Üstün Erkeğin Yolu: Kadınlar Cinsellik ve İş Hayatında Ustalaşmak için Ruhsal Bir Rehber [2 ed.]
 9786055006389

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

Üstün Erkeğin Yolu - Kadınlar, Cinsellik ve İş Yaşamında llstalaşmak İçin Ruhsal Bir Rehber David Deida Özgün Adı: The Way of the Superior Man Editör: Sangeet Yayma Hazırlayan: Gökçe Çiçek Kapak Tasanmı: Şükrü Karakoç Grafik Uygulama: Şükrü Karakoç

2. Baskı, Kasım 2017, İstanbul ISBN:

978-605-5006-38-9

Sertifika No:

12222

Türkçe Çeviri © Didem Çivici Copyright© David Deida, Telif Hakkı© Ganj,

2016

2004

2016

GANJ Yayıncılık Eğitim ve Danışmanlık Hiz. Tic. Ltd. Şti.

1907 Apt. No:31 Moda- Kadıköy 1 İstanbul (0216) 348 36 97- Faks: (0216) 449 98 34 [email protected] www.ganj.com.tr

Caferağa Mah. Neşe Sokak, Tel:

Kapak. İç Baskı: Deniz Ofset Matbaacılık Gümüşsuyu Cad. Topkapı Center, Odin İş Merkezi No:

(0212) 613 30 06- Faks: (0212) 613 51 97 Sertifika �o: 29652 Tel:

403/2 Topkapı-İstanbul

DAVID DEIDA

ÜSTÜN ERKEGiN YOLU KADlNLAR, CiNSELLiK VE iS YASAMINDA USTALASMAK iCiN

RUHSAL BiR REHBER

Türkçe Çeviri

Didem Civici

Yaşamımı, sevgileriyle ve bilgelikleriyle doldurmuş olan partnerierime ve öğretmenierime en derin minnettarlığımla.

iCiNDEKiLER . o .. Cevırmenın nsozu .............................................................. 13 .

..

Onsöz Giriş

.

.................................................................................

...................................................................................

BÖLÜM BiR: ERKEGiN YOLU

19 21

33

............... ....................................

1.

Yaşamdaki Herhangi Bir Şeyin Tamamlanacağını

2.

Acı Verse Dahi Açık Bir Kalp ile Yaşa .......................... 37

3.

Baban Ölmüş Gibi Yaşa .................................................. 39

4.

Gerçek Sınırını Bil ve Bu Konuda Yalan Söyleme ...... 40

Ummayı Bırak ................................................ ................ 34 .

.

S.

Her Zaman En Derin Farkındalığını Koru .................. 43

6.

Bir Kadını Memnun Etmek için Asla Fikrini Değiştirme 45

7.

Amacın İlişkinden Önce Gelmelidir ............................. 47

8.

Sınırlarının Ötesine Doğru İlerle ..................... ............ 49

9.

Aşk için Yap .............. ....................... .......................... ... 51

.

.

.

.

1O. Dostlarının Eleştirisinin Keyfini Çıkar ......................... 54 ll. Amacını Bilmiyorsan Şimdi Keşfet ............................... 56 12. Yaşamındaki Her Şeyi Değiştirmeye Gönüllü Ol ....... 58 13. Aileni Bahane Olarak Kullanma ................................... 63 14. İş ve Görevlerin İçinde Kaybolma ................ ............... 67 .

ıs.

Kadınının Kolaylaşacağını Uınınayı Bırak .................. 70

BÖLÜM iKi: KADlNLARLA BAS ETMEK

......................................

75

16. Kadınlar Yalancı Değildir ..................... ......................... 76 .

17. Onu Takdir Et .................................................................. 80 18. Kadınma Tahammül Etmen Ona Kızınana

Neden Olur . .................................................................... 82 .

19. Kadınını Analiz Etme ................... . ................................. 86

20. Bir Kadına Kendi Duygusal Sorununu Düzeltmesini

Önerme

. .

................................................ ... ........................

89

2 1. Kadınının Duygusal Yoğunluğunda Kal-Bir Noktaya

Kadar

.................................................................................

22. Dişil Olanı Kararlar Alması için Zorlama

BOLÜM ÜÇ: POLARiTE VE ENERJi iLE ÇALISMAK 23. Dişil Olana Çekilmen Kaçınılmazdır

.

............... ....

95 98

101

.......................

.

................... ....

24. Tamamlayıcı Şekilde Zıddın Olan Kadını Seç 25. Kadınında Neyin Önemli Olduğunu Bil

102

..........

104

...................

113

26. Her Zaman Birden Fazla Kadın isteyeceksin

............

117

27. Genç Kadınlar Sana Her Zaman Özel

Bir Enerji Sunar

.

......................................... 119

...... .............

28. Her Kadının Seni Şifalanduan veya Rahatsız

Eden Bir "Isısı" Vardır

.

.

.

............... ...... ....................... ..

BOLÜM DORT: KADlNLAR GERÇEKTEN NE iSTER 29. Seni Seçen Bir Kadın Seç

.

......................

.

..... ............ ...........................

122

127 129

30. İstediği Şey Söylediği Şey Değildir ............................. 130 3 1. Kadının Şikayetinin İçeriği Yoktur

.............................

32. Kadın Aslında Bir Numara Olmayı istemez 33. Sicilin Onun için Anlamsızdır

134

.............

139

.................... . . ..............

143

.

34. Kadının Senin Y örılendirmerıle

Rahatlamak İster ............................................................ 145

BOLOM BES: KARANLlK YANlN

..............................................

149

35. Her Zaman Özgürlüğü Ararsın .................................. 150 36. En Kararılık Arzularını Sahiplen ................................. 154 37. Kadının Senin İçindeki "Katil" i İster .......................... 159 38. Kadın, Kendi Enerjisine Karşılık Senin

Bilinçliliğini İster .......................................................... 162

BÖLÜM ALTI: DiSi CAZiBE

.....................................................

39. Dişil Her Yerdedir

168

....... ..................................................

40. Yaşlı Kadınlarm Büyüsüne Alan Tut 4 1. Şehvetini Armağana Çevir

167

................... . . . ....

170

...........................................

173

42. Tutkunun Bashnlmasına veya Depolarize

Olmasına Asla İzin Verme

176

...........................................

43. Kadının Cazibesini Görünenin Ötesine

Geçmek için Atlama Taşı Olarak Kullan

BÖLÜM YEDi: BEDEN EGZERSiZLERi 44.

187

Boşalma Dönüştürülmeli veya Bilinçli Şekilde Seçilmelidir

.....................................................................

Omurgandan Y ukan Boşal

47. İlkel Asimetriyi Dikkate Al

195

..... .....................................

200

.....

..........................................

48. Gelişim ve Samirniyetten Sen Sorumlusun 49. Çalışma ve Gelişme Konusunda Israrlı Ol

209 210

...............

216

................ .

220

SO. Amaanı Tek Başına ve Başka Erkeklerle Yenile

Çözülmek üzerine Çalış

188

................... ...................

BÖLÜM SEKiZ: ERKEK VE KADlNLARlN SAMiMiVET YOGASI

sı.

181

......................................

4S. Önden Aşağı Doğru Nefes Al 46.

.

........ ...........

.......

223

................. ..............................

229

Ç EViRME NiN Ö NSÖZÜ B u kitap, David Deida kitapları arasında okuduğum ilk kitap. Eril öze dair yaşam kapılarıının açılmaya başla­ dığı ilk an, bu kitabı ellerim arasında tuttuğum zaman­ dı. Heyecanlıydım, zira heteroseksüel ve dişil özlü bir kadın olarak ilişki yaşamayı seçtiğim heteroseksüel ve eril öze sahip erkekleri anlamak benim için büyük bir hediyeydi. Sanıyorum ki bir kadının yaşamındaki en zor kavra­ yışlardan biri de erkeğe empati duymak. Bizler kadınlar olarak çoğu zaman erkekleri anlayamıyoruz ve şimdi biliyorum ki bunun asıl nedeni eril öze dair aslında hiç bir şey bilmememiz. İ şte tam da bundan dolayı eliniz­ de tuttuğunuz bu kitap çok kutsal. David Deida'nın di­ ğer tüm kitaplarından ayrı tutuyornın bu kitabı, çünkü toplumumuzda hiç anlaşılmayan, derinliklerine bak­ mak yerine suçlanan erkeğin özünü öylesine güçlü bir şekilde yansıtmış ki yazar, eminim sizler de eril özün bilgeliğine dair pek çok yeni bilgi ve farkındalıkla biti­ receksiniz okumayı. Özellikle erkeğin farklı kadınlara neden çekildiğine dair içsel bir dönüşüme aracı olabile­ cek muazzam ve açık kalple aktarılmış bilgiler mevcut. Tüm bunların ötesinde bu kitabı çok değerli bulma­ rnın başka bir nedeni ise kadınların da kendi eril özleri ile irtibata geçebilmeleri için bir yol gösteriyor olması. Her ne kadar pek çok kadın dişil öze sahip olsa da, her

13

birimizin içinde eril bir öz mevcut, aynı Yin'in içerisin­ deki Yang gibi. İçimdeki eril özü fark etmem ve onu sağ­ lıklı ve köklü bir enerji haline getirebilrnern için iyi bir rehbere ihtiyacım oldu hayatırn boyunca. Ü stün Erke­ ğin Yolu bana bu rehberliği sağladı, urnuyorurn size de, kadın ve erkek olarak bu muhteşem yaşarn içerisindeki aşk dolu varlığımza hizmet eder. Çevirrnen olarak kitaba dair bir kaç noturn var: Öncelikle yazara olan bir hayranlığıını dile getirerek kitabın diliyle ilgili farkındalığırnı paylaşmak istiyo­ rum. Deida, Canım Sevgilim* kitabında tamamıyla dişil öze, kadına ithafta bulunmuştu. Öyle ki, bu kitabı çe­ virirken yazarın akilane tarzını bir kere daha anladım. Dişil öze yazdığı kitap tamamıyla dişil bir insanın an­ layabileceği şekilde, hatta algılamak isteyeceği şekilde yazılmış. Ağdalı, uzun ve duyuları uyaracak ifadelerle dolu bir kitaptı Canım Sevgilim. Oysa ki Üstün Erkeğin Yolu onun tam tersi. Tamamıyla eril özün, erkeğin al­ gılarına hitap eden bir tarzı var. Düz, net, kısa ve hedef odaklı. Burada ifade etmeliyim ki bu ayrım beni olduk­ ça etkiledi. Sizin de fark edeceğinizi düşünüyorum. Canım Sevgilim'in çevirrnen notunda pek çok kelime­ nin açıklamasına değinmiştim, ancak belirttiğirn gibi bu kitap oldukça yalın ve açık bir dile sahip. Açıklama ihti­ yacı duyduğum tek kelime "gift". Hediye/armağan/ye­ tenek anlamına gelen bu kelimeye kitabın başından so­ nuna dek "armağan" olarak yer verdim. Zira Deida'nın ifadeleriyle buluştuğurnda bu kelimenin bana hissettir­ diği anlam, derinlerde yaşayan bir rnücevherin açığa çıkması ve dünyaya ve yaşama sunulması gibi bir şey. Bu nedenle "armağan" kelimesini kullanmayı uygun buldum.

14

Zevkle ve aşkla çevirdiğim Üstün Erkeğin Yolu umuyorum ruhsal ve dünyevi hayabnızda kalbinize ve aklınıza ışık tutsun. Aşkla, Didem Çivici Wild Woman Academy www.wildwomanacademy.com

15

Bu kitap, gerçek yeteneklerinin özgürleşmesine hizmet etsin, böylelikle sayısız çoklukta varlık senin yaşamından ve sevginden yararlanabilsin.

Ö N SÖZ Yayıncım Üstün Erkeğin Yolu'nun yeni basımı için bir önsöz yazmaını rica etti. Aslında bu kitabı erkekler ve onların sevgilileri için pratik bir rehber olarak yazdım. Yaşamım içerisinde öğrendiğim dersleri okuyuculada paylaşmak istedim özellikle kadınların, işin ve cinsel arzunun yarattığı zor­ luklarla tutkulu bir şekilde itişip kakışırken bir erkeğin ruhsal olarak nasıl gelişebileceğine dair. Şimdi yıllar sonra, bu kitabı eşcinsel ve heterosek­ süel, bekar ve ilişki içerisinde olan binlerce erkek ve kadınla paylaştıktan sonra şunu onayıayabilirim ki, bu bölümler içerisinde sunulan dersler gerçekten de işe ya­ rıyor. Günümüzün hızla değişen cinsel ve ruhsal evrim dünyasında -ve tabii ki karmaşası içerisinde- bu dersler her zamankinden çok daha fazla geçerli. En önemli derslerden biri de şu: evrim halindeki in­ sanlar olarak sevgiyi çok daha sanatsal biçimde öğren­ mekte olduğumuz bu hayat okulundan geçmek ve onu başarıyla tamamlamak için ustalaşmanın önemli bir sü­ reç olduğunu öğrenebiliriz. Bu kitapta ifade edildiğince, bir kadını ışığın içeri­ sine doğru sevmeyi, sevdiğim işi yaparak istediğim kadar para kazanmayı ve cinsel sevginin sanatlarında ustalaşmayı öğrendim. Siz de bunu yapabilirsiniz. Çocukken sevdiğiniz şeyler yetişkin olduğunuzda daha az ilgi çekici olur ve dikkatinizi çeken şey er ya

19

da geç etkisini kaybedecektir. Bu büyüme hali hem do­ ğaldır hem de iyidir. Her şeyi geliştirmek üzerine tasar­ lanmışız -para, seks ve ilişki alanlarını deneyimierne ve onları geliştirme tutkumuz da dahil. Üstün Erkeğin Yolu bir erkek ve sevgilisinin, zihnin his olarak açıldığı ve bedenin sadece ışık olduğu bir sonraki hasarnağa geçebilmeleri için gerekli olan ders­ leri nasıl öğreneceklerini gösterir. Bu derslerin ötesine geçmek de mümkündür elbette. Bütünüyle yaşa. En derin amacını bil. Vermek için doğduğun armağanını ver. Seksi, sevginin harikalarına ulaşhran kozmik bir kapı olarak kabul et ve tadını çıkar. Dostlarına hizmet et ki gelişebilsinler. Ve nefes kesici başarılar ve mideni buran hayal kırıklıklarından oluşan kaçınılmaz döngülerin içerisinden geçerken kadınların, işin ve cinsel arzularının zorluklarından geçip de usta­ laşhğın zaman, doğmuş olduğunu unutınaya istekli ol. -Bana söylendiği gibi ben de sana en baştan söylü­ yorum- üstün erkeğin yolu, bilinebilecek ya da tecrübe edilebilecek her şeyi ifade eder. Şimdilik seni ilgilendiren neyse onunla başla. Ben öyle yaphm. Öğretmenlerimin ve hayalın benden an­ lamamı talep ettikleri şey -sonsuz olasılıklar dünyası içerisinde benim için işe yarayan yol- bu kitabın bölüm­ lerinde sunulmaktadır. Sen de her hangi bir şeyi dene­ yimierne ve bilme ihtiyacının ötesine doğru geliştikçe kendi yolunu çiziyor olacaksın. İşte yeni bir önsöz için özetim: Beklerneye son ver. Her şeyi hisset Acı verici şekilde sev. Kusursuz bir şe­ kilde ver. Bırak gitsin. Canın istediği sürece geriye kalan her şeyle birlikte bunları tekrar et. Böylece engin bir şekilde açılabilirsin. 20

GiRiŞ Bu kitap yeni evrimleşen erkeğin özel bir türü için bir rehberdir. Bu erkek utanmaz şekilde erildir -kararlıdır, güvenlidir ve hedefine yönelmiştir, seçtiği hayat yolunu derin bütünlük ve mizahla yaşar - ve en derin gerçeğini keşfetmeye ve yaşamaya bağlılık sözü vermiş bir kalbe sahiptir; hassasbr, doğaldır ve ruhsal olarak canlıdır. Bu tür bir erkek, dişil tarafından tamamıyla baştan çıkarılır. Kadınını cinsel olarak sahiplenmeyi, onu bü­ yülemeyi sever, ancak bunu eski-stil maço bir tarzda yapmaz. Onun yerine, kadınını öyle bir büyülemek is­ ter ki, kadını kaybolur, sevginin doluluğu içerisinde her ikisi de kaybolur. Bu erkek, işi ve cinselliği aracılığıyla sevgiyi bu dünya üzerinde yeniden yaşatmaya adan­ mışbr ve bunu özgür bir erkek olarak yapar, içten gelen bir kural ya da dıştan gelen bir korkaklıkla yapmaz. Bu yeni evrimleşen erkek, kainata hakimiyet sağla­ yan King Kong pozuyla duran korkmuş bir zorba de­ ğildir. Omurgasız, sürekli gülümseyen ve gözleri parıl­ dayan bir yeni çağ korkağı da değildir. İ çsel erilini ve dişilini kucaklamışbr ve arbk hiç birisine tutunmamak­ tadır. Her daim haklı olmak zorunda da değildir, and­ rojen Bay İyi Adam gibi her daim güvenli, işbirlikçi ve paytaşırncı olmaya da ihtiyacı yoktur. Basitçe, hayab en derin merkezinden yaşar, hediyelerini korkusuzca ve­ rir, kaçış fuunı hissederek var olmanın açıklığına geçer, tamamıyla aşkı büyütmeye adanmışbr. 21

Üstün Erkeğin Yolu'nun amacına ışık tutmak adına "Intimate Communion" kitabımda geliştirilmiş olan bir kaç cinsellik ve ruhsal gelişim ilkesine dikkat çekece­ ğim. Çok yakın bir zamana dek erkekler ve kadınlar için biçilmiş olan modem roller sabit ve birbirinden ayrıy­ dılar. Erkekler dışarı çıkıp para kazanmalıydı. Kadınlar ise evde kalıp çocuklara bakmalıydı. Erkekler çoğu za­ man fiziksel ve finansal üstünlük ve tehditle kadınları manipüle etti. Kadınlarsa duygusal ve cinsel darbeler ve girişimlerle erkekleri manipüle etti. Bu önceki zama­ nın uç ve tipik karikatürleri maço pislik ve boyun eğen ev han ımı ydı. Bu kitabı okuyorsan muhtemelen cinsel kim­ liğin birinci seviyesini aşmışsındır ya da en azından bu yazdığıma gülümseyebiliyorsundur. Sonra erkeklerin ve kadınların kendi iç eril ve di­ şii eneıjilerinde "50/50" yi aradıkları bir zaman geldi ve ABD'de erkekler kendi iç dişilerine önem vermeye başladılar. Akışta olmayı öğrendiler. Kah, tek-boyutlu eril duruşlarını bıraklılar ve süslenmenin ve parıltının, eneıjinin ve yaşamın bereketli gücünün ifadeleri olarak uzun saçı, renkli kıyafetleri, doğayı, müziği ve daha kayıtsız ve hissel bir yaşam tarzını benimsediler -dişil olanı göklere çıkardılar. Bu sırada pek çok kadın ise tam tersini yapmaktaydı. Karakter seviyesinde yön, amaç netliği ve vizyon olarak görünen gizli erillerini büyütüyorlardı. Kadınlar finan­ sal ve politik özgürlük kazandılar. Karlyerlerini güç­ lendirdiler ve uzun dönem kişisel hedeflere daha çok odaklandılar, daha çok sayıda kadın ileri derece kazan­ mak için okula gitti ve ihtiyaçlarıyla tutkuları konusun­ da daha tutarlı olmayı öğrendi. Bu kitabı okuyorsan ebeveynlerinden daha denge22

lisindir. Bir kadınsan muhtemelen annenden daha ba­ ğımsız ve daha kararlısındır. Bir erkeksen, babandan daha açık fikirlisindir ve duygularını daha çok ifade ediyorsundur ya da kendin ifade etmiyor olsan da en azından bu özellikler sana daha kabul edilebilir görün­ mektedir. Hahrla, yakın bir zamanda, saçlarını şekillen­ diren bir erkek ya da iş takımı giyen bir kadın sıklıkla şüphe uyandınrdı. Zaman geçtikçe erkeklerin gizli dişiliklerini ve ka­ dınların da gizli erilliklerini kucaklamalan iyi bir şeydi. Süreç içerisinde daha bütün hale geldiler. Birbirlerine daha az bağımlı oldular: erkekler gerçekten de bebek bezi değiştirebiliyorlar ve kadınlar da fare kapanlarını tamamıyla boşaltabiliyorlardı. Maço erkekler daha gev­ şek ve duygusal hale geldiler. Boyun eğen ev hanımları da daha bağımsız ve hedefli hale geldiler. Sosyal rol­ ler açısından erkekler ve kadınlar birbirlerine daha çok benzediler. Bu herkesin lehine bir gelişmeydi. Ancak bu 50/50 aşaması, erkekler ve kadınlar için sadece ikinci ve orta derecede bir aşamadır, bir bitiş noktası değildir. Bu cinsel benzerliğe doğru meyleden modanın yan etkileri, ilişkilerin bugünkü mutsuzluğu­ nun asıl nedeni olarak görülebilir. 50/50'ye olan eğilim ekonomik ve sosyal eşitlikle sonuçlandı, ancak bununla beraber cinsel nötrlük de geldi. Tutkular boşa çıkarken banka hesapları dengelendi. Seks ve şiddet televizyon­ larda ve filmlerde arhş gösterirken erkekler daha az maço hale geldi. Kadınlar ise bir yandan ayrışmayla ilişkili stres ile başa çıkmak için git gide artan bir sayıyla terapist ve doktorlara giderken, diğer yandan da kendi ekonomik kaderlerinin daha çok kontrol edebilir hale geldiler. Bu neden oluyor? Atölyelerimde ve danışmanlıklarımda bağımsız ve ·

23

başarılı kadınların günümüz erkeklerinin çoğunun "öd­ lek", çok zayıf ve güvenilemeyecek kadar belirsiz ol­ duklarından şikayet ettiklerini duyuyorum. Hassas ve şefkat dolu erkekler ise günümüz kadınlarının çoğunun "yıkıcı" hale geldiklerinden, çok kah ve tamamıyla ku­ caklanamayacak kadar kah duygusal kalkanlara sahip olduklarından şikayet ediyorlar. Bu, insanın cinsel bil­ geliği ve evriminin nihai ifadesi mi yoksa alılacak başka bir adım daha mı var? Bu soruları yanıtlamak için cinsel tutkunun ve ruh­ sal açıklığın doğasını anlamaya ihtiyacımız var. Cinsel çekim, eril ve dişil kutuplar arasında bağ kuran tutku gücünün kendisi olan cinsel kutupluluk üzerine kuru­ ludur. Tüm doğal güçler bu iki kutbun arasında akarlar. Dünya'nın Kuzey ve Güney Kutupları bir manyetizma gücü yarahr. Elektrik prizinin ya da araba bataryasının pozitif ve negatif kutupları elektrik akışı yarahr. Aynı şekilde insanlar arasındaki eril ve dişil kutuplar da cin­ sel duygunun akışını yarahrlar. Bu, cinsel kutupluluk­ tur (polarite). Eril ve dişil kutupların arasında akan bu çekim gücü, modern ilişkilerde çoğunlukla kaybolan güçtür. Eğer gerçek bir tutku istiyorsan, bir alıcıya ve alınana ihti­ yacın vardır; aksi halde olacak olan tek şey yatakta cin­ sel organlarını birbirine sürtrneye karar vermiş olan iki kankadır. Erkek ya da kadın, her birimiz içsel eril ve dişil özel­ liklere sahibiz. Erkekler küpe takabilir, birbirlerini sev­ gi dolu bir şekilde kucaklayabilir ve orrnanın içerisinde esrik bir şekilde dans edebilirler. Kadınlar da arabanın yağını değiştirebilir, politik ve finansal gücü biriktire­ bilir ve ringde boks yapabilirler. Erkekler çocuk baka­ bilirler. Kadınlar ülkeleri için savaşabilirler. Bunların 24

hepsini kanıtladık. Herkes her an kendi içindeki eril ya da dişil enerjiyi canlandırabilir. (Ancak yine de, birini ya da diğerini yapmak için güçlü bir tercihe sahip olabi­ lirler ve buna bir dakika içerisinde değineceğiz.) Bugünün yükselen 50/50'si ya da "ikinci aşama" iliş­ kisinin temeli şuna dayanır: Erkekler ve kadınlar özel anlar içerisinde dahi politik olarak doğru olan aynılığa takılıp kalırlarsa cinsel çekim kaybolur. Sadece birleşme arzusunun değil, tüm ilişkinin çekiciliğinin kurumaya başlamasından bahsediyorum. Sevgi hala güçlü olabi­ lir, arkadaşlık hala güçlü olabilir, ancak özel anlar içeri­ sindeyken bir partner eril, diğeri de dişil olanı oynama­ ya istekli değilse cinsel çekim sönecektir. Cinsel tutku alanında oynamak istiyorsanız eril ve dişil farklılıkları ifade etmek zorundasınız. Bu durum heteroseksüel ilişkiler için olduğu kadar homoseksüel ilişkiler için de geçerlidir. Aslında gey ve lezbiyen topluluklar cinsel polaritenin türden bağımsız olduğunun farkındadırlar. Ancak bir ilişki içerisinde devam edebilmek için cinselliğin tutkulu oyunu için yine de iki kutba ihtiyacınız vardır: eril ve dişil, üst ve alt, sevici ve sevilen -bu cinsel oyunun karşılıklı kutup­ larına her ne demek istiyorsanız. Size kalmış: İki benzerlik arasında sevgi dolu bir ar­ kadaşlığınız olabilir, ancak güçlü cinsel kutupluluk is­ tediğiniz zamanlarda daha eril ve daha dişil partneriere ihtiyacınız olacakhr. İki partnerin de erkek ya da iki partnerin de kadın olmasının önemi yoktur. Heteroseksüel bir ilişki içeri­ sinde erkeğin dişil kutbu ve kadının da eril kutbu oynu­ yor olmasının önemi yoktur. Eril ve dişil kutupların her gün değişmesinin de önemi yoktur. Cinsel kutupluluk için enerjik bir kutupluluğa ihtiyaç vardır: eril ve dişil 25

Sevgi için bu farklılığa ihtiyacın yoktur, ancak süregiden bir cinsel tutku için bu farklılığa ihtiyacın vardır.

arasındaki çekici bir farklılığa.

Daha dengeli cinsel özü olduğunu söylediğimiz bazı insanlar için cinsel kutupluluk gerçekten de önemli de­ ğildir. Onlar özel ilişkileri içerisinde çok tutku istemez­ ler. Cinsel esin ve ifadeyle dolu tutkulu bir güreşme hali de istemezler. Onlar, sevgi dolu medeni bir arkadaşlık ve tutku dolu iniş çıkışların olmadığı insani bir paylaşı­ mı tercih ederler ve bu insanlar için bu kitap çok yersiz, anlamsız hatta muhtemelen mide bulandırıcı gelecektir. Bu kitap özellikle daha fazla eril cinsel öze sahip olan insanlar ve onların daha dişil cinsel öze sahip olan sev­ gilileri için yazılmışhr -zira her zaman cinsel olarak zıt olanı çekersiniz. Bu insanlar mutlu günlerinde de mut­ suz günlerinde de farklılıklara dayanan ilişkilere çekil­ mekten kendilerini alamazlar. Cinsel özünüz sizin cinsel merkezinizdir. Eğer daha eril bir cinsel öze sahipseniz elbette ki evde kalıp çocuk­ larla oynayabilirsiniz, ancak derinlerde bir yerde bunu bir misyon duygusuyla yaparsınız. Misyonunuzu bil­ meyebilirsiniz, ancak eğer bu derin amacı keşfeder ve onu tamamen yaşamazsanız ilişkiniz ve aile yaşamınız sevgi dolu olsa dahi hayahnız, özünde boş hissettire­ cektir. Daha dişil bir cinsel öze sahipseniz ve profesyonel hayahnız son derece başarılı olsa dahi sevgi, ailenizde ya da özel yaşamınızda tamamıyla akışta değilse, özü­ nüzde tatmin olmamış hissedeceksiniz. "Misyon" ya da özgürlük arayışı erilin önceliğidir. Dişil olanın önceliği ise sevgi arayışıdır. Bu, eril öze sa­ hip olan insanların aşk filmi yerine futbol ya da boks maçı izlemeyi tercih etme nedenidir. Spor oyunlannın 26

hepsi özgürlük elde etmekle alakalıdır: rakibinin blo­ kajından ya da yumruklarından kurtulmak ve görevini başarıyla tamamlamak, topu bitiş alanına ulaştırmak ya da 10 rounddan sonra ayakta kalmak. Eril için misyon, yarışma ve hepsini feda etmek (ölümle yüzleşmek), bunların hepsi de kendinden geçme halleridir. Bunu anlamak için savaş hikayeleri, tehlikeli kahramanlıklar ve spor mücadelelerinin eril mücadelesine bakın. Ancak dişil olan için merkezde sevgi arayışı yer alır. Aşkın arzulanması pembe dizilerde, aşk hikayelerinde ya da arkadaşlarla ilişki sohbetlerinde kendini gösterir ve bunlar eğlencenin dişil formlarıdır. Dişil olan aşkla dolmak ister ve gerçek sevginin ilahi mutluluğu mevcut değilse bunu çikolata ve dondurma -ya da romantik bir dram- sağlayacaktır. Eril olan sınır­ larda yaşanan bir hayatın ilahi mutluluğunu hissetmek ister ve bunu kendi başına yapmaya cesareti yoksa onu televizyonda, sporda ve polisiye şovlarda arayacaktır. Mutlu ve tatmin olmuş erkekler ve kadınlar elbette ki spor izlemeyi ve dondurma yemeyi keyifli bulabilirler. Burada sadece bir noktaya dikkat çekmeye çalışıyorum: Tüm insanlar, her an kullanabilecekleri hem eril ve hem de dişil özelliklere sahip olsalar da -örneğin belli bir kıçı tekınelemek ya da çocuklara bakmak- çoğu erkek ve kadın daha eril ya da dişil özlere sahipler. Bu durum, düzenli olarak seçilen eğlence kaynakları ve tercih ettik­ leri cinsel oyunlarda kendini gösterir. Bir düşün: Cinsel partnerinin senden daha güçlü olmasını mı yoksa fiziksel kırılganlığını hissetineyi mi tercih ederdin? Partnerini yatağa çivilemek mi yoksa onun altında çivilenmek mi daha hoşuna giderdi? Has­ sas ve güçlü bir partner tarafından ayaklarının yerden kesilmesini mi yoksa sevgilinin teslim olması ve senin 27

kolların arasında kendinden geçmesini mi isterdin? Farklı zamanlarda her ikisini de istiyor olabilirsin, an­ cak hangisi çoğu zaman seni baştan çıkarır? Ya da bu alternatiflerin her biri aynı anda seni baştan çıkarır mı? Fiziksel olarak senden daha zayıf bir partner seni, senden daha güçlü ya da seninle aynı güçte olan biri kadar baştan çıkarır mı? Çoğu insan -tecrübeme göre insanların %90'ı- ke­ sin bir tercihe sahip. Ya onlara doğru ilerleyen hamam böceğini öldürecek bir partneri tercih ediyorlar ya da ezme işini yapmakta sorun görmüyorlar. Çoğu insan televizyonda romantik bir aşk hikayesi izlemeyi, kanlı bir boks maçına tercih eder ya da tam tersi. Zaman za­ man her ikisinden de keyif alabilirler, ancak biri ya da diğerini izlerken duygusal olarak daha çok etkilenirler. Eğer Amerikan Futbol Ligi'ni izleyen bir grup eril insan görmüşseniz, sırurlarında yaşayan ve armağanlarını veren -ya da yenilclikleri için mahvolan- insanların gö­ revlerini yerine getirirken eril özün nasıl bir duygusal halde olduğunu bilirsiniz. Yani insanların %90'ı ya daha çok eril ya da daha çok dişil cinsel öze sahiptirler. Sevgi dolu bir dostluğun ya­ nında en azından bazı zamanlar tutkulu, sevgi dolu ve vahşi bir şekilde ele geçirilmek ya da eşierini ele geçir­ mek isteyeceklerdir. Bu, homoseksüel ve heteroseksüel insanlar için de aynıdır. İnsanların %10'u ise -erkek ve kadın, heteroseksü­ el ve homoseksüel- daha dengeli bir öze sahiptir. Boks maçları ve aşk hikayeleri bu kişileri eşit şekilde etkiler ya da etkilemez. Sevgililerinin fiziksel olarak onlardan daha güçlü olup olmadığı ya da daha kınlgan olup olmadığı gerçekten de bu kişiler için önemli değildir. İlişkilerdeki cinsel polarite onlar için önemli değildir, o kadar. 28

Cinsiyet ya da cinsel tercihin ne olursa olsun, eğer ki derin ruhsal ve cinsel tatmin yaşamak istiyorsan doğal cinsel özünü bilmelisin --eril, dişil ya da dengeli- ve ona göre yaşamalısın. Yıllar boyunca sahte enerji katmanla­ rıyla kendi gerçek cinsel özünü kapatarak onu reddedip sonra da kendi gerçek amacını bulmayı ve sevginin akı­ şı içerisinde özgür olmayı umamazsın. Bu kitap sahte­ karlığı dağıtman ve özüne uygun şekilde yaşaman için bir rehberdir. Bu kitap özellikle de eril bir cinsel öze sa­ hip olanlar ve onlarla baş etmek zorunda olan dişil özlü sevgilileri içindir. İyi niyetli bir çaba ile kadınlara ve erkeklere eşit fırsat ve haklar sağlamak adına pek çok insan kendi gerçek cinsel özünü bashrıyor. Bunu yapmak zorunda değiller. Eril ya da dişil özüne uygun yaşarken eşitlik sağlamak mümkündür. Ancak çoğu insan bunu yapmaz. Bu ne­ denle de aa çekerler. Çoğu insan ofiste işe yarayan taktiklerin çiftierin %90'ının ilişkisinde işe yaramayacağını unutur: Bu çift­ ler dengeli özlerden çok eril ve dişil özlere sahip olan partnerlerden oluşur. Eğer cinsel tutkunun bu kutuplu ilişkiler içerisinde meydana gelmesi isteniyorsa yakın­ laşma anlarında eril ve dişil farklılıklar azalhlmamalı­ dır, abarhlmalıdır. Bu kutupluluklar aile ve iş zorunluluk­ ları nedeniyle azaltıldığında ruhsal derinlik vefiziksel sağlıkla birlikte cinsel çekim de azalır. Eril ve dişil özünü sahte bir şekilde dengelenmiş bir karaktere indirgemek hemen hemen her alanını etki­ ler. Gerçek dişil öze sahip pek çok insan eril iş tarzına uyum sağlamak için yıllar içerisinde bedenlerinde aşın eril enerji barındırınalarma bağlı olarak dişil enerjileri "kuruduğu" için farklı psikolojik belirtiler göstermekte­ dirler. Eril öze sahip pek çok insan da dişil bir tarz ola29

rak işbirliği ve enerji akışıyla uyum sağlamayı arayarak hayat amaçlarıyla bağlanblarını kopanr, derin gerçekle­ rini terk eder ve kendi eril özlerine karşı dürüst olmala­ rının akıbetinden korkarlar. Sonuç olarak pek çok ödlek erkek ve yıkıa kadın hakkında şikayetler ortaya çıkar. Ayrıca, gerçek özünü reddettiğinde gerçek ve doğ­ ru sevginin olasılığını da reddedersin. Sevgi açıklıkbr, tepeden bmağa açık olmakbr. Gerçek ruhsallık, sevgi­ nin pratik edilmesi, açıklığın pratik edilmesidir. Kendi özünü yadsıyan ve gerçek tutkularını saklayan biri bö­ lünmüştür ve sevginin tam açıklığı içerisine doğru gev­ şeyemez. Bu insanların ruhları sıkışır ve karmakanşık olurlar. Kendi özlerinden gelen sınırsız gücü ve doğal akışı hissedemezler, tehdit edilmiş ve korku dolu hisse­ derler. Böyle biri güvenli bir ilişkiye ulaşmış ve başarılı bir kariyer edinmiş olsa dahi ruhsal olarak sıkışmışbr ve kalbi bkanıkbr. Kültürel olarak kişisel özgürlük, cinsel eşitlik ve sos­ yal haklar konularında gelişme kaydettik, ancak ruhsal olarak sığ ve korkak kaldık. Bireysel bağımsızlık ve sos­ yal adalet uğruna sorun çözmeye ve eril ile dişil fark­ lılıklanmızı nötrleştirmeye başladık. Böyle yapınca da durum insanlığın gerçek cinsel özünden gelen en derin öz arzularını yadsımasıyla sonuçlandı. Günümüzde pek çok insan dengeli bir cinsel özünün olduğunu dü­ şünür, ama aslında çoğu zaman gerçek eril ya da dişil özlerinden doğan doğal arzularını basbrmaktadırlar. Hayabm gerçekten irdeleyeceksen neyin gerçek oldu­ ğunu kabul etmen önemlidir. Üstün Erkeğin Yolu çoğu zaman es geçtiğimiz ya da yadsıdığımız konulara odak­ tanır. Örneğin dengeli bir cinsel öze sahipsen basit bir ifa­ deyle cinsel olarak hiç kimse tarafından etkilenmiyorsun demektir. Ama gerçek bir eril cinsel öze sahip heterosek30

süel bir erkeksen, o zaman gün içerisinde iş yerinde ve yolda gördüğün dişil kadınlara az ya da çok çekilecek­ sindir. Evli kadınlara da genç kıZlara da. Dişil ışılblaruu yaydıklan sürece bu çekimi hissedeceksin. Bu potansiyel cinsel sorunu ruhsal bir armağana nasıl çevirirsin? Eril bir cinsel öze sahipsen ve zalirnce dürüst olursan muhtemelen özel ilişkinin, hayabndaki "rnisyonun" ka­ dar önemli olmadığını kabul edeceksindir -ama yine de tam ve enerjik bir ilişki istersin, hatta muhtemelen buna ihtiyacın vardır. Çoğunlukla yanlış anlaşılan bu ikilern­ le nasıl baş edeceksin? Bu gibi sorulan mümkün olabildiğince net bir şekil­ de cevaplayabilrnek için bu kitabı sanki eril cinsel bir özün en ortak sorununa hitap edercesine yazdım: Eril bir cinsel öze sahip heteroseksüel bir erkeğe. Dediğim gibi cins, öz ve cinsel tercihin pek çok olası şekli var. Örneğin dişil bir öze sahip bir erkekle evli eril bir öze sahip heteroseksüel bir kadın olabilirsin ve bu kitaptaki yöntemler senin için de geçerlidir. Ancak bundan farklı ve eşsiz bir durum varsa da okuyucunun bu konuda ge­ rekli şekilde ayarlama yapacağına güveniyorurn. Bu kitabın ismi "Eril Bir Öze Sahip Üstün İnsanın Yolu" olabilirdi, ancak mümkün olan her "erkek" ve "kadın" ve "eril cinsel öz" ve "dengeli cinsel öz" ve "di­ şii cinsel öz" değişikliğini olası her türlü heteroseksüel, biseksüel ve hornoseksüel ilişki için izah etmeyi dene­ seydirn tüm konu kullanışsız ve kaba bir hale gelirdi. Sonuç olarak basitliği seçtim. Farklı olasılıkları kendin de ekleyebilirsin. Sen ya da partnerin eril bir cinsel öze sahipse -anatorni, cinsiyet ya da cinsel seçimi ne olursa olsun- bu kitap hayabm netleştirrnene ve en derin ar­ rnağanlarıru kişisel olarak işte, cinsel ve ruhsal olarak verebilrnene yardırncı olacakbr. 31

Üstün Erkeğin Yolu kesinlikle diğer cinsiyet ve cinsel seçimlere saygı kazanmış ve erkeklerle kadınların sos­ yal, ekonomik ve politik olarak eşit olduğunu düşünen insanlar için yazılmışhr. Şimdi bu karşılıklı saygı ve eşitlik içerisine yerleşmiş olan, ancak eril/dişil kutuplu­ luğun içerisinde doğal olarak mevcut cinsel ve ruhsal arzuları kutlayan bir sonraki aşamaya geçmeye hazırız. Maço pislik, omurgalı ve kalpsiz fikrinin ötesine ev­ rimleşme zamanı. Aym zamanda hassas ve koruyucu ödlek fikrinin de ötesine evrimleşme zamam. Kalp ve omurga bir erkekte birleşik olmalı ve sevginin ve bilin­ cin tüm olasılığı içerisinde bunun ötesine geçmeli. Kaldı ki bu hal, bu amn sonsuz açıklığı içerisinde derin bir ra­ hatlamayı gerektirir ve bunun için yeni bir cesaret türü gerektirir. Bu, Üstün Erkeğin Yolu'dur.

32

BÖLÜM

Erkeğin Yolu

ı Yaşa m d a ki H e rh a ngi Bi r Şeyi n Ta m a mla n acaği n i Um m ay1 B1ra k Çoğu erkek bir gün her şeyin tamama ereceğini düşünme hatasına düşer. Şöyle düşünürler: "Yeteri kadar çalışırsam, bir gün dinlenebilirim, "ya da "Bir gün kadınım aniayacak ve şikayet etmeyi bırakacak," ya da "Şu anda yaptığım şeyi sadece günün birinde hayatımZa ilgili gerçekten yapmayı istediğim şeyi ya­ pabileyim diye yapıyorum."Eril hata, şeylerin zaman içerisinde kökten farklılaşacağını düşünmektir. Farklı­ laşmayacaktır. Asla bitmeyecektir. Yaratıcı mücadele, yaşam devam ettiği sürece eşsiz hediyelerini verirken, aynı zamanda bulunduğunan ile itişip kakışmak, oynamak ve onunla sevişmektir.

Asla sona ermeyecek, o nedenle iyileri beklemeyi bı­ rak. Şu an itibarıyla finans durumun daha güvenli ola­ na dek ya da çocuklar büyüyüp evi terk edene dek ya da zorunluluklarını bitirip gerçekten yapmak istediğini yapacak kadar özgür hissedene dek gününün bir saati­ ni, yapmayı beklediğin her hangi bir şeyi yaparak ge­ çir. Arhk bekleme. "Bir gün her şey farklı olduğunda" mitine inanma. Tam şimdi, sevdiğin şeyi yap, yapmayı beklediğin şeyi yap, yapmak için doğduğun şeyi yap. Seni sınırlıyor gibi görünen günlük görevlere rağ34

men günde bir saatini sadece sevdiğin şeyi, kalbinin derinliklerinde yapmaya ihtiyaç duyduğunu hissetliğin şeyi yaparak geçir. Yine de dikkatli ol: bunu yapmaya­ cağıru ya da yapamayacağıru keşfedebilirsin; gelecek fantezinin gerçekte sadece bir fantezi olduğunu keşfe­ debilirsin. Pek çok erteleme yarahcı disiplin eksikliği için ba­ hanedir. Sınırlı para ya da ailevi zorunluluklar, bir şey yapmayı gerçekten isteyen bir erkeği asla durdurma­ mışhr. Ancak bu zorluklar, yarahcı mücadelenin pe­ şinde olmayan bir erkek için bahanedirler. Armağanını tamamıyla vermen için gereken şeyi yapmayı isteyip istemediğini bugün öğren. İlk adım olarak en azından bir saat boyunca en dolu armağanını - bugün o her ne ise- paylaş, böylece akşam yatağa girdiğinde gününü daha cesaret dolu, yarahcı ve vererek yaşayabilecek ol­ duğunu bilirsin. Günün birinde yaşamının kökten değişeceği mitine ilaveten, günün birinde kadınırun kökten değişeceğille inanıyor ya da bunu umuyor da olabilirsin. Bekleme. Kad ırurun sonsuza dek şu anda olduğu gibi olacağını farz et. Eğer ki kadırurun davranışı ya da ruh hali senin için dayanılmazsa onu terk etmelisin ve arkana bakma­ malısın (çünkü onu değiştiremezsin). Ancak kadırunın davranışını ya da ruh halini sadece tatsız ya da rahatsız edici buluyorsan, her zaman böyle olacağını fark et: Di­ şii olan erilin perspektifinden her daim kaotik ve kar­ maşık görünür. Kadının arhk ........ (boşluğu sen doldur) yapmasın diye onu düzeltmeye çalışhğıru fark ettiğin bir sonra­ ki sefer rahatla ve ona dokunarak ve böyle olduğunda (boşluğu her ne ile doldurduysan) onu sevdiğini söyle­ yerek ona sevgini ver. Onu kucakla ya da onunla güreş 35

tut ya da sadece bağırmak için bağır ya da çığlık at, an­ cak seni rahatsız eden bu şeye son vermek için çaba sarf etme. Seni rahatsız eden özelliğe son vermeye çabala­ mak yerine aşkı deneyimle. Dişil ile mücadele etmekten kaçamazsın. Dişilin, oldukça fazla zevk aldığı bu sonu olmayan duygusal dramın içerisinde mizah bulmayı öğren. Büyütüp abarthğın sevgi, kadınının davramşım kendine getirebilir, ancak onu düzeltme çaban ve asabi­ yetİn bunu asla yapmayacakhr. Dünya ve kadının tahmin edilemeyen zorluklarla seni her zaman şu ana getireceklerdir. Ya bu zorlukla­ rın ortasında kendi hediyelerini vererek bütün olarak yaşarsın ya da hiç bir zaman gelmeyecek olan hayali bir geleceği beklersin. Anlamlı hayatlar yaşamış adamlar asla şunlar için beklememiştir: para, güvenlik, kolaylık ya da kadınlar. Dünya'ya ve kadınına hediye olarak en çok vermeyi istediğin şeyi hisset ve onu bugün vermek için yapabileceğin her şeyi yap. Beklenen her an, boşa giden bir andır ve her boşa gitmiş an, amacının netliğini değersizleştirir.

36

2 Ac1 Verse Da h i Aç1 k b i r Kalple Yaşa Acının ortasında kapanmak bir erkeğin gerçek do­ ğasını reddedişidir. Üstün bir erkek, acının veya ıstı­ rabın ortasında hissederken ya da eylem halindeyken dahi özgürdür. Gerekirse, kapalı bir kalple yaşamak­ tansa acı dolu bir kalple yaşamalıdır. Istırabın yarası içerisinde kalmayı öğrenmeli ve hatta bu alandan yük­ selen doğal yetenek ve sevgi ile hareket etmelidir.

Büyük bir projede başarısız olduğunu, kadınına yalan söyleyip yakalandığını ya da yatakta çok çabuk geldi­ ğinle alakah kadınının yaphğı şakaları duymamazlık­ tan geldiğini düşün. Bedenin, nefesin ya da gözlerin na­ sıl tepki verirdi? Kendini geri çekerek, saklanarak ya da kapanarak senin canını yakan bir insana ya da duruma verdiğin tepkiyi fark et. Birinin gözlerinin içerisine bak­ makta zorlandığın ya da göğsünün ve solar plexusu­ nun* gerginleştiği ve kasıldığı zamanları fark et. Bunlar, ıshraba beceriksizce verilen tepki işaretleridir. Kendini korumanın getirdiği gerginlik içerisinde sıkışıp kalmış­ sm, arhk özgür bir adam değilsin. Üstün erkek bu otomatik kapanma anlarında açık kalmayı çalışır. Bedeninin ön tarafını aç ki göğsün ve solar plexusun gerginleşmesin. Dik ve dolu bir şekilde otur ya da ayakta dur, bedeninin önünü aç, göğsünü ve karnını gevşet, genişlet ve özgür bırak. Göğsünden 37

solar plexusuna, karnının derinlerine doğru nefes al. Kendi aanı ve diğer kişinin acısını da hissederek bir­ likte olduğun kişinin doğrudan gözlerinin içerisine bak. Ancak ön bedenin gevşeyip açıldığında, nefesin dolu ve derin olduğunda ve bakışların savurunasız hale gelip diğer kişinin gözleriyle doğrudan bağlanbya geçtiği za­ man zekanın en yüce potansiyeli kendiliğinden ortaya çıkabilir.

38

3 Ba ba n Ölm üş G i bi Yaşa Bir erkek babasını sevmeli ve özgür bir erkek ol­ mak için babasının beklentileri ve eleştirilerinden bağımsız olmalı.

Babanın öldüğünü farz et ya da onun öldüğü zamanı hahrla. Ölümüne bağlı olarak bir rahatlama duygusu geliyor mu? Babanın ölmesiyle onun beklentilerine göre yaşamayacağın ya da eleştirilerini çekmek zorunda ol­ mayacağın için mutlu olan bir yanın var mı? Eğer babanı hoşnut etmeye ve kendi varlığının de­ ğerli olduğunu hiç bir zaman babana göstermeye çalış­ masaydın, babanın eleştirel bakışıyla hiç ağır hissetme­ miş olsaydın nasıl yaşardın? Önündeki üç gün boyunca babanın etkisi nedeniyle kaçındığın ya da bashrdığın en az bir şeyi yap. Böyle­ ce, aslında kendi yargıların olma ihtimali olan, onun bu gizli beklentilerinden özgür olmayı deneyimlersin. Bu şekilde özgür olmayı çalış; hala korku dolu, kısıtlanmış, değersiz ya da babanın beklentileriyle ağırlaşmış hisset­ sen dahi üç gün boyunca her gün bir kere yap bunu.

39

4 Gerçek S1n1n n1 Bi l ve Bu Kon ud a Ya la n Söyleme Bir erkek için kendi korkularını ve direncini ve uygulama sınırını kabul etmesi saygı değer bir du­ rumdur. Her erkeğin bir sınırı, gelişme kapasitesi ve kaderi olduğu doğrudur. Ancak olduğu yer ile ilgili kendisine ve başkalarına yalan söylemesi saygı değer bir durum değildir. Olduğundan daha aydınlanmış gibi davranmamalıdır -ya da şu anki sınırında da durmamalıdır. Bir erkek, gerçek sınırıyla daha çok oynadıkça daha kıymetli bir dost haline gelir ve gerçek ve tamamıyla anda olmasıyla birlikte daha güvenilir olur. Bir erkeğin kendi sınırını gerçekten yaşayıp ya­ şamadığı ya da tembel veya yanlış yola sapmış olduğu, sınırının nerede olduğundan daha önemlidir.

Yaşamından bir alanı seç: özel ilişkin, kariyerin, çocuk­ larınla ilişkin ya da ruhsal uygulamaların. Örneğin, ya­ şamını sürdürmek için son dönemde bir şey yapıyor­ sun. Korkuların, insan ırkına daha büyük bir yardım edebilmene, daha çok kazanınana ya da daha yaratıcı ve eğlenceli bir şekilde para kazanınana nerede engel oluyor? Tamamıyla korkusuz olsaydın, şu anda yapb­ ğınla aynı şekilde mi para kazanıyor olurdun? Sınırın, bir anlığına durduğun ya da en büyük yeteneğinden ta­ viz verdiğin ve korkularını beslediğin yerdir.

40

Geçim tarzını ve gelirini sınırlayan ya da şekillen­ diren korkulada iletişimini mi kaybettin? Eğer kendini kandırdıysan ve korkmadığını hissediyorsan, o zaman kendine yalan söylüyorsun demektir. Erkekler, tama­ mıyla özgür olmadıkları sürece korkarlar. Bunu kabul­ lenemezsen, kendine ve başkalarına oyun oynarsın. Sen hissetmesen dahi arkadaşların korkunu hissedecekler­ dir. Böylelikle, kendini kandırdığını, kendine yalan söy­ lediğini ve onlara da yalan söylediğini -bilinçli ya da değil- bilir ve sana olan güvenlerini kaybederler. Ya da belki de korkularının gayet farkındasındır: risk alma korkun, başarısızlık korkun, başarma korkun. Belki de yaşamın içerisinde rahatsındır ve kariyerindeki değişikliğe eşlik edebilecek yaşam tarzı değişikliğinden korkuyorsundur. Bu yeni kariyer, yaşamında gerçekten yapmak istediğin şeye daha yakındır. Bazı erkekler kor­ kuyu hissetmekten korkarlar ve sınırlarına yaklaşınaz­ lar bile. İyi bildikleri ve kolaylıkla yapabilecekleri bir işi seçerler ve hediyelerini t�mamıyla vermeye yanaş­ mazlar bile. Hayatları oldukça güvenli ve konforludur, ancak ölüdür. Bir erkeğin kendi sınırında yaşamakta olduğunun işareti olan canlılık, derinlik ve ilham veren enerjiden yoksundurlar. Geride duran, belki de çok ça­ lışan bu tarz bir erkeksen, fakat sınırında yaşamıyorsan diğer erkekler, kendi sınırlarında yaşamaları ve en de­ rin hediyelerini vermeleri konularında onlara yardım edebileceğine inanmayacaklardır. Bir deney yap: sesli bir şekilde kariyerin hakkın­ daki sınırını açıkla kendine. Şunun gibi bir şey söyle: "Daha çok para kazanabilirdim, biliyorum, fakat bunun için gereken ekstra saatleri ayırmak için çok tembelim. Kendi gerçek hediyemi verebileceğimi biliyorum, fakat başaramayacağımdan ve beş kuruşsuz kalacağımdan 41

korkuyorum. Kariyerimi geliştirmek için 15 sene harca­ dım ve gerçekten hiç ilgimin olmadığı bir şeyi yaparak hayahmın çoğunu harcadığımı biliyor olsam dahi yap­ hğım işe son verip sıfırdan başlamaktan korkuyorum. Daha yarahcı yollarla para kazanıyor olabilirdim, fakat yarahcı olmak yerine televizyon izleyerek zaman hara­ yorum." Sınırını onurlandır. Seçimlerini onurlandır. Kendine bu seçimlerinle alakah dürüst ol. Arkadaşlarına bu se­ çimlerinle alakah dürüst ol. Korku dolu olan ve bunu bilen bir erkek, korkusunun farkında olmayan korku dolu bir erkekten çok daha güvenilirdir. Korku dolu bir erkek, sınırında yaşayan ve armağanını oradan su­ nan bir erkek, korkusunu günü gününe tecrübe etmeye gönüllü olmayan, konfor alanında sıkışıp kalmış korku dolu bir erkekten daha güvenilir ve daha ilham verici­ dir. Özgür bir erkek, korkularını saklamadan ya da on­ lardan saklanmadan korkularını kabul eder. Dudakla­ rını korkularına bashrarak yaşa, korkularını öp, ne geri çekil ne de saldırganlıkla korkularının ırzına geç.

42

5 E n Deri n Fa rk1n d a h ğ1n1 H e r Za m a n Ko ru Sonsuzluk tin b e tin bir erkeğin yuvası olmalıdır. Sonsuzluk olmadan erkek kaybolur, hep çok çalışır, boşluğa tutunmaya çalışır. Bir erkek, görünmek için gereken her şeyi yapmak zorundadır ve sonra bu her daim taze olan farkındalığı sağlamlaştırmalı ve yaşamını onun etrafında düzenlemelidir. Varlığının en huzurlu ve en derin seviyelerinde, tüm yaşamını olduğun kişi haline gelme sürecine dönüştür. İşin, çocukların, karın, paran, artistik yarahmların, zevk­ lerin -bunların hepsi, eğer senin bilinçli varlığının de­ rin denizi içerisillde yüzmüyorlarsa yüzeysel ve boştur. Dikkatin bugün kaç saat boyunca değişimler alanına -et­ kinlikler, insanlar, düşünceler ve deneyimler- odaklan­ mışh ve dikkatin hangi sıklıkla kendi kaynağı içerisinde gevşemiş halde? Tam şu an dikkatin nerede? Dikkatinin kaynağını hissedebilİyor musun? Bir dakikalığına dahi olsa dikkatini neyin bilinçli ve farkında kıldığını hisse­ debilir misin? Dikkatin en derin doğasını hissedebilir misin? Dikkatin, basitçe ve zahmetsizce kendi kaynağı içerisinde durağanlaşmasına izin verdiğinde ne oluyor? Bu kaynak asla değişmez ve her zaman mevcuttur. O, arka fondaki daimi ve sessiz tondur ve yaşamın müziğini kapsar. Bu kaynağı mümkün olduğunca de­ rinden hisset ve sonra işine, özel yaşamına, ailene ve 43

yaratıcı emegıne yeniden yakınlaş. Seviştiğin zaman bu kaynağa bağlanarak seviş. Para kazandığında bu kaynağa bağlanarak para kazan. Bu kaynağa daha çok bağlanarak yaşadığında hayatının detaylarında neler olduğunu fark et. Bu kaynağın içerisinde gevşemeni ve ondan beslene­ rek yaratmanı destekleyen araçları kullan. Sana, gerçek­ te kim olduğunu hatırlatacak kitaplar oku. Sana ilham veren ve sana kaynağı yansıtan insanlarla vakit geçir. Her gün meditasyon yap, niyet et ya da dua et ki böyle­ ce kaynağın içerisine girebilesin. Çoğu erkek gibiysen dikkatini günün olayiarına ve görevlerine çeken güçlü alışkanlıkların vardır. Yıllar bo­ yunca günler ve geceler uçup gider ve hayat parmakla­ rının arasından kayar, dikkatin ise gerekli sorumluluklar dünyası gibi görünen şeyin içerisinde hapsolur. Ancak sorumluluklarımızı var olmanın derinliğinin ve kalp ger­ çeğimizin ifadeleri olarak yaşamazsak bunların hepsi boş. Sonsuzluğu bil. Ne gerekiyorsa yap ve hayatının de­ taylarını var olmanın derinliğinden yaşa. Fakat işinle ilgilenmek adına kendini kaynağın içerisine bırakınayı ertelersen hayatın, iş saatleri ve günleri içerisinde har­ canacak ve tüm hayatın bitmiş olacak. Ancak bu hayat­ tan daha büyük olan o şeyin içerisinde köklenirsen, her görevin bir gereklilik olduğunu bilerek, hayatı mizahla gerçekleştirebileceksin. Kendini önemsiz bir an içerisinde bulsan dahi -te­ levizyon izlerken ya da mutfaktaki karışıklığı toparlar­ ken- kim olduğun gerçeğini hisset Her anın görünüp kaybolduğu sınırsız bilgiyi hisset Her anı en derin far­ kındalığınla karşıladığın zaman tüm anlar aynı yoğun­ lukta net, bütün ve mizahidir. Olmuş olan hiç bir şeyin şu anda olduğun Birlik haline etkisi yoktur. 44

6 Asla B i r Kad 1 n 1 Memn u n Etmek için Fikri n i Değişti rme Bir kadın, bir erkeğin bakış açısını değiştirecek bir şey önerirse, o zaman erkek yeni bakış açısına daya­ nan yeni bir karar almalıdır. Fakat bir erkek, kadınını memnun etmek ya da onunla "anlaşmak" için asla kendi en derin bilgisine ve sezgisine ihanet etmemeli­ dir. Böyle bir eylem ile birlikte her ikisi de güç kaybe­ decektir. Birbirlerine gücenmeye başlayacaklardır ve birikmiş olan gerçek olmama halinin yarattığı kabuk hem aşklarını, hem de özgür davranma kapasitelerini ağırlaştıracaktır.

Her zaman kadınını dinlemeli ve sonra da kendi kararı­ nı almalısın. Kalbinin derinliklerinde başka bir seçimin daha akıllıca olduğunu bilirken kadınının önerisine uy­ mayı seçersen, aslen şöyle demektesin: "Kendi bilgeliği­ me güvenmiyorum." Kendine bunu söyleyerek kendini güçsüzleştiriyorsun. Kadınının sana olan güvenini güç­ süzleştiriyorsun: Sen kendi bilgeliğine inanmıyorsan o neden inansın ki? Kadınını memnun etmek için kendi derin gerçeğini inkar ettiğinde herkes senin yetersiz gerçekliğini hisse­ decektir. Sahte gülüşünün daha gizli bir uyuşmazlığı sakladığını sezeceklerdir. Arkadaşların, çocukların ve meslektaşların seni seviyor olabilirler, fakat sana inan­ mayacaklar, çünkü sen kendi öz amacına güvenmiyor45

sun. Daha da önemlisi, gerçek olmama halin, netlikle hareket etme kapasiteni de ağırlaşbracakhr. Eylemlerin özünle uyuşmayacakhr. Fakat kadınını dinler, söylediği her şeyi önemser ve kendi kararını kendin verirsen, o zainan özünle uyum içerisinde hareket edersin. Aslen şöyle demektesin: "En derin bilgeliğim beni bu karara yönlendiriyor. Hatalıy­ sam, bundan bir şey öğrenirim ve bilgeliğim derinleşir. Hatalı olmaya ve bununla gelişmeye razıyım. Bu hare­ ket sürecine en derin bilgeliğirole güveniyorum." Bu kendine güven davranışı başkalarının da sana güvenmesine sebep olur. Hatalı olabilirsin, ancak bunu öğrenmeye ve böylece de deneyimle gelişmeye istekli­ sindir. Başkalarını dinlemeye açıksındır, fakat sonunda kendi kararını alma sorumluluğunu alırsın. Suçlayacak başka kimse yoktur. Ancak kadınının kararını takip etmek için kendi ger­ çek kararını bir kenara bırakırsan ve o hatalı çıkarsa onu suçlayacaksın ve haklı çıkarsa da özünden hareket edip hatalarından yola çıkarak gelişme fırsahnı reddettiğİn için güçsüzleşmiş hissedeceksin. Kadının, kelimeler ya da beden dili aracılığıyla sana ne derse desin buna bağlı olarak hissini değiştirmeye açık ol ve sonra da en derin sezgisel bilgeliğin ve bilgine dayanarak kendi kararını al. Doğru ya da yanlış seçim yapabilirsin, ama her ne olursa olsun bu, senin en iyi ahşın olacakbr ve gelecek eylemlerin için kapasiteni güçlendirecektir.

46

7 Amac1n i lişki nden Önce Gelmeli d i r Her erkek, hayatındaki en ulvi amacın hiç bir özel ilişkiye indirgenemeyeceğini bilir. Bir erkek, ilişkisini en yüce amacından öne koyarsa kendisini güçsüzleştirir, evrene hizmet etmez ve bölünmemiş bir mevcudiyet su­ nabilen gerçek bir erkek olabilecekken kadınını aldatır.

Kabul et: Kusursuz bir ilişki ile hayattaki en yüce ama­ cını yerine getirmek arasında seçim yapmak zorunda kalsaydın amacını gerçekleştirmeyi seçerdin. Sadece bu bilgi dahi erkeğin aslında en önemli önceliği olmayan ilişkisini önceliği yapma duyusunu hafifletir. Misyanun önceliğindir. Misyonunu bilmez ve haya­ tını ona göre düzenlemezsen özünde boş hissedersin. Dünyadaki mevcudiyetin de, partnerinle olan mevcudi­ yetin de zayıflayacakhr. Bir daha kadınma "yenildiğini" fark ettiğinde, misyonunu ertelediğine ve onunla zaman geçirmek adına gerçek amacını reddettiğinde dur. Ka­ dınına onu sevdiğini söyle, fakat kalbinin amacını red­ dedemezsin. Ona, onunla kusursuz bir dikkat ve tam bir mevcudiyetle 30 dakika geçireceğini (ya da belirli bir zaman) söyle, ama sonrasında kendi misyonunu devam ettirmek için işine geri dönmek zorundasın. Kadının, kalbinin gerçekten istemediği, zayıf ve bö­ lünmüş mevcudiyetinle bir kaç saat geçirmek yerine bölünmemiş bir dikkat ve büyülü bir aşkla dolu 30 da47

kikayla daha çok tatmin olacaktır. Kadınınla geçirdiğin zaman, diğer her şeyden daha çok onunla olmak isteye­ ceğİn bir zaman olmalı. Başka bir şey yapmayı istiyor­ san kadının bunu hissedecektir. Sonuçta her ikiniz de mutsuz olacaksınız.

48

8 S1 n 1 n n 1 n Ötesi ne Doğru i leri e Bir erkek kendi sınırının, kapasitesinin, korkusunun ötesine doğru genişlerse, öz gelişimi en iyi yön­ de ilerler. Çok tembel olmamalı, güvenlik ve konfor alanında coşkuyla durağanlaşmamalıdır. Kendisini gereksiz şekilde strese sokarak ve deneyimini mahvederek de sınırını zorlamamalıdır. Korku ve konfor­ suzluk sınırının ötesine hafifçe geçmelidir. Düzenli olarak. Yaptığı her şeyde.

Gerçek sınırınla alakah kendine dürüst olduğunda onun ötesine geçmek yapacağın en iyi şeydir. Çok az erkeğin buna cesareti vardır. Çoğu erkek ya daha kolay bir yolla yetinir ya da en zor yolu seçerek itibarını yükseltir. Gü­ vensizlik hissin kendinden şüphe duymana neden olur ve bu nedenle de kolay yolu seçersin, hatta gerçek sını­ rına ya da gerçek arınağaruna dahi yaklaşmazsın. İkinci bir seçenek olarak da güvensizlik seni itmeye, itmeye, itmeye ve bu eksiklik duygun üzerinde zafer kazanma arayışına doğru yönlendirir. Her iki yaklaşım da andaki gerçek durumundan uzaktır ve bu durum, çoğu zaman korkudur. Gergin bir şekilde korkundan kaçınıyorsan, korkusuzluğun içeri­ sinde gevşeyemezsin. Korkun, kendin benliğinin en keskin ifadesidir. Onu öğrenmelisin. Onu, her daim ve tam anlamıyla hisset49

melisin. Korku senin dostun olmalı, böylece artık on­ dan rahatsız olmazsın. Hatta ilkel korkun, senin kendi sınırında olduğunu gösterir. Korkuyla kalmak, sınırın­ da kalmak, gerçek dönüşümün meydana gelmesine ola­ nak tanır. Tembel ya da saldırgan olmadan sınırlarınla oynamak, anı en az tahribatla yaşamana imkan tanır. Olandan geri çekilerek ondan kaçmaya çalışmak ya da onu gelecekte bir hedefe doğru iterek ondan kaçmaya çalışmak yerine olanla kalmaya gönüllü ol. Korkudan korkmak geride durmana, yapabileceğin­ den daha az bir hayat yaşamana neden olabilir. Korku­ dan korkmak kafanın doğrultusunda gitmene, sahte bir yaşam sürmene, merkezinden kaymana, gergin olmana ve am kaçırınana neden olabilir. Ancak korkun da dahil bu anı -ondan kaçmaya çalışmadan- hissetme kapasiten canlı ve mütevazi bir doğallık hali yarahr. Bilinmeyenin ortaya çıkışına hazırsındır, çünkü ne geriye çekilirsin ne de arun ufkundan öteye itilirsin. Sınırın tam üstünde durmaktasındır. Korkunun ötesine geçerek korku hissinin kendisin­ den kaçmadan, sınırlannı Şefkatle zorlarsın. Güvenlik duygusunun kah zemininin ötesine açık bir kalple adım atarsın. Bilinmezlik alanında saf ve farkında bir halde durursun. Burada, derin varlığın yer çekimi seni kor­ kunun geçersiz olduğu tek yere ulaşhnr: Yuvanın ebedi özgür düşüşüne. Her daim olduğu yere. Korkunu sahiplen ve onun ötesine geç. Yaşamının her alanında. Şimdiden itibaren.

so

9 Aşk içi n Ya p Bir erkeğin dünyayı fethe tmesi, kadınını fethelmesi gibi olmalıdır: Sadece kişisel kazanım ya da zevk için değil, Aşkı büyütmek, açıklık ve derinlik için olmalıdır.

Bir daha kadınını cinsel olarak kucakladığında en bü­ yük arzunu hisset Yaşamdaki en büyük arzunu. Hayat içerisinde yaphğın her hangi bir şeyi neden yaphğıru ve özellikle neden sevgilinle birleştiğini hisset Daha önemsiz nedenler de olabilir, ancak en derin, en büyük nedenin nedir? Çoğu erkeğin bir eylemde bulunmasındaki en büyük neden en derin gerçeklerini keşfetmekle, mutlak özgür­ lük ve aşkın keyfine varmakla ve tüm armağanlarını vermekle alakah olmalıdır. Yine de pek çok erkek, hediyelerini tam anlamıyla veremeden birazcık özgürlük ve aşktan keyif almaya razı olur. Güzel bir arabanın, yoğun ve tutkulu bir cin­ sel yaşamın ve pazar günü geç saate dek uyuma özgür­ lüğünün tadını çıkarırlar. Yedekteki nakitlerini hayır işi için cömertçe bağışlarlar, tutkuyla kadıniarına elmas bir yüzük sahn alırlar ve mutlu bir şekilde küçük bir lig takımını eğitirler. Bunlar, insanların yaşamlarında önemli farklılıklar yaratan keyifli özgürlükler ve gerçek hediyelerdir. Ancak bu, çoğu erkek için yine de yeterli değildir. Kazandıkları özgürlük ya da aşk ve hediyelerini ver­ me yolları çoğu zaman ağızda yetersizlik hissi bırakır. sı

Bir şey hala eksiktir. Hala öteye geçme, kendini tuzak­ tan kurtarma ve gizli bir sıkınh, yalnızlık, gerginlik ve korku hissinden özgür bir yaşarnın tadını çıkarma arzu­ su mevcuttur. Çoğu erkek tüm armağanlarını vererne­ diğini hisseder. Hayatları da cinsel yaşarnları da özün­ de bir şekilde sahte gelir. Bir erkek, kadınına gerçek cinsel armağanını verdiği zaman, onu aşkın tüm sınırlarının ötesine doğru açar ve kadınını fetheder. Bu, dünya için de geçerlidir. Kadı­ nı ve dünyayı açmak gerçeklik, süreklilik ve yüreklili­ ği gerektirir. Bir erkek, özündeki hakikati bilmelidir ve armağanlarını tam anlamıyla vermeye istekli olmalıdır. Kendini tutmadan. Cinselliğini ve yaşamını, kadınını ve dünyayı fethetmeye ve aşkı büyütmeye istekli olma­ lıdır. Ancak istekli olmak haline nadiren rastlanır. Çoğu erkek, kadınını dürtüp onu basit bir şekilde aç­ mayı ister ve kadınıyla bir kaç orgazrnı ve bir sonraki günün programına geçmeden önce bağ kurarak bir kaç dakikalık duygusallığı paylaşır. Çoğu erkek dünyayı dürtüp onu basit bir şekilde açmayı ister, biraz para ka­ zanır ve yeteri kadar iyilikte bulunur ki yaşarnı bir çöp yığını gibi hissettirrnesin. Ancak çok az sayıda erkek bu işi gerçekten yapmaya, kadınlarını ve dünyayı en derin olası hakikate açmaya ve onları aşka ve açıklığa doğru özgürleştirrnek için sa­ hip oldukları her şeyi kullanmaya isteklidirler. Kadınla ve dünyayla, gerçek armağanlarından taviz vermeden ya da derin varlığının gücünden uzaklaşma­ dan baş etmenin iki yolu vardır. Bir yol cinsel samirni­ yetten ve dünyevilikten vazgeçip, tavize ve dikkat da­ ğınıklığına imkan tanırnaksızın kendini, takip etmeyi seçtiğin yola adamak, kadının ve dünyanın daimi talep­ lerinden özgür olrnakhr. 52

Diğer yol ise en ufak parçayı dahi "becermek", kının­ dan çıkmış aşk ile ele geçirmek, kadının ve dünyanın süregiden mücadelesine rağmen gerçek armağanlarını vermek, gerçek armağanlarını bu zıtlık ve teslimiyet sürtüşmesi içerisinde eritmek, bedenin ve zihnin kaçı­ nılmaz haz ve acı, çekim ve itim, kazanma ve kaybet­ me cezaları içerisinde mutlu bir şekilde ölse dahi aşkı, derin var oluşunun özgürlüğünden gelen güçle devam ettirmek. Böylece geriye, verilmemiş bir hediye kalma­ mış olur. Var oluşun derinliğinin sınırı yoktur. Kadın ve dünya ile birleşiminden geriye sadece açıklık, özgürlük ve aşk kalır. Kadınla ya da dünya ile buluşacaksan, merhametsiz kalbinin en yüce armağanlarıyla onları açarak sonuna kadar gidip, onları gerçek özünün derinliğinden ele ge­ çirsen iyi edersin. Aksi takdirde kendi ihtiyaçlarını tat­ min etmek için onların içine sersem bir şekilde girersen, kadının ve dünya senin adanma, derinlik ve gerçeklik­ ten yoksunluğunu hissedeceklerdir. Aşkına aşk içeri­ sinde boyun eğmek yerine dikkatini dağıtacak, enerjini emecek ve seni sonu olmayan karışıklıkların içerisine çekeceklerdir ve böylece yaşamın ve ilişkin, daimi bir sınırlamalardan kurtulma arayışına dönüşecektir. Yaşamla ilişiğini kesmiş, kadın ve dünyadan uzak, yalnız yaşıyor olabilirsin. Ancak cinsel ve birleşme içe­ ren bir hayalı seçersen, "gerçek becerme"nin ortasında özgür almadığın, kendini vermeye adamadığın, hiç bir şeyi kendine saklamadığın, aşkın açıklığı içerisinde her daim erimediğin sürece kadın ve dünya tarafından tu­ zağa düşürülmüş gibi hissedeceksin. Bu, yüce erkeğin yoludur.

53

lO Dostla n n i n Eleşti rile ri n i n Keyfi n i Ç 1 ka r Bir erkeğin diğer bir erkeğin doğrudan eleştirisini alma kapasitesi, o erkeğin maskülen enerjiyi alma ka­ pasitesinin ölçütüdür. Eril enerjiyle (örneğin babası) iyi bir ilişkisi yoksa, bu erkek bir kadın gibi davranacak ve diğer erkeklerin eleştirilerinden yararlanmak yerine ineinecek ya da kendini savunacaktır.

Aşağı yukarı haftada bir en yakın erkek arkadaşlarınla oturmalı ve hayatında yapıyor olduğun şeyleri ve yap­ maktan korktuğun şeyleri tarhşmalısın. Sohbet kısa ve basit olmalı. Sen nerede olduğunu belirtmelisin. Sonra da arkadaşların sana bir deney sunmalılar, gözlerinin önüne bir şeyler serecek ya da hayatın içerisinde daha çok özgürlük bahşedecek bir şey verrneliler. "Denise ile ilişki yaşamak istiyorum ama karımı da incitmek istemiyorum. Karımın bunu öğreneceğinden korkuyorum," diyebilirsin. Arkadaşların ise, kararsızlığına ve bayağılığına mey­ dan okuyarak şöyle diyebilirler: "Alh aydır Denise hak­ kında konuşuyorsun. Yaşam enerjini bu fanteziye har­ cıyorsun. Ya onunla yarın gece yat ya da şunu bırak ve bir daha da bu konuyu konuşma." "Ok. Bunu yapmayacağıını biliyorum. Denise ile bir ilişki yaşamak için evliliğimi mahvetmekten çok kork­ tuğumu görüyorum. Evliliğim Denise için duyduğum 54

arzudan daha önemli. Bunu bırakacağım ve hayatım­ daki önceliklerime tekrar odaklanacağırn. Teşekkürler." Yakın erkek arkadaşların o ya da bu şekilde seni alı­ şık olduğun yerden dışarı çıkarmaya ve yapabileceğin sağlam bir hareket önererek bayağılığını sınamaya is­ tekli olmalıdır. Sen de aynı şekilde vahşi dürüstlüğünü onlara sunmaya istekli olmak zorundasın, tabii ki ge­ lişmek istiyorsan. İyi arkadaşlar birbirinin bayağılığına tahammül etrnernelidir. Sınırındaysan, erkek arkadaş­ ların buna saygı duyrnalı ancak seni kurtarmamalılar. Korkularını onurlandırınalı ve sevgiyle, zorlarnadan, seni bu korkuların ötesine geçmeye teşvik etrneliler. Erkek arkadaşlarından sınama olmaksızın sadece destek istiyorsan bu, babanla -ölü ya da diri olsun ol­ masın- ilgili çözülmemiş bir duruma delalettir. Baba enerjisi sınarnayı ve rehberliği sevrne enerjisidir. Yaşa­ rnında bu rnaskülen enerji olmaksızın yönün kontrolsüz olacaktır ve kendi belirsizliğinle kararsızlığının balçığı içerisine saklanman olasıdır. Yakın erkek arkadaşların gerçekten gitrnek istediğin yön sayesinde görebileceğin -korku dolu bir Mr. İyi eylemi sayesinde ödün verilme­ miş- sevginin saf ışığını sağlayabilirler. Sırurda yaşayan, korkularıyla yüzleşen ve sınırla­ rıyla korkuları ötesinde yaşayan erkek arkadaşlar seç. Böyle erkekler seni, hayatındaki gerçeklikle yüzleş­ meden korumaksızın seni sevebilirler. Hayatınla ilgili sana gerekeni söyleyeceklerine, durumuna ışık saçacak belirli bir eylemi sunacaklarına ve sınırının ötesindeki özgürlük içerisinde yaşarnan için gerekli olan desteği vereceklerine güvenebiliyor olrnalısın ve bu hiç bir za­ man konforlu değildir.

55

ll Am ac1 n 1 Bilm iyorsa n Şi m d i Keşfet Bir erkek, bilinçli bir yaşam amacı yoksa tamamıyla kaybolmuştur. Durumları yaratmak yerine onlara ayak uydurur. Yaşam amacını bilmeyen bir erkek güçsüz ve çaresiz bir varoluşa sahiptir ve eninde sonunda cinsel olarak ya güçsüzleşir ya da mekanik ve boş sekse yönelir.

Hayahnın özü, amacındır. Dünya içerisinde tutarlılık ve bütünlükle hareket etmek istiyorsan beslenmenden kariyerine kadar hayatındaki her şey amacınla aynı hi­ zada olmak zorunda. Amacını, en derin arzunu bilirsen, o zaman başarının sırrı hayatını disipline sokmak olur, böylece en derin amacını destekler ve karışıklıkla yol­ dan sapmaları asgariye indirirsin. Ancak en derin arzunu bilmiyorsan, o zaman yaşa­ mınla hizalayamazsın. Hayatındaki her şey özünden ayrı düşer. İşe gidersin, ama işin en derin amacınla bağ­ ıantıda olmadığı için sadece bir iştir, para kazanmanın bir yoludur. Ailen ve arkadaşlarınla günlük rutinden geçersin, ama her an sadece anlar dizisi içerisinde bulu­ nan bir diğer andır, hiç bir yere varmaz, özünde derin değildir. Özünden kopuk olduğunda güçsüz hissedersin. Bu boş his sadece dünyadaki "dikliğini" baltalamayacak­ tır, aynı zamanda kadınınla olan dikliğini de baltalaya­ caktır. 56

Ancak, hayahnın merkezinde bulunan, arzun olan gerçek amacını bildiğinde, her bir an gerçek arzunun tam bir ifadesi haline gelebilir. Kariyerinin her anı, özel ilişkinin her anı kalp amacının gücüyle dolar. Arhk sadece işinde ya da kadınınla olan devinimterin içeri­ sinden geçmemektesindir, sen· hayahnın gerçeğini ya­ şamaktasındır ve an be an sevginin armağanlarını ver­ mektesindir. Böyle bir hayat her anında mükemmeldir. Üstün erkek, iş ve kadın aracılığıyla tatmin olmayı aramaz, çünkü zaten tatmin duygusuyla doludur. Onun için iş ve özel yaşam kendi hediyelerini vermek ve ver­ me mutluluğu içerisinde yok olmak için bir fırsathr.

57

12 H ayati n d a ki Her Şeyi Değişti rmeye istekli Ol Bir erkek %100'ünü amacına vermeye hazırlıklı olmak zorundadır, karmasını tamamlamalı ya da onu çözmelidir ve sonra da bu belirli yaşam formunu terk etmelidir. Hayatıyla ilgili ne yapacağını bilmediği bilinmezlik sürecine girip bir görü ya da amacın yeni bir formunun belirmesi için beklerneye istekli olma­ lıdır. Karmasının katmanlarını gerçekliğe doğru ra­ hatlıkla açan bir erkek için bu ne olduğunu anlama­ dığı, güçlü ve belirli hareketlerden oluşan döngüler oldukça doğaldır.

Kendini sınınnda yaşamaya açtıkça en derin amacın ya­ vaş yavaş kendini göstermeye başlar. Bununla beraber amaçlarını da katman katman deneyimlersin ve her bir seviye git gide senin en derin amacına daha da yakın­ dan temas etmeye başlar. En derin amacın, varlığının tam merkezinde durur ve eş merkezli çember katman­ lanyla sarılmış durumdadır. Her bir çember, daha az olan amacı ifade eder. Hayatın, dışarıdan içeri doğru her çemberi fethetmek üzerine kuruludur. Dış amaçlar çoğu zaman ebeveynlerinden ve çocuk­ luk deneyimlerinden miras aldığın ya da öğrendiğin amaçlardır. Belki de baban bir itfaiyeciydi ve bu neden­ le sen de itfaiyeci olmak istedin ya da ona tepki olarak kundakçı oldun. Her iki durumda da dış çemberler, yani 58

yaşam içerisinde çok erken edindiğin amaçlar, yüksek ihtimalle en derin amacının uzak birer tahminleridir. En derin amacın meditasyon yapmak ve Tann'yı fark etmek ise bunu, bu çalışmaya kendini tamamen adamadan önce bulabilirsin. Seks partnerleriyle eğlen­ me, uyuşturucu kullanma, evlenme, çocuk yetiştirme, kariyer geliştirme ihtiyaçlarını ve hevesini çözmüş ola­ rak kendini tam zamanlı meditasyona adamadan önce, oluşan eş merkezli çemberierden geçerek yoluna şekil vermelisin. Her bir katmanı çözüp merkeze doğru ilerledikçe en derin amaçlarından daha fazla güç alır ve böylece her an en derin kalbinin amacını -o her ne ise- yaşa­ yabilirsin. Ancak, muhtemelen henüz en derin amacını yaşayamıyorsun. Seni heyecanlanduan ya da dikkatini dağıtan mevcut amacının karmasını yok etmeye ya da bu ihtiyacı tamamlamaya ihtiyacın olabilir. Hayatın seni hayal kınklığına uğratması kolaydır; Başarı hiç bir zaman düşündüğün kadar tatmin edici değildir. Fakat bunun bir sebebi var. Sığ bir amacı ba­ şarıyla tamamlamak uzun süreli iyi hissettirmez, çünkü bu, daha derin amacının daha büyük bir şekilde geliş­ mesi için basit bir hazırlıkhr. Her amaç, her görev boş, sıkıa ve gereksiz olan bir noktaya kadar tam anlamıyla yaşanmalıdır. Sonra terk edilmelidir. Bu gelişimin bir işaretidir, ancak sen bunu başarısızlık işaretiyle karış­ hrabilirsin. Örneğin bir iş projesi alabilir, onun için senelerce çalı­ şabilir ve birden bire kendini tam anlamıyla ilgisiz bula­ bilirsin. Bilirsin ki bu projede bir kaç sene daha kalsan, şu anda projeyi bıraklığında alacağın parasal ödülden çok daha fazlasını elde edeceksin. Ama proje arhk seni çek­ miyar. Arhk projeye ilgi duymuyorsun. Son bir kaç sene 59

içerisinde projede çalışarak beceriler geliştirdin ancak bu iş hala meyvelerini vermiyor. Sana bomboş hissettirse dahi, beceriler kazandın diye bu projeye bağlı kalmalı ve onu sonuca ulaştırmalı mısın, merak ediyorsun. Belki de devam etmelisin. Belki de çok çabuk vaz­ geçiyorsun, başarıdan ya da başarısızlıktan korkuyor­ sun veya devam ederneyecek kadar tembelsin. Bu bir olasılık. Yakın erkek arkadaşlarına gücünü kaybedip kaybetmediğini, vazgeçip vazgeçmediğini ya da projeni sonuca erdirmekten korkup korkmadığını sor. Eğer ki çok erken vazgeçtiğini hissederlerse, devam et. Ancak, bu alandaki karınanı tamamlamış olma ola­ sılığın da var. Bunun, amacının başka bir katmanma gi­ den yolda tamamlamış olduğun, en derin amacına daha yakın bir katman olma ihtimali var. Amacının bir katmanını tamamladığına dair işaretler şunlardır: 1. Seni önceden oldukça çok motive eden bir proje ya da göreve birden bire hiç ilgin kalmaz. 2. Yaptığın projeyi başlatmak ya da soniandırmak için bir anda hiç bir pişmanlık hissetmezsin. 3. Bir sonraki adımında ne yapacağına dair en ufak bir fikrin olmasa dahi net, ve özellikle de hafif hisseder­ sin. 4. Proje neredeyse aptalca hissettirir, sanki ayak­ kabı bağcıklarını toplamak ya da benzinci makbuzlarıy­ la evinin duvarlarını kaplamak gibi. Elbette bunu yapa­ bilirsin, ama neden isteyesin ki? Eğer bu işaretiere sahipsen muhtemelen elindeki proje üzerinde çalışmaya son verme vaktidir. İlişiğini mükemmel şekilde sona erdirmelisin, hiç bir kaçak ol­ madığından ve ilişiğini kesmen yüzünden hiç bir kişiye yük bindirmediğinden emin olarak yapmalısın bunu. 60

Biraz zaman alabilir ama amacının bu katmanının te­ miz bir şekilde sona ermesi ve gelecekte sana ya da baş­ kalarına yük olacak yeni bir karma ya da zorunluluk yaratmaması önemlidir. Yapraklarını açmakta olan amacının bir sonraki kat­ manı aniden kendini gösterebilir ama sıklıkla da gös­ termez. Amacının bir katmanını tamamladıktan sonra hayahnla ilgili ne yapacağın konusunda kafan karışa­ bilir. Eski projenin senin için bittiğini bilirsin, ancak bir sonraki adımın ne olduğundan emin değilsindir. Bu noktada bir önsezi için beklemelisin. Bu süreci hızlandumanın bir yolu yok. Bir sonraki amaç katmanın kendini gösterene dek seni idare edecek orta karar bir iş bulma ihtiyacında olabilirsin veya bel­ ki de beklemek için yeteri kadar paran vardır. Her iki durumda da kendini bir sonra olacak olana dair önse­ ziye açmak önemlidir. Vaktini dikkat dağıhcı etkenlerle doldurmayarak, daha derin amacının önsezisine açı­ labilirsin. Televizyon izleme ya da bilgisayar oyunları oynama. Arkadaşlarınla bira içmek için dışarı çıkma ya da bir sürü kadınla çıkmaya başlama. Basit bir şekilde bekle. Issız bir yerde bir inzivaya gitmeyi ve tek başına olmayı isteyebilirsin. Ne yapmaya karar verirsen ver, kendini bilinçli olarak aç ve bir sonra olacak olanın ön­ sezisini almaya hazır ol. O gelecektir. O geldiğinde, çoğunlukla detaylı bir öz sezi olma­ yacakhr. Muhtemelen hangi yöne hareket etmen ge­ rektiğini sezeceksin, ama yine de yararlı adımlar net bir şekilde görünmeyebilir. İçindeki dürtü yükselmeye başladığında harekete geç. Detaylar için bekleme. Yap­ man gereken şeyi deneme yanılınayla öğren. Örneğin borsa acentesiydin ve amacının belirli bir katmanını bitirdin. Para biriktirdin ve şu anda bir son61

raki katmanın öz sezisini bekliyorsun. Hayatınla ilgili ne yapacağını bilmeyerek geçirdiğin üç hafta boyunca deliye döndükten sonra insanlarla çalışmak istediğini hissetmeye başladın. İnsanların kendi işlerini kurmala­ rı için yardım etmek adına finansal yeteneklerini kul­ lanınakla ilgili hayal kurmaya başladın. Dünyayı kur­ tarmak için büyük niyetleri olan bir kaç arkadaşın var, ancak iyi birer iş adamı değiller ve bir çıkış yapabilecek gibi de görünmüyorlar. Onları ara ve yardım öner. Onlara yardım ettikçe daimi olarak amacının "kana­ lını" hissedeceksin. Bir kaç başarısız başlangıç olabilir, ancak eninde sonunda kar amacı gütmeyen onlarca gru­ bun sana telefon edip tavsiyeni sorduklarını göreceksin. Evren seni bu yönde destekliyormuş gibi hissedeceksin. Bu işten para kazanıp kazanmayacağını bilmeyeceksin ama şimdilik bu yolun doğru olduğunu hissedeceksin. Bu nedenle, kendini tamamıyla bu işe adayacaksın. Hiç bir şeyi kendine saklamadan, yeteneğini %100 bu işe ve­ receksin. Kısa süre sonra varlıklı bir adam yaplığın şeyi öğ­ renecek. Tamamıyla adanmış olmana ve başkalanna hizmet etmeyi amaçlamana hayran olacak. Patromın olacak. İşte şimdi yerleştin. İyi bir gelirin var, gerçek­ ten yapmak istediğin şeyi yapıyorsun ve başkalarına yardım ediyorsun. Yaplığın şeyi seviyorsun, bu sayede seninle iletişime geçenlerde sevgiyi doğuruyorsun. Ha­ yalın tam ve bütün hissettiriyor. Sonra bir gün, bir kaç sene sonra bu iş sona eriyor. Bu katman da çözülüyor ve döngü yeniden ve yeniden başlıyor, ta ki tüm katmanlarını kendi en derin amacına nüfuz ettirene dek. O zaman bu en derin amacın kendisi olduğun sevginin ilahi mutluluğu içerisinde çözülene dek, bütün bir şekilde hareket edersin. 62

13 Ailen i Ba h a n e Ola ra k Kulla n m a Bir erkek, en derin amacını hiç bir zaman keşfet­ mezse ya da sürekli olarak amacından ödün verirse ve bunun için ailesini bahane olarak kullanırsa özü güçsüzleşir, derinliğini ve mevcudiyetini kaybeder. Enerjisini çocuklarına ebeveynlik yapmaya ve ev işle­ riyle ilgilenmeye ayırsa dahi kadını, ona olan güvenini ve palarifesini kaybeder. Bir erkek elbette çocuklarıyla ilgilenmeZ i ve ev işlerinde yer almalıdır, fakat en derin amacını bırakırsa, nihayetinde herkes zarar görür.

Çocuklannla ya: da evinle istediğin kadar ilgilen. Sadece şunu hahrla: Bunları yapmak için gerçek amacını uzun süre bırakırsan, aslında kimseye yardım etmiyorsun de­ mektir. Çocuk bakmak ve sevgi ile sorumluluk içeren her hangi bir bağlılık, daha geniş bir topluluk adına ken­ di kişisel seçimlerini aşka hizmet için ikinci plana koy­ roanı gerektirir. Bu, aile reisi olmanın doğal bir yanıdır. Ancak bunu yapmak için en derin amacından vazgeçe­ mezsin, aksi halde hayal kınklığı hissedersin ve er ya da geç kendini, yaşayabileceğinden daha az bir yaşama terk edersin. Bu kendinden vazgeçme hali kadınma ve çocukları­ na da bulaşır. Senin güçsüzlüğünü hissederler. Kadının, istediğinden daha çok sorumluluk üstlenecektir, çünkü 63

sen kendi sorumluluğunu alamıyorsundur ve birinin bunu yapması gerekir. Çocukların senin onları disipli­ ne etme kapasiteni sınayacaklardır çünkü senin gerçek kişisel disiplin eksikliğini hissedebilirler. neneyebili­ yorsan dene. Derin amacını bir kere inkar edince evin, herkesin senin merkezinde kalma kapasiteni sınadığı bir yer haline dönüşür ve kaybeden sen olursun. Bir baba ya da aile reisi olarak sevgini, yeteneğini, enerjini ve zamanını ailene vermek isteyeceksin. Bu se­ nin hem keyfin, hem de bir gerekliliğin olacak. Ancak ev ile ilgilenmeye zaman ayırma güdüsü her iki partner için de aynı olabilir ya da olmayabilir ve bu, her çift için süregiden bir keşiftir. Bu güdü zaman içerisinde, yaşam içerisinde farklı seviyelerden geçtikçe hem erkekler hem de kadınlar için değişebilir. Erkeklerde ve kadınlarda dişiliğin önceliği, ilişki içe­ risindeki sevginin akışıdır. Erkeklerde ve kadınlarda eriiliğin önceliği ise özgürlüğe uzanan hedeftir. Aslında gerçek özgürlük ve gerçek sevgi aynı şeydir. Ancak eri­ lin ve dişilin bu sevgi ve özgürlüğün birieşimine olan yolculuğu farklıdır. Eğer kadının senden daha çok feminen öze sahipse ya da yaşamında senden daha feminen bir evredeyse, o zaman onun önceliği kendi yaşamı içerisindeki sevgi­ nin akışı olacaktır: Kadınının merkezi, çocuklarla pay­ laştığı sevgi ile dolu olacaktır ve bu sevgi senin onlara hissettiğİn sevgiden çok daha fazla olacaktır. Sen de ço­ cuklarınla sevgiyi paylaşmaktan dolayı müthiş bir do­ yum hissedeceksin, ancak maskülen bir özün varsa ya da yaşamın içerisinde maskülen bir evredeysen, bu do­ yum senin en derin alanlarına aynı şekilde dokunmaya­ caktır. Çocuklarının her bir parçasını kadınının sevdiği kadar seviyor olsan dahi çocuklarınla ilişkin, en derin 64

yaşam amacının sadece bir parçası olacaktır. En derin yaşam amacın ne? Bazı erkekler için yaşam­ lannın en derin amacı aileleridir. Sen de bu erkekler­ den biriysen, o zaman aileni bir bahane olarak kullanıp kullanınadığın konusuyla muhtemelen ilgilenmiyor­ sundur. Ancak pek çok erkek ailelerini ne kadar sevi­ yor olurlarsa olsunlar, halen derin bir çağrı hissederler. Eğer ki bu çağrıya uygun bir şekilde yaşamıyorlarsa, o zaman ailelerini gerçekten seviyor ve ailelerine hizmet etmeyi arzuluyor olsalar dahi merkezleri güçsüzleşir. Yönünü bildiğin ve onu tam anlamıyla yaşıyor ol­ duğun zaman, merkezin canlı ve güçlüdür. Çocukların bunu doğal bir şekilde hissedecektir. Senin netliğine ve mevcudiyetine, belirsizliğine verdiklerinden daha fark­ lı bir tepki vereceklerdir -bu belirsizlik, çocuklarınla zaman geçirmenin doğru" ya da adil" olduğunu dü­ şündüğün için en derin amacından sapmandan kaynak­ lanır. Bir baba çocuklarını ne kadar severse sevsin tam anlamıyla mevcut, anda, sevgiyle dolu, içinde bölün­ memiş ve kendi yaşam misyonundan emin bir babayla kısa bir süre geçirmek çocukları, niyetinde belirsiz olan, en derin amacıyla teması kaybetmiş bir babayla uzun zamanlar geçirmekten daha pozitif bir şekilde etkiler. Çocuklar ebeveynlerinden en çok ozmos, yani fikir­ lerin çocuğa yerleşmesi yöntemiyle öğrenirler. Babaları güçsüzleşmişse ya da ödün vermişse, bu durum onla­ rın, babalarının sevgisini deneyimlernelerine etki eder. Aynı senin babanla yaptığın gibi, çocukların da senden aldıkları duygusal tadı bilinçsizce tekrarlar ya da ona tepki verirler. Temel duygu tonun -en derin amacın­ dayken rahatlık, . niyetinde belirsiz olduğundaysa kor­ ku- çocuklarının yuvasının bir parçası haline gelir. Sen ve kadının çalışıyorsanız, çocukların bakımıyla 11

11

65

ilgili diğer ailelerle "zaman paylaşımı" ayarlamaları yapmak ya da yardım edecek birini çağırmak, çocukla­ rınla zaman geçirmek için sürekli olarak en derin ama­ cından ve gerçeğinden ödün vermekten daha iyidir. Çocuğun gelişimini en çok etkileyen şey zamanın süresi değil, etkileşimin kalitesidir. Çocuklar duygusal tona aşırı derecede hassaslardır. Merkezinde bütün değilsen, en derin amacınla hizada değilsen ve gerçek bir bağlı­ lıktan oluşan bir hayat yaşamıyorsan çocukların bunu hisseder. Onlar için, kendin için ve kadının için, en derin ama­ cını keşfet, kendini tamamıyla bu sürece ada ve aileni kucaklayacağın bir yol bul. Kadınınla ya da çocukların­ la, kendinden ödün vermeden ve belirsizlik taşımadan var ol. Olabileceğinden daha azı olduğun için aileni ba­ hane olarak kullanma. Doğum kontrolüyle çocuk sahibi olmak da bir seçim. Aile reisi olmayı ve çocuk yetiştir­ meyi seçersen, onlara mümkün olduğu kadar çok ger­ çek sevgi vermekle yükümlüsün ve bunu ancak yaşa­ mın, en derin arzunla hizalanmışsa yapabilirsin. Aileni aldatma ve onları, en yüksek misyonunu ger­ çekleştirmek için gereken işten sıyrılmak için bir baha­ ne olarak kullanma. Eğer kendini, en derin tutkularını öncelikli olarak harekete geçirmek için disipline sokar­ san, ailene sevgi verebilir ve hayatının işini alabilirsin. O zaman, ailenle birlikteyken onlarla tamamen birlikte olursun çünkü yaşamında dikkatini dağıtacak kronik olarak bitirilmemiş bir iş ve nerede olmak istediğin ya da gerçekten ne yapmak istediğin hakkında içsel bir be­ lirsizlik yoktur.

66

14 i ş ve Görevler içinde Kaybolm a Bir erkeğin amacının belirlediği yön her ne olur­ sa olsun, hayatının ulvi öğesini her zaman düzenli olarak yaptığı meditasyon ve inziva ile tazelemelidir. Bir erkek hiç bir zaman hayatının detaylarında kay­ bolmamalı ve şunu da unutmamalıdır: Hayat eninde sonunda buanın en derin gerçeğinden başka bir şey değildir. Görevler bir erkeği, bu mevcutan içerisinde var olabildiğinden daha bilinçli ya da özgür kılmaz.

Muhtemelen kendini "yap modu"nda yakaladın. Ta­ mamıyla odaklısın, bir görevi bitirmeye niyetlisin. Ra­ hatsız edilmek istemiyorsun. Herhangi biri seni bir soru ile kesintiye uğratırsa, onu görmemezlikten gelir ya da hızlı bir cevap verirsin, böylece işine devam edebilirsin. Bu "yap modu" erkekler arasında çok yaygındır. Tele­ vizyonda bir şeyi duymaya ya da gece yarısına dek bir raporu bitirmeye çalışıyorsan dikkatin, elindeki göreve odaklıdır ve rahatsız edilmek istemezsin. Bu "yap modu" erkeklerin en büyük gücü ve za­ yıflığıdır. Zorunlulukların içerisinde geçebilmek ve işi bitirmek muhteşemdir. Kendini disiplin içerisinde ve amacına odaklı tutmak da iyidir. Ancak, günlük yaşa­ mın küçük ve bitmeyen işlerini kovalarken daha büyük amacını unutursan, o zaman kendini değersiz bir maki­ naya indirgemiş olursun. 67

Şimdi dahi, sen bu kitabı okurken, "yap modu"nda olabilir, okuma sürecinin içerisine tamamıyla saklanmış olabilirsin. Tam şu anda ölecek olsan son fuunın duy­ gu yapısı nasıl olurdu? Var oluşun ebedi gizemini mi hissediyorsun? Zira bu şekilde, son anın tam bir huşu ve minnettarlık am olurdu. Kalbin, son anın kusursuz sevgisi içerisinde çözülecek kadar engin bir şekilde açık mı? Yoksa bazı işlere öyle dalmışsın ki ölümün senin üzerine çöktüğünü ve her şeyin bittiğini son ana kadar fark edemiyor musun? Hayattayken tüm armağanlarını vermek ve var ol­ manın hakikatini bilmek için yapabileceğin her şeyi yaphğının farkında olarak, özgür ve sevgi dolu bir tes­ limiyet içerisinde ölme kapasiten, bütünlüğünü her an sınayacak olan şeydir. Tam anlamıyla sevdin mi? Yoksa son anını pişmanlıkla mahveden, ifade edilmemiş duy­ gulara mı sahipsin? Uçsuz bucaksız bir gizemin huşusu içerisinde rahatlayabilir misin? Yoksa her an o muaz­ zam bilinmezlikten doğan ve aynı bilinmezlikte yok olan varoluşun mucizesini hissetiDediğin işin ve proje­ lerin içerisine mi daldın? Görevler önemlidir, ancak hiç bir iş sevgi, özgürlük ya da tam bir bilinçlilik haliyle sonuçlanmaz. En sonun­ da tamamlanmış hissedeceğin yere ne çok çalışarak ne de doğru şeyleri yaparak ulaşabilirsin. Yapmak, senin bedenli yaşamının basit doğasıdır. Bedeninin yaşamını sürdürmesini istiyorsan yemek yemeli ve nefes almalı­ sm. Çalışmalı, ailene bakmalı ve dişlerini fırçalamalısın. Ancak bunlar, dünya üzerindeki yaşamın işleyişidir. Hiç bir zaman senin var oluşunun kati gerçekliği ola­ mazlar. işlerini doğru bir şekilde yaphğında, işlerin senin ya­ şam enerjini özgür bırakır, böylece sen de inceleme, fark 68

etme ve gerçek özgürlüğün ifade buluşu gibi gerçekten önemli olan şeylerle uğraşabilirsin. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Kendi varoluşunun en derin gerçeğini bulmak için kendini hiç adadın mı? Eğer ki, tam şu anda, işlerin senin yaşamını desteklemiyorsa ya onları bırakmalı ya da seni desteklemeleri için bu işleri değiştirmelisin. Aksi halde hayatını boşa harcıyorsun. Her nasıl ki pek çok kadın değerli vaktini duygu akı­ şı ve girdabı içerisinde başı dönerek boşa harcıyorsa, pek çok erkek de doğumlarını, işleri tamamlamaya çalı­ şarak boşa harayorlar. Bunun yerine kafaru kaldır, ufku gör ve işlerini, güneşli bir günde evinin tozunu dışarı atarcasına yap. Günlük işlerinin önemsizliğini kendine hahrlatmak için programına tazeleyicilerle aralar ver. Bu tazeleyi­ ciler, kalbine kadar kesmeli ve yağı sıyırmalıdır. Kendi ölümünü düşün. Bildiğin en aydınlanmış varlığın res­ mini hayal et. Varoluşun gizemine derinlikte bak. Muk­ tedir olduğun en derin ve engin sevginin içerisinde ra­ hatla. Sonsuz ol an kendi tarzında hahrla ve işine geri dön. Bu şekilde hiç bir zaman perspektifini kaybetme­ yecek ve hayahn bir işler bütünü olduğunu düşünme­ ye başlayacaksın. Sen bir robot değilsin. Sen, sevginin sınırsız gizemisin. Öyle ol ve görevlerini unutma.

69

15 Kad 1 n 1 n 1 n Kolaylaşacağ1 n 1 Um m ay1 B 1 ra k Bir kadın, erkeğinin kendi gerçeği ve amacı içeri­ sinde perişan olmaması için erkeginin sahip olduğu kapasiteyi her zaman sınar. Onu, sevgisinin özgür­ lüğünü ve derinliğini hissetmek için, güvenilir oldu­ ğunu öğrenmek için sınar. Sınavları şikayet etme, er­ keğine meydan okuma, fikrini değiştirme, erkeğinden şüphe etme, erkeğinin dikkatini dağıtma ya da erkeğinin amacını gizli ya da gizli olmayan bir şekilde didik­ leyerek dahi kendini gösterebilir. Bir erkek, kadınının sınavının sona ereceğini ve hayatının kolaylaşacağını hiç bir zaman düşünmemelidir. Bunları, erkeğinin gücünü, bütünlüğünü ve açıklığını hissetmek için yaptığını bilerek takdir etmelidir. Kadının asıl arzusu, erkeğinin en derin gerçeği ve sevgisidir. Erkeği olgun­ laştıkça, onun sınavı da olgunlaşacaktır.

Hayahnın her anı sınav ya da kutlamadır. Kadınınla geçirdiğİn her an için de geçerlidir bu, sadece iki kab olarak tabii. Onun basit varoluşu senin için bir sınavdır. Aynı zamanda, en derin hazzı seni sınamak ve sonra da onun bu meydan okumasına rağmen senin merkezinde kaldığını hissetmektir. Bir kadın için en erotik an, senin ilahi maskülen Şiva* olduğunu hissetmektir: - Ağırbaşlı, tamamıyla sevgi 70

dolu, anda ve her şeye nüfuz eden. Seni sarsarnaz çün­ kü sen, onunla ya da onsuz, zaten olduğun şeyin ta ken­ disisindir. Seni korkutarnaz çünkü onu zaten korkusuz bir aşkla fethetrniş, onun kalbini ve bedenini kaplarnış­ sındır. Dikkatini dağıtarnaz çünkü hakikate bağlılığın onun oyunbazlığına boyun eğrneyecektir. Sendeki sev­ ginin ve özgürlüğün yüceliğini hisseder, sana gerçekten güvenir ve sevginin getirdiği coşkuyla seni sınarnayı bırakır. Ta ki seni tekrardan Şiva olarak hissetrneyi isteyene dek. Sonra sınav yeniden başlayacakbr. Aslında, seni en çok sınayacağı zaman, kesinlikle senin en çok Şiva'ya benzediğin zamandır. Belki de finansal bir hedefin vardı ve en sonunda başardın. Aylar ya da yıllar süren çalışmanın ardından yaraba bir şekilde büyük bir miktar para kazandın. Mutlu, bütün ve başarılı hissediyorsun. Muhteşem his­ sediyorsun. Eve, kad �a geldin ve bu haberi onunla paylaşmak istiyorsun. "Bugün bir milyon dolar kazandım." " İyi." " İyi mi! !?? Bunun için ne kadar çok çalışbğırnı bili­ yorsun." "Biliyorum. Seni aylardır görmemiş gibiyirn. Gelir­ ken süt almayı unutrnadın, değil mi?" "Ah, pardon. Unutturn. Ama kirnin urnurunda? Ar­ hk bir süt çiftliği sahn alabiliriz!" "Sana bu sabah 3 defa süt almanı rica ettim ve çanta­ na bir not yerleştirdirn. Nasıl unutabildin?" "Sana üzgün olduğumu söyledim. Bak, gidip o lanet sütü alacağım ... " Neden böyle ki? Senin başarını küçültrnek, söndür­ rnek için mi? Hayır. Seni sınıyor çünkü başarın onun 71

için en ufak bir anlam ifade etmiyor, tabi ki özgür ve sevgi dolu değilsen. Özgürsen ve sevgi doluysan kadı­ nının söylediği hiç bir şey seni yıkamaz. Senin yıkılmaz olduğunu hissetmek ister, bu nedenle de seni en zayıf noktandan yakalar. Elbette ki bu anın senin için ne demek olduğunun farkındadır. Bu kesinlikle durumu reddetmesinin sebe­ bidir. Seni incitmek istediği için yapmaz bunu, Şiva'yı hissetmek istediği için yapar. Senin gücünü hissetmek ister. Mutluluğunun, onun cevabından ya da bir milyon dolar kazanmandan bağımsız olduğunu hissetmek is­ ter. Üstün bir erkek olduğunu hissetmek ister. Böylesine özgür olmak güç bir girişimdir ve daha va­ sat anlarında kadınının daha azıyla yetinmesini istersin. Ancak tüm kapasitesiyle yaşayan, sınırlarına oynamaya ve zorlukların içerisinden geçerek olguntaşmaya niyet­ li bir erkeksen, kadınının seni sınamasını isteyeceksin. Bundan hoşlanmayabilirsin. Fakat onun, mutluluğu kadınının cevabına bağlı aptal bir erkekle yetinmesi­ ni de istemezsin. Misyonunla hizalanmışsan aslında mutlusundur, hatta zor ve kolay döngü zamanlarından geçerken dahi mutlusundur. Misyonunu tamamlamak için kadınının darbelerine ihtiyacın yoktur. Darbelerini vurduğunda yine de iyi hissettirir, ama arhk ne kadar iyi bir oğlan çocuğu olduğunu söyleyen bir anneye ihti­ yacın yoktur. Kadının da senin anneye ihtiyaç duymanı istemez. Hatta bu durum onun midesini bulandırır. Kadının güçsüzse, güçsüz bir erkeğe razı olabilir ve bu nedenle de iyi bir oğlan çocuğu olma ihtiyacına hiz­ met eder. Ancak iyi bir kadınsa, güçlü bir kadınsa, kafa­ nın okşanması, daha büyük oyuncaklar biriktirmek ve dağın kralı olmak gibi çocukça ihtiyaçlarına tahammül etmeyecektir. İyi bir kadın, çocuk tarafını sevecektir, an72

cak hayatının da başıboş çocukluk yaralarıma değil, en derin gerçeklerinle yönetilmesini ister. Özünde, övgü ve milyon dolarlık oyuncaklara ihtiyaç duymanın ötesi­ ne olgunlaşhğını hissetmek ister. Gerçeğin kendi kendi­ ne üretilmiş gücünü hissetmek ister. Yani kadının seni test edecektir. Bunu neden yaptı­ ğının tam olarak bilincinde olmayabilir, ama gücünü hissetmek için senin zayıf noktalarına dokunacakhr, özellikle de yüzeysel başarı anlarında. Yıkılırsan sınıfta kaldın. Kad ınının senin gururunu kırmasına izin ver­ din. Dış onay için kadınma bağlı olduğunu kanıtladın. Bir milyon dolar kazanmış olsan dahi güçsüz ve zayıf bir erkeksin. Kadının sana tam anlamıyla güvenemez. Büsbütün ve güçlü, mizah dolu ve mutlu bir şekilde durursan, hakikatİn kadının tarafından sarsılmaz ve sı­ navı geçersin. Onun ayaklarını yerden kesip kanepenin üzerine ya­ tırıp, kahkahalar, öpücükler içerisinde gözlerinin derin­ liklerine bakıp okşayışlarının kendinden emin sevgisiy­ le onun mutluluğunu "sağarak" kadınına "Tatlım, sana süt alacağım, tamam," dersin. O da rahatlar ve Şiva özüne güvenir. Kalbinin et­ rafındaki gerginliklere teslim olabilir. Güvenilirsindir. Sevgi dolu olmak için onun onayına ihtiyaç duymazsın. Basit bir şekilde seviyorsundur. Senin hakikatin sevgi­ dir. Senin bütünlüğün, anneden bağımsızdır. Sadece bir erkek değil, üstün bir erkeksindir: dünyada ve özel yaşamı içerisinde sevginin kendisi olarak yaşamak için elinden gelenin en iyisini yapan bir erkeksindir, kalbi açık duran ve kadını onu eleştirdiğinde dahi güçlü du­ ran bir erkeksindir, bir milyon dolar kazandığı bir gün sütü almayı unuttuğunu mizaha vuran bir erkeksindir. Böyle bir erkek, kadınının güvenebileceği bir erkek73

tir. Şimdi kutlama zamanıdır. Şimdi, kadının rahatlaya­ bilir ve kutlamana tamamıyla kahlabilir, mutluluğun için onun övgüsüne muhtaç olmadığını bilir. Bu, belki on dakika sürecek. Sonra seni yerıiden test edecek. Bu asla sona ermez. Bir kadın, erkeğinin sevgideki gücünü, sorunları aşma kapasitesini, gerçeğindeki ka­ rarlılığını ve kadını şikayet ediyor olsa dahi -özellikle de şikayet ederken- bu gerçeğini aşk içerisinde paylaş­ ma kapasitesini hissetmek için her zaman erkeğini test eder. Kadınının yakınmaları, hazzının başlangıcıdır. Bu yakınmalar gerçek birer eleştiri değildir, Şivalığın bir sınavıdır. Kadın, bu dürtülmerıin tam ortasındayken ta­ şımakta olduğun mizah ve mutluluğu hissettiği anda, eleştirisi aşkın içerisinde tamamıyla erir, yok olur. Bu asla sona ermez. Bu gizemdir. Bundan kurtula­ mazsın. Farklı bir kadın bulmak seni bundan kurtar­ mayacakhr. Terapi seni kurtarmayacakhr. Finansal ya da cinsel ustalık seni kurtarmayacakhr. Kadının seni test eder çünkü seni seviyor. Senin gerçeğini hissetmek ister. Senin sevgini hissetmek ister. Gerçeğinin ve sev­ ginin, onun sana fırlatabileceği okiardan daha güçlü olduğunu hissetmek ister. O zaman kadın erkek polari­ tesi içerisinde rahatlayabilir ve teslim olabilir. O zaman sana güvenebilir. Seni en çok seven kadınlar seni en çok sınayacak olan kadınlardır. Senin en bütün, en muazzam kişiliğini isterler. Daha azına razı olmayacakhr. Bunun senin gerçeğin olduğunu bilir. En derin kalbinde özgür olduğunu, Şiva olduğunu bilir. Bundan daha azı olursa, acı çektirecek­ tir. Bildiğin üzere, kadının bu işte çok iyidir. Yine de amacın özgür olmak ise başka bir yolu seçe­ mezsin. 74

BÖLÜM

Kadınlarla Baş E tmek

16 Kad i nla r Yala nci Değild i r "Sözünü tutmak"maskülen bir özelliktir, kadın­ da da erkekte de bu böyledir. Feminen öz taşıyan bir insan sözünü tutamayabilir, yine de bu "yalan söyle­ mek"değildir. Feminen gerçeklikte kelimeler ve gerçekler, duygular ve ilişkinin değişen ruh hallerine göre ikinci plandadır. Kadın "Senden nefret ediyorum,"ya da "Teksas'a asla taşınmam,"ya da "Sinemaya gitmek istemiyorum,"dediğinde bu çoğu zaman, durumlar ya da deneyiminin sonucunda iyice düşünülerek alınmış bir karar değil, geçici duygu dalgasının bir yansıma­ sıdır. Eril ise ne dediyse onu demek ister. Bir erkeğin sözü, onurudur. Feminen ise hissettiği şeyi söyler. Bir kadının sözü, onun o andaki gerçek ifadesidir.

Kadınını dinlediğinde, onu okyanusu ya da yaprakların arasındaki rüzgarı dinliyormuşsun gibi dinle. Kadının­ dan duyduğun sesler, onun duygu enerjisinin yarattığı seslerdir. Tabii ki tam anlamıyla ne dediğini söylediği, maskülen bir tarzda konuştuğu zamanlar vardır, ancak çoğunlukla ve duygusal anların neredeyse hepsinde, söylediği şey duygularının sesidir. Onun feminen ko­ nuşması, eyleme dair kısa ve net bir konuşma yerine daha çok şiir gibidir. Duygusal bir anda, yapacağını söylediği şey aslında o anda yapmayı istediği şeyin bir

76

ifadesidir. Kad ınının duyguları ve bu nedenle de aslın­ da yapacağı şey, beş dakika içerisinde değişiklik göste­ rebilir. Her beş dakikada bir değişiklik gösterebilir. Kadınının hareketlerine şaşırdığın ve ona "Ama de­ din ki..." dediğin her seferinde onun feminen bir öze sahip olduğunu unutuyorsun. Kadınının söylediği şey, gökyüzünden geçen bir buluta benzer: İyi tasarlanmış, bağlamlı, düzgün ve bir kaç dakika sonra tanınamazdır. Bulut su, rüzgar ve havanın belirli bir fizik formudur. Kad ınının kelimeleri ise duygularırun, ilişkinizin ve o fuun görünen ve görünmeyen durumunun nüansların­ dan oluşan fiziğin ifadeleridir. Bir dakika sonra bu et­ kenler değişecek ve kadınının ifadeleri de değişecektir. Ona şunu sorabilirsin: "Sinemaya gitmek ister mi­ sin?" ve o şöyle cevap verir: "Aslında hayır." Sonra onu kucaklar ve kendi etrafında döndürürsün ve dersin ki, "Hadi sinemaya gidelim!" Ve o, "Tamam!" der. Sinemaya gitme arzusundan bahsetmiyordur. O andaki ilişkinizin hissiyatından da bahsetmiyordur. Eğer ki sinemaya gitmek istemediğini söyledikten son­ ra tamam deyip, oturup televizyon izlersen önemli olan detayı kaçırmış olursun. Söylediği şey bu olsa da, aslın­ da sinemaya gitmek istemediğini söylemiyor. Bu yalan söylemek değildir. Bir erkek için ya da mas­ külen tarzda konuşan herhangi biri için, doğru olan şeyi söylememek yalan söylemektir. Ancak feminen için gerçek, onun duygu akışının kalınlığıyla karşılaşhrıldı­ ' ğında ince bir kavramdır. Dişilin "gerçeği", onun tam o mevcut anda hissetmekte olduğu şeydir. Bu nedenle Pittsburgh' a seninle taşınmak istediğini söylediğinde ve sonrasında sen evi satın aldıktan son­ ra seninle taşınmak istemediğini söylediği zaman ona 77

ll

Ama dedin ki..! diye bağırma. Sana seninle taşınmak istediğini ilk söylediği zaman ilişkiyle alakab iyi hislere sahipti. Sonrasında seninle taşınmak istemediğini söy­ lediğinde ise ilişkiyle alakab kötü hislere sahipti. Ka­ dınının ne söyleyip ne söylemediğini tarhşmak yerine öncelikle bu özel alanda sevgiyi inşa et. Temel kural şudur: Kadının bir şey söylediği anda sevgi derinden ve tamamıyla akmadığı sürece kadı­ nının söylediği şeyin içeriğine inanma. O zaman dahi şunu bil ki kadının, illa ki konuştuğu şeyin mevzu bahis olan konusuyla alakab değil, o anki mevcut hisleriy­ le alakab konuşuyor. Bir kadın, yapmayı istediği şeyi söylerken tamamıyla sevginin akışı içerisinde olmadığı sürece, o söylediği şey üzerinden planlar yapma. His­ lerinin değişmesiyle fikrinin değişeceğini de unutma. Hahrla: Bir kadının duyguları, doğanın belirsiz bir ala­ nına karşı seninkinden daha hassas olabilir. Kadınının değişken ruh halleriyle hassas bilgeliğini birbirinden ayırt etmeye çalış. Kadınlar erkeklere çoğunlukla yalancı gibi görünse­ ler de aslında yalancı değildirler. Bu, bir erkeğin idrak edebileceği en derin hakikatine dayanarak kendi karar­ larından tam anlamıyla mesul olması gerektiğinin ne­ denidir. Aksi halde, eğer kadınının mevcut ve değişken ifadeleriyle uzlaşmak için kendi gerçekliğinin seyrini değiştirirsen, muhtemelen bu durum kadınını suçla­ makla son bulacakhr. Kadınının söylediği şeyi işitıneli ve onun derinliğini dikkatlice hissetmelisin. Onun ifadelerini tam anlamıy­ la idrak ettikten sonra, muhtemel en iyi kararını kendi en derin özünden hissederek al. Bu şekilde, eğer kadı­ nın sonradan fikrini değiştirirse, senin yolunu tehlikeye düşürdü diye onu suçlamazsın. Onun yerine onun gizli 78

ll

hassasiyetinin ve değişken duygu örüntülerinin keyfini çıkanrsın. Her zaman mümkün olan en iyi seçimi yap­ lığını bilerek ve kadınının en derin bilgeliğini -ve ifade ve ruh halleri dalgalanmalarını- hesaba katarak yüksek vitesle ilerieyebilir ya da eylemlerini azaltabilirsin.

79

17 Kad 1 n 1 n 1 Ta kd i r Et Eril, meydan okuma ve mücadeleyle gelişir, femi­ nen ise övgü ve takdir ile. Bir erkek, kadınma olan takdirini ifadede etkin olmalı ve bundan sıkılmamalı­ dır. Ona özgürce övgüler sun.

Erkekler mücadeleyle gelişir. Bir oğlan çocuğuyken, di­ ğer oğlanlar sana meydan okur ve sana ilham vermek için şöyle derlerdi: " İddiaya vanm ki şu çitin üzerinden atla­ yamazsın." Acemi er kampındayken sana değersiz bir kö­ pek olduğun söylenir ve böyle bir aşağılama senin en iyi potansiyelini ortaya koyman için bir meydan okumadır. Yani, geliştirmek ve olgunlaştırmak için, bir erkek olarak, insanlan zorlayan maskülen bir alışkanlığa sahipsin. Kadınının sadece maskülen tarafı mücadele ve sı­ nanma ile gelişecektir. Feminen taraf destek ve övgü ile gelişir. Kadınma egzersiz yapması için "Bedeninin şek­ lini seviyorum," demek, ona "Umarım daha fazla kilo almazsın," demekten daha teşvik edici gelir. Takdir etmek, takdir ettiğin kadının niteliğini her za­ man göklere çıkarır. Her ikisi de kadınının gülümseme­ sini arzuluyor olduğunu ifade etse de, "Gülümsediğin­ de öyle güzel oluyorsun ki," cümlesi "Kızdığında çok çirkin oluyorsun," cümlesinden daha etkilidir. Kadının­ la konuşurken bardağın boş tarafındansa dolu tarafını göstermek her zaman daha iyidir. 80

Takdir etmek, feminen nitelikler için tam anlamıyla bir besindir. Kadınının parılhsının, sağlığının, mutlulu­ ğunun, aşkının, güzelliğinin, gücünün ve derinliğinin artmasını istiyorsan onun bu niteliklerini takdir et. Her gün takdir et, hem de pek çok defa. Pek çok erkek için bunu öğrenmek zordur, ancak takdir edilmeye değer olmadığını hissettiğİn nitelikle­ rin takdir edilesi hale gelmeleri için bu nitelikleri takdir etmeyi öğrenmek zorundasın. Başka bir deyişle, geliş­ mesini istediğin en ufak niteliği öv. Daha çok egzersiz yapsa aslında daha sağlıklı olacağını bilsen dahi bunu ona söyleme. Bu onun için bir aşağılama gibi gelir ve olduğu halin kabul görmediğini hissettirecektir. Onun yerine ona, sımsıkı kıyafetlerinin içerisinde ne kadar çe­ kici göründüğünü söyle. Ona, bedenini hareket ettirdi­ ğinde ne kadar çok azdığını söyle. Kadınının bedeninde gerçekten nereler hoşuna gidiyorsa, onun bunu sıklıkla bilmesini sağla. Kadının egzersiz yaparken keyif aldığın şeyleri öv­ mek onun egzersizini göklere çıkaracakhr. Diğer yan­ dan, ona neden egzersiz yapması gerektiğini söylersen de kadınının, olduğu haliyle kabul edilebilir olmadığını işaret ediyorsun demektir. Takdir etmek motive eder. Meydan okumak etmez. Dene bunu. Kadınında beğen­ diğin şeyleri günde 5-10 defa takdir et. Ne olduğunu öğren.

81

18 Kad 1 n 1 n a Ta h a m m ü l Etmek O n a K1zm a n a N eden O lu r Bir erkek, kadınının ruh hallerini ve aşk sınavları­ nı fethetmek konusunda çok korkak, zayıf ya da bece­ riksiz olduğunda kadınma kızar ve hayal kırıklığına uğrar. Kadınının daha kolay baş edilebilir olmasını ister. Ancak, kahpe ve şikayetçi olması kadınının suçu değildir. Bu, aşkla fethedilmemiş olmasının bir yansı­ masıdır. Bir erkek vazgeçer ve kadınının kendine za­ rar verici ruh hallerine tahammül ederse, bu o erkeğin kendi zayıflığının işaretidir. Bu erkeğin tavrı, kadın­ lara ve dünyaya aşka doğru hizmet etmeyi isternek yerine, kadınlardan ve dünyadan kaçmayı istemektir. Bir erkek, kadınının kahpece ve şikayetçi haline ta­ hammül etmemelidir. Bunun yerine kadınma hizmet etmeli ve azimle ve inatla onu sevmelidir. Eğer kadını aşk içerisinde açılarnıyar ya da açılmıyorsa, o zaman o kadınla ilişkisini bitirmeye karar verebilir, hiç bir öfke ya da kızgınlığa yer vermez, çünkü yapabileceği her şeyi yaptığını bilir. ilişkinin özü, gelişime ve sevgiye ulaşmak için kendi kendimize yapabileceğimizden daha iyi bir şekilde bir­ birimize hizmet etmektir. Gelişim ve sevgi, yalnız ba­ şımıza yaşadığımızdan daha çok sunulmuyorsa neden ilişki içerisinde olalım ki? Özel ilişki, karşılıklı alış-veriş 82

sanalı aracılığıyla tek başına yapabileceğinden daha çok gelişmek demektir. Kadınma verebileceğin en büyük hediye, kalbi ka­ palıyken onu açabilme kapasitendir. Elbette ki kadının da kendisini o karanlık ruh halinden çıkarabilir, ancak senin maskülen sevgi yıldmının onun karanlığını tek başına yapamayacağı şekilde aydınlalır. Pek çok erkek gibiysen, muhtemelen böyle bir sü­ recin sonunda kadınının ruh hali nedeniyle ağırlaşmış hissedersin. Kadınının bir baş belası olduğunu dü­ şünmektesindir. Kadınının seni yalnız bırakmasını ve kendi başının çaresine bakmasını dilersin. Er ya da geç yorulmuş ya da yenilgiye uğramış hissedersin. Sonun­ da kendini, kad ınının ruh hallerine tahammül ederken bulursun ve aynı esnada içinde kızgınlık yükselmekte­ dir. Merak edersin, sorun nedir? Neden sadece mutlu alamıyor ki? Kadınının feminen yanı ya sevginin içerisinde teslim olarak açılıyordur (kolay aruar) ya da senin onu açma kapasitenin duygusal bir sınavı olarak, sona eren bir durumun içerisinde kapanıyordur (zor aruar). Dişilin bu döngüsü doğadaki tüm döngüler gibidir: Asla sona ermez. Bu kapanma hallerini kucaklayıp onlarla dans et­ meyi ne kadar erken öğrenirsen, psikodramın ötesine o kadar çabuk geçecek ve oyunun mizahım göreceksiniz. Kadınının kapanma ve şikayet hallerine tahammül etmek yerine, onun bu hallerini becerikli sevginle aç. Vermek, senin becerindir. Her ikiniz de, tahammül et­ men yerine vermenle büyüyeceksiniz. Üstün bir erkek, kadınının ruh hallerini lanet olarak görmez, meydan okuma ve eğlence olarak görür. Kad ınının ruh halleriyle yaralıcı bir şekilde baş et­ menin ve açılmasına yardımcı olmanın pek çok yolu 83

vardır. Onu gıdıkla. Kıyafetlerini çıkar ve watusi* dansı yap. Ona opera söyle. Hayvan sesleri çıkar. Ona, o ana dek yaptığından çok daha yüksek sesle bağır ve hemen sonrasında onu tutkulu bir şekilde öp. Karnını onunki­ ne hastır ve o eriyene dek bekle. Ayaklarını yerden kes ve kendi etrafında döndür. Onunla konuşmak bazen yardımcı olur, ancak mizah ve fiziksel sevgi ifadesi ka­ dar değil. Eğer ki onun bu ruh hallerinin içinden geçerken sev­ ginin tüm yaratıcı, mizahi ve güçlü yollarını denediy­ sen ve o hala kapalılığına son vermeyi reddediyorsa, o zaman sadece rahatla. Yapabileceğin her şeyi yaptın. Eğer ki ona hizmet edecek kadar becerikli değilsen ya da o, senin hediyelerini almaya gönüllü değilse, belki de yanlış kadınla birliktesindir. Sadece şunu bil ki birlikte olduğun her kadın, femi­ nen cinsel bir öze sahipse, her gün, "nedeni" yok gibi görünürken kapanıp farklı ruh halleri döngülerinden geçecektir. Kadınını değiştirerek ya da bu hallerin sona ermesini bekleyerek bu durumdan kurtulamazsın. Be­ cerini, sadece kadınının açılmasına hizmet ederek geliş­ tirebilirsin. Ancak, onunla birlikteyken tutkulu, korku­ suz, aşk dolu ve komik olsan dahi bu asla sona ermez. Hava durumu, gece ve gündüz döngüleri içerisinde yağmurlu ve kuru hava dalgası döngülerinden daimi şekilde geçer ve kadının da, seninle olan hayatı ve ilişki­ si muhteşem görünüyor olsa dahi daimi şekilde açıklık ve kapalılık döngülerinden geçecektir. Kendini bu hiç bir yere ulaşmayan, sonu olmayan tartışmalardan dolayı hüsrana uğramış hissettiğİn için bu feminen ruh hali döngüsüne tahammül ederken bulursan, kendinin ve kadınının birbirinize karşı muh­ temel bir kızgınlık biriktirdiğinizden emin olabilirsin. 84

Onun ruh hali değişikliklerine tahammül etme. Bunu da onunla konuşma. Bunun içerisinde yer al. Kadını­ nın yapraklarını tamlığın, derinliğin içerisine doğru aç. Kad ınının bedenini kendi bedeninle hareket ettir. Onun kalbini kendi mizahınla aç. Onun kapalılığını kendi korkusuz mevcudiyetinle fethet. Kadınının kalbini aç, tekrar ve tekrar ve tekrar. O, bunu kendi başına yapa­ bitirdi, ancak kendi başına, senin hediyelerini alarak yapabileceğinden daha çok büyüyebiliyorsa, belki de seninle birlikte olmamalıdır.

85

19 Kad1n1n1 Analiz Etme Dişilin ruh halleri ve fikirleri hava durumu gi­ bidir. Daima değişir, şiddetli ve sakindir ve tek bir kaynağı da yoktur. Hiç bir analiz işe yaramaz. Sizi "sorun"un özüne ulaştırabilecek hiç bir doğrusal sebep-sonuç zinciri de yoktur. Hiç bir sorun yoktur; sadece bir fırtına, bir meltem, hava durumunda ani bir değişiklik olmaktadır. Bu fırtınaların temelinde aşkın yüksek ve alçak basıncı yatar. Bir kadın, sevginin derinlerden aktığını hissettiğinde ruh hali aniden değişir, zannedilen sebebi ne olursa olsun bu ruh hali keyfe dönüşür.

Bir erkek olarak muhtemelen hayabndaki sorunlarm sebebini bulmak istersin. Bu şekilde sorunun kaynağı­ m yok edebilirsin. Köküne inerek, bir kereliğine ya da sonsuza dek sorunu çözebilirsin. Bu nedenle de kadı­ nımn duygusal bir sorunu varmış gibi göründüğünde bunun nedenini bilmek istersin. Onu üzen şeyi bilmek istersin. Belirli bir sebebi olduğunu farz edersin. Onun bu olumsuz ruh halini tetikleyen şeyi bilrnek istersin, böylece durumu çözebilirsin. Onu sevdiğin için, sorunun köküne inmek adına ona sorular sormaya başlarsın: "Sorun ne? Seni üzecek bir şey mi yapbrn? Neden ağlıyorsun? Ay başın mı geldi? Sana kötü bir şey mi söyledim?" 86

Onun ıshrabının sebebini bulduğunda, tedavinin de kolayca ortaya çıkacağı illüzyonu altındasındır. Ama iş­ ler bu şekilde işlemez; soruların muhtemelen kadınının ruh halini daha da kötüleştitir. Muazzam olan şey ise şudur: Kadıniann duygusal sorunlannın %90'ı sevgisiz hissetmelerinden kaynakla­ nır. Yani geri çekilip onu bir doktorun hastasını teşhis etmesi gibi ya da bir terapistin damşanını sorgulaması gibi analiz etme. Ona hemen ve açık bir şekilde sevgini ver -sorgulamana neden olan sevgiyi. Ona doğru yürü, gözlerine derinlikle bak, onu tut ve okşa, onu ne kadar sevdiğini söyle, gülümse, en sevdiği şarkıyı ınırıldan ve onunla dans et. Bu sayede duygusal sorunu muhteme­ len buharlaşacakhr. Hala baş edilmesi gereken bir sorun olabilir ve hala bununla alakah ona yardım edebilirsin, ancak duygusal durum sevgiye dönüşecektir. Kadınının ruh halini analiz etmek çok düşük bir olasılıkla onu rahatlahr. Çoğu zaman analizin ve onu onarma girişimlerin kadınını daha çok sinidendirecek­ tir. Kadının üzgün olduğunda, ona sevgini vermeni mi yoksa onu analiz etmeni mi tercih ettiğini sor. Ona sev­ gini vermek çok kolaydır: Sevgi ikinizin de gerçekten istediği şeydir. Ancak bir erkek olarak çoğunlukla onu onarmaya çalışırsın. Bu onun tam olarak istemediği ve çoğu zaman da durumu daha kötü hale getiren şeydir. Kadınının bir daha olumsuz bir ruh halinde oldu­ ğunda şunu dene: Onun sevitmediğini hissettiğini farz et. Bunu basit bir şekilde var say, hatta bu kadar basit görünmüyor olsa da, kadınının mutsuzluğunun alhn­ da senin halledebileceğin bir neden olsa da yap bunu. Kad ınının, karbüratör ayarına ihtiyaç duyan bir mo­ tordansa sulanmaya ihtiyaç duyan bir çiçek olduğunu farz et. Hatta hiç bir şeyin yanlış olduğunu da sanma. 87

Senden, derin, kesintisiz ve hassas bir şekilde sevgi is­ tediğini farz et. Gözlerinin içine aşkla bak, aşkla nasıl dakunulmak istiyorsa ona öyle dokun ve onunla aşkla konuş ve ona aşkla şarkı söyle. Kadınının ruh haline ne olduğunu keşfet. Sonra, ruh hali senin sevginle yumuşadıktan ve mutlu olup rahatladıktan sonra konuşulmaya ihtiyaç duyulan ne varsa o zaman konuşabilirsiniz. Eğer kendini, kadının hala olumsuz ruh halindeyken ona bu haliyle ilgili sorular sorarken bulursan, zaten yanlış yoldasın demektir. Öncelikle sevgini ona gözle­ rin, dokunuşun, hareketin ve sesinin tonuyla ver. Sonra, ancak sevgi bağlanhsı gerçekleştikten sonra, konuşula­ cak ne kaldıysa onu bulup çıkarın.

88

20 B i r Kad 1 n 1 n Kend i Duygusa l So ru n u n u Düzeltmesi n i Tavsiye Etme Bir kadından kendi duygularını onarmaya çalışma­ sını ya da çözümlemesini istemek, okyanus gibi sürekli hareket halindeki saf enerji olan feminen özünü reddet­ mektir. O, olumsuz ruh halini Tanrı'ya teslim etmeyi öğrenebilir, kapalılığının ortasındayken kalbini açmayı öğrenebilir, kenarlarını yumuşatmayı ve sevgiye gü­ venmeyi öğrenebilir, ancak "sorununu" çözümleyerek hiç bir şeyi hiç bir zaman "onaramayacaktır".

Bir erkek olarak sorunlarını tamamıyla çözümteye­ rek kendin hakkında çok şey öğrenebilirsin. Gelişimin için en iyi yollardan biri de iyiyi seçebilme yeteneğini kullanmandır. Önce hayatındaki gereksiz acıya neden olan şeyi hissedip sonra da değiştirmen gereken şeyi değiştirmektir. Örneğin, işinde mutsuz olduğunu fark edebilirsin. Bunu düşünürsün. Patronunun senin iyi ni­ yerinden yararlandığı ve senin de ona gidip hiç bir şey söylemediğinden dolayı böyle hissettiğini fark edersin. Gücünü toplar, patranuna gider, durumu ortaya döker­ sin ve her şey biter. Sorun çözülmüştür. Bitmiştir. Pat­ ronunla konuşmanın ne kadar önemli olduğunu öğren­ miş ve eski yüklerinden kurtulmuşsundur. Büyük ihtimalle aynı sistemi ilişkinde de uyguluyor89

sun. Ka rının yaphğı bir şey hakkında mutsuz olduğunu fark ediyorsun. Belki bunun hakkında arkadaşlarınla konuşuyor ve kendi kendine de düşünüyorsun. Karının seninle eskiden olduğu gibi ilgilenmediğini fark ediyor­ sun. Sonuç olarak, karın sana daha çok yemek pişirir ve masaj yaparsa daha mutlu olacağına karar veriyorsun. Karının da senin onun için daha fazla bir şeyler yap­ manı istiyor olabileceğini düşünüyorsun. Bu nedenle ona ondan ne istediğini söylüyor ve sonra da ona soru­ yorsun, "Sen benden ne istersin?" Ona bunun hakkında düşünmesini ve sana bildirmesini söylüyorsun. Bu, bir erkeğe adil görünür, ama değildir. Bu, ka­ dının için kazanımı olmayan bir durumdur. Neden? Çünkü onun gerçekten istediği, bunu kendi başına çö­ zebilen bir erkektir. O, kendini seven ve ona sürekli ne istediğini sorması gerekmeksizin sevgisiyle eşlik eden bir erkek ister. Kadının ilişki içerisindeki en derin arzularından biri, bunu erkeği için her zaman çözmek ve onu yönlendir­ mek zorunda kalmamakhr. Erkeğin yönlendirmesine güvenebilmek ister. Bunu senin için çözmek isteyeceği zamanlar olacakhr, ama genellikle sana sormak ya da senden ne istediğini söylemek zorunda kalmadan iliş­ kinizi senin yönlendirmeni tercih edecektir. Kadınının doğum günü olduğunu farz et. Kendi do­ ğum gününde kadının senin istediğin her hangi bir şeyi yaparsa buna bayılırsın. Bu yüzden de onun da aynı şeyi isteyeceğini düşünürsün. Ona dersin ki, "Mutlu yıllar! Doğum günün için ne istersen yapabiliriz. Nere­ ye istersen gidebiliriz. Senin için her şeyi yaparım. Ne yapmak istersin?" Bu, çoğu kadının ideal doğum günü hediyesi fikrinin tam olarak zıddıdır. Şunu söylemen çoğu kadını çok 90

daha fazla heyecanlandıracakhr: "Çantanı hazırlamak için 30 dakikan var. Nereye gideceğimizi sorrna. Tüm hafta sonu yokuz. Her şey ayarlandı. Sadece çantalarını topada ve gerisini bana bırak. Sana hayahnın en iyi do­ ğum gününü yaşatacağırn." ilişkide (işte ya da basit arkadaşlıklarda değil) kadı­ nın en derin arzularından biri de, erkeğinin her şeyle ilgitendiğini bilerek rahatlarnak ve teslim olrnakhr. O zaman kendi başına plan yapmak ve erkeğine ne ya­ pacağını söylernek zorunda kalmadan sadece keyif ala­ bilir. Tüm seçenekleri çözümlernek ve hangilerinin en iyi seçim olduğuna karar verrnek zorunda kalmadan saf enerji, saf hareket, saf sevgi olabilir. Erkeğinin yön hakkında sorumluluk almasından keyif alabilir, böylece ferninen her ne ise, o olabilir: Saf enerji. Aynı okyanus gibi dişilin de asıl hali, muazzam bir güçle ve yön olmaksızın sadece akrnakhr. Eril, ferni­ nen okyanusun gücüyle birleşrnek ve A noktasından B noktasına gitrnek için kanallar, barajlar ve tekneler inşa eder. Ancak ferninen, aynı anda pek çok yöne ha­ reket eder. Eril tek bir hedef seçer ve bu yöne hareket eder. Bir geminin engin bir okyanusta ilerlemesi gibi, rnaskülen de bir istikarnete karar verir ve yönü doğ­ rultusunda devarn eder: ferninen enerji ise amaçsızdır ama heybetlidir, rüzgar ve okyanusun derin akıntılar gibi her daim değişken, güzel ve yıkıcıdır; yaşarnın kaynağıdır. Bu ilke, özel ilişki içerisindeki sorunlar için de geçer­ lidir. Kadınını bir okyanus değil de gemi olmaya zorla­ dığın her defasında onun ferninen enerjisini inkar edi­ yorsun. Onunla her konuştuğunda ve kendi ruh halini çözümlemesini ve durumu onarılabilir hale getirmesini urnduğun her defasında onunla "rnaskülen" şekilde 91

konuşuyorsun. Kadının bunu yapabilir, hatta senden daha iyi de yapabilir, ama bu durum onu mutlu bir ka­ dın yapmayacakhr. Mutlu bir kadın, bedeni ve kalbi içerisinde rahatlamış bir kadındır: Güçlü, tahmin edilemez, derin, muhtemel olarak vahşi ve yıkıcı ya da sakin ve dingin, ama her daim yaşam dolu, okyanus gibi kalbinin muazzam gü­ cüne teslim olmuş ve bu güç ile hareket eden bir kadın. Kadınma kalbinin duygularını çözümlemesini söyledi­ ğinde bu, okyanusun bir bölümünün etrafına duvarlar örmek ve onu bir yüzme havuzuna çevirmek gibidir. Bu, daha güvenli ve daha tahmin edilebilirdir, ama daha cansız ve ölüdür. Çoğu erkek, kadınma erkek gibi mua­ mele ederek onu bir yüzme havuzuna dönüştürmüştür. Kadının hisleri hakkında, sanki bu hisler "onarıla cak" ve çözümlenebilecek şeylermiş gibi konuşurlar. Bunu yaparak vaktini harcama. Özellikle de bunu kadınının kendi başına yapmasını umma. Bu seni, ya da bir erkeği aşk romanları okumaya ya da sinemada aşk filmleri izlemeye zorlamak gibidir. Tabii ki bunu yapa­ bilirsin. Ancak muhtemelen bunu yapmak senin kalbi­ ni, kadınının kalbini etkilediği kadar etkilemez. Eğer seni buna tekrar ve tekrar ve tekrar zorlarsa ona kızma­ ya başlarsın. Kadının, senin hayatındaki temel sorunun yeteri kadar pembe dizi izlememek olduğunu söylesey­ di muhtemelen onun çıldırmış olduğunu düşünürdün. Pembe diziler, aşk romanları ve aşk hikayeleri pek çok kadına derinden dokunur çünkü dişilin önceli­ ği ilişki içerisindeki sevginin akışıdır. Eril öncelik ise hedef ve amaçtır. Amacını analiz ederek ve yönünü yeniden ayarlayarak pek çok duygusal sorununu çö­ zebilirsin. Ancak dişilin önceliği hedef ve amaç değil, sevgidir. 92

Kadınlar kendilerini analiz ederek özgürleşmezler. Kadınlar, sevgiye teslim olarak özgürleşirler. Senin sev­ gine değil. Kendi sevgilerine. Kendi kalplerinin özünde olan sevginin muazzam akışına teslim olarak ve yaşam­ larının, kalpterindeki bu güçle hareket etmesine izin vererek özgürleşider. Bu süreç, anlık analizler içerebilir fakat öncelikle derin bir güven içermektedir. Kadınma hizmet etmenin en iyi yolu onun teslim olmasına, sevginin gücüne güvenmesine yardımcı ol­ maktır. Bu sayede kalbini açabilir, zaten kendisi oldu­ ğu sevginin ta kendisi olabilir ve mutluluğundan doğal bir şekilde taşan bu sevgiyi verebilir. BU, SEVG iSİN İ ENGELLEYEN ŞEYLERİ ANAL İZ ETMEYi İ ÇERMEZ. Engelleri analiz etmek erkeğin yoludur. Erkekler futbol sahasındaki, satranç tahtasındaki, borsadaki ve hatta kendi özel yaşamlarındaki engelleri analiz etmeyi se­ verler. Ancak bir erkek olarak, şeyleri gerçekleştirme yollarını kadınma yansıtmaman çok önemlidir. Kadınının okyanus olmasına izin ver. Okyanus ka­ dar özgür, okyanus kadar derin, okyanus kadar vahşi ve okyanus kadar güçlü olması için kadınını yürekten­ dir. Sevginde öyle dopdolu, mevcudiyetinde öylesine güçlü ve dayanıklı ol ki, kadının her şeyi bırakabiisin ve duygularına koyduğu sınırları teslim edebilsin. Kadını­ nın kalbindeki hislerin korunm a olmaksızın akmasına izin ver. Kadınının aşkının sınırsızca ifade bulmasına izin ver. Aşkla çıldırmasına izin ver. Aşk, kendi zekasma sahiptir. Kadınının açıklığına hizmet etmek için analizin gerekli olmadığını fark ede­ rek aşkın zekasını onurlandır. Kadınını tüm bedeninle sev. Onu gövdenle duvara yasla, aşkını kadınının içeri­ sine doğru bastır, onunla nefes al ki gerginliği gevşesin ve kendi kalbindeki aşka teslim olsun ve kadınının ra93

hatlığı ve teslimiyetinin, kendi sevgisi içerisinde doğal olarak var olan bilgeliği özgürleştirmesine izin ver. Ka­ dınının feminen hediyelerinin derinliklerinden pek çok şey öğrenebilirsin.

94

21 Kad1n1n1n Yoğu nluğuyla Kal -Bi r N o ktaya Kad a r Bir kadın duygusal olarak yoğunlaştığı zaman vasat bir erkek onu sakinleştirmeye ve durumu tartışmaya çalışır ya da kadının yanından ayrılır ve kadının "aklı başına geldiğinde"geri gelir. Üstün bir erkekse kadınını kendi ağır başlı sevgisiyle ve tereddütsüz bi­ linciyle Jetheder. Eğer ki kadın bu sevginin içerisinde daha bütün şekilde yaşamayı reddederse, bir zaman sonra üstün erkek bu kadının gitmesine izin verir.

Çoğu erkek gibiysen muhtemelen dişilin olumsuz ruh hallerine ve histerik duygularına çok fazla düşkünsün­ dür. Kendini, kadınının neden bu kadar karmaşık ol­ duğunu merak ederken bulabilirsin. Sorunu nedir ki? Kendini şöyle derken de bulabilirsin: "Sakinleş ve boş ver." Olumsuz feminen ruh halleri sana o kadar yaban­ cı ve karanlık gelir ki, bu halleri oldukça itici buluyor dahi olabilirsin. Kadının gerçekten vahşileştiği zaman bir tarafın onun yaratabileceği hasardan korkar. Onun duyguları seninkinden o kadar vahşi ve tahmin edile­ mezdir ki, kadınların etrafında dahi olmak istemezsin. Aslında çoğu erkek feminen duygulardan korkar ya da iğrenir. Onun için bu duyguları onarmaya ya da on­ lardan kaçmaya çalışırsın. "Mantıklı bir insan gibi davranmaya başladığın za­ man geri geleceğim," diyebilirsin. 95

En derin feminen hazlardan biri de bir erkeğin ta­ mamıyla bütün, mevcut ve kadının duygu fırtınalarının tam ortasındayken tepkisiz olmasıdır. Bir erkek, kadı­ nıyla birlikte anda olduğu ve kadınını vahşilikle kapan­ ma katmanlarının ötesinde sevdiği zaman kadın, erke­ ğinin yeteneğine güvenebilir ve rahatlayabilir. Kadınının karmaşasıyla ilişki kurma şeklin, dünya­ nın karmaşasına tepki gösterme şeklini yansıtır. Eğer her şeyin kendi küçük kutusuna zarifçe yerleştirilmesi­ ne ihtiyaç duyan türde bir erkeksen, o zaman kadınının duygularını da kutuya koymaya çalışacaksındır. Eğer çatındaki karmaşayı ya da mali durumlarındaki karma­ şayı halletmeleri için başka insanları çağırınayı seçen türde bir erkeksen, muhtemelen kadınının karmaşasıy­ la ilgilenmeyi de başkasına bırakacaksın. Bununla beraber, kadınının duygu karmaşası içe­ risinde nasıl özgür ve sevgi dolu olacağını öğrenerek, kendini dünyaya finansal, yaratıcı ve ruhsal şekilde hükmetmek için eğitebilirsin. Bunu, merkezinde kala­ rak ve sadece sevginin hüküm süreceği şekilde kuvvet­ Iice severek yapabilirsin. Başarısızlığa uğrarken bıraka­ mazsın, onun yerine başarısızlıklardan ders çıkarabilir ve sevgiye dönebilirsin. Hediyeni paylaş. Bir boğayla güreşrnek ya da okyanus dalgalarıyla sörf yapmak gibi ustalık da, kadınının güçlü enerjisiyle birleşmeyi ve bir an dahi mevcudiyetten kopmadan o an içerisindeki yükselişini ve düşüşünü hissetmeyi içerir. Boğa seni yere yapıştıracak, okyanus alaşağı edecek ve kadının sana zarar verecek. Senin öğrenme şeklin bu. Ayağa kalkıp üstündeki tozu silkeleyip, sahile yüzecek ve dönüp kadınınla yeniden yüzleşeceksin. Seçenekle­ rin korkmak ya da ustalaşmak. Bırakabilir, küçük boğa­ yı ya da minik dalgaları seçebilirsin, kad ınının sakinleş96

mesini bekleyebilirsin ya da onu korkutabilirsin veya o anı, dünyayı ve kadınım, senin aşkla fethedebilme kabi­ liyetine karşı meydan okuma olarak görebilirsin. Nefesini derin tut. Bedenini sağlam tut. Dikkati­ ni mevcut kıl. Kadının her ne söylerse söylesin ya da yaparsa yapsın, ona aşkını ver. Karnını onun bedenine bastır. Gülümse. Çığlık at ve sonra da onun yüzünü yala. Kadınının kabuğunu kırmak için her ne gerekiyor­ sa yap, aşkını bu kınğın içerisine sok ve kadınının kal­ bine dokun. Onun öfkesinden, göz yaşlarından, sessiz katılığından zevk almayı öğren. Bazen, dünya da sana aynısını verecek. İşte hayatın oyunu: Her durumu işieyebilir kılmak, her olayı aşkın büyüklüğüyle dönüştürmek, en derin hediyeni her an verebilmek, sonuca bağımlı olmamak ve her şeyin ayağa kalkıp düşeceğini ve yeniden ayağa kalkacağıru bilmek. Kaçınma ya da elde etme tutkusu senin sevgini sarsınadığında ya da özgürlüğünü kısıtla­ madığında kadınlar ve dünya konusunda ustalaşırsın.

97

22 Dişil Ola n i Ka ra rla r Alm asi içi n Zorla m a Bir erkek, kadınının her zaman kendi kararlarını alacağı ve sonra da sonuçlarından kadınının mesul olacağı umuduyla sorumluluktan çekilir. Bu umut, kendi maskülen yeteneğinin kısıtlanmasıdır. Bu, bir kadını kendi.erilini abartma pozisyonuna sokar. Bu durum, bazı kadınların karar almak ve ona devam etmek için maskülen kapasitelerini harekete geçirme­ yi öğrenmeleri adına iyi bir şeydir. Ancak eğer bir erkek kadınma kendi maskülen hediyeleri olan netlik ve kararlılığı sağlama sorumluluğundan kaçınırsa, o zaman kadını müzmin bir şekilde keskin, huysuz ve erkeğinin sevgisine güvensiz hale gelecektir. Erkeğine aşk içerisinde teslim olmaya son verecek, onun mas­ külen kapasitesine güvenmeye son verecek ve onun yerine kendi kendinin erkeği olacaktır.

Kadının senin tepkini görmek için soru sorar ve sen şöy­ le dersin: "Ne yapmak istiyorsan benim için sorun yok." Bu bir arkadaşın tavrıdır, bir sevgilinin değil. Arkadaş olarak, birbirinize adil bir şekilde davranmak istersiniz ve birbirinize alan ve özgürlük tanırsınız. Sevgili olarak ise kadının ve sen, arkadaştan daha ötesinizdir. Eril ve dişil palaritenin tam bir devinimini oynarsınız. Kadını­ nın bir tanrıça olup sana dişil armağanlarını sunmasını 98

istemez misin? Bu armağanlan uyandırmak için sen de ona eril armağanlannı sunmalısın. En değerli eril arma­ ğanlarından biri de tüm seçenekleri ve potansiyel so­ nuçları görmeye dayanan karar alma yeteneğindir. Dişil kararlar doğru hissettiren şeye dayanır ve di­ şii için çoğunlukla en iyi karar alma yoludur bu. Ancak özel ilişki içerisindeki amaç en iyi kararı almak değil, başlarken sizi birbirinize çeken eril/dişil palaritenin gü­ cünü sürdürürken en iyi kararı almakhr. Eğer bu po­ larite azalmaya başlarsa çahşma artmaya başlayacakhr. Bu polarite yok olursa, çekim yok olur ve samirniyet de onunla birlikte yok olur. Kadınının dişili oynamasını istiyorsan, senin de eril kutbu oynarnan gerekir. Kararlar üzerindeki bakış açı­ nı sunmak, eril armağanını vermenin bir yoludur. En önemsiz kararları alırken dahi "Ne istiyorsan onu yap," deme. Hangi ayakkabının ona yakışhğı konusundaki fikrini sorarsa karar ver ve ona söyle. "Her ikisi de gü­ zel," deme. "Kırmızı ayakkabıları beğendim ama benim için en önemli şey senin mutlu olman," gibi bir şey söy­ le. Elbette ki istediği ayakkabıyı giymekte özgür, ancak kadının aynı zamanda senin eril kararlılık armağanını da almak ister. Belki de kadının kendi kariyeri hakkında onu yıllar­ ca etkileyecek bir karar almaya çalışıyor. Durumu ta­ mamen hissedebilir ve ona en iyi hissettiren şeyi yapa­ bilir -bu, karar almanın dişil tarzıdır- ya da kararlarının olası farklı sonuçlanna dayanan bir karar almaya çalı­ şabilir ve bu da eril bir tarzdır. Eril bir cinsel özün ol­ duğu için doğal olarak onun eril karar sürecine katkıda bulunabilirsin. ilişki için daha da önemlisi şudur: Onun eril karar alma sürecine katkıda bulunmazsan, ikiniz de birbirinizin enerjisiyle depolarize olacaksınız. O eril 99

olacak, sen nötr olacaksın ve dişil kutupta kimse olma­ yacak. Kısa süreliğine bu şekilde sürerse sorun olmaz ancak daimi olursa ikiniz de sevgili yerine arkadaş gibi hissetmeye başlayacaksınız. Palaritenin çekiciliği, iki kankanın seçenekleri tarbşmasıyla yer değiştirecektir. Eğer "Gerçekten urourumda değil. Sana bağlı," gibi şeyler söyleyerek eril yeteneğini sunmayı redderlersen kadının, kendi eril kapasitesine güvenmeyi öğrenmek zorunda kalacakbr. Şöyle de diyebiliriz: Kadının kendi eriline seninkinden daha çok güvenıneye başlayacak­ br. Sonra onun sana gittikçe daha az güvendiğini gö­ receksin. Hatta sana cinsel olarak dahi teslim olmayı reddedecektir çünkü tüm gün boyunca rahatlayamamış ve sana güvenememiştir; ona eril netliğini ve eril bakış açını sunmazsan kadının kendi kendinin erkeği olmak zorunda ve bunları kendi kendisine vermek zorunda. Aldığı karar ne olursa olsun onu sevdiğini bilmesini sağlarken aynı zamanda da bakış açını sunarak ve ken­ di seçimlerini anlatarak kadınının karar almasına her daim yardımcı ol. Karar alma konusunda çoğunlukla onun dişil duyguları senin eril analizinden daha iyi bir dayanak olacaktır. Bu nedenle onun bu durumu his­ setmesi ve kendi duygularına güvenınesi için onu yü­ reklendir. Kadınının kendi kararını vermesi gerektiğini düşünüyor olsan dahi, ilişki içerisindeki polariteyi ve mutluluğu sağlamak için ona her zaman kendi fikrini ve bunun nedenini söyle.

100

BÖLÜM

Polarite ve Enerji ile Çalışmak

23 Dişi l O la n a Çeki m i n Kaç1 n 1 lmazd 1 r Eri[ erkekler dişil enerji formlarına çekilirler: Işıl­ dayan kadınlar, bira, müzik, doğa, vs. Bir erkek bu çekimini gizlerneye çalışırsa bu durum kendi cinsel özünden bir parça utancı yansıtır.

Çoğu erkek gibiysen, muhtemelen her gün kadınlara karşı hissettiğin cinsel çekimin bir kısmını saklıyorsun­ dur. İşte, sokakta ve markette seni baştan çıkaran ka­ dınlar görürsün. Bazen onlarla yatmak isteyebilirsin de. Ancak çoğu zaman bu his seni baştan aşağı yıka­ yan tazeleyici bir dalga gibidir. Gerçekten panldayan bir kadın görmek tüm gününü neşeyle doldurabilir. Bir kadının enfes kokusu seni sihirli bir diyara götürebilir. Bir kadının gülümsemesi, o am derin bir mutluluğa çe­ virebilir. Dişile olan günlük "ahhh" çekiminie baş etmenin iki yolu var: Ustalıkla ve aptalca. Ustalıkla cevap vermek için kime neden çekildiğini anlamak zorundasın. Cin­ sel özün, her zaman eneıjik karşılığına çekilecektir. Eril erkekler dişil kadınlara çekilirler. Dişil erkekler ise eril kadınlara çekilirler. Dengeli erkekler ise dengeli kadın­ lara çekilirler. Erkeklerin yaklaşık %80'i daha eril cinsel öze sahip­ tir. Bu erkekler (ki sen de muhtemelen onlardan birisin) dişil olan her şeye çekilirler; sadece dişil kadınlara de102

ğil, dişil enerjisi olan her şeye, parıldayan, canlı olan, yaşam veren, rahatlatan ve hareket eden her şeye çeki­ lider. Dişil enerji seni zihninden alır bedenine getirir. Müzik, bira, doğa, kadınlar... bunların hepsi de dişil enerjinin formlarıdır. Seni cezbeden, sadece görsel olarak muhteşem ka­ dınlar değildir. Bir kadın özgürse ve kendi dişil enerji­ siyle ışıldıyorsa muhtemelen ona çekilirsin; bazen daha çok, bazen de daha az, ancak her daim, en azından onun bedenine bir göz gezdirecek kadar çekilirsin. Bu çekil­ me doğal ve sağlıklıdır. Polarite işaretidir: Akünün po­ zitif ve negatif kutupları arasında elektriğin akmasıyla aynı doğallıktaki kutup akışıdır bu. Utanılacak bir şey değildir. Bu, erkekler ve kadınların var olma nedenidir. Doğanın doğası polaritedir: Dünya'nın Kuzey -ve Gü­ ney Kutuplan arasında akan manyetizmadan, eril öz ile bir kadının dişil ışıidaması arasında akan çekime kadar her şeyde polarite vardır. Eğer kadınlara olan çekiminden dolayı rahatsız his­ sediyorsan muhtemelen kendi eril özünden rahatsız oluyorsun demektir. Bir kadının senin kutupsal çekimi­ nin "objesi" olmasının küçültücü olduğunu hissediyor­ san, muhtemelen eril özünü sahiplenmedin demektir. Kendini kınayarak ve ilkel arzularını bashrarak kendini hadım ettin. Cinsel özünü kabul etmek yerine onu red­ detmektesin. Kadınlara karşı olan çekimine dair her hangi olum­ suz bir davranış, korku ibaresidir; yol boyunca bir yerlerde çekimin "kötü" ya da "şeytani" olduğunu öğ­ rendin. Kadınlara, her tür kadına olan çekimin doğal, normal ve güzeldir. Aslında bu eninde sonunda seni ruhsal özgürlüğe doğru yönlendirecek olan arzunun bir ifadesidir. 103

Kadına olan arzun, haz dolu birliğe olan arzunun bir ifadesidir. Arzunu kabul etmen ise hayatı kucaklamaya olan arzunu kabul etmendir. Hayatı kucaklamak, tekli­ ğin içerisinde rahatlamak, ruhsal olarak özgür olmak­ tır. Böylece eril ve dişil de dahil tüm zıtlıklar sevginin içerisinde birleşirler. Er ya da geç tüm arzunun, sevgiyi vermek için var olan ilkel güdünün bir ifadesi olduğu­ nu fark edeceksin. Kadınlara olan çekimin baştan sona kalbinin aşka ve birliğe olan arzunun gerçek ifadesi ola­ rak görülebilir. Eril cinsel öze sahip bir erkeksen dişil enerjiyle dolu olan herhangi biriyle her zaman cinsel zıtlık hissede­ ceksin. Bu çekimi gün içerisinde pek çok kere, pek çok kadınla hissedebilirsin. Tadını çıkar. Kadınlar ilahi birer lütuftur! Verimli tropik bir adanın doğal yapılarında, soğuk bir birada ya da en sevdiğin tınıda dahi var olan dişil enerji, kasvet ile esrik bir halde iç geçirmek arasın­ daki farkı yaratır. Cinsel çekimi kabul etmemiz (müzik ya da mekanlarda mevcut olan da dahil) bedensel zevki deneyimierne kapasitemizin temelidir. Ancak cinsel çekim, yatmaktan çok farklıdır. Bir ka­ dınla yakıniaşmayı seçmek ile onun enerjisi ve ışıltısı­ na çekilmek arasında büyük fark vardır. Yakınlaşmak, kendini sevmeye ve birbirine hizmet etmeye adamayı isteyen insanlar arasındaki bir seçimdir. Oysa ki çekim enerjisi, her nerede bulunursa bulunsun, eril özün ve dişil enerjin arasında gerçekleşen, seçim olanağı olma­ yan bir doğal enerji akışıdır. Bir kadın, dişil ışıltısının içinde rahatladığında güzel bir müzik ya da ılık bir ok­ yanus esintisi gibidir. ifade edilemeyen bir haz tatmak adına onunla seks yapınana gerek yoktur. Çoğu erkek gibiysen, ışıldayan bir kadın saatler ya da günler boyunca sana ilham verebilir. Hatırla, o ka1 04

dının sende uyandırdığı arzu kendi başına bir lütuftur. Bu arzuyu hayata geçirmek ve o kadının izini sürmek tamamıyla başka bir konudur ve bu konu, böyle bir eylemin gerçekten de her ikinize de hizmet edip etme­ yeceğine göre değişir. Işıldayan bir kadını seyrederken hissedilen saf esin hali, doğanın sana sunduğu arma­ ğanlardan biridir: Dişil lütfun armağanı. Bedenini ürperten bir kadına denk geldiğin bir son­ raki sefer bu ürpertinin içerisinde rahatla. Dişil enerji dalgalarının derin bir masaj gibi bedenin içerisinden hareket etmesine izin ver. Onun görünrusünün sana sunduğu hazza direnmeksizin iyice nefes al. Hazzı ayak parmaklarına kadar tüm bedeninde nefeslen. Ona dik dik bakma, onunla iletişime dahi geçme. Fakat onu gör­ düğün zaman ve çekimi hissettiğinde bu çekim enerji­ sinin tüm bedeninde özgürce hareket etmesine izin ver. Arzunu büyütmeyi ve devam ettirmeyi öğren. Tüm be­ denini de böyle açarak nefes al ve bu nefesin gücüyle derinleş. O kadını seyretmeye devam ederken onun gö­ rüntüsünü bir kutsama ve lütuf olarak kabul et.

lOS

24 Ta m a m lay1c1 Şeki lde Z1dd 1 n O la n Kad 1 n 1 Seç Bir erkek doğal olarak çok erilse, o zaman çok dişil bir kadına çekilecektir. Bu erkek ne kadar nötr ya da dengeliyse, kadınının da o kadar dengeli bir kadın olmasını tercih edecektir. Eğer ki bir erkek doğal ola­ rak daha dişilse, enerjisi daha eril bir kadının güçlü yönetimi ve kararlılığıyla tamamlanacaktır. Erkekler kendi ihtiyaçlarını idrak ederek bir kadının "tüm paketi"ni kabul etmeyi öğrenebilirler. Örneğin daha eril bir erkek, onu baştan çıkaran ve onu canlandıran her hangi bir kadının aynı zamanda da vahşi, disip­ linsiz, "kaçık", kaotik, fikrini değiştirmeye meyilli ve "yalancı"olmasını bekleyebilir. Yine de, enerjik bir bakış açısından bakarsak kararlı, mantıklı, "güve­ nilir"ve söylediği şeyi erkeğinin anlayacağı şekilde ifade edebilen, daha dengeli ve nötr bir kadındansa, böyle bir kadın onun için çok daha iyileştirici ve ilham verici olacaktır.

Muhtemelen daha önce fantastik görünen bir kadınla tanışmış ve onun aslında baş etmek istemediğin duy­ gusal bir garipliği olduğunu keşfetrniş olabilirsin. İna­ nılmaz derecede çekici ama bir o kadar da "kaçık" ya da çılgın. Bir an bir şeyden bahsediyor, sonraki an ise başka bir şeyden. Ayrıca, fikrini sürekli değiştirmeyen, 106

hatta canını sıkacak şekilde sona ermeyen keyifli soh­ betler edebildiğin, çok manhklı ve güvenilir bazı kadın­ larla da tanışmışsındır. Bu kadınları sevmiş ve onlarla zaman geçirmekten keyif almış olabilirsin, ancak bu kadınlar seni, cümlelerinin yarım gün dahi aynı kalaca­ ğına güvenmediğin kadınlar kadar çekmez. Sana daha çekici gelen kadınların bedeni seni çılgına çevirecek şe­ kilde hareket eder. Pek çok erkek "Neden bir kadın da erkek gibi olamaz ki?" diye merak eder. Ama eril cinsel öze sahipsen tabii ki seni cinsel olarak en çok çeken şey bir kadının bir er­ kek gibi olmadığı bu hallerdir. Bir kadının dişil parlaklı­ ğı, bedeninde hareket eden enerji, tamamıyla tazeleyici doğallığı ve gizemi (güzel gülümsemesini söylemiyo­ rum bile) seni cezbeden şeylerdir. Bir kadın özünde ne kadar dişil ise o kadar az eril özellikler (öncelikle o ana ait duygularını ifade etmek yerine düşünceler ve arzu­ lar hakkında net ve açık bir şekilde konuşmak gibi) gös­ termeye meyillidir. Daha dişil öze sahip bir kadın bir an seni sevdiğini söyleyecek ve hemen ardından, farkında dahi olmadı­ ğın bir şey yaphğında senden nefret ettiğini söyleye­ cektir. Bu, dişilin güzelliği dir; ona göre erilin kelime ve durumlar için kullandığı sistem, ilişki ve duygunun akışkanlığından çok daha önemsizdir. Derin okyanus­ ları ve duygu gel-gitleri için özür dilerneyen böyle ka­ dınların varlığı için Tanrı'ya şükürler olsun. Her daim kendi cinsel dengine çekilirsin. Yani daha dişil cinsel öze sahipsen, daha eril bir kadına çekilecek­ sin. Böyle çiftler görmüşsündür. Erkek daha çok ışıldı­ yardur ve kadından daha canlıdır. Kadın, yaşamını yön­ lendirmeye erkekten daha çok adanmışhr. ilişki erkek için daha önemlidir, kadınsa zamanının çoğunda yalnız 107

kalmak ister. Bunlar, erkeğin daha dişil, kadının ise daha eril bir öze sahip olduğu bir ilişkinin ibareleridir. Daha nötr cinsel öze sahip olan diğer erkekler ise özel olarak eril ya da dişil kadınlar yerine daha nötr olan kadınları tercih ederler. Böyle çiftler hemen hemen her şeyi konuşabilirler ve her şey hakkında konuşma­ yı da severler. Hobilerini, arkadaşlarını hatta kariyer hedeflerini dahi paylaşırlar. Eşit şekilde seviyor olma­ larına rağmen bu tür bir çift genellikle yüksek ölçüde polarize olmuş çiftlerden daha az bir cinsel tutkuya sahiptir. Böyle nötr ya da dengeli çiftierin birbirlerine bağırdıklarını, birbirlerine yaslık fırlathklarını, yerde güreştİklerini ve tam orada ve o anda tutkulu şekilde seviştiklerini duymak pek alışıldık değildir. Anlayış eksikliğinden dolayı kendini ve partnerini nötr görünen bir ilişkinin içerisinde depolarize (kutup­ suzlaşma) etmiş olabilirsin, ama aslında durum böyle değildir. Çiftierin sadece %10'u aslında özünde nötr ya da dengelidir. Diğer bir %10 ise dişil erkek ve eril ka­ dınlardan oluşur. Ancak, eğer çifderin %80'i gibiysen, eril cinsel öze sahipsindir ve kadının da dişildir. Bu şu demektir: Kadının senin cinsel olarak nötr kankan ol­ maktan çok, dişil tavrı ile senin canını sıkmaktadır, çile­ den çıkartmaktadır, sana ilham vermektedir ya da seni baştan çıkartmaktadır. İlişkilerdeki sahte nötrleşme ya da depolarizasyon (kutupluluk), çiftierin ayrılmasındaki ana nedenlerden biridir. Seni ve partnerini rahatsız eden her şey, her daim güçlü kalırken, cinsel sevginin canlandırıcı heye­ canı zayıflar. Bu işin sırrı, kadınının rahatsız edici dişil yönlerini değiştirmeye çalışmak değil, onun dişil nimet­ lerinin canlandırıcı gücünü ve derinliğini geliştirmesine yardımcı olmakhr. 108

Pek çok erkek gibiysen muhtemelen seni rahatsız eden durumlara kendini hissizleştirerek kadınının dişil enerjisinin tüm renkliliğine olan hayranlığını azaltmış­ sındır. Örneğin, kadının seni arhk çıldırtmıyordur çün­ kü onu çok da ciddiye alınamayı öğrenmişsindir. Belki de onun sona ermeyen konuşmalarını dinlemezken, sanki dikkatin ondaymış gibi görünmeyi öğrendin ya da aslında kadınının, senden daha çok ihtiyaç duydu­ ğu birlikte özel zaman geçirme isteğini bashrmanın bir yolu olarak ona günlük dozlarda ilgi vermeyi öğrendin. Bu yanlış bir yaklaşımdır. Dişil, sonu olmayan, fizik­ sel ve ruhsal bir sevgi, ilham ve güç kaynağıdır. Dişil kadınlar doğanın elementleriyle eril insanların (senin gibi) genelde olduğundan daha çok bağlanhdadırlar. Dişil kadınlar bir erkeğin bakış açısıyla vahşi, güvenil­ mez, hatta sorumsuz görünebilirler, ama böyle kadınlar sadece manhk ve kontrolle yönetilen bir dünyada yaşa­ maya ihtiyaç duyan eril enerjiden özgürdürler. Dişil kadınlar senin hissedemediğİn doğal canlılığın akımlarını hissedebilirler. Onlar çoğu erkeğin farkında olmadığı enerji akışlarıyla hareket edebilirler. Onlar bedenlerinin, hedefler ve yapılarca kontrol edilmek­ sizin ve yönlendirilmeksizin, kalplerinin akışına açık olmasına izin verirler. Dişil beden sevgiyle ve hayahn kendisiyle hareket etmekte özgürdür ve bu, çoğu erkek tarafından kıymetli bulunur; bir kadının bedensel esrik­ lik içerisinde özgürce ifade bulmasını seyretmek çoğu erkeğin tanık olabileceği en muhteşem görüntülerden biridir. Erkekler bir kadın bedeninin esrikliği ifade etmesini izlemek için, aynı bir pomo filminde olduğu gibi, sahte olmasına rağmen para dahi öderler. Dünyevi kültürü­ müzde çoğu erkek sadece cinsel esrimeye aşinadır ve 109

bu nedenle de bu bedenin özgür ifade sunumu, tüm dünyada erkeklerin filmlerde, sahnede ve özel odalar­ da izlemek için para ödediği şeydir. Fakat ruhsal keşfin daha yüksek mertebelerini kabul eden kültürlerde ka­ dınların bedenleri aynı eril hayranlıkla karşılanır, ancak bu hayranlık farklı bir ifade içindir: Sadece yabancı ve inanılmaz derecede çekici olan bir cinsel esrimeyi ifade etme kapasitesi için değil, aynı zamanda ruhsal esrime­ yi ifade edebilme kapasiteleri için de. Örneğin Hindistan'daki tapınak dansçıları, küçük yaşlardan itibaren beceri ve kalpte hissedilen adanınayı ilahi güç ile hareket etmesi için bedenlerini özgür bıra­ kan bir tür dansla birleştirmek için eğitilen geleneksel dişil kadınlardır. Bu görüntü çoğu erkeğin gözlerini ya­ şartır ve kalplerini açar. Dişil özüyle buluşmuş bir ka­ dın, cinsel ya da ruhsal enerjiyle de buluşmuş demektir. Böyle bir kadın için cinsellik ve ruh arasında kopukluk yoktur. Kıymetli bir erkekle birlikteyse bu kadının cin­ sel teslimiyeti, onun adanmış ya da ruhsal teslimiyetiy­ le aynıdır. Başının üzerinden ayak ucuna kadar açılır, ilahi sevgi gücünü bedeninin derinlerine kadar kabul eder, bu sayede cilve ile dolar ve sevginin sınırsız akı­ şıyla dalgalanır. Daha eril ya da nötr kadınlar böylesi bir bedensel ifade özgürlüğüne daha az izin vl!rirler. Böyle bir es­ rimenin kadınsal ifadesi, eril bir erkeği düşüncelerle ve hedeflerle dolu dünyayı terk etmeye ve fuu canlı bir şekilde, kalpten kutlamaya davet eder. İ ster bir strip­ tiz kulübünde, isterse de kutsal bir tapınakta olsun, erkekler binlerce yıldır esrimenin dişil bedenine tanık olmaya çekildiler. Kadınlara böyle yerlerde tam anla­ mıyla tapınılır. Erkekler toplum içerisinde yapmadıkla­ rı şekilde dans eden tanrıçaya hayranlıklarını bağırarak 110

ifade ederler. Böyle dururnların tamarnı cinsel ve aynı zamanda da tamamıyla ruhsaldır. Erkekler böyle bir et­ kinlikten dönüşmüş ve özgür dişil varlığın kutsanmış gücünden ilham almış şekilde ayrılırlar. Bu, dişil bede­ nin, kadının, eşsiz armağanlarından biridir. Dişil cinsel öze sahip bir kadından alacağın şudur: Her yerde duygusal olan bir kadın. Fikrini değiştirece­ ğinden emin olduğun bir kadın. İlişkinizdeki gizli ener­ jilerin akışına senden çok daha fazla duyarlı olan bir kadın. Bedeni tarafından özgürce ve güzel bir şekilde ifade bulan cinselliği, ruhsal neşesi ve esrirnesiyle hay­ ranlık uyandıran bir kadın. Hepsi bir pakette. Her daim mantıken tutarlı, makul ve dakik; bedeniyle ifade ettiği sevgi ve esrirne ile kalbi­ ni ve bedenini gün boyu enerjiyle dolduran bir kadına sahip olarnazsın. İstediği zaman mantık çerçevesinde eril bir enerjide olabilir, ancak dişil bir özü varsa çoğu zaman öfkeyle ya da büyüleyici bir neşeyle, mantık ihti­ yacının ötesinde dans etmek isteyecektir. Bu nedenle, tamamıyla senin zıddın olan bir kadın seç. Bu pek çok erkek için daha dişil bir kadın anlarnı­ na gelir. Eril bir erkek olarak ihtiyacın olan armağan­ ları verebilecek kişi sadece dişil bir kadındır. Fakat bu armağanlada bağlantılı olarak çoğu erkeğin korktuğu karmaşa ve duygusal fırtınalar da beraberinde gele­ cektir. Bu ifadelerin, seni baştan çıkaran enerjinin ay­ nısı olduğunu fark et. Aslında kadınının sinsi rnırıldan­ rnasıyla olduğu kadar, onun öfke dansıyla da baştan çıkmayı öğrenebilirsin. Bu kapasite, kadınma olan ar­ rnağanlarından biridir. Kadının hangi duyguyu ifade ederse etsin, özgürce ve güçlü bir şekilde durabilrneyi öğrenebilirsin. Terk etmeyecek, sırtını dönmeyecek ya da tiksinerek bağlarını koparrnayacaksın. Onun rnuazlll

zam enerjisini karşılayabilir ve güçlü durabilir, onu bu fırhnanın ötesinde sevebilir, onun bütün dişil gücünü, karanlığını ve aydınlığını kucaklayabilirsin. Partner olarak sadece senin cinsel dengin olan bir ka­ dını seçersen, özel ilişkin içerisinde mutlu olacaksın ve ancak onun karanlık ve aydınlık yanlarını eşit derecede kucaklayabilirsen böyle bir ilişki içerisinde yaşamına devam edebileceksin. Böyle bir beceriyi ve gücü geliş­ tirmek zaman alır ama bu şekilde, kadınma ve dünya­ ya, dişil güç ve karmaşa korkusuyla dağılmamış beceri­ leri olan bir erkek sunmayı öğrenirsin.

112

25 Ka d 1 n 1 nd a N eyi n Önem li O ld u ğu n u B i l Dişil olan, yaşam enerjisidir. Bir erkek ne kadar erilse, kadınının dişi! enerjisi de (diğer özelliklerine rağmen) ona o kadar önemli gelecektir.

Bir kadın iş partneri arıyorsan muhtemelen ondan fi­ nansal zeka, güvenilirlik ve bir hedefe ulaşmak için gerekli olan, zorluklar karşısında durabilme kapasite­ si gibi belirli özellikler istersin. Bir kadın arkadaş arı­ yorsan muhtemelen dürüstlük, şefkat, mizah ve saygı istersin. Bir eş arıyorsan da muhtemelen dişil enerjiyi ve sevgiyi özgürce yaşayan ve ifade eden bir kadın is­ tersin. Sana her şeyi veren bir kadını ne kadar çok ararsan o kadar az şey elde edersin. İ ş becerileri çoğunlukla eril becerilerdir (erkeklerde de kadınlarda da). Arkadaşlık ise nötrdür, cinsellik içermeyen bir durumdur. Cinsel tutku ise eril özün ve kadınının dişil enerjisi arasında net bir polariteye ihtiyaç duyar. ilişkinin amacını önce­ lik edinmezsen, bu farklı enerjiler sıklıkla birbirlerini yok ederler ve sen de cinsel olarak nötrleşmiş bir birlik­ telikle kalakalırsın. Ancak ilişkiye öncelik vermeyi seçer ve diğer tüm eylemlerinin, birlikte olmanızın asıl amacı etrafında sı­ ralanmasına izin verirsen, birlikte pek çok farklı sami­ rniyet hali paylaşabilirsiniz -iş, arkadaşlık, ebeveynlik 113

ve cinsel tutku. Neyin önemli olduğu konusunda net olmazsanız, her bir samirniyet hali diğeriyle çelişecek­ tir. Sen işleri bitirmek istediğinde o ilgi isteyecektir. Sen seks istediğinde o kendi günü hakkında konuşmak is­ teyecektir. Her ikiniz de kendi gerçek tutkularınızdan ödün vereceksiniz ve ilişkiniz fonksiyonel ama vasat bir birlikteliğe dönüşecektir. Zaman içerisinde cinsel polarite ve çekim azalacaktır. Canlandırıcı dişil neşe kaynağı olarak başka kadınlara bakmaya başlayacaksın ve bu neşe, kadınının senin için her şey olmasını istediğin, ilişkiniz içerisinde mahvet­ tiğİn şeydir ve bu ikisi birbirine karışmış durumdadır: Bir anlığına iş partnerin, diğer bir an arkadaşın, sonra annen ve başka bir an ise sevgilin. Er ya da geç, sizi bir araya getiren derin armağanlar ilişkinizin belirsizliği içerisinde kaybolacaktır. Başka zamanlarda ve kültürlerde pek çok partnerin olmuş olabilir ve her biri farklı bir amacı karşılamış, her biri farklı yeteneklere, görevlere ve cinsel enerjilere katkıda bulunmuş olabilir. Ancak modem dünyamızda çok eşlilik (poligami) fazla tercih edilen bir şey değildir. Sosyal ve psikolojik nedenlerden dolayı çoğu erkek ve kadın özel alanlarını bir tek partnede sınırlamayı ister -ancak, çoğu erkek gibiysen, pek çok eş ya da her biri­ nin farklı amaçlara hizmet ettiği en azından bir ya da iki sevgili kavramı kesinlikle ilgini çekmiştir. i lişkinin pek çok amaca hizmet etmesini umduğun için ilişkin faydaa bir hale dönüşmeye başlar. Finans, iş, ev işleri ve çocuklar hakkında tekrar ve tekrar konuşa­ rak kadınım, kutbu olmayan nötr bir arkadaşa çevirirsin. Birbirinize o kadar aşina olursunuz ki, cinsel büyünün gizemi öpücük, okşama, yalama, sürtünme, fışkırtma ve horlamadan oluşan mekanik bir ritüele dönüşerek 1 14

normalleşir. Kadınınlayken bir zamanlar hissetliğin ar­ zunun derinliğini özlemeye başlarsın. Gizemin yerini evcilleşme alır ve ilginin yerini ise konuşmak. Ama güçlü bir eril cinsel öze sahipsen, güçlü dişil enerjinin hakimiyeti ile sıklıkla tazelenmeye ihtiyaç du­ yacaksın, aksi halde hayatın seni yorduğunu ve yük ha­ line geldiğini hissetmeye başlayacaksın. Bu canlandırıcı dişil enerjiyi bir kaç birada, bir kaç rauntluk goIfte ya da bir kaç kadınsı dergide arayabilirsin veya belki de uzun masajlara ya da kumsalda yürüyüşlere razı olacaksın. Bunlar ya da pek çok diğer olanak seni bazen rahatla­ tabilecek ve yüzüne bir gülümseme iliştirebilecek olsa da, sadece bir kaçı kalbinde ve bedeninde seni, aşık olan kadının tarafından sunulan dişil cinselliğin taviz veril­ memiş gücü kadar derin biçimde baştan çıkarabilir. İlişkin içerisinde senin için neyin önemli olduğuna karar verebilecek tek kişi sensin. ilişkinin amacının ne olduğunu kendin için netleştirecek tek kişi de sensin. ilişkinin amacının, aşkın tutkulu şekilde yayılması, cin­ sel enerjinin canlandırıcı şekilde iyileştirici olması ve kalbin, ruhsal uyanış yolunda karşılıklı olarak adanma­ nızia aydınlanması olduğuna karar verirsen dikkatli ol. Kadınını, emrine arnade bir muhasebeci olmaya zorla­ ma. Bir kariyer danışmanı gibi senin mali sorunlarına her daim yardım etmesini bekleme. Günler boyunca aşkın bedensel deneyimini umursamazken günlük ufak tefek işlerin üzerinde durma. Kadınının dişil enerjisini sadece işlevsel rollere indirgeme. Kadınının, senin kal­ bini uyandırma ve bedenini yaşamla doldurma yetene­ ği var. Ancak sen de ona bir şans vermelisin -ve elbette ki aşkın eril formuna da. Eğer kad ınının sadece ev arkadaşı değil de ruhsal ve cinsel eşin de olmasını istiyorsan, ev işlerini ve ge115

çim kaynaklarını da becerikli şekilde düzenlemeJisin ki birlikteliğinizin gücü azalmasın. Kadının hem çocukla­ rının annesi, hem de iş partnerin olabilir, tabii ki bu gö­ revler senin öncelikli amacını (aşka olan sabit adanmış­ lığın aracılığıyla başka birisinin aydınlanmasına hizmet etmek ve cinsel kutupluluk yoluyla birbirinin merkezle­ rini canlandırmak) engellemediği sürece. Sevginin bu iki yanı -ruhsal uyanış ve cinsel iletim­ günlük işlerinle zayıflar ve her ikiniz de günlük tazelik ve doyum için dışarıda başka yerlerde arayışa başlar­ sınız. Dişil enerjiyi alblı paketlerde ya da bir sevgilide ararsın. Kadının ise eril enerjiyi sosyal bir davada ya da eril bir kariyerde arar. ilişkiniz iyi niyetli evcil bir birlikteliğe indirgenecektir. Bu tam istediğin şey olabilir ya da olmayabilir. Her iki durumda da ilişkinin devam etmesini ve her ikiniz için de gizilgücün artmasını isti­ yorsan, senin için önemli olan şeyi, ilişkinin amacını bil­ mek durumundasın ve diğer her şeyi bu merkez öncelik etrafında hizalamalısın.

116

26 Çoğu Za m a n B i rd e n Fazla Kad 1 n isteyeceksi n Eril cinsel öze sahip her erkek cinsel çeşitliliği ar­ zulayacaktır. Partnerini seviyor olsa ve ona tamamıyla adanmış olsa dahi doğal bir şekilde, seçmiş olduğu partnerinin dışında diğer kadınlarla da cinsel müna­ sebet isteyecektir. Bir erkeğin diğer kadınlara olan ar­ zusuyla nasıl başa çıktığı, yine o erkeğe bağlıdır. Ancak bilmelidir ki bu arzulardan kaçınmanın bir yolu yoktur. Şunu da bilmelidir ki bu tarz arzuları geçici olarak canlandırarak hayata aktarmak, çoğunlukla bu durumun değerinden çok daha fazlasına mal olacak şekilde yaşamını karmaşıklaştırarak son bulur.

Partnerine aşkla tamamen bağlı olsan dahi muhtemelen başka kadınlarla seks yapmayı da düşünüyorsundur. Kadınınla sevişmelerinden tam anlamıyla doyum sağ­ lıyor olsan dahi muhtemelen başka kadınlarla seks yap­ mayı hala arzuluyorsun. Başka kadınlara olan arzun, özel hayatındaki bir eksikliğin yansıması değildir, eril bir cinsel varlık olmanın yansımasıdır. Nasıl ki televizyondan zevk almak obez bir miskin olmanın bahanesi değilse, karışıklığın bahanesi de bu arzu değildir. Arzu pek çok kaynaktan doğar: Bağımlı­ lıkların, biyolojik mirasın, çocukluk koşullanmaların ve 117

açık kalbin. Mükemmel bütünlükte bir hayat yaşamak için arzunun kaynağının ayırdına varmak zorundasın. Böylece herkesin yararı ve kendi yararın için davranış­ larını ne zaman düzene sakacağını bilirsin. Gerçek şu ki, partnerin dışında başka kadınlarla da yatmak istersin; bu gerçeğe nasıl tepki gösterdiğin, senin yaşam amacının bir yansımasıdır. Eğer yaşam amacın, sonuçları ne olursa olsun fiziksel hazdan ke­ yif almak ise, istediğin kadar çok kadını becermelisin. Eğer amacın iyi bir oğlan çocuğu olmak ve "anne"yi memnun etmekse, anneni mutlu eden şeyi yapmalısın. Eğer amacın kendini ve başkalarını sevgiye ve özgür­ lüğe ulaşhrmaksa, o zaman da kendi hayalındaki ve eylemlerinin etkilediği kişilerin hayatlarındaki sevgi ve özgürlüğü her ne büyütecekse, onu yapmalısın. Bu senin çağrın. Sadece şunu hahrla: Kişisel-disiplin kişisel-bashrma değildir. Bashrmak, arzularına direndi­ ğinde ve onlara karşı savaşhğında, onları mümkün ol­ duğunca gömdüğünde ve ifade etmediğinde meydana gelir. Kişisel-disiplin ise en büyük arzuların, en düşük arzularını yönettiğinde meydana gelir. Ama bu yöne­ tim dirençle değil, anlayış ve şefkat üzerine kurulu bir sevgi eylemi aracılığıyla meydana gelir. Kaç kadınla yathğın seni ilgilendirir. Fakat bir tane­ den daha fazlasını düşünmeden önce en iyisi bir taneyle olan kabiliyetini kanıtla. Biriyle baş edemiyorsan -iliş­ kinizin asıl hatlan derin birleşme, canlandırıcı tutku ve ruhsal mutluluk değilse- sınavı geçernedin demektir. Bu durumda başka partneriere olan arzunu disipline soksan iyi edersin, çünkü kimse bunu sana alhn bir tep­ side sunmayacak

118

27 Genç Kad 1 n la r Sa n a H e r Za m a n Özel Bir E n e rj i Su n a r Genelde kadında gençlik parlak, sınırsız ve tazeleyici bir dişil enerji sunar. Genç bir kadın yıllar içerisinde oluşan işlevsel ve eril koruma katmanlarından daha az etkilenmiştir. Geleneksel olarak genç kadınların bir er­ keğe canlandırıcı nitelikte enerji sunduğu bilinir. Daha yaşlı kadınlar da kendi enerjilerinin tazeliğini ve parıl­ tısını arttımbilirler ancak bu çok nadirdir.

On sekiz yaşındaki bebek bakıcınızı eve bıraklığını ha­ yal et. Çok taze, çok masum, çok canlı. Sana tamamıyla açık olduğunu hissedebilirsin. Tüm sonuçlan düşünür­ sün. Onun parlayan tenine, net gözlerine, inanılmaz gülüşüne bakarsın. Hareket edişi, konuşması ve kah­ kahaları seni mutlu eder ve enerjiyle doldurur. Evine ulaşırsınız. Sana iyi geceler der, arabadan iner ve evine girer. Arabanda bir dakikalığına oturursun, yavaşça ve derinden nefes alır ve gülümsersin. Genç bir kadınla birlikte olmanın eşsiz bir yanı var­ dır ve eril cinsel özü olan her erkek bunu hisseder. Onun seni gençleştirdiğini hissedersin. Genç bir kadı­ nın yanında sadece oturmak dahi seni mutlu edebilir ve yaşam enerjisiyle doldurabilir. Ortak hiç bir paydanız olmayabilir. Ama bunun önemi yoktur. Seni canlandı­ ran ve sana ilham veren şey onun enerjisidir. Taviz verilmemiş, genç ve dişil enerji seni b aştan çı119

karır ve kalbini açar. Genç kadınlarla birlikteyken ger­ çekten de daha mutlusundur. Daha enerjik, daha canlı ve sevgi dolu hissedersin. Kadınlar yaşlandıkça genel olarak kültürüroüzde daha çok eril görev ve sorumlu­ luklar edinirler, bu nedenle de parlaklıkları azalmaya başlar. Diğer kültürlerde bu böyle değildir. Kadınlar gelişir ve hatta parlaklıkları artar. Ancak bu daha bilge toplumlarda dahi genç kadınların taze ve canlandırıcı özel bir enerji sağladıkları bilinir. Bizim kültürümüz bu genç enerjiyi cinsel bir şeye indirger, fakat aslında bu, enerjinin tüm beden ile ile­ tilmesidir ve cinsel organlar kadar kalbi de etkileyen bir şeydir. Diğer kültürlerde genç kadınlar ruhsal can­ landırma yetenekleri için onurlandırılmışlardır: Sadece cinsel tahrikleri için hayran olunmazlar, aynı zamanda kutsal alanlarda bulunurlar ve kutsal sanatları icra eder­ lerdi. Bir erkek olarak genç bir kadının kalp gençleştirici yeteneğini onudandırmak senin sorumluluğundur ve bunu, kendi ·cinsel arzunu ona yükleyip de bu onuru mahvetmeden yapmalısın. Cinsel arzu uyanırsa sorun yok. Onu bedeninde do­ laşhr. Arzunun gücünü, onu bir anlığına serbest bırak­ ma itkisiyle fırlahp atmaya gerek duymadan yönetme­ yi öğren. Cinsellikte ustalaşmanın büyük bir bölümü, baş edemediğin için o cinsel güçten kurtulmaya ihtiyaç duymaksızın bedendeki haz ve arzunun daha ve daha büyük mertebelerini sürdürmeyi öğrenmektir. Kendini genç bir kadın tarafından canlandırılmış hal­ de bulursan, o kadının kokusunu içine çek. Onun ener­ jisini içine çek. Bedenini rahatlat ve onun varlığıyla kal­ binin açılmasına izin ver. Güzelliğini kendi bedeninin her bir gözeneğinden içeri al. Sevginin senin kalbinden onun kalbine doğru yayılmasına izin ver. Saygı dolu bir 120

resmiyet hali yarat ki senin kişisel durumunla kafası karışmasın ve kendi armağanını sunmak için özgür ve güçlü hissetsin. Onun sana verdiği enerjiyi başkalarına hizmet etmede kullan. Artmış olan canlılığın ve tutku dolu kalbinin armağanlarını tüm ilişkilerine aktar. Böy­ lece şimdilik gençliğin taviz verilmemiş parlaklığının ve yaşam enerjisinin armağanlarını sunan bu kadından aldığın canlılıktan tüm varlıklar yararlanabilsin.

121

28 H e r Kad 1 n 1 n Sen i Şifa la nd 1 ra n ya d a Ra h atsiz Eden bir " ls1s1 " Va rd 1 r Bazı kadınlar daha sıcaktır, bazıları ise daha se­ rin. Sarışın, açık tenli, Japon ve Çinli kadınlar genel olarak daha serindir. Koyu tenli, esmer, kızıl saçlı, Koreli ve Polinezyalı kadınlar ise daha sıcaktır. Bir erkek bir kadınla ilişki içerisinde kalmayı seçse dahi, dişil enerjinin farklı ısılarına olan ihtiyacı zaman içe­ risinde değişebilir. Bir kaç sene önce arzu uyandıran sıcak bir kadın şimdi onu rahatsız edebilir. Seneler önce kalbini yatıştıran serin bir kadın ise şimdi ona yorucu gelebilir. Dişil enerjinin farklı ısılarının onu nasıl etkileyebileceğini anlayan bir erkek, hayatı için seçimlerini kafa karışıklığı yaşamadan, daha becerikli şekilde yapabilir.

Muhtemelen kadınlar konusunda belirli "zevkler"e sa­ hipsin. Sarışınları veya Asyalı kadınları tercih ediyor olabilirsin ya da belki de özellikle kızılları seçiyorsun. Zevklerin pek çok nedenden kaynaklanabilir: Erken çocukluk deneyimlerin, kültürel baskı ve hatta geneti­ ğinden. Ancak "zevk"in bir yönü de, bir kadının seni enerjisiyle nasıl etkilediğiyle alakalıdır. Bazı kadınlar serinleticidir. Onlarla olmak, sıcak gü­ neşli bir günde serin buzlu bir çay içmek gibidir. Hatta 122

bir kadına "buz gibi sanşın" ya da "soğuk mavi gözlü" demiş dahi olabilirsin. Diğer kadınlarsa sıcakbr. Ateşlidirler, fırtınalıdırlar ve çabuk öfkelenirler. "Ateşli kızıl" ya da "sıcak kanlı Latin" kelimelerini kullanmış olabilirsin. Elbette ki tüm kızıllar ya da Latinler sıcak değildir ve tüm sarışınlar da soğuk değildir. Fakat bir kadının "ısısı"yla ilgili söylenebilecek pek çok doğru şey vardır. Çoğu erkek, her nasıl ifade ederse etsin, serin ve yabşb­ rıcı bir kadınla sıcak ve heyecan verici bir kadın arasın­ daki farkı ayırt etmek için iyi bir sezgisel duyguya sa­ hiptir. Bu farkın, erkeklerin kadınlarla ilgili neden farklı zevklere sahip olduklarıyla ve zevkinin zamanla neden değişebileceğiyle çok ilgisi vardır. Zevkini belirleyen şey basit bir psikolojik seçimden daha fazlasıdır. Enerji önemli bir rol oynar. Bazen senin için hiçbir şey yapmayan güzel bir kadınla birlikte ola­ bilirsin. Onun güzel olduğunu görebilir, arkadaşlannın onu neden çekici bulduğunu aniayabilirsin ama zevki­ ne uymaz işte. Farklı kadınlar farklı dişil enerjiler sunar. Bu farkın en basit şekillerinden biri de sıcak ve serin di­ şii enerji arasındaki farkbr. Bunu anlamana yardımcı olması için yiyeceklerle olan ilişkine bakabilirsin. Bazı erkekler yabşbrıcı ya da serinletici, salata, tatlı ya da süt gibi gıdalada şifa bu­ lurken, bazı erkekler de acı Meksika biberlerine ya da baharatlı Çek yemeklerine saldınr. Her erkeğin farklı gıda türlerine olan ihtiyaçlan zaman içerisinde değişik­ lik gösterebilir. Aynısı, dişil enerjiye olan ihtiyaçlan için de geçerlidir. Özellikle uysal bir erkeksen -belki de motive edil­ mekte zorluk yaşayan bir erkeksin- o zaman sıcak bir kadın muhtemelen senin için daha iyidir. Onun ateşli 123

doğası senin sistemini ısıtabilir ve seni hareketlendirir. Diğer yandan, çabuk sinirlenmeye meyilliysen ve sıcak­ san, daha serinletici bir kadının seni iyileştirip bedenine ve ruhuna bir denge getirebilir. Sağlığına, yaşam tarzına, çalışma ihtiyaçlarına ve duygusal durumuna bağlı olarak, farklı zamanlarda farklı enerji tiplerine ihtiyaç duyabilirsin. Önemli olan şey, farklılığın farkında olmaktır, böylece yaptığın se­ çimin ve bu seçimin seni nasıl etkileyebileceğinin bilin­ cinde olabilirsin. Dişil enerjiye olan ihtiyacının nasıl değiştiğini an­ lamazsan, güncel ilişkinden şüphe etmeye başlayabi­ lirsin. Hayatın kasvetli ve sıkıcı göründüğünde, daha baharatlı ve sıcak bir kadın muhtemelen sana cazip gö­ rünecektir. Sana, sende eksik olan ateşi sağlayacaktır. Ama hayatın son derece zor olduğunda ve tükenmiş hissettiğindeyse sıcak bir kadın sana fazla gelebilir. Se­ rin bir kadının yalıştırıcı bakışına ve dokunuşuna daha çok çekiliyor olabilirsin. Sıcak bir kadınla evli olduğunu düşün. Yıllar boyun­ ca onun tutkusundan haz aldın, öfkesiyle neşelendin ve ani cinsel tepkisiyle canlandın. Sonra kariyerin de­ ğişti. Kah bir teslim tarihi ile tüm gün boyunca insan­ larla çalışmaya başladın. Haftanın 50 saatinde insanla­ rın duygu ve dirençleriyle baş ediyorsun. Günün çoğu zamanında terlediğini fark ediyorsun. Silah alhndasın. Hayatın sanki gününü bir düdüklü tencerede geçiriyor­ muşçasına ısınmış durumda. Eve, sıcak kadınma gidiyorsun. Kendisini senin be­ deninin her yerine sürtüyor, başlamaya hazır. Rahat­ lıyor gibi hissediyorsun. Ağırdan almak için bir kaç dakikaya ihtiyacın olduğunu söylüyorsun, o da spor kıyafetlerini giyiyor ve yumuşak bedenini esnetmek ve 124

enerjisini yükseltrnek için saunaya gidiyor. Bu sırada kadınının en iyi arkadaşı ziyarete geliyor. Kapıyı açı­ yor ve onu içeri davet ediyorsun. Kadınından çok daha yavaş hareket ediyor. Normalde çekileceğin türde bir kadın olmamasına rağmen varlığı sana yatıştırıcı ve ra­ hatlatıcı geliyor. Bu kadının sesinin niteliği çok tazeleyici görünür. Yorgun olduğunu görür ve senelerdir seni tanıdığı için omuzlarına masaj yapıp yapamayacağını sorar. Ellerini omuzuna koyar ve sana zarifçe masaj yapmaya başla­ madan önce dahi serin dalgaları, bedenine akan canlan­ dırıcı enerjiyi hissedersin. Rahatlayarak bir iç çekersin. Kısa bir masajdan sonra vedalaşır. Başka bir gün gelip karını ziyaret edecektir. Karın eve gelir, enerji doludur ve evin içerisinde ora­ dan oraya hoplayıp zıplayarak işleri halleder. Arkada­ şının kalıp beklemesini söylemediğİn için sana bağırır. Sonra senin yorgunluğunu görür, özür diler ve seni tut­ kuyla öpmeye başlar. Elleri hızlı bir şekilde kasıkiarı­ na gider ancak sen hala onun arkadaşını düşünmekte, enerjisinin ne kadar tazeleyici olduğunu hatırlamakta ve bu konuda ne yapacağını merak etrnektesindir. Bu konuda yapman gereken şey şudur: Olanı anla­ mak. Bir zamanlar karının baharatlı ısısından gerçekten keyif almaktaydın, ancak şimdi tüm gün işte kaynıyor­ sun ve daha serin bir enerjiyle dengelenmeye ihtiyacın var. Bu, evliliğini bitirmen anlamına gelmiyor. Karının serin arkadaşıyla yatrnan gerektiği anlamına da gelmi­ yor. Bu, hayatını dengelemenin bir yolunu bulman ge­ rektiği anlamına geliyor. Beslenmeni daha serinletici bir diyetle değiştirebi­ lirsin. Bedenini daha serin tutabilir, güneşli günlerde şapka takabilir ve daha hafif, daha nefes alan kıyafetler 125

giyebilirsin. Göl ya da nehir kenarında yahşhrıcı yürü­ yüşlere çıkabilirsin ve suyun, gününün ısısını emmesi­ ne izin verebilirsin ya da cinsel bir şekilde olmadan da bir kadından bu serinletici enerjiyi doğrudan alabilirsin. Örneğin serinletici enerjisi olan bir kadından profes­ yonel masaj alabilirsin. Bazen yapmaya ihtiyaç duydu­ ğun tek şey, bir odada serin bir kadınla zaman geçirmek­ tir. Her şekilde, farklı enerjilere olan ihtiyacının hayahn süresince değişeceğini anlarnan önemlidir. Bununla na­ sıl başa çıkacağını öğrenmen gerekecek. Aynı zamanda da evliliğinin bitmesine neden olmaması için bu enerji değişikliğini yanlış anlamaman da önemlidir. Ayrıca, eğer tercih edersen, farklı kadınlardan tamamıyla cinsel olmayan enerji alabileceğini bilmen de önemlidir.

126

BÖLÜM •



D ORT Kadınlar Gerçekten Ne Ister

29 Se n i Seçe n b i r Kad 1 n Seç Bir erkek onu istemeyen bir kadını isterse, o kadı­ nı kazanamaz. Erkeğin muhtaç hali, olası bir ilişkiyi zayıflatacaktır ve kadın ona hiç bir zaman güvenme­ yecektir. Bir erkek, bir kadının onu gerçekten mi iste­ diğini, yoksa zoru mu oynadığını ya da onu gerçekten isteyip istemediğini fark etmelidir. Eğer kadın onu istemiyorsa, onu takip etmeyi hemen bırakmalı ve ken­ di acısıyla tek başına baş etmelidir.

Eğer kendini bir kadının seninle birlikte olmak isteme­ diği ama senin onu istediğin bir durumda bulursan, ar­ kadaşlarınla konuşmalısın. Sana dürüst olmalarını iste. Bu kadının seninle gerçekten birlikte olmak isteyip iste­ mediği hakkındaki fikirlerini sor. Arkadaşların bu kadının seninle birlikte olmak iste­ mediğini söylüyorlarsa, bitmiştir. O kadın fikrini değiş­ tirse dahi, onunla bir ilişkin olamaz. Senin muhtaçlığını bir kere hissetti mi, onun sana ihtiyaç duyduğundan daha çok senin ona ihtiyaç duyduğunu bir kere hissetti mi, senin eril özüne asla güvenmeyecektir. Eril özün önceliği misyon, amaç ya da yaşam içeri­ sindeki yöndür. Dişil özün önceliği ise ilişki içerisindeki sevginin akışıdır. Eğer bir kadın senin dişil özünün ken­ disininkinden daha güçlü olduğunu hissederse -ilişki­ nin senin için, ona olduğundan daha önemli olduğunu hissederse- o zaman doğal olarak erilini oynayacakhr.

128

Alan isteyecek, kendi yönünde ilerlemek için özgürlük isteyecek ve uzaklaşacakhr. Bir ilişkiyi bir kadının istediğinden daha çok isti­ yorsan kendini cezalandırıyorsun demektir. Elbette ki onun "zoru" oynayıp oynamadığının ve ilişkiyle ilgi­ lenip ilgilenmediğinin ayırdına varmalısın. Bunun için arkadaşlarına, hatta onun arkadaşlarına da danışmalı­ sın. Senin onunla birlikte olmak istediğin kadar seninle birlikte olmak istemediği ortaya çıkarsa, ilişkinin yürü­ meyeceğini anlarnan gerekir. Böyle bir durumda kutup­ lar terse döner: Senin sevgiye olan dişil arzun, onun öz­ gürlüğe olan eril arzusuyla buluşur. Bu, eril özü olan bir erkekle dişil özü olan bir kadın arasında olabilecek bir ilişki için elverişli bir zemin değildir. Senin dişil özünün onunkinden daha güçlü olduğunu kanıtlamaya devam etmektense, yola koyulup kendi acınla çalışmak daha iyidir.

129

30 isted iği Şey Söyled iği Şey Deği ld i r Bazen bir laıdın erkeğinden sade bir dille bir şey ister; ona bir şey yaptırmak için değil, ondan istediği şeyi yapacak kadar zayıf olup olmadığını görmek için. Başlaı bir deyişle sorduğu şeyi değil, erkeğinin doğru olanı yapma kapasitesini sınar. Böyle durumlarda erkek, kadınının istediği şeyi yaparsa kadın hayal kı­ rıklığına uğrayacak ve öfkelenecektir. Erkek, kadının neden öfkelendiği ya da onu neyin memnun edeceği hakkında bir fikre sahip olmayacaktır. Erkek şunu ha­ tırlamalıdır: Kadının güveni, erkeğin onun isteklerini yerine getirmesiyle oluşmayacaktır. Bu güven, kadının taleplerine rağmen erkeğin sevgiyi, bilinci ve yaşamla­ rındaki başarıyı büyütmesiyle oluşacaktır.

Bu gerçek bir hikaye. Sessiz ve hassas bir adam cinsel yoga öğreniyordu. Bu yogada boşaimamayı öğrenmek, bir anlık boşalınayla enerjiyi kaybetmek yerine bu can­ lanan enerjiyi bedende ve kalpte bir çeşit tüm beden orgazmı gibi döndürmek önem1iydi. Bu adam aym za­ manda, cinsellik esnasında sakin ve pasif kalmak yerine hayvani arzusunu ifade etmeyi de öğreniyordu. Bir gün bu adam ve kansı arabayla yolda gidiyor­ lardı. Bir parkı geçerken bir anda arabayı durdurdular, ormamn içine doğru koştular ve ağaçların alhndaki ça-

130

yırlıkta vahşice seviştiler. Her ikisi de daha önce açık alanda hiç sevişmemişti. Tam orada, birbirlerini pençe­ leyip, hınldayıp çığlıklar atarak, birbirlerine tutkulu şe­ kilde saldınyorlardı. Bu onlar için gerçek bir hamleydi. Birdenbire adam, eğer bir kaç saniye için yavaşla­ mazlarsa boşalacağını fark etti. "Hareket etme biraz," dedi karısına. "Eğer böyle devam edersek geleceğim." Ama kadın daha da şiddetle hareket etmeye devam etti. " İ çime boşalmanı istiyorum!" diye yalvardı. "To­ humunla beni doldurmaru istiyorum! " Adam bir anlığına neye karar vereceğini düşündü ve bırakmaya ve kadınının istediğini vermeye karar verdi. Kadının içine boşaldı ve rahatladı. Ancak adam karısının yüzüne bakhğında onun aşi­ kar şekilde sinirli olduğunu gördü. "Sorun ne?" diye sordu. " İ çime boşaldın!" diye cevaplan kadın. "Ama seni tohumumla doldurmaını istediğini söyle­ din, öyle değil mi?" "Evet, ama bunu yapmayacak kadar güçlü olduğu­ nu hissetmek için söyledim!" Adam tükenmiş ve bomboş hissetti. Cinsel yoga pra­ tiğinde bozguna uğradığını hissetti. Boşalmanın o anda yapılacak en doğru şey olmadığını biliyordu ama karı­ sının isteğine yenik düşmüştü. Karısı hayal kınklığına uğramışh. Onu tohumuyla doldurmasını söylediğinde aslında kadın, adamın doğru olduğunu bildiği şeyi de­ vam ettirecek kadar güçlü olduğunu ve boşalmayacağı­ nı hissetmek istemişti. Bu, kadının ondan boşalmasını istediği zaman adamın boyun eğmesinden çok daha erotikti, daha çekiciydi ve daha güven vericiydi. Kadının seni muhtemelen her zaman bu şekilde sına­ maktadır. Kadınının nihai arzusu, senin tam bilincini, 131

güvenilir bütünlüğünü, sarsılmaz sevgini ve görevine olan inancını hissetmektir. Ancak bunları her zaman doğrudan sormaz. Onun yerine seni hakikatinden ayır­ maya çalışır ve bunu başaramaclığını hisseder; onun yt?­ rine kadınını sevmeye devam ederken kendi gerçeğine de sadık kaldığını hisseder. Zayıf bir erkeksen, dişilin bu bir şeyi isteyip başka bir şeyi sorma hali seni yoracaktır. "Bir şey söyleyip başka bir şeyi ima etmek ve benim bunu anlamarnı beklemek yerine neden sadece istediğin şeyi söylemiyorsun ki?" diye merak edeceksin. Bu, kadınların ilahi dişilin bir enkamasyonu olduğunu anlamayan bir erkeğin görü­ şüdür ve ilahi dişil, ilahi eriiden daha azıyla yetinmez. İlahi eril bilinçtir. Ü stün bir erkek, her durumda tam bir bilinç halini sürdürür. Boşalmak bütünlüğünü azal­ tıyor, mevcudiyetini eksiltiyor, bilincini düşürüyorsa, o zaman boşalmamalısın. Kadının senden bunu istese dahi. Özellikle de kadının senden bunu istediği zaman. Kadının her gün senden pek çok şey yapmanı isteye­ cek. Gerçeğinden, kalbinin yönünden savrulmana izin verme. Kadınının yüzeysel isteğinin altındaki gerçek arzusu ve ihtiyacı şudur: Senin tutkulu doluluğunun onu sarmalamasını ve senin sevginin sarsılmazlığına güvenmeyi ister, senin ilahi erilinin mevcudiyetinin, dağılan zihninden daha güçlü olduğunu iliklerine ka­ dar hissetmek ister. Kadının, tanrıçanın bedenlenmiş halidir: Sana haka­ ret eder, seni sınar, seni baştan çıkarır, gerçeğin konu­ sunda zayıf ve belirsizsen kafanı öfkesiyle uçurmaya hazırdır ve eğer sevgi dolu bilincinde istikrarlı ve eşsiz­ sen, sevginin gücüne teslim olmaya da hazırdır. Şunu bil ki, kadınını en çok sevgi, özgürlük ve bi­ linç gücün tatmin eder. Eğer ki istekleri ve arzuları seni 132

en ulvi amacından saphrabiliyorsa, bunu kendi istemiş olsa dahi sana öfkelenecek ve hayal kırklığına uğraya­ cakhr. Her zaman kendi bilincini devam ettirerek hare­ ket et. Farkındalık kılıcını kadınının isteklerini ayırmak için kullan. İ steklerini asla yüzeysel karşılama. Onlara her zaman en derin bilgeliğinle bak ve seçimin kadını­ nı hayal kırıklığına uğratmak anlamına geliyor gibi gö­ rünse de, en ulvi amacının yolunda devam et. Kalbinin gerçek yönünde güçlü ve net olduğunu hissederse, ka­ dının hayal kırıklığı yaşamayacakhr. Eğer ki en derin amacın nedeniyle hüsrana uğruyorsa, onunla birlikte olmamalısın.

133

31 Kad 1 n 1 n 1 n Şi kayeti n i n içe riği Yoktu r Belirli bir şikayetleri ya da ruh halleri olsun olma­ sın, kadınlar bir erkekte her daim ilahi erili isterler. Bir erkek, kadınının şikayetlerini uyarı çanı olarak almalıdır ve sonra da hayatını, hakikati ve amacıyla hizalamak için elinden gelenin en iyisini yapmalıdır. Fakat şikıiyetin görünen içeriğine inanırsa ratasından çıkacaktır çünkü içerik, erkeğin zaman içerisindeki eğilimlerinin dikkatli bir gözlemini değil, kadının o anki ruh halini yansıtır. Kadının şikayeti, "toparlan­ mak"için bir hatırlatıcı ve belki de nasıl yapılacağına dair bir belirteç olarak ele alınmalıdır. Ancak çoğun­ lukla, şikayetinin nitelikleri gerçeği, altta yatan duru­ mu ya da değiştirilmesi gereken eğilimi anlatmaz.

Kadının şöyle der: "Kiranın bir kaç gün içerisinde öden­ mesi gerekiyorken, arabanın ödemeleri gecikmişken ve işini kaybetmişken sen nasıl olur da televizyonun karşı­ sında bu kadar çok zaman geçirebilirsin? " "Endişelenme, yarın bir iş görüşmem var." "Peki, neden kıçını kaldırmıyorsun! İki hafta önce garajı temizleyeceğini söylemiştin. Arabaya zar zor ula­ şıyorum!" "Tamam. Tamam. Öğleden sonra garajı temizleyece­ ğim."

134

Kadının konuşmayı keser ve işine döner, ancak onun püsküren öfkesini ve gerginliğini hissedebilirsin. O böyleyken onun etrafında olmak istemezsin. Evden dışarı çıkmak istersin. Paltonu alıp kapıya doğru giderken, "Bir kaç saate dönüp garajı temizleyeceğim," dersin. Mutfakta cam bardağın kırıldığını duyarsın, mutfa­ ğa gidersin ve kann öfkeden deliye dönmüştür. "Buna artık dayanamıyorum!" diyerek hüngür hüngür ağla­ maya başlar. "Ne? Garajı temizleyeceğimi söyledim. Neler olu­ yor?" diyerek meraklarursın. "Arhk dayanamıyorum!" diye bağırır, kendini sen­ den çeker, kapanır ve ona dokunınana izin vermez. "Anlamıyorum. Garajı temizleyeceğimi söyledim. Yann bir iş görüşmem var. Her şey yoluna girecek. Ne istiyorsun?" Muhtemelen bunun gibi bir konuşmayı kadınınla daha önce de yapmışhn. Bu, erilin özgürlük alanında gelişimi için bir anahtardır ve bu durum, erkeklerin ka­ dınlanyla yaşadıklan ortak bir hatayı gösterir. Kadınının şikayet ettiği şey, çoğu zaman gerçekten şikayet ettiği şey değildir. Söylemekte olduğu şeyin içeriğine inanmak ve sonra da adım adım şikayetlerine cevap vermek bir hatadır. Finansal durumlarla ilgili şikayette bulunduğu zaman, genellikle senin hayahm netlik, hedef, bütünlük ve bilgelikle yönetme konusun­ daki eril kapasitenin eksikliğini hissediyordur. Paranın kendisi ikincil bir konudur. Fakir, ancak tamamıyla bi­ linçli, mutlu, bütünlükle dolu, korkusuz, komik, sevgi dolu ve tüm armağanlarını dünyaya ve kadınma veri­ yor olsaydın, paranın eksikliğiyle hayıflanmazdı. Garajı temizleyeceğini söylediğinde ve haftalar geçip 135

bunu yapmadığında kadınının yakınması aslında garaj değildir. Elbette ki garajı o da temizleyebilir, ancak bu . yüzeysel bir konudur. Daha derin konu, söylediğin şeyi yapmamış olmandır. Ona söz verdin ve sözünü tutma­ dm. Söylediğin şeye güvenemez ve bu onu derinden acı tır. Sana fazla abartıyor gibi görünebilir. Neden bu ka­ dar histerik ki? Sadece bir garaj . Ancak o, senin bütün­ lüğündeki eksikliği hisseder. Garajı hala temizlememiş olman sana küçük bir şey gibi görünüyor olabilir fakat bu, sözünü ve hedefini yerine getirmediğini gösterir. Sözün, amacının ve eril özünün göstergesidir. Yapa­ cağını söylediğin bir şeyi yapmadığında, kadının senin eril özünün zayıf olduğunu hisseder. Hayal kırıklığına uğrar. Senin eril yönlendirmene güvenemez ve büyük bir kayıp hisseder. Zamanla senin bütünlüğünün eksik­ liği karşısında kendi eril korumasını oluşturmaya baş­ layacaktır. Başarının eksikliğinin yarattığı acıya karşı kendisini korumaya almaya başlayacaktır. Kendini ka­ tılaştıracak, sert ve gergin olacaktır. Garaj sana önemsiz görünür. Ona göre ise sözünü tutmada başarısız oldun. Sana güvenemez. Bu, kadının pasaklı hale gelmek zorunda kalmış ol­ ması gibidir. Dişil öz, enerji ya da parıltıdır. Eğer ken­ dine bakmayı bırakırsa, sıkıcı ve donuk hale gelirse, her daim yorgun ve bıkkın olursa, o zaman senin ilişki içeri­ sinde arzularlığın dişil enerjiyi sana veremez. Onu hala sevebilirsin, ancak dişil enerji için başka yerlere bakma­ ya başlayacaksın. Polarite seviyesindeyken onun dişil enerjisiyle can­ lanmaya çekilirsin. Aynı şekilde o da senin eril netliğin, hedefli oluşun, bütünlüğün ve mevcudiyetine çekilir ve bunlar sayesinde gevşer. Senin televizyon izlemenden 136

yakındığında çoğunlukla senin tüm hayatınla ilgili bir yakınmadır bu, sürekliliğin ve netliğindeki eksiklikle alakalıdır. Kadının, senin tamamıyla amacının netliği içerisinde yaşıyor olduğunu hissetseydi, onunla birlikte olmayı seçtiğinde senin tüm mevcudiyetini hissetseydi, o zaman "Rahatlayıp yarım saatliğine televizyon izleye­ ceğim," diyebilirdin ve sorun olmazdı. Yakındığı şey o olsa da, kadınını gerçekten rahatsız eden şey senin tele­ vizyon izlemen değildir. Kadınını bir danışmandan çok bir kallin gibi dinle­ melisin. Genellikle üstün körü konuşur ancak bu ko­ nuşmaları birer vahiy gibidir. Kadının, senin bilinç içerisinde tam olarak uyanınanı engelleyen bilinçsiz alışkanlıklarını açığa çıkarır. Senin bilinçsizliğin ona acı verir. Bunu bu şekilde söylemeyecektir, ancak ima ede­ ceği şey bu olacaktır. Kadınınla garaj ya da iş görüşmesi hakkında tartış­ ma. Konuştuğu şeyler bunlar da olsa, onun bahsettiği şey bu değil. Onun yakınmalarını kainatın senin haya­ tın hakkında gönderdiği işaretler olarak duy. Şu anı en iyi şekilde değerlendirmenin yolu televizyon izlemek mi? Bazen dinlenıneye ihtiyaç duyarsın ama bazen de sadece tembelsindir ve hayatın içerisinde yarattığın so­ rumlulukları unutınaya çabalarsın. Garajı temizlemek konusunda kadınma kasten yalan mı söyledin? Yoksa hayatın içerisinde verdiğin pek çok sözde olduğu gibi sıvıştın mı? Hayatın içerisindeki ek­ sikliğinden canı yanan kadınını gerçekten suçlayabilir misin? Hayatını en derin bilgeliğin ve en dolu kapasitenle yaşadığına güvenemezse, kadının kendi hayatı içerisin­ de de sana güvenemez. Kusursuzluğuna güvenemez, bu nedenle de doğal olarak kendi erilini fazlasıyla geliş137

tirerek bunu dengelerneye çalışacakhr. Sadece kendinin erili olmakla kalmaz, senin erilin de olur. İş görüşmeni ya da garajdaki yığını sana hahrlatmak zorundaysa, her ikiniz için de eril yönetimi sağlayacakhr. Bu, gerginlik­ le sonuçlanır. Bedeni bunu göstermeye başlayacakhr. Daha az parıldayacak ve kendi dişil gücü ve ihtişamı içerisinde daha rahatsız olacakhr çünkü senin başarısız­ lığını dengelemek zorundadır. Kadınının gözlerinin allındaki torbalar ve yüzünde­ ki çizgiler senin en yüce amacını ne kadar net bir şe­ kilde yaşadığının göstergesi olabilir. Tabii ki kadının da gelişim yolunda kendi bilinçsiz alışkanlıklarına sa­ hiptir; ama bazen yansıtmakta olduğu şeyler senin alış­ kanlıklarındır. Kadınının "sorunlarından" hangilerinin gerçekten de senin yaşamakta olduğun hayat tarzına yönelik mükemmel hassasiyetteki bedensel geri bildi­ rimler olduğunu ayırt etmek için elinden gelenin en iyi­ sini yap. Kendini kandırdığın saçmalığın miktarını sen kendin biliyorsun. Bunu kadının da biliyor. Sadece bu durum onu, seni yaraladığından daha çok yaralıyor.

138

32 Kad 1 n 1 n Asli nda Bi r N u m a ra O lm a k i stem ez Bir kadın bazen erkeğinin hayatındaki en önemli şey olmak istiyormuş gibi görünür. Anca, en önemli şey o olursa, o zaman erkeğinin kendisini bir numaralı öncelik yaptığını hisseder ve bu onun için, erkeğinin ilahi gelişmeye ve hizmete tamamıyla adanmadığı ve yönelmediği anlamına gelir. Erkeğinin, mutluluk için ona bağımlı olduğunu hissedecektir ve bu durum, er­ keğinin muhtaçlığı ve yapışkanlığından dolayı kadının bağuluyormuş gibi hissetmesine neden olacaktır. Bir kadın aslında erkeğinin en yüce amacına tamamıyla adanmış olmasını ister -ve kendisini de tamamıyla sevmesini. Hiç bir zaman kabul etmese de erkeğinin, en yüce amacı uğruna ilişkilerini dahi kurban etmeye gönüllü olduğunu hissetmek ister.

Bir adamın savaşa gitmek zorunda olduğunu hayal et. Kadınma sarılır ve veda eder. Kadın ağlamaktadır. "Lütfen gitme," diye yalvarır. "Gitmek zorundayım, biliyorsun," diye cevaplar adam. Her ikisi de birbirinin gözlerinin içerisine derin bir şekilde bakar. "Seni sevdiğimi biliyorsun," der adam. "Evet. Biliyorum. Gitmek zorunda olduğunu da bi-

139

liyorum," diye cevaplar. Kalbinin kırıklığı, yüzünden okunmaktadır ve tekrardan ağlamaya başlar. Adam arkasını döner ve kapıdan dışarı doğru, git­ mesi gereken yöne doğru yürür. Kadını acı ve gurur doludur, erkeğinin kayboluşunu seyreder. Bu abarhlı dram sahnesi, derin bir enerjik ilkeyi ba­ rındırır: Kadının, her ne kadar senin hayahndaki en önemli şey olmak istiyor olsa da, aslında en önemli şey olmadığında daha çok güvenir ve sever. Bir erkeğin en yüce amacı onun önceliğidir, özel ya­ şamı değildir. Kadının bunu bilir. Derinlerinde, gerçek­ ten de böyle olmasını ister. Yukarıdaki sahnede yer alan kadın, aslında erkeği ona "Fikrimi değiştirdim. Benim için sen insanlığın bağımsızlığından daha önemlisin. Sen hayahmdaki en önemli şeysin ve bir yerlerde benim hizmetime ihtiyaç duyuluyor olması urourumda değil. Burada seninle kalıyorum," demiş olsa, garip hisseder­ di. Bir yanı mutlu da olsa derinlerde bir yerde boşalmış ve yıkılmış hissederdi. Yine de erkeği görevini tamamlamak için kapıdan çı­ karken ağlayacak ve onun gitmek zorunda olmamasını dileyecektir. Ancak erkek gitmek zorundadır ve kadın bunu bilir. Eğer bir kadın senin hayahnın mihenk noktası ol­ muşsa, kayboldun demektir. Verilecek bir hediyen, ta­ mamlanacak bir hedefin ve seni harekete geçiren, derin kalbinden gelen bir dürtün var. Yapmak zorunda oldu­ ğun için kararlar vereceksin, ama bu kararlar derin bir amaç hissiyle verilmeyecek Kadınının hedefleri senin­ kilerden daha güçlü olduğu için onlara yönelebilirsin. Varlığını, muazzam vizyonuna açık bir şekilde sunm ak­ sızın, yönetme ihtiyacını dışarıdan hazır bir şekilde su­ nulmuş hedeflere adapte edebilir, dişli çark fabrikasının 140

adamı ya da ümitsiz bir koca ya da ebeveyn olabilirsin." Gerçek amacınla, gelip geçici sorumlulukları karış­ tırmamaya dikkat et. Gününü ufak tefek işler ve zorun­ luluklarla doldurmak, sadece biraz televizyon izlemek ya da hızlı seks için ara vermek kolaydır. Gerçeğe ta­ mamıyla adanmış bir hayatı yaşamayı bırakmak ve iş, aile, ilişki ve arkadaşlara adanmış olağan bir hayatla yetinmek de kolaydır. Ancak ve ancak tüm ilişkilerini, özündeki dürtüyü keşfetmeye ve bu dürtüye dayanan bir hayat yaşamaya cesaretin olmadığı için arta kalan kırıntılar gibi değil de, özünden verdiğin armağanlar olarak yaşadığın zaman üstün bir uzman, baba, koca ve arkadaş olabilirsin. Tüm armağanlarını vererek özünden yaşamıyorsan, gerçek amacının eksikliğini herkes hissedecektir. Ço­ cukların otoriteni sınayacaktır. Meslektaşların senden yararlanacaktır. Arkadaşların senden bir şey bekleme­ yecektir ve karın sana güvenmeyecektir. Kadının her ne kadar senin hayatının merkezi olmak istiyor gibi görünse de, bunu istemez. Hayatının merke­ zini bilmeni ister, ancak bu şekilde sana güvenebilir. He­ define ulaşmak için onsuz gitmek zorunda olsan dahi -bir erkeğin savaşa gitmesi gibi-, hedefin gerçek olduğu sürece sana güvenebilir ve sevebilir. Eğer her daim televizyon izliyor, dergi okuyor ya da kumar oynuyorsan, kadının senin hayatının değer­ sizleşmekte olduğunu hissedecektir. Daha azına razı olduğunu hissedecek ve iradenin heba oluşuna sinirle­ necektir. Fakat en derin özünden fışkıran amacını keşfetıniş­ sen ve tüm hayatın bu derin amaçla hizalanmışsa ka­ dının, senin seçimlerinin gerçekliğini hissedecektir. Se­ çimlerin kadınının her zaman hoşuna gitmese de, onları 141

sevecektir ve gerçeğini yaşama cesaretin olduğu için de seni sevecektir. Gevşeyebilir ve sana güvenebilir çünkü arada sırada televizyon izliyor, dergi okuyor ve kumar oynuyor olsan dahi, yaşam içerisindeki en yüce amacın­ dan ödün vermeyeceğini bilir -bu en yüce amaç, onunla olan ilişkini de içerir, ancak ilişki merkezli değildir ya da ilişkiye bağımlı değildir.

142

33 Geçm işi n O n u n içi n An la ms1zd 1 r Bir erkeğin geçmişi, bir kadın için anlamsızdır. Bir erkek on sene boyunca mükemmel olmuş olabilir, ancak otuz saniyeliğine bir pislik haline geldiğinde kadını o adama sanki oana dek hep bir pislikmişçesine davranacaktır. Dişil, erkeğinin geçmişteki davranışla­ rını unutarak enerjinin oluştuğuana tepki verir. Ancak erkekler başka bir erkeğin geçmiş davranışiarına daha çok değer verirler, bu nedenle de geçmişteki skor­ ların sayılması gerektiğini düşünürler. Ama bir kadın için bu skorlar sayılmaz.

Zor ve uzun bir iş günüydü. Eve geldin ve kadınının canı sıkkın. O akşam başka bir çiftle birlikte yemek yi­ yeceğinizi unuttun ve zaman akıp gidiverdi. Kadının çok sinirli. " Üzgünüm geç kaldım, ama olağan dışı bir gündü," dedin. "Aylardır geç saatiere kadar çalışmamışhm ama · bugün kalmak zorundaydım. Planladığımız bir rande­ vuyu en son ne zaman unuttuğumu muhtemelen hahr­ layamazsın bile. Böyle şeyleri nadiren unuturum." "Ama bugün unuttun ve önemli olan da bu." Muhteşem geçmişine gönderme yaparak onun öfke­ sini yahşhrmaya çalışmak yararsızdır. Dişil için tarih önemsizdir. Önemli olan o andaki hislerdir. Eğer onu şu anda üzersen aylardır, hatta yıllardır üzmemiş olma143

nın bir anlamı kalmaz. Geçmiş başarılarının, senin şu andaki başarısızlığından dolayı kadınında oluşan duy­ gularına hiç bir etkisi yoktur. Muhteşem bir geçmişi olan başka bir adamın tek tük meydana gelen hatalarını affetmek ve unutmak, bir er­ kek olarak senin için daha kolaydır. Seni rahatsız eden şey, bir adamın bütünlüğündeki eksiklik ve daimi ola­ rak sözünde durmamasıdır. Ancak büyük hatalar dahi, başk� zamanlarda pı.ükemmel olan bir erkek tarafından yapılırsa kolaylıkla affedilebilir. Onun elinden gelenin en iyisini yaptığını ve bu hatanın bir istisna olduğunu bilirsin. Ama dişil için geçmiş tamamıyla önemsizdir. Beş saat süren bir sevişmenin tam ortasında söylenen yanlış bir kelime -bu kelime dışında tüm sevişme mükemmel­ dir- sanki iki saat boyunca hatalar yapmışsın gibi kadı­ nını tamamıyla yıkabilir. Uzun zamandır sahip olduğun pek çok başarının içerisinde küçük bir hata yaptın diye kadınının canının sıkıldığı için öfkelenmek yerine, aranızdaki enerjiyi ça­ bucak değiştir. Geçmişin dişil olana önemsiz göründü­ ğünü ve hatanın da başarıların kadar kolay bir şekilde unutulacağını hatırla. Kadının canının sıkkın olduğunu gördüğün anda hemen mutluluğunu takın. Onu sev­ ginle şaşırt. Onu gülümset ve mizahınla güldür. Boy­ nunu yala ya da yerden yukarı kaldır ve King Kong gibi davran. Onu sevgi dolu halinle şaşırt ve duygu duvarı tamamen yıkılacaktır. Bir anlık çuvallaman yok olacak­ tır, başarıların kadar önemsiz bir hale gelecektir. Sevgiyi ve mutluluğu mevcut an içerisinde yeniden oluştur ve küçük hatalarını, uzun zamandır süregiden başaniarına gönderme yaparak temize çıkarmaya çalış­ ma. 144

34 Kad 1 n 1 n Sen i n Yön le nd i rmen le Ra h atla m a k ister Bir kadın kendi eril sınırlarını gevşetmek için se­ nin idareyi ele alacağına güvenmek ister. Bu maddi, cinsel, duygusal ve ruhsal olarak böyledir. Erkek as­ lında tüm işi yapmak zorunda değildir, ancak kadını kendi dişil enerjisi içerisinde korkusuzca gevşeyecekse bir erkek, dümeni ele alabilmek zorundadır.

Bazı kadınlar her zaman yönetimi elinde tutmak ister. Bu yönlendirme tutkusu -televizyon kumandasını elin­ de tutmak ya da yaşanacak şehri seçmek- erkeklerde de kadınlarda da eril bir tutkudur. Eğer ki kadının daha eril cinsel bir öze sahipse, çoğu zaman yaşamlarınızın yönünü kendisi belirlemeyi tercih edecektir. Fakat kadının dişil bir cinsel öze sahipse, zevkle ra­ hatlamak ve görevi bırakmak ister. Eğer görevi üstle­ nemezsen, gitmek istediğin yönü bilmiyorsan, kadının senin batmakta olduğunu hissedecektir. Yeniden görevi ele almak zorunda kalacaktır çünkü sen bu konuda be­ ceriksizsin. Kadının rahatlayamayacaktır. Kadının dişiliği içerisinde ne kadar rahatlarsa o ka­ dar ışıldayacaktır. Kadınının ışıltısının aniden değiş­ tiğini muhtemelen fark etmişsindir. Bir an sıkılmış ve yorgun görünür, sonra belki de ona iltifat ettiğin ya da 145

onu bir sevgi hediyesiyle şaşırttığın için birden bire pa­ rıldamaya başlar. lS yaş daha genç görünür. Yüzündeki çizgiler saniyeler içerisinde yok olmuştur. Kadınının kendi dişiliği içerisinde rahatlayabilme­ sini ve kendi doğal ışılhsıyla parlamasını istiyorsan, o zaman onun görev almasına imkan bırakmamalısın. Bu, ona patronluk taslarnan anlamına gelmiyor. Bu, gittiğin yeri ve oraya nasıl gideceğini finansal ve ruhsal olarak her yönden bilmen gerektiği anlamına da geliyor. Finansal geleceğin hakkında zerre kadar bile belir­ sizliğe sahipsen kadının bunu hissedecektir. Bu konuy­ la ilgili hiç bir şey söylemene gerek yok. Bedenindeki, gözlerindeki ve sesinin tonundaki kararsızlığı ya da belirsizliği hissedecektir. Çok para kazanmak zorunda değilsin; sadece mali durumlarınla ilgili sorumluluk sa­ hibi olman ve geleceğini dikkate alman gerekli. Bir keşiş olmayı seçebilirsin; önemli olan netliğin, güvenirliğin ve en derin bilgelik merkezinden karar veriyor olman­ dır. O zaman kadının gevşeyebilir. Nerede durduğunu ve planlarının neler olduğunu bilir. Senin bütünlüğü­ nü hissedebilir. istikametine güvenebilir çünkü yolu­ nun, senin en derin merkezinden geldiğini bilir. Senin belirsizliğinin içerisinde yüzmüyordur. Onun yerine sağlam, senin belidediğin netlikle oluşan zeminde du­ ruyordur. Daha da önemli olan şey, senin ruhsal istikametin­ dir. İlişkin nereye gidiyor? Hayatlarıruz neyle ilgili? İliş­ kiniz neyle sonuçlanacak? Aleladelik içerisinde sıkışıp kalmadan gelişmeye nasıl devam edeceksiniz? Kadının, senin ruhsal istikametini kaybettiğini his­ sederse, bunu kendisi arayacaktır ve durumu da senin üzerine atmaya yeltenecektir çünkü sen kendi yönünü çizemiyor gibi görünmektesindir. Örneğin işine gömü146

lüp kaldığını ve karİyerine odaklanmadığında da te­ levizyona gömüldüğünü hissederse, o zaman "Bu mu yani? ilişkimizin ederi bu mu? Erkeğimin gördüğü en yüce şey bu mu?" diye merak edecektir. Finansal ya da ruhsal netliğindeki yetersizliğini hissederse seninle bir­ likte gevşeyemeyecektir. Otomatik olarak kendi hayah­ nı yönlendirmeye başlayacakhr ve tabii ki seninkini de. Kendi maskülen yönünü geliştirecektir çünkü sendeki yetersizdir ve bunu yaparsa parılhsı azalacakhr. Sen finansal ya da ruhsal olarak daha şüpheli gö­ ründükçe, o da enerjisini ve dikkatini kendi eril isti­ kametine ve hedeflerine daha çok aktarma ihtiyacında olacakhr. Bazı kadınlar için bu muhteşemdir; onlar eril enerjilerini geliştirmeye gereksinim duyarlar. Diğer ka­ dınlar ise eril taraflarını zaten geliştirmiştir. Bu kadınlar kendi erillerini rahatlatmayı ve seninkini bir armağan olarak alma fırsahnı isterler. Kadınının kendini yönlen­ dirmesinin onun için sağlıklı olduğunu nasıl söyleye­ bilirsin? Kendi yönünde devam ettikçe çok daha mutlu ve bütün bir hale geliyorsa o zaman bu, onun için iyidir. Gittikçe daha stresli, gergin ve duygusal olarak huysuz hale geliyorsa, o zaman fazla eril yönelim gerçekleşti­ riyordur. Kendini senin sorumsuzluğunu işaret eden yönlerde zorluyordur. Nasıl daha sorumluluk sahibi olabilirsin? Daha faz­ la çalışarak değil. Kendi en derin amacını bilerek ve sonra da maddi durumlarını ve ruhsal yaşamını bu amaca göre ayarlayarak sorumluluk sahibi olabilirsin. Kad ınının kendi parılhsı ve dişil mutluluğu içerisinde gevşeyebilmesi için senin trenine binebileceğim ve bu trenin tam olarak onun istediği yere gideceğini hisset­ meye ihtiyacı vardır. Kadınının senden daha fazla ya da az para kazanıyor olması - ya da ilişkideki tüm parayı 147

onun kazanıyor olması- önemli değildir. Önemli olan senin sevgi dolu netliğin, bilgeliğin ve yön hususundaki kararlılığındır. Kadının, senin en derin sevgi ve arma­ ğanlarının kendilerini gösterebilmeleri için maddi du­ rumları dikkate aldığını ve hayatlarınızı birlikte düzen­ lediğİnizi hissedebildiği sürece senin eril yönetimine güvenebilecek ve kendi parlaklığının dişil özü içerisin­ de rahatlayabilecektir.

148

BÖLÜM

Karanlık Yanın

35 Her Za m a n

Özgü rlü ğü Ara rs1 n En önemli eril coşku, sınırlanmadan serbest ka­ lınan andadır. Bu, ölümle yüzleştiğinde ve ölümü yaşadığında, amacını gerçekleştirirken (ve böylece on­ dan serbest kalırken) ve yarış (ölümün ritüel tehdidi) esnasında gerçekleşebilir. Eri[ olan her daim sınırlılık­ lardan özgürlüğe geçişi arar. Dişil olan ise çoğunlukla bu eril hal ve ihtiyaçları anlamaz.

En büyük motivasyonun sınırlardan kurtulmak ve sı­ nırların ötesindeki özgürlüğü deneyimlemektir. Eril coşkunun bilinen bazı halleri nelerdir? Orgazm bun­ lardan biri. Tipik eril orgazmda, bildiğin üzere, en so­ nunda baraj yıkılana dek gerilim ya da baskı yükselir ve sonra gerginliğin ve enerjin serbest kalır. Orgazm sonrasındaki hal, bir nevi ölüm gibi bir huzur halidir, mutluluk dolu bir kayıtsızlığa benzeyen boşluktur. Eril, o ya da bu şekilde, her zaman bu rahatlamayı arar. Çoğu spor bu baskıdan özgürlüğe doğru rahatlama heyecanını sağlar. Örneğin futbolda topu tutan takım, tam önlerinde sıralanmış ve onları bloke eden diğer ta­ kım tarafından baskılanır. Mücadele, bu sırayı yararak geçmek ve topu özgürlüğe taşımakhr. Eril özlere sa­ hip insanlar bu mücadele ve baskıdan özgürlüğe doğ­ ru rahatlama ritüeli boyunca çılgınca duygusallaşırlar. Özgürlük elde edilirse de erkekler, sanki en derin kalp ıso

arzuları gerçekleşmişçesine -ve gerçekleşmiştir- bağırır ve alkışlarlar. Bu engelleri aşıp özgürlüğe kavuşma hali, her nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin erilin ana motivas­ yonudur. Tüm eril hedefler -işte, meditasyon minderi üzerinde ya da futbol sahasında- daha fazla özgürlüğe doğru yönelir. Özgürlüğe olan tipik eril arzunun içerisinde o ya da bu şekilde, erilin esas korku ve özgürlüğü olan ölüm duygusu vardır. Fransızca' da orgazma aslında petite mart ya da "küçük ölüm" denir. En sevdiğin futbol takı­ mının diğer takımı "öldürmesini" umduğunu ve finan­ sal "cinayetlerini" muhteşem bir sevinçle kutladığını söylüyorsun. Özgürlüğe olan eril arzunun daha karanlık yanlarına da muhtemelen aşinasındır. Özgürlüğe olan arzunun sebep olduğu savaş da esasında eril bir kovalamadır. Çoğu spor ritüelleştirilmiş bir savaşhr ama gerçek sa­ vaş çoğu erkeğin merkezinde titreşir. Savaş hakkındaki filmler bile (sınırlarında olan erkekler, daha yüce bir ne­ denle motive olmuş bir halde, sahip oldukları her şeyi vermekte ve ölüme karşı direnmektedirler) erkeklerde yoğun duyguları tetikler. Gerçekten savaşta ya da ritü­ el halinde, bir futbol sahasında veya satranç masasında kendini gösteren özgürlük uğruna ölümle yüzleşme ka­ pasitesi, erkeklerin en derin duygularını uyandıran son derece eril bir eylemdir. Ölümle yüzleşme kapasitesi ruhsal özgürlük için de gereklidir. Ruhen özgür yaşamak için korkularınla yüzleşmeye ve sevgini sınırlandıran her şeyi bırakmaya istekli olmalısın. Konfora ve güvenliğe bağımlılık, çoğu erkeğin ruhsal bir skor yapma kapasitesini sınırlayan şeydir. Diğer takım, özel güvenlik adına kendi ihtiya­ cındır. Kendi kişisel sezginle savaşıyorsun. Özgür olısı

mak, ayrı bir kişi olmak için ölmen anlamına gelir. Peki, mecbur olunan şey ne o zaman? Egonun ölümü, birlik noktasına olan kesin bir teslimiyet ve en yüce özgürlük­ tür. Çok az sayıda erkek özgürlüğün derinliği içerisinde gevşemek için kendisini bırakır, çünkü stresin olmama­ sından korkarlar. Stresin olmaması, düşüncelerin olma­ ması, kendini koruma hissinin olmaması ve tamamla­ nacak bir görevin olmaması anlamına gelir. Eril oyunun sonudur bu. Ancak bu stressiz oyunun korunmasızlıkla dolu sonu, aslında orgazm, finansal cinayetler ya da savaşı kazanmak aracılığıyla her daim aradığın şeydir. Eril "ölüm" ve esrimenin daha sığ formlarını deneyimleme­ yi istiyorsun, ancak ayrı benliğinin ölümüyle yüzleşme­ ye ve bazı anlarda hissetmek için kendine izin verdiğin özgürlüğün kendisi olmaya istekli değilsin. Boks maçı, polisiye, dövüş sanatları, orgazm, felsefe (kavrayış esnasındaki "ah!") ya da ego ölümü: Erkekler her zaman "ölümün" formlarıyla yüzleşmekten ve di­ ğer tarafa, yani özgürlüğe geçmekten keyif alacaklardır. Özgür olma arzunun önceliğini sahiplenmelisin. O za­ man eril coşkunun daha sığ formlarından da keyif ala­ bilirsin, ancak kendini daha yüce hallere adarsın. Benlik bilincinin sınırlayıcı stresiyle yüzleşerek ölüm korkusu­ nu dönüştürür, onun içerisinden geçerek merkezinde her daim sezdiğin mutlak özgürlüğün içerisine girerek gevşersin, ama bunu sadece geçici anlamların içerisin­ den geçerek yaparsın. Dişil, doluluğu arar ve boşluktan nefret eder. Boş raflarını biblolarla, deniz kabuklarıyla ve özel yerler­ den toplanan taşlarla dolduracakhr. Sevgi dolu oldu­ ğunu hissetmediğinde, erkeklerin çoğunlukla yaphğı gibi gerginliğini televizyon ya da boşalarak boşaltmak 152

yerine dondurma, çikolata ya da sohbetle dolmanın peşinde koşar. Dişilin karanlık yanı boks maçları ya da pomo filmlerdeki fiziksel atışmalar değil, pembe dizi ya da aşk romanlarındaki duygusal abşmalardır. Ruhsal boşluk hissini kalbini teslim ederek ve sevgiyle dolarak tamamlamaya özlem duyar. Ruhsal birliğe yönelik te­ mel ihtiyacı, ego-ölümü korkusundan geçerek mutlak özgürlüğün sınırsız sonsuzluğu içerisine geçmek değil, sınırsız sevginin adanmış yoğunluğuna teslim olmaktır. Nihayetinde dişilin sevgi arayışı ve erilin özgürlük arayışı aynı yere varır: Mutlak sevgi ve özgürlük olan, sınırsız ve sonsuz bir hal. Fakat her daim kendisi oldu­ ğun bu alanda rahatlayana kadar, kadının sevgiyle dol­ durulma umuduyla sana, çikolataya ve alışverişe teslim olmaya devam edecek ve sen de stresten kurtularak sınırsız özgürlüğe kavuşma umuduyla kendini televiz­ yon, orgazm ve finansal başarıyla rahatlatmaya devam edeceksin.

153

36 E n Ka ra n li k Arzu la n n • Sa h i pten Eğer bir erkek, özgürlüğe olan karanlık eril arzusu­ nu sahiplenmezse eril gücünü eline ayağına dolaştırır. Enerjisi özgürce akmayacak ve dikkati de tatmin edil­ memiş arzularıyla karmakarışık olacaktır. En önemlisi de, bu şekilde eli ayağına dolanırsa bilinçli hayatın kendisi olan ölümün içerisinde korkusuzca durma kapasitesini zayıflatacaktır. Bilinmeyenle, var olmanın zeminsiz alanıyla yüzleşemeyecektir.

Kadınını en son ne zaman gerçekten ele geçirdin? Yani en son ne zaman gerçekten onu vahşice, sevgi dolu bir şekilde ve hiç bir engel olmaksızın "aldın"? Ya da te­ levizyonda veya filmlerdeki taciz sahneleri nedeniyle heyecanlarup etkilendiğinden bu yana ne kadar zaman geçti? Karanlık aşk arzularını ifade edemediğinde bunların hepsi bilinç altına itilir. Karanlık arzuların kalbinden ayn düşer. Kadınını eril bir güç ve saldırgan bir arzuyla ku­ caklamaya yeltenrnek yerine -onu yatağa alıp kıyafetle­ rini parçalamak ve her ikiniz de kendinizi esrik sevgiye teslim ederken, onu kendi bedeninin altına çivilemek­ kadınlan sevginin hüküm sürmediği yollarla kontrol et­ meyi ve onlara hükmetmeyi düşlerneye başlarsın. Basketbol sahasındaki rakipleri, akll iç görüye en­ gel olan düşünceleri ya da ruhsal özgürlüğe mani olan 154

ölüm korkusunu aşmayı isteyen eril arzunun cinsel ifa­ desi bu ele geçirme arzusu ile aynı şeydir. Ele geçirme arzusu, bir kadının dirençlerini kırarak onun kalbini ve bedenini esrik sevgiye açma arzusudur. Ona sevgiye teslim olmaktan başka bir seçenek bırakmayarak onu ruhunun alışılmış sınırlamalarından özgür kılmanın içerisinde sana zevk veren bir şey vardır. Bu eril ele geçirme arzusu senin kalbinden ayrı dü­ şerse, o zaman bir kadının direncini sevgisiz bir şekilde, şiddetle ya da zorlayarak kırmakla yetineceksin. Sade­ ce bir kaç erkek kabul edecektir, ancak çoğu erkek bir kadını zorlayarak onunla seks yapma fantezileri kur­ muştur. Aslında pek çok kadın da sekse zorlanmayı düşlemiştir. Teslim olmaya zorlanma olarak ifade bulan karanlık dişil arzu, bir kadının karşı koymasının ötesine geçerek kadını fethetmek olan karanlık eril arzu kadar güçlüdür. Tecavüz etmekle ele geçirmenin arasındaki fark, sevgidir. Ele geçirmenin temeli, kadınının senin güçlü sevgini almak için teslim olması ya da senin sevgi dolu bir şekil­ de kadınını muhteşem bir coşkuya "zorlaman"dır. Bu karanlık eril ve dişil kutupları sevgi ve mizah içerisin­ de oynamaya istekli olmadığınızda, bu arzular tecavüz fantezileri, pembe dizi obsesyonlan, kayıp ve gaddar­ lık içeren trajik hikayeler ve şiddet dolu pomografi gibi sevginin olmadığı yollarla kendini gösterir. Cinsel enerji senin bedensel yaşam gücünün kökün­ de yer alır ve ele geçirmekle olan ilişkin, senin yaşamla olan ilişkini yansıhr. Bu aynı zamanda kadının için de geçerlidir. Eğer kadının tamamıyla teslim olmaktan ve senin sevgini bedeninin her bir parçasına almaktan kor­ kuyorsa, kendi varlığının ötesindeki ilahi olanın sevgi­ sine tamamıyla teslim olmaktan ve bu sevgiyi almaktan 155

korkacaktır. Esas itibariyle boş hissedecek ve yiyecek, alışveriş, sosyal etkinlikler ve sohbet "sevgisi" ile dal­ manın peşine düşecektir. Kadınınla fiziksel sevginin büyüsü içerisinde kendini tamamen teslim etmekten, tüm kontrol hissinin ötesine geçmekten ve senin kalbin ile onun kalbi mutlak bir tut­ kunun tam ortasında birleşsin diye kendini bir kenara koymaktan korkuyorsan, o zaman kendini ilahi özgür­ lüğe tamamıyla adamaktan da korkacaksın. Korkundan geçerek var olmanın sınırsız ve bilinmez sonsuzluğu içerisine teslim olmak yerine kendine ve kontrole tutu­ nacaksın. Kendi gerginliğinle dolmuş hissedeceksin, bu nedenle de televizyon izlemek, boşalmak ve çalışmak gibi alışıldık eril alışkanlıklar içerisinde kendini boşalt­ maya kalkışacaksın. Kesinlikle kadınınla birlikte sevgiyle bırakınayı öğ­ renmelisin. Hayatını cinsel oruç tutarak yaşamayı seç­ mediysen bunun başka yolu yok. Ruhsal tutkunda ne kadar korkusuzsan cinsel tutkunda da o kadar korku­ suz olmak zorundasın. Eril korkunun özünde kendini kaybetmek vardır -ki bu aynı zamanda da en esaslı eril tutkudur. Bu nedenle, eğer çoğu erkek gibiysen kendi­ ni spor, gazete ve orgazm gibi kontrol edilebilir araçlar içerisinde kaybetmeye meyillisindir, ama aşkın esrikliği içerisinde kadınınla birlikte kendini gerçekten kaybedip zihnin ötesindeki bilinmez sonsuzluğa teslim olmak ko­ nusunda da korku dolusundur. Deney olsun diye, kadınınla seviştiğin bir sonraki se­ ferde kendi fiziksel ve duygusal sınırlarını aşarak onu hisset. Onu öyle bir hisset ki kendi farkındalığını yitir ve tamamen onu fark et. Onun içerisine hareket edişini hisset, sınırların çözünsün ve kad ınının kendisi ol, onun nefesinin, hareketlerinin, duygularının farkına var. Sa156

dece kendi sınırlarını değil, onun sınırlarını da hisset, böylece her ikinizde sevginizin muazzam gücü içerisin­ de çözünebilirsiniz. Sevginin gücü içerisinde öyle bü­ tün bir şekilde gevşeyin ki geriye sadece sevgi kalsın. Bu sevginin kadınını ele geçirip, onu açıp, kalbini ve bedenini kapasitesinin ötesinde doldurmasına alan tut; bu sayede senin sevginin derinliği ve gücüne teslim olmaktan başka seçeneği kalmayacaktır. Rahatlamış ve anda olan bir bedenle birlikte sevginin ona öyle derin­ den nüfuz etmesini sağla ki, sen tüm korkunu bırakıp sadece sevgini vererek kendini teslim ederken, o da göz yaşları dökecek kadar şaşırsın. Bu teslimiyet ve sevgiyi verme halinin tam ortasın­ dayken tüm eril tutkunun karanlık ve aydınlık yanla­ rının tamamıyla ifade bulmasına izin ver. Onunla yap­ mak ve olmak istediğin her şeyi aşkla, doğallıkla yap ve ol. Bunu, onu derinden hissederek ve onun aracılığıyla derinden hissederek yap. Bazen onun enerji ve arzula­ rının, seni daha önce hiç gitmediğİn yerlere götürmeleri için alan tutmasına özen göster. Bu sayede, karanlık eril sevginin tüm gücünü yeni­ den ele geçirerek sadece kadınını esrik bir şekilde ele geçirme kapasiteni yeniden sahiplenmeyecek, ruhsal güdülerini de yeniden kazanacaksın. Ego ölümüne rağmen kendini terk edebilme cesaretini geliştirecek­ sin. ·Cinsel arzunun karanlık yanına açılarak kendi eril ruhsal gücünün düğümlerini çözecek ve sevgi gücünün seni, kontrol ve korkuyla ele geçirme ihtiyaçlarının öte­ sine taşımasına izin vereceksin. Kendine tutunmaksızın sevginin içerisinde "ölme" kapasiteni kazanacaksın. Bu güç senin içinde daha özgürce hareket ettikçe, ruhsal "ölüm" e teslim olmak için doğal olarak geliştiril­ miş bir kapasite ya da sonsuzluğun özgürlüğüyle, ken157

dini ayrı tutma hissinin çözüldüğünü keşfedeceksin. Kendine tutunmak yerine gerçekten kendisi olduğun bilinçliliğin içerisinde rahatlayabileceksin ve böylece sırurları olmayan, şu an seninle yaşayan ve senden baş­ kası olmayan Muhteşem Varlık'ı fark edeceksin. Fakat ayrı bir birey olma duyusunu bırakmak cesaret ister ve sen sevişirken, kendin ve kadının arasındaki ayrılık his­ sini bırakmaya dahi cesaret edemiyorsan buna da cesa­ ret edemezsin. Kadınını gerçekten ele geçirmek için onun kalbine ibadet etmek ve güven yolunda teslim olmalısın, ki onun kalbi aslında senin kalbindir. Böylesi bir korku­ suzluk hali seni bilincin kendisine ibadete ve güvene öyle bir hazırlayacakbr ki, Sınırsiz Olan'a -ki bu aslında sensin- teslim olma ve onun kendisi olma kapasitesini git gide daha çok bulacaksın.

158

37 Kad 1 n 1 n Sen i n içi ndeki " Kati li " i ster Diğer pek çok özellikle birlikte bir kadın, erkeğinin içindeki "katil"i arzular. Erkeği korkup bir sandalye üzerine çıkarak karafatmayı ya da fareyi izlerken, kadınından onu öldürmesini isterse kadın erkekten soğur. Bir erkek, garip seslerin bir hırsızdan gelip gelmediğini öğrenmek için kadınının yataktan çıkıp, gidip bakmasını isterse de kadın erkekten soğur. Kor­ kusuzluk ya da ölüm korkusunu sevgi uğruna dönüş­ türmek, yüce eril becerinin esaslı bir ifadesidir.

Her ne kadar kadının senin bir katil olmanı istemese de, öldürme kapasiten onu baştan çıkanr. Öldürme ka­ pasitenin yoksuniuğu ise kad ınının ilgisini azalhr. Bir karafatmanın oturma odasına yürüdüğünü hayal et. Kanepeye sıçrayıp kadınma " Öldür onu, lütfen öldür onu!" diye bağırıyorsun. Muhtemelen bu onu azdırma­ yacakhr. Ya da akşam, kadınınla yatakta olduğunu hayal et. Aşağıda, mutfaktan bazı garip sesler duyuyorsunuz. Korkuyorsun. Kadınma gidip kontrol etmesini rica edi­ yorsun. Bu cesaretsizliğin onu heyecanlandırmayacakhr. Her iki durumda da kadının senin korkunu hissede­ cektir. Senin bir katil olmanı istemez, ancak gerekirse ölümle yüzleşebileceğini hissetmek ister. Aslında senin, gerekirse öldürebilme yeteneğini hissetmek ister. Kaçık 159

bir manyak evinize girerse ve çocuklarınızı öldürmeye kalkarsa, bir şey yapma şansın olduğu halde yapmayıp onun yerine "Şey, peki Bay Kaçık, ne yapmak istiyorsan yap, benim için sorun değil," demen tabii ki de kadınını mutlu etmeyecektir. Savaşçının karanlık eril enerjisi, ölümle yüzleşip ge­ rektiğinde öldüren enerji, senin önemli bir yönündür. Bugünün güncel modası hem karanlık erili hem de ka­ ranlık dişiyi bashrmakhr, bu sayede korkak erkekler ve kibar kadınlardan oluşan geniş bir topluluğa sahi­ biz. Fakat hoş görünümlü pek çok kadının ardında, her vasat "yeni çağ" erkeğinin kafasını kesecek kadar öfke dolu bir tanrıça vardır ve pek çok erkeğin sabırlı gü­ lümseyişinin ardında ise kadınının amaçsız duygusal döngüleri hakkında konuşmasını dinlemek yerine, onu ilahi mutluluğa açacak bir aşk savaşçısı yatar. Ancak karanlık eril enerji bugünlerde öyle bastırıl­ mışhr ki ortalama bir erkek, dik kafalı bir aşkla kadı­ nının gerginliğini ele geçirmek yerine sıkılgan surahna bir gülücük yapışhrmayı tercih eder. O sadece, kendi ölüm korkusunu ele geçirmek için konfor ve güvenlik içeren iyi planlanmış hayahnı mahvetmek konusunda dikkatli olmaktadır. Kadının, dişil bir cinsel öze sahipse, buna en baş­ larda direnebilir, ancak yine de senin korkusuzluğunu hissetmek isteyecektir. Kendisinin kapalılığı, öfkesi ve gergirıliğiyle, onun dişil gücünü azaltmaya çalışmadan yüzleşme kapasiteni hissetmek ister. Sevme konusun­ daki istikrarını hissetmek ister. Gazabının seni kaçır­ mayacağını hissetmek ister. Kendi arzuların içerisinde güçlü bir şekilde durma, onu sevme ve onun karanlık enerjisinden korkmadan onu ele geçirme kapasiteni his­ setmek ister. 160

Bu karanlık eril kapasiteyi sadece ele geçirilmek iste­ diği için değil, aynı zamanda bunun, senin ya da başka­ larının ölümünü tanıma ve onunla yüzleşme kapasite­ nin bir işareti olduğu için hissetmek ister. Seni bir insan savaşçı ve bir ruhsal savaşçı olarak, bir erkek olarak gü­ venilir yapan, bu kapasitedir. Ölüm anlayışı seni aciz ve cesur kılar. Ölüm anlayışı kalbindeki koruma kalkan­ larını sıyırır ve sevgi anlayışına izin verir. Bu ölüm ve sevgi anlayışı, kendi korkularının ve güvenliğe tutun­ malarının ve o küçük kendini koruma hücrenin ötesin­ de doğru, bilinmez gizeme uzanan bir geçiş kapısıdır. Kadınının senin karanlık yanına olan arzusu senin için bir armağandır. Karanlık ve korkusuz sevgini kaza­ narak onun arzusunu onurlandırdığında, kendini koru­ ma ihtiyacın azalacak ve sahte bir kendine güven alanı sağlama ihtiyacından kurtulup, her an daha da çıplak, kırılgan ve gerçek olacaksın. Mevcut deneyimine güven perdesinin arkasından gülümsemek ve anın yaşamı teh­ dit etme potansiyeliyle birlikte mevcut olmanı önemsiz­ leştirrnek yerine, o anki haline sevgiyle teslim olacak ve o anı ele geçirecek, özüne nüfuz edecek ve kendini o an ile özdeşleşmiş halde bulacaksın. Öteyi ve öteyi ve öteyi hissetmek, senin tek özgürlüğün. Kadınının arzuladığı "katil", yaşamın, kaybedileme­ yec�k olanın ötesine doğru ölme süreci olduğunu bilen kişidir. Ancak bu korkunun adanışı içerisinde kalbin korumasız kalabilir. Kadının için, akşam çıkagelen olası bir hırsızia yüzleşmek, sadece senin her şeyi sevgi adına kaybetmeye istekli olduğunu gösteren bir işarettir.

161

38 Kad 1 n, Ken d i Enerjisi ne Ka rş 1 h k Sen i n B i li nçli liği n i ister Bir erkek, kadınını onun enerjisine eşdeğer bir bi­ linçle karşılayabilmelidir. Dişil yok edici, eril yok edici tarafindan karşılanmalıdır. Adanış tanrıçası, her yere nüfuz eden sevgi tanrısı tarafindan karşılanmalıdır. İster karanlık, isterse de aydınlık olsun, bir erkek, kendi eril kapasitesinin ya da kadınının onu sınayacağı alan­ lar içerisinde sıkışıp kalamaz ya da onlardan kaçamaz. Bu sınama alanları genellikle karanlık taraftadır. Bu sınama ancak güven sağlandıktan, karanlık dişil sev­ gili, karanlık eril sevgili tarafindan karşılanacağından emin olduktan sonra aydınlığa doğru ilerleyecektir.

Bildiğin üzere, kadının bir cadı, bir seks kölesi, bir Ama­ zan, bir ışık tanrıçası, besleyen bir anne, bir şeytan, leziz bir sevgili, bilge bir öğretmen, vahşi bir hayvan ve bun­ ların arasında olabilecek herhangi bir şey olmaya muk­ tedirdir. Genel bir kural olarak, kadının senin karşılık veremediğin enerjiyi tekrarlamaya devam edecektir. Bilhassa onun öfkesinden dolayı ondan soğuyor­ san, tekrar ve tekrar bu öfke enerjisine geri dönecektir. Onun öfkesini kendi sevginin vahşiliğiyle kucaklayıp tutkuya dönüştüremezsen, kapasiteni sınamaya devam edecektir. Bilincinin gücü, netliği ve mizahıyla sevgiye 162

dönüştüremediğin her enerji gerisingeri tekrar ve tekrar yüzüne vurulacakhr. Belki de kadının çoğu zaman gergin ve sarsılmış bir halde. Bunu sayısız kere onunla konuşmaya çalışhn. Hiç bir şey fark etmiyor gibi görünüyor. Denemeyi bı­ rakıyorsun. Onun gerginliğine tahammül etmeyi öğre­ niyorsun. Kadının, bilinçli bir şekilde gerginleşmeyi seçmek­ sizin seni sınamaya devam edecektir. Senin bilincin, onu bu gerginliğinin ötesine açabilene dek sınanacak­ sın. Daha az bir erkek şöyle diyerek bir karara varabilir: "Pekala. Bununla kendisi baş etmek zorunda kalacak." Ama bununla kendisi baş etmek istese, hala bu ilişki içerisinde olmazdı. Senin onun parlaklığını istediğin kadar o da senin bilinçli -net, güçlü ve özgür- olmanı ister. Onun ruh hallerine nüfuz etmezsen, senin özgür bilincini hissedemez. Bunun yerine senin pes ettiğini ve onun enerjisi karşısında çaresiz kaldığını hisseder. Sır, onun enerjisine, kendi bedenin vasıtasıyla ifade bulan bilincinle karşılık vermektir. Çığlık ahp bardak çanak kırıyorsa, bedenin onun enerjisine karşılık ver­ melidir. Korkusuzluğun ve sevginin gücü, bedenin ara­ alığıyla ifade bulmalıdır. Siniyorsan, sesin çıkmıyorsa ve onu sevdiğini söylüyorsan sana inanmayacakhr. Eğer ona doğru yürüyüp onu kollarının arasında tutup anın muzipliğiyle sevgi dolu bir şekilde kahkaha ah­ yorsan, eğer bunu gerçekten yapıyorsan, senin özgürlü­ ğünü hissedecektir. Bunu hissedecektir çünkü bedenin vasıtasıyla ifade bulacakhr. Bedenin, sesinin tonu ve gözlerindeki ifade kadının için, ona söyleyebileceğin herhangi bir şeyden daha çok anlam taşır. Ona ne yapacağını söyleme, onunla birlik­ te yap, bedeninle göster. Gergin ve kapalıysa kadınının 163

kollarını başının üzerine taşı ve kalbini öp. Ona sadece açılması gerektiğini söyleme. Onu aç. Fiziksel olarak ve kendi bedeninin açıklığıyla aç. Aynı şey onun mutluluğu için de geçerlidir; bu mut­ luluğunu bedeninle karşılamalısın. İlahi aşka adanarak teslim olmak için derin bir ıshrap içerisindeyse, senin bilincin de bir o kadar özgür olmalıdır. Bedenin onun bedenini tamamıyla rahat, güçlü ve güven dolu bir şe­ kilde karşılamalıdır. Korkularının ötesine teslim olma ve ayrılık bilinci duyusunu ilahi birlik içerisinde rahat­ latma kapasiten, kadınının aşk içerisindeki teslimiyeti kadar güçlü olmalıdır. Ve bunu sadece kelimelerinle değil, bedenin vasıtasıyla göstermelisin. Birliğe teslimiyetİn onunki kadar güçlü değilse, seni sınırlayan korkuna, zayıf halkana geri dönecek ve seni orada sınayacakhr. Finansal yeteneğini sorgularlığında geri çekilir ya da sevgisizce yanıt verirsen, bunu yap­ maya devam edecektir. O, senin cinsel yeteneğini sor­ gularlığında güçsüz hissedersen, dolaylı ya da dolaysız, seni o alanda sorgulamaya devam edecektir. "Daha karanlık" eril yeteneklerini kanıtlayana dek, senin "daha aydınlık" eril yeteneklerine asla güvenme­ yecektir. Kadınının, senin bilincinle ilgili doğal bir sez­ gisi vardır. Onun karanlık yıkıcı enerjisini karşılamakta özgür olmadığını ve onu fethedip sevgiye açamayacağı­ nı biliyorsa, senin ruhsal özgürlüğünü sınayacak olan, dünyanın karanlık yıkıcısının karşısında güçlü ve sevgi dolu bir şekilde duramayacaksın. Onu memnun etmek konusunda endişelenmene ge­ rek yok. Önemli olan bu değil. Sana bir armağan sunu­ yor. Sana, kendi ruh hali ve duygusu halinde mevcut olan bir enerji sunuyor. Korkusuz sevginle birlikte bu enerjiye "hakim" olmayı öğrenmen için bir fırsat sunu164

yor. Sana nasıl bir enerji sunarsa sunsun, dünyanın da sana bu enerjiyi sunacağından emin olabilirsin. Gelirini arttırmaya ya da ruhsal netliğini geliştirmeye çalışmış­ san, dünyanın seni sınayacağını bilirsin. Ancak kararlı, korkusuz ve sevgi dolu bir hizmet dünyanın teslimiye­ tini sağlayabilir. Aynı şey kadının için de geçerlidir. Onu memnun et­ meye çalışma. Dünyayı da, onu da, bilincin ve sevginle istila etmeyi öğreniyorsun. Burada olma sebebin bu. Dünya seni karanlık, vahşi ve direnç dolu enerjilerle finansal ve ruhsal olarak sınayacakbr ve bu, kadınının seni duygusal olarak sınamasıyla aynı şeydir. En derin armağanlarını ondan korkuyla sa!