127 13 14MB
Turkish Pages 560 [518]
Prof. Dr. Osman Turan
TüRK CiHAN HAKiMİYETİ MEFKURESİ TARİHİ Türk Dünya Nizamının Milli, islimi ve insani Esasları
YAYIN NU: 552 KÜLT ÜR SERİSi: 239
1 4. Basım: 2003 23.BASIM
T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANUÔI SERTİFİKA NUMARASI 1 6267
ISBN 978-975-437-460-5
ÖTÜKEN NEŞRİYAT A.Ş.®
İ stiklil Cad. Ankara Hari 65/3 34433 Beyoğlu- İ stanbul Tel: (02 1 2) 251 03 50 (02 12) 293 88 71 - Faks: (02 1 2) 251 00 1 2 Ankara inibat bürosu: Yüksel Caddesi 32/4 Kızılay - Ankara � Tel: (0312) 431 96 49 İnternet: www.otuken.com.tr E-posta: [email protected] •
•
Kapak llısarımı: Zafer Yılmaz Dizgi - Tenip: Ötüken Kapak Baskısı: Yeditepe Ofset Baskı: Yaylacık Matbaası (02 1 2) 6 1 2 58 60 Maltepe Mah. Litros yolu Fatih Sanayi Sitesi No: 12/1 97-203 Topkapı-Zeytinbumu Cilt: Yedigün Mücellithanesi İstanbul-Eylül 2014
OsMAN TuRAN; 1914 yılında Trabzon'un Çaykara ilçesine bağlı Soğanlı köyünde doğdu. İlkokulu Çaykara'da, ortaokulu Bayburt'ta okudu. Llseyi ise Trabzon'da baş layıp Ankara'da bitirdi. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Ortaçağ Tarihi Kürsüsünde Fuat Köprülü'nün talebesi oldu ve Fakülteden mezun olunca aynı kürsüde ll!listanlığa intisap etti. Yayınevimiz tarafından yeniden neşredilen 12 Hayvanlı Türk Takvimi adlı teziyle doktor unvanını kazandı (1941). 1944 yılında doçent, 1951 yılında da profe sörlüğe yükseldi Hocası Fuat Köprülü gibi Demokrat Parti saflarında siyasete atıldı. 27 Mayıs hare ketinden sonra tutuklandı ve Yassıada'da on altı ayı aşkın bir süre tutuklu kaldı. 1965 yılında Adalet Partisi'nden Trabzon Milletvekili seçildi. Ancak parti yöneticileriyle ge çinemediği için siyasetten çekildi. Siyasetten çekildikten sonra ilmi çalışmalar yapmak için daha çok imkan ve zaman buldu. Haddizatında kendisine "Selçuklu Tarihinin Ku rucusu" payesini getiren eserlerinin çoğu bu dönemde neşredildi. Müstakil eserler haricinde metin, vakfiye, vesika neşretmiş; İslim Ansiklopedi si'ne geniş maddeler; yabana dergilere sayısız makaleler yazmıştır. Bunlardan başka gazete ve dergilerde Türkçe olarak yayımladığı günlük makale ve fıkralar da hayli ka barıktır. "Ortaçağda Türkiye İktisat Tarihi" üzerinde çalışmakta olduğu sırada vefat etmiştir (17Oc ak1978). Osman Turan tarihçiliğinin ilk demlerinden itibaren mecburi ve bakir bir tarih sa hasını, Selçuklular dönemini ele almış; siyasi, iktisadi, manevi ve mefkurevi veçheleri ni kuşatarak bu dönemi adeta baştan inşa etmiştir. Uzun süre Türk Ocakları başkanlı ğı yapan Prof. Dr. Osman Turan, kitaplarıyla olduğu gibi konuşmalarıyla da çevresinde bir gençlik halesi oluşturmuş, onlara tarih ve medeniyet şuuru kazandırmıştır. Eserleri; Türkiye'de Manevi Buhran - Din ve Laiklik, Türkiye'de Siyasi Buhranın Kaynak lan, Selçuklular ve İslamiyet, Selçuklular Zamanında Türkiye, Oniki Hayvanlı Türk Takvimi, Selçuklular Tarihi ve Türk - İslam Medeniyeti, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi.
Anadolu'da Türk Vatanı (1071, Malazgirt) ve Türk Devleti(1075, lznik)nin Kuruluşu 900. Yıl Dönümü Hatırasına Armağan
İÇİNDEKİLER BAŞIANGIÇ / 11
1. BöLÜM TORK TARlHINE GIRtş 1 . Tarih ve Mefk.Qre .................................................................................................................... .25 2. Türklerin Adı ve Ana-yurdu ....................................................................................................42 3. Türklerin Irki Husdsiyederine cilir ....... ..................................................................................48 4. Moğol Tesiri ve MübalA.galandınlması Sebepleri .....................................................................56 5. Türkçenin 1lırih Sahnesine Çıkışı............................................................................................62 6. Eski Türklerin Dini .................................................................................................................70 7. Kamlar ve Dini Vazifeleri.........................................................................................................76 8. Türkler Arasında Yabancı Dinler . ............................................................................................84 il. BöLÜM İsı.AM'DAN ÖNCE TüRK CiHAN HAıdMIYETI MEFKÖRESI 1. Destin ve EfsAııelere Göre ......................................................................................................97 2. Cihin Hikimiyeti Mefkdresinin Tarihi Akisleri ................................................................... . 1 05 3. Vatan, Milliyet ve Din Duygulan .......................................................................................... .I 1 0 4 . Cihin Hikimiyetinin İllhi Menşei ........................................................................................ 1 IS S. Hakanların Babalık Vazifesi; Cihin Hikimiyeti ve Demokrasi Dlvalannın Birleşmesi ........ 1 22 6. Cihin Hikimiyetinin Maddi Kaynaklan ................................................................................ 1 3 0 7. İçtimai ve Siyasi Bünyenin Kudreti ....................................................................................... 1 3 6 8. Kadınların lçtimal v e Siyasi Rolleri ....................................................................................... 143
m.BöLÜM Tilıuc-İsı.AM CiHAN HAıclM!YETI MEFKORESJ 1 . lsllmiyet ve Türkler .............................................................................................................. 1 53 2. İsllmiyetin Miveriünnehir'de Yerleşmesi ............................................................................ 1 6 1 3. İslimlaşmayı Kolaylaştıran Sebepler ..................................................................................... 1 67 4. İslimiyetin Milli Din Olması ................................................................................................. l 74 S. Büyük Türk Muhacereti ve Selçuk Hikimiyeti ...................................................................... 1 8 0 6. Selçuklular ve İslim Dünyasının Şükrin Hisleri ................................................................... 1 8 7 7. Türk ve İslim Mefkurelerinin Kaynaşması............................................................................ 1 9 6 8. Selçuklu Sultanlarının Cihingirlik Divilan ..........................................................................204
9. Melikşah ve Sancar'ın Dünya Niziını Mefkfireleri .................... . ... . . .. . ... . ..... . .................... . ....2 1 0 1 O . Türk Cihangirliği v e Hıristiyanlar .................... . .... .. .... . ... . .. . . ........................................ . . .. ...2 1 6 1 1 . Anadolu'da Türk Destanı .................. . ..... . ...... . .............. . ............. . . . . .............. .. .... . ...............222 iv. BöLÜM OSMANLILARDA CiHAN HAıçlMtvErt 1. Anadolu'da Yeni Kudretin Teşekkülü ........................................ . . . .... . ...... . ... . ............. .. ..... .. ...231 2. Merkeziyetçi Devlet ve İçtimai AdMet ...................... .................... . ............................... . ........239 3. Osmanlı Cihan Hakimiyetinin Milli ve İslimi Kaynaklan ... . ........................... . .. .......... . .......253 4. İslim-Türk Mefkuresinde İstanbul ve Kızıl Elma Efsinesi ............................... ............. ... . . ..264 5. Fatih Sultan Mehmed ve "Feth-i Mübin" . . ............................ ................................................274 6. Fitih'in Y ükselen CihAngirlik Mefkfiresi . . ....... . . ........... . . .......... .. . ...................................... . ..285 7. İslim Birliği ve Halifelik ..................................... . . . ................................................................296 8. Kanuni Sultan Süleyman ve Dünya Nizimı ..........................................................................31 1 9. Akdeniz Hikimiyeti ve Okyanuslarda Cihid.........................................................................329 1 0. Osmanlı Azametinin Devamı ............................................ . ....... . .......... ...............................343 V. BöLOM TORK TARİHINDE İNSANLIK İmw.i 1. 2. 3. 4.
Türklere Karşı Haksız İsnatlar ........... . . . . ....................... . .............. . ..................... . . .................355 Gayri - Müslimlerin Şükran Hisleri ......... . .... . ...... ................... . ............. . . ............. . . .. . .............36 1 Selçuk Sultanları ve Hıristiyanlar . ... . ..... ....... . .... . . . . . .............. . ....... . ......... . . ..... . . . .................. . ..367 Hıristiyanlan Tehcir ve İskan Siyaseti .............. .. .. ....... . .................. . ........ . ........ . .. . .. . ............ . .376 5. Ortaçağ Türkiyesinde İsllmlaşma Faaliyetleri ..... . ................. . ................... . .......... . . .... . . ........383 6. Devlet Eliyle İsllmlaşurma ............. . .... .......................... . .......... . . . .. . ....... .. . .... . .. .. . . . . . ....... . ......391 7. Ortaçağ Türkiyesinde Türkler ve Yerliler .. . ..... . .................. ... ... . ....... . ... . . ................ .. ... ..........395 8. Osmanlılar ve Gayri Müslim Tebeaları ........... . ... .. ...... . . . ............ .... .... ....... . ............. . ..............406
VJ. BöLOM OSMANU .Az.AME11N1N DURAKLAMASI l. Duraklama Devrinde Milli Hayatiyet ............. . .... .............. . . ......................... . ........................4 1 9 2 . İmparatorluk Dışında İnhitat ..... .............. .............................. . ....... . ......................................429 3. Medeniyet Üstünlüğünün Kaybı ve Avrupa'ya Yaklaşma Başlangıcı ........................ ... .........436 4. Cihan Hakimiyetinden Maneviyat Bozukluğuna .......... . ....................... . . . ..................... . ........446 5. Sultan Selim'in Mefkfireciliği ve İnkılipçılığı . ..................... . .................................................457 6. Niziın-ı Cedid İnkılabı ve İrtica Hareketleri .............................. ................... ............. ...........465 7. Sultan Mahmud ve Yeni Devlet Niziını ................ . ........... ................... . ...... ................. . ....... .477 8. Yenileşmelere Karşı Tabii ve Sun'i Zorluklar......... ........ . . .................... . ........................ .. .......490
İndeks ............................................................................................................:. . . . . ... . . . . . .............. 507 Maddeler İndeksi .......................................... . .............................. . ............ .. . .................. . . . .... .....543 Kitaplar İndeksi .........................................................................................................................550 Umumi Bibliyografya ............................................................ . ............... ..................... . .............. 551
BAŞLANGIÇ "Ey Türk milleti, titre ve kendine dön! " (Bilge Kağan)
İILETLERİN istikbali için tarih yazmak yapmak kadar mühimdir. Zira M devrimizde tarih şuurunu taşıyan milletler milli kudret ve medeniyet hamlelerinde bu hazineden faydalandıkça tarihin onlar için faydası vardır. Bu sebeple tarih yazılıp bir kültür ve şuur kaynağı olmadıkça, toprak altında ka lan kıymetli madenler gibi, hiç bir mana ifade etmez. Nitekim çağımızda her ileri millet veya her medeni hamleye girişen memleket hummalı bir şekilde tarih tedkiklerine girişmiş ve onu çok yüksek bir seviyeye eriştirmişlerdir. Türk milleti tarihte ne kadar azametli bir mevkie sahip ise onun tedkikin de ve kültür hazinesi olarak kullanılmasında da o derece geri kaldığı bir ha kikattir. Bu münasebetle milli tarihin siyasi, içtima1, iktisadi, dini, hukuki, kültürel, edebi ve sanat bölümleri üzerinde ciddi eser ve araştırmaların ya çok az veya hiç olmadığını belirtmekte hiç bir tereddüd bulunmadığını ifade edebiliriz. Bu durumda Türk tarihinin manevi ve mefkurevi amilleri hakkında bir tedkikin meydana çıkmamış ve hatta böyle bir meselenin varlığının düşü nülmemiş olmasını hayretle karşılamamak gerekir. Bu sebeple "Türk Cihin Hikimiyeti Mefkftresi Tarihi" adı ile çıkan bu eserin, bu şartlara göre, ilk bakışta yadırganması mümkündür. Lakin milli tarihin cihanşümul azameti ve medeniyet abidelerinin ihtişamı dolayısiyle umumi bir bilgiye ve sağlam bir muhakemeye sahip bir kimsenin bir takım büyük manevi ve mefkurevi amillerin mevcudiyetini düşünmesi ve böyle bir eseri de ilmi ve milli bir te cessüsle karşılaması normaldir. Büyük ve ileri milletlerin üniversitelerinde kendi siyasi düşünceleri tarihine mahsus ders veya kürsülerin konulduğuna şahid olanlar Türklerin de tarihi fikir ve mefkureleri olduğunu düşünmüş; bu sebeple de ilmi ve milli bir boşluğun varlığını hissetmiş olmaları tabiidir. Zira
12
TÜRK CiHAN HAKiMiYETi MEFKÜRESİ TARIHI
muhteşem tarihi olan bir milletin bu hususta elbette zengin malzemeye ve hazinelere sahip bulunduğunu istidlal etmekte isabet vardır. Filhakika milletlerin tarihleri ile siyasi düşünce ve inançlan arasında, za ruri olarak, bir takım münasebetlerin bulunması muhakemesi bize de Türk tarihi üzerinde müessir metkurevi �illeri düşünmeği telkin etmiş ve nitekim yirmi yıldan beri devam eden araştırmalanmız bu duygu ve düşüncelerin hem varlığını ve hem de tarihin inkişafında büyük rollerini sarahatle göstermiştir. 1 Gerçekten "Türk Cihin Hikimiyeti Met'kilresi Tarihi" veya "Türk Dünya nizamının milli, islimi ve insani esaslan" adını alan bu eser bu istikamet te ilerleyen ve gittikçe kaynak malzemesi zenginleşen çalışmalanmızın bir mahsUlü olarak vücuda gelmiştir. Bazı tezadlann mevcudiyeti hissedilse bile milliyet, din ve insanlık ideallerinin ahenkli bir şekilde kaynaşması ve dünya niz�ı halinde yükselmesi cidden dikkate şayan bir hadisedir. Zira Türk ka ğan ve sultanlarının bir yandan ilahi irack ve hakimiyetle teyid olunduklanna ve Tannnın himllyesine mazhar ve mümtaz bir milleti olduklanna inanmalan ile insanlık ideali arasında bir tezadın olacağı akla gelir. Ukin milli hudutlar ge nişleyip yabancı kavim ve dinler üzerinde kurulu büyük imparatorluklar mey dana çıktıkça milliyet duygularının insanlık ideali ile birleşmesi ve yükselme si kolay olmuştur. Zira içtimai adalete ve niz�a bağlı milli devlet ve demok ratik cemiyet anlayışının genişlemesi sayesinde milletin babası sayılmakta olan Türk hükümdarları imparatorluk halinde ve hususiyle İsi� çağında derhal "Cihan ailesinin babası" mevkiine yükseliyor ve bunu bizzat ifade ediyorlardı. Öte yandan Türkler İsi� çağında olduğu gibi Şamani devrinde de ne kadar dindar ve Allaha inanmış idiyse yabancı dinlere saygı göstermeyi de o derece kendi hakimiyet, adalet ve insanlık duygularına uygun buluyorlardı. İşte Türk Cihan hakimiyeti ve dünya niz�ı mefkureleri de bu temel üzerinde ve bu sayede gelişiyordu. Türkler milli, isi� ve insani duyguların ahenkli bir terkibi sayesinde böylece bir dünya niz� davasına bağlanırken bu esaslara göre Allahın cihan hakimiyetini kendilerine emanet ettiğine inanıyorlardı ve bu emanete saygı göstermek suretiyle de bir hanedan, bir sınıf ve zümrenin veya sadece bir milletin değil hüküm sürdükleri bütün kavim ve dinlerin h�isi olduklannı düşünüyorlardı. Bu sebeple de Türk imparatorluklannda milliyet, din ve sınıf tezad ve mücadelelerine rastlanmamış; adalet ve ahenk hüküm sürmüştür. Türk Cihan Hakimiyeti ve ni�ının milletler-arası bir mahiyet alması, is l�i ve insani esaslar dahilinde tek�ülü bu sayede mümkün olmuştur. Or1 Bu hususta yapnğımız tedkikat ve neşriyat için bak. s. 30, not 6.
TüRK CiHAN HAıdMIYEı1 MEFKÜRESI TARiHi
13
ta-Asya'da kurulmuş Şamani Türk devletleri yalnız yabancı din mensuplarına sığınak ve himaye bahşetmemiş; bizzat Türkler de bu dinlere girerek türlü ce maatler halinde ve ahenk içerisinde bir arada yaşamışlar ve bu suretle tarihte din hürriyetine aid ilk ve en güzel örnekleri vermişlerdir. . Türkler İslamiyeti kabul edip İslam dünyasına, daha sonralan da, sıra ile, Anadolu'ya, Balkanlara ve Orta-Avrupa'ya hakim olunca bu milli an'anelere ve İslamın yüksek dini ve hukuki prensiplerine bağlı kalarak, asırlar boyunca, bir çok yabancı kavim, din ve mezheplere hak ve hürriyet bahşetmekte Cihan hakimiyeti ve dünya nizamı davalarını da en yüksek bir dereceye eriştirmiş lerdi. Bu adil ve insani dünya nizamı mefkuresi ve tatbikatı sayesindedir, ki Bizans imparatorluğunda baskı ve zulüm gören bir çok Hıristiyan kavimler, daha sonra da Katolik tahakkümü endişeleri karşısında milli varlıklarını ve dinlerini kurtarmak isteyen bizzat Ortodoks ve diğer milletler Türk hakimi yetini tercih etmişlerdir. Bu tercihin Bizans'a karşı bizzat Rumlar tarafından da yapıldığına dair pek çok misal vardır. Hatta XVl'ıncı asırda Papalığın ta hakkümü ve zulmü karşısında din hürriyetine kavuşmak isteyen Almanya protestanlan da adil Osmanlı idaresinin imdada yetişmesini arzu ediyorlardı. Hıristiyan devletlerin Ortaçağda olduğu gibi modem çağlarda bile müslü manlara hiç bir hayat hakkı tanımadıkları, Hıristiyanlık ve ölüm şıklarından birini tercih durumuna düşürüldüklerini hatırlayınca durum daha iyi anlaşı lır. Türkler İslam dünyasında hüküm süren şiddetli mezhep mücadelelerine de nihayet vermişlerdi. İşte İslam devrinde, bütün din ve mezhep mensupla rının, Selçuklu ve Osmanlı imparatorluklarına bağlanmaları, çok defa kendi arzulan ile onların idarelerine yaklaşmaları sebebi budur. Türk cihan haki miyeti ve dünya nizamı da bu esaslara dayanarak bir realite olmuş ve milli tarihin azameti de bu sayede yaratılmıştır. İslam ve Hıristiyan kaynakların fatih Türkleri beklemeleri ve onların hakimiyetlerine karşı şükran hislerini ifadeleri durumu çok güzel aydınlatmaktadır. Türk, İslam ve Hıristiyan kay nakların bu hususa dair verdikleri vesikalar o kadar zengin ve çeşitlidir, ki bunların karşısında hayran olmamak mümkün değildir. Nitekim eski devir müelliflerinin naklettiği hadiseler ve yabancı bir hakimiyet hakkında yazdık ları medhiyeler dünya tarihinde emsalsiz ve müstesna kalmaktadır. Her mille tin tarihinde zulümler, yabancı ırk ve din mensuplarına karşı yapılmış birçok vahşetler yerine Türk tarihi sadece adalet, şefkat, yabancı kavim ve dinlere hürriyet ve nihayet nizam şuuru örnekleri ile doludur. İşte zengin malzemeye dayanan bu inkişaflar artık bir Türk cihan hakimiyeti mefkôresi ve dünya nizamı davasının tarih boyunca tabii olarak hüküm sürdüğünü meydana koy muştur. Bu sebeple de bu mühim mevzu yalnız Türk tarihi değil dünya tarihi
14
TüRK CiHAN HAKiMiYETi MEFKÜRESI TARiHi
bakımından da aydınlanmak icap ediyor ve aksi takdirde tarihin bu ıntilleri de karanlığa gömülmüş bulunuyordu. Esasen Türk cihin hfilcimiyeti adalete, insanlık duygularına ve milletlerin arzularına dayanmasa idi Türk kudretinin tarih boyunca yaşaması da mümkün olamazdı. Burada mukayese için sadece Türklerin Hindistan'da dokuz asır hüküm sürdüğünü, İngilizlerin ise, bütün kıtada, ancak bir asır kalabildiğini hatırlatmak yerinde olur. Türk hakimiyeti yüz milyonluk bir Pakistan'ı ve İngiliz hfilcimiyeti de, sayısız diller arasın da, müşterek bir anlaşma vasıtası olarak, İngilizceyi bırakmıştır. Zira Türk hfilcimiyeti Avrupalılarınkinden farklı olarak yerli halklara ikinci sınıf veya esir muamelesi yapmıyor; istismar gayesi de gütmüyordu. Bu esaslar Şamani devri için birinci bölümün bir bahsinde (Türkler arasında yabana dinler) , İslınt devri için de beşinci bölümde tafsilatiyle tetkik edilmiş; bu bölüme aid bulunan bahislerin bir kısmı vaktiyle Avrupa'da, Fransızca ve İngilizce olarak, neşredilen araştırmalar olup aynen bu kitaba nakledilmiştir. Türklerin bu insani davranış ve siyasetleri, şüphesiz, milli mefkure ve iç timai demokrasi anlayışının bir genişlemesi ve tekıntülüdür. Gerçekten Türk kağan ve sultanları, başka milletlerden ve mesela komşu Moğollardan fark lı olarak, halkın devletin kuruluşu ve yükselişinde hizmetlerini beyan ede rek milli ve demokratik görüş ve duygularını belirtiyorlardı. Nitekim resmi vesikalara göre hakanlar nasıl ilahi hakimiyetlerini ve milletin saadeti için mücadele vazifesiyle mükellef olduklarını ifade ediyorlarsa Türk halkının da kendileri gibi ilahi menşeden geldiğini, devlet ve hükümdarları için çalışmayı öylece vazife saydığını da açığa vuruyorlardı. Bu karşılıklı anlayış milliyetçi ve demokratik duyguların temelini teşkil ediyordu. İşte Türk tarihinde devletin kudsiyeti ve hükümdarların babalık sıfatı da bu zihniyetin mahsulü idi . Os manlı mefkuresi ve "Nizam-i filem" davası da din ve devlet, mülk (vatan) ve millet gibi dört mukaddes unsura dayanıyor ve devlet dinden sonra mevki alıyordu. Kitabın ikinci bölümü Türk devlet anlayışını, milli ve insani mef kfirelerin nasıl bir cihin hakimiyeti istikametinde yükseldiğini ve dinin de bu gelişmelerde nasıl bir temel teşkil ettiğini göstermektedir. Türk tarihinde bu mefkfirelerin zuhurunda maddi kudretin rolü aşikar olarak meydana çık makta; içtimai şartların, boy teşkilatı, askeri kuwet ve tekniğin inançların doğuşuna nasıl yardım ettiği de göze çarpmaktadır. Bu sebeple bu hususlara da ayrı bahisler tahsis edilmiştir. Boy beyleri ile kadınların siyasi ve hukuki mevkileri de Türk devleti teşkilatında mühim bir ıntil olarak kendini göster miş; bunların da müsbet ve menfi neticeleri ile tetkiki gerekmiştir. Zira Şa mani çağında olduğu gibi Osmanlılara kadar İslınt Türk devletlerinde de boy beyleri ve kadınların siyasi rolleri ile bu milli devlet anlayışı devam etmiştir.
TÜRK CiHAN HAKİMİYETİ MEFKÜRF.SI TARİHİ
15
İsla.ın dini ve medeniyetine girmekle Türkler yalnız milli tarihlerinde bü yük bir inkılap yapmamışlar; İsla.ın ve dünya tarihlerinde de bir dönüm nokta sına gelmişlerdi. Bu sebeple İsla.ın devrinde, yani Selçuklular zamanında Türk mefkuresi ve cihan hakimiyeti davası meselelerine girişmeden önce Türklerin bu dini kabullerine wil olan şartlar ve İslwlaşma cereyanının inkişafı üze rinde ayrı bahisler halinde durmak zarureti hasıl olmuştur. Filhakika Türkle rin, diğer yabancı dinlerden farklı olarak, İslwiyeti kabullerini kolaylaştıran ve süratleştiren sebeplerin bir kısmı İsla.ın medeniyetinin yüksekliği idiyse, diğer kısmı da İslwiyetin onların mizaç ve ideallerine uygun bulunması, bu arada Türklerin kainatın hfiliki, insanların akıl ve kaderlerine hakim tek bir Tanrıya inanmaları ve onun İslwın Allah inancı ile gösterdiği yakınlıktır. Bundan dolayıdır, ki İslwın cihan hakimiyeti ve dünya nizwını kendi ruh ve inançlarına uygun bulan, Hazreti Peygamberin hadisleriyle ve evliyanın tebşi ratı ile de cezbedilen Türkler, diğer dinlerden farklı olarak İslamiyeti süratle kabul etmiş; onu, az bir müddet süren intikal devresinden sonra, umumi ve milli bir din haline getirmişlerdir. Bu münasebetle bu meseleler üzerinde ayrı bahislerin konulması gerekmiştir. İsla.ın çağında üçüncü bölümü teşkil eden Türk Cihan Hakimiyeti, bir çok yabancı kavim, din ve kültürler üzerinde ku rulmuş ve yalnız Müslüman milletler değil çok defa Hıristiyanlar da bu Türk idaresini kurtarıcı ve mes'ud olarak vasıflandırmışlardır. Kitabın giriş kısmını teşkil eden birinci bölüm, doğrudan doğruya siyasi düşünce ve inançlarla il gili bulunmamakla beraber, Türklerin Ana-yurtları, ırkları, dilleri, dinleri ve yabancı dinlerin yayılışı hakkında da toplu tetkiklere ihtiyaç göstermiş ve bu bölüm de bu sebeple bu hususlara aid bahisleri ihtiva etmiştir. Üç kıtanın ortasında ve iç denizler (Ak-deniz dahil) üzerinde kurulan Os manlı imparatorluğu Türk milletinin en büyük eserini, Türk, İsla.ın ve dünya cihan hakimiyeti tarihinin de en yüksek siyasi teşkilatını temsil eder. Gerçek ten Osmanlı imparatorluğu siyasi istikrarı, içtimai adaleti ve bünyesinin sağ lamlığı, kavimler ve dinler arasında kurduğu ahengi, "Nizam-ı 3.lem" şuur ve iradesiyle, çok yüksek ve ince idare makinesi, kudretli ordusu, yüksek askeri tekniği, geniş hukuki faaliyetleri ile ve nihayet edebiyat, sanat ve mimaride vücuda getirdiği ihtişamlı eserleri ile de tarihte müstesna mevkiini almıştır. Osmanlı devri bu azameti, hiç bir devlete nasip olmayan zengin milli ve ecne bi tarih kaynakları, muazzam arşivleri ile kendi Nizw-ı filem davasını çok ge niş bir şekilde tetkik imkanlarını bahşetmektedir. Bununla beraber Osmanlı mefkurevi inançlarını anahaLları ile meydana koymak için başlıca kaynaklara müracaat kafi gelmiştir. Bu sebeple de dördüncü bölümü teşkil eden Osmanlı devrinde cihangir padişahlardan yalniz Fatih, Yavuz ve Kanuni için hususi
16
TÜRK CiHAN H.ı.KiMIYETI MEFKÜRESİ TARİHİ
bahisler konmuş; aynı büyüklükte gözüken ilk sultanlar ve mesela dehası ve müstesna hasletleriyle tanınan il. Murad hakkında ancak diğer bahislerde çok kısa bilgiler verilmiştir. Bütün bahislere şümulü dolayısiyle insanlık ideali beşinci bölümü teşkil ederek Osmanlı devri sonuna konmuştur. İnhitat de virlerinin mefkurevi durumu, son manevi buhran ve ideolojik sarsıntılar da altıncı bölümde tetkik olunmuştur. Türk milletinin milli, İslami ve insani mefkurelerini, cemiyet ve dünya nizamı davalarını ve bunlarla ilgili meseleleri tetkik eder, bunların milli ta rihin azameti ve yükselişinde birinci derecede amil olduğunu izah ederken bu suretle, şüphesiz, büyük bir tarihi anlamak ve ilmi bir ihtiyacı karşılamak istiyoruz. Türklerin siyasi düşünce ve inançlarını ve bunları birinci derecede temsil eden Kağan, Sultan ve beylerin irade ve duygularını ve nihayet hal kın psikolojisini aksettiren kaynakların hususiyetlerine de dikkati çekmeliyiz . Filhakika bizzat tarihi kaynaklar yanında dini inanışlar, destan ve efsaneler, kam(şaman)ların kehanetleri, evliya menkibeleri ve başta Hazreti Peygam berin Türklere dair hadisleri, Müslüman büyüklerinin kerametleri, nücumi istihraçlar, bakanlara ve din adamlarına aid ve yaygın rüyalar ve tabirleri, atasözleri ve bir takım kelimeler bizim için çok mühim olup birinci derece de vesikalar arasında yer alır. Bu sebeple tarihi geniş manisiyle ve bilhassa psikolojik unsurları ile inşaya çalışan ileri görüşlü bir ilim adamı bu türlü malzemeyi ihmal ettiği veya sıkı metodlara göre kullanamadığı takdirde ga yeye ulaşamaz. Bu münasebetle de tarihçi için mesela bir hadisin sahih veya mevzu(uydurma)olmasından ziyade onun cemiyet psikolojisinde ve hadise ler üzerinde icra eylediği tesir derecesinin ehemmiyeti olduğunu belirtme liyiz. Hususiyle bu esere aid meseleleri tetkikte bu türlü kaynakların rolü, başka mevzulara nazaran, çok daha fazladır. Bu sebeple bu kitapta bu cins ve sikalara, sık-sık, müracaat edilmiştir. Türk alimleri Hadisden başka bir ayette geçen "Belde-i tayyibe" kelimeleriyle İstanbulun kastedildiğini ileri sürmek ve hatta Ebced hesabiyle bunun fetih tarihini gösterdiğini belirtmek suretiyle de Türkler Allahın tebciline mazhar bulunduklarına ve Allahın askeri (Cund Allah) olduklarına inanıyorlardı. Nitekim Fatih Sultan Mehmed Hazreti Pey gamberin hadisleri gibi Kur'an ayetine de mazhar ve taziz olunduğunu fetih namelerinde belirtiyordu. Türk cihan hakimiyeti mefkuresi Şamani ve daha ziyade İslam çağlarında kuvvet kazandığından bu kitapta bu devirlere aid bu türlü vesikalar üzerinde durulmuş ve zaten diğer dinler çerçevesinde bu cins malzemeye de pek az tesadüf edilmiştir. Türk tarihinin yükselişinde büyük mefkurevi amilleri ve rollerini meyda na koyduktan sonra Thnzimatla başlayan ve son devirde ağırlaşan manevi
TORK CiHAN HAKİMiYETİ MııFKORESI TARiHi
17
buhran dolayısiyle sarsılan milli mefkure ve inançların nasıl bir durum arz ettiğini de VI. Bölümde belirtmekte fayda vardır. Gerçekten milli kültür ve mefkurenin sarsılması ve kısırlaşması neticesinde aydınlar arasında ideolojik husumet cepheleri yaratılır ve bütün müesseseler, nifak gayretlerine hedef teşkil ederken halk kitlelerini de etnik ve mezhebi tefrikalarla parçalamak fesadları gözden kaçmamakta; milli kültür, mefkure ve vatan şuiiru ile bir likte milli birlik de tehdide maruz kalmaktadır. Halbuki, tarihi mefkuresiyle, Cihan harbi destanlarını ve İstiklfil harbi menkibelerini yaratan Türk milleti, İmparatorluğun yıkılışına ve azim kayıplara karşı Anadolu'da milli birlik ve tecanüse kavuşmakla teselli buluyor; bu sayede daha kuvvetli olacağını ve kazanacağı huzur ile medeniyet yolunda rahatça yükseleceğini ümid ediyor du. Böylece Türk milleti, ilim ve medeniyet dışı bir anlayışla tarihinde görül memiş ağır bir manevi ve ideolojik buhrana düşmüştür. Bununla beraber bu mefkurevi sarsıntının sebebi olan fikir ve kültür sukutunu buradan (altıncı bölümden) ziyade "Dünya buhranı karşısında Türk-İ slim medeniyetinin ihyisı" adlı eserimizde tetkik ve izah edeceğiz . İlim ve medeniyet tarihinin, rehberliğine dayanan bu eserde milli, İslami ve Avrupai unsurların terkibi sa yesinde yeni bir medeniyet yolunun bulunacağı; bugünkü manevi kargaşalık, fikir ve mefkure kısırlığı ve yıkıcı "Kültür ihtilfili"nin kendiliğinden berta raf olunacağı gösterilecektir. Bu da, şüphesiz, ilmin ve medeniyet tarihinin görüşü olmak gerekir. Bu münasebetle Avrupa medeniyetinin de, selefi eski medeniyetler gibi, ömrünü tamamladığını, bu medeniyetin son harikulade teknik keşiflerine ve seyyareler-arası seyahat hazırlıklarına rağmen mukadder akibetine doğru süratle ilerlediğini de izaha çalışacağız. Zira madde-ruh mu vazenesini kaybeden bu medeniyet boğulduğu materyalist hastalıklarla daha şimdiden inhitatını göstermiş; dünya hakimiyetini de elden çıkarmıştır. Türk lerin üstünlük ve inhitat devirlerine aid mefkurevi durumlarını mukayese ile bu eserin ilmi olduğu kadar milli ve terbiyevi bir gayesi de bahis mevzuudur. Bu kitapta kültür ve mefkure kaynaklarımızı meydana koymakla yeni neslin zeka ve enerjisini ateşleyen büyük ve ebedi kıymetlerin cazibesi her şeyin üstünde bulunmakta; kabiliyetlerin ulvi gayeler uğrunda harekete geçirilmesiyle işe başlamanın lüzumu belirmektedir. . İşte çok mütevazi imkanlarla kurulan "Turan Neşriyat Yurdu" milletimi zin tarih ilmi ve şuuruna, milli kültür ve mefkuresinin yükselmesine hizmet gayesiyle, ilk önce, bu "Türk Cihan Hakimiyeti Mefkilresi Tarihi" ile neş riyata girişmeyi uğurl u bir başlangıç saymaktadır. Müessesenin genç sahipleri gayelerine uygun bulunduğu ve maddi imkanları el-verdiği nisbette her türlü telif ve tercüme eserleri de programına almak ve Türk efkarına sunmak niye-
18
TORI