Bilim Tarihi: Dünya Kültürlerinde Bilimin Tarihi ve Gelişmesi [3 ed.]
 9754032750

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

BİLİM TARİHİ

DÜNYA KÜLTÜRLERINDE

BiLiMiN

TARIHi VE GELiŞMESi

COLIN A. RONAN

TOBtrAK YAYlNLARI AlwlemJk Dld

n1Jf1il/ı."!tıymltm

.·l('t/t/('11//(•/Jı::ı

1

BiLiM TARİHİ

Dflrıya Kültarlerinde BlUm/n Taribi ve Gelişmesi

Scteru:e: /ts History & Development Among World CuUures ColınA RonJn

Çeviri: Prof. Dr. Ekmdı:ddin lh:ıa ı nuglu · Prof. Dr. Feu Gune!K'In

Ediıöt:Prof.Dr.ErgunTürkcıın

O Co1in A. Ronan, 1983 TfJBITAKPopillerBI/ImKitaplan"nmst!ÇimiwdeRerfendiri/nıesi

7'01!"AK YayrnKomisyt»m ıarafindaııyapılmaktadır. ISBN97S-403·27S-O

ı. Basım

Ocak200312500adetl

2.Dasım Kasım200312;00adetJ 3.Basım Aralık200312 SOOadeıJ Yayınlar ve Tanıtım

Dai� Başkanı

$elik Kahr.ımankaprıın

lşleımeMOdürü M.

Kemal Boslancıoglu

asan mı: Cemal Töngür

Kapak T

Sayfa Düzeni: Birsen Kızıldal

TÜBITAK Aıaıürk Bulvan No: 22 1 Kavaklıdere 06100 Ankara Tei:I31214273321Faks:l31214271 3 36 e-posıa:kiıapfkubitak.gov.ır lnıemeı: kiıap.ıuhiıak.gov.tr.

8aşakMaıhaacılık-Ankar.ı

COLIN A. RONAN

SCIENCE: !TS HISTORY & DEVELOPMENT AMONG WORLD CULTURES -·-

BİLİM TARİHİ

DÜNYA KÜLTÜRLERİNDE BiLiMiN TARİHİ VE GELİŞMESİ

f

Çevirenler

Pm '. Dr. Ekmeleddin İHSANOCLU- Prof. Dr. Feza GÜNERGUN

AKADEMiK DİZİYE BAŞLARKEN İnsanlık, L?i.itün medeniyetlerin değişik düzeydeki katk.ılanyla günümüze kadar gelmiş, . . _ büyük bır bılım ınırasının Ü!>tündc yükse l mek tedir ; bu mirası çağaltarak gclcccgc taşıyacak

olanlar da bugünkü bilim kuş a kl an olacaktır. Colin Ronan'ın ünlü Bilim Tarihi, bu alandaki

cn güzcl eserlerden biri olup, iki önemli bilim tarihçimiz tarafindan dilimize kazandınlmışor. _ __ TUBITAK, bu kirapla, uzun zamandır tasarladığı "Akademik Dizi"yi başlatmış oluyor.

Dizi miz, f3rklı bilim dallarının, uzmanlan tarafindan yazılmış tarihleri, önemli bilim klasikleri

ve bilim-teknoloji politikası hakkındaki kitapların basımıyla sürecektir. Bu diziye şimdilik, çeviri kitaplada başlıyoruz; ancak gelecekte, kendi yazarlanmızın, uluslararası düzeydeki escrlcriylc, bu diziyi daha da zenginleştireceğine inanmaktayım.

Otuz beş yıldan (1967) beri yayımlanmakta olan "Bilim ve Teknik" dergimiz ile onun

küçük kardeşi "Bilim Çocuk", uzun bir süredir, ülkemizin en çok satan dergileri olarak, modem bilim ve teknolojinin, araştırma heyecanının, gençlerimiz arasında yayılmasına hizmet etmektedir. Bilimin yaygınlaştınlması hizmeti, TÜBİTAK'ın ana görevleri arasındadır ve geleceğin Türk araştıncılan bu yayınlardan esinlenerek, giderek artan saydarda, bilimsel ve teknolojik araştırma alanianna yönclmektedirler. Bilimsel ve teknolojik araştırmalann sonuçlan, en ileri uçtaki buluşlar, bu alanlardaki en saygın bilimsel dergilerin sayfalanndaki makalelerde, bilim toplumunun bilgi ve tartışmasına sunulur. Bu dergiler, ancak profesyonellerin izleyebileceği veya anlayabileceği bir dille yazıbr. TÜBİTAK'ın da, başlıca bilim ve teknoloji alanlannda çıkardığı 12 bilimsel dergiden oluşan

bir dizisi olduğuna burada işaret etmeliyim. Ancak, bilimsel bilgilerin, genel bir sistematik ve

bütünlük içinde sunulması için kitaptan (elektronik ortam dahil) daha iyi bir araç henüz bulunamamıştır; bilimin yaygın biçimde sevdirilmesi ve daha toplu bir görüş elde edilmesi için de, kitap gerçek bir temeldir. Akademik Dizi, yaklaşık on yıldan beri, giderek artan sayıda yayınladığimız Popüler Bilim Kitaplarının birikimi üzerinde, onu tamamlayan, akademik düzeyde seçilmiş kitaplardan oluşmaktadır. "Popüler Bilim Kitaptan" dizimizin kitap listesi, iki yüz başlığı geçmiş ve bir halk kütüphanesi oluşturma.,aşamasına gelmiştir. Akademik Dizimizdeki kitaplar, daha ileri aşamada, genel bilim kültürü almak, bilimin tarihsel kökenierine inmek ve genel bilimsel düşüncenin temel mekanizmalannı anlamak isteyen, belli bir bilgi düzeyine ulaşmış, bazı bilim ve teknoloji sorunlannda derinleşrnek isteyenler için tasarlanmıştır.

Bilimsel

uğraş içinde olan herhangi bir kimsenin, ister

profesyonel bir araştıncı, ister amatör bir bilim meraklısı olsun, bilimin tarih içindeki serüvenini bilmeden, bu uğraşın anlamını tam olarak değerlendirmesi çok güçtür. Dolayısıyla, bu dizideki bilim tarihi, bilim felsefesi, bilim sosyolojisi, bilim ve teknoloji politikalan hakkındaki kitaplar, ders kitabı türünden olmayan fakat, belli disiplinlerin temel tartışma konulannı yansıtacak ve bir durum değerlendirmesine yardımcı olacak, ileri düzeydeki eserlerden seçilmiştir. Ulwumuzun bilimle aydınlanan çağdaşlaşına sürecine ciddi bir katkı olması dileğiyle, Akademik Dizimizi okuyuculanmızın dikkatine saygılanmla sunuyorum. Prof. Dr. Nanuk Kki Hitit devlt>tlerinde l< ullanıldı ve kısa sii rt·o­ �u'nun diplomasi dili oldu (Resim s. 48). Ne hiyeroglif, ne- de �,·ivi yazısı alliıhetik yazı dcg-ildi. Bunlar, her işareti n b i ı· h cccy i temsil etti#i bir dns hece-yazı idi. Allahetik yazı. muhtemelen, bugün Suı·iye, Lübnan ve lsrail 'in bulundug-u kıyılardayaşamış olan toplum larda dog-du . Bu toplum laı·ın yuzı­ ları, Ugaritik ve Fenike yazısı olarak adlandırılı ı·. Yazı.va Uga r i t i k adın ın veri l m i ş olma­ sı, bu vazının 1 929'da eski Ugarit şehri (bugünkü Ras Şaınra) l kullanıını pek t•lvt·rişli deAildi. Ou yüzden daha sonra günü 30 glş'lik birbi­ rine t>Şil 1 2 kısma a_vırdılar: bu du toplam olaı·ak 360 biı-imllk bir başka bölümlendirme idi. 360'a bölm�. gökyi.lzi.lnt' dt• uygulanmış

\'t'

bu da bizi.' 3 t•tkisi vardı. Ay takviıni, A_v 'ın t>vrdcrine hil�lı ol•mık 30 ve_vn

29 gllnlük a_vlaı·ın düzenli olarak pe�pt·�t.· sırabnmasmdan oluşınakt.:ı_vd ı . Bu takvimde­

ki 1 2 ay. toplam olarak 35..:1 giln l'lmekteydi. Ay takviıni i\l' ınt•vş.imleı· arnsındaki uyu­

mu saA"Io.\mak i1,· in, i h t iyaç duyuldu�unda m-;ı_va f;ızl;ıdiln hir oı_v t•klt·nml"kt('_vdi . A_v iln­

vesinin �,·ok erken düneınk•nlt"n itilıotı·cn _v;ıpılmı.ş uldu�u tahmin l'd i\nwktedir; zlı-a Ur şehrinde, MÖ 2294.2 1 8 i anısınd.:tki dönl•tndt•, lıt•ı· st•ki7. vıllık lıir dt•vı·cden sonra tak ­ vime bir n_v t>klt'ınck gt"rekti#i bilinmckıc_vd i. Bu Boıbil t.:ti(.Viın i , ilk Yun;ın ve Roma tak­

vim lcl'inin oldu&u gibi I b rani takvi m i n i n ıle lt•ındlni oluşturmuştur. •( )ı>ım>ltlmı h·dınl, Yı•ı · rlıul.- o\m;ı.\ı lı.1.nl\1 \;ı hh· ııtılıdoınl i lt• l ;Uııı:1 ;mı�ındıılıl 11\'11111\ IRU ılı:1·1•1·ı;- ulı\uQ_u dununu lt'ad� ':'1ıyla )'dzılrm� bir maı.tmaıi� pa­ J>ırlhı:i. llu ?trnek, kendııınckn

lı� y\Jzyıl ön�e yazılnı" bır papi­ rli•lin �opya.ıı ı olup, liçgenin ala. n ı ve plramiılerin e�ml.,rininol­ �lllmniyle ilgili bilgileri Vt't"mek­

ıedir. Uriıioh Muwum, l..on"'-'lklrıi UurlndcA. düzenli bir yelan Için bkz. •· 166; Puaol llçgenmm ko-:,yıl tUt"ı·11k fllt ılur­

' ı•t vı•f l,•ı " � mlı�ı- ıull�f' uıırwlılı .ı ı u ı l u � ı kı uı-< ml m•

�lı·ılt. Hu ıllhı•,hı ,,.� liuliJ 111111 n'""'"u, 'f,,J.,,t./ıl11 1,�� 1 ,.uıka, frlt •11.­ l ıılıuk .. ı .. z,.rı. ,. ı ı lıh. I'J.. z,.,�,.ıı, Hııt wnuml .ı.ıı .. rı "" 11,..,,,., ,Y•Jt· l ı . /\tu ��� 'l)l ı ı ı•tlul '/iılvtlıJ ( 'ı•lvPIIF'rl ıulı,vl• IIII IIIIUII tı t.lı-INtı IHK!;Iuılut , IJuıtlar, .ı. f l•r•v ,.. ml 'ııhı ı · .. ı v..-IIPrlıı• lı•u""''""k J., ı,.,rııı iH!' ı· IJ�ı�h ıhı tt,VIII ıı uul�ı� lrii,vük tın ltaY.ıııtt m ıttıt, Uu ,..,. w•ll.r, ,.ı. z,.rk,.h'ııhı llzf'rltııl• lıh· k l l"l' yaıuııt ıılıluı:u "lfiJılılı.,ıynn"uıı •tkıl.. nnın ıl.

, J,. ılu,4uı ıı, "'"" f'Jıu

1fiW- lhı Un,J..- ı u ı ulıluau .,tnuı,:l•rı ıvr�n•k t,.,yıh, l�llrnıwl .ııı l .-ıJ.,. U1,.t1mr, �,erlllkl. ltlr ko� l'f',YI ıl &h:l•nı flzftrlml• rPııı m ıılın•k v•ya ''""" "11.4ltitllın"UNü alnıalt l'fiN ltullanılan alt1l.r uı... rltıtr ,Yiıi,.Ak Yltı•

.ı., ,Y•••f'''' '''"'"'"''""' fltlır.. ıını ıw.. ıııı.ı... •u wıı t lfll r1lltl fu�t.;ludur,

C 'lılııkıta ı.,. ,.,,.,.,,ı. ,Y•ımlakl

glloımn•kt•,yıll

ltu

(JINlm •· 244) .

tııu t laırtn ı,,.,.._, .,, A,v'ııı h,.,,.ı..,,ı .. nnl

�"

'"'•'•r1nl lriltr

llıı ol•tl•r TuJ.,Ju'ıl• lm•l •ıhlmittl. An... k •l·i'A rk1h,

K,.,.ııl,y• K r•lı VI, /\lfımtııu J. ıun.ıar-ulat�nıl• lt l 1 t ırı ııııl,y.-u ,,.Jularının ,,.,,..... hüc:umlan

.,.,,,.,,..,ı,.

lnfl',Yflilna If''"" ltarıtı�lıl. llılrtl•n ılnl.ııı,yı

lm

l l �� ,yılıntiA 1 l ırlıııl,vanl•r ı arafınılan .-l,. ı•.;lrlldıl. ı.,

IHrını hulmult lıı:ln

lıu

lfm r,,�� j,,.,,.

V I I , 1\lfım.,,, ,.,..,ı t;•lıttıt...

ll.r•fınıl�ı�n !thi.UiüJ' rarça.­ fru aıtr.vln .JtuuJ11n J..Jit'"·•lf IWVI,yrılt (f.• ,,..,ı .,,.ı,,ı ıı.t,.rını lt•tffunıryl l ı..ar�ı�m.ulı .,. t•ltrar l"rlqllrm.·

tuılrrln >-:ltnuıkAr f laınhı

J,.,.,,,. HJ'rıJmu •ınt fmrP I I I , J\m·alt IJm %aJ,ııra •ılıhı lmııl�ırı ıııl •lt ı U •mu

'*'hrl 1071fıJ. lf'rl. •t il. 'r1rltrıln

�ı� m r•

yi ,J,. I uııc · f'rftmttıll, Ann lt , '' .,,,.,J,. .,J.%.rlt�ı�h ölmüt v• !tül lftrl lmal t41•rk•n ı�l•dllf,y&n· ••ınin a,yrııı t ıl•rı ıl• ,vttk ulmutı u . On l.trinfl ,vO•,Yıl, .,,.,v•l •• oly•ol •.v• klonınalor ıllln.,l ı�m•kl• lıı r likı•• ım l k ı..ı

,YII•,yılıl• lop•ııyo'ıl• Uol•nmlt hir ukorl MilolUman ilida

ve

ortaçaA

kendi zamarnnda ona buyiik şahret ptinli.

yazı yazdı' vahiy. hor irade "" kader konulanno tartlfb;

özellikle, Tann'nan varlttının, sıfatlannın

ve

densellik ilkesi gibi konularla iJsilendi.

teklilinin ispab. evftnin haşlangtcı

ve ne­

İbn Ruşd'un yaln=a büyiik bir duşUnOr olmay>p. ayno zamanda gilriiflerini açokça ortaya kayabilen bir kişi oldup

ve

söylediklerinin hep saygıyla clinlendi&i şUphesizdir.

• �r ldrabıı. � yazarı. bir •iub. terh edea kim•. Bu leriiDin _.., W.. daayaanıia k.U..ılaa ..,dıeteri -ş... rth• dr. (ç.n.)

••Art.ııardesln nerim Gzcrine açwklanı.lan. (ç..n.)

241

Astronomi konusundaki fikirleri de -ki hunlar teorik ri- dikkate dc:�er f i k i rlenJi . i l k ula­ rak, eski bilgi ve Hkirleri gözden geçirmişti: Aristoteles

ve

Ba ı l a myu s ' u nki le r le s ı n ı r l ı

kalmamış, onlardan d a önce gelenlerin fikirlerini tartışınıştı. B u n l a r ı iyice i ıu·dcd i k t c n sonra, kendisini Aristoteles'c geri dönüşü isteyenlere yak ın bulduysa Ja Arishıtdcs'in

görüşlerini tamamen kabul etmedi. Gezegenler için üç çeşit hareket tanımladı: bunlar gözün görebildi&i, gözlemcinin ancak çok uzun süre bekled ikten sonra görebildiA-i ve üçüncü olarak da, ancak teorik ifadelerle tanımlanabilen hareketlerdi. Gayretlerini bu sonuncu hareketler, yani konunun teorik yönü üzerinde yog-unlaşt ı rdı. Bütün hareketli gök cisimlerinin düzenli ve düzgün harekete sahip oldugu na kuvvetle inandı -llzik bili­ mi böyle gerektirir diye düşündü- ve Batlamyus'un dışmerkezli hareketler B k rine kar­ "

şı çıktı; zekice bir düzen olan "ekuant"ın, "nesnelerin datasına uymadıA-m ı ileri sürdü. Ilk olarak, gözlenen çeşitli hareketlerin bütününü açıklamak için, Ödoksos'un teklif ct� tiAi ve Aristoteles zamanında sayıları 55'i bulan eşmerkezli k ü reler fi k rini benimsedi. l bn Rüşd'ün zamanına kadar, İslam astronomları bu hareketler arasında dikkatli seçim­ ler yaparak bunların sayısını 50Ye düşürmeyi başannıştı. l bn Rüşd daha da ileri gide­ rek gerekli deg-işmeleri göstermeye yetecek şekilde bu sayıyı 47Ye indirdi. [o.ı.ı.-·.. ..ı.ıır - k...ı.. ...... .... bb. •. 103-4]

İbn Rüşd'ün çaAdaşı olan ve Kordaba'da 1 1 90 civarında çalışan ei- Batruci de büyük

bir Aristotelesçiydi. Batlamyus'un gezegen hareketleri hakkındaki yorumuyla ilgili ola­ rak, bunlann matematiksel çizimlerden ibaret olduıunu düşünmekteydi. Aristoteles fi­ zigine uymadıklan için de, bu hareketlerin fiziksel olamayaca,tından emindi. Dolayısıy­ la, hareketli gök cisimleri için Sadamyus'un parametlerini benimsedi ve hem trepidas­ yonu hem de di�r bütün her şeyi açıklayan eşmerkezll küreler teorisini kullanarak ze­ kice bir adaptasyon yaptı. Bu çalışmanın sonuçlan alışılmışın oldukça dışındaydı; bun­ lar arasında yıldıziann sarmal şeklindeki hareketi de vardı. Yine de teorisi, Batlam­ yus'un yerine Aristoteles'i tercih eden birçok kişiye kendini kabul ettirdi. Latince "AI­ petragius" adı ile tanınan ei- Batruci, Albertus Magnus, Robert Grosseteste ve Roger Bacon gibi geç ortaçag: Batı ilimleri tarafından sık zikredilen bir yazar oldu. On üçüncü ve on dördüncü yüzyıllara geldig-imizde, Islam astronomisi parlak döne­ mini artık geride bırakmış bulunuyor ve 1 440'lardaki sonuna yaklaşıyoruz. Gerçekten de, on üçüncü ve on dördüncü yüzyıllar oldukça verimsiz bir dönemdi; her iki yüzyılda da büyük astronomlar yaşamamıştı. Bazı astronomi sabitleri yeni gözlemleric kontrol edilmi,, bazı kitaplar yazılmıt ve zicler hazırlanmış olmakla birlikte, tek gerçek gelişme Batlamyus'un ''ekuant"ının ve di�r çizimlerinin yerine, ilave episaykıllar k u llanan ye­ ni bir gezegenler sisteminin ortaya konmut olmasıydı. Bunun yaratıcısı, on dördüncü

242

yiizyılıJa güzlcmler yapm ış olan Alaaddi n l b n Şat ır idi. lhn Şatır'ın yeni fikirleri, zeki­ ce

n ki rlc r olmakla b i rl i k te, bunlar bilimsel

ol ma k t a n çok estetik nitelikteydi. A stro nomi

fiı.aliyct lcrinde k ısa süreli bir canlanma, on dördüncü yüzyılın sonuyla on beşinci yüz.YJ­

l ı n ilk yarısında, S c ın erk a n t yak ınlarında görüldü; bu hareketin merkezinde büyük hü­

kümdar Uluğ Bey ( 1 394- 1 449) vardı. Uluğ Bey, "büyük prens" anlamına gclmek tcyd i ve hükümdarın esas adı olan Mu­ ha m m ed Turagay ' ı n yerine kullanılan bir unvandı. Orta Asya'da, Sultaniye'de dotan Uluğ Bey, Timurlenk olarak bilinen büyükbabası, Mog-ol hükümdarı Timur'un sarayın­ da yetişti. Müslüman olan Timurlenk CAksak Ti mur), Akdeniz'den Moğoliatan'a kadar uzanan bölgeye hakim olmak için 1360'Iardan 1 390'Iara kadar büyük fetihler yapmıştı. Çi n 'i fethetmek üzere başlattığı bir sefer sırasında 1 405'te öldü. Semerkat'taki mezan (Gur-i-Emir) Islam sanatının en önemli abidelerinden biridir. 1 409'da Maveraünne­ hir'in (ki buranın en önemli şehri Semerkant'tı) hükümdarı olan Timurlenk 'in torunu, fetihlerden çok bilime ilgi duymaktaydı. Uluğ Bey 1 420 yılında Semerkanl'ta bir mec/­ rese yani bir yüksek �retim kurumu kurdu. Bu kurumun başta gelen çalışma konusu astronomiydi. Dört yıl sonra bir gözlem evi yaptırdı; bu, üç kadı bir yapıydı ve dev bir sekstan h vardı (Reelm. 1. 233). Sekstantın yançapı 40 metreden fazlaydı ve kendi cin­ sindeki aletler söz konusu olduğunda dünyadaki en büyük astronomi aletiydi. Bu seks.. tant, Güneş, Ay ve gezegenlerin meridyen üzerinden transit geçişlerini gözlernek için kullanılmaktaydı ve zaten gözlem evi de, bu cisimleri n değişen konumlannı, yıl uzunlu­ ğunu ve Güneş'in yörüngesiyle gökkubbe ekvatoru arasındaki açı gibi önemli astrono­ mik büyüklükleri kaydetmek üzere kurulmuştu. Alet, yüksek hassasiyet elde etmek ga­ • yesiyle büyük boyutlarda imal edilmişti; bir derecelik yay, aletin duvardak i ölçelinde 70 santimetreden fazla, bir yay dakikası ise 12 mm. uzunlukta yer tulmaktaydı. Böylece 2 ile 4 yay-saniye arasında bir hassasiyet elde edilmekteydi. Dört saniyelik yayın, bir kur· şun kalemin eninin 1 ,4 km. uzaktan görü nüşline eşit olduğu dOşünülürse, bu hassasiyet on beşinci yüzyıl için büyük bir başarıydı. Şüphesiz, rasathaneele başka aletler de var­ dı; kadran ve usturlab bunlar arasındaydı. Tahmin edileceAJ gibi. rasathane kendi zicini hazırladı; bu zic bazen Ului Bey Zici, bazen de Zlc-i GürgAni (UiuA" Bey'in kullandılı lakaplardan biri de Gürgin idi) olarak adlandırılırdı. Bu zic, gezegenler söz konusu olduğunda çok dakik olmakla birlikte, yıl­ dızlar için aynı dakiklikte değildi; yıldızlar için verilen deterlerden bazılan ei-Sufi'nin zicinden alınmıştı. Matematik cetvellerine gelince, bunlar son derece dakik, hana bu­ günkü benzerleriyle karşılaştırılabilecek kadar dakik cetvellerd.i. Uluğ Bey'in Rasathanesi 'nin başında Gıyaseddin el- Kişi vardı. Iran'da Kqan'da dünyaya gelen ei-IO.şi'nin hangi tarihte do&duA"u tam olarak bilinmemektedir. Tıp eti-

243

mı..,.· ....ı;!:- �'--M .ı., J �

""---.,

ı ı . , . ı ı ı. .



,

,

n.ı,,,

f( ı o ııo·ı l >.o, J.. o . o _ l ·,_- ,

_..,,/, /,, ( :. , ı , ı

,,l,,,, lln ...,

1,-ı

lo

.. , ... ı ... ı � , , ,, , '·" " 1.' ·" ·' 1 ' " "'·' ' ' ''' "" '' " ( )1''" .ıc / /.,

. .. ı

"' '�

...

..

ı .ı. ,, ı .

U • · ='-ıl.ı-ııın

... ı.. .••

\{,.,.,ı,-

1 , h .•_, ' •'" '"·' "'""" · "'""'�"

::::', "�1 ;·,:;,�n�� ı:::;::,:;::�;:.7 ıng:�,':

• ,.j,.,.,..ı,-r .'•'l''lını� ,,f, l u � u n u ,,,

ı., , ,_, ın.ıl.. ı.hl o r S u l e v ın.ıııo\ o' K u ı uph.uı.->1. l.ı.ınlnıl

'''·' ''

:!-hı

"" · 1�

f;,., l t.

' ı� 1 J."'

· · � · , . ·•

. . .. : · - · ı ... , .• � ·.� ' " ' " ' . . . ll.. · ' , ,

" '· ' " .

lı.. ı. .. , . • •

'·t . ... _,�' •. • . . . . . , : , , , ,,.j, , . .. .. . . . . . , .... . • aha 10nra Mı •t r 'a s1111. Oraıla han81 ha.tahaneılr tJer.ıı ver­ dJtl lrillnmemekle beraber, aynı zamanıla Memlulc Sultanı el·l'..a. hlr'in tw.el hrldml nlt l u: bu mevki ona dJ&er prati•yen helcimler Ur, ıaında OaiOnlıık ..glaılı. J.lam h u k u k unıJ.ııı uzman btr k lfl ald ..... ndan. hukuk derolerl de verdi; bu gllrev Için en iyi oulay gil,i gll· rOn-kıcydl.

lhn Nella. otuzlu yqlannda Kluıb eJ.,.m/1 fl .J•.,""" .J.,b/,!J'r! CTop Sana u O,.. r ine Kaptaml ı Kitap) .Wiı eterini yazd ı . Bu e.erlnl .clclz dlt noltan derleyerelc ve kendi lı;Q. ıophanninde bulunan ..,onoco oayodakl ....-den (300 c i l ı ) laydalanarak h azo rla m ott o . Vaywnlanmamıt neriert arumda ce"ahl konuaunda; bllhaua cerrahi teknikleri, amell· yat IIOJII'iUI bak ı mı, cerrahiann garevl e r1 n l ve cerrah·huıa.hemtlre Jlı,kJieri ele ala n aerlcr ... rlokıaydo. lhn Ne/lo, aynca. H lppokraıa'l n ln.amn TabiMil adlo e.. rıne de hlr terh yudo. IlatOn bunlara ..,.,.en, bu verimli ya..r hugOn kOçUk kan dol.. omono, yani kalp ıle akdprler araaooolakl dolotomo bulmut uld .,.. Için haurlanor. llu ketAni yayon· layarok. kanon lıalbtn btr ıarafondan diJer ıarafona geçtiSini laneden Galenuoun

ıanıamoyla hatalo old.,.. n u o,;.ı lıır d _v;ı..:m.ıM n ı n y;ık­ l.ı�ık l :illO ,\'ılıııtl;ı Y·•P• I m ı ş T ü r k � ·· fla doAnı Semerkanı'ıa U,.ı ilreıilmekıeydi. Onuncu yüzy>lda Kahire paııarlannratorluk kurmasım ve özellikle sini saıi ad ı.

da malları sarmak i 1 1 1 1 , . ı ı .. . . . . ı . . ı ı. . . . .... . ... . ! .• ı ı . . . . . . ı . . . . .. . ı . . ' ' " " , . , , ,. , . . ' \ , .. ı ı ı . . . . . . . . . . . ı . i. ı .• � . l ·. " ' " ı

' ,. l · • . ı ..... , . , . , , " ' ' ' · · � ı · · · ' , ı , · ,, ' . ., 1,., , , , , . ı, , , . , �"� � , , . ,.ı,., l o k • , . .,.·•·• ı, , , . , . , , . . , ; \ l , . ı..-t.onp ı . . l " ' " " ' ı . , ' .• ı ı � "' · " " " ı . . . . ı . .... - . , ı

. .. . . .

• " '' '

.. . . .. .

. - � '"' . ..



S.ı#ol.ı·

"' "' .... ıı.ıllnol,ıko tlın t l o � ı l u ı n u .

ı • ı ı n l ı ı.ılıln•U

llu ı.ılol.,. l(mlt··

ı . u .. .• •ln.. l ı , ı n , !"'t\ 0' � \ , ı , . , n ,.,. lırı """'""'i \ � "'"" ı l ıı: ı m n , ı ı ı r ı � t u l i r . l' h r , . ı ı h u r . l ı , ( h . .....ı

ı; iı,hı

.i:lh

..

�ı .. . . .

" t.'�"ru 4 1 ��1 -

. \ n ı ı ı l ... l l'. " l " r l,.lını·

.i:!f

P I C T O R E S

SJVS L E O N H A R T V S F V Cll:HL L NNO M r & r U S \' M A

fiftiıanı• fıillın.ıwcr.

O P E R I S,

lllıb ıtı ılll 61fj«.

SCVLPTOR

ll>iıan bebek o kadar küçüktü ki "ufak bir kupanın içine girebilirdi". Newton 'nun ailesi ona sınıf çiftçiydi ve l saac'ın da bu geleneA-i sürdürmesi bekleniyordu. Ancak Newton'un çiftçiliğe merakı yoktu: o daha ziyade mekanik buluşlar ve fiziksel evren ile ilgilenmek­ teydi. Grantham 'daki Ki ng's School'un müdürü ve Newton 'un bir akrabası. nihayet an­ nesini ikna ederek Newton 'un üniversiteye hazırlanmasını sağladılar. Böylece Newton, 1 6 6 1 'de Cambridge 'deki Trinity College'e girdi. Geçimini saA-Iamak için kolej mensup1 larına hizmet eden fakir bir aırenciydi. Cambridge'deki ilk yıllarında Newton özel ümit vaad eden bir öğrenci izlenimini vermedi. Bununla beraber, bazı eserler yanında optik ve matematikle ilgili kitaplan ve ayrıca, Descartes'in Felsefenin Ilkeleri'ni ve Calileo'nun Iki Bı{vük Dünya Sistemi Üzerine Konuşma'sını okuduğu nu biliyoruz. Ancak anlaşıldığl kadanyla daha sonraya­ yınlanan Iki Yeni Bilim Üzerine KonuşmaYı okumadı. Her ne kadar 1 664'te yaptıA"ı sı­ navda Newton'un Öklides geometrisi konusundaki bilgisinin eksik olduA"unu görülmüş olsa da, onun yetenetini ilk fark eden lsaac Barrow oldu. İlahiyatçı ve matematikçi olan Barrow, 1 663 yılı nda, Henry Lucas'ın batışlarıyla yeni kurulan matematik kürsüsüne tayin edilmişti (Üniversitenin eski mezunlarından olan Henry Lucas. bir müddet üni­ versite senatosu üyeli�i yapmıştı). Barrow, Newton'u teşvik etti ve Newton 1 665'te, yüksek dereceyle olmasa da lisans diplomasını aldı. Artık Newton 'un yüksek lisans dip� laması (MA) için hazırlanması gerekmekteydi. Ancak 1 665 yılı alışılmı.şın dışında bir yıldı. Aralık 1 664'te Londra'da bir veba salgını -Büyük Veba- başgösterdi. Salgın genç a�t ronom J c rcmiah I.:.Clmond Hal ley ' i n

387

Cambridge'e geldi&inde, etkin tıbbi tedavi bulunmadıtı için ye t ki l i l e r ü n i verı.itryi ka­

pattı lar vr Newton Woolsthorpe'a geri döndü. Bir ara Cam b r idge "e k ı sa lıir s ü re geri

diındüyw de, J 667'ye kadar Wooloıhrope'ıa kald o .

Newton. daha sonra vebayıllan i ç i n töy l e yazm ıttı: " l cat yapmak için en uygu n Ya.t­

taydım ve hayan mın hiçbir döneminde olmadı&ı kadar matematik ve felsefeyle (yani bi­

limle) mqgul oldum." Onun oprik deneylerini yaptıgı, ıtık teorisinin temellerini attıgı, gezegenlerin hareketi ve kütleçek imi hakkı ndaki fikirlerinin esasları üzerinde çalıttı&ı dOnem muhakkak ki bu dönemdi. Woolsıhorpe'dalci bahçede bir elma aA-acı vardı ve el­ manın yere dütmesinin, ona gezegenler meselesinin çözümü için gerekli ipucunu verdi­ ji teklindeki hikayenin dogru olması mu htemeldir. Cambridge'e dönütünde, Newton , Trinity Collqe'e kaydoldu vr 1 668'de "'kıdemli öA"renci· oldu. Aynı sene yüksek lisans derecesini aldı. Baylece akademisyen olarak üniversitedeki yeri ni artık iyice sa.A"Iamlaş­

hnnlf old u; ertesi yıl lsaac Barrow, Luca.s'ın destegi ile kurulan matematik kürsüsün­ den aynlarak yerini genç öfrencisi Newton'a l»raktı.

Düoen elma. Newton'un akl ı na fU soruyu geti nnifti : acaba elma.yı dütüren kuvvet,

Ay'ı Yer'e daıı-u "dOfOren· ve onu Yer etrafmdaki eliptik bir yörii nge üzerine tutan kuvvetle aynı mıydı? Hesaplamalar ona bu kuvvetlerin aynı ol dup n u gösterdiyse

de, dahayapılacak çak if vardo. Newton 'u n meseleyle ı lgtli dinamik ilkelerine tamamen ha­

kim olmuo ve meseleyı çlizebdmeoi, Roben Hooke ile mektuplatmaaından """ ra oldu ve bu da muhtemelen 1684'ten önce detJidi. 1684 senesi, batka bir oebepıen dolayı da

6nem:.liydi; o sene, Edmond Halley, gezegenler meselesini tartıtınak için Newton 'u ziya­ ret

elmifli. Wren, eter problemi çlizebdirleroe, Hooke ve Halley'e bırer kitap hediye

edecejpne o6z vennitıi. Aneak ikioi de çlizemeyince, Halley Cambrıdae'i bir """ raki zi­

yaretinde meoeleyi Newtona oonnaya karar verdi. Newton, Halley'i hayrete dilfOrecek

..kilde. _.nleri eliplik y6riinsede tutan

ve GGnet ile _.nler ara�� nda etkiyen

kuvvetin "kare ıle leri orantdl yaoaya uydutunu ve bunu iopaıladojll n o oöyledi. Vennif

oldujllı iopab bulamamalda beraber, lapab yeniden yazop Halley'e gönderece�Jne oöz verdi. Newton o6z6n6 tuttu ve Halley'e neredeyoe bir kitapç>k gönderdi. Çok tDkDr ki

Halley, eserin bayOk önemini hemen fark etti. Newton'dan hareket me�elesinin bDtO­ nOnO ele alan aynntdo bir kitap yazmaomo iotedi ve Royal Society'nln (Kraliyeı Cemiye­

!talyan akademderinln Ingiltere'deki etd•leri) eoeri yayınlayacajll n • oöyledı. O OJra­ da, Royal Society'nin maddi imkanlan yeterli de&ildi ve babaoı zengin bır tOccar olan Halley, eoerin baoomono denedemeyi Uzerine aldıjll gibi yayın marallanno da kendi ce­ li,

bınden ödedi. Newton kııabo azerinde çallflrken, Hooke "uzaklıjlln kareoi ile tero oran­ blı" olan

çekim yaoaoım kqfeıme .....,ıının

kendioine ait oldııjllın u iddia etti ve New­

ıaa 'a temel ipucunu kendıoinin verdili oöyledı. Bu abanmalı bır ıcidıa ldı ve Newton bu 388

iıtı: kanşmak istemiyordu. Hatta bir müddet için bir kel i me

daha

yazmayı reddetti.

N'ewton'un kalemini tekrar eline alması Halley'in inceliii ve diploma.siai aayninde oldu. Nihayet 1 687'de, k i tap sadece tamamlanmıt deAJI, ba.ılmıttı bile. Genellilde kıaa adı

�rinc.:ipia ile tanınan eı.er, Philosophi� Naturali. Principia Matbematica (Drop. fel.e­

fesinin ı\\atematik Ilkeleri) bqlıtını tatı malı.taydı .

Principia bir taheserdi ve bütün zamaniann en önemli bilimael neri oldutu söylen­

mitti. Bu, qın bi r de�erl end irm e olaa bi le , son derece önemli bir ewr oldulu muhalr.­

kaktı ve etkiai muazzam oldu

(Re.im •· 400).

Belki de buna tatırmamak gCTckir; zira

Newton. tek bir cildin kapaklan arasında. hareket eden elsimler hakiundald büton bil­

gileri o güne kadar eri.tilememit bir matemalibel kesinlikle yeniden yazmq. ortaç.al fi­

z i k ç ilerin in batlamıt oldup ve Calileo'nun olgunlathnnaya çal� fCYi tamaınlamlfU.

Newton'un Oç "'hareket yasası", daha sonra yapılan bütün çalıtmalann temelini oiUfhlr­

du. Newton aynı zamanda gezegenlerin uzaydaki hareketi konw.undalli ikibin yıllık astronomi problemini de çözmüt oldu. MükemmeUik bakımından hayret verici bir ma­ tematikael analiz vasıtaaıyla. "'kare ile ters oranhlı" yuanm. elips teklinde bir harekete

n aaıl sebep oldug-unu ve gezegenieri, Kepler'in

Tyeho' nun gözlemlerinde-n büyük dik­

kat ve titizlik ile çıkardıg. yasaLıra uymaya nasıl zoriadtl'm gösterdi. Bu iki

önemli bqan,

Principia'nın içerd� her � �Idi. Günq'ten etkiyen çekim

kuvveti m.anyetizma deı;l fakt küdeçelumiydi (gravitasyon). N.....,.,, uzayda eduyen bu

çekimin Yer'in Ay'a ve Ay yüzeyindeki her ciairne uyguladıtı çekim kuvvetiyle aynı oldu­

tunu ispat etme yönünde cesur bir adım attı. DiAer bir ifadeyle, ...-.1.- kütleçeiwıı kav­ ramını teklif etti -evrendeki her ci&im, bir diprini çekmek� � böylece bütün evrmi

tek temel yasa alonda topladı. Anık. gök cisimlerinin hareketleri için bir dui y;ua. yeıyü­ zündeki ciaimler için batka bir yaoalar dızioi yokıuo llzik bilimi evrensel olm.,.....

Newton 'un teorisine bazı itirazlar oldutunu aöylemeye bile gerek yolr.tur. Bunlar

özellikle, DesearteSin fikirlerine kuvvetle baAL olan ve kütleçekiminin dopuru � rnek isteyen FransiZ bilginlerden gelmekteydi. Bu, Newton'un cevap veremeycceti bir

soruydu. Kütleçekiminin A.ziksel ciaimierin doAasından kaynaklanan bir özeUilır. olup ol­

madıtJ ooruldutunda "Rica ederim. bu Akri bana mal eımeyiniz" ıeklinde c.-vap verd;.

Söyleyece� sadece tunlardı: Kütleçekiminin "'uzaklıtın karesi ile ten orantılı" olarak et­

ki eden bir kuvvet oldıJtu, bunun tek başına gökteki bütün hareketleri ;u;ddamaya yet·

tiAi ve kendisinin daha ileri gitmeye hazır olmadı� idi. Böyle bir davranlfiO, ortaÇal davranıtma tehlikeli bir tekilde yakın oldupnu ve hiç de bilimsel sa�nı ileri Ai­ ren Franu kaynaklı elqtiriler pek de temelsiz deJildi. Gerçekten de, Voltaire.

on .eld­

zlnd yQzyılda Element• Je la phil0110pbk Je Newton mis Aı /a pot"th ek tout k ınonık (Newton Feltefe��inin Unsurlan, 1738) adlı kitabınayazana kadar Newton'un hkirkri-

nin genrl lıir a,·ıkla ın.:uı.ı Fransı;.ı:t•a olaı·ak ınt'\'t'UI dc..· �ildi. Uu k i ı ap. nı ; ı ı t· ı n oı ı i k ıl i n· n.

zik\·i Pierre· Louis ı lt.• .\\au1wı·ıuls'nin de..• gayn.•tll'ri.vlc..• Fr.;ıns.:ı 'ılak i gc.·n c.• l Nrwton'un

Princ·ipi.'l 'sı

löl\'1'1

ılc.·�işı i n l i .

asınınomidc..• b i r (löııeıni ('ı,vlt• ıoıı k ı koıııa ı nı ı ş l ı k i , Nt'\\'ltın'ılaıı

sonra gt.>lrnlt.•r daha \'tık onun başarılarını s.:ıg-lamlaşı ı rınoı,\')



Ou.

•ion.ımirı u�rum for. ' " do�� olıwr >lıiUı. 1'.: a lııı" rtU• Or.. •

.ıglay;ııa� lı..ul.ır

ılu@ru vt• dl'ni'ldı· 'lıtm.ını ı,..,,,\,

;:�.��::·�: ����"ı�:���.: �·;:: ::::�: i�::rn u l . ı n l ı ıı; ı ' n ı n

..

lı.nyrlugıı

ndıii(J

.John l l.ırn>�m'a �a'l;ondırını�llr. l l.ırı "on, lwy.ıtını ılt· n i " i .aaılt· rınc ,ulamı,ıı.

l )cni�ı ı •.ı,ıı\�n.

diincmın lt·�nuluıik . hi\iın>d w ı ı · ı a rl ilgill'rınln lıir nokı.ul.ı ıupl;ın dı{;ını gH•ıcrcn güzt•l \,iı Ornt·k ıiı , N.uinn;ıl l.ondra.

M a r i ı i nınlunıl.ı. • �nıın•ıın ılk

;ı u n l

lı.ı�kanı \\ illıam

l kehribar anlaın•na gelen Yu­ oanca elekıran kelimesinden tü....ılmıttı . Bu, muhtemelen eoklçaAd.a bilinen tek elektrik olay.yd.. Kehribar, demir parçalann• çeken dop! m•knansa çok benzer �kilde d.avran-

�yetlzma ıle bizim bucün "'Nadlı .. elelırrilı alaralı ........ � William Gin�n. atalik �l�ktrll.. konusunda bazı �r yapmalda �. buauo

d ıgından, ılk dön�ml�rd�.

dıgımız v� bazı ına.dd�l�rl ovarak �lde edikn �kkrrik birbiriyle ön�mslz bir konu oldutıJ .anucurY vardı

w

�&er '"�tn:ıı.cAdll. maltlne· p:l�

ol .._vdo, konu böyle kaL.billrdi. Bu orijinal bulut.

islıtı _va pm ot olan

ve

1 64 0 1 o yollann

bır mııddrt � � ıı.­ duynoaya 1oq1ayan AJ....., dıplo.

ooon unda A.ıg. ı1st

mat ve mGhendla Otıo von Guerlclle'ye aitti. Onda mera.ll

uyaac1ıran fUurtnda. ......

birbirlerine man�tizma vuat.aaıyb edı:l etdldai vana)'lllllyda (a... o. �08). Gılbrn'in kOrr trklındrld dopJ nuknaıula Y"f'h&o dmrnodrrı � ça­ looıo' Yer'In se�k bıl.. lmlnl ıillld etmek için. bu bıletımdo buluad...... iDanchto aoı­ nerallerclen dııkalmOt bır korr kullando. Bu korr. bııytıl. miktarda kokan içenMkıey­ dı. Hana daluo ooon ra ooaf kokomen yapolmıt bır loatk.a korr kullando. � kllrmla ekoenl eırafonda dondaraldotOndr "" oyno z.ıunondo .......,.ı..,.....ı.. çoi.me ,.... kazandojmo ve k,.,(CJmlar UÇU8ono pdo. Bunlonn OUdk ddıırıkıen � anlarnodo -lı.ı öyleydı- ve bu nlan, damin •özel etkisi"nin ""YY' ııGcio Hawksloee• ...,__ rr ıOpQnQn bat k oomın dan ara sora bir Ofllh yayoldojıno l'arl. etti "" çok � olar.ıl.. bu ıtıhının cıva.nın cama sonaomesinden kaynaldandJ�rru belirledi.

göll. c iai m leri n i n

(Gdlooft'loo ....... içloo lob. L 362)

Statill elek iriti n lncelenmesi prçekten de 1720'den lOlita bqbd.ı. Voa Guericlu- 'aia ve Howksbre 'nin çalıtmaL.nndan etidieneo S...phen Gray, bır .ı.ı.........ıı. ...ıw.. kul­ lono.rak elekınkle ılstli bır dızı ıleney �kl..,ınli. lU. krtft, "ddıtribd edıi"nia uz.al. m...C.,lerr bır Ip boyuncıo noldeddebıJ�, � Ip. tpelt sibı uypn -......ı. yapılmlfSO bu etki tqmabılmekte. uypn malzemeden yapılmonut ioe dotonyo -ı.,. ı.oydı. lldnct nlarak, yanına elektriklenmit bır dııim tutulan bır diter .-.ın elektnlde­ nebilecejinl buldu. Bu sınıda Franoo'ds. Chuleo-Françoio Dufoy ddıtril.leıuıoi -­ lerin bırbırlerini lttljlnl ""YY' çektfjlnl kqfenı "" bu krtft ...-.ınde ild ciDs ...ııı. elektrik bulundutunu ileri aordo. 1 7�0 ve 1 7501erde, vnn Guerickenin ddıırık ınaldnesi nin bırçok clctitık ..,Idi ya­ pıldı ve bunlards. elekırık yak o elde etmek Için bır � ııillndır voys am koro kulloıııl­ dı. Dah.s ııonra. 17801ercle, John Cutblıertoon 'un ten yönde daneıı ild .,... plobam kullonıldıjı bır makine tosorlamuıyb. bu makineler ılolıo sOçla ...,;k ddıırık ko,..M­ lan yoramlar ve daluo kopaaınlı deneyierin yapılnıuına iaıklıı vadiler. Bu seıı-ıorın bır neıiceoi de, 1 7�6'de Ewald von Kleisı'ın elektrik depolomalı. için bır alot k..r­ ı bır kıvıl­ oldu. Öyle kı, bu aletin bır kerr lıotalmuıyLo. alkola tu.......- bııyQiılalıe Clm elde eddmekteydi. Bu, merakı.on loatk.a bır ııey dejildi. VOD Kleı.ı. metalle ı..pı....

ınış klh11•Uk lıir i b\· şişc.•:d k ul l ot n ınış ı ı . Anmk l .l'idc.·n'dc.• c.• lc.· k ı ı-ik dc.•m·,\'lt·ı·l yoıpınoıl, ı . ı u loı ı ı

Pit•lt'l' ""'" �tmu�.dll"nln"tn•k. bir m �ı lı.m t ı �omu·u ml;ı. \'Un 1\lc.·isı ' i n su n ııdı. ı n n ı ı l ugn ı l ;ı­

van hir \"Öntcın buldu. l\hısıı.dıt•nbı·m·k. 1\·i \'t' d ı ş ı nwıı.ıl lc.• k a pl a n m ı ş l ı i ı · t•:ı ııı l•oı p t ;ıı;;u·­ . lath . D ha son ra Lc.•lc.lt•n şlşt•si ul.:ıruk ı ı n ı n u·ıı k nl;m Inı kridp l ter\ .....ı. _,ı. lı.ıılda. ı:ı.ı.. -.Id � C....� lı - � doDb bıyolap F..- wııı.pı., _ ,...._, ..ırı.. Ray. 1660'da c.-ı.,- of .Pionıs c.--. • .W l'' l:ı' ' 6.ouıl of �l (Cam� Q,-annda Y..... Biddleriıo Koısolııt-). daı.. --. lfiiii>. I 71H ,.... _. ....... d.-v .-i ee.-.1 &..- of,..,.., (Bııktlor Holl..ı. Ge..ı ....)... ...... dı. OlomiiDdon bır yıl antt _....., ı.. ....ı.. 17.000 bdor ı..dd ilnooAW ­

ı.ı.. 11unı1a bıolıleri. ..,...ı...ı... � .., ,.-ı..- �

e

· - ..,

bualann ....ooı�ec�a ...ı. a (lıırçeneldı) ""YY' dıkocıWoa (ildçaeldı) ...... ....... -ı clüaı � "-�< Ra.Ym ;Ipi lıbkilodo -ı. .ı.,ıı.ıı: ...........,. • Ol OII U ....ıaıı a-indo .ııı.ııa-,. ..... eıd W ...,...,... hollmcia � - QwJ­ r_.,l AnlaıJs and s..p...a (DIIrt ı\.,.ı.h � "" Y.ı..lar ttaı.ı..da 0.... 16'13); b6celdoı- hakk,nda Accaunr of ı- (IIOccklorıoo TariP. 1710); ı...ı- "" ı.w.. lar haı.lunda � - Blnlo and ıw. ıKıotlar w BoLidar ıw.ı...ı. o-. 1713) .. h .-leri yudı. llirçok � ""' ıt.y. .......... .....ıı.nıı.- tek ... ....... yo­ lu oldupnu dıı.aadıı; bu tunıf. ba� T...,.._ ......,_ _....._ ....... � uyum .,..ı.,...,.ı. ,.kildo Tann ....r-ı... ,......ı- ..ıcıuı.ı.- �� dı. Bununla boraber. ba ılıklıadi w ...... ..,.....,_.. � ...... oş.t l u l m ı � ıki pinn�

.nil ı /c/,,_

;\ nlon ''"n

4:')5

fl .. k ı r

IA'!'liWl' n h u ·

l�·.·h.o ü-.·ron- 1 1-!82 )

18ill'd ..

y�pılmı� lıir rf•mi. Naıinn.>l Portnur Cal­ lery, l..ontlr�

Galapago� Adalarındaki

i•pinu�laruı

gaga

olu�umunOAlnm sebep oldotu ı.... ...ıu.ı.... d•n dolayt 1865'de bir düşkünler •vind. lildil. P..-r'ün. mikroorpnizmolann kokuşma_va sebep oldotuau oç..kl._van çaı-., s.aymlamr .vayınlanmu:. USk>r bu ke-şfm cernlıidelti &tani.ni hemm ...ı.dı. 8eclenddti dokulara ciddi urar ,...._ve ... e lil&m orarund.a biıyilk lilçüde dilşilş soAiodt � a. -461). Listerln ont�seps�• konusund.ı.i çal-. Bab'da canlüde s&illea bir boql.a _..,. nilik olon ....orm ....ıkl kullan•l...,._,.ı.. •.vn• ....... ra.sdodL 1800'de. kimyasor Humpluy Da'Y dıa- monoksidin .......ılı. 6zdli&IDI lı.� _vayınlamqoı. 1845'do. Amerika!• �imi Horace W.U.. a)'tU pm diş operasyonlanncl don.di. ..,._ col. gil\'enilme• buldu. M..ı.kdoşo Willıam Monon. onun .voriDi nnacalı. daha .dtili bir madde .......ı.�_..ı, ,-. Doston lu kimyasor cı..n.. Jackson ı....cıı.ı... - !inerdi. Monon. •�ri dk dm 1846 ydmdo. diş �� ........ı.. kulland• w bir rilm&- opens­ yonu S>ras>nda ne kadar otkdi oldu«unu ispat eni. Bunun i1aeriDe .-. cerral> .ı­ Simpson taraftndon &linburs'do kulland..._.. boşlancL. Ancolt Simpoon. bir ..,.. ­ ro d.b. iyi neticeler veren klorofonnu .-o ...-cıh eni ,... � bundan _,.. SlaD· don anes...ık oldu. Anes�Hıkkrin � andsephncla, Berzelius"un öır. Zamanla bu görüş, kimyasal fonnüllerin, maddenin bileşi­ ll'li yananda yapısını da gösterecek şekilde yazılmasına yol açti. Ancak Wöhler'in ketfi. kimyasai sembaliere yenilik getirmekle kalmam,., bir organik bıletijpn, anorganik mad­ delerden çakarak da sentezinin yapdabilece&ini ve böylece hayvanaal biletikierin sıra­ dan ve aı.,ılmıt kimyual maddelerden meydana geldiklerini ispat etmitti. Organik kimya konusu, Justus von Liebig'in tasarladıtı kimyasal analiz metodlany­ layeni bır luz kazand•. Liebıg, Almanya"mn Darmsıadı kentinde 1803'de doiıdu ve genç yqıa kimya ile ilgilenmeye bqlado: babas,, ilaç olarak kullan•lan kimyasal maddeler ile boya malzemesi üreten bir laboratuvara ırahipti. Zamanı gelince, Lieblg bir eczaneye çı­ rak olarak girdi. Daha 10nra Bonn ve Ertangen'de kimya �nimi gördü. 1 822'de, on dokuzyq•nda doktoruını bitlnnl.f olmasına ra&men, bilgisini arttirmak için ülke dıtına ,;tmesi gerektil'Ini anlada. 86ylece Parta'e gitti ve Gay-Lusuc, Thenard ve Dulong'un derslerını izledi. Lıebig'in flılminaılar (CNOH) olarak bilinen patlay>a asider konuoun­ da yazdı�J makaleden etkilenen Humboldt, bu gencin Gay-Lussac ile çalıtmasını Ja�la-

492

dı. Daha sonra da, Liebig'e bir laboratuvar ve Gieuen'deki üniversitede akademik mev­ ki verilmesi için Bavyera hükümdan I. Ludwig'i ikna etti. Liebi@" burada. 1824- 1 852 y.l­ ları arasında a.usserorclentlicher profe•sor0olara1c. birçok ölrenci yetittirdi ve J852'de Münih'e geçti. Liebig organik biletikler üzerinde, özellikle Wöhler ile birlikte çok u.)'Kia arqanna yaptı. Aynı zamanda, verimli bir yazard1: üç yüzden fazla bilimael malc.ale, bir orpnik

kimya kitabı, bir kimya anaiklopedisi yazdılı gibi, bir efetil fakat iki bilim dergiainin ya­

ymmı bqlattı. Tan m kimyası konulanyla da uÇqtı. Çok parlak bir hocaydı ve il8ren· cileri kimyanın çok çetiıli dallannda arqhrmayapt•klanndan Liebi@"'in etkisi dünyamn dön bir kö..,oine yayıldı. Gerçekten de, Liebig"in en büyük katkısı belki de kimyada ve özellikle organik kimyada arqtırma yapma hevesi yaraımıt olmaa�tollr. Bu da, hocaiJ�J­

nın başans1ndan kaynaklanmlfllr. Öpncilerinden biri, August Hofmann, organik

kimyada uzmanlqtı. 1 8 1 8'de Gieoaen'de dotan Hofmann, Liebig'in bu ..,birdeki labo­

ratuvannı genitleten mimann otluydu(Re.lm L 499). Hofmann, kimya atrenimi g6rdü ve laboratuvarda ders vererek Liebig'in ötretim gelenetml sürdürdü. 1845'de,yinni ye­ di yqında, Hofmann, Londraya giderek Royal College of Chemisııy"nin (Kralıyet Kimya Okulu) yönetimini üstlendi. Bu okul Uebi@"'in birkaç Ingiliz öjrencisi tarafmdan kurulmutlu ve daha sonra Londra Üniversitesi'ne dahil eclilecekti. Hofmann burada büyük bqanyla hocalık yaptıAı gibi, kömür katı-anlannın kimyasını inceledi. Bunlar, çok çeşitli hıdrokarbon btlqiAi içeren ve kömiirün damınimasa neticainde

ele pçea

ürünlerdi. Hollnann, bazı 68rencilerini benzer çallfmalar yapmalan konusunda

r-.viJ.

etti. Bunlardan birisi de, bir mütealıhitin ojlu olan Wllliam Perkin idi ve Perkin,

ileri­

de çok yetenekli bir kimyager olacakh. Perkin. kendi evinde bir laboratuvar lır:urdu ve

edilen oranlerinden tOJ"eti.

bir m üddet Hofmann'ın asistaniıii n ı yaph. Kınakma apanan kabotundan elde

ve çok tamnmlf bir ilaç olan kinin ile. kOrnür katranınin damıtma

len bir madde olan kinolin arasmdaki ilişkiyi arqhrdı. •• Bu aratarma.lann.ın neticesin­ de, 1 856 yı.lında. son derece dikkat çekici ve morumsu k1nnızı bir boyannaelde kqfetti. Pratik dOtüneesi kuvvedi olan Perkin, bunun ticari bakundan anernli bir iirün oldutu­ nu hemen anlad1. Bir deniz salyangozunun (Mureı: branJaris)

�smda.a elde edilen

bu renk, her zaman ender bulunan bir boyar maddeyıli ve anal. zensinler ıaralindan

kullanılabilmekteydi. Ancak timdi, oentez yoluyla istenildili kadar çok üretilebilec:ekti.

Aynı:a, sentetik olarak elde edilen mor renkli bu boyarmadde, deniz aalyıuıgooundan

49J

mııılıl,• ı ı i ı ı ı iı·ıu·i iln· ı i nı i ­ ilıı.•tll,•n ht\v;u·mıultlt:n· !t'''"' ,-u� ılııh.ı tl.ı�\·;unl\ l ı,n l ı . l 't•rld n , Inı ı lı.ı­ "'' t�;h·lştl \'t' ılı•ı·h lt• ttiL,d ııt•ıuı•t lk lıq\'ıı l;:ırın kı•şl(·ılil ııwsi,vlt• hily l l k l ı i ı " l• i ı � ı,\ .ı �.uM,\ t • o ı k lıu l,n; i l ı ı· n üıwmli l ı i ­ ltnı• gt"lı•ı·t>k nl.:uı ııı• n ı ı• ı i k htı,\'.:1 !lôlllnıların

.ıı.ııı,ı uı-uc-): lıu hallııul•\.l lıır hltlnııc-ıı aınnıuııun yı-rini hı,lnoı.�ıl grıılııınun ahn.ıuı\l'la lllufAıı lf-ııt>l (uriMiııı ): aıtı" aın­ nnınun lııırbtın auonılarınılan lılrlnln ,l'l'rinl almAI\I'Ia olıı.. n ııl11ılln (ıı.hıa).

• au,tınlıll Tariıçe kl"\va '"""lnolo llalndt'lıl kal'fılı&ı ·�rlilı • ı ır. "\'alım•" ı.-rlıııl. l 'l.\.' Ünl\'l'nlı.- ı-.. fıll'lll u nda pl.-n ,-•lıanc-ı huc-Uıır ,.. .vurt dıtında lılm,wı �tlııılnl lanıaml._varalı Türlı\Y.-Yl' oltln•n \'t' hnc-alık vaı11ı.ıı kınw"'"Nr ıarafın' ' d•n 1'ıırk�_w'M d. bır maılıll'ı lıullanıllllıtıır.(o;.n.)

n i l. l ı i l qıi ll h' n ı:ırldı,\ ı l ı \'t' IHıl'lınn ;ıtuınlıırı z i ndri ıu;ık ul;m hlr moıddı•nln ıiAvrandıAı gt­ � l ı l ıl;ı\'r;ı n m ıyıınlıı. l'\ı•k ulı' Inı mı•ı>t•lı• i.lu·rlndı• u ;r: u n ztunan ıiO�UnıiU vr I H6..1) vılınıla hır �ilıı su\ı;ı l..;ı rşısınılu uyu\d;u·kı•n htrdt'nlılrl", alı ı karlınn atomunun nku,•ru



� nu ıaıran

l ı i r y ı l ;m � t l ı ı " " \ı;ıpıılı lılı' r i n d r nluştunlu�u tııkılınlr. lıt"nl.rn ile ,val1ıl n hütün dt'nrv ıwt kt•lı· l ' i ı ı i ı ı aı;ıldoın;ılıtlı•n·�ln\ liıl'k t•t ı l . Tt•ınl'l ,wıpıyı. hl"nJ't'n halkasını kr,lf-tml:tti. '

l(ı· k u l ı< ' n i n kt•şlllı·ı·ı. ·'· ;ılnı.u·;ı ılnhoı i\nn•lt>ı'\ iyi anla,ılaına,van orsanik �akaivonlar hıılı k ın d:ı hi n,·ıık gt•f"\·r�i m;ı@'a kavuşturdug-u lı;in dc�i l , aynı 7.Anıanda kım_v.rlr

� . çok

sayuln uı·�ıınlk mnlt"ktı l i.ln oıtnm d ü l.t"ll l n l lnı,ıa ı·ılelıilrcrklrrl hır trınrl vrrdiA'\ Içln önrm­ lidlı· . 1\u tl'lllt"l. y\rın \ n d yib_vıldıt yrn\ k l ınyıtsal

\'('

lı\yolojlk kavramiata götÜrtı«k Vt' t\­

t'1U'\ yömlı•n lıiiyi.lk {\nı•mı• sııhlp nlnn petrokimya Annayinin k u rulmasına

vr

plastık mad­

dı•lı•ı·ln gl"lişı trllınl"siıw sl"ht"p olaı·a k t ı .

On ılnku7.Unnı _vib._vıldıtı lhik . dııhn t l a hızlı atlımlnrla ill"rl�i v r bir zamanlar ba#ım­ sı;�. d:ıll.ıtr tı•şkll ı•dt•n konulnr birbirlı•rlnl _vakınıuıma_va başladı. Bununla �rabrrr. bizim lıumıb öm·ı• knnul.an nyn nyrı -ısı. ı•lektrlk, ışık- ele almamız ve- aralarındaki llıtkilc-rl. t�ırih bo,vuıll'a

göstC"rtlıkleı·t gt"lişmeyl" parairi olarak lnt·eleml"mlz daha uygun olacaktır.

/...:ı On sekiı:lnd yüı.yılın sonunda Koni Rumf(lrd, top namlulannın oyulması sırasında a�·ıAu çıkan ısı,vı t i t ı'Cşlın tı•orlst.vlc- açıklam�tva �ı,·alışırken, görüşünn dC"stC"klC",YC'('C"k kan­

titatif sonuçlar eldr edc-hilmek amaqvla bır diz\ dC"nC",V �rç-ekiC"ştirdl. Ilir metal silindl1'\'

kör bir matkap taktı ve Iki at kullanarak, silindir\ dakikada 3-4 kC"� döndürdü. Bazı

deneylerde, ısı kaybını önleml"k Için silindirin l"tralina krten·yün karışımı bir kum.14 sardı, baı:ılannda lı�l". silindir\ su dolu biı· li.çı�·a daldırıldı

\"e

Rumford, flçıda yib:en buz

par�ı,·al:mnı rrltl"cek ve,\'1ol.ıı "'�·' ,-..\ol,•n 1 .S nı�ın· �.ıp•n·

.ı..�. " "'"'' tı·l�·""''"" ı ••.

·

'"�r.ıh

_..;,,/./.ı

l.ı.-1.. R.ıIJ." • ı s:-o·ı , .\ ıl l.ırıl... ıoenıt l>ır •l.ı­ ğılım ıı.l@"lamak

i�ın ��pt''l"" ı a lı ı l ­

ıiı ı � .;ahı prizma'l rl'8>nm 65.000 merı.beotnde old....u ...

sııs ıermeyl batard•· Daha sonra, 1 940'1arda. kromoıoııroll tekn;aı )JIUeiD kimyuma uysulanmaya bqland•. Bu teknık, 1 906'da Rus lumyapr Michael Tawen ıarolindan ketfedılmitıl ve Towen, farki• maddelerin molekollerinln ç��eeltlde kalma

eaıJımını..

fa rk l ı olmaomdan yararlanarak boyalan birbirinden ayum'fll . Tawen. r..ı.ı, maddele­ rin bır emici J.Jtoı terit

boyunca veya reçine veya ni- doldurulmut aOtunlarda fark­

(, yakaelecettnl ve böylece. J.Jtoı veya satunun farkb yerlerinde d•....,....• ...ı..ı •. Bu teknık çok haooao ve kesin oldup ııibi, lemede son derece yardımcıyd1.

karmqdı. kimyaoal maddelerin bilettmiDi belir­

Bu gelıtmelerin neticesinde, 19401• yollann ortalarında. Cambridge'de bir srup ln­ sılız biyoklmyac•, frederick Sanger'In liderl;aınde inaulın proteınindeld aminoosıdertn

dozenini inceledi ve bu Incelemeler, proteinlerin ul•nda poptil batlan ile ba&Jannut amlnoult moleküllertnln meydana getirdlti uzun zincirler oldupnu k..ın alarak P terdi. Tabıı ki bu çok önemlı bir neticeydı ve 19301u ydlann ortzamda Unua Paulins

ve meslektzt• Robert Corey tarafindan Kali fnmlya Teknoloji EnatitOaQnde yapılu

arqhrma Ue UYSUnluk içindeydi. Bu bilim adamları. uzun ztncırlı protein molekollert­ nln birbiriert Qzertne helia (hellx) tekinde ııanlm'f oldupnu ketfetmltlenli. Proteinlerin yap••• lncelenlrken. farkh bir konuda yaraıolen biyoldmya ....... lan da QrOnlertni vermeye bqlam•tb: bu, solunum yani protein molekGIIertniD parça­ lanmaa• Ue tJsılb'dl. Ono Warburs'un Berlin'deki laboratuvannda yOrOıtiJtll �

lar, deniz keslanesi, maya ve diğer hüt:relerdeki sol u n u m olay ı n ı n d e m i r içeren bir e n · ziın tarafindan gerçekleşlirildi�ini ima etmiş, a n c a k b u n u n k i myasal olar·al< h s i n ispa· tr 1 920'Ii yılların sonuna do�ru yapı lmıştı. Demir içeren bu özel e n z i m i n çok küçük miktarlarda bulunması, ispatı güçleştirınekteydi. Fakat Warburg, spekt roskopu kulla· oarak ve çeşitli çizgilerin yoğunluklarını inceleyerek -i ngi liz biyokimyacı David Kc· ilin'ın 1 925 'te böcek kasları arasındaki maddeleri incelemek için !< Ullandığı ve spekı ro­ fotometri adı verilen teknik- bu demirli enzimin sol unum ile ilişkili olduğunu ni hayet I 930'da belirledi. Bu olay, spesifik bir enzimin bir metabolik süreç ile ilgili oldu�unu dogruladı ve hatta Warburg, molekülün hangi kısmının katalizatör olarak etki ettiğini de belirledi. Çalışması, canlı yarankiarda meydana gelen bazı kimyasal reaksiyonların, izole şartlarda, laboratuvarda da meydana gelebilece�ini açıkça ortaya koydu. Ancak takibeden otuz yıl boyunca yapılan araştırmaların gösterdiği gibi, bu gibi biyokimyasal reaksiyonlar bir caniıda meydana geldiklerinde, bunlar etraflarındaki şartları değiştir· mekte ve böylece reaksiyonun gelecekteki seyri de değişmekteydi. Diğer bir ifadeyle, canlı varlık kendi içinde karşılıklı etkileşimierin olduğu bir bütündü. Eski basit meka­ nikçi görüş yerini holistik bir maddeciliıe bırakmak zorundaydı. Canlı varlığı bir bü­ tün olarak ele alan bu sonuncu görüş, evreni, kendi kendine yeten bir canlı varlık ola­ rak gören eski Çin görüşüne benzemekteydi. [Holutik (blltl)lndll Çıa yoldaomu ;çın bb. •. 146]

Moleküler Bfyoloji

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bilirnde araştırmaya geri dönebilen ilk Batı ülkele­ ri, savaştan galip çıkan İngiltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri oldu ve bun­ lar, pahalı araştırma projelerini destekleyebilen yegAne ülkelerdi. Ayrıca bu ü lkeler, ulusal bilim adamları topluluğunun 1 930 yıllarında Nazi zulmünden kaçan göçmenler­ le zenginleştiği ülkelerdi. S.S.C.B. kazanan ü lkeler arasında yer almış ve bilimsel araş­ tırma sahasında büyük bir birikim elde etmiş olmasına rağmen savaşın sebep oldugu yıkım bu ülkede yeniden büyük bir yapılanma gerektirmiş ve bu da saf bilimle ilgili araştırmalara ister istemez sekte vurmuştu. Ayrıca, 1 940'lı yıllarda Rus biyolojisi, Li­ senko'nun teorisi yüzünden büyük zorl uklar ile karşı karşıyaydı. Lisenka olayı, üç yüz yıl önce Kilise'nin Kopernikçilik karşısındaki tutumu ile bazı paralellikler gösterdig"i için, özellikle ilgi çekicidir; ancak, Lisenka olayında dini ideoloji değil, siyasi ideoloji söz konusuydu. Buradaki esas mesele kahtım idi. Zira Lisenka taraftarları, Mendelci genetiğin bütününü reddetmekteydi. Ziraat bilimeisi olan Trofim Lisenka 1 898'de Uk­ rayna'da doAtfu. Uman Ziraat Okulu'nda eAitim gördü ve daha sonra Kiev Ziraat Ens­ titüsü'nde ziraat konusunda doktora yaptı. Seleksiyon ve genetiğe i lgi duyan Lisenko

544

vernalizasyon (kışlama) konusundaki çalışması ile şöhret buldu. Bu metoda göre, son­ baharda hasatta toplanan tohumlar önce suya batırılmakta, sonra dondurulmaktaydı. Filizien meyi hızlandıran bu teknik Lisenka'nun kendine ait olmayıp on dokuzuncu yüzyılda bilin mekteydi. Lise n ko bu yöntemi kış buğdayı üzerinde denedi ve başanlı ol­ duğunu gördü. Hatta, ilkbaharda ekilen tohumlar, öldürücü sonbahar sogıı klan gel­ meden olgunlaştı. Bunun üzerine, işlemi ilkbahar bu�Jdayı üzerinde denedi ve 1 929 yı­ lına gelmeden, vernalizasyonun sebep olduğu değişikliklerin daha sonraki bitki nesil­ lerine aktarıldığını ve vernalizasyonu her sene tekrar etmenin gerek olmadı�Jını iddia etti. Esasta Lamarckçı olan bu görüş, kabtırnın değil çevrenin önemli olduğunu kabul eden Marxist görüşe çok iyi uymaktaydı. Böylece, Lisenka'nun görüşü -her ne kadar Lisenka'nun tahmin ettiği gibi üretim artışı getirmese de- resmi Sovyet politikası hali­ ne geldi. Lisenka bundan sonra, kromozom teorisinin "idealist" olduğunu ve verilen gıdalar­ da yapılacak değişikliklerle bitkilerin evrime uğratılabileceğini iddia etti. Mendelci ge­ n etik artık Sovyet biyolojisinden çıkarılmıştı. 1 937'de, Lisenka o kadar kudretli hale gelmişti ki teorilerine karşı çıkmak tehlikeliydi. Gerçekten de, gen teorisini destekleyen dünyaca ünlü Rus genetikçi ve ziraat bilimeisi Nikolai Vavilov, görüşleri yüzünden I 94 1 'de tutuklandı, hapsedildi ve iki sene sonra hapiste öldü. Sovyet biyologlann Li­ senko'y u reddetmeleri ancak 1 952'den sonra mümkün oldu. Bu arada, X ışıolan ile analiz yapma tekniğinin biyokimyada nihayet başarıyla kul­ lanıldı[;ı Batı dünyasında, nükleik asitler ve moleküler genetik ayrıntılı olarak incelen­ meye başlandı. X ışıoları ile analiz, William Bragg ve o�Jiu Lawrence tarafından icat edilmişti; I 9 1 2 yılında bu İngiliz fizikçiler bir X ışını demetinin (ileride göreceğimiz gi­ bi bu ışınlar 1 895'te Röntgen tarafından keşfedilmişti} bir maddenin kristali içinden geçti[;inde, kristal içindeki atom ve moleküller tarafından saçıldığını gösterdiler. Bu atom ve moleküller, kafes modeline göre düzenlenmiş olduklarından -zaten kristal teş­ kil etmelerinin sebebi buydu- saçılma olayı, bunların düzenieniş şekilleri hakkında ipu­ cu vermekteydi (Resim s. 555). Lawrence Bragg'ın Cambridge'deki laboratuvannda (Cavendish Laboratuvarı) .Max Perutz ve John Kendrew'un elinde gelişen bu teknik, l 960'lı yılların başından itibaren hemoglobin gibi protein moleküllerinin yapısındaki büyük karmaşıklııSı göstermekle kalmayıp. bir molekülün üç boyutlu yapısını bilmenin moleküliln işlevleri hakkında ipucu verebildiğini de ispat etti. Gerçekten de, bu iki bi­ lim adamının araştırmaları, nükleik asiderin incelenmesi söz konusu olduğunda çok önem kazandı. Nükleik asitler. her ne kadar 1 869'da Alman kimyager Friedrich Miescher tarafından keşfedilmiş ise de, daha sonra ihmal edilmişti. Genetik çalışmalar içinde ön plana çıkmaları ancak 1 960'lı yılların sonundadır.

545

Daha sonralan takdir göreı • •·y.ı , ,, k u m

"'1'"

( < l r_, .,, l \

llu

l.unh.ı . ol,ılo.o '""' ·' k i tlnn l•·ı·mil·•""k l , ı ı n · ,,,,ı,..., , , ,;lii ) ı;iiriılmckıctliı·. Bu l.ımlı;�>ıtır ( •ultb l ı l,· k ı •··••l•ıı>tlı�u>tb, i l k tirn••k­ . l,.rinolt•n i'I0- 1 1Hi h ; c].tlı.t kii,·iiktiir . 1')-l!fı,· �.,_. j;�. ıirilt•n ır.ınsid

cisiın nl;u·akYı·r 'in i ncelı·nn>ı•>ıni knnu alan jcnll�ik.,ı·irnıind,viil·

.ı·ılıl.ı doııan .wni lıilim dall;ırın· doın L.ir ı.ınesi.vdi. Bu n.:simılı· . ukyanus tahanı n ı n llzilı.sd ,ı·oııll·

sını h;ıriıal;ımak ı·c ok,\'.ınusların

su.vunun lı.im,nısal lıile�iınini lıı·­

lirlcmek içın yapılan bir >ontl.ıj

ıörlilınekıedir. Bu somlajl.ar nı·­ ıi�csinde. J%5 yılımla, kııııların

.ı·a•·aş .ı·;ll'aş ka.vıp .ı·ı·r ılı·J1i�ıir­ mı·�ini. ı·olkanik bölgelerin n

ınan�·ı•ıik

kayaların

ya,ı· ı l ı � ı n ı

açılı.loım;ık için deı·rinı yaroıı.ın leı h.a. ıt·kınııij!:i ll•orisi gelişıiriltli.

5.Jt