria, 4 1 , Yeraltı mezarlar, bkz. mezarlar yeraltı Yeşilovacık, bkz. Kilikia Aphrodisias­ 'i Yollar, 100, 10 1 , 1 20 , 2 58 , 2 6 1 , 289, 309, 338, 3 40

Yudea Çölü, manastırlar, 338 Yunanistan, mimari, 2 7 , 41, 44, 48, 50, 56, 60, 62, 69, 84, 97, 1 1 4, 1 1 5, 1 3 2 , 1 3 9 , 1 40, 1 42 , 1 44, 1 56

Yuvarl ak pla nli kil ise, bkz. kilise formla r Yürrne, bkz. Gerrnia z

Zengibar Kalesi, bkz. Isaura Palaia Zenobia-Halebiye (Suriye), 403 Zenon, imparator ( 474 / 6-491 ) , 2 1 1 , 2 1 5 - 1 6, 2 7 1 , 304

207,

Zephyrinus, Roma piskoposu ( 1 97 2 1 7) 1 2 2 Zerk, bkz. Selge Ziborium, bkz. Kiborion Zromi (Gürcistan), kilise

55

Züm rütkaya, bkz. Andriake

405

Prof. Dr. Guntram Koch

1 94 1 yılında doğan Guntram Koch, Göttingen ve Atina'da Klasik Arkeolo­ ji, Erken Dönem Hıristiyan ve Bizans Arkeoloj isi ve Sanatı ile Klasik Filo­ loji öğrenimi görmüş, 1 970'te doktorasını vermiş, 1 9 7 7 'de doçent unvan ı almıştır. 1 9 8 J 'den beri Marburg (Almanya) Philipps Üniversitesi'nde Erken Dönem Hıristiyanlık ve B izans Arkeoloji ve Sanatı profesörüdür. Guntram Koch, aynca Al man Arkeoloji E nstitüsü'nün bir araştırma yayın ı o l a n Antik Ç a ğ lahitleri sicil kütüğü " Sarkophag-Corpus" a d l ı yapıtın yayı­ ma hazırlayıcısıdır. Pek çok sayıda makale, eleştiri ve inceleme yayını arasından şu başlık.lan veriyoruz : • • • • • • • • •

Meleager. Die mythologischen Sarkophage 6, ASR XII 6 ( 1 9 7 5) Griechische Mythen auf römischen Sarkophagen (H. Sichtermann ile bir­ likte, 1 9 7 5) Römische Sarkophage. Handbuch der Archiiologie (H. Sichtermann ile birlikte, 1 982) Roman Funerary Sculpture. Catalogue of the Collections. The J . Paul Getty Museum, Malibu ( 1 988) Albanien. Kunst und Kultur im Land der Skipetaren ( 1 989) Sarkophage der römischen Kaiserzeit ( 1 993) Frühchristliche Kunst. Eine Einführung ( 1 995) Early Christian Art and Architecture ( 1 996) Frühchristliche Sarkophage, Handbuch der Archiiolo g ie (2000)

Ayşe Aydın

1 99 3 yılında Ankara Üniversitesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü, Sanat Tarihi Anabilim Dalı'nı bitirdi. 1 99 8 yılında Almanya, Marburg -Philipps Üniversitesi Hıristiyan Arkeoloj isi ve Bizans Sanat Tarihi Bölümü'nde "Emirzeli : Hellenistik Dönem'den Geç Antik Dönem'e Kadar Dağlık Kilik­ ya'da Yer Alan Bir Yerleşim"' başlıklı teziyle doktorasını verdi. 2003 yılın­ da "Erken Hıristiyanlık ve Bizans Sanatları " alanında doçent unvanını aldı. Özellikle Kilikia ve lsauria Bölgesi Geç Antik-B izans Dönemi mimari ve el sanatları ile Erken Hıristiyanlık Dönem üzerine farklı konularda kitap ve makaleleri bulunmaktadır.