133 90 39MB
Turkish Pages 732 [775] Year 1987
HİNDİSTAN TARİHİ III. Cilt
ADİR ŞAH AFŞAR'IN AKININDAN BAÔIMSIZLIK VE CUMHURiYETE KADAR
( 1737 - 1949)
(KURULUŞUNDAN BUGÜNE KADAR AFGANİSTAN TARiHiNi DE İHTİVA EDER)
Y. HiKMET BA YUR
Birinei ikinci
bukJ
baılı.ı
1950 1987
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU T Ü RK T AR İ H K U R U M U Y AYINLARI XIII. DİZİ --Sa. 4h1
DÜNYA TARiH i
HINDIST AN TARiHi ili. Cilt NADI R ŞAH AFŞAR'IN AKININDAN BAGIMSIZLIK VE CUMHURiYETE KADAR ( 17 37
-
1949 )
(KURULUŞUNDAN BUGÜ NE KADAR AFGANiSTAN T ARIHINI DE i HTiVA EDER)
Y. HiKMET BAYUR 2.
Baskı
Metin dıtında 3 harita ve 14 levha vardır.
TÜRK
l'ARfH
KURUMU
BASIMEVl-ANKARA
1 9 8 7
r k T a r i h K u r u m u, dilimizde, tarih ve arkeoloiinin T iibugii nkii durumuna göre yazılmış bir Diinya tarihinin bu lunmamasından dolayı hergiin daha ziyade duyulan eksikliği gözönüne alarak, bugünkü ihtiyacı kısmen olsun karşılamak iizere, bir D ü n y a T a r i h i yazılmasına karar vermiş ve bir plan hazırlayarak üyelerinin ve tarihle uğraşan Tiirk bilginleri nin yardımını sağlamıştır. Birkaç yıldan beri devam eden bu çalışmalardan sonra hazırlanan kısıml arm derhal basımına başlanmıştır.
Bu plana göre, D ü n y a T a r i h i y irmi ana bölüm içinde tahminen 39-40 ciltten ibaret olacaktır. ihtiva edeceği bahislerle cilt adetleri aşağıda gösterilen bu büyük eserin, kısa bir zaman da tamamlanması mümkü n olamıyacağından, hazırlanmış olan ciltlerin sıra gözetilmeden basılarak, Türk aydınlarının istifa desine konması uygun görülmüştür. Bu seride çıkacak eserler tam ve mükemmel olmak iddia sından uzak bulunmakla beraber, kendi tarihimize ait kısım ların anakaynaklardan faydalanılarak yazılmasına çalışılmıştır. Ahval ve şartlar müsait olduğu zaman, bu eserin çok daha mükemmellerini dilimizde y azılmış görmek büyük emelimizdir. TÜRK TARiH KURUMU
1.
-
lnHnlıQ'ın lraynald arı ve ilk medeniyetler (Pre· biatorya) •
Orta Aaya ( lalim iatiliaına kadar) Ç in (En ealri çatlardan buıüne kadar) lll. Hind (En eaki çatlardan buıüne kadar) . i V. V. - Mezopotamya, A ral.iatan, Suriye ve Filiatin ( lıl i m l ıtın çıkıtına kadar) il.
2
-
-
-
3
2
eilt
vı
R USYA TARiHi VI. Vll. Vlll.
- Mı•ır (Roma i•tilhına kadar) . - Anadolu ( Helleniatik devre kadar) Eıe, Yunaai•taa, Makedonya, lakender ve Hel lenizm k ırallıkları devri lraa (Arap iatili81na kadar) Roma Bizanı - Şarki Avrupa (Eıki çatlardaa Ortaçat'ın ıonuna , kadar ) lalim taribi (Endiilüa ve Tevi if-i Mülıik dabil) - Ortaçat Türk devletleri Ortaçat'da Avrupa Oımaalı lmparatorlutu Yeniçat'da Avrupa (Ruıya dabil) Yeniçafda Orta Aaya ve Yakın Dotu'da diter devletler Amerika Uzak Dotu (Eıki çatlardaa buıüne lı:adarj .
.
-
X. XI. Xll.
-
-
•
.
•
•
•
•
•
XIX. XX.
Cilt
1
•
1
•
2
•
1
•
-
IX.
Xlll. XIV. XV. XVI. XVll. XVlll.
1
•
•
.
•
-
-
•
-
-
-
•
•
.
.
•
2 1
2
4
2 7
3
-
-
1
•
•
• • • • •
1 Ç I N D E K I L E R. TÜRK TARiH KURUMU'NUN NOTU iÇ iN DEKiLER ÔNSÔZ
v vıı . xxvı
BiRiNCi BÔLÜ M
NADIR ŞAH AFŞAR'IN HiNDiSTAN AKINI VE BUNUN SONUÇLARI ı.
Sefer ve Sa vaı
lran'daki durum 1- Nadir Aftar' ı n Kandahar'ı almHı 1- Hindia· tao'daki durum 1- Nadir Aftar'ın Kandahar bölıruintieki eylemle ri 2Nadir Aftar'ın Gurıranlı'larla haherletmeleri 2- Delhi'deki durum ve dedikodular 4- Gurııan l ı ileri ırelenleri arHındaki kartıtlılclar ve bazı dedikodu l ar S- N ad i r Af,ar'ın Gune ve K ibil'i almuı 7- Muhammed Şah'a mektup ve Celilabad'ın al ınma11 7- Ha yber botazı n ıu :ı:orlanmaaı 8- Yni bahaneler 9- Lahor'un dii,meai -9 Delhi'de olan bitenler 10- Hindu hiikümd ..larınJan yardım İstenilmesi 1 1- Gurka o l ı ordu.u nun iler lemeai 12 Karnal'da bir kurırana ka p a n ı l mHı 13- Karnal vuruımaaı 14-
il.
Savaıtaa •oarakl s&r&ımeler
Gurkanlı b e y leri aruın d a k i kıakançl ık l a r 22 - yeni 111.
durum 23-
Nadir Af.. r Delhl'de
Delhi'deki ayakl anma 26 - Nadir Şah A f,ar'ın Delhi'de durum 24 aldıtı pitkrt 28 - Nadir A ftar'ın Delhi'den ayrı lmaaı 79 - Nadir Af· pr ıu Muham med Şaha öt üt l eri 30 Nadir ve Muhammed Şahlar ara aınd•ki anlatma 31- Nadir Aftar'ın ıreri dönmesi J2- Nadir Şah'ın Hindiatao aeferi aonuçlarını Oımanlı pidita h ı na anlat ı,ı 32-
'
ıv.
-
Nadir Şah Afıar'ıa çeldlme•laden oann aıam&ne kadar sldea devrenin ola7lan
Muhammed Şıhı n Turaniyan aleyhindeki denemeleri 3�-Delhi'ye yakın auhelerin durumu 36-Beaıral ve Kuıı:ey Dotu Hi n dia t an'da durum 39-Dekken'de durum "8-Karnatik ola y l a r ı 39- Kuzey Hindiıtan'da olan bitenler 41 - Marata'lar Benıral'de 4 1 -Mahmad Ş.1hıa n·relere ne ölçüde eıremen oldut u nu ötreamey e çalıtmHı 43-Rohilla'lar 44-0ıman lıya ııiden Gurkaolı el çiai 45- Nadir Aftar'ı n e lç il eri vuıtHiyle Muhammed Şah'dan
vm
HiNDiSTAN TARiHi
bnı iıteklerde bulunm111 48- Nadir A ftar'ın öliimii 49-Nadir Aftar'ın öaellikleri SO- N ıdir'in öliimiinden ıonra Oımnlı- Gurkanlı miin11ebetleri 50-Nadir Aftar'ın öliimiinden ıonraki durum 53i K i N C i
BÖ L Ü M
AVRUPALILARIN DENiZ YOLUNDAN HINDISTANA GELiŞLERi ı.
Porteklslller
Portekizlilerin Hindiıtana illı: reliti 56- Vulı:o da Gama ıeferinin ıo nuçları 57-Hindiıtan'a ikinci Portekiz ıeferi 58-Portelı:izlilerin zorla tatıt ve teeim tekeli kurmalı: iİıtelı:leri 59-Kalikiit zamorini ile 11vatlar 5'l-Por· telı:izlilerin yeni •İy11aları 60-M111r, Venedilı: ve bazı Hindiıtan devletleri ar11ında anlatmalar ve Porlelı:izlilerin y a y ı l maları 62- D'A lbiilı:erk'in re nel vali liti 63- Kızıldeniz'cie utratlar 65- Gucerat'la utratl"r ve orada iiıler elde edilmeai 65-Portelı:izliler Sind'te 68- Yönetim itleri 69-Tecim itleri 70-Portekizlilerin Garlı:anlılarla miin11e betleri 71-l pek yayılmış olan eşkiyalıkla da başarı ile mücadele eder ve adalet işleri ni düzeltir, Müslümanlar ıçın Fetavay· ı A lemgiri 1 gibi bir eser elde bulunduğundan o, esas olarak ele alınır ve kadıların ona göre hüküm vermeleri sağ lanır. Hindular için de onların k utsal kitaplarından, toplama ve seçme yolu ile, bu kabil bir eser hazırlattırılır. Genel olarak denilebilir ki Hindistan'da lngiliz yönetimine bir devlet yönetimi biçimi veren Warren Hastings olmuştur. 1 Bk. il.
cildin diı:iaiade bu ada.
176
HlNDlSTA N TARlHI
Ü lkenin gelirlerinden 1 756 'da Bengal nava Beasal aavablanaıa darama hına 5.300.000 rupi ( 600.000 altın lira k adar ) veriliyordu ; bu 1 766'da 4.100.000 v e 1 769'da 3.200.000 rupiye indirilmişti. Warren Hastings işbaşına geçtik ten az sonra bunu 1 .600.000 'e indirir. Böylelikle navab, siya sal ve idari bakımdan bir hiç olduğu gibi mali bak ımdan d a bir hiç durumuna düşer. Warren Hasti ngs genç y aşta olan navab'ın saray işlerini düzenlerken ona Minni Bey im adında bir kadını vasi tayin eder ; bu kimse Mir Cafer' in karıların dan olup onunla evlenmeden önce oyuncu imiş. Warren Has tings bu tiyini o kadının l ngilizlere minnet duygulariyle bağ lanacağını umduğu için yapmıştı. Fakat bu olay onun başına çok iş açacaktır ; çünkü aşağıda göreceğimiz gibi, onun kuru lunda kendisine aleyhdar bir çokluk bulunduğundan, Nanda kumar adında bir Hindu ileri geleni onun bu tayin için Beyim'· den 350.000 rupi kadar bir rüşvet aldığını iddia ederek ve genel vali böyle bir rüşvet almadığını, ancak her tayinde gö· renek olduğu gibi 1 50.000 rupilik bir pişkeş veya armağan al mış olduğunu söyliyecektir. Bu paranın alındığı vakit memur ları n bu gibi armağanları kabul etmeleri Şirketce çoktan yasak edilmiş bulunuyordu. Bu yüzden Warren Hastings'in durumu çok güçleşecek ve ilerde onu n yargılanmasında bu olayın da tesiri olacaktır. Nandakumar 1776'da türlü biçimlerde s uçlan· dırılarak idam edilecektir ; bu da valinin bir oyunu sayılacaktır. il. Şah A lem'in bir l ngiliz korunuğu gibi Al Garkanlı lahabad'a yerleşmiş olduğunu ve 177 1'de p Adl9ablyle mGna•ebetler Marata'ların çağrısı üzerine onların kurunuğu olarak Oel hi'ye dönmüş olduğunu yukarda görmüştük (s. 1 30, 131 ve 1 57). Bunun üzerine Warren Hastings, Padişaha Bengal divanlığını l ngilizlere vermiş olmasının karşılığı olarak ôdenmesi gereken 2.600.000 rupilik yıllığı keser. Asıl sebep onun artık l ngilizlerin başlıca önürdeşlrri ve sık sık da düşmanları olan Marata'larla işbirliği yapmış olmasıdır. Bahane olarak da kıtlığın husule getirmiş olduğu sıkıntı ileri sürülür ; aynı zamanda Padişahın Bengal divanlığını l ngilizlere vermiş olmasını n bir laftan ibaret olduğu, çünkü orasının zaten l ngi lizlerce fethedilmiş bulunduğu iddiası ortaya atılır.
HINDISTAN'DA EGEMENLiK K UR M A K iSTEYENLER
1 77
Navab-Vezir, yani Oud navabı Şüca üd·devle, Padişahın Delhi'ye geri dönmesi üzerine onun l ngilizlerin koruculuğu altında bulunduğu sırada oturmakta olduğu Aliahabad ve Kara bölgelerinin kendisine satılmasını l ngilizlerden ister. Bundan başka Oud'un Kuzeyinde, yukarı Gence ovasında bulunan Rohillalara karşı (Afganlar) girişmek istediği savaşta l ngilizlerden para karşılığında yardım diler. Rohillaları n başında bul�nan Hafız Rahmet Han, Panipat bozgunundan kendilerini toparlamış ve yeniden Kuzey Hindis tan'da saldırılara koyulup Rohilkent'e ( Rohillaların ülkesi) gir miş olan Maratalara karşı Şüca üd-devle'dt:n yardım istemiş ve arada l ngilizlerin kefil oldukları bir andlaşma imzalanmıştı. Buna göre Rohilla başbuğu bu yardım karşılığında Şüca ü d devle'ye 4 milyon rupi vermeyi üstenmişti ( 1 772). Bir müddet sonra kısmen olsun Oud ve Bengal'den y apılan askeri baskı yüzünden Maratalar Rohilkent'ten çekilirler. Hafız Rahmet Han, Şüca üd-devle'ye üslenmiş olduğu paray ı vermeyince bu son kişi l ngilizlere baş vurup yukanda anlattığımız gibi Rohilkent'i almak için onlardan yardım ister. Bu son ülke Oud ' u Batıdan istila etmek için en uygun yol idi. Bu yol u ileride Maratalara kapamak ve Şirkete bir miktar para kazandırmak için Warren Hastings, Şüca üd-devle'ni n isteklerini kabul eder. Varılan anlaşmalara göre 5 milyon rupi karşılığı nda Allahabad ve Kara bölgeleri bu kimseye geri ve rilecek, bir lngiliz tugayı ona yardımda bulunacak, bunun için o, ayda 2 10.000 ve seferin sonunda 4 milyon rupi ödeyecek ve ü nlü Çinar kurganını (Benares dolayı) l ngilizlere verecektir. Bu anlaşmalara, imzalandıkları y er dolayısiyle, " Benares anlaş ması" denilir. Çetin vuruşmalardan sonra Rohillalar ezilir ve Rohilkent, Oud'a katılır ( 1774). Bu savaş ve o sırada y enilmiş halkın zulüm görmüş olduğu iddiası Kalküta'ya yeni gelmiş olan Ge nel Valilik K urul u'nun Warren Hastings'e muhalif olan üç ü ye since ona hücum için bir silah gibi k ullanılır ve o epey zor bir duruma düşiirülür. Oad a vabl 1 m 8aa ebet . • • Robllla'larla •• ••ı
:
�;
Hlt111l.ta11 TarUtl
111.
T. il
1 78
HiNDiSTAN TAR iHi
Yeni •l7a•a Beş kişilik bir mecliste çokluğu teşkil eden bu üç üye (Bunlara bundan böyle • üçler,. diyeceğiz) Warren Hastings'in hemen bütün yaptıklarını bozmaya veya değiştirmeye koyulur ; onun atamış olduğu bir çok kişileri değiştirirler ve elden geldiği kadar onu alçaltıp gerçek egemen liğin kendilerinde olduğunu her kese anlatmaya çalışırlar.
Bu yeni siyasanın ilk belirtileri Oud'da görülür. Şüca üd Devle 1 775'de ölünce � Ü çler.. onunla yapılmış anlaşmanın hü kümsüz kaldığını ve yerine geçen oğlu Asaf üd-devle ile yeni bir anlaşma yapmanın gerektiğini ileri sürerler. Buna göre yeni Navab - Vezir, Benares'in gelirlerini lngilizlere vermek ve ya nındaki l ngiliz birliği için her ay ödediği µaraya 50.000 rupi eklemek ve babasının l ngiliz'lere olan borçlarını toptan ödemek zorunda kalır. Bundan başka "Oud Beyimleri,. diye anılan Asaf üd-Devle nin anası ve büyük anasının miras ve para işlerine ait iddiaları ortaya çıkar. Bunlar kendilerine yılda 50 - 60.000 l ngiliz lirası gelir sağlayan topraklara sahipdirler ; aynı zamanda Şüca üd devle'nin biriktirmiş olduğu 2 milyon lngiliz lirasının da onun vasiyeti gereğince ( Böyle bir vasiyetname gösterilememiştir ) kendilerine ait olduğunu ileri sürerler. Bir takım çekişmelerden sonra Be} imler, Aı.af üd-devle'nin lngilizlere olan borcunu ôde yebilmesi için 550.000 l ngiliz lirası vermeye razı olurlar, şu şartla ki yukarda anılan iki milyon lngiliz lirasının kalan kıs mına ilişilmesin ve bunu l ngiliz'ler üstensinler. Bu iş onların istedikleri gibi çözülür ; ancak bunun so nuncunda Asaf üd-devle parasız kalır ve kendi askerlerini besliyemez olur ; bunlar da ayaklanır ve epi kanlı çarpışma lardan sonra yenilebilirler. Bu olaylar Oud devletini yıkıma doğru götürecektir. Marata'ların asıl ülkelerinde Puna bölgesinde bir yandan Ragunat Pao, öbür y andan da Nana Fadnavis arasında ( Bu kimse öler. Pişva Narayan Rao'nun küçük oğlu adına iş görmek iddiasında idi) bir suru çarpışma olmaktaydı ( 1 772-1775). Sebep bu iki kişinin Marata'lar ara•rata'larla Bomba7 'dald lasUJ.z'ler ara· ll&Dda -•af
HIND!STAN'DA EGEMENLiK K UR M A K iSTEYENLER
179
sında egemenlik sağlamak isteği idi. Bombay'daki l ngiliz'ler Marata'larca Portekizlerden alınmış olan Salset ve Basseyn'in kendilerine verilmesi şartile Ragunat Rao'ya 2500 k işilik bir askeri k uvvetle yardım etmey i k abul ederler ve onunla b u yolda bir anlaşma imzalarlar (Surat anlaşması, 1775). Ragu n at Rao ve anılan l ngiliz birliği epi başarı elde etmişken Bengal'deki genel v ali ve onun kurulu kendilerinden habersiz girişilen bu işe muhalif olurlar ; ancak Warren Hastings savaşı birden bire durdurmayı muvafık bulmazken " Ü çler .. bu amaçla Puna'ya bir müzakereci gönderirler ve oradaki Marala ileri gelenleriyle, yani Ragunat Rao'nun düşmanlariyle, lngiliz men faatleri bakımından Surat antlaşm3sına az çok benzeyen bir a ntlaşma yaparlar (Purandar anlaşması, 1 776). Böy lelikle l ngiliz'ler arasındaki ayrılık açıkca görüldüğü gibi Ragunat Rao'ya verilmiş olan söz geri alınmış ve onun "haklarını" korumak için yapılan antlaşma bozulmuş olur. Genel valinin kurulundaki çokluğun onun aleyhinde olması dolayısi) le nasıl eli ayağı bağlı bir d urumda bulunduğunu yukarda görmüştük. Onu azlettirmek veya istifaya mecbur etmek i;in de Londra'da epi oyun oynanırsa da bunlar bazı tesadüfler sayesinde bir sonuç vermez. 1776 'da "üçler" den biri ölür ve bu sayede genel v alinin öbür iki düşmanı artık K urulda çokluk teşk il etmezler ; çünkü bir işte oylar eş sayıda olunca genel valinin bulunduğu tarafın oyu y ürütülmekteydi. 1 778 'de de " Üçler"in bir ikincisi ölür. Warren H •• · tlns• 'ln dara ma egemen olma••
O tarihte Amerika istiklal savaşı başlar : çok geçmeden Fransa da bu savaşa katılır ve o ağır durumda hiç kimse, Warren Hastings gibi değerli bir kimseyi geri çağırmaya veya ona engeller çıkarmıya kalkışmaz. Dolayısiyle o, 1 776'dan 1785'e kadar işlerin tam egemeni kalır. Bu yıllar l ngiltere için en ağır y ıllar olur : o, ayaklanmiş olan Amerikalılar ve onlara yardım eden Fransız ve l spanyol iarla savaşmak zorunda bulunur, büyük yenilgilere uğrar ve bugün Birleşik Amerika devletlerini teşkil eden koca ülkeyi kaybeder.
1 80
HINDIST AN TA R IHI
Bu devrede l ngilizlerin tek ba�arı sağladıkları ülke, pek az yardım gönderebildikleri Hindistan oluı-. Bu da Warren Hastings'in eseridir. Paaa Marata- Az y ukarda ( s. 1 79 ) Marata'larla yapılmı-i larlyle yea ldea olan Purandar anlaşmas ını anmıştık ; bu, Su· •avaıdma•ı rat anlaşmasiyle sağlanılmış olan menfaatlerin en önemlilerini alıkoymaya, fakat Marata ileri gelenleri a rasındaki savaşlara k arışmamaya varıyordu. Ancak lngiltere'deki Şirket müdürleri bu siyasay ı beğenmezler ; onlar Surat anlaşmasının met nini alınca onu tasdik etmişlerdi. O sıralarda l ngiltere ile savaşa tutuşmak üzere olan Fransız ların Puna'ya bir adam göndermiş olmaları da l ngilizlerin k uşkusunu artırmıştı. 1778'de Londra ile haberleştikten sonra Bombay 'daki b giliz'ler o sırada Puna Maratala'rına karşı (Orada Nand Fadnavis duruma egemendir) bazı başarılar ka zanmış olan Ragunat Rarı ile yeniden anlaşır ve onun yar dımcısı olarak Puna'ya karşı bir kuvvet gönderirler. Bu kuv vet gerilemek zorunda kal•r ve çok sıkışık bir duruma düşünce Vadgaon anlaşmasını ( 1 779) yapar. Buna göre : l ngilizlerce 1 773'den beri Marata'lardan alınmış olan bütün yerler geri verilecek, Bengal'dan Batıya doğru yola çı karılmış olan l ngiliz ordusu geri çağrılacak ve iki l ngiliz bu şartların yerine geti rilmesine kadar tutu (rehine) gibi Marata'lara verilecektir. Bu sayede çok sıkışık durumda olan l ngiliz birliği kurtulursa da lngilizler bu anlaşmayı uygulamazlar.
Demin dediğimiz gibi Vadgaon anlaşması lngilizlerce reddedilecektir. O sırada Marataları n birbirlerine girmiş ve parçalanmış bir durumda olmaları da lngiliz'lerin işini çok ko laylaştırır. Merkezde Puna'da küçük pişva'yı kukla gibi kulla nan Nana Fadnavis, oraya egemen olmak isteyen Ragunat Rao, Baroda'daki Gaikvar, Gvalyor'daki Sindia, Malv a'daki Holkar ve Berar'daki Bonsla, özet olarak bütün Marala hanedan ve ileri gelenleri biteviye taraf değiştirerek birbirleriyle uğraşmak tadırlar. Bu sayede lngilizler için Vadgaon'da üslenmiş olduk ları yönleri yerine getirmemek ve bazı Marala başbuğlarını öbürlerine karşı kullanmak mümkün olur.
HINDIST AN'DA EGEMEN LİK KURMAK iSTEYENLER
181
Warren Hastings Bombay'daki İ ngilizlere yar dım için Bengalden Batıya doğru 6.000 kişi lik bir ordu göndermişti : bu kuvvet, yol üze rindeki Marala devletleri dahil, türlü devletle rin topraklarından aşırı güçlüğe uğramadan geçer ve Burhanpur'la Surat'a uğradıktan sonra Bombay'a va rır. Daha eski devirlerde bir çok yerli veya Türk ordularının bundan pek önemli ve çetin savaşlarla dolu daha da uzun y ü rüyüşler yapmış olmalarına rağmen bu olay çok büyük bir ba· şan gibi kutlanacaktır. Bengal'dea kara yolD ile Bombay'a gGn derllen f ngllb: ordu•a
1 780 yazı nda Dekken'de Nana Fadnavis'le (Puna merkezine tabi Marataların o sırada en sözü geçen başlarındandır). Haydarabad niza· mı Ali ve Maysor'daki Haydar Ali arası nda - Marata b aş b uğ 1 arı b "ır b ağ d aşma y apı 1 ır : o·· b ur kah Nana Fadn avis'e kah lngiliz'lere eyginlik gösterirlerse de daha çok birincisiyle işbirliği yaparlar. Bağdaşma ya göre Marata'lar Merkez ve Kuzey Hindistan'a, Niıam Ali Ku zey Serkarları'na (Karnatik'in Kuzeyinde bulunan Dekken kıyıları) ve Hayd:ır Ali de K arnetik'e ve Madras bölgesirıe saldıracaklar dır. 1782 'den itibaren de ünlü Fransız Amirali Suffren'in ko· mutası altında bulunan bir donanma Doğu Hindistan kıyılarında üstün bir durum sağlar ve lngilizleri çok sıkıştırır. Bütün bunlar olmadan önce, Fransa lngiltere'ye karşın olarak Amerika bağımsızlık sdvaşına katıldığı v akit, l ngilizler, çok zayıf bir durumda bulunan Pondişeri'yi kolaylıkla almışlardı ( 1778). De k k en ' de fa glllslere kartı genel batd•t· ma ve Fran•ızların it e karıı · ma1 arı
Fransızların destekledikleri bu büyük hareket gelişince lngilizler çok kötü bir duruma düşerler. Onların bu kalabalık düşmanlara karşı savaşlarını ayrı ayrı anacağız. Maratalarla Başlangıçta daha yukarıda andığımız bağdaş • •• ve bant ma yapılmada n lngilizler, Baroda Marataların· dan Govind Rao Gaekvar ile Fatih Sing Gaekvar arasındaki egemenlik kavgasından faydalanmış, bun ların ikincisini desteklemiş, Ahmedabad kentıni saldırı ile onun hesabına almış ve böylelikle Maratalar arasında güçlü bir bağlaşık elde etmi.şlerdi ( 1779). ••
182
HINDISTA N T ARIHI
1780 'de Bengal'den gönderilen bir l ngiliz birliği Sindia'ya ait olan ünlü ve güçlü Gvalyor k urganını bir gece saldırısı i le alır : aynı yılda l ngilizler Basseyn limanını yine Maratalardan alırlar ; ancak daha doğudaki dağlık bölgede Hol kar tarafından yenilirler. Sindia ise şubat 1781 'de lngilizler tarafından ağır bir yenilgiye uğratılır. Sindia ve l·folkar Marala hanedanları ise önürdeş idiler : birincisi, Gvalyoru kaybettiği ve l ngilızlerce yenildiği halde Holkar'ın bu sonuncular üzerine bir başarı sağ lamasın ı çekemez ve l ngilizlerle barış yapar : bundan başka onları ana Marata devletiyle de (Puna hükumeti) barıştırmayı üzerine alır ve anlaşmanı n kefili olmayı da kabul eder ( 1 78 1 ). Puna Maratalariyle l ngilizler arasında barış 1782'de im zalanır ( Salbai anlaşması ) 1 : Salset ve ona yakın üç adacık l ngilizlerde kalır : onlar 1 776'dan beri almış oldukları bütün yerleri Marata'lara geri verirler ; Marata'lar, Haydar Ali'n i n l ngilizlerden v e Arkot navabından almış olduğu yerlerin onun tarafından geri verilmesini sağlamayı ve bu yapılırsa Haydar Ali'ye ilişmemeyi üstenirler ; her iki yan ( l ngiliz ve Marata'lar ) kendi bağdaşlı kların ı öbür yan ve onun bağdaşları ile barış içinde yaşatmayı da Üzerlerine alırlar. l ngilizlerin bütün Marala devletleriyle tecimde bulunmak hakkı tanınır ; bundan başka aynı anlaşmaya göre hiç bir Marala devleti, P:>rtekizlilerin o anda var olan tecim yerlerinden başka her hangi bir Avrupa devletine kendi ülkelerinde yeni tecim yeri açmak iznini vermiyecektir : l ngiliz'ler de pişva'nın düşmanlarına yardım et miyeceklerdir. B u Salbai anlaşması l ngilizlere Amerika ve Avrupa'da bir kaç devletle savaştıkları bir sırada Marata'ların başkısın dan kurtulmak imkanını vermişti. Bu barış 20 yıl sürmüştür .. H ay dar Ali U e Marata'larla. yapmış olduğu, bağdaşmadan sonra Haydar Alı, Temmuz 1 780 de çok kalabalık bır •avaı atlı ordudun başında Karnatık'e baskın biçimin de girer ; bir çok yağmada bulunur. Konceveram yakınında bir l ngiliz birliğini ezer ve ana l ngiliz ordusunu kovalıyarak Madras dolaylarına kadar gelir. Arkot kentine ve ora navabına ait bir ..
ı
Metio içio bk. T. E. S. , C.
V I , ı. 4 1 .
HINDISTAN'DA EGEMENLiK KURMAK iSTEYENLER
1�
çok yerlerdeki yerli askerler de maneviyat kırıklıtı dolayısiyle Haydar Ali'ye verinirler. Bu yıkımları öğrenince Warren Hastings Bengal'den Mad ras'a yardım gönderir. Aynı bölgede 1 78 1 y ılında yapılan savaşta l ngiliz yaya ve topçuları Haydar Ali'nin ordusu ile temasa geldikleri hemen her yerde başarırlar, halli bazen zafer sağlarlarsa da ( Porto Novo zaferi : 1 78 1 ) ordusu hep atlı olan bu kimsenin bütün ülkeyi yağma ve tahrip ve oranın varidatını yoketmesine mani olamazlar. 1782'de Amiral Suffren'in komutasında bir Fransız donan ması Karnatik kıyılarında görünür ve oralarda üstünlük sağlar. Çok ihtiyarlamış olan Büssi de bu donanma ile birlikte gelmiş tir. Fransız'lar karaya 2.000 kişi k adar çıkarır ve Haydar Ali ile birleşirler ; onların deniz üstünlüğüne ve Madras'ta kıtlık başlamış olmasına rağmen lngilizler, oldukça atır ve tehlikeli bir durumda kalmakla birlikte, tutunabilirler. l ngilizlerin Bombay'dan Malabar kıyılarına ( Batı Dekken ) gönderdikleri kuvvetler de önemli bir şey başaramadan Haydar Ali'nin oğlu Feth Ali ( Tipu Sultan diye ünlüdür ) tarafı ndan püskürtülür ve tutsak edilirler ( 1782-3). Haydar Ali 1 782 sonlarında ölür ; o l ngilizlerle Maratala r arasında yapılmış olan v e kendisini d e ilgilendiren ( bk. s . 1 82) Salbai anlaşmasını tanımamıştı. Oğlu Tipu Sultan savaşa devam edecek ve Fransızlarla birlikte başlıca l ngiliz ordusunu çok tehlikeli bir duruma sokacaksa da l ngiltere ile Fransa arasında barış yapıldığı ( Versay barışı ) haberinin alınması bu orduy u kurtaracaktır ( Haziran 1785 ). Fransız'ların işten çekilmesi üzerine y alnız kalan ve kendi ülkesi tehdit alına giren Tipu l ngilizlerle barış yapar ( Mangalor anlaşması, May ıs 1 784 ) . Her kes aldığı yerleri ve tutsakları geri verir ve Tipu l ngilizlerin bağdaşlıklarına çal mamayı üslenir. Bu savaşlar sırasında Haydarabad nizamiyle l ngilizler arasında önemli bir şey olmamıştır.
184
HiNDiSTAN TARiHi
Yukarda andığımız sürekli kara savaşları ve bir buçuk yıl kadar Fransız donanmasının Hindistan denizlerinde üstün bir durumda bu lunması l ngilizlere aşırı masraflar yüklemişti. l ngiltere ise Fransa, ispanya ve ayaklanmış Amerika'lılarla savaştığı için her bakımdan ve ezcümle para bakımından çok sıkışık bir durumdaydı ve Hindistan'a para gönderemiyordu. Bu yüzden Genel Vali Warren Hastings zorla para bulmak mecburiyetinde kalır. O, önce Benares racası Çayt Sing'i, sonra da yukarda anılmış olan Oud Beyimleri'ni para almak için sıkıştırır ve bu son unculardan zorla 7.600.000 rupi alır. Çayt Sing kendisinden istenilen parayı veremeyince tevkif edilir ; fakat Benares'de onun lehinde bir ayaklanma olur ve bu bastırılırken hazinesi yağmaya uğrar. Dolayısiyle bu işten bir şey kazanılamaz. Bu olaylar yüzünden de W. Hastings lngiltere'ye dö nünce yargılanacaktır. Para balmak lçla abaaa baza zorla tedblrl.. r
Warre a a.. tlag• 'la Hla dl•taa'daa ay rılm . .ı
1 784'de yeni lngiltere başbakanı Pitt ile geçi nemediği için Warren Hastings Hindistan'dan ayrılır. O, olağanüstü güçlüklere ra�men l ngiliz egemenliğini Hindistan'da devam ettirmiş ve oradaki bütün devletlere l ngiltere'nin kendilerinden güçlü olduğunu göstermiştir. O, y ukarda andığımız ve anmadığımız bir takım konular dolayısiyle 1 788'den 179S'e kadar 7 yıl yargılanacaksa da sonda beraat edecektir. .
XIll. 1784 TARiHLi HiNDiSTAN KANUNU VE 1793'DE YAPILAN DEC IŞIKLIKLER 1 773 kanununu ve onun aksaklıkları nı y ukarda yazmıştık (s. 1 72). 1784'de ikinci Pitt, başbakanlığı sırasında yeni bir kanunla bir y andan bu aksaklıkları gidermek öbür yandan da hükumeti Şirket üzerine egemen yapmak isteı". Bu kanunun ana hükümleri aşağıdad:r : Londra'da Kıral, yani hükumetçe atanmış altı üyelik bir Denetleme Kurulu (Board of Control) kurulur ; başka bir ba-
HINDISTAN'DA EGEMENLiK K U R M A K iSTE YEN LER
185
kanla maliye bakanı bu üyeler arasındadır. Hindistan'dan Şirketin merkezine gelen bütün kağıtların suretleri bu Denet· leme Kurulu'na gönderilecektir. Giden kağıtların hepsi de önce onun tarafından onanacaktır. Gizli ve acele işler için bu Kurul buyruklar hazırlayıp derhal Hindistan'a gönderttirebilecektir : hu gibi buyru klar için müdürler arasından bir "Gizli işler K u rulu,, (Commiltee of Secrecy) seçilecekt ir. Ancak ameli olarak bu yön pek önemli konulara hasredilir ve hükümetçe Şirketin genel işlerine karışılmaz. Londra'da Şirketin içindeki çekişmeleri önlemek için De netleme Kurulunca onaylanmış olan "Müdürler Kurulu,, karar larına karşı " Hissedarlar Kurulu,, nun muhalefet etmesi imkanı kaldırılır. Kalküta'da genel vali ile onun kurulu arasındaki ihtilaf lar yüzünden ora işlerinin felce uğramasını önlemek için hu kurulun ü y e sayısı üçe indirilir ve genel vali ile birlikte mec liste dört oy olur : oyların denkliği takdirinde onun tuttuğu taraf üstün geleceğinden uç üyeden birinin onunla aynı düşüncede bulunması, onun istediğinin yapılması için kafi gelir. Az sonra Lord Kornvallis ( Cornwallis ) genel vali olarak Hindistan'a giderken, kendisine Genel Valilik Kurulu'nun üç üyesi dahi aksini isterse, düşü ncelerini uygulamak hakkı verilir ve böylelikle bu kurul yalnızca bir danışma meclisi ve genel vali her şeyin başı olur. Keza yeni kanun Kalküta'daki genel valiyi Madras ve Bombay valilerinin gerçekten amiri kılar. Böylelikle l ngiliz hükümeti, Şirketin ve genel vali öbür valilerin egemeni olduğu gibi, hem Londra'da Şirketin merke ıinde türlü kurullar, hem de Kalküta'da genel vali ile onun kurulu arasında çekişme ihtimalleri ortadan kaldırılmış olur. B u yeni kanun çok kere " Pitt Hindistan kanunu,, d iye anılır. O devirde l ngiliz hükümeti ve Şirketin merkezi idaresi Hindistan'da fütühat aleyhinde idi. Birincisi büyük ve sürekli savaşlara sürüklenmekten, ikincisi de karşılıksız aşırı masraflardan ve elde edilmiş olan karların tehlikeye düşmesin den kaygulanıyordu. Bu y üzden kanuna, saldırgal savaşları önlemek için bir madde konulmuştu (M. 34). Buna göre Hindis·
1 86
HINDISTA N T ARIH I
tan'da fütühat ve büyüme arkasından koşmak l ngiltere'nin istek, onur ve siyasasına aykırı olduğt•ndan genel vali ile onun k u· rulu merkezden izin almadıkça harp ilan edemiyecekler ve ona başlıyamayacaklar ; bu amaçla yerli devletlerle bağdaşma ve anlaşmalar yapamıyacaklar ve bunların hiç birile koruma antlaş maları imzalayamıyacaklardır (O yol ile bir sa\'aşa sürüklenmemek için). Tabii savunmak, bir taarruzu önlemek veya daha önce vapılmış antlaşmalar hükümlerini yerine getirmek zaruretleri ayraldı r. Ancak k ısmen olaylar, kısmen de genel vali veya ilgili amirlerin bilerek tuttukları yol bir takım savaşlar çıkmasına sebep olacak ve l ngilizlerin gitgide bütün Hindistan'da egemen olmalarını sağlıyacaktır. 1 784 kanununun husüle getirmiş olduğu başlıca değişik liklerden biri, hatta başlıcası Doğu Hir.distan Şirketi'ni, hükümet üyelerinden (Bakanlardan) birinin başkanlığı altında bulunan ve .. Denetleme Kurulu" denilen bir resmi devlet dairesinin buy· ruğu altına sokmuş olmasıdır. Ancak Şirket, bilhassa Hindistan işlerinde en esaslı bilgilere malik teşekkül olması dolayısiyle oldukça serbest hareket etmek imkanlarına malik bulunacaktır. Bunların başlıcaları şunlardır : 1) Genel vali l 7H kananaada ya pdan de. kendi meclisi üyelerinin oyları hilafına da karar verip onu yürütebilir ; 2) O, aynı zamanda baştltlldlkler komutan da olabilir ; 3) Onun atanılması için k ıralın muvafakati şart değildir ; 4) Şirketin Hindistan'daki memurları için l ngiltere'ye döndükleri sırada mal ve servet beyannamesi vermeleri mecburiyetini kaldırır. 1788 'de Hi ndistan'a gönderilecek olan l ngiliz hükumetine ait askeri birliklerin masrafı üzerinde bir karara varılır. 178 1 'e kadar bu gibi birliklerin masrafını hükumet öderdi. Bu son tarihte Şirket kendi isteği üzerine gönderilecek olan bu gibi her alay için 200.000 rupilik bir yıllık ödenek kabul eder. 1 785'le 1 787 arasında bu ödenekler dolayısiyle hükumetle Şirket arasında bazı tartışmalar olur ve Şirket, hükumetin Hindistan'a göndermek istediği dört alay ın masraflarını kabul etmeyince onu buna mecbur etmek için ay rıca bir kanun çıkarılır ( 1788).
HINDISTAN'DA EGEMENLiK KURMAK iSTEYENLER
187
Bu kanunun husule getirdi�i başlıca değişiklikler şunlardır : 1) l ngiliz hükümetinin yani "De netleme K urulunun" yetkileri çok artar ve o Şirketin kesin egemeni olur ; 2) Hükümet gerekli bulursa Şirketin bütün geli rini savunma işlerinde kullanabilir ; 3) Eğer gc:nel vali ve illerde valiler başkomutan değillerse başkomutanlar oralardaki meclislerin sıra bakımından ikinci ü yesi olurlar ; 4) Genel vali nin valiler üzerinde n üfuzu d aha da artırılır. Bu kanun 20 yıl için yapılır 1793
kaaaaa
XlV. I NGILIZ ŞiRKETi N i HINDISTAN'IN ÜSTÜN DEVLETi YAPACAK OLAN DURUMA GENEL B i R BAKIŞ XVlll. yüzyılın sonlarına doğru Hindistan'da henüz herkese sözün ü geçirebilecek bir kuvvet yoktur. Yerli devletleri ele alırsak bunların bir çoğunun canlılıklarını kaybetmiş olduklarını görürüz. Delhi'de Gurkanlı padişahı bir kukladır ; başkent kimin eline düşerse o onun kuklası ol maktadır. Eved ( Oud )'daki navab - vezirlerde fütühat hırsı kalmamıştır ; Afganistan Afgan'ları ve Rohilla'lar, ister iç çe· kişmeler, ister başka sebepler yüzünden olsun genel olarak güçsüz bir durumdadırlar. Pencab'da Sih'ler güçlü olmakla birlikte uzaklara taşmaya çalışmamaktadırlar. Türlü Racput devletleri ve Dekken'de Haydarabad Jtizamları da kendi hal lerinde kalmayı tercih eden devletler durumuna gelmişlerdir . Arkot navabları ise lngilizlere bağımlıdırlar. Daha ufak çapta bir takım Müslüman ve Hindu devletlerini burada anmaya d eğmez. Bütün Hindistan'daki yerli de·ıletler yukarda andıkları mıza benzeseydiler l ngilizler buna kesin olarak karar verdik l eri takdirde bu ülkeyi barış içinde yaşatmak mümkün olurd u ; ancak orada biteviye büyümeye çalışan iki kuvvet bunu im kansız kılacaktır. Bunların birincisi müslüman olan Maysor sultanı Tipu (Feth Ali) ve ikincisi Gvalyor, Ahmedabad ve Hindistan'ın birçok Kuzey ve merkezi kısımlarına ve ta Sütleç kıyılarına k adar egemen olan Marata hükümdarlarından Ma hadaci Sindia'dır. Savaılardaa •akıaalma•••• lm kAa••• kalan daram ve olaylar
188
HiNDiSTAN TARiHi
1782 'de babası Haydar Ali öldükten sonra Tipu kendini sultan ilan etmişti ; böylelikle bir yandan Delhi'deki Gurkanh padişahının sözdeki egemenliğini, öbür yandan da Maysor m a haracalarının yine sözdeki haklarını hiçe saymış oluyordu. Ta bii o bununla kalsaydı bir tehlike teşkil etmezdi : ancak o biteviye büyümek isteyecek ve komşularına boyuna çatacaktır· Epi zamanda n beri Dek ken'de bir çok Afgan bulunmakta ve türlü devletlerin ordularında çalışmakta idi. Tipu'nun da başlıca gücü bunlardı. Büyümek ve etrafa taşmak isteyen ikinci kuvvet yukarda adı geçen Mahadaci Si ndia'dır. O devirde hem genel olarak Marata'ların, hem de başlıca Marala devletinin merkezi olan Puna'da pişva'ların gücü azalmış ve bunlar yozlaşmışlardı ; faka t onlar yine sözde Marata'ların genel başbuğları sayılıyordu. Bu yüzden öbür Marata devletlerinin başında bulunanlar Puna'da en çok sözü dinlenir kimse olmaya ve böylelikle bütü n Marata kuvvetlerinin egemenliğini elde etm�ye çalışıyorlardı. Bu işde başlıca önürdeş Sindia'larla Holkar'lar idi ; fakat Mahadaci Sindia, hem kendi gücü, hem de Delhi'ye egemen olmak dola y ısiyle Padişahı bir kukla gibi kullanması sa�·esinde, üstün bir durumda idi ve Marata'ların başbuğluğunu en haklı olarak iddia edebilece::k bir hale gelmişti. Yukarda s. 166'da görmüş olduğumuz gibi Mahadaci Sindia, pişvayı Padişahın vekil-i mutlak'ı ve kendisini de bu vekil'in naibi y aptırmıştı ve boyuna ülkesini büyütmek istiyordu. Öbür Marala hükümdarları : Baroda'daki (Gücerat) ·Gaek var'lar Nagpur'daki Bonsla'lar ve lndor-Malva'daki Holkar'lar olup, bunlar ve bilhassa sonuncuları Sindia'ları kıskanmakta idiler. 1 .,. . Lord -orava ll• ' la ( Cora wal· il•) seael vali olma••
Bu kişi ile Hindistan genel valiliğine lngilterede ün ve nüfuz sahibi kimselerin atanılması devri başlar. O zamanın anlayışına göre küçük bir yazıcılıktan en büyük mevkie yükselmiş olan ve anayurtta hiç bir nüfuzu olmayan Warren Hastiııgs gibi kimseler ne kadar değerli olurlarsa olsunlar anayurtta bir çok kıskançlıklar uyandırıyor ve bu yüzden son�
HIN DISTAN'DA EGEMENLiK KURMAK iSTEYENLER
189
suz güçlüklerle karşılaşıyorlardı. Hindistan'a gönderilmeden önce de lngiltere'de ün sahibi ola n yeni genel valiler ise böyle durııma niı-beten az düşeceklerdir. Esasen asker olan Lord ( Marquis ) Kornvallis, Amerik a ayaklanmasının doğurduğu savaşta Yorktavn'da kuşatılmış v e verinmek zorunda kalmıştı. Buna rağmeıı o , lngiltere'de çok sayılan bir kimseydi. Bu andığımız savaş sırasında l r.giltere her yerde yenilgiy e uğramış olduğu halde onun Hindistan'daki durumunu korumuş ve yükseltmiş olan Warren Hastings Londra'da yargılanırken, Amerika'yı kay betmiş olanlardan biri bulunan L6rd Kornvallis'in onun yerine Hindistan genel valiliğine getirilmiş olması zama nı nda çok garip görülmüştür. Bu biraz da o devirde hiçten yükselen bir adamla ünlü ve asil sayılan bir soydan olan bir kimsenin muhitçe başka türlü karşılanmalarının bir sonucu ola rak kabul edilmelidir. Lord Kornvallis Eylül 1786'da Kalküta'ya varır. Fraaaız1 arın içine girdiğimiz devreden az önce Warren Hasti ngs'in genel valiliği sıralarından itibaren bir darama çok Avrupalı , fakat en çok Fransız maceracısı Hindistan'ın türlü yerli devletlerinin hizmetine bol sayıda gir meye başlarlar. Yerliler . Avrupa silah ve savaş usullerinin üs tünlüğünü iyice anlamışlardır. Öbür yandan bir takım l ngiliz ve Fransız'ın Hindistandan göz kamaştırıcı servetler elde etmiş oldukları Avrupa'da öğrenildiğinden bir çok macera arayıcı Hindistan'a koşmaya koyulmuşlardır. Bunlar arasında Fransız'lar en çok ve en makbul olanları i !iler ; çünkü bir yandan Fransız hükümeti gözlerini Hindistan'dan kesin olarak ayırmadığı için bunu bilen maceracı her Fransız oraya gitmeye heves ediyordu ; öbür y andan da bilhassa Dekken'de Düpleks ve Büssi'nin ün leri henüz yaşamaktaydı Ancak bu işin ameli sonucu yerli devletler için yıkım olacaktır. Sebebi şudur : Hindistan'a gelen Fransız maceracı ları bir yandan hizmetine girdikleri devletleri lngilizlere kafa tutmaya yüreklendirecekler ve hatta Fransız hükümetinin fili yardımını umduracaklar, öbür yandan da lngilizleri kuşkulan-
190
HiNDiSTAN TARiHi
dıracakları ıçın onların yerli devletlere saldırmasında kışkırtıcı bir amil olacaklardır. Fransız hükumeti ise lngilizlerle barışta bulunduğu sırada onlarla iş çıkarmamak düşüncesiyle ve savaşta olduğu, sonra da denizde yeter gücü olmayacağı için hiç bir vakit kimseye esaslı bir yardım gönderemiyecektir. I>olayısiyle Fransa'ya bağlanan ümitler yerli devletlere yalnız zarar verecektir ; Fransa'nın bu işten ettiği kar ise onun l ngiltere ile savaştığı sıralarda bu son devletin Hindistan'da biraz daha çok güçlüklerle karşılaşmasından ileri gitmiyecektir. Bununla birlikte bazı Hindistan devletlerinde ücretli Fran sız maceracılarının komutasında bulunan önemli kuvvetlerin, o devletin başkanı istemese dahi, l ngilizlere saldırması mümkün görülüyordu. Haydarabad'da Rayomd'un ve Mahadaci Sindia' nın devletinde Perron ve Kont dö Buayn (Comte de Boigne)'ın komuta ettikleri kuvvetler bu özde idiler. Güçlü bir Fransız donanmasının önemli bir kara ordusu ile Hindistan sularına ulaşması bu kuvvetleri, tabi oldukları devlet başkanının rızası olmadan dahi l ngilizlere karşı harekete geçirmeğe yetebilirdi. lngilizler bu kaygı ile de y erli devletlerde Avrupalı ve bilhassa Fransız subaylarının bulunmasını istemeyecekler ve kah savaş kah anlaşma yolu ile bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya uğraşacaklardır. XV. DEKKEN OLAYLARI VE TIPU SULTAN'A KARŞI YAPILAN SAV AŞ ( Ü Ç Ü NCÜ MAYSOR SAVAŞI) Bu barış Maysor sultanını çok gururlandırmıştı. Mangalor barı· Çok geçmeden o, bir takım saldırılarda bulu� tından •onra nur ve 1 786 başlarında Haydarabad devleti Tlpa 'nan da vranııları ve Puna Maratalariyle savaşa tutuşur : pek kesin vuruşmalar olmadan 1787'de barış y a pı lır. O sırada Haydarabad nizamyile Maratalar, l ngilizlerden çok, Tipu'dan çekindikleri ve onu daha büyük ve yakın bir tehlike saydıkları anlaşılma"tadır. Tlpa 'nan l•tan Hindistan hükümdarları arasında Tipu Sultan, bal 'a g &nde,dl Batı Avrupa devletlerine elçiler göndererek uluslararaaı siyasaya önemle karışmaya k alkı jl elçiler şan ilk hükümdardır.
HINDIST AN'DA EGEMENLiK KUR M A K iSTEYENLER
191
Hicrt 1 201 y ılında onun üç elçisi l stanbul'a gelir. Bunla rın o vakit Osmanlı tahtında oturan 1. Abdülhamid'e Tipu Sultan'dan getirdikleri mektupla bu Padişahın karşılığının ve bu konu ile ilgili bir kaç belgenin suretleri Bab-ı ali Evrak Hazi nesi'ndeki 9 sayılı Name defterinde ve "Cevdet tasnifinden bu lunmaktadır 1 • Haşiyedeki tarihlerden Tipu'nun lngilizlerle vaptığı Mangalar a nlaşmaşından (Mart 1784) bir buçuk yıl sonra ve he nüz Haydarabad nizamı ve Marata'larla 1 786 -87 savaşana tutuş madan elçilerini atamış olduğu anlaşılmaktadır. Fakat bunlar ancak 28 Şevval 1 200'de (24. 8. 1786) Basraya varırlar 2• O sırada Tipu'nun yukarda anılan yeni savaşı başlamıştı. Elçiler Basra'ya y edi gemi ve olağanüstü zenginlik ve bollukta armağanlarla ve pek kalabalık bir maiyetle gelirler ve yalnız 300 kişi ile lstanbul'a gitmeleri kabul edilir. ı Bu belgeler S tane olup tunlard ır : 1 ) Elçileriıı eıı üatün ihtimale göre dı.ha Hind iatan'da iken Bura veya Cidde yolu ile ıreleceklerini bil· dirmek için ırönderdikleri andatt (dilekçe ) ; bunun faracuı nın aureti • · 177 ve türkçeaininki • · 178 'dedir ; k a y ı t tarihi yoktur; ancak ondan aonra ırel .. n belıre 23 Safer 1 200 tarihini tatır ki 26. 1 2. 1785'e tekabül eder. Bu tarih elçilerin tayin tarihinin 1785 yaz. veya aonbaharı nldutunu ve o y ılın mevaim rüzırirları durunca kalkan ıremilerden biri ile ırönderilditini ıröaterir. A ncak W i 1 1 i a m K i r k p a t r i c k'in •Select Letter• of Tippoo Sultarı• adlı eae· rinde bulunan 233 sayılı mektuptan bunların Mart ayından önce atanılmıt oldukları anlatılmaktadır. 2) Tipu'nun 1. A bdülhamid'e mektubu ; fara· cuı n ı n aureti •· 209 2 1 1 'fe Türkçeaininki •· 21 1 - 212'dedir ; keza •Cevdet tuni• inde• 7077 aayıda bulunmaktadır. 3) Aynı tunif ve aayıda Tipu'nun Sadr · ı izama mektubunun aureti vardır; kayıd tarihi 19 Ramu:aı:. 1 20 1 'dir ( 4. 7. 1787 ); elçilerin o aıralarda latanbul'a varmıt oldulı.ları ka bul edilebilir. 4) lıtanbul'daki lnıriliz elçilitinin Tipu hokkında bir takri· rinin aureti a ynı taanif ve aay ıdadır. S) Pidiıahın Tipu'ya kartılıtının aureti. defterin 219 ve 220 'inci aahifelerindedir ; kayıd tarihi •eviil·i cümad el-ula 1 202'dir ki 1788 Şubatının ikinci haftuına rutlar. Bu belıre• lerin metinleri için bak. H. B a y u r , Magaor aultanı Tipu ile Oamanlı pı!tliıalılarınılan /. Abtlüllıamitl ve ///. Selim ara81ntlalci melctuplaıma. Belleten, C. X l l , 47 ( 1 948), •· 617-652. 2 Tarilı-i Cevdet, C. 3, •· 279. •
192
H iN DiSTAN TARiHi
Tipu'ya göre : 35 yıl önce 1 "Saltanat-ı Timu riyye" nin zaaf ve rehavet ve Dekken ve sair Hindistan ülkelerindeki bazı " hükkam " ın 2 anlayışsızlığı ve aczi yüzünden Hıristiyanlar tecim htlesiyle deniz kıyılarında yerler edinmiş, Hindistan'ın iç ve dışını öğrenmiş, bir çok ülkeleri "gadr ve tezvir" ile ele geçirmiş, oradaki " hakim" leri kukla durumuna düşürmüş, camilerle müslüman mezarlıklarını ortadan kaldırıp yerlerine kilise yapmış ve on bin kadar müs lüman çocuğunu zorla kendi dinlerine sokmuşlardır. Ru yüzden cihada koyulduğunu yazan Tipu bir çok zafer kazandığını, "kafirlerin" barış istediklerini, Dekken ve sair Hind ülkeleri .. serdar" !arının barış yaptıkları için kendisinin de on ların hatırı için barışa y anaştığını bildirmektedir 3• Tlp u 'nan 1. Ab· diUbamld'e gBaderdltl mektuba sBre Hladl•taa ' ı n •lya•al darama
Tlpa ' aaa 0• maala pAdlta· luadaa l•te dlklerl
Tipu'nun mektubunda hıristiy anların "tab'larında adalet ve kendilerinde kanaat " olmadığındaıı zamanı gelince kendisine yeniden saldıracakları nın besbelli bulunduğu söylenilerek bu işle il gili isteklerin elçiler tarafından açıklanacağı
eklenmektedir. Bunların ne olduğu a� aşağıda görülecektir. Keza Tipu kendi ülkesiyle Osmanlı ülkesi arasında lecimin geliştirilmesi amaciyle tedbirler alı nmasını önerirken b1.ı tecim için Basra li manının uygun olacağına işaret etmekte, yani orası gösterilirse gemilerin ora ile Maysor'a ait limanlar arasında işliyeceğini söylemektedir. Bunun karşılığında Osmanlı devleti Tipu'nun li manlarından hangisini seçerse onun Osmanlılarca kullanılabile ceği bildirilmektedir. Farsca metin bundan i barettir ; halbuki Bab-ı ali'de yapılmış olan Türkçeye çevirmede şöyle denilmek1 Bu. Diipleka ve Biiui'Din ve oDlarıD arkuıDdaD l DıilizlerİD HiDd biikiimdar larıDın itleriDe karıtmaya batlad ıkları devreye itaret n y ı l m a· lıdır. 2 Hikiml e r : GeDel ol uak vali demektir ; burada ıöıde Gnrlı:aDlı piditalıına bat ı m l ı lı:almalı:la birlikte ıerçekt"D batım11zlatmıt vali-lıiilı:iim · darlar lı:utedili yor. 1 Tipu burada MaDıalor barıtına ve ODDDla aoDuçlaD•D nvatlara itaret etmektedir.
HINDISTAN'DA EGEMENLiK KURMAK ISTIYENLER
1 93
tedir : "ol benderlerden her hangisi manzur ve matlup ise ha· zırdır, itasında kat'an tereddüt olunamaz,,. italikle yazılmış kı sımlar yalnız türkçl! çevirmede bulunanlardır. Bu liman işini en iyi belirten yön Tipu elçileriyle Reis ül küttab Süleyman Feyzi Efendi arasında yapılmış olan görüş menin zabıtlarıdır 1• Hunlara bakılınca Tipu'nun o devirde k endini ne derece dev aynasında gördüğü anlaşılır. Tipu, Basra limanının "'icare,, yani kira ile kendisine verilmesini ve doğrudan doğruya kendi adam ve askerlerine teslim edilmesini elçileri vasıtasiyle istemekte ve buna karşılık Dekken'in Batı kıyısında bulunan istenilecek her hangi bir limanı ve ezcümle Mangalar limanını Osmanlı hükümetine ver meyi önermektedir. Tipu, hatta Basra'yı teslim alacak ve ora gelirlerinin artan kısmını Bağdat valisine gönderecek olan Cafer Han adında birini de elçileriyle birlikte göııdermiştir ; ihtimal Basra'ya yedi gemi içinde gelen kalabalık da orayı işgal edecek kuvvetin ilk kısmı idi. M aysor elçileri bu istek için iki sebep göstermektedirler : Birincisi Hindistan'da yağmur mevsiminde malları muhafaza etmenin güçlüğüdür ; anlaşılan Tipu ihracat mallarını Basra'da istif ettirmeği düşünmekte ve bu yüzden tecimin gelişeceğini ummaktadır. ikinci sc:bep şudur : "ikide birde Basra'ya Acem ve Arap tasalluttan halt olmuyor hatta muk addema Sadık Han gelüp zapteyledi ve muhharen Urban'dan Müntefik şeyhi gelüp girdi ve şimdi Şavi-zade isyan etti. Basra bizde (Maysorlularda) olduğu vakit içine asker ve top ve mühimmat vazederiz ve pek ço'k sefine ve gurab'lar (bir türlıi gemi) getürüp muhafaza eyle· riz ; tüccar em nü aman üzere olur .. . Elçilerin ifadesine göre " ltidll-i hava ,, olursa deniz yolu ile Basra'dan Maskat'a 750 saat ve oradan da en yakın May· ı 21 Rebi ül-i!ıir 1201 tarihlidir ( 10. 2. 1787 eder). Hazinedeki me tinleri buldurmak kibil ol mamıftır. Tarih-i Cevdat'te (c:. 3, a. 281·286) bunların İJi bir özeti bulunmaktadır. S. 270.80 'da de elçilik h e7eti hak lı:ında ayrıntılar vardır. Cevdet Pa,., t•bi•tiyle tapta ıöre olaeak, rapi'ye •rebiı1• der : ıerçekte n hir ·l�lı:· 100.GOO n ltir lı:rwr da 100 lalı: yaai oa mi�on eder.
194
HiN DiST AN TARiHi
sor limanına 900, saat yani toptan 1650 saatte ( aşağı y ukarı 70 günde) gidilebilmektedir. Tipu bu kadar uzak bir yerdeki bir kenti Osmanlı hükümetinden daha iyi koruyabileceğini açıkça ifadeden çekinmiyecek kadar gururlanmı,slır. Tipu'nun öbür dileklerinin bazıları da gururunu göster mektedir. O Mekke'ye Medine'ye, Necef'e, Kerbela'ya, dör· düncü Halife Ali'nin Meşhed'ine Şeyh Abd ül- kadir Geylani' nin hanikahına gümüş kapılar koydurmak, oralarda misafirethaneler ve bunların üzerinde belirli saatlerde çalgı çalı nacak olan nöbet· haneler (mehterhaneler) yaptırmak için izin istemektedir. O keza lrak'da, Hille yakınlarında, Fırat'a bitişen Nehr-i Şahi'den Necef kentine su akıtması için kolaylık gösterilmesini dilemektedir. Maysor sultanının Osrr.anlı padi�ahından yardım denebi lecek özde istediği şeyler kendisinde de bulundukları fakat çoğalmaJarının Tipu'yu kuvvetlendireceği elçiler tarafından bil dirilen top, humbara, tüfek, saat, şişe, cam, zarf ( ince altın ve gümüş telden yapılan fincan zarfı ve benzer aletler olsa gerek) ve ayna yapan ustaların gönderilmesidir. Tipu, elçilerinin Fransa ve lngiltere'ye gidebil mesi için kendilerine kolaylık gösterilmesini d e Osmanlı padişihından dilemektedir. Mektubun bu işle ilgili kısmının vaktiy le Bab-ı ali'ce yaptırılmış olan çevirmesi şöyledir : "lngiliz keferesi kendi kırallarının ittila'ları (bilgileri) ol maksızın mekrü gadr ve hile ile ehl-i lslam hükkamının memaliklerine mutasarrıf olup ve fesada mürtekib oldukları na binaen bu keyfiyeti iz'an (anlatmak) ve onların mahiyetlerini ayan (belli, açık) etmek için zikr olunan serdarana (Tipu'nun elçileri) tekid olunmuş�ur ki lngiltere kıralının önüne gideler ve dahi Fransız kıralının bir müddetten bern bu daile rine irtibatı derkar ve kavm-i l ngiliz ile mukatele ve mücade lede şirket (ortaklığı) ve refaketi (uygunluğu) aşikar olmakla binaenaleyh hayriyet ve intifa'ları istıtla'dan naşi (öğrenildiği için) serdaran mezkür (Tipu'nun elçileri) Fransa kıralına dahi gitmek hahişinde (isteğinde) olmalariyle kardaran-ı (işbaşında olanlar) saltanat-ı seniyyenin meftur oldukları (yaradılıştan haiz bulundukları) inayet-i şamileleri muktezası üzere serdaran-ı Ti a 'aaa mekt baadakl lastltere v e Fraa•a'ya alt kı•ımlar
:
HIN DISTAN'DA EGEMEN LiK K U R M A K iSTEYENLER
195
mezkur Fransız ve lngiliz vilayetlerine (ülkeleri ne) revane bu yurulmak (gönderilmek) gerekir,,. Tipu'nun lngiltere kıralı hakkında yazdıklarını şu biçimde anlamalıdır. Yukarıda görülmüş olduğu gibi (s. 185 ) 1784 ta rihli Hindistan kanununda (M. 34) lngiliz hükumetinin savaşlara karşın ve ba:· ışa eygin olduğu belirtilmektedir. Bundan başka en ü nlüleri, başbakanlık da etmiş olan Faks (Fox) ile Burk (Burke) ve Şeridan (Sheridan) olan bir takım tanınmış lngiliz devlet adamı, hatip ve yazar biteviye lngilizlerin Hindistan'daki kötülüklerinden, vurgunculuklarından ve haksız fütuhatından sızla r.mak t a ve bunlara kalkışanlara hücum etmekte idiler. Tipu bütün bu olaylardan yüreklenmiş ve lngiltere kıralına durumu doğrudan doğruya kendi elçileriyle açıklattırmak iste miş olmal ıdır. Tipu ile Fransızlar arasındaki dostluk ise her iki tarafı n lngiliz düşmanı olmasından ileri gelmektedir. Bab· ı ali'nin Maysor devleti ve Tipu hakkında ayrıca bir bilgisi olmamalı ki işi lstanbul'daki lngiliz elçisinden sormuş o da bir takrirle onun hakkında bilgi vermiştir. Orada Tipu ve babası Haydar Ali'nin tahta çıkış tarzları ve komşuları hakkında kısaca bilgi verildikten sonra şöyle denilmektedir : Müşarü nileyh Tipu Saib 1 Han kemal-i mertt.bı: zen· gindir ; zira memleketinde elmas ve altun ve gümüş madenleri vardır. Bunun kuvve·i bahriyesi yoktur ; ancak üç-dört sefineye maliktir ; lakin cemi kuvveti berren'dir ; zira hin·i iktizada yüz elli bin adamdan 7iy.ıde asker tedarik edebilir., . Maysor elçilerinin lstanbul'da bulundukları devir Osmanlı devletinin çok felaketli bir devridir ; Ağustos 1788'de Rusya ve az sonra d a Avusturya ile savaş başlıyacaktır ve buna hazırlanılmaktadır ; bundan başka Rusya ile lngiltere'nin arası açık olup bu son devlet dost sayılmaktadır. Tipu'ya verilen karşılık bu durumun bir sonucudur. Orada barış övülmekte, kendisine barış içinde yaşamak öğüdü verilmekte ve savaşa başlamak sorumluluğunu lngilizlere bırakmasının daha doğru ı logiliz: Elçiliği tercümaoı o ı o bir yaolı,ı olarak bu t ahrirde ta'z:im tabiri olan · nhib• c.,......ı... ) yerine •ııaib• ( �\.... ) yazılmtf olmalıdır.
HINDIST AN T ARIHI
1 96
olacağı söylenilmektedir. K arşılığın bu konu ile ilgili kısmı şöyledir : • Barışın savaştan ha} ırh olduğunu Peygamber Aley hisselam buyurmuştur. Çünkü barışta halk refaha k avuşur ve ehl-i lslam kuvvet peyda eder. Siz, bu müşrikler barış yaptık· ları halde henüz yüreklerinde gizli sonsuz dinf bir düşmanlık beslediklerini ve hiç bir ıaman aleyhinizde fasid h ayaller k ur maktan hali olmadıklarını söylüyorsunuz. Bu olabilir ; fakat barış için söz verdikleri halde bu sözleri tutmayıp ahidlerini bo:tarlarsa bunun şeameti ve cezası büyüktür. Tanrı'ya k arşı koymak olmaz n • . •
.
. . .
1. Abd ül-hamid'in mektubunda Rusya ile yakında sava şılacağı açıkça söylenilmekte ve zafer için dua edilmesi bile istenilmektedir. Cevdet t arihi 1 201 olaylarını anarken aylardan beri savaşa doğru gidildiğini yazmakla birlikte hemen son ana kadar bu yolda bir karar verilmekte tereddüt edildiğini bildir mektedir 1• 1788 Şubat ortası tarihli olan Padişahın bu mek tubu ise kararın 6-7 ay önce verilmiş olduğunu gösterir. .. y•or e1çile · Cevdet Paşa. bunlar hakkında şöyle der 2 : "Bu esnadit ıse Ru�ya meselesı zuhur etmekle rlala Jrldltl artık süferay-ı merkumenin öyle bi-mana söz· lerine kulak asılmamıştır. Müteakiben elçilerin ikisi vefat etmiş ve birisi dahi huccao ile Cidde'ye ve andan Hindistan'a gitmlştır.n .
Tipu'nun lstanbul'a göndermiş olduğu elçiler Tlpa ., den biri yukarda görüldüğü gibi Fransa ve Fraauaı lngiltere'ye gitmişti. Hatta onların lngiltere'ye gitmek isteğinde olduklarına dair hiçbir eserde bir kayda rast· l amayışımıza göre bu yön hen üz bilinmemekte demektir. ve
O sırada Fransızların Hindistan hakkındaki tasarıları şudur : Felemenk'te Fransız taraflariyle Oranj hanedanı taraf tarla rı mücadele halindedir. Birinciler üstün gelecek olurlarsa iki devletin kuvvetleri işbirliği y aparak l ngilizleri Hindistan'da 1 Bir.
1
Taril,-1 C..J�ı. C . iV.
c. uı.
•.
286.
•·
7 •· , .
H INDISTAN'DA EGEMENLiK KURMAK iSTEYENLER
197
tehdit edebilecektir. Tipu bu bakımdan önemli olup o an ıçın hazır tutulmalıdır. Fransa aynı zamanda Mısır'daki Memlük Beyleriyle de dostluk kurmuş ve onları Bab-ı ali'ye kafa tut maya kışkırtmıştı ( 1785). Tipu elçilerirıi:ı lstanbul'a gelişi bu devre;•e rastlar. 1787-88 'de Tipu, doğrudan doğruya Pondişeri yolu ve bir Fransız gemisiyle Fransa'ya elçiler yollar 1 • Bunlar çok iyi kabul edilirlerse de Tipu'nun 1. Abd ül-hamid'e gönder diği mektupta açıklanmış olduğu ümid ve hatta inanın aksine olarak Fransızların kendisiyle birlikte lngiliz'lere karşı savaş maya hazır olmadıkları anlaşılır. Esasen o sırada büy ük Fran sız devriminin öngününde bulunulmaktadır ve bu ülke buhran lar içindedir. Ancak Fransız devlet adamları Maysor elçilerine ilerisi için ümid verici bir dil kullanırlar. Tipu'nun Paris'e elçi göndermiş olması tabiatiyle lngiliz leri son derece kuşkulandırmıştı ; bu münasebetle lngiliz hükü meti veyahut daha doğrusu Genel Vali Lord Kornvallis şöyle düşünür : Eğer l ngilizlerle Tipu arasında bir savaş olursa Fran sa'nın buna katılması ihtimali yoktur, hiç olmazsa çok azdır ; ancak lngiltere ile Fransa arasında bir savaş çıkarsa Tipu buna her ne olursa olsun katılır ; dolayısiyle her şeyden önce onu ezmek lazımdır. Ancak yeni Hindistan kanunundaki 34 üncü madde ve genel valiye verilen yönergeler merkezin savaşlara karşın olduğunu gösteriyordu. Lord Kornvallis bu iki zıt zarüret arasında manevra edecek ve savaş çıkarmak imkanlarır ı arıyacaktır. Kuzey Serkarlarlarının en güneydeki teşkil eden G nntur Serkan 1787 ye kadar Haydarabad ni zamı'nın elinde kalmıştı. O bölge nizam ülketerinin denize tek çıkatı idi. l ngilizler onun o }·o!la Fransız'larla temas imkanını kesmek istedikleri gibi kendi egemenlikleri altında bulunan Arkot navabla ..llaler'la ve Tlpa"aaa Haydar&b&d alaamlle sar&ı melerl
ı Cevtld Paıa. C. Vll. •· S4 de Tipu"nun • Fran1a'ya ıöndermit oldutu elçilui dahi Denaadet ( lıtanbul) ve Manilya tarikiyle Pariı'e nr mıtlar ise de • diyorsa da Fnn1ız ve bütün Batı lı:aynaldarı onların bir Franıız ıemiıiyle dotrudan dotruya Ponditeri'den Tulon'a ıittilı:lerini ve 10 ı y 20 ıün ıüren bir yolculuktan ıo>nra 8 Haziran 1788 'de bu lima na çıktıkla r ı n ı yazarlu. .
•
•
.
198
HiN DiSTAN TARiHi
lığı ile öbür Kuzey Serkarlarını karadan birleştirmek için Gu n t ur'u ele geçirmeye ihtiyaçları vardı. 1 787 'de lngiliz'lcr sıkı bir baskı ile orasını nizam'ın elinden alırlar. Buna kızan nizam, lngiliz'lere karşı Tipu ile bağdaşma görüşmelerine koyulur. Maysor sultanı buna razı olursa da aynı zamanda nizam dan kız ister. Nizam'ın soyu Semerkand'ın asil ailelerinden say ıldığı gibi bir buçuk y üz yıla yakın bir zamandan beri Hindistan'da en yüksek mevkileri işgal etmişti ve yarım yüz yılı epi aşan bir zama ndan beri de Haydarabad'ta edimsel olarak bağı msız hükümdarlık ediyordu. O, Tipu'yu türedi bir soydan sayar ve ona kız vermeyi kabul etmez. Bu olay lngilizlerin talihi eseri sayılmalıdır ; çünkü Dek ken'deki iki büyük kuvvetin birleşmesine mani olmuştur. Bunun üzerine Tipu'nun kızgınlığından çekinen nizam, Kalküta'ya güya bazı hesapların görülmesi, fakat gerçekten Tipu'ya karşı lngilizlerle bağdaşmak için bir adam gönderir. Yapılan görüşmelerin sonucunda Lord Kornvallis nizam'a bir mektup yazar (7. 7. 1789) 1 ; orada 1768 antlaşması nda anılmış olan askeri yardımın her an verilebileceğin i bildirir, şu şartla ki bu kuvvet lngiliz şirketinin bağdaşıklarına, yani Marata'lara, Arkot navabına, Navab-Vezir'e (Oud navabı), ve Tancor ve Travankor racalarına karşı kullanılmasın. Yukarda (s. 185) 1784 tarihli Hindistan kanununun, sa vaşları ve savaşa götürebilecek anlaşmaları yasak eden 34 üncü maddesini anmıştık. Lord Kornvallis bu mektubu ile güya yeni bir şey üstenmemekte, ancak eski bir anlaşmanın bir maddesini yorumlamak yolu ile nizam'la yeni bir bağdaşma yapmakta ve ona yardım bahanesiyle Tipu'ya karşı savaş açmak imkanını elde etmektedir. Çünkü nizam'a yardı ma gidecek olan lngiliz kuvvetinin kimlere karşı kullanılamay acağı açıkça belirtilmiş ve Tipu'nun adı listede zikredilmemiştir ; buna göre eğer Haydarabad nizamı onunla savaşa tutulursa lngiliz birliği ve dolayısyile bütün lngiliz idaresi savaşa sürüklenebilecektir. Böylelikle Lord Kornvallis, nizam'ı kışkırtıp, görünüşte bunu istememiş olarak, Tipu ile vuruşabilecektir. 1 Metin
:
T. E. S.
,
C. Vlll,
ı.
299.302'de.
H INDISTAN'DA EGEMENLiK KURMAK iSTEYEN LER
1 99
Ancak ona karşı savaş açmak için bu gibi inceliklere ve dolambaçlı yollara lüzum kalmıyacaktır ; çünkü o, lngilizlerin bağdaşığı olan Travankor (Dekken'in en Güney-batı kıyısı) racasına çatmakla ortaya yeter bir savaş sebebi ç ıkaracaktır. .. M ay•or Tipu, 1790'da Fransa da büyük ihtilal geliş.. O çuacu mekte ve bu ülke lngiltere ile barış halinde ••v•ı•
iken, yani kendisinin oradan bir yardım alması imkan yokken, Travankor racasına çatar, lngiliıler de bu son kişiyi korumak amacile Tipu'ya karşı sava�a başlarlar ; onlar bu savaş sırasında Marata'lardan ve Haydarabad nizamından pek sudan yardım görürler. Başta Tipu hemen her tarafta yener ; Arkot navablığının içi ne girer ve lngilizlerin elinde bulunan yerlerden geçerek ta Pondişeri'ye kadar gelir. Oranın Fransız v alisinden yardım ister ve Fransa'dan 6.000 kişi gönderildiği taktirde (onların Hindistan'a kadar taşıma v. s. masrafları kendisine ait olmak üzere) lngiliz egemenliğini son a erdirmeyi ve onların elinde bulunan yerleri Fransızlara vermeyi üslenir (Aralık 1790). O anda Tipu galip durumunda idi. Ancak Fransa kıralı XVI. Lui (Louis) ihtilal dolayısiyle bu işe girişmekten çekinir. 1791 seferini Lord Kornvallis doğrudan doğruya idare eder ; bu y ı l içiııde lngilizler üstün duruma geçer, Bangalor'u bir saldırı ile alır (Mart) ve başkent Seringapatam'a yakın bir yerde Tipu'yu y enerler. Ancak Marata'lardan ve Haydarabad nizamından ciddi y ardım gelmediği ve büyük taşıt güçlüğü çekildiği için l ngi lizler geri dönmek zorunda kalırlar. Marata'larla nizam, lngilizlerle ancak Tipu'yu ufaltacak ölçüde yardım etmek ve işi onun yokedilmesine kadar götür memek üzere aralarında anlaşmışlardı . lngiliz gerilemesi başla y ınca, yani onları n kesin bir üstünlük sağlıyamıyacakları anla şılınca, yukarda andığımız iki devlet onları n yardımına gelirler ve savaş yeniden çetinleşir ; 1792'de Tipu kuşatılmış olan baş kentinde çok ağır şartlarla barış yapmak zorunda kalı r. Ülke sinin yarısını bırakır ; 33 milyon rupi ödemeyi, bütün tutsaklarını salıvermeyi ve iki oğlunu tutu olarak l ngiliz'lere vermeyi üslenir
200
HINDIST A N T ARIHI
( Seringapatam barış anlaşm ası ). Üçüncü Maysor savaşı bu suretle biter. Tipu vermeyi üstendiği parayı 1794 'de öder ve iki oğlunu geri alır. T ipa , nan a 1 a•• 1793 başlarında l ngiltere ile Fransa arasında J ar ara•• •lya•a savaş başlıyacalctır. Avrupa durumunu bil111 e · balumından mesi Tipu'nun bu biçim davranışı nda, yani anemi lngiliz'lere vaktinden önce savaş vesilesi ver· mesinde amil olmuştur. Ancak onun 1 790 y ılındaki başarıları, l ngiliz, Marata ve Haydarabad kuvvetlerinin birlikte çahşmalariyle y enilebilmiş olması ve bu yılda Fransa'ya yapmış olduğu önergeler bu son ülkede unutulmıyacak ve Fransız hükumetinin deniz aşırı savaşlar tasarılarında Tipu, lehde bir unsur olarak, daima hesaba katılacaktır. işbu 1792 tarihli Seringapatam anlaşmasiyle ve nizam ve Marata'larla yaptıkları a nlaşmalarla lngiliz'lerin güttükleri baş· l ıca amaç ; Dekken'de bu üç yerli devlet arasında birbirine karşı, fakat d aha çok son anılan iki devletin Tipu'ya kcırşı besleyecekleri kuşku sayesinde bir denklik husule getirmekti 1 • Az aşağıda anacağımız Marata - Haydarabad savaşı ve bu iki devlette görülen gevşeme ve iç kargaşalıklar bu denkliği ç a bucak bozacaktır. NIsam ,ıa Mara- 1794 'de başlıyan bu savaşa lngilizler nizam'ın talarla •a••t• dileklerine rağmen katılmak istemezler; 1 795 '· de Nizam Ali, K arda'da ağır bir yenilgiye ıığrar ve Marataların elinde tutsak olur. Bir çok yerler vererek ve 3 milyon rupi ödeyerek kurtulur. xvı. DÖRDÜNCÜ MA YSOR SAVAŞI
1 793 'de bu savaş başlayınca lngilizler Hindis· tan'daki Fransız üslerini ve bu arada Pondi şerı yı çabucak düşürürler ( 1 793). Oradan kaçan veya bıtşka suretle Tipu ile temasa gelen Fransızların bir çoğu Seringapatam'a Tipu Sultanın y anına gitmiş ve onu Fransa'dan yardım istemeye Fr•••a - lnslltere ••••tının Dekken 'deki tepkileri
1 Lord Welluley'ia Loadra'ya ırönderditi bir rapora göre ( M a 1 c o 1 c . IJ,
ek 111,
••
xcııı
ve
cıı.
m,
lilNDISTA N 'DA EGEMENLiK KURMAK iSTEYENLER
201
ve yeniden lngiliderle savaşmaya kışkırtmışlardı. O da o sırada Fransızlann elinde bulunan il dö Frans (ile de France, eski Moris [Maurice] adası) valisine elçi gönderip yardım ister. Haydarabad nizamı Maratalara karşı yaptığı savaşta lngilizlerden yardım görmediği içi n onlara karşı kızgın bir durumda olup bir aralık yanındaki lngiliz taburunu bile geri göndermişti. Onun yanında Raymond adı nda bir Fransızın komuta ettiği önemli bir birlik. ve bir takım Fransız subayı bulunuyordu. 1798 y azında ünlü General Napoleon Bonapart Mısır'ı kısmen almış ve kışa doğru Filistin'e saldırmıştı. Onun başlıca görevi Hindistan'a gidip Tipu Sultanla birleşmenin çarelerini sağlamak ve bu olmazsa lstanbul'u almaktı. O, daha Mısır'a varmadan Fransız hükümeti, il dö Frans valisine Mısır'a gide cek olan Bonapart'a eldeki bütün savaş gemileriyle Hindistan yolunu açmaya çalışması buyruğunu göndermişti. Bu buyruğu alan vali, Tipu'nun elçileri adada iken (Onlar 1 798 yılı başında gelmişlerdi) onu lngilizlerle savaşmaya yü reklendirmek için bir bildiriğ çıkarıp Maysor sultanının y ar dımına gitmek üzere isteyenlerin gönüllü yazılmalarını bildirmiş ve bir takım Fransızlar elçilerle birlikte Seringapatam'a gitmişlerdi. Bütün bu olaylar T.i pu'ya gerçek bir güç sağlayacak özde değildi, çünkü il dö Frans valisinin eli altında ona gön derilecek önemli sayıda asker yoktu ; dolayısiyle bu yalnızcana lngiliz'leri kuşkulandırıp onları Tipu'nun bir a n önce i�ini bitirmiye sevkedebilirdi. Napoleon Bonapart da Mısır'dan Hin distan'a ulaşmak için ciddi bir imkan ve vasıtaya malik değildi ve Cezzar Ahmed Paşa'nın elinden Akka'yı alamamış olması onu esasen şaşkın bir duruma düşürmüştü. Onun Tipu'ya gönderdiği yüreklendirici mektuplar da ona ulaşmayıp hep lngilizlerin eline düşüyordu. Mayıs 1 798 'de Hindistan'a genel vali olarak gelen Lord Morington (Daha sonra Lord Wellesley adını alacaktır) ne olur ne olmaz Fransız nüfuzunu Dekken'den sökmeye karar verir ve işe Haydarabad nizamiyle başlar. Bu hükümdarın, Tipu'nun ve Sindia'nın hizmetinde bulunan Fransız subaylarının
HiNDiSTAN TAR iHi
202
birbirleriyle mektuplaştıkları ve hep birden lngilizlere karşı hareket etmelerinin mümkün olduğu da Lord Wellesley'i n 1 2. 8. 1 798 tarihle Londra'ya gönderdiği bir yazıdan anla şılmaktadır 1 • Yukarda görüldüğü gibi nizam, ordusundaki Fransız subaylarına v� onların komuta ettikleri birliğe rağmen Marata'larca ağır bir yenilgiye uğratılmıştı. Bundan başka Fransız subaylarının takındıkları mütehakkim durum da nizamı kuş kulandırmakta ve ürkütmekteydi. l3u sebepler dolay ısile O, hizmetine bi• lngiliz birliği verilecek olursa Fransız'ları hizme tinden çıkarmaya hazırdı. Bu lngilizlerce de istenilen bir yön olduğundan 1. 9. 1789 'da bu yolda kolaylıkla bir anlaşma imzalanır �. Anlaşmanın girişinde Tipu'nun kötü niyetleri ve Fransız larle yaptığı bağdaşma bir gerekçe olarak gösterilmektedir.
1 789 tarihli lnırlllz - Hay darAbAd anlat ma•ı
Anlaşma ve ek maddelere göre lngiliz komutasında 6000 kişilik bir birlik ve lngilizlerce kullanılacak bununla uygun sa yıda toplar nizam'ırı hizmetine verilecektir ; bunların masrafı (ayda 200.000 rupi kadar) nizam' a ait olacak ; o, ü lkesindeki Fransızlar ı lngilizlere tesl;m edecek ve bundan sonra hizmetine ve ü lkesi içine hiç bir Fransız! almıyacak ve sokmıyacak ; keza lngilizlerin rızası olmadan hiç bir Avrupalıyı hizmetine ve ül kesine kabul etmiyecek ; lngilizler nizam'la M aratalar arası nda ki anlaşamamazlıkları çözüleyecelcler ve iki taraftan hiç biri ötekinin rızasını almadan Maratalarlt· J)nemli bir iş üzerinde görüşme ve anlaşma yapmıyacak. Bu anlaşma, Maratalarca uğratıldığı ağır yenilginin tesiri altında bulunan ve düşmanlarını yenemedikleri halde kendisine tahakküm etmeye kalkışan Fransızlardan kurtulmak, fakat on l arın yerine başka bir koruyucu sağlamak isteyen Haydarabad nizamını gerçekten bir lngiliz korun uğu yapacaktır. Onun pa rasiyle beslenen, fakat lngiliz komutası altında bulunan ve ücı ınd a
Metin S i r J o b n M a 1 c o 1 m'un Tlı� Political Hi•torg of lnaia• C. i l , ı. LXVl'de voırdır. 2 Metin : T. E. S. , C. Vlll, ı. 208-312. 1
•
HINDISTAN'DA EGEM FN LIK KURMAK iSTEYEN LER
203
retlerini doğrudan doğruya nizam'dan değil lngiliz komutanla rından alan 6000 kişilik birlik ve ek topçu kuvveti gerçekten Haydarabad'da nizamın hesabına geçinen bir işgal ordusu idi. Bundan böyle de onun bağımsızlığı bir laftan ibaret kalacaktır. Anlaşmanın yapıldığı sırada Raymond ölmüş olup onun yerine geçen Peron pek sevilmemekteydi ve Fransız subayları �rasında önürdeşlik ve geçimsizlik vardı. Bu yön onların ya kalanmasını ve birliklerinin dağıtılmasını çok kolaylaştırır. En kuvvetli zamanında bu birlik 14000 kişilikmiş. Subaylar tutsak edilir ve yerli erler lngiliz birliğine girerler. Haydarabad nizamının maiyetinde , kendi kendilerine onun hizmetine girmiş olan lngiliz subaylarının komutası al tında da bir birlik vardı. Bir zamanlar sayısı 8.000 ' e kadar çıkmış olan bu birliği lngiliz hükumeti kah hoş kah fena görürdü. 1793'de Afganistan tahtına çıkan Zaman Şah Ti pa ve Zaman 1795'de Pencab'a bir akın yapmıştı. Rohilkent Şala Afganlarından Gulam Muhammed'in kendisi ve Oud'daki Navab-Vezir A saf üd - devle'nin adamları onu ziyaret edip Hindistan'ı Marata egemenliğinden kurtarmasını dinlemiş lerdi. Zaman Şahın 1798 ve 1799'da Pencab'a türlü akın ve isti laları olacak fakat o her defasında kendi ü lkesi ndeki karışılıklar veya ayaklanmalar yüzünden gtri dönmek zorunda kalacaktır ; bunları ilerde anacağız. 1796'da Tipu da ona elçi gönderip şu yolda önrgelerde bulunmuştur 1 • Zaman Şah Delhi'yi ve onun bölgesini alsın ve Marata' ları oralardan atsın. Ertesi yıl Dekken'e saldırsın ve kendisinin de yardımiyie Marata'ları ezsin. Ondan sonra iki bağdaşık bü tün Hindis tan'ı ele geçirebilirler, yani lngilizleri de oradan ata bilirler. Ancak Zaman Şah bu işleri bcışaracak kadar tahtta kalamıyacaktır. Ti a ve Tipu onlarla da anlaşmıya çalışmıştır. O sırada Ma ata 'lar bunların içinde en kuvvetli hanedan Sindia'lard ı r ve Mahadacı Sindia ölmüş olup onun oğlu Dev let Rao Sindia tahta çıkmıştır. Bu kişi babası gibi Puna'daki
:
ı
M i i l , C. 6,
ı.
1 25.
204
HiNDiSTAN TARiHi
pişvaları kendi eğemenliği altında tutmaktadır. Tipu o sıra da pişva olan ve Devlet Rao'nun egemenliği altında bulunan il. Baci Rao ile anlaşma arar ve ona Haydarabad devletini aralarında bölüşmeyi önerir. Ancak böyle bir işe gir:şilmesi için pişvanın daha önce Sindia'nın boyunduruğundan kurtul ması gerekiyordu, o da kolay bir iş değildi. Öbür yandan Devlet Rao Sindia'nın kendisi de lngilizlere karşı Tipu ile an laşmaya istekli olmakla birlikte Kuzeyde Sütlec ı rmağı kenar larına kadar uıana n ülkelerinin lngiliz saldırılarına uğramasın dan korktuğu için bu işe atılamıyordu. Tipu Sultanın her tarafta lngiliz'lere karşı bağamaçları daşık aradığı anlaşıldıjtından Mayıs 1798'de Kalküta'ya ulaşan yeni Genel Vali Lord Mor n ington, daha önce de dediğimiz gibi, ilk iş olarak onu �:ıme ğe karar verir ; ancak o sırada ordu hazır olmadığı ndan onun hazırlanması ve yığnağının gerektiği gibi yapılabilmesi için bir müddet beklemek gerekir. O sırada Haydarabad nizamiyle yukarda anılmış olan antlaşma yapılır, orada Fransız komutası altında bulunan askeri birlik dağıtılır ve onun yerini bir lngiliz birliği alır. Kuzeyden gelebilecek Afgan istilalarına karşı da lngiliz lerce tertibat alınılır ; onlar Devlet Rao Sindia'yı Puna işlerini bırakıp Afgan'lara karşı kendi ülkel�rini korumak için Kuzeye geçmeye kışkırtırlarsa da onu kandıramazlar ; keza Tipu'ya karşı bir Marala yardımını da sağlıyamazlar. laııllb:
Özet olarak denilebilir ki hem lngiliz'ler hem de Tipu aralarında kesin vuruşmanın yaklaştığını anlıyarak siyasal ve askeri bakımdan var güçleriyle hazırlanmakta ve kendilerine bağdaşık ve yardımcı aramaktadırlar. Bu işde şu yön u nutulmamalıdır ki Lord Mornington ( Daha sonraki adiyle Lord Wellesley ) daha Haziran 1798 'de Tipu'ya karşı savaşa karar verip işi askeri hazırlıklarını bitir mek için geciktirdiği sırada yalnız il dö Frans valisinin ilanını v e Tipu'nun Zaman Şah'la haberleşmesiili biliyordu. Napoleon Bonapart'ın Mısır'a gelişini ve hatta öyle bir tasarının var ol duğunu bilmiyordu. Tipu'nun yerli hükümdarlarla y aptığı an-
HINDlSTAN 'DA EGEM ENLiK KURMAK iSTEYENLER
205
laşma denemeleri ise her an yapılıp bozulması görenek olan işlerdendi. Lord'un elinde iki yıl önce alınmış (Eylül 1796) Londra'dan gelen bir yönergeden başka bir şey de yoktu ; orada Tipu'nun ülkesine bir Fransız kuvveti çıkarsa bu sultana karşı savaşa başlanılması gerektiği bildiriliyordu ; ancak o zamanki Genel Vali (Sör Johr. Şor) bunu kalabalık bir birlik çıkarsa anlamında almıştı 1 • Dolayısile Kord Wellesley'ln il dö Frans adasından gelen bir kaç düzine gönüllüyü bir savaş sebebi saymaya hakkı yoktu. Esasen lngiliz hükümeti Tipu'ya karşı savaşa epi geç ve Bonapart'ın güçlü bir ordu ile Mısır'a vardığını öğrendikten sonra karar verecek ve bu karar Lord Wellesley'e ancak 1798 Ekiminde ulaşacaktır ; orada kendisine şayet Tipu'nun Fransız saldırışı nı desleklemek için hazırlık yaptığı anlaşılırsa ona karşı savaşa girişilebileceği bildiriliyor ve buna yalnız kesin bir za ruret olursa kalkışılması ekleniyordu. lngiliz hükumeti Tipu ile savaşmaktan çok onu rahat dur maya sevketmek istiyordu. Bu hükümetin Osmanlı padişahı 111. Selim'den Tipu'ya uslu durması için aşağıda a nacağımız mek tubu yazmasını dilemiş olması da bunu gösterir. Name defte rindeki kayda göre bu mektup 1798 sonlarında veya 1 799 başlarında gönderilmiştir. Halbuki Lord Wellesley'in savaş ha zırlıkları 1 797'de başlamıştır. Bütün bunlar şunu gösterir ki Genel Vali Lord Wellesley savaşı kendisi k ararlaştırmış, ona hazırlanmış ve olayların gidi şinden faydalanarak Londra hükümetini kendi arkasından sü rüklemiş ve onun rızasını kopararak savaşa girişmiştir ; müte ammid savaşçı diye lngiltere'deki düşmanları tarafından bu genel valiye karşı yapılmış olan hücumlar bu yüzdendir. Bu mektubun ana çizgileri şunlardır : Fransız'lar Mısır'a aramızda barış varken htle ile saldırdılar ve çok zulum yaptılar Açık bir yalandan da kaçınmıyarak oraya pa dişah adına ona asi olanları tedip etmek için geldiklerini halka 111.
Sellmla Tlpa 'ya mektubu
ı Lord \Velluley'ia merkeze ıöaderditi 12. 8. 1 798 tarihli yaıı ı ya ıöre (j. M a 1 c o 1 m , C. i l , elı: ili).
206
HiNDiSTAN TARiHi
ilan ettiler - Amaçları bütün lslam alemine saldırmak ve dini mizi ortadan kaldırmaktır - Onlarla savaşmaktayım ve sizler den yardım beklerim - Duydum ki Fransızlar sizinle haberleş mekteymiş ve size asker gönderecekmiş 1 Onlara inanmayın ve aldırmayın - lngiliz de benim bağdaşığı olarak onlarla savaşıyor - Fransız'lar bütün dünyayı ele geçirmek için sava şıyorlar -lslam'a son derece düşmandırlar- Eğer, Allah göster mesin, b�tün Mısır'ı alırlarsa Süveyş yolu ile µek ço� askeri Hindistan'a kadar gönderip orayı da feth ve bütün müslüma n ları kahrederler - Nereye gitseler yağma ve kıtalda bulunuyor ve fesat ve fitne sokuyorlar - Onların hali sizce bilindikten sonra dini hamiyetinizden beklerim ki Hindistan'• onlardan korumaya .;alışasınız - Eğer duymuş olduğumuz gibi sizinle Fransız'lar arasında bir bağdaşma varsa ve bu yüzden lngiliz ler size karşı hareket etmeyi tasavvur ediyorlarsa sağduyu sizin bu durumunuzun mazarratlarını gösterir - Dolayısile lngiliz lerin size karsı tuttukları yolu değiştirmek bence mukarrerdir, anl' ak siz de yolunuzu değiştirmelisiniz - lngilizlere karşı düşmanlığı nızın sebepleri ne ise bana bildiriniz - Ben aranızı bul urum ve işi lngiliz'lere anlatırım. Bu mektubumu lngiliz el · çisi yolu ile gönderiyorum. Name defteri'rıdeki suretin kenarında, Fransızların Mısır'dan Tipu'ya bir miktar asker göndereceklerinden, lngiltere elçisinin bu yolda bir mektup y azılmasın ı iltimas ettiği açıklanmıştır. Görüldüğü gibi Qsmanl ı padişahı o sırada Fransız'lara karşı bağdaşığı bulunan lngiltere'nin dileği üzerine bu dev letle Tipu'yu manen olsun barıştırmak istemiştir. Bu mektubun sureti Bab-ı ali Evrak ha:ıinesindeki 9. Name defteri'nde iki defa kaydedilmiştir. Birincisinin tarihi (s. 360-62) Receb 1 2 13 ( 1798 sonu ve 1799 başına düşer) dir. ikincisi (s. 388 - 89) 3 Muharrem 1214 tarihlidir (7.6. 1799). Name defterinde bir belgenin kendi tarihi değil onun deftere kayıd tarihi bulunduğu için ili. Selim'in mektubunun hangi tarihte l ngiliz elçiliğine verildiği kestirilemez. Bilinen şudur k i Tipu onu almış v e lO Şubat 1799'da ona pek hoşa gitmiyP.cek -
1 Napoleon Bonapart'ııı Tipu'ya ırönderditi nepsi ona ulaımadan l ngiliz'lerin e l i ne düıü yordu.
bu yolda mektupların
HINDISTA N ' DA EGEMENLiK KUR M A K iSTEYENLER
207
biçimde karşılık vermiştir 1 • (Bu karşılık Bab-ı ali Evrak hazi nesinde ve Name defterlerinde bulunamamıştır). Kasım 1798'de Lord Vellesley'in savaş hazırlıkları bitmek üzere olduğundan Tipu'ya karşı .... , siyasal baskı başlar. i l i . Selim'in mektubu dahil, bir takım mektuplaşmalardan sonra, Tipu'nun Fransa'ya iki vekil göndermeye hazırlandığı öğrenilince l ngiliz ordusuna ona karşı yü rümek buy ruğu verilir (3 Şubat 1799). l ngiliz ve Haydarabad orduları bir kaç başarıdan sonra başkent Seringa ta:n ön•ine gelir ve orayı bir saldırı ile alırlar ( 4 Mayıs) ; Tipu o sırada vurulup ölür. Maysor devleti, Haydar Ali'nin onu büyütmeye koyulma sından önceki sınırları içine sıkıştırılır ve onun başına yeniden eski Hindu maharaca soyu geçirilir. Yeni maharaca ile lngilizler arasında yapılan antlaşmaya ğöre Maharaca yalnız askerlik ve siyasa bakımından İngilizlere bağımlı kılınmakla yetinilmez. O, İngiliz genel valisinin yöne tim ve mali işler de kendisine vereceği öğütleri dinlemeyi de üst�nir ve bunu yapmazsa ülkesinin eli nden alınmasını ödced�n kabı;l eder. Tipu devletinin öbür kısımları İngilizlerle Haydarabad ni zamı arasında bölüşürler, lngilizl�r Serin�apatam ve devletin Güney kısmını alır ve böylelikle Dekken'in Doğu ve Batı kıyı larında egemenlikleri altında bulunan kısımları birleştirirler. Bu anlaşmaya " Maysor bölüşme anlaşması,, denir (22. 6. 1799). Az aşağıda görüleceği gibi nizam bir yıl sonra kendi payını l ngilizlere devredecektir. Tipu devletinin bir kısmı da Puna Marata'larına yani pişva'ya verilmek üzere ayrılır ; şu şartla ki o da İngiliz'lerle nizam'ın yapmış olduğu biçimde bir bağdaşma yapsın (Ülkesine kendi parasiyle beslenen bir lngiliz birliğini kabulü gibi). O sırada Puna'da egemen olan ü nlü Nana Fad navis, Devlet Rao Sindia ile çetin bir mücadeleden sonra Ragunat Tlpu'ya kartı
ı Bunun H n a kuımlarının İngilizce tercümesi Montıromeı.y Martin tarafından y a y ı nlıımıf n l a n ; M a r q u e ı W e 1 1 c • 1 e y, De•pathe•, minute• and corre•pondance, C. 1, ı. 4 14- 17 'de çıkmı,tır.
H İNDiSTAN TA R iHi
208
Rao'nun oğlu il. Baci Rao'yu pişva yapmıştı ( 1796) ; ancak ken d isi eski egemenliğini elde tutmaktaydı. Nana Fad navis, lngiliz'lerin önergelerini ve bu şartlarla, yani lngiliz egemenliği altına girerek, Tipu ülkesinin bir kısmını almayı reddeder. O, esasen Tipu'ya yardıma bile hazırlanmıştı. xvı. I NGILIZ-MARATA SAVAŞLARI
Uzun zamandanberi Puna'daki Marala pişvalarını egemenliği altında tutan Nana Fadnaviş 1 3 . 3 . 1 800'de ölür. Pişva il. Baci Rao değersiz bir kimsedir. Derhal en güçlü Marala hüküm darlarından Devlet Rao Sindia ile Cesvenl Rao Holker ara sında Puna'da, yani Marala topluluğunun merkezinde, egemen lik kurmak ve pişva'yı de geçirmek amaciyle savaş başlar. Pişva, Sindia ile birlik olmuştu ve Holkar onlara saldırmaya koyulmuştu. lngilizler Maysor sultanına k arşı savaşlarında olduğu gibi, Marata'lara karşı yakl:ıştığı sezilen savaşlarında da Haydarabad nizamının dostluğunu siyasalarının mihveri yapacaklardır. Sin dia'larla Holkar'lar arasında savaş başlayınca lngiliz'ler nizam'la yeni bir anlaşma yaparlar ( 1 2 . 10. 1 800). ••ratalar ara•ıada •••••
Bunc. göre 1 : lng:!!:>:lerle nizam arasında ge nel ve ebedi bir savgal bağdaşma olacaktır. lngilizler nizamı her türlü düşmana karşı ko rumayı üstenirler ; onun ülkesindeki askeri kuvvetlerini arttırırlar ve bütün bu kuvvetler için nizam tara fından ödenmesi gereken paralar karşılığında o, Maysor'dan 1 797 ve 1 799 anlaşmaları gereğince almış olduğu yerleri ln giliz ' lere bırakır. Nizam lngilizlere danışmadan hiçbir devletle müzakerede bulunmamayı ve kimseye saldırm amay ı ; lngilizler de onun soy, sop ve uyruklarının işlerine karışmamayı üstenirler. Eter Marata hükümdarı Devlet R ao Sindia her iki t arafa yeter ölçüde barışseverlik inancaları verirse o da bu anlaşma hükümlerinden istifade ettirilecektir. laslllz-Hay. darAbAd bat · daıma•ı
ı
Metin T. E. S. ,
C. 18
•·
62. . . .
HlNDlSTAN'DA EGEMENLiK KURMAK iSTEYENLER
209
Anlaşmanın Marata pişvasına ve Nagpur 'daki Marata hinedanı Bonsla'lara ait bir gizli eki vardır ; buna göre pişva, yini ana Marata devletinin başı nda bulunan kimse, bu antlaşma hükümlerinden faydalanmak isterse : 1. Kendisiyle Haydarabad devleti arasındaki genel ihti laflarda ve Marata'ların "çavs,, 1 denilen vergi isteklerinde lngilizlerin, var olan anlaşmalar dairesinde, hakemliğine razı olmalıdır. lngilizler bu "çavs,, işinin tamamen ortadan kalkması hususundaki nizam'ın dileğini de gözönünde tutacaklar ve pişva işbu vergiden vazgeçmedikçe bu anlaşma hükümlerin den istifade edemiyecektir. 2) Pişva kendisiyle lngilizler arasındaki ihtilaflar dolayısiyle onları tatmin etmelidir. Eğer pişva masraf ve ücretleri kendi since ödenecek olan yeter güçte bir İ ngiliz kuvvetini ülkesine kabul ederse lngilizler ve nizam onun Marata'lar arası ndaki eski egemen durumunu yeniden elde etmesi için çalışacaklardır. (Bu hüküm pişva'yı, bir İ ngiliz korunuğu olarak yeniden bütün Marata'ların başı yapmaya vuıyordu). Eğer Nazpur'un Marala hükümdar hanedanı olan Bonsla' lar bu antlaşmadan fay dalanmak isterlerse : 1 ) lngilizlerin var olan anlaşmalar dairesinde onlarla :ıi zam arasındaki ihtilaflarda hakemlik etmesine. 2) Bonsla'lar kendi ülkeleriyle lngiliz ülkeleri arasında bazı sınır düzeltmelerine ve değeri bazen nakit olarak verilecek y er mübadelesine razı olmaiıdırlar. lngiliz· nizam anlaşmasının son maddesindt: bu iki bağda şık, savaşmak gerekirse bunu birlikte y apmayı ve kazançları aralarında bölüşmeyi üstenmektedirler. Yukarda başlıca hükümleri ni belirtti"'imiz İngia •arata'lar !iz-nizam bağdaşması anında Marata'lar arası naraaıada 0 aadald daram daki durum şudur: Pişva acizdir ve Sindia'ların eli altındadır ; onlar pişvayı bir kukla gibi kullanarak bütün M arala devletlerin başı olmak isteğindedirler. Holkar'lar da hem bunu önlemek hem de pişva'yı kendi kukı Blı:. c. il diaİDİlıde
ba ada. Hlnölgede komşusu olan devletcik lere saldırmamak şeklinde hafıfleterek bu esas üzerinde yukarıda anılan (s. 239) anlaşma yapılır ve Rancit Sing yaşadıkca Pen cab Sih devletiyle l ngiliz'ler arasında dostluk devam eder. lngiliderle
y aptığı
1 809
anlaşması
Rancit
Raaclt Slas'la Sing'e, Sütlec ırmağının Güneyi ayral, bütün b8y8k bir dev· letl11 bafla• öbür yönlerde lngilizlerden çekinmeden istedi ği gibi savaşmak ve ülkeler ele geçirmek im· seçme••
kaııını veriyordu. O, ordusuna Avrnpalı su baylar da almıştı ve onlar tarafından Avrupa usQılerine göre y etiştirilmiş birlikleri vard ı. Bu yön ona bütün komşuları ve bilhassa Afganlar karşısında büyük bir üstünlük sağlıyordu.
H
l
381.
MetiDler
:
J.
o.c
a
DDiD'b.
m,
A Hl.tor'g of tlı• sı1c 1a••
••
379
H INDISTAN'DA EGEMENLiK KUR M A K iSTEYENLER
241
Afganistan'ı n taht savaşları içinde bulunmakta olması da onun işini çok kolaylaştıracaktır. Rancit Sing'in en güçlükle aldığı yer Multan olacaktır : bir sürü başarısız savaş ve saldırıdan sonra 18 18'da orasını Afgan valisinin elinden alır ; Afganların iç kavgalarından fay dalanarak onların bir kısmının da yardımiyle Keşmir'i ele geçi rir ( 1 8 19) ; 1 8 13'de Etek (Atak) dolaylcsrında Haydarl'de Sıh' lerle Afganlar arasında büyük bir alan vuruşması olur ve bi rinciler zafer k azanırlar. 1823'de Afganlarla Sihler arası nda Nevşehre dolayların da yapılan ve Sihlerin zaferiyle sonuçlanan bir alan vuruşması Hayber boğazının Doğusunda Sih üstünlük ve egemenliğini sağlar ; Pişaver, Rancit Sing'in eline düşer ve o orasını, haraç karşılığında, bir Afgan valinin eline bırakır : 1834'de orası fi'len de onun eline geçecek ve Afganlar onu geri alamıyacaklardır. Rancit Sing büyük bir devletin başında iken 1839 Haziranda ölür. xxııı. AFGANISTAN'DA SADOZAI HANEDANININ
DEVRiLMESi
Şah Mahmud kendisini tahta çıkarmış olan ve ziri Feth Han Barekzai' nin bir kuklası kalacaklır. Tahta çıkar çıkmaz Şah Zaman'ın ana baba bir kardeşi olan Pişvar valisi Şüca ü l- mülk de kendini şah ilan ederse de Fetb Han tarafından bozulur ve Hayber bölgesindeki dağ aşiretleri y anına kaçar : fakat çok geçmeden Kabildeki Kızılbaşlarla (lran'dan gelen Türkler) ve y erli sün niler arasında çıkan bir vuruşma sırasında Şah Şüca gelip Ka bil'i alır, ağabey i Şah Mahmud'u tutsak edt:r, fakat onun göz lerini körletmez (Temmuz 1803 ?). lran hükümdarı Feth Ali Şa hı n Meşhed ve Doğu Horasan'ı alıp tekrar lran'a katması bu devirde vaki olur. Şah Şüca tahta çıktıktan sonra bir takım şehzadeler ve bilhassa Şah Zaman'ın oğlu Kayser'le Şah Mahmud'un oğlu Kamran ayaklanırlar. Vezir Feth Han da önce yeni Şahın hiz metine girerse de sonra ondan ayrılıp hanedanın öbür üyele riyle işbirliği yapar. Bu durum 1810'a kadar sürer. Şah Şüca Şah Mahmud ve Şah ŞGca
Hiruli•lan
Tarl/tl 111. F. llt
242
HiNDiSTAN TARiHi
1809'da lngilizlerle yukarıda (s. 238) anmış olduğumuz anlaş mayı yapmıştı. Şah llahmad'an 1 810'da Vezir Feth Han'ın yardımı ile Şah yeniden tahta Mahmud yeniden Kabil' i ele geçirir ve tahta çıkar ; Şah Şüca da Pişaver bölgesine kaçar, çıkma••
bir sürü savaştan sonra yakalanır, bir tutsak olarak Keşmir'e götürülür ( 1812) ve ora valisi tarafından mahpus tutulur. Bunu müteakip Şah Mahmud ve daha sonra Vezir Feth Han'la Maharaca Rancit Sing arasında da görüşmeler olur ve bu son iki kişi, Kabil'i pek dinlemeyen Keşmir valisine karşı, güya Şah Şüca'ı onun elinden k urtarmak için, sefer yaparlar. Ü nlü Küh· i Nur elması onda idi ve herkes onu almak için Şah Şüca'ı ele geçirmiye çalışıy ordu. Yukarda gördüğümüz gibi bir sürü uğraşdan ve iki bağ daşığın arası bozuldukları sodra Keşmir, Sitı maharacası Ran cit Sing'de kalacaktır ( 18 19). Ondan epi önce Şah Şüca La hor'a işbu maharacanın nezdinde nakledilmiş ve o Küh·i Nur'u Şahdan almıştı. Bundan sonra Şah Şüca Lahor'dan kaçmaya muvaffak olur ; biraz Keşmir taraflarında uğraştıktan sonra lngilizlere sığınır. Sado:aal hAne· Şah Mahmud'un ana-baba bir kardeşi Firuz· danının tahtı üd-din (Hacı Firuz diye ünlüdür) Herat'da vali bulunmaktaydı ; onu n oğlu da Şah Mahkaybetme•I
mud'un damadı idi. 1818 yılında Kacar'ları n Herat'ı tehdit etmeleri üzerine lran ve Afgan orduları arasında kesin bir sonuç vermeyen bir çarpışma olur ; Şah Mahmud'la Vezir Feth Han bu vesile ile Herat'ın ve onun valisi Şt!hzade Firuz'un yarı bağımsızlığı nı sona erdirmeye karar verirler. Bu amaçla ordu Herat'a girdiği sırada Feth Han'ın kardeşlerinden Dost Muhammed Han (ilerde Afganistan emiri olacaktır) Firuz'. un sarayını yağma ve haremdeki kadınlara tecavüz eder ; bun· lar arasında Şah Mahmud'un kızı olan Flruz'un gelini de vardı. Bu olay tabiatiyle olaganüstü bir heyecan yaratır : Dost
HINDiSTAN'DA EGEM ENLiK KURMAK iSTEYENLER
243
Muhammed Han kaçar ve ilk coşkunluk sırasında Şah Mah mud'un oğlu Kamran, Vezir Feth Hanı yakalattırıp gözlerine mil çektirir ; az sonra bu vezir öldürtülecektir. Şah Mahmud ve oğlu bunu yapmakla başlıca dayanaklarını yoketmiş oldukları gibi sonsuz ayaklanmalara d;ı kapı açarlar. Feth Hanın kardeşlerinin çoğu birer il veya ordunun başında olduklarından kolaylıkla kan davası güdebilecek bir durumda idiler ve her biri bir yerde bağımsız olur ; böylelikle devlet parçalanır. Bunlar hem aralarında, hem de Sadozai hanedanı üyeleriley bir kör döğüşüne t utuşurlar ve il ve kentler biteviye el değiştirir. Feth Han'ın kardeşleri arasında en kabiliyetlisi olan Dost Muhammed Han bir sürü mücadeleden sonra Kabil'i ele geçi rir ; anası bir Kızılba� Türk olduğu içi n Afganlar onu pek tutmamakta idi ve kardeşlerinin çoğu da ona karşındı ; ancak Kabildeki kalabalık ve nufuzlu Kızılbaş kütlesi onu tutuyordu. Kandahar'da, Keşmir'de, Pişaverde Feth Hanın kardeşleri bağımsızlaşırlar. Son andığımız kente egemen olan Sultan Mu hammed Han şimdiki Afganistan Şahının atasıdır. Feth Han, Barekzai oyma,,.ının Muhammedzai 5 kolunda idi. Onun k ar�eşleri bağımsızlaşıp tahta çıkınca yeni bir hanedan kurulmuş ola caktır ve elan Afganistan tahtı bu hanedandandır ; ona Mu hammedzai hanedanı denir. Mabammedzal bAaedaaı
Bunların tahta çıkanları "şah w ü nvanını almıyacak ve ken dilerine "emir w dedirteceklerdir ; şehzadelerine de " serdar ,, denir. Başlangıçta bunların hepsine bu son ünvan verilmektedir. Türlü il ve kentlerde kendilerini bağımsız kılan bu serdar ların hemen hepsi egemenlıklerine bir meşruyet süsü vermek için bir zamanlar birer Sadozai şehzadesini k ukla ve perde diye kullanacaklar ve onun adına hüküm sürdükleri zannını uyandırmak isteyeceklerdir. Herat ise eski hanedanda kalır ve Şah Mahmud'la oğlu orada birbirleriyle uğraşa dururlar. Şah Mahmud orada 1 829'da ölür ve o bölge oğlu Kamran'da kalır Multan, Derecat, Keşmir, Pişaver bölgeleri bu iç boğuşma-. lar sırası nda Maharaca Rancit Si ng'in eline düşer.
244
HiNDİSTAN TAR iHi
' a h ' ca ,ıa . yealdea ta hta çıkmaaı lçla y aptıtı ilk deneme
Muhammedzai kardeşlerin ( Seı darlar ) birer . kukla Sadozai şehzadesinı ele alarak iler ve kentler fethi için aralarında savaştıklarını y u karda görmüşt ük. Bu yeni serdarlardan Kabil'i ele geçirip orada tutunmak isteyenler arasında Muhammed Azim Han da vardı ; o orada tutunmak içi n Şah Şüca'ı kendine kukla yap mayı düşünür ; Şüca da lngiliz bölgesini bırakıp Kabil'e gitmek üzere yola çıkarsa da arada Muhammed Azim Han bu işdcn vaı geçer ve başka bir Sadoza i'yi kukla diye ele alıp Şah Şüca'ı kaçmak zorunda bırakı r. O da Sind emirlerinin ( Doğu yazarları Miran-ı Sind derler ) yanına kaçıp göreceği yardım karşılığında onların bağımsızlığını tanır. Ancak Muhammedzai lerin baskı ve pa ra va'dleri yüzünden Sind emirleri Şah Şüca'ı ülkelerinden çıkarırlar ve o yeniden lngilizlerin yanına kaçar. Onlardan yılda 24.00 bu, öbür kardeşlerin onun bir valisi durumunda
HlNDİSTAN'DA EGEMENLiK KURMAK iSTEYENLER
24S
olmayı kabul ettiklerini ifade etmez. Bu yön ilerdeki olaylarla daha kolay anlaşılacaktır. A fsan
1 t
• an ,ın Sadozai şahları devrinde Sadozai oymağını da kapsayan Abdali (Dürrani) oymaklar topluluğunun ileri gelenleri büyük nüfuz sahibi idiler ; tımar·zeamet nev'inden pek çok toprak elde bulunduruyor ve aşağı yukarı devletin egemen unsurunu teşkil ediyorlardı. Ken· di Sadozai oymaklarının nisbeten ufak olması Afgan şahlarını bu siyasay ı gütmeye mecbur ediyordu. Bu şahların oymaklar üzerinde başlıca nüfuz vasıtası, oymağın başkanını onun ileri gelenleri ilrasından seçmek hakkı idi ; esasen şüpheli olan bu hak bile çok kere nazari kalıyordu ve başkanlığı oymağın en nüfuzlu ailesi içinde bırakmak zarureti hasıl oluyordu. Barekzai oymağı ise Dürrani oymaklar topluluğunun en kalabalık ve güçlü oymağıdır. Bu yüzden onun Muhammedzai kolundan olan yeni emirler, yani öldürülen Vezir Feth Han'ın kardeşleri yalnız veya bilhassa Barekzailere dayanarak ege menlik kurmayı mümkün görürler ve öbür Abdali oymaklarını zayıflatmaya ve onların nüfuzunu k ırmaya çalışırlar. Bundan başka arkası gelmeyen iç şavaşlar ülkeyi çok y oksullaştınnıı olduğundan para bulmak zarureti, yeni Muhammedzai emirlerini Abdalt ileri gelenlerinin topraklarını ve bir takım muafiyetlerini azaltmaya sevkeder. Aynı zaruret halkı da az çok ezmeyi gerektiriyord;!. Bütün bu olaylar yeni hanedan aleyhinde önemli cereyan· lar yaratır. Muhammedzai serdarları arasında da birlik ve dayanışma y alnız görünüştedir ve bunlar arasında Kabil'e ege· men olup en üstün durumda bulunan Dost Muhammed Han biteviye kardeşlerinden bir ikisini n ayaklanma tehdidi altındadır. lngilizlerin yanına sığınmış olan Şah Şüca bu durumdan faydalanarak tahta çıkmak için ikinci denemesini yapacaktır. y en i
d arama
Şah Şüca 183i 'den itibaren tahtını geri almak için ikinci bir deneme hazırlıklarına koyulur. O, bu amaçla, Lahor'daki Sih maharacası Rancit Sing'den, lngilizlerden ve Sind emirlerinden yardım isteyecektir. ş b ŞB
:
lld cı de
,
::..::.ı
246
HINDISTA N T ARIHI
Rancit Sing son derecede ağır şartlar ileri sürer ; ezcümle onun istediklerine göre : Şahın veliahdı bir birliğin başında ve ailesiyle birlikte Maharaca'nın nezdinde kalacak ve seferlerine iştirak edecek, Gazne Sultanı Sevüktekin oğlu Büyük Mahmud u n Somnat seferinde (1 025-26) alıp Gazne'ye götürdüğü iddia edilen mabed kapıları Maharaca'ya teslim edilecek : Şah. Afga ganistan'da inek kesilmesini yasitk edecek vesaire. Şah Şüca bunlara razı olmaz ; ancak Maharaca'nın ondan zorla almış olduğu Kuh-i Nur elmasından kesin olarak vaz geç meyi ve Sih'lere bağımlı olara� bir Afgan valinin idaresinde bu lunan Pişaver üzerinde ay rıca bir iddiada bulunmamay ı önerir. Maharaca ise bu kent için yapılacak anlaşmaya lngiliz' lerin de iştirak etmelerini, yani bu işde bir türlü kefil olmala rını ister. Sonda Şah ile Maharaca arası nda Pişaver'in kesin olarak bu son kişiye bırakılması yönünü de kapsayan bir anlaşma yapılır. l ngiliz'ler Şah Şüca'a yardımdan kaçınırlar ; ya nsız kala caklarını bildirirler ve yalnız ona yıllık ödeneklerine mahsu ben biraz borç para vermeye razı olurlar. Sind emirleri de, lngiliz'lerin kendi ülkeleri üzerinde bazı tasarıları olduğunu sezdiklerinden Şah Şüca'a belki bunu önler diye, yardım va'dederler. Genel bakımdan pek aşırı ümit verici olmaya n bu kar şılıklara rağmen Afganistan'ı n iç durumunun kendi lehinde olduğuna inaııan Şah Şüca harekete geçmeyi kararlaştırır ve 1832 yılında oturduğu Ludiana kentinden ayrılıp toplıyabildiği bir kuvvetle Sind ülkesine girer. Orada emirlerle anlaşamaz ve bir çarpışmada onları yener. 1834 başlarında Şah Şüca, Kandahar bölgesine gelir ve oray ı kuşatır. Oradaki Muhammedzai serdarlar Kabil'den Dost Muhammed Han'ın j'etişmesine kadar bir alan vuruşmasına yüreklenmezler ; fakat o gelince Şah Şüca bozulur ve kaçar. Dürrani (Abdall) oymakları ona taraftarlık göstermiş idiyseler de o andaki güçsüzlükleri dolayısiyle gerçek ve faydalı bir y ardımda bulunmamışlardı. Bu zaferden sonra Dost Muhammed Kabil'e döner.
HINDIST AN'DA EGEMENLiK KURMAK iSTEYENLER
247
pı,.ver'ln illa- Yukarda gördütümüz gibi Pişaver Rancit tere s•çme•I Sing'e batımh bir Afgan valinin elinde idi
( Bu vali Dost Muhammed Han'ın kardeşi Sultan Muhammed Han idi) ve bu maharaca, Şah Şüca ile yap tıtı anlaşmada Pişaver'in kesin olarak kendisine aidiyetini bu şaha kabul ettirmişti. Şah Şüca. Kandahar yönlerinde utraşırken Rancit Sing'de Pişaver üzerine bir kuvvet gönderip orayı Sultan Muhammed Hanın elinden alır, o da Bacaur'a çekilir ( 1834) ; bir ara bu son iki kişinin birleşip Sultan Muhammed'in Maharacanın yardımiyle Kabil'i kendi kardeşi Dost Muhammed'den alması da düşünülmüştü. Dost Muhammed Pişaver'i Sihlerden almak için "cihad. ilan etmek ve bütün Müslüman ları savaşa çatırmak ister. Bunun üzerine ülema kendisine cihad'ın müslümanlara farz olması için "Allah'a, Peygamber'e ve emir sahiplerine itaat edin ,, diyen Nisa suresinin 57. ayeti geretince •Emir_ olması ve kendi adına hutbe okutup para bastırması gerektiğini ileri sürerler ve Dost Muhammed Han bunu yapar ; yani fi'len olduğu gibi resmen de bağıtnsız hükümdar olur ve Sadozai kukla şehzadelere bağımlılığı bir yana bırakır. Bundan sonra Dost Muhammed "cihad,, a iştirak için her yönden ve hatta Türkistan'dan gelen büyük bir kalabalığın başında ( 100.000 kişi 400 top) Pişaver üzerine yürür 1 • Ken disiyle barışmış olduğu kardeşi Sultan Muhammed de yanındadır. Bu kuvvet Pişaver'e yaklaşınca Rancit Sing'in içini korku alır ve o hizmetinde bulunan Harlan 2 adında bir Amerika'lıyı elçi olarak Dost Muhammed'e yollar. Harlan, Afgan ordugahındaki ileri gelenleri birbirlerine düşürür ve ve ezcümle tlerini hemen daima k ırmıştır. ilerde göreceğimiz gibi bu durum, ta Hindistan halkı nda karşı koyma hareketleri çoğalıp bunlar bir tehlike teşkil etmeye başlayıncaya kadar sürecektir ; ondan sonra damla damla ya pılan iyileştirmeler ise manevi durumu düzeltmeyecek ve sonda imparatorluk fi'len elden gidecektir. Hindistan işlerinde son sözün lngiliz seçmenlerine tabi bir makamın eline geçmesiııden doğan durumu Hindistan ulussc verlerinden Lajpat Rai şöyle incelemektedir 1 : "Her hangi bir hükümdarın ülüvvü c�nabına ve adalet duygusuna başvurmak bazan başarı sağlıyabilir ; fakat bir u lus veya demokrasi nezdinde bu suretle hiç bir şey elde edilemez. Yabancı bir ulus üzerinde bir demokrasinin egemenliği kadar emici ve amansız bir şey tasavvur edilemez. Demokratik biçim de bir hükümet bir ulusıın kendisi için iyi olabilir ; fakat bir demokrasinin yabancı uluslar üzeri ndeki egemenliği, sonuçları bakımından, yıkıcıdır ve sonsuz kötülük imkanlariy le doludur"' Bu yönü yukarda adı geçmiş olan John Stuart Mili daha ilmi bir biçimde izah etmiştir. Onun ifadesi ayaklanmadan önce, 1852 yılında, Hi ndistan işlerinin şirketten alınıp bir bakan vasıtasiyle lngiliz hükümetince yöneltilmesi düşünüldüğü sırada vaki olmuştur. Altı yıl sonra bu tasarı gerçekleşince ve yürürlüğe girince Mıll'in düşü ncelerinin doğruluğu pek açık olarak görül mü�tür. O demişti ki 2 : " Fir ülkede, başka bir ülkenin iyi idaresini sağlamakta kuvvetli bir ilgisi olacak bir hükümet uzvu kurmak imkansıza y akın bir şeydir. Ancak bu yapılmayınca ona yakın en iyi yapılacak şey orayı kötü biçimde idare etmekte en az m enfaati olan bir uzuv vücuda getirmektir "Hindistan idaresi ni yalnız bir devlet sekreteri (bakan) vssıtasiyle yürütmek böyle bir ülkede yaşatılması mümkün olan .
1
.
.
•
L a j p a t Rai, Unhappg /nJia, Calcutta 1928. }ohn Stuart Mili'• EoiJence, LorJ• RecarJ of 1852 (Blı:. R. O u t t, The Economic Hi.torg o/ lnılia in the Victorian Age, London 1906). 2
324
HiN DiST A N TAR iHi
en mutlak istibdadı kurmak olur ; çünkü her he1 ngi bir danışma ve tartışma için imkan kalmaz ; bu yolda kalacak tek imkan bakanla onun bakanlıkta maiyetinde bulunanlar arası ndaki danışma ve tartışmalara münhası r kalır ; bakan ise bu gibilerinin düşünce ve öğütlerini dinlemeğe mecbur değildir ; bunlar din· lense bile onları verenler bu yüzden sorumlu bir durumda değildirler. " J. S. Mill'in bu düşüncelerini benimsiyen Dutt 1, 1 8 58' den beri Hindistan yönetiminde epi düzelmeler olmakla birlikte onun her türlü denetleme ve ayrıca yapılmış incelemeler dışında yürütüldüğünü belirttik ten sonra, malt yöne geçerek şirket yönetiminin son beş y ılında Hindistan gelirlerinin ortalama 30 milyon lngiliz lirası olduğunu ve bundan yine ortalama ydda yalnız üç buçuk milyonun lngiltere ye gittiğini ; yönetim l l" giltere hükumetine geçtikten sonra Kıraliçe Viktorya'nııı son saltanat yılında ( 1900- 1 901) ise Hindistan gelirlerinin (Demir yolu ve sulama gelirleri ayral) 55 milyon liraya çıktığını, halbuki lngiliz bölgesinin bu devre içinde pek bürümediğini ve halkı n zenginlik ve gelirinin artmadıQını, buna rağmen aynı y ılda lngiltere'ye 1 7 milyon lngiliz lirasının nakledildiğini yazmakta ve böyle kocaman bir ekonomik "emmen nin Şirket zamanında imkansız olacağını eklemektedir. Bütün bu yazıların özeti şudur : Şirket zamanında Hindistan yönetim i lngiliz hükümetince denetlenmekte ve ora halkının asın sömürülmesi önlenilmekteydi. Yönetim lngiltere hükümetine geçince hiç bir denetleme kalmamış ve bu hükumet lngiliz seçmenlı!rine ve parlamentosuna hoş görümek için yalnız veya her şeyden önce onların menfaatlerini göz önünde tutarak ve bu yüzden Hindistan'ı azaml surette sömürerek ve oradan lngiltere'ye elden geldiği kadar çok para ve servet çekerek lngiltere halkını ve iş adamlarını memnun etmeyi ve kendi mevkiini kuvvetleştirmeyi ana amaç saymıştır.
1
Yukarıda ltafİ7ede anılan eeer ,
•·
183- 184.
BÜYÜK SlPAHI AYAKLANMASI VE SONUÇLAR!
52S
Bunlar görünüşte çok önemsizdirler. Epeydir görenek, genc:l valinin birinci sınıf lngiliz politikacıları 'le çerle r : b u n u n üzerine l n giliz t ugay ı Kanda har'a doğru çek i lmeyP. ve Eyyüb da onu l '.2.000 kişi ile kova l a m a ya ve çevir m i ye çal ışmaya koyul ur. Çupışma Mayvaııd köyü dolaylarında olur : l n g i l i z tuga y ı fena ko'Tluta v e bazı H i ndli birliklerin gerektiği gibi sa vaşma maları y'izü ııdeıı üstün talim ve terbiy esi ne rağmen ezilir (27 Temmuz 1 880). Bu yeni lgi İ ııgi l i llerin Afganistan'da k a y bettik leri tek alan vuruşmasıd ı r. B u y üzden Eyyüb de çok büyük b i r ün ka�a n ı r. Bu o' a y ı n l ngiltere \ ' C Hi ııdistan'da çok ö nemli tepk ileri olur. Oralarda Afganistan'ın bir y ı k ı m yeri olduğu ve oradan bir an önce çekil mek gerektiği düşüncesini tazeler ve berk itir. l rı g i l i z L i beral partisi esasen bu gibi maceralar aleyhinde oldu gundan bir an önce Afganistan'dan ç ı k mak �iy asası kuvvet bulur. :\fay vand vuruşmasının askeri son uçları önemsiz kalı r ; Eyyüb, Kandahar'ı almaz ; Kabil'den ilerliyen General Roberts, Eyyüb'ü bozar ve Herat'a çek ilmek zorunda bırak ır. Yukarda görüldüğü gibi Abdurrahman, Kan emiri tanın
Abdurrahman ın e m ir tanın• dahar ayral, bütün Afganistan'ın mıştı (22 Temmuz 1 880). maeı
Mayvand vur uşması haberi geli nce lngi liz'ler onunla bir anlaşma yaparlar ve lngiliz ordusunun bir k ı smı Kandahar'a E y y üb'e karşı yürürken öbür kısmı da Celalabad yolu ile Hindistan'a dönmeye koyul u r. O sırada Abdurrahman büy ü k bir ü n kazanmış olan amcası nın oğlu Eyy ü b' le savaşacak güçte değildi ve ona karşı y ürüyen General Roberts ordusu en çok Abdurrahman için çal ışıyordu. O da bu orduya her türlü kolaylık sağlamak ve onun gerileri ni güven içinde tutmak }'Olundaki taahhüdlerini elden geldiği kadar yerine getirmiştir.
HiNDİSTAN TA RİHİ
456
İ ngilizlerin Ab· Arada kesin bir anlaşma imzalan maz ; ancak d urrabmanla lngiliz'ler yeni emire şu yönleri bildirırler (Ağustos 1 880) : yapta kları a nlatma 1 Kendisi Kabil valisi (hükümdarı) t leri i çi n k e n d i lerine ödenek dahi sağlar. Bu nlar d a M a h � n d ra Partab ve Ht> reket ullah ile birlikte çalış· m:ıya koyulmlar. Bu ge · ı �· : erin çoğu t ü r l ü güç görevler alacak, bazıları Türkistan, Ç i !1 ve japony a'ya k adar gönderilecek ve öle ceklerdir. Osmanl ı nın savaşa katılm 1sı ndan doğan ger·
TGrk ve Alman ginl i k ve " Cıhad" taraftarla rını n barışcı Emir heyetleri nin Habibullah üzerindeki baskıları Kabil'e gelmiş gelmem i
olan Osmanlı ve Alman heyetlerinin çalışmaları sayesinde olağan üstü artar. B i r zamanlar l ngiliz'ler, Eml rin bu baskılara d aya namamasından veyahut onun dın lenilm emesinden korkarlar. Ancak böy le bir şey olmaz ; Emir, bu baskı lara ustaca karşı koy ar. Osmanlı ve Alman heyetlerinin işi y tt nlış tutm aları n ı n ve karşılarındakileri bilgisiz çoc u k san a rak ona göre konuşmaların ı n da bu işte tesiri olm uştur. Alman m urahhası, Emire Paris'i n d üşmek üzere olduğunu, Osmanl ı m urahhası da Türk ordusunun pek yakında Süveyş su yol u n u aşıp Mısır'a gireceğini söy ler ve onlar herkesle de bu y olda konuşurlar. Böylelikle "zafer elde edilmek üzeredir, siz de ondan payınızı al makta geç kalmay ı n ; yani derhal savaşa katıl ın,, deııilmek isteniyordu. Emir ise bu sözlere ta mamiyle inanmış görü'lür, hazırlanmakta olduğunu söy ler ve pek yak ında gerçekleşecekmiş gibi gösterilen b u olaylar gerçe kleşir gerçek· leşmez savaşa katılacağın ı bildirir. Bundan başka kendisi Rusya ile lngiltere arasında ezilmekten kork t u ğundan Osman l ı v e Alman kuvvetlerinin yaklaşmasın ı beklemek zarureti n i d e i yice belirtir. iş bir kere bu yola sokulduktan sonra Emir için daimi bir kaçamak kapısı açıkk almış olur ; çünkü Osmanlı ve Alman m u rahhasla rının kesi n ve yak ı n diye gösterdikleri olaylar gerçekleşmedikçe onlar yalancı ve hiç olmazsa palav-
506
H i N DiSTAN T A R i H İ
racı d u rumuna düşerler, Afganistan'ı aldatıp bir maceraya sürük lenmeye çal ışmış kimseler gibi görünürler ve gitgide itibarlarını kaybederler. iş başla ngıçta daha ciddiyetl e tutulup Osmanlı murahhası o vakit lstanbul'da galip olan ve öbür ülkelerde d e varlığı tasavvur edi len a n l a y ı ş ve düşünüş tarzları na uygun o:arak lslam acununun ağır durumun u ve onun k u rtarılması için her t ürlü fedakarlığa katla nılması lüzumunu ileri sürüp propaga n dasını bu esasa dayamış olsaydı, hiç olmazsa Afgan'lara karşı, o nları aldatarak avlamaya çalışan bir adam durumunda k almazdı. Öbür düşü nce ve ü lküler bir yana bırakılarak yalnız din ülküsü uğrunda kendini fedaya hazır hükümdar, devlet ve ulusun k almamış ve esasen d e bu iş böyle mutlak surette ele alınınca geçmişde de pek olmamış olduğu için propagandanın dediğimiz esas ü zerine oturtulması d a ancak az sayıda ülk ücüyü elde etmeye yarıyabilirdi; fakat heyet miine.ı güç bir duruma düşmezdi. işin en doğrusu dini ülküyü Afganistan'ın Güney ve Doğu sınırlarında Hindistan içinde yaşıyan ulusdaş ve dindaşları nı kurtarmak ve lngiliz baskısını hafiflettirmek gibi ulusal ülküler ve keza oymak ları n olca (ganimet) alma istekleriyle bir arada ele almak ve ona göre bir tabi y e k ullanmaktı. Bu y a pılmayıp W Paris ve Mısır alınmak üzeredir, geç kalmadan savaşa katılın" denilince ve zaman geçip bımlar olmayınca Afgan'lar karşısında mahcup kalınmış, hiç bir şey elde edilememiş, hatta Afganis tan'da dahi kalınamıyarak savaşın sonuna kadar olsun Osmanlı ve Alman heyetlerinin bir arada Kabil'de bulunmasından doğan lngiliz huzursuzluğunu devam ettirmek bile mümkün ola mamışt ı r. Osmanlı devletinin Genel Savaşa katılmasını müteakip 1 9 1 4 yılının sonlarına doğru Afgan istan'da ve sınır bölgesindeki Afgan oymakları arasında kuvvetli bir Cihad propagandası ve Emir üzerinde savaşa girmesi için bask ı başlamış bulunuyordu. Bun u yapanlar veya bunun yapılması için yerli u nsurları kışkırtanlar bu iki devletin memurları değil Cihad' ı ü l k ü edinmiş gönüllü veya bu devletlere t ü r l ü surette bağlı b i r t a k ı m kimselerdi. Bilhassa Osmanlının savaşa katılmasından sonra Rus'lar
1914-1918
S A V A ŞINDAN B A Ô l M SI Z LI C A K A D A I{
507
l ran'ın Meşhed bölgesin i ve Argan-lran sınırını denetlemeye koyulmuş ve Osmanlı ve Alman heyetlerinin Argaııistan'a girmeleri n i önlemeye çalışmışlardı. B u gayretlere rağmen Alman elçi l i k katibi Hentig ve Türk teğme n i Kazım Bey Ağustos 1 9 1 5'de Afgan i !.tan'a g i r meğe muvaffak olurlar. Hen tig, Kabil'de ancak Mayıs 1 9 1 6'ya kadar kalabilir. Onun savaşa girmek istemeyen Emir'e karşı halk ve oymaklar arasında tertibat a l maya kalkışması, l ngiliz ve Rus h ü k ümet lerinir. baskıları ve onun Paris düştü, düşüyor yolundaki keha netle r i n i n gerçek leşmemesi Emlr'i onu sınır dışı etmeye sevkedecektir. O Afganistan'dan çıkıp Çi n Türkistan'ı nda Yarkent'e geçer. Osmanlı heyeti ise Hind-Afgan sınırı üzerindeki oymak l a r bölgesinde old ukça başarı ile çalışır v e bir takım oy mak akınl drının yapılmasında müessir olur. Ancak bunlar dört kadar l ngiliz- Hindli tümen i n i meşgul etmekten başka bir sonuç vermezler. Osmanlı devletin i n genel savaşa katılmakla u ğradığı akibete bakınca Emir Habibullah Han Arganistan'ı savaşa sokmamakla kendi ülkesine hizmet etmiş sayılabilir. Ancak o, aynı zamanda, l ngiltereye de büyü k hizmette bulunmuş oluyordu. Bu hizmeti k a rşılığında o , kendisine her yıl lngiliz'lerce verilmekte olan ve 1 907 lngiliz- Rus a nlaşması ndan doğmuş kızgı n l ı k dolayısiyle bizzat kendisince alın mamış olan ödeneği topta n ve altın olarak ister. O sırada altın vermenin güçlüğüne rağmen lngi ltere hükümeti onun b u isteği n i elden geldiği kadar çabuk yerine getirir.
1 9 1 5 yılının başlarında l r a k'daki Osma nlı or dusu, Süleyman Askeri Beyin kom utası altın da, Basra'yı geri almak ve l ngiliz'leri denize dökmek amaciyle bi r saldırıya koy ulur. Bu sırada Arganistan'daki "Cihad " tarardarları Emir üzerine baskılarını azami dereceye çıkarıp o n u n " sa vaşa katılmasını isterlt!r. Bu Osman l ı saldırısı umulan başarıları elde etseydi Emirin Irak vuruım• larının Afga• nlatan'dakl tep kileri
SOB
HiN D iSTA N T A R i H i
lngilizlere karşı savaşa zorla nması veya o bunu yapmazsa bir a ya klanma i l e devrilmesi um ulabilirdi. Ancak talih Osmanlıya yar olmaz. 1 2- 14 Nisan 1 9 1 5 günlerinde yerli gönüllülerden y ardım gören T ü r k birlik leri Na sıriye'yi geri alır; fakat Basra bölgesinde Şuayyibe'de l ngi lizlerle çdin çarpışmalarda bulunu rlar ve onları oradan söküp atmaya çalışı rlarsa da ağır kayıplara u ğrayarak çekilmek zorunda kalırlar ve Süley man Askeri Bey kendini öldürü r. l ngiliz Hindistan ordusu n u n üç Palan (Afgan) bölüğü, Sahil denile n yerde bir çapışmada Hindu birliklere a teş etmiş ler ve ordudaki manevt d u rumun fenalığını göstermişler di. Ancak buna rağme n l ngiliz'ler l rak'da tutunmuşlardır ; çok geçmeden onlar saldırıya koyulacak ve Kuzey' e doğru ilerliyecektir. Osmanlı'nın Şuayyibe başarıs11lığı Afgan Emtrini savaşa katılmamak işinde daha kuvvetli bir d uruma sokar. Uzun zaman müderrislik etmiş ve l slamcı ve paııislami k düşü nce ve d uyguları y \ C I M S I LLIC A K A D A R
513
Tayhk yaşına ve a l t ı y ı l h h bütçe denetlemesi c:ie yokt ur. Meclislerden geçe n her k a n u n hakkında genel valinin " veto" hakkı vardır. Ger.el vali h ükümetce teklif ve meclislerce
HİN DiSTA N T A R i H İ
52-t
kabul edilmeyen bir k a n u ı ı u yürüt mek ve hatta isterse meclis lere hiç teklifde bulu nmadan muvakka t kanun yapm a k hak k ı n ı da haizdir. Özet olarak denilebilir ki merkezde yasama kurulları n ı n h ü k ü rneti denetlemek hak k ı yoktur. Yasama işlerinde bunlar a ncak genel valinin müsaade ettiği meselelerde ve on u n iste diği tar1.da kanun yapab ı l i r l t:r. Bütçe kanunu dahi bu d u ru m dad ı r. Genel valinin b u kurullardan karar almadan ç ı k aracağı muvakkat kanun l a r ı n süresi altı ay ise de, bu süre n i n bı tme sinden iki gün sonra onların bir kaç kelımesi değiştirilerek yeni bir kanun imiş gibi tt:>krar yürütüldü kleri ve bu ameli yenin boyuna tek rarlandığı görülmü ştür. Görü ldüğü gibi Hin distan'da ora halk ı tarafından seçilerek mecl islere karşı mesut bir hük ümet k urmak v adi merkezde hiç bir bakımda n tutulmamıştır. illerdek i valilerin y anında bakan mahiy etinde olan iki türlü k imse vard ı r. Bi�incilerine "yürütme kurulu üyeleri,, denilir. B u nlar kıralın iradesiy le tayin olunup "al ıkonulmuş işlerle,, meşgul olurlar ve i l i n yasama kuruluna karşı soru m l u deği ldirler. Öbürlerine fi'len bakan ( Ministre ) denir, vali tarafından tayin olunurlar ve "devrolunmuş işlerle u meşgul olurlar ; i l i n yasama kurulu üye leri arasından tayinleri gerekir v e kendileri bu k u r u l a k arşı sorumlu say ılırlar. Dolayısile hük ümet içi n bir meclise karşı sorum l u ciurum· da bulunmak yalnız i llerdeki hükümetlerin "devredilmiş işler,, le m eşgul olan kısmı hakk ında varittir. i llerdeki bu yönetim t arzına " Dyarc h y " ( Çıfte saltanat) denil miştir. Her i l i n keza meb'usan mukabili addolunan bir " Yasama kuru l u " vardır. Bunun üyeleriniıı 0/0 70 i seçilmiştir. Seçmen ler keza gayet az sayıdadırlar. B u kurulların yasama işlerine ve bütçey e ait yetkileri merkezdeki Yasama kurulununki gibi mahduddur ve il valisi tıpkı g..:nel vali gibi, her istediğini ya resen veyahut genel valinin delaleti ile yapabilir. Ancak yasama k uruluna karşı sorumlu olan bakanlar tarafından idare edilen " Devredilmiş işlere "ait kanu nlarda bir i llerdeki yön e tim
1 9 1 -t � 1 9 1 8 S A V A ŞI N D A N
BACIM SIZUCA K A DAR
525
özellik vardır. Vali, bu işlere ait olup yasama k urullarınca y apı l m ı ş bir k a n u ıı u " Ve to,, suyla durdurabilır. Fakat k eza bu i�l e ı c a ı t , h i i k ti m l tce te kl ı f edil mış o l a n bir yeni k a n u n u k urul lar rcdded erkı se v a l i o ı ı u " a l ı konu lmuş i�ler,, için yapı ldığı gıbi kendi e m r ı l l' y ü r ü r l u ğe k o y a m a z . Bunlardan görül üyor k i Hındl ılere ver i l m iş olan ) e t k i !' V vela " ı l işleri,, ıı i n " d evrcdıl mış,, k ı s m ı n a ( k i siy asal \·e m .d! ö ı ı c m lc r i y o k t u r ) ait i �l c r içi n i l h ü k u metini denet lemek, s t ı : ı ra d a b u i ş l c ıe ait olan k a n u nlarda h iı hümet bır de ğ i ş ı k l ı k y a p mak ıste rsc buııa m a n i olabilmek, y a n i bu işlerde " s t a t u quo,, yu muhafaza edebilmekten ibare t t i r. Genci v a l i ile v a l i lerin eskiden var olu p iptal cdılmeye n g- a r i p yetkıleri d e k a l ı r. Mesela Bombay valisi i s tedigı adamı i s k d ı�i kadar ha p iste tut nıak yetki.;ine da y ana ra k Gandı\ i m u h a k e m e s i z ha p se a r t t ı rmış \·e o ı ı u on ay h i ç yargılatmadan hapıste t u t m uştur. Merkez ve illerdek i yasama k u rulları şu s u ret t e teşki l edılm işti r : Üyeler, hükümetce tayin olunan ve halkca seçilen di} e, i k iye ayrı l ır. H u kü metce tayin olunanlar da i k i k ısımdır : Birinciler işgal ettikleri mem u r iyet dolinde bulunan Tal k u rga n ı üzerine yürür ; onun bu hareketi bir çok s ı n ı r oymağ ı n ı n ayakla nmasını ve Celalderasyorı'a dahil d e v let mahiyetini alacak olan teşe k k ü l ler deki) yasama k urul larınca seçi lmesi. il lerde halkca sı·1,· ılmiş birer y asama kurulunun bulunması , oralarda t e k bir meclis o l m a s ı ve ora h ükumetlerinin ona k arşı sorumlu k ı l ı nmaları. Se ç i m meselesi şu biçimde çözü l müştür Genel olarak cem aat ler için ayrı ayrı seçi m teşekk ü l ü kurmak v e h e r kese kendi cemaatinden o l a n adaylara o y verdir mek usulü kaldırılmıştır. Merkezdeki sayla v lar mec l isi üyelerinin seçimi için şu usul k a bul edil miştir : 8ütüı1 cemaatlerin mensupları birlikte oy vereceklerd ir, ancak M üslümanların azl ıkta bulundukları bütün i l lerde Müsl üman, ve Hinduların azlıkta oldukları Kuzey-doğu i linde ( Pişaver} Hindu saylavlarının asgari say ısı tespit edile cektir. Bu say ı M üslüman ve Hindu cem;ıatlerinin n isbetlerine göre tay in olunacaktır. i llerdeki yasama k urulları ü yeler inin seçimi için şu esaslar k abul edilmiştir : Pencab'da ve Bengal'da !ıı e çim tamamiyle serbest olacak ve hiç bir cemaat için asgari bir sayl av sayısı tesbit edileme yecektir. Bunun sebebi bu iki i lde Müslüman ve Hindu cema atleri arasında az çok sayı denl< l i ğ i olmasıdır. O sırada Pen cab'da 1 1 ,5 milyon Müsl üman, 6,5 m ilyon Hindu ve 2,5 milyona yakın Sih vardı, yani Müslümanlar öbür iki cemaatin tümüne n isbeten a z çoklukta idiler. Bergal'de ise 25 m i lyon Müslümana karşı 20 milyon Hindu vardı. Öbür i l l e rde seçi m merkezi mec lisinkine benzeyecektir. On y ı l lı k d enemede n sonra bu seçim tarzları ve kabul edilen nisbetler yeniden göıden geçirilebilecektir. B u tasarı n ı n yapılıp kabuliyle l ngilizlere karşı Müslüman ları n büyük çok luğu ve Hinduların hemen tümü a rası nda işbir liği imkanı yeniden sağlan ı l mış olur. Ancak Müslüman ve Hin dular bir coşku n l u k anında hazırlanmış olan bu t asarıya uzun zaman bağlı kalmayacak lardır. llindı � ı . . r ı
Turihl
ili.
H i N D İ ST A N T A R İ H İ
562 Kongrea'ln b•· tım .. zhtı ken dine amaç edlnmealne doğru
O dev irde Svarac partisi Kongres'in ana v e müdir unsuru olmuşt u : yukarıda a n ı l a n ana yasa yapılmış olmakla birlikte Kongres içinde lngiliz imparatorluğundan ayrılıp kesin bağım sızlığa k avuşmak cereyanı k uvvetleşir v e 3 Kasım 1 928' de onun komitesi b u yolda bir
karara varır. Ancak bu yılın sonunda Kongres'in genel toplantısında Gandi'nin ör.ergesi ü zerine bu amaçda değişiklikler yapı lır ve şöyle bir karar verilir : Eğer lngiliz parlamentosu 1 929 y ı l ı n ı n sonuna kadar Hind l ilerce hazırla nmış olan anayasayı kabul ederse Kongres kendini bu anayasa ile bağlı sayacaktır. l ngiliz parlamentosu bu tarihe kadar bunu yapmazsa Kongres ü lke içinde şiddet k u l lanmamak üzere · l ngiliz'lerle işbirliğinden sakınmak,, (Non cooperation) hareketine girişecek ve bu a maçla halka hükümete v ergileri ödememek ve daha başka gereken hareketlerde bulunmak öğütlerini verecektir. Bununla birlikte bu kararda Kongres'i şimdiden tam bağımsızlık propagandasını y apmakt a n meneden bir yön yoktur. Görüldüğü gibi bu ka!"ar tam bağımsızlık amac ı nı geriye atıyor ve o n u n resmen güdülmesini lngiliz'lerin takı nacakları duruma talik ediyordu. Gandi'nin önerdiği bu karar Cevherlal f\iehru'nun muha lefetine rağmen 973 oya karşı 1 .350 oyl a kabul edilir. Ma� ıs 1929'da yapıla n lngiliz seçim leri n de işçi partisi kesin çok luğu elde edememekle Hlndlllerle a n Iaımaya çabt · birlik te en kalabal ı k parti olarak meclise girmaaı miş 1 ve Makdonald ( Mac Donald ) i k inci defa olarak başbakanlığa geçmişti. Ancak işçi partisi 1 924'de işbaşına geldiği vakit Hindistan sorusunda muhafazakarlardan pek geniş ve anlayışlı davranmadığı ıçın onun yeniden i ktidara geçmesi Hindistan'da pek aşırı ümitler uyandırmaz. l nglltere"nla
-
1 lşci : 287, Muhafazakar mü : 6 1 5 .
260,
Lib�ra l :
59, Bağ'ım111
v.
•·
9. T ü
: 9 1 1- 1918
S A V A Ş I N D .\ I\
B A G l \f SI Z Llt. A
K A D fl R
563
E k i m 1 9 29'da Sör cohn Saymoıı, tabii başbakanla a n l aş m ı ş olarak, ona gönderdiği bir rnek tupta ( 1 9 Ekim 1 929) kendi komisyon u ı ı un çalışmal arını biti r ip r a p D nı nu yayınladıktan sonra İ n g i l ı z Hindi staıııyla, yerli Hind istan devletlerinin mü messillerini bi r a rada toplayacak bir kon reransın çağrılmasın ı önerir. Başb a k a n da verdiği karşı l ı k t a bu yönü k a bul eder. Az sonra K ı ral naibi Lord l r v i n (sonra Lord Halifax adını alacaktır) 3 1 Ekim 1 9' 29'da b i r bi l d i riğ çıkarıp bu konre rans işi n i n k ararla ş t ı r ı l m ış old uğu n u a ç ı k lar ve 1 9 li"den beri l ngıli z hük umetinin H indistan hak k ı ndaki a macı n ı n onu bir do minion ( K anada ves it ire gibi öz yönetime sahip ülke) d u rumuna get irmek olduğu üzerinde ayrıca d u nı r. K e s i n b a ğımsızlık isteyen Hi ndliler, k ı ral naibinin bildi riğini bu yoldaki cerey a n ı güçsüz bırakma k için çıkarılmış sayarlarsa da Hindistan'da halk dkarı genel olarak Lord l r v i n ' i n sözlerini i y i karşılar Kongres'in başl !c:ı önderleri şu yolda bir karşı bildiriğ yay ı nl arlar (Geniş ö z e t ) : "Kıral naibi n i n sözleri ni ümit verici buluyoruz ; Hindis tan'a uygun bir Dominion anayasası hazırlamak için hükümelt: yardım edebileceğimizi sanıyoruz. Bu işde başarı sağlıyabilmek için şu yönlerin önceden gerçekleşmesini gerekli buluyoruz ; a) Yu muşak ve uysal bir havanın yaratılması ; b) Siyasal t ut uklar için genel a f ; c) Toplantıda Hind halk dkarının tercümanı sayılabilecek teşekküllerin ve bi l hassa Kongresin gerekli bir ölçüde temsil edilmesi. " Biz işi şu y olda anlıyoruz: Toplantı Hindistan'a verilecek olan Dominion anayasasının esasların ı tespitle meşgul olacaktır, yoksa bunun zamanını tayinle değil". Maksat, Dominion usulünün tatbikinin lngilizlerce yine uzak zamanlara a tılmamasını sağlamaktı. Kıra! naibinin bildirdiği l ngiliz parlamentosunda ise çok çetin tenkit ve hücumlara u ğramıştır. .
Srı ı
H i N Dİ S T A N T A R i H İ
Hava b i r müddet uygun b i r hale gelmiş gıbi görü nürse d e bu durum çok geçmeden born lur. Gandi başta, Koilgres ö n d e r l e r i t o p l a n ii c a k konferansa gıtmek için oradak i görii � rn e l e r in temelinın Hindistan'a tam bir Doıninioıı anayasasının verilmesi yönü t e ş k i l e t m e s in i y ani bu şartın önceden lngilte recc kabul c d ı l m e s i n i ileri sürerler. lngiliz hü kumeti buna razı olmay ı nca daha e v v e l k i kar ara göre Korıgres 31 Aralık 1 9'.29 gecesi Lahor'da yaptıgı topl ant ıda tam bağı msızlığı resmi amaç diye k abul etmek v e sivil itaat sizlik hareketine başla m a k kararını verir. Yani o n u n l a hükumet il r a s ı n d a yeniden bir t u r l u sil vaş başlar.
İ n giltere ile Hind devr imci ler i ara•ında m ilcadelenln yen i den batlama••
,
x ı v . 1 Y30' DA BAŞLAYAN MÜCADELE VE
SONUÇLAR!
Gandi mücadeleye 6 Nisan l 930'da başlamaya karar vermişti . Kıral n a i b i Kongres'in mücadele k arar ı n ı vermesinden bir ay k adar sonra Delhi'deki merkezi yasam a kurulunda bu kara r ın şiddetli aleyhinde bulunur. Gandi de bu sözlere karşı l ı k olarak m üca deleye başlamamak ve hükumetle yeniden görüşmek ıçın dŞa ğıd a k i 1 1 noktanın hükümetce kabulünü ı sler : 1 . içkinin tamamiy!e yasak edilmesi. 2. lngiliz lirasının değerinin önce olduğu g i b i l S rupıye çık arılması. Bunun manası şudur : Savaşt an önce bir lngiliz lirası 15 rupi idi ; savaşı n sonuna doğru lngiltere paray a muhtaç oldu ğundan Hindistan hazi nesinden savaş yardımı olarak 1 00 milyon lngili:r. li rası istemiş ve buna karşıl ı k daha y ukarda görülen biçimde ve şarklar altı nda, pamuklulardan alınan gümrüğü 0/o 3,S'dan 7,5 'a çıkarmıştı. Daha sonra 1 9 2 1 'de işbu gümrük resmi mali zaruretler yüzünden % 1 1 'e çıkarılmış fak at devrimcilerin korkusundan içerde yapılan k umaşları n vergisi yine eski halinde bırakılmış idi. Bu h aller lngilterede Manchester fabrikacılarının çok şikay etin i mucip olduğundan lngiliz hükümeti dahiyane denilecek bir mal i manevra yapar. Hind istan'da geçen para gümüş rupidir. M ücadel• bat lamadan 6nce y a pılan anlat · ma denem eleri
1914-1918
S A V A ŞI N D A N
l:I A CI M SI Z L I Ô A K A D A R
565
Gümüşün düşük k ıymeti dolayısiyle rupi'nin dışarda resmi revacı yok tu. Dış t icaret lngiliz lirası ile idi. O vakit lngiliz lirası nın mukabili 1 5 rupi iken hükümet bir kararla bunu 1 3 rupi v e iiçte bir y apmış ve b u suretle H i n d rupisinin değerini yüzde i l den biraz fazla arttırmıştı r. Bunun lngiltere için iki b ü y ü k faydası olur birincisi Hi ndistan'da y apılan pamukluları pahalılaştı rarak lngiliz pa muklularından alınmak t a olan % 1 1 gümrük resminin tesi rini azaltmak ve ikincisi nakden verilmek te oları Hindistan vergi lerini ve bilhassa toprak \'ergisini a y n ı nisbette yükseltmekti. Bu tedbir Hindlilere çok ağır gelmiş ve her kes ondan şikayet t: t m işt ir. 3. Toprak vergısı n ı n yarı y a r ı y a i ndirilmesi ve bu ver ginin yasama ku rulları n ı n murakabesine geçmesi. Bu yapılsaydı bu verginin ağırlığı, nakitle ayni yat arasındaki fa rk baki kal makla birlikte bizim sabık aşarın seviyesine yaklaşırdı . 4. Tuz vergisinin kaldırılması. 5. Askeri masrafların en aşağı yarı yarıya indirilmesi. 6. Ve buna y ü k sek r ü tbelilerin ( hepsi lngilizdir ) ödenek leri nden başlanması. 7. Yabancı k umaşlardan ağ'lf gümrük alı nması. 8. Hind limanları arasında kabotajın Hind gemilerine hasrı. 9. Cina yet işlemiş veya cinayet t eşebbüsünde bulunmuş olanlar ay ral, siyasal, suçluların affı, olaga nüstü mahkemeleri n ve hükümete istisnai haklar bahşeden kanun ve tüzüklerin kaldırılması, hintli menfilerin memleketlerine dönmelerine müsa ade edilmesi. 1 0. Hafiye teşkilat ı n ı n kald ı r ı lması veya on u n hal k ı n mu rakabesi allına konulması. 1 1 . Silah taşımak müsac.desinin halkın murakabesi altına konulması. Tabir Gandi'rıin bu şartları hii küm �t çe kabul edilmemiş ve mücadele başl am ışt ı r .
566
H İN D İ S T A N TAR i H i
g u suretle girişilen mücadelenin şiddetsiz ol ması Gandi'nin esas düşüncesi idi. O, bun un içi n Buda ve Pey gam ber lsa'nınkilere benzeyen manevi sebepler gösteri y o rdu ; karşı koymadan eda çekmenin büyük bir ruhi ii �tünlük teşkil ettiğini \' e insan her ne eziyete uğratılırsa uğrat ılsııı ona karşı mukabele etmem e n ı n ahlakı çok kuv vetlendirdiğini ileri sürüyordu. Fakat bu kara r ı n makul t efsiri şu idi k i genel suret t e Hindli lerin bir çoğu be lki yaradıl ışları nd a n , belki bir iki asırdır savaş görmedikleri nde n vuru şmak t an çek i n i rler. Dolay ısiylc ileri sürülen m ücadel e tarzı mizacl a r ı n a en muvafık olanı idi. M ü cadele programı n ı n esasları şunlardı a) Her vesile ıle her yerde bağı msızlığın ü s t ü n l ü k ve fa y dalar ı n ı anara k propiiganda yapmak v e ln gilizlerin zulüm ve fenal ı k l a r ı n ı halka a n lat m ak, b) Hü kümetlc her türlü teması kesmek , c) H ü k ü mete hizmet eden büt ü n Hindlileri istifaya davet etmek ve istifa et meyenlerle her türlü münasebet ve hatta selamı k esmek ( Buna "içtimai boykot .. d erler ve bazı u fak yer lerde memu rlara ve ailelerine ekmek ve yiyecek �atm.ı m a k de rece sini bulur). ç) Baz ı kan un lafeguards,, adiyle Genel Valiye verilecek olan özel yet k i leri ancak " Hindistan menfaatine uygun yet k iler" kayd iyle k a bul etmiştir. Bu yetkilerin kabulü i l e rde H i nd devrimcileri arasında pek çeti n tartışmalara yol açınca Gandi bunları ancak Hindis tan m enfaatine uygu n olmak şartiyle k abul ettiğini ve gelecek görüşmelerde l ngiliz önergeleri Hindistan menfaatlerine aykırı olduğu takdirde bunları reddedeceğin i söylemiştir. Kongres'de ona muhalif olan m üfritler ise bu "Hindistan'ın menfaati hah· si,, rı i n bir kelime oy u n u olduğunu ve b u özel yetkiler her önemli işi Genel Valinin eline bırakmak ve binaenaleyh eski hali ipka etmek demek olduğu n u iddia etmişlerdir. lngiltere'de ise bu kelime h ükümete karşı a ksi istikamette hücumları m ucip o lmuş ve Hindistan bakanı Benn, Genel Val ide kalacak olan özel yet kilerin yal nız Hindistan'ın değil a y n ı zamanda lngilt e r e nin d e menfaati için olacağı n ı söylemeye mecbur k a l m ışt ır. Bu beyanat ise Hindistan'da Gandi'ye k a rşı y eniden bir çok lıücuma vesile vermiştir. c) Kongres temsilcileri Hindistan anayasası hak k ı nda yapıl acak yeni müzakerelere iştirak edeceklerdir. d) "Sivii itBtsizligin,, sona ermesi ezcümle şu hareket· lerin durması anlamındad ı r : Her hangi bir k anuna m ü rettep surette karşı gelmek ; vergi vermemek ve bunun propagan das;nı yapmak ; hü kümet ve lngiliz'ler aley hinde propaganda yapmak ; askeri ve mülki veya mahallt memurları hükümet aleyhine tahrik veya istifaya teşvi k etmek ; lngiliz malları aley· hindeki boykot ( k u maş ve el bise aleyhindeki boykot bütün yabancı m allarına karşı olduğundan bu devam edebilecektir. Fakat müslihane olacak t ı r ; bir yerde bu y üzden arbede çıkarsa orada bu boykot hareketi durdurulacaktır). '
Hindlıl•ın
Tarllı.1 il/. F. 3 7
578
H i N DiST A N T A R i H i
e ) Gandi zabıtanın ahaliye k arşı gösterdiği şiddet ve fena muameleler hakkında tahkikat yapılması i 'iteğinde n vazgeçmiştir. f) Bunlara mukabil hükumet şu müsaadelerde bulu nacakt ı r "Sivil itaatsizli k " başladıktan sonra Genel Valinin yayın· lamış olduğu bütün muvak k a t k a nunlar ge ri a l ı nacak tır ( Sui kastcılara karşı olanı mü stesna). Aynı hareket dolay ısiyle gayr·ı kanuni i lan edil miş olan bütün cemiyetler tekrar eski hak larını elde edeceklerdi r. Şiddet (dövmek , öldürmek, y a ralamak) veya ona teşvi k i mutazammın olmayan "sivil itaatsi zliklen i lgili olan büt ü n suçlar hak kındaki kanuni kovuşturma durd unı la cak bür Dominyonlarda olduğu gibi, Hindistan'da da bir Yüce Komiser bul u nacak ve lngiltere'nin Hindistan'daki ekonomik vesair menfaatlerini temsil edecektir.-Bu yeni hükümet bu günkü anayasaya göre iş gö recektir. Bir anlatma
H i NDiSTAN T A R iH i
632
Bu h ü kumetin başlıca görevi şu olacaktı r : a) Japony a'ya k arşı savaşı zafere k adcır devam ettirmek; b) Yeni bir anayasa yapı l ı ncay a kadar Hindistan'ı idare etmek ; c) Bu anayasa ü ze rinde bir k a rara varmak. Kongres bu önergeleri kabul eder ve bütün partilerin tem silcileri Haziran ve Temmuz 1 945' de Simla'da, kah kırat naibi ile birlikte, kah kendi aralarında toplanırl arsa da, bilhassa Müs lüman Derneği ile Kongres'in ihtilafları yüzünden bir anlaşmay a varamazlar. Anlaşmamaz l ı k noktası yeni hükumetin teşekkül tarzı ve türlü cemaatl arııı ona iştirak nisbeti olur. xxı. BA GI MSIZLI G A DO G RU
26 Temmuz 194 5 'de yeni l ngiliz seçimlerinin sonucu belli olur. işçi partisi 390 ve m uhafa zakar parti ancak 1 97 milletvekili çıkarır. Bu suretle iktidar işcilere geçer ve H indistan'da öteden beri se vilmeyen Başbakan Bay Çörçil ( C h u rchill ) ile Hindistan bakanı Bay Emeri ( Amery ) işbaşından uzaklaşmış olurlar. lngiltere'deki bu değişiklik H i ndistan'da iyi karşılan ır. l nglllz •eçlmlerl
Ye a l bir kargaıalık devri
1 945 Yazında salıverilen Kongres önderleri halkla yeniden temasa geldikten sonra yeni bir takım kargaşalıklar olur. Ezcümle Cevher lal Nehru'nun 1 942-43 kargaşalıklarını çıkarmış ve bu y üzden hapse gitmiş olanları övmeye ve yaptı klarını takdirle anmaya koyulması cür'etleri arttı r ı r. Komünistler ve Kongres'e mensup sosyalistler bu işlerde önayak olurlar. işlerin azması üzerine Aralık 1 94 5 'de Kongres bir bildiriğ çıkarıp k endi amacı nın şiddetten sakınmak ve k urtuluşa barı.ş cıl yollardan erişmek olduğunu tekrarlar. Ay nı zamanda Kon gres'in bazı teşekküllerine girmiş olan komünistler oralardan çıkarılırlar. Kongrt:s
buhranlı anlarda Müslümanların da
K.ongre•'la MB•IBmaaları kısmen olsun hndisiyle birlik halinde oldukkazanmak için ! a r ı n ı göstermek için Müslümanlard a n başka n yaptltı deneme seçmeye önem verirdi 1 945' d e başkan olan .
Abdülkelam A zad, Simla toplantısının sonucsuz kalması amil-
1 9 1 4 - 1 9 1 8 S A V A Ş IN D A N B A C I MS I Z L I C A K A D A R
633
lerinin incelenmesini ister ve bunun üzerine Kongres'in faal komitesi şu yolda bir karar alır : Kongres, Hindistan birliğinin korunulmasını ister; ancak halk ı a y ııı cinsten ( homogeneous ) olan bölgeler, ahalil erinin isteğine a y k ırı c arak zorla bu birlik içinde tutulmayacaklardır. B u kararda Pakistan'ı kabul etmenin tohumu bulunmak taydı ( Eylül 1 945 ) 1
1
1
konferansından sonra hem Müslüman de Kongrcs bir an önce yeni seçimler yapılmasını i sterler; hükü met de Ağus tos 1 94 5'de gelecek kış ve ilkbaharda il ve merkez meclisleri için genel seçimlerin yapılmasını\ karar verır.
Y en
Simla
•eç m ere Derneği, hem doğru
l ngiltere'deki seçimler den ve hükümet değiş mesi nden sonra Londra'y a gidip gelmiş olan Kırat naibi Lord Vevel şu önergeleri açıklar : lngiltere, Hindistan halk efkarının önderleriyle birlikte çal:şarak bu ü lkede çabucak bır öz hü ıcümet (Self governement ) kurmak istiyor. - B u amaçla elden geldiği k adar yakın bir zamanda anayasa yapıcı bir kurul toplamak düşüncesindedir. B u yolda bir ilk adı m olm a k ü zere seçimler biter bitmez kırat naibi meclislerin temsilcileriyle temas edip 1 942 tarihli K rips önergesinin kabul edilebilip edilemiyeceği ve onda ne gibi değişiklikler istenildiği yolunda bir incelemede bulunacaktır. Yerli devletlerle de bu işler hakkında görüşülecektir. - i l lerdeki seçimler biter bitmez merkezdeki y ü rütme ( Bakanlar ) kurulu başlıca Hindistan partilerinin desteğine mazhar olacak biçimde teşk il edilecektir. - iki tarafın ( lng iltere ve H indistan'ın ) yeni mü nasebetlerini düzenlemek için aradı\ bir anlaşma yapılacaktır. Yeni lnglllz &nergelerl
Kongres bu konular üzerinde şu kararlara varır Amaç iktidarın derhal Hindlilere devri olmalıdır ; dolayısiyle 1942'de alınmış olan " Hindistan'dan çıkın ,, kararı bakidir. - Bu amaca, imkan olursa goruşme ve anlaşma yolu ile varmaya çalışılacaktır. Olmazsa "lngiliz'lerle işbirliğinden Seçimler ve yeni l n glllz &oergelerl kartHında Kongre•'ln durumu
H I N DIST AN T A R IHI
634
sakınmak,, ve doğrudan doğruya halkı harekete geçirmek yoluna gidilecektir.- Bugiıne kadar merkezdeki yasama kuru lunun (Saylavlar meclisi) seçmenleri halkın yüzde birin i teşkil etmekte idiler ; böyle bir kurulun hiçbir temsili sıfatı olamaz. Henü z bazı ul usal teaekküller kanun dışı sayılmakta, binlerce siyasal sanık ve mahküm yargıla nmakta veya hapiste tutul makta ve birçok k imseler eski siyasal mahkümiyetler dolayı siyle seçmenlik hakkını kaybetmiş bir durumda iken, halk toplantı ları için hala önceden hükümetten izin almak gerekir ken, dürüst bir seçim yapılamaz. Dolayı siyle bu yönler düzel tilmelidir. Bunlardan başk a Kongres'in genel amaçları a rasında, yoksulluğun azaltı lmasiyle herkesin ve her cemaatin eşit h a k l a r a sahip olması gibi yönler d e bulunmaktadır. Bu Dernek başlıca amaç olarak Müslüman'ların Pakistan adında ayrı bir devlet kurmaları yö nünü ele alır ve onun başkanı M. Ali Cinna "dava l ngiltere ile Hi ndistan arası nda değil, Kongres ile Müslüman Derneği arasındadır ,, demeye kadar gider, Seçimler •n-a.. nda MG•Ulman Dernetl'nln duruma
Müslüman saylavların pek büyük çokluğu, hatta hemen hepsi Derneğin adayları arasından seçilir. Yalnız halkının pek büyük çokluğu Müslüman olan Kuzey- batı S ı n ı r ili'nde Kongres tarafından aday gösterilmiş olan Müslümanlar, Müslüman Derneğin i ll adaylarından d a h a çok oy alırlar. Keza halkının büy ü k çokluğu Müslüman olan Si nd'te 35 Müslüman milletvekilinden 27'si Dernek'ci, 4'ü Kongres'ci ve kala n 4'ü de bu i k i teşekkül dışındadır. Pencab'da Müslüman saylavların 75 'i Dernekten ve 1 2 'si onun dışındaki teşekküllerdendi. Bengal'de ise Dernek dışında yalnız 2 Müslüman saylav çıkartılır. Böy lelikle Müslüman çokluğu n u n ezici ölçüde olan yer lerde M üslümanların Derneğe pek o k adar bağlanmadıkları ve bir an önce ülkeyi bağımsızlığa kavuşturacağı umulan Kongres'e kısmen olsun eyginlik gösterdikleri öbür bölgelerde ise Hindu egemenliği korkusiyle Derneği tuttukları görülür. Seçimlerin •onuca
1914- 1918 S A V A ŞINDAN B A Ô IMSIZLIÔA K A D A R
6�5
Hindu oylarını ise pek b ü y ü k çoklukla Kongres elde eder ; hatta Pencab'da Sih say lavların üçte biri Kongres aday ları arasından çı kar. I lı er d e k uru 1a n 1 935 anayasasına göre i llerde kurulacak hükumetlerin il meclislerine karşı sorumlu olmabtlkOmetler
ları gerek iyordu. Dolayısiyle 1946 seçimleri nde illerin çoğunda hükumetler seçimleri kazanmış olan Kongres mensupları tarafı ndan kurulur. Müslüman Derneğine gelince, o M üslüma nların çoklukta oldukları yerlerde dahi hükumet k urma işinde az başarı s ağlar. Müslümanların çoklukta oldukları dört i lden en büy üğ ü olan Bengal'de saylavların çokluğu kendisinde olduğunda n orada Dernek kendi başına b i r h ükumet kurar. Si nd'de, Derneğe mensup bir h ü kumet kurulursa da mec l iste ona muhalif saylavların sayısı yarıya yakın olduğundan bu hükumet daima devrilmek tehlikesi içinde k alır. Pencab'da, daha önce görüldüğü gibi, M ü slümanlar kesin çoklukta olmakla birlikte oy sahıbi olmak için gereken şartları taşıyan M üslümanlar, Hindu ve Sihlerin ayn ı şartları taşıyan larından daha a z sayıda olduklarından 87 Müslüman ve 88 başka cemaatlerden saylav çık ıyordu. Bu 175 say lavdan ancak 75 'i Dernekten olunca hükumeti, Kongres'i tutan ve Derneğe muhalif olan bir birlik (Koalisyon grupu) kurar. Keza K uzey- batı sınır i linde de Kongres tarafdarı bir Müslüman hükumet kurulur. Ancak M. A. Cinna davanın bir kaç ilde hükumet kur mak değil, Derneğin Müı-lüman oylarının y üzde doksanını kazandığını ve bu suretle Pakistan isteğini n Müslümanlarca tamama yakın bir nispette benimsen! ldiğini belirtmek olduğunu söyler. O, b u bakımdan haklı idi ; çünkü bütün Hindistan'da Müslüman oyların bu n ispetini Dernek toplamıştı. Yen i başbakan B. Atli (Atlee), bu şartlar altında bazı l ngiliz bak anlarından mürekkep b i r kurulu Hindistan'a gönderir. Bu münasebetle o, 1 5 Mart 1 946 'da yaptığı bir demeçte şunları söy ler (Geniş özet) :
l aglllz batbakanıaın demeci
636
H iN D i S T A N T A R i H i
" Arkadaşlarım Hindistan'ın elden geldiği kadar çabuk ve tam olarak bağımsızlığa kavuşması için ona yardımda bu lunmak ü zere bu ü lkeye gidiyorlar. Yeni h ükumeti n biçimini tespit etmek Hindistan'a aittir. "Umarım ki Hindistan halk ı lngiliz camiası (British Com monwealth) içinde kalmak şıkkını seçecektir. Bunda büyük menfaat bulacaklarına i nanım vard ır. "Ancak o bunu isteyerek seçmiş olacaktır. lngiliz birliği ile imparatorluk birbirine dış baskı zincirleriyle bağlı değiller dir. Bunlar hür ulusların, hür birliğidirler. Eğer öbür yandan Hindistan bağımsızlığı seçerse bize göre bunu yapmak da onun hakkıdır. Bir durumdan öbürüne geçişi kolaylaştırmak bize d üşer"" Bu amaç ve yönerge ile Hindistan'c. giden lngiliz bakan ları, k ıra! naibi ile birlikte durumu inceler, Müslüman Derneği ve Kongresle temas eder ve onları n temsilcilerini karşı karşıya getirerek anlaştı rmak isterler ; fakat bu işi başaramazlar 1 • Ezcümle Müslüman ve Hindu önderler arasında bir anlaşma husule getirmek amac ı n ı güden Sim la konfcr ansı nın ve türlü k arşılaşmaların nasıl başlayıp neden istenilen sonucu vermediği ve Derneğin düşünceleri 22 Mayıs 1 946 'da M. A. Cinna tara fından Müslüman Derneğinde yapılan bir demeçte görünür 2• Onun anlattığına göre l ngiliz Hi ndistan baka nı, 27 Nisan 1946 tarihinde Derneğin temsilcilerini şu esasları k a psayan bir mektupla davet etmiş : Merkezde bir birlik hükümeli bul unacak ; o, savunma ve ulaştırma işleriyle meşgul olacak. iller iki küme halinde topla nacak : Müslümanların ve Hinduların çoklukta oldukları k üme ler. Bu iki kümeyi teşkil eden iller yukarda sözü geçen konu lar dışında kalan konulardan hangilerini kendi başlarına göre ceklerini ve h angilerinin müştereken görülmesini istediklerini kendileri tespit edecekler. llBaUlmaa Deraetlala dBtBacelerl
lndio ( Cabiat MiHion), Cmd. 6821 ad tıe İşaretli Stat" 1 Bit. Paper, s . 2. 2 M e t i n : lndia ( Cabinet MiHion). Staremenl by the Miuion dated the ]j May. Cmd. 6835 ad tıe i şa r e t l i S t a te Paper, s. 4.
1 9 1 4- 1 9 1 8
SA V A Ş I N D A N B A Ô I M S I Z L I G A K A D A R
637
Bu önerge k a rşısı nda M üslüman derneğinin durumu ve istekleri şu olur : 1 ) Kuzey · doğu' da : Bengal ve Asam, Kuzey · batı'da : Pencab, Kuzey · batı Sınır ili, Sind ve Belucistan, derhal Pak is· taıı adı altında a y r ı ve bağımsıı bir devlet durumuna get iril melidir. 2) Pakistan'la Hindistan'ın her biri kendi anayasalarını ay rıca yapmal ıdır. 3) Her iki tarafta kalacak azlık lar için özel korunma hak ları tanınmalıdır. 4) Ancak bu esaslar k abul edilirse, Dernek istihale devresi için merkezde k urulacak olan m üşterek hük umetin teş· kiline iştirak edebi l i r. 5) Dernek, l ngiltere hükumetini Müslümanların isteğine muhalif olarak bir merkez h ü kumetini zorla teşlril etmeye kal· kışmanın tehlikesine kar.şı uyartır ve bunun Ağustos 1 940 'da Müslümanlara verilmiş olan söz ü n çiğnenmesi demek olacağını belirtir. Kongres ise 28 Nisan 1 946 tarihiy le verdiği k arşılıkta Hindistan 'ın ikiye böl ü n meyip tek bir devld halinde kalmasını ve merkezde kuv· vetli bir birlik hükumeti (federal) teşkilini ister. Ona göre dış, savunma, para, l!ı'Ümrük isleriyle bunlardan başka ay rıca gt:· rekli görülecP.k bütün işler bu hükumete ait olmalıdır, y a n i illerdeki h ükumetlerin önemi elden geldiği kadar azaltılmalıdır 1 • K o ngre•'ln
dBtBncel e r l
Müsl üman derneğiyle Kongres arasındaki bu
Bazı tartı ma lar ve mo aç- görüş ayrılığını azaltmak için l ngiliz'lerin a y a k diremeleri ü zerine Dernek bazı müsaadatta ları
:
bulunmaya razı olur. Ezcü mle Pa kistan ve Hindis'an'ın a n ayasalarını yapacak olan ayrı iki teşek külün bir arada toplanıp bir Pakistan Hindistan birliğinin müşterek bir merkezi meclisi ve hükumeti olup olmaması üzeri nde görüşme· !erini, eğer böyle bir hükumet ve meclisin teşki:i kabul edili rse o rada her iki kümenin aynı sayıda üyeler tadından temsil edil mesini, oradak i esaslı kararlar ı n a ncak dörtte ü ç çoklukla
•
1 A y n ı belge.
H i N D İ S T A N T A R İHi
638
alınabilmesini. m üşterek meclisde ve hükumette a ncak dış, sa vunma ve bu son konu ile ilgili u laştırma işlerinin görüşülebil mesini, hu durumun on y ıl devam etmesini ve ondan sonr a bu işe devam edip etmemek iki tarafta n her birinin isteğine tabi olmasını k abul eder ve daha ileri gitmeğe razı olmaz. Her i k i cemaatin müşterek meclis v e hükumette aynı sayıda üyelerle temsil edilmesi belk i Amerika ay a n ı n ı n teşekkül tarzını andırırdı : ancak bunun kabulü Hindulara nüfus çokluklarından faydalan mak imkanını bırakmazdı ; dolayısıyle Kongres'ce reddedılmesi tabit idi ve öyle oldu. Bu nun üzerine lngiliz balcanları ve kıra! naibi kendi gö rüşlerini açıklayan bir bildiriğ ç ıkarırlar. Heyet raporu nda, Kongres'le Müslüman Derne neği ni anlaştırmak mümkün olmadığından H i n t· !ileri kendi m uk adderatlarını tespit edebilecek bir duruma getirmek i ç i n bazı ted birlerin alın ması ve yeni a n ay asa yayılıp yürürlüğe girin ceye kadar lngiliz Hindistanı'nı yöneltt:cek bir muvakkat hükumetin kurulması esaslarını ele almıştı r. Bunu yaymadan önce o, raporunda t ü r l ü konular üzerin deki düşü ncelerini bildirmektedir : a) Müslüman derneği ay ral, Hindistan'ın bölünmeyip bir birlik halinde kal ması hemen genel bir istek sayılabilir. b) Müslümanlarda, ebedi bir H i nd u egemenliği altına gir mek kaygusu o kadar büyüktür k i bunu kağıt ÜLerine konulacak i nancalarla gidermek imkansızdır. c) Müslümanlar, Pakistan'ı teşkil etmek üzere K uzey- batı da Penı�ab, Kuzey- batı Sınır ili, Sind ve lngiliz Belucistanı'nı ve Kuzey -doğuda Bengal ve Asam i llerini istiyorlar. Onlar bu iki ayrı bölgeyi ekonomi k bakımdan y aşıyabilir bir durumda tutmak için onların içi nde kalabalık bir Müslüman olmayan azlığın :fa bulunmasında ayak diriyorlar. istedikleri kabul edilir ve bu i k i bölgeyi teşki l edecek altı i l onlara bırakılacak o l u rsa orada n ü fus şöyle olacaktır : Hlndl•tan 'a giden bakanlar heyetinin &ner gelerl ve te•plt ettiği bazı y &nler 1
1
Paper.
Metioi
lndia ( Cabinet
MiHion) Cmd.
6821 ad cıe işaretli
State
1 9 1 4 - 1 9 111 S A V AŞIN D A N
B A C l M S I Z LICA K A D A R
639
Pakistan'ın Kuzey- batı'da bul unacak olan kısmı : ( 1 94 1 say ı mına göre) Mn.ınman nflfu•
i ller
Pencab Kuzey-batı Sınır ili Sind lngiliz Belucistanı
1 6.21 7.242 2.788 797 3.208.325 438.930 22.653 .294 (Yüzde 62,07)
MG•IGman olmayan n Gfa•
1 2.20 1 . 577 249.270 1.326.683 62.70 1 1 3.840.231 (Yüzde 37,93)
Pakistan'ın K uzey-doğu'da bulunacak olan kısmı ( 194 1 say ımına göre) Bengal Assam
33.005.434 3.442.479 36.447.9 1 3 (Yüzde 5 1 ,69)
27.30 1 .09 1 6.762.2)4 34.063.345 (Yüzde 48,3 1 )
Pakistan dışında 20 milyon kadar M üslüman kalacaktır. d) Bu rakkamlar bize gösteriyor ki Müslüman Derneğinin istedi�i gibi bir Pakistıı n kurmak Müslüman-Hindu davasını çözmüş olmıyacaktır. Heyetimiz, Pencab, Assam ve Bengal illeri içiııde ahalisi büyük çokluğu bakımından Hindu olan yerlerin Pakistan'a katıl ması için bir sebep görmemektedir ; bu yapılırsa o yerlerde yaşıyan Hind n lar bugün Müslüman ların yaptıkları kadar şikayette bulunabilirler. e) Bu gibi yerler ayrılınca Pakistan'ı klirup y aşatmak imkansız gibi olur. Bu ayırma işi y apılırsa Kalküta kentiyle Batı Bengal'in büyük bir kısmı Bengal'den, Cüll ü ndür ve Am bala bölgeleri de Pencab'dan ayrılmış olacak ve Sih cemaati ikiye bö:ünecektir. Bundan başka tarihi birer birlik olup ayrıca kendilerinin öz dilleri olan Bengal ve Pencab'ın ikişer parçaya ay rılmaları her bakımdan zararlıdır. f) Hindistan'da yönetim, askerlik, ulaştırma ve sair ba k ımdan bütün tertibat tek devlet esası üzerine kurulmuştur. Bundan başka Pakistan'ın iki kısmı Hind kıt'ası nın en tehlikeve
640
H İN D İ S T A N T A R i H i
maruz bölgelerini teşkil edecekti r ; bunları n a razilerinin geniş· ligi ise derinliğine bir savunma imkanını v ermemektedir. g) Yerli Devletler için bölünmüş bir Hindistan' l a işbir liği y apmak daha da güç olacakt ı r. h) Pakistan'ın iki yarısı bir biri nden bin k ilometreden fazla bir uzaklıkta bulun uyor ve bir yarıdan öte kine ancak Hi ndist a n 'dan geçerek gidilebilecektir. i) Ancak Müslümanların Hindu bir çokluğun egemenliği altına girerek kültürel, sosyal ve siyasal kaynaklar ı n ı n onun eline bırakı lması ihtimali karşısında duydukları k ay gı da bir yana atılamaz. j) Bu kaygıy ı gidermek için Kongres şu önergelerde bulunmuştur : i ller tam bir m uhtariyete sahip olacaklard ı r ; merkezi hü kumet yalnız dış, savunma ve ı:laştırma işleriyle meşgul o lacak t ı r. Ancak eğer illerin bir kısmı bazı yönetim ve ekonomiye ait birleştiriçi tasarılara iştirak etmek isterlerse bunu yapabileceklerdir ; y an i beğendi k leri kon ularla iştigal etmek yetkisi n i merkezi hükumete devredebileceklerdir. Bu suretle bu h ükumet bazı i l lerin ekonomik işlerine k arışabilecek v e bazılarınkine karışmayacak t ı r. h) l ngiliz heyeti Kongres'i n bu önergesinin çok güçlükle yürütülebileceğine i nanmaktadır ; çünkü merkezdeki bakanlar k urulunun üyesi bulunacak oian bakanların dış, savunma ve ulaştırma işleriyle meşgul olanları bütün ü lkeyi temsil eden mecli se ve bazı illerce merkeze havale edilecek yönetim ve ekonomiye ait işlerle meşgul olan bakanların ise o illerin meclislerine karşı sorumlu olmaları gerekecektir. Kongres'i n önerdiği esas kabul edilirse illerin başka b i r kısmını n da bazı işlerini kendi aralarında birleştirmeye kalkışmalarını y asak etmek doğru olmaz ve bu yön yeni bir ay rılmaya kapı açabilir : i) l ngiltere, l ngiliz H indistanı'ndan çekilince yerli dev· !etler üzerindeki egemenliğini de elde tutamayacağı için b u sorum d a ayrıca çözülmelidir. B ü t ü n bu düşüncelere dayanarak heyetimiz şöyle bir çözüleme biçimi önermektedir : 1 . Bütün H i ndistan'ı içine alan bir birlik k urulmalıdır. Bı.ı teşekkül dış, savunma ve u l aştırma işleriyle u ğ raşmalı ve
1 9 1 4 - 1 9 1 8 S A V A ŞI N D A N BA lndian M a c M u n n ( L t. G e n. S i r G e o r g e ) Muting in perpective (London 1 93 1 ) . T h a c k e r a y ( C o 1. S i r E d w a r d ) Reminiscences of tlıe lndian Mutiny ( 1857-58) and Afganistan ( 1879). ( London 1 9 16).
F. A S K E R İ ESER LER
M a c - M u n n ( M a j o r G. F. ) and L o v e t t ( M a j o r A. C. ) Tlıe Armies of lndia. (London 1 9 1 1 ). Tlıe Army in Jndia and İls Evolution. Resmi yayınlardan (Kalküta 1924). M a 1 1 e s o n ( C o 1. G. B. ) Tlıe Decisives Battles of lndiu /rom 1 746 to 1849 incluse (London 1 9 1 4 ) . R e n n e 1 ( M a j o r ) Tlıe Marclıes of tlıe British Armies in tlıe Peninsula of lndia during tlıe Campaigns of 179() and and 1791 (London 1 792) . ldia's Contribution to tlıe Great War. Hükümet y ayınla· rından (Kalküta 1 923). Afganistan savaşlariy le, sınır üzerindeki Afgan oymakla rına karşı seferler Afganistan bibliyografyasında anılacaktır. G . MÜSLÜMANLAR H A K KINDA
M r s. M e e r H a s a n A 1 i : Observations on tlıe Mussul mauns of lndia descriptive of tlıer Manners, Cuçtoms, Habits and Religious Opinions made during a Twelves year's residence in tlıeir lmmediate Society. XIX. yüzyılın başlarında Mir Hasan Ali adında bir Hindli memurla evli bulunan bir lngiliz kadınının müşahedele rini kapsar (Oxford 1 9 1 7). H u n t e r ( W. W. ) : The lndian Musalmans are thag bound in conscience to rebel against the Queen ?. Wahhabi (Mücahidin) ayaklan maları nı ve bu işle ilgili olarak çıkan fet· vaları inceler (London 1 87 1 ).
H i N DiSTAN TARiHi
678
Eminents Mussalmans. Natesan yayınlarından. Sir Seyyid Ahmed'den ( 1 8 1 7 - 1898) Şevket Ali ve Muhammed Ali kar deşlere kadar ( 1 9 14-18 Savaşı ve sonrası devrinde Hilafet komites inin en ileri gelenlerinden) 24 ünlü Hind Müslümanı n ı n hayatını anlatı r ( Madras l 926). The lndian Moslems by An lndian Mohamedan. Hind ulusal hareketi ve Kongres'in faaliyeti karşısında Müsl ümanları n durumunu İngiliz taraftarı bir Müslüman gözü ile anlatır. (Landon 1 928). Shafaat Ahmad Khan What are the Right of the Muslim Minority in lndia. Allahabad 1 928. H. YENi D İ N İ CER E Y A N L A R H A K K I N DA
B e ş i r - ü d D i n M a h m u d A h m e d ( H a z r e t M i r z a) 11. H i 1 a f e t Ü 1 - M e s i h. Ahmediyyat or the True lslam. Ah d i y y e mezhebinin esaslarını anlatır (Kadyan- Pencab 1 924). W a 1 t e r ( H. A. ) The Ahmadiya Movemenl. (Keza) Oxford 1 9 18. F a r q u h a r ( J. N. ) Modern Religions Movements in lndia. ( Landon 1 929). Leaders of the Brahma Samaj. Natesan yayınlarından. (Madras 1 926 ). •
] . M A Lİ MÜESSESESER H AKKINDA
Bu meseleler İngi lizlerle ulussever Hindliler arasında son suz bir tartışma konusudur. Bu işe ait ne kadar ilmi olursa olsun y ansız eser bulmak imkansız gibidir. Bu yüzden bunları lngiliz ve Hindli görüşünü aksettirenler diye ikive ayıracağız. Bir veya öbür tarafa eyginlik, y azarların lngiliz veya Hindu olmalariyle kesin surette ilgili değildir. l ng iliz görüşü S t r a c h a y ( S i r J o h n ) : lndia, its Adminislration and Progress. idari mali, ekonomik ve bü tün yönleri özet olarak kapsar (London 1 9 1 1 ). A s c o 1 i ( F. D. ) : Early Revenue History of Bengal and tlıe f i/Ilı Reporl 1812. Resmt raporların incelenmesi (Oxfo rd 1 9 17).
SEÇILM l Ş B İ BLİYOGR A FYA V E F A Y D A LANILAN ESER LER
679
Report of the Jndian Taxation Enquiry Committee. Resmi yayınlardan (2 Cilt, Kalküta 1 928). S h i r r a s ( G. F i n d 1 a y ) lndian Finance and Banking. ( London 1 420). D u b e y ( D. L. ) The lndian Pııblic Debt. (Bom bay 1 930). C h a n d (G y a n) : The Financial system of J ndia. Oldukça tarafsız ve az tenkidci (London 1 926). S i n h a ( H. ) Early European Banking in lndia with some Reflections on present conditior:s (London 1 927).
Hind görüşü B a n e r j e a ( P r a m a t h a n a t h ) lndian Finance in the Days of the Company (London 1 928). Ban erjea ( P rama th a n ath ) A History of lndian Taxation, (London 1 930). S h a h ( K. T. ) Sixly Years of lndian Finance ( Bom bay 1 922).
S h a h ( K. T. ) a n d K h a m b a t t a ( K. G. ) Wealth and
Taxable Capacity of lndia (Bombay 1 924).
T h e C o n g r e s S e 1 e c t C o m m i t t e e : Report on the Financial Obligations belwen Great Britan and lndia. İ ngiltere'yi Hindistan'a borçlu gösterir (2 cilt, Bombay 1 93 1 ). K. EKONOMiK M E S E LELER H A K K I N D A
Bu mesleler içinde yansız eser bulmak güçtür. Bu yüzden adların ı a n acağımız eserleri yine iki takıma ayıracağız. İngiliz görüşü S a r k a r ( J a d u n a t h ) : Economics of British lndia. Yazar Hindu ve ünlü tarih profesörüdür. Eser tarafsız görün mek ister. (Kalküta 1 Ç 1 7). P i 1 1 a i ( P. P a d m a n a b h a ) : Economics Conditions in lndia. Yazar Hindlidir ( Londo:ı 1 928 ) . A n s t a y (V e r a) : The Economic Developpement of lndia. : ( London 1 929 ) .
HİN DiSTAN TARİHi
680
G a d g i 1 ( D. R. ) Tlıe lrıdustrial Evolution of lndia in Recenl Times ( Oxford 1 929 ) .
M a t h e s o n ( M. C e c i 1 e ) Jndian ln dus lry Yeslfordey, To-day and To-morrow ( Odord 1 930 )
H a m i 1 t o n (C. J.) : Tlıe Trade Rı>lationç between England and lndia ( 1600- 1896). ( Kalküta 1 9 1 9 ) Hi ndi i görüşü Aşağıdaki eserlerin ço�u lngiliz yönetimine k arşı çok ağır tenkitleri kapsarlar. D u t t (R o m e s h) Tlıe Economic Hisiory of lndia. 2 cilt, London ( lık ba s ı m 1901 ve 1 903 dedir ; y ukarda S inci basım k ul lanılm ıştır). Y a t k a r ( G . B .) a n d B e r i ( S . G .) lndian Economics ( Oxford 1 930 ) . G a n d h i ( M . P. ) Tlıe lndian Coilon Textile lndustry, its pasi, presenl and fulure. Yazar ü nlü inkılapcı adaşiyle ka rıştırıl mamalıdır. Türk yönetimini ( Mogol adı altında ) hazan lngiliz yönetiminden üstün tutmaktadır (Kalküta 1 930). M o o k e r j i ( R a d h a k a m u n d ) Jndian Slıippin g lngiliz yönetiminin Hind denizciliğini y ok etmiş ol ması ndan sızlanır. ( Bombay 1 9 1 2 ) . D a s ( R a j a n i K u n t a ) Tlıe lndustrial Efficiency of lndia ( Landon 1 930 ) . ,
Bazı in celemeler K y d d (J. C ) : A Hislory of Factory legislation in lndia ( Kalküta 1 9 20 ) . H u t c h i n s ( B . L . ) and H a r r i o n (A) : A History of Factory legislation ( London 1 926 ) . R o y a l C o m m i s s i o n o n A g r i c u l t u r e i r: l n d i a Report. Resmi y ayınlardan ( Bombay 1 928 ) . M a n n ( H a r o 1 d H. ) and K a n i t k a r ( N . V. ) land and labour in a Deccan Village ( Oxford. 1921 ) A i n s c o u g h ( T. M . ) : Reporl on tlıe Conditions and Prospects of Britislı Trade in Jndia ( 1 929-30). Resmi yayınlardan (London 1 930). .
.
SEÇi L M i Ş BiBLiYOG R A F Y A VE F A Y D ALANILAN ESERLER
tıB I
Review of tlıP Trade of lndia in 1929-40. Resmi yayınlar dan ( K alküta 1 930 ) . RPporf of the Royal Commision on Labour in lndia. Resmi yayınlardan ( Kalküta 1 93 1 ). Dar1i ng ( Ma1co1 m L. ) The Punjad Peasanf in Prosperify and /)ebt (Oxford 1 928). B a d e n P o w e 1 ( B. H. ) The Land-Systems of Rritish lndia, 3 cilt, Oxford 1 892 ) . P i 1 1 a y (A. P.) : Welfııre Problems in Rural /ndia. (Bom bay 193 1 ) . -
l ngiliz Yöneti m usul lerine hücum eden ba z ı e se r l e r D i g b y ( W i 1 1 i a m ) : The Famine Campaign in Southern lndia ( 1876 - 1 878 ) .
Naroji ( Dadabhai )
Poverly and Un- Rritish Rı.le
rn lndia ( London 1 901 ) .
L. A N A Y A S A V E GENEL YÖNETiM H A K K INIJA
l n g i l i z l e rin H i n d i s t a n 'a G e l m e l erinden b e r i a n ay a s a v e i d a r e n i n ge l i ş m e s i n e dair eserler 1 1 b e r t ( S i r C o u r t e n a y ) : The Governemenl of Jndia. Başlangıçtan 1 9 1 9 kanununa kadar ( bu kanun dahil ) hasıl olan değişiklikleri i yice tahlil eder ( Oxford 1 922 ) A r c h i b o 1 d ( W. A. J.) Outlines of lndian Constitu tional History (B ritish Period ) . Aynı devrel eri kapsar. Mon tagu-Cehelmsford raporunun ana çizgilerini de verir ( London .
1 926 ) .
S a p r e ( B G . ) The Growth of lndian Constitution and Administrafion ( Bombay 1 929 ) . T h a k o r e ( B . K . ) : lndian Administration lo the Dawn of Responsiblrt Governement ( Bombay 1926 ).
E d w i n S . M o n t a g u a n d C h e 1 m s f o r d imzalı ve Simla 22 Nisan 1 9 1 8 tarihli Report on lndian Constifufionel Reforms adlı rapor 1 9 1 9 anay asasına temel teşk il etmiştir ,
682
HiN DiSTAN T A R i H i
Yazarlar Hindistan bakanı ve k ı ral naibidir. Resmt y ayınlardan ( Kalküta 1 928, reprint ) . M uk herji ( Panchanand a s ) lndian Constitutiorıal Documents ( 1600 - 1918). Hindista n'a ait ana kanunların me· tinlerini ve o nlar geçerken verilmiş başlıca söylevler i kapsar. 2 cilt. ( Kalküta 1 9 1 8 ) . M u k rh e rji ( P a nc h a n a n d a s ) The lndian Cons• titution. 1 9 1 5 - 19 anay a sası nın ve onu bütünleyen kanunların metin ve esaslı bir incelemesini kapsa r ( Kalküta 1 920 ) . The Governement of Jndia Act with Rules and Notifications thereunder and lndex. Resmi yayınlardan. 1 9 1 9 an ayasasını
ve onunla ilgilı nizamname, talimatname ve bazı raporları kapsar (Kalküta 1924). H o r n e ( E.A. ) The Political System of British lndia with Special Refererıce to the Recent Constitutional Ch anges. 1 9 1 9 a rı ayasası ve ona götüren olaylar üzerinde mutedil lngiliz görüşü (Oxford 1 922). S a p r u ( S i r T e j B a h a d ı r ) : The lndian Constitution. 1 9 1 9 anayasası üzerinde mutedil Hindli görüşü. (Madras 1926).
K e r a 1 a p u t r a : The Working of Dyarchy in lndia ( 1 9 1 91 928 ) . 1 9 1 9 anayasası ü zerinde ağır tenkitleri le apsayan Hintli görüşü. S a y m o n ( S i r J o h n A 1 1 s e 1 b r o o k S i m o n ) Komis yonunun raporu iki cilt halinde şu adlar altında yayınlanmıştır : Report of the Jndian Statutory Commisson. Volume I : Survey. Geçmişi ve mevcut durumu i nceler. Volume il : Recommanda tions. Ne yapı lması gerektiğini gösterir ( Landon ve Kalküta 1 930 . ) Sayman ( Siman ) Komisyonunda hiç bir Hintlinin bulun maması dolayısiyle onun Hindl:lerce boykot edilmesı üzerine yerlilerin gönlünü almak ve düşünceleri ni anlamak üzere kurulan komitenin raporu : Repori of lndian Central Committee adiyle y ayınlanmıştır ( Resmi yayınlardan , Kalküta 1929. ) Bu komisyonun mesaisine karşı hemen bütün Hindistan partileri, Müslüman Derneği ve Hilafet Komitesi de dahil olmak ü zere, bir topl a ntı yapmışlardır. Buna " Al i Parties Conference "
SEÇiLMiŞ BiBLiYOGR AFYA VE F A Y D .A LANILAN ESERLER
683
( Bütün Partiler Konferansı ) denilmiştir. Bunun rapor komitesi, Pandit Motilal Nehru'nun ( Cevherlal Nehru' nun babası ) baş kanl ı ğı nda iki rapor yayınlanmıştı r. Adları Report of tlıe Committee appointed by the Conference to Determine tlıe principles of tlıe Constitution for lndia ve Supp lementary Report of tlıe Committee dir. Her i k i rapor 1928'de Allahabad'da yay ınlanmıştır. Bunların bir özeti Tlıe Jndian National Demand adı altında aını yerde çık mıştır. 1 928 y ıl ı n ı n sonlarında ( 22 Aralı k ) Kalküta'da yapılan ve yine bütün partileri içine alan toplantının çalışmaları The Proceedings of tlıe Ali Parties National Convention " adiyle Al lahabad'da 1 929'da yayınlanmıştır. Savmon komisyonu raporundan sonra Londra'da toplanan konferansın çalışmaları lndian Round Table Conference ( 12ılı Noııember, 1930- 19 th January 1931 ) adiyle iki cilt halinde yayı nlanmıştır. ilk cilt Proceedings ve ikinci cilt Sub- Committees' Reports ; Conferencf Resolution and Prime minister's Statement kayıtlarını taşır. Resmi yay ınlardan ( London 193 1 ). w
..
..
w
lndia, The Commission and tlıe Conference Sayman Ko misyonu ve Yuvarlak Masa konferansı hakkında " The Times ,, gazetesinde çıkmış olan başyazıların toplamı (Landon 1 93 1 ).
S i m o n ( T h e R i g h t H o n o r a b 1 e S i r J o h n ) : Tlıe of lndia. Mançester Ü niversitesi adına verilmiş bir konferans ( London 1 930 ). flıe Round Table Cunference. lndia's Demand for Dominion Status. �C..p eeches by tlıe Kings, tlıe Premier, Tlıe British Party leaders and the Representotives of the Prince and Peoples of lndia ( Madras 1 93 1 . ) Yeni anayasa hakkında hükümetin düşünce ve teklifleri Proposals for lndian Constitutional Reform adiyle yayınlanmıştır. Resmi y ayı nlardan ( London 1 933 ) 1933-34'de yeni bir Hindistan anayasası yapmak için l ngiliz ve Hindlilerden müteşekkil olan komisyonun rapor ve faaliyeti şu iki ciltte bulunur : Joint Committee on lnJian Constitutional Reform ( Session Constitution
.
084
HiN DİST A N T A R i H i
1933-34 ) Volume / , part I Report ve parl il : Proceedings. Resmi yayınlardan ( London 1934 ) . Hü kümetin lngiliz parlamentosuna sunduğu tasarı Gover n emenl of lndia Bili adiyle basılmışt ır. Resmi yayınlardan ( London 1 934 . ) K a n un, Temml!Z 1 93S'de Gnvernemenl of lndia Bili ( As 4mended on RPporl ) adiyle resmi yayınlar arasında çıkmıştır. ( London ) Hindistan ve Pakista n'ı Domi nion adiyle bağımsızlı�a götüren olaylar zinciri şu resmi y ayından takip edilebilir. ( His Majestiy's Stationery Office y ayınla rından) : lndia ( Cabinel Mission }, SıatPmenl blJ the Cabinel Mission and His Excellency tlıe Viceroy. Cmd. 682!. May 1946. India ( Cabinet Mission ) Statement bg the Mission dated 25 th May in reply to Pronouncements by the lndian Parties and Memorandum by the Mission on State's Treaties and Para mouncy Cmd. 6835. }un e 1946. lndian Policy. Slalement of 20 th February. 1 947 lngiliz başbakanının demeci. Cmd. 7047. lndian Policy. Statement of 3 rd June 1947. lngiliz baş bakanı n ı n demeci. Cmd. 7136. Parliamentary Debates. House of Commons 4 th., 10 ıh., 14 ıh., 15 th. }uly 1947 (4 C ilt) . Parliamentary Debales. House of lords. 16 th. }uly 1947. lndian lndependence Acı 1 947. 18 ıh. }uly 1947. 1 939-45 Genel savaşı sırasında Hındistan hakkında l n giliz hükümetini n görüşü, Hı ndistan bakanı olan L. S. A m e r y'nin The Framework of ıhe Future adlı eserinde görülür. Oxford 1 944. Pu n tam bek ar ( Sh ri k r i sna Ve n k ate sh ) An lnlroduction lo lndian Ciıizenship and Civilisalion. 2 cilt. Be nares 1 928. C a n n o n ( C a p t a i n P. S. ) Cilizenship ın lndia, its Privileges and D•ılies. (Oxford 1 923) . ,
SEÇ i LMiŞ BİBLiYOG R A FY A VE F A Y D A LANILAN ESER LER 685 M. İ D A R İ M A K A M L A R H A K K IN D A
F o s t e r (W i 1 1 i a m ) Tlıe East lndia House, its History and Associations (London 1924). F o s t e r (S i r W i 1 1 i a m) : Jolın Company (London 1 926). C u r z o n o f K e d 1 e s t o n ( L o r d) : Britislı Governement ın lndia. 2 Cilt (London 1925). S e t o n ( S i r M a 1 c o 1 m ) Tlıe lndia Office. ( Landon 1 926). O' M a l l e y ( G. S. S. ) Tlıe lndian Civil Service ( 160 11930) (London 1 93 1 ). N . HINDISTA N ' D A B A G I MSIZLIK iÇİN Y A PILAN U G R A Ş L A R HAKKINDA
Mute dil l ngiliz görüşü L o v e t t ( S i r V er n e y ) A History of tlıe lndian Na tionalist Movemet. (London 1 92 1 ). C hiro 1 ( Sir Va1 entine ) lndian Unrest ( Times gazetesinde çıkmış yazıların toplanması) : ( London 19 10) . C h i r o 1 ( S i r V.) lndia Old and New ( London 1921 ) C h i r o l ( S i r V.) lndia ( London 1926 ) . R e e d ( S i r S t a n 1 e y ) and C a d e 1 1 (P. R.) lndia, tlıe New Plıase ( London 1928 ) . Younghusband (Sir Francis) Dawn in lndia Britislı Purpose and lndian Aspiration ( London 1930 ). C r a d d o c ( S i r R e g i n a 1 d ) : Tlıe Dilemma in indin. ( London 1 929 ) . H i 1 1 ( S i r C 1 a n d e H ) lndia - Stepmotlıer ( Edinburg 1 929 ) . G w y n n (J. T.) lndian Politics ( London 1924 ) . S o h u s t e r ( S i r G e o r g e ) and Wint ( Guy ) lndia and Democracy ( London 194 1 ). Mor1ey ( Joh n Viscou nt ) in Recollections. Eski Hindistan bakanının bu adtaki eserinin Hindistan'a ait kısmını da bu sıraya koy mayı uygun görd ü k ( New York 1 9 1 7 ) . .
686
HiN DiSTAN T A R iH i
Mutaassıp ve Hind isteklerine k a rşı anlay ışsız İngiliz görüşü C h e s n e y ( G . M . ) lndia under Experiment (London 1 9 18) . F u 1 1 e r ( M a j o r - G e n e r a 1 J. F. C . ) lndia in Revolt ( London 193 1 ) . D u n c a n ( A r t h u r ) : Jndia in Crisis ( London 1 93 1 ) . O ' D w y e r ( S i r M i c a e 1 ) : lndia as I Knew it ( 18851925) Bilhassa 1914- 18 savaşı sırasında ve ondan so nraki devrede Per.cab olayları bakımından önemlidir. (London 1 926). C a r t h i 1 1 ( A 1 . ) The Lost Dominion ( London 1 927). C a r t h i 1 1 ( A 1. ) The Company of Cain ( London 1 929 ) . Mother lndia. Derin bir Hind Mayo ( Katherine ) düşmanlığı ile y azılmış zehirli bir eser. U yandırdığı tepkiler dolayısiyle sonuçta İngil izlere çok zarar vermiştir. ilk bası m Mayıs 1 927 'de Amerika'da y apılmış, Temmuz 1 927 'de Lon d ra'da çıkmış ve iki yıl içinde 10 kere basılmıştır ( London 1929 ) . Mutaasıp lngiliz görüşlerini ister istemez destekleyen eser ler arasında 1 9 1 4 - 18 Genel savaşı sırasındaki suikastleri anlatan resmi yay ınlardan : Sedition Commiltee 1918-19 Report adlı eseri anmak gerekir ( Kalküta ) . Hindl ilere e ygin l ngiliz görüşü B e v a n ( E d w y n ) lndian Nationalism (London 1 9 1 4). Whitehead ( The Right Re verend Henry ) lndian Problems in Religion, Education, Politics ( London 1 926) . B e s a n t ( B a y a n A n n i e ) Nation Bulding. ( Madras 1 906 ) . Besant ( Bay an Annie ) lndia Bond or Free ? ( London 1926 ) . B e r n a y s ( R o b e r t ) : Naked Fakir ( London 1 93 1 ) . K e n w o r t h y ( L t. - C o m m a n d e r T h e H o n o r a b l e J. M . ) lndia A Warning ( London 1 93 1 ) .
SEÇiLMiŞ BiBLiYOG R A F Y A V E F A Y D A L A NILA N ESERLE R
tı87
T h o m p s o n ( E d w a r d ) The Ot her Side of the Meda/ ( London 1 930 ) . The lndian Crisis (LonB r o c k w a y ( A. F e n n e r ) don 1 930 ) . Dini lngiliz görüşü Magvico1 ( Nico1 ) don 1 930).
lndia in the Dark Wood. (Lon
lngilizlere eygi n Amerikan görüşü V a n T y n e ( C 1 a u d e H. ) lndia in ferment ( New York 1 923 ). P y m ( M i c h a e 1 ) The Power of lndia (New York 1930). lngilizlere eygin Müslüman görüşü The lndian Muslems by An l ndian Mahomedan (London
1928). A g a H a n ( H. H. The) 1 9 1 8 ).
lndia in Transition ( Bombay
Tür l ü Hindli görüşl eri M a z u m d a r ( H o n. A m w i k a C h a r a n ) lndian Na tional Evolution (Madras 1 9 1 7). P r a d h a n ( R. G. ) : lndia's Strugle for swaraj ( Madras 1 930). L a j p a t R a i ( L a 1 a ) : Young lndia. An interpretation and a History of the Nationalist Mouement /rom within (Lahore 1 927). S i t a r a m a y y a ( B. P. ) The Historg of National Con gress ( 1885- 1935). (Madras 1 935). Kongres, M üslüman Derneği, Hindu Mahasabha ve daha bazı yerli teşekkül ve partilerin bir tarıhçesi ve 1 939 - 4 5 sa vaşı sırasındaki faaliy etleri ve bağımsızlığa götüren hareketler hak kında The lndian Year Book for 1945-46 ve The lndian ond Pakistan Year Book 1948 'de toplu bilgi vardır. 1 y e r ( C . S. R a n g a ) lndia in the Crucible ( London 1928).
688
HiNDiSTAN TARiHi
1 y e r ( C. S. R a n g a ) 1 930).
lndia Peace or
War ( London
The Swadeshi Moııemenf. A Symposium. Views of Repre senfafiues lndians and Anglo· fndians. (Madras 1 9 1 7). M u k e r j i ( D h a n G o p a 1 ) /Jisillusioned lndia. ( New York 1 930).
Rab i ndranath Tagore Nationalism. Ünlü şairi n bazı özel görüşleri ni kapsar. (Landon 1 924). Crisis in lndia. Why Congress Musf Desisf, by "Old Salt,,. Her tarafa çata n bir risale. A . G. Kemkar yayını. (Bom bay, tarihsiz). M u 1 k R a j A n a n d letters on lndia ( Londoıı 1 942). Aşağıdaki i k i eser yerlilerin l n g ilizlere barışcıl biçimde karşı koyma h areketleri n i n iki örneğini tasvir etme k tedir : P r a s a d ( B a b u R a j e n d r a ) Satyagraha in Cham param ( Madras 1 928). Des ai ( M a h adev) The Story of Bardoli ( Ahmedabad 1 929). Mo t h er l n d i a e s e r i n e v e r i l e n karşılıklar 1 y e r ( C. S. R a n g a ) : Father lndia ( London 1 927).
M u k e r j i ( D. G. ) A Son of Mother lndia Answers ( New York 1 928). " W o r 1 d C i t i z e n " : Sisler lndia (Bombay 1928). C h a p m a n n ( J. A. ) : The Charachter of lndia, A Replg to "Mother lndia" (Oxford 1 928). N a t a r a j a n ( K. ) Mis Mayo's Mother lndia, A Rejoin der (Mad ras 1 927). L a j p a t R a y ( L a 1 a ) : Unhapy lndia. Bu a maçla ya zılan eserlerin en değerlisidir. (Kalküta 1 928). An Antidot,. to Miss Mago' s Calumnies. The People of lndia Their Many Merits. By Distingished Europeens who have known them. Önce "lndia" da çıkmış ve sonra " Mother lndia" ya karşılık olmak üzere 1 928 'de yeniden basılmış Hind liler lehinde yazılar kolleksiyonu.
S EÇiLMiŞ Bi BLi YOG R A F YA VE F A YDALANILAN ESERLER
689
O. H i N D IN KILAPCILARININ BIOGR AFILERI V E SÔ YLEVLER INI K A P S A Y A N ESERLER
Madras'da N atesan yay ımevi y ayınları ( il k 8 eser ). A Sketclı o/ lıi1> life and Career.
Bal Gangadlıar Tilak ( 1 925).
Speeclıes and Writings of Annie Besant ( 1 921). Speeclıes of Gopal Krislına Goklıale ( 1920). Speeclıes and Writings of Hon. selecled by lıimself.
Surendranatlı
Banerjea
Madan Molıan Malaviya's Speeclıes and Wrilings ( 1 919). Speeclıes and Wrilings of lord Sinlıa (1919). Speeclıes and Wrilings of Sir Dinslıaw Edulji Waclıa. Speeclı es and Wrilings of Sarojini Naidu (Kadındır) 1 925.
N a i k ( V a s a n t N. ) Kaslıinallı Trimbak Tlıe Man and his Tim�s (Natesan, Mad ras). C handra R ay (P
C. R. Das (Oxford 1929).
r
i th
w
ıs)
life
Telang ;
and 1'imes of
P. G A NDİ H A K K I N D A
Kendi yazıları G a n d h i ( M o h a n d a s K a r a m a c h a n d ) Saıyagarha. ( Ruhi kuvvet veya doğruluğun k uvveti anlamında ) in Soulh Africa. Gucerat dilinden lngili1ceye çeviren Valji Govindiji Desai'dir. G a n d h i ( M.·K.) : Tlıe Story of my Experimenls witlı Trutlı. Kendi biografisidir. Gucerat dil indeıı Mahadev Haribhai Desai ve Pyarelal Nair tarafı ndan l ngilizceye çevrilmiştir. (Ahmeda bad 1 929) . Bu eserlere dayanarak şu eser yazılmıştır A n d r e w s ( C. F. ) : Malıalma Gandlıi, His own Story ( Landon 1 930). Keza bu eserlere dayanılarak yapılan Fransızca tercüme ler şunlard ır Vie de M. - K. Gandhi C ami11e (Georgette) ecrite par lı.. i · meme. (Paris 1 93 1 ) . /lintll.ıan
Tarihi
ili.
44
HiN DiST A N T A R İ H i
690
B e r n a r d ( A n d r e ) M. - K. Gandhi de sa vie ecrite par lui-meme. ( Paris 1934).
a
l ' oeuvre. Suite
G a n d h i ( M. - K. ) Hind Swaraj or indi an Home Rule. (Madras 1926). The WhPel of Fortune. Gandhi (Mahatma) (Madras 1 929). lndia's Case for Swaraj G a n d h i ( M aha tma) ( Bombay 1 932). Gandi hakkı nda yazılmış eserler R o 1 1 a n d ( R o m a i n ) Mahatma Gandhi ( Fransızca). (Paris 1922). A n d r e w s (C. F.) : Mahatma Gandhi's ldeas lnculding Selections /rom his Writings. (London 1 930). P h i 1 i p - M i 1 1 e r ( R e n e ) ler.ine and Gandhi. Alman ca'dan lngilizce'ye çeviren Flunt ve Tait'dir. 1914 - 18 Genel Savaşından sonra moda olan bazı inanlara göre y azılmıştır. ( London 1930). G r e g g ( R. B. ) The Psychology and Strategy of Gandhi's Non-violent Resistence (Madras 1 930). D o k e ( J o s e p h J. ) : M. K. Gandhi, An lndian Patriote in South Africa (Madras 1 9 1 9). Mahatma Gandhi, The Man and his Mission ( Natessan yay ı nl arından, Madras ! 930). S i t a r a m a y y a ( D r. P a t t a b h i ) : On Khaddar ( Pa mukl u - Gandhi'nin yerli dokumalar hakk ındaki propagandasına dair) . (Natesan yayınlarından, Madras 1931 ) . T a g o r e ( S o u m y e n d r a n a t h ) : Gandhi. ihtilalci bir yazarın alcyhde bir eseridir. Vaillant (Andree) tarafı ndar yapılan Fransızca'ya çevirme : Paris 1 934. R. CEVHERLAL N EHRU'YA DAiR
Nehru ( Ja 1 936 ) .
A1 Kafir
w
h a r 1 a 1 ) : An
Autobiography ( London
Jawharlal Nehru. Allahabad 191 9.
SEÇiL M i Ş BIRLIYOGR A F YA VE FA YDALANILAN E SER LEK 691 S. KONGRES R A PO R L A R !
Faydala nılan raporlar şunlard ı r : Report of the Thirty Eight lndian National Congress (Co· canada 1 923 ) . Report of the Thirty Ninth J. N. G. ( Belgaum 1924 ) . Report of the }. C. , Fortieth Session ( Cawnpore 1 925 ) . Report the }. N. C. , Forty - First S. ( Cauhati - Assam 1 926 ) . Report
of the
Forty - Second }. N. C. held at Madras
1927 Report of the Forty - Third Session of the }. N. C. Held in Calcutta in December 1928. Ş. YERLİ DEVLETLER H A K K I N D A
The lndian States (Corrected up to the I Januc.ıry 1929. Yerli devletleri n listelerini ve onlara ait bazı statistik bilgileri verir ( Resmi yayınlardan. Kalküta 1 929 ) . L e e W a r n e r ( S i r W i 1 1 i a m ) : The Native States of lndia. Genel bilgiler verir. London 1 9 10. M e h t a ( M o h a n S i n h a ) : lord Hasting and The lndian States ( Bom bay 1 930 ) . lndian Statesmen. Dewans and Prime Ministers. Yerli devletl �
.. JJ
.,,
:
< .
.. JJ .! • a a::ı • ..a �
< ll)o
il O'I
!
.. < .. ı:ıı:
',
Hintlislan T. il.
r
-ı·
v
•
""
.!:!
• •
:I:
� 1
.. >
Ü
• .. o::
.. ·;; -ci. "
o 1 • ... o::
ilindi.tan
T. il.
L�"· vı
Rea. 8
-
Mayıor devletioia baıı Haydar Ali.
Re1.
9
-
Mayıor Sultanı Tipu.
Hind/atan T. il,
lev. Vll.
a •
:ı: .. .. .D ..M ıı.ı
•
.. ı:ıı::
.; •
:ı:
.,, ..
e e
• ..a ::ı
:ıE
.. • o
c
letı. Vlll
·; ••
� < "i •
:; .,, ' ::' ... & •
u
..a .... • l/)o
., -
.. • ııı:::
a •
:c
il •
e
..a •
::
o .,, .A
u
�u
-= ii
�-=•