Devleti-i Aliyye: Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar II [2, 1 ed.]
 9786254058950, 9786254058974

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview



HALIL INAL 1 •

S E

Ç M

E

E S E R L E R

i



- VII

DEVLET-I.ALI

OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERi N E ARAŞTI RMALAR-11 TAGAYYUR VE FESAD ( 1603-16561: BOZULU VE KARGAŞA DÖNEMI

Devlet-i flliyye'nin birinci cildi, Osmanlı Devleti'nin bir beylikten

Balkanlar ve Orta-Doğu'yu hükmü altına alan güçlü ve köklü bir imparatorluğa dönüşümünü ve bu süreçte kurumsallaşmasının tarihini anlatıyor. ikinci cilt ise, Osmanlı Klasik Dönemi'nin ardından padişah otoritesinin zayıfladığı ve giderek yok olduğu 17. yüzyılda süren iktidar mücadelelerini mercek altına alıyor. Halil inalcık, dönemin tarihçilerinin "tagayyür ve fesad" yani bozuluş ve kargaşa olarak adlandırdıkları durumu, o döneme ait birçok kaynak ve belgeden yararlanarak günümüz okuyucusu için anlatıyor, yorumluyor. Devlet-i flliyye'nin ikinci cildinde, valide sultanların devleti fiilen

yönettiği dönemler, yeniçeriler ile ulemanın iktidara ortak olma çabaları, toplumsal ve ekonomik istikrarsızlık, asker ve esnaf ayaklanmaları, merkezi otoriteyi yeniden kurmak için harcanan çabalar inceleniyor. Bu cilt, Köprülü Mehmed Paşa'nın kurtarıcı olarak mutlak bir otorite ile veziriazamlığa gelmesiyle sonlanıyor.

Halil inalcık (1916-2016) istanbul'da doğdu. Ankara Üniversitesi

DTCF'nin ilk öğrencilerinden oldu. Yakınçağ Bölümü'nde doktorasını tamamladıktan sonra, 1952'den itibaren aynı üniversitede profesör oldu. 1972'de emekli olunca Chicago Üniversitesi Tarih Bölümü'ne Osmanlı tarihi profesörlüğüne atandı. 1992'de Bilkent Üniversitesi'ne Tarih Bölümü'nü kurmak üzere davet olundu. Bu yıllar içinde başta Harvard olmak üzere Amerikan üniversitelerinde Osmanlı tarihi seminerleri düzenledi. 1973'te yayınlanan The Ottoman Empire- The Classical Age

(1300-1600) (Osmanlı imparatorluğu- klasik çağ) kitabı

tüm Balkan dillerine, Arapça ve Ukrayna diline çevrilerek klasik bir

kaynak kitap kabul edildi. An Economic and Social History of the Ottoman Empire Türkçe, Yunanca, Lehçe ve Arapçaya da çevrildi.

Yurt içinde ve yurt dışında kendisine 20 fahri doktora tevcih edildi. inalcık'ın vefatına dek çalışmalarını sürdürdüğü ve arşivini bağışladığı Bilkent Üniversitesi'nde, 2008'de Halil inalcık Center for Ottoman Studies (HICOS; Halil inalcık Osmanlı Araştırmaları Merkezi) açılmıştır. Kapak Fotoğrafı: Türk ve Islam Eserleri Müzesi arşivinden IV. Mehmed dönemine ait bir berattan ayrıntı

9 7862 54 O58974

Tamamı bir defada ticari dolaşıma giren ve birbirini takip eden nüsha ve materyaliere tespit edilmiş ayrılmaz bir bütün arz eden eserler için tek bir bandrol alınabilir. Bu durumda, söz konusu nüsha ve materyaller birbirinden ayrı satılamaz.

(Beş Cilt)

TARİH PROF. DR. HALiL İNALCIK

DEVLET-İ 'ALİYYE OSMANU İMPARATORLUGU ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR - II

TAGAYYÜR VE FESAD (1603·1656): BOZULUŞ VE KARGAŞA DÖNEMİ ©TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI, 2009

Senifika No: 40077 EDiTÖR

EMRE YALÇIN GÖRSEL YÖNETMEN

BİROL BAYRAM REDAKSİYON OKUMASI

DERYAÖNDER DÜZELTMEN

ESENGÜRAY SON OKUMA

PlNARGÜVEN DiZİNİ HAZIRLAYAN

NECATİ BALBAY GRAFiK TASARIM UYGULAMA

TüRKiYE İŞ BANKASI KÜLTüR YAYlNLARI 1500 ADET BASlLMlŞ OLUP, NUMARALANDIRILMIŞTIR. NUMARALAR I. CİLTTEDİR.

I. BASlM: OCAK

2022, İSTANBUL

TAKIM NO 978-625-405-895-0 ISBN 978-625-405-897-4 BASKI-CİLT

DERYA MÜCELLİT SANAYİ VE TİCARET LiMiTED ŞİRKETİ

MALTEPE MAHALLESi LİTROS YOLU FATİH SANAYİ SİTESİ N0:12/8o-8ı TOPKAPI f İSTANBUL

Tel. 0212 501 02 72- 0212 501 35 91 Senifika No: 40514

Bu kitabın tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım amacıyla, kaynak gösterrnek şanıyla yapılacak kısa alıntılar dışında gerek metin, gerek görsel malzeme hiçbir yolla yayınevinden izin alınmadan çoğaltılarnaz, yayımlanamaz ve dağıtılarnaz. TüRKiYE İŞ BANKASI KÜLTüR YAYlNLARI İSTİKLAL CADDESi, MEŞELİK SOKAK NO: 2/4 BEYO(;LU 34433 İSTANBUL Tel. (0212) 252 39 91

Faks (0212) 252 39 95 www.iskultur.corn.tr

Halil İnalcık

Devlet-i 'Aliyye

Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar II -

tagayyür ve fesad (1603-1656): bozuluş ve kargaşa dönemi

KOitOr Yayınları

İ ÇİND EKİLER

Öns öz . ........................................ . ........................................ .............. . .. ...... ......... ............................................. ............ ......... . ........ ....... .... . ..... ... ... IX Giriş

Osmanlı Devleti Gelişmiş Bir Avrupa Karşısında Re aya Durumu Orta-Avrupa ve Kuzey-Karadeniz Cepheleri Özerk Eyaletler . .. m

m



• m

.....

....

. . . .... . .

m

m

. ...

. .. . . .

••••m

.............................................................................

. .

.................................................................................... ....................................... .................................................. ....... . .....

5

7 11 15



...

Avusturya ile Uzun Savaş (1593-1606)

S av aş Nedenler i . . .. . . 19 Uzun S av aş ve Asker Ay akl anm al ar ı ( 1 595- 1 606) ..23 Avustury a S av aşl arı S ır asınd a Ordud a Yapıs al Değişme 24 Mac arist an Cephesinde Gelişmeler ( 1 60 1 - 1 606) ........... .................................. 29 ... ....... . ... ....... ... .

............. .... .

..

. ...

...... ............................... . ............................. .......... ... ..... ............. ...............

m

m



..







... . ..... . .

..

:xvn. Yüzyıla Girerken Padişah, Saray-i Hümayfin, Ordu Padişah

Osmanl ı Padiş ahı, Padiş ahlık Şehzadeler Siyasetnamelerde İde al Padiş ah: Adil Padiş ah Padişah ve Siyasi Güçler Dengesi Taht a Culus . . Bi' at Osm anl ı Sult anl arın ın Unv ani arı (Titül atür) ve Egemenlik K avr am ınd a Gelişim . H alifelik . ...................................................

...

.. . . .. ........ . . ......... ....... .... .. . . ............. . .. .. .. .. .....

43 . . A9 . 53 . . 57 . 59 61

. .. . . ....... .................. .. .......... ................. ...............

. ... .. . .. .. . ..... .........

... .. . . ..... .... .

. .....

.

... . . .. . .

.. . . . . .

..................................... ..................... . ...... ... . ..

.

.................................................................................. ................................... ... .

.................... ......... .................................................................................................................................. ............................................. ......

.

...................................................................................................................................................................................... ...........................................

........... ... ..... ......... . .................

...

... ...........

···············································

m··········

.....................

.

Veziriaz aml ar Veziriaz am Otoritesindeki Değişiklikler ........................ . ....

.

.... . . . .................. .... ............. .............. .....

..

........... ........... .. . ......................................

m

... ................

...... ..

.

........................................................ ............

.

mm

...................................



..



.

.



•••

. ................. . .......... .............

63 66

69 75

Padiş ahl ar ın D an ışm anl ar ı ........................................ . . ........... ..... ......... ....................... ........................................ 76 Kethüd al ar.... .. . ... ... ................ . ..............77 Liiyih ac ıl ar . . . . . . . . 78 .

.

. ........... ...... . ........................ .................................................................................................................. ........... ............. ..........

Saltanat Ve raseti ve Ka rdeş Katli ..... Saltanat Ve rasetin de Değişiklik .. .

..

. . ...... ... .

. .. ........... ..... .. ..... ....... . . . .79 . . . . . .. ... . .... . .. . . . 85

. . ........... .. .

Pa dişahın Has - Bağ çe' de İş ret Mec lisi . Ziyafet . ... Gılman (Hizmet ka rla r) . . . . . . . Sü re k Avla rı . . . ............ ...................... ............................. . .... ...........................

...

....

. . ...... .

.

...

. ..

. .. ....

. .. .

.

· ··--·······

m .

.

.

.

.

m

m







m

m

•••••••

••••••

. .. ................. .................................................................. .. .. ... . 94 . . 94

..

. ........................ . . ........ ...

.



.........................

........ .............. .... ..

...............



................................................ ........ ......................

....... . ............ ......................... ....... ........... .

Meyhanele r . Kahvehanele r..

89 . . 90 92 ........ ............................................ ................ 93 •

.

.

· ··

m

·

·

·

.

............... .......

Padişahın Sarayı: Saray-i Hümayfin

Eski Sa ray, Yeni Sa ray (Top kapı Sa rayı) Pa dişahın Özel Sa ray Dai resi: Ha rem En de run (İ ç) Hazine O das ı . Vali de Sultanla r.. . Da russaade Ağasına Bağlı Ha dımla r Da russaa de Ağası Devlet İşle rin de . m

99 .... m 101 ... ....................... ....... ........ . . .................... 1 02 . 1 03 .. .. . . . . . . . .. .1 OS . 1 08 m

m



.....................................................................

Sa ray Bos tancı ları

................................

.. .

m

.

m......

_

.

m

m ·

_

..

.



•••• ••• •••

m........................

....

mm.

......

.

.

.

XVII. Yüzyılda Tanınm ış Şeyhülis lamla r: Ka ra çelebiza de Ab dülaziz ve Behayi Efendi . Behayi, Ocak Ağala rı .... .

•••

.

..

.

.

•••••••••••••••••••••••••

·

·

.

.

m

..

.

m

.m

..

.. .... .... . .. ... .............. . ..... . .....

. ..

.

m om

......... 111

.

1 13 . 1 14

. ...... . .............

.......................................................... . ... . .....

Ordu

Klasik D önemden XVII. Yüzyıla Osmanlı Aske ri Kuvvetle ri... . 12 1 XVII. Yüzyılda Aske ri Du ruma Genel Bakış: Kapıkulla rı ve Sekban- Sa rıcala r . . . . . . . . . . . 123 ....

..... ......... .............

Yeni çe rile r: Ta rihi Özet, Teşkila t .. .. .. Yeni çe ri Ocağı: Ö rgüt 1 676 Kanfınnamesi'n de Yeni çe rile r Kale Hizmetinde Yeni çe rile r .. . . Yeni çe ri Divan Dai resi . . . Selamlık Me rasimi . . .... . Yeni çe ri O cağında Ya rg ı . .... .

.

...........

.

.. .

.. .. .. . ... ...... .. . . . . . .. .............. . . ....... ..... .. . ......... .

. ..

...........................

.127 133 . . 133 . . . . . .. . 1 3 7 .. .. .. . . 1 3 7 .. . ... .................... 1 3 8 .. . ........................ 1 3 8

... ... .. .................................................................................................................................

..... ......................... .............. .... ... .

.

.

.

......... ......... ...... .............................. ............ ............... ....... ....... . ... ...... ........

....... .... ... .................. ..................................................................... . ......... .......... .... ... .. . . .....

XVII. Yüzyılda Sefe r Hazı rlığ ı Lo jisti k ....

. ... . .......................... . 1 4 1 .. .. . 1 4 1

I. Ahmed D öneminde Yeni çe ri Ocağında Isiahat Öne rile ri: Kavanin-i Yeniçeriyan . . . .. 143 Yeni çe ri Ağası Hakkında ................................. . .. . . . .. . .. . 1 44 Yaya -başı ... .. ..... .... ... .. ... ....... ... . ... . ...... . . . .. . ... . ......................................................................... ..... 1 44 Devşi rm e, Acemi- Oğla m . .. . . . . .. .. ... . ... .. . . . . . 1 44 Yeni çe rinin Polis Hizmeti: Kolluk ...................................................... . .... .................... ... .. .... .... 146 ··························· ················································-

.

Altı - B ölük Sipahile ri ... .. .... . . . . ......

.... ...

__

.

.

_

...... .................. ......... . ............

. ....... ......... .............. ....... .. . ... ............... .... . .

_

Ti rna r Re jiminde Yolsuzlukla r............. ........... . ... .... .. ..... . . .... ....... .... Ulfıfeli Kulla r

... .....

153

............ . .. .... . .. . .. ........................................................................................................................................................

1 55

.

········ · ···

O rduda Sekban - Sa rıcala r ......................................................................... ................................ . .... ...................................... 1 5 7 Harem Sultanlan

I. Ahmed ( 1 60 3- 1 6 1 7) .. ......................................... ......................................................................................................................... 1 6 1 I . Mustafa ( 1 6 1 7 - 1 6 1 8 )

.

. . .... ........ .............. . . . ............................ .............. 1 65

Il. Osman ( 1 6 1 8- 1 622) .. . .... ............................................... .... . .. .. ........ . .. ................... ............................... .. .. ....... .... 1 67 II. Osman'ın Katlinin Yankıla n......... . ... . .. ... . .... . . ............ ...... .. . . . . . . . . . ......1 79 I. Mustafa'nın İkinci Saltanatı (20 Mayıs 1 622- 10 Eylül 1 623) . . 1 8 1 IV. Mu rad ( 1 623 - 1 640 ) ve K ösem Sultan iktida rı ( 1 623 - 1 632)

187 Sipahi Ayaklanması . .. .. . ...... . .. . .............................................................................. 1 92 Abaza Mehmed Paşa İsyanı ( 1 623 - 1 62 8 ) : ......................................................... ............... 1 9 3 Ha fız Ahmed Paşa'nın Bagdad Sefe ri (E kim 1625-Tem. 1 626) ...... . ..1 9 7 Refo rm Önlem le ri ................ ............. ................................................. ............................................................................. ... 1 9 8 200 Abaza Mehmed Paşa'nın Yeniden Ayaklanmas ı . Hüs rev Paşa Bagdad Sefe rinde .................... ......... . ..............................................................................20 3

I V. Mu rad iktida rda ( 1 632 - 1 640 ) ......................................... ................... . ............... ............................... .20 7 . 20 8 K ulla rın İsyanı ..... ..... .. ... . .. ....... . . IV. Mu rad'ın Tedhiş Siyaset i.. . ........ ....................................... . . . .. . . ..... . ..... . .20 8 Büyük İstanbul Yangını ( 1 633), Kahvehane ve Tütün Yasağı 2 1 7

Abaza Mehmed Paşa Tek ra r Sahnede .. ...... .................................... . . ..2 1 9 . ........... .... ..................... . . ... . . ... . ................. ..............222 Revan Sefe ri (Ma rt 1 63 5 ) Bagdad Sefe ri ................................ ......... ................ . .. 226 .. _..2 27 IV. Mu rad'ın Vefatı ( 8- 9 Şubat 1 640 ) .

.

.

. .

···················m

·······················································m

·

·········· · ·..

--

Kadızadelile r ve Tasavvuf Ehl i ...

··· ·

·····-·· ·····················-······· ·

······ ·

229

I. İb rahim ( 1 640- 1 64 8 ) : İktida r Bunalımı 243 Vezi riazam Ka ra Mustafa Paşa ..246 Cin ci Ho ca Hüseyin: Bi r Osmanlı Rasputin' i.. 250 I. İb rahim'in Taşkınlıkla rı, Gi rit Sefe ri ( 1 645 ) . . . ...2 5 1 Sultan İb rahim'in Katli .... .. ... . . . . ....... ............ .... . ... . ..2 61 · ·-··-·-· -

·· ······ ····· ····· ···-··-·-··-··-··-··--·-··-·--··-··-····-··-··-----..

-···-·-··-·---·-·-····---- -- -------- . .

-· ·

-··-·--·-··-··--·-··-··-·-·--·--··-··-··-··-·--·-· -- - --

·· -· ·

.

_

···--· -· ··-··-·-··---..

· · --

- · -

. ..

.

.

IV. Mehmed'in Tahta Çıkışı ve Sipahi Ayaklanması: Gü rcü Abdünnebi İsyanı ( 1 64 8 ) .... .. 264 . ....... ... .... .. ................. ........... .270 K ösem ile O cak Ağala rı iktida rda.... . ... -···

.

.

.

.

.

.

Siyasi ve Mali Bunalım

. 2 77 O cak Ağala rı ve K ösem Sultan iktida rı ( 1 64 8 - 1 65 1 ) Yeni çe ri Cuntası: K ösem ve Vezi ri Ka ra Mu rad ..278 O cak Ağala rı - K ösem Sultan İda resi Ç öküyo r . . . . ............. .. . . .. .... . 2 8 1 ..... ... . . ..... .... ................. .. .. . . ....285 Ayaklanan Halk Sa rayda _ Tu rhan Sultan: K ösem'in Katli, Cuntanın Sonu 286 m

..

.

.

. . .

.

.

.

.. .

.

.

.

······-·············--·····-··-·-··-·-··-········..

Valide Tu rhan Sultan ve Da russaade Ağası D önemi ( 1 65 1 - 1 656) ..29 1 Maliyede Buna lım: Ta rhon cu Ahmed Paşa .. 295 İbşi r Paşa: " Sahibü's- Seyf" İktida ra Gelişi ve Düşüşü . . . . . .. . ..299 . Mali Bunalım .. 314 isyan: Çına r Yakası (4 Ma rt 1 65 6 ) 315 ················-··········-··-········-····· ··-·-··--·--··-..

.

_

..

_

-·· ··-·- . ..... .. ···-·- ·- ·-

-····- - ·- ···---·····-············ ········-··--····-·m·-·--·--·- · -· ·· -···· · -

Gi rit Savaşı ( 1 645- 1 669) Venedik Büyük Saldı rıda: İstanbul Tehlikede ...

.

-

·- . ..

.

. .

..... .. ..

.. . -- -

--·- ·--·--··-·······

.

.

-

-

K öp rülü Mehmed Paşa'nın İktida ra Gel mesi

.... .

........... .... ...

·- -· --

...... ................... . . ... .........320 326

Ka ra çelebizade Abdü laziz'in D önem Üze rine G özlem le ri . . Kulla rın İsyanı Donanmanın Bozgunu ( 2 6 Hazi ran 1 6 5 6 ) .... - ·-····- ···-

··-

- -

.

.

.

.. 3 3 1 ..3 3 4 335 .. .

.

- m••··-··-····-··-· ····-··--·--·

. ........ .. .. ........ .34 1

Ekler Telhisler, Fermanlar

Telhisle r ... . ... Koca Sinan Paşa ve Telhisle ri Vezi riazam Yemişci Hasan Paşa Telhisle ri . ...... K ösem Sultan'a Telhisle r ( 1 623 - 1 649) IV. Mu ra d'a Telhisle r IV. Mehme d Vali desi Tu rhan Sultan'a Te lhisle r

························· ······················································································ · ····· ····---------·- ·-· - -·-·-··--·--·- ·--

·--·-·--·-··--······-·--·-··--·······-··-··-··· -

m

m

····· · · · ··· ··········--·--··-··-··· -··- -- --

Kı rkık Ak ça Hakkın da Bi r Fe rman Notl ar Dizin __ Al b üm

··································-·--··-·-·····-·-····-··-···

_

-

························· -

•••••• •

-

- -- ---·--- - -

··m

····· -

-···-··- ·-··-·····-····-····-··-········-··-·-··-··-·-··-·--·-

_

.. .. ..

.

- ·····-········--··-············-··-·····-·························· ····· ··········

m

-

. . .3 49 _ _ 351 .... ... . . ...... . .365 . .. . .. ... .. .. ........3 71 __..429 ..447

-··-···-··-·····-·- ··-·----·-·--··-··-·-··--·-··-·-- -· -

. . _ .

-·····-·-····-·-····-····-····-·-······-·-·-··-·-·-·-·-··---·-·-··-·-----------·-·--············-·-········-···-·--·-·--·-·--···-·-··

•••••••••• •••• •

-

· ··-·-·-··-

• ·-----···· •••• ••

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• •••••••••••••••••• ••••••••••• •• ••••

m

•••••

m



• •

•••

. 469

... . . ... . . .... . . 471 ..4 9 5 513 .. . . .

• • •

•• •

.

• _ ··-



_

. . . ..

-·-·· ·-·-·-··-

.

__

•••••••• •• ••••••••••••••••••••••

"İnanabildiğim, sıkı, yoğun, derin bir roman parçası beni her şeyden daha çok mutlu eder ve hayata bağlar. "

Orh an P amuk Öteki Renkler, s. 1 3 .

On söz

Devlet-i 'Aliyye'nin ilk cildinin yayınlanmasından sonra bu ikinci cilt, devletin gerek içyapısal durumundaki gerekse Avustur­ ya ve İran gibi başlıca düşmanları karşısındaki başarısızlıklarını ele almaktadır. Avrupa'da Osmanlı Devleti'nin yakında yıkılacağı hakkında dedikodular sürüp giderken, özellikle Osmanlı bürokrat­ ları, başta Katib Çelebi ve Koçi Bey olmak üzere, durumu tagayyür ve fesad ( bozuluş ve kargaşa ) kelimeleriyle ifade etmektedirler. Devlet-i 'Aliyye'nin birinci cildinin önsözünde, ikinci cildin 1 9 . yüzyıl sonlarına dek uzanan dönemi kapsayacağını, üçüncü ciltte İngilizce araştırmalarıının yer alacağını yazmıştım. Ancak ilk cil­ din yayınlanmasından ve geniş ilgi görmesinden sonra bu kurguyu değiştirmenin isabetli olacağına karar verdim. İkinci ve üçüncü ciltlerde, dünya devleti Osmanlı İmpara­ torluğu'nun bahsi geçen duruma düşmesinin nedenlerini, iç ve dış sorunlarını özellikle padişah otoritesinin yok oluşu karşısın­ da çeşitli odakların iktidarı ele geçirme mücadelesini anlatmaya çalışmaktayız. Esas konumuz olarak, Köprülü Mehmed Paşa'nın bir sahibü's-seyf (diktatör) otoritesiyle iş başına gelinceye kadar, türlü merkezlerin, özellikle Saray-i Hü mayu n 'un, asker ocakları­ nın, vezir ve şeyhülislamiarın iktidarı ele geçirme mücadelelerini ele almaktayız. Avusturya, İran ve Venedik savaş olayiarına bu

XIV DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

kitapta iç mücadele ve kargaşa konusuna ilişkileri ölçüsünde deği­ nilmiştir. Bu savaşlar üzerinde ayrıntılı yayınlar mevcuttur. Çağdaş göz tanıkları Hasan Beyzade, Şarihülmenarzade ve Katib Çelebi ile ıstahat isteyen layihacı bürokratların gözlem­ lerinin yanı sıra Topkapı Sarayı'ndaki telhisler konumuzun temel kaynakları olarak kullanılmıştır. Çağdaş vekayinameler, özellikle Selanik!, Hasan Beyzade Ahmed Paşa, Katib Çelebi ve Karaçelebizade Abdülaziz'in vekayinameleri son zamanlar­ da örnek bir şekilde yayınlanmış bulunmaktadır. Dönemin bu vekayinameleri, özellikle bugün kayıp bilinen Şarihülmenarzade vekayinamesi, XVIII. yüzyıl başında vakanüvis Mustafa Naima tarafından özetlenmiş ve Hammer' den beri Osmanlı tarihçile­ ri tarafından temel kaynak olarak başvurulmuştur. Naima'nın kaynaklarından bazen aynen aktarmalar yaptığını, bazen özetle aldığını görmekteyiz. Naima'nın kaynakları arasında olayların çağdaşı, ayrıntılı gözlemler yapan Şarihülmenarzade'nin çok kez aynen aktarılması, Naima'nın derleme (kompilasyon) eserine özel bir kaynak değeri niteliğini kazandırmıştır. Araştırmalarımız sırasında Topkapı Sarayı Arşivi'nden vezi­ riazam telhisleri ve hatt-i hümayfınlar incelenmiş ve vekayiname­ lere ek olarak olayların içyüzünü anlatan belgeler niteliğiyle bu kitapta kullanılmıştır. Bu hususta, Topkapı Sarayı eski müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın, halen müdür Haluk Dursun Bey'in ve arşiv başındaki Şenay Eren Palamut'un işbirliğini burada anmak ödevimizdir. Dönem kaynakları arasında, olayları göz tanığı olarak kaydeden Eremya Çelebi'nin Ruzname'si ve İstanbul' da bulunan elçiler ve gez­ ginlerin verdikleri bilgiler, Osmanlı kaynaklarının kontrol ve geniş­ letilmesi bakımından hayli yardımcı olmuştur. Venedik, Avusturya, Fransa ve İngiltere elçileri veya elçilik görevlileri, İstanbul'da olup bitenleri devletlerine ayrıntılarıyla bildirmekteydiler. Arşiv belgelerini ve yabancı kaynakların verilerini " Ekler " bölümünde yayınlamaktayız. incelediğimiz dönem üzerinde, bazı önemli konularda yapılmış doktora tezleri değerli katkılar içermektedir.

ÖNSÖZ

Günümüzde, Osmanlı devlet felsefesi ve dünya görüşünün can­ lanma yolunda olduğunu savunanlar vardır. Osmanlı Devleti'ni "Yüce Devlet (Devlet-i 'Aliyye ) " düzeyine çıkaran temel prensipie­ rin yani Kavanin-i Osmaniyye'nin XVII. yüzyılda unutulduğunu; otorite birliği, kanun egemenliği ve istimalet (hoşgörü) politika­ sının kaybolduğunu, layiha sunan küttabın (bürokratların) tümü açıklamaktadırlar. Osmanlı Yüce Devleti, "dini cemaatler üzerin­ de bir egemenlik şemsiyesi "ni temsil etmekteydi. Devlet, koruyucu egemenlikti; adalet, herkese eşit biçimde himaye prensibi, temel devlet felsefesini özetlemekteydi. Devlet, ayrı ayrı cemaatleri tanı­ yan ve vergi veren reayayı himaye eden bir egemenlik felsefesine dayanıyordu. Padişahın yüksek otoritesini tanıyan her cemaat, eşit biçimde onun himayesi altındaydı. Osmanlı'yı yüce devlet düzeyi­ ne çıkaran devlet felsefesi, bu formülde özetlenmiştir. XVII. yüzyıl çöküş döneminde bu temel anlayışı, Katib Çelebi, Koçi Bey gibi deneyimli bürohatlar savunuyordu. Yüksek otoriteye, padişah yerine Harem, Yeniçeri Ocağı, Ulema sahip çıkmaya çalıştılar. Çağdaş eleştirmenler, "tagallüb-i nisvan " (kadınlar saltanatı) ve Yeniçeri ocak ağalarının "zorba " idaresinden yakınma ya başla­ dılar. Devlet-i 'Aliyye'nin ikinci ve üçüncü ciltlerinde, bu yapısal değişikliğin, "tagayyür ve fesadın " ( bozuluş ve kargaşanın) tari­ hini anlatmaya, klasik "Yüce Devlet"in nasıl ve niçin çöktüğünü incelemeye çalıştık. Köprülüler döneminde ilk evre ( 1 656-76 ) bu ciltl erde yer almamıştır. Türkçemiz, özellikle yazı dili, Tanzimat'tan beri kültür deği­ şimlerine eşit olarak sık sık değişmiştir. Son yirmi otuz yıl içinde, öz Türkçe kelimelerin Osmanlıca yerine geniş ölçüde kullanılması sonucu olarak, bundan otuz kırk sene önce yazılmış araştırma­ ları okuyup anlamak yeni kuşaklar için adeta imkansız bir hal almıştır. Soruna bir çıkış yolu bulmak için, kaynakların sa de­ leştirme yolu ile yayınlanması geniş ölçüde uygulanmaktadır. Sadeleştiriimiş metinler ciddi tarih araştırmaları için kullanılamaz. Araştırmacıların özgün kaynakların dilini öğrenmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. İ. H. Uzunçarşılı, M. F. Köprülü ve Ö. L. Barkan'ın araştırmaları artık yeni nesil tarafından aniaşılamaz bir

XV

XVI DEVLET-I 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERINE ARAŞTIRMALAR -

ll

hale gelmiştir. Dilimiz, son zamanlarda, özellikle aydınlar tarafın­ dan Batı dillerinden alınan kelime ve terimierin istilası sonucu ola­ rak yeni bir değişim yolundadır. Yazı dilinde bu köklü değişimler, özellikle bilim alanında kopukluğa neden olmaktaçlır. Dil karga­ şası bilim hayatımızcia ciddi bir sorun olarak süregelmektedir. Biz kitabımızda, bu gerçeği göz önünde tutarak, biraz yadırganmakla beraber, halkın kullanageldiği günlük Türkçeyi yeğledik. Böylece, yerleşmiş terimler dışında, bazılarının yadırgayacağı bir üslup sayesinde kitabımızın gelecek kuşaklar tarafından okunmasını ümit etmekteyiz. Bu kitabı 201 0-20 1 3 döneminde yazıp bitirmek nasib oldu. Yüce Tanrı'ya şükürler. Araştırmalarımız ve yazım sırasında, eserlerini k ullandığımız P. Wittek, F. Braudel, K. Setton, İ. H. Uzunçarşılı, M. F. Köprülü, Ö. L. Barkan, N. Göyünç, E. Z. Karal, A. Erzi, N. Lugal, Ş. Tekin, B. Lewis, F. Rahman, H. Sahillioğlu, A. Tietze, W. McNeill, S. Shaw ve G. Veinstein'u burada saygıyla anmak isterim. Değerli meslektaşlanın ve öğrencilerim F. Bayram, M. İpşirli, C. Fleischer, A. Y. Ocak, M. Zilfi, S. Faroqhi, K. Karpat, M. Maxim, E. Zachariadou, E. İhsanoğlu, i. Ortaylı, C. Kafadar, Ş. Pamuk, G. Marien, E. Radushev, E. Kermeli, A. Beyatlı, Ö. Ergenç, B. Arı, G. Baykan ve T. Erdoğdu, bu kitabın yazılmasında değerli yardım ve katkılarda bulunmuşlardır. Kitabın hazırlanması sırasında yardımlarını gördüğüm Dr. Harun Yeni, Tayfun Ulaş, Nergiz Nazlar, Hakan Arslan, Birsen Çınar ve Tarık Şengül'ü burada teşekkürle anınayı bir ödev sayarım. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın değerli müdürü Ahmet Salcan'a şükran borçluyum. Eseri dikkatle gözden geçiren ve değerli gözlemlerde bulunan, dönem kaynaklarından derlediği kıymetli tarihi resimlerle tabloları bu cilde ekleyerek esere kıyınet katan tarihçi editör Emre Yalçın'a özel teşekkürlerimi burada ifade etmeliyim.

HALiL İNALCIK Ankara, Kasım 20 1 3

.

.

GI RIŞ

XVII. yüzyılın ilk yarısında, Osmanlı tarihinde yapısal gelişme­ lere damga vuran büyük değişiklikler meydana çıkmıştır. Bunlar­ dan biri; klasik Osmanlı padişahlık otoritesi eski anlamını kay­ betmiş, yüksek otorite Harem'in kontrolü altına düşmüştür. Ge­ lişmenin başlıca nedeni, tahta varis olacak şehzadelerin haremde tutulmaları, yani kafes yöntemi olarak tespit edilebilir. Padişahlar, mahpus turuldukları kafesten tahta çıkarılmaktadır. Tarihin bir cilvesi olarak bu dönemde tahta çıkan sultanlar ya çocuk yaşta (1. Ahmed, IV. Murad, IV. Mehmed) yahut akıl ve iradesi zayıf (1. Mustafa, I. İbrahim) yahut genç ve deneyimsiz (I l. Osman) kişiliğe sahiptirler. Bu durumun sonucu olarak, Harem'in hakimi olan va­ lide sultanlar, darussaade ağaları gerçek otoriteyi ellerine geçirmiş bulunmaktadır. Veziriazamlar, padişahın mutlak vekili olmaktan uzak kalmışlar, sonuçta bir otorite zaafı, boşluğu ve kararsızlığı or­ taya çıkmıştır. Bu koşullarda, büyük sayılara ulaşan asker ocakları, yeniçeriler ve sİpahiler devletin yüksek otoritesine ortak durumuna gelme fırsatını elde etmişler, aşırı ulfıfe ve bağışlada devlet hazine­ sinin iflasına yol açmışlardır. Zaman zaman gelen ıslahatçı vezi­ riazamlar (Kara Mustafa, Sofu Mehmed, İbşir, Tarhoncu Ahmed Paşalar) asker ocakları ve Harem karşısında başarısız kalmışlardır. Kargaşa döneminde bunalımiara yol açan ikinci derin değişik­ lik, akçada tagşişler (akçada gümüş nisbetini düşürme) ve büyük

4 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

bütçe açıklarıdır. Bunun başlıca nedenleri, 1 58 5'ten beri (bu tarih aynı zamanda idarede kargaşanın başlangıç tarihi olarak gösterilir) para birimi gümüş akçanın yüzde yüzden fazla değer kaybetmesi, kalp paranın piyasayı istila etmesi, 1 yabancı gümüş paraların (re­ ale, esedf guruş) iyi para olarak girişi ile kendini gösterir. Osmanlı idaresi yabancı paranın girişine iyi gözle bakmakta idi. Bütçede büyük düşüşler, bunun sonucu asker mevacibinde dramatik artış­ lar ve ayaklanmalar gelecektir. Aynı dönemdeki büyük savaşların, özellikle donanma gerekti­ ğinde yarattığı masraflar, büyük bütçe açıklarının başlıca sebeple­ ri arasındadır. Askeri ve m�ili bunalımlarda donanma masrafları önemli bir yer alır. Otorite boşluğu ve mali bunalım, siyasi-sosyal bunalımları kö­ rüklemiş; dört kez sultanların tahttan indirilmesi, ikisinin katli (II. Osman ve I. İbrahim) ile sonuçlanmıştır. Bu dönemde haremde ço­ cuk padişahların valideleri, özellikle Safiye, Kösem ve bir derece­ ye kadar Turhan Sultanlar, gerçek otoriteyi üstlenmişler, dönemin gerçek güç kaynağı yeniçerilerle işbirliği yapmak zorunda kalmış­ lardır. Devlet hizmetinde olan iyi niyetli bürokratlar (Katib Çelebi, Koçi Bey ve ötekiler) kurtuluşu padişah gücüne sahip bir sahi­ bü's-seyfin gelmesinde bulmuşlardır. Diktatör gücünde bu sahi­ bü's -seyf ler İbşir Paşa ve sonunda başarılı olan Köprülü Mehmed Paşa'dır. Köprülülerle yeni bir dönem başlamıştır. Bu dönemde devlet, Macaristan cephesinde güçlü Avusturya or­ duları ile karşılaşmaktan çekinmiş, Papa'ya bağımlı olmayan İngil­ tere'nin aracılığını aramış, buna karşı İran cephesinde Büyük Ab­ bas'la başlayan karşı saldırılar sonucu yalnız Azerbaycan'ı kaybet­ mekle kalmamış, Doğu-Anadolu ve Irak tehdit altına düşmüştür. Bir başka önemli neden olan Girit Savaşı'nda ( 1 645-1 669) düş­ man denizde üstün durumunu korumakla kalmamış, Dalmaçya cephesinde saldırıyla Bosna'da kargaşaya neden olmuştur.2 Savaş, sürekli bir mali bunalıma yol açmıştır. Kul mevacibi ile beraber ağır donanma masrafları devleti çok kere iflasa sürüklemiştir.

Osman l ı Devleti Gelişmiş B i r Avrupa Karş ı s ı nda

Osmanlı devlet sisteminde mutlak otoriteyi temsil eden kişinin, yani padişahın sorumsuzluğunu, tagayyür ve fesad'ın (bozuluş ve kargaşanın) başlıca nedeni saymakta layihacılar haklı görünmektedir. Bununla birlikte 1 7. yüzyılda başka bir neden, Avusturya ile 1 5931 606 Uzun Savaş döneminin ortaya çıkardığı ağır koşullardır. 1 Bu savaşta ilk kez, Avusturya-Alman orduları, Askeri Devrim (Military Revolution) sonucu, daha etkin silahlar ile Osmanlıların karşısına çıkmışlardır: At üzerinde kullanılan yivli kısa tüfekler, orduya halk kitlelerinden asker yazılması, kalelerde eski duvar-surlar yerine alçak ve top ateş gücü yüksek tabya (bastion) savunma sisteminin uygulan­ ması, daha iyi çelik ve barut imali, Askeri Devrim'in getirdiği başlıca yeniliklerdir. Öte yandan, İngiliz burton ( briton) kalyonları, X VII. yüzyılda Akdeniz'de deniz savaşlarında devrim yapmıştır (Bu dönem­ de Osmanlı Devleti, iyi kalite çelik ve barutu İngiltere'den ithal etmeye başladı). Çelik zırhı delen uzun menzilli, yivli tüfek (rif/e) kullanan Avusturya-Alman süvarisi karşısında ok-yay, mızrak ve kılıçla do­ nanmış Osmanlı timarlı sİpalıisi işe yaramaz duruma düşmüş, tirnar sistemi terk edilmeye başlamış, zeamet ve haslar Harem'in, paşaların yağmasına açılmıştır. Cephedeki komutanlar, sultana gönderdikleri raporlarda, tüfekli asker gelmeyince düşmana direnme imkanı olma­ dığını belirtmekte idiler (bkz. Ekler, Yemişci Hasan Paşa telhisleri).

6

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI IMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - l l

Bu durum, Osmanlı ordusunun yapısında, dolayısıyla toplum­ da derin değişikliklerin başlangıcıdır. ilkin, tüfek kullanan yeniçe­ riler sayıca büyük bir artış göstermiş, Kanuni döneminde 1 2-14 bin olan sayıları 30.000'e, nihayet 50. 000'e kadar çıkmıştır. Bun­ lara ulufe, bahşiş bulmak devlet hazinesinin başlıca kaygısı olmuş, yeniçeri askerinin baskısı çok kez ayaklanmalada sonuçlanmıştır. Sultana veziriazam 'arz'larında (bkz. Ekler, Telhisler) başlıca so­ run, yeniçeriye ulufe ve culfıs bahşişi yetiştirmekti. Öte yandan yeni koşullarda devletçe başvurulan köklü önlem, halktan tüfekli asker yazılmasıdır. Anadolu için vilayetlere yeniçeri ocağından bir subay bir bayrakla gönderiliyor, bayrakdar yevmiye vaadiyle bayrağı etrafına işsiz gençlerden (levend) 50, 100 kişilik bir sekban-sarıca bölüğü örgütlüyor, bu tüfekli bölükler hemen cepheye sevk ediliyordu. Bu tarihte, vergi veren sıradan reayanın ateşli silah kullanma yasağı kaldırılmış, her tarafta tüfek yapan işyerleri faaliyete başlamış, ucuzca tüfek alan başıboş levendler, sekban-sarıca bölüklerine katılmaya başlamıştır. Sekban-sarıca bölükleri, sefere gitmedikleri zaman maaşları kesiliyordu. O za­ man bu tüfekli başıbozuk asker bölükleri (Celaliler), vilayetlerde halkı soymaya başlıyordu. Birçoğu, tehlikeli Avusturya savaş cep­ hesine gidecek yerde kolayına gidip eşkıyalığa sapıyor, köyleri ve şehirleri basıyor, haraca kesiyorlardı. Sekban-sarıcalar, özellikle Anadolu'yu kasıp kavuran Ce/ali Eşkıyası olarak tarihe geçmiştir. Zamanla onları asi paşaların kapısında göreceğiz. Osmanlı toplumunda başından beri ayaklanmaya hazır top­ luluklar daima var olmuştur. Başlıca topluluklar Kızılbaş-Alevi Türkmenler, tirnar için elinde emir olup tirnar alamayanlar, timarı­ nı veya zeametini kaybetmiş sipahiler, bir şeyh etrafında toplanmış isyana hazır dervişler, topraksız delikanlılar (levendler) , yevmiyesi kesilmiş sekban-sarıca bölükleriydi. Bu gruplar merkezi idarede herhangi bir bunalım anında, saltanat iddiasıyla meydana çıkan düzme/er veya bir tarikat kurucusu şeyh yanında isyan bayrağını kaldırır olmuşlardır. XVII. yüzyılda özellikle Anadolu'da binlerce sekban-sarıca bir başbuğ veya bir asi paşa etrafında toplanıp mer­ keze karşı ayaklanmışlardır.

Reaya D u ru m u

Kadim İran imparatorluklarından Abbasiler yoluyla İslam dev­ letlerine örnek olan ideal devlet yapısında, sosyal sınıflar arasında hareketlilik (mobility) kabul edilmemiş, her sınıfın kendi kadrosu içinde görevine bağlı kalması prensibi esas tutulmuştur. Bu kadro­ laşma, sosyal barışın temeli sayılır. Osmanlı Devleti'nde üretim ya­ pan sınıflar, köylü, sanatkar, tüccar reaya sınıfını oluşturur. Reaya (raiyyetin çoğulu) mal, servet üretir, devlete vergi verir. Çoban-hükümdarıo başlıca görevi, reayayı adaletle idare et­ mek, memurların zulmünden korumaktır. Devlet sahibinin temel görevi budur ( bkz. adaletnameler). Geleneksel devlette, adalet dairesinin tarifi şudur: Üretim yapan, vergi veren reaya adil bir padişah idaresi altında rahatça üretim yaparsa devletin hazinesi dolar, hükümdar ordusunu kurar, güçlü olur. Geleneksel devlet ya­ pısı bu prensip üzerine kurulmuştur. Bir rivayete göre, Kanuni Sü­ leyman'ın bulunduğu bir mecliste sormuşlar, "Efendimiz kimdir ? " Doğal olarak herkes padişahı göstermiş, Kanuni son söz olarak, "Hayır, efendimiz köylüdür, raiyyettir" demiş. Bu yanıt, geleneksel devlet teorisinin tekranndan ibarettir. Bürokratların temel devlet felsefesi, bu basit formülde ifadesini bulmuştur. Layihacılara göre, Osmanlı "tagayyür ve fesad" döneminde, kabaca 1 5 8 0-1650 yıl­ larında padişah, zulmü önleyecek yüksek devlet otoritesi görevini

8

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

yapmamış, reaya baskı ve yağma altında ezilmiş, dağılmıştır. Bu dönemde işlerin düzeltilmesi için padişaha telhis-layiha (rapor) su­ nan tüm bürokratların en çok üzerinde durdukları nokta budur. ilkin, Osmanlı ülkesinde tahıl veren tarla toprağı miri'dir, dev­ letindir; köylü toprağı tapu sözleşmesiyle süresiz kullanma ve fay­ dalanma hakkını elde eder. Kargaşa ve yağma döneminde, köylü bu çeşit toprağı bırakır, kaçabilirdi. Devlet onu takip eder, çift-bo­ zan resmi veya ikinci bir öşür talep ederdi. Anadolu'da kargaşa döneminde, özellikle Celali eşkıyalarının yağma döneminde, köylü dehşet içinde toprağını bırakıp şehirlere veya daha güvenli komşu memleketlere kaçıp sığınma yolunu seçmiştir. Yahut başıboş köy­ lü, levend sıfatıyla paşaların kapısında veya sefer zamanları sek­ ban-sarıca asker kumpanyalarında geçim aramış, hatta kürekçi olarak donanma gemilerinde hizmet görmüştür. IV. Murad ( 1 6231 640), Revan Seferi'ne giderken Anadolu'yu baştan başa harab halde görmüştü. Bu dönemde, Anadolu'da yüzde 46'ya varan nü­ fus artışı sonucu toprak bulamayan genç köylülerin levend adıyla iş peşinde koştuklarını da hesaba katmak gerekir. Topraksız, işsiz köylü şehirlere, özellikle İstanbul'a geliyor, bekar odalarında yaşa­ yan bu işçiler yüzünden daha Kanuni Sultan Süleyman döneminde şehirde cinayet ve soygunlar artmış bulunuyor, durum devleti bazı köklü önlemler almaya zorluyordu. Padişah bu gibi sığıntıları, şe­ hir dışına sürmeyi düşünüyordu. 1 650'lerde bu yoldaki bir tahrir girişimi, kargaşaya yol açmış ve vazgeçilmiştir. İstanbul'a yalnız Anadolu levendleri değil, ülkenin fakir bölgelerinden, özellikle Do­ ğu-Anadolu' dan, Rumeli'den sürekli göç, idarecileri kaygılandıran bir düzeye ulaşmıştı. Öte yandan, 1 593-1 606 Avusturya ile Uzun Savaş dönemi köy­ lü reayanın kaderinde ve devletin askeri yapısında yeni bir dönem açmıştır. Askeri Devrim diye literatürlerde ifade edilen köklü as­ keri değişiklik, Anadolu köylüsüne devletin askeri sınıfları arasın­ da yer alma imkanını sağlamıştır. Avrupa ordularında olduğu gibi, kullanması basit bir tüfekle donanmış köylü asker, timarlı sİpahi­ lerin yerini almaya başlamıştır. XVII. yüzyılda kırsal bölgede reaya sınıfı arasında böyle bir dönüşüm yüzyıla damgasını vuracaktır.

REAYA DURUMU 9

Asi paşalar, levendlerden yazılan sekban-sarıcalarıyla payİtahta meydan okumaya başlamış, (Abaza Mehmed isyanı ve ötekiler), öbür taraftan köylü reayanın yaşam koşullarında derin bir dönü­ şüm kendini göstermiştir. Reaya, merkezdeki geleneksel askeri örgütlerde, yeniçeri oca­ ğında efradın önemli bölümünü oluşturmaya başlamıştır. Çağdaş kaynaklar, reayadan gelen yeniçerileri derinti yeniçeri diye küçüm­ seyerek kaydetmektedir. Böylece, yalnız taşrada değil, merkezdeki geleneksel ordu, reaya kökenli askerle dolmaya başlamıştır. Özet­ le, yeni dönemde önemli bir gelişme, reayanın demografik koşullar ve savaş teknoloj isindeki gelişmeler sonucu, asker sınıfının önemli bir bölümünde yer almış olmasıdır. Bu, geleneksel devlet teorisine bağlı layİhacıların kargaşa döneminde şikayetlerine yol açan başlı­ ca gelişmelerden biridir. Toprağı üzerinde çalışan köylü reaya için güç koşullar getiren bir gelişme de, timar-dirlik sistemindeki değişmedir. Sipahi, köy­ lüden aldığı tirnar geliriyle geçinir, savaşa katılırdı. Akçada değer kaybı, tirnar gelirini de vurmuş, sipahi fakirleşmiş, çoğu seferden kaçma yoluna başvurmuştur. Öte yandan Avrupa'da savaş tek­ nolojisinde köklü değişim sonucu atlı asker değerini kaybetmiş, ihmale uğramıştır. Zengin timarlar, zeamet ve haslar, merkezde sa­ ray mensupları tarafından uydurma bazı hizmet adlarıyla yağma edilmeye başlamıştır. Sözde atları için katma gelir isteyen nüfuzlu kimseler, bu arada ulema arpalık adı altında tirnar ve zeametleri kendilerine tevcih ettirmeye başlamışlardır. Valide sultanların saltanat döneminde harem mensuplarının paşmaklık (terlik parası) olarak sadece tirnar ve zeametleri değil, bir sancak, hatta bir eyaletin has gelirini padişah beratıyla gelirleri arasına katmakta olduklarına tanık olmaktayız. Bir zeamet veya has gelirini arpalık veya paşmaklık adı altında tasarrufu altına ge­ çiren molla, mazı11 paşa ve harem hatunu geliri toplayıp getirmek üzere bir voyvoda veya mütesellim tayin edip gönderirdi (Köprü­ lü Mehmed Paşa ilk zamanlarında bir hatuna mütesellim sıfatıyla hizmet etmekteydi ); voyvoda veya mütesellim yalnız efendisinin gelirini toplamakla kalmaz, kendisi için de reayayı zorlardı, reaya

1 0 DEVLET-i 'AliYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

bundan şikayette bulunamaz, böylece soygun kat kat artardı. Ti­ mar rejimi yeni dönemde, layihacı bürokratların da üzerinde dur­ dukları böyle bir soysuztaşma devresine girmiştir. Bu dönemde merkez İstanbul'da devlet büyüklerinin ihtişam içindeki yaşamiarına bir örnek vermek üzere Şeyhülislam Abdür­ rahim'in ( azli 1 649 Temmuz) oğlu Galata kadısı Mehmed Çele­ bi'yi analım. Mehmed Çelebi'nin Topcular yakınlarında bir çiftliği vardı. Çiftliğinde yetmiş seksen at ve otuz "nev-civan hizmetkarı " bulunuyordu. Zaman zaman koçi arabasıyla yola çıktığında, halk, " Sultan Mehmed geçiyor" diye alay eder ve babası şeyhülislamı eleştirirlerdi. Halk Mehmed Çelebi'nin babası Abdürrahim'i, Sul­ tan İbrahim'in katlinden sorumlu tutmakta idi.

Orta-Avrupa ve Kuzey-Karadeniz Cepheleri

Her devletin tarihinde olduğu gibi, Osmanlı İmparatorluğu ta­ rihinde de bütün bir çağın tarihi gidişine etki yapmış sürekli sa­ vaşları, belli jeopolitik durumlar etrafında toplamakla, bu uğraşı­ ların tarihini daha toplu ve geniş biçimde kavramak mümkündür. XVII. yüzyıl Osmanlı tarihinde, Girit Savaşı'nın son bulmasıyla ( 1 669) , bunalımlı dönemlerden biri kapanıyordu. Bu uğraşı, yüz­ yıllarca Osmanlı-Venedik ilişkilerini belirleyen Doğu-Akdeniz'de egemenlik sorununun bir evresi idi. Öte yandan XVIII. yüzyıla ka­ dar Habsburglara karşı yapılan savaşlar, Orta-Avrupa'da üstünlük sorunu etrafında toplanabilir. Bunun gibi, bütün XVII. yüzyıl bo­ yunca imparatorluğu uğraştıran Ukrayna-Kazaklar mücadelesini de, Lehistan ve Rusya ile kuzey-step bölgesi ve Karadeniz'de ege­ menlik sorununa bağlamak, yanlış olmaz. Çarlık Rusyası Kafkas­ ya'ya karşı Terek ırmağı üzerinde Terek Kazaklarını, Azak'a karşı Don Kazaklarını himaye ediyor; Lehistan ise Dinyeper Kazakları­ nı destekliyordu. Kazaklar tüfek ve barut için bu devletlere bağlı idiler. Osmanlı İmparatorluğu için Kuzey sorunu, Büyük Petro ile meydana çıkmış bir sorun değildir. Karadeniz'e inmek için, Ku­ zey-Karadeniz steplerinden geçmek gerekir. Sorunu, Moskof Dev­ leti'nin, Altun-Ordu'nun mirasını adım adım alarak Karadeniz

1 2 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

kuzeyindeki Türk-Tatar bozkırını ele geçirmeye başladığı döneme, 1 6 . yüzyıla kadar çıkarmakta abartma yoktur. 1 Bu gelişim, sonra­ ları Boğaz'a kadar genişleyecek siyasi bir yayılışın ilk aşamasıdır. Bölgeyi savunma, Osmanlı Devleti için Kırım'ın, Karadeniz'in ve nihayet İstanbul'un savunulması olacaktır. XVII. yüzyıl sonunda­ ki ( 1 6 8 3-1 699) çetin uğraş içinde Kırımlılar ve Osmanlı devlet adamları bunu iyi sezmiş ve ilk defa Kırım'ın Ruslara, İstanbul'a saidırma için bir köprü olacağını söylemişlerdir. 2 Yüzyılın ilk yarısında İstanbul Bağazı'na kadar genişleyecek olan Kazak saldırıları/ 1 62 1 -23 Türk-Leh savaşı, IV. Murad'ın 1 634 Leh seferi, 1 672-76 Türk-Leh savaşı, 1 677-8 1 Türk-Rus savaşı meselenin başlıca evreleridir. XVII. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu için en büyük sorunun, daha çok Orta-Avrupa olduğunu unutmamak gerekir. 1 526'dan 1 699'a kadar Osmanlı siyasi tarihi Orta-Avrupa sorunu etrafında dönmüştür. Kırımlılar coğrafi konumları sonucu, bütün kuvvet­ lerini kuzeyden gelen tehlike önünde toplamak istedikleri halde, Osmanlı hükümeti onları daima Orta-Avrupa savaş meydanlarına getirrnek isteyecektir. Tatar süvarİ ordusu akınlada düşmanın geri hatlarını bozma görevini üstlenirdi. Osmanlı Devleti'nin, Kuzey işlerini ertelernek zorunda kalması, ilkin Kazakların Karadeniz ku­ zeyindeki stepleri gittikçe daha yoğun Slavlaştırmalarına meydan vermiş ve nihayet burada onları egemenliği altına almak isteyen üç devlet -Türkiye, Polonya, Rusya- arasındaki mücadele, XVII. yüzyılı dolduran uğraşı sonunda Rusların yararına sonuçlanmıştır. Son olarak Kara Mustafa, Ruslada mücadeleye bir an önce kesin bir çözüm bulmak için bütün kuvvetleriyle, Rusya üzerine yüklendi ( Çihrin Seferi) ; imparatorluk için en önemli sorun olan Orta-Avrupa sorununu kökünden çözmek istedi ( 1 6 8 3 Viyana Seferi) ve devleti Orta-Avrupa'da uzun bir savaşa sürükledi. Bu durum, devleti, Kuzey işlerinde ister istemez hareketsiz bırakacak, buradaki uğraşı yalnız Kırım Hanlığı'nın omuzları üzerine yükle­ necek, Hanlık kuvvetlerinin Orta-Avrupa'daki ölüm kalım uğraşı­ sı için harcanmasına neden olacaktır. 1 6 83-1 699 savaşı sonunda imparatorluğun ve hanlığın bir daha belini doğrultamayacak bir

ORTA-AVRUPA VE KUZEY-KARADENiZ CEPHELERi

şekilde çöküşü, Habsburgları Balkanlar'a, Rusları Kırım'a, Kara­ deniz'e kadar getirecektir. XVIII. yüzyılda imparatorluk için Kırım ve Karadeniz'in savunması, başlıca sorun olacak ve Kırım Hanlığı düşünce ( 1 78 3 ) , ölçüsüz büyüyen Rus tehlikesi doğrudan doğruya İstanbul'u tehdit edecektir. Görülüyor ki, yüzyıl süren bir müca­ delenin son kanlı dönemi olan 1 6 8 3-1699 savaşı, gerek Orta-Av­ rupa, gerek Kuzey-Karadeniz sorunlarının imparatorluk aleyhine yeni bir aşamaya girdiğini göstermiştir.

13

Özerk Eyaletler

Osmanlı İmparatorluğu çeşitli dönemlerde sınırları içine alınan bölgeler dolayısıyla, ayrı idari sistemleri uygulamaya gitmiştir. İm­ paratorluğun Fatih zamanında merkeziyetçi kuruluş döneminde Tuna ile Fırat nehirleri arasındaki bölge, ilk çekirdek bölge olarak kabul edilebilir. Bu bölgede, imparatorluğun ilk kanunları, bu ara­ da tirnar sistemi hakim bir rej im olarak yerleşti. Bu çekirdek bölge dışında devletin yüksek egemenliğini haracgüzar olarak tanıyan voyvodalıklar, darü 'l-'ahd 1 bölgesinde ikinci halkayı teşkil etmek­ teydi. Bunlar Eflak, Bogdan, Dubrovnik haracgüzar eyaletleridir. Bununla beraber yine Fatih zamanında Kırım Hanlığı, Giraylar hanedanının egemenliği altında kalmak şartıyla, Osmanlı İmpa­ ratorluğu'na bağlanmıştır. Bir Müslüman devlet olarak Kırım, Gi­ raylar hanedam idaresinde özerk bir statüye sahipti. Osmanlı pa­ dişahı çoğu zaman, Kırım kabile aristokrasisi ile anlaşarak Kırım hanını tayin ederdi. 2 Ahidname koşulları altında haracgüzar eyaletlere sonradan Er­ del ve Gürcistan katılacaktır. Yavuz Sultan Selim'in Arap eyaJet­ lerini fethettikten sonra Mısır, tamamıyla özerk bir idare altında imparatorluğa bağlanmıştır. Lübnan, keza özerk bir statü altınday­ dı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı deniz gazlleri­ nin kurmuş oldukları Cezayir, Tunus, Trablusgarb ocakları, fiilen

1 6 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

özerk bir idareye sahip olmuşlar; XVII. yüzyıl kargaşa döneminde deniz seferlerinde işbirliği yapmakla beraber, iç idarelerinde yeni­ çeriterin ve deniz kaptanlarının (dayıların) idaresi altında özerk durumlarını güçlendirmişlerdir. XVII. yüzyılda yerli idarelerin, merkezden gönderilen paşalara direnciikierini tespit etmekteyiz. Özerk statüde bulunan salyaneli eya/etler şunlardır: Mısır, Garp Ocakları, Bagdad, Bosna, Mekke ve Medine Şerlfliği, Yemen. Bos­ na Avusturya'ya karşı bir uc bölgesi olduğu için, burada zeametler yerli ailelere ve babadan oğula ırsi olarak verilmekteydi. Zamanla bu bey aileleri, bir bakıma özerk bir idare kurmuşlardır. 3 Bütün bu özerk veya yan-özerk eyaletler, XVII. yüzyılda, İstan­ bul'da merkezi hükümet kargaşa içine düştüğü zaman, özerklik durumlarını güçlendirmişlerdir.

AVU STU RYA I LE UZU N SAVAŞ ( 1 593- 1 606)

Savaş Neden leri

Avusturya ile Uzun Savaş ( 1 5 93-1 606), Osmanlı tarihinde birçok bakımdan bir dönüm noktasıdır. İran Şahı Büyük Abbas Tebriz'i alıp başarılı seferlerle devleti bu cephede uğraştırdığı bir zamanda, Koca Sinan Paşa veziriazamlığında Avusturya ile Uzun Savaş başladı.1 Kanuni döneminde Osmanlılar iki cephede birden savaşmaktan daima kaçınmışlardı. Bu kez devlet, iki cephede uzun yıllar savaşı sürdürmek zorunda kaldı. Savaşı başlatan Sinan Paşa'nın kişisel nedenleri şöyle özetlene­ bilir: 1 . Can düşmanı Doğu Seferi serdan Ferhad Paşa'ya karşı bir Avusturya seferinde serdar olmak. 2. Ayaklanan yeniçerileri ( 1 592) cepheye sevk etmek. Yeniçeriler savaşta başarılarıyla timara çıkmak imkanını elde ederlerdi. Bun­ dan başka onları cepheye sürmekle İstanbul rahata kavuşacaktı. 3 . Avusturya cephesinde kazanacağını düşündüğü zaferlerle, Yemen ve Tunus Fatihi Sinan Paşa Viyana'yı fethedeceğini iddia ediyordu. 4. Avusturya ile diplomatik ilişkilerde, Sinan kendisinin aşağı­ landığı düşüncesinde idi.

20

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

Bu savaş sırasında, Avrupa'da ordu ve ateşli silahlarda değişim (military revolution) sonucu, Osmanlı askeri kuvvetlerinin yapısı ve silahlarda kökten değişiklikler gerekmiştir. Osmanlılar bu dönemde bilimde, teknolojide ve ekonomide bü­ yük ilerlemeler yapmış olan güçlü bir Avrupa karşısındadır. Modern­ leşmiş bir Avrupa karşısında Orta-Doğu'nun büyük İslam imparator­ luğu savaş meydanlarında ve içeride hocalama dönemine girmiştir. 1 590'dan beri Avusturya, Osmanlıların artan akıncı faaliyet­ lerinden şikayetçi idi. Özellikle Bosna Valisi Hasan Paşa'nın Hır­ vatistan'a seferi, ilişkiler üzerinde kesin bir etki yaptı. Avusturya, 1 592 Prag toplantısında savaş hazırlığına karar verdi ve Alman prenslerinden yardım istendi. Prensler olumlu cevap verdiler, Avus­ turya savaşa hazırdı; seferlerde kiliselerde eskisi gibi Türk-çanı ça­ lınmaya başladı. Avusturya, savaşı tüm Avrupa'nın bir Haçlı savaşı haline getirmek için papaya başvurdu, Rusya çarına bile mektup­ lar gönderildi. Lehistan da ihmal olunmadı. Bütün bu diplomatik girişimler, o zaman sonuç vermeyecektir. Avusturya, kuvvetlerini Viyana yolu üzerinde güçlü savunma kalesi Raab'da (Yanıkkale) toplama kararı aldı. Osmanlı ordusu (40.000 kişi, 1 5 .000 yeniçeri) Veziriazam Sinan Paşa kumandasında Raab'ı kuşattı ve teslim aldı ( 1 3 Ekim 1 5 93 ) . Çok geçmeden kış başlarında karşı saldırıya ge­ çen Avusturya ordusu Budin yolu üzerinde İstolni-Belgrad'da Os­ manlı'ya karşı parlak bir zafer kazandı (Osmanlı kayıpları 12.000 er, 47 top ) . Bölgedeki öteki kaleler de Avusturya tarafından kuşa­ tıldı. Yenilgi, İstanbul'da büyük kaygıyla karşılandı.2 Kışın Almanya'dan gelen takviye kuvvetleri ile Avusturya ordu­ su büsbütün güçlendi. 1 593 Martı'nda papa elçilerini göndererek Hıristiyan devletlerini Osmanlılara karşı birleşmeye çağırıyor, öte yandan Avusturya özel­ likle Erdel (Transilvanya), Eflak ve Bogdan'ı isyana kışkırtıyor, onları himaye edeceğini vaat ediyordu. 1 593 Temmuzu'nda Eflak voyvoda­ sı Mihal, Avusturya ile ittifakı gerçekleştirdi ve saldırılara geçti. 3 Selaniki'nin itiraf ettiği gibi Eflak, Bogdan voyvodalarının ha­ rac ödemelerine ek olarak paşaların ağır rüşvetler4 almaları voyvo­ daların isyanında başlıca etken olmuştur.

SAVAŞ NEDENLERi 2 1

Eflak voyvodası Mihal, İstanbul' dan gelen alacaklılardan kur­ tulmak istiyordu; yeniçeriterin oturdukları evi topa tutarak isyan bayrağını kaldırdı. 5 Mi hal ile ittifak eden Kazakların, Karadeniz kıyı bölgelerini yağmalamaları, kasaba ve köyleri yakmaları İs­ tanbul'da büyük yankı yaptı.6 Eflak kuvvetleri ve Kazaklar, ateşli silahları ile büyük bir kuvvet oluşturuyordu; Tuna berisindeki şehirlere saldırdılar, Yergöğü (Ruscuk) , Hırsova, Maçin, İbrail, Silistre, Ziştovi, Rabova'yı istila ile ateşe verdiler. Mihal'in kış baskını İstanbul'da dehşetle öğrenildi. Yakılan şehirlerden fer­ yatçılar gelip düşmanın Müslümanları esir edip şehir ve kasaba­ ları yağmaladığını anlatıyorlardı. Selaniki' nin ifadesiyle " hiçbir kasaba ve kura kalmadı ki, ihrak bi'n-nar itmeyüp minarderine çan asup nakus çaldırmayalar. İbrail ve Bendrer ve Kili ve Ak­ kerman ve Cankerman ve İsmail-Geçidi ve Silistre ve Yergöğü ve Ruscuk ve Tutrakan hernan kaleleri kalıp cümle iskeleleri ve varoşları bi'l-külliye harab ve yebab oldı. Eflak ve Bogdan rea­ yasıyla ittifak idip Erde! ve Macar ve Leh ve Moskof (herhalde Kazakları anıyor) küffarından tüfenkendaz yüz bini mütecaviz " düşman askeri, ülkeyi viraneye çevirdiler. İstanbul'da, müftiden düşmana karşı hareket farzdır diye, fetva aldılar. Büyük Divan toplandı, Veziriazam Ferhad Paşa, tüm yeniçeri askerinin sefer­ ber edilmesini istedi. izleyen bölümde ayrıntısıyla anlatıldığı gibi, Valide Safiye Sul­ tan'ın desteklediği Ferhad Paşa'nın kumandasındaki ordu Mihal'e karşı harekete geçti (Nisan 1 5 95 ) . Eflak'a geçmek üzere Yergö­ ğü'de (Ruscuk) köprü inşasına başlandı. Ferhad Paşa, kendi aley­ hinde İstanbul'da çevrilen oyunları bozmak için cepheyi bırakıp İstanbul yolunu tuttu. Bu sırada Koca Sinan Paşa, Şeyhülislam Bostanzade'den fetva alıp (3 0.000 akça rüşvet vermişti) Perhad'ın yerine veziriazamlığı elde etti ( 1 59 5 ) . Çiftliğine çekilen Ferhad az sonra idam olundu. Yeni veziriazam Sinan Paşa, Eflak'a Mihal'e karşı ordunun başında hareket etti ( 1 7 Ağustos 1 595 ) . Ruscuk'ta tamamlanmış olan köprüden geçen ordu, Mihal kuvvetleriyle Bükreş civarında savaşa girdi. Yenilen Mihal, Erde! sınırına çekildi.

22

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

Sinan Paşa, Bükreş'i alıp bir İslam şehri haline getirdi -kiliseler camiye çevrildi. Mihal geri gelerek saldırıya başladı, Sinan Paşa Yergöğü'ye ricat etmek zorunda kaldı. Mihal köprüyü yıktı, Os­ manlı kuvvetlerini top ateşine tuttu, şehri yaktı (27 Ekim 1 5 95 ) . Koca Sinan, Erdel voyvodası Bathory'e elçi gönderip Tunus, Yemen, İran, Gürcistan fatibi olduğunu övünerek bildiriyor ve ge­ lecek yıl Prag ve Viyana önünde karargahını kuracağını söyleye­ rek gözdağı vermek istiyordu.? Bu arada Bogdan voyvodası Aron, kendi yerinin İstanbul'dan bir rakibine verilmesi üzerine düşman cephesine katıldı.

Uzu n Savaş ve Asker Ayaklan maları ( 1 595- 1 606)

1 595 Nisanı'nda sipahi ve silahdarlar, ulfıfelerinin merkez ha­ zinesinden " sağ akça " ile ödenmesi isteğiyle Divan'da Veziriazam Perhad Paşa üzerine yürüdüler, başının kesilmesini istediler. Sipa­ hileri Perhad'ın rakibi Sinan Paşa'nın kışkırttığı söyleniyordu. 1 Perhad'ı v e Divan vezirlerini katietmekle tehdit ettiler. Padişah, kadıaskerleri gönderip isyancıları yatıştırmayı denedi. Perhad di­ rendi ve geri adım atılırsa isyanın büyüyeceğini, devlet otoritesinin korunması gerektiğini ileri sürdü ve sİpahilere karşı yeniçerilerin ve hastancıların harekete geçirilmesini sultana arz etti. Padişah öneriyi onayladı, vezirler askeri yatıştırma için gönderildi. Asker onları taşlayarak karşıladı. Yeniçeri ve bostancılar harekete geçi­ rildi, sİpahileri dağıttılar. Sinan Paşa ve Cigala-zade bu ayaklan­ madan sorumlu tutuldular, Sinan Malkara'ya sürgün gönderildi. Sipahi ayaklanmasında hizmeti görülen yeniçerilere yüz bin gümüş guruş bağış dağıtıldı. Bu olayların ardından Perhad Paşa isyan halindeki Eflak voyvo­ dası Mihal'e karşı sefere çıktı.2 Asker ocaklarını ayaklandırmaktan çekinmeyen Perhad ve Sinan Paşaların iktidar mücadelesi bu dö­ neme damgasını vurmuştur. İktidar için bu çekişme -sipahi ve ye­ niçerilerin karşılıklı ayaklanmaları- bir kargaşa dönemi açtığı için

24

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - l l

önemlidir.3 Yeniçeriler ile sİpahiler arasındaki kavgayı durdurmak için savaş meydanına sürme düşüncesi, Avusturya'ya karşı 1 593'te Uzun Savaş'ın açılmasında önemli bir faktör sayılmaktadır. 4

Avusturya Savaşları Sırasında Ordoda Yapısal Değişme Vezirler, aralarındaki rekabet için kapıkullarını kullanmaktan çekinmezlerdi. Yukarıda da bahsedildiği gibi, Sinan Paşa veziria­ zam olunca, rakibi Ferhad Paşa'yı ortadan kaldırmak için yeniçeri­ leri kışkırtmış, Perhad'ın eşyasını yağma ettirmişti; Ferhad, Valide Safiye Sultan'ın himayesi sayesinde bir süre başını kurtardı ise de, sonunda idam olunmuştu ( 1 59 5 ) . Daha bu dönemde, veziriazam seçiminde, Harem ve yeniçeri ocağıyla ilişkiler önemli rol oynuyor­ du. Sinan hoşlanmadığı yeniçeri ağalarını düşürmek için padişaha arz yazmaktan çekinmezdi ( bkz. Ekler, Koca Sinan Paşa ve Telhis­ leri) . Sinan "İstanbul'un hıfz u hiraseti ta evvelden yeniçeri ağala­ rına mahsusdur" diyordu. Gerçekten, İstanbul'da polis hizmetini kollukcu yeniçeriler görmekteydi. Sadrazarnın yeniçeri ocağında casusları vardı (Telhis, 29b ) . Beş kere sadarette bulunan Koca Si­ nan çok yaşamadı (ölümü 3 Nisan 1 596);5 büyük serveti arasında yalnız nakit 600.000 altın bıraktı. Yedi buçuk yıl iktidarı döne­ minde Arnavut devşİrınesi Koca Sinan Paşa'nın ( 1 520 ?-1 594 ) pa­ dişaha gönderdiği telhisler (raporlar) bir Osmanlı devlet adamının hayatı, devlet işlerine dair düşünce ve önlemleri ve sultanla iliş­ kileri bakımından birinci elden belgelerdir. Sultan, yeniçeri ağası, kadıaskerler ve veziriazamı 'Arz-Odası'na kabul edip arz edilen işler ve atamalar üzerinde kararını bildirirdi. Ayrıca, veziriazam zaman zaman telhisler gönderip ortaya çıkan sorunlar hakkında bilgi sunar ve sultanın telhis üzerinde el yazısıyla fermanını bekler. Bu suretle, her önemli iş padişahın bilgisi dahilinde karara bağlan­ mış olurdu. Sinan Paşa, padişahın İstanbul'daki "meyhane ve bozalıane ve kahvehanelerin " kapatılmasını emretmesi üzerine yazdığı bir tel­ hisinde (no. 3 3 ) Balıkpazarı'nda eskiden beri mevcut meyhanele-

UZUN SAVAŞ VE ASKER AYAKLANMALARI (1 595-1 606) 25

rin "şimdilik" kapatılmamasını önerir; "kahvehaneler kapatılsın amma halka bir eğlence yeri lazımdır" diye çekimsediğini belirtir; vergilerin kaybalacağını da sultana hatırlatır. Hazine'ye bu kay­ naktan bin yük ( bir yük 1 00 bin akça) gelir sağlandığını ilave eder. Aksini söyleyeniere aldırılmamasını sultandan ister. Rüşvet almadığını şu sözlerle inandırmaya çalışır: " Bir akça beytu 'l-mal [hazineye ait para] yedigüm bulsunlar, bir akçanız git­ dügi yeri duyup müsamaha idersem, dünyada ve ahiretde yüzüm kara olsun. " Rakibi Perhad Paşa'nın bin yük akça yediğini yazar, "Padişahım teftiş buyurun" diye ısrar eder. Sinan, Ferhad'ı Harem ve darussaade ağasıyla işbirliği yapmakla suçlar. Kendisi de sulta­ na yaranınaya çalışır (Telhis, 3 7, 45, 52, 54). Veziriazam iktidarda kalmak için Harem (Valide Safiye Sultan) ve şeyhülislamı kendi ta­ rafında görmek ister (Telhis, 46). Rakipleri, padişaha tezkire (gizli mektup) sunar, hatt-i hümayun elde etmeye çalışırlar. Bir telhisten (no. 55), şunu da öğreniyoruz ki, divan katipleri sahte beratlar ve emirler düzüp satıyorlarmış. Sinan, bu gibilerin ellerinin kesilmesi­ ni veya Cezayir'e sürgün edilmesini padişaha arz eder. Avusturya cephesinde serdar olan Mehmed Paşa'nın son derece önemli bir arzından (Telhis, 8 1 ) şunu öğreniyoruz: Paşa düşma­ nın Budin'e saldırmak üzere kış mevsiminden beri büyük hazırlık içinde bulunduğunu haber veriyor ve ilave ediyor: "Mel'fınların askerleri ekser piyade ve tüfenk-endaz olup [Osmanlı] piyadesi az olduğundan" savaşta ve kale kuşatmasında "azim ıstırab çekilür" . Gönderilen 200.000 flori mevacib yetmedi, "yarar tüfenk-endaz yeniçeri, ağaları kulları ile mu' accelen irsal oluna " . 6 Sultan Mehmed'in hatt-İ hümayfınu: "Ma'lfım oldu" şeklindedir. Bu rapor, Osmanlı ordusundaki yapısal değişikliğin kaynağını gös­ termektedir. Avusturya ordusundaki tüfekli piyadeye karşı Osmanlı serdarı, tüfekli yeniçerinin artırılması nedenini açıklamaktadır. Yemen paşasının durumu hakkında arzı (Telhis, 82) padişa­ ha hitap etmekle beraber veziriazam tarafından Valide Sultan'a sunulmuştur. Bu tarihlerde Şah Abbas doğuda saldırılarını başa­ rıyla sürdürmektedir (Tebriz'i 1 603'te alır ) . İstanbul iki düşman arasında kalmak istemez. Avusturya ile barış önemlidir. Bu sırada

26

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - l l

sİpahiler ayaklanmıştır { 1 603 kışı), Anadolu'da Kara-Yazıcı isyanı sürmekte {Erdel'de Osmanlı askeri harekatı için Telhis 78-79, krş. Naima, I, 299 ) . Belge, Sultan III. Mehmed zamanında Valide Safiye Sultan'ın devlet işleri üzerinde müdahalelerini göstermektedir {Ye­ men'de durum ve Mehmed Paşa serdarlığı için Naima, I, 308, 324). Erdel'den İstanbul'daki İngiltere elçisine gelen mektubu elçi, ve­ ziriazama göndermiştir (Telhis, 8 0 ) . Mektup, Avusturya ile barış koşullarını içeren bir mektuptur. Erdel prensi, Avusturya'nın ko­ şullarını bildirerek, iki taraf arasında barış için aracı olmaktadır. Erdel, Osmanlı-Avusturya savaşından zarar görmektedir. İm­ parator Rodolph ile temas kurulmuş ve barış koşulları öğrenilmiş­ tir {Mehmed Paşa'nın Macaristan serdarlığı ve Avusturya ile savaş durumu hakkında 46, 49, 5 1 , 52, 5 7, 62, 67, 68 no'lu telhisler ayrıntılı bilgi vermektedir). 44. telhis bu dönemde tirnar rejimindeki yolsuzlukları yansıtır. Tirnar ve zeametler fiilen savaşlarda yararlıkla bulunmuş askerden alınmaktadır, " Sancakları dibinde ceng eder, hidmete yarar kimse" kalmamıştır. "İstihkakı olmuyan kimseler" tirnar ve zeametleri ele geçirmişlerdir: " Bu kadar yıllardan beri seferlerde hizmet eden as­ kerin ellerinden dirliklerini çek üp almağla " askere nefret gelmiştir. Veziriazam, bunun düzeltilmesi ve karşılığında, savaş bitince bu sorunun önemle ele alınması kaçınılmaz bir gerektir, der. Bu konu üzerinde sonraları layİhacılar da önemle duracaklardır. Sultanın bu tdhise hatt-i hümayfınu şöyledir: "Timar ve zeamet defterleri bana gönderilsin, buradan verilecek karara göre düzdt­ me işine girilsin. " Telhislerdeki b u uyarı, Osmanlı tirnar sisteminde daha 1 603 tarihine doğru ortaya çıkan önemli yapısal bir soruna parmak bas­ maktadır. Arşiv belgeleri bu tarihe doğru, zeametlerin harem men­ suplarına paşmaklık adı altında tevcih edildiğini ortaya koymak­ tadır. Timarlı sİpahilerin savaş alanında askeri hizmette yararlığını büyük ölçüde kaybetmesi {Telhis, 8 1 ) bu gelişmenin bir nedeni olabilir. Fakat o zamana kadar "seferlerde hizmet eden " askerin elinden gelir kaynağı alınırsa, " onlar nasıl geçinür" deniyor; so­ run daha sonraları daha da ağırtaşmış ve layiha sunan bürokratlar

UZUN SAVAŞ VE ASKER AYAKLANMALARI (1 595-1 606) 27

(bkz. Ayni Ali h1yihası ve Koçi Bey telhisleri) tarafından " fitne ve fesadın " başlıca kaynağı olarak kabul edilmiştir. 7 Bu kötü gelişme­ nin daha III. Mehmed zamanında "azim fesad" haline geldiğini veziriazam ifade etmiştir. Telhisleri (no. 24-26, 28, 33, 35-37, 4 1 , 4 2 ) mali bunalımın daha b u dönemde önemli bir problem olarak ortaya çıkmış bulunduğunu göstermektedir.

Macaristan Cephesi nde Gel işmeler ( 1 60 1 - 1 606)

1 60 1 'den itibaren Avusturya, Macaristan'da büyük ordulada karşı saldırıya geçti. Stratejik büyük kaleler, Budin, Kanij a, tehlike altına girdi. Veziriazam İbrahim Paşa, Macaristan seferine atandı. Aynı tarihlerde Anadolu'da, Kara-Yazıcı büyük kargaşaya neden oluyordu. Yemişci Hasan Paşa o zaman İstanbul'da Veziriazam İbrahim Paşa yerine kaymakamlık mevkiine getirilmişti. Yemişci, yeni akça çıkarıp maliyede kargaşaya son vermeye çalıştı (altın flo­ ri 220'den 120'ye ve Avrupa menşeli gümüş guruş 80 akçaya indi­ rildi) . Macaristan cephesi serdarı ( başkomutan) İbrahim Paşa'nın ölümü üzerine, Yemişci Hasan Paşa veziriazamlığa getirildi (23 Temmuz 1 60 1 ) ve serdar olarak ordu başına geçmek üzere hemen Belgrad'a hareket etmesi ferman olundu. Hasan Paşa mevkiinden emin olmak için ilkin İstanbul'da düşmanlarını temizledi; özellik­ le şeyhülislamın yerine yeni birini getirmeye dikkat etti. O sırada Mathias, büyük kuvvetlerle Budin yolu üzerinde İstolni-Belgrad'ı almış, gelip Kanij a kalesini kuşatmıştı. Yemişci Hasan Paşa acı ha­ beri Belgrad'da aldı. Hasan Paşa bu kritik durumda İstolni-Belgrad önüne geldi (29 Eylül 1 60 1 ) . Çetin bir savaş oldu, yeniçeri kaçmış, serdar Yemişci esir düşme tehlikesiyle karşılaşmıştı. Budin tehlike altındaydı, Ru-

30 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - l l

meli Beylerbeyi Mehmed Paşa, Budin korumasına gönderildi. Her­ sek Mathias kumandasındaki düşman ordusu Kanij a'yı kuşattı, Tiryaki Hasan Paşa'nın ünlü savunması1 Osmanlı kaynaklarında ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Kış bastırdı, serdar Yemişci Hasan Paşa askerin isyanı yüzün­ den cepheyi bırakıp Sigetvar'dan Belgrad'a dönmek zorunda kal­ dı (Ekim sonu) . Kanij a savunması ve kışın erken gelmesi, 1 60 1 yılında Avusturya'nın büyük saldırı harekatını sonuçsuz bırakmış oldu.2 Veziriazam ve serdar Yemişci Paşa'nın yokluğunda İstan­ bul'da askerin karışıklık çıkarması önlendi, kapıkuluna mevacibi verilmiş ve sİpahilere cizye defterleri dağıtılmıştı. 3 Yemişci, ordu ile Belgrad'da oturup Macaristan'da yeni bir düş­ man istilasına karşı ikmal işleriyle uğraşıyordu ( 1 601-1 602 kışı) . 1 602 Haziranı'nda orduyla İstolni-Belgrad üzerine hareket etti, kuşatma sonunda kale teslim oldu. Bu önemli bir başarıydı. Serdar oradan Erdel'e hareket etti. Budin kuşatma altında olup düşman Peşte'yi ele geçirmişti. Yemişci acele Peşte önüne geldi. Düşman, serdan Peşte ve Budin'e yaklaştırmıyordu. Budin iki yıldır düşman kuşatması altında yardım bekliyordu. Nihayet, asker Budin'e gir­ meyi başardı. Sonbaharda Yemişci, Budin önünden Varadin'e, ora­ dan Belgrad'a çekildi (Eylül 1 602 ) . Bu sırada İstanbul'da büyük olaylar patlak vermiş, sİpahiler yeniden ayaklanmışlardı.4 Kara-Yazıcı, Divane Hasan, Deli Hasan5 ve yoldaşları ile Celali­ lerin Anadolu'da eşkıyalıkları, İstanbul'da büyük heyecan ve telaş uyandırıyordu. Sipahiler, padişahı Ayak Divanı'na çağırdılar. Yeni­ çeri ve sİpahi ağalarının katılımıyla yapılan meşveret meclisinde (5 Ocak 1 60 3 ) asker, rüşvetçi kapıağası (Babussaade ağası) ve yan­ daşları aleyhinde konuştular. Asker ocakları, Kapıağası Gazanfer Ağa'nın devlet işlerinde üstün nüfuz sahibi olmasına, Celalilere karşı gönderilecek kumandanları onun seçmiş olmasına karşı idi­ ler. Kendisini rüşvetçilikle suçlamakta idiler. 6 Asi sipahiler, Valide Safiye Sultan'ın sürgün edilmesini istiyor ve "Mürteşiler alemden gitmeyince fitne ve fesad" ve Anadolu'da eşkıyalık son bulmaz diyorlar/ padişahın Babussaade'ye çıkıp şika­ yetlerini dinlemelerini istiyorlardı. 8 Sipahi ayaktanmasının gerçek

MACARiSTAN CEPHESiNDE GELiŞMELER ( 1 60 1 - 1 606) 3 1

nedenini, tarihçi Mustafa Ali açıklar: "Müdebbire-i mülk ü devlet" diye andığı Valide Safiye Sultan'ın Yahudi kethüda Kira ile beraber, cizye vesair vergi iltizamlarını, özellikle sİpahilere ait cizye tahsilini kontrolleri altına alması.9 İngiliz elçisi Lello, Valide Safiye Sultan'ın oğlu Sultan Mehmed'e "her istediğini yaptırdığını" belirtmekte­ dir. Safiye-Kira yolsuzlukianna karşı sipahiler, Kira'yı ve işbirlikçi oğullarını feci şekilde katlederler. Ayaklanma aynı zamanda Valide Safiye Sultan'ın devlet idaresinde kurduğu kontrole karşı idi. Padişah Ayak Divanı'nda, Babussaade'de tahtta oturup ağaları kabul etti. Ulema da bu olağanüstü toplantıda hazır bulundu. Si­ pahi zorbalarından Hüseyin Halife, " Öte yakada olan eelaliler . . . memalik-i İslamiyye ihtilali b u hale gelmiş iken vükela-yi saltanat­ ları olanlar sana bildirmeyüp . . . her birini getürüp teftiş eyleyüp " hepsini cezalandırmalısın, diye pervasızca konuştu. eelaliler bu­ nun üzerine Hüsrev Paşa'nın rüşvetle serdar atanmış bulunduğu­ nu söyleyerek, saray ağaları Gazanfer ve Osman Ağa'nın idamını istediler. Asker ocakları, rivayette Şehzade Mahmud'u tahta çıkar­ mayı düşünüyorlardı. Hasan Beyzade, "az kaldı ki hal' -i saltanat [sultanın tahtından indirilmesi] olayazdı " diye karşıtaşmayı değerlendirir; hatta Şeyhü­ lislam Sun'ullah Efendi'yi tahta oturtınayı düşündüklerini açıklar. III. Mehmed'in oğlu Şehzade Mahmud, babası aleyhine komploya dahil olmakla suçlanıp boğduruldu. Aynı zamanda Macaristan ve İran cephelerinden bozgun ha­ berleri gelmekte idi ( 1 603 ) . Şah Abbas, Tebriz'i işgal etmiş, Kars üzerine yürümüş, bir Avusturya ordusu da Budin'i kuşatma ile teh­ dit etmekte idi. Son olaylar, Osmanlı tarihinde gayet önemli bir gelişmeyi işaret etmektedir. Olağanüstü bunalımlarda padişahın, Babussaade'de (Kapı) tüm devlet büyükleri ve ulema ile şikayet­ çileri kabul edip kararı vermesi bir devlet geleneğidir. Olaylar, as­ kerin ayaklanıp isteklerini kabul ettirdiğini göstermiştir. Bürokra­ sinin başı olan reisülküttab10 Hasan Beyzade, Tarih'inde, askerin bu hareketini kesinlikle kötüler. Sipahilere karşı hareketle isyanı bastıran yeniçerilerin, devlet işlerinde baskısı bu tarihte başlatılır (Şubat 1 603 ) .

32

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

Olaylar üzerine padişah adam göndererek, ordu ile Macaris­ tan seferinde bulunan veziriazam ve serdar ( başkomutan) Yemişci Hasan Paşa'yı, acele İstanbul'a çağırttı. Harmanlı'ya geldiği sırada Yemişci Hasan Paşa'ya karşı isyan halindeki sİpahilerin hücumun­ dan kaygı duyuluyordu. Kaymakam Mahmud Paşa ile iki kadıas­ ker kendisiyle buluştular. Fakat ayaklanan sipahi zorbaları, şeyhü­ lislamdan paşanın katli için fetva almışlardı. 1 1 Fetvayı kadıaskerler tasdik ettiler. Sipahi zorbaları fetvatarla Yemişci Paşa'nın katli için padişaha telhis gönderditerY Telhlste zorbalar, istekleri kabul olunınazsa padişahı tehdit etmekten geri kalmıyorlardı. Kaymakam Mahmud Paşa, Yemişci'nin yerine geç­ mek istiyordu; rivayete göre zorbalara 30. 000 altın vaat etmişti. Sultan Ahmed'in bu telhlse yanıtı dikkate değer: "Veziriazam­ d an suclur iden cümle umfır benim ma'rifetim [bilgim] dahilinde­ dir, benimle vezirim arasına kul [sipahiler] niçün müdahale ider. " Fatih Sultan Mehmed'den beri cari kanuna göre, veziriazam yal­ nız ve yalnız padişaha hesap verir, araya kimse giremez. Padişahın devlet idaresinde, bu temel kuralı anınası yerinde ise de zorba­ lara dayanan Kaymakam Mahmud Paşa bu kuralı çiğnemektey­ di. Devlet işlerinde kargaşaya işaret eden Koçi Bey, bu devirde bu temel kuralın bırakıldığı noktası üzerinde durmaktadır. Şimdi paşalar, sİpahilerin veya yeniçeriterin arka çıkmasıyla mevkileri­ ni koruyabiliyorlardı; açıkça, iktidarı asker belidiyordu (Tırnak­ cı Hasan Paşa idama mahkum iken yeniçerinin arka çıkmasıyla idamdan kurtulmuştur) . Sonuçta padişah, Veziriazam Yemişci Hasan Paşa'yı destekle­ meye karar verdi, Kaymakam Mahmud Paşa'nın idamını emret­ ti. 1 3 Sipahilerin müdahale edeceğini hatırlatanlara Veziriazam Ye­ mişci'nin cevabı ilginçtir, " Sipahi zorbalarına karşı yeniçerilerimi harekete geçiririm" ,14 "Yeniçeri hernan rıza-yi hümayfınlarına ba­ karlar" 15 dedi. Mahmud Paşa, sİpahi zorbalarına güveniyor, Vezi­ riazam Yemişci Hasan ise yeniçerilere dayanıyordu.16 N.dişahın tutumunu öğrenen sipahi zorbaları, "Padişah-i 'alem­ penah ber-muceb-i fetva Hasan Paşa'yı katl eylemedi, biz kendi­ müz sarayına varup onu katl iderüz dediler, kalkup At-Meydanı'na

MACARiSTAN CEPHESiNDE GELiŞMELER ( 1 60 1 - 1 606) 33

vardılar. " 1 7 Zorbalar, kapıları kırıp veziriazamın evine girmeyi ba­ şaramadılar. Yemişci Paşa, o sırada kıyafet değiştirerek yeniçeri ağalarının bulunduğu saraya gidip sığınmıştı. Bu andan itibaren sİpahiler ile yeniçeriler karşı karşıya geldiler. Göz tanığı Hasan Beyzade de, ağalar sarayına vardı ve yeniçerinin emriyle bir telhis (rapor) yazarak olanları padişaha arz etti -zorbalara katılan Şey­ hülislam Sun'ullah'ın hakkından gelinmesini istiyordu. 1 8 Komplo­ nun başı sayılan Sun'ullah'ın aziedilip Rodos'a sürgün gönderil­ mesi, yerine güvenilir biri olarak eski kadıaskerlerden Mustafa'nın atanması arz ediliyordu. Padişah ve onun mutlak vekili Veziriazam Yemişci Hasan Pa­ şa'ya karşı Şeyhülislam Sun'ullah, sipahi zorbaları ve iddiaya göre 30.000 altın rüşvet parası gönderen Celal! reisi Kara-Yazıcı'yla it­ tifak etmişlerdi. Bu komplo karşısında veziriazam ve sİpahilerin rakibi olan yeniçeri ocak ağaları birleşiyor ve son söz sahibi pa­ dişaha başvuruyorlar. Padişahın nasıl karar vereceği hayati önem taşıyordu. Yemişci Hasan Paşa, sipahi zorbalara karşı geceleyin tüm as­ keri biriikiere buyruldular göndererek savaş hazırlığı yaptı. Bun­ lar arasında başta yeniçeriler olarak cebeci, topçu, top-arabacıları, tersane donanma erieri ve yardımcıları vardı. Bütün bu grupların silahlarıyla seher vakti gelip Süleymaniye Camii'nin hareminde ha­ zır olmaları emrolunuyordu. Buyrulduda, bu emre karşı çıkacaklar padişaha isyan etmiş sayılacaktır, deniyordu. Veziriazam, padişa­ hın mutlak vekili sıfatıyla bu önlemleri alma yetkisine sahipti. Tüm hazırlıklar padişaha bildirildi. Herkesten önce yeniçeri­ ler, ağaları Perhad Ağa kumandasında buluşma yerine gelip hazır oldular. Padişahtan gelen hatt-i hümayfın (padişahın el yazısıyla ferma­ nı) : " Siz ki yeniçeri kullarımsız . . . yüzünüz ağ ola, ecdad-i izamı­ mızdan bu ana gelince, sizden hiyanet sadir olmayup rıza-i şerifi­ miz üzeresiz . . . vezlr-i a'zamuma muti' olup bu zorba eşkıyasınun haklarından gelinmesine mu'avenet eyliyesiz" diyordu. Padişahın hattı okunduğunda yeniçeriler bir ağızdan dualar edip alkışladılar. Yeniçeriler padişaha şu sözlerinin iletilmesini rica ettiler: " Şimdiye

34 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - l l

dek müfti olanlarda fitne vü fesada sa'i yoğ idi . " Bu yüzden Ka­ ra-Yazıcı'dan para alıp sipahi zorbatarıyla işbirliği yapan, onlara uyup fetva yazan ve " alemi fesada veren" Sun'ullah'ın azlini, müf­ tiyle işbirliği eden Kaymakam Mahmud Paşa'nın katlini istediler. Sİpahilerden zorba-başı olanların teslimi de istekleri arasında idi. Bu istekleri yerine getirilmezse, " Cümlesinin katli lazım gelür" di­ yorlardı. Telhis, ağaları tarafından yeniçerilere açıklandı. O sırada sipahi zorbaları da At-Meydanı'nda toplanmış bulunuyordu. Pa­ dişahın emri sİpahilere okunup başlarındaki "zorbaların " teslimi istendi. Padişah, Sun'ullah'ın aziini ve yerine Mustafa Efendi'nin atan­ masını emreden hattını veziriazama gönderdi. Yemişci, yeni şeyhü­ lislama büyük saygı gösterip kendisini vezirlerin üst yanına oturt­ tuY Yeni şeyhülislamdan fetva alındı. Listede belirtilen sipahi zor­ baların teslimi hakkındaki fetvada "itaat itmeyüp (zorbaları) tes­ limden imtina . . . edenler" asi ilan olundu ve katl ile topluluklarının dağıtılacağı bildirildi. Her şey kurallara göre düzenlenmekteydi. Padişahın emriyle beraber şeyhülislamın fetvası harekete meşruluk kazandırmaktaydı. Sipahiler isyanı sürdüren zorbaları teslim etmediler, hepimiz ölürüz vermeyiz, padişahımız sİpahilerden vazgeçemez, diye di­ rendiler.20 Hiddetlenen Yemişci Paşa, " Sa'adetlü Padişah anların kulluğundan (vaz) geçmişdür, şöyle ki matlfıb olanları virmezlerse defterlerini ateşe atıp bu denlü asakir ile üstlerine varmamuz mu­ karrerdur, hazır olsunlar" diyerek sur kapılarını kapattı, bu ce­ sur yanıtı öğrenen sİpahiler kaçacak delik aradılar; yeniçeri ağası Perhad Ağa hemen yeniçerilerle Süleymaniye'den harekete geçti, şehri dolaşıp zorbaları ele geçirmeye çalıştı. Yemişci Paşa, yeniçeri ağasının sarayında harekatı izliyordu. Sun'ullah bulunamadı. Bir gün bir gece böyle geçti, ertesi gün sarayda Babussaade önünde toplanan Ayak Divanı'nda, vezirler, mansıb sahibi olan ve olmayan tüm ulema, kapıkulu ve başka bir­ liklerin ağaları bir arada olağanüstü toplandılar. Padişahın huzurunda itaatlerini gösterdiler, " müşavereler alın­ dı" , sonra asker önde, padişah huzurundan ayrıldılar. Veziriazam,

MACARiSTAN CEPHESiNDE GELiŞMELER ( 1 601 -1 606) 35

ulemayla harekat merkezi At-Meydanı'nda yeniçeri ağasının sa­ rayına geldi. Meydancia başarı şenlikle kutlandı. Sipahiler ağası Mustafa, ayaklanmanın zorbaları Poyraz Osman ile Öküz Mah­ mud'u getirip paşaya teslim etti. Poyraz Osman'ın, paşa önünde itirafları ilginçtir: Şeyhülislam Sun'ullah, vezirler ve kadıaskerler ittifak halinde bu ayaklanmayı hazırlamışlar. Osman'ı, kaymakam Mahmud Pa­ şa'ya götürmüşler, o da ayaklanma hazırlığının nedenlerini kendi­ sine anlatmış ve yoldaşlara 3 0.000 altın dağıtılacağını bildirmiş; bize katılmazsan yalnız kalırsın demiş. Osman'ın anlattıkları sipahi isyanını, Sun'ullah ve Mahmud Paşa'nın hazırladığına kuşku bırakmaz. Sİpahiler ağası Mustafa zorba-başı Osman'ı saraya götürdü, padişah huzurunda itirafları üzerine boynu vuruldu. Öteki "zorbalar" da birer birer yakalanıp idam olundular.21 Tüm bu olayların göz tanığı Hasan Beyzade'ye göre, Veziriazam Yemişci Hasan Paşa, yeniçeri sayesinde sipahi ayaklanmasını hastınnca padişahın büyük iltifatına erişti, bundan gururlanıp birtakım haksız idamlara girişti, paşaları sürgüne yolla­ dı.22 Yeniçerilerin desteğiyle fazlasıyla güç kazanan Yemişci dikkat­ siz davranıyor, padişaha ne arz etsem kabul eder, iddiasında bulu­ nuyordu.23 Yeniçerilerin sipahi aviarı sebebiyle, "tenha düşürdükce katlider oldular, hususa İstanbul'dan taşra olan bilad ve emsarda [şehirlerde] bu iki ta'ife arasında " düşmanlık eksik olmuyordu. Yemişci Hasan Paşa özellikle yeniçeri desteğiyle, Valide Safi­ ye Sultan'ı sürgüne göndermek cesaretinde bulundu. Harem ona karşı idi. Rakipleri onun, yeniçeriye güvenip padişah emirlerini dinlemeyeceğinden, hatta padişahın kendisini azil kararına karşı kayacağından kuşkulanmaya başladılar.24 Dolayısıyla, bu tarihte yeniçerilerin idarede baskısından söz edilebilir. Yeniçeri-sİpahi re­ kabeti, idareciler için bir denge sağlıyordu, denebilir. O zaman ulema tarafından padişaha yeniçeri aleyhinde tezki­ reler gönderilmeye başlandı ( bu dönemlerde sorumlu olmayanlar padişaha bu gizli raporları sunabilirdi, buna tezkire denir) . Nihayet, baskılar sonucu Yemişci Hasan Paşa'dan sultanın mührü alınıp azi olundu.25 Bunu öğrenen yeniçeri ocak ağala-

36

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - l l

rı ayaklanıp o gece şeyhülislam ve kadıaskerlere gidip, möhr-i hümayunu hemen Yemişci Paşa'ya verdirmezseniz, sizi kitapla­ rınızla birlikte yakarız, tehdidinde bulundular (veziriazamın sul­ tanın mutlak vekili olduğunu göstermek üzere möhr-i hümayfın verilir, o da bunu göğsünde saklardı) . Padişah kapısından bir ya­ nıt gelmedi, tüm yeniçeriler padişah sarayına yürüdüler, sultandan mührünü istediler. Sultan, gece Cerrah Mehemmed Paşa'ya möhr-i hümayfınu göndermişti. Şeyhülislam, yeniçeriyi, iktidar sahibinin padişah olduğunu söyleyerek sakinleştirdi: "Vezaretle ne alakanız vardır. Padişah-i İslam istedigini istihdam eyliye " dedi. Direnen bazı ocak ileri ge­ lenleri, sonunda yola getirildi; Yemişci Paşa'yı kaçıp saklandığı Südlice bahçesinde yakalayıp katlettiler.26 Sonunda padişahın oto­ ritesi herkesçe tanınmış oldu .. idam olunan Yemişci Hasan Paşa, Saray-i Hümayfın'da padişah yanında iç-oğlanı olarak hizmette bulunduktan sonra çıkmada dış valiliklerde bulunmuştu. 1 60 1 'de İstanbul'da kaymakam olarak bulunduğu sırada, Veziriazam Da­ mad İbrahim Paşa'nın ölümü üzerine onun makamına getirilmişti (22 Temmuz 1 60 1 ) . Anadolu'da Celalilere karşı başarısı (Ağustos 1 60 1 ) onları sindirmiş, oradan acele, Avusturya cephesine gönde­ rilmişti (Eylül 1 60 1 ) . Avusturya ordularının başarısı ve payİtahtta­ ki iktidar mücadelesi dolayısıyla barış zorunlu bir hal almıştı.

Zsitva-torok Andaşması Maddeleri 1 606 Zsitva-torok barışının esas maddeleri şöyle özetlenebilir: 1 . İmparatorun ödemekte olduğu yıllık 30.000 altın haraç kalkı­ yor. 2. Sultana bir defada harp tazminatı olarak 200.000 guruş (yaklaşık 67.000 altın) ödenecektir. 3. İmparator her üç yılda bir sultana hediyeler gönderecektir. 4. Karşılıklı yazışmalarda impara­ tor, padişahla eşit zikredilecektir. 5. Avusturya hükümdan için kral unvanı yerine Roma çesarı (imparatoru) unvanı kullanılacaktır. 6. İki taraf karşılıklı sınırlara tecavüz etmeyeceklerdİr. 7. Sınır anlaş­ mazlıkları Budin beylerbeyi ile Avusturya Raab kale kumandanı arasında görüşülecek ve bir hükme bağlanacaktır. 8. Bu antlaşma,

MACARiSTAN CEPHESiNDE GELiŞMELER (1 601 -1 606) 37

daha sonra gelecek sultan ve imparatorlar için de geçerli sayıla­ caktır. 9. Bu antlaşmaya İspanya kralı da iştirak etmiş sayılacaktır. Güçlükle barışa erişiimiş olup bu antlaşma Avrupa'da Osmanlı üstünlüğüne son veren bir belgedir.

..

.

XV I I . YUZYI LA G I R E RKEN PAD i ŞAH SARAY- i H Ü MAYÜ N OR D U

Pad işah

Osman l ı Padişah ı , Pad işah l ı k

Bin yıllık Orta-Doğu geleneğini izleyen Osmanlı devlet düze­ ni saltanatın, otoritenin yüksek karar birliği ve dokunulmazlığı inancına dayanır; padişah, miilikü 'l-mülk'tür. Ülkenin, devletin tek sahibidir. Bu prensip korunduğu sürece devlet düzeni karga­ şadan korunmuş olur. Osmanlı devlet düzeninde her karar son kertede, padişahın mutlak " emr ü fermanı " olarak çıkar.1 Küt­ tiib'ın -bürokratların- usulünce formüle ettikleri fermanlar daima "ferman men-lehülemrindir " (karar emir sahibinindir) formülü ile son bulur. Padişah, mutlak otoritesini, gerçek hayatta vekil-i mutlakı vezi­ riazama (sadrazam) bırakmıştır. Önemli kararlar, padişahın bizzat eliyle yazdığı ferman yani hatt-i hümiiyun ile verilir. Padişah bizzat bulunmadığı seferlerde, idam cezaları da dahil, mutlak İcra yetki­ sini özel bir fermanla serdiir-i ekrem sıfatı verilen veziriazama dev­ reder. Bunun sembolü olarak veziriazama kişisel mührünü (möhr-i şerif) verir, veziriazam bunu devamlı koynunda saklar. Mührün geri alınması vekaletin sonunu gösterir. Veziriazam, padişah adına mutlak otorite sahibidir, vekil-i saltanattır. Özel beceriler isteyen maliye ( bab-i defteri, defterdarlık) özerk olmakla beraber, kararla­ rı veziriazama sunmak, onun onayını almak zorundadır. Bu temel devlet düzeni, özellikle III. Murad'ın ( 1 574-1 595) sorumsuz idare-

44

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPAAATOALUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

si zamanından başlayarak bozulmuştur. Kararların uygulanması, belli bir düzen içinde küttabın -bürokratların- işidir. Bürokrasi, " daire-i adalet" formülüyle özedenen pratik bir devlet-adalet fel­ sefesine göre hareket eder. Padişahı öven yazılar, her şeyden önce onun adil olduğu noktasını belirtirler. Osmanlı devlet sisteminde bu düzen, özellikle Fatih Sultan Mehmed ( 1 45 1-148 1 ) döneminden beri yürürlüktedir. Devlet işleri padişahın doğrudan kontrolü altındadır. Bürokrasi tarafın­ dan formüllendirilen her emir mutlaka padişah emri olarak çıkar. Çünkü devleti kuran, devletin (mülkün) sahibi padişahtır. Tan­ rı'nın devleti ona bağışlarlığına inanılır. Padişahlık Tanrı'nın bir bağışıdır. Otoritenin kaynağı Tanrı'dır. Onun dışında hiçbir siyasi otorite sahibi olamaz. Osmanlı Devleti'nde bu prensip o kadar de­ rinliğine yerleşmiştir ki, bir padişah ölünce onun hayatında yap­ tığı bütün tasarruflar, atamalar düşer, hanedandan yerine geçen halefi heratları yenilemezse, vezir, vali hiç kimse icra yetkisine sa­ hip değildir, İcraatları meşru sayılmaz. Kanuni'nin ölümü ( 1 566) ile bu tip mutlak padişah otoritesini temsil edemeyen padişahların ( 1 5 66-1 603 döneminde ll. Selim, III. Murad, III. Mehmed) tahta gelmesi üzerine Osmanlı tarihinde otorite birliğinde dağınıklık ve sorumsuzluk dönemi başlamıştır. Bu kargaşa dönemini eleştİren deneyimli bürohatlar ( Selaniki, Mustafa Ali, Ayni' Ali ve Kitab-i Müstetab yazarı ) başlıca şu sorun üzerinde durmuşlardır: Birta­ kım sorumsuz nedim-musahibierin veya şeyhlerin müdahalesiyle padişahın -ve vekili veziriazamın- mutlak otoritesi prensibi uygu­ lanmamıştır. Veziriazamın padişahın mutlak vekili olduğu hükmü Fatih Kanunnamesi'nde şöyle belirtilmiştir: "Bilgil ki, evvela vüzera ve ümeranın vezir-i a'zam başıdır, cümlenin ulusudur; cümle umfırun vekil-i mutlakıdır. " Padişahların doğrudan doğruya Divan top­ lantılarına başkanlık yapmadığı dönemde son kararı almak için Divan üyeleri padişaha 'Arz-Odası'nda işleri arz ederlerdi. Divan üyeleri vezir ve kumandanların belli günlerde 'Arz-Odası'nda pa­ dişah huzuruna çıkarak Divan kararlarını arz etmeleri ve son kara­ rı padişahtan almaları suretiyle padişahın mutlak kontrolü yerine

OSMANLI PADiŞAHI , PADiŞAHLIK 45

getirilirdi, bu merasim bir geleneği yerine getirmekten ibaret ise de, önemli işler üzerinde yüksek otorite sahibine müdahale ve son kararı verme olasılığı sağlanmış olurdu. Olağanüstü durumlarda padişah devlet büyüklerini, ulemayı, bürokratları, kumandanları genel bir toplantıya, meşveret meclisine çağırır, alınan kararların padişahca tasdik edilmesi gerekirdi. Bazen bağlayıcı olması için karara ulema tasdikiyle yemin verilirdi. Padişah için ikinci bir kontrol yolu, önemli işler hakkında pa­ dişaha telhis sunmak ve onun hatt-İ hümayı1nunu, emrini almakla gerçekleşirdi (Ekler'de Topkapı Sarayı Arşivi'nden çeşitli telhis­ ler verilmiştir) . Padişahın onayını almak üzere telhis, bir keseye konup mühürlenir ve telhis kesesi padişaha gönderilir. Padişahın onayını içeren telhis, telhisci ağa tarafından paşa kapısına, veziria­ zama götürülür, teslim olunurdu. Kimi zaman padişah kendisi bir iş veya sorun hakkında doğrudan yazılmış bir yazı gönderir, ondan telhis isterdi. En yüksek düzeyde kararlar, bu yolla alınırdı. Birçok telhis,Topkapı Sarayı Arşivi'nde saklanmış olup bazıları paşaların telhis mecmualarında bize kadar gelmiştir. 2 Ünlü Alman sosyaloğu Max Weber, devletler tipolojisinde Osmanlı hükümdarlığını, kanunlar üzerinde erk sahibi müstebit otokrasi olarak tespit eder ve bu özel devlet tipine sultanizm te­ rimini uygun bulur. 3 Osmanlı padişahı mutlak iktidar sahibi dir, doğrudur. Fakat tarihi bir gerçektir ki, padişahın iktidarını, İslami Şeriat, ataların koyduğu kanunnameler ve geleneksel adalet pren­ sibi sınırlandırmıştır. XVII. yüzyılda iki padişahın katli, asker ve esnaf isyanları bu esaslar ileri sürülerek meşrulaştırılmış, ayaklan­ malarda Şeriat'ın temsilcisi ulema, hareketi meşrulaştırmaları için daima fetvalarıyla önde görülmüştür. Layiha sunan bürohatlar daim kanun-i kadim ve adalet prensipleri üzerinde durmuşlardır. XVII. yüzyılda asker ocaklarının, hatta halkın, Ayak Divanı'n­ da padişah huzuruna çıkarak önemli kararlar alındığı görülür. Es­ kiden önemli davalarda padişahlar, doğrudan doğruya Divan top­ lantılarına başkanlık ederler ve son karar onun sözüyle alınırdı. Bu adet terk olunduğu zaman da Divan'da perde ile örtülü pencere arkasında onun daima hazır bulunduğu düşünülürdü. Kanuni Sü-

46

DEVLET-i 'AliYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

leyman önemli işler görüşülürken daima perde arkasından dinler ve son kararı kendisi verirdi. Bu önemli kural kendisinden sonra gelen üç padişah zamanlarında gözetilmemiştir. Fatih dönemin­ den başlayarak Divan'da alınan kararlar, Babussaade arkasındaki 'Arz-Odası'nda kendisine sunulur ve onayı alınırdı. Adil bir padi­ şahtan zaman zaman doğrudan doğruya reaya ile temasa geçmesi istenirdi. Ayasofya Camii'nde namaz günleri veya bir ava çıkışta padişah halktan rik'a (dilekçe) kabul ederdi. Osmanlı padişahları bunu daima önemle yerine getirmişlerdir. Padişahın son karar mercii ve veziriazamın onun mutlak veki­ li olması kuralı, Kanuni'den sonra gelen padişahlar döneminde ihmal olunmuştur. İdarede düzensizlikler hakkında XVI. yüzyıl sonları XVII. yüzyıl başlarında layiha (rapor) veren bürokratlar tarafından, bu temel kuralın terk olunmuş bulunması idarede kar­ gaşanın başlıca nedeni sayılmıştır. Onlar, devlet işlerinde önemli kararların sarayda padişaha yakın sorumsuz kişiler, musahib-ne­ dimler, valide sultanlar, müneccimler, padişah hocaları, şeyhler ta­ rafından verildiğini; sonuçta hazinenin, has ve timarların, kadılık­ ların yağma edildiğini belirtirler. Bu gözlem tam gerçeği yansıtır; eski düzen, eski kanun ve nizam, Devlet-i 'Aliyye'nin temel direği yıkılmıştır. Kanuni'den sonra Il. Selim ( 1 566-1 574 ) çoğu vaktini işret mec­ lislerinde, 4 hamam alemlerinde geçiren bir pa di şah olarak tanınır. Gelenekçi tarihçiler, Osmanlı Devleti'nin bu dönemde karga­ şaya düşmesini III. Murad ( 1 5 74-1 595) döneminden başlatmak­ ta haklı görünmektedirler. Modern tarihçi, anarşi ve çöküşün gelişinde genel ekonomik koşulları, özellikle Avrupa'da bilim ve teknolojide, taktik ve silahlarda meydana gelen ilerlemeyi, Askeri Devrim'in yıkıcı etkilerini birinci derecede dikkate almak zorun­ dadır.5 Osmanlı devlet sisteminde tek ve mutlak otorite kaynağı olan padişahlıkta meydana gelen bozulmayı, kötüye gidişin temel etkenlerinden biri olarak hesaba katmak gereği ortadadır. Özel­ likle, Avrupa Askeri Devrimi, Osmanlılarda halktan tüfekli askeri birliklerin, sekban ve sarıcaların ortaya çıkması yapısal değişiklik­ ler getiren temel değişmelerden başlıcasıdır.

OSMANLI PADiŞAHI, PADiŞAHLIK 47

Burada özellikle belirtmeye çalıştığımız nokta, padişahın mut­ lak otoritesi, tüm imparatorluk çatısını tutan kilit taşıdır; 1 5741 623 döneminde bu temel kural etkisini yitirmiştir. Tek ve mutlak padişah otoritesinin gevşemesiyle beraber, 1 7. yüzyılda geleneksel yapıda meydana gelen temel değişiklikler şunlardır: I. Şehzadelerin sancağa gönderilmesi yönteminin kalkması; ha­ remde bir dairede hapis tutulmasına dayanan kafes sistemi sonucu tipik Osmanlı padişahının kaybolması. Il. III. Murad ( 1 5 74-1 595) döneminde padişah, harem ka­ dınlarına bağımlı hale düşmüştür. Sultan Murad üzerinde nüfuz sahibi kadınlar başta, Valide Sultan Nfırbam1, onun ölümünden sonra padişahın hasekisi Venedikli Safiye, padişahın kız kardeşi Sokollu'nun eşi Esma Sultan ve padişaha cariyeler sunan Canfeda Hatun,6 haremin başı valid e sultanlar padişahlar üzerinde hakim hatunlar olmuş, genel politikada ağır basan bir rol sahibi olmuş­ lardır ( Tagallüb-i Nisvan) .

Şehzadeler

Şeriat'ta ergenlik yaşı 12'dir, b u sıfatla 1 2 yaşında şehzade la­ lalarıyla birlikte sancak idaresine gönderilir. Sancak idaresine gön­ derilen son şehzade III. Mehmed'dir ( 1 5 95-1 603 ) . Ondan sonra şehzadeler, haremde, Kafes denilen dairede hapis tutulmaya başla­ dı. Padişah olacak en yaşlı şehzade Kafes'ten alınarak tahta otur­ tutuyordu. Kafes'ten tahta çıkan ilk padişah, I. Ahmed'dir ( 1 6031 6 1 7) . Kafes, valide sultan ile darussaade ağasının gözetimi altın­ da idi. O dönemde şehzade, babası sultanın sağlığında ata binip gezintiye çıkmak, ok atmak, gürz kullanmak gibi savaş sporları yapmakta, avlanmakta serbestti. Dış alemle temaslarına izin veril­ mezdi. Şimşirlik'te cariyeleriyle yaşar, kendi hazinesi ve kileri olur­ du. Kuyumculuk gibi bir işle uğraşır, vakit geçirirdi. Kargaşa za­ manlarında üstünden kilitli bir odaya kapatılırdı (1. Mustafa örne­ ği) . Kafes, gerçekte korku ve acı içinde yaşanılan bir hapishanedir. II. Süleyman ( 1 6 8 7-1 6 9 1 ) , IV. Mehmed döneminde 40 yıl kafes hayatından sonra kendisini tahta çıkarmaya götüren ağaya şöyle konuşmuştur: " Kırk yıldır bir karanlık yerde mahbfıs ve hayat­ tan me'yfıs iken yeniden dünyaya gelip gözüm açtım. " Süleyman kendisini Kafes'ten çıkarıp tahta götürmek için gelen darussaade ağasına inanmadı: "İzalemiz emir olundu ise söyle, iki rek'at na­ maz kılayım, andan emri yerine getir; sa havetimizden beri 40 yıldır

50 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

hapis çekeriz; her gün ölmektense bir gün evvel ölmek yeğdir " dedi ve ağlamaya başladı. " Bunca zamandan beri zelil ve sefil, üzerinde bir şey yok, ancak arkasında atlas entari ve ayağında tomak" bu­ lunuyordu. Ağa kendi kürklerinden birini giydirdi, koltuğuna girip tahta oturtmak için 'Arz-Odası'na götürürken hala inanmıyordu; karanlık Arslanhane'den geçerken " Beni bunda mı öldürürsüz ? " diye sızlandı. Ağa, "Behey efendim, niçün böyle buyrursuz, haşa ki izale emrolunmuş ola, tahta oturmağa gidersiz" diye inandırma­ ya çalıştı, 'Arz-Odası kapısında Babussaade ağası iç-oğlanlarıyla kendisini karşılamak için hazır durmuşlardı. İşte, XVII. yüzyılda mutlak otorite sahibi padişahın düştüğü durum budur.

Padişahlar Soykütüğü (1 574- 1 687) III. Murad

ı

III. Mehmed

ri I. Mustafa

I. Ahmed

II. Osman

IV. Murad

ll. Ahmed

İbrahim

Il. Süleyman

IV. Mehmed

ŞEHzADELER 5 1

Sultan III. Mu rad

Valide sultan olduğu Sultanın yaş saltanat süresi Va/ide 1 5 74-95 49 Nfı rbanfı

III. Mehmed Safiye

37

1 595-1 603

I. Ahmed

Handan

27

1 603-1 7

I. Mustafa

Hadice

48

II. Osman

Hadice Mahi rfıze

19

1617-1 8, 1 622-23 1 6 1 8-22

IV. Mu ra d

Mahpeyke r K ösem 29

1 623-40

I. İb rahim Mahpeyke r K ösem 33 IV. Mehmed Hadice Tu rhan 50

1 640-48 1 648-87

Sultanın idaresi Düzensiz (sancaktan) Dinda r, iktida rsız (sancaktan) Islahat çı, ka ra rsız Aklı zayıf

Gen ç, cesu r fakat deneyimsiz Müstebit padişah Dengesiz Ge rçek iktida r K öp rülüle rde1

On beş yaşında tahta geçen II. Osman, hocası Ömer Efendi ve Darussaade Ağası Süleyman'ın sözlerinden çıkamamış, yeniçeri ayaklanmasında hayatını kaybetmiştir. On iki yaşında padişahlı­ ğı ilan olunan IV. Murad, ilk yıllarında Valide Kösem Sultan ve yeniçeri ağalarına bağımlı kalmıştı. Yedi yaşında tahta geçen IV. Mehmed de ilkin Büyük Valide Kösem Sultan, sonra annesi Tur­ han Sultan'ın vesayetinde hüküm sürmüştür. Hüseyin Hezarfen, ideal padişahı belirlerken, padişahın mutlak egemenliği elinde tutması gereğini açıklar. XVII. yüzyılda haneda­ nın talihsizliği, II. Osman dışındaki padişahların ya aklen zayıf (1. Mustafa ve I. İbrahim) veya çocuk yaşta tahta geçmiş olmalarıdır. I. Ahmed 1 3 yaşında, IV. Murad 12 yaşında, IV. Mehmed yedi yaşında tahta çıkmışlardır. Çocuk yaşta oldukları halde Osmanlı

52

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

hanedam gereğince, çocuk padişahlar gerçekten hüküm sahibi pa­ dişah olarak tanınıyor ve tüm devlet işlerinde tek muhatap sayılı­ yordu. Gerçekte, valide sultanlar Divan kararlarını oğulları çocuk padişah adına tasdik etmek, emir vermekle beraber ( Ekler, Top­ kapı Sarayı Arşivi'nden telhisler ve arz belgeleri) idare bu işlemi, doğrudan doğruya padişah emri olarak tanıyordu. Osmanlılarda hukuki bir niylibet kurumu yoktu. Devlet büyükleri meşveretler­ de çocuk padişah huzurunda toplanıyor, valideler perde arkasında (verd-i perde) görüşmelere katılıyordu.

Siyasetnamelerde ideal Padişah : Ad i l Padişah

Hint-İran geleneksel devlet idaresi teorisi, adalet dairesi deni­ len bir formülde özetlenmiştir. Teori andarzname 1 nasihatname adı altında hükümdarlara ve idare başındakilere, sürekli ve mutlu bir egemenlik sağlamanın koşullarını özetler; bu kurallara bağlılık, etik prensiplerden hareket eder, fakat son kertede amaç, sürekli siyasi egemenliği garanti etmektir. İslam devlet idaresi geleneğinde bu yaklaşım, nasihatname veya siyasetname adı altında (Nizamülmülk'ün Siyasetname'si, Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilig adlı eseri, Gazali'nin Kimya-yi Sa 'adet'i bu yolda yazılmış eserlerdendir) yaygın bir edebiya­ ta yol açmıştır. Nasihatname tarzının Osmanlı edebiyatında en önemli örneği M. Ali'nin Nushatu 's-Selatin'idir. 1 Nasihatnameler Osmanlı devlet idaresi başındaki bürokratlar için daima izlenen el kitabı niteliğindedir. Nasihatname yalnız Osmanlı siyaset ki­ taplarında değil, fermanlarda, adaletnamelerde vazgeçilmez ida­ re kuralları kaynağı olarak tekrarlanır.2 XVI. yüzyıl sonlarından başlayarak XVII. yüzyılda devleti kalkındırma çabasında olanlar, bu arada ısiahat layihası yazan bürokratlar daima bu idare teori­ sini izleyeceklerdir. 3 Adalet dairesi formülüne göre devlet, adaletle idare olunmalıdır. Burada adalet özel bir anlam taşır, adalet zayıfı

54

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

güçlüye karşı korumadır; halk otorite sahipleri karşısında zayıftır, hükümdar otoritesini temsil edenler, güçlüler, valiler, kadılar, bey­ ler, kumandanlar, hükümdan temsilen aldıkları otoriteyi kötüye kullanabilirler; hükümdarıo temel ödevi, bunu önlemektir, yani adalettir. Adalet dairesinin tarifi şudur: Adaletle korunan halk, reaya, adalet sayesinde daha çok üretir, böylece vergi kaynakları gelişir, hükümdar güçlü olur, güçlü hükümdar kötülükleri önle­ mede, adaleti yerine getirmede etkin olur. Reaya, üretim yapan sınıflar, köylü, tüccar, şehir esnafı iyi korunmaya kavuşmuş, hü­ kümdar da bol bir hazine sayesinde güçlü bir idare ve ordu kur­ muş olur.4 İdeal, güçlü devlet, iyi korunmuş reaya sayesinde vardır. Böyle­ ce teori, adalet dairesi biçiminde ifade edilir. Aslında formül eski çağlardan beri Doğu'daki ve Batı'daki monarşik devlet teorisini özetler. Doğu ve Batı monarşilerinde güçlü devlet, adalet mülkün temelidir formülünde ifadesini bulmuştur. Osmanlı Devleti, üretici sınıfları koruyan mutlak otorite sahibi adil padişah idealini, temel devlet felsefesini, değişmez bir kılavuz olarak uygulamaya çalışıyordu. Osmanlı'da bu ideal devlet ida­ resi, merkezi mutlak otorite sahibi padişahlar döneminde; Kla­ sik Çağ'da ( 1 453-1 566) dikkatli bir uygulama alanı bulmuştur. Mutlak otorite sahibi padişah tipi, İslami sultan, İrani padişah ve kayser-i Rum (Roma imparatoru) unvaniarını benimsemiş olan İs­ tanbul Fatih'i ile gerçekleşmiştir. XVII. yüzyıl kargaşa döneminde, ısiahat için daima bu görüş gündeme gelecektir. 1 600-1650 döneminde birtakım özel koşullar ( başlıcaları kafes yöntemi, hanedanın son bulma tehlikesi, tahta çıkan şehzadelerin çocuk olması) dolayısıyla Osmanlı Devleti'nde klasik padişah tipi­ nin kaybolması, devletin başsızlık içine düşmesine neden olmuştur. Çocuk veya dengesiz padişahlar döneminde sultanın vekili olan veziriazamın otoritesi, valide sultanların, nedimlerin, askerin mü­ dahalelerine uğramıştır. Kargaşa döneminde nasihatname tarzında sultaniara ısiahat layihaları (raporları) sunan bürokratlar başlıca şu noktalar üzerinde dururlar: Sultanın mutlak otoritesini sarayda sorumsuz kişiler, harem kadınları, musahibler üstlenmiştir.

SiYASETNAMELERDE iDEAL PADiŞAH: ADiL PADiŞAH 55

Tüm sorun şuradadır: Fatih'in mutlak padişah örneği bu dö­ nemde kaybolmuştur. Sarayda padişahın yakınındaki hizmet sa­ hiplerinin idare başında padişah adına otoriteyi kullanmaları gibi bir düzen ortaya çıkmıştır. Kadim (çok eski ) Mezopotamya ve İran monarşilerinden beri hükümdar sarayı iki temel bölüme ayrılmıştı: Enderun (iç saray, içre) ve Birun ( dış saray, taşra) . Padişahın günlük yaşamını geçir­ diği Enderun, iki ana bölümden, harem ve selamlık'tan oluşur. Padişahın dış dünya ile ilişkisi, Enderun'dan Blrun'a açılan kapı­ da, Babussaade'de ve bu kapı arkasındaki 'Arz-Odası'nda geçer. Olağanüstü zamanlarda sultanın tahtı Babussaade'de kurulur -1 432'de Milana'dan gelen elçileri II. Murad saray kapısında karşılamış tt. Tüm devlet erkanı taht arkasında yer alır. Babussaade, sarayın en görkemli kapısı dır, üzerindeki yaldızlı ku b be Güneş'i simgeler. 5 Hükümet işleri görülen Divan-i Hümayun6 devlet hazinesinin ya­ nındaki kubbeler altında yer alır. Divan üzerindeki kule, Adalet Kulesi, yahut Cihannüma, sembolik olarak sultanın cihanı, reaya­ ya yapılan kötülükleri gözettiği adalet kulesidir. Enderun'da padişahın günlük yaşamını sürdürdüğü bölüm, özel hayatına ait hizmetlerin bulunduğu iç-oğlanlarına ait odalada çevrilidir. Burada hadımlar ve iç-oğlanları hizmet görür; iç-oğlan­ larının her yedi yılda bir padişahı temsilen idarede dış hizmetlere tayinlerine çıkma denir. Enderun'da padişah kadınlarının yaşadığı harem, sultanın ana­ sı valide sultanın mutlak otoritesi altında ayrı bir bölümdür. Ka­ nuni Süleyman, Hurrem Sultan'ı Bayezid Meydanı'ndaki Eski Sa­ ray'dan Yeni Saray'a (Topkapı Sarayı) getirdiği zamandan itibaren haremin bu bölümünde kadınlar devlet işlerinde doğrudan doğ­ ruya rol oynamaya başlamıştır. XVII. yüzyılda valide sultanların rüşd çağında olmayan çocuk padişahlar adına fiilen yüksek devlet otoritesini kullanmalarıyla beraber tarihçiterin Kadınlar Saltanatı, eski kaynaklarda Tagallüb-i Nisvan diye adlandırılan yeni bir dö­ nem gündeme gelecektir. Bu bölümde hizmet gören hadım zencite­ rin başı darussaade ağası dır. III. Murad ( 1 5 74-1 595) döneminde,

56

DEVLET-i 'AliYYE: OSMANLI iMPARATORlUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

sultanın devlet işleri ile ilgilenmediği bir zamanda 1 5 84'te, valide sultan ve onu temsil eden darussaade ağası, devlet işlerinde birinci derecede otorite sahibi oldular. Sultan anaları, valide sultanlar, Osmanlı tarihinde Orhan'dan ( 1 324-1 362) beri devlet içinde önemli bir mevkie sahip idiler. Bu­ nun kökeni, İslam öncesi Türk hakaniarına kadar gider. Türk devlet geleneğinde hakanın eşi hatun, devlet gücüne ve egemenliğe ortak sayılır, kendi otağında elçileri resmen kabul eder­ di. Osmanlılarda İslam-öncesi Türk devlet geleneği bir bakıma devam etmiştir. İslam-Türk devletlerinde, bu arada Osmanlılarda devlet kanunları, Töre ve Yasa, Şeriat'tan bağımsız bir kanun düze­ nini oluştururdu.7 Fatih'in Kanunname'leri Şeriat hükümlerinden tamamıyla ayrı kanun maddeleri içerir (yalnız siyasetname adıyla ceza maddeleri Şeriat maddeleri içerir) . 8

Padişah ve Siyasi G üçler Dengesi

Osmanlı Devleti'nde devlet işlerine ait kararlarda son karar yeri, mutlak otoriteyi temsil eden padişahtır. Onun emri altında, möhr-i hümayunu teslim ettiği veziriazam bu otoriteyi temsil eder. Öteki vezirler Divan-i Hümayun'da, sadece onun danışmanı duru­ mundadır. Böylece devlet otoritesinin birliği sağlanmıştır. Divan-i Hümayun'da tüm görüşmeleri padişah perdeli pencere arkasında dinleyebilir, gerekirse müdahalede bulunur. Devlet iktidarının birliği, sultanın veya mutlak vekili veziria­ zamın kişiliğinde korunmuş olmakla beraber, özel koşullarda bu mutlak karar ve hükme, başkaları ortak olur. XVI. yüzyılın sonları ve XVII. yüzyılın ilk yarısında haremin hakimi valide sultanlar, veziriazamın atanmasında karar sahibi olmuşlardır. En çarpıcı ör­ nekleri, devlet idaresinde son söz sahibi Safiye ve Kösem Sultan­ lardır. Keza, ulemadan biri (mesela Hoca Sa'deddin, Şeyhülislam Esad Efendi) veya sultanı nüfuzu altına sokmuş bir tarikat şeyhi (mesela III. Murad dönemine Şeyh Şuca') siyasi kararlarda kesin rol oynamışlardır. Genelde, siyasi güçler dengesinde Harem, veziriazam, ulema, yeniçeri ocağı ve sİpahi bölükleri önemli rol oynamışlardır. Nadi­ ren, ayaklanan esnaf, halk saraya yürüyerek idareye önemli karar-

58 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

lar aldırmıştır ( 1 65 1 Esnaf İsyanı ) . Her halükarda sultanın emri, her türlü hüküm ve kararda son sözdür. 145 1-1 566 döneminde Fatih, I. Selim ve I. Süleyman, ordula­ rı başında başkomutan olarak seferlere gitmişler, Divan'da alınan kararları ve yapılan atamaları perde arkasında ve 'Arz-Odası'nda şahsen izlemişlerdir. XVII. yüzyıl ilk yarısında ise idareyi, asker ocaklarını, şehzadeleri kontrol altında tutan Harem'dir. Bu dö­ nemde mutlak sultanlık otoritesini 1 632-1 640 tarihleri arasında gerçekten icra eden müstebit padişah, IV. Murad'dır. İslam Şeriatı'nca 1 2 yaşında ergen sayılan şehzade, askerlik ve idare sanatını öğrenmek üzere iki lalasıyla eski bir beyliğin sancak merkezine gönderilirdi. III. Mehmed ( 1 595-1 603 ) dönemine ka­ dar sancağa çıkan şehzadelerin çoğu (Il. Bayezid bile) şehzadelik döneminde etraflarına topladıkları şair ve nedimlerle sorumsuz bir hayat yaşamış, bazıları sağlığını kaybederek ölümün kucağına düş­ müştür (mesela Fatih'in oğlu Konya valisi Mustafa, içki ve sefahat­ ten genç yaşta hayatını kaybetti) . Buna karşı Fatih'in oğlu Cem, Bayezid'in oğlu Korkut, saraylarında sanat ve bilim adamlarıyla seçkin bir çevre meydana getirmişlerdi. Il. Selim ( 1 5 66-1 5 74 ) Sar­ hoş Selim diye ün salmış, bir hamam aleminde düşüp ölmüştür; 2 8 yaşında tahta çıkan III. Murad ( 1 5 74-1 595) kadınlara aşırı düş­ künlüğü ( 1 3 0 çocuğu olmuş) , içki alemleri, bir şeyhe bağımlılığı yüzünden Osmanlı kargaşa dönemini açan sultanlar olarak bilinir.

Tahta Cu iOs

Kanuni Süleyman, Mekke şerifine tahta çıkışını bildiren name­ sinde kendisinin " inayetü'l-rabbaniyye " ile "seriru's-saltanat'a" (Tanrı'nın bağışlamasıyla saltanat tahtına) culfıs ettiğini belirtir. Kırım hanına gönderilen culfıs mektubunda: " bi-iradatillah . . . taht-i mevrfıseye erişüp . . . serir-i saltanata culfıs eyleyüb. " 1 B u ifa­ delerde saltanat tahtının Tanrı'nın bağışlamasıyla kendisine eriş­ tiği belirtilir. Buna karşı II. Ahmed'in ( 1 69 1-1 695 ) culfıs fermanı, geçmiş olayların ışığı altında ayrıntılı noktalar içerir. II. Ahmed'in tahta çıkışında ilan ettiği padişahlık fermanında2 belirttiği şu nok­ ta dikkate değer: "Irsen ve istihkaken makam-i saltanat ve taklid-i hükümet ittifak-i ara ile cenab-i sa' adet-me'abıma teşrif olunup. , Bu ifadede padişahlığın " irsen ve istihkaken" atadan irs ile geldi­ ği ve hakkı olduğu, devleti idare etme görevini (tak/id-i hükümet) üstlendiği ve bu yetkiterin söz sahipleri tarafından itirazsız kabul edildiği, ulema, vezirler ve saray erkanından kimsenin karşı çık­ madığı, İslam gelenek ve kurallarına uygun olarak egemenliğinin tanındığı ( bi'at edildiği) belirtilmektedir. Padişah hastalığını haremde geçirir, vefatında valide sultan ölü­ mü gizli tutardı. Valide, darussaade ağası (kızlarağası) vasıtasıyla olayı veziriazama bildirir. Veziriazamın yardımcıları, idare başın­ daki vezirler, defterdar, nişancı, öte yandan ulema -peygamber

60

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR -

ll

soyundan seyyidlerin başı nakibü'l-eşraf ve şeyhülislam- Divan-i Hümayfın'a çağrılır. III. Murad öldüğünde, Manisa sancağında bulunan Şehzade Mehmed'e gizlice adam gönderip çağırdılar. Mehmed doğru ha­ reme gelip valide sultanla buluştu. Arkasından devlet erkanı bi'at ettiler. 3 III. Mehmed, eski kural gereği sancaktan gelerek tahta otu­ ran son padişahtır. Halefi I. Ahmed, haremde valide sultan gözcü­ lüğünde padişah olmuştu. Bu yöntem, valide sultanın devlet içinde önemini son derece artırmıştır. Vefat eden padişahın yerine kimin geçeceğini, kafes sisteminde ilkin valide belirliyordu. Harem'den gönderilen tezkirede Sultan I. Ahmed, " Babam Allah emriyle vefat eyledi ve ben taht-i saltanata culfıs eyledim " diyor; veziriazama, " Şehri muhkem zapt eyliyesin" diye ilave edi­ yordu. Veziriazam Kasım Paşa yeni padişahı, 'Arz-Odası'nda taht üzerinde oturur buldu. ilk işi culfısu şeyhülislama bildirmek oldu, sonra devlet erkanı Babussaade'de toplandı ve Sultan Ahmed ora­ da kurulan tahta gelip oturdu.4 ilk Osmanlı döneminde saltanat verasetinde kadim Türk devlet geleneği yürürlükte kalmıştır. Gelenekte, ölen hükümdarın oğul­ ları arasında tahta geçme konusunda bir kuralın olmadığı, bu işin Tanrı'ya, talihe bırakıldığı kutsal inancı vardı; bu kural sonucu önceki Türk hanedanlarında olduğu gibi kardeşler, bazen amcalar veya amca çocukları arasında taht için iç savaşlar kaçınılmaz olu­ yordu. Osmanlı tarihinde Fatih'e kadar ilk dönemde ( 1 3 02-1 45 1 ) ülke sık sık iç savaşlara sahne olmuş; nihayet Fatih, tahtı ele ge­ çiren şehzadenin kardeşlerini katietmesinin "nizam-i alem " adına "münsaib" ve "caiz" olduğu hükmünü kanunnamesine bir madde olarak koymuştur. Il. Bayezid, vezirlerin desteğiyle yeniçeriterin ileri sürdükleri koşulları kabul ederek tahta oturduğunda, kardeşi Cem ( Cemşah) culfısu tanımamış, sultanlığını ilan etmiş, Bursa'da gümüş sikke bastırmış, ülke iki Osmanlı sultanının mücadelesiyle bölünme tehlikesiyle karşılaşmıştır. Kafes sistemi geldiğinde böyle bir durum söz konusu olamazdı. Padişah Kafes'ten çıkarılıp tahta oturtulurdu.

TAHTA CULÜS 6 1

Bi' at Hanedandan tahta geçen şehzadenin sultanlığı ancak bi'at ile resmlleşir. İslam geleneğinde bi'at ( bay'a) hukuki bağlılık ( 'akd) ifade eder, hüküm sahibinin eline elini koyarak sadakat yemini yapmaktır. Ayrıca, İslam devlet geleneğinde tahta çıkan hüküm­ dar, hutbe ve sikke koşullarını yerine getirmelidir. Culusun ta­ mamlanması için Osmanlı geleneğinde bazı adetler yerleşmiş bu­ lunmaktadır. Osmanlılarda bi'at, hutbe ve sikke ile beraber gazilik görevi belirtilir. Gaza görevi, culustan sonra sahabeden İstanbul kuşatmasında şehid düşen Hazret-i Eyyub'un türbesini ziyaret ve dönemin tanınmış tarikat pirinin kılıç kuşatmasıyla yerine getiri­ lirdi. Eyüp'ten saraya dönüşte sultan halkın arasından geçer, halk kendisini alkışlar. Eski İran devlet geleneği olarak adalet, yani za­ yıfı güçlüye karşı koruma vazifesi üzerinde durulur. Adaletname ilanı bu geleneği temsil eder. Halkın veya askerin protesto imkanı yok değildir. incelediğimiz dönemde askeri grupların protestoları görülmüştür. Çocuk padişah IV. Mehmed'in culusu ( 1 64 8 ) , traj ik bir sahnede cereyan etmiştir. Saray-i Hümayun'a gelen padişah, culusunu tüm ülkeye ve ya­ bancı hükümdarlara birer hatt-İ hümayun ile ilan eder, ülkede ön­ ceki padişahın atadığı tüm görevlilerin görevlerinin yeni padişahın beratıyla yenilenmesi gerekir. Bu biçimde culus merasimi tamamlandıktan sonra hiç kimse, ortaklık, naiblik veya başka bir şekilde sultan yerine karar verme iddiasında bulunamaz; tüm ülke ve tebaa onun mutlak egemenliği altındadır. Cem Sultan, Bayezid'e ülkeyi taksim önerisinde bulun­ muş, kabul edilmemiştir. Osmanlı veraset kanunu, culus edecek padişahın yaşını belirlememiştir. Ekberiyyet (yaşça büyük şehzade­ nin varisliği) usulü yerleşince, hanedandan bu koşulu temsil eden şehzade tahta oturur. IV. Murad 12, IV. Mehmed yedi yaşında pa­ dişah ilan edilmişler ve kendilerine bi'at edilmiştir. Hukuken ve fiilen padişah otoritesine sahip sayılmışlardır.

Osman l ı Su ltan ları n ı n U nvan iarı (Titü latü r) ve Egemen l i k Kavram ı nda Gelişi m

Osmanlı sultanlarının çeşitli dönemlerde kullandıkları unvan­ lar, aynı zamanda devlet ve hükümdarlık kavramlarını ve devletin gelişme dönemlerini açıklar. Önem verilen unvanlar han (hakan, kagan), sultan, padişah unvanlarıdır. Bu unsurlar sırasıyla Or­ ta-Asya Türk, İslam ve İrani devlet geleneklerini yansıtmaktadır. Tabii, hükümdarıo ülkesi ve gücü geliştikçe bu unvanlara yenileri eklenmiş, yahut onların daha şatafatlı öz deyimleri kullanılmaya başlamıştır. Mekke ve Medine ile Arap memleketlerinin ülkeye katılması üzerine I. Selim, hadimü'l haremeyni'ş-şerifeyn, Kanuni Süleyman, halife-i müslimin ve halife-i ruy-i zemin unvaniarını yeğlediler. 1 3 02'de Osmanlı Beyliği'ni kurmuş olan Osman ve halefleri, gazi ve bey ( beg veya emir) unvanlarıyla yetinmiş görünmektedir. Sonraki rivayetlerde Osman için han unvanı da yakıştırılmıştır. Gazi unvanı, kutsal savaşçı, önder anlamında Avrasya'da kullanı­ lan Türkçe alp unvanının karşılığı olarak kullanılmıştır. Osman'ın kardeşi Gündüz ve silah arkadaşları alp unvanı taşımışlardır. Mo­ golca aynı anlamda bagatur unvanı bahadır şekliyle alp karşılığı

64 DEVLET-i 'ALIYYE: OSMANLI IMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR -

ll

kullanılmıştır. Orhan, ilk kez adına gümüş sikke basılan ( 1 327) ve sultan unvanı alan Osmanlı hükümdarıdır. Daha önceki tarihlerde kitabelerde Orhan için kullanılan sultanu'l-guzat, yani gaziler sulta­ nı unvanı, gerçek sultanu'l-a'zam unvanını alamadığı için bulunmuş bir kullanıştır. Mogol İlhanlı hükümdarları, sultan unvanı almaya kalkışan Anadolu emirlerini şiddetle cezalandırmışlardır. Zira, ba­ ğımsız hükümdar anlamında sultan unvanını kullanmak için mutla­ ka adına hutbe ,okunmak ve gümüş akça basılmak gerekir. Rumeli'de imparatorluğu kuran I. Murad ilk defa yüce hüküm­ dar, imparator anlamında hüdavendigar (hünkar) unvanını aldı. O, kaynaklarda gazi hüdavendigar diye anılır. Orhan, I. Murad ve sonra gelen tüm Osmanlı hükümdarları gazi unvanını bırakmadı­ lar. Bu olgu, Osmanlı Devleti'nin kuruluş ve gelişmesinde İslami gaza ideolojisinin daima temel olarak devam ettiğini gösterir. II. Bayezid'e kadar beg ( bey) ve emir unvanı da terk edilmedi. Fatih Sultan Mehmed, bazen Mehemmed Beg unvanıyla anılıyordu. Ku­ tadgu Bilig'den (yazılışı 1 069) beri Türk geleneğinde bik>beg>bey daima, siyasi-askeri hüküm sahibi kişi anlamında kullanılmıştır. Osmanlı titülatüründe kumanda yetkisine sahip zaim/subaşılar, kumandan ve daha yukarı rütbedekiler beg (bey) unvanı taşırlardı. Öte yandan, beyler için Yunanca menşeden efendi ve kefalya (ka­ vala) unvaniarı da yerleşmiştir. Birincisi ileri gelen ulema, ikincisi XV. yüzyıla kadar uc bölgelerindeki subaşılar için kullanılmıştır (mesela Kavala Şahin). Çok sonraları, siyasi ve dini otoriteyi kişili­ ğinde birleştirenler için beyefendi unvanı ortaya çıkacaktır. Yıldırım Bayezici ( 1 3 8 9-1402) tüm Anadolu'da öbür sultanlar üzerinde Selçuklu sultanlarının varisi olma iddiasıyla, Mısır'da­ ki Abbasi halifesinden sultanu'r-Rum (Anadolu Sultanı) unvanı­ nın bir menşur ( berat) ile kendisine tanımasını istemiştir. Çağdaş Avrupa resmi dilinde Yıldırım Bayezid, imperator Turcorum diye anılmaktadır. Fetret döneminde ( 1402-1 4 1 3 ) saltanat için birbi­ riyle savaşan Bayezici'in beş oğlu çelebi (asaletmeab) unvanıyla yetinmişlerdi. Çünkü Türk devletlerinde bir saltanat veraset kanu­ nu yoktu; saltanatı yalnız savaş gibi olağanüstü bir olayla Tanrı belli eder inancı yerleşmiş bulunuyordu. Dolayısıyla, bütün ülke-

OSMANLI SULTANLARININ UNVANLARI (TiTÜLATÜR) VE EGEMENLIK KAVRAMlNDA GELiŞiM 65

nin meşru hükümdarının kim olduğu o zaman belli değildi; ta ki Çelebi Mehmed tüm kardeşlerini savaşla saf dışı bıraktı, o zaman ( 1 4 1 3 ) sultan unvanını alabildi. İslami bir unvan olan sultan un­ vanı gerçek meşru hükümdarlığı ifade ettiği için daima kullanıl­ mıştır: sultanu'l-mu'azzam, sultanu's-selatin veya sultan-i a'zam, sultanu'l-Arab ve'l-Acem şekilleri tercih olunuyordu. Il. Murad döneminde genellikle padişah-i 'alem-penah (cihan halkının himayesine sığındığı ulu hükümdar, imparator) unvanı yaygınlaştı. Pehlevicede pad, ulu, büyük anlamında terimierin ba­ şında gelir (pad-man, batman gibi) . Pad-şah unvanıyla eşanlamda şahlar şahı demek olan şehinşah unvanını Osmanlı hükümdarları nadiren kullanmışlardır. I. Selim ve I. Süleyman Selimşah ve Süley­ manşah adlarını (tugralarında) tercih etmişlerdir. İstanbul fatihi, Doğu-Roma imparatorlarının varisi olma id­ diasıyla unvaniarına kayser-i Rum ( Roma imparatoru) unvanını ekledi. Aynı zamanda sultanu'l-berreyn ve hakanu'l-bahreyn (iki karanın sultanı ve iki denizin hakanı) unvanıyla Anadolu ve Ru­ meli, Karadeniz ve Akdeniz'in hükümdan unvanını benimsedi. Bu unvanı, sultanu 'l-berr ve hakanu'l-bahr şeklinde Anadolu Selçuk­ lularında da buluyoruz. Ataları gibi Fatih'in yeğlediği bir başka unvan da, sultanu'l-guzat ve'l-mucahidin (gaziler ve mücahitler sultanı) unvanıdır. Veli ve şah unvanlarıyla bu dünyada ve öbür dünyada üstün varlık olma iddiasıyla ortaya çıkan Şeyh Safiyüddin Erdebill so­ yundan Şah İsmail, "iki cihanda sultandır kalender" diyordu. Hz. Ali'deki ve/ayet (velilik), nübüvvetin koruyucusu inancı Türkmen­ ler, Kızılbaşlar arasında yaygındı. İran Safavi hükümdarlarının bu iddiasına karşı II. Bayezid, kendi zamanında veli ve kutb unvanla­ rıyla da anılmaya başladı. Firdevsi-i Rumi, Midilli seferi için yaz­ dığı esere Kutbname adını vermiştir. Osmanlı sultanları da, sahib-i ve/ayet (velilik) unvanına önem vermişlerdir. Kanuni Süleyman'a Şair Yahya sahib-i ve/ayet diye hitap etmiştir. Bu dönemde tasavvufi akımların güç kazanmasıyla beraber, velaye ve kutbiyye teorileri padişahın dini ve cismani oto­ riteyi nefislerinde temsil ettikleri inancını kuvvetlendirdi.

66 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR -

ll

Halifelik Arap ülkelerini, özellikle Hicaz'ı ülkesine katmış olan Yavuz Sultan Selim, Memlfık sultanlarının ht1mf'l-haramayni'ş-şarifayn unvanını hadimü 'l-haramayni'ş-şerifeyn (Mekke ve Medine'nin hadimi) biçiminde benimsemiş, fakat Abbasi halifelerine özgü olan hilafet-i kübra, yani dünyadaki bütün Müslümanların meş­ ru dini ve siyasi hakimi olma iddiasında bulunmamıştır. Bagdad halifelerinin unvanına saygı gösteren Anadolu Selçuklu sultanla­ rı, saltanat tahtına oturduklarında, Bagdad Abbasi halifelerinden bir tayin menşfıru istemişler ve kitabelerde kendilerini halifenin zahiri, mu'avini, yardımcısı olarak anmışlardır. Böylece, I. Selim'in cihanşümul hilafet yetki ve sembollerini, Mısır'da oturan Abbasi halifesi III. Al-Mutavekkil'den bir merasimle devraldığına dair ri­ vayet, XVIII. yüzyılda ortaya atılmış ve Osmanlı sultanlarınca be­ nimsenmiş asılsız bir rivayettir. Selim ile çağdaş Osmanlı ve Arap kaynaklarında buna dair bir kayıt yoktur. 1 Mısır'da oturan Abbasi halifesi Al-Mutavekkil, Selim tarafından İstanbul'a gönderilmiş, yolsuzlukları yüzünden Yedikule'de haps olunmuş, Kanuni tahta çıktığında Kahire'ye dönmesine izin verilmiştir. Osmanlı Mısır va­ lisi Hain Ahmed Paşa, kendisini sultan, Al-Mutavekkil'i halife ilan etmişse de, paşa yakalanıp idam edilmiştir. Al-Mutavekkil, Kahi­ re'de belirsiz biçimde ömrünü tamamlamıştır. Kanuni Süleyman, halife-i müslimin ve halife-i ruy-i zemin unvaniarını kullanmıştır. Bu bütün Müslümanların halifeliği id­ diasında bulunduğuna dair bir kanıt olarak ileri sürülmüştür; fakat, bunun o zaman bir tartışma konusu olduğu anlaşılmakta­ dır. Zira (Buhari ve öteki hadis mecmualarında yer alan) " İmam Kureyş'tendir" yani, İslam cemaatinin dini başkanlığı Kureyş kabilesine aittir, hadisi karşısında Osmanlı hükümdarının bütün Müslümanların halifesi olma iddiası, o zaman başka iki temel tarihi olguya dayandınlmak istenmiştir: Osmanlı hükümdarları, Fatih'den beri, tüm İslam'ın gaza kılıcını elinde tutma hakkının kendilerine ait olduğunu iddia etmişlerdir.2 Fatih ve II. Bayezid'e Cezayir Müslümanları, İspanyol istilasına karşı heyetler gönderip

OSMANLI SULTANLARININ UNVANLARI (TiTÜLATÜR) VE EGEMENLiK KAVRAMlNDA GELiŞiM 67

himaye istemişlerdi. Dünya çapında gaza görevini üstlenen Sultan Süleyman, dünyada Hıristiyan devletlerin saldırısına uğrayan bü­ tün Müslüman devletlerine arka çıkmakla, bu iddiayı kanıtlama yolunda idi. Örneğin, Portekiz saldırısına uğrayan Sumatra'da Atje (Açe) sultanı Alaeddin'e kale, top ve gemi yapması için uz­ man göndermiş, Osmanlı donanmasını yardıma göndermeyi vaat etmişti.3 Kazan ve Astrahan'ı zapteden Moskof çarına karşı, Or­ ta-Asya Müslümanlarının başvurması üzerine Volga ve Astrahan'a sefer düzenlenmiş ( 1 569), Orta-Asya haniıkiarına ateşli silahlar­ la donatılmış yeniçeri müfrezeleri yollanmış idi.4 Rus çarına kar­ şı himaye isteyen Harezm hanına gönderdiği narnede Sultan Sü­ leyman, sarayını "melaz-i [sığınacak yer] selatın-i namdar" diye anıyordu. Osmanlı hükümdarı, dünya Müslümanlarına, Mekke ve Medine'nin hadimi olarak Mekke'ye serbestçe gelip gitmeleri için güvence vermekte, bu amaçla karada ve denizde sefer önlemleri al­ makta idi. Kuzey-Afrika Arap ülkeleri İspanyol tehdidi altındaydı; bölge Müslüman halkını korumak için Sultan Süleyman, levend (korsan) Babaorucca (Barbarossa ) Hayreddin Reis'i, kapudan-i derya atayarak donanma ile Batı-Akdeniz'e yolladı. Süleymaniye Camii kapılarından birinde Ebussuud'un yazdığı kitabede Süley­ man, "Halifetehu'l-'aziz . . . . zıllu'l-lah 'ala kaffatu'l-umem" diye anılıyordu. Süleyman'ın bilgiç veziriazamı Lutfi Paşa, hilafet üzeri­ ne yazdığı risalede gaza dolayısıyla Sultan Süleyman'ın, tüm İslam dünyasının hamisi olduğu tezini savunmaktaydı. Osmanlılarda hilafet-i kübra iddiası, zayıflayan siyasi gücü desteklemek amacıyla gittikçe kuvvetlendi ve XVIII. yüzyıldan itibaren bütün İslam dünyasının meşru halifesi biçiminde gelişme gösterdi. Birinci Dünya Savaşı bitiminde Hind Müslümanlarının Osmanlı hilafetini İngiliz hakimiyetine karşı kullanmaları, Hilafet hareketi, Osmanlı sultanının halifelik iddiasının İslam dünyası ta­ rafından benimsenmiş olduğunu göstermekteydi.

Vezi riazamlar

Padişah vekili sıfatını taşıyan veziriazamlar XVII. yüzyılda bu yetkiyi her zaman temsil etme ve yerine getirme gücüne sahip ola­ mamışlardır. Veziriazamlar, 1 592-1 65 6 Siyavuş Koca Sinan Fe rhad Koca Sinan Lala Mehmed Koca Sinan Darnacl İb rahim Cigala -zade Sinan Darnacl İb rahim Hadım Hasan Ce rrah Mehmed Paşa Darnacl İb rahim Yemişci Hasan Malko çoğlu Ali

Görev Süreleri 4 Nisan 1 592-28 Ocak 1 593 28 Ocak 1 5 93-1 6 Şubat 1 595 16 Şubat 1 595-7 Temmuz 1 595 7 Temmuz 1595-1 9 Kasım 1 595 19 Kasım 1 595-28 Kasım 1 595 1 A ralık 1595-Koca Sinan'ın ölümü: Nisan 1596 4 Nisan 1 596-27 Ekim 1 596 27 Ekim 1 596-5 Aralık 1 596 S A ralık 1596-3 Kasım 1597 3 Kasım 1 597-9 Nisan 1598 Nisan 1 5 9 8-6 Ocak 1 599 6 Ocak 1 599-10 Temmuz 1 60 1 22 Temmuz 1 60 1-4 Ekim 1 60 3 1 6 Ekim 1 603-26 Temmuz 1 604

70

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - l l

Lala Mehmed Derviş Mehmed Kuyucu Murad Nasuh Kara Mehmed Halil Kara Mehmed Güzelce Ali Ohrili Hüseyin D ilaver Kara Davud Mere Hüseyin Mustafa Gürcü Mehmed Mere Hüseyin Kemankeş Kara Ali Çerkes Mehmed Hafız Mehmed Halil Hüsrev Hafız Ahmed Topal Receb Tabanı-yassı Mehmed Bayram Tayyar Mehmed Kemankeş Kara Mustafa Sultanzade Mehmed Salih Kara-Musa Hezarpare Ahmed Sofu Mehmed Kara Murad Melek Ahmed Siyavuş

26 Temmuz ı 604-2 ı Haziran ı 60 6 2 ı Haziran ı 606-9 Aralık ı 60 6 ı ı Aralık ı 606-5 Ağustos ı 6 ı ı 22 Ağustos ı 6 ı ı-ı 7 Ekim ı 6 ı 4 ı 7 Ekim ı 6 ı 4-ı7 Kasım ı 6 ı 6 ı 7 Kasım ı 6 ı 6-ı 8 Ocak ı 6 ı 9 ı 8 Ocak ı 6 ı 9-23 Aralık ı 620 23 Aralık ı 620-9 Mart ı 62 ı 9 Mart ı 62 ı-ı 7 Eylül ı 62 ı ı 7 Eylül ı 62 ı-ı 9 Mayıs ı 622 20 Mayıs ı 622-1 3 Haziran ı 622 1 3 Haziran ı 622-8 Temmuz ı 622 8 Temmuz ı 622-2 ı Eylül ı 622 2ı Eylül ı 622-5 Şubat ı 623 5 Şubat ı 623-30 Ağustos ı 623 30 Ağustos ı 623-3 Nisan ı 624 3 Nisan ı 624-28 Ocak ı 625 8 Şubat ı 625-ı Aralık ı 626 ı Aralık ı 626-6 Nisan ı 628 6 Nisan ı 628-25 Ekim ı 63 ı 25 Ekim ı 63 ı-ı o Şubat ı 632 ı o Şubat ı 632-ı 8 Mayıs ı 632 ı 8 Mayıs ı 632-2 Şubat ı 63 7 3 Şubat ı 637-26 Ağustos ı 63 8 27 Ağustos ı63 8-23 Aralık ı 63 8 23 Aralık ı638-3 ı Ocak ı 644 3 ı Ocak ı 644-ı 7 Aralık ı 645 ı 7 Aralık ı 645-ı 6 Eylül ı 647 ı6 Eylül ı 647-2ı Eylül ı 647 2 ı Eylül ı 647-7 Ağustos ı 648 7 Ağustos ı 648-2ı Mayıs ı 649 2 ı Mayıs ı 649-5 Ağustos ı 650 5 Ağustos ı 650-2 ı Ağustos ı 6 5 ı 2 ı Ağustos ı 65 ı-27 Eylül ı 65 ı

VEZiRiAzAMLAR 71

Gürcü Mehmed Tarhoncu Ahmed Derviş Mehmed İbşir Mustafa Kara Murad Süleyman Gazi Hüseyin Surnazen (Zurnazen) Mustafa Siyavuş Boynu-Eğri Mehmed Köprülü Mehmed

27 Eylül 1 65 1-20 Haziran 1 652 20 Haziran 1 652-21 Mart 1 653 21 Mart 1 653-28 Ekim 1 654 28 Ekim 1 654-1 1 Mayıs 1 655 11 Mayıs 1 655-1 9 Ağustos 1 655 1 9 Ağustos 1 655-28 Şubat 1 656 28 Şubat 1 656-5 Mart 1 656 5 Mart 1 656 5 Mart 1 656-26 Nisan 1 656 26 Nisan 1 656-1 5 Eylül 1 656 1 5 Eylül 1 656-30 Ekim 1 66 1

1 700 tarihine kadar devlet idaresinin başı veziriazam maka­ mına, yalnız askeri bir başarı kazanmış kumandanlar geliyordu. 1 68 3-1699 bozgun yıllarından sonra Osmanlı Devleti artık savaş meydanlarında bir başarı peşinde koşmayacak, devletin devamı için diplomasinin yaşamsal önemini benimseyecek, yeni dönem­ de idarenin başına dış işlerini temsil eden reisülküttablar gelecek­ tir. Bunlardan ilki Karlofça Barış Andaşması'nı imzalayan Rami Mehmed Paşa'dır. XVIII. yüzyıl boyunca veziriazamların çoğu bu meslektendir. Saray personel ve yönetimine, veziriazamdan bağımsız olan ka­ pıağası, diğer adıyla babussaade ağası veya ak-hadım ağa bakar­ dı. Saraydan çıkma sırasında vali ve kumandanların atanmasında başlıca yetki sahibi olan kapıağası, devlet içinde çok önemli bir mevki sahibi idi. Dışardan sultanla temas kurmak isteyenler, onun aracılığına başvurmak zorundaydılar. Sultanın en yakın adamı kapıağası idi. IL Bayezid çoğu kez, kapıağasını veziriazamlık ve önemli valiliklere getirmiş, böylece hükümet sarayda odaklanmış­ tır. Zira, Cem Sultan'ın geri gelmesi kaygısıyla yaşayan IL Bayezid, önemli makamlara yalnız kendine en yakın kimse sıfatıyla ak-ha­ dım ağalarını tayin etmekteydi. Veziriazam, kapıağasının azli ve kendi adayının atanması için sultana başvurabilirdi. XVII. yüzyılda veziriazamdan bağımsız olan en büyük siyasi gücü ulemanın başı şeyhülislam temsil etmiştir. Osmanlı Devleti'n-

72

DEVLET-i 'ALIYYE: OSMANLI IMPARATORLUGU ÜZERINE ARAŞTIRMALAR -

ll

de ulema, devlet tarafından silsi/e denilen sıkı bir hiyerarşi kapsa­ mında örgütlenmişti. Kadı ve din görevlilerini atama ve azietme yetkisi elinde olan Anadolu ve Rumeli kadıaskerleri, Divan'daki İcra üyeleriydi. Şeriat alanına giren davalarda son hükmü onlar verirdi. Ulemanın başı olan şeyhülislam ise Divan üyesi sayılmaz­ dı; bağımsızdı, idari-icrai yetkisi yoktu. İdarede tarafsız kalmak mümkün olmadığı inancıyla, İslam hukukunun tarafsız yorum­ lanması görevi, fetva sahibi şeyhülislam ve müftilere bırakılmış­ tı. Medrese hocalarının ve müftilerin başı şeyhülislam idi. XVII. yüzyılda şeyhülislamiarın fetvalarıyla devlet işlerinde merkezi bir yetki sahibi olduklarını göreceğiz. isyan eden asker ve halk, hare­ ketlerini meşru göstermek için daima şeyhülislamdan fetva alma­ ya çalışırlardı. Yeni bir şeyhülislam atanmasına ilişkin dilekçeyi sultana Veziriazam Yemişci Hasan götürmüş, bütün haskılarına karşı sultan, şeyhülislamlığa kendi öğretmenini getirmişti. Şey­ hülislamiada sürekli çatışma halinde olan Hasan Paşa, sonunda Şeyhülislam Sun'ullah'ın aziedilmesini sağlamıştır. Öte yandan, uyumu sürdürmek isteyen Veziriazam Cerrah Mehmed Paşa, bü­ tün önemli devlet sorunlarında şeyhülislama danışmıştır. Şeyhü­ lislam bu dönemde o derece otorite sahibi olmuştur ki, onun fet­ vasıyla sultanlar tahttan indirilmiş; birçok veziriazam yerinden atılmıştır. Şeyhülislam medrese üyelerinin atanma, terfi ve azillerine iliş­ kin dilekçeyi veziriazama verirdi. XVII. yüzyılda şeyhülislamlar, molla derecesindeki büyük kadıların atanma ve aziinde öneride1 bulunma yetkisini elde ederek, ulema örgütünün denetimini ele geçirmiştir. Veziriazam nasıl sultanın yürütme yetkisinin mutlak temsilcisi ise, şeyhülislam da sultanın İslam cemaatinin başı imam sıfatıyla dini yetkilerinin mutlak temsilcisi sayılmıştır. Sultan I. Selim, Şeyhülislam Zenbilli Cemali Efendi'nin devlet kararlarına karışmasını şiddetle reddetmiştir. Kanuni Sultan Süleyman, Şeyhü­ lislam EbussuG.d'la yakınlık kurmuş, örfi devlet hukuku karşısında şeri hukukun üstünlüğü yolunu açmıştır.

VEZiRiAzAMLAR 73

Çeşitli kısıtlamalar, veziri� ':'.M / V:_.ı.J!�_.;f)[! � � ı,._., �./� 1

�lP_.,;,� 1 V../�' JJrJ-'JUiiA

J��ı,i../.)) &� L.__iJ.; �� iıi.JI->/.pp.J:: !�Jir-:' )J� /'.J_.,_;

r0J- 1 �v/fil if� � !.f. � (.,...�,: �

Belge 20: TKSA E-2457/2



� 1 Ji ..,.J -L,.. (!.!lj1 .,

41 6

DEVLET-I. 'All·vvE·. OSMANLI iMPARATORLU GU ÜZERiNE ARAŞT IRMALAR - ll

Belge 2 1 .. TKSA E . 7002/51

EKLER: KÖSEM SULTAN'A TELHiSLER (1 623-1 649) 4 1 7

Belge

21

Özet: Mısır'dan yardımcı zahire ile gemiler Rodos'ta bekliyor, Ve­ nedik kalyonları İstanköy Adası önünde fırsat kolluyor. İstanköy Adası'na asker göndermek gerekiyor. Donanma mühimmatına dikkat edilmektedir. İstanköy Adası'na bir vezir atanmalı. 500 ce­ beci beraberinde gidecek.

H. H. Turhan Sultan emri (tam metin}: "Ne 'arz olundu, ma'lfımumuz olub sa'adetlü Arslanım ( Padi­ şah IV. Mehmed) izin vermiştir. Hernan gönderib yollayasın. Bir vezir namında ta'yin olunmak lazımdır deyü i'lam eylemişsin, ara­ yub bir eyice paşa telhis idesin. Biz işitdik ki ötede kafider Müs­ lümanlığın üç dane şaykayı almışlar, siz işitınediniz mi ? Evvelce niçün tedarik etmediniz. "

Yorum: Belgenin emir bölümünde imla hataları vardır: Turhan Sultan'ın el yazısı olabilir.

4 1 8 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR -

ll

Belge 22 Bu önemli belgenin üst kısmı kopuktur. Belgenin kalan kısmı­ nın tam metni: " . . . Muradları nedir, helbet (elbette) bunlara bir tahrik eden vardır, zira bir iki kişiden biz işkilleşürüz. Cümleten bir fesad başı ma'zul olan tefterdar ( defterdar) onda bunda gezüb nam idermiş ki ben Valide Sultan'a sekiz yüz kise verüb möhrü bana verseniz gerekdir, deyü; Allah saklasun ne bana akça gerek, ne ben möhrü satanm, bu nasıl sözdür möhr akça ile verilmez; din ü devleti kayı­ nh güzel kim hidmet doğru ederse ana veril ür, Huda'ya ma'lumdur ki bu cevabiarı işitdim, ziyade elem çeküb gazaba gelmişimdir, bu cevabiardan senin haberin var mıdır, bilmiş olasın. Tefterdarı ara­ yub bulub ele getirdürdiniz mi, helbet mukayyed olub ele getürüb muhasebesini görüb şer' -i şerife havale id üp bu yana [haber] idesiz, böyle fesad başları bunda durmanın hakkı yokdur. Zira el-altında [n] tahrik idüb . . . . olmazlar, dahi bir iki . . . . . . niçün [yırtık] Valide Sultan"

Yorum: Kösem Sultan, IV. Murad dönemi belgelerinde de elbette sözcü­ ğünü helbet diye yazar: Bu belgede de aynen helbet şeklinde bulu­ yoruz. Belge altında Vfllide Sultan imzası kuşkusuz Kösem'e aittir. Bu belge 1 649 olayiarına ait son derece önemli bir belgedir. Ya­ zık ki, başı ve sonu, belki kasden, koparılmıştır. Olay çağdaş kaynaklardan Şarihülmenarzade'de açıklanmıştır. Bir fesaddan söz ediliyor, Kösem bunu tahrik edenin aziedilmiş olan defterdar olduğunu sanıyor, kendisinin etrafta dolaşıp " ben Valide Sultana'' sekiz yüz kise ( 8 0 milyon) akça (rüşvet) verdim, bana padişahın mührünü verip veziriazam yapsın, dermiş. Kösem bu iddiayı şiddetle reddeder, bundan anlaşılıyor ki küçük padişah­ tan saltanat mührünü valide sultan alıp istediğini iktidara getirebil­ mektedir. Valide bunu da şiddetle reddeder: "Ne bana akça gerek, ne ben möhrü satarım, bu nasıl sözdür, möhr akça ile verilmez, din

EKLER: KÖSEM SULTAN' A TELHiSLER (1 623-1 649) 4 1 9

Belge 22: TKSA E-245713 1

ü devleti kayırıp güzel kim hidmet doğru ederse ana verilür" diyor. Bu devirde bütçe açığını kapatmak için atamalarda para alınıyor, bunun için bir harem bile tespit edilmiştir. Ama veziriazamlık bun­ dan ayrı tutulmakta. Kösem dedikodulardan çok kızmış görünü­ yor, " elem çeküb gazaba gelmişimdir" diyor. Tüm bu dedikodulardan senin haberin var mıdır, diye veziria­ zama ( ? ) soruyor. Sonra derkenarda defterdarın yakalanmasını, bu işi önemle araştırmalarını, özellikle hesaplarının incelenmesini istiyor ( " bu yana edisiz" ) " el altında " gizli "fesad tahrik" etmek cezasız kalmamalı ( belgenin sonu yırtılıp alınmış) . B u defterdar kimdir, o zamanki vekayinüvislerden ararsak şu sonuca varmak mümkündür: Kösem Sultan'ın bu mektubunda söz konusu kimse Yediku­ le'de haps ve idam olunan Musa Paşa'dır. Musa, vaktiyle yeniçeri ağası sonra defterdar olmuştu. Naima'nın kaynağına göre28 Veka­ yiname yazar ki, Musa Paşa, ocak ağalarından Kösem'in adamı veziriazam Kara Murad Paşa'nın yerine geçmek için şeyhülislam ve " bazı yerlere varub " faaliyet gösteriyordu. Ulemanın Kösem'le arası açıktı. Belgemizde Kösem bunu belirtir: ( " onda bunda gezüb

420 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - l l

nam idermiş ki. " ) Kösem'i kötülemek için valide sultana büyük rüşvet verdiğini de ilave ediyormuş. Vekayinameye göre "Enderun canibine emval ve hedaya 'arz" ettiğini iddia edermiş. Bu yalan ve iftira imiş. Özetle, Musa Paşa bu faaliyetiyle ulemanın desteği ve yeniçeri cuntası ile Kösem'in iktidarını devirmek istiyordu. Musa Paşa'nın yakalanıp Yedikule zindanına hapsi ve katli tarihi 1 059 Receb (Temmuz 1 649) başlarındadır. Kösem'e ait Topkapı Sarayı Arşivi belgesinin tarihi bundan bi­ raz önce olmalı. Veziriazam Kara Murad Paşa, Musa'nın katli için padişaha (yani Kösem Sultan'a ) bir telhis gönderip hatt-i hümayfın alıp Musa Paşa'yı idam etti. Öte yandan Sadrazam Murad Paşa " mehd-i 'ulya valide sultan hazretleriyle söyleşür" , Şeyhülislam Abdürrahim Efendi'nin aziine karar verdi, yerine veziriazamın dostu Behayl Efendi getirildi ( 1 8 Temmuz 1 649 ) . Abdürrahim'in azli ocak ağalarının kararıyla ol­ madığından toplanıp bunu bir "cür'et" (hakkı olmayan bir karar) diye kötülediler. Abdürrahim ve aziedilen oğlu Mekke'ye sürgün edildi.29 Özetle, bu önemli belge, Kösem'in 1 649'da iktidarının en yüksek noktasına eriştiği bir zamanda şeyhülislam ile bir paşanın komplosunu yansıtmaktadır. Kösem çocuk padişahtan saltanat mührünü alıp istediğine verme imkanına sahipmiş.

EKLER: KÖSEM SULTAN'A TELHiSLER (1 623-1 649) 42 1

Belge

23

" Huwa Paşaya selamdan sonra i'lam olunur ki: ne 'arz ettiniz ise mefhfı­ mu ma'lfımumuz olmuşdur. Ol neferleri gidermişsin sormuşsun, eyi etdiniz, hernan her etrafdan göz kulak tutub öyle bir fesad eh­ lini işitdükde aman vermeyüb elleri irmeyen yere süresiz, göndere­ siz, yaramaz olan cezasını bulur. Buyurduğınız içerüden ademi-te­ vekkili şimdi nicesine çıkaralum, bizim de hôd ma'lfımumuzdur, cemi'si mizacından bizardır; lakin telhis etmiyesin çıkmasına, zira nice kişi halden bilür, nicesi bilmez, derler ki, işte gine taşrasının sözüyle adem çıkarınağa başladılar deyü bir söz etmesünler, ortalık men'olmuş iken Hakk ta'ala insafını versün, Hakk ta'ala kalbine kosa ki, Arslanıma 'arzihal sunsa ol zaman kolay idi, kendi istedi derler, bu husfısda Arslanıma bir telhis etmiyesiz, helbet (elbette) yaramaz olan bulur; hernan siz her vechile gözünüz açub hidme­ tine mukayyed olasız, göz kulak tutmakdan hali olmayasız, her vechile hayr du'amız sizinledir, göreyim seni. Valide Sultan. "

Yorum: Bu belge helbet (elbet) sözcüğünü içerir, Kösem'e ait olduğuna kuşku yoktur. Veziriazam tarafından muhalif bazı kimselerin ortadan kaldı­ rılmış olduğunu "eyi etdiniz" diye tebrik ediyor, "fesad "cıların amansızca ortadan kaldırılmasını, uzak yerlere sürgün edilmesini emrediyor. " İçerüden adem" ifadesini Saray-i Hümayfın'daki bazı iç-ağ­ lanları olarak anlıyoruz. Onları çıkma yoluyla dış hizmetlere ata­ mak suretiyle uzaklaştırmak mümkün. Fakat bunu veziriazamın Kösem'e resmi bir yazısıyla yapmayı tavsiye etmiyor, dedikodudan çekiniyor. Ortalık sakinleşmiş. Padişaha arzda bulunulmasını da onaylamıyor. Sadece veziriazamın uyanık bulunmasını istiyor. Bu belgede söz konusu fesadcılar kimlerdir, nasıl hertaraf edil­ mişlerdir. Vekayinamelere göre: Kösem, Kara Murad'ı veziriazam

. 422 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI IMPARATO RLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

EKLER: KÖSEM SULTAN'A TELHiSLER (1 623-1 649) 423

yaptıktan sonra (azli 2 1 Mayıs 1 649) bazı " fesad" hareketi kendini gösterdi.30 Veziriazam Kara Murad, aziedilen Sofu Mehmed Paşa yandaşlarının hareketlerinden rahatsızdı.Jl Harem'deki telaşın bir nedeni bu olabilir. Öbür taraftan Musa Paşa'nın veziriazamlık için faaliyetleri dolayısıyla Kösem, bir " fesad" hareketinden rahatsız­ dı. Arkasından şeyhülislam Abdürrahim'in azli kıpırdamalara yol açtı.

424

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

Belge 24: TKSA E . 245713 0

EKLER: KÖSEM SULTAN'A TELHiSLER (1 623-1 649) 425

Belge

24

"Huwa Paşaya selamdan sonra i'lam olunur ki: Murad Paşa tefterdar (defterdar) olan İbrahim Paşa da yüz bin akçe (silinmiş guruş ) miri hazinesi var imiş ma'lfımumuzdur, Murad Paşa'dan taleb eyledi­ niz, temessükfın size vermiş idim, Tefterdar İbrahim Paşa'nın te­ messükünü yüz bin guruş miri hazinesi var imiş zimmetinde, taleb eylediniz mi, eğer taleb eylemediniz ise temessükfın göndereyim; miri hazinesidir, taleb idesiz, merhume sultanı32 tefterleri arasında bulduk, şöyle ma'lfım oluna, mevacib içün tedarikde misin ? Za­ manıdır, Allah'ı severseniz, mukayyed olasız, göreyim sizi, hayr du'amız her vechile sizinledir. Valide Sultan "

Özet: Valide sultanın veziriazama emri: Defterdar İbrahim Paşa zirn­ metinde miriye ( devlet hazinesine ) ait yüz bin guruşun hazineye alınması emrediliyor. Belge altında "Valide Sultan " imzası var.

Yorum: Belge, Va/ide Sultan imzasıyla doğrudan veziriazama gönde­ rilen bir emirdir. Va/ide, Kösem veya Turhan'a ait olabilir. Yazı Kösem'e ait yazılara benzer. Defterdar'ı Tefterdar diye yazar. Baş-defterdar İbrahim adıyla iki kişi bilinmektedir: Hacı lakabıyla III. Murad ve III. Mehmed dönemi baş- defterdarlarında; ikincisi şeytan veya melek unvanıyla bilinen IV. Mehmed dönemi baş-def­ terdar 1 676'da Şam beylerbeyi. Belgede adı geçen bu şeytan, İbra­ him Paşa olmalıdır. Beylerbeyi olmadan önce baş-defterdar olmalı.

- U ÜZERiNE ARAŞT IRMALAR - l l 426 DEVLET-I. 'All'YYE·. OSMANLI iMPARATORLUG

Belge 2 5-- TKSA: E. 245711 9, vezırıazam 'arzı .

.•

EKLER: KÖSEM SULTAN'A TELHiSLER (1 623-1 649)

Belge 25 Özet: 1 . Girit'ten serdar Hüseyin Paşa'dan telhis gelmiş 2. Tersanede yapılan gemilere kürekçi alınacak.

H. H. Kösem Sultan'ın (?) emri: "Donanma-yi Hümayun için ziyadesi " ile çaba harcanması.

427

IV. M u rad 'a Tel hisler

1 . Veziriazam 'Arzı Sultan, mukabele defterine yeniden kimsenin ilave edilmemesi üzerine kesin karar vermiş, kontrol için mukabele defterinin sure­ tinin (kopyasının) aynen kendisine gönderilmesini emretmiş. Vezi­ riazam kendi zamanında mukabele defterine kimsenin yazılmadığı hususunda padişaha söz vermek gereğini duymakta.

Hatt-i Hümayun: "Tahs'i:l i desin, ihmal itmiyesin. "

Mukabele (kontrol) defterine kimsenin geçmemesi hususunda padişah emrine dikkat edilmesi, bu hususta kesinlikle ihmal edil­ memesi sultanın çok önem verdiği bir sorundur.

2 . Veziriazam 'Arzı a. " İçoğlanı kulları her sene olageldikleri esbabı almayub pek a'lasını isterler. " Padişah, iç (Enderun) oğlanlarına verilen kumaş­ ların en iyi cinsten olması hususunda veziriazama ferman gönder­ miş, veziriazam tedarik etmeye çalıştığını, zaman istediğini bildirir.

430

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

b. "Eşkıya " dediği isyan halindeki sİpahiler zorba'lardır ( 1 6321 63 3 ) . Ayaklanma bastırıldıktan sonra kaçak zorbaların ele geçi­ rilmesi için takibe geçilmiştir. Bu noktada Sultan Murad, ihmale sapılmamasını emretmiş; veziriazam, İstanbul'da ve vilayetlerde zorbaların takibinde ihmal edilmediği noktasında padişaha söz vermek gereğini duymuş. Padişahın önlemlerini uygulamada gös­ terdiği büyük çaba dolayısıyla veziriazam onun idaresini "zaman-ı 'adalederinde her şey makamın bulur" diye yineliyor. Hatt-i Hümayun: "Akça isterler, hernan akça göresin. " Padişah hatt'larında emirleri kısa yazar. İçoğlanlarının maaşları için hemen para sağlanmasını ve kendilerine ödenmesini emreder.

3 . Veziriazam 'Arzı Donanma kumandanı vezir kapudan paşa,1 İstanbul'da Kasım­ paşa'da Tersane-i 'amire'de özerk bir idare başındadır; doğrudan doğruya padişahtan emir alır. Veziriazam padişahın mutlak vekili sıfatıyla kapudan paşanın müsveddelerinin ilkin kendisine gönde­ rilmesi gerekir. Kapudan paşanın işlere dair emir müsveddeleri ve­ ziriazama gelmiş, o da gerekli notlada bu yazıları padişaha sunu­ yor, kapudan paşa, 'arzları üzerine acele hatt-İ hümayunlarla geri gönderilmesini 'arz ediyor. Hatt-i Hümayun: " Geldügi sa'at eğlendirilmeyüb üzerine hatt-i şerifler yazılub geri gönderem, mai kise inçindedür giru sen de arayasın. " Hasan Paşa kapudanlıktan aziolurrup yerine gelen Canbuladza­ de bilgi sahibi paşaya padişahın özel iltifatı vardı.

4. V eziriazam 'Arzı 1 . Veziriazam 'arzında padişahın av partisinde yakaladığı avia­ rı veziriazama bağışlamış. Veziriazam dua ile avda gösterdiği kah­ ramanlıklarını görerek kutlar ( av bir çeşit savaş manevrası idi ) .

EKLER: IV. MURAD'A TELHiSLER 43 1

2 . Padişahın sefere çıkıp güneyde Payas iskelesi'ne Mısır'dan erzak getirilmesi planlanmış (otuz bin kil e arpa ve on beş bin kil e buğday, on beş bin kile pirinç, üç kantar barut) . Bu iş Ahmed Pa­ şa'ya havale olunmuş, kendisine kılıç ve kaftan gönderilmesi em­ rolunuyor.

Hatt-i Hümayun: "Tahsil idüb itmam-i hidmetten sonra kılıç ve kaftan gerekdir. Geçen giden kağıdında yavuzlanub azar eylemiş idik. Şimdi bu gi­ dince arada nesne yokdur deyü takayyüd eylemez. "

Yorum: Padişah, kılıç ve kaftanın, hizmet yerine getirildikten sonra ve­ rilmesi doğru olur diye düşünüyor. Daha önce kendisini azarlayan bir yazı gönderilmişti, şimdi kılıç kaftan giderse işi gereğince gör­ mez, diyor. Sazak Payas'ta anbara geleceğine göre, bu belge Bagdad sefe­ ri arefesine ait bir tarihte 1 048/1 6 3 8 'de yazılmış olmalı. Osmanlı idaresi bir sefer kararı verilince etraflı lojistik önlemleri alırdı.2

5. Veziriazam Tabanı-yassı Mehmed Paşa'nın 'Arzı idam edilen eski veziriazam Receb Paşa'nın malları hazineye alınmak için bir defterde tespit olunmuş. Para olarak beş-yük ( 1 O kise, bir milyon) akça tahsil edilip padişahın iç-hazinesine gönde­ rilmiş. Daha para çıktıkça gönderilecektir. Bu sorun için padişahın yeni emirleri bekleniyor.

Padişahın Hatt-i Hümayunu: " Bir oğurdan tahsil idüb gönderesin, az az lazım değil, bütün gönderesin. "

Yorum: Azi veya kati olunan devlet adamlarının mirasına padişah el ko­ yar, iç-hazineye alınırdı. Bu örnekte olduğu gibi genelde bu müsa­ dereler hayli büyük meblağlara varıyordu.

432

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERINE ARAŞTIRMALAR - ll

Müsaderenin mantığı şudur; ceza verme yanında paşaların milyonlara varan hazineleri idarede iken rüşvetle toplanmış ser­ vetlerdir. Bu dönemde rüşvet ve başka yollarla idare başındakiler muazzam servetler yığmaktadır. Devlet makamiarına geçmek için padişah dahil herkese rüşvet vermek kural halini almıştır. Her ma­ kamın rüşveti liste haline getirilmiştir. 3 Belgenin tarihi, Receb Paşa'nın idamı tarihinden hemen sonra­ ya aittir. Topal Receb Paşa kapıkulu sİpahilerini arkasına alarak padişah üzerinde bir baskı idaresi kurmuştu. IV. Murad'a onun entrikaları anlatılınca padişah onu saraya davet etti, huzurda yere kapanıp selam verince padişah "gel berü topal zorba-başı " diye karşıladı. Paşa yeminler ederek sadakatini ispata çalıştıysa da "gazab-i şehriyari o dereceye vardı ki bre kafir abdest al" idama hazırlan diye bağırdı. Sipahiler padişah önünde veziriazam Hafız Ahmed Paşa'yı kanlı şekilde katiettikleri sırada Receb Paşa pa­ dişahı tehdit ile, "Padişahım abdest al" demişti. Sultan Murad bunu unutmamıştı, hemen hiddet içinde " şu hainin tez başını ke­ sin " dedi; dışarıda Receb Paşa'nın kafadarları sipahi ağaları bek­ liyordu. Kementle boğulan Receb Paşa'nın cesedi önlerine atılınca başlarından korkup kaçtılar (Haziran 1 632 ) . Sultan bunun üzeri­ ne tüm devlet büyüklerinin bir meşveret meclisinde toplanması­ nı emretti. Şeyhülislam ve yeniçeri ağalarının katıldığı bu devrim meclisinde Sultan Murad gerçekten Osmanlı padişahı olduğunu gösterdi.

6. Veziriazam T abanı-yassı Mehmed Paşa'nın 'Arzı Cellad yanında idama mahkum Halil Paşa'dan müsadere edile­ cek serveti hakkında bilgi edinilmiş, yeminle varlığını itiraf etmiş, para olarak 45 bin guruş, mücevherli kuşak ve alacakları ile birlik­ te hepsi 50 bin guruş (yaklaşık 33 bin altın) serveti varmış. Cellad yanında, idamdan önce serveti tespit olunuyor.

Hatt-i Hümayun: "Dahi darb olunsun, ol karar (ikrar) eyledüğü guruşu idüb (alıp) gönderesin, dahi söylerse ol akçayı tahsil idüb gönderesin. "

EKLER: IV. MURAD'A TELHiSLER 433

Yorum: Devlet sayıları 50.000'e varan yeniçerilere ulufe ve bahşiş ye­ tiştirmek için rüşvet ve müsaderelere başvurmak zorunda, paşalar muazzam servetlerini yolsuzluk ve rüşvetle yaptıklarından devlet kendini haklı görüyor. Padişah ve veziriazam Tabanı-yassı Mehmed ile Revan seferi için Erzurum'a gelindiğinde Erzurum beylerbeyi Van seraskeri ata­ nan Timur-Kazık Halil Paşa, Diyarbekir beylerbeyi Murtaza Paşa ile serdarlık yüzünden kavga çıkardı, Murtaza Paşa İstanbul'a ge­ lip padişaha 'arz etti, orduda ayrılık nedeni olur düşüncesiyle Halil Paşa'nın idamına ferman çıktı.4 Murtaza Paşa, Lehistan ile barı­ şı sağlayan serdar olarak sarayca gözde5 idi. Olay 1 635 balıarına rastlar. Belge bu tarihe aittir. IV. Murad hatt-İ hümayununda cellad yanında mal varlığını itiraftan sonra hemen başının kesilmesi ve itiraf ettiği servetinin hemen müsadare edilip kendisine gönderilmesini emreder.

7. Veziriazam 'Arzı İstanbul'da vergi toplama yetkisi verilen altı-bölük sİpahi müla­ zim leri Divan'a veziriazam huzuruna çıkıp mülazemet hizmetleri­ nin bayramdan önce verilmesi için baskı yapmaktadırlar, veziria­ zam padişaha başvurur, nasıl hareket etmek gerekir, emir bekler.

Padişahın Hatt-i Hümayunu: "Ne oldular, bayramdan sonra mı; kanunları ne ise alsunlar, şimdi vakit tenkdir. "

Yorum: " Şimdi vakit tenkdir" dediğine göre, sİpahilerin baskısından padişah kaygılıdır. Bu durum Sultan Murad'ın Revan seferinden İstanbul'a dönüşüne (Aralık 1 63 5 ) rastgelmiş olabilir. Sultan si­ pahilerin acelesinden rahatsızdır, ama kanun nizarnı çiğnemek is­ temez.

434

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

8. Veziriazam Tabanı-yassı Mehmed Paşa'nın 'Arzı 1 . Padişah veziriazama emretmiş " Sipahi taifesine selatin tev­ liyetlerin ve büyük voyvodalıklar virmiyesin ve hiç korkmayasın, yeniçeri ka'il olmaz, merhametini koyasın, buyrulmuş, emir pa­ dişahımındır. " Veziriazam bayram sonlarına kadar geciktireceğini tahmin eder. 2. Kumandan Murtaza Paşa'nın askere yetişmesi için ferman gönderilmesi emredilmiş, veziriazam daha önce üç ferman gönde­ rildiğini, muhafaza işine atanan beylerbeyilere, sancakbeylerine ve Ekrad (Kürdler) aşiret başbuğlarına hil'atlar gönderdiğini, böylece serhadlerdeki beylere teşviklerde bulunduğunu bildirir, padişahın emri üzerine yeniden kapıcılar ile fermanlar gönderileceğini bildirir.

Padişahın Hatt-i Hümayunu: " Heman ayak basasın; inşallah söz tutulur, tutmayanın cezası bellüdür. "

Yorum: Altı-bölük sİpahiler sultan vakıfları gelirlerini hazine için top­ lama hizmetini, mülfızim sıfatıyla ellerine geçirınişlerdi. Bu gelir kaynağı büyük meblağlara varmaktadır;6 ikincisi " büyük voyvo­ dalıklar" geliridir. Eyaletlerde hazineye ait zeamet ve haslar ev­ velce voyvoda denilen tahsildarlar eliyle toplanıyordu, bu gelir kaynaklarına voyvodalık deniyordu. Sipahiler bu gelirleri toplama ayrıcalığını da ellerine geçirmişlerdir. Gelirin büyük kısmı binlerce sipahi ve tuttukları adamlar elinde kalıyor, hazine darlığa düşüyor, yeniçeri ulılfe ve balışişleri için para bulunamıyordu. Sultan Murad bu yolsuzluğa son vermek için 1 632 Meşveret Meclisi'nde kesin kararlar aldırmıştır. Veziriazam padişahın emir­ lerini anıyor; sİpahi ayaklanmasından korkmadan, çekinmeden emirlerinin yerine getirilmesinde Sultan Murad azim ve kararını bildirmiştir. Sipahiler gelir defterleri ve vakıf tevliyetlerinin bay­ ramdan önce verilmesinde ayak diriyorlar ( bkz. yukarıda no. 3 ) . Bayramdan sonraya bırakılmış. B u noktada padişah veziriazama

EKLER: IV. MURAD'A TELHiSLER 435

kesin talimat veriyor, "korkmayasın, yeniçeri ka'il olmaz" diyor. Sipahi ayaklanması korkusu vardır. Sultan Murad'ın tam iktida­ rı ele almasını sağlayan büyük Meşveret Meclisi'nden (9 Haziran 1 632) beri durum değişmiştir. Tabanı-yassı Mehmed Paşa da pa­ dişahla sıkı işbirliği içindedir. Bu yeni arz bunu kanıtlamaktadır. Belge Meşveret Meclisi kararlarından hemen sonraki aylarda 1 632 yazma veya hemen sonrasına ait olmalıdır. 7 Sultan Murad vezirini " merdane ayak basasın " diye sİpahiler karşısında cesaretle diren­ ınesi için destekliyor. Bu günler Sultan Murad'ın padişahlık otori­ tesini kurma çabaları dönemine aittir.

9. Veziriazam 'Arzı Dün padişaha şikayetlerini 'arz eden halktan reaya bugün Divan-i Hümayfın'a gelip "cizye ve avariz" vergilerinin ağırlığın­ dan şikayet ettiler, azaltılmaları hususunda ısrar ettiler. Avarizden biraz indiriş yapmak mümkün. Reayanın çektikleri sizce de bili­ niyor. Ama buldukça fazlasını isterler. Bugünkü koşullarda fazla indirim yapmaya imkan yoktur. Yakında vergi tahriri yapıldıkta gerekli indirimler yapılır. Vergi veren reayanın durumlarıyla ilgi­ lenmek gerekir.

Hatt-i Hümayun: " Mehma ernken lazımdır. "

Yorum: Siyaset üzerine nasihatnamelerde yazıldığı gibi, vergi veren te­ baa ile reayayı vergi ve şiddetli yöntemle idare devletin temelini kazmaktır. 8 Eski Hint-İran siyaset kitaplarından İslam devletlerine geçen bu pratik devlet teorisi tüm İslam devletlerinde bürokrasinin izlediği temel görüştür, adalet ve adaletname terimleriyle kısaca ifade edilen bu kural veziriazamın ve padişahın sözlerinde bir kez daha gündeme gelmiş bulunmaktadır. Bu adalet prensibinin ka­ çınılmaz gereği olarak reayaya, doğrudan padişaha rık 'a denilen bir dilekçe ile şikayet hakkı tanınmıştır. Sultan Murad'a arzıhal

436

-

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR ll

sunulmuştur.9 Öbür taraftan Revan ve Bagdad için seferler düşü­ nüldüğünden vergilerde büyük kısıntılar yapmaya imkan olmadığı padişah ve veziriazamın üzerinde birleştikleri bir gerçektir. Parli­ şahın yanıtı, " imkan olduğu kadar cizye ve avarizde indirimler yapılması, böylece reayanın şikayetlerine yanıt verilmesi" gereği kabul edilmiştir. Padişah " lazımdır " diye veziriazamın düşüncesini onaylar.

1 O. Veziriazam 'Arzı Hasan adında birinin10 (zorba-başı) idamı hakkında padişahın kesin kararına veziriazam ister istemez katılmak zorunda. Ona "sa'adetlü ve merhametlü " diye hitap eder.

Hatt-i Hümayun: "Hasan habsolsun, amma bu mel'fınu hernan şimdi kapıcılar kethüdasına gönderip çeşme önünde başın kesdiresün, ben dahi yukarıdan bakanın, elbette ölsün. "

Yorum: Bu Hasan kimdir ? Büyük suç işlemiş olmalı. Sultan onun he­ men başının kesilmesini istiyor; kin ve hiddet içindedir, başının ke­ sildiğini kendisi görmek istiyor. Tahtta sağlarnca yerleştikten sonra Sultan Murad her tarafta sipahi zorbalarım bulup acımasızca idam ediyordu. 1 1 Hasan bunlardan biri olmalı. IV. Murad'ın merhamet­ siz bir despot olduğunda tüm kaynaklar birleşir.

1 1 . Veziriazam Tabanı-yassı Mehmed Paşa'nın 'Arzı Sipahi ayaklanması ve büyük meşveret ( 20 Zilkade 1 041/9 Ha­ ziran 1 632) akebinde İstanbul'da sipahi ayaklanmasına önayak olan zorba-başılar aranmaya başlanmıştır. Sultan bu işi yakından izlemekte ve veziriazamı sıkıştırmakta. Mehmed Paşa bu işte "ga­ yet mukayyedim" diye padişahı inandırmak istiyor. Zorba-başıları "tizce ele girmez" diye özür diliyor. "Aranma aşikare sokağa dü-

EKLER: IV. MURAD'A TELHiSLER 437

şüb " aranmaz diyor. Efrad adları yazılı kontrol defterini ( mu k a ­ bele defteri) yazan mukabeleciyi arıyor "cümle bölük zabitlerini (huzuruna) getürdüm" sİpahiler ağasına gönderdim, diyor (kaçak­ ları yakalamak için ) . Ayrıca Üsküdar'a adam gönderilmiş. " Ga­ yette mukayyedim . . . başım ile oynarım" diye padişahı inandırma çabasında.

Hatt-i Hümayun: "Fesad ağalarındır, elbette bulunmak gerekdir. Ağaları çağır­ dub aşikare tenbih idesin, başınız gerekse bu ahvale mukayyed ol­ sunlar. "

Yorum: Sultan, zorba-başıların sİpahi bölük ağaları olduğuna, ayaklan­ mayı onların düzenlediğine inanıyor; ağaların çağrılması ve idam korkusuyla uyarılmasını istiyor; IV. Murad 1 632 yazında Meşveret akebinde " eşkıya cem'ine" kendini verdi, " emr eyledi ki her biri bölüklerinde olub İstanbul'da mevcfıd bulunan zorba-başıları tu­ tup ele vireler. " 1 2 Kaçanlar da zamanla bulunup idam olundu, Revan seferine giderken padişah Anadolu'da her gittiği yerde zorba-başıları bul­ durup idam etti. B Sultan Murad'ın " himmet-i 'aliyye ve gayret-i seniyyesi berekatıyla satvet-i Osmani kuvvet bulup " zorbalar kı­ lıçtan geçirildi.

12. Veziriazam Tabanı-yassı Mehmed Paşa'mn 'Arzı Mekke'yi " eşkıya " (çöl Arapları ? ) istila etmişler. Gönderilen Halil Paşa onları püskürtmüş, kendisini yüreklendirmek için pa­ dişah kılıç ve kaftan gönderse iyi olur. Aynı zamanda Ka'be'nin onarım işlerinde hizmeti görülen Rıdvan Bey'e de iltifat edilmesi yerindedir.14

Hatt-i Hümayun: "Yazılub gönder üzereyim ( ? ), derse mukayyed olasın. "

438

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR -

ll

Yorum: Mekke emirliği, babadan oğula emirliğe geçen peygamber so­ yundan şerifler idaresinde özerk emirlik statüsüne sahipti. Köle­ menler döneminde olduğu gibi Mekke Mısır'daki Osmanlı bey­ lerbeyi kontrolü altında idi. Cidde bir Osmanlı sancakbeyi idaresi altında idi. Payİtahtta kargaşa döneminde ( 1 6 1 7-1 62 3 ) Mekke, öteki eyaletler (Trablus, Tunus, Cezayir, Mısır ve Bagdad, Arap eyaletleri) gibi özerkliğini artırdı. Emirlik için kardeşler arasında mücadelelerde Osmanlı sultanı etkin bir rol oynayamıyordu. 1 626 yılında Gürcü Ahmed Paşa'yı Mekke şerifi ziyafette zehirleyip öl­ dürdü.15 Şerif Nami, Cidde Osmanlı sancakbeyini katiedip Cid­ de'yi şerifliğe bağladı (Mart 1 632). Mısır beylerbeyi Halil Paşa, Nami'yi ortadan kaldırdı (Ağustos 1 632). Belgemiz bu olayla ilişkilidir. Osmanlı şerifleri Cidde'yi ele geçirme çabasından vaz­ geçmediler. Çöl Arapları ( 'urban) zaman zaman Mekke'yi işgal ve yağma etmekteydi.

1 3 . Veziriazam 'Arzı Bergama kalesine sığınmış olan İlyas Paşa orada Anadolu beylerbeyi Ahmed Paşa tarafından kuşatılmış olup asinin ele ge­ tirilmesi bekleniyor. Savaştıkları yerden Bergama'ya doğru kaçan adamları kılıçtan geçirilmiş, Ahmed Paşa'nın mektubu padişaha gönderiliyor.

Hatt-i Hümayun: "İnşallahu ta'ala ele girür, ol didiğü sancaklara adam ta'yin ide­ sin, Ahmed Paşa üzerine cem'ola, ziyade te'kid idesin, korkalar. "

Yorum: İlyas Paşa Balıkesirli'dir, önceleri suhte (medrese kaçkım eşkı­ ya) ve haramileri ortadan kaldırınakla ün kazanmış, Hafız Ahmed Paşa'nın Bagdad seferine Anadolu beylerbeyi sıfatıyla katılmış, İranlılara karşı savaşlarda yararlı hizmet görmüş; Hüsrev Paşa'nın veziriazamlığında ( 1 62 8-1 63 1 ) onunla anlaşamamış, emekli olup

EKLER: IV. MURAD'A TELHiSLER 439

Balıkesir'e çekilmiş, orada yanına topladığı toprağı olmayan köylü levendlerle tüfekli sarıca ve sekbanlar16 ile Karesi, Bergama, Kaz­ dağı bölgesinde hükmünü yürütmüş, oraların vergi ve vakıf gelir­ lerini zabt edip kendi adamlarına dağıtmış, özetle İstanbul'da kar­ gaşa döneminde bölgede 1 629-1 632 yıllarında kendi başına ege­ men olmuştu. İlyas Paşa sarıca-sekbanlar başbuğu tipik bir CeHili sergerdesi idi. İstanbul'dan kendisini merkeze bağlama umuduyla vezirlik sembolleri gönderilmişti. Fakat bu, onun bölgede nüfuz ve egemenliğini artırmaktan başka bir sonuç vermedi. Midilli'ye adamlarını gönderip nüfuzu altına sokmak istedi. Ada Rumları silahlanıp karşı koydular, Midilli'deki Osmanlı idarecileri de karşı çıktılar, İstanbul'dan yardım istediler. Bundan hiddete kapılan İl­ yas Paşa ele geçirdiği Midillililerin Edremit tarafındaki arazilerini ve emlakini zabt etti. Bir bahane ile Manisa sancağını da istila etti, büyük iddialara başladı. Aciz durumda olan İstanbul hükümeti göz kapıyordu. İstanbul'a ulemaya armağanlar gönderip taraftar edini­ yordu. Özetle bölgede padişahın hükmü geçmez oldu. Padişah Şam valiliğine atayarak kendisini bölgeden uzaklaştırmak istedi, fakat o gitmedi, mütesellim bir adamını gönderdi. İlyas İstanbul'u tanımı­ yor "gelen emidere kulak tutmuyordu" . Nihayet padişah, onu or­ tadan kaldırmak için, Anadolu ve Suriye paşalarını tüfekli sarıca ve sekbanlarından başka hükmettiği vilayetlerden Cebelü adıyla asker toplamaya gönderdi. Alaşehir'deki karşılaşmada bozguna uğradı, Bergama kalesine kaçıp sığındı, orada kuşatıldı. Belgemiz Anadolu beylerbeyi Ahmed Paşa'nın kuşatmada gönderdiği yazıyla ilgilidir. Ha tt-i hümayG.n kuşatma tarihinde yazılmıştır. Paşalar İlyas'ı hile ile yanlarına alıp, padişaha affettirmek vaadiyle İstanbul'a getirdiler, padişahın huzuruna çıkardılar. Sultan Murad " bre kafir, sana Şam eyaletin virdim, niçün muhalefet idüb gitmedin" diye azarladı. Has­ ta idim deyince padişah " bre mel'G.n benim memleketime tagallüb idüb . . . Manisa şehrini urub garet ve hasaret etmekte hasta değildin, emrime itaatte ne 'aceb hasta oldun, bre kesin şu kafirio başını" diye eellada teslim etti. İlyas'a söz verip kefaletle getiren Anadolu beylerbeyi korkudan bir şey söyleyemedi. İlyas'ın hatG.nu, oğulları bir gecede hepsi boğularak idam olundular (Temmuz 1 632)Y

440

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR -

ll

İlyas Paşa'nın ortadan kaldırılmasıyla Anadolu'da sekban ve sarıca askerine dayanan bir Celali Paşa ortadan kaldırılmış ve bu eyalette Osmanlı egemenliği yeni baştan kurulmuş oluyordu. Genç padişahın İstanbul'da sipahi zorbalarına karşı başarılı mücadelesi sonunda İlyas Paşa'nın "tagallübü"ne son verilmesi eyaletlerde de padişahlık otoritesinin yeni baştan kurulması anlamına geliyordu. Aynı tarihte sİpahilerin "tagallüb " ünden (haksız yere ele geçirme) kurtulan devlet gelirleri, mukata'alar ve cizye eskisi gibi mültezim­ lere satıldı, ödemelerle hazine rahatladı. Bütün bu gelişmelerde pa­ dişah, yeniçeriden destek görüyordu.

14. Veziriazam 'Arzı Sultan Murad Anadolu beylerbeyine bir hatt-i hümayfın gön­ dermiş, tirnar ve zeametlerin yoklamasını ve reayaya kötü muame­ leden vazgeçilmesini emretmiş. Gelen cevap padişaha sunuluyor.

Hatt-i Hümayun: " Güzel dimiş. "

Yorum: Padişah bu cevaptan memnun. Reayanın korunması ona adil padişah ününü sağlıyor. İlyas Paşa'ya karşı savaş için Anadolu bey­ lerbeyi Ahmed Paşa halka para, erzak ve hizmet "teklifatı " yük­ lemiş, padişaha halktan şikayetçiler gelmişti. Padişahın önlemleri bununla ilgilidir. 18

1 5 . Veziriazam 'Arzı Veziriazam padişahın isteği üzerine kendisine mahlul, tayin yapılmamış isiınierin bir listesini göndermiş; padişah soruyor, bu esamiler kendisine sunulan esami defteri içinde midir, değil midir; veziriazam o defterin içinde olduğunu bildiriyor. Kapıkulları Recec ulfıfeleri (mevacibi) buna göre verilecektir. Mahlullerin, yani boş olan kadroların defterden çıkarılması gerekir, mahlul defteriyle

EKLER: IV. MURAD'A TELHISLER 441

karşılaştırıp çıkarılmalıdır, bu nedenle onlar da yazılmıştır. Mahlul defteriyle karşılaştırıp onlar mevacib defterinden çıkarılmalıdır.

Hatt-i Hümayun: "Üsküdar'a geçmek lazım olmağın alıurlarda ve baltacılar oda­ larında ba'zı nakış işlerler. Anları oradan kaldırıp Küçük Vezir Mehmed Paşa evinde olsunlar, anda oturup yine saraya gelince. "

Yorum: Kapıkullarına, bu arada sİpahi ve yeniçerilere verilen ulufe, mevacib, üç ayda bir sarayda yapılan merasimle verilirdi. Esiimi defteri'ne göre dağıtılırdı. Bu defterde ölenlerin veya çıkarılanla­ rın maaşlarının silinmesi gerekir. Fakat silinmez ve iç edilir. Sultan Murad mahlullerin, yani adları çıkarılacak olanların defterden çı­ karılmasını istiyor. Veziriazam çıkarılmalar belli olsun diye mah­ lfılleri esami defterinde göstermiş. Sultan Murad bu gibi yolsuzluklara, defterlerden kendisi kont­ rol ederek son vermek istemektedir. Onun ıslahatı uygulamakta ne kadar titiz olduğunu bu belge açıklamaktadır. Hatt-İ hümayfında padişah veziriazama Üsküdar sarayına geç­ mek istediğini bildirir. Ahırlarda ve baltacıların saray dışında Kü­ çük Mehmed Paşa evine naklini ister. Nedeni açıkça belli değil. Belki iş işleyip gürültü yaptıkları nedeniyle saraydan uzaklaştır­ mak istedi. Padişah Revan seferine çıkmak üzere Üsküdar'a geçe­ cek. Geçişi 1 635 balıarına (Mart ayı ? ) rastlar.19 Belge bu tarihe ait olmalı. Veziriazam bu tarihte Tabanı-yassı Mehmed Paşa'dır.

16. Veziriazam 'Arzı Padişah, Köse lakaplı kethüdaya ağa rütbesi verilmesini iste­ miş. Veziriazam bunu asker ocak ağalarıyla görüştükten sonra bildirmeyi uygun görür, mühlet ister. Onlar buna kesinlikle karşı çıktılar. Zira kethüdalıktan ocak ağalığına çıkma geleneğe aykırı imiş. Daha önce kethüdalıktan ağa olanlar, askeri zabitlikte disip­ lin içinde tutamamışlardır. " Bunun hatası vardır" , kethüda kethü­ dalıkta kalsın diyor veziriazam.

442 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

Hatt-i Hümayun: " Hoş, kendüne dirse, oldur. Hernan hidmet-i hümayunlarında olsun. "

Yorum: Yeniçeri ocağında 60 bölük doğrudan yeniçeri ağasının bö­ lükleridir, birinci bölük kethüda-bey bölüğüdür. Onun odasında dört kethüda gedikleri (kadroları) vardır. Kethüdalık, Osmanlı toplumunda askeri veya herhangi bir hizmet grubunu temsil eder, grup işlerine bakan bir vekilharc işlevini görür.20 Yeniçeri ocağında kethüda-bey yeniçeri ağasına bağlı birinci bölüğün kethüdasıdır, 60 akça ulilfesi vardır. 21 Bu nedenle IV. Mur ad döneminde kethü­ da-beyin yeniçeri ağalığına getirilmek istenmesi, ağaların protesto­ suna yol açmıştır. Ağalar kendi hizmetlerinde birinin ağa/komutan olarak başlarına gelmesini istemezler. Sultan da hatt-i hümayunda bunu kabul etmiş, destekçisi olan yeniçeri ağalarını kızdırmaktan kaçınmıştır.

1 7. Veziriazam 'Arzı Rumeli'de Agraka (Agrafa) Adası, yeniçerilere dakunacak yün­ lü kumaş, saray mutfağı ve yeniçeri meydanına konulan koyunlar için ocaklık tayin edilmiş, oradaki koyunların yalnız bu hususlar için kullanılması emredilmiş, sipahi vergi mülazimleri adaya karış­ mayacak, gulamiye adıyla vergi almayacak, bu amaçla maliye ve Divan tarafından ferman yazılmıştır, padişahın hattı, el yazısıyla fermanı tasdik etmesi isteniyor.

Hatt-i Hümayun: " Ma'killdür. "

Yorum: Vergi toplama yetkisi olan sipahi mülazimler adada beslenen koyunlar için gulamiye adı altında resim almak isterler, Sultan Mu­ rad'ın bunu yasaklayan ferman, daha kuvvetli hale getirmek için

EKLER: IV. MURAD'A TELHiSLER 443

sultana gönderilip tuğra üzerine kendi el yazısıyla tasdiki isten­ mektedir. Belli bazı vergilerin belli hizmetler veya gruplar için tah­ sisine ocaklık denir. Mesela bir limancia alınan gümrük resimleri bir kalede hizmet gören muhafız yeniçerilere tahsis edilir, bu gelir merkeze gitmesine hacet olmadan doğrudan doğruya o yeniçeriler tarafından tahsil olunur. Bu sisteme ocaklık denir.

18.

Veziriazam 'Arzı

Darbhane nazırlığına vezir Kenan Paşa'nın tayin edilmesi dü­ şünülmektedir. Veziriazam onu padişaha itidalli, müsrif olmayan doğru ve dindar kişidir, padişaha hizmette çok çalışır, diye tanıtır. Bu makam için padişahın berat vermesi istenir.

Hatt-i HümayCm: "Ta'yin idesin, olmaya ki hiyanet üzere masiahat göre, sonra başı gider. "

Yorum: Para işiyle ilgili önemli bir mevkie tayin edilen kişide ne gibi sı­ fatlar arandığını bildiren bu belge ilginçtir. IV. Murad korku veren bir tehditle tayini onaylar.

19.

Veziriazam 'Arzı

idam edilen Ahmed adında birinin bıraktığı miras araştırılmış: 3000 altın sikke, 2 kise (200.000) akça çıkmış. Esbap olarak de­ ğerli bir şey bırakmamış. Alacak senedi olarak 40 yük (dört mil­ yon) akça alacaktı. Bu parayı hizmete gidenlere ( sipahi hizmet er­ lerine ? ) vermiş. ( 70 milyon) bir ev görünüyor. Üç eviadı ve hamilesi var (mirasçı olarak) . Halil Paşa'ya "yekden" gelecek. Emredilirse gelmeye teşvik için (istimalet) kendisine hatt-i hümayun ile bir fer­ man gönderile. Ferman padişahındır.

Hatt-i HümayCm: " Herkes haklı hakkın alsun. "

444

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI IMPARATORLUGU ÜZERINE ARAŞTIRMALAR - ll

Yorum: idam edilen Ahmed'in vergi toplama hizmetinde bir mültezim veya memur olduğu tahmin edilebilir. Hizmetinde olanlara senetle para vermış. Başka bir kişiden söz edilmekte. Bu kimse Halil Paşa'ya gele­ cektir. Gelişini sağlamak için ferman gönderilmesini veziriazam önerir. Bu Halil Paşa, Timur-Kazık Halil Paşa olabilir.22 Söz konu­ su Halil Paşa, IV. Murad'ın Revan seferinde Erzurum beylerbeyi idi. Padişah ona kızıp katline ferman gönderdi.23 Hatt-i hümayfında padişah herkes hakkını alsın der, bununla mirasçıların Şer'i hukuka göre haklarını almalarına izin vermiştir.

20. Veziriazam 'Arzı 1 . Kapudan-i derya aziedilen Mustafa Paşa, yerine atanan Ca­ fer Paşa yanına varınca mı, yoksa hemen mi gelsin, padişahın em­ rini soruyor. 24 2. İkinci soru, zeamet ve tirnar konusunda padişah fermanları hazırlanmaktadır.

Hatt-i Hümayun: " Berhudar olasın; zeamete mukayyed olduğun içün şimdi ol ge­ lürse gemiler hali kalur, bu varınca ve Cafer Paşa'dan kağıd var demiş i din, al up gönderesin. "

Yorum: Cafer Paşa'nın Mustafa Paşa yerine kapudan-i derya olması 1 632 yılındadır. 1 63 3 'te hala bu mevkidedir. Belge 1 63 3 olabilir. Tirnar ve zeametler, kanuna aykırı olarak bazı paşalara, nüfuzlu kimselere, Harem kadıniarına arpa/ık, paşmaklık adları altında geçmiş bulunuyordu. IV. Murad sipahi ayaklanmasını bastırdık­ tan sonra 1 632 sonbaharında Rumeli ve Anadolu'da tirnarların yoklamaya alınmasını emretti.25 Bu emir tirnar sisteminde refor­ mun başlangıcı idi. 1 63 3 yılında Sultan Murad, tirnar ve zeamet­ lerin hak sahipleri askere verilmesi yolunda kararlı idi. Bu amaçla

EKLER: IV. MURAD'A TELHiSLER 445

Hüseyin Paşa'nın ölümü üzerine Rumeli beylerbeyi Bayram Pa­ şa'ya ferman gönderdi: Paşa Sofya'da divan kurup genel bir yok­ lama yapacak, " kılıçları " ( tirnarları), sa vaşçı eriere tahsis edilen tirnar ve zeametleri "yazar ve tuvana yiğitlere tevcih" edecek, her birinin heratında hakları yazılacaktı. Bayram Paşa bu iş için çok çaba harcayıp iyi iş gördü.26 Sonradan sultan onu veziriazamlığa kadar yükseltmiştir.

446

DEVLET-i 'AliYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

,�,b,.JsJ

.1.:-'�+ "�j '-;')

, l (f .J i>

v)J);,;. �!} }�).. 4.P') . . _,- vJ_,J . Jl.G;i . � � )�.)� }��}3. �J )� t=,.; J ı

JU-;J

�� ��ı;ı.ı����� i� c/�-\.;).,�-.,�,.,� .. . . ��\,J_;�.I. "

Belge 1 : TKSA E.2457120, veziriazam 'arzı

I V. Meh med Val idesi Tu rhan Su ltan 'a Tel hisler

B elge

1

Özet: Boğaz Hisadarının muhafazası için kalderin teftişi

Va/ide Turhan Sultan'ın (?) emri: " 1 . Etrafa göz kulak ol 2. Mevacib işine dikkatli ol, gecikdirme. "

Yorum: Bu belge Venedik donanmasının Boğaz'ı tehdit ettiği bir zaman, 1 654-1 656 dönemine ait olmalı. Turhan'ın emrini katibi kaleme almış olmalı. İmla hataları çok az.

. OSMANLI IMPARATORLUGU ÜZERINE ARAŞTIRMALAR - l l . 448 DEVLET-I. 'ALIYYE.

f�

�;.).."! ��.:.1,��):;... ;:;... .;:,ı_ ;.J' :'ıYP::. �; \...i W,l ıJJ.V. ulfr �\i.ı...J:.l..ı J.J ;:, 1... ,f;,J-' � cl.yo ,;:.s-:1;\..:, W ' J' , uJ. W.'-:' .ıfıJı) ;.», ...

' �.:. \.. ' ..sJ.'J: ) �tJFu �...;..u� � n't;:� -:}.) .;.)_,oJ: �--tv,'�f�; �.o..�;�tif, u:� ().u\.. ,;.,;...;. � �}:�'-(. .-!'->: viJ'...ı:f....J(f ., .:J;t;.JS'H< ,;j • j ..v »J.w.,u �)_> J.j '"':'.;:).;.) ...;.; �;.)\,. .:.ı� _w.. Jtl.� u �,ı � � 4,Jı'J; -ı.(_;) ...

,

,_...

,

...

�.

.

.

...

.

.

.

...

.

.

.

.

.

'

.

. ...iW.... ı:.ı /? W ' \;j,ı ,, l"'""

1



Be1ge 2 -. TKSA E.2457/24 - E 2457125, veziriazam 'arzı -

EKLER: IV. MEHMED VALiDESi TURHAN SULTAN'A TELHiSLER 449

Belge 2 Özet: Venedik birkaç yıldır 1 9 gemisiyle bir yerde bekliyor, kapudan paşa, kapodanlar ve yeniçeri kethüdasıyla görüşüyor.

Va/ide Sultan'ın ( Turhan ?) emri: "Venedik donanmasına karşı harekete geçmeli. "

Yorum: Venedik donanmasının tehdidi karşısında acil toplantı 1 6541 65 6 yıllarına rastlar, donanınaya yeniçeri konulması kethüda ile görüşülüyor.

450

- U ÜZERiNE ARAŞTlAMALAR - ll DEVLET-I. 'All·vvE·. OSMANLI iMPARATORLUG

. .

Belge 3: TKSA E - 2457/1 1 , vezırıaz . . , am 'arzı

EKLER: IV. MEHMED VALiDESi TURHAN SULTAN'A TELHiSLER 451

Belge 3 Özet: 1 . İbşir Paşa'nın hediyeleri 2. Girit'ten Hüseyin Paşa'dan iyi haber, gönderilen askerle ba­ şarılı büyük çatışma.

Vd/ide Sultan'ın emri: "Hediyeler geldi. Girit'ten yeni eyi haberler beklenir. "

Yorum: İbşir (veziriazamlığı 28 Ekim 1 654-1 1 Mayıs 1 655) , Anado­ lu'dan saraya hediye gönderiyor, belge 1 654'te olmalı.

452

· u ÜZE R i N E ARAŞTIR MALAR - l l DEVLET-I. 'All.YYE·. OSMANLI i M PARıi\TORLUG

...J.·� 1·(

,:,l,b 1!'.; l;tl..!-4-�= ��f� ) c. t- , ( JLo�,l, v� �c� '-='.;; ;. 2; j) ·..; ..

.

/• / '

>J,IJ : O

' �V"

. .

:. .r

.

·�

. ..;..� " c...� )'Ö , ( ..!.\;_,..-'f � L .;.J n • � � - �w/ ...)) 1. l · � .ııı.. � o- ;• o--::- � , .,� , , ; (· � ... , ı.... � JJ... ; .� � (. •

�;�.)� �

-

'

" J

·

- .

.

-

�J

• . .

.

.

ı r--� �fi.i· t.: � ��.)� .) � .) 1 � .(:.ı � 1 �;. ii \;).;;.·.,;.1' ..:..ı \: ı ' ;... '

.

��-'� ,_t..\.\ ö\:t, �\�_,:, J



-

_,

.

.

...

.)�...� � ı J� J lA.. ı .

-:-1.) ı .; ., ı � \;ı ı --.). \ i ]"\...ı . •� oW 1 �

t







-





'

1



...

Belge 7: TKSA E 7002132, veziriiizam 'arzı ·

EKLER: IV. MEHMED VALiDESi TURHAN SULTAN'A TELHiSLER 459

Belge 7 Özet: Venedik kalyanlarına imdad gönderilmiş. Kapudan paşa ile şeyhülislam ile müşavere olundu. Galata'da beş burton gemi bu­ lunmakta, onları navlun ile tutup donanınaya gönderelim. Burton başına üç bin guruş vermek gerekir. Diğer mühimmatla birlikte SO kise (5 milyon akça) gerekir. Parayı gönderdim, iç-hazineden yardım istemiyorum. Kapudan paşaya emir gönderesiz, tedarikte bulunsun.

H. H.: "Elli kise para hazırdır, alıp Kapudan Paşa'ya gönderesiz, bu paranın iç-hazineye geri ödenmesinden, siz (veziriazam) sorumlu­ sunuz. Elli kise para gönderilmiştir. "

Yorum: Venedik donanmasının takviye olması ve saldırı ihtimali Naima (İpşirli, IV, s. 1 6 74 ) , Çatalbaş Mustafa Paşa, Osmanlı donanınası bozgunu: Haziran 1 656.

460

- ÜZERiNE ARAŞT IRMALAR - ll DEVLET-I, 'ALl'YYE·. OSMANLI iMPARATORLUGU

. ..

Belge 8: TKSA 7002134, vezırıaza m 'arzı

EKLER: IV. MEHMED VALiDESi TURHAN SULTAN'A TELHiSLER 461

Belge 8 Özet: Mısır'dan gelen zahire gemileri Rodos'ta, Venedik donanma­ sında yalnız altı gemileri denizde kaldı, ötekileri gitti, beş kadırga gönderilecek, adalara top ve malzeme Memi Paşazade Mehmed Paşa ile teslim almak için gönderildi.

H. H. özet: Kapudan Paşa'nın gitmediği eyi oldu, Donanma-yi Hümayun'un gitme zamanı yaklaştı.

Yorum: Memi Paşazade Mehmed Paşa'nın Venedik donanmasına karşı donanmanın dönüşü için gönderilmesi: Naima (İpşirli yayını, IV, s. 1 678 ) . Memi Paşazade Mehmed, Kenan Paşa kumandasında Bo­ ğaz'da donanmanın bozgunu, 26 Haziran 1 656.

. - ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll 462 DEVLET-I 'All·vvE .· OSMANLI iMPARATORLUGU

.i

Belge 9.. TKSA E . 7002/47

EKLER: IV. MEHMED VALiDESi TURHAN SULTAN'A TELHiSLER 463

Belge 9 Özet: Ege'de olan gemilerden bazıları (Venedik ablukasından kurtu­ lup) Boğaz'dan içeri birer birer geçip İstanbul'a gelmekte. Şimdi asıl ihtiyaç gemilere kürekçi bulmaktır. Donanma hazırlanıp, mu­ hafazaya ayrılan 1 500 yeniçeri Beşiktaş'a çıkarılmış (gemilere bin­ rnek üzere), ulfıfeleri gönderilmiştir.

Emir (aynen metin): "Ne 'arz olundu, ma'lfımumuz olub hernan göreyim sizi, ziya­ clesiyle ikdam edüb çalışasız, her vechile hayr du'amız sizinledir. Her etrafdan dahi göz kulak tutmakdan hali olmayasın, Hakk ta'ala hayırlısıyla bir iki günden mukaddem donanma-yi hümayfın çıkarmak asan eyliye, bit-ternam bit-kusur, mukayyed olasın. "

Yorum: Ege'deki gemilerin tersaneye gelmesi ve donanmanın hazırlanıp muhafız yeniçerilerle Ege'ye dönmesi söz konusudur. Girit'e 1 500 yeniçeri muhafız gönderilmesi düşünülüyor. Valide 'arz üzerine yazdığı emirde bu yardımın bir an önce gönderilmesini ister. 1 5 0 gemiden kurulu donanma 1 06 1 Receb ayının 1 2'sinde ( 1 Temmuz 1 65 1 ) Ege'ye hareket etti. 1 Belgemiz 1 65 1 Temmuz'dan önceki ayiara ait olmalı. Donanmanın Ege'de Venedik donanma­ sıyla savaşı için bkz. Naima (V, s. 80-82). Kapudan Girit' e yardıma gidemedi. Venedik donanınası aldığı Osmanlı kalyonu ile Kandiye önünde gösteri yaptı.

. • U ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - l l 464 DEVLET-i 'ALIYYE. . OSMANLI iMPARATORLUG

T

Belge 1 0 . TKSA E. 700211 9, vezırıazam 'arzı ·

.

. •

EKLER: IV. MEHMED VALiDESi TURHAN SULTAN'A TELHiSLER 465

Belge 1 0 Özet: 1 . Siyavuş Paşa Bosna'ya 2. 'Arzı sunan veziriazamın küçük oğluna iki boş kapıcıbaşı ulfıfeleri hazineye konmuş, fakat gedikleri zeametine ilave olun­ mak için telhis 3 . Bölük halkı ulfıfelerini almışlardır ve gitmek üzeredirler.

Yorum: 1 . Siyavuş Paşa'nın Bosna'ya tayini 2. Paşaların oğullarına maaş, veziriazamın oğlu daha önce zea­ met sahibi, boş kalan kapıcıbaşının gedikleri ilave edilmesini rica eder 3 . Sipahiler, Girit'e gönderilmesi kararlaşan kargaşa çıkaran si­ pahiler olmalı. Belge tarihine gelince Siyavuş Paşa'nın veziriazamlıktan azli ve Bosna'ya atanması tarihi: Naima (İpşirli yayını, s. 1 3 6 8 ) , Nisan 1 656.

466 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

EKLER: IV. MEHMED VALiDESi TURHAN SULTAN'A TELHiSLER 467

Belge 1 1 Veziriazam arzının özeti: 1 . Ahıska eyaleti paşası Yusuf ölmüş yerine vezir Topal Osman Paşa öneriliyor. 2. Memur olduğum donanma hizmeti için elimden geleni yapı­ yorum. 3. Taşrada reayaya zulüm yapan sekbanlarda� yakaladıklarımı­ zı donanınada kürekçi olarak kullanmaktayız. 4. Osman Paşa, donanma için yirmi bin kise (iki milyon) akça yardım yapmıştır, kendisine Trabzon eyaleti valiliğini öneririm.

H. H. Emir: "Ne 'arz olundu ma'lfimumuz olub yazılub gönderilmişdir, hernan göreyim sizi donanma-yi hümayfına ziyadesiyle dikkat edüb gözünüz açasız ziyade dikkati zamanıdır, bir an te'hir, idecek zaman değüldür, her etrafdan göz kulakdan hali olmayasın, Kapu­ dan Paşa'ya harcını, lazım olanı veresiz, cümleten size ısmarladık, göreyim sizi. "

Yorum: Çanakkale Boğazı'nı abluka eden Venedik donanmasını püs­ kürtmek, Girit'e yardım yetiştirmek bu tarihlerde devletin en önemli sorunu idi. 1 . Topal Mehmed Paşa kapudanlıkta tanınmıştır, 1 65 7'de kapu­ dan-i derya sıfatıyla Limni Adası'nı Venediklilerden geri alacaktır. 2. Donanma gemileri için kürekçi bulmak önemli bir sorundu. Reayaya kürekçi akçası diye yeni bir vergi konulması sorun ya­ ratmıştır. Toplanan para ile kürekçi toplanmaktadır. Kadıegalar­ da kürekçilik son derece güç bir hizmetti. Anadolu'da halkı soyan sekbanların suçlu sayılıp kürekçi yazıldığını göstermektedir. 3 . Bir çeşit rüşvet olarak hazineye yardım karşılığı valiliklerin satılması bu dönemde geniş ölçüde uygulanıyordu. Osman Paşa donanma için hazineye bir milyon akça sağladığından Trabzon va­ liliğine atanmıştır.

468

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

Kırkık akça hakkında fermfın

Kı rkı k Akça Hakkı nda B i r Ferman

Safer 9 8 0

( Çavuş-başıya teslim olundu, fi 1 3 Muharrem) İstanbul Kadısına hüküm ki, Hiliya memalik-i mahrilsemde husilsen İstanbul'da kızıl ve kır­ kık akça gayet kesret üzere olub ve halk mabeyninde kırkık akça geçmekle adet idünüb Hazine-i 'Amire'me dahi ol makille akça dahil olmakdan hali olmamağın kırkık ve kızıl akça halk mabey­ ninden def' olunuh min ba'd geçmemesin emr idüb buyurdum ki: vusul buldukda tenbih ve nida ittiresün ki min ba'd kırkık ve kızıl akça kirnesneler almayub halk mabeyninde geçmeye, kızıl akçası olanlar bu makille akçalarını intihab idüb deryaya dökeler ve kır­ kık akçası olanlar dahi akçaların Darbhane'de kal' itdirüb tekrar kesdüreler veya gayrı levazımlarına sarf idüb halk arasına çıkar­ mayalar; ba'de't-tenbih [kadılar] gahi bizzat yoklayub ve nayible­ rüne tenbih idüb her kimin elinde kızıl veya kırkık akça bulunursa sicil olundukdan sonra kırkık bulunan akçayı miri içün girift et­ dirüb kimin elinde bulunursa sübaşıya cerimesin aldurasın ve her altı ayda bir bu hususu yoklayub bu emr-i şerifimle 'amil olduğunu 'arz eyleyüb bu ma'killelerin cerimesin sübaşılar ma'rifetinde al­ durub bu bahane ile sübaşılara ve gayrıya ma'rifetin olmadın kızıl veya kırkık akça bulunduğu şahid olmadın kirnesnenin akçasın

470 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

zulmen aldırmayasın, bu babda daima mukayyed olub ihmalden hazer idesin. (ferman Karaman çavuşlarından Cafer'e virildi, fi: 28 Safer) Bir sureti Anadolu'ya: İskender Çavuşa virildi fi: 15 M. Beğine dahi yazıla Bir sureti Karaman beylerbeyisine ve kadıya Bir sureti Rum'a: Veznedar oğlu Hakkı Çavuşa virildi, fi: 1 5 Safer sene 9 8 0 Bir sureti Mar'aşa Selanik uromali kadılarına: Ferhad Çavuşa virildi, fi: 26 Safer sene 9 8 0 Bir sureti Bosna beğine, ummali v e kadılarına Bir sureti Sofya kadısına, Derviş Çavuşa virildi, fi: 1 6 M. Bir sureti Filibe kadısına Bir sureti Konya kadısına ve beylerbeyisine Bir sureti Larende kadısına, Derviş Çavuşa virildi, fi: M. Bir sureti Anadolu beylerbeyisine ve Kütahya kadısına, İsa Çavuşa verildi, fi: 25 M. Bir sureti Lala'ya ve Magnisa kadılarına, 'umumen Bir sureti Liva-i Aydın kadılarına ve beyine Bir sureti Menteşe kadılarına Bir sureti Hersek beyine ve kadılarına Bir sureti Semendere beyine ve kadılarına Bir sureti Vidin beyine ve kadılarına Bir sureti Silistre beyine ve kadılarına Bir sureti Segedin beyine ve kadılarına Bir sureti Rum beylerbeyisine ve Sivas kadılarına Bir sureti Bender beyine ve kadılarına Bir sureti Mora beyine ve kadılarına, Mustafa Çavuşa virildi, fi 3 Rebiü'l-ahir, sene 9 8 0 Bir sureti Bursa beyine v e kadılarına, Mehmed Çavuşa virildi, fi: 1 5 s . Bir sureti Akşehir beyine ve kadılarına Bir sureti Bursa kadısına, Mehmed Çavuşa virildi, fi: 15 S. Bir sureti Edirne kadısına, Ferhad Çavuşa virildi, fi: 26 S.

NOTLAR

GİRİŞ (Sayfa 3-4) 2

Bkz. Ekler, "Kırkık Akça Hakkında Bir Ferman" . Girit Savaşı üzerinde geniş literatür arasında başlıca, Naima'nın Tarih'i ile j. W. Zin­ keisen, Osmanlı imparatorluğu Tarihi (OİT), IV, çev. N. Epçeli, İstanbul, 2010.

OSMANLI DEVLETi GELiŞMiŞ BİR AVRUPA KARŞlSlNDA (Sayfa 5-6) Ayrıntılar için üçüncü ciltte yer alan "Askeri v e Mali Dönüşüm " bölümü v e yine aynı ciltte Ek: H. İnalcık, "Military and Fiscal Transformation, 1 600-1 700 " .

ORTA-AVRUPA VE KUZEY-KARADENİZ CEPHELERİ (Sayfa 1 1 - 1 3 ) ı

2 3

Bunu, XVIII. yüzyıl ortalarında Fetih Giray Han'ın katibi Kefeli İbrahim tam bir açıklıkla ifade etmektedir: "Zira Moskoflular'ın Tatar devletini izmihlal ile 'umi'ımen Cuci Han devletine nail [ve] Bahr-i Siyah'a takarrub hasıl etmekten ziyade murad ve meramları yok­ tur" (Tevarih-i Tatar Han, s. 32). Ayrıca bkz. H. İnalcık, "Power Relationship between Russia, the Crimea and the Ottoman Empire as Reflected in Titulature", The Middle East and the Balkans under the Ottoman Empire, Bloomington, 1 993, s. 369-4 1 1 . V. D. Smirnov, s. 6 1 3 , 663; Si!ahdar, Il, s. 441 , bkz. III. ciltte "Viyana Seferi" bölümü. Lehistan'a tabi Dinyeper Kazakları, 1 604'te Sinop'a, 1 62 1 'de Ahyolu'ya, 1 624'te İstan­ bul Boğazı'nda Yeniköy'e saldırdılar. Rusya'ya tabi Don Kazakları 1637'de Azak Ka­ lesi'ni alarak 1 643'e kadar ellerinde tuttular. Osmanlı Devleti ve Kazak sorunu üzerine H. İnalcık, "Power Relationship between Russia, the Crimea and the Ottoman Empire as Reflected in Titulature" , The Middle East and the Balkans under the Ottoman Em­ pire, Bloomington, 1 993, s. 404, not 56.

ÖZERK EYALETLER (Sayfa 1 5 - 1 6 ) 2 3

Bkz. "Dar al-'ahd" , E I (H. İnalcık) . Bkz. H. İnalcık, Kırım Hanlığı Tarihi, bu seride yakında çıkacaktır. N. Moa�anin, "Some Observations on the 'kapudans' in the Ottoman Northwestern Frontier 1 6-1 8th c.", Acta Viennesia Ottomanica/Akten des 1 3. CIEPO Symposiums, Viyana, 1 999. Genelde salyaneli eyaJetler (Mekke şerifliği dışında) eyalet bütçesi ve idaresinde özerktir; padişah hazinesine yılda bir kez toptan yıllık salyane gönderirler -başlıca örnek Mısır' dır.

472

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

SAVAŞ NEDENLERİ (Sayfa 1 9-22)

2 3 4 S 6 7

Hammer, Devlet-i Osmaniye Tarihi (DOT), çev. M. Ata, VII, İstanbul, 1 329-1 335 [ 1 9 1 1 - 1 9 1 7], s. 1 76- 1 77; Zinkeisen, IV; C. Finkel, The Administration of Warfare: the Ottoman Military Campaigns in Hungary, 1 593-1 606, Viyana, 1988; R. Murphey, Ot­ toman Warfare, 1 500-1 700; K. M. Setton, Venice, Austria and the Turcs in the Sevente­ enth Century, Philadelphia, 1 9 9 1 ; M. L. Stein, Osmanlı Kaleleri, çev. G. Çağalı Güven, İstanbul, 2007; F. Bilici, Les Guerres des Turcs, Paris, 2000 (Evliyii Çelebi'den çeviriler); G. Agoston, Osmanlı'da Strateji ve Askeri Güç, çev. M. F. Çalışır, İstanbul, 2012; G. Agoston, " Ottoman Warfare, 1453-1 826", J. Black (yay.), European Warfare, 1 4531 81 5, Londra, 1 999; P. Fodor, G. David, Ottomans, Hungarians and Habsburgs in Central Europe: the Military Confines in the Era of Ottoman Conquest, Leiden, 2000. Hammer, DOT, VI, s. 1 76-1 77. Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi ( Oİn, III, İstanbul, 2005, s. 253-255 . Jorga, OİT, III, s. 359. Hammer, DOT, VII, s. 200. Özellikle çağdaş kaynak Selanik!, II, s. 4 8 1 -482. Hammer, DOT, III, s. 1 84- 1 85.

UZUN SAVAŞ VE ASKER AYAKLANMALARI ( 1 595-1 606) (Sayfa 23-27) 2

3 4 5

6

7

Naima, I, s. 120-122. 1 593'te Veziriazam Sinan Paşa sefere çıktığında Ferhad Paşa payİtahtta kaymakam atanmıştı. Pa pa ve Avusturya ile ittifak ederek Osmanlı Devleti'ni uğraştıran Eflak voy­ vodası Mihal'in durumu üzerine bkz. N. Jorga, OİT, III, dizin: Mihail. Naima, I, s. 120-123; jorga, OİT, III, s. 1 5 1 - 1 52; H. Sahillioğlu (yay.), Koca Sinan Paşa'nın Te/his/eri, İstanbul, 2004. Hammer, DOT, VII, s. 1 69. H. Sahillioğlu (yay.) , Koca Sinan Paşa'nın Telhisleri, İstanbul, 2004. Sarayda çaşni­ girlikten sancakbeyi olarak çıkmış, ilk kez 1 5 65'te Trablusşam sancakbeyi, 1567'de Mısır valisi olan Koca Sinan ve arkasında yürüyen dört vezir ile bir portresi için bkz. H. İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu'nda Klasik Çağ, s. 123. Bu telhis (no. 8 1 ) ve başkalarından anlıyoruz ki bu dönemden itibaren tüfekli askere ihtiyaç hayati bir önem kazanmıştır. Bkz. üçüncü ciltte, Ekler: H. İnalcık, "Military and Fiscal Transformation" ve aynı ciltte "Askeri ve Mali Dönüşüm" bölümü. Bkz. Kitab-ı Müstetab, Y. Yücel (yay. ) , Ankara, 1 98 8 , dizin: timar, zeiimet; Koçi Bey Risalesi, A. K. Aksüt (yay. ), İstanbul, 1 939, s. 24, 26, 52, 55, 57.

MACARiSTAN CEPHESiNDE GELİŞMELER ( 1 60 1 - 1 606) (Sayfa 29-37)

2

Hasan Beyziide, Peçevi (Peçuyi) ve Abdülkiidir'i özetleyen Naima, I, s. 268-288, "piidi­ şahın tebrik hattı" , s. 290-2 9 1 , kışın erken bastırmasının düşman ordusunun perişanlı­ ğına neden oluşu. Düşmanın Kanija önünde bıraktığı büyük toplar Belgrad'a getirilmiştir; bkz. Naima, I, s. 292-93.

NOTLAR 473

3 4

5

6 7 8 9

10 ll

12 13

14 15 16 17

18 19 20 21 22 23 24 25 26

Naima, I, s. 297. Naima, I, s. 297. Yemişci Hasan Paşa'nın (veziriazamlığı 1 6 0 1 - 1 603) padişaha telhisleri ve Sultan III. Mehmed'in emirleri (hatt-İ hümayunlar) dönemin en önemli olayları ve verilen kararlar hakkında birinci elden kaynağımızdır. Vekayinamelerin verdiği bilgileri böylece tamamlamak imkanı vardır. Telhisleri aşağıda özetlenmiş, asılları Ekler'de su­ nulmuştur. Hasan Beyzade Tarihi, III (metin), yay. Ş. N. Aykut, Ankara 2004, s. 682; Naima, I, s. 3 1 3-31 7; İngiliz elçisi Henry Lello'nun hatıraları için bkz. Babtali Nezdinde Üçüncü İngiliz Elçisi Lello'nun Muhtırası, Orhan Burian (yay. ), Ankara, 1 952; N. Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultan/arı, İstanbul, 2008, s. 2 1 0-212. Hasan Beyzade, s. 690. Hasan Beyzade, s. 690. Hasan Beyzade, s. 6 9 1 . Safiye Sultan üzerinde Venedik kaynaklarına göre M. P. Pedani, "Safiye's Household and Venetian Diplomacy", Turcica, XXXII ( 1 998), s. 9-32; N. Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultan/arı, s. 2 1 8-220. Bkz. H. İnalcık, "Reisülküttab" ME IA. Hasan Beyzade, Yemişci Hasan Paşa ile beraber olup olayları göz tanığı olarak anlatır, s. 693-697. Yemişci Paşa'nın yerine göz diken Kaymakam Mahmud Paşa, Yemişci'nin tezkiresini sipahi zorbalarına vermişti (Naima, ı, s. 3 1 0) . Naima, 1, s. 3 12; Hasan Beywde, s. 702 fetvanın veziriazama getirildiğini yazar. Hasan Paşa, fetvayı Hasan Beyzade'ye göstermiştir. Mahmud Paşa kaçmış ve Yemişci'nin kat­ line ait fetvayı beraberinde götürmüştür. Hasan Beyzade, s. 700. Hasan Beyzade, s. 700 ve Ntiima, ı, s. 3 1 1 , bu ifadeyi padişaha atfeder. Naima, I, s. 3 1 2-3 1 5 . Hasan Beyzade, s. 702-703; Ntiima, ı , s. 3 1 2 : " Çün padişah fetva ile 'amel itmeyüp Hasan Paşa'yı himaye eyledi; biz sarayına varır kendimiz kati ideriz deyu Atmeydanı'na varup. " Naima, I, s. 3 12: "Hasan Paşa . . . zevcesi sultan rnekanına karib bir odaya girdi, zira henüz zifaf vaki' olmamış idi . " Kaynak Hasan Beyzade: " Gerçi sultana bir sene mukaddem nikah olmuş idi. Leyle-i zifaf olmamağla. " Naima'nın kaynağını noksan aktardığına bu bir misaldir. Hasan Beyzade, s. 705-707; Hasan Beyzade'yi özetleyen Naima, I, s. 3 12-3 1 3 . Hasan Beyzade, s. 7 1 6 . Hasan Beyzade, s. 7 1 9 . Hasan Beyzade, s. 728-735. Ayrıntılar için, Hasan Beyzade, s. 735-745. "iltifat-i Şahi'ye magrur ve arz itdüğüm redd olunmaz" dermiş (Hasan Beyzade, s. 736). Hasan Beyzade, s. 741 . Paşa aziedildiğini gördüğünde Hasan Beyzade'ye, Viiiide Safiye Sultan'a hitaben düş­ manları hakkında bir "şikayetname" yazdırmış. Hasan Beyztide, s. 746-747.

OSMANLI PADiŞAHI, PADiŞAHLIK (Sayfa 43-47) ı

2

Bkz. H. İnalcık, " Osmanlı Padişahı ", A Ü SBF Dergisi XIII ( 1 95 8 ) , s. 68-79. Önemli devlet işleri üzerinde veziriazam telhis örneklerinin bir kısmı C. Orhonlu tara-

474 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - l l

3 4 5 6

fından yayımlanmıştır: Osmanlı Tarihine Aid Belgeler: Telhisler (1 597- 1 607), İstanbul, 1 970, telhis hakkında s. XVII-XXIX. Bu ciltte yer alan Ekler bölümünde Topkapı Sa­ rayı Arşivi'nden çıkardığımız telhisleri yayımlamaktayız. Birçok telhis mecmuaları bize kadar gelmiştir, bir listesi Orhonlu tarafından yayımlanmıştır (a.g.e., s. XXV-XXII). H. İnalcık " Comments on 'Sultanism': Max Weber's Typification of the Ottoman Poli­ cy" , Princeton Papers, I ( 1 992), s. 69-72. İşret meclisleri üzerine bkz. H. İnalcık, Has-Bağçe'de 'Ayş u Tarab, İstanbul, 2012. Bu sorular için üçüncü cildin Ek'inde "Military and fiscal Transformation, 1 600-1 700" adlı makaleye ve aynı ciltteki "Askeri ve Mali Dönüşüm" bölümüne bakınız. Pedani, " Safiye's Household and Venetian Diplomacy" .

ŞEHZADELER (Sayfa 49-52) Özellikle N. Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultan/arı.

SiYASETNAMELERDE İDEAL PADiŞAH: ADiL PADiŞAH (Sayfa 53-56) ı

2 3 4 5

6 7 8

İngilizce çevirisi A. Tietze, Mustafa Ali's Counsel for Sultans of 1 581 , I, Viyana, 1 979; Il, Viyana, 1 982. Bkz. H. İnalcık, "Adaletnameler", Türk Tarih Belgeleri Dergisi, II,/3-4 ( 1 967), s. 49145; ayrıca H. İnalcık, Devlet-i 'Aiiyye, I, s. 324-328. Bu gibi layihalar için bkz. Y. Yücel, Osmanlı Devlet Teşkilatma Dair Kaynaklar: Ki­ tab-i Mustetab, Kitabu Mesalihi'l-Müslimin ve Menafi'i'I-Mu'minin, Hirzu'l-Muluk, Ankara, 1 9 8 8 . H. İnalcık "The Origin and Definition of the Circle of Justice" , Selçuklu'dan Osman­ lı'ya, Prof. Dr. Mikait Bayram'a Armağan, Konya, 2002, s. 23-26. Güneş saraylarda, sultana ait sanat eserlerinde (günümüzde cumhurbaşkanı flamasın­ da) daima hükümdarlık simgesi olarak kullanılır. Kutadgu Bilig'de Kün Toğdu hüküm­ dan; günlük idareyi temsil eden Ay To/dı veziri temsil eder, tüm Doğu bayraklarında devlet simgesi Güneş'tir. Göklerde en yükseklerde uçruğu, böylece Tanrı'ya yakın olduğuna inanılan efsanevi hüma kuşu, hükümdarlık otoritesini temsil eder; padişaha ait nesnelere, fermaniara hümayun simgesi konur. R. Anhegger ve H. İnalcık, Kanunname-i Sultani ber Muceb-i 'Örf-i Osmani, 2. baskı, Ankara, 2000. H. İnalcık, Osmanlı'da Devlet, Hukuk, Adalet, İstanbul, 2000.

TAHTA CULÜS (Sayfa 59-6 1 ) 2

3 4

Feridun Bey, Münşeatu's-Selatin, İstanbul, H. 1 265-54 ( 1 848-57). Ha tt-i hümayfın metni İ. H. Uzunçarşılı tarafından kaydedilmiştir, Osmanlı Devleti'nin Saray Teşkilatı, Ankara, 1 945, s. 49, dipnot; bu belge bir hatt-i hümayfındur, yani doğ­ rudan doğruya padişahın kendi eliyle yazdığı bir fermandır. Naima, ı, s. 106-108. Naima, I, s. 375, Reisülküttab Hasan Beyzade'yi izler.

NOTLAR 475

OSMANLI SULTANLARININ UNVANLARI (TİTüLATüR) VE EGEMENLİK KAVRAMlNDA GELİŞİM (Sayfa 63-67) I

2 3 4

Bkz. H. Edhem, Düvel-i lslamiyye, İstanbul, 1 927, s. 1 7-19. İstanbul fethinden sonra Fatih'in Mısır Memluk sulcanına yazdığı mektup: Feridun Bey, Münşeıitu's-Selıitin, I, s. 236. Bkz. H. İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, İstanbul, 2004, s. 378-3 9 1 . H. İnalcık, "The Origins of the Ottoman-Russian Rivalry and the Don-Volga Cana!, 1569", Les Anna/es de l'Universite d'Ankara, I ( 1 947), s. 47- 1 06; Türkçe çeviri: Be/le­ ten, XII ( 1 948), s. 349-402. Süleyman üzerinde bkz. Kanuni Armağanı, Ankara, 1 970; "Soliman Le Magnifique et son temps: actes du Colloque de Paris, Galeries nationales du Grand Palais, 7-1 0 mars 1 990", Rencontres de l'Ecole de Louvre, XII ( 1 992) içinde C. Fleischer (s. 1 59-175) ve C. Imber'in (s. 1 79-1 84) yazıları.

VEZiRiAZAMLAR (Sayfa 69-78 ) I

2 3 4

XVII. yüzyılda ulema üzerinde yetkili bir çalışma M. C. Zilfi, The Politics of Piety. The Ottoman Ulema in the Classical Age, Minneapolis 1 988, ulema listesi, s. 245-256 . S. Faroqhi, Pilgrims and Sultans: The Hajj under the Ottomans, 1 51 7-1 683, Londra, 1 994. Bu zarif, civıinmerd (centilmen) deyimi için bkz. H. İnalcık, Hıis-Bağçede 'Ayş u Tarab, Nedim/er, Şıiirler, Mutribler, İstanbul, 201 1 , dizin. Nıiimıi, V, s. 5 1 .

SALTANAT VERASETİ VE KARDEŞ KATLİ (Sayfa 79-87) I

2 3

4 5 6

7

Neşri, ( Menzel nüshası) Gıhannüma: die altosmanische Chronik des Mevlana Mehem­ med Neschri/1 Einleitung und Text des Cod. Menzel., yay. F. Taeschner, I, Leipzig, 1 9 5 1 , s. 1 5 3 . Neşri, s. 25, 29. Orhan Gazi'nin H. 749 Rebi'ülahir sonları tarihli vakfiyesinde (Arşiv Kılavuzu, İstan­ bul, 1 93 8 , Levha I) oğulları sırasıyla Süleyman, Murad, Halil, İbrahim'dir: İ. H. Uzun­ çarşılı (Belleten, IX, s. 1 05 ve LXVIII, s. 5 1 9 ) Murad'ın tahta çıkınca Halil ve İbrahim'i ortadan kaldırdığını düşünmektedir. Neşri, 83; Anonim Tevıirih-i Al-i Osman: F. Giese neşri, yay. N. Azamat, İstanbul, 1 992, s. 27. Bkz. "Murad II, " MEB lA, s. 598-6 1 5 . Onun kaçırıldığı, Hıristiyan olduğu ve haçlı seferi projelerinde Fatih'e karşı kullanıl­ mak istendiği hakkında bkz. F. Babinger, " Bajezid Osman" (Calixtus Ottomanus), La Nouvelle Clio, III ( 1 95 1 ), no. 9-10, s. 349-3 8 8 . "Fatih Kanunnamesi", TOEM ilave, s. 27: "Ve her kirnesneye eviadımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizam-i alem için katietmek münasibdir, ekser ulema dahi tecviz etmiştir, anınla amil olalar. "

476 OSMANLlLARA KARŞI iŞLENEN SAVAŞ SUÇLARI

8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30

M. Doukas, Ducae, Michaelis Ducae nepotis, Historia byzantina, yay. I. Bekker, I. Boulliau, Bonn, 1 834, s. 226. Göz tanığı Alımedi'ye ait bu tarih için bkz. H. İnalcık, Has-Bağçede 'Ayş u Tarab, İstanbul, 201 1 . Neşri, Kitab-ı Cihan-nüma ( bundan sonra Neşri), yay. F. R . Unat, M . A . Köymen, I, Ankara, 1 944, s. 364. Süleyman'ın yanında bulunan Şair Alımedi İskendername'de onu ülkenin tek sultanı olarak anar. Alımedi rivayeti tüm ayrıntıları verir, bkz. Neşrl, II, s. 450-486. Bkz. H. İnalcık, Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar, Ankara, 1 954, dizin: Orhan Çelebi. Bazı tarihçiler Orhan'ın Emir Süleyman'ın torunu olduğunu düşünmektedirler. Bkz. H. İnalcık, Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar, dizin: Orhan Çelebi. Gazavaı-i Sultan Murad b. Mehemmed Han: İz/adi ve Varna Savaşları (1 443-1 444) Üzerinde Anonim Gazavatname, yay. H. İnalcık, M. Oğuz, Ankara, 1 978. Doukas, Decline and Fal/ of Byzantium to the Ottoman Turks, çev. H. J. Magulias, Detroit, 1 975, s. 1 9 1 . Doukas, Decline and Fall o f Byzantium to the Ottoman Turks, s. 1 9 1 . Doukas ( 1 975 ), s. 232-233; S. Runciman, The Fall o f Constantinopolis, 1 453, New York, 1 965. Ahmed Vefik Paşa, Lehce-i Osmani, yay. R. Toparlı, Ankara, 2000, s. 7. Fetret veya feterat denilen bu kargaşa dönemi, Abmedi'nin Menakıbname'sinde (Neşri, II, s. 423-503 ) tüm ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Bugün Rumeli lehçesinde çocuk için maksim (ma'sum) söyleyişine rastlarsınız. Karamani Mehmed Paşa, "Tarih-i Al-i Osman" , yay. M. H. Yinanç, TOEM, XIV, s. 92. Neşri, s. 153. Neşri, s. 152. Neşri, s. 138. Bunun için bkz. H. İnalcık, "Osmanlı Padişahı", A Ü SBF Dergisi, XIII ( 1 95 8) , s. 68-79. Bu mücadeleler üzerinde başlıca araştırmalar: i. H. Uzunçarşılı, Ç. Uluçay ve Ş. Turan'ın eserleri. III. Murad 1 8 şehzadeyi (dördü 2'şer, onu 8'er yaşında) boğdurmuştur. N. Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultan/arı, s. 21 9-236. Bu viiiide için kullanılan şatafatlı unvan, bkz. Hasan Beyz(ide, III, s. 869; Safiye Sultan hakkında belgelere dayanan şu ma­ kale: M. P. Pedani, "Safiye's Household and Venetian Diplomacy" Turcica, XXXU ( 1 998).

PADiŞAHIN HAS-BAGÇE'DE iŞRET MECLiSi ( Sayfa 8 9-96)

2 3 4 S 6 7 8

Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için bkz. H. İnalcık, Has-Bağçe'de 'Ayş u Tarab: Nedim­ ler, Şair/er, Mutribler, İstanbul, 201 1 . Gelibolulu Mustafa 'Ali, Mevaidü'n-Nefa'is fi-Kava'idi'l-Mecalis, tıpkıbasım, haz. C. Baysun, İstanbul, 1 956, 85. Fasıl. Mevaidü'n-Ne(a'is, 8 8 . Fasıl. Mevaidü'n-Ne(a'is, 89. Fasıl. Mevaidü'n-Ne(a'is, 99. Fasıl. Mevaidü'n-Ne(a'is, 97. Fasıl. Mevaidü'n-Ne(a'is, 1 02. Fasıl. Mevaidü'n-Ne(a'is, 1 0 1 . Fasıl.

NOTLAR 477

9 Mevaidü 'n-Nefa'is, 46. Fasıl. 10 Mevaidü 'n-Nefii'is, 47. Fasıl. l l Mevaidü 'n-Nefa'is, 48. ve 49. Fasıllar. 12 Dafi'il-Gumum ve Riifi'il-Humum; kütüphanelerde birçok nüshası vardır (mesela Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Ef. 3629) . 1 3 Mevaidü 'n-Nefii'is, "lfrat-i Keyf": 1 7. Fasıl. 14 "Kahvehaneler" başlığına bakınız (s. 94). 1 5 Meviiidü 'n-Nefii'is, 1 00. Fasıl. 16 Mevaidü 'n-Nefii'is, s. 3 3 8 . 1 7 Mevaidü 'n-Nefii'is, s. 339-340. 18 Mevaidü'n-Nefii 'is, s. 33 9-340. 1 9 Sürek avları, Orta-Asya göçebe kavimleri için hayati önem taşıyordu: Av, savaş taktik deneyimlerine fırsat verdiği gibi orduya yiyecek sağlardı, I. Murad, Edirne'den Koso­ va'ya gidinceye kadar yolda sık sık avlanrnalara başvurrnuştur. Murad'ın yüzlerce av köpeği yabancıların merakını çekmiştir. 20 Meviiidü'n-Nefii'is, 16. Fasıl. 21 Ali, geyik-ahfı avı dolayısıyla sözü harernde güzel aviarnaya getirir ve "cariye ve külhani veya dellak" ile birleşmenin zevkini anar (Metin, s. 293 ) . 2 2 Osmanlı Uygarlığı, II, yay. H. İnalcık v e G. Renda, İstanbul, 2003, s. 9 1 2-9 1 3 . 2 3 Mevaidü 'n-Nefii'is, 7 1 . Fasıl. Kahvehaneler için ayrıca ş u gözlemler ilginçtir: Lfıtfi Paşa, Asafname; Peçevi (Peçuyi) Tarihi ve Hezarfen Hüseyin, Telhisü'l-Beyan, yay. haz. S. İlgürel, Ankara, 1 998, s. 274. 24 " Ehl-i hiref beyanında", Meviiidü'n-Nefii'is, 22. Fasıl, s. 305-306. 25 Osmanlı bütçeleri üzerinde An Economic and Social History of the Ottoman Empire, yay. H. İnalcık with D. Quartaert, Cambridge, 1 994; Türkçe çeviri: H. Berktay, İstan­ bul, 2000, s. 1 1 7- 1 3 1 .

ESKi SARAY, YENİ SARAY (TOPKAPI SARAY!) (Sayfa 99- 1 00) I

2

Harem daireleri üzerinde geniş bilgi için bkz. İ. Ortaylı, Topkapı Sarayı Harem-i Hümayun, İstanbul, 2012. Bu bölüm üzerinde ayrıntılar için bkz. H. İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu: Klasik Çağ, s. 1 83-93.

PADiŞAHIN ÖZEL SARAY DAiRESi: HAREM (Sayfa 1 0 1 - 1 02) I

Harem daireleri üzerinde bkz. İ. H. Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti'nin Saray Teşkiliitı, Ankara, 1 984 ve i. Ortaylı, Topkapı Sarayı Harem-i Hümayun, 8-35; N. Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultan/arı, İstanbul, 2008.

VALiDE SULTANLAR (Sayfa 1 03-1 12) ı

2

Bu görkemli alay için bkz. Ç. Uluçay, Harem II, Ankara, 1 97 1 , s. 62-63. Bir Fransız sefiresinin böyle bir eğlence meclisi, halvet tasviri için bkz. H. İnalcık,

478 DEVLET-i 'AliYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

3 4

5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

15 16

17

Has-Bağçede 'Ayş u Tarab, İstanbul, 201 1 , s. 204-205; halvet için Ç. Uluçay, Harem, I, s. 148-160. Bkz. Fr. Babinger, Fatih Sultan Mehmed ve Zamanı, çev. D. Körpe, İstanbul, 2002, dizin: Mara. Ç. Uluçay, Harem II, s. 64-66, türbeleri, s. 66; N. Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultan­ ları, dizin: Hafsa Hatun, s. 563; padişah kızlarının doğum tarihleri Uluçay, Harem II, s. 6 8-70, tam bir liste için vekayınamelere başvurulmalıdır; doğumlar ve yapılan merasim için Ç. Uluçay, Harem II, s. 70-85. Kul sistemi için bkz. H. İnalcık, Klasik Çağ, s. 83-93. Naima, II, s. 438. Ç. Uluçay, Harem, II, s. 120. i. H. Uzunçarşılı, Saray Teşkilatı, s. 1 5 7. Bu konuda önemli bir araştırma: Mustafa Güler, Haremeyn Vakıfları, I, İstanbul, 2002. M. Güler, Haremeyn Vakıfları, I, s. 223. M. Güler, Haremeyn Vakıfları, I, s. 227-229. Bu nokta, İstanbul vakıfları tahrir defterlerinde açıkça görülür, Vakıflar Dergisi'nde birçok vakfiye ve vakıf defteri yayınlanmıştır. Surre hakkında Uzunçarşılı, Saray Teşkilatı, s. 1 8 1 - 1 82 ve S. Faroqhi, Pilgrims and Sultans: the Hajj under the Ottomans, 1 5 1 7-1 683, Londra-New York, 1 994. Düğünler, olağanüstü parlak saltanat gösterileri olarak saray nakkaşlarınca surname­ lerde tespit edilirdi. Surnameler üzerinde bkz. M. Arslan, Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlik/eri, I-III, İstanbul, 2008. Naima, II, s. 1 60- 168; Naima, Hasan Beyzade ve Fezleke'yi izler. Derviş Ahmed'in Risale-i Teberdariye fi Ahval-i Daru 's-saade'si özellikle I. Mahmud dönem olaylarının tanığı olarak önemlidir; C. Orhonlu, "Derviş Abdullah'ın Darüssa­ ade Ağaları Hakkında Bir Eseri: Risale-i Teberdariye fi Alıval-i Daru's-saade", İsmail Hakkı Uzunçarştlı'ya Armağan, Ankara, 1 976, s. 236. Bugün bu kasrlardan, Çinili Köşk dışında hepsi yok olmuştur. Bazı tablolarda tasvirleri vardır.

XVII. YÜZYILDA TANINMIŞ ŞEYHÜLİSLAMLAR: KARAÇELEBiZADE ABDÜLAZİZ VE BEHAYİ EFENDi (Sayfa 1 1 3-1 1 7)

2 3

4 5 6 7 8

Karaçelebizade Abdiliaziz Efendi, Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, Tahlil ve Metin, yay. N. Kaya, Anka­ ra, 2003. Bu güç metni yeni harfiere çevirmekte N. Kaya hayli güçlük çekmiş görünınektedir. Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, 1 060 Vekayii, s. 52. Naima, V, 64: "Tava'if-i Efrenc balyosları kardan-i devlete bezl-i mal itmekle her mül­ temeslerine müsa'ade ettirmekte imişler. " Kapitülasyonlara müsaadeler, ancak şeyhülis­ lamın fetvasıyla konurdu. Naima, V, s. 62-70. Bu dönem şeyhülislamiarı hakkında iyi bir araştırma M. C. Zilfi, Osmanlı Uleması, Klasik Dönem Sonrası, 1 640-1 800, çev. M. F. Özçınar, Ankara, 2002. Naima, V, s. 62. Kapudan Paşa 40 kadırga ile denize açıldı. (Receb 1 060/30 Haziran 1 650) Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 52: "Egerçi bu mu' arneleden vükelay-i saltanat kemal-i zucret üzere olup şam u seher hfın-i ciğer yudarlar idi", susarlardı. Müfti Behayi bir keyifli halinde ağalardan Kethüda-Bey'in katibi Sarı Katib'e lanet okumuş, " Bilmem ki bu herifler ne demek isterler, yoksa onların haklarından gelrneğe aczimiz mi var ? " diye meydan okumuş.

NOTLAR 479

KLASiK DÖNEMDEN XVII. YÜZYlLA OSMANLI ASKERI KUVVETLERİ ( Sayfa 1 2 1 - 122) ı

H. İnalcık vd, An Economic and Social History of the Ottoman Empire, 1 3 00- 1 9 1 4, Cambridge, 1 994.

XVII. YÜZYILDA ASKERİ DURUMA GENEL BAKlŞ: KAPlKULLARI VE SEKBAN-SARICALAR (Sayfa 123-125 ) Son büyük devşirme 1 603 tarihinde yapılmıştır. Bu devşirmenin arşiv defterlerine göre etraflı bir incelemesi, Gülay Yılmaz, "The Economic and Social Role of Janissaries in 1 7th Century Ottoman City: The Case of Istanbul", Doktora Tezi, Institute of Islamic Studies, McGill University, Kanada, Nisan, 201 1 .

YENİÇERİLER: TARİHİ ÖZET, TEŞKiLAT (Sayfa 127- 1 3 1 ) 2 3

4 5

Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz., H . İnalcık, Devlet-i 'Aiiyye, c . I, s . 57-5 8 ve 205-207. H. İnalcık, Fiitih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar, Ankara, 1 954, s. 1 -50. Gian-Maria Angiolello 1470 Agriboz fethinde esir edilmiş, Konya'da Şehzade Musta­ fa'nın iç-oğlanı olduktan sonra, onun ölümü üzerine 1474'te İstanbul'da Fatih'in sara­ yında iç-oğlanı olarak hizmet görmüş, 1481 'de Fatih'in ölümü üzerine İtalya'ya kaçınayı başarmış ve gördükleriyle başka İtalyan kaynakların verdiği bilgileri ilave ederek geniş­ letmiş, Historia Turchesca adlı eserini yazmıştır (Historia Turchesca, Ion Ursu (yay. ), Bükreş, 1 909). Kazım Nebi'nin Türkçe çevirisi TTK'da yayınianınayı beklemektedir. Koca Sinan Paşa'nın Te/his/eri, yay. H. Sahillioğlu, İstanbul, 2004, s. XXVIII-XXXIX. M. Akdağ, Ce/iili İsyanları, 1 550-1 603 , Ankara, 1 963; M. Akdağ, Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası, Ankara, 1 975 . Akdağ bu olguyu Anadolu halkının sos­ yal-siyasi mücadelesi biçiminde yorumlayarak, kuşkusuz abartma ya gitmiştir.

YENİÇERi OCAGI: ÖRGüT (Sayfa 1 33-139) 2

Hüseyin Hezarfen, Telhisü'l Beyan, (yay. haz. S. İlgürel), Ankara, 1998. 1 3 8 9 Kosova Meydan Savaşı'nda çavuşlar yeniçeri arasına girip savaşa teşvik ederlerdi, bu savaşta hazır bulunan Alımedi'nin metni: Neşri, Kitiib-i Cihiin-nümii, yay. F. R. Unat, A. Köymen, I, Ankara, 1 9 8 7, s. 288.

XVII. YÜZYILDA SEFER HAZlRLlGI (Sayfa 141- 142) Sefer lojistiği için bkz. C . Finkel, Administration of the Warfare: the Ottoman Military Campaigns in Hungary, 1593-1 606, Viyana, 1 988, s. 1 73-1 89, tereke, buğday, pirinç ve ot için bkz. s. 1 90-197.

480

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI IMPARATORLUGU ÜZERINE ARAŞTIRMALAR - ll

2

Sefer menzilnameleri için bkz. Feridun Bey, Münşeiitu 's-Selatin; menziller ve posta hiz­ meti için bkz. C. Finkel, The Administration of Warfare, s. 1 2 1 .

I. AHMED DÖNEMİNDE YENİÇERi OCAGINDA ISLAHAT ÖNERiLERi: KA VANIN-İ YENİÇERİYAN (Sayfa 1 4 3 - 1 5 1 ) 2 3 4 5 6 7

8

Kaviinin-i Yeniçeriyan, yay. T. Toroser, İstanbul, 201 1 . C. Kafadar, "Esnaf, Yeniçeri-Esnaf Relations, Solidarity and Conflict", Yüksek Lisans Tezi, McGill University, Kanada, 1 98 1 . Yeniçerilere et dağıtımı merasimi için bkz. i. H. Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teş­ kilatında Kapıkulu Ocak/arı, Ankara, 1 943. H. İnalcık, "The Ruznamçe Registers of the Kadıasker of Rumeli as preserved in the Istanbul Müf:tülük Archives" , Turcica, XX ( 1 98 8 ) , s. 25 1 -275. G.-M. Angiolello, Historia Turchesca yay. I. Ursu, Bükreş, 1 909. Naima, I, s. 230-23 1 ; Naima'nın kaynağı olaylarda hazır bulunan Reisülküttab Hasan Beyziide Ahmed Paşa Tarihi, yay. Ş. N. Aykut, III, Ankara, 2004, s. 682 vd. Heziirfen Hüseyin, Telhisu 'I-Beyan fi Kaviinin-i Al-i Osman yay. S. İlgürel; Heziirfen Hüseyin ( 1 600- 1 679 ? ) eserini 1086 ( 1 675-76 ) tarihinde kaleme almıştır. Eserinde Av­ rupa kaynaklarını da kullanır (İlgürel, s. 6 ) . Bölük terimini bulug şeklinde Orta-Asya haniıkiarında görüyoruz.

TİMAR REJiMiNDE YOLSUZLUKLAR, ULÜFELİ KULLAR (Sayfa 1 5 3 - 1 5 6 ) Ayni Ali risalesinin iki yayınında, Tasvir-i Efkar (H. 1280) ve T. Gökbilgin'in önsözüyle tekrar yayını (İstanbul, 1 979), sahifeler karışmıştır. Arşiv defterleriyle kontrol edilerek yeni bilimsel bir yayını yapılmalıdır. Donanma ile ilgili kısımda ayrıntılar adanmıştır.

ORDDDA SEKBAN-SARICALAR (Sayfa 1 5 7- 1 5 8 )

2 3

4

Bkz. Üçüncü ciltteki Ekler' de, "Military and Fiscal Transformation" ve "Askeri ve Mali Dönüşüm" bölümü. M. Cezar, Osmanlı Tarihinde Levendler, İstanbul, 1 965. İlk Osmanlı döneminde devlet Müslüman halktan yaya ve 'azeb, Hıristiyan halktan cerehor adıyla sayıları on bine varan halk askeri topluyordu. Bunların gideri halk üze­ rine yükleniyordu. I. Murad Kosova Meydan Savaşı'na giderken " Anadolu'dan on bin yaya ve Rumeli'nden on bin azab ('azeb) hazır idüb" ( Oruç Beg Tarihi, yay. N. Öztürk, İstanbul, 2003, s. 29, dizin: azab, cerehor, yaya) . Bu halk askeri XVI. yüzyılda geri hizmetlerde kullanılmış ve sonra büsbütün kaldırılmıştır. Ö. L. Barkan, "Türkiye'de imparatorluk Devirlerinin Nüfus ve Arazi Tahrirleri " , İkti­ sat Fakültesi Mecmuası, 11-2, s. 22-2 8 .

NOTLAR 481

I. AHMED ( 1 603-1 6 1 7) (Sayfa 1 6 1 - 1 6 3 )

2 3 4

Bu iki albümden alıntılar için bkz. M. And, 1 6. Yüzyılda İstanbul: Kent, Saray, Günlük Yaşam, İstanbul, 1 993; albümler: Österreichische National Bibliothek Codex Vindobo­ nensis 8626, Viyana Codex Vindobonensis 8 6 1 5 . Bkz. H. İnalcık, " Osmanlı Hukukuna Giriş: Örfi-Sultani Hukuk ve Fatih'in Kanunla­ rı", A Ü SBF Dergisi, 13 ( 1 958 ) , s. 3 1 9-34 1 . Türkçe sadeleştiriimiş baskısı ve tıpkıbasımı: Kavanin-i Yeniçeriyan, yay. T. Toroser, İstanbul, 201 1 . Eser ve ısiahatlar hakkındaki ayrıntılar için bkz. s. 143. H. İnalcık, "The Origin and Definition of the Circle of Justice (Daire-i Adalet), Selçuk­ lu'dan Osmanlı'ya: Prof. Dr. Mikail Bayram'a Armağan; Konya, 2009, s. 1 90- 1 9 1 .

I. MUSTAFA ( 1 6 1 7-1 6 1 8 ) (Sayfa 1 65-166)

2 3

Bkz. H . İnalcık, " Osmanlılarda Saltanat Veraseti Usulü v e Türk Hakimiyet Telakkisiyle ilgisi " , Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, XIV ( 1 959), s. 69-74. Bir Venedik Raporu, Hammer, DOT, VIII, s. 1 72; N. Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultan/arı, s. 223-237. Mustafa'nın annesi viiiide sultan, sonraları, oğlunu tekrar tahta geçirmek için veziria­ zam Davud Paşa ile işbirliği yaparak Il. Osman'ın katlinde rol oynayacaktır.

Il. OSMAN ( 1 6 1 8-1 622 ) (Sayfa 1 67-1 80) ı

2

3 4 5

6 7

Padişahın saray dışı dolaşmalarında solak atının yanında giden Tugi Hüseyin, Sultan Osman'ın yakınında bulunmuştur, bir göz tanığıdır. Eserinin bir yazma nüshasını ilk kez yayıniayan Midhat Sertoğlu, Belleten 43 (1 947); Eser, Katib Çelebi tarafından Fezleke'de özetlenmiş, Naima, bunu ondan aktarmış (Il, s. 1 62-232, İstanbul, H. 1 2 8 1 baskısı); Sertoğlu'na göre Tugi'nin katle karışanları öven ifadeleri varsa da, katli şiddetle kötülemektedir. Musibetname, yay. Ş. N. Aykut, An­ kara, 2010. Il. Osman dönemi üzerinde ayrıntılı bir araştırma: B. Tezcan, The Second Ottoman Empire, Political and Social Transformatian in the Early Modern World, Cambridge, 2012, s. 108-175; G. Yılmaz, "The Economic and Social Roles of Janissa­ ries in a 1 7th century Ottoman city: The Case of Istanbul", Doktora Tezi, lnstute of Islamic Studies, McGill University, Kanada, Nisan, 201 1 . Naima II, s. 1 8 8-207, özellikle yeniçeriler hakkında, s. 1 9 9-203: "Yeniçeri tekasül ve taksir etmekle. " Osman'ın amcası Mustafa 1 6 1 7'de I. Ahmed'den sonra tahta geçmiş, fakat akıl zayıflı­ ğı nedeniyle padişahlık yapamaz diye ulema fetvasıyla tahttan indicilmiş ( 1 6 1 8), yeğeni II. Osman tahta çıkarılmıştı. Anadolu'da Celali baskınları hakkında Akdağ'ın çeşitli araştırmaları; Akdağ'ın görüş­ lerini düzelten bir yorum için bkz. H. İnalcık "Social-political Effects of the Diffusion of Fire-arms in the Middle-east" , War, Technology and Society in the Middle East, Londra, 1 975, yay. V. J. Parry, M. E. Yapp, s. 1 95-2 1 7. Naima'nın Osman'ın katli olayı üzerinde düşünceleri için bkz. Naima c. II, s. 23 1 . N. Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultan/arı, s. 238-239 .

482

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

Sultan Osman olaynun yorumu için aynca bkz. B. Tezcan, The Second Ottonuın Empire, s. 175-179. Z. Aycibin, "Fezleke - Tahlil ve Metin", Doktora Tezi, Mimar Sinan Üniversitesi, Sos­ yal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2007, II. Osman olayı ve Abaza isyanının özeti için bkz. s. 670-726. Katib Çelebi, Fezleke'den naklen Naima, II, s. 240, 247, 253, 298, 309, 3 1 4, 320; III, s. 1 96, 205, 224. 1 O Siyaset bilimi terimleriyle yeni bic yorum: B. Tezcan, The Second Ottoman Empire, s. 1 15-226.

8 9

I. MUSTAFA'NIN İKİNCİ SALTANATI (20 MAYIS 1 622- 1 0 EYLÜL 1 62 3 ) (Sayfa 1 8 1 - 1 8 5 ) 2 3 4

Tugf Tarihi, yay. M . Sertoğlu, s . 507. Tugf Tarihi, s. 507. 1 632'de IV. Murad, bazı vergi kalemleri ve vakıfları sipahilerin kontrolünden kurtar­ mak için güç dururnda kalacaktır. Tugf Tarihi, s. 512.

IV. MURAD ( 1 623-40) VE KÖSEM SULTAN iKTiDARI ( 1 623-32) (Sayfa 1 8 7-206) ı

2 3 4 5

6 7 8 9 10 11

12 13

Naima, II, s. 263: "tavaif-i 'asker zabttan dur ... her zaman fesad ve tugyan ve hükkarn ve vülata tasallutları 'ayan idi." Yemen isyanı hakkında: Naima, I, s. 445. Naima, I, s. 445-447. İ. H. Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, III, İstanbul, 1972, s. 546. Abaza Mehrned Paşa üzerinde bkz. H. İnalcık, "Mehrned Paşa, Abaza ", Efl ve üçüncü cildin Ekler'inde "Military and Fiscal Transformatian in the Ottornan Ernpire" ve "As­ keri ve Mali Dönüşüm" bölümü. Naima, n, s. 3 1 3 . Mektupta 70.000 yeniçeriden söz edilir. Ocaktakiler, yeniçerilerin Hotin seferinde oturak ve korucular dahil, ancak 25.000'den ibaret olduğunu hatırlattılar. Tımar ve zearnetlerin Harem ve büyülderce yağması bu dönernde başlıca mücadele konusuydu. Fezleke'den naklen, Naima, II, s. 395. Naima, n, s. 404. N. Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultan/arı, s. 225'te, Kösern'in naipliğini Sultan Mu­ rad'ın 1 632'de mutlak egemenlik alışma değin korumuş olduğuna işaret eder. Osman­ lılarda hukuken saltanat naipliği yoktur. Yayınladığımız belgelerde arzlar daima çocuk padişaha yapılmış ve emirler onun adına verilmiştir. Ekler'deki belgelerden 1 -3 'e bakınız. Fezleke'den naklen, Naima, III, s. 79.

IV. MURAD iKTiDARDA ( 1 632-1 640) (Sayfa 207-227) Fezleke'den naklen, Naima, III, s. 9 1 -92; vakanüvisler padişah hukukuna her şeyden çok önem verdiklerinden yeni nizarn yanlılarını kötülerler.

NOTLAR 483

2 3

4 5 6 7 8 9 10 ll

12 13 14 15 16

17 18 19 20

21 22 23 24 25 26 27 28 29 30

"Amma çare nedir, padişah ana tahammül id üp vaktine elbet sa br idüp bilahire anın vesair perde-biri'ın olanların hakkından geldi" (Fezleke'den naklen, Nfiimfi, III, s. 92) . Koçi Bey Göriceli Mustafa (ö. 1 64 8 ) IV. Murad'ın musahibi, sultana idarede bozuk­ luklar hakkında yazdığı telhisler, yay. R. Murphey "The Veliyüddin Telhis", Belleten, 43 ( 1 979), s. 547-57 1 . Telhisler bir Risfile haline getirilmiştir: A. K. Aksüt, Koçi Bey Risfilesi, İstanbul, 1 939, Sultan İbrahim'e ma'ruzat'ı için bkz s. 77-127. "Receb Paşa Hüsrev Paşa'nın havadan idi." Fezleke'den naklen, Nfiimfi, III, s. 93. Ayak Divfinı, padişahın Babussaade'de tahtı üzerinde oturup tüm devlet erkanıyla şika­ yetçileri karşısına alıp şikayetler dinleyip karar verdiği olağanüstü divandır. Sasaniler­ den İslam devletine geçmiş bir adettir. Padişaha yakınlık ötekilerin kuşku ve kıskançlığını çeker, Hasan Halife de bunun kurbanı olacaktır (Nfiimfi, III, s. 1 00). Durumun canlı bir tasviri, Nfiimfi, III, s. 106-108. Fezleke 'den naklen, Nfiimfi, III, s. 108-109. Osmanlı hanedam ve İslam halifeliği üzerinde bkz. H. İnalcık, Devlet-i 'Aliyye, I, s. 144-14 7. Fezleke 'den naklen, Nfiimfi III, s. 143-144. Sipahi zorbaları üzerinde özellikle bkz. Fezleke 'den , NfiimJ, III, s . 125-1 34. Fezleke 'den naklen, Nfiimfi, III, s. 329-3 3 1 . Fezleke 'den naklen, NJimfi, III, s. 329-3 3 1 . NfiimJ, III, s. 143-144. Fezleke 'den naklen, NJimfi, III, s. 166-168; yangın kayıtları o zamanki İstanbul'un semtleri ve ünlü sarayları üzerine ilginç ayrıntılar verir. H. İnalcık, "Dervish and Sultan: An Analysis of the Otman Baba Velayetnamesi ", Ma­ nifestations of the Sainthood in Islam, İstanbul, 1 993, s. 209-223. Şakfiyik yazarı Taş­ köprülü eserinde medrese uleması ile beraber her sultan döneminde gelmiş şeyhterin (meşayihin) biyografilerini kaydetmeyi gerekli görmüştür. Fatih Sultan Mehmed şeyhlerin keramet sahibi olmalarına inanmazdı. Abdülaziz sonradan şeyhülislam olacaktır. Onun Ravzatü'l-Ebrfir Tarihi ve Zeyli döne­ min tarihi için başlıca kaynağımızdır. NJimfi, III, s. 229. NJimfi, III, s. 25 1 -252. Köylülerin dağılmaları "büyük kaçgun" Anadolu tarihinde çok önemli bir konudur. Anadolu bundan asla belini kaldıramamıştır. Bkz. H. İnalcık "Adaletnameler" Türk Tarih Belgeleri Dergisi, ll,/3-4 ( 1 967), s. 49-145. Cumhuriyet döneminde Anadolu'dan kaçıp İstanbul'a yerleşmelerle Celali Fetreti dönemi göçleri karşılaştırılabilir. Fezleke 'den naklen, Nfiimfi, III, s. 323. NJimJ, IV, s. 223-224; 1646 yılında Van'da büyük bir zelzele olmuş ve Van kalesi yıkılmıştır. Bu layİhacı bürokradar için bkz. Y. Yücel, Osmanlı Teşkilatma Dair Kaynaklar, Ankara, 1 99 8 . Fezleke 'den naklen, Nfiimfi, III, s. 1 34-144, tirnar yoklamasını yapan Hüseyin Paşa ölünce iş yeni Rumeli beylerbeyi Bayram Paşa'ya verilmiştir. Arnavutluk, Doğu-Anadolu gibi fakir dağlık bölgelerden İstanbul'a nüfus akını önlenemiyor­ du. Bu göçmenler gelişlerinin üzerinden 40 yıl geçmemişse eski vataniarına geri gönderildi. Revan seferine katılan Katib Çelebi'nin gözlemleri, Z. Aycibin, "Fezleke - Tahlil ve Metin", Doktora Tezi, Mimar Sinan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2007, c. II, s. 855-867; Nfiimfi III, s. 25 1 -252. Fezleke 'den naklen, Nfiimfi, III, s. 269: "Mirmiranların ekserin kati ve sağ kalanlarının emvalini musadara idüp." Fezleke 'den naklen, Nfiimfi, III, s. 265. Nfiimfi, III, s. 364. Z. Aycibin, "Fezleke - Tahlil ve Metin", Doktora Tezi, Mimar Sinan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2007, c. II, s. 9 12-9 1 3 . Kuşatmanın ayrıntıları: NfiimJ, III, s. 373-3 80.

484 DEVLET-i 'AliYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

KADIZADELİLER VE TASAVVUF EHLİ (Sayfa 229-242)

2 3 4 5

6 7 8 9 1O ll

12 13

14 15 16

17

18 19

Bu konuda hocam A. Gölpınarlı'nın eserleri, bu arada, Türkiye'de Mezhepler ve Ta­ rikat/er, İstanbul, 1 969; özellikle Murat Bardakçı'nın giriş yazısıyla Melamilik ve Melamfler, İstanbul, 1 992. Fazlur Rahman, Islam and Modernity, Chicago-Londra, 1 982, dizin: Gazali. Fazlur Rahman, Islam and Modernity, s. 3-4. M. Bayram, Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla Ahi Evren-Mevlana Mücadelesi, Konya, 2012. Abdülbaki Gölpınarlı'nın eserlerinin yanı sıra son yıllarda yayınlanmış şu eseriere bakınız: M. Kara, Metinler/e Osmanlılarda Tasavvuf ve Tarikat/er, İstanbul, 2004; M. Kara, Bursa'da Tarikatler ve Tekkeler, Bursa, 2012; A. Y. Ocak, "XVII. Yüzyılda Os­ manlı İmparatorluğunda Tasfiye (Püritanizm) Teşebbüslerine Bir Bakış: Kadızadeliler Hareketi" , Türk Kültürü Araştırmaları, XVII-XXI, s. 2 1 2-21 3 . H. İnalcık, The Survey of İstanbul, 1455, İstanbul, 2012. Al Şaka'ik al Nu'maniyye adlı Arapça eseri Mecdi, Hada'ikü'l-Şaka'ik adı altında Türkçeye çevirmiştir; İstanbul H. 1269. Hada'ikü'l-Şaka'ik, çev. Mecdi, İstanbul H. 1 269, s. 47-53. Şeyh Bedreddin üzerinde geniş yayın arasında A. Gölpınarlı, Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin, İstanbul, 1 966; B. Y. Altınok, Şeyh Bedreddin ve Varidat, Ankara, 2004. Bkz. H. İnalcık, An Economic and Social History of the Ottoman Empire, dizin: Iran. Kızılbaş söyleminin kaynağı şudur: Batı Anadolu sınır bölgesinde XIII. yüzyılda sava­ şan Türkmen gazileri kızıl-börk giymekteydi. Sonraları Osmanlılar Şi'i ve Alevi grup­ larını bu eski adlarla anmışlardır. Kızılbaşlık ile Alevilik, aynı mezhep mensupları için kullanılmıştır. H. Laoust, Essai sur lez doctrines sociales et politiques d'Ibn Taymiyye, Kahire, 1 939. A. Y. Ocak "XVII. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda Tasfiye (püritanizm) Teşeb­ büslerine Bir Bakış: Kadızadeliler Hareketi" , Türk Kültürü Araştırmaları, XVII-XXI, s. 2 1 2-2 1 3 . Bkz. "Layihacılar" bölümünde Katib Çelebi. Üstüvani hakkında, M. C. Zilfi, The Politics of Piety, The Ottoman Ulema in the Cias­ sical Age, Minneapolis, 1 9 8 8 . Vaizlerin, camide doğrudan doğruya cemaate hitap etmeleri dolayısıyla halk üzerinde daima derin etkileri olmuştur. Hazreti Peygamber'den beri hutbe İslam'ın bir kuralıdır (M. Bakır, "Hutb", D VIA, s. 425-428). Tahta geçen bir hükümdarın ülke camilerin­ de hutbede adının zikredilmesi Şeriat hükmüdür. İslam toplumu üzerinde kendisinin hükümdar olarak tanınması koşullarından biridir. Siyasi otoritenin tanındığının ikinci koşulu, sikkeye adının konmasıdır. Camide hutbe, Hz. Ömer'le başlamış: hatib cuma ve bayramda farz namazından önce kürsüye çıkar, hutbede din ahlak soruları, genel işler üzerinde öğütte bulunur. Namazdan sonra imam da dini öğütlerde bulunur. Günümüz­ de Diyanet İşleri Başkanlığı hatipleri dikkatle seçmektedir: Hatibin ilahiyat Fakültesi mezunu olması şartı aranır. TC Diyanet İşlerinde vaizlik koşulları 0 1 .07.201 0 tarihli karar ile yeni bir düzenlemeye tabi olmuştur. Günümüzde viiizierin toplumsal, hatta siyasi konulara dokunduğu bir gerçektir. Kanuni dönemi Sünni alemasından Taşköprülüzade, zikr ve devran sırf Tanrı sevgisiy­ le yapılırsa mubahtır, demektedir. Padişahların ulema ile beraber şeyhleri vardı. Bkz. "Taşköprülüzade" , Mecdi Efendi, Tercüme-i Şaka'ik-i Numaniye, İstanbul, H. 1269 (M. 1 853), her saltanın biyografisinde ulema ve meşayih ayrı ayrı sıralanmıştır. Fıkhta çocuk ma'sum sayılır, yani din bahsinde herhangi bir tarafı tutması söz konusu olamaz. Naima, v, s. 267-273 .

NOTLAR 485

I. İBRAHiM ( 1 640- 1 648): İKTİDAR BUNALlMI (Sayfa 243-274) ı

2 3 4 5 6 7

8 9 10

11 12 u

14 15 16

17 18 19 20 21 22

23 24 25 26 27

Padişahın en yakını olarak, Kösem Sultan'ın da İstanbul'daki durum hakkında, seferde­ ki sulcana haberi mektupla gönderdiğini biliyoruz. Ekler: Telhlsler; N. Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultan/arı, s. 225 . Mehmed Halife, Tarih-i Gı/manı, yay. Kamil Su, İstanbul, 1 976, s. 50, esnafın "zuyuf akça "yı almadığını kaydeder. Naima, ıv, s. 292-296. Naima, ıv, s. 243-244. Silahdar devlet mensuplarını rüşvetle satarak büyük servet yığmıştı. Katlinde serveti 5000 kise ( 1 kise = 1 00.000 akça) çıkmıştır. Tirnar ve zeametlerin yağması layiha veren bürokratlar, Ayni Ali ve Koçi Bey tarafından devlet büyüklerine açıklanmış bulunuyordu, bkz. Koçi Bey Risa/esi, yay. A. K. Aksüt, İstanbul, 1 939. Fezleke'nin kaynağı Vedhl'den naklen, Naima, IV, s. 20-3 1 . Osmanlı'da bu dönemde musahib tarifi: "hall ü 'akd-i umura medar olmak üzere musa­ hib" (Naima, IV, s. 37). Ayrıntılar için bkz. s. 250 " Cinci Hoca Hüseyin: Bir Osmanlı Rasputin'i" başlıklı bö­ lüm. Yıldızlara göre karar verme, astroloji, Mezopotamya medeniyerinden İslam'a geç­ miş, herkesin inandığı ve ona göre hareket ettiği bir gelenekti. Osmanlı Devleti dahil, tüm İslam saraylarında daima bir müneccimbaşı bulunur, eşref saat veya nahs saati belirlerdi; Ahkam-i Sal adıyla anılan kitaplarda bir yıl içinde iyi ve kötü zamanlar padi­ şaha sunulurdu. Naima, IV, s. 40-43. Kara Mustafa'nın ısiahat önlemleri ve karşıtları ayrıntılarıyla: Şarihü'l-Menarzade'den ( ? ) Naima, ıv, s. 43-55. Naima, ıv, s. 44. idamlar için bkz. Naima, IV, s. 54. Unutulmamalıdır ki, vakanüvisler, devlet idaresinin kanunlara uygun idaresini isteyen ıslahatçı bürokratlardır. Kara Mustafa, Mekke'ye gelen su yolunu tamide suyu artırmış ve Ayn-i Zurka tepesin­ de bir kal yaptırmıştır. Her yıl muhafıziara evkaftan 2500 altın tahsis etmişti; Rumeli'n­ de kaldırım yollar ve çeşmeler onun eseridir (Naima, IV, s. 5 8 ) . Naima, IV, s. 6 3 . Naima, ıv, s. 283-285. Naima, IV, s. 2 8 8-289; 28 Haziran 1 648 günü İstanbul'da büyük bir deprem kaydedildi. Deprem felaket haberi olarak yorumlanmış, Sultan İbrahim az sonra katledilmiştir. Bkz. H. İnalcık, Adalet Kitabı, İstanbul, 2012. Vecihf, c. III, kaynaklar, s. 92-94. İngiliz tüccar R. Bargrave'in yazdığına göre o zaman İbrahim için halk "crazy" (çılgın) veya "mad" (deli) diyormuş; The Travel Diary of Robert Bargrave, Levant Merchant, 1 647-1 656, yay. M. G. Brennan, Londra, 1 999, s. 1 8- 1 9 . Çağdaş göz tanığı kaynaklar: Katib Çelebi, Vedhl, Karaçelebizade Abdülaziz v e Meh­ med Halife. Naima, ıv, s. 20. Viiiide sultan ile isyancılar arasında görüşmede Kösem, Karaçelebizade Abdülaziz'in Zeyl'ine göre, sonuç alamayınca " manend-i blve-zenan" ağlayarak ayrılmıştır. Karaçelebizade Abdülaziz, Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 2-3 . Karaçelebizade Abdülaziz, Ravzatü'l-Ebrar Zey/i, s. 4; Sultan İbrahim'in tahttan indi-

486

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

28 29 30 31 32 33 34 3S 36 37 38 39 40 41 42 43 44 4S

46

47 48 49

SO S1

S2 53 54 55

56 57 58 59 60

rilmesinde Muslihiddin Ağa ile birlikte Abdülaziz'in etkin olduğunu Ravzatü'l-Ebrar Zey/i'nin yanı sıra başka kaynaklar da yineler. İ. H. Danişmend, Kronolo;i, III, s. 412, ayrıca bkz. Abdülaziz, Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. S. Karaçelebizade Abdülaziz, Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 8-9. Karaçelebizade Abdülaziz, Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 9: "Koca Validenin mevadd-i gayz u 'azabları izdiyadına sebeb olub." Naima, IV, s. 324: "Şeyhülislam ve Aziz Efendi çok söz söyleyüb. " Abdülaziz'in kendini savunmasını Ravzatü'l-Ebrar Zeyli'nden yukarıda özetlemiş bulunuyoruz. Naima, Abdülaziz'in Ravzatü'l-Ebrar Zeyli'ni kullanır. Naima, IV, s. 326-330. Mehmed Halife, Tarih-i Gılmani, yay. K. Su, s. 21, 22. Şikayet dinlemek adil hükümdarın başlıca ödevidir, bkz. H. İnalcık, "Adaletnameler", Devlet-i 'Aliyye, I, s. 324-328 . Sultan İbrahim, Abdürrahim'in servetine e l koymayı düşünüyormuş, Naima, IV, s. 333. Naima, IV, s. 330-334. Karaçelebizade Abdülaziz, Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, " Giriş" e bkz. Tarihine de bu karakteri yansımıştır. Karaçelebizade Abdülaziz, Ravzatü'I-Ebrar Zeyli, s. 1 0 Naima, IV, s. 404: Abdülaziz " Sofu Mehmed Paşa'nın mu'in ve hemrazı " . Karaçelebizade Abdülaziz, Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s . l l : "Sebeb-i cem'iyyet n e idügün­ den gafil idim." Naima, IV, s. 3SO. Naima, IV, s. 363-371 , maktüllerden namazı kılınınayıp denize atılanlar oldu. Harem­ deki suçlu kadınlar da boynuna taş bağlanıp denize atılırdı. Bu çeşit idam, kurbanın alıretini de ortadan kaldırmak anlamına geliyordu. Şeyhülislam Karaçelebizade Abdülaziz, Zeyl-i Ravzatü'I-Ebrar'da olayı anlatır: Naima ile Zeyl'in karşılaştırılması için bkz. Ravzatü'I-Ebrar Zeyli, yay. N. Kaya, Ankara, 2003, " Giriş" bölümü, 1 648 dönemi, s. XXXVIIII-XLIII. Naima, IV, s. 394-39S. Ekler, "Kösem Sultan'a Telhisler"e bakınız. Venedikliler, ateş gücü üstün İngiliz burtonlarını kiralayıp geliyorlardı. Bir burton 3040 topla donanmıştır. İngiliz deniz egemenliği burtonlarla (briton) başlar, bu tip savaş gemisini ilkin İspanya kralı Il. Felipe donanınada kullanmıştı. Bununla beraber donanma, Mısır (İskenderiye) ve Tunus'tan 38 gemiyle takviye almış ve Girit' e varmayı başarmıştır (Naima, IV, s. 397). Veziriazam arzları ve Kösem'in el yazısıyla emirleri üzerinde Topkapı Sarayı Arşivi'nde yer ala Kösem Sultan'a sunulmuş telhislerden bir kısmını Ekler'de yayınlamaktayız; krş. B. Tezcan "The Debut of Kösem Sultan's political career" , Turcica, 40 (2008), s. 34. Karaçelebizade Abdülaziz, Ravzatü'I-Ebrar Zeyli, s. 1 3 . Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 24. Naima, IV, 347; Ravzatü'I-Ebrar Zeyli, s. 24. " Şimdi ikimize dahi 'adaveti olub mekr ü gadr fikrindedir. " Bkz. Naima, IV, s. 397-408 , olay için Karaçelebizade Abdülaziz (Ravzatü'I-Ebrar Zeyli, s. 2 8 ) "illet-i müstakile olan Büyük Valide" ; Naima, IV, s. 403, Abdülaziz'in Zeyl-i Ravza 'sını görmüş ve kullanmıştır. Karaçelebizade Abdülaziz, Ravzatü'I-Ebrar Zeyli, s. 25. Vecihi, Süleymaniye Kütüphanesi, Hamidiye 9 1 7, s. 37-3 8; Naima, IV, s. 406-407. Karaçelebizade Abdülaziz, Ravzatü'I-Ebrar Zeyli, s. 26. Ravzatü'I-Ebrar Zeyli, s. 27. Ravzatü'I-Ebrar Zeyli, s. 27.

NOTLAR

OCAK AGALARI VE KÖSEM SULTAN iKTiDARI ( 1 648-1 65 1 ) (Sayfa 277-290) ı

2 3 4 5

6 7 8 9

10 ll

12 13 14 15 16 17 18 19

20 21 22 23 24 25

26

27 28 29

Fezleke'den özetle, Naima, V, s. 27-34. Z. Aycibin, " Fezleke - Tahlil ve Metin", Doktora Tezi, Mimar Sinan Üniversitesi, Sos­ yal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2007, c. II, s. 1 072-73; Naima, V, s. 3 1 . Naima, IV, s. 462. Naima'nın genel kaynağı Şarihülmenarzade'nin kayıp tarihidir. Naima, genelde "müverrih der ki" diye ondan aktarır. Naima, v, s. 14. Osmanlı toplumunda padişahların yüksek sınıf idarecilerin kültür adamları zarifler ile 'işret meclisleri çok eski bir geleneğe dayanır, bkz. H. İnalcık, Has-Bağçede 'Ayş u Ta­ rab, Nedim/er, Şair/er, Mutribler, İstanbul, 2010. Naima, v, s. 46. Melek Ahmed Paşa valiliğinde Bagdad'dan yılda 100 klse ( 1 0 milyon) akça destek gel­ mekte idi. Naima, v, s. 47. Fezleke'den naklen, Naima, V, s. 38-39; esnaf ve yeniçeri üzerine C. Kafadar, "Yeni­ çeri-Esnaf Relations, Solidarity and Conflict", Yüksek Lisans Tezi, McGill University, Kanada, 1 9 8 1 . Karaçelebizade Abdülaziz, Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, (1 647-1 658) - Tahlil v e Metin, N . Kaya, Ankara, 2003, s. 52-54. Ravzatü'l-Ebrar Zey/i, s. 54. Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 56. Atamadan sonra şeyhülislamın makamına getirilmesi merasiminin ayrıntıları bkz. Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 55-60. "Medar-i hall u 'akd-i umur-i dünya " (Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 6 1 ) . isyan eden Hasan Ağa olayı için bkz. Naima, V, s. 83-89. Naima, v, s. 89. Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 63-64. Celali Hasan'ın yanına gitmelerinden şüphelenen yüz kişi katlolunmuştu (Ravza­ tü'l-Ebrar Zeyli, s. 67). Esnafın ayaklanması, öteki kaynaklarda olduğu gibi, Abdülaziz'de de (Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 67-68 ) kanunsuz vergiler ve esnafın şikayetlerine vezirin sert tepkisi sonucu gösterilmiştir. Alıdülaziz şeyhülislam sıfatıyla veziri uyarmıştı. Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 68. Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 70. Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 72. Ravzatü'l-Ebrar Zeyli, s. 72-73 . Devamı için bkz. Naima, V, s. 97- 1 06. Naima Şarihülmenarzade ve Fezleke'yi kullanır, bunlar olayların göz tanıklarıdır, bkz. c. V. s. 1 0 1 . Olayların tanığı Şarihülmenarzade Ahmed Efendi ayrıntılı kayıtları, Naima tarafından, müvverih der ki diye nakledilmiştir. Ahmed Efendi'nin metni bir yangında yanmıştı. Naima ona ait metinleri değiştirmeden aktarmaktadır. Kösem'in katline dair parça, Naima, V, s. 1 07- 1 1 5'te " bi-'aynihi" aktarmıştır. Kösem'in katline dair ayrıntılı bir rivayeti Paul Rycaut nakleder: Present State of the Ottoman Empire, (ilk baskısı Londra, 1 670) New York, 1 97 1 ; ayrıca The Travel Diary of Robert Bargrave, Levant Merchant, 1 64 7-1 656, yay. M. G. Brennan, Londra, 1 999. Kösem ve yandaşlarının devlet malını yağmaları hakkında bkz. Naima, V, s. 1 1 3-1 1 5. Naima, V, s. 1 1 5. Naima, v, s. 1 1 7- 1 1 9.

487

488

DEVLET-I 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

30 Olayların gelişimi için Niiimii, V, s. 120-135; kuşkusuz sarayda veziriazamla Turhan Valide beraber hareket etmekte idiler. Vakanüvis (Şarihülmenarzade? ) onun adını an­ maktan çekinir. 3 1 Niiimii, V, s. 1 35-148.

VALiDE TURHAN SULTAN VE DARUSSAADE AGASI D ÖNEMİ ( 1 65 1 - 1 656) (Sayfa 2 9 1 -329) ı

2 3 4 5 6 7 8

9 10 11 12 13

14 15 ı6 17 ı8 19 20 21

Kösem'in katlinde ve Turhan Sultan'ın iktidarı döneminde IV. Mehmed'in sütannesi Meleki Kalfa'nın üstün rolü belirtilir (Eremya Çelebi'den N. Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultan/arı, s. 248 ) . Niiimii, V, s. 148. Niiimii, V, s. 1 5 1 . Niiimii, V, s. 1 53 . Niiimii, V, s. 1 54. "Hall ü 'akd-i zumi'ıra keyfe mayeşa mutassarruf" (Niiimii, V, s. 1 54). Niiimii, V, s. 1 66-168. Niiimii, V, s. 309, 3 1 1 . Bu arada ilginç bir olay geçmiş, Adana beylerbeyi İbrahim Paşa, kendisine karşı çıkan kadıyı idam etmek istemiştir. Bu işitilmemiş hareket üzerine halk ayaklanıp paşayı ve elli kadar adamını katletmiştir. Başka bir olay, bir Müslüman ka­ dınla zinası tespit edilen bir Yahudi'nin ve kadının recm edilmesidir (Niiimii, V, s. 3 1 5 ) . İlginç ayrıntılar Niiimii, V, s. 3 1 7-3 1 8 . Uzun uzadıya hikayesi Niiimii, V, s. 326-339. Niiimii, V, s. 1 66-1 67. Niiimii, V, s. 1 77-1 79. Bu tarihlerde Tarhoncu Ahmed Paşa gözde değildi. Bir Arnavut devşirmesi olan Mimar Koca Kasım Ağa, 1 622- 1 646 döneminde tıpkı mimarlıkta olduğu gibi, en önemli siyasi kararlarda musiihib veya kethüda sıfatıyla düşüncesine başvurulan bir kişidir. 1 622 yılında baş-mimar olarak padişah ve devlet ricaliyle yakınlık kurmuş, Sultan İbrahim zamanında değerli veziriazam Kara Mustafa Paşa'nın musahibi (yakın özel danışmanı) olmuş, devlet işleriyle yakından tanışmış, veziriazamın katli üzerine sürgüne gönderil­ miş, Cinci Hoca'nın himayesinde İstanbul'a dönüp 1 645'te yeniden baş-mimar olmuş, bir ara kul-kethüdalığı gibi askeri-siyasi önemli mevkileri işgal etmişti. Kösem Sultan onu tutmadı. Kösem'in ölümünden sonra Kasım Ağa Valide Turhan Sultan'ın kethüda­ sı olarak saltanat işlerinde baş-müşavir durumuna geldi ( 1 65 1 ) . Bir ara sürgüne gön­ derilmekte beraber geri çağırıldı, 1 656'da büyük bunalım sırasında Köprülü Mehmed Paşa'nın iktidara gelmesinde başlıca rol sahibi oldu. Niiimii, V, s. 209-2 1 0 . Niiimii, V, s. 204-206. Niiimii, V, s. 206-2 1 0. Valide sultan bu gibi meşveret meclislerine perde arkasında katılmakta idi. H. İnalcık, "The Registers of the Kadıasker of Rumeli as preserved in the Istanbul Müf­ tülük Archives", Turcica - Revue des Etudes Turques, XX ( ı 988) , s. 25 ı -275. Levend, yani topraksız ve bir kapı arayan başıboş köylü delikanlılar için bkz. M. Cezar, Osmanlı Tarihinde Levendler, İstanbul, 1 965. Niiimii, VI, s. 7. Göz tanığı Şarihülmenarzade'den naklen ayrıntılar: Niiimii, VI, s. 1 3-ı 7; Naima'nın daima "müverrih" diye andığı kimse, Şarihülmenarz;ide Aşki Hasan Efendi'dir.

NOTLAR 489

22 Katib Çelebi, Fezleke'yi ibşir Paşa'nın vezirliğe atanmasıyla bitirir. Naima V. cilde bu olayla başlar ve Şarihülmenarzade'nin hayli ayrıntılı tarihiyle devam eder, onu çok kez müuerrih diye anar. Olayların tanığı Şarihülmenarzade olayları ayrıntılarıyla bize nak­ letmiştir. 23 Hayli ayrıntılı bilgiler için Şarihülmenarzade'den naklen Naima, VI, s. 56-65. 24 Naima, VI, s. 69 (Şarihülmenarzade'den). 25 İbşir İstanbul'a gelirken sekban-sarıcaların büyük bölümü Anadolu'da kalmıştı. Ana­ dolu Celal! paşalarına örnek olarak Haleb Valisi Seydi Ahmed Paşa gösterilebilir. İb­ şir'in sekban-sarıcaları onun kapısında idi, "Levendi çok ve kapısı harcına kifayet et­ mez" (Naima, VI, 127, 1 1 9-136). 26 Naima, VI, s. 1 1 1 - 1 12. 27 Para tarihi için Ş. Pamuk'un şu çalışması: "Money in the Ottoman Empire, 1 3261 9 14", An Economic and Social History the Ottoman Empire, ll, s. 945-980. H. 1 006 yılında mali bunalım için bkz. Naima, VI, s. 1 06, 133, 1 3 8-140, 143. 28 Naima, VII, s. 1 1 0-1 1 2. 29 Naima, VI, s. 147-148. 30 Çağdaş vekayi yazarı, herhalde Şarihülmenarzade asileri haklı gösterecek şekilde durumu açıklar. Kendisi idarecilerle yakın ilişkidedir: Nfiimfi, VI, s. 1 5 1 - 1 35, ondan aktarır. 3 1 Nfiimfi, VI, s. 1 77. 32 Naima, vı, s. 1 1 1 - 1 7 1 . 33 Nfiima, VI , s. 1 8 1 - 1 82, kaynağı Şarihülmenarzade olmalı. 34 Nfiima, VI, s. 2 1 3 . 35 M. Halife, Tarih-i Gılmani, s. 6 . 36 Kadırga v e kalyon üzerinde bkz. i. Bostan, Beylikten İmparatorluğa Osmanlı Denizci­ fiği, İstanbul, 2006, dizin: kalyon. 37 Bu diplomasi girişimleri için Nfiima, IV, VI; Venedik kaynaklarına göre özellikle, W. Zinkeisen, OİT, çev. N. Epçeli, c. IV, s. 5 1 1 -605. 3 8 Ayrıntıları Şarihülmenarzade'den naklen Naima, IV, s. 97-102. 39 Naima, IV, s. 1 5 8 - 1 60. 40 İyi bir özet Zinkeisen, OİT, c. IV, s. 5 1 1 -605. 41 Naima, v, s. 42. 42 Naima, v, s. 22. 43 Naima, v, s. 275-285. 44 Naima, vı, s. 1 83. 45 Venedikli kaynak Valiero'dan naklen, Zinkeisen, OİT, IV, s. 594. 46 Naima, v, s. 396-399. 47 Naima, v, s. 400-402. 48 Venedik kaynağı Valerio'ya göre, Zinkeisen, OİT, IV, s. 594. 49 Naima, VI, s. 1 83. 50 Zinkeisen, OİT, IV, s. 597. 5 1 Zinkeisen, OİT, IV, s. 597, Venedik kaynaklarına göre 28 kalyon, 35 kadırga, dokuz mavna, 27 küçük gemi. 52 Deniz savaşı çeşitli kaynaklarda Zinkeisen, OİT, VI, s. 1 83-196; Naima, VI, s. 1481 93; Venedik Arşivi, Senato III, no: 1403 Constantinopoli 1 656 Mazozo. 53 Naima, VI, s. 1 85-186; krş. i. Bostan Osmanlı Denizciliği, s. 1 90. 54 Naima, VI, s. 1 85-193. 55 Zinkeisen, O lT, IV, s. 597-598. 56 M. Halife, Tarih-i Gıtmani, s. 60-6 1 .

490

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

KARAÇELEBiZADE ABDÜLAZİZ'İN DÖNEM ÜZERİNE GÖZLEMLERİ (Sayfa 3 3 1 -339) I

Karaçelebizade Abdülaziz, Ravzatü'l-Ebrdr Zeyli, H. 1 066 ve 1 067 yılları, s. 292-336. H. İnalcık, "Kutadgu Bilig'de Türk ve İran Siyaset Nazariye ve Gelenekleri" , Reşid Rahmeti Arat İçin, Ankara, 1 966, s. 259-271 . 3 Bkz. H. İnalcık, "The Origin and Definition of the Circle of Justice (Daire-i Adalet) ", Selçuklu'dan Osmanlı'ya: Prof. Dr. Mikail Bayram'a Armağan, Konya, 2009. 4 Karaçelebizade Alıdülaziz bu inançla devlet işlerine karışmakta fazla ileri gitmiş, niha­ yet azil ve sürgünle payİtahttan uzaklaştırılmıştır. 5 Karaçelebizade Abdülaziz, Ravzatü 'l-Ebrdr, s. 236. 6 "Suret-i hakda zuhur eden" iddialar diyor, Ravzatü'l-Ebrar, s. 236; Naima'yı tamamla­ yan ilginç ayrıntılar, s. 236. Alıdülaziz asilere yakın Memekzade'yi "müfti-i fitne" diye suçlar (s. 24 1 , 253 ) . 7 Venedik'in bu çalışmaları ve donanma bozgunu üzerinde Batı kaynakları için bkz. Zinkei­ sen, IV, 5 1 1 -606; Venedik Arşivi, no: 140, Constantinopoli, 1 656, SENATO, III (Secreta). 8 "Burtonlar" yapmak için bkz. Ravzatü'l-Ebrar, s. 264. 9 Çekdirme, kol kuvvetiyle hareket eden eski tip kadırgadır. Kadırga için bkz. H. ve R. Kahane ile A. Tietze, The Lingua Franca in the Levant, İstanbul, 1 982, s. 241 . 1 0 Kalyon-kadırga tartışması için Katib Çelebi, Tuhfetü'l-kibar fi Esfarü'l Bihar, yay. O. Ş. Gökyay, İstanbul, 1 973; i. Bostan. Osmanlı Bahriye Teşkilatı: XVII. Yüzyılda Ter­ sane-i Amire, Ankara, 1 992; İ. Bostan, Beylikten İmparatorluğa Osmanlı Denizciliği, İstanbul, 2006, dizin.

2

KÖPRÜLÜ MEHMED PAŞA'NIN İKTiDARA GELMESi (Sayfa 341 -345 ) 2

3

Mimar Kasım Ağa hakkında bkz. s. 341, not 1 3 . Ma'n oğlu Fahreddin üzerinde bkz. H. İnalcık, "Tax Collection, Emblezement and Bri­ bery in Ottoman Finances" , Turkish Studies Assodation Bul/etin, XV ( 1 99 1 ), s. 327346. Naima, VI, s. 223 .

EKLER: TELHİSLER, FERMANLAR TELHISLER (Sayfa 349-350) Telhisler v e telhis mecmuaları etraflı biçimde Cengiz Orhonlu tarafından tespit edil­ miştir. C. Orhonlu, Osman/i Tarihine Aid Belgeler: Telhisler (1 597-1 607), İstanbul, 1 970. Orhonlu'nun birçok okuma hataları vardır. Mesela Telhis 83'de vacibü'r rea­ ya, vacibü'l-riaye diye düzeltilmeli. Sayfa 77'de "soyunurlar", "sevinürler" olmalı (XIII.-XXVI). Yazarın tespit ettiği telhis mecmuaları bkz., XXV.-XXVII; Sinan Paşa telhisleri, H. Sahillioğlu tarafından yayınlanmıştır: Koca Sinan Paşa'nın Telhisleri, yay. H. Sahillioğlu, İstanbul, 2004. XVII. yüzyıla ait kapsamlı telhis mecmuaları vardır. Yazar saray kitaplığında ve üniversite kitaplığında bulunan iki yazmayı esas almıştır.

NOTLAR 49 1

Es'ad Efendi Kütüphanesi'nde (no: 3 3 82 ) mevcut bir telhis mecmuası H. 1 1 1 7- 1 1 1 8 yıllarına ait telhisleri biraraya getirmiştir. B u telhislerde padişah ferman suretleri veril­ miştir. TKSA'den seçtiğimiz telhisleri bu bölümde yayımlamaktayız.

KOCA SiNAN PAŞA VE TELHISLERİ (Sayfa 3 5 1 -364) I

2 3 4 5 6 7 8 9 10 ll

12 13 14 15

16 17

Ş. Turan "Sinan Paşa" IA; Koca Sinan Paşa'nın Telhfsleri, yay. H. Sahillioğlu, İstanbul, 2004, "Koca Sinan Paşa" biyografisi, s. XVIII-XXVIII. Telhis üzerinde bkz. Sahillioğlu, ibid, s. V-VII. Hammer'in eserini değerli düzeltmelerle Fransızca çevirisinden aktaran Devlet-i Osmaniye Tarihi, çev. M. Ata, İstanbul, 1 329- 1 3 3 5 [ 1 9 1 1 - 1 9 1 7], VII, 209-2 1 0. Hammer, Devlet-i Osmaniye Tarihi, çev. M. Ata, VII, 245 . Tahsin Öz, " Topkapı Sarayı Müzesinde Yemen Fatihi Sinan Paşa Arşivi " , Belleten, 77. Avariz üzerinde bkz., ö. L. Barkan, "Avariz", İA. H. İnalcık, "The Registers of the Kadiasker of Rumeli as preserved in the İstanbul Müftülük Archives" , Turcica, XX ( 1 98 8 ) , 25 1 -275 . Eski kanunlar için bkz. Kavanin-i Yeniçeriyan, yay. T. Toroser, İstanbul, 20 1 1 . Kahvehaneler için bkz. s. 94. H. İnalcık, "Şikayet Hakkı ... ", Osmanlı Araştırmaları, VII-VIII, ( 1 98 8 ) , s. 33-54. Bkz. Aynı Ali, Defter-i Ayni Ali Efendi, Kavanin-i Al-i Osman der Hulasa-i Mezarnin-i Defter-i Divan, İstanbul, H. 1280. Koçi Bey saray çavuşlarının ve gözdelerin eline geçen tirnarların heratlarından bahseder. Şehri teftiş, bkz. Kanunname, MTM, "Veziriazam" bölümü içinde. Büyüklerin ve tüccarın servetleri için bkz. H. İnalcık, " Capital Formatian in the Otto­ man Empire" , JEH, 29 ( 1 969), s. 97- 1 04. Bir haksızlık veya zulümden şikayet için, halkın padişaha sundukları şikayet dilekçe­ lerine rık'a denir, bu adet üzerine bkz. H. İnalcık, "Şikayet Hakkı: Arz-i Hal ve Arz-i Mahzarlar", Osmanlı Araştırmaları, VII-VIII ( 1 98 8 ) , 33-54. Bkz. H. İnalcık, "The Origin and Definition of the Circle of Justice (Daire-i Adalet)", Selçuklu'dan Osmanlı'ya Prof. Dr. Mikail Bayram'a Armağan, Konya, 2009. Bkz. krş. Zinkeisen, III, 422-432.

VEZİRİAZAM YEMİŞCİ HASAN PAŞA TELHISLERİ (Sayfa 365-3 89) I

2 3 4 S 6

7 8

C. Orhonlu, Osmanlı Tarihine Aid Belgeler: Te/hisler, 1 597-1 607, İstanbul, 1 970. S. A. Skilliter, William Harborne and Trade With Turkey, 1 5 78-1 582, Londra, 1 977. Bkz. S. Faroqhi, Pilgrims and Sultans: The Ha;; Under the Ottomans, 1 5 1 7- 1 683, Londra, 1 994. Yemen fethi ve Osmanlı egemenliğinin yerleşmesi hakkında bkz. H. İnalcık, An Eco­ nomic and Social History of the Ottoman Empire, dizin: Mekke. Bkz. N. Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultan/arz, İstanbul, 2009, " Safiye" bölümü. Cengiz Orhonlu'nun metin neşrinde bazı yanlışları vardır. Burada vacibü'l-reaya (s. 74) okuyuşunu düzelttik. Kösem, " Mekke ve Medine Yemen'in kapısıdır" der. Bkz. H. İnalcık, An Economic and Social History, I, dizin: India.

492 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR •

ll

KÖSEM SULTAN'A TELHISLER ( 1 623- 1 649) (Sayfa 390-447) ı

2 3

4 5 6 7 8 9 ıo ll

12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32

Naima, II, s. 445-447. İ. H. Danişmend, izah/ı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, III, s. 546. Azak'ın geri alınması için Osmanlı girişimleri için- bkz. Naima ve Kolodziejczyk. 1 7. yüzyılda Don Kazakları ve Kırım Hanlığı üzerinde Osmanlı vekiiyiniimelerini özet­ leyen Naima, III, s. 4 1 , 67, 322, 395; D. Kolodziejczky, The Crimean Khanate and Poland-Lithuania, Leiden, 201 1 , dizin: Azov. Toplu bilgi için Y. Öztürk, Kazak/ar, İstanbul, 2004, s. 3 94-409. Y. Öztürk, Kazak/ar, s. 405. Evliyil Çelebi bu durumu Karadeniz seyahatlerinde canlı bir biçimde anlatır. Naima, IV, s. 1 5 . Avusturya elçisiyle görüşmeler ve Rakoci'nin raporları için bkz. Naima, IV, s. 97- 1 04. Naima, III, s. 360. Ayrıntılar için bkz. H. İnalcık, Has-Bağçede 'Ayş u Tarab, Nedim/er, Şair/er, Mutrib­ ler, İstanbul, 201 1 , 204-205. Naima, IV, s. 397-408 . J. Hathaway (yay. ) The Arab Lands i n Ottoman Era, " Introduction" , s. 1 - 1 9; J. Hat­ haway, Osmanlı Mısır'ında Hane Politikaları, çev. N. Özsoy, İstanbul, 2002. Zurniizen Mustafa Paşa 1653'te yeniden baş-defterdar oldu: İ H. Danişmend, izah/ı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, III, 4 1 8 . Naima, III, s. 376. Naima, IV, s. 395-397. Naima, v, s. 79-82. Naima, IV, s. 1 90- 1 9 1 . Kiitib Çelebi, Fezleke, ondan Naima, IV, s. 1 95-200, Sultanzade Mehmed Paşa biyografisi, Naima, IV, s. 200-203. Naima, IV, s. 2 1 5-2 1 9 . Naima, IV, s. 232-237, 4000 yeniçeri kuşatmada hazırdı. Naima, IV, s. 239; Z. Aycibin, "Fezleke - Tahlil ve Metin", Doktora Tezi, Mimar Sinan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2007, s. 998, 1 006. İ. Bostan, Osmanlı Denizciliği, İstanbul, 2006; s . 1 86, donanınada kalyona geçme hakkında 1 648 kararı için bkz. ibid, s. 1 8 7-200. Naima, v, s . 1 06-1 07. Naima, v, s. 50. Naima, v, s. 45. Naima, V, s. 50; Venedik kaynakları için bkz. N. Jorga Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, çev. N. Epçeli, IV, s. 55. Naima, v, s. 43-44. N. Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultan/arı, s. 233-235. Naima, IV, s. 43 1 , kaynağını kaydetmemişse de, kuşkusuz olayla çağdaş bir kaynaktan nakletmektedir; bu kaynak Şiirihü'l-Meniirziide olmalıdır. Naima, IV, s. 433-434. Naima, IV, s. 4 3 1 -434. Naima, IV, s. 4 1 3 . Viiiide Sultan.

NOTLAR 493

IV. MURAD' A TELHISLER ( Sayfa 449-465 )

2 3 4 5 6 7 8 9 ıO 11 12 13 14

ıs 16 17 18 19 20

21 22 23 24 ıs 26

Kapudan-i deryil paşalar, Kanuni döneminde ve Hayreddin Paşa'ya verilen özel yet­ kilerden sonra eyaler paşaları sırasında önemli bir mevki sahibi olmuşlardır. Bkz. İ. Bostan, "Kapudan-i Derya" D VİA. Osmanlı lojistiği için başlıca şu eser, C. Finkel, Administration of the Warfare: the Ottoman Military Campaigns in Hungary, 1 593-1 606, Viyana, 1 9 8 8 . Rüşvet, layihacı bürokratlarca idarede yolsuzlukların başında anılır, Koçi Bey'in telhislerine bakınız. Fezleke 'den, Naima, III, s. 245-249. Fezleke'den, Naima, III, s. 223-232. M. Güler, Osmanlı Devleti'nde Haremeyn Vakıf/arı. Bu olaylar için Fezleke'den, Naima, III, s. 1 1 1 - 1 3 1 . Bkz. H. İnalcık, "Kutadgu Bilig'de Türk ve İran Siyaset N azariye ve Gelenekleri", Reşid Rahmedi Arat İçin, Ankara, 1 966, s. 259-271 . H. İnalcık, "Şikayet hakkı: 'Arz-ı Hal ve 'Arz-ı Mahzar'lar", Osmanlı Araştırmaları, VII-VIII ( 1 98 8 ) , s. 33-54. Naima, ib id. Naima, III, s. 147- 1 5 3 . Fezleke 'den, Naima, III, s. 1 2 1 - 1 34. Revan seferine giderken Anadolu'da yakaladığı zorba-başıları bulup idamı için, Naima, III, s. 1 50-1 62. Fezlek e'den, Naima, III. Rıdvan Paşazade. Abdullah Çelebi'nin Mısır ve Kırım Hanlığı üzerine eserleri bilinir, bkz. F. Babinger, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, çev. C. Üçok, Ankara, 1 9 82, s. 1 94-95. Naima, III, s. 4 1 3 , 445. M. Cezar, Osmanlı Tarihinde Levendler, İstanbul, 1 965. Fezleke den, Naima, III, s. 1 34-143. Naima, III, s. 143. Naima, III, s. 233. Bkz. Halil İnalcık, "The Appointment Procedure of a Guild Warden (Ketkhuda) " , The Middle East and the Balkans under the Ottoman Empire: Essays on Economy and Society, Bloomington, 1 993, s. 1 94-20 1 . Kavanin-i Yeniçeriyan, yay. T. Toroser, tıpkıbasım, varak 87b. Naima, III, s. 244. Ibid. Ibid. Naima, III, s. 143. Tarih-i Naima, yay. M. İpşirli, Ankara, 2007, s. 842. '

IV. MEHMED VALiDESİ TURHAN SULTAN' A TELHISLER (Sayfa 467-487) ı

Naima, V, s. 79-80, yeniçeri Beşiktaş'ta gemilere bindi.

DiZiN 1444 Varna buhranı 80 1 676 Kaniinnarnesi 133 Abaza Hasan Paşa 292-93, 3 1 3 Abaza Mehmed Paşa 1 0 5 , 1 80, 1 93, 1 9 8 , 200-202, 204, 208, 2 1 4, 2 1 9-222, 247 - isyanı 9, 1 05, 1 80, 1 92-98, 200-204, 208, 2 1 4 Abbas1 7, 6 4 , 66 - halifesi 64, 66 Abbasller 7 Abdal Murad 232 Abdal Musa 232 Abdal-Kalenderller 229 Abdurrahman Ağa (kapuağası) 263 Abdurrahman Efendi (şeyhülislam) 3 1 6 Abdurrahman Paşa 293 Abdülaziz bkz. Karaçelebizade Abdülaziz Efendi Abdülkerim Çelebi 239 Abdülkerim Paşa (defterdar) 199 Abdürrahim Efendi (şeyhülislam) 1 0, 1 1 6, 253, 258-59, 261 -62, 265, 268, 284 acemi-oğlanı 1 22-23, 143-47, 1 55, 1 94 adab (edeb) 8 9-90 - eserleri 89 Adalar 146 adalet dairesi 7, 44, 53-54, 163, 333 Adalet Kulesi ( Cihiinnüma) 55 Adaletnameler 53, 61, 74 afyon 92-93, 1 1 6, 2 1 8 - yasağı 93 Agriboz Adası 323 Ağa Ciimii 241 Ağaç-Denizi (Deli-Orman) 8 1 Ağa-kapısı 1 1 6, 1 72-73, 1 82, 280, 3 1 6, 334 Ağa-Sarayı 1 3 8 Ahır-Kapı 3 1 9 Ahıska kalesi 201 ahidname 15 Ahizade Hüseyin Efendi (şeyhülislam) 244 Ahmed (Fatih Sultan Mehmed'in kardeşi) 80 Ahmed Ağa (darussaade ağası) 292 Ahmed Ağa (silahdar ağası) 2 1 5 Ahmed (1.) 3, 49-5 1 , 6 0 , 7 3 , 86-87, 9 9 , 1 04, 1 1 0, 1 2 5 , 1 4 3 , 1 4 5 , 153, 1 6 1-63, 1 66, 1 69, 1 92, 2 1 8-19, 225-26, 240, 273-74, 283, 301

Kanunname-i Cedid 1 62 Ahmed (Il. ) 50, 59, 87, 244 Ahmed (III.) 73, 1 1 1 , 2 1 0 Ahmed Vefik Paşa 8 2 Lehce-i Osmani 82 akağalar 1 00, 3 1 8 akça 3, 9 , 2 1 , 25, 29, 8 1 , 95-96, 1 02, 1 07, 10� 1 1 2, 1 2 1 -23, 128, 1 30, 133, 1 3536, 1 4 1 , 144-5 1 , 1 54-55, 1 62-63, 168, 1 72-73, 1 92, 2 1 7, 244, 246-47, 249, 25 1 , 270, 278, 282, 296, 300, 303, 306, 3 1 0, 3 1 7- 1 8, 332 gümüş akça 4, 64, 1 24, 1 30, 250 sağ akça 23, 3 1 5 züyuf akça 1 24-25, 1 30-3 1 , 300, 305, 3 1415, 3 1 7, 3 3 1 , 334 Akdağ, Mustafa 1 80 Akdeniz 5, 65, 257, 320 Batı-Akdeniz 67 Doğu-Akdeniz ll, 253, 320 ak-hadım ağa(ları) 71 Alaeddin (Atje/Açe sultanı) 6 7 Ali (Hz.) 6 5 Ali Ağa (bostancıbaşı) 287 Ali Ağa (kethüda) 308, 3 3 1 Ali Paşa (yeniçeri ağası) 1 9 9 Ali Paşa (Sivas beylerbeyi) 223 Almanya 20, 129 Al-Mutavekkil (III.) 66 al-Şaka'ikü 'l-Nu'maniyye (Taşköprülüzade Ahmed) 232 altı-bölük sipahileri 1 22-24, 129, 147-5 1 , 1 55, 1 84, 1 64, 309 Altun-Ordu l l Anadolu 5-6, 8, 26, 29-30, 3 6 , 64-65, 85, 95, 1 04, 124-25, 1 28-29, 1 3 7, 146, 1 54, 1 57-58 , 1 67-68, 1 74, 1 80, 1 9395, 200-202, 208, 2 1 7, 220-24, 226, 234, 237, 247, 264, 267, 269, 283-84, 289, 292-93, 302-304, 306-10, 3 1 3 , 320, 324-25, 328, 334, 337 Batı-Anadolu 2 8 2 - beylerbeyi 1 95, 2 01 , 2 1 7, 247 - Celall ayaklanması 1 74, 1 95 Doğu-Anadolu 4,8, 1 5 7, 1 97, 204, 282 - emirleri 64 - kadıaskeri 72, 1 76, 2 1 5 , 297, 299 - kadıaskerliği 207

DiZiN 495

- levendleri 327 - Türkmenleri 234 - vilayetleri 1 74, 302 Anadolu-Hisarı 328 Angiolello, G.-M. 1 28-29, 147-48 Ankara 282 Ankara Savaşı ( 1 402) 80, 128 Arap eyaletleri 15, 238, 302 Arap vilayetleri 302 Arap(lar) 63, 66-67, 90, 1 50, 1 89-90, 238 Arnavut 24, 76, 146, 249 Arnavutluk 80, 282, 336 Aron (Bogdan voyvodası) 22 arpalık 9, 1 1 6, 1 54, 2 8 3 Arslan Ağa (Kösem Sultan'ın kethüdası) 77, 24 1 Arslanhane 50 arz(lar) 23-25, 33, 35, 44, 52, 75, 87, 1 05, 1 34, 1 47, 1 8 8, 1 92, 204, 254, 268, 270, 285, 290, 299, 332 veziriazam arzları 5, 18 8 'Arz-Odası 24, 44, 46, 50, 55, 58 , 60, 1 373 8 , 1 7 1 , 1 92 asker mevacibi 4, 298 Astrahan 67 Aş'ariler 230 Aşık Paşa 232 Aşıkpaşazade 229 At-Meydanı 32, 34-35, 1 1 0, 1 3 8 , 1 67-68, 1 79, 191, 202, 205-206, 209-1 1 , 215, 224, 255, 286, 3 1 1 , 3 1 6, 3 1 8 av 94, 128, 1 36, 1 4 1 , 1 9 1 -92, 25 1 - partileri 93-94 avariz 214-15, 3 3 1 , 336 Avrupa 5, 8-9, 20, 29, 3 7, 46, 64, 1 1 4, 123, 1 27, 1 57, 1 62, 1 84, 2 1 7, 233-34, 246, 249, 321-22, 327, 329, 335 Askeri Devrim (Military Revolution) 46 Orta-Avrupa 1 1 - 1 3 , 141 Avusturya 4-6, 8, 16, 1 9-20, 24-26, 29-3 1 , 36, 1 23-25, 1 2 9, 143, 153, 1 57, 1 6 1 , 202, 233, 321-22 Ayak Dlvanı 30-3 1 , 34, 45, 209, 2 1 1 , 244, 254-54, 3 1 6, 334 Ayasofya Camii 46, 86, 1 1 7, 220, 236, 238, 25 1 Aydın 320 Ayıntab 95 Ayni Ali Efendi (defter-i hakani emini) 27, 44, 1 53-55, 222-23 Kavanin-i Al-i Osman der Hulasa-i Mez&min-i Defter-i Divan 153 - layihası 27, 153

Ayşe Sultan (1. Ahmed'in kızı, I. İbrahim'in kız kardeşi) 204, 257, 301, 304, 307 Azak 1 1 , 1 3 7 azeb(ler) 1 2 1 , 125, 1 5 5 Azerbaycan 4, 1 57, 233-34 Aziz Efendi bkz. Karaçelebizade Abdülaziz Efendi Baba Ca'fer Zindam 1 3 9 Baba İlyas 232 Babai(ler) 230 Babaorucca (Barbarossa) Hayreddin Reis 67 Bab-i Ali 75, 229, 266, 268, 344 bab-i defteri 43 Biib-i Hümayi'in 1 70 Biibussaade 30-3 1 , 34, 46, 55, 60, 85, 1 06, 1 3 8 , 205-206, 209, 244, 258, 260 - ağası (kapıağası) 30, 50, 71, 1 00, 1 04, 108, 288, 3 1 8 Bagdad 1 6 , 66, 95, 1 30, 1 92-93, 1 97-99, 203-204, 208, 222, 227, 233-34, 280, 282 - Hind ticaret yolu 223 - kalesi 1 3 7 - seferi ( 1 626) 1 97-201, 203, 2 1 5 , 226-27, 244 Balıkpazarı 24 Basra kalesi 1 3 7 baş-kapı gulamları 1 0 1 baştarda 328-29 Bathory (Erde! voyvodası) 22 Batı monarşisi 54 Batıniler 229, 235 Bayezid (şehzade) 209, 225, 244 Bayezid 271, 273, 342 - Meydanı 55, 86, 99, 1 0 1 Bayezid (II. ) 5 8 , 60-6 1 , 64-66, 7 1 , 8 4 , 129, 1 73 , 1 75, 230-32 Midilli seferi 65 bayrakdar 5, 1 33-34, 136, 1 3 9 Bayram Ağa ( darussaade ağası ) 304, 306 Bayram Paşa (vali) 1 90 Bayram Paşa (veziriazam) 70, 214, 2 1 6, 220, 222, 224-26 Bayramller 232 Behayi Efendi (şeyhülislam) 1 1 3- 1 7, 239, 24 1 -42, 259, 278, 283 Bektaş Ağa (yeniçeri ağası) 1 14- 1 5 , 23 1 , 254, 256, 268-69, 282, 284, 290 Bektaşi postnişfnf 2 3 1 Bektaşilik 23 1 -32, 234, 2 39

496

DEVLET-i 'AliYYE: OSMANLI IMPARATORLUGU ÜZERINE ARAŞTIRMALAR - ll

Bektaşiyan 1 3 7, 231 Belgrad 20, 29-30, 1 3 7, 1 4 1 -42 Bender-Abbas limanı 234 Benefşe Adası 32 7 berat 9, 25, 44, 6 1 , 64, 155, 163, 222, 23 1 Beşiktaş Sarayı 99, 220 bey gemisi 328 beytu'l-mal 25 bezesten (bedestan) 1 77-78 Bıyıklı Mahmud (zorba-başı) 266-67, 3 1 8 bi'at (bay'a) 59-61, 171, 1 84, 259-60, 265, 267 bid'at(lar) 233-34, 237 Birgivi bkz. Mehmed Birgivi Birun (dış saray, taşra) 55 - ağaları 1 33, 150 Bizans İmparatorluğu 80-82, 127 Bogdan 15, 20-22 Boğaz bkz. İstanbul Boğazı Bosna 4, 16, 20, 1 3 7, 1 92, 202, 220, 255, 333, 336 Bostancı Köprüsü 146 bostancı(lar) 23, 1 1 1 - 1 2, 122, 146, 16970, 1 72, 1 82, 193, 22 1 , 238-39, 25456, 258, 263, 265, 2 8 1 , 293 bostancıbaşı 146, 168, 1 72, 1 74, 1 93 , 205, 220-22, 224-25, 243, 254, 256, 260, 270, 287, 298, 306, 312, 3 1 8 Bostanzade (şeyhülislam) 2 1 Boynu-Eğri Mehmed Paşa (veziriazam) 7 1 Boynu-Yaralı Mehmed Paşa (veziriazam) 3 1 9-20, 334, 338, 341-42, 344 boza 93-94 bozahane(ler) 94, 2 1 7- 1 8 - i n kapatılması 24 Bozca-Ada 2 1 7, 3 1 9, 323, 326, 329, 335, 337-38, 343 Budin 20, 25, 29-3 1 , 36, 1 3 7, 1 42, 321 Buhari 66 Bulgaristan 141 Bursa 60, 80- 8 1 , 1 1 3, 123-24, 144, 1 73 , 232-33, 244, 282, 293, 332 Bursalı Mehmed Efendi (Mekke kadısı) 252 burton (briton) kalyonları 5, 269, 272-73, 284, 320, 328, 335-36 Bükreş 2 1 -22 Büyük Abbas (İran şahı) bkz_ Şah Abbas Büyük Divan 2 1 , 297, 321 ayrıca bkz. Divan-i Hümayı1n Büyük İstanbul yangını ( 1 633) 2 1 7- 1 8

Büyük Oda 102 - ağası 108 Büyük Petro 11 cabi 1 1 0 Caca-oğlu Nureddin (Mogol valisi) 230 Cafer Ağa (bostancıbaşı) 205 Cami'ül-Fusuleyn (Şeyh Bedreddin) 265 Canbulad-oğlu 193 Canbulat 1 74 Canfeda Hatun 47 cariyeler 47, 49, 76, 86, 92-93, 99-1 00, 1 03-1 09, 139, 1 70-7 1, 1 75, 1 83, 24546, 257, 259, 271 , 273, 287 Cariyeler Dairesi 101 cebeci 33, 122, 142, 155, 1 94, 3 1 2 cebecibaşı 1 75, 1 82, 203 cebeliler 1 2 1 Celali Hasan 284 Celali İbrahim Ağa (darussaade ağası) 1 06, 292 Celaliler 6, 30-3 1 , 33, 36, 125, 1 5 8 , 1 6 1 , 163, 1 93-94, 223, 264, 267, 284, 304, 307, 3 1 3 Celali çeteleri 302 Celali eşkıyası 6, 8, 1 74, 221 , 284, 302 Celali ayaklanması 1 74, 1 95 Celali paşalar 302-304 celebkeş(ler) 121, 142, 282 Cem Sultan (Fatih Sultan Mehmed'in oğlu) 5 8 , 60-6 1, 71, 76, 129, 1 73, 23 1 Cennet-oğlu 1 9 8 cerehor(lar) 125 Cerrah Mehmed (Mehemmed) Paşa (vezi­ riazam) 36, 69, 72 Cezayir 15, 25, 66, 22 1 , 267, 272, 320, 323 Cezayir Müslümanları 66 Chalkokondyles 8 0 Cibali 2 ı 7 - Mustafa Çarşısı 21 7 cibayet 1 1 0, 2 1 3 Cigala-zade Sinan Paşa (veziriazam) 2 3 , 6 9 Cinci Hoca 76-77, 248-5 1 , 2 6 1 , 277-78 cizye 30-3 1 , 124, 1 48-49, 1 79, 1 95, 208209, 2 1 2, 214-16, 223, 264-65 culı1s 59-6 1 , 86, 1 1 1 , 1 14, 1 84, 1 92, 244, 246-47, 25 1 , 255-56, 259-60, 262, 273, 286 - bahşişi 5, 122-23, 125, 1 50, 1 66, 1 8 8, 1 92, 25 1 , 264 - fermanı 59

DiZiN 497

Çaldıran Meydan Savaşı 234 Çarnhal 203 Çanakkale 1 37, 337 - Boğazı 254, 272, 278, 296, 321, 323, 326-29, 337 Çandarlı Ailesi 232 Çandarlı Ali Paşa (veziriazarn) 233 Çandarlı Halil Paşa (veziriazarn) 127 Çandarlı ll. Halil Paşa (veziriazarn) 81, 128 Çarlık Rusyası l l çaşnigir(ler) 106 - usta 106 çavuş-başı 75, 1 34, 1 3 8, 1 6 8 , 251 çavuş(lar) 1 34, 136, 139, 150, 266, 305, 3 1 8 Çavuşoğlu (vaiz) 1 1 6- 1 7, 238 Çekdiri 267, 328 çelebi (asaletrneab) 64, 76, 128 Çelebi Kethüda 239, 290 Çelebi Mehrned (Yıldırım Bayezici'in oğlu, I. Mehrned) 65, 80- 8 1 , 84 Çerkes Mehrned Paşa (veziriazarn) 70, 1 93, 1 95-96 Çerkes(ler) 90 Çeşrne 322-23 çıkma 32, 36, 46, 55, 7 1 , 148, 266 Çınar Yakası 3 1 5-20, 327, 334 çift-bozan resmi 8 Çihrin Seferi 1 2 Dalrnaçya 323-24 - cephesi 4 Darnacl İbrahim Paşa (veziriazarn) 36, 69 Darnlacık-Egili (Kernikli) 337 Danişmend, İ. H. 1 80 darussaade 293 - dairesi 1 0 1 - ağası (kızlarağası) 3, 2 5 , 4 9 , 5 1 , 56, 59, 1 0 1 - 1 02, 1 04-106, 108-1091 1 , 1 67, 1 69, 1 71 , 1 74, 1 79, 24243, 252, 254, 273-74, 287, 29198, 300-302, 3 04, 306, 308-309, 3 1 4-15, 3 1 7- 1 8 , 320, 343 hazinedar-ağa odası 1 0 1 Şehzade Mektebi 1 0 1 darü'l-'ahd 1 5 - bölgesi 1 5 Davfıd Paşa bkz. Kara Davfıd Paşa Davfıd-i Kayseri 229 daye hatun 1 07, 1 0 9 debbağ(lar) 1 2 9 Defterdar Kapısı 75

defterdar(lar) 43, 59, 95, 1 24, 1 30, 1 3 8 , 156, 1 70, 1 99, 204, 207, 209, 253, 256, 264, 279-80, 293, 300, 305-308, 3 1 7- 1 8 , 3 3 1 , 334, 342 baş-defterdar 75, 209, 280, 295 defterdarlık bkz. maliye Defter-i Hakani 153 - emini 1 53, 155 Değirmenlik-Adası 326 Deli Hasan 30 Deli Hüseyin Paşa 298, 315, 322-26, 329 Delibirader Gazali 92 derinti yeniçeri 9 Dertenk 204 Derviş Ağa (yeniçeri ağası) 1 75, 1 79 Derviş Ahmed l l l Risale-i Teberdariye fi Ahval-i Daru­ saade 1 1 1 Derviş Mehrned Paşa (veziriazarn) 70-71 , 143, 3 0 1 , 308, 3 3 1 Devlet-i 'Aiiyye 4 6 , 1 8 1 , 257 devran 1 15, 229, 237, 239-41 devşirrne usulü 127 devşirrne-oğlanlan 123, 128, 144-46, 150, 226 dış-hazine 1 92 Dilaşfıb (II. Süleyman'ın validesi) 1 04 Diliver Paşa (veziriazarn) 70, 1 67, 1 7 1 dilekçe bkz. r ik 'a Dinyeper Kazakları l l Dirlik 9 , 26, 1 70, 1 76, 1 99, 249, 264 Dişlenk Hüseyin (Anadolu beylerbeyi) 201 Divane Hasan 30 Divan-i Hürnayfın 21, 23, 44-46, 52, 55, 5 7-5 8, 60, 72-73, 75-76, 8 7, 108, 1 3638, 149, 1 5 6-57, 1 68, 1 70, 1 79, 1 8 1 8 3 , 1 89 , 204-205, 209, 2 1 1 , 2 1 5 , 2 1 7, 220-2 1 , 244, 252, 259, 262-63, 268, 280, 294-95, 297, 299, 301, 3 1 7, 321, 324, 327, 332 ayrıca bkz. Büyük Divan Diyala nehri 1 97 Diyarbekir 1 54, 1 96, 20 1 , 203, 223, 295 Doğlu Baba 232 Doğu Seferi 1 9 Doğu-Karahisar 1 94 Doğu rnonarşisi 54 Doğu-Roma 65 Dornestikos Lukas Notaras 8 1 Don Kazakları l l Doukas 8 0 Dubrovnik 1 5 , 1 14 Duçe Ahmed Ağa (bostancıbaşı) 225

498

DEVlET-i 'AliYYE: OSMANli iMPARATORlUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMAlAR - ll

Dulgadır (Zülkadriye) hanedam 1 04, 234 Dürzl Ma'n-oğlu 342 düzmeler 6, 8 1 , 84, 222 Ebu Said Efendi (şeyhülislam) 3 1 2-13, 3 1 8 Ebussuud Efendi 67, 72, 96, 1 69, 2 1 8 , 235 Eczahane Meydanı 101 Ede-Balı (Ede Şeyh) (Baba! halifesi) 229-30, 232 Edirne 80-8 1 , 84, 251 -52 Eflak 1S, 20-2 1 , 23, 1 22 Ege Adaları 1 S4, 284, 323, 326 Egina Adası 326 Egri seferi ( 1 S96) 1 0 8 Ehl-i Suk ayaklanması bkz. Esnaf İsyanı ekabir(ler) 90, 92, 9S ekberiyyet (senioratus) usulü 6 1 , 86-87, 1 66, 209, 224-2S, 244 Emir Paşa (defterdar) 293 Emir Süleyman 80 ayrıca bkz. Süleyman Çelebi Enderun (iç saray, içre) SS, 90, 1 00, 1 02, 1 04, 1 08 , 1 24, 1 44, 146, 1 SO, 1 84, 205, 261 -62, 288-89, 300-30 1 , 3 1 61 9, 343 Harem 3S, 60, 99, 1 0 1 - 1 02, 1 04- 1 1 0, 1 67, 1 70, 1 79, 1 8 7, 246, 252, 2 6 1 , 287, 2 9 1 , 296-98, 3 0 8 , 3 1 4, 3 1 718 Selamlık 1 3 8 Erde! (Transilvanya) 1 S , 20-22, 26, 30, 3 2 1 , 329 Ermeni(ler) 220-2 1 , 242 - cemaati 220 Erzurum 1 05, 1 54, 1 80, 1 93-94, 1 96-98, 200-202, 214, 22 1 , 224, 247 Es' ad Çelebi 240 Esad Efendi (şeyhülislam) 57, 1 6 8 , 1 92 esiimi 200 - defteri 200 esedi guruş 4, 1 3 1 , 3 3 1 Esedullah Efendi bkz. Mehmed Esedullah Efendi Eski Saray SS, 86, 99, 1 0 1 , 1 03, 1 0S, 1 0 8 , 1 14, 1 7 1 , 1 73 , 1 84, 271, 273, 286-87 Eski-Hisar 296 Eskişehir 226, 342 Esnaf İsyanı ( 1 6S 1 ) 58, 1 14, 2 3 1 , 236, 284, 286, 290, 3 1 8 Estergon 1 3 7 eşkinci ( seferli) 1 S 4

Et-Meydanı 169 Evliya Çelebi 9S eyaJetler 9, 1 S , 74, 1 05, 1 09, 1 2 1 -23, 1 29, 153-54, 1 5 8 , 1 66, 1 79, 1 93-94, 1 96, 2 1 2, 222, 233-34, 238, 246-47, 280, 289, 302-303, 305, 321-22 haracgüzar eyaletler 1 S özerk eyaJetler 1 S - 1 6 salyaneli eyaJetler 1 6 yarı-özerk eyaJetler 1 6 Eyüp 6 1 , 259 Eyyub (Hz.) 61 Eyyüb Sultan 169 Fatih bkz. Mehmed (Il. ) Fatih Sultan Mehmed bkz. Mehmed (ll. ) Fatih Camii 1 1 3, 1 1 6, 1 6 8 , 1 82-83, 238, 24 1 , 253 - olayı ( 1 623) 1 1 3 Fatih Kanunnamesi 44, 56, 82-84, 1 6 S kardeş katli 79-84, 86-87, 1 66, 1 77, 209, 225 nizam-i 'alem 60, 82, 84-8S Fatma Sultan (Sultan İbrahim'in kız kardeşi) 257 Fazıl Ahmed Paşa (veziriiizam) 75, 322 Fazlu'r-Rahman 230 Fenari 232 Ferhad Ağa (yeniçeri ağası) 3 3-34 Ferhad Paşa (veziriazam) 1 9, 21, 23-2S, 69 Fetret Devri 64, 82-83, 128 Fezleke (Fezleketü 't-Tevarih, Katib Çelebi) 1 9S, 203 Fırat Nehri 15 Firdevsi-i Rumi 65 Kutbname 6S Foça 267, 323 - Deniz Savaşı 270, 272 - Yakası 269 Forum Tauri 99 Franklar Burcu 81 Galata 10, 1 14, 1 39, 1 72, 248 garlbler 9S, 148, l SO sağ garibler 1 S O sol garibier 1 S O Garp Ocakları (Trablus, Tunus ve Cezayir) 16, 267, 272-73 gaza 6 1 , 64, 66-67, 1 50, 230, 3 1 1 , 325 Gazali S3, 92, 241 Kimya-yi Sa'adet S3

DiZiN 499

Gazanfer Ağa (Kapıağası/Babussaade ağası) 30-3 1 Gazavlitnlime 8 1 Gazi Hüseyin Paşa (veziriazam) 7 1 , 325 gazilik 6 1 Gelibolu 3 1 2 gılman 9 1 -92 Giraylar 1 5 Girit 1 3 7, 252-53, 264, 266-67, 272, 278, 2 8 1 , 284, 298, 3 1 0, 3 1 5-16, 320-27, 329, 334 - Savaşı ( 1 645- 1 669) 4, 1 1 , 1 14, 25 1 52, 282, 3 14-15, 320-26 Giuseppe Delfino 326 gulamiye 265, 303 gurfe 289 gümüş akça 4, 64, 1 24, 1 30, 250 Gündüz Alp 63 Gürcistan 15, 22, 1 97 Gürcü(ler) 223, 295 Gürcü Abdünnebi 264, 267-69, 303 Ayaklanması 264-67 Gürcü Ahmed Paşa 1 90, 297 Gürcü Mehmed Paşa (veziriazam) 70-71 , 1 82, 294-99, 342 Gürcü Paşa bkz. Gürcü Mehmed Paşa Güzelce Ali Paşa (veziriazam) 70 -

Habsburglar 1 1 , 1 3 , 329 Hacı Bektaş 1 3 7, 139, 229 Hadım Hasan Paşa (veziriazam) 69, 105 Hadice Mahiruze 51, 1 04 Hadlee Sultan (I. Mustafa'nın validesi) 1 82 Hadice Turhan Sultan (IV. Mehmed'in validesi) 5 1 , 1 04, 257, 259, 286, 291 Turhan Sultan 4, 51, 77, 1 06, 240, 257, 260, 268, 271 , 274, 278-80, 286-8 8, 291 -95, 298-301, 304, 309-10, 3 12-15, 3 1 8, 325, 329, 34 1 , 343 hadis 66, 220, 229-30, 237, 24 1 Hafız Ahmed Paşa (veziriazam) 70, 149, 1 79, 1 9 6-200, 204-205, 207-208, 2 1 7 Hafız Mehmed Paşa (veziriazam) 70 Hafsa Hatun (Kanuni Sultan Süleyman'ın validesi ) 1 03-104 Hain Ahmed Paşa (Mısır valisi) 66 Haleb 154, 197, 201, 217, 247, 301, 305, 309 Halil (1. Murad'ın kardeşi) 79 Halil Ağa (yeniçeri ağası) 1 05, 1 99 Halil Paşa (veziriazam) 70, 149, 200-201

halvet-i has 90 Halveti zaviyeleri 230 Halveriler 1 70, 1 82, 2 1 9, 23 1-32, 24 1 Halvetilik 23 1 Halvetiye tarikatı 230 Hamidiye sancağı 109 Hamza Efendi (reisülküttab) 1 8 3 Hanbeli mezhebi 230, 234, 236-37, 239 Handan Sultan (I. Ahmed'in validesi) 5 1 , 86, 1 04, 273 Hanefi 235, 237-38, 260 Hanya 323-24, 326 - Kalesi 321 - kuşatması 252, 320-2 1 - limanı 322, 324 Hanzade Sultan (Sultan İbrahim'in kız kar­ deşi) 257 haracgüzar eyaletler 1 S Harem 35, 60, 99, 1 0 1 - 1 02, 1 04- 1 1 0, 1 67, 1 70, 1 79, ı 87, 246, 252, 26 1 , 287, 29 1 , 296-98, 308, 3 1 4, 3 1 7- 1 8 ayrıca bkz. Harem-i Hümayun Haremeyn Evkafı 108-10, 124, 1 99-200, 2 1 2- 1 3 , 2 1 6, 332-33 Haremeyn Hazinesi 1 1 0 Harem-i Hümayun 1 00, 1 04, 108, 1 56, 241 ayrıca bkz. Harem baş-kapı gulamları daireleri 1 0 1 cariyeler 47, 4 9 , 76, 86, 92-93, 99-1 00, 103-1 09, 139, 1 70-7 1 , 1 75, 1 83, 245-46, 257, 259, 271, 273, 287 Cariyeler Dairesi 1 01 darussaade ağası (kızlar ağası) 3, 25, 49, 5 1 , 56, 59, 1 0 1 - 1 02, 1 04-106, 108-1 09-1 1 , 1 67, 1 69, 171, 1 74, 1 79, 242-43, 252, 254, 273-74, 287, 2 9 1 -98, 300-302, 304, 306, 308-309, 3 14-15, 3 1 7- 1 8, 320, 343 darussaade dairesi 1 Ol Eczahane Meydanı 1 0 1 harem ağaları 1 0 1 - 1 02, 239, 262-63 hasekiler 47, 86, 99-1 00, 1 03, 1 05, 1 09, 1 3 3-36, 1 78, 245-46, 255, 257, 273, 291, 302-304 has-oda 1 02, 238, 259, 263, 288, 300301 hazine 5 4 , 74, 1 0 1 - 1 02, 1 1 1 , 1 30, 142, 147, 1 56, 1 84, 249, 25 1 -52, 279, 292, 306, 3 1 5, 3 1 7- 1 8 , 329, 3 3 1 , 342

500

DEVLET-i 'AliYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - l l

Harem-i Hümayun (devamı) ikballer ı oo, ıo6 imam 72, 1 36, 237-3 8 kadın efendiler ı oo, ı03 Kadın Efendiler Dairesi ıoı katib-i kebir ı o2 katib-i sagir ı o2 kethüda 3 ı , 76-78, 1 02, 1 07, 1 3 5 , ı 50, 1 7 1 , ı 94, 239, 267, 294-95 kethüda-i sagir 1 02 Kuşhane mutfağı 1 0 1 muallimhane-i kebir 1 02 muallimhane-i sagir 1 02 odalar 1 6 8 , 289 Ser-gılaman-i bab (kapıcılar-başı) 1 02 şehzadeler 49-52 Üçüncü Yer 1 0 1 viiiide sultan 3, 9, 46-47, 49, 5 ı -52, 54-57, 59-60, 77, 99-1 03, ı o511, 1 1 6, 1 30, ı49, ı 66, ı 83, 202, 2 1 6, 225, 227, 243, 248 , 250, 252, 256-57, 259, 269-71, 273-74, 286, 29ı-93, 297, 308, 3ı5, 3 ı 7, 34ı -43 yatak odaları ı o ı Harezm 67 - ham 67 Haric Medresesi 248 Harmanlı 32 has 9, 46, 84, ıo9, ı55, 259, 267 Hasan (1. Ahmed'in oğlu) 225 Hasan Beyzade (reisülküttab) 3 1 , 33, 35 - Tarihi 3 ı Hasan Efendi (ulema) 255 Hasan Halife (yeniçeri ağası) 1 9 1 , 204, 206, 209 Hasan Paşa (Bosna valisi) 20 Hasan-kalesi 224 has-bağçe 89, 94, 1 1 ı - 1 2, 22 ı , 224 Haseki Mehmed Paşa 343 haseki(ier) 47, 86, 99-ı oo, 103, 1 05, 109, 1 33-36, ı78, 245-46, 255, 257, 273, 2 9 ı , 302-304 has-oda 1 02, 238, 259, 263, 288, 300-30 1 hassa alayı ı 4 8 hassa birlikleri 127 hassa ordusu 1 27 hastalar ustası ı 07 hatt-i hümayfın 25-26, 33, 43, 45, 6 ı , 73, 75, ı 85, 2 ı 1 , 2 ı 5 , 225, 248 , 262, 266, 279, 283, 285, 296-99, 307, 3 ı 0, 3 ı 3 hatt-İ şerif 200

hatun 9, 47, 56, 103, 1 07, 1 73, ı78, 1 82, 287 Haydar Paşa (Yemen valisi) 1 90 Haydar-Ağazade (kapudan) 325 hazinedar kethüdası ı 02 hazinedar usta ı 06-ı 07 hazinedar-ağa 108 hazinedar-ağa odası ı o 1 hazinedar-başı 9 5 , 1 02 Hezarfen Hüseyin 5 ı , ı49-5 1 Hezarpare Ahmed Paşa (veziriazarn) 70, 253-55 Hıristiyan 1 1 5, 123, 125, 144-46, ı 98, 208, 223, 322, 329 - devletler 20, 67, 325 Hırka-yi Şerife 263 Hırsova 21 Hırvatistan 20 Hırva dar 1 4 5 hilafet-i kübra 66-67 Hind Müslümanları 67 Hindistan 227 Hint 53, 3 ı 8 Hint Okyanusu 234 Hisnıkeyfa (Hasankeyf) 1 9 6 Hoca Ömer Efendi bkz. Ömer Efendi Hoca Sa'deddin Efendi (şeyhülislam) 57, 76, ı 69, 299 Hoca-zade Mes'fıd Efendi (Anadolu ka­ dıaskeri) 1 1 1 , 296-97, 3 1 8 Horasan 234 Hotin seferi ( ı 6 ı 8- ı 622) ı 67-68 , 1 73, 1 76, 1 9 3 Hurrem Sultan 55, 9 9 , 1 0 ı , 1 04, ı 07, 274 hutbe 6 1 , 64, ı 75, 239 Hümaşah Sultan 257 Hünkar Dairesi 107 Hüseyin Baykara 95 Hüseyin Efendi (rnüneccim-başı) 76, 27778, 280 Hüseyin Efendi (Orta-Camii vaizi) 239, 3 1 0 Hüseyin Halife (sipahi zorbası) 3 1 Hüseyin Hezarfen bkz. Hezarfen Hüseyin Hüseyin Paşa (veziriazam) 1 72-74 Hüseyin Tugi 1 67, 1 75-78, 1 83-84 İbretnüma (Musibetname) 167 Hüsrev Ağa (yeniçeri ağası) 1 05, 1 96 Hüsrev Paşa (veziriazam) 3 1 , 70, 1 05, 200205, 208-209, 2 1 9

Ilgın 75 Irak 4, 1 3 7, 142, ı 54, ı 93, 204, 234 Isna-'aşeriye 234

DiZiN 501

İbn al-'Arabi 1 1 7, 229-30 İbn Battuta 1 03 İbn Sina 230 İbn Taymiyye 230, 234, 236-39 - Siytlsetu'ş-Şer'iyye 236 İbn Zeyrek 334 İbrahim (1. Murad'ın kardeşi) 79 İbrahim (1.) (1. Ahmed'in oğlu) 3-4, 51, 8687, 1 03 - 1 04, 1 5 1 , 243-46, 255, 257, 263 İbrahim Paşa (veziriazam) 29, 224 İbrail 2 1 İbretnümtl (Musibetname) (Hüseyin Tugi) 167 ibrikdar usta 1 07 İbşir Mustafa Paşa (veziriazam) 3-4, 71, 1 09, 1 5 8 , 265, 292-94, 299, 3 0 1 - 1 3 , 3 1 5, 3 3 1 , 342 iç-hazine (Enderun) 1 02, 2 8 1 , 306 iç-oğlan(ları) 36, 50, 55, 89, 9 1 -92, 94, 1 00, 1 04, 1 24, 128, 1 37, 146, 148, 1 50, 1 56, 238, 241 , 256, 259, 261, 266, 2 8 8 , 296 İdris Ağa 190 ihtisab defterleri 14 7 ihtisab vergisi 282, 332 ikballer 1 00, 106 ilhanlı 64, 230 ilm-i kıyiife 92 ittizam 31, 1 1 0, 149, 1 99, 289 İmam Fahreddin Razi 241 İmam Kureyş 66 İmam Mehmed 1 8 9 İnceğiz 8 1 İnebahtı (Lepanto) 3 2 1 , 328, 335 İngiltere 4-5, 26, 1 1 5 İran 7, 1 9, 22, 53-54, 6 1 , 63, 65, 89, 1 3 7, 1 57, 1 6 1 , 1 9 6-97, 201 -204, 2 1 4, 2 1 61 7, 2 1 9 , 222-27, 233-34, 277 - cephesi 4, 3 1 - monarşisi 5 5 İran Safavi 65 İsa Çelebi (1. Bayezid'in oğlu) 80 İskenderiye 1 67, 320 İslam 7, 20, 22, 36, 53, 56, 58-59, 6 1 , 63, 66-67, 72, 89, 1 05-1 06, 1 1 6, 1 44, 1 50, 168, 1 7 1 , 1 75, 1 84, 2 1 1 , 229-30, 23235, 238, 248, 265, 277 - hukuku 72, 232 İsmail Ağa (musahib) 287 İsmail-Geçidi 21 İsmeti Efendi 3 1 2

İspanya 3 7 , 3 2 1 İspanyol İstiliisı 66-67 İstanbul 8 , 10, 12-13, 16, 1 9-22, 24-26, 29-30, 32, 35-36, 54, 6 1 , 65-66, 7377, 8 1 , 85, 94, 99, 1 06, 1 1 0, 1 12-14, 1 1 6- 1 7, 123-25, 128-29, 1 34, 1 3 6-37, 1 42, 145-47, 149, 1 5 1 , 1 55, 1 5 8 , 1 6 8, 1 70-72, 1 79-80, 1 89-90, 1 92, 1 94202, 205, 209- 10, 214, 2 1 6-2 1 , 22327, 230-3 1 , 236, 240, 242-44, 247-48, 252-55, 257, 259, 261 -62, 264, 26770, 274, 278, 282, 290, 292, 297, 300, 302-1 1 , 3 1 3, 3 1 6, 3 1 9-29, 333-34, 336-38, 342-73 Büyük İstanbul Yangını 2 1 7- 1 8 - Boğazı 1 2 , 208, 333, 337 - Üniversitesi 1 72 - kuşatması ( 1453) 6 1 , 8 1 , 128, 1 3 6 İstanbul Boğazı 1 2 , 2 0 8 , 3 3 3 , 3 3 7 İstolni-Belgrad 2 0 , 29-30 işret meclisleri 46, 89, 93, 95, 2 1 8 , 236, 279 İzmir 273, 282, 320 - limanı 1 14, 273 İzmit 247, 306 İznik 1 03, 145, 229, 305, 342 Kabe 169 kadıasker(ler) 23-24, 32-33, 36, 72, 1 141 5 , 1 34, 1 3 8 , 1 7 1 , 1 76, 1 79, 1 82-83, 206-207, 215, 256, 259, 26 1 -63, 283, 296-97, 299, 3 0 1 , 3 1 2 kadın efendiler 1 00, 103 Kadın Efendiler Dairesi 1 0 1 Kadızade Mehrned Efendi 74, 207, 2 1 1 , 2 1 8-19, 234-36 Tacu'r-Restıil fi Menahici'l- Vesai/ 136 Kadızadeli 1 1 5, 1 1 7, 1 70, 206-207, 2 1 8 , 236-42, 250 Kadızadeli Üstüvani Efendi 241 Kadızadeliler 241 , 1 1 6- 1 7, 1 62, 229-30, 234-42 Kafes 49, 60, 76, 108, 1 1 1 , 1 50, 1 62, 1 83 , 1 87, 1 95, 225, 243-44, 246, 250 kafes yöntemi 3, 47, 54, 60, 85, 1 02, 1 06, 209, 225, 252 Kafkasya l l Kahice 66, 124, 232 kahve 74, 9 1-92, 95, 2 1 8 , 237 kahvehane(ler) 24-25, 94-95, 2 1 7- 1 8 - in kapatılması 24, 2 1 8

502

DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

kahya bey 75 kaimmakam (vekil-i saltanat) 32, 34-3543, 76, 108, l l l , 149, 1 66, 1 70, 1 8 8, 1 90, 214, 224-25, 227, 260, 271, 291, 293, 304-306 Kalegis 324 Kalender-oğlu 1 74 Kalender isyanı ( 1 527) 233 Kalenderi(ler) 229, 23 1 Karname Kilisesi 220 Kamaniçe 1 3 7 Kandehar 227 Kandiye 272, 322, 325 - Kalesi 322 - kuşatması 322-24 Kanija 29-30, 1 3 7, 344 - kalesi 29 - savunması 30 Kaosu Bek (Yemen beylerbeyi) 1 90 kanlın-i kadim 45, 1 63, 1 76, 225 Kanuni Sultan Süleyman 5, 7, 8, 15, 1 9, 4446, 55, 59, 63, 65, 66, 72, 84, 85, 94, 99, 1 0 1 , 1 03, 1 04, 129, 1 36, 1 47, 1 6 1 , 1 62, 169, 2 1 8 , 235, 265, 274, 282 kanunname(ler) 45, 60, 83, 1 6 1 -62 Fatih Kanunnamesi 44, 56, 80, 82-84, 165 Kanunname-i Cedld (L Ahmed ) 1 62 1 676 Kanunnamesi 1 3 3 kapıağası bkz. babussaade ağası kapıbaşı(lar) 1 9 9 kapıcıbaşı 1 72 kapıcılar 1 02, 129, 1 3 8 , 1 70, 266, 285 kapıkulları 24, 30, 34, 73, 1 1 1 , 123-24, 1 27-29, 146, 148, 1 50-5 1 , 1 67, 1 74, 1 79-8 1 , 1 8 8 , 1 94-95, 1 98-201 , 2 1 1 , 2 1 8 - 1 9, 249, 264, 279, 3 1 0 kapıkulu sİpahi bölükleri 124, 1 67, 1 9 8 , 2 1 3-14, 264 Kapudan Ali Paşa 178, 269, 272, 326 kapurlan-i derya 67, 272, 2 8 1 , 321, 323, 326-27 Kara (Lala) Mustafa Paşa 3 , 12, 72, 76, 243, 246-49, 2 6 1 , 322 Kara Ali (cellad) 1 72, 262-63 Kara Çavuş 2 8 1 , 286, 290 Kara Çelebizade bkz. Karaçelebizade Ab­ dülaziz Efendi Kara Davud Paşa (veziriazam) 70, 1 74-75, 1 79, 1 82 Kara Mehmed Paşa (veziriazam) 70

Kara Murad Paşa (veziriazam) 70-71 , 25354, 269-70, 272, 278-79, 286, 325 Kara Mustafa Paşa (veziriazam) 3, 12, 70, 76, 243, 246-49, 2 6 1 , 322 Karaçelebizade Abdülaziz Efendi (şeyhü­ lislam) 1 1 3- 1 6, 2 1 9, 258-60, 262-64, 267, 270-73, 283-86, 290, 328, 3 3 1 39 Ravzatü'l-Ebrar Zeyli 1 14, 267, 270, 283-84 Karaçelebizade Koca Mehmed Efendi 207 Karadeniz 1 1 - 1 3 , 21, 65 Kuzey-Karadeniz ll, 13 Karaman 1 95, 320 Karamani Mehmed Paşa (veziriazam) 83, 113 Kara-Musa Paşa (veziriazam) 70 Kara-Yazıcı (Celali reisi) 29-30, 33-34 - isyanı [Anadolu'da] 26 kardeş katli 79-84, 86-87, 166, 1 77, 209, 225 Karlofça Barış Andaşması 7 1 , 345 Kars 3 1 , 224 Kasım (L Ahmed'in oğlu) 225-26 Kasım Ağa bkz. Mimar Koca Kasım Ağa Kasım Paşa (veziriazam) 60 Katırcıoğlu 268 Katib Çelebi 4, 153, 1 62, 1 95, 203, 2373 8 , 249, 302 Fezleke (Fezleketü't-Tevarih) 1 95, 203 Mlzôn 237-38 katibe usta 107 Kavala Şahin 64 Kavanln-i Al-i Osman der Hulasa-i Meza­ rnin-i Defter-i Divan (Ayni Ali Efendi) 153 Kavanln-i Yeniçeriyan 128, 143-47, 1 6 1 -62 Kaya Sultan (IV. Murad'ın kızı) 257, 2 8 1 Kaygusuz Abdal 229, 232 Kayseri 1 94-96, 221 Kayserili Emirşeyh 22 1 Kaz Dağı 1 9 8 Kazaklar 1 1 -12, 2 1 , 90, 1 3 7, 1 97, 208, 223, 328 Dinyeper Kazakları l l Don Kazakları l l Terek Kazakları l l Kazan 67 kefalya (kavala) 64 Kefe 1 3 7, 197 Kemankeş Kara Ali Paşa (veziriazam) 70, 1 83-84, 1 87, 1 92-93

DiZiN 503

Kemankeş Kara Mustafa Paşa (veziriazam) 70 Kenan Paşa (kapudan-i derya) 295, 327-28 Kepez Burnu 337 Keşiş Dağı (Uludağ) 332 kethüda kadın 107 kethüda-bey 78, 128, 1 34-35, 1 3 7-38, 269, 278-80, 284, 290, 296, 3 1 6, 334 Kıbns 106, 1 1 3 , 253, 295, 321, 3 3 1 , 337 Kılavuz Yusuf Paşa ( Maraş beylerbeyi) 1 94 Kırım 12-13, 1 5, 59, 203, 248 - Hanlığı 12-13, 1 5, 1 97 Kırşehir 230 Kızılbaş-Alevi Türkmenler 6, 233 Kızılbaşlar 65, 227, 233-34 kızlarağası bkz. darussaade ağası kiler ağası 1 08 Kilidülbahr/Kilidü'l-bahr (Eceabat) Kalesi 328, 337 Kimya-yi Sa'adet ( Gazali) 53 Kira (Yahudi kethüda) 3 1 , 149 Kirmasti 283 Kitab-i Müstetab 44, 155, 1 62-63, 222 Klis 324, 333 Koca Ali (cellad) 224 Koca Kasım Ağa bkz. Mimar Koca Kasım Ağa Koca Kenan Paşa 29 S Koca Muslihiddin Ağa (yeniçeri ağası) 254, 256-5 8, 269 Koca Sinan Paşa (veziriazam) 1 9-25, 69, 133 - nın telhisleri 24 Koçi Bey 4, 32, 73, 78, 1 55, 1 62, 208, 222, 236 Risale 222 - telhisleri 27, 78 kollukcu 24, 1 30, 146 Konstantinopolis 8 1 Konya 58, 137, 1 95, 223, 230, 232, 268, 303 Korkut (Il. Bayezid'in oğlu) 58, 92 Kosova 79, 1 4 1 köle(ler) 9 0 , 9 2 , 148, 295 Köprü 305, 3 1 5 , 342 Köprülü Mehmed Paşa (veziriazam) 4, 9, 71, 73, 75, 77, 1 09, 1 33, 1 3 8 , 1 54, 1 62, 242, 2 9 1 , 294-95, 299, 305, 3 1 5, 320, 329, 338, 341 -42, 344 Köprülüler 4, 5 1 , 75, 1 83, 242 Köse Mehmed Ağa (yeniçeri ağası) 2 1 6 Kösem Sultan (1. Ahmed'in baş-hasekisi, IV. Murad ve I. İbrahim'in validesi) 4, 5 1 , 57, 76-77, 86-87, 1 04-106, 108,

l l l , 1 1 3-14, 1 1 6, 1 30-3 1 , 1 5 9-274, 277-95, 301, 3 14, 324, 329, 337, 341 Kudüs 220 - Karname Kilisesi 220 kul-kethüdalığı 77 kul-kethüdası 133, 239, 3 1 1 kul mevacibi 4 , 308, 3 14-15, 3 1 7 Kumkapı 146 Kur'an 96, 1 74, 212, 230, 234, 237, 24 1 , 262, 307 Kureyş kabilesi 66 Kurşunlu-Mahzen 1 3 9 Kuşhane mutfağı 1 0 1 Kutadgu Bilig (Yusuf Has Hacib) 53, 64 Kutbname (Firdevsi-i Rumi) 65 Kuyucu Murad Paşa (veziriazam) 70, 15355, 1 6 1 , 302 Kuzey Afrika 67 - Arap ülkeleri 66-67 Küçük Mustafa (Il. Murad'ın kardeşi ) 83 Küçük Oda 108 - ağası 108 Kürd Mehmed Efendi 241 -42, 309- 1 3 Kürd(ler) 125, 145-46, 1 50, 1 95, 24 1 kürekçi 8, 1 5 8 , 325, 328 Kütahya 268, 305, 342 küttab 43-44, 89, 1 55-56

Lala Mehmed Paşa (veziriazam) 69-70 Lala Süleyman Ağa bkz. Süleyman Ağa (baş-lala) Lami'i 89, 9 1 Leta'if 89, 9 1 layiha(lar) 8, 26-27, 45-46, 1 76, 208, 236 ısiahat layihası 53-54, 73, 78 Koçi Bey'in layihalan 236 layihacılar 5, 7, 9-10, 26, 78, 155, 1 63, 222 Leh küffan 2 1 Leh seferi ( 1 634 ) 1 2 Lehce-i Osmani (Ahmed Vefik Paşa) 8 2 Lehistan 1 1 , 20, 87 - seferi 87, 321 Lello, Henry (İngiliz elçisi) 31 Leonarda Mocenigo 324 Leta'if (Lami'i) 89, 9 1 Levend 6, 8-9, 67, 1 24, 1 57-5 8, 1 94-96, 200, 268, 283, 302-303, 307, 3 1 0, 327, 334 Limni 1 06, 25 1 , 3 1 9-20, 329, 335, 338, 343 lojistik 1 4 1 -42

504 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR -

Luristan 203 Lfıtfi Paşa (veziriazam) 67 Lübnan 15 Macar seferi ( 1 593) 29, 32, 133 Macaristan 26, 29-3 1 , 80, 142, 1 54, 329 - seferi ( 1 60 1 - 1 606) 29 Yukarı-Macaristan 321 Macaristan cephesi 4, 29 Macarlar 21, 145, 321 Maçin 21 Mahficuz Sultan (I. Ahmed'in hasekisi) 86 Mahmud ( Çelebi Mehmed'in oğlu) 80 Mahmud (lll. Mehmed'in şehzadesi) 31 Mahmud Paşa (kaymakam, şeyhülislam) 32, 34-35 Mahpeyker Kösem bkz. Kösem Sultan Mahpeyker Sultan bkz. Kösem Sultan mali bunalım 4, 27, 1 02, 123, 233, 253, 284, 305, 3 14-15, 327, 342 maliye ( bab-i defteri, defterdarlık) 29, 43, 1 24, 156, 1 70, 207, 209, 214-15, 26 1 , 264, 279-80, 295-99, 306, 308, 3 1 3 , 325, 3 3 1 -32, 3 3 8 Malkara 2 3 , 292, 294, 344 Malkoçoğlu Ali Paşa (veziriazam) 69 Malta 252, 320-2 1 , 323, 325, 327, 335 Maltepe 1 79, 307 Manisa ovası 1 9 8 Manisa sancağı 6 0 Mara Sultan (II. Murad'ın eşi) 1 0 3 Maraş 1 94 Marco Bembo (Venedik donanınası amirali) 328 Marmara 99 Mathias 29-30 meclis-i has 90 meclis-i işret 90 Medine 63, 66-67, 74, 108-109 - Şerifliği 16 Mehmed Birgivi 234-38, 241 Tarikat-i Muhammediye 235 Vasiyetname 235 Mehmed Çelebi (Galata kadısı) 10, 84 Mehmed Esedullah Efendi (şeyhülislam) 178 Mehmed Fenari bkz. Fenari Mehmed Giray 1 97 Mehmed Han 1 76 Mehmed Halife 329 Tarih-i Gılmani 329

ll

Mehmed (II. ) (Fatih Sultan Mehmed) 32, 44, 64, 80-8 1 , 1 04, 128, 1 37, 143, 216, 23 1 , 338 Kanunnamesi 44, 56, 82-84, 1 65 Mehmed (lll.) 26-27, 3 1 , 44, 49-5 1 , 5 8, 60, 75, 85-86, 1 04- 105, 108, 1 6 1 , 273 Egri seferi ( 1 596) 1 0 8 Mehmed (IV. ) 3, 49-5 1 , 6 1 , 73, 8 7 , 1 04, 1 1 3-14, 1 1 6, 142, 240, 244, 25 1 , 25960, 262, 264-65, 267, 270, 274, 2 8 1 , 286-87, 291, 295, 324, 341 Mehmed Paşa (Anadolu beylerbeyi) 2 1 7 Mehmed Paşa (Mısır valisi) 296 Mehmed Paşa (Rumeli beylerbeyi) 30 Mekke 59, 63, 66-67, 74, 1 0 8 - 1 0, 1 68, 1 8 8-90, 252-53 - Şerifliği 1 6 Melek Ahmed Paşa (veziriazam) 70, 27986, 292, 3 0 1 -302, 304-305, 308, 325, 333 Meleki Harun 287, 301, 3 1 8 Meleki Kadın 305 Meleki Usta 334 Memekzade Efendi (şeyhülislam) 3 1 8 Mercan Ağa 3 0 1 , 304 Mercan Çarşısı 289 - Viiiide Hanı 289 Mere Hüseyin Paşa (veziriazam) 70, 1 79, 1 8 1-83 meşveret meclisi 30, 45, 201, 2 1 1 - 1 5 , 247, 262, 268-69, 296-97, 299, 325, 343 mevacib 25, 30, 1 07, 1 2 1 , 1 23, 1 55, 2 1 7, 246, 249, 300, 3 1 5- 1 7 asker meviicibi 4, 2 9 8 kul mevacibi 4, 308, 3 14-15, 3 1 7 - defterleri 1 24 Mevkufati Mehmed Efendi 292, 308 Mevlana Celaleddin 223, 230, 235, 248 Mevlana Şemseddin Muhammed al-Fenari bkz. Fenari Mevlevi Sakib Dede 236 Mevlevi 230, 232, 235 Mevlevilik 230-3 1 Mevlevihane 230-3 1 Mevleviyye tarikatı 230 meyhane(ler) 94-95, 1 1 7, 168, 1 74, 1 76, 2 1 7 - in kapatılması 24, 74, 2 1 8 Mezopotamya 2 77 - monarşisi 55 Mısır 1 5 - 1 6 , 64, 66, 95, 1 05-1 06, 1 67-6 8, 1 88-90, 1 92-93, 232, 247, 252-53,

DIZiN 505

267, 280, 282, 292-94, 296, 3 1 6, 320, 323, 326 Midilli 1 1 6, 1 24, 323, 327 Midilli seferi 65 Mihal (Eflak voyvodası) 20-23 Mihaliç 283 Mihrihan kalesi 203 Milano 55 Mimar Koca Kasım Ağa 76-77, 294-95, 3 1 5, 341-43 mirahur(lar) 1 4 1 , 254-55, 343 miralem 199 mir-i meclis 90 miri (toprak) 8 Mizan (Katib Çelebi) 237-3 8 Mogol İlhanlı Devleti 64 Mogolca 63 Mogollar 82, 141, 1 66, 229-30, 234 Moha 1 90 Molla Gürani 2 1 7 Molla Lutfi 232 Molla Mehmed 240-41 monarşi 54 Batı monarşisi 54 Doğu monarşisi 54 İran monarşisi 55 Mezopotamya monarşisi 55 Moralı (defterdar) 308, 3 3 1 Morosini (Venedik donanmasının amiralil 326-27 Moskof Devleti l l , 2 1 , 67 möhr-i hümayfın 36, 57, 294, 301, 344 möhr-i şerif 43, 3 12, 3 14- 15, 3 1 8, 343 möhr-i vekaleti 286 Mudanya 145 Muhyiddin al-'Arabi 237 mukata'a 1 99, 2 14- 1 5, 332 Murad (III.) 44, 46-47, 50-5 1 , 56-58, 60, 73, 76, 85-86, 1 04-105, 1 07, 1 1 0, 1 6 1 , 2 1 8 , 273 Murad (IV. ) 3, 8 , 12, 50-5 1 , 58, 6 1 , 74-75, 78, 86-87, 1 04, 108, 1 1 3, 1 3 1 , 1 5 1 , 1 84-85, 1 8 7-227, 230, 233, 235-37, 243-44, 246, 249-50, 2 61 -62, 265, 267 IV. İran seferi 2 1 6 Bagdad seferi 1 97-200, 203, 215, 226, 244 Büyük İstanbul yangını 2 1 7- 1 8 kahvehanelerin kapatılması 24, 2 1 8 Leh seferi ( 1 634) 1 2 Revan Seferi ( 1 635) 8, 2 1 9-24, 226, 244

tütün yasağı 74, 1 1 5, 2 1 7- 1 9 Murad Paşa (kapudan-i derya) 326 Murtaza Paşa 1 94, 208 Musa Çelebi (1. Bayezid'in oğlu) 80-8 1 , 84 Musa Çelebi (IV. Murad'ın musahibi) 204, 209- 1 0 Musa Efendi (hekimbaşı) 1 76 Musahib Ağa 1 09 Muslihiddin Ağa bkz. Koca Muslihiddin Ağa Mustafa (Fatih Sultan Mehmed'in oğh ı, Konya valisi) 5 8 Mustafa (Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu) 84 Mustafa Ağa (darussaade ağası) 1 1 0 Mustafa Ağa (sipahi ağası) 1 72 Mustafa Ali 3 1 , 44, 53, 89-90, 92-95 Nushatu's-Selatin 53 Mustafa Çelebi (1. Bayezid'in oğlu) 209 Mustafa (I.) (1. Ahmed'in kardeşi) 3, 49-5 1 , 8 6 , 1 1 3, 125, 1 62, 1 65-66, 1 8 1 , 1 83, 1 87, 224, 244 Mustafa (Il. ) 73, 1 1 0 Mustafa Paşa (defterdar) 204, 209 Musul 1 97, 203 mülazemet 1 1 3, 200, 2 1 1 , 2 1 3 , 303 mülazim 1 99, 2 1 3 mültezim(ler) 1 1 0, 149, 1 5 1 , 1 99, 209, 214-15, 3 1 3, 3 1 6 müneccim(ler) 46, 76, 277-78, 280 müsellem(ler) 122, 125 - beylikleri 1 54 Müslüman(lar) 15, 2 1 , 66-67, 236, 240, 256-57, 332 Cezayir Müslümanları 66 Hind Müslümanları 67 - devletler 66 Orta-Asya Müslümanları 67 mütesellim 9, 109 mütevelli 1 08-109, 200 Naima 26, 1 1 5, 260, 289, 331, 335 Nakib Efendi 301 nakibü'l-eşraf 60, 1 70, 1 82, 2 1 1 , 214, 262, 3 1 2, 334 Nakkaş Ahmed Paşa (veziriazam) 85 Nakkaş Osman 94 nakkaş(lar) 94-95 Nakşa (Naksos) Adası 284 Nakşbendi(ler) 75, 232 Nakşbendilik 231 nasihatname{ler) 53-54 Nushatu's-Selatin (Mustafa Ali) 53

506 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR - ll

Nasuh Paşa (veziriazam) 70 Nasuh Paşazade Hüseyin 247 nedlm-musahib(ler) 44, 46, 89-90, 220, 246, 248 Neşri 79-80 nezaret 75, 1 0 8 - 1 0, 213, 271 , 309, 333 Niğde 1 94, 1 96, 268 Nilüfer Hatun (Orhan Gazi'nin eşi, I. Murad'ın validesi) 103 nişancı 59, 83, 1 34, 1 3 8 niyabet 5 2 , 1 8 8, 203, 248 nizam-i 'alem 60, 82, 84-85 Nizamülmülk 53 Siyôsetnôme 53 Nurbanu Sultan (III. Murad'ın validesi) 47, 5 1 , 1 03 - 1 04, 274 Nushatu's-Selôtin (Mustafa Ali) 53 Ocak, A.Y. 236 Ohrili Hüseyin Paşa (veziriazam) 70 Okmeydanı 1 85 Oniki İmam 234 Ordu-hazar 1 4 1 Orhan Bey 56, 64, 79, 1 0 3 , 229, 232 Orhan Çelebi (Süleyman Çelebi'nin oğlu) 8 1 -83 Orta-Asya 63, 1 1 0, 191 - hanlıkları 67 - Müslümanları 67 - Türk-Mogolları 82, 141 Orta-Avrupa 1 1 - 1 3 , 141 Orta-Camii (Yeniçeri Camii) 1 72-75, 1 82, 239, 253, 256, 3 1 0 Orta-Doğu 20, 4 3 , 73 Orta-Kapı 1 70, 205 Osman Ağa 3 1 Osman Gazi 79, 232 Osman (II. ) (1. Ahmed'in oğlu) 3-4, 50-5 1 , 86-87, 99, 1 04, 106, 1 0 8 , 125, 1 5 1 , 1 54, 1 67-80, 1 87, 1 93, 1 99, 205, 208, 2 1 7, 219, 221 , 224-25 Hotin seferi 1 67-68, 1 73, 1 76, 1 9 3 Lehistan seferi 8 7 , 3 2 1 yeniçeri ayaklanması 5 1 , 1 24, 1 3 0 Osmanlı 3-12, 15, 1 9-20, 22, 24-26, 303 1 , 37, 43-47, 51, 53-54, 56-5 8 , 606 1 , 63-67, 73-77, 80-87, 8 9, 93, 1 04, 1 06-1 07, 1 09, 1 1 7, 1 2 1 -22, 1 24-25, 1 27, 1 3 1 , 141, 148, 1 50, 153, 1 57, 1 6 1 -63, 1 66, 1 76, 1 83-84, 1 8 8, 1 9 1 , 1 96-97, 202, 2 1 1 - 14, 2 1 6, 222-23,

225-27, 229-3 8, 242, 244-45, 247-48, 250-53, 271 -72, 277-78, 282, 285, 292, 297, 300, 3 1 3 , 3 1 7, 320-29, 332, 335, 3 3 8 , 344 - Beyliği 63 - Devleti 5, 7, 12, 44, 46, 54, 57, 64, 7 1 , 80, 84-85, 125, 1 27, 1 6 1 , 1 76, 2 1 1 , 233-34, 247, 274, 321, 329, 335, 345 - donanınası 67, 297, 320, 322-23, 326-28 - İmparatorluğu 1 1 -12, 1 5 - ordusu 5 , 20, 25, 153, 1 57, 1 97, 322 - uleması 232 - ülkesi 8 , 80, 1 09, 1 62, 232-34, 238, 253, 282 Orman Baba 229 Öküz Mahmud (zorba-başı) 35 Ömer Ağa ( samsoncu-başı) 239 Ömer Efendi (ll. Osman'ın hocası) 51, 76, 1 67-69, 1 72, 1 74, 1 76 Ömer (Hz. ) 178 Ömer (şehzade) 1 78 öşür 8 özengi ağaları 1 3 3 özerk e yaletler 1 5 - 1 6 Özü 226 Parlatır, i. 82 Pasİn 223 Paşa-Kapısı bkz. Babıali paşmaklık (terlik parası) 9, 26, 1 09, 1 54, 259, 3 3 1 Patrona Halil ayaklanması 2 1 0 Pehlevice 65 pencik (beştebir) oğlanı 1 27, 144 Peşte 30 Pir Mehmed Ağa/Paşa 1 68, 1 73-74, 1 92-93 Polanya 12 Portekiz 67, 1 3 7 Poyraz Osman (zorba-başı) 35 Prag 22 Prag toplantısı ( 1 592) 20 Raab (Yanıkkale) 20, 36 Rahova 2 1 Rakoci {Erde! prensi) 3 2 1 Rami Mehmed Paşa 7 1 , 345 Ravza bkz. Ravzatü'l-Ebrôr Zeyli Ravzatü'l-Ebrôr Zeyli (Karaçelebizade Abdülaziz) 1 14, 267, 270, 283-84

DiZiN 507

Raziye Hatun 1 05 reale guruş 4 reaya 6-10, 2 1 , 46, 54-55, 74, 129, 1 5 1 , 1 54, 1 98 , 200, 212-13, 226-27, 246, 265, 280, 289, 300, 309, 3 1 1 , 3 1 6, 3 3 1 -33, 336 Receb Paşa bkz. Topa! Receb Paşa reisülküttab(lar) 3 1 , 7 1 , 75, 1 83, 240, 305, 308, 345 Resni Kalesi 322 Revan 214, 222-25 - Kalesi 223 - seferi ( 1 63 5 ) 8, 21 9-24, 226, 244 Revan Köşkü 224 Reyhan Efendi 238, 307 Ridaatu'l- Vaizin (Şeyh Sivasi) 237 rik'a (dilekçe) 46, 72, 1 05, 251, 299, 3 1 0 rikab ağaları 1 50, 1 5 5 Risale (Koçi Bey) 222 Risale-i Teberdariye fi Ahval-i Darusaade (Derviş Ahmed) 1 1 1 Rodolph (imparator) 26 Rodos 33, 244, 252, 257, 323, 336 Roma 36, 84, 99, 269 Rumeli 8, 64-65, 72, 8 0- 8 1 , 95, 103, 1 2223, 1 28-29, 1 3 7, 1 54, 200, 2 1 3 , 2 1 6 , 220, 222, 226, 234, 237, 248, 282, 289, 299, 3 1 2, 323-24, 337 - kadıaskerliği 1 14, 207, 259, 262, 283, 99 - Beylerbeyliği 216, 281, 327 Rumlar 220, 324, 326 Rus(lar) 12-13, 328 - çarı 20, 67 Rusya 1 1 - 1 2 rüşvet 20-2 1 , 25, 30-3 1 , 33, 77, 108, 1 1 01 1 , 1 1 4-15, 123, 143, 145-47, 149, 1 62, 1 98-99, 206-207, 212, 220-2 1 , 224, 237, 240, 246, 248, 250-5 1 , 25455, 257, 260-6 1 , 266-67, 270, 272, 278, 280, 292-94, 298-301 , 303-304, 308, 3 1 9, 332-33, 342, 344 Rycaut, P. 93 Saçlı Mehmed Paşa 3 3 8 Sadreddin Konevi 232 Safiye Sultan (III. Mehmed'in validesi) 4, 2 1 , 24-26, 30-3 1 , 47, 5 1 , 57, 86, 1 04105, 1 0 8 , 273-74 Safiye-Kira yolsuzlukları 3 1 sahibü's-seyf 4 , 1 53-54, 299, 302, 3 1 3

sağ akça 2 3 , 3 1 5 Sakaoğlu, N . 178 Sakarya 75, 226 Sakız 250, 282, 322-23, 325 Sakiname 92 Salih Paşa (veziriazam) 70, 261 saltanat verilseti 60, 64, 79, 85-87, 1 25, 1 65-66, 1 77, 244 salyaneli eyaJetler 1 6 Samsun 201, 203 San'a 1 90 sancak(lar) 9, 26, 49, 5 1 , 5 8 , 60, 85, 1 09, 1 44, 1 54, 20 1 , 246, 268, 336 Sancak-i Şerif 236, 290 Sanevber 1 83 Saraçhane 1 77 Sarayburnu (Akropolis) 99 Sara-yi Amire 248 Sara-yi Hümayfın 36, 43, 61, 89, 97- 1 1 7, 1 3 7, 307, 3 1 1 Sarhoş Selim bkz. Selim II Sarhoş İsmail 278 Sarı Katib 1 1 5 Sarı Mehmed (sekbanbaşı) 1 9 8 Sarıgüzel 2 1 7 Saruhan 320 Savcı (1. Murad'ın oğlu) 79 Sefer Paşa (Karaman valisi) 195 segmenler 129 Sehrab Ağa (mirahur) 343 sekban-sarıca bölüğü (bölükleri) 6, 8-9, 123, 125, 129, 1 57-58, 1 68, 302, 30913 Selamlık 1 3 8 selamlık merasimi 1 3 8 Selaniki 20-2 1 , 44 Seliitin Evkafı 1 09-1 1 , 200, 309 Selçuklu 230 Anadolu Selçukluları 65-66 - sultanları 64, 66, 248 Selim (1.) (Yavuz Sultan Selim) 15, 5 8 , 63, 65-66, 72, 84, 129, 1 69, 1 75, 2 1 7, 234 Selim (Il.) 44, 46, 58, 85, 1 04, 1 0 8 Selim (III.) 74, 1 45 sema' 235, 237, 240-41 Sened-i İttifak 212 Seydişehirli Kurt Ağa 77 seyyid(ler) 60, 1 70, 1 82, 214, 3 0 1 , 334 Sırça-Saray (Çinili Köşk) 22 1 , 226 Sigetvar 3 0 - seferi ( 1 566) 1 3 3

508 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR -

sikke 60-6 1 , 80 gümüş sikke 64 sikke-i padişahi 314 Silahdar Paşa 249 silahdar(lar) 23, 1 05, 148, 1 50-5 1 , 1 90 - ağası 1 47, 1 50, 2 1 5 , 220 Silistre 2 1 Sinan Paşa bkz. Koca Sinan Paşa Sinan Paşa Köşkü 2 1 1 , 2 1 3 - 1 4 sipahi(ler) 9, 23, 30-35, 5 7 , 9 5 , 122, 1 2425, 1 30, 148-5 1 , 1 54, 1 5 7, 1 67-6 8 , 1 70-75, 1 79, 1 82-83, 1 8 8 , 1 90, 1 92, 1 98-99, 205, 212- 1 7, 222-23, 225, 236, 249, 264-68 , 297-98, 3 1 0, 3 1 21 3, 3 1 5 - 1 7, 3 1 9-20, 322, 324, 335 - ağaları 30, 1 84, 2 1 5, 298 altı-bölük sİpahiler 1 22-24, 1 29, 1 4 75 1 , 155, 1 84, 1 64, 309 - ayaklanması 23, 30, 35, 1 5 1 , 1 92, 225, 264-65, 3 1 5, 3 1 9 - baş-baki ıso, 308 - bölükleri 57, 1 24-25, 1 48-50, 1 67, 1 79, 1 82, 1 98 , 2 1 3-14, 249, 26466, 268, 279, 297-98, 307, 322 kapıkulu sİpahi bölükleri 124, 1 67, 1 9 8 , 2 1 3-14, 264 sağ ulUfeciler 150 sol ulUfeciler 148, 150 - subaşı 64, 1 30, 150 yeniçeri-sİpahi rekabeti 35, 124 Sitti Hatun 1 04 Sivas 1 93-96, 223 Sivasller 24 1 siyasetname(ler) 53, 56 Kimya-yi Sa'adet (Gazali) 53 Kutadgu Bilig (Yusuf Has Hacib) 53, 64 Siyasetname (Nizamülmülk) 53 Siyasetu'ş-Şer'iyye (İbn Taymiyye) 236 Siyavuş Paşa ( veziriazam) 69-7 1 , 1 1 1 , 2 8 1 , 2 8 6 , 2 89-90, 292-94, 297, 3 0 1 , 3 1 8, 327, 333-35 Sofu Mehmed Paşa (veziri:izam) 3, 70, 1 66, 253-54, 2 6 1-62, 264-70, 272-73, 278, 324 solaklar 129, 1 35, 167 Spalato 323 Strymon ırmağı 81 subaşı(lar) 64, 130, 1 50 Suda Kalesi 322 Suda limanı 322 siifi(ler) 89, 1 1 5, 240, 242

ll

Sultan Ahmed Camii 209, 25 1 , 265-68 Sultan Ahmed Türbesi 243 Sultan Selim 2 1 7 sultan unvaniarı 64-65, 1 03, 259 alp 63 bey ( beg veya emir) 63-64, 80, 1 5 0 gazi 63-64, 1 6 8 hadimü'l-haremeyni'ş-şerlfeyn 6 3 , 61> halife-i müsl imin 63, 66 halife-i rıly-i zemin 63, 66 han (hakan, kagan) 63, 1 65, 1 78 hüdavendigar (hünkar) 64, 1 6 7 kayser-i Rum (Roma imparatoru) 5 4, 65 kutb 65, 2 1 9 padişah 4 6 , 6 3 , 6 5 sahib-i velayet (velilik) 6 5 sultan 63-65, 1 0 3 , 1 1 0, 259 sultanu'l-a'zam 64 sultanu'l-Arab ve'l-Acem 65 sultanu'l-berreyn ve hakanu'l-bahreyn (iki karanın sultanı ve iki denizin hakanı) 65 sultanu'l-guzat (gazller sultanı) 64 sulcinu'l-guzat ve'l-mucahidin (gaziler ve mücahitler sultanı) 65 sultanu'l-mu'azzam 65 sultanu'r-Rılm (Anadolu Sultanı) 64 sultanu's-selatin 65 şehinşah 65 veli 65 Sultanzade Mehmed Paşa (veziriazam) 70 Sumatra 67 - Portekiz saldırısı 67 Sun'ullah Efendi (şeyhülislam) 3 1 , 3 3-35, 72, 1 1 3 , 149 Surnazen (Zurnazen) Mustafa Paşa (veziriazam) 7 1 , 280, 3 1 8 Südlice 3 6 Süleyman Ağa (baş-lala) 286-90 Süleyman Ağa ( darussaade ağasılkızlar ağası) 1 06, 108, l l l , 1 67, 287, 293 Süleyman Çelebi (1. Bayezici'in oğlu) 80 ay­ rıca bkz. Emir Süleyman Süleyman (ll. ) 49-50, 87, 1 04, 244 Süleyman Paşa (veziriazam) 1 05, 128, 3 1415, 3 1 7 Süleymaniye Camii 33-34, 67, 206-207, 239, 332 Sünbül Ağa (Darussaade ağası ) 252, 320 Sünni 230, 232 sürre alayı 74, 106, 1 1 0

DiZiN 509

Şah Abbas 4, 1 9, 25, 3 1 , 1 5 7, 1 92-93, 1 9697, 203, 208, 222, 230, 233-34 Şah İsmail 65, 233-34 Şahin Giray 1 97 Şahname 94 Şair Alımedi 80 şair(ler) 58, 76, 91, 1 1 6, 121 , 2 1 8, 3 1 6, 328 Şam 95, 1 09, 130, 1 3 7, 1 54, 1 67, 282, 294, 3 1 9, 342-43 Şiimizade (reisülküttab) 305 Şamiziide Mehmed 342 Şariibdar İlyas 8 3 şarap 74, 9 0 , 9 2 , 9 4 , 2 1 8 Şarihülmenarzade 2 8 6 , 3 1 2 Şecere-i Vakvakiye 3 1 8 Şehid Ali Paşa (veziriazam) 109 Şehrizor 1 54, 203-204 Şehzade Camii 2 1 7 Şehzade Mektebi 1 0 1 şehzadeler ağas ı 1 0 8 Şehzadeler Camii 285 Şekerpare (Sultan İbrahim'in musahibesi) 250 Şeriat 45, 49, 56, 58, 72, 74, 83, 1 1 5, 1 62, 1 6 8 , 1 70, 1 83-84, 2 1 8 , 229, 235, 24 1 42, 253-54, 257, 260, 3 1 0, 332 Şerif Mes'ud (Mekke şerifi) 1 90 Şeyh Abdülahad 241 Şeyh Akşemseddin 2 3 1 Şeyh Bedreddin 230, 2 3 3 , 2 3 5 , 265 Ciim i'ül-Fusuleyn 265 Şeyh Ebu'l Hasan-i Şazeli 95 Şeyh Mahmud Efendi (Nakşibendi şeyhi) 75 Şeyh Osman Efendi (Süleymaniye Camii vaizi) 239 Şeyh Safiyüddin Erdebill 65 Şeyh Sivasi Efendi (Halveti şeyhi) 1 70, 1 82, 2 1 9, 237, 239-40 Ridiiatu'l- Viiizin 237 Şeyh Şuca' 57, 76 Şeyh Veli Efendi (Fatih Camii vaizi) 2 3 8 şeyh(ler) 6, 4 4 , 4 6 , 74, 76, 89, 1 1 6, 1 7071, 1 82-83, 2 1 8-19, 226, 2 3 1 -32, 23839, 24 1 , 3 1 9 Şi'i{ler) 204, 230, 233 - Alevi 233 - İran 233 Şi'ilik 234 Isna-'aşeriye 234 Oniki İmam 234

ŞiMbeddin Paşa ( Rumeli beylerbeyi) 8 1 şikar ağaları 94 Şimşirlik 49, 107 Tabanı-yassı Mehmed Paşa (veziriazam) 70, 1 9 1 , 2 1 0, 214, 2 1 6, 224, 226 Tiicu'r-Resail (i Menahici'l- Vesai/ ( Kadıza­ de Mehmed) 236 Tagallüb-i Nisvan (Kadınlar Saltanatı) 47, 55 tagayyür ve fesad 5, 7, 73 tagşiş 3 akçada tagşiş 3 Tarhoncu Ahmed Paşa (veziriazam) 3, 7 1 , 78, 1 1 1 , 295-99, 3 0 1 , 304, 3 1 3-14, 325, 341 Tarih-i Gılmani (Mehmed Halife) 329 Tarikat-i Muhammediye (Mehmed Birgivi) 235 tarikadar 230-32, 234-35, 237-39, 241-42 Bektaşi 2 3 1 -32, 234, 239 Halvetiyye 230 Mevleviyye 230 Nakşibendi 2 3 1 Zeyniyye 2 3 0 tasavvuf 65, 1 1 7, 229, 232, 235, 237-3 8 Taşköprülüzade Ahmed 232 al-Şaka'ikü'l-Nu'maniyye 232 Tatar İmam (Ağa Camii imamı) 241 Tatar{lar) 12, 94, 1 22, 203 Tayyar Mehmed Paşa (veziriazam) 70, 1 94, 1 96, 227 Tebriz 1 9, 25, 3 1 , 223, 233 - fethi ( 1 5 84) 233 tefsir 96, 2 1 8 , 229, 235 Teke Şahkulu ayaklanması ( 1 5 1 1 ) 233 telhis 8, 24-26, 32-34, 45, 75, 1 9 1 , 290, 293, 343 - kesesi 45 - telhisci ağa 45 telhisler 5, 26-27, 45, 52, 75, 78, 86, 1 1 0, 1 87-8 8 , 1 97, 204, 222, 244-45, 265, 305 - Koca Sinan Paşa'nın telhisleri, 24 - Kösem Sultan'a telhisler 86, 1 8 8, 214, 245, 248, 255, 257, 265, 271 - Yemişci Hasan Paşa'nın telhisleri 5, 157 Temeşvar 1 54 Tercan 223 Terek ırmağı 1 1

51 0 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMAlAR - ll

Terek Kazakları 1 1 tersane gemisi 328 teşrifat 1 02, 107 tezkire(ler) 2S, 3S, 60, 1 79, 2S4, 278, 280, 2 8 7, 293, 306, 3 1 7 Tırnakcı Hasan Paşa 32 tirnar 6, 9-10, lS, 26, 93, 1 22, 129, l S 3 SS, 1 6 1 , 1 97, 222-23, 226, 247, 249 - defterleri lS 3 - dirlik sistemi 9 - sistemi S, lS, 26 timarlı sipahi(ier) S, 8, 26, 122, 129, 148, 1 S3-S4, 1 S 7, 2 1 6, 222, 268, 320 Timur 1 2 8 Timur-Kapı Halvetller Tekkesi 2 3 9 Tiryiiki Hasan Paşa 30 Tokat 80, 1 96, 201 , 208, 230 Topa! Receb Paşa (veziriazam) 70, 1 9 1 , 20S-10, 2 1 6 top-arabacıları 3 3 , 122, 1 SS topçu 33, 1 22, 129, 142, ıss, 1 94, 322 Topçular 10, 1 22 Topkapı Sarayı bkz. Yeni Saray Topkapı Sarayı Arşivi (TKSA) 4S, S2, 202, 24S, 271 , 287 Trablus 272, 30S, 3 l S , 342-43 Trablusgarb 1S, 267 Trablusşam 1 S4 Trakya 128, 14 ı Batı-Trakya 1 24 Tuna Nehri 1 S , 2 1 , 8 1 , 142 Tunus 1 S , 1 9, 22, 267, 272, 326 Turhan Sultan (IV. Mehmed'in validesi) 4, S 1 , 77, 1 06, 240, 2S7, 260, 268, 271, 274, 278-80, 286-88, 291 -9S, 298301, 304, 309-10, 3 1 2-lS, 3 1 8, 32S, 329, 341 , 343 Hadlee Turhan Sultan S l , 1 04, 2S7, 2S9, 286, 291 Tursun Fakih 232 Türk-Leh savaşı ( 1 62 1 -23) 12 Türk-Leh savaşı ( 1 672-76 ) 12 Türkmenler 6S, 1 27-28, ı4S, 1 9S-96, 22930, 234, 3 1 9 Kızılbaş Türkmenler 6 , 233 Türk-Rus savaşı ( 1 677- 8 1 ) 1 2 Türk-Tatar bozkın 12 tütün 1 1 S, 2 1 0, 218, 236-37, 239 - yasağı 74, 1 1 S, 2 1 7- 1 9 u c 16, 64, 8 1 , 230 - beyleri 8 1

Ukrayna-Kazaklar mücadelesi l l ulemii 9 , 3 1 , 34-3S, 4S, S7, S9, 64, 72, 76, 82-83, 9 1 , 1 1 3, 1 1 S, 166,1 69-72, 1 7678, 1 82-84, 1 87, 213, 216, 2 1 8 , 227, 230, 232, 23S, 242-43, 24S, 2S l , 2S3, 2SS-S 8, 260-6 1 , 264-6S, 267-68, 28S, 290, 292, 299, 307, 3 12, 3 1 6, 3 1 9, 324, 33S, 338 uh1fe 3 , S, 9S, 1 02, 123-2S, 127-28 , 1 303 1 , 1 3 S , 1 44, 1 46-49, l SS, 1 62, 279, 296, 308, 3 1 0, 3 1 3, 3 1 6- 1 8 , 334 Un-Kapanı 2 1 7 Uzun Hasan 76 Uzun Savaş ( 1 593-1 606) S, 8, ı 7-37 Avusturya-Alman orduları S Üçlü Ocak Ağaları Cuntası 269 Üsküdar 1 67-68, 21S, 2 1 9, 226, 240, 264, 266-67, 3 06-307, 309- 1 3 , 3 1 9 Üsküdar Bağçesi 247, 329 Üsküdar Sarayı 297, 3 ı 9 Üsküdiiri Behram Ağa (Kösem Sultan'ın kethüdası) 77 Üsküdiiri Mahmud (Hudai) Efendi 1 69, 219 - Tekkesi 1 7 1 Üstüviini Mehmed Efendi 238-39, 24ı vahdet-i vücud 229, 23S vakfiye 109 vakıf(lar) 1 0 8 - 1 09, 1 29, 1 9S, ı 9 9-200, 2 1 3 , 23 ı , 2S ı-S2, 332-33 ciibi 1 1 0 cibiiyet 1 1 0, 2 1 3 - gelirleri ı o 9 , ı 99-200, 3 3 3 Haremeyn Vakfı 1 0 8 - 1 0 , 1 24, ı 99200, 2 1 2- 1 3 , 2 1 6, 332-33 Seliitin Vakfı 1 0 9- 1 1 , 200, 309 - tevliyetieri 1 99, 2 1 3 Valerio 327 Valide Hanı (Mercan Çarşısı) 289 viiiide sultan(iar) 3, 9, 46-47, 49, S 1 -S2, S4-S7, S9-60, 77, 99-103, 10S- 1 1 , 1 1 6, 130, 149, 1 66, 1 83, 202, 2 1 6, 22S, 227, 243, 248, 2SO, 2S2, 2S6S7, 2S9, 269-7 1 , 273-74, 286, 291-93, 297, 308, 3 1 S, 3 1 7, 341-43 Van 1 54, 2 1 7, 223-24, 308 Yaradin 30 Vasiyetname (Mehmed Birgivi) 23S Vecihi (vakanüvis) 24S, 249, 2Sl

DiZ iN 5 1 1

vekayiname(ler) 304, 3 3 1 veledeş 264, 303 Venedik 1 1 , 1 1 4-15, 121, 1 84, 226, 255, 273, 282-84, 2 9 1 , 297, 3 1 4, 27, 329, 335-38, 341 -42 - donanınası 254, 257, 269, 272, 278, 284, 297, 321-29, 333, 36 - kalyonları 272, 334 - Senatosu 323 Venedikli Safiye bkz. Safiye Sultan Venedikliler 1 14, 270, 272, 282-83, 320-21 , 324, 326, 328-29, 335, 343 vera-i perde (perde arkası) 52 veziriazam arzları 5, 1 8 8 Viyana 1 9-20, 22, 1 62, 322 - Viyana Seferi ( 1 6 8 3 ) 12 Volga 67 voyvoda 9, 20-23, 212, 289 - voyvodalık 15, 2 1 3 , 267

252, 3 1 9274, 335-

296, 338,

Weber, Max 45 Ya'kub (I. Bayezid'in kardeşi) 79, 83 Yahudiler 31, 146, 149, 242, 3 3 1 Yahya Efendi (şair/şeyhülislam) 6 5 , 1 1 6, 201, 206-207, 220, 250 yanaşma(lar) 92, 246 Yanova 1 3 7 yarı-özerk eyaJetler 1 6 yasakcı(lar) 1 30, 146, 1 6 8 yaya(lar) 1 22, 125, 1 2 8 , 1 3 5 , 1 54, 322 - beylikleri 1 54 yaya-başı 1 34, 144 Yedikule 66, 1 75, 1 77, 1 8 1-82, 195, 308, 309, 334 Yemen 16, 1 9, 22, 25-26, 1 8 8-90 Yemişci Hasan Paşa (veziriazam) 5, 29-30, 32-33, 35-36, 69, 72, 133 - telhisleri 5, 1 5 7 Yeni Cami 1 6 1 Yeni Saray (Topkapı Sarayı) 4 5 , 5 2 , 5 5 , 99- 1 0 1 , 1 03, 108, 1 1 1 , 1 72, 202, 245, 271, 286-87, 320 'Arz-Odası 24, 44, 46, 50, 55, 58, 60, 1 3 7-38, 1 7 1 , 1 92 Adalet Kulesi 55 Babussaade 30-3 1 , 34, 46, 55, 60, 85, 1 06, 1 3 8, 205-206, 209, 244, 258, 260

Birun 55 Divan-i Hümayi'ın 2 1 , 23, 44-46, 52, 55, 57-5 8, 60, 72-73, 75-76, 87, 108, 1 36-3 8, 149, 1 56-57, 1 6 8 , 1 70, 1 79, 1 8 1-83, 1 89, 204-205, 209, 2 1 1 , 215, 2 1 7, 220-2 1 , 244, 252, 259, 262-63, 268, 280, 29495, 297, 299, 3 0 1 , 3 1 7, 321, 324, 327, 332 Enderun 55, 90, 1 00, 1 02, 1 04, 1 0 8 , 124, 144, 146, 1 50, 1 84, 205, 2 6 1 6 2 , 28 8-89, 300-301, 3 1 6- 1 9, 343 Harem-i Hümayi'ın 100, 1 04, 108, 156, 241 yeniçeri ağaları 24-25, 33-35, 5 1 , 1 05, 1 1416, 128, 1 33-34, 1 3 6-38, 143-45, 1 6 8 , 1 72-73, 1 75, 1 77, 1 79, 1 82, 1 90-9 1 , 1 96, 1 98-99, 20 1 , 204, 206-207, 209, 2 1 1 , 2 1 6, 224, 249, 253, 256, 2 6 1 , 2 6 5 , 267-69, 278-8 1 , 2 88-90, 297-98 , 306-307, 3 1 1 , 3 1 6, 3 1 8 , 334, 343 Yeniçeri Meydanı 267, 334 yeniçeri ocağı 5, 9, 24, 57, 78, 1 1 1 , 1 1 6, 121, 1 23-25, 128, 1 30, 1 3 3-39, 1 4 1 45, 163, 1 67, 1 70, 1 72, 1 74, 1 79, 1 84, 1 94-95, 215, 224-25, 239, 266, 27879, 290, 295-96, 3 1 1 , 344 yeniçeri(ler) 5, 9, 20-2 1 , 29-30, 32-33, 35, 67, 95, 1 14, 121, 124, 1 27-30, 1 3 3 , 1 35-37, 143-47, 1 57-5 8, 1 6 1 , 1 67-68, 1 70-79, 1 83, 1 85, 1 8 8, 191, 1 93-94, 1 96, 1 98-205, 208, 210, 2 1 3 , 2 1 7, 2 1 9, 223-26, 236, 239, 249, 256, 264, 266-68, 272, 279, 2 8 1 , 290, 297, 303, 306, 3 1 0-14, 3 1 6, 3 1 9-20, 322, 32425, 334 'ases-başı 1 3 9 ağa bölükleri 1 33-34, 144 avcılar 136, 142 - ayaklanması 5 1 , 124, 130 - baş-hiisekisi 86, 133, 273, 291 bayrakdar 5, 133-34, 1 36, 1 3 9 - cuntası (Ocak Ağaları) 74-75, 1 1 5, 1 30, 236, 269, 272, 278, 280 çavuşlar 1 34, 136, 139, 150, 266, 305, 318 çerge (çadır) ortası 1 36 çorbaa 1 33-36, 1 3 8 , 143, 226 derinti yeniçeri 9 divanhane 1 37, 2 1 1 imam ortası 1 3 6

5 1 2 DEVLET-i 'ALiYYE: OSMANLI iMPARATORLUGU ÜZERiNE ARAŞTIRMALAR -

yeniçeri(ler) (devamı) katil cezası 13 9 kollukcu 24, 1 30, 146 korucu 1 2 1 , 1 33-35, 1 44-47, 1 70, 1 94, 223 mehterhane (tablhane) 1 3 3 meydan dayağı 1 3 8-39 - ocağı, ocakları 5, 9, 24, 33, 35, 57, 78, 1 1 1 , 1 1 6, 1 2 1 , 1 23-25, 128, 1 30, 1 33-39, 1 4 1 -45, 163, 1 67, 1 70, 1 72, 1 74, 1 79, 1 8 3-84, 1 9495, 2 1 1 , 215, 222, 224-25, 23839, 266, 269-70, 274, 278-79, 290, 295-96, 307, 3 1 1 , 324, 344 oda-başı 1 3 3-34 oturak (emekli) 1 24, 1 30, 1 33-34, 1 70, 223, 279 samsoncular 135, 239 sekbanlar 46, 125, 128, 1 3 3 , 1 36, 144, 1 5 7, 1 67-68, 1 74, 1 80, 1 93-96, 200, 220, 247, 302-303, 309 ser-piyadegan 1 33-34 solaklar 129, 1 3 5 ta'zir (paylama) 1 34, 1 3 8 talimhaneciler 1 3 6 turnacılar 1 3 5 vekilharc 1 33-34, 1 36, 1 3 9 yasakcı 1 30, 146, 1 6 8 yeniçeri-sİpahi rekabeti 35, 1 24 yetimler 1 33, 1 3 5 zagarcılar 1 3 5 zenberekçiler 1 3 5 yeniçeri-sİpahi rekabeti 35, 124 Yeniköy 1 97 Yeni-Odalar 2 1 7

ll

Yergöğü (Ruscuk) 2 1 Yılanlı Anıt 1 79 Yıldırım Bayezid (L Bayezid) 64, 79- 8 1 , 83, 128, 232 Yılmaz, G. 1 24 Yörük Türkmen aşiretleri 122, 1 96, 1 98 Yunus Emre 229 yurtluk 79 Yusuf (Çelebi Mehmed'in oğlu) 80 Yusuf Ağa (yeniçeri ağası) 1 6 8 Yusuf Has Hacib 5 3 Kutadgu Bilig 53, 64 Yusuf Paşa ( kapudan-i derya) 321 Yusuf Paşa (Sultan İbrahim'in musahibi) 261 Yusuf Paşa (vezir) 334 Zaviye-tekkeleri 1 1 7, 230 Zeiimet 5-6, 9, 16, 26, 81, 93, 128, 1 53-55, 1 97, 208, 222, 247, 249, 259 Zenbilli Cemiili Efendi (şeyhülislam) 72, 169 Zeyl bkz. Ravzatü'l-Ebrar Zeyli Zeynel Han 203 Zeynelli 223 Zeyniler 232 Zeyniyye tarikatı 230 Zeyrek 2 1 7 Ziştovi 2 1 ziyade-i vakf 1 09, 200 Zsitva-torok Andaşması 36, 1 6 1 zurefa (centilmenler) 89-9 1 , 93-94 Zurnazen Mustafa Paşa 280 züyuf akça 1 24-25, 1 30-3 1 , 300, 305, 3 141 5 , 3 1 7, 3 3 1 , 334

Görsel Kaynakça MC CVI CVII

Museo Correr, Venedik 'te bulunan 1 7. yüzyıla ait Osmanlı çarşı ressamlarının eserlerinden oluşan koleksiyon. Viyana Devlet Kütüphanesi, Codex Vindobonensis 8626. Viyana Devlet Kütüphanesi, Codex Vindobonensis 8615, 1 586 tarihli yazma.

AL B U M

Çemberlitaş'm yanında, Tavukpazarı 'nda kurulmuş bir bayram yerinde halk eğlenceleri (CVI)

, �:;�:::tı.�,:-..:".:;t; ,','!;' JM. 1•

.. .

o., Af'"l...ıf ,. � , J \\-� :.., t ..:f'

11 .J. f'

.

.

J,l.l!fl.:..;.. __,.,,._H..,, .;-

Alman yayıncı Matthaus Merian'ın 1 641 'de bastığı İstanbul panoraması

��Mt,:;;: ::,.�:.t.� JJ.t- .f'A.-, M�l.;. 1'

'A M

T V R C JI:

S T A M P O L D AM

O L I S .

51 6

Adını, bir kısım müşterilerinin ve satıcıların kadın olmasından alan Avratpazarı (MC)

517

\

1

ı

l

_ __ _ _

Kavun, karpuz, üzüm vs satan iki yemişçi dükkiinı (MC), üstte Eksik tartı kullanan bir esnafın başında işkembe ve önüne asılı çanla halk içinde gezdirilerek ceza/andırı/ışı (CVI), altta

51 8

1 660'taki Büyük İstanbul Yangını (MC)

51 9

Bir gelin alayında ata binmiş gelinin sayvan altında geçişi (CVII), üstte Bir gelin alayında nahıl taşıyanlar (CVII), altta

520

Cündi Meydanı'nda cirit oyunları (CVI)

521

Bab-i Hümayun önünde bir karşılama merasimi (CVII)

522

Divan-i Hümayun'da kubbealtı vezirlerinin toplantısı ve saray avlusunda bir ceza infazı (CVII)

523

III. Murad'ın 'Arz Odası'nda elçi kabulü (CVI)

524

İstanbul'a gelen elçilik heyetlerinin konaklamasma ve iskanma tahsis edilen Elçi Ham'nın avlusu ile arka planda Çemberlitaş ve Atik Ali Paşa Camii'nin görünüşü . Bina 1 9 . yüzyıl sonlarında yıkılarak yerine Osman Bey Matbaası inşa edilmiştir. Bu bina da 1 950'li yıllarda yıktınlarak yerine içinde sinemaların da bulunduğu bir iş hanı yapılmıştır. (CVI)

525

Vezire rüşvet teklif eden bir elçinin başının Divan'da vuruluşu (MC), üstte Venedik elçisiyle maiyetinin tutuklanarak Yedikule Zindanları'na götürülüşü (MC), altta

526

1 649'da Osmanlı donanmasıyla Venedik-Felemenk donanması arasında yapılan Foça deniz muharebesi (Abraham Beerstratenm), üstte Hanya kuşatmasında donanma ve ordunun konumlarını gösteren döneme ait bir çizim, altta

527

Osmanlı donanmasının Bozca-Ada'yı geri alışı (MC)

528

Scheither'in Hanya kuşatmasını gösteren 1 672 tarihli çizimferi (üstte). Sol üstte, Osmanlı mevzi/eri, hendekleri ve lağımları. Sağ üstte, lağımcılara karşı surların eteğinde kurulan savunma sistemi. Sol altta lağımların içindeki çatışmalardan bir sahne; alt kısımda lağımları patlatmak üzere yığılmış barut çuvalları. Sağ altta, müstahkem mevki/erin planı. Kapudôn paşanın üç fenerli kadırgası (MC), altta