Ahbaru'l-Medine: Medine Tarihi [1 ed.]
 9786059281768

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

İBN ZEBALE (199/814)

İsmi, Muhammed b. el-Hasen el-Kureşi el-Mah­ zuml el-Medenl'dir. Ebü'l-Hasen veya Ebu Ab­ dullah künyesiyle bilinmektedir. İmam Malik'in öğrencilerindendir. il. (VII I.) yüzyılda Medine'de yaşamıştır. İbn Zebale'nin yaşadığı dönem Emevi devletinin yıkılıp Abbasi devletinin ortaya çıktığı bir döneme rastlamaktadır. Ahbiiru 'l-Medine adlı eseri Medine hakkında yazıldığı bilinen en eski şe­ hir tarihidir. Kitiibu Ezvii ci 'n Nebf ve Kitabu Mesa­ libü'l-Ensab isimli eserler de müellife aittir. -

Fatih Mehmet YILMAZ

1976 Amasya-Suluova doğumludur. 1 999'da Sel­ çuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun olup 2002 yılında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bi­ limler Enstitüsünde Yüksek Lisansını tamamladı. 2 0 0 1-2005 yılları arasında Diyanet İşleri Başkan­ lığı bünyesinde vaizlik yaptı. 2002-2005 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı Akçaabat-Darı­ ca Eğitim Merkezi Müdürlüğünde ihtisas eğitimini tamamladı. 2005-2 0 1 1 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde din kültürü ve ahlak bilgisi ve imam hatip lisesi meslek dersleri öğretmenliği görevlerinde bulundu. 2 0 1 1 yılında H itit Üniversi­ tesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde başladığı dokto­ ra eğitimini Sünnet'te Medeniyet İnşası adlı teziyle 2 0 1 6 yılında tamamladı. Halen Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğretim üyeliği görevine de­ vam etmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Ankara Okulu Yayınları: 2 6 3 İslam Klasikleri: 1 1

©Ankara Okulu Basım Yay. San. v e Tic. Ltd. Şti. Editör: Mehmet Azimli Redaksiyon: Zekeriya Y ürük Son Okuma: Kasım Gezen Dizgi, kapak: Ankara Dizgi Evi Baskı, cilt, kapak baskısı: Merkez Repro Bas. Yay. Ltd. Şti Birinci basım: Mayıs 2 0 1 8

ISBN: 978-605-9 2 8 1 -76-8

Ankara Okulu Yayınları Şehit Mehmet Baydar Sokak 2 /A Maltepe/AN KARA Tel: (0312) 3 4 1 0 6 9 0 Faks: (03 1 2) 341 0 6 95 web: www.ankaraokulu.com e-mail: [email protected]

AHBARU'L-MEDiNE Medine Tarihi

İBN ZEBALE

Çeviren Fatih Mehmet YILMAZ

Ankara Okulu Yayınları Ankara 2018

İÇİNDEKİLER

EDİTÖRDEN . . . . . ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ . . . .. . . İBN ZEBALE V E AHBARU'L-MEDİNE . Muhammed b . el-Hasen İbn Zebale Hocaları . . . . . Öğrencileri . .. Eserleri Ahbaru'l-Medine . Ezvaci'n-Nebi .. . . Mesalibü'l-Ensab . .

....... ..... .... ..... .. ............................

......... .. .. .

.. .

. ..........

.. .

... ....

.... ......... .............................

. .

.

.. ... .

.....

.. . .

.

. . 13 . 15 17 20 21 24 25 . 25 26 . 26

............ ..... .

..... ......

..

.

..... ......

.

...... ..... .................. ..... ...... ...............

..

. . . .

..... .................................. . .... .. ........

.

.

......... ........... ........ ......... ..... ................ .................................. ..... ........

................. ..............

.

................................................... ............ ........

..................................................................................................................

............................. ................................................................ .

...........

.

.................. ..... .................................................... ...........

... ...... .........................................

..

.

.

.................. ...... ............ ..

AHBARU'L-MEDİNE . . . . . . . . 27 HİCRET V E MESCİT İNŞASI .. .. . . . . .29 el-Akabetü's-Suğra (Küçük Akabe) . . . .. . 29 Hz. Peygamber'in Medine'ye Hicreti . .. .. . . . . .. 2 9 Hz. Peygamber'in Ebu Eyyı1b el-Ensari'nin Evinde Kalması 31 Hz. Peygamber'in En Büyük Mescidini İnşası . . . . . 32 MESCİD-İ NEBEVİ'NİN GENİŞLİGİ.. .. . . . . . .. . .38 HZ. PEYGAMBER'İN MAKAMI VE KIBLENİN DEGİŞMESİ . .41 Nebi'nin (sav.) Namazda Durduğu Yer/Makam . . . . .41 Kıblenin Değişmesi. . .. . . . . 42 HURMA KÜTÜGÜ, MİNBER VE HÜCRE-İ ŞERİF . . . . 44 Hurma Kütüğünün Gömüldüğü Yer . . . 45 Minber Ustası Hakkındaki Farklı Görüşler . ..45 Minberin Ölçüsü . . . . . . . 46 Minberin Örtüsü . . . 49 Minber ile Kabir Arasındaki Mesafe . . . 49 Minber-i Şerif'in Fazileti . . . .. 49 el-Hucuratü'ş-Şerife .. . . . . . . . 50 Aişe'nin (ra.) Odasının İmarındaki Değişiklikler . 50 Hz. Aişe'nin Hücresindeki Kabirler .. .. . . . . . 52 MESCİDİN SÜTUNLARI VE KAPILARl.. ........................................................ 54 Sütunlar .. . . . .. . . . . . . 54 1 . Muhallaka Sütunu . . . . . ... . . . . .. .. . . 54 2 . Kur'a Sütunu . .. . .. . . 54 3 . Üstüvane-i Tevbe . . . 55 4. Serir Sütunu . . .. . . . . . 57 5 . Heyetler Sütunu . . . . 57 6. Kabrin Kare Sütunu . . 58 . ...... ........ .. ... .................... ....... ............ ............................

.........

....

............ ................................. .......... . .

..... ........................ ........ ....

........ .....

.... .........

............ . ... .. ... ........ ...

.

...........

............. .. .. ..... ..... .......

............. ...... ......... ....... ... .. . ... .........

... .............

............ ...... ...... ......

. .............. . ..................... ... ............ ...................... .........

... ........... ........... ....... .

..... ................ .. .................................

.. .......................................

....................... ........ ....... .. .......... .... ...... ......................

................................. ..... ...................... ..........................

..... ... ........................................

.. ..... ...... ...................................

....................

...... . ................. ...... ......... ..... ... ....... ..........................

...... ..........................

.....

..

.......................

.... . .... ........... .

...... .......... ..... ............. . ............................... ......... ..... .. ..... ... ........

......... ..... .. ... ..... ..

............................... ......... .

..... .. ... . ...... . .......

..... .. .....

.......... .............. . ........... .. .....

.................................... ............................ .... ............

....... ........................ .................. . .... ............... .. ..... ....... .

....... ...... ...................... ........................................... ...

........................................................................ . ...

6

Ahbô.ru 'l-Medfne

Sütunların Sayısı 58 Mescide Hurma Salkımlarının Asılması .. . . . . . . 5 8 Mescid-i Nebevi'nin Kapıları . . . . . . .... . . .... ... .. .. .. . . . 58 1 . Nebi Kapısı . . . . . 60 2 . Ali Kapısı . . . . . .. . . . .. .. . . . 60 . . . . .. . . . .. .. .. .. . . 6 0 3. Osman Kapısı 4 . Ebü'l-Abbas es-Seffah Kızı Rayta Kapısı . . . . . 61 5. Esma bint el-Hüseyn b. Abdullah b. Ubeydullah b. el-Abbas b. Abdülmuttalib'in Evinin Karşısındaki Kapı 6 1 6. Halid b. el-Velid'in (ra.) Evinin Karşısındaki Kapı . . 61 7. Medine Dışında Bulunan Zükakü'l-Menası'ın Karşısındaki Kapı . . . 61 8. Devlet Başkanına Ait Evlerin Karşısındaki Kapı . .. 62 9. Mescidin En Son Kısmında Bulunan Kapı. .. . . 62 1 0 . Ebü'l-Gays b. el-Mugire'nin Evi Karşısındaki Kapı . .. 62 11. Ebü'l- Gays'ın Evinin Karşısındaki Kapı 62 1 2 . Bir Önceki Kapının Karşısında Bulunan Kapı. . 62 1 3 . Münira'nın Evinin Karşısındaki Kapı 62 14. Münira'nın Evinin Karşısındaki Bir Başka Kapı . 62 1 5 . el-Mehdi'nin Azatlısı Namazgah Sahibi Nusayr'ın Evinin Karşısındaki Kapı . . .. . .. . 62 1 6. Ca'fer b. Yahya b. Halid b. Bermek'in Evinin Karşısındaki Kapı . . . . 62 1 7 . Atike bint Abdullah b. Yezid b. M uaviye'nin Kapısı . . . 63 1 8. Ziyad Kapısı Olarak Bilinen Kapı . . . 63 19. Mescide İlave Yapıldığında Ebu Bekr'in (ra.) Kapısı Yönünde Yapılmış Olan Küçük Kapı ....................................... ..... 6 4 20. Mervan Kapısı .............................. ........................................................ 6 4 2 1 . Ömer Ailesinin Kapısı . . . . . 65 Mescid-i Şerif'e Açılan Kapıların Kapatılması . . . ... . 66 MESCİD-İ NEBEVi'NİN GENİŞLETİLMESİ . . . .. . . 68 . .... ... . 68 Ömer b. el-Hattab'ın İlavesi Osman b. Affan'ın İlavesi .. . . . 70 Velid b. Abdülmelik'in İlavesi .. . . . 71 Ömer b. Abdülaziz'in Yenilikleri . 77 Mihrabı İlk Yapan .. . . . . .. 77 Çakıl Taşı Döşenmesi . . 78 . . . . ..... .. . . . 7 8 Güzel Kokuyla Kokulandırılması . Buhur Yakılması . . . . . . . . .. . .. 7 8 Tefrişi. 79 Mushaflar Gönderilmesi .... . .. .... .... .. . . . . . .. . . . 7 9 Suyun Tahliyesi . . . . . . . 79 ................................................................................................

..................

.. .... .. ......... . ....

..... .... ......

. . .....

.

.

.

.

.... ... ..

.. . . .......

........................... .................. ................................... ..... .. ...

.... .. . .. ...................... ....................

. ........ ..... .....

............................. ..................... ....

. .

.....

... .. . .

.

.. . . .. .

.

..

. ...

.... . .......... .............. ....

....

........... ......

...................... ..................... ...................... ..............

............... .

..............

...........

.

...

.....

...........

...... ...............................

........... ............

.........................................

...................

.... . ...........

.............. ..

.. ........................

. . . ................................................ ...........

. ..........

.................................. ...

...... ....

.... ...... .. ................................................. . ....

................... ...... . ...

... . ..... .......

.......... ..............

....................

..............

..

... ............ ............

........... ................

.... .............. ................................. ....

................................................ .............. ....

............................................................... .

.............

.... ...... .............. ... ........................ . .............

................. ..... ........................................................

.......... ..... ....... . ..

.......

.. ..... .. .

.......... ............. .. ... ............... .. ... ................ .....

.. ....

..

..............................................................................................................

.

. .

....

.

..

. . . . ... .... .... ... ......

..... ... ... ..

... ...... ................... ............................... .. ............. ..... .....

7

İçindekiler Sarnıçların Sayısı . . .. ... . . . . .. M uslukları . . . Kandilleri Duvarının Genişliği . . Taşla Döşenmiş Alanı . . . Minareleri . . Minarelerde Ezan . . . .. . . . . Minarelerinin Uzunluğu . .. el-Mehdl'nin İlavesi .. . . MESCİT ADABI, MESCİDİN ETRAFINDA BULUNAN YERLEŞİM YERLERİ VE MUHACİRLERİN EVLERİ . Mescid-i Nebevi' de Uyulması Gereken Kurallar Mescidin Çakıl Taşlarının Mescitten Çıkartılmaması Mescitte Sesi Y ükseltmenin Haramhğı M escide Tükürmenin H ükmü . .. Mescid-i Şerif'in Etrafında Bulunan Yerleşim Yerleri ve M uhacirlerin Evleri.. . .. . .. Mervan b. el-Hakem'in Evi.. .. . . Abdullah b. Mükemmil'in Evi . Nehham'ın Evi . . . . Mil.sa el-Mahzil.ml'nin Evi . Halid b. el-Velld'in Evi . . . . . Rayta'nın Evi . . . HZ. PEYGAMBER'İN BAYRAMLARDA NAMAZ KILDIGI MUSALLA VE DİGER MESCİTLER Musalla'da İlk Bayram Namazı Bayram Namazı Kılınan Yerler . . M usalla'nın Fazileti.. . . Musalla'ya Gidiş ve Dönüş Yolu .. . Nebl'nin Namaz Kıldığı Mescitler, Medine ve Çevresinde Kendisi veya Ciheti Bilinen Mescitler . . Kuba Mescidi . . . .. . Resulullah'ın (sav.) Kuba Mescidine Gelişi . Resulullah'ın (sav.) Kuba Mescidinde Namaz Kıldığı Sa'd b. Hayseme'nin Evi .. Mescid-i Cum'a . . .. Mescid-i Fadlh . . . . Beni Kureyza Mescidi . .. . . M eşrubetü Ümmü İbrahim . . . . . . .. . Beni Zafer Mescidi . . Fetih Mescidi . . Nebl'nin (sav.) Namazdan Sonra Fetih Mescidinde Yaptığı Dua .. ..... .......... .......

.

.

79 80 80 80 . 81 81 82 82 82

.... ... ........... ... ....... . ................. .....

.................... .... ................................... .......................................

.......................................................................................................

....... .................................... ..... ..................................

.

.................... ......... ............................. ............. ....

.

........................................ .................. .................................. .......

... ..... . ...

.

. .......................................... ........ .. ...... .....

......................................... ............... . ..............

................................... . .. ... .............................................

85 85 . 86 86 87

......... .......................

..................................

.

................ ..... .

.....................................................

...................................... ..

...........................

.............. ...... . .................. ........... . ..........................

..............

88

. 88

...... ............... ........................... .

.... ...........................................................

..... .............................................. ....... ................... .............

............................... .......................................

.

... . .. ............ ....... .......................................... ......

.................... ...... ....................................... .............................

88 89 89 89 90

. 90

........................... ..

90 90 . 91 91

....................................................................

............................................ ... ...................

...................................................... ... .......................... ...

............................... . .... ............................

.................. .......... .........................

................................ ......................... ........ ...

..... .................

............ ..................

.....

Yer .. .

.....................................................

...

......

................................ ......... ................................. . .... ........

.. ....... ................................................ ....... .........................

92 92 92 93 93 94 94

. 94

................ ............ . .... ............................. ......... ..

.. . . .... .......... ........ .

...... ..........................

95

. 96

........................... .... .................................................. .

............................. ..................................................... ............

96

................... . ...................................

96

8

Ahbaru 'l-Medfne Mescid-i Kıbleteyn Mescid-i Sükya . Mescid-i Zübab (er-Raye) Ebu Zer el-Gıfari Mescidi Übey b. Ka'b Mescidi (Beni Cedile) Medine-i Şerifte Bizzat Kendisi D eğil Bulunduğu Ciheti Bilinen Mescitler Mescid-i Beni Haram Mescid-i Haribe Mescid-i Cüheyne Beni Gıfar Mescidi (Hazrec'ten) Beni Zürayk Mescidi... Beni Sfüde'ye Ait İki Mescit Beni Sfüde Çardağı/Koruluğu Ratic Mescidi . Mescid-i Vakım Beni Harise Mescidi. eş-Şeyhayn Mescidi Beni Dinar Mescidi . Daru'n-Nabiğa ve Beni Adi Mescitleri Beni Mazin Mescidi Beni Amr Mescidi Baki'u'z-Zübeyr Mescidi Sadakatü'z-Zübeyr Mescidi Beni Hudra Mescidi Beni Haris Mescidi ve es-Sünh M escidi Beni Hubla Mescidi Beni Beyaza Mescidi Beni Hatme Mescidi Beni Ümeyye el-Evsi Mescidi . Beni Vail el-Evsi Mescidi . Beni Vakıf Mescidi Beni Ü neyf Mescidi Daru Sa'd b. Hayseme Mescidi Mescid-i Tevbe Mescid-i Nur İtban b. Malik'in Mescidi Mescid-i Miseb (Nebi'nin Sadakası) Minareteyn Mescidi Cescase ile Şeddad Kuyusu Arasındaki Mescit .. Mekke-Medine Arasında Resulullah'a (sav.) Nispet Edilen Mescitler

.....................................................................................

98

................................................. ...........................................

99

.......................................................................

99

99 100

........................................................................

..................................................

.......................................................

.............................................................................

........................................................................................

100 100 100

....................................................................................

101

...................................................................................

101 101

.................................................

............................................................

101 102

.......................................................... ..................................

102

.................................................................

.........................................................................................

102

...............................................................................

102

.

................................................................. ..............

102

............................................

103 103

................................................................................

103

........................................... .....................................

....................................................................................

.......................................................................

.................................................................

103 103 104

................................................................................

.........................................

104 104

.................................................................................

105

..............................................................................

105

...............................................................................

.

................... ....................... .................

............................ .........................................

...................................................................................

.................................................................................

...........................................................

105 106 106 106 106 106

..........................................................................................

106

..............................................................................................

10 7

......................................................................

10 7

................................................

10 7

.........................

107 108

...............................................................................

108

................................................................................

9

İçindekiler

Mescid-i Muarras .. ... .. ... . . . . . . 108 Şerefu'r-Ravha Mescidi .. .. 109 Zülhuleyfe'deki Mescit .. . . 109 I rku'z-Zubye Mescidi.. . . . . .. . . . . 109 Mescid-i Munsaraf (Mescid-i Gazale) . . . . . . 110 Ruveyse Mescidi.. . .. .. . . . 110 Rakı1be Tepesi Mescidi.. . . .. . 111 Mescid-i Üsaye . .. . .. .. . 111 Mescid-i Arc . . . . .. . . . . . 111 Lahya Cemel Mescidi . 111 Mescid-i Sükya . . .. . . .. .. . . 111 Medlece Ti'hin Mescidi . . . . . . 112 Mekke-Medine Arasında Bulunan Diğer Mescitler.......................... 112 Mescid-i Debbetü'l-Müsta'cele . . . 112 Mekke-Medine Arasındaki Mescitlerin Sayısı ............................. 112 Mebrek Tepesi Mescidi ......................................................................... 112 Mescid-i Aşira (Yenbu') . . . 113 Fur' Mescitleri... . . . . . . 113 Dayyika'daki Mescit ............................................................................... 113 Mescid-i Mukammil . . . . . . . . .. . ... . . 114 Mescid-i Safra . . .. . . . . .. . . 114 Diğer Mescitler ve Hz. Peygamber ile İlintili Yerler .................. 114 Hayber M escitleri . . .. . . . 114 Şakk ve Netat Arasında Bulunan Mescit . .. .. 114 Mescid-i Şemuran . . . . .. . . 115 Tebı1k M escitleri ...................................................................................... 115 Mescid-i Tevbe . . . . . . . .. .. 115 Mescid-i Cüveyra . . .. . . . . . 115 Sadr-ı Havza'da Bulunan Mescit .. . . . 115 Vadi'l-Kura'da Bulunan Mescit . . 115 Ruk'a'da Bulunan Mescit ..................................................................... 116 Zı1 Huşub'da Bulunan Mescit ............................................................. 116 Mescid-i Kedid . . . . . .. . . . 116 MEDİNE'YE İLK YERLEŞENLER . . . . .. . . . 117 Amalika 117 Helak Olmaları . .. .. . . . . . .. . . 118 Yahudiler. . . . . . .. . .. . . . . 119 Yahudilerin Kaleleri ...................................................................................... 120 Evs ve Hazrec . . . . .. . . . . 122 Evs-Hazrec ve Yahudilerle İlişkileri . .. . .. . . 123 Ensarın Konak Yerleri ve Kaleleri . .. . . . 125 ..............

..

.

.

.. .. .. ........ ... ....... ............... ............

............................................. ...................

.....

....... . .......................... .. ..................................

................... .... .......... .. ..

. ... ......... ..... .. .........

........ ..... . ... ... ........... .. ..... .

......... ...........

... ... .

... . .................

. .. ............. ........... .........

..................... .......................................

.. ................... . ... ......... ..............

........... ...........

...........

....... ........ .... .......... ..... . ... . .... . .......... ... ....... ..... ........ .......

............. . ........ ......................................... .............

.. ........ ...... . ...... .................. .... . .. . ......... ......

.. .. ........ ..

...... .. . .... . ............ .......... . ..... .... . . .. ...... ...........

... ...... ..... ........... ..............................

..................... ............ ...... . ......... .....................

.. ............... ... .......... .... ...... .. ........ . .............. .. ..... . .........

.... ... .. ..... . ....... ... .... . ........ .... .. . .. . ..... .....

.. ... .....

....... .... ..... ........ ............. . .......

... ...

..... ... .... ............

..... ... ... . .............. ............. . ...... .... ......................... ..

................. ..........

..... . .

.

.... . .................... ................ .. ............... ... . ..... .. ......

.... . ..... .... ......... ............ ............. ....... . . .............. . .......

.. ...

..... . ... ....... ............... ...... .. ............. ............. ......

...................

.. ........ ....... . . ........... .

.. . ....................... ..... . ........................

..... ................... ........ ...... . ..

.. ..... . ..... ........... ........ .......

..... ...... .. ......... ..

..... .... . ..... ............ .. .... ..

...............................................................................................................

..... ..

.... . .....

..... . ................. ............. .. ........... .......

..... .. ... .. .. ....... ...... ..

.. ..........

... . .. . .. .

... . . .. ... ..... ....... .... . ......... .... . . .. .... . .. .

... .... . ...... ... ... . ... ... ....... .. .......................

....... ... .... ...... . .. ...... .

...... . ....... ... . ...... . . ..... ... . .. .... ..... .

............... .

. . ...

.... .. ...... . ......

...... . ......

10

Ahbô.ru'l-Medine

. ı35 MEDİNE'NİN İSİMLERİ Yesrib ı35 el-iman . . . . ı35 Ceziratü'l-Arab . . . ı36 Harem-i Resulullah .. . . . .. ı36 Galebe. . . . . ı36 MEDİNE HAREM SINIRLARI . .. . . . . . ı37 Medine Haremi . . . ... . ı37 Harem'in Hükümleri . . . . . . . . ı39 Ağaç Kesmenin ve Avlanmanın Haramlığı ı39 MEDİNE'NİN FAZİLETLERİ . . ı40 Medinelilere Y önelik Tehdit . . . ı4ı Medine Halkının Korunması . ı4ı Nebi'nin (sav.) Medine Sevgisi.. . . . ı42 Veba Hastalığının Gitmesi İçin Dua . . . ı43 Medine Toprağında Şifa . . ı45 . . ı46 Medine Hurmasında Şifa Mescid-i Nebevl'nin Fazileti . . . ı46 Minber ve Kabir Arasının Fazileti ........................................................... ı47 ..................................... ...............................................

...................................................................................................................

.. ............. .................. ......... ..................................................................

........................ ....................................................... ......... .....

.........................

...... .................. ......... ......... . ............

............ ......... .............................. ..... .....................................................

. ..

.... ........ .... ........................ ............ ..........

....... ......... ........................

................. ................................

. . ...... .......................... ............... .......... ........ ......... .

...........................................

.................. ................ .........................................

......... ...... ....................... .............................

................................... .................................

............... .................. ...................... ......

..................... .............. ....... ...........

... ...................................................................... ....

..... ................................ .....................................

. ................................... ......................... ......

Uhud Dağının Fazileti . . . . . . ı47 Konuyla İlgili Rivayetler . . ı48 Harre Yakası . . . . . . . . ı49 BAKİ' VE MEDİNE KABİRLERİ . . ıso Baki'nin Fazileti . . . . . . ıso Gece Baki'ye Gidişi ve İstiğfar Duası ...................................................... ısı Baki' Mezarlığına Defnedilenler . .. . ıs2 Resulullah'ın (sav.) Oğlu İbrahim . ıs2 Osman b. Maz'ı1n .. . . ıs3 . . ı53 Ömer b. el-Hattab ve Ailesi . . . ıs3 Hasan ve Hüseyn . Fatıma bint Esed . . . . . ı53 Abdurrahman b. Avf . . ıs4 Müminlerin Anneleri . . ı54 Osman b. Affan . . . ıss Beni Seleme Mezarlığı .. . . . .. . ı56 KUYULAR, VADİLER VE VAKIFLAR ı56 Kuyular . ı56 ı. Eris Kuyusu ........................................................................................... ıs6 . ıs7 2. el-A'vaf Kuyusu 3. Üna Kuyusu .. . . . 157 4. Enes Kuyusu . . ı58 5. İhab Kuyusu . ıs8 ........ ............ ................................. ... ..... ..... ...........

...................... .................. ....................................

................ ........ ............ ...... ............. ............ .... ...... ...............

.......... ......................................... .................

....................................... ...... ......... .... ............... .... ...........

........ ....

.................... ..........................

................................. ..........................

.................

.............................................. ... .....................

.. ......................................................... ...... ....

.... .............................................................. ... ....................

...... .................. ...................... ............. ..... ........................

........................ ............................................ ................

.. .......................................... ......................................

. ..................... ............................................... ........................

.......

................. .. ...... ......................

............. ......

............................................................

................. .............................................................................................

........... ........................................................................

.............................

................ .................... ........... ..........

. ........................................ . ....................................... ......

.............................................................. ...........................

İçindekiler

11

6. Bussah Kuyusu .. . .. . . . ...

.

. . ....

. . .... .......... . ...

7. Buzaa Kuyusu .. . .

.

8. Casum Kuyusu 9. Cemel Kuyusu ıo. Ha Kuyusu

..

..

.

.. ..

.... . .... ....

..

.

..... ...................

.......... ................. ............... ........................................

159

............ . .....

.

...... ...

159 159

.

..

.

.................

... ... ............ .....

.......

..

.

..

. .

........ . ......................................... .. ...............................

.

159

:...... 160

................................................. ..................................

11. Halve Kuyusu .

..

. 160

.. ............................................................ . ............... ...

13. Rı1me Kuyusu .

.

.. ............ ........

14. Ebu Inebe Kuyusu

.

.

..

..........

..

......

15. Gars Kuyusu . 16. Kırrasa Kuyusu .

. ..

..... ..... ...

.

. ... . .

......... .

.

.. ..

. . .......

. .. . .

. ....................... .

.

........ ...... ........ ..................

.

.

..... ....................

161 162

.

......................... ................................

.

.

.

.

. ................. ...... ............................ ...... ..... ...... .....

1 7. Kuraysa Kuyusu 19. Nebi Çeşmesi .

.

162 163

.

............ ..... .............................................................

. .

.

.

.

................... .. ................. .... ........ .............................

20. Fatıma Kuyusu

.

. . .

.

.

164 164

. .

......... .... .. .. ...... ...... ..... .. ......................................

21. Midra Kuyusu .

.. .

.

.

..

.

.

165

. . 166

. ..................... . ... ..... ...... ...... . .... .................. ..... .

Vadiler . .. . . . ... . 166 ı. Cifaf Vadisi . 166 2. Akik Vadisi ve Fazileti .. . . . . .. . . . 166 Harice Köşkü . . . . .. . . . . . . . ı 70 Akik Vadisi Dağları . 1 70 Şerid Tepesi . .. . 171 3. Şezat Vadisi ........................................................................................... 1 72 4. Buthan Vadisi . ı 72 s. Ranuna Vadisi . .. . . . .. . . ı 73 6. Kanat Vadisi .......................................................................................... 1 73 7. Müzeynib Vadisi . . . . . . . .. 1 74 8. Mehzur Vadisi . . 1 74 9. Aliye Dereleri.. ...................................................................................... 1 75 Hz. Peygamber'in Vakıfları . . . . .. .. . 1 75 MEDİNE'NİN BÖLGELERİ, MEYDANLARI/ARSALARI VE CİVARIN DA BULUNAN YERLER............................................................. 1 77 Ahcaru'z-Zeyt .. . . .... ... . . . ... . . ... . . ... 177 el-Büveyra (el-Büveyle) . .. .. . . .. 177 1 78 Semğ Cürf. . . .. . . . .. . . . . . 1 78 Vakım Harresi . . . . . . . 1 78 Zühre .. . . . .. .. . . 179 Zeyn 180 Sümran . . . . .. . 180 Şütaybe . . ...... . . . 180 Şeyhan . . 181 Sırar . . .. . . 181 Gabe . . .. . . . . . . 181 ....................... ........................ . ............. ............. ........ ..

. . .................

... .........................................................................................

. ..... . ......................... ..... . ..... .. .. .............

......... ...... ............ . ...

.............. ................... . .... . . .

........................................................................ ..

....................... ... . ............................... ..........................

..................................................... .................................

.................... .

. ........ .................. .....

...................... .

.. .............. ............................ ................ .... ..... .. ..

...................... .............. ................................................

.... ... .......... ...... .......... . .... . .................. .......

...

. . .

.

....... .... ..... . . .

.. ...... ... . . .............................. .. .

..................................................... ..

.

.... ..... ..

...

....................................................................................................................

.. ........... . .... ........... . ...

.... . ................................... .................... .. .........

........... .............................. ........ ............ ...... ................... .....

...

..................... ...... ................................... .....

.............................

. .. ..

......................................................................................................................

.. ...... ......................... ................................. ..... . .... ............................

.................... . .

. .............. ....................... ........................................

........................................................................................... ...... ..............

....................... .......................... ....

. ..... .......

................................ ..................... ......

............................. .. .. .. ............. ...... ........................................

·

12

Ahbô.ru 'l-Medlne

Gurab .. Kuba Hail Köşkü .. . . Zü'l-Merve Yesrib . . . .. MEDİNE ÇARŞISI . . . . Hz. Peygamber'in Vakfettiği Çarşı

.

..

............................................................................ ............. . ............

181

.....................................................................................................................

182

........

..........

.

......... ......... .................................................. ......................

.

.

.

...................................................................................... ..... ...... .....

......... .. ................ ....

......

...............................................................................

..... ...... ..... ........................................................................

...........................................................

. Hz. Hatice Hz. Aişe . . . . Hz. Hafsa .. .. Hz. Zeyneb Bint Huzeyme el-Hilaliyye Hz. Ümmü Seleme Bint Ebu Umeyye Hz. Cüveyriye Bint Haris Hz. Reyhane . . . Hz. Zeyneb Bint Cahş Hz. Safiyye Bint Huyey ... . Hz. Ümmü Habibe Bint Ebu Süfyan . Hz. Meymune Bint Haris Hz. Mariye . . .

EZVACÜ'N-NEBi

.

.

............ ....................................... ................................ ..............

.

182 1 83 183 183 189

................................................................................................ .................

191

...... ........... ....... ...... ................... .................................................................

203

...

.....

.......................................................................................................

207

.........................................................

208

............................................................

209

....................................................................................

211

.

.............................. .... ...... ................................ ................................

.

................................................... .......................................

..

... ...............................................................................

. . .

.. ..................... ......................................

.

.

............................................ ..... ............ ............

DİZİN

182

..

.....

212 214 214 214

. 216

.............. ................... ................. ..................... ......................................

217

..........................................................................................................................

225

�'��_;,

.................................

..

.....

..

.............................................................

298-2 43

;.:,__,...J'J�'oooooooooooooooooooo•oOoo••••oooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooo 476-299

EDİTÖRDEN ...

Ankara Okulu Yayınları "İslam-Klasikleri" projesi üst baş­ lığı kapsamında yayınlanan serinin on birinci kitabı olarak, bir ilki daha okuyucularımıza kazandırıyoruz. M edine tarihi konusunda yazılmış en erken kitap olan Ahbô.ru 'l-Medfne ile karşınızdayız. Eserin ilginç olan bu özelliği yanında rivayet külliyatında ender rastlanan ayrıntıları aktarmasıdır ki, bu özelliğiyle Me­ dine tarihi ve siyer alanında çalışan araştırmacılar için temel kaynakların başında olma özelliği bulunmaktadır. İlk dönem algısını güzellikleriyle, olumsuzluklarıyla ol­ duğu gibi önünüze sermeye devam ediyoruz. M edine şehrini panaromik olarak gözlemlemek üzere sizi İbn Zebale'nin Ah­ bô.ru 'l-Medfne adlı eseriyle baş başa bırakıyoruz . . . Hayırlara vesile olması dileğiyle .. . Mehmet Azimli 1

1

Hitit Ün. İlahiyat Fak.

ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ

Allah'a hamd, Hz. Peygamber'e salat ve selam olsun: Şehir tarihlerinin yazımına ilişkin faaliyetler oldukça er­ ken dönemlerde başlamış, bu bağlamda Medine tarihini konu alan pek çok kitap kaleme alınmıştır. Zira Medine, İslam dini­ nin neşvünema bulduğu, Peygamber şehri ve kültürün mede­ niyete evrildiği İslam medeniyetinin beşiğidir. Elinizde tercümesi bulunan bu kitap, İbn Zeba.Ie'nin Ah­ bô.ru 'l-Medfne isimli eseri olup ilk şehir tarihi özelliği taşı­ maktadır. Ancak günümüze kadar ulaşamamış olan bu eser, M edine tarihiyle ilgili kaleme alınmış kitaplardan hareketle iki bölüm şeklinde yeniden inşa edilmiştir. Ahbô.ru'l-Medfne isimli eserin tercümesinde, Salah Abdülaziz Zeyn Selame ta­ rafından hazırlanan ve Ahbô.ru 'l-Medfne'nin metinlerinin bir araya getirildiği 1424/2003 yılında basılan tez çalışması esas alınmıştır. Tercüme sırasında yanlışlığı tespit edilen kavram ve kelimelere, yer ve bölge isimlerine ilişkin gerekli açıkla­ malar hadis müdevvenatı, garlbu'l-hadis türü eserler, hadis şerhleri ve M edine tarihiyle ilgili diğer eserler esas alınarak tercüme edilmiş; tashif, tahrif ve hatalara işaret edilerek kul­ lanılan pek çok dipnotla gerekli açıklamalarda bulunulmuş­ tur. Tercümede yer alan köşeli parantezler mütercime ait olup sallallô.hu aleyhi ve sellem ve radıyallahu anh ifadeleri metnin aslına bağlı kalınarak kısaltmalarla verilmiştir. Fatih Mehmet YILMAZ Haziran 2017/Çorum

İBN ZEBALE VE AHBARU'L-MEDiNE

Muhammed b. el-Hasen İbn Zebale'ye (199/814) ait Ah­ bô.ru 'l-Medfne isimli eser ciddi bir emeğin ürünüdür. Bu eser, kültürel mirasımızın önemli bir dilimini ve değeri haiz kül­ türel hazinemizin kaybolan unsurlarını canlandırmaya yöne­ lik çabanın bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Nitekim asırlar boyu Medlne-i Münevvere ile ilgili kaleme alınmış kitapla­ rın bahse konu eserden alıntı yaptıkları ve ondan müstağni kalamadıkları bilinen bir husustur. Daha sonra telif edilmiş eserlerde Cahiliye ve İslam devrindeki Medine tarihi, şehrin isimleri ve faziletleri, Harem sınırları, önemli mesken yerleri, Mescid-i Nebevl'nin inşa tarihi ve muhtevasıyla ilgili açıkla­ malara dair pek çok hususta söz konusu kitapta bulunan riva­ yetlerin serpiştirildiği görülebilir; hatta bu kitaptan nakilde bulunanların mevcut olmayan kitabın yöntemini dahi kullan­ dıkları söylenebilir. Hadis rivayeti konusunda İbn Zebale'nin adaletine yönelik birtakım olumsuz değerlendirmeler olsa da, tarihçiler Ahbô.ru 'l-Medfne'den nakilde bulunmuşlar, söz konusu kitapta bulunan Medine tarihi ve Medine ile ilgili ka­ dim malumatlarına güvenmişlerdir. Ahbô.ru 'l-Medfne isimli eser, alanında öncü olup Medlne-i Münevvere ile ilgili ilk eser olma özelliği taşımaktadır. Ayrıca bu kitap İbn Şebbe'den (262/876) Semhudl'ye (911/1506) kadar uzanan ve mirasımızda makes bulmuş benzer kitaplara nazaran da daha etkili bir usule sahiptir. Zira söz konusu mü­ ellifler, Medine-i Münevvere ile ilgili rivayetleri, malumatları, Medine'nin faziletleri ve isimleri konusunda onu örnek almış­ lar, kitaplarında İbn Zeba.Ie'nin eserinden nakilde bulunmuş­ lardır. Böylece Medlne-i Münevvere ile ilgili eserler, temel bö­ lümlerini ve konularını tespitte büyük oranda İbn Zebale'nin kitabından etkilenmişlerdir. İslam tarihçileri, öncelikle Hz. Peygamber'in (sav.) sireti ve onunla ilgili hususlarla ilgilenmeye başlamışlar ve elde ettik-

18

Ahbaru 'l-Medfne

leri birikimleriyle Resulullah'ın şehri Medine-i Münevvere ve Hz, Peygamber' in (sav.) konumuyla ilgili bol miktarda tarihi malumat ortaya koymuşlardır. Nitekim bu tarihi veriler, Me­ dine' de Resfü-i Ekrem (sav.) ile ilintili olan olayları ve mekan­ ları vasfetmede kendini göstermiştir. Hicri il. asırda Müslümanlar arasında ilmi faaliyetlerin art­ masıyla birlikte, "İslam Şehirleri Tarihi" başlığıyla tarih yazı­ cılığının yeni bir çeşidi ortaya çıkmıştır. Mekke ve Medine'nin, Müslümanlarca kutsal kabul edilip buralara önem verilmesi sebebiyle gerek Arap gerekse de diğer tarihçiler bu konuya ayrı bir özen göstermişlerdir. Bu bağlamda İslam ve Müslü­ manlar için seçkin bir yurt olması hasebiyle Medine-i Münev­ vere ile yoğun bir şekilde ilgilenmişlerdir. Zira İslam, ülkele­ rin tamamına buradan yayılmıştır. Hicri il. ve III. asrın başlarında Medine tarihiyle ilgilenen pek çok müellif olmuştur. Bunlar arasında Muhammed b. el-Hasen b. Zebale, Ebu Ubeyde Ma'mer b. el-Müsenna, Ali el-Meda.ini, Zübeyr b. Bekkar, Ömer b. Şebbe ve Yahya el-A­ levi'yi saymak mümkündür. Ulaşılabildiği kadarıyla Medine ile ilgili malumatlar ve tarihine ilişkin donanımlı, öncü bir ni­ teliğe sahip en kapsamlı kitap tasnif eden ilk müellif İbn Zeba­ le olmuştur. İbn Zebale, kendisinden sonra gelenlerin temel aldığı, Medine tarihiyle ilgili çalışmalarında metodunu be­ nimsedikleri meşhur Müslüman tarihçilerden birisidir. Böyle olmasına rağmen İbn Zebfüe'nin söz konusu kitabı günümüze kadar ulaşamamıştır. İbn Zebale'nin metinlerini, bir asır önce yalnızca Semhu­ di'nin kitabından hareketle derleyen ve söz konusu derleme­ yi de Tarfh u 'l-Medfne 1-ibn Zebale olarak isimlendiren Alman müsteşrik Heinrich Ferdinand Wüstenfeld'den (1808-1899) başka bir kimse olmamıştır. Ayrıca Ekrem Ziya el-Umeri'nin Mün tehab min Kitabi Ezvaci'n-Nebf adlı kitapta takdim ettiği uzun bir hayat hikayesinden başka İbn Zebale'nin biyografisi de akademik bir üslupla kaleme alınmamıştır.

İbn Zebale ve Ahbô.ru 'l-Medfne

19

Ahbô.ru 'l-Medfne isimli eser, iki bölümden oluşmaktadır: 1. Bölümde; Mescid-i Nebevl'nin inşası, Medine ve çevre­

sinde bulunan diğer mescitlerle alakalı İbn Zeba.Ie'ye ait me­ tinler bir araya getirilmiştir. Ayrıca bu bölümde, Resulullah'ın Medine'ye hicreti, Mescidin inşa tarzı, ölçüsü, kıblenin tahvili, Peygamber makamı, Hz. Peygamber'in (sav.) yaslandığı kütük ve minberle ilgili bilgiler, Hücre-i Saadet, Mescid-i N ebevl'nin direkleri ve kapıları, etrafında yer alan binalar ve yerleşim alanlarıyla ilgili bilgileri içermektedir. Yine bu bölümde Mes­ cid-i Nebevl'nin genişletilmesi ve mescide yapılan ilaveyle il­ gili konulara yer verildiği gibi, Velid b. Abdülmelik'in emriyle genişletme faaliyetleri esnasında Ömer b. Abdülaziz'in yaptığı çalışmalardan da bahsedilmiştir. Bu böWm, Mescid-i Nebevi, çevresi ve Hz. Peygamber'in (sav.) bayramlarda namaz kıldığı yerlerle alakalı metinlerin bir araya getirilmesiyle sona er­ miştir. Il. Bölümde; İbn Zeba.Ie'nin Ahbô.ru 'l-Medfne adlı eserinde

yer alan diğer metinler bir araya getirilmiştir. Söz konusu me­ tinler Amalika, Yahudi ve Arap nüfusunu, yerleşim yerlerini, Medine'nin isimlerini, harem sınırları ve hükümlerini, Medi­ ne'nin faziletlerini ihtiva ettiği gibi, Baki' ve Medine'nin diğer mezarlıklarını, buralara defnedilen sahabe ve Ehl-i Beytin isimlerini, Medine'nin kuyu ve vadilerini, Hz. Peygamber'in vakıflarını, Medine arazisi ve çarşısına ait konuları içermek­ tedir. İbn Zebale'nin kayıp Ahbô.ru 'l-Medfne isimli eserinin bir metin haline getirilmesi, yani inşası için Salah Abdülaziz Zeyn Selame tarafından hazırlanmış yüksek lisans tezinde Medine tarihi için önem arz eden tarihi kaynaklardan istifade edilmiş ve eser İbn Zebale'den nakledilen rivayetler bağlamında der­ lenmiştir. İlgili araştırmada kullanılan en önemli kaynakları şöyle sıralayabiliriz: 1.

Muhammed b . el-Hasen b. Zeba.Ie, Mün tehab min Kitabi Ezvaci'n -Nebf.

2.

Ömer b. Şeb be, Tô.rfh u 'l-Medfne.

Ahbô.ru 'l-Medfne

20

3.

Ebu İshak el-Harbi (285/899), Kitô.bü 'l-Menô.sik ve Emô.kin ü Turuki'l-Hacc ve Meô.lim ü 'l-Cezfra.

4.

İbnü'n-Nedim (385/995), el-Fihrist.

5.

Zehebi (748/1348), Mfzô.n ü'l-İ'tidô.lfi Nakdi'r-Ricô.l.

6.

Cemaleddin el-Mizzi (742/1341), Tehzfbü 'l-Kemô.l fi Esmô.i'r-Ricô.l.

7.

Muhammed b. Mahmud b. en-Neccar, Ahbô.ru Medfne­ ti'r-Resul.

8.

Cemalüddin Muhammed b. Ahmed el-Matari (741/ 1340-1), et-Ta'rif bimô. Aniseti'l-Hicre min Mealimi Dô.­ ri'l-Hicre.

9.

Zeynüddin el-Meraği (816/1413-4), Tahkfkü 'n-Nusra bi-Telhfsı Mealimi Dô.ri'l-Hicre.

10. Şemsüddin es-Sehavi (902/1496-7), et-Tuhfetü 'l-Latf­

fe fi Tô.rfhi'l-Medfneti'ş-Şerife.

1 1. Nurüddin

es-Semhudi, ri'l-Mustafô..

Vefô. ü 'l-Vefô.

bi-Ahbô.ri Dô.-

12. Ahmed el-Abbasi, Umdetü 'l-Ahbô.rfi Medfneti'l-Muhtar.

Muhammed b. el-Hasen İbn Zebale

İ smi, Muhammed b. el-Hasen el-Kureşi el-Mahzumi el-Me­ deni'dir.. Ebü'l-Hasen veya Ebu Abdullah künyesiyle meşhur olup İbn Zebaie olarak bilinmektedir. il. asır tarihçileri ara­ sında ma'ruf bir tarihçi olan İbn Zebaie, Medine-i Münevvere ile ilgili ilk eser tasnif eden kişi olarak kabul edilmektedir. İbn Hacer, onuncu tabakanın ileri gelenleri arasında İbn Zebale'yi de saymıştır. İbn Zebaie, İmam Malik b. Enes'in öğ­ rencilerinden olup ondan pek çok ilim elde etmiştir. İbn Ze­ bale, ilim tahsili için Medine'ye gelmiştir. Medine'nin kenar mahallesi olan Zebale'de konaklamış olma ihtimali ve bundan dolayı buraya nispet edilmesi söz konudur. İbn Zebaie'nin yaşadığı dönem Emevi devletinin yıkılıp Abbasi devletinin ortaya çıktığı bir döneme rastlamaktadır.

İbn Zebale ve Ahbô.ru 'l-Medine

21

Dolayısıyla bu bağlamda pek çok siyasi, iktisadi,. kültürel ve medeni hadiseler meydana gelmiş, yaşanan bütün olayların Medine-i Münevvere çevresinde de etkisi görülmüştür. İbn Zebale'nin hadis ilmi konusundaki za'fiyeti sebebiyle hayatı hakkında yeteri kadar bilgi verilmemiştir. İşin ilginç yanı kendisinden nakilde bulunanlar da onun hayatı hakkın­ da bir şey anlatmamışlardır. Örneğin Semhudi, İbn Zebale'den altı yüzden fazla rivayette bulunmasına rağmen hayatına dair herhangi bir malumat sunmamıştır. Ömer b. Şebbe, Zübeyr b. Bekkar ve diğerleri için de aynı durum söz konusudur. İbn Zebate, cerh ve ta' dil alimleri tarafından zaifün şedfdün olarak tavsif edilmiş hatta onların çoğu, onun rivayet ettiği hadislerin terki konusunda icma etmişlerdir. Buna rağmen Ebu Hatim, İbn Zebale'den hadis rivayetinde bulunmuştur. Hocaları

İbrahim b. İsmail b. Habibe el-Eşheli el-Medeni. İbrahim b. Ehi Bekr b. el-Münkedir. İbrahim b. Ca'fer b. Mahmud b. Muhammed b. Mesleme el­ Ensari el-Harisi el-Medeni. İbrahim b. Ali b. Hasan b. Ali Ebu Rafi' er-Ram el-Medeni. İbrahim b. Kudame el-Cumahi el-Medeni. İbrahim b. Muhammed b. Ehi Yahya Sem'an Ebu İshak el-Esleml. İbrahim b. Muhammed b. Sa'd b. Ehi Vakkas el-Kureşi ez-Zühri el-Medeni. Üsame b. Zeyd b. el-Eslem Ebu Zeyd el-Adevi el-Umeri. Üsame b. Hafs el-Medeni. İshak b. İbrahim b. Beşir. İshak b. İbrahim b. N istas el-Medeni. İshak b. Isa el-Kuşeyri. İsmail b. Abdullah el-Medeni.

Ahbaru 'l-Medfne

22

Ebu Hamze Enes b. İyaz b. Damre el-Leysi el-Medeni. Eyyub b. Vasıl el-Basri. el-Ca'd b. Abdurrahman b. Evs el-Medeni. Hatim b. İsmail Ebu İsmail el-Harisi. el-Hakem b. es-Sılt el-Medeni. Hanzala b. Ömer b. Hanzala b. Kays ez-Zerki. Zübeyr b. Habib b. Sabit b. Abdullah b. Zübeyr b. el-Avvam el-Esedi el-Medeni. Zekeriyya b. Manzur b. Ukbe b. Sa'lebe el-Kurtubi. Sebra b. Ma'bed veya İbn Avsece b. Harmele el-Cüheni el-Medeni. Sa'd b. Said b. Ehi Said Keysan Ebu Sehl el-Makberi el-Me­ deni. Süfyan b. Hamza b. Süfyan b. Ferve Ebu Talha el-Eslemi el-Medeni. Süfyan b. Uyeyne el-Hilali. Süleyman b. Bilal Ebu Eyyub Ebu Muhammed el-Medeni. Süleyman b. Salim el-Kattan. Salih b. Kudame b. Abdullah b. İbrahim b. Muhammed b. Hatıb. Asım b. Süveyd b . Amir b. Yezid b. Cariye. Abdullah b. Ca'fer b. Abdurrahman b. el-Misver el-Mah­ remi el-Medeni. Abdullah b. Abdülaziz b. Ehi Sabit el-Leysi. Abdullah b. el-isme. Abdullah b. Muhammed b. Ebi Ferve. Abdullah b. Muhammed b. Aclan. Abdullah b. Nafi' es-Sfüğ. Abdullah b. Vehb b. Müslim.

İbn Zebale ve Ahbô.ru'l-Medfne

23

Abdurrahman b. Ebü'r-Rical el-Medeni. Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem el-Umeri. Abdurrahman b. Sa'd b. Ammar b. Sa'd el-Karaz. Abdurrezzak b. Hemmam b. Nafi'. Abdülaziz b. Ebi Hazim el-Medeni. Abdülaziz b. Muhammed b. Ubeyd b. Ebi Ubeyd. Abdülmelik b. Kudame b. İbrahim b. Muhammed b. Hatıb el-Cumahi. Abdülmüheymin b. Abbas b. Sehl b. Sa'd es-Sa.idi el-Ensari el-Medeni. Attaf b. Halid b. Abdullah b. Osman b. el-As b. Vabısa b. Ha­ lid b. Abdullah b. Ömer b. Mahzum. Ali b. Ebi Ali el-Kureşi el-Lehebi. Ömer b. Osman b. Ömer b. Musa b. Ubeydullah b. Ma'mer et-Teymi el-Medeni. Ömer b. Harun b. Yezid es-Sekafi. Isa b. Sebra b. Hayyan el-Medeni. Isa b. Said el-Medeni. Isa b. Yunus b. Ebi İshak es-Sübey'i. Kasım b. Abdullah b. Ömer b. Asım b. Ömer b. el-Hattab el-Umeri. Kasım b. Nafi' el-Medeni es-Süvarıki. Kesir b. Ca'fer b. Ehi Ca'fer. Malik b. Enes b. Malik b. Ehi Amir. Muhammed b. İsmail b. Müslim b. Ebi Füdeyk Dinar. Muhammed b. Ca'fer b. Ebi Kesir el-Ensari. Muhammed b. Talha b. Abdullah b. Abdurrahman b. Ebi Bekr es-Sıddik el-Kureşi. Muhammed b. Abdurrahman b. Cebr el-Ensarl.

Ahbdru 'l-Medfne

24

Muhammed b. Fedaie el-Ensari el-Gıfüri. Muhammed b. Füleyh b. Süleyman. Muhammed b. Ma'n b. Muhammed b. Ma'n el-Gıfüri. Muhammed b. Musa el-Fıtri. Mervan b. Muaviye b. el-Haris b. Esma el-Fezari. el-Mugire b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam el-Mah­ zumi. el-Münzir b. Abdullah b. el-Münzir b. el-Mugire b. Abdullah b. Halid b. Hizam el-Esedi. Musa b. Şeybe b. Amr b. Abdullah b. Vehb b. Rebia el-Mut­ talibi ez-Zem'i. Musa b. Ya'kub b. Abdullah b. Vehb b. Rebia el-Muttalibi ez­ Zem'i. Veki' b. el-Cerrah. Yahya b. Muhammed b. Abdullah b. Mihran el-Medeni. Ya'la b. Ubeyd et-Tanafisi, vd. Öğrencileri

Ahmed b. Harb b. Muhammed b. Ali b. Hayyan b. Mazin b. el-Gaduvbe. Ahmed b. Halil b. Harb b. Abdullah b. Sivar b. Sabık el-Ku­ reşi en-Nevfeli. Ahmed b. Salih el-Mısri. Zübeyr b. Bekkar b. Abdullah b. Mus'ab b. Sabit b. Abdullah b. ez-Zübeyr b. el-Avvam. Ebu Bekr Abdurrahman b. Abdülmelik b. Şeybe el-Hizami. Abdülaziz b. Muhammed b. el-Hasen b. Zebale. Abdullah b. Ahmed b. Zekeriyya b. el-Haris b. Meserra el-Mekki. Ömer b. Şebbe b. Ubeyde b. Zeyd en-Nümeyri el-Basri. Harun b. Abdullah b. Mervan el-Bağdadi.

İbn Zebale ve 'AhbCıru 'l-Medfne

25

Yahya b. el-Hasan el-Alevi. Ahmed b. Salih b. Sa'd b. Abdurrahman el-Hanzali. Ahmed b. el-Velid b. Eban. Hüseyn b. Mansur en-Neysabı1ri. Abdullah b. Ebi Seleme b. Ezher. Muhammed b. el-Velid el-Kerhi. Eserleri Ahbô.ru 'l-Medine

İ b n Zebale'nin hayatı hakkında bilgi verenler, Ahbô.­ ru 'l-Medfne isimli kitabına da işaret etmektedirler. Nitekim İbnü'n-Nedim Fihrist'inde, İbn Zebale'ye ait Ahbaru 'l-Medfne isimli bir kitaptan bahsetmektedir. Semhı1di, Medine'ye iliş­ kin tarihi bilgi veren ilk müellifin İbn Zeba.Ie'nin olduğunu belirtmekte ve kitabını hicri 1 9 9 yılında telif ettiğini ifade etmektedir. el-Bağdadi2, Hediyyetü 'l-Arifin Esmai'l-Müellifin ve Asaru 'l-Musannifin adlı kitabında İbn Zebale'nin Medine tarihiyle ilgili bir kitabının olduğunu söylemekte, Hacı Halife de Keşfü 'z-Zum 1n adlı eserinde Ahbaru 'l-Medfne'nin musan­ nifınin ismini zikretmektedir. Fuad Sezgin ise İbn Zebale'nin Medine ile ilgili bir kitabından bahsetmektedir. İbn Şebbe'nin Tdrih u 'l-Medineti'l-Münevvere adlı eserinin mukaddimesinde Şeltut, İbn Zeba.Ie'nin Ahbaru 'l-Medfne adlı kitabının, Medine tarihiyle ilgili telif edilmiş ilk kitap olduğunu fakat bunun far­ kına varılmadığını belirtmektedir. Yukarıda verilen bilgilerin tamamı, İbn Zebale'ye ait Ahbô.­ ru 'l-Medfne isimli bir eserin varlığını ispat etmektedir. Yine İbn Zeba.Ie'den sonra gelen ulema ve tarihçilerin naklettiği metinler ve yaptıkları iktibaslar, İbn Zebale'ye ait bir kitabın mevcudiyetine, söz konusu eserin ulemanın pek çoğu tarafın­ dan bilindiğine, onların ilgili kitaptan istifade ettiklerine ve nakilde bulunduklarına delildir.

2

Bağdatlı İ smail Paşa.

26

Ahbô.ru 'l-Medfne Ezvô.ci'n-Nebi

İbn Zebale'ye ait bu eser de tam olarak günümüze kadar ulaşmamış olup ancak bir seçki halinde elimizde mevcuttur. Söz konusu kitabın iki rivayeti hariç diğerlerini öğrencisi Zü­ beyr b. Bekkar, İbn Zebale'ye isnad ederek rivayet etmiştir. Bu durum, söz konusu kitabın Zübeyr b. Bekkar'a değil de İbn Zebale'ye ait olduğunu göstermesi için yeterli bir delildir.3 Mesô.libü 'l-Ensô.b

M edine'ye yerleşmiş bazı kimselerin neseplerine ilişkin bilgiler içeren bir kitaptır.4

3

4

Kitabımızın son bölümünde tercümesi verilecektir. İbn Zebale ve eseri AhbQru 'l-Medfne'ye ait verilen bu bilgiler Salah Abdü­ l a ziz Zeyn Selame tarafından hazırlanmış yüksek lisans tezinden özetlene­ rek tercüme edilmiştir.

1

Mescid-i N ebevi ve Diğer Mescitlerle İlgili İbn Zebale'ye Ait Metinler, Me­ dine ile ilgili diğer bölümlere üstünlüğü sebebiyle öne alınmıştır. Mescid-i Nebevi, Medine ve etrafında bulunan diğer mescitlerle alakalı İbn Zeba­ le'ye ait tarihi metinlerin incelenmesi neticesinde kitabın; Nebl'nin (sav.) M e d ine ye hicreti, Mescid-i Şerifin arazisini satın alması, [mescidin] inşa­ sı, ölçüsü, kıblenin tahvili, Nebi'nin (sav.) makamı, H ücre-i Saadet, kütük, minber, sütunlar, hurma dalları ve kapıları gibi mescitle i l i n t il i konuları ihtiva ettiği gözükmektedir. . Yine İbn Zebiile kitabında; M escid-i Nebevi'nin genişletilmesi, mescide ya­ pılan ilaveler, çevresinde bulunan evler ve yerleşim yerleri, Müslümanın Mescid-i Nebevl'deki adabı konularına, sonra da Medine ve çevresinde bulunan mescitlere ilişkin uzun bir tetkike yer vermiştir. '

HİCRET VE MESCİT İNŞASI el-Akabetü's-Suğra (Küçük Akabe)

İbn Zebale şöyle demiştir: Resulullah (sav.), kendisini ka­ bilelere tanıt[masına rağmen kabileler ona] karşı çıkıp onu [peygamber olarak] kabul etmiyorlardı. Peygamber (sav.), [Hazrec kabilesiyle] aralarında anlaşmazlık bulunan Evs ka­ bilesinden bir grubun geldiklerini duyduğunda kervanlarının bulunduğu yere gitmiş, onlar da Resfil-i Ekrem'e kim olduk­ larını sormuşlardı. Peygamber (sav.), aralarındaki akrabalık bağından bahsederek kendisi hakkında bilgi vermiş, onlara Kur'an okumuş ve dayıları olduğunu belirterek, barınma ve Rabbinin risaletini tebliğ etmek için kendisini korumaları ta­ lebinde bulunmuştu. Bu talep üzerine gelenler birbirlerine bakıp: '�llah'a and olsun ki bu, Yahudilerin geleceğini haber verdikleri, kendisiyle bize karşı üstünlük elde etmek istedik­ leri doğru sözlü nebidir," deyip fırsatı değerlendirerek ona iman etmişler: "Sen Allah'ın Resulüsün. Biz seni kabul ettik, sana iman ettik ve seni tasdik ettik. Sen bize emret biz sana asla isyan etmeyeceğiz," demişlerdi. Resulullah (sav.), onların b u yaklaşımlarına sevinmiş ve yanlarına gidip gelmeye başla­ mış, [böylece] onlar da Hz. Peygamber'i yakından tanıma im­ kanına kavuşmuşlardı. Bu aşamadan sonra Peygamber (sav.), Medine'den gelenlere, [memleketlerine döndüklerinde] ka­ vimlerini dinlerine davet etmeleri emrini vermiş, onlar da Resfil-i Ekrem'den kendileriyle birlikte Medine'ye gelmesini istemişlerdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, Rabbinin kendi­ sine izin verinceye kadar [onlarla] gelemeyeceğini söylemiş, gelenler Medine'de bulunan ailelerinin yanlarına dönmüş­ lerdi. [Onlar] daha sonra Hz. Peygamber ile görüşmek üzere hac mevsiminde [tekrar] gelmişlerdi ki bu olay Akabe Bey'ati [olarak isimlendirilmiş] tir." Uz. Peygamber'in Medine'ye Hicreti

İbn Zebale şöyle demiştir: Peygamber (sav.), Ali ve Ebu Bekr ailesiyle birlikte Medine'ye hicret etmiş, mağarada örümce­ ğin ağ örmesi ve diğer olaylar yaşanmıştı. Resulullah (sav.)

[69]

[7 0)

30

Ahbô.ru 'l-Medfne

ve Ebu Bekr, kendilerine hizmet eden, Ebu Bekr'in terikesi­ ne aldığı ve ardından gelen Amir b. Füheyre ile birlikte yola çıkmışlardı. Kılavuz [Abdullah b. Uraykıt] , onları Mekke'nin alt tarafından Usfün'ın aşağı sahil yoluna götürmüş sonra da yolu, Emec2 denilen mevkiye çevirmiş ve onlar Kudeyd'de bu­ lunan Ka'boğullarından Ümmü Ma'bed el-Huzfü'nin çadırına misafir olmuşlardı. Kuba'ya varıncaya dek diğer konaklama yerlerinden de geçerek yol almışlardı.

[7 1 ]

İbn Zebale şöyle demiştir: Medine'de bulunan Müslüman­ lar, Resulullah'ın (sav.) yola çıktığını duymuşlardı. Bu sebeple her gün gündüzün ilk saatlerinde Harre'ye kadar çıkıp onu beklerler, ancak sıcak sebebiyle geri dönerlerdi. Bir defasın­ da Resulullah'ı (sav.) bekleyenler evlerine döndükten sonra Yahudilerden birisi kendisine ait bir iş için Yahudilere ait bir kalenin üzerine çıkıp gözetlemede bulunurken, Resulullah (sav.) ve arkadaşlarını beyaz kıyafetleriyle görmüş, kendisini tutamayarak yüksek bir sesle: "Ey Kayleoğulları ! (Ey Ensar!) -bir başka rivayette ise 'Ey Araplar!' - İşte bekleyip durduğu­ nuz arkadaşınız, nasibiniz ve kaderiniz," diye bağırmış, [bunu duyan] Müslümanlar da hemen silahlarına sarılarak öğle sıcağında Resulullah'ı (sav.) karşılamışlardı. Neticede Peygam­ ber (sav.) yanında bulunanlar ve kendisini karşılayanlarla birlikte Medine'nin sağ tarafına yönelip Kuba'daki Beni Amr b. Avf yurdunda Külsüm b. el-Hidm'in3 evinde konakladılar. Külsüm'ün o gün henüz Müslüman olmadığı da belirtilmiştir.4 İbn Zebale, İbn Şihab'dan, Hz. Peygamber'in (sav.) hicreti­ nin reblülevvel ayının ortalarında gerçekleştiğini nakletmiş­ tir. İbn Zebale, Beni Amr b. Avf'a mensup bir gruptan nakille, 2

3

Emec: Mekke ile Medine arasında b u l u na n bir va d idir. Külsı1m b. el-Hidm b. İ mr u ü 'l Kays b. el-Haris b. Zeyd b. Malik b. Avf b. Amr b. Avf b. Malik b. Evs. Yaşlı birisiydi. Nebi'nin (sav.) Me d ine'ye gelişinden bir süre sonra vefat etmiştir. D olayısıyla o, Nebl'nin M ed in e ye ge l i şi n d e n -

'

sonra Ensardan ölen ilk kimsedir. Ondan birkaç gün sonra da Es'ad b. 4

Zürare vefat etmiştir. Külsı1m'ün künyesi, Ebu Kays idi. İ lgili rivayet için bkz. Buhar!, Ebu Abdullah Muhammed İ smail el-Buhar!,

el-Camiu 'l-Müsned'is-Sahih u 'l-Muhtasar min UmCıri ResCılillahi ve Sünenihi ve

Eyyamihi, (9 cilt), thk. Muhammed Züheyr b. Nasır en-Nasır, Daru Tav­

kı'n-Necat, yy. 1422, Menakıbü'l-Ensar, 45. [M]

Ahbô.ru 'l-Medfne

31

Resulullah'ın (sav.) kendileri yanında yirmi iki gün kaldığını rivayet etmiştir. Ali (ra.), Nebi'nin (sav.) Mekke'den çıkmasından sonra, Mekke'de üç gün kalmış, insanlara emanetlerini vermesinin akabinde Hz. Peygamber ve yanındakilere Kuba'da yetişmiş ve Resulullah ile birlikte Beni Zeyd'e mensup ve o gün müşrik olan Külsüm b. el-Hidm'in evinde konaklamıştı. Bu olayı, İbn Zebale rivayet etmiştir. İbn Zebale ve bir başkası, Külsüm b. el-Hidm'e ait, Kuba'da­ ki hurma kurutma harmanını Resulullah'ın (sav.) satın alarak [orada] bir mescit inşa ettiğini rivayet etmişlerdir. İbn Zebale'ye ait bir başka rivayette ise Peygamber'in (72] (sav.), Kuba'da Beni Amr b. Avf yurdunda pazartesi, salı, çar­ şamba ve perşembe günleri kaldığı ve (orada) mescid inşa et­ tiği; sonra cuma günü gün yükseldiğinde Kuba'dan çıkıp Beni Salim b. Avf yurdunda Ranüna Vadisinde cuma namazı vakti girdiğinde cuma namazı kıldırdığı bilgisi yer almaktadır. Mes­ cidin isminin "en-Nebis"5 vadinin isminin de "Sulb" olduğu belirtilmiştir. Hz. Peygamber'in Ebu Eyyftb el-Ensari'nin Evinde Kalması

İbn Zebale şöyle rivayet etmiştir: Resulullah'ın (sav.) deve­ si, Ebu Eyyüb el-Ensari'nin kapısı önünde çöktüğünde Resu­ lullah (sav.) deveden inmek istemişti. Ancak [bu esnada] deve hareketlenmeye, Ebu Eyyüb el-Ensari ise devenin etrafında dönmeye başlamıştı. Beni Seleme'nin kardeşi Cebbar b. Sahr, kaldırmak için ayağıyla deveye vurunca Ebu Eyyüb : "Ey Ceb­ bar! Deveye evimin önünden kaldırmak için mi vuruyorsun? ! Resulullah'ı hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, İslam mani olmasaydı sana kılıçla vururdum," (diye ona olan öfke-

5

Söz konusu mescidin isminin "Gubeyb" oldu ğu da belirtilir. Bkz. Ebü Abdullah Muhammed b. Abdülbaki b. Yüsuf b. Ahmed b. Şiha b ü d din b. Muhammed ez-Zürkani el-Maliki, Şerhu 'l-Allam eti'l-Zürkan i ale'l-Mevahi­

bü'l-Ledünniyye bi'l-Minahi'l-Muhammediyye, ( 1 2 cilt), Daru'l-Kütübü'l-İl­ miyye, Beyrut 1996/1417, il. 156. [M]

32

Ahbaru 'l-Medfne

sını dile getirmişti] . Neticede Resulullah (sav.), Ebu Eyyüb el-Ensari'nin evinde kalmış, oraya yerleşmiş böylece Ebu Ey­ yfib'un evi huzur bulmuştu. Zeyd b. Harise de onunla birlikte orada konaklamıştı. İbn Zeba.Ie'ye ait bir başka rivayette ise Resulullah'ın (sav.) bizzat kendisi Ebu Eyyub el-Ensari'nin evini seçmiş ve orada konaklamış, böylece Ensarın tamamının arasını bulmak iste­ mişti, ifadesi yer almaktadır. Hz. Peygamber'in En Büyük Mescidini İnşası

Daha önce geçtiği üzere Peygamber'in (sav.) devesi, [son­ raları] mescidin kapısı [olacak yerin] önüne çökmüştü. [Deve­ nin çöktüğü yer] hurma kurutma alanıydı. İbn Zebale, ulema­ dan bazılarının, söz konusu alanın Ebu Eyyub el-Ensari'nin himayesinde bulunan Amr'ın iki oğlu Sehl ve Süheyl isimli [73] yetimlere ait olduğunu belirttiklerini ifade etmiştir. Hz. Pey­ gamber, [söz konusu edilen] hurma kurutma alanını Ebu Ey­ yub' dan isteyince o, bu mülkün iki yetime ait olduğunu [an­ cak] kendisinin onları razı edeceğini belirtmiş ve yetimlerin gönlünü alarak orayı Resulullah'a (sav.) vermiş, Hz. Peygam­ ber de orada bir mescit yaptırmıştı. İbn Zebale, Ebu Füdeyk'ten nakille, ilim ehlinden kimileri­ nin Es'ad b. Zürare'nin mescidin inşasından önce öldüğünü, Nebi'nin (sav.) mescidin inşa edileceği mekanı Sehl ve Sü­ heyl'in velisinden6 satın aldığını söylediklerini duyduğunu rivayet etmiştir. İbn Zebale bir başka haberde, Nebi'nin (sav.) mescidinin [arsasının] Beni Ganem'den Ebu Amr'ın oğulları Sehl ve Sü­ heyl'e ait olup onların bu arsayı Resulullah'a (sav.) verdikle­ rini ve Hz. Peygamber'in de orada bir mescit inşa ettiğini ri] [74 vayet etmiştir. Mescidin binası hakkında, İbn Zebale'nin Enes b. Malik'ten naklettiği bir rivayete göre ise Resulullah'ın (sav.) -mescidi- ilk olarak yapraksız hurma dallarından yaptığı, an6

Söz konusu velinin kim olduğu hususunda ihtilaf edilmiştir. Ebu Eyyfib el­ Ensari, Muaz b. Afra veya Es'ad b. Zürare olduğuna dair görüşler vardır. Tercih edilen görüş, bu kişinin, Es'ad b. Z üra re olduğudur.

Ahbô.ru 'l-Medfne

33

. cak hicretten dört yıl sonra orayı kerpiçten inşa ettiği bilgisi yer almaktadır. Yine İbn Zebale, Şehr b. Havşeb'den isnadla şöyle demiştir: Resulullah (sav.), mescit binasını inşa etmek istediğinde ken­ disine: "Kardeşin Musa'nın gölgeliği gibi 7 arşın uzunluğunda mı olsun?" denilmiştir. Sahabe, mescidin inşasında şiirler söyleyerek çalışır, Re­ sulullah (sav.) da onlarla beraber [taş/malzeme] taşıyıp şiir söylerdi: Allah 'ım! A h iret h ayrından başka hayır yoktur Ensar ve Muh acirlere merhamet et.

Hz. Peygamber, normal koşullarda şiir okumazdı. Zira Al­ lah Teala, "Biz ona [Peygamber'e] şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da," 7 buyurmuştur. Resulullah'ın, mescidi inşa ederken şiir okuması, insanların tamamının çalışmasını sağ­ lamaya yönelik hayra teşvik niteliğindedir. Zira hiçbir kimse kendisini Resulullah'tan (sav.) [yaptığı işten] uzak tutamazdı. Nitekim İbn Zebale, Mücemmi' b. Yezid' den isnadla, bu olayın akabinde herkesin mescit inşasında çalıştıklarını ve çalışma­ ya da devam ettiklerini, hatta Müslümanlardan kimilerinin: ·Nebi çalışırken bizim oturmamız yanlış bir davranış olur;' dediklerini rivayet etmiştir. Yine İbn Zebale, Ali b. Ehi Talib'in [bir taraftan] mescit in­ şaatında çalışırken diğer taraftan da: "Mescitleri imar eden­ ler, orada [çalışmayıp] dikilmeyi, oturmayı adet edinenlerle, tozu-toprağı görünce köşeye çekilenler elbette bir olmaz;' şii­ rini söylediğini rivayet etmiştir. İbn Zebale yine Ümmü Seleme' den (ra.) nakille : "Mescidin [751 inşaatında çalışmasına ihtiyaç duyulmadığı halde Resulul­ lah'ın (sav.), çalışmak için kaftanını çıkarttı ğında bu tabloya şahit olan Muhacir ve Ensarın da derhal kaftanlarını çıkartıp çalışmaya koyulduklarını bir taraftan da: "Nebi çalışırken biz oturursak . :· beytini söylediklerini rivayet etmiştir. .

7

Yasin, 3 6/69.

34

Ahbaru 'l-Medfne

Osman b. Affan (ra.), temiz ve düzenli birisiydi. Mescidin inşaatında kerpiç taşır, elbisesi tozlanmasın diye de kerpici elbisesinden uzak tutardı. Kerpici yere koyduğunda ise eli­ ni [n tozunu] çırpar, elbisesine bakar, toprak bulaşmışsa onu silkerdi. Ali b. Ehi Talib ise ona bakıp: "Mescitleri imar eden­ ler, . . . elbette bir olmaz;' şeklindeki daha önce geçen beyti okumuştu. Ammar b. Yasir, bu şiiri duyunca kimin kastedildiğini bil­ meden söylemeye başlamış ve Osman'ın yanına uğramıştı. Şiiri duyan Osman: "Ey Sümeyye oğlu! Bu şiirle kimleri tariz ettiğini bana bildirmezsen -Osman'ın elinde hurma dalı var­ dı- şununla yüzüne vururum," dedi. Ümmü Seleme'nin evinin gölgesinde oturan Nebi (sav.), Ammar'a söylenen sözü işitin­ ce öfkelendi sonra da: '/\mmar, benim iki gözümle burnum arasındaki tendir [o benim tenim gibidir] , ·ona vuran bana vurmuş gibi olur," dedi. [Hz. Peygamber'in söylediklerini du­ yanlar] böylesi bir durumdan uzak durarak: "Nebi'nin (sav.) öfkelenmesine sen sebep oldun. Hakkımızda ayet nazil olma­ sından endişeleniyoruz;' deyip Ammar'a çıkıştılar. Ammar ise: "Ben, [Hz. Peygamber'i kastederek] onu öfkelendirdiğim gibi gönlünü de alırım," deyip: "Ya Resulellah! Bana mı yoksa ashabına mı öfkelendin?" diye sordu. Hz. Peygamber de: "Ne sana ne de onlara [öfkelendim]," dedi. Bunun üzerine Ammar: "Arkadaşların beni öldürmek istiyorlar, kendileri kerpiçle­ ri birer birer taşıdıkları halde bana ikişer üçer taşıtıyorlar," dedi. [Bunun üzerine] Hz. Peygamber onun elini tutup mes­ cidin etrafında dolaştırdı, eliyle saçının tozunu silkeleyerek: "Ey Sümeyye oğlu ! Seni benim ashabım değil, azgın bir toplu­ luk öldürecektir," dedi.8 [76]

İbn Zebale ve Yahya, Mücahid'den isnadla şöyle rivayette bulunmuşlardır: Resulullah (sav.), mescidin inşası esnasında [ashabın] taşları Ammar'a taşıttıklarını görünce şöyle dedi: "Onların Ammar ile ne alıp veremedikleri var? Ammar, onları

8

İlgili rivayet için bkz. Buhari, Salat, 63, Cihad, 17.

Ahbaru 'l-Medfne

35

cennete davet ediyor onlar i s e o n u cehenneme çağırıyorlar. Bu, kötü kimselerin yapacağı bir şeydir." İbn Zebale, Hasan b. Muhammed es-Sekafi'den isnadla şöy­ le dedi: «Resulullah (sav.), Ebu Bekr, Ömer ve Osman ile be­ raber Medine Mescidinin temellerini atarken bir adam onun yanma uğradı ve: "Ey Allah'm resulü! Neden sadece bu grup seninle beraberdir?" diye sordu. Buna karşılık Resulullah (sav.) de şöyle dedi: "Bunlar, benden sonraki idarecilerdir".» Yahya'nm kitabında İbn Zebale tarikiyle Zühri'den şöyle bir ifade yer almaktadır: Yemame ehlinden Beni Hanife'ye mensup Talk denilen bir adam şöyle demiştir: «Nebi (sav.), mescidini inşa ederken onun yanma geldim. Müslümanlar da onunla beraber çalışıyorlardı. Ben, deva sahibi ve çamur karıştırıcısıydım. Küreği alıp çamur karmaya başladım. [Bunu gören] Nebi (sav.) bana bakarak: "Bu Hanefi, çamur ustasıdır," buyurmuştu.» İbn Zebale ve Yahya, hurma kurutma alanının alımı ola­ yında İbn Şihab'dan isnadla şunları nakletmişlerdir: "Hz. Peygamber, mescidin temelini atmış ve mescidin kerpici de el-Menası'9 da bulunan Ebu Eyyub Kuyusu civarındaki Baki'u'l-Habhabe'den alınmıştı. Habhabe, bu mevkide yetişen ağaca verilen bir isimdir." İbn Zebale'ye ait bir başka rivayette, başlangıçta mescit zemin döşemesinin yapılmadığı, bu sebeple insanların sı­ caktan şikayetçi oldukları, [Müslümanların] mescidin kereste ve direklerini hurma kütüğünden parça parça yaptıkları, kerpicinin de Baki'u'l-Habhabe mevkiinden getirildiği, söz konusu yerin el-Menası' bölgesindeki Ebu Eyyub Kuyusu ya­ nında bulunan Baki'u'l-Garkad'm solunda yer aldığı, Habha­ be'nin ise orada yetişen bir ağaca verilen isim olduğu bilgisi mevcuttur. '9

Medine dışında bulunan bir yerdir. Bkz. Abdülmü'min b. Abdülhakk b. Şemail el- Katii el-Bağdadi, Merô.sıdü 'l-İttilô. ' ala Esmô.i'l-Emkineti ve'l­ Bukô. ', (3 cilt), Daru'l-Ceyl, Beyrut 1412, III. 1 3 14; Muhammed Muham­ med Hasan Şürrab, el-Me'alimü 'l-Eslre fi's-Sünneti ve's-Slre, Daru' l - Ka le m Dımeşk 1991/1411, s. 279. [M]

,

[77]

36

Ahbii ru'l-Medfne

İbn Zebale ve Yahya, başka bir tarikle Ca'fer b. Muham­ med'den o da babasından şöyle anlattı: N ebi (sav.), mescit binasını semft olarak bilinen kerpiç üstüne kerpiç örülmesi şeklinde, Müslümanların nüfusu artınca da safde denilen bir kerpiç üstüne yarım kerpiç örülmesi tarzında yapmıştı. [Sa­ habe] Hz. Peygamber'e: "Ey Allah'ın resulü ! Emretsen de mes­ cide ilave yapılsa" diye teklifte bulunmuşlardı. Hz. Peygamber de söz konusu talebi kabul edip mescide ziyade yapılması emrini vermişti. Neticede mescit duvarı kerpiçler; erkekli-di­ şili [yani enlemesine ve boylamasına konularak] inşa edildi. Sonra [sahabe] sıcaktan rahatsız olduklarında: "Ey Allah'ın resulü! Emir buyursan da mescide bir gölgelendirme yapılsa" teklifinde bulunmuşlar Hz. Peygamber de bu teklife olumlu yaklaşmış ve söz konusu isteğin yerine getirilmesi için emir vermişti. Mescide hurma kütüklerinden direkler dikildi sonra da dikilen bu direkler üzerine kirişler [konularak Üzerlerine de] hurma yaprakları ve izhir otu atıldı. [İnsanlar] yaşam­ larına bu şekilde devam ederlerken [bir defasında] yağmur yağmış ve bu sebeple de ıslanmışlardı. Bundan dolayı: "Ey Allah'ın resulü! Emretsen de mescidin tavanı çamurla kaplan­ sa" şeklinde talepte bulunmuşlardı. Bu sefer Resulullah (sav.) [mescidin çatısının olduğu şekilde kalmasını tercih ederek] : "Musa'nın çardağı gibi bir çardaktan başkası olmaz;• cevabı­ nı vermişti. Mescit, Resulullah (sav.) vefat edinceye dek bu 1 haliyle kaldı. Gölgelik yapılmazdan evvel [mescidin] duvarları mevcuttu. Gölge batıdan doğuya bir arşın meyledince Hz. Peygamber iki adım öne çıkarak öğle namazını kılar, sıcaklık azaldığında da ikindi namazını kılardı. [78)

İbn Zebale, İbn Cüreyc tarikiyle Ca'fer b. Amr'dan nakilde bulunup şöyle demiştir: "Hurma kurutma alanı, Amr'ın iki oğlu Sehl ve Süheyl'e aitti. Orayı Resulullah'a (sav.) verdi­ ler. Hz. Peygamber de ilgili arazide mescit inşa etti. Ashab-ı Kiram [ın tamamı] veya onlardan bazıları da mescidin yapı­ mında Hz. Peygamber'e yardım etmişlerdi. Ali b. Ehi Talib, [bir taraftan] mescidin inşasında çalışırken [diğer taraftan da] şiir inşat ediyordu." [Ca'fer b. Amr] : "Nebi (sav.), mescidi

Ahbii ru 'l-Medfne

37

iki defa yapmıştır. Medine'ye geldiğinde inşa ettiği mescidin Uzunluğu l O O x l O O arşından daha azdı. Allah, Hayber'in fet­ hini müyesser kılınca mescide ilavede bulundu ve aynı ilaveyi hücre-i saadetlerde de gerçekleştirdi," demiştir. İbn Zeba.I e, Hz. Peygamber'in, mescidin Şam tarafına düşen kısmında ila­ vede bulunmadığını nakletmiştir. İbn Zeba.Ie, Halid b. Ma'dan'dan isnadla şöyle demiştir: Resulullah (sav.), Abdullah b. Revaha ve Ebü'd-Derda'nın yanlarına uğramıştı. Onların yanında, mescidin inşaatında kullanmak üzere ektikleri kamış [lar] vardı. Hz. Peygamber, onlara ne yaptıklarını sorunca, Resulullah'ın (sav.) mescidi­ ni Şam mimarisi tarzında yapmayı arzuladıklarını belirterek kamışları Ensara dağıtmak istediklerini söylemişlerdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber söz konusu kamış [lar] ı kendisine ge­ tirmelerini talep etmiş, kamış [lar] ı onlardan alarak kapıya kadar gittikten sonra onları yere atarak: "Sümam otunun yaprakları ve tahtalar olmaz. [Bize] Musa'nın gölgeliği gibi bir gölgelik [yeter]," buyurmuştu. [Var olan] yapı, buna daha ya­ kındı. "Musa'nın gölgeliği nasıldı?" diye sorulduğunda ise Hz. Peygamber: "Ayağa kalktığında kafası tavana değerdi," şeklin­ de cevap vermişti. İbn Zebale, Enes b. Malik'ten isnadla onun şöyle dediğini nakletmiştir: "Nebi'nin (sav.) ilk olarak inşa ettiği mescit bi­ nası, yapraksız hurma dallarıyla yapılmıştı. Mescidin çamurla inşası ise hicretten dört yıl sonra olmuştur. Mescidin içini meydan şeklinde yapmışlardı. Gölgelik yapılmazdan evvel [mescidin] duvarları mevcuttu. [Hz. Peygamber'in] bir karış genişlettiği de ifade edilir. Gölge batıdan doğuya bir arşın meylettiğinde Hz. Peygamber iki adım öne çıkarak öğle na­ mazını, sıcaklık azaldığında da ikindi namazını kılardı:' İbn Zebale ve Yahya bu olayı bu şekilde anlatmışlardır. Hicretten on altı ay sonra kıble değiştirilmiştir. İbn Zeba.Ie, kıble tahvilinin Resulullah'ın (sav.) mescidinde ve öğle nama­ zında olduğuna dair kesin kanaatini dile getirmiştir.

[79]

Ahbô.ru 'l-Medfne

38

MESCİD-İ NEBEVI'NİN GENİŞLİGİ

Mescidin uzunluğuyla ilgili dört rivayet vardır: Bu rivayet­ lerden birincisi 60x70 arşın veya daha fazla; ikincisi 100x100 arşın; üçüncüsü 100 arşından biraz az; dördüncüsü ise Hz. Pey­ gamber, ilk olarak mescidi ı o ox ı o o arşından daha az bir ölçü­ de yapmış, sonra tekrar inşa ettiğinde [mescide] ilavede bulun­ muş, aynı işlemi hücre-i saadetlerde de gerçekleştirmiştir. İbn Zebale ve Yahya, ilim ehli pek çok kimseden nakille Mescid-i Şerifin kıble tarafındaki sınırları hakkında şöyle demişlerdir: "Mescidin kıble tarafında, ortasında minber olan mermere ya­ zılmış harfler bulunmakta, Şam tarafında ise doğu-batı istika­ metinde dört kemer yer almakta söz konusu kemerlerin içleri ise yeşil renkli olup tamamı mozaikle kaplanmıştır:· [80]

İbn Zebale ve Yahya, mescidin sınırları ve genişliği hakkında başka rivayetlerde de bulunmuşlardır. Peygamber (sav.) döneminde mescidin duvarları, doğu tarafından Ömer b. Ab­ dülaziz'in genişlettiği sınıra ulaşmamıştı. [Söz konusu] sınır ve batı tarafına doğru bir bölüm, Aişe'nin (ra.) odasının ol­ duğu yerde bulunmaktaydı. Aişe'nin odasının duvarları ise kabrin duvarlarına bitişik sütunlarla Hücre-i Şerifi kuşatan maksure arasında yer almaktaydı. Peygamber (sav.), mescidi ilk inşa ettiğinde batı yönünde minberin sağ tarafına üç sü­ tun, doğu yönünde de mescidin sol yanına üç sütun yerleş­ tirmişti. Önceleri doğu cihetinde bulunan sütunların en so­ nuncusu, Üstüvane-i Tevbe10 idi. Çünkü Üstüvane-i Tevbe üç sütundan sonra, duvarın yanında yer almaktaydı. Doğu-batı 10

Üstüvô.ne-i Ebü Lübô.be de denir. Ebı'.i Lübabe b. Abdülmünzir, Ahzab Sa­ vaşında Beni Kureyza Yahudileriyle görüşmek üzere gönderilince, onlara söylenmemesi gereken bir hususu ifşa ettiğine pişman olup: "Bu hareke­ timle Allah ve Resulü'ne karşı iyi bir iş yapmadım diyerek çok üzüldü. Gözlerinden akan yaşlar sakalını ıslattı. Oradan dönüp Mescid-i Nebevi'ye girdi. Kendisini sütuna bağlattı. Allah'ın kendisine tövbe nasip edip tövbe­ si kabul edilinceye kadar yerinden ayrılmayacağını ve Resulullah'ın yüzü­ ne bakamayacağını söyledi. Bu sütuna bağlı olarak altı gece kaldı. Enfal Su­ resinin 27 ve Tevbe Suresinin 10 2 . ayetleri nazil olup tövbesi kabul olduğu bildirildi. Böylece Ebı'.i Lübabe'nin kendini bağlattığı bu sütun, Ebfı Lübabe sütunu diye meşhur oldu. Ayrıca Hz. Peygamber, na fil e namazlarını bura­ da kılar ve her sabah namazından sonra bu sütuna dayanıp sahabeyle soh­ bet eder, bu direğin yanında itikafa girerdi. [M] "

Ahbdru 'l-Medfne

39

istikametindeki bu yerin alanı 63 arşın olup 55 arşın olduğu­ na dair görüşler de vardır. Daha sonraları Hz. Peygamber, bu­ rada doğu-batı yönünde genişletme çalışması yapmıştır. Buna rağmen söz konusu ilave doğu yönünde Ömer b. Abdülaziz'in ilavede bulunduğu sınıra ulaşmamıştı. Ayrıca Hz. Peygamber, mescide kıble ve Şam yönünde bir ilavede bulunmamıştı. İbn Zebale, Ubeyd b. Ömer b. Hafs b. Asım' dan nakille, Re­ sulullah'ın (sav.) mescidinin doğu ve batı tarafında üç sütu­ nun olduğunu ayrıca avluda da kıbleye doğru sıralanmış sü­ tunların bulunduğunu rivayet etmiştir. Bunun akabinde İbn Zebale, pek çok ilim ehli ve diğerle- [8 1 ] rinin, mescidin sınırlarının iki direğin yer aldığı iki tepeye11 doğru Kabr-i Şerif'in ve batı tarafında bulunan kare iki di­ reğin berisinde olduğunu söylediklerini belirtmiş sonra da şöyle demiştir: İlim ehli [bu ifadelerine] Resulullah'ın (sav.) Beni Abdurrahman b. el-Haris meclisinin bulunduğu yerdeki mescitte itikaf yapması ve Aişe'nin (ra.), kendi odasında [n] mescitte itikafta bulunan Hz. Peygamber'in saçlarını taraması rivayetlerini delil olarak göstermişlerdir. Malik b. Enes, [mescidin] doğu duvarının, Üstüvane-i Tev­ be bölümünde bulunan sütunlarla kabre doğru uzanan direk­ ler arasında, kandillerin yer aldığı alanda olduğunu ve Ömer b. Abdülaziz' in [mescide yaptığı ziyadenin] sınırının da kabre doğru [uzanan] sütunların arkasında bulunduğunu söylerdi. İbn Zebale ve Yahya, Peygamber'in (sav.) itikaf mahalli hak­ kında şöyle bir rivayette bulunmuşlardır: [Bahse konu mahal­ de] kandillerle kabir yönündeki sütunlar arasına konulmuş, hurma dallarından [mamul] ve içi de hurma yapraklarıyla doldurulmuş Resulullah'ın (sav.) yaslandığı bir yatak vardı. 11

İbn Zebiile'nin metninde "�).ıı" şeklinde geçen ibare, aslında ".:,;:...;:. )ıı" olmalıdır. Biz tercümede bu ifadeyi esas aldık. İfadenin geçtiği yer1er için bkz. Buhari, Salat, 8 9; Müslim, Ebü'l-Hüseyn Müslim b. el-Haccac b. Müs­ lim e l-Ku ş eyri, el-Camiu 's-Sahfh, (5 cilt), thk. Muhammed Fuad Abdülbaki, Daru İhyfü't-Türasi'l-Arabi, Beyrut, ty., Hace, 229; es-SemhO.di, NO.rüddin Ali b. Ahmed es-SemhO.di, Vefaü 'l-Vefa bi Ahbari Dari'l-Mustafa, (4 cilt), Da­ ru'l-Kütübü'l-İlmiyye, Beyrut 1427 /2006, 1. 273. [M]

40

A h bô.ru 'l-Medlne

Yine İbn Zebale, pek çok ilim ehlinden Resulullah'ın (sav.) mescidinde, Hasan b. Zeyd'in itikaf yaptığı alanda kıbleye dö­ nüldüğünde; minberin sağında üç sütun, diğer tarafta Üstüva­ ne-i Tevbe'ye doğru üç sütun bulunduğunu ve doğu-batı isti­ kametindeki uzunluğunun da 63 arşın olduğunu nakletmiştir. Sonra İbn Zeba.Ie, ulemanın, Hz. Peygamber'in Mekke'den Medine'ye geldiğinde inşa ettiği Resulullah'ın (sav.) mescidi­ nin alamet-i farikasının, yanmış tavanda birtakım işaretler ve bugün de bilinmeyen kaybolmuş mozaiklerin olduğunu söy[82] lediklerini belirtmiştir. İbn Zeba.Ie, Resulullah'ın (sav.) Hay­ ber dönüşü esnasında inşa ettiği mescidinin şeklinin ise şöyle olduğunu izah etmiştir: Resulullah (sav.), mescidin kıblesini ilk sınırında bıraktı. Orada doğu yönünden, kabrin yanındaki kare sütunun berisinde bulunan sütuna doğru ilavede bulun­ du. Söz konusu sütunun özelliği de sütunlar arasından avluya çıkan yüksek bir bendinin olmasıdır. Yine batı tarafından da sütunlar arasında bendi bulunan kare sütuna doğru uzanan bir sütuna ilavede bulunmuştur. Böylece mescidin sınırları, taş ile belirgin hale gelmiştir ki Üstüvane-i Tevbe ile bendli sütun hizasında yer alan kabir arasındaki sütun yanında bu­ lunan sınır taşı bunlardandır. Batı yönünde de bunun benzeri, yere monte edilmiş bir sınır taşı yer almaktadır. [Mescidin] Şam'a doğru olan bölümünde ise herhangi bir ilavede bulun­ mamıştır. İbn Zebale, bir başka yerde Hz. Peygamber dönemindeki Nebi (sav.) mescidinin genişliği, yani son hali hakkında da açıklamada bulunmuş sonra da minberin doğu sınırında dört batı sınırında da dört sütun bulunduğunu ifade etmiştir. Muhibbüddin b. en-Neccar, bütün ilavelerden sonra bu­ gün Resulullah'ın (sav.) mescidinin uzunluğunun 2 0 0x54, do[83] ğudan batıya doğru ön tarafından genişliğinin 1 0 0x70, arka kısmından genişliğinin ise 1 3 5 arşın olduğunu söylemiştir. Muhammed b. el-Hasen de, arşın farklılıkları sebebiyle buna yakın veya benzer bir ölçüden bahsetmiştir. Söz konusu edi­ len ölçütlerin tamamı ortalama bir el ölçüsüyle [yapılmıştır] .

Ahbô.ru 'l-Medfne

41

HZ. PEYGAMBER'İN MAKAMI VE KIBLENİN DEGİŞMESİ Nebi'nin (sav.) Namazda Durduğu Yer/Makam1 2

İbn Zebate şöyle demiştir: İbrahim b. Muhammed bana aralarında Harice b. Abdullah b. Ka'b b. Malik'in de bulundu­ ğu pek çok kimseden şöyle anlatıp rivayet etmiştir: Sandığın yanına doğru olan sütundan biraz [sağa] döndüğünde, ma­ kamda bulunan kerpici gözünün önüne ve minberde bulunan kirişi de kulak memesi hizasına aldığında, Resulullah'ın (sav.) makamında durmuş olursun. Söz konusu kiriş, Hz. Peygam­ ber'in minberinin en üstünde yer almaktadır. İbn Zebale, Hz. Peygamber'in vefat edinceye dek namaz [84] kıldığı minber ile M akam-ı Nebi (sav.) arasındaki mesafenin 1 4 arşın bir karış olduğunu ifade etmiştir. İbn Zebale, Nebi'nin (sav.) ilk mescidinde namaz kıldığı yer (m usalla) ile Üstüvane-i Tevbe arasının 17 arşın olduğunu ve Üstüvane-i Tevbe'nin de doğu cihetinde bulunduğunu belirt­ miştir. İbn Zebate, Amr b. Müslim'den rivayet ederek şöyle de­ miştir: "Nebi (sav.) yaşlandığında namaz kıldığı makama bir kütük konuldu. Hz. Peygamber, namazda iken ona yaslanıyor­ du. Sonra ona bir başka tahta parçası daha ilave edildi:' Yine İbn Zebale ve Yahya, Müslim b. H ubab tarikiyle şöyle bir olay nakletmişlerdir: Ömer (ra.), kıbleye geldiğinde duvara monte edilmiş bu tahta parçası kaybolmuştu. [Ömer'in (ra.) emriyle] İnsanlar, onu aramaya koyuldular. Bu tahta parçasının Beni Amr b. Avf Mescidinde olduğu, onu alıp kendi mescitlerine koydukları söylendiğinde Ömer, söz konusu tahtayı [onlardan geri] alıp mihraba yerleştirdi. Resulullah (sav.), namaza kalk­ nğında dayanmak üzere onu avuçlarıyla tutar, ona yaslanır sağ tarafına dönerek: "Saflarınızı düzgün tutun," der, yine sol tarafına dönüp aynı şeyleri söylerdi. Daha sonra da namaza başlamak üzere tekbir getirirdi. Bu tahta, Medine'ye yakın 12

Hz. Peygamber ve Hulefa-yı Raşidin döneminde Mescid-i Nebevi'de mih­ rap yoktu. Mescid-i Nebevi'de ilk m ihrap Ömer b. Abdülaziz tarafından yapılmıştır.

Ahbaru 'l-Medfne

42

bir yerde bulunan "gabe"13 adı verilen ormanlık arazinin ılgın ağaçların dandı. Kıblenin Değişmesi

İbn Zebale, Osman b. Abdurrahman' dan şöyle rivayette bu­ lunmuştur: Resulullah (sav.), namaz kılmak üzere durduğunda kıble hakkında Allah'ın emrini bekliyordu. Ne emrolunduğu ne de nehyolunduğu halde [kıble konusunda] Ehl-i kitabın yaptık[8 5] larını yapıyordu. İşte bu esnada Resulullah (sav.), Mescid-i Ne­ bevi de öğle namazı esnasında iki rekatı kılmışken Cibril gelip "Beyt-i Haram'a dön;' diye işarette bulundu ve Allah Teala'nın: "(Ey Muhammed!) Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte ol­ duğunu görüyoruz. İşte şimdi seni memnun olacağm bir kıbleye döndürüyoruz;'14 ayetini sonuna kadar indirdi. Bunun üzerine münafıklar: "Muhammed, memleketini ve kavmini özledi" [de­ diler] ; müşrikler: "Muhammed, bizi kendisine ait bir kıbleye çe­ virmek istiyor, bize yaklaşmak için vesile ediniyor ve dinimizin kendi dininden daha doğru olduğunu anladı" [demeye başladı­ lar] ; Yahudiler [de] müminlere hitaben: "Musa, Yakub ve diğer peygamberlerin kıblesini terk edip de Mekke'ye sizi çeviren şey nedir? Allah'a and olsun ki siz, abes ile iştigal ediyorsunuz," [diyerek suçladılar] ; müminlerden kimileri ise: "Bizden önce bir topluluk gel [ip geçti] ve onlar öldüler. Dolayısıyla biz mi yoksa onlar mı kıble üzereler?" demeye başladılar. [Neticede] söz konusu meseleyle alakalı olarak Allah Teala: "İnsanlardan bir klSlm beyinsizler 'Yönelmekte olduk/an kıble/erinden onları çeviren nedir?' diyecekler. De ki: Doğu da batı da Allah 'mdır. O, dilediğini doğru yola iletir. İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Resulün de size şahit olması için sizi mutedil bir mil­ let kıldık. Senin yöneldiğin yeri [Kabeyi] Biz ancak Peygamber'e uyam, ökçeleri üzerinde geri dönenden ayırt etmemiz için kıble yaptık. Bu, Allah 'm hidayet verdiği kimselerden başkasma elbet­ te ağır gelir. Allah sizin imammzı asla zayi edecek değildir. Zira

13

Medine'nin kuzeybatısında şehir merkezine 9 mil mesafede bulunan bir yerdir. Bkz. M. M. Hasan Şürrab, el-Me'ô.lim ü 'l-Esfre, s . 207. [M] 14 Bakara, 2/144.

Ahbô.ru'l-Medfne

43

Allah, insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir,"15 hükmünü in­ dirmiştir. İbn Zebale, Osman b. Abdurrahman' dan şöyle bir rivayette bulunmuştur: Kıble değiştirilmişti. Beni Seleme'den bir grup da Mescid-i Kıbleteyn'de öğle namazı kılıyorlardı. Bir kişi ge­ lip kıblenin değiştirildiği haberini [kendilerine] bildirdiğinde onlar [namazın] iki rekatı [nı] kılmışlardı. Hemen yüzleri kıb­ leye doğru olacak şekilde döndüler. Bundan dolayı söz konu­ su mescit, Mescid-i Kıbleteyn diye isimlendirilmiştir. Yahya, İbn Zebale ve bir başkasının tarikiyle H alil b. Ab­ dullah el-Ezdi'den o da Ensardan bir adamdan şöyle nakilde bulunmuştur: Resulullah (sav.) kıbleyi düzenlemek üzere bir grup insanı mescidin köşelerinde görevlendirdi. Cibril (as.) gelerek: "Ey Allah'ın resulü! Kıbleyi Kabe'ye bakarak yerleş­ tir," dedi ve eliyle şöylece işarette bulunarak kıble ile Hz. Pey­ gamber arasında yer alan her şeyi kaldırdı. Hz. Peygamber de arada hiçbir şey olmaksızın Kabe'ye bakarak mescidin kıble yönünü tespit etti. Kıblenin tespiti tamamlanınca Cibril yine eliyle işaret ederek: "İşte böyle" dedi, [sonra] dağları, ağaçları ve diğer şeyleri eski haline döndürdü. Böylece Hz. Peygam­ ber'in kıblesi, Mizab'a16 doğru olmuş oldu. İbn Zebale, Ebu Hüreyre' den isnadla: "Nebi'nin (sav.) kıblesi [86) Şam idi. Mescidinde, insanlara namaz kıldırdığı yer Şam'a doğ­ ruydu. [Sen] bugün Muhallaka Sütunu denilen yeri arkana alıp Şam cihetine doğru yürüyüp Osman ailesinin kapısının sağ ta­ rafına geldiğinde Hz. Peygamber'in kıblesi işte burasıydı;' dedi­ ğini nakletmiştir. Üstüvanetü'l-Muhallaka, Üstüvane-i Aişe (ra.) diye de isimlendirilir. İbn Zeba.Ie, Nebi'nin (sav.) kıble değişti­ rildikten sonra on beş gün boyunca farz namazları oraya doğru dönerek kıldığını sonra [da] orta saftaki mihrab17 yönünde bu­ lunan musallaya doğru ilerlediğini nakletmiştir. 15 Bakara, 2/142-143. 16 Mizah: Türkçede altınoluk diye anılan ve Kabe'nin Rükn-i Şami ile Rükn-i Garbi denilen köşeleri arasındaki kuzeybatı duvarının üstünde ve bu du­ varın ortasına gelecek şekilde yerleştirilmiş oluktur. [M] 17 Kıble duvarında bulunan Hz. Osman tarafından yapılan mihrabı kastet­ mektedir.

44

Ah bdru 'l-Medfne

HURMA KÜTÜGÜ, MİNBER VE HÜCRE-İ ŞERiF

İbn Zeba.Ie'nin kitabında, H alid b. Sald'den18 mürsel olarak şöyle bir rivayet yer almaktadır: Temim ed-Darl,19 Resulul­ lah'ın (sav.) dizlerindeki şiddetli ağrı [dan rahatsız olduğu[87] nu] hissedi [nce] Hz. Peygamber'e: "Ey Allah'ın resulü! Sana dayanacağın bir minber yapayım mı? Ayakta durduğunda ve oturduğunda sana kolaylık sağlar," diye teklifte bulundu. Hz. Peygamber de: "Minber de nasıl oluyor?" diye sordu. Temim: "Onu sana ben yapacağım," dedi. Gabe'ye gidip ılgın ağacın­ dan keserek oturma yeri hariç iki basamaklı bir minber yap­ tı. Resulullah (sav.) da [daha önce] hutbe okurken yaslandığı kütükten ayrıldı. Sonra İbn Zeba.Ie, söz konusu kütüğün inle­ mesinden bahsedip "Bize ulaştığına göre bu kütük minberin altına gömülmüştür," dedi. Sehl b. Sa'd es-Sfüdl'den20 [Buharl'nin] es-Sahfh'inde de yer alan rivayetin21 bir benzeri nakledilmiştir ki olay şöyle­ dir: İnsanlardan kimileri, minberin hangi ağaçtan yapıldığı konusunda münakaşa ederek Sehl b. Sa'd es-Sfüdl'ye geldiler ve bu konuda ona soru yönelttiler. Sehl de onlara: "Vallahi ben onun neden yapıldığını çok iyi biliyorum. Onun mescide ilk yerleştirildiği [anı] ve Resulullah'ın (sav.) üzerine oturduğu ilk günü de gördüm," diye cevap verdi. Hz. Peygamber, Ensar­ dan -Sehl'in de adını verdiği- falanca kadına:22 "Marangoz kölene emret benim için bir minber yapsın. İnsanlara hitap ettiğim zaman üzerine oturayım;' diye emir verdi. Bunun üzerine kadın, kölesine emirde bulundu ve köle de minberi Gabe ılgınlarından yapıp getirdi. Söz konusu kadın da minberi 1 8 Halid b. Said b. Ehi Meryem el-Kureşt et-Teymt el-Medeni, İbn Cüd'an'ın azatlı kölesidir. İbn Hıbban Kitiibü 's-Sikiit'ında onun ismine yer vermiştir. 19 Temim b. Evs b. Harice b. Sevdan b. Hadice, Ebu Rukayye el-Lahmt ed-Dart. 20 Sehl b. Sa'd b. Malik es-Said! Ebü'l-Abbas. Hem kendisi hem de oğlu saha­ bedendir. 2 1 Buharı. Cum'a, 26. 2 2 İbn Hacer, bu kadının isminin bilinmediğini belirtirken, İbnü't-Ttn, Ma­ lik'ten nakille söz konusu marangozun Sa'd b. Ubade'nin kölesi olduğunu rivayet etmiştir. Aslında bu marangozun Sa'd'ın hanımının kölesi olma ih­ timali de vardır. Mecazen kadına nispet edilmiştir. Sa'd'ın hanımının ismi ise Fükeyhe bint Ubeyd b. Düleym'dir.

Ahbiiru 'l-Medfne

45

Resulullah'a (sav.) gönderdi. Hz. Peygamber emir buyurdu ve minber işte oraya yerleştirildi. Sonra ben, Resulullah'ı (sav.) onun üzerinde namaz kılarken gördüm. Minber üzerinde tek­ bir aldı, rüku yaptı sonra da geri geri inip minberin dibinde secdeye vardı. Bu ifade es-Sahfh'e aittir. İbn Zebale, Sehl'in: "Minberin ağacını, Resulullah'ın (sav.) gönderdiği kişiyle be­ raber elimle kestim ve basamaklardan birini ben taşıdım," şeklindeki ifadesini de ilave etmiştir. Hurma Kütüğünün Gömüldüğü Yer

İbn Zeba.Ie, kütüğün gömüldüğü yer hakkındaki ihtilafları naklederek Osman b. Muhammed'den isnadla kütüğün min­ berin aşağısına sol tarafa gömüldüğünü rivayet etmiş, bir kı­ sım ulema, [kütüğün] minberin doğu tarafında [minberin] ya­ nına, diğer bir kısmı minberin altına gömüldüğünü belirtmiş­ ler, bir başka rivayette de [kütüğün] olduğu yere gömüldüğü nakledilmiştir. Yine İbn Zebale'nin de söylediği gibi kütüğün mescitteki sütunlardan biri olduğu da ifade edilmiştir. İbn Zeba.Ie, Ömer b. Abdülaziz b. Muhammed'den isnadla, za'ferenla kokulanmış sütunun üçte ikisi veya Nebi'nin (sav.) hutbe irat ettiği kütüğün bulunduğu yerin buna yakın kısmı­ nın mescidin mihrabı olduğunu, kıbleyle kütük arasında bir sütunun, minberle kıble arasında da iki sütunun bulunduğu­ nu nakletmiştir. Minber Ustası Hakkındaki Farklı Görüşler

İbn Zeba.Ie, minber ustası hakkındaki farklı görüşleri de nakletmiştir. [Konuyla ilgili] Mahzum kabilesine ait taş ustası bir köle, Abbas'ın kölesi, Said b. el-As'ın Bakı11 isimli kölesi, Beni Sa.ideli Ensari kadına ait bir köle ya da Mina adı verilen ve Beni Sfüde'den bir adamın eşine ait bir köle olduğuna dair farklı görüşler vardır. Mina'nın azatlı köle veya kadının eşi­ nin ismi olma ihtimali de söz konusudur. Fakat Yahya'ya göre İsmail b. Abdullah şöyle demiştir: "Minberi yapan kişi, Beni Seleme veya Beni Sa.ideli Ensari bir kadının kölesi veya Mina diye isimlendirilen Beni Saide kabilesinden bir adamın eşiydi. Bu görüşün olabilirliği birincisi gibi ihtimal dahilindedir. Min-

(88]

Ahbaru 'l-Medfne

46

beri, Temim ed-Dari'nin de yaptığı ifade edilir. İbn Zebfüe'nin zikrettiği bilgilerin özeti böyledir. [8 9]

İbn Zebfüe, Humeyd b. Abdurrahman b. Avf'tan o da babasından isnadla şöyle demiştir: «Muaviye (ra.), Nebi'nin (sav.) minberinin Şam'a nakledilmesi emrini Mervan'a ileten bir elçi gönderdi. Bu emir üzerine Mervan minberin sökülmesini em­ retti. Bu arada Medine[ de hava] birden karardı ve şiddetli bir rüzgar ortaya çıktı. Yaşanan olaylara şahit olan Mervan halkın huzuruna çıkıp : "Ey Medineliler! Siz Müminlerin Emirinin Re­ sulullah'ın (sav.) minberinin yerinden alınıp kendi yanına ge­ tirilmesini emrettiğini düşünüyorsunuz. Halbuki o, bana min­ berin yenilenmesi ve yükseltilmesi emrini verdi," şeklinde bir konuşma yapmış, bir marangoz çağırtıp bugünkü şekliyle ona ilavede bulunmuş ve onu şimdiki yerine yerleştirmiştir.» İbn Zebfüe, İbn Katan'dan naklettiği rivayette şöyle demiş­ tir: «Mervan b. el-Hakem, iki basamak ve bir oturma yerinden oluşan Resulullah'ın (sav.) minberini söktü. Minberi Muavi­ ye'ye göndermek istedi. Bu arada güneş tutulması meydana geldi hatta yıldızları bile gördük. Yaşanan bu olay üzerine Mervan minbere altı basamak daha ilave edip: "Nüfus arttı­ ğı için basamak ilavesinde bulundum," diye insanlara hitapta bulundu.» Yine İbn Zebfüe, el-Mehdi b. el-Mansür'un 1 6 1 yılında hac­ cettiğinde İmam Malik b. Enes'e: "Ben Resulullah'ın (sav.) minberini ilk şekline döndürmek istiyorum," dediğini Ma­ lik'in de [ona cevaben] : "Bu, ılgın ağacından yapılmış, direkle­ re bağlanmış ve çivilenmiştir. Sen onu sökecek olursan, min­ berin parçalanıp dağılmasından korkuyorum," diye açıklama­ da bulunduğunu bunun üzerine el-Mehdi'nin [düşüncesinden vazgeçerek] minberi olduğu şekliyle bıraktığını söylemiştir.

[90]

Minberin Ölçüsü

İbn Zebale şöyle demiştir: Nebi'nin (sav.) minberinin yük­ sekliği tam olarak 2, eni de lxl arşındı. Oturma yeri ise eşit se­ viyedeydi. [Hz. Peygamber] minberde oturduğunda sırtına ge­ lecek şekilde üç tane yuvarlak direk bulunmaktaydı. Söz konu-

Ahbii.ru'l-Medfne

47

su direklerden biri kayboldu. Bir diğeri 198 yılına kadar ulaştı ve DavU.d b. İsa'mn emri gereği yenilendi. Mervan tarafından yapılan tahta minberin duvarında ise sabit on direk bulunmak­ taydı. Nebi'nin (sav.) minberinin boyu Mervan'ın yapmış oldu­ ğu [ilave] direklerle birlikte 3,5 arşın yüksekliğine ulaşmıştı. İbn Zebfüe, bugün yani kendi dönemindeki minberin ölçü­ süyle ilgili, Peygamber'in (sav.) oturduğu yerin 2 karış 4 par­ mak uzunluğunda kare olduğunu belirtmiştir. İbn Zebale, ilk olarak söylediği (eni ıxı arşın idi) sözüyle minberin oturma alanını kastetmiştir. Çünkü o, söz konusu ifadesiyle minberin iki basamağını zikretmeden oturma alanının nasıl olduğunu vasfetmiştir. İbn Zebale, bahsi geçen konunun akabinde şun­ ları söylemiştir: "Nebi'nin (sav.) minberinin ayaklarının en alt kısmıyla topuzuna kadar [yüksekliği] 5 karıştan biraz fazla, basamağının genişliği 3 karış, yüksekliği ise bir karıştır. Min­ berin arka kısmının, yani istinat mahallinin boyu ise 2 karış­ tan biraz uzundur. Buradan, Minber-i Nebevi'nin uzunluğu­ nun, evvelinden -kıbleye gelen kısmından- Şam yönüne doğ­ ru arka kısmına kadar 4 karıştan biraz fazla olduğu neticesine ulaşılabilir." Zira o, basamağının eninin 2 karış, oturma alanın da 2 karış 4 parmak olduğunu belirtmiştir. "Nebi'nin (sav.) minberinin ayaklarının en alt kısmıyla . . ." şeklindeki ifadesi, "Minber-i Nebevi'nin yere temas eden tarafıyla Hz. Peygam­ ber'in elini koyduğu topuzu arası beş karıştan fazladır," an­ lamına gelir. Bu ise yaklaşık 2 , 5 arşındır. Minber-i Nebevi'nin yüksekliğinin başlangıçta 3 arşın olduğu daha önce geçtiğine göre buna göre topuzun yüksekliği yaklaşık yarım arşındır. İbn Zebfüe, minberle kabir arasındaki fazlalığa dair min­ ber etrafında bulunan mermeri zikrettikten sonra şu ifadeyi kullanmıştır: "Minberde en altından en üst kısmına kadar üç tarafında dizilmiş yedi delik/pencerecik bulunur. M ervan'ın [91] yaptığı kısmın doğu tarafında ise kare [içine yerleştirilmiş] dairesel on sekiz delik vardır. Batı tarafında da yine aynı şe­ kilde on sekiz delik bulunmaktadır. Orada çevresini kuşatan beş direk bulunmaktadır. Onlardan da iki tanesi hariç diğer direkler yok olmuştur. [Kalan iki direkten] birisi de Davüd b.

48

Ahbô.ru 'l-Medfne

isa'nın M edine'deki yöneticiliği esnasında 1 9 8 yılında yıkıl­ mıştır. [Bunun üzerine Davud b. İsa yıkılan] direğin yapılması emretmiş ve direk de yenilenmiştir." İbn Zebale, bir başka yerde de Mervan'ın inşa ettiği ahşap minberin duvar [kısmında] sabit on direğin bulunduğunu ifa­ de edip şöyle demiştir: "Resulullah'ın (sav.) minberinin üç tarafında başlangıçta beş direk bulunmaktaydı. Onlardan bir kısmı yok olup gitmiştir." [İbn Zebale'nin] daha önce geçen Nebi'nin (sav.) minberi­ nin ölçüsüyle ilgili sözlerinin özeti şöyledir: "Bugünkü min­ berin ölçüsü 4 arşındır. Eni ise bir arşından biraz fazladır. Son topuz ile Resulullah'ın (sav.) eski minberindeki topuz arası bir arşından biraz fazladır. N ebi'nin (sav.) minberinin topu­ zuyla minberin ön kısmında bulunan yeni topuz arası 2 ar­ şındır ve ölçüsü artmıştır. Topuz ile yer arası mesafe ise 3 ar­ şından biraz daha fazladır. Bugün minberin uzunluğu eşiğinin en alt kısmından [minberin] en üst kısmına kadar 7 arşın bir karıştır. Minberin yer üstündeki uzunluğu ise sonuna kadar 6 arşındır:' Minberin ölçüsü tam olarak böyledir. İbn Zebale bir başka yerde de: "Minber, mermer üzerine yapılmıştır ve mermerin orta kısmında yer almaktadır," de­ miştir. İbn Zebale, söz konusu mermerin bulunduğu alanın, minberin kıble tarafında, yani arka kısmında bulunan iki sü­ tundan Şam yönündeki minberin önünde bulunan iki sütuna kadar olduğunu ifade etmiştir. ez-Zeyn el-Meragi, İbn Zebale'nin şöyle dediğini naklet­ miştir: "Nebi'nin (sav.) minberinin uzunluğu yapılan ilaveler­ le birlikte 4 arşın, eşiğinin en altından en üst kısmına kadar [uzunluğu] ise 9 arşın bir karıştır." (92]

Muhammed b. el-Hasen b. Zebale şöyle demiştir: Minber-i Nebevi'nin ilk uzunluğu 2 arşın bir karış 3 parmak yüksekli­ ğinde, eni ise muhtemelen23 bir arşındır. Ön kısmının yani Hz. 23

İbn Zebale'nin metninde "�IJ" ifadesiyle yer alan kelime es-Semhı'.ldi'nin eserinde "�V' şeklinde olup biz de tercümede bu ifadeyi esas aldık. Bkz. es-Semhı'.ldi, Vefô.ü 'l-Vefô., il, 1 2 . [M]

Ahbô.ru 'l-Medfne

49

Peygamber'in (sav.) yaslandığı yerin uzunluğu ise bir arşın­ dır. Hz. Peygamber'in konuşmak üzere oturduğunda tuttuğu minberin iki topuzunun uzunluğu ise bir karış 2 parmak, eni lxl arşın, alanı ise eşit mesafededir. Minberin basamak sayısı oturma yeriyle birlikte üç adettir. [Minberin] üç tarafında da beş direk bulunmaktadır. Minberin Örtüsü

İbn Zebale, Hişam b. Urve' den isnadla İbnü'z-Zübeyr'in Re­ sulullah'ın (sav.) minberini ketenden dokunmuş bir kumaşla örttüğünü Kıbti bir kadının ise bahse konu örtüyü çaldığını bunun üzerine Hz. Peygamber'in bu kadına sirkat cezası uy­ guladığını rivayet etmiştir. Minber ile Kabir Arasındaki Mesafe

İbn Zebale, minber ile Nebi'nin (sav.) vefat edinceye dek namaz kıldığı yer arasının 14 arşın olduğunu nakletmiştir. [Söz konusu yerin uzunluğunun] 14 arşın bir karış olduğu da ifade edilmiştir. Kabr-i Mukaddes ile Minber-i Şerif arasında­ ki uzunluk ise 53 arşındır. İbn Zebale'ye ait bir başka rivayette ise [buranın uzunluğunun] 54.6 arşın ifadesi yer almaktadır. Minber-i Şerifin Fazileti

İbn Zebale, N ebi'nin (sav.) : "Minberin iki tarafından biri, havzın kenarındadır. Kim onun yanında Müslüman bir kim­ senin malının kendisine ait olduğunu iddia ederek yalan yere yemin ederse kendisini cehennemdeki yerine hazırlasın;' bu­ yurduğunu rivayet etmiştir. [Rivayette yer alan] Ukru 'l-Havz: Suyun havuza döküldüğü yer anlamına gelmektedir. İbn Zebale, Ümmü Seleme' den (ra.) nakille, Nebl'nin (sav.) : •Minberin ayakları, cennet üzerindedir,"24 buyurduğunu riva­ yet etmiştir.

24

İlgili rivayet için bkz. Nesai, Ebu Abdurrahman Ahmed b. Şuayb b. Ali el-Horasani en-Nesai, el-Mücteba, (9 cilt), thk. Abdülfettah Ebu Gudde, Mektebetü'l-Matbuatü'l-İslamiyye, Haleb, ty., Mesacid, 8; Ahmed b. Han­ bel, Ebu Abdullah Ahmed b. Hanbel b. Hilal b. Esed eş-Şeybani, Müsned, (6 cilt), Müessesetü Kurtuba, Kahire, ty., VI. 289, 292. [M]

[93]

Ahbô.ru 'l-Medfne

50

el-Hucuratü'ş-Şerife25

İbn Zebale, Muhammed b. Hilal' den nakille şöyle demiştir: Nebi'nin (sav.) eşlerinin odalarını gördüm. Bu odalar, hurma dallarından [mamul] olup kıldan yapılmış bir örtüyle kaplıy(94) dılar, kıble-doğu ve Şam yönünde dizilmişlerdi. Mescidin batı tarafında ise bu odalardan herhangi bir şey yoktu. Aişe'nin kapısı da Şam yönünde olup kapı kanadı ardıç veya sac26 ağa­ cından yapılmıştı. Yine İbn Zebale, Hişam b. Urve'den nakille şöyle demiştir: İbnü'z-Zübeyr, başka hiç bir kimsenin elde edemediği iki de­ ğerli yere sahip olmuştur. Zira Aişe ona evini ve odasını vasi­ yet etmiş, kendisi de Sevde'nin odasını satın almıştır. Ebü'l-Kasım et-Tacir, Ebu Ali el-Haddad'dan o da Ebu Nu­ aym el-Hafız' dan o da Ebü'l-Havvas'tan nakille şöyle demiştir: Ebu Yezid el-Mahzumi bize haber vererek şöyle demiştir: Zü­ beyr b. B ekkar rivayet ederek bize şöyle anlatmıştır: Muham­ med b. el-Hasen bize şöyle anlatmıştır: Muhammed b. İbrahim b. Abdullah b. Ca'fer b. Muhammed bana şu şekilde naklet­ miştir: "Fatıma'nın (ra.) kabri, Ömer b. Abdülaziz'in mescide dahil ettiği evinde bulunmaktadır." Ben (Muhammed b. el-Ha­ sen) de: "Bugün Fatıma'nın (ra.) evinin çevresinde maksure/ mahfil, içinde de mihrab olduğunu ve [onun] Nebi'nin (sav.) hüçresinin arkasında yer aldığını söyledim," demiştir. Aişe'nin (ra.) Odasının İmarındaki Değişiklikler

İbn Zebale, Aişe'den (ra.) nakille onun şöyle dediğini ri­ vayet etmiştir: "Ben, Ömer defnedilinceye dek başörtümü çıkarıp ev içinde giyilen elbiselerimi giymeye devam eder­ dim. Elbisem konusunda dikkatli davranamayınca kendimle kabirler arasına bir bölme/duvar inşa ettim." İbn Zebale ve [95) Yahya, pek çok tarikten ki İbrahim b. Muhammed b. Abdü­ laziz ez-Zühri onlardandır o da babasından şu şekilde rivael-Hucuratü'ş-Şerife: Resulullah'ın eşlerinin odalarıdır. Kur'an-ı Kerim'de de söz konusu odalardan bahsedilmiş ve ilgili sure Hucurat Suresi olarak isimlendirilmiştir. Bkz. Hucurat, 49/4. 26 Sac: Hindistan' da siyah renkli büyük cins bir ağaçtır.

25

Ahba.ru 'l-Medfne

51

yette bulunmuştur: Nebi'nin (sav.) evının doğu tarafından bir koku27 yayılmıştı. Bunun üzerine Ömer b. Abdülaziz ve Ubeydullah b. Abdullah b. Ömer geldiler. Ömer b. Abdülaziz, İbn Verdan'a temeli kazma emri verdi. O, elini kaldıracağı se­ viyeye kadar kazmışken tedirginlikten dolayı kazma işinden vazgeçti. Ömer b. Abdülaziz de endişelenerek ayağa kalktı. Bunun üzerine Ubeydullah b. Abdullah b. Ömer: "Ey Emir! Bu durum seni yaptığın işten vazgeçirmesin. İşte bu ikisi, deden Ömer b. el-Hattab'ın ayaklarıdır. Ev ona dar gelmişti de onun için temelden bir miktar kazılmıştı;• dedi. Ömer b. Abdülaziz ise: "Ey İbn Verdan ! Gördüğüm şeyi kapat," dedi. İbn Verdan, verilen emri derhal yerine getirdi. Yine el-Muttalib'den şöy­ le bir rivayet naklolunmuştur: Ömer, cenazelerin bulunduğu taraftaki duvar yıkılınca keten bir perde dikilmesini emretti [bunun üzerine] perde dikilip cenazelerin bulunduğu yere çekildi. Aişe'nin azatlısı EbO. Hafsa ve yanında bulunanlara da [bir duvar inşa etmeleri] emrini verdi, onlar da duvar inşa ettiler [yapılan] bu duvarda küçük bir pencere açtılar. Söz konusu kişiler bu işi bitirdiklerinde Ömer'in azatlısı Müza­ him içeri girdi, kabrin üzerine düşen toprak ve çamuru alıp .[temizledikten sonra] keten perdeyi kaldırdı. [Bu olaya şahit olan] Ömer, dünyadan uzaklaşmayı isteyerek: "Müzahim'in llcabirleri temizlemek üzere üstlenmiş olduğu görevi yapmak, dünyadaki bunca şeyden bana daha sevimlidir," ifadesini kul1.anmıştır. İbn Zebale, Muhammed b. Hilal ve pek çok ilim ehlinden ırııaki l le Resulullah'ın (sav.) kabrinin bulunduğu evin Aişe'nin Gturduğu ev olduğunu; kıble yönüne doğru kare şeklinde si­ yah taş ve kerpiçten inşa edildiğini, kıble yönünün de daha ııı::zu n yapıldığını rivayet etmiştir. Bu evin doğu ve batısı ise .aynı uzunlukta olup Şam ciheti/kuzeyi daha kısadır. Evin ka­ pısı da Şam yönüne bakmaktadır. Bu kapı, siyah taş ve kerpiçle bpatılmıştır. Sonra Ömer b. Abdülaziz bu eve şu görünen ya­ pryı inşa etmiş ve onu Resulullah'ın (sav.) mescidi içerisinde 1.7 Bazı rivayetlerde evin içinde bir kedinin öldüğü ve sözü edilen kokunun kaynağının da bu olduğu ifade edilmektedir. [M]

Ah bô.ru 'l-Medfne

52

insanlar namazda kıble edinsinler diye ilave etmiştir. Zira Hz. [96] Peygamber: '1\llah, Yahudilerin canını alsın, onlar peygamber­

lerinin kabirlerini mescit edindiler,"28 yine: '1\llah'ım! Kabrimi ibadet edilen bir tapınak haline dönüştürme .. :•29 buyurmuş­ tur. Evin etrafındaki bina Resulullah'ın (sav.) evidir. Bugün var olan binayla Hz. Peygamber'in (sav.) evi arası, doğu tarafına doğru iki, batı yönüne doğru bir arşın, kıbleye doğru bir karış, Şam yönüne doğru ise bütünüyle boşluk/meydandır. Şam yö­ nündeki söz konusu meydanda, kırık bir leğen ve ağaç sepet bulunmaktadır. Abdülaziz b. Muhammed, bu malzemelerin inşaat işçileri tarafından orada unutulduğunu söylemiştir. Hz. Aişe'nin Hücresindeki Kabirler

İbn Zebale Kabr-i Şerif'in özellikleri hakkında beş tane ri­ vayet aktarmıştır. Söz konusu rivayetler şunlardır: 1 . Rivayet: Zübeyr b. Bekkar'ın İbn Zebale'den naklet­

tiği rivayettir ki o şöyle demiştir: İshak b. isa,30 Osman b. Nistas'tan31 bana anlatıp şöyle demiştir: "Ömer b. Abdülaziz, [Kabr-i Şerif'in] üzerindeki yüksek yapıyı yıktırdığında, Ne­ bi'nin (sav.) kabrinin yaklaşık 4 parmak yüksekliğinde ol­ duğunu, üzerinde kırmızı çakıl taşlarının bulunduğunu, Ebu Bekr'in kabrinin Nebi'nin (sav.) kabri arkasında, Ömer'in kabrinin de ondan daha aşağı kısımda bulunduğunu gördüm." Osman'ın kendisine tasvir ettiği gibi İshak b. Isa da bize kabir­ leri anlatmıştır.32 28

29 30 31 32

İlgili rivayetler için bkz. Buhari, Salat, 48, Cenfüz, 62, 96, Enbiya, 50, Me­ ğazi, 83; Müslim, Mesacid, 19, 23; Nesaı, Mesacid, 13, Cenfüz, 1 06; Ebu Davud, Süleyman b. el-Eş'as b. İshak es-Sicistani el-Ezdi es-Sicistani, Kitabü's-Sünen, (6 cilt), thk. Muhammed Avvame, Müessesetü'r-Reyyan, 2. Baskı, Beyrut 2004/1425, Cenfüz, 75; Darimi, Ebu Muhammed Abdullah b. Abdurrahman b. el-Fadl b. Seram ed-Darimi, Sünenü 'd-Darimf, (4 cilt), thk. Hüseyn Selim Esedü'd-Darani, Daru'l-Muğni, Riyad 2 000/1421, Salat, 1 2 0 ; Ahmed b. Hanbel, 1. 2 18; il. 260, 284, 285, 3 66, 454, 5 1 8 ; V. 1 84, 186, 2 04; VI. 3 4, 80, 1 2 1, 146, 2 29, 2 5 2 . [M] Ahmed b. Hanbel, il. 246. [M] İshak b. isa el-Kuşeyri, Ebu Haşim. Ebu Hişam el-Basri olduğu da ifade edilir. Osman (Useym) b. Nistas el-Medeni. Semhud!, İbn Zebale üzerine yaptığı araştırmada onun kabirlerle ilgili bir resim/şekil vermediği n i söylemektedir. İbn Asakir ise kabirlerin durumla­ nnı şu şekilde tasvir etmiştir:

53

Ahbô.ru 'l-Medfne

2 . Rivayet: İbn Zeba.Ie, el-Münkedir b. Muhammed'den o [971 'da babasından şöyle rivayette bulunmuştur: Nebt'nin (sav.) kabri şu şekildedir: Ebu Bekr es-Sıddtk'ın kabri, Hz. Peygam­ ber'in kabri arkasında, Ömer'in kabri de Ebu B ekr'in kabri ar­ kasında Hz. Peygamber'in ayakları yanındadır.

3 . Rivayet: İbn Zebale, bize İbn Asakir tarikiyle Aişe'nin (ra.), Nebi (sav.), Ebu Bekr ve Ömer'in kabirlerini betimleme­ sini rivayet etmiştir. Bahse konu kabirler, Hz. Aişe'nin evinde yumuşak bir toprak içindeydiler. N ebl'nin (sav.) başı batı ta­ rafta, Ebu Bekr'in kabri yani başı N ebl'nin (sav.) ayakları ya­ nında, Ömer'in kabri ise N ebl'nin (sav.) kabrinin arka kısmın­ dadır. [Orada] bir kabir yeri kalmıştır. Sonra "İşte kabirlerin durumu böyledir," demiştir. 4. Rivayet: İbn Zebale, Kasım b. Muhammed'den onun [98]

şöyle dediğini rivayet etmiştir: Aişe'nin yanına girip : "Ey An­ neciğim! Bana Resulullah'ın (sav.) ve iki arkadaşının kabrini göster," dedim. [Talebimi kabul edip] bana onların kabirlerini gösterdi. Bahse konu kabirler ne yüksek ne de yer seviyesin­ deydiler. Üzerlerinde ise Arasat'ın33 kırmızı çakıl taşı serili idi. Nebl'nin (sav.) kabri o ikisinin önünde, Ebu Bekr'in ayakları !Sebl'nin (sav.) başı yanında, Ömer'in başı da Ebu Bekr'in aya­ kucunda bulunmaktaydı.

5. Rivayet: Yahya, İbn Zebale tarikiyle bir önceki bölüm­ de yağışlı bir gecede Hücre-i Şertf'in duvarının yıkılmasıyla

ilgili geçen haberin bulunduğu kısımda, Abdullah b. Muham­ med b. Ukayl'dan rivayette bulunmuş ve sözünün akabinde daha önce de geçtiği gibi şöyle demiştir: "İçeri girip N ebi'ye (sav.) selam verdim ve uzun bir süre orada kaldım. Kabirleri gördüm. İşte bu [kabir] Nebt'nin (sav.), onun ayakucunda Ebu SemhCıdt, İbn Zebale'nin zayıf, İshak b. Isa'nın ise Davı'.ld b. Ebi Hind'in kı­ zının oğl u olup hata eden saduk birisi old uğ u n u belirtmiş, Osman b. Nistas -U s eym b. N istas el-Medeni- hakkında da onun Kesir b. es-Sılt ailesinin azatlısı Ubeyd in kardeşi, tabi olunacak şekilde makbUI bir kimse ancak leyyinu'l-hadis olduğu şeklinde değerlendirmelerde bulunmuştur. Medine' deki Akik Vadisinde bulunan bir yerdir. Kabirler ve mescide seri­ len kum/çakıl taşları buradan temin edilirdi. Bkz. el-Katil, Meriisıdü 'l-İt­ '

33

tilii ' ala Esmiii'l-Emkineti ve'l-Buka; il. 929. [M]

Ahbô.ru 'l-Medfne

54

Bekr'in ve onun ayak ucunda da Ömer'in kabri. O iki kabrin üstünde Arasat mevkiinden alınmış küçük çakıl taşlar vardı:' [99]

İbn Zebale, Anıra tarikiyle Aişe'den Resulullah'ın (sav.) kabrinin kare şeklinde inşa edildiğini Hz. Peygamber'in başı­ nın da batıya gelecek şekilde konulduğunu rivayet etmiştir.34 MESCİDİN SÜTUNLARI VE KAPILARI Sütunlar 1. Muhallaka Sütunu

[1 00]

İbn Zebale, Yezid b. Ubeyd'den nakille, Seleme b. el-Ekva' ile birlikte kuşluk namazını kılmak üzere mescide geldiğini, [Seleme b. el-Ekva'ın] mushafın berisinde bulunan sütuna doğru gidip o ikisine yakın olacak şekilde namaz kıldığını ifade etmiş, bunun üzerine kendisinin de mescidin bazı köşelerini göstererek [Seleme'ye] : "Buralarda neden namaz kılmıyorsun," diye sorduğunu, onun da Resulullah'ı (sav.) söz konusu makamı araştırırken gördüğünü ifade ettiğini rivayet etmiştir. İbn Zebale, Muhallaka Sütununun [kapladığı alanın] musallanın üçte ikisi kadar olduğunu da söylemiştir. 2 . Kur'a Sütunu

Bu sütun, Üstüvane-i Aişe (ra.), el-Üstüvanetü'l-Muhallaka ve Üstüvanü'l-Muhacirin olarak da bilinir. İbn Zebale, İsmail b. Abdullah'tan o da babasından şöyle rivayette bulunmuştur: Abdullah b. ez-Zübeyr, Mervan b. el-Hakem ve onlarla birlik­ te üçüncü bir kişi, Aişe'nin (ra.) yanına girdiler ve mescitle alakalı müzakerede bulundular. [Bu esnada] Aişe: "Ben mes­ cidin direklerinden [öyle] birini biliyorum ki insanlar orada kılınan namazın ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi söz konusu yerde namaz kılmak için [aralarında] kur'a çekmek zorunda kalırlardı," demiştir. Daha sonra Aişe'nin (ra.) yanına gelen kişilerden ikisi dışarı çıkmış, İbnü'z-Zübeyr ise Aişe'nin 34 Bütün bu rivayetlerden sonra bunlar arasında tercihe şayan olan rivayet, N ebi'nin (sav.) kabrinin önde ve kıble yönünde, arka tarafında ise Ebu Bekr'in kabri ve baş ı Hz. Peygamber'in omuzları hizasında daha sonra da Ömer'in kabrinin olmasıdır. Onun da başı Ebu Bekr'in omuzları hizasında­ dır.

Ahbô.ru'l-Medine

55

yanında kalmıştı. Dışarı çıkan iki kişi, İbnü'z-Zübeyr'in bahsi geçen direk hakkında Aişe'ye sormak üzere geride kaldığını, sorması halinde [Aişe'nin] bu direğin hangisi olduğunu ona haber vereceğini, Aişe'nin (ra.) haber vermesi durumunda da [onun] elde ettiği bilgiyi kendileriyle paylaşmayacağını, bu bilgiye istinaden de orada namaz kılacağını belirttiler. [Neti­ cede] onu görebilecekleri ancak onun kendilerini fark edeme­ yecekleri bir yere oturmak üzere [aralarında] konuşup anlaş­ tılar ve dedikleri gibi de yaptılar. [İbnü'z-Zübeyr ise] Aişe'nin (ra.) yanından hızlıca çıkıp hiç tereddüt etmeden söz konusu direğin yanına gidip direğin sağ tarafına yönelerek orada na­ maz kılmış ve sözü edilen direğin o olduğunu anlamıştı. Bu sebeple ilgili direk, Üstüvane-i Aişe diye de isimlendirilmiştir. Bu direğin yanında yapılan duaların kabul olunacağı bilgisi de bize ulaşmıştır. Bu ifade, İbn Zeba.Ie'ye aittir. İbn Zebale şöyle demiştir: İlim ehlinden pek çok kimse bana anlatıp rivayet etmiştir ki -Zübeyr b . Habib d e onlardan­ dır- Üstüvane-i Aişe, daha sonra zikredilecek olan revakların [mescide] ziyadesinden önce minber, kabir, kıble ve meydan tarafından üçüncü direk olup Ravza'nın ortasında bulunmak­ tadır. N ebi (sav.), ondan fazla farz namazı oraya doğru dönerek kılmış sonra orta safta bulunan mihrap yönüne doğru mu­ sallaya yaklaşmıştır. Ebu Bekr, Ömer, Zübeyr b. el-Avvam ve Amir b. Abdullah da oraya dönerek namaz kılmışlardır. Burası Kureyş'ten göç edenler bu mecliste toplanıp bir araya gelmeleri sebebiyle, Meclisü'l-Muhacirin diye de isimlendirilmiştir. 3. Üstüvane-i Tevbe

Bu sütun, nakiplerden biri olan Beni Amr b. Avf el-Evsi'nin kardeşi Ebu Lübabe b. Abdülmünzir Sütunu olarak da bilinir. Bu sütunla ilgili başkaca şeyler de söylenmiştir. Bu direk, Al­ lah'ın tövbesini kabul edinceye kadar kendisini bağlaması se­ bebiyle, 35 Ebu Lübabe Sütunu olarak isimlendirilmiştir. 35

Siyer yazıcıları ve müfessirler, Ebu Lübabe'nin işlediği günahın ne olduğu konusunda ihtilaf etmişlerdir. Tebı'.'ik Gazvesine katılmadığı ve bu sebeple Hz. Peygamber tarafından azarlanması sebebiyle kendisini bu şekilde ce­ zalandırmıştır. İbn Hişam, İbn İshak'a uygun bir şekilde Beni Kureyza hak-

(1 01 ]

Ahbô.ru 'l-Medfne

56

İbn Zebale, Ömer b. Abdullah b. el-Muhacir'den o da Mu­ hammed b. Ka'b'dan, Hz. Peygamber'in nafile namazlarını Üs­ tüvane-i Tevbe'nin olduğu yerde kıldığını rivayet etmiştir.

[1 02]

Yine İbn Zebale, Ömer b. Abdullah'tan yapmış olduğu ri­ vayette -ki o, İbn Ka'b'ı zikretmemiş- Üstüvane-i Tevbe hak­ kında da şöyle demiştir: Nebi (sav.), nafile namazların çoğunu ona doğru dönerek kılmıştır. [Hz. Peygamber] , sabah namazı­ nı kıldığında oraya yönelir; zayıf kimseler, miskinler, ihtiyaç sahipleri, Nebi'nin (sav.) misafirleri, müellefe-i kulO.b ve mes­ citten başka geceleyecek yer bulamayanlar oraya varıp söz konusu sütun çevresinde halka oluştururlardı. Hz. Peygam­ ber (sav.), sabah namazını kıldıktan sonra onların yanına ge­ lir, Allah'ın kendisine gece vakti indirmiş olduğu ayetleri okur, onlarla sohbet eder, onlar da Hz. Peygamber ile sohbet imka­ nı bulurlardı. Hatta [bir defasında] güneş doğduğunda güçlü, zengin ve eşraftan birisi [sözü edilen meclise] gelmiş ancak oturacağı bir yer bulamamıştı. Neticede meclise gelen kişiyle orada bulunanlar birbirlerine özlem duyup onun da [orada] bulunmasını istemişler, Allah Teala da: "Sabah akşam Rab/eri­ nin rızaszm dileyerek O'na yalvaranlarla beraber sen de sabret. Dünya hayatmm güzelliklerini isteyerek gözlerini onlardan çe­ virme. Kalbin i Bizi anmaktan gafil kzldzğzmzz, kötü arzu/arma uym uş ve işi gücü aşzrzlzk olan kimseye boyun eğme. De ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen in kar etsin. Biz, zalimlere öyle bir cehennem hazzrladzk ki onun duvarları kendilerin i çepeçevre kuşatmzştzr. (Susuzluktan) imdat dileye­ cek olsalar imdat/arma, erim iş maden gibi yüzleri haşlayan bir suyla cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma ye­ ri!" 36 şeklindeki hükmünü indirmişti. Onlar hakkında bu ayet nazil olunca: "Ey Allah'ın resulü ! Onları bizden uzaklaştır ki kında verilen hükmü onlarla istişare etmesi olarak açıkl a mışl a rd ır. Onlar: "Muhammed'in hükmüne boyun eğelim mi?" dediklerinde o: "Evet" şek­ l i n d e cevap verip elini boğazına götürmek suretiyle öldürüleceklerini ifa­ de eden bir işaret yapmıştı. Ebu L ü bab e bunun Allah ve Resulü'ne ihanet ,

anlamına geldiğini düşünerek kendisini Üstüvane-i Tevbe'nin bulunduğu yerde bir hurma kütüğüne bağlamıştı. Bu durum, tövbesi kabul edi l inceye kadar da devam etmişti.

36

Ke h f

,

18/28-29.

Ah bô.ru 'l-Medfne

57

biz seninle beraber olalım, senin kardeşlerin olup seni terk etmeyelim," dediler. Bunun üzerine Allah Teala: "Rab/erin in nzasm ı isteyerek, sabah akşam O'na yalvaran/an kovma," 3 7 ayetini indirdi. İbn Zebate, Abdullah b. Ehi B ekr'den nakille onun şöyle dediğini rivayet etmiştir: "O, musallanın yaklaşık üçte ikisi [­ ni kapsayan] Muhallaka Sütunudur. Üstüvane-i Tevbe diye de bilinir. Resulullah (sav.), tövbesi kabul edildiğinde orada bağlı bulunan Ebu Lübabe'yi çözmüştür. Kabir ile onun arasında �e iki sütun bulunmaktadır." Yine İbn Zebale, İbn Ömer'den nakille, Ebu Lübabe'nin kendisini bağladığı sütunun, kabir tarafından ikinci, avlu ta­ rafından üçüncü sütun olduğunu rivayet etmiştir. İbn Zebale, Üstüvane-i Tevbe ile Kabr-i Şerif duvarı arasının 20 arşın ol­ duğunu söylemiştir. İbn Zebate ve Yahya, itikaf mahalliyle ilgili İbn Ömer' den: "Nebi (sav.), itikafa girdiğinde onun için yatağı hazırlanır ve Üstüvane-i Tevbe'nin arkasına bir yatak konulurdu," şeklinde rivayette bulunmuşlardır. 4. Serir Sütunu38

İbn Zebate ve Yahya, Üstüvane-i Tevbe'nin arkasına [Hz. Peygamber] için bir döşek ve yatak konulmasıyla ilgili yaptık­ Jıan açıklamadan sonra N ebi'nin (sav.) itikaf mahalli hakkın­ da, Muhammed b. Eyyub'dan şöyle bir rivayette bulunmuşlar­ dır: "Nebi'nin (sav.) yapraklı hurma dallarından [mamul] bir ,.atağı vardı. Söz konusu yatak, kandiller ile Kabir yönünde bulunan sütun arasına konulur Resulullah (sav.) da onun üze­ rine uzanırdı." 5 . Heyetler Sütunu

İbn Zebale, içlerinde Abdülaziz b. Muhammed'in de bulun­ duğu ilim ehlinden pek çok kimsenin kendilerine şöyle anlat­ tı:ıklarını söylemiştir: Bu sütun, Üstüvane-i Tevbe'nin hizasın:rı 318

En'am, 6/52.

Bu sütun, bugün Ravza'da bulunan ilk sütun olup H ücre-i Şerif'e bitişiktir.

[1 03]

Ahbaru 'l-Medfne

58

daki alana/meydana doğru bulunan bir sütundur. H eyetler sütunu ile Üstüvane-i Tevbe arasında Ali b. Ebi Talib'in namaz kıldığı yer bulunmaktadır. Bu meclis, eskiden beri insanların önde gelenlerinin oturdukları yer olması sebebiyle Gerdanlık (Kı/Ude) Meclisi olarak da isimlendirilirdi. 6. Kabrin Kare Sütunu39

İbn Zebale ve Yahya, Süleyman b. Salim'den o da Müslim b. Ebi Meryem ve bir başkasından şöyle nakilde bulunmuş­ lardır: Resulullah'ın (sav.) kızı Fatıma'nın evinin kapısı, kabir­ de bulunan kare şeklindeki alandaydı. Süleyman, Müslim'in kendisine: "Orada namaz kılmayı unutma, çünkü orası Ali'nin (ra.) Fatıma'nın yanına girdiği kapıdır," dediğini belirtmiştir. Sütunların Sayısı

İbn Zebale, Mescid-i Nebevi de iki yüz doksan altı sütun olduğunu ve bu sütunlardan altı tanesinin Kabr-i Şertf'in du­ varının olduğu alanda bulunduklarını ifade etmiştir. [1 04]

Mescide Hurma Salkımlarının Asılması

İbn Zebale, İbrahim b. Muhammed'den o da babasından şöyle rivayette bulunmuştur. N ebi'ye (sav.) hiçbir şeyi olma­ yan insanlar geliyorlardı. [Bu duruma şahit olan] Ensar: "Ey Allah'ın resulü ! Biz onlar[ın yemesi] için sana her bahçeden hurma salkımı getirsek" diye teklifte bulundular. Hz. Peygam­ ber de onların bu isteklerini olumlu karşılayıp "Evet bu dedi­ ğinizi yapın," buyurdu. Onlar da dediklerini yaptılar. [Böylece mescide hurma salkımı asılma] olayı o gün başlamış oldu. Getirilen hurma salkımları mescitte hurma duvarının yanın­ da asılıyor ve ihtiyaç sahiplerine veriliyordu. Resulullah (sav.) döneminde bu işle görevli olan kişi Muaz b. Cebel idi. Mescid-i Nebevi'nin Kapıları

Nebi (sav.), mescidin arka kısmına bir kapı, [mescidin] batısına Rahmet Kapısı olarak da bilinen bir kapı bir de ken­ disinin girdiği [aynı zamanda] Cibril Kapısı olarak da bilinen bir başka kapı olmak üzere [toplam] üç adet kapı yaptırmıştır. 39 Makam-ı Cibril Sütunu olarak da bilinir.

Ahbô.ru 'l-Medfne

59

Mescit, belli bir süre bu şekilde devam etmiş mescide ziyade yapılması işi tamamlandıktan sonra mescitteki kapıların sayısı yirmiye ulaşmıştı. Mescidin kapıları hakkındaki bu bilgi; İbn Şebbe, Harbi ve Yahya gibi Matari'den önceki tarihçilerin verdikleri bilgilerin neticesinde elde edilmiştir. Bu bilgi, İbn Zebale'nin sözüne de aykırı değildir. Zira o, kendi döne­ minde mescitte yirmi dört kapının olduğunu söylemiş tafsi­ latında da şöyle bir açıklamada bulunmuştur: Bu kapıların sekizi doğu cihetindedir. Mervan Kapısı tarafından ümeranın kendileri için ayrılmış odacığa/maksüreye girdikleri bir kapı bulunmakta, kıblenin solunda da cenaze mahallinden yine maksüreye girilen bir başka kapı yer almaktadır. Kıblenin sa­ ğında ise diğer tarafta yani karşısındaki kapıyla aynı hizada yer alan ve kandil yağı odası kapısı olarak da bilinen bir kapı bulunmaktadır ki [tarihçiler] burayı Mervan'ın yaptırdığını söylerler. Yine maksürenin alt tarafında Ömer ailesinin kapısı bulunmaktadır. [Mescidin] batı tarafında ise sekiz kapı bu- [ 1 05) lunmaktadır. Ebu Bekr es-Sıddik (ra.) Kapısının sağ tarafının karşısındaki küçük kapı da bahse konu kapılar arasında yer almaktadır. Şam cihetinde [kuzeyde] dört kapı yer almaktadır. İbn Ze­ bale'nin dışındakiler ise, Mervan'ın evine açılan kıble cihetin­ de bulunan kapıyı saymamışlardır. Çünkü bu bir ev kapısıdır. Ömer ailesinin kapısı da böyledir. Zira o da mescidin değil evin kapısıdır. Yine kandil yağları [nın konulduğu] odanın kapısı için de aynı durum söz konusudur. Orası da [mescidin değil] mescidin deposunun kapısıdır ve insanlar oradan mescide gi­ riş yapmazlar. [İbn Zebale'nin] kıblenin solunda var olduğunu belirttiği kapı ise, "Bu kapı, kandil yağlarının bulunduğu oda­ nın kapısının karşısında doğu tarafta yer alır," sözünden an­ laşılan kapıdır ve maksüreye ait [bir kapıdır] . Eğer bu [kapı], herkesin kullanımına açık olsaydı [İbn Zebale] doğu tarafında yer alan kapılar arasında onu da sayardı. İbn Zebale, mesci­ din kapılarıyla ilgili konuyu -geleceği üzere- bir başka yerde uzun uzadıya anlattığı için bu dört kapıyı zikretmemiştir.

Ahbtiru'l-Medfne

60 1 . Nebi Kapısı

Bu kapı, Nebl'nin (sav.) buradan mescide girmesi sebebiy­ le değil söz konusu kapının Resfü-i Ekrem'in (sav.) kabrinin bulunduğu Aişe'nin (ra.) odasının karşısında bulunması se­ bebiyle bu şekilde isimlendirilmiştir; çünkü Hz. Peygamber (sav.) döneminde mevcut değildi. Bu kapı, [mescidin] doğu duvarının yenilenmesi esnasında kapatılmış ve yerine yanın­ da duran kimsenin dışarıdan bakınca Hücre-i Şerifi görebile­ ceği bir pencere yapılmıştır. 2 . Ali Kapısı

Nebl'nin (sav.) evinin arkasında bulunan [Hz. Ali'nin] evi­ nin karşısındaydı. Bu kapı da duvarın yenilenmesi esnasında kapatılmıştır. 3 . Osman Kapısı

[ 1 0 6]

Nebl'nin (sav.) mescide girdiği kapının karşısındaki kapıdır. Bu kapı şu an Cibril Kapısı olarak bilinir. Osman'ın (ra.) evinin karşısında bulunması hasebiyle Osman Kapısı diye isimlendirilmiştir. Bu kapı, Cibril'in Beni Kureyza Gazvesi [öncesi] nde at üzerinde zırhlı bir şekilde gelip cenaze namazının kılındığı yerde bulunan mescidin kapısında durması sebebiyle Cibril Kapısı diye isimlendirilmiştir. O gün orada zikredilen kapıdan başka bir kapı yoktu. İbn Zebfüe, el-Muttalib b. Abdullah'tan şöyle rivayette bulunmuştur: Nebi (sav.) cenazelerin konuldu­ ğu yerde Cibril ile birlikteyken Harise b. en-Nu'man [onların yanına] gelmiş ancak selam vermemişti. Cibril, Nebi'ye (sav.) : "O, Bedir Savaşına katılanlardan değil mi?" diye sorunca Hz. Peygamber (sav.) bu suali "Evet" şeklinde yanıtlamıştı. Bu se­ fer Cibril: "O, nasıl senin ümmetinden olur? Onlar; onu ken­ dilerinden biri olarak görüyorlar mı?" demiş Hz. Peygamber [yine] , "Evet" diye cevap vermişti. [Bunun üzerine] Cibril, Hz. Peygamber (sav.) ile Bedir'e katılanlara meleklerin görünme­ ye devam edeceklerini belirtmişti. Muttalib b. Abdullah şöyle demiştir: «Harise, Nebi'nin (sav.) yanına geldiğinde Resfü-i Ekrem ona, yanındaki adamı görüp görmediğini sordu. Hari­ se de, adamı gördüğünü ve onu Dıhye el-Kelbi'ye benzettiğini söyledi. Bunun üzerine Nebi (sav.) onun Cibril olduğunu ve

Ahbiiru 'l-Medfne

61

·selam verseydi biz d e ona karşılık verirdik," dediğini belirt­ ti. Harise ise onunla konuştuğunu, gördüğünü ancak sözünü kesmemek için [kendilerine] selam vermediğini ifade etti.» 4. Ebü'l-Abbas es-Seffah Kızı Rayta Kapısı

Bu kapı, Rayta'nın evinin karşısında bulunmaktaydı. Kadın­ lar Kapısı (Babu 'n-Nisa) olarak da bilinir. Söz konusu kapının bu şekilde isimlendirilmesinin sebebi İbn Zebale ve Yahya'nın, İbn Ömer tarikiyle naklettikleri şu rivayettir: İbn Ömer, mescit inşa edildiğinde, Ömer'in: "Burası, kadınlar kapısıdır;' şeklinde­ ki açıklamasını duyduğunu belirtmiş ve ölünceye kadar da bu kapıdan mescide girmemiştir. Ayrıca İbn Ömer, kadınlar namaz kılarlarken önlerinden de geçmezdi. İşte Rayta'nın evi, bu ka­ pının karşısında yer almaktaydı. Matari ise, bu evin Ebu Bekr es-Sıddik'ın evi olduğunu ve bu evde vefat ettiğini nakletmiştir. İbn Zebale'nin verdiği bilgiye göre de Baki' Mezarlığına giden yol, sözü edilen ev ile Osman'ın evi arasında bulunmaktadır. İbn Zebale, bu yolun 7 arşın genişliğinde olduğunu da belirtmiştir. 5. Esma bint el-Hüseyn b. Abdullah b. Ubeydullah b. el-Abbas b. Abdülmuttalib'in Evinin Karşısındaki Kapı

Bu ev, Cebele b. Amr el-Ensari es-Sfüdi'nin evinin cümlesinden olup sonra [ları] Said b. H alid b. Amr b. Ömer'in (ra.) ıdaha sonra da Esma bint el-Hüseyn'in mülkiyetine geçmiştir. 6. Halid b. el-Velid'in (ra.) Evinin Karşısındaki Kapı

İbn Zebale ve Yahya, bu kapının bendinin iç kısmında, " 1 6 2 j'lhnda Emirülmüminin el-Mehdi Muhammed'in emrettiği ve Basrahların yaptığı şeylerden olup el-Mehdi'nin mescide ila­ wesinin başlangıcıdır," şeklinde yazıldığını belirtmişlerdir. 7. Medine Dışında Bulunan Zükakü'l-Menası'ın

Karşısındaki Kapı

Zükakü'l-Menası', Nebi (sav.) döneminde kadınların gece vakti tuvalet ihtiyaçları için gittikleri yerdir. Orası, Amr b. el­ As'ın evi ile Matari'nin, Musa b. İbrahim b. Abdurrahman b. Abdullah b. Ehi Rebia el-Mahzumi'nin evi olarak bahsettiği devlet başkanına [vakıf] ait evlerin arasında bulunmaktadır.

[1 0 71

Ahbô.ru 'l-Medfne

62

8. Devlet Başkanına Ait Evlerin Karşısındaki Kapı

Bu evler, Musa b. İbrahim ile Abdullah b. el-Hüseyn el-Es­ ğar b. Ali b. Zeynelabidin b. el-Hüseyn b. Ali b. Ebi Talib'in ev­ leri arasında bulunmaktadır. Bu kapı, doğu yönünde bulunan kapıların sonuncusudur. Mescidin Şam yönündeki kapıları ise şunlardır: 9. Mescidin En Son Kısmında Bulunan Kapı

Söz konusu kapı, doğu tarafına doğru yer alan Şam ka­ pılarının ilki olup Humeyd b. Abdurrahman b. Avf'ın evinin karşısında yer almaktadır. Bu ev, Resulullah'ın (sav.) misafir­ lerinin konuk olduğu Abdurrahman'ın dedesinin evi ve İbn Mes'üd'un evinin kalıntısıdır. [1 0 8]

10. Ebü'l-Gays b. el-Mugire'nin Evi Karşısındaki Kapı

Bugün bu evin yerinde Zahiriyye Kervansarayı diye bilinen bir kervansaray ve gasilhane bulunmaktadır. 1 1. Ebü'l-Gays'ın Evinin Karşısındaki Kapı

1 2 . Bir Önceki Kapının Karşısında Bulunan Kapı

Bu kapı, Şam yönünde bulunan kapıların sonuncusudur. Bahse konu kapıla rın hepsi bugün kapatılmıştır. 1 3 . Münira'nın Evinin Karşısındaki Kapı

Bu kapı, Şam yönünde bulunan [mescidin] batı kapılarının ilkidir. Münira'nın evi Abdurrahman b. Avf'ın evlerindendi. Sonra [ları] bu ev Abdullah b. Ca'fer b. Ehi Talib'in daha sonra da Ümmü Müsa'nın azatlısı Münira'nın mülkiyetine geçmiştir. 14. Münira'nın Evinin Karşısındaki Bir Başka Kapı

1 5 . el-Mehdi'nin Azatlısı Namazgah Sahibi Nusayr'ın Evinin Karşısındaki Kapı

Bu ev, Sükeyne bint el-Hüseyn b. Ali'nin evi idi. 16. Ca'fer b. Yahya b. Halid b. Bermek'in Evinin

Karşısındaki Kapı

İbn Zeba.Ie'nin ifade ettiği gibi bu eve, Hassan b. Sabit'in kalesinin yüksek yeri dahildir.

Ahbfıru 'l-Medfne

63

17. Atike bint Abdullah b. Yezid b. Muaviye'nin Kapısı

Atike'nin evinin karşısında yer alması sebebiyle bu şekilde isimlendirilmiştir. M edine Çarşısı bu kapının olduğu yönde bulunduğu için "Babu's-Suk" diye de isimlendirilmiştir. Söz konusu kapı "Babu'r-Rahme" diye de bilinir. 18. Ziyad Kapısı Olarak Bilinen Kapı

Söz konusu kapı, Ebu Bekr'in küçük kapısıyla ondan önce bulunan kapı arasında yer almaktadır. Bu kapının bu şekilde isimlendirilmesiyle ilgili İbn Zeba.Ie, Muhammed b. İsmail b. Ehi Füdeyk'ten o da İbn Ömer' den şu şekilde rivayette bulun­ muştur: Ömer yirmi sekiz bin [dinar] borç bırakarak vefat et­ mişti. [Vefat etmeden önce çocukları] Abdullah ve Hafsa'yı ça­ ğırıp: "Benim pek çok malım-mülküm var. Allah'ın huzuruna borçsuz çıkmayı isterim. [Sözünü ettiğim] malımdan satın ve borçları [mı] ödeyin. [Bu miktar] borcumu ödeme [ye yetmezse] Beni Adi'den isteyin. İstediğiniz [miktar] borcu kapatırsa ne ala! Aksi takdirde [borcu ödemek üzere] Kureyş' e müra­ caat etmeyin," diye tembihte bulundu. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer, Muaviye'nin yanına gidip "Daru'l-Kaza" diye bilinen Ömer'in evini ona sattı. Yine "Gabe" mevkiinde bulunan [Ömer'e ait] mülkiyeti de satıp borcunu ödedi. Hz. Ömer'in · oaru'l-Kaza" olarak isimlendirilen evine "Daru Kaza-i Deyn-i Ömer" adı verilirdi. Bu ev, davaların çözüme kavuşturulduğu bir yerdi. Muhammed b. İsmail, 1 3 8 yılında Ziyad b. Ubeydul­ lah'ın Ebü'l-Abbas dönemindeki M edine valiliği sırasında Da­ ru'l-Kaza'yı yıktırdığını belirtmiştir. Söz konusu mekan Medineli tüccardan kiralanırdı. Ziyad, burayı yıktırıp mescidin av­ [usu/meydanı haline getirmiş, küçük kapının yanına doğru da bir kapı aç [tır] mıştı. Oranın yıkım [masrafını] da çarşı esna­ fına yüklemişti. Nitekim Muhammed b. İsmail b. Ebl Füdeyk: '"Ziyad, oranın yıkımında benden dört danık4° aldı," ifadesini kullanmıştır. İbn Ebu Füdeyk: Bana amcamın haber verdiği ,gibi Ubeydullah b. Ömer b. Abdullah b. Abdullah b. Ömer de 4.Q

Danık, dinar ve dirhemin altıda biridir. Bkz. İ bn Manzur, Ebü'l-Fazl Cema­ lüddln Muhammed b. Mükerrem b. Manzur, Lisıinu 'l-Arab, (15 ci lt), Daru Sadı; Beyrut, ty., V. 1 0 5 . [M]

[1 09]

Ahbaru 'l-Medfne

64

haber verip : "Ubeydullah bana, evinde bulunan bir sandığı gösterip bu sandıkta borcunun olmadığına dair makbuzlar vardır," demiştir. İbn Zebiile, Ziyad'ın kapısında çiviyle çakılı saç bir levha üze­ rinde dış taraftan bir yazı olduğunu belirtmiş ve orada bulunan yazının tam olarak, "Emirülmüminin Abdullah -Resulullah'ın (sav.) mescidinin yapımı ve şu meydanın yeniden düzenlenme­ si sebebiyle Allah ona ikramda bulunsun- Allah rızası ve ahiret yurdunu umarak hem Resulullah'ın (sav.) mescidini genişlet­ me hem de oraya gelen Müslümanlar için [çalışma emrini] 1 5 1 yılında vermiştir;· şeklinde olduğunu ifade etmiştir. Yine İbn Zebale, Muhammed b. İsmall'den onun şöyle de­ diğini ifade etmiştir: "Ziyad b. Ubeydullah dört kapıya perde çekmiştir. Bu [kapı] lar; Babu's-Selam olarak bilinen Mervan'ın [ 1 1 0] evinin kapısı, Ebu Bekr es-Sıddik'ın kapısı hizasında yapılmış olan kapı, biraz önce bahsi geçen Ziyad Kapısı ve Babu'r-Rah­ me olarak da bilinen çarşı kapısıdır." 19. Mescide İlave Yapıldığında Ebu Bekr'in (ra.)

Kapısı Yönünde Yapılmış Olan Küçük Kapı

Bu kapı, İbn Zebale'nin: "Batı tarafında sekiz kapı vardır, Ebu Bekr'in kapısının sağının karşısındaki küçük kapı da bunlardandır," diye kapıların sayısı hakkında bilgi verirken daha önce bahsettiği kapıdır. Bahse konu kapı Kaza mahal­ line açılmaktaydı. İbn Zeba.Ie, mescidin kapıları üzerindeki kitabeden bahsederken söz konusu kapı üzerinde mescidin iç kısmından da dış kısmından herhangi bir kitabenin olmadığı­ nı ifade etmiştir. 20. Mervan Kapısı

Bahse konu kapının bu şekilde isimlendirilmesi, mescidin kıblesi istikametinde bulunan mezkur kapının Mervan'ın evi­ ne bitişik olması sebebiyledir. Bu kapı aynı zamanda Babu'l­ Huşu' ve Babu's-Selam olarak da bilinir. İbn Zebale, Mervan'ın evini inşa ettiğinde kıble istikametine denk gelecek şekilde evine küçük bir kapı yaptırdığını rivayet

Ahbô.ru 'l-Medfne

65

etmiş sonra da kıble yönünde olması hasebiyle oradan [mes­ cide] girmeye izin verilmeyeceğinden endişe ederek, girdiğin­ de sağ tarafında olacak şekilde biraz önce özellikleri geçen bir [başka] kapı yaptırmıştır. Sonra yine: "Mescide girememekten endişe ediyorum;' deyip mescidin kapısına doğru, yani dışarı­ dan Babu's-Selam'a bitişik üçüncü bir kapı daha yaptırmıştır. Kaza mahallinin41 Mervan'ın evi diye isimlendirilmesi de ilgili mekanın söz konusu kapının karşısında yer alması sebebiyledir. İbn Zebale, İshak b. Müslim'den şu şekilde rivayette bu­ lunmuştur: Ömer b. Abdülaziz, mescidi inşa ettiğinde kapıla­ ra zincir takmayı, hayvanların girmemesi için de [çevresine] bent yapmayı istemiş, bu bağlamda Mervan'ın evi yönündeki mescidin kapısına zincir taktırmış, sonra da kendince bir ge­ rekçeyle onun yapımından vazgeçmiştir. 2 1. Ömer Ailesinin Kapısı

Bu, kıble revaklarından ikincisinin yer aldığı kattan ken­ disine ulaşılabilen kapıdır. Söz konusu revak, bugün Kabr-i Şerifin önünde insanların ziyaret için durdukları revaktır. İbn Zebale şöyle demiştir: Hafsa'nın odasına ihtiyaç duyulun- [1 1 1 ] ca o: "Ben mescide nasıl gideceğim?" diye sormuş kendisine: "Sana kendi evinden daha geniş bir ev verelim ve mescide gitmek üzere de önceki yolun[a benzer] bir yol açalım," diye teklifte bulunulmuş ve Ubeydullah b. Ömer'in evi verilmiştir ki söz konusu ev, Hafsa'dan sonra Ubeydullah'ın mülkiyeti­ ne geçmiştir. Burası daha önce hurma kurutma alanı [olarak kullanılmakta]ydı. İbn Zebale, Ömer b. Abdülaziz'in Ömer'in ailesinden bazılarına bir elçi gönderdiğini ve onlara Emirül­ müminin'in kendisine Hafsa'nın evini satın alması için emir verdiğini bildirdiğini rivayet etmiştir. -Hafsa'nın evi, mescidin iç kısmında yer alan küçük kapının sağ tarafında bulunmak­ taydı.- [Bu haber üzerine] Ömer ailesine mensup kişiler sözü edilen evi hiçbir şekilde satmayacaklarını belirtmişler, elçi ise evi mescide dahil edeceğini ifade etmişti. Buna karşılık on41

Vefô.ü'l­ Vefô. isimli eserde de bulunması hasebiyle ".L,a.;ill" şeklinde tercüme ettik. İlgili kelime için bkz. Semhudi, Vefô.ü'l-Vefô., II. 226. [M]

Metinde ".WI" olarak geçen kelimeyi, anlama uygun olması ve

66

Ahbô.ru 'l-Medfne

lar da: "O, sana kalmış ancak yolumuzu kapattırmayız," diye karşılık vermişlerdi. N eticede [elçi] evi yıktı, onlara da bir yol verip yolu da genişletti. İbn Zebale'den şöyle bir rivayette va­ rit olmuştur. Velid, hac [ibadetini] yapıp mescidi dolaştığın­ da kıble yönünde bulunan bu kapıyı görmüş ve Ömer'e ilgili kapının ne olduğunu sormuştu. Ömer b. Abdülaziz de [ona] kendisi ile Ömer ailesi arasında Hafsa'nın evi konusunda ce­ reyan eden olayı aktarmıştı. Bunun üzerine Velid [Ömer b. Abdülaziz'e hitaben] : "Bunu, dayıların için yaptığını düşünü­ yorum;' demişti. Yine İbn Zebale'nin rivayetinde, Abdülaziz b. Muhammed'den gelen nakle göre, Ubeydullah b. Ömer'i: ·�1lah, oranın kapatılmasını bana göstermedikçe canımı alma­ sın;' şeklinde söz söylerken işittiği de varit olmuştur. İbn Zebale'ye ait bir başka rivayette de bahse konu evin, Abdullah b. Ömer ailesinin evlerinin yolu üzerinde bulundu­ ğu [ve daha önceden] hurma kurutma alanı olarak kullanıl­ dığı bilgisi yer almaktadır. Osman (ra.), mescidi genişletmek amaçlı Hafsa'nın evine ihtiyaç duyduğunda Hafsa, "Mescide nasıl giderim?" diye sormuş; Osman da: "Sana kendi evinden daha geniş bir ev verir ve yoluna [benzer] bir yol tahsis ede­ riz;' deyip Hafsa'ya evi vermişti. Yine İbn Zebale, bu kapıda kare bir sütunun bulunduğunu ve buraya el-Mizmar denildiğini Bilal'in de Hz. Peygamber dö­ neminde söz konusu sütun üzerinde ezan okuduğunu rivayet etmiştir. [1 1 2]

Mescid-i Şerif'e Açılan Kapıların Kapatılması

İbn Zebale şöyle demiştir: Muhammed b. İsmail, İshak b. Müslim'den rivayet ederek bana şöyle anlatmıştır: Ziyad Ka­ pısının yanı [başında] mescidin batı tarafında meydana açılan küçük kapı, Ebu Bekr'in küçük kapısının sağında yer alır. [Bu kapı] mescide ziyade yapıldığında kaldırılmış ve Ebu Bekr'in kapısının sağına yerleştirilmiştir. Yahya, İbn Zebale ve bir başkası tarikiyle Abdullah b. Müs­ lim el-Hilali' den o da babasından o da kardeşinden şöyle riva­ yette bulunmuştur: Resulullah (sav.), mescitte bulunan kapı-

AJıbdru 'l-Medfne

67

ların kapatılması emrini verdiğinde Hamza b. Abdülmuttalib merindeki kırmızı bir pelüşü çekip sürükleyerek [dışarı] çık­ mış ağlayıp gözyaşı dökerek: "Ey Allah'ın resulü ! Amcanı çı­ kartıp amcaoğlunu mu yerleştirdin?" demişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Ben ne seni çıkarttım ne de onu yerleştirdim !fakat onu yerleştiren Allah'tır;' diye cevap vermişti. İbn Zeba.Ie ve Yahya, Resulullah'ın (sav.) ashabından bir kişi .aracılığıyla şöyle rivayette bulunmuşlardır: «İnsanlar, Resulul­ bh'ın (sav.) mescidinde otururlarken bir münadiftellal çıkagelmiş ve "Ey İnsanlar! Kapılarınızı kapatın;' diye seslenmişti. [Bu haberi duyanlar] üzüntüye kapılmışlar [ancak] hiç kimse denillle ni yapmamıştı. [Daha] sonra tellal ikinci kez gelip "Ey İnsanllar! Kapılarınızı kapatın;' diye tekrar çağrıda bulunmuş, ancak ,ıne hiç kimse söylenileni yerine getirmemiş [hatta] münadiye bununla neyi kastettiğini sormuşlardı. Akabinde tellal dışarı ı ?kJ p: "Ey İnsanlar! Azap gelmezden evvel kapılarınızı kapatılllIJCZ,", diye [üçüncü kez] tekrar seslendi. Bunun üzerine insanllar hızlıca mescitten dışarı çıktılar. Hamza b. Abdülmuttalib de münadinin "Kapılarınızı kapatın," diye seslenmesinin akabinde [1 1 3] ıefbisesini sürükleyerek dışarı çıkıp: "Ebu B ekr, Ömer, Osman wııe diğer insanların mescide açılan bir kapısı var;' dedi.» [Olayı mlatan ravi] şöyle dedi: «Ali gelip Resulullah'ın (sav.) başucun,ııJta dikildi. Hz. Peygamber de ona: "Neden dikiliyorsun? Evine ıd!ön;' diye seslendi; ancak kapısını kapatması emrini vermedi. ;�nlar da: "Bizim kapılarımız kapandı, bizden yaşça daha küı� olmasına rağmen Ali'nin kapısı kapatılmadı, olduğu gibi bı­ ırakıldı," dediler. Bazıları, Hz. Peygamber'in akrabalık sebebiyle ııYi'nin kapısını kapatmadığını söylerken başkaları: "Hamza, ıaıııııa daha yakındır, hem sütkardeşi hem de amcasıdır;' dedillıeı: Diğer bazıları da Hz. Peygamber'in (sav.) kızından dolayı .ı!Ji'nin kapısını kapattırmadığını dile getirdiler. Bütün bu söy� lliımilenler Resulullah'a (sav.) ulaştığında üçüncü çağrıdan sonıı:3 yüzü kızarmış bir vaziyette -ki Hz. Peygamber kızdığında }V'frzündeki damar kızarırdı- insanların karşısına çıkıp Allah'a llıııam d ve senada bulunduktan sonra: 'l\.llah, Musa'ya, kendisi, Rarun ve nesilden nesile çocuklarının ikamet edecekleri temiz

Ahbô.ru 'l-Medfne

68

bir mescit edinmesini vahyetti. Allah bana da temiz bir mescit edinmemi ve burada sadece benim, Ali ve çocukları Hasan ve Hüseyn'in ikamet etmelerini emretti. Ben de Medine'ye geldim, orada bir mescit inşa ettim. Emroluncaya dek oraya göç etmeyi [de] istememiştim. Ben bana bildirilenden başkasını bilmem ve ben ancak bana emrolunanı yaparım. Devemin üzerine bin­ dim [geldim], beni Ensar karşılayıp kendilerine misafir olma­ mı istediler. Ben de onlara deveyi bırakmalarını, çökeceği yere varıncaya kadar devenin emrolunduğunu söyledim. Allah'a ye­ min olsun ki ben kapıları kapatmadım da açmadım da. Ali'yi ben iskan ettirmedim fakat onu Allah ikamet ettirdi;' diye hi­ tapta bulundu. İbn Zebale ve Yahya, Amr b. Sehl tarikiyle Resulullah'ın (sav.) mescide açılan kapıların kapatılması emrini verdiğini nakletmişlerdir. Ashaptan birisi Resulullah'a (sav.) : "Ey Al­ lah'ın resulü! Benim için bir pencere [de olsa] bırak. Sabah-ak­ şam oradan bakayım," diye bir teklifte bulununca Resulullah (sav.) : "Hayır! Allah'a and olsun ki bir iğne deliği kadar da olsa izin vermem;' buyurmuştu. MESCİD-İ NEBEVİ'NİN GENİŞLETİLMESİ Ömer b. el-Hattab'ın İlavesi

[1 1 4]

İbn Zebale, Enes'ten yaptığı rivayette şöyle demiştir: Resu­ lullah (sav.) vefat edip Ebu Bekr halife olunca mescitte [her­ hangi] bir değişiklik yapmadı. Ömer, devlet başkanı olduğun­ da ise mescidin direklerini kerpiçten yaptırmış, tahtaları söktürmüş ve mescidi, kıble yönünde genişletmiştir.42 Ömer'in kıble tarafında yaptığı duvarın sınırı, devlet başkanının na­ maz kıldığı maksüreye doğru, kıble istikametinde bulunan di­ reklerin ilkine kadardır. Yani kıbledeki revaka doğru uzanan direkler dizisi arasındadır. İbn Zebale, Müslim b. Hubab'dan şöyle rivayette bulun­ muştur: [Bir defasında] N ebi (sav.), mescitte namaz kıldığı 42

Buhari ve Ebu Davud' da yer alan rivayette ise Hz. Ömer'in mescidin direk­ lerini ağaçtan inşa ettirdiği ifade edilmektedir. Bkz. Buhari, Salat, 62; Ebu Davüd, salat, ı 2 .

Ahbô.ru 'l-Medfne

69

yerde bulunduğu bir sırada: "Mescidimize ilavede bulunsak" deyip eliyle kıble yönüne işarette bulunmuştu. [Bu teklif üze­ rine ashap] bir adamı içeri alıp Nebi'nin (sav.) namaz kıldığı yere oturttular. Sonra Nebi'nin (sav.) elini kaldırarak göster­ diği yeri tespit edinceye kadar adamın elini kaldırıp indir­ diler. Daha sonra da küçük bir ip uzatıp ucunu adamın eline verdiler ve ipi çektiler. Resulullah'ın (sav.) ilave yapılmasını işaret ettiği yeri görünceye dek ipi ileri geri aldılar. Ömer kıb­ lenin olduğu yere geldi. Ömer'in yaptığı duvar, maksureye ait direklerin olduğu yerde bulunmaktaydı. İbn Zebale ve Yahya, Abdullah b. Ebi Bekr tarikiyle riva­ yette bulunup şöyle demişlerdir: Abbas'ın mescidin kıble tarafında bir evi vardı. Nüfus artıp mescit dar gelince Ömer, Abbas'a: "Senin halin vaktin yerinde evini bana ver, mescidi genişleteyim," diye teklifte bulundu. Abbas ise kendisine yapı­ lan bu teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine Ömer: "Sana evinin kıymetini verip razı edeceğim," demesine rağmen Abbas bunu Japmayacağını zira Resulullah'ın (sav.) kendisinin omuzla­ n üzerine çıkarak eliyle evinin oluğunu düzelttiğini belirtti. ıöm er ise: "Bu evi senden alacağım," diye ısrarını sürdürdü. :!(eticede biri diğerine: 'J\ramızda bir hakem belirle;' deyip ıU'bey b. Ka'b'ı hakem tayin ettiler. [Sonra da] Übey'in yanına g;tdip izin istemek üzere kapının önünde durdular. Übey, [on­ \an] bir süre beklettikten sonra içeri girmelerine izin verdi '\\lle onları yargılama konusunda eşit olduklarını kendilerine ır.nanrlatmak için beklettiğini belirtti. Önce Ömer, sonra da J\bbas durumlarını Übey'e .izah ettiler. Onları dinleyen Übey, aınlaşmazhk konusu olan meseleyle ilgili bilgisinin olduğunu wıııe aralarındaki meseleyi Resulullah'tan (sav.) duyduğu [bir ııivayet] ile çözeceğini belirtip şu rivayeti anlattı: «Davud, :!ıeytü'l-Makdis'i inşa etmek istediğinde mescidin kıble tara­ lffmda İsrailoğullarından iki yetime ait bir ev bulunmaktaydı. !Oavud, bu evi onlardan satın almak istedi; ancak evin sahip­ llH'i olan iki yetim onun bu isteğini kabul etmediler. Davud da, ıım evi mutlaka onlardan alacağına dair ısrarını belirtti. Bunun ıiiii:ı::e ri ne Allah, Davud'a: "Evlerin, haksızlıktan en uzak olanı

(1 1 5]

70

Ahbô.ru 'l-Medfne

benim evimdir, sana Beytü'l-Makdis'in inşasını yasakladım," diye vahiyde bulundu. Davud ise: "Rabbim! Onu Süleyman'a nasip et;' diye dua etti. Allah da oranın [yapımını] Süleyman'a nasip etti.» [Bu anlatılan rivayetten sonra] Ömer, Übey'e Re­ sulullah'ın (sav.) bunu söylediğine dair kendisine şahitlik ya­ pacak birisinin olup olmadığını sorunca Übey: "Resulullah (sav.) adına yalan söylediğimi mi düşünüyorsun?" deyip onun evinden çıkmasını istedi. [Yaşananlar üzerine] Ömer Ensarın yanına gidip: "Resulullah'ın (sav.) bunu söylediğini hanginiz duydu?" diye [olayın hakikatini] soruşturdu. Onlardan biri: "Ben duydum;' diğeri: "Ben duydum;' derken, pek çok kişi Peygamber'den (sav.) bu sözü işittiklerini bildirdiler. Ömer, olayın [Übey'in] dediği gibi olduğunu anlayınca [onun yanına gelerek] : "Bir başkası [nın şahitliği] olmasaydı yine de senin sözünü kabul edecektim, ancak ben [haberin] doğruluğunu araştırmak istedim," diye cevap verdi. Yahya, İbn Zebale tarikiyle rivayet ederek şöyle demiştir: Muhammed b. İsmail, İbn Ebu Zi'b'den rivayetle bana şöyle anlattı: Ömer b. el-Hattab : "Resulullah'ın (sav.) mescidi, Zül­ huleyfe'ye kadar genişletilseydi [söz konusu alanın tamamı] mescitten olurdu," ifadesini kullanmıştır.43 Osman b. Affan'ın İlavesi

İnsanlar, Müminlerin Emiri Osman'ın (ra.) hilafetinin dör­ düncü yılında mescidin darlığından şikayet edip mescide ila­ vede bulunması için kendisine teklifte bulundular. Bu talep üzerine Osman, [konuyu] kanaat önderleriyle istişare etti. [Neticede] onlar da mescide ilavede bulunulması gereğine dair görüşlerini Osman'a bildirdiler. Bunun üzerine Osman minbere çıkıp insanlara hitap etmiş; istişare eden ve yapmak istediği şey konusunda insanlara bilgi veren bir kimse gibi: "Benden önce Ömer b. el-Hattab bir benzerini yapmış, insan­ lar onun bu davranışını takdirle karşılayıp ona dua etmişler43

Bu haberi İbn Şebbe, İbn Zebale'den değil Ebu Gassan el-Medeni' den nak­ letmiştir. Her halükarda bu rivayet mu'daldir. Mu'dal: Senedinde peş peşe iki veya daha fazla ravi atlanmış/eksik olan hadistir. Bkz. Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, s. 194.

Ahbô.ru 'l-Medfne

71

di,H demiştir. [Bu konuşmadan sonra] Hz. Osman orada bulu­

nan işçileri çağırıp kireç taşı getirilmesi talimatı verdi ve kireç

taşı, Batn-ı Nahle denilen mevkiden getirildi. Osman, mescidi

nakışlı taş [lar] ve kireç taşıyla yaptırdı; Hz. Osman'ın bahse konu taşları beyaza boyattığı da söylenmektedir. Bu olay, Hz. Osman'ın şehit edilmesinden dört yıl önce gerçekleşmiştir. Bu olayı, İbn Zeba.Ie ve Yahya nakletmişlerdir.

İbn Zebale, Abdullah b. Ömer b . Hafs'tan şöyle rivayette bu­ lunmuştur: Ömer b. el-Hattab, kıble duvarını bugünkü maksu­ renin direğine kadar uzatmış sonra O sman b. Affan da bugünkü duvarına ulaşıncaya dek ilavede bulunmuştur. Abdullah b. ıömer b. Hafs, babamı: "Hafsa'nın evine ihtiyaç duyulduğunda ıo: 'Mescide nasıl gideceğim?' diye sormuş, [Osman da] : 'Sana !kendi evinden daha geniş bir ev verir ve yoluna benzer bir yol tahsis ederiz,' demiş ve ona Ubeydullah b. Ömer'in evini vermişti. Bahse konu ev daha önce hurma kurutma alanı idi;' ıderken dinledim demiştir. İbn Zebale ve İbn Şebbe, Abdurrahman b. Sa'd'dan o da şeyhlerinden şöyle rivayette bulunmuşlardır: Maksureyi ker­ piçle ilk defa yapan Osman b. Affan'dır. Söz konusu mahalde iı:nsanların devlet başkanına baktıkları küçük pencereler bu­ [unmaktaydı. Mescidi inşa ettirdiğinde burasını sacdan yaptı­ ran da Ömer b. Abdülaziz olmuştur. İbn Zebale, Malik b. Enes'in: "Osman, Ömer b. el-Hattab'ın �hit edilmesi akabinde devlet başkanlığına geçtiğinde ker­ piçten küçük bir maksure yaptırdı. Orada durarak insanlara c.amaz kıldırdı ve burası küçük bir yerdi;' dediğini ifade et­ miştir. Velid b. Abdülmelik'in İlavesi

İbn Zebale şöyle demiştir: Abdülaziz b. Muhammed bazı ll3lim ehliden bana anlatıp şöyle demiştir: Velid b. Abdülme­ ınc haccetmek üzere [Medine'ye] geldi. Resulullah'ın (sav.)

minberinde insanlara hitap ederken bakışlar bir başka yöne ıç:evrildi. Bir de ne görsün Hasan b. H asan b. Ali b. Ehi Talib, !Fatıma'nın evinde elindeki aynaya bakıyordu. Minberden in-

[ 1 1 6]

72

Ahbô.ru 'l-Medfne

diğinde Ömer b. Abdülaziz'e bir elçi gönderip bunun böyle de­ vam edemeyeceğini söz konusu mekanları satın alıp N ebi'nin (sav.) evini mescide katmasını ve bahse konu evi kapatmasını söyledi. İbn Zeba.Ie, Hasan b. Ali'nin azatlısı Mansur'dan rivayet edip şöyle demiştir: Velid b. Abdülmelik, orada olan bitenler [hakkında bilgi toplamak] ve insanların haberlerini kendisine [1 1 7] iletmek için her yıl Medine'ye bir adam gönderirdi. O yıl [Me­ dine'ye gönderilen] elçi, Velid b. Abdülmelik'e geldiğinde ona orada olup biten [ler] i sordu. Elçi: ''.Allah maliktir, güç O'nun­ dur. Ben daha önce benzerini görmediğim bir durumla karşı­ laştım," deyince Velid söz konusu meselenin ne olduğunu sor­ du. Elçi [sözüne] şöyle devam etti: "Nebi'nin (sav.) mescidin­ de bulunmaktaydım. Üzerinde perde/paravan bulunan bir ev gördüm. Namaza durulduğunda söz konusu perde kaldırıldı ve evin sahibi yanındakilerle birlikte namaza durdu. Sonra [­ sında] da bahse konu perde indirilip kahvaltı getirildi, o ve ar­ kadaşları [birlikte] kahvaltı yaptılar. Namaz kılındığında yine aynısını yaptı. O, aynayı ve sürmeyi alıyor, ben de ona bakı­ yordum. Söz konusu kişinin Hasan b. Hasan olduğu söylendi." Bunun üzerine Velid: "Yazıklar olsun! Ne yapabilirim, orası kendisinin ve annesinin evi bu hususta çare nedir?" deyince elçi: "Mescidi genişletir ve bu evi de mescide dahil edersin;' diye cevap verdi. Bunun üzerine Velid, Ömer b. Abdülaziz'e mescidi genişletmesi ve bahse konu evi satın alması emrini verdi. İlgililere de evi satın alma fikri sunuldu, ancak onlar bu teklifi kabul etmediler hatta Hasan: "Biz bu evi asla satmayız;' diye karşılık verdi. Ömer b. Abdülaziz, onlara yedi bin veya se­ kiz bin dinar teklif etti; ancak onlar bunu da kabul etmediler. Ömer b. Abdülaziz de bu durumu Velid b. Abdülmelik'e bildir­ di. Velid, evin yıkılıp mescide dahil edilmesini ve değerinin de beytülmale bırakılmasını emretti. Öyle de yapıldı. Fatıma bint Hüseyn b. Ali bu evden Harre mevkiinde bulunan meskenine nakledilip orada [kendisine] bir ev inşa etti. İbn Zeba.Ie, ilim ehlinden pek çok kimseden; onlar arasın­ da İbrahim b. Muhammed ez-Zühri de vardır, o babasından o

Ah bô.ru 'l-Medine

73

da Abdurrahman b. Humeyd ve Muhammed b. İsmail'den, o ikisi Muhammed b. Ammar'dan, o da dedesi ve Muhammed [ 1 1 8] b. Abdullah'tan, o da Ubeydullah b. Ömer, Abdullah b. Ömer b. Hafs, Abdülaziz b. Muhammed b. Ubeydullah b. Ömer b. Hafs ve Süleyman b. Muhammed b. Ebi Sebra ve Muhammed b. Talha' dan, o da Osman b. Abdurrahman b. O sman' dan -ravilerin bir kısmı rivayete diğerlerinden farklı ilavelerde bulunmuş­ lardır- bana anlatıp şöyle demiştir: Mescidin yıkılması ve ona ilave yapılmasına dair Velid'in talimatı Ömer b. Abdülaziz'e ulaştığında o, Ömer ailesinden kimilerine bir haberci gönderip : "Emirülmüminin, Ömer ailesine ait küçük kapının sağında yer alan Hafsa'nın evini satın almama dair bana talimat gön­ derdi;' demişti. Hafsa'nın evi ile Resulullah'ın (sav.) kabrinin bulunduğu Aişe'nin evi arasında bir yol bulunmaktaydı. [Ev­ lerinin] yakınlığı sebebiyle Hafsa ve Aişe evlerinde oldukları bir sırada bile birbirleriyle konuşurlardı. Ömer b. Abdülaziz, Ömer ailesini çağırıp onlara: "Emirülmüminin bahse konu evi satın almamı ve mescide dahil etmemi emretti," demiş, onlar ise bu evi satmayacaklarını kendisine söylemişlerdi. Bunun üzerine Ömer b. Abdülaziz: "Öyleyse bu evi mescide dahil ederim," diye karşılık vermiş onlar da: "Bu, sana kalmış ancak yolumuzu kapattırmayız," diye cevap vermişlerdi. [Neticede] Ömer b. Abdülaziz bahse konu evi yıktı ve onlara bir yol tahsis edip söz konusu yolu sütuna kadar genişletti ki bu yol daha önce bir insanın zor geçebileceği kadar dardı. Bunun akabinde İbn Zebale: "Ömer b. Abdülaziz, Beni Ab­ durrahman b. Avf ile bir miktar dirhem karşılığında pazarlık yaptı, fakat onlar bunu kabul etmediler. O da burayı yıkıp mescide dahil etti," demiştir. Abdurrahman b. Humeyd de, ev­ lerin yıkılması esnasında eşyalarının kaybolduğunu, [Ömer b. Abdülaziz'in] doğu ve Şam tarafında yer alan Nebi'nin (sav.) eşlerinin odalarını, Abdurrahman b. Avf yurdunun hanelerini, Daru'l-Kurra adı verilen Abdullah b. Mes'ud'un evini, Haşim b. Utbe b. Ehi Vakkas'ın evlerini, batı tarafında bulunan Talha b. Ubeydullah'a ait bir evi, [yine] mescidin batı tarafında [Mervan'ın evine doğru yer alan kapıdan girdiğinde sağında

[1 1 9]

74

Ah bii ru 'l-Medfne

kalan44] kare sütunun bulunduğu yerdeki Ebu Sebra b. Ehi Ruhm'un evi, Ebu Sebra'nın evinin yanında bulunan Ammar b. Yasir'in mülkiyetindeki evi ve Abbas b. Abdülmuttalib'e ait bazı evleri mescide dahil ettiğini, söz konusu yapılardan mes­ cide dahil edilenlere dair bilgi verdiğini, tavana doğru uzanan minber direklerini mescidin direklerinden daha büyük yap­ tırdığını ve Abbas b. Abdülmuttalib'in azatlısı Muharık'ın evi­ ni de mescide dahil ettiğini söylemiştir. Bu anlatılanların akabinde İbn Zebale şöyle demiştir: Velid b. Abdülmelik, Rum Hükümdarı'na bir mektup gönderip: "Biz, yüce Peygamberimizin mescidini yeniden inşa etmek istiyoruz. Bize bu konuda işçi ve mozaik desteğinde bulunmanı talep edi­ yoruz;• diye istekte bulundu. (Tarihçiler], Rum Hükümdarı'nın en güzel mozaikleri ve yirmiden fazla işçiyi bu iş için gönder­ diğini ifade etmişlerdir. Bazı [tarihçiler] Rum Hükümdarı'nın, on işçi gönderdiğini ve "Sana yüz işçiye denk on işçi ve destek olarak da seksen bin dinar gönderdim;' dediğini söylemişlerdir. Sonra İbn Zebale şöyle demiştir: "Rum Hükümdarı, içinde kandiller bulunan zincirler göndermiştir." [Tarihçiler], Ömer b. Abdülaziz'in 91 yılında mescidi yıktırdığını, onu birbirle­ riyle uyumlu nakışlı taşlarla bina ettiğini ve [binasında] Nahl Vadisinden getirilen kireçli harç kullanıldığını, [tabanı ve du­ varlarını] mozaik ve mermerle, tavanını da altın suyu ve sacla yaptırdığını, Nebi'nin (sav.) eşlerinin evlerini yıktırıp onları mescide dahil ettiğini, mescit ve odaların kerpiçlerini nakle­ dip bunlarla Harre mevkiinde bulunan evini yaptırdığını ve bugün söz konusu evin beyaz kerpiçlerinin olduğunu söy­ lerler. İbn Zebale şöyle demiştir: « Rum Hükümdarı'nın gön­ derdiği işçiler, mescidin inşasında çalışırlarken mescitte tek başlarına kaldıklarında Rum işçilerden biri: "Hey! Peygam­ berlerinin kabrine bevledeceğim," deyip [söylediğini yapmak üzere] hazırlandı. Ancak, arkadaşları bunu yapmamasına dair ona tembihte bulundular. Söz konusu işçi, yapmayı istediği fi­ ili düşündüğünde ayakları yerden kesildi, kafası üzerine çakı44 Bkz. Semhudi, Vefô.ü 'l-Vefô., il. 93.

Ahbô.ru 'l-Medfne

75

lıp beyni dağıldı. Bu olaya şahit olan Hristiyanlardan kimileri de Müslüman oldu. Ayrıca söz konusu Rum işçilerden biri, kıble duvarında bulunan beş pencere üzerine ve mescidin avlusuna domuz sureti yaptı. Ömer b. Abdülaziz, bunun farkına vardığında söz konusu işçinin yakalanması emrini verdi ve bu işçi [yakalanıp] boynu vuruldu.» [İbn Zebale] mozaikleri mescidin tabanına döşeyen işçilerden kimilerinin, çalışmalar esnasında cennet ağaçlarını ve köşklerinin suretlerini gör­ düklerini anlattıklarını da söylemiştir. İbn Zebale, Muhammed b. Ammar'dan o da dedesinden ri­ vayet edip şöyle demiştir: «Ömer b. Abdülaziz, kıble duvarını inşa etmeye başladığında Medine'de yaşayan Kureyş, Ensar, Arap ve mevaliden ileri gelen kişileri çağırıp onlara kıbleye ait yapı planlarını sunmalarını aksi takdirde: "Ömer, kıblemizi değiştirdi," diye ileri geri konuşmamalarını söyledi. [O, bu ko­ nuda o kadar dikkatli davrandı ki] kıbleden bir taş aldığında onun yerine bir başka taş yerleştirdi. Velid b. Abdülmelik'in, mescide doğudan batıya yaptığı ilave altı sütundur. Mescidin Şam yönüne ise, Kabir'de bulunan kare sütundan başlamak üzere on dört sütun ilavede bulunmuş, söz konusu sütunlar­ dan on adedi mescidin avlusunda, dördü ise mescidin avlu­ sundan önceki ilk kameriyye kısmında bulunmaktadır. Yine kare sütunundan önceki sütundan başlayarak doğu tarafına doğru çardakta dört sütun daha ilave etmiş ve böylece Ne­ bi'nin (sav.) evini mescide dahil etmiştir. Üç sütun da çardakta kalmıştır.» İbn Zebale, Muhammed b. Ammar'dan o da dedesinden yaptığı rivayette şöyle demiştir: Cenazelerin konulduğu yer­ de -Velid b. Abdülmelik döneminde mescidin doğu kısmında­ iki hurma ağacı vardı. Cenazeler getirildiğinde bu iki hurma ağacının yanına konulur ve cenaze namazları burada kılınırdı. Ömer b. Abdülaziz, Velid b. Abdülmelik tarafından mescidin yapımıyla görevlendirildiğinde bu iki ağacı kesmek istemişti. Bu olay, 88 yılında meydana gelmişti. Ancak Ensardan Nec­ caroğulları söz konusu iki ağaç konusunda mücadele etmiş­ ler, Ömer b . Abdülaziz ise bu iki ağacı satın alıp kestirmişti.

( 1 20]

76

Ahbôru '/-Medfne

İbn Zebale, İbrahim b. Muhammed ez-Zührl'den, o da ba­ basından rivayet ederek şöyle demiştir: Velid b. Abdülmelik, Ömer b. Abdülaztz'in mescitteki çalışmaları bitirmesinden [ 1 21 ] sonra hac yolculuğu sırasında-Medine'ye gelmiş; mescitte do­ laşmaya ve binasını incelemeye başlamıştı. Maksılrenin tava­ nını gördüğünde, Ömer b. Abdülaziz'e, [mescidin] tavanının tamamını maksurenin tavanı gibi yapıp yapmadığını sormuş, Ömer b. Abdülaziz de böyle yapması durumunda masrafın çok olacağını belirtmişti. Zira bu haliyle [bile] mescide yapı­ lan harcama kırk bin dinardı. Yahya, biraz önce geçen İbn Zebale rivayetini bir başka ta­ rikten nakletmiş ve "Bu haliyle mescide yapılan harcama kırk bin dinardı;' sözünün akabinde şöyle demiştir: «İbnü'l-Velid sonra kabre vardı ve Ömer b. Abdülaziz'e: "Bu kabirde kim var?" diye sordu. Ömer b. Abdülaziz de bahse konu kabirde Resulullah, Ebu Bekr ve Ömer'in bulunduklarını söyledi. Bu­ nun üzerine İbnü'l-Velid: "Müminlerin Emiri Osman nerede?" diye tekrar bir soru yöneltti. Ömer b. Abdülaziz, [bu soruya] cevap vermedi; ancak, İbnü'l-Velid ısrarına devam edince, Osman'ın insanların meşguliyetlerinin fazlaca olduğu bir dö­ nemde defnedildiğini ve ona hürmette kusur ettiklerini ifade etti.» Yine İbn Zebale, "İlim ehlinden birisinden Ömer b. Abdü­ laziz'e soru soran kimsenin, Bekkar b. Abdülmelik olduğunu duydum," diye haber vererek ziyadede bulunmuştur; ancak, bu görüş zayıftır. İbn Zebale ve Yahya, Ömer b. Abdülaziz'in mescidin yapımını üç yılda tamamladığını söylemişlerdir. Mescidin yıkımının 9 1 yılında olduğu da belirtilmiştir. İbn Zebale'ye ait bir rivayette ise yıkım tarihinin 88 olduğu ve Ömer b. Abdülaziz'in 9 1 yılında inşaatı tamamladığı ifadesi bulunmaktadır. Bu bilgi daha doğrudur. Zira 91 yılında Velid b. Abdülmelik haccetmiştir. Mescidin yıkım tarihiyle ilgili ola­ rak 93 yılından da bahsedilmiştir. Ömer b. Abdülaziz'in vali­ likten azledilme tarihinin bahse konu yıl olması bu görüşün zayıf olduğunu ortaya koymaktadır. Ömer b. Abdülaziz, Hüc-

Ahbô.ru 'l-Medfne

77

re-i Şerif'in binasını Peygamber'in (sav.) [kabirlerin namaz­ gaha çevrilmesi konusundaki] sakındırması sebebiyle namaz kılan hiç kimsenin namazda bir başka yöne dönmemesi için beş köşeli yaptırmıştır. İbn Zebale, Aişe'nin evinin kerpiç ve siyah taşla kare şeklinde yapıldığını, evin kıble tarafının daha uzun, doğu ve batı tarafının aynı, Şam yönünün ise daha kısa olduğunu pek çok ilim ehlinden nakletmiştir. Evin kapısı da Şam yönünde bu­ lunmaktaydı. Söz konusu kapı, siyah taş ve kerpiçle kapatıl­ mıştır. Sonra Ömer b. Abdülaziz, bu evin etrafına bu görünen binayı inşa etmiştir. İbn Zebale, bu binayla Nebl'nin (sav.) evi arasında doğuya doğru iki arşın, batıya doğru bir arşın, kıble yönünde ise bir karış, Şam yönünde ise tamamının meydan olduğunu belirt­ miştir. Şam yönünde bulunan söz konusu avluda kırık bir le­ ğen ve ağaç bir sepet bulunmakta olup bu malzemeleri inşaat işçilerinin orada unuttukları ifade edilmektedir. Ömer b. Abdülaziz'in Yenilikleri Mihrabı İlk Yapan

İbn Zebale ve Yahya, Abdülmüheymin b. Abbas'tan, o da babasından isnadla ş öyle rivayette bulunmuştur: Os­

man vefat ettiğinde mescitte ne şerefe ne de mihrap vardı. Mescide mihrap ve şerefeleri ilk olarak Ömer b. Abdülaziz yaptırmıştır. Kasım ve Salim'in mescidin şerefelerine bakıp: •Bunlar, mescidin süsüdür," dedikleri de nakledilmiştir. Yine ibn Zebale tarikiyle mescidin saçakları ve oluklarının Ömer b. Abdülaziz tarafından kurşundan yapıldığını gördüğü ifa­ desi nakledilmiştir. Ömer b. Abdülaziz'in yapmış olduğu bu oluklardan sadece cenazelerin konulduğu mahaldeki oluk­ la, Bab-ı Atike diye de bilinen çarşı esnafının mescide giriş yaptıkları kapı üzerindeki oluktan başka bir oluk da kal­ mamıştır. Mescidin şerefeleri de yoktu. Bunları 1 04 yılında Medine'de valilik yaptığı sıralarda Abdülvahid b. Abdullah en-Nasr1 yaptırmıştır.

[1 22]

78

Ah baru 'l-Medlne

Bekçi Görevlendirilmesi

[1 23]

İbn Zebale, Musa b. Ubeyde'den nakille, "Ömer b. Abdü­ laziz, mescit için [daha önce] hiç kimsenin meslek olarak icra etmediği ücretli bir bekçi görevlendirdi;' şeklinde rivayette bulunmuştur. Çakıl Taşı Döşenmesi

İbn Zebale, Ubeydullah b. Ömer'den isnadla rivayette bu­ lunup şöyle demiştir: Süfyan b. Abdullah es-Sekafi,45 Ömer b. el-Hattab'ın (ra.) yanına geldi. [O sıralarda] Mescid-i Ne­ bevl'nin tabanına henüz çakıl taşı döşenmemişti. Süfyan, Ömer b. el-Hattab'a : "Bir vadiniz yok mu?" diye sordu. Ömer bu soruya olumlu bir şekilde cevap verince o, bahse konu va­ diden çakıl taşları getirmeleri teklifinde bulundu. Bunun üze­ rine Ömer, mübarek Akik Vadisinden çakıl taşı getirmelerini emretti. Güzel Kokuyla Kokulandırılması

İbn Zebale, İbn Aclan' dan nakille, Ömer b. Abdülaziz'in Me­ dine' de görevli valisine sütunların yıkanması ve sadece kıble­ nin olduğu yere koku sürülmesine dair emir verdiğini rivayet etmiş ve Ömer b. Abdülaziz'in halifeliği döneminde sütunlara güzel koku sürülmediğini belirtmiştir. Buhur Yakılması

Yahya, İbn Zebale ve bir başkası tarikiyle Ali b. Hasan b. Hasan' dan -o, insanların en hayırlısıdır- nakille, Resulullah'ın (sav.) mescitte buhur yakılması emrini verdiğini ve bu işin sa­ dece cuma günü yapıldığını ve ondan başkasının [bunu] söy­ lediğini bilmediğini rivayet etmiştir. İbn Zebale, Nuaym el-Mücemmer'den, o da babasından Ömer b. el-Hattab'ın (ra.) kendisine: "Mescidi süsleyip insan­ lara güzel kokular verecek buhurdanlıkları aralarında dolaş­ tırır mısın?" diye talepte bulunduğunu, babasının da bu isteğe olumlu karşılık verdiğini ve Ömer'in, cuma günleri mescitte buhurdanlık yaktırdığını rivayet etmiştir. 45

Ömer b. el-Hattab'ın Tfüf'te görevli valisidir.

Ahbô.ru'l-Medfne

79

Tefrişi

[1 24)

İbn Zebale, Akil b. Ebi Talib'e ait yaygının cuma günü mes­ cidin batı duvarına doğru serildiğini, duvarın gölgesi kilimle­ rin tamamını kapladığında Ömer b. el-Hattab'ın (ra.) mescide geldiğini ve cuma namazından sonra da kaylUle yaptığını ri­ vayet etmiştir. Mushaflar Gönderilmesi

İbn Zeba.Ie, Malik b. Enes'in kendisine şöyle anlattığını söylemiştir: Haccac b. Yusuf büyük şehirlere mushaflar gön­ dermiş, M edine'ye de onlardan daha büyük bir mushafı gön­ dermişti. Büyük şehirlere ilk defa mushaf gönderen odur. Söz konusu bu mushaf, Nebt'nin (sav.) kabrine işaret olsun diye yapılan sütunun sağ tarafında yer alan bir sandıkta bulun­ maktaydı. Bu sandık, perşembe ve cuma günleri açılır, sabah namazı kılındıktan sonra [mushaf] orada okunurdu. el-Mehdi de [Medine'ye] paha biçilmez mushaflar göndermiş, Haccac'ın mushafı konulduğu yerden alınarak el-Mehdt'nin gönderdiği mushaflar sütunun solunda yer alan sandığın içine yerleşti­ rilmiş, mushaflar için üzerinde okunan rahleler konulmuştur. Haccac'ın mushafı ise sandığıyla beraber minberin sağında bulunan sütunun yanına yerleştirilmiştir. Suyun Tahliyesi

İbn Zebale ve Yahya şöyle demişlerdir: Yağmur suyu mesci­ din avlusunda çoğalıp kıble tarafında bulunan çardaklara bas­ tığında ve burada bulunan çakıl taşları da mescidin avlusuna aktığında, kıble ile avlu arasına, mescidin batısında, kabrin do­ ğusunda bulunan kare direğe doğru, kare taşlarla perdelenmiş s:Utunlara bitişik derin bir kuyu yapılmış, böylece mescidin av­ rusunda biriken suyun kıbleye taşması, kıblede bulunan çakıl taşların da mescidin avlusuna taşınması engellenmiştir. Sarnıçların Sayısı

İbn Zebale ve Yahya, yağmur suyu için mescidin avlusunda bulunan sarnıçların sayısının altmış dört adet olduğunu söy­ :Ile mektedirler. [Ayrıca] bu kuyuların/sarnıçların üzerlerinde

[1 2 5)

Ahbii.ru 'l-Medine

80

aralarından yağmur sularının girdiği taştan yapılmış köşeli kapaklar bulunmaktaydı. Muslukları

İbn Zebale, mescidin avlusunda kendi döneminde, yani 1 9 9 yılı safer ayında mevcut muslukların sayısının on dokuz adet olduğunu belirtmektedir. Söz konusu musluklardan on üç ta­ nesini Halisa [adında bir kadın] yap [tır] mıştı. Bu muslukları ilk defa yaptıran kimse o idi. Üç tanesini de Emirülmüminin azatlısı Zeyd el-Berberi yaptırmıştı. Bir musluk Ebü'l-Buhteri Vehb b. Vehb'e, bir tanesi Müminlerin Emiri Harun'un ümmü veledi Şecn'e, bir diğeri de Ca'fer b. Ebi Ca'fer'in ümmü veledi Selsebil'e aitti. Kandilleri

İbn Zebale, kendi yaşadığı dönemde mescitte bulunan kan­ dillerin sayısının iki yüz doksan olduğunu ifade etmektedir. İbn Zeba.Ie, Yusuf b. Müslim'den nakille şöyle demiştir: Mescidin [aydınlatılması için kullanılan] kandillerin yağı Şam'dan getirilirdi. Bu durum, Ca'fer b. Süleyman'ın Medi­ ne'deki valiliğinin son dönemlerinde sonlandırılmış ve mesci­ din kandillerinin yağları Medine çarşısından temin edilmiştir. Duvarının Genişliği

İbn Zebale ve Yahya şöyle demişlerdir: Batı tarafında bulu­ nan mescit duvarının arasındaki dar yolun genişliği 2 arşın­ dan biraz azdır. Doğu tarafındaki dar geçidin eni ise 2 arşın 4 parmaktır. Sel suyunun aktığı yer olması hasebiyle buraya ilavede bulunulmuştur. [1 26]

İbn Zebale şöyle demiştir: Bugün Resulullah'ın (sav.) mescidinin arka kısmının genişliğinin ölçüsü, Şam'a doğru do­ ğu-batı istikametinde 1 3 0 arşındır. Mescidin arka kısmının genişliği, ön kısmından 35 arşın [daha] azdır. Yemen cihetin­ den Şam'a doğru uzunluğu ise 240 arşındır. İbn Zebale şöyle demiştir: Yemen' den Şam istikametine doğru mescidin avlusunun genişliği 1 6 5, doğu-batı arası ge­ nişliği ise 98 arşındır.

.4ıhbôru 'l-Medfne

81

Taşla Döşenmiş Alanı

İbn Zebale ve İbn Şeb be, Osman b. Abdurrahman b. Osman lb. Ubeydullah'ın şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: Mervan � el-Hakem, Muaviye'nin (ra.) emriyle [mescidin tabanına] taş döşetmişti. [Ayrıca] Mervan, babası Hakem'in mescide gitti ği yola da taş döşetmişti. Zira babası yaşlanmış ve felç geçirmiş bu yüzden de ayaklarını sürüyerek yürür, ayak[ka­ lln. ] larına toprak dolardı. İşte Mervan bu sebeple [yollara] taş , � e [t] mişti. Muaviye, mescide yakın olan diğer yerlere de tiŞ döşenmesi emrini vermiş, bu emir de yerine getirilmiş­ ti.. Muaviye, Baki'u'z-Zübeyr bölgesine de taş döşenmesini ıiıstemiş; ancak, İbnü'z-Zübeyr: "Sen, Zübeyr ismini unuttur­ ıım.ayı ve söz konusu mekana Beiatü Muaviye (Muaviye'nin ıt:aş döşediği alan) denilmesini istiyorsun," diye bu işe engel ıınıilmuştu. Osman b. Abdurrahman anlatımına devam ederek ,oyle dedi: Mervan taş döşettirmeye devam etti. Osman b. \!]lb.eydullah'ın evi hizasına gelince bahse konu evin önünde lbıulunan meydanı olduğu gibi bırakıp oraya taş döşettirmedi. . ı ı\bdurrahman b. Osman, Mervan'a: "Oraya taş döşettirmez­ !!ll11m ilgili mekanı evime dahil ederim," deyince Mervan orayı ıııi!a taşla döşettirdi. Minareleri

İbn Zeba.Ie ve Yahya, Muhammed b. Ammar'dan o da de­ ıııllesi n den isnadla, Ömer b. Abdülaziz'in Resulullah'ın (sav.) ınnes nı cidini inşa ettiğinde her bir köşesinde bir minare olacak :şııeki l de dört minare yaptırdığını rivayet etmişlerdir. Kesir b. Hafs şöyle demiştir: "Ömer b. Abdülaziz'in yaptırıd!llı:ğı dördüncü minare Mervan'ın evine nazırdı. Süleyman b. ıılıli:ııd ü lmelik haccetmek üzere gel [ip Medine'ye uğradığında] nııııııile zzin ezan okumuş [bu esnada da] onu gözetlemişti. Bull11Wl üzerine Süleyman b. Abdülmelik bahse konu minarenin �rrullol masını emretmiş, minare mescidin üzerine, kapısı da [ 1 2 7] :nnnııes cidin kapısı üzerine yıkılmıştı." Yahya'nın nüshasında ise ' "116n arenin kapısı, mescit yönünde yer alan Mervan'ın evine ııdlıcığru mescidin üzerine yıkılmıştır," ifadesi yer almaktadır.

Ahbô.ru'l-Medine

82

[Bu yıkım olayından] sonra mescidin yalnızca üç minaresi kalmıştı. "Nebi'nin (sav.) mescidinin üç minaresi vardı. Her bir minarenin uzunluğu 6 0 arşındı;· şeklindeki İbn Zebale'nin bir başka yerdeki sözünden anlaşılan da budur. [İbn Zebale] bir başka yerde de güneydoğu ve kuzeydoğu minarelerinin 5 5, kuzeybatı minaresinin 53 arşın uzunluğunda, minarelerin gövde kalınlıklarının ise 8x8 arşın olduğunu söylemiştir. Minarelerde Ezan

İbn Zeba.Ie, Muhammed b. İsmail ve bir başkasının kendisi­ ne anlatıp şöyle dediklerini aktarmıştır: Abdullah b. Ömer'in evinde mescidin kıble tarafında Bila.I-i Habeşi'nin, küçük bir semere basarak çıktığı ve üzerinde ezan okuduğu bir sütun vardı. Kare şeklinde olan ve günümüze kadar ulaşan bu sütu­ na "el-Mıtmar" denilir. Bahse konu yapı, Ubeydullah b. Abdul­ lah b. Ömer'in evinde bulunmaktaydı. Minarelerinin Uzunluğu

İbn Zebale, mescidin minarelerinin uzunluklarının 5 5, kendisine ait bir başka rivayette ise 60 arşın olduklarını gör­ düğünü, minarelerin enlerinin ise 8x8 arşın ebatında olduğu­ nu ifade etmiştir. Yağmur, mescidin avlusunda çokça birikip kıble tarafına taştığında kıble ile avlu arasına suyu engelle­ yecek bir bariyer konulduğunu da söylemiştir. Nebi'nin (sav.) namaz kıldığı yere doğru kıble [tarafının] yükselmesinin se­ bebi de bu olsa gerektir. Ona ait bir başka rivayette ise mes­ cidin minarelerinin uzunluklarının 55 arşın, enlerinin ise 8x8 arşın ebatında olduğu bilgisi yer almaktadır. Mescidin kıble ve Şam yönünde on bir, doğu ve batı tarafında ise on dokuz p enceresi bulunmakta her iki pencere arasında bir sütun yer alıp pencerelerin üst kısımları ise ağaçtan parmaklıklarla ka­ patılmıştır. [1 2 8]

el-Mehdi'nin İlavesi

İbn Zebale ve Yahya, Velid b. Abdülmelik'in mescide yaptığı ilavelerin, Ebu Ca'fer el-Mansur'un orada yapmayı düşündüğü ilaveye kadar devam ettiğini, sonra Ebu Ca'fer el-Mansur'un

,lıfrbQru'l-Medfne

83

ıcblşüncesini gerçekleştiremeden öldüğünü, ancak mescitte üilavede bulunanın el-Mehdi olduğunu nakletmişlerdir. İbn Zeba.Ie'nin, pek çok ilim ehlinden -Abdülaziz b. Muham­ med ve Muhammed b. İsmail de onlardandır- naklettiği riva­

l)V'Etin lafzı şu şekildedir: Mescit, Ebu Ca'fer Abdullah'ın yani Mansur b. Muhammed b. Ali b. Abdullah b. Abbas'ın yönetime geçip [mescide] ilave yapmayı düşünüp istemesi bu konuda ,ıta istişarede bulunmasına kadar Velid b. Abdülmelik'in yaptı­ :@m ilaveyle kalmış bu şekilde devam etmiştir. el-Hasan b. Zeyd, ıı:n :e azelerin konulduğu mekanı Ebu Ca'fer'e anlatmak üzere, ""'Doğu tarafından mescide bir ilave yapılırsa Nebi'nin (sav.) lbbri mescidin ortasına gelmiş olur;' şeklinde bir mektup yaz­ !1111llŞ , Ebu Ca'fer de maksadını anladığına dair ona [cevaben] bir ıımektup yazmış ve Osman b. Affan'ın (ra.) evine dokunmama­ �mu istemişti. Ancak, Ebu Ca'fer, mescide herhangi bir ilavede lbmılun [a] madan vefat etmişti. Daha sonra el-Mehdi, yani İbn \Ebü Ca'fer, 160 yılında hacca gitmiş, hac dönüşünde Medine'ye ıııuğramış, Ca'fer b. Süleyman'ı 1 6 1 yılında [Medine'ye] vali ola­ ı1'2k atamış ve ona mescide ilavede bulunması emrini vermiştir. !Mescidin inşası için de Abdullah b. Asım b. Ömer b. Abdülaziz wıe Abdülmelik b. Şebib el-Gassani'yi vazifelendirmiş ancak İbn . isını vefat edince onun yerine Abdullah b. Musa el-Hımsi'yi :IÖrevlendirmiştir. Mescidin kuzey yönünde 1 0 0 arşın ilavede lllııW u nmuş; kıble, doğu ve batı istikametinde ise herhangi bir :1L:lJ!ira de yapmamıştır. Bu ilave, kadınların çardaklarına kadar ıııımıes c idin avlusunda on sütun, kadınların Şam yönündeki göl­ ı�erinde de beş sütun şeklinde gerçekleşmiştir. İbn Zebale ve Yahya, biraz önce geçen rivayetlerinde yine �le demişlerdir: el-Mehdi, mescidin inşası emrini vermezıııiıen evvel mescidin etrafında bulunan yerlerin değerlerinin 11D!Spit edilmesi emrini vermiş, bu emir üzerine ilgililer mes­ ıı::ıiıdi n etrafında bulunan alanların kıymetlerini takdir etmişler ıR bahse konu yerler satın alınmıştır. Mescide dahil edilen ev­ llH"den biri de Müleyke'nin46 evi olmuştur. ti

Müleyke

bint Harice b. Sinan b. Ebi Harise b. Mürre b. Avf. [M]

[1 2 9)

84

Ahbô.ru'l-Medfne

İbn Zebale, İbrahim b. M uhammed ez-Zühri'nin babasın­ dan kendisine haber verip şöyle dediğini ifade etmiştir: Mü­ leyke'nin evi, Abdurrahman b. Avf'a aitti. Abdurrahman'ın, Müleyke b. Harice b. Sinan'ı oraya yerleştirmesi sebebiyle bu evin ismi "Müleyke'nin evi" diye anılmış, sonra Beni Abdur­ rahman b. Avf bu evi, Abdullah b. Ca'fer b. Ebi Talib'e satmış­ lar, Abdullah da mescidin inşası esnasında bu evi satıp bir kıs­ mını mescide, bir kısmını meralık alana, diğer kısmını da yola dahil etmiştir. Şurahbil b. Hasene'nin evine dahil ettiğini söy­ leyenler de olmuştur. Bahse konu ev vakıf idi. Evleri ve yerle­ şim yerlerini satın alıp sadaka olarak vakfettiler. Bunlardan bir kısmı kalmış, kalan bu kısmı da Yahya b. Halid b. B ermek onlardan satın alarak buralar mescidin arkasında bulunan Talha'nın bahçesine dahil edilmiştir. İbn Zebale, biraz önce geçen ifadelerin akabinde şöyle de­ miştir: Yahya b. Halid b. Bermek, "Daru'l-Kurra" adıyla bilinen Abdullah b. Mes'ud'un evinin arta kalan kısmını ve Misver b. Mahreme b. Nevfel b. Üheyb b. Abdi Menaf da İbn Zühre'nin evini mescide dahil etmiştir.

[1 30]

İbn Zebale ve Yahya şöyle demişlerdir: el-Mehdi, 1 6 5 yılın­ da mescidin inşasını tamamlamış, [bu sırada] Ömer ailesinin küçük kapısını da kapatmayı düşünmüştü. Ayrıca maksure­ nin yıkılması emrini vermiş ve mescidin yüzeyinden 2 arşın yüksekte bulunan maksure yıkılarak mescitle aynı seviyeye getirilmişti. Ömer ailesi ise kendilerine ait kapıyla ilgili olarak el-Mehdi ile müzakerelerde bulunmuşlar hatta aralarındaki konuşma uzayıp gitmişti. [Nihayetinde] bu konuda [el-Mehdi] onlara izin vermiş [bu izin üzerine] onlar mescide bakan bir kapı açmışlar ve onu tünele benzer bir şekilde yerle aynı seviyede yapmışlardı. Böylece söz konusu küçük kapı, mescide dahil oldu. Yani maksurenin dış yüzeyinde demir parmaklık­ lar mevcuttu; [el-Mehdi] söz konusu kapı için mescide üç ba­ samak ilavede bulunmuştu. Bu [rası], bugüne kadar da böyle devam edegelmiştir.

Ahbii ru'l-Medfne

85

İbn Zebale, el-Mehdi döneminde mescitte bulunan kapılar ·hakkında şunları söylemiştir: "el-Mehdi, Velid'in yaptığına !benzer bir şekilde mescidi mozaiklerle süsledi. M escidin arka llbsmında kuzeybatı minaresi yanında ve batı duvarına yakın ıoıian yerlerde [bulunan] ilave ettiği mozaik kalıntıları da buna delildir. Ben, M edine tarihçilerinden hiçbirinin ifadelerinde ıd-Mehdl'den sonra Mescid-i Nebevi'ye ilavede bulunulduğu­ Jlla dair herhangi bir bilgiye rastlamış değilim.''47 [Mescide ya­ l!l'llan] bütün bu ilavelerden sonra bugün mescidin uzunluğu :?54 arşın; eni doğu yönünde ön kısmından batıya doğru 1 7 0 ;;ırşın, arka kısmının eni ise 1 3 5 arşın olmuştur. Muhammed b. ei-Hasen da arşın farklılığı sebebiyle buna yakın veya benzer şeyler söylemiştir. İfade ettiğimiz bu ölçütler, ne uzun ne de l!csa orta yollu bir el arşını ölçüsü iledir. MESCİT ADABI, MESCİDİN ETRAFINDA BULUNAN YERLEŞİM YERLERİ VE MUHACİRLERİN EVLERİ Mescid-i Nebevi'de Uyulması Gereken Kurallar

İbn Zebate, M ekhül'den rivayet ettiği bir hadiste Resulul­ liah'ın (sav.) : "Çocuklarınızı, akli melekesi olmayanları, alışve­ �lerinizi, seslerinizi yükseltmeyi ve silahlarınızı mescitleri­ nnıizden uzak tutun. Mescitlerinizi cuma günlerinde buhurlarla tni'tSüleyin,"48 buyurduğunu nakletmiştir. Bu emirden sonra '.[ashap] mescidin kapıları üzerine ve avlusuna mataralar yer­ llılfŞtirmişlerdir. İbn Zebale, Nuaym el-Mücemmer'den o da babasından, ıı'.lıımer b. el-Hattab'ın (ra.) kendisine insanlar arasında buhur­ ıııl!:mlıkları dolaştırması talebinde bulunduğunu, kendisinin ı� bu isteği kabul ettiğini, [bunun üzerine de] Ömer'in cuma Fzıleri mescitte buhurdanlık yaktırdığını nakletmiştir.

M e m u n un Mescid-i Nebevi' de yenileme çalışmaları yap tı ğı ancak ilavede bulunmadığı söylenir. [M] '111111 Benzeri bir rivayet için bkz. İ bn Mace, Ebu Abdullah Muhammed b. Zeyd el-Kazvini, Sünen-i İbn Mace, (2 cilt), thk. Muhammed Fuad Abdülbaki, Daru ihyai'l-Kütübi'l-Arabiyye, Kahire, ty., Mesacid, 5. [M]

11/.ıi

"

'

Ahbii ru 'l-Medine

86

Mescidin Çakıl Taşlarının Mescitten Çıkartılmaması

[ 1 3 1)

İbn Zebale, Mücahid' den Nebi'ye (sav.) ref ettiği: "Çakıl taş­ ları, mescitten çıkartıldıklarında bağırır çağırır, feryat eder­ ler;'49 rivayetini nakletmiştir. Mescitte Sesi Yükseltmenin Haramlığı

İbn Zeba.Ie, Malik'ten nakille, mescitte yitiği aramak üze­ re ilanda bulunulmayacağı, yitiğini arayan/ilan eden birisi işitildiğinde de: "Ey bağıran! Senden başkası onu bulsun/Al­ lah onu sana buldurmasın,'' veya benzeri şeyler denileceğini ancak bir kişinin mescitte oturanlara yitiğini sormasında bir beis olmadığını, bunu yaparken de sesin yükseltilmemesi ge­ rektiğini nakletmiştir. İbn Zebale ve Yahya, pek çok kimseden -Abdülaziz b. Ebi Hazim ve Nevfel b. Ammare onlardandır- nakille şöyle riva­ yette bulunmuşlardır: 'i\.işe, Nebi'nin (sav.) mescidinin etra­ fında bulunan evlerde çakılan bir kazık veya çivi sesi duydu­ ğunda onlara bir haberci gönderir ve Resulullah'a (sav.) eziyet etmeyin," diye uyarırdı. İbn Zebale ve Yahya, Said b. el-Müseyyeb'den şöyle riva­ yette bulunmuşlardır: « Ömer b. el-Hattab, mescitte şiir inşat eden Hassan b. Sabit'in yanına gelip ona göz ucuyla bakmış, Hassan bunu fark ederek: "Ben, senden daha hayırlı bir kimse­ nin yanında şiir inşat ediyordum," diye cevap vermişti. Bunun üzerine Ömer b. el-Hattab, Ebu Hüreyre'ye dönüp [Hassan b. Sabit'i kastederek] : 'l\llah aşkına ! Sen Resulullah'ın: 'Benim adıma cevap ver, Allah seni Rılhul-Kudüs ile desteklesin,' de­ diğini duydun mu?" diye sormuş, Ebu Hüreyre de: "Evet, duy­ dum," cevabını vermişti.» [ 1 32)

İbn Zebale, Ali b. Zeyd b. Cüd'an'dan nakille, Ka'b b. Züheyr'in, mescitte bulunduğu bir sırada Resulullah'a (sav.) :

49

Söz konusu rivayet kayn aklar ı m ı z d a : "Çakıl taşları, kendilerini mescitten çıkaranlara feryat ederler," şeklinde yer almaktadır. İlgili rivayet için bkz. Ebu Davfid, saıat, ıs. [M]

Ahbdru '/-Medfne

87

"Sevgili ayrıldı ve bugün kalbim yaraı ı;• s o şeklinde başlayan birtakım beyitler okuduğunu rivayet etmiştir. Mescide Tükürmenin Hükmü

İbn Şebbe, Enes'ten merfü olarak: "Mescide tükürmek gü­ nahtır. Kefareti ise [onu toprağa] gömmektir,"51 şeklinde riva­ yette bulunmuştur. Söz konusu rivayeti, İbn Zebale de nak­ letmiştir. Yine İbn Ömer'den, N ebi'nin (sav.) mescitte balgam gördüğünde, "Bunu kim yaptıysa kıyamet günü balgam yü­ zünde olduğu halde gelecektir;' buyurduğunu rivayet etmiştir. İbn Zebale, Dahhak tarikiyle Bişr b. Said veya Süleyman b. Yesar'dan onun şöyle anlattığını rivayet etmiştir: «Mescid[in tabanına], Nebi (sav.) ve Ebu Bekr döneminde ve Ömer'in hi­ lafetinde uzun bir süre su serpilmiştir. Zira insanlar, mescitte balgam çıkartırlar ve yere tükürürlerdi, hatta [bundan dolayı mescidin] zemin[i] de kayganlaşırdı. Nitekim İbn Mes'ı1d es-Se­ kafi, Ömer'e gelip: "Sizin yakınlarınızda bir vadi yok mu?" diye sorduğunda Ömer ona bir vadinin bulunduğunu söylemişti. ![Aldığı bu cevap üzerine İbn Mes'ı1d] Hz. Ömer'e bahse konu vadiden çakıl taşı getirtmesini ve [getirilen çakıl taşının da] mescidin tabanına serilmesi konusunda emir vermesini [söy­ llıedi] . Bu yapılanın sümüğü ve balgamı gidereceği [ne dair] tel­ llcinde bulundu. Bunun üzerine Ömer de söylenilenin yapılması hususunda emir verdi.» Bu rivayet zayıf olmasına rağmen in­ sanların mescide tükürdükleri konusunda bilgi vermektedir. Yine mescitte uyulması gereken davranışlar arasında şu da yer almaktadır: "Bir kimse, mescitte bulunduğu esnada

elbisesinde bir bit bulursa onu mescide atmasın mescitten çıkıncaya dek onu elbisesinde tutsun." İbn Zeba.Ie, bu rivayeti ,N ebi'nin (sav.) sözü olarak nakletmiştir. Ka b b. Züheyr'in okumuş olduğu bu kaside, Kaside-i Bürde olarak isimlen­ dirilir. [M] 51 İlgili rivayet için bkz. Buhar!, Salat, 37; Müslim, Mesacid, 55, 57; Tirmizi, Ebfı Isa Muhammed b. Isa b. Sevre et-Tirmizi, el-Cô.miu 's-Sahfh, (5 cilt). thk. Muhammed Fuad Abdülbaki, 2. Baskı, Mektebetü ve Matbaatü Mustafa el­ Babi el-Halebi, Mısır; 1397 /19 77, Cum'a, 49; Ebfı Davud, Salat, 2 2 ; D arimi Salat, 1 1 6; Ahmed b. Hanbel. III. 2 3 2, 2 74, 2 7 7. [M]

.SO

'

.

Ahbaru 'l-Medfne

88

Mescid-i Şerifin Etrafında Bulunan Yerleşim Yerleri ve Muhacirlerin Evleri

[1 33)

Mervan b. el-Hakem'in52 Evi

İbn Zebale şöyle demiştir: Mervan b. el-Hakem'in evinin bir kısmı, Nehham'a, yani Beni Adl'den Nuaym b. Abdullah'a ait, [geri kalan] kısmı da Abbas b. Abdülmuttalib'in evinden idi. Mervan, bahse konu ev[ler] i satın alıp [yeniden] inşa et­ tirdi ve orada oğlu Abdülaziz b. Mervan için bir ev yaptı [rdı] . İbn Zebale, mescidin kapıları hakkında geçen ilgili bölümde söz konusu evin kapıları hakkında da bilgi vermiştir.

[ 1 34)

İbn Zeba.I e, Osman b. Affan'ın (ra.) mescide yapmış oldu­ ğu ilavenin ekinde pek çok kimseden nakille -onlar arasın­ da Muhammed [b.] İsmail ve babası da vardır- orada hur­ ma ağaçlarının olduğu hususunda rivayette bulunmuştur. Mervan, Nehham ailesinden hurma ağaçlarının tamamını ve hurmalığı bin dirheme satın almıştı. Bu ağaçların sayısı, s ekiz veya on iki adetti. Bu sebeple halk, Mervan'ın ağaçla­ ra çok fazla kıymet biçtiğini düşünmüşlerdi. Satın alma işi tamamlandığında ise Mervan, sözü edilen hurma ağaçlarını kestirip yerine bir ev inşa ettirmiş; bundan dolayı da insan­ lar ona gıpta etmişlerdi. Abdullah b. Mükemmil'in Evi

İbn Zebale şöyle demiştir: [Bu ev] avlusunda zabıta mü­ dürünün oturduğu evdir. M eyve yetiştiricileri söz konusu bi­ nadan çekinirler ve onu uğursuz kabul ederlerdi. Bahse konu ev satın alındığı haliyle de kalmıştı. Bu evle alakalı şöyle bir olay da anlatılır: Evin sahipleri, Peygamber'e (sav.) gelerek nüfusları çok ve zenginken bu evi satın aldıklarını, orada [bu­ lundukları süre zarfında] sayılarının ve mallarının azaldığını, yani fakirleştiklerini belirterek [dert yakınmışlar] , Nebi (sav.) de iğrenç bir yer olması hasebiyle orayı terk etmelerini iste­ mişti.53

52 53

Mervan b. el-Hakem b. Ebi'l-As el-Emevi. İlgili rivayet için bkz. Ebu Davfid, Tıbb, 24. [M]

Ahbô.ru 'l-Medfne

89

Nehham'ıns4 Evi

Mescidin batısında N ehham el-Adevi'nin evi bulunmaktay­ dı. İbn Zebale ve İbn Şebbe'nin ibarelerinde ise mescidin batı­ sında İbn Mükemmil ve Nehham'ın evlerinin yer aldığı bilgisi mevcuttur. Bu iki ev arasındaki yol [un genişliği] ise 6 arşındır. Musa el-Mahziimi'nin Evi

İbn Zebale ve İbn Şebbe şöyle demişlerdir: Mescidin do­ ğusunda Musa b. İbrahim b. Abdurrahman b. Abdullah b. Ehi Rebia b. el-Mugire el-Mahzumi'nin evi bulunmaktaydı. Söz konusu evi, Musa b. İbrahim ve Ubeydullah b. Hüseyn b. Ali b. Hüseyn b. Ali b. Ebi Talib satın almışlardı. İlgili kişiler, bu evle alakalı olarak birbirleriyle tartışmışlar, Ubeydullah, Musa'nın kazanç elde etmek istediğini düşünerek evi Musa'ya vermiş ve böylece ev Musa b. İbrahim'in mülkiyetine geçmişti. Bah­ se konu evin yanında devlet başkanına ait evler ve Amr b. el­ As'ın evi bulunmaktaydı. Halid b. el-Velid'in Evi

Bahse konu ev, Amr b. el-As'ın evi yanındaydı. İbn Şebbe ve İbn Zebale bu evin Seleme b. Eyyuboğullarına, yani İbn Ab­ dullah b. el-Velid b. el-Mugire'ye ait olduğunu ifade etmişler­ dir. İbn Zebale, Eyyub b. Seleme ve İsmail b. el-Velid b. Hişam b. İsmail b. Hişam b. el-Velid b. el-Mugire'nin bu ev hususunda münakaşa ettiklerine dair bilgiye de ilaveten yer vermiştir. Nitekim Eyyub bu evin miras olduğunu ve [kendisinin] onlar gibi akitle değil miras yoluyla [bu eve] varis olduğunu söy­ lemiştir. Buna karşılık İsmail, bahse konu evin sadaka oldu­ ğunu, uzak yakın herkesin bu evde hakkının bulunduğunu ve Eyyüb'a akit yoluyla miras olarak verildiğini belirtmiştir. Bu evin yanında ise Esma bint el-Hüseyn b. Abdullah b. el-Ab­ bas'ın evi bulunmaktadır. S4

İsmi, Nuayın b. Abdullah b. Halid b. Üseyd b. Abdi Avf b. Ubeyd b. Avic b. Adi b. Ka'b'dır. Nehham olarak isimlendirilmesi, Hz. Peygamber'in: "Cennete gir­

dim orada Nuayın'ın öksürdüğünü duydum" ifadesinden kaynaklanmaktadır. Rivayet için bkz. Neysabilr1, Muhammed b. Abdullah el-Hakim en-Neysabilri, el-Müstedrek ale's-Sahfhayn, (5 cilt), thk. Mustafa Abdülkadir Ata, Daru'l-Kütü­ bü'l-İlmiyye, 2. Baskı, Beyrut 2002/1422, lll. 290, h. no: 5 128. [M]

[1 35]

Ahbô.ru 'l-Medfn e

90

Rayta'nın Evi

Esma bint el-Hüseyn'in evi yanında, Rayta bint Ebü'l-Ab­ bas'ın evi bulunmakta olup bahse konu ev Cebele b. Amr es-Sfüdi ve Ebu B ekr es-Sıddik'ın evine dahildir. Bu ifade İbn Zebale'ye aittir. İbn Zebale ve İbn Şebbe'nin ifadelerine göre Rayta'nın evi ile Osman b. Affan'ın evi arasında bulunan yol [ un genişliği] 5 arşındır: Matari ise İbn Zebale'den yapmış olduğu nakilde söz konusu iki ev arasında yer alan yolun [genişliğinin] 7 arşın ol­ duğunu ifade etmiştir. İbn Zebale'nin açıklaması olarak biraz önce takdim ettiğimiz uzunluk bugün de benzeri şekilde olup burası Baki' Yolu olarak bilinmektedir. (1 36]

HZ. PEYGAMBER'İN BAYRAMLARDA NAMAZ KILDIGI MUSALLA VE DİGER MESCİTLER Musalla' da İlk Bayram Namazı

İbn Zebale ve İbn Şebbe, Ebu Hüreyre' den nakille Resulul­ lah'ın (sav.), Medine' de insanlara ilk Kurban ve Ramazan Bay­ ramı namazını hevdec ustalarının yanında bulunan Hakim b. el-Adda'nın avlusunda kıldırdığını rivayet etmişlerdir: Bayram Namazı Kılınan Yerler

İbn Zebale, İbrahim b. Ehi Ümeyye'den o da güvenilir ve Sünnet ehli bir şeyhten rivayetle şöyle demiştir: Resulullah (sav.), ilk bayram namazını İbn Ebü'l-CenO.b'un evi yanında Harretü'd-Devs'te, ikinci bayram namazını mescidin bahçe­ sinde yer alan eve dahil Hufra'nın55 evinin yanında bulunan Hakim'e ait evin avlusunda, üçüncü bayram namazını Mua­ viye ve Kesir b. es-Sılt'ın evleri arasında yer alan Abdullah b. Dürre el-Müzeni'nin56 evi yanında, dördüncü bayram namazı5 5 Cufra şeklinde de kayıt vardır. Bkz. es-Semhfidi, Ali b. Abdullah b. Ahmed el-Huseyni es-Semhfidi, Hüliisatü 'l-Vefii bi Ahbiiri Diiri'l-Mustafii, (2 cilt), thk. Muhammed Mahmud Ahmed el-Cekni, yy., ty., II. 2 5 6. [M] 56 el-Mazini şeklinde de kayıt vardır. Bkz. İbnü'd-Dayya, Muhammed b. Ah­ med b. ez-Ziya Muhammed el-Kureşi el-Umeri el-Mekki el-Hanefi Behaud­ din Ebü'l-Beka, Tdrihu Mekke el-Müşerrefe ve'l-Mescidi'l-Ha riim ve'l-Medi­ neti'ş-Şerife ve'l-Kabri'ş-Şerif, thk. Ala İbrahim-Eymen Nasr, Daru'l-Kütü­ bü'l-İlmiyye, Beyrut 2 004/1424, s. 303. [M]

Ahbô.ru 'l-Medfne

91

n ı Musalla'da ölülere temiz kokular sürenlerin bulundukları taşların yanında kıldırmış, sonra Muhammed b. Abdullah b. Kesir es-Sılt'ın evine girerek namaz kılmış, daha sonra da in­ sanların bugün namaz kıldıkları yerde namaz kıldırmıştır. Musalla'nın Fazileti

İbn Zebale, Cünah en-Neccar'dan rivayet ederek şöyle de­ miştir: Aişe bint Sa'd b. Ebi Vakkas ile birlikte Mekke'ye gitmek üzere yola çıktık. Aişe bana evimin nerede olduğunu sordu, ben de "Belat" denilen mevkide bulunduğunu söyledim. Bunun üzerine Aişe: "Söz konusu evi elinde tut. Zira babam [bana], Re­ sulullah'ı (sav.) : 'Minberim ile musalla arası cennet bahçelerin­ den bir bahçedir; şeklinde söylerken duydum;' demiştir. İbn Zebale, Resulullah'ın (sav.) yağmur duasında bulunmak üzere musallaya çıktığını, hutbe irat edip namaza baş­ lamak üzere tekbir getirdiğini, sonra da namaz kıldırıp "Bu bizim topluluğumuz, [burası da] yağmur talebinde bulunup Ramazan ve Kurban bayramlarımız için buluştuğumuz yerdir;' dediğini rivayet etmiştir. Musalla'ya Gidiş ve Dönüş Yolu

İbn Zebale, Muhammed b. Ammar'dan nakille, Resulul­ lah'ın (sav.) Musalla'ya göçebelerin bulunduğu büyük yoldan gittiğini ve Ammar b. Yasir'in evinin bulunduğu diğer yoldan da döndüğünü rivayet etmiştir. İbn Zebale, Aişe' den (ra.), Re­ sulullah'ın (sav.) Musalla'dan döndüğünde, yolun bulunduğu tarafta kurbanını [bizzat] kendisinin kestiğini rivayet etmiştir. İbn Zebale, Muhammed b. Talha b. Tavil'den rivayet ede­ rek şöyle demiştir: Osman b. Abdurrahman ve Muhammed b . el-Münkedir'i bayram namazından dönerlerken çarşının alt kısmında yer alan su birikintisinin olduğu yerde durduklarını gördüm. Osman b. Abdurrahman'a bunun sebebini sordum o : ·Resulullah (sav.) de bayram namazından döndükten sonra söz konusu mekanda dururdu," diye cevap verdi.

[ 1 3 7)

Ahbô.ru'l-Medfne

92 [1 3 8]

Nebi'nin Namaz Kıldığı Mescitler, Medine ve Çevresinde Kendisi veya Ciheti Bilinen Mescitler Kuba Mescidi

İbn Ömer'den (ra.) gelen rivayette o şöyle demiştir: Ken­ disi, Sa'd b. Ubade yurdunda el-Evsat'ta bir cenaze görmüş, yürüyerek el-Haris b. el-Hazrec'in avlusunda bulunan Beni Amr b. Avf'ın yanına gelmişti. Ona: "Ey Abdurrahman ! Ne­ rede imamlık yapıyorsun?" diye sorulmuş o da: "Beni Amr b. Avf'ta şu mescidin ahalisine" diye cevap vermiş ve Resulul­ lah'ı (sav.) : "Kim [Kuba Mescidinde] namaz kılarsa kıldığı na­ maz bir umreye bedeldir;' diye konuşurken duyduğunu ifade etmiştir. İbn Zeba.Ie, bahse konu hadisi mevkuf olarak rivayet etmiş­ tir. [Rivayetin] lafzı ise şöyledir: Abdullah b. Ömer, Beni el-Ha­ ris b. el-Hazrec yurdunda el-Evsat'ta bir cenaze görmüş son­ ra da yürümek üzere çıkmıştı. Ona: "Ey Ebu Abdurrahman ! Nereye gitmek istiyorsun?" diye sormuşlar. O, Resulullah'ın (sav.) Kuba'da bulunan mescidine gitmek istediğini ve orada iki rekat namaz kılan kimsenin namazının bir umreye bedel olduğunu söylemiştir. Resulullah'ın (sav.) Kuba Mescidine Gelişi

İbn Zebale, Nebi'ye (sav.) her cumartesi, Enbacan mevki­ inden getirilmiş bir eşeğin hazırlandığını sonra Hz. Peygam­ ber'in (sav.) Kuba'ya gitmek üzere bahse konu eşeğe bindiği­ ni, ashabının da etrafında yürüdüğünü rivayet etmiştir. İbn Zebale, Beni Amr b. Avf'tan bir ihtiyardan isnadla şöyle demiştir: «Ömer b. el-Hattab, Kuba'ya yanımıza geldi ve kapı eşiğinde [durarak] terziye: "Git ve bana düzgün yapraksız bir hurma dalı getir;' dedi. Terzi, ona istediği hurma dalını getir­ di. Ömer b. el-Hattab da söz konusu hurma dalının uç kısmını bırakarak soydu ve [mescidin kıblesinde bulunan] tozu gide­ rinceye kadar onunla mescidin kıblesine vurdu.» [1 39]

İbn Zebale, Zeyd b. Eslem'den isnadla: "Kuba Mescidini bize yakınlaştıran Allah'a hamd olsun. Biz dünyanın bir ucun-

Ahbô.ru 'l-Medfne

93

d a d a olsaydık Kuba Mescidine gitmek üzere develerimizi koştururduk," dediğini rivayet etmiştir. İbn Zebale, Uveym b. Sfüde'den rivayet etmiştir ki Sa'd b. Uveym b. Kays b. en-Nu'man, Resulullah (sav.) döneminde ve ölünceye kadar da Ebu Bekr döneminde Kuba Mescidinde namaz kıldırmıştı. Ömer b. el-Hattab'ın hilafetinde ise Ömer onu azlettikten sonra Mücemmi' b. Harise'ye57 namaz kıldır­ masını emretmişti. Mücemmi' ise Ömer'e, kendisinin Mes­ cid-i Dırar'da imamlık yaptığını, [bu sırada] küçük yaşta olup onların maksatlarının da iyi olduğunu zannettiğini, Kur'an'ı bildiği için onların kendisini öne geçirdiklerini söyledi. [Mü­ cemmi'i dinleyen] Ömer, namaz kıldırması için ona emir verdi. O da Kuba halkına namaz kıldırdı. Resulullah'ın (sav.) Kuba Mescidinde Namaz Kıldığı Yer

İbn Zebale, Nebi'nin (sav.) Kuba Mescidi avlusunda bulu­ nan üçüncü sütuna doğru namaz kıldığını rivayet etmiştir. İbn Zeba.Ie, Abdülmelik b. Bekr b. Ehi Leyla'dan o da ba­ basından nakille, Resulullah'ın (sav.) Kuba Mescidinde Sa'd b. Hayseme'nin evinin bahçesindeki kapıdan girdiğinde avluda bulunan üçüncü sütuna doğru namaz kıldığını rivayet etmiştir. İbn Zebale, Asım b. Süveyd'in kendilerine babasından na­ kille rivayet ederek şöyle dediğini nakletmiştir: Kuba Mescidi, yedi sütun üzerine inşa edilmişti. Mescidin üzerinde ise ezan okunan ve "en-Neame" olarak isimlendirilen kubbeli bir mer­ diven/basamak vardı. Sonraları Velid b. Abdülmelik b. Mer­ van burada ilavede bulunmuştur. Sa'd b. Hayseme'nin Evi

İbn Zebale, N ebi'nin (sav.), Kuba'da Sa'd b. Hayseme'nin evine doğru yer alan taş oluktan abdest aldığını rivayet et­ miştir. 57

Mücemmi' b. Cariye olduğu da belirtilmiştir. Bkz. İbn Mace, Cenfüz, 3 3 ; Mehmet Efendioğlu, "Mücemmi' b. Cariye", DİA, TDV Yay., İstanbul 2006, XXX I . 44 7. (M]

Ahbô.ru 'l-Medfne

94

Mescid-i Cum'a

[1 40]

İbn Zebale'ye ait bir rivayete göre, Resulullah (sav.) Beni Salim yurduna uğramış, söz konusu mahaldeki Kubeyb de­ nilen yerde onlara cuma namazı kıldırmıştır. Bahse konu mescit, vadi ortasında bulunmaktadır. İbn Zebale'ye ait bir başka rivayette ise "Resulullah'ın (sav.) Beni Salim yurdunda Kubeyb denilen mevkide insanlara ilk cuma namazı kıldırdığı ve bahse konu mescidin, Abdüssamed tarafından yaptırıldığı ifadesi yer almaktadır." Mescid-i Fadih

Muhammed b. el-Hasen b. Zeba.Ie, Cabir b. Abdullah'tan şöyle nakilde bulunmuştur: Resulullah (sav.) Beni Nadir'i mu­ hasara ettiğinde, çadırını Mescid-i Fadih'in bulunduğu yere kurmuş ve orada altı gün kalmıştı. İçki yasağı geldiğinde Ebu Eyyub, Nebi'nin (sav.) arkadaşlarından bir grupla evindeydi ve bir rivayette58 onların yanında hurma koruğundan yapıl­ mış içki bulunmaktaydı. İ çkinin haramhğıyla ilgili hükmün nazil olmasından sonra Ebu Eyyub deri tulumlarının ağızla­ rının açılıp [içkilerin] dökülmesini emretti. Bunun üzerine hurma koruğundan yapılmış içki (fadih) akıp gitti ve oraya da bu sebeple "Mescid-i Fadih" adı verildi. İbn Şebbe ve İbn Ze­ bale'nin rivayet ettikleri pek çok hadiste, N ebi'nin (sav.) Mes­ cid-i Fadih'te namaz kıldığına dair ifadeler yer almaktadır. [141 ]

Beni Kureyza Mescidi

İbn Zebale, Beni Kureyza Mescidinin Zübeyr b. Bata el­ Kurazi'nin kalesinin olduğu yerde bulunduğunu rivayet et­ miştir. Velid, Ömer b. Abdülaziz'e Resulullah'ın (sav.) namaz kıldığı sabit olan mescitleri imar etmesine dair bir mektup yazmış, İbn Zebale de bu olayı aktarmıştır. İbn Şeb be, Muhammed b. Ukbe tarikiyle Ebu Malik'ten o da Ali b. Rafı' ve kavminin ihtiyarlarından nakille, N ebi'nin (sav.) 58

Ahbô.nı 'l-Medfne'de "�l..J " şeklinde yer alan kelime bir başka kaynakta

"4jljJ" olarak kaydedilmiştir. Biz de tercümede bu kelimeyi esas aldık. İlgili kelime için bkz. İbnü'd-Dayya, Tfırfhu Mekke el-Müşerrefe ve'l-Mescid-i'l­ Harô.m ve'l-Medfneti'ş-Şerife ve'l-Kabri'ş-Şerif, s. 300. [M]

Ah bii ru 'l-Medine

95

Hadr kabilesinden bir kadının evinde namaz kıldığını ve bu evin B eni Kureyza Mescidine dahil edildiğini rivayet etmiştir. Nebi'nin (sav.) namaz kıldığı bu yer, yıkılan minarenin yanın­ da Beni Kureyza yurdunun doğusunda yer almaktadır. Bu ifa­ de, İbn Şebbe'ye aittir. Beni Kureyza Mescidinde [kılınan] na­ mazın, mescidin doğusunda bulunan minarenin bulunduğu yere doğru olması gerekir. Bu ifadeyi, İbn Zebale Muhammed b. Ukbe'den rivayet etmiştir ancak o, mezkür mahalli tespit etmemiş dahası Velid b. Abdülmelik'in söz konusu mescidi inşa ettiğinde bu evi Beni Kureyza Mescidine dahil ettiğini söylemiştir. İhtimaldir ki Peygamber (sav.) söz konusu mesci­ din ön kısmında namaz kılmıştır. Aksi takdirde onlar minare yanında bulunanları öne alırlardı. Meşrubetü Ümmü İbrahim

İbn Zebale: "Meşrubetü Ümmü İbrahim. Meşrube: Bahçe demektir. Zannederim, burası Mariye'nin bahçesiydi," demiş­ tir. Mariye, N ebi'nin (sav.) oğlu İbrahim'i söz konusu mekan­ da dünyaya getirmesi sebebiyle [oranın] Meşrubetü Ümmü İbrahim diye isimlendirildiği belirtilmiştir. Mariye'yi doğum sancısı tuttuğunda o, bu evin59 tahtalarından birine tutun­ muştur. İbn Zebale'nin anlatımlarına İbnü'n-Neccar da tabi olup o, Nebi'nin (sav.), Meşrubetü Ümmü İbrahim' de namaz kıldığını ifade etmiştir. Söz konusu mekan, Beni Kureyza Mescidinin kuzeyinde Doğu Harre'ye yakın [Kasım b. İdris b. Ca'fer'e ait] ·Eşrafü'l-Kavasım" diye tanınan hurmalıklar arasındaki "ed­ Deşt" denilen yerde bulunmaktadır. İbn Zebale ve Yahya kendi tarikleriyle İbn Şeybe de Ebu Gassan senediyle İbn Ebu Yahya'dan o da Yahya b. M uham­ med b. Sabit'ten nakille N ebi'nin (sav.), Meşrubetü Ümmü İbrahim' de namaz kıldığını rivayet etmişlerdir.

59

Bazı kaynaklarda "el-B eyt" yerine "el-Meşrube" ifadesi geçmektedir. Bkz. İbn Şebbe, Ebu Zeyd Ömer b. Şebbe en-Nümeyri el-Basri, Tıirihu'l-Medine­ ti'l-Münevvere, (4 cilt), thk. Füheym Muhammed Şeltut, yy., ty., 1. 174. [M]

[1 42]

96

Ah bii ru 'l-Medlne

Beni Zafer Mescidi

Evs'e mensup Beni Zafer Mescidi. Bu mescit bugün "Mes­ cid-i Bağle" olarak da bilinir. Söz konusu mescit, Baki'in do­ ğusunda, Doğu Harre tarafında bulunmaktadır. Bu mescidin yolu Baki'in en uzağında yer alan Ali'nin (ra.) annesi Fatıma bint Esed'in evinin yanındadır. Yahya, Ca'fer b. Mahmud b. Muhammed b. Mesleme'den isnadla N ebl'nin (sav.) Beni Mua­ viye Mescidi ve Beni Zafer M escidinde namaz kıldığını riva­ yet etmiştir. İbn Zeba.Ie, bu rivayeti İbrahim b. Ca'fer'in babası Ca'fer'den naklettiğini söylemiştir. Fetih Mescidi

İbn Zebale şöyle rivayet etmiştir: Resulullah (sav.), H endek Gazvesi gününde batı yönündeki Sel' Dağı üzerinde bulunan Fetih M escidinin orta sütunun yanında Ahzaba/müşrik grup­ lara beddua etmiştir. Mescidin batısında da Buthan Vadisi bulunmaktadır. Söz konusu mekan "es-Seyyih" diye de bilinir. İbn Zebale, [bahse konu mekanın] bu şekilde isimlendirilme sebebini şu şekilde izah etmektedir: "Cüşem b. el-Hazrec ve kardeşi ilgili yere yerleşmişler ve es-Seyyih denilen taş bir kale inşa etmişlerdi. Bu olaydan sonra söz konusu mahal bu şekilde adlandırılmıştır." 1 4 3]

Nebi'nin (sav.) Namazdan Sonra Fetih Mescidinde Yaptığı Dua

İbn Zebale, Fetih Mescidinde Resulullah'ın (sav.) arkasında namaz kılanlardan şu şekilde nakilde bulunmuştur: [Namaz­ dan] sonra Hz. Peygamber şöyle dua etmiştir: ''.Allah'ım hamd yalnız Sanadır. Sen beni dalaletten hidayete erdirdin. Senin ikram etmediğine ikram edebilecek kimse yoktur. İkram et­ tiğinin ikramını da elinden alabilecek yoktur. Senin zillette bıraktığını onurlandırabilecek kimse olmadığı gibi onurlan­ dırdığını zelil kılacak kimse de yoktur. Senin elini boş bırak­ tığına kimse yardım edemez. Senin yardım ettiğini de kimse eli boş bırakamaz. Senin engel olduğuna kimse bir şey vere­ mez. Senin verdiğine de kimse mani olamaz. Senin mahrum bıraktığına kimse rızık veremez. Senin rızık verdiğini de kim-

Ahbaru 'l-Medfne

97

se mahrum bırakamaz. Senin alçalttığını yükseltecek yoktur. , Yükselttiğini de alçaltacak yoktur. Örttüğünü açacak olmadığı gibi delip açtığını örtecek de yoktur. Uzaklaştırdığını yakın­ laştıracak olmadığı gibi yakınlaştırdığını uzaklaştıracak da yoktur."60 İbn Zeba.Ie, Cabir b. Abdullah'tan nakille Nebi'nin (sav.), Fetih Mescidinde üç gün; pazartesi, salı ve çarşamba günleri dua ettiğini, çarşamba günü iki namaz arasındaki duasına ica­ bet edildiğini, akabinde [Hz. Peygamber'in] yüzünde sevinç emaresi hissedildiğini rivayet etmiştir. Cabir de: "Önemli ve zor bir işle karşılaştığımda söz konusu vakti kollar, o saatte dua eder ve kabul edildiğini bilirdim,'' demiştir. Söz konusu rivayeti İbn Zebale, Bezzar ve o ikisi dışındakiler de rivayet etmişlerdir. İbn Zebale, Yahya ve İbnü'n-Neccar, kendi tariklerinden başka bir isnadla Cabir b. Abdullah'tan Resulullah'ın (sav.) ikindi namazı vakti geldiğinde dağda bulunan Fetih Mesci­ dine uğradığını, yukarı çıkıp orada ikindi namazını kıldığını rivayet etmişlerdir. İbn Zebale, Muttalib' den mürsel bir şekilde N ebi'nin (sav.) Ahzab Savaşı günü Fetih Mescidinde dua ettiğini öğle, ikindi ve akşam namazı vakti geçmesine rağmen söz konusu vakit­ IDerde hiçbir namazı kılamadığını, kılamadığı bütün namazları akşam namazından sonra topluca eda ettiğini rivayet etmiştir. Yine İbn Zeba.Ie, Ca'fer b. Muhammed' den o da babasından şöyle rivayette bulunmuştur: Nebi (sav.), Fetih Mescidine gir­ di, bir adım [sonra] ikinci bir adım [daha] attı [daha] sonra ayaktayken koltuğunun altındaki beyazlık görününceye dek ellerini [dua etmek üzere] kaldırdı -koltuk altı bembeyazdır.re elbisesi omuzlarından düşünceye kadar dua etti. Düşen ridasını almadı ve çokça duada bulunduktan sonra geri döndü.

ı6ıO

İlgili rivayet için bkz. İbn Ebu Şeybe, Ebu Bekr Abdullah b. Muhammed b. Ebt Şeybe, el-Musannef, (7 cilt), Daru't-Tac, Beyrut 1989 / 1 409, VI. 1 1 21 1 3, h. no: 29890. [M]

[1 44]

Ahbô.ru 'l-Medfne

98

İbn Zebale, Ömer b. el-Hakem b. Sevban tarikiyle rivayet ede­ rek şöyle demiştir: Fetih Mescidinde Nebi'nin (sav.) arkasında namaz kılan kimselerin bana haber verdiklerine göre, [namaz­ dan] sonra Peygamber (sav.) : 'J\llah'ım hamd yalnız Sanadır. Sen beni dalaletten hidayete erdirdin. Senin ikram etmediği­ ne ikram edebilecek kimse yoktur. İkram ettiğinin ikramını da elinden alabilecek yoktur. Senin zillette bıraktığını onurlandı­ rabilecek kimse olmadığı gibi onurlandırdığını da zelil kılacak kimse yoktur. Senin eli boş bıraktığına kimse yardım edemez. Senin yardım ettiğini de kimse eli boş bırakamaz. Senin engel olduğuna kimse bir şey veremez. Senin verdiğine de kimse mani olamaz. Senin mahrum bıraktığına kimse rızık veremez. Senin rızık verdiğini kimse mahrum bırakamaz. Senin alçalttı­ ğını yükseltecek yoktur. Yükselttiğini de alçaltacak yoktur. Ört­ tüğünü açacak olmadığı gibi delip açtığını da örtecek yoktur. Uzaklaştırdığını yakınlaştıracak olmadığı gibi yakınlaştırdığını uzaklaştıracak da yoktur;' diye dua etmiştir. İbn Şebbe, Üseyd b. Ebi Üseyd'den o da şeyhlerinden na­ kille Resulullah'ın (sav.), Fetih Mescidinin bulunduğu dağda dua ettiğini rivayet etmiştir. [Hz. Peygamber] dağa çıkarken yol üzerinde, dağın dibinde bulunan küçük61 mescitte de na­ maz kılmıştır. İbn Zebale de Muaviye b. Abdullah b. Zeyd'den benzeri bir rivayette bulunmuştur. Mescid-i Kıbleteyn

İbn Zebale, Cabir'den nakille Nebi'nin (sav.), Mescid-i Kıb­ leteyn ve ovada bulunan Mescid-i Beni Haram' da namaz kıldı­ ğını rivayet etmiştir. İbn Zebale şöyle demiştir: "Bana Musa b. İbrahim, Beni Seleme'nin ileri gelenlerinden pek çok kimse­ den isnadla Resulullah'ın (sav.) Mescid-i Kıbleteyn'te namaz kıldığını rivayet etmiştir." [145]

İbn Zebale, Muhammed b. Cabir'den rivayet ederek şöyle demiştir: Beni Seleme'den bir grup Mescid-i Kıbleteyn diye 61

"es-Sağir" ifadesi tercüme ettiğimiz metinde yoktur. Ancak, metnin doğru

anlaşılabilmesi için Semhudi'nin Vefaü 'l-Vefa isimli eserindeki metinden istifade edilmiştir. Bkz. Semhfidi, Vefô.ü 'l-Vefô., III. 4 2 .

Ahbaru 'l-Medfne

99

adlandırılan mescitte öğle namazı kılarlarken kıble tahvil edilmişti. Namazın iki rekatını kılmışlarken onların yanına gelen kişi kıblenin değiştirildiğini haber vermiş, onlar da ol­ dukları yerde yüzleri kıbleye gelecek şekilde dönmüşlerdi. Bu sebeple söz konusu mescit Mescid-i Kıbleteyn olarak isimlen­ dirilmiştir. Mescid-i Sükya

İbn Zebale, Ömer b. Abdullah ed-Dlnari ve Ammar b. Hafs'tan nakille, N ebi'nin (sav.) B edir ordusunu Sükya mevki­ inde teftiş ettiğini, mescidinde de namaz kıldığını, orada ölçü ve tartılarının bereketlenmesi ve oradan buradan kendilerine nzık verilmesi hususunda Medinelilere bereket duası yaptı­ ğını rivayet etmiştir. İbn Zeba.Ie, [söz konusu yerde bulunan] kuyunun isminin Sükya, yerin isminin de Fülcan olduğunu belirtmiştir. Mescid-i Zübab (er-Raye)

İbn Zeba.Ie ve İbn Şebbe, Abdurrahman b. el-A'rec'ten, Nebi'nin (sav.) Zübab Dağı üzerinde namaz kıldığını rivayet etmişlerdir. İbn Zeba.Ie'nin, Yahudilerin yerleşim yerleri hak­ kında verdiği bilgiye göre eş-Şavt62 ahalisinin de es-Sür'a adlı bir kaleleri vardı. Bahse konu kale, Zübab Dağından önceki kaledir. Ebu Zer el-Gıfüri Mescidi

Bu mescit, Uhud'a giden çarşı yolunun sağında bulunmak­ tadır. İbn Zeba.Ie, Abdurrahman b. Avf'ın azatlısından nakille Abdurrahman'ın şöyle dediğini ifade etmiştir: «Mescidin av­ lusunda uyuyordum. Resulullah'ı (sav.) kabristan yönünde bulunan kapıdan çıkarken gördüm. Bir müddet bekleyip peşi sıra ben de çıktım, pazar yerindeki bir bahçeye girdiğini gör­ düm. [Orada] abdest alıp iki rekat namaz kıldı. Uzun bir secde yaptı, teşehhüde oturduğunda ona kendimi tanıttım ve ·�nam babam sana feda olsun! Öyle uzun bir secde yaptın ki secde62

eş-Şavt, Beni Sfüde'ye yakın bir yerdir. Bkz. Semhudi, Vefdü 'l-Vefd, III. 5 1 . [M]

[ 1 46]

Ahbô.ru 'l-Medine

100

nin uzunluğundan dolayı vefat etmiş olmandan korktum;' de­ dim. Hz. Peygamber (sav.) de: "Cibrll (a.s.), bana salavat geti­ rene Allah'ın rahmet edeceğini, bana selam verene de Allah'ın selam vereceğini müj deledi," buyurdu.» Übey b. Ka'b Mescidi (Beni Cedile)

İbn Zebale, Yusuf el-A'rec ve Rebia b. Osman'dan nakille Nebl'nin (sav.) Beni Cedlle Mescidinde namaz kıldığını rivayet etmiştir. Söz konusu mescit, Übey b. Ka'b'ın mescididir. Medine-i Şerif'te Bizzat Kendisi Değil Bulunduğu Ciheti Bilinen Mescitler Mescid-i Beni Haram

İbn Zebale, Cabir b. Abdullah'tan isnadla Nebi'nin (sav.) düzlük bir arazide bulunan Bent Haram Mescidinde namaz kıldığını rivayet etmiştir. [Nitekim bir defasında] Resulullah (sav.), söz konusu mescidin kıble mahallinde balgam gör­ müştü. Resulullah (sav.), değnek olarak kullandığı İbn Tab63 hurması salkımının sapından [yapılmış] bir çubuğu yanın­ dan ayırmazdı. [Gördüğü] balgamı bu çubukla kazımış sonra haluk denilen bir koku isteyip çubuğun tepesine koymuş ve temizlediği yere sürmüştü. Böylece söz konusu mescit koku sürülen ilk mescit olmuş oldu. Beni Haram'ın evleri, Beni Ubeyd Dağında Buthan Vadisi ve Fetih Mescidinin batısında yer almaktadır. Mescid-i Haribe

İbn Zebale, Yahya b. Abdullah b. Ehi Katade'den o da şey­ hinden nakille Resulullah'ın (sav.), Sa'd b. Muaz'ın arazisinin arka kısmında yer alan ve Mescid-i Haribe denilen mescittey­ ken el-Bera b. Ma'rur'un annesi es-Selafe'nin yanına geldiğini 63

Metinde "� (J"