142 12 10MB
Turkish Pages 602 [629] Year 2022
Gene! Yaym: 5648
Çeviren: Renan Akman
2000'1i ytllarm ba1mdan beri lngilizce ve Frans1zcadan Türkçeye edebiyat ve siyaset tarih kitaplar1 çevirmektedir. Ba1hca çevirileri: Honoré de Balzac, Bilinmeyen Saheser; Elie Wiesel, Sürgünler Çag1; Gary L. Francione, Hayvan Haklanna Giri1; Moshe Lewin, Sovyet Yüzy1l1; Janet Klein, Hamidiye Alaylan; Marcel Léart (Krikor Zohrab), Belgelerin I11Kinda Ermeni Meselesi; Bedross Der Matossian, Parçalanan Devrim Dü#eri; Janine ve Vahram Altounian, Geri Dona,ü Yok; A. C. S. Peacock, Mogo/ Anado/u'sunda lslam, Edebiyat ve Toplum. Yaymevimizden çtlant§ çevirileri: Joseph S. Nye-David A. Welch, Küresel Çat11may1 ve l1birligini Anlamak; Leslie Peirce, Hü"em Sultan; James H. Meyer, lmparator/uklar Aras1 Türkler; Christine M. Philliou, Bir lmparatorluk Biyografisi.
TARíH PETER HOPKIRK
BÜYÜKOYUN
ORTA ASYA'DA GtzLl SAVAS ÔZGÜNADI THE GREAT GAME ON SECRET SERVICE IN HIGH ASIA COPYRIGHT
©
1990, 2006 PETER HOPKIRK
ILK BASKI JOHN MURRAY PUBLISHERS, BiRLE�iK KRALLIK, 1990 TÜRKÇE ÇEVIRi JOHN MURRAY PUBLISHERS, 2006 BASKJSINDAN YAPILMIFIR. iNGiLiZCE ÕZGON METiNDEN ÇEViREN
RENAN AKMAN
© TÜRKiYE i� BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI, 2015 Sertifika No: 40077 EDiTÕR
AL1BERKTAY GÕRSEL YÕNETMEN
BlROL BAYRAM
REDAKSiYON-DÜZELTi
DERYAÔNDER DiZiN
NECATiBALBAY GRAFÍK TASARIM UYGULAMA
TÜRKÍYE i� BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI I. BASIM: AGUSTOS 2022, iSTANBUL
ISBN 978-625-429-230-9 BASKI
AYHAN MATBAASI MAHMUTBEY MAH. 2622. SOK. NO: 6
/ 3l
BAGCILAR iSTANBUL
Te!. (0212) 445 32 38 Faks: (0212) 445 05 63 Sertifika No: 44871 Bu kitabm tüm yaym haklan sakhd1r. Tamt1m amac1yla, kaynak gõstermek §art1yla yap1lacak k1sa almt1lar d1§mda gerek metin, gerek gõrsel malzeme yaymevinden izin almmadan hiçbir yolla çogalt1lamaz, yay1mlanamaz ve dagmlamaz. TÜRKl Y E
Í� BANKASI KÜLTÜR
YAYINLARI 34433
iSTiKLAL CADDESi, ME�ELiK SOKAK NO: 2'4 BEYOGLU
Tel. (0212) 252 39 91 Faks (0212) 252 39 95
e-posta: [email protected] www.isk u ltu r. c om . t r
iSTANBUL
Peter Hopkirk
Büyük Oyun arta asya'da gizli sava?
Çeviren: Renan Akman
T0RKIYE
$BANKASI
Kültür Yaymlar1
iÇlNDEKiLER
Haritalar....................................
................................................. ...................................IX
.. . .. . . . . . . ....... ..... . ..... .... ...... .. .....
Fotograf ve Çizimler .
. ...
...........
. . . . .... . ..... . ...... . . . . .. .. . . .. ..
....................................................................IX
.
.. ..... . .. .......................................................XV
..
Ônsõz: Yeni Büyük Oyun
..
... .
..
.. .. . . . . . ... ..
......... ..................... ...............
Te§ekkür ......... ....................................................................................... ...................................................... .................................................................XXI
Giri§
...............
............... .......... .. ............................................................ ........................ . ........
... ..............................................................
.. . ..... .
..
. . . ..
1
BA�LANGIÇ San Tehlike ....... ....... .... .... .. . .. ... ..... ..... ..... ...... ...... ..... ......... ... ...... ......... ..... ....... ... . ... ...........
.
.. . .. .... . ... .... .. ..... . 13
II Napoléon Kâbusu .......... .............. ... ..................................................... ..................................... ............................................................. 27 III Büyük Oyun'un
Provas1 .
.
.
.
. .
..
.. . . 4 3
.. ........................................................... ................. ....................... ...................... .... ........... ............. .. . ...
IV
Rus Umac1s1 .......... .. . ... . . .. ............. . ............. ... ........... . ..... . ... ........... .
•••••••••• ••••••••••••••
•
•m• ••• •••••••••• ••
••••• •
••••
63
V
Bütün
Yollar Hindistan'a Ç1kar
75
VI Rus Oyuncularm llki
........................................................................................ .................................... ......................... 83
VII Tuhaf Bir Kõpek Hikâyesi.
. .
.
........... ..... ........... ......... .
..................................................................................................95
vm Ceyhun'da Ôlüm
.
.
. ..
.
.. . .
. .
. .
. -...107
............ ..... ....... ........ .. .. ..... .-.. .. ........... ................ ................_. ........ . ..... ............... .... .......... ....... .._......... ..
IX F1rtma Yakla§iyor
............................... ..
............................................. ..............................
.................... ...................... ..............................
117
ARA YILLAR X "Büyük Oyun"
.
.
..
........ .............. ............. .........
- ...... ........-..................................................................................................................-............-131
XI Burnes "Buhara"ya Giriyor .. ..................................
..
......................................................... ................. 145
XII Dünyanm En Büyük Kalesi.
... . . .. ... . ... ........................ .................... . . .... ... . .. .... .................. ... .......... 165
XIII ...........................................................................................................-................................179
Esrarengiz Vitkeviç.......... XIV Herat Kahraman1
...................
-.............................. ................................................................................................................................-.....191
XV ..........................................................................................................................205
lktidar Degi§tirenler.. . . XVI
............................... .......................................... ................. ................221
Hive'ye Varma Yan§L . .................. ... .....
..
XVII Kõlelerin Kurtar1lmas1
..
. .
.
............ ..... ..................... .............
.......... ....................................................................................................
233
XVIII Uzun B1çaklar Gecesi
. ..
.
.. . . . ..... .. ... .... ........... ....................... ........-............. ...................._251
XIX Felaket.......... ............................................. .......................................................................................... ........................ ........................................................265
XX Geçitlerde Katliam
....
........................... ...................................................................................................................................................
-.289
XXI Conolly ve Stoddart'm Son Saatleri
.
. .
.............................. ............................................................... ....... ..............
303
XXII . ... . . . ... .... ...... ...... ................ . ............................... .... ...... . .............315
Devre ArasL.
ZÍRVE YILLARI XXIII
Büyük Rus ilerlemesi Ba§hyor .. .... . .... .. . . . . . . . . . .. . . . . .. .. . .. . . ... .. . . . ............... ............ .. .. ... ... 329 .. .
.. ....
... .... ... . . .. .. . .. ... .... . . . . ... .. . . .. . .
.
.
.
XXIV . . . . . . .... . . . . . ..... .. .... ... .... .. . . .... .. ......... .. .. .. . .. ............. ..... .
Ta§kent Aslam
.. .341
XXV .. . . .. . . .. . . ... .357
ipek Yolu'nda Casuslar XXVI
. ..... . . ..375
G1rtlaga Dayanmt§ Soguk Çelik HissL. .. XXVII
"Kuzeyli Bir Hekim" . . . . ........ . ... . . . . .. ... .. .... . . .. .. . . . .... .. .. ..... . ... ... ....... . ........ .... . ... . .. . . .
.. .... .. . . . .
.. ..
. . ... . . .
.
..... ... ..
.
..
.
.... .
.
. ....
.........
.... ......... . . ... 393 ..
.
XXVIII
Yüzba§I Burnaby'nin Hive Yolculugu....
.
.
.. . .
. . . . 405
...... ... ..... . ...
XXIX
Bala Hisar'da Kan Banyosu
.. .
. ......... .. ..... ..... .... ............ ............. ...............................425
XXX
Türkmenlerin Son Direni§i
..........-.... -................................................................._........................ -...........................-...__
445
XXXI
Sava§tn E§iginde
························································-··················-···-·································-····················-················-·············-··--····-······
461
XXXII
Dogu'ya Demiryolu Yan§l
..
·····································-···························-·························-···············-·············-·······················
475
XXXIII Üç 1mparatorlugun Bulu§tugu Yer. . ..... ....... .......................................
...... ................................. 493
XXXIV Yüksek Pamirler'de Parlama Noktas1 ...... ....... . .......
. . . . . .. .. . . . ....513
XXXV Çitral'e Varma Yar1§1 ... . .
.. ... . .. ........ .. ....... .. .. . . .. .. . .. .. ...... .. ... .. . . ... . .... ..... .... ... .... ... .... .53 3
XXXVI Sonun Ba§lang1cL
..
.
. . ...
.... . ... .. .. ...... . . .... .. .. .....
..
.... . .. .. .
.. .
..
.
... . . .. . .. . .... ... ....
.. . . . ...
...
.
.
. . 553 ..
XXXVII Oyunun Sonu..... Kaynakça Dizin
.... .. .. . . . ....... ... . ...... ........................ ... . . . ... .... ..... ...............565
Haritalar
Yeni Büyük Oyun Sava§ Alam ............................................................. XVI XXIII Kafkasya.............................................................................................................................................. Orta Asya XXIV Uzakdogu........................................................................................................................................................... ..........................................XXVI ............................................. Afganistan ve Kuzeybat1 Smm. ...............2 1 0 . ......................... 377 Pamir B õl gesi . ......................... .... ... .. . . . . .... . . . .. .. .. .... . .. .............................................................. · ··· · · · ···· ···-·····-···
··················-········-···············-··.
............
..............................................................................
.....................................
.... .......... ..... . . . .. ..... .... ...
........................
.
Fotograf ve Çizimler Henry Pottinger .. . .. .
.
.
mm · · · ··· .m
.
. .
m.
269
Arthur Conolly (Hindistan Bakanhg1 Kütüphanesi) . . .. . 269 General Yermolov . . ... . ..... .. . . . . . .. . . . 269 General Paskeviç .... . . . . .. . .. .. . . ........ .............269 Kabil yolunda ilerleyen Britanya askerleri Bolan Geçidi'ne ............................270 girerken, 1 83 9 (Ulusal Ordu Müzesi).. ... . . . . . mm
. .
. ... . .. .. .. .
..
. . ... ..... ........ .. ... .. .. ..... m .
.. . .... .. .... .
.. ....
....
m
.
m
.
. . . . . .. . . . ... .271 Gazne'nin dü§Ü§Ü, 1 8 39 (Ulusal Ordu Müzesi) Gandamak'taki son direni§ (Hindistan Bakanhg1 Kütüphanesi) . . . . ... .... . . .... . . .. . . .. . . .. .271 .
. .. ... ......
.
... . ...
. ..
.... . . .
. .. ..
.
.. ...... .. . ... ..... ..... . ... .. ..................
272 .......................2 72 Sir Alexander Burnes . . ... . .. .... . . ... . .. . ... . . . ... .. . . . . . .. . ... . ... .. .. .. . .. .. . . . . . . . .... .273 General Konstantin Kaufman . . . . . ...... . .. .... .. ... .............. . ........ .. . ... . .. . .. m. 273 Geçitlerin gõzlenmesi . . ........... ............ ........... .... ....... ......... .................... . ........ ...... . ... . . . . . . . . . . . .. ... .. ... .274 Pamirler'de bir mitralyõz mevziinde gõrevli Kazaklar 275 Punch'ta yay1mlanm1§ bir karikatür (Ulusal Ordu Müzesi) 275 Francis Younghusband . ... . . . 276
Y üzba§1 Conolly ve Albay Stoddart ..... ..... . ..... . Buharah Emir Nasrullah... . . . .. . . . .. .. . .. ..................................................... .
.
. .
.
.
. ......... . . . . .. . . . .... . . ..
. . ..
.. . ....
...
.. .. ...... ......
. . .. .. . .
.
. .
.. ...
..
.
.. ..... . ... mm .
.
. ...
..
. . . . . ..... . .. ...
. . ......
.
•mm·
. ....
..
..
.. .
. . .... ... .... .. .. ..... ... ... .... .. .... ...
.. .
... .
········ · ······ ············ ....
. ..
.
... .
.
.. .. .. ..
...... . .. .... .... ... .. . . . . . .
......................... ... .. . . . ...
..
. .
.
"�imdi Büyük Oyun'u oynamaya en Kuzey'e gidecegim ..." Rudyard Kipling, Kim, 1901
Kath'e
Ônsõz Yen i Büyü k Oyu n
On alt1 y1l õnce bu kitab1 yaz1§1mdan beri Büyük Oyun ülkesini altüst eden çok büyük olaylar ya§and1, bu da anlatt1g1m hikâyenin õnemini epeyce artird1. Neredeyse mutlak bir karanhk içinde geçen onca yildan sonra, Çarhk Rusya's1 ile Victoria Britanya's1 arasmda cereyan eden eski Büyük Oyun'un iyice k1z1§t1gi 1 9 . yüzyilda s1k s1k oldugu gibi Orta Asya gene man§etlere yükseliverdi. Komünizmin 1 99 1 'de ani ve dramatik bir §ekilde çõkmesi ve Sovyet imparatorlugunun parçalanmas1yla birlikte, neredeyse ak §amdan sabaha, be§ -Kafkasya bõlgesini de katarsamz sekiz- yeni ülke ortaya ç1kt1. Orta Asya'yla uzun bir tam§1khg1 olanlar bile, ilk ba§ta, bu yeni cografi ve siyasi bulmacay1 anlamakta zorlan d1lar -Latin alfabesiyle yaz1lan Kyrgyzstan gibi isimlere dillerinin dõnmemesinden bahsetmiyorum bile. Bõlgenin tamammm Sovyet Orta Asya 's1 olarak amld1g1 günler de her §ey o kadar daha basitti ki. Sayet alabilirseniz, tek bir vizeyle Bakü'den Buhara'ya, Tiflis'ten Ta§kent'e, üzerine bir de Moskova ve Leningrad'a gidebilirdiniz. Aynca -burada sadece kendi ad1ma konu§abilirim- Soguk Sava§'m doruk y1llarmda buralara seyahat
,.
XVIII
BOVOK OYUN
etmek, hele de gizli kapakh bir ara§t1rma yürütüyorsamz, her za man bir macera, gizlice dü§man hatlarmm gerisine sokulmak gibi bir §eydi. Moskova'mn sahadan ans1zm ç1kmasmm ardmdan, çiçegi bur nunda ba§kentlerde Bati elçilikleri aç1lmaya ba§lad1, Sovyet dõne minin yer adlan haritalardan silindi ve tarih kitaplan h1zla yeni ba§tan yazdd1; bu arada yabanc1 §irketler de ticari ve ekonomik bo§lugu doldurmak için i§tahla õne atdddar. Zira 20. yüzy1lm son büyük ganimetlerinden baz1larmm Orta Asya'da bulundugu s1r de gildi. Bunlarm arasmda zengin altm, gümü§, bak1r, çinko, kur§un ve demir madenleri ile dillere destan petrol ve dogalgaz yataklan yer ahyordu; çok õnemli boru hatt1 güzergâhlan da cabas1. Rakip yabanc1 güçler ve çokuluslu §irketler bõlgede nüfuz saglamak için sava§irken õylesine kiran k1rana bir rekabet içine girdiler ki Ba t1'daki siyasi analizciler ve õnemli aktõrler hemen bir "yeni Büyük Oyun " dan sõz etmeye ba§lad1lar. Yabanc1 aktõrlerden bazdanmn stratej ik ve siyasi gündemleri de vard1. Ama komünizmden serbest rekabetçi kapitalist düzene ani ge çi§in agir bir faturas1 da oldu. Rakip hiziplerin iktidar mücadelesi sürerken Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan, Tacikistan ve Ôzbe kistan'm yam sira, Çeçenistan ve Kuzey Osetya gibi bunlara kom§u Güney Rusya topraklannda patlak veren küçük ama §iddetli çatl§ malar, bu son derece istikrars1z bõlgeyi çalkalamaya devam ediyor. Ben bu sat1rlan yazarken, oralarda durum §imdilik sakin gõ rünüyor. Ama eski Büyük Oyun sahasmdaki ba§ka yerlerde õyle degil. Yüzydhk ingiliz-Rus çat1§masmm onca zaman merkez üssü olan Afganistan'da, §iddet neredeyse ülkenin dogal bir õzelligi ha line gelmi§ gibi. Ruslar 1 979'da kendi kukla yõnetimlerine destek olmak için ülkeye 1 00.000 asker soktular. Ama on y1l süren bar barca bir sava§tan sonra, alçalt1c1 bir §ekilde geri çekilmek zorun da kald1lar. Arkalannda da kuklalan olan eski cumhurba§kam Ge neral Muhammed Necibullah'1 b1rakt1lar. Necibullah bundan dõrt yd sonra, Kabil Taliban'a teslim oldugunda, bunlarm eline dü§tÜ. S1gmd1g1 BM binasmdan sürüklene sürüklene ç1kanld1, vah§ice dõ vüldü, had1m edildi, sonra da herkesin õnünde ipe çekilerek idam
ôNSOz
edildi. Daragacmda as1h halini gõsteren tüyler ürpertici fotograf lan, bütün dünyada gazetelerin birinci sayfalarmda boy gõsterdi. Büyük O yun 'u Pe§tucaya çevirdigi, dostlarma, geçmi§in korkunç hatalarmm bir daha asla tekrarlanmamas1 için kitabm her Afgan'a okutulmas1 gerektigini sõyledigi de haber yap1ld1. Afganistan'da Ruslan 2001 yilmda ABD, Britanya, Kanada, Hollanda ve diger NATO ülkelerinin askerleri takip edecekti. Bu nun kaynagmda, ülkedeki gizli El Kaide üslerinden Bat1'daki he deflere 1 1 Eylül tipi yeni saldmlarm planlanabilecegine ili§kin kor kular yat1yordu. NATO õnderligindeki kuvvetler, bu üsleri imha etmenin yam sua her an bozulabilecek bir ban§I sürdürmek, se çimler için uygun ortam1 haz1rlamak, uyu§turucu baronlanm tas fiye etmek ve ülkenin yeniden in§asma yard1mc1 olmakla gõrevlen dirilmi§ti. Birle§ik Kralhk halihaz1rda, bugüne kadar 22 Britanyah askerin hayatma mal olan --ortalama her sekiz günde bir kay1p- bu kâbus gibi -ama imkâns1z olmayan- gõrevin yerine getirilmesine katk1 için ülkeye yeni askerler gõndermeyi planhyor. "Yeni Büyük Oyun"un en güçlü iki oyuncusu ABD ve Rusya, bõlgenin zengin dogalgaz ve petrol kaynaklarma eri§im imkânla nm korumak için Orta Asya'y1 bir ban§ ve i§birligi sahas1 olarak tutma arzusu içindeler. Nitekim Rusya'nm dünya sahnesindeki yeni gücü büyük õlçüde boru hatlarmm kontrolüne bagh. Yeni Orta Asya devletlerinden herhangi birinin, petrol, radikal dincilik ve olas1 nükleer silahlardan olu§an vurucu ve endi§e uyand1ran güç ala§1m1yla iran õrnegini izleyebilecegi dü§üncesi -bereket versin ki §imdilik uzak bir ihtimal gibi gõrünse de- Washington ve Mosko va' da tüyler ürpertiyor. Amerikahlarm ve Ruslarm yanmda, ba§ta Çin, Hindistan ve Pakistan olmak üzere diger bõlgesel güçler de geli§meleri yogun bir ilgi ve ç1kar kayg1S1yla izliyor. Zira Orta Asya'da Rus hâki miyetinin çõkü§ü, bõlgeyi yeniden tarihin ergitme potasmm içi ne att1. Simdi orada her §ey olabilir ve bõlgenin gelecegine dair sadece cesur ya da ahmak olanlar kehanette bulunabilir. Ben de bu nedenle, bu k1sa õnsõzü eklemekten õte, anlatt1g1m hikâyeyi güncellemeye kalk1§mad1m. Lakin bütün belirsizlikler arasmda
XIX
XX
BOVOK OVUN
kesin gibi gõrünen bir §ey var. Ama iyi ama kõtü, Orta Asya bir kez daha haberlerin merkezinde ve uzun süre daha orada kalacak gibi gõrünüyor. Peter Hopkirk
Te§ekkür
Y1llar y1llar õnce, henüz 19 ya§mda bir tegmenken, Fitzroy Maclean'in Orta Asya'da yolculuk konusunda klasikle§mi§ yap1t1 Eastern Approaches'1 okumu§tum. Stalin yõnetiminin en karanhk y1llarmda Kafkasya ve Türkistan'da geçen bu çarp1c1 yüksek si yaset ve macera õyküsü, ku§kusuz, ba§ka pek çok ki§i gibi benim de üzerimde güçlü bir etki b1rakt1. O tarihten ba§layarak, Orta Asya konusunda elime ne geçerse yalay1p yuttum ve bõlge yaban cilara aç1hr aç1lmaz oraya seyahat etmeye ba§lad1m. Dolay1S1yla, Orta Asya hakkmda yazd1g1m bu sonuncusu da dahil alt1 kitabm müsebbibinin -bazilan kabahatlisi de diyebilir- dolayh biçimde de olsa, k1smen Sir Fitzroy oldugunu sõylemeliyim. Bu nedenle, ad1m lanm1 Tiflis ve Ta§kent, Ka§gar ve Hotan istikametine çevirmesin den õtürü ona büyük bir §ükran borcum var. Orta Asya hakkmda henüz Eastern Approaches'tan daha iyi bir kitap yaz1lmad1 ve o kitab1 bugün dahi heyecandan ürpermeden elime alam1yorum. Ama bu hikâyenin parçalanm birle§tirirken, as1l büyük §Ükran borcum, Büyük Oyun'a kat1hp, geride çõller ve daglar arasmda ya§ad1klan maceralarm ve talihsizliklerin yaz1h anlat1lanm b1ra kan o dikkat çekici insanlara olmah. Bu hikâyedeki dramm büyük bõlümü o kitaplardan derlendi ve onlar olmasa bu dram asla bu §ekilde anlat1lamazd1. Münferit oyuncular hakkmdaki mevcut bi-
XXII
BOYOK OYUN
yografilerin de hikâyeme degerli bir katk1S1 oldu. Mücadelenin si yasi ve diplomatik arka piam için, gene büyük §ükran borcum olan dõnemln uzman tarihçilerinin en son çah§malarmdan da sonuna kadar yararland1m. Britanya i mparatorluk tarihinin uçsuz bucak s1z belge havuzundan say1S1z belgeyi ve diger malzemeyi kullam m1ma sunduklan için Hindistan Bakanhg1 Kütüphanesi ve Ar§ivi çah§anlarma da te§ekkür etmeliyim. Belki de en çok borçlu oldugum ki§i kanm Kath. O, her konu daki titizligiyle, hem bu kitab1mm hem anlat1y1 üzerlerine kurmaya çah§ttSim daha õnceki kitaplanmm yaz1m ve ara§ttrma sürecine her a§amada o kadar çok katk1da bulundu ki. Kath alt1 haritamn taslaklanm ç1karmanm yam s1ra dizini de haz1rlad1. Son olarak, en büyük §ans1m yaymc1mm Gail Pirkis olmas1yd1. Onun keskin gõzlü profesyonelligi, sakin ve keyifli mizac1, §a§maz nezaketi bu kitabm aylar süren yayma haz1rhk sürecinde bana muazzam bir destek saglad1. Gail'in Oxford University Press Hong Kong' da ça h§trken, en azmdan ikisi Büyük Oyun'un kahramanlarma ait olan, Orta Asya konulu birçok õnemli çah§may1 fiili bir unutu§tan kur tard1gim ve cazip yeni baskdarla tekrardan yay1mlatttg1m da ekle meliyim.
XXIII
1 ORTA ASYA 1
m
XXVI
lUZAKDOGUj
Giri§
1 842 y1h Haziran aymda bir sabah vakti Orta Asya §ehri Buha ra'da olsamz, üstü ba§I peri§an iki ki§inin emirin saraymm õnün deki büyük meydamn tozu toprag1 içinde, dizlerinin üstüne çõk türülmü§ vaziyette oturduklanm gõrebilirdiniz. Kollan arkalarm dan s1k1ca baglanmI§tI ve içler aclSI bir haldeydiler. Le§ gibi pis ve açtilar, vücutlan yara bere içindeydi, saçlan, sakallan ve giysileri bit kaymyordu. Biraz õtede, yeni aç1lm1§ iki mezar çukuru vard1. Sahneyi sessizce izleyenler, Buharahlardan olu§an küçük bir ka labahkt1. Emirin koku§mU§ ve despotik yõnetiminde idamlar çok s1k tekrarland1gmdan, normalde, hâlâ Ortaçag'da ya§ayan bu ücra kervan §ehrinde çok az dikkat çekerdi. Ama bu seferki farkhyd1. Kavurucu õgle güne§inin altmda, cellatlarmm ayaklarmm dibinde diz çõkmü§ oturan iki adam Britanyah subaylard1. Emir tarafmdan aylar boyunca, kerpiçten iç kalenin altmda bu lunan, tek yolda§larmm s1çanlar ve diger ha§erat oldugu, le§ ko kulu karanhk bir kovukta tutulmu§lard1. íki adam -Albay Charles Stoddart ve Yüzba§I Arthur Conolly- evlerinden 6.500 kilometre uzakta, günümüzde, vaktiyle orada neler olup bittiginden haber siz yabanc1 turistlerin Rus otobüslerinden indikleri yerde, õlümle yüz yüze gelmek üzereydiler. Stoddart ve Conolly çok tehlikeli bir oyuna -bunu oynamakla kelleyi koltuga alanlar arasmda Büyük
2
BOVOK OYUN
Oyun olarak amlacak o mücadeleye- katilm1§ olmanm bedelini õdüyorlard1. i§in ironik taraf1, y1llar sonra Kim ba§hkh romamnda Kipling tarafmdan õlümsüzle§tirilecek de olsa, " Büyük Oyun" ta birini bulan ve ilk kullanan ki§inin Conolly'nin kendisi olmas1yd1. O Haziran sabah1, iki adamdan digerinin gõzü õnünde ilk idam edilecek olan Stoddart't1. Stoddart Buhara'ya Dogu Hindistan Kumpanyas1 tarafmdan, Orta Asya'daki ilerleyi§leriyle niyetleri konusunda korku yaratan Ruslara kar§l, Buhara emiriyle ittifak kurmaya çah§mas1 için gõnderilmi§ti. Ama i§ler çok kõtü gitmi§ti. Subay arkada§1mn sahverilmesini saglamay1 denemek için gõnüllü olan Conolly de Buhara'ya vard1gmda, t1pk1 Stoddart gibi emirin korkunç zindamm boylam1§t1. Stoddart'm boynunun vurulmasm dan birkaç dakika sonra Conolly'nin de i§i bitirilecekti. iki ada mm kemikleri bugün, emirin pek çok ba§ka kurbamyla birlikte, meydamn altmda bir yerde, çoktan unutulup gitmi§ korkunç bir mezarhkta yatmaktadir. Stoddart ve Conolly, yüzy1lm büyük bõlümünde Büyük Oyun'da yer alan ve bu süreçte ya§ad1klan macera ve talihsizliklerin bu ki tapta hikâye edildigi pek çok Britanyah ile Rus subay ve kâ§iften sadece ikisiydi. Bu karanhk siyasi üstünlük mücadelesinin üzerinde cereyan ettigi uçsuz bucaks1z satranç tahtas1, batida karh daglar la kaph Kafkasya'dan ba§lay1p Orta Asya'nm büyük çõllerini ve siradaglanm geçerek doguda Çin Türkistan'ma ve Tibet'e kadar uzamyordu. Sonuçta elde edilecek mükâfat -ya da Londra ve Kal küta 'mn korkusu- Asya'da gõrev yapan ihtirash Rus subaylarmm co§ku içinde ele geçirmeyi bekledikleri Britanya Hindistan'1yd1. Her §ey 1 9. yüzy1lm ilk y1llannda, Rus askerlerinin, o vakit ler ac1mas1z Müslüman ve H1ristiyan a§iretlerin ya§ad1g1 Kafkasya üzerinden güneye, iran'm kuzey kesimlerine dogru yürüyü§e geç mesiyle ba§lad1. Rusya'mn bundan iki yüzy1l õnce Sibirya üzerin den doguya dogru ba§lattig1 büyük yürüyü§ gibi, ilk ba§ta bu da Britanya'mn ç1karlan için ciddi bir tehdit olu§turuyor gibi gõrün medi. Evet, Büyük Katerina Hindistan üzerine yürüme dü§üncesini zaman zaman akbndan geçirmi§, oglu Pavel de 1 80 1 'de bu istika mette bir istila kuvveti gõnderecek kadar ileri gitmi§ti; bu kuvvet
GIRI�
Pavel'in kisa bir süre sonra õlrnesi üzerine alelacele geri çagnlacak t1. Ama bir §ekilde, o günlerde kimse Ruslan fazla ciddiye almad1 ve en yakm Rus s1rur karakollan, Dogu Hindistan Kumpanyas1'run mülkiyetindeki topraklara gerçek bir tehdit olu§turamayacak ka dar uzaktayd1. Sonra, 1 807'de Londra'ya hem Britanya hükümetinde hem kumpanya yõneticilerinde epeyce bir tela§a neden olacak istihbarat bilgileri ula§t1. Avrupa'da pe§ pe§e kazand1gi parlak zaferlerden ce saret alan Napoléon Bonaparte, Pavel'in halefi Çar 1. Aleksandr'a, beraberce Hindistan'1 istila edip ülkeyi Britanya hâkimiyetinden ç1karmay1 õnermi§tÍ. Çara, birle§ik ordulanyla sonunda bütün dünyay1 fethedip aralarmda payla§abileceklerini sõylemͧtÍ. Na poléon'un gõzünün uzun zamand1r Hindistan'da oldugu Londra ve Kalküta'da sir degildi. Napoléon Frans1zlarm Hindistan'1 ele geçir me mücadelesinde Britanyahlar kar§1smda daha õnce ugrad1g1 kü çük dü§ürücü yenilgilerin õcünü almak için de yamp tutu§uyordu. Napoléon'un nefes kesici piam, 50.000 Frans1z askerini iran ve Afganistan üzerinden yürütüp orada güçlerini Aleksandr'm Kazaklanyla birle§tirmek, ondan sonra da indus üzerinden Hin distan'a nihai saldmy1 gerçekle§tirmekti. Ama oralan hazir ikmal kaynaklan, yollan, kõprüleri ve 1hman iklimiyle Avrupa degildi ve Napoléon bu güzergâh1 tutacak bir ordunun üstesinden gelmesi gereken korkunç zorluk ve engeller hakkmda· çok az fikir sahibiy di. Susuz büyük çõller ve duvar gibi daglarla kaph aradaki arazi konusundaki bilgisizligi ancak Britanyahlarmkiyle k1yaslanabilir di. Ülkeye ilk ba§ta denizden gelen Britanyahlar, o zamana kadar daha çok deniz yollanm aç1k tutmakla ilgili olduklarmdan, Hin distan'a giden stratejik kara yollanyla ilgilenmemi§lerdi. Bu rehavet ak§amdan sabaha yok oldu. Ruslar kendi ba§larma fazia bir tehdit olu§turmuyor olabilirlerdi ama Napoléon ile Alek sandr'm birle§ik ordulan, hele ba§larmda Napoléon gibi dehas1 ku§ku gõtürmeyen bir asker oldugunda çok ba§ka bir §eydi. Kum panyanm savunma kurmaylanrun istilac1 bir gücün en iyi nerede durdurulup yok edebilecegine karar verebilmeleri için, acilen, bõy le bir gücü Hindistan'a ula§tirabilecek güzergâhlarm ba§tan sona
3
4
BOVOK OYUN
ke§fedilmesini ve haritalarmm ç1kanlmas1ru emreden talimatlar ve rildi. Ayru zamanda, sald1rgarun topraklarmdan geçmek zorunda kalacagi 1ran §ahma ve Afganistan e mirine, onlar1 dü§manla ili§kiye geçmekten cayd1rma umuduyla diplomatik heyetler gõnderildi. Çok geçmeden Napoléon ile Aleksandr'm aras1 açdd1gindan, bu tehdit hiçbir zaman gerçekle§medi. Frans1z askerleri Rusya'y1 silip süpürür ve ate§e verilmi§ Moskova'ya girerken, Hindistan bir süreligine unutuldu. Ama Napoléon korkunç kay1plarla Avrupa'ya geri püskürtülür püskürtülmez, Hindistan'a yõnelik yeni bir tehdit ba§ gõsterdi. Bu defa tehdit, bir hus ve õzgüven padamas1 ya§ayan Ruslardan geliyordu ve k1sa sürede ortadan kalkmayacakt1. Sa va§m serde§tirdigi Rus askerleri Kafkasya üzerinden bir kez daha güneye dogru ilerlemeye ba§laymca, Hindistan'm güvenligiyle ilgili korkular derinle§ti. Bir avuç ingiliz'in de katdd1gi çok sert ve uzun bir direni§ten sonra da olsa, en sonunda Kafkasya a§iretlerinin ba§ml ezen Rus lar, bundan sonra haris baki§lanru doguya çevirdiler. Orada, Hin distan'm kuzeyine dü§en, çõller ve daglarla kaph uçsuz bucaks1z bir cografyada kadim Müslüman hanhklan Hive, Buhara ve Ho kand yer ahyordu. Ruslarm buralara dogru ilerleyi§i h1z kazarur ken, Londra'y1 ve Kalküta'y1 giderek büyüyen bir tela§ sard1. Siyasi olarak sahipsiz bu geni§ topraklar, her iki taraftan ihtirash genç subay ve kâ§iflerin sava§m bõlgeye sarkmas1 halinde ordularm a§mak zorunda kalacag1 çõl ve geçiderin haritalanru ç1karmaya koyulmalanyla, çok geçmeden uçsuz bucaks1z bir macera sahas1 durumuna gelecekti. 19. yüzy1lm ortalarma gelindiginde, eski ipek Yolu'ndaki tarihi kervan §ehirlerinin ve hanhklarm birer birer Ruslarm eline geçme sinden dolay1 Orta Asya nadiren man§ederden iniyordu. Sanki her hafta, Ruslann ilerleyi§inde hep ba§l çeken yaman biniciler olan Kazaklarm Hindistan'm kõtü korunan smularma biraz daha yak la§t1g1ru bildiren haberleri de beraberinde getiriyordu. 1 865'te sur larla çevrili büyük bir §ehir olan Ta§kent çara boyun egdi. Bundan üç y1l sonra, s1ra Semerkant ve Buhara'ya geldi, be§ y1l sonra da Ruslar ikinci giri§imlerinde Hive'yi ald1lar. Rus ate§li silahlanrun o
GIRl!ll
yigit ama direnmekte yeterince mahir olmayan insanlara uygulad1g. katliam deh§et vericiydi. Bir Rus generali, "Ama Asya'da insanlan ne kadar s1k1 pataklarsamz o kadar çok sessiz kahrlar" demi§ti. St. Petersburg Hindistan'a yõnelik dü§manca bir niyet besleme digine ve her ilerleme hamlesinin sonuncusu olduguna dair temi natlanm tekrarlasa da bütün bunlar, pek çoklarma Orta Asya'nm tamam1m çarhk hâkimiyetine sokmaya yõnelik büyük bir plamn parças1 gibi geliyordu. Ve bu bir kez gerçekle§tiginde -emperyal mükâfatlarm en büyügü olan- Hindistan üzerine nihai yürüyü§ün ba§layacag.ndan korkuluyordu. Zira çann üstün yetenekli birta k1m generallerinin bõyle bir istila için planlar haz1rlad1g1 ve Rus Ordusu'nun, son neferine varmcaya kadar yola ç1kmak için sabtr s1zland1g1 sir degildi. iki cephe hatt1 arasmdaki mesafe yava§ yava§ kapand1kça Bü yük Oyun k1z1§t1. En ba§ta dü§man a§iretlerin ve hükümdarlarm olu§turdugu tehlikelere ragmen, haritalardaki bo§luklan doldur mak, Ruslarm hareketlerini rapor etmek ve §Üpheli hanlann sa dakatini kazanmak için smmn õtesinde hayatmt tehlikeye atmaya hevesli gõzü pek genç subaylardan yana s1kmt1 yoktu. ileride gõ rülecegi gibi, Stoddart ve Conolly, kalle§ kuzeyden geri dõneme yen yegâne isimler degildi. Bu karanhk mücadeledeki oyuncularm çogu profesyoneller, Hindistan Ordusu subaylan ya da Kalkü ta 'daki üstleri tarafmdan her türlü istihbarat bilgisini toplamaya gõnderilmi§ siyasi ajanlardt. En az onlar kadar kabiliyetli olan di gerleri, çarm bakanlarmdan birinin "gõlgeler turnuvas1 " dedigi bu oyuna kattlmay1 seçmi§, çogunlugunu bag1ms1z mali kaynaklara sahip seyyahlarm olu§turdugu amatõrlerdi. Baz1lan tebdil-i k1yafet etmi§ti, baz1larmm üzerinde üniformalan vard1. Baz1 yõrelerin, Avrupahlann k1hk degi§tirerek bile gitmeyi goze alamayacaklan kadar tehlikeli ya da siyasi bak1mdan hassas yer ler oldugu dü§ünülüyordu. Ama Hindistan savunulacaksa, gene de buralarm ke§fedilmesi ve haritalarmm ç1kanlmas1 gerekiyordu. Çok geçmeden bu soruna dahiyane bir çõzüm bulundu. Gizli hari tac1hk teknikleri konusunda õzel olarak egitilen olaganüstü zeki ve donammh Hindi daghlar, Müslüman dervi§ ya da Budist hac yol-
5
6
BOVOK OYUN
cusu k1bgma sokularak smmn õte tarafma gõnderildi. Bu §ekilde, hayatlanm büyük bir tehlikeye atarak, gizli yõntemlerle ve dikkate §ayan bir kusursuzlukla, o güne kadar ke§fedilmemi§ binlerce ki lometrekare arazinin haritas1m ç1karddar. Ruslar da Avrupablar için çok tehlikeli gõrülen bõlgelere s1zmak için Mogol Budistleri kullanddar. Tarihçiler bugün geçmi§e bakarak istediklerini sõyleyebilirler ama Hindistan'a yõnelik Rus tehdidi o vakitler gerçek bir tehlike gibi geliyordu. Sonuçta, haritaya bakmay1 seçen herkes için bunun kamt1 ortadayd1. Rus imparatorlugu dõrt yüzy1ldan beri, günde yakla§1k 1 44 kilometrekarelik ya da y1lda 52.000 kilometrekare lik bir h1zla durmadan geni§lemi§ti. 1 9. yüzydm ba§mda Asya'da Britanya ve Rus imparatorluklarmm s1mrlan arasmdaki mesafe 3.200 kilometreden fazlayd1. Yüzy1lm sonuna gelindiginde bu me safe birkaç yüz kilometreye dü§mܧ, Pamir bõlgesinde ise yer yer 30 kilometrenin altma inmi§ti. Pek çoklarmm, Kazaklarm atlanm ancak Hindistan da onlarm eline geçtiginde dizginleyeceklerinden korkuyor olmasmda §a§1lacak bir §ey yoktu. Büyük Oyun'a profesyonel olarak kat1lanlarm yanmda, Britan ya'daki bir sürü amatõr stratejist de olup bitenleri bir kenardan izleyerek yagd1rd1klan kitaplar, makaleler, co§kulu bro§ürler ve gazetelere yazd1klan mektuplarla hariçten tavsiyelerde bulundular. Bu yorumcularm ve ele§tirmenlerin çogu çok §ahin gõrü§lü Ru sofoblard1. Rus ilerlemesini durdurmanm tek yolunun "at1hmc1 " politikalar oldugunu savunuyorlard1. Bu, ya istila yoluyla ya muh temel istila güzergâhlarmm iki yamnda uysal "tampon " devletler veya uydu ülkeler yaratmak suretiyle, oraya ilk varan olmak an lamma geliyordu. Yüksek Asya'mn geçitlerinde ve çõllerinde bu heyecan verici yeni sporu yapmakta olan Hindistan Ordusu'nun ihtirash genç subaylan ve kumpanyamn Siyasi Sube elemanlan da aym ekoldendi. Bu oyun macera ve terfi, belki de imparatorluk ta rihinde bir yer edinme §ans1 sunuyordu. Alternatifi, insam s1caktan bunaltan Hindistan ovalarmda geçen s1k1c1 asker hayat1yd1. Ama herkes Ruslarm niyetinin Hindistan'1 Britanya'mn elinden zorla çekip almaya çab§mak olduguna ya da bunu yapmalarma
GIRI�
yetebilecek bir askeri kapasiteye sahip olduklarma ikna olmu§ de gildi. At1hmc1 politikalara muhalif olan bu kesimler, sm1rlannda ki çok yüksek dag sistemleri, muazzam nehirler, susuz çõller ve sava§ÇI kabilelerle, Hindistan'm en iyi koruyucusunun benzersiz cografi konumu oldugunu savunuyorlard1. Bütün bu en gell erin üs tesinden gelerek Hindistan'a ula§an bir Rus kuvvetinin, beklemede olan bir Britanya Ordusu'nun kar§Isma ç1kamayacak kadar zay1f dü§mܧ olacag1 tezinde tsrar ediyorlard1. Bu durumda, istilac1 bir gücü ula§ttrma hatlanm uzatmaya zorlamak, Britanyahlarm kendi hatlanm uzatmasmdan daha akla yatkm bir seçenekti. Bu politi kamn -"geride durma" ya da "ustahkh eylemsizlik" ekolü- rakip at1hm ekolüne gõre daha masrafs1z olmak gibi ilave bir avantaj1 da vard1. Ne var ki her iki ekol de zaman içinde etkisini yitirecekti. Ben hikâyeyi mümkün oldukça, tarihsel güçler ya da jeopolitik üzerinden degil, bu büyük emperyal mücadeleye katt!an her iki ta raftan bireyler üzerinden anlatmaya çah§ttm . Bu çah§ma, dõnemin ingiliz-Rus ili§kilerini ele alan bir tarih kitab1 olma iddiasmda de gil. Sõz konusu ili§kiler Anderson, Gleason, logram, Marriott ve Yapp gibi, çah§mamm kaynakça bõlümünde kitaplannm listesini verdigim akademisyen tarihçiler tarafmdan enine boyuna incelen di. Burada, Londra ve Kalküta arasmdaki karma§tk ve sürekli ev rim geçiren ili§kiye girmeye de yer yok . Bu, ba§h ba§ma bir konu ve Hindistan'daki Britanyahlann hikâyelerini anlatan say1s1z ta rih kitabmda aynnt1lanyla ele almd1 . Sir Penderei Moon'un Raj'1 [Hindistan'da Britanya egemenligi dõnemini] inceledigi, 1 .235 sayfahk amtsal eseri The British Conquest and Domination in ln dia bu konudaki en son çah§may1 olu§turuyor. Ôncelikle insanlan ele alan bu õykünün geni§ bir oyuncu kad rosu var. Yüzden fazia insam içeriyor ve en az üç ku§ag1 kaps1yor. 1 8 1 0 y1lmda, Henry Pottinger ve Charles Christie'yle ba§hyor ve neredeyse bir yüzy1l sonra, Francis Younghusband'la sona eriyor. En az Britanyah akranlan kadar ehil Rus oyuncular da burada: Liste, gõzü kara Muravyev ve karanhk bir tip olan Vitkeviç'le ba§ lay1p korkutucu Gromçevskiy ve düzenbaz Badmayev'le bitiyor. Modem Sovyet akademisyenleri, bu olaylar hakkmda çok farkh
7
8
BOYOK OYUN
bir gõrü§ benimsedikleri halde, kendi oyuncularmm üstün ba§a nlarma daha fazla ilgi gõstermeye (ve bunlardan epeyce bir gu rur duymaya) ba§ladtlar. Bu mücadeleyi anlatmak için kendileri ne ait bir terimleri olmad1gmdan, içlerinde Bol�aya lgra ( " Büyük Oyun " ) tabirini kullananlar bile var. Ben, gerek Britanyahlarm gerek Ruslarm yapt1klanm betimlerken olabildigince tarafs1z kal maya çah§arak, b1rakahm ki§ilerin ayinesi i§leri olsun ve hükmü okurlar versin dedim. Bu anlat1 bizlere ba§ka hiçbir §ey anlatmasa bile, son yüz y1l içinde hiçbir §eyin degi§medigini gõsteriyor. Büyükelçiliklerin ta§ km kalabahklar tarafmdan bas1lmas1, diplomatlarm katledilmesi ve Basra Kõrfezi'ne sava§ gemilerinin gõnderilmesi . . . Bütün bunlar Victoria dõneminde ya§ayan atalanm1zm, benzerlerine yakmdan tamk olduklan olaylar. Nitekim günümüzün gazete man§etlerini, bir yüzy1l õncenin ya da daha da õncesinin man§etlerinden ay1rt etmek çogu zaman mümkün olmuyor. Ne var ki geçmi§in ac1 ders lerinden çok az §ey õgrenildigi gõrülüyor. Ruslar Arahk 1 979'da, Britanya'mn 1 842'de, hiç de farkh olmayan ko§ullarda Afganis tan'da ya§ad1g1 talihsiz tecrübeleri ammsam1§ olsalard1, aym kor kunç tuzaga dü§meyebilir, bõylece yakla§Ik 1 5 .000 Rus gencinin, yam sua say1s1 bile bilinmeyen onca masum Afgan'm camm esirge mi§ olurlard1. Moskova Afganlarm yenilmesi imkâns1z bir has1m olduklanm çok geç anlad1. Afganlar, õzellikle kendi seçtikleri sa halarda, müthi§ sava§ma becerilerinden hiçbir §ey kaybetmedikleri gibi, son sava§ tekniklerini de h1zla benimsemi§lerdi. Redcoat [k1r m1Z1 urbah] denen ingiliz askerlerini kmp geçiren o uzun namlulu õlüm silahlan jezaillerin [ag1zdan dolmah, kavisli kabzah eski bir tüfek modeli. ingiliz-Afgan sava§larmda çokça kullamlm1§t1r] mo dem muadilleri, Rus sava§ helikopterlerine kar§I son derece tahrip kâr oldugu kamtlanan 1s1 güdümlü Stinger füzeleri olmu§tu. Baztlan Büyük Oyun'un hiçbir zaman gerçekten sona ermedigi ni, aym korkularm, ku§kularm ve yanh§ anlamalarm kõrükledigi zamamm1zm Soguk Sava§'mm habercisinden ba§ka bir §ey olma d1g1m savunacakt1r. Gerçekte, Conolly ve Stoddart, Pottinger ve Younghusband gibileri, 20. yüzy1ldaki bu mücadelenin -oynanan
GIRI$
bahis kar§tla§tmlamayacak kadar yüksek olsa da- esas itibariy le kendi verdikleri mücadelenin ayms1 oldugunu gõrmekte güçlük çekmezlerdi. Her ne kadar hiçbir zaman çok uzun sürmeseler de t1pk1 Soguk Sava§ gibi Büyük Oyun'da da detant dõnemleri olmu§ tu; bu da günümüzde iyile§mi§ ili§kilerin ne kadar kahc1 oldugunu merak etmemize yol aç1yor. Bu yüzden, 1907'de Íngiliz-Rus Anla§ mas1'mn imzalanmas1yla resmen sona eri§inin üzerinden 80 küsur y1l geçmi§ olan Büyük Oyun, hâlâ kayg1 verici bir gündem maddesi olmaya devam ediyor. Ama karla kaph geçitler ve kalle§ çõller üzerinden, bu hikâ yenin geçtigi yer olan Orta Asya'ya dogru yola ç1kmadan õnce, Rus tarihinde yedi yüzy1l geriye gitmemiz gerekiyor. Zira Ruslarm karakteri üzerinde silinmez bir iz b1rakacak facia o tarihte ya§and1. Bu olay Ruslarm içine, tehdit ister yagmac1 gõçebe topluluklardan gelsin ister nükleer füze üslerinden, degi§mez ve kahc1 bir ku§at1l ma korkusu salmakla kalmad1, onlan doguda ve güneyde Asya'nm içlerine dogru durmak bilmez bir yürüyü§ ba§latmaya ve sonunda Hindistan'da Britanyahlarla çarpi§maya kadar gõtürdü.
9
BA$LAN GIÇ
"Rus'u kaz1ym, altmdan Talar ç1kar." Rus atasõzü
San Teh l i ke
Rivayete gõre, daha toprag1 dõven toynaklannm ugultusunu bile duymadan geldiklerinin kokusunu alabilirdiniz. Ama o zaman çoktan i§ i§ten geçmi§ olurdu. Saniyeler içinde, õlüm saçan ilk ok saganag1 ba§lar, güne§i bir perde gibi õrterek gündüzü geceye çe virirdi. Sonra üstünüze çullamr, dograr, tecavüz eder, yagmalar ve yakarlard1. Yollannm üzerindeki her §eyi ergimi§ lav gibi yutarlar d1. Arkalarmda, Orta Asya'daki yurtlanna dõnü§ yollan boyunca uzanan, dumam tüten §ehirlerden ve eti dõkülmü§ kemiklerden olu§an bir patika b1rakirlard1. Bir 1 3. yüzy1l âlimi Mogol Ordalan için, "Deccal'in neferleri, tüyler ürpertici son hasatlanm kald1rma ya geldiler " diye yazmI§tI. At Sirtmdaki okçularm gõrülmemi§ hlZI ve kimselerin a§ina ol mad1g1 taktiklerinin mükemmelligi, ordulan birbirinin pe§i Slfa gafil avhyordu. A§iret sava§lannda eskiden beri kullamlan sava§ hileleri, kendilerinden çok daha kalabahk güçleri çok az kay1p ve rerek tarumar etmelerini saghyordu. Defaten, sava§ meydamndan kaçar gibi yaparak tecrübeli komutanlan õlüm tuzagma dü§ür düler. Ele geçirilmesi imkâns1z gibi gõrülen müstahkem mevkiler,
14
BOVOK OYUN
kadm, erkek ve çocuk tutsaklann saldm birliklerinin õnüne yigi hp bedenleriyle hendek duvarlan arasmda canh bir kõprü olu§tur malanm saglayan barbarca bir yõntem sayesinde hizla ahmyordu. Hayatta kalanlar, Mogollarm uzun tirmanma merdivenlerini kale duvarlarma kadar ta§imaya zorlamyor, ba§kalanna da agir ate§ altmda mancmiklar kurduruluyordu. Savunmada olanlar, tutsak lar arasmda sik sik kendi ailelerini ve yakmlanm seçip tamyor ve üzerlerine ate§ etmeyi reddediyorlardi. Kara propagandada usta olan Mogollar, hanhklan birbiri ardi na viraneye çevirip Asya üzerinden korkudan titreyen Avrupa'ya dogru ilerlerken, daha gidecekleri yere varmadan, yapt1klan bar barhklann tüyler ürpertici hikâyelerinin yayilmasim saghyorlard1. Kõtü ah§kanhklan arasmda insan eti yemenin de oldugu sõyle niyor ve ele geçirilen bakirelerin memelerinin kidemli Mogol ko mutanlarma sakland1g1 rivayet ediliyordu. Merhamet gõrmek için ufac1k da olsa umut baglanan tek seçenek, anmda teslim olmakt1 . Dõvü§ bittikten sonra, yenik dü§man liderleri, muzaffer Mogolla nn kendilerine ziyafet çekip kutlama yapt1klan kalaslarm altmda yava§ yava§ ezilerek õldürülüyordu. Çogu zaman, art1k daha fazia tutsak almmas1 gerekmediginde, ele geçirilen §ehirlerin tüm sakin leri, yeniden tehdit olu§turmalanmn õnüne geçmek için k1hçtan geçiriliyordu. Diger zamanlarda, topluca kõle olarak sat1hyorlard1. Dünyay1 saracak korkunç Mogol kasirgas1m 1206 yilmda, Te muçin admda, okumas1 yazmas1 olmayan askeri bir dâhi ba§latm1§ t1. Bundan õnce adi sam duyulmam1§ küçük bir kabilenin reisi olan Temuçin'in §Õhreti k1sa zamanda Büyük iskender'inkini bile gõlgede b1rakacakt1. ileride tanmacag1 ismiyle Cengiz Han'm hayali dünyay1 fethetmekti; bunun, Tann tarafmdan yerine getirmek üzere seçildigi bir gõrev olduguna inamyordu. Takip eden 30 y1l içinde, o ve halef leri bunu neredeyse ba§ard1lar. Güçlerinin zirvesindeyken, impara torluklan Büyük Okyanus k1yilarmdan Polonya smmna kadar uza myordu. Sm1rlan bugünkü Orta Asya, Çin, iran ve Afganistan'm tamam1m ve Kuzey Hindistan ile Kafkasya'mn bir k1smm1 içine ah yordu. Ama bizim hikâyemiz aç1smdan daha da õnemlisi, Rusya ve Sibirya'daki uçsuz bucaks1z toprak parçalanm da kaps1yordu.
SARI TEHLIKE
Rusya o tarihlerde, s1k s1k birbiriyle sava§a giren on-on be§ prenslikten olu§uyordu. Ortak dü§mana direnmek üzere birle §emeyen bu prenslikler, 1 2 19- 1 240 arasmda teker teker o zalim Mogol sava§ makinesine yenik dü§tüler. Birle§ememi§ olmamn pi§manhgm1 çok uzun süre ya§ayacaklard1. Mogollar bir bõlge yi fethettiklerinde, hâkimiyetlerini haraçgüzar prenslerden olu§an bir sistemle dayatma politikas1 izliyorlard1. Yeterli miktarda haraç geliyorsa, ayrmt1lara nadiren kan§1yorlard1. Ama haraç miktan ta leplerini kar§tlamazsa ac1mas1z oluyorlard1. Bunun kaçm1lmaz so nucu, haraca baglanan prenslerin zalimane bir yõnetim kurmalan oluyor -bu durumun agir gõlgesi, bugün bile Rusya'mn üzerinden kalkmamt§ttr- bu da beraberinde, üstesinden gelmek için hâlâ mü cadele edilen daimi bir yoksulla§ma ve geri kalm1§hg1 getiriyordu. Ruslar iki yüzy1h a§km bir süre boyunca, Mogol -ya da bu õlüm tacirlerinin, imparatorluklarmm bati kanadmm idari merkezi olan altm direkli büyük çadirdan hareketle kendilerine verdikleri isim le Altm Orda- boyundurugu altmda, hiçbir geli§me gõsteremeden azap çekeceklerdi. istilactlarm neden olduklan dudak uçuklat1c1 maddi y1k1ma ilaveten, talanc1hklan Rus ekonomisini mahvede cek, ticaret ve sanayiyi durma noktasma getirecek, Rus halkm1 toprak kõlelerine çevirecekti. Ruslarm tarihlerinin bu kara dõne mi için kulland1klan tabirle Tatar tahakkümü y1llannda, mevcut Bizans sisteminin üzerine bindirilen Asya tipi idare usullerinin ve ba§ka Dogu âdetlerinin ülkeye giri§ine de tamk olundu. Dahas1, Bati Avrupa'nm serbestle§tirici rüzgârlanyla temas1 kesilen halkm dünya gõrü§Ü ve kültürü giderek daha fazla Dogulula§tt. "Rus'u kaz1ym, altmdan Tatar ç1kar " deniyordu. Bu arada, Rusya'mn dü§kün halinden ve askeri zay1fhgmdan yararlanan Avrupah kom§ulan, ellerini kollanm sallaya salla ya ülke topraklanndan lokmalar koparmaya ba§lad1lar. Alman prenslikleri, Litvanya, Polonya, isveç, hepsi kervana kat1ld1. Mo gollar haraçlar ellerine geçmeye devam ettigi müddetçe istiflerini bozmad1lar zira Asya'daki topraklan onlan çok daha fazia endi§e lendiriyordu. Ah§ap yap1lardan olu§an Rus §ehirlerinden çok daha parlak, kiyas kabul etmeyecek kadar zengin ve gõrkemli merkezler
15
16
eOVOK OYUN
olan Semerkant ve Buhara, Herat ve Bagdat o topraklardayd1. Ba tida Avrupah has1mlan ile doguda Mogollar arasmda s1k1§1p ezilen Ruslar, bõylece, o gün bugündür d1§ ili§kilerinde sorun yaratan pa ranoyak bir istila ve ku§atilma korkusu geli§tireceklerdi. Geçmi§ bir tecrübenin bir milletin ruhunda Ruslarm üzerinde ol dugu kadar derin ve kahc1 yara izleri b1rakt1g1 nadirdir. Bu, Ruslann tarihsel yabanc1 dü§manhklanm (õzellikle Dogu halklarma kar§1), s1k s1k sald1rganla§an d1§ politikalanm ve ülke içinde tiranhg1 tevek külle kabullenmelerini aç1klamaya yard1mc1 olur. Napoléon ve Hit ler'in istilalan, sonuçta ba§ans1z olmalarma ragmen, bu korkulan güçlendirmeye yarad1. Rus halk1 ancak §imdilerde bu ugursuz mi rastan silkinip kurtulma emareleri gõsteriyor. Cengiz Han'm dün yamn üzerine sald1g1 o k1sa boylu vah§i athlarm, güçlerinin nihayet kmlmasmdan ve geldikleri karanhgm içine geri gõmülmelerinden yakla§ik be§ yüzyil sonra, hâlâ sorumlu tutulacaklan çok §ey var. Ruslan Mogol zulmünden kurtanp õzgürle§tiren adam, Büyük ivan olarak da bilinen Moskova büyük prensi III. ivan'd1. Mogol fethi masmda Moskova, güçlü kom§ularmm gõlgesinde kalm1§ ve onlara ram olmu§ küçük ve õnemsiz bir ta§ra §ehriydi. Ama haraç güzar prensler arasmda, yabanc1 hükümdarlara haraç õdemede ve sayg1 gõstermede Moskova prenslerinden daha titiz olam yoktu. Bir §eyden ku§kulanmayan Mogollar, sadakatleri kar§1hgmda on lara yava§ yava§ daha fazia yetki ve õzgürlük bah§ettiler. Moskova -art1k Moskova Prensligi haline gelmi§ti- y1llar içinde bu §ekilde büyüyüp gücünü art1rd1, sonunda da tüm kom§ularma tahakküm eder hale geldi. Kendi iç çeki§melerine dalm1§ olan Mogollar, Mos kova'mn nas1l büyük bir tehdit haline geldigini i§ i§ten geçene ka dar gõremediler. Restler 1 4 80'de çekildi. Rivayete gõre, ivan bir õfke nõbeti ma smda Altm Orda'mn ba§mdaki Ahmed Han'm bir suretini ayaklan altma ahp çignedi, ardmdan da hamn birçok elçisini idama yollad1. Ne var ki bunlardan biri kaçarak efendisini bu akla hayale gelmez meydan okumadan haberdar etti. Emri altmdaki bu asiye asla unut mayacagi bir ders vermeye karar veren Ahmed, ordusunu Moskova Prensligi'nin üzerine sürdü. Moskova'ya 250 kilometre kadar yak-
SARI TEHLIKE
la§t1gmda, Ugra Nehri'nin kar§I yakasmda büyük ve iyi donamm h bir ordunun kendisini beklemekte oldugunu hayretle gõrdü. iki ordu hahalarca nehrin iki yakasmdan birbirini õfkeyle süzdü; ta raflardan hiçbiri nehri geçmek için ilk ad1m1 atmaya egilimli gõrün müyordu. Ama çok geçmeden k1§m bast1rmas1yla sular donmaya ba§lad1. Art1k k1y1c1 bir muharebe kaçmilmaz gõrünüyordu. Tam o s1rada gõrülmemi§ bir §ey oldu. Ans1zm, her iki taraf da sanki aym anda panige kapilm1§çasma, arkasm1 dõnüp kaçmaya ba§lad1. Ruslar kendi yüz k1zart1c1 davram§lanna ragmen, yüzyil lard1r çektikleri çilenin sonunun yakla§t1g1m anlad1lar. Kendileri ne zulmedenlerin sava§ma i§tah1m kaybettikleri aç1kt1. Vaktiyle o kadar korkulan Mogol sava§ makinesi art1k yenilmez degildi. Bat1'daki merkezi otoriteleri nihayet çõkmü§, Cengiz Han ve ha leflerinin o kudretli imparatorlugundan geriye sadece, birbirine çok uzak üç hanhk -Kazan, Astrahan ve Kmm- kalm1§t1. Mogol tahakkümü bütününde k1rilm1§ olmakla birlikte, geriye kalan bu üç kale hâlâ bir tehdit olu§turuyordu ve herkes kendini emniyette hissedecekse, õnünde sonunda bunlarm da y1k1lmas1 gerekecekti. Bu hanhklann ilk ikisini ele geçirip h1zla büyümekte olan Mos kova imparatorlugu topraklarma katmak, ivan'm haleflerinden Korkunç ivan'a dü§tÜ. intikama susam1§ askerleri 1 553 y1lmda Volga'mn yukan ç1gmndaki Kazan Kalesi'ne §iddetli bir saldm dü zenleyerek, t1pk1 Mogollarm Rusya'mn büyük §ehirlerini yerle bir ettiklerinde yapt1klan gibi, müdafileri k1hçtan geçirdiler. Bundan iki y1l sonra, Volga'mn Hazar Denizi'ne dõküldügü yerde, Astra han Hanhgi benzer bir ak1bete ugrad1. Sadece, geriye kalan son Tatar kalesi Kmm hâlâ dayamyordu; daha sonra da buray1 Ruslar kar§Ismda k1ymetli bir kalkan olarak gõren Osmanh sultanlan mn korumasmdan yararland1g1 için varhgm1 sürdürebildi. Bõyle ce, Kmm Tatarlarmm ara sira düzenledikleri akmlar hariç, Mogol tehdidi ebediyen ortadan kaldmlm1§ oldu. Bu §ekilde, tarihteki en büyük kolonyal giri§im olan, Rusya'mn doguda Asya'ya dogru ge ni§lemesinin yolu aç1lacakt1. Bu giri§imin ilk evresini, Moskovah kâ§if, asker ve tacirlerin, muazzam nehirler, kimselerin ya§amad1g1 donmu§ araziler ve balta
17
18
BÜYÜK OYUN
girmez ormanlarla kaph uçsuz bucaks1z Sibirya üzerinden, yakla §tk 6.500 kilometre õteye ta§mmas1 olu§turdu. Pek çok bak1mdan, Amerika'ya ilk yerle§enlerin Vah§i Bat1'y1 fethedi§iyle ktyaslana bilecek bu süreç, yüzy1ldan uzun bir süre devam edecek ve ancak Ruslarm Büyük Okyanus kiy1larma ula§tp buralara temelli yerle§ mesiyle son bulacakt1. Ama insanhk tarihinin en büyük destanla rmdan biri olan Sibirya'mn fethedilme hikâyesi bu kitapta anlat1lan hikâyenin kapsam1 dt§tnda kahyor. Devasa büyüklükteki bu konuk sevmez bõlge, herhangi bir büyük güçte -hele de Hindis tan' daki Britanyahlarda- tehdit hissi yaratamayacak kadar uzak bir yerdi. Lakin bõlgenin kolonizasyonu, Rusya yeryüzünün en geni§ ülkesi olana ve en azmdan Britanyahlarm gõzünde Hindistan için sürekli büyüyen bir tehdit durumuna gelene kadar bitmeyecek bir geni§leme sürecinin sadece ilk a§amasm1 olu§turdu. Gõzlerini Hindistan'a dogru çeviren ilk çar Büyük Petro oldu. Ülkesinin ne kadar geri ve saldmya aç1k oldugunun -bu büyük õlçüde, Mogol sultas1 altmda geçen " kay1p " yüzy1llann sonucuy du- ac1 biçimde farkmda olan Petro, ekonomik ve toplumsal ba k1mdan Avrupa'y1 yakalamaya ve silahh kuvvetlerini diger devlet lerin seviyesine getirmeye kararhyd1. Ama aym anda hem isveç'le hem Osmanh imparatorlugu'yla sava§a girerek hazineyi bo§altmt§ oldugundan, bunlan yapabilmek için muazzam miktarlarda para ya ihtiyac1 vard1. Mutlu bir tesadüf sonucu, a§ag1 yukan bu ta rihlerde, Orta Asya'dan kendisine iyi haberler gelmeye ba§lad1: O güne kadar çok az Rus'un ya da ba§ka Avrupah'nm ayak bast1g1 uzak ve vah§i bir bõlge olan Ceyhun Nehri k1y1lannda zengin al tm yataklan bulunmu§tu. Petro, Rus seyyahlarm anlat1larmdan, Orta Asya çõllerinin ve daglarmm õtesinde, dillere destan zengin likleriyle ünlü Hindistan topraklanmn uzand1gm1 da biliyordu. Bu zenginliklerin §imdiden ve büyük bir õlçekte, Avrupah rakipleri, õzel olarak da Britanyahlar tarafmdan deniz yoluyla oradan gõtü rüldügünü biliyordu. Yarat1c1 akhm kullamp hem Orta Asya'nm altmma hem Hindistan'm zenginliklerinden payma dü§ene el koy mak için bir plan geli§tirdi.
SARI TEHLIKE
Ceyhun Nehri'nin iki yakasmda uzanan çõllük bõlgeye hükme den Hive ham, bundan birkaç y1l õnce, itaatsiz bõlge a§iretlerinin ba§ml ezmesine yard1m etmesi için Petro'ya ba§vurmu§tu. Sagla nacak koruma kar§1hgmda, çara haraçgüzan olmay1 teklif etmi§ti. O tarihte Orta Asya'yla hiç denebilecek kadar az ilgilenen ve hem içeride hem Avrupa'da i§i ba§mdan a§km olan Petro bu teklifi ta mamen unutmu§tu. Ama §imdi, kendi s1mrlan ile Hindistan smir lan arasmda yan yolda bulunan Hive'ye sahip olmanm kendisine bõlgede ihtiyaç duydugu ikmal üssünü saglayacagm1 gõrüyordu. Jeologlan buradan altm aramaya gidebilir, Hive, pek yakmda, hem iç piyasaya hem Avrupa pazarlarma sürülecek egzotik ve lüks mal larla yüklü olarak Hindistan'dan geri dõndüklerini gõrmeyi umut ettigi Rus kervanlan için bir yan yol menzili i§levi gõrebilirdi. Dog rudan kara yolunu kullanmakla, Hindistan'a gidip gelmek için bir y1l kadar süren bir yolculuk yapmay1 gerektiren mevcut deniz ti caretine ciddi bir zarar verebilirdi. Dahas1, dost bir han, kervanlar için silahh korumalar saglayarak, onu bu i§ için Rus askerlerini kullanmas1 halinde girecegi muazzam masraflardan kurtarabilirdi. Petro biraz gecikerek de olsa, hanm teklifini kabul etmek üzere Hive'ye agir silahlarla donat1lm1§ bir seferi kuvvet gõndermeye ka rar verdi. Yard1m1 kar§1hgmda hana §ahsi korumas1 olarak daimi bir Rus muhaf1z gücü saglanacak, ailesine de tahtm babadan ogula geçecegine dair güvence verilecekti. Hamn fikir degi§tirdiginin ya da sefer gücüne direnecek kadar basiretsiz oldugunun gõrülmesi halinde, gõtürülen toplar, Hive'nin kerpiç Ortaçag mimarisini bir toz bulutuna çevirerek hanm akhm ba§ma getirebilecekti. Hive, tercihan dostane yollardan ele geçirilir geçilmez, Ceyhun alt1mm arama ve Hindistan'a giden bir kervan yolu bulma çah§malan ba§ layacakt1. Bu sefer gücünün ba§ma, din degi§tirip Hiristiyan olan ve art1k seçkin Ôzel Muhafiz Alay1'nda muvazzaf subay olarak gõrev yapan, Müslüman as1lh Kafkasyah asilzade Prens Aleksandr Beko viç getirilmi§ti. Petro, õzgeçmi§i nedeniyle Bekoviç'in bir Dogulu'y la i§ gõrmek için ideal ki§i olduguna hükmetmi§ti. Emrindeki seferi kuvvet 4.000 adet piyade, süvari ve topçu askeri ile birtak1m Rus tüccarlardan olu§uyor, bunlara 500 adet at ve deve e§lik ediyordu.
19
20
BOVOK OVUN
Bu ku§ uçmaz kervan geçmez bõlgede gezinen dü§man Türk men a§iretleri bir kenara b1rak1lacak olursa, Bekoviç'in kar§1sm daki en büyük engel, Hazar k1yilan ile Hive arasmda uzanan, 800 kilometre geni§ligindeki tehlikeli çõllük bõlgeydi. Buray1 sadece se feri kuvvet degil, günün birinde, agir yükleriyle Hindistan'dan dõ nen Rus k�rvanlan da a§mak zorunda kalacakt1. Ama bu noktada, dost bir Türkmen reisi Ruslann yard1mma yeti§ti. Petro'ya Ceyhun Nehri'nin yillar õnce Arai Gõlü'ne dogru akmay1p sulanm Hazar Denizi'ne bo§altt1gm1 ve §imdiki yatagma yerel a§iretler tarafmdan bentlerle yõnlendirildigini anlatt1. Petro, bu dogruysa, emrindeki mühendislerin bentleri y1k1p nehri eski yatagma dõndürmelerinin zor olmayacag1m dü§ündü. Bõylece, Hindistan ile Rusya arasmda gidip gelen mallar, yolun büyük bõlümünde teknelerle nakledile bilecek, yani tehlikeli çõl geçi§ini yapmaktan kurtulacaklard1. Bir Rus ke§if heyetinin, çõlde, Hazar k1y1sma uzak olmayan bir nokta da, Ceyhun'un eski yatag1 oldugu anla§ilan izler buldugunu rapor etmesiyle proje umut vaat etmeye ba§lad1. Bekoviç Nisan 1 7 1 7'de, Paskalya yortusunu kutlad1ktan sonra, kafilesiyle birlikte Hazar Denizi'nin kuzey ucundaki Astrahan'dan denize aç1ld1. Bu büyük iç denizde yakla§1k 1 00 adet küçük gemiden olu§an bir filotillayla yol alan seferi kuvvet, beraberinde bir yil yete cek kadar erzak da ta§1yordu. Ama yolculuk beklenenden çok daha uzun sürdü ve çõle ancak Haziran ay1 ortalarmda ayak bas1p do guya, Hive'ye dogru yola ç1kabildiler. Daha §imdiden a§m s1caktan bunalmaya ve susuzluk çekmeye ba§lami§lard1. Çok geçmeden, kalp krizinden ve ba§ka rahats1zhklardan õlenler de olmaya ba§lad1. Aym zamanda, ilerlemelerini engellemeye kararh yagmac1 a§iretlerin sal dmlanm da püskürtmek durumundayd1lar. Ama art1k çarm gazab1na ugrama tehlikesini gõze ahp geri dõnmek diye bir §ey sõz konusu olamazd1 ve seferi kuvvet metanetle mücadele ederek uzaklardaki Hive'ye dogru ilerlemeye devam etti. Nihayet, agustos ay1 ortala rmda, yani çõlde geçirdikleri iki aydan uzun bir sürenin sonunda, kendilerini ba§kente birkaç günlük yürüme mesafesinde buldular. Sehirde nasil kar§ilanacaklanm hiç bilemeyen Bekoviç, õnden bir grup haberci gõnderdi; haberciler hana, kesinlikle dost bir heyet
SARI TEHLIKE
olduklarma dair teminatlarla birlikte degerli bediyeler de gõtürdü ler. Han çarm elçisini kar§tlamaya §absen gelince, ba§an umutlan canlandt. Kar§thkh iltifatlar edildikten ve seferi kuvvetin bandosu bep beraber dinlendikten sonra, Bekoviç ile ban atlarma binip §ebre dogru yola ç1kttlar; Bekoviç'in say1ca biraz küçülmü§ birligi onlan belli bir mesafeden takip ediyordu. Sehrin kap1larma yakla§ttkla rmda, ban Bekoviç'e, bu kadar çok adam1 Hive'de banndmp do yurmamn mümkün olmayacagm1 sõyledi. Bunun yerine, Ruslarm dogru dürüst banmp ag1rlanabilmeleri için birkaç gruba bõlünüp ba§kentin bemen dt§mdaki kõylere yerle§tirilmelerini õnerdi. Ham gücendirmekten çekinen Bekoviç, teklifi kabul etti ve ku mandan yard1mc1s1 Binba§t Frankenburg'a, adamlan be§ gruba aymp ev sabipleri tarafmdan kendilerine gõsterilen yerlere gõnder mesini sóyledi. Frankenburg huna itiraz ederek, seferi kuvvetin bu §ekilde bólünüp dag1t1lmasmdan duydugu endi§eleri dile getirdi. Ama emrine itaat edilmesi için tsrar eden Bekoviç'in fikrini degi§ti remedi. Frankenburg tartt§maya devam edince, Bekoviç sóyleneni yapmazsa dónü§te onu divan-1 barbe verecegini sóyleyerek uyard1. Bu arada ev sabipleri askerleri ahp küçük gruplar balinde uzakla§ m1§lard1. Hiveliler tam da bunu bekliyorlard1. Her yerde, biçbir §eyden §Üpbelenmeyen Ruslarm üzerine çul land1lar. ilk ólenler arasmda Bekoviç'in kendisi de vard1. Yaka lanmt§, üniformas1 üzerinden ç1kanlmt§ ve bamn gózleri ónünde vab§ice dogranarak óldürülmü§tÜ. Son olarak ba§t kesilmi§, içi samanla doldurulmu§ ve Frankenburg'un ve diger k1demli subay larm kesik ba§lanyla birlikte, co§kuyla tezabürat yapan kalaba hga te§bir edilmi§ti. Bunlar olurken, subaylarmdan aynlmt§ Rus askerleri de sistemli bir §ekilde katlediliyordu. içlerinden 40 kada n katliamdan kurtuldu ama ber §ey bittikten sonra, ban bunlarm §ebrin ana meydamnda siraya dizilip bütün §ebrin gózü ónünde idam edilmelerini buyurdu. Ama bir ki§inin müdabalesiyle bayat lan kurtuldu. Bu ki§i, bana, zaferini kalle§lik ederek kazand1gm1 bat1rlatan ve tutsaklan kasap gibi dogramanm sadece Allab'm gó zünde suçunu daba da ag1rla§ttracag1 uyansmda bulunan Hive'nin akhundu, yani rubani lideriydi.
21
22
BOYOK OYUN
Bu müdahale çok cesur bir adamdan gelmi§ti ve han etkilendi. Ruslarm canlan bagi§land1. Baz1lan kendilerini tutsak alanlar ta rafmdan kõle olarak satild1, kalanlarm da bin bir zahmetle çõlü geçip Hazar Denizi'ne dogru gitmek üzere yola koyulmalanna izin verildi. Bu yolculukta sag kalanlar, Hive'ye gitmek üzere yola ç1kmadan õnce in§a ettikleri iki küçük ah§ap kaleyi bekleyenle re korkunç haberleri verdiler. Haberler buradan, in§as1 biten yeni ba§kenti St. Petersburg'a ta§tnmt§ olan Büyük Petro'ya ula§tmld1. Bu arada, Hive'de han, Ruslar kar§tsmda kazand1g1 zaferle bõbür lenmek için, ruhunu kâfir çara satml§ Müslüman prens Bekoviç'in kellesini Orta Asya'daki kom§usu Buhara emirine gõndermi§, ce sedin kalan k1sm1m ise Hive'de te§hir için ahkoymu§tU. Bu tüyler ürpertici zafer hatiras1, kesinlikle bõyle bir kalle§lige ortak olmak istemedigini aç1klayan sinir içindeki emir tarafmdan derhal geri gõnderildi. Ama emirin büyük ihtimalle Ruslarm gazabm1 kendi üstüne çekmekten korktugu da dü§ünülebilir. Kuzey kom§usunun büyüklügü ve askeri kudreti konusunda çok az fikir sahibi olan Hive ham, dü§ündügünden daha §anshy d1. Zira olanlann arkasmdan bir misilleme gelmeyecekti. Hive çok uzakt1 ve Petro ba§ta Kafkasya olmak üzere ba§ka yerlerde sm1rla nm geni§letmekle o kadar me§guldü ki Bekoviç ve adamlarmm in tikamm1 almak için bir cezaland1rma seferi düzenlemeye ay1racak enerj isi de zamam da yoktu. Bu i§in, elinin daha serbest kalacag1 bir zamam beklemesi gerekiyordu. Gerçekten de Ruslar Hive'yi topraklarma katmak üzere bir defa daha hamlede bulunana kadar y1llar geçecekti. Ama hamn kalle§ligi cezalandmlmasa bile kesin likle unutulmam1§, sadece, Ruslann Dogululara olan güvensizligi ni dogrulamt§tl. Bu da Orta Asya ve Kafkasya'nm Müslüman a§i retlerine, çag1m1zda da Afgan mücahitlere boyun egdirmeye (gerçi bu sonuncusunun o kadar ba§anh olmad1g1 gõrülecekti) giri§tikle rinde, onlara kesinlikle gõz açt1rmayacaklanm garantiliyordu. Gerçekte, Petro akla hayale gelmeyecek zenginliklerin akacag1, Hindistan'a uzanan bir altm yol açma dü§ünün pe§ine bir daha asla dü§emeyecekti. Simdiden, bir insanm hayatma s1gdirmay1 umabileceginden çok daha fazia i§ üstlenmi§ ve bunlarm çogunu
SARI TEHLIKE
ba§armt§tl. Ama 1 725 ytlmda õlümünden uzun bir süre sonra, Avrupa'da, Petro'nun son arzusu ve vasiyeti hakkmda tuhaf ve 1srarh bir hikâye dola§maya ba§lad1. Rivayete gõre, Petro õlüm dõ§egindeyken vârislerine ve haleflerine gizlice, Rusya'mn tarih sel yazglSl olduguna inand1g1 §eyin, yani dünyaya hâkim olma ülküsünün pe§ini b1rakmamalanm buyurmu§tu. Bunun anahtan da Hindistan ve istanbul'a sahip olmaktt ve onlardan, Ruslar bu ikisini saglam bir §ekilde avuçlarmm içine alana kadar durup din lenmemelerini istemi§ti. Simdiye kadar bu belgeyi gõren ç1kmad1 ve çogu tarihçi bõyle bir belgenin hiç olmad1g1 inancmdadtr. Gel gelelim, Büyük Petro'nun uyandtrd1g1 hayranhk ve korku o kadar büyüktü ki zaman zaman bu belgenin gerçek olduguna dair bir inanç yay1ld1 ve bu sõzde belge metninin çe§itli versiyonlan ya y1mland1. Neticede, bu tam da o dur durak bilmez ve ihtirash dâ hinin ahfadma vermi§ olabilecegi türden bir buyruktu. Rusya'nm gerek Hindistan'a gerek istanbul'a yõnelik daha sonraki hamlele ri, pek çoklarma bunu teyit eder gibi gõründü ve daha düne kadar, Rusya'mn uzun vadede dünyaya hâkim olmay1 amaçlad1gma dair güçlü bir inanç vard1. Rusya, Dogu Hindistan Kumpanyas1'mn, õzellikle Frans1z lar aleyhine sürekli ilerleme kaydettigi Hindistan'la, ancak 40 y1l sonra, Büyük Katerina'nm saltanat1 strasmda yeniden ilgilenmeye ba§lad1. Katerina'nm seleflerinden zevk ve sefahat dü§künü Anna, Petro'nun Kafkasya'da zorlukla ele geçirdigi topraklarm tamamm1, hazineyi kuruttuklan gerekçesiyle iran §ahma iade etmi§ ve bu §e kilde Petro'nun sõzde vasiyetine uymamt§tt. Ama Katerina da Petro gibi geni§lemeci bir hükümdard1. Türkleri istanbul'dan atmay1 ve §ehirde, kendi s1k1 denetimi altmda, Bizans hâkimiyetini yeniden kurmay1 dü§ledigi s1r degildi. Bu, donanmasma, hâlâ büyük õlçüde bir Türk gõlü olan Karadeniz'den, o dõnemde adeta bir Britanya gõlü haline gelmi§ olan Akdeniz'e eri§im imkâm saglayacakt1. Katerina'mn 179 1 y1lmda, yani saltanatmm sonlarma dogru, Hindistan't giderek güçlenen Britanya denetiminden ç1karmaya yõnelik bir piam dikkatle degerlendirdigi bilinmektedir. Belki de
23
24
BOVOK OYUN
hiç de §a§1rt1c1 olmayan bir §ekilde, bu fikir Monsieur de St. Genie admda, biraz esrarengiz bir Frans1z'm icad1yd1. St. Genie Kateri na'ya birliklerini karadan, Buhara ve Kabil üzerinden yürütmesini, askerlerin ilerlerken Babürlü hâkimiyetindeki Müslüman yõneti mini yeniden eski §anh günlerine kavu§turmaya geldiklerini du yurmalanm õnermi§ti. Ona gõre, bu, istila yolu üzerindeki Müslü man hanhklann ordulanm Katerina'mn sancag1 altma çekecek ve geldiklerine dair haberler yayild1kça, Hindistan'daki Britanyahlara kar§1 kitlesel ayaklanmalarm ba§lamas1m saglayacakt1. Bu plan fi kir a§amasmdan ileriye gitmediyse de ( ba§bakam ve eski â§1g1 olan tek gõzlü Kont Potemkin çariçeyi bundan caydirm1§t1), Rus hü kümdarlannm sonraki bir yüzy1l boyunca üzerinde çah§acaklan, Hindistan'1 istila amaçh bõyle pek çok plamn ilkini olu§turdu. Katerina ne Hindistan'1 ne istanbul'u topraklarma katabildi ama bu yõnde birtak1m ad1mlar attl. Anna'nm iranhlara geri verdi gi Kafk asya topraklanm geri alma kla kalmad1, Mogol imparator lugunun hâl â ayakta olan son kalesi Kmm'1 da ele geçirdi. Kmm üç yüzyil boyunca, giderek saldirganla§an kuzeydeki deve kar§1 buray1 çok õnemli bir kalkan olarak gõren Türklerin korumasmdan ya rarlanmt§tl. Ama 1 8 . yüzy1lm sonuna gelindiginde, sava§Çl Kmm Tatarlan dikkate almacak bir güç olmaktan ç1km1§t1. Katerina, Ka radeniz'in kuzey k1yilarmda Türklerin aleyhine elde ettigi toprak kazammlarmdan ve Tatarlar arasmdaki iç çati§malardan yararla narak, Kmm Hanhgi'm tek bir kur§UD bile atmadan imparator luguna katabildi. Bunu, kendi sõzleriyle, sadece "õnemli yerlere, Kmmhlara onla n tebaam1z olarak kabul ettigimizi duyuran ilanlar asarak" ba§ a rd1. Ç ektikleri s1kmttlarm suçunu Türklerin üzerine y1kan Cengiz Han'm torunlan yazgdarma boyun egdiler. Karadeniz, sadece Ruslar Sivastopol'da devasa bir donanma üssü ve tersa ne kuracaklan için degil, sava§ gemileri istanbul'a iki günlük seyir mesafesinde oldugu için de art1k bir Türk gõlü olmak tan ç1km1§t1. Ne var ki Türklerin §ansma, çok geçmeden Rusya'mn Karadeniz donanmasmm tamam1 ani bir firtma sonucunda denizin dibini boylad1 ve tehdit bir süre için ortadan kalkt1. Katerina õldü günde, Müslümanlarm elinden kurtarmay1 dü§ledigi, Bogaz'm iki
SARI TEHLIKE
yakasma hâkim o büyük §ehir hâlâ Türklerin elindeydi ama oraya giden yol art1k õnemli õlçüde k1salm1§t1. Rusya'mn Yakmdogu'da ve Kafkasya'da güçlenen varhg1, Dogu Hindistan Kumpanyas1'nm k1demli memurlan arasmda ilk defa endi§e uyand1rmaya ba§lam1§ t1. Bunu ilk hissedenlerden biri, kumpanyamn yeni Denetim Kuru lu'nun ba§kam Henry Dundas't1; Dundas Ruslarm bu bõlgelerde Türklerin ve iranhlarm yerini almasma izin vermenin tehlikesine ve Londra ile St. Petersburg arasmdaki mevcut dostane ili§kilerin bozulmas1 ya da tamamen kopmas1 halinde, bunun Britanyahlarm Hindistan'daki menfaatleri için olu§turabilecegi uzun vadeli tehdi de dikkat çekiyordu. Ne var ki bundan sonra olacaklar, bu korkulan bir süreligine unutturdu. Ans1zm, Britanya'nm Hindistan'daki konumuna çok daha büyük ve dogrudan bir tehdit olu§turan yeni bir heyula boy gõstermi§ti. Henüz sadece yirmili ya§lannda olan ve Frans1zlarm Hindistan'da Britanyahlar kar§ismda ugrad1g1 yenilgilerin õcünü almak için yamp tutu§an Napoléon Bonaparte, yirt1c1 baki§lanm doguya çevirmͧtÍ. Avrupa'da daha yeni elde ettigi zaferlerin verdi gi õzgüvenle, §Ímdi de güç ve zenginliklerinin kaynagi olan Hindis tan'la baglanm kopanp bu en büyük emperyal ganimeti ellerinden alarak, küstah Britanyahlann kibrini k1rmaya ant içmi§ti. Bunun ilk ad1mmm Yakmdogu'da stratejik bir kõprüba§1 tutmak oldugu na inamyordu. "Hindistan'1 ele geçirmek için, ilk õnce kendimizi M1sir'm efendileri yapmak zorunday1z " diye aç1klad1. Hiç zaman kaybetmeden ͧe koyulan Napoléon, bõlge hakkm da bulabildigi her kitab1 edinip ilgisini çeken pasajlarm alt1m çize çize okudu. Y1llar sonra, "Dü§lerle doluydum" diye aç1klayacakt1. "Kendimi yeni bir din kurmu§, ba§1mda bir sank, elimde ihtiyaçla nma uydurmak için yazd1gim yeni bir Kuran, fil sirtmda Asya'nm içlerine dogru ilerlerken gõrüyordum. " 1 79 8 baharma gelindigin de her §ey haz1rd1 ve Frans1z askerlerini ta§1yan bir armada 19 Ma y1s'ta Toulon ve Marsilya limanlarmdan gizlice denize açild1.
25
li Napoléon Kâbusu
Yeni Hindistan genel valisi Lord Wellesley, Napoléon'un 40.000 askerle M1s1r'a ç1kt1g1 haberini ilk defa Bengalli bir yerlinin agzm dan duydu. Bu sansasyonel ve nabo§ haberi veren adam, Kalkü ta 'ya KlZlldeniz k1y1smdaki Cidde'den, süratli bir Arap teknesiyle daha yeni gelmi§ti. Haberin bir Britanya sava§ gemisinin Bom bay'a ula§ttrd1g1 istihbaratla resmen teyit edilmesine kadar tam bir hafta geçecekti. Gecikmenin bir nedeni de Frans1z istila gücünün Britanya'mn Akdeniz filosunu atlatmay1 ba§armt§ olmas1yd1 ve ar madanm M1str'a m1 yoksa Ümit Burnu üzerinden Hindistan'a m1 gittigi birkaç hafta boyunca anla§1lamam1§t1. Napoléon'un bu kadar büyük bir kuvvetle harekete geçmesi, Londra'da, õzellikle de Dundas ile kumpanya Denetim Kurulu'n daki mesai arkada§lan arasmda ciddi bir tela§a neden oldu. Zira Hindistan ticareti üzerinde olu§turdugu fiili tekelle art1k ülkedeki en büyük Avrupah güç olsa da Dogu Hindistan Kumpanyas1'mn Hindistan'daki pozisyonu hâlâ hiç de güvenli degildi. Frans1zlarla ve digerleriyle mücadele §irketi iflasm e§igine getirmi§ti ve §irketin Napoléon'la boy õlçü§ecek gücü yoktu. Dolay1s1yla, bu da yeterin-
28
BOVOK OYUN
ce büyük bir tehdit olsa bile, Napoléon'un M1sir'dan ileriye geçme diginin õgrenilmesi belli bir rahatlama yaratt1. Simdi, Napoléon'un bir sonraki ad1m1010 ne olacag1 konusunda yaygm tahminler yü rütülüyordu. iki dü§ünce ekolü vard1. Bunlardan biri, onun Suriye ya da Türkiye üzerinden kara yoluyla ilerleyip Afganistan ya da Belucistan üzerinden Hindistan'a sald1racag1m savunuyordu; diger ekol ise M1sir'm K1z1ldeniz k1y1smdaki bir noktadan denize aç1la rak, Hindistan'a denizden gelecegi kanaatindeydi. Dundas, Napoléon'un kara yolunu tercih edeceginden emindi ve hükümetten, generalin õnünü kesmek için Rus askerler kirala mas1m bile istedi. Kumpanyanm kendi askeri uzmanlan ise K1Z11deniz ters rüzgârlar nedeniyle y1lm büyük bõlümünde kapah olsa da istilamn, eger olursa, deniz yolundan denenecegi inancmdayd1. Bu tehlikeye kar§t õnlem olarak, Ümit Burnu'nu dola§an bir Bri tanya kuvveti derhal K1zddeniz'den ç1k1§lan durdurmaya gõnderil di ve Bombay'dan ayn bir kuvvet sevk1yat1 yap1ld1. KlZlldeniz ro tasmm stratej ik õnemi Kalküta'mn gõzünden kaçmamt§tl. Bundan birkaç y1l õnce, Britanya ile Fransa arasmda sava§ ç1kt1g1 haberleri Hindistan'a bu yoldan rekor bir sürede ula§mt§, bu da kumpanya askerlerinin erken davramp hiçbir §eyden ku§kulanmayan orada ki Frans1zlar kar§tsmda avantaj elde etmelerini saglam1§t1. Henüz KlZlldeniz ve M1sir üzerinden düzenli bir ta§1mac1hk hizmeti ol mamasma ragmen, acil mesajlar ve acelesi olan yolcular zaman zaman, rüzgâra ve hava durumuna bagh olarak dokuz ay ya da daha uzun sürebilen ah§tlmt§ rotay1 izleyip Ümit Burnu'nu dola§ mak yerine bu yolu kullamyorlard1. Napoléon'un M1s1r'daki varhg1, Londra'daki k1demli hükümet ve kumpanya gõrevlilerinin aksine, Genel Vali Wellesley'in uyku lanm fazia kaç1rmad1. O, ister karadan olsun ister denizden, M1sir'dan ba§anh bir istila harekât1 ba§latmanm mümkün olabilece gine sahiden inanm1yordu. Ama bu, Londra 'dakilerin korkulanm kendi lehine çevirmesine engel olmad1. Wellesley at1hmc1 politika larm dogruluguna ve yararma kesinlikle inamyordu; kumpanya yõneticileri kumpanyamn Hindistan'daki s1mrlarm1 oldugu gibi korumaya ne kadar istekliyse, o da geni§letmeye o kadar istekliy-
NAPOLt:ON KÃBUSU
di. Onlar maliyetli toprak kazammlan degil, sadece, sab1rs1z hisse senedi sahiplerine dag1tmak üzere kâr elde etmek istiyorlard1. Ger çekte, kumpanya istemeye istemeye ve masrafh bir §ekilde, Hin distan' da Babürlü hâkimiyetinin çõzülü§ünün yaratt1g1 bo§lugun içine çekilmi§, bõylece kendisini hükümete ve idari i§lere giderek daha fazia kan§tr durumda bulmu§tU. Sonuçta, kumpanya yõ neticileri b1rakm hisse senedi sahiplerine garantilenmi§ y1lhk kâr paylanm dag1tabilmeyi, sürekli ag1rla§an borçlar ve iflas tehdidiyle kar§t kar§1yayd1lar. Fransa'yla bir õlüm kahm sava§l içinde olan Londra hükümetinden çok sm1rh bir destek beklenebileceginden, muhtemel bir istilay1 püskürtmenin, bunda ba§an saglansa bile, mutlak bir y1k1m getirecegini biliyorlard1. Bununla birlikte, kriz Wellesley'e arad1g1 f1rsat1 saglad1. Fran s1zlarm Hindistan'da hâlâ faal olan aj anlarma yakmhklanm belli eden yerli hükümdarlan ezmenin ve mülklerinden etmenin baha nesi oldu. Ama Wellesley burada durmayacakt1. Britanya'mn çok degerli ç1karlanm korumas1 için Londra'nm kendisine tammak zorunda kald1g1 mutlak serbestiden sonuna kadar yararlanma s1yla, ülkenin yeni ve geni§ bõlgeleri Britanya 'mn denetimi altma girdi. Raporlarmm Londra'ya ula§mas1 çok uzun zaman ald1gm dan ve bunlar bilinçli olarak hep müphem bir §ekilde yazild1gm dan, Wellesley yedi yil süren genel valiligi boyunca bu müsadere leri rahathkla sürdürebildi. Bõylece, merkeze geri çagnld1g1 1 805 y1lma gelindiginde, kumpanyaya ait topraklarm ve kismen dene timi altmda tuttugu tabi devletlerin ve bõlgelerin s1mrlan, ba§ lang1çtaki üç kiy1 eyaleti Kalküta, Madras ve Bombay'dan çok õtelere uzanm1§, bugünkü Hindistan'm büyük bõlümünü kapsar hale gelmi§ti. Sadece Sind, Pencap ve Ke§mir hâlâ bag1ms1zhg1m koruyordu. Bu muhte§em imparatorluk in§a oyunu için ilk dürtüyü ya da bahaneyi saglayan, Napoléon'un ani hamlesi olmu§tu. Gene de Londra'da o kadar büyük bir tela§ yaratan bu tehdidin çok kisa õmürlü oldugu gõrüldü. Frans1z armadasm1 daha MlSlr'a varmadan bulup yolunu kesememi§ olmamn kusurunu telafi et meye çah§an Amiral Horatio Nelson, sonunda Ískenderiye'nin
29
30
BOVOK OYUN
dogusundaki Abukir Kõrfezi'nde demirlemi§ armadaya rasgeldi. 1 Agustos 1 798'de de dü§man donanmas1m tuzaga dü§ürüp imha etti; baskmdan sadece iki gemi kurtulup kaçabildi. Nelson bõyle ce, Napoléon'un Fransa'yla baglant1S1m kopararak ikmal hatlanm kesti ve onu askerlerini ülkeye nasil geri gõtürebilecegi sorusuyla ba§ ba§a b1rakt1. Bu yenilgi Londra'daki kumpanya yõneticileri ne gene rahat bir nefes ald1rd1 ama genç Napoléon, Britanyahlan Hindistan'dan sürme ve Dogu'da büyük bir Frans1z imparatorlugu kurma dü§ünden hiçbir §ekilde vazgeçmemi§ti. Nitekim M1s1r'daki bu ba§ans1zhktan en ufak bir rahats1zhk duymayan general, Fran sa'ya dõnü§ünde Avrupa'da elde edecegi bir dizi parlak zaferle gü cüne güç katacakt1. Ne var ki Avrupa'da hareket geçmeden õnce, St. Petersburg'dan §a§1rt1c1 bir teklif alacakt1. Büyük Katerina'nm halefi Çar 1. Pa vel'den 1 8 0 1 y1h ba§mda gelen teklif, ona, Britanyahlardan õcünü alma ve Dogu'daki emellerini daha kolay gerçekle§tirme fusatm1 sunuyordu. T1pk1 Napoléon gibi Britanyahlardan hazzetmeyen Pavel, Katerina'mn bir yüzy1l õnce geri çevirdigi Hindistan'1 i§ gal plamm yeniden canlandumaya karar vermi§ti. Onun piam da Rus askerlerinin uzun bir yürüyü§le Orta Asya üzerinden güneye dogru yürütülmesini õngõrüyordu. Ama Pavel'in daha iyi bir fikri vard1. Rusya ve Fransa birle§ik bir saldm düzenleyecek, bu da kumpanyamn ordulan kar§ismda kesin zaferi neredeyse garanti leyecekti. Pavel bu son derece iddiah plamm, taparcasma hayran oldugu Napoléon'a gizlice iletti ve cevabm1 beklemeye ba§lad1. Pavel'in dü§üncesi, 35.000 Kazak'tan olu§an bir kuvveti Tür kistan üzerine yürütmek ve oradaki sava§ÇI Türkmen a§iretlerini, Britanyahlan Hindistan'dan atmaya yard1mc1 olurlarsa akla haya le s1gmaz zenginlikleri talan edecekleri vaadiyle orduya kata kata yola devam etmekti. Bununla e§zamanh olarak, benzer büyüklükte bir Frans1z ordusu Tuna'dan denize inecek, Rus gemileriyle Kara deniz'i geçecek ve aym yõntemlerle Don, Volga ve Hazar Deni zi üzerinden, Hazar'm güneydogu k1y1smdaki Astrabad'a [bugün Gürgan] ula§acakt1. Ordu burada Kazaklarla bulu§tuktan sonra, Íran ve Afganistan üzerinden doguya, Índus Nehri'ne kadar iler-
NAPOLl!:ON KÃBUSU
leyecekti. Oradan da Britanyahlara kar§l büyük saldmlanm ba§ latacaklard1. Pavel, kuvvetlerin ilerleyi§ini neredeyse saati saatine planlam1§t1. Yapt1g1 hesaba gõre, Frans1zlar Karadeniz'e 20 günde ula§acaklard1. Bundan 55 gün sonra Rus müttefikleriyle birlikte iran'a girecek, ondan 45 gün sonra da indus'a varmt§ olacaklar d1; yani kalkt§ noktasmdan van§ noktasma ula§mak tam dõrt ay alacakt1. Topraklarmdan geçecekleri iranhlarm ve Afganlarm sem patisini ve destegini kazanmaya çah§mak için, ulaklar õnden gidip geli§ nedenlerini izah edeceklerdi. Onlara, " Hindistan nüfusunu inim inim inleten ac1larm Fransa ve Rusya'da merhamet uyandir d1g1 " ve bu iki devletin güçlerini sadece, Hindistan'da ya§ayan mil yonlan "ingilizlerin gaddar ve barbar boyundurugundan" kurtar mak amac1yla birle§tirdikleri anlat1lacakt1. Napoléon Pavel'in planmdan etkilenmemi§ti. Çara, " Farz ede lim ki iki ordu Astrabad'da birle§ti. Çorak ve nerdeyse vah§i bir ülkeyi a§Ip Hindistan'a varmas1m, yakla§tk 1 .600 kilometrelik bir yürüyü§Ü nas1l teklif ediyorsunuz ? " diye sordu. Pavel ona ceva ben, sõz ettigi bõlgenin ne çorak ne vah§i oldugunu yazd1. " Ora dan eskiden beri ula§tma aç1k, geni§ yollar geçer" diye israr etti. "Topraklanm neredeyse ad1m ba§t bir akarsu sular. Hayvan yemi için ot s1kmt1s1 yoktur. Bol bol pirinç yeti§ir . . . " Pavel, hedeflerine ula§madan õnce a§malan gereken o ha§in çõllük ve daghk ara zinin bu son derece renkli tasvirini kimden alm1§t1 bilinmez ama düpedüz kendi kendisini a§ka getirmi§ de olabilirdi. Pavel mektu buna, kahramanma §U uyany1 yaparak son veriyordu: " Frans1z ve Rus ordulan zafer için çok istekli. Onlar yigit, sabirh ve yorulmak bilmezdir. Cesaretleri, sebatlan ve komutanlanmn dirayeti bütün engellerin üstesinden gelmelerini saglayacakt1r. " Napoléon hâlâ ikna olmu§ degildi ve Pavel'in bu tehlikeli giri§imde güçlerini bir le§tirme teklifini geri çevirdi. Ne var ki vakti geldiginde gõrülecegi üzere, Napoléon'un zihninde daha §imdiden bundan çok da farkh olmayan bir plan §ekillenmeye ba§lamt§tl . Hayal kmkhgma ugra yan ama fikrinden caymayan Pavel ise yoluna tek ba§ma devam etmeye karar verdi.
31
32
BOVOK OYUN
Pavel 24 Ocak 1 80 1 günü Don Kazaklanrun reisine, s1rur kenti Orenburg'da sava§çilardan olu§an büyük bir kuvvet toplamas1 ve Hindistan'm üzerine yürümek üzere haz1rlanmas1 için emir gõnder di. Sonuçta, toplanan sava§çt say1s1 22.000'de kald1; bu, Pavel'in dam§manlarmm ba§langiçta bõyle bir harekât için gerekli gõrdük lerinin çok altmda kalan bir say1yd1. Kazaklarm beraberlerinde agir silahlarla, Hive ve Buhara üzerinden indus'a kadar ilerlemeleri gerekiyordu; bu yolculuk Pavel'in hesaplarma gõre üç ay sürecek ti. Hive'ye vard1klarmda orada kõle olarak tutulan Rus tebaas1ru õzgürlüge kavu§turacak, sonra ayru §eyi Buhara'da yapacaklard1. Ama ba§hca gõrevleri Britanyahlan Hindistan'dan sürmek ve ülke yi ve Hindistan ticaretini St. Petersburg'un kontrolü altma almakt1. Pavel Kazak liderine, " Britanyahlara kar§t olan herkese ban§ tek lif edecek ve Rusya'run onlarm dostu olduguna dair güvence vere ceksin" diye buyurmu§tu. Emrini §U sõzcüklerle bitiriyordu: "Gü neydogu Asya'run bütün serveti mükâfatm olacak. Bu giri§im seni õlümsüz bir §an ve §eref halesiyle ku§atacak, sana kar§t iyi niyetimi teminat altma alacak, seni zenginliklere bogacak, ticaretimize bir kap1 açacak ve dü§mana õldürücü bir darbe indirecek. " Pavel'in ve dam§manlarmm Hindistan'a yakla§ma rotalarma ya da ülkeye ve Britanyahlarm oradaki tasarruflarma dair neredeyse hiçbir §ey bilmedikleri oldukça aç1kttr. Pavel, seferin liderine verdi gi yaz1h talimatlarda bunu samimiyetle ikrar etmi§ti. Ona, "Benim haritalanm ancak Hive'ye ve Ceyhun Nehri'ne kadar uzaruyor. Bu noktalarm õtesinde, ingilizlerin mülkleri ve yõnetimlerine tabi yerli nüfusun durumu hakkmda bilgi edinmek senin i§in " demi§ti. Rota ke§fi yapmak ve "yollan onarmak " için õnden ke§if erleri gõnder mesini sahk vermi§ti; bu arada, bu iss1z ve büyük bõlümü insans1z bõlgede yollar oldugunu nereden ç1kard1gm1 sõylemeden geçmi§ti. Nihayet, Kazak reise son dakikada, toparlamr toparlanmaz kendi sine bir piyade desteginin gõnderilecegi vaadiyle birlikte, eline he nüz geçen "yeni ve aynnt1h bir Hindistan haritas1" da yollayacakt1. Bütün bunlar, bu ak1l almaz macera üzerinde ne ciddi ciddi dü §Ünüldügünü ne de dogru dürüst bir çah§ma yap1ld1g1m gõsterir. Napoléon'un büyük ihtimalle fark etmi§ oldugu gibi, hayat1 bo-
NAP0U:ON KÃBUSU
yunca manik depresif olan Pavel'in ak1l saghg1m h1zla kaybettigi de aym derecede aç1kt1r. Ama Rusya'nm Sibirya'y1 fethine õncülük eden, yakm gelecekte de aym i§i Orta Asya'da yapacak olan gõre vine sad1k Kazaklar, çarm akil saghgi §õyle dursun, dirayetini dahi sorgulamay1 dü§ünmediler. Sonuçta, bõylesine muazzam bir giri§im için gerekli donamm ve ia§e tedariki olmadan, karak1§m ortasmda, at sirtmda Orenburg'dan yola ç1k1p yakla§ik 1 .600 kilometre gü neydeki Hive'ye dogru ilerlemeye ba§lad1lar. Sartlarm, zorluklara dayamkh Kazaklar için bile ac1mas1z oldugu kamtland1. Agir si lahlan, 44.000 at1 (herkesin yedek bir at1 vard1) ve birkaç haftahk erzak stokunu sulan donmu§ Volga'dan büyük bir güçlükle geçirdi ler ve karlar altmdaki K1rg1z Bozkm 'na girdiler. Britanyahlar bunu ancak sonradan õgrendikleri için, yolculuklan hakkmda çok az §ey bilinmektedir ama bir ay içinde yakla§ik 650 kilometre yol yaparak Aral Gõlü'nün hemen kuzeyindeki bir noktaya ula§tilar. ͧte orada, nõbetçi gõzcülerden biri, bir sabah vakti, karlarm içinde ufak bir karalt1 seçti. Birkaç dakika içinde de dõrtnala gelen bir ath onlara yeti§ti. Yorgunluktan tükenmi§ adam, onlara haberi getirmek için gece gündüz at sürmü§tü. Kazaklara, nefes nefese, Çar Pavel'in õldügünü -õldürüldügünü- sõyledi. Pavel'in ag1rla§an megalomanisinden tela§a kap1lan bir grup saray gõrevlisi (çar k1sa bir süre õnce çariçe ile oglu ve vârisi Aleksandr'm tutuklanmala nm emretmi§ti) , 23 Mart günü gece yans1, tahttan feragat ettigini ilan eden belgeyi zorla imzalatma niyetiyle çarm yatak odasma gir mi§lerdi. Pavel yatagmdan firlay1p bacadan tirmanarak kaçmay1 denemi§ ama ayagmdan tutularak a§ag1 çekilmi§ti. Belgeyi imzala may1 reddedince de zora ba§vurulmu§ ve bogularak õldürülmü§tÜ. Komplodan gizlice haberdar edildiginden kuvvetle §Üphelenilen Aleksandr, ertesi gün çar ilan edilmi§ti. Babasmm kurdugu ahmak ça bir plan nedeniyle Britanya'yla gereksiz bir sava§a girmek is temeyen yeni çar, derhal Kazaklarm geri çagnlmasm1 emretmi§ti. Aleksandr, onlan her ne pahasma olursa olsun durdurmak için bir ulak yollamakla, hiç ku§kusuz korkunç bir felaketin õnüne geçmi§ti zira 22.000 Kazak neredeyse kesinlikle õlüme dogru at sürüyordu. Ne kadar yigit ve disiplinli olsalar da büyük ihtimal-
33
34
BOVOK OYUN
le, daha Índus yolunun yansma bile varmadan felakete ugram1§ olacaklard1. Daha §imdiden kendilerinin ve atlanmn ihtiyaçlanm kar§1lamakta güçlük çekiyorlard1 ve yakmda, donmalar ve hasta hklar durumlanm daha da kõtüle§tirmeye ba§layacakt1. Bu tehli keleri atlat1p hayatta kalmay1 ba§aranlar da Hive ve Buhara ordu larmdan ba§ka, topraklarma giren herkesin üzerine atilmak için haz1r bekleyen dü§man Türkmen a§iret üyelerince ma dayagmdan geçirilecekti. içlerinden biri, mucize eseri bütün bunlardan sag kur tulup geçitleri a§a a§a Britanyahlarm ilk ileri karakollanna vara bilirse, orada en korkunç dü§manla, yani kumpanya ordusunun Avrupahlardan ve yerlilerden olu§an iyi egitimli ve topçu destekli alaylanyla kar§I kar§Iya kalacakt1. Ama Aleksandr'm elini çabuk tutmas1 sayesinde §imdi, tam zamamnda, ba§ka bir gün sava§mak üzere sag salim geri dõnebilmi§lerdi. Bütün bunlardan ya da St. Petersburg'un kendilerine kar§I kõtü bir niyet beslediginden tamamen habersiz olan Hindistan'daki Britanyahlar, gene de di§andan gelebilecek saldmlara ne kadar aç1k olduklanm giderek daha fazia idrak ediyorlard1. Sm1rlanm geni§lettikçe, bunlar ister istemez daha korunaks1z hale geliyordu. M1s1r'da ya§anan tersligin ardmdan Napoléon'dan gelen dogru dan tehdit gerilemi§ olsa da generalin gõzlerini er ya da geç yeni den Dogu'ya dikeceginden çok az ki§i ku§ku duyuyordu. Nitekim aj anlarmm §imdiden iran'da faaliyette oldugu yolunda sõylentiler dola§1yordu. iran nüfuzu altma girecek olursa, Napoléon Hindis tan için, M1m'da kisa bir süre kah§mm yaratt1gmdan çok daha ciddi bir tehdit olu§turacakt1. Bir diger olas1 sald1rgan da geçmi§te Hindistan'a birçok y1kic1 akm düzenledigi d1§mda hakkmda çok az §ey bilinen, sava§Çl bir hanhk olan kom§u Afganistan'd1. Wellesley bu iki tehdidi tek bir hamleyle etkisizle§tirmeye karar verdi. 1 800 yazmda §ahm Tahran'daki sarayma, ba§mda Wellesley'in en yetenekli genç subaylarmdan Yüzba§I John Malcolm'un bulun dugu bir Britanya diplomatik heyeti geldi. Gõreve daha 13 ya§m dayken atanm1§ parlak bir süvari olan ve Farsçay1 ak1c1 bir §ekilde konu§an Malcolm, genel valinin dikkatini çekip gõzüne girdikten
NAPOl.t:ON KÃBUSU
sonra, kumpanyamn Siyasi Subesi'ne nakledilmi§ti. iran ba§kenti ne, beraberinde zengin hediyeler ve aralarmda 1 00 Hindi süvari ve piyade askeri ile 300 memur ve hizmetlinin bulundugu 500 ki§ilik etkileyici bir maiyetle, Basra Kõrfezi üzerinden gelmi§ti. Kendisine verilen talimat, her ne pahasma olursa olsun (gerekirse satm ala rak) §ahm dostlugunu kazanmas1 ve bunu bir savunma antla§mas1 §eklinde yaz1h olarak kay1t altma almas1yd1. Antla§mamn iki hede fi olacakt1. Her §eyden õnce, §ahm topraklanna hiçbir Frans1z'm ayak basmayacagma dair bir taahhüt içerecekti. ikincisi, Hin distan'a kar§I dü§manca bir harekette bulunmas1 halinde, §ahm, eskiden beri hasm1 olan Afganistan'a sava§ ilan edecegi vaadini kapsayacakt1. Bunun kar§thgmda, Frans1zlar ya da Afganlar iran'a salduacak olurlarsa, Britanya §aha onlan püskürtmesi için gerekli "sava§ gereçleri "ni saglayacakt1. Dahas1, bir Frans1z istilas1 oldugu takdirde, Britanyahlar §aha gemi ve asker gõndermeye de ba§laya caklard1. Ba§ka bir deyi§le, iran üzerinden Hindistan'a ula§maya kalki§an bir Frans1z istila gücüne, hem §ahm topraklannda hem karasulan içinde saldumalan mümkün olacakt1. Sah Dogu usulü yagc1hkta fevkalade usta olan, ikna kabiliyeti yüksek Malcolm'dan pek memnun kalm1§, iranhlarm açgõzlülü güne hitap edecek §ekilde her biri õzenle seçilmi§ pahah ve gõs teri§li hediyeler ho§nutlugunu daha da art1rm1§t1. Hediyeler ara smda, kabzas1 sedef kakmah tüfek ve tabancalar, mücevherlerle bezeli saatler ve ba§ka aletler, güçlü teleskoplar ve §ahm saray1 için altm yald1zh aynalar yer ahyordu. i§leri kolayla§tirmak için, §ahm k1demli memurlarma da pahah hediyeler getirilmi§ti. Mal colm Ocak 1 80 1 'de, büyük bir debdebe ve tantanayla ve õlümsüz dostluk nidalan arasmda, tekrar k1y1ya inmek üzere Tahran'dan aynhrken, almak için geldigi bütün vaatleri yaz1h olarak elde et mi§ durumdayd1. Sahm ba§veziriyle, hükümetleri adma biri siyasi digeri ticari iki antla§ma imzalamt§tl. Ancak bu antla§malar hiçbir zaman resmen onaylanmad1gmdan, ne kadar baglay1c1 olduklan konusunda Londra'da belli bir ku§ku vard1. Britanyahlann dik kat ettigi bu ince aynnt1, iranhlar tarafmdan õnemsenmemi§ti. Ôte yandan, §ah, daha sonra fark edecegi üzere, altma girdigi ciddi
35
36
BOVOK OVUN
taahhütler kar§ihgmda, gõsteri§li hediyeler di§mda hiçbir §CY ya da çok az §CY alm1§tl. Britanya heyetinin 1ran'dan aynlmasmdan k1sa bir süre sonra, kuzey smmnda bõylesine güçlü bir müttefik ve koruyucu edindigi için kendisini kutlayan §ah1 hakh ç1karan -ya da õyle olduguna inand1g.- bir §ey oldu. Sah kendisini tehdit edenin, Napoléon ya da Afganlar degil, Ruslann iki ülke sm1rlannm birle§tigi vah§i ve daghk bir bõlge olan Kafkasya'daki saldugan hamleleri oldugu nu hissetmeye ba§lad1. Çar Aleksandr Eylül 1 80 1 'de, iran'm kendi nüfuz alam içinde gõrdügü eski ve bag1ms1z Gürcistan Kralhg1'm ilhak etti; bõylece, Rus askerleri Tahran'a §ahm rahat1m kaçuacak kadar yakla§ffil§ oldular. Ama Íranhlar infiale kapdsalar da Rusla nn daha da güneye sarkarak, §ahm egemenligi altmdaki H1ristiyan Ermenistan'm ba§kenti Erivan'1 ku§att1klan Haziran 1 804'e kadar iki devlet arasmda sava§ ba§lamad1. Sah Britanyahlara adi rica mesaj lan gõndererek, onlara, saldm ya ugramas1 halinde kendisine yard1m etmeyi kabul ettikleri antla§ may1 hat1rlatt1. Ama o zamandan beri i§ler degi§mi§ti. Britanya ve Rusya, Avrupa'da giderek büyüyen Napoléon tehdidine kar§I art1k müttefiktiler. Napoléon 1 802'de, devrimden beri Fransa'y1 yõneten be§ ki§ilik Direktuvar yõnetimini devirdikten sonra, kendisini Bi rinci Konsül atamt§, iki y1l sonra da ba§ma imparator tacm1 takm1§ t1. Simdi gücünün zirvesindeydi ve Avrupa'nm tamam1 ayaklarmm altma serilene kadar tatmin olmayacagi aç1kt1. Bu nedenle, Britan yahlar §ahm Ruslara kar§t yard1m talebini gõz ardi etmeyi tercih et tiler. Malcolm'un yapt1g1 antla§mada Rusya'nm adi bile geçmedigi, sadece Fransa ve Afganistan sõz konusu oldugu için, aslmda kendi aç1larmdan gayet hakhyd1lar. Bunu, müttefikleri olduguna inan d1klan bir milletin bu zor zamanlannda kendilerine ihaneti olarak gõren iranhlar ise agu bir hakarete maruz kalm1§lard1. Dogru ve yanh§ yõnleri ne olursa olsun, §ah1 gõz gõre gõre yüzüstü b1rak malan Britanyahlara çok k1sa bir süre sonra pahahya patlayacakt1. Ajanlarmdan olup bitenleri õgrenen Napoléon, 1 804 y1hmn ba§larmda §ahla temasa geçerek Frans1zlarm Hindistan'1 istila et mesi için iran'1 bir kara kõprüsü olarak kulland1rmas1 kar§ihgmda
NAPOL�ON KÃBUSU
Ruslan geri püskürtmekte ona yard1mc1 olmay1 teklif etti. Sah ilk ba§ta bir tereddüt ya§ad1 zira topraklarmm daha yakmmda olan Britanyahlann yard1mma gelmesinden tümüyle urnut kesmemi§ ti. Bõylece, zaman kazanmak için Napoléon'un elçilerini oyalad1. Ama Kalküta ya da Londra'dan hiçbir yard1m gelmeyecegi belli olunca, 4 May1s 1 807'de Napoléon'la, Britanya'yla tüm siyasi ve ticari ili§kileri koparmay1, bu ülkeye sava§ ilan etmeyi ve Fran s1z askerlerine Hindistan'a geçi§ hakk1 tammay1 kabul ettigi bir antla§ma imzalad1. Aym zamanda, ordusunu Avrupai bir tarzda yeni ba§tan õrgütleyip egitecek bir generalin komuta edecegi ka labahk bir askeri ve diplomatik heyeti ülkesine kabul etmeye raz1 oldu. Bu, resmi olarak, §aha Ruslara kaybetmi§ oldugu toprakla n geri kazanma imkâm saglamay1 amaçhyordu ama Hindistan'm savunmasmdan sorumlu olanlar, Napoléon'un, zindele§ecek iran askerlerini, kendilerine yõnelik planlarma dahil etme niyetinde ol dugundan neredeyse emindiler. Napoléon parlak bir darbe indirmi§ti ama arkadan daha da kõ tüsü gelecekti. Avusturya ve Prusya'ya boyun egdiren Napoléon, 1 807 yazmda da Ruslan Friedland'da yenilgiye ugratarak, onlan ban§ istemeye ve amac1 Britanya'ya diz çõktürmek olan K1ta Ablu kas1 denen ambargo sistemine kat1lmaya mecbur etti. Ban§ gõrü§ meleri Tilsit'te [bugün Sovetsk] , Niemen Nehri'nin ortasma demir lemi§, bayraklarla süslü devasa bir salda, büyük bir gizlilik içinde yürütüldü. Bu tuhaf mekâmn seçilmesinin nedeni, iki imparatorun konu§tuklarmm ba§kalan tarafmdan, õzellikle de her yerde casus lan oldugu bilinen Britanyahlarca duyulmamasm1 saglamakt1. Ne var ki bu tedbire ragmen, esas olarak rü§vet vermekte kullamlan, 1 70.000 sterlin tutarmda bir y1lhk õdenegi olan Britanya gizli ser visinin, bir adamm1 gizlice sala ç1kard1g1 anla§1lmaktad1r; hükü metle aras1 bozuk bir Rus asilzadesi olan adam, gizlice sala ç1k1p arka k1smma oturmu§, bacaklanm suya sark1tarak, konu§malan son kelimesine kadar dinlemi§ti. Bu dogru olsun ya da olmasm, Londra, aralarmdaki anla§maz hklan gidermi§ iki imparatorun §imdi güçlerini birle§tirip dünya y1 aralarmda payla§ma niyetinde olduklanm çabucak fark etti.
37
38
BOVOK OYUN
Fransa Bat1'y1, Rusya da Hindistan da dahil olmak üzere Dogu'yu alacakt1. Ama Aleksandr Dogu ile Bat1'mn bulu§ma noktas1 olan lstanbul'u kendisine isteyince, Napoléon ba§tnt iki yana sallamt§tt. " Asla ! " demi§ti, "çünkü bu sizi dünyamn imparatoru yapar. " Bun dan k1sa bir süre sonra Londra'ya, nas1I Aleksandr'm babas1 Hin distan'm istilas1 için Napoléon'a bir plan sunduysa, Napoléon'un da yeni Rus müttefikine benzer ama büyük olçüde iyile§tirilmi§ bir plan sundugu istihbaratt ula§tt. ilk ad1m, aralannda payla§acaklan istanbul'un ele geçirilmesi olacakt1. Ardmdan, maglup Türkiye ve dost iran topraklanm boydan boya geçerek beraberce Hindistan'a sald1racaklard1. Bu haberden ve Tahran'a güçlü bir Frans1z heyetinin geli§inden büyük bir tela§a kap1lan Britanyahlar, h1zla -aslmda fazia h1zh bir §ekilde- harekete geçtiler. Londra ve Kalküta, birbirlerine dam§ madan, §ah1 Frans1zlan ülkeden ç1karmaya raz1 etmeye çah§malan için, iran'a sorun çozücüler gonderdiler; Wellesley'in yerine genel valilik gorevini üstlenmi§ Lord Minto bunlar için, " bir Frans1z or dusunun oncü birligi " demi§ti. ilk gelen, §ahla ili§kilerinde daha fazia ag1rhg1 olsun diye alelacele tuggenerallige yükseltilen John Malcolm oldu. Malcolm, May1s 1 80 8 'de, yani bir onceki ziya retinden sekiz ytl sonra Basra Kõrfezi'ndeki Bu§ehr'e ayak bast1. Orada, büyük bir ofke içinde, daha ileri gitmesine izin vermeyen iranhlar tarafmdan ahkondu (kendisi bunun Frans1zlarm bask1s1yla yaptld1gma inamyordu ) . Ahkonmasmm gerçek nedeni, §ahm tam o s1rada Napoléon'un Aleksandr'la yapt1g1 gizli anla§may1 og renmi§ olmas1 ve onlardan onceki Britanyahlar gibi Frans1zlarm da Ruslara kar§t kendisine yard1m edecek durumda olmad1gm1 idrak etmeye ba§lamas1yd1. Tahran'da günlerinin say1h oldugunu anla yan Napoléon'un adamlan, tereddüt içindeki §ah1, art1k Ruslarla sava§ta olmay1p müttefik olmalan nedeniyle, Aleksandr'1 gemle mek için §imdi daha da güçlü bir pozisyonda olduklarma ikna et meye çah§1yorlard1. Güven telkin ettikleri §aha kendilerini dinletme avantaj mdan yararlanan Frans1z rakipleri ba§kentte kalmaya devam ederken, kendisinin k1y1da ahkonuyor olmasma giderek daha fazia ofke-
NAPOl.t:ON KÃBUSU
lenen Malcolm, §aha, Frans1z heyeti derhal s1mr dt§t edilmezse dogabilecek vahim sonuçlar konusunda uyaran sert bir nota gõn derdi. Neticede, kendisinin bizzat müzakere etmi§ oldugu antla§ mayla, iranhlar Frans1zlarla hiçbir §ekilde ili§ki kurmayacaklan m taahhüt etmemi§ler miydi ? Ama Malcolm'un üstenci ültima tomu, Britanyahlarla imzalad1g1 antla§may1 çoktan y1rt1p atmt§ §ah1 õfkelendirmekten ba§ka bir i§e yaramad1. Boyle olunca da Malcolm ba§kenti ziyaret ederek Britanyahlarm gõrü§ünü §aha §ahsen iletme imkânmdan mahrum kald1. Bunun üzerine, bir an õnce Hindistan'a dõnüp genel valiye §ahm uzla§maz tutumu hak kmda eksiksiz bir rapor sunmaya karar verdi; raporunda, sadece bir güç gõsterisinin §ahm akhm ba§ma getirebilecegini ve Fran s1zlara kap1y1 gõsterecegini belirterek, §iddetle bunun yap1lmasm1 tavsiye edecekti. Malcolm'un yola ç1kt§mdan k1sa bir süre sonra, Londra'mn õzel temsilcisi Sir Harford Jones iran'a vard1. Sansma, iran'a tam da §ahm, Kafkasya'daki topraklarmdan Ruslarm çekilmesini sag lamak için Frans1zlarm dostane giri§imlerinden daha fazlasmm gerekli oldugu gerçegiyle uzla§t1g1 bir mada gelmi§ti. iranhlar yeni bir U dõnÜ§Ü yapmak için harekete geçtiler. Frans1z genera lin ve emrindeki personelin pasaportlan ellerine tutu§turulunca, Jones ve beraberindeki personel bayram etti. Sah çaresizce kendi sine dostlar anyordu ve geçmi§i unutmaktan ziyadesiyle mutluy du -õzellikle de Jones beraberinde III . George'un hediyesi olarak hayatmda benzerini gõrmedigi, dünyanm en büyük elmaslarm dan birini getirdigi için. Bu kadar s1k arahklarla, biri ate§ solu yan digeri hediyelere bogan iki Britanya heyetinin geli§i kafasm1 kan§t1rm1§ olsa da bu konuda hiçbir §ey sõylemeyecek kadar ince dü§Ünceliydi. Britanya ile iran arasmdaki ili§kiler §imdi gene dostane bir ni telik kazanmI§tl ama Londra ile Kalküta 'mn ili§kileri iyi degildi. Kendi giri§iminin ba§ans1z oldugu yerde Londra'nm adammm elde ettigi kolay ba§anya õfkelenen Lord Minto, Britanya 'nm iran'la ili§kilerinden asd kendisinin sorumlu oldugunu yeniden gõstermeye kararhyd1. Bunu izleyen §ahsiyetsizce denebilecek çe-
39
40
B0Y0K OYUN
ki§me, sonraki bir buçuk yüzyil boyunca Britanya Hindistan'1 ile Britanya hükümeti arasmdaki ili§kileri gerecek bir rekabetin ba§ langicm1 olu§turdu. Genel vali Hindistan'm ç1karlanm her §eyin üstünde tutmak için, §aha teklif edilecek yeni antla§may1 kendi adam1 Malcolm'un müzakere etmesini isterken Londra buna kar§t ç1kt1. Sonunda, son derece tecrübeli bir diplomat olan Sir Harford Jones'un yerinde kahp müzakereleri tamamlamas1, bu vesileyle tümgenerallige yükseltilen Malcolm'un ise bu defa antla§ma §art larma kesinlikle uyulmasm1 saglamak üzere Tahran'a gõnderilme siyle vaziyeti kurtaran bir uzla§1ya vanld1. Yeni anla§mayla, §ah, ba§ka hiçbir büyük devletin kuvvetle rinin Hindistan'a saldm amac1yla topraklanndan geçmesine izin vermeyecegini ya da kendisinin Britanya'mn veya Hindistan'm ç1karlanna zarar verecek ili§kilere girmeyecegini taahhüt etti. Buna kar§thk, iran bir saldirgan tarafmdan tehdit edilecek olursa, Bri tanya yard1m için asker gõnderecekti. Bunun imkâns1z oldugunun gõrülmesi halinde ise §ayet kendisi de o ülkeyle ban§ içindeyse ki bununla Rusya'nm kastedildigi aç1kt1, Britanya istilacmm püs kürtülmesi için asker yerine yeterli miktarda silah ve dam§man yollayacakt1. Sah bir daha aym hatay1 yapmayacakt1 . Aynca, y1l da 120.000 sterlinlik bir para yard1m1 alacak ve ordusunu moder nle§tirmek ve egitmek için Frans1zlar yerine Britanyah subaylarm hizmetlerinden yararlanacakt1. Malcolm orduya nezaret etmekten sorumlu olacakt1 . Lakin Lord Minto'nun Malcolm'u Tahran'a geri gõndermeye bu kadar istekli olmasmm ardmda yatan bir ba§ ka mücbir sebep vard1. Hindistan'a bir Frans1z-Rus saldms1 olmasmdan duyulan kor kular, Hindistan'm savunmasmdan sorumlu olanlan, istilac1 bir ordunun geçmek durumunda kalacag1 topraklan ne kadar az ta md1klan gerçegiyle yüz yüze getirmi§ti. Bu soruna bir çare bul mak için bir §eyler yap1lmas1 gerekiyordu zira dünyamn bütün antla§malan bir araya gelse, Napoléon gibi kararh bir sald1rgam durduramazd1. Minto'ya gõre, bu i§i õrgütlemek için, iran hak kmda daha §imdiden diger bütün ingilizlerden fazia bilgi sahibi olan Malcolm'dan daha donammh biri yoktu. Malcolm Subat
NAPOLÉON KÃBUSU
1 8 1 0'da bir defa daha Bu§ehr'e geldi ve bu defa engellenmeksi zin iran ba§kentine dogru yola ç1kt1. Kendisine, gõrünü§te §ahm ordusunu Avrupai sava§ sanatlan konusunda egitmek ama aym zamanda, t1pk1 onlardan õnce Napoléon'un adamlarmm yapt1g1 gibi, iran'm askeri cografyas1 hakkmda ke§fedebilecek ne varsa ke§fetmek için orada bulunan, dikkatle seçilmi§ küçük bir subay grubu refakat ediyordu. Ama her §ey bundan ibaret degildi. Daha doguda, bir istilac1mn iran'dan sonra geçmek zorunda olacag1 Belucistan ve Afganis tan'm yaban topraklannda, Britanyah ba§ka subaylar §imdiden i§e koyulmu§, Malcolm için gizlice istihbarat topluyorlard1. Bu, saglam sinirler ve güçlü bir serüven duygusu gerektiren tehlikeli bir oyundu.
41
111
Büyü k Oyu n 'u n Provas1
1 8 1 0 baharmda Kuzey Belucistan'da seyahat ediyor olsamz, develere binmi§ küçük bir grup silahh adamm ücra vaha §ehri No§ki'den aynhp Afgan smmna dogru ilerledigini gozlemleyebi lirdiniz. Uzaklarda, pe§ pe§e çakan parlak §im§ekler kararmI§ gók yüzünü aydmlat1yor, ara sua gók gürültülerinin çevredeki daglar da yank1lanan gümbürtüleri duyulabiliyordu. Yakmda §iddetli bir firtma kopacak gibiydi ve develeri sürenler çóle dogru yol ahrken gayriihtiyari gocuklarma sanndilar. Adamlardan biri ótekilerden uzakla§t1; teninin rengi yol arka da§larmmkinden dikkat çekecek kadar aç1kt1. Yanmdakiler onun Tatar bir at cambaz1 oldugunu samyorlard1 zira onlara óyle sóyle mi§ti ve daha ónce hiç Tatar at cambaz1 górmediklerinden, bundan §Üphelenmeleri için bir neden yoktu. Adam onlan, No§ki ile Afga nistan-iran smmnm 650 kilometre kuzeybat1sma dü§en, surlarla çevrili kadim Herat §ehri arasmdaki, e§k1ya kaynayan, tehlikeli bolgeyi geçerken kendisine refakat etmeleri için kiralamI§tI. Aç1k tenli adam, oraya, uzaklardaki Hindistan'da ya§ayan zengin Hin du efendisi için at aramaya gittigini anlatmI§tI. Çünkü Herat Orta Asya'mn bilhassa atlanyla ünlü, büyük kervan §ehirlerinden bi-
44
eOVOK OYUN
riydi. Tesadüf bu ya, buras1 Hindistan'm savunmasmdan sorumlu olanlarm da çok ilgi gõsterdikleri bir yerdi. Yabanc1 No§ki'ye birkaç gün õnce, aym Hindu tüccara çah§an erkek karde§i olarak tamtt1gi, benzer ten renginde bir ba§ka adam la gelmi§ti. Onlan Bombay'dan getiren küçük bir yerli teknesiyle karaya ç1kt1ktan sonra, Belucistan'm kerpiç ba§kenti Kelat'a, ora dan da No§ki'ye ula§mI§lard1. K1y1dan buraya varmalan neredeyse iki aylanm almI§tI zira acele etmemi§, fazia merakh gõrünmemeye çah§arak yolda kar§1larma ç1kanlara sorular sora sora ilerlemi§ lerdi. ikisi No§ki'de birbirinden aynlm1§, ya§ça büyük olam koru malanyla birlikte Herat'm yolunu tutmu§, digeri ise gene i§vereni için at satm almay1 umdugunu sõyledigi Güney iran'daki Kirman'a gitmek üzere bat1ya yõnelmi§ti. Herkes kendi yoluna gitmeden õnce, No§ki'de k1sa bir süre kalmak için kiralad1klan yerli evinin mahremiyetinde birbirleriy le vedala§mI§lard1. Gõzetlenip dinlenmediklerinden emin olmaya çok dikkat etmi§lerdi. Gerçekte, merakh biri bir arahktan içeriyi dikizleyecek olsa, gõrdüklerinden ve duyduklanndan §a§kma dõ nebilirdi. Çünkü bunun iki karde§in vedala§masmdan çok daha õte bir §ey oldugu apaç1kt1. iki adam gõzleri kap1da, alçak sesle ve Asyahlarm yabanc1s1 oldugu bir kesinlikle, tutacaklan rotalarm ayrmt1lanm ve bir §eyler ters gidecek olursa yapilacak son dakika düzenlemelerini tart1§1yorlard1. Bir kulak misafirinin takip etmekte zorlanacag1 ba§ka konulan da tart1§t1lar. Zira gerçek §Uydu ki ( bu, ikisi için de anmda õlüm demek olurdu), Tatar olmak §Õyle dursun at cambaz1 da degillerdi. Hatta karde§ bile degillerdi. Onlar, daha õnce hiç ke§fedilmemi§ yaban ve kanun tammaz bõlgeleri General Malcolm adma gizlice ke§fe ç1km1§ Britanyah genç subaylard1. ikisi de Bombay 5. Yerli Piyade Alay1'ndan olan Yüzba§I Char les Christie ve Üstegmen Henry Pottinger §imdi, üstlendikleri gõ revin en tehlikeli ve --onlan buraya gõndermi§ olanlar için- en õnemli k1smma ba§lamak üzereydiler. O güne kadar, yani k1y1dan buraya kadarki gõrünü§te tela§SIZ yolculuklan masmda a§iretler, liderleri ve denetimleri altmdaki sava§ÇI say1lan hakkmda epeyce istihbarat toplamay1 ba§arm1§lard1. Geçtikleri arazinin savunma
BÜYÜK OYUN'UN PROVASI
aç1smdan sundugu imkânlan da dikkatle not etmi§lerdi. Yabanc1 olmalanndan õtürü, islam dininden Tatarlar bile olsalar, kendile rine derin bir §Üpheyle bak1lm1§t1. Birkaç defa, ba§lanm beladan kurtarmak için yalan sõylemek zorunda kalm1§, gõstermelik hikâ yelerini §artlara uyacak §ekilde aynntilandmp geli§tirmi§lerdi. Ba g1ms1zhklarma son derece dü§kün olan Beluçlar ne i§ çevirdiklerini anlasalar, anmda, Britanyahlann topraklanm ele geçirmek ama c1yla ke§if yapt1klanm dü§ünürlerdi. Ama Christie ve Pottinger'm §ansma, bu ücra bõlgede ya§ay1p da daha õnce Avrupah gõrmü§ kimse yoktu. O ana kadar, k1hk degi§tirmi§ olduklanm da anlayan ç1kmam1§tl - ya da õyle gõrünüyordu. Gene de birbirlerine iyi §ansiar dileyerek aynhrken, bunun son bulu§malan olabileceginin farkmdayd1lar. Ama her §eyin yolunda gidecegi varsay1hrsa, planlan, ke§if çah§malanm tamamlad1ktan sonra §ahm topraklarmm nispeten güvenli ortammda, üzerinde anla§tiklan bir yerde ve günde yeniden bulu§makt1. Birinden biri belirlenen tarihte hâlâ gelememi§ olursa, digeri ya yokuluktan vaz geçmek zorunda kald1gm1 ya da õldürüldügünü farz edecek ve tek ba§ma Tahran'a giderek durumu Tümgeneral Makolm'a rapor edecekti. ikisinden biri zora dü§tügü takdirde, bir yard1m çah§ masmm õrgütlenebilmesi için digerine ya da Tahran'daki Britanya heyetine bir mesaj ula§t1rmaya çah§acakt1. Christie'nin 22 Mart günü adamlanyla birlikte yola ç1kmasm dan sonra, Pottinger kendi küçük kafilesini sefere haz1rlamak için No§ki'de kald1. Makolm ona, batida uzand1g1 dü§ünülen ve ilerle yen bir ordu için büyük bir engel olu§turacag1 umulan geni§ çõlleri ke§fetme gõrevini vermi§ti. Ama 23 Mart'ta tela§landmc1 bir haber ald1. Christie'yle birlikte Beluçlann ba§kenti Kelat'ta edindikleri dostlarmdan gelen bir mesaj , kom§u Sind'den ikisini de tutuklama emriyle adamlar geldigini bildirerek onu uyanyordu. Adamlar Ke lat hamna, Christie ile Pottinger'm at cambaz1 falan olmad1klanm, ülkeyi askeri amaçlarla ke§fetmek için bu k1hga girdiklerini, yap t1klan i§in halklan için tehdit olu§turdugunu anlatm1§lard1. iki ingiliz tutuklanarak Sind'in ba§kenti Haydarabad'a geri gõ türülecek ve orada haklarmdan gelinecekti. Mesajda, silahh Sindli-
45
46
BOVOK OYUN
leria, No§ki yolunda, çõl üzerinden sadece 80 kilometre mesafede olduklan da belirtiliyordu. Sindliler onlan falakaya yanracaklanm saklamadtldarmdan, henüz vakit varken, yol arkada§1yla birlikte §e hirden aynlmalar1 sahk veriliyordu. Falakaya çekilmenin Haydara bad'da ba§larma gelebileceklerin en hafifi oldugunu bilen Pottinger, oradan derhal aynlmak için planlar yaptl. Ertesi sabah, onun ve Christie'nin hayat101 kurtarmak için kendi hayatlanm tehlikeye atan Kelat'taki dostlarma derin minnet duygulan içinde, be§ Beluç'tan olu§an bir silahh kuvvetle, apar topar bat1ya dogru yola ç1kt1 . ... ... ...
Bu arada, bütün bunlardan habersiz Christie, küçük kafilesiyle Afgan smmna yakla§1rken bir ba§ka tehlikeyle kar§1la§ml§tl. No§ ki'den aynld1ktan k1sa bir süre sonra, iyi niyetli bir çoban, silahh 30 Afgan'm onu soymaya haz1rland1klanm ve biraz ilerideki küçük bir vadide pusuda beklediklerini sõyleyip onu uyarm1§t1. Bu da yet mezmi§ gibi, No§ki'den aynld1klan s1rada yakla§makta olan firtma bütün §iddetiyle patlam1§, onlan ve e§yalanm smls1klam ederek bu ç1plak arazide ne olursa olsun küçük bir s1gmak aramak zorunda hirakm1§t1. Bu, hayal edilemeyecek kadar büyük bir yalmzhk içinde yürütülen bir gõrev için hiç de cesaretlendirici bir ba§lang1ç degildi. Ama ertesi sabah firtma dinmi§, anla§1ld1g1 kadanyla dü§manlan da çekip gitmi§ti. Gene de bu kanun tammaz âlemde yagmac1larm saldmsma ugrama korkusu, Büyük Oyun'un sonraki oyuncularmm tümü gibi Christie ve Pottinger'a da sürekli i§kence edecekti. Christie, bunun e§k1ya kar§Ismda kendisine belli bir koruma saglayabilecegi umuduyla, at cambaz1 k1hgmdan ç1k1p Mekke'den dõnmekte olan Müslüman bir hac1 k1hgma bürünmeye karar ver di. Yolculugunu anlatt1g1 kitabmda ayrmt1lara girmez ama anla §ild1g1 kadanyla, bu degi§iklik, gizli bir mektup gõtürdügü Hint li bir tüccann yard1m1yla ve bir korumamn i§ine soo verilip bir ba§kasmm edinilmesi arasmda gerçekle§mi§ti . Ne var ki bu yeni k1hgm da yaratt1g1 sorunlar ve tehlikeler vard1; ve çok geçmeden, bir mollanm onu ilahiyatla ilgili bir tart1§maya çekmesiyle, kendi sini boyunu a§an can s1k1c1 bir i§in içinde buldu. Ama muhatab1 gibi �ii degil, Sünni bir Müslüman oldugunu sõyleyerek kimliginin
BÜYÜK OYUN'UN PROVASI
aç1ga ç1kmas1m engellemeyi ba§ard1. Christie olaganüstü uyamk ve becerikli bir insan olmahyd1 zira bir noktada, sõylendigine gõre zalim bir adam olan yõrenin hamndan, onun gerçek mührünü ta§I yan sahte bir laissez-passer (geçi§ izni) almay1 becerdi. Bu belgenin yard1m1yla, kom§u bõlgenin hamndan s1cak bir kar§1lama gõrmeyi garantiledi; hatta han onu kendi saraymda ag1rlad1. Christie, art1k, varmay1 hedefledigi gizemli Herat §ehrine dõrt günlük mesafedeydi; ondan õnce Herat'1 ziyaret etmeye sadece bir Avrupah cesaret etmi§ti. Afganistan'm iran smmnda bulunan §ehir, Asya 'y1 boydan boya geçen büyük kervan yollan agmm üzerinde yer ahyordu. Çar§1lannda Hokand ve Ka§gar, Buhara ve Semerkant, Hive ve Merv'den getirilmi§ mallar sat1hyor, bat1ya da iran'm kadim kervan §ehirleri Me§hed, Tahran, Kirman ve isfahan'a uzanan ba§ka yollar gidiyordu. Ama bati tarafmdan istilaya ugramaktan korkan Hindistan'daki Britanyahlar için Herat'm daha kaygtlandmc1 bir õzelligi vard1. Sehir, Hindistan'a giden geleneksel fetih yollanndan birinin üzerinde yer ahyordu; has1m bir güç bu yol üzerindeki iki büyük geçitten -Hayber ve Bolan geçitleri- birine eri§ebilirdi. Daha da kõtüsü, §ehir uçsuz bucaks1z çõller ve a§1lmas1 imkâns1z dag Sira lanyla kaph bir bõlgede, koca bir ordunun yiyecek ve su ihtiyac1m kar§tlama kapasitesine sahiir ya da Hindistan'da bõyle olduguna inamlan- zengin ve bereketli bir vadide yer ahyordu. Christie'nin gõrevi bunun ne dereceye kadar dogru oldugunu saptamakt1. Christie 1 8 Nisan'da, yani Pottinger'la birlikte Bombay'dan de nize aç1lmalarmdan dõrt ay sonra, surlarla çevrili büyük Herat §eh rinin ana kap1smdan içeri girdi. Dindar Müslüman k1hgmdan ç1k1p tekrar at cambaz1 k1hgma girmi§ti zira üzerinde §ehirde ya§ayan Hindu bir tüccara yaztlm1§ tavsiye mektuplan vard1. Orada bir ay kalacak, keskin asker gõzüne ya da kulagma taktlan her §ey hak kmda dikkatle notlar alacakt1. " Herat §ehri bir vadide yer ahyor ve ulu daglarla çevrili " diye gõzlemlemi§ti. Dogu-bat1 dogrultusunda uzanan vadinin uzunlugu 48, geni§ligi 24 kilometreydi. Toprakla nm, çevredeki daglardan dogan ve vadiyi boydan boya geçen bir nehir suluyordu; yogun bir §ekilde ekilen vadide gõz alabildigine uzanan bahçeler ve kõyler vard1. Sehrin kendisi 1 O kilometrekarelik
47
48
BOYOK OYUN
bir alam kapbyordu; kalm duvarlar ve hendeklerle çevriliydi. Kuzey ucunda bir tepenin üstünde, her kõ§esinde bir kule olan, harman tuglasmdan in§a edilmi§ bir iç kale yükseliyordu. Buray1, aç1br ka pamr bir kõprüyle geçilen ikinci bir hendek ve bunun õtesinde, bir ha§ka yüksek duvar ile içinde su olmayan üçüncü bir hendek çev reliyordu. Sehre yakla§an herkese muhte§em gõrünen bütün bu un surlar Christie'yi etkilememi§ti. " Bütününe bak1ld1gmda, tahkimat aç1smdan çok küçümsenesi" olduklanm yazmi§tl. Christie, Herat'm Napoléon ya da Çar Aleksandr'mki gibi, modem toplarla donatilm1§ bir ordunun saldmsma kar§l kendini savunma kapasitesinden çarpilmam1§t1 ama §ehrin gõzle gõrünen zenginligi ve bereketi, dolay1s1yla de eline dü§ebilecegi bir orduyu ikmal ve destekleme kapasitesinden çok etkilenmi§ti. Çevredeki kir sal bõlgede mükemmel otlaklar, say1S1z at ve deve ile boi miktarda bugday, arpa ve her çe§it taze meyve bulunuyordu. Christie, Herat ve civarmm nüfusunu 1 00.000 olarak vermi§ti; bunlarm arasmda çogunlukla varbkh tüccarlar olan 600 Hindu da yer abyordu. Art1k ke§fedecek daha fazia bir §ey olmad1gma kanaat getiren Christie, 1 8 May1s'ta, patronu için almaya geldigi atlarla Hindis tan'a dõnmeden õnce, 320 kilometre kuzeybat1da yer alan, iran'm kutsal Me§hed §ehrine k1sa bir dini ziyaret yapacag1m duyurdu. Bõylece, gõstermelik hikâyesi geregi almak zorunda oldugu atlan satm almadan Herat'tan aynlabildi. Ertesi gün, içi epey rahatlam1§ olarak Dogu iran'a geçti. Aylarca yalan sõyleyip dalavere çevir dikten sonra, kendisini nihayet mant1ken güvende hissediyordu. K1hk degi§tirmi§ bir Dogu Hindistan Kumpanyas1 subay1 oldugu ortaya ç1ksa bile, Britanya'mn art1k iran'la iyi ili§kiler içinde ol mas1, ba§ma ciddi bir §ey gelmemesini saglard1. Dokuz gün sonra, Me§hed'e giden eski hac yolundan güneybat1 istikametine saparak çõl üzerinden, Christie, Üstegmen Pottinger'm art1k varm1§ olmas1 gerektigini hesaplad1g1 isfahan'm yolunu tuttu. ... .. ..
No§ki'de birbirlerinden aynb§lanmn üzerinden geçen iki ayda üstegmen arkada§imn ba§ma çok §ey gelmi§ti. Elinde ona rehber lik edecek bir harita olmayan (o sirada bõyle bir harita mevcut
BÜYÜK OYUN'UN PROVAS!
degildi) 20 ya§mdaki genç üstegmen, Belucistan ve iran üzerinden yakla§1k 1 .500 kilometrelik bir yolculuga ç1km1§t1. Daha õnce is tilacilar tarafmdan kullamlm1§ olsa da sonraki bir yüzy1l boyunca ba§ka hiçbir Avrupahmn tutmaya kalk1§mayacagi bir rota seçmi§ ti. Yolculuk üç ay sürecek ve sadece, su kuyulan ile katil e§kiya çe telerinin arasmdan ona yol gõsteren yerel rehberlerin yard1m1yla, çok tehlikeli iki çõlü a§acakt1. Pottinger hastahklara ve diger zorluklara ragmen, istilac1 bir ordu için degerli olabilecegini dü§ündügü, gõrüp duydugu her §eyi gizlice kaydettigi ayrmt1h bir günlük tuttu. Su kuyulanm ve akarsu lan, tanm ürünlerini ve diger bitkileri, yag1§ durumunu ve iklim ko §ullanm not etti. En iyi savunma mevzilerinin yerlerini belirledi, yol boyundaki kõylerin tahkimatlanm, yerel hanlarm ki§ilik õzellikleri ni ve ittifaklanm aynntilanyla betimledi. Eski eser uzmam olmad1g1 için yõre insanlarmm bunlann tarihleri ve ya§lanyla ilgili ku§kulu hikâyelerine dayanmak zorunda kalsa da õnünden geçtigi harabe lerin ve amtsal yap1larm bile kayd1m tuttu. Aynca, rotas1m gizlice bir krokiye aktard1; bu kroki ileride, bat1dan Hindistan'a yakla§ma yollanm gõsteren ilk askeri haritaya dõnü§türülecekti. Belki de s1r nm ileride kullanmak üzere kendine saklamak istediginden, diger her konuda ayrmt1h bilgilere yer verdigi seyahat güncesinde, bu i§i fark edilmeden nas1l yapmay1 ba§ard1g1m aç1klamam1§t1. Pottinger ve be§ ki§ilik ekibi, 3 1 Mart'ta muazzam Helmend Çõlü'nün güneydogu kõ§esinin etrafmdan doland1ktan sonra ( bõy lece, bu çõlün mevcudiyeti ve yakla§Ik konumu dogrulanm1§ oldu) art1k geçmek zorunda olduklan iki çõlden birincisine girdiler. Pot tinger, istilac1 bir ordunun yolu üzerinde bõyle uçsuz bucaks1z do gal engellerin bulunmasmm, Hindistan'm savunmasmdan sorumlu olanlar için son derece iyi bir haber olacagm1 biliyordu. Çok geç meden, bu çõllerin Beluçlar arasmda neden o kadar kõtü bir §Õhre te sahip oldugunu da anlad1: Birkaç kilometre içinde, arka arkaya, baz1larmm yüksekligi alt1 metreyi bulan, neredeyse dikey k1rm1Z1 kum tepeleriyle kar§1la§m1§lard1. Pottinger, " Bunlarm çogu hâkim rüzgârm tam aksi istikametinde diklemesine yükseliyor [ . . ] ve belli bir mesafeden, rahathkla yeni õrülmü§ tugia bir duvara benzedikle.
49
50
eOVOK OYUN
ri dü§ünülebilir" diye anlat1r. Ama tepelerin rüzgâr taraf1 yumu§ak bir egimle bir sonraki tepenin tabamna dogru iniyor, bu da aralarm da geçecek bir yol b1rak1yordu. Genç üstegmen, "Tutmak zorunda oldugum istikamet buna elverdigi müddetçe bu yollardan ç1kma d1m" diye eklemi§ti, "ama gene de gerektiginde develeri dalgalarm üzerinden geçirmekte, õzellikle de bunlarm rüzgâra bakan yüzüne t1rmanmam1z gerektiginde a§m zorland1m ve yoruldum; t1rmanma giri§imlerimizde pek çok kez yenik dü§tük. " Ertesi gün §artlar daha da kõtüle§ti. Pottinger, kumullara kar§t verdikleri sonu gelmez mü cadelenin, "sadece benim ve adamlanmm degil, develerin bile, sü rekli yer degi§tiren kum tanecikleri yüzünden çektigimiz s1kmtmm yamnda hiç kald1gm1" belirtmi§ti. Zira çõlün üzerinde, gõzlerine, kulaklarma ve ag1zlanna dolan ve çok büyük bir rahats1zhk veren k1rmm renkte, a§mdmc1 bir toz tabakas1 as1h duruyordu; kavurucu s1cagm ag1rla§ttrd1g1 susuzluk hissi de bunun cabas1yd1. Çok geçmeden, yanmda kurakhk nedeniyle k1sa bir süre õnce terk edilmi§ bir kõyün bulundugu, 500 metre geni§liginde kuru bir akarsu yatagma ula§ttlar. Burada mola verdiler ve bir sürü yer kazd1ktan sonra iki tane c1hz su kaynag1 bulmay1 ba§ard1lar. Çõl art1k kumdan degil, sert ve siyah çak1l ta§larmdan olu§uyordu. Çok geçmeden, hava nemlenmeye ba§lad1 ve ans1zm olu§an toz dan iblislerin, yani hortumlarm hemen ardmdan §iddetli bir firtma patlad1. Pottinger, "Yagmur hayat1mda hiç gõrmedigim kadar iri damlalarla yag1yordu" diye anlat1r. " Hava õylesine kararmt§tt ki be§ metre õnümü bile hiçbir §ekilde seçemiyordum. " Rehberi ona, çõlün geçilemez kabul edildigi yaz ortasmda zaman zaman pat lak verenlere k1yasla, bunun gene de yumu§ak. bir f1rtma oldugunu sõylemi§ti. Bu f1rtmalar s1rasmda esen fmn s1cakhgmdaki rüzgâra, Beluçlar "alev" ya da "k1ran" diyorlard1. Rüzgârm §iddeti develeri õldürebildigi gibi, korunmas1z insanlarm derisini diri diri yüzebi liyordu. F1rtmanm etkilerine tamk olduklanm iddia eden Pottin ger'm adamlarma gõre, "talihsiz kazazedenin kaslan kattla§tyor, derisi kuruyor, eti cay1r cay1r yamyormu§ gibi müthi§ bir ac1 bütün bedenine yay1hyordu . . . " Ona, kurbanm derisinde " kanamaya yol açan derin yanklar açtld1gm1 ve kan kaybmm bu çileye çabucak
BÜYÜK OYUN'UN PROVASI
son verdigini " belirtmi§lerdi; ama kurbanm son nefesini vermeden õnce, günlerce olmasa bile saatlerce c,an çeki§tigi de olabiliyordu. (Bunun kesinlikle büyük bir abart1 oldugu bugün a§ikâr gõrünse de Pottinger'm zamamnda çõlde seyahat konusunda çok az §ey biliniyordu ve bunun gibi daha õnce ke§fedilmemi§ bõlgelerde, her §ey mümkün gõrünüyor olmahyd1. ) Çõlde kerteriz almabilecek hiçbir belirgin yüzey §ekli olmad1gmdan, rehber izleyecekleri rotay1 uzaklardaki bir dag masma ba karak belirlemi§ti. Ama bir keresinde, Pottinger korkunç gündüz s1cagm1 yememek için gece yans1 yola ç1kmaya karar verdiginde, hangi yõne gideceklerini bilemeyip kisa sürede yollanm kaybettiler. Pottinger üzerinde gizledigi bir pusula ta§tyordu. Pusulay1 adam lanna fark ettirmeden ç1kard1 ve üzerindeki cam1 sõktükten sonra ba§parmag1yla ibreyi yoklayarak, tutmalan gereken yõnü saptad1. Gün 1§1d1gmda dogru yõnde olduklan anla§1lmca, adamlan hayre te dü§tüler ve günler boyu, Pottinger'm " aklmm muhte§em kam t1 " diye bundan sõz ettiler. Normalde, Pottinger pusulas1m sadece krokisi için kerteriz almada ve gizlice kullamyordu ama bir ya da iki kez gõrülmesini engelleyemedi. Bunun üzerine, aletin ona Kib le'nin, yani Muhammed'in kabrinin bulundugu yõnü gõsteren bir Kiblenüma oldugunu, namaz kilarken o yõne dogru secde edebil mesini saglad1g1m anlatacakt1. O gün 1 9 saat boyunca ilerleyerek 78 kilometre yol yapt1lar; bu yolculuk, adamlan da develeri de yorgunluktan tüketti. Yiye cekleri ve sulan da tehlikeli bir §ekilde azald1gmdan, Pottinger hiç degilse içecek su bulabilecekleri daglara ula§ana kadar yola devam etmek istedi. Ne var ki adamlan devam edemeyecek kadar yorgun du, bu nedenle kalan suyu aralarmda bõlü§üp hiçbir §ey yemeden gece orada konaklad1lar. Ertesi gün õgleden sonra, kanun tammaz hg1yla ünlü Mekran denen bõlgedeki Kullugan kõyüne yakla§ttlar. Kõyün serdarmm (muhtar) kiz1yla evli oldugu ortaya ç1kan Pottin ger'm rehberi, bu tehlikeli bõlgede yabancdarla birlikteyken âdet oldugu üzere, kõye õnce kendisinin girmesi için 1srar etti. Kisa bir süre sonra da dõnüp Pottinger'm gelmesinde sorun olmad1g1m belirtti ama serdar, Pottinger'm kendi güvenligi için hac1 kihgma
51
52
BOVOK OYUN
girmesini buyurmu§, aksi takdirde kendi evinde bile onun güvenli ginden sorumlu olamayacagm1 sõylemi§ti. Ona, "Art1k Kelat hammn topraklarmda degilsin" diye anlat IDl§lard1. Bundan bõyle, oradaki gibi bir asayi§ ve emniyet bekle memesi gerekiyordu. "Art1k herkesin mensup olduklan kast geregi soyguncu oldugu, karde§lerini ve kom§ulanm bile gõzünü k1rpma dan soydugu Mekran'day1z. " Pottinger, Hindistan'daki zengin bir tüccar hesabma çah§an bir at cambaz1 olarak saldmya õzellikle aç1k olacakt1 zira kendisine ait olmasa bile üzerinde para ta§1d1gi dü§ünülecekti. No§ki serdan onu Mekran'm kõtü §ôhreti konu sunda uyarm1§ oldugundan, Pottinger derhal yeni kimligine uygun " dindar ki§i havasma ve çehresine " büründü. Kõye girerken, serdar ve diger ileri gelenlerin onu resmen kar §ilamak için bekledigi caminin yamnda durup devesinden indi. Camideki kaq1lamadan sonra, iki odah bir mezbelelik olan kala cag1 yere gõtürüldü. Burada ona ve adamlanna yiyecek getirildi. Otuz saattir hiçbir §ey yememi§ olduklarmdan, yemeklere i§tah ve §Ükranla sald1rdilar. Ama seyahatin kalan k1sm1 için yolluk satm almalan daha zor oldu. Ona, kurakhk nedeniyle yiyecek k1thg1 ya§and1gi ve bunun sonucunda fiyatlarm fahi§ biçimde yükseldigi anlatild1. Bu nedenle, bütün alabildikleri, serdarm kendi erzak sto kundan verdigi az miktarda hurma ve arpa unu oldu. Pottinger'a, 1 . 1 00 kilometrelik Kirman yolundaki bir sonraki kõyün, sakinleri daha üç hafta õnce Kullugan'1 bas1p yagmalad1k lan için kendileriyle sava§ halinde oldugu uyans1 yap1lm1§t1. Ora ya gitmeye kalkmas1 onun için intihar demek olurdu; ama yamna ba§ka silahh adamlar da almadan bat1ya dogru ilerlemeye devam etmesi de sakmcahyd1. Nitekim rehberi ona bõyle bir koruma ol madan yola devam etmeye haz1r olmad1gm1 sõyledi ve bunun yeri ne, No§ki'ye geri dõnmesi için ona refakat etmeyi õnerdi. Pottinger yolculugun bir sonraki ayag1 için, istemeye istemeye, fitilli tüfekleri olan alt1 adam daha kiralamay1 kabul etti ve kom§U dü§man kõy den geçmeyen yeni bir rota ç1kanld1. O gece, içlerinde serdann da bulundugu kõy ihtiyar heyeti, Pot tinger'la çe§itli konulan tart1§mak üzere kald1g1 yeri ziyaret etti.
BOYÜK OYUN'IJN PROVASI
Din konusunu da tart1§mak istemeleri Pottinger'1 tela§land1rm1§t1. Zira mübarek bir adam olarak, gõrü§leri derinlemesine tart1§ila cak ve saygiyla dinlenecekti. islam ilahiyat1 konusundaki neredeyse mutlak cehaletine ragmen, Pottinger kurus1k1 atarak, hiçbir §Üp he uyand1rmadan bu i§in içinden s1yrilmay1 ba§ard1. Basit hatalara dü§memeyi becerdigi gibi, üzerinde konu§ulan birtak1m konulara aç1khk da getirdi. Tarti§malardan biri de güne§in ve aym dogas1 üzerindeydi. Kõylülerden biri, ikisinin aym §ey oldugunu savundu. Bir ba§kas1, eger õylelerse bazen neden aym anda gõrülebildikleri ni sorgulad1. Birincisi, birinin digerinin yans1mas1 oldugu cevab1m verdi. Bu noktada, Pottinger'm gõrü§üne ba§vuruldu. Pottinger bu davetsiz misafirlerden rahats1z olmaya ba§lam1§t1, dahas1, art1k ya t1p uymak istiyordu; bu nedenle, ikinci adamm gõrü§Ü lehinde gõ rü§ bildirerek, kõylülerin yapacak ba§ka hiçbir §eyleri olmad1g1 için saatlerce sürmesinden korktugu bir tartI§maya son noktay1 koydu. Ertesi gün serdar Pottinger'a, kõyden aynlmadan õnce camide namaza kat1lmas1 gerektigini ima etti. Pottinger sonradan bunun "o güne dek kaçmm1§ oldugu bir ikiyüzlülük " oldugunu yazacak t1. Ama serdar onu almaya odasma geldiginden, õnünde ba§ka bir seçenek kalmad1. Günlügünde, " Ba§ka çare olmad1g1m kavrad1g1mdan, gõzümü serdann üzerinden ay1rmadan ve kendi kendime mmldanarak secdeye kapamp kalkma hareketlerini tekrarlamakla yetindim " diye anlat1r. �a§1rt1c1 bir §ekilde, kimse ondan §Üphelen memi§ti. Pottinger'a yeni k1hgnil õnermi§ olan dost serdar, onun dervi§ falan olmad1g1m çok iyi biliyordu ama dindar bir Müslü man oldugunu varsayd1g1 konugunun H1ristiyan ve Britanyah bir subay oldugundan da bihaberdi. Bu, Pottinger'm dervi§ k1hgmda dola§maktan õtürü yogun bir endi§e ya§ayacag1 son olay da ol mayacakt1. Bütün gece yol yapt1ktan sonra Gull kõyüne vardilar. Pottinger burada molla tarafmdan s1cak bir §ekilde kar§iland1 ve kahvalt1ya davet edildi. "Kar§1ma, gõlge veren bir agacm altma serilmi§ hahlarm üzerinde oturan, õnlerindeki tahta tabaklarda ek mek ve tereyag1 olan, iyi giyimli ve sayg1deger dõrt-be§ adam ç1kt1 " diye anlat1r. Adamlar onu selamlamak için ayaga kalkt1lar ve Pot tinger mollamn sag tarafma oturtuldu. Karmlanm doyurduktan
53
54
BOYOK OYUN
sonra, adamlardan biri ona seslenerek bir §ükran duas1 okumas1m sõyledi. Pottinger, " Bu tats1z oldugu kadar beklenmedik bir §eydi ve bir an büyük bir kafa kan§1khg1 ya§ad1m" diye anlat1r. Ama be reket versin ki Bombay'dan aynlmadan õnce, bunun ileride kendi sini naho§ bir ak1betten kurtaracagm1 bir an olsun dü§ünmeksizin, zahmete girip bir hizmetkârmdan bir-iki Müslüman duas1 õgren mi§ti. O ve Christie gõrevlerini dervi§ degil at cambaz1 k1hgmda yürütme niyetiyle yola ç1km1§lard1, yoksa zahmet eder, bu dualan daha dogru dürüst bir §ekilde õgrenebilirdi. Pottinger can havliyle dualardan birini hat1rlamaya çah§irken, bütün gõzlerin üzerine di kilmi§ oldugunu bilmenin rahats1zhg1yla ayaga kalkt1. " Son derece ciddi bir hava takmd1m, akla hayale gelebilecek bütün anlamlarda sakahm1 s1Vazlad1m " diye yazar. Allah, resul ve §ükür gibi kelime leri -" daha iyi seçilecek §ekilde"- telaffuz etmeye dikkat etmi§ ti. Bunlann, bu türden bir duada tekrarlanma ihtimali en yüksek sõzcükler olabilecegini hissetmi§ti. Ba§vurdugu riskli hile bu defa da i§e yarad1 zira hiçbir §eyden ku§kulanmayan molla ve tayfas1 dindar ziyaretçilerine hayirhah bir §ekilde gülümsediler. Pottinger camm k1l pay1 kurtard1g1 bir sonraki olay1, ertesi gün, bir ba§ka kõyde ya§ad1. Çar§1dan kendisine bir çift çorap satm ah yordu ki (çünkü çakallar gece çorabmm tekini ahp gõtürülmü§ tü ) etrafmda toplanm1§ kalabahktan sakalh bir adam, parmag1yla ayaklanna i§aret etti. Pottinger'm belli ki zahmetli ya da fakir bir ya§ama ah§km olmayan biri oldugunu sõyledi. Pottinger, " Hemen gidip ayakkab1lanm1 giydim zira ayaklanm1 güne§te birakmaya hep dikkat etmi§ olsam da o korkunç hava §artlarma maruz ka lan yüzümün ve ellerimin rengine asla büründüremiyordum " diye anlat1r. Daha fazla sorguya çekilrnekten kurtulmak için, pe§inde onu yakmdan takip eden adam, devesinin yanma dõndü ve h1zla kõyden uzakla§tl. Pottinger ve tayfas1 bundan iki gün sonra, gecelemeyi planla d1klan, kerpiç duvarlarla çevrili küçük Mughsee kõyüne girdiler. Ama orada olup bitenleri gõrünce oyalanmadan kõyden aynlma ya karar verdiler. Onlara, daha birkaç gün õnce silahh bir e§k1ya çetesinin serdan ve ailesini õldürüp kõye el koydugu anlat1lm1§t1.
BOVOK OYUN'UN PROVASI
Serdarm ogullarmdan biri kaçmay1 ba§arm1§t1 ve §akiler tam da o anda, Pottinger ile adamlarma parmaklanyla gõsterdikleri, s1gm d1g1 evi ku§atmaktayd1. Sakilerin kõyün yakmlannda toprak ekip biçmesine izin vermedikleri serdarm talihsiz ogluna, ya d1§an ç1k1p ailenin kalan k1sm1 gibi õldürülecegi ya orada aç birak1hp teslim olmak mecburiyetinde birakilacagi sõylenmi§ti. Hiçbir kõylü onu savunmaya kalk1§mad1; Pottinger ve küçük ekibi de araya gireme yecek kadar güçsüzdü. Adam1 kaderiyle ba§ ba§a b1rakarak yolla rma devam etmekten ba§ka seçenekleri yoktu. Üç gün sonra, Pottinger kendisini, acaba sonum geldi mi diye sorarken bulacakt1. Bir õnceki kõyün serdarmdan ald1g1 bir refo rans mektubuyla Puhra kõyüne gelmi§ti. Mektubu Puhra hamna takdim etti, o da mirzasmdan mektubu yüksek sesle okumas1m istedi. Mektubun yazarmm, topraklanndan geçen bu mübarek adamm, aslmda mütevaz1 bir dervi§ olmak için ayncahkh bir ha yata tõvbe etmi§ soylu biri, hatta muhtemelen bir bey olmasmdan §Üphelendigini ifade etmi§ olmas1, Pottinger'1 fena balde kõ§eye s1k1§tird1. Bunun, Puhra'da iyi bir §ekilde kar§1lanmas1m saglamak için büyük bir iyi niyetle yazild1gmdan ku§kusu yoktu. Ama bu, dogrudan ve dramatik bir §ekilde, sadece sahte bir hac yolcusu -dahas1 kâfir bir Hiristiyan- degil, ingiliz de oldugunun ortaya ç1kmasma yol açacakt1. Ve kimligi hiç beklenmedik bir §ekilde aç1ga ç1kanld1. Serdarm mektubunun okunmasmdan sonra, etraf1m saran kõy lü kalabahgi ona yeni bir merakla bakmaya ba§lam1§t1. Tam o s1rada 1 0 - 1 2 ya§larmda bir erkek çocugu birden sesini yükselterek, " Eger bu mübarek bir adam oldugunu sõylemediyse, yemin ede rim ki geçen y1l Bempur'a gelen Avrupah Grant'in karde§idir . . . " dedi. Bengal Yerli Piyade Alay1'ndan Yüzba§l W. P. Grant, õnce ki y1l, dü§man bir ordunun bu yoldan Hindistan'a dogru ilerleyip ilerleyemeyecegini gõrmek üzere Mekran k1y1lanm ke§fe gõnderil mi§ti (ve bunun olabilecegini rapor etmi§ti) . Ke§if gezisi s1rasmda da §imdi Pottinger'm yakla§makta oldugu, iran'm dogusundaki Bempur kasabasma kadar ilerlemi§ti. Pottinger'm §anss1zhgma, bu çocuk -belki de orada bulunanlar arasmda, õmründe ilk defa bir
55
56
B0Y0K OYUN
Avrupah gõrmü§ tek ki§i oydu- yüzba§1ya rastlaml§ ve iki adam arasmdaki benzerligi fark etmi§ olmahyd1. Fena balde sarsilan Pottinger, korkusunu belli etmemeye çah§ t1. Notlarmda, " Oglamn sõylediklerinin fark edilmemesini sag lamaya çah§t1m ama bak1§lanmdaki endi§e beni ele verdi" diye yazm1§t1. Bunu gõren han, ona gerçekten Avrupah olup olmad1g1m sordu. Ama devammda, eger õyleyse korkmasma gerek olma d1g1m zira ona hiçbir zarar verilmeyecegini sõylemesi Pottinger'm içini rahatlatt1. Pottinger daha fazia rol yapmamn anlam1 olmad1g1m gõrerek, aslmda Avrupah oldugunu itiraf etti ama Hindu bir tüccarm hizmetinde çah§t1g1m sõyledi. Yolculugunun ba§larmda bõyle bir itiraf, derhal bir ingiliz casusu olarak kabul edilmesine neden olacagmdan, büyük ihtimalle canma mal olurdu ama §Ímdi iran smmna oldukça yakla§ml§tl, dolay1s1yla, kendisini tamamen olmasa bile nispeten güvende hissediyordu. Dahas1, gerçek kimligi ancak k1smen aç1ga ç1km1§t1. Meslegi ve orada bulunu§unun ger çek amac1 anla§1lmam1§t1. Bereket versin ki bir kâfirin dindar bir Müslüman k1hgma gir mi§ olmasma takilmayan han, bu hileye gülüp geçti. Ama Pottin ger'm aç1kça aptal yerine konmu§ rehberi çok õfkelenmi§ti. ilk õnce Pottinger'm itirafm1 kabul etmeye yana§mad1 ve bu mübarek adamla girdigi ilahiyat tart1§malanm anlat1p ham ve kalabahg1 eg lendirdi. Hatta Pottinger'm onu, §imdi inanmad1g1 belli olan bir din hakkmda, baz1 noktalarda nasil da paylad1gim sõylediginde han içtenlikle güldü. Pottinger'm bir ba§ka adammm, rehberin onun Avrupah oldugundan ku§kulanmam1§ olsa bile mübarek bir adam olmad1g1m ba§tan beri bildigini iddia etmesi, adamm õfkesi ni ve mahcubiyetini iyice art1rd1. Rehberin, diger adam1 Pottinger'm aldatmacasma ortak ol makla itham etmesi üzerine õfkeli bir tart1§ma ba§lad1. Sonunda, kendisi de dahil herkesin aldand1gim belirten hanm keyifli mizac1 günü kurtard1 ve 48 saat sonra kõyden aynlma vakti geldiginde, Pottinger rehberi tarafmdan affedilmi§ oldugunu gõrdü. Bu arada, §Õhreti ahp yürümü§ ve konaklad1g1 odamn etraf1 " abes sorular ve sõzlerle beni taciz eden aylak ve yaygarac1 Beluç güruhu " diye
BÜYÜK OYUN'UN PROVASI
tarif ettigi bir kalabahk tarafmdan sanlmt§tt. Ama o õgleden sonra sahici bir mübarek adamm -bu defa bir Hindu fakiri- kõye geli§i, Pottinger'1 " bütün kõyü eglendirme mecburiyeti"nden kurtard1. Pottinger be§ gün sonra õzelliksiz bir kõy olan Basman'a gir di; buras1, §ahm topraklarmda emniyete kavu§madan õnce a§ma s1 gereken o büyük çõlün dogusunda kalan, Belucistan'a ait son meskôn mahaldi. Kõyde geceledikten sonra, 21 Nisan'da adamla nyla birlikte çõle dogru yola ç1kt1. Ertesi gün sabahm ilk saatlerin de girdikleri çõlde, ne bir damla su ne tek bir bitki vard1; s1cak ise Pottinger'm anlat1m1yla, " Hindistan'dan aynh§tmdan beri gõrdü gümden daha §iddetli ve bunalt1c1yd1. " Seraplar ya da -Beluçlarm adland1rmas1yla- suhrab da ( "çõl sulan " ) onlarla alay ediyordu. Pottinger, günün modasma uygun biçimde, yolculugunda kar §tla§ttgt tehlikeleri ve s1kmttlan hafife ahr ama çõlden geçi§ini an latirken, bir defahgma, okurun susuzluk azabm1 kendisiyle pay la§masma izin verir. "Ki§i yorgunluga ya da açhga, s1caga ya da soguga, hatta dogal §artlarda dinlenmekten mutlak olarak mah rum kalmaya sabir ve umutla, oldukça uzun bir süre dayanabilir" diye yazar. Ancak, insamn bogaz1m "güçlükle nefes ahp verecek kadar kavrulmu§ ve kuru hissetmesi, bogulma korkusundan dili ni agzmm içinde ktptrdatmaktan çekinmesi ve bu korkunç hisleri hafifletecek araçlara sahip olmamas1 . . . yolcunun ba§ma gelecek felaketlerin en büyügüdür. " S1caktan kurtulmak için genellikle gece yapt1klan iki günlük çetin bir yolculuktan sonra, çõlün õte ucundaki, iran'a ait küçük s1mr kõyü Regan'a ula§ttlar. Kõy her bir kenan yakla§tk 250 met re uzunlugunda, zemin kism1 bir buçuk-iki metre geni§liginde, son derece bak1mh, yüksek bir surla çevriliydi. Pottinger kõylülerin, "y1lda bir ya da iki kez hasmane bir ziyarette bulunan ve onlara nadiren para õdeyen " Beluç a§ireti üyeleri "ya da iran toprakla rmm ba§ka bir yerinden gelenler" yüzünden sürekli korku içinde ya§ad1klanm õgrendi. Surlarm tek kap1s1m bekleyen muhaf1zlara ilaveten fitilli tüfekleriyle bütün gece nõbet tutan, duvarlarm õnü ne arahklarla yerle§tirilmi§ nõbetçiler de vard1; bunlar " birbirleri ni yüreklendirmek ve dt§anda pusuya yatmt§ olabilecek dü§man-
57
58
B0v0K OYUN
lara tetikte olduklanm duyurmak için, s1k s1k birbirlerine seslenip bagmyorlard1. " Pottinger'm çõlden bõyle ans1zm ç1k1p geli§i, kõyde epeyce §a§ kmhk yaratt1. " Zira nas1l olup da ülkeye fark edilmeden girdigimi zi kimse tahmin edemiyordu " diye yazm1§t1. Onu s1cak bir §ekilde kar§dayan han, Beluçlarm onu ülkelerinden taciz etmeden geçirmi§ olmalanna hayret ettigini belirtti. Gene de geceyi kalenin d1§mda geçirmesi gerekti zira yabanc1 birinin surlarm içinde uyumas1m ya saklayan kesin bir kural vard1. Pottinger bundan sonra, eyalet ba§kenti Kirman'a dogru yolu na devam etti. Kirman, iranh bir han tarafmdan yõnetilen ve güzel §allan ve fitilli tüfekleriyle bütün Orta Asya'da tamnan büyük ve müstahkem bir §ehirdi. O ve Christie, gizli gõrevlerini tamamla d1ktan sonra Kirman'da bulu§mak üzere sõzle§mi§lerdi. Pottin ger, çõlü geride b1rakt1ktan sonra, bak1mh kõylerden ve karh dag manzaralarmm arasmdan ilerleyerek, sekiz günlük bir yolculugun sonunda §ehre vard1 ve çar§mm yakmmdaki bir kervansarayda kendisine bir oda kiralad1. Sehre geli§ haberi h1zla yaydd1 ve çok geçmeden, bu defa yüzlerce insandan olu§an, her zamanki merakh kalabahk, odasmm kap1smda toplamp onu sorularla bunaltmaya ba§lad 1 . Art1k kimligini gizlemesine gerek olmad1g1 halde, Pottin ger hâlâ, rengi atmI§ mavi bir sank, kaba saba bir Beluç mintam ve bir zamanlar rengi beyaz olan, pislik içindeki y1rt1k p1rt1k §alvany la yerli k1hgmdayd1. Ama o ak§am, sorguculanm ba§mdan sav1p haftalard1r yedigi en iyi yemegi yedikten sonra, " Yataga uzand1m ve geçen üç ay boyunca hiç olmad1g1 kadar büyük bir huzur içinde uyudum " diye yazar. Sehre vard1gmda, huzuruna ç1kabilmek için hana bir mesaj gõn dermi§ti. Aym zamanda, o s1rada Siraz'da oldugunu dü§ündügü amiri Tümgeneral Malcolm'a bir haberci yollamI§, ona sag salim Kirman'a vard1g1m ve seferinin ba§anyla tamamland1g.m bildirmi§ ti. Han, Pottinger'a cevaben, sefalar getirdigini ve onu ertesi gün saraymda bekledigini bildiren bir mesaj yollad1. Bu, Pottinger için küçük bir sorun yaratt1 zira ham gõrmeye üzerindeki k1yafetlerle gidemezdi. Ama bereket versin ki kervansaraym yakmmda ya§ayan
BÜYÜK OYUN'UN PROVASI
Hindu bir tüccardan õdünç olarak bir kat giysi alabildi ve ertesi gün saat onda saraym kap1sma gidip kendisini tamttl. Birtak1m iç avlulardan geçtikten sonra, kendisini kar§ilayan arz beyi denen te§rifatç1 tarafmdan hamn huzuruna gõtürüldü. Ba§l na kuzu derisinden siyah bir takke olan, sakalh ve yak1§1kh han, yakla§1k üç metre yukanlarmdaki bir pencerede oturmu§, a§agiya, ortasmda bir havuzun bulundugu küçük avluya bak1yordu. Pot tinger, " Onu õne egilerek selamlad1k" diye yazar. "Sonra, birkaç metre ilerledik ve onu ikinci, sonra aym §ekilde üçüncü kez selam lad1k; han bu selamlarm hepsini ba§1m hafifçe õne egerek kabul etti . " Pottinger kendisinden geçip oturmasmm istenecegini bekle mi§ti. Sonradan, "Ama zannederim ki k1yafetim birinci sm1f olma d1gmdan, bu §erefe nail olamad1m ve tüm hükümet gõrevlilerinin kollanm kavu§turmu§ balde ayakta bekledigi avluda hamn kar§ISI na geçirildim " diye yazacakt1. Han bundan sonra, "çok yüksek bir sesle, daha once nerede oldugumu ve beni bu yolculuga ç1kmaya neyin sevk etmi§ olabilecegini ya da mutlaka ya§anmI§ olmas1 ge reken tehlikelerden nas1l kurtuldugumu " sordu. Pottinger art1k bir Avrupah, gerçekte bir ingiliz subay1 oldugu nu güvenle itiraf edebilirdi ama bu yolculugun gerçek amac1 iran hlara bile aç1klanamazd1. Bu nedenle, hana kendisinin ve bir ba§ka subaym Hindistan Ordusu'na at satm almak için Kelat'a gõnderil digini sõyledi. Arkada§I ba§ka bir yoldan geri dõnmü§, o ise Belu cistan üzerinden, Malcolm'u bulmay1 umdugu iran'a gelmi§ti. Han Pottinger'm hikâyesini kabul etmi§ gibi gõründü ve bir saat son ra huzurundan aynlmasma müsaade etti. Henüz Christie'den ses seda olmad1gmdan, Pottinger Malcolm'a rapor vermek için hare kete geçmeden õnce Kirman'da bir süre da �a kalmaya karar verdi. Han huna raz1 oldu ve Pottinger bu süreyi iranhlarm karakteri ve âdetleri, õzellikle de §ehrin savunmas1 hakkmda olabildigince çok bilgi toplayarak verimli bir §ekilde geçirdi. Kirman'a van§1mn üzerinden birkaç gün geçmi§ti ki iran ada letinin nasil uyguland1g1m gõzlemleme f1rsat1m buldu. Pottinger'a hitap ettigi aym pencerenin õnünde oturan han, hizmetkârlarm dan birini õldürmekle suçlanan birtak1m adamlan hem yargila-
59
60
BOVOK OYUN
d1 hem cezaya çarptud1. O gün §ehirde büyük bir heyecan vard1. Kapdar kapanm1§ ve bütün resmi i§ler tatil edilmi§ti. Cezalar aym yerde, Pottinger'm bekletildigi avluda infaz edildi; han deh§et ve rici sahneyi memnuniyetle izliyordu. Pottinger, "Bazilarmm iki gõzü birden ç1kanld1, kulaklan, burunlan ve dudaklan kesildi, dilleri ikiye aynld1 ve bir ya da iki elleri kesildi. Digerlerinin er keklik uzuvlan kesildi, el ve ayak parmaklan dogrand1 ve §ehir sakinlerinin onlara yard1m etmemeleri ya da onlarla hiçbir §ekilde ili§ki kurmamalan konusunda uyanlmasmdan sonra, hepsi so kaklara ç1kanld1 " diye yazar. Pottinger'a, hamn adalet dag1tuken üzerine, "gazab po§ak " ( " intikam k1yafeti " ) denen, san renkte õzel bir cüppe giydigi sõylenmi§ti. Pottinger, bunun üzerinden çok geçmeden, kendisiyle õzel ola rak gõrü§mek isteyen orta ya§h bir saray gõrevlisinin yapt1g1 ka çamak bir ziyarette, hanm düzenbazhgm1 dogrudan deneyimledi. Pottinger kap1y1 kapatu kapatmaz, Huistiyanhgm erdemlerini yü celten uzun bir nutuk çekmeye ba§layan ziyaretçisi, sonunda, H1ristiyan olmak istedigini beyan etti. Onun han tarafmdan yollan m1§ bir ajan provokatõr olmasmdan ku§kulanan Pottinger, adama, ne yaz1k ki onu bu ya da ba§ka bir din konusunda aydmlatacak bilgiye de yetkiye de sahip olmad1g1m sõyledi. Bunun üzerine, ziya retçisi yeni bir yol denedi. Pottinger'a, halihaz1rda Kirman'da in gilizlerin gelip onlan hamn zalim idaresinden kurtarmas1 için dua eden 6 .000 ki§i olduguna dair güvence verdi. ingiliz Ordusu acaba ne zaman gelebilirdi ? Bõyle tehlikeli bir konu§maya çekilmek iste meyen Pottinger, soruyu anlamam1§ gibi yapt1. Tam o mada ba§ka bir ziyaretçi geldi ve adam aceleyle ç1k1p gitti. Pottinger §imdi üç haftad1r Kirman'dayd1 ve subay arkada§m dan hâlâ ses seda yoktu. Bir kervamn 1sfahan'a dogru yola ç1kmak üzere oldugunu duyunca, onlarla gitmeye karar verdi. On bir gün sonra Siraz'a ula§tI, ondan on alt1 gün sonra da isfahan'a girdi. Orada Malcolm'un Kuzeybat1 iran'daki Meraga'da [Maraga] ol dugunu õgrendi. isfahan'da, õnemli ziyaretçilere ayrilm1§ bir sa raym sundugu konforun tad1m ç1kararak dinlenirken, bir ak§am, ona kendisiyle konu§mak isteyen biri oldugu sõylendi. Sonradan,
BÜYÜK OYUN'UN PROVASI
" A§ag1 indim ve o suada hava iyice kararm1§ oldugundan yüzünü ç1karamad1m" diye yazacakt1. Yabanc1yla birkaç dakika konu§ tuktan sonra, birden, yol yapmaktan kir pas içinde kalm1§, pej mürde k1hkh §ahsm Christie oldugunu fark ediverdi. Christie is fahan'a ula§ttgmda §ehirde bir ba§ka Ftringi [Frenk] yani Avrupah daha oldugunu õgrenmi§ ve kendisini onun yamna gõtürmelerini istemi§ti. Pottinger gibi o da ilkin, üzerinde iranhlara õzgü bir k1yafet olan, teni iyice esmerle§mi§ arkada§lm tamyamam1§t1. Ama iki adam saniyeler sonra, digerinin sag kalmt§ olmasmm verdigi rahatlama ve sevinçle kucakla§1yorlard1. Pottinger, "Hayat1mm en mutlu anlarmdan biriydi " diye yazm1§t1. Takvimler 30 Haziran 1 8 1 0'u gõsteriyordu, yani No§ki'de bir birlerinden aynlmalarmm üzerinden üç ay1 a§km bir süre geçmi§ti. Christie, Belucistan'a ayak bast1g1 günden beri, dünyanm en tehli keli bõlgelerinden birinde 3 . 600 kilometre yol kat etmi§, Pottinger da ondan 260 kilometre daha fazia yol yapml§tl. Bunlar, ke§if k1s m1 bir yana, dayamkhhk ve cesaret bak1mmdan da dudak uçukla t1c1 ba§anlardi. Tarih, Kraliyet Cografya Dernegi'nin kuruldugu 20 y1l sonras1 olsayd1, iki adam muhakkak ki dernegin g1ptayla bak1lan ve ileride Büyük Oyun'daki akranlanndan pek çogunun aym derecede tehlikeli yolculuklar için alacaklan altm ke§if ma dalyas1m kazamrlard1. Sonuçta, giri§imleri ve cesaretleri, dõnü§te beraberlerinde ge tirdikleri degerli istihbarat bilgilerinden çok memnun kalan üst lerince gõz ardi edilmedi. Artik ikisi de üstün bir giri§imci ruha ve beceriye sahip genç subaylar olarak sivrilmi§lerdi. Daha 21 ya §mda bile olmayan Üstegmen Pottinger'm õnünde, onu h1zla terfi etmeye, yakmda ba§layacak Büyük Oyun'da seçkin ve uzun bir rol oynamaya, nihayetinde de sir unvamyla õdüllendirilmeye gõtüren bir yol aç1lm1§tl. lkisinin, yolculuklanmn askeri ve siyasi yõnleri hakkmda haz1rlad1klan gizli raporlara ilaveten, Pottinger serü venlerini anlatan bir kitap yazacakt1; nadir bulunan õnemli ke§if eserlerini toplayan koleksiyonculann bugün dahi pe§inde oldukla n kitab1, Britanyah okurlar arasmda büyük heyecan yaratacakt1. Onlar yasak bõlgelere s1zmak için hac yolcusu k1hgma, Sir Richard
61
62
BÜYÜK OYUN
Burton'm ayms1m yaparak kendisini õlümsüzle§tirmesinden yakla §Ik yanm as1r õnce girmi§lerdi. Ne ac1d1r ki günleri §imdiden say1h olan Christie, Pottinger ka dar §ansh degildi. Pottinger gõrev için Hindistan'a geri çagnld1gmda, Christie Tümgeneral Malcolm tarafmdan iran'da kalmaya davet edildi; ondan, yeni antla§mamn ko§ullan uyarmca, §ahm as kerlerinin Rus ya da Frans1z saldmsma kar§I koymak üzere egitil melerine yard1mc1 olmas1 isteniyordu. Bundan iki y1l sonra, Güney Kafkasya'da Kazaklara kar§I sava§mak için egittigi iran piyadesi ne õnderlik ederken, son derece dramatik §artlarda õlecekti. Ama bundan õnce ya§anacak çok §ey oldugundan, burada hikâyenin bir ad1m õnüne geçmi§ bulunuyoruz. 1 8 12 y1h ba§mda, Napoléon ile Aleksandr arasmdaki tela§landmc1 ortakhgm sona ermesi, Londra ve Kalküta'da muazzam bir rahatlama yaratt1. Napoléon aym y1lm Haziran aymda, Hindistan'a degil Rusya'ya sald1rd1 ve bütün dün yay1 hayrete dü§üren, tarihin en feci yenilgisine ugrad1. Hindistan üzerindeki tehdit ortadan kalkt1. Ya da sevinçten dügün bayram eden Britanya'ya õyle geldi.
IV Rus U mac1s1
Napoléon'un askerlerinin 1 8 1 2 yazmda, onlan bekleyen kor kunç sona dogru yola ç1kt1klan Balt1k §ehri Vilnius'ta, üzerinde iki levha olan basit bir amt bulunur. Bu iki levha bütün hikâyeyi an latu. Amtm Moskova'ya bakan tarafmda, "Napoléon Bonaparte 1 8 12'de buradan 400.000 ki§iyle geçti " diye yazar. Ôteki tarafta ise "Napoléon Bonaparte 1 8 1 2'de buradan 9.000 ki§iyle geçti " cümlesi yer ahr. Grande Armée'nin [Fr. Büyük Ordu] karlar altmdaki Rusya'dan tam bir bozgun halinde geri donmekte oldugu haberi Britanya'da once büyük bir §a§kmhkla kar§1land1. Napoléon'un Ruslarm üzeri ne sürdügü ezici kuvvet nedeniyle, Frans1zlarm zafer elde edecegine kesin gõzüyle bak1hyordu. Moskova'nm Napoléon askerlerinin eli ne geçtigi ve alev alev yand1g1 soylentisi, bu kanaati sadece dogrular gibi olmu§tU. Ama çeli§kili soylentilerle geçen haftalardan sonra, hakikat ortaya ç1kmaya ba§lad1. Moskova'y1 Frans1zlar degil, Na poléon'u orada bulmay1 umdugu yiyecek ve diger ikmal malzeme lerinden mahrum etmek için bizzat Ruslar yakm1§t1. Bundan sonra olanlarm hikâyesi, burada bir defa daha anlatmay1 gerektirmeye-
64
BOYOK OYUN
cek kadar iyi bilinir. Kt§ yakla§tyordu ve daha §imdiden büyük bir yiyecek s1kmt1s1 çeken Frans1zlar õnce Smolensk'e ricat etmek, so nunda da Rusya'dan tamamen çekilmek zorunda kald1lar. Kazak ve gerilla çeteleri tarafmdan sürekli taciz edilen Na poléon'un askerleri, k1sa bir süre sonra, açhktan õlmemek için kendi atlanm yeme mecburiyetiyle kar§t kar§tya kaldtlar. Ordunun geri çekilmesi düzensiz bir ricata dõnü§tü ve on binlerce Frans1z askeri, dü§man operasyonlan kadar donma, hastahk ve açhk ne deniyle de õlmeye ba§lad1. Mare§al Ney'in artç1 kuvvetlerinin buz tutmu§ Dinyeper'i geçi§i s1rasmda, buzlarm kmlmas1 askerlerden üçte ikisinin sulara gõmülerek õlmesine neden oldu. Sonuçta, Na poléon'un Hindistan dahil Dogu'yu fethetmeye adanan o büyük ordusunun, sadece tükenmi§ ve moralsiz bir bakiyesi Rusya'dan kaç1p kurtulmay1 ba§ard1. Ama art1k Tann tarafmdan dünyay1 Napoléon'dan kurtarmakla gõrevlendirildigine inanan Aleksandr, onlan sadece kendi sm1rlarmm õtesine sürmekle yetinmedi. Fran s1zlan Avrupa'nm ortasma kadar kovalayarak, 30 Mart 1 8 1 4'te, zafer nidalan e§liginde Paris'e girdi. Napoléon'un dü§Ü§ haberi ba§ka yerlerde oldugu gibi Britan ya'da da büyük bir co§kuyla kar§1land1. Rahatlama hissi diger kay g1lara agir bast1gmdan, Aleksandr'm daha õnce onunla Britanya'ya kar§t kuvvetlerini birle§tirip ikiyüzlülük ettigi rahathkla unutulu verdi. Gazeteler Ruslara õvgü yagd1rmakta ve hayal mahsulü ya da degil, Ruslarm sahip oldugu erdemleri gõklere ç1karmada birbirle riyle yan§a girdiler. Rus askerinin, õzellikle de muhte§em Kazakla nn kahramanhg1 ve õzverisi Britanya halkmm müthi§ ilgisini çekti. Yavuz Kazaklann en iyi otellerde rahat yataklarda yatmak yerine, nastl da atlanmn yanmda ot §ilteler üzerinde uyumay1 tercih ettikle rini, yanmda konaklad1klan ev kadmlannm ev i§lerini gõrmelerine nastl da yard1m ettiklerini anlatan dokunakh hikâyeler Avrupa'dan Londra'ya ula§makta gecikmedi. O y1lm ilkbaharmda Londra'ya gelen bir Kazak erine co§ku dolu bir kar§ilama düzenlendi -t1pk1 bundan 14 y1l õnce, Çar Pavel'in emriyle adamlanm o k1sa õmür lü Hindistan seferine ç1karan Kazak reisine yap1ld1g1 gibi. O olay1 hat1rlayan varsa bile, kimse agzm1 aç1p tek laf etmedi. Kazak eri
RUS UMACISI
onurlara boguldu -bunlara Oxford'dan ald1g1 bir onur derecesi de dahildi- ve ülkesine eli kolu hediyelerle doldurularak gõnderildi. Ne var ki Rusya'yla bu a§k hikâyesi uzun õmürlü olmayacakt1. Bazdarma §imdiden, Napoléon'un yerine yeni bir canavar yaratd d1g1 gibi rahats1z edici bir duygu hâkim olmaya ba§lamt§tl. Bunla nn arasmda Britanya D1§i§leri Bakam Lord Castlereagh de yer ah yordu. Aleksandr 1 8 1 4'te toplanan Viyana Kongresi'nde, Avrupa haritasmm yeniden çizilmesini yani Polonya'mn tamammm kendi kontrolü altma girmesini isteyince, Rusya'mn Avrupa'da zaten yeterince güçlü olduguna inanan Castlereagh huna §iddetle kar§l ç1kt1. Ama çar 1srarc1yd1 ve iki devlet sava§m e§igine geldi; sava§m õnü ancak Aleksandr Polonya'y1 Avusturya ve Prusya'yla payla§ maya raz1 olunca kesildi. Ama aslan pay1 Rusya'ya gitti. Gene de Napoléon St. Helena'ya güvenle hapsedildiginde, Rusya'nm Avru pa'da sahip oldugu yeni sm1rlar, sonraki bir yüzytl boyunca bat1daki ilerlemesinin limitini olu§turacakt1. Buna kar§thk, St. Peters burg'un emellerini gemlemek için Viyana Kongresi gibi bir engelin olmad1g1 Asya'da, hikâye kisa sürede bamba§ka bir §ekil alacakt1. Rus umac1smm yarat1lmasmdan sorumlu oldugu sõylenebile cek tek bir ki§i varsa, o da Sir Robert Wilson admda, bol madalyah Britanyah bir generaldi. Wilson pek çok seferde gõrev almt§, mu harebe sahasmda da dt§mda da asabiligiyle nam salmt§tl ve uzun zamand1r Rusya i§leriyle yakmdan ilgileniyordu. Aleksandr'm 1 8 07'de Tilsit'te sala ç1karken ettigi, §imdi me§hur olan o sõzleri ilk rapor eden oydu. Temasta oldugu ki§ilerden biri, çarm, " ingiliz lerden ben de sizin kadar nefret ediyorum ve onlara kar§t her türlü giri§iminizde size destek olmaya hazmm " dedigine kulak misafiri olmu§tu. Wilson i§e Ruslara büyük bir hayranhk duyarak ba§la mt§, bu olaydan sonra bile onlarla iyi ili§kilerini korumu§tu. Na poléon Rusya 'ya sald1rd1gmda, resmi Britanya gõzlemcisi olarak Aleksandr'm ordulanm tefti§e gõnderilmi§ti. Muharip statüsünde olmamasma ragmen, istilac1yla yapdan muharebelere olabildigince s1k kat1lm1§t1. Bu yigitligi çarm hayranhgm1 ve dostlugunu kazan mas1m saglamt§, çar, Wilson'm sahibi oldugu Avusturya, Prusya,
65
66
BOVOK OYUN
Saksonya ve Osmanh madalyalarmm yamna bir de Rus §Õvalye ni§am eklemi§ti. General, Moskova'mn yam§ma da tamk olacakt1 ve duyduklarma inanamayan Britanya'ya Napoléon'un yenilgi ha berini gõnderen ilk ki§i oydu. Wilson Londra'ya dõnü§ünde, Britanya'nm müttefiki ve çogu insamn gõzünde Avrupa'nm kurtanclSl olan Ruslara kar§I tek ki §ilik bir kampanya ba§latarak, resmi çevrelerin gazab1m üzerine çekti. ͧe Rus askerinin, õzellikle de basmm ve halkm sevgilisi olan Kazaklarm mertligine dair romantik gõrü§leri çürüterek ba§lad1. Kazaklarm Frans1z tutsaklara yapt1klan eziyet ve zalimliklerin Av rupa ordularmm kabul edilmi§ standartlarma gõre deh§et verici oldugunu ileri sürdü. Çok say1da savunmas1z tutsak diri diri yakil mI§, ba§kalan kõylüler tarafmdan siraya dizilip sopalar ve zincirli gürzlerle õldüresiye dõvülmü§tÜ. Ba§larma gelecekleri beklerken, her zaman üzerlerindeki giysiler ç1kanlm1§ ve karda çmlç1plak bekletilmi§lerdi. Wilson Rus kadmlarmm, ellerine dü§me talihsiz ligine ugrayan Frans1zlara õzellikle barbarca davrand1klanm iddia ediyordu. Britanya'da çok az ki§i, yamyamhk da dahil bu olaylara birinci elden tamkhk etmi§, son derece seçkin ve tecrübeli bir asker olan Wilson'a kar§l ç1kacak durumdayd1. Wilson, o sirada hâlâ zaferin keyfini ç1karmakta olan çarm generallerini ele§tirmekten de geri durmad1. Onlan, geri çekilen Frans1zlara sald1rmay1 ba§arama d1klan, dolaylSlyla da bizzat Napoléon'un bütün bir kolorduyla birlikte kaçmasma izin verdikleri için mesleki aç1dan yetersizlikle suçlad1. Rus k1§mm istilac1y1 yok etmesini beklemekle yetindikleri ni belirtti. O tarihte günlügüne, " Komutam altmda 1 0.000 ya da diyelim ki 5.000 ki§i olsayd1, Buonaparte Fransa tahtma bir daha asla ç1kamazd1 " diye yazm1§t1. Çarm ona içini dõküp ba§komutam Mare§al Kutuzov'un becerilerine kendisinin de güvenmedigini ama arkasmda güçlü dostlan oldugu için onu gõrevden azledemedigini sõyledigini bile iddia etti. Ama Wilson'm en §iddetli saldms1m ba§latmasma daha vakit vard1. 1 8 1 7'de, yani Rusya'dan dõnü§ünden dõrt y1l sonra, Parla mento'ya girmeyi ba§ard1 ve bunun hemen ardmdan, Britanya'mn
RUS UMACISI
müttefikine kar§1 sert bir yergi kitab1 yay1mlad1. A Sketch of the Military and Political Power of Russia ba§hgim ta§1yan ve imzas1z ç1kan kitap (oysa yazarm kim oldugundan kimsenin §Üphesi yoktu) h1zla çok satanlar arasma girdi ve k1sa arahklarla be§ bask1 yapt1. Wilson kitapta, aniden muktedir olmalarmdan cesaret alan Rus lann, Büyük Petro'nun õlüm dõ§eginde verdigi sõylenen, dünya y1 fethetme buyrugunu yerine getirmeyi planlad1klanm iddia etti. ilk hedefleri istanbul olacak, bunu, sultamn muazzam büyüklükte ama can çeki§en imparatorlugundan geriye kalanlarm yutulmas1 izleyecekti. Ondan sonra da ma Hindistan'a gelecekti. Wilson bu sansasyonel iddias1m desteklemek için, Rus silahh kuvvetlerinin çok büyük õlçekte ve arahks1z güçlendigine ve çarm topraklanmn dur durak bilmeden geni§ledigine dikkat çekti. "Aleksandr §imdi den, savunma hattmm gerektirdiginden ya da mali kaynaklarmm besleyebileceginden çok daha büyük bir orduya sahip ama gene de gücünü artirmaya devam ediyor" diye uyanda bulundu. Wilson'm hesabma gõre, Aleksandr Rus tahtmda oturdugu 1 6 y1l boyunca imparatorluguna 520.000 kilometrekare toprakla bir likte 1 3 milyon yeni tebaa kazandirm1§t1. Bunun altm1 çizmek için, kitabma, Rusya'mn en son sm1rlarmm kirmlZl, õnceki s1mrlarmm ise ye§il renkle gõsterildigi katlamr bir harita eklenmi§ti. Harita, Aleksandr'm ordularmm §imdi Bati Avrupa ba§kentlerine ve is tanbul'a ne kadar yakm oldugunu gõsteriyordu. Parçalanmakta olan Osmanh imparatorlugu'nun, sonunda da Hindistan'a giden en kestirme yolun anahtan olan Osmanh ba§kenti, Rusya'dan gelebilecek bir saldmya kar§I üç yõnden savunmas1zd1. Bu saldm hatlanndan biri, bugün Romanya'y1 olu§turan topraklardan geçe rek, Karadeniz'in bati k1y1smdan a§ag1 uzamyordu. Digeri, gene Karadeniz üzerinden Kmm'dan a§ag1ya iniyordu. Üçüncüsü ise Kafkasya'dan ba§hyor ve Anadolu üzerinden bat1ya yõneliyordu. Aleksandr sultamn Yakmdogu topraklarma sahip olunca, ya iran üzerinden -Napoléon'dan ele geçirilen belgeler onun bõyle bir ro tay1 uygun buldugunu gõstermi§ti- ya da Basra Kõrfezi'nden deniz yoluyla ta§macak bir kuvvetle -bu yolculuk bir aydan k1sa sürü yordu- Hindistan'm üzerine yürüyecek duruma gelecekti.
67
68
BOYOK OYUN
Wilson, çarm on y1l õnce sadece 80.000 ki§ilik bir ordusu oldu gunu yazm1§t1. �imdi bu rakam 640.000'e yükselmi§ti ve buna cep he hattmm gerisindeki askerler, milisler, Tatar süvariler ve digerleri dahil degildi. Üstelik dünyada Slfadan Rus askerinden " daha cesu ru " yoktu. Rus askeri zalim de olabilirdi ama ba§ka hiçbir asker onun kadar "yürüyemez, aç kalamaz ya da maddi yoksunlugu kal d1ramaz" d1. Wilson, Rusya'nm muhte§em bir §ekilde iktidara yük seli§inden, müttefiklerinin, en ba§ta da Britanya'nm basiretsizligini sorumlu tutuyordu. " Rusya Avrupa'y1 olumsuz etkileyen olaylar dan istifade ederek, cihan hâkimiyeti asas1m eline ald1 " diye yaz m1§t1. Bunun sonucunda da çar -Wilson onun için "iktidar sarho §U" diyordu- art1k Britanya'nm menfaatleri için Napoléon'dan da büyük bir potansiyel tehdit haline gelmi§ti. Geriye sadece, o devasa ordusunu, uçsuz bucaks1z Rus imparatorlugu'nu daha da geni§let mek için nas1l kullanmay1 planlad1g1m gõrmek kalm1§tl. Wilson'a gõre, " Onun her zaman Büyük Petro'nun buyruklanm yerine ge tirmeyi õnerdigini gõsteren ikna edici kamtlar bulunuyor "du. Wilson'm Rus hükümdanyla olan eski yakmhg1 (ne de olsa çar onu §Õvalye ni§amyla onurland1rm1§t1) ve muharebe sahasmda or dusunu yakmdan tamm1§ olmas1, kitabma gõz ardi edilemeyecek bir agirhk kazand1rd1. Generalin tela§landmc1 ve sansasyonel mesaj 1, Britanya ile Rusya'nm yakmla§t1g1m gõrmek isteyenleri õfkelendir se de basmda ve Parlamento'daki mesai arkada§lan arasmda büyük dikkat çekmesini garantiledi. Baz1 gazete ba§yaz1larmda ve kitap ta mt1m yaztlarmda uyans1 zamanmda bulunup olumlu kar§1lamrken, ba§kalan Wilson'1 bir dost devlete iftira atmakla ve gereksiz bir tela§ yaymakla suçlad1. O vakitler Rus yanhs1 olan Quarterly Review, 40 sayfay1 bulan bir degerlendirme yaz1smda §Õyle diyordu: "Srrf bir gün çok tehlikeli olabilecegi ihtimaline dayanarak, bugün büyük lügünden giderek artan menfaatler dev§irdigimiz ve dev§irme olas1hgim1z olan eski bir müttefikle ortakhgim1z1 bozmayahm. " Dergi, bunu yapmak yerine, bugün ingiliz-Rus ili§kileri üzerine õnemli bir makaleden ahnm1§ olabilecek sõzcüklerle, rekabetin "kimin daha iyi hükümet edecegi "yle sm1rh tutulmasm1 õneriyordu. Aleksandr'm otoriter yõnetiminden tiksinen entelektüel ve li beraller ile benzer gõrü�teki gazete ve dergilerden gõrdügü deste-
RUS UMACISI
ge ragmen, Wilson'm sesi büyük õlçüde bastmld1. Gene de büyük bõlümü yanh§ varsay1mlara dayanan kitab1, Rusya'nm att1g1 her ad1m konusunda, basmda ve Parlamento'da, kürsülerde ve risa lelerde en az bir yüzy1l boyunca devam edecek bir tart1§manm dogmasma neden oldu. Rusofobinin ilk tohumlan atilm1§tl. Geni§ kaynaklara ve s1mrs1z bir insan gücüne sahip olan ve hakkmda çok az §ey bilinen bu yeni büyük güçten duyulan korku ve ku§ku, Britanyahlarm zihinlerine kesin ve kahc1 bir biçimde yerle§mi§ti. Rus umaclSl hep orada duracakt1. Ruslann istanbul'a, hatta Tahran'a ilerlemek için Kafkasya'daki topraklanm bir s1çrama tahtas1 olarak kullanabileceklerinden kor kan tek ki§i Wilson degildi. Türkler ve iranhlar da uzun zamand1r benzer endi§eler ta§1yorlard1 ve 1 8 1 1 yazmda, yani Napoléon'un Rusya'y1 istila etmesinden k1sa bir süre õnce, aralarmdaki eski çe ki§meleri bir yana itip bu kâfir tacizciye kar§l birlikte sava§ma ko nusunda anla§t1lar. Aleksandr Kafkasya'daki askerlerini Rusya'da hizmet için geri çekmeye ba§lay1p bõlgede kalan askerler agir za yiatlar vermeye ba§lad1gmda, umutlar canlamr gibi oldu. Bir ça ti§mada, iranhlar koca bir alay1 sancag1yla beraber teslim olmak zorunda b1raktilar -Ruslar aç1smdan bu, daha õnce gõrülmemi§ bir a§ag1lanmayd1. Bir yorumcu, "iran saraymdaki sevinç gõsterilerini hayal edebilirsiniz" diye yazm1§t1. " Ruslar art1k yenilmez degildi. " Durum, en azmdan, kaybettigi topraklarm tamamm1 geri almasm1 saglayacak yeni zafer hayalleri kuran §aha bõyle gõrünmü§tÜ. Ne var ki bu yõndeki umutlar çabucak yok oldu. Art1k Na poléon'la bir õlüm kahm mücadelesine kilitlenmi§ olan çaresizlik içindeki Aleksandr, §ahm sõzde müttefiki Türk sultamyla ayn bir ban§ antla§mas1 müzakere etmeyi ba§arm1§t1. Ruslar bütün çatl§ malara son verilmesi kar§ihgmda, õnceki birkaç y1lda kazand1klan topraklarm neredeyse tamamm1 Türklere geri vermeyi kabul ettiler. Bu, Aleksandr için ac1 bir karard1 ama Kafkasya'daki fena halde tükenmi§ kuvvetlerine çok ihtiyaçlan olan soluklanma firsat1m ve rerek, tüm çabalanm iranhlarm üzerinde yogunla§tirma imkâmm saglayacakt1. Tümgeneral Malcolm'un Britanyah subay tak1mmm
69
70
eOVOK OYUN
varhgmdan aç1k bir fayda saglayan §ah askerlerinin elinde kepaze olmamn ac1S1m hâlâ çeken Ruslar, intikam almak için yamp tutu§u yorlardi. Bunun için aranan firsat kendini gõstermekte gecikmedi. 1 8 12 y1hmn mehtapsiz bir gecesi, ba§mda Kotliarevskiy admda henüz 29 ya§mdaki bir generalin bulundugu küçük bir Rus kuvveti, bugün iran ile Sovyetler Birligi smmm çizen Aras Nehri'ni -Büyük iskender zamanmm Arakses'i- gizlice geçti. Nehrin bu yakasmda, epey õtelerde, §amo dik ba§h oglu ve vârisi Abbas Mirza'nm komuta ettigi, çok daha büyük ama olacaklardan habersiz bir iran kuvveti nin ordugâh1 bulunuyordu. Abbas Mirza, zay1flam1§ Rus kuvvet leri kar§1smda kazand1g1 ba§anlardan ve büyük ihtimalle Ruslarm kendilerinin yayd1g., ondan büyük bir korku duyduklan yolundaki haberlerden rehavete kap1lm1§ durumdayd1. Kendisine o kadar gü veniyordu ki Britanyah iki dam§mamnm nehri gõzetlemek için nõ betçiler dikme uyansma kulak asmamI§, hatta oraya yerle§tirdikleri nõbetçileri geri çekmi§ti. Mirza'nm dam§manlan, piyade uzmam olarak iranhlara destek vermekle gõrevlendirilen, Üstegmen Pottin ger'm eski yol arkada§I Yüzba§I Christie ve askerlerinin kendi efsa ne kahramanlan büyük Rüstem'e benzettikleri, neredeyse iki metre boyunda azman bir topçu subay1 olan Üstegmen Henry Lindsay'di. Britanya ve Rusya §imdi Napoléon'a kar§I müttefik olduklarm dan, Malcolm'un heyetindeki subaylara, çarpI§malarm ba§lamas1 halinde, siyasi bir s1kmt1 ç1kmamas1 için bagh olduklan birliklerden aynlma emri verilmi§ti. Ama Ruslar õyle çabuk saldmya geçtiler ki iranhlann kaçt1klanm dü§Ünmesini istemeyen Christie ve Lindsay, bu emri gõz ardi edip güçlü bir §ekilde bagland1klan askerleriyle birlikte sava§maya karar verdiler. Çaresizlik içinde adamlanm to parlamaya çah§tilar ve gün bitene kadar, §iddetli Rus saldmlanm durdurmay1, hatta püskürtmeyi ba§ard1lar. Ama Kotliarevskiy'in askerlerinin o gece karanhkta tekrar saldirmalan, iranhlarm §a§ kmhktan kendi saflarma ate§ açmalarma neden oldu. Art1k her §eyin kaybedildigine kanaat getiren Abbas Mirza, askerlerine geri çekilme emri verdi. Christie bu emre kulak asmaymca da dõrtnala õne at1hp sancag1 kapt1 ve bir defa daha, adamlanndan mevzii terk etmelerini istedi. Ç1kan karga§ada, bir Rus kur§unuyla ensesinden vurulan Christie agir yaraland1.
RUS UMACISI
Adamlan Christie'ye o kadar baglanmi§lardi ki gene Mal colm'un heyetinden Üstegmen William Monteith'in aktardigma gore, " kurdugu ve bizzat egittigi taburun askerleri, onu muharebe meydanmdan çekip kurtarmaya çah§irken, yansmdan fazlasi ca nmdan oldu ya da yaralandi. " Ama askerlerin çabalan nafileydi. Ertesi sabah, bir Rus devriyesi agir yarah Britanyah subayi buldu. Monteith, " Asla canh yakalanmamakta kararhydi " diye yazmi§ ti. Emre itaatsizlikten divan-i harbe çikanldigi takdirde, " Orada kaçmak için degil, sava§mak için bulunuyordum" diyecekti. Mu azzam güçlü bir adam olan Christie, kendisini ayaga kaldirmaya çah§an talihsiz Rus subaymi anmda oldürdü. Muharebe sahasmda, teslim olmayi kabul etmeyen agir yarah bir Britanya subaymm oldugu haberi hizla Kotliarevskiy'e ula§tmldi. Buna kar§ihk gelen emirle, onu yakalayacaklar için risk ne olursa olsun, ingiliz'in silahsizlandmhp emniyete almmasi istendi. Monte ith bize, " Christie müthi§ bir direni§ gosterdi ve soylenene gore, bir Kazak tarafmdan vurulup olene kadar, alti askerin i§ini bitirdi " diye anlattr. Üstegmenin cesedi sonradan, Malcolm'un heyetinin Britan yah doktoru tarafmdan bulundu ve bulundugu yere gomüldü. Mon teith hikâyesini, "Dünyanm gordügü en cesur subay ve en cana ya km insan boyle oldü" diyerek bitirir. Ho§ Ruslar, kisa kar§ila§malan strasmda ondan çok az cana yakmhk gõrmü§lerdi, o ba§ka . Abbas Mirza'nm, askerlerinin gafil avlanmasma neden olan rehaveti, bir anlatiya gõre 10.000 iranlmm hayatma mal olurken, Ruslar sadece 124 er ve üç subay kaybettiler. Kotliarevskiy iran Ordusu'nu yok etmenin yam stra, Üstegmen Lindsay'in, üzerlerinde süslü harflerle "Krallarm Kralmdan Sahlarm Sahma " yazan (ya da Ruslarm oyle oldugunu iddia ettikleri) 14 degerli topundan bir düzinesini de ele geçirdi. Ruslann bir onceki yenilgisinin ocü misliyle ahnmi§ti. Muzaffer Kotliarevskiy bundan sonra, karlar arasmdan doguya, Hazar Denizi'ne dogru ilerledi. iranhlarm Tahran'a sadece 500 ki lometre mesafedeki büyük müstahkem mevkii Lenkeran orada bu lunuyordu ve kale kisa süre once Britanyahlar tarafmdan modem usullere gore yeniden in§a edilmi§ti. iranh savunmacilar, kalenin artik ku§atilamaz oldugu inanc1yla, Kotliarevskiy'in teslim olma
71
72
BOVOK OVUN
çagnsma kulak asmad1lar ve generalin ilk saldmsm1 epeyce bir can kayb1yla püskürttüler. Ama ba§tnI Kotliarevskiy'in askerlerinin çektigi, be§ gün süren kanh bir sava§m sonunda Ruslar savunmay1 yanp geçmeyi ba§ardilar. Ruslarm onurlu bir teslim teklifini geri çeviren iranhlarm tamam1 katledildi. Mamafih, Kotliarevskiy de askerlerinin yakla§Ik üçte ikisini kaybetti ve kendisini istihkâmcilan run duvarda açt1klan yangm õtesinde, Ruslara ve iranhlara ait ceset y1gmlarmm arasmda, ba§mdan ald1g1 agir yaralarla yan bilinçsiz ya tar balde buldu. Sonradan, hastane yatagmdan Aleksandr'a §unlan bildirecekti: " Savunmamn inad1 kar§Ismda askerlerin kap1ld1g1 a§m õfke, 4.000 iranlmm her birini tek tek süngülemesine neden oldu ve ellerinden tek bir subay ya da er bile kurtulamad1. " General Kotliarevskiy'in yaralan o kadar ag1rd1 k i bir daha asla sava§amad1. Çarm kendisine yapt1g1 Kafkasya'daki bütün Rus as kerlerine komuta etme teklifini -bu bir askerin sahip olmak iste yecegi en büyük õdüllerden biriydi- esefle geri çevirmek zorunda kald1. Ama elde ettigi yüksek maliyetli zafer için, çarm verebilecegi en yüksek mükâfat olan, Victoria Haç1'na denk say1labilecek Aziz Georgiya Ni§am'na lay1k gõrüldü. Kotliarevskiy bu madalyay1 ikinci kez ahyordu ve bu, daha õnce kimsenin o kadar genç bir ya§ta elde edemedigi bir ba§anyd1. Y1llar sonra, art1k õlecegini bil digi bir suada, ailesini toplayarak anahtanm hep üzerinde ta§1d1g1 küçük bir kutuyu açt1. Onlara heyecanla, " Çanma mezara girene kadar hizmet edemememin, o ve ülkem için sava§amamamm sebe bi budur" dedi. Kutuyu aç1p Rus Ordusu cerrahlanmn y1llar õnce, parçalanan kafatasmdan ç1kard1klan en az 40 kemik parçasm1 te ker teker ald1 . " Kotliarevskiy'in eliyle ugrad1klan iki y1k1C1 yenilginin ardmdan, iranhlar art1k tüm sava§ma i§tahlanm kaybetmi§lerdi. Rus ilerle mesini mürnkünse diplomatik yollardan durdurmay1 arzulayan Bri tanyahlar ate§kes için arac1hk teklif edince, §ah bunu memnuniyetle kabul etti. Ruslar da bir mola ald1klan ve güçlerini toparlama §ans1 bulduklan için buna müte§ekkir kaldilar. Ve zaferi kazanan taraf olarak, ko§ullan dikte ettirip iranhlardan kazand1klan topraklarm çogunu ellerinde tuta bildiler. Bõylece, 1 8 13 'te imzalanan Gülistan
RUS UMACISI
Antla§mas1'yla, §ah Gürcistan ve Bakü üzerindeki hak iddialan da dahil, Aras Nehri'nin kuzeyindeki topraklarmm neredeyse tama mmdan vazgeçmenin yam sira, Hazar Denizi'ndeki bütün denizci lik haklarmdan da feragat etmek zorunda kald1. Bu ikincisi, Hazar'1 fiilen bir Rus gõlü haline getirerek, çarm silaba dayah kudretini Hindistan'm kuzey s1mrlarma bir 400 kilometre daha yakla§t1rd1. Bunun alternatifi, askerlerinin iran'm içlerinde amans1zca ilerleme ye devam etmelerine izin vermesi olurdu. �ahm ise sava§m son bul mas1 haricinde bütün elde edebildigi, çarm kendisine verdigi, oglu ve veliahd1 Abbas Mirza'mn iran taht1 üzerindeki hak iddiasmm ihtilafa konu olmas1 halinde onu destekleme taahhüdü oldu. Ne var ki §ahm, sald1rgan kom§ulan tarafmdan kendisine dayat1lan bu antla§maya uymaya niyeti yoktu; antla§maya sadece, onlarm ilerlemesini durdurmak için k1sa vadeli bir çare gõzüyle bak1yordu. Britanya'nm saglamaya devam edecegi yard1mla, o an için yenilmi§ olan ordusunu en modem usullere gore yeniden kurmay1 ve uygun bir zamanda, kaybettigi bütün topraklan geri almay1 umuyordu. Her §ey bir yana, iranhlar bir zamanlar büyük bir fetihçi güçtüler ve soo sava§m ba§mda Ruslar kar§1smda elde ettikleri zaferler huna hâlâ muktedir olduklanm gõstermi§ti. Ama §ah, Avrupa'dan çok uzaklarda ortak bir dü§manla kaq1 kar§1ya olan Britanya ile Rus ya'nm art1k resmen müttefik olduklanm ve Rus ilerlemesini ban§ç1l yollardan durdurmay1 ba§aran Londra'mn, ba§kasmm s1kmt1lan ugruna St. Petersburg'la bozu§mak istemedigini anlamami§a ben ziyordu . Rusya'nm Kafkasya'ya yapt1g1 askeri y1gmak, Britanya'da henüz geni§ kesimler tarafmdan --en azmdan hükümet çevrelerin de- Hindistan'a yõnelik ciddi bir tehdit olarak gõrülmüyor, Robert Wilson ve benzerlerine felaket tellallan gõzüyle bak1hyordu. Napoléon'un Hindistan'a yõnelik tehdidinin ortadan kalkma s1yla, iran'daki Britanya askeri heyeti õnemli õlçüde küçültüldü; §ahta büyük dü§ kmkhg1 yaratan bu kararm yam sira, Britanyah subaylarm iranh askerleri bir daha asla Ruslarla sava§a sokmama lan için kesin emirler verildi. Christie olay1 Avrupa'y1 kan§tiran olaylarm gõlgesinde kalm1§ ve St. Petersburg'dan hiçbir protesto gelmemi§ti ama Londra'da ya da Kalküta'da hiç kimse bõyle bir §e-
73
74
BOYOK OYUN
yin tekrarlanmas1m goze almak istemiyordu. O sirada hâlâ dünya nm lider gücü olan Britanya'yla yapdacak bir savunma antla§mas1 hiç yoktan iyi oldugundan, §ah hiçbir §eye itiraz edecek durumda degildi. iranh subaylann egitim amac1yla Hindistan'a gõnderilmesi talebi bile, -genel valinin gizli bir notuna gõre- bunlarm " küstah hk, hovardahk ve ahlaks1zhklan "yla kumpanyanm yerli askerle rinin disiplinini ve ahlakm1 bozabilecegi korkusuyla geri çevrildi. Ne var ki Wilson ve onun gibi Rusofoblar, Napoléon'un yerinde beliren bu yeni devden duyduklan korkulara resmi çevrelerde pek destek bulamamt§ olsalar da bu durum Rusya'mn Dogu'da büyü yen gücü Tahran'daki Britanya heyetinin mensuplanm bir süredir derinden kaygdandmyordu. Heyetteki subaylardan baz1lan, kuzeydeki canavarm s1cak ne fesini enselerinde hissetmi§lerdi . Rus cephesindeki iran kuvvetle rine dam§man olarak hizmet verenler arasmda, Hindistan Ordu su'ndan genç bir yüzba§t olan John Macdonald Kinneir de vard1. Sonradan, Kinneir'i b1rak1p Macdonald soyadm1 benimseyecekti ama ben kan§tkhk olmasm diye burada ilkini korudum. Madras Yerli Piyade Ordusu'ndan kumpanyanm Siyasi �ubesi'ne tayin edi len yüzba§t, birkaç yil iran'da gõrev yapm1§t1; orada, Tümgeneral Malcolm'un ona verdigi ilk gõrevlerden biri Christie, Pottinger ve ekipteki diger subaylarm toplad1gi bütün cografi istihbarat1 tek bir kitapta toplamak olmu§tU. 18 1 3 yilmda A Geographical Memoir of the Persian Empire ba§hg1yla yay1mlanan çah§ma, y1llar boyunca bu alandaki ba§hca istihbarat kaynag1 olarak kalacakt1. Kinneir aynca, bu bõlgelerde boi boi seyahat etmi§ti ve Britanya'mn Dogu'daki ç1karlarma yõnelik olas1 bir Rus tehdidi konusundaki gõrü§lerini yaymak için son derece donammhyd1. Bunu k1sa zaman içinde, bu defa Dogu'daki kendi yolculuklanm anlatt1g1 ve Wilson'm çah§ masmdan bir y1l kadar sonra yay1mlanan ikinci bir kitabm uzun ek bõlümünde yapacakt1. Christie ve Pottinger Büyük Oyun'un ilk oyunculan -gerçi bu Napoléon çagmdayd1-, Wilson da ilk polemikçisi idiyseler, Kinneir de ilk ciddi analizcisi oldugunu iddia edebilirdi. O §imdi, Hindis tan'm tam da §U anda saldmya ne kadar aç1k oldugunu soruyordu.
V Bütü n Yol lar H i nd istan 'a Ç 1 kar
Hindistan'm goz kama§tmc1 zenginlikleri aç gozleri hep üzeri ne çekmi§ ve ülke hükümdarlan sürekli istila tehdidiyle ya§amay1, Britanyahlarm buraya ilk kez ayak basmasmdan çok once ogren mi§lerdi. Bu tehdidin geçmi§i çok eski zamanlara, Dogu Hindistan Kumpanyas1'nm Avrupah rakiplerini ülkeden kovmasmdan yak la§tk 3 .000 y1l once, birbirini takip eden Aryan istilac1 dalgala nnm kuzeydogudaki g�çitleri a§tp yerlileri güneye dogru inmeye zorlad1g1 tarihlere kadar uzamyordu. Bunu, Pers krah Darius'un yak. MÔ 500'deki ve Büyük iskender'in ondan iki yüzytl sonraki uzun sürmeyen istilalan da dahil irili ufakh pek çok istila hareketi izledi. 997- 1 026 y1llan arasmda, büyük Müslüman fatih Gazneli Mahmud (Gazne bugün Afganistan sm1rlan içindedir) Kuzey Hin distan'a en az 15 akm düzenleyerek, büyük miktarlarda ganime ti ba§kentini güzelle§tirmek üzere ülkesine gótürdü. Gazne'yi ele geçiren Gurlu Muhammed de ( Gur bugün Pakistan'm kuzeyinde yer almaktad1r) 1 1 75-1 206 arasmda Hindistan'a yonelik alt1 istila giri§imine onderlik etti ve komutanlarmdan biri Delhi hükümdan oldu. Timurlenk'in askerlerinin 1 3 9 8 'de Delhi'yi yagmalamasm-
76
BOVOK OYUN
dan sonra, gene Orta Asyah bir sava§Çl olan Türk Babür, Kabil'den hareketle Hindistan'1 istila etti ve 1 526 y1lmda ba§kenti Delhi olan büyük Babürlü imparatorlugu'nu kurdu. Ama o bile Asyah isti lacilarm sonuncusu olmad1. iran hükümdan muhteris Nadir Sah 1 739'da, ba§llll 1 6.000 Pe§tun athnm çektigi bir orduyla, hâlâ Babürlü imparatorlugu'nun ba§kenti olan Delhi'yi k1sa bir süre için ele geçirdi ve dünyaca ünlü Taht-1 Tavus ile Kuh-i Nur ( " l§1k Dag1 " ) elmas1m ahp ülkesine gõtürdü. Son olarak, Afgan hüküm dan Ahmed Sah Dürrani 1 756'da Kuzey Hindistan'1 istila ederek, Delhi'yi yagmalad1 ve geçitlerden a§mp geri gõtürebilecegi kadar ganimeti ülkesine ta§1d1. Bu istilac1larm hepsi Hindistan'a karadan ula§mt§tl ve Portekiz li denizcilerin 1 5 . yüzyilm sonunda Avrupa'dan Hindistan'a giden deniz yolunu açmalarma kadar, denizden bir istilacmm gelme ola s1hg1 Babürlü hükümdarlan için endi§e konusu olmad1. Britanya hlann kendileri bu yoldan geldikleri için, Kinneir'in, bugün "risk degerlendirmesi" denen bir hesapla, ilk õnce denizden gelebilecek bir istilanm ba§an olas1hgma bakmas1 belki de dogald1. Neticede, Hindistan'm yakla§1k 5.000 kilometrelik k1y1 §eridi, sürpriz bir sal dm kar§tsmda savunmas1z ve neredeyse korumas1z gõrünüyordu. Sadece Britanyahlar degil, Portekizliler, Hollandahlar ve Frans1zlar da bu yolla gelmi§lerdi; 71 1 y1h gibi erken bir tarihte de 6 . 000 ki§ilik bir Arap ordusu Basra Kõrfezi'nden dt§an aç1larak Sind'i fethetmi§tÍ. Wilson, Ruslann da aymsm1 yapabilecekleri uyansm da bulunmu§tU. Ama kendi seyahatlerinden kõrfez bõlgesini iyi bilen (orada Arap korsanlarla bir sürtü§me bile ya§am1§t1 ) ve en son istihbarat bilgilerine eri§imi olan Kinneir, denizden gelen bir saldirganm kar §tsma ç1kacak engellerin, bõyle bir operasyonu akim birakmaya yeterli oldugunu ileri sürdü. "O cenahtan bizi korkutacak çok az §ey var" diye yazmt§tl. En ba§ta, dü§man bir gücün, bir §ekilde, Hindistan'a makul bir seyir mesafesindeki uygun limanlan ele ge çirmesi gerekecekti . Kinneir, bir istila filosunun haz1rlanmas1 ve suya indirilmesi için gerekli korunakh demirleme yerlerinin sade ce KlZlldeniz'de ya da Basra Kõrfezi'nde bulundugu kamsmdayd1.
BÜTÜN YOLLAR HINDISTAN'A ÇIKAR
Ônce, bir filonun in§a edilmesi gerekecekti ve bunun Kraliyet Do nanmas1'nm dikkatinden kaçmas1 çok zordu. Ya malzemeler ne reden gelecekti ? "Ne K1zildeniz ne Basra Kõrfezi k1y1lan, kereste ya da denizcilik malzemeleri saglayacak kaynaklara sahip" diye yazm1§t1. " Ne de bizim aç1k iznimiz olmadan, malzemeleri uzak tan deniz yoluyla getirmeye ya da bir filo toplamaya imkân var. " Bu suyollanmn ikisinin de giri§leri o kadar dard1 ki gerektiginde kolayhkla kapat1labilirdi. O ve çah§ma arkada§larmm iran'da bilgi toplamak için yapt1k lan yolculuklar sirasmda bo§a zaman harcamad1klan, Kinneir'in verebildigi ayrmtilarm türünden belliydi. iran'm güneybat1smda zengin me§e ormanlanmn oldugu dogru olmakla birlikte, agaçla rm ( bunlan kendi gõzleriyle gõrmܧtÜ) gemi in§a etmek için çok küçük olduklanm yazm1§t1. Üstelik bunlar karamn oldukça iç k1s mmda bulunuyordu ve "muazzam kayalar ve ürkütücü uçurumlar üzerinden" kõrfez k1y1larma ta§mmalan çok pahahya mal olurdu. K1z1ldeniz'in Etiyopya k1y1smda iyi kõtü kereste bulmak mümkün dü ama bunlann kalitesi iran'daki kerestelerden bile dü§üktü. Bu nedenle, Arap ve iran yelkenlilerinin tamammm ya Hindistan'da ya oradan getirilen keresteyle in§a edilmesinde §a§1lacak bir §ey yoktu. Nihayet, Hindistan'm bõyle bir istiladan korunmas1, Kraliyet Donanmas1'nm denizlere hâkimiyetine baghyd1. Kinneir, "Dü§ma nm Suriye içlerinden ya da Akdeniz k1yilarmdan büyük bir zahmet ve masrafla nakledilen malzemelerle bir filo in§a etmesi mümkün olsa bile [ . . . ] bõyle bir filoyu kruvazõrlerimizin saldmsmdan ko ruyabilecek liman yok " diye yazmi§tl. Boyle bir liman oldugu farz edilse bile, istila filosunun denize indirilir indirilmez kesin bir y1k1mla kar§l kar§iya kalacag1m da eklemi§ti. Kinneir bundan sonra, olas1 bir istilacmm kullanabilecegi kara yollarma odaklanmt§tl. Esas olarak iki kara yolu vard1 -bunlardan biri Ortadogu'dan dosdogru doguya, digeri Orta Asya üzerinden güneydoguya uzamyordu. Bunlardan birincisi, Avrupa'dan gelen bir istilacmm (Kinneir buna " bir Napoléon'un" diyordu ) kullan ma olas1hgmm en yüksek oldugu yoldu; ikincisi ise Rusya'mn en a§ikâr tercihi olacakt1. Dogrudan doguya ilerleyen bir istilac1, bir-
n
78
BÜYÜK OYUN
kaç seçenekle kar§1 kar§iya kalacakt1. Sõzgelimi istanbul'dan yola ç1km1§sa, Hindistan'm s1mr bõlgelerine, õnce Türkiye'yi ve iran'1 boydan boya geçerek yakla§abilir veya istila kuvvetini Karadeniz üzerinden Türkiye'nin kuzeybat1sma ya da Akdeniz üzerinden Suriye k1y1sma nakledip oradan iran'a girerek, Türkiye'ye ugra madan yol alabilirdi. Kinneir, bu ikinci seçenegin, istilac1y1 Bri tanya'mn Akdeniz filosunun bütün hiddetine maruz birakacagma i§aret ediyordu. Buna kar§ihk, birincisi, istilacmm asker nakliye gemilerini Akdeniz filosunun menzilinin di§mda birakan emniyetli bir tercih olurdu. ideal olan, istilacmm yolun her kan§mda sava§ma mecburiye tinde kalmak yerine, Britanyahlann bunun gerçekle§mesi kar§ism da tepkisiz kalma ihtimali dü§ük de olsa, topraklanndan geçmek zorunda oldugu unsurlarla bir çe§it uzla§maya varmaya çah§mas1 olurdu. Ama bu amacma ula§may1 ba§arsa bile -Kinneir burada dogrudan saha tecrübesine dayanarak konu§uyordu- Hindistan yolu boyunca, son derece çetin bir dizi engelle kar§1la§acakt1. Bu engeller arasmda yüksek siradaglar, toplarm geçemeyecegi kadar dik ya da dar geçitler, susuz çõller, b1rakm oradan geçen bir or duyu, mevcut nüfusu bile zorlukla doyurabilen çok fakir yõreler ve tarihin de gõsterdigi gibi, neredeyse bir gecede koca bir orduyu yok edebilen ac1mas1z ki§lar ve dü§man a§iretler vard1. Askeri bir deha olan Büyük iskender bile, ki§m geçilemez olduklan dü§Ün cesiyle korunmas1z b1rakild1klan balde, Hinduku§'un buz tutmu§ geçitlerinde mahvolmanm e§igine gelmi§ti. Binlerce askeri diri diri buz tutmu§ -s1fmn altmdaki s1cakhklarda, pek çogu kelimenin ger çek anlam1yla kayalara yap1§1p kalmi§tl- ya da donarak õlmü§tÜ. iskender'in bu geçi§ s1rasmda, Orta Asya seferlerinin toplammda kaybettiginden daha fazia asker kaybettigi sõylenir. istilac1y1 bekleyen son büyük engel, muazzam indus Nehri ile kollarmm olu§turdugu akarsu ag1yd1. istilacmm Hindistan'1 fet hetmeyi umut etmeye ba§lamadan õnce, 2.250 kilometre uzunlu gundaki nehri geçmesi gerekiyordu. Ônceki saylSlz istilac1 bunun imkâns1z olmad1g1m kamtlam1§t1. Ama bunlardan hiçbiri, günün en ileri savunma teknikleri konusunda egitimli Avrupah subay-
BÜTÜN YOLLAR HINDISTAN'A ÇIKAR
larca yeti§tirilmi§, yüksek disiplinli bir kuvvetle kar§I kar§1ya gel mek durumunda kalmam1§t1. istilacdar aylar boyu yürümekten ve çektikleri zahmetlerden tükenmi§, yiyecek ve mühimmat s1kmt1s1 çekmekte ve say1ca iyice azalm1§ olacak ama kar§ilarmda zinde, iyi beslenmi§ ve ihtiyaçlan düzenli kar§1lanan savunmacdan bula caklard1. Kinneir, §ayet oraya kadar varm1§sa, istilacmm indus'u geçmeye çah§abilecegi iki bariz nokta oldugunu not etmi§ti. Daha õnceki baz1 istilac1larm yapt1g1 gibi, Hindistan'a Kabil ve Hayber Geçidi üzerinden ula§maya çah§acak olursa, büyük ihtimalle Atto ck'u seçecekti. indus burada, "çok geni§, sulan koyu renkli ve h1zh ve hepsi kolayhkla savunulabilen pek çok adayla dolu "ydu. Ancak yakmlarda bir dizi geçit vermez nokta vard1. istilac1, Afganistan üzerinden gelir ve Kandahar'dan geçip Hin distan'm diger büyük kap1s1 Bolan Geçidi'ni a§an daha güneydeki yolu tutacak olursa, indus'u muhtemelen Atak'm 500 kilometre a§ag1smdaki Multan yakmlarmdan geçmeyi deneyecekti. Mogol ordusu vaktiyle indus'u bu noktada, yüzerek geçmi§ti ve Kinneir buray1 " belki de en savunmas1z smmm1z" diye betimlemi§ti. Be lucistan'dan geçen daha da güneydeki bir yolu ise tamamen gõz ardi ettiginden olsa gerek, bu rotadan hiç bahsetmemi§ti; bunun nedeni belki de Pottinger ve Christie'nin bu güzergâhm büyük ya da küçük hiçbir kuvvet tarafmdan geçilemeyecegini rapor etmi§ olmalanyd1. Bu arada, vaktiyle Büyük iskender'in kulland1g1 k1y1 yolu, denizden gelen istilac1lar tarafmdan üzerinde durulmayacak kadar saldmya aç1k gõrülüyordu . Neticede, istilac1larm Hindistan'a gelmek için tutacag1 bütün yollar Afganistan'dan geçiyordu. Ruslar bile -Kinneir §imdi ko nuyu onlar aç1smdan ele ahyordu- yola ister Kafkasya'daki yeni müstahkem mevkilerinden ister Kazak Bozkm'mn kenarmdaki Orenburg'da bulunan ileri karakollarmdan ç1ksmlar, Hindistan'a Afganistan üzerinden yakla§mak zorundayddar. Kinneir, Ruslarm ilk yolu tutmalan halinde askerleri doguya nakletmek için §imdi kontrolleri altmda olan Hazar'1 kullamp iran'1 boydan boya geç me zorunlulugundan kurtulabilecekleri uyansmda bulunuyordu. Hazar'm dogu k1y1sma geçtiklerinde, Ceyhun'a kadar yürüyebilir,
79
80
BOVOK OYUN
oradan da Kuzey Afganistan'daki Belh'e kadar nehirden ta§mabi lirlerdi. Afganistan'1 a§t1ktan sonra da Hayber Geçidi üzerinden Hindistan'a yakla§abilirlerdi. Hatirlanacak olursa bu, Büyük Pet ro'nun Hindistan'm Babürlü hükümdarlanyla temas kurmak için kullanmay1 tasarlad1gi yoldu -bu dü§, Hive seferinde ya§anan katli amla son bulmu§tu. Seferin, ç1kard1g1 büyük güçlüklerle ayrmt1h bir raporu Rusçadan ingilizceye ancak 1 873'te, yani o õldükten y1llar sonra çevrildiginden, Kinneir'in bu yolun deh§etengiz zorluklarm dan habersiz oldugu aç1kt1. Aslmda, iran ve Türk imparatorluklan nm sm1rlarmm õtesinde, diger herkes gibi altmdan kalkamayacag1 bir problemle kar§t kar§tya kalan Kinneir, Hazar'm dogu k1y1lan ile Ceyhun arasmdaki arazi hakkmda "güvenilir bilgi edinmekte her defasmda ba§ans1z kald1gi "m itiraf etmek zorunda kalmt§tl. Bununla birlikte, Kinneir, Orta Asya'y1 a§maya kalkt§an bir is tila kuvvetini doyurmamn devasa bir sorun olu§turacagmm far kmdayd1. " Eskiden, güneydeki daha medeni kralhklan istila et mek için Tataristan düzlüklerinden yola ç1kan kalabahk ordalar, genellikle sürüleri ile yiyeceklerini de beraberlerinde gõtürürlerdi " diye yazmt§tl. Onlar yanlarmda, modem sava§lar için gerekli agir donammlan da ta§1m1yorlard1. Bu §ekilde, " Avrupah askerlerin kesinlikle altmdan kalkamayacag1 " yürüyü§leri gerçekle§tirmeyi ba§anyorlard1. Ruslar için son seçenek, 1 737'de, güneyde ve dogudaki geni§ bozk1r bõlgesinde dola§an sava§ÇI Kazaklan kontrol altma almak için in§a ettikleri Orenburg Kalesi'nden yola ç1kmakt1. Bu, güneye, -Kinneir'e gore "k1rk günde gidildigi sõylenen" ama gerçekte bu nun birkaç kat1 mesafede olan- Buhara'ya kadar 1 . 600 kilometre yürümeyi, ardmdan çõl ve Ceyhun üzerinden Belh'e kadar uzun bir yürüyü§ daha yapmay1 gerektiriyordu. Kinneir (oldukça dog ru bir §ekilde) bu yolun, õlüm saçan ve hepsi de Ruslara dü§man olan a§iretlerle sanh oldugunu belirtiyordu. " Bu nedenle, Ruslarm bizi bu cenahtan istila edebilmelerinden õnce, Tatarlarm gücünün kmlmas1 gerekir" diye yazmt§tl. Bu ba§anlana kadar, Hindistan'm kuzeyden gelecek bir istila tehlikesine kar§t güvende oldugu kana atindeydi. i§in tuhaf1, Kinneir, Afganistan geçi§ini belki de bütün
BÜTÜN YOLLAR HINDISTAN'A ÇIKAR
engellerin en korkutucusu olarak gõrmemi§e benzer. Bu engelin korkutuculugu, istilacmm bitkin dü§mܧ askerleriyle birlikte top lanm, mühimmatm1 ve diger agir donamm1m, sadece Hindiku§'tan degil, fanatiklik õlçüsünde yabanc1 dü§mam ve sava§Çl Afganlarm arasmdan da geçirmek zorunda kalacak olmasmdan kaynaklam yordu. Ne var ki o vakitler Kinneir gibi bilgili insanlar bile, Kuzey Hindistan'1 ku§atan devasa dag sistemleri ve halklar hakkmda ne redeyse mutlak bir bilgisizlik içindeydiler. Büyük Himalaya kâ§if lerinin çagmm ba§lamasma daha çok vard1. Kinneir, Wilson'm aksine, Çar Aleksandr'm Hindistan'1 ele geçirmeye çah§t1gma tamamen ikna olmu§ degildi: "Ruslann im paratorluklanm bu cenahta geni§letmeyi kesinlikle arzulad1klarm dan §Üpheliyim; imparatorluklan zaten çok hantal ve muhtemelen yakmda, biriktirdigi agirhgm altmda kahp darmadagm olacak. " O, Aleksandr'm emelleri aç1smdan, istanbul'un çok daha olas1 bir hedef oldugu dü§üncesindeydi. Ôte yandan, §ayet çar Hindistan'da Britanyahlara kendisi için asgari bir riski ve maliyeti olan, felç edi ci bir darbe indirmek istiyorsa, Kinneir'in õngõrdügü ba§ka bir se çenek vard1. Ya§lanan iran §ah1 õldügünde, bu Ruslara, "tamamen kendi otoriteleri altma almasalar bile " taht üzerinde kontrolü ele geçirme f1rsatm1 verecekti. Kinneir, §ahm 14 oglundan taht üzerinde gõzü olmayan bir tanesinin bile olmad1gm1 yazm1§t1. Bunlarm yanya yakm1, eyalet ve §ehir yõneticileri olarak kendi askerlerine ve cephaneliklerine sahipti. Kinneir, St. Petersburg'un (veliaht Abbas Mirza'mn arka smda durma taahhüdüne ragmen) taht üzerinde hak iddia eden bu rakiplerden birini desteklemesi halinde, ç1kacak kaç1mlmaz kan §tkhkta, " Rus askerlerinin üstün beceri ve disiplininin [ . . . ] kendi kuklalanm tahta ç1karmalanm saglayacag1 "na inamyordu. Bir kez §ah1 avuçlarmm içine ald1ktan sonra da yagmaya dü§künlükleriy le bilinen iranhlan Hindistan üzerine yürümeye ki§k1rtmalan zor olmazd1. Neticede, tahttaki §ahm atas1 Nadir �ah, Taht-1 Tavus ile Kuh-i Nur elmasm1 bu yolla elde etmemi§ miydi ? Çarm kendisini temize ç1karmas1 için harekâta hiçbir Rus askeri kat1lmasa bile, istilanm Rus subaylan tarafmdan planlanmas1 dahi mümkündü.
81
82
BÜYÜK OYUN
Kinneir'in istila yollan hakkmdaki dikkatli ve ayrmt1h çah§mas1, ilerleyen y1llarda gün l§tgma ç1kacak boyle pek çok resmi ve gayri resmi degerlendirmenin ilki olacakt1. Civar bolgelerin haritalann daki bo§luklar yava§ yava§ dolsa da onun degerlendirdigi yollarm çogu sonraki çah§malarm hepsinde ufak degi§ikliklerle boy goste recekti. Ne var ki Napoléon'un hat1ras1 silikle§Íp Rus tehlikesinden duyulan korkular büyüdükçe, vurgu yava§ yava§ kuzeye, iran'dan Orta Asya'ya dogru kayacak, her istilacmm içinden geçmek zorun da oldugu bir huni olan Afganistan'm olu§turdugu tehlike, Britan ya Hindistan'mm savunmasmdan sorumlu olanlan giderek daha fazla kayg1landiracakt1. Ama bütün bunlar gelecekte ya§anacakt1. Wilson'm tela§landmc1 incelemesinin ba§lamgi hararetli tartt§maya ragmen, çogu ki§i, resmen Britanya'mn müttefiki olan Rusya'mn Hindistan konusunda herhangi bir kótü niyet ta§1d1gma ya da Hin distan'la ilgili planlan olduguna ikna olmu§ degildi. Her halükârda, Ruslarm iran'da güneye dogru ba§latt1klan yü rüyü§ün onü Britanya tarafmdan bir süreligine de olsa kesilmi§, bu da Londra'da epey bir ho§nutluk yaratmt§tl. Ne var ki daha Kinneir yazarken, Ruslann Kafkasya askeri valisi General Aleksey Yermolov aç gozlerle doguya, Hazar Denizi'nin kar§t yakasmdaki Türkistan'a bakmaya ba§lamt§tl bile. Oras1, Ruslarm bundan tam bir yüzy1l once Hiveliler tarafmdan haince oyuna getirildikleri yer di. Bundan sonra olanlar, sonraki 50 y1l boyunca Orta Asya'mn büyük hanhklanm ve kervan §ehirlerini çann eline teslim edecek bir sürecin yoklama mahiyetindeki ilk ad1m1yd1.
VI Rus Oyu ncu lan n i l ki
1 8 1 9 yazmda, o tarihte Rusya'mn Kafkasya'daki askeri karar gâh1 olan Gürcistan'm ba§kenti Tiflis'te olsamz, üniformah genç bir subaym yeni Ortodoks katedralinin bir kõ§esinde dua ettigini gõrebilirdiniz. Genç subay o gün orada olmakta hakhyd1 zira Ya radan'ma soracag1 çok §ey vard1. Yirmi dõrt ya§mdaki Yüzba§I Nikolay Muravyev, çogu askerin intihar olarak gõrecegi bir gõrev için yola ç1kmak üzereydi. General Yermolov'un emriyle, Türk men bir a§iret üyesi k1hgma girecek, sonu kõtü biten 1717 seferiy le aym tehlikeli yolu izleyerek, 1 .280 kilometre dogudaki Hive'ye ula§maya çah§acakt1. Kanun tammayan dü§man Türkmenler tarafmdan õldürülme den ya da kõle olarak sat1lmadan iç karart1c1 Karakum Çõlü'nü geçmeyi ba§anrsa, Hive hanma, zengin hediyelerle birlikte Yer molov'un dostluk mesaj1m §ahsen iletecekti. Ruslar bu §ekilde, bir yüzyil boyunca hiç temas kurmad1klan hanhkla ittifak yolunu açmay1 umuyorlard1. Yermolov' un oltasmdaki yem ticaretti -han için Avrupa'dan lüks mallar edinme ve en son Rus teknolojisini elde etme fusat1. Bu, Ruslarm tekrar tekrar ba§vuracag1 klasik bir Büyük Oyun stratejisiydi: Yermolov'un uzun vadeli amac1 zamam geldiginde hanhgm ilhak1m saglamakt1.
84
BOVOK OYUN
Yani hamn dostlugunu kazanmak Yüzba§I Muravyev'in gõ revinin yalmzca bir bõlümünü olu§turuyordu. Hive ham sadece kendi tebaasma degil, civar Türkmen a§iretlerine de deh§et saçan bir zorba olarak nam sald1gmdan, bu yeterince tehlikeli bir i§ti. Ama Muravyev'e daha da tehlikeli bir gõrev daha verilmi§ti. Hi ve'nin savunma altyap1s1m -yol boyundaki kuyularm yerlerinden ve derinliklerinden, hanm silahh kuvvetlerinin say1sal gücüne ve askeri kapasitesine kadar- dikkatle gõzlemleyecek ve edindigi bil gileri gizlice kaydedecekti. Hanhgm efsanevi zenginliginin dogru dürüst degerlendirilebilmesi için, elinden geldigince çok ekonomik istihbarat da toplayacakt1. Ruslarm, bu uzak Ortaçag hanhgma ilgisinin bir nedeni daha vard1. Y1llar içinde, çok say1da Rus tebaas1 --erkek, kadm ve ço cuk- Hive'de ve Buhara'da büyüyen esir pazarlarmda sat1hp hayat boyu kõlelige mahkum edilmi§ti. ilk ba§ta, bunlann arasmda 1717 seferinden hayatta kalanlar yer ahyordu ama §imdi çogunlugunu Orenburg civarmdaki K1rg1z a§iretleri tarafmdan kaçmlan ya da yakalanan askerler ve yerle§imciler ya da Türkmenlerin Hazar k1ydarmda ele geçirdikleri bahkçdar ile aileleri olu§turuyordu. Kaç1§ neredeyse imkâns1z oldugundan, bunlarm durumu hakkmda çok az §ey biliniyordu. Muravyev'in son gõrevi, bu kõleler hakkmda elinden gelen her §eyi õgrenmeye çah§makt1. Yermolov adam1m dikkatle seçmi§ti. Bir generalin oglu ve hepsi subay olarak gõrev yapan be§ erkek karde§ten biri olan Murav yev, fevkalade yetenekli ve becerikli oldugunu çoktan kamtlam1§t1. Daha 17 ya§mda bir astegmenken, Napoléon'a kar§I sava§ta, ya ZI§malarda be§ kez adi geçmi§ti. Ama onu bu gõrev için biçilmi§ kaftan haline getiren ba§ka nitelikleri de vard1. Askeri bir harita mühendisi olmasmm yam s1ra, bir dizi gizli yolculuk da gerçek le§tirmi§, bunlardan birinde, sahte kimlikle ve Müslüman bir hac1 k1yafetiyle iran hatlannm õtesini geçmi§ti. Dolay1S1yla, araziden anlayan bir asker gõzüne sahipti ve içine at1ld1g1 tehlikelerin sonu na kadar farkmdayd1. Gene de Yermolov ona, ba§armzhga ugray1p Hiveliler tarafm dan hapse atdmas1, kõle yap1lmas1 ya da idam edilmesi durumun-
RUS OYUNCULARIN ILI