Baba ve çocukları

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

PL 248 .B5878 B2

A

3 9015 00360 827 3 University of Michigan - BUHR

S VER K

THE

UNI

SCHICAN

SCIENTIA-VERITA

LIBRARIES

MICHIGAN

O

бM F IC

C. H. P. HALKEVLERİ TEMSİL YAYINLARI

BABA VE

ÇOCUKLARI 2 Perde 15 Tablo

Nakleden : ŞEVKET BILGISEL

CUMHURİYET YENI

SERI

HALK PARTISI TEMSİL YAYINI

No. 15

Baba ve

Çocukları 2 PERDE 15 TABLO

Nakleden :

ŞEVKET BİLGİSEL

ULUSLA Matbaa ANKARA 1940

PL

242

PS213 2.

1053466-156 ŞAHISLAR II.- Sadri: Baba... 45 yaşlarında, hafif traşh , te miz ve sade giyimli... Kunduraci. Daniş ... II oğlu... 13 yaşında, dalgınca, -

mariz ... III

Mecdi: ikinci oğlu ... 11,5 yaşında, çok saçlı,

-

üstü daha düzgün...

IV — Sabit ... Üçüncü oğlu, 9,5 yaşında, külhan beyliğe meyyal, ceketsiz ...

V - Ihsan ... Küçük oğlu... 8 yaşında, daima ha reket eden ateş gibi bir çocuk, giyinişi sade, ceketsiz. İkinci perdede : «Aradan yirmi yıl geçmiştir . »

1 — Sadri... Saçı, başı ağarmıştır, üzerinde yırtık, -

yamalı olmıyan eski bir pardesü vardır. Mecdi : Çok saçlı, bir ressam . IV - Hilmi: 30 yaşlarında.. II

V - Hüsnü... hizmetçi. Kahveci... 35-40 yaş.

IV

IV — Sabit... Bol paça, siyah kuşak, yakası açık

gömlek, düğmeleri çözük yelek, sol kulak üzerine yat mış sivri burunlu iskarpin ... Külhanbeyi. VIII Daniş... Bir memur . IX – Tevfik ... Sonradan züppeleşmiş toy bir genç, Remzi... Temiz ve gülünç, yaş 45 X -

XI

Rıfkı... Bir mahalle delikanlısı, yaş 18 .

-

XII — Ihsan .. İlk defa yağlı tulumla, sonra çok şık. XII Figüran ... Dilenci, gazeteci, satıcılar yol -

cular... XIV

beyi.

Çopur Mehmet : Kirli elbiseli bir külhan

BIRINCI PERDE Birinci Tablo Basit döşenmiş bir oda. Fakat eşya öyle seçilmelidir ki ufak bir

tadilâtla başka manzara arzetsin. Hatta kahve bile hiç eşya dışarı çık madan yapılabilsin.

birinci meclis

Daniş - Mecdi - Sabit - Ihsan ( Perde açıldığı vakit İhsan sahnenin ön tarafında oyuncağını kırmakta. Daniş koltukla uyumakta. Mecdi uzanmış resim yapmakta ve Sabit havaya para atıp yazı tura oynamaktadır.) İHSAN

Uğraşıyorum , uğraşıyorum kıramıyo

rum . Ne yapayım ? Siz bari akıl öğretin . Bunun nasıl iş lediğini öğrenmek istiyorum . Acaba içinde ne var ? Dur,

dur; aklıma geldi; şuraya vurayım kırılır. Hem bunu kı rarsam Lerzan bana yarın başka oyuncak getirir. Fakat nereye vurayım . Burası da omlaz ki...

SABIT — Babama söyliyeceğim . Oyuncağını zorla kırdı diyeceğim .

İHSAN — Söylersen söyle . MECDİ — Aptal... Kendisi oyuncaksız kalacak . IHSAN – Aptal sensin... Bana Lerzan getirir ge ne .

MECDİ — Haa... bak unutmuştum ; babama bu akşam söyliyecek en mühim şeyi. -

5

UNI VER / S K

JHL

SCIENTI-AVERIT

"LIBRARIES

MICHIGAN

OF OF MICH

C. H. P. HALKEVLERİ TEMSİL YAYINLARI

BABA А VE

ÇOCUKLARI 2 Perde 15 Tablo

Nakleden :

ŞEVKET BILGISEL

CUMHURİYET YENI

SERI

HALK

PARTISI

TEMSIL YAYINI

No. 15

Baba ve

Çocukları 2 PERDE 16 TABLO

Naldleden :

ŞEVKET BİLGİSEL

ULUSLA Matbaa ANKARA 1940

;

PL 248

B5278 B2

1053466-156

ŞAHISLAR I — Sadri: Baba... 45 yaşlarında, hafif trash , te

miz ve sade giyimli... Kunduraci. II

Daniş...

-

oğlu... 13 yaşında,

dalgınca,

mariz ...

Mecdi : ikinci oğlu ... 11,5 yaşında, çok saçlı,

III

üstü daha düzgün...

IV - Sabit... Üçüncü oğlu, 9,5 yaşında, külhan .

beyliğe meyyal, ceketsiz... VIhsan ... Küçük oğlu... 8 yaşında, daima ha reket eden ateş gibi bir çocuk, giyinişi sade, ceketsiz . İkinci perdede : «Aradan yirmi yıl geçmiştir . » 1 - Sadri ... Saçı, başı ağarmıştır, üzerinde yırtık, yamalı olmıyan eski bir pardesü vardır. Mecdi : Çok saçlı, bir ressam. II .

IV - Hilmi: 30 yaşlarında..

V — Hüsnü... hizmetçi . IV

Kahveci... 35-40 yaş.

-

IV — Sabit ... Bol paça, siyah kuşak, yakası açık gömlek, düğmeleri çözük yelek, sol kulak üzerine yat mış sivri burunlu iskarpin... Külhanbeyi. Daniş... Bir memur. VIII IX - Tevfik ... Sonradan züppeleşmiş toy bir genç, X - Remzi... Temiz ve gülünç, yaş 45 -

XI

Rıfkı... Bir mahalle delikanlısı, yaş 18.

XII — Ihsan .. İlk defa yağlı tulumla, sonra çok şık. XII Figüran ... Dilenci, gazeteci , satıcılar yol cular... XIV

beyi.

Çopur Mehmet : Kirli elbiseli bir külhan

1

BIRINCI PERDE Birinci Tablo Basit döşenmiş bir oda. Fakat eşya öyle seçilmelidir ki ufak bir tadilâtla başka manzara arzetsin. Hatta kahve bile hiç eşya dışarı çık madan yapılabilsin.

birinci meclis

Daniş - Mecdi - Sabit - Ihsan ( Perde açıldığı vakit İhsan sahnenin ön tarafında oyuncağını kırmakta. Daniş koltukla uyumakta. Mecdi uzanmış resim yapmakta ve Sabit havaya para atıp yazı tura oynamaktadır .)

Uğraşıyorum , uğraşıyorum kıramıyo rum . Ne yapayım ? Siz bari akıl öğretin . Bunun nasıl iş İHSAN

.

lediğini öğrenmek istiyorum . Acaba içinde ne var ? Dur, dur ; aklıma geldi; şuraya vurayım kırılır . Hem bunu kı

rarsam Lerzan bana yarın başka oyuncak getirir. Fakat nereye vurayım . Burası da omlaz ki...

SABIT — Babama söyliyeceğim . Oyuncağını zorla kırdı diyeceğim .

İHSAN — Söylersen söyle.

MECDI — Aptal... Kendisi oyuncaksız kalacak. IHSAN Aptal sensin... Bana Lerzan getirir ge -

ne .

MECDİ – Haa ... bak unutmuştum ; babama bu

akşam söyliyecek en mühim şeyi. --- 5

İHSAN — Ne o gene ?

SABIT — Ne olacak ? .. Tavanın arkasiyle pamuğu boyadığını... Zavallı kedi ne hale girdi.

İHSAN – Yuuu .... Söylenecek şey mi bu?. MECDİ — Benim söyliyeceğim şey , bu değil. Ne olursa olsun korkmam ...

İHSAN

MECDI — Gene sopa yersin ya ... Ne olur sopa yersem ?

İHSAN

MECDİ - Öylesi değil amma bu ... Bunu duyarsa çıldırır babam .

SABIT

Ne bu ağabey ?

MECDI — Lerzan yok mu hani ? .. Onu bu gün ö perken gördüm .

İHSAN — A !... Vallahi bu yalan işte... (Utanmış. tır) .

MECDI - Yalansa gözlerim kör olsun ... Mektep ten dönüşte evin arkasındaki ağacın dibinde. -

SABİT İHSAN

Heh... Görürsün sen.

Söyleyin siz, ben de size ne yapacağı

mı bilirim . SABİT - Ne yaparsın ?

MECDİ

Bırak ... Görürüz.

İHSAN

Eh söyleyin de bak ... Kafanızı yarmaz

sam ... Müzevirler.

MECDİ – Müzevir deme, kızıyorum . - 6

— Müzevirlik buna demezler. SABIT — .

IHSAN — — Müzevirliğin halisi hem de... Siz su ka -

tulmamış müzevirsiniz .

MECDI

Ağzını kapa, pişman olursun.

İHSAN - Ne yaparsın ?.. -

SABIT

Ulan bir tokatlık canın var... Kabada

yılık ediyorsun . Sizden mi korkarım sanki ? ..

İHSAN

MECDİ — Sus be... İHSAN

Susmuyorum işte...

.

MECDI - Susmuyor musun ? (Üzerine yürür). SABİT — Sen gene susma... (Mecdiyi takib eder.) -

İHSAN - (Elindeki oyuncağı sallayarak ) Sokul .

mayın . (Kovalaşırlar... Gürültü.. Daniş uyanır. )

DANIŞ

Hey ... Ne oluyorsunuz ?

MECDİ

İhsan bize müzevir dedi.

Bana karşı geliyor be..

SABIT

DANİŞ — Çekil buradan İhsan... Şimdi ben başlı .

yacağım . İHSAN

-

Çekilmiyorum .. Beni babama söyleme

sinler ... Ben onu seviyorum.

DANIŞ - Ha.. Anladım. Lerzanla sınıftan çıkar ken sarılışdığınızı sölememelerini istiyorsun değil mi ? MECDI

Ooo... İki oldu.

- 7 -

İHSAN — ( İyice kızmış ve kızarmıştır ). (Danişe ) Sen de müzevirsin işte... Koca aptal...

DANIŞ - Ben mi? (Üzerine yürür. ) İHSAN — Evet ... Sokulma... Vururum . (Vurur )

DANIŞ

Vay başım ... Başım , başım ...

MECDİ

(Atılır ) Ne vurdun ona ?

İHSAN

(Savurarak ) Sokulma diyorum .

MECDİ

Eyvah dişlerim gitti. ( Ağlar) .

(Bu sırada kapı açılır, baba Sadri kucağı do lu girer) .

Nedir bu gürültünüz ?

BABA

SABİT — İhsan bunları döğdü .. BABA

Seni yaramaz seni... Senin hiç suçsuz

günün yok mu ?

İHSAN — Baba vallahi yalan ... Ben dövmedim . BABA — Sus, yalan söyleme.

İHSAN - Vallahi baba...

BABA - Yemin etme yumurcak ... Ne oldu gene ? SABIT

Hiç baba... Kaldırdı vurdu, durup du

rurken .

İHSAN

( Dayanamıyarak ) Ya ! Durup durur

ken... BABA

yok . 8

- Kesin sesi .. Yarın sabah sana gündelik

İHSAN — (Ağlar.. Sabit, oh çeker... Ona yavaş ça ) Yarın görürsün sen . -

BABA — Mecdi, nerene vurdu oğlum ? MECDİ — Dişlerime baba .

BABA — Vay hinzir vay .. Senin Daniş ?.

DANIŞ — Başıma... Delindi zanettim . BABA — Vah vah ... ( İhsana ) Bir daha ağabeyle rine el kaldırdığını görmeyeyim . Kapının zilini hanginiz kırdı ?

DANİŞ, SABIT

- Biz görmedik bile.

MECDİ

Bu, taşla vura vura kırdı baba.

BABA

( Uzaklaşan İhsana ) Gel buraya... Bu

ellerle mi ha ? ( Vurur ) İHSAN

( Ağlayarak ) Vallahi baba, o dedi « Zil

cami kubbesi gibi iyi durmuyor, şunu köşeli yapalım » dedi.. Köşeli yaparken kırıldı.

MECDİ — A... Uyduruyor... Vallahi öyle bir şey -

demedim baba.

Sen de gel bakayım ( Yavaşça vurur) ( Danişin esnemesi üzerine ) E... Artık uykunuz gelmiş BABA

.

tir. Tabiî yemek yediniz.

DANİŞ, SABIT — Yedik... Sen baba ? -

Ben dükkânda öğleden kalanı yedim. Zaten iştiham yok. Anneniz nerede ? Ne yapıyor ? BABA

DANİŞ BABA

Mutfak temizliyor. - Bu akşam da biribirimizi göremiyeceğiz --- 9 --

galiba ... Benim çok uykum var, hemen yatacağım .. Siz

geceliklerinizi getirin bakayım .

DANIŞ - Biz giyeriz baba. C

BABA — Bak şimdi... Bu da lâkırdı mı ? Helbet siz giyeceksiniz. Hay koca bebek ... Hâlâ benim giydir

memi mi bekliyorsun ? (Çocuklar koşarak geceliklerini getirirler. Baba giydirmeye yardım eder. Münasip söz

ler söyler. Çocuklar giderken ) Haydi bakayım ... Güzel güzel gidin , yatın ... Anneniz sizi yatmış görsün ... Gürül tü etmeyin. Sırt üstü yatacağınızı biliyorsunuz ... Eyi ör tünün ... Ha, kavga, gürültü bitti artık .. Ben de şimdi ge

liyorum . (Çocuklar giderlerken ) Yarın gene beş çift is marlama var... Akşama kadar yetişecek ... ( Sahneden bir an çıkar, gene girer.. Kapı aralığından çocuklariyle

konuşarak ) Daniş benim yatağıma mı yattın ? İhsana dargın olduğun için beraber yatmak istemiyor musun ? ( Güler) Haydi siz rahat edin , ben de şurada uyuyuvere yim . (Kanapeye uzanır, gözlerini kapar )

(Elektrikler söner)

İkinci tablo

Bába yalnız -sonra çocuklar (Evvelâ bir horoz öter, başka bir horoz ona cevap verir, kuzu me

ler. Odanın içi yavaş yavaş aydınlanır. Baba yattığı yerden ağır ağır başını kaldırır. Sütçü, arkasından simitçinin sesi. )

BABA - ( Kapıdan içeri bağırır) Daniş... Mecdi... Sabit... Haydi bakalım Ihsan kahvaltıya! 10

-

( Içeriden «efendim, geliyorum » sesleri.. Mü teakiben , çocuklar ellerinde elbiseleri girerler )

MECDİ — Ihsan bu akşam yüzü koyun yattı ba ba .

- Ne de uyduruyorsn Mecdi Ağabey .. Bütün gece horul horul uyudum. Benim yüzü koyun yat IHSAN

tığımı nasıl gördün ? Hem uyku arasında yapılan bir şey suç olmaz ki...

BABA — Sus gevezelenme... Ağabeylerine karşı lık

diye

verme

kaç defa tenbih ettim

sana ...

Bu böyledir işte... Hiç söz dinlemez. Ne duruyorsunuz, giyinsenize ... ( Giyinirler)

DANIŞ — ( Pantalonunu ters giyer ) Aaa... Ters -

giydim . SABIT

Aptal...

DANIŞ

Baba bak aptal diyor. Aaa. Sabit.. Sen de dikkat et. (Nihayet

BABA

giyinirler )

DANIŞ

Baba Sabit dersini çalışmadı.

SABİT - Yalan baba ... Vallahi yalan.

BABA — Kalır sınıfta, aklı başına gelir .. Ihsan ça .

lıştı mı ?

DANIŞ - Hiç bir zaman çalışmaz ki zaten . İHSAN — Evet çalışmıyorum ama ... Sizin gibi tah ta başında da kekelemiyorum . Vallahi baba şaşıyorum İhsana .. Hem MECDİ küçük , hem çalışmıyor; gene hepimizden iyi biliyor. BABA

Sahi mi ? Zekidir kâfir . 11

İHSAN ( Memnun) Kırk yılda bir kere doğru söyledin Mecdi Ağabey.

Neyse fazla gevezelik yapmayın ... Kah

BABA

valtınızı anneniz hazırladı ... Gürültü etmeden yiyin . Haydi çocuklar sofraya gelin .

SES

BABA — Anneniz çağırıyor... Haydi bakayım . ÇOCUKLAR - Sen gelmiyor musun baba ? .

BABA - Hayır... Bugün acele işim var ... Ismarla ma getirdiler.. Gitmem lâzım .. Benim kahvaltımı anne niz çıkınladı.. Mektebe giderken bırakıyerin dükkâna ... (Çocuklar giderken ) Durun gündeliklerinizi vereyim . Al Danis.

DANIŞ

Teşekkür ederim baba.

BABA

Al Mecdi... Sakın gene boya alma...

Resim yapmak fena değil amma ... Biraz da bir şey al ye ... Yahut Ihsan gibi biriktir. Teşekkür ederim baba.. Bu sefer boya MECDİ almam ... Mukavya alırım.

BABA — Al sana da Sabit... Gene zıpzıpla kuyu oynadığını duymıyayım ... Sana sonra hiç gündelik ver mem . Bu, küçük bir kumardır.

SABİT, - Teşekkür ederim ... Vallahi baba oyna miyorum . Uyduruyorlar.

Neyse... Bana haber getir. ( İhsana) Bir daha yaramazlık yapmayacağını vadet, gündeliğini BABA

vereyim .

İHSAN

-

Yapmam baba.

BABA — Al öyleyse .. 12

İHSAN — Teşekkür ederim , babacığım . BABA

Haydi artık yemeğe ...

( Elektrikler söner. ) Birinci perdenin sonu )

---

13

İKİNCİ

PERDE

Üçüncü tablo Baba - Hasan dayı (Sahne gene bir odadır. Birinciye benzemez yalnız, esyalar aynıdır.)

BABA - Ah Hasan dayı... Bu dünya ne kadar ya lancı. Zaman ne kadar çabuk geçiyor ... Hayriyenin öldü. ğü bu günle tam iki hafta oldu.. Ev öyle issızlaştı ki... Suyu çekilmiş değirmene döndü... « Dişi kuştur yuvayı

yapan » diye boşuna dememişler. O gitti, işte her şey tarümar oldu... Dünya işte böyle ; kimisi gider kimisi kalır... Bizim ba kalım sıramız ne zaman ?... Dünya bir kaba benzer, boşalmayınca yenisi konmaz Eee... Sadri Efendi... Ne HASAN

yapacaksın ? Dört çocuğun varken burada yapayalnız oturacak değilsin ya...

( Acıyla güler ) Tabiî... aa Hasan dayı... « Oturacak halde misin » diye sormuyorsun ? Biliyorsun BABA

-

ki tam beş seneden beri çalışamıyorum... Hep hazır yi yorum .

HASAN — Üç sene de Hayriye Hanım hasta yatt. , BABA — Bin helal olsun yüzlerce lira ilaç ve dok

tor parası verdik... Eee birktirdiğim para milyon değil di ya.. Nihayet bitti. HASAN — Mübarek kadın .. Paranın bittiğini an lamış da sana daha fazla zahmet vermemek için ölmüş sanki... 15 -

BABA

( Acıyla güler) Öyle Hasan dayı... Eğer

paranın bittiğini haber alsaydı hakikaten kahrından bundan çok evvel ölürdü . Fakat öyle olmadı Hasan da yı.. Param onun ölümünden çok önce bitti. HASAN

- Yaa ! ... Benim hiç haberim yoktu. Ya

hu tam beş senedir bütün dertlerinize, neş'elerinize or tak oldum. Bana niçin haber vermedin ? BABA

Haber veremezdim .. Çünkü seni biliyor

dum .. Bizi çok seversin .. Ne kadar paran varsa hepsini verecektin .

HABAN

Şüphesiz değil mi ? İyi dost kara gün

de belli olur.

Fakat Hasan Dayı.. Ben sana bu para yı iade edemiyecektim . HASAN Eh, ne oldu ? Bana bir teşekkür de BABA

etmiyecek değildin ya ?..

Ah, Hasan dayı, biliyorum... bizim yü zümüzden sonra, ömrünün sonuna kadar azap ve darlık içinde kalacaktın. BABA

HASAN — Niçin ? Bunda yanıldın .. Yaptığım iyi liğin saadeti çekeceklerimi duyurmazdı bile. BABA

Hayır yanılmıyorum Hasan Dayı.. Se

nin benim gibi bir kaç yetişmiş oğlun yok.. Senin kurta ricin , senin koruyucun velhasıl senin her şeyin, biriktir . diğin üç dört kuruştur.

HASAN - Neyse, olan olmuş.. HASAN - Peki kimden borç aldın ? BABA 16

Evin senedini götürdüm bir sarrafa ...

Yüzde on beş faizle bin lira aldım . Vadesi hûlul etti;

veremedim ... Sarraf icraya verdi. Bugün hacze gele cekler.

HASAN — Haczemi gelecekler ? Fakat sen ne ya

pacaksın ? ... Söyledim ya... Evin eşyasını satıp , evi de sarrafa bırakıp oğlumun birine gideceğim . BABA

HASAN

Hangisine ? ... Ressama.

BABA

HASAN — Yani Mecdiye ?... BABA

-

Evet... Bilsen... Hasan dayı ne kadar

iyidir... Şimdi İstanbulda en meşhur ressam ... Evlen miş. HASAN

- Çok iyi...

BABA — Daniş de İstanbul'da ... Onun da işi iyi... Inhisar memuru Sabit de İstanbul'da... Dükkânı var... Sebzecilik yapıyormuş. HASAN

Çok iyi... Sen onlara vaziyetini bil.

dirmedin mi ?

BABA

Hayır... Bilâkis «Hiç muhtaç olmadığı

mızı, bizim için üzülmemelerini, annelerinin ehemmi. yetli bir hastalık geçirmediğini » yazdım. HASAN

Pek garip ... Buna bir mâna eremi

yorum .

BABA — Hasan dayı... Öyle deme... Çocukların aldığı bakalım kendilerine yetiyor mu... ? Yetse bile ; niçin bizim yüzümüzden zarar görsünler ... Onlar da bir 17

ev sahibi... Ihtimal ki biriktiriyorlar... Bak ben biriktir memiş olsaydım ... Daha çok sıkıntı çekerdim. Fakat artık mecbur oldum ... Hem canım bir kuru kafa ne ola

cak... Uç cocuk var... Birer hafta kalsam ... Geçer gider . HASAN - Öyle... Zaten iki günlük ömrümüz kal. dio

Kim bilir ben gidince çocuklar ne kadar

BABA sevinecekler.

Tabiî... Sadri Efendi derinden bir

HASAN

şeye dikkat ettim . Ne o... ?

BABA

HASAN — Uç oğlum var dedin .., Ihsandan niçin -

bahsetmedin ? ... Allah korusun bir şey mi oldu . ? Be nim haberim olması lâzımgelirdi. BABA ( Sikıntılı ) Bırak Allah aşkına nerde -

olduğunu bile bilmiyorum . Arasıra gönd -rdiği mektup ları ağabeyi Daniş vasıtasiyle geliyor... Bu evin adresini bilmez ... O gittikten sonra almıştık ... O zaman bir ke

re ağabeyi vasıtasiyle gönderdi... Öyle kaldı gitti... Bu şekilde kalmasına sebep daha ziyade onun sıkıldığın

dan ... Altı kuruşla hem bana, hem ağabeyine mektup göndermiş oluyor.

HASAN — Ne iş görürmüş ... ? BABA — Ne iş görecek... Serserilik yapar ... Mek tuplarında bir şey yazmaz ki anlıyalım « afiyetteyim ,

sizin de afiyette olmanızı temenni eder, ellerinizden hör . metle öperim» den ibaret. HASAN — ( Gülerek ) Sadri Efendi... Onun küçük ken sevdiği bir kız varmış ... Rahman Efendinin kızıy -

mış... Ne oldu ?... 18

:

BABA — ( İçini çekerek ) Ah Hasan dayı... Ondan çektiğimi üç evlâdımdan çekmedim . İlk mektebi bitiriz bitirmez İstanbulda bir yatı mektebine yolladım ... Ba şim dinlendi.

Universiteyi falan okumuş galiba o ?..

HASAN

Öyle yazdı... Yanımızdan ayrıldıktan

BABA

sonra tatillerde olsun gelmedi...it ... bize sözde, « burada

fabrikada çalışıyorum ” diye yalanlar kıvırdı... İstan O

bulda sürttü : bir gün « makine mühendisi oldum ” diye

yazdı. Arkasından «beni hükûmet Avrupaya gönderi yor» dedi... Cehennem oldu gitti ... Biraz oralarda papuç eskitti... Geldi gene bizi görmeden bilmem neredeki fab

rikaya « başmühendis oldum» kıtırını attı. HASAN

Belki doğrudur canım ... Neye yalan

diyorsun ? ... BABA — Yalan olduğunu şuradan bil ki adresini bilmem neredeki kahveci vasıtasiyle verdi.

Çok tuhaf... Anlaşılmaz çocuk. BABA İşte öyle... Ötekiler okumadı... Daniş biraz benim yanımda çalıştı... Sonra inhisar memuru HASAN

-

olarak İstanbula gitti... Kulakları çınlasın Burhan Bey delâlet etmişti. Mecdinin neyse resme istidadı vardı... çalıştı... Sonra yolunu buldu Güzelsanatlar akademisine

devam etti ve parladı... Şimdi en meşhur bir ressam ... Sabit ; iyidir ... fakat biraz haylâz çıktı... Okutamadık ...

Eline birkaç kuruş verdim « Istanbuldan mal getir sat >> diye ... Gitti o gidiş sonra manavlık yaptığını ve vaziye tinin iyi olduğunu bildirdi. (Sükût) .

Şimdi münasip şekilde annelerinin öldüğünü bildirelim . HASAN

.

-

- 19

Muvafik ( Masanın üzerinden birkaç kâğıt alıp yazmıya başlar) Sevgili oğlum Daniş ... Ha san dayı kalemin vardır... Sen de benim dediğimin ay BABA

nini Sabite yaz. HASAN

Peki ( Kâğıt alır) Sevgili oğlum Sa

bit. BABA

HASAN

Kısa olsun.

Evet..

BABA — Yaz. « Verdiğim haber seni tabiî mü teessir edecek : Fakat itidalini muhafaza et. Yavrum

arnen öldü. Hastalığı zamanında her şeyi bitirdik. Ben si. zin yanınıza geliyorum . Baki sıhhatte olmanı temenni eder gözlerinden öperim. Baban Sadri. » HASAN BABA

İyi oldu... Muhtasar müfit ... Bana bak... Sen şimdi bunun aynını

İhsan'a yaz ... Ben Mecdiye telgraf yazayım. HASAN

Peki ( Yazarak ) Sevgili oğlum İh

san .

BABA

Sesini kes... İçinden yaz... (Yazarlar)

Sana okuyayım . «İstanbul ; Maçka Şabanbey sokağı 2 numaralı evde Ressam Mecdiye ; senin yanına geliyo rum ... Baban Sadri» . HASAN

Öyle... Ona hiç bir şey istemez...

Yarın nasıl olsa ordasın.

İzahatı artık orada veririm ... Hasan da yi zahmet ama ( Bir kâğıda çabuk çabuk yazar ) Şu ad BABA

resleri yaz mektupları postaya veriver... Evde zarf yok ; 20

Olur (Alarak ) Ben gidiyorum şimdi

HASAN gelirim . BABA

Biraz fazla oldum ama... Bir iş daha.

Söyle canım ... Ne çıkar... Teklif te .

HASAN kellüf mü var ?...

Şu karşıdan Hilmi Efendiyi gönder eş

BABA

yaları bakalım kaça alır ?... HASAN

( Göğüs geçirir) Peki... Şimdilik Al

laha ismarladık ...

BABA — Güle güle ... ( Hasan çıkar. ) ( Aradan bir dakika geçer kapı çalınır. ) HASAN

Kim o ?

DIŞARDAN

Ben Hilmi.

( Bir an sahneyi boş bırakarak çıkar, Hilmiye Hilmiyle beraber girer. ) Buyurunuz. BABA

HİLMİ

-

İşittim ... fakat gelemedim. Af buyu -

run ... Başınız sağ olsun... BABA

İLMİ

Teşekkür ederim...

Beni çağırmışsınız ? ..

— Evet ... Çocukların yanına gidiyorum da.... Evin eşyalarını alırmısınız diyecektim. BABA

Hay hay... Alayım . BABA . Ben de yabancıya gitmesini istemiyorum .

HİLMİ

21

Bir bakın bakalım ( Çıkarlar... Sadrinin sesi kesilmez...

Yarım dakika sonra girerler) Gördünüz ya... Yatak o dası, mutfak bir de bu oturma odası. HASAN

Evet...

Eşyalar pek eski değildir .

BABA

Evet eski değil ... Ama modası geç

HİLMİ miş...

Öyle ... Yirmi beş senelik ' ... O zaman aşağı yukarı bazıları hariç bu eşyayı 300 liraya almış. 4

BABA

tim .

Dedim ya modası geçmiş ,.. Bu eşya nin şimdi kimse yüzüne bile bakmaz. HİLMİ

BABA — Tabiî... Ben de 300 lira istemiyorum ... -

Alınmışını söyledim ... Siz ne verirseniz verin .

HİLMİ Ben sizi çok sever ve sayarım ... Hatırı niz için 70 lira. BABA

- Eksik olmayın ... Fakat az değil mi ?..

HİLMİ

Bana buradan kalacak kâr ; dört beş

liradan ibaret... Haydi hatırınız kalmasın ... 80 yapa

lım . Buna da diyecek yok ya... ? BABA

HİLMİ

-

( Müteessir) Ne diyeyim . Gönlünüz hoş olsun... Dükkâna uğ .

rayın 85 liradan paranızı vereyim... Böyle yüksek fi atla şimdiye kadar kimseden mal almadım . BABA - Peki... Helâl olsun... Teşekkür ederim . HİLMİ

Size de helal olsun . ( Acı acı kapı ça

lınır) . BABA

22

Kim o... ?

DIŞARIDAN risini göreceğiz . BABA

Açınız evi hacze geldik ... Ice

Peki,

(Açmiya giderken elektrikler söner)

Dördüncü

tablo

(Perde dışında

Sadri - Hasan ( Sahne bir sokaktır. Hasanın elinde bir yol çantası, Sadri'nin ko. luna girmiştir ).

HASAN — Demek gidiyorsun ... Bu memleketteki abüdanen bu kadarmış kardeşim . Her şeyin altında bir hayır var derler . BABA

- Olenle ölünmüyor. -

GAZETECİ Akşam ... Sonposta ... Cümhuri. yet ... Tan yazıyor... Akbaba... Afacan .

Oğlum ver bakalım ... Trende, vapur

BABA da okurum .

GAZETECİ

Hangisinden Beybaba ? Tan zor

ludur. Al benden de o kadar .

HASAN

GAZETECİ beybaba ( Gider ) BABA

.

( Parayı alarak) Ömrüne bereket (Gazeteyi dürürken

gözüne ilişmiş 23

tarzda ) Aaa, bak bir çocuk babasını dört yerinden ya ralıyarak öldürmüş.

Ört şimdi onu trende okursun .

HASAN

(Cebine korken ) Ne hain , ne kalpsiz insanlar var... Evet trende okumalı... Çok şükür benim çocuklarım ... BABA

Eeee ... Belli olmaz ... kalp kapalı bir

HASAN

kutudur; açılmayınca anlaşılmaz.

Ben çocuklarımdan eminim .

BABA

HASAN — İyi olmalarını temenni ederim . Çok şükür... Çalıştık çabaladık ... bü -

BABA

yüttük ... Okuttuk ... Elbet bana âhir ömrümde el açtırt mazlar. HASAN BABA

.

Elbet... Biri birinden yâr olur.

(Saatına bakarak ) Hareket zamanı

yaklaşıyor. Ben gideyim... Senin iyiliklerini unutamı yacağım ... HASAN

Bunlar fazla ....

Biliyorsun benim de

kimsem yoktu ... Siz benim can yoldaşımdınız ... (Bir birlerine sarılırlar) . BABA — Allaha ismarladık .

HASAN — Gülegüle kardeşim ... Yolun açık olsun Gene

görüşürüz...

Çocuklarının

hepsinin

gözle

rinden öperim... Bildiklere selâm... (Çantayı verir. ) Hem senin gibi bir dosttan ayrıldığı ma üzülüyorum . Hem de evlatlarıma kavuşacağım diye seviniyorum. Onları yetiştirip bütün sa'yimin semeresi BABA

24

olarak bir köşede oturup ekmeklerini yemek ne tatlı dır değil mi ? BABA Haydi hoşça kal. -

( Elektrikler söner. )

Beşinci tablo ( Perde içinde. )

Baba - Mecdi SAHNE : Mecdinin çalışma odası ; colda bir şovalye, boyalar, orada burada koltuklar, sardalyeler, sigara masaları. sağda geniş raflı bir etajer, üstünde kitaplar, keman, bir kısmı yere düşmüş notalar. Odada bir intizamsızlık göze çarpar. BABA ( Kapıdan yavaşça girer... Yüzü ko yu bir kederle, teessürle kaplıdır... Bir müddet böyle

bakar. ) ( Mecdi yan kapıdan görünür. ) MECDİ — Bu adam kim. ? Buraya kadar gelmiş te bana niçin haber vermediler. ?... BABA Mecdi... Babanı tanımadın mı evlâdım . ? .

-

Baba... Baba sen misin ?...

MECDI

BABA — Evet oğlum ( Sarılırlar ) Ah ne kadar -

değişmişsin... Tam bir erkek olmuşsun... Hayır ola baba... Böyle mektupsuz

MECDİ falan .. ?..

BABA .

Telgraf çekmiştim ya ?...

Almadım ... Mutlaka bizimkinin eline

MECDİ

geçti ... vermiye unuttu ... Demek annem tamamiyle iyi leşti ki ayrılabildin . BABA

.

( Müteessir ) Evet... Tamamiyle gitti. 25

MECDI

Nereye . ? ... ( Başını eğer susar ) .

BABA

MECDI (Telâşla ) Ne diyorsun baba ... Annem öldü mü . ? Babacığım . ( Ağlamıya hazır ).

Size haber vermedim ... Annen tam üç

BABA

sene yataktan kalkmamıştı. Peki bize niçin yazmadın . ?...

MECDİ

Mükedder olmanızdan korktum ... Dok .

BABA

tor, ilâç hiç bir şey fayda vermedi... Ben ihtiyarlamış çalışamıyordum .

MECDİ — Niye bize haber vermedin canım . ?.. Fakat annene bakacak kadar kudretim vardı... Birikmiş paramız da vardı... Ama, doktor, ilaç BABA

ücretleri yükseldikçe yükseldi... Nihayet o para da bitti. MECDİ — Peki sonra ne yaptınız ? ... Ah baba . BABA

-

Evi terhin ettim... Şimdi annen gitti ...

Ev gitti. Her şey gitti... Ben kaldım . MECDI

Sen sağ ol babacığım .

BABA - Benim sağlığımdan ne olacak artık , geri kalan ömrümü, bir iki gün sende... bir iki gün Danişte falan geçiririm olur biter .

Oh ne iyi... Fakat bir iki gün deyil aylarca , yıllarca hattâ tamamen burada kalabilirsin ba . MECDİ

ba. BABA

MECD - 26

Teşekkür ederim evlâdım .

Karımı görsen... Ne tatlı, ne güzel,

BABA Gördüm .

( Biraz yumuşayan yüzü tekrar gerilir)

MECDİ Yaa ... Ne zaman. ? Onlar Ferdiyle tra çaya güneş banyosuna çıkmışlardı. BABA — Evet üzerlerinde mayo vardı... Fakat en alt kattaki odadalarda ... Galiba rutubet banhosu ya . pıyorlardı. MECDI

Beğendin mi baba ?.. Ben işten baş a lamıyorum ... Bereket versin Ferdiye ... Kadıncağız can sıkıntısından patlıyacak .

(Başkalaşır ... Ne söyliyeceğini şaşıra

BABA

rak ) Oğlum ... Evlâdım ... Yavrum ... Canım ... MECDI — Ne oluyorsun baba ?... Sana sinir de gelmiş ... Eskiden yoktu. Evet sinir geldi... Eskiden yoktu ... Hat tâ yarım saat evveline kadar... Oğlum karın sana ihanet ediyor. BABA

.

MECDİ — (Kahkahayla güler ) şimdiden kayna nalığa başladın baba.

(Elektrikler söner) .

Altıncı tablo Perde Dışında

Danış . Yolcular- Rıfkı Sahne : Bir mahalle sokağı... Küçük bir lâm ba ile aydınlatılmış.

Daniş yalnız, halk içinden 27

sahneye doğru ilerler... Bu anda turşucunun sesi duyulur; simitçi ve aksi istikametten yürüyen bir

yolcu geçer, Daniş, sahneden ineceği sırada halkın ortasındaki yoldan koşarak... Rıfkı gelir. Ve :

Daniş Bey... Daniş Bey... Bir dakika ... ( Elinde bir zarf sahneye çıkar. )

RIFKI

-

RIFKI

Sen misin ... Hayro.a ?...

RIFKI

Bugün sizin kapının önünden geçiyor.

dum ... Bizim posta müvezzii Hasan size mektup getir miş. ( Mektubu verir. )

DANIŞ

Yaa...

RFKI - Evet... Fakat kimseyi evde bulamamış. -

DANIŞ - Evet... Gezmiye gitmişlerdi. RIFKI — Atacak yerde yokmuş.

DANİŞ

Anladım ... Seni görünce....

RIFKI

Beni görünce «al Rıfkı sen verivers

DANİŞ

Teşekkür ederim.

dedi.

RIFKI

DANİŞ

Bir şey değil kimden ?. ( Açarak ) Bakalım... Hee... Şeeey...

Şeyden... Bizim İhsandan. RIFKI

DANİŞ

Ya... Nerde o ?.

Ben de iyi bilmiyorum... Şeyde amc

lelik yapıyor. RIFKI

Desene okudu ama adam

Mutlaka para istiyor ?... 28

olmad...

DANİŞ — Belkide. RIFKI

Gitmiyormusunuz ?.

DANIŞ Gideceğim... Ama sen git ... Ben biraz gecikeceğim . Mektubu şu lâmbanın altında okuyayım da... Bakalım ne herzeler yumurtlamış. RIFKI

DANİŞ Sevgili

Daniş

Peki... Eyvallah . Güle güle ( Rıfkı

çıkar )

( Okur)

Ağabey...

haberi

aldım .

Müessif

Pek müteessir oldum. Şu halde babamız bize aziz bir vediadır . Ona bundan sonra biz bakacağız. Fakat be nim evim barkım yok... Onun için babamızı sen ya nina al... Bak... Ben sana her ay otuz beş lira gönderi.

rim . Öyle zan ederimki bu para bir adamı mükemme len idare eder. Bu mektupla beraber ilk havaleyi gön deriyorum . Yengemin ellerinden çocukların ... (Başı ni sallayarak ) pek âlâ... Mükemmel efendim... Gön

der İhsan bey gönder... Bizde afiyetle yeriz. ( Giderken elektrikler söner. ) Yedinci tablo

( Perde İçinde ) SAHNE : Mecdinin gene aynı oturma odası... Biraz düzgünce ... Sadri sandalyede oturmuş bir kadın iskarpinini tamirle, uşak Hüsnü elindeki paçavrayle koltukları silmekle meşguldür.

Baba - Hüsnü BABA

Hüsnü sabahtan beri oturmadın ... Yo

rulmuşsundur.

HUSNU

Insan çalışmakla yorulmaz ... Yeterki... 29

Evet yeterki?.

BABA

Bırak dedikodu sevmem .

HÜSNÜ

BABA — Ben tamamlıyayım ... Yeterki hoş mua mele yapılsın... Değilmi Hüsnü ?. -

HÜSNÜ

( Sesini alçaltarak ) onu da birak ... Se

nin oğlun olduğu için arkasından laf etmek istemiyo rum ama.

BABA

( İçini çekerek ) . Evet oğlum ... Ciğer pa

.

rem ... Gözümün nuru ... Fakat.

HÜSNU

Adamın içi sızlıyor.

O musibete sanki tapıyor.

BABA

HÜSNÜ — Benim o kadınla alakam olmadığı hal. de gördüğüm şeylerden öyle azap duyuyorum ki... Ner deyse bu evi bu yüzden terkedeceğim. BABA — Terk et... Bu evde edepli bir insan otu ramaz .

HÜSNÜ

Sus canım bu kadar ileri varma.

BABA — Evet... Fena söylüyorum .

HÜSNÜ

Hele sana son günlerde yapılan mua

mele. BABA - Kadının marifeti.

HÜSNÜ

Hayret... Dün işittimde... Kulakları

ma inanamadım .

BABA — Kadının şişirmesi... Benim burada kal mam işine gelmiyor. .

HÜSNÜ — ( Müstehzi ) Nasıldı o bakayım ... Ha

yatı hazıra çok müşkülmüş ... Binaenaleyh aile efradının 30 -

müştereken çalışması lazımmış... Esasen sanayii nefiseye karşı halkta bir lâkaydî varmış ... Kazandığı para vazi

yetini bile tamamen idare edecek halde değilmiş... Bu şerait içinde senin de çalışman icap ediyormuş ... Aksi takdirde...

Yeter... Artık sus... Tahammül edemi.

BABA

yeceğim... Zaten otur dese oturmıyacağım ... Fakat iki

üç gündür baş ağrısından bir tarafa bakamıyorum . HÜSNÜ BABA

Bugün iyisin ya ?.

Çok şükür.

-

Bırak şu edepsizin iskarpinini be... BABA — İstemiye istemiye yapıyorum ben de za HÜSNÜ

.

ten ... Oğlum kızmasın .

HÜSNÜ — Şaşarım aklına. BABA

Sen baba oldun mu Hüsnü ?.

HÜSNU — Baba olupda göreceğim bu değilmi?. Bereket versin bizimki doğurmuyor. Onun için evlâd sevgisinin bambaşka bir his olduğunu bilmezsin ... Ah ah . BABA

( Bu sırada dışarda bir kadın sesi duyulur ) . KADIN SESİ — Bana bak Mecdi... Ben evin için de öyle haset adam görmeye dayanamam ... Ben evim de her yaptığım hareketin tecessüs altında kalmasını istemem ... Sana on defa söyledim ... Bu evden o moruk C

def olmalı ...

MECDİNİN SESİ - Peki peki karıcığım ... Sen üzülme... Biliyorsun biraz sonra dans muallimin gele cek... asabî görmesin . - 31

KADIN SEST

Olsun ... Zaten deminden hirsim

dan keman hocasının bir sözü bile kulağıma girmedi. MECDİNİN SESİ - Hele Ferdi gene seni böyle .

görürse ... Bana gene darılır. Karıcığım sen üzülme. Üzülme diyorsun ama... Bir şey yaptığın yok... O adam buradan şimdi gitmeli. MECDİNİN SESİ Peki... Derhal... Sen terzi KADIN SESİ

-

-

ye git... Mantonun provasını yaptır ... Olmazmı karı cığım ?. Gidip gelinceye kadar ben babamı yollarım ... Senin de dans muallimin gelmiş bulunur... Emi cicim ?.. HÜSNU

Ne kılıbık yarabbi.

( Dehşet içindedir ) Bunlar aile kadını değil. (Sözünü tamamlamak istemez susar) . BABA

KADIN SESİ (Mecdi sahneye girerken ) Bana bak Mecdi... Beni terziye yollarken hiç sormuyorsun . MECDİNİN SESİ

( Bak, tekrar dışarı çıkmıştır ) neyi ?

kelimesinden

sonra

KADIN SESİ – Terzi ilk taksiti istiyor.

MECDİNİN SESİ - Peki güzelim ... Vereyim ... Ne kadar ?.

KADIN SESİ MECDİNİN SESİ

Kirk dört lira. -

Al cicim... Artık dudakların

dan öptürmezmisin ?.

Olur... Fakat şimdi değil ... Söy KADIN SESİ lediklerimin hepsini yap öyle. HÜSNÜ Ne tezat... Babasına bakacak parası bulunmayan adamın karısının dans muallimi efendim ... Muziki muallimi vardır . Yüz bilmem kaç liraya manto yaptırır . 32

MECDİ — (Girer) Ne o... baba... bir iskarpini ta mir edemedin mi ? Bitti oğlum .

BABA

MECDİ - (Uşağa ) Haydi al götür... Hanım soka ğa çıkacak... belki bunları giyer... Diğer iskarpinleri -

arasında görsün . HÜSNÜ

Peki efendim . (Çıkar ) .

(Sükût. ) Baba... Maalesef sana biraz fena haber MECDİ vereceğim .

BABA .— (Bitap ve sakin) Söylemene hacet yok ... Duydum ... Biliyorum .

MECDİ - Affet baba... anlamışsındır ya. Ben ma . zurum

,

( Manalı) Mazursun ... Evet mazursun

BABA yavrum .

MECDİ - Kabahat sende... Karım çok asabîdir ... Hissiyatına müdahale edilmesine tahammül edemez.

Bilmiyordum... Telâkkilerinizi kavra yamamış olmam suç. BABA

- Bavulunu getireyim mi ?.

MECDİ

BABA — Zahmet etme. ( Kalkarak ) Ben alırım ... Sen mazursun ... Sen hastasın yavrum... Vücudumun se nin saadetine engel olmasını hiç bir zaman istemem.. -

Şunu unutma : sana hiç darılmadım ... Eski muhabbeti

me şimdi bir de merhamet karıştı. Bütün dileğim , senin mes'ut olmandır. Ben Sabite gidiyorum . ( Mecdi tered düt içindedir ) . ( Elektrikler söner) . - 33

Sekizinci tablo ( Perde dışında ) SAHNE : Üç dört sandalyeden ibaret bir mahalle kahvesi köşesi. Daha doğrusu sokağın kenarına atılmış bir kaç sandalye.

Baba . Kahveci

( Yavaş yavaş gelerek bir sandalyaya

BABA

oturur ) .

KAHVECİ

C

( Koşarak ) Emret beybaba ? ...

BABA — Az şekerli bir kahve oğlum .

KAHVECİ

Baş üstüne. (Gider ) .

BABA – ( Kendi kendine) İnsanların dışını gör -

düğün kadar değilse de.... hiç olmazsa yüzde biri kadar içerisini görebilseydin ... Bu kadar zavallı olmazdın... Ne feci... Zavallı çocuğum ... Adi kari. KAHVECİ ( Kahveyi getirerek) buyur bey . baba. BABA

Eyvallah oğlum.

( Bir saniye sükût ) . KAHVECİ - Afiedersiniz ...

Bu taraflarda bir

işinizmi var ?. BABA

Evet... Bilmem siz tanırmısınız ?.

KAHVECİ - Kimi efendim ?. Buralardansa .

BABA — Zannıma göre buralardan ... Manav Sa bit.

KAHVECİ

( İstifhamkâr bakar) Tanıyorum .

BABA — Ya... Tanıyormusunuz ?. İşte aradığım o. 34

.

KAHVECİ — Ne iş için ?. Yoksa sizede borcumu -

var ?. BABA

( Hayretle ) Hayır.

-

Acayıp ... İlk defa Sabiti başka iş

KAHVECİ

için arayan bir adam görüyorum . BABA ( Daha büyük bir hayretle ) Sabit her

kese borçmu yapar ?. (Kuşkulu) Siz nesisiniz ?.

KAHVECİ

(Saklayarak ) Hiç bir ahbab... Yüzünüz değişince acaba yakın KAHVECİ akrabası fılanmi dedim... Aman efendim ... Müthiş do BABA

landırıcıdır... Burada herkes ondan korkar... Bizim kah

vede içtiklerinin şimdiye kadar hiç birisinin parasını vermedi... Başka yerlerde de öyle.

( Müteezzi ) Ya ... Dükkânı varmış... Ka

BABA

zanmayormu ?. Kazanmaz olurmu ?. Safi kâr.

KAHVECİ

Peki ?.

BABA

KAHVECİ - O para tutarmı babacığım... Aldı ğını kumara, kadına veriyor.

BABA — Vah vah... Ya karısı çocukları ?. KAHVECİ — Karısı ötekine berikine çamaşır fa .

lan yıkayıp kendini,, çocuklarını

besler...

Onun işi

gücü fena kadınlarla düşüp kalkmaktan , kumar oy namaktan ibaret. ( Sabit sahnenin kenarında görünür. ) SABIT — Vay imanım kurnalı... Bakıyorum tık .

rinda işin .

Evet Sabit abeycim . Sayende ... ( Masadan fincan alırken Sadrinin kulağına ) Hele aksi ni söyle yandığın gündür. KAHVEC

- 35

SADRİ

İmanım sultansın ya ?.

KAHVECİ

Sayende abeycim ... Bak efendi se

-

ni soruyor.

SADRİ

Bu efendi babamı... Ne var be baba .

BABA

( Müteessir... Ayakta ) Sabit oğlum ...

lik ?.

Tanımadınmı babanı ?. KAHVECİ SADRİ

-

Ay babasıymış.

Vay baba... Sen buraya nerden dam

ladın ?.

(Sarılarak ) Seni görmeye geldim çocu

BABA

ğum . SADRİ - Eksik olma... Valdenin öldüğünü yaz -

mışsın... Bana pokerde beş yüz papel sulamış kadar do kundu... Ne yapalım be... Sen sağ ol... Dinine üfürdü .

münün mortu hepimize cavlağı çektirecek .

BABA - Öyle yavrum ... Siz sağ olun ... Biz gün lerimizi tamamladık .

SADRİ yorsun şimdi ?. BABA

Sıfırı tükettiğini yazmışsın ... Ne yaps Siz varken ne yapayım ?.

Eyvallah .. Hoş geldin ... Başımla bera . ber ama ... Benim bu günlerde zakonum pek aynasız ... SADRİ

Bir türlü oltayı tutturamıyorum . BABA - Peki oğlum Danişe giderim ... Fakat

hiç olmazsa bu gece yatayım ... Bak akşam oldu. Nere ye giderim şimdi?. Bu geceyi geçireyimde... SADRİ 36

(Kahveciyi yakasından çekerek ... Giz

li ) Buraya bak... Akort bozulacak ... Bu akşam bi zimkilere bir piyastos savurduk ... Kaynanaya aşırdık .

KAHVECİ — Demek evde kimse yok ?. SADRİ – Yok . KAHVECİ

Neyse bizim Aliden yemek getir

tiriz .

SADRİ — Hay senin ferasetine turup sikayım ben ... Kafan bizim nefes kabağı kadar boş be... Ben

akşama ihvanlarla bizim evde bir cünbüş yapacaktım ... Sarı Emine ; kara kaşlı Leman falan. Daha bir kaç ga. CO ... Kıyak bir manzara . (Sahte bir teessürle ) Vah vah şim KAHVECİ

di ne yapacaksın ?. Tüydürürüz ... ( Babasına ) Baba... Bu SADRİ

akaşm bizim evde kimse yok... Kaynanaya gittiler... Anahtarı da götürdüler... Ben de zaten söz verdim ... Gitmesem işkembe suratlı kaynana lokomotif gibị ho. murdamaya başlar.

Ya... Pek âlâ... Benim için üzülme...

BABA

Davetten geri kalırsan hâkikaten sana kırılırlar ... Benim

yüzümden rahatını kaçırma oğlum ... Ben darılmam . SADRİ - Peki sen ne yapacaksın ?. BABA – Helbet bir yere giderim yavrum . .

( Elektrikler söner. )

Dokuzuncu tablo ( Perde içinde ) SAHNE : Başka bir kahve. Sandalyeler, masalar, bir tarafta

kahve ocağı .. Kahveci oturmuş gazete okumakta.

Remzi - İhsan İHSAN

-

( Üzerinde yağlı bir işçi tulumu... Çok - . 37

şen girer) Merhaba Remzi dayı. REMZI Oooo merhaba Ihsancığım . İHSAN

Nasılsın bakalım ?.

REMZİ — Alâ ... İhsan be bir türlü çatır çatır oku . yamıyorum ... Gel otur şurasını bana okuyuver... Me raklı ve istifadeli bir şey de.

Peki Remzi dayı ( Oturur okumiya başlar ) « Ana baba ile evlâtlar arasındaki sevgi ekseriya İHSAN

karşılıklı olmuyor. Bazan ana baba kalbsiz, çok kerre de evlatlar ... Babadan ziyade anneler çocuklarını seviyor sevmeyen pek azdır .

lar... Analar arasında evladını

Şimdiki gençlerde ebeveyn muhabbeti pek başka ... Es ki derin muhabbet yok, tereddütsüz itaat yok , hörmet

se pek beylik .. » Şimdi Remzi dayı bu muharririn saç malarını dinleyecek kafa da yok... Halt etmiş ... Pek alà şimdiki gençler de anasını babasını tereddütsüz seviyor lar.

REMZİ — Sahi İhsan... Senin anan baban yokmu ? -

Ne zaman sordumsa hep atlattın. İHSAN – Var.. Yalnız babam... Annem yakında öldü .

REMZİ — Ya ... Vah vah ... Başın sağ olsun... Hiç söylemedin . İHSAN

Kendi derdimle başkalarını üzmek is .

temem de.

REMZİ

Ne iyi çocuksun ... Yalnız nekessin .

İHSAN

Hem çok değilmi ?.

Paraları ne yapıyorsun REMZİ Gündelik masrafın elli kuruşu geçmiyor. İHSAN ( Gülerek ) Daha daha . 38

bilmemki ?.

REMZI — Senin kadar para alan bir adamın kahve köşelerinde yattığını görmedim . İHSAN – Ne yaparsın ... Para nasıl birikecek ... C

C

Hem canım bunu senden başka kim biliyor.

İşittiğime göre fabrikada hem mü -

REMZI

hendis, hem ustabaşı, hem de ameleymişsin . İHSAN – ( Hep gülerek) Şaşılacak ne var bun da becerdikten sonra .

İhsan anlayamadığım bir şey var ; REMZİ Fabrika dururken buranın adresini ne maksadla veri yorsun ?. Remzi dayı ben etiketi sevmem ... Son

İHSAN

ra ... ne bileyim ben... mektuplar fabrikaya gelirse hemen açıp okumak lâzım ... Halbuki benim her dakikam part dır... Ziyan etmiş olurum . Ama buraya gelirse istirahat zamanında pek alâ okuyabilirim REMZİ - Canım bu çok tuhaf... Fabrikaya gel sede cebine atsan... gene burada okusan, olmaz mı ?. İHSAN

Hayır ... Ben meraklı bir adamım ...

Eğer mektubu okuyamıyacak kadar acele işim varsa ; bu merak tesirile işimde bir hata yapabilirim . Dünyada eşi bulunmaz bir adamsın REMZİ vesselâm ... Yoksa İhsan kumar mi oynuyorsun. Buna da -

inanamıyorum . Geçirdiğin hayata da bir mâna veremiyo rum .

İHSAN — Yok canım... Kumarı ben işmdi senden duyuyorum ... Kumar ; gayri ciddi adamların meşgale sidir ... Tam bir seciye sahibi olan adam bütün kazan cini sayinden bekler ... Bak Remzi dayı... Her ay bun dan sonra 35 lira babama göndereceğim. Birinci parti -

39

yi gönderdim bile ... Sonra böyle boyuna hizmetkârlık edecek değilim ya ... Bir küçük atelye açacağım . Allah versin ... Vallahi seni bir iş başı REMZİ görmeyi kendi oğlumdan ziyade isterim . İHSAN Yakında duyarsın ... Istanbula gide ceğim. Ooo işte bu olmadı ... Vaz geç gözünü REMZİ seveyim. İHSAN

-

Hayır

Remzi dayı...

Gitmeliyim ...

Çünkü kalbim rahat değil, babama kendim bakacağım ... Sonra nişanlım var ... Sekiz senedir doğrusu çocuklukdan beri. REMZI

bekliyor... Daha

Ya... Artık çoluk çocuğa karış ya .

Zamanı geldi zannederim ... Askerli. ğim bitti... Param da var...Artık fazla durmak manasız . İHSAN

Kendim gibi gürbüz, çalışkan çocuklar yetiştirmek isti yorum memlekete ! Şimdiden tenbihleyeyim ... Istanbula gider gitmez mektup yaz... Adresini bildir . İHSAN ( Kahkahayla güler ) Morak etme... Bu ne acele canım... Daha aylarca burdayım . REMZİ

(Sükût ) . Remzi

( Kalkar) Gözünü

seveyim gene te

mizlik için uğraşma... Ben yaparım... Seni burada de ğil evimde yatırmak istiyorum ama... Gelmiyorsun ki, İHSAN

Yooo... Ben karşılıksız hiç bir şey ka

bul etmem. Geceden geceye şurası süpürüyorum ... Bu yaptığım işe mukabil ancak burada yatabilirim ... Evinde değil. 40

REMZİ

Dedimya ...

Eşi bulunmaz garip bir

adamsın ... Eh Ben gidiyorum ... Uykum geldi. İHSAN - Pek alâ ... Haydi güle güle ( Remzi çı

kar ; İhsan süpürgeyi alarak süpürür, sandalyeleri kar yola gibi yapar, üzerine ince bir yatak serer, soyunma dan yatar.) ( Elektrik söner ).

Onuncu tablo ( Perde dışında )

SAHNE : Karanlık bir sokak .

Çopur - Mehmed - sonra Sadri ÇOPUR MEHMET — Dinine üfürdüğümün kan bur feleği bugün çarkı tersine çevirdi... Bir şey uçlana

madık ... İşler kesat gitti... Halbuki canını sevdiminin şu sokak öyle uğurludur ki... Mutlaka er geç bir iki av ökseye düşer ( Sadri kenardan görünür ) Heh birisi ge

liyor... Ulan moruğun biri be... Oda benim gibi tırıl ga liba bir yoklama yapalım ( Yaklaşan Sadriye tabancası ni uzatır ) Ne tarafa be moruk ?.

BABA — ( Korkmakla beraber gayet tabiî ) Fatihe çıkabilirmiyim dedim şu arka yollardan... Yıllardan beri İstanbulu unutmuşum... O da değişmiş biraz... ÇOPUR MEHMET — Ulan moruk... ammada piş. kinsin be ... BABA

Ne o, evlâd ?

ÇOPUR MEHMET

Zorlu

numaracısın ha ?.

Sökül mangizleri akıntı çağanozu ( tabancayı göksüne dayar ).

( Fevkalade müteessir ) Oğlum ... Nafa kanı başka yerden arasan ... Beni yakmasan ne olur ?. BABA

-

41

Evet seni memnun edecek kadar param var . Fakat bu

para benim dünyada kazandığım , kazanacağım son paradır ... Onları alırsan ... Evlâdım da bana bakacak halde değilse ; ben yarından itibaren dilenmeye mecbur olurum .. Yapma bunu bana.

ÇOPUR MEHMET

Ulan bana maval okuma...

Ben adamın ne matah olduğunu gözünün dingilinden anlarım ... Sökül şu mangizleri dokuzu çeyrek geçersin ha... Ayaz.

BABA — ( Koynundan eski biçim bir cüzdan çıka . rir... Titreyerek verir ) O da gitsin bakalım... (Alir cebine kor) Eyval ÇOPUR MEHMET lah imanım ... Nur ol ( silâhı Sadriye dönük yavaş ya

yaş geriler sonra sür'atle koşarak kaçar) . ( Elektrikler söner) .

( Perde içinde. )

Onbirinci tablo

Danış . Tevfik Sana ikinci defa gene söylüyorum .. Ablam babanı imkân yok evinde oturtmaz ... Hiç ha TEVFİK

ber yollayıpta çağırma... Hem bir gür. kendi gelir . DANS Belki gelir... Birader ab!an tutmaz di yorsun ama... Bu para meselesi... İhsan baktığım tak dirde her ay otuz beş lira gönderecek... Birincisini al dık bile... Babam bunun on lirasını bile yemez ... Geriye bize kâr 25 lira kalıyor. 42

-

TEVFİK -- Baban Ihsanın adresini biliyormu ? . DANİŞ Hayır ... Mektuplar benim vasıtamla C

gelir gider.

Şu halda mesele yok.

TEVFİK

DANIŞ

Nasıl ?.

TEVFİK — Bakıyorum diye haber gönderirsin ... -

Paraları çekersin. Böylelikle kâr 35 lira olur ... Yükü de ötekilere yüklenir ...

DANİŞ

Ya onlar da bakmazsa ?

-

TEVFİK

Gayet basit.

-

DANIŞ - Pek basit değil. -

Enişte anlamadan itiraz etme...

TEVFİK

DANIŞ TEVFİK

DANIŞ-

TEVFİK

-

Peki söyle ?. Hükûmetin darü.âcezesi var.

Oraya kimsesizleri alırlar. Kimsesi yoktur diye mahalleden il

mühaber alırız .

DANİŞ TEVFİK

Nasıl olur ?.

Olur. Muhtar çok iyi dostumdur.

Muhtarın ilmühaberiyle iş bitmezki.... DANIŞ Oraya girmek için bir takım şartlar lâzım... Sonra rahat -

etmiyeceğinden de korkuyorum. Neye rahat etmiyecek canım ... Her TEVFİK kes nasıl ediyor ?... Üst tarafını bana bırak... Benim o rada bir arkadaşım var... Bu mesele üzerinde konuştuk.

«Merak etme uydururuz » dedi. DANIŞ - Evde bırakamazmıyız ?. TEVFİK – O halde bana kalk git düşüyor... İki odadan başka yatacak yer varmı ?. Bu sofada da ya . tılmaz ya ?... - 43

DANIŞ

Hayır ... Sana bir şey demedim .

TEVFİK — Uzun lafın kısası... Ya o.. Ya ben...

DANİŞ Sen nasıl gidersin canım ... Aliye çıl dırır sonra ... Evi başıma yıkar. TEVFİK

.

DANİŞ

O halde onu . Bakalım ... Bilmecburiye ... Başka bir

münasip eve çıkamazmıyız ?. TEVFİK - İmkânı varmı ?. Ablam babadan kal ma biricik evini kiracılar eline bırakırmı?.

DANIŞ — O da doğru. ( Sükût ) . -

TEVFİK - Bana bak enişte... Buraları halâ süpü rülmeden duruyor ... Ablam yarın akşam teyzemden döndüğü zaman böyle görürse işin yamandır. DANIŞ Şimdi süpürürüm... ( Süpürgeyi alır başlar ) . TEVFİK Amma toz yapıyorsun ha... Bari bez gideyim... Biraz okur yatarım. ( Gider ) . -

DANIŞ

( Kapı çalınır ) Hayrola gece vakti kim bu ? ( Çıkar Sadriyle girerler ) Ah babacığım

Sadri - Daniş BABA

DANIŞ BABA

- Ah evladım ... Nasılsın yavrum ?.

Çok iyiyim . Nasıl çoluk çocuk ?.

DANİŞ — Çok iyi... Bu akşam teyzelerinde . BABA — İhsandan mektup alıyormusun yavrum ?.

DANIŞ

Hayır. Hiç almıyorum... Kim bilir ner

de sürtüyor .

BABA — Ah ah o küçükten beri hayırsızdı zaten . 44

DANIŞ

Bendeki adresine yedi sekiz defa mek

.

tup yazdım cevap alamadım .

BABA — It... Haydut... Senin küçükler büyüyor -

mu ?.

DANIŞ

Kocaman oldular.

BABA

Ya... çok sevindim ... Nasıl işinden

memnunmusun ?.

DANİŞ

Çok şükür geçinip gidiyoruz. ( Esner ) . BABA - Ne o esniyorsun... Uukun geldi galiba ?. -

DANIŞ

-

Evet erken kalkıyorumda .

Aman oğlum ... Benim için uykusuz kal

BABA

ma... git.

DANIŞ

Af edersin babacığım ... Bizim yatağı. mız da, odamızda yok... Bu gecelik bir örtü getireyim -

de...

BABA — Anladım ... anladım ... Ziyanı yok yay

rum ... Benim için üzülme... Ben nerde olsa uyurum ... Sen rahatsız olmada .

DANİŞ

Yokluk fena baba ( gider bir çocuk

atkısı getirir ) Allah rahatlık versin . Sana da oğlum . ( Daniş kanepeye uzanır. BABA

çıkar, baba

( Elektrikler söner) .

Onikinci tablo ( Perde içinde.) SAHNE : Gene aynı oda ve ikinci tabloda yapılan sabahın tekrarı.. BABA

DANİŞ

( Başını yavaş yavaş kaldırır ) . ( Elinde dolmamış bir bardak çay ve 45

ortası kopmuş bir dilim ekmek vardır) Hayırlı sabay lar baba .

Cümleye evladım .

BABA

DANIŞ - Kahvaltı et ( elindekileri masaya kor) . BABA

Sağ ol çocuğum .

DANIŞ BABA

Baba bugün hava çok güzel değilmi ? ( Ekmeğe hayretle bakarak ) güzel.

DANIŞ

İnsanın evi bir çayır kenarında olmalı,

BABA

( Çayı içerken ) Evet bu ev çok kas.

vetli.

DANIŞ - Hem de çok rütubetli. -

Fena .

BABA

DANİŞ Geçen gün darülacezenin önünden geç . tim ... Ne süslü bir bahçesi var... Her yer tertemiz ... Doğrusu ordakiler pek bahtiyar. BABA

Her halde.

DANIŞ

-

Seni de oraya götüreyim mi baba ?...

( Müteessir ) Olur çocuğum... Fakat ben kendim de giderim... Sen yorulma... Sen gelirsen belki BABA

.

beni almazlar .

DANIŞ Aklına bir şey gelmesin baba... Ister sen burda kal... Fazla odamız falan yokta... Rahatsız olacaksın bani. BABA

Haklısın evladım ... Hem ben rahatsız

olurum hem siz ( Kalkar ) Siz sağ olun ... Benim iki gün

lü kömrüm nasıl olsa geçer... Allaha ismarladık sevgili çocuğum .

( Elektrikler söner, açılır ) . 46

-

SAHNE : Aynı oda... Vakit sabah .. Daniş sandalyeye kaykılarak oturmuştur

Daniş (sonra) İhsan DANIŞ — ( Mektup yazar ). « Babamıza bazı şey C

ler yapılacağı cihetle daha bir mikdar para gönder men icap ediyor... Bu paranın derhal gönderilmesi ba bamızın sıhhat ve istirahati meselesidir . Efendim daha

ne yazayım .. Pederim memnuniyetinden , sıhhatinden , neşesinden ( Kapı çalınır ) Hayrola ... Sabah sabah bu

hangi münasebetsiz misafir acaba ? .. (Gider İhsanla gi rerler ) .

İHSAN - Vay Ağabeycim ... Bayağı ihtiyarlamış sin ... Saçlarında beyazlar bile var . DANIŞ ( Telâşlıdır ) Tabiî çoluk çocuk babası olması kolay değil. İHSAN Ee nasılsın ağabeycim ?.. DANIŞ - İyiyim... Ya sen ?. -

.

İHSAN — Seni gördüm daha iyi oldum ... Çoluk çocuk nasıl ?.

DANİŞ

Hepsi iyi.

İHSAN

Ya babam.

DANIŞ

Oda iyi.

İHSAN - Nerede içerdemi?. Hayır şeyde... DANIŞ İHSAN — Ha öteki ağabeylerime misafirliğe gitti öylemi ?. C

DANİŞ

Hayır şey canım...

Gezmiye mi gitti ? Ha evet ... Hayır ... Şey ... O kadar söy DANIŞ ledik ... Dinletemedik ... « illâ gideceğim ” dedi... Bizde İHSAN

mecbur olduk ... Gönderdik .

Nereye ?. DANIŞ - Darülâcezeye. IHSAN

--

w

47

( Ateş kesilmiştir ) Ne... Ne ?. Bir da

İHSAN

ha söyle bakayım... Sen babamı Darülâcezeye gön deriyorsun ha ?. Öylemi ?. Söyle ?. ( Yakasına yapışır )

Söyle diyorum alçak... Ne zaman gitti... Ne zaman yol ladın ... Doğru söyle ...

DANİŞ

Dün ... Hayır ... Şey... On gün evvel.

İHSAN

Doğru söyle öldürürüm .

DANIŞ

Şey ... Vallahi. ( Tokat vurarak ) Doğru söyle. Gelir gelmez .

İHSAN

DANIŞ İHSAN — Gelir gelmez ha... Alçak rezil ... Utan -

madın mi...

(Vurarak )

Seni bu boya,

getiren bir

adama bu muameleyi yapmıya . Paran yoksa ben gön deriyordum ... Ondan başka sana da artardı... Domuz ... Bana da maval.. Öylemi? ,,, DANİŞ A yeter artık be. İHSAN - Yeter mi ? (Tutup yere fırlatarak ) Ye ter m ?i Rezil kerata.

DANIŞ Vurma diyorum ( Boğuşma, gürültü ... sandalyeler, masa devrilir... Münasip sözler bağırılır... Tevfik pijama ile odaya girer ) . -

Daniş - İhsan - Tevfik TEVFİK – Ne oluyor canım ? Eyvah eniştem ... Hey delikanlı neredesin be ? .. İHSAN

.

( Danişin karnı üzerine oturarak ) sen

kimsin çocuk ?. Bu evde ne işin var ?. FEVFİK - A... Rezalet... Dışardan gelen bir adam bana evimde hüviyetimi soruyor. İHSAN - Evin mi ? ... Sen bu evden misin ?... Da

nış kim bu çocuk söyle. 48

: ... DANIŞ

Karimin kardeşi.

İHSAN – ( Tevfiğe vurarak ) Karının bu tufeyli kardeşine bakarsın . Babana bakmazsın .

TEVFİK - Hey... Heeeyy ... yetişir ne hakla vuru . yorsun ? ... Babasını.

İHSAN — Haa... Siz mi istemediniz ?... Siz... Öy. le mi ?... Siz ? ... ( Yakalar Danışın üzerine atar... ) Polis... Polis... TEVFİK İHSAN - Acele etme... Polisi şimdi ben çağıra cağım . ( Lâmbalar söner ) . .

Onüçüncü tablo ( Perde içinde) SAHNE : Darülacezede bir koridor.. Duvarda iki levha... Sadri

çıkrıkla iplik sarmaya uğraşmaktadır ..

Sadri- ( sonra ) ihsan İHSAN (Girer... Sadriye sokulur) Affedersi niz ... Size bir şey sorabilirmiyim .

( Bakmadán... İşine devamla ) Sorunuz. İHSAN — Buraya beş ay evvel gelen Sadri Efendi BABA

isminde birisini tanıyormusunuz ?... BABA ( Yavaş yavaş başını kaldırır... Yarım

dakika baktıktan sonra ... Garip bir sesle ) İhsan... İHSAN Baba ( Sarılır öpüşürler ) Beni affet baba ... Beş ay evvel gelmedim ... Seni buralara düşür. düm ... Fakat oldukça mecburdum baba... Fabrikayla kontratım vardı... Vaktinden evvel ayrılırsam kırk bin liradan fazla ziyan edecektim... Senin ahlaksız ağabey lerimin yanında azap duyacağını düşündükçe de rahal 49

siz oluyordum ... Ağabeylerimin ne mal olduklarını pek

iyi bilirim ... İçlerinde seni emniyet edebileceğim bir Da . niş vardı... Vaziyeti iyi olmadığı için biraz faz la para gönderirsem sana bakmıya razı olacağını um

dum ... Senin bana mektup yazdığın ilk günden itibaren

her ay otuz beş lira gönderdim... İşte kopunları... Kalp siz herif... Sahtekâr domuz, hem benden paraları çekti

hem de seni daha ilk günden itibaren buraya göndermiş. Ah... Keşke şu kırk bin lirayı kaybedeydim de seni bu ralara düşürmiyeydim ... BABA

-

( Gözleri yaşararak dinledikten sonra )

Sen beni affet oğlum ...

İHSAN

( Uzun uzun bakar ) Birşey anlamadım

bu sözlerden baba.

( Pek muztarıp ... Bir hıçkırık halinde ) Affet işte o kadar. İHSAN ( Anî bir kararla) Haydi artık burada durmıyalım baba. BABA

( Götürürken elektrikler söner. ) ( Perde dışında ) Ondördüncü tablo SAHNE : Mükellef bir oda.. Ortada bilhassa konmuş bir koltuk

ta Sadri gözleri bağlı oturmakta, İhsan karşısında sevinç içinde dur maktadır.

Babacığım ... Şimdi dikkat... Uç de diğim zaman açacaksın ... Bir ... İki... Uç... İHSAN

( Bağı çözer... etrafına hayretle bakar, gülümser ) Neredeyim ?... BABA

IHSAN - Evinde baba... - 50

-

( Yavaş yavaş kollarını açar... gözleri evlâdım yaşlı) Gel (Sarılır ) Beni affet çocuğum . BABA

İHSAN

-

Baba bu sözlerinden birşey anlıyamı

yorum .

BABA - Dinle... Sen çok yaramazdın ... Senden

çemediğimiz kalmazdı... Bilmiyorum ... senin çocukken yaptığın bu yaramazlıklar bilhassa küçükken başlıyan çapkınlığın kalbimde sana karşı bir nefret uyandırmış . tı... Bu nefret senelerden sonra bir kine çevrildi... Se

nin ismini duymak benim için bir azaptı... Bu kadar acı ve yerinde olmıyan hislerde küçüklük hatıralarının tesiri olup olmadığının farkında değilim . Görüyorsun ya ... Seni ne kadar yanlış anlamışım ... Şimdi af dilemiye hakkım yok mu ?...

İHSAN

Bu gayrı ihtiyarî bir şey baba... Suç

sayılmaz ki...

Benim vefakâr evlâdım ... İhsan ... Ne

BABA

yaramazdın sen... Hele şu hiç aklımdan çıkmaz. İHSAN

-

Hangisi baba ?...

( Güler ) Bir gün gene mektebe gitmiş tiniz ... Daha derse girmeden sen ve bir arkadaşın Dani BABA

şir dersanesine girmişsiniz ... Kimin aklına gelir ... Daniş o vefasız, hayırsız evlât da sınıfbaşıydı... Merdiven ba şında muallim hanımla konuşuyormuş... Siz tahtaya iki. sinin resmini yapmışsınız sonra Tahtanın perdesini ört müşsünüz. Derste muallim Hanım bir talebeyi müzake

sonra tahtaya kaldırmak istemiş bir eliyle bakmadan tahtanın perdesini kaldırmış... Bütün çocuk . lar gülmiye başlamışlar... Muallim Hanım... Tahtaya

reden

bakınca kendisinin Danişla dudak dudağa yepılmış rey mini görmüş... O gün bana acı bir ihtar gelmişti... Seni - 51

öyle döğmüşüm ki... Ah ah biz cahil adamlar terbiye nin ne demek olduğunu maalesef bilmiyoruz.

İHSAN

Senin hiç kabahatın yok baba ... Bu

eski ananenin iycabıydı...

İhsan bu evde yalnız mısın yavrum ?

BABA

İHSAN

-

BABA

Kim

İHSAN

-

?

Lerzan .

Şu bildiğim Lerzan mı ?...

BABA

İHSAN BABA

Hayır nişanlım var ...

Evet... -

Nerde... ? ( Az memnundur ) .

İHSAN — Gelecek ... Sabahleyin kalktığım zaman cnun mutfakta olduğunu gördüm «ne yapıyorsun de

dim . İhsan, dedi, babamızın çorbasını, muhallebisini yapıyorum... Senin kahvaltın biraz geç kalacak, biz na sıl olsa oluruz... Şimdi onunla meşgul. BABA - İşte bana ikinci bir darbe daha oğlum ... Beni tekrar affet... Lerzan da affetsin ... Ben o yavru

cuğu da anlıyamamışım .... İHSAN — Ortada affedilecek hiç bir şey yok... Sen eski terbiye sistemine kız ve darıl baba... PERDE

S

son 52

Halkevleri Tiyatrolarınm 2 No ' lu Reperturvar listesinden nepredilenler

1 - Şüphe 2 – Geçimsizlik .... Erkek Kukla

3

4 – Kavgasız Saâdet -

Avni Dilligil ..... K. Emin Bora

Şevket Bilgisel ..... Avni Candar

5 - Para Delisi

Y. Nüzhet Onat

6 -- 30 Ağustos

Avni Candar

7 - Ceza Hâkimi

İlhan Tarus

-

8

Saadet Perdesi

9

Yalnız Adam

Eğitmen

10

....

... K. Emin Bora ..... S. Salih Asral

.... C. Sıtkı Gürler

- Kılıbıklık mı, Kazaklık mı Avni Candar -

12 - Yanlış Yol

OOO

Hulya Gözalan

13 -- Baba ve Çocukları ....... Şevket Bilgisel Beyaz Baykuş ............ Vedad Orfi Bengü 14 -

15

- Fedakârlık ....

.... Ali Süha Delilbaşı

16 - Alev

229

Halit Fahri Ozansoy

89890 S106 8 N

NYOTHOIW DO XLISUSAN