Nazım Hikmet ve Tiyatrosu [1 ed.]
 9754067621

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

NAZlM HiKMET VE TiYATROSU

KÜUÜR DiZİSİ

NAZlM HİKMET VE TİYATROSU Dr. Antonina Sverçevskaya Türkçesi: Hülya Arslan 1. Basım Kasım 2002 Dizgi Cem Yayınevi ISBN 975-406-762-1 Baskı: Umut Matbaası

(0212) 637 09 34 Cem Yayınevi: İpek Sokağı No: 10 80060 Beyoğlu-İstanbul Tel : (0212) 293 41 70 Faks: 244 15 33

Dr.

Antonina Sverçevskaya

NAZIM HiKMET VE TiYATROSU

Türkçesi:Hülya Arslan

RUSYA BiLiMLER AKADEMiSi DO(;U BiLtMLERi ENSTİTÜSÜ BiLiMSEL YAYlNLAR MOSKOYA 2001 -

ÖNSÖZ

Dünyaca ünlü Türk şair, tiyatro ve nesir yazarı Nazım Hikmet ( 1902-1963) toplam 18 yıl Moskova'da yaşa dı. Bu süre şairin yetişkin olarak sürdürdüğü örnrün neredeyse yarısı kadardır. Moskova onun yaşamında ve sanatında çok önemli bir kilometre taşı oldu. O, bu şehri seviyordu ve her fırsatta keyifle kendisinin 'eski bir Moskovalı' oldu­ ğunu söylüyordu. 20'li yıllarda Nazım, henüz gençken kısa aralıklarla iki kere ülkemize geldi. Bu gelişlerinin dönüşü hep Türki­ ye oldu. Üçüncü kez geldiğinde yaşamının geri kalan 12 yılını burada geçirdi ve sonsuza kadar Moskova toprakla­ rında kaldı. Ancak ölümünden sonra, şiirleri ve kitapla­ rıyla döndü Türkiye'ye. Bu çalışmarnın amacı, Nazım'ın Moskova'da geçirdi­ ği 18 yılı ve burada oluşturduğu muhteşem tiyatro yapıt­ ları mirasını anlatmaktır. Rusya' daki Türkoloji çalışmala­ rında, hatta deyim yerind�yse, 'Nazım biliminde' böyle bir girişim ilk kez yapılmaktadır. Nazım'ın 195 1'den başlayıp 1963'e dek süren Mosko­ va' daki yaşamının son kısmı, herkes tarafından tanın dığı, yeteri kadar bilindiği bir dönemdir. 20'li yıllarda ülkemiz­ deki yaşamına tanıklık edebilecek bilgiler ise çok azdır. Özellikle, o yılları, gün ışığına çıkarınama ve aniatmama yardım edecek bilgilerin arayışı beni iki ayrı arşive götür­ dü. 5

Bunlardan ilki geçmişte Par ti Merkez Arşivi olan, 90'Jı yılların başına dek gizli tutulan Rusya Devlet Sosyopolitik Tarih Arşivi'ydi. (RGSAPİ) Burada aradığım şeyi buldum ve şimdi Nazım Hikme t Vakfı belgeleri arasında olan, ya­ zarın Fransızca olarak kendi eliyle doldurduğu belgeleri ilk kez günışığına çıkardım. Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi (KUTV) öğrenci kayıt formları da bu belgele­ re dahildir. İkinci olarak, eski adı Devlet Merkez Edebiyat ve Sa­ nat Arşivi (TGALİ) olan, Rus Devlet Edebiyat ve Sanat Arşivi'ndeki (RGALİ ) belgeleri okumak, Nazım'ın biyog­ rafisinde bilinmeyen pek çok olayı aniatmama olanak ver­ di. Bu çalışmalarımla, Nazım'ın 20'li yıllardaki tiyatro ya­ zarlığını ve gene o dönemde onun İlk Tiyatro Ortaklaşa Çalışma Birliği-METLA. ile olan sıkı bağlantılarını gün ışığına çıkarttım. Burada kaste ttiğim, söz konusu tiyatro­ nun rejisörü Nikolay Vladimiroviç Ekk11> ve karısı Regina Vikentyevna Yanuşkeviç'in arşivleridir. Bu arşivde bul­ duğum belgelerin kitabım için değerini ölçmek güçtür. Açtığım her dosya beni sadece belgelerin eşsizliğine inan­ dırmakla kalmadı. Ayrıca, anladım ki çoğu kurşun kalem­ le yazılmış bu sayfalara benden önce dokunan olmamıştı. Burada Regina Yanuşkeviç'in 1965 yılında Vilnius'da, Lit­ vanya dilinde basılmış "A vremya ne jdyet" (Zaman ise Beklemiyor) isimli anı kitabını anmadan geçmek is te­ mem. Regina Yanuşkeviç'in Nazım ve tiyatroyu anlattığı bölüm ricam üzerine Rusçaya çevrildi. •

Ilk Tıyatro Ortaklaşa Çalışına Birligi'nin, { Moskovskaya Edinaya Teatralnaya

Leninskaya Artel ) kısal tması, Rusça söylenimindeki kelimelerin baş harfi alına­ rak yapıldıgında M ETLA sözcügü çıkmaktadır. Aninını çalı süpürgesi olan bu sözcük, daha sonraları tiyatronun afişlerinde süpürge resm i i l e beraber kullanıl­ mıştır. {ç.n)

6

Yazar ve tiyatro eleştirmeni Aleksandr Vilyamoviç Fevralski'nin!J> "Zapiski Rovestnika Veka" (Y üzyılın Yaşı­ tının Notları)* adlı anı kitabında ve tiyatro yazarı İsidor Vladimiroviç Ştok14> da "Rasskazı O Dramaturgah" (Oyun Yazarlarının Öyküleri) adını verdiği yapıtında Nazım' dan söz etmektedir. Gerek Fevralski, gerekse Ştok Nazım'ı gençlik yıllarından itibaren tanıyan insaniardı ve Mosko­ va' da yaşadığı süre boyunca onunla iyi ilişkiler içinde ol­ muşlardı. Nazım hakkında yazılanlar sadece bunlar de­ ğildi. Onun eserlerini sahneye koyan rejisörler de yazdık­ ları kitaplarda Nazım'a yer veriyorlardı. "Brat Nazım" (Kardeşim Nazım) adlı makalesinde Boris Gavriloviç Golubovski(Sl, "Oyunlar" kitabına yazdığı önsözünde ve "V Srajenyah İzuveçen" (Savaşta Sakatlanan) olarak ad­ landırdığı makalesinde Valentin Nikolayeviç Pluçek(6l, "Teatr, Kotorıy Lyublu" (Sevdiğim Tiyatro) isimli kitabıy­ la da Viktor Grigoryeviç Komissarjevski'yi(7) bunların ara­ sında sayabiliriz. Ayrıca, kendisini çok iyi tanıyan Arkadi İsaakoviç Raykin de(8) "Vospominaniya" (Anılar) kitabın­ da Nazım'ı unutmayanlar arasındadır. Aleksandr Alek­ sandroviç Fadeyev(9>, Konstantin Mihayloviç Simonovııoı, Aleksandr Trifonoviç Tvardovski(ll) Nazım'ın tiyatro o­ yunları hakkında görüşlerini yazan yazarlardır. "Teatralnaya Jizn"( Tiyatro Yaşamı) dergisi 1962 yılın­ da 4 sayı süresince (No 4-7) Nazım'ın "Çerez vse jizn" (Hayatım Boyunca) adını verdiği anılarını yayımladı. Ya­ şamını ve sanatını anlattığı Nazım'ın bu yazısı bana çok yardıma oldu. Bu anılar "Oyunlarım Üstüne" Türkçe baş­ lığı ile Moskova' da kaleme alınmıştır ve söz konusu dergi dışında, yazarın 2 ciltlik Seçilmiş Eserler kitabında da yer *Anı kitabı türkçeye "Nawu'dmı Allilm" adıyla çevrilmiştir.Mılliyet Yayınları,

1997 (ç.n)

7

Jiınaktadır (Moskova,1957). Ayrıca, okuyucu kitabınıda Nazım Hikmet'in eşi Vera Julyakova Hikmet'inOı> anıla­ rından da kesitler bulacaktır. Ne yazıktır ki benim el yaz­ malarını okuduğum (yaklaşık 400 sayfa) Nazım'la ilgili anılarını toplad ığı bu kitap, bizde henüz yayımlcınm adı. Bunların dışında, çalışmamda öyle ya da böyle Nazım'ın sanatıyla ilgili pek çok kişinin adı geçmektedir. Nazım'ı 1951 yılında Moskova'ya geldiği ilk günler­ den itibaren tanıma mutluluğuna ermiş birisiyim. Hem onun, hem de Vera'nın dostuydum. Moskova şehri, Le­ ningrad rayonunda bulunan Evlendirme Dairesindeki ni­ kahlarında şahitleri oldum. Bu olayı "Nasyonel Resto­ ran"ınd a nasıl kutladığımızı bugünmüş gibi hatırlıyorum. 3 Haziran 1963 günü sabahı Vera telefon etti ve ilk söyle­ diği sözler 'Nazım öldü' oldu ... Vera ile dostluğumuzu hiç ) 1924 yılı Mayıs ayında alınan bu karar yabancı öğrenciler grubu için üniversitedeki öğretim programının 2 yıl oldu­ ğunu gösteriyor. Mezun olacak Türk öğrencilerin görev­ lendirilmesi için toplanan üniversite komisyonu Nazım hakkında aşağıdaki belgede görülen kararı alır: "Protokol No: 2 13

Yabancı Gruplar Görev Dağıtını Komisyonu 21 Mayıs 1924 26. Nazım Hikmet No.475 I3. O (Komintern Doğu Bö­ lümü A. S.) Görev Bildirimi : Yoldaş Babahan öğrencinin üniversitenin konferans grubunda kalmasını önermektedir."(16) Bir ay sonra KUT V sekreterinin imzasıyla Doğu Bölü­ müne gelen yazıda ise şöyle yazmaktaydı: "Yoldaş Na­ zım'ın görüşleriniz doğrultusunda görevlendirilmesi uy­ gundur". Ancak, Nazım artık Türkiye'ye dönmüş oldu­ ğundan, Doğu Bölümü KUTV ' a 3 Eylül 1925 tarihinde bir yazı göndererek "Yoldaş Nazım'ın KUTV 'un akademik kadrosundan çıkarılması"117> ricasında bulundu. Moskova'da KUTV'da okuduğu dönemde aile yaşa­ mıqda da değişiklikler oldu ve bir evlilik yaşadı Nazım. 19 Eylül 1923 tarihli öğrenci bilgi formunun medeni hali bölümünde "evli, eşi 20 yaşında" diye yazar. Evlilik serü­ venini genel çizgileriyle anlatmak için Nazım'ın Mosko­ va'ya gelmeden önce, bir süre kaldığı Tiflis'e uzanmamız gerekir. Nazım, orada İstanbul'dan tanıdığı Nüzhet Hanım'la karşılaşır. Bu genç hanıma tutulur ve ona, ken­ disiyle Moskova'ya gelmesini teklif eder. Nüzhet Hanım bunu kabul eder, hatta o da KUT V 'a kayıt olur. Ancak, or­ tak yaşamları çok uzun sürmez. Şairin son derece aktif sosyal yaşamına bir türlü alışamaz NüzhetHanım, Türki­ ye'ye döner. Orada evlenmesi üzerine de Nazım duygu­ larını 'Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri'* şiiriyle ifade eder. *Bu şiir, Nnwu ile Pirnye mektuplar 1 adlı kitapta (Adam Yayınları, 1976, der­

leyen: Mehmet Fuat s.l2) Piraye'ye yazılmış diye gösteri lir. Ancak, Rusça tüm kaynaklar şiirin Nüzhet Serkin için yazıldıgını göstermektedir. (ç.n)

14

O mavi göziii bir dı:ud i.

Mimıacık bir kadın ı �evdi. Kadının lıayali nıin nacık bir evdi

,

balıçesiııde ebrıt liii lımılllıeli açan bir ev. Bir dev gibi seviyordu dev. Ve elleri öyle biiyiik işler için lınzırlmı mıştı deviıı. yapamazdı yapısım, çalamazdı knpısı n ı balıçesinde ebnılii lımımıeli açan evm . O mavi göziii bir devdi. Mimıacık bir kadmı sevdi. Mini mimıacıktı kadm. Ralıata acıktı kadm yanıldu deviıı biiyiik yolunda. Ve elveda ! deyip mavi gözle deve, girdi ze11giıı bir ciiceHilı kolu11da balıçesinde ebruiii lımıımeli açan eve. Şimdi anlıyor ki mavi göziii dev, dev gibi sevgilere mezar bile olamaz: bahçesillde ebruiii lımıımeli açan ev. .

ıs

2Ll'li yıllarda Moskova'dnki yaşamını her anl