Osmanlı Deniz Harekatı 1911-1918 [1 ed.]
 9786053326625

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

ASKERi TARİH DİZİSİ

Ryan K. Noppen

İllüstrasyonlar: Paul Wright Çeviren: Emir Yener

ÜSPRFY

ASKERi TARİH DİZİSİ -24

Tarihin en büyük savaşlarının ayrıntılı dökümleri, hasım kuvvetlerin stratejileri, taktikleri, askeri harekatın düğüm noktaları. Dünyadaki çeşitli orduların üniforma, teçhizat, tarih ve teşkilatı, geçmişleri ve bugünleri. Osmanlı donanmasının gemileri ve denizcileri, Trablusgarp ve Balkan Savaşları ile 1914-18'de Karadeniz ile Çanakkale'deki harekatı.

Benzersiz detaylar

1 1

9 786053 326625

Resimler ve Fotoğraflar

KDV dahil fiyatı 22 TL

Ryan K. Noppen İllüstrasyonlar: Paul Wright

OSMANLI DENİZ HAREKATI 1911� 18 İMPARATORLUK SAVUNMASINA DENİZDEN BAKIŞ

Çeviren: Emir Yener

TÜRKİYE$

BANKASI

Kültür Yayınları

OSPREY ASKERİ TARİH DİZİSİ

RYA

K. NOPPE

PAUL WRIGHT OSMANLI DENİZ HAREKATI 1911-18 ÖZGüN ADI OTIOMAN

AVY WARSHIPS 1914-18

OSPREY PUBLISHING, 2015 COPYRIGHT

© OSPREY

PUBLISH!NG LTD

20!5

ÇEVİREN

EMiR YENER ©TÜRKİYE İŞ BANKASl KÜLTÜR YAYINLAR!, 2015

Serti fi ka No: 29619 EDİTÖR

ALİ BERKTAY GÖRSEL YÖNETMEN

BİROL BAYRAM DÜZELTİ VE DİZİN

NECATİ BALBAY GRAFİK TASARIM UYGULAMA

TÜRKİYE İŞBA KASI KÜLTÜR YAYTNLARI I.

BAS!M: OCAK 2016

ISBN: 978-605-332-662-5 BASKJ

GOLDEN MEDYA MATBAACILIK VE TİCARET A.Ş. 100. YlL MH. MAS-SİT

I.

CAD. NO: 88

BAl'.'iCILAR İSTANBUL

(0212) 629 00 24

Sertifika No: 12358 Bu kitabın tüm yayın hakları saklıdır.

Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla yapılacak kısa alıntılar dışında gerek metin, gerek görsel malzeme hiçbir yolla yayınevinden izin alınmadan çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.

TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI İSTİKLAL CADDESİ, MEŞELİK SOKAK,

B EYOl'.'i LU 3 4433 İSTANBUL

Tel: (0212) 252 39 91 Fax: (0212) 252 39 95 www.iskultur.com.tr

NO: 2/4

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ

7

YENİ BİRDONANMAARAYIŞI1898-1911.

9

İkinci Meşrutiyet ve Osmanlı Donanması TRABLUSGARP VE BALKAN SAVAŞIARI.

ı8

BİRİNCİDÜNYA SAVAŞI

�8

Karadeniz' de Alman-Osmanlı Harekatı, ı9ı4-ı 7 Çanakkale Harekatı ı9ıS Son Harekat

KAYlVAKÇA DİZİN

Gİ RİŞ

O

smanlı donanmasını ı9ı ı -ı8 arasında teşkil

hurda ve paslı gemiler koleksiyonuna dönüşmüştü.

eden savaş gemileri, mali kriz ve diploma­

ı897 yılındaki Teselya (Türk-Yunan) Savaşı esnasın­

tik ayak oyunlarıyla şekillenmiş bir inşaat

da, geçmiş yıllarda ihtimam gösterilerek ıslah edilmiş

programının ürünüydüler. Daha ı876 gibi yakın bir

ordunun kazandığı parlak zafere karşılık donanmanın

tarihteki Osmanlı donanması, yarım düzine kadar

Çanakkale 'ye bile zor çıkabildiği büyük bir skandal ya-

zırhlı korvet ve monitor ile takviyeli bir o kadar sayı -

şanınca sultan dahi donanma antipatisini nihayet bir

daki son model zırhlı firkateyni muharebeye sürebi­

kenara koydu ve sınırlı da olsa bahriyede bir ıslahat

lecek şekilde yenileştirilmiş bulunuyordu. Ne var ki

yapmak gerektiğini kabul etti. ı897-98 Bahriye Isla­

ı875 yılında devlet hazinesinin iflasıyla içine düşü­

hat Planı hazırlanırken siyasi kurnazlıklarını gösteren

len kalıcı iktisadi bunalım ve bir nebze de Sultan II.

Osmanlılar, donanma modernizasyonunu birkaç yıl­

Abdülhamid'in donanmaya mesafeli durması sebe­

dan beri başlarını ağrıtan bir dizi diplomatik sorun­

biyle Osmanlı deniz kuvvetleri, sadece yirmi yıl için­

dan kurtulma fırsatı olarak da kullandılar. Aralarında

de, demirledikleri yerde kaderlerine terk edilmiş bir

Amerika Birleşik Devletleri'nin de bulunduğu bir dizi

Aziziye zırhlı firkateyni 1864'te İngiltere'de denize indiriliyor. Sultan Abdülaziz döneminde Osmanlılar, beşi birinci ve on tanesi ikinci sınıf olmak üzere toplam 15 zırhlı savaş gemisi sahibi olmuşlardı; bu açıdan dünyanın en büyük dördüncü deniz gücü konumundaydılar. Ne var ki bu gemilerin çoğu, altyapı yetersizlikleri ve maliyenin iflası sebebiyle kısa süre içinde bakımsızlıktan dökülüp işe yaramaz hale düşecekti (Hüsnü Tengüz Albümü).

-------

OSMANLl DENİZ HAREKAT! 1911-18

------

Galata Köprüsü ve Yeni Cami üzerinden Boğaziçi' ne bakış. Osmanlı ülkesindeki her türlü mamulün dağıtımı, imparatorluğun nakliyat ve endüstri merkezi olan payitaht İstanbul üzerinden ve genellikle de deniz yoluyla yapılıyordu. Ekonominin ayakta kalması, fotoğrafta görülen türlü türlü vapurlar ile yelkenlilere bağlıydı.

Batılı devlet, ı894-96 Ermeni Olayları esnasında va­ tandaşlarının uğradığı mal ve yatırım kayıplarına kar­ şılık tazminat talep etmekteydiler. Osmanlı hükümeti ise, söz konusu kayıplardan sorumlu olduğunun tescili anlamına gelecek bu talepleri kesinlikle reddetmek­ teydi. Ancak ı897 donanma skandalı ardından bahriye için yeni gemiler alınması gündeme gelince, verilecek siparişlerin tazminat gibi kabul edilmesi konusunda talepkar devletlerle mutabakata varıldı. ı9o8'de İkinci Meşrutiyet'in ilanı ve ı909'da II. Abdülhamid'in taht­ tan indirilişi olaylan yaşandığı esnada Bahriye ıslahatı henüz devam etmekteydi. Donanmanın talihsizliğine, ı9o8 devrimi ile İttihat ve Terakki'nin Ocak ı9ı3'te Babıali Baskını'nı gerçekleştirip mutlak iktidarını kurması arasında geçen dört sene bir siyasi istikrar­ sızlık dönemi olmuş ve bu zaman zarfında tam on iki sadrazam ile on dört Bahriye nazırı değişmişti. Bunun neticesinde, Birinci Dünya Savaşı'na giden yıllarda Osmanlı deniz stratejisi tutarlı biçimde uygulanamadı. Trablusgarp Savaşı'nda (ı911) İtalyanlara, Balkan Savaşları esnasında ise Yunanlara karşı donanmanın gösterdiği kötü performans ve küçük düşürücü yenil­ giler, Osmanlı idarecilerini bir şekilde de olsa bahri­ yeyi büyütmeye itti. Batılı güçlerin "Avrupa'nın hasta adamı" diye aşağılayıp parya muamelesi yaptıkları 8

Osmanlı devleti, emniyete alınması icap eden ıı.ooo JY1ilden fazla sahili bulunduğu ve hepsi de topraklarını p . taşmaya can atan düşman deniz güçleriyle kuşatıl mış olduğu için modern bir filonun sağlayacağı savun ma kabiliyeti iyice aşikar hale gelmişti. İşte bu diplo­ matik arka plan ile karşı karşıya durumdaki İttihat ve Terakki hükümetleri, imparatorluğu yeniden ciddiye alınır bir bölgesel deniz gücü haline getirmek üzere drednotlara dayalı yepyeni bir muharebe filosu kur­ mak için ümitsizce çabaladılar. Osmanlıların denize ilgisinin kısa süreliğine de olsa tavan yaptığı ı909-ı4 yıllan arasında tutulan yol, hiç beklenmedik şekilde, devletin Birinci Dünya Savaşı'na girişinde başroller­ den birini oynadı. Donanmanın canlanışının odağında yer almalarına niyet edilmiş drednotlar ise ne yazık ki hiçbir zaman Osmanlı sancağı altında görev yapa madılar ve Bahriye, II. Abdülhamid'in son yıllan ile İkinci Meşrutiyet esnasında satın alınan derme çatma malzemeyle idare etmek zorunda kaldı.

YENİ BİR DONANMA ARAYIŞI 1898-1911

T

eselya Savaşı skandalı ardından donanmanın

dayananJeune Ecole, ı5. yüzyılda barutlu topların i a

yeniden yapılanması için yapılan planlar, ı897-

dından sonraki en devrimci deniz silahı olan seyyar

98 Bahriye Islahat Programı ile neticelendi.

torpidoyu merkeze koyuyordu. İyice tahkim edilip em

Toplamda iki ana muharebe gemisi, iki zırhlı kruvazör,

niyete alınmış stratejik deniz üslerinin düşman tara

iki muhafazalı kruvazör ve iki hafif kruvazör satın alın-

fından yakın mesafeden ablukaya alınması, hem sabit

ması, birkaç eski zırhlının da tamir ve tadil edilmesi

torpillerle (deniz mayını) hem de nispeten ucuza mal

yoluyla dengeli bir filonun inşası öngörülmüştü; ama

edilebilen çok sayıdaki küçük ve çevik torpidobotla

hazinenin tamtakır halinden ötürü sultan bu planı veto

rın yardımıyla engellenecekti. Bu üslerde yuvalanacak

etti. Bunun üzerine ıslahat programı, daha gerçekçi bir

süratli ve iyi silahlı kruvazörler ise düzenli huruç ed ı f)

temelde yeniden hazırlandı. Ana konsept, ı88o'lerde

düşmanın ticaret gemileri ile askeri nakliyatına sald ı

Fransız donanmasında geliştikten sonra bütün dün -

racaklardı. Bu prensipler üzerinden yeniden şekill n

yada etki yaratanJeune Ecole düsturu idi. Özünde üstün

dirilen bahriye ıslahat programında, iki adet muhıı fa

düşman güçlerinin vur- kaç taktikleriyle zayıflatılıp

zalı kruvazör ile iki hafif kruvazörden ibaret bir taarrm

çökertilmesine, yani klasik gerilla savaşı teorisine

grubu ile ı5 parça modern torpidobottan oluşacak bl ı·

Mesudiye zırhlısı, 1 903'te tamamlanan tamiratından sonraki haliyle. Osmanlı donanmasının sancak gemisi, ne denli yenileştirilmiş olursa olsun, otuz yaşında ve kullanım ömrünün sonuna ulaşmış bir birimdi. 9

-------

OSMANLI DENİZ HAREKATI 1911-18

------

denk bir ateş gücüne kavuşmuştu. ı868'de Fransa'da inşa edilmiş bulunanAsar-ı Tevfik zırhlı korveti ise Almanya'nın Ki.el şehrinde­ ki Germaniawerft Tersanesi'nde üç adet ı.s'lik, yedi adet ı�'lik ve altı adet 5,?'lik seri ateşli Krupp topuyla tadil edildi.

e var ki bu

emektarların savaş gücü hakkın da kimse hayale kapılmıyordu:

Mesudiye'nin seyrüsefer nitelik­ leri yeni ve yüksek üst yapıları ne­ deniyle epey azalmış olduğu gibi her iki geminin de dokunulmadan kalan dövme demirden zırh ku­ şakları orta ve hatta hafif kalibreli modern mermileri bile durduramazdı. Gövdelerinde su geçirmez bölmeleri olmadığından torpilArmstrong yapımı Hamidiye kruvazörü seyir tecrübelerinde.

lere karşı da tamamen savunma­ sızlardı. Yapabilecekleri tek iş, Çanakkale ve İstanbul boğazlarını

savunma filotillası kurulması talep ediliyordu. Fakat

koruyan tabyalara destek olarak sahil müdafaasından

yüksek ateş gücüne sahip hiçbir ağır unsur bulunma -

yahut sahile yakın cereyan edebilecek kara muhare­

ması da sakıncalı görüldüğünden, en iyi durumdaki

belerinde orduya ateş desteği vermekten ibaretti. Son

iki zırhlı gemi olan Mesudiye ile Asar-ı Tevfik'in tamir

tahlilde, Mesudiye ile Asar-ı Tevfik'e harcanan parayı

ve tadil edilmesi de tavsiye edildi. II. Abdülhamid bu

kaynak israfından başka bir şey saymak zordur. Taarruz grubunun çekirdeğini teşkil edecek olan

planı kabul etti. Planın

icrasına

donanmanın

sancak

gemisi

olan Mesudiye zırhlı firkateyninin' tamiratı ile baş­

iki muhafazalı kruvazörden Hamidiye (ilk adı Ab­ dülhamid idi), ı9oo yılı ilkbaharında İngiltere'nin

ı875'te İngiltere'deki Thames Iron Works

Newcastle upon Tyne kasabasındaki ünlü Armstrong

Tersanesi'nde denize indirilmiş bulunan Mesudiye,

Whitworth şirketine ihale edildi. İkinci kruvazör olan

on altı adet �4 cm'lik ağızdan dolma Armstrong topu

Mecidiye (ilk ismi Abdülmecid) ise yine ı9oo yılı ilk­ baharında alışılmadık bir yere, ABD'nin Philadelphia

landı.

ve ıo.ooo tonluk hacmiyle ilk yıllarında dünyadaki en büyük ve güçlü savaş gemileri arasındaydı. ı899 'da

şehrindeki William Cramp şirketine sipariş verildi.

Cenova'daki Ansaldo Tersanesi'ne götürülen Mesu­

ABD hükümeti, ı898'deki İspanya-Amerika savaşında

diye, dört sene zarfında yenilendi. Son haliyle gemi,

kazandığı deniz zaferlerinin de cüretiyle, Ermeni olay­

biri başta biri de kıçta iki tarette iki adet uzun men-

larından ötürü talep ettiği tazminatı gerekirse Osmanlı

zilli ��,4 cm'lik Vickers topu ve orta bataryasında on

sularına savaş gemileri yollayıp zorla tahsil etme ima-

altı adet ı5 cm'lik seri ateşliArmstrong topuyla İtalyan

larında bulunmuştu. Bunun üzerine II. Abdülhamid,

donanmasının Garibaldi sınıfı zırhlı kruvazörlerine

bu "sonradan görme" dünya gücüne karşı yelkenleri

1860-90 arasında inşa edilen zırhlı gemilerin 5.000 ton ve üzerindeki hacimde olanlarına firkateyn, 1.000-5.000 ton arasın­ dakilere i e korvet deniyordu; 1.000 tondan hafif birimler ise ganbotları teşkil ediyordu. 10

------

DONANMANIN YENİLENİŞİ 1898-1911

------

Amerikan yapımı kruvazör Mecidiye. Geminin denge problemleri, fotoğrafta hafifçe iskele tarafına yatmış olmasından bile anlaşılıyor.

suya indirmek zorunda kaldı ve uzun pazarlıkların ar­

edildiler. Berk-i Satvet ve Peyk-i Şevket isimleri verilen

dından, tazminat yerine Hamidiye ile hemen hemen

bu iki kardeş gemi aslında, "torpido kruvazörü" deni

kardeş sayılacak özelliklere sahip ikinci kruvazörün

len kısa ömürlü bir konseptin ürünüydüler. Bu gemi

Amerika'dan satın alınmasına karar verildi. Kasım ı901 'de inşaatı başla yan Mecidiye, Temmuz ı9o3'te denize indirildi ve Aralık ı9o3'te İstanbul'a ulaşarak donanmaya katıldı. Nispeten modern bir gemi olmasına rağmen bazı ciddi tasarım hataları sebebiyle Mecidiye hayli kısıtlı hizmet verebilecekti. Ka­ zanlar geminin omurga eksenine fazlaca yakın yerleştirildikleri için, özellikle de kömürlükler tam kapasite dolduruldu ğunda, tekne tehlikeli şekilde yalpa yapıyordu. Bu denge sorunları hiçbir za man tam olarak çözülemedi ve neticede Ramidiye'ye kıyasla Mecidiye denize pek az çıkabildi. Bütün bu sorunlara rağmen hem Mecidiye hem de Hamidiye yabancı muadilleriyle iyi kötü rekabet edebile­ cek nitelikteydiler ve ı9ı4 'te dahi ıskarta hale düşmemişlerdi. Muhafazalı kruvazörlere destek vere­ cek olan hafif kruvazörler ,Asar-ı Tevfik' in tadilatını da içeren aynı sözleşme dahi­

l inde Germaniawerft Tersanesi'ne ihale

Peyk-i Şevket sınıfı bir torpido kruvazörü. Bu modası geçmiş gemiler, 1 9 1 1 -18 arasındaki deniz savaşlarında fazla bir faaliyette bulunamadılar. Berk-/ Satv t Ocak 1 9 1 S'te ağır bir mayın yarası aldı, Peyk-i Şevket ise Ağustos 1 9 1 S'te İngiliz E11 denizaltısı tarafından torpillendi ve batmaktan kıl payı kurtuldu.

11

-------

OSMANLI DENİZ HAREKATI 1911-18

-------

Chiilons-sur-Saone Tersanesl'nde henüz denize indirilmiş olan Hisar sınıfı bir torpidobot.

türü ı9. yüzyıl sonunda torpidobot avcısı olarak düşü­

Bu esnada Ege Denizi'nin karşı kıyısında vuku bu-

nülmüş, ancak yeterli sürat bir türlü yakalanamayınca

lan gelişmeler, sultanı donanma için biraz daha kay­

başarısız sayılıp rafa kaldırılmıştı. Ne var ki Osmanlı

nak ayırmaya mecbur bıraktı. Demirhisar sınıfı torpi-

bahriye uzmanlarının nazarında, boylarına göre hayli

dobotlar için pazarlıkların sürdüğü esnada harekete

büyük çaplı topları (iki adet 10,5 'lik) ve torpido kovan-

geçen Yunan hükümeti, Almanya'nın Stettin şehrin­

lan sayesinde torpidobot avcısından ziyade destekçisi olarak fayda yaratabilirler, hem de karaya ateş deste­ ğinde bulunabilirlerdi. Programın son unsuru olan torpidobot filotillasının imalatı İtalyan ve Fransız şirketlerine ihale edil­ mişti. Osmanlı hükümeti, Düvel -i Muazzama'dan hiç­ birini gücendirmemek gayesiyle alımlarını aşağı yu­ karı eşit paylaştırmaya özen gösteriyordu. Mesudiye'yi tamir eden Ansaldo şirketi, o işin yanında ı3o-ı6o ton arasında değişen hacimlerde ve her biri iki adet 45 cm'lik torpido kovanıyla silahlı ıı parça birinci sınıf torpidobotun da inşaatını gerçekleştirdi. Fransa'nın Chalons-sur-Saone'daki Schneider şirketinden ise

deki AG Vulkan fabrikasından ve Londra' daki Yarrow firmasından dörder tane modern muhrip satın aldı. ı897'de uğradıkları yenilgi Yunanlardaki yayılmacılık hırsına ket vurmamış, bilakis �o. yüzyılın ilk on yılı boyunca ordu ve donanmalarını güçlendirmek üze­ re harekete sevk etmişti. 350 ton ağırlığında olup 3o deniz mili azami sürat yapabilen ve çok sayıda 7,6'lık ve 5,?'lik topla silahlı bu Yunan muhripleri, yeni Os­ manlı torpidobotlarından her anlamda çok üstünlerdi. Bu durumu fırsat bilen Schneider firması temsilcileri, Alman ve İngiliz tersanelerinden çıkan Yunan muh­ riplerine karşılık Osmanlıların da eşit güçte gemilere ihtiyaç duyduğunun altını çizmişler ve Fransız donan­ ması için inşa edilmiş ilk muhrip sınıfı olan Durandal

ı9o6'da 97 tonluk dört tane ikinci sınıf torpidobot

tipi gemilerin geliştirilmiş bir modelinden dört tane

alındı. Fransız donanması için 75 adet üretilmiş bulu­

yapma teklifinde bulunmuşlardı. Bu teklif uygun bu -

nan 38M (38 metrelik) tipindeki bu gemiler, Osmanlı

lundu ve Samsun sınıfı adı verilen dört gemi ı9o6'da

donanmasında Demirhisar sınıfı diye tabir edildiler.

sipariş verildi. Samsun, Basra ve Yarhisar Bordeaux'da-

12

------

DONANMANIN YENİLENİŞİ 1898-1911

------

Ankara torpidobotu 1904 'te Cenova'daki Ansaldo Tersanesl'nde denize indiriliyor. Ansaldo yapımı torpldobotlar modern birimlerdi; fakat yoğun kullanılmalarına mukabil iyi bakılmadıkları için savaş kudretlerini on yıl içinde büyük oranda kaybetmişlerdi. Birinci Dünya Savaşı'nda konvoy refakati ve mayın tarama görevlerinde kullanıldılar.

ki SA Gironde Tersanesi'nde ı9oide kızağa konularak

II. Abdülhamid'in Kanun-i Esasi'yi tekrar yürürlüge

tamamlandılar. Taşoz ise yine aynı yıl Schneider'in

koymaya mecbur kalmasıyla, imparatorluğun bülüıı

Nantes'daki tersanesinde tamamlanarak hizmete gir­

kurumlarında olduğu gibi bahriyede de gidişat d ğl

di. Bunların yanında, ı89� yapımı olan �30 tonluk bü­

şecekti.

yük Berkefşan torpidobotu iyice elden geçirilip 4,ilik seri ateşli toplarla teçhiz edilmek suretiyle muhrip ı;;ekline sokuldu. Böylece torpido kuvveti yirmi gemiye ı amamlanmış oluyordu.

Yabancı devletlerin tersaneleri yanında İstanbuJ'daki Tersane-i.Amire de kendi çapında bir çaba ve faaliyette bulundu. Hepsi de ı86o'lı yılların sonunda

ı nşa edilmiş olan küçükAvnillah, Muin-i Zafer ve Feth-i Hıilend zırhlı korvetleri, imparatorluğun İstanbul'dan sonraki en önemli limanları olan Seliinik, İzmir ve llcyrut'ta liman muhafızlığı için tamir görerek dörder ;ıdet ıs'lik, 7,5'lik ve 5,ilik hafif silahlarla teçhiz edil­

ıl ıler. Ne var ki ı897-98 Programı'nda belirlenen he­ ı 1