130 91 20MB
Turkish Pages 461 [463] Year 2019
FİZİK
Aristoteles (İ.Ö. 384-322), antik Yunan felsefesinin en önemli adlarındandır. Akılcı yaklaşımı ve bilimsel görüşleriyle felsefede gerçekçiliğin “baba”sı ve mantığın öncüsü kabul edilir. Aristoteles, yirmi yıl boyunca Platon'la onun Atina'daki Akademia'sında diyaloglarda bulundu, sonra Assos'ta (bugün Çanakkale ilinde Behramkale) bir Akademia kurdu. Büyük İskender'in öğretmenliğini yaptıktan sonra Atina'ya dönüşünde Akademia'nın başına getirilmeyince, kent dışında kendi okulu Lykeion'u (“lise” adı buradan gelir) kurdu. İ.Ö. 323'te, Büyük İskender'in ölümünden sonra, eski bir şiirinden dolayı dinsizlikle yargılandı; Sokrates'in akıbetine uğramamak için Khalkis'e gitti ve orada öldü. Aristoteles, felsefe tarihine en özgün katkısı olan metafizik için protephilosophia (“ilk felsefe”) adını kullanıyordu. Lykeion'un son yöneticisi Rodoslu Andronikos, İ.Ö. 60 yıllarında Aristoteles'in yapıtlarını derlerken, “varlık” konusundaki görüşlerini Physike'den (Fizik) sonraki kitaba koyarak ta meta physika (“fizikten sonra gelen”) adını verdi ve “metafizik” sözcüğünün isim babası oldu. Türkçeye çevrilen başlıca yapıtları: Fizik, Metafizik, Poetika, Retorik (İngilizceden çeviren Mehmet H. Doğan, YKY,
1995), Nikomakhos'a
Etik, Organon (altı kitaplık bu yapıtın bir bölümü Türkçeleştirilmiştir).
Saffet Babür, 1952'de doğdu. 1976'da AÜDTCEF Klasik Filoloji Bölümünü bitirdi. 1983'te Latince doktoru, 1987'de Eski Yunanca doçenti, 1995'te Felsefe Profesörü oldu. Evli ve iki kız babasıdır.
1979 yılından bu yana Hacettepe Üniversitesi Felsefe bölümünde Felsefe Tarihi ağırlıklı dersler yanında Eski Yunanca dersleri veren Saffet Babür, Urbino (1977-78), Siena (1982-83), Perugia (1988-89) ve
Münster (1992-93) Üniversitelerinde Eskiçağda-Ortaçağda Felsefe, Klasik Filoloji alanlarında, özel olarak da Aristoteles üzerine çalıştı. Ortaçağ düşünce yapısı ile Eskiçağ düşünce yapısı arasındaki temel ayrımları, bu iki yapının tipik temsilcilerinin kullandığı terimlerin içeriklerini çözümleyerek göstermeye çalışan yazıları çeşitli dergilerde yayımlandı. Betül Çotuksöken ile birlikte hazırladığı Ortaçağda Felsefe (1. bas.: Ara Yay., 1989; 2. bas.: Kabalcı Yay., 1993) adlı
bir
kitabı bulunmaktadır. Çevirileri: Aristotoles'ten: Kategoriler (İmge Yay., 1996); Yorum Üzerine (İmge Yay., 1996); Nikomakhos'a Etik I-V (Hacettepe Üniv. Yay., 1988); Platon'dan: Yasalar (Candan Şentuna ile ortak çeviri, 1. bas.: Ara Yay., 1988-92; 2. bas.: Kabalcı Yay., 1994); Parmenides
(1. bas.:
Ara Yay., 1988; 2. bas.: İmge Yay., 1996); Aristoteles, Augustinus ve Heidegger'den: Zaman Kavramı (İmge Yay., 1996).
APIXZTOTEAHX
DYXIKH
ARİSTOTELES
FİZİK
Yunanca aslından çeviren
Saffet Babür
OMO YAPI KREDİ YAYINLARI
Yapı Kredi Yayınları - 823 Cogito - 57 , Fizik/Aristoteles Özgün adı: OYXIKH Yunanca aslından çeviren: Saffet Babür Yayına hazırlayan: Hilmi Tezgör-Türker Armaner Düzelti: Türker Armaner Kapak tasarımı: Mehmet Ulusel Baskı: Mega Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş. Cihangir Mah. Güvercin Cad. No: 3/1 Baha İş Merkezi A Blok Kat:2 34310 Haramidere / İstanbul
Telefon: (0 212) 412 17 00 Sertifika No: 12026
1. baskı: İstanbul, Mayıs 1997 7. baskı: İstanbul, Ocak 2019
ISBN 978-975-363-634-2 © Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş. 2011 Sertifika No: 12334 Bütün yayın hakları saklıdır. Kaynak gösterilerek tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş. Istiklal Caddesi No: 161 Beyoğlu 34433 İstanbul
Telefon: (0212) 252 47 00 Faks: (0212) 293 07 23
http:/ /www.ykykultur.com.tr , e-posta: ykykultur©&ykykultur.com.tr İnternet satış adresi: http:/ /alisveris.yapikredi.com.tr Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık PEN International Publishers Circle üyesidir.
Çeviriye Not
Aristoteles PHYSIKE (FİZİK) adı verilen yapıtında , 'devinim” (kinesis: 11,13); “değişme” (metabole: V.VII); “sonsuzluk” (apeiron: lll, 4-8); 'yer' (topos: IV, 15); “boşluk” (kenon: IV, 6-9) 'zaman' (khronos: IV, 10,14);
gibi temel fizik kavramlarını felsefe tarihinde çok ender görülen felsefece bir didikleme ile çözümlüyor; 'neden' (aitia: Il, 13) ve 'ilk devinmeyen devindirici” (proton kinoun ou kinoumenon: VLL) ile kendisinin ne kast ettiğini dile getiriyor. Çeviride
“Aristoteles,
Physik. Felix Meiner Verlag.
1.c.: 1987;
2.c.:
1988”deki Yunanca metni kullandım. Bu Yunanca metni W. D. Ross'un saptadığı metinle karşılaştırdım ve çevirimi de batı dillerindeki şu çevirilerle karşılaştırarak yürüttüm: 1. Çeviride kullandığım yapıtta Yunanca metinle karşılıklı basılan H. Günter Zekl'in Almanca çevirisi. 2. Hans Wagner'in Yunanca metne pek sadık kalmadan yapılan bol yorumlu Almanca çevirisi: Aristoteles, Physikvorlesung, übersetzt von
Hans Wagner, Akademie-Verlag, Berlin 1967. 3. Antonio Rossi'nin İtalyanca çevirisi: Aristotele, Opere, 3: Fisica, Traduzione di Antonio Rossi, Biblioteca Universale Laterza, 3. bs. RomaBari 1991.
VI. Kitap için elimizde iki metin vardır. Yalnızca Vİ! kitabın ilk üç bölümünde değişiklikler içeren öteki metni, “textus alter”i, Ross'a uyarak VII. Kitabın sonuna ekledim.
FİZİK'in ilk dört kitabını Münster Üniversitesi'nde 1992/1993 Öğ. retim Döneminde görevli olduğum sırada, kalan kitapların büyük bir kısmını da 1994-1995 yıllarında yine Münster'de bulunduğum dönemlerde çevirdim. Bu çalışmalarımda bana büyük destek olan eşim Angela Kleefisch'e teşekkür ederim. Saffet Babür 29.3.1995 Beytepe
SIGLA Lib.1-3. codices EFİJ Lib.4. 208327—21528.
EFGİJ
21538—224917.
EFGHIJ
Lib. 5. EFHIJ Lib. 6,8. EFHIJK Lib. 7.
Textus primus. Textus alter.
248110—250P7.
o 241” 244P 245P 241P 244P 245P
Lib.1-3. A—FİIJ. Lib.4. 208227—21538. 21528—224917. Lib.5-8. A-—FHIJ
34—244P5. bcjy sb—z245P9. Hbcjy 9—24899. Hlbcjy 24—244P 19. EFHIJK 19—245724. EFIİJK 24—248b 28. EFJK
EFHIJK : interdum citantur bejy A — FGIJ A — FGHIJ
Z — bejy TH — codices omnes collati E F G H
— — — —
Par. gr. 1853, saec. x ineuntis Laur. 87.7, saec. xiv Laur. 87. 6, saec. xii Vat. 1027, saec. xili aut xiv
I — Vat. 241, saec. xili
J s Vind. 100 (olim 34), saec. x K — Laur. 87. 24, saec. xiii medii b — c — j ys
Par. 1859, saec. Par. 1861, saec. Par. 2033, saec. Bodl. Misc. 238,
xiv xv xv saec. xvi
M - Aristotelis 4/e/ap/ysica
M(E)—E suğfra: M ()) —)J suğra: V — Versio Arabo-Latina A — Alexander apud commentaria Simplicii P — Philoponi commentaria S — Simplicii comınentaria T — Theınistii paraphrasis PS, S€ — Philoponi, Simplicii citationes Pİ, SI — Philoponi, Simplicii lemmata PP, SP — Philoponi, Simplicii paraphrases
(saec. xii
M (AP) —Laur. 87. 12,
APIZTOTEAOYZ DYXIKH AKPOAZIX
DYSIKH> AKPOAXEOXA
*Emeği) TO eid€val kal TO &mloraodaı
1
cas TâS yeddöovs,
oyuBalve
A
A
rob Taöra yvwpi(ew (rdre yâp oldueda örav Tü alrıa ywwpiowyev Tü mpöTa
mpöras
kal pEXpi
hücews
dmlorıuns
Tâs âpyas.
Tepi
md- 1843
öv eloiv âpyal 1) airıa 1) oTolyedla,
.
TÖv
oTOolyelev),
mepardov
mehvre
yıyvdorew EkaTOV, Kal Tüs âpxds Tâs
öğMov öTL Kal TİS mepi
ÖLopiracdaı
öt dk TÖV
EK
.
mpöTOV
yvwpyerdpwv
Tâ
Tui
TEpİ
iy ÖğöS
kal capecrepwev yvopıyudp &mi Tü gapdorepapa TijTj güce Kat yvwpyu Tepa* Oü yâp TdÜTÜü İ|Miv TE yuapıma Kal âTN©S. Ördmep AVÂYKI) TÖV TPÖMOV TOÜTOV Tpodyev EK TGV âFapedTEpEV HİV Tİ)n güce ijmiv öt gapecrepwv âmil Tü gcağeorepa Tİ)7 güce IK p p Kal yvopyörEepa. doTL Ö ijmiv TÖ TpETOV ÖrdAa Kal oağij Tü MvyKeXvMEVA MGAAovr ÜcTEpov 6” &k ToüTOV yiyveTaL yvdpıya »
5
*
n
,
N
3
e
n
m
*
m
—
Tâ drolyela kal ai âpxal Ölaıpoüdi Taüra.
a
—
.
Öl Ek TÖV Ka-
0dAov &mi Tü ka6? EkaorTa öl mpoldva Tö yâp 6ödov kard Tv alodnow yvwpımörEpov, TO ÖE kabdhov öMov Tİ dort moNA& yüp mepıNapBdvet &s yep TÖ Kağdhov. memovle öt TaVTh TOÜTO TpdMOV Tiwâ Kal Tü duduaTa 7pöSs TöV Adyov' N
y
/
«
N
,
Ld
7
,
6Aov ydp Tı kal dölopleres onmalvet, olov Ö KÜKAos, Ö BE öpyös aüroü Ölatpel cis Tâ Kaf” Ekaora. kal Tâ madla TÖ tv mp&TOV Tpogayopelet mdvras Tovs Ğâvöpas Tar€pas Kal ”
,
a
5
/
a
7
,
N
>»
?
*
v
/
N
£
N
.
/
N
unrepas Tâs yuvalkas, üvTEpov öt ÖLopllet ToürOEv EKdrTEpov. >
!
Avdyk)
6
>.
»
rot
/
ulav
N
âpxınv
A
/
1) TAelovs,
Kal
N
El
play, ijrot âklvnrov, ös gnot Tlapyeviöns kat Mehıcoos, 1) kıA
1842 Titulum om. 1 Aom.jJ: roA4 E: ) mepi dpxovAâ F 13 yvepioopev EFIPS: yropilopev | 15 mpörop Btopioacbaı FJ Eustratius: öropigacdar P 16 p om. | I7 rp om. |! 18 yuopmörepa E I9 ToüTOV TöV Tpdrov F dcağecrepov |! utv om. A 20 rpom. İJ Tp pvc E'AV: om. E' 21 TO om. E 22 yvdpıpa yivera İ: ypdopıya F 24 em AP: eis ES 26 bs AP: örnep E bır kailom. P adwpiores E'FJVP: ddıpıgrTOov E?I 12 röl8erel 13 pevom. FJ Tpooayopever .. . âvdpas FJT: ümoNayBdvet mavras Tovs âvdpas İV: mdvras Tove âvöpas ümolapBdve (hoc verbum erasum) zpocayopeva« E ı4 ögom, F ı5 8'Jöp Torstrik 16 ös ES: öcmep AP gyo EFPS: gacıv || 4038
I
>
FİZİK
1
9
Birinci Kitap 1 İlkeleri, nedenleri ya da temel öğeleri olan her araştırma alanında bilmek ve kavramak bunları anlamakla sözkonusu olduğuna göre (çünkü ilk ilkeleri, ilk nedenleri, temel öğeleri bildiğimizde her bir nesneyi bildiğimizi düşünürüz), şu açık: doğabiliminde de ilk olarak ilkeler üzerine belirleme yapmaya çalışmak gerekiyor. Yolumuz da elbette bizce daha bilinir, daha açık olanlardan, doğa açısından daha yalın, daha bilinir olanlara doğru. Nitekim bizce bilinir olanlarla mutlak anlamda bilinir olanlar aynı değil. Bunun için bu biçimde doğa açısından yalın olmayan, bizim için açık olan nesnelerden doğa açısından daha yalın ve bilinir nesnelere doğru yol almak zorunlu. Ne ki bizim için ilk anlamda açık ve seçik şeyler bileşik yapıda olanlar; daha sonra bunlar ayrılarak öğeler ve ilkeler biliniyor. Bunun için tümel olanlardan tekil olanlara gitmek gerekiyor, çünkü duyum açısından “bütün” daha bilinir bir şey, tümel de bir “bütün”; nitekim tümel pek çok nesneyi parça olarak kapsar. Adlardan kavrama gidiş de aynı bu biçimde söz konusu olur, çünkü adlar bir bütünü belirsizce imler: sözgelişi “çember” adı. Çemberin tanımı ise onu tek tek parçalarına bakarak ayırmakla yapılır. Bebekler de ilkin bütün erkeklere “baba”, bütün kadınlara da “ana” derler, sonradan onları ayırırlar.
2 ile
Şu da zorunlu:
Melissos'un
dediği
ilke ya birdir ya çok; bir ise ya Parmenides gibi
devinimsizdir
ya
da
ilk
ilkenin
hava,
su
184a
15
20
25
184b
10
DYXIKHX AKPOAZEOZ A
VOVMEVYU, GoTEp Ol puoıkol, ol utv d€pa pdokovres elvat ol © ;
”
«
Üdwp Tp TpöTNV âpxıv” el Öt Mhelovs, 1) Temepaopdvas 1) âmelpovs, kal el Temepagpevas mAelovs dt plüs, 1) ÖVO 1) TpELS 7) TETa v a , . . 0 / A ” Li 20 Tapas 1j âAAov Tiwd âpıdudu, kal el âmelpovs, 1) oüres bomnep A > Anuökpiros, Td yevos Ev, oxmarı öt (öaepoücas), 1) eldeli A n . öLapepoüdas 7) kai dyavrlas. Öyeles ÖR Çyroğat kal ol Tâ övTÖa Gproüvres xdoa' EE öv yâp Tâ dvra tori mprOEv, Gjroüdi Taüra .
.
.
a
.
;
A
A
,
3
a
A
a
,
7
.
A
Ax
"
ToTEpoV Ev 1) ToAMa, Kal et TOAÂd, TeETEpaoMEVA 1) Amelpa, WOTE N
5
N
N
25 Tı)p ApXIY
«
a
na
Kal TO OTOLXELOV
/
A
(yroüciı Mdrepov
/
8v i) mohAd.
35
TO EV A / / : oUv €l saEV Kal «9; âKİYYTOV TO ÖV FKONELV- OL5, TEP . pÜcedS EoTL 0Ko1ÖŞ" mev Gomep yâp Kal TH yewuerpy oük€ri Aöyos darı mpös Töv âveAdvra Tüs âpxds, GAN ijrot drepas &mtorıjuns 17 Taröv kowijs, oürws oÜĞE TD mepi âpxöv ol yâp ört âpxi) a dorıw, el &v udvov Kal oürws &v €oTiY. 1) yüp âpxI) TIVÖSİ) Ti5 vöv. o ÖMoLOP Öi) TO GKomelv el oüres Ev kal Tpös âNAnv dow 8
n
“i.e
«
La
.
3
,
ömoLavoüv
£
Avev
N
»
,
ümavra
,
4
/
N
mpoojket,
ĞAA
/
5
,
IŞ) Öca €K TÖV âpxöv TS EMLÖELKVUS ibevöeral, öca Ö€ pa), vü, olov TÖV TETpAYAYLOMOY TÖV HEY Ölü TÖV TUNMATEV yewa
#
,
“
5
—
5
«
#
”
N
/
METpiKOÜD ÖLadücat, TöV öt 'AvrıgövrOos öU yewyerpikoü* pip
AAA”
€medi)
mepi
gücews
utv
b20 i) oöres omittendum ci. A 8€ EIST: pr.
om.
ov,
hucıkâs
21 Bt drapepovcas Torstrik:
om. FJ: öf kal rdfetkal Becel Bınpepoücas Bonitz |
23
mxpörev,
Çyroücı
o OU
öt âmoplas
Bonitz:
mpörov
22 kai fyrovot
E:
İnroüri mpörov AS“; Çyroüci Sİ 24 kai el nohâdom. E 25 Önroüuu TaürTlO nörepov E 26 öv) evl 1853 1 fora | 3rövl 5 ei) ei evrw F 7 hesedS gain om. AS üv€pwmov Eva HAP: Eva âvdpezov S eivat) A€yor AS ph... 12 xahenöv LIPST: p... 11 dmoplav delenda censuit Cornford, 8-12 örep ... xahemdv seci. Bekker, collatis 1868 6-10 10 elo
om. E
ro İJ?P
pühdra | düom.l
13 eivacom. S
yeeyirpovl
16 Töv alt.) roü kükhov
17 ov uyv om. E!
FİZİK
1
11
olduğunu söyleyen doğa felsefecilerinin ileri sürdüğü gibi devingendir. Çoksa ya sınırlı ya sınırsız; sınırlıysa ve birden çoksa ya ikidir ya üçtür ya dörttür ya başka belli sayıdadır. Ama sınırsızsa ya Demokritos'un dediği gibi biçim ve türce farklılaşmış tek bir cinstir, ya da bunların tersi. Varolanların niceliğini araştıranlar da aynı biçimde inceliyorlar, nitekim varolanların çıktığı ilk nesnelerin bir mi çok mu olduğunu, çoksa sınırlı mı sınırsız mı olduğunu inceliyorlar; dolayısıyla inceledikleri, ilkenin ve temel öğenin bir mi yoksa çok mu olduğu. İmdi varolanın bir ve devinimsiz olup olmadığını araştırmak doğa üzerine bir araştırma değil. Nasıl bir geometricinin geometrinin ilkelerini çürüten birine bir diyeceği olamazsa, bu ya bir başka bilime ya da genel bir bilime düşerse, doğanın ilkeleri konusunda araştırma yapan biri için de bu böyle. Çünkü yalnızca 'bir” varsa ve o böyle ise, artık bir ilke, bir başlangıç yok demektir. Nitekim ilke bir şeyin ya da bazı şeylerin ilkesidir. Bir'in böyle olup olmadığını araştırmak, sırf laf olsun diye ileri sürülen bir başka savla ilgili tartışma yapmakla (Herakleitos'un tezi gibi; ya da varolanın yalnızca bir insan olduğunu ileri süren birinin tezi gibi) ya da Melissos'la Parmenides'in, her ikisinin de sav olarak kullandıkları eristik bir savı çözümlemekle aynı şey. Çünkü yanlış öncüllere dayanıyorlar, dolayısıyla vardıkları sonuçlar yanlış. Özellikle de Melissos'unki sıradan ve kolay çürütülecek bir sav: bir saçma öncül verilince ötekiler çıkıyor, bunu çürütmek de hiç güç değil. Bizim temel kabulümüz ise şu: ya tüm doğal nesneler ya da bazı doğal nesneler devingendir. Bu tek tek nesnelere bakınca açık. Öte yandan her şeyi açıklamak da gerekmiyor, yalnızca ilkelere dayandığı öne sürülen yanlış sonuçları göstermeli, böyle olmayanlar üzerinde durmamalı: sözgelişi “dörtgen bir çember” savını ayrıntılarıyla çürütmek bir geometricinin işi, ama Antiphon'un savını çürütmek için uğraşmamalı bir geometrici. Ne ki, doğrudan doğa üzerine konuşmasalar bile, doğa sorunlarını dile getirdikleri için, onlar
20
25
185a
10
15
OYSIKHX AKPOAZEOZ A
12
2. 184P 17 — 18şbıl ovuBatvet Ae€yew aürols, İcws Eye KaAös Eml pikpov Aexfijpa Tepi abröv Eye yâp gihocodlav 7 orayıs. ;
/
,
—
tai
v
v
”
,
N.
Öla-
N
n
?
20
âpxi) ,
N
ÖE olkelordry maocöv, &meldij moAAax&s Meyeraı TO OG», MOS Ae€yovow ol Adyovres elvar Ev Tü mdvra, mMdrepoy ovolav Tâ TdvTa 1) mocâ 1) Mold, Kal TdALW mörEpov ololav .
/
“.
.
n
/
/
.
/
/
.
Hklav
/
,
a
,
Tâ
a
p
mâvra,
.
wv
olov
"
âvdpwmov
A
Eva
1)
"
İmmov
a
&va
N
1)
Ywxyip
Hlap, 1) MoLön Ev BE TOÜTO, olov Aevköv 1) Öeppöv 1) TEV âNAEv TL TÖV TOWÜTEY. OTaüTa yâp mdvTa Ölaçepel TE TONU Kal aövvara A€yev. €i ptv yâp Eoral Kal ovola Kal TOLÖV Kal /
a
,
«
,
A
.
n
/
7000»,
Kal
/
,
TaÜTa
N
p
.
N
ET
n
«
a
y
«
dTOM€Avueva
v3
.
5,
,
am
/
,
a
/
N.
,
€lT€e
üTomOv,
v
pi)
4
,
oOvons,
N
»
.
,
«
€l
v
Ö€L
,
a
,
âTOMOV
“
v
ElTE
.
p),
v
,
OvoNS ovolas
>
w
A€yetv
v
bi
/
el Öt mdvra TOLdV 1) TOYoV, EİT
N
»
AMAYAOU
,
MOMAd Tü övTa' N
n
TÖ
/
»
/
âdUvaTOV. 3
a
,
/
odev yâp TÖV âNAev xeptoTdv doTL Topd Tıp oloları mdvrAa yâp kaf” ümokelmevov A€yeraL Tijs ovctas. Mehıooos ö€ TÖ Sas
.
>
NS
>
A
/
/
A
7Oodgov
«
pa
/
,
/
Tt
TO
«
v
«
OV'
“
.
.
TO
N
»
Yap
üTEL-
a
a
pov &8v TG mooğ, ovulav öt âmepov elvat 1) moldryra 1) mâdos oük €vö€yerat el pi, karâ ovuBeBıkds, ei âna Kal To- 185b N
w
oda
»
ÂÖTTGA
xpirat, âAA” 5,
ia
for!
/
.
E€LEV
kağ
e
N
9 »
>
5
TOv
/
kal TOTdU,
v
—
yap
/
,
daTELpou
N
3
—
,
N
vw
SAN
/
,
A
"
NM
70oY
.
€Vv TO ÖV
»
«
VUK ÜmeLpov, OVÖE yE€yedos ELeL oldlv: ,
TE
.
7TpOd-
El pEV TOİVVW Kal ov-
-
Övo Kal ovx
,
—
Aoyos
ovk ovolg oböt TH ToLğ.
:
7
.
»
et Ö ovala udvov,
v
,
,
>;
/
/
ToGÖV yâp Tı duTÖaL.
ld
N
/
v
N
N
,
«
KAL
GUTO
/
/
GKETTEOV
«
A
€İs
0
TLVaA
1) TÖ
.
5
TOv
TL
/
5
A
N
yyv
/
7oAAaxös
€Lvat
dötalperov WoTEp
a
«
€V
.
WOTTEpP TO
N
Kat
—
»
TU
OV,
/
TAV,
A€yeraı
,
ö
7j &v ö Adyos Ö avrös Kal
/
di
etval,
M
A€yovr a
e
Ae€yerat
,
TpOTOV
N
«
“
E€V ,
€v 1) TO ovvexts
A
a
TO
a
/
4edv
Kal
£
.
/
*
—
OLVOS,
€t
>
*..N
.
Yı
ör, ,
€TEL
.
7.
MEV
TOLVUV
GVLEXES, MONAĞ TO EV: eis dmeLpOV Yâp Ölalperöy TÖ ovvExes. ÇExe 8 dmoplar mepl Toü yepovs kal TOü ökov, İrws öt /
7
N
w
.
N
e
/
,
a
v
N
n
/
N
«
a
«
v
.
# ig ares EFJS: avrovs IP €xem | 21 drağı; ASİT Eudemus: era EPS< 22 mös APS: idevmösE €v etvat P:; ev F 23 ovolar ELİJS: ös ovolav FISP Tâ mavra) ânavra EP p alt.) ra mdvra 4 | 24 ra) ö€ EJP: d€ra | 25 8) kal F TöyvâMdenldhho F 27 modvkainocdv E)VPT Eudemus: modüy kai rodv FİS 29 ümavra K?A 32 Neyerat Tns oüolas AP; Tns ovolas Mehtoros EFJS: 33; eivni bei A€yera E > . 6 Mehtgcos: IP hrv ES: nov etvar AP övlevyp.5 34 etvat post mdfosl: om.J 2 drraüveeE: edyS yap EVPS: 864 3 room.S 5 âmepavTö öv oüğed İP 6 rTöatroF 7 verd 8ivEFP; om. 1| 9 ip om. E' Toiyvv) oöv F 1o öv FP, et ex &v fecit E âmapa E Il rovalt. İPS: om. EF|J †om. AS
FİZİK 1
13
üzerine |Melissos ile Parmenides üzerinel, biraz konuşmak iyi olur: çünkü bu tür bir çalışma felsefe ile ilgili. “Varolan” çok anlamda kullanıldığına göre en uygun başlangıç şöyle olmalı: Her şeyin “bir olduğunu söyleyenler acaba ne kastediyor? Acaba onlar bir töz mü, nicelikleri mi, nitelikleri mi 'her şey” diye alıyor? Yine
20
acaba 'her şey” bir tek insan, bir tek at, bir tek ruh gibi tek töz olarak
mı, yoksa ak, sıcak ya da benzeri bir şey gibi bir tek nitelik olarak mı düşünülüyor? Bunların hepsi birbirinden son derece farklı şeyler, hepsini birlikte savunmak
da olanaksız.
Hem
bir töz, hem
25
bir nitelik, hem de
bir nicelik olacaksa -bunlar birbirinden ister ayrı olsun ister olmasın- çok sayıda varolan olacak. “Herşey” bir nitelik ya da bir nicelik olacaksa -ister bir töz olsun ister olmasın-, olanaksız olanı saçma diye adlandırmak gerekiyorsa, saçma olacak. Çünkü töz dışında öteki nesnelerden hiçbiri 'ayrı-başına? değil. Nitekim hepsi, taşıyıcı olarak bir töze yüklenir. Me-
30
lissos ise “varolan sonsuzdur” diyor, demek ki varolan bir nicelik, çünkü
sonsuzluk nicelik kategorisi içinde sözkonusu; ama bir tözün nitelik ya da durum olarak sonsuz olması, ancak bazı niceliklerin de birlikte varolması
koşuluyla ilineksel anlamda olası. Çünkü sonsuzun tanımı bir töz ile ya da bir nitelikle değil, nicelikle yapılır. Demek ki varolan hem bir töz hem bir nicelik ise bir değil iki olacak. Yalnızca bir töz ise sonsuz olmayacaktır, hiçbir büyüklüğü de olmayacaktır, çünkü bu durumda da bir nicelik olur. Ayrıca madem “bir'in kendisi de 'varolan” gibi çok anlamda kullanıliyor; ne anlamda “herşey birdir” diyorlar, bunu incelemek gerekiyor. 'Bir' şu anlamlara gelir: sürekli, bölünmez ya da 'tanımı aynı, niteliği tek olan nesneler: sözgelişi üzüm şurubu ile şarap. İmdi “bir sürekli ise çokluktur, çünkü “sürekli” sonsuzca ayrılır. (Parça ile bütün konusunda bir sorun var
185b
14
DYSIKHX AKPOAZEO> A ov
mpös /
TöY a
TAelw
Adyov /
TO pepos
mhelw,
GS
kal
AAN ,
a
Tele,
15 kal el Tp öhç
âürmyv
Kaf
TO
Ödov,
Kat
kal
Tepl
TÖV
“
aöriv, n
â
MOS
mdrepov A
EV
yepöv
&v 1)
/
17
TAele,
TEV
yij
Kal
«
EL
,
ovvexyöv
Ev Ekdrepov &s dötalperov, ört Kal aürâ aü-
Tol.) OAAAâ yiv el ws âötalperov, old EoTaL ToG0V ov moLdv, OUĞR Öl) âmetpov TÖ ÖV, Gemep Mehiwods ga, ovöt memepaopevov, Gomep Ilappevldys* Tö yâp mdpas âdalpe.
TOV,
OV
5
/
TÜ
3
MEMEpaMEVOV.
.
N
OGAAĞ
pipy
el
5
n
7
TH
a
Aöye
N
&v
Tâ
20 övra mdvra ©$ Aömtov Kal İşdrtov, TÖv 'Hpaxhelrov Adyov vvuBalvet A€yew aörols* TaüThv yâp doraL âyaf kal kaxö civa, kat &yalğ kal yij ayal elva—öoTE TatTdv doTÖaL âya7
/
5
n
5;
a
N
v
5
-
N
"
0öv kal ovk âyaldv, kal âvlpemos kal İmmos, kal oü mepi Tob &v eivat Tâ övra Ö Adyos dorat dAdâ mepi Tob 35 gyöev —kal TO ToLŞÖL elvat Kal TOTEÖL Tavrdv. o €dopuBoövro öt kal ol ücrepol TÖV âpyalev önes pi; dua yevy.
-
;
.
N
>
a
v
«
«
N
«
S.Y
A
Tal avTOls TO avro
/
v
-
>
«
N
!
N
Ev kal MOAAd.
”
4
.
OÖLÖ ol Ev «
N
«
«
/
«
TO
>
.
3
N
>
.
Eoriv âpe-
/
Aov, Grmep Avxdppwv, ol dt Tipy A€lıv yereppvduılov, ör ö âvlpwmos ol Aevros dorıv dAhâ “Melevkwrat, ovöt Badi 30 (wv doriv &AAâ Badlle, İva pip MoTE TÖ dori MpogdmTOVTES moAAd
ij TOD
N
a
Aevk
.
»
elyat
n
TolLödt
dvros. eivat
«
TO
moAA& Kal
e
BE Tâ
e
a
.
n
Tö
povcıkg,
/
-
*
/
HoVax©S
dvra
N
TO Ev) ip Ötatpecet, Gomep «
TO
N
kal
N
N
yâp
a
>
.
©
e
“
©
a
Ümdpxe. *
GAAĞ
,
,
9
N
TOÜTO
N
“
Oâvdykn Ön AaBelv pip ydrov Er âv karıyopnO), GAAd Kal Öömep a
—
N
ovufeBykös
Kaf”
»
.
e
N
a
7
Ümokeu€vov
21
/
/
a
20
Ad-
m
&v TOoü Aevkoü, ov0tv Tirrov mojhAd Tâ Mevkd Kal ovx Ev GÜTE Yydp TI) GVVEXELG EV €OTAL TO A€VKOV OÜTE TD Adyw. GAAO nx
,
,
yev, kal el Twes ĞAAoL doiv Bo kal 1) Avois Tİ) pdv ört Wevöhs Tij öğ ÖrL ol ovumepalverat, Yevöi)s utv 1) âmlks AapBdve TÖ Öv Adyerdaı, Meyoydvov mohhax&s, dovym€pavros ÖR Ört, el udva Tâ Aevkâ& Angle, onyyalvovros a
nn
N
”
.
Tıvös
27-10 knit... xaNemüp seclusi, collatis 1854 9-12: om.utvid.ST: habent HP 8 aüröv ol Aâyor EP: om. A g-1o dAN... xahemd» seci. Cornford I3 ivan FS: oleodar eiyar EİJVP IŞ â6pdws yevoyevns İ 16 da EPS: kaldd A 18 oüyi IP rö EPS:om.E'A 19 rçalt.APS,etexrdfecitE 21 ro om. E' 23 idil tic» A: Be P rg 1) 24 rn EFS: xp ij jom.E!: öxaiF: e) 25 Neydpevor ST yp. E acvumepaoros F 28 yâpom. E! âNMo... 29 Bedeyyeve E'APS: om. E! 29 röjre E!P dorı P 3o ol... xepeorör E'APS; om, E! 31 rölroF TE deköF 32 owweopa FIP: fwpa EJ'S AaBeiw EFJPS: Mafeiy Tois Aeyovoıw €v Tö öv eivat İV anl) ov P
* v
N
»
FİZİK
1
17
de eristik uslamlama yapıyor
v.
AV, dAA
N
v
,
,
uydevi ovjiÖV onyaivet . , kal Mevkdv, avufefBiyk€ ovpBeğikeÖV), oük âpa
kd
TL pi)
e
a
OGAN
bd
N
Womep
.
>
€lyal TL EKGGTOY.
”
ÜmÖKetTat TÖ ÖV oiyualvev Ev. El DV TÖ ÖTMEp ÖV 5 BEBnrev âAhğ (Tâ dAAa) ekelvy, TE HGAAov TÖ ömep NA A NON , N v Vw A ». Tö ÖV 1) mij dv; el yâp doraL Th önep Öv |Taüvröl T0 Aevkg Ö elvat Maypip dor €orW Ü yâp ümep ovöv (ovöt (ovö€ yâp vat aüTg oldv TE TÖ dv ovötv yâp öv Ö olx önep A
NS
5,
>
>
v
GAws
pr) N
1o ÖV. o TÖ Üüpa Ömep Öv oük öv dâAylts yâp elmelv Ör! Aevkdv, TOÜTO ÖĞ OÜK ÖV Edijuawev. oOWOTE Kal TÜ A€VKÖY ONMAİVEL ömep öv mAelw âpa onymaivet TÖ dv. o OÜü Tolu» OLÖR MEyedos Eder TO Öv, elmep önep Öv TÖ Oy Ekar€pw yüp ETEpov TÖ elış Vat TöV Hoplar. e. Ny a 7 A , ” v. Iş ÖrL BR Ötatpelraı T0 Ömep ÖV els önep ÖV TL ış ÜAAv, kal TG Adyp ghavepdv, olov ö âvpwmos el dorıw ÖTEep öv Ti, âvdykı kal TÖ (pov Ömep öv TI eivaı kal TÖ Ölmovv. Dd
«
Li
“
İd
A
v
"
y
«
v
»
>
N
er.
n
v
«
a
«
Z
N
N
,
,
«
?
m
N
v
—
“
Z
.
«
»
-
Z,
/
"
v
v
a
toTat.
—-
”
.
v
öv Ti, oyuBeğykdra
,
EŞİ
/
*
”
v
el yüp pij ömep
S
»
N
np
»32 öv FIP; om. EJ
5,
/
a
,
o“
öom. F
N
,
AKPOAZEO> A 30 Kal
elön)
N
ol Ö *
Kpivevdaı, moAAd
dk TOĞ
,
,
Gcmep
gadcıv
ydpas*
&vös
n
«
dvoğgas
N
* Avaliyavöpds diva,
Tüs
,/
dıtı,
©cmep
dvavrıdmyras
N
5
,
kai öce
'Eymedokhijs
ö
Ek5
&v kal
kal
'Avafa-
&k TOÜ uiyyarOos yâp kal oürol &kkpivovoı TâAAa.
ÖLa-
ghepovoı dt âAAyjAwv Tp TÖV yEv Teplodov TOLELV TOÜTWV, TÖV 258 âmağ, kal Töv ptv âmepa, Td TE ÖyoLOMEpİ) Kal TâvavTla, Tüp öt Tü kaNoüüeva oToLyxela ydvov. o EoLKe Bt 'Avala/
>
yoöpas
/
âmetpa
,
“
oürws
“
NA
S
oiydijval ,
/
ÖLd
—
N
/
TO vmrohayuBdvew
A
N
«
,
.
TI)p
ko
N
vip ödlav TÖV pvoıköv elvat âAndij, ©S ol yıyvopdvov otöevös &k ToÜ yi) övros (ölü Toüro yâp oürw A€yovow, iv öncü 30 Mâvra, kal TÖ yiyvecdat ToLdvd€ Kağfarykev dAAotwüdaı, N
«
4
*
ol Öğ güykptoıw Kal Öldkpiaıy) *
N
,/
AjAwv
N
Tâvavrlar
;
>
n
Eri Ö' Ek TOü yiyveodaı EE dA-
!
“
dvvmijpxev
,
üpa'
N
/
€l yâp
mâv
putv
5»
9
TÖ
yı-
yvdmevov âvdıykı) yiyvealaı 1) 2€ övTOEv 1) Ek yi) ÖVTEY, TOÜTOEV ö8 Tö yöv €k pip 35 öoyvwpovoüdi
ş
»
,
,
v
.
kal
N
dvvmapxdvrwv yiyvealaı, ölü pıikpdrnra öt Tv öykev EE âvatclirev iyki. iyi ö6ÖL gh garı Tüv yepixdaı, 187b b âvatodıjrw» Tav €vv mavri 7 pepixdaı, ÖdÖtdrı müv €K mavTÖS tdpwv yiyvduevov daiveclar d€ ötadepovra kal Tpocayopeöerlaı Erepa dAAiAwv EK TOD ydAıcf' Ümep€xovTOs Ölü TAİj0os Ev Tij pile TÖV âzelpey elAiKpıvös piv . Li N A / A A A , a » n , 5 yüp ÖlNov Aevkov 7) yedav 77 yAvKU 1) oapka 1) 0oTODV OVUK eiyal, Örov Öt mAelorov EkacTOV Exel, TOĞTO Ödkel» Elya Tİ)V —
»
,
7 hvow
N
a
LA
,
/
.
/
,
ToU Tpdyyparos.
7
el dip TÖ pdr ümepov 7) âmetpov üyve,
oTOV,
TÖ ptv N
karü
TAİ/os n
N
«
.
1) Karâ A
v
N
-
peyedos /
P
v
âmepov v
âyve-
GTOV TdGOV TI, TÜ ÖR kar” e€ldos Ümetpov ÂyvwoTOV TOlĞV 1o TÖV Ö! dpxöv 80s, döüvarov
TL.
ârelpwv ovcöv Kal karü TAi|dos Kal kar” ei€lddvat Tü EK ToOvTOEV. OOÜTE yüp eldevat TÖ
4 20 €kkpivovvıv P et fecit | 22 civ FİJİPS: elvat Tü övra EJV 23 kal oöror EİJ VT: om. FP 25 âmepa AS: dmepa mov E 26 udpov om. S, seci. Diels 27 dmepa ovres EPS: ovrws ürepa A ba) râ oroxein 8ıtı | vmohaBeiv F 29 örros dAN' eğ övros dd F 30 mdvra E'PST: râ mdvra E'A 32 üpaj âpa mdpxov devre E 37 ajda deA optkpöryra FIP öe om. A bi gâvom. El 3 Ümdpxovros E 4 dna) 8:a TOA 6 Ekaacrov AV: om. E dox€i | 8 kara Tâ mhijdos FI karü om. A 10 karâ Tü mAdos E II yâp AS: yap ünav E
FİZİK 1
23
ediyorlar.) Anaksimandros gibi bazı doğa felsefecileri de karşıtları içeren birlikten bunu çıkarıyor; yine Empedokles'le Anaksagoras gibi birlikte çokluğun olduğunu söyleyen bütün felsefeciler de öyle. Nitekim bunlar da öteki nesneleri karışımdan çıkarıyor. Birbirlerinden ayrıldıkları yan ise şu: biri (Empedokles/temel öğelerin| dönüşümlü değişimini, öteki, |Anaksagoras), bir kerelik bir değişimi alıyor; yine biri, |Anaksagorasl, benzer parçalarla karşıtları sonsuz diye kabul ediyor, öteki (Empedoklesl| ise yalnızca (4) temel öğe diye adlandırılanları. Öyle görünüyor ki, Anak sagoras doğa felsefecilerinin “varolmayandan birşey varolmaz” ortak görüşünü kabul ettiği için sonsuzluğu savunuyor (bu yüzden şöyle diyor: “herşey birarada idi”, “belli bir nesnenin oluşması demek nitelik değiştirmesi demektir”. Bazıları da “karışma” ile “ayrılma”dan sözediyor). Ayrıca karşıtlar birbirlerinden oluştuklarından zaten birbirlerinin içinde varlar demek. Nitekim her oluşan şeyin ya varolanlardan ya da varolmayanlardan oluşması zorunlu ise ve varolmayanlardan oluşmak olanaksız ise (doğa üzerine yazan bütün düşünürler bu görüşte), zorunlu olarak geriye kalanı kabul ediyorlar demektir: diyesim, oluşmak, kütlelerin küçüklüğü yüzünden algılanmayan, zaten içkin oldukları varolanlardan kaynaklanır. Bunun için herşeyin herşeyden oluştuğunu gördüklerinden ötürü “herşey herşeyin içinde karışmıştır” diyorlar. Nesnelerin birbirlerinden farklı görünüp birbirlerinden farklı adlandırılmaları ise şundanmış: sonsuz nesnelerin karışımı içinde belli öğelerin kütle açısından fazlalığı. Diyesim, bir nesneden ak, kara, tatlı, et, kemik atıldığında nesne bütünüyle
yok oluyor: her nesnede ne en çok varsa o, nesnenin doğası olarak görünüyormuş.
Sonsuz olarak sonsuz bilinemezse, o sayıca ya da büyüklükçe bilinemeyecek bir nicelik, biçim açısından bilinemeyen bir nitelik olur. Öte yandan ilkeler sayıca ve türce sonsuz olsa bu ilkelerden kaynaklanan nesneleri bilmek olanaksız olur: çünkü biz bileşik bir
20
25
30
35
187b
24
DYSIKH> AKPOASEOX A
4.
1878 20 —
18892
oüvÖerov ÜnohayBâvoyev, örav elböyev €k TİYOWV Kal Tdowv deriy. oErt B' el âvdykn, ob Tö udpıov dvd€yerat ÖnmAikovoüy elvaı karâ peyedos kal yıkpdryra, kal aürö dvö€yecdaı 4
*
2
/
Yy
,
»
,
N
w
,
,
»
7
7
an
«
,
,
.
/
>
a
J
/
/
£
N
m
RM
n
,
/
*
n
(Adyw 88 Töv TowürOEv TL yoplev, cis d Evvmdpxov Ölaıpeim A na Tat TÖ ÖNov), el di) dölvarov Çöov i) puröv ÖzmAikovoüu Elya kaT& pEye0os kal pikpdrnra, gavepöv örL oüöt TÖV Hopley öreüy: dora yüp kal TÖ ölov Öyoles. oGâpE öt kal doTOüV kal Tü Toladra pdpıa Çeov, Kal ol kapmol Töv gurör. A a “ A önAov Tolvvuv Ör! âöüvarTOov odpka 1) daTOdv 1) âNAo TL Ömydi*
m
“
N
«
e
»
p
N
/
EkkpiveraL 5
n
A
N
a
€vdvra,
7
b
N
5
,
v
/
A€yeral Öt âmö TO
m
/
N
5,
N
a
mAel-
a
td
ovos, yiyveraı öt &ğ örovoüv öreüy (olov &x gapkös Uöwp E€kKpwdpevov kal dâp& &ğ üdaros), âmav öt oya memepaoye/
N
/
N
>
di
5,
/
âmeıpa
>»
TOP âvâykı) yiyverlaı, peydde kal pıkpdrırı, KÖS ovltv Ekkpidi)cerat xlorns. Er Ö' öv Tols bız eldöyev AP: 14
oyikpörnra
FIPS
cdpt), /
el
>
J
TO TA0oS*
N
m
5
a
5
N
/
/
pos ÖR ToürOols, el ümav ytv oya N
*
dgpalpeciv, dv memepaoudvw
*
menepaopfva &vdorat «
y
&vvmdple 5,
/
/
>
od
0
del Eer 3
>
öt
i
7
.
39
,
pi)
oride-
N
/
yeydde
İca
,
v
Toüro Ö âdUvarov.
dâpaıpedevros Tıvds Ehar>
/
a
v
Tijs Öğ gapkös Öpterat Td ToG0V Kal dgavepdv Ör &k Tijs ödaxlorns dapoöpa' doraL yâp öhdrrwv Tijs €da- 1883 âmelpos oduacıv Evvmdpxol âv Yön
iBoyev E
I3 Öd AS: 16
öp
Bonitz:
â€
BEL'VP: Ti
8'dvE! 17
opikpö-
ryra FI 18 örtü») örevoür F I9 pöpa TOoü Çaov F 20 ij pr.) kai F ( dANortovy önnhikov E zı # pr.om. EV 22 ör PT: el otv râ Çpa kal Tâ pvrâ ynre nhika €ori pilpre mood, OLĞE Tü Hdpıa avröv ömnhıkanb» EoTaL oürE aüğnow oürEe aNXolooıy Em ürepoy Eğe, GoTE€ oürEe gdpE ein âv Ömniknoüy oüTE ÖYTOÜY oüTE oTEpya TEV huröv' €k TovrTOEV yap Ekdrepa avröy guykarat, Er ut vid. A (Oo zdvra EJP: ânavra FIS €evom.S 28 yıvon&nys F 29 €grat om. İ 30 vrepBaNhet | et fecit J optkpöryrt TI 32 oük €vvmdpfe EİAS: obk vnapfa E! O örad)gera E 033 memepaoypevw ...IoaAVPS:om. E 37 opikparprı Fİ 1888 1 Eldrrev
scripsi cum SP: #harror OSIT
FİZİK
1
25
nesnenin hangi ilkelerden ve kaç ilkeden oluştuğunu bildiğimiz zaman o nesneyi bildiğimizi düşünürüz. Ayrıca şu da zorunlu: parçası herhangi bir büyüklük ya da küçüklükte olabilen nesnenin kendisinin de öyle olması beklenir (burada parçadan kastettiğim, bütünde zaten içkin olup da ayrılan parçalardan biri). Dolayısıyla bir hayvan ya da bitki herhangi bir büyüklükte ve küçüklükte olamazsa, parçalarından hiçbiri de belli bir büyüklükte, küçüklükte olamaz, bu açık. Çünkü parçalar öyle olsa bütün de öyle olacak. Et, kemik, bu gibi nesneler bir hayvanın parçaları, meyvalar da bitkilerin; öyleyse şu da açık: et, kemik ya da bir başka şeyin daha çok ya da daha az herhangi bir büyüklükte olması olanaksız. Yine bu tür nesnelerin hepsi birbirinin içinde içkin olsa; oluşma olmasa da zaten içkin olan şeyler ayrılsa, bu ayrılan da baskın olan yanına göre adlandırılsa herhangi bir nesneden herhangi bir nesne oluşur (sözgelişi etten su, sudan da et oluşturulabilir). Ama her belirli cisim belirli bir cisimden çıkıyorsa, her tek nesnenin her tek nesnede içkin olmasının olası olmadığı da açık. Nitekim et sudan çekilip ayrıldığında kalan su hep daha az olacak olsa bile kalan sudan yine başka et ayrılıp oluşacaktır, ama yine de kütlede belli bir küçüklüğün altına inilemeyecektir. Dolayısıyla ayrılıp oluşma bir yerde duracaksa her şey her şeyin içinde değildir (çünkü geri kalan suda et içkin olmayacaktır); ayrılıp oluşma durmayacaksa, ayrılıp oluşma hep sürecekse, sınırlı bir büyüklük içinde sonsuz çokluktaki nesneler eşit sınırlı nesneler olarak bulunacaktır. Bu ise olanaksız. Bunlara ek, her cisim kendinden bir şey alındığında zorunlu olarak daha küçük olacaksa etin niceli-
20
25
30
35
ği hem büyüklük hem de küçüklük açısından sınırlı olur; buradan da açık ki, en küçük etten artık hiçbir cisim ayrılıp kurulamayacaktır, çünkü bu en küçükten daha küçük olurdu. Yine sonsuz cisimlerde zaten sonsuz et,
188a
26
PYXIKH> AKPOAZEOX A câpl ümepos kal alua kal öykedalos, kexywptoyeva yevrot üm dAAyjAev (ou), ovdtv 6 iirrov övra, kal ümepov Ekagrov” nn
N
v
«
“
ToÜTO Ö âAoyov.
,
/
/
/
TO Ö€ yndemore ÖLakpıdı)cecdaı vük elddrws
Mtv M€yerat, öpdös öt Meyeraw Tâ yâp mdöy âxeprOa €l oÜv MeyikTal Tâ xpoyara al al Efes, dâv Ötarpıdöcüv, doTat Ti Ae€vköp Kal ÜyLeöv OUX ETEpdv TL ÖV OLÖR Kaf” Ümo1 w w a 0ç/ n £ a y / KeL4€VOv. o ÖGTE ÜTONOS Tü âdUyara (yröv Ö voüs, elmep BoüAerat pd» Ölakpipaı, Toüro Öt moüjgaı âdüvarov Kal KaTâ .
/
,
»
»
/
N
Tö
N
N
y
19
"
7OMÜV
N.
Kal
,
N
,/
.
,
v
>
Aavddvet
/
N
N
a
>
TovrOo
/
.
N
,
;
N
ovudaivov. 7
.
dvâykıp yüp mâv Tö İYppooudvov EE âvapudorov yiyveodat kal Tü dvâppooTOV €ğ ipmocudvov, kal glelperdat Tö iypuoopevov €İs âvappodTlar, kal TaÜTYV OU Tijy TuxOÜCAaY AAN TİV > / ç / > sa. *.N < 7 , 5 a / üpTıreylEvyv. ÖLa|epe Ö ovltv Emi âpmovlas elmelv 1) Tdbews 15 A
,
«
1) ovvğlrews:
gavepöv
«
e
yâp
£
LA
ÖöTL Ö
?.
aürös
Adyos.
>
dAAd
N
N
pip
Kal olkla kal âpöptâs Kal öreöv ğAAo yiyveraı öyoles' 7) TE yüp olkla yiyverat &k ToÜ pij avyrelolat dAAĞ Buypi)cla: Tadl ©Öİ, kal 0 dvöptds kal TÖv doxnmarıauevwy TE N
,
/
N
N
£
.
,
a
«
.
N
e
,
*
-
N
v
N
7.
—
5,
£
/
”
/
330 âNMev APST: örpevE Bdaü.,.dMiperom.|J' 31 Anmreov)oxenreov F! 32 züvrev EPS SindeCael/o: ândvrovA odev om. 5 33 amö | 35 Aevköy FST S in de Caelo: Tö Mevköy EL povoikijs V ANİ) an kara | 36 uy ES: om.AV Sin de Caelo 37 eğov EFS: oöx EE 1) S in de Caele, bari alt. om. AT ei uileikij F: et) Sin de Caelo 5 kaij kal eis Hi Nevxöv A S in de Caelo 6nFlSinde Caeo: hes E| 8 on. F 7 es... yovdırd» HİAV S inde Cae/lo: om. E! 8 om. F! II dvrileces
F
rovru F 9 Emel Tü Kal Tâ ex emi Tü kara fecit E Aarddvet TovTO ovpBatvov A S in de Caelo: Mavdd-
ve TovTOo oupBalva E Ig ob ESinde om. Bekker 16 Adyos evriy. GAA&l peiordu F I9 Tlüde İ
Caelo: otyr A pvörekai F
IŞ Ö 18 dıaı-
FİZİK
1
29
olmaları nedeniyle de birbirlerine bağlı değiller. Ne ki, bunun nasıl olduğunu uslamlama yoluyla da araştırmak gerekiyor. İlk olarak şu kabul edilmeli: varolanlardan hiçbiri ilineksel anlamda olmadıkça bir başka nesneyi rastgele etkilemez, rastgele herhangi bir nesneden de rastgele herhangi bir nesne oluşmaz. Nitekim bir 'eğitimli'den 'ak” nasıl olur? Ancak şöyle: 'eğitimli”, 'ak olmayan” ya da 'kara olan için bir ilinektir. Ama 'ak” bir 'ak olmayan'dan olur, 'ak olmayan da gelişigüzel her şey değil ya *kara' ya da |kara ile ak| arasında bir şey. “Eğitimli” de 'eğitimli olmayan'dan olur, ama yine her şeyden değil, eğitimsiz'den ya da bunların eğitimli ile eğitimsiz) arası bir şey varsa ondan. Yokolmada da ilk özellik rastgele bir şey haline gelmez: sözgelişi 'ak”, 'eğitimli” haline gelmez -ancak bu ilineksel anlamda olur, ama 'ak olmayan haline gelir ve yine rastgele bir şey değil de “kara ya da 'akkara arası İbir başka renkl. Aynı şekilde 'eğitimli” de 'eğitimli olmayan haline gelir, bu da rastgele bir şey değil, 'eğitimsiz ya da varsa 'eğitimli-eğitimsiz arası bir şey. Bu öteki şeylerle ilgili olarak da böyle, nitekim yalın olmayan, bileşik nesnelerde de aynı temellendirme geçerli. Ama karşıt durumların adı olmaması nedeniyle bu sözkonusu değilmiş gibi görünebiliyor. Aslında her 'uyumlu'nun 'uyumlu olmayan'dan, 'uyumlu olmayan'ın da 'uyumlu'dan oluşması zorunlu; yine yokolmada da 'uyumlu'nun 'uyumlu olmayan” haline gelmesi zorunlu. Bu da öyle rast gele değil, karşıtı. Ama burada uyumdan, dizilişten ya da birleştirmeden sözetmek arasında bir fark yok, aynı kuralın işlediği açık. Üstelik bir ev, bir heykel ve bu tür bir başka şey de aynı biçimde oluşur. Nitekim ev, bazı nesnelerin belli bir biçimde “birleştirilmeme' daha doğrusu 'yerleştirilmeme' durumundan oluşur: heykel de “biçimsizlik'ten “biçim verilen
30
35
188b
30
DYXIKHE AKPOAZE©X> A
20
†doxnmooüvns:
kal
cüvbenis TİS dorıy. /
/
EkacTov
ToürOEv
Tâ
ptv TdEıs,
Tü
öt
el Tolvwv Toür darıw âAnydes, âmav âv yi-
/
2
2?
.
>
/
di
a
/
yyolro TÖ yıyvduevov kal gdelpotro Tö pdeıpduevov 1) E£ dvav/ a > / . . ? , N x a Tlev 7) elis öâpavrla kal Tü ToürOv perağv, Tü Öt yerağb .
/
.
/
N
,
a
5
25
öd Töv dvavrlev dariy, olov ypöyara &k Aevkoü kal ydAavos" GdTE mâvr âv ely Tü güce yıyvdueva ij evavrla 1) €€
26
&vavrlwv.
*
,
>
a
N
/
,/
A
,
/
a
»
26
HEXPI EV olv ETİ TocoÜTOY FXEĞĞV FvvnKoNovdijkarı
30
kal Töv ğANEev Ol TAelcTOL, KağdTEp elMOMEV TpĞTEpOV* MâVTES yâp Tü oTOLyxEla kal Tâs Um aüröv kahoyudvas âpxds, kaf Mep âvev Adyov TLÖEvTES, öyws Tâvavrla Adyovow, omep Ür aörijs Tijs âAnBelas âvayracdevres. o öapdpovocı 5 dAAr-
/
v
N
2
;
»
1
bi
m
”
N
>
/
/
Yy
Awv TG Tovs pöv mpdrepa Tods Ö' ÜcTEpa
e;
AapıBdvetv, Kal Tods
Mtv yvwpedrepa karâ Tdv Adyov Tovs ÖR karâ Tip aic0ncw (oi utv yâp depuöv kal Yuxpdv, ol 8 Üypöv kal Epdu, €repoL ÖR mepirrdv Kal âprev 1) velkos kal gıdlar alN
/
*
N
w ve
“
“
N
N
a
N
*
N
N
«
“
N
#
“
*
A
N
,
£
N
v
N
m
N.
bi
/
/
>
Tlas Tifevrat Tij yevdeews* Taüra Ö dAAYN6v Ötağdpet KaTü TÖV elpnuevov TpdMOV), ÖcTE TaüTü A€yetv NES Kal ETEpa ANAYAwv, >
Erepa
/
yiv
e,
189* 88 7) âvddoyorr
Gomep
N
kal Öckel
LA
N
Tols
m
mAeloTOts,
n
TaÜTâ
/
SN
MayBdvovoı yüp Ök TİS aris ovoTOoLylas Tâ ptv yâp mepLfxet, Tü ÖR meptdxerat Töv dvavrlev. o Taüry Te öy woaürwes Afyovot kal &rdpws, Kal xelpov kali BEN
?
N
5
/
.
«
N
N
v
cOncw- ö ytv yâp Adyos TOü kaddAov, 7) 6 alodnoıs Hepos), olov Tö utv yeya kal TÖ pıikpöv karâ Töv ö8 yavöy kal TÖ MUKVOV Karâ TI aloOnoıw. TL utv rlas öel râs âpxâs elvaı, pavepd. n" *Exdmevov 5 âv elin A€yew mdrepov öve 1) Tpeis *
S
N
,
m“
,
AKPOAZEOZ
18gb
povs Ö, örL oük €mLoTNTÖV TÖ ÖV doTaL, ula TE &vavrlwoıs avTİ yevel &vl, 1) 6 otala Ev TL yevos, kal ör! Evd€xeraL ».
»
N
/
a
e
/
*
TETEPATMEVEV, öoKAi)s,
,
5,
NO
/
a
v
/
d
/
,
mdvra
,
yâp
/
dvavrla,
/
5
kal yiyverat
/
.
5,
>
>
>
Öcmep *Eymeoleraı
öra-
y
v
âNAa dev
&£ dAAyMev,
o,
.
3
/
Eri ÖR dor
€repa
7
EV EK
/
5»
âmoğıddval
N
mep *Avalaydpas &k Töv âmelpev. pörepa
>
*v
BeATLOV Ö' Ek memepaopevwv,
1) €€ âmelpwv'
rn
A
olov
/
yAvKU
»
a
Kal TMiKpöv Kal Aevkov Kal pehav, Tas ÖĞ âpyads del Bel Hevev, öTL Mv oüv oüre pla oÜTE âmelpol, ÖNAOV Ek TovroV* tmel Öğ memepaayevaı, TO Mi) Totelv ÖlO ydvov Exel Tıvü Ad. n A yo»: âmopi)gete yâp ÂV TIS TÖS TN) 1) MVKVÖTYS TİJ MavöryTOa . a o . MoLeiY TL meMvkev 1) aürn Ti) Mukvoryra. oÖyoles ÖE kal ĞAAn ÖmoLaoüv dEvavTLdTns* ol yâp 7) gidla TÖ velkos ovvdyet . a 7 ; n LE a n a , /. , Pa 4 Kal moLel TL €€ aürod, oLĞt TO velkos EĞ Ekelvns, AN dupe Erepdv TL Tpirov. Etol ÖE kal mhelw AayuBdvovoıw †v karaGkevd(ovol Tipy TÖV övrev güc. Tpös öt TovTOLS ETL KüV TÖĞ€ Tıs âMopideLEv, El yi) TIS ETdpav Ümoğidet Tois dvava
«
.
”
xw
.
.
e
”
“
/
.
»
,
,
N
.
>
v
Ö
yâp
5,
ou
N
.
âpxi;
>
N
N
n
na
Ts
âpxijs*
/
/
beep e
/
v
a
—
Ümokel€vou «
ol ulav Tiwâ güv
N
«
“
A
elai,
.
N
“
kd
v
v
*
/
övrEv
—
,
v
y
e
T6v
—
“
n
"
N
Yeis
v
-
v
*
m
”
,
"
TpoMOY,
«
N
v
GAN
,
3
,
ol ptv âpxalor Tâ Öle ptv motelv Tö öt &v mdoyew, TÖP ISÖ VdTEpwV TWWES TOUVAVTİOV TO MEV EV TOLELV TÜ Ö€ Ölo TârxEY 16 dal yahdov. 16 TO pt» oüv Tpla hdoketv Tü oTOLyEea Elya Ek TE TOÜTAU Kal EK TOLOÜTOL ĞANEV ETLOKOMOÜT! ÖĞLELEV AV Eye N / di v « N / n LA 4 . Twü Adyov, &rmep elmopev, TÖ Öt MAelw TpLÖV OLKEr TpOS Htv yâp Tö mâoxew İkavöv TÖ Ev, el Öt TETTdpEV ÖVTEV Öle »
e
/
N
»
N
/
.
20 doovraı
/
N
9
«
”
a
/
/
dvavTl©dels,
.
N
,
w
N
N
/
N
5,
—
m
Öe)det xwpis
/
,
-
y
Ekardpa ündpxew
/
v
a
&repav
Twü yerab güc el Ö dE dAAyAev öüvavraı yevvâv öüo oüoaı, Teplepyos âv 1) €Trepa TÖV dvavrLddewv elm. üpa öt kal âdüvarov mAelovs elvat dvavrıdcels Tâs mpöTÖAaS. 1) yâp ovola /
€v TL yevos doTİ ToÜ ÖvTOS, ÖTE TĞ TpdTEpoV Kal ÜcTEpOP Ötolgovoıw dAAyhwv ai apxat ydvov, dAA ov TG yeve del yâp €v €vl yevet pla dvavrlemis dorıw, mâdal TE al &vavrLıddeıs
N
,
ri
"
/
AKPOAZEO> A
6.
18gb6 —
7. 1ı9go8 24
ovykelueva. A€yw öt Toüro &ÖL. dari yâp yiyvecdaı âvdpomor Aa Hovoıkdp, EoTL Öt TÖ pi) Movgıköv yiyveodat HOvoLKÖV 1) TÖV Hi) Movoikdv üvOpwmov âvdpwmov povcıkdv. o âMMoüv uv ov 1903 A€yw Tö yıyvduevov TÖV âvOpwmoy Kal TÖ Mi) MOVGIKdP, Kal /
N
n
; . / . . ” « e > / Töv oüotöv pudvov, karü uöv TAAAa gavepöv örL âvdykn
Ümokelodal TL Tö yıyvdyevov (kal yüp moöv kal Todv kal 35 mpös Erepov |xai more) kai mov yiyverat Ümokeyevov TıwöS Ölü TO Moyyv TI)v olalav un0evös N
,
N
ıgob rd Ö kal
a
>
dAAa .
;
mdvra
“
öca
karâ
—
olo»
,
Tü
.
Tpendueva kard Tip Ükyv. OTdvra ÖR Tâ oürw yıyvdueva 10 pavepöv ör EE Ümokeyk€vwv yiyverat. GoTE ÖAOV EK TÖV €ipnHdvwv öTL TÖ yıyvduevov ümav del ovvÖerdv torı, kal dor «
”
:
e
/
/
“
—
>
—
,
HEV Tt yiyvduevov, EoTİ Ö€ TL 6 ToürOo yiyveral, kal ToürO öıTTdV A
N
a
*
/
A
«
N
5,
3
7
J
.
il yâp TÖ Ümokelyevov 1) TÖ âvrıkeldevov. O A€yw öt S NA v £ N « “ odalı ytv Tö âyovdcov, Ümokeledar ÖĞE TOV Âvdpwmov, 15 Mtv dexnmocüunv kal Tip âpopplav Kal Tiy ârallav a a , a TLKEİMEVOV, TÖV ÖR XANKÖP 1) TOY Aldov 1) TöV xpvodv .
,
/
228öom.)|
EPS:
bI
N
35 mpös Tı Erepov P
nrojP: rol EVT: pA
»
/
A€yerat yiyveadaı |
ni ovgin EFVTSinde
secludenda ci. Hamelin
N
Di
a
5,
31
ö€
OO 33 ydvow EFJPP: pdvevlPletfort.S
ovola İ z âNNa seclusi: Caelo e€...rıwos FIJ3P S 38litt.: om. |! 3 yiveıro Caclo 5 ra pr.sup.lin. E' ek xahkoü İJİV 7 6öom.E ro El: walt
/
30 öom. FS
86) Fetutvid. T
34 TöriS PT
N.
>
âvTıke . N Kal Tv Tö âve TÖ vmo-
kal more seclusi: om. fort. Caelo:
ovolarJ':
iy otola PPS:
om.fort. T: habentliPSSin de in de Cae/o: erasit E in litura fere | 4 cü yiyveraaröASinde 6 avöpeds EFJ'PST: dvöpıds 9 karâ (kai karâ E) rpv ükyv OVS:
11 drav EL?PT:
reom. JP
om. FJ'
12 Tij
13 yâpom.P
IŞ kai
FİZİK
1
39
böyle söylenir: nitekim “bronzdan bir heykel oldu” deriz ama “bronz, heykel oldu” demeyiz. Bir karşıtlıktan ve bir kalmayandan bir oluş sözkonusu olduğunda heriki kullanım da olanaklı: hem “şundan şu oldu” hem de “şu, şu oldu”. Nitekim hem eğitimsizden eğitimli olur hem de eğitimsiz, eğitimli olur. Bunun için bileşikte de bu böyle: hem “eğitimsiz insandan eğitimli oldu” hem de “eğitimsiz insan eğitimli oldu” denir. “Oluşmak” çok anlamda kullanıldığına göre ve gelişigüzel nesnelerin değil, belli bir nesnenin oluştuğu söylendiğine göre mutlak anlamda oluşmak yalnızca tözlere özgüdür. Öteki şeylerde bir şeyin oluşan olarak taşıyıcı olması zorunlu, bu açık (nitekim bir nicelik, bir nitelik, bir başka şeyle ilgi, ve bir yer |değişikliğil bir taşıyıcıda oluşur; çünkü yalnızca töz bir başka taşıyıcıya yüklenmez, bütün ötekiler töze yüklenir). İyi bir araştırmacı için şu da açık olsa gerek: tözler ve mutlak anlamda varolan bütün öteki nesneler bir taşıyıcıdan oluşur, çünkü her zaman oluşan nesnenin ondan oluştuğu bir şey var. Sözgelişi bitkiler, hayvanlar tohumdan oluşur. Genel olarak oluşanlardan kimi şekil değişikliği ile oluşur, sözgelişi heykel; kimi eklentiyle, sözgelişi büyüyen nesneler; kimi eksilmeyle, sözgelişi taştan Hermes heykeli; kimi birleştirmeyle, sözgelişi bir ev; kimi de nitelik değişikliğiyle, sözgelişi maddedeki değişmeler. Bu şekilde oluşanların hepsinin taşıyıcılardan oluştuğu açık. Dolayısıyla söylediklerimizden çıkan şu: oluşan her şey her zaman bir bileşiktir: bir oluşan bir şey, bir de bu oluşan nesne haline gelen bir şey var: bu oluşan da ikili: ya taşıyıcı ya da karşıt. Karşıt olmakla 'eğitimsiz'i; taşıyıcı olmakla 'insan'ı kastediyorum; şekil almamışlığı, biçimden bağımsızlığı, düzenden bağımsızlığı karşıtlık olarak; bronzu, taşı ya da altını taşıyıcı olarak anlıyorum.
25
30
35 190b
15
40
&YXIKH> AKPOAZEOX A
7.
1IgoR 25 —
19gı26
KEİLEVOV.
17
ghavepdöv obv ©s, elrep eloiv alrlat kal âpxal TöV 7 güce övrev, d£ öv mpörev eiol kal yeydvacı pi) kard « ? >. A ? N N . v ovuBeBnkös âAA Exacrov 0 A€yeraL Kard Tijy ovolay, Ör yiyvera mâv Ek TE TOÜ ümokelydvov Kal TİS yopbis' Güykelra yâp ö Movoıkds âvdpwmos E€ğ âv0pdmov kal povoıkoü N
Tpdmov TW: ,
»
*
v
'.N
Ötalüdets yâplrovs
,
/
N
.
Adyousl
N
,
N
els Tovs Adyovs
/
;
N
"
Tovs
,
A
€kelvwv. ÖAOV DÜV OS YÜyVOLT' âV Tâ yıyvduEvA EK TOÜTEY. EOTL öE Tö ydv ümorelyevov âpıduğ ptv Ev, eldeL öt Bio (6 ytv yâp âvdpwmos kat 6 xpvods kat ö)es 7) Ün âpıdunrı. Tdde€ .
“
e
Tı yâhMov,
/
.
«
Kal
>
N
ov
N
N
kar&
>
«
d
v
La
N
AKPOAZE©Z
8.
ıgıb 26—ı.
A-B
ıg2P9g
elval, TO BE Ö mEpvrev dğlerdaı kal dp€yeodaı aöroü kard Thv aürob güc. Tols öE ovuBalvel TÖ dvavrlov dp€yeodaı N
*
“
/
N
Tijs aüroü gdopâs. n
*
a
N
A
>
/
o kalrol oüre aürd aüroü
—
/
v
>
AKPOAZEO>
ıc
.
5
n
B
/
a
a
gvrâ kal Tâ âmhâ Tv ceydrev, olov yij kal müp kal dip kat Üöğep (Taöra yâp eva kal Tü Tomaüöra güce .N
N
”
/
la)
/
ghapev),
N
mdvra
Mi) güce
N
a
öt
.
7
Taüra
ovveoröra.
N
»
m
/
,
galveraı
ToürOv
n
N
a
öladepovra
udv yâp
.
Tpös
Ekadrov
Tâ
dv davr
n
âpxüv dye kimjmews kal ordocws, Tü ptv karü Tdnov, Tâ Öte kar avğnow kal gölow, Tâ öt kar âMolediv KAln, Öt Kat İydreov, kal € Tı TowörTOv ĞAAo yevos /
.
deeri,
/
Ündpyet
(A€yw
avros
a
«
«
TÖ TIS
“
/
mpöres
ö8
avTÖ
NN
5;
pi;
,
25 önws
ov «a0ö Üytd(erat Tip larpıkiy dye, GAAâ ovuBep » ? Bnkev Töv abröv larpöv elvat Kal üytaÇduevov' 16 kal yepiÇeral mor” âm âAAydwv). o Öyeles 58 kal TöV âNMev EkaGTOV TÖY TOLoyuEVWV* OLÖRV yâp aürÖv Exel Tip âpxıy dv davTO Tij mou)cews, dAAâ Tü ptv dv ĞANoLs kal Eğwdev, olov /
"
30 olkla kat Töv âAMAEev TÖV yepokuyreov EkacTOV, Tâ Ö &v atrols pev MAN ov kaf' avrd, ödca karâ& ovuBeBikös alTL& yevolr' Üv avrols. güdis MEV OUV EoTİ TO hye»: gun ÖR >.
N.
e
.
a
.
/
v
5,
n
,
A
>
*
/
”
—
e
/
/
“
a
Di
N
,
N
a
?
«
“
a
e
/
/
.
€xet ÜÖra Totaüruv Exet âpxi)». Kal dorw mdvra TaürÖa ola Ümokelpevov yâp Ti, Kal öv Ümoreyddvp doriv | ghüois del, karü günw öt Taörd Te kal Boa Toüros Ümdpxet kaf aürd, olov TO avpi gepecdar âve: ToüTO yüp güdis pdv oük 1939 torıy ov Eye güv, büret ÖE kal kard gürw dorlv. Tİ pdy e
/
,
/
N
.
“
,
e
/
/
.
,
LA
bi
/
FİZİK 2
51
cisimler, yani toprak, ateş hava, su (bunların ve bu gibi nesnelerin do-
10
ğa gereği varolduğunu söylüyoruz); bütün bunlar varlıkları doğaya bağlı olmayan nesnelerden farklı görünüyor. Nitekim herbiri kendi içinde bir
devinim ve durağanlık ilkesi taşıyor: kimi yer açısından, kimi büyüme, eksilme açısından kimi de nitelik değiştirme açısından. Oysa bir sedir, bir giysi ya da bu gibi bir başka cins nesne rastgele böyle bir kategoriye konduğu için ve bir sanata bağlı olduğu için kendi içinde hiçbir doğal değişme gücü taşımaz, ama bunlar ilineksel anlamda, varlıklarını taştan, topraktan ya da bunların karışımından aldıklarından, ancak bu ölçüde böyle bir güç taşırlar. Doğa öyle bir devinim-durağanlık ilkesi ve nedenidir ki, kapsadığı nesnede ilk olarak kendi başına, ilineksel olmayan bir anlamda bulunur (“ilineksel olmayan anlamda” dediğim şu: biri kendini tedavi eden biri, hekim olabilir, ama yine de o bu tedavi gücünü tedavi olan kişi olarak taşıyor değildir, aynı kişi bir rastlantı sonucu hem hekim hem hasta olmuştur. Bunun için bu iki şey birbirinden de ayrılabilir). Öteki yapılan-yaratılan nesnelerin herbirinde de bu böyle, çünkü bunların hiçbiri kendi içinde yapma-yaratma ilkesi taşımaz: kimi, sözgelişi bir ev ya da el emeği üretilen bir başka şey başka nesnelerden, dışardan alır bu ilkeyi; kimi ise kendi içinde taşır ama "kendi başına” değil, yani kimi nesneler ilineksel anlamda kendileri için neden olabilir. Demek ki doğa işte bu söylediğimiz. Bu tür bir ilke taşıyan her nesnenin bir doğası var. Bunların hepsi de birer töz. Çünkü hepsi bir taşıyıcıdır, doğa da her zaman bir taşıyıcı içinde bulunur. Hem bunlar 'doğaya göre' olan nesnelerdir hem de bunlarda kendi başına” bulunan özellikler: sözgelişi alev için yükselmek; nitekim alevin yükselmesi bir doğa değil, bir doğası da yok ama 'doğa gereği", 'doğaya göre. Demek ki doğa ne, 'doğa gereği", 'doğaya
15
20
25
30
35
193a
52
DYXIKH> AKPOAZEOZB
1. 192P 10— 1938 28 oüv dorıv 7) güvis, elpnraı, kal Tİ Td Gürel “SÖ
TEpİ xpwpârOv), Gore âvdykı) Tois ToLoürOoLS TEpİ TEV dvoyd-
TEV elvat TOV Adyov, voelv ÖR pyd. dorei & 1) püdüs kal 1)
ovola Töv güce ÖvTOEV Evlots elyat TÖ TpGTOV Övumdpxov EKdv
».
/
?
N
—
)
/
£
/
oTY, âppülpLoTOV (öv) kağ” tavrd, olov kAlvns gücis Tö EUhov, âvöptdvros öö yaAkds. o oiyelov Ö€ how 'Avrıpöv Gri, el TIS KaTopüğeL€ KAlvyv kal AdBo öüvayıv 1) oymeddv dare âvetvat BAaordv, ok âv yeveolaı kAlvyv âAAâ& dühov, &S TÖ MEv karâ oyvuBeBnykos Ümdpxov, Tiv kard vopov Örddecw kal Tiy TEXVNV, Tv Ö olalav oücav dkelvyv 1) Kal ÖLapdvet Taüra Tdoxovoa ovvex&s. el ÖR Kal TOÜTOV EKAOTOV TpÖS ETEpd» Tı TadTö ToüTO TEMOVÖEV (olov 6 utv yahkös kal ö ypuoös xpös Üöwp, Tâ Ö darâ Kal duha pös yipp, öyoles öt kal «
N
N
«
w
N
TEV âNAev m
wp, e
vat Tİ #v elre ovolav, B€vets, Boa» peoba
,
,
m
N
N
, 2, Exe karâ. TipN TEXVNV OLÖEV, el Övvdyet mdvov tori KAĞvM, Hi / 35 mw Ö” Exe TO eldos rijs KAlvns, ovö' elvat TEXVNV, OüT EV /
/
,
N
v.
N
a
,
KN
v
N
nn
*?
mn
n
-
a
/
v
>
3»
Tols gücet ovpıTa/EvoLs* Tö yâp övvdpel güpE 1) doTOüV oür I93İ fx Tw Tip tavroü gücw, mpiv âv AdBn TÖ eldos Th kard Tüv Adyov, G& öpilöyevor A€yopev yov, öpilip yop / TÜ * dorL/ gâptPE)v 1) daroüv, , , oüre ? 2 7 * » m güre doriv. Gore üAAov Tpdmov i) gücis âv ein TEV Exdvrwv
&v aürols
kıvijoews dpxip 1) Moppi
5 oTöV Öv GAN' N
A
»
»,
1) karâ A
Töv Adyo.
N
«
,
kal TÖ eldos, oL yEpE
(7d 6 &k ToürOv .
oük dorıw, güre be, olov âvdpwmos.)
;
güdts pöv /
.
kal yakdov aürn piois
TİS ÜAys: ExadTov yap yâp TdrE A€yerat Öörav dvrehexela 7) ) Yy xea 17) fal / *. 7. v > ? HAAAov 1)Anörav övvdpet. Ori yiyveraı âvlpemos Eğ âvdpdmov, âGAN” »
ov
,
kAlvn
>
7,
Ek kAlvns* ,
öd
4
kal gacıw
N
/
ov TÖ ;
oyma
a
elvat
"
»
1o Tİjp güc âANd Th dühov, ört yevotr' âv, el BAaordvol, oü KA) âAA& dühov. el 6 üpa Toüro gücis, kal 7) yopdij güris* yiyverat yüp E£ âvdpamov âvbpwmos. Er ö' 7 hücis 1) Aeyoy€vny ws yevecıs ÖĞdĞS darı» els güciv. ov yüp Gemep ./ / A *ç. > , * 7* lârpevoıs A€yeraı olk> els, larpıkııy Ööös ĞAN els Üylerav ;
/
*
N
/
«
5
>
4
N
dâmopijoeev
n
9
v
tmel öve al pücets, Tepi Mordpas Toü pveikoü. .
7
n”
a
,
mepi
N
na
3
Ekardpas.
N
£
J/
, o. N £ 7 mörepov ov» TijsN aürijs 1)A GAAys Ekardpav yvwpilev; els, yiv. yâp Toüs âpxalovs âmoBA&bavrı ödletev âv eivat Tijs ÜAns N
20
N
(Emi
>
/
pıkpdv
»
ydp
£.
Tı pepos
,
a
'EpmedorAijs
»
kal
“
v
Anudkpıros
Toğ
elöovs kal TO Tİ ip elvat ipyavro) el 88 i) TEXVN pipelrat Tv güow, Tijs 8 aürijs emloryuns eldödvaı Th Eldos Kal Tİp v:
N
N
>
/
/;
m
S
2
N
”
Sn
N
5,
/
a
rarâ
7) âvöplavromouki;
N
* TY)
ÖR dAAyhev
âTmo-
/
T& ptv oüv alrıa oxeddv Togavrax&s öt mohhayös Aeyoyevwv TÖV alrley kal
A€yerat, ovuBalvet ,
oldeda
*
5 * , TNS vyLeLas N y Ta opyava
N
5 7oMAâ
js
£
2
N
N
kal
oyufBeBnkds, /
ö
£
yahkds, ,
€repdv Tı AAN' 7) âvöpıds, AAA” oü TÖV abrdv
olov
To
ov
xaf
,
n
>»
Tpdmov, âAAâ
TO udv ©s Ükn TO & Gs ödev 7) kivnoıs. o darıv Ö€ Tıva Kal aAAydAwv alrıa, olov Tö moveiv Tijs eteğlas kal aürn Toü
1o Tovelv ĞAA” ob Töv aürdv Tpdmov, âAAâ& TÖ utv ©s TEOS TO Ö Gs dpxi) kwjoews. ört ÖR T6 avrö TöVv dvavrley deri» Ö yâp mapöv alrıov Toüğe, TOTO kal âmöp airıöyeda &vlore Toü dyavrlov, olov Tijv âmovolav Toü kvBepviTov TİS Toü zAolov âvarporijs, ov iv 1) Tapovola alrla Tij cwrnplas. 15
d
ânayvTa
i Ö€
a Ta
a VU»
, / €ipıymeva
ToÜS davepwrdTovs.
İ) ÜAn TÖV HdrOEv
pepy
J TETTAPpPAS
Z TETTEL
/ TpOTOVS
Tâ pv yâp uTdiyela TöVv ovhAaBöv
okevacröv
kal Tâ
v, GaiTLa els
kal
kal TÖ müp kal Tâ Tolaüra TÜV 06-
Toü
öhov
Kal
al Ümoğdoeıs
To
ovume-
pdaparos ws TO EE ol alrıd dorıw, Tolrov ÖR Tâ Mtv ©S TÖ 20 Ümokelyevoy, olov Tâ 8Aov kal 7) oüvOecıs
pdpn, Tâ ÖR © TO Tİ İp elvat, TG TE Kal TO e€ldos* Tö ÖR amdpya Kal ö la-
Tpos kal 6 Bovheücas kal 8Aes Td motoüv, mdvra ö0ev 1) 2 A ! /, âpxi) TSn peraBohisa 1)A srdoews |)A kivnoewsl' Tü: 8 LiWs Töa b3ıroöpr.om. | 34 vyivny EJS: öyden Fİ 36, yevyrat E ioxvavoal 19531 rü hdpuarka ESAMVST:om.E! yâöp HT: om. Susemihl et fort. P 4 M€yeracom. F 6 kai om. A dvöptavronoxn E et fecit J': duöptavromoıyrıki) Fİ ov AM: raöraötovbE 8 kivnoıs EZAM : kivnois dorıv E' 9 Tüs)
air» Tips A
Iz doriv EFJM:
lin. E! 17y7om.E
IŞ rpömovs mirre AMPT: zimre Tömovs Bekker okevngröv AMPS: kuraokevacröv E 23 İ) kivn-
cews E'AP: om. E'MVS Ma
E
eoriyairov |
râ TIMS!: r6 PSP
13 Tns Toü SUp.
8 APS: 8
FİZİK 2
63
öğüt veren birşeyin nedeni, baba da çocuğun. Genel anlamda yapılan şeyi yapan ve değiştiren şeyi değiştiren. Yine amaç (telos) da bir neden, bu ereksel nedendir (to hou heneka): sözgelişi gezintiye çıkmanın nedeni sağlık, “ne için gezintiye çıkıyor? -Sağlıklı kalmak amacıyla” diyoruz. Böyle deyince de nedeni gösterdiğimizi düşünüyoruz. Ayrıca devindiren bir başka nesneyle amaç arasındaki şeyler de ereksel neden kapsamına giriyor: sözgelişi zayıflama, banyo, ilaçlar ya da hekim araçları sağlığın nedeni. Nitekim bütün bunlar 'amaç için, ama birbirlerinden şurada ayrılıyorlar: kimi eser, kimi araç. Demek ki 'neden”, yaklaşık bunca anlamda kullanılıyor. “Neden çok anlamda kullanıldığına göre aynı nesnenin ilineksel olmayan birçok nedeni olması da sözkonusu: sözgelişi bir başka şeyden ötürü değil, heykel heykel olarak alındıkta, hem heykeltraşlık sanatı hem de bronz, bir heykelin nedeni: ama neden olma tarzı aynı değil, biri madde olarak neden, öteki devinimin-değişmenin kaynaklandığı şey olarak. Birbirlerinin nedeni olan bazı nesneler de var: sözgelişi çalışma zindeliğin nedeni, zindelik de çalışmanın, ama tarz aynı değil: biri amaç olarak, öteki devinimdeğişme ilkesi olarak. Ayrıca karşıtların nedeni aynı oluyor: varolduğunda belli bir nesnenin nedeni olan bir şey, varolmadığında kimi zaman tam karşıtının nedeni görünüyor: sözgelişi dümencinin yokluğu geminin batmasının nedeni, varlığı ise geminin selametinin nedeni. Ne ki şimdi sözünü ettiğimiz nedenlerin tümü dört ana tarzda toplanıyor: nitekim harfler hecelerin, madde araç-gereçlerin, ateş ve bu gibi öğeler cisimlerin; parçalar bütünün, varsayımlar sonuçların nedeni: bütün bunlar 'birşeyden' anlamında neden. Ama bunların bir kısmı taşıyıcı olarak neden, sözgelişi parçalar; kimi 'nelik” olarak, yani hem bütün, hem bileşim hem de biçim olarak neden. Oysa tohum, hekim, öğüt veren kişi, ve genel anlamda etkide bulunan nesne, bunların hepsi değişmenin, durağanlığın ya da devinimin
35
195a
10
20
64
PYXIKHX AKPOAZEOZ b
—
B
b
3. 194 3I 195 13 T€Aos kal Tâya0öv TÖV dAMev Tö yüp oü Evera BeATLTTOV kal TEAos TEV dAAev €ğeheL elya Ölapepere öt pundtv el-
25
mev avro âyadöv 1) gawdyevov dyaddv.
26
-
SN
a
a
,
»
/
Tü pt» ovp Tabra kal Tocaürd dort TO elden TpomoL öt TGV âpıduğ putv elol mohhol, kepahatoüyevo öt kal oüroL Tovs. o A€yerat yâp alrıa mohMaxös, kal aüröv Töv öv Tporepws kal ücr€pws ĞAhAo dANov, olov Üylelas kal TexvİTNs, Kal TO öld macöv TO ÖımAdotov Kal
alrıa airlev EdrÖpcetlarpös âpıl-
M6s, kal del Tâ mepılyovra mpös Tâ Kaf” EkacTov. Eri Ö © Td ovuBeBnkös kal TA ToürEwv yevn, olov âvöpıdvros ĞA/
a
#
v
/
,
/
,
“
Aws İlojükderos kai dANws âvöptavromoLds, ört ovuBelBnre T& âvöptavromoLğ TÖ İloAvxdelre elvat. Kal Tâ TepLExovTA ÖR 35 N
/
TO
Pr
ovuBefıkds,
olov
et
,
eli
/
a
âvöptâvros
1)
195?
öhes (pov. dort öt kal TGV ovuBeBykdrev âAAa âNMev TOppETEpOV Kal &yyürepov, olov el ö A€vkös Kal Ö /OvTLKÖS al,
TLOS A€yolro
TO
no
;
,
dVÖpLAvTOS.
©
O MAVvTA
.
a
Öt
a
39
4
,
Kal Tâ olkeles A€yd-
Meva kal Tâ karâ ovuBeBnkös Tâ uv ws Övvdueva M€yeraı Tâ 8 ©s dvepyoüvra, olo» Toü olkodoyeiodaı olklav ol- ö N
N
N
N
KoĞOMOS
1) olkodğouöv
€gp
v
,
,
ToS
».
a
,
N
olkoğduos.
m
,
N
»
m“
kağdmep
v
8
*
de
N
TO TONU oldu T eival TÖV âMÖ TÜXNS oVdEv. a
4
yâp
»
>
ovl
ga
/
©s
Lİ
“
ârv-
Hikpdöv ÖTMEp hi
:
dd kal TÖ mapâ
A
yeya
xeiv doriy, ört ©S Ündpxov Di
39
A
Kard»
>
Emi
AKPOAZE©> 6
Aldos:
m€co
&mö
Toü
âVv Ümö
avroudrov
Tiwös
kal
âpa
B
karemecev
6
Aidos,
ör!
ToOÜ mardfaı Eveka.
ydAoTa ö 3 N / a. 5 « / , m ; ; &ori yepığduevov TOü &MÖ TÜXNS Ev TOls ghücet yiyvopelvols* e / örav yâp yevyral Tı map& güocw, TöTE ok dmö Tüxns dAAd yâhdov &mö Tavroydrov yeyovdvar gayev. Gori ö8 kal Toüro E€repow TOÜ ptv yâp Edw Tö airov, Tü Ö €vTOS, 1983 Tİ ydv oüv dorw TÖ atrduaTOov Kal Tİ 7) TüxXN, elpnraı, / n " kal Tİ dlağepovow dAAyAw». oTÖV öt TpdmEv Tijs alrlas &v TOLs Ödev 7) âpxi) Tijs Kıvjcews Ekdrepov aürö 1) yâp TÖV güce TL 1) TEV âmö ölavolas airlev del dorıw GdAAü ToürOEv TO 7Aijdos âdpıcrov. odmel 6 dari T6 alrduarOv Kal i) TÜXY v m» A A a / v. A / LA a alrıa öv âv 1) voüs yevolro airLos 1) püdus, öTav Karâ GvuBeBnxös alrıdv Tı yevnrat ToürEv aüröv, ovöv öt kard oypGu
en
33
/
«
»
"
«
”
>
,
.
/
,
?
IN
ۉ&v
oi 8€ FIT
.
*
vmo
N
otv
-
/
kuva'
ij
ân
>
RS
ovÖ€
/
/
KkavyaTa
ovumrdyaros
>
/
*
N
VTO
,
/,
Kvva,
dore
1)
13 «atalt. EİJ?T: kairö F: om.
İ 14 yiyperaa ET: yiyveraı kai meğdvxe A eav) kâr F 18 avğnoa 1 ı9 röalt.sup.lin. E), om. /P 21 ovpBaive röv girov A 22 vav 1 28 öcors AP: ois E 29 kâv AP: kai ES 32 Bovyevi) Bovyevij kai F 33 öjlövl aNAos AP: om. E 34 8€ EJS: 8€ raöra Fİ 35 vöres de F 36 ovül oüre A I9g2 1 oüre A 3 eğn1 ) pr. P: râövra Etinrasura, f ws rasup.lin. additis: 7 6s J9: om. FİJ'
FİZİK 8
Demek
2
83
ki ilkin “niçin doğa ereksel nedenler arasında”,
bunu
10
söylemek, sonra 'zorunluluk” doğal nesnelerde ne anlamda sözkonusu, bunu açıklamak gerekiyor: nitekim bütün nesneler bu nedene götürülüyor, çünkü sıcak-soğuk, bu gibi şeylerden herbiri doğal olarak böyle olduğu için bütün bu nesneler zorunlu olarak varolur ve oluşur. Bir başka neden ileri sürseler bile, kimi “DOSTLUK.KİN”,
kimi “US”
dese bile,
ona şöyle bir dokunup ucunu bırakıveriyorlar. Ama “doğanın 'bir şey için etkinlikte bulunmamasına, öylesi iyi olduğu için de etkinlikte bulunmamasına ne engel var”, diye sorulabilir: nasıl “Zeus'un yağması” ürün yetişsin diye değilse, bu zorunluysa (çünkü yükselen havanın soguması, soğuyunca da su olup aşağı inmesi gerekir, bu da ekinin yetişmesini sağlar İ(rastgelel); aynı şekilde birinin ürünü doluda yokolup gitse, ürün yokolsun diye, bunun
için dolu yağmamışsa,
15
20
ama ilineksel olarak
bu olmuşsa-. Dolayısıyla doğal nesnelerin parçalarının da böyle olmasına ne engel var? Sözgelişi öndişler zorunlu olarak keskin ve ısırmaya elverişli büyüyor, azı dişleriyse düz, besini çiğnemeye yarayacak biçimde. Oysa bu “bunun için” olmamıştır, ilineksel olarak öyle olmuştur. Bir ereksel neden varmış gibi görünen öteki organlarla ilgili olarak da bu böyle. O halde ilineksel olarak oluşan herşey, ilineksel olarak uygun durumda bulunduğundan, sanki 'birşey için oluşmuş gibi kendini korumuştur. Bu şekilde olmayanlar da Empedokles'in sözünü ettiği “insan yüzlü öküzler” gibi yokolmuşlar ve yokolmaktalar. Demek ki bizi çıkmaza sokabilecek temellendirme bu, buna benzer başka biri. Oysa durumun bu tarzda olması olanaksız. Çünkü bütün bunlar; doğa gereği olan herşey; ya her zaman öyle oluşur ya da çoğu zaman; talih ya da rastlantıya bağlı şeylerden hiçbiri ise öyle değil. Nitekim kışın çok yağmur yağması hiç de talihe bağlı ya da rastgele (symptoma) değil, ama bu yazın sıcağında olsa elbette. Yazın sıcak basması da öyle değil, ama kışın ortasında sıcak bassa elbette. İmdi böyle şeylerin ya rastlantısal olarak
25
20
35
199a
84
PYXIKHX AKPOAZEOZ
B
8. 198P 10— 1998 30 €vekd e
Tov
,
elvat,
7TWU/ATOS
Mv
>
UT
/
ANO0
/..»
güce
N
€l pi)
*
y
/
?
dari
>
>
Oldv
N
TE
Pp
Tdür
>
Tâ
N
b
EVEKA
/
e
Tolaüra
N
eElval piTE
“23
TAVTOMATOV,
a
mdvra,
n
©s
,
â7Ö
/
TOv
/
âv
ovu-
N
GAAĞ
v.
kâv
en.
a
,
avrol
A
>
N
galev
.
n
ol Taüra A€yovres. dorıw âpa TÖ övekd TOV EV TOlsS gürel yıYVoOMEVOLS Kal oÜoUW. &TL &v 0dots TEAOS doTİ TI, TOvTOV EveKa MpdTTETAL TÖ TpĞTEpOV Kal TO Edelijs. ooüKkoüv Ws mpdrTETOL, oürw MEĞvKE, Kal WS MEĞVKEV, OüT© TpdTTETAL EkaoTOV, üV Mi) Tt Öimodiğy. o mpdrTETOGL Ö' Evekd TOw Kal TEpvkev Üpa €vexd Tov. o olop el olkla TöV püdel yıyvoylvav 1)v, oürws âv €yiyvero ©S vüv ÜMÖ TİS TEXVYS* el: Öt Tü ghüdet pi) yövov ÜceL âAAd kal TEXV) yiyvoltro, boaürws âv yiYyiyvotro |i mEXx» yiyyorro, ,
,
DU
/
4
”
/
/
*
N
.
N
n
4
,
.
7
N
e
/
N
&w
v
v
/
N
/
hvrev. oEveka âpa (arepov Odrepov. Öhes Ö€ 77 TEXVN Tâ Mtv EmtTEeAe€l ü 17 gvoıs âduvaret dmepydoaolaı, Tâ ÖĞE pie.
«
v
>
n
Mera. kal
© Tâ
.
A
/
e
oüv
“
kard
vw
N
e
,
Tâ
Kard
N
,
,/
AKPOAZE©> öırri,
7 yiv
/
ws
vr
ÜAn
7
»
©
©s
yopdi,
e.
TeAovs ÖR €vexa TâAMa,
B
td
TEOS
£
7
8
£
aürn,
To
.d
aürn âv ein 7) ailrla, 1) oü Eveka.
ânaprla öt yiyverat kal &v Tols karâ TExvnv (Eypaye yâp ovk dp0ös
ö ypaymarıkds,
n»
35TÖ
ghâpyarov),
N
worE
/
Iggh gürw.
kal
ömdrıcev
(oök âp0ös)| 6 iarpös n
öğMov ör dvö€yeraı
0
—
4
>
el Ör) dorıw övta karâ TExVyv
/
>
Tov,
&v
Tat
âAA
A
ÖR
,
cıkois,
v
v.
TOlS
«
âyapravopevols
âmorvyxdyeraı,
,
,
Kal
Tâ
TEpara
TÖ dp0ös N
pMEV
âv
/
ols
>
Eveka
öyoles
/
N
Ev
1
«a
kal &v Tols kard
/
>
TIVOS
N
Evekd
n
Li
/
ÖTLKELDEL-
Eyol kal &v Tols gu-
a
v
âyaprıjmara
&kelvov
yo
5
TOÜ
Evekd
Tov.
5 kal &v Tais &€ âpxijs âpa ovordoeoı Tü Bovyevij, el pi) xpös Tıva öpov kal TENoS Övvarâ ij dAÖeiv, öLapdepoydvns züv
âpxijs
Tıwds
öylyvero,
domep
vöv
yevdodaı
mpöTOv,
TOÜ
omepuaTos, rt
7 âvdyky Ni 9 Kal TÖ 9 >
ameppa
/
/
/
dAAĞ&
lal
»
pi)
N
evlüs
N
hi
Tâ
N
(pa
N
ai
«>
N , ç oüloğvisı yiv, mpöTa ”» omepya Tv.
&rı
kal
&v Tols
1o pvrols Ever TÖ €vekd Tov, Tfrrov ÖR öujpdpoTa TdrTEpov oü» kal &v TOls gurols €yiyvero, Gvmep Tâ Bovyevij âvöpdn A 7Tpppa, oürw kal âpmeâoyevij eAaıdıpppa, 1) cü; ĞTomov “
N
13 ydp*
,
ĞANd
,
»
n
n
up
N
ÖdeL
N
9.
4.
ye,
M
”
elmep
Kal
Yy
N
dv
N
—
Tols
>
,
,
*
ÇyoLs.
—
/
13
diri Be
kal €V TolS om€pyadı yiyveodaı ömes öruyev: ÖNws 6 âvalpel IŞÖ ovrws A€yev Tü güce TE Kat güv güce yâp, öca âMd Twos &v atrols âpxijs ovvex&s kıwoüueva dbikvelrat €ls TL TEAoS* dg” &kdorns ÖE oü Tö abrö EKdoTO!Ls OVÖE TO TUXOV, âel pEVTOL Emi TÖ avro, âv pij TI E4modloy. oTÖ 08 ob Eveka, kal b ToürOv €veka, yevorro üv kal âmö TÜ.
“
/
*
2
/
N
/
>
/
NN
,
£
Mi) N
&veka e
e.
”
ÖR
S
3...
—
“
.
/
/
/
»
v
td
20 x)S, olov A€yomev Ör câyevos âmiAdev, örav ,
”
Toürov ?
231 wsaltJesnyj om. E!: post iarpös P om.E! rovom.E'
a
/
,
>
e
/
N
;
N
A
>
£
N
Kd
Eddy.
*
Kal
Toüro m
a
?
N
Çevos Kat Av &Adwv mpdEn,
©
*
—
w
/
/
âMmd TÜXNS Alev ö Gomep Evexa Toürov >»
>
/
>
karâ
N
N
N
/
ovyfBeBnrds /
3z pr. AS:om.E 34 ox öplös alt. b3 xw om.F 4 dpaprpuara E'AS: 7 övmep... örıfecit E? Oo öm APS: ey
Hamelin 8 mpörov pev aAAd il 9 mpörepo | 10 över AAP: ton ES o pdpera E Oo mpörepov F II katom.F Tâom.A 12 kal dumekoyevp EJVAPS: dumehoyevij kai FI I3 yeom.E' 14
kai FJAS:
om.
El
17 cis TISS: emi SPT 20 Avoduevos yp. 1 yp. 21 dpikeyp.S Tov|
öcneF
LT:
reS
ış
öom.l
I9 6 sup.lin. E' kat EJP: om. FI P: Aovodpevos TP yp. S: Avrpoddpevos 5 22 robrov 8' FI: rov8'J okairoürotecit E?
FİZİK var. Doğa da iki anlamda,
hem
madde
2
87 hem de biçim (morphe) olarak
kullanılıyor; amaç ise biçim (morphe); öteki şeyler amaç için, amaçtan ötürü: öyleyse biçim, şekil (morphe) nedendir, hem de 'ereksel neden' (he hou heneka).
Sanata bağlı şeylerde ise hata oluyor (sözgelişi yazman doğru yazmamıştır, hekim doğru ilaç vermemiştir), dolayısıyla bu doğal nesnelerde de olası. Demek sanata bağlı kimi nesnelerde 'ereksel nedene” tam ula-
35 199b
şılıyorsa; hatalı şeylerde ise bir ereksel nedene uygun olarak iş görülüyor
ama buna ulaşılamıyorsa doğal nesnelerde de bu böyle olsa gerek: sakat lıklar “o ereksel neden'in hataları. Öyleyse öküz cinsleri başlangıçtaki yapısında belli bir sona ve amaca gidemeseydi, şimdiki örneğimizde tohumun hatalı olması gibi, bir ilke, bir başlangıç hatası olmuş olurdu. Öte yandan ilkin hemen doğrudan hayvanın değil, bir tohumun oluşması zorunlu: ve tohum da “baştan hepten bozuktu”? Yine bitkilerde de bir ereksel neden var ama daha az belirgin. Acaba öküzyüzlü insanlar gibi bitkilerde de aynı şekilde zeytinli asma dalları olur mu, olmaz mı? Akıl almaz bir şey, ama hayvanlarda bu oluyorsa onlarda da olsa gerek. Yine tohumlarda da oluşmanın gelişigüzel olması gerekirdi. Ama bunu ileri süren kimse doğaya bağlı olan nesneleri ve doğayı ortadan kal-
dırıyor demektir, çünkü kendi içlerindeki bir ilke ile sürekli devinip bir amaca ulaşan nesneler, doğaya bağlı olan nesneler. Her ilkeden her nesne için tek ve aynı sonuç çıkmıyor, gelişigüzel bir sonuç da çıkmıyor: bir engel olmadıkça her zaman geçerli sonuç çıkıyor. Ereksel neden ile, ereksel nedenden ötürü olan nesne talihe bağlı da olabilir; sözgelişi sanki sırf bunun için gelmiş gibi “yabancı şans eseri geldi, onu kurtarıp gitti” diyoruz, oysa bunun için gelmemiştir. Bu ilineksel bir durum (nitekim talih daha
10
15
20
PYSIKHX AKPOASEOZ
8. Gi yâp £
Tüxy
N
TpOTEpOV
1998 31 —o9.
TEV
/
karâ
n
elmoyev),
,
âAN”
v
,
200314
ovuBeBykös
N
alrlev,
N
örav ToürO
».
B
kaddmep
/
alel 1) s
N
o
A
kal
/
Emi TÖ MoAb
*
>.“
.
ye-
N
;
yyrat, ov ovuBeBykös o0ö âmö TüxNS* Ev BE Tols Gvotn e a Kols del oüres, âv pi) TE Eumodlay. âTomoy öt TÖ pi) oleola Evekd Tov yiyveodaı, tüv pip İğwot TO kwoüv BovhevMÂMEVOV. KalToL Kal ij TEXv) ov Bovhelerav Kal el Evijv &v Tü ÇvAw 7/ vavınyıkı), önoles üv Tij güce Emolev Gor el €v Tİ) TEXVM) EveoTL TO Evekd TOV, kal & Tij güce. ydAıoTÖa 88 ÖrMov, Ürav TS larpeüy aürös bavrdv: Toürp yâp Eoıkev ,
/
,
n
N
İN
>.
g
/
“
/
©
>;
*
otv
«
dE
a
b
dvdykys
LA
va
7
v0”
/
,
N
N
7
/
>
/
a
dvaykalov ,
€v Tols
—
v)oes
,
al
gudikols
—
TO
nn
Talrys.
Kal
ws
“
Ükr)
«
üye
piv
GAA »
,
ovx aüry >
TO
w
n
TEAovSs*
Kat
/
guoıkp
”
.
N
n
“
>
ws Ül
N
n
»
N
«3.
“
da
/
oüTOL
udpıa
*.
,
TOĞ Adyov.
Tr. met
pi
'E
Ö
N
»
1)
güce
v
r
N
N
N
a
N
>
"
n
.
,
/
“
N
/
N
dTEles.
N
N
/
ÖR Kaf
J
7
AS
a
TO Ö
v
öuyypnmevov "
>
/
N
TÖ ptv TENEOV
N
LA
,
Ny
*
>
n
vâpeL övTOS övTEA€xela, 7) Totoürov, kİvnois doTıy, olov TOÜ ydv ĞAAoteTOÜ, 7) AAAowwrdv, dAAolwots, TOÜ BE aükrnroü kal TOü
âvTıkelm€vou gdıroö (0vötv yüp övopa kowöv Em âyolv) aü&noıs kal göldis, TOĞ öt yevyroü kal hdaproü yevecis kal 5
/
dopd,
TOö 88
>
5
gopnroü pn
dvreödev ÖijAov. o örav
N
SN
bopd.
v.
örL
N
öt
TobrOo
5,
>
dari
5
n—
v
7) kivyous,
yüp TÖ olkodoynrdv, 7) Totoürov aörö
200» 32—2018 19 — 1065” 7-20 b 29 heyerar... EAhetpiv| e Taürü Kal Övvdpet kal &vrelexelga doriy,£ ovx> âypa ÖR 1)A oü> >
,
£
/
.
.
/
N.
A
“.
,
karTâ TO aürd, âAA olov Öepyov ptv Evredeyela Yuxpov öt Övvdpel, TOAAâ 1/ön Towjce Kal melcerat İm âAAMer âmav yâp dorat üya moTıKÖY Kal madıprıkdvu. o GoTE Kal TO KWOÜY pudıkös KiyyTdv” MâV yüp TÖ TotoÜrov KIVEl KIvOİMEVOV Kal GÜTO. — ÖO0KEL MEV OUV TGV ÜmaVv KIVELoÖaL TÖ KIvoüv, ov pijv GAA& mepi Toürov ptv dE£ âNMev dora ÖlMov N
,
/
>?
,
?
a
N
5
/
N
“
ömes Eye (€orL yap TI kıvoüv kal âkivyrov), 1) öt TO övvdpet övTOS ÇövrEhExeta), örav övreheyela öv dvepyi) oüx 7) avrö AN torı. . A€yw öt TON7 wÖL. . darı Y yap p ö X yak77 kuwmTdv, n , kivnols n Y ”
LA
wv
*.
!
m
,
a
/
Kös
,
Övvdmet
,
1) xahkds,
eivat
kal övvdpet
kal
N
N
N
N
karâ
,
ÖMes
dar
/
Aöyov,
a
iv
dv
*
na
,
7) TOD
.
AAA
kivnois
/
5;
/
âvöplas,
xela, *
.
©
?
yahkoü
TO
.»
9
avr
TÖ
iv
SN
a
xahkö
âmaös
—
©
yahkoü,
/
*
n
,
,
7) xadkös,
€V-
TeA€xela Kİvyo1s' oUK for Öt TabTdv, &s elpnra (öfAov emi Töv &vavrlev' TÖ utv yüp Öüvaodaı Üytalvew kal öv/
,
4
N
kai
>
.
v
7
N
,
S
,
N
/
*
/
y
n
*
,
EVvTEeAEe-
el Taüröv ,
,
S.A
v o
N
4
.
,
/
vaclaı kduvew Erepov—kal yâp âv TÖ Kdpuvev Kal TÖ Üy 201? dİVELY TAÜTÖY 1) — TÖ ÖĞE ÜMOKEİLEVOY KAİ TÖ Üylalvov Kal TÖ
voroüv, €(8” üypdrns €i0” alya, Tabröv kal Ev), Emel & ov TaüTâv, Gcmep oüöt xp&ya TaüTdöv kal öpardu, ij TOĞ ÖvvarOoğ, “"
va?
>
>
2018 27—2028 3 — 1065P 22—10663 26
418 öwles... pdöngis I I9 «ai ddpuvoıs si (ef. drav 7 €vreh€yesa 1)4 öcrepov. ın öy
ex
udöyncısinmg. E' kat yaöndıs om. F: kain döpuvoıs (üvdpesis 1) kal yıpavdıs LISP: yıpavoıs M) 19-27 era... 8e) ovpBaivet 8€ kıwetodaı limmo7) Evrehexeca 7) avriş, kai süre xpörepov 000 M
ci.
Diels
20
Taörâ
AS:
Taöra
E
21-2 €vrehexela .. . Övvüpyet VST: Övyüye... evreNeyela A et fecit 1? 26 ovx otv dAAa F pey TovrOov F: pe» Tovrov ): pev oöp Tovrwv | 27 önes Eya IP: möseyea FJ:om.E kwoüv EV: röv kwovvrov AS Oo Ö€ TP Aspasius: 6; MT Porphyrius 28 e€vTeN€yewm Aldina: om. JIIMAPS Aspasius Porphyrius oUx... 29 kıvnrdr yp. | yp. A Aspasius: 5) (rot fort. A) aürö h AAdo 7) kıvyrdv EFJAP Porphyrius: # avrö kevnrdv 1: obx ği avrö dAN' ği âkdo yp. P, ut vid. T 29 palt....öJjeoreyapböiöli böEMS 31 TE E: avrö Trö F: avrö E'MST: avrg E? 32 kwyrö om. MS ppjpE 33 ku AMV: pE iv» öv EAM: om. E'P 34 kirnoıs) kivnoıs âv iv E'P: köyois tıs M Gvmep A
FİZİK
3
97
nesne olduğu için gerçeklik haline geldiğinde, yani inşa edildiğinde, bu inşa etme. Öğrenme, tedavi, dönme, sıçrama, olgunlaşma, yaşlanmada da bu böyle. Öte yandan
bazı nesneler kendileri, hem
olanak halinde
hem de gerçeklik halinde olduğu için -aynı anda ya da aynı açıdan değil de, gerçeklik halinde sıcak olan nesnenin olanak halinde soğuk olması gibi-, bu nesneler karşılıklı birçok etkide bulunabilecekler, birbirlerinden etkilenebileceklerdir; çünkü hepsi aynı zamanda hem etkin hem edilgin-
20
dir. Dolayısıyla fiziksel alanda 'devindiren', 'devinebilir de olacaktır, ni-
tekim bu tür her nesne kendisi de devinen bir nesne olduğundan ötürü devindirir. Hattâ bazılarına göre her devindiren devinir, ama bunun böy-
le olmadığını ve nasıl olduğunu (çünkü devindirdiği halde devindirilemeyen bir şey var) başka yerde açıklayacağız." Durum şöyle: olanak halinde olan nesnenin gerçekleşmesi, yani kendisi olarak değil, devinebilir bir şey olarak gerçeklik halinde varolup etkinlikte bulunma süreci, işte devinim bu. Bunu şöyle açayım: bronz olanak halinde heykeldir ama yine de bronz olarak bronzun gerçekliği devinim değil, çünkü bronz olmak ile olanak halinde (yani devinebilir) olmak aynı şey değil, çünkü mutlak anlamda ve kavramsal olarak aynı şey olsaydı bronz olarak bronzun gerçekliği devinim olurdu. Ama dediğimiz gibi bunlar aynı şey değil (bu, karşıt nesnelerle ilgili olarak açık: sağlıklı olabilmek ve hasta olabilmek ayrı şey - yoksa sağlıklı olmakla hasta olmak aynı şey olurdu - ama taşıyıcı hem sağlıklı hem de hastalanan olarak, ister “yaşam suyu” ister “kan” olsun aynı ve tek bir şey). Değil mi ki rengin görülebilir nesneyle aynı şey olmaması gibi, bir nesnenin kendisi olarak bulunması ve olanak halinde olması aynı şey değil, olanaklı olduğu için olanaklı olan nesnenin
25
30
35 201b
DYXIKHX AKPOASEOZ
T
5 7) övvardv, dvreh€yeta pavepdv ört kivnols.dorıy. 5
ör ptv otv
dorw aürn, kal ört ovyuBalvet 5,
4
«
e.
TöTE
/
kiwelodaı örav 7) E&vrel€-
/
n
v
Adyos
elpyrat,
avrijs A€yovoiy, 5
9)
«
TÖV âVTIKEYMEVWV. AİTLOV ÖR TOĞ els TaüTÖa TIĞdvaL ört âdpLoTdY 25 Tı Borel elvat | Kivnoıs, TİS ÖR ET€pas ovoTotylas ai âpxal
öld TO oTEpyrikal elvat âĞpLOTOL
OÜTE yâp TĞÖE OÜTE ToLdvd€
ovdeyla aüröy dorıy, |6ri| ovöt Töv âNAev karıyop(öv. TOö öt Öokelv döptoTOV elvat Tijp KİYNoıW alrlov ört oüre els ölvayıy 201P 6-7 — 1065) 20-22 5
/
5
”
.
”
San
“
w
n—
.
.
bo önlr E! €orıv AV: dor el 8€ pi) Tö avro dAN' 6s xpöya T0 aürö kai öpardv, i) Övvüyet doTİY, Tiv TOU ÖvvaTOü |) ÖvvaTöY EvTENEyetav elyat Beyo kivnrıw E (cf. b 3-5) 5-15 ör... kiwpocov om, yp. A 6 aörn AMS: roöre P: aörn Toüöro E netzjom.F 7 aörn FI öpAov AMT: gavepöv E 8 yapl yev yap F room. E 9 kail 7 vikodounröv kai Metfort.T Oo €vepyemn AMS: evrehexeaa E 10 yap EV: yüp TOoürdeorw Fİ: yâp Toür' deorw p | YT: om. EF Toü olkoğouyrov ET: om. AM ıı yom.FIJ' €orTa A 12 oöv|) âpa IJM: dpa rw F I3 rs AM: ris eorw E 17-20 «ut... €mot TI (cf. M): om.T 18-19 oüre... rısom. yp. A 18 kai Tg» peraBohi» om. |: rpvom.S I9 Ötiva TİM: Tıdevnı S 8€ AMPS 20 aürnv öwot EPS: Ey aörnv A
22 Alg oör' âv Erepa E FIpS IPT
âv alt. om. FIP
23 hek EJ'P: 5
25 rı MPeP: om. PİT 26 rmd»8e EFJM: 27 eoriy om. AM (oörrom. MVT, seci. Bonitz
roodvöe
FİZİK 3
99
gerçekleşmesi devinim, bu açık. Demek devinim bu; ve nesnenin devinmesi, gerçekliği kendisi olarak olduğu sürece sözkonusu, ne önce ne de sonra, bu da açık. Nitekim
herbir nesnenin kimi kez etkinlikte olması kimi kez de olmaması olası: sözgelişi inşa edilebilir olan. İnşa edilebilir olarak inşa edilebilir olanın etkin hali inşaattır (nitekim inşa edilebilir olan nesnenin etkin hali ya inşaattır ya da ev. Ama ne zaman ki bir ev olur, o artık inşa edilebilir olan değildir; oysa inşa edilebilir olan inşa edilir. Demek ki etkin halin inşaat olması zorunlu). İnşaat da bir devinim. Öteki devinimlerde de aynı temellendirme geçerli. 2 Dediğimizin yerinde olduğu, başkalarının devinim üzerine söylediklerinden ve onu başkaca belirlemenin kolay olmamasından da belli. Nitekim devinim ile değişme bir başka cins içine konamaz devinimin “değişiklik” (heterotes), 'eşitsizlik”, “varolmayan” olduğunu ileri sürüp onu bir başka cinse sokan bazı kişilerin savı" incelendiğinde de bu açık: bunlardan hiçbirinin devinmesi zorunlu değil, ne değişik olarak ne eşitsiz olarak ne de varolmayan olarak. Ayrıca bunlara yönelik değişme ya da bunlardan değişme de karşıtlarınkinden çok değil. Ne ki devinimi bunlara yerleştirmelerinin nedeni devinimin belirsiz bir şey gibi görünmesi, oysa öteki çizelgedeki!9 ilkeler, yoksunluklar olmaları nedeniyle belirsiz, çünkü bunlardan hiçbiri ne belli bir şey ne belli bir nitelik ne de öteki kategorilerden biri. Devinimin belirsiz görünmesinin nedeni şu:
20
25
100
DYXIKH> AKPOAZE©>
Iı. 201P 5—3.
T
202817
a 5, / » T6v Öövrev oüre els &vdpyelav dorw eivat aüriy! oürE Yâp Tö ÖvvaTdv TOGÖV elvaı Kıveiraı EÇ âvdykns oüre TÖ dv- 30 €pyela moodv, İj TE kivyoıs dvepyela utv elval Ts Öokel, li
»
N
v
n“
N
dreAi)s yea. 5
,
»../
«
v
»
—
,
>
,
v
Ö€: alrcov 6 örı drees Tö Övvardy, ov . . n N . SN a kal Öldü ToürTo Ön xahemdv avriyy Aağev
N
/
y
,
”
,
.
N
n
n
,
N
,
darı» Evep/ 3 A Tİ torı 1)
p»
9
A
/
a
/
yâp eis crepnoıv âvaykalov delvaı 1) cis dölvapıv 1) eis Evepyeav âMAİ)v, TovrOv Ö' ovdtv galveraı EvÖ€xdLEVOV. Aetmerat 35 TOİVUV Ö elpnmevos TpdMOS, dvdpyelav MEV Tia elyaı, TolaüTNv 2029 €vepyetav ola» elmapev, yadenmyv mtv İğelv, EVÖEXOMEVNY
8 19 xpös öve F 22 rwa eivat F rov EJT: âAnv roö FIV 23 kai ANAyv Toül 87) yâp FI: ye) 25 ime Jet fecit Ele FP Erepat APS : €reput çicıv E 26 €v... KkWOYpEYY in rasura E: kai motoypevo S )7 © © TOLOÜPTI kal Bıarıderrıp V YP. Setutvid.T 34 €xdgTov) €v€ öxkdoro F 8vo) rö öö FS: Tâs düo I 35 Tives ,. . &vös post 36 döüya-
ro» transponenda vel rıvds legendum ci. A
b2)... pdöncis
ES:p pdöngıs kal 7 (n om. ,) 8i8ağıs AP 7 © zl torı yp. S kai om. F 8 drroreTENMEvN EFIS et fecit, © dmorerunpevos yp. 5 Kova... 9 siva pr. AS: Tp aürip eivat kohta E
FİZİK 3
103
devinebilir olana bağlı; dolayısıyla herikisi için de etkin hal aynı biçimde *bir: tıpkı '7 ile '2'nin ve “2 ile “I'in oranı gibi ya da 'iniş' ile 'çıkış” gibi. Nitekim bunlar aslında bir, ne ki tanım aynı değil; devindiren ve devi-
20
nen ile ilgili olarak da bu böyle. Öte yandan mantıksal bir güçlük var: belki de bir işleyenin etkinliği, bir de işlenenin etkinliğinin olması zorunlu: biri işleme öteki işlenme, eser ve sonuç; birininki etki, ötekininki etkilenme. İmdi değil mi ki herikisi de devinim, birbirlerinden farklılarsa (etki) hangisinde? Çünkü
herikisi de (işleme ve işlenme| etkilenende ve devinende ya da işleme et kileyende, işlenme etkilenende (işlenmeye de etki demek gerekirse burada ancak eşadlı olabilir). Beriki kabul edilse devinim devindirende olacak (çünkü devindirende ve devindirilende aynı kavram geçerli), dolayısıyla ya her devindiren devinecek ya da devinimi içinde taşıdığı halde devinmeyecektir. Ama herikisi de yani hem işleme hem işlenme devinende ve işlenende ise -iki şey oldukları halde, öğrenende olan öğretme ve öğrenme gibi-, ilkin her nesnenin etkin hali kendi içinde bulunmayacak, ayrıca iki devinimin aynı anda olması garip olacaktır, çünkü tek nesnedeki tek biçime giden iki nitelik değişmesi neler olacak? Bu olanaksız. Peki etkinlik hali bir tek olsa! Ama biçimce değişik iki nesnenin aynı ve tek etkinlik hali olması akla aykırı. Bu durumda öğretme ve öğrenme, işleme ve işlenme aynı olacak; öğretmek öğrenmekle, işlemek işlenmekle aynı olacak, dolayısıyla öğretenin (öğrettiğil herşeyi öğrenmesi, işleyenin işlenmesi zorunlu olacak. Yoksa acaba bir nesnenin etkin halinin kendinden değişik bir nesnede olması garip değil mi? (Nitekim öğretim öğretebilir birinin herhangi bir kişideki etkinliğidir ve ayrılmış değildir, birinin biri üzerindeki etkinliğidir). Tek etkinliğin iki kişi için aynı olmasına
25
30
35 202b
104
&YXIKH> AKPOAZEOZ
T
3. 2028 18 —4, 202P 35 Tv aüriy elvat (yi) ©s T elvat TÖ ard, dAN ©s ümdpXe€L TO Övvdyel öv mpds TÖ dvepyoüu), oür” âvdykıp TöV Bıdd- 10 N
5
«
»
N
*
"
-
N
>
,
5,
,
e
e
,
oKOVTA pavÖdvetv, oÜĞ el TÖ MoLELY Kal TdoxELV TO GüTd doTU,
Mi) MEVTOL ÖdTE TöV Adyov elval dva TöV (To) Tİ iv elvat Afyovra, N
/
”
«
,
©
».
«
a
ş
-
olov s Ad7mtov Kal İudrtoy, dAN' ws 7) 68057 O1)8n0ev * Adnvale kal 77 Adıppndev cis OnBas, örmep elpnraL kal npdrepov ; ov yâp a
£
,
/
,
/
LA
v
.
,
”
>
N
nn
TaüTü mdvTa ÜndpxeL Tols ÖnETOÜY Tols avrols, AAAâ& pdvov ols rd elvat TÖ aürd. oü yiv GAN' o0ğ' el 7) BiBaÇıs Tİ) yabice TÖ aüTd, kal Tö yavfdvew TG Ölğdekev, Grmep o0ğ' el j) ÖdodTaTIS pla TEV Öleernkdrwy, Kal TO Öıleracdaı Evdevde Erelce «
>
,
N
N«
/
!
“
"
e
?
.
a
/
99
£
;
,
,
'
“
kâkellev öcüpo &v kal Tö aürd. 6Aws 6 elmelv ovö' 7) ölöalıs Tİ) Malycet
ovö”
© Ümdpxe
Taüra, | Kİvyoıs
.
0
a
,
7) molyots
3x9
eN
kuples, AA
N
/
TO yâp TOddE dv TGÖE
”
n
b
>
20
Kal TÖ
,
TOÜÖE ÜMÖ TOÜdE dvepyetav elvat Örepov TG Adye. TL ptv oüv daorıw Kİvyoıs elpnrat Kal kafddou kal karâ ME€pos* ov yâp dönhov mös öpLeÖnderaı TÖV elöĞV EKaoTOV avTs? âAholerıs yiv yüp 7 TOü ĞAAoteroü, 7 âANoterdr, dv- 25 Teh€yela. &rL ÖR ypwpuTEpoy, 77 TO Övvdpet MolyTLKOÜ Kal a “ . A mağnrıkoü, 7 Tooörov, âMNGS TE Kal mdAıw kağ” Ekaorov, 7) olkoddunoıs 7) ldrpevrıs. OTÖV aüröv ÖR Aexdidera Tpdmov Kal Tepi TGV ĞANEV KIWYTEEV EKdoTNS. 4 O'Eme 6 doriv / mepi gücees Emorjun mepi yeyeön 30 . A A kal kİvnrıw kal xpdvov, ©Vv EkacTOv âvaykalop 1) âmepov 1) n A TENEpATUEVOV Elvat, El Kal pij Mâv doTWW ÜmEeLpoOv 1) MEMEa A paomevov, olov mddos 1) orıyyıj (Töv yâp ToloürEv İces o/
;
,
“
v
A
Pei
N
sm
“
ev
5,
/
,
ötv dvaykalov &v Mardpp Toürwv elvat), Tpooijkov âv elin TöV MEpİ gücews TpayyarEvdMEVOY dewpijcat TEpi &melpov, el dorıv 35
bo re scripsi: rh il ard, ©$ Admov Kai iydrcov, dAN | 10 Övvdue dv AP; Bvvdpevov EV: övvdpet S II moteiykâl TâO xe EVP: moteiy Kal TÖ gdoxa» S: mdoxev kal Tâ motel A 12 örre scripsi: os II eva €va YJV: om. EF röv rö Bonitz: 7öv 1J: o E:om.F 13 olop ös) olov A: ös Bekker Aomov Kal indrıov EV: KK Noriw kal iyarip A I5 vrdpxa E'AP: ümdpbe E! 16 oö pip erasit E, om. P 17 Gıddorev EP?: Ördderew
Tö aürTd A
ov ei| oüde Es
20 et 21 üjas |
21 Toüde
ESFIVPS: rdde E!: rdöe Tohde| €v TGÖ€ «ai AVPS: om. E Td Toüd€ AVP: Toüde E: Tode S 23 torul 7F ari hic EP: post 24 p€pos A . mös IP: ös EFJS 4)
öre E (add.
sup.lin. EY: rn
4)
28 8€ EFJİS:
om. Taği
30 yey€ön Te kal F 4008
4
FİZİK 3
105
hiçbir engel yok mu! (Varlıkça aynı olmak anlamında değil de olanak halinde olanın etkinlikteki nesneyle ilgisinin bulunması anlamında); işlemek ve işlenmek aynı olsa bile öğretenin öğrenmesi de zorunlu değil mi? - burada elbette elbise ve pelerin gibi niteliği bildiren tanımın bir olması anlamında değil, daha önce de dediğimiz gibi Thebai'den Atina'ya ve Atina'dan Thebai'ye giden yol anlamında. Nitekim bir biçimde aynı olan nesnelerde herşey aynı olarak bulunmuyor, yalnızca varlığı aynı olan nesnelerde bu sözkonusu. Yine öğretme süreci öğrenme süreci ile aynı olsa bile öğretmek öğrenmeyle aynı olmaz, tıpkı iki nokta arasındaki uzaklık aynı olsa bile, burdan oraya ve ordan buraya olan uzaklığın bir ve aynı olmaması gibi. Genelde söylendikte ne öğretme ile öğrenme ne de işleme ile işlenme tam anlamıyla aynı; aynı olan bunların içinde bulunduğu devinim. Çünkü belli bir nesnenin belli bir nesnede etkinliğinin olması ile belli bir nesnenin belli bir nesne aracılığıyla etkinliğinin olması ta-
10
15
20
nımca farklı.
Demek devinimin ne olduğunu hem genelde hem de özel durumuyla söylemiş olduk. Devinim türlerinden herbiri nasıl belirlenecek, bu açık: sözgelişi nitelik değiştirme nitelik değiştirebilen bir şey olarak nitelik değiştirebilen bir nesnenin tamamlanması, gerçekleşmesi. Daha da açıkçası, olanak halinde etkin ya da edilgin olan nesnenin (herikisi del öyle olduğu için tamamlanması, gerçekleşmesi. Hem mutlak anlamda hem de -ister ev inşaatı ister hekimlik olsun- tek tek durumlarda bu böyle. Öteki devinimlerin herbiri üzerinde de aynı biçimde sözedeceğiz.
4 Değil mi ki doğabilimi herbiri ya sonsuz ya da sınırlı olması zorunlu olan “büyüklük”, “devinim” ve 'zaman'la ilgili; herşey ya sonlu ya da sonsuz olmasa bile -sözgelişi bir duygulanım ya da bir nokta (herhalde bu tür nesnelerden hiçbirinin bu iki sınıftan birine girmesi zorunlu değil)- doğa üzerine çalışan birinin 'sonsuz' üzerine kafa yorması uygun olsa gerek: |sonsuzluk) var mı yok mu,
30
35
106
DYXIKHZ AKPOASEOX
T
7) Mp, Kal el dorıv, Tİ doTrıY. onmelovÖ' öri Taürns TİS EMLoT)n N a, 2031 Hns olkela 7 Bewpla 1) mepl aüroü' mdvTES yâp ol öokoüvTES âdı0Adyws plat TİS Totaürns ghikocoplas memolnvrat Adyov A
/
.
LA
/
9
m
».”
/
m
,
/
Tep TOÜ âmelpov, Kal TdvTES Es âpXIY Tiwa Tidacı TÖVv öyTEV, Ol HEV, GcTmEep ol Ilv0aydpeoı kai Tlâdrer, kaf” aiörö, ,
N
ptoTöV ToLüEW TöV âpıdudu), kal elvat Tö Eğw TOü oüpavoü âmet-
pov,, Müdrwv
öt &ğw ptv obötv elvat cöya, oüğt Tas ideas,
öd TO uydt mov elvat aürds, Tö pEvrol Ümetpov Kal &v TOls io GİgÖnrois kal &v dkelvaıs elva. Kal ol ptv TÖ ümelpov Elval TO âpTLop (Toöro yâp dvamolhayBavduevov kal Üümö TOÜ mepirTOÜ mepaıwduevov maplxelv Tols oüot Tip dmeLplav* onyelov © eival Toürov TO ovuBaivov &ömi TöV âpıdudr' Tepirıdeyevoy yâp TGV yvepdvwv mepl Tö &v kal yepis ört utv âNA0 del
ış yiyveafaı
Tö eldos, ört de Ev), İlAdrwv öt 80
Tâ dmepa,
16T0 pöya Kal TÖ pikpdp. 16 ol öt mepi gücews mdvres İ|dei| ümorığdacı» &r€pav Tıwâ gücw TO ânelpe TÖV Aeyouevwv / e A 7 a a N » N v erotxelev, olov Üöwp 1) ddpa 1) TÖ meral Tovrwv. TÖV öt mETEpATMEVA TOLOİVTEV oTOLxEeLa oÜğets âmepa ote bol & 20 âmepa moloüot Tâ oTOolyela, kağdmep 'Avafaydpas kal ArHökpiros, 6 pdv Ek TÖV ÖyeLenepöv, Ö Ö Ek Tijs mavcmep/ n . , a tn v Oy R klas Töv oxnmdrev, Ti âdi ovvexts Tb dmepov elvat bariv: kat ö utv Öreöv TEV ypoplev elvat ulyua Öyoles TG , > n n , , mMavTİ Ölü TO öpüv ÖTLOÜY EÇ ÖTOVOÜY yıyvduevov! EvTEDdev yüp 25 dolke Kal öycü mort mdvra xpıara gavat elvat, olov» ijd€
,
£
N
/
«
v
N
—
-
,
5
TOLOÜTOU yYİyveTal FHATOS, MAVTEV Ö' doTı yevecis TAV OÜX ;
âya, kal Tıwa âpxIy
ÖL
,
elvat
TİS
N
yeveoews,
gür)
>
©
doriy 30
pla, olov €kelvos Kahel voÜv, ö ÖR vOÜS âTM âpxI;S TıwoS EpydÇE.
Tal Voydgas'
n
©TTE
n
n
âvdykı
ÖCÜ
“
TOTE
dal more kıvoümeva. o Anpdkpıros /
/
cöya mâvrev yarı dtapepov.
&ocriv
m“
ört
pdv
e
obv
.
civalı kal âpfa-
iç“
mpeyede
/
mpooıjkovca
-
,
..
dGAN öyes
âpxıı
3,
ye aürd
karâ
n
e
TÖ
ypöpa
Tols gvotkois
/
,
6' ovdtv ETEpov EĞ ETEpou
,
yiyveolat Tâv npaTOEV pnoiv
MdvTa
.
koü
Kal
oxıj- 203P ,
7) dewpla,
m
e
,
ÖönAov
/
“
€k Toürav. o EÜAdyws ÖR kal âpxip aüTö TIddadı mdvTES* OÜTE yâp ydryv oldv TE ard elvat, oüre ĞNAyv Ümdpxew aürğ 5 ,
/
»
N
,
Büvapıv
/
N
FP:
Av
.
,
©s
«
3
«
A
?
âpxıw
»
/
,
“
âmavra
*
a
yâp
v
,
,
A
1) âpxi)
—
n
1) EE âpxis,
TOÜ öt dmelpov oük EoTıv âpxI)* ein yüp âv aüTOü mepas. ETLÖR kal 2
nn
/
v
N
N.
&yevnrov kal âğdaprov ws âpxıj Tıs oüca* Td TE yâp yevdMevov âvdykı TEAos AaBeiv, kal TEAevrij mdons dorıv göo“
pâs.
4
Öte, kağadmep A€yomev,
—
/
,
ou TaüTns
;/
>
apxı,
/
,
GAA
/
»
,
aüry #
TEV 10 —
dAAwv elvat Öoket Kat Tept€xew âmavra kal dura Kvfepvâv, Gs gpacıw ödot pi; Motdot mapâ TO ümepov âNAas alTlas, olov voüv 1) pıhlar: kat Toür' eiyat Tö Öelovr âddvarov v
»
n
n
e
.
4
/
»
n
a
/
N
di
>
/
N
.
yâp kal âvdAedpov, örmep gTOLTÖY hurıoldywv.
.
a)
gnoiv
.
?
w
-
4
N
-
,
>
'Avağlyavöpos
/
kai ol TAel15
TOÜ Ö” eival Tı âmeLpOV 1) TİGTLS EK MEVTE 15 HdAtoT” âv ovuBalvot gkomoünw, EK TE TOÜ xpdvov (oüros yâp —
ümepos) yâp kal
,
n
7
»
*
/
31
/
al &k Tijs &v Tols yeyedevi ölaıpdrecws (xp&vraı ol pabımarıkol TŞ âmelpe) dr TG vöüres âv pd-
VWS pip Ümohelmev yeveciv kal gdopdv, el âmepov «
.
AKPOAZE©OZ T
20
âpalpeirat Tö yiyvduevov
Er TD TÖ Memepaoyevov del Tpds
TL mepalvew, Ödre âvdykıp unöğv elvat mdpas, palvev âvdykn Erepov mpös €repov. paha
pl©TaTOV, 6 Tijv Kolyiyy Motel âmoplav Tâov /
N
v Tİ yâp yâAMov TO kevoü &vraüfa 1) &vraüda; Gor” elmep povaxoü, kal mavTAaXOĞ elval Töv öykov. &âpa Ö el kal EoTi kea
25
el ÖR
>
0
/
.
AKPOAZEOZ
4. 203P 20—5.
T
2048 35
TO âmetpov OÜTE İjmels (yroümev, GAN' &5 döLeĞiTyroy. el dt KaT& ovuBefykös dorıv Tö âmelpoy, OK âv el) oTOLxELEV TÖY ç
v
©
1) âmetpov,
>
Öcmep
a
oUĞ&
37
—
TO âöparov
yi
/
/
TİS ÖLaMe€kTOUV,
Kal-
To 1 Dev) dorıy ddparos. ör mös Evd€yerat elval Tt aürö ümetpov, elmep pip kat âpıdudv kal peyedos, öv darı kaf aürö mdÖos Tı TÖ âmepov; Ert yâp irrov âvdykn ij TÖV , . A . / a . VON , 3 / » âpıOpov 1) TO yeyedos. gavepdv ÖE Kal öTL OUK EVÖ€XETAL ELe
/
“
9
bd
y
Lj
N
N
“
5,
«
/
N.
/
/
»
avroü dmelpov Tö AayBavduevov, ei MEpLGTĞV
(76 yâp
elat
N
kal âmepov
>
e
N
>
©s
a
Kal &S
5
€oTaL yâp örüp
âmelpw
ÖV
b
vat TÖ âmeipov
v
dvepyela
,
otolar
>
kal âpxıp”
TÖ aürd, elmep ovola TÖ
7
”
»s
A
,
a
,
dmelpov Kal Mi) kağ” Ümokedvouv), woT' 1) âdıaiperov 7) cis ümepa Ötaperdv TOAA& 6 ümepa elvat TO avro âdüvaTop (dAA& yijy Gomep â€pos ânp pepos, oürw kal Ümelpov &melpov, el ye ovola dari kal âpxı|) âyepıoTOv âpa Kal âdıalv
,
»
»
N
/
TL
N
OGAN 2
âpxü»,
ol Ilvdaydpeol rat yepi(ovdır. os,
âv
/
4
,
€l
;
.
/
7,
5,
oyuBdBnke,
gacıv
âna e
Töv ol
Z.
yâp “
âpa ,
1)
oöalav
SN
TÖ A€/
âpror.
oüres
Gcmep
motoüet TÖ
Ğmetpov
/
>
yâp
avTÖ
TÖ
/
7
Üündpxe
/
depa
5
«
EVÖ€xeTaL
MA€yovres
«
»
TOdOV
“
,
/
.
Ov ümetpov' A
OUK
,
v
ovuBeBnykös
âmoğalvoıwro
«
N
/
/
Y
>
"
>
elpyrat ÖTL
5
«
/
/
TO E&vrehexela a
*
©
»
NN
«
el oüres,
GAN
ârdnes .
,
/
,
v
3 /
/
döüvarov ,
O ĞAN'
v
”
,.
,
âvaykalov. o karüâ
âmetpov. Gore
,
,
elvat
yew
©
v
perov.
N
£.
n
N
v
v
34
dAN İgws aürn pdv |eorıl ka8dkov 7) Girn- 34 dvölyeraı ümepov kal &v Tols pabuarırois 35
2049 14-17 — 1066” g-ı1 17-19 — 1066” 7-9 — 1066 11-21 34-28 — 1066b 21-6
20-31
314 döreğirnrov PST: döteğirnroy E: dör€dodov AM ci Ö€ APST: örne EM 15 Tâ» Kl growxeioy | 164)7581 otöe E'AMT: om. E' 17 eival rı aörö EP: abrö ebat mn A 18 up kal AM: : kal Hi), E Ig aörâ E Er... 20 peyedosom, E! 20 eyat NT: oğoiar ira PS zı ,evepyela öp Ü AS: €vepyetav öy ö E: evepyaav T: evreheyela öv P dpxiv, AMVS: : dpxnp, dAA'Nijrrov . v i) TöV âpılpd» kal y€yebos. €rı döüyaror ovgiay eivat TÖ âmepor, €vrehexeia
Ğvros
Toü
âmeipov
(cf.
*19-21)
E
,25
ümepa)
drepa
dötaipera EV . mokhâ 8 AMS: 3 öremolda E , ümepa TÖ avTd elvat ddüvaroy E: elvat üretpov TÖ aürd dövvarov S: siva TO aürö döüvarov ârepov M 26 dANa pv Gomep|) öcrep yap MVP et ut vid. T dip y€pos depos F 27 ye E'aP: om. E!'M €ori EAMP: om. E' p airi| To aüirö F 31 Gİ ekcivo ö AM et fecit E' jp om. E' dpnovAMV: dprıo» âvNeyotro Gpxy E 32 ovrws öcrep) €keivo kadümep A 34 İces APS: yâp E €orı AS; âven EP: om. M yAMPS:om.E Girnois EMVS : forge
ş#üNhov AP
*» .
v.
övrev,
35 âmepoy) 16 âmapov E'A
FİZİK
3
113
biçimde olduğunu ileri sürmüyorlar, biz de onu böyle değil, tüketilemeyecek bir şey olarak inceliyoruz. Yine “sonsuz” bir ilinekse sonsuz olduğu
için varolanların bir öğesi olamaz: nasıl ki ses görünmese bile konuşmanın bir öğesi görünmez değil. Ayrıca sonsuzluğun kendi başına bir duygulanımı olduğu sayı ile büyüklük bile sonsuz değilse 'sonsuz'un kendinde bir şey olması nasıl olası olur? Üstelik onun sayıdan ve büyüklük: ten daha az 'kendinde nesne' olması zorunlu. Ama şu açık: 'sonsuz'un etkinlik halindeki bir şey olarak, töz olarak, ilke olarak varolması olası değil. Nitekim o bölünür bir şeyse ondan alınan herhangi bir şey sonsuz olacak ('sonsuz” bir taşıyıcıya yüklenmiyorsa, bir töz ise 'sonsuz olmak” ile 'sonsuz' aynıdır), dolayısıyla o ya bölünmez ya da sonsuza bölünür. Ama pek çok sonsuz nesnenin aynı şey olması olanaksız (havanın bir parçasının yine hava olması gibi; 'sonsuz' bir töz ve bir ilke olsa sonsuzun bir parçası da sonsuz olur). Demek sonsuz” parçalanamaz, bölünemez. Ne ki, gerçeklik halinde olan bir nesnenin sonsuz olması olanak-
15
20
25
sız, çünkü onun bir nicelik olması zorunlu. O halde 'sonsuz" ilineksel
olarak bulunuyor! Ama böyle olsa ona değil, tersine onun ilinek olduğu o nesneye, yani 'hava'ya ya da 'çifte ilke adı verilmesi olası, denen bu. Dolayısıyla Pythagorascıların dediği şeyi savunanlar tutarsız görünseler gerek, çünkü onlar hem 'sonsuz'u bir töz yapıyorlar hem de parçalara ayırıyorlar. Ne
ki,
'sonsuz'un
hiçbir büyüklüğü
matematiksel
olmayan
nesnelerde
nesnelerde,
30
düşünülenlerde,
de varolmasının
olası olup
35
114
DYXIKHX AKPOAZEOZ TI
2o4b elvat kal €v Tols vonTrols Kal pndtv öxyovot pE€yedos* & dmoromoüuev TM» melodov, âp N
/
»
İymels mepi TÖV algdÖnröv kal mepi &v moüyeda EorTİw dv aürols 1) ovk farı oya âmetpov
,
vw
>
.
A
:
"
“
€mi Tipp aüğnew. o Aoyık&s yöv obv okomovudyots Ek TÖV ToLnn
na
ç/
©vd€
a
Ödletev
;
âv
oük
»
;
elvav
,
>
el yap
/
dorL
/
goyparos
Adyos
TÖ
N
daındöp wptopevov, oüK Âv el cöya âmetpov, OÜTE VONTÖY OÜTE alcOnyrdv (AAAĞ pip o0ö” âpıduös vüres ©s kexwpıgpedvos Kal ,
,
,
âmetpos:
N
N
>
âpıdunröv
»
»
9
yâp
a
N
”
âpıduös
N
>
.
el
;
>
vb» Th âpıdunröv dvölyera âpıduijcaı, kal öteĞehdeiv üv elm ÖvvaTöv TÖ ümetpov) guoırös öt yaâhdov dewpoürw Ek a » N , ?» 5 » < a , TÖVÖE€. OOVTE ydp aüvlerov old» TE elval oöüTE âMAOüY. OGüvBerov ptv ov oük dorat TO ümepov oya, el Memepaoudva TOe TAYOe Tâ oTOolyea. âvdykn yâp TAelwe elvaı, > Kal iddXELA, yen yap
Çev del Tâvavrla, kal pi; eivat &v avröv üâmeyov (el yâp ÖMVvEYOÜV Almera! i) Ev Evi cayarı Ölvayıs Hardpov, olov el TO müp mem€pavrat, 6 © dip âmepos, Eorw ÖR TÖ İgov müp e
an
7,
£
,
e.
,
/
/
,
ToÜ İcov d€pos Tİ) Övvdyet Önocamdarıovoüv, âvov ÖR âpıludv
Twa
&xov,
Öyes
Gavepöv
”
ört
N
TO
“
âmepov
«
ÜmepBahel
vw
*
kal
n
hlepel Th Temepaoplvov) Ekaorov 6 âmepov elvat ddüvarov vöpa ptv ydp dorw Tö mâvTn öxov ötdoracıv, dmetpov ÖR TÖ
3
ümepdvrws ÖLETTYKOS, ÖTTE TO âmepov va ÖLecrnkös els ümeLpov.
“
20
GAAd
22
vöpa
üâmepov
&vdfyeraı,
pişv ovöt
oüre
ws
TavTaYİ) torat
&v kal âmhoüv
A€yovol
TWES
Tâ oTolyela, €Ç ob Taüra yevvöc, ov ânAös. 25
N.
TÖ
elvaı
mapâ
eloiv ydp Ti-
ves ol TOÜTO MoLOÜGL TÖ âmEeLpOY, AN oük d€pa 1) Vöwp, Öneş Mir TâhAa göelonrat İmö To âmelpov aüröv: Exovaı yâp A
N
“a
m
n
/
a
>
«
«
—
,
,
7
>
>;
»
A
n
m
“
”
N
204? 10-24 - 1066” 26-36 bı kal alt.) «ai ev Tois A hpeis 6 emoxomoüyev fecit E 3d... Er AS: İ) ovk torıw ev aörois E 4 €mi| epi Moreliana 4 Töv Totövdef rövde F 5 Adyos rö fecit E? 6 enıneöp IT; €mımedvs MS 7 o08 EFP: oörel) 8 yap EFİJ'P: yap 6 JMS 9g Öreğekdein ELJPS: Beddeiv FT 11 rövde ÖnNor. oöre MV re civa AM : eivat Tö âmepov gdöya EV IZ torı FP 13 oToyeta cip. dvdyen FP IŞ öreorşeoü» EJV: örecoüv FI 16 memeparra FI 18 brepBdAhet kat pöeipe 1J et fecit E 20 yiv om. FIM 21 mavrayov F: mavrn MP tora İJMS: eorw E:om.F 22 els AS: kalds E eivaom, F 23 €vB€xeraı Tü dnetpov oöpn A: Th ânecpov oöpa Evdeyera P 25 mowüot AP: mowürres E öres JP: ös EF
FİZİK
3
115
olmadığı araştırması herhalde genel bir araştırma olur. Oysa biz duyulur nesneleri inceliyoruz ve üzerinde araştırma yaptığımız nesnelerde büyüklük açısından sonsuz bir cisim var mı, yok mu, buna bakıyoruz. Şu tür kabullerle bakarsak mantıksal açıdan yok gibi görünüyor: bir cismin tanımı “bir yüzeyle belirlenmiş, sınırlanmış şey” ise, ne düşünülür ne de duyulur sonsuz bir nesne olabilir (üstelik sayı da böyle ayrılmış-soyutlanmış olarak sonsuz değil, nitekim sayılabilir olan” sayıdır ya da sayıya sahip olan şeydir; 'sayılabilir'i saymak olası ise 'sonsuz'a dek gidilmesi de olanaklı olsa gerek). Ama fiziksel açıdan şöyle bakarsak: “Sonsuz'un ne bileşik ne de yalın olması olanaklı. Bileşik olarak alındıkta öğeleri çoklukca sınırlı ise sonsuz cisim olmayacaktır; çünkü öğelerin birden çok olması, karşıt öğelerin hep eşit olması, onlardan hiçbirinin sonsuz olmaması zorunlu (nitekim iki öğenin herhangi birindeki olanak ötekinden az olsa, sözgelişi ateş sonlu, hava sonsuz olsa eşit ölçüde ateş eşit ölçüdeki havadan olanak açısından belli bir üstünlükte olsa bile; yalnızca belli bir sayıda olsa bile şu açık: “Sonsuz olan” aşacak ve sonlu olanı yokedecektir). Öte yandan her öğenin sonsuz olması olanaksız, çünkü cisim her yanda yayılımı olan şey, oysa sonsuz olan şey sınırsızca yayılmış olan şey, dola-
204b
5
10
15
20
yısıyla sonsuz cisim her yerde sonsuzluğa yayılmış şey olacaktır. Ne ki, sonsuz bir cismin tek ve yalın olması da olanaksız: ne kimile-
rinin2 dediği gibi o öğelerin dışında olup öğeler ondan doğsun, bu anlamda ne de genel anlamda. Bazı düşünürler; ötekiler, aralarında sonsuz olan tarafından yokedilmesin diye hava ya da suyu değil, “sonsuz'u böyle alıyor:
25
116
PYSIKHX AKPOA>EOZ IT
5. 204bı—2059
17
pos âAAydAa dvavrledıy, *olov ö pöv dip Yuxpos, Tö 8 Üöwp Uypdv, Tö öt müp depydv* Gv el iv Ev âmepov, Epdapro âv Yön TâAAa' vüv Erepov elval paoıv &€ oü Taüra. âdU-
yarov Ö elvat TotoüTOY, oüx Ört âmetpov (mepi ToüTOU ptv yâüp KOWdp TL Aekr€ov öml mavrös Öyoles, Kal â€pos kal UdaTOS ve
Pe VE
|
»
>.
y
n
n
>
v
-
kal örovoöy), GAN ört ok Eorıv Totoürov oya aladıröv Tapâ a / 5 rd N 2 m 3 N / Tâ kaNoüyeva. oToLyela' dmavra yâp €E ob torı, Kal ÖtalleTat els Toüro, GoTE iv, âv &vradda mapâ d€pa Kal müp kal yü kal UBwp' galverat ö olöev. ooLöE ö) möp oUÖ' dANorTL TÖV oTolyelwv olötv âmetpov dvÖ€yeTaL elvat. O ÖNes yüp Kal 205* Xwpis Toü âmepov elival TL avröv, âğüvarov Tö müv, KÜP 17) TETEPATMEVOV, 1) civa i) yiyveodaı Ev TL abröv, Gomep 'HpdKAerds gnow ümavra yiyveodal more möp (6 © aürös Adyos kal &mi TOÜ Evde, olov TotoücL mapâ Tü oTOoLyela ol Yuoikol) TâvTa yâp peraBdAhe Eğ dvavrlov eis €vavrlov, olov ök Beppoü els Ywxpdr. lal
/
A
/
a
>
»
A
,
»
/
e
”
et
/
>
/
m
kei
N
La
«
,
«
,
ll
/
v
N
;
5
,
/
,
,
/
r
a
>
/
2
n
v
;
1
e
Tat 1) ovk Övd€yeral eivaı |oöya âmepov alrdyrdv!. ddöüyarov
elvat
34
oöypa
e
ümnepov
.
LA
alrönrdv, >
EK
,
ve
ört öt öAws
TÖvde
,
a
del öt karâ mavTÖS EK TÖVÖE oKomELY, EL EVÖEXEA
Örhov.
n
n
mEpvke yâp mâv Tö algÖyrdv mov eivaı, kal dorw TdmOoS TIS €kdoTOV, kal Ö oürds Toü poplou kal mavrds, olov GANs TE Tis yijs kal Behov pıâs, kal mupös Kal omwğipos. oGerE . < / 3.74 “ A >. > , Z el yiv Öycedes, âklynrov doraL 1) del olodijgera Kalrol âöüvarov »
/
(rl
/
yâp
pâhhov
.
kdrw
p
/
1) âvw A
y
1) önovoüv; A
£
Atyw
n
/
öt
.
olov, et BGhos ein, mob aürn kwnydi)geraı 1) moü pevel; Ö yâp TâmOS Ümetpos TOÜ ovyyevoüs aürij cöyaros. mÖTEpOV OÜV KaJ A v ? , n / » A 5 * N . Bedel Töv öNov TöMOV; Kal nös; TİS otv 1) moü 1) yovij Kal p
,
m
v.
n
wv
/
A
204» 32—2058 7 -— 10669 36—106787
30
Yuyps (Yvypoüs 28 b»JesT Je
yeöv on. F
E âmav IT: eya: ponunt 1J 4 pnot
Ö€ dravra
33
v
;
N
—
25, 29 &vavrlots |xaddmep elpnraı 7pdrepov)) (kal...kdrw.) et 8 mapa 30 Kal âmNü, kal ol Tdmot dmelpol, Kal dora! âmelpa TâGTOLyELA' elöt 5
;
/
N
,
2).
Toür” âöüvarov kal memepagpdvot ol TdmoL, Kal Td ölov |7emepâvOaı âvayralovl âövvarov yöp yi, âmaprilew Töv Tda o A 7oV Kal TÖ göpa' oÜre yâp Ö TömOs Ö müs yelfev 1) öcov ".,
>
>
N
/
3
&vödyeraı ,
35
Tö
!
n coya
/
“
cöya
«
v, €rı),
”
N
elvaı
m
v OVTE
(âya
2
a TO
/
/
n duya
ö
a pellov
N
N
e 9
N
a
âmepov
>,
a 7
,
dora
LA
7 ToONOS'
20ŞLI,825 doral TL 1) cöya oldayoü TEYvKÖS elvat. ş
/
ovö
>
av
>
TÖ
v
A TY
N yap
«
a KEVOV
Çxai dıâ Tor” ovdels
mn
"
.
TÖ #v kal ümetpov Tüp ömolndev oüdt yijv TEV gvotokdyov, GAN >” / o. e, ; £ / 5 1)AvÜöwp 1)a â€pa 1)A TÖN yegov avröy, ÖTL TdMOS. EkaT€pou ÖTNos Tv5 öLwptopdvos, Tağra Ö dnadugoreplle TÖ ve kal kdro.) ;
2
.
5
;
..
N
zoşb
/
*Avağaydpas 8 3 ATdnws M€yet MEpİ Tijs TOD âmelpov yovijs* oTNnpilev yâp aUrd aöT6 gyow TO âmepov: Toüro ÖĞ, ört Ev aürğ (âAho yâp olödv mepilxew), bs ömov âv TI 1), MehvKös dvraüla ela , > a / y 5 “ p) . >? ? syat. Toüro ö ovk âAydes: elin yâp âv Tİ mov Bığ kal olx ol m€ğdvrey. el oüv ört ydAıcTAa pi) Kıwelraı TO ökov (Tö yâp
9
“
v
n
e
-
N
«
2053 29-32 — 10678 20-23 818 aöryp El ov... 19 oryvera AMP:om.E I9 dvöpotor TIM: dvopoedes S 20 nâv AMP: dnav E 21 TAM: roü E 22 doru AM: deorw E menepacpeva yev ov EFMP: «al merepagu€va pev 1) 23€)h)) 25 kaÖdmep... mpörepov om. EM xal .. . 29 kdro hic TIPST:; post b 1 elya ponendaci. Pacius: ante «at lacunam statuit Hayduck 30 âma AMPS: rü
âmâ
E
€orTat
post
orOoyeau
F
31
kat
alt.
AM:
GorEeE kai EV dyayxatov menepdvfa M: om. E: memepavdu om. V 34 göya EPT: cöyaduaA ov8' APST: om. E 35 €re EP:om.A 25 roüro Heis E' 26 €v kai drapov EİJP: âmetpov kai &v F: dmepov T 27 i) pr. om. ET b 3 aörol avro
E'etutvid.'T
mepi€xe Tl
4 ove E
civa APS:
vE
Oo mepı€xew Tet ut vid. PS, Boniiz: 6 kwira |
yâpl yâp ev APS
FİZİK
3
119
nasıl bir şey ya da nerede? Yoksa heryerde mi kalacak? Yani devinmeyecek! Yoksa her yerde mi devinecek? Yani hiç durmayacak!) Ama “bütün”, eşbiçimli değilse, yerler de eşbiçimli değil demektir. Bu durumda ilkin 20 cismin bütünü ancak dokunma ile birlik taşıyacak, ikincileyin nesneler türce ya sınırlı ya da sonsuz olacak: sınırlı olması olanaklı değil (çünkü *bütün sonsuzsa ateş ya da su gibi öğelerden kimi sınırlı olacak kimi sonsuz. Oysa böyle bir şey, , karşıtların ortadan kalkması demek. Yine nesneler sonsuz 30 ve yalınsa yerleri de sonsuz olacak öğeler de. Bu olanaksızsa, yerleri sınırlıysa bütünün de sınırlı olması zorunlu; çünkü cismi ve yerini ayırmak olanaksız: nitekim ne yerin tümü cismin varlığından daha büyük (aynı anda bir de cisim sonsuz olmayacak), ne de cisim (kapladığıl yerden da- 35 ha büyük. Nitekim ilk durumda bir boşluk olacak, ikinci durumda cisim doğal olarak hiçbir yerde olmayacak. . Anaksagoras ise 'sonsuz'un duradurması konusunda garip konuşu- 205b yor: 'sonsuz'un kendine dayandığını ileri sürüyor. Bu da şunun içinmiş: 'o kendi içinde (çünkü hiçbir şey onu sarmıyor), sanki birşey neredeyse orada olması doğal. Ne ki, bu doğru değil, çünkü bir nesne zorla, bulunması dogal olmayan bir yerde olabilir. Hadi diyelim ki 'bütün' devinmiyor (kendine dayanan ve kendi içinde olan nesne devinmeyen bir nesnedir, bu zorun-
lu), o zaman 'niçin devinmesi doğal değil, bunun söylenmesi gerekir. Bu
120
DYZIKH> AKPOAZE©ZX T
5. 2053 18 — 205P 34 oüros elmdvra âmyAhdxdar el yâp âv kal ört oük Exel dAAayxi) kwelodaı ol kıvoüyevov, GAAâ TEepvKEVAL odötv KEAÜEL Emel Kal
Th yi ob heperaı, ob” el âmeLpOS Tv, elpyudvi) MEVTOL ÜTÖ TOÜ pEâAN'
olx
ört ovk
dor
A€yew ört ornpile aüriy. Toy
âmelpov >
obons,
/
âAN
v
âNNo
oU dvexbijceraı, pelvelev
ör mepvkev oürw.
,
kalrol EĞely âv
el obv und” Emi TİS yijs ToürOo alör
,
Bdpos
e
Exet,
,
TO
v.
Öt
«
Bapv
N
pevet
a
/
“a
vov
âv (8mi Toü yegovl, AN
5
&ml TOü y€gov, 1) 88 yij &mi TO yeoov, Öyeles âv Kal TO âmetpov pevot &W /
dör
5
/
La
p€pos
Ö€ol yeveıw
pi(ov,
oüres
7
yâp
*
a
ws yüp
“
Tö âmelpov
a
m
kal TOD pepovs
kal
/
âmet-
4
“
oĞya ö8 Öğdov örL kâv örLüy
,
a
£
pevel
,
*
oTNmn
TOü
öAns
yijs
m“
ol TönOL, olov
kal Bohov kdrw kal mavrös mvpös kal omwdijpos üve. el ToD âmelpov Tdömos Mevel âpa öv öavrG.
TÖ
&v
aürğ, kal
ölws
öt
v
âya
Adyew
o el , mâv
pt»
kal
«
Tömov
Twâ
n > N / cüöya aloğyröv 1)A Bdpos
Bap,
.
dcöya
/
öm »
Td
N
pecov ,
Eyer
>
N
.
N
pepovs
m
wv
5
oGoTE
/
v
Tols
odyacıy,
? 1)a kovgpdryra,
gopdv
güce,
N
,/
v
b
el
ÖR
Ny
A
koü-
.
A
ömedev kal öeğıdv kal âpterepd»! kal Taüra ov ydvov Tpös İhmüs kal dre, dAAâ& kal dv airğ TG ökçe Ötdpıaraı.
N
N
,
>
n
n“
”
24 24 25
Kal . el ,
TÖ âmepov, dâdövvarov Öt ij n Ekdrepov memovödvav möS yâp doTalt TÖ pdy âve TÖ BE kdro, m oöya alodnrdv &v TömE, TdMOV kal kdrw Kal Eumpoodev Kal «
20
Ö aürds.
ört âöüvaTOVv âmetpov
elya
dye
v.
Tv
v
gov, âve âvdykn yâp kal n A âmav Ömorepovoür 1) Tö ijuıav n A n m ÖLelels; 1) 7ös TO âmelpov A n 1) doxarOv kal yeoov; ört mâv ö8 elön kal öapopal TüvEw v
TOÜ
gavepöv
N
aj
&v davrG pevel
/
öycedels
y
dv davr
kâv öreüöv Angp6fj pepos
4
öhov
alrlay,
v
pov kal ornpile aürö tavrdo. A
,
205P 24—2068 7 — 10679 23-33 bg-loörn.., kıveodar EPST: öreöv dMAo A LI elpypevp AP: MPYRE) fecit E inö S: âmil 12 pen F: peveev 1J 13 €ni TOü pegov om. Eet fort. S5 oör E'VT: © ört ob EVA Ae€yev âvl 16)... pdoov om. | 17 v EFS: w€1)J rwa fecit E? ,18 €nvrâ E'FPS: avro Jİ: abrö E'J' et ut vid. T: airö | 20 pive EFS 23 TO Ev avrg AS: om. E 24 piya E âmepoy âpu ES: dua dmepor, JM: âya F: rö âretpov dp P 28 ümepov oöya, döüvaro 1) | ârar) eivat mâv corr. E: mâr MS 30 ö&lkns fecit E Tö yev âvw €grat | 31 ai MVPS:jg1 32 Tüyo kal kdro om. p kal alt.) 76 İJ?: kai ro F kal öpmpocdev ET: kal Tö öpmpoodev F: Tö mpdodey 1J 34 Oto €oriy âAhd E*I|J
FİZİK 3
121
biçimde konuşup işin içinden sıyrılmak yeterli değil: çünkü devinecek başka bir yeri olmadığı için devinmiyor olabilir, ama doğal olarak devinme İolanağınıl taşımasına bir engel değildir bu. Nitekim toprak/yeryüzü de bir yere gitmiyor -sonsuz olsaydı da bu böyle-. Çünkü merkezde kalıyor. Ne ki, gideceği başka bir yer olmadığı için merkezde kalıyor değil,
10
böylesi doğal olduğu için. Yine de onun kendine dayandığı ileri sürüle-
bilir. İmdi toprak/yeryüzü ile ilgili olarak bunun nedeni toprağın sonsuz olması değilse; ağır olduğu içinse, ağır olan da ortada kaldığı için toprak ortadaysa, aynı şekilde 'sonsuz' da başka bir nedene bağlı olarak kendi içinde kalsa gerek, yoksa 'sonsuz' sonsuz olduğu için, sonsuz olan da kendine dayandığı için değil. Aynı zamanda açık ki, herhangi bir parçasının da devinimsiz kalması gerekecek. Nasıl “sonsuz”, kendine dayanarak kendi içinde kalıyorsa ondan alınan herhangi bir parça da kendi içinde kalıyor demektir; çünkü bütünün ve parçanın yerleri eşbiçimli, aynı cins: nasıl ki yerin/toprağın bütününün ve bir kum tanesinin yeri aşağıda, ateşin bütününün ve bir kıvılcımın yeri yukarıda. Dolayısıyla 'sonsuz'un yeri kendi içinde ise parçasının yeri de aynı olur, yani parçası da kendi içinde duradurur. İmdi kısaca şu açık: her duyulur cisim ya ağır ya da hafif ise ve; ağırsa doğa gereği merkeze doğru hafifse yukarı doğru deviniyorsa, hem sonsuz bir cismin olduğunu hem de cisimlerin belli bir yeri olduğunu ileri sürmek olanaksız; çünkü bu, 'sonsuz' için de zorunlu olur: oysa ya onun bütününün bu iki yerden birinde olması ya da onun yarısının bu yer
15
20
25
değişikliklerini üstlenmesi olanaksız, nitekim nasıl böleceksin onu? “Son-
suz'un yukarısı, aşağısı ya da ucu, ortası nasıl olur? Ayrıca her duyulur cisim bir yerde, yerin tür ve ayrımlarıysa: yukarı-aşağı-ön-arka-sağ-sol. Bunlar yalnızca “bize göre' ve uylaşımla (thesei) değil; bütünün kendi içinde
30
DYSIKH> AKPOAZEOZ
122
TM
35 âöüvarov Ö' &v TG âmelpe elvat Taüra.
206 rdmov âmepov pov İril civa
oöya.
»
âml&s 6 el döüvarov
elvat, öv Tdmw ÖR müv oöya, âdlvarov âmeLâAAâ
”
,
pip
.
TE
N
ye
/
TOU
€V
N
TONY,
»
Kal
,/
TÖ
.
N
&v TdmE TOÜ. el olv pndt Moody oldu T' elval TÖ ümeLpov—mocöv yâp Tİ dara, olov öluyxv 1) Tpimyxw Taüra yâp o1>
/
/
>
-
x
N
Pp
>
m»
NY
a
ş Halvet TÖ moodv—oüre
“
Kal TÖ &v TĞME
ei
ÜTL Moü, TOTO ”
BE |
n
A
üye 7) Kdrw 1 öv ĞAAy) Twl Ölaerdoet TEV EĞ, ToörTOEv Ö Ekaorov m€pas Tİ dor. ÖrL uv obv dvepyela odk ort cöypa ümepov, gavepdv Ek Toürwv. v
A
,
“Orı
a
8
e
7
wv
pip
n
19 TuMİatvet,
Aevri),
,
ÖAOv.
,
dorw
,
âmepov
a
N
e
âmlös,
*
ol Ölatperâ
7.
mohAad
v
TOD TE yüp xpdvov
kal Tâ peyeön
N
doTaL
2
TLS
döüvara 6 hi
âpxI) Kat
els yeyd0n,
>
ş
TE-
kal âpıduös
oük €oTal âmelpos. o ÖTAaV ÖR ÖLeptoylvwv oürws underdpws pal, n n . a ” N a v yyraL &vdö€yedlaı, ÖLatryToü del, kal ÖAov örL TES pdv torı» ws Ö'oü. Adyerat ÖĞ Td elval TO yöv Övvdpet TO ÖR EvTE/ « . » . 7 v N . ış A€xelg, kal TÖ ümetpoy EoTL ptv TmpogÖdoet dor öt kal Biatpeoet. TÖ BE peyedos ört udu Kar” Evepyelav ovk EoTWW âMELpOV, elpırat, ölatplret Ö doriv' ol yâp xyadenöv âvehelv Tâs âTdMovs ypapypds* Aelmerat oüv Övvduet elvat TÖ âmetpov. OU Ö€L 5
y
N
«
,
e.
vw
/
J
N
N
Tö
N
Öövvduet Elval,
€oraı
A
vw
>?
öv
/
—
200VTa
0
a
A
...
/
»
Aayfdvew, Kal
y
€CTGL
GAA
;
,
,
7
.
el
âvöplds,
Kat
eva, -
.
,
/
âvöpı-
2,
OUTW a
N
Toör
e.
TO
“
v
a
a
moAAayös
3
y
,
Övvaröv
>
/
A
,
a
>
TOVT
€met
/
/
LA
.
J
.
N
Gomep
,
N
«
N
.
€vepyelg ,
»
*
/
/
0
N
/
y
dE
.
3
v
ÜTELPOV
&OTEp v
1) *
Mepa dort kal ö âyev TE de d)do kal üMMo yiyveodlaı, oürw Kal Tö âmepoy (kal yâp &mi ToürOv doTL Kal Övvdpek al dövepyela* "Odüuma yâp dor! kal TÖyi öüvaodaı Töv âyöva pyeıg H yap Y
25 yiyveodal kal TG yiyveadaı) dlâes Ö Ev TE TO xpdve Ölov (rö ümetpor) kal emi Töv âvbpdmev, kal âmil TİS Ölaıpecews O
4
.
an
“.
»
/
.
.
nn
/
b 35 üreipe göparı eivat EMVPS e om. E 2062 I rö Tömov | ürespov eivai EMS: : ebat ânepoy AP xav APS: mâv ro E ın eva EF: evairnlP: siva ST 3 xdvov yâp A 4 Ölarnxvip Tpinnxv AVPST: rpüruyv ) ölrnxv E 5 kal Tö AS: kat E: ovd€Bonitz o ev AST:omE om.F 6 âve İ) kadro AMVST: : kdroijâve E rov E 7 ovk farı capa EFS: göya vin torı» İJ 8 rovrerj Tüv eipnuerev F 9 ânNös| unde üds Hndapds
PP
IL
els yeyedos A
IZ Öteptrpevov oürws
DE wpiropev oöres kal E! gaivera F 14 öy) 8€F Tö pr.om.S5 15 kal alt.oım, F Bratpfoet E'FJ?PST: dgparploc ETYV 17 aüropdruvs F I9 Tovri 5 20 roür' AS: om. E kal âmepov EP: kai ârepdurı F: ri kal ümetpoy ys 21 gom. El 22 ötornom.5S 23-5 kal yâp... Tâ yiyverdaı AP: om. E 23 kai ult. om. F 25 âNAws Ö' AS: kal ös 8: P: kai üNMesreE TE EİS: om. F|J 26 rö ürapov AP: om.E
FİZİK 3
123
de belirlenmiş. Ama 'sonsuz'un içinde bunların olması olanaksız. Kısaca bir yerin sonsuz olması olanaksızsa her cisim de bir yerde ise sonsuz bir cismin varlığı olanaksız.
Üstelik “nerede?”, “bir yerde” demek,
35 206a
“bir
yerde” de “nerede?” demektir. İmdi “sonsuz'un bir nicelik olması da olanaklı değilse -çünkü belli bir nicelik, iki metreküp, üç metreküp demek; niceliği gösteren bunlar- şu da olanaksız: nerede olduğu “bir yerde” diye de söylenemez; bu: yukarıda, aşağıda ya da altı yerden herhangi birinde bulunacak demektir, bunların herbiri de bir sınır. Demek ki söylediklerimizden çıkan şu: etkinlik halinde sonsuz bir cisim yok. 6 Ne ki 'sonsuz mutlak anlamda yoksa pek çok olanaksız şeyin sözkonusu olacağı açık: zamanın bir başı-sonu olacak, büyüklükler (hep ye-
10
niden) büyüklüklere bölünemeyecek, sayı da sonsuz olmayacak. Belirlemelerimize göre bunların hiçbirinin böyle olması olası görünmüyorsa bir çıkar yol gerekiyor: yani |sonsuz|, bir anlamda var, bir anlamda yok, bu açık. Kastettiğimiz olanak halinde varlık ile gerçeklik halinde varlık. “Sonsuz ise bir ekleme bir de bölme açısından sözkonusu. Büyüklük etkinlik halinde sonsuz değil, bunu söyledik, ama bölme açısından sonsuz, çün-
kü “bölünmez çizgi” görüşünü çürütmek” zor değil. Demek ki şu kabul kalıyor: “sonsuz, olanak halinde var. Ne ki burada olanak halinde ola-
nı “şunun heykel olması olanaklı, öyleyse o heykel olacak” gibi 'sonsuz' da etkinlik halinde varolacak diye anlamamalı. Varolmak çok anlamda olduğundan 'gündüz var, 'yarış var gibi, yani hep değişik süreçlerde olan bir şey olarak anlamalı (aslında bunlarda hem olanaklılık hem et kinlik sözkonusu; nitekim “Olympiat Oyunları var” demek hem 'olması olanaklı demek, hem de “gerçekten yapılmakta” demek). O halde son-
20
suzluk bir anlamda
25
zamanda,
bir anlamda
insanların,
bir anlamda
da
büyüklüklerin bölünmesi açısından, bu açık. Nitekim genelde 'sonsuz"
124
PYXIKHX AKPOAZEOZ
IT
5. 205b 35 —6. 206P Iş TÖVv peyedöv. o öNes ptv yâp oüres EoTıv TÖ âmetpov, TO Gel dAAo kal dAAo Aayfdveodaı, kal TO AayBavduevov ptv del e€lvaı memepaomevov, âNA del ye €repov kat Erepor (ör Tb civa mAcovayös Adyeraı, W0TE 292 . a TO ümelpov oU Öet AayuBdvew ws TdÖE€ TI, olov âvdpemov 1) n
»
n
«
”
S
»
S
,
*
,
»
>
>
«
/
»
“
"
N
»
v
“
olklav, GAA ©$ 77) Tyyepa A€yerat kal 0 dyev, ols TÖ etval > £ > 7 > LA | / A a vUX ©Ss ovola TIS yeyovev, âAA del &v yevece, 1) glopâ, TETEpATMEVOV, AAA det ye Erepov Kal Erepov') dAN & Tols peyfdegw ümoydvovros Toü Aygdddvros (roöro ovuBat- 206b ,
,
/
xpdpela
Ekadrov,
Ör
TO
«
ÜdTEpOV ©
ÖörL TÖ peyedos ö
a
N
/
«
»
”
Tp ÖR peylere yeyede ömnyAıKovobv yeyedos Erepov.
GOTE TpdS ptv TÖ Öelfal dkelyols ovdtV ÖLolcel TÖ |6'J eivaı Ev "
N
Tols
N
oücw
«
tal
,
7
AS
/
N
,
n
»
peyelerıv.
34
, . v, / dmel öt. TâN alra Öyjpyra TeTpa- 34 x6s, gavepöp ört &s ÜAn Tö âmepov alrıdv doTı, Kal ÖrL 35 TO utv 'elvat alTğ oTdpnoıs, TO ÖR Kağ' aürö Ümokeluevov 20 TÖ VVEXES Kal algönrdv. o galvovraı öt mdvres kal ol dAAo ©s Üy xpopevot TG dmelpe: Öıh kal üromov TÖ Mep .
N
N
.
Ud
-
a
.
*
,
>
.
/
a
,
.
e
e
/
N
N
wv
”
/
e
«
€XOV TOLELY aUTO dAÂĞ pi) TEpLEXİMEVOD. —
»
N«
N
©
Aotmdöv 5 dnekdeiv ka” vüs Adyovs Tö âmepov
elvat ö0-
ge
?
Kel oü mpdvov Övvdpel GAA ©s âpepımudvov Tâ udv yâp dorw aüröv oük âvayrala, râ © &yet TWwdSs &Trepas âAydeis âmavrimets. o vörE yâp wa 7) yeveoıs yi) ömtdelmm, âvaykalov tvepyela âmeıpov elvat göya alodırdv: dvö€yera yâp Tip Bare€pov pdopâv darfdpov elvat yevecıv, TeTEpaoMEVOV ÖVTOS TOÜ 10
o TL TÖ âMTETÜAL Kal TO MeMEpdvdaL Erepov. o Tö udv
yâp 7poSs Tı kal TiwdS (dmreraı yüp mâv Tıvds), kal Töv TE“ TEpATMEVEY TIVİ GUUBEBYKEV, TÖ ÖR TeMEpGOMEVOV VU TpOS TU ovö üyrardaı TŞ TuXdPTL Toü TuUXdVTOS dor. TE ÖR Tİ) voğoce TLOTEĞELV ÜTOMOV* OV YAP ETİ TOÜ MpdyuaTOS i) ÜmMEpoXİ) Kal 1) EMAewyyıs, SAN Emi TİS vofgews. o EkacTOV yâp İMGV vOjCEEV
âv
Tis moNMamlAdotov .
a
davroü
—
aöğev A
els âmetpo»r
AN
oj
n
öLü ToürOo Eğw|Toü âcreds) ris tor |) TOü TnALKoürTOov yeyedovs b 29
aöğngıv EPT:
aöğpy A (o döreğirnreov EF?JT:
ös döeğiryrov
FUVP 30 ov yap EV et fort. ST: oöğe F: ovöe yap 1|J 31 Boöhovrat | memepaouevyv AP: Tij» memepaouewyv E 33 €keivors EV : ekelvws AP 8' seclusi: habent İPS 34 oörw E, litteris tribus deletis seguentibus : oğgıweor:ı FP: oöcıw torat 1)S peyederıv APS: peyedecıw vü8tv dorıw dvaykatop EV, €eorıw guidem corr, in E 35 önmE eorıv airev Bekker 2088 1 aöröv E orepnois eorı Tö AP 3 kaaom. E 4 anl un r6 AS 5 8) öm VP 6 dpopıpevov AVPT: dpepıopevov €emehöeiv E 7 €repas dAydeis EP: ahıp0eis €repas A: aAndes T 8 nAPT: fecit İl O emikeimot dvdyky E 10 yeveriw darepov edvac A Tovom,F
12 rıwds pr. AP: rwösdmrera E
kâvrövF
14 ÖEAPS; ö€€mi E
16 âv nuöv vonoee A 17 favrovom. E 18 roü ânreos HPST: Toü dorE€pos yp. Eudemus:; om. yp. P, Diels ri JS j APST: om. yp. P, Diels TAikovrov EİPS : rphıkoüde E'A
..
MAVTĞS.
5
ga
FİZİK 3
133
araştırmalarını da boşa çıkarmış olmuyor, çünkü onların sonsuza gereksinimleri yok (zaten onu kullanmıyorlar da), gereksindikleri yalnızca sınırları olsa bile istedikleri kadar nicelik. En büyük kütlenin bölünme yolu, her ne olursa olsun, başka bir büyüklüğün bölünme yoluyla aynı. Dolayısıyla
onların
kanıtlamaları
açısından
(sonsuzun|
varolan
30
büyük-
lüklerde letkinlik halinde| varolması hiç de önemli değil.
Öte yandan nedenleri dörde ayırmıştık: “sonsuz, madde olarak neden; onun varlığı yoksunluk, oysa “kendinde taşıyıcı sürekli ve duyulur bir şey, bu açık. Öyle görünüyor ki bütün öteki düşünürler de 'sonsuz'u bir madde olarak kullanıyor. Bunun için onu 'sarılan' değil, 'saran” bir şey olarak anlamak garip. 8 Şimdi geri kalan, 'sonsuz'un yalnızca olanak halinde değil aynı zamanda belirli bir nesne gibi de düşünülebileceği temellendirmeleri üzerinde durmak. Bu temellendirmelerin bazıları bağlayıcı değil, bazıları da kendi paylarına değişik doğruluklar taşıyor. Nitekim oluş sona ermesin diye sonsuz duyulur bir cismin etkinlik halinde varolması zorunlu değil, çankü herşey sınırlı olmasına karşın bir nesnenin yokoluşunun bir başka nesnenin varoluşu olması olası. Ayrıca bitişik olmak ile sınırlı olmak değişik şey. Nitekim ilki “bir şeye göre” ve “bir şey ile” (çünkü bitişik olan her şey *bir şeyle” temas eder) ve 'sınırlı olan” bir nesne ile sözkonusu. Oysa 'sınırlı olan, bir şeyle ilgili (bir şeye göre) değil. Rastgele bir nesnenin rastgele bir nesneyle bitişik olması da olanaklı değil. Düşünceye güvenmek de garip, çünkü aşırılık (üst sonsuzluk) ile eksiklik (alt sonsuzluk) nesnelerde değil,
düşüncede var. Nitekim içimizden herbiri kendisini katlayarak sonsuza degin büyütmeyi düşünebilir. Ne ki bu yüzden, yani sırf düşünüyor diye, bizim taşıdığımız büyüklükten” öte büyüklükteyiz demek değildir bu. Gerçekten
35 208a
10
134
DYSIKH> AKPOAZEOXI-A 0 dxoyev, öTL voei TIS, AN”
206
Öğ xpdvos
ört dore
Toüro ÖR ovuBeBnkev.
âmelpd
dort Kal 7) vdnots OÜX
kal 7) klvyots
ÜMOMEVOVTOS TO AayBavopevov.
o y€yedos ÖR oüre Ti) kadaıpe-
GeL GÜTE Tİ) vonrıkij aüğdet dorw âmepov. oOĞANA epi pdv TOÜ âmelpov, TES EoTL Kal TÖS olK dorİ Kal Tİ doTUW, elpyrat. »
nn
mn
»
>
/
*
.
x
>
—
N
.
.
.
A e
Oyolws
5
/
âvdykn
,
kat mepi Tdmov
;,
N
N
kal mepi âmelpov yvwpilew, el dorw
Tİ tor. N
a
örmep
a
1) pi), Kal Tös A
LA
darı, Kal
n
OTd TE yâp ÖvTa TmdvTES ÜmolayBdvovow elval Tov
N
30 (rö
Töv gucıköv
;
«A
,
yâp yi; öv oüdapo
».
«
elvav
moü
a
/
3
ydp
/
darı
4
Tpayedağpos
1)
ehİyE;) kal Tüs kwnycews 77 kowi; udAlTa Kal kuptwrdrn 33 karâ Tömov dariv, iv kahoüyev gopdv. 3a öxe Öt mohdâs dmoplas Tİ mor” dorlu 6 TOMOS' ol yâp Tavröv galveraı 0ewN
,
/
"
/
/
»
«
>»,
ÖrL
kal
N
öyet
LA
Twü
N
821 ümohayBavopelvov | 22 voyrj F ârepov AP: om. E 23 rovom.E Tit. gucexis dxpodrews . zepi Tömov Kal mepi kevoü E: uikövö GI 27 mepi EFJPS: mepi rov Gİ 29 mdvra T 30 un) roun E undayoü F 31 kop TİS: porn Eudemus yp. S: kowh kat TpOTn yp. S kat om. F 33 râavral I dorw APST: forirn EV 3 dnp APT: dip eke E (o öre scripsi, legit ut vid. P: öreli 4 Toürovrdnovl: rönov FT karexaom.E öy
EP: 8€ AV 5 mdvres | 8 yereBahhov 1): pereBahe S FIJPS:
6apopai EGJ'
6 €v rovrwp mpdrepov ödep F 6€el öö kai Il: om.S , gopai
lo risG
ört kat) katör F: öxatG
FİZİK
3-4
135
öyle olursa öyle olur. Bu da ilineksel. Ama zaman ve devinim sonsuzdur, düşünce de; çünkü bunlarda alınan parça kalıcılık taşımaz. Büyüklük ise ne bölme ne de düşünce ile artırma açısından sonsuz. *'Sonsuz' üzerine, ne anlamda var ne anlamda yok, 'sonsuz' ne, bunları söylemiş olduk.
20
Dördüncü Kitap
1
Doğabilimci 'sonsuz' üzerine olduğu gibi aynı biçimde 'yer üze-
rine de bilgi edinmeli: var mı yok mu, nasıl var, ne? Nitekim herkes varolanların bir yerde varolduğunu kabul ediyor (varolmayan hiçbir yer-
de yok; keçigeyik ya da sphinks nerede?). Üstelik “yer değiştirme” adını verdiğimiz en genel ve en başta gelen devinim 'yere göre, yer açısından devinim. Ne ki, yerin ne olduğu sorusu birçok güçlük taşıyor, çünkü bütün özellikleriyle bakıldıkta (yer) hiç de aynı şey olarak görünmüyor. Ayrıca öteki düşünürlerde bu konuda ne iyi sorulmuş bir soru ne de iyi verilmiş bir yanıt buluyoruz. İmdi yerin varolduğu, Icisimlerin| birbirinin yerini almasından belli diye düşünülüyor. Nitekim şimdi suyun bulunduğu yerde, sözgelişi su bir kaptan döküldüğünde hava var, bu durumda aynı yeri başka bir cisim dolduruyor. Yer ise içinde oluşan ve değişen her şeyden değişik bir şey olarak görünüyor. Çünkü şimdi hava olan yerde daha önce su vardı; dolayısıyla şu açık: yer, herhangi bir şey; değişmenin ona doğru ve ondan olduğu uzam heriki nesneden değişik bir şey. Yine doğal cisimlerin ve ateş, toprak, bu gibi yalın cisimlerin yer değiştirmesi de yalnızca 'yer diye bir şeyin varolduğunu değil, yerin belli bir güç, olanak taşıdığını da gösteriyor,
30
35 208b
10
136
DYZIKHX> AKPOAZE©>
8.
2088 19 —ı.
A
20932
öuvayıv. o bdperaı yâp EkacTOoVv els TÖV aüToü TdNOV yi) KEAvdyevov, TÖ utv üve TÖ öt kdrw* TaüTa Ö' doTl TdnOv pEpn
kal
a
yı
,
elÖn,
“
.
TO TE dvw
N
,
Kal TO kdrw
Kal
a
AKPOASEO>
A
plav, el EarLı, TÜ doTİ, MdrEpov ÖYKOS TIS oEMATOS 1| TıS ETdpa gücıs*
5utv
Gprnreov
oüv €xet
.
a
yâp Tö
Tpla,
4
ydvos
aüroö
mpörov.
yijkos kal mAdros
/
m"
(era oöya müv. Tavrğ yâp âv ely
N
o Ötarıjyara
kal Bdlos,
/
,
ols öp
,
>»
,
x
*
e
,
bi
£
;
SAN
—
v
15 &K gTOtxELEV OLĞV TE Elvat TotaÜTnv EyovTA pür, GÜTE TÖV TwHarıköv OÜTE TÖV âcepdrev peyedos ptv yap Exe, c©-
pa
ö
obd
,
5
coyara,
/
dort
BE
v
N
ex öt TGV
Tü
yiv
N
Töv
N
aladyröv
fel
vonröv oldu
,
yiyveraı
oToxeda
—
Li
yeyelos.
Eri öt
kal Tivos üv TİS Öeln TOls oüaw alrıov elvaı TV TdMOV; N
/
20 ula
v
yâp
Z.
alTp
.
Ündpxya
m
v
alrla
-
TÖv
«
oÜĞE-
,
TeTTdpev:
Oüre
,
yüp
ös
ün Töv övrEv (ovötv yüp E€ aüroü ovvdornkev) oüre Ws eldos kal Adyos TöV mpayyârTOEv 000” ws TEAOS, oüre Kıvel Tâ övTa. r
N
N
v
,
Sa.
—
«
,
5
»
“a?
>
AKPOAZEO>
Iı. 2098 3 —2.
A
209P 21
dykın yâp &k ToürOEv ovvaüçerdaı avrols Töv TöMOV, €l pujr €AdrTOV pijre yele» Ö TdmoS EkdoTOv. Öldü pEV OLU TOÜTEY ov yövov Tİ tarı, &NAd Kal el doTıy, âmopelv âvaykalov. /
N
.
5
'
/
/
/
/
;,
» N v < * / GTE oüre ydpıov 000” Eğıs GAAâ xwpiorTös 6 TdMOS EKdoTOU
dori.
kal yâp Öokel Toürd
TL elvat Ö TöMOS olov TÖ ây-
yetop (€orı yâp Tö âyyelov Tömos yeragdopnrds) T6 8” âyyelov oUöğv TOÜ Tpdymards deri. 7) yiv oüv yeperösleori) Toö pd . ? Ra e ; ymaros, TaÜry MEV OUK EoTL TÖ elÖos* 7) ÖĞ Teplexet, TaÜTy ö €repos Tijs ÜAys. oöokel öt del TO öv mov aüTd TE Eval n
v
Lİ
TL
2103
*
Kal
5
ve
5
,
,
ETepöy
m“
,
*
.
TL
/
A
N
a
o (İlddrovı
>
EKTÖS
/
Ç
»
!
aüroü.
«
”
.
3,
.
.
n
/
/
/
ypevTol ekT€ov,
el
,
ÖL mapekBdvras elmelv, Lâ Tİ OvK dv TÖNE TÜ EĞ Kal ol apıduol, elmep TO peğekriköv 6 TdMOS, elre TOÜ yeydhov kal TOĞ pMikpoü OvTOS TOD pedekrikoü elre Tijs ÜANs, Örmep €v Tö Tysale yeypabev.) o drı mös âv gepotro els TöV aüroü Tdnov, el Ö TöMOS 1) ÜAY 17 TO edos; âöüraTOv yap ob pi) KİYyoLs Mydt TÖ âv6 1) kdrw dari, TdMOV eivat. o ÖTTE Ğpry»
m
/
,
en
a
»
,
*
4
,
£
di
n
a
«
Tdos &v TolS TotoÜTOLs Ö TöMOS. /
»
a
€ldos
kal
NA
TO
Td TpAyMA'
döpteTOP,
TE
/
,
»
a
/
£
N
m
P»
«
el ö' dv aürğ Ö ToMOoS (del y
AKPOASEOX
A
2. 209P 22— 3. 210P9 ĞAws
TÖ pepos
MEpecıv' mov .
Ev Tp
;
,
:
*
,
&s
TÖ yevos
&v
Tp:
Adye. yp.
ÖNes
Tö
*pa
.
ÖR Ws TO Ödev
"
gdos
7 Iı Üylea VY
&W
Tij
Aes
a
kal öNes
Ev
o
ö)y. Tp
,
Ev
.
TÖ
oör
S
bs
TOÜ
kal
&v
EeldovS
Ywyxpois 20 XP
Bare
KWYTIKĞ.
/
v
m
pEpos
,
o ĞAAov
7
Bepyols PH
TpETE
—
“
&v yevet.
bi
#
ela
bs
elöos
”
EV Tols
OÂNov ÖR Tpd-
vw
Üükes
.
o
&v TG
kal
/
/
/
dr
EFddhjvwv
n
.
€v Çıpw kal
w
dt
«kal
ÜAMov
N
ws Ö âvÜpomos £
Töy
Öle.
Oü ydp doTL mapâ Tâ yep Tö ökov.
/
ET
“
Tü
WS
y
EV
/
,
>
*
;/
Tİ) Emubdvea
N
Mevki),
5
.
a
vv
Rİ
eN
>
>
,
«
kal
/
.
?
N
5,
Ng,
?
Kat avrd TI &v bavrğ Evd€xeraı a nn A n ovdaycü 1) Ev ĞNAY. o Öıyös ÖR 1)1) kaf” af” Erepov. yâp ii drepov. o oöörav rav ptv utv yâpli TO Ev ToürE, Me€xÖiceraL TÖ ökov karâ Tâ pepny, olov Aevrös ört
R
na”
»
“
N * NN 4 . N 3 e > / n 5 A ivov âugopeüs fdorTav ö TE yâp kak &v ©, agddrepa TOü aüroi Hopa. oürw pd» od» dvd€yerat aüTd Ti Ev aürG elvat, TpETWS Ö' oük övd€yerat. oolov Tö Aevköv &v goparı (i) Emgd. ; > , a vela yâp &v3 odyarı), 7* © . ömerin dv3 Yuxia karâ a Taüra 210 d€ al mpooyyoplat pepy övra, Es ye dv âvdpöme (6 öt dugopevs kal ö olvos yepis utv dvra oü pepn, âya ö€ dd örav 7) pdpn, dorat atrd &w avr) olov TO Mevköv dv âvOpönp ör, öv cayarı, kal &v ToürE ÖTL Ev embavela* Ev öğ Taüry olkerı kar” dAMo. Kal Erepd ye TG elde Taüra, «at dAAnv güc Exe Ekdrepov kal Öüvapıv, ij T ömbdVELA Kal TÜ A€VKÖV. — OÜTE Öl) EmakTIKÖS GKONYÜNY OUÖRV ÖPEMev dv davr ar” oüddva TGV ÖLoptamÖv, TO TE Adye di.
a
,
>
«
>
5
N
.
5
wv
,
;/
«
/
e
“
«
a
.
»
N
«
N
,
3x9)
v
€
»
elmep
/
,
ud
€vd€yerat
y
b
,
El ÖTL
»
padhltora
€v
avTO
/
,
5
/
,
»
dAAyAoLs
ELeV,
TI
EV
£
«
.
O
EV
â4dopevs, MPOpevs, ddleraı TOV olvov oUx xn 1) aürds oivos ĞAN vos, “>
Ö
Ö
oivos
hopeüs GAN a
5,
öğAov: N
/
>
y
20
vX
21
&v
Tp»
âpopel apHgpop
ox xXN77
7) dkeivos. o kard ptv oüv TO elvat Öri Erepov,
,
?
a
dAdos
âAA& öve &v doTaL, Kal ErL
hi
&vdorat n
N
yüp
Ö
.
Adyos
ToD
nn
N
&w
©
*
kal
”
N
SaNa
Sn
P
,
N
v
/
»
N
Ie
N
,
,
/
n—
dövvarov
/
&v
aürg
Tt
23
Pr
,
>
eva
gmdpel, ört el Ö TöMOS /
”
Aendv 25
Mİ)
£
To
yâp
Toire.
La
tn
»
R
»
,
TOÜ
?
İvcor
(OKal
>,
©
GVVEXES
pöv Öv olk dv Ökelvep Kipelraı âANAÂ per” dkelvov, ÖlnpnmEvov
öt dv dkeivw'ç Kat ddv TE Kıwi)rat TÜ TEpLEXOV ddv TE pi), X 211V oudtv ijrrov. |€ri örav pij Öynpnpe€vov 7), WS pepos Ev ÖNE AE€VAN
»
v
?
yerat,
>
olov
”
N
na
&
TE
/
dhdahp
nn
*
>
wv
7)
öyıs
xelp, Örav ÖR öyypymevov, olov Ev TO kepaply ö oiwos* | utv yâp 5 kıvelral, TÖÖ Öt Üöwp &v TÖ kdöç.| /
Mv
S
“
5
/
/
/
3
77
TG
:
*
a
©
Th
xelp yerd
,
,
kexwptomdvp
dort
0,
N
ÜAyv),
gavraolas,
EN
öoköv n
-
galverat yâp ov ydvov Tâ mepara TOÜ âyyelou eivaı ö TOMOS, dAAd Kal Th yerağb &s kevov (öv). dort Ö Gomep TÖ âyyelov n
5
20
N
N.
.
N
.
*
n
MüS. ÖTTE TÖ TOÜ MEpLExOVTOS TEpas âklvnrov TpGTOV, TOĞT dorw öTdMOS. kal Ölü ToüTO TÖ yEdov TOÜ olpavoü kal TÜ EFxa«
«
n
n
Öorel elvat Tü pöv düve öTL TÖ ptv alel peve,
n
.
TOÜ Öğ KÜüKAY TO doxaTOv boaüres Exov evet. oOÖdT ömel TÖ Mt» koüpov TO âve gdepdyevdv dor püre, Tö BE Bap TÖ a
»
a
TdNOS yeraopyrds, öürwes kal Ö TdmOS âyyelov âyeraki»nrov. o ÖLÖ ÖrTav ytv &v KıvovyuEvp Kıvi)rat Kal peraBdAAy N 5 — , N TÖ E&VTdS, olov dv morapğ mholov, ©s' âyyele xpijra, HAN A ? n 1 V4 > 7 ş < 1 Aov 1) Tdmp TB Mepi€xyovrı. o Bovheraı Ö' âklvnros elvat Ö TO Mos ÖW 6 zâs paâhMov morapds TümOS, ÖörL âkiyıyros Ö
TOV TÖ TpöS müs Tijs KüKkAE gopüs Tö ÖR Kdrw pdAltora mâl Kuplws, Li
e
N
;
KdTW,
TÖ
/
Ny
öv
«
*
mpÖS
TÜ
7
y
Moor
,
mMEpLExOV
*
mE€pas
.
,
N
Kârw
GoTİY,
kat aÜTÖ TÖö yedov, TÜ ÖR TpÖS TÖ doxarov Üvew, Kal aüTÖ TO Örxarov” kal Ölâ TOÜTO Öokel Emimeğdv TL elval Kal olov .
N
LA
«
;
“
«
“
.
N
a
a
m.
n
.
»
v
/
*
.
—
a
>
.
N
?
âyyelov ö Tdmos kal mepleyov. oO&rt âpa TG mpdyyarı Ö 30 Td7O0S* üna yâp TG memepaoydvp Tü MEparÖa. “2. pöv otv ooyarı dort TL ÖKTOS GÖMU TEpLEXOY GÜTd, TOÜTO EoTLV €V TANE, © ÖR yı), oL. ÖL Kâv VÖEp yevyral TOLoüro, Tü ptv pöpla Kimjoeraı aüToü (mepidyerat yâp Ür dAAyAw»), Tö öE müv tort yiv Ws kıyijgerat EorL Ö Ws oÜ. N 35 ös yiv yâp ödev, âya TdV Tdmov ol peraBdahe, küre zız2b öt kıveira—röv poplev yüp oüros ö Tönos—kal dvw pöv kal kdTOW ov, KÜKAW Ö Evla TÜ ÖE kal âvw Kal kdr, öca »
n
—
“
v
5,
,
/
«
ST4 AT
?
Di
;
*
a
a
w
/
n
,
v
;
,
v
N
SN
N
kevöv öv SCYİPSİ: Üy kevde S: kendp TI 16
kura.
EFGJP“S:
re kivprlat IP
v
.
/
IŞ kai ES:
”
om.
peraBahde fort. G
17 öslesenl 18 dkivnros EGİJS: akiyyrov FP elvat ö röres EFPT: 6 römos eiwu Gİ) I9 Tömes dorıv ör İP ö mâs EFIJS: özasGP: 6 dras |* 21 röpr.om.l 24 küklho FGISP: köxdkov EJVP 25 dor güve EFP: göre tori GIJ 27-8 ve... kul pr. E?AVS: om. E 28 m) reG 29 mepi€xw» F xpiyyarı E'FVT: mpdyuari res E?*GİJPS 30 Tg memepacutvp EFJ?V: om. GIJ'PST Oo separa EFVPST: n€para kai ö röres GIJ 31 ös E? cönaj Tö SS: gön ro SP 32 tvrw €v rönwe EFPS: ev rdme eoriv GİJ 35 es FGİPS: övre E: tevrat | bi kiveira E'VPST: kıvpoeru ESA öNnP: om.ST 2 Ema* râl ema' övu P: ömafort.S: râyp.S kalom. PT düve kal kare EFPT: kdro kal öve GİJ
FİZİK
4
155
başka bir şeyin, bir aralığın, ara-nesnenin varlığı olası. Havanın cisimden bağımsız düşünülmesi de |bu görüşül destekliyor. Nitekim yer yalnızca kabın sınırları diye değil, aynı zamanda boşmuş gibi düşünülen ara-nesne olarak da görülüyor. Nasıl, kap taşınabilen bir yer ise aynı şekilde yer de taşınamayan bir kap. Bunun için ırmaktaki tekne gibi devinen bir nesnenin içinde olan bir şey devindiğinde ve değiştiğinde o şey kendini saran nesneyi bir yerden çok, bir kap olarak kullanır. Oysa yerin devinimsiz olması gerekiyor, bunun için daha çok ırmağın tümü 'yer, çünkü bütün olarak ırmak devinimsiz. Dolayısıyla saran nesnenin doğrudan/ ilk devinimsiz sınırı, işte yer bu. Bu yüzden bize göre olan gökyüzünün ortasını ve çember biçimindeki yer değiştirmenin sınırını herkes kendine özgü biçimiyle biri yukarı öteki aşağı diye düşünüyor; çünkü gökyüzünün ortası hep duruyor, çembersel devinimin sınırı ise nasılsa öyle kalıyor. Dolayısıyla hafif, doğa gereği yukarı; ağır ise aşağı giden şey olduğundan ötürü ortaya göre saran sınır aşağıdadır ve kendisi de sınırdır; uç noktaya göre saran ise yukarıdadır ve kendisi de uç sınırdır. İşte bu yüzden yer, bir yüzey, kap gibi bir şey, saran bir şey diye düşünülüyor. Ayrıca yer nesneyle birlikte, çünkü sınır sınırlananla birlikte. 5 Demek ki dışında onu saran bir cisim olan cisim bir yerdedir, |onu saran bir cisim) yoksa (bir yerde) değildir. Bunun için su böyle bir şey olsa, onun parçaları devinecektir (çünkü parçalar birbirini
sarıyor)
ama
'bütün'
bir anlamda
devinecek
15
20
25
30
bir anlamda
devinmeyecektir. Çünkü bütün olarak yer değiştirmez ama yine de çember biçiminde devinir -çünkü “bütün”, parçaların yeri-, kimi parçaları yukarı ve aşağı değil, çember biçiminde devinir; yoğunluğu
35 212b
&YXIKHX AKPOASEOZ
156
4. 2128 11 —5. €XEL TUKVWOIY KAL MÜVWOW. .
,/
N
21231
O GEMEp
,
A
Ö EAEXÜY, TG MEV EdT
”
2
|
/
N
&v Tom karl BUvayıv, Tâ ÖR kar &vepyelav. gvvexts
77 TO Ömötemepey,
örav öt ywpto0ij Kal Tâ ptv kağ” v ' a aüğyoiw kmTöL mov ÖNos old dv *
udv aürd Kağ” > Tı
359
cöya'
Kar
Ölvayıy
,
.
o ÖLÖ öTaV p&V
EV
TÜNE
Tâ pEpn,
ânryTaL ö rmep owpds, kar” tvdpyetar. 5 e a a A (olov mâv cöya 1) karâ gopüv 1) Kar t.? e ç> > , ” v aürd mov, ö Ö olpavds, omep elpyTat, oü7 TME EoTİY, el ye pyddtv aüTdv mEpLExEL ,
.
7
dd
dp” © BE kıvelrat, Taüry
«
Kal TdmOS
>
«
/
dort Tols yoplors*
€ETEpov yüp Erdpov ExdMevov TEV yoplev doriv) Tâ öt kard oyuBeBnxds, pia Ev &v TöNETdmç nkds, olovolo» 7)7) Ywxij Wvxi) kalkal ö ovpavds* üpavös Tü Yâpyü pdpıa TWS
TAVTa'
€mi
,
»
Tp
N
KÜKAE
n
yap
,
Tepl€yet
N
âNAo
/
dANo.
*
Ölü
v
N
«iwelrat ptv KüKAw TO dv, Tö ÖR Tav oU mov. O TÜ ydp mov avro TE Gori Tı, Kal &rt ĞANO TI del eva mapâ Toüro Ev Y, Ö Tepl€xeL mapü ÖR TO mâv Kal Ökov obö€v €arw EĞw TOÜ 7
t
,
A
/
.
,
N
v
v
N
v
n
—
TAVTĞS, Kat ÖL& TOÜTO EV TÖ
-
N
vo
>
oüpavğ
“a
a
mâvTa'
5
“
Ö yâp
an
».
n
oüpavös
TO Tüv İces, EoTL İÖ TOROS oüx 6 olpavds, âANâ Toü oüpavoö Tı TÖ #oxarop kal ümTöHEVOY TOD kwyroü göyaros |mxepas Tpeyoöv). o kal öld Toüro 1) ytv yij &v TG Udarı, TOTO ' dv T âepı, obros Ö Ev TE aldepi, Ö Ö aldip 6 Ö ovpavöds ovkeri EV üAAY. gavepöv Ö E& m“
>;
,
N
>
:
?
.
5
/
«
al âmoplat mâdat Avowr .
/
n
dv
N
TB
oüpavğ,
“
>
—
vw
/
>
,
TovrOEV ört Kal
,
/
e
âv oürw Aeyoyevov TOÜ TÖMOV. A
”
/
n
.
OÜTE
;
»
GAN' >
,
ov öıdoryma >
oöyaros).
/
okal EoTrıy Ö TĞMOS
/
.y
A
,
,
*
N
,
,
/
,
N
"
«
/
«
w
yâp cuvavğeodat âvdykn TöV TdmOov, OÜTE oTLyMİ;S elval ToMOP, OÜTE Öle oyara &V TG aürg TİME, OÜTE ÖldeTNMd TI eva coparıkdv (Göya yâp Tö yerağü TOÜ Tdmov Tö TUXdv,
.
.
5
OU pe-
>
/
peral Ör eis TÖV aüroü Tdmov Ekacrov evAdyws (6 yâp €ğeN
Gis na
kal
>
£
âmrduevov
P38'EFGJS:
EJPST:
«
avrö FGİ
el
pi,
/
Bia,
yap Tz:om.1
kar' ES:
v
>
ovyyeves: ;
/
A
kal
o,
ovumeğdurdra
€N€yopev fecit E
om. AP
«
7 uörâ
10 ö EJPS Maximus
13 ro EGİS mrepl€ye om. E' A&AXo ANA İ I4 yeövom. IP kökhe ydvov rö ĞİP 16 ö mept€ye FGİJİVPS: zept€yera: Ejetut vid. T €Ewbev A 186 öpr.om. PS“ I9 mepas hpeyorv AP: om. EVST 21 olros &'J6 6'dıpS 22 ör! om. F 23 Abovra vöre PT 24 eiyat Töv Tömey | 25 GÜĞE GIT
€v AT:
28 8€om.F € Türe E'
corıv &p E
Töre om. F
o.de Gİ:
ov » vÖP T
29 Th Üy ev Törg E *GIVPT: : €v Töne Tüüy FS: 30 €kacrov om. E öFIPT: 6 EGİ
3
FİZİK 4
157
ve seyrekliği olan parçaları ise yukarı ve aşağı.” Dediğimiz gibi, kimi nesneler olanak halinde bir yerde kimi nesnelerse etkinlik halinde. Bunun için eşparçalı bir cisim sürekli olduğundan parçaları olanak halinde bir yerde, bir (kum) yığını gibi parçalar birbirinden ayrı ama birbirine bitişik olduğunda etkinlik halinde. Yine kimi nesneler “kendinde” (bir yerde|
(sözgelişi ya yer değiştirme ya da büyüme açısından devinebilen her cisim “kendinde” bir yerde, oysa dediğimiz gibi, hiçbir cisim onu sarmıyorsa evren-gökyüzü, bütün olarak herhangi bir yerde değil, belli bir yerde de değil, ama yine de parçaları için yer olması açısından onda devinim var, çünkü farklı parçalardan herbiri bir başkasına bitişik); kimi nesnelerse ilineksel
anlamda
(bir yerdel,
sözgelişi ruh ve gökyüzü-evren:
10
nitekim
bunların parçaları bir biçimde bir yerde, çünkü çember içinde herbiri ötekini sarıyor, bunun için yukardaki parça çember biçiminde deviniyor; “bütün ise bir yerde değil; çünkü 'bir yerde'nin kendisi de bir şey, ayrıca onu saran nesnedekinin dışında başka bir şeyin olması gerekir. Ne ki “herşey” ile 'bütün'ün dışında herşeyin ötesinde hiçbir şey yok, bu yüzden de bütün nesneler evrende-gökyüzünde, çünkü evren-gökyüzü herşey. Ne ki yer, evren değil, evrenin -gökyüzünün sınırı olarak, devinen cisme bitişik olan bir şey. Bunun için de yeryüzü suyun içinde, su havanın içinde, hava aitherin (ateşin)*” içinde, aither gökyüzünün- evrenin içinde, gökyüzü artık başka bir şeyin içinde değil. Bunlardan çıkan şu: yer şu biçimde belirlendikte bütün sorunlar çözülebilecektir: yerin büyümesi, bir noktanın yerinin olması, aynı yerde iki, cismin olması, cisimsel bir ara-nesnenin olması zorunlu değil (çünkü yerin ortası cisimdeki bir aralık değil, herhangi bir cisim). Öte yandan yer herhangi bir yerde ama 'bir yerde” anlamında değil, sınırlanan nesnedeki sınır anlamında. Çünkü her varolan değil, yalnızca devinebilen cisim bir yerde. Yine her nesnenin kendi (doğal) yerine gitmesi akla uygun (çünkü bir zorlama olmadan birbirine ardışık olup bitişen şey aynı cinstendir.
15
20
25
30
158
DYSIKHX AKPOASEOS ptv
âmali,
âmrdueva
Mw») kal peve olk âAdyws* kal ,
5
/
Bt
ö) yâp
N
mabnrıkâ
A
kal
momrkü
güce müv dv TG TÖ yepos, Tö öt &
N
a
,
N
.
âAhj-
Olkele TönE İrğj) Tdne Ws
>
n
/
. . N " / 3./ , < , &v€pyeld Ts Ekelvov' TÖ yâp Üdep Övvdyet âyp dorıw, ö ö dp Övvüyet ÜdEp ÜAAov TpOMOV. ÖloplarTedov Öt mepi TovrOV LA , N N « 2041 x . 5 > N ÜoTEpOY* GAAd Öd TOV Kalpdv dvaykıı pev elmeiv, doapös Bt vöv pndev Ter” dora caperrepov. el oüv Tö avrö |i)) TAn kal dvreheyema (übwp yâp âyde, GAAâ TO utv övvd-
2133 Möptov /
A
”
,
w
5“
v
N
N
«a
/
“
/
p
x
”
.
/
nn
N
./
Mel TÖ Ö öL0
kat
,
dvreheyela), 5
/
ToürOs
âdi;
yela tv yevevrat. doru, Töv pigat Gemep
|
Exot âv ©S$ püpv
Li
a
33 mavom. PT 34 oik... Töre Tö ö€ Scripsi cum öleröF: ökçe Tis kwnoy Gİ: mis 2 yâp...vAp yâp)öel O eoriv
7 seclusi, om. ut
kaan APİ
O ödep
€vepyela €yyevnraı E!
10 yeynrat F rdâmov EGİJS: roö rdrov FT I3 junom.E? kal mös torı APS: om. E kai ST: pH 14 yâpom. E' Tv... 15 katom. F:reom. E'P 16 Tdmov rıya EGİJP: rwa römov F: rdömov S 17 8' edvat mipes pey GİJP 18 som. LE xevöy om. F 19 Tlaürdv. dpgurdat 1) 20 rps om. F ( Aafoüdev ex apBdrovoww fecit )': Aafovons G dom.E' 21 Gâdrovres elvat «ai E?A kovâs Boğüs mepi abröv A: mepi abröv kotyas Ödğas S
"n
FİZİK
4
159
Doğaca birlikte olan nesnelerde etkilenme sözkonusu değildir, (yalnızca| bitişik olan nesneler birbirlerini etkileyip birbirlerinden etkilenir). Yine her şeyin doğa gereği kendine özgü yerinde kalması da akla aykırı değil, parçası da öyle; ama bütün açısından ayrık parça olarak bir yerdedir: sözgelişi biri suyun ya da havanın bir kısmını devindirdiğinde (parça doğal yerine dönmeye çalışır. Biri madde, öteki biçim olarak alındıkta havanın suyla ilgisi de böyle: su havanın maddesi, hava ise suyun bir etkinlik durumu, çünkü su olanak durumunda
35
213a
havadır, oysa havanın durumunda
su olmasının tarzı başka. Ne ki bunlar üzerine ilerde belirleme yapmak gerekiyor. Şu anda öylesine sözetmek zorundaydık, ama söylediğimiz şey şimdi pek açık değil, ilerde daha açık olacak. Demek ki, aynı nesne hem madde hem gerçeklik ise (nitekim su herikisi de, biri olanak durumunda öteki gerçeklik) o bir biçimde bütün açısından parça olsa gerek. Bunun için bunlarda yalnızca bir dokunma var; ama herikisi de etkinlik durumunda bir olsalar aralarında doğa birliği olur. İmdi yer üzerine, varlığını ve ne olduğunu söylemiş olduk. 6 Yer üzerine olduğu gibi aynı tarzda boşluk üzerine de, “var mı yok mu, nasıl var, ne?” diye düşünmek gerekiyor, nitekim boşluğun olduğu ya da olmadığı inancı çıkış noktaları açısından İyerinkiylel bir yakınlık taşıyor. Boşluğun varlığını savunanlar onu bir tür yer, bir kap gibi kabul ediyorlar: boşluk, alabildiği kütleyi taşıdığında 'dolu”, o kütleden yoksun olduğunda 'boş' diye düşünülüyor. Sanki 'boş', 'dolu', yer” aynı şey; bunların varlığı ise aynı şey değil. Demek ilkin boşluğun varolduğunu savunanların dediklerini, sonra olmadığını savunanların dediklerini, üçüncüleyin de bunlar
15
20
160
DY2IKHZ AKPOASEOX> A
5. 212P 32 —6. mepi avröv 60ğas. .
»
"
v
Ol ptv
/
,
A
«
/
5
ya
-
/
r
€arıy, oüy 6 Boühovrat
213P 16
oüv Öctkvüvat Tepöyevol
«
ÖTL Ok
,
w
/
LA
2.2
A€yew ol âvdpwmol kevov, Toür”
£
,
7
”
>
,
EĞENEy-
,
/
xovrıw, GAN' (0) âapTdvovTES A€yovoıw. Gomep'Avafayopas kal
ol TOÜTOY TÖV TpĞMOV EA€yxOVTES.
.
EmtÖeLKvUovoL yâp ört dOTİY TI 35
6 dp, arpeBAoüvTES TOÜS ĞTKOUS Kal ÖELKVÜVTES &S İTxUpÖS Ö ânp, kal dvamnolayBdvovres &v Tais kAeyvöpaıs. ol öt âv./
«
5,
,
/
dpwmo
.
a
Bovhovra
m
2
kevdv
elvat
/
£
.
Bıdarnua
?
Ev
.
“
*
©
>
und
tori
vöpa aloğyröv oldpevo ÖR Tö öv âmav eva cöya hasir, &v G ölws pnddv dort, TOÜr elvaı Kevov, Ğİ TÖ mAfipes d€pos KEVOV Eval. OÜKOUV TOÜTO Ö€L ÖeLKpUVAL, ÖTL EGTİ TL Ö âp, GAN öTL OÜK EoTİ Öldarnma ETEpov TÖV gEHATEV, GÜTE KEPLETÖY DÜTE €vepyela öv, 0 ÖLalayBdvet Tö mâv oya Gore elvat pr Mvvexes, kaldmep A€yovocıw Ayuökpıros kal Aeükimmos Kal Erepot meAhol TEV hvcohdyev, 1) Kal el TI Edw TOÜ Mavrğs FEMATİS EOTIY ÖVTOS GUVEXOÜS. oüroL utv ovv OU Kar Oüpas ,
/
./
S
N
a
.
7pOS
TV
a
>
n
7
a
TpOBAyua
«
e
5
dAA
n
5,
ol
,
gdckovres
N
N
N
v
/
a
€
4
N
N
.
Ki
Tal,
A
v.
Kal
.
TÖ
/
mMıkpdrarov
/
,
ö€deraı
“—
/
,
/
N
>
,
el ÖR TOÜTO EVÖEXE-
a
Tö
a
—
m
>
N
y
5
a
>
/
>
,
a
>
v
d
N
Tv oük âv el TÖ Aexdev, oük darıw elmelv. a
N
5
«
/
—
/
vw
,
N
“
!
moNAâ
yüp lo
Hırkp& Tö peya dorlm Ödre ei mohhâ loca dvöfxeraı Ev Taürğ elvaı, kal 7oAAâ& âvıca. oMehtodos pdv oüv kal öelN
“a
KUYVFWWY
/
ÖrL
Tö
>
e
mâv
»
âkivyrov
N
v
Ek Toüroy
*
El yâüp
,
Kivi)deTaL,
âvdykı) elvat (gnol) kevdv, TÖ BE kevöy ol TÖV övrev. Eva utv VÜY TPİTOV EK TOÜTAU ÖELKVÜOVOY ÖTL ETİ TL KEVİV, ÜNAoP 6' Gru »
/
>
-
/
,
/
gaiveraı
.
v.
€vLa
,
,
a
/
OVUVLoOvTa
«GN
/
Kal
N
*.
N
»
—
v
/
TLAOvMEVA,
v
e
/
P
OtoOvy
Kat
wv
.
.
im
.
TOY
»
,
Olvoy
823 oi âüvöpemo Beyeav E 24 6 PST Pacius: om. HI dyapTdvovot A€yovres F 28 kevöv AP: Neye kevov E Hn6ev Ti eorı F 29 âmuv öv | 30 dö rö E'FGIJ?V et ut vid. PST: dört E?: 816 Ji 2 obd) rö Prantl ,31 Gerrvbvat öcü F: Getkvüvat | 23 xopıriv . . öv) dxdpırTOP avröy vüre XoptoTÖV Porphyrius bı nraveğo E ,4 ör EGİPS: örn F)J 5 Öoxcin ciyat kivnots A 6 en) pF 5 7nom.A d€€nro A €ori GIJ 8 âna civar A yâp om. E' 10 GpikpöraTOY 8€fucdaı F 11 TÖ piya doriy AST: eorırö yöya E IŞ €x rovrov ES:om.F o7:jJr6S 16 gaivera EFS: gaivovrat GİIJ
5
FİZİK 4
161
üzerine ortak kanıları ele alarak araştırmaya başlamak gerekiyor. İmdi Anaksagoras ile onun tarzında eleştirenler gibi boşluğun varolmadığını göstermeye çalışanlar, insanların *boşluk'tan kastetmek istedikleri şeyi değil, yalnızca ondan yanlış anlaşılan şeyi çürütüyorlar. Nitekim, gerçi onlar havanın bir şey olduğunu kanıtlıyorlar ama hortumlarını yanlış kullanıp havanın ne denli güçlü olduğunu gösteriyorlar ve kuyularının içine kendilerini kapatıyorlar. Oysa insanların boşluktan kastetmek istedikleri şu: içinde hiçbir duyulur cismin bulunmadığı aralık, ara nesne
25
(diastema). Her varolanın bir cisim olduğuna inandıklarından içinde ge-
nelde hiçbir şey olmayan şeyin boşluk olduğunu söylüyorlar, bunun için onlara göre havayla dolu olan şey boşluk. Demek ki kanıtlanması gereken şey havanın bir şey olduğu değil, cisimlerden başka; Demokritos, Leukippos ve birçok başka doğabilimcinin dediği gibi, cismin tümünü o sürekli olmayacak şekilde kaplayan ayrı-başına ve etkinlik halinde varolan bir aralık olmadığı ya da her cisim sürekli olmasına karşın cismin
30
213b
tümünün dışında (böyle bir aralık) var mı, bu.
Demek ki bunlar sorunun eşiğine bile yanaşmıyor, boşluğun varolduğunu ileri sürenler ise onlardan daha yakın. Berikilerin dediklerinden biri, yere göre devinimin (yani yer değiştirme ile büyümenin) olamayacağı; nitekim boşluk olmasa devinimin olması düşünülemez, çünkü 'dolu'nun bir şey alması olanaksız, alacak olsa ve aynı yerde iki nesne olacak olsa belli çok sayıda cismin aynı anda birlikte bulunması da olası olacak. Bu durumda söylenen şeyin olmasını olanaksız kılan ayırımı ileri sürmek olanaksız. Ama
(dolu), bir şey alacak olsa 'en
küçük”, 'en büyüğü” alacaktır, çünkü 'büyük” birçok küçük parçadan oluşur. Dolayısıyla aynı yerde eşit büyüklükte birçok nesnenin olması olası olsa birçok da eşit olmayan (büyüklüktel nesne olur. Melissos da bunlardan yola çıkarak 'bütünün de devinimsiz olduğunu gösteriyor: “devinecek olsa boşluk olması zorunlu, boşluk ise bir varolan değil” Idiyorl. Demek ki boşluğun bir şey olduğunu kanıtlama tarzlarından biri bunlara dayanıyor. Bir başkası da şuna: boylumu küçülüp yoğunluğunu yitiren nesneler var gibi görünüyor. Sözgelişi diyorlar fıçı
10
15
162
DYZIKHX AKPOAZEOX
A
garı Öfxyeclar yerâ Töv ârköv Tovs midovs, ©s eis Tü €VOVTA KEVĞ OUVLOVTOS TOÜ TUKYOYMEVOV FÖMATOS. ETt ÖR Kalij uülnats Övkel Tâcı yiyveodaı Ölü KeVoÜ Tİ|V pöv yâp TpO20oğdıpp cöya eva, Öle Öt goyara döüvarov âya elvat. / N . a . Na a a / Maprüplov Öt kal TO Tepl Tijs TEbpas motoüvrat, i) Ö€xerat N
N
“
ai
>
,
/
n
N
a
4
/
»
£
/
,
N
e
»
v
v “ > » : İcov Üdep öcov TÖ âyyelov Tü. kevdv., o elvat Ö” > dpadav
Kal ,
ol İlvdaydpetvı kevdv, kal Emeletevat aürd dmelpov mvevparos ©S âvamveovrı Kal TÖ N / < v n n na 25 TüS güdets, ©S ÖVTOS TOÜ KEVOÜ XEpLEMOÜ kat (rijs| ötoploews- kal Tor” eva mpörOov N . a / N / » n TO yâp kevöy Öopilev Tiv gürw avröv. ol yev gacıv eivat ol 5 oü garı, oxööv oaürd €oTUY.
TG olparG EK TOÜ Kevdv, 6 öropileL a “ , Zal TWÖS TöV EŞEĞİ &v Tols âpıduois , » . » dE öv ptv oüv Totaüöra kal TOo-
30 o İlpös
Ti onmalvet
.
"
e
/
N
/
©
£
..,
>
öd 16 mordpws
»
n
v
N
Exe
»
-
,
n
—
öel AaBeiv
«
Toü-
voya, -ÖOKEL Öl) TO KEVOV TOMOS Elyal EV © pnÖ€v €NTL. TOÜTOV 8 alrıov ört Tö öv cöya olovraı elva, mâv öt oöya dv TöM9, KEVÖV ÖR EV © TömE pyd» Eer oöya, Ger” El Tov ox n » 3, n na / d Mi) dorı cöya, otdtvAN elvaı &vraüla. cÖöya öta mdAw âmnav na a 2141 olorrat elvaı âmrdv: Totoüro öğ b âv Exn Bdpos 15 Kovpda
N
N
.
«
.
,
»
a
T
/
?
5
»
"
Tnra. oovmBalvet oüv dk ou)Aoytyoü ToürOo elvat Kevöv, &v © Mnd€v dort Bapb 17 koödov. o Taöra uv ov, Gomep elTopEv /
,
kal
»
mpdTepoy,
Tpdmov
OĞAN
na
Tö
na
—
n
a
«
?
/
n
ovuBalve.
,
pip)
,
ov nn
mAfpes
gaiveraı A€yecdaı Z,
/
aioöyroü
gdyaros
,
©
e
1)
Ld
ürTomov öt
Ö€L yâp TöMOV elvat dv © göyaros
ânTOC.
; / A v Tyra (868 kâv âmopioe TIS, Tİ / âv Galev, el > ExyoL TO. öıd-/ >
«
,
,
N
.
N
£
N
«
,
y
yerd Töv doköv B€yendaı A 18 ovwdvros MT: I9 Öorel yiyveoğaı mücw FGJSP: zâgı Öokel 20 etvat cöpn A 21 i)eSs 22 İowom., F TÜ öv S: kevör T 23 aörö EFİJT: aöro GPİS Stobaeus
a
b17 ?
.
Haros EZAPİ Stobacus:
xveöya Tennemann:
«
/
ovwğdvovros yiyveodaı SI KEyövİ kevöv Oo 24 mvev,
xveüpd re Diels, fort. E
öslesâv FGİP 26 rps NPS: secl. Bonitz 27 ötopife F et fecit | bw pev| yev bv sed erasit F 28 garrtom.l vxedör ... 32 elat sup. lituram, E* 28 Tolaöra kal (Te kai E”) roravra
EFS: om.F
rooaöra kai Totaüra GIJ o roüro| 32 röom.j
34 nüdev EĞİJVS: kevöv F 21481 EVPST: njA 5 gE'FPS: 4 algönrov) mAğpes alaönroü yp. A yp. 8 aioönröv...dpıvom.E İEP:
29 eorıvom. E? 31 civa olop re E? 33 dernrom.G
evre EG €wE 3h rörp E'GİJ 7 uh minpes S: mhipes dvatadyrov yp. A «atA 9 dropyoa E
FİZİK 4
163
şarapla birlikte tulumu da alabilir, çünkü sert cisim yoğunlaşınca içindeki boşluğa çekilir. Öte yandan herkes büyümenin de boşluktan ötürü oluştuğunu düşünüyor, nitekim yemek bir cisim, iki cismin aynı anda birlikte olması olanaksız. Kanıt diye sünger ile ilgili olayı da kullanıyorlar, nitekim sünger boş kabın aldığı kadar su alıyor. Phythagorascılar da boşluğun varlığını ileri sürdüler. (Onlara görel boşluk, “sonsuz nefes aracılığıyla” sanki nefes alan evren-gökyüzüne yayılıyor ve doğaları ayıran, boşluk. Sanki boşluk birbiri peşisıra giden nesneleri ayıran, onların sınırını çizen bir varlık. Bu da ilkin sayılarda oluyormuş, çünkü boşluk onların doğasını sınırlıyormuş. Demek ki boşluğun varolduğunun ve varolmadığının savunulma nedenleri yaklaşık bunlar ve sayıca bu kadar. 7 Ne ki, hangisi olduğunu çözmek için adı ne imliyor, bunu ele almak gerekiyor. İmdi şöyle düşünülüyor: boşluk, içinde hiçbir şey olmayan yerdir. Böyle düşünülmesinin nedeni de şuna inanılması: varolan bir cisimdir, her cisim bir yerdedir, *boş', içinde hiçbir cisim olmayan yerdir, dolayısıyla herhangi bir yerde bir cisim yoksa orada hiçbir şey yok: tur. Bir de her cismin dokunulur olduğuna inanılıyor, böyle bir şeyse ağırlık-hafiflik taşıyan şey. Demek ki bir tasımla çıkan şu: boşluk, içinde ağır ya da hafif bir şey bulunmayan şey. Az önce de dediğimiz gibi bunlar bir tasımla çıkıyor. Ne ki nokta boş ise bu garip, çünkü bu durumda dokunulur bir cisim aralığı bulunan bir yer olması gerekir. Demek ki bir tarzda boşluktan kastedilen şöyle görünüyor: dokunma açısından duyulur bir cisimle dolu olmayan şey. Dokunma açısından dolu olan ise ağırlık ya da hafiflik taşıyan nesne (bunun için şu da sorulabilir:
20
25
30
214a
164
DYZIKH> AKPOAZEOZ> A
6. 213P 17—7.
214P 2
orTnma xpöpa 1) YWodov, mdrepov kevöv 1) oü; 1) öğMov dri , . ? N « , , > . J » v el utu ödyotro cöya ümrdv, kevov, e öt ypj, cü) âAAov BE Tpomov, &v © ij Tdd€ TL und” ovola Tıs owparıkı). öd gaciv Tıwes elvalı Tü Kevdv Tip TO odyaTOS ÜNyv (olmep m e 3 Kai TÖV TöMOV TÖ avT0 TOÜTO), A€yovrEs ov KaAös" | yiv yâp ÜAn ov yeplori; TÖV MpaypdrEv, TÖ ÖR kevov Giproüoıw A
/
,
/
»
N
A
wv
A
.
”
/
“-
.
,
n
/
".
IŞ 16
WS yWpLETAD. €mel ÖE MEpL TOMOV ÖLEpLaTAL, Kal TÖ KEVÖN âVdykn) Tdmoy elvaı, el dorw, dorEpnmEvov ooyaTOS, TÖNOS ÖĞ kal mös €orL Kal mös oUK EoTriv elpyral, ghavepdp ri oüre MİD KEVÖV OÜK EOTIY, GÜTE KEXWPLOMEVOV DÜTE AXGPLOTOV. TÖ yâp ,
a
5;
«
n
.
9
N
N
o
,
,
/
.
N
/
«
/
,
16
*
Kevov ov gdöya dAhâ gcoyaros Ötdernma Bovderat eivav ÖLÖ Kat TÖ KEVOV Öokel TL elvat, ÖTL Kat Ö TOMOS, Kal Ölü
Tavrd. o Tiket yâp Öl 7) Kİvyoıs 1) KaTâ TÖMOV Kal TOlS TÖV N Tömon hückovciw elval Tı Tapâ Tâ oduara Tü EuminrobTÖa Kal TOlS TÖ KeVdV. o alTLop ÖR Kun)gews olovTal ElVaL TÖ KEVOV n
vürws
©S$ €v
”
*
,
e
kiyelrav
ToüTOo
—
Ö
“
.
âv
N
eli) olov Töv TöTOEV Şaei
a
v
.
,
/
Tıves elvat. o ovdepla Ö' âvdykıj, El kiyyols EoTIY, ElvOL KEVİV. öAws ptv obv Tdons kujcews ovöayös, öU Ö kal Mhiodov €Aafev: dAhAoürlar yâüp T6 mAijpes dvödxerat. (OdAAâ öij ovd Tİ)V kar& TO7OV KİMow: üpa yâp Evdölxeraı Ümelıdval -
,
dAAYMoLS, ,
/
OVÖEVOS
/
,
>
,
OVTOS
N
,
;
v
ÖLaTTI)MATOS
v
-
XwpLTTOD
/
—
TAPA
#
TÂ
N
N
CE,
30
Mara Tâ kivoüyeva. o Kal Toüro ÖjAov kal &y Tais TÖV ov» €xöv Ölvaıs, öomep kal &v Tals TÖv Üypöv. o dvd€xeral öt Kat TvKvoüodat pi) eis TÖ kevöv GAAĞ Ölü TO Tâ EvdprÖa EkN
N
,
N
?
mupyvilew
(olov
av€dveodat
ov
>
N
”
Ni
Üöaros
udvov
“
»
.
,
ouvOALBoydvov
eloLdvros
Tıvds
N
.
Töv
âAAĞ
N
N
2
,
,
5
2
&vdvrÖa d€pa),
Kal
a
kal 214?
dAAoLdde,,
Sır kevüy EPS: kevöp civa A 12 pır Töde APPST: nde» rdöe E: pnyBer Pİ re) eorilPT: ri dorwS 13 Töv coydrOEv F Ig ejösE IŞ vceoydrev F 16 ös yeptardv AV et ut Vid. PST:om.E 8€ kat vepi F Tdnov G: roü Tdmov IPS
Tömov dvâyen eva
GİJP:
Töre eivat dvdykn F
18
€orı
kal Möş om. E: nasom.F ı9 kexepeplvor oÜre dxdpeTOP AVPS: axdptcrov ööre keyoptoyevov E : xeptoröv oüre kexywptoyevov T 20 Boühera E'FP: Boüdovrar E*GİJVS 22 elket E önn fecit E 23 râ alt.om. kevüv eivat F: vö kevör P
E'S 26
24 8€ nPP; cif eivat e |
†ris P'T rö €oTat kiyyots
F ebu kai kese G 27 kivigews olĞuzes ândons G Oo dmdons EFIJ 28 €vBexerat Tö mAipes A 29 vmeği€vat GAAnots €vÖ€ yerat A 30 zepi G)? ( 31 râom.E' 32 kalom.S bı öhıBopevov E' 2 aöğecda S
FİZİK 4
165
renk ya da sesin aralığı olsa ne denecek: acaba boş mu, değil mi? Yoksa dokunulur bir cisim alabiliyorsa boştur, alamıyorsa değil, bu açık). Bir başka tarzda ise şöyle: boşluk, içinde ne belli bir nesne ne de cisimsel bir varlık bulunan şeydir. Bunun için bazı kişiler “boşluk cismin maddesidir” diyor (yerin de bu aynı şey olduğunu savunanlar bunlar), oysa dedikleri yerinde değil, çunkü madde nesnelerden ayrılamaz, boşluğu ise ayrı-başına bir şey olarak inceliyorlar. Yer konusunda belirtmiştik: boşluk varsa onun cisimden bağımsız bir yer olması zorunlu; yerin bir anlamda varolduğunu bir anlamda ise varolmadığını da söylediydik. Buna göre şu çıkıyor: aynı şekilde boşluk da ne ayrılmış bir şey olarak ne de ayrılamayan bir şey olarak var, çünkü boşluk bir cisim değil, cisim aralığı, bu gerekiyor. Bunun için bir şey olmasını düşündüren nedenler yerinkiyle aynı. Nitekim yere göre devinim hem yerin, içinde bulunan cisimlerin dışında bir şey olduğunu ileri sürenler için destek, hem de boşluğun. Berikiler boşluğun, içinde devinim olan şey olduğu için devinim nedeni olduğuna inanıyor. Bu da yerin varolduğunu savunanların dayanağına benziyor. Oysa devinim varsa boşluğun da olması hiç zorunlu değil. Dahası Melissos'un da gözünden kaçan nedenden ötürü genelde her devinim hiçbir zaman |boşluğal bağlı değil; nitekim “dolu olan'ın nitelik değiştirmesi olası. Kaldı ki yere göre devinim de |boşluğal bağlı değil, çünkü devinen nesnelerin dışında ayrıbaşına hiçbir aralık bulunmaksızın nesnelerin aynı anda birlikte düşmesi olası. Bu sudaki girdap gibi sürekli nesnelerin dönüşlerinde de açık. Sıklaşma boşluğa doğru çekilmeyle değil, nesnenin içindeki bir şeyin basıncıyla da olabilir (tıpkı su basınca içerdeki havanın çıkması gibi), genleşme de yalnızca bir nesnenin içeri girmesiyle değil, bir nitelik değiştirmeyle
10
15
20
25
30
214b
166
DYSIKH> AKPOAZE©Z olov et &£ üöaros yiyvotro dp. fihgews Adyos kal TOÜ els Tip
s aürös aüröv dumoğile. “A
KN
göparı, ,
,
1)
Aa
a
.
,
pa
>
>
odyara /
âğloüdı
dorıw), 7) mâv a
.
Öle
/
pilav oüy kowi;p
oÖNes öt 6 TE Tepl TİS aüTEhpav Eyxeomdvov Üdaros
1) yâp oük avldverat
/
E&vddyerat
a
,
Ate,
GAA
&v
,
ol
"
öÖrcüy, 1) ov
/
“
”
257) &v TG Kevg; ov yâp ayuğalve, Örav ÖNov TE KEXOPLTMEVY TÖTE Kal ÜnopEvOvTL GÖHA TU TÖ yâp âv a
pil
N
xwpis TığijraL, .
—
ok >
Eoral v
Ev »
Tdnp ,/
ĞAA 5,
,
Ev
/
.
©s Ev pedpos,
TG
n
Öle. “
28 €TL €l ij TÖMOS, OLÖĞ KEVÖV ETOL,
28
ovufaiveı öt Tols AdyovV3 yiyvorro EGİJP: yesmro FS 6ijom.F 7 abıoüri kotviv AS vs) ws ei fecit E 8 Tö göya dvaykatov APS ei) 7 feçit E' 1o ör) vöre G Tö kevdv eiyat AS 13 eyonev GIJ IŞ ein air A zpsom, E 16 Tö| kıvyoews Tö IV 17 torı» aircov. ör F 18 eorepnyevos EFJPS: eorepnpevov Gİ Ig €vredev FIP 20 Töv Tâmov) Tdömovs Go oloyevows eivai rı EPS: elval Tı oloyevovs A 21 861P pgeperat 16 bepöpevov. nös F yap AVPS:om.E o redev FGIAS 23 6 avrös dpudve Adyos EP: 6 atrös Adyos dpudoe F: âpudoe 6 abrös Adyas GİJ 24 ön E'FGİPS: 8 Jj: om. E!' j om. S TE seclusi, om. PS 25-7 ob... öy liPT:om.yp.S 25 örav ölov TEdy om. F ws FGIS: om. EP: erasit| 26 rdöre
örav öNov TEĞ) kai Fİ 27 ev pr. EJPS: &vreFGl
cöpü rı PPSP Pacius: göparı TIPİS€ 28 punde EA ovöev Gİ
avuBairea ... 21581 öapopdvom. yp, A
FİZİK 4
167
de olabilir: sözgelişi sudan buharın oluşması. Kısaca genleşme ile ilgili ve süngerin aldığı suyla ilgili temellendirme aynı kapıya çıkıyor: ya nesnenin herhangi bir parçası genleşmiyor, ya bir cismin girmesiyle genleşmiyor ya aynı yerde iki cismin olması olası oluyor (bu durumda genel bir sorunu çözmüş oluyorlar ama boşluğun varolduğunu kanıtlamış olmuyorlar) ya da cisim her yanında genleşiyorsa ve boşluktan ötürü genleşiyorsa cismin bütününün boş olması zorunlu. Sünger konusunda da aynı temellendirme geçerli. Demek ki, boşluğun varolduğunu savunmak için kullanılan dayanakları çürütmek kolay, bu açık. 8 Kimilerinin ileri sürdüğü gibi bu biçimde ayrıbaşına boşluk olmadığını yineleyelim: yalın cisimlerden herbirinin yer değiştirmesi doğa gereği ise, diyesim ateşinki yukarı, toprağınki aşağı ve ortaya doğru ise, boşluk yer değiştirmenin nedeni olmaz, bu açık. Öyleyse boşluk hangi İdevinimin) nedeni olacak? Yere göre devinimin nedeni olduğu düşünülüyor ama onun nedeni değil. Yine cisimden yoksun bir yer gibi bir şeyse, boşluk olduğu zaman onun içine konan cisim nereye doğru gidecek? Herhalde her yere doğru değil. Bu temellendirme yerin ona doğru gidilen ayrıbaşına bir şey olduğuna inananlara karşı da geçerli: içindeki nesne nasıl yer değiştirecek ya da duraduracak? Yukarı-aşağı ile ilgili aynı temellendirme elbette boşluk konusunda da geçerli olacaktır, çünkü boşluk olduğunu ileri sürenler onu bir yer olarak anlıyorlar. Bir nesne nasıl olacak da ya bir yerde ya da boşluk içinde olacak? “Bütün”, ayrıbaşına ve duraduran bir yerdeki bir cisim diye konuldukta bu sözkonusu olmuyor, çünkü parça ayrı olarak alınmadıkça bir yerde değil, bütünün içinde olacaktır. Yine yer yoksa boşluk da olmayacaktır. İyi incelendikte “boşluğun varlığı devinimin varolması
10
15
20
25
DYXIKHX AKPOAYZEOZ A
168
7. 214P 3 —8.
2158 22
rı» elvat kevöv ©s$ âvaykalop, elmep forat kİyyoıs, TOLvAVTİOY MGAAov, dv Tıs Emtkomi), yi) Evd€yendat unöt tv Kivei- 30
oba, dâv 1) Kevdv Gcmep yâp ol Ölü TÖ Öyotev gduevo , a pi , n Th»N yiva Tpepelv, oürw kal No5Ev TDA Kevpa3 âVdykn Tpepelv oÜ, 0
t
*
”
a
?
kard güow (4 pöv yâp Blaos mapü gücw Vordpa Tijs karâ gücw) N
/
N
A peofaı öore
dv ÖE TO kevğ
"
,
“
mdvry öyeles TÖ Totoürov, ÖcTE
m
,
.
Tip Kivnoıw, dAN' el ÖLü TOÜ AemroTdTOUV &V TOgEÖİ TV ToijvdE€ gheperaı, ÖLÜ TOD kevob mavTös ÜmepfdAheL Aoyov. 22 N
7
»
/
,
N
“
“
.
,
“"
«
3,
e
N
/
N
/
,
toro yâp 23 TÜ Z kevdv, İcov öt (TG peyeber) Tois B kal A.
öleri kal kıvnOhoeraı €Adrrovı öt Toü &g' KeVOV
TpÖS
N
TO
N
mÂNpes.
N
Bıapdpov
âvaloylav a
âv
N
ydp
5
udv xpdve, TG dg” cü H, Toörov Ede Töv Adyov TÖ 35 €v
,
TodoUrE
5,
iv dye Ni
Toü
ödos
Eğ
öledı
BE ye
kâv
©
Z
,
ro O.
ddpos
6 xpdvos
;
Ep”
âp'
?
7) Toooüre
Xpovp
,
ArT6Adledıriv
Te Memrdryrt H.
GAA
m
ov Tö H,TOob Tv
EV Tw ob E,
Tö bi) A ei
Aemrörepov
öt v
T0
E
Tö mpös
249
€p
2"
E
”
,
Tairnyv
Töv
Z
,
dp” N
6 a
göya
Toü3o
A, öce Ümepeyet TÖ E TOü H, âvrecrpayuevws Ölei TG Tdxet &v TG Togoüre öcov Tö H, Tip Td Z Tö Ep' ob A, €âr 2169 gbepnrat. dâv Tolvuv undtv 7) cöya &v TEZ, Eri dârror. ĞAN ? . N * ., y , / nn; A a , iv e TH. Gor dö lop xpove Öleri mAijpes TE Öv kal kevdv. GAN dövvarov. o davepdv Tolvu» ÖTL, el dort xpdvos &v © TO KEVOÜ ÖTLOÜY oloÖN)dETAL, oYMİB1)reTAL ToürTO TE âdUvaTOV” Ev loy 5 yâp Angddıjcera. TAİpES TE ÖV öLeĞLEvaL TI Kal kevdv' EoTaL yâp Tı âvdloyov cöya Erepov mpös Erepov bs xpdvos 7pÖs xpdvov. ©s Ö' Ev kegahalış elmeiv, öjAov TÖ TOb ovuBalvovros airtov, öri kwijrews utv TpöS Kİvnow donys dor Adyos (dv xpdve /
5
»*
Yç/
.
N
/
“
,
/
A
EAPS:roE!'
,
19 eret |
>
/
b 16 Beaıpetadaı Th vmrep€yov A xöpevov G
0
8€ IIS:
23 âeldekG
,/
N.
»
/
17 kal eis rTö FGIJ 8 ci. Cornford
TG peyele E'AP:
y
©
-
,
Tepte22 €grew
om. E'V
24 &v... xpövo EGHJP: mev ev Tevi ypdvo F : €v rwi ypdövo pevl oo ev om. E'J! 25 rev ES: #rE:ijrovüA apl 6G EJ €katİJS 26 kevöv.. . TApes AV : mAnpesmpösrükevdv ES ag'İi 27 vov) ris E'GJP ye EFGİJSP: om. HSİ 28 y)eG Tavrnv TpV) Tüv aürpv H 2geLP:rdeA tr» Gİ & rö NA 30 rov AP: roüeg'os E 2168 1 röom. FP, erasit J öros E ro ZİÇFGHIP 3 wAPS: ŞE 4 Toirvy)| oöv H dort EVJS: doru E*FGHİV xpövos E'S: rıs ypdvos E'AVP 5 oloÖnceraı APS: olgdiva E zösup.lin.|J: 8€ E:zom.1S 6 ovuBigeraı vel Nexönoeraı ci. Bonitz öv om. EPS yapAP:om.E 7 npös erepov FGHIP: om. EJ © ELJP: sö FGH: öcmepS 8 roöom. E!' airdveorwörn FP
FİZİK
4
173
aşacağı bir oran yok. Çünkü 'aşan'ın 'aşan' ile 'aşılan'a ayrılması zorunlu, dolayısıyla “4”, aşma
oranı ile sıfırın (hiçbirşeyin) toplamı olacaktır.
Bunun için çizgi de noktalardan biraraya gelmiş değilse noktayı aşıyor değildir. Aynı şekilde boşluğun da 'dolu' ile hiçbir oranı olamaz, dolayısıyla “devinim'le de ilgili değildir). Ama en seyrek nesnenin içinde belli bir zamanda belli bir yol alınırsa boşluk içinden geçiş her tür oranı aşar. Diyelim ki, F boşluğu, B ile D nesnelerine büyüklükçe eşit olsun. A (Fİ boşluğunu E zamanından kısa olan G zamanında geçecek olsa, bu oran |(G ile E arasındaki oran) 'boş' ile “dolu” arasındaki oran olacaktır. Ne ki bu G zamanı ne kadarsa o kadar zamanda A cismi D nesnesinin H parçasını geçer. İmdi havadan seyrek bir nesne varsa bu nesneyi A cismi E'nin G ile oranı kadar bir zamanda geçer. Çünkü E, G zamanını ne kadar aşıyorsa F cismi D cisminden o kadar daha seyrektir. Bu hız açısından bakıldıkta evrik: A cismi devinirse F nesnesini G zamanında geçecektir. Demek ki F nesnesi içinde hiçbir cisim yoksa, daha da çabuk. Oysa o G zamanı içindeydi. Dolayısıyla hem dolu olanı hem de boş olanı aynı zaman içinde geçecek. Bu ise olanaksız. Demek şu açık: herhangi bir nesnenin bir boşluk parçasını geçeceği bir zaman varsa şu olanaksızlık sözkonusu: bir şeyin eşit zaman içinde hem dolu olanı hem de boş olanı geçmesi kabul edilmiş olacak, çünkü bir cisimle bir başkası arasındaki orantı bir zamanla öteki zaman arasındaki orantının aynı olacak. Kısaca özetlemek gerekirse, sözkonusu olan bu durumun nedeni açık: her devinimin bir devinimle ilgisi var
20
25
30
216a
174
ÖYSIKHX AKPOASEOX A 1o Yâp darı, xpdvov ÖR mavrös
darı MpÖS xpdvov, TETEpaFUEVEV
ır â4goiv), kevoü öğ mpdS TNİjpes oük dor. ır 1) mtv otv öLapepova İK p öU öv gepovraı, Taüra ovuBalvet, kard ÖR Tv TV bepoH€vwv Ümepoyijy Tdd€ öpöpev yâp Tâ ypel(w pomiy Exovra "
/
N
N
.
) Bdpovs 1) kovgdrnros, dâv TâNAa öÖyeles Exn İrols oxıj15 madı, Bürrov gepdueva T6 ioov yeplov, kal karâ Adyov öp A
,
A
,
3.
ixyovoı Tü peyeön
GAN
döüyarov:
utv
yâp
mpös
Tols
üNAnda.
mAlperw
,
/
“
GorE
Eğ âvdykns
1)a yâp.
Aa
20 Tü Gepdyevov
£
Kal
n
a5
/ oxnmarı /
1) TO âdbelev,
dârrov
Kevoğ.
dârrov;
&v
Ötapel
Tij
yâp
Ölapel,a
,
,
Öld TOÜ
dıâ Tİva yâüp alirlar olodijgeraı
. J. n icxül Tö« pelfov N
ba
< na 1)A pori İvA
av
/
v. dye
>.
icoraxij âpa ndvr
9
doTaL.
dAA
,
31 GÖvvaTOV. ” . » wv , 7 > / A , 21 ÖTL MEV OÜV €t EGTI KEVOV, GUMİBatvet TOVVAVTİOD 1) ÖL b karackevd(ovrıv ol gdokovres elvat Kevdv, havepöv Ek TÖV eipnk€vwv. Ol EV OUY OlovTaL TÖ KEVÖV elvat, ElMEp EoTaL 1)
KATİ TÖNOY
KİYTYOIS, AMOKEKPYLEVOV KA” aüTd
ToürOo öt Taü-
25 TAV &nTL T TÖV TdMOV hdvat elval Tı Kexwpiapdvop: ToörOo Ö 26 örL dövvaroy, elpyral TpdTEpOV. 26 kat Kaf” avro Ö€ gckonoücp ii
.
,
eN
.
“
baveliy âv TÖ Aeyduevov KEeVOV Wv AANGOS KEVĞV. /
De
a
«
,
3
N
n
€
,
,
,
“
,
,
”
GTTEP yâp N
a
pa
e
dav öv üdaTL TLÖJ) TS Kküğov, €koTi)deTa!L TogoüTOY ÜĞEPp 0os Ö küfdos, oürw Kal €v d€pw dAAd Tij aladıjgeı âdndov. Kal /
”
.
>
»;
30 alel Oi; dv mavrli odyarı .N
N
,
.
,
9
N
m
;
/
Eyovrı yerdoracıw, y
.
,
© mebvke A
;/
MeOioracdaı, âvâykn, âv pi) ovumaAlra, pedloraola 1) kdrw alel, €l kdrw 1) gopdâ ödcnep ys, 7 âve, ei müp, Ao. . a e 5 » 5 «3 / ) . N n nem ünde, (h) özoler âv TE 7) TÖ dvrellyevov dv SE Bi) TO Kevö ToürO utv üdüvarOov (olötv yâp cöpa), öd öt Toü kuBov A » i / ” 5 . , TO İcov Ördarnma ÖLeAyAvdevaı, Ömep Ti» Kat Tpdrepov n
vw
.
Eg
,
“
YG
wv
“
.
,
/
Sa“
N
“a
a
n
.
N
n
,
#II kevöy E? 12 ov EFGHI peperau F 13 rdöel ravra | 14 TAAMa PİS: om. PP, seci. Laas Tols oxnyacı seclusi, om. S: habent TIP 18 dürrov eğ avdyekns E ıp)n E I9 oxyijya E? 20 fora mdvra H dAX'J dua EA 21 fora | 2241 23 öorw H 24 âmorpivöuevov Bekker (errore preli) 26 dövwarov EFHIS: döüvarov eivat GJ kat APST: om. E oxomoürrı S 27 rxevw om. F o yâüp ev udarıâvdpA 28 örev F 30 6 FP 31 pebicraclar pr. EFHIJ : ovvlorauaı P et sup. lin. J' 32 el 33 pom.S yp. P Prantl: habetniP özet yp. P: öcev ST eyFH 34 ove FV (o kvBovj xevoü F 35 ÖreAnAvdevaı) dreAnAvleva 8öğeev EA: öreanAvlevaı Böferev dv Cornford
FİZİK 4
175
(çünkü (devinim) bir zaman içinde, herikisi de sınırlı olduğundan, hep
10
bir başka zamanla oranı var) oysa boş ile dolu arasında (bir oran| yok. Demek içinden geçilen nesnelerin farklı olması durumunda bunlar ortaya çıkıyor. Yer değiştiren nesnelerin Jağırlık-hafiflikçel aşırılığı açısından bakıldıkta ise şunlar: görüyoruz ki, ağırlık ve hafiflikçe daha büyük bir ivme taşıyan cisimler, öteki koşullar biçimleri açısından aynı kalıyorsa, eşit yeri daha çabuk geçiyorlar, bu da büyüklükler arasındaki orantıya göre oluyor. Dolayısıyla boşluktan geçerken de |bu böyle olacaktır). Ne ki bu olanaksız, çünkü hangi nedenle daha çabuk geçecek? Dolu nesnelerde bu zorunlu, çünkü gücü açısından daha büyük cisim daha çabuk ayırıp geçiyor; ya dış biçiminden
ötürü
ayırıyor ya yer değiştiren cismin
taşıdığı ivmeden ötürü ya da fırlatıldığından ötürü. Oysa |boşluktal bü-
20
tün hızlar eşit olacaktır, bu ise olanaksız.
İmdi söylediklerimizden çıkan şu: boşluk varsa boşluk olduğunu ileri sürenlerin dediğinin tersi sözkonusu oluyor. Aslında yere göre devinim olması koşuluyla kendi başına ayrılmış boşluk olduğuna inanılıyor, bu da yerin ayrı-başına bir şey olduğunu ileri sürmekle aynı şey; bunun olanaksız olduğunu da daha önce söylemiştik. “Kendinde” bakıldıkta da boş denen şey gerçekten boş gibi görünebilir. Çünkü nasıl suya bir zar atıldığında zar ne kadarsa o kadar su taşarsa havada da bu böyle, ama bu duyumla algılanamıyor. Yer değiştirebilen her cisimde, doğal olarak yer değiştirebildiği ölçüde geri itilmedikçe, ya yer değiştirme toprağınki gibi aşağıya ise hep aşağıya ya alevse yukarıya ya da içindeki şeyin niteliğine göre heriki yana gitmek zorunlu. Oysa
25
30
boşlukta bu olanaksız (çünkü o hiçbir cisim değil); sanki su ya da hava
tahta zar yüzünden taşmayıp onun içinden her yana yayılıyormuş gibi, zar
35
DYSIKHX AKPOASE©O>X A
176
8. 2168 ıo—g. &v
TG
Kevğ, Gomep
KUBw
und
/
Hip
6
,
âv el Td Üdep
dıjp,
£
216P 27
ĞAAĞ
»/
>»
kal ö küBos
mdvrn
N
pi) yedloraro Öyjlerav
,
ÖV
/
,
TG
uhive 216V
abroö.
OdAAâ
öcov
kareye
.
ye dxet TogOoürov peyedos,
»
,
N
Kevdp' Ö el kal Oepöv 1) YWuxpdv dorw 1) Bapb 1) koöpov, oüÖĞV İTTOV ETEpov TG elvaı MâvrEv TÖV Mağnmdrwv doTİ, Kal 5 /
A
;
a
.
a
?
3
A
A
A
a
€l Mi) XpLTTd»: A€ya ÖR Töv öykov TOü Çvhlvov küğov. Gor el kal yeptrdelj TÖV dAANev TdvTWV Kal pire Bapb pijre Koü,
N
,
«
/
/
.
n
«
w
n
wv
7
.
gov ely, kaBefet Td İoov kevöv
Kal
#1
/
&V TG
TdmOV Kal TG TOÜ KevoÜ ydpel İp favr.
w
«
>
/
>
”
aürğ oral TÖ TO
Tİ o0v Ölolcet TÖ TOĞ
KüBou cöpa TOÜ ioov Kevoğ kal.TdmOov; Kal el Öle Totaüra, Ölü 10 Tİ ol kal ÖTOdaCUV EV TÖ aürç dora; Ev pdv Öl) ToüTO ÜTONOV kat
.
5
,
»
âdvvarov.
;
o ĞTL
«
Ö€
”
ghavepov
ÖTL
nn
;
elvat ört dort Kevdv. o €l ptv yüp ij EoTL yav ,
TUKVOV,
om,
w
kai EFİJİP:
80 om.
GHJ' dor» İ) Wuxpöv A: kal Wuxpöy eorıv P 5 Erepov| €repov âNAâ kai galov | To F: rooP 7 mâvrov Töv ANAwv A g reroöom.E: r#l peearçireH Ii kv E! evom.F 14 Toürd mov Bekker (err. prel.) IŞ adrad;s H 16 mepi 1IS et ut vid. P: an mapa? 17-20€r... ârroö om. PST, seci" Bekker : habent IIV Averroes 17 örn) Mesir GH: ör | 8e| ö€ aut öp |” I9 cıdnpoi) üypoi Bonitz yap dön
1
21
oral
23
eivu ASP:
om.
E
€gTI1 Kevây
EGİJPS: kevdv corı F: €ori Tt kevöy H 24 oööv E olu» Te kai metoda F mıhoücdaı EJ #pom.JP 25eyi)7 E: hg F:enöksiiG:enl:yjP 26 cis E'AVP: om. El Ge Bonitz: om. 1P 27 d&AP:om.E
FİZİK 4
177
aracılığıyla boşlukta öncekinin eşi bir aralık var gibi görünecek. Ne ki zar da en azından boşluğun taşıdığı büyüklük ne kadarsa o kadar büyük ola-
216b
caktır. O ayrı başına olmasa bile, sıcak, soğuk, ağır ya da hafif olsun,
varlık açısından bütün bu özelliklerinden hiç de az değişik bir şey değil dir: kastettiğim tahta zarın kütlesi. Dolayısıyla zar bütün öteki özelliklerinden ayrılsa ve ne ağır ne de hafif olsa bile eşit boşluğu dolduracak, kendine eşit olan aynı yer ve boşluk parçasında bulunacaktır. İmdi zarın cismi ile ona eşit boşluk ya da yer arasında ne ayırım olacak? İki nesne böyle olabiliyorsa aynı yerde belli sayıda nesne niçin olmasın? Demek ki, bu bir tutarsızlık, bir olanaksızlık. Ayrıca şu da açık: zar kendi yerini degiştirse bile, öteki bütün cisimlerin de taşıdığı şeyi taşıyacaktır. Dolayısıyla bu, 'yer'den hiç de farklı değilse, kütle özelliklerinden bağımsız diye, niçin herbir nesnenin kütlesinin dışında nesneler için bir yer koymak gereksin? Kütlede bu tür eşit başka bir aralık olsa bile hiç farketmez. Demek ki ayrı-başına boşluğun varolmadığı bu dediklerimizden çıkıyor. 9 Kimileri de var, bunlar 'seyrek' ile 'sık” var diye, boşluğun da olduğunun açık olduğuna inanıyor. Çünkü seyrekleşme ile sıklaşma olmasa birleşme ile sıkışma da olmaz, bu olmasa ya genelde devinim olmayacaktır ya Ksoutos'un” dediği gibi ya evren) bütünü dalgalanacaktır ya su ile havanın hep eşit olarak birbirine dönüşmesi gerekecektir (dediğim gibi: sözgelişi bir bardak sudan hava olmuşsa, aynı anda
10
20
25
178
DYZIKHX AKPOAZEOZ
A
d€pos Üö6p Togoürov yeyevijodaL), 1) kevov eivaL E€ âvdykys” ovumdeola yâp kal önekrelvecdaı oük &vö€yeraı ÜNAws. el yöv oüv TÖ pavdv A€yovoı TÖ TOAÂĞ Kevd KeXOPE.;
*n
—
n
—
«
oydva öxov,
.
gavepöv
A
,
“
m»
#
.
»
GS el yndt
kevöv
,
5,
/
/
v
Evd€yeral
elvaı
yw-
pıoTdv Öcmep undt Tdmov Exyovra Öcdarnma aüroü, od? yavdv oürws* el ÖĞ pip xWpLOTdU, GAN ös Evelval TI KEVJV, T|TTOV ”
,
Höv
N
N
dövvarov,
dirLov
TÖ
v
#
ovufalve,
Kevdp,
N
>
ĞAAĞ
,
»
Kal TÖ Tüp pavöv
>
.
öt mpörov TİJs
N
âve
—
eival Maoıv),
ptv
(Tö
v
—
/
ov Tdons
yüp
Na
*
yavdv
.
Emera
«
»
kıw)gews
koüov,
ÖL0
airıoy
oüx
nn
kiyjotws
a
vÜTW TÖ KEVOY WS EV G, GAN Gdmep ol âckol TG pepecdat aöTol üye gdepovoı TÖ ovvexes, oürw TO kevdv üve pepe. oKatrot De
4
,
N
"
/
v
A
v
>,
5
5
/
*
N
vw
.
“
«
,
N
N
“
;
Ötopli(ev
©
v
kal
Taürdv
dev.
del
mapeAdöv
«
kal
a
Tö
N
A
ölamevel
ij ühAo
Kal
O&rL ÖR TÖ vöv, pehhov,
N
«
n
Tdrepov
,
âNAo,
,
ov
ödörov
ei pide yâp alel Erepov kal Erepor, unötv Ö dorl TöV
TO
e
€v
TO
?;
?
xpOV
âAAo
kal
dAAo
N
v
pepos
âna
/
(0
d
pip
A
Teptdxer,
N
/
TO ÖR mepilxerat, Gomep Ö dAdrrwv xpdvos Ümö TOÜ TAelovos), TO ÖZ vüv yi) öv mpdrEepov öt öv âvdykı; &pddplaı more, kal Tâ vöv âpa pöv dAAdos oük dorat, Egpddpdat öt âvdyknn del Th mpdrepor. Od&v gür ptv oüv Epddplaı ovx oldv Te ıd Tö elbat TdrEe, Ev âAAw Öğ vöv Eğdddplar TÖ 7Tpdrepov vÜv ok dvö€yeral. Odorw yâp âdöüvarov &xdpeva «
>
,
N
>
»
N
N
a
a
,
N
,
a
to
,
,
n
5
N
—
/
,
eivat dllıfAme Tü VÖV, ÖTTEp OTLYMİJV GTLYMİ|S. ©
3,
/
.
”
e
N
;
,
>
elmep oüv dv
“
v
»
>
Tö €beğijs OUK thdapraı GAM &v dAAç, &v Tols perağb (rois) vüv drelpos ovoıw âya âv ein: TOüTO ÖR âdUvaror. GAAĞ Hijy oüö alel Tb avrh Ölayevelv Övvardy- ovdevös yâp Ölat-
peroü memepaoy€vov tv mepas forıw, oüre âv Ep” tv 1) ovvexts oüre âv Emi mAeew' Tö öt vöv mepas doriv, kal xpdvov Gori “
a
AaBeiy
9.
/
memepaopevov.
«
N
“
/
o ErL ei TÖ âpa
5
7
.
/
eivat Karâ ypdwvov
v
Kal
Hire mpdrepov yijre Ürrepov Tö Ev TG avr eivat kal Evi |r$j) vüv doTıv, €l Td TE mpdrepov dorw, âya âv elin Tâ Eros
Kal Tü ÜcTEpoOv Ev TG Vüv TEÖİ yevdueva MuplOGTOV TOLS ye-
44-5 rot, ... wa EP: rot twa İ) mdvra Tâ pepn eva ASPT; mdvTa Tâ pepy ij via eivat S“ 6 perpei re FH'ISP; ergsirmı HYAPSS: yperpe E'G: E! incertum 7 pipos) p€pos, Tâ ÖE vüv ov yerpei F öc EFGJPS: 871: döke H 8ovlom.F 9 öopi-
Çev E:AVS et ut vid. T: öpileav E'
1o # (de) Torstrik
oil
SE II owder H 12 6 un mepı€xe âya H 14 TÖ TE E'HPS 15 kal... dya EAPS:om.E! oük EoTat AAAnAoıs 8tepdüpdar H 8€ E'APS: om, E' 16 drdykn . . . rpörepov E?AP: del dvüykn Tü mpdrepov S: dviyey E' oövom.l oüyx| Tö vöv oy H 17 olövr ael da H: oiorrat dia | rdöre EİAVS: om. E| 18 fore E?APS: egri» V: E' incertum I9 orıyuhv EPST: EriyAn) A 21 rois seclusi: om.S et fort. P 24 â&vom.F 26 kai &vi (ro) Diels, kai €vi fort. T: kai &v Tg IIS“; kal &vi TE Cİ. Bonitz: omittendum ci, , Bonitz, fort. cum PS 27 yel: om.S mpörepa kal Tâ üdTEpla F €v| yivdueva ev S 28 râ els ros E?AS yevöpeva TTPSPT : yevnoiyeva 5“: yevnodueva yevdueva Diels Hvptooröv ante yevdueva F yıvoyevors FPS
m
Cc
ghalveraı
b
/
dt xpdvos oü dokel ovykelodaı Ek Töv vüv. ?
Mm
N
5
FİZİK 4
185
onun ya bütün parçaları ya da kimi parçaları vardır. Oysa zaman parçalanabilir olmasına karşın parçalarının biri olup bitmiş, biri olacak, hiçbiri yok. “Şimdiki an ise zamanın bir parçası değil, çünkü parçanın bir ölçüsü vardır, bütünün parçalardan kurulması gerekir, oysa zaman 'Şimdikian'lardan biraraya gelmiş gibi görünmüyor. Kaldı ki geçmiş ile geleceği ayırır gibi görünen 'şimdikian' acaba hep bir ve aynı mı kalıyor, yoksa hep başka, hep değişik bir şey mi, bunu görmek kolay değil. Hep değişik bir şey ise ve zamanın içindekiler içinde hep değişik olan hiçbir parça bir başka parçayla zamandaş olarak varolamazsa (kısa zamanın uzun zamanca sarılması gibi, biri kuşatıyor öteki kuşatılıyor olmadıkça); 'an” daha önce varolmayan ve bir zaman zorunlu olarak ortadan kalkacak bir şey ise, 'an'lar birbiriyle zamandaş olmayacaktır; daha önceki 'an'ların hep ortadan kalkmış olması zorunlu. İmdi onun, o zamanki varlığından ötürü, kendi içinde ortadan kalkmış olması olanaklı değil; önceki 'an'ın başka bir 'an' içinde ortadan kalkması da olası değil. Nitekim nasıl bir nokta öteki noktayla sürekli olamazsa 'an'ların birbirine eklenmesi de olanaksız olsa gerek. Öyleyse an bir sonraki içinde değil başka birinin içinde ortadan kalkmışsa sonsuz olan aradaki 'an'ların içinde zamandaş olarak bulunacaktır! Oysa bu olanaksız. Ne ki 'an'ın hep aynı kalması da olanaklı değil, çünkü sonlu olup da parçalara ayrılabilen hiçbir nesne tek sınır taşımaz: ister tek bir nesneye göre sürekli olsun ister daha çok nesneye göre, bu böyle. 'An' ise bir sınırdır, sınırlı bir zaman almak olanaklıdır.” Öte yandan “zaman içinde zamandaş olmak” ile 'ne önce ne de sonra, “aynı ve tek 'an' içinde olmak” anlamına gelse, yine önce ve sonra olup bitenler şu belli “şimdikian” içinde olsa, on bin yıl önce
10
15
20
25
186
DYXIKH> AKPOASEOX
A
VOREVOLS TİİMEPOV, KAL VÜTE TPİTEPOV OÜTE ÜGTEpOV ovĞtv ĞAAO 30 dAov. 30
mepl ytv olv Tör ÜmapydvrOEV aürğ Tooaör” EorTOE dupopnu€va: Tİ ÖĞ doriv ö xpdvos kal TİS abrOoü 1) gidis, Öyeles N
/
N
/
a
>
—
5
N
»
,
»
v
N
,
N
.
N
.
/
N
,
,
”
N
MEv TO EV ONİYyp MONU Kivovmevov, Bpadu ÖĞE TO Ev MOAAG dAlyovr 4 88 xpdvos oüx öptorat xpdvw, oöre TG Tocds Tıs elvak oÜTE TG MOLdS. ÖTE ydv Tolvw» oüK dor kivyoıs, pavepdr “
N
Myötv .
20
5,
,
/
N
ÖR dtabepeire N
peraBohp. YAAAâ pip
7
oüğ
/
Afyev
(yiv dv TG
/
dvev
N
£
ye
n
,
nn
yeraBokis*
N
N
Tapdvrt ,
örav
5
.
Kiyow /
yâp
1) a
pndtu
8 29 Ado dNMov ovdev H 30 fare dınropnuiva EGİJPS: torat Bnmropnu€va F : eipyole H 31 aüreü ) Düöris EGİJP: are yn düris F: ) günis atroö HS 32 reliP:om.S dönhov İris toriv E' b 3 pepos.. . mepıgopdom.l yap) Se 1ns sup. lin. |! Aex6ev EV et sup. lin. |! 8 EGHIJP: om. FT 4elom.S öreeöv H 6 eimoörw AP : Encü E re om. FP 7 xpövo Tü mdvra IP 8 pom.H 9 kivnois Tes eivat H lO TOü TE Ââv gkenreov G II tavrö H Hövov eoriv EHPST: dorı yövov FGİJ 13 kai pr. EFGİJT: om. HS 8€ E'APST: 8€ kni E! 14 eorı E'PST: dırmı mâca E'AV IS Bpağü kai Tü Taxv İ: Taxv kai (xi r6 P) Bpadv VPST Ig Ö€ AVP:om.E 21 dAA' uv uyvovd G yeom.S Andy ağrol EGİJPSS9İT; aörol unödv H: avrol undev F: aürol ur SP
FİZİK 4
187
olanlar ile bugün olanlar zamandaş olacak, hiçbir nesne ötekinden daha önce, daha sonra olmayacaktır.
30
İmdi zamanla ilgili bunca sorun sözkonusu. Zaman ne, onun doğası ne, bu az önce üzerinde durduklarımızdan çıktığı gibi, bize aktarılanlara göre de belirsiz. Nitekim kimi, “zaman
|evren) bütününün devinimi-
dir” diyor, kimi ise zaman gökçemberin kendisi”. Gerçi çembersel yer değiştirmenin bir parçası da bir zaman İgösterir) ama yer değiştirmenin kendisi zaman değil, çünkü parça çembersel yer değiştirmeden alınmış bir parçadır, çembersel yer değiştirmenin kendisi değil. Ayrıca çok sayıda gökçember olsaydı onların herbirinin devinimi zaman olur, dolayısıyla zamandaş birçok zaman olurdu. “Zaman bütün evrenin |dışl çemberidir” diyenler, herşey hem zaman içinde hem de evren bütününün çemberi içinde diye böyle düşünüyorlardı. Oysa bu görüş öyle zayıf ki, bu görüşle ilgili ortaya çıkan olanaksız şeylere bakmak yetiyor. Ama madem zaman bir devinim, bir değişme diye düşünülüyor, bunun üzerinde durmak gerekli. İmdi herbir nesnenin değişmesi ve devinimi salt o değişen nesnenin içindedir ya da o devinen, değişen nesnenin bulunduğu yerdedir. Oysa zaman hem her yerde hem de her nesnede aynı biçimde. Ayrıca değişme daha hızlı, daha yavaş olur, zaman ise öyle değil; çünkü hızlı ile yavaş aslında zaman ile belirleniyor, kısa zaman içinde çok devinen nesne hızlı, uzun zaman içinde az devinen nesne yavaştır. Zaman ise ne niceliği ne de niteliği açısından bir zamanla belirlenir. Demek ki zaman bir devinim değil, bu açık. Bizim için şu anda 'devinim' ya da 'değişme' demek arasında hiçbir ayırım yok.* 11 Ne ki değişmeden bağımsız da değil /zaman|. Nitekim
218b
10
15
20
DYXIKHX AKPOAZEOZ
188 10.
2188 29 —ıl.
A
2199153
avrol peraBdANowMev Tip Ödvolav 1) Adöwmev yeraBdANovres, ov Ö0KEL ijuiv yeyoveval xpdvos, kaldmep oüdt Tols €v Zapdol pvlokhoyovuevos Kadevdöev mapâ Tols ipooıv, örav öyepd&ou ovvdmrovaı yüp TG Tpdrepov vüv TÖ ÜcTEpOV vüv kal &v motoüdiy, EĞaıpoüvrEes ÖLd TİJ âvacöyolar TÖ pE,
“
Tağü.
/
©cmep
/
obv
”
/
el pij Tp
nn
,
N
>;
a
5
;
Erepov
*
Td
.
Kal ömel Aavdüvelt Erepov Oy, oU a
,
N
âAAâ
.
>
e.
vüv
na
Kal
5
€v, oük âv 1)» xpovos, oürws *
N
N
>
.
,
N
TavTö SN
"
v
Öorel elvat TÖ perafb xpdvos. el öy TO pip olerda elvat xpdvov Tdre ovuBaive iyyiv, örav pi) öplremev puydeylav keraBohiv, GAN dv &vi kal dötaıpere galvyrat | Yuxi) pe Heba kal kal öplreypev, TdrE ve, , örav Ö alo0öyeda öpü 5 gpaytvğ yeyovevaı € xpdvov, gavepov ört olk Eorıy Üvev Kivi)gews Kal peraolijs
30
Xpdvos. ört pdy oüv oüre KİYyo1s Gür” âLEV KIVI)GEMS Ö XpĞVOS 2199 €oTİ, gavepdr: Ayardov Ö€, emel Çiproümev Tİ dor Ö xpdvos, dvreülev âpxopevols, Tİ TİS kıwjreds dorıw. dua yâp Kıwoews alodavdueda kal xpdvov kal yâp dâv 7) okdros kal unötv Öd ToOÜ gdyaros mdoxeyev, Kİvnoıs DE Tis ÖV Tİ) 5 Ywxi €vji, ev0üs üya Öorel Tis yeyovdvat kal xpdvos. , N N N “ , n / e GAN& pipp kal ürav ye xpdvos Öorij yeyovevat Ts, Üya . a a Kal kİvnois Tıs Öokel yeyovevat. o GoTE İjrot KİYNOLS 1) Tİ Kkijceds Tİ dorlw Ö ypdvos. Emel oüp ol KİvyoLs, âVvdYKı) TİS KUW)GEGS TL eivaL GÜTOY, Emel ÖR TÖ KIVOÜMEVOV KIyelTAL EK TLVOS €ls Tı kal mâv peyedos ovvexes, âkohovlet TO yeyedet ho Kivnoıs: Ödıâ yâp TÖ TO meyedos elvat ovvexts kal i) Kİvnols dFTW GvLEXYS, Ölü ÖR Tİ)v Kivyow ö xpdvos* ön yâp | 5,
7
,
m.
»
v
£
7
a
;
5
N
7
d
N.
Lai
.
N
a
N
ça
m
N
/
/
N.
n
/
3
£
7
/
»
—
i
/
N
n
,
m“
S
/
N
ov TO
N
m
>
avrd ,
—
4
N
7) pEv
/
?
yâp
N
N
€v dAAE
SN
,
*
kal âMAç, Erepov (roüro 8 1jv aürğ Tö vöv Çelvaı)), 6 ö€ more dv doTL TÖ vöv, TÖ aüTd. âKolovdel ydp, ws EA€xÖN, TG pdv 15 peyddet 7) kivyois, Taürn 6 Ö ypdvos, Gs ganev Kal öÖyoles ÖN) TI) oTEYMİ) TÖ hepdevov, © Tip kivnoıy ypwpifopev kal TÖ MpdTEpov dv aürj) kal TÖ ÜrTEpov. ToüTO ÖLÖ0 pdv TOTE ÖV TÖ ard Çi) oriyyi yâp 1) Aldos ij TL âMAo Towürdv tori), TE Adywe ÖR dAho, Gomep ol copldral Aapfdvovow Erepov Tö 30 Koploxov öv Avrelp elvat kal Tö Koplorov &v âyopg. kal Toöro Öl) TG âAAoı kol âAAodı elvaı Erepov' TG dt depo4€vp âkohovdel TO vüv, Gemep Ö xpdvos Tij kwjoe (rö yüp hepoueve yvwpl(ouev TÖ mpdrepov kal Ürrepov EV Kivı)vet, 7) Ö âpıdıınröv Th xpdrepov kal ödTEpov, TÖ vüv dor) 35 GGTE Kal Ev TOvTOLS Ö yEV MOTE ÖV VÜV dOTL, TÖ aüTd (Th Mpda 3 3 , / a «5» e v Tepov yâp Kal ÜcTEpdV ETİL TÖ EV kivi)get), TÖ 6 elval ETEpov (Gİ âpıdunrör yap Tö mpdrepov kal ücrEepov, Tö vüv dorw). kal v
,
ki
N
,
"
«
a
©
N
»
3:
»
N
,
,
A
a
"
/,
N
;
*
,
,
—
S
v
,
.
”
.
.
v
b7 8€ EHIJ, 8r6... oüx) ox 6 dpığyoüyevos, dAN' yp. Aspasius 5 G tort . . 9 apıdyoüuevov post b7 apığpoüpev transp. Torstrik: forı... dpılpüpev om. |! 8 ğom.E!: oöx& Aspasius 9 kai pr.) ada Aspasius 10 kal An EFHJPPSP: :
.om. GIJ!PİSİ
müs xpdpos) mas vel xwdvos müs Torstrik o
röJGE?
II #vj) öv Torstrik 12 öpiğe Torstrik: gerpei MVPS: dıaıpei Gottschlich : seci. Prantl: an yepife? Üerepo» AS: ücrepor öpiÇet EV Pranıl I3don...atrdom.G yap om. H 14 «ai
âMle om. G
vüv eivat vel eivat ci. Bonitz: habuit ut vid. P:
vöv 8.... 15 vöv E' incertum 14 ö GHIJ'PS: A EFP more HJ?PS: önore E!F: öndreGlj! IŞ dari TÖ vüy) Tö vüv €eorı S: errn P dxoNovlei , .. 16 gapev seci. Torstrik (cf. 220 24-6):
habent 01PST
IŞ
öcmep
orıyuy E : secil. Torstrik EFGHIP öv dori ra H ut vid. P 24-5 & .. HS 257 APS: dE FGHIPT:
om.
7 FGIJP roH:om. €orı EH
E
Töaördeorı F
ES,
erasit
E'AP
17 Tİ
orıyuj NPST:
18 rTavrn H raom.G 8) 20 roAP:om.E 22 ToürOov . varepov om. G 24 €v| €v Ti «kai FGİJPS: kai rö EH TÖ |J
26
öte...
TotrTOSsOoOMmİ,
Ooröalt. EHİPetsup.lin.J': om.FG
To AP:
F
27 kai)
om. EV ev evrp H rö FGIJP: 28 rö vüv €vrw GİJP: eori rö vöv F: vüv
FİZİK 4
193
saydığımız şeye). İmdi zaman onunla saydığımız şey değil, sayılan şey. Onunla saydığımız şeyle sayılan şeyse birbirinden değişik. Nasıl devinim de hep değişik ise, zaman da (ama zamandaş alınan her zaman noktası
aynı, çünkü 'an, varlığı değişik olsa bile bir zaman ne idiyse aynı; zamanı öncelik sonralığı açısından belirleyen de 'an). 'An' bir anlamda aynı, bir anlamda aynı değil, hep başka bir şey içinde olduğundan değişik (onun 'an' olması bu idi), hep 'an olduğundan ötürü de aynı. Nitekim dediğimiz gibi devinim büyüklüğü izliyor, yine dediğimiz gibi devinimi de zaman. Aynı biçimde devinimi ve devinimdeki “önce” ile 'sonra'yı onunla anladığımız yer değiştiren nesne de noktayı izler. Ne ki yer değiştiren nesne “bir zaman varolan şey” olarak aynı, (çünkü ya bir nokta ya bir taş ya da böyle başka bir şey) ama kavramca farklı -sofistlerin “Okuldaki Koriskos” ile “Çarşıdaki Koriskos'u farklı kabul etmeleri gibi. Öyleyse yer değiştiren nesne başka başka yerlerde olmakla farklı. Zamanın devinimi izlemesi gibi 'an' da yer değiştiren nesneyi izliyor (çünkü yer değiştiren nesne ile devinimdeki 'önce'yi, 'sonra'yı anlıyoruz, 'önce' ile 'sonra' sayılabilir olduğundan ötürü de 'an'ın varlığını). Dolayısıyla buna göre de 'an' bir zaman varolan şey olarak aynı (devinimdeki 'önce” ile 'sonra'), ama var-
lığı farklı (çünkü 'önce' ile "sonra" sayılabilir olduğundan ötürü 'an' var).
10
15
20
25
194
DY2ZIKHS AKPOASEOX PYZIKHE
AKPOASEYUZE
yvdpıyov öt udAlcra Toür' /
.
,
Kat
dorıy
0.
7
gopâ
AKPOAZEGZ
ıl.
219P 29 —ıI2.
A
220Pb7
örL oudEv MdplLov TÖ VÜV TOÜ ypdvov, OVÖ' 1) ÖLalpedis TİS KIVYgews, Gomep ovö 7) orLymi) TS ypapuijs* al öt ypayyal zo al övo Tijs mtâs udpıa. İN pdy oüv mEpas TÖ vöv, ol ypdvos, > . / FP ş) » nn 3 / . . . . , dANâ ovuBeBnker 7) © âpıdpel, âpıdudsİ' Tâ yiv yâp me para &kelvov ydvov doTiv oü dorıw m€para, Ö 6 âpıduös ö TÖVdE TÖV İnmev, 7) Öekds, kal âAAoli. ÖrL yöv Tolvv» ö xpdvos “
San
£
/
n
e.
/
«
—
,
—
“
“
/
7
T
/
,
«
,
«
.
m»
/
a
*x)
2
«
/
/
3
N
,
v
£
”
—
/
>
.
,
«
N
£
/
âpıOyds doTıW KIiyioews KATü TÖ MpĞTEpOV 12
—
m.
?
5
N
£
,
/
bo ovuBaiver) ovpBaire karâ Tö IT ÜdrEepov kai npörepov H lorü... torı fecit E pev om. E' 11 kal ö Tör)knirövGl: TövTEH 12 9J8'6H ol immot TEV AS: olor immev kal E 14 xpövop €vd€yerat oin» AT 18 kai alt.) 5 A xpdvov om. H I9 «ai om, F dpıdug JP rövl) 7 fecit | olov ... 20 dpıduov om: İ 20-2 rp... are om. H 21 vi) ev El TÖV avröv apıdpdr. öyoles EV 22 ö£ om. H rs F kai TS GHIJV: om. EF 25 uev EGHJPST: om. FI 27 rö alt. om. EFİ eva om. GH TacoüTOY katy H 29 Papev eivat GHIJS: güper T 3onEFGHSPT:jl:4n)SS9 kal... 31 zokâyom.G 30 Tabrnv gayer elrat mohAp» H 3ı7 om. SPT 32 Th»... xpövos pr.) 6 xpdvos Tnv kivnow A yp. S ecri» post 2213 1 kıwpocws | 2218 1 ovres FGİJ oplodar G
FİZİK
4
199
Zaman onunla saydığımız sayı değil, sayılan sayı; bu ise 'önce' 'sonra hep değişik oluyor, çünkü 'an'lar değişik. Oysa sayı bir ve aynı, ister yüz
atın
sayısı olsun
ister yüz
insanın.
Sayı
neyin
sayısı ise o nesneler
değişik, diyesim atlar insanlardan değişik. Öte yandan nasıl bir devinim dönüşümlü olarak tek ve aynı olabilirse zaman da öyle: sözgelişi yıl, ilk bahar, sonbahar.
Yalnızca devinimi zamanla ölçmüyoruz, zamanı da devinimle ölçüyoruz, çünkü birbirlerince belirleniyorlar: nitekim zaman onun sayısı olduğu için devinimi belirliyor, devinimse zamanı. Zamanı devinimle ölçerken ona “çok”, “az” diyoruz, tıpkı sayıyı sayılabilir olanla, sözgelişi bir atla atların sayısını ölçtüğümüz gibi. Nitekim sayı aracılığıyla atların çokluğunu biliyoruz, yine bir atla da atların sayısının kendisini. Zaman ile devinimde de bu böyle: zamanla devinimi, devinimle zamanı ölçüyoruz. Bu da akla uygun, çünkü belli nicelikte, sürekli ve ayrılabilir olmaları açısından büyüklüğü devinim, devinimi zaman izliyor. Nitekim büyüklük bu özellikleri taşıdığından devinim bu özellikleri yükleniyor, devinimden ötürü de zaman. Yine hem büyüklüğü devinimle hem de devinimi büyüklükle ölçüyoruz, yürüyüş uzun olduğunda yolun uzun olduğunu söyleriz, yine yol uzunsa yürüyüşün. Yine devinim öyleyse zamana, zaman öyleyse devinime de. Madem zaman devinimin ve devinimin varlığının ölçüsü; madem o bütün devinimi ölçecek olan belli bir devinimi belirleyerek
15
20
25
30
22la
PYSIKHX AKPOASEOZ
200
12.
220Pb8
—
A
2218 26
cal TIVâ KİYyoıw 1) KarTanerpioet TV ÖAnv (Gomep kat Tö Miikos Ö mixvs TG öpleat TI peyedos 6 âvayerpiioe TÖ öhov), kat öorw Tİ) kwjdet TÖ öv ypdvup elvat TÖ perpelofat N
/
N
n
a
v
,
/
N
”
LA
.
a
,
a
m
SN
.
la
rl
|
”
“
#
n
nn
TO xpovp kal aüriv kal TO elval aürijs (âpa yâüp Ti KivyoWw Kal TÖ €lyal TİS KWT)MEWS HETPE, Kat ToÜr ör aÜrj TO &V ypdvw elat, TÖ mMerpeloğaı aüris TO elyaı), ÖjAov ört kal Tols dANoLs Toür dart TÖ &v xpdvw elat, TÖ perpel“
oba abröv TÖ-elval Üm0 TOü xpdvov. o TÖ yâp dv xpdvw etval ,
m
»
*
a
lal
,
N
N
>
?
övolv dorw Ödrepov, &v yev TO elyal TdTE ÖTE ö ypdvos Eorıy, Ev Ö€ omep Eva Me€youev ÖrL Ev âpığup €oTw. OToürO öt A
“
dd
“.
onpalve
rot
7.
;
Lg
©s pepos
“
To âptİncü TE, 7) ÖTL dor ö xpdvos, TÖ uğv vüv kal TÖ xpdvw bs Ev âpıduğ povâs yâp TOÜ âpığuoü TL,Tâ ÖtTOÜ &v âpıluğ TG xpdvp dorly. öomep p (kal Tü &v apıduğ PLOHG ümüm .
,
—
a
4
.
»
âpıluoö
/
y
“
N
>
rn
"
5,
m
kal Tddos, a
kal
/
.
«
öAws
öri
”
».
avroü âpıduos. emet 6 âpıduös Tpdrepov kal ğa Totaüra oürws Ev kal TÖ mepiTTdy kal âpTtov (Tâ pt ypdvov Tİ doTİUW) Tâ&ÖR pdyyarTÖa &s el öt ToOĞTO, TEpLExETAL ÜMÖ xpdvov âpıduoö) âpıdı kal Tâ &v TömE Ümd TdMOU >
-
,
/
,
N
>
>
N
«
ghavepdör d8 kat ört oğk dorıv TÖ &v xpdvw elvat TÖ elval ÖTE Ö xpovos Eorıy, Grmep oüöR TÖ dv kıvjmet elvat oüğt TÖ dv TdTE N
*
Di
wv
NO
>
“
v
a
A
a
9
XPw'
Tâ mpdyyara
»
?
N
LD
DİN
Ekeivo Ö .
a
,
-
e.
a
£
3
,
el yâp doTaL TA Ev Tivi oğrEO, doral,
kal ö olpavds Ev Tİ) KEy-
ÖTE yâp 1) K€yxpos darıy, dori Kal ö olpavds.
Mev ovuBeBnrev, .
&v öreoüv
,
/
öre 1) klımaıs kal 6 TönOs dorw. mdvTa
3,
âvaykıy ,
dAAâ ToüTO
TapakoNovleiy, kat TG OvTL a
N.
.
€V xpdve elval Tiwa xpdvov ÖTE KâKElYO doTUY, Kal TĞ ÖV KiyioeL öVTt elval TÖTE KİvNoW. €met b€ dor ©$ EV âpıduö TO €v ypdve, .
82
karaperpippaı
|
«
TV...
7/1
*
£
N
N
3
n
N
dora
“
e
npeylas 5,
,
,
N
N
|kard
a
£
N
N
/
N
,
v
N
ovuBeByrds, öğAov ört ©v TÖ elvat perpel, ToüroLs âmadıv EgraL Tö eiyal &V TG Tpepelv 1) kıvelolaı. ödca ptv otv pdaprâ Kal yevyrâ& kal öNes ÖTE ptv övra Ört öt pap, âvdykıp &v ,
w
a
N
n
»
kd
;
N
m
«
m
>
m“
di
xpdvw elyaı (€oriv €lval GÜTÖV Kal TOÜ öoa utv TEpl€xel Tw, Tü ÖR eoTaL,
N
N
A
£
"
-
N
v
/
”
o
N
tr
.
?
/
N
>
/
,
yâp xpdvos Tıs mhelev, 0s Ümepelel TOÜ TE 39 METPOÜVTOS TİJV OLE Lav aUTOV) TELE Mi) övTOEV 6 ypdvos, Tâ p&v Tv, olov “Opypds more olov TöV pehAdvrwv Tı, Eh! Öndrepa mepi- 2223
, 3 ? e? exe oOkal. el. Em. üne, ângdrepa İkal , ivŞ kal v dora” i öca BE pi) meptlyet undayfi, oüTE Tv oÜTE EoTLV oüTE EoTaL. EoTLÖt TÂ «
/
a
»
>
“
ToldüTa TOY MI) ÖVTEV, ÖFEV n
-
«
v
v
»
»
.
N
TAâVTIKElMEVA alel EOTIY, OlOV TÖ
wv
âcüymerpov elval Tipy Öldüerpov âel ZoTİ, Kal oük ÖoTal TOÜT €v xpdvw. oü Tolvvv OÜÖĞ TÖ GÜMMETpOY” ÖLE alel OÜK EoTİy, ÖTL .
;
>
LE
N
,
a
go“
5
y
GU
N
e.
13
Tö öğ vöv dorw ovvexeta ypdvov, omep
tAdxön'
ovvexel
vi
&vavrlov TG alel övri. OÖöcev ÖR TO dvavrloy pi; alel, Taüra 6 öüvaraı Kal elvat Kal pip, kal torıw yevecis kal pdopâ aürör. o
Oyâp Töv xpdövov Töv mapeAyAvfdra kal doduevov, Kal mepas xpdvov dorilv dor! yâp TOÜ pdv âpxı), TOÜ ÖR TEAevTi). &AAâ Toür olx Ööcmep &mi Tijs orıUyyijs pevolons gavepdr. ölaıpel öt övvdmet. oKal 7) yav TotoüTO, alel Erepov TO vüv, e
1
dö?
n
ovvde,
a
.
alel Td
9
,
aürd,
*
Grmep
b
Emi
a
Tv
-
b 23 kaileorı kai H 24 unom.E dANE 25 öNes pev yap H 26 yiv om. GJ?P eri 6 xpdvos kıvyoceş FGİJ: ktwnoews €gTt Ö xpdvos H 28 tori F 29 yevvyra FI En) pg övra H 30 öslöcev H ürdpte | 30-31 Toü ...kaom.S 30 re om. AT 31 avrov alt. EVST: om. E'A 2228 1 olor E'AVPS:om.E! mwom.S Zkxated...€ora ESFGHIJPİ (dupe om. H):
om. E!:
kal Av kai fora seclusi, om.
.
pabısarıköv 15
VPP
o öda| bw
E'GHIP 3 mepiiyea E*AP:om.E'! pyööe H:om.E' oöre tonwvom.l1 €onjenT 4 uysup.lin.E' 5 toraH 6 ovuperpov) günperpov öve H 86... 6rıJdiöre T, Torstrik o 8 8öfom. F «ipr.om,E pplpjeva E LI Töv ypörovom.F Oo zapehyAv8öra EGT: mapeadövra FHIJ €pxöyevov xpdrov «ai F 12 mepas E'V yp. S: öpos ST: öhes mepas E'a €oriv om. E'
FİZİK 4
205
ölçüsü. İmdi açık ki 'varolmayan her nesne de, dediğim |(varolmayanldan başka biçimde olamayan nesneler de, zaman içinde değildir, sözgelişi *köşegenin kenarla eşit ölçüde olması”. Kısaca zaman kendi başına devinimin ölçüsü, ilineksel olarak da başka şeylerin ölçüsü ise şu açık: ölçtüğü tüm nesnelerin varlığı ya duradurma ya da devinme içindedir. Demek ki ortadan kalkan ve oluşan nesnelerin, kısaca kimi kez varolan kimi kez varolmayan nesnelerin zaman içinde olması zorunlu (çünkü zaman onların varlığını ve onların tözünü aşan, daha büyük bir şey). Ne ki zamanın sardığı “varolmayan” nesnelerin kimi vardı, sözgelişi Homeros bir zamanlar vardı; kimi de varolacak, sözgelişi zamanın öyle ya da böyle bir biçimde saracağı gelecekteki bir nesne. Heriki biçimde de sarıyorsa herikisi de geçerli, (hem vardı hem de olacak). Ama zamanın hiçbir yerde sarmadığı
25
30
222a
nesneler ne vardı, ne var, ne de olacak. Karşıtları hep varolan 'varolma-
yan nesneler içine girenler bu tür, sözgelişi “köşegenin kenarla eşit ölçüde olmaması hep geçerli ve /ölçülmesil zaman içinde olmayacaktır. Bunun için hep yok, çünkü 'hep varolana' karşıt. Karşıtları her zaman olmayan nesnelerin ise olması da olanaklı, olmaması da; onlar için oluş ve yokoluş sözkonusu. 13 Dediğimiz gibi şimdiki 'an, zamanın sürekliliği, bağlantısı; çünkü geçmiş ile gelecek zamanı bağlıyor; ve zamanın sınırı, bir zamanın başı, ötekinin sonu. Ne ki bu duraduran noktadaki gibi açık değil; o olanak halinde ayırıyor; ayıran bir şey olduğundan ötürü 'an hep değişik bir şey, yine bağlayan bir şey olduğundan ötürü de hep aynı, bu tıpkı geometrik çizgilerde olduğu gibi
10
15
206
DYZIKHX AKPOAXEOS ypayyöv (ov yâp h) ari alel oTUyi) "
yap
âdMAn
N
kat
*
üdy
.
i
ö€ yla, N
Ti) voğgek
N
Ölapovrev
n
7) avr
/
A
*
mâvry) —oüre
NN
,
kal
v
TO
N.
N
VÖV TO Mtv TOÜ xpdvou Ölalpecıs karâ Öüvajıy, TO ö8 Mdpas üâpbotv »
kal
n
29 pedis
Kal
.
&vorns:
.
.
,
.
/
N
.
TpöS TO TpdTEpoV vüy, olov ort EAy€orat karakAvomds: det yâp meme-
.
“
,
.
.
pavdaL mpös Td vöv. o EaTat dpa MOGĞS Tis âmö TOÜÖE ypdvos cis Ekelvo, Kal ip €ls TO MapehÖdr. el BE pydeis xpdvos 0s oU more, mâs av eli Xpdvos memepaou€vos. o âp oüv Ümo7 a » * . 2 vr m a e SN 3 o Aelyel; 1) ov, elmep alel torı kivyoıs; ĞAAos Uv 1) 6 aürös .
.
"
"
bi
“
5
,
Fa
mMohAdkıs;
ÖğAov
/
N
,
,
N
«
,/
a
öTL
nn
©S
e?
âV
£
7)
a
KİYYOLS,
AKPOAZEOZ
14. 222P
32 — 223P
A
13
7 ToüTO Ö moTE ÖV dor Ö ypdvos, olov el EvÖEYETAL KİVYoW Elvat âvev YWuxi)s. Tö öt Tpdrepov Kal ÜcTEpoV dv Kıwioel doTİV Jyos ötÖ€ Taür € 7 29 xpovos Taür dari» &oTiv 7)1 âpıdunrd âpıdunrd €orİV. 2 / > ânopoele Ö âv TIS 29 , / / £ 4. > ? A « a a N kal Tolas KIVI)TEES Ö xpovos âpıduds. 1) ÖzoLacodv; kal ydp 30 A
g
v
A
yiyveraı
&v
/.
kal
#
/
?
glelperat
.
>
kal
/
0,
?
7.
atüldveral
Di
>
kal
/
-
âMdow
.
>
oörat Kal gedperav 1) obv kiyols darı, Tatry) dariy Ekders kwjoews âpıdpds. ÖL0 kıvijceds dorıv ânN&s âpıdpös —
N
£
/
,
ç
/
,
m»
,
7.
/
N
/
>
/
/
£
5
m
“
»
a
TUVEXOÜS, AN OU TIVdS. OĞAN darı vüv kekiwijofaı kal ühho' 223 ©v EkaTfpas TİS kiwjoews elin âv âpıduds. ErTEpos oüv xpdvos v , Rk . darı», kal vdâpa Öler, İcot ypdvot âv ele» ijA oü;x 6e aürösNN yâp. xpdvos kal els ö İoos kal âpa: oeldet Öğ kal ol ui) âya el yâp elev küves, ol Ö İmmoı, Ekdrepo Ö &mid, 6 aürös âpı-5 /
.
N
Pr
»
0uds.
(6
£
dAN'
;
7
Ö
N
NS
,
GÜTd,
,
N
kal
âpıduös
Toüro Öi
6
7,
.
/
/
7
Tpiywvov, aürds
/
Tpliyevov
(ov
yâp
«
—
6
ob
ölapepe
6 âpıduös atröv), öerâs ö oüx 1) atri;
N
S
Tö
a
N
aürd.
âpıduoö
kal
öapopi
Eğ” ©v yâp Aeyeraı,
BLapdpev Tâ utv yâp küves, Tü © İrmo. kal mepl piv xpdvov kal aüroü kal Töv mepl aürdp olkelep Tİ) oreyet el-
pırat, E MeraBdAher öt TO yperaBdAdov mâv TöÖ udv karâ ovpBeBnkds, olov örav A€yopev TO povoıkdv Badifev, ört © ovuBdBnkev yovcıkğ elvat, Toöro Badiler Tü ö8 TG TOov-
Tov TL peraBdAhew
âmAÖs
M€yerat
(öytdÇeraı
karâ
pepn
Oahmös 7) 6 apak, «
A
©
Aeyeraı peraBdAhew, yüp
Tö
oöpa,
olov öda ör
6
Taüra öt pepy TO ödov cdyaros)
;
a
.
,
nn
/
dg-
dorı y
BE Tı Ö öğre karü ovuBeBykös Kiweiraı vüre TG âMdo TI TÖV aüTOoü, dAAâ TG avrö kıweiodar mpörov. o Kal Toür' dort TÖ kağ” aürö kıyyTdv, kar” dAAyv ÖR kivnoıw ETEpov, olov dA-
Aotwrdp, kal dAAotödews üyLavröv 1) BepmavTdv Erepov. ,
.
3
,/
*£
«
a
«
Odorı
e
v
ÖR kal Eml TOÜ KIVoÜVTOS EoaÜTES* O TÖ MEV yâp Kard oypBeBnkös kıvet, TO 8 karâ yepos TG TÖV ToüTOv TL, TÖ ÖR kağ” aürd mpörOov, olov ö pdv larpös lârat, 1) ÖĞ xelp mAyr>
AKPOAZEOZX E
mevov, ört &v ©, Ö xpdvos, kal mapâ Taüra dE ol Kal eis 224? ö—nâca yâp kivyoıs ök TwoS Kal els TU ETEpov yâp TÖ Tp6TOV KIVOÜMEVOV Kal els Ö kıwelral Kal &E oü, olov Tö EUhov v
35
>
©
£
/
«al
TO
“
.
Öepyöv
N
;
A
kal
a
.
TO
N.
a
m
«
Yuxpop
N
a
3
ToürOEv
,
>
a
»
8
/
>
N
,
N
TO uv «
/
Ö, TO
N
v
Ö
«
,
els 6, TÖ & 2g oü—i) Bip klvnoıs öğMov ört &v TG Eühe, ObK dv TG ede OÜTE yüp KiVeL oürE kıwelrat TÖ ElĞOS 1) 6 TOMOS 1) TÖ TOCĞVÖE, MAN” doTL Kwoüy Kal kiwoüyevov Kal els Ö A
.
?
5
,
a
N
/
,
,
A
kwelrat. o yGhdov yüp els Ö 7 2E ol kıweiraı dvopd€eTat ) yeraBoln. 86 kal 7 glopdâ es Tö yi Öv yeraBohij dorw kalrot kal &€ dövros peraBdAhet TO höepduevov n
10
a
A
m
kal 7) yeveois eis öv, kalrot kal &k pip öVTOS. Tt
10
/
03 MEV
a, OVV
2 €OTIV
7 kiynots, elonyrat Mpdrepov OTA Ö8 elöy kal Tü MdÖn kat Ö TöMOS, els Ü Kıyodvral Tü Kıvoümeva, âKİYNTA torı, Olov i) emoTnyun kal ) Oepudrns. okalrot âmopoelLev âv TIS, €l Tü AÖN kıvioets, 1) ÖE Aevrörns mddos* dora yâp els kiynow *
7
vy
,
15
,
/
7
GAN İcws oüx 1) Aevkörns kivnoıs, AN ij Aeükav-
dor
ÖR kal &v Ökelvols kal TÖ karâ oyuBefinkös kal TÖ
wv
N
b
|
>
N
a
N
N
«
«
karâ ypepos kal |rö) kar' âAAo kat Tö mpdres Kal pij > ? N / > S N / kar ĞAMO, Olov TO A€VvKALVOMEVOV ELS HEV TO VOOÜMEVOV METGN
29
/
N
A
,
v
.
N
/
N
N
Bühhe karâ ovuBeBnrds (T6 yâp xpdparı ovuBeBnke voelolat), els öt xpöya ör pdpos TÖ Mevköv ToÜ ypoyaros (kal els Tipp Eüpömyv örı pepos al 'Afiipal Tijs EipeN
>
N
>
/
w
,
ns), eis ÖR Tö Aevköv ypöya >
x
N
N
Kaf”
-
ç
>
aörd. e
,
,
m
—
;
/
omös pdv oüv kaf “
N
»
,
aüTd kıveirat Kal TGÖS karâ ovuBeBykds, kat mös kar ĞAAo TL Kal mös TG abrö mpöTOV, Kal Öml Kiwoüvros kal 25 dmi kwovm€vov, ÖiAov, kal ÖTE 1) Kivyots oük dv TE elde GAN âV TO KUWOVMEVE Kal KiyyTG kar” dvepyetav. oi) p&V ov Kard
ovuBeBnkds 224P bi
peraBoli; âpelrde:
11-16 — 1067? 9-132 speres H
AS:om.E
7 eisöom.E' kalaltom. FİJT E yapl Be F
EAS:om.E'
4 öy HIiyp.Ayp.S:
«ai HIPS:
om. EFJ!
Bonitz, om. fort. T
8 EFJS yp. A
«at FHIS:
6 rö
om. EJ
8 kai om. EHJ 9 kaiom. F 1o ör) 6 | 1Ljom.F raaltAT:om.E 14 kiryoıs kiynoıv 7 peraBok H IŞ dAX' ny Aevkavoıs
16 tora |
xpörws) kara npörov E: mpöres H E 23-4 kalalt....reom. E om. E
dv âmaci TE yap dort Kal
17 (r6) Bonitz
OoröPrantl: ro E?A: E! incertum
27 âmaci TİS“; nâgi SP
kar)...
ral Tö un EHİJ 18 dANov 24 kal... mpörov seci. ydp TE EH
25 €ri
FİZİK
5
219
içinde olunan zaman, bunların yanında bir de neden-neye-, nitekim her devinim bir şeyden bir şeye. Demek ki asıl anlamda devinen ile ona doğru devinilen ve ondan devinilen şey farklı: sözgelişi tahta, sıcak, soğuk: bun-
35 224b
lardan biri nesne, biri ondan biri de ona. İmdi açık ki devinim tahtada,
biçimde değil. Nitekim biçim, yer ya da nicelik ne devinir ne de devindirilir, tersine devindiren, devindirilen ve ona doğru devinilen şey var. Değişme ondan yerine daha çok ona doğru olan şeye göre adlandırılır. Bunun için yokolma da, yokolan bir varolandan değişmesine karşın varolmayana doğru bir değişmedir. Oluş ise varolmayandan olmasına karşın varolana doğrudur. İmdi devinim ne, bunu daha önce söylemiştik. Devinenlerin onlara doğru devindiği biçimler, duygulanımlar ve yer ise devinimsiz şeyler, sözgelişi bilim ile sıcaklık. Gerçi duygulanımların devinim olup olmadığı sorulabilir: aklık bir tür duygulanım, yani devinime doğru bir değişme olacak. Ama herhalde aklık bir devinim değil de aklaşma bir devinim. Bunlarda da ilineksel anlamda, parça olarak, bir başkasına göre ve bir başkasına göre değil, asıl anlamda sözkonusu. Sözgelişi aklaşan, ilineksel olarak akıllanmaya doğru değişebilir (renk açısından akıllanmak ilineksel bir şey), renge parça anlamında değişir, çünkü ak, rengin bir parçası (“Avrupa'ya” denir, çünkü Atina, Avrupa'nın bir parçası), ak renge ise kendinde değişme olur. Demek ki kendinde nasıl devinilir, ilineksel olarak, bir başka şeye göre nasıl devinilir, bunlar hem devindiren hem de devinen açısından açık. Şu da açık: devinim, biçimde değil, devinen nesnede ve devinebilir nesnede etkinlik halindedir. İlineksel anlamda değişmeyi bir yana bırakalım, çünkü o her yerde,
15
20
25
220
PYZXIKH> AKPOAZEOZ
I. 2243 35 — 2258
E
17
alel Kal TaVTWV' 1) ÖĞ pip kard oyuBeBnkös ovk Ev âmacıy, AA &v Tols dvaprlos Kal TOis yerağü kal &v âvrığdoe TovrToOv Öt Tlorıs &k Tijs ömayeyijs. &k Öğ TOD merafü pera- 30 A
N
;
*
>
.
N
N
.
iz
a
>
»
e
n
/
Bdhhev — xpijrat yöp aürğ ws &vavrlp Övrı mpös EkdrepordoTi ydp mes TÖ perafb Tâ âkpa. Öd Kal Toüro Tpös dkeiva kâkeiva
TpOS
Toüro
A€yeral mws
dvavrla, olov
7) pfon
d€ela
Tp0S TY Ümdryv Kal Bapela TpöS TV vrijv, kal TÖ pat Mevköp 7pÖS Tö pehav kal yeAav MpöS TÖ Aevkdv. 35 N
N
e
N
a
«
N
/
N
«
«
dmel
mâca peraBohıj dorw Ek Tıvos ls TI (önel MET
>
N
/
ĞNAo ydp
TL
kal
,
N
.
4
Tâ udv
5
mpdrepov
Ö8
35
öt kal Toüvopa' 2253 a
ÖnMol, TO Ö
>.
ÜcTEpov),
MerafdAhot âv Tö yperaBdAhov TeTpaxös* 1 yâp EE ÜmoKELUEVOV Gis Ümokelmevov, 7) &€ Ümokeyydvou €ls Mi) ÜMOKELA A Mevop, 1) OÜK EĞ Ümokeyudvov els ümokelievoy, 1) OUK EĞ ÜmoKELLEVOV EİS piy ÜMOKElMEVOY Alyw ÖR ÜMOKELEVOY TÖ KaTağdoet öyMoüuevov. o ÖcTE âvdykıp &k TÖP elpnyevwy TpEİS eva peraBolhds, Tv TE EĞ ümokeymdvov cis ÜMOKELEVOY, Kal Tip ÖĞ Ümoke€vov Els pi) ÜMOKEMEVOV, Kal TY EK pi) ÜMOKEYMEVOV GİS ÜMOKEİLEVOV. o 1) yüp OUK EĞ ÜMOKEYLEVOV GİS N
a
Gi
A
.—
n
o
Hİ) Ümokeluevov OUK EoTIY perafohi; öld TÖ pi) elval Kar” âvTiÖerıw vüre yâp evavrla oüre âvrlpacis torı». 1) ptv ovv oüK âE Ümokeydvou is ümokelevov peraBohij kar âvridadıv ye£
/
7
>
>
v
*
N
/
vegis
/
v
£
âmNi),
n
Tis
N
N
5
N
âmlös
N
«
/
2,
i) tv *
N
,
,
dorw,
4
v
Twds
N
S
>
,
»
5
>
/
;
(olov
1) pt
?
*
N
Ek pi) hevkoü els evköv yevecis ToÜTOV, | Ö EK TOÜ pi) ÖVTOS ÜNAÖS els ovolav yeveoiş âTAÖS, Kal” ij» âmhös yiyverdaı kal vü Ti yiyveolaı A€yoyev) 1) 8 EĞ Ümokeys€vov els ox Ümokel*
N
»
a
,
/
>
/
,
/
ovuBeBnrös .
kiveirat |rö
.
n
77
«
kıvoüyevovl
v
TE
A
pepos
“
mâv
/
TL 1) (r$)
/
a
Tpıxyös,
—
«a6?
"
7 karâ
n
aörd,
>
*
a
xarâ
,/
N
ovpBe-
N
25
Bnkös udvov âv &vö€yotro yeraBdAdew Tüv yeraBokip, olov e Ö ÜytaÇöyevos Tpexot 7) yavldvov Thv Bt karâ ovuBeBnkös dpelyev TdAat. 23 €mel Ö& oVTE ovolaş OUTE rob 7pOS TL 33 .
v
/
mdoxyew
/
2
1)
/
N
âmalis
A
5
/
N
N
eivat.
N
1) Ö€
e
3 / *. 7 > A « n a ? 3... †&vavrlov 1) els dvavrlop kivyols dorw, 1) ânhös 1) mp Emi S
.
a
Mev,
&m
deme a
TÖ
öt
3
TÖ
.
dapdpet
toüda
A
A
7)
N
ovddv
Tâvavrla /
MA€ov
ToüvavTlov AexÖjderat
>
>
yaAdov A
yâp
€İs
a
7)
©s
:
€&K
Tö /
,
Tovvavrlov
,
Evvmdpxelv
yerafidA-
/
A
yeraBdahew
ümdpxew
»
€AarTOV
/
1
£
öt yâAhov Tob
a»
2
eis
n
kal /
€vavrlov
avrd. .
âmdös,
TAV
Trrdv Kal
a
77)
e
HEv yâp TÖ iprrov
N
dori
;
pi).
8 v OT
2268 23-9 — 1068P 15-20 319 rd kwwoüpevov E”AS: om. E! #EHS: #rg FIJ 20 Te) 7oE re seclusi, om. S: ro E? 21 pövws FİJS: uv E: p€vrot T olov| ei ovuBaiye Tivi Tpoxdoavrı Uytaive olov yp. A yp.S 22 6 vyıaföpevos AS: Üyafönevds rıs E Tpexe ip HavÖğüve |
24
kal alt.) kard T:
«ai karâ F
rö AST:om.E
28 xolov FJMS 30 dvovvyov A €xdrepov FİJT: Erepov EH 31 reovrliS: mdeov T 32 İdtov kat Tö kowwöv İJ 33 dvovunol 34 gdpemdal yeravra H: ye gepeodar Taülral: pipecdat Taüra FJ pdva FIJST: udövov EH Ep” tavrois FHT: e€m' aürois |
bi u;AS:om.E
2 np APS
3
pr. om. APS
5 els
Tö avrâ Moreliana 8 rpAetutvid. PS TOD €vavrlou €rvrdpxev A pn) un evvmrdpyew np l: pi) Evvmapxetv Toü evavrlov rj E
8
FİZİK
5
229
değiştirmedir. Kısaca madem |devinen)| her şey üç biçimde deviniyor, ya ilineksel anlamda, ya bir şeyin parçası olarak, ya da kendisi açısından, değişmenin değişmesi ancak ilineksel anlamda olası: sözgelişi sağlıklı olan koşuyorsa ya da öğreniyorsa. Ne ki, ilineksel anlamda değişmeyi daha önce*6 bir yana bırakmıştık. Madem
tözde, görelilikte, etkinlikte ve edilginlikte
20
(devinim) yok,
nitelikte, nicelikte ve yerde devinim olması kalıyor geriye; çünkü bunların hepsinde karşıolum var. İmdi nitelikteki devinim 'nitelik değiştirme
25
olsun, ona ortak ad olarak verilmiş olan ad bu. Nitelikten kastettiğim,
tözdeki bir şey değil (çünkü ayırıcı özellik de bir nitelik), ona göre etkilendiği ya da etkilenmediği söylenen etkilenim. Nicelikteki devinimin de genel bir adı yok, her bir durumda büyüme ile eksilme, 'tam büyüklüğe doğru' olan büyüme, 'tam büyüklükten' olan ise eksilme. Hem genel hem de özel yere göre olan devinim ise adsız, ama, gerçi asıl anlamda yalnızca yer değiştirirken kendilerinde durma olanağı taşımayan nesnelerin ve yer açısından kendi kendilerine devinmeyen nesnelerin yer değiştirdiği söylenirse de, genel olarak “yer değiştirme” adını verelim. Aynı tür içinde 'daha çok' ile “daha az'a doğru değişme 'nitelik değiştirme'dir. Bu ya bir karşıttan ya da bir karşıta doğru devinimdir, yani ya mutlak anlamda ya da belli bir biçimde. Devinim “daha az'a doğru olduğunda değişmenin karşıta doğru olduğu söylenecektir, “daha çok'a doğru olduğunda ise karşıttan kendisine. Belli bir biçimde değişmekle mutlak anlamda değişmek arasında, karşıtların bulunması gerekmedikçe, hiçbir ayırım yok; çünkü 'daha çok” ile 'daha az”, karşıtın daha çok ya da daha az içermesi ya da içermemesi demektir.
30
35 226b
230
DYZIKHX> AKPOASEO>
E
Mtv oüv aüral Tpeis udvat kiwjdes eloiv, &k ToürEv Öğ10 Aop: âklvnrov Ö dori Td TE öNES döüyarOor KıyyOival, GETEp 6 Wdpos ddparos, kat T6 €v TOAAG xpdvp udiıs kıwdüyevov 7) Tö Bpadles âpxduevov, 6 A€yeraı Övekivyroy, kal TÖ mebukös ptv kıvelodal kal Övvdyevov, pi) KIWOÜMEVOY ÖR TĞTE öre MEpVvKE Kal oU Kal ©S, ömep Tpekelv KaAG TÖV âKIıvI15 TEV Mövov' dyavrlov yâp ipeyla kıvi)cel, ÖTTE oTEpNoLs âV EİN TOÜ Ö€KTİKOÜ. Tİ ptv obv doTİ KİVYOLS Kal Tİ Tpepia, Kal TdoaL HeraBohal kal Tola kıwoets, gavepöv dk TEV elpnulvwv. N . n / ld , a d . / Merd öt Tara M€ywyev Tİ dtorw TO âya kat xyepis, , / N e , / a N . / N > Na Kal Tİ Tö âmrEedOaL, kal TÜ TÖ yerakv kal Tİ TOÖ €detis ,
4,
A
>
N
”.
a
/
/
/
5,
N
v
>
,
»
N
A
0
v
/
—
/
>
*
7
—
.
nn
.
>
N
/
20 kal Tİ TÖ &xduevov kal Gvvexes, Kal Tols Tolos EkaoTOoy Toürw» Ündpxew m€pvkev. üpa udv oüv eyw Taür' elval karâ
23, 2279;&v
TömOY,
örepw,
Öca
Ev
&vl' Tdömp
ÜmTEFdal
dorl
öt öv Tü ğrpa
mpörEe,
xwpis ÖE Ööca
dğya.| (ime
öt mâca
MeraBohi; &v Tols âvTiKEYLEVOLS, TÜ Ö AVTLKELMEVA TA TE &vavrla kal Tâ karâ âvridadıv, âvrıddoces 5 ovdtv âvâ 10,226b26 yecov, pavepöv öri dv Tols dvavrloıs doTaL Th pera€i.| ev tha26, 37 xioroLs 8” dorl TÖ merağl Tpıoiw toxarov ydv ydp| torı Tüs 37, 23 merafohijs Tö &vavrlov,) | merafü öt els Ö mlpvke mpdrepov apıkveloaı TO peraBdAdov 1) cis Ö Eryarov peraBdAhe karâ 25, 27 gücw ovvexyös yeraBdAdor. |€v... evavrıo.) | OVVEXÖS ÖĞ kıvelTat TÖ 4ndty 1) ört BAlyıcTOY ÖLalelmov TOÜ TpAyMATOS — yi) TOĞ xpdvov (ovöğv yâp kote ölahelmovra, kal evBüs öt yerd Tip * 0€ € 0 N / ) LAAĞ n / A ? 3o.ümüTnv gd€eylacda Tiyv vedrnv) âAAĞ& TO MpdyyarOos &v © ktwvelrat. OTOÜTO Öt &v TE Tals karâ TdmOV Kal &v Taiş ĞA,
/
*
N.
Ya
N
N
N
,
/
226P 10-16 — 1068? 20-25
/
,
/
,
,
.
5
«
SAN
«
,
N
N
N
21-5 — 26-30
bil pödis ET: udyısA 12 i)Tö EAM(AP)ST: rö M(E): ön M(J): om. E' ro om. | 16 eorr om. F 17 xdoa Fİ 18 A€yonervl Ookairiröxepisl 20 kalrilröoyweyes HI 21 Meyo ES: dMeyermA (o 22 Tdme dori mpöre (npörov E*) E?FJS : mpbredori Töre H: €orı Tdme mpörov |: Töre eoriv E!': Töre mpore (mpörOEv A?) M 23 €repe)| repo Töre İ 2279 7-10 emel... perağü hic collocavi cum T: post 2278 6 ânrnratliMS: post 226? 32 pavepür ci. Prantl 8 reom.E 9 Tâ karâ dvripaoıv| dvripacıs EMT 226P 26-7 ev... evavriov hic collocandum ci, Cornford: post 25 peraBaNAov İST 26 €orl Tö yerağü om. fort. S 23 mpörepov MT: xpörovli$ 24 peraBuNher E?AMS : yeraBüNhev E! o 26-7 ev... vavriov ante V 23 peruğu collocavi 28 4om.E' ör TOAS FHS:
öliyozrör E! kolkta yo Eİ|J
an HP: 7 Setutvid.T 29 yüp kekre 31 Seom. EH kat... aNNaeşsom, İT
FİZİK
5
231
Demek yalnızca üç tür devinim olduğu bunlardan açığa çıkıyor. Şuna “devinmeyen nesne” denir: devinmesi bütünüyle olanaksız olan nesnedir; tıpkı gürültünün görülmez olması gibi; uzun zaman içinde güçlükle devinen nesnedir; çok yavaş devinime başlayan nesnedir -ki buna güç devinen nesne denir-; doğası gereği devinen, devinebilen ama doğaca ona verilmiş zamanda, yerde, biçimde devinmeyen nesnedir -ki devinmeyenler içinde yalnızca buna “durgun olmak” adını veriyorum-, çünkü durgunluk, devinmeye karşıt, dolayısıyla devinmeyi kabul edebilen bir nesnedeki yoksunluktur. İmdi devinim ne, durgunluk ne, nice değişme var, devinimler ne tür, bunlar bu söylediklerimizden anlaşılıyor. 3 Bunlardan
10
15
sonra 'birlikte', “ayrı, “bitişik”, 'arada”, 'ardıl” “içeren
sürekli” ne, ayrıca bunların herbiri hangi nesnelerde doğal olarak bulunuyor, bunları söyleyelim. 'Birlikte'yi ben yerle ilgili, tam anlamıyla tek yerde bulunan nesneler için; 'ayrı'yı başka yerde bulunan nesneler için; *bitişik'i kenarları birlikte olan nesneler için kullanıyorum. Her değişme karşıolumlarda, karşı olumlarsa ya karşıtlar ya da çelişikler, çelişmede orta durum yok, öyleyse açık ki, 'ara durum” karşıtlarda olacaktır. “Ara durum” en azından üç biçimde sözkonusu: çünkü 'karşıt, değişmenin en ucudur. Ara durum, değişen nesne doğal olarak sürekli, kesintisiz değişiyorsa, en uca doğru değişmesinden önce varması doğal olan şey liçinde..... karşıtl. Nesnede hiç kesinti yapmayan ya da son derece az kesinti yapan şey sürekli devinir -zamanda değil (çünkü bir kesinti olması önemli değil, ama elbette alçak sesi yüksek sesten hemen sonra çıkarmak önemli), kendisinde devinim gerçekleşen nesnenin kendisinde. Bu hem 'yere göre' olan devinimlerde hem de öteki
20
25,27
30
PYXIKH> AKPOAZEOZ
232 2.
2269
— 7? 9—3.
b
Aats peraBokais gavepdv. evfelav â&meyov TAelarov N
a
A
dvTos
7)
odöpelijs öt ob perâ Ti
7
/
A
Öecet
v
7)
?
a
ede
25
a
o dvavrlov öt karâ Tdmov TÖ kar" ) yâp daxlern memepavral, pE-
Tpov Öğ TO memepagpevov. v.
2278
E
n
“
7
dAAe
.
Tw
v
a»
,
oürwes
,
er.
dpxip
a
>
N
/
âdopıddevros
Hnödv yerağü dort TÖV &v Taürg yevel kal ol &beğijs dorıw .
»,
3
n
5
;
“
/
a
.
»
A
9
"
:
A
(â€yw © olov ypayyi; ypayyijs 77 ypapyal, ip yovddos N A /, a ../ ../ PA > o. / vâs 7) movdödes, 71) olklas olkla' ĞNAo Ö olöğv KEAVE
TaĞv eival), A
oTö yâp Edeğijs Tw €gdeğijs kal ÜoTEpdv TU
»
N
N
,
ağ
N
,
m
N
”
2279
poWE-
OU
,
»
yâp TO &v Egeliis Tolv övolv, o0ö' 1) vovunvla rf) öevrepg pekis, 3
5
N
m“
2?
3
âNAdâ Taür”
“
/
«
>.)
3
ökelvoıs.
(dme... mera.) ,
—
c
/
/
VA
OExduevov
-
A
/
>
n
5,
a
öt 6 âv öpelis
m"
an
NA
el
ÖV ârTıTaL.
a
N
Tö 88 ovveyts darı ytv ömep Exduevdv Tİ,
,/
«
N
S
v
S
”
.
,
/
o
A€yw 8” eivat ovveyds'örav Tavrö yevnral kal &v TÖ Ekarfpov
mxdpas ols âmrovraı, kal &omep onualve Toüvoya, Gvvexyraı. Toüro Ö oüx oldv TE Övolv GvTolv elvat TOlv doxdTolw. ToÜTOV öt ötepıruevov gavepöv örL dv ToürOoLs doTl TÖ ovvexes, EE e , / N , ©v Ev TL MEMvke yiyveolaı karâ. Tiyy oivayw. Kal Vw©s more / , e. ” ov v dg. ? yiyverat TöN ovvexov €v, oürw kal , Tö3 8Aov dgTaL Ev, olov 1)A ydudbe
1) Köy
a
A
ghavepöv öt kal ört Tö utv yâüp âmrduevov dpelis âv-
TpöTOV TO €deĞijS dor dykıp
elyal, TO ©
/
»
/
a
n
T€pols
TG
€peğijs
>
,
Adyp
3
TÖ
4
cis
»
elep:
Ücrârn
vupücerat
,
GAA
>
karâ Tü
,
,
m
—
v
dgdelijs
oüK Eorıy), Kal el öv >.
ov mâv
—
N
Tal, OÜMW OVVEXES* el âpa
7 17
1 âdi) ) nporgüret.
dorıv,
ümrendaı (816 Li
?
5,
olov
ovveyes, âvdykı
N
kal
5
&v
öv mpo-
.
,
“
âpıdyols,
ümredaı,
£
N
âdi;
ö
,
el 6 ümre-
O yüp âvdykı) Ev elvat düröv Tâ ÂKpa, »
?
el Ev,
Tijy âkpa,
,
âvdykn
kat
yeveciy: Tü
Öt
.
gd
*
âpa.
âvdykn
âmrdueva
/
a
y
N
«
/
,
m
ç
Di
N
»
>
>
.
;
TEWS GUykeyLEv1) Kal popüs; ödot yâp âv dpapudrTÖElHV. “ET 88 Ötoprrdov mola kiyyoıs dvavrla kıwjoel, Kal TEpİ Movijs Öğ TÖV alTöv Tpdmov. o Ölaıpereov Bt pörOv MdTEpov dvavrla kiyyots ij &k TOÜ avTOü Tğ) els TÖ aürd (olov i) EE üye elas s Tİ) Tİ) eis eis üyletap), Üyletav), olov olov kal Y yeveıs ş kat gdopüpü Borek, ZN 1) 7) &€ &vavriwv (olov7)1 €€ 2£ üytelas Ti) &k vdoov), i) 1) ets evavrla Üy il 0
10
(olov 7) ? els üyletav Tij” els vdoov), ,7n 1) 7 :&£ dvavTlov Tİ)7 eis Y rlov (olov 1) †üytelas Tij els vdgov), 1) 1 SE dvavrlov els Tlov Tij €€ dvavrlov els dvavrlov (olov 7) †üytelas els 0 / , *. 7 2.1 . A e a / Tij &k vdoov els Üyletav). âvdykı; yâp 1) Eva Twwâ ToürOy *
gı
/
m
n
,
»
TÖV TpOTWV "
/
,
1) TAelovs*
,
a
,
LA
5
&vavdvavvdoov > elvat »
,
OV yâp boTİıV âNAes âvrırıdevaı.
/
>
N
v
wv
5
Ear
/
v
ö i) udv EE dvavrlov Tij els dvavrlov oük dvavrla, olov 7) &€ Üytelas Tij eis vdoop" İ) aüri yâp kal ula. TÖ pevrot yo eivat ov TavTO aürals, Gomep gü TatTö TO EE üylelas peraBdAhew kal Tö els vdoov. oVö' 1) EE dvavrlov Tij €€ dvavrlov âya ptv yâp ovuBalver &£ dvavrlov kal els dvavrlov 1) pee
/
n
>
>
/
A
,
.
o
S
Na
5
o
N
,
TEpİ
,
a
.
,
>)
/
N
«
n
N
Tagu—AAAd /
*
,
>
TOUTOV
«
/
/
.
ÜOTEpOV
.
,
7
9
,
»
Epoümev,
v
5»
-
e
5,
/
x
«
N
5
?
MEV
?
/
ka
AAAd
a
/
/
>
A
HAAÂoV
N
—
TO els €vaprlov peraBdAhew ödĞeLEV âv eiyal airıov TİS dvavTtWcews
»
o -E
N
-
v
N
,
«
N
H€havos, kal &K Mevxoü gis gadv ws cis Mehavos els patdv ws els Aevkdv TO gaıdır /
,
N
*
a
Di
/
pelav, Td yâp
,
N
&k ÖE yecov
N
,
TpÖS EKdTEpOV A€yeTal TES EKATEpOV TÖV dKpwV, Kağdmep elpnraL kat mpdrepov. o Kİynoıs pEV Öl) kwijoeL dvavria olrws | EE &vavrlov els dvavrlov Tjj &€ &vavrlov els dvavrlov. , , pi , > Z n 7 > / Ezel ÖĞ kıv)oeL ov yövov Öokel kiynots elvaı Evaprla dAAd 5,
N
kal ıjpepla, TOTO N
».
/
“
ÖloplaTdov. /
o âmA6s £
n
pdv ydp &vavrlov
v
”
kıvijoe.—
>.
/
dv Aevkd3
,
OÖnoıs öğ yi) dorıv dvavrla,
«
TOÜTOV peraoki; yev dorw ;
,
n
Tij
ov yâp İ| y
©
e
1) EE övros ,
5»
/
7) EE aüToü Tİ) ls
/
5,
“
N
»
/
>
el ö8 ToürOo, 1) ov üca ipeyla Kıvijoet dvavrla, 1) 7) yevecis 15 kal glopâ kivnoıs. o Öldov Tolvuv ört ipeyla yiv ov Mekrda,
el pip ,
A
kal aüral .
Kiyijoets,
?
/
Öpolev v
dvavrla öt 1)l ovöebi 1)i TiTN &v TÖv
MNpip
ÖE TI Kal /
övri
18 yâp €ğ aürijs, i) öt yevecis els dkelvnv. 18 .
.
»
m
L 25 kalka
*
SS
l
/
,
âyeraBAyala'
N
,
1)ı TİTN gdop& pa
air
1
5
O268'E'APS:om.E!
dmopi)mee Ö âv TİS ,
/
>
O zoğ 8 mow scripsi
cum P: moigdöömoia EFHİIST: molademolaJ) olow|)pH 27 karâ Töv Tömor | 7 karü Tdörov E'AS: om. E! vov) yev P: pey vöy | 28 e€vraüla scripsi: evravfoi II: €vravfi ci. Cornford pom.E nom. EF 29 eradöp FH 29-30 tmroxeevots 7 kivnoıs H 31 Ö€ €evarrin dAAydaıs H 32 arat sup.lin. E dromov 1) kivnoıs E' 2308 z nom.l1J! evalt.om.E' 4 avrö EFHJS: ravrölP o çiöscripsi: yil yeomE 6ötom.E! #pr.om., E! y om.H 7 undev H €vavria E'FIJA yp. S: €vavriov E*HS 8 rovrev A yp. S: bw A yp.S: om.Eyp.S 9-10 oley ...torwom.H gelsröyyür E' kal om. EJA 10 kal ei 4v AS:om.E menfecitE Ip EAStowyE! m... 13 dperaBAnata om. F 13 ee E?FHİIS: om. E'J 15 ai) kaiy FH xwyoas H
FİZİK
5
247
bir devinime karşıt olan şey bir devinimdir, ama durgunluk da devinime karşıttır (çünkü bir yoksunluktur, yoksunluğun da bir karşıt olarak adlandırılması sözkonusu); ne ki belli biçimdeki devinime belli biçimdeki durgunluk karşıt, sözgelişi yere göre devinime yine yere göre durgunluk. Ancak bunu şimdi basitçe söylüyoruz, çünkü acaba belli bir yerdeki durgunluğa, 'o yerden olan devinim mi yoksa 'o yere' olan devinim mi karşıt olur? İmdi şu açık: devinim iki taşıyıcıda gerçekleştiğine göre, belli bir yerden karşıtına olan devinime, bu yerdeki durgunluk: karşıtından belli bir yere olan devinime ise karşıt yerdeki durgunluk karşıttır. Ne ki bu durgunluklar da aynı anda birbirlerine karşıt, çünkü devinimler karşıtsa, durgunlukların karşıt olmaması tutarsız olur. Bu, |durgunlukların| karşıt durumlarında var, sözgelişi sağlıktaki durgunluk hastalıktaki durgunluğa (ama devinim açısından “hastalıktan sağlığa doğru olana, çünkü Isağlıktaki durgunluğun) “hastalıktan sağlığa” doğru olan devinime karşıt olması mantıksız; -nitekim bir devinimin durduğu noktada bir durgunluk vardır, ya da devinimle aynı anda durgunluğun oluşması sözkonusu olur- oysa ya berikinin ya da ötekinin olması zorunlu): çünkü 'ak'taki durgunluk, 'sağlık'taki durgunluğa karşıt olamaz. Ne ki, karşıtları olmayan nesnelerde aynı nesneden gelip aynı nesneye giden karşıt bir değişme olur; sözgelişi 'varolan'dan olan değişme 'varolan'a doğru değişmeye karşıttır, ama bu devinim değildir. Bu nesnelerde durgunluk değil, değişmezlik vardır. Bir taşıyıcısı olsa, 'varolandaki” değişmezlik, “varolmayandaki' değişmezliğe karşıt olurdu. Oysa 'varolmayan' diye birşey yoksa, 'varolandaki” değişmezliğin hangi değişmezliğe karşıt olduğu ve bir durgunluk olup olmadığı sorulabilir: bu sonuncusu doğruysa, ya her durgunluk bir devinime karşıt değildir ya da 'oluş' ile 'yokoluş” bir devinimdir. Açık ki, bunlar devinim değilse, durgunluktan değil, benzeri bir şeyden, değişmezlikten sözedilebilir. Değişmezlik de ya hiçbir şeye karşıt değildir, ya da 'varolmayandaki' değişmezliğe veya 'yokolmaya' karşıttır, çünkü *yokolma”, “ondan 'oluş' ise 'ona doğru' olur. Bir de şu sorulabilir; niçin yere göre değişmede yalnızca doğal
25
30
230a
10
15
DYZIKHX AKPOAZEOZ
248
E
6. 229P 25 — 230P 12 ölü Tİ dv ptv Tij karâ TdMOV peraBo)ij —
cw
kal
a
.
,
mapâ
güdiıv
,
kal
povat
Aaıs oü, olov âAdolwoıs gürw (döv yâp yaAdov ,/
saa
/
a
gürw
7
N
map
/
£
elol kal karü
2
dü-
N
/
>
kimjces,
£
>.
güv,
kal
a
/
pi
EV
ON
Öt Tais
a
/
ovdt
AKPOAZE©OZX E müp, Tİ|y öt kdrw 7 yi” .
N
«
Kal dvavrlat
—
N
öt müp âvw ptv güce, e
N
Z.
/
N
/
—
>
>
“
*
. Yı
kdrw
aüröv
>
5
öt mapü
al gopai.
n
«
gücw
TÖ
/
a
kal &vavrla
ye 1) karü güdiw aüroü Ti) mapâ gücw. kal yoval Ö Wodürws* İ) yâp âve povi; Tij âvelev kdrw kivjce dvavrla. yiyverat Ö€ Ti yij 7 MEv yovij €kelvı mapü güv, 1) ÖR kiWes dÜüry karâ pür. O©oTE Kivijdet povij dvavrla iy Tapâ gücw Tij kar gücw To adroü kal yâp 7) Kivyoıs 7) Toü avroü &vavrla oüres* 1) utv yâp karâ gücw |taTai| aürör, ) âve 1) 7 kdro, 1) ö8 mapa gür. Exe 5 âmoplar el dorıw mdons ipeplas Tij ui alel yevedis, Kal aürn TÖ İoTOaebat. TOü öi) mapâ gücw ydvovros, olov Tijs yijs âve, ein
7
2
âmropevas
N
/
dAAAev,
va»
5
d
?
&£
w
5,
2
Öv
dorı
TÖ ovvex€s* Ö Ö' avrös Adyos kal &mi mdvrwv TÖV dötaıpeTWV. o OUVEXELS MEV ÖT) OUK âV elev ÖLâ TÖV elpnyevoy Adyov" 231P d v “ 7 / / âmreraı ö' .Nâmav 1)A öov öhov 1)A yepos ydpovs 1)A öov yepos. A
/
dpepes 5,
N
.
/
N
>
NON
a
»
TO dötalperov, a
>
NA
âvdykın
/
:
/
/
m
a
Ölov di
>
3,
/
/
,
Ööhov ânrelar.
LA
d
8 6 kai rapa E 9 npenoin E'İS: : pepoi FAJ: E' incertum 10 kivyois &vlors F II mvp) ız aürn pr.) aörijs E 14 pev) g#vosFJ? ©som. F|J vvra F TİS aüroö” 7, 8 scripsi, legit ut vid. S: rjod'aörev y”(/ Jom.E)n 15 ösn AS: ov E 7) AS:om.E
17
xy om.
29—231* 3 örav... eipnrat: Tit, epi KEYF EOS TGV eis EFHJ KSI: eme 1S* 24 Ypappi) H 8€ orıyuj dpepoüs KA: ov8€v Erxarov E' 8'om. FPKS
E!
post dvriketrat add. A 230P
add.S5 42-3 mepi... elpyrat: : om. EV 7r8 B—İE: hvoeüv €krov € I 21 e döüvarov &&£om.F! ypayuy E' 25 pöv H 28 foxarov ovö€v (vel ovğör) roü roü âyepoüs T 29 ov E*KAS: oök 3oraE b2 peposalti) pepovs F
FİZİK 5-6
253
hepsi için karşıt bir durgunluk var mı, diye sorulabilir. İmdi bu olmayacak olsa, saçma olacak. Çünkü
'zor ile” bile olsa (nesne) durmaktadır.
Dolayısıyla oluşmadan bağımsız her zaman durgun olmayan bir nesne var! Ama açık ki şöyle olacak: bir nesne nasıl doğaya aykırı deviniyorsa, doğaya aykırı olarak durgunlaşır da. Ayrıca kimi nesneler için hem doğaya göre hem de doğaya aykırı devinme varsa, sözgelişi alev için doğa gereği yukarıya, doğaya aykırı olarak aşağıya devinme varsa, acaba karşıt devinim, bu “doğaya aykırı devinim mi olacak, yoksa toprağın devinimi mi? Çünkü toprak doğa gereği aşağı gider. Ya da şu açık mı: herikisi de karşıttır, ama bu karşıtlık aynı şekilde değildir: (toprağın) doğaya göre olan devinimi falevin| doğaya göre olan devinimine karşıttır. Oysa alevin yukarı devinimi aşağı devinimine karşıt, çünkü doğaya göre olan, doğaya aykırı olana karşıttır. Durmada da bu böyle. Ama devinim durgunluğa herhalde bir biçimde karşıt >50
10
15
Altıncı Kitap
1
“Sürekli”, 'bitişik”, 'ardıl” daha önce tanımladığımız gibiyse, diye-
sim kenarları bir olan nesneler “sürekli”, kenarları birlikte olan nesneler
“bitişik”, aralarında eşcinsten hiçbir şey bulunmayan nesneler 'ardıl” ise, sürekli bir nesnenin bölünmez şeylerden (oluşması) olanaksız: sözgelişi, madem çizgi sürekli, nokta ise bölünmeyen bir şey, bir çizginin noktalardan oluşması) olanaksız; çünkü ne noktaların kenarları bir (bölünmez bir nesnenin bir kenarı, bir başka parçası olmaz) ne de kenarları birlikte (parçasız bir şeyin kenarı diye bir şey olmaz, çünkü kenar ile o kenarın ait olduğu şey değişik şeyler olur). Ayrıca kendilerinden süreklilik oluşan noktaların ya sürekli olması ya da birbirlerine bitişik olması zorunlu. Bölünmez bütün nesneler için de aynı temellendirme geçerli. Demek, dediğimiz nedenlerden ötürü sürekli olamazlar. Her nesne ya bütün bütüne ya parça parça ya da bütünün parçası olarak bitişir. Madem 'bölünmez nesne parçasız, bütün bütüne birleşmesi zorunlu,
25
30 231b
254
DYZIKHX AKPOASEOS ”
yı
ÖAov
Ö
söxee
£
ÖMov
TO
/
>
üMTOMEVOV
pev
âNdo
/
OVK
€oTaL
GUVEX€S.
Ö
dâAdo
yepos,
TO
oürws ETepa Kal TN
x
Z
Kexeptameva.
N
»
>
OTO yâp GVVEXES
kal
Ölaipeirdı
els
GAMA yiv oLöt Edeğijs
toTaL oTiyMi) TEYAİ) 1) TÖ vüv TG vöv, GT
Ek ToürOV elyat TÖ
Mijkos 1) Töv ypdvov:
©
n
“
A
N
/
A
n
a
a
dğeijs utv yâp dorw öv undev dorL uç7
"
N
/
,
/
,
Tav ovyyeves, orıyuöv 5 alel (Th) perafv ypayyij kal Töv “ , 4 >. A , 5 / y > r > 1o VÜV ypdvos. o ört Ölatpoir” âv cis dötalpera, elmep ⣠öv dor €kdrepov, els Taüra Ötatpelra GAN oültv 1|v TÖV ovvexy&v els âp€pij ÖLaıperdv. OĞAN ÖR yevos oüx oldv T' elvat perağü £
,
,
bi
»
n
”
n
,
,
“
N
,
SAN
/
?
5
lal
,
,
n
—
N
İröv orıyuöv kat Töv vöv ov0€v|. 1) yaplearat, öijAov ws ifror) âötalperov oral 1) ÖlatpeTdv, Kal el Ölatperov, 1) els âdral& pera 1) €is Gel Ötalperd' TODTO ÖR OVVEXES. o gdavepöv öt Kal ÖrL müv ovveyts Ölalperöy els alel ölatperd: el yâp els âdıalpera, €oraL âölalperov âötapdrov âmrduevov: Ev yâp TÖ kal âmrerat TÖV ovvexör. 1 8 fcxyarov ”
/
»
A
”
|
,
A
7
»N
.
/
m
S
N
*
a
N
,
*N
A
,
/
8
TOV
,
,
N
SN
N
Ö
m“
,
avroü
,
,
"
/
N
5
Adyov ,
p€yeos kal xpdvov kal kiynow Eğ dölatperev ovykelolaı, o kal Ötalpelodal els âöLalpera, | 4nddv. öldhov © Ek Tövde, el yüp T0 peyedos 2£ ddiapeirev oüyketraı, kal 1) Kivnoıs iy TovrOov Eğ İrwv kıvi)oewv foraL âdıatperwv, olov el rö ABİ &dk Töv ABET doriv dötaıplrov, 7) kivyotıs Ep” 7s AEZ, iv &kıw)On Tö 42 ömi Tijs ABT, &kaorov Tö pedpos fxe âdıalo €l Öl) Tapoüenys Kıyi)gews âvdykı) Kıvelodal Tı, Kal el 3 5 perov. kwelral Ti, Mapelyat Kİyyow, Kal TO kıyeloğaı dora EE âdıaıpirwy. o TÖ uv di) A dkipijdiy TÖ S2 Tijy TÖ A kıwoüyevon Kivnow, TO dĞE B rp T0 E, kal TO TÜ eEdcairesrvy TOZ. e öi âvdykıp TÖ kıvoüyevov mo0dv zot pi; âya kweladaı Kal /
.
,
.
7.
9
5,
/
—
2
,
e
N
N
/
/
5,
*
«
/
.
N
N
/
,
v
,
.
«
N
/
a
/
>
/
v
/
Bejdadıkös
E€kel
N«
,/
“
,
doTat
m
Kal
v
,
N
/
KEKLVNMEVOV
N
OU
/
KIVET-
»
"
Tal. el öt Tipy ptv öAyv Tiyv ABİT kiwelral TI, kal 7) kv gis İv kıweirat Tü AEZ teori, Tip 6 âyepij Tv A ovltv Kı. a . / v. A £ 7 > , / velral 'GANâ& kekiyyral, el) âv i) KİYYM!IS OUK EK künjcewv AAN Ek kimygdrOEv Kal TG Kekivi)odal TL pi) KiVOÜMEVOP”.. o TİYV yap A ötekiavdev ov ötelidv. ÖdTE doTaL TI BeBabıkdval unömre ğadl(ovr Tavryv yâp BeBdöev ou Badi(ov Tairyv. a n a a n . ei ov» âvdyky 1) Tpemeiy 1) kweiodaı zâv, Tpemel Kaf €kaocTov Töv ABI), öoT' total Tı ovvexyös ypeyoüv âpa Kal N
hi
>
.
ni
,
“'
.
m
KIVOÜMELOV.
N
"n
,
yap ABİ"
N
«
.
e
TV
/
,
”
/
.
«
v
/
m
OAyv
EktvelTo
mv
.
,
“
—
4
. o
a
N
kat 1ypepet ÖTLODV ME-
—
.
,
/
Z
yâp ör döüvarov €ğ ârduwv etval Tı OVvVEXES, peyedos ö 25 doriv âmav ovvex€s), âvdykıp Tö OârTOV dv TG İce Xpdvo pelN
e.
5,
“
5
/
9
"
5
,
/
>
5
/
«
7
/
—
5
/
.
/
,
“
(ov kal &v TG &AdrTOopt İcov kal &v TG dhdrrovt mAelov Kkiweioba, kafdmep öpiÇovTAal TiwES Tö dârTOv. /
N Hhv Kal &v T pos Tp A, Td B
«
önel Tolvuv BârTdy doTİV TÖ TpdTÖEpov ypera-
Tali
,
y
TŞ
5
ZH
m
darı
Toü
N
xpdve, mpös
Kal dore &&€ TEZK.
yeiÇdv
,
TE,
TO ytv 6 88 xpo-
vos 6 ZK &jdrrev Toü mavrös To ZH, oTE &v €ddrTODLL HelÇov öledıv. o gavepdv Öz Ek TovrTOV Kal öTL TÖ dârTOV &v ay
7 , / dAdrrovı Xpdvw öle Töay İcov. Tovt ÖLdpxerat TOD Bpaövrepov,
EN / 2) dmel yâp Tipa yelÇw dv3. ödrüvrö öt kaf” aörö MaypBa-
VöMEVOV Ev TAelovi xpove Xpdvw TipyTV H mellw Tijs7 SAdTTOVOS, > Olov TİJ1) li AM Tris AZ, mhewv âv ey 6 xpövos ö İP, & GE rip A , . © AM didpxeraı, 7 6 DS, &v © Tv AZ. Gore et ö MP
xpdvos
&hdrrwv
doriv Toü X, &v © TO Bpadürepov
Öldpxe-
Tat Tip AE, kal 6 TİS dddrrev torat Toü Ep” © X: yâp TIP dâdrrev, Tö öt TOD &Adrrovos &harrov kal
€arrov. dre &v &dAdrTODl Kiyi)ceral TÖ (gov. E€TLÖ' 2.1 A 3, “ A , *y / a , 7 ışdvdyn ip &v İce 7) €v &ddrrovı 7) &v mhelovı v
”
oÖaı,
,
kal TÖ utv N
a
b
,
/
/
&v mAelovı ,
/
a.
y
Bpadürepov, Td Ö ,
N
>
,
TOü aürd
ei mâv “ kivel>
m
&v İce İdo5,
»
>
Tax€s, TO Öt (ârrOov oüre İcoraxts oüre Bpağürepov, oür' âv /
324
«a
.
>
v
,
ovveyxes| peyedos E'Hİ
26 ev E'KAS: om. E' 1S 27 &röaİJK
“
/
v
Ob2 fore E'FHJKS:
A
peyedos ... 25 ovvexes om. )'
icov ... eAdrrovr om. FJKS 28 EW olep'öröH:om.E'
pr.Jro J: & rg EFİ 32 meo rTovrov İ -Pbı ro...Aom.K
övom. FIJS
N
FHJK: 74 mdeov 33 öora FJ
dora E'İ
Adov 30 Tö
E: mhelov room. E
3 0EHIJS:
8
FK Aom.E': xpöroe|J! eorom.K 5 peifov ölem» ES: Ööiert petÇov KA öy E 6 erady FIJK rpv om. E' ev om. | 11-12 Toö...€oraaom.K 1 xE'J' et ut vid. S: rx EFHIJ'K 12 X) xx FK LL O 13 aürö E?KAS : avrov E' 14 kwyÖycerae KA IŞ pİyevjA: piposiK O İce xpdvp ij Aldina ev alt. om. EJ 16 kat om, | iroraxes KAPST: öyorax€s E 17-18 &viapâv KA
FİZİK
6
259
bir nesnenin bölünmeyen şeylerden oluşmasının olanaksız olduğunu, büyüklüğün de tümüyle sürekli olduğunu gösterdik), şu zorunlu: daha hızlı bir nesne eşit zamanda daha büyük bir uzunluğu, daha az bir zamanda eşit bir uzunluğu, diyesim kimilerinin “daha hızlı'yı belirledikleri biçimde, daha az zamanda daha çok uzunluğu geçer. Diyelim ki, A B'den hızlı olsun: hızlı olan daha önce değişeceği için, A'nın C'den D'ye değiştiği zaman süresinde, diyelim FG zamanında B, D'ye ulaşmamış, geride kalmış olacaktır, dolayısıyla eşit zaman içinde, hızlı olan daha çok yol alacaktır. Ama daha az zaman içinde de daha çok, çünkü: A'nın D'ye vardığı zaman içinde B daha yavaş olduğu için E'de olsun; A, D'ye bütün FG zamanı içinde vardığına göre, H'nın yanına bundan daha az bir zaman içinde, diyelim FK zamanında varacaktır. A'nın geçtiği CH
25
30
232b
uzunluğu CE'den uzundur, FK zamanı da tüm FG zamanından kısadır,
dolayısıyla daha kısa zamanda daha uzun yol almıştır. Bunlarda daha hızlı olanın eşit uzunluğu daha az zamanda alacağı da açık. Nitekim daha yavaş olana göre daha az zamanda daha uzun yol alacağına göre, kendi başında alındıkta o, daha uzun zamanda daha kısa yolla karşılaştırıldık ta daha uzun yol alır, sözgelişi LO'yla karşılaştırıldıkta LM uzunlukları: onun LM'yi geçtiği PR zamanı, LO'yu geçtiği PS zamanından uzun olsa gerek. Dolayısıyla PR zamanı daha yavaş olanın LO'yu geçtiği T zama-
10
nından daha kısa ise, PS de T zamanından kısa olacaktır. PR'den daha
az idi, daha azdan da yısıyla eşit yolu daha eşit zamanda ya daha si zorunlu ise, daha da; daha hızlı olan
daha az olan şeyin kendisi de daha azdır. Dolaaz zamanda alacaktır. Öte yandan her şeyin ya az zamanda ya da daha çok zamanda devinmeyavaş daha çok zamanda, eşhızdaki eşit zamanise ne eş hızlı ne de daha yavaş olduğundan
15
260
DYSIKHS AKPOAZE©X> Z 2.
2328
24 — 233814
€v İow oür dv mAelovi kivolro TÖ dârTOoy. Melmeral ol» Ev dAdrTovL, &oT' âvdykı Kal TÖ İoov y€yeğos dv öhdrrovi xpdvp ÖLvat TO dârTOOH. önel ÖR müdca pt» kivnoıs &v ypdvw kal &v e
.
>
/
N.
ay
,
«
/
öt
,
—
N
>
,
/
/
5
/
.
20
9
Âmavrı xpdvw BvvaTöp Kıvn)Oijvaı, Tüv BE TÖ kivoümevov EvÖ€yeTaL kal Öârrov kivelodat kal Bpadürepov, &v âmavrı xpdvg N
n
—
Di
doral TÖ dürTOV kıvelodaı kal Bpadürepov.
o TovrOE» Ö övrev
dvâykı) Kal TÖV xpdvov avveyij elvat. Ay ÖR gvvexts TÖ ÖLALpETÖV EİS alel ÖLaLpeTA” TOÜTOV YÂP ÜMOKELLEVOV TOÜ FUVExoüs, âvdykn ovvexi) elvat TÖV ypdvov. o&mel yâp ÖdöeikraL ,
n
ör TO BürTOv dv EAdrTOVL Xpdvw öleli TÖ İrov, toTE TÖ utv v
N
>
,
5
,
/
/
b
4
y
«
18 kal dürepovom.E' ros EHJKPS: ev rois Fİ 20 ri) Benpecet E?KAS: om. E'T duo E'T : duğoir 6 xpdvos ESKA 21 76 uikos F 22 Hrdev E' 24-7 dıxös .. . xpdövp om. F 24 kaapr.om.H ö ypdvoskal röpnrkos HK ümeposE 25 öğre ) Tp FK: pro Hİ 26 ra KAT:om.E 29 Tü ânapa K 31 oöre EST: ote E'KA 8) oğu Tü F 32oör' ST: oöğ'll 33-4 peyedos ...röom.K'! 35Sobl öE€ET:döy/KA memepackerov Tov xpövov F bz2ö)gnE 8€ EFHKPS: 6j1) 3 ÜmepBd)y E?: tmepBükdhe | 4rE 5 karaperpyocı H ro İPST: nı Prantl 6 xpdvos mas F «is E'KAST: om. E' 7 kal E'AT Aspasius: os kai E'KASİ €n...11 xpdvos ST: seci. Prantl
FİZİK 6
263
geçiliyorsa, kısaca daha az zamanda daha az uzunluk geçiliyorsa, büyüklük de sürekli, çünkü zamanın ve büyüklüğün bölünmeleri aynı olacaktır. Yine ikisinden biri sonsuzsa öteki de sonsuz olacak; biri ne şekilde ise öteki de öyle: sözgelişi zaman uçları açısından sonsuzsa, büyüklük de onlar açısından; bölünme
açısından sonsuzsa, büyüklük de öyle; heriki
açısından sonsuzsa uzam da herikisi açısından sonsuz olur. Bunun için Zenon'un “sonsuz şeylere gitmenin ya da sonsuz şeylerin herbirinin sınırlı zaman içinde bitişmesinin olası olmadığı” yollu savı da bir yanlışlık taşıyor. Çünkü büyüklük ile zamana, genelde sürekli olan herşeye iki anlamda “sonsuz” denir: ya bölme açısından ya da uçları açısından. İmdi, nicelikce sonsuz olan nesnelerin sınırlı bir zaman içinde bitişmesi olası değil, oysa bölme açısından sonsuz olanlar için bu olası: nitekim zamanın kendisi bu biçimde sonsuz. Dolayısıyla sınırlı olan içinde değil, sonsuz olan içinde sonsuz olana gitmek sözkonusu; yine sonsuz olan nesnelerin sınırlı nesnelerle değil, sonsuz nesnelerle bitişmesi sözko-
nusu. Demek ki ne sınırlı bir zamanda sonsuz olana gidilebilir ne de sonsuz olan bir zamanda sınırlı olana. Zaman sonsuzsa büyüklük de sonsuz olacaktır; büyüklük sonsuzsa zaman da öyle. Diyelim ki, sınırlı büyüklük AB, sonsuz zaman ise C. Zamanın sınırlı bir parçası olarak da CD alınmış olsun. Bu sınırlı zaman içinde bir nesne, büyüklüğün bir parçasını geçecektir, bu geçilen parça da BE olsun. Bu (BEJ parçası ya AB ile aynı ölçüde ya ondan eksik ya da ondan fazla olacaktır, bu hiç önemli değil; çünkü büyüklük BE ile eşitse hep eşit zamanda geçilecektir; bu büyüklük bütünle aynı ölçüdeyse geçişin gerçekleştiği zamanın tümü sınırlı olacaktır, nitekim o, büyüklüğün de bölündüğü eşit parçalara ayrılmış olacaktır.
20
25
30
35 233b
264
DYSIKH> AKPOASEO>
âmelpe
2. 233“ a IŞ öletmv, ANA
xpöve
/
“
opEvp
ÖLeNÖELv,
olov
Tö
«
Z
—
3. 233 b 34 dvödyeral TI kal —
BE,
a
Toüro
dv
memepa-
,
öt
karayerpjoect
Tö
«
n
Tav,
kal Tö İcov & lop Öledw, Gore TeTEpaopevos EoTaL Kul Ö xpövos. oörL Ö oök &v âmelpe Öle» Tö BE, gavepdv, el Angdeln mi Odrepa memepaoyevos 6 xpdvos* el yâp & &ddrrovt Tö yepos Ölemip, Toüro âvdykıı memepdvlaı, daTEpov ye meparos Ümdpxovros. 7) aürij öt âmddeğis Kal €l TÖ uv pijkos âmetpor Ö Öt xpovos memepaopevos. 15 A
/
/
£
#/
A
5
pa-
15
vepöY oüy Ek TÖV elpnudvwv ©S OÜTE YpaHpij oüre &mlmedov oÜTE öÖles TÖV ovvex&v oüğtv doraL âroyor, ov pdvov Ölü Tö
vöv
Mexdev,
âromov.
dAA&
al
örı
oyuBıcerat
Ölaıpelodar
oOdönet yâp &w âmavrı xpdvwp Tö Gârrov
v
3,
N«
.
5;
e
/
«
TÖ
kal fpadü-
>
.
öU
Tepov EoTL, TÖ Öt dârrov mhelov Öl€pxerat &v TG İve yxpdvw, &vö€yerat öt kal önAdotov Kal jymıddtov Öl€vat pijkos (ein
yâp âv oüros ö Adyos Toü Tdxovs), &vyvexdw .
a
Pr
TLdAtov Htv Toü
£
/
—
/
,
;
oüv TÖ
0
.
«
dârTOV
da
tv TG aür$ xpdve, Kal öuypi)ode Tâ peyeön TO ddrTÖOvOos els Tpla âroya, €p' öv AB BT TA,
TO Öt Toü
Bpadurepov
els Bio,
ep”
Gv
EZ
ZH.
oükoü
5
kal Ö ypdvos Ötaipedicerat els Tpla âroya' Tö yâp İcov &v TG İce xpdve ölem». o ötypode oüv Ö xpovos els Tü 5
lal
KA
v
,
AM
/
MN.
dhw
6
dömel
»
Tö
*
,
Bpaöürepov
.
&vijvexral
rp EZH, kal 6 xpdvos Tundijceraı ölya. o ötarpedicerat âpa TÖ âroyov, kal TÖ âyepts ük Öv ârduç Öle 30 ow
dAA >
>.
€v mAelovt. o gavepov 5
/
“
olv ÖTL OVÖEV -
e
>
/
E€oTL ,
TÖV
OVVE-
“
XGv ÖMEPES. 3
'Avdyky öt kal Tö vöv TO pip Kaf” Erepov dAhâ Kaf' aürö kal TpöTOV Aeyduevov dölalperov elvaı, kal €v ümavrı b8.nom.H 9 Örehdeir| xpdvw B1eAdeiv E Toüro... Il BE om. K 12 Ödrepa EHİJKS: dürepov FT ev om. F 14 ye) yâp F menepaouevov E' 17 oöre FHJKT:oüörern E: om. | dorw F 18 katdıdr 1: ör H: örexat T ovpfBaivet H I9 Tö Bpağdürepdv eyrt kai Tö dârrev H kai) kai Tö |
20 Tg E'KAT:
om. E'
21 öf ELKS:
om. FHİ, erasit |
23 60 ES: ra KA 24 cis .. TA scripsi, legit ut vid S: ip” ç (© H) a8y8 (a8 8y y8. FH) eis Trpia âropa Il 25-616... âropa om. Fİ 25 Tö ES: ra FPHIJK (alt. EF?HS: om. E'JK 26 ro EKAT:om.E! 27 râom. E: rw» FK 28 KA Au up E*FHS: kur E'İJK 8'omH. 29 ein EFHKS 31 mheoce H: mheov Toü ddrrovos E! TÖV owwexöp eoriv H 33 röalt.om. | 34 atröv E' xpöres PS eiyat om. EİJK
4098
9
FİZİK 6
265
Ayrıca nesne, her büyüklüğü sonsuz zaman içinde geçmiyorsa, yine sınırlı bir zaman içinde onun bir parçasını, sözgelişi BE parçasını geçebiliyorsa, bu parça da bütün ile ölçülebiliyorsa, eşit parçayı ise eşit zamanda geçiyorsa, sonuçta zaman da sınırlı olacaktır. Zamanın iki uçtan birinde sınırlı olduğu kabul edilmişse, BE'yi sonsuz olmayan bir zaman içinde geçtiği açıktır. Çünkü parçayı daha az zaman içinde geçiyorsa, iki sınırdan biri bulunduğunda,
bunun
sınırlı olması zorunlu. Büyüklük sonsuz, zaman
sınırlı diye alınırsa yine aynı kanıtlama geçerlidir. Dediklerimizden açıkça çıkan şu: bir çizgi, bir yüzey, genelde sürekli olan nesnelerden hiçbiri “bölünmez” olmayacaktır. Bu yalnızca şimdi söylediklerimizden ötürü değil, 'bölünmeyen'in bölünmesi sözkonusu olacağı için de böyle: Nitekim madem her zaman içinde daha hızlı, “daha yavaş var ve 'daha hızlı, eşit zaman içinde daha çok yol alıyor, bir mis-
15
li, hattâ birbuçuk misli uzunluğu
20
geçmesi olası (hız oranı bu olabilir):
diyelim ki 'daha hızlı aynı zaman içinde birbuçuk misli yol almış olsun; “daha hızlı'nın geçtiği uzunluk üç bölünmeyene, AB-BC-CD'ye; 'daha yavaş'ın geçtiği uzunluk ise ikiye, EF-FG'ye bölünsün. İmdi zaman da üç “bölünmeyene' bölünecektir, çünkü eşit zaman içinde eşit yol alınacaktır: zaman da KLIM ve MN'ye bölünmüş olsun. “Daha yavaş", (bu zaman içinde) EFG yolunu geçeceğinden ötürü zaman da ikiye bölünmüş olacaktır. Öyleyse 'bölünmez şey bölünmüş olacak ve (nesnel parçaları olmayan yolu, bölünmez olmayan bir zaman içinde değil, birden çok parçası olan bir zaman içinde geçmiş olacaktır. Demek ki şu açık: hiçbir sürekli nesne parçasız değildir. 3 “An'ın da değişik bir şeye göre değil, kendi başına alındık ta ve ilk anlamıyla söylendikte bölünemez olması, böylesine bir şey
25
30
266
DYZIKHX AKPOAZEOZ
Z
35 TO ToLoÜTO
ypdvw dvvmdpxetr. o dor yâp doxardv TL ToÜ yeyovdros, oü &ml Tdöe ovdev dort TOD yeAhovros, kal TANw TOÜ pEANovTOs, oU Ömi TdÖE€ OUÜEV doTİL TOÜ yeyovdros* 6 ön haMev âpdolu elvat m€pas. ToürO öt dâv öELXİİ TL ToLoürdv doly
234"
5
(xa8” TOV.
avröl kai Tavrdv, âya gavepöv doraL kal örı dötaipeâvdykıy Öi) TO alrö elval TÖ VÜV TÖ Eoyarov âyore-
>
Lam!
»
N
pwv TGV
N
,
4
a
xpdvwv
/ Tepov Oardpw
10
5
/
a
SN
»
“
N
“
—
«
v
,
wv
/
>
,
el yâüp Erepov, &gdeijs ytv oük âv el Od-
Na 61â'TO
» 3 n pijN elvat ovveyts. EE. âpepöv, el 3 ÖRŞI yw-
pis E&kdrepov, perafu dora xpdvos* Tâv yâp TÖ ovvexEs TOLÜTOY OT” elval TI oUVOVUMOV METAĞU TÖV MepdTEV. ĞAAĞ Hiv el ypdvos Td peradü, Ölaperöv dora müs yâp xpdvos ÖdöetKTaL ÖTL ÖlalpeTds. o ©GTE ÖLALPETOV TO VÜV. EL öt ÖLaLpe-
TÖV TÖ VÖV, ETaL TI TOD yeyovdros Ev TG peEAAovri Kal TOÜ HEAAovTOs dv TG yeyovdre o Kab" 0 yâüp âv Ötatpedij, ToürOo ÖlopLel TöV mapıkovra kal Töv yeAdovra xpdvov. âna öt ;
5,
m“
,
,
A
.
a
nn
.
kal ovK âv Kaf” aürd ey TO vöv, dAAĞ Kaf” drepo” o) yâp ölalperis o kaf” aörd. pos 68 ToürOols TOÜ VvÜV TÖ EV TL yeN
,
a
,
N
.
TAAW
/
pa-
TavTü
ovpBcerat & kal Ev TG Mpdrepov. ört pdv Tolvuv ErTWw TL dv T&Y xpdvw xpövw âödtalperoy, iyat TöTÖ vüv, vöv, öğAdv € âötalperov, &6 gayev elvat ÖNAdv dor EKe ,
25
a
.
>
—
,
”
.
?
y
.
TöV elpnmevev: ÖrL 6 oültv öv TG vüv kweiral, Ek TÖVdE havepdy. dari. © yâp, &vdexeraı kal dürrov kwelodaı kal Bpadirepov. dore di) TO vöv dp © N, kekivijado Ö dv avr TO dârrOov Tijy AB. oükoüv TÖ Bpadürepov &v TG air €Adrrw Tijs AB kıvydijcerat, olov Tijv AD. dme öt b3şröom. FJK yâplyapröE om. K: «ai... yeyovöros om. İ €papev FUJK : Epapev ev E
2349 1-2 ov... yeyorüras 2 papevHetutvid.S:
4 ra8' avroom.
E'IS
aürör |
8ıdrı E? dötaiperdv dorıv E 5öLF TöVv xpdvwv duporepav H 8 dorıv 6 xpdves H ânav E 9g rom.H 10 e| ei 6 FH Benperös KA 13 öv KAP: üprn E 14 Öroptei IS:
öper EFHİJK
rTov S$P:om.Hyp.S avrö âna ET 22 mporepo FIJ? kıvelgÖnt kal BGürrTov H 28
em
E'
16 oü EFİJ'KSİ:
gö ut vid. P:
ov rö |J?:
mjreF 18 röpr.om.S avro 19 ümüpxev| ümdpxev T6 (r4 K) vöv 23 Örmperde | 25 yap| yap eorıv 26 kni ET: €v aürç kai KA
o
KAS: FİJK E'KA 2771
FİZİK 6
267
olarak her 'zaman'ın içinde bulunması zorunlu. Nitekim o, orada gelecekle ilgili hiçbir şey bulunmayan geçmişin bir sınırı ve yine orada geçmişle ilgili hiçbir şey bulunmayan geleceğin bir sınırı: işte onda herikisinin de sınırı dediğimiz şey! Ama bunun böyle ve (bir) ve aynı şey olduğunu gösterirsek, aynı zamanda bölünmez olduğu da ortaya çıkacaktır. İmdi 'şimdikian'ın heriki zamanın da sınırı olarak aynı şey olması zorunlu, çünkü birbirinden değişik liki an olsal, parçası olmayan şeylerden sürekli bir şey oluşmadığından ötürü biri ötekinin ardılı olamaz. Heriki 'an' da ayrı ise arada bir zaman olacaktır, çünkü her sürekli nesne öyle bir şeydir ki, uçların arasında aynı cins bir nesne vardır. Ama aradaki şey bir zamansa, o bölünebilir olacaktır. Çünkü her zamanın
35 234a
10
bölünebilir olduğunu gösterdik. Dolayısıyla 'an', bölünebilir olacaktır. Ne
ki, 'an bölünebilirse gelecekte geçmişten bir parça, geçmişte gelecekten bir parça bulunacaktır. Çünkü o nerede bölündüyse orası geçmiş zamanı ve gelecek zamanı belirler. Aynı zamanda 'an, kendi başına değil, başka bir şeye göre olabilir, çünkü kendi başına olan nesnede bölünme olmaz. Bunun ötesinde, 'an'ın bir parçası geçmiş, bir parçası da gelecek olacak, üstelik geçmiş ve gelecek olan parça hep aynı şey olmayacak. Demek ki 'an da aynı şey olmayacak, çünkü zaman pek çok biçimde bölünebilen bir şey. Dolayısıyla bütün bunların olması olanaksızsa, heriki zamanda da bulunan “an, aynı şeydir, bu zorunlu. Ne ki, o eğer bir ve aynı şeyse, açık ki bölünemez, çünkü bölünebilir olsa, yine az önce dediklerimiz sözkonusu olacaktır. Demek ki, bu söylediklerimizden şu çıkıyor: zaman içinde bölünemez olan bir şey var, buna biz 'an' adını veriyoruz. An' içinde hiçbirşeyin devinmediği de şurdan çıkıyor: bir devinim olsa, bu devinim daha hızlı ve daha yavaş gerçekleşebilecektir: diyelim ki, N 'an'ında daha hızlı nesne AB'yi geçsin; daha yavaş nesne aynı zaman içinde AB'den daha az bir uzunluğu, sözgelişi AC'yi geçecektir. Madem daha yavaş nesne 'an'ın
20
25
268
3. 233P 35 —4. 234P 22 Tö Bpadürepov &v Öle TG vüv keklymrat Tip AL, Tö dârTlOv &v &hdrrovt Toürov Kivydijgeraı, GoTE Ölaıpedijcerat TÖ vüv. ĞAN 1)p âdlalperov. oük âpa dow kivelodaı &v TĞ vüv. GAAâ Hipp ov npepeiy Tpekelv yâp Afyopev TÖ meğvkös kiveloda pi) kıwoüyevov ÖTE mEpvkev kal oü kal ©s, Gor dme &v TG vüv oüğtv TEpvke kivelodat, öğMov Ws ovö ipepeir. Eri 8” el Td ard pev tori TO vüv Ev dydolv Tolv xpdvow, Evö€xXeraı öğ Töv ptv kiwelrdat TÖV 8” iipemelv öAov, TO Ö ödev KIVOÜMEVOV TÖV XPpOVOV EV ÖTYOÜY KIPNÖNGETAL TEV ToüTOU Kaf” 0 MEMvke kıwelodaı, kal TÖ Tpeyoüv EoaüTOES Ypeuice, oup»
/
N
/
*
N
MAAW
«
7
/
Sal
TI)V
5
ENATTO
—
EV
3y
TE
.
İ
€AaTTOVİL.
TOV aüTöy ÖR TpdMOV Kal TÖ Kiwelodal Ötapedijgerat. o dvTOE yap öp e VU TO kiweodat. o karâ Ör Tip imla Kiyyow EAarTOoV doTat TOb ÖNov, Kat TdAw karâ mjv TİS iymtcelas Tmlcetav, Kal alel oüres. odoTL ÖR kal EKdEyevoOv TÖ Kaf” EkaTEpav TÖV kimi)gewv kiveloğaı, olov kard TE Tiyy Al kal Tip TE, Adyew ör Tö ökor doTaL kard Tiyy Ökyv (el yâp âd0, TAelw dora kıveiolat kard Ti)v avriv Kİvyow), Gomep Edelfapev kal Tip kiynoıw Ölatperiyp eis Tüs TÖP pEpör KUW)GELS a . / a n n ” e y > olrav' Anygdlevros yâp Toü kıvetodaı kaf” ökarfpav ovvexts €oTaL TV Ödov. o ©oaüTOES ÖE ÖetyÖiderat kal TO pijkos Ölat«
,
,
v
e
-
N
—
v
*
na
/
N
3.
v
v
perdv,
N
£.
kal
N
öles
N
/
mâv
.
&v
a
»
N
©
/
Z
|
*
7,
;
N
v2
/
?
/ n meraBdAhovros* evbus yâp dvvndpxet TG peraBdAMoprı TÖ Ölatperdv Kal TÜ âmELPOV. TÖ URV OÜV ÖLaLpeTÖV ÖEÖELKTAL TpGTEpOV, TO Ö âmeıpov dv TOls Emoydvoıs doTÖaL ÖlMon. Emel öt mâv Tb yperaBdAMov €k Twos eş Tı pera5 /
20
€Adrrw
7
ww
,
,
25-8 €vrw
.. .oöres İS: seci. Prantl 26 8/om. E' 27 Thy) vhs | 28 örepav E 29 öy KAS: 8 E 30 Tİ rpiry E! 34 Eral kai S 36 röom.E' bI peokovÖnkev ELJP: nxohovönce FHKT 3 room.jJ 4 röpr.om.l 6 8€ E'KAST: om. E' €k rtvos E?KAPST: om. E!
vw
.
SN
nn
m
235”
FİZİK
6
273
diğinden ve her |devinenin| bir devinimi olduğundan ötürü şu zorunlu: zamanın, devinimin, 'devinmek'in, devinenin; ve devinim 'nede' gerçek-
leşiyorsa onun, bölümlemeleri aynıdır (ama bu bölümleme devinim gerçekleşen her şeyde eş biçimde değildir, yerdeki “kendi başına", nicelikteki ise ilineksel anlamda). İçinde devinim gerçekleşen zamanı A, devinimi B ile gösterelim: imdi zamanın bütününde tüm devinim tamamlanırsa, zamanın yarısında daha az devinim |gerçekleşir), yine bu bölününce de bundan da daha az devinim gerçekleşir ve bu hep böyle gider. Aynı şekilde devinim bölünürse zaman da bölünür. Çünkü devinimin bütünü zamanın bütününde, yarısı yarısında, yine daha da azı daha az zaman içinde gerçekleşir; 'devinmek” de aynı tarzda bölünecektir: bu devinme
20
25
c olsun; devinmek, yarı devinime göre bütünden daha az olur, yarının
yarısına göre de yine öyle, bu hep böyle gider. Devinimlerden herbirine göre devinme |süreci| alındıkta, sözgelişi DC ve CE'ye göre alındıkta da, bütün devinme sürecinin, devinimin bütününe göre olacağı söylenebilir (çünkü başkaca olsa, aynı devinime göre birden çok devinme |süreci| olacaktır) -nasıl ki, devinimin, parçaların devinimlerine bölünebilir olduğunu göstermiştik. Devinme İsürecil, parçalarından herbirine göre alındıkta, İdevinme sürecinin) bütünü
sürekli olacaktır. Uzamın
30
da, kısaca içinde
değişmenin olduğu her şeyin de bölünebilir olduğu aynı şekilde gösterilmiş olacaktır (ilineksel anlamdaki bazı şeyler dışında, çünkü “değişen”, bölünebilir bir şey). Çünkü devinimindeki bir öğe bölündüğünde hepsi bölünecektir. “Sınırlı olanlar ya da 'sonsuz olanlar'la ilgili olarak da bütün devinim öğelerine göre bu böyle olacaktır. Ama her şeyin bölünmesi ve sonsuz olması en çok, değişen nesneye bağlı: çünkü *bölünebilirlik” ve “sonsuzluk” doğrudan, değişen nesnede içkin. İmdi “bölünebilir'in ne olduğunu daha önce göstermiştik”2, 'sonsuz'un ne olduğu ise ilerde açıklığa kavuşacak. 5 Madem değişen her nesne 'bir şeyden 'bir şeye değişir,
35
235b
5
274
DYXIKH> AKPOAZEOZ BdAhe, Büyker,
âvdykın Tö yeraBeBAnkds, öre mpörToOv peraBeedlvat &W © yeraBeBAykev. OTO yüp peraBdAhov, €€
vü yeraBdAhet, eğlorarÖa! 1) âmohelmet aürö, kal ifrot TaüTdv €oTL TO perafddAAew Kal TÖ &7OMelmEeY, 1) âKoNovÖel TO peTOa-
,
-
10
Z
f/
N
a
pg?
.
BdAhew TÖ âmohelmew. TO
peraBeBAnykevat
“
,
«
«
>
/
,
A
“
Tö
«
âmohekotndvan
«
,
Tip
.
m
€xdpevov
—
5
Tö
/
«
>
v
,
B,
7)
öt
T
>
5
y
/
aj
,
>
N
5,
,
,
/
.
atperov, dora TL TOV | pdrepov, els Ö peraBeBAnkev, kâKel'ov TUAL ĞAAo, Kal del öürOEy ÖLÜ TO pyölmore UmohelTe TIJv Ölaiperiw. OT oÜK doTal TpGTOV els Ö peraBEBAne NN LR N n n O key. o Öpöles Öt kal Emi TİjS ToU Togo perajfoNijs" Kal yâp ,
v
«
g2
ç
/
ni
"
,
,
,
>
A
w
/
“
,
>
A
İri
aürn Ev ovveyel torı. gavepdv oüv ört EV UV) TEV Kiye Tİj kara TO moLdv EvÖ€yerat dölalperov kağ” aörd elvaı. ”
,
n
.
N
N
3
a
,
/
»
”
N
.
/
>
/
&v kal
e
,
/
>
,
>
5»
,
Emet dg TO meraBahhov ümav Afyeraı Ö €v xporw perağdAhev on
29
«
5,
,/
—
La
xpdvp S5 EV /
N
«
/
s
,
peraBdhhe, 6 TpETE Kal /
/
.
ws Kaf” Erepoy, olov &v TG €vlavrğ ört &v Tİ) Tmdpa yera/ < Bdhâc, &v b pere xpdvw mperaBdAhe Tö perafdAdor, dv ÖTEEÜY âvdykı) TovTOV peraBdAhew. ÖjAov ptv olu Kal Ek £
a
>
>
#
?
:
#3oröZAS:om.E' Erat Tı SCTİpsi:
TeforaS:
m
,
.
Lg
»
31 mavri xpdve TAİ fora EH:
evracrö FİJK
n
v
d
,
“Dp
5
ökes
N
; 32 32
,
/
>
“.
£
dv
30
/
”
—
v
w
1)
,
..
D
“
A
>
n
n
N
/
a
n
/
N
,
,
n
»
i
"
,
,
,
v
“"
/
a
,
£
a
AN
N
—
,
>
7.
/
»
n
m
«
m
5,
nn
.
N
5
/
öreoüv
>
n
xpdvp,
237
n
n
T&
35
N
«
AaBev
TO
&rxarov
avrob vöv (roöro ydp
dorı TÖ öplçov, kal TÖ yeraği 5
TV
xpdvos),
dANols
n
vÜv
lal
ei
n
n
kâv
/
€v
a
Na
Tols
,
—
Öyoles
wv
343
€b'
Ön
.
N
»
1)s
&v TG âvdykın Ört Toü del yâp Tay&s TelVY) M7)İ)
kâv a
TO
«
ui) N
AB
yâp
İoorayös, ;
N
,
Öideryma
/
dora
a,
TG
Öötadepee /
A
kal
Ö
/
xpdvos
TOMOÜTOS,
,
TAyde
âp
ÖcEsS
-
Töv
o ETE
;
a
menepagpevov,
/
,
yopler)
old. >
yâp
v
Ö
el
Ö TOĞ N
,
kekiyyrat 35
dmelpe, kal ö xpdvos ümepos âğ” oü ro DA. ei öj/ 238 7pdrepov frepov &r€pov kekıvijodat (Toüöro öt ölAov, xpdvov &v Tp mporepp Kal ÜdTEpe ETEpov kekiyyrat dv TG mhAelovı ETepov EoTat Kekiviym€voy, ddv TE İdodd» TE pi) looraxyös perafdAhy, kal ddv TE Em 5 KİvyoLs âvLİ) tdv TE HEV, MEVN, OVÖRVoVÖRV ijTTOV), Dd Kövyots ddvddvTE TE AVİ TpTTOV), ELA elAygdgde
bız dAhâ kai dde F: 13 hleponevov kat om. S
16 yevönevdv H
dAX Mor | 14 rgalt. om. KA
Ig kaiom,E
olor) öcmep F IŞ ovvexes |'
20 yevdpevov E
21 ji)
en H 22 mpöre AS: xperws K: npörov E 25 memepaopevov K 26 &Jevro FK müvav E 29 xpövoıs ES: Tois xpövos KA Togoovrors om. HS 30 enejı E MEMEpara F : emepaorat HIK To E rorö | 3 70E 34 un EJS: du; FHIK Sungepot 1 35 ABS,Bonitz: a kal rTöBl ölevE 238*1 rom, E 2 trepov om. |J' 5 peraBdün |
FİZİK 6
285
oluşmakta olan nesne için sözkonusu değil, kimi zaman başka bir nesne için de sözkonusu, sözgelişi nesnelerin parçalarından biri, diyelim evin temeli. Yokolmakta olan ve yokolmuş olan nesneyle ilgili olarak da bu böyle: çünkü oluşan ve yokolan nesnede, sürekli olduklarından ötürü, bir sonsuzluk içkindir ve ne oluşmamış nesnenin oluşmakta olması ne de oluşmakta olmayan bir nesnenin oluşmuş olması olanaklı. Yokolmakta olmak ve yokolmuş olmak konusunda da bu böyle, çünkü yokolmuş
15
olmak, yokolmakta olmaktan hep daha önce olacak, yokolmakta olmak
da yokolmuş olmaktan hep daha önce olacaktır. Öyleyse şu çıkıyor: hem “oluşmuş olan'ın daha önce 'oluşmakta olması hem de “oluşmakta olan'ın daha önce 'oluşmuş olması zorunlu. Çünkü her büyüklük ve her 'zaman' hep bölünür. Dolayısıyla bunların içinde 'ilk” diye bir şey olamaz. 7 Madem her devinen nesne bir zaman içinde deviniyor, daha çok zamanda da daha büyük bir uzunluğu geçiyor, sonsuz zaman içinde (yalnızcal sınırlı bir devinim gerçekleştirmek olanaksızdır: (sözkonusu olanl, devinen nesnenin hep aynı devinimi ya da onun bir parçasını gerçekleştirmesi değil, zamanın hepsinde devinimin hepsini gerçekleştirmesi. İmdi bir nesne sabit bir hızla devinse, sınırlı zaman içinde sınırlı (büyük: lüğül geçmesi zorunlu, bu açık (çünkü bu devinimin ölçüsü olacak bir parça alındıkta, parçalar ne kadarsa ona eş olan zaman içinde bütün devinimi gerçekleştirmiş olur; dolayısıyla parçalar sınırlı olduğundan ötürü herbir parça nicelik açısından sınırlıdır, parçaların hepsi de 'o kadar kez' olmaları açısından sınırlı - , zaman da sınırlı olacaktır; çünkü parçanın zamanı parçaların çokluğu ile çarpılınca ne kadarsa, zaman da o kadar olacaktır); ama devinim sabit hızla gerçekleştirilmezse yine hiçbir ayırım yok: diyelim ki, sonsuz zaman içinde geçilecek sınırlı uzunluk AB olsun, CD de sonsuz zaman: (CDİ nin bir parçasının öteki parçasından önce geçilmesi zorunlu ise (bu açık, daha önceki zamanda başka bir parça, daha sonraki zamanda başka bir parça geçilir, nitekim zaman arttıkça başka bir parça geçilmiş olacaktır - ister sabit hızda, ister sabit olmayan hızda devinilsin ; devinim ister artsın ister azalsın ister aynı kalsın hiç farketmez 3,
20
25
30
35 238a
286
DYZIKH> AKPOAZEOZ
öğ) TE Toü AB dtaorimaros, To AE, ö karaperpioe Tip n N na 3 / v 3 / , . 2 3 / AB. roöro öy Toü dmelpov Ev Tw öyevero xpdvw* &v âmelpp yâp oüx oldv Te TO yâp âmav &v âmelpe. Kal mdhıw Erepov Öl dâv AdBw öcov Tö AE, âvdykn öv memepaopuevo Xpövw' TO yâp âmav &v artipe. Kat oürw Ör, AauBdvwv, €meldi) TOD yiv dmelpov ovdEv dari yöplov d karayerpı)ae (âöUvaTov yüp TO ümepov elvai ÖK mMemepaouevwv Kal İTwV Kal /
n
/
N
10
Z
w
,
N
>
N
na
üvlcwy, .
N
«
5
5
Ölü
/
/
TÖ
N
N
d
>
>
/
.
y
N
N
,
A
KaTapEeTpydı)cecdaı
N
o
,
Tâ
/
/
>
memepaoyeva
N
/
TANdEL
,
/
kat peydde. ümd Twos &vos, ddv TE İva 7) ddâv TE âvıda, wpyeva det, ovötv TrrOv), TöTö ötöt ö1dBıdornua TÖ TÖ TEpırp€va ÖRÖt TOTO yeyddet, obdtv Tyrrov), / . n . Tepaop€vov moools Tols AE perpelraı, &v memepaou€vp âv N
?
xpdvw
Tö AB
,
,
o
4
>
v
GoTE
/
”
vÜTE yiyvevdaL oüre glelpecdaı oldv TE del TI TÖ aürö kal Ev. e Y.N . / Now 559 > / , v ö avrös Öt Adyos kat ÖTL OVÖ Ev TeETEpaTMEVE Xpdvp ÜTELpov oldv TE kıvetodat o0ö' iıpeyi(eadaı, oVÜ” öyaAös kIvoÜLEVOV /
»
-/
vUT
/
/
n
5)
üvoydhes.
“0
9
9
.
/p-
/
4
a
“yy
Aygddevros ydp
,
Tıvos
/
LAN
/
N
xpdvw, ölAov ©S OÜÖR vÖ Ümelpov
€l yâp TO ümelpov TÖ memepaopevov,
TÖ TETEpAONEVOV ÖLLEVAal TÖ ânelpoy. A
/
!
a
TÖ meME- 238P
âVdykı)
Kal
OLÖtV yâp ÖLadepet ömo-
O.
TEpOVOÜV ElvAL TÖ KIVOÜMEVOV!
*
3
.
/
£
dUYLOTEpES yüp TÖ MEMEpAME-
vo» Öletrt TO âmepov. örav yâp kwijraı TÖ âmelpov Ep5 ETO A, dorat TI aüroü kard Th B Td memepaou€vov, olov TÖ TA,
«al
xdw
âAMo
kal
âMdo,
kal
ale
oörws.
o©00
dya
ovuBıjgeraı TÖ âmepov kekivijolaı Tü METEpaGMEVOV Kal TÖ TETEPATMEVOV ÖLEAYAvÖEvaL TO âmetpov ovĞE yap İcws Öv/
«
v
Sa
N
v
varov ĞAMws TÖ âmepor Kivndijvat TÖ MeTEpadpEVOV 1) TÖ TO MenEpaopyEvov Ö€vaL TÖ ümeLpo, 1) hepdMevOV 1) âvapeTpoür. o Gor” dmei Toür' âdüyaTOY, OÜK âV Öller TÖ dmepor TÖ m
N
/
5
dd
,.
,
|
«
«
no
9
a
v
a
,
>
,
a
Aa
7
N
-
-
/
v
a
N
N
a
»
/
*
SN
v
5
n
TETEpATMEVOV. GAMA yijv OLÖt TO ÜmeLpov EV MENEpaTUEYY Xpdvw TO âmepor ölecur el yüp TO âmepov, Kal TÖ TEmeparmevov' Evvmdpxet yâp T âmelpw Th Memepaopevov. rı öt kal Toü xpdvov Ayghddvros 7) aüri) doTaL âmdöeidis. *.
o
9
“
€mel Ö OÜTE TÜ MEMEpAMMEVOY TÖ ĞMELPOV OÜTE TÖ âmEpOV .
N
,
w
a
/
N
v
“
«a
v
TÖ TENEpATUEYOY OÜTE TÜ ÖMEYOY TÖ ÜTELPOV EV TEMEpATHUEVE Xpdvp kiwetrat, pavepdv örL ovÖR Kİyyoıs EoTOaL ÜmEeLpOS EV METEpaTHEVY Xpdvw* Tİ yâp Ölapepet Tip kino ij TÖ yeyedos 20 MoLelv âmeLpoy; âvdykı) ydp, el Ömorepovoğ», kal Ödrepov elvat Ümetpov' mâca yâp gopâ dv TdmE. A
8
'Eme
öt
mâv
.
1) kıweiraı
nn
a
1)i Npemel TO TMEĞVKÖS Göre mE-
n"
.
vke kal oü kal G5, âvdykn TÖ lordpevov ÖTE İoTÖaTÖAaL Kıvelodav & yâp pij kiwelraı, Tpeyioet, AAN OUK Evd€yeral Tpe- 25 piÇerda. Tö npekoüv. o TovrOv Ö âmodedetyuevov gavepov ör! kal &v xpdvp Toraclaı âvdyrn (6 yâp kivolyevov &v xpdve KibelTal, TÖ Ö İcrdyevov ÖdÖCLKTAL KIVOÜMEVOY, ÖTTE âVAYKI) €v xpdvw Loraofaı) €&rı 6” el T6 yev Bürrov kal Bpadürepov €v xpdvw A€yonev, ToraodaL 8 dorw dârTOv Kal Bpağürepov. 39 ,
“
/
,
N
,
Dd
N
,
“
n
Li
/
/
v
,
»
>
>
a
,
»
>
9
/
/
»
«
«
2
#
,
336 âiloöv HK DI memepanyevov xpöro. e F 3 ömdrepov HK 6 rötert.om. KA 7 kalaadhoom.S öratres H 10 rö dmepov Ados HK O 10-11 | TE Temepaopew E' Vi BeeknAvdevaı H 12 Taür' HI|J dövvara H 14 ei yâpom. E! 15 €evvrdpxe... memepaocpevup om. H 16 p EZKAS: yöpnE' Iı7 röpr.om.F oüre| ölercıv oüre KAS 18 Tö dreapov alt. om. EL, erasit | . 21 elom. FHJİK 23 ih pr.om.jJ! 29 ei KAS: om. EP 30€v... Bpadvrepor om. K' 8 torw . fecit E
FİZİK 6
289
uzunluk geçer. Ne ki, sınırlı bir nesne 'sonsuz'u sınırlı bir zamanda geçmediğinden ötürü, açık ki, 'sonsuz' olan da 'sınırlı olanı geçemez, çün-
238b
kü sonsuz olan sınırlı olanı (geçecek olsal, sınırlı olanın da sonsuz olanı
geçmesi zorunlu olur, nitekim ikisinden hangisinin “devinen” olması hiç farketmez, heriki biçimde de sınırlı olan sonsuz olanı geçmiş olacaktır: sonsuz olan A devindiğinde, onun bir parçası, sözgelişi CD, sınırlı olan B'de devinmiş olacak, yine başka parçası da başka bir sınırlı olanda İdevinmiş olacak), bu hep böyle gidecektir. Dolayısıyla aynı zamanda sonsuz olanın sınırlı olan boyunca devinmiş olması, hem de sınırlı olanın sonsuz olanı geçmiş olması sözkonusu olacaktır. Çünkü sonsuz olanın sınırlı olan üzerindeki devinimi şundan başka biçimde olanaklı değil: sınırlı olan, sonsuz olanı ya yer değiştirerek ya da onu ölçerek geçer. Dolayısıyla bu olanaksız olduğundan ötürü, sonsuz olan sınırlı olanı geçemez.
10
Ne ki, sonsuz olan, sınırlı zaman içinde sonsuz olanı da geçemez, çünkü
sonsuzu geçse, sınırlıyı da geçer, çünkü sınırlı olan sonsuz olanın içinde. Yine zaman olarak alındıkta kanıtlama aynı olacaktır. Madem
sınırlı bir zamanda
ne sınırlı olan
sonsuz
olanı, ne son-
suz olan sınırlı olanı, ne de sonsuz olan sonsuz olanı geçemiyor, açık ki,
sınırlı bir zaman içindeki devinim sonsuz olamaz. Çünkü devinimi ya da büyüklüğü sonsuz diye almak arasında ne ayırım var? İkisinden hangisi İsonsuz| olursa olsun, öteki de sonsuz olacak, çünkü her yer değiştirme bir 'yerde'dir. 8 Madem her nesne doğal olan zamanda, yerde ve tarzda ya doğal olarak deviniyor ya da duruyor, 'yerleşen” nesnenin yerleşmekte olduğu sırada devinmesi zorunlu, çünkü devinmese duruyor olurdu, oysa durmakta olan nesnenin duruyor olması olası değil. Bu kanıtlandıkta çıkan şu: İnesnenin) bir zaman içinde yerleşmesi zorunlu (devinen nesne bir zaman içinde devinir; yerleşen nesnenin devindiği gösterildi, dolayısıyla İnesnenin)| bir zaman içinde yerleşmesi zorunlu). Ayrıca daha hızlı ile “daha yavaş'ı “zaman içinde” anlamında kullanıyorsak, daha hızlı ve daha yavaş
20
25
30
290 &v b >
e
öt
ÖR xpdvw MpöTE TÖ İoTdyevov ,
;
Toürov İorTarlat.
a
e
!
1
İorÖaTOL, Ev ÖTEOÜV âvdykn >
20 GeT
yâp
Tpömov
ax, ovdev
V doTaL
ktvelrat mâv v
Öetydijceraı
n 7TpOTOV.
&v xpdvp,
xpövos
yedos ovB” öNes ovvexts oö€v*4)
w
Öv kal önl TÖvV
, TOUTOU
x
>
J
Ö
>
w. ör
airtov
Ö' ovk
dor
Tpdrepov
> Ço 1YpEMEL MEV
TpâTOS
Kal
Oldt pE-
âmav yâp els dmelpa HeploTdv. b
Di
,
v
;
b3ı öfom. E'P o gpöre EİJPS: mpöres FHK nP:om.S icrüpevov fecit E': npemıfönevov E? roö J' si ui ev F 33 ioratro| tara E:
Oo Tö lordyevov 32 rovrov| iorarat FHI'|J
E?
239# 1 rporws
34 rp EJPS:om. H
E'FHIK
E€repov EFP: 2
mpârepov
(O toraro E'HİJ
€ekdrepor HİJKS H
5
âv E'P:
,
35 dAAa kağ
yöpom.E om.
E?KAS
7
TpöTE
EYS:
rpöres FHK 8 rövom.lI oöwEFHKS:owö6lj| 9 mpöre EFİJS: npöres HK âroypov KAS: âroyos E 8€ KAS: yap E lo eorıv F xpöres H oöde EKAP: ov E! II gevom. HK 13-15 öre... Ypepeir om. F 14 kıvprar K IŞ Töre om. E'T 17 &voisİ I9 xporipw» HIK 22 ümepov $
FİZİK
6
291
yerleşmek de olanaklı. Yerleşen nesnenin 'ilk” yerleştiği zaman konusuna gelince: zamanın her ne parçasında olursa olsun yerleşmesi zorunlu, çünkü zaman Jikiyel bölündükte, nesne parçalardan hiçbirinde yerleşmemişse, hiçbirinde yerleşmemiş demektir, dolayısıyla yerleşmekte olan nesne yerleşmemekte olacaktır. İki parçadan |yalnızca| birinde yerleşse, bütün olarak 'ilk” anlamda yerleşmemiş olacaktır, çünkü daha önce devinen nesneyle de ilgili olarak dediğimiz gibi”4, bu zaman içinde 'başka bir şeye göre” (başka bir şey açısından; kendisi açısından, kendi başına değil) yerleşmiş olacaktır. Nitekim nasıl devinen nesnenin “ilk” olarak devindiği bir zaman parçası yoksa, yerleşen nesnenin de 'ilk” olarak yerleştiği (bir zaman parçası yokl; ne devinmenin 'ilk” parçası diye bir şey var ne de yerleşmenin. Diyelim ki, nesnenin ilk yerleşme noktası AB: bunun parçasız olması olası değil, nesnenin bir parçası devinimini tamamlamış olacağından ötürü, parçasız bir nesnede devinim olmaz, yerleşmekte olan nesnenin devindiğini de gösterdik). Ne ki, AB bölünebilirse onun parçalarının hangisi olursa olsun herbirinde yerleşme gerçekleşecektir, çünkü daha önce nesnenin 'ilk” olarak yerleşeceği zaman parçasının, zamanın hangisi olursa olsun herbir parçasında yerleştiğini göstermiştik. İmdi nesnenin “ilk” olarak yerleştiği bir zaman olması gerektiğinden, bu zaman ise bölünmez olmadığından, her 'zaman' sonsuza değin parçalara ayrıldığından ötürü, nesnenin ilk” yerleşeceği zaman parçası olmayacaktır. İmdi duran nesnenin (durgun olan nesneninj| “ilk” durgun olduğu zaman da yok, çünkü bölünmez bir zaman parçasında devinim olmadığından ötürü, parçasız bir zaman içinde durma da yok. Devinmenin olduğu 'yerde” durgunluk vardır (doğal olarak devinebilen ama döğal olan zamanda devinmeyen nesnenin durgun olduğunu söylemiştik). Ayrıca |bir nesnel “şimdi” ve “daha önce' aynı biçimde olduğu zaman o nesnenin durgun olduğunu söylüyoruz, demek ki, tek bir zaman parçası açısından değil, en az iki zaman parçası açısından onu değerlendiriyoruz; dolayısıyla nesne durgun olduğu zaman, parçasız olmayacaktır. Parçalı ise, belli bir zaman olacak, nesne de onun her ne parçası olursa olsun o parçasında durgun olacaktır. Bunun nedeni de şu: her nesne bir zaman içinde durgun olur ve devinir; “ilk” zaman diye bir şey ise yoktur, ilk büyüklük ve genelde ilk sürekli bir şey de yoktur, çünkü bunların hepsi sonsuza değin parçalanır.
35
239a
10
15
20
Z
DYZIKHX AKPOASEOZ
292
8. 2389 31 —og.
239P 14
önel ÖĞ MÜV TO KIVOÜMEVOL EV XpOVE KiVELTAL Kal EK TIVOS ES Tı yeraBdAhe,, &Vv © ypdvw Kivelral kağ” aüröv kal ur TG a
.
.
3
n
bi
SAA
,
»
,
?
?
/
“
n
*
0
/
N
.
“
N
Na
/
,
N
—
$
.
2,
v
«
—
#.
5,
«
y
..
,
N
,
5
;
,
.
“
,
,
»
“
dNAç Kal âAAE avTob yepet dAydes EoTaL elmelv ÖrL €v TavTğ €oTtv Kal avTÖ Kat Tâ MEpn. Et yâp pip ovrws dAA €v Evi YUN
.
N
;
>
N
N
”
,
.
La)
Hdvw TÖV vüv, UK doTaL xpdvov oüdeva kard TI, &AAâ karâ a a a ! TÖ m€pas TOD ypdvov. &v ÖR TG vüv dorıv pt âel Kard TL UEV 35 v , / > — » . « “Xp ., dv, OU MEVTOL Ypemel OÜTE yâp kwelodat oür” ipeyeiv dorıv dv? 239 /
“
vür,
—
dAAâ
n.
,
,
v
/
pi) kwelodaı
N
N
>
yiv
m“
/
/
âAn0es
.
5,
Ev
NS
>
TE
,
vöv
—
Kal
lej
N
N
.
elvaı -
kard Ti, &V xpdvw Ö' oük dvödyerat elval Kard TL Tpepoür” N n ovpBalvet yâp TO pepdyevov TYpepelv. 9g Zivev öt mapahoyi(eram € yâp alel, gnyoiv, npepet mâv Ji) kweiraı) örav 1) karâ 16 icov, Eorw 8 alel Tİ ghepdpevov &v Tp vüv, âkivyrov Ty hepoudvyv elvaı dicTdr. Toüro Ö dari Yeüdos: ol yâp güyketraı Ö ypdvos Ek TÖV vüv TÖV âdıalperwev, womep obö üAAo yeyedos ovdev. o TETTA/
.
.
rn
n
a
n
>
”
,
5
”
N
5x3
«
»
v
v
>
,
>
nn
Tp
m
..
/
/
pes Ö eloiy ol Adyot mepi kiv)oews Zıjvwvos ol TapexovTES TâS 10 ,
b
5
/
*
;
N
ov o karahayBdvera
e
,
GAAN
av
;
N
öpes
«
,
,
,
"
»
N
karahayBdvera,
et-
Mep d6CEL ÖLeCLEVaL TİJy TeTEpATMEVYV. o OÜTOL EV OUV Ol ÖUO Adyot, Tpiros 8 6 vöv pıdels, örL 1) Bücrds Depoyevi EcTNnKEev. ovpBalveı öt mapâ TO Aapdvew Töv xpdvov ovyrelodat &k TÖV vüy pi) BÖoMEvOU yâp TOÜTOV OvK EoTaL 6 gu)hoyıd33 Mds. T€TAapTOS Ö' Ö mepl TÖV &Vv TE oTOAĞİIŞ Kıvovyevwv EĞ 33 /
/
/
A,
N
N
/
,
/
N
dl
e
.
evavrlas icwv öykev /
n
.
7
“
map
A
a
”
a
,
y
«
,
np
OU ÂA€VKOV'
»
ÖAov
,
,
7
1)
”
tal
>
|
GETAL A€VKÖV m“
,
?
/
>
N
/
N
A
TA€oTa
N
1)
Tâ
Kv-
ptdTaTÖGa pepn' ol TaLTd Ö dorlv pi) elval TE öv Toürp Kal pp elvat &v ToürE ÖNov. Öyeles ÖR Kal mi TOü ÖVTOS Kal €mi Toü pi) dvros kal TÖV âNMev TÖV kar dvrigaoıv fora tv yâüp &ğ âvdykns &v Oardpw TGV âvrikey€vav, ÖV OUÖET€pw 5 8Aov alel. oTdAtw 5 dmi Toü kükAov kal Emi Tijs ogpalpas kal öAws Töv &y aürois kıvoyuevey, ör! oyuBijceraı avrü mypeelv: Ev yâp TE abrg TdmE xpdvov Tıwâ forÖaL kal alTâ Kal Tâ pepn, GoTE ipepiioet ya Kal Kiyi)deraL. TpETOV Utv yâp Tâ ydpn oük Eorİw &v TG arp o0ddva xpdN
,
—
N
N
»
»
m
N
a
N
/
»
»
v
v
,
—
AKPOASEOZ
240? vov, eira
Kat
»
hatrı) *£
>
>
ÖNov
a
perafdAA€
”
alel
/
eis
gn
5
dorıv 7) ânö Toü A AayfBavoyew)
/
«
TO
«
Z
/
yâp
5
üaânada yap , / 7) €V €VavTLOLS.
.
e
,
1)
. Ö€
7Y7V
/
NO. MN) öv),
yâp
üârpa
“
N TV
.
Ö
3 dv
EİS . MEV
a
Ti, > Kar
v
YEeVETE€WS
HEV
2 / €yavTlots
ToLS
woTE
—
kal
“
Kat Ny EV » / avriharıw
/
(olov
peraBoğijs,
n
v
TIyvoOs n TOV 7
nepas
Tijs
v
€K ” WOTE
/
amomaoıs
a TO
»
v
TÖ
>
ov,
pbopâs
3 /, €vavTia'
n Tavra
dAhotdcews
Tdaoys
Ta
.
/
avrığdde * / 7 bânıs
,
/
,
(GE dvavrlev ydp TwEv 1) âAholedis), öyoles öt kal av/ . > / . N N / “ &hgcews kal gölcews: avkioews putv yüp Tö mepas TOü 241b karâ Tip olkelav gücw TEehelov peyelovs, pölrews öt 7) TOÜTOV EkdTOadIS. İİ) öt gopâ oüre yiv oük dora TEeNnEpao4evn* ov yâp mâca dv dvavrloıs: ĞAA dmeldij TÖ döüvaTo» Tundivat oürw, TE pi) Evd€yerdar Tundijya. (mheova5 xXös yâp Afyerat Tö döüvaron), ok dvddyerat TÖ oüres âdüvarov TEyvecdaı, oldt öles TO âöüvarTov yeveodaı yiyveoda, ovöt Tö peraBaheiv döüvarov &vö€yor âv yeraBahhew els 6 dövvarov mperaBaheiy. el ov TÖ Mepdyerov MeraBdAAoL €ls Ti, Kal Övvaröv doTaL yperaBahey. Gor 3
>
/
,
/
£
yv
*
/
>
N
“
>
.
—
“
N
/
a
5
v
*
».
>
»
»
,
N
a
/
>
?
/
N
,
OLoÖNCETAL >
.
—
a
2ç7
TOY yâp ÖLeAdelv aüriv. n
.
“
,
?
”
OÜĞ
7
.
,
7
5
>
/
av
190 OÜK ÜmeLpos 1) KİVYOLS,
N
/
N
»
£
"
»
bel
/
/
N
5,
r
»
>
7,
Tijv âmepov'
/
*
/
N
o âöüva-
v
5,
/
OÖTL yiv oüv oÜTES OÜK dorıv âmel-
/
”
a
a
o
5
v
v
pos peraBohi; öoTEe pi) oplodaı mepacı, gavepdv. OĞAN el vürws dvöfyeraı Örre TÖ xpdvp elvat ümetpov TV aüriv oücav kal plav, oKenT€ov. o Hi) MAS URV yâp yiyvopEvns OÜ5 Ötv İres kwhvet, olov el perâ Tv gopâv âNdoledis ein .
/
kal Merâ yâp alel Mij elvat d€xyeraı 291) kükAg a
N
.«
N
*
X
N
»
,
N
N
N
>
/
v.
Tip dAAolediv aükyoıs Kal TdAw yevedis: oüre yiv forat TG xpdvw kivmoıs, dAA' oü pla dd TÖ ylav &£ ümacöv. Gore Öt yiyveodaı play, ok Evümepov elvat TG xpdvw TAv miâs* aürn Ö doriv gopd. N
,
.
/
v
/
,
P
“
—
*
N
,
—
7,
Ld
t
,
»
a
/
/
,
e.
>
/
/
a
5
«
,
:
327 âras E' 28 &vom. E|J' hacıs| karağacıs H et fecit F z9nom.HİJK 3i ajJeğK mdoysom.l 33 râ mepasliT: mepas r6 Prantl bz eraosE &onF 3 mâca EJT : âraca FHIK eom.j' era HKT zöom. F 4 ovre, TE) oöre vel oü TO E': rg ET xoNlaxos FHIK 7 yeraBahhav LAP 8 peraBaheiv KS: peraBahheav EAP 9 peraBadNke | HerİOaBaheiv KS: peraBahdeav EA 10 ümepos toratn K ıh» om. E II ovk for oüres F Oümepos 7) yeraBodi | 13 &ö€yotroK re FIİJPST: errwerrm E: om. HK öden» Tüv aüryv F IŞ rnv om. ST I9 emu ârapor H €orw) âpa K 20 7) kikho IT: ph küdopia E: ip pia 7 küde FHJK (0 pia erasit |)
FİZİK 6
303
Nitekim “an'da devinmek” ile “bölünmez bir nesnenin devinmesi” aynı temellendirmenin kapsamı içinde. Yine hiçbir sonsuz değişme de yok. Çünkü hem karşıolum açısından hem de karşıtlar açısından her değişme 'bir şeyden 'bir şeye” idi, bunu gösterdiydik$2. Dolayısıyla karşıolum açısından değişmelerde sınır, evetleme ve değilleme (sözgelişi oluşunki 'varolan', yokoluşunki ise 'varolmayan). Karşıtlar açısından değişmelerin ise sınırı karşıtların kendileri, çünkü bunlar değişmenin uç noktaları. Dolayısıyla her nitelik değiştirmesinin
de (bir sınırı var) (çünkü
25
30
nitelik değiştirme kimi karşıtlardan
oluşuyor); büyüme ile eksilmenin de aynı şekilde sınırı var: büyümeninki, nesnenin kendi doğasına göre tam büyüklüğünün sınırı, sözgelişi (yetişkin insan), eksilmeninki de bunun, (kendi doğasına göre tam büyük: lüğünün)| yitirilmesi. Ne ki, yer değiştirme bu anlamda sınırlı olmayacaktır, çünkü her yer değiştirme karşıtlar içinde değil. Nasıl bir nesnenin kesilmiş olması olası olmaması anlamında 'kesilmiş olmasının olanaksız olduğu” söylenebildiğinden ötürü (çünkü 'olanaksız' çok anlamda kullanılır), kesilmesi olanaksız şeyin kesilmesi olası değilse, aynı şekilde genelde ne oluşmuş olması olanaksız olanın oluşmakta olması ne de değişmiş olması olanaksız olan bir nesnenin, değişmiş olması, olanaksız olan şeye doğru değişmekte olması olası olabilir. İmdi yer değiştirmekte olan nesne bir şeye doğru yer değiştirmekteyse, onun değişmesini tamamlaması da olanaklı olacaktır. Dolayısıyla devinim
sonsuz olmayacak,
nes-
ne sonsuza değin yol almayacaktır, çünkü sonsuza değin gitmek olanaksız. Demek ki, sınırlarla sınırlandırılamayacak denli sonsuz bir değişme olmadığı açık. Ama devinimin aynı ve tek olmasına karşın bir zaman içinde sonsuz olacak anlamında sonsuz olması olası mı, bunu sınamak gerekiyor: devinim tek olmasa herhalde buna hiçbir engel yok, sözgelişi yer değiştirmeden sonra nitelik değiştirme olsa, nitelik değiştirmeden sonra büyüme ve yeniden oluş olsa! Böylece zaman açısından hep bir devinim olacaktır. Ama bu devinim, bütün bunlardan oluşan devinim tek olmadığından ötürü, tek değil. Dolayısıyla tek devinim oluşuyorsa, bunun zaman açısından sonsuz olması olası değil -bir devinim dışında: o da çembersel yer değiştirme.
241b
10
15
20
304
bYXIKHX AKPOAYEOY H 10.
2419 25 —iI.
2428 5O
H. 1
“Amav Td kwoüuevov pöv yüp &w davr pi)
4
/
el
ghavepöv
örL
N
Üğ”
w
kwoöv)
*
7pöTOV velodat
oüv TO
A
€rdpov
,
m
pt» öld
n
.
n
AKPOAZEOZ
1. 2428 sı —b
H
70
© keklvyrat Tip aüToü Kİvyow Td A, kal dore Ep” p K. TETEpACMEVYS Ö OhoYS TİS TOĞ A Kivijocews kal 6 xpdvos dora memepaopevös. oOdnel Öi; âmepa Tü Kıwoüyra Kal Tâ 45 kwoüpeva, kal 7) Kiyyoıs y EZHO 7 EE âmacöv âmetpos dora dvödxeraı ptv yâp İoyv edivat Tip ToB A kal TOü B kal Tiy TöV âNdMev, Evd€yerat öt pelÇovs TüS TÖV âME»,
©OTE El TE İoal el TE yelÇovs, A4horlpws ÜmELpOS |) öAN' Aay”
v
y
v
/
:
/
v
ev
Bdvoyev yâp TE Evdeydmevov. o €mel Ö üya kıvelral kat TO A 5 3d
kal
.
TÖV
N
.
,
ĞâAAev
m“
,
,
EkaoTOoy,
v
“
7)
N
ÖAy
âmrenlar
A
&£ ümdvrwv
elre âmetpov,
Emi
N
e
N.
1)
/
âya
/
el TÖ
,
/
Kwoümeva AfAwv,
,
KİvNow
a
Tp
£
OĞAN
/
kal
/
kıwelrat Tijp tavrob
5
n
5»
oyuğaive
Ld
yâp N
n
dâA-
elre
mETE-
Tâ vü
mdv-
TWS yâp | Kivyoıs doral ümepos âmepev övrev, elmep 65 tvd€xerat kal (cas civa kal yelfovs dAA)Aev Ö yüp Evd€xeraı, Aıpbdpeda bs ümdpxov. o el oüv TÖ udv Ek Töv ABVA a A n Çi) memepaayevov 1) ümepdv Tİ doriw, kıweiral öt riv EZHO «yaw &v TG xpdvwe TG K, obros öt memdpavraı, ovuBalvet Ev / a TETEpATMEVE Xpdvw Ümetpov ÖldvaL i) TÖ Memepaopdvov ij 79 /
2420 53-9 -242P 20-24
.
Oo 59—2433 31 — 24—24312
b 43 aüreö sctipsi: avroö > 44 Toü) ro b addit y textum alterum 242? 12-13 kal,.. fkaoTOv EZ
dmapa| âpa y
B€xerat 8€ yeiÇovs j sed erasum del E: Te del igat ei Spengel
5... Memepaouevp om. b' xpwrov S om. cjy Pranti
68
48
€vdiyerat ...
Alev
49 ei) cis cjy 50 kai om. Prantl
53 e) e rgc
64 rö Moreliana memepacpevov ij addidi
rpöTOES C dmepov 3S:
45 ante enei 67) scripsi : om. cj:
ev-
TelomeasS$: 52-3 öore
59 dom.y
66 kai pr. Töv drelpav
FİZİK 7
309
K diyelim. A'nın devinimi sınırlı olduğundan zaman da sınırlı olacak tır. İmdi devindirenleri ve devindirilenleri sonsuz diye (kabul ettiğimize
45
görel, hepsinden oluşan E F G H devinimi de sonsuz olacaktır. A'nın, B'nin ve ötekilerin deviniminin eşit olması olası; yine kimilerinin ötekilerden daha büyük olması olası; dolayısıyla ister onlar eşit olsun ister daha büyük olsun, heriki durumda
da |devinimin)
bütünü sonsuz ola-
cak, kabul ettiğimiz olasılık bu! Ne ki, hem A hem de ötekilerden herbiri
50
aynı anda devindiğine göre, devinimin bütünü ile (yalnızca) A'nın devinimi aynı zaman içinde olacaktır. Oysa A'nın devinimi sınırlı bir (zaman) içinde olacaktır. Dolayısıyla sınırlı bir zaman içinde sonsuz bir devinim olacak, bu ise olanaksız. İmdi
böylece,
baştaki
savımızın
|kabulümüzün:
ilk devindiricinin
varlığı) böylece kanıtlandığı düşünülebilir, ama henüz kanıtlanmış değil, çünkü karşı tezin) hepten olanaksız olduğu kanıtlanmadı. Nitekim sınırlı bir zaman içinde, tekbir nesnenin değil, birçok nesnenin deviniminin sonsuz olması olası. Şu durumda tam da bu sözkonusu: herbir nesne kendi devinimini gerçekleştiriyor, pek çok nesnenin aynı anda devinmesi olanaksız değil. Ama her devinimde gördüğümüz gibi, eğer 'ilk anlamda/dolaysız olarak bir yerde ve bir cisim olarak devinim gerçekleştirecek olan devindiren nesnenin devindirilen nesneyle ya bitişik ya sürekli olması zorunluysa, devindirenle devindirilenin birbiriyle ya da sürekli ya da bitişik olması, dolayısıyla hepsinden bir tür birlik” oluşması zorunlu. Bunun sınırlı ya da sonsuz olması şu andaki temellendirmemiz/Savımız açısından önemli değil, çünkü hem birbirlerine eşit hem de birbirlerinden daha büyük olmaları olası ise, sonsuz sayıda olan nesnelerin devinimi her durumda sonsuz olacaktır - burada olası olan şeyi “öyleymiş” gibi kabul edeceğiz. İmdi ABCD'den oluşan şey |l ya sınırlı|| ya da sonsuz bir şeyse ve EFGH devinimini K zamanında gerçekleştiriyorsa, bu zaman da sınırlıysa, sözkonusu olan şu: sınırlı bir zaman içinde ya sınırlı bir nesne ya da sonsuz bir nesne sonsuz bir devinim gerçekleştirecektir.
55
60
65
70
310
DYX2IKH> AKPOASEOS
H
Tö âmepoy. o âydordpes öt âölvaroyr oda kal eival Tı TpörOv Kıwoüv Kal
yâp
ötaepe
TO
ovuBalvew
d£
Gore âvdykıy Torakiwovuevor. | OÜĞEV
#moldeews
Tö
âdüydror
243 30 İh yâp Ündleis elAnmra Evdexoyevn, TO 5 dvdeyopdvov TEÖ€vTOS ovdtv mMpooijket yiyveodaı ölü ToüTOo âöüvarOov. *
N
*
/
/
5
Sav
/
J
/
n
N
m.
,
>
7.
#
TO öt pörov kıwoür, pi) © TÖ OL Evekev, âAN 60€v İh âpxil Ts kwjoews, â/a TG Kivovudvwp deri (Adğyw Bi *
,
N
a
/
4
n
!
/
1
p*
Tö
dua, öri oübev dorw aöröy yperafü) Toüro yâp ko Ömi MaVTÖS KIVOYMEVOU Kal KIVOÜVTOS tory. OoOdmel öt Tpels ai kivjoels, İJ TE Karâ TÖMOV Kal 7) Karü TÖ TOLÖY kat İ) karâ TÖ modgdv», dâvdykn kal Tâ kwoürra Tpla ? / a N 2 a . a A elval, TĞ TE gepov kal TÖ dAhoöv Kal Tö atğov 1) hdiyov. o npörov ov elneyev epi Tijs gopüs: Tpörn 49 yâp aürn TÖV kıv)oewv. 35 VöV
JI
âmav Öl Tö gdepduevov A a n 1 Üp” tavroü kiweiraı 1) üm âkMov. Ödca pdv obv avrâ Up aÜüröv kwelrat, pavepdv dv TOUTOLS ÖrL Apa TÖ KIVOÜMEVOP Kal
TÖ kivoüy torw Evvmdpxe yâp aürois Tö TpÖTOV KWOÜY, OT oüdev dorıv âvaperağü: öra 5 üm âNAov Kivelraı, TETpaxĞS &vdykn
yiyverdar
v 5 v Eafıs, bots, Öxyots,
xum)ces
âvdyovral
TErrapa
in
243»
Tijs üm
d oüzacat yâp.
cis Taüras'
dorıw, örav TÖ âğ” aüroü 20
yüp dön
ölyots.
7) ytv
kwodv
yâp
EmakolovOoüy
âlov
popâs,
, al< karâ N TdmOv
Önecıs
bos
TİS
w07), 7) © âne-
cıs, , örav pi)pi) &marohovdijiü kwioav, ij piyis, İ)) öt püyis,
örav ago -
öpor€pav Totjoy) TV Ağ” abroü kivyow TİS karâ dürw gopüs, kal p€xpt Toroürov gepyrat tes âv par) ij klunoıs. /
n
.
/ / , v 7. TANw 7)£ Öledis Kal a güvwdıs dmedıs kal aw EAĞIS dol 1)< ptvN yâp öledıs âmecis Çi) yâp âğ” aöroö 1) âm ddov tori» 7) âmedis), iy öt oüveoıs EAĞıs (kal yâp mpös aürö kal 7pös
2439 32-40 — 2439 3-11
20—b2 — 2448 21-4
b 72 kalalt.om.c:
11-15 — 21-3
15-20x-23-8
Y 3-16 - 243? 24-9
pp ut vid. S: oü Gaye
2438 31 öğ roüro
yiverdar S 32 mpörov bS: npöres cijy 37 kalalt. om. cjy Tpla mpörov elvat Y 38 pepov kal rö yS: om. bej 12 7 pr.) İ) aürd S 14 mperesy (o 16 Teraprns fön ıns b 17 öcısom.c I9 dp" abroüex 5 scripsi: dr avroü £ o emakolovdoüv cjy S: €emax6-
Aovdov b dm" avroü
20 8€ Basiliensis: 84 bı dg' aüroö scripsi 4 dg” abroö S, Spengel: ar aöroü
FİZİK
7
311
Ama herikisi de olanaksız. Dolayısıyla durmak gerekiyor! Bir ilk devindiren ile ilk devindirilenin varolması zorunlu. Olanaksızlığın bir varsayımdan çıkması hiç önemli değil, çünkü varsayım olasılık olarak alındı: olasılık kondukta ondan olanaksızlığın ortaya çıkmasından başka bir şey çıkmıyor.65 2 “İlk/doğrudan devindiren”, ereksel neden olarak değil, devinim kendisinden başlayan şey anlamında devindirenle birliktedir (“birlik te”den şunu kastediyorum: onların arasında hiçbir şey yoktur). Bu her devindirilen ile devindiren konusunda ortak olan bir şey. Madem yer açısından, nitelik açısından, nicelik açısından olmak üzere üç tür devinim var, devindirenlerin de üç tür olması zorunlu: yer değiştirten, nitelik değiştirten, büyüten ya da eksilten. İmdi ilkin yer değiştirme üzerine konuşalım, çünkü devinimlerde başta geleni 0.66 Her yer değiştiren nesne ya kendisi tarafından ya da başka bir nesne tarafından devindirilir. Kendileri tarafından devindirilen nice nesne varsa bunlarda
devindirilen
ile devindiren
birarada
bulunur,
bu
30 243a
35
40
açık,
çünkü bunlarda ilk/doğrudan devindiren içkindir, dolayısıyla arada hiçbir şey yoktur. Başka bir nesne tarafından devindirilenlerde ise bunun 45 dört biçimde oluşması zorunlu; çünkü başka bir nesne tarafından yer değiştirmenin
dört türü var:
çekme,
itme,
taşıma,
döndürme;
bütün
yere göre devinimler bunlara girer. Sürükleme, devindiren nesnenin kendisi devinimi izlediği zaman, tepme devinimi izlemediği zaman, atma ise devindiren doğal yer değiştirmeden daha güçlü bir devinim yarattığında ve nesne, devinim gücünü taşıdığı kadar yer değiştirdiği zaman olan bir itmedir. Yine sıçratma ile önüne katma bir tepme ile çekmedir, çünkü sıçratma bir tepme (tepme ya kendine ya da başka bir nesneye bağlıdır), önüne katma bir çekmedir (çünkü çekme kendine ve
20 243b
312
DYZIKH> AKPOAZE©S
1.
242P 71 —2.
H
2448 IŞ
âNAo 7 EAĞIS), o ÖoTE€ Kal öca TovrOE» eld, olov o7döyois kal KİpKId1s* 7) utv yâp düvecis, 7) BE Öledis. Öyeles öt kat ai dAMaı ovykpices kal Ötarplres—Ââmacar yâp Ecovrat ÖLdeeLs 1) ovvdces—nAv Önal Ev yevlret kal gdopâ v
LZ
|
,
al Efes ov
dAAolcets
eloiy,
/
ai TV
GAAâ
“
Efewv âmoBoNal
yiyveoldaı
yiv
höelperlaı âAAotovylvwv TWwGÖv âvdykıp, .
N
».
/
n
>
kal Anyes
icws
aürâs
kaddmep
.
A
A
Kal
Kal TÖ el- 15 A
n
a
dos kal Tip yopgip, olov Oepu&v kal YVuxpöv 1) Enpöv kal n A a Üyp&v, 1) &v ols Tuyxdvovoıw oücat TpGTOLS. OTepi Taüra yüp &kdorn A€yerat kakla kal âperi, Up” Gv dAAowüddaı TEN * < , « , N . A > . A
/ > / mabnrıkdv, 1) Ö8 kakla mabnrİköv 1) övavrlws âmabes. 20 öyoles 20
Tis Yuxijs
Eğewv
âmacaı
yâp
kal
aürat 247"
TB pds TL m&s Eyev, kal al pdv âperai TeAedes, al öt kaklaı &kordoels. ET! öt |) yöv dperij eü Öölari0naı TpöS TÜ olketa TdÖn, 7 ÖE akla kakös. Gor oUvö atra dcovraı dAdAotrets* ovĞt Öl al âmoBohat kal ai Anyyes airör. yiyveodat 6 avrâs dvaykatov dAAoLovpevov TOÜ atodnrıKkoü pEpovs. âNAoLlijceralö' Ümö TEV alodyr&öv' âmaca yâp 5 17Oıx) : N . < a . , N , 7 . A âperip mepil Yöovâs kal Avmas Tâs dayarıkds, aüral Ör 7) dv TO pdr wd Tö 7o0a hh d p dAmiÇen ai © mpdrrev 7) &v TÖ yeyvijoda 1) &v Tp dAnlfem. ,
"
!
/
*
,
N
n
SN
»
>
/
-
5,
n
"
>
Mtv oüv öv Ti) mpdlet .
“
/
N
elow,
7,
00
,
*
e
>»
/
»
üm
7-13
— 23-8 b8 donjerS II forıwavröv HS: aürövederiy 13 I2 oğreS of Z ökesHIS: ökesoldeZ 1S kalet16jom.S 17 xpöros HIZSP: mporws S“ Ig # pr. HIS: om. vdi HİS: &s ei 20 İ) €vavriws HİS: pev €vavrles kal 2473 1 yâpl gö yap Yy 2 Tehewues eloiv ai HI 3 8ö€om.HI o xpösj| TO Exov mpös | Şaipr.oml: katciy 7 dAhowöncera ES: aAAowüraı HI 7 om. Hy 9 ğpr.JnijS 11 kiveioğat om. HI €v alt. om. Z 12 elgivom. İ 13 pövovow H
15
FİZİK
7
321
erdemler ile kusurlarda da bu böyle. Çünkü herbiri bir şeyle bağıntılı olarak belli bir biçimde olmakla varoluyor, taşıyanını kendine özgü etkilenimleri çerçevesinde “iyi” veya “kötü” yere koyduruyor. - kendilerine özgü” şeyler ise, oluşları ve yokoluşları doğal olarak onlara bağlı olan şeyler-. İmdi mademki “bir şeyle” bağıntılı şeylerin, kendileri nitelik değiştirme değil, onlarda nitelik değiştirme, oluş, genelde hiçbir değişme de yok; durumların/huyların kendilerinin ve bunların edinilip yitirilmesinin nitelik değiştirme olmadığı açık. Ama belki kimi şeyler nitelik değiştirdiğinden ötürü onların oluşu, yokoluşu zorunlu, tıpkı biçimin ve şekilinki gibi; nesne ısınınca, soğuyunca ya da kuruyunca, ıslanınca, ya da nesnenin
10
15
ilk anlamda (doğrudan içinde bulundukları nesneler) böyle olunca. Her
tarafından devindirilir; kimi ise bundan, ile beklentide sözkonusu. Çünkü
20
247a
Yal
erdem ile her kusur, taşıyanının doğal olarak niteliğini değiştiren şeylerle ilgili olarak ona yüklenir. Nitekim erdem taşıyanını ya etkiye uğramaz/ sarsılmaz (apathes) kılar, ya da gereğince etkilenir kılar; erdemsizlik//kusur ise taşıyanını 'etkiye uğrar ya da etkilenmesi gerekirken 'etkilenmez/etkiye uğramaz' kılar. Ruh durumları/huyları konusunda da bu böyle: çünkü hepsi bir şeyle bağıntılı olarak belli bir biçimde olmakla varlık kazanıyor, ve erdem 'tamlık/tamamlanma”, erdemsizlik ise |bu tamlığın| yitirilmesi. Ayr ca erdem, taşıyanını kendine özgü etkilenimleri ile bağıntılı olarak iyi kılar, erdemsizlik ise kötü kılar. Dolayısıyla onlar da nitelik değiştirmesi değil, onların yitirilmesi ya da kazanılması da. Ama onların oluşması için ruhun duyan yanının nitelik değiştirmesi zorunlu, o da duyulur nesnelerce nitelik değiştirir. Nitekim her karakter erdemi bedensel haz ve acılarla ilgili, bunlarsa ya 'eylemekte”, ya 'anımsamakta' ya da 'beklentide'. İmdi kimi duyuma göre eylemde sözkonusu, dolayısıyla duyulur bir şey
10
|duyumdan)| kaynaklanan anı
insanlar ya etkilendikleri kimi şeyleri
anımsayarak ya da gelecekte etkileneceklerini umarak haz alırlar. Dolayısıyla bu tür her erdemin, (karakter erdeminin) duyulur şeyler tarafından oluşması zorunlu. Madem haz, acı oluşursa, kötülük, erdem oluşuyor
15
322
DYXZIKH> AKPOAZE©Z Taüras
yaâp
eloıy)
al
©
76oval
ToÜ aloOnyrıkoü, davepöv Tavras ânoğdAhev kat m
—
.
A
;
en
”
ai
,
Aömat
/
dAhodoes
daüTaİ Ö OK
Di
,
,
a
Elciy AAAoLEdELS.
dAAâ yiv 006 al TOÜ vonTEKOĞ ppovs EĞets âANoLdrets, 0VO dorıw alröv yevegıs. o TONU yâp ydALoTAa Tö ömtorijyov dv TE MpâS TI ms Eyew Afyonev. ETL ÖR kal pavepdv ri oük For aüröv yeveoıs* TO yâp kard öüvajıv EmoTijuov oüödv aürö KumOtv âAA& TG âkAo Ümdpdal yiyveraı dmerijov. o örav yâp yevyraı Tö karü pepos, &ömloraral mws Tâ Kağdhov TG €v y€pel. MANwW ÖR TİS xpjcews kal Tİ)s dvepyelas oÜK EoTL , , / . n > / N — £ nn yeveois, el pi) TLS Kal TİS âvaBA€yews Kal TİS âıs olerat yevecw elvat* TÖ yüp xpijodaı kal TÖ Evepyelv önoLov TOÜTOLS. OT © eldpxiis Afis Tijs emtoriuns yeveois oük dor o0ö' dAAolwoıs* y
o
kal
öTL dAAoLovudvov TWwÖS âvdykn Kal AayBdvew. ©o0 1) piv yeveois
“
aüröv per” GAAoLGTewS,
247P
H
/
N
N
v
N
/
,
v
N
.
>
“
.
a
“
*.
;
v
TO yüp ipepijoat kai oTijvat Tijv Öldvolav ETloTOaCÖaL Kal ppoveiv “
N
,
m
.
"
N
/
>
/
.
m
Aeyduela, els BE TO Tpeyeiv oüK EGTI yevedis* NS yüp otöeMds “
N
m
5
yeraBoAi;s, kaldrep elpnraı Tpdrepov. n
MeBüetv
,
y
ETLö' Gomep örav &k TOÜ
,
1) kadevdew
1) vocelv
”
v
».
e,
els Tâvavrla
,
MeTAOTİ)
n
TIS, OÜ
15 papev €mtoTnmova yeyovevat mdAw (kalror âöüvaros 7)» Tİ €ETMLOTI) 1KNn XPNoda TpOTEpOV), 7po ), OVTWS vü OVÖU& ÖOTAaV örav Eğ apxns dpxijs A Aap,
Bdvn
nnTv
/
/
Ew
TG»
yâp yap
gIKİ;S Tapaxijs hpdvyudv .
/
Tâ malla
“
ovre
/
/
5,
4
:
mpds
on
a
Eva v
Ö
,
Ün *
,
âNdev, v
EV ,
du>?
247P 1—2483 9 - 2479 28— 248? 28 316 aialtom.Hi (18 6o4'HİIbS: örciy I9 aürnlavrn S) 8" nük Eyriv aAAolwoıs SS bi ai (om. Cjy) Toü voyrıoü (vonroü Z) pepovs Eğeıs dNAotövets HESPT: Tg voyrıkg pepet ai Efes AAAocwoeıs | : ) TO0 vonrıkoü hepovs Eğıs dAAviodis Sİ 2 avröy TT: aris aNAolwois ovde S
pdhwraom.l:
yaadovS
4 TO yâplörıra Hi
ovö€ | 5 vmrdp$e Bekker errore preli 6 raHIAT: rp sPS ro HIAT: râcjy: reb: ra PS 8 kat alti) rexai b olotTo HI 9 Tö yâp xpijoda S: Tö'yâp oteodar HI: om.Z 10 oü| pev oük HS: pev oğv oöx | av" dAholeoıs ES: om. Hİ JI Tö cj yâpldeöyp.S npepioal 12 Aeyoyer HI o öNes) yevececwsS oveyla yeraBon HIS O13 öravom.S O1Ş dövvarevc oOiwjyc: İY 16 ovres)| örav cjy 17 nÖıkis cj 18 dperns €vyTOL C
npepilera HİS:
I9 Övvaraı
npeyife >
|
2483
xpös...3
1 kpivec |
aürns
2 öl yapi
HIS:om.Z
FİZİK
7
323
(çünkü bunlarla bağıntılılar), haz ve acılar ise duyulur/duyan bir şeyin nitelik değiştirmeleri; şu açık: bunların yitirilmesi ile edinilmesi için de bir şeyin nitelik değiştirmesi zorunlu. Dolayısıyla onların oluşu bir nitelik değiştirmesi ile birliktedir, ama kendileri nitelik değiştirmesi değil. Ama |ruhun) düşünen yanının durumları/huyları da nitelik değişirmesi değil, onların oluşu da yok. Çok özel bir biçimde birşeyle bağıntılı olarak belli bir biçimde olmasında/olmasıyla (kişiye| “bilen /bilgili” deriz. Ayrıca onların oluşu da yok, bu açık, çünkü olanak halinde “bilen, kendisi devindiği için değil, onda başka bir şey bulunduğu için *bilen olur. Çünkü parça/tekil verilince, (ruh) o parça aracılığıyla bir biçimde tümeli bilir. Yine (bu olanağın| kullanımı ile etkinliğinin de oluşu yok: meğer ki, görme duyusuyla dokunma duyusunun oluşu olduguna inanılmasın, çünkü (düşünme olanağının) kullanımı ile etkinliği bunlara benzer. Bilginin baştaki kazanımı bir oluş da değil, bir nitelik değiştirmesi de. Nitekim durmasından ötürü (düşüncenin/anlıkın) bildiğini, bilgili olduğunu ve düşündüğünü söyleriz. Oysa 'durgunluğa doğru' olan bir oluş yok, daha önce dediğimiz gibi“? genelde hiçbir değişmenin oluşu yok. Ayrıca nasıl biri, sarhoşluktan, uykudan ya da hastalıktan karşıtı duruma geçince, onun yeniden “bilen” kişi oldugunu söyleyemezsek (daha önce onun bilgiyi kullanması olanaksız olsa bile), huyu/durumu başlangıçta kazanınca da bu böyle. Çünkü ruh doğal olan sarsıntıdan (sonra) kendine geldiğinden ötürü, kişi *'düşünceli-aklı başında” ve “bilgili” olur. Bunun için çocuklar yaşlılarla aynı biçimde bilemezler/öğrenemezler, duyumlarıyla ilgili olarak onlar gibi karar veremezler. Çünkü onlarda sarsıntı ve devinim fazla. Kimi nesnelerle ilgili olarak kendi doğası aracılığıyla kendine gelinir, durağan hale gelinir, kimi nesnelerle ilgili olarak da başka etkenler aracılığıyla.
247b
10
15
248a
DYXIKH> AKPOASE©>
3. 2478 16—4.
H
24824
gordpoıs BE dAAotoyudvwv TwGv TÖV dv TG odyarı, kağdmep &nl rijs xpoews al TİS &vepyelas, örav vjpwv yevyTa kal E€yep0i. o gavepdv oüy Ek TEV elpymdvwv ört Td âNNoLo0edat kal 7) âAholwcis dv TE Tols aladnrols yiyverat kat &y T& alodrık$ yople TİS Yuxis, &v âAAç 8 ovdei ANV karâ ovuBeBnkds. Amopjoee ö dv TİS mdrepdv dort Kivyoıs mâca 7do)) 4 NA “ ;/ 3 — / . « . cvuBAnri ) oü. el ön dorıv mâca ovuBAyrı), Kal öyorayts TO &v İce9 Xpdvw xpdvo İİFOv KIVOÜMEVOY, woüyevov, ETTİN dort TEpLDEPNS gepis tıs loy ) evlela, ral pelÇev Bi) kal dddrrev. O€&rı âMdoledis kal gopd Tıs İon, örav dv lop xpdvw TO pdy âAdolij TO 5 dvex8ij. o dora âpa İcov mddos yiiket. OĞAN dölvarov. dAN âpa örav &v İrp İcov kwnOj, Tdre looraxes, İcov 5 oük dorw mddos pijkel, GoTE ok Eorİw âAhAoleoıs pop İon 008” ,
>
,
”
>
,
2x.
&karrev,
/
»
“
y
,
&oT
ov
/
taş
>
n
mâca
,
/
—
/
*
/
/
,
>
18
/
ovuBAyrn;
&ünt öt TOü kükMov Kat TİS eüğelas ös ovuBiygeraı; ârondv Te yâp e pr torw kökAp öyeles Tovri kıwelodaı kal Tovrl dmi Tijs etMelas, GAN evdüs âvdyen i) BGârrov | Bpabürepov, Gomep a
âv
bej
5
/
€l kdravres,
lal
/
T0
©
v
âvavres*
nn
324
oüöt
,
N
Ölaiepet
,
oLödv
18
N
TG
Adyp, el Tis gıyoıw âvdyeyv elvaı dârrov evlüs 1) BpadiTepov kiweloğav dora yâp pelÇev kal €Adrrov 7) Teptdepis Tijs evdelas, Gore al ln. & yâp &v T A xpdve 25 rip B öekiavle Tö öE Ti İ, yellev âv eh) 7 Boris T* oüre 248b yâp TÖ Bârrov dA€yero. oükoüv kal el dv &AdrrOv İcov, dörTo GeT” daTaL TL pdpos ToĞ A &v © Tö B TOü KükAov TÖ a
icov Ölerci kal Tö ( &v Aç TG
A İrip (0).
A
dahâ pi
S#4r6HlS:om.Z 5 eyepocws katdet. o rpsom.l )evE 8 pepe Hİ II öpotoraxes El 12 evlevro F seci, Prantl İon kai evdea K 14 pfopdE' imla H
alt. EHIS: rı ro FJK âpa EFİHIJK: om.F*
el 7 €v| igov o rö
15 İgo» Tö mdbos F 16 âpa Bonitz: o icovevicol 17 öoral mdğos mâv
pre FİK? O ig rjs EHİPKS: om. FJ' reom.H 20 rovri alt. Fy: roöro cett. 22 âv FES: om. EHİJK oüğe SCTİPSİ : vüğev EK : Ere oödecj: Er oldev A: Erı 8€ by oudev E: ov6' ev EHIİJK:om.F 23 İnow EZ: dpon K: hpocer A dvaykn EK
om.
E
b1
rpvj rö ev rp» FHİK?S
BrehyAvle...
Bom. E BreAyAvde HİZS: 8ıp4de FJK Tw ...Bom. K' peifov | 3 Gor' torajeisre E!: fora E?: öcre K rö pr. E'AS: om. E'K T0 igov Bici FİZ: rd ioov Öleci Tölcov F!:
8iet EHIJKS
470E'
rp» T seclusi: habent TIS
FİZİK
7
325
Ama heriki durumda da bedendeki bazı şeyler nitelik değiştirdiğinden ötürü olur bu; tıpkı biri becerikli olunca ve uyanık olunca, bilginin kullanımında ve etkin halinde olduğu gibi. İmdi dediklerimizden çıkan şu: nitelik değiştirmek, nitelik değiştirme hem duyusal nesnelerde hem de ruhun duyan yanında oluyor, ilineksel anlamda olması dışında başka hiçbir şeyde yok. 4 Acaba her devinim her devinimle karşılaştırılabilir mi, diye sorulabilir. Eğer karşılaştırılabilirse ve 'eş hızlı nesne “eşit zamanda eşit yol alan nesne” ise, çember biçimindeki bir |devinim| düz çizgi biçimindekine eşit olacaktır, diyesim daha büyük, daha küçük de olacaktır. Ayrıca eşit zaman içinde bir nesne nitelik değiştirdiği, başka bir nesne yer değiştirdiği zaman, bir nitelik değiştirme ile bir yer değiştirme eşit olacak, sonuçta bir etkilenim/duygulanım bir uzunluğa eşit olacaktır. Oysa bu olanaksız. Yoksa acaba nesne eşit zamanda eşit yol aldığı zaman 'eş hızlı olur, bir etkilenim/duygulanım ise bir uzunluğa eşit değildir, sonuçta bir nitelik değiştirme bir yer değiştirmeye eşit de olmaz, ondan daha küçük de olmaz, dolayısıyla her (devinim her devinimle| karşılaştırılamaz mı? Çember ve düz çizgi konusunda acaba nasıl olacak? Bir nesne leş zaman içinde) çembersel ve düz çizgisel olarak aynı şekilde yol almazsa, biri aşağı öteki yukarı gidiyormuş gibi, hızlarının 'daha hızlı, 'daha yavaş olması zorunlu olsa, tutarsız olsa gerek. Burada hangisinin doğrudan/asıl anlamda “daha hızlı ya da 'daha yavaş devinmesinin zorunlu olduğunun söylenmesi bizim temellendirmemiz açısından hiç önemli değil, çünkü bu durumda çember biçimindeki devinim düz çizgi biçimindekinden daha çok ya da daha az olacak, dolayısıyla eşit de
15
20
olacaktır. A zamanında bir nesne (1), B uzunluğu, öteki nesne de (2) C
25
uzunluğunu geçmişse İl. nesne 2. nesneden daha hızlı diye alındıktal, B,
248b
C'den daha uzun olacaktır, çünkü 'daha hızlı'yı böyle tanımlamıştık68. İmdi (1. nesnel daha az zamanda eşit uzunluğu geçerse, o daha hızlı olacaktır. Dolayısıyla A zamanının öyle bir parçası olacak ki, onun içinde (1. nesnel B çemberinin (C| düz çizgisine eşit olan uzunluğunu geçecek, (2. nesnel ise C'yi bütün A zamanında geçebilecektir. Ama
326
DYSIKH> AKPOAZEOZ
H
5 torıw ovpBAnrd, ovuBalvet Tö âprı önde», lonv evlelav eival
KÜKA.
OGAN ob ovuBAnrd*
006 âpa al kıvi)cets, dAN' öca
Hi) ovvdvvpa, mdvr' doüuBAyra. TöV mdrepov dfvrepov Tö ypapelov N
?
,
#
N
Ouavuua, ov ovuBAyra* GAA o BAyrıj, ört Tö avrö onyalvet Tö
/
/
*
TAVTÖV
«
TO
RA
>
SN
TaxU
a
7
A
>
12 Aotödet kal opü; 13
Th xpöTOv pdy ToürOo ov âAndes, ös el Mi) Önovvuua ovuBAnrd; Tö yâp mov TÖ avrö oyyalvet &v Udarı kal depi, kal ol ovuBAnrd. el ö8 pip, TO ye ömdd.., / . N " . > / A . ış co» Taürd (öle yüp zpös Ev), kal ov oyuBAnrd. M kal €xt Tovrwv Ö avrös Adyos; kal yâp TO MOAV Öyavvuov. Aa
a
£
7
*
N
>
NN
»
/
»
dAN
>
TÖ
moAV
,
a
n
/
&vlwv A
kal
TÖ
ol
ToGOÜTOV
N
kal Td
ÂTL,
.
TIK;
Ö Ev
n
N
*
/
.
/
N
.
/
v
/
o
.
N
a
3
/
?
el tooraxels al dAhoLede!s, 1) ES TO GAAoLoVUEVOV, OlOV El na . a / ŞI ; A > v . < TOÜ MEV TOGOVÖL A€AeÜkavTal TOÜ Öt TogcobÖi; 1) els âude, kalı)
ari ytv i) ÜAAn TG mler, el Tö aürd Çi) ij TO) aürd, loy ö'i) âvdos, el tkeivo(icov i))âvıcov; Kal mi yevecews öt kai pdopüs >
v
N
.
A
.,
v
n
“
v
10 TÖ alTö gkemrdov. 827 ravröp Şepera: J €repas E:; E kal) eori 8€ kal H
,
A
>
a
v
S.A
NON
a
N
a
/
TÖS İgorayijs7 yevedis;
Lr
N
a
4
'.
a
—
el &v İve xpdve
kai yAvkü kat Nevköv H. kalın S 28 &vüMdeom.H 29 ö)om.K dorw FK 30 €r€pa €repaJ: €r€pas incertum rör) döröv FHİ: 76) 31 TaxeesS roj | Tivds E Ii torat HES: torıv EFİJK Z oük€ri
torıv EİJES:
fora FHK
3 moconh igörns
H
4 ico-
Tayxes hic EIS: ante P5 xdrepov FHJK e... peraBaANor) aürd (râ aörö H, om. K) perafBahhov ev (r6 ev H) ice XPdvg FHJK 5 gör om. H ovpBuheiv S 6 ördü FJ ördüörn F 8 golov KAS: moi E gelön 1'J: om. F? 10 ödmep om. K obd€ gopd F: o0de hopal| 1 mdoa E'AS: om. EK pdopâs E! 13, avrğ FS elde kal ai kıwaeıs S ısyom.E 16 e HPS:jEPK:jF:om.l dAAorets ...Töom.E!' ).. . aAAmolyevov om. K' 17 Torovdi HK
18 rü midos K
) pi TO addidi j addidit Pacius
«i FHl et fecit J*: cin E': pe E*: deiyK
aörö om. KA 86 AS: om. EK
ıg di fecit |:
yS
igo
>
FİZİK 7
331
Ya da neye göre biz ak ile tatlının türce aynı ya da başka olduğuna karar vereceğiz? Taşıyanları farklı olduğu için mi, yoksa temelde aynı şey olmadıkları için mi? İmdi nitelik değiştirmeyle ilgili olarak da, bir nesne bir başka nesneyle nasıl “eş hızlı olacak? “İyileşmek bir niteik değiştirme ise, birinin hızlı bir başkasının daha yavaş iyileşmesi olanaklı; kimilerinin de aynı zaman içinde iyileşmesi olanaklı: dolayısıyla eşhızlı bir nitelik değiştirme olacaktır, çünkü eş zaman içinde nitelik değiştirilmiştir. Ama burada nitelik değiştirmiş olan ne? Nitekim sözü edilen şey 'eşitlik” değil; nasıl nicelikte bir eşitlik olursa, burada da bir 'benzerlik”. Ama
30 249b
diyelim ki,
eşit zaman içinde aynı değişmeyi gerçekleştiren nesne 'eş hızlı” olsun. O zaman kendisinde etkilenim olan nesne mi yoksa etkilenimin kendisi mi karşılaştırılmalı? Çünkü burada 'sağlık” (kendisiyle) aynıdır, onu “daha çok”, 'daha az' diye almak olanaklı değil, aynı/benzer biçimde bulunur. Ama etkilenim başka olsa, sözgelişi aklaşan ve iyileşen şey nitelik değiştirse, bunlarda hiçbir şey aynı değil, eşit değil, benzer de değil, çünkü bunlar zaten nitelik değiştirmenin türlerini oluşturuyor. Nasıl yer değiştirmeler “bir değilse, bunlar da 'bir” değil. Dolayısıyla nitelik değiştirmenin kaç türü, yer değiştirmenin kaç türü var, bunu ele almak gerekiyor. İmdi devinimleri, “ilineksel anlamda” değil “kendi başına” olan, devinen nesneler türce farklı ise devinimler de türce fark-
10
lı olacaklardır. Cinsce farklılarsa devinimler de cinsce; sayıca farklılar-
sa, devinimler de sayıca farklı olacaklardır. Ne ki, nitelik değiştirmeleri “eş hızlı olursa, aynı mı yoksa benzer mi diye etkilenime mi bakmak gerekir, yoksa nitelik değiştiren nesneye mi? Sözgelişi bir nesnenin bu kadar öteki nesnenin şu kadar aklaşıp aklaşmadığına mı, yoksa herikisine de mi? Diyesim, etkilenim açısından, aynı ya da aynı değilse |nitelik değiştirme del aynı ya da başka; ve (değişen nesnel eşit ya da eşit değilse (nitelik değiştirme del eşit ya da eşitsiz mi olacak? Oluş ve yokoluş konusunda da aynı şeyi incelemek gerekiyor: oluş nasıl “eş hızda'
20
H
O YSIKH> AKPOASEOZ
332
4.
249"
a7 27—5.
a 250Y1Iğ
Tö aürö al üroyoy, olov âvOpemos âNNâ yi, TEV Ö, , el Ev İcwui Erepovl(ov yüp Exoudv Twa P yap €xXoM
(Gov ddrÖövo €v ols
iy Erepdrns ©s 7) âvopotörns), |, el Eorw âpıduös 7) otola, mAelev kal &Adrrwv âpıduös öycedis: GAN dvovvpov TÖ Kowdy, Kal TO &kdrepop İmotv 76 ptv mowv,| Gcmep Td35
.
,
N.
a
kaTâ& TO MAAAov Kal TTTOV Y"AAoleral, kal €Vv TOE Xpovo, &v Örmhadie ÖmAderıov, kal TÖ öLmAdotov &v ÖmAacie' TÖ .
a
n
N
m»
>
/
.
5,
n
/
© İlmtov &v iyylret xpdvo (1) &v İpleet İjutov), 1) Ev Trp dimAdotov. el Öğ TÖ &AAoodv 1) aülov TÖ TogdvdE€ Ev TE TOTGİE A
NN
aüğel
gn
»
1) dAhoti, Aa
o
—
oüK >
a
A
âvdykıp 3.
“
Kal TO İjutav
&v İylcet ijatav, MAN ovödv, el Gijcet, Örmep kal Emi TO Bâpovs. /
a
Vm
Ervyev,
“
Ev ijülret Kal a. 2
dAAolöcet
4
1) ata
a
“14 röom. FHJ rr Aldinaetutvid.S: rısK: om. EAZ y...15 y FS: yp...y Hi: y EK IŞ ryv alt. om. FJ e FHIZ: £ EJKS 16 ov yâp eilovyap)J: e yp FK nom. KE: ein K kilenoww hy K 17 ovom. HIK xooöv HI esd E 18 Je) reom. K 20 Çpvwv ws Aöyos | dAn6€s K rps FHJKT: ro ET 22 Toörov om. F merov HİZ: evmecov E: fumecov FİK ökosöK: ödos H 84) 8) ro HI 24ov...yipom. EK Övvapet om. H 25 kıwoüvra addidi, fort. legit P kat FJzP: om. EHIK Tövde)| Tövde kai K: Tövde Kai is 14: BE rövdel? oo Ekivet HIK 26 röom.A 28 &r'om. HI er om.S 29 nüğdpevov F 30 ööfom.EK 8€ aker S bı pAkolopra FJK 2 Örmhariç E'AS: Bımdadierı K: om. E' 8erhdreov om. K kai) kara İ 76 Ö') kul r ES 3 hpr.Jka HH 4 rorodi HJ 5 Haöğeh Hİ dyaykalov F kat €v ypioe) p.kal F: kal | 6 imaov FJKS: rö ömev EHİ o0de F
FİZİK 7
335
kadar zaman içinde devindirmez, D'nin bir parçasında, A'nın E ile bağıntısı gibi, C'nin bütününe oranına göre C'nin bir parçası kadar da devindirmez.79 Genelde bu durum
olsa, hiçbir uzunlukta devindirmeyecektir,
15
çünkü tüm güç şu kadar devindirdiyse, yarısı herhangi bir nicelik kadar devindirmeyecek, belli bir nicelikteki zaman içinde de devindirmeyecektir. Nitekim gemiyi çekenlerin gücü ve herkesin |birliktel gemiyi devindirdikleri uzunluk/Şol sayıya bölünseydi, tek kişi bir gemiyi devindirebilirdi. Bunun
için Zenon'un “bir darı tanesinin, en küçük tane de olsa,
20
ses çıkardığı” yollu savı doğru değil. Çünkü bu tanenin, bütün darı toplamının düşerek devindirdiği havayı hiçbir zaman içinde devindirememesine bir engel yok. Bu darı tanesi, kendi başına alındıkta bütünün içindeyken devindirebildiği kadar hava parçasını da devindirmez, çünkü bütünde “olanak halinde olmaktan başka bir şey yok. Devindirenler |sayıcal iki ise, ikisinden herbiri de iki nesneden herbirini şu kadar zamanda
şu kadar uzunlukta devindirirse, bu güçler birlikte alındıkta, ağırlıklardan oluşan birliği eş uzunlukta ve eş zamanda devindirirler, çünkü oran bu. İmdi nitelik değiştirme ile büyüme konusunda da acaba bu böyle mi? Nitekim “büyüten” bir şey var, bir de 'büyütülen' bir şey; belli nicelikte bir zaman içinde, biri belli nicelikte büyütüyor, öteki büyüyor/ büyütülüyor. Nitelik değiştirten ile nitelik değiştiren/değiştirtilen nesne için de bu böyle. Bir şey çok ya da az, belli nicelikte nitelik değiştiriyor ve belli nicelikte bir zaman içinde: zaman iki misliyse, iki misli zaman içinde; iki misli nitelik değiştirdiyse iki misli zaman içinde. Yarı nicelikteki yarı zaman
içinde (ya da yarı zamanda yarı nitelik
değiştirme), ya da eş zaman içinde iki misli... Ne ki nitelik değiştirten ya da büyüten nesne belli bir zamanda belli bir nicelikte büyütüyor ya da nitelik değiştirtiyorsa, yarı (gücün etkinliğe geçmesi için| yarı zamana gereksinim duyması ya da yarı zamandaysa yarı güce gereksinim duyması zorunlu değil.7! Tersine böyle olsa, ağırlıkla ilgili olarak da söylediğimiz gibi, hiçbir güç nitelik değiştirtemeyecek ya da büyütemeyecektir.
25
30 250b
336
DYXIKH> AKPOASEO> 4
5.
250
ı4—ı.
25185
©. İldrepov yeyov€ more kivyoıs oük oca Tpörepov, Kal ghlelperaı mâAw öüTOES ÖdTE KıveTo dai 4ydev, 1) OUT” EyEvETO OÜTE ghdelperaı, GAN del ip Kal del EoTaL, Kal Toür' âddvarov Kal âmaverov Ümdpxe Tols oüdıv, olov Çwi) Tıs oüca Tols güce OVVECTÖCL MüGV; elval MEV OUV KİYYOW MâVTES Daviv ol Tepi ,
n
p
Pp
kl
/
a
"n
/
—
e
in
“
hüceds Tı A€yovres Ölü TÖ Kocuomoleiy Kal mepi yevlrews ral gdopâs eva Tv Bewplav mâcav atrolis, iv âdöüvarov ÜMdpxew yi) kKwjoEwS oLoNS* ocyovs etvat gpacıw, kal ToVS ptv TEV Kdopev, del pacw elvat yevecets kal Tüs gOopâs diya © Eva (i) del) i) pi) del, kal mepi »
/
a
b
/
>.
-
N
N
“
N
N
.
N
A
NN
ş
7/
.
N
OĞAN Ücol pdy ümelpovs TE Köyiyveolaı Tovs öt pdetperdaı kivyoıw Ç(dâvaykalov yâp Tâs perâ kivijoews avröv) ödot Tijs kıwi)oews ümoridevra! kard /.
N
N
.
/
/
n
5
?
£
-
v
7?
N
Adyov. o et Öl) &vd€yeral more unötv kıwelrdat, öıxyös âvdykı) Tobro oyuBalvew 1) yâp ws 'Avalaydpas A€ye (hnociv yâp Ökelvos, ÖLOÜ TâVTEV ÖVTEY Kal İYPEMOÜYTEV TÖV ÜTELDOV Xpd, n a n a vo», KİYY)MW EMmoLijdat TÖV Voüv Kal ÖLakpivat), 1) ws 'EymedokAijs Ev pepe Kıvelodaı kal TdAw ipemeiv, Kivelolaı pdy örav ij gıhla dk ToONAGv mo) TÖ &v i) TÖ velkos moldü €€ Evds, üpemelv 5 Ev TOls merakb xpdvoıs, A€yov oÜTwS 1) yiv Ev Ek MA€dvwv peydönre güccdaı, 1)68 TdAw öladürros Evös TAlov EkreA€dovaıw, Til Mdv yöyvopral Te «al vü opırı» dumedos aldv m
5
/
N
N
/
.
dAAdooovra >
/
N
N
/
v
v
Ölamepes a
/
a
.;
30
2513
ovdöayd Arjyek,
.
,
N
/
Taüry) Ö altv daoıv âKİYYTOL kaTâ KÜKAoP. Tö yüp “jj öt Tdö dAAdocovra” dv0dvöe dkeice A€yew avrdp ,
ÜmeAnmrdov.
,
.
wv
5»
7
N
/
o oxemrtov ij mepl Tolrwv ös Exe
mpö dpyov
Tit. epi kıwpoews Tv eds TOY: BE: ghvoeijs dkpodocws 7* H bir yeyove KS: Bö yöyore EA more EKAST:om.E! 12 öore E'KAT:om.E! iz dANeiyy)J! 15 yöv KAS: uy E 17 kai epi gdopas K mârav Camotiana: maow ll 18 örer EKST: önder A reom. FKST 19 eivat om. K 20 Tüp kdoyov | 21 ras KAT:om.E gopüs |)! 22 €va i) del i scripsi, cum Tut vid.: föva/ E'S: elevdei L:?: eva KA 23 öEJİK uy K 24 rovroom. H 27 ktveigfaı pr. om. E 28 moej: moy E! er vN : çe Ce pl CC r. 30 “oöros 7 pev Diels: “oüTws 1) EV S: ovros “mev Bekker 7pev JH &—wom.S 31 "Ge KS: 58E EFHİ 2513 2 105) râ 8taAAdocovra F Örapnmepes om. H. 3 8'om.H 4-5 To... Ümolıarrdov)| Sei yap ünoNaBeiy Meyer nvrdv | B€ TAÖ' Evdevde Tâ (Tâ om. S) dühdocovra EKS 4 yâp pe FIJ o dtaAAdovorra|: öıa)docovra | 5 dö/ KAS: 8'ET o revrev EFT: rovrov HİJKS
n
ı
FİZİK 8
337
Sekizinci Kitap
1 Acaba devinim, daha önce yoktu da, bir zaman geldi oluştu mu ve yine hiçbir şey devinmeyecek şekilde yok mu olacak, yoksa oluşmamıştı ve yok da olmayacak mı, yani hep vardı hep varolacaktır da, tıpkı doğa gereği varolan her nesnede olan bir tür canlılık gibi, ölümsüz, hiç tükenmeyen bir şey olarak mı varolanlarda bulunuyor? İmdi evrenin oluşması konusunda bir şey söyleyen ve tüm devinim kuramını, devinim olmasa bulunması olanaksız olan oluş ile yokoluş üzerine yoğunlaştıran herkes devinimin varolduğunu ileri sürüyor. Ne ki evrenlerin sonsuz sayıda olduğunu ve bu evrenlerden kiminin oluştuğunu kiminin yokolduğunu söyleyenler devinimin her zaman varolduğunu ileri sürmekteler demektir (çünkü oluş ile yokoluşların o evrenlerin devinimiyle birlikte olması zorunlu). Ebedi ya da ebedi olmayan tek bir evrenden sözedenler de devinim üzerine temellendirmelerine uygun kabuller ileri sürüyor. İmdi bir zaman hiçbir şeyin devinmemesi olası olsa, bunun iki biçimde sözkonusu olması zorunlu: ya Anaksagoras'ın dediği gibi (o, herşey birarada iken ve sonsuz zaman boyunca duradurmakta iken US'un devinim yarattığını ve nesneleri birbirinden ayırdığını ileri sürüyor) ya da Empedokles'in dediği gibi: bir zaman diliminde devinme var, yine bir başka zaman diliminde durağanlık, DOSTLUK çok şeyden tek bir şey oluşturunca ya da KİN tek şeyden çok şey oluşturunca devinim, (bu ikisi| arasındaki zamanda ise durağanlık var. Şöyle diyor: “BİR, ÇOK'tan doğmayı nasıl öğrendiyse
15
20
25
30
Yine BİR bölününce, ÇOK nasıl kendini tamamlıyorsa,
İşte (nesneler) tam böyle oluşurlar ve zaman onlar için bir engel değil. Nasıl onların sürekli nitelik değiştirmesini hiçbir durak kesmiyorsa, o şekilde çember içinde hep devinimsiz kalıyorlar.” Buradaki “nasıl... nitelik değiştirmelerini” ile o bizim kabulümüzü ifade etmektedir. Öyleyse bunların nasıl olduğunu incelemek
250a
5
338
DYXIKH> AKPOASE©Z 0
yap ol ydvov TpöS Tiy Mepi gücews Oewplav iöeiv Tip dAr)deav, âNNâ 8 7peörns.
8
kat Tpös Tij yedodov
Tip
mepl
TİS
âPXÜS
dpföpeda öt apörov Ek TÖV ÖlepLeydvwv Tols
19
gudıkols
yelav
TOÜD
apdrepov.
KiWyTOU
/
.
i1)
/
o daptv
Ön Thv
Kİvyow
KwyTdv. O âvaykalov a
>
e
Tyyiv Ev
civalı Evep-
âpa Pp
/
TüS
Ündpyey P
Tü
/
7pAypara Tü Övvdpeva kıvetoda, kaf” Ekdoryv kimpow. kal xwpis Öğ Toü TİS kwhoews Ööpryoü, müs âv Öyoloymetev âvaykalor e€lvat ktveltodat TO Buvaröv kıvelodaı kaf” Ekdornv kivncıv, olov üNAoLobodat udv Td âNMoteTdv, hepeodaı ÖR TO 5 karâ Tdmov yperaBAnrdv, &oTE€e Öel mpdrepov kavoröv elyaı
a
7piv kdeoğaL kal kavoTıkdy Tpiv Kdelb. oVÜKOÜV Kal Taüra âvaykaloy 1) yeveoğa ort oük Övra 1) didra eivat. el p&V 5,
.
a
/
N
,
wv
A
3.
—
>
x
TOİYUV EyEveTO TGV KIvıTÖv EkaoTOV, âvaykalov TpOTEpOV TİS Angpdelons dNAyv yeveodaı peraBojijy Kal kivnoıw, a6” iv 2 o Eydvero TÖ ÖvvarÖdr Kıvydijvat Tp kıvijoa el Ö Gvra Tpoünipn
A
"»
a
Xev del kivi)cews pi) oüons, âloyov utv galverat kal atTddev &ntaTi)oadıv, ov yiv AAA& yüAdov ET, mpodyovoı ToürO 3
N
/
3
5
o
N
/
»
»
v
N
,
S
N
7,
o
N
wv
>
/
mn
ovuBalvewv dvaykalov. oel yâp TEV pdv kivyröv övrev TÖV Ö€ kıyyrıkGör ört yöv daralt TL TpGTOV KIVOÜY, TO ÖĞ KIVOÜMEvov, ört 6 ovdev, GAN ijpemet, âvaykalov Toüro perafBdAAew mpdrepov- iv yâp Tt alrıov TİS Tpeylas' İ) yâp Ypdundıs OTEpYOLS KIyİTEWS. O GOTE TpÖ TİS TpETNS peraBoNijs dora yerafohi, Tpordpa. Tâ yiv yâp KIVE yovaxös, Tü . , / N« “ öt kal Tâs €vavrlas kiwjoets, olov TÖ utv müp depyalvet,
»
/
e
ov,
77 Ö
galverat yiv
9,
».
,
,
/
Emarıjun
nn
5,
Övet
“
n
N
TöVv
.
>
/
/
a
Evavrlev
oüv Kâkel TL elvat ÖMOLĞTpONOY”
elva.
/
pla.
TÖ yâp Yv-
? , , w *£ xpövN Öeppaivet orpapev/ mes kal N dmeAddv, Gomep kal . üyapTdvel EKOV O Emtorimey, örav âvdmahw xpijoyra Tİ öm /
e
N
251L orijuyy. Td
öt
OGAN obv Öra ye Övvarü moldiv kat mdoyev 1) kwelv, .—
kıvelodaı,
ov mavrws
övvard
a
dorıw,
GAN
©öl
n
Eyovra
87 rpvalt. EHİKS: om. FJ 9 €vepyeav EKS : evreheyetav AT ıı Tâom.K kai om. H 14 röalt. post #15 rdnov H:om.K 15 öp EJ 18 kıvyrıröv K dvaykatov EFİJKS: diyen Hz: om. El 21 Çaveira E? 22 7poivtoı FH?İJKS
dvaykalop Toüro ovuBaivew F
24
ön E
€orı F
rı) r6 F! 25 hpepeiv | dvayxatov) Bet A: dvayxalov 8ei K 26 7» E'KAS: om. E' yap npenla S 27 kivnacws KAS: Ts kwpocws E Oo vpö Tpsj nperns E! 28 röpewK 29 kai
om. H
31 rt eivacom. E
bı kai)
EK
z aAX'om. E?
FİZİK 8
339
gerekiyor. İşimiz yalnızca doğa üzerine kuramla ilgili olarak değil, aynı zamanda ilk ilke konusundaki araştırma ile ilgili olarak da hakikati görmek.
İlkin Fizik derslerimizde daha önceki belirlemelerimizden başlayalım: imdi şunu ileri sürüyorduk: “Devinim, devinebilir olarak devinebilen bir nesnenin etkinlik halidir” Demek her devinime göre, devinmeleri olanaklı olan nesnelerin bulunması zorunlu. Devinimin tanımını bir yana bıraksak bile herkes her devinime göre devinmesi olanaklı olan nesnenin devinmesinin, sözgelişi nitelik değiştirebilen bir nesnenin nitelik değiştirmesinin, yer değiştirebilen bir nesnenin yer değiştirmesinin zorunlu olduğu konusunda anlaşır, dolayısıyla bir nesnenin yanmadan önce 'yanabilir olması, yakmadan önce 'yakabilir' olması gerekir. Yine şu da zorunlu: bu nesneler ya bir zaman yokken oluştular ya da ebedidirler. Devinebilir nesnelerin herbiri oluştu ise ele aldığımızdan önce, kendisine göre devindirilme ya da devindirme olanağı olan nesnenin oluştuğu başka bir değişme ve devinimin oluşması
10
15
20
zorunlu. Ne ki, devinim varolmadan, hep varolan kimi nesnelerin olma-
sı, düşünülür düşünülmez saçma görünür ama araştırma yol aldıkça bu saçmalık çok daha göze batar, bu zorunlu. Bir yanda devindirebilen öte yanda devinebilen nesneler olduğuna göre, kimi zaman ilk devindiren ile ilk devindirilen
şey olacak, kimi zaman
da bu olmayacaksa,
25
her şey duraduracaksa, daha önce bir değişmenin olması zorunlu, çünkü duradurmanın nedeni olan bir şey vardı |demektir|, nitekim “dura-
ganlık bir devinim yokluğudur”. Dolayısıyla ilk değişmeden daha önce bir değişme olacaktır. Kimi nesneler tek biçimde devinir, kimi nesneler karşıt devinimleri de gerçekleştirir, sözgelişi ateş ısıtır, soğutmaz; bilgi ise karşıtların birliği gibi görünmektedir. Yine de ilk örnekte ikinciyle benzer bir şey olduğu görünüyor, nitekim soğuk, tıpkı bilgilinin, yine bilgisini kullanıp isteyerek yanılması gibi, deyim yerindeyse, kalkıp gidince ısıtır. Ne ki etkinlikte bulunma, etkilenme ya da devinebilme olanağI taşıyan nice nesne varsa, bunlar her durumda değil, ancak belli bir
30
251b
340
bYSIKHX AKPOAXE©> 0
1. 2518 6—b
28
kal TAncıa(ovra dAAyMos. o God” örav TAyotdoy, Kv, la CM? $ TÖ. ötx kiveiraı, kal NO Örav ÜmdpEn ©S* İV TÖ N HİVx KIVNTLKÖVN TÖ Öğ kıvyrdv. o el Tolvv» pi) Gel ökwelro, ÖlAov ©S oUxX oÜN
N
/
ş
>
e
7
>
N
/
»
NN
TES
EİYOV ©S IV ÖvvâMEVA TÖ MEV
&öeL
perafBdAhev
»
Ödrepov
,
Tt Toüro
—
Şx
”
5
>
,
KIVELoÖat TÖ ÖE kıvelv, dAA
âvdykıp yâp
Sn
olov
m“
N
aüröv:
,
ovuBalvewy,
5
b
5,
/
dv TOls
N
el yi) öv ÖımAdotov
MeraBdAAev, ei yi) â4ddrepa, dârepov. T€pa peraBoji) TİS Tpörns.
»
vöv
o doraı
MpOs
“
/
ÖLmAdolov,
âpa
Tıs mpo10
mpös ÖĞ TOÜTOLS TÜ MpdTEpOV n
A
kal ÜücTEepov mös dora! xpdvov pi) ÖVTOS; 1) xpdvos pi) oücns a kwjoews; el Öl) torıw ö xpdvos kiwijoews âpığpös 1) kilvnois Tıs, elmep del yxpdvos €orıv, âVdykı) Kal kivyow âlöov elvat. dAAĞZ yipp mepl ye xpdvov €ğw &vös öyovoyrıKös EXOVTES galvovra mâvres* âyevyrov yâp elvat Afyovow. Kal Öd Toürov Anudrpırds ye öelkvvcıw &s dövvarov âmavra yeyoveva TOV yâp xXpovov dâyevmrov eva, o İlâdrev öt yevvâ pövos* âya pt» yâüp ard TG oüpavo İ|yeyovdvai, TOY Ö ovpavdv yeyovevat poly. el ovv âdüvaTdv doTİW Kat elyvat /
.
N
,
N
,
/
N.
5
,
kal vofjoal xpdvov
;
»
7
âVev
TOÜ
-
>
VÜV, TÖ
,
/
,
ÖĞ VÜY
S
,
..s
doTL MEGİTNS
TUS,
kat âpxyıv kal TeMevripp öxov dua, âpxiy ptv TOÜ doopdvov xpdvov, TEeNevriyy öğ TOD MapeAddvros, âvdykı del civaı Xxpdvov. oTÖ yâp doxarov TO TENevralov Anygldvros xpdvov &v Tw TÖV vüv dorat (old yâp dorı AaBeiv dv TE xpdve mapâ TÖ vüv), Gor dmel dorw âpxı) TE Kal TEME€VTİ) TÖ vöv, ;
N
/
Di
v.
a
.
,
m
avro >
€l ye xpdvov,
o
&€x b
*
n
v
w
a
.
v
N
N
avâykn ,
N
AN
>
/
a
2
a
/
elvat
,
»
/
Y.N
/
5,
n
N
del »
NN
2
/
v
,
âpberepa >
5,
/
,
N
ypdvov.
N
a
OdAAâ
/
5
pavepdv örL âvdykıp elvat kal kino,
pip
N
N
elmep
Ö
xpdvos 7d0os Tı kıvijoews.
28
6 ÖĞ £
,
avrös SA
Adyos /
kal mepit Toü .
N
na
b3 minmdiy A 4 7») irat FHIJ'K KtVNTOY TO Ö€ KIVNTIKĞV F 5 ekero E: 6 pp EPKS: uy Fİ: om. F?HJ? 7 EB peraBahheav| pereBaNhev KT: yereBuhev E 9 perafdhhe E'HK cif kal ei | res âpa | 10 ro E?KAS: om. E! 1 p)pGA 12 ö xpdvos eorir KA apıduös kwiyoews F IŞ mdvresom. H dyevvyroy FK 16 roöro FIK TEA ânav E' 17 TW... ep om, Fl o dyeeyrovelvar T: dyevwnproveivar E: dâüvarov yeyovevat F?HIJ: âyevwprov yeyovevu K 18 yevvgj aüvröv yevvâ KA: yeyovevaı S yevom. İKS aöröy AS : om. EK yeyov€vat seclusi : habent US Igoğv KAS:8EE * donpom.S kat om. AS 21 kaipr EKT:om.A dpa)dANE 22 xpdvov om. F mapeAnAvğöros A 25 rv E reom. FH 26 del om.
EK
28
FİZİK 8
341
biçimde ve birbirlerine yakınlaşarak bu olanağı taşırlar. Dolayısıyla yakınlaştıklarında biri devinir, öteki devindirilir ve bu biri devindirilebilir, öte-
ki devindirebilir idiyse gerçekleşir. İmdi devinim her zaman yok idiyse açık ki, biri devindirilme, öteki devindirme olanağı taşıyacak şekilde bulunamazdı, onlardan birinin değişmesi gerekirdi. Görelilerde bunun sözkonusu olması zorunlu, sözgelişi bir nesne önce ikimisli değilken şimdi iki misli olduysa, herikisi değişmese bile, iki nesneden birinin değişmesi zorunlu. Demek ki ilk değişmeden daha önce bir değişme olacak! Bunlardan başka, eğer zaman yoksa 'daha önce' ile “daha sonra” nasıl olacak? Ya da devinim yoksa zaman nasıl olacak? İmdi zaman devinimin ölçüsü ya da bir tür devinim ise ve zaman hep varsa devinimin de ebedi olması zorunlu. Ne ki, zaman üzerine, bir düşünür dışında herkesin düşüncesi benzerlik taşıyor gibi, çünkü onlar zamanın oluşmamış/ doğmamış olduğunu söylüyorlar. Demokritos bu yolla bütün nesnelerin doğmuş olmasının olanaksızlığını gösteriyor, çünkü ona göre zaman doğmamıştır. Yalnızca Platon zamanı doğurtuyor,2 nitekim zamanın gökyüzüyle birlikte oluşmuş olduğunu, gökyüzünün ise doğmuş bir şey olduğunu söylüyor. İmdi zamanın 'an'dan bağımsız olması ve düşünül mesi olanaksızsa, 'an'da bir orta ise, başlangıcı ve sonu, gelecek zamanın
başlangıcını geçmiş zamanın sonunu birlikte taşıyorsa, hep 'bir zaman olması zorunlu. Çünkü son diye kabul edilen zaman sınırı 'an'lardan birinin içinde olacaktır (zamanda 'an' dışında bir şey almak olanaksız), dolayısıyla madem 'an hem başlangıç hem de son, onun iki yönünün de hep bir zaman olması zorunlu. Ama zaman öyleyse, devinimin de öyle olmasının zorunlu olduğu açık, çünkü zaman devinimin bir niteliği. Devinimin yokolmaz olduğu konusunda da aynı temellendirme
15
20
25
342
DYXIKHX AKPOASE©Z
üdaprov
elvat Tip klumaıw
0
kaldmep yâp &mi Toü yeveodaı
30 «lyyow
ovv€Batvev mporepav elval Tıva peraBoNv TİS NpETs, oüres &vraü0a Vorepav Tijs TeAevralas: ov yâp âypa TAMÜETAL KIVOÜMEVOV Kal KIVNTOY ÖV, olov KALdMEVOV Kal Kava v , v , N » N / o. orov öv (€vö€xeraı yüp kavoröv civa pi) kaldpevop), oUÖt . , 2.7 “A a N / n v. 2522 KIYI)TIKÖV Kal KIVOÜY. Kal TO pdaprıkdv Ön) Bejcet pdapijvaı örav ghöelpyr Kat Td Toürov hdaprıkdy MdAw Ücrepov kal yâp , n glopâ yeraBohi) / Tis dorw. el öyN Taür'a. adUvara, ÖijMov /
N
©s darı "
,
5
Afyev
£
N
yy
S
mAdoyarı
.
ÖTE
©
Ö
rr.
o
>
N
N
vw
Kal
“
püNhov.
öyoles öt Kal Tü A€yelw ÖrTL MEhvkev oürws Kal Taüryv Ö€L vopilem elvat ÂâpxIy, Ömep Eotkev "Eymedokdijs üv elmelv, ©S TÖ KpaTelv Kal Kively &v ydpel Tipp gıllav kat TO velkos Ündpxek N
a
;/
,
10
4
/
/
”
e
v
N
,
4
nn
a
a
,
/
N
©
Ö8
/
pdAlara
a
TO
/
.
35
Emi mâv- 252b
,
v.
n
TotoürOV
3
Eri
N
m
TöV
£.
>
>
,
Eyyrüxev
?
elvaı
-
pa-
24 (del 25 yapom.E! ot airaralobkaira E: over | 26 ruürö ES 27 mpoodupterat K 28 ön)m E Tirdoürayov FH 30 civar om. | 31 ölom.E' Öeirat kai Aöyov H 33 ir EKetutvid.S: ör Aetut vid. P jpr.AP: om. EKT €xet KAS: Eyev E 34 eis K 35önkE rajKS mporepa K €yevero H bı-26n... öplösom E' 3 Tats yevias E nom.K idryros E' 5 oöv ELJKS: roieww FH iv fecit E 6 ov pr. E'FJT: po EHK torı E' Tavra E 10 xâca KT Iı dradons HI 17 T6 rotoüroy pdhıorÖa | güMlor S eva) ecri FH
gn
7
.
“
öp0ös Adyerat. Toüro ptv yâp İces âvaykalov, elmep pi) del ylav Kal Tip avriyy eiyaı Övvaröv Tijy TO aüroü Kal &vös kivyotıw- A€yw Ö' olov mdrepov Ts plüs yopdjs els kat
>
,
n
n
nm
gdöyyos, 1) del Erepos, önoles Exoüans
«
,
a;
)
35 €vys.
a
7
OGAN
>
NN
£
öyes
e
>.
.
Kal Kıvov-
4
,
EN
,
A
ExEL, OUÖĞY KEÂVEL
>
TİJV GU-
2539 Tip elval Twa TG ovvexij eivat kal âldölov: ÖğMov Ö doTat MGAAov Ek TEV ÜcTEpov. TÖ ÖĞ Kivetodat pi) Kıvoümevov OUÖĞV n
5
m
Lâ
«
N
n
«
/
AN
&romov, âv ört pdv 7) TÖ kıwijcov Eğwdev, ÖTE ÖĞ ıp. o ToürO M&vToL mös âv elin, Çıpryrdov, A€yw öt Gore TO avr Ümö wv
a
7
/
te
9
/
a
..
N
N
,
n
,
2
»
N
€GTİV:
,
A
n
.
N
v
N
,
,
o Ömep TYiiv M€KTEOV
,
A
,
TOÜTO
/
m“
30
yüp öxet Avow TE mdvrTOEv TÖV âTOpovyevwv, Kal TEOS i|MV TdÜTNS TİS TpaymarEelas doTİV. TÖ ptv oüv MdVT' 1)pepEelv, Kal ToüTOV Gpreiv Adyov âgdevras Tip alo0noıw, âppworla TİS dorlw öcavolas, kal epi ÜAov TIVOS ANA ov epi yepovs âupıBı),/
m
T1o1S*
,
OVÖE HOVOV aa
/
5
;
TpOS «
N
TÖV N«
v
>
guoıkov,
GAAĞ
,
5,
N
/
mpos
/
»
maocas
N
TâS 35
,
N
dmorlmas &s elmeiv kal mdoas Tüs dddas Öd Tö kıvjoe 253” xpijo0aı mdoas, Eri 6 al mepl TÖVv âpx&v dvordoels, örmep &v Tols mepi Tâ pabıjuara Aöyoıs oüö€» elow mpös TÖV padyMarıkdv, Öyeles Öğ kal &mi Töv dâAMev, olrOEs oÜĞt epi TO VÜV pydevTOos TpöS TOV gvıkdv: ümdlenis yüp örL 1) gv- 5 gs ÂPXI) TİS Kiyi)oews. 6 /
m
n
n
,
£
N
/
.
«
,
©
/
«
wv
/
?
;
9
,
e
«
e.
n
*
yâp
/
N
el yeplordv
N
£
-
N
,
2.2
els âmetpa
«
*
/
v
>
N
—
>
»
Tö
,
v
/
«
ANAoLoüuevov, 5,
A
>
ç
ÖL
/
N
n
TOÜTO
Kal
“
N
5
“
257) âAAolwdıs, GAN dlpda yiyverat mohhdkıs, örmep 7) Ti)Çıs, ört Örav Tt vooijoy, âvdykı xpdvov yevdodaı &v © Üyi/
aocÖijdcerat,
kal
N
N
>
pi)
Ev
/
meparı
/
rı
yxpdvov
>
peraBdAhev
öt els Üüyleav peraBdAdewv kal pip els ĞANo pnOev. TO pdvat a
;
30 pirByreiv.
ovvexyös —
dAhocoürla ,
a
Alav /
€ori .
“
TOls
els Tovvavrlov yâp ij dAholecis*
nm
o GoTE
gavepois n
ây3
6 ÖR Aldos oüre
oKAypdrepos yiyverat oüre pahakdrepos. oKard TE oOaı davpaoröv el A€AyOev 6 Al0os kdrw gMepdyevos 3 NN a “ * , © n . n * " emi Ts ys. dr ö 7 yij kali TöV dNAev Ekadrov Kns pdvovoi ptv &v TOolS olkelots TOMOLS, kwoüpraL b37 reöro A öyolws Il: oüx JO ız 7) 14 €orı (ort IŞ rovom.l
,
âvdykn
TO 1) > &£ Öt
gEpepevov al âvdyBiales
8 ur om. E? 9 önes Camotiana: öyeles Gaye kai om. E II Aavddve Çe) Thoresby Jones mxâcav | 13 dnavrâv |) Tı S) kai TO pevov KAS: om. E öom. E 16 öwcev KAP 17 xpdöreporom. H o 18 romidp
E?: rowoide FHST:
E! incertum
Tocovdi |T: Tocdvde EFHIK
21 âpa) dun kov H 22-3 örn. . . dmevatom.İ 23 ömotaoöv KAST: drotucmeroöv E 24 ümapa EJİKSP; dmepov FHIJ'SST 26 vooyon rı FH: rıs voonoy E?: voohoy rıs JK 27 m€pamı FK“ dvdykıp . . . 28 peraBadAhew om. Fİ 27 dvayrn ö€ cis) kai E'; kal eis E? 28 uyom. KA 30 öe) re FIJ'K 34 yövom. F «wera FHİ
FİZİK
8
351
uzaklığı ötekinden daha az, çünkü Fizik derslerimizde doğayı hem devinim ilkesi hem de durağanlık ilkesi diye koyduğumuz gibi”, devinimi de fiziksel/doğal bir şey olarak ortaya koyduk. Kaldı ki, kimileri varolanların bazılarının devindiğini, bazılarının devinmediğini değil, her şeyin her zaman devindiğini, ama bunun bizim algımız bakımından gizli kaldığını ileri sürüyor”. Hangi devinimden sözettiklerini, acaba her tür devinimden mi sözettiklerini belirleyemesek de, bunlara karşı çıkmak zor değil, çünkü büyümek de eksilmek de sürekli olamaz, orta diye bir şey de var İki burada
devinim
kesiliyor).
Bu
sav, su damlalarının
ve parazitlerin
içinden çıktıkları taşı parçalamaları ile ilgili olanla aynı, çünkü damlalar şu kadar zamanda şu kadar taşı aşındırırsa, yarı kadarı da daha önce yarı zamanda bunu yapar (demek değildir). Gemi örneğimizde olduğu gibi”? belli nicelikteki damla belli bir devinim yaratır ama onların yarısı belli bir devinimi hiçbir zaman diliminde gerçekleştiremeyebilir. Yine çok parçaya bölünen şey de ayrılır ama onların hiçbiri, ayrıbaşına devindirilmemiştir, |hepsi| birlikte devindirilmiştir. O halde açık ki, eksilme sonsuza değin bölündüğünden ötürü (hepl bir şeyin ortadan kalkması zorunlu değil, belli bir zamanda ancak ortadan kalkabilir. Her tür nitelik değiştirmede de bu böyle: nitelik değiştiren nesne sonsuza bölünebilirse, bu yüzden nitelik değiştirme de böyledir denemez, tersine çoğu kez donmada olduğu gibi, nitelik değiştirme (bir bütünsellik içinde| oluşur. Öte yandan biri hastalansa, değişme sınırlı bir zaman içinde gerçekleşmese bile, kişinin iyileşmesi için bir zaman geçmesi zorunlu, ama onun başka bir şeye doğru değil sağlığa doğru değişmesi zorunlu. Dolayısıyla nitelik değiştirmenin sürekli olduğunu ileri sürmek, görünen nesnelere/ olgulara son derece aykırı, çünkü nitelik değiştirme |yalnızca| bir karşıta doğru olur, oysa taş ne daha sert ne de daha yumuşak olabilir. Yer değiştirme konusunda da, taşın düşmekte olduğu ya da toprakta durmakta olduğu algımız için gizli kalsa, bu şaşılacak bir şey olur. Öte yandan toprak ve başka her nesne zorunlu olarak kendi yerinde kalır, ancak
15
20
30
&YSIKHX AKPOA>E©> 0
352
3. 253P 7 — 2548 26 €x ToürOV' Elmep OUV EVU alTGv doTIY ÖV TOİS OİKELOLS TĞTOLS, 35 dvdykı) uyöt karâ Tönov mdvTOa Kiveladaı. 2548 ÖTL mev oüv âdU- 1 varov 1) âel mavra Kivelofaı 7) del mdvra ipepelv, EK TOÜ“
#
v.
A
TEV
*
»
N
v
,
,
Kal ÜAA©V
a
,
—
TOLOÜTOV
“
»9
a
»
b
/
MLTTEÜCELEV
>
,
,
/
"
AV TLS.
;
/
,»
/
OĞANA prjp OVÖE
y
>
N
N
LE
Tü ptv del €vd€yerat Ypepelv, Tü Ö del kıvelolaı, mort Ö TYpepelv kal mort kıveiodat pyd€v. o Aekreov Ö ört âöüyarOov, ç Örrep &ni TÖV elpnmevwv mpdrepov, kal Emi ToürEv (6pöpev yüp &mi TGV atröv yıyvoydvas Tüs elpyuevas perafolds), Kal 7pös Toürols ört ydxeral Tols «favepols 6 âudıByröv N
Di
5,
.
N
m
oüre
;
N
yüp
v
,
,
N
aüEyoıs
S
w
“
N
”
/
000
1) Biatos
Ny?
*
>
»
n
/
doral
/
,
N
”
5,
kivyots,
v
El
7
5;
,
/
pi)
KIvI)-
«
/
cerat mapa güv Ypekoüv pörepov. o yeveoıw oüv âvaLpel Kal ı0 ghdopâv oüros 6 Adyos. exedör öt kal TO kıveloda yiyvecdat
Tı kal göelpeclal övrel mürıw a
A
yiyverat Toüro TOTO
1) &v Toürp,
1) €vTEÜİEV.
n
a
9
©oTE
—
*
els 6 utu yâp yerağdAde,
Eğ ov dt peraBdAhe,
ÖrMOV
OTL Tâ dv
o
”
N
glelperat
KivelTat, Tâ Ö
.
“
N
1)pe-
,.
Mel EvloTE,
15 Tö dt mdvra âdı0dv Ört ptv Tpemelv Örd ÖR Ki- 15 velodaı, Toör” Yön ouvamrtov 7pöS Tods MdAat Adyovs. âpxip ö8 TdAlv Toujprlov âmd TV VÜY ÖlopLodevTEV, Tijv aüriv İvmep A . A “ Aa Tplüyela Tpörepov. 1) yâp Tol mdvTÖO Tpepel, i) mdvra kivelray, 1) Tü MEV Npeel Tü Öt Kivelral TÖV ÖVTOV. Kal EL Tâ MEV Ypeplel TÂ Ö€ kivelrat, âvdykı) TYroL TâvTAa ÖTE uEV Tpepeiv ört öt kweiafaı, 20 a N . * la N o a Aa N . o n Çi) Tâ ydv del ipeyelv Tü 68 del kıwelodat, i) Tâ ytv del Vpepeiv N
na
.
/
,
"3
n
N
TÜ Ö€ del kıvelodal avröv, Tâ Ö ÖTE EV Ypemetv Ört ÖR kıvetodaL. ÖTE MEv TOLVVV OUX OLOV TE TAVT peel, elpyTAaL MEY Kal TpOTEN
IN
w
“
—
»
/
Mi
“
N
ld
oc.
/
>
S
.
,
n
—
*
ON
v
.
—
N
N
4
pov, elmwyev öt kal vüv. el yâp kal kar' âAyOeLav oüres Eye rağdmep aci Tıves, eivat Tö ÖV âmelpoy kal âkivyrOov, GA y
,
.
N
/
our
n
,
©
Şpalveral ye
N
N
karâ Tip «
.
A
>?
3
“
/
e.
a
alrdyoıv, âAAâ
>
/
*
.
kıveladaı .
moNAĞ
b 35 doriv aüröv K 2548 1 oöv oö Övvaröv Hİ 3 Totovrov AMdov F vöde EJİKS : ööre FHIJ' 7 eni KAT: kai em E 9 yâplyapy E €corı F ıı ödfom.F 13-14 ef... ToürOo om.
K
18
ifror yap K
kıweirat İp Mavra npepet F
I9 Tâ
alt.) dek ra E' 20 kıveirat TEV övrev dvaykn KA 21-2 jpr.... 8€ kıvetoğal kai mahıv TovrOv | Tâ pev kiwovpeva kıvelrat del Tü 6 hpehoüvra
margo K
npeyel,
ÖHnles
mdvra
21 dealt.om. |
öT€
pev
npepei
öre
ÖĞE
kıvcirat
21)... kıweioda addidi hic;
post avröv 922 add. Prantl: om. IIS 23 pev EFJKS: pev vöv HI 24 amor E!: eimoyev | o kalalt.om.K 25 Tives garı» KA 26 oürer | xwerat FHI
,
FİZİK
8
353
zorla bu yerden devinir. İmdi madem bu nesnelerden bazıları kendi yerinde, her şey yere göre devinmiyor demektir, bu zorunlu.
254a
Demek ki, her şeyin hep devinmekte olduğunun ya da her şeyin hep
durmakta olduğunun olanaksızlığına bunlarla ve bu tür başka temellendirmelerle inanılabilir. Ama kimi nesnelerin hep durmakta olması kimi nesnelerin hep devinmekte olması, yani bazan devinen bazan duran hiçbir nesne olmaması da olası değil. Bunun olanaksızlığını daha önceki temellendirmemizde yaptığımız gibi dile getirmemiz gerekiyor (çünkü sözünü ettiğimiz değişmeler aynı nesnelerde oluyor), ayrıca buna karşı çıkan kişi görünenlere/olgulara karşı çıkıyor demektir. Nitekim daha önce durmakta olan bir nesne doğaya aykırı devinmeyecekse, ne büyüme ne de zorla devinim olacaktır. Öyleyse bu sav oluşu ve yokoluşu ortadan kaldırıyor. Ama hemen herkes devinmenin bir şeyin oluşması ve yokolması olduğunu düşünüyor. Nitekim değişme neye doğru ya da nede ise, o oluşur, değişme neden ya da nereden ise o, yok olur. Dolayısıyla şu açık: kimi nesneler bazan devinmekte, kimi nesnelerse bazan durmakta.
Her şeyin kimi kez durduğu artık eski temellendirmelerimizle
10
15
kimi kezse devindiği yollu görüşü bağlamak,
ama
şimdiki
belirlemele-
rimizden hareketle, daha önce başladığımız aynı noktayı yeniden ele almak gerekiyor: yani ya her şey duraduruyor, ya herşey deviniyor ya da varolanların kimi duraduruyor kimi ise deviniyor. Ve kimi nesneler duraduruyor kimi nesneler deviniyorsa zorunlu olan şu: ya her şey kimi zaman duruyor kimi zaman deviniyor ya da onların kimi hep duraduruyor, kimi hep deviniyor, kimi ise bazan duruyor bazan deviniyor. İmdi her şeyin duradurmakta olmasının olanaklı olmadığını daha önce söylemiştik78, şimdi de söyleyelim: ama kimilerinin dediği gibi”, gerçekten böyle, yani varolan sonsuz ve devinimsiz diye kabul edilse bile, duyum açısından böyle görünmez, tersine varolanların çoğunun
20
25
354
DYXIKH> AKPOAZE©Z 0
TGv övrev. o elmep oüy dorıv ddba Yevöi;s ij ökes Bdla, kal .
a
,
v
a
Kiyyoıs tor,
ört
Ö
eN
30
Kâv
el
drdpes*
,
a
oya
“
/
Ev yâp Toür' âdyMov, ei ÜNE Tiwos ÖLaAajdeiv avToU TO Kıvoüv Kal TÖ
al
n
N
elvat
/
KAL OÜTO TÖ ATAY
a
Tols pi)
Öyypnmevov /
AUTO
GÜTÜ
KI-
Velv.
33
HdAlorTa Ö âmopelrat TO Aomdv TİS elpymdvys TENEVTalaş Ölalpeoews* TGV yâp Ür dAAoU Kiwoyperwy T EV mapü& gür» €dijkayev Kıvelolat, TA ÖE Aelmeraı üvrdeivat ör gürel. o Tara Ö” doriv ü Tip âmoplav mapdoyxoı âv Ümö N N , , 5 Tİvos Kipelra, olov Tü Koüa Kal Tü Bapea. Taüra yâp eis HEV TOÜS ÂPTLKELLEVOVS TÖMOVS Big kwelrat, €ls ÖĞ TOÜS OlKELOVS, TO Mtv Koüpov üre Tö öt Bapv kdro, güce TO Ö Uno TİYOS OÜKETL gavepdr, Gemep ÖöTav KıvövTaL Tap& pür. TÖ Te yâüp avrâ üp aöröv gddvaı âdüvarov Çerikdu TE yâp ToÜTO Kal TÖV €uyrüxwv İBtov, kal lordvat âv ööüvaro abrâ aörd (â€yw © olor, ei TO5 BadlÇev alrtov aörç, kal TOö pi) Ba,
/
>
—
/
.
—
/
”
5,
a
«
,
.
.
ölÇem),
Gor
tam
|
«
v
N
«
—
>
. n 3 / / > , 20 :* / KwhVveral Ö, Grav öv TG &vavrlp Tdmp 1). Okal TOO” öyeles /
/
m
€xet kal Emi TOÜ mogoü kal E&ml TOÜ MoLoü.
13
kairol ToörTOo GijTelTal, Ölü Tİ moTE Kivelral els TÖV avröv Tdmov Tâ koüğa / a kal Tâ Bapla. alrtov ö' örL megukdv moL, kal Toür' dorİw TÖ .
"
N
an
13
.
—
m
5
Pp TOÖ KolpwLi kal Bapel eivgı,ai, TÖ HEVpöv TG av ğ ÖR€ TETG kaTO kd ölepLoyevov. o Övvdiet 5 dari» koöpov kal Bapv moNMaxös, ,
Gcmep
elpyrat
koügov,
n
Örav
TE
yâp
.
7) Üöwp,
n
Övvdye
ye mes
dori
kal örav dip, dorıv &©s Eri Öövvdyel (€vd€xerat yâp
.
N
v
>
Öamodılduevov
v
pip âvw
*
Y
elvaı)
/
ĞAN
,
7
.
dâüv âpatpelij
Tö
dumo-
8((ov, dvepyel kal del âvwr€pw yiyverat. moldv els Tö €vepyela elvat yeraBdANev
oÖyoles öt kal TÖ evbüs yâüp Oewpel
TO EMLaTİ)MOV, EĞV pi) Ti KOAÜy”
MToGOV
/
bi
a
N
>
N
«
*N
,
5
?
/
4.
»
£
/
/
N
Sa'
o Kal TÖ
v
N
N
—
EkTELVETAL,
dâv pi) TL kohüy.
OÖ ÖR TÖ Üphirrdyevov kal kwhÜov
Kivij-
gas
doTL
Üno- 25
"
;
,
dorw
omdoas
WS
n
;
/
n , .; n OR : 25 0s Aeyel, Töv voüv â&mabij gdorev kal dyıyij elvat, €metöl ye kıwicews âpxipy aüröv civa, ToLel oürw yâüp yövws ÜV 37 kıwoln âkleyros ©» Kal Kparolp âpıyıs öv. 27 AAAâ pip e pip karâ ovuBeBiykds AAA EE âvdykys kweirat TÖ KI N
/
a
vodv,
»
€
A
ÖR
m3
2
.
pip
Kivolro,
v
OÜK
üv
N
.
?
,
/
Kıwol,
âVAYKI
>
n
TÖ
?
KIVOÜV, 7)
30 kıyelral, İroL oürwe kivelolda ©s ye karü TÖ avrö eldos TİS kıwijoews, 1) Kaf” Erepov. o eyw Ö ifrot Tö Öeppaivov kat aürö Öepmalveodaı kal Tö Uyddov Üyd(Çendaı kal TÖ A . ghepov hependaı, 1) TO üyÇov ghepeodaı, Tö BE epov m
/
.
A
A
»
4
7.
avğdveodat.
7
N
dAAü
a
gavepöv
Or
©
,
#
/
N
ı.—. 23
Olkodojğuprıkön
a
,
ü
—257b b 8
Olkodounrdv,
a
,
71)
,
EVÖvS
A
1)
NN
Öd
a
N
A€yw Ö olov el kivyrov ytv Un dAMov Tav AAA OVv TaUTYyY TYV KİYYOİY KIPYTOY İV Kiyel
/
/
;
,
ç>
>
Pr
.
5;
a
/
N
.
y
/
—
N
a
TO TO 29 N
"
N
xAnolov, âAA Erepav, olov Tö Üytaorıköv padnrıkdv, ĞANĞ TOoÜTO €mavaalvov TjÇet moT& &ls TO avTd EldOS, GOMEp EİMOMev TpdTEpov. TO Mtv O0V TOÜTEV âdUyaTOV, TÖ Ö8 MAaoyaTÖ8€s” ğromor yâp Tö &€ ârdykys TÖ âAAoleriköy aüdyröp a ». y ., EN n a , > N , e€lvat. OÜK dpa âvdykı) del kıveloğaL TO Kivoümevov Ür ÜANov, 25 Kal TOĞTOV KWOVMEVOV* OTİ)METAL pa. GGTE İfTol ÜNÖ YpEMOÜVTOS n A / KiYİ)TETAL TÜ KIVOÜMEVOY TPÖTOV, 1) aUTÖ EavTÖ KIVİ)TEL, 27 âMAâ
37
Hhv kal el ye Öde oromeiv mdrepov alrtov Kiyijoews Kat > N N NN CN a a N * > , , a âpxI) TÖ aüTd aüTd Kıvody 1) TÖ Ür ÂAAou Kiwoüyevov, ÖKelvO müs âv Öely Tö yüp atrö kaf” avrö öv del mpdrepov alrıov 3 N
a
a
/
/
N
“
N
o
,
«
,
v
eN
A
/
o
N
N
/
.
Y
» o
o
v
TOÜ kağ” Erepov kai avroü Övros. Gore Toüro okenTdov AaBoörıw dAAyv âpxıp, €i TL kıvel aÜüTö aürd, möS Kıvel kal m
Lİ
5
.
LA
,
>
,/
5
v
0
y
n
n
A
e
7
/
»
n
N
Tİva Tpdnov.
33
âvaykalop Öl) TÖ Kwoüyevov Ümav elval ÖLMLpETÖV 33 eis del Ölatperd* Toüro yâp ÖdderaL 7pdrepov &v Tols kaddb
,
a
b
/
N
na
«
VA
N
d
/
-
,
a
,
n
,
Aov Tols mepi hbücews, ÖTE TüV TÜ KAğ' aürd kıwoüpevov OVVEXES. 257P dövvarov öi) Tö aürö alrd kwoüv mâvT)) Kiveiv âüTö aird hepotro yap üv öğov kal gepot Tiv avryv gdopdv, Ev Öv Kal âroyov TG elde, kal dAAotolro Kal dAhololi, Gore ÖLddekot /
N
a
”
.
/
N
rn
/
A
A
N
üv Kal yavlavor âpa, kal Üyddor Kat ÜyÇkero Tiv 5 aUTip Üylear. Eri ÖLdpıdTAaL Ör kivelrat Tö kiyyTdy” ToüTO Ö a
,
;
e
N
e
'.
.
,
£
"yı
KWYÖygeTaL' yövws yâp oürwes oldv TE TI avTokiyyrOov Elya. Er elmep 7) ÖAn atrij ahriy kwwel, TO UEV Kiwijcel aVTi)S, TÖ öt kivipceraı. 7) âpa AB üğ' aürijs TE kıyyOncerat kal ümÖ TİS A. dmel öt kıvei TÖ MEV KIVOÜMEVOY ÜM AAAov TÖ Ö âklmTOV ÖV, Kal KIVelTal TÖ EV KIVOÜV TO DE OLÖĞU KIVOÜP, TO AUTO aürd kwWoüv âvâykıp EE âkıpıTov elyal KIYOÜVTOS Ö€, Kal ETL EK KIVOVMEVOV Mi) KWoÜvTOS 5 EE âvdykıs, GAN Ömdrep” örvxev. v.
/
>
»
»
€orw yâp Tö A kıvoüv pâv âklvnrov ö€, Tö öt B kwoüyevdu TE ÜmÖ Toü A kal kıwoüv Tö €p' *
N
n
N
m
N
9
©L, ToürO ÖR kivovmevov yev üm
».
e
Bi
m
N
,/
N
e
10
N
roü B, pij kıwoüv Bt pyddm elmep yâp kal öld mAedvwv ijlet mort els Tö 1, Ecrw ÖV &vös ydvov. OTÖ öy âmav ABI avrö tavrö kıwei. OGAN döv âpedke Tö T, TO yiv AB kıvoe ard €avrö, Tü utv A kıvoüy TÖ öğ B kıvoümevov, TÖ ÖE 1 oü KUW1)CEL /
BI"
.
AVTO
AVTO,
SN
—
/
5. 2588 27—6. vat,
dvöeyerde
kal ToürOoO.
2598 1ş
ĞAA'
a
0
oü
Tİ ye
mdoas
Övvardv
/
öffAov yâp &s alrtov Tols alrâ davrâ kıwoüniy doTİ TL TOÜ ÖTE Mâv elvaı ÖT€ öğ pi). TO pöv yâp avrö tavrd Kıvoüv Âmav N
?
kN
N
/
«
N
N
Y.N
a
pa
a
Exew âvdykp peyedos, el undtv Kivelrat dMEpES, TO ÖĞ Ki- a5 voüv ovdeula âvdykı) Ek TGV elpnudvwv. TOÜ Ör Tâ HİV yİyvEv
,
,
/
.
—
>
/
b”
dat Tâ dE gdelpeodaı, kat Toür' elvaı ovvexös, ovğ€v airLop N
TÖV
N
/
âKYiTrev
—“
>
N
Mev
,/
pi)
N
">
del
“
Ö
b
»
lal
övrev,
,
yan
OVÖ
v.
aU
349
Yy
TEVÖL
a
MEV
N
iş
Tadİ |kwoüvrOwv|, Tovrwv 6 Erepa. Toü yâp del kal ovvexoös oüre €kaocTov avTöv oüre mdvTa alirla* TÖ pev yâp oürws İxew3o dido» kal Eğ dvdykns, Tü Ö€ mdvra âmelpa, Kal oux üâya mdvra övra. ÖlMov Tolvu» ÖTL, el Kal pvpidkıs Evta |âpxai) TÖV dKım)TEV HİV KWOULTOV ÖĞ, kal TOAAĞ TEV aürd tavrâ 259 3.
N
,
»
>
v.
n
,
N
n
,
N
7.
/
.
,
Lğ
v
>
,
N
N.
/
/
N
>
#
N
r
2
n
5
a
.
.
/
N
/a
.
5
7
ÖV TdÖ€ kivel, ETEpov ÖZ TOĞL, GAN OLÖRV T|TTOV Ear TL Ö ME-
TOUTOLS,
TaVTA
:
Ö€ TOLS GAAoLSs
n
dt
m
alrıa
LA
KIYI)TEMS.
y
/
6
eimep oüv âl- 6 TpöTOV, €i EV el y.
d10S$ 7) kivyots, didlov Kal TÖ KIıwoğy doTaL öE
mAelw,
mAelw
Tâ
.
didla.
Ev
nn
pıdxel, kal TOüTO Tap” EKaoTOY, Ö tor alrlov TOÜ Tâ pitv elvat Tâ ÖR pi) Kal Tijs ovvexoös peraBoNijs: kal ToÜTO ptv
öt
G
A
pahdov
1)
2
mohdd,
4
kal
menepaoyeva 1) ümeıpa, Ödü vopilev. TöV aüröv yâp ovuBawdvrwv alet Tü memepaopeva yühdâov Aymreov' dv yâp 10 TOLS güel n
Ö€L
,/
a
TV
Memepaopevov
N
/
Kal
TO
a
N
BedrLov,
âv
,
EVÖ€XN-
a
3,
Tat, Ümdpxew mpâhhov. İkavöv Öt «al E&v, 0 mpörov âktvifrev âlötov ÖV doTÖaL âpxI) Tols âNAAOLS KIVI)TEWS. 5
/
ei
A
»
5
N
—
w
TöV 13
/
gave-
pdöv Öğ N
N
kal &x N
5
ToDd€ Dp
ört M
âvdykn ,
A
etval »
/
Tı Ev A
Kat GiÖLOv .
.
TO
13 N
7TpöTOV kwoüv. o ÖdöeLKTAL yâp ÜTL âvdykı) Gel Kİvyoıy elvaL, 15 b22 ye ndoas EFT:
xdoas ye HIJK
23 rı ante Toiş E?KA
24 pi) un elvar AT dvâykr) âmav pe€yedos Exew A 26 ö€ E! 28 TOEvĞi yev scripsi : TOP del pev İl: Töv pev S: Töv yev dei Gaye 29 Taği E?'KAS: uöra E! ktwovvrwv Seclusi, om. P Tovrav| TW J!S: dia Toirev E kxatom. F vvvexös S 30 €kaora E? oöre mdvra airma EKS: alrıov oöre ndvra A 31 kai pr. NAT:om.yp.S 32 Eva scripsi: öv E: Ema KA apxai seclusi: habent 1S 2593 1 geövom.E kwwoöv E'KAS 2 râ) rwa H deikivnrây F 3 röde Öl kıvei E! ö)ö kn E!
7 Evcil em E 8 râ didta mhdw KS om. E' ız Ee EKS: devA ölgörE? 14 dfloöv | €k TovrOEv |! €v) de H HIJ: elvat kinoıww de F
IEdĞJE O röalt, I3 öv KAS:om.E IS kivnoıy dei elvat
a
FİZİK
8
377
Ama hepsinin böyle olması olanaklı değil, çünkü şu açık: kendi kendilerini devindiren nesnelerde, kimi zaman varolma kimi zaman varolmama
nedeni olan bir şey var. Nitekim parçasız olan hiçbir şey devinmiyorsa, kendi kendini devindiren her nesnenin bir büyüklüğünün olması zorunlu ama yalnızca) devindiren için böyle bir zorunluluğun olmadığı söylediklerimizden çıkıyor. İmdi kimi nesnelerin oluşmasının, kimi nesnelerin ise yokolmasının ve bunun sürekli olmasının nedeni, devinmeyen ama hep varolma-yan nesnelerden hiçbiri değil, yine bir biçimde, bir bazı nesneleri bir de bunlardan başka nesneleri devindirenlerden hiçbiri de bunun nedeni değil. Nitekim “her zaman'ın ve süreklinin nedenleri ne bunlardan biri ne de bunların hepsi. Çünkü 'bu durumda olmak, “ebedi! ve 'zorunlu' olmak demektir, oysa bütün bunlar hepsi aynı anda varolmasalar bile sonsuz olurlar. Demek ki şu açık: devinmeyen devindiricilerin bazıları, , ve kendi kendilerini devindirenlerin çoğu binlerce kez yokolsa ve bazıları oluşsa ve belli biri devinmeden belli bir şeyi, başkası da belli bir şeyi devindirse, yine de saran bir nesne, hepsinin
25
30
259a
dışında bazı nesnelerin varolmasının, bazı nesnelerin varolmamasının ve
sürekli değişmenin nedeni olan bir nesne yok demek değildir. Bu nesne o devinenler için, onlar da başka nesneler için devinim nedeni olurlar. İmdi
madem
devinim
ebedi;
sayısı bir ise, ilk devindiren de ebe-
di olacaktır, sayısı çoksa, ebedi şeyler çok sayıda olacaktır. Çok yerine bir, sonsuz sayı yerine sınırlı sayıda diye düşünmek gerekir, çünkü aynı şeyler sözkonusu oldukça, her zaman sınırlı sayıda şeyleri tercih etmek gerekir, nitekim doğal olan nesnelerde “sınırl ve “daha iyi” olanın, olası olduğu ölçüde daha çok bulunması gerekir86. Ama devinmeyen nesnelerin ebedi 'ilki” olarak ötekiler için devinim ilkesi olacak olan “bir de yeterli. Şurdan da, 'ilk devindiren'in tek ve ebedi bir nesne olması zorunluluğu açıkça görülür: devinimin her zaman varolmasının zorunluluğunu
10
15
378
DYSIKHX AKPOASEOX
Ü
el ÖĞ del, âvdyxn ovvexij elvat kal yâp TÖ del ovveX€S, TO Ö” Edeğiis o ovvexes. OGANd pip el ye OVVEXİS, ti
d€
/
»
/
a
pla.
>
/
“
,
»
N
N
N
NN
m
pla ö'i) üp &vds TE TOÜ kıvoüvTOs Kal &vös TOB kıvov-
Mevov'
€t
1.
yâp
,
ÂâAAo
N
Kal
“
20 ÖNn klvnoıs, GA
dAÂo
a
kiye,
“v
OV
/
GVVEXNS
>
1)
N
*£
Egeğis.
20
İK TE Ön TOÜTOY
MGTEÜELEV ÜV
TLs elyal Tı TpÖTOV âkivyrov, kat mdAıw EmLBAdyas Emi TâS âpxâs İröv kwoövrwv). Tö tv öi) elval ârra Töv övrev & ört Höv kiwelrat ört 8 npeyel gavepdv. o kal Bıâ Toürov yeyove >
/
n
S
#
n
öNAoV
25 mtvN
*N
a
N
ÖrL oüre
,
mdvra
9 > a del vpepel Tüa
N
N
n
#
LA
/
Kıveiral 3 Öt del
n
N.
oüre
mdvra
— Kıveirav
v
N
/
Tpemel
Di Tüa yüp
*
/
oÜTEe
Tü
dönanorepi-/
Çovra kal Öüvayıv &xyovra Toü kiweoda kal Tpeyeiv Öelkvvrıv mepi avröv. odmel öt Tâ y&v Tolaöra ÖğAa Tüdi,
Bovhdueda öt öeila kal Tolv Öövolv Ekar€pov Tiv güc, öri dorıv Tâ ptv del âklynra Tü öt del kıvoüyeva, TpOİĞVTES v
v
N
.
N.
,
2
N
N
NN
/
...
30 8” dmi roöro kal Ofvres Ââmav TO Kivoüyevov ÜN a ca, kal Toür” elvat İ)A âklvnrov 1) Kwoüuevov, Kal A nn. A o Up! aüroö 75 vr âkdov del, mpoyhdoyev Emi ört TGV kwovudvwv doriv âpxij Kwovyudvov ptv 6
TIVOS KWEİKWOÜMEVOV a TÖ AaBelv aürd davrö.
259P kıweli, mdvrwv öt TO âklyyrov, öpöyev öt kal gavepös övra Totadra
TV en
“
& kıwei
aürü
Gdavrd,
olov
Td TÖV
duyüxev
Kal
rd
Çpwv yevos, Taüra öt kal ödğav mapelye pi) more &w/”
n
B€xeral kiyyow öyyiyveodaı öpüâv iyâs Toüro ovuBalivov Tat TdAw, ©$ ÖoKel), Toüro aürâ Kivei, kal ört Taürnv airtov, GAN övemıw ğkAat 9 16 de Eİ?JİK'S: EKS: kal evweyi A
17 yeom. FİJ
b
yi; oücav öAws, lâ TÖ Ev ToüTOtS (âkluyra yâp more övra kivelBi; öel Aafeiy, örL play Kivyow ol Kuples* ov yâüp E€ aüroü TÖ kiwndeıs gucıkal Tols Çwoıs, âs
8 FHLİJİ: Bel det kivyotv eivat Kİ vey) kai yâp TÖJ rd yap S del) del civ FK!
18 nElJKS:
eF:om.H
e€epl
ralKAS:
kal iğp'E I9 yâp EKT: yâpkai F: ydprı HJ: nyapl kal om. |! 22 Töv kwovvrop seclusi: habet TIPS öwrev om. K 23 roürov yeyove E?KAPS: roöro yeyovevaı E! 25 depr.EFH EKS:om.1)J' 26 Toü) öre uev A rai| öre$&'A 28 ExaT€pov SCTİpsi: €xdrepov E; €karepav KA 31 kai kivoüpevov Om. kai) kai ci S 32 h pr. E?KAS: om. E' xporpNdopev El: pophdev |)! 33 eoriy om. E' kwoüyevor K Oo pövom.
E!
b 3 8€ scripsi cum P: &j/ EKA:
om.E'
zapixa E?P:
map€yev | €vdexynra H 4 €yyiyveoda. FHIKP: J: yivecdnar ES 5 imâs öpay A övra more FHJ
JP:ireE
7 avrâ scripsi: aürâll: duvraS
eyyevfoda 6 öyl di
FİZİK 8
379
göstermiştik87. Eğer her zaman varsa, sürekli olması zorunlu, çünkü “her zaman varolan “süreklidir de, ama ardışık olan, sürekli değildir. Ne ki,
sürekliyse tektir. Tek devinim de tek devindirenden gelir ve tek devinene özgüdür. Nitekim hep başka bir nesneyi devindirecek olsa, devinimin tümü sürekli olmaz, ardışık olur. Demek ki, hem bunlardan yola çıkarak hem de ilkelerine yeniden bakarak ilk devinmeyen bir nesnenin olduğuna inanılabilir. İmdi kimi nesneler var, bunlar bazan deviniyor bazan duruyor, bu açık. Bununla da şu görülmüş oluyor: ne herşey deviniyor ne herşey duraduruyor ne de kimi nesneler hep deviniyor, kimi nesnelerse hep duraduruyor. Aslında bu iki duruma da katılan ve devinme ile durma olanağı taşıyan nesneler, bunlar konusunda bir kanıtlama getiriyor, ama bu tür varolanlar herkes için açık olduğundan ve geri kalan ikisinin herbirinin doğasını da, yani kimi nesnelerin hep devinimsiz kimi nesnelerin ise hep devinen nesneler olduğunu göstermek istediğimizden ötürü, bu konuda ilerleyerek ve her devinen nesnenin bir şey tarafından devindirildiğini, bunun da ya devinimsiz ya da devinen bir şey olduğunu, devinen bir şeyse hep ya kendisi tarafından ya da başka bir şey tarafından devindirildiğini ortaya koyarak şu kabule ulaştık: devinen nesnelerin ilkesi, kendi kendini
devindiren devindirenler içindedir, ama
20
25
30
hepsinin
ilkesi 'devinimsiz' olan bir şeydir. Ayrıca sözgelişi canlı ve hayvan cinsleri gibi, kendi kendini devindirebilen bu tür varolanları açıkça görüyoruz. Kaldı ki, bunların varlığı, bu varlıklarda sözkonusu olan şeyi görmemiz, genelde varolmazsa devinimin bir zaman oluşmasının olası olmadığı kanısına yol açmıştı88 (nitekim görüldüğü gibi bunlar bir zaman devinimsiz olduktan sonra yeniden deviniyorlar). Demek ki bunların tek devinim gerçekleştirdikleri ve asıl anlamda devinim olmadığını belirlemek gerekir, nitekim “neden”, öznenin kendisinden kaynaklanmıyor, tersine hayvanlarda kendileri aracılığıyla gerçekleştirmedikleri başka doğal devinimler var:
259b
DYSIKHX AKPOAXEO> 8
380
6. 2598 16 —b3 oö kıvoüprat ÖV aüröy, olov aüdyoıs gdioıs âvamvoi), âs kı veirat Tv Çipwv EkaorOov ipepoüv Kal ol Kiwoüpevov Tip İp aüroü kiynoıw. o ToüTOV Ö' air» TO TepL€xov Kal TOAAĞ TÖV m
m
,
v
5
“
a
.
5
/
N
m
eloıdvray, olov övlwy 7) TpOYI
MeTTOpEVNS pv yâp kalevdovoıy,
öLarpwoyduns ö öyelpovrat kal kivoünw davrojs, TİS TpETNS âpxüs »
Eğw0ev
m
m
Töv'
ovons, 66
v
v
v
N
âAAo
yâp
TÖ
N
OÜK del kıvoüvrat ovvex&s
N
>
a
>
o...
KWOÜU,
“
avTO
KIVOÜMEVOV
TpÖS EKkaoTOV TÖV KIVOÜVTOEV EavTd.
Üp”
"
/
Kal
N
*
aö-
,
mpörev,
N
Yy
N
womep
n
€|b
*
.
>
£
e.
E€repwv, ,
oürw kal Emi kivijgews ÖV A€yotro mAecovay&s. oM€yerat ÖR MpĞTEpOV OL TE Mi; ÖVTOS OÜK EoTÖaL TÂMMa, Ekelvo ÖR âvev TÖV dMAwv, kat TO TG xpdrw, Kal TÖ kar” otolar. &oT dmel kivnow pdv âvaykalov elvat ovvex&s, ein Ö âv ovvexös 1) e
N
N
,
/
»
v
N
«
N«
v
.
a
ovvexis
/
v
/
“.
-
«
n
oca
H
.
>
"
A
n
a
1) epelis, MAANov
430 Umapxoüons E' A€yera TO evavrip A yeraBoliv
,
—
5;
/
/
n
N
.
”
m
,.
;
.
n
A
Ö 7 ovvexijs, kal BEATOV
avğöpevoy F 31 Tü yâp €vavrioy Tpoğn 32 mpooyivegdat K 33 siva post bı
Bendet civa A
2 Beppoö rö €vepyeig A
oöv| otv eoriv FHI 3 öre...örel more... more F: : Tore ... rore HIJ 5 el EKAS:om.E! kiynoıy del avdyky H 6 eva da H gopâs E'KAS : gopdv fort. E' 11 âs| âs kal EF 13 karâ) «ai kara E* 14 «alalt.om.F 15 €vTavla F 16 gdopa E' Öcmep kal emi Tüv Nov A 17 emi) emi rjsF O âvom.E'HK O Meyotroj eyeraı K : d€yotrompörovFI| 18reom.S Igröom.S rö EKAPS:om.E' 20 pev
om. H ein... ovveyös om. E! Mnna:hedK
lğnA
zı oğrcaom.A
—
—
Yı
.
FİZİK 8
385
adını verdiğimiz devinimin 'ilk” olması zorunlu, çünkü nitelik değiştirme olmasa, büyümenin olması olanaksız, nitekim büyüyen şey bir anlamda benzer bir şey bir anlamda benzemeyen bir şey açısından büyür, çünkü karşıtın karşıt için besin olduğunu söylüyoruz?9. Her oluşan nesne ise, benzere benzer bir şey ekler. Demek ki, nitelik değiştirme karşıtlara olan değişmedir, bu zorunlu. Ama nitelik değiştirme gerçekleşiyorsa, nitelik değiştirten ve olanak halinde sıcaktan etkinlik halinde sıcağı oluşturan bir şey olması gerekiyor. O halde şu açık: devindirici (hepl aynı durumda olmuyor, nitelik değiştiren nesne açsından bazan yakın, bazan uzak oluyor. Bunların ise yer değiştirmeden bağımsız bulunması olası değil. Demek ki, devinimin hep varolması zorunluysa, devinimlerin ilki olan yer değiştirmenin de hep varolması zorunlu ve yer değiştirmede de öncelik ve sonralık varsa, ilk yer değiştirmenin olması zorunlu. Öte yandan bütün duygulanımların/etkilenimlerin başlangıcı sık laşma ve seyrekleşmedir, çünkü ağır-hafif, yumuşak:sert, sıcak-soğuk, birtakım sıklaşmalar ve seyrekleşmeler olarak görünmektedir. Sıklaşma ve seyrekleşme ise, varlıkların oluşu ve yokoluşu onlara göre söylenen birleşme ve ayrılmadır. Birleşen, ayrılan nesnelerin ise yer açısından değişmesi zorunludur. Kaldı ki, büyüyen ya da eksilen nesnenin de kütlesi yer açısından değişir. Ayrıca şuradan bakılınca da yer değiştirmenin ilk |devinim| olduğu açık: ilk” sözcüğü, öteki konularda olduğu gibi, devinim konusunda da çok anlamda kullanılabilir. “Daha önce sözcüğü öyle bir nesne için kullanılır
30
260b
10
15
ki, o varolmadığında öteki nesneler de olmaz, ama kendisi öteki nesneler
olmaksızın varolur. Ayrıca zamanca, varlıkça önce gelen nesne için kullanıır. Dolayısıyla madem devinimin sürekli varolması zorunlu, süreklilik ise ya “sürekli” ya da 'ardışık” olabilir, ama sürekli olan tercih edilir ve sürekli,
20
386
DYSIKH> AKPOASE9> ovwexii
1) dpelis
elvat,
Tö
0
öt Bekrtov
del
ÜmolaşyBdvopev
dv Tin güce Ümrdpxew, PXELV, âv 71) övvardv, > Buvardv öt ovvexij X7 eival (öe1x0)ceraı & Ücrepov! vüv öt Toüro Ümokelode), kal 25 Taüryv
ovdeylav
ĞAAyv olov TE elvat GAN
TV gopüv elvat Tperyv. N
.
—
1) gopdv,
âvdyen
a
o ovdepla yâp âvdykı oüre aükecdaı
/
>
id
N
2
/
»
»
a
A
oüre âAAotoüolaı Td Gepduevov, o0öt öl) yiyvecdaı 1) hdelpedav Tolrwv öt otdeulav Evö€yerat TS ovvexoÜs 47) OÜoNS,
39 ijv Kivel Td TpÖTOV KIvoÜY. 29 €r, xpdvp mporyv* TOls yâp di39 ölots pdvov Evd€yeraı kiveloda Taürnv. OĞAN dp” &vds yiv örovoüv TP öxdvTOEV yeveow Tij Dopüv âvaykalov ÜrTdTNV Elval TÖV KIW)oew»* pET& yüp TO yeveoğaı TpöTOV âhholecis Kal düğyots, popü Ö öy Terekewudvwv kivyois darı. N.
26 IB ĞAN
»
N
>
v
/
Erepov dvdykıp kwoüyevov
7
/
elvat karâ& gopâv mpdrepov, ö
Kal TİS yevECEMS MİTLOV EGTAL TOİS YLYVOMEVOLS, OÜ YEYVoLEVOY, olov Tö yevvijoav TOÜ yevvnddvros, özel BdleL€ y âv ) yevecis eivat NpöTn
TV
Kiyijoewv
m
a
ÖLü TOTO, öTL yevdodaı
del TÖ Tpüyya
7pöTOV. TÖĞ' dg” &vös pdy öÖrovoüv TÖV yıyvoydvwv oüres ExeL, GAN drepov âvaykalov Tpdrepdv Tt kivelodat TÖV yıyvoudvov N
.
;
>».
«
S
£
n
m“
7
e.
v
ÖV aürö Kal pi) yiyvduevov, Kal TOÜTOV ETEpOV TpdTEpov. Önel öt yevecıw döüvarov eivaL npöryv (mdvra yüp âv ein Tâ kı»oüyeva pbaprd), öfAov ws oüdt TöV EpEĞİS kıwoewv ovdeyla 10 Tpordpa' A€yw Ö değiş aüknow, elr dAholediıv kal g0 cıv kal gdopdv: mâdaı yâp Ücrepat yeveoews, GoT' el undt yevedıs mpor€pa Mopüs, ovdt TöV âNAEV ovdEHİN yerafolöv. öNws TE galverat Tö yıyvouevov ârehts kal öm âpxıv İd», /
A
”
—
4
A
N
n
“
>
,
5
«
/
N
nn
>
>
5,
GdTETÖ Tij yev€cet ÜcTEpov Tİ) pücet Tpdrepov elvat. 15 Ö8
gopâ
N
N
müocw
Ündpxet
n
Öd
/
a
N
*
TENevTOAlOV Tâ
N
pöv N
ÖNes Li
dvöetay (rob dpydvovl, olov Tâ gvrâ .
>
/
?
N
N
b 22 öfom.| 23 ein E 8) 8'eori A 25 aAApp EJKP:zom. FHI dAAa gopdv KA 26 aöğendar EJPT: avldverdar FHIK 29 mpörnv KAS : xperp E 30 püvov €vd€xera EKPST: ev8€yerat pövov FİJ: Evd€xerat pövyv H & 1 31 Töv Exdvrov örovvüp F TEV KWyoevv eva E 32 dAAolwrw kal aüğnew FJ2: aülnois kal dAdolwoıs K 33 TeAeovpevev Fİ: Teheovufvov H : TEeAovuevov| 26193 erad F y om. FI: 8 H 4 yivecöar H 5 xpörepor K 7 öl övka H. Og âğfapra E' 10 mpörepov E 13 re E'JP: 8€ FHIJ3: recei KS: om. E' 16 Çövrev EFİJKS: fgyov HP Tvü öpyavov om. EZKP olov) ündpxe olov F
FİZİK
8
387
ardışıktan daha iyidir; madem biz doğada olanaklı olduğu ölçüde bulunanı “daha iyi” diye kabul ediyoruz ve onun sürekli olması olanaklı (bunu daha sonra göstereceğiz, şimdilik bunu kabul edelim) ve madem bu devinim, başka bir devinim değil, yer değiştirme olabilir, yer değiştirmenin ilk gelen devinim olması zorunlu. Nitekim yer değiştiren nesnenin büyümesi ya da nitelik değiştirmesi için hiçbir zorunluluk yok, demek ki oluşması ya da yokolması için de bir zorunluluk yok. Oysa ilk devindiricinin gerçekleştirdiği sürekli devinim olmazsa, öteki devinimlerin hiçbiri olası değil. Öte yandan zaman açısından da ilk olması zorunlu, çünkü ebedi nesnelerin yalnızca yer değiştirme açısından devinmesi olası. Ama oluş taşıyan varlıkların birinde yer değiştirme devinimlerin en sonuncusudur, bu zorunlu, çünkü oluşmaktan sonra ilk gelen, nitelik değiştirme ve büyümedir, oysa yer değiştirme (gelişmesini| çoktan tamamlamış nesnelerin devinimidir. Ne ki, oluşan nesneler için oluş nedeni olacak olan, oluşma: yan başka bir nesnenin, yer değiştirme açısından daha önce devinen nesne olması zorunlu, tıpkı doğuranın doğandan önceliği gibi. Çünkü ilkin nesnenin oluşması gerektiğinden ötürü, devinimlerin ilki oluş'tur diye düşünülebilir. Oluşan nesnelerin hangisi bu durumda olursa olsun, oluşan nesnelerden önce, kendisi varolan ve oluşmayan başka bir şeyin devinmesi zorunlu, bundan daha önce de başka bir şeyin...2! Madem oluşun ilk devinim olması olanaksız (yoksa devinen bütün nesneler gelip-geçici nesneler olurdu), şu açık: loluşun| ardından gelen devinimlerin hiçbiri de daha önce değildir. Ardından' ile kastettiğim, büyüme, nitelik değiştirme, eksilme, yokolma, çünkü bunların hepsi oluştan sonra gelir. Dolayısıyla oluş bile yer değiştirmeden önce değilse, öteki değişmelerin hiçbiri de önce gelmez. Genelde, oluşmakta olan nesnenin tam olmayan, ilkesine gitmekte olan bir şey olduğu görünüyor, dolayısıyla oluş açısından sonra gelen şey doğa açısından öncelik taşır. Oluş içindeki bütün nesneler için yer değiştirme İyeteneğil en son gelir. Bunun için kimi canlılar (organ) eksikliği yüzünden devinimsizdir: sözgelişi bitkiler,
25
30
26la
10
15
388
PYSIKHX AKPOASEO©X> ü
7. 260P 22 — 261b12 kal moNAâ yen yep TöVv ÇeYwV, TolsTOlS ÖğÖz TETEAetovyevots e Ümdpxet. Ud Ger” el yahAov Ümdpxe gopâ Tols yâkdov âmeAypdow Tip
gürw, kal 7) kivyoıs aürn mpary TövV âNMev âv elin kar overlay, öd TE Taüra kal dıdrı ijkloTAa Tijs ovolas dĞlorara! TÖ KWOÜMEVOV TÖV kıwjoewv EV TG gepecla karâ pdunv yâp N
/
/
5
»
«
N
ĞAAoLovyevov
»
».
,.
;/
TOÜ elvat, TTEp
,
v
—
;
»
/
,
o
N
HEV TÖ TOLİV,
/
.
a
,
atülavopdvov ö8 kal gdivovros Tö moocdv. oydAlora öt ödov TL Tö kwoüy avTö aÜüTd yANLoTA Taürnv kıvel Kuples, TİJp KaTü
TdömOV* kalrot papdv TOTO elval TÖV KWOYHEVAV Kal KUWOÜVTOP âpxİ)V Kal mpöTOV TOlS KIVOYMEVOLS, TÖ dÜTÖ GÜTÖ KIVOÜY. örı ptv Tolu» A | , / pov €k ToürOEv' TİS kat
Tö
vüv
TÖv kiwjocwv İ dDopü pdrn, gave. a , p / * . BE gopd mpern, vöv öerkreov. âya öt
Kal
mpdrepov
Ümoreğev,
örı
Evdödeyeral
Twa
Kkivyoıw elval ovvexij kal âldtov, gavepöv daTaL Tij airi) pE46öw. ouvexij
ört ytv oüv TGV âNAev Kıvijoewv oüdeulav EvÖ€XETAL elvaı, &K TÖVd€ ghavepdv. oümadcaı yüp EE âvrike-
pevwv els âyrıkelyevd eloıw al kivi)mels Kal perağBoNal, olov 1
;
yeveret
>
uev
7
7
kal
.
öt Td &vavrla
Mikpörns
/
gdopâ
“
ndön,
>
ç
Tö öv
a
VA
aükime
7
kal
a
,
,
TÖ
d
pi) ÖV
a
ÖpoL,
NA
öt kal
1) TeAgdiTns peyedovs
/
.
pölre
N
5,
3
/
77 peyedos
kal
A
kal ârehea
;/
?
âAAotedel
”
dvavrlat Ö
/
>
/
al
,
,
Exaorov.
o©oT
“
“
el dövvarOov
»
,.
,
üpa
»
d
MeraBdAhew Tâs âvTrıKemedvas, OK doTaL GVVEXİJS İ) METABohıj, dAAd yeral dorat avröv ypdvos. ooüdtv yâp öLağpeA . pe dvavrlas 1) my dvavrlas eivat Tâs kar âvribacıw peraBohds, el udvov dölvarov üpa TŞ aürğ mapeivat (roüro yâp TG Adyw odtu xpi)oysov), o0ö el yi) âvdykıy Tpeyijoat &v Tij” âvribddel, > ANuyö doriv pH perafoNi, 1 ypeyla mpekla E€vavrlov (oü yâp İros Tpemel TO pip dv, 7) öt gdopâ els TO yi) öv), GAN N
N
n
,
v
317
a“
>
n
revom.j|
âvom.E? om. H kai EKS:
/
a
N
2)
v
*
vrdpxea om.
N
F'
,
N
N
>
.
/
«
Ig kâv EK
5
N
—
y
>
avr)
K
25 Toü kıvuvpevov K? kai) kal rov Hİ avro om. F 28 Gedetkracov E' kairoA ör) ör 8€ E! 33 ai) kai K
26 aörö 29 raw K 34 Tö
errore preli ovdev om. FK 11 und'le und |! Bok npenia EFKPİS: yeraBoli üpenia HIJPP
perlü-
alt. EKT:
om. AS
bzowj8E'
an
Kal 7) kağ”
A
10 Aöyel öle Bekker
,
FİZİK 8
389
pek çok canlı cinsi; oysa tamamlanmış olanlarda yer değiştirme |yetisi| bulunur. Dolayısıyla kendi doğasını daha çok elde etmiş nesnelerde yer değiştirme İyetisi) daha çok bulunuyorsa, bu devinim varlık açısından da öteki devinimlerden önce gelse gerek. Yalnızca bu nedenle değil, devinen nesne devinimler içinde en az yer değiştirme ile devinirken varlığından uzaklaşır, bu yüzden de, çünkü yalnızca bu devinimde varlığının /neliğinin bir şeyi değişmez, oysa nitelik değiştirenin niteliği, büyüyen ile eksilenin niceliği değişir. Ama özellikle şu açık: kendi kendini devindiren nesne asıl anlamda özellikle bu devinim açısından, yere göre devinim açısından devindirir. “Kendi kendini devindiren nesnenin devindiren ve aynı zamanda da devinen nesnelerin ilkesi, devinen nesnelere göre ilk gelen şey olduğunu ileri sürüyoruz. İmdi devinimler içinde ilk devinimin yer değiştirme olduğu bunlardan açıkça görünüyor: ama hangi tür yer değiştirme 'ilk', bunu da şimdi göstermemiz gerekiyor. Aynı zamanda hem şimdiki hem de daha önceki kabulümüz de, yani sürekli ve ebedi bir devinimin olası olduğu yollu kabulümüz de bu araştırma ile açıklığa kavuşacak. Öteki devinim türlerinden hiçbirinin sürekli olamayacağı ise şuradan görülüyor: devinimlerin ve değişmelerin hepsi karşıtlardan karşıtlara, sözgelişi oluş ile yokoluş için sınırlar 'varolan” ile “varolmayan”, nitelik değiştirme için karşıt etkilenimler; büyüme ile eksilme için ise ya büyüklük ile küçüklük ya da büyüklüğün tamamlanması ile tamamlanmaması. Karşıt devinimler ise karşıtlara yönelik devinimlerdir. Ne ki, bu devinim açısından her zaman devinmeyen ama daha önce varolan nesnenin daha önce durmakta olması zorunlu. Şu da açık: değişen nesne karşıtında duracaktır. Değişmelerde de bu böyle, çünkü mutlak anlamda yokoluş ile oluş karşıttır, tek nesnenin oluşu da tek nesnenin yokoluşuna karşıt tır. Dolayısıyla karşıtların aynı anda değişmesi olanaksızsa, değişme sürekli olmayacak, onların arasında bir zaman aralığı olacaktır. Karşıoluma göre olan değişmelerin karşıt olması ya da olmaması da hiç farketmez, aynı nesnede, aynı anda bulunmalarının olanaksız olması (yeterli) (çünkü ötekinin bizim temellendirmemiz için hiçbir yararı yok); yine, karşıt durumda duradurmak zorunlu değilse, duradurmaya karşıt bir değişme de zorunlu değil (çünkü 'varolmayan' herhalde durmakta değildir, yokoluş ise 'varolmayan'a doğru gider), ama yalnızca arada bir
20
25
30
35 261b
10
390
DYSIKHX AKPOASE©> 0
&i 4dvov perafü yiyverat xpdvos* oür© yâp oÜK torWw | peTaBohi) ovvexijs: oüĞE yâp dv Tols mpdrepov 7) dvavrleoıs 15 XPWoı4ov,
ĞAAd
/
9
N
TÖ
ui)
N
Evd€yerla
N
bi
âpa
;
Ümdpxew.
a
*
/
15
ou
Öl
öt TapdTTÖEOGĞaL öTL TO avrö mAelorw dcrTOat dvavrlov, , olov j7) p kivnoıs kal ordoet kal kiwjdet Tİj es Todvavrlov, GAAĞ ydvov ToüTO Aapfdvew, ört âvriketral Tws Kal Tİ) Kwh)deL Kal Tİ) Tpepla1) klonoıs 7 övavrla, kaddmep TÖ İcov kal Tö perplov
20TĞ Ümepexovrı Kal TG ,Ünepexom€vw, Kal ÖrL oUk dvd€yerat âpa Tüs dvrikefvas olre Kıwi)gets OÜTE peTaBokds Umdpxev. Ör Ö' öml TE Tijs yevlrews kal Tijs gdopüs kal mav“ A : , , Sai ..? TEA&sn âromov âv eivat Öddelev, el; yevdmevov eVİUS âvdykn ghöapfival kal pydeva xpdvov 257) mlorıs *
yevotro
/
Tais
/
Ölayelvat.
âNÂAats*
"
oÖdTEe EK TolrOv
gvoiköv
v
yâp
z
N
TO
N
Öyoles
» &vl xpdvw kal &v ddapdpp kar” eldos (rpfa yâp TE KWOÜMEVOY, olov üvOpwmoS 1) Öeds, kal öre, olov . / a: © na >. 5 N / A , a kal Tpirov TÖ €v © Toüro Ö €oriv TOMOS 1) mddos 1)
Tİ) eis / a pla kal Kal Ev Ss , ip, Td xpdvos, » A €ldos 1)
biznixom, E? dora HİJK 14yE'KAS:om.E! 15 ypiopos FHS 16 pe HIJ' 18 AuB8ev K zorpalt. EFKS: om. HIJ 22 katalt.om. H 23 evdüs dvdykn EKT: dvayen evğüs A 25 yiyvorro EiJ : E' incertum 26 dâmdoats E?*KAS: mdows E! 27 etvai wa KAPS: nva eva E 28 ny E'KAP: n Texvn n E' Meyopev EİJP: Aeyoyer FHK pe EJKS: om. FHIT 32 ovvexn 34 Tğ âve h kdro İJ et ante xarâ Tdrov F nom. | 35 Eumpoodev E? eiş râ (ra om. |) Beğıd Tg eis Tâ dperrepd A 2629 1 evom.l 2 Pv) dor FHIP 4 Tpirov rö FHİPS: rö rpiro» EV| : zpirov E*K 8&'om.1 eorir| €crivh H Tönos.., 5 yeyedos EKP: rdros 1) mdbos i) yeyedos
€6os S: mdlus ij eos # TöMOS | peyedos A
FİZİK 8
391
zaman olması önemli. Nitekim değişme bu biçimde sürekli olmaz. Daha önceki karşıolum durumu da (temellendirmemiz için| yararlı değil, aynı anda bulunmalarının olası olmaması yararlı.
15
Aynı nesnenin pek çok şeye karşıt olması da, sözgelişi bir devinimin hem bir durmaya hem de karşıtına olan devinime karşıt olması da bizi şaşırtmasın. Yalnızca şunları gözönüne almak gerekiyor: (1) karşıt devinim bir biçimde hem devinime hem de duradurmaya karşıt olur, sözgelişi eşit ile ölçülü hem 'eksik'e hem de 'artık'a karşıttır, ve (2) karşıt devinimlerin de değişmelerin de aynı anda bulunmaları olası değildir. Öte yandan oluş ve yokoluşla ilgili olarak, oluşan nesnenin doğrudan/ hemen yokolması ve hiçbir zaman kalmaması zorunluluğu hepten saçma görünse gerek. Dolayısıyla burdan öteki devinimler için de sonuca (pistis) varılabilir, çünkü “her şeyde aynı şekilde olmak” doğal olanın bir özelliğidir. 8
25
Tek, sürekli olan sonsuz bir devinimin varolmasının olası oldu:
ğunu ve bunun daire biçiminde olduğunu ise şimdi söyleyelim. Yer değiştiren her nesne ya daire biçiminde ya düz ya da Jikisinin| karışımı biçimde devinir. Dolayısıyla ilk ikisinden biri sürekli değilse, ikisinden oluşan devinimin sürekli olması da olanaklı değil. Doğrusal ve sınırlı bir devinimle yer değiştiren nesnenin sürekli yer değiştirmediği açık, çünkü o geri dönmek zorunda, doğrusal bir devinimle geri dönen nesne ise karşıt devinimler gerçekleştirir: nitekim yukarı devinim aşağı olana, öne olan arkaya olana, sola devinim sağa devinime yer açısından karşıttır. Oysa tek ve sürekli devinimin hangi devinim olduğunu daha önce
20
belirlemiştik?2:
tek
nesnenin,
tek
zamanda,
türce
farksız
devi-
nimle devinimi (üç öğe olduğunu söylediydik: devinen nesne, sözgelişi insan ya da bir tanrı; geçen süre, sözgelişi belli bir zaman; üçüncüsü de devinim nede gerçekleştiyse o, bu sonuncusu bir yer, bir etkilenim,
30
35 262a
DYSIKHX AKPOASEOZ
392
7. 261b 13 —8. peyeBos),
8
2628 23
Tü ö dvavrla öapepe
TO
elbet, kal oüx
EV
Td-
5
mov Ö al elpnmevaı ötapopal. onmelov 6 öri dövavrla 1) kivncis) âmd TOĞ A mpös Tö B Tfi âmd Toü B xpös Td A, ört < 5 “2? > / SN g 7. isrârı» kal , zdüovow dAAydas, ddâv âya yiyyevra. oOKal? &mi kükdov ödatrews, olov iy ând Toü A ömi T6ö B rp âmö Toü A &mi Tr8 T Çicrâo ydp, Kâv ovveyels Wow kal pi) yi,
«
*N
,
/
/
«
2
...N
m
4
GAN
5
>
n
*
N
—
na
TAdyıov
4
7
öt
N
olov dâv gepduevov TO A orj
&nt rö 0). örav dmoyeyovevat oldv vov elval &v TG vüv, pecıs, & T öhç kal âmoyeyovevaı,
N
N
Tij
N
/
mpörns
“
/
x
(A€yw
ö
/
“
>
,
önl TOö B kal ndhw pepyra
öt ovvexös gepyraı, oüre yeyovevat oüre TE Tö A karü Tö B onyelov, âAAâ po&v xpdvw 5” olöevİ TAjV oU TÖ vÖV tor Ölal|rö ABIJ (e öt yeyovevat TİS Oce del oryoera Tâ A ghepduevov' âöüvaTov .
—
«
»
N
/
N
/
v
/
«
n
,
v
,
N
:
;/
/
86 ai eipyydvat KAS: eipnubvasaiE Oy KS:om.EA 9 jel B...loT)y...BE'K:rp...yom.E! 10 yivera EK IZ oüx EHİKPS: otxi FJ râ mNayıa ST rö erasit E, om. P 14 €rlemrisAâ 15-16 xükAo ... . kükdoy (kai om. E1) EİJKPS: kvkAov .. . kükAo FH 17 dvakdurrev FHIJ! Ig drö F 21 A6yp 8f EHKST: 8€ Adyo FİIJ 8€ om. H 23 yev om. E! 24 dt€hnrar F Tavrp Etetfort. T: Taürnv E'KA 25 keofa E' 27 emiroüBorp F 28 ö€om.E! 29 karâ| «ai E'J' 30 ev alt.om. E'K mAhv eo F €orıy Btaipecis EKS: Biaipegis torıp A 31 evom. EK Toü öNov Tıwds K?
T#ABMom.EK 4098
in
.
gice K': dme €v Tois Bvvdyet onyeloıs K?
13
30
FİZİK 8
393
bir biçim ya da bir büyüklük/kütle olabilir). Oysa karşıt olanlar türce farklıdır ve tek değildir, yerin ise söylediğimiz ayırımları var. Kanıtı şu: A'dan B'ye devinim, B'den A'ya olana karşıt, çünkü aynı anda oluşsalar bile, birbirlerinde duraklarlar ya da son bulurlar. Çember biçimindeki devinimde de bu böyle, sözgelişi B çemberinde A'dan olan devinim, C çemberindeki A'dan olana karşıttır (çünkü sürekli olsalar ve geri dönme olmasa bile duraklarlar, çünkü karşıtlar birbirini engeller ve yokeder). Oysa bükümlü giden devinim yukarı gidene karşıt değil. Özellikle de şu açık: doğru çizgi üzerindeki devinimin sürekli olması olanaksız, çünkü geri dönerken yalnızca doğru çizgide giden değil, aynı zamanda dairesel giden bir nesne olsa bile duraklaması zorunlu. Nitekim dairesel gitmek ile daire üzerinde yer değiştirmek aynı şey değil. Çünkü öteki durumda, devinen nesne bazan ilerlemeyi sürdürür, bazan hareket
ettiği noktaya varınca yeniden geri döner. Durmasının zorunlu olduğunun kanıtı ise, yalnızca duyuma bağlı değil, akla da bağlı. İlkemiz ise şu: İdevinimdel üç nokta var: başlangıç, orta, son. Orta, herikisi açısından da heriki durumda
halinde olan ile etkinlik halinde olan başka başka. Dolayısıyla düz çizginin uçlar arasındaki herhangi bir noktası olanak halinde ortadadır, ama çizgiyi ortadan bölmedikçe ve durakladıktan sonra yeniden devinmeye başlamadıkça etkinlik halinde orta değildir. Ama bu durumda orta, hem başlangıç hem son olur, son devinimin başı, ilk devinimin sonu (dediğim şu: sözgelişi devinmekte olan A, B'de duraklar ve yeniden C'ye doğru yer değiştirir). Sürekli yer değiştirildiği zaman A'nın B noktasında olması ya da oradan uzaklaşması olanaklı değil, onun yalnızca 'an' içinde olması
olanaklı,
20
olabilir ve sayıca tek, tanımca ikidir. Ayrıca olanak
ama
bölümü
'an
olan
bütün
zamanı
dışın-
da hiçbir 'an' içinde değil (ama onun B'ye yaklaşıp oradan uzaklaştığı kabul edilecek olsa, bu durumda A, yer değiştirirken hep duracaktır,
25
30
394
PYSIKHX AKPOAYEOS
262b yâp Tö A âya yeyovdvat TE &ömi Toü B kal âmoyeyovevak. &v ĞAAç âpa kal âAAe onuele xpdvov. Oxpdvos dpa dora v
ö &v peow. *
eni ,
9
,
«
Töv
>
dANev
m
ş örav
oGoTE Tpeyioe Tö A dört ToüB. di
/
N
onyuelev
LA
Ö
/
bi) xpjonraı
N
ydp
Tö gepduevov
Öyeles öt kal
“
avros
N
£
Adyos
a
/
/
N
&mi
mdvrwv.
kal
TEehevrj
b
A Tö B pdop
N
,
«al âpxfi, âvdykn orijvat Ölü Th Ölo modi, Gemep âV el kal vojdelev.) OGAN âmö pdv TOÜ A onmelov âmoyeyove TİS .
,
ca
.
5
/
"
/
,
8 üâpxiis, &mi dö 8 >
n
3...“
>
N
>
«
A
.
/
”
n
/
a
1oö€.
7
,
rn
/
N
n
ÖL0
N
>
el yâp
xös
a
>
Tehevrion kal orj.
e?
kal Tpös Tijy &moplav Toüro Aekrfov' .
LA
/
TOb İÜ yeyovev, örav
v
m
/
en
a
Exe yâp âmoplav Ti)v-
/
vg.
7 TO E Tij Z İon
âmö ToĞ âkpov
pos
N
>
/
kal Trö A gdpotro ovve-
Tö İT, âya
5 eln TO A
öni TG
B onuele, kat Tö A gepotro âmd Tijs Z âkpas mpös Tö H öyah6s kal TG arp Tdxe TG A, Tö A dumpoodev ket NN a a N 3... a a . / < n . €mi TO H 1) Tö A &pt Trö 1“ Tö yâp mpdrepov öpudav kal 15 âmeA0öv mpdrepov €AOelv âvdykn. ov yâp âna yeyove TÖ A emi rg B kal âmoyeyovev âm avroü, 610 üoTEepi(e. el yâp »
N
;
»N
.
3,
.
—
>
,
:
;
5
5
>
>
N
—
«
7
*
üya, olx voTepLel, GAM” âvdykı) Eorat loraodaı. g
>
Teov,
e
ÖöTe
,
“
TO
Dj
N
A
>
kal TÖ
,
/
&yevero
âmd ToD Z âpov 20 dorat
>
*
karâ&
D
(el ydp dora
âmoyevdoaı,
B,
a
T6ö
N
A
>
N
oük âpa Be-
Yy
TO
“
a
/
»
v
dua
kıvelodaı
.
—
yeyovös Tö A &mi roü B,
kal
oüx
âya), GAN
ip
&v TOpİ
Xpdvouv kal oük &v xpdvw. o &vraüla utv oüv âdüvarov oüres A€yew &mi Tijs avvexoüs' &mi Bt TOÜ âvakdumrovros âvdykı) A€yew oüres. el yâp iy Tö H gdporro mpâs Td A kal mdAw
âvakdmbaca H
kdrw
gepoıro, p
,
TGi
âkpe pg
Ep
cü
A
TE
”
25 evrjj kal âpxf) Kexpnrat, TG Evi onyele &s Bilo 86 orijvat âvdyky' al ox üya yeyovev &rl Tg A kal âmekyAv0ev âmö Tob A: dkel yâp âv âna elin Kal oük el) Ev TG aürg vüöv. OĞAAÂ pyv Tüv ye mdAat Aücw oU Mekrlov a
»
N
5,
,
—
J.
N
bıröAâom. Hil
-
>
ed
ü
2638 a 24 — 2649 a 14
8.
ovk âpa Öordov &v mavrİ, âAAdâ TAİ) TOÜ TENevTAlov vüv Eh” oü
T6 İ* Toüro 6' jön TOĞ ücT€pov. kal el EyiyveTO ol Nevköv Kal tpdelpero (0) Aevköv &v TG A mavri, yeyovev ij &pdapraı &v Tg TD. Gore Mevkdv 7) pip Aevköv dv Ekelvp TpöTOV âAydts 7 a / v v 4 elmely, 1)A ÖTE yeyovev oük> doTaı, kal vröre Eğddapraı EoTaı, 1)A Yy . . , « vg A . NA 3; dna Nevköv Kal ob Aevköv kal Öles öv Kal pij ÖV âVÂYKI) evat. eld dür) mpdrepov pi; öv, âvadyey yiyveodaı ör, "
4
ne
/
N.
.
0,7
5
a
n
e
©
,
v
©
A
A
a
N
ş
«
a
Aa
«
/
:
N
.
wv.
,
7
n
/
7.
,
,
S
©
«
2
1)», 3
o
6
Yi
kal ÖTE yiyverat pi) dorıv, olx oldv TE els âTduovs xpdvovs dtaıpelada Töv xpövov. e yp &v Tp A TO A E€yi, A€vkop,
YpveTO
xpdvp ,
,
N
/
? yeyove
Exopevp »
,
Ö,
/
»
&v
,
di aya
rg
5
N
»
«
yo. Kat €oTIV
B—el
m
“
&
TG
3 €V
A
“
,
4. €TEpE
/
2. aTOHE
€ylyvero,
oük
»
>
©
vi
N
n
&w öt Tp B dori—, yeveciv Öel Tıvâ elat perafü, GoTE Kal xpdvov &v © öyiyvero. ooü yâp 6 aürös dora Adyos Kal Toly 2041 «
Mi)
n—
,
âToma
N
/
/
A€yovoıy,
“
n
GAA
/
5,
avroü
,
>
“
N
$u
ToOü
/
xpdvov,
“
€v
/
*
©
,
.
EyiyveTo,
e
,
7
yeyove kal dorw &v TG doxdre onmele, ou oüdtv EXdLEVAV dorw oVö' delijs* ol öt âroyol ypdvoı dpelijs. davepöv 6 öri el &V TE A öle xpdvep Eyiyvero, oük dorıv TAelev ypdvos Ev © >
Ey
mi
A
ÖN
dp
ba
>
w
A
7
/
0
Ev
7
n
5
yeyovev kal &yiyvero 1) &v © Eyiyvero udvov mavri. A
ols
pöv
ovv
Üv
e
TIS
©S
OlKEloLs
TidTEÜCEE
Adyols,
OÜTOL
Kal TOLÜTOİ TIVES elrıw Aoyırös 6 dmLakomoüd! kâv &k TÖVÖE öddet€ TE TavTÖ TOTO ovuBalvew. odmav yâp TÖ KIVOÜMEVOV
OvVEX©S, ÖV ÜNÖ pndevös Ekkpoüyral, Gis Önep TAÖEV karâ Ty dopdv, els Toro kal &pdpero mpdrepov, olov el Emi Tö B N
/
Ade, kal >
,
N
Ebepero .
.
5
0
hepöyevov, örav ömi Tö | EA0y, mdAw €XĞS KIVOÜMEVOVY. “
N
kal els TÖ
A
”
v
/
A
N
geperat
Tiyy
3?
N
,
N
âmö
€vavrlas: &vavrlat yüp al kar TOv peTAadAAe dv © OK dor. >
2
/
5
/
N
A
üya Tâs
e€vbelav. oâya Ö8 kal &k ToüEl OUV TOÜT âöULaTOY, AVAYKI)
,
,
“
”
N
a
3
#
Oodk âpa pla 7) Klvyoıs* iy yâp dıadhay-
bi
5
v
/
.”
e
—
y
Bel, Kal pap el TL MöpLov dor Tİ|S ÜAns) âvâykıp TpörTEpov 1pEMElV Tİ)v âvTLKeyLEvNV Npeylav (| yâp npepla oTdpnaıs kıvı)vews) el ol» dyavrlat pöv kiwjoes ai kar evğelav, üya Ö€ pip Evd€yerat Kivelodaı Tüs EvavTlas, TO âmö ToV A mpös | ghepduevov oük âv depotro üya kal âmö TO5 Tİ mpös TÖ v oTO0 5
N
N
»
,
oi
n
/
A: emel 5 9
.
>
N
a
5
/
;
N
e
.
,
>
.
«a
n
«
n
a
Na
olx âya dbeperat, kumjoerat öE Taürnv Tip kivm-
,
>
d
,
/
N
>
1
8. 2648 15 — 2658 3 yâp dövvarov ovpBalvev Tö yâp Ek Tob A kıvoüyevov âya !o / > N N N SN , , A N “ kw)oeral els TO A kard Tip aüriyy mpodeoıv (eis dö yâp 1/€er, Kal Kiyelral €is TOTO), GAA” ovx üya Kıvjoeraı Tâs dvavrlas N
»
,
/
N
oLÖR TâS âvTLKEYLEVAS*
N
.
nn
/
y
OL yâp ümava İ) els ToOÜTO Tİ) &k ToüTOV
&vavrla ovö âvrıkeu€vn, GAN dvavrla utv ij kar ebdelav (raüry yâp dorw dvavrla karâ TömOv, olov Tâ Karâ Öldüe- Iş Tpov âm€yel yâp mAelorov), âvrıkeyevı) ÖR ij Karâ TÖ avTÖ Mi)kos. or” ovdtv KONUEL oVVEXÖS Kiwelodaı kal pyddva Xpdvo» ÖLddelmem 1) öv yâp köke kivnols dorw Ağ” aöroü eis .
/
MO
5,
/
/
aörd, £
1)
,
£
Ö€
,
/
/
evbetav
,
,
âğ
n
>
N
7
/
aiöroü
>
n
£
Kal
»
»
m
1)
«
,
pEv
Di / m > a N / < N n HeTaohds" ol yâp ovvdmret Tİ) âpxij Tö mdpas. 1) ÖR TOü KÜKAov ovvümTEeL, Kal doTL pdy) TEÂELOS. 28 gavepovNU Ö&a3 Ek2 38 /
N
,
TaÜTNS /
,
"
/
,
,
'N
Tİ)s kağ
mn
—
ÖLalpdrews ,
.
ÖTL
“
OVÖE
e
n
Tâs
os
N
5
/
/
A
ÜAdds *
Evd€yerat
5
»*
kiyı)-
çi
/
vel elvat OVVEXELS* Ev âmdoats yâp TavTâ oyufalvet KIı- 30 velada moNhdrıs, ulov öv âNoLcet Tâ peradü, kal & Tİ TOD Movoü Tü âvâ udoov peyfdy, kal &v yevioe kal gdopü EEAİTES* «
OLEY
/
yüp
ia.
ÖLadepe
.
/
dAlya >
7.
1)
moAA&
a
N
moijoaı,
Ev
“
,
ols doriv 1) peraBohij, olöt merakü Oeival Tı i) âbekeiy dy- 2659 horepws yâp ovualive Tabrâ kıveloda, moAddkıs. ÖljMov vÜ» EK TOUTEY »
>
;
ÖTL OVÖ e
5)
Ol pvatolhdyot kaAös A€yovow ol advra
âmepov
N
”
.
N
,
“
6
v
>
,
5x9
n
»
/
a
Tijs
N
>
4
Di
1;
#
>
.
/
dâdüvarov)
»
N
5
Memepaouevys
—
/
âvaxdumrovca ptv ovvderij kal Ölo Kkımjoeıs, pi) âvakdpımTovca Öt üredijs kal gdaprı). o Tpörepov Öğ kal hüdel kal , i / b . no a n n şı Adyp kat ypdvw TO TEhetov ytv TOĞ âreAoüs, TOD bülaproü öt TO üblapTOov. Eri mporepa iv dvö€yerat âldlov elvat TİS pi) 25 EVÖ€XOMEVNYS* TİV MEV OÜV KÜKAw Evd€yerTaL dlğLOV Elyal, TOP ö€ ÜMAwv oüre gopüv oüre ÜMAyv ovdeylav: oTdow yâp öel 27 yeveolaı, el öt ordors, Ebdapraı 1) kivnors. A , 25 evAdyws Ö€ ovuBeBnyke Tö Tip KükAe pilav elyat kal ovveyxij, Kal pi) TİP .
,
N
ay
v
b
/
,
Yy
öm
,
Tijs .
,
5,
uöv
/
yâp a
19
30 Kal TEAOS Kal p€rov, kal mdvT
>
&m
>
N
bi
—
/
“
3
.
w
evlelas
8
n
.z
N.
>
.
7.
»
.
/
#
/
*
/
a
2 .h
5
v
.
N
,
,/
/
N
evlelas" «
»
,
«
v,
a
.
N
N
,
/
j
N
/
3
.
&ptoral tn
€yet &v aürip, Gor
kat
>.»
N
«3
EoTW
«
.
âpx)| e
Ödev
üpĞeral TÖ KiWoğMEvOV Kal ob TEAevrijoe (mpös yâp Tois mE.
pa,
aw
a
a
.
a
paoıv Tpepel Tüv, 1) 6Öev ij oü), Tij ÖR mepubepoüs üdpra* Tİ yâp MüNAov ÖzroLevoğu TEpas TÖV Emi Tijs ypaypijs; Öyoles 8 5 rwa Tovrev FHJ €oriv seclusi 6 det pacı FHİ 7 dAholovıv Ğ€ A€yovoıw E!' 14 npaltom.E! Em etdelas| evleiu EK 16 yp om. H 17 yâpalt.J oöv FH 18 âpağö')dAAX A ıg ovllov& E röom.H! 20 ryv)rö H memepaopevys evfelas dvakdurrovca  23 pev Tökeov F: TEkeoy H 25 EvÖ€xerut didtov civa EKS : didtov evö€yerat civar FHJ : didtov civa EvB€yerat | 26-7 oradow...kivyoıs om. ST o 27 yivevda FİJK e&)ynE ordowl €bbuppevn kivnoıs E 29 er'alt. KAS:om.E 32)... v0) Tö möğev no EK Sö om. E!' 33 ypappijs| zepeepoös FH
/
FİZİK 8
407
filozofları?6 yerinde konuşmuyor. Çünkü bu nesnelerin bu devinimlerden birine göre devinmesi ve özellikle onların fikrince, nitelik değiştirmesi zorunlu. Nitekim onlar hep akmaktan ve yitip gitmekten sözediyor, ayrıca oluş ile yokoluşa “nitelik değiştirme” adını veriyorlar. Ama bizim şimdiki temellendirmemiz her devinim üzerine şu genel sonucu çıkardı: dairesel devinim dışında hiçbir devinimde süreklilik olası değil, dolayısıyla ne nitelik değiştirmede bu olasılık var ne de büyümede. İmdi şu kadarını söylemiş olduk: dairesel yer değiştirme dışında hiçbir değişme ne sonsuz ne sürekli. 9 Yer değiştirmeler içinde ilki dairesel yer değiştirmedir, bu açık. Çünkü daha önce de dediğimiz gibi?” her yer değiştirme ya dairesel ya düz çizgi üzerinde ya da |bu ikisinin) karışımı. İlk ikisinin bu sonuncudan önce gelmesi zorunlu, çünkü sonuncu ilk ikisinden oluşmuştur. Dairesel devinim de düz çizgi üzerinde olandan önce gelir, çünkü yalındır/ mutlaktır ve daha mükemmeldir. Düz çizgi üzerinde sonsuz yer değiştirme olanaksız (bu anlamda 'sonsuz” yoktur98. Yine de eğer olsaydı, hiçbir şey devinemezdi, çünkü “olanaksız olan.nesne' oluşamaz, sonsuza gitmek ise olanaksız). Sınırlı düz bir çizgi üzerindeki geri dönen yer değiştirme bileşiktir ve aslında iki devinim var demektir, geri dönmeyen yer değiştirme ise tam/mükemmel değildir ve yokolabilir. Oysa tam/mükemmel olan tam/mükemmel olmayandan, yokolmayan yokolabilenden hem doğaca, hem tanımca hem de zamanca daha önce gelir. Ayrıca ebedi olması olası olan devinim, olası olmayandan önce gelir. İmdi dairesel yer değiştirmenin ebedi olması olası, oysa ötekiler içinde ne bir yer değiştirmenin ebedi olması olası ne de başka bir değişmenin. Nitekim bir durak oluşma-
20
25
sı gerekiyor, durak varsa, devinim yokolmuştur.
Düz çizgi üzerindeki devinimin değil, dairesel olanın tek ve sürekli olması akla da uygun, çünkü düz çizgi üzerindeki devinimin başı, sonu, ortası bellidir ve bunların hepsini o kendinde taşır, dolayısıyla devinen nesnenin devinmeye başlayacağı bir nokta ile devinmesinin son bulacağı bir nokta vardır (nitekim her nesne sınırlarda durur: ya başlangıç ya da sondur bu sınır), oysa dairesel yer değiştirmenin belli sınırları yok. Zaten daire üzerindeki herhangi bir nokta niçin daha çok uç olsun ki? Her nokta
30
408
DYXIKHX AKPOA>E©> 0
8. 2654 —o.
265P 26
yâp &kaorov kal âpxi) kal pecov kal TEAos, Gor del TE elvat &v âpxi) Kal &v TEMEL Kal uyd€more. o ÖLÖ KivelTal TE Kal 265) N
“
e
N
»
»
2
,
N
N
,
«
/
/
.
.
/
La
/
,
a
TPEHEL TES i) odaipa' TöVv aürdv yâp kareye 8 ör: mdvra oyvuBd8yke Taüra TE kevrpw*
».
—
/
/
«
TdmOv. o alrtov kal yâp âpxi)
kal p€oov ToÜ yeyedovs kal TEMOS €oTİY, GOTE ÖLâ TÖ Eğw elat ToÜTO Tİ|S TEpLMepelas vüK ETT ÖTOV TO hEpdyEVOV Tpepijcel WS ; /
mn
/
N
/
>
7
”
N
*
»
ye
N
ÖLEAyAvİoS (del yüp geperaı mepli TÖ yecov, GAN' ob mpüs TÜ doxarov), ölü öğ TO ToürO pevely del TE Ypepel TES TÜ ÖNoV Kal v
«
.
n
n
”
kiwelrat ouvexyös. oyuBalvet © âvrıorpdpes kal yâp örLpeTpov TÖY kwjoewv İ) mepifpopd, TpeTyv âvaykalov aürip civar (4mavra yâp perpelrat TO TpörE), kal didrı npr, ”
d
N
n
METpov €oTiv TÖV 4
2
Tİ)V
A
KUKA
N
ErL
A
pyoyyy
/
n“
ÜAAwv.
n
Tü
,
yap
N
.
.
,
/
o
Kal Oyadıj €vö€xeral elval
.
E&m
A
/
Ö€
x
v
e
evlelas
>
>
na
/
>
âveyalös
/
>
âmd
lal
>
TIS
a
n
dpxiis ghlpera, kat mpds TO Teos mdvra yâp Öcemep âv âğlornraı (melov| To Typeyoüvros, heperaı dürrov Tijs öt Y HÖVNYS GÜT âpxI) öüre TEAos &v avrjj mepvxev, â ,
n
J
.
/
«
n
KÜKAW
,
N
a
v5,
>
/
,
.
/
n
«
»
N
/
A
”
Di
o
,
>
“
“
N
,
ZAN
gn
5
EkTdS$.
örL Ö' 7 karâ Tdmov 4
>
>
/
a
3,
—
A xpdvw kekiyykevav mpos memepaoudvov yâp del TpooriBelis ÜmepBah& mavrds bpıoydvov, kal dpaıpöv Eee Ev İop âpa xpdvp kwjce Tİ) âmelpp İ) memeToüTO ÖĞ âdUvaTOY* OLÖtV pa TENEpAOMEVOV EVÖEXE-
/
5
b
,
>
v
,
>
/
Tat âmetpov Ölvapıv öxew. oü TOlVUV O Ev âMEĞpE TETEparpevnv: kalrol dvğ€yerat &v dAdrrovı peyedet mhelw Büvapıv elvav âAA ört yâldov &v yelÇovı mele. o daTOE Öl) TÖ >
/
7
>
/
7
,
,
29
/
9
,
/
/
/
/
âp ov AB dnapov. 76 di) Bİ dye övvapiv Twa, 1) &v Tim Xpövp €kinyoev Tıp A, Ev TO ypdvw eb ov EZ. âv Ön Ti Bİ öımdaolav AayBdvw, dv iyalret ypdvw Tob EZ (dore ,
ba
N
,
m
,
.
,
P
a
N
5
yâp aürn ip âvahoyla), Gore Ev Tü ZO kimjoe. o oüKodv oürE N
w
AKPOASEO> ü
15
&oTal: mdons yâp Temepaoydvns ÜmepBdAAeL Övvdpews, et ye TOYS TETEpATUEVNS Övvde©S AVÂYKI TETEpATMEVOY Elyal ,
;
»
kal Töv xpdvov (el yâp &v Tw TOONdİ, 7 mellev &v EddrTOvL MEP bpLapeve ÖR xpdvg Kimjcel, KATâ TIY ÂVTLOTpOĞİY Tijs âvaNoylas) âmepos öt müca Övvayıs, Fmep Kal TAT)/
20
Bos kal ydyelos Tö HmepBdAAov mavrds bpirpevov. o dorıv ÖĞ R N N , kal ©de€ Öeikat Toürot Anydueda ydp Tıva Övvapıw Tijy aüriy TŞ yeve Tİ) &v TG ümelpp peyele, Ev memepagpevp , yeye0eL oücav, ij karaperpioe Tip Ev TO âmelpe TETEpATMEvnv Ölvapıy. ÖTU udv obv OüK Evö€yeraı dmelpov elvat Ölvapıy ÖV TETepaoyEtvy peyedet, oLÜ Ev üzmelpe TMemEpaopEvyv, EK TOUTWV ÖljAov. o Mepl ÖZ TÖV ghepoydvwv Exel Kahös Ötamopijdal n KN , Twa âmoplav TpöTOVl. el yâp müâv TÖ KIVOÜMEVOY KivelTaL ÜNÖ TWdS, öra pi) aürü davr kivei, TGS Kiyelral E&VLa TUVEXOS Mi) âTTOMEVOV TOÜ KIm)cavTOS, olov Tâ pımrolueva; el Ö Üye “«w / Pp 37 A / kiwel n kal üAAo Ti Ö< kım)oas, olov Töv« depa, ÖS KIVOÜMEVOS kwel, öyoles âöüvarov TOÜ TpETOV pip âmTOoMdvov und kı.
e
an
.
a
N
>
5,
/
/
y
—
/
,
*
—
N
N
30
/
N
—
/
wv
n
n
.
>.
voüvros kwelrğat,
âAN
üya
mdvra (ral) kıwelodaı
Y
kal me-
2671 maüclaı Örav TÖ mpörOv Kıwoüv mavoyraı, Kal E€l Toe, Gerep 1) Aldos, olöv TE kıvelv Ö öklynev. o âVdYKI) Bi) TOTO HEV a n a a p na Adyev, ÖTL TÜ TpÖTOV KIYİ)GAV TOLEL OlGY TE KIVELY 1) TÖV d€pa İrowörov| i) Tö üöwp 1) TE âAAo Towürov b meğpvke kıweiv kai Ld
e
/,
“
A
kwerolav
a
Vw
dAA
n
Gr
Pp
?
>
v
olx
A
3
v
“
üya Maüerat
>
>
*
/
/
A
N
n
/
.
—
KIVOÜY Kal KWOÜMEVOV, m
.
/
/
GAAĞ >
N
N
KWOÜMEVOV MEV Uya ÜTav Ö KIvÖv TaüonTraL KıWÖy, KIVoüy ÖR €rt dariy. ÖLÖ kal Kivel TI Ado EydMEVOY: Kal EMİ TOUTOV ö avrös Aöyos. omaverat Ö€, örav âel EAdTTOEV 7) Övvapıs TOÜ v
,
pi) ÖTmEp
>,
/
TÖ ©Öoüv
A 9 €yyivnraa E?FHST: eyyenru E'IJK Oöftom.E! II ktvov13 pevov TO Ö€ kivoüv K IZ ölyyvom.S I5 öv EİKS: kal ev E?A 16 rai E'KS: kai ev EA I9 kal alt. E?KAS: om. E' mavegğal| mavera E?FHIJ! 20 vr E'A 21 civa kivpow ES: del kivyow civar Fİ: elvai Tiwa kivyow K 22 Te) ye FHK 23 kıvei E? ro E'FİKS: om. E'HJ 24 €repa E'KAS: om. E' 8EE: 26 8:) Be xi K b 2 yâpl des röpperaBdahav EFHJKS: avuBdhhewv IT 3 re EJKT: om. FH 5 Tö kıwoüv oüdeyiar EKT: oödeyiav T6 kıvoüy A €keiyo EHKS : ekeivov FİJ o6ğjom.F 8 E'FİNST 7 e FIJKT: om. HS: punctis notatum in E ai EFHJT: om.lI: ankai? 8 ranT: roS 9 kukhou HKS: ökov EFİJT Io rı E?AS: 70 E'K
Yı
#
Ays aürn 7) kivyots 1) Hd 1) Mdhwra' ol yâp Öxe peraN a a : , aş ig a / b Boh1p TO kwoüv ovdeulav. Ö€L ÖĞ OUÖE TÖ KWOÜMEVOV TpÖS EKELYO
FİZİK
8
417
dirme gücü azaldıkça, devindirme kesilir, ne zaman ki ilk devindiren devindirmeyi bırakır da yalnızca devinir, o zaman son bulur. Ama bunla-
10
rın birinin devindirmesinin, ötekinin devinmesinin ve devinimin bütü-
nünün, aynı anda son bulması zorunlu. Bu devinim kimi kez devinmesi kimi kez durması olası olan nesnelerde oluşur ve sürekli değildir, ama öyle görünür, çünkü ya ardışık ya da bitişik olan varlıklara özgüdür, nitekim devindiren tek değildir karşılıklı peşpeşe gelen devindiriciler sözkonusudur. Bunun için havada ve suda, kimilerinin hortum-girdap adını verdikleri bu tür bir devinim oluşur. Ama sorunu dediğimiz tarzdan başka türlü çözmek olanaklı değil. Hortum-girdap her şeyi aynı anda devinir ve devindirir kılar, dolayısıyla aynı anda da son bulur. Ne ki şimdi sürekli olarak devinen tek bir şey görünüyor. Acaba onu devindiren ne? Nitekim kendisi tarafından devindirilmemektedir!92. Ama
madem
15
20
varolanlarda sürekli bir devinim olması zorunlu, bu
devinim tek; tek bir büyüklüğe de ait olması zorunlu (çünkü büyüklüğü olmayan nesne devinemez), madem tek bir şeyin devinimi ve tek bir devindirici tarafından gerçekleştiriliyor (yoksa sürekli olmayacaktır, hep başka bir devinim bir başka devinimi izleyecek ve devinim bölünecektir), o halde devindiren tek ise, o ya devindirildiği için devindirir ya da devinimsiz olmasına karşın devindirir. İmdi devindirildiği için devindiriyorsa, sonuçta onun kendisinin de değişmesi, aynı anda bir şey tarafından devindirilmesi gerekecektir, dolayısıyla duracak ve durum devinmez bir nesne tarafından devindirilmeye değin gidecektir. Onun ötekilerle birlikte değişmesi zorunlu değil, ama her zaman devindirebilecektir (nitekim bu biçimde devindirmek yorucu bir şey değil) ve bu devinim sabit hızdadır/ eşbiçimlidir: ya yalnızca o ya da en çok o öyle, çünkü devindiren hiçbir değişme taşımıyor. Ne ki, devinimin benzer olması için, devinenin de ona göre değişiklik taşımaması gerekir. İmdi devindirenin ya ortada ya
25
267b
da daire üzerinde olması da zorunlu, çünkü ilke olan bunlar. Ama devin-
diren nesneye en yakın olanlar en hızlı devinir. Dairenin devinimi ise böyle, öyleyse devindiren orada. Ne ki, burada da bir sorun var: acaba devinen bir şeyin, biteviye iterek değil de ardışık olduğu için süreklilik
10
418
DYXIKHX AKPOASEOZ 0 maAıv kal mdAıw, TG dgeis elvat ovvex&s* 17 yâp aürö . n A A A el del wBeiv 1) EAkew 1) ünde, 7) ETepdv TI EkÖ€yduevov ĞAAo ,
map
.
,
üANov, v
yı
«
vos.
"
örmep
N
dıaıperös ç
'
&w
!
6 dip
»
»
Öl€xyön
Emi
dep)
kıwei
/
T0
n
a
g
oldv Pr
TE
,
Töv
N
—
£
kN
el
/
del
xy
>
,
>
kıwoüye-
>.
eivat, GAN >
.
öinrovudvwv,
âNdos
n
plav
A
/
E€xoyevnv. ,
/
Mo» âpa ovVexİ)S İV Kkwel Tö âklyyrov" del yâp Ööyoles Exov Kal TpÖS TÖ KIVOÜMEVOP Öyoles EĞeL Kal avvex&ös. o ÖLEpLapl-
Vwy ÖR TovTOV pavepöv ört âöVvaTOY TÖ TpETOV KivoÜV Kal âkl20
vyrov öyew TL peyedos. el yâp peyedos Exe, âvdykn ifrot a * METEPATMEVOV GÜTÖ elvat 1) ÜmeLpov. o ÖmeLpOV HEY OÜV ÖTL OÜK €vö€yeraı m€ye0os elvaı, ÖddekTaL TpdrEpov Ev Tols gdvot,
/
Kols!
/
b
/
,
>
"
ÖrL ÖZ TO memepaoydvov döüvarov Exew Övvapıv âmeL-
pov, kal örL âdüvarov ÜnÖ memepaopevov Kıyelodal Tı âmeLpov xpdvov, ÖdöeikTat VÜY. o TÜ Ö€ ye TpöTOV Kıvoüv didLOV kıl 25
«iwyoıw kal âmeLpov ypdvov. gavepöv Tolvuv ör! döLalperdv doTİ al âMepts kal ovötv Exov y€yedos. bırı röjkatröH: kairoK ovvexös Camotiana: ovveyij E'A: ovveyns EİK yüp Tâ aörö ut vid. PS 12 Öei dei) Bez HUJPS:öpF Nov F 13 ©s kal dâat H ei Ölatperös KS: atperos E!; el 88 Bintperös E3A 14 bv E'KAS: yap örE' ) T6 dep seclusi: habent E'KA et ut vid. P: ai rö vdwp E!S Mos
FS:
dhhes
16 yöyn EHİJS: 18 rörö E' 21
E'P:
mpörepuv B€8eıkra
eorıv ürü FK xwe H
dAN' &s HİJ:
Mw
yöre FK kwnyrdv EV I9 €xev) öv Exyav H F
22
EVK
ümerpov övvayıp FHI
24 vöv) râviv H
kwovpevov
P
17 €fe KAS: ptc E 70 E yâpl yap ro E! 8örs El: rdK
23
vmo|
kivnoıv
FİZİK 8
419
kazanan bir devinim gerçekleştirmesi olası mı? Nitekim ya onun hep itmesi, çekmesi veya ikisini birden yapması gerekir; ya da atılan nesnelerle ilgili olarak daha önce söylediğimiz gibi!93, hava bölünür olduğu için hep başka bir parçası devindiğinden ötürü devindiriyorsa, başka bir devindiriciden sonra hep başka bir devindiriciden gelen devinimini alan değişik bir şey mi olmalı? Heriki durumda da devinimin tek olması olanaklı değil, ancak ardışık olması olanaklı. Demek ki yalnızca, devinmeyen nesnenin gerçekleştirdiği devinim sürekli olabilir, çünkü o hep aynı şekilde bulunduğundan, devinen nesneye göre de hep aynı şekilde olacaktır ve bu sürekli biçimde olacaktır. Bunlar belirlendikte şu açık: ilk devinmeyen devindiricinin bir büyüklük taşıması olanaksız. Çünkü bir büyüklüğü olsa, onun ya sınırlı ya da sonsuz olması zorunlu olur: sonsuz büyüklüğün varolmasının olası olmadığını Fizik derslerinde daha önce göstermiştik. Sınırlı olanın sonsuz güç taşımasının olanaksız olduğunu ve bir şeyin sonsuz zaman boyunca sınırlı bir nesne tarafından devindirilmesinin olanaksız olduğunu da az önce gösterdik. Oysa ilk devindirici ebedi bir devinimle sonsuz zaman boyunca devindirir. Öyleyse şu açık: o bölünemez, parçası yoktur, hiçbir büyüklük taşımaz.
20
25
420
DYSIKHX AKPOAXEOX
10. 267b11—ı.
H
2423815
H (textus alter) el uEv oUv
te A , . / ” &v> aürG pi)«OyExel TipN âpxIY TİSa kivimews, gavepdv« ör! üĞ.
t
nN
>
/
hd dp” ob TO AB, 6 kıvefral pi) TG TEV ToürOov TE kıweiofaı. TpÖTOV pEv oüu TO ÜmoNayBdvev TO AB Up” aüroü kıvelofaı dü TÖ ölov TE kıvelodal kal Ümö undevös TÖV ELwdev öoLdu-eaTİy Grmep âv el Ts TOD AE kwoğrros Td EZ kal aürob kıwov- 3 pevov ÜmohayBdvot Tö AEZ ig” aüroü kıveladaı, did TO Mi) ovvopâv Mörepov ÜNÖ moT€pou Kivelraı, mdrepov Tö AE aw
n
N£
.
«
n
wv
Lâ
/
.
ümö roü EZ 1) rö EZ im TO AE. ör Tö üğ' aüroö kı. VOÜMEVOY OÜÖETOTE MAÜTETAL KIVOÜMEVOV TG ETEpdV TL oTİvaL 2428 “a
A
KIVOÜMEVOY.
pd»
ni
a
AVAYKI) TOİVVV, €İ TL MaÜETAL KIVOÜMEVOV
TL oTijpal,
,
n
aüTö
—
,
Üğ”
N
*
Erdpov kıvelodaı.
,
.
.
y
N
ETE-
Tovrov öt ga-
m
/
TI.
doTaL
N
wv
AV yap YÜP TÖ KIVOÜMEVOY ÖLMLDETÖV Tv.İP. Öypiade Tolvvv 77) TOT : ni p OYPN âvdykıp öy To TB ipeyoürros Ypeyetv kat TO AB. et yâp >
/
N
5
Bi
,
“
»
n
“
«
,
N
pap, elAy)ple kwoükevor. Tob Tolvvv TB ipeyoüvrOs kıvolro âr rö DA. vk dpa kaf” aörd kiveira Tö AB. GAM ümekeiro kaf” aürö kıvelodat mpörov». ÖrdMov Tolvvv ört Toü VB ipeyoüvros tpeyijcet kal Tö BA, kal TdTE€e maüdera KWWoUpE/
,
/
>>
vov.
/
ON
p
n
>
/
“
el TL TG dANo »
a
v
-
>
5
iypepelv >
m
>
2
loraTÖaL
w
—
e
Kal
p
N
>
a
,
maveral
KIVOU-
/
,
HEVOV, TODO” hp” ET€pov kıvelrat. ghavepöv Bi) ÖTE mav TÖ kivoü20”
«
>.
/
n
a
Ne
—
N
/
MEVOV ÜMĞ TWOS KIVELTALU ÖLALYETİY TE yâp doTIW TAV TÖ KIVOÜMEVOV, KAL TOD MEPOVS TPELOÜVTOS TpeMTEL Kal Td Ödov. Tit. epi kıwpoews röveisyröâa: fp. E: hurikis depodocos EY H: ghvcıköv EBöoyov | o 241b24 oöv| yâp Aldina Oo026 âMdo.. . kivoür om. HIJK 27-8 ö...ABom.l:8öom.L 27 kweirat| kivelrat Kağ' aürö aAAâ& F TöÖp) H: uy EP 28 tavrou FHK: owro E dd... 29 kıveiodarom. | 30 âvom. E 31 ÜmoAapBdvet K Aâom.E 32 mörepa ro E'HJ 33 Töl ümö rov E' EZ| Çe K 2423 2 ktvovyevov an olmittendum? zavgerat E 3 avrö Spengel: avroü E: roöd' KA 8€ scripsi: yâpll 4 yıwopevov FHJK KIVPOÜMEVOP ÖLMPETİY kivelnda E 6 öl cis EH 7 8yFHIK 88yKA 10 mpörovj kal mpörov Spengel 8ByFK izenJönK 138/866 EJK 15 kalalt om. KA
FİZİK
7
421
Yedinci Kitap (textus alter)
1 Her devinen nesnenin “bir şey tarafından devindirilmesi zorunlu. İmdi nesne, devinim ilkesini kendinde taşımıyorsa başka bir şey tarafından devindirilmektedir, bu açık (devindiren nesne başka bir şey olacak). Ama (devinme ilkesini) kendinde taşıdığını düşünsek: AB, parçalarından biri açısından değil, “kendisi” açısından devinen nesne olarak alınsın: ilkin AB'nin, bütün olarak devindiğinden ve hiçbir dış nesne tarafından devindirilmediğinden ötürü kendisi tarafından devindirildiğini İkendi kendine devindiğini| kabul etmek; DE, EF'yi devindirdiği ve kendisi devindiği için, hangisi hangisi tarafından devindiriliyor, acaba DE mi EF tarafından, yoksa EF mi DE tarafından devindiriliyor, bu görülemediğinden ötürü, DEF'nin kendisi tarafından devindirildiğini kabul etmeye benzer. Öte yandan kendisi tarafından devindirilen nesne, hiç bir zaman devinen başka bir nesnenin durması yüzünden devinmekten kesilmeyecektir. Kaldı ki şu zorunlu: bir nesne başka bir nesnenin durması yüzünden devinmekten kesiliyorsa, o nesne “başka bir nesne tarafından devindirilen bir nesne'dir. Bu açık ise devinen her nesnenin “bir şey” tarafından devindirilmesi zorunlu. Nitekim madem AB devinen nesne olarak alındı, o 'bölünebilir? olacak, çünkü
her devinen
nesnenin
25
30
242a
bölünebilir
olduğunu söylemiştik!94. Diyelim ki (ABİ, C ile bölünsün. CB durmaktaysa AB'nin de duruyor olması zorunlu, çünkü duruyor olmasa, devinen bir şey olarak kabul edilecek! CB dururken CA devinecek, dolayısıyla AB 'kendi başına, kendinde” devinmiş olmayacak. Oysa onun doğrudan kendinde devindiğini kabul etmiştik. Demek ki şu açık: CB duruyorsa BA
da duracaktır ve (tam) o zaman
devinim
son bulacaktır. Ama
bir
nesne başka bir nesnenin durması yüzünden durursa ve devinmekten kesilirse, o nesne “başka bir şey tarafından devindiriliyor? demektir. Öyleyse şu açık: her devinen nesne 'bir şey tarafından devindirilir. Çünkü devinen her nesne 'bölünebilir bir nesnedir ve parçası durduğunda bütün de duracaktır.
15
DYXIKHX AKPOAZEOZ
422
H 5,
15
N
ENEL
ÖE TO Kivolmevov ÜN Tiwos Kivelraı, âvdykıp Kal TÖ KIVOÜMEVOV TÜV ÖV TĞTE Kivelodaı üm âAAov Kal TÖ Kıwoüv Tolvu» Üğ” &rdpov, dönmedi kal dür kıwelrat, Kal MAMA ç
a
/
4.
*
Toüro
Up
—
/
29 Tal
*
TOV
n
,
£
,/
3,
E€repov.
>.
e
Kal
N
«
ov Ör ets
/
5
.y €GTGL
N
A 0
TL
La
n
Ümetpov
>
? TpPOTWS
.
Tpdediv,
dAAâ
a kweiolaı.
/
y GLTLOV
,
» €GTAL
y
»
a TOU
£
oTYdE-
.
/
el
,
yâp pi), GAN els âmelpov mpdetoıw, EcTw TO ytv A Ümö TOÜ B
kwoüuevov,
Tö
öt
B
ümö
Toü
T,
TO öö
T öm
Toü
A
kal TOÜTOV Öl) TÖV TpdmOV els dmelpov mpoBawerw. özel oüv âna TÖ kiwoüy Kal aürö Kivelral, ÖNov Ws dna KwjderaL 35 To TE A kal Tö B: kıvovyevov yâp Toö B kıvydijgeraı Kal TO A: kal Tö B ör) kıvovudvov Toü T kal Tl TODA. dora 7 4 “ n / N n . n > . Tolvvuv âpa 7) TE Toü A kivyoıs (kal Toö B) kal TOü | kal Töv Notmöp &kdoTrOUV. Kal Aafeiv TOlvuv avröy E&kdoTNv övv7oöpela. kal yâp el dkacTOV üd” EkdaTOU Kkıveiral, olöty i)r«
.
“
30
N
Tov
ula
>
4
âpılup
"
5,
"
n
N
TG
/
“
,
/
o
N
0
£
AKPOAZEGOZ H I. &p”
oü
To
E,
kal
242915
—2.
7
Ep
ToOü
B
24394 ob
TO
Z,
kal
7)
TO
TA
Ep” oü rö HO, kal 6 ypdvos dv © kwelrat TO AĞK. kewns Bi) TİS kivijcews TOD A, bpioydvos
kal oük âmepos ö K. .
5
v
GAN
£
»
,
“
MA
A kal Tö B kal Töv
Aomöv
EkacrOoy.
kivyow Tiv EZHO
dnepor
oücav
vela
Tp K'
na
n
&v G ydâp
7
,
?
TO A
N
dkiwelro TÖ “
N
ovuBalve
Tolvu»
Tipv
dv Epıoyevp
xpdvp
bi
Gis ümavra ökwelro ümepa dvra.
xpdvp
“
€kwelro,
N
10
doral kal 6 ypdvos
&w TG airö
,
öp.
/
5,
Ki
kal Tâ TA
m
N
N
Epe-
—
©oT' &v TG atrğ
5,
kwelraı.
kal yapı) yâp rot İon ın7) Kivyoıs doTaL Tİ)n To A (rf7 TOü Bİ, NK i) yel1 Çev. o Ölapepet ÖR ovdev: TdvTOES yâp Tijv âmepov kivnow Ev TETEpATHEVW Xpdvw ouuBalve kıvelodat, ToörOo 5' âöüvarOoD. /
N
,
/
N
N
v
4
,
oüre ptv oüv Ödletev âv Belkyvofaı TO E€ âpxijs, ov pijv öelKvural ye Ölü Tö uyOtv âromov oyvuBalvew dvödyerat yâp S
e
/
/
N
a
N
ix
/
«3
“
>
n
7.
>
>
N
/
I
“ o
£
N
dv Memepacudvw xpdvp Kİvyoıw âmelpov elvat, Mİ) TV aÜriyv SE dAN” €repav kal Erepav molaAGv kwoyye€vwv Kal ârelpov,
ömep ovuBaivet kal Tols vüy. w
7
N
—
OGAN
“a
5
>
el TÖ KIVOÜMEVOV TpETES >
«
/
/
İkarâ Tdmov kal) ooyarıkiy klima âvdyen ânrenlaı 1) OvEXES elval T Kivoğuri, kağdmep öpöpev &mi mâvTOEV TOÜTO nN v N : * / A . — A / a ovyBaivov (fora yâp &£ âmdvrev &v Tö müv 1) ovvexes), TÖ
di) Evdexduevov N
>
gvvexts
elAipde,
/
Ep”
23.7
ob Tö
kal
ABTDA,
y
dore
TO utv
v
N
j 88 rovrov
peyedos
a
kivyoıs
; Sa. , öapepet 6 » otdöv 7)A memepaouevov 1)ayâmepor "
1) TÖ
/
.
a
A
) EZHO.
RI Öyoles yâpa &v3 a
memepaopevp TG K kumfijceraı Çümempoy) 1) meLpov 1) TeTEpasMEVOY. Toürwv Ö Ekdrepov TÖv dövwdrev. o gavepöv oüy ör!
oTİGETAİ NOTE Kal OUK €ls âmeLpov TpdeLdiv TÖ del Üp ETEpov, ĞAN doTAaLTI 6 TpETOV KIWYÖYceral. undtv öt öLagepere TO ÜmoTEDEVTOS TIvöS TOTO Öslkvvola TOÜ yüp Evöeyoydvov TEĞEVTOS 7
>.
A
—
/
N
.
N
/
a
e
oldtv âTOmoV EdeL ovualvew. Tö ö€ apörov kıwodv, pip ©s TÖ ob Evekev, dAN 6dev 7) px) TİS Kiwioews, deri» Üya TG kiwovmevo. âya öt Alya, br ğ#£ KA roü Al oloys F 13 Tolvv) 8€ roiyw | 14 7n) E! IŞ «al Tâ| kara E 176 E? €ktvetro €peğs ânavra H 17 yom.H rj pr. om.jJ!: # FHIJ'K Tij rol Bom.E 20 üv ööğeev E pip) ayv oü JİK 23 kal alt. om, F?HI 25 karâ Tönoy kat om. E 27 İh) ) âmrdyevov ) Spengel TOoÜTO EF 28 roprom.E zgTâom.E': yE? galtom.E 30 Toüro Ö' ovdev dragepet elre Temepaoyevop eire İ 31 dmepov addidi O zemepaopevyv E 32 8€ kaf' Erepov E Töv dövdrEv| aövvarov FHJK 33 Tdre E cis om. E! 34 pndev Brapepa E 2439 1 Öeikvugdat Toüro H 3 Bel re Eİ 4 âpa TE kwoygevo , drrw F 4098
14
243"
FİZİK 7
425
CD'ninki de GH olsun; içinde A'nın devindiği zaman ise K. A'nın devinimi sınırlı olduğundan zaman da sınırlı olur ve K sonsuz olmaz. Ama A'nın, B'nin ve ötekilerin herbirinin aynı zaman içinde devindiğini (söylemiştikl. Dolayısıyla EFGH devinimi sonsuz olmasına karşın sınırlı bir K zamanında gerçekleşecektir, bu çıkıyor. Çünkü A'nın içinde devindiği zaman içinde, A'yı izleyen ve sonsuz olan bütün nesnelerin devindiğini
10
15
İsöylemiştik), dolayısıyla devinim aynı zaman içinde gerçekleşir. Yine, devi-
nim ya A'nınkiyle, |B'ninkiyle| eşit olacak ya da daha büyük, hiç farket mez. Çünkü her durumda da sınırlı bir zaman içinde sonsuz devinim gerçekleşecektir, bu ise olanaksız. İmdi baştaki kabulümüzün Jilk devindiricinin varlığı), böylece kanıt: landığı düşünülebilir ama henüz kanıtlanmış değil, çünkü |karşı tez açısından) bir tutarsızlık çıkmış değil, nitekim tam şimdi sözkonusu oldugu gibi, çok sayıda ve sonsuz nesne devindiğinden ötürü, aynı değil hep değişik olan bir devinimin sınırlı bir zaman içinde sonsuz olması olası. Ne ki, her durumda bunun sözkonusu olduğunu gördüğümüz gibi, İyere göre vel cisimsel bir devinim açısından doğrudan devindirilen nesnenin devindiren nesneyle bitişik ya da sürekli olması zorunluysa (çünkü hepsinden oluşan “bütün”, bir ya da sürekli olacaktır); olası olanı alalım: büyüklük ya da sürekli olan şey ABCD olsun, bunun devinimi de EFGH, sınırlı ya da sonsuz olması hiç farketmez, çünkü ister sonsuz ister sınırlı olsun, o aynı şekilde sınırlı bir zaman içinde devinecektir, oysa bunların herikisi de olanaksız. İmdi şu çıkıyor: bir zaman duracak ve hep başka bir şey tarafından devindirilen şey sonsuza değin gitmeyecek, ilk DEVİNDİRİLEN diye bir şey olacaktır. Bir şeyin kabulüyle bunun kanıtlanması önemli olmasa gerek, çünkü olası olan kondukta tutarsız bir sonuç çıkması hiç de gerekli değildi. 2 İlk devindirici 'ne için (ereksel neden) anlamında değil, devinimin başlangıcı anlamında devindirilenle birlikte vardır. o “Birlikte”
20
25
30
243a
426
DYZIKH> AKPOAZEO>
H
5 öıdrı oültv avrÖöv perağü dorıv
ToüTO yâp Kolvöv özi mavTÖS
KIWOVMEVOV Kal KIVOÜYTOS doTUW.
Emel Öt Tpels eloly KIvN)oELS, Tİ
N
“
/
Te karü TÖömOV Kal KaTü TÖ TOLÖV Kal KaTü TÖ TOCOD, &vdyrıp Kal Tâ Kiyoümeva Tpla' OT) Mdv oüv kard TdmOoOv gopd, 7 88 karâ TO mov GAholwoıs, i) öt karü Tö Mogöv aüdı*
N
N
“
“
»
/
£
N
N
lo dıs kal göles. o mpörOv udv obv Ümdp dür) yâp TpETN TÖV KUM)cedv doTİY. Y
31
N
Amav
«
,/
»
S.A
k
trdpov.
e ydv | odv dd” aüreü,
«
Tijs gopâs 4?
61) To ghepduevov 1jrot avrd Up”
«
N
»
n
/
N
>
e
>
,
25 EAĞis Öxnets Ölyneis. o kal yüp Tüs dAdAas mdoas gis Taüras âvdyecdaı | ovpBalve. TİS pdv oUv ceS TO EV ETEMLS TÖ 26-7 öt âmedis dorıv. o Enwotş | Mtv oüy doTLY öray TÖ KIVOÜP TOÜ v
».
7
.
N
“
LA
,
>
/
KWOYMEVOV pi) âmokelryral, ümedis öt örav | Td âmwloüv âmo/
N
Aelmyrat. 28—9 MEV
/
“
DE
.4
a
9
nn
.
o 1) öt öxnaıs öv Tals Tpiolv doraL Kiw)geoıw.
| yâp
.
»
öxoümevov
N
>
ov
/
kağ
>
>
aürö ©
kıwelraı
N
m
dAAĞ ?
o TÖ
KarTd&
N
oyu-
“
243 BeBnrds (76 yp | &v kiwovudvep elvat ij Emi kwovplvov kiveirai), 9 in n : e r / 21—3 TÖNaaÖd dxoüv kwwelrat ije)©Öoüjmevov ijA EAkdwevov i)A öwovyevov. N
N
A
"
ghavepöy obv ört 1) öxyeis &v Tais Tpıdiv | dora! kıvijcecı». O
#"
v
"
Ud
“
N
1)
/
23-4 8” EAĞıs Örav iirol mpös aörö 1) mpös Erepov Odrrevj) | >...
NA
a
e
ş
7 TOĞ EAkovTOS pi) xXWpLÇoMEVN) TİS Toü EAkoy€vov.
4
,
/
x
,
.
,
Kal | pdvwv N
*
/
«
5
/
,
,/
dorw
/
5,
N
5
v
/
N
âNAotoüvrat vdvra
Tolrov
>
N
a
,
(O “Ori ö8 Tâ dAdocoüyeva
r&v, 20—
«3
>
âMdoledis
n
,
/
/
a
.
*
Ünü TÖV alodıj-
öca ”
N
Kaf N
airü
>
.N
v
TATXEL UNO TOUTOV, | €k TÖvd€ Öcwpiowyev. TÖv yâp âNMeP ? v £ ! v a /, * , HâhıoTÖĞa |âv Tıs ümohdor &v TE) TOis | oX1)4adı Kal TaLS 23) mpocpnulvav dAhotobedat Paper. özoles margo F 24 Kai alt.| A€yopres kai | 25 öva)mdkıeöral Gom.E? 26 yap kar” €vepyetav atv Ons kivyois | 8d... 27 aioöyoews om. Iİ! 27 aâNMowöra EF) râpr.om.E' 28 aAAoroörat | | dAhowüru FJ 2458 17 aAMowöra F 18 dAhowöru E O kaif kal Tâ gevl Tü... 19 aNNocovpeva| râ 6' ov Aavdavet, Eva 8€ Navödvet | 019 MarBüvew)| Navddvet 8€ E 20 ars FI 21 rovrots) TOofrd FİJK yeom. E: yedy FJK 22-5 kai... ünn om. F' 22 rojok öom. E 23 h) pev Emddveta) Tö pev ypöpa K z4 npr.om.k' npös| rö mpös | 25 aörâslavra EİJ'K 26 öcates... dvagröprev om. El nicdnröv K et margo E atfduevov| (O 29 6) Spengel: 8 FİK: oör E|J bizde... kwovuevovom.l (o 19 Ta om. E! dAAooörat E 20 €v pövnis ToüTOtS | öcal) ) öca K avrö | mdo yel Neyeraı mdoyeav FIJK 21 €k Tördej eh dv Tıs UroldBot
om.
EL
e
Teom.
E
FİZİK 7
431
aynı şekilde ısınıyor, soğuyor, tatlılaşıyor, acılaşıyor ya da sözünü ettiğimiz niteliklerden birine göre değişiyor. Kaldı ki, duyumların kendileri de nitelik değiştiriyor, çünkü etkilenime uğruyorlar. Nitekim onların etkinlik hali; duyum,
25-26
beden aracılığıyla bir etkilenime uğradığı için olan bir
devinimdir. Demek ki cansız nesneler nice durumda nitelik değiştirirse canlı nesneler de bütün bunlar açısından nitelik değiştirir ama canlı cisimlerin nitelik değiştirdiği bütün durumlar cansız cisimler için geçerli değil (nitekim berikiler duyumlar açısından nitelik değiştirmez). Cansız cisimler nitelik değiştirdiklerinin farkında olmazlar. Ne ki canlı cisimlerin de nitelik değiştirme, kendilerinde duyumlara göre olmadığı zaman, nitelik deiştirdiklerinin farkında olmamasına bir engel yok. Madem duygulanımlar duyulur şeylerdir ve nitelik değiştirme bunlar aracılığıyla olur, açık ki, bu canlı cisimlerde duygulanan ve duygulanım birlikte bulunur ve bunların arasında hiçbir şey yoktur. Nitekim nitelik değiştiren nesneyle hava süreklidir, havayla da cisim bitişiktir. Yüzey ışıkla, ışık ise görme duyusuyla. İşitme ve koku almada da, onları ilk/doğrudan devindirenle ilgi aynı şekildedir. Yine tadalma ve şurup aynı tarzda birliktedir, . Büyüyen ile büyüten nesne de aynı şekilde, çünkü büyüme bir eklenme, dolayısıyla büyüyen ve büyüten birlikte. Eksilme de öyle: eksilmenin nedeni bir çekip-alınma/ayrılmadır. O halde şu açık: en son/dolaysız devindiren ile ilk//dolaysız devindirilen arasında hiçbir şey yoktur. 3 Nitelik değiştiren bütün nesnelerin duyulur olanlarca nitelik değiştirdiğine ve bunlar tarafından yalnızca 'kendi başına' etkilenen nesnelerde nitelik değiştirmesi olduğuna şuradan bakmak gerekiyor: öteki nesneler arasında özellikle şekillerde, biçimlerde,
245a
19-20
24-25
245b
20-221
432
DYXIKHX> AKPOASE©O> H
2. 244223 —3. Mopais
kal
Ayer
(âkdolecw Ündpxev.|
—
Tals
N
AAAotrews, n
oxiyal
€fecı
tai
kal
v
Mavovpevns
a
| Taöra A
;
/
N
1) TİS KALvys, m
/
GAAd
/
5
yiyverat |Tö A
yâp
1) 24-5
TİS | ÜAns), âA-
/
N
0
>
LE ol TO oxüMa TİS mupapldos 26-7
|)
,
P
a
| TapWVUpldÇovTES
N
N
Eğ ob ptv yöp 1) yopgi) Toü âvöpLdvTOS,
vü Adyopev Tiv yopgijv, ov A
| kat 21-3
a
(mvkvovu€vns
1) Yvxonevys
/
Aolwoıs ÖR oük dor.
,
öorei |yâpl ümdpxew 78 Tijs
n
A
âmoğohals
/
dv ToürOoLs, AAA
TWöV
1) Bepyatwopevns
r
ToürOEw
m
| oük EoTıw Öğ vd
dAAooyulvwy
246b 27
Tals
N
—
TÖ
,
—
EV
N
/
xaAkoüv
:
TÖ
N
ÖĞ
a
SN
ki)pıwov TÖ dt UAwov TÖ Ö' ân|aoroümevov A€yopev Tön 28-4 yâp XaAkdv Uypdv elva Adyopev 1) Oepudv 1) orAnjpd» (kal ov 2469
Mâvov
oürws,
GANâ
kal Tİ Üypdv
kal TÜ Oeppdv
xahrdı),| 31
ÖLOVÜHWS A€yovTES TE TdÖEeL TV Ükyv. o Emet Ovv 2€ ob pöv 1 kop kat | TÖ oxijma Kal TÖ yeyovds ÖL©YÜMS OV A€yeral 23-3 *
/
/
7.
/
a
>
,
;
n
/
0 a
N
e , TpN
/ Tehelw|aıy
/ TijsN olklas,
4 ThVa Opıyköv 1)A TüvN Kepaylda, N A Çip) Opıy)kovulms Tips olklas 1) 27-8
hilcoyev âAholecıv eivat, Kepayıdovudvys âAAoLoüclal
Tip
olklav.
e ÖAov
Ör) | ârt TÖ
Tİs ANAoLdoewS OÜK EOTWW İV TOlS yıyvopevots. oüöt yüp dv Tas Eğeow. ai yâp Eles dperal kal kaklar, 29-30 , N — / *./ âperi) öğx mâca kal ) kakla/ TÖVN | mpös, TL, kaddrep 7)* pdv; üylera 24 6» a
N
”
n
depuöv kal Vuxpöv A
n
e
£
ovpperpla
N
Lâ
,
,
N
TIS, 1) TEV | &VTÖS N
/
1) MpÖS
a
A
a
TÜ 21—2
zepidxov. o Öyoles ÖR kal Tü KdAAos kal i) lcxüs TGV) mpds TL Ölaleces ydp Twes TO Behrlorov mpds TÜ âptaTOD, A€y BR T8 | Bdarıcror rö völov kal ölarıdtv mepl Tüv pür. 23-4 tel oüv al ydv âperail | kal al kaklat Töv 7p4s TI, Taüra öt VÜTE yevdgels eloiv OÜTE yYEVEGIS aülröv ovö ös âAAoledis, 25-6 /
2D1, 34914
Xppa 88.4, 2797 xpwpariÇeoda
xdpa 87, 918, xXwpifey 44910 xepis 26*22
49*6
Pız, 15
xwpiÇeodaı 4324
Xwpapös 13V25
xsportv 8531, 86928, 9374, 34, 94 d14, 13933 Yyopeiv £0*30 Ydıpos 2611
Ywxn 23917, 31, 28, 65*32 Ywxpdv 6Go'10 wOeiv 15914, 16, 56325
dots 43917, 24, 4497