145 38 11MB
Turkish Pages 305 Year 2012
HARP TARİHİ KENNETH JOHN MACKSE Y il. DÜNYA SAVAŞl'NDAKİ ASKERİ HATALAR
ÖZGÜN ADI MILITARY ERRORS OF WORLD WAR TWO COPYRIGHT © ICENNETH MACKSEY, 1987 İLK
KEZ
AllMS
Ilı
AllMOUR PRESS, LONDON TARAFINDAN YAYIMLANMIŞTIR, 1987. İNGİLİZCE ÖZGÜN METİNDEN ÇEVİREN
M. TANJU AKAD
0 T0RKİY1! İŞ BANKASI ıc0LTÜR YAYINLARI, 1011 Sertifika No : 11213 EDİTÖR
GAMZE VARIM GÖRSEL YÖNETMEN
BİROL BAYRAM GRAFİK TASARIM UYGULAMA
TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI I.
BASIM: MAYIS 1011
BASKI
YAYLACIK MATBAACILIK LİTROS YOLU FATİH SANAYİ SİTESİ NO: 121197-103 TOPKAPI İSTANBUL
(0111) 611 58 60 No: n931
SERTiFiKA
Bu kitabın tilin yayın haklan saklıdır. Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla yapılacak kısa alıntılar dışında gerek metin, gerek görsel malzeme yayınevinden izin alınmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz. TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARl İSTİKLAL CADDESi, MEŞELİK SOKAK NO: 214 BEYO�LU 34433 İSTANBUL
Tel. (0212) 252 39 91 Fax. (0212) 252 39 95 www.iskultur.com.tr
Kenneth John Macksey
il. Dünya Savaşı'ndaki Askeri Hatalar
Çeviren: M. Tanju Akad
$BANKASI
TÜRKiYE
Kültür Yayınları
İÇİNDEKİLER
HaritalarınListesi______ Giriş....
.. ..
.
·-
··---·---·---··
VII
· ··· - ·--·-----··-·-··········---·----·--····-··········-·---·--
... .
..
--·--- ··------·-·······--··--·····---------··-············-···---·
1
Kaygısızlık veKibir Günahları __7
1940 Öncesindeki Olaylar
_______________________ _
il HayalEdilmesiZorBir Sefer 23
Alınanya'run BanAvrupa'yıFethi
____ _
nı ÖlümcülErteleme BritanyaSavaşı
____
_______ ____ _____
41
iV Rusya'yaDoğruYanAdımlar İstilanın ÖnHazırlıkları
__ ·-·-······
---- ·-· ·-
-.
49
v Aşırı Güvenin Sonucu Rusya'dakiMuharebeler, 194 1.
________
_____
59
VI YeteneksizliktenKaynaklananSıkıntılar 81
Batı ÇölüSeferleri,Aralık 1940 'tan Şubat 1942 'ye
_____
vn Egonun Fesadı Gazala'danEl Alameyn'e, 1942
_10 5
VIII İlhamKurun tuları
AtlanrikMuharebesi, İlkAşama__
______ ____
12 5
vı
IX Hayal Gücü OlmayanlarİçinCezalar AtlantikMuharebesi, NihaiAşama
______ _______
l39
x İnisiyatifin Bedeli JaponMüdahalesi, 1941
----
----------·-··-·---·--····-·-
17 7
XI AlmanyaÜzerineYanlışDüşünceler Avrupa'daBombardımanTaarruzu, 19 40 -19 43
______
18 3
XII BerlinİçinKararlar Bombardıman Taarruzu, 1944..
'--·-·-·-·-·---
·--·-·---·--··· · · ·
203
XIII Arnhem'deKumar HavaİndirmeTaarruzu, 1944
______________
219
XIV YenilmezlikKuruntuları 1942 PasifikSeferi
___
247
xv İntiharDürtüleri LeyteKödeziMuharebesi
_ _ __
___________
261
XVI Hatalarının Toplamı
___ _·-·--·----··--··-··--··-··········--
Bibliyografya
______
Dizin
____
-·-··--··-·------·-··--·-·- ------ ·
________
.28 7 _29 7 __
2 . 99
Harita Listesi
1 1 940 Yılının BatıSeferi
____·····-·---·
·-·-·---
--······-·····
26
2 DoğuCephesiAlmanların : ilerlemeEksenleri, 1 941 ve 194 2_62 Ekte: Balkanlar'ınFethi, 1 941 YazAyları 3
Batı Çölü'ndeki Seferler, 1 940 -1941
·--·-·· ·-·-------
84
A. Wavell'inTaarruzu, 9Aralık1 940 ile 7 Şubat1 941 arası B. Romrn.el'in İlkTaaruzu, 24 Mart ile 3 0 Mayıs 194 1 arası C.Auchinleck'inTaarruzları: 18 Kasım ile 3 1Aralık1 941 arası: "Crusader" Operasyonu D. Rommel'inİkinciTaarruzu, 21 Ocak ile 4 Şubat1 942 arası 4 KuzeyAfrika'dakiSeferler, 1942 -1 943____
.110
__________
A. Gazala'danAlamHalfa'ya: Rommel'in İkinciTaarruzu 13 Haziran ile 3 0 Eylül1 942 arası B. ElAlameyn'denMareth'e: Montgomery'ninTaarruzu, Kasım 1942 ile Şubat1 943 arası C. Torch Çıkarmaları veTunus'unİşgali, Kasım veAralık 1942 D. Tunus Seferi, Ocak-Mayıs1 943
Vlll
11. DONYA SAVAŞl'NDAKl ASKERI HATALAR
5
1943 Mart'ınınKonvoyMuharebeleri__
_______ _
A.Atlantik'teki Durum, 9- 11 Mart 1 943 B. Atlantik'teki Durum, 15- 17 Mart1943 6 BatıAvrupa'daki Hava Savaşı__·····--····-············· 7
.m
-·-
•
--·--- ·
·
·
·
-
·-
Normandiya'dan Ren'e, 1 944 yılındaAğustos'tanEylül'e
-1 8 6
--
__
2 22
Ekte: "Market Garden" Operasyonu, 17- 25 Eylül 8
Pasifik'teSavaş: Mercan Denizi veMidway Seferleri, Mayıs-Haziran 1942
_
__
Ekte: LeyteKörfeziMuharebesi, 23 - 25 Ekim 1944
__ 25 2
Giriş
Hatasız savaş ve muharebe yoktur; bunun başka hiçbir nede ni olmasa bile, bir tarafın hatasızlığı, kaçınılmaz olarak hasmını yanlışa iter. Anında bulunan çözümlerin birleşmesinden meydana gelen bir sanat olarak savaş, komutanlar ve halefleri ne kadar usta veya yaratıcı olursa olsun, hataların çoğalacağı bir onam yaratır. Genellikle bilinmeyen arazide gerçekleşen ve çarpışanların zihinle rinde belirsizliğe yol açan bir korkuyla birlikte gelen muharebenin önceden bilinemezliği, provası olmayan bir kaosun garantisidir. Mükemmel olmayan koşullarda hata yapmak illa da utanılacak bir şey değildir - yeter ki her ihtimal öngörülerek tedbirleri alınmış ve komutanlar bu görev için elde bulunanların en iyileri arasından seçilmiş olsun. İyi niyetli ve vicdanlı adamlar ellerinden gelenin en iyisini yapıp, yine de başarısız olurlarsa, affetmek mümkündür. Fakat yetersizlik ve tembellik kaçınılması mümkün olan hatalara yol açınca, eleştiri ve kınama kaçınılmazdır. Kamuoyunda yerleşmiş alaycı ve hor gören inanış, askeri lider lerin bir bütün olarak, yapıları ve yetiştirilmeleri itibariyle katı, eğitimsiz ve sorumsuz kişiler oldukları yolundaki yaygın kanıdır. Bu yaygın kanı halle inanışlarında ve tarihte çok derin bir şekilde yerleşmiş olup, ayrıntılarıyla anlanlrnasına çoğu zaman günah ke çilerinin aranması eşlik eder. Olaylardan ve liderlerle yönetilenleri
ezen baskılardan haberdar olunmaması bir yana, askerlik sanatı konusundaki cehalet de bu görüşlere hak verilmesini sağlar. Muha rebenin karmaşıklığını ve gerilimini bilenlerin sayısı az olduğu gibi, bunu anlayanların sayısı daha da azdır ve son iki yüzyılın teknolo jileri yayıldıkça, muharebelerin karmaşıklığı ve bilinmezliği daha da artmaktadır. İktisadi nedenlerle sadece bir avuç asker, havacı ve denizci harp akademilerindeki eğitimden yararlanabilmekte, on ların saflarından da sadece elit bir grup yüksek komutanlık için seçilebilmekte ve terfi ettirilmektedir. Buna rağmen yetenekli ama törün eğitimli profesyonel karşısındaki doğuştan üstünlüğüyle ilgi li yanlış yaygın kanı kolay kolay yıkılmamaktadır; komutanların olumsuz koşullarla ne kadar sık uğraşmak zorunda kaldıklarının onları eleştirenler tarafından bilinmemesi bunun nedenlerinden bi ridir. Ancak, komutanların ölümle alışveriş yaptıkları ve böylece insan hayatının israfı nedeniyle kamuoyu tarafından kınanmaya açık olmalarının da bir neden olduğu akla gelmektedir. Bununla birlikte, bu görüşe sahip olanların çoğu zaman görmezden geldik leri şey, amiraller, generaller ve hava komutanlarının da kendileri gibi et ve kemikten meydana geldikleri ve (sıkı bir eğitime rağmen) yanılgıya düşebilmelerine ve yetersiz kalabilmelerine rağmen, çoğu zaman akla hayale gelmeyecek derecede dehşet verici koşullar al tında görevlerini yerine getirmek zorunda olduklarıdır. Tüm bunlara rağmen, amacım İkinci Dünya Savaşı'nda yapıl mış bir dizi komutanlık hatası arasından seçtiklerimi öne çıkarmak ve nasıl oluştuklarını göstermektir. Bunları seçerken dayandığım temel, her bölümün kara, hava ve deniz savaşlarının yürütülmesin de temel olan ve bu savaşların yönünü belirleyen yanlarını aydın latması ve bunların da önemli can kaybı, maddi tahribat ve poli tik değişime yol açacak şekilde savaşın süresini nasıl uzattığını ve kapsamını nasıl genişlettiğini göstermesidir. Bana göre savaşın ana yönünden fazlaca ayrı kalmış veya ele alınmaları halinde bu kita bın ana konusundan -yani savaşın eleştirel bir incelemesini görev edinmek yerine hataları ele almak olan amacından- uzaklaştıracak muharebelerden mümkün olduğu kadar kaçınmaya çalıştım. Bu şekilde, her ne kadar doğal olarak komutanların kendi adlarına
yaptıkları her şeyden sorumlu oldukları hatırda tutulsa da, sadece tek tek komutanların performansına değil, tüın komuta sistemleri nin gaf ve hatalarına bakmaktayım . Doğal olarak kişisel yetersiz liklerin delillerini ve bunların nasıl ortaya çıktıklarını ele alıyorum, ama bireyin etkili veya mantıklı bir şekilde çalışmasını olanaksız laştırmasa da çok zor hale getiren bir dizi diğer etkeni göz önüne almak da aynı derecede önemlidir. Bu listede, kişilik çatışmalarının yanı sıra, askeriyenin ne önerdiği veya ne yaptığıyla haklı olarak büyük ölçüde ilgilenen müttefiklerin, devlet adamlarının ve ulus ların çatışan fikirleri de yer almaktadır. Bir dizi akla hayale gelmez teknik yenilikten veya değişen koşullardan oluşmuş bir bulutun içinden geleceği görebilmenin olanaksızlığı yaşanırken, geliştiril miş ve iyi kavranamamış olan doktrinlerin etkileri ortaya çıkmış, bunlar sadece yetersiz ekipman teminine yol açmakla kalmayarak, aynı zamanda komutanlığın gerçek fonksiyonunu işlemez hale ge tirmese dahi, en azından engelleyen örgütlenmeler ve yöntemlerin kabul edilmesine yol açmıştır. Tüm bunların ele alınarak, muhare beye hazırlık, komuta ve kontrol sistemleri, bilgi toplama ve gü venliğin korunmasının yanı sıra değerlendirmelerin, planların ve emirlerin hazırlanması, lojistik sistemler ve diğer konulardaki etki lerinin görülmesi gerekir. Tüm booların eğitim standardı üzerinde etkisi olduğu gibi; kendilerini makul bir başarı ve hayatta kalma şansına sahip olarak hazırlayan ve muharebeye gönderen yetkili lere daima bağımlı olan sıradan savaşçıların moralleri üzerinde de etkisi bulunmaktadır. Seçilmiş olan örnekler, hasımların karşılıklı etkileşiminin ilgili ler tarafından yapılan hataları nasıl birleşik halde çoğalttığını ve bunların oluşturdukları siyasi ve askeri tepkileri göstermeyi amaç lamaktadır. Japonya ve Almanya'nın daha sonra İtalya tarafından şiddetlendirilen ilk başta silaha sarılma şeklindeki iğrenç ve nafile hatalarını bir kenara koyarsak, bütün dünya için en tehlikeli an, Almanya'nın 1 940 yılında batı Avrupa'nın büyük kısmını (ama hepsini değil) fetihlerindeki şaşırtıcı başarı olarak görülmelidir. Şayet (açıkça teknik alandaki şaşırtıcı üstünlüklerinin farkında ol mayan) Almanlar kumar oynamasalar ve Fransızlar ile İngilizlerin
inanılmaz derecedeki yeteneksizliği nedeniyle kazandıklarıyla ye tinmiş olsalar, bunu izleyen gelişmeler, yani
1941
yılında Rusya ve
ABD'nin savaşa girmesi hiç gerçekleşmeyebilirdi. Almanlar
1940
yazında Batı Avrupa'da engellenebilselerdi, Ruslar ve Amerikalılar kendilerine saldırıldığı zaman düşmüş oldukları hataları yapmaya bilirlerdi . Bu, kuşku yok ki bugün için de ibret alınacak bir durum dur. Bununla birlikte, eğer Adolf Hitler
1 940
yılında İngiltere'yi
istiladan kaçınmasaydı (şayet bunu Fransa'ya yaptığı ille taarruz ile sonu buraya varacak şekilde bütünleştirebilseydi, kolayca ya pabilirdi), Amerikalılar
1941
yılında ve sonrasında yaşayacakları
travmalardan kurtulabilirlerdi. Ve aynı şekilde dünya faşizm ile aynı derecede nefret uyandıran Rus güdümlü komünizmden kur tulabilirdi.
1940
yılının olayları her ne kadar şaşkınlık uyandırıcıysa da,
bunu otomatik olarak takip eden diğer olaylardan daha şaşırtıcı oldukları söylenemez. Rusların
1 941
yılında, Almanların
1940 yı
lındaki yöntemlerini inceleyerek öğrendikleri derslerden yararlana cak kadar hızlı örgütlenmeyi becerememeleri ve sayısal üstünlükle rine rağmen büyük araziyi terk etmeden onları durduramamaları ilk olaydır. İkincisi ise, Amerikalıların
20
yıldır bu olay için hazır
lanmakta olmalarına rağmen müttefikleriyle birlikte Uzakdoğu ve Pasifik'te Japonların ilk ilerleyişiyle başa çıkmayı başaramamaları dır. Bu iki felaket belki de en büyük bilinmeyenleri oluşturur. Öte yandan, burada anlatılan destanın geri kalanını kaçınılmaz hale getirmiş olan olaylar da şunlardır: Atlantik'teki şiddetli ve uzatıl mış denizaltı savaşı (ki şayet Amiral King Amerikan savunmasını yanlış yönlendirmeseydi bu daha kısa sürebilirdi); Almanya üze rindeki hava savaşları (burada politikalar ve kişilikler çok tahrip kar şekilde birbiriyle çatışmaya girmişlerdir); Batı Avrupa'yı geri almak için yapılan çok zayiatlı muharebeler ve bunların devamı olan Arnhem'deki gereksiz başarısızlık ve Alrnanya'nın büyük kısmını Batı'nın hakimiyetine alacak şekilde savaşın
1944
yılın
da sona erdirilmesinin başarılamaması; ve Pasifik'te her iki tarafın da olağanüstü garip nedenlerle dikkat çekici hatalar yaptıkları son muharebeler.
Muharebe alanı performansının bilimsel operasyonel analizlere tabi tutulmasından ve yeni teknolojinin önlem alınmasını sağla yan evrimci etkisini göstermesinden önce, komutanlar kararlarını tarihe, sezgilere ve esinlenilmiş tahminlere dayandırmak zorunda kalırdı. Eskisi kadar olmasa da, bir dereceye kadar durum hala budur. Eğitim ve seçme süreçleri etkilerini göstermiştir ve bu etki, teknik gelişmenin çok daha yavaş olduğu 20. yüzyıl öncesinden daha büyüktür ve böylece yeni silahların kullanılmadan önce anla şılabilmeleri için daha fazla zaman ve fırsat sağlamaktadır. Savaşta karar alma konusunda daha bilimsel bir yaklaşımın komutanların 1939 ve 1945 arasındaki müdahalelerini ne ölçüde değiştirdiğini düşünmek ve yargılamak, hatta arzu ederse Birinci Dünya Sava şı'nın deneyimleri ve derslerinin etkilerini ikincisiyle karşılaştır mak okura kalmış bir şeydir. Daha sonra, bu düşünceleri savaşın yürütülmesi gibi ölümcül bir faaliyet konusunda günümüze kadar uzatılabilir ki, şimdi (her ne kadar sersemletici ölçüde bir karma şıklık varsa da) çok daha fazla bilgi ve veriye sahibiz. Eğer bu çalış manın sonuçları gelecekteki analizlerde güven sağlarsa, okur, karar alanların yanı sıra geniş halk kesimlerine de aktarılacak uyarıların boyutlarının, çatışmaların tırmandığı her durumda ikna edici bir caydırıcılığı olacağı sonucuna varabilir. Bu kitabın hazırlanmasında birçok eski dost ve meslektaşımın muazzam yardımlarını gördüm ki, bunlar arasında David Brown (Britanya Savunma Bakanlığı Donanma Tarihi Bölümü Başkanı) ve Savunma Bakanlığı Askeri Kütüphanesi ile Kamu Arşivi Dai resi'nin görevWeri yetenekleri ve nezaketleri ile ön plandadır. Bir çok diğer çalışmada olduğu gibi ilk taslağı okuyup eleştirdiği için Yarbay Bili Woodhouse (RTR) ile kaba taslaklarımı çözüp yazıya dökmekteki sonsuz sabrı için Felicity Northover'a çok derin şük ran borçluyum.
Kayg ısızl ı k ve Kibir G ünahları 1940 Öncesindeki Olaylar
Londra'daki Birleşik Devletler Büyükelçisi Joseph Kennedy'nin
1940
yazında gönderdiği raporlara bakılırsa, durum, Başkan
Franklin Roosevelt'e, Almanlar her an İngiltere'yi istila edebilecek ve daha birkaç hafta öncesine kadar dünyada istikrarı sağlayan en büyük güç olan Britanya İmparatorluğu çökecekmiş gibi görünü yordu. Fakat bu kadar umutsuz bir anda, zor durumdaki impara torluğa destek verip vermemek veya Adolf Hitler'in yükselen ihti raslarıyla uzlaşma gibi korkunç bir ihtimalle karşı karşıya kalmak arasında hayati bir karar alınması gerekirken, ABD hükürnetinin bu felakete yol açan hataların nedenlerini incelemek gibi, yarar sağlaması pek de mümkün görünmeyen bir uğraş için vakti yoktu. Roosevelt Kennedy'nin Britanya'nın ayakta kalma şansının yüzde
elliden az olduğu şeklindeki -çok da yanlış olmayan- değerlendir
mesini kale almamaya karar verdiği zaman, yanlış giden şeyleri anlama çabası, bir dizi tahmin ve öngörülü spekülasyonun çılgınca birbirine karıştığı bir çabaya girişen yorumculara, gazetecilere ve akademisyenlere kalmıştı.
il.
DÜNYA SAVAŞl'NDAKI ASKERi HATALAR
Eylül ayında, kötü hava ve uzayan geceler istila olasılığını azal tınca, Almanların, bütün olanaksızlıklara rağmen İngiltere'yi niçin istila etmedikleri sorulabilir miydi? Görünüşe bakılırsa, bunun ne deni Luftwaffe'nin Britanya Muharebesi'nde Royal Air Force ta rafından yenilgiye uğratılmasıydı. Fakat olayları mükemmel hava koşullarının ve dalgasız denizlerin hakim olduğu bir yaz boyun ca geriye doğru izlediğimiz zaman, Kraliyet Donanması, ordu ve RAF'ın Norveç, Dunkerque ve Fransa'daki bozgunlardan sonra pek çok kişinin tahmin etmiş olduğu gibi en zayıf oldukları anda Almanlar neden gelmemişlerdi? Sonuçta, Almanlar elbette sayı saymasını biliyorlardı! Yitirilen ve hasara uğrayan gemi sayısının (ki çoğu açıkça kabul edilmişti) yüksek olduğunu anlamış; muha rebe alanında tahrip veya terk edilmiş binlerce top, tank, silah ve taşıtı görmüş; yerde yakalanmış veya düşürülmüş yüzlerce uçağın enkazını not etmiş ve tüm bunlardan, düşman gücünün büyük kısmının yok edildiğini hesaplamış olmalıydılar. Şayet silahlarını yitirmişlerse,
330.000
İngiliz, Fransız ve Belçikalı askerin mayıs
ayında Dunkerque'ten tahliye edilmiş olmasının ne önemi vardı. Ve bir başka soru daha: Alman ordusu ve Luftwaffe (zayıf Alman donanmasının küçük etkisi bir kenara konulsa da) Dunkerque'i ele geçirmeye hazırken, denizdeki kaçış yollarını kıyı toplarıyla haki miyet altında tutabilirken ve kuşanlmış savunmasız orduları teslim oluncaya kadar bombardıman alnnda tutabilecekken, bu adamlar kaçmayı nasıl olup da başarmışlardı? Bu sorulara kesin yanıtlar bulmak kolay olmayacaktı - söz ko nusu dönemde ise olanaksızdı. Buna rağmen o günlerde ve izleyen on yıllar içerisinde yapılan incelemeler, görünüşte savaşa hazır ol mayan Alrnanya'nın üç ay içerisinde dünyanın en güçlüleri olarak addedilen İngiliz-Fransız kuvvetlerini nasıl olup da bozguna uğ rattığını ve sadece
22
yıl önce Almanya'nın kendisini tarihin en
büyük savaşında bozguna uğratan uluslar dokusunu nasıl param parça ettiğini ortaya çıkarmaya çalışan siyaset uzmanları ve tarih çilerin yanlış varsayımlarıyla ve çoğu zaman yanlış izlere saplanıp boşa çıkarak, hayret uyandıran hir çahaya dönüştü. Almanlar sa dece on ila on iki mekanize tümen ve birkaç yüz bombardıman
KAVGISIZLIK VE KiBiR GÜNAHLAR!
uçağı ile nasıl olup da kendilerinden birkaç kat daha büyük or dulardan daha iyi manevra ve muharebe yapıp ateş gücünü daha iyi kullanmışlardı. Dahası, Alman düşmanları kadar modern tank ve topu muharebeye sürdükleri ve performansı daha iyi olmasa da, en azından aynı derecede iyi olan yaklaşık aynı sayıda uçağı konuşlandırdıkları halde, müttefikler bu duruma nasıl düşmüşler di. İnsanlar bilgiç bir edayla politik sistemleri nedeniyle Fransız ların morallerinin çöktüğünü ve Birinci Dünya Savaşı'nın dehşet verici kayıplarının savaşma iradelerini zayıflattığ�nı söylüyorlardı. Fakat, aynı şekilde, Almanlar da acı verici kayıplara uğramışlar, iç çatışmalar ve ekonomik sorunlarla parçalanmışlar ve eğer Ber lin'den gelen haberler doğru ise, Führerlerine bağlılıkta da hiçbir şekilde birleşmemişlerdi. O halde, hata ve ihmallerin nasıl bir bile şimi, bir zamanların muazzam Fransız ordusunun, 1 8 70'de oldu ğu gibi Almanya karşısında boyun eğmesine yol açmıştı. Ve, zırhlı muharebede öncülük ederek, tank geliştirmede lider olan tümüyle mekanize İngiliz ordusu, müttefiklerine yardım konusunda neden daha fazlasını yapmamıştı? Geçmişe uzanan hafızalar gazetelerdeki haritalarda Fransa'yı boylu boyuna geçerek Abbeville'de ve kuzeye doğru Dunkerque yakınlarında denize kadar uzanan Alman oklarını anımsar ki, bu oklar Dunkerque yakınlarında, bilinmeyen bir nedenle limanın he men dışında sona ermekteydi. İngilizlerin Boulogne ve Calais'de gösterdikleri sert direnişin bunun nedeni olduğu iddia edilmişti. Fakat kısa bir süre kuşatma altında kalan bu limanlardan kaçan askerler bu ihtimali devreden çıkartır. Savunma, kahramanlık dı şında herhangi bir anlam taşımayacak kadar kısa sürmüştü. Gözler doğuya, Almanların taarruza geçtiği 1 0 Mayıs'tan bir hafta geçme den yapılmış olan uğursuz bir açıklamaya çevrildi ki, sanki her şey bununla başlamış gibiydi. Bu açıklamaya göre Sedan yakınlarında çok övülen (ve geçilmez olduğu güvenle ifade edilen) Maginot Hat tı'na bir giriş yapılmıştı ve bu uzantının ortadan kaldırılması için yapılan girişimlerde ağır çatışmalar devam ediyordu. Nisan ayında Norveç'teki yenilgiyi ve 14 Mayıs'ta sadece dört gün muharebe ettikten sonra Hollanda ordusunun teslim olmasını hatırlayan kuş-
10
il. DÜNYA SAVAŞl'NDAKIASKERI HATALAR
kucular ve gerçekçiler, bu bültenden en kötü ve doğru sonuçları çıkardılar. Yanlış giden bir şeyler vardı. Almanların kendilerinden gelen bir üstünlükleri, belki de Fransızların ve İngilizlerin sahip olmadıkları bir silahları vardı. 13 Mayıs akşamı, Fransız 55. Tü meni'nin, Sedan'da Meuse Nehri'ne bakan yamaçlardaki siperin de çömelmiş duran bir piyadesi, belki de bulmacanın bir yanının çözülmesine kilit önemde bir katkıda bulunabilirdi. Çünkü uzun bombardıman sonrasında subaylarını ve arkadaşlarını pençesine alan azgın paniğe, daha önce hiçbirisinin duymadığı, görmediği ve beklemediği bir yırtıcı sese ve etkiye sahip olan bir şeye şahit olmuştu: Her şeyden önce, kendi silahları susarken, çoktan nehri geçip kendi mevzilerini karşı konulmaz şekilde kuşatmaya başla mış olan tanklar duyulmaktaydı. Fakat, aralarında sadece birkaç tanesi düşmanla ilgili bir şey görmüşken ve gerçekte, duymuş (fakat görmemiş oldukları) tank lar, karşı hücuma hazırlanan kendi araçlarıyken, Fransız piyadesi ve topçularının niçin kaçtıklarını sormak, adeta iddiayı ispatlan mış varsaymaktan başka bir şey değildi. Bunun nedeni, yanıtlan ması gereken bir başka temel sorunun varlığıydı. En az üç Alman zırhlı tümeni ile bir mekanize piyade alayı, binlerce araç ve yüzler ce top ile yoğun ormanlık Ardennes arazisini geçerek, Fransızların güçlü örtme birliklerine rağmen, o kadar çabuk şekilde bu nokta ya nasıl ulaşabilmişlerdi? Çünkü, o güne kadar hem Fransız, hem de Alman ordularının üstatları ve genelkurmayları arasında me kanize bir ordunun bu tür bir geçişi yapmasının imkansız olduğu konusunda neredeyse genelgeçer bir mutabakat bulunmaktaydı. Bu nedenle, soruşturma turumuzu bir aşama daha geriye çekerek, bilinen ve önemli istisnalar dışında, üst hiyerarşinin bu nesline ait en iyi beyinler nasıl olup da bu kritik hesap hatasına düşmüş ve bir anda kendilerini hayal edilemez ve yıkıcı sonuçları olan bu baskın durumuyla karşı karşıya bulmuşlardı? Denizciler, askerler ve havacılar, ülkeleri yöneten devlet adam larının ve politikacıların hizmetindedir veya öyle olmalıdır. Bu nedenle, aynı zamanda yönetimi de üstlenmemiş oldukları tak tirde, ellerindeki kuvvetin durumu veya donanımından tek başı-
KAYGISIZl.IK VE KiBiR GÜNAHLAR!
na sorumlu tutulamayacakları doğaldır. Kesin olarak "komuta" yanlışlarını incelemeyi amaçlayan bu kitapta "politik" yanlışlara sadece geçerken değineceğiz. Bir yanlışın hangi kategoriye gireceği konusunda görüş ayrılıkları tabii ki ortaya çı.kacaknr -ki örneğin bu kişisel beceriksizlik, teknik yetersizlik veya tamamen şanssızlık olabilir- ve bu arada -tenis terimleriyle ifade edersek- söz konusu hatanın basit hata olup olmadığına da gereken dikkat sarf edile cektir. Bu noktada, geçmişin büyük askeri komutanlarının ellerindeki kuvvetleri donannak, eğinnek ve muharebede yönennek için ge rel