Latince Ders Notları 1200 sayfa [2024 ed.]

1 DEN 4 E SIRASIYLA

116 47 32MB

Turkish Pages 1200 [1146] Year 2024

Report DMCA / Copyright

DOWNLOAD PDF FILE

Table of contents :
Slide 1
Latin Alfabesi
Latin Alfabesi
Latin Alfabesi
Latin Alfabesi
SÖZCÜKLER
NOMEN (İSİM)
İSİM ÇEKİMLERİ
İSİM ÇEKİMLERİ
CASUSLAR (İSMİN HALLERİ)
CASUSLAR (İSMİN HALLERİ)
CASUSLAR (İSMİN HALLERİ)
Slide 1
1.İSİM ÇEKİMİ
1.İSİM ÇEKİMİ
1.İSİM ÇEKİMİ
1.İSİM ÇEKİMİ
1.İSİM ÇEKİMİ
1.İSİM ÇEKİMİ
ALIŞTIRMALAR
Slide 1
2.İSİM ÇEKİMİ
2.İSİM ÇEKİMİ
2.İSİM ÇEKİMİ
2.İSİM ÇEKİMİ
2.İSİM ÇEKİMİ
2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLEr
2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLEr
2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLEr
Slide 1
FİİLLER
FİİLLER
FİİLLER
FİİLLER
FİİLLER
ALIŞTIRMALAR
Slide 8
Slide 1
2. FİİL ÇEKİMİ
2. FİİL ÇEKİMİ
2. FİİL ÇEKİMİ
Slide 5
2. FİİL ÇEKİMİ
2. FİİL ÇEKİMİ
2. FİİL ÇEKİMİ
Slide 1
3.FİİL ÇEKİMİ
3.FİİL ÇEKİMİ
3.FİİL ÇEKİMİ
Slide 5
3.FİİL ÇEKİMİ
Alıştırmalar
Slide 8
Slide 1
4.FİİL ÇEKİMİ
4.FİİL ÇEKİMİ
4.FİİL ÇEKİMİ
Slide 5
4.FİİL ÇEKİMİ
Alıştırmalar
Slide 8
Slide 1
VERBUM ESSE (OLMAK FİİLİ)
VERBUM ESSE (OLMAK FİİLİ)
Örnekler
ALIŞTIRMALAR
POSSE (-EBİLMEK)
POSSE (-EBİLMEK)
Diğer düzensiz fiiller
Slide 9
Slide 1
1. Grup Sıfatlar
1. Grup Sıfatlar
1. Grup Sıfatlar
1. Grup Sıfatlar
Slide 6
Slide 7
alıştırmalar
Slide 1
PRONOMEN (ZAMİR)
ŞAHIS ZAMİRLERİ
ŞAHIS ZAMİRLERİ
Slide 5
İşaret ZAMİRİ/sıfatı: IS,Ea,ID
İşaret ZAMİRİ/sıfatı: IS,Ea,ID
ILLE,ILLA,ILLUD
Slide 9
Slide 1
Slide 2
İŞAReT ZAMİRİ/SIFATI : HIC,HAEC,HOC (Bu)
Slide 4
Slide 5
SORU ZAMİRLERİ
Slide 7
Slide 8
Slide 1
Praeposıtıones (edatlar)
Slide 3
Slide 4
Slide 5
Slide 6
Slide 7
Slide 8
Slide 9
Slide 1
Latin Alfabesi
Latin Alfabesi
Latin Alfabesi
Latin Alfabesi
SÖZCÜKLER
NOMEN (İSİM)
İSİM ÇEKİMLERİ
İSİM ÇEKİMLERİ
CASUSLAR (İSMİN HALLERİ)
CASUSLAR (İSMİN HALLERİ)
CASUSLAR (İSMİN HALLERİ)
Slide 1
1.İSİM ÇEKİMİ
1.İSİM ÇEKİMİ
1.İSİM ÇEKİMİ
1.İSİM ÇEKİMİ
1.İSİM ÇEKİMİ
1.İSİM ÇEKİMİ
ALIŞTIRMALAR
Slide 1
2.İSİM ÇEKİMİ
2.İSİM ÇEKİMİ
2.İSİM ÇEKİMİ
2.İSİM ÇEKİMİ
2.İSİM ÇEKİMİ
2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLEr
2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLEr
2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLEr
Slide 1
FİİLLER
FİİLLER
FİİLLER
FİİLLER
FİİLLER
ALIŞTIRMALAR
Slide 8
Slide 1
2. FİİL ÇEKİMİ
2. FİİL ÇEKİMİ
2. FİİL ÇEKİMİ
Slide 5
2. FİİL ÇEKİMİ
2. FİİL ÇEKİMİ
2. FİİL ÇEKİMİ
Slide 1
3.FİİL ÇEKİMİ
3.FİİL ÇEKİMİ
3.FİİL ÇEKİMİ
3.FİİL ÇEKİMİ
Alıştırmalar
Slide 7
Slide 1
4.FİİL ÇEKİMİ
4.FİİL ÇEKİMİ
4.FİİL ÇEKİMİ
Slide 5
4.FİİL ÇEKİMİ
Alıştırmalar
Slide 8
Slide 1
VERBUM ESSE (OLMAK FİİLİ)
VERBUM ESSE (OLMAK FİİLİ)
Örnekler
ALIŞTIRMALAR
POSSE (-EBİLMEK)
POSSE (-EBİLMEK)
Diğer düzensiz fiiller
Slide 9
Slide 1
1. Grup Sıfatlar
1. Grup Sıfatlar
1. Grup Sıfatlar
1. Grup Sıfatlar
Slide 6
Slide 7
Slide 1
PRONOMEN (ZAMİR)
ŞAHIS ZAMİRLERİ
ŞAHIS ZAMİRLERİ
Slide 5
İşaret ZAMİRİ/sıfatı: IS,Ea,ID
İşaret ZAMİRİ/sıfatı: IS,Ea,ID
ILLE,ILLA,ILLUD
Slide 9
Slide 1
PRONOMEN (ZAMİR)
ŞAHIS ZAMİRLERİ
ŞAHIS ZAMİRLERİ
Slide 5
İşaret ZAMİRİ/sıfatı: IS,Ea,ID
İşaret ZAMİRİ/sıfatı: IS,Ea,ID
ILLE,ILLA,ILLUD
Slide 9
Slide 1
Slide 2
İŞAReT ZAMİRİ/SIFATI : HIC,HAEC,HOC (Bu)
Slide 4
Slide 5
SORU ZAMİRLERİ
Slide 7
Slide 8
Slide 1
Praeposıtıones (edatlar)
Slide 3
Slide 4
Slide 5
Slide 6
Slide 7
Slide 8
Slide 9
Contents
p. [35]
p. 36
p. 37
Issue Table of Contents
Proceedings of the Cambridge Philological Society, No. 19 (199) (1973) pp. 1-89
Front Matter http://www.jstor.org/stable/10.2307/44696655?origin=JSTOR-pdf ON THE SOURCES AND CHRONOLOGY OF ANTIOCHUS I'S BATTLE AGAINST THE GALATIANS [pp. 1-8] http://www.jstor.org/stable/10.2307/44696656?origin=JSTOR-pdf ASPECTS OF THE SOCIAL THOUGHT OF DIO CHRYSOSTOM AND OF THE STOICS [pp. 9-34] http://www.jstor.org/stable/10.2307/44696657?origin=JSTOR-pdf THE BEREZAN LEAD LETTER [pp. 35-37] http://www.jstor.org/stable/10.2307/44696658?origin=JSTOR-pdf INTESTACY IN ROMAN SOCIETY [pp. 38-44] http://www.jstor.org/stable/10.2307/44696659?origin=JSTOR-pdf SOPHOCLES, 'ELECTRA' 1205–10 [pp. 45-46] http://www.jstor.org/stable/10.2307/44696660?origin=JSTOR-pdf STESICHORUS: THE 'SACK OF TROY' AND 'THE WOODEN HORSE' (P. OXY. 2619 AND 2803) [pp. 47-65] http://www.jstor.org/stable/10.2307/44696661?origin=JSTOR-pdf ARISTOTELIAN MISTAKES [pp. 66-70] http://www.jstor.org/stable/10.2307/44696662?origin=JSTOR-pdf TIBULLUS AND THE ALEXANDRIANS [pp. 71-89] http://www.jstor.org/stable/10.2307/44696663?origin=JSTOR-pdf Back Matter http://www.jstor.org/stable/10.2307/44696664?origin=JSTOR-pdfRoma Yazını: Başlangıç Dönemi 1. Hafta
Roma Yazını: Başlangıç Dönemi 1. Hafta
Roma Yazını: Başlangıç Dönemi 1. Hafta
Roma Yazını: Başlangıç Dönemi 1. Hafta
Roma Yazını: Başlangıç Dönemi 1. Hafta
Roma Yazını: Başlangıç Dönemi 1. Hafta
Roma Yazını: Başlangıç Dönemi 1. Hafta
Roma Yazını: Başlangıç Dönemi 1. Hafta
Roma Yazını: Başlangıç Dönemi 2. Hafta
Slide 2
Roma Yazını: Başlangıç Dönemi 2. Hafta
Tita Vendia Küpü (İÖ 630-600)
Tita Vendia Küpü (İÖ 630-600)
Salvetod Tita (İÖ 620-600)
Salvetod Tita (İÖ 620-600)
Duenos Vazosu (İÖ 7. ya da 6. yüzyıl)
Duenos Vazosu (İÖ 7. ya da 6. yüzyıl)
Lapis Niger
Lapis Niger
Lapis Niger
Roma Yazını: Başlangıç Dönemi 3. Hafta
Roma Yazını: Başlangıç Dönemi 3. Hafta
Roma Yazını: Başlangıç Dönemi 3. Hafta
Slide 4
Slide 5
Slide 6
Garigliano Kâsesi
Garigliano Kâsesi
Garigliano Kâsesi
Garigliano Kâsesi
Garigliano Kâsesi
Cista Ficoroni
Cista Ficoroni
Cista Ficoroni
Cista Ficoroni
Edebiyat Öncesi Dönem-Carmina
Edebiyat Öncesi Dönem-Carmina
Roma Yazını: Başlangıç Dönemi 4. Hafta
Carmen Arvale (Carmen Fratrum Arvalium)
Carmen Arvale (Carmen Fratrum Arvalium)
Carmen Arvale (Carmen Fratrum Arvalium)
Carmen Saliare
Carmen Saliare
Carmen Saliare
Carmen Saliare
Carmina Convivalia
Carmina Convivalia
Carmina Triumphalia
Carmina Triumphalia
Edebiyat Öncesi Dönem – 5. Hafta
Edebiyat Öncesi Dönem-Fescennini Versus
Edebiyat Öncesi Dönem-Fescennini Versus
Edebiyat Öncesi Dönem-Fescennini Versus
Edebiyat Öncesi Dönem- Fabula Atellana
Edebiyat Öncesi Dönem- Fabula Atellana
Edebiyat Öncesi Dönem- Fabula Atellana
Edebiyat Öncesi Dönem- Satura
Edebiyat Öncesi Dönem- Satura
Edebiyat Öncesi Dönem- Neniae (Naeniae)
Edebiyat Öncesi Dönem- Düzyazı
Edebiyat Öncesi Dönem- Düzyazı
Edebiyat Öncesi Dönem- Düzyazı
Edebiyat Öncesi Dönem- Düzyazı
Edebiyat Öncesi Dönem- Düzyazı
Edebiyat Öncesi Dönem- Düzyazı
Edebiyat Öncesi Dönem- Düzyazı
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 6. Hafta
Başlangıç Dönemi– 7. Hafta
Başlangıç Dönemi– 7. Hafta
Başlangıç Dönemi– 7. Hafta
Başlangıç Dönemi– 7. Hafta
Başlangıç Dönemi– 7. Hafta
Başlangıç Dönemi– 7. Hafta
Başlangıç Dönemi– 7. Hafta
Başlangıç Dönemi– 7. Hafta
Başlangıç Dönemi– 7. Hafta
Başlangıç Dönemi– 7. Hafta
Başlangıç Dönemi– 7. Hafta
Başlangıç Dönemi– 7. Hafta
Başlangıç Dönemi– 7. Hafta
Başlangıç Dönemi– 8. Hafta
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– Quintus Ennius
Başlangıç Dönemi– 9. Hafta
Başlangıç Dönemi– 9. Hafta
Başlangıç Dönemi– 9. Hafta
Başlangıç Dönemi– 9. Hafta
Başlangıç Dönemi– 9. Hafta
Başlangıç Dönemi– 9. Hafta
Başlangıç Dönemi– 9. Hafta
Başlangıç Dönemi– 9. Hafta
Başlangıç Dönemi– 9. Hafta
Başlangıç Dönemi– 9. Hafta
Başlangıç Dönemi– 9. Hafta
Başlangıç Dönemi– 9. Hafta
Başlangıç Dönemi– 11. Hafta
Başlangıç Dönemi– 11. Hafta
Başlangıç Dönemi– 11. Hafta
Başlangıç Dönemi– 11. Hafta
Başlangıç Dönemi– 11. Hafta
Başlangıç Dönemi– 11. Hafta
Başlangıç Dönemi– 11. Hafta
Başlangıç Dönemi– 11. Hafta
Başlangıç Dönemi– 11. Hafta
Başlangıç Dönemi– 11. Hafta
Başlangıç Dönemi– 11. Hafta
Başlangıç Dönemi– 11. Hafta
Başlangıç Dönemi– 11. Hafta
Başlangıç Dönemi– 12. Hafta
Başlangıç Dönemi– 12. Hafta
Başlangıç Dönemi– 12. Hafta
Başlangıç Dönemi– 12. Hafta
Başlangıç Dönemi– 12. Hafta
Başlangıç Dönemi– 12. Hafta
Başlangıç Dönemi– 12. Hafta
Başlangıç Dönemi– 12. Hafta
Başlangıç Dönemi– 12. Hafta
Başlangıç Dönemi
Başlangıç Dönemi
Başlangıç Dönemi
Başlangıç Dönemi
Başlangıç Dönemi
Başlangıç Dönemi– 10. Hafta
Başlangıç Dönemi– 10. Hafta
Başlangıç Dönemi– 10. Hafta
Başlangıç Dönemi
Başlangıç Dönemi
Çalışma Planı (Çalışma Takvimi)
Slide 1
Slide 2
Latin Alfabesi
Latin Alfabesi
Latin Alfabesi
SÖZCÜKLER
NOMEN
İSİM ÇEKİMLERİ
İSİM ÇEKİMLERİ
CASUSLAR (İSMİN HALLERİ)
CASUSLAR (İSMİN HALLERİ)
CASUSLAR (İSMİN HALLERİ)
Slide 1
FİİLLER
FİİLLER
FİİLLER
FİİLLER
FİİLLER
ALIŞTIRMALAR
Slide 8
Slide 1
2. FİİL ÇEKİMİ
2. FİİL ÇEKİMİ
2. FİİL ÇEKİMİ
2. FİİL ÇEKİMİ
Slide 6
Slide 7
Slide 8
Slide 1
3.FİİL ÇEKİMİ
3.FİİL ÇEKİMİ
3.FİİL ÇEKİMİ
Slide 5
3.FİİL ÇEKİMİ
Alıştırmalar
Slide 8
Slide 1
4.FİİL ÇEKİMİ
4.FİİL ÇEKİMİ
4.FİİL ÇEKİMİ
Slide 5
Slide 6
Alıştırmalar
Slide 8
Slide 1
1.İSİM ÇEKİMİ
1.İSİM ÇEKİMİ
Slide 4
Slide 5
Slide 6
Slide 7
ALIŞTIRMALAR
Slide 1
2.İSİM ÇEKİMİ
2.İSİM ÇEKİMİ
Slide 4
Slide 5
Slide 6
Aliştirmalar
Aliştirmalar
Slide 1
2.İSİM ÇEKİMİ
Slide 3
2.İSİM ÇEKİMİ
Slide 5
2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLER
2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLER
alıştırmalar
Slide 1
VERBUM ESSE (OLMAK FİİLİ)
  VERBUM ESSE (OLMAK FİİLİ)
Örnekler
POSSE (-EBİLMEK)
POSSE (-EBİLMEK)
Volo, volui, velle: İstemek
Nolo, nolui, nolle: istememek
Slide 1
1. Grup Sıfatlar
1. Grup Sıfatlar
1. Grup Sıfatlar
Slide 5
Slide 6
Slide 7
aliştirmalar
Slide 1
-er bitimli sıfatlar
-er bitimli sıfatlar
-er bitimli sıfatlar
-er bitimli sıfatlar
-er bitimli sıfatlar
Slide 7
Slide 1
PRONOMEN (ZAMİR)
ŞAHIS ZAMİRLERİ
ŞAHIS ZAMİRLERİ
Slide 5
Is,ea,Id
Is,ea,Id
ılle,ılla,ıllud
Slide 9
Blackwell, A Companion to Latin Literature, Blackwell Companions to the Ancient World, 2006
Vergilius, Bucolica'lar Georgica'lar, (çev.cTurkan Uzel), Öteki, İstanbul, 1998
Çalışma Planı (Çalışma Takvimi)
Slide 1
Slide 2
Slide 3
Slide 4
Slide 5
Slide 6
Slide 7
Slide 1
Slide 2
Slide 3
Slide 4
Slide 5
Slide 1
Slide 2
Slide 3
Slide 4
Slide 5
Slide 6
Slide 1
Slide 2
Slide 3
Slide 4
Slide 1
Slide 2
Slide 3
Slide 4
Slide 5
Slide 1
Slide 2
Slide 3
Slide 4
Slide 5
Slide 1
Slide 2
Slide 3
Slide 4
Slide 5
Slide 1
Slide 2
Slide 3
Slide 4
Slide 5
Slide 6
Slide 1
Slide 2
Slide 3
Slide 4
Slide 5
Slide 1
Slide 2
Slide 3
Slide 4
Slide 1
Slide 2
Slide 3
Slide 4
Slide 1
Slide 2
Slide 3
Slide 4
Recommend Papers

Latince Ders Notları 1200 sayfa [2024 ed.]

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

LATİN DİLİ I

Latin Alfabesi • Latin alfabesi 23 harflidir;

Latin Alfabesi Latince yazıldığı gibi okunan bir dildir. Ancak aşağıdaki durumlara dikkat edilmelidir: •C: daima k sesi verir. •G: daima g sesi verir •Y: daima ü sesi verir •H: daima h sesi verir

Latin Alfabesi • İki sessiz harf yan yana gelebilir: •Ch: daima k sesi verir. •Th: daima t sesi verir. •Ph: f sesi verir. • Bunlardan başka rr, tt, mm gibi aynı iki sessiz harf yan yana geldiğinde her harf ayrı ayrı okunur.

Latin Alfabesi • Çift seslilerin okunuşu ise şöyledir: •au: av •eu: ev •ae, ai: ay •oe, oi: oy -i den sonra sesli harf gelirse y diye okunur.

SÖZCÜKLER •Declinabilia (çekimliler); Nomen (ad), pronomen (zamir), adiectivum (sıfat), verbum (eylem) •Indeclinabilia (çekimsizler); Adverbum (zarf), coniuctio (bağlaç), praepositio (edat)

NOMEN (İSİM) • Latince çekimli bir dildir. Bu yüzden Latince’de isimler cinslerine ( genus), sayılarına (numerus) ve hallerine (casus) göre bir takım çekim ekleri alarak çekilirler: • Genus (cins); femininum, masculinum, neutrum • Numerus (sayı); singularis, pluralis •  Casus (ismin hali); nominativus, genetivus, dativus, accusativus, ablativus, vocativus

İSİM ÇEKİMLERİ •Latince’de 5 isim çekimi vardır. •1. İsim çekimi;

nominativus’u -a, genetivus’u -ae ile biten genelde femininum isimler girer. •2. İsim çekimi;   nominativus’u us, genetivus’u -i ile biten masculinum; nominativus’u -er, - genetivus’u -i ile biten masculinum; ve •nominativus’u -um, genetivus’u -i ile biten neutrum isimler girer.

İSİM ÇEKİMLERİ • 3. İsim çekimi; genetivus’u -is le biten mas., Fem. Ve neut. İsimler girer.

• 4. İsim çekimi; Genetivus’u -us la biten mas., Fem. Ve neut. İsimler girer.

• 5.İsim çekimi;

nominativus’u -es, genetivus’u -ei ile biten fem. İsimler ve az sayıdaki mas. İsimler girer.

CASUSLAR (İSMİN HALLERİ) • Türkçe’de olduğu gibi latince’de de isimler cümledeki görevine göre yalın, ilgi, yönelme, yükleme gibi hallerde bulunabilir. Latince’de ismin 6 hali vardır: 1) nominativus (yalın hali): ismin hiçbir takı almamış yalın halidir. Özne her zaman nominativus halde olmak zorundadır. Kim? Ne? Soruları sorularak bulunur. 2) genetivus (iyelik hali): sahiplik bildirir. İsim tamlamasında tamlayanın halidir. Kimin? Neyin? Sorularına karşılık verir.

CASUSLAR (İSMİN HALLERİ) 3) Dativus (yönelme hali): kime? Kim için? Ne için? Soruları sorularak bulunur.

4) Accusativus (-i hali): nesnenin halidir. Latince’de cümlenin fiili başka bir hal gerektirmiyorsa nesne mutlaka accusativus halde olmalıdır. Kimi? Neyi? Sorularına karşılık verir. Türkçe’deki belirtisiz nesne latince’de olmadığı için belirtisiz nesneyi bulmak için sorulan ne ? kim? Sorularına da accusativus cevap verir.

CASUSLAR (İSMİN HALLERİ)

5)Ablativus : tek başına kullanıldığında ne ile sorusuna cevap verir.

6)Vocativus (seslenme hali): bir kişiye ya da nesneye seslenme halidir.

LATİN DİLİ I

1.İSİM ÇEKİMİ • 1. İsim çekimine giren isimlerin tekil nominativus’u –a’ ile tekil genetivus’u – ae ile biter.

• Bu isim çekimine giren isimlerin büyük bir çoğunluğu femininumdur.

• Bu isim çekiminde az sayıda masculinum isim bulunmaktadır:

1.İSİM ÇEKİMİ • Bu isim çekiminde az sayıda masculinum isim bulunmaktadır:

• Agricola,ae,m: çitftçi; • Nauta,ae,m; gemici; • Pīrāta,ae,m; korsan; • Poēta,ae,m; ozan

1.İSİM ÇEKİMİ 1.İSİM ÇEKİMİ CASUS Nominativus Genetivus Dativus Accusativus Ablativus Vocativus

Singularis -a -ae -ae -am -a -a

Pluralis -ae -arum -is -as -is -ae

1.İSİM ÇEKİMİ 1.İSİM ÇEKİMİ CASUS

Singularis

Pluralis

Nominativus

silva

silvae

Genetivus

silvae

silvarum

Dativus

silvae

silvis

Accusativus

silvam

silvas

Ablativus

silva

silvis

Vocativus

silva

silvae

1.İSİM ÇEKİMİ

CASUS

1.İSİM ÇEKİMİ Singularis

Pluralis

Nominativus

poeta

poetae

Genetivus

poetae

poetarum

Dativus

poetae

poetis

Accusativus

poetam

poetas

Ablativus

poeta

poetis

Vocativus

poeta

poetae

1.İSİM ÇEKİMİ • 1. İsim çekimine giren isimlere örnekler: • rosa,ae,f: gül • amica,ae,f: kız arkadaş • casa,ae,f: küçük kır evi, köy evi • concordia,ae,f: uyuşma, anlaşma • fabula,ae,f: masal, öykü • insula,ae,f: ada

ALIŞTIRMALAR • UYGUN SÖZCÜKLERİ YAZIN: • mektubu: • çiftçiler: • şairlerin: • okulları: • nautae: • fabulam: • insulis: • cena: • amicarum:

Ankara Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı Açık Ders Malzemeleri

Ders izlence Formu

Dersin Kodu ve İsmi

LAT 109 A Latin Dili I

Dersin Sorumlusu

Öğr.Gör.Dr. Rukiye ÖZTÜRK

Dersin Düzeyi

Lisans

Dersin Kredisi

4

Dersin Türü

Zorunlu

Dersin İçeriği

Latince Dilbilgisi

Dersin Amacı

Latince’nin Temel Dilbilgisi Kurallarını Tanıtmak

Dersin Süresi

14x4

Eğitim Dili

Türkçe

Ön Koşul

x

Önerilen Kaynaklar

Clarendon, Latin Course

Dersin Kredisi (AKTS)

4

Laboratuvar

x

Diğer-1

x

LATİN DİLİ I

2.İSİM ÇEKİMİ • Bu isim çekimine –us,-er bitimli masculinum isimler ve –um bitimli neutrum isimler girer. Hepsinin tekil genetivus’u –i ile biter. •  Bu guruba giren isimlere örnekler:

• amicus,i,m: erkek arkadaş • discipulus,i,m: erkek öğrenci • cibus,i,m: yiyecek • filius,ii,m: erkek evlat, oğul

2.İSİM ÇEKİMİ 2.İSİM ÇEKİMİ CASUS

Singularis

Pluralis

Nominativus

-us

-i

Genetivus

-i

-orum

Dativus

-o

-is

Accusativus

-um

-os

Ablativus

-o

-is

Vocativus

-e

-i

2.İSİM ÇEKİMİ 2.İSİM ÇEKİMİ CASUS

Singularis

Pluralis

Nominativus

amicus

amici

Genetivus

amici

amicorum

Dativus

amico

amicis

Accusativus

amicum

amicos

Ablativus

amico

amicis

Vocativus

amice

amici

2.İSİM ÇEKİMİ • -er bitimli isimler: puer, pueri,m : çocuk 2.İSİM ÇEKİMİ CASUS

Singularis

Pluralis

Nominativus

puer

pueri

Genetivus

pueri

puerorum

Dativus

puero

pueris

Accusativus

puerum

pueros

Ablativus

puero

pueris

Vocativus

puer

pueri

2.İSİM ÇEKİMİ -er bitimli bazı isimlerin çekimi ise şöyledir: ager, agri,m : tarla 2.İSİM ÇEKİMİ CASUS

Singularis

Pluralis

Nominativus

ager

agri

Genetivus

agri

agrorum

Dativus

agro

agris

Accusativus

agrum

agros

Ablativus

agro

agris

Vocativus

ager

agri

2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLER • 2. isim çekimine giren neutrum isimler • bellum,i,n: savaş 2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM CASUS Nominativus Genetivus Dativus Accusativus Ablativus Vocativus

İSİMLER Singularis

bellum belli bello bellum bello bellum

Pluralis

bella bellorum bellis bella bellis bella

2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLER 2. isim çekimine giren neutrum isimlere örnekler:

• donum,i,n: armağan, sunu • auxilium,ii,n: yardım • vitium,ii,n: kusur • periculum,in: tehlike

2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLER 2. isim çekimine giren neutrum isimlere örnekler:

• donum,i,n: armağan, sunu • auxilium,ii,n: yardım • vitium,ii,n: kusur • periculum,in: tehlike

LATİN DİLİ I

FİİLLER • Latince’de altı zaman vardır. 1) Indicativus praesens (şimdiki ve geniş zaman) 2) Imperfectum (şimdiki zamanın hikayesi) 3) Futurum (gelecek zaman) 4) Perfectum (di’li geçmiş zaman) 5) Plusquam perfectum (miş’li geçmiş zamanın hikayesi) 6) Futurum exactum (gelecekte tamamlanacak zaman)

FİİLLER • Latince’de 4 fiil çekimi vardır. • 1.Fiil çekimi Bu çekime mastarı -are olan fiiller girer. laudo,laudavi,laudatus,laudare: övmek Activus Indicativus

Praesens

1. tekil şahıs

-o

laud + o

2. tekil şahıs

-s

laud + a + s

3.tekil şahıs

-t

laud + a + t

1.çoğul şahıs

-mus

2. çoğul şahıs

-tis

laud + a + tis

3. çoğul şahıs

-nt

laud + a + nt

laud + a + mus

FİİLLER Activus Indicativus 1. tekil şahıs

-ba + m

Imperfectum Laud + a+ ba + m Laud + a +ba + s

2. tekil şahıs

-ba + s

3.tekil şahıs

-ba + t

1.çoğul şahıs

-ba + mus

2. çoğul şahıs

-ba + tis

Laud + a + ba + tis

3. çoğul şahıs

-ba + nt

Laud + a +ba + nt

Laud + a + ba + t Laud + a + ba + mus

FİİLLER Activus Indicativus Futurum 1. tekil şahıs

-bo

laud + a + bo laud + a + bi + s

2. tekil şahıs

-bi + s

3.tekil şahıs

-bi + t

laud + a + bi + t

1.çoğul şahıs

-bi + mus

laud + a + bi + mus

2. çoğul şahıs

-bi + tis

laud + a + bi + tis

3. çoğul şahıs

-bu + nt

laud + a + bu + nt

FİİLLER • Bu çekime giren fiillere örnekler: amo,-avi, -atus,-are: sevmek narro, -avi, -atus, -are: anlatmak lacrimo, -avi,-atus,-are:ağlamak orno,-avi, -atus, -are: süslemek

ALIŞTIRMALAR • LATİNCE’YE ÇEVİRİN

• Genç kız şarkı söylüyor. • Şair anlatıyordu. • Ağlıyordunuz. • Selamlayacaksınız. • Seviyorlar.

• TÜRKÇE’YE ÇEVİRİN

• Salutabunt. • Narrabatis. • Ornant. • Amat. • Lacrimas.

LATİN DİLİ I

2. FİİL ÇEKİMİ • Bu çekime mastarı - ēre olan fiiller girer. habeo,-ui,-itus, - ēre: sahip olmak Activus Indicativus 1. tekil şahıs

-o

Praesens habe + o habe + s

2. tekil şahıs

-s

3.tekil şahıs

-t

1.çoğul şahıs

-mus

2. çoğul şahıs

-tis

habe + tis

3. çoğul şahıs

-nt

habe + nt

habe + t habe + mus

2. FİİL ÇEKİMİ Activus Indicativus Imperfectum 1. tekil şahıs

-ba + m

habe + ba+ m

2. tekil şahıs

-ba + s

habe +ba + s

3.tekil şahıs

-ba + t

habe + ba + t

1.çoğul şahıs

-ba + mus

habe + ba + mus

2. çoğul şahıs

-ba + tis

habe + ba + tis

3. çoğul şahıs

-ba + nt

habe + ba + nt

2. FİİL ÇEKİMİ Activus Indicativus

Futurum

1. tekil şahıs

-bo

habe + bo

2. tekil şahıs

-bi + s

habe + bi + s

3.tekil şahıs

-bi + t

habe + bi + t

1.çoğul şahıs

-bi + mus

2. çoğul şahıs

-bi + tis

habe + bi + tis

3. çoğul şahıs

-bu + nt

habe + bu + nt

habe + bi + mus

praesens

imperfectum

futurum

moneo

monebam

monebo

mones

monebas

monebis

monet

monebat

monebit

monemus

monebamus

monebimus

monetis

monebatis

monebitis

monent

monebant

monebunt

2. FİİL ÇEKİMİ • Bu çekime giren fiillere örnekler:

• moneo, -ui, -itus, - ēre: uyarmak • video, vidi, visum, - ēre: görmek • moveō, mōvī, mōtum, -ēre : hareket etmek • teneō, tenuī, tentum, -ēre : tutmak • doceō, docuī, doctum, -ēre: öğretmek

2. FİİL ÇEKİMİ • ALIŞTIRMALAR •

LATİNCE’YE ÇEVİRİN

• uyaracağım • görüyorduk • hareket edeceğiz • tutuyorsun • öğretir

2. FİİL ÇEKİMİ • TÜRKÇE’YE ÇEVİRİN

• tenebant • monent • docebas • videt • movebatis

LATİN DİLİ I

3.FİİL ÇEKİMİ • Bu çekime mastarı - ere olan fiiller girer. Activus Indicativus

Praesens

1. tekil şahıs

-o

leg + o

2. tekil şahıs

-i+s

legi + s

3.tekil şahıs

-i+t

legi + t

1.çoğul şahıs

-i + mus

2. çoğul şahıs

-i + tis

legi + tis

3. çoğul şahıs

-u + nt

leg + u + nt

legi+ mus

3.FİİL ÇEKİMİ Activus Indicativus 1. tekil şahıs

-e + bam

Imperfectum leg + e + ba + m

2. tekil şahıs

-e + bas

leg + e + ba + s

3.tekil şahıs

-e + bat

leg + e+ ba + t

1.çoğul şahıs

-e + bamus

leg+ -e + ba + mus

2. çoğul şahıs

-e + batis

leg + e +ba + tis

3. çoğul şahıs

-e + bant

leg + e + ba + nt

3.FİİL ÇEKİMİ Activus Indicativus

Futurum

1. tekil şahıs

-am

leg + am

2. tekil şahıs

-e + s

leg + e + s

3.tekil şahıs

-e + t

leg + e+ t

1.çoğul şahıs

-e + mus

leg+ -e + mus

2. çoğul şahıs

-e + tis

leg + e +tis

3. çoğul şahıs

-e + nt

leg + e + nt

praesens

imperfectum

futurum

dico

dicebam

dicam

dicis

dicebas

dices

dicit

dicebat

dicet

dicimus

dicebamus

dicemus

dicitis

dicebatis

dicetis

Dicunt

dicebant

dicent

3.FİİL ÇEKİMİ • Bu çekime giren fiillere örnekler: • legō, lēgī, lectus,- ere : okumak • dīcō, dīxī, dictum, -ere: söylemek • dūcō, dūxī, ductum, -ere: sevk etmek • scribo, scripsi, scriptus, -ere: yazmak • mittō, mīsī, missus, -ere: göndermek

ALIŞTIRMALAR Latince’ye çevirin

• Okuyorlar • Gönderiyordun • Sevk edecek • Söyler • Yazıyordu

Türkçe’ye çevirin • Leges • Dicitis • Ducebant • Scribunt • Mittebamus

LATİN DİLİ I

4.FİİL ÇEKİMİ • Bu çekime mastarı - ire olan fiiller girer. audio, -ivi/-ii, -itus, ire: dinlemek Activus Indicativus 1. tekil şahıs

-o

Praesens audi + o

2. tekil şahıs

-i+s

audi + s

3.tekil şahıs

-i+t

audi + t

1.çoğul şahıs

-i + mus

audi + mus

2. çoğul şahıs

-i + tis

audi + tis

3. çoğul şahıs

-u + nt

audi + u + nt

4.FİİL ÇEKİMİ Activus Indicativus 1. tekil şahıs

Imperfectum

-e + bam

audi + e + ba + m

2. tekil şahıs

-e + bas

audi + e + ba + s

3.tekil şahıs

-e + bat

audi + e+ ba + t

1.çoğul şahıs

-e + bamus

audi + e + ba + mus

2. çoğul şahıs

-e + batis

audi + e +ba + tis

3. çoğul şahıs

-e + bant

audi + e + ba + nt

4.FİİL ÇEKİMİ Activus Indicativus

Futurum

1. tekil şahıs

-am

audi + am

2. tekil şahıs

-e + s

audi + e + s

3.tekil şahıs

-e + t

audi + e+ t

1.çoğul şahıs

-e + mus

audi + -e + mus

2. çoğul şahıs

-e + tis

audi + e +tis

3. çoğul şahıs

-e + nt

audi + e + nt

praesens

imperfectum

futurum

venio

veniebam

veniam

venis

veniebas

venies

venit

veniebat

veniet

venimus

veniebamus

veniemus

venitis

veniebatis

venietis

veniunt

veniebant

venient

4.FİİL ÇEKİMİ

Bu çekime giren fiillere örnekler:

• audio, -ivi/-ii, -itus, ire: dinlemek • venio, veni, ventum, ire: gelmek • dormio, -ivi, -itum, -ire: uyumak • punio, -ivi, -itus, ire: cezalandırmak

ALIŞTIRMALAR • Latince’ye çevirin • Cezalandıracak • Geliyorduk • Dinlerim • Uyuyordun

• Türkçe’ye çevirin

• dormit • puniebant • audiemus • veniet

LATİN DİLİ I

VERBUM ESSE (OLMAK FİİLİ) • Esse yani olmak fiilinin çekimi düzensizdir.

• Esse isim cümlelerinde yüklem görevi görür.

• Esse’yle birlikte yüklemi oluşturan isim yada sıfat nominativus casusta olmak zorundadır.

VERBUM ESSE (OLMAK FİİLİ) ESSE Indicativus Praesens

Indicativus Imperfectum

Indicativus Futurum

sum

eram

ero

es

eras

eris

est

erat

erit

sumus

eramus

erimus

estis

eratis

eritis

sunt

erant

erunt

ÖRNEKLER • Roma in italia est. (Roma italya’dadır.)

• Ego sum discipulus. (Ben öğrenciyim)

• Graecia et ıtalia in europa sunt. (Yunanistan ve ıtalya avrupa’dadır.)

• Nilus fluvius est. (Nil bir ırmaktır)

ALIŞTIRMALAR • Boşlukları esse fiilinin uygun çekimi ile dolduralım. • Nos ---------- amici. • Vos ---------in ıtalia aestate. • Tu----------beatus. • Metella et marcus ---------- discipuli.

POSSE (-EBİLMEK) • Esse’yle yapılan birleşik bir fiildir.

• Cümleye –bilmek anlamı katar.

• Posse’yle birlikte kullanılan fiil infinitivus halde olmak zorundadır.

Örnek: • Possum dicere: söyleyebilirim.

POSSE (-EBİLMEK) POSSE PRAESENS

IMPERFECTUM

FUTURUM

possum

poteram

potero

potes

poteras

poteris

potest

poterat

poterit

possumus

poteramus

poterimus

potestis

poteratis

poteritis

possunt

poterant

poterunt

DİĞER DÜZENSİZ FİİLLER • volo,volui,velle praesens Indicativus Praesens

imperfectum Indicativus Imperfectum

futurum Indicativus Futurum

volo

volebam

volam

vis

volebas

voles

vult

volebat

volet

volumus

volebamus

volemus

vultis

volebatıs

voletis

volunt

volebant

volent

• nolo,nolui,nolle: istememek Indicativus Praesens

Indicativus Imperfectum

Indicativus Futurum

nolo

nolebam

nolam

non vis

nolebas

noles

non vult

nolebat

nolet

nolumus

nolebamus

nolemus

non vultis

nolebatis

noletis

nolunt

nolebant

nolent

LATİN DİLİ I

1. GRUP SIFATLAR • 1.grup sıfatlar üç bitimlidir.

• 1. ve 2.isim çekimine göre çekilir.

Örnek: bonus,bona, bonum: iyi

Çekimi şöyledir:

1. GRUP SIFATLAR SIFATLAR (Singularis) CASUS

MASCULINUM

FEMININUM

NEUTRUM

Nominativus

bonus

bona

bonum

Genetivus

boni

bonae

boni

Dativus

bono

bonae

bono

Accusativus

bonum

bonam

bonum

Ablativus

bono

bona

bono

Vocativus

bone

bona

bonum

1. GRUP SIFATLAR SIFATLAR (Pluralis) CASUS

MASCULINUM

FEMININUM

NEUTRUM

Nominativus

boni

bonae

bona

Genetivus

bonorum

bonarum

bonorum

Dativus

bonis

bonis

bonis

Accusativus

bonos

bonas

bona

Ablativus

bonis

bonis

bonis

Vocativus

boni

bonae

bona

1. GRUP SIFATLAR • Sıfatlar bağlı olduğu ada sayı cins ve casus bakımından uymak zorundadır.

Örnek: • discipulus bonus: iyi erkek öğrenci • discipula bona: iyi kız öğrenci • bellum malum: kötü savaş

1. grup sıfatlara örnekler:

• parvus,parva,parvum:küçük • magnus, magna, magnus: büyük • multus, multa, multum: pek çok • longus, longa, longum: uzun • Romanus, Romana, Romanum: Romalı

Sıfat tamlaması örnekleri: • küçük ev: casa parva • büyük kapı: magna porta • çalışkan erkek öğrenci: sedulus discipulus • iyi öğretmen: bonus magister • ünlü filozof: clarus philosophus

ALIŞTIRMALAR • CÜMLELERİ ÇEVİRİN: • In hortis amici sunt pulchrae et variae rosae. • Historia populorum antiquorum est iucunda pueris. • Longis bellis romani multas terras comparant.

LATİN DİLİ I

PRONOMEN (ZAMİR) • Zamirler ismin yerini tutan sözcüklerdir.

• Genelde cümlelerdeki sözcük tekrarlarını önlemek amacıyla kullanılır.

• Latincede zamirlerin şahıs zamirleri, mülkiyet zamirleri, işaret zamirleri, ilgi zamirleri, soru zamirleri gibi türleri vardır.

ŞAHIS ZAMİRLERİ cas us

Ego: ben

No m.

ego

tu: sen Ben

Tu

sen

Gen Mei* .

Benim

Tui*

senin

Dat .

Bana/benim Tibi için

Sana/senin için

Beni

seni

Mihi

Acc. Me Abl .

Me

Te te

*Şahıs zamirlerinin genetivus’u yerine genellikle mülkiyet sıfatları kullanılır

ŞAHIS ZAMİRLERİ casus

Nos: biz

Vos: siz

Nom.

Nos

Biz

Vos

Siz

Gen.

Nostri/nostrum*

Bizim

Vostri/vostrum*

Sizin

Dat.

Nobis

Bize/bizim için

Vobis

Size/sizin için

Acc.

Nos

bizi

Vos

sizi

Abl.

nobis

vobis

*Şahıs zamirlerinin genetivus’u yerine genellikle mülkiyet sıfatları kullanılır

ÖRNEKLER: • Ego sum magistra: ben bir öğretmenim. • Tu es agricola: sen bir çiftçisin. • Nos sumus discipuli: bizler birer öğrenciyiz. • Vos erant aegri: sizler hastaydınız.

İŞARET ZAMİRİ/SIFATI: IS,EA,ID Singularis casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom

is

ea

id

Gen.

eius

eius

eius

Dat.

ei

ei

ei

Acc.

eum

eam

id

Abl.

eo

ea

eo

İŞARET ZAMİRİ/SIFATI: IS,EA,ID Pluralis casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom

ii/ei

eae

ea

Gen.

eorum

earum

eorum

Dat.

eis

eis

eis

Acc.

eos

eas

ea

Abl.

eis

eis

eis

ILLE,ILLA,ILLUD Singularis Casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom

ille

illa

illud

Gen.

illius

illius

illius

Dat.

illi

illi

illi

Acc.

illum

illam

illud

Abl.

illo

illa

illo

Pluralis Casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom

illi

illae

illa

Gen.

illorum

illarum

illorum

Dat.

illis

illis

illis

Acc.

illos

illas

illa

Abl.

illis

illis

illis

LATİN DİLİ I

İŞARET ZAMİRİ/SIFATI : HIC,HAEC,HOC (BU) Singularis casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom.

hic

haec

hoc

Gen.

huius

huius

huius

Dat.

huic

huic

huic

Acc.

hunc

hanc

hoc

Abl.

hoc

hac

hoc

Pluralis casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom.

hi

hae

haec

Gen.

horum

harum

horum

Dat.

his

his

his

Acc.

hos

has

haec

Abl.

his

his

his

• ÖRNEKLER • Vir haec dicit. (Adam bu şeyleri söylüyor.) • Hunc poetam cognosco. (Bu ozanı tanıyorum)

SORU ZAMİRLERİ • Kim? / Ne? Soru zamirlerinin çekimi şöyledir: Singularis casus

Mas.&fem.

neutrum

Nom.

Quis: kim

Quid: ne

Gen.

Cuius: kimin

Cuius: neyin

Dat.

Cui: kime, kim için

Cui: neye, ne için

Acc.

Quem: kimi

Quid:neyi

Abl.

quo

Quo:neyle

Singularis casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom.

qui: kimler

quae

qua

Gen.

quorum: kimlerin

quarum

quorum

Dat.

quibus: kimlere, kimler için

quibus

quibus

Acc.

quos: kimleri

quas

qua

Abl.

quibus

quibus

quibus

ÖRNEKLER: • Quis legit eam epistulam? (O mektubu kim okudu?) • Quem audis? (Kimi dinliyorsun?) • Cuius libros legistis? (Kimin kitaplarını okuyorsunuz?) • Cui emit hanc stolam? (Bu stolayı kim için satın alıyor?)

LATİN DİLİ I

PRAEPOSITIONES (EDATLAR) • Edatlar tek başına anlamı olmayan ancak cümledeki sözcükler arasında anlam bütünlüğü kuran ifadelerdir. • Edatlar genelde ilgili kelimenin önüne yazılır.

• Accusativus alan edatlar: • Ad : yönelme bildirir. Bir yere doğru ya da bir şeye veya kişiye doğru anlmındadır.

Örnek:

Ad villam vado: Eve doğru gidiyorum

Ambulamus ad scholam: Okula doğru yürüyoruz.

• Ante: -den önce, önünde Örnek:

ante hunc diem: bu günden önce

ante muros stant: surların önünde duruyorlar. • Post: -den sonra, arkasında Örnek:

post paucis diebus: birkaç gün sonra

• Per: boyunca, süresince, aracılığıyla, yardımıyla, yoluyla Örnek:

per noctem: gece boyunca

per vos: sizin sayenizde per agros: tarlalar boyunca

• Prope: yakınında, yanında Örnek: Templum est prope villam. • Sub: altında Örnek: Puella sub arbore sedet.

• Trans: Ötesine, bir taraftan diğer tarafa Örnek: Dux copias trans flumen duxit. • Supra: üstünde inter: arasında Örnek:

inter amicos: arkadaşlar arasında

inter nos: kendi aramızda

• Ablativus ile kullanılanlar: • in: -in içinde, -de, -da Örnek:

Poeta in villa scribit.

Stellae in caelo sunt. • a/ab/abs: bir yerden uzaklaşma Örnek: a villa venio

• sine: -sız, olmaksızın Örnek: vita sine amicis non valet. • cum: birliktelik, ile Örnek: cum amicis ad scholam vado. • de: hakkında Örnek: de libris Ciceronis

• e/ex: -den, -den dışarı Örnek:

ux urbe

• prae: önünde • pro: -in önünde, için, uğruna Örnek:

pro templo: tapınağın önünde

pro patria: vatan uğruna

LATİN DİLİ I

Latin Alfabesi • Latin alfabesi 23 harflidir;

Latin Alfabesi Latince yazıldığı gibi okunan bir dildir. Ancak aşağıdaki durumlara dikkat edilmelidir: •C: daima k sesi verir. •G: daima g sesi verir •Y: daima ü sesi verir •H: daima h sesi verir

Latin Alfabesi • İki sessiz harf yan yana gelebilir: •Ch: daima k sesi verir. •Th: daima t sesi verir. •Ph: f sesi verir. • Bunlardan başka rr, tt, mm gibi aynı iki sessiz harf yan yana geldiğinde her harf ayrı ayrı okunur.

Latin Alfabesi • Çift seslilerin okunuşu ise şöyledir: •au: av •eu: ev •ae, ai: ay •oe, oi: oy -i den sonra sesli harf gelirse y diye okunur.

SÖZCÜKLER •Declinabilia (çekimliler); Nomen (ad), pronomen (zamir), adiectivum (sıfat), verbum (eylem) •Indeclinabilia (çekimsizler); Adverbum (zarf), coniuctio (bağlaç), praepositio (edat)

NOMEN (İSİM) • Latince çekimli bir dildir. Bu yüzden Latince’de isimler cinslerine ( genus), sayılarına (numerus) ve hallerine (casus) göre bir takım çekim ekleri alarak çekilirler: • Genus (cins); femininum, masculinum, neutrum • Numerus (sayı); singularis, pluralis •  Casus (ismin hali); nominativus, genetivus, dativus, accusativus, ablativus, vocativus

İSİM ÇEKİMLERİ •Latince’de 5 isim çekimi vardır. •1. İsim çekimi;

nominativus’u -a, genetivus’u -ae ile biten genelde femininum isimler girer. •2. İsim çekimi;   nominativus’u us, genetivus’u -i ile biten masculinum; nominativus’u -er, - genetivus’u -i ile biten masculinum; ve •nominativus’u -um, genetivus’u -i ile biten neutrum isimler girer.

İSİM ÇEKİMLERİ • 3. İsim çekimi; genetivus’u -is le biten mas., Fem. Ve neut. İsimler girer.

• 4. İsim çekimi; Genetivus’u -us la biten mas., Fem. Ve neut. İsimler girer.

• 5.İsim çekimi;

nominativus’u -es, genetivus’u -ei ile biten fem. İsimler ve az sayıdaki mas. İsimler girer.

CASUSLAR (İSMİN HALLERİ) • Türkçe’de olduğu gibi latince’de de isimler cümledeki görevine göre yalın, ilgi, yönelme, yükleme gibi hallerde bulunabilir. Latince’de ismin 6 hali vardır: 1) nominativus (yalın hali): ismin hiçbir takı almamış yalın halidir. Özne her zaman nominativus halde olmak zorundadır. Kim? Ne? Soruları sorularak bulunur. 2) genetivus (iyelik hali): sahiplik bildirir. İsim tamlamasında tamlayanın halidir. Kimin? Neyin? Sorularına karşılık verir.

CASUSLAR (İSMİN HALLERİ) 3) Dativus (yönelme hali): kime? Kim için? Ne için? Soruları sorularak bulunur.

4) Accusativus (-i hali): nesnenin halidir. Latince’de cümlenin fiili başka bir hal gerektirmiyorsa nesne mutlaka accusativus halde olmalıdır. Kimi? Neyi? Sorularına karşılık verir. Türkçe’deki belirtisiz nesne latince’de olmadığı için belirtisiz nesneyi bulmak için sorulan ne ? kim? Sorularına da accusativus cevap verir.

CASUSLAR (İSMİN HALLERİ)

5)Ablativus : tek başına kullanıldığında ne ile sorusuna cevap verir.

6)Vocativus (seslenme hali): bir kişiye ya da nesneye seslenme halidir.

LATİN DİLİ I

1.İSİM ÇEKİMİ • 1. İsim çekimine giren isimlerin tekil nominativus’u –a’ ile tekil genetivus’u – ae ile biter.

• Bu isim çekimine giren isimlerin büyük bir çoğunluğu femininumdur.

• Bu isim çekiminde az sayıda masculinum isim bulunmaktadır:

1.İSİM ÇEKİMİ • Bu isim çekiminde az sayıda masculinum isim bulunmaktadır:

• Agricola,ae,m: çitftçi; • Nauta,ae,m; gemici; • Pīrāta,ae,m; korsan; • Poēta,ae,m; ozan

1.İSİM ÇEKİMİ 1.İSİM ÇEKİMİ CASUS Nominativus Genetivus Dativus Accusativus Ablativus Vocativus

Singularis -a -ae -ae -am -a -a

Pluralis -ae -arum -is -as -is -ae

1.İSİM ÇEKİMİ 1.İSİM ÇEKİMİ CASUS

Singularis

Pluralis

Nominativus

silva

silvae

Genetivus

silvae

silvarum

Dativus

silvae

silvis

Accusativus

silvam

silvas

Ablativus

silva

silvis

Vocativus

silva

silvae

1.İSİM ÇEKİMİ

CASUS

1.İSİM ÇEKİMİ Singularis

Pluralis

Nominativus

poeta

poetae

Genetivus

poetae

poetarum

Dativus

poetae

poetis

Accusativus

poetam

poetas

Ablativus

poeta

poetis

Vocativus

poeta

poetae

1.İSİM ÇEKİMİ • 1. İsim çekimine giren isimlere örnekler: • rosa,ae,f: gül • amica,ae,f: kız arkadaş • casa,ae,f: küçük kır evi, köy evi • concordia,ae,f: uyuşma, anlaşma • fabula,ae,f: masal, öykü • insula,ae,f: ada

ALIŞTIRMALAR • UYGUN SÖZCÜKLERİ YAZIN: • mektubu: • çiftçiler: • şairlerin: • okulları: • nautae: • fabulam: • insulis: • cena: • amicarum:

LATİN DİLİ I

2.İSİM ÇEKİMİ • Bu isim çekimine –us,-er bitimli masculinum isimler ve –um bitimli neutrum isimler girer. Hepsinin tekil genetivus’u –i ile biter. •  Bu guruba giren isimlere örnekler:

• amicus,i,m: erkek arkadaş • discipulus,i,m: erkek öğrenci • cibus,i,m: yiyecek • filius,ii,m: erkek evlat, oğul

2.İSİM ÇEKİMİ 2.İSİM ÇEKİMİ CASUS

Singularis

Pluralis

Nominativus

-us

-i

Genetivus

-i

-orum

Dativus

-o

-is

Accusativus

-um

-os

Ablativus

-o

-is

Vocativus

-e

-i

2.İSİM ÇEKİMİ 2.İSİM ÇEKİMİ CASUS

Singularis

Pluralis

Nominativus

amicus

amici

Genetivus

amici

amicorum

Dativus

amico

amicis

Accusativus

amicum

amicos

Ablativus

amico

amicis

Vocativus

amice

amici

2.İSİM ÇEKİMİ • -er bitimli isimler: puer, pueri,m : çocuk 2.İSİM ÇEKİMİ CASUS

Singularis

Pluralis

Nominativus

puer

pueri

Genetivus

pueri

puerorum

Dativus

puero

pueris

Accusativus

puerum

pueros

Ablativus

puero

pueris

Vocativus

puer

pueri

2.İSİM ÇEKİMİ -er bitimli bazı isimlerin çekimi ise şöyledir: ager, agri,m : tarla 2.İSİM ÇEKİMİ CASUS

Singularis

Pluralis

Nominativus

ager

agri

Genetivus

agri

agrorum

Dativus

agro

agris

Accusativus

agrum

agros

Ablativus

agro

agris

Vocativus

ager

agri

2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLER • 2. isim çekimine giren neutrum isimler • bellum,i,n: savaş 2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM CASUS Nominativus Genetivus Dativus Accusativus Ablativus Vocativus

İSİMLER Singularis

bellum belli bello bellum bello bellum

Pluralis

bella bellorum bellis bella bellis bella

2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLER 2. isim çekimine giren neutrum isimlere örnekler:

• donum,i,n: armağan, sunu • auxilium,ii,n: yardım • vitium,ii,n: kusur • periculum,in: tehlike

2.İSİM ÇEKİMİ NEUTRUM İSİMLER 2. isim çekimine giren neutrum isimlere örnekler:

• donum,i,n: armağan, sunu • auxilium,ii,n: yardım • vitium,ii,n: kusur • periculum,in: tehlike

LATİN DİLİ I

FİİLLER • Latince’de altı zaman vardır. 1) Indicativus praesens (şimdiki ve geniş zaman) 2) Imperfectum (şimdiki zamanın hikayesi) 3) Futurum (gelecek zaman) 4) Perfectum (di’li geçmiş zaman) 5) Plusquam perfectum (miş’li geçmiş zamanın hikayesi) 6) Futurum exactum (gelecekte tamamlanacak zaman)

FİİLLER • Latince’de 4 fiil çekimi vardır. • 1.Fiil çekimi Bu çekime mastarı -are olan fiiller girer. laudo,laudavi,laudatus,laudare: övmek Activus Indicativus

Praesens

1. tekil şahıs

-o

laud + o

2. tekil şahıs

-s

laud + a + s

3.tekil şahıs

-t

laud + a + t

1.çoğul şahıs

-mus

2. çoğul şahıs

-tis

laud + a + tis

3. çoğul şahıs

-nt

laud + a + nt

laud + a + mus

FİİLLER Activus Indicativus 1. tekil şahıs

-ba + m

Imperfectum Laud + a+ ba + m Laud + a +ba + s

2. tekil şahıs

-ba + s

3.tekil şahıs

-ba + t

1.çoğul şahıs

-ba + mus

2. çoğul şahıs

-ba + tis

Laud + a + ba + tis

3. çoğul şahıs

-ba + nt

Laud + a +ba + nt

Laud + a + ba + t Laud + a + ba + mus

FİİLLER Activus Indicativus Futurum 1. tekil şahıs

-bo

laud + a + bo laud + a + bi + s

2. tekil şahıs

-bi + s

3.tekil şahıs

-bi + t

laud + a + bi + t

1.çoğul şahıs

-bi + mus

laud + a + bi + mus

2. çoğul şahıs

-bi + tis

laud + a + bi + tis

3. çoğul şahıs

-bu + nt

laud + a + bu + nt

FİİLLER • Bu çekime giren fiillere örnekler: amo,-avi, -atus,-are: sevmek narro, -avi, -atus, -are: anlatmak lacrimo, -avi,-atus,-are:ağlamak orno,-avi, -atus, -are: süslemek

ALIŞTIRMALAR • LATİNCE’YE ÇEVİRİN

• Genç kız şarkı söylüyor. • Şair anlatıyordu. • Ağlıyordunuz. • Selamlayacaksınız. • Seviyorlar.

• TÜRKÇE’YE ÇEVİRİN

• Salutabunt. • Narrabatis. • Ornant. • Amat. • Lacrimas.

LATİN DİLİ I

2. FİİL ÇEKİMİ • Bu çekime mastarı - ēre olan fiiller girer. habeo,-ui,-itus, - ēre: sahip olmak Activus Indicativus 1. tekil şahıs

-o

Praesens habe + o habe + s

2. tekil şahıs

-s

3.tekil şahıs

-t

1.çoğul şahıs

-mus

2. çoğul şahıs

-tis

habe + tis

3. çoğul şahıs

-nt

habe + nt

habe + t habe + mus

2. FİİL ÇEKİMİ Activus Indicativus Imperfectum 1. tekil şahıs

-ba + m

habe + ba+ m

2. tekil şahıs

-ba + s

habe +ba + s

3.tekil şahıs

-ba + t

habe + ba + t

1.çoğul şahıs

-ba + mus

habe + ba + mus

2. çoğul şahıs

-ba + tis

habe + ba + tis

3. çoğul şahıs

-ba + nt

habe + ba + nt

2. FİİL ÇEKİMİ Activus Indicativus

Futurum

1. tekil şahıs

-bo

habe + bo

2. tekil şahıs

-bi + s

habe + bi + s

3.tekil şahıs

-bi + t

habe + bi + t

1.çoğul şahıs

-bi + mus

2. çoğul şahıs

-bi + tis

habe + bi + tis

3. çoğul şahıs

-bu + nt

habe + bu + nt

habe + bi + mus

praesens

imperfectum

futurum

moneo

monebam

monebo

mones

monebas

monebis

monet

monebat

monebit

monemus

monebamus

monebimus

monetis

monebatis

monebitis

monent

monebant

monebunt

2. FİİL ÇEKİMİ • Bu çekime giren fiillere örnekler:

• moneo, -ui, -itus, - ēre: uyarmak • video, vidi, visum, - ēre: görmek • moveō, mōvī, mōtum, -ēre : hareket etmek • teneō, tenuī, tentum, -ēre : tutmak • doceō, docuī, doctum, -ēre: öğretmek

2. FİİL ÇEKİMİ • ALIŞTIRMALAR •

LATİNCE’YE ÇEVİRİN

• uyaracağım • görüyorduk • hareket edeceğiz • tutuyorsun • öğretir

2. FİİL ÇEKİMİ • TÜRKÇE’YE ÇEVİRİN

• tenebant • monent • docebas • videt • movebatis

LATİN DİLİ I

3.FİİL ÇEKİMİ • Bu çekime mastarı - ere olan fiiller girer. Activus Indicativus

Praesens

1. tekil şahıs

-o

leg + o

2. tekil şahıs

-i+s

legi + s

3.tekil şahıs

-i+t

legi + t

1.çoğul şahıs

-i + mus

2. çoğul şahıs

-i + tis

legi + tis

3. çoğul şahıs

-u + nt

leg + u + nt

legi+ mus

3.FİİL ÇEKİMİ Activus Indicativus 1. tekil şahıs

-e + bam

Imperfectum leg + e + ba + m

2. tekil şahıs

-e + bas

leg + e + ba + s

3.tekil şahıs

-e + bat

leg + e+ ba + t

1.çoğul şahıs

-e + bamus

leg+ -e + ba + mus

2. çoğul şahıs

-e + batis

leg + e +ba + tis

3. çoğul şahıs

-e + bant

leg + e + ba + nt

3.FİİL ÇEKİMİ Activus Indicativus

Futurum

1. tekil şahıs

-am

leg + am

2. tekil şahıs

-e + s

leg + e + s

3.tekil şahıs

-e + t

leg + e+ t

1.çoğul şahıs

-e + mus

leg+ -e + mus

2. çoğul şahıs

-e + tis

leg + e +tis

3. çoğul şahıs

-e + nt

leg + e + nt

3.FİİL ÇEKİMİ • Bu çekime giren fiillere örnekler: • legō, lēgī, lectus,- ere : okumak • dīcō, dīxī, dictum, -ere: söylemek • dūcō, dūxī, ductum, -ere: sevk etmek • scribo, scripsi, scriptus, -ere: yazmak • mittō, mīsī, missus, -ere: göndermek

ALIŞTIRMALAR Latince’ye çevirin

• Okuyorlar • Gönderiyordun • Sevk edecek • Söyler • Yazıyordu

Türkçe’ye çevirin • Leges • Dicitis • Ducebant • Scribunt • Mittebamus

LATİN DİLİ I

4.FİİL ÇEKİMİ • Bu çekime mastarı - ire olan fiiller girer. audio, -ivi/-ii, -itus, ire: dinlemek Activus Indicativus 1. tekil şahıs

-o

Praesens audi + o

2. tekil şahıs

-i+s

audi + s

3.tekil şahıs

-i+t

audi + t

1.çoğul şahıs

-i + mus

audi + mus

2. çoğul şahıs

-i + tis

audi + tis

3. çoğul şahıs

-u + nt

audi + u + nt

4.FİİL ÇEKİMİ Activus Indicativus 1. tekil şahıs

Imperfectum

-e + bam

audi + e + ba + m

2. tekil şahıs

-e + bas

audi + e + ba + s

3.tekil şahıs

-e + bat

audi + e+ ba + t

1.çoğul şahıs

-e + bamus

audi + e + ba + mus

2. çoğul şahıs

-e + batis

audi + e +ba + tis

3. çoğul şahıs

-e + bant

audi + e + ba + nt

4.FİİL ÇEKİMİ Activus Indicativus

Futurum

1. tekil şahıs

-am

audi + am

2. tekil şahıs

-e + s

audi + e + s

3.tekil şahıs

-e + t

audi + e+ t

1.çoğul şahıs

-e + mus

audi + -e + mus

2. çoğul şahıs

-e + tis

audi + e +tis

3. çoğul şahıs

-e + nt

audi + e + nt

praesens

imperfectum

futurum

venio

veniebam

veniam

venis

veniebas

venies

venit

veniebat

veniet

venimus

veniebamus

veniemus

venitis

veniebatis

venietis

veniunt

veniebant

venient

4.FİİL ÇEKİMİ

Bu çekime giren fiillere örnekler:

• audio, -ivi/-ii, -itus, ire: dinlemek • venio, veni, ventum, ire: gelmek • dormio, -ivi, -itum, -ire: uyumak • punio, -ivi, -itus, ire: cezalandırmak

ALIŞTIRMALAR • Latince’ye çevirin • Cezalandıracak • Geliyorduk • Dinlerim • Uyuyordun

• Türkçe’ye çevirin

• dormit • puniebant • audiemus • veniet

LATİN DİLİ I

VERBUM ESSE (OLMAK FİİLİ) • Esse yani olmak fiilinin çekimi düzensizdir.

• Esse isim cümlelerinde yüklem görevi görür.

• Esse’yle birlikte yüklemi oluşturan isim yada sıfat nominativus casusta olmak zorundadır.

VERBUM ESSE (OLMAK FİİLİ) ESSE Indicativus Praesens

Indicativus Imperfectum

Indicativus Futurum

sum

eram

ero

es

eras

eris

est

erat

erit

sumus

eramus

erimus

estis

eratis

eritis

sunt

erant

erunt

ÖRNEKLER • Roma in italia est. (Roma italya’dadır.)

• Ego sum discipulus. (Ben öğrenciyim)

• Graecia et ıtalia in europa sunt. (Yunanistan ve ıtalya avrupa’dadır.)

• Nilus fluvius est. (Nil bir ırmaktır)

ALIŞTIRMALAR • Boşlukları esse fiilinin uygun çekimi ile dolduralım. • Nos ---------- amici. • Vos ---------in ıtalia aestate. • Tu----------beatus. • Metella et marcus ---------- discipuli.

POSSE (-EBİLMEK) • Esse’yle yapılan birleşik bir fiildir.

• Cümleye –bilmek anlamı katar.

• Posse’yle birlikte kullanılan fiil infinitivus halde olmak zorundadır.

Örnek: • Possum dicere: söyleyebilirim.

POSSE (-EBİLMEK) POSSE PRAESENS

IMPERFECTUM

FUTURUM

possum

poteram

potero

potes

poteras

poteris

potest

poterat

poterit

possumus

poteramus

poterimus

potestis

poteratis

poteritis

possunt

poterant

poterunt

DİĞER DÜZENSİZ FİİLLER • volo,volui,velle praesens Indicativus Praesens

imperfectum Indicativus Imperfectum

futurum Indicativus Futurum

volo

volebam

volam

vis

volebas

voles

vult

volebat

volet

volumus

volebamus

volemus

vultis

volebatıs

voletis

volunt

volebant

volent

• nolo,nolui,nolle: istememek Indicativus Praesens

Indicativus Imperfectum

Indicativus Futurum

nolo

nolebam

nolam

non vis

nolebas

noles

non vult

nolebat

nolet

nolumus

nolebamus

nolemus

non vultis

nolebatis

noletis

nolunt

nolebant

nolent

LATİN DİLİ I

1. GRUP SIFATLAR • 1.grup sıfatlar üç bitimlidir.

• 1. ve 2.isim çekimine göre çekilir.

Örnek: bonus,bona, bonum: iyi

Çekimi şöyledir:

1. GRUP SIFATLAR SIFATLAR (Singularis) CASUS

MASCULINUM

FEMININUM

NEUTRUM

Nominativus

bonus

bona

bonum

Genetivus

boni

bonae

boni

Dativus

bono

bonae

bono

Accusativus

bonum

bonam

bonum

Ablativus

bono

bona

bono

Vocativus

bone

bona

bonum

1. GRUP SIFATLAR SIFATLAR (Pluralis) CASUS

MASCULINUM

FEMININUM

NEUTRUM

Nominativus

boni

bonae

bona

Genetivus

bonorum

bonarum

bonorum

Dativus

bonis

bonis

bonis

Accusativus

bonos

bonas

bona

Ablativus

bonis

bonis

bonis

Vocativus

boni

bonae

bona

1. GRUP SIFATLAR • Sıfatlar bağlı olduğu ada sayı cins ve casus bakımından uymak zorundadır.

Örnek: • discipulus bonus: iyi erkek öğrenci • discipula bona: iyi kız öğrenci • bellum malum: kötü savaş

1. grup sıfatlara örnekler:

• parvus,parva,parvum:küçük • magnus, magna, magnus: büyük • multus, multa, multum: pek çok • longus, longa, longum: uzun • Romanus, Romana, Romanum: Romalı

Sıfat tamlaması örnekleri: • küçük ev: casa parva • büyük kapı: magna porta • çalışkan erkek öğrenci: sedulus discipulus • iyi öğretmen: bonus magister • ünlü filozof: clarus philosophus

LATİN DİLİ I

PRONOMEN (ZAMİR) • Zamirler ismin yerini tutan sözcüklerdir.

• Genelde cümlelerdeki sözcük tekrarlarını önlemek amacıyla kullanılır.

• Latincede zamirlerin şahıs zamirleri, mülkiyet zamirleri, işaret zamirleri, ilgi zamirleri, soru zamirleri gibi türleri vardır.

ŞAHIS ZAMİRLERİ cas us

Ego: ben

No m.

ego

tu: sen Ben

Tu

sen

Gen Mei* .

Benim

Tui*

senin

Dat .

Bana/benim Tibi için

Sana/senin için

Beni

seni

Mihi

Acc. Me Abl .

Me

Te te

*Şahıs zamirlerinin genetivus’u yerine genellikle mülkiyet sıfatları kullanılır

ŞAHIS ZAMİRLERİ casus

Nos: biz

Vos: siz

Nom.

Nos

Biz

Vos

Siz

Gen.

Nostri/nostrum*

Bizim

Vostri/vostrum*

Sizin

Dat.

Nobis

Bize/bizim için

Vobis

Size/sizin için

Acc.

Nos

bizi

Vos

sizi

Abl.

nobis

vobis

*Şahıs zamirlerinin genetivus’u yerine genellikle mülkiyet sıfatları kullanılır

ÖRNEKLER: • Ego sum magistra: ben bir öğretmenim. • Tu es agricola: sen bir çiftçisin. • Nos sumus discipuli: bizler birer öğrenciyiz. • Vos erant aegri: sizler hastaydınız.

İŞARET ZAMİRİ/SIFATI: IS,EA,ID Singularis casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom

is

ea

id

Gen.

eius

eius

eius

Dat.

ei

ei

ei

Acc.

eum

eam

id

Abl.

eo

ea

eo

İŞARET ZAMİRİ/SIFATI: IS,EA,ID Pluralis casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom

ii/ei

eae

ea

Gen.

eorum

earum

eorum

Dat.

eis

eis

eis

Acc.

eos

eas

ea

Abl.

eis

eis

eis

ILLE,ILLA,ILLUD Singularis Casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom

ille

illa

illud

Gen.

illius

illius

illius

Dat.

illi

illi

illi

Acc.

illum

illam

illud

Abl.

illo

illa

illo

Pluralis Casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom

illi

illae

illa

Gen.

illorum

illarum

illorum

Dat.

illis

illis

illis

Acc.

illos

illas

illa

Abl.

illis

illis

illis

LATİN DİLİ I

PRONOMEN (ZAMİR) • Zamirler ismin yerini tutan sözcüklerdir.

• Genelde cümlelerdeki sözcük tekrarlarını önlemek amacıyla kullanılır.

• Latincede zamirlerin şahıs zamirleri, mülkiyet zamirleri, işaret zamirleri, ilgi zamirleri, soru zamirleri gibi türleri vardır.

ŞAHIS ZAMİRLERİ cas us

Ego: ben

No m.

ego

tu: sen Ben

Tu

sen

Gen Mei* .

Benim

Tui*

senin

Dat .

Bana/benim Tibi için

Sana/senin için

Beni

seni

Mihi

Acc. Me Abl .

Me

Te te

*Şahıs zamirlerinin genetivus’u yerine genellikle mülkiyet sıfatları kullanılır

ŞAHIS ZAMİRLERİ casus

Nos: biz

Vos: siz

Nom.

Nos

Biz

Vos

Siz

Gen.

Nostri/nostrum*

Bizim

Vostri/vostrum*

Sizin

Dat.

Nobis

Bize/bizim için

Vobis

Size/sizin için

Acc.

Nos

bizi

Vos

sizi

Abl.

nobis

vobis

*Şahıs zamirlerinin genetivus’u yerine genellikle mülkiyet sıfatları kullanılır

ÖRNEKLER: • Ego sum magistra: ben bir öğretmenim. • Tu es agricola: sen bir çiftçisin. • Nos sumus discipuli: bizler birer öğrenciyiz. • Vos erant aegri: sizler hastaydınız.

İŞARET ZAMİRİ/SIFATI: IS,EA,ID Singularis casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom

is

ea

id

Gen.

eius

eius

eius

Dat.

ei

ei

ei

Acc.

eum

eam

id

Abl.

eo

ea

eo

İŞARET ZAMİRİ/SIFATI: IS,EA,ID Pluralis casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom

ii/ei

eae

ea

Gen.

eorum

earum

eorum

Dat.

eis

eis

eis

Acc.

eos

eas

ea

Abl.

eis

eis

eis

ILLE,ILLA,ILLUD Singularis Casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom

ille

illa

illud

Gen.

illius

illius

illius

Dat.

illi

illi

illi

Acc.

illum

illam

illud

Abl.

illo

illa

illo

Pluralis Casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom

illi

illae

illa

Gen.

illorum

illarum

illorum

Dat.

illis

illis

illis

Acc.

illos

illas

illa

Abl.

illis

illis

illis

LATİN DİLİ I

İŞARET ZAMİRİ/SIFATI : HIC,HAEC,HOC (BU) Singularis casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom.

hic

haec

hoc

Gen.

huius

huius

huius

Dat.

huic

huic

huic

Acc.

hunc

hanc

hoc

Abl.

hoc

hac

hoc

Pluralis casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom.

hi

hae

haec

Gen.

horum

harum

horum

Dat.

his

his

his

Acc.

hos

has

haec

Abl.

his

his

his

• ÖRNEKLER • Vir haec dicit. (Adam bu şeyleri söylüyor.) • Hunc poetam cognosco. (Bu ozanı tanıyorum)

SORU ZAMİRLERİ • Kim? / Ne? Soru zamirlerinin çekimi şöyledir: Singularis casus

Mas.&fem.

neutrum

Nom.

Quis: kim

Quid: ne

Gen.

Cuius: kimin

Cuius: neyin

Dat.

Cui: kime, kim için

Cui: neye, ne için

Acc.

Quem: kimi

Quid:neyi

Abl.

quo

Quo:neyle

Singularis casus

Mas.

Fem.

Neut.

Nom.

qui: kimler

quae

qua

Gen.

quorum: kimlerin

quarum

quorum

Dat.

quibus: kimlere, kimler için

quibus

quibus

Acc.

quos: kimleri

quas

qua

Abl.

quibus

quibus

quibus

ÖRNEKLER: • Quis legit eam epistulam? (O mektubu kim okudu?) • Quem audis? (Kimi dinliyorsun?) • Cuius libros legistis? (Kimin kitaplarını okuyorsunuz?) • Cui emit hanc stolam? (Bu stolayı kim için satın alıyor?)

LATİN DİLİ I

PRAEPOSITIONES (EDATLAR) • Edatlar tek başına anlamı olmayan ancak cümledeki sözcükler arasında anlam bütünlüğü kuran ifadelerdir. • Edatlar genelde ilgili kelimenin önüne yazılır.

• Accusativus alan edatlar: • Ad : yönelme bildirir. Bir yere doğru ya da bir şeye veya kişiye doğru anlmındadır.

Örnek:

Ad villam vado: Eve doğru gidiyorum

Ambulamus ad scholam: Okula doğru yürüyoruz.

• Ante: -den önce, önünde Örnek:

ante hunc diem: bu günden önce

ante muros stant: surların önünde duruyorlar. • Post: -den sonra, arkasında Örnek:

post paucis diebus: birkaç gün sonra

• Per: boyunca, süresince, aracılığıyla, yardımıyla, yoluyla Örnek:

per noctem: gece boyunca

per vos: sizin sayenizde per agros: tarlalar boyunca

• Prope: yakınında, yanında Örnek: Templum est prope villam. • Sub: altında Örnek: Puella sub arbore sedet.

• Trans: Ötesine, bir taraftan diğer tarafa Örnek: Dux copias trans flumen duxit. • Supra: üstünde inter: arasında Örnek:

inter amicos: arkadaşlar arasında

inter nos: kendi aramızda

• Ablativus ile kullanılanlar: • in: -in içinde, -de, -da Örnek:

Poeta in villa scribit.

Stellae in caelo sunt. • a/ab/abs: bir yerden uzaklaşma Örnek: a villa venio

• sine: -sız, olmaksızın Örnek: vita sine amicis non valet. • cum: birliktelik, ile Örnek: cum amicis ad scholam vado. • de: hakkında Örnek: de libris Ciceronis

• e/ex: -den, -den dışarı Örnek:

ux urbe

• prae: önünde • pro: -in önünde, için, uğruna Örnek:

pro templo: tapınağın önünde

pro patria: vatan uğruna

THALES -Miletoslu filozof Thales, MÖ 624–MÖ 625 yılları arasında yaşamıştır. Yedi bilgeden biri olarak sayılmaktadır. Ünlü bir soydan gelmektedir. Gündoğumu Üzerine ve Gün Tün Eşitliği Üzerine adlı iki yapıtı bulunmaktadır. Bir süre politikayla ilgilendikten sonra

doğayı

araştırma

konusu

olarak

incelemeye

başlamıştır. Bu doğrultuda astronomiyle ilgilenmiş, güneş tutulmalarını ve gün dönümlerini önceden bilen ilk kişidir. -Ruhun ölümsüz olduğunu söylemiştir. Güneşin, ayın büyüklüklerini ölçmüştür. Laertios'un aktardığına göre, ayın son gününe "otuzuncu gün" adını ilk o vermiştir. -Mısırlılardan geometriyi öğrenmiştir. Her şeyin başlangıcının su olduğuna inanır. Evren de canlı bir organizmadır. Yılı 365 güne bölen kişinin o olduğu söylenir. -Piramitleri gölgelerine bakıp ölçmüştür. Bir kaç özdeyişi şöyledir:

-Varlıkların

en

eskisi

tanrıdır;

çünkü

o

hiç

oluşmamıştır. -En güzel şey evrendir; çünkü tanrının eseridir. -En büyük şey yerdir; çünkü her şeyi içine alır. -En hızlı şey akıldır; çünkü her yerde dolaşır. -En güçlü şey zorunluluktur; çünkü her şeyi alt eder. -En bilge şey zamandır; çünkü her şeyi ortaya çıkarır. -Ölümle yaşam arasında hiçbir fark olmadığını söyler. -Onun için mutlu olan kişi, beden bakımından sağlıklı, yetenekli, yaratılışı bakımından da donanımlı kişidir. -Dostluğa önem verir, dostların unutulmaması gerektiğini vurgulamıştır.

"İnsan

göze

güzel

görünmemeli,

davranışlarıyla güzel olmalı" demiştir. (Laertios, I., 37.) -En ünlü sözlerinden birisi de "kendini tanı" dır. -Yıldızları gözlemlemek için gökyüzüne bakarak yürürken önündeki çukuru görmeyerek içine düştüğü söylenir. - Her şeyin tanrılarla dolu olduğuna inanır.

-Onun

için

arkhe

sudur.

Bu

yüzden

toprak

suyun

üzerindedir; dünya tepsi biçimindedir ve suyun üzerinde yüzmektedir.

-Çapın çemberi iki eşit parçaya böldüğünü; -Bir

ikizkenar

üçgenin

taban

açıları

birbirine

eşit

olduğunu; -Birbirini kesen iki doğrunun oluşturduğu ters açılar birbirine eşit olduğunu; -Köşesi çember üzerinde olan ve çapı gören açı, dik açı oluşturduğunu; -Tabanı

ve

buna

komşu

çizilebileceğini söylemiştir.

iki

açısı

verilen

üçgenin

DEMOKRİTOS

-İÖ 460 yılında Teos’ta doğduğu, yaklaşık yüz yıl kadar uzun bir ömür sürdükten sonra 360 yılına doğru Abdera’da öldüğü bildirilmektedir.

-Zengin bir aileden geldiği ve bütün servetini bilgi edinmek için çıktığı sayısız gezilerde tükettiği, öyle ki sonunda kardeşinin mali desteğine muhtaç bir duruma düştüğü söylenmektedir. Bir fragmentte kendisi çok ülke ve iklim gördünü, Mısırlı geometricilerden ders aldığını söylemektedir. Ayrıca İran’a, hatta Hindistan’a da gittiği söylenmektedir.

O

dönemde

kültür

merkezi

olan

Atina’ya M.Ö. 420 gittiğini ancak orada bir eğitim almadığını söylemeden geçmez.

-Ardından Trakya’daki Abdera’ya yerleştiği ve burada okulunu kurduğu veya Leukippos’tan devraldığı okulu devam ettirdiği bilinmektedir.

-Aristoteles, Demokritos’un ilgisinin ne kadar farklı ve çeşitli alanlarda olduğunu söylemektedir. Demokritos’un fizik, kozmoloji, zooloji, botanik, müzik, matematik, tıp, teknoloji, edebiyat, psikoloji ve ahlak üzerine çalışmaları vardır. Aristoteles onun “her şey üzerine düşünmüş göründüğü”nü belirtmiştir (Oluş ve Yokoluş Üzerine, 315 a 35).

-Parmenides

varlık

vardır,

ancak

hareket

edemez,

parçalananmaz, bölünemez, oluş ininde olamaz, boşluk yoktur tezleri çürütülmüştür: Anaksagoras, Empedokles varlıkların

hareketinin,

çoklu

bileşikler

olduklarının,

ayrışıp bileşmelerinin nous yani akıl, sevgi ve nefretle sağlandığını

savunmuşlardır.

Boşluğun

varlığı

da

Leukippos ile kabul edilmeye başlanmıştır.

-Demokritos’ göre varlıkları oluşturan bileşikler çokludur; onlar, ayrışır, bileşir, küçülür, büyür ama yok olmaz.

-Varlıklar bölünebilir. Ama bu onların sonsuza kadar bölünmesi anlamına gelmez. Çünkü bir şeyin sonsuza kadar

bölünmesi

matematiksel

ve

fiziksel

olarak

mümkün değildir. Yani varlıkların bölünmesinin sonsuza kadar

gitmesi,

böylece

onun

ortadan

kalkması

gerekmez. Çünkü bu bölünmenin fiziksel olarak bir sınırı vardır ve burada karşımıza artık bölünemeyecek ve yok olmayan parçalar, yani atomlar çıkar.

-Varlıkları çoklaştıran (bölünebilir kılan), onları tek bir varlık olmaktan kurtaran boşluktur. Çünkü atomların çoklaşması, birleşmesi, bölünmesi hareket sayesinde boşluk (lat.vacuus) içinde olur. Demokritos’a göre boşluk varsa doluluk (lat.plenus) da vardır

-Demokritos’a

göre

atomlardan

oluşan

varlıkların

şekilleri, boyutları, ağırlıkları,ve biçimlerinin yanı sıra acı, tatlı, sıcak, soğuk gibi nitelikleri de vardır. Atomlar değişik Evrende

büyüklüktedirler burgaç

içinde

ve

sayıca

dönerek

sonsuzdurlar. devinirler.

Bu

devinmeden

makro

düzeyde

gördüğümüz

varlıklar

meydana gelir.

-Demokritos atomlardan oluşan varlıkların niteliklerini iki bölüme

ayırarak,

acı,

tatlı,

sıcak…..gibi

nitelikleri

değerlendirirken sanıların- duyuların önemini ( canlıların onlar ile olan ilişkilerin)düşünmüştür.

-Demokritos duyuların bilgi kuramında yeri olmadığını burada aklın öne çıktığını savunmuştur. Demokritos, “atom olamadan, hiçten hiçbir şey meydana gelmez ve varolan şey asla yok edilemez” der Demokritos, ruhun da atomlardan oluştuğu söyler, ona göre ruh da yok olmaz.

DEMOKRİTOS’TAN ALINTILAR:

TALİH CÖMERTTİR FAKAT DEĞİŞKENDİR; DOĞA KENDİNE

YETER, DAHA AZ GÜVENİLİR OLABİLİR AMA TALİHİN VERDİKLERİNİ YENER.

HİÇBİR ŞEY RASTLANTI İLE MEYDANA GELMEZ, HER ŞEY BİR NEDENE VE BİR ZORUNLULUĞA SAHİPTİR.

SOFİSTLER

-MÖ. 5 yy'da sosyal değişim ve siyasal gelişmelerde büyük

etkileri

vardır.

Demokrasiye

olan

katkıları

yadsınamaz.Sofistler insanın felsefenin odak noktası olmasına yol açmışlardır. M. Ö. 5 yüzyıl Yunan uygarlığı için bir Altın çağdır. Uzun süren Pers imparatorluğuna karşı mücadele etmiş ve yirmi yedi yıl süren Peloponnes savaşından gösterdiği kentinin

çıkmışlardır. gelişim

sayesinde

önderliğinde

dönemde

Fakat

siyasette,

altın

entelektüel Yunan

çağını

ekonomide,

alandaki

dünyası,

Atina

yaşamıştır. sanatta,

Bu tarih

yazıcılığında, edebiyatta verilen eserler artık bugün ortak mirasımız olarak kabul edilmektedir. Siyasal alanda yaşanan gelişmeler de sofist akımın doğmasına neden olur. Artık demokrasi denen yeni bir siyasal düzen hüküm sürmektedir. Bu düzen sonucunda başını sofistlerin çektiği yeni bir kültürel hareket ortaya çıkar. Felsefenin ilgisi de böylece doğadan insana yönelir. İnsana ait ve onunla

ilgili

olan

konular

üzerinde

durulmaya

ve

irdelenmeye başlanır.Sokrates öncesi doğa filozoflarının araştırdıkları konular gündemden düşer. Araştırmacılar, Sokrates öncesi materyalist doğa felsefesi modelinin imkanlarının tükenmesinin Sofist akımın ortaya çıkışında etkili olduğunu vurgularlar. -Sofist sözcüğü sophos sıfatından gelir.Sophos, bilge ya da zanaattan anlayan kişi anlamına gelir. Daha sonraları ise “bilginin öğretmeni” anlamını kazanır. İlk başta olumlu bir anlam taşıyan ve bazı devlet adamları ve yasa koyucuları bu adla nitelendirilmektelerdi. Fakat, Platon ve

ondan

sonra

gelen

filozofların

sofistlere

karşı

gösterdikleri olumsuz tutumlardan dolayı sözcük olumsuz bir

anlam

kazanır.

Platon’un

diyaloglarındaki

kötü

karakterler sofistlerdir. Sonuçta sofistik Arslan’ın da dediği gibi, her türlü sahte felsefeyle eş anlamlı bir şeye dönüşmüştür. (Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi Cilt 2, s. 20).

-Sofistlerin belli yerde okulları yoktur, belli başlı kentlere giderek dersler veriyorlardı. Toplumsal koşullar sonucu ortaya çıkan pratik işlerde yol göstericiliğe dayanan

öğreti biçimleri vardı.Sofistlerin öğretilerinin temelinde inandırma vardır.

-Sofistler Onlara

bilginin

göre

temeline

herkesin

kabul

algları etmesi

yerleştirmişlerdir. gereken

genel

doğrular yoktur. Doğruluk her insanın algıları ölçüsünde olur ve insandan insana göre değişir. Sofistlere göre her şey aklın süzgecinden geçirilmelidir.

-Bilginin kaynağı nesnel dünya yani dışımızdaki dünya değil, bilinç ve kişinin kendine dayanır. Doğru – iyi; kötülük – iyilik; adalet, namus gibi pek çok kişiden kişiye değişir. Çünkü kişilerin algılamaları farklıdır. Farklı algılar örneğin farklı şeylerden tat almaya, nefret etmeye, zevk duymaya götürür.

-Sofistler hem bilgide hem de değerlerde göreceliği ön plana koymuşlardır.

-Sofistler relativistir,yani bilginin kesinliğinden kuşku duyarlar, bilgi, ahlaki değer, tarihsel, toplumsal, kültürel

koşullara göre değişir.

-Sofistlere göre nesnel ve objektif bir doğru yoktur. Yanı değerlendirmeye mutlaka kişi mutlaka kendi görüşünü katar.

-Sofistlerin agnostik tanrı anlayışları vardır. Tanrının varlığının kesin olarak bilinemeyeceğini kabul eden inanç sistemi onlara uygundur.

-Sokrates, Platon, Aristoteles sofistleri hiçe saymayarak onlara karşı mücadele ederler.

PROTAGORAS -Trakya’nın Abdera kentinde M. Ö. 490 yılında doğmuştur. M.Ö. 420 yılında öldüğü söylenir. Hayatının bir kısmını Teos’ta

geçirmiştir.

Perikles’in,

Thurioi’de

bir

koloni

kurmak üzere gönderdiği heyetin içinde Protagoras da vardır. Amacı bu kurulan koloninin yasalarını belirlemek olmuştur.Daha sonra Atina’ya dönen düşünürün M. Ö. 430 civarında Atina’dan ayrıldığını, ayrılmasının nedeni olarak da

tanrıtanımazlıkla

Tanrılar

Üzerine

suçlanması

adlı

olduğu

yapıtında,

düşünülür.

tanrıtanımazlıkla

suçlanmasına neden olan ünlü cümlesi şöyledir:

“Tanrılara gelince, ne onların var oldukları, ne de var olmadıkları, ne de ne şekilde olduklarını biliyorum, çünkü bu konuda bilgi edinmeyi engelleyen çok şey vardır: onların

duyularla

algılanmamaları,

kısalığı.” (Ahmet Arslan, İlkçağ 27).

insan

hayatının

Felsefe Tarihi Cilt 2, s.

-Laertios, filozofun bu yapıtını Atina’da tragedya yazarı Euripides’in evinde okuduğunu aktarır (DiogenesLaertios, IX.). filozof burada agnostik bir tutum takınmıştır.

-Laertios’un aktardığına göre her konuda birbirine karşıt iki

söylem

olduğunu

ilk

o

ileri

sürmüştür

(DiogenesLaertios, IX.) Yani ona göre birbirine zıt iki söylem de doğrudur. Bu mantıkla yola çıkarak filozof, her şeyin ölçüsünü insan olarak belirlemiştir: “Her şeyin ölçüsü insandır: Var olanların var oldukları ve var olmayanların var olmadıkları konusunda.” Çünkü filozof, bir insanın öne sürdüğü bir tezle ilgili bir başka insanın öne bambaşka bir şey sürebileceğini, bundan dolayı bu tezlerden birisinin doğru, ötekisinin de yanlış

olduğunun

çalışmıştır.

Burada

söylenemeyeceğini önermelerin

doğru

düşündürtmeye olarak

edildiği konunun aynı olduğunun altını çizmeliyiz.

kabul

-Ayrıca ruhun duyulardan öte bir şey olmadığını da söyler. Bu

iki

düşünce

gerçekbilginin

bir

nesnesi

araya

getirildiğinde

olarak

duyu

filozofun

organlarını

ve

duyumları gördüğü söylenmektedir. Hatta filozof daha da ileri giderek tek bir şeyin değil her şeyin gerçek olduğunu ileri sürmüştür.

-Bir sofist olarak Protagoras, para karşılığında ahlak ve adalet konularında yurttaşlara ders verdiğini biliyoruz. Bu sadece onun değil, onun öncüsü olduğu sofist akımın bir özelliğidir.

Sofistlerin

amacı,

iyi

bir

yurttaş

yetiştirmekti.Laertios, ders için ücret isteyen ilk kişinin o olduğunu söyler.

-Platon, insan her şeyin ölçüsüdür söylemini filozofun kent devlet

için

uyarladığından

bahseder.

Ayrıca

Platon

filozofun, “bilge ve iyi hatiplerin yapmaları gereken şey, kötü şeyler yerine iyi şeylerin sitelere doğru görünmesini sağlamaktır” (Theaitetos, 167c; Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi Cilt 2, s. 34.) diyerek düşüncesini nasıl dar

anlamdan bireyler

kurtardığına

dikkati

için geçerli olan

çekmiştir.

şeyler,

bir

Böylelikle

anlamda kent

devletleri için de geçerlidir. Bu, her kent devletinin ahlaki doğruluğu vardır ve kurallarını bu çerçevede koyarlar anlamına gelir. Böylece Protagoras, evrensel yasalardan değil, insanların veya kent devletlerininzaman içinde ahlaki ve siyasal yapılarının değişebileceğini ima etmiştir. Böylece kalıcılık ve evrensellik rafa kalkmış olur.

GORGİAS -483-375 yaşamış olan Sofist Gorgias, kapsamlı retorik çalışmaları olan retorik hocaları Corax ve Tisias’tan dersler almıştır.

Empedokles’in

öğrencisi

olmuş

bilgilerini

geliştirmiş kendisi de dil üzerine kapsamlı çalışmalar yapmıştır. Aristoteles, hitabetin ilkelerini Empedokles’in ortaya

koyduğunu,

Gorgias’in

bunları

Gorgias’a

hitabeti

Atina’ya

getiren

güney

doğusunda

öğrettiği kişi

ve

olduğunu

söylemiştir. -Sicilya’nın

Yunanistan’ın

Khalkidia

kentinden gelenlerin kurmuş oldukları Leontini kentinde doğmuştur. 16 yaşındayken Atina’ya gitmiş orada yaşamış ve

retorik

dersleri

vererek

hayatını

sürdürmüştür.

Panhellenik festivallere katılmış bilgisini ve yeteneğini kanıtlamıştır. -Gorgias dili, düşünce, duygu ve istekleri belirtmede ve başkalarına aktarmada çok yönlü öğeleri olan bir sistem olarak düşünmüştür. Bu nedenle dili güzel ve etkili biçimde

kullanmayı amaçlamıştır. Yani retorik onun için önemlidir ve retoriği bir sanat olarak görmüştür. Onun ikna etme sanatı olduğunu kabul etmiştir. Gorgias’a göre gerçek (verum) ya da sahte (falsum) güzel ve etkileyici sözler söylenerek ortaya konur. -Gorgias göre toplumsal yapı ve bölge farklılığından ötürü sözcüklerdeki

ses

yapısı

ve

söyleyiş

biçimi

etkili

konuşmada çok önemlidir. O, döneminde kullanılmakta olan lehçeler üzerine özellikle de Attica lehçesi üzerine araştırmaları vardır. -Felsefi görüş bakımından Gorgias nihilisttir. Ona göre her şey, aslında anlamdan ve değerden yoksundur ona anlam ve değer veren kişinin kendisidir. -Gorgias için asıl önemli olan nihilizmin agnostik yönündür. Gorgias’a göre: “Hiçbir şey var değildir.” “Herhangi bir şey var olsa bile bilinemez.” “herhangi bir şeyin bilinmesi mümkün olsa bile başkasına

iletemez.” Bir akıl yürütme içerisinde dile getirilen bu düşünceler Parmenides’in

öğrencisi

olan

Zenon’unpardokslarına

benzemektedir. Ahmet Arslan bu akıl yürütme ile ilgili şunları söyler: Gorgias, Zenon’un diyalektik olarak, a priori olarak ispat etmeye çalıştığı şeyi, yani varlıkla hiçbir hareket, hiçbir zamansal oluşun genel, ancak daha yüzeysel mantıksal akıl

yürütmelerle

daha

ileri

götürerek

sadece

var

olmayanın, yani hareketin ve oluşun değil, bizzat varlığın ve dolaysıyla bilginin de olmadığını bize kabul ettirmeye çalışmaktadır. (Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi Cilt 2, s. 49). -GorgiasProtagoras

gibi

her

şeyin

ölçütünün

insanın

kendisi olduğunu düşünerek kuşkucu görüşünü belirttir. Ne var ki Gorgias hitabet üzerine görüşlerinde Protagoras’tan ayırılır.Protagoras’ın aksine hitabet sanatının hiçbir konusu olmadığını düşünür. Protagoras, bilginin ve hakikatin

olmadığını

değil,

bunların

bilgisinin

insandan

insana

değişiklik gösterdiğini düşünmüştür. Ama Gorgias, nihilist düşüncesinin izinden giderek hitabetin özel bir bilgi barındırmadığını, hitabetçinin işinin de bilgi vermek değil, ele aldığı konuda inandırmak olduğuna inanır. Yani ona göre hitabetin özel bir konusu yoktur. Amacı söz ustalığı göstererek bir anlamda sözün iktidara gelmesine yardımcı olmaktır. Bu noktadan yola çıkacak olursak aslında Gorgias bir anlamda felsefeyi ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Aslında bu, Protagoras’a atfedilen bu tutumdur. Ama o, ahlaki ve siyasi erdemin gerçek bilgiler olduğunu, hitabetin konusunun

da

bunlar

olduğunu

düşünmüştür.

Bu

erdemler, insanın iyi bir yurttaş olmasını sağlamaktadır. Kısacası Protagoras, hitabetin politika sanatı olduğuna inanmıştır. Ahmet Arslan’ın da haklı olarak dile getirdiği gibi Protagoras, felsefeyi ortadan kaldırmayı düşünmemiş, sadece onun ilgi alanını değiştirmeyi amaçlamıştır. (Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi Cilt 2, s. 52.) Gorgias ise felsefenin

yerine

hitabeti

koymak

istemiştir.

Böyle

bakıldığındaGorgias’ın verdiği

sorusunun

neden

yanıtı,

etkili

onun

konuşmaya

temel

önem

düşüncesinde

kuşkuculuk ve bilinmezlik olduğu biçiminde olmalıdır. Platon, Gorgias için şunları söylemektedir:

Ben en büyük nimet, aynı zamanda insanlar için özgürlük nedeni,

aynı

devletinde

zamanda

ötekilere

da

her

hükmetmesi

bir

kimsenin

nedeni

olan

kendi şeyin

ustasıyım; bu da: mahkemede yargıçları, divanda divan üyelerini, halk toplantısında veya genel olarak çağırılan herhangi başka bir toplantıda üyeleri sözleriyle inandırmak yeteneğidir. Bundan sonra bu yeteneğe dayanarak hekimi de, idman öğretmenini de kendine bağlı kılabilirsin; ve esnaf- bunun böyle olduğu açıkça görülecek- kendisi için değil konuşmasını ve yığını kandırmasını bilen senin için kazanır. Kandırma ustası, hitabet sanatıdır ve bütün çalışması ve asıl iş bunu göz önünde tutar. (WalterKranz, Antik Felsefe, S. 197.)

HIPPIAS

-Eskiçağ

yazarları

Hippiashakında

bilgi

vermişlerdir.

Önce Platon onun adıyla iki diyalog (Büyük Hippias, Küçük Hippias) hazırlamış, sonraki yıllarda, ortaçağda ansiklopedik sözlük biçiminde olan yapıtında Suidas (Suda) onun hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir.

-Elis'te doğan Hippias 485 -415 yıllarında yaşamıştır. Protogoras

ve

Sokrates'in

çağdaşıdır.

Yeteneği

ve

becerisi ile yönetimde yer almıştır. Elçi olarak Sparta’da bulunmuş, hem görevi gereği hem de bir sofist olarak bilgi verme, ikna etme amacıyla yaptığı konuşmalar ile hayranlık uyandırmış, aranan bir sofist olmuştur.

-Çok yönlü edebi bir kişiliğe sahiptir. Gramer, politika, astronomi alanlarında dersler vermiştir. Hippias bir hoca olarak matematik ve geometri bilgisinin önemini hep vurgulamıştır.

Kendisi

de

bu

alanda

ciddi

biçimde

çalışmıştır: Pİ sayısını belirlemede kullanılabilecek olan

quadratrix olarak bilinen eğriyi bulmuştur. Yeni Platoncu Proklos, Hippias’ın bu buluşa nasıl ulaştığını Euklides

Şerhi adlı yapıtında anlatmaktadır.

-Hippias'a göre doğada benzer benzere akrabadır. O halde Hippias, insanlar arasında doğal bireşitlik ve akrabalık olduğunu belirten ilk kişilerden birisidir. Bunu, Platon’un

Protagoras

adlı

diyalogundan

öğrenmekteyiz.İnsanlar arasındaki bu doğa gereği olan eşitlik ve akrabalığın bozulma sebebi ise doğal değil, yapaydır. Bu yapay nedenin ise adetler ve gelenek olduğuna inanmıştır. Şöyle der:

“Doğada benzer benzerin akrabasıdır. Ama insanların Tyranos’u olan yasa, doğayı bile zoru altında tutmak ister.” (Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi Cilt 2, s. 534.)

- İnsanların tyrannus'u olarak yasa doğayı kendine uydurmak, egemenliği altında tutmak ister. Hippias, insanlar

arasındaki

doğal

akrabalığı

yasaların

ve

geleneklerin engellediği görüşündedir.Ama her yasa ve gelenek onun için kötü değildir. Eğer iyilerse bunların insanları bir arada tutabileceğini düşünmüştür. Kısacası ona göre, yasalar, insanlar arasındaki doğal kardeşliği ve eşitliği bozuyor olsalar da her bakımdan kötü olarak değerlendirilemezler. Eğer yasalar iyiyse yararlıdır ve sürdürülmelidirler.Düşünürün doğal olarak saydıkları ise tanrılara saygı göstermek, zinadan kaçınmak ve iyi insanları ödüllendirmektir. Doğa ile yasa, gelenek ve görenekler arasında yaptığı zıtlık, kendisinden sonra gelen düşünürleri etkilemiş, sofistlerin siyasi ve ahlaki öğretilerinde temel unsur olarak belirtmiştir.

GEÇ DÖNEM SOFİSTLER

-Bu dönemin sofistleri din, ahlak ve siyaset gibi konularda yıkıcı düşünceler ortaya koymuşlar, bu da dönemin en çok tartışma yaratan sofistleri olarak sayılmalarına neden olmuştur.

Değineceğimiz

sofistler:

Antiphon,

Kallikes,Thrasymakhos, Lykophron ve Kritias’tır.

ANTIPHON M.Ö. 5 yüzyılın ikinci yarısında yaşayan sofistAntiphon’un büyük bir olasılıkla Atina’da yaşadığını bilmekteyiz. Bunun dışında hayatıyla ilgili çok az bilgiye sahibiz.

Bilinen en

önemli eseri Hakikat Üzerine’dir. Başlıca diğer eserleri,

Devlet

Üzerine,

Üzerine,Acıdan Yorumlanması Üzerine

adlı

Devlet

Adamı

Kurtulma Üzerine

Sanatı,ve

adlarını

yapıtında

Üzerine,Yurtta

Rüyaların

taşımaktadır.

kozmopolit

Birlik

bir

Hakikat düşünce

benimseyerek insanların doğa göz önünde tutulduğunda bir ve eşit olduklarını savunur. Bu kapsamın içine

kadınların girip girmediği ise bilinmemektedir. Eserden bir parça: “Asil

babaların

çocukları

olanları

sayıyor,

onlardan

çekiniyoruz, iyi evden olmayanları da saymıyor, onlardan çekinmiyoruz. Bu halde birbirimize barbarlık ediyoruz. Zira

doğadan

hepimiz

her

şeyde

aynı

olarak

yaratılmışızdır. Hellen olsun barbar olsun; bunu doğadan bütün insanlar için aynı şekilde zorunlu olan şeyler gösteriyor... Bunları elde etmek herkes için aynı şekilde olanaklı, bütün bunlarda biz ne bir barbarı ne de bir Helleni

dışarıda

bırakıyoruz.”

(WaltherKranz,

Antik

Felsefe, S. 200) Yurtta Birlik Üzerine yapıtından bir alıntı: “Yaşamak bir günlük bir nöbete benzer, ömrün uzunluğu da bir tek gün gibidir, o bir gün içinde ışığa kavuştuktan sonra yerimizi bizden sonrakilere bırakırız- Şimdiki hayatı y aşamayıp büyük bir çabayla ikinci başka bir hayatı yaşamaya hazırlananlar var, şimdiki hayatı değil; ve bu arada onlara bırakılan zaman gelip geçiyor.- Harcanacak

şeylerin en değerlisi zamandır.” (WaltherKranz, Antik Felsefe, S. 200)

THRASYMAKHOS Thrasymakhos,

Bithynia’nınKhalkedon

yani

bugünkü

Kadıköy kentindendir. M.Ö. 5 yüzyılın sonlarına doğru yaşamıştır. Cümle yapısı ve ölçü üzerine çalışmalar yapmış böylece Attika hitabetinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Gorgias’ın öğrencisi olmuştur. Antiphon gibi, doğa ve yasa zıtlığına vurguda bulunur. Platon’un Devlet adlı yapıtın birinci kitabında bu zıtlık bağlamında adalet hakkındaki görüşleri tartışılmıştır.

KALLIKLES Kallikles’i

Platon’un

Gorgias

adlı

diyaloğundan

tanımaktayız. Genel olarak söyleyecek olursak Kallikles, yasaların nasıl adil olması gerektiği ve bu noktada güçlünün

zayıftan,

doğa

da

göz

önünde

bulundurulduğunda, daha avantajlı olması gerektiğini düşünür. Gorgias’tan bir alıntı: “Doğaya göre daha kötü olan her şey, yani haksızlığa uğramak, daha çirkindir, kanun ve töreye (nomos) göre ise haksızlık etmek. Haksızlığa uğramak bir erkeğe yakışmayan,

bir

köleye

yakışan

bir

haldir:

böyle

haksızlığa, hakarete uğramış, ne kendisine ve ne de bakması gereken başka birine yardım edemeyecek olan için ölmek

yaşamaktan

daha iyidir.

Yalnız

sanımca

kanunları koyanlar zayıf adamlar ve çokluktur. Şimdi kendileri ve kendi yararları için kanunları koyuyorlar, övmelerde, yermelerde bulunuyorlar. Kendilerinden fazla kudrete sahip olmasınlar diye daha çok kudret elde edebilecek olan daha kuvvetli insanları korkutmak için daha çok elde etmek istemenin çirkin ve haksız olduğunu, asıl bu başkalarından çok şeyi olması peşinde koşmanın haksızlık

elde

etmek

olduğunu

(WaltherKranz, Antik Felsefe, S. 201-2)

söylüyorlar.”

Ek kaynak: https://www.filozofunyolu.com/sofistler/gec-donemsofistleri/

GEÇ DÖNEM SOFİSTLER (Devamı)

LYKOPHRON Doğal durum ile medeni durum arasında ayrım yaparak doğal durumdan medeni duruma geçişte bir “Toplumsal sözleşme”nin varlığından bahseden sofisttir. Bu kuramı ortaya atan ilk kişidir. Ona göre doğal durumda hakim olan yasa orman kanunudur. Kent devleti ise, doğal yollarla meydana gelmediği için bu durumda işleyecek yasa ise medeni duruma uygun olmalıdır. Bu uygunluğu da ortaya koyacak şey toplumsal bir sözleşmedir. Bu kuramdan Platon’un Devlet adlı yapıtının ikinci kitabında haberdar olmaktayız. Devlet adlı yapıttan bir alıntı:

“Doğada haksızlık etmek iyi, haksızlığa uğramak kötü bir şeydir. Haksızlığa uğrayanlar ise haksızlık edenlerden daha fazladır. İnsanlar birbirlerine haksızlık ede ede, haksızlığa uğraya uğraya, birinin hazzını, diğerinin acısını duymuşlardır. Haksızlığa uğramaktan sakınmayacaklarını,

haksızlık etmeyi ise her zaman beceremeyeceklerini anlayınca, bir anlaşmaya varmayı düşünmüşler, kanun koymuşlar,

kimseye

haksızlık

etmeyecek,

haksızlığa

uğramayacak diye. Kanunun buyurduğuna, kanuna uygun olana da doğru demişler. İşte doğruluğun kaynağı budur.” (Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi Cilt 2, s. 69).

PRODIKOS M.Ö. 399 yılları civarında yaşamıştır ve Sokrates’in takipçisi olarak bilinmektedir. Keosludur. Sofist hoca olarak Keos’tan Atina’ya gelmiştir ve burada dersler vermeye başlamıştır. Hocası Protagoras gibi yurttaşlara kent

devletiyle

ilgili

konuları

ve

yurttaşlık

bilgisini

öğretmeyi amaçlamıştır. Doğa Üzerine ve İnsanın Doğası Üzerine adlı yapıtlarının adları bilinmektedir. Prodikos’tan bir alıntı:

“Güneş, ay, ırmaklar ve kaynaklar ve genel olarak hayatımıza yardımı dokunan ne varsa, yararları yüzündenMısırlılarda Nil gibi- eskilere tanrı olarak görünmüşler ve bunun için ekmeğe Demeter, şaraba Dionysos, suya Poseidon, ateşe Hepaistos gözü ile bakılmış ve bu, işe yarayan şeylerin her biri için böyle olmuştur. (Bir hatip söylüyor:) Burada insanların her türlü ibadetlerini, sırları, ayinleri

çiftçiliğin

nimetlerinden

çıkaran,

tanrı

düşüncesinin ve her türlü dinamiğinde inanlara oradan gelidğini

kabul

eden

Prodikos’un

bilgisini

araya

sıkıştıracağız.” (WalterKranz, Antik Felsefe, s. 204).

KRITIAS Kritias, dinin kaynağı hakkında ortaya attığı görüşlerle ön plana çıkmaktadır. Bu kuramını Sisyphos adlı yergi oyununda görmekteyiz. Sisyphos’tan alıntı: Bir zamanlar insanların hayatı düzensiz, hayvanımsı ve kuvvetin uşağıydı, iyiler ödüle kavuşmuyordu, Kötüler cezanın bulmuyordu. Sonradan insanlar bence kanunları koymuşlar olmalı, hak her şeye hükmetsin suç kölesi

olsun diye. Ceza görüyordu suç işleyen. Kanunların göz göre göre onları yapmaya bırakmadıkları zorbalıkları, gizlice işlediklerinden bence. İlk olarak kurnaz düşünceli adamın biri tanrı korkusunu insanlara buldu, korkutacak bir şey bulunsun diye işler, düşünür, söylerse gizlice. Buradan (tanrıyı) ortaya çıkardı. “Daimon vardır, parlar sonsuz hayatla. Ruhla işitir, görür, pek aşırı düşünür, Dikkat eder dünyaya, tanrıca yaratılışıyla. (WalterKranz, Antik Felsefe, s. 204-5)

SOKRATES

-M.Ö. 469-399 yılları arasında Atttika doğumlu olan Sokrates’in

babası

Sophronikos

taş

ustası

,

annesiPhainarete ise ebedir. Peloponnesos savaşında hoplites olarak savaştı. Kamusal herhangi bir görev almaktan imtina gösteren Sokrates, üstlenmek zorunda kaldığı

durumlarda

kendi

ilkeleri

doğrultusunda

davranırdı.

-Laertios onun ömrü boyunca Atina’da kaldığını ve bir taraftan araştırmalarını yaptığını bir taraftan da insanlarla sohbet ettiğini söyler. Hiçbir şey kaleme almamıştır. Onun öğretileriyle ilgili bilgileri öğrencilerinden öğrenmekteyiz. Özellikle

de

Aristophanes’in

Bulutlar,

Platon’un

Sokrates’in Savunması, Şölen, Hatıralar, Ksenophanes’in Sokrates’ten Anılar gibi eserlerinden yararlanmaktayız.

-Öğrencileriyle yüz yüze sohbet etmekten hoşlanır; onlara erdem, ahlak, siyaset gibi konularda sorular sorarak aslında bu konularda hiçbir şey bilmediklerini göstermeye

çalışır. Kendisinin de herhangi bir şeyi bildiği iddiasında değildir. Mütevazi birisidir, verdiği derslerden para almaz. Amacı, sohbet ettiği kişilerin ağzından doğruyu bulup çıkarmaktır. "Tek bir şey biliyorum, o da hiçbir şey bilmediğimdir" sözüyle bilinir. Burada Sokrates, bildiklerinden yola çıkar. Amacı ise aslında insanların bildikleri şeyi bilmediklerini göstermektir. Özellikle de bilge olduklarını iddia eden kişilere bu gerçeği göstermiştir. Bilmediğini bilmek, farklı bir farkındalık düzeyine ulaşmak anlamına gelir. Kişi, bilgeliğe

olmasa

da,

bilgeliğe

giden

yola

girmiştir.

Araştırma yönünü doğa filozoflarının aksine, insana ve insana

dair

ne

varsa

ona

çevirmiştir.

Sokrates,

araştırmanın nesnesinin insan olması gerektiğini savunur. Doğayı ve çevresini değil, önce kişinin kendisini tanıması gerekir. Ayrıca devamlı kendisini ölçüp biçmeli, şüpheyi üzerinden

eksik

etmemelidir.

Sokrates,

bu

açıdan

baktığımızda şüphecidir. Ne var ki, onun bu tutumunu öğrencileri sürdürmemiştir.

Olayların ardında fiziksel

değil, zihinsel ve ruhsal nedenler aramıştır.

-Erekbilimci bir modele sahiptir. Evreni açıklamada ise "iyi" kavramına başvurur. Nesneleri bir arada tutan şey "iyilik"tir. Platon'un Phaidon yapıtından bir alıntı:

"Dünyayı bir kasırga ile sararak onu olduğu yerde, gökte tutturur (Tahmin edilebileceği gibi bu Anaksagoras'tır.) Bir diğeri onu temeli ve desteği hava olan geniş bir hamur teknesi olarak anlar (Bu da herhalde Anaksimenes veya Apollonialı Diogenes'tir.) Onlar nesnelerin şimdi mümkün olduğu kadar iyi bir durumda olmasının sebebi olan güce gelince, bunu aramazlar. Onun "kendisinde tanrısal bir güç"

olduğunu

düşünmezler...Nesneleri

birbirlerine

bağlayan ve tutan şeyin iyilik ve gereklilik olduğunu akıllarına getirmezler." (Phaidon, 99b-c; Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi Cilt 2, 106.)

SOKRATES (Devam)

-Tümevarımsal bir akıl yürütme metodundan ilk kez yararlanan Sokrates olmuştur. Düşüncesi, ahlaki konular üzerine

tümevarımsal

tanımlara

ulaşmaya

çalışır.

Tanımlar onun için önemlidir ve Arslan'ın da dediği gibi, tümellerin kabulü, felsefe tarihinin veya düşünce tarihinin en

önemli

olaylarından

biridir

ve

Sokrates'in

bu

konulardaki katkısına ne kadar vurgu yapılsa yeridir (Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi Cilt 2, s. 109).

-Tikel

bireysel

varlıkların

gruplar

içerisinde

kümelenmesidir. Bunlara örnek olarak devlet, toplum, yurttaş, adalet ve iyilik verilebilir. Bunlar büyük ölçekte bakıldığında

tamamen

zihin

vasıtasıyla

meydana

getirilmiş kavramlar gibi görünebilir. Bu da tümellerin bir şeye karşılık geliyor mu gelmiyor mu sorusunu akla getirir. Felsefe bu problemle de uğraşmıştır. Fakat tek tek bireyleri ele aldığımızda onlar üzerine konuşmak zorlaşır. Tümevarım,

bu

konular

üzerinde

konuşabilmemizi,

düşüncelerimizi aktarabilmemizi sağlamaktadır. Sokrates, bunlar hakkında konuşmakla aslında bir meydan okumada bulunmuştur. Bizlere de bu genellemelerin gerçek olduğu doğrusunu gösterir. Ne var ki Sokrates bunu sadece ahlaki olanla ilişkilendirmiştir. Bu onun sınırlı bir alan içerisinde konuştuğunu gösterir. Sokrates, ahlakla ilgili olduğu

sürece siyaset gibi diğer alanlarda da akıl

yürütmelerde

bulunur.

Bunu,

Platon'un

ilk

dönem

diyaloglarında görmekteyiz.

-Burada Sokrates, "Cesaret, Dindarlık, Ahlak, ölçülülük, adalet" gibi konulardan bahseder. Bunlar, insanda gerçek karşılığa sahip olan kavramlardır ve tümel yapılarıyla sadece bir veya bir kaç kişiye değil herkese hitap eder. Örneğin cesaretle ilgili vardığı şu tanıma bakalım:

"Cesaret, neden korkulup neden korkulamayacağına, neyin göğüslenmeye değer olup neden kaçınmanın iyi olacağına ilişkin bir bilgiden başka bir şey değildir."

(Protagoras, 360c-d; Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi Cilt 2, s. 116)

-Sokrates, diyalog şeklinde ilerleyen, diyalektiği işin içine soktuğu bir araştırma yönteminden yararlanır. Bu, ele aldığı değerlerin sofistlerce de ne kadar yanlış ele alındığını gösteren

yegane

yöntemdir.

Bir

araştırma

yöntemi olsa da, Sokrates'in sofistler gibi öğreteceği bir şey yoktur. O hiçbir şey bilmediğini söylemekte ve insanların inandığı düşüncelerin sadece doğru olmadığını göstermektedir. Bu aslında bir çürütmedir. Bu ortaya koyuşun olumlu bir yanı yoktur. Yıktığı düşüncelerin yerine olumlu olanları koymaz, o düşünce üzerine doğru bulduklarını da söylemez. Tek yaptığı, düşüncenin yanlış olduğunu karşısındakine göstermektir.

-Bu yöntemin adı elenchos'tur.

Soru soran ve cevap

veren arasında diyalektik bir görüşmedir. Soru soran, tartışılan konuda cevap veren kişinin aslında çelişkili düşüncelere sahip olduğunu göstermeye çalışır. Bunun

için, tartışılan konu üzerine farklı bakış açılarıyla yeni önermeler

ortaya

koyulur.

Amaç,

cevaplayanın

bu

önermeleri tartışmasız kabullenmesidir. Bu kabullenme aynı şekilde akıl yürütmenin doğru bir şekilde gittiğinin de bir sağlamasıdır. Sembollerle gösterdiğimizde karşımıza şöyle bir akıl yürütme çıkar:

a)

Yanıtlayan,

çürütmenin

amacını

oluşturacak

p

önermesini savunur; b) Sokrates, akıl yürütmenin ürünü q ve r önermeleri üzerinde yanıtlayanla tartışmasız hemfikir olur, c) Sokrates yanıtlayana q ve r önermelerinden ancak karşıt -p önermesine ulaşılacağını kanıtlar; d)Sokrates bu noktada p'nin yanlış, karşıt -p'nin doğru olduğunun gösterildiğini öne sürer. (Louis-André Dorion, Sokrates, Dost Kitabevi Yayınları, S. 56) -Çürütme, karşısındakinin fikrini olumsuzlama için değil, bu

vasıtayla

onun

düşüncelerini

daha

iyi

yerlere

götürmeyi amaçlar. Konuştukları herhangi bir konuda

eğer cevap verenin yanlış fikirleri varsa, doğru fikre ulaşması mümkün değildir. Bu bir arınma sürecidir. Kişi yanlış fikirlerinden arındığında mutluluğa ulaşacaktır.

SOKRATES (Devam)

- Sokrates'in kullandığı bir başka sanat da mayötik adını taşır. Buna doğurtma da diyebiliriz. Bu benzetmeye annesinin işinden yola çıkarak varır. Annesi ebedir. Annesi nasıl doğumda bebeğin doğmasına aracılık ediyorsa, o da insanları yanlış düşüncelerinin farkına varmalarına ve aslında bildikleri şeylerin olduğunu görmelerine aracılık ederek bir "ruh doğurucu" görevi üstlenmiştir. Buna mayötik sanat denir. Burada artık bedenler değil ruhlar doğmaktadır.

- Bu sanat dalı elenchos'tan farklıdır. Elenchos'ta sohbet ettiği

kişilerin

aslında

herhangi

bir

bilgiye

sahip

olmadıkları kanıtlanırken, mayötikte cevap veren kişinin bilmediğini kabul etmesinin ardından onun ne ölçüde bilge olduğunu gösterir. Mayötik sanat işte bu doğum öncesi kabullenilmiş bilgileri yeniden anımsatan uygun soruların

bulunup

sorulması

demektir.

(Louis-André

Dorion, Sokrates, Dost Kitabevi Yayınları, S. 67)

-

Sokrates

yerleşik

düşüncelere

karşı

savaş

açar.

Bunlardan bazıları şöyledir: -Erdem bir bilgidir; -Kimse isteyerek kötülük yapmaz -Erdemler bir bütündür -Haksızlık yapmaktansa, haksızlığa uğramak yeğdir -Bir haksızlığa asla haksızlıkla karşılık verilmemeli, bize kötülük

yapmış olsa bile olsa kimseye kötülük

yapmamalı. (Louis-André

Dorion,

Sokrates,

Dost

Kitabevi Yayınları, S. 74-5)

Sokrates

bu

gibi

çelişkileri

masaya

yatırarak

ahlak

anlayışını gözler önüne serer. Örneğin onun için erdem bir varlığın doğası gereği sahip olması gerektiği şeye sahip olmasıdır. Böyle olduğunda kişi üstün ve tam olmaktadır. Yani mükemmel.

-O insanın içindeki erdemi anlamaya çalışır. Bu açıdan baktığımızda yukarıdaki erdem tanımı, insanın doğası ve bu doğanın istediği , gerektirdiği şey anlamına gelir. -İnsan doğası gereği yapması gereken şeyleri yaptığında o insanı mutlu sayarız. Peki bu durumda olmak iyi bir şey midir? Sokrates'e göre iyi bir şeydir. Hatta Sokrates için en yüksek iyi, mutluluktur.

- O halde insanın yapması gereken o mutluluk düzeyine çıkmaktır.

İnsan

mutluluğa

bilgi

sayesinde

ulaşır,

bilgisizlik ise onu mutluluktan uzaklaştırır. Dolayısıyla erdem bilgidir.

Büyük oğlu Tiberius Gracchus’u politik olaylar yüzünden kaybeden Cornelia’nın (İÖ 190-102), küçük oğlu Gaius’a, onu halk temsilcisi olmaktan vazgeçirmek için yazdığı uyarı niteliğindeki mektubu: “Düşmanlardan intikam almanın güzel bir şey olduğunu söyleyebilirsin. Böyle bir amacın, iyi ve yerinde olduğunu herkesten çok ben düşünürüm; tabi ancak devletin esenliğinin gözetilmesi şartıyla. Eğer bu mümkün değilse, düşmanlarımız asla tamamıyla yok olmayacaklarsa yurdun zarar görmesinden ve yok olmasındansa düşmanlar oldukları gibi kalsınlar daha iyi. … İçtenlikle yemin edebilirim ki Tiberius Gracchus’u öldürenler dışında hiçbir düşman bana, senin bu meseleler yüzünden yaşattığın kadar sıkıntı vermemişti: Tüm gücünle ölen çocuklarımın her birinin sorumluluğunu üzerine alman gerekirdi, yaşlandığımda mümkün olduğunca az endişem olması için, her ne istersen iste, her şeyden önce beni mutlu etmek için uğraşmalıydın ve benim düşünceme ters olan şeyler yapmanın günah olduğunu düşünmeliydin, özellikle de kısa bir ömrüm kaldığı için. Bu kadar kısacık bir zaman, seni bana karşı gelmekten ve devleti zora sokmaktan alıkoyamaz mı? Bunun sonucu ne olacak? Ailemiz bu çılgınlığa ne zaman son verecek? Bundan ne zaman kurtulabilecek? Üzücü şeylere katlanmaktan ve sebep olmaktan ne zaman vazgeçeceğiz? Devletin karışıklığa girmesi ve sarsılması ne zaman yüzümüzü kızartacak? Yok, eğer o günler gelmeyecekse ben ne zaman ölürsem sen de o zaman halk temsilcisi olmayı iste. Beni düşünüyorsan eğer, ne istiyorsan ben hislerimi kaybettiğimde yap. Ben öldüğümde benim ailem sen olacaksın ve aile tanrımızı çağıracaksın. O zaman, hayattayken ve buradayken terk edip bir yana bıraktığın o tanrılardan dua beklemek sana utanç vermeyecek mi? Iuppiter bir an olsun ne bu davranışları sürdürmene, ne de böyle bir çılgınlığı aklına getirmene izin verir! Eğer kararlıysan korkarım, kendi hatan yüzünden, bütün hayatını, bir daha hiçbir zaman seni mutlu edemeyecek bir sıkıntının içine sokacaksın.” Cornelius Nepos, fr. 1

MUZAFF ER ERDOGAX

180

baş mtman h ğ ı m ise ıstanbu l 'da Ha fız ı brahi m Aj!'a ifa etmekte id i. Kars kadısı Hacı Mehmed imzası ve mühr ü ile hazırl a na n k eşi f de lterinde Su kapusu ile Bebra m Paş a k apısı'n d a ve lçkale 'de b a'zı kısım ların ta'mirine ka rar ve ri ldi ği g örülmektedir " . Bundan baş ­ ka 1777 ( lt9 1 Muha rremi sonla rı) d e Kars ka lesinde b ulunan ce.b eha neni n d e, içerisind eki n: übim matı civa rınd a ki cami'e yerleş­ tirmek s ure tile, ta'miri ci hetin e gidil miş ve hattA zikretti ğimiz keşiI delter inde bulun mayan bir zahire anba rımn yen ide n in şası mümkün k ılınan ştı ... · Z aralı- za de Abdullah Paş a mezkür kale muhahzh ğ mda bulu nurken Kars ka lesinin yen iden bir ta'm ir Iaaliyet ine girişiim iş, Has sa başıniman Mehmed Ta hir Al!'a'mn mu~ valakatı alınarak 178 1 (1195 orta!an ) de yerlilerden ı b r ahi m Ele nd i-zade Nu' man Bey ma' rile tiy le bunun tahakk ukuna çalışı lm ı ş tı " , Buna ra ğme n 1783 (1l 9 7 Şa' ba m) içerisinde mezkllr kalenin ba'zı aksamınd a çökme teklikesi başg ô sterrn iş , h al k ın umumI ist eğine uyu larak yen iden bir keşifname tanzim edilmiş, Kars mubafızı Hacı İ brah im Paşa'nı n ve Mehmed Tahir A ğ a'n ın muvalakati ahnarak yine aynı zat ma'riletiy!e derhal o n a rım laa liye line glri şil ­ mesi zarur! görülmüştü"'. Aynı sene sonl a rında ise Kars kales i muayene ve keşfini icra etmek üzere ıstanbul'dan Süleyman HaIile adlı bir Hassa mimarının oraya gönderildi j!'ini görüyor uz " . _ Ba-.ll -

" al Kş,l/ oe t a'mirat J-!t .,.ı, at Aynı Jeftu , '0 411.

" K. :4, .. ('l2.. Ku4 . .. 508. Yiııe.

Mdt, ar. 3162,

'0470.

defterla a yııı .ab if.. iod. bu e. o.d . Ha... b . ,~ ke, if d.Ueri müaderiç. bul uıı aıU tıdır. Aı' l" ,akan K&t1i ci u nıld .. Ye Arpa ç.ay ı .ü.u rind e vaki' M. tazberd lcale aia,ia h .'miri d e ha t& ri ~lere r•• t ı .~.ktad ı r. Şö , ı. id n". !ee vaka ' bulaa ı.t.tlidaıı do la,ı bu aoaa.a.c ıı kalcaia bCU'c •• binl. r ı ad.. ve su ,o ll .rı a ı a ı a ha 'x ı k ı ­ .ıml_nada JIklablar uıiiıa!ıcde o hIDmc " bad m edU.D ta'mir kcıifDiı:ı:.uı L.tu.bul' da bulaon Hana bq:ı:a.[aı a rı M e lı m ed. T. hirre fi, at \tu'ı rau ndi, le bu.lc Iuhamı, ee bo. eu. 14r d. b.jtjad• • 'u :za( tuarnıf .. ria,el ed ilereİc K. n h İbr.him. Rfuti.u de Na ' m.aa Be,. m.·rifetirf.c Mal'u berd haaei!aa ve " yaDı a daa Y.kah Plf&•ad. Ali, "abacl Ka... . . 1da luiı:ı.cl ca Sord u re ç ti atuı H alinı r· ude AU Be"lerde. b iriıi.i. bin e miai alara"- se.;icı iAi m ü t ea~nb de rbaL f.. liye te reçilm u i ıı.e "uar veriimif li (09" ' tl. lta. s . 5(7). ti Kefll" ta"mirat J cf tb"l, Mdt. ar. 3162, t . 471. it

- r ıli

ınimarı Mebmed T.Lir tuaft :ıdaa ya pı lu Kan 1c &lui

DiONYSCS D INi VE TRAGEDiA Zafer

TaşlıklınıJla

Yun an d ininin en mühim Iannl arı nda n b iri olan Dlon ysos'u, likir ve san'at bakımında n Avrupa medeniyetine en çok le siri dokunm uş tan rı ola rak ka bul etmemiz icab ed er. Hayatı çok karışık ve mübbe m olan bu l anrıyı , bazı din larihçile ri b ir tek ul ühiyet olara k de ğil, bir kaç ulüb iyelin birleşimi şeklinde gör mek isterler. Mes el!, MISir'da Dlonyscs di j'c bir ) anrr;::m i:üevcudi.yeli bi lin d i ğ i gi bi, Beoth ia, G iril ve Thrakia baş ka ba şka Diony• . sc s'Iara sahib b u lun uyo rl ardı . Bunun la be ra ber, büt ün tanrılann hayatlarınd a rastl ana n, ta sa vvur edildikleri yerle ilgili ' hususiy etler e ra ğmen , ta m ma nasiyle o rijinal bir 'ş ah siyete sa hib bu Dlony sos k ültü n ün, Dionysos'a has olan b ir nev'i ser boş lu kl a ka . rışı k di ni heyecan ı haiz b a ş k a b ir karak ter taş ı dığı n ı kabul et. me miz lazı md ır. Her odotos , b u ta nrıy ı Yunan Pa nlheon'una en son dahil ol m uş ta nrı o larak göslerir '. Ha tta, Homeros'un tan rıl ar ale· mind e d e bu tan rı , ikinc i planda yer al m ış olarak gö rü nür ' . Ni. le kim Homeros des la n ları nd a Troia savaşları münas ebe liyle, ada m öld ürücülüğü ile ma'ru l, vahş i Tbrak Kıralı Lykurg os'un, Dion ysos'un mukadd es Nys a dağın dak i süt ninelerinin takibi an latı lırken ve ancak as ı l metne son radan idba! ed il miş bu lunan kısıml ard a Dio nysos yalnız bir kaç kerre zikredilir. Burada bu çocuk- tan rının , Lykur go s' un korkunç lakibahnda n kurtulmak için, kend isini den izin d alg a! arı arası na rası l a ttı j!'ım ve sonra Thet is'Inhlmayesine gi riş ini mütea kib, bilha ss a, babas ı Zeus' un. on un zalim Kıral Lyku rgos' lan, i nli kamını , Lykurgos'un g özleı HI. toriG,

IL, 1"5 i M. Co ll iıı:ı. o rı . Mgtlıolozic f iprle de I" G,.i«, Pari• s. 250 . 2 W. Smith, Dlctfonnal,. Cı4Uiqa~ Jt BloRrQpJı/e, Mgtlıolozie et G;ogrı:p1ıJ~ an tiennN , ( N. Th. U'jQ f ~. te re.) Pari. 1&S4. s. 238. ı m,

,

ZAFER TAşLıKLIOO LU

1&2

0 10 :\> '50 5 ntxı VE TRAGEDtA

rini oymak sırretile nasıl almış oldukunu zevkle oku ruz ' . Böylece, her ne kadar b u Dionysos Yuna n \ythologia'sının bir asıt uns uru gi bi görü nüyorsa da muhakkak ki, bu tan rı , bu mernlekete dış ardan gelmiştir. Fakat hangi memlekeııen? Bu hususta muhtelif mulifhlar yürü tül:n üş ve eo son tedkikler bunu ay · dın latmış bulunmakta dır. - M_ 120J s e~elerinden itibaren b a'zı Thrak ka bileleri BOk azlar yo lu ile Anad olu'ya gelib yerleşmiş idiler. Bu kabilelerden en mühimleri Phrygi a'lılarla, Lyd ia'lı lardır. Bunlarda n Ph rygia'lıların, kışı uyk uda geçiren b ir tan rıya tap' dık la rı nı biliy oru z ' . Bir ta biat tannsı olan bu tan rı onlara göre, k ış mevsimini uykuda geçirdikten s onra, ba ha rla uyanırdı; halk onun bu uyanışını ve sonbah arda tekrar ölüşünü di n! bir şen lik ola rak les'id _etme ği adet edinm işdi, Yiini on ları n nazarında, yaşayan ta nrı, . tabiat gibi, sonbaharda ölmekde , ilkb ahar gelince tek rar de ğ ­ maktadı r, Çok ca zib olan bu dini teiakkİ · az sonra, Anadolu' da, Phrygia'lılann komşula rına da geçmiş ve bilhassa, Lydia'lılar da onlar gibi tan nlannı n ölü Ş ve doğu şunu din! merasi mlerle kutlamaka başlamışlardır, S ard es şeh rinde A merikalıların yapmış oldukları kazı lar ne ticesinde Dionysos' un Lydce ismini n Bak khos old u ğu tesb it edilm iş ve bu isim al tınd a bilhassa, Diony so s, Yunan ist an'da ve diker memleketler de ş ara b t anrı s ı olarak görün·

olunca, Dlonyso s, bir Yunan tanrıs ı sayılmamalıdır. Ve esasen Yunan tanrı ları meyanına da sonradan idba! edilmişdir; halla onlar a rasında en son gelenidir ' . Bununla beraber Dionyso s 'un Phrygia'dan geldikini söyleyen ıerin sayısı da az dekildir. Meşhu r Tragedia şAiri Euripides, bu tanrının Lydia vadilerinden ve Phrygia o vaları n da n Yunan toprakl arın a geçmiş o lduğu nu terennüm ed er ' . Herodotos, Dionysos' u bir Thralc tanrıs ı olarak tan ır ve onun, tabiatın mümessiü, yer den fışkıran nebata hayat ve ruh " eren bir tanrı olduğunu hikaye eder " . Homer os ise onun, Nyrnpha'ları n saııadı~ı bir beşikin içinde, daklardan kopu b gelen sel ve dereleriri giirültüleri arasında , o valara indiAini, ve daha ziyade orm aalık- ye rleri, sarmaşıklarla süslü meşelikleri tercih etli~ini söylemektedir lt . O vadi lere indikten : sorira," yalnız ormanlann, k ır nebatlarının tanrısı olmakla " kalmamı ş , ziraatın, insanlara gıda o lan hubu batın d a hi::ıi s: n. s apanı n da mucidi sayılmıştır tt. Thrakia'nın bir lima nı olan Maroneia şehri , homerik devi r kahramanlarının bir erzak a nbarı ve şarab deposu oldu ğ u bilindiA"i ne göre ii, Dionyso s' un burad aki ebemmiyeli n! tak di r etme. rnek imkansız dır. Işte bu bakımdand .. ki, Maroncia'nı n Avrupa ile Asya arası ndaki ilk ve korku nç mücad eleye sah ne olan Tro ia toprakla rı sakinlerince bir muk addes mevki' sayılm ış ol ması kuvvetle muhtemeldir. Maamafih destan şAiri Homeros, Dionysos' un hiç bir zaman şarab t anrı sı olduğu nu söylememiş tir . 'Fakat bir Thr ak şehri olan Maron ei a'n ın üzümü ve şarabiy le ü nıü :nld uğun • '-dan hayran lıkla b ah setmi ş o l m ası dikkate ş ayan bir mes'e le teş­ kil edebilir.

ô ,

m ü ş d ür

'.

Dlonysos'un Yunanist an' a, Anadolu'd an geçmiş old u ğ u nu . Eurlpldes de - Bacoha. 'lar ad lı eserinde mevzu' ubahs et m işdir; şiii r · orada , Dionysos'un Lydia'dan ve Phryg ia'dan gelmi ş olduku nu söy le.... Anadol u'd an Yunan istan'a geçen Dion ys os dini, uzun müddet ya şa mış old u ğ u Anado lu'da şü bhes iz bir takım emare/er bı r akmışdır. Bu bakımdan , Dionysos dini'nin tesi rle rini bugün dahi b u memleketde bulmak imkan dahilinde dir '. Keyfiyet böyle s Homeros. Lu"•• VI, 130 .,CL i Eı:ripid u. A tı11Iolı e, 9M. , Q. E; B rle eı, Le• • ;ıdd l. 1I ~Q'~t e' d~ m g .t if'e ı, Pari. 19,u , s. 248 249. 5 Diodoru. Sicalas, Bibli o fM CQ Hı.t ()"i~Q ı LV, ı ; o. Eo B ri~m, agit! .ıe " , ı ö ıt. ye r j L. Ge rDet 'I. A. Bou la:ıı erı L! G bıle Zrcc J aM la ,e!lzian. Paris ısss •. 119. O Eot ipides. 8 tfcchtı •• 13'15, 82, 461, '6-', 580 : Krf. St.raboD, GloıropMca,

. X, (69·470. P!erre Lavedu , D JCtl Oflllai" 11l ıu tr ie tlc la fl' ecqa •• el nJma/nu _ P...ri. 19'1 , s. 338. 7

mg llıo!oZI' .:

rJ"

antl quiti.,

183

Nitekim bu şehrin, Ho meros tarafın dan, Dionyso s'un torunu

Maro n'un ikaamet ye ri oldukunun belirtil m i ş bu lu nm ası ii, bu

Herodata., Kost. yer ; M. CAm' DAa, agnt t ,#,., rö lt. yer. & c cJı.ac l rQ. ~ . yer• 11) H c r o do t~ •• VU. ıı ı. ı i Homero. , Ilia• . Vi, 132lı A riJ:~o tt::!u. D. J,{irablllbu.. Aıu ca ı ıa ndi', 122. Li Oiodoru$ Sie ula.s, IV , 4. i



i

U Homeo r o ı, O :l!J "~ol iX, ı S t. is Homero., OJ!J..~fQ , iX, 191.

184

ntoxv sos

ZAFER T AŞL IKLIOGLU

limanın mukaddes bir mah iyet taşı masına de lalc ı eder. Bu şe­ hi rde, bilhassa kadınlar, mühim rol oy namak ta idiler. Bütün varlıklarını tanrılarına h asre lmiş olan Mar oneia kadınl arı, gee elerin karanlıkları içinde; ellerinde m eş 'aleler, a henksiz ve d üzensiz bir ş ekilde, da ğ l ara, tepelere !ırm anır!ar, hayallerini kaplamı ş. olan Dionysos' a b ir an önce kavuş mak için bt tab d ü şü neeye kadar on un peşinde ngiderlerdi "'. Dion yso s k ültünün, Thrakia'dan civar memlek etlere, yani bir tar aftan Phrygia'ya, di ğ er taraftan Yunanist ana geçişi, bilahare buralarda tür lü efsanelerin meydana g elmes ine yol açmıştır. Şü b­ hesiz bu my thos' la rın bir kısmı mantıkt, bir k ısm ı ise an cak bir mub ayy ile oyunundan ibare t buluomaktadır. Dionysos kiillü nün Yuna nis tana geçiş in in kat'i ta rihinin tesbit ine imka n . görülmemektedir. Ba'zı modern müe llifler, bu ta rihi, Yunanis ta na, asmanın giriş zamanına ra stlatmak is temek tedirler lt . Şlma ld en , Balkanlarden inen Do r isW! lan nm devamlı taayi kleri karşısı nd a, ge re k Bo ğ azlar yolu ile Anadolu'nun garb ha valisine, ge rekse Yunan yarım adası n ın aşaltı kısımları na, The. salia ve Beoth ia'ya sızmış olan ba'zı Thrak ka bileleri vasıtasiyle, Dionysos kült ünün d e ad ı geçen iki ko m şu kıt'aya girdill'ini kab ul et mek yerinde olur. Bu takd irde bu kültü ilk benimseyenlerin, An adolu'da Phryg 'ler, Yu nanistan'da ise Orkhomenos kralı Minyas 'ı n evladlan oldu ğ u söylenebilir. Hatta, M i ny as'ın kızlarının , Dionysos şerefine yapılan ş e nli klerde kend ilerin den geçe rees ine mesloldukları bir sırada, kucaklarındak i yavrularını bile tanrı . Dionysos'a kurban ettikleri kaydedilmiştir " . -"Thesali a'd a n Beothia'ya inen Minyas ailesi mensublarının Dionysos kültünü de bu memlekete soktuklarına mubakkak gö' züyle bak ıldı ğına göre, . Thebal'ı n . Dionysos e trafında leşek kül· · eden b ütün mythos 'la rın bir beşiltı haline geldiğin i söylemek mümkündür. Nitekim, Thebai'da, Kadmos'un etr afmda te ş ek kü l

DINI VE TRAGE DlA

:i

185

ed en mua zzam Dicnys ns Myt hos'u bu şekilde meydana gelm iş de~il midi r "? Dionyso s ayinleri hakikaten ruh ! bir karak te r taşı rlar. Bu dine salik olanlar tanrıya ulaşmak için, davul ve tra nı pet sesleri, Ilüt nağmeleri arasında ken di lerini ölçüsüz bir s arh oşl u ğ a terkederlerdi. Bu de lice hareke tler, so kak lara, kırlara dökülüşler, d in! manada tanrı Dionysos'a bir nevi ib ade t sayılı rd ı. Bu ıürlü ib a· d etle rin çeş itli tezahü rannı Euripides' in Becche.!ar adlı piyesinde göı ebil iyoruz ", Hatta Delp hoi'da, Dionysos'un sütn ineli!!,i va zi. fesi ni görd ültü taaavvu r ed ilen ra hi belerin d e ayni din i ay inleri yaptıkları ma'Iümumuzdu r , bu rahibcle r, Parnassos da ltı sı rtla­ rın da, delice d anslar ede re k, dönmeler, dôvünmeler ve baş sal lama lar iyle kendilerinden g-eçerek tanrı Dionysos'un do ğ uşunu "e ölüşünü tes'id ederler , ona yaranrna ğa , ona uleşma ğa çalışır. l a rdı tl . O kadar iler i gide rlerdi ki, en çok sevdikleri çocu klarını bile, bu ş u'u rsuzea yapıları a)"i n ıe rde, par çala yıp e~ini ye mek ten dahi çeki nmezlerd i; O rpheus, Pen theus, Lykurgos g ibi şahsiyet­ ler, hep bu türlü vahşet ve çıl gınlıkların kurbanları olmuşlardır LO. İbtid a t ş ekli n d e, Dion ysos d ininde insa n eli yeme k, din! merasimin an'anesine uygun bir şeydi; z ıra,t anrıy a u l aşma k, an.. cak Ianrının eli nd en bir parça yemekle mümk ün o lurd u. Şöyleki tanrı el ile tutulup, g özle görül ür bir varlık olara k tasavvur edi . Jerek, insa n, bayvan veya neba t şekli nde te msH ed ilir. S onra delice danslanrı, içilen şarabın tesi riyle ş u'urunu kaybed ip mest. olan Menad'lar ve Thriad'Iar, yan i Dienysos rabi bel eri tanrı addettikler i mahlüku, mesela, ilk zam an larda insan; son rala rı da bir teke, ba lta veya bir ge Yllti kurban ederek, et ini mümiole r arası n d a paylaşlırd ıkt an sonra ye rler , ve bö ylece kendilerini, tanrı Bakkhos'un ku vvet ve kudretine erişmiş say arlardı " . Bu din i mera simin başka bi r şek li da ha vardı . Burada, lan-

i

i, ',. ,

,!

.: ; :'

l i Her ed etcs, II, 4ı8·4 9 , Eu ripid~ • • a y nı UIJr , 135·16 4 vd.j av i d i u llı 0 !l n ı u cr, IV, ıa ıt. ye r i Dlodoras S iculu. , IV, 3. at Paana i.., De. crlpti o Gra~Cıaff, X, .fo .8 ; 6, "; Dio dot l,1 . S iculu., fö s t.. yer. n avid ius, ay nı IJlt r, lll , S13 vd . i D iodoruı Siculu., ll'0.t. yer i E u ı1p i de. , B ak kha«, 1042 vd. . ıs Plu tarldı o ı. aynı ffu r, BSj K rı. C.hi t TI D.yolJ Ör/ ~« ACıd/er Su!lı:ıloji.c bak ım.ı ndan S an'al tl" Asu», lıtaD. bu l 19:;;', i. 191. :tl)

LS E\lri;t de~ı d g12l U~"J 185. 164, 27g·286 j O vfdius, Md ıımO,-phlJlel 1 IV. 1 vd.; Diodort:1 S ic g l uı, IV, 3-... j L. Geu et v'e A . 8 oulac..ge.rl a!lnı ~,e r, so 112·113;P. Lavedsa, ag ltl 8ur, ıÖ15t . rer17 P. Lavedea, ag1l' pur, 5. 336. 18 Plutarkbos, QuutitJn.c. Gra~ca ~, SS i A. Aymard ve J. A :ı b oyu,. tro-ı ­ ~nt d [ tt. G,.;CIJ all tiqu~, Pari. 1933, i . 342.343.

,. ,-

i 186

187

DIONY505 DINI VE TRAGEDIA

ZAFER TASLlKLIOGLU

rının

tem silcisi, can lı mahlük dekiı , bir nebat idi. Bu tiirlü din i merasimleri, bilhassa zira'at rnemleke tlerlnd e gö rmek mü mkündür . Mevsimlerin birb irini takib etmesi , so nbaharın yerin e k ışın ; kışın ye rine baharın kaim ol ması, eski zamarı halkı arasında muazzam bir hadise olara k karşıl anırdı, Attis, O ziris, Persephone ve Dion yses efsaneleri böyle do ğ muş ve birb irleriyle ida nt ifye ed ilmiştir". Mese la, Dionysos, bldaye tte tıpkı Yunanistan da Demeter, Girit '· d e Rhe a yahut An adolu'd a Kybele gibi telükkl edilmekt e idI. To p rağın, nebatları n tanrısı diye ta nınıyord u, ve Deme ter' e benzetiliyor d u. Tiirlii is tihaleler geçiren şara b ve bukd ay ba şağında biri nin bir t anrıyı , ö tekis inin d iğer bir ta nnyı - temsil etliA'i ta savvur ediliyor. yani Dionys os ile De meter arasında bir münasebet ıesis edil erek, ikisin in kiilUeri beynin de bir tef rik y a pd m ı­ y or du " . Dionv sos'un Perse us tarafından öldiirülüp cehe nnemde bulunan arın esi Semele 'nin ya nı na inmesi ve son ra tekrar cünıbüş ve eğ le nc eler le , da vul ve tra mpet ses leri, Il üt n a ğmele ri ar as ında bu dii nyaya dö nmesi şek linde iza h ed ildi "'. Bu diiny aya geliş ha lini he r yıl dini merasimlerle kulla mağa do ğr u gidildi; "e bu merasimle rden Dio nysos ayin ve şenlikleri do ğd u ". Bu Dio nysos ay in ve ş enliklerin l, Dith yrambos adını taşıyan iki mısradan ibaret bir nevi ' şii r ok uya rak tes'i d elmek ade t idi" . Bu şiiri n Dionysos 'a ha s bir şiir nevi olduğu Dithyra mbos'un kelime manasından da istihraç edileb ilir. Dit hy rambos kel imesi her ne ka da r mah iyeti itibariyle mübhem ise de, o nun, Dionysos iie olan alakasını bira z olsun, tebarüz etlir mek bakımınd an. şu aş ağıdak i tahlili y apmamız faydalı olur ka na ati ndeyim : ,M "F~o ; > ~'; = . iki d efa », .t1~·'F 1 = . iki kapı> dan dii nyaya g elmiş , ya hu t j., (Zeus)' ta n, Zeu s kapı s ınd a n bu d üny aya ç ıkmış,

müla hazaları es kller arasınd a old ukça iyi ra ğ bet görmiiş ise de ", bu kelime, mahiye ti itibari/e, g rek çeye y abancı kaldığından, b urada , on un sadece, Dion ysos ile olan alakası nı belirtmek ba. kirnından zikri ni faydalı bu luyo rum . Bund an b aşka, gerek Eurip ldes'in Bacchae'larında, gerekse Pinda-os'un bir fragınent'inde 'Dithyr ambc s kelimesinin Dionysos'a sı fat olar ak v er i lmiş ol d u. ğunu görmek "", bu kelimenin Dio nys os ile olan müna sebeti ni 't am mAnasiyl e dest ek lemek tedi r " . Eski müelliflerden çoğu da birbiri nden ın ü stakil ıllar ak, Dithyrambos'un Dionysos ile ola n alakasını kabul etmiş gibidir. As. . lın d a , Dithyrambos'un şarla ile sıkı sıkıya ilgili old uğ unu söy lemek y erinde olur . S anskrit d ilinde bu kelim enin zat en sarkı ile miinas ebeli gösterilmektedir Ol. Yuna n !iriA'i Arkhilok hos Dithyrambos'u i şretli bi r şiir nev'i olarak kabul eder " . Zaten Dit'h yrambos, tek kişinin inşa d ettiği bi r şarkı o lup' Dionysos Ayinl erini kut larnak maksadlle kullanı lrmş ttr. Şai r. Dithyrambos 'u inşad ederk en, teke kılığın a girmiş Saty r'. 'Ierden mü t eşek kil da ns lı ko ro da şAirin ' sesine ah engine uyara k i n şad edilen şarkıy ı tekrarlar , böylece dini mer asim kullanı r­ -dı, Ya rı teke, yarı insan ş ek linde olan' bu a cai b mahliiklar, tabiat .kuvv etlerini tems il ettiklerinde n, ta n rı nın şerefine İcr a edilen di ni

've'

i ~ Kr şl , A, ' B ıım y, Dicfio rınai,ı: Grec. Fra.nçai. , Etırip id u, Bt:echa•• 526 ·530 i

~d,S. ~~,

ch ı. f :ı ( Y 0 cı

8 cccJuu ,

Kr, t.

,·"Nv.

-;68), ID

~ci k ­

e~~~~. lı'lı;;;;.d~t:)' ) .

x:!, ıJ

'0G8 ;

ap..

< ! ~t , LJ,ı O.,Jp :z:.ll.p) . )ı.ıı a'ıl

,,,%

Pari. 1800,

ayrıl )"erd e:

tfJ ~J 6.1f),j.~2ı.ı-~) ~:.ui';

Ch z

,,;,a\o ,h

uz:. -

~