Pook’un Kitabı (The Book of Pook) (Erkek Adamın İçsel Oyunu) - Mahmut Abi - erkekadam.org [1 ed.]

Pook, 2000 – 2006 yılları arasında SoSuave adlı PUA / Seduction Art forumunda yazan ve oldukça iz bırakan bir yazardı. P

6,279 315 2MB

Turkish Pages 385 Year 2020

Report DMCA / Copyright

DOWNLOAD PDF FILE

Table of contents :
Türkçe Çeviri Notu
Derleyenin Notu
Giriş – Bir Pook, Sadece Pooktur!
Pook Erkek’in Acı Çeken Çaylağa Tavsiyesi
15 DERS
Birinci Ders
İkinci Ders
Üçüncü Ders
Dördüncü Ders
Beşinci Ders
Altıncı Ders
Yedinci Ders
Sekizinci Ders
Dokuzuncu Ders
Onuncu Ders
Onbirinci Ders
Onikinci Ders
Onüçüncü Ders
Ondördüncü Ders
Onbeşinci Ders
Her Sıska Erkeğin Bilmesi Gereken Şey
Mükemmel Sıkıcıdır
Piçin Sırrı
Gizemlerin Gizemi
Maskülen Erkek
Doğanın Yolu Kadınlara Çıkar
Testosteron Bilimi
Hayvanlar Aleminde İyi Çocuk Yoktur
Kadınlar Buna Katılıyor
Testosteronu Arttırmak İçin
Yeni Bir Başlangıç
Tip mi, Karakter mi?
Gençlik Pınarı
Öldürün Şu Muhtaçlığı!
Atılgan Olmamak Hakkında
Utangaçlığı Avantaja Çevirme
Cinselliğinizi Kabul Edin!
Cinsellik Problemi #1: Görünüm/Tip
Brad Pitt gibi görünmenin yolu
Cinsellik Problemi #2: Kişilik
Cinsellik problemi #3: Buluşma
Cinsellik problemi # 4: Utangaçlığı sevin.
Cinsellik problemi #5: Tecrübesizlik
Cinselliğinizi Kucaklamak Hakkında
Arzuyu Yok Etmeli mi?
Utangaçlık Üzerine
Cinselliğin Doğası Üzerine
Romantizm - Bir Ölüm İlanı
Başarısızlığı Göze Al
Hedefini Yüksek Tut
Kino Üzerine
Ne öğrendim?
Kadınlara Yürümek
Ne Düşünürsen, O Olursun
Erkek Ol
Resmi Olmayan İlişkiler
Dünya Düzeni
Kızlar Hakimiyet İstiyorlar mı?
Ukala ve Eğlenceli?
Aşk Hayatınız Konusunda Kötü mü Hissediyorsunuz? Bunu okuyun.
Feminizm Yargılanıyor!
İyi Kızlar da Aldatırlar
İlgi Orospuları
Alışkanlık Her şeydir
Hayat Zor ve Mutsuz Görünüyorsa, Bunu Okuyun!
Neden “Sadece Arkadaş Olalım”
Gizem Hakkında
Sabır: Don Juan’ı Gerçekten Don Juan Yapan Şey
Oo La La!
İkinci bir Yaşam
Re: Bencillik, Yaşam Değiştiren Kararlar vs.
Güvenlik mi Hatalar mı?
“Hızlı Baştan Çıkarma AFCdir”
Kızlarla Konuşmak
İlişki ile Arkadaşlık Arasındaki Fark
Kadınca!
Daha Fazla Kadınca!
Kadınca Konuşmak
Ve Daha Fazla Kadınca!
İKİNCİ BÖLÜM: HİKAYE ANLATMAK
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: KIZLAR AĞI
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: HASAR KONTROL
Bir Kadın Sizinle İlgileniyor Olsa Bile Neden Başka Erkeklerden Bahseder!
Kadıncanın Sırrı!
“Gay Olmalısın!” Üzerine
Don Juan Olmanın Anahtarları
Erkekliğe Doğru!
İlk Adımı Kadınların Atması
Evlilik Hakkında
Bir Pook’un Çenesini Nasıl Kaparsınız
Özdeyişler
Dayanın!
Don Juan Olmak
Recommend Papers

Pook’un Kitabı (The Book of Pook) (Erkek Adamın İçsel Oyunu) - Mahmut Abi - erkekadam.org [1 ed.]

  • 1 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

POOK’UN

KİTABI www.sosuave.net

1

POOK’UN KİTABI

Sosuave.com’daki Pook yazılarından Gubby tarafından derlenmiştir. erkekadam.org tarafından çevirilmiştir. 2

İçindekiler Türkçe Çeviri Notu

8

Derleyenin Notu

9

Giriş – Bir Pook, Sadece Pooktur!

10

Pook Erkek’in Acı Çeken Çaylağa Tavsiyesi

16

15 DERS

18

Birinci Ders

19

İkinci Ders

21

Üçüncü Ders

23

Dördüncü Ders

25

Beşinci Ders

27

Altıncı Ders

28

Yedinci Ders

31

Sekizinci Ders

33

Dokuzuncu Ders

35

Onuncu Ders

38

Onbirinci Ders

41

Onikinci Ders

43

Onüçüncü Ders

47

Ondördüncü Ders

49

Onbeşinci Ders

51

Her Sıska Erkeğin Bilmesi Gereken Şey

3

54

Mükemmel Sıkıcıdır

60

Piçin Sırrı

67

Gizemlerin Gizemi

70

Maskülen Erkek

72

Doğanın Yolu Kadınlara Çıkar

74

Testosteron Bilimi

77

Hayvanlar Aleminde İyi Çocuk Yoktur

85

Kadınlar Buna Katılıyor

85

Testosteronu Arttırmak İçin

98

Yeni Bir Başlangıç

101

Tip mi, Karakter mi?

103

Gençlik Pınarı

105

Öldürün Şu Muhtaçlığı!

114

Atılgan Olmamak Hakkında

119

Utangaçlığı Avantaja Çevirme

120

Cinselliğinizi Kabul Edin! Cinsellik Problemi #1: Görünüm/Tip

126

Brad Pitt gibi görünmenin yolu

126

Cinsellik Problemi #2: Kişilik

127

Cinsellik problemi #3: Buluşma

128

Cinsellik problemi # 4: Utangaçlığı sevin.

129

Cinsellik problemi #5: Tecrübesizlik

131

Cinselliğinizi Kucaklamak Hakkında 4

123

133

Arzuyu Yok Etmeli mi?

136

Utangaçlık Üzerine

139

Cinselliğin Doğası Üzerine

142

Romantizm - Bir Ölüm İlanı

148

Başarısızlığı Göze Al

156

Hedefini Yüksek Tut

161

Kino Üzerine

165

Ne öğrendim?

173

Kadınlara Yürümek

178

Ne Düşünürsen, O Olursun

182

Erkek Ol

184

Resmi Olmayan İlişkiler

193

Dünya Düzeni

197

Kızlar Hakimiyet İstiyorlar mı?

202

Ukala ve Eğlenceli?

205

Aşk Hayatınız Konusunda Kötü mü Hissediyorsunuz? Bunu okuyun.

206

Feminizm Yargılanıyor!

210

İyi Kızlar da Aldatırlar

224

İlgi Orospuları

229

Alışkanlık Her şeydir

232

Hayat Zor ve Mutsuz Görünüyorsa, Bunu Okuyun!

236

Neden “Sadece Arkadaş Olalım”

243

Gizem Hakkında

248

5

Sabır: Don Juan’ı Gerçekten Don Juan Yapan Şey

251

Oo La La!

253

İkinci bir Yaşam

259

Re: Bencillik, Yaşam Değiştiren Kararlar vs.

265

Güvenlik mi Hatalar mı?

268

“Hızlı Baştan Çıkarma AFCdir”

274

Kızlarla Konuşmak

279

İlişki ile Arkadaşlık Arasındaki Fark

280

Kadınca!

282

Daha Fazla Kadınca!

289

Kadınca Konuşmak

295

Ve Daha Fazla Kadınca!

297

İKİNCİ BÖLÜM: HİKAYE ANLATMAK

303

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: KIZLAR AĞI

304

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: HASAR KONTROL

307

Bir Kadın Sizinle İlgileniyor Olsa Bile Neden Başka Erkeklerden Bahseder!

311

Kadıncanın Sırrı!

315

“Gay Olmalısın!” Üzerine

327

Don Juan Olmanın Anahtarları

329

Erkekliğe Doğru!

332

İlk Adımı Kadınların Atması

349

Evlilik Hakkında

351

Bir Pook’un Çenesini Nasıl Kaparsınız

353

6

Özdeyişler

359

Dayanın!

383

Don Juan Olmak

385

7

Türkçe Çeviri Notu Pook, 2000 – 2006 yılları arasında SoSuave adlı PUA / Seduction Art forumunda yazan ve oldukça iz bırakan bir yazardı. Pook, kadın - erkek ilişkilerinde başarı arayan erkeklerin odağını PUA’dan (Pick Up Artist) alıp daha derin bir kendini geliştirmeye çeken ilk insanlardandı. Pook bizde efendi adam diye de bilinen İyi Çocukların derdinin teknik bilmemekten daha büyük olduğuna ve iyi çocuğun toplumda daha temel bir cinsiyet politikası kayması (feminizm ve cinsiyet sosyal inşaadır politikası) nedeniyle böyle yumuşak ve androjen olduğuna ve bu erkeklerin toplumca “feminenleştirildiğine” dikkat çekti. Bugün Kırmızı hap olarak bilinen fikirler, ilkin Sosuave PUA forumunda yavaş yavaş şekillenen fişten çekilme kavramı ile ortaya çıktı ama temellerini ilk atan Pook’tur. Kırmızı Hapın Babası, sonradan SoSuave forumunda moderatör olan Rollo Tomassi olarak bilinir ama Pook Rollo’dan öncedir. Pook, 2006 yılından sonra kısa bir süre sonra bir blog açtı ama sonra tamamen ortadan kayboldu. Bu derleme genellikle Pook’un daha olgun olduğu son yazılarından, daha bir öğrenci olduğu ilk yazılara doğru . O nedenle birçok ufuk açıcı yazı olsa da, arada bir “ne diyor bu be” diyebileceğiniz saçmalıklar da mevcut. Yine de Pook’un Kitabı, genel olarak oldukça önemli ve ufuk açıcı bir metin. Mahmut Abi – erkekadam.org

8

Derleyenin Notu Bu yazıları sizin okumanız için derledikten sonra bir feragatname yazmam gerekiyor. Ben “Pook müridi” değilim. Herkes gibi Pook’un da kusurları var. Aslında, buraya aldığım yazıların bir kısmına katılmıyorum. Ama bunları yine de okumak istedim zira bu yazılarda farklı bir bakış açısı var ve belki bir gün daha bilge ya da Pookçu olduğumda fikirlerimi değiştireceğim. Pook basit baştan çıkarma sanatının ötesine giderek adına HAYAT denilen büyük resmi bize gösteriyor. Pook bize ÖZGÜRLÜĞÜ gösteriyor. Tanıtım olarak en başa koyduğum yazıda Pook, Pook karşıtı bazı sorunlar hakkında konuşuyor. Bence bir kişi bir grup içinde çok büyük bir şöhrete sahip olduğunda, o gruptan biri çıkıp onu kendilerinden daha iyi olma KİBRİNİ gösterdiği için eleştirecektir. Bu çok şaşırtıcı değil. Her neyse, eğer bu kitabı okuyorsanız, zokayı yutmuşsunuzdur. Zırlamayı bırakın. Biliyorsunuz, hepimiz Pook’u çok seviyoruz. Bir de, kendi kitabını derle piç herif.

9

Giriş – Bir Pook, Sadece Pooktur! http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=13101&page=3 SoSuave forumunda bulunmamın tek amacı, kendime yardım etmek. “Otorite” ya da “şöhret” olmaya zerre ilgim yok. Tek amacım kendi kusurlarımı düzeltmek ve hayatı keşfetmek. DJ Bible[1], forumun işleyişi ya da forumun yöneticileri gibi şeyler de umrumda değiller. Bir forum yazısı yazdığımda, temelde kendimle konuşuyorum. Yazı yazmanın bana yardım ettiğimi keşfettim. Zaten yazıların “İpuçları” kısmında çıkmasının nedeni de bu. Eğer bu yazdıklarımı tartışmak istese idim, onları “Tartışmalar” kısmına yazardım. Birçok kişi aradaki farkı anlamıyor. Yazılarımın altında atıp tutuyorlar ve neden cevap vermediğimi anlamıyorlar. Hiçbir şeyi tartışmaya gerek yok. Yazılar genellikle çok uzun oluyorlar zira ben zaten soruları yazıların içine koyuyorum. Son zamanlarda şöyle bir akım başladı : insanları yazıları görmüyorlar, tek gördükleri “Pook”. Bu nedenle ne zaman bir “Pook” yazısı yayınlansa, insanlar “pook tuzağı” kurmaya başlıyorlar (Ice-Pick tarafından yaratılan bir terim). Bunun güzel bir örneği, “Alışkanlık her şeydir” başlığı. Benim hayatımda daha fazla berraklık yaratan basit bir mesaj, anlamsız yorumların altında boğuldu. Benim buradaki misyonum Pook’u düzeltmek. Aslına bakarsanız bundan başka hiçbir şeyle ilgilenmiyorum. Bir şey bana yardımcı oluyor ise bunu masaya koyuyorum çünkü bazılarınızın da aynı problemleri olabilir. Eğer yazı size Latince gibi geliyorsa, yazıyı umursamayın. Hepimiz kendimizi düzeltmek için buradayız. Zira odak kendi üzerimizde. Benim düşünceme göre, kendi Büyük Değişimim, problemin kadınlarda değil bende olduğunun farkına varmamla meydana geldi. Bu nedenle “kadınlara odaklan / kadınları kontrol etmek / taktikler” gibi yazılara verip veriştiriyorum (ya da daha doğrusu onlar bana verip veriştiriyorlar). Sizin problemlerinizin çözümü kadınlarda değil

ama

kendinizde.

Ama

problemin

kendinizde

olduğunu

anlamak

ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK gerektirir. “İyi Çocuk” ise her zaman haklıdır ve DÜNYA / KADINLAR kötüdür. Am 3-4 yıldır bu forumdayım. Geçmiş yazılarıma baktığımda, A’nın nasıl B’ye, B’nin de nasıl C’ye çıktığını, vs. görebiliyorum. Örneğin, “Öldürün Şu Muhtaçlığı” yazısı 10

(benim için) “hileler” ve “taktikler” kapısını bir daha açılmamak üzere kapattı. Peki bunlar yerine yapılacak başka neler vardı? Bu yazının ardından cinselliği, cinsel birleşmeden ayıran “Erkek Ol” yazısı geldi. Bu yazı da benim için tüm o saha (yatak) raporlarının kapısını çarparak kapadı. Günümüzde cinselliği sadece seks ile ilgili şeylerle tanımlıyoruz ama gerçekte cinsellik cinsel birleşmenin ötesinde bir şey. Bu nedenle, kadın ve erkek bir değil ikidir. Herkes cinsiyetsiz olabilir. Cinsiyetsiz olmak bir erdem değildir. Maskülen olmak ahlak bozukluğu değildir. Günümüzde kimler, “kadın” ve “erkek” (cinsiyetleri) cinselleştirilmiş formda gerçekte yoklar diyor? Evet, cinsiyet teorisyenleri! Cinsiyet teorisyenleri maskülenitenin ve feminenliğin sosyal dayatmalar olduklarını iddia ediyorlar. Bir başka deyişle, bunların yapay olduğunu söylüyorlar. Bu teorisyenlerin, problemin asıl kaynağı olduğunu ilk başta farketmemiştim ama sonra cinsellik anlamında dünyamızda bir şeylerin ters gittiğinin farkına varmaya başladım. Görünüşe göre bir erkek doğuştan “İyi Çocuk” olmuyordu, “fabrikada” üretiliyordu. Bu nedenle “Erkek Ol!” dedim. Cinselliğin “sadece cinsel birleşmeden” bağımsız olmasını istiyorum yoksa dünya cinsiyetsiz ve can sıkıcı bir yer haline gelir. “Erkekliğe Doğru” yazısında bu düşünceye daha fazla eğildim. Bir grup erkeğe, bir erkek ne yapar da bu yaptığına ERKEK deriz diye sordum. Tekrar tekrar verdikleri tek cevap “kadınlarla seks” idi. Ben kadınlarla seks yapmanın büyük bir taraftarıyım ama bu, cinselliğin kovulduğunu ve sadece yatak odasına indirgendiğini gösteriyor. Cinselliğin yasa dışı sayılacağı ve sadece cinsel birleşme şeklinde olanına izin verileceği Yeni Bağnazlık Çağına girmekte olduğumuzu düşünüyorum. Bir kadının feminen, bir erkeğin de maskülen olması fikri bazılarını çileden çıkarıyor (ve bu bazıları insanlara nasıl davranmaları gerektiğini söylemeye hakları olduğunu düşünüyorlar!). Maskülen biri, cinsiyetsiz bir pısırığa göre hayattan çok daha fazla zevk alır. Şimdi size iyi bir gözlem söyleyeyim. Eğer cinsellik, (yasaklanması imkansız) cinsel birleşme hariç her alanda yasaklanırsa, bunun sonucu ne olur? Toplum daha cinsiyetsiz hale gelir. Bunun sonucunda da cinsel birleşme her geçen gün daha fazla abartılır ve anıtsallaştırılır.

11

Büyükanneleriniz haklıydı, cinsel birleşme hiç olmadığı kadar çok “göze sokuluyor” (eğer cinselliğinin bir yanını yasa dışı yaparsanız, diğer tarafına odaklanırız. Cinsellik bir yere akmalıdır). [Ayrıca, Pleasentville[2]’ın insan ırkının seksi 60'lara kadar keşfetmediği benzetmesi yanlış. Muhtemelen 50’lerde ve 40’larda bugüne göre çok daha fazla seks yapılıyordu. BEBEK PATLAMASI (BABY BOOM) nereden geldi sanıyorsunuz? ] Bizler, gökkubbe ile dünya arasında sürünen kurtçuklarız. “Erkekliğe Doğru” yazısı insanın “gökkubbe” ile bağlantısını ayrıntılı yazdım. “Piçin Sırrı” yazısında ise erkeğin “Yerle” arasındaki bağı. Kişisel olarak ben “Erkekliğe Doğru” yazısının “Piçin Sırrı” yazısından daha iyi olduğunu düşünüyorum. Zira günümüzde herkes dünyevi olana odaklanıyor ve manevi gökkubbe ile aramızdaki bağa hiçbir zaman değinmiyor. Herkes dünyevi olana meyilli. Hepimiz, sentuarlarız[3] ve bu dünyada yolculuğumuzda hayvanın üstünde yol alıyoruz. Hem hayvanı hem de “zihni/ruhu” anlamalıyız. Manevi olan ile aramızdaki bağı

söküp

atarak

maymunlardan,

kurtlardan,

köpeklerden

veya

Norveç

sıçanlarından farkımızın kalmamasının bize ne yararı olabilir ki? “Piçin Sırrı II” yazısı, ahlak olarak cinselliğin “dünyevi bağlantısına” odaklanırken, “Cesur Yeni Dünya” ise ahlak olarak cinselliğin “manevi bağına” odaklanıyor. Her ikisi de ele alınmalı. “Feminizm Yargılanıyor” gibi yazılar ise bu yeni bağnazların, feministlerin cinselliğe yaptıklarına karşı saldırılardır. “Kadınları elde etme” ve “kadınları anlama” gibi şeyleri çözmeye çalışmaktan vazgeçtim zira bu uğraşlar beni her seferinde erkeği tanımlama noktasına getirdi. Gündüzü gece

olmadan tanımlayamayacağınız

gibi,

kadınları

da erkekleri

tanımlamadan tanımlayamazsınız. Bu nedenle odağım CİNSELLİK konusuna kaydı, yani her iki cinsiyet ve onlar üzerinde hüküm süren kurallara odaklandım. Bana nasıl yardımcı olacaklarını görmek üzere, Doğanın sırlarını bulup ortaya çıkarmak istiyorum. Büyücü gibi görünmek istemiyorum ve beni böyle gören insanları da küçümsüyorum. ——————

12

İnsanların neden hala “Pook” hakkında kişi olarak konuştukları anlayamıyorum. Sanki kim “Pook”un en iyi psikanalizini yapacak diye bir yarışma var. Ben bu yarışmaya davetli değilim ve ne zaman benim ne olduğumu anlatsam, insanlar bana inanmıyorlar (!). Yazılarımla size nasıl düşündüğümü tam olarak anlatıyorum. Ama bu yeterli değil. Pook ya şudur ya da bu. Bu başlığı düşünün. Burada yazıyorum zira Pook’un kim olduğu hakkında konuşup duruyorlar ve Pook’un psikanalizini yapıyorlar, vs. Bu beni çok kızdırıyor zira ben Pook’un kim olduğunu biliyorum ve bunu gerçekten bilen tek kişi benim. Ve hızlı baştan çıkarıcılar[4] peşimi bırakmıyorlar. “’Erkek Ol’ demek yetmez, bize pratik tavsiyeler lazım!” Bütün bunlar olurken, genel olarak dünyevi ile ilgili olan “Piçin Sırrı” yazısı hala bilgisayarımdaydı. Sonunda bunlarla uğraşmaktan yoruldum ve yazıyı yayınladım. Ve herkes çenesini kapadı. Neden? Zira kendilerini anlamak yerine, “Pook’u anlamaya” çalışıyorlardı. “Pook şöyledir … Pook böyledir ….” Pook, Pook’tur. Bundan daha fazlasını söylemeye ne gerek var? PowerEgo’nun yeni yaptığı şeyi örnek vereyim. Pook’u işkolik (ah o terim) olmakla suçladı ve benim herkesin işkolik olmasını talep ettiğimi iddia etti. Sırf konuşmaya devam etsin diye onunla konuşmaya devam ettim zira “Gençlik Pınarı” yazısının bilgisayarımda durmakta olduğunu biliyordum. Onunla uğraşmaktan yorulduğumda, “Gençlik Pınar” yazısını yayınladım ve iş bitti. Başka bir forumda geçen şu alıntıya bakın : “Pook’un şimdiki açmazının temelinde kadınları, onları yanında bulundurmaya değmeyecek kadar aşağı yaratıklar olarak görecek kadar insandan saymaması var. Bunun SoSuave forumunda kimseyi rahatsız etmemesi şaşırtıcı değil zira “oyuncu” olmaya giden tüm yöntemlerin temelinde bu var. Bu tutumun “maskülenite” olduğunu düşünen herkesin eline birer sözlük alması lazım. Bir kadının zeki olması onu otomatik olarak maskülen yapmaz. Bu ikisi birbirinden tamamen farklı şeyler. Aynı şekilde cahillik ve ruh hastalığı seviyesinde aptallık maskülen falan değildir. Pook sözde entelektüel bir mastürbasyon yolunu seçtiği ve sürekli fikir çaldığı klasiklere ve Doğa’ya sırtını döndü.” 13

Bu insanlar, Pook’u entelektüel olmakla suçluyorlar! (Bu arada klasiklerden nasıl çalabilirsin ki! Hiçbirinin telif hakkı yok. Ben zaten daha klasikler ve onların cinsellik hakkında sunduğu bilgilere değinmeye başlamadım!) Ve bazı insanlar da entelektüelleri tokatladığım için bugünlerde bana kızgınlar! Hangisi beyler? Entelektüel miyim, değil miyim? Tahayyül edebileceğiniz gibi, bu Moliere’in kaleminden çıkabilecek değerde bir komedi. Son zamanlara birileri çıkıp “Pook kadın düşmanı! Kadınlardan nefret ediyor!” demeye başladı. Oysa içinde bir gencin “şeytan kadınlar! şeytan kadınlar!” diye bağırdığı, kadınları kötü insanlar olarak resmettiği ve benim de gence yanılıyor olduğunu ve kadınların sandığının tam tersi olduğunu anlattığım yazılarım var. Pook’un psikanalizini yapmaya yönelik tüm bu çabalar nafile. Pook hakkında endişelenmeyi bırakın ve kendiniz hakkında endişelenmeye bakın. Eğer Pook’un dedikleri hoşunuza gitmiyorsa, onu dinlemeyin. “Pook kocaman bir egoist!” Oysa gelişimin sadece alçak gönüllülük ile geldiğini söyleyen yazılarım var. Zira bir insan her şeyi biliyor ise, yeni hiçbir şey yazmayacaktır. Gökkubbenin altında aklınıza gilebilecek her şey ile yaftalandım ve suçlandım. Komik olan şu ki kendim hakkında doğruları söylediğim, “Feminizm Yargılanıyor” yazısı gibi yazılarda bile yalan söylemekle suçlandım! Hayır, ben ne olduğumu söylüyorsam oyum.

Dipnotlar : [1] Don Juan Bible (Don Juan İncili), SoSuave forumundan rafine edilmiş ve baştan çıkarma (seduction) ile ilgili temel bilgiler içeren derleme. https://www.sosuave.com/bible/bible.htm [2] Türkçe adıyla “Yaşamın Renkleri”, 1998 ABD yapımı komedi-drama-fantezi filmi. [3] Yunan Mitolojisindeki yarı insan – yarı at yaratık

14

[4] Speed Seduction. Ross Jeffries (asıl adı Paul Ross) tarafından geliştirilen PUA tekniği / programı.

15

Pook Erkek’in Acı Çeken Çaylağa Tavsiyesi http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=18291 Anti-Dump’ın[1] çok hoşuma giden bir metaforu var : “Bir kuş kadar özgür olmalısınız, oradan oraya kanat çırpıp, şakıyan ve hayatın tadını çıkaran bir kuş. Kadınlar bu kuş ile sikişmek ve onu kafese koymak isterler (kafes = bağlılık / ilişki). Kuşun kendisi kafesin içine uçmak istediğinde, bu kuşun bir problem olduğunu düşünmez misiniz? Sonuçta kim, kafesin içinde olmak İSTEYEN bir kuşu ister ki? Hayır, kadınlar ÖZGÜR, VAHŞİ ve GÜZEL kuşları isterler. Kadınlar İYİ BİR AV isterler. İyi av, kafesin içine uçmaya can atmaz. Kafesin içine uçmak isteyen kuşlar, yaralı ve muhtaç kuşlardır. Kadınlar anlaşılmaz değiller, olay bizim ne yapmamız GEREKTİĞİNE değil ne yapmak İSTEDİĞİMİZE odaklanmamız ve duygularımızın gözlerimizi perdelemesidir. Kadınların ayaklarını yıkamak ve onların heykellerini dikmek istiyoruz. Ama yapmamız

gereken

kadınlardan

saygı

beklemek

ve

onları

sadece

iyi

davrandıklarında ödüllendirmektir. Gerçek tutku sadece, erkek istediği zaman ve aniden kadını bırakmaya hazır olabildiğinde oluşur. Sonuçta eğer siz daha birinci kahve buluşmasında “seni seviyorum” derseniz, tutku buhar olur uçar. Çünkü bunu söyleyerek bir yere gitmeyeceğinizi gösterirsiniz. Çiçekler ve hediyeler ÖDÜL olarak kullanılmalıdır, kadının sevgisini SATIN ALMAK için değil. Eğer bir kadın sizi umursamaz ise, siz de ona umursamazlık ile meydan okuyun. Bir kadın size saygısızlık ederse, onu ona olan zamanınızı ve ilginizi geri çekerek cezalandırın. Bir kadın size sizin istediğiniz şekilde saygı ve ilgi gösteriyorsa, onu ödüllendirin. Bana göre sahip olabileceğiniz kadar kadını size getirecek ve ilişkilerinizi parlak ve ateşli tutacak olan düşünce yapısı şudur: arzu duymayın.

16

Tabii

ki,

tamamen

arzusuz

olmak

imkânsız.

Bir

erkekle

muhabbet

açıp

konuşabiliyorsunuz değil mi? Aynısını kadınlarla da yapabilmeniz lazım. Sizi bundan alıkoyan iki şey var : (1) kadınları anlamamak ve (2) arzunuzun sizi tedirgin ve gergin yapması. Bu sitedeki ve mesaj forumundaki[2] tüm mükemmel makaleler sayesinde 1 numaralı problemi kolayca aşabilirsiniz. 2 numaralı problemi aşmak ise biraz daha zor. Bazıları bu konuda doğal yetenektir (Peak[3]). Diğerleri ise, arzunun tüm kusurları göz ardı etmelerine ve mantıksız davranmalarına neden olduğunu anlayana kadar ard arda yanarlar, yere çakılırlar, reddedilirler ve korkunç ilişkiler yaşarlar (AntiDump). Aslında kendinizle övünmelisiniz zira ÇOĞU erkek romantizm konusunda USTA olduğunu düşünür (herkes, her şey hakkında haklı olduğunu düşünür). Buraya gelerek, DON JUAN[4] olma yoluna girdiniz bile. Yakında, kadınlar sizin varlığınızda tutku ile titreyecekler. Kendinizi eğitmek konusunda ciddi iseniz, bu site sizin hayatınızı değiştirecek. Benim hayatımı değiştirdi. Dipnot : [1] SoSuave forumundaki PUA muhabbetinden kırmızı hapa evrilecek olan öğretinin çıkmasında Pook kadar etkili bir başka yazar. [2] SoSuave.net [3] SoSuave forumundaki meşhur yazarlardan biri. [4] SoSuave forumunda, kadınları etkileme ve elde etme konusunda uzman olma mertebesi.

17

15 DERS https://www.sosuave.net/forum/threads/fifteen-lessons.59150/ Genç adam oturup hayatının bir sonraki safhası hakkında düşündü. “Artık bir kız arkadaş edinmenin zamanı geldi” dedi. Hayatının bu yeni yönü hem heyecan verici hem de korkutucuydu. “Ama başarı birçok yenilgi olmadan gelmeyecek” diye düşündü. “Keşke önümdeki acı verici denemelerden kaçınmanın bir yolu olsa idi”. Ve birden, mucizevi bir şekilde Pook belirdi! Genç adam, Pook’un önünde birden belirdiği herkes gibi, şaşkınlıktan dilini yutmuştu. Ama karşısındaki, konuşkan Pook idi. “Sana yol göstereceğim” dedi. Sürekli kalp kırıklıkları, yalnızlık ve hiçbir şey kontrolünde değilmiş hissine gerek yok. Beni takip et. Ben sana öğrenilmesi gereken birçok dersi öğreteceğim”. Genç adam “ama Pook” diye haykırdı. “Kendimi başlangıçtaki hataların içine bıraksam daha iyi olmaz mı? Hata yapa yapa ilerlemek başarıya giden en iyi yol değil mi?” “Hayır. Dersini alman için kalbinin kırılmasına gerek yok. Başarılı evlilikler, başarısız evlilik deneyiminin ardından mı geliyor? Tabii ki hayır. Ön …” “Öngörü nazikçe öğretir; hata ise vahşice” Bunun üzerine, genç adam sordu : “Peki, ilk ders nedir?” Pook, “beni takip et ve gör” diye cevap verdi. Genç adam Pook’u yakınlardaki bir üniversitenin kampüsüne kadar takip etti. “Dikkatle izle. İlk ders geliyor.”

18

Birinci Ders Arzu ile dolup taşan genç bir erkek, çok güzel bulduğu bir kız gördü. Kız etrafta dolaşıyor ve kendi işine bakıyordu. Genç adam içinden “onunla konuşmalıyım” diye geçirdi. “Gidip konuşmalıyım!” Ama vücudu kendisine itaat etmiyordu. Orada öylece durdu ve sıcak basmasına rağmen göz ucuyla kızı izlemekten başka bir şey yapmadı. Kız sonunda gözden kayboldu ve genç adam kendisine daha fazla lanet okudu. Sonra, öncekinden de güzel bir kadın belirdi! Genç adam içinden “gidip merhaba demeliyim” diye geçirdi. Ama buna rağmen yine orada heykel gibi durup için için yanmaktan başka bir şey yapmadı. “Bu kız benim ligimde değil. Benim gibi bir erkeğe asla yüz vermez!” Kıza hiç yürümedi ve kız bir süre sonra gözden kayboldu. Ve sonra, önceki iki kızdan da güzel bir kadın belirdi! Genç adam bir şekilde bu kıza yürüdü. Tedirgin bir şekilde “merhaba” dedi. Kız hoş biriydi. Genç adam en sonunda kızın telefon numarasını istedi, ama kız telefon numarasını vermeyi reddetti. Genç adam başarısız olmasına rağmen, denediği için kendisini çok daha iyi hissetti. Ve birden hatasının farkına vardı. “Reddedilmek, pişmanlıktan iyidir.” “Unutma” dedi Pook. “Değişim azar azar olur. Daha önce hiçbir fırsat görmüyordun. Şimdi ise etrafında birçok fırsat görüyorsun ama onları değerlendiremeyecek kadar tereddüt ediyorsun. Yavaş yavaş, daha fazla farkına varmaya başladın.” “Ne demek istiyorsun?” “Kendini tereddüt içinde bulduğunda, her zaman harekete geçmeyi seç. Hoşuna giden bir kız gördüğünde orada saksı gibi dikilme, öküz gibi bakma ve “mükemmel anı” bekleme. Yürü, yürü, yürü!” “Pook, yapamam. Biliyorsun … kendime güvenim yok. Bende o kendine güven yok!” 19

“Sen SEBEP ile SONUCU birbirine karıştırıyorsun. Tereddüt içindeki ruh halinin sebebi kendine güveninin olmaması değil. Sen istediğin, arzu ettiğin şeyi elde edemedin. Tereddüt içindeki ruh halinin nedeni budur.” “Ne?” “Bir kısır döngüye kapılmışsın. Tereddüt ediyorsun zira işlerin istediğin gibi gitmesine alışık değilsin. Ve işler hiçbir zaman istediğin gibi gitmeyecek zira sürekli tereddüt içindesin. İstediğin şeyi görüyorsun, tereddüt ediyorsun ve fırsat penceresi kapanıyor. Sonra bu bir daha oluyor. Bir daha. Bir daha. Harekete geçmemeyi her seçtiğinde, kendini biraz daha reddediyorsun.” Pook devam etti. “Tereddüt döngüsünün insanı götürdüğü yer budur. Senin tereddüt dünyanda, her döngüde erkekliğini biraz daha fazla törpülersin ve sonunda tam teşekküllü bir İyi Çocuğa dönüşürsün. İyi Çocuğa dönüştükten sonra, tereddütünü ortadan kaldırmak için yürümeni risksiz yapmaya çalışırsın. Ve sonra hediyeler vermeye, şiirler yazmaya, çiçekler almaya ve aşkını ilan etmeye başlarsın. Olmayan sinyalleri, sonunda senin onların olmasını istediğin anlama gelene kadar defalarca analiz etmeye başlarsın. Ve en sonunda, onu tanrıça mertebesine çıkarıp önünde diz çökerek ona tapınmaya başlarsın. “Eğer daha az acı ile muhtemel bir çok acı arasında tercih yapabilme şansımız varsa, her zaman daha az acıyı seçmeye meyilliyiz. Ergenliğinde, bir kıza yürüyüp başarısız olduğunda herkesin seninle dalga geçtiğini düşündün. Bu doğru olsun ya da olmasın, sen bunun doğru olduğunu düşündün.

Bu, senin kısır döngüde

hapsolmanın nedenidir.” “Ama Pook! Bu döngüyü nasıl kıracağım?” “Harekete geçmeme kararının, harekete geçmekten daha acı verici olduğunun farkına varacaksın. Çocukluk bitti artık. Artık bir ERKEKSİN. Kızlara yürümek zorundasın. Bundan sonra her zaman harekete geçmeyi seç. Yıllarını tereddüt içinde yaşamakla heba etmiş olanlarımız, reddedilmenin her zaman pişmanlıktan daha iyi olduğunu biliyorlar. Her zaman.”

20

İkinci Ders Kadın ardında bir erkek ile eve girdi. Erkek, birazdan olacağını düşündüğü “yakınlaşma” yüzünden ağzı kulaklarında gülümsüyordu. Ama eyvah, kadın birden erkekler hakkında atıp tutmaya başladı. “Eski erkek arkadaşım piçin tekiydi”, diye başladı. “Neden erkekler bana kötü davranıyorlar?” Erkek bunun üzerine Bay Duyarlı’ya dönüştü. “Sakin ol” diye mırıldandı. “Onlar senin ne kadar mükemmel bir kız olduğunu bilmiyorlar! Sen her açıdan güzelsin, sevimlisin,

büyüleyicisin

ve

başdöndürücüsün.

Ama

bu

gerizekalılar

bunu

göremiyorlar.” Kız “sen çok iyisin! Ne kadar iyi bir arkadaşsın!” diye devam etti. “Sana erkeklerle olan diğer problemlerimi de anlatmama izin ver …” Ve erkek, biraz önce olabilecek “yakın aksiyon” düşüncesiyle heyecan içinde olan erkek, büyük bir hayal kırıklığı ve içinde yankılanan boşluk hissi ile evden çıktı. “Arkadaşlık sayesinde, aşkın eninde sonunda ortaya çıkacağını düşünmüştüm. Ne kadar da yanılmışım! Kız seni arkadaş olarak görürse, en fazla arkadaş olabiliyorsun.” Erkek eve girerken, kapının üzerinde bir yazı olduğunu farketmişti. O zaman, o yazıyı okumayı düşünemeyecek kadar heyecanlı idi. Şimdi evden çıkarken, yazıyı okudu. Arkadaşlık – Girerken sahip olduğun tüm umudu kapıda bırak! “Ama neden Pook? Arkadaşlık neden umutsuz olsun!? Ben arkadaşım olan kıza aşık olabiliyorum, onlara da aynısını olmuyor mu?” Pook bunun üzerine bir kadın çağırdı. Kadın bir ateş topunun içinde belirdi (muhtemelen tüm kadınların ait olduğu yerden geliyordu …). “Ey kadın, söyle bana! Neden arkadaşın olan erkeklerin peşinden koşmuyorsun?” Kadın birinin kendisine böyle bir soru sorabilmiş olmasına şaşırmış gibi baktı. “Çünkü, onlar sadece arkadaşım olduğundan.” 21

“Ama onlar sana aşık olmuyorlar mı?” “Evet oluyorlar. Arkadaşım olan erkekler bana sık sık aşık oluyorlar.” “Doğruyu konuş madam, sen ve arkadaşın olan erkekler birlikte ne yaparsınız?” “Hıım, takılırız. Bol bol konuşuruz.” “Konuşmak? Ne hakkında konuşursunuz?” “Her şey. Aklımıza gelen her şey hakkında.” “Ve onlar sana aşık oluyorlar.” “Evet.” “Tamam” dedi Pook. “Artık aradığımız cevabı bulduk. Şimdi gidebilirsin.” Ve kadın geldiği gibi bir ateş topunun içinde gözden kayboldu. “Ne cevabı?” “Nedeni, erkek ve kadın cinsiyetinin farklı olması. Söyle bana genç adam, erkek arkadaşlarınla birlikte iken neler yaparsınız?” Genç adam düşündü. “Basketbol oynarız. Şehirde arabayla gezeriz. Video oyunu oynarız. …” “Sen ve erkek arkadaşlarınız oturup duygularınızdan ve hayatınızın nasıl gittiğinden konuşur musunuz?” Genç adam sinirlenmişti. “TABİİ Kİ HAYIR!” “İşte cevap bu. Erkekler sırf konuşmak için bir araya gelmezler. Biz bir şeyler yapmak için bir araya geliriz. Kadın arkadaşlarımızla birlikte iken, çok daha fazla çene çalarız. Biz konuşma, duygularımızı ve deneyimlerimizi paylaşma gibi şeyleri romantik olarak ilgilendiğimiz kadına sakladığımız için, kadın arkadaşlarımızla birlikteyken aklımız karışır. Bu nedenle de onlarla romantik olarak ilgilenmeye başlarız.” “Ama Pook, ya kadınlar?”

22

Pook tepelerinden geçen telefon hatlarını işaret etti. Hatların arasında elektrik arkları akıyor ve parlıyordu. “Telefon hatları! Yanıyorlar!” “Kadınlar bir araya geldiklerinde ne yaparlar?” Genç adam ateşler çakan telefon hatlarına baktı. “Konuşurlar!” “Ne hakkında?” Kıvılcımlar üzerine yağarken genç adam biraz düşündü. “Her şey hakkında!” “Kadınlar genellikle bir araya gelip sadece bir şey yapmaya alışık değillerdir. Bu nedenle arkadaşları olan erkeklerle bir araya geldiklerinde, onların da kafası biraz karışır.” “Anlıyorum …” “Bu nedenle arkadaş olalım yolunu unut. İlgini çeken bir kadın gördüğünde, ona romantik ilgi ile yaklaş. Eğer seni arkadaş olarak görürse, her zaman arkadaşı olarak kalırsın.”

Üçüncü Ders Bir erkek bir kadını aradı ve onu dışarı çıkmaya davet etti. Erkek heyecanlıydı, tedirgindi; utangaçtı. “Yani yarın buluşuyoruz değil mi?” Kız, “hımm, evet” diye cevapladı. Ve yarın akşam oldu. Erkek bütün gün boyunca bu buluşmayı düşünerek ızdırap çekti. Buluşmada nasıl davranmalıydı? Ne giymeliydi? Yeteri kadar parası var mıydı? Kız için yeterince eğlenceli biri olacak mıydı? Ama zavallı çocuk bütün gün boyunca çektiği ızdırabın boşa olduğunun farkında vardı. Buluşma falan yoktu. Kız oğlanı ekmişti.

23

Belli ki, kızın geçerli bir bahanesi OLMALIYDI. Belki de başına kötü bir şey gelmişti. Belki arabası çalışmamıştı. Belki de tam o gece, iki aşığın yıldızlarının hizalanmasına engel olan kozmik ve olağanüstü bir olay meydana gelmişti. Bu nedenle yeniden denedi. “Birbirimizi yanlış mı anladık?” “Oh, hımmm … Evet.” “Hala buluşmak istiyor musun?” “Tabii ki.” “O zaman hadi şu gün buluşalım. Tamam mı?” “Tamam!” O gün geldi. Erkek yine ekildi. Ama erkek olayı yine de mantıklı bir açıklamaya bağladı. Kız, hayatında bazı şeylerin olmakta olduğunu söylemişti. Kız onunla buluşmak istediğini söylemişti. Kız onunla vakit geçirmenin sorun olmadığını söylemişti. Belli ki, bir şeyler olmuştu. Sonuçta, buluşmaya evet diyen kızın kendisi değil miydi? Kısacası erkek kızı bir daha aradı ve başka bir buluşma ayarladı. Ve önceki gibi YİNE ekildi. Erkek “AGRHHH” diye haykırdı. “Bu benim hatam zira yapmam gereken …” “Ne söylediğine değil ne yaptığına bak.” Pook genç erkeği, üzerinde muhteşem bir tablo asılı duran bir duvarın yanına götürdü. Tabloda erkeğin kendisine çok benzeyen bir erkek resmedilmişti. Tablodaki erkek, dişi bir canavarın, sfenksin önünde duruyordu! Erkek, “bu canavar nedir?” diye feryat etti. “O canavar tüm kadınlardır, doğa ananın kendisidir! Bu iğrenç sfenks kalpleri söküp atar ve bilmecesine cevap veremeyenleri yiyerek beslenir[1]. Tablodaki o adam, sfenksin bilmecesini çözdü. Bu nedenle de ona, DON JUAN denilmeye başlandı.” “Peki sfenksin bilmecesinin cevabı neydi?” 24

“Cevap, aslında ortada bilmece olmadığıydı. Kadın, herhangi bir bilmecesi olmayan sfenkstir. Ona sırlar, gizemler atayan, onları yüksek mertebelere ve tanrıça statüsüne çıkaran, bizim zihnimizdir.” Pook, genç adamın kafasının karıştığını fark etti ve açıklamaya devam etti. “Yukarıdaki örneği ele alalım! Elemanın nasıl tekrar tekrar ekildiğine ve yine tekrar tekrar bunu nasıl rasyonalize ettiğine bak! Bu eleman kaç kere “sinyalleri” kendi hoşuna gidecek şekilde rasyonelleştirdi? Tanrıça hazretlerine ki adamın kafasında hatun tanrıçalaşmıştı, kaç kere hediyeler ve hazineler adadı? Elemanın aşırı aktif hayal gücü kızın saygısızlıklarını, sığlığını ve kusurlarını kaç kere ‘aşka’ çevirdi?” “Yani biz tabloda ne görmek istiyorsak onu mu çiziyoruz?” “Aynen öyle! Ne söylediğine değil ne yaptığına bak. Zihninin görmek istediğine göre değil ne yaptığına göre yargıla. Kibrimiz, bize ilgisi olmayan her kadının imajını alıp onu gizli gizli bizi seven bir aşığa dönüştürür (kadınlar da duymak istediğimiz şeyleri söylerler). Bu nedenle de bir kadının bizimle ilişkisini değerlendirirken, söylediklerine değil yaptıklarına bakmalıyız.”

Dördüncü Ders Bir erkek kendisini güzel kadınların ortasında buldu. Ama ortamda aynı zamanda kendisine güveni yüksek olan birçok erkek de vardı. Bu erkekler daha yakışıklıydılar. Daha zengindiler. Daha çekiciydiler. Her açıdan daha iyiydiler. Ama bu erkek de kendisinin bazı şeylere sahip olduğunu biliyordu. Bu şeyler sadece diğerlerinin sahip oldukları gibi cafcaflı değildi. “Sabırlı olacağım ve kartların doğru yere düşmesini bekleyeceğim” dedi. Bunun atalet ya da yavaşlıkla alakası olmadığına dikkat edin. Güzel kadınların dikkatinin ya da rakiplerinin başarılı veya başarısız olmasının, kontrolü kaybetmesine neden olmasına izin vermedi. Güzel kadınlar “gel buraya” diye feryat ettiklerinde, diğer erkekler onlara koştular. Ama bu erkeğe aynı şeyi yaptıklarında, erkek sadece güldü ve YOLUNA DEVAM ETTİ. Diğer erkekler, daha yakışıklı olmalarına rağmen kız arkadaş bulma arzularına yenik düştüklerinden kızları kaybettiler. Sabırlı adam ise kızları kaptı.

25

İki kolunun altında iki kadınla “şimdi anlıyorum” dedi. “Sabır, rafine edilmiş kendine güvendir.” Genç adam “ama Pook” diye isyan etti. “Sabır nasıl kendine güven olabilir? Kendine güven cesaret demek değil midir? Sabır nasıl kendine güven ve eylem anlamına gelebilir? Pook genç adama “seni aptal çocuk!” diyerek bir tokat attı. “Şimdi seninle Don Juan’ı çağıralım ve onun nasıl davrandığını gözleyelim.” Bir ışık hüzmesi içinde Don Juan yeryüzüne indi. “Ey Don Juan, duy sesimi! Etrafta kadınlar var ve erkekler onlara yürüyorlar! Buna senin tepkin nedir?” Don Juan omuz silkti ve güldü. Genç adam “ne?” diye bağırdı. “Diğer erkekler kızları kapacaklar! O nasıl böyle rahat olabilir?” “O bu kadar rahat zira kendisinin iyi bir av olduğunu ve kadınları elde etmenin kolay olduğunu biliyor. Kendisinin Yakışıklı Prens olduğunu biliyor.” “Ama kadınlar …” “… onlar önemli değiller. Odağın kendin olmalı! Hemen her kadını elde edebilen erkekler, diğer erkeklerin kızlara yürümesinden korkmaz ya da tedirginlik hissetmezler. O, diğer erkeklerin bilmediklerini bilir. Aslında, akıllı ve seçici kızları aptal piliçlerden ayırmak için onların serbestçe hareket etmesine izin verebilir. Kaslar konusunda olduğu gibi. Genelde fiziksel olarak en güçlü olan erkekler, kendi kapasitelerinin bilincinde sessiz ve sabırlıdırlar. Gürültülü yapanlar genellikle, gerekli yeteneğe sahip olmayanlardır. Daha sessiz olanlar genelde daha büyük köpeklerdir ve küçük köpekler aradaki boyut farkını gürültülü bir şekilde havlayarak kapatmaya çalışırlar. Dünyayı kontrol edenler sabırlı olanlardır, sabırsız olanlar ise dünyanın kontrolü altındadır!

26

Beşinci Ders Bir kadın ona azimle yavşıyordu ve erkek bu duruma alışık olmadığı için şaşırmış ve dona kalmıştı. Erkek, sabredecek kadar bilge idi. Ama … Kadın ona daha da yaklaşıyordu. Onu görünce, gözleri parlıyordu. Öpücük ve öpüşme üzerine şakalar yapıyordu. Erkek, kadını öpme dürtüsünü hissetti ama buna karşı koydu. Bir süre sonra, kız soğudu. Erkekle ilgilenmemeye başladı. Ve erkeği bırakıp başka limanlara yelken açtı. Erkek “aman Tanrım” diye uyandı. “Onu öpmeliydim. Bazı öğretileri takip ediyordum ve kendim olmayı bıraktım. Kendi içsel doğamı takip etmeliydim ve … “Sezgilerine güven!” Genç adam, “sezgilerine nasıl güvenirsin?” diye sordu. Pook onu bir kahvaltı masasına götürdü. Masada bir çocuk oturuyordu. “Şimdi, söyle bana. Bu çocuk yemek yemesi gerektiğini nereden biliyor?” “Yemek hemen önünde. Yemeğin kokusunu alıyor ve onu görüyor. Ağzının suyu akıyor.” “Ve kadınlar konusunda da olay budur! Çocuk daha sonra ne yapar?” “Masadakilerin tadına bakar.” “Ama bunu ne zaman yapacağını nereden biliyor?” “Hisleri ona ne zaman tadacağını söyler. Ne zaman yemek yiyeceğini bilir zira yemek hazırlanmıştır, pişirilmiştir ve önüne konulmuştur”. “Ama hangi mekanizma bunu ona söyler?” Genç erkek gülümsedi. “Midesi.” “Kadınlarla da durum aynıdır! On yıllar süren gelişme ve büyüme sürecinde buna hazırlanırlar. Bunu hayal ederler. Bunu isterler. Oh evet, bunu isterler! Senin neşen, senin ilgin, senin arzun ve onların arzusu ile olaya ısınırlar. Kendi kendilerini sana 27

sunarlar. Şu giydiğini kendisi için mi giyiyor sanıyorsun? Kadınlar bakılıp hayran olunacak takılar değillerdir. Tüketilmek için vardırlar. Sen bunu biliyorsun. Onlar bunu biliyorlar.” “Anlıyorum …” “Doğanın halihazırda çalışan bir sistemi var. Dünyanın hiçbir felsefesinin sana faydası yok. Çalıştıkları düşünülen felsefeler, doğanın müziği ile en uyumlu olan felsefelerdir. Ya sistemle aynı yönde akarsın ya da akıntının tersine acı içinde yüzersin. Bu nedenle, SEZGİLERİNİ dinle.”

Altıncı Ders Erkek kendisine bir kız arkadaş arıyordu. Birçok kıza yürüdü ve onları KAZANMAK için elinden geleni yaptı. Hepsinde de yenilgiye uğradı. Kızın birine çiçekler aldı, diğerine hediyeler. Bir başka kıza çikolatalar aldı. Kızla konuşurken, kızın her dediğine hemfikir oldu. Yapacaklarını planlarken, kızın tek sözüyle tüm planlarını değiştirdi. Kadınlar tüm hayatının etrafında döndüğü birer güneş oldular. Ama zavallı erkek sürekli yere reddedildi ve acı çekti. Daha yaşlı kadınlar ve arkadaşları “çünkü senin ne kadar İYİ olduğunun farkında değiller” dediler. Ama yine de erkek, tüm reddedilmelerinde ve acılarında ortak bir noktayı fark etmeye başladı. “Bütün bunlarda tek sabit benim. Ya bütün bu yenilgilerin sebebi benim ısrarla yapıp durduğum bir şey ise?” Aynı şeyleri yapmaya devam etti. Beklendiği gibi yine reddedildi, yine acı çekti. Ama birgün içinde bir şeyler kaydı. “Artık yeter!” dedi. “Neden dilenci gibi davranıyorum? Zekiyim, yakışıklıyım, geleceğim parlak ve asıl kadınlar beni elde etmek için çalışmalı!” Ve sonunda, çiçekler almayı, hediyeler vermeyi, çikolatalar getirmeyi, kızın her dediği ile hemfikir olmayı, her şeyi kıza göre planlamayı ve onun kaprislerinin yörüngesinde dönmeyi bıraktı. 28

“Artık hatunları göklere çıkarmak yok” zira … “Sen çok iyi bir avsın.” “Evet” dedi Pook. “Sen kazanılması gereken bir ödülsün.” Genç adam büyük bir sevinç ile hoplayıp zıpladı. “Süper! Bu demektir ki kılımı kıpırdatmayabilirim, hayalperest alışkanlıklarıma devam edebilirim ve kendimi değiştirmek için hiçbir şey yapmama gerek yok! Bunu duyduğuma sevindim zira ben zaten mükemmelim ve kimse için değişmeme gerek yok!” Pook genç erkeğe okkalı bir tokat attı. “Aptal ergen! Eğer hayat seni değiştirmiyorsa, sen o hayatı yaşamıyorsun demektir! Hayat tarafından tamamen değiştirilmeyenler, onun zerre farkında olmayanlardır!” Ama genç erkek inatçıydı. “Ben” dedi, ders verir bir tonda. “hiç kimse için değişmeyeceğim.” “Ya kendin için?” “Kendimi olduğum gibi seviyorum!” “Tamam! Bu kadar yeter!” Genç erkek şaşırmıştı. Pook’u hiç sinirli görmemişti.”Ben neysem oyum” diye ısrar etti. Bunun üzerine Pook 2 genç erkeği yanlarına çağırdı. Her biri birer köşede duruyorlardı. Pook şöyle dedi : “Önümüzde, hayatın başında iki erkek var. İkisi de aynı kökenden geliyorlar ama gittikleri yerler birbirlerinden çok farklı. Önce birinci erkeğe bakalım.” Genç erkeğin çocukluğuna şahit oldular. Çocuk kafasını çarptığında, gidip annesine ağlıyordu. Annesinin eteğini çekiştiriyordu. Annesinin yanında güvende ve rahat hissediyordu. Babasının yanında ise için için, anlamlandırmadığı bir korku hissediyordu. Cezaları, süreleri ve öğrenilmesi gereken dersleri babası belirliyordu. Çocuk ise bu tür zor şeylerden uzak görünen annesinin yanında olmayı tercih ediyordu.

29

Sonra, ikinci genç erkeğin çocukluğuna gittiler. Onun çocukluğu da birinci erkek ile tıpatıp aynı idi! Genç erkek sabırsızlıkla, “bununla nereye varmaya çalışıyorsun?” diye sordu. “İzle” dedi Pook. Birinci erkek, annesi ile beraberken hissettiği o çekici, ana rahmindeymiş gibi güven veren histen hiçbir zaman kurtulamadı. Gerçek hayata atıldığında, zamanın rüzgarı nereye eserse oraya savrulan bir yaprak gibiydi. Hayatta ne yapmak istediğini bilmiyordu ve bu nedenle çevresindekiler ne yapıyorsa onu yaptı. Arkadaşlarının elinde, kendi işine bakmak için hiçbir zaman gruptan kopamayan bir kukla idi. Oyun oynamak ona annesinin yanındayken hissettiği rahatlık ve neşeyi hatırlatıyordu ve bu nedenle oyun oynamayı çok seviyordu. Sonunda bir kız buldu ya da daha doğrusu kendisinden hoşlanan (belki de kim bilir kendisine tahammül edebilen) ilk kızı seçti ve evlendi. Ne yazık ki evliliği sadece birkaç yıl sonra bitti ve boşandılar. Zavallı erkek “beni neden terk etti?” diye zırladı. “Onu EL ÜSTÜNDE tuttum! Ona her gün çiçek aldım. Şiirler okudum. Ona sürekli olarak onu sevdiğimi söyledim!” Kadın ise “ondan bıktım” diye yakındı. Erkek hayatta yıkılarak ve sonra tekrar yıkılarak yol aldı ve hayatı boyunca çocukluğunun neşe dolu kumdan kalesini tekrar inşaa etmeye çalışsa da, hayatın dalgaları kaleyi yıkıp durdu. Sonunda unutulmuş ve önemsiz biri olarak öldü gitti. “Offf!” diye haykırdı genç adam. “Bu çok korkunç!” Pook, “korkunç olan ne?” diye sordu. “Sonuçta o sadece kendisi oldu! “Şimdi ikinci genç adama bakalım.” İkinci genç adam, artık çocukluğun bittiğini kısa zamanda anladı. Yaz tatillerinin dertsiz tasasız ve feminen saadetinin sonsuza kadar tekrarlamaya çalışmak yerine, gerçekliğin kucağına atladı. “Hayatımı bir hiç olarak yaşamayacağım!” dedi. Arkadaşları ve çevresi onun sürekli kendisini geliştirmesini, yeni yeni yetenekler elde etmesini şaşkınlıkla izlediler. O ise tam tersine arkadaşlarına şaşırıyordu. “Sanki zamanda donup kalmış gibiler” diyordu. “Ben değiştim ve bunu onaylıyorlar. Ama onlar aynı kaldılar!” İstediği kadını SEÇTİ. İstediği kariyeri seçti. İstediği kaderi seçti. Hayatın zorluklarına meydan okudu ve onlar karşısında geri çekilmeyi reddetti. Birinci genç adam yaşadığı çağ ile tanımlanıyor iken ikinci genç adam yaşadığı çağı 30

tanımladı! Öldüğünde ardından, sayısız insan ağladı. Onun bir dahi olduğunu düşündüler. Diğerleri onun çağının ötesinde bir yetenek olduğunu söylediler. Bazıları ise ona ilahi bir el değdiğinden bahsettiler! Bu zavallı aptallar başarıyı başka ne şekilde tanımlayabilirler ki? “Böyle bir şeyi insan sonradan kazanamaz” dediler. “Doğuştan gelen bir şey olmalı.” Hayır! O böyle başarılıydı zira o, dünyanın ve kültürün elinde şekillenmek yerine onları elleriyle şekillendirmeyi seçen bir Erkekti. Pook “fark çok basit” dedi. “Birinci genç adam yüzünü bebekliğe dönmüştü. İkinci genç adam ise yüzünü bebeklikten öteye dönmüştü. Birinci genç adam ana rahmine geri dönmeyi diliyordu; ikinci genç adam ise ana rahminden uçup gitmeyi istiyordu. Birinci genç adam dünyada yumuşak ve rahat bir yer arıyordu; ikinci genç adam ise yumuşacık rahatlığı ardında bırakmayı diliyordu. Birinci genç adam olağandı; ikinci genç adam ise olağanüstüydü. Bu nedenle ikinci genç adam Çok İyi Bir Avdı ama birinci genç adam en fazla evrende boşluk dolduruyordu. “Anladım” dedi genç adam. Şaşkınlık içindeydi. “İkinci genç adam sürekli daha iyi olmak için çalışıyordu. Birinci adam ise, eğer daha kötüye gitmediyse, aynı kaldı.” “Aynen! Bu ÇÜRÜMEK ile OLGUNLAŞMAK arasındaki farktır. İyi bir meyve olmaya bak! KAZANILMAK istenen ödül ol!”

Yedinci Ders Genç adam, artık arzularına hükmedebildiğini düşünüyordu. Artık kız arkadaş – erkek arkadaş ilişkisindeydiler ve o mahçup ilk zamanlar geride kalmıştı. Her şey güzel gidiyordu! Bir şey hariç … “Ben açım,” dedi kız (zaten sürekli aç değiller mi?). “Bana öğle yemeği alsana.” Zavallı genç adam. İlişki öncesinde ve başlarda bunu yapmayacak kadar olayı biliyordu. Ama şimdi kendi kendine şöyle dedi : “O benim kız arkadaşım. Onu mutlu etmeliyim!” Ve kıza öğle yemeği getirdi. Kız karnını doyurduktan sonra tatmin olmuş muydu? HAYIR! Kız şöyle devam etti : “İşte şunu şunu yapmam lazım. Gerekli malzemeleri alıp getirebilirsen çok güzel olur.”

31

Ve efendi adam hemen alışverişe çıktı! Alışverişten geri geldiğinde, onu yeni işler beklemekteydi. Zavallı efendi adam! Bu böylece sürüp gitti! Daha fazla iş, daha fazla ödev ve bir de baktı ki kızın parmağının ucundaydı. Sonra ne oldu : “Sanırım biz sadece arkadaş olarak kalmalıyız” dedi kız. Efendi adam yıkılmıştı. Ama aynı zamanda kafası da karışmıştı. Onu hoş tutmak için elinden geleni yapmıştı ve sonuç bu muydu? “Ahh” diyerek ayıldı. “Onun isteklerini tatmin ederken kendi yolumu kaybettim. Sen onun hizmetkarı oldun mu, o seni arkadaş olarak görecektir”. Zira … “Saygı her şeydir.” “Ama Pook, neden? Neden saygı bu kadar önemli?” “Böyle bir soru beni aşar. Gel büyük bir filozofa soralım.” Ve birden bire Sokrates belirdi! “Sokrates! Sen buraya çağırıldın! Bunu biliyor muydun? Saygı neden hayatidir sorusunu cevapla.” Ve Sokrates cevapladı : “Bu kolay bir soru Pook. Saygının olduğu her yerde korku da vardır, ama korkunun olduğu her yerde saygı yoktur. Çünkü korku saygıdan çok daha geniş bir alanı kaplar.” Bunu dedikten sonra Sokrates mavi bir dumana karışıp gözden kayboldu. “Oh ulu bilge! Eşsiz ruh! Saygı, konulmuş sınırların farkına varmaktır. Sonuçta, bir korku hissi olmadan (senin çekip gidebileceğin korkusu), saygı nasıl kazanılabilir? Kadındaki gerçek tutku, sadece erkek kolayca çekip gidebilecek biri olduğunda ortaya çıkar; Büyük Avın çekip gitmesi kadın için en büyük korkudur.” “Çekip gitmek?” “Evet. Şimdi karşı cinse bir soru soralım. Ey kadın, buraya gel!” Kadın ateş ve kıvılcımlar içinde yanlarında belirdi. “Bilmeceyi cevapla : bir erkeğin çekip gitmeye istekli / hazır olması sizi neden baştan çıkarıyor?” 32

Kadın güldü : “Bunu herkesin bildiğini sanıyordum. Bırakıp gidebilen erkek, alternatifleri olan bir erkektir ve bu erkek, kadının yerine başka bir kadını kolayca koyabilir. Başından bir kadına bağlanmış bir avukat, doktor ya da politikacı bulamazsın.” “Gidebilirsin!” ve kadın bir ateş ve kıvılcım yumağında gözden kayboldu. “Yani İyi Av her zaman çekip gitmeye hazır mıdır?” “İyi Av saygıdır. Kadın seni emir eri olarak kullanmak yerine seninle hayatın tadını çıkarmalıdır. Sen Erkek Adam ol ve saygı istiyorsan önce kendine saygı duy.”

Sekizinci Ders Artık genç adamın kadınlar konusunda bir sürü savaş planı vardı. “Eğer şöyle yaparsa …” dedi genç adam, “ben de şöyle yaparım.” İlgi sinyallerini ezberledi ve kafasını bu konuda yapılan felsefe ile doldurdu. Fakat şuna da şahit olup duruyordu : kadınları baştan çıkarmak konusunu bilmeyen birçok erkek, skor üzerine skor kaydediyorlardı. Bu nasıl olabilirdi? Aynı zamanda büyük bir problemle de karşı karşıyaydı. Bir kadınlar normal bir şekilde konuşurken oldukça rahattı. Ama ucunda cinsellik varken konuşmak, kendisini suçlu ve kirli hissetmesine neden oluyordu. Arzusuz olmak onu muhtaç olmaktan koruyordu tamam ama bu ona kadın getirmiyordu. Aslında, kadınları arzulayan erkeklerin arzuları karşılık buluyordu. Ve sonunda kafasına dank etti, “Sadece Cinsel Olanlar kızları elde ediyorlardı.” “Bunu anlamıyorum Pook!” Bunun üzerine Pook genç adamı alıp Leonardo da Vinci’nin atölyesine götürdü. Genç adam oturup, büyük bir ekranın önünde duran Pook’u izlemeye başladı. Leonardo’nun Erkek resmi gibi, Pook’un da bir Kadın resmi vardı.

33

Pook işaret parmağı ile Kadına dokundu. “Kadınlar,” dedi, “tamamen cinsellik dolu yaratıklardır. Senin entelektüel birikimine tepki vermezler. Senin zekana tepki vermezler. Sadece senin cinselliğine tepki verirler.” “Pook, ne demek istiyorsun?” “Çoğu erkek kendi cinselliklerinden korkar! İyi Çocuklara bak! Onlar erkek değiller, androjenler. Oyuncak ayı gibiler.” Genç adam anlamıyordu. Pook bir İyi Çocuğu ve bir kadını yanlarına çağırdı. “Bak,” dedi Pook. “Kadın İyi Çocuğu kendi zevk sarayına çağırdı. Seksi elbiseler giyiyor …” (Genç adam onaylayarak kafasını salladı ve ağzından salyalar akarak kadına baktı.) “O KADIN olmakla meşgul. (Genç adam yine onaylayarak başını salladı.) “Kadın basit bir şekilde kadınlığını yaşıyor … Şimdi de İyi Çocuğa bak!” İyi Çocuk oldukça rahatsız ve endişeli görünüyordu. “İyi Çocuk, ERKEK olamıyor. Olduğu şeyi olamıyor. Bu kadar yeter.” Pook başka bir örneği yanına çağırdı. “Burada İyi Çocuk, hatuna arkadaş oyunu ile sülük gibi yapışmış.” “Neyse, gel kadına soralım. Ey kadın, söyle bize. İyi Çocuğun penisi var mı?” “Ne? Bay. İyi Çocuğun mi? YOK TABİİ! Onun bir penisi olamaz!” Fakat genç adamın kafası hala karışıktı. “Hala anlamadım.” “Bir kızla ilişkinin neyle ilgili olmasını isterdin?” “Şey …” “Onunla bütün gün DNA ve genetik hakkında mı konuşmak istersin?” Genç adam güldü : “Tabii ki hayır!” “O zaman onunla DNA ve genetik hakkında konuşmayı bırak! Onunla İNEK konuları konuşmayı bırak. Kendine laboratuvar arkadaşı aramıyorsun değil mi?” “Ben seks istiyorum. Cinsellik içeren bir ilişki istiyorum.” 34

“O zaman kendi cinselliğini ortaya çıkar. Erkek ol, erkek gibi konuş, erkek gibi davran. Hareketli ve macera dolu şeyler yap. Çok sevdiğin şeyler hakkında konuşmak başka şey ama çoğu erkek sadece konuşmuş olmak için konuşur.” “Eğer kendimi, görünüşümü, hareketlerimi cinsellik kokan şekilde düzenlersem, kadınlar bunu mu takip eder? “EVET AYNEN!”

Dokuzuncu Ders Kadınlarla başarılı olmayı ne kadar da çok istiyordu! Neden başkaları başarılı iken kendisi başarısızdı? Berkecanların kızlara ulaşmak için tek yaptığı nefes almak iken kendisi her yolu denese de kızlara ulaşamıyordu. Ah ah, o aşkın sağ gösterip sol vuran acısı! O kız çok güzel ve harika ama onu sadece arkadaş olarak görüyor. Aslında bugüne kadar genç adamın arzu duyduğu her kadın onu arkadaş ya da daha düşük rütbeli olarak gördü. Artık değişim zamanıydı! Bilgi bu işin anahtarıydı, bunu biliyordu. Kitapları, makaleleri, kadın doğası ve kadında romantik ilgi yaratmakla ilgili her bilgiyi yalayıp yuttu. Ve birgün Manuel isimli İspanyol elemanla karşılaştı. Manuel dedi ki : “Dikkatini bana ver! Senin savaş planını açıklıyorum : Psikolojik manevralar! NLP (Neuro-linguistic programming) öğrenmelisin! Artık şöyle konuşacaksın : “Biriyle O BAĞI KURDUĞUNDA, o SICAK, GÜVENLİ ve RAHAT hissi, aranızda bir şeyler olabilir …” Manuel ile beraber kadınlar, ayarları ile oynayabileceğin psikolojik enstrümanların toplamı haline geldi. “Rehberler! Kadınlarla Sosyal Durumlar kitapçığını okuyup ezberlemelisin.” Genç adam artık kadın şöyle yaparsa böyle yapması gerektiğini ya da böyle yaparsa şöyle yapması gerektiğini, vs

vs … biliyordu. Manuel’in rehberini takip ederek, sürekli

başarıya ulaştı. “Bilgi sonsuz! Her zaman daha fazla bilgiye ihtiyacın var,” dedi Manuel. Bunu genç adamın gözlerinin önünden geçen sayısız makale takip etti. Genç adam sabahtan akşama kadar bilgisayar başındaydı. 35

“Seni seviyorum Manuel” diye ağladı genç adam. Durum ne olursa olsun Manuel’in bir çözümü vardı. Sabah akşam Manuel’e danışıyor, Manuel’in öğretisini ezberliyor ve Manuel’e tapıyordu. Ama … Ama yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. “Telefonda 20 dakikadan fazla konuşma” kuralını kafasına kazımıştı ama sürekli ihlal ediyordu … ve yine de başarılıydı! “Asla taviz verme” kuralını beynine kazımıştı ama … Bu kuralı ihmal ettiğinde çok yanmıştı ama bu sefer başarılıydı. Kısa sürede fazlaca katı takip ettiği kurallar yaptıklarını baltalamaya başladı. “Ahhh” dedi genç adam. “Bu kural ve rehberler benim kendime olan güvenimin ayağa kalkması için baston oldular. Ama bunların bir sınırı var.” Genç adam gülümsedi. “Kural ve rehberler yürümeyi öğrenene kadar tutunacağın destekler.” Artık İspanyol eleman Manuel’in öğretisinin diktası altında olmamalıydı! Artık kendi başına uçup kükreyebilirdi. Yani … Formüllerle sınırlı kalma! “Peki rehberler ve kurallar başarı getirdi ise, onları neden kullanmayı bırakayım ki?” “Zira genç adam başarısını kurallar ve rehberlerin kendilerine borçlu olmadığının farkına vardı. Başarı, kuralların ve rehberlerin dayattığı eğlenen zihin yapısından geliyordu.” Diğer genç adamın hikayesini dinleyen genç adamın kafası karıştı. Bunun üzerine Pook, hiç bitmeyen sihirli yetenekleri ile, iki erkeğin bir anda yanlarında belirmesini sağladı. “Bunlardan biri” dedi Pook. “Bir aktör”. Ve üçü aktörün bir Herkül, bir 5. Henry, bir Hamlet ve sırayla H ile başlayan tüm kahramanlara dönüşümünü izlediler. Ama gerçekte aktör, kaybedenin tekiydi. “O kahramana ne oldu?” diye içinden geçirdi genç adam. Sonra diğer adamı izlediler. “Bu adam kahramanca davranıyor” dedi genç adam. “Gerçekten de öyle,” dedi Pook. “Biri doğal diğeri ise senaryo.” 36

“Ama senaryonun problemi ne?” “Bir problemi yok! Ama senaryo ve rehberlerin amacını anlamak lazım.” “Nedir bu amaç?” Pook bunun üzerine genç adamı iki farklı erkek grubuna tepeden bakan bir yere götürdü. Bir grup ortadaki tahtta oturan Manuel isimli İspanyol elemanın etrafında dönüyordu. Diğer grup ise ara sıra Manuel’e danışıyor ama sonra kendi yollarına gidiyorlardı. “Buradaki mesaj nedir?” “Basit” dedi Pook. “Manuel’in esprisi sana başarı sağlaması değil. Öyle olsa hayat boyu ona muhtaçsın. Manuel’in var olmasındaki tek amaç, sana başarıya giden yolları ve başarının nasıl bir şey olduğunu göstermektir, başarı sağlamak değil.” “Yani …?” “Yani geçmişte birkaç adam başarıya ulaştılar ve Manuel’i yarattılar. Manuel onların otomasyonu, yeni gelenlere sürekli cevap veren robotu. Baştan çıkarma sanatında ve başarıda nihai amaç, işin erkeğin doğası haline gelmesidir. Bir kere içselleşirdin mi, Manuel’e ihtiyacın kalmaz ve hayatın sana fırlattığı her kadınla başa çıkabilirsin.” “Ahh!” dedi genç adam saçını başını yolarak. “Eskiden kadınları nazik melekler sanıyordum ve problemin kötü çocuklar olduğunu düşünüyordum! Bu bilgiler kadınlar hakkında inandığım tüm idealleri tuzla buz ediyor.” Pook başını salladı. Şu aşağıdakiler bilmem gereken birkaç sert gerçek : ● Kadınlar kendilerine sadık bir kaybedenle olmaktansa başarılı bir erkeği paylaşmayı tercih ederler. ● Birçok kadın aşk için evlenmez. ● Birçok boşanma erkeğin kadını sevdiği ama kadının erkekten iğrendiği bir durumda olur. ● Uzun süreli evliliklerde bile Don Juan olmanız gereklidir. ● Masum tatlı kız genellikle en azgınıdır ve muhtemelen masum da değildir. ● Birçok kadın tipinize, kariyerinize ve onlara verebileceğinize, karakterinizden ve ahlakınızdan daha fazla önem verir. 37

● Kadınlar erkeklerin hayal edebileceğinden çok daha fazla cinselliğe sahiptir. ● Kadınlar dehaya değil güce ve hayal gücüne çekim duyarlar. ● Kadınların tek amacı birlikteliktir, zevk ya da çocuk yapmak için. Senin felsefeni takmazlar. ● Kadınlar seks esnasında onlara seks objesi gibi davranmanı isterler ve bunu takdir ederler. ● Kadınlar sosyal bağlantılara önem verirler, onlara bu öğretilir. Sen onun egosu olursun.

Onuncu Ders Neden bazı erkekler kadınlar konusunda hiç çaba göstermeden başarılılar ama bazı erkekler ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler başarısızlar? Neden görünüşte kendini beğenmiş olan bu erkekler kızları elde ediyorlar? Neden bu piç herifler başarılı oluyorlar da iyi çocuklar olamıyorlar? “Çünkü sen pısırığın tekisin!” diye cevapladı piç herifler. Ama iyi çocuk çekingen bir ses tonuyla şöyle karşılık verdi, “ama ben sadece kendim oluyorum. Kimse için değişmeyeceğim.” Ama bu iyi çocuk tek bir kızla bile birlikte olamıyordu. “Hahaha, sen pısırık herifin tekisin!” diye dalga geçti piçler. Çekici hatunlar arkasından gülüp, “nasıl da muhtaç bir kaybeden bu” dediler. Muhtaç! Neden kızlar kendisinden daha iyiymiş gibi davranıyor? Neden o kızı kazanmak zorunda ki, bırak kız onu kazansın! Neden kıza hediyeler alıyor? Bırak o sana hediye alsın! Bu yeni duruş ona ihtiyacı olan buluşmaları sağladı. Ama daha önce neden muhtaç zihin yapısına sahipti? Eskiden kafasındaki sesleri hatırladı. Ne diyordu bu sesler? Hadi kulak verelim : “Kaslı değilsin. Çekici kızları elde edebileceğini mi düşünüyorsun?” “Zeki değilsin. Sana grubun en iyilerini elde edebileceğini düşündüren ne?” “Yüksek maaşlı bir işin yok! Sana çekici bir kızı hak ettiğini düşündüren ne?”

38

Ve en yüksek, aynı zamanda en gıcık ses : “Sen diğer erkekler gibi yakışıklı değilsin. Bu nedenle de çekici bir kadını hak etmiyorsun.” Ne kadar üzücü! Yakışıklı Prens değildi ve bu nedenle de öyleymiş gibi davranmıyordu. Ama artık Yakışıklı Prens olmanın kendine güven düşüncesini kazandıran şey olmadığını farketmişti. Tam tersine, kendine güven düşüncesi onu Yakışıklı Prense çevirmişti. Hayatta başarılı olmak için zihninde başarılı olmak lazımdı. “Sır budur,” diye muştuladı. “Ne düşünürsen, o olursun. Ve özgürlüğün, düşüncenle sınırlıdır.” “Ama Pook! Nedir bu, kişisel gelişim semineri mi veriyorsun? Kadınlar bunun neresinde?” “Kadınlar gelip giderler ama (senin hayatında) SEN kalıcısın. Odağın kendin olmalı. SEN bir kızda ne arıyorsun? SEN bir buluşmadan ne bekliyorsun? SEN nasıl bir ilişki istiyorsun? “Ama Pook! Ya kız benim istediğim buluşmayı beğenmezse? Kız ya benim aradığımdan farklı ise? “O zaman o kız sana uygun değildir! Kadınların nefret ettiği şey senin bir buluşmayı tasarlayamaman (ki bu kendi istediklerini düşünmeden kadını mutlu etmeye odaklanan erkeklerin başına çok gelir). Senin bir takım hobi ve zevklerin var. Eğer hatun senin planladığın buluşmayı beğenirse bu iyi. Eğer beğenmezse git başka kız bul. Dışarda milyarlarcası var.” “Ama … bu … reddedilmek anlamına gelir!” Pook genç adama okkalı bir tokat attı. “Bu sadece sen odağını kadın yaparsan bir reddedilmedir. Eğer bunu yaparsan, sen aslında tercihleri senin değil kadının yaptığına inanırsın. Ortada reddedilme yok; sen sadece hatunun zevkleri iyi mi onu test ediyorsun. Sonuçta, o da kendi ilgi ve zevklerine uygun bir erkek arıyor. Eğer bir nedenden dolayı senden hoşlanmazsa bırak gitsin! Ve bunun için de ona teşekkür et.” “Kıza teşekkür etmek mi?” 39

“Ya ne tercih ederdin? Kendi ilgi ve zevklerini sırf bir erkek arkadaşı olsun diye bastıran bir hatun mu yoksa senden sen olduğun için hoşlanan bir hatun mu?” “Zevklerime ve isteklerime paralel olan hatunu!” “Tabii ki! Şimdi acıların çocuğu olduğun o iyi çocuk günlerini düşün. O sürekli her şeyi kabul edip, çatışmadan, uyumsuzluktan ve fikir ayrılığından kaçındığın acı dolu günleri. O günler sana uygun bir hatun bulmanı sağladılar mı?” “Maalesef hayır!” Eski halini hatırlayınca, genç adamın yüzü tiksintiden bembeyaz oldu. “O halimden çok utanıyorum!” “Bu yoldan geçen tek sen değilsin,” dedi Pook. “Bak, vadinin dibine bak! Erkeklerin orada nasıl yığılıp kaldığına bak!” Ve genç adam vadiden aşağıya baktı. Vadinin dibinde iyi çocuklar, sürüler halinde kendilerini bir puta doğru fırlatıyorlardı, altın kadın heykeli. Hiç durmadan bu heykele çiçekler, çikolatalar, berbat şiirler ve ilanı aşklar bu adıyorlardı. Sonra bir şimşek çaktı. Ve birden gökyüzünden, zarif bir ışık hüzmesi ve ilahi harp melodileri içinde Don Juan inmeye başladı. “Ne oluyor ya?” dedi Pook. “Bu yazıda bunu planlamamıştım.” [Sosuave Notu: Don Juan ruhu canının istediği yazıda istediği zaman belirir!] Genç adam seslendi, “Konuş kutsal ruh!” “Onunla ben konuşacağım” dedi Pook. “Sen nerden çıktın?” Don Juan ruhu sessiz ve dingin bir şekilde, yıkılmaz bir edayla duruyordu. “Konuş be ruh! Mutlak gerçeği konuş!” Ve Don Juan ruhu, erkeklerin dönüştükleri aşağılık hayvanlara büyük bir kızgınlıkla bakarak, elindeki tabletleri, Don Juanı görünce çil yavrusu gibi kaçışan iyi çocuklara fırlattı. Şu sözleri konuştu ve bir ışık demeti içinde gözden kayboldu : “Kendini olduğun gibi göremezsen kendin olamazsın. Karakterini mutluluk için feda edersen, eninde sonunda mutluluğunu da yıkıp geçersin. Durumu kontrol 40

edemeyebilirsin, ama kendini, duygularını ve hayatını kontrol edebilirsin. Sen kendini sevmeye başlamadan, bir kadın seni sevmeyecek. Kendi erkek doğana hakim olmadan, kadın doğasına hakim olamazsın. Önce onun seni nasıl elde edeceğine odaklanmadan, sen onu elde edemezsin. Bu forumun prensiplerini, bu forumu terk etmeden tam olarak anlayamazsın. Başkasının sevgisini, kendi sevgini bedava peşkeş çekerek elde edemezsin. Kendi arzularını, arzularının ahlakını yıkıp geçmesine izin vererek tatmin edemezsin. Hayallerini ve onları gerçekleştirmek için yürümen gereken yolu reddederek kendin olamazsın, kendini bulamazsın.

Onbirinci Ders Adam, artık kendisi ile barışık ve başarılı bir erkek olarak rahatladı ve arkadaşları ile tekrar görüşmeye başladı. Kısa sürede onların “kadın” problemleri olduğunu gördü. Bir arkadaşı, “kadınlar neden kadın ki?” diye fikir belirtti. “Eğer kadın olmasalardı her şey çok daha kolay olurdu ve mantıkla açıklanabilir hale gelirdi!” “Doğru! Kadınlar sadece kadın değiller, sinir bozucu derecede kadınlar.” Ve şikayetleri böyle sürüp gitti. Yıllar sonra, genç adam arkadaşlarının evlendiğini ya da ciddi ilişki içinde olduklarını gördü. Her bir arkadaşını, kız arkadaşı seçmişti. Arkadaşlarının her biri kronik olarak mutsuzdu. Ama, arkadaşları bunu kendilerine itiraf edemiyorlardı. Ona şöyle diyorlardı, “Ne? Hala yalnız mısın? Zavallı çocuk! Birgün sen de bizim gibi bir hatun bulmayı başaracaksın.” “Tabii ki,” dedi bir diğeri. “Ben daha yeni bir kız arkadaş buldum ama sen hala yalnızsın! Hah!” Üçüncüsü ise şöyle dedi : “Biz hepimiz ya evliyiz ya da kız arkadaşlarımız var. Ama sen, zavallı dostum, hala yalnızsın. Bizim tavsiyelerimizi dinlemelisin.” Ve hep beraber dediler ki, “Kadına çiçekler, çikolata, şiir, ilanı aşk, tüm ilgini, tüm sözlerini, tüm zamanını, tüm hayallerini ve tüm HAYATINI ver! Onun tüm arzularını, planlarını,

manipülasyonlarını

gerçekleştirmeye bak. 41

ve

geleceğiniz

için

tasarladığı

her

şeyi

Genç adam güldü. “Erkekliğimi bir kız için çöpe at diyorsunuz? İstemez zira …” “Başarı, kızı elde etmek değildir.” “Pook! Bununla ne demek istiyorsun?” “Çoğu erkek hala kadın gibi düşünüyor. Birçok kadınla yatarak, kız arkadaşı sahibi olarak ya da bir kadınla evlenerek kadınlarla başarılı olacaklarını düşünüyorlar.” “Yani dilenciler seçici olamazlar mı diyorsun? Yani erkeğin kadını seçmesi yerine onun tarafından seçilmesi.” “Yaklaştın ve dediğin doğru. Ama kadınlar bir erkekle, birçok farklı sebepten dolayı çıkarlar. Ve birçok değişik sebeple bir erkekle evlenirler. Yine birçok sebeple bir erkekle yatarlar. Yukarda dediğine ek olarak sen SENİNLE ilgilenen bir kadın bulmalısın.” “Anlamadım.” Bunun üzerine Pook 4. Erkek ve kız arkadaşını çağırdı. Erkek kasım kasım kasıldı : “Artık bir kız arkadaşım var! Yabadabadu!” Pook bir de bekar erkek çağırdı. Kız arkadaşı olan erkek daha da bir kasıldı, “ah, zavallı şey! Üzülme! Birgün sen de benim yaptığım gibi bir kız bulacaksın!” Bekar erkek kafasını eğdi. Üzgün görünüyordu. Kız arkadaşı yoktu. Herhangi bir kızla herhangi bir ilişkisi yoktu. Yuuuuuuh. “Şimdi,” dedi Pook. “Birkaç yıl ileriye saralım.” Yıllar sonra, kız arkadaşı olan erkek ve kız arkadaşı evlenmişlerdi. Neden evlenmişlerdi? “Zira bu atılacak bir sonraki adım gibi görünüyordu!” Ama, birkaç yıl sonra da boşandılar. “Bu adamların hatası, başarıyı bir kadını veya kadınları elde etmek olarak tanımlamalarıydı. Bunun yerine kendilerinden GERÇEKTEN HOŞLANAN bir kız bulmaya bakmalıydılar.” “Bunu neden söylüyorsun Pook? Dediğin ekstra emek istiyor gibi.” “Evet, ama bunu yaparsan ilerde şunları söylemekten kurtulursun : “ 42

“Beni sevdiğini söylüyordu ve evlendik! Ama şimdi neden boşanmak istiyor?” “Bütün arkadaşlarım “beni sahiplendiğini” söylüyordu. Ama neden beni eski erkek arkadaşı ile aldattı?” “Telefonlarıma çıkmıyor? Ne oluyor?” “Buluşmaları onun istediği gibi ayarladım ama o benim “sıkıcı” olduğumu söyledi. Ne demek istiyor?” Pook kafasını salladı. “Eğer uzun süreli bir şeyler düşünüyorsan, kadının SENDEN hoşlandığından emin olmalısın. Seninle çıkıyor, seninle yatıyor, ve evet maalesef seninle EVLENİYOR olması senden hoşlanıyor anlamına gelmez.” “Peki ne yapmalıyım?” “İlk buluşmaları ve bu buluşmalarda ne yapacağınızı hep sen planla. Eğer kız SENDEN hoşlanıyorsa, bir şekilde o buluşmalara gelecektir. Bir iki ay sonra bu konuda yumuşayabilirsin ve buluşmaları onun istediği şekilde de ayarlarsınız. Ama başlangıçta buluşmaları sen ayarladığında, hatun seni ekiyorsa, seni peşinden koşturuyorsa ve planları sana hiç uymuyorsa, bunlar kızın aslında senden hoşlanmadığının belirtileridir.” “Anladım … ama ya sen berbat biri isen ve HİÇBİR kadın senden hoşlanmazsa?” “O zaman biraderlerinle istediğini yapacak bol bol vaktin olur. Kızı elde etmek başarı olamaz zira bu yalnız olmak kaybetmektir anlamına gelir. Hayır. Kaybetmek, mutsuz bir evlilik içinde olmak ya da birlikte olduğun kadınının aslında senden hoşlanmamasıdır.” “Yani odak sen olmalısın, onun ilgisi de dahil?” “Evet. “Kızı elde etmek başarıdır” kafasını bırak. Bu şekilde hiçbir zaman TERK EDİLMEZSİN.”

Onikinci Ders Genç adama artık gökten kadın yağıyordu. Hayat ne kadar da güzel görünüyordu! Ama bunun etkileri de ne kadar yıpratıcıydı! Kendisini bomboş hissediyordu … sanki

43

bir konuda kendisini kandırıyormuş gibi hissediyordu. Ve birgün, içinde bir ses belirdi. İÇ SES : “Hey kımıl zararlısı! Beni hayatının sonuna kadar bu kafese tıkamazsın!” “Sen kimsin ey zalim ses? Sözlerin kalbime bir hançer gibi saplanıyorlar.” İÇ SES : “Öyleyse sen korkaksın. Ben senim, senin derinlerdeki benliğinim, senin kendi hayal gücünüm, ve … eğer … öyle demek hoşuna gidecekse … senin ruhunum. Beni kafese kapalı tutmaya devam edersen, kadınlarla başarın seni artan oranda hüsrana uğratarak canını acıtacak. “Ne! Benliğimi bir virüs gibi saran bu BOŞLUĞU sen mi yayıyorsun?” İÇ SES : “Seni gidi ödlek, imansız şapşal! Şimdi arzuladığın gibi kadınları elde edebiliyorsun. O zaman neden böyle mutsuzsun? “Ah iç ses, çok acımasız ve iğrençsin. Bu dünyaya davetsiz gelen bir kabalıksın. Benim cevabım şu : henüz ruh ikizimi / ONU bulamadın …” İÇ SES : “Seni gidi gidi sivilceli, ahmak saksağan! Duygularını benliğinden kopardığın için mutsuzsun. Hayal gücünü gerçeklikten kopardığın için mutsuzsun. Gerçek kişiliğini evrenden soyutladığın için mutsuzsun.” “Ama değişmek zorundaydım çünkü kadınlar yüzüme bakmıyordu!” İÇ SES : “Ve sonunda kaybettin zira beni kafese kapatarak kendini sınırladın.” “Kadınlar neyi istiyorsa onu yaptım.” İÇ SES : “Ama kadınlar senin kendi dünyanda yaşamanı, kıçına şaplak yemek için sürekli domalmayı ve önüne gelene duygusal tampon olan bir zavallı olmayı bırakmanı isterler. Sen erkekleri mutlu etmek için yapabileceği her şeyi yapan bir kadın gibisin. Evet, şu her erkeğin bifteğini içine soktuğu hatunlardan. Sen her kadının içinde yeri olan bir mucize tamponsun …” “Ah seni acımasız doğa kuvveti!” “Kadınların tüm istediği … kendine güvenmen … eğlenceli olman … spontane olman … Bunlar kendi hayallerine göre yaşayan erkeğin özellikleri. Kendi rüyalarını 44

gerçekleştirmeye bak! Kadınların gözünde mükemmel olmaya çalışmayı bırak yoksa cinselliğin en gerçek buyruklarından birine karşı gelirsin : Kadınları sıkıntıdan öldürme ve …” “Rüyalarını ve günlük hayatını birleştir.” “Genç adam, sana bir mektup var.” Genç adam heyecanlandı. “Mektup? BANA?” Mektubu yırtarak açtı. “Kimden bu?” “Oku.” Ve genç adam okudu. Pook’a baktı. “Adrese göre bu mektup Kadın Evreninden geliyor!” “Evet! Üzerimizdeki gökkubbe gibi, Kadın Evrenindeki hanımlar bizi gözlüyorlar. Evet, seni sürekli izliyorlar. Hayatına bakıyorlar ve erkek olanı dişi unsur ile ödüllendiriyorlar.” “Ama her erkek eşit şekilde almıyor bu ödülü?” “Tabii ki hayır! Bazıları saf altınından alırken şapşallara dökme demir düşüyor.” “Bu feminen unsur hakkında daha fazla bilgi istiyorum.” “Feminen unsur oldukça rahatlatıcıdır, spor arabada çok güzel aksesuar olur, nedensiz yere patlar ya da donar ve altın, platin gibi değerli metallere ve taşlara çok iyi reaksiyon gösterir. Kendisinden daha iyi bir örneğin yanında yeşile döner.” “Ne diyorsun Pook? Bu unsur bizim dengeleyicimiz olan bir unsur mu?” “Ah salak oğlan. Bırak bu süslü sözleri de mektubu oku.” “Kadınlar biz erkeklere sık mektup yazarlar mı?” “Nadiren. Kadınlar kadınca konuşurlar ve biz erkekle bunu duymayız bile. Ama ben, emektar Pook, bu mektubu erkekçeye çevirdim.” “Teşekkürler. Demek bu nedenle 19. Yüzyılda yazılmış gibi.” “Traşı kes, mektubu oku.”

45

Genç adam mektubu okumaya başladı. Sevgili Genç Adam, Kadınlara nankör davranmayın. Size süpriz yaptılar belki sizi şoke ettiler ama bir yandan da sizin için büyük zaferler hazırladılar. Bu başarılar arasında, kendi hayatınız ve kaderiniz üzerindeki kontrolünüz ve yönlendirmeniz de var. Ama maalesef çoğu erkeğin kaderi bu değil. Çoğunuz için durum, odağınızı devasa bir yanlıştan kaldırıp başka bir yanlışa çevirmek şeklinde. Sırtınıza binmiş bu ağır tahtı yıkmak yerine, onun üzerine yeni “sistemler” ve “teknikler” yığıyorsunuz! Kaybedenlik kısır döngüsü! Doğa yanılmaz ve doğanın sırrına erişilmez diye boşuna dememişler. Eğer bize bir dakikanı ayırırsan (sana birazdan elçimiz olan Mösyö Pook

aracılığı ile

göstereceğimiz üzere), sana devrimci bir devrim göstereceğiz. Ve senin hayatını yöneten taht, üzerine hangi sistemi koyarsan koy sarsılacak ve kırılacak. Senin gözleri hırs ile parlayan soylu yoldaşların, senin onların hayatının sınırları içinde yaşaman için, kendilerini o tahta yerleştirmeye çalışacaklar. Senin rüyalarının taç yapıp, “Bana bak! Ben senin hayatının odağıyım. Benim isteklerim senin kanunların olacak. Bugün neyden hoşlandığın, ne yemeyi, hangi kadını, hangi arabaları tercih ettiğin benim tarafımdan dikte edilecek. Ben tek başıma senin dünyanın çerçevesini belirleyeceğim” diyecekler. Ah seni zavallı genç adam! Ve sen böylece başkalarının önünde eğilip, onların seni kontrol etmelerine izin vereceksin. Ama senin içinde, dışarı fışkırmak için tutuşan, bir anka kuşu gibi küllerinden doğacak bir Prometheus ateşi var. Senin hayallerinden beslenen bir ateş. Tek yapman gereken, düşüncelerini ve hareketlerini, gerçek hayatını ve hayallerini birleştirip, sırtındaki o tiran tahtinin yok oluşunu izlemek. “Ah Pook! Bu kadınlar ne kadar garipler!” “Öyleler! Benim Don Juan’a dönüşümüm sonrası en çok şaşırdığım şeylerden biri, daha yaşlı kadınların bendeki değişimi fark etmeleri değil, “sen sanki yetişkin bir erkek oldun” demeleriydi.” “Bunu neden dediler Pook?” 46

“Çünkü gerçek buydu. Başkalarının seni şekillendirmesine neden izin veresin ki? Hayatın aynı kısır döngüye hapsolmuş vaziyette zira kendini birer kaybeden olan arkadaşlarından ve aptalca eğlencelerden koparamıyorsun.” Don Juan ile bir şapşal arasındaki fark, Erkek Adam ile çocuk arasındaki farktır. Şüphen olmasın, Erkek Adam ile şapşalın dünyaları, cennet ve cehennem kadar birbirinden farklıdır. Bu, bir zamanlar herkes tarafından bilinen bir gerçekti. Erkekler gelişip kendi dünyalarını kendileri yaratırlardı. Ne isterlerse önce alırlar, sonra sorarlardı. Hayatta ne yapmak istediklerini ve oraya nasıl varacaklarını kendileri tasarlarlardı. Kadınların en çok iğrendiği şey, yıkık erkeklerdir. Amaçsız, İyi Çocuk ve şapşal erkekler. Bunlar enerjilerini yanlış şeylere harcarlar ve üretici enerjilerini heba ederler. Ömürlerinin tüm yılları böyle trajik bir şekilde geçip gidebilir. Ya da daha kötüsü, odaklandıkları şey sandıkları şey olmaz. Eğer Doğa onları özgürlüğe doğru yönlendirmezse, Erkeğin İyi Çocuğa, aygırın sütçü beygirine dönmesi gibi. Erkeğin hayatı yumuşacık ve başkalarının verdiği yönergelerle yürüyen bir hayat değildir. Tüm erkekler liderlik yapmalıdır. Başka erkeklere lider olmasalar bile en azından kendi evlerinde lider olmalıdırlar. Karılarını ve çocuklarını yanlış yollardan, Doğanın meyvelerini çekirgelerden ve fırtınalardan koruyan bir lider. Genç adam mektubu bir kenara bıraktı. “Bu ne kadar da garip bir mektup!” Pook gülümsedi. “Eğer birgün, gerçekten Kadın Evrenine gidersen, daha çok şaşıracaksın.” “Ve bu evrenin anahtarı nedir?” “Hayallerini ve gündelik hayatını birleştirmen. Tek yolu bu.”

Onüçüncü Ders Genç adam ne zaman bir kadına yaklaşsa, kafasına bin tane Don Juan felsefesi üşüştü. Bütün bu fikirler ise hareketlerini tıkıyordu!

47

Ve sonra küçük bir çocukken kızlara davranışlarının nasıl da HARİKA olduğunu hatırladı. Çocuk parkında iken her zaman Don Juan idi. Merak ediyordu, acaba kadınlar mı değişmişti? Hayır, sadece zihni değişmişti. Gerçekte, kadınlar hala birer küçük kızlar. Bu nedenle kenarda oturan bomba hatunu gördüğünde, gülümsedi ve karşısında, eğlence arayan sıkılmış bir kız çocuğu gördü. Onunla dalga geçti, fiziksel şeyler yaptı, onu elinden tutup bir yerlere götürdü ve kız da onun nasıl da harika bir erkek olduğunu düşündü. “Ukala – eğlencelinin kaynağının ne olduğunu anladım …” dedi gülümseyerek. “İşin sırrı, kadınlara küçük kız çocuklarıymış gibi davranmaktır.” “Bu hayatımda duyduğum en cinsiyetçi şey!” “Seni gidi şüpheci genç! Sen kalas bir kötümser, huysuz bir filozofsun.” “Benimle nasıl böyle kaba konuşabiliyorsun?” “Bak genç adam. Çocukken tek istediğimiz şey büyümekti. Şimdi, yetişkin insanlar olarak, yeniden çocuk olmak istiyoruz! Fakir biri olarak, zamanını ve sağlığını para ile takas ediyorsun ve sonra da para ile zaman ve sağlık alıyorsun. Hepimiz çocuk olduk.” “Çocuk gibi mi olalım diyorsun?” “Evet! Küçük çocuklar, ergenliğin getirdiği kimyasal çılgınlığın laneti olmadığından TAMAMEN RAHATTIRLAR ve karşı cinse davranılması gerektiği gibi davranırlar. Hiçbir küçük erkek çocuk gidip bir kıza “ne istersen yaparım” demez. Oğlan çocukları SÜREKLİ HAREKET EDERLER, oldukları yerde oturup bütün gün kızlarla konuşmazlar. Oğlan çocuklarının kamyonları, oyuncakları, atıldıkları tehlikeleri ve maceraları

vardır.

Şimdi,

bu

oğlan

çocuklarının

davranışlarını,

kadınlarla

GERÇEKTEN BAŞARILI erkeklerin davranışları ile karşılaştır.” Genç adam şaşkındı. “Tıpatıp aynılar! Kadınların bu sözde kötü çocukların ve piçlerin peşinde koşmalarını OLGUN OLMAMALARINA bağlardım. Şimdi görüyorum ki evet bir açıdan olgun değiller ama gençliğin neşesini bir şekilde içlerinde yaşatmayı başarmışlar. Biz ise o neşeyi çoktan öldürdük.”

48

“Bir kızla buluştuğunda ne yaparsın?” “Onunla felsefe, edebiyat, evrenin tasarımı, DNA ve dünya olayları hakkında konuşurum.” “Bunu yapmayı bırak! Gel ve Gençlik Pınarının suyunu iç.” Genç adam Gençlik Pınarının suyunu içti. Tüm o listelerle dolu beyni uçtu gitti. “Şimdi tek yapmak istediğim bir şeylerler yapmak. Ortalıkta koşuşturmak istiyorum. EĞLENMEK istiyorum!” “Kadınlar böyle adamlara BAYILIRLAR. Bazı insanlar büyümekten o kadar korkarlar ki, genç bedenlerinin içinde aşırı yaşlı bir bunağa dönerler. Şimdi sen tüm filozofların, akademisyenlerin, düşünürlerin ve derin analizcilerin gıpta ile baktığı biri olacaksın. Onların ulaşamadığı bir dünyada olacaksın. Hiçbir şey değişmedi. Oyun parkında kızlara nasıl davranıyorsan, şimdi de onlara AYNI davranman lazım. Genç düşün ve HAYATINI YAŞA.”

Ondördüncü Ders Genç adamın tek bir problemi kalmıştı. Kadınlarla, tek gecelikten buluşmaya ve uzun süreli ilişkiden tüm alanlarda oldukça başarılı idi. Ama arada sırada, sanki bir Yaratık yarıp da çıkmaya çalışıyormuş gibi, göğsünde bir baskı hissediyordu. Kadınlar onunla “falan filan, falan da filan” diye konuşurken oldukça tatlı bir hisse kapılıyordu. Kız tatlı tatlı konuşmaya devam edince tüm vücudunu sıcak bir his ele geçiriyordu. Ona ne olmakta idi? Kız konuşmaya devam ediyordu ve bu his onun vücudunu sarıp onu felç ederken bir zehir içmiş gibi hissediyordu. Kız konuşmaya devam ettikçe, genç adam bu his yüzünden bayılacak gibi oluyordu. Ertesi gün, kıza çiçek, çikolata ya da kötü şiirler göndermemek için kendini zor tutuyordu. Ve sonunda dayanamadı ve kendini bıraktı, “Sen benim hayatımsın! Senden başkasını böyle sevmedim. Senin için HER ŞEYİ yaparım.” Ve birgün kız şöyle dedi, “sanırım arkadaş kalmalıyız …” AFC[1] hastalığı yeniden ortaya çıkmıştı! Bir erkek bu hastalıktan tamamen nasıl kurtulabilir? Genç adamın suratında bir gülümseme belirdi ve farkına vardı :

49

“Her zaman bir yedek piliç bulundur!” “Ama Pook! Belki de bu çocuk aşık olmaya başlamıştı!” “Hayır, bu sahte aşk. Gel ve gör.” Pook genç adamı Erkeğin Kalbine götürdü. Geniş odada, her duvarda birçok televizyon ekranı vardı. “Burası neresi?” “Her erkeğin değişik şeylere yönelik tutkuları vardır. Bu duvarda “araba” tutkusu vardır. Birçok değişik arabanın görüntüsünü görebiliriz, o hepsini sever. Bir başka duvarda da “yemek” tutkusu vardır. Burada da bir sürü değişik yemek görürüz, onun tüm favori yemeklerini. Eğer herhangi bir tutku duvarına gidersen, o tutkuyla ilgili bir sürü ekran vardır. Şimdi ise Kadın Duvarına bak.” “Pook! Orada sadece bir ekran ve o ekranda da bir foto var!” “Evet. Doğa bizi eğer evlilik içinde isek o duvarda sadece bir resim olacak şekilde sevmek üzere tasarladı.” “Bunu anlayabiliyorum. Ama o zaman sorun ne?” “Sorun şu ki adam daha evli ya da nişanlı değil! Aslında sadece “ilişki” içindeler veya “sadece arkadaşlar” ama erkek sanki kızla evliymiş gibi seviyor!” “Aman tanrım …” “Evet. Eğer bir erkek kızlarla buluşmaya başlarsa ve her defasında bir kızla birlikte ise, duvarında sadece bir kız olacaktır. Eğer duvarda sadece bir kız varsa, oğlan ister istemez kendisini o kızla evliymiş gibi görecektir. Bu da onun daha yeni görüşmeye başladığı kızla AFC’ye dönüşmesine neden olacaktır.” “Diyelim ki genç adam sosyal yeteneksizlikten muzdarip ve sadece bir arkadaşı var. O arkadaş da bir kız. Sadece o kızın fotosu duvarda olacak. Yani bu nedenle kıza aşık mı olacak? “Evet. Eğer tek bir f*ckbuddysi varsa, bir süre sonra kızla çıkmak ve daha fazlasını isteyecek ve zamanla AFC’ye dönüşecek.” 50

“Ama eğer yedekte bir piliç varsa …” “… o zaman duvarda başka bir foto daha olacak. Bu durumda “evliymiş” gibi hareket edemeyecek zira orada birden fazla fotoğraf var. Bu da onun potansiyel AFC’liğini durduracak.” “Ama eğer başka şeylere ilgili ise? O zaman tek bir kızla çıkması gerekmez mi?” “Hayır. Ya BİRDEN fazla kızla çık ya da HİÇ çıkma. Eğer sadece BİR kızla çıkarsan, AFC olursun. Çoğu erkek birden fazla kızla çıkmak için çok TEMBELdir ya da bundan KORKAR. Bu nedenle de hayat boyu AFC kalırlar.” Dipnotlar: [1] - Average Frustrated Chump (AFC) The Mystery Method içinde ortaya atılan ve Average Frustrated Chump (AFC) bir kavram. Kabaca “Ortalama Umutsuz Salak” (OUS) diye çevrilebilir. AFC bugün beta ya da herb (herbivor – otçul) gibi kelimelere eşdeğer. Türkçe meriç, mavi haplı ya da uydu erkek olarak bilinen, kadın yalakası erkek tipi.

Onbeşinci Ders Genç adam artık, hayat ve kadınlar hakkında bilmesi gereken her şeyi biliyordu. Hayat denilen kumarhaneye adım atmıştı ve oyuna girmişti. Bir erkek zar atarken, genç adam zar atana odaklandı ve : “Pook! Senin konuştuğun genç adam kim biliyorum! O sensin!” “Evet. Ben sana sadece kendi öğrendiğim dersleri anlatıyorum. Genç adama çıkışırken, aslında kendime çıkışıyorum. Hadi devam edelim.” Pook masaya baktı ve zafer haneleri ile onların sunduğu ödülleri gördü. Önemli olanın kazanılan ödüller olmadığını bilerek zarı elinde salladı. Hayatın tuzu biberi, zarın şıngırdamasıdır” dedi kendi kendine. Oyunu yöneten sordu : “Mösyö Pook, bu el için ne kadar bahis oynamak istiyorsunuz?” dedi. Pook elindeki zarlara baktı. Yetenek, Hayaller ve Dayanıklılık zarlarıydı bunlar. Bir de elimdeki çiplere baktı. Bir renkte sahip olduğu tüm mal varlığı, diğerinde ailesi ve arkadaşları da dahil sosyal bağları ve diğer renkte ise sahip olduğu en muhteşem varlık vardı : zaman.

51

Pook oyun yöneticisine döndü. “Hepsini masaya koy.” Oyun yöneticisi panikledi. “Ama bunu yaparsanız, tüm varlığınızı, sosyal ağlarınızı ve zamanınızı yani hayatınızı

kaybedebilirsiniz.

Bunların

tamamını

yeteneğiniz,

hayalleriniz

ve

dayanıklılığınız üzerine oynamak istediğinizden emin misiniz?” dedi. Kumarhanedeki herkes Pook’a dönmüştü. Çok az insan bütün her şeyini masaya koyardı. Zarı sallarken “hepsini masaya koy” diye tekrarladı Pook. Zarları yuvarlarken şöyle dedi : “Hayatta alabileceğin en büyük risk, her şeyini masaya koymamaktır!” “Dünyanın en zeki, en yetenekli ve en azimli insanı olabilirsin. Ama RİSKİ kucaklamadan hayatta ve kadınlarla başarılı olamazsın.” “Ama Pook. Ben risk almaktan korkuyorum. Ya kaybedersem?” Pook genç adamı tokatladı. “Kaybedemezsin! Herkes seni tanımlamaya, seni kendilerine göre şekillendirmeye çalışıyor. Politikacılardan arkadaşlarına kadar. Sen olduğun gibi kaldığın sürece her şey yolunda. Sen bu kalıbı kırdığında ise herkes ama herkes seni durdurmaya çalışacak.” “O zaman nasıl kaybedemeyiz ki?” “Yiğit savaşçının savaş meydanında savaşarak kaybetmesi onurdur. Erkeği zafer değil savaş tanımlar. Bazı insanlar vardır, lanet ya da kötü şans ile her gün kuru ekmek yemek zorunda kalırlar. Bu durumu değiştirmek için her savaştıklarında, kazanıyordurlar.” “Yani, risk almak savaşmak demektir. Yani bu bilgi ve öngörüler ise kılıçtır, kalkandır, zırhtır ve savaşırken kullandığın diğer şeylerdir. Ve ellerinde yeterince silah yokken bile savaşanlar, baştan aşağı en iyi silahlarla donatılmış iken kıçının üstünde oturanlardan daha değerlidirler.” “Evet. Cennet, kibarca söyleyelim, bir çift zardır. Elindekini harekete geçmek için riske at. Eğer yeteneklerini ve hayallerini gömüp üstüne yatarsan, göklerin gazabı üstünde olacaktır.” “Ama ya durum İMKANSIZ ise? Ya HER ŞEY SENİN ALEYHİNE ise? O zaman ne olacak?” 52

Pook bu yazıdan yorgun, tüm Pookların geldiği Pook Ülkesine doğru yavaş yavaş gözden kaybolmaya başladı. Giderken de şöyle dedi. “Şunu unutma …” “Fırsatlar, imkansız durumların ardına gizlenirler.”

53

Her Sıska Erkeğin Bilmesi Gereken Şey http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=60002 Zeki, eğlenceli ve ilginç birisin. Peki o zaman neden asla güzel kadınlara ulaşamayacak gibisin? Atletik biri olabilirsin. Karate yapıyor olabilirsin, ya da çok hızlı bir koşucu veya başka bir şey olabilirsin. Peki o zaman neden ortalama ve hoş bir kıza ulaşabiliyorsun ama çok güzel kadınlar senden çok uzaktalar? Seni tutan şey sıska olman. “Ama ben sıska olmayı seviyorum,” diyebilirsin. “Tüm o şişman insanlara baksana!” Gerçekten. “Fitness Merkezine giden tüm o adamlar salaklar.” Atlantic Constitution’da kadınların iri erkekler yerine sıska erkeklerle evlendiklerine dair bir makale vardı. Makalede şu da yazıyordu : “Kadınlar eş seçerlerken – çok güzel kadınlar hariç – çok seksi erkeklerle kendilerine sadık kalıp iyi davranacak erkekler arasında bir seçimle karşı karşıya kalıyorlar.” Güzel kadınların senin gibi sıska erkeklerle değil, maskülen erkeklerle birlikte oldukları bariz. Biliyorum … İtirazını duyabiliyorum … zira zamanında ben de böyle itiraz ederdim. Maskülen olmak “piç herif gibi olmak” ya da “aşağı olmak” gibi görünürdü. Sonra 22 kilogram kas yaptım. Derler ki sıska erkekler irileşirken aynaya baktıklarında hala o eski sıska erkeği görürler. Bu doğru zira benim “sıska zihnim” vücuduma sonradan yetişti. Sana bu süreçte kadınlardan aldığım tepkilerdeki değişimi anlatayım: Şişman Kız = Fil avlamak için gerekli silahları gerektirecek kadar iri hatun Çirkin Kız = Şişman kızla aynı kategoride. Bu kızlar şişman olmayabilirler, ama onlara bakmak gözleri acıtır.

54

Ortalama Kız = Göz acıtmazlar ama bakışlarınızı kendilerine çekecek kadar da güzel değillerdir. Sıradan kızlardır. Hoş Kızlar = Bunlar genellikle ortalama ve masum kızlardır. Masumlukları onları tatlı yapar. Pek tecrübeli olmadıklarından kiminle birlikte olduklarına bir miktar dikkat ederler. Güzel Kızlar = Harika kıvrımlar, uzun göz alıcı saçlar, her ayrıntıda güzellik. Bu kadınlar çok güzel olduklarının farkındadırlar ve bazen bunu narsist bir şekilde gösterecek kıyafetler giyerler. Çok Güzel Kızlar = Bombalar. Bu kadınlara her erkek bakar ve iç geçirir. Bu kadınları çevrelerinde onlarla arkadaş olmaya çalışan bir sürü “uydu erkek” döner. Erkekler bu muhteşem yaratıklardan korkarlar. 70 Kilo İlk başladığımda 1.90 boyunda 72 kiloydum. Yani çok sıskaydım. Tipim iyi sayılırdı. Kadınlar uzun boylu olmama bayılıyorlardı. Bu aşamada, bana yürüyen bir sürü şişman kızla uğraşmam gerekiyordu. Bu kızlar gerçekten çok İRİLERDİ ve ben onlarla hiçbir şey yapmak istemiyordum. Aynı zamanda çirkin kızlar da bana gelirlerdi. Hiçbir şey yapmazken durum buydu. Eğer daha hoş bir kız bulmak istersem, bunun için çabalamam gerekiyordu. Kadınlarla konuşmada problemim vardı. Korktuğumdan ya da sıkıcı biri olduğumdan değil, kadınların onlardan “aşağıda” olduğumu düşündüklerini hissettiğim için problem vardı. Ve gerçek şu ki, hislerimde yanılmıyordum. Ortalama kızlarla birlikte oluyordum. 74 Kilo Bu kiloda bile bir şeyler değişmeye başladı. Şişman/çirkin kızlar hala bana yürüseler de artık o kadar kolay lokma olmadığımı düşünüyorlardı. Benimle oneitis[1] olmak istiyorlardı. “Değersiz” kızlar artık bana sadece bakıp duruyorlardı. Güzel kızlar için hala sıradan bir erkektim. Hoş kızlar ise artık benimle konuşmaktan zevk alıyorlardı. Hala ortalama kızlarla birlikte olsam da bazen hoş kızlarla da birlikte olabiliyordum. 55

79 Kilo Benden yaşça büyük müdürüm bana “çok iyi görünüyorsun,” dedi. Şişman/çirkin kızlar bana artık yürümüyorlardı (Allah’a şükür!) ve insanlar durduk yere neden bir kız arkadaşım olmadığını sormaya başladılar. Ortalama kızlar da bana bakmaya başlamışlardı. Bu aşamada sadece hoş kızlarla birlikte oluyordum ama bazen güzel kızlarla da birlikte oluyordum. 83 Kilo Artık ortalama kızlar yürüyorlardı. Çok güzel kızlar beni süzüyorlardı. Bu aşamada her kadın benimle konuşmaktan zevk alıyordu. Bir çoğu gizli gizli benim homoseksüel olup olmadığımı düşünüyordu. Daha fazla sayıda güzel kızla birlikte olmaya başlamıştım ama hala hoş kızlarla da birlikte oluyordum. 88 Kilo Bu aşamada hala bir kız arkadaşın yoksa kadınlar “acaba homoseksüel mi?” diye fısıldaşmaya başlarlar. Hatta bir kız cesaret edip bana sormuştu: “Pook, sen yakışıklı bir erkeksin. Neden bir kız arkadaşın yok?” Direkt konuşmasına çok şaşırmıştım zira bu bir kadının çok nadir yaptığı bir şeydir. Ortalama kızlar artık beni kendi liglerinde görmüyorlardı. Hoş kızlar ise “arkadaş” olmaya çalışıyorlardı. Sadece güzel kızlarla birlikte oluyordum. Çok güzel kızlarla hala nadiren birlikte oluyordum. 92 Kilo Bu aşamaya geldiğinizde, çok garip bir şey olur. Birçok kadının size yönelttiği bakışlar ve ilgi (çoğunlukla) bir anda yok olur. Şişman/çirkin kadınlar sizden nefret ederler. Ortalama kızlar da. Birçok kadın (hoş ya da çok güzel) sizden korkmaya başlarlar.

56

Size birkaç örnek vermeme izin verin. Aynı dersleri aldığım çok güzel bir kız vardı. Onunla konuşmaya başladım. Çekip gitmek için bir sürü fırsatı vardı. Ama yapmadı ve benimle konuşmaya devam etmek için orada kaldı. Kız artık benim varlığımın farkındaydı ama benimle konuşurken veya etrafımdayken benden çekiniyordu. Hoş bir kız sınıfta bana sülük gibi yapışmaya başladı. Sürekli benim yanıma oturmalıydı, benden “notlarımı ödünç almalıydı” ve her ders bitiminde benimle 20 dakika konuşması gerekiyordu ... Gittiğim gymde çok güzel bir fitness eğitmeni vardı (çok güzel kalçalara sahip olacak kadar kaslı bir kadındı ve o güçlü kalçalar Pook – Erkeki ile başa çıkmasında çok işine yarıyordu!). Bu kızı her gördüğümde, çevresinde bir “uydu” oğlan vardı. Kiminle birlikte oldu dersiniz? Benimle. Ve en baba örnek: Beni bu sayfaya (SoSuave.net) getiren ve oneitis yaptığım bir kız vardı. Ben irileştikçe, bana olan tepkileri değişmeye başladı. 70 kiloyken, ben “ortalama” bir erkektim. 79 kiloyken bir şeylerin değişmekte olduğunun farkındaydı. 88 kiloda ise onu elde ettim. Bu aşamada bazı güzel kızlarla birlikte olsam da daha çok, çok güzel kızlarla birlikte oluyordum. Biliyorum bazı erkekler “ben sıskayım ama ben de çok güzel kızlarla birlikte oluyorum” diyorlar. Ama burada bahsettiğim tüm çekicilik sadece vücut ile elde edilen bir çekicilik. Bu kadınları elde etmek için çaba HARCAMIYORUM. Vücudum çekimin 99%unu yapıyor. Bir yerde heykel gibi dikilebilirim ve yine tepki alırım (Tabii ki harekete geçmelisiniz). Kadınları elde etmek için çok çaba harcayacağınıza, neden kendiniz üzerinde çok çaba harcayıp tüm kadınları elde etmiyorsunuz? Ben kadınları elde etmek için çok çaba harcamıyorum. Ben rüyalarımı gerçekleştirmek için çok çaba harcıyorum ve bu durumum kadınları elde ediyor. Yukarıdaki makalenin dediği gibi, çok güzel kadınlar benim gibi kaslı bir erkekle birlikte olma riskini göze alırlar. Eğer çok güzel vücutlu bir kız istiyorsanız, kendi vücudunuz üzerinde çalışmalısınız.

57

Geçmişte sıska bir erkek olarak, irileşmek tamamen farklı bir dünya. En kötüsü, insanların eski sizi nasıl gördüğünü öğrenmek. İnsanlar artık benim sıska halimi açık bir şekilde aşağılıyorlar ve bu da beni üzüyor. Üzüyor zira ben o zaman benim hakkımda böyle düşündüklerini bilmiyordum. Artık elbiselerim üstümden sarkmıyor ve çıplak halde harika görünüyorum (sevgili kadın okurlarım, bunu sizin hayal gücünüzü ateşlemek için söylüyorum). İri erkeklerin daha fazla şey yapmalarına göz yumuluyor. Daha kaba saba, daha atak ve kadınları daha fazla kullanan (ciddiyim!) biri olmama göz yumuluyor. Aynı şekilde aptallık yapmanıza da göz yumuluyor. Tek derdim, kadınların beni sadece seks için istemeleri (hayır, şaka yapmıyorum. Ve evet, bu bir problem). Kendi hayatına girip uyum sağlayabilecek bir kız arıyorsun, kızların ise tek istediği vücudun! Bu zenginleşip para avcısı kadınlarla uğraşmaya benziyor. Peki sıska bir erkekten maskülen ve güçlü bir erkeğe nasıl dönüşeceksiniz? Bu konuda internette tonlarca bilgi var. Forumdaki Diesel’s Guide to Bulking Up serisi iyi bir başlangıç. Ben Anthony Ellis’in programını kullandım. 3 ayda 13 kilo! Şaka yapmıyorum ama çoğu kişi ilk başta 4 – 5 ayda 13 kilo alabilir. Fitness konusunda problem şu ki birçok opsiyon var. Bir çoğu yanlış ve vaktinizi boşa harcayacak şeyler (buna eğitmenler de dahil). Ellis’in programında hoşuma giden şey, süslü sözleri kesip hemen derin bilgilere giriyor. Ve program işe yarıyor. Fakat vücut geliştirmenin yan etkisi şu ki bu aktivite sizi bir narsiste çevirebilir. Bence fitness salonlarındaki aynalar formu değil egoyu mükemmelleştirmek için oradalar. Sorun şu ki siz mükemmel olmayı takıntı yapabilirsiniz ve hepimiz biliyoruz ki mükemmel sıkıcıdır. Kadınlarla başarılı olan sıska erkeklere de bir sözüm var. Bu yazının geçerliliği ile ilgili cevaplar yazacaklar. Bu yazının amacı tipi iyileştirmeye vurgu yapmak değil. Bu konu testosteron seviyenizdeki artışla alakalı. Eğer doğal olarak sıska biriyseniz ve kas kütlenizi arttırırsanız, vücudunuz kas kütlenizi yenilemek için sürekli olarak yüksek testosteron seviyesinde kalacak. Yüksek testosteron sadece davranışlarınızı etkilemekle kalmaz, bence kadınlar yüksek testosteronun kokusunu da alabilirler. Testosteron fışkıran bir adamı alın ve kadınlarla dolu bir odaya atın. Konuşması gerekmez. Kadınlar otomatik olarak ona karşı çekim duyacaktır.

58

Testosteron, bu kadar güçlü bir şeydir. Cinsellik, bu kadar güçlü bir şeydir. Dipnotlar: [1] – oneitis, genelde karşılıksız sevgi ve odaktaki kişinin tamamen gerçeklikten kopuk bir şekilde idealize edilmesi ile paralel giden hastalıklı romantik saplantı.

59

Mükemmel Sıkıcıdır http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=58526 Kadınların minnettarlığı beni Don Juan etiketi ile taçlandırdı. Don Juan ünvanını erkeklerin çoğu gibi algılasaydım, bu ünvanı kesinlikle reddederdim! Bir erkek Sosuave sitesine girdiğinde şöyle düşünüyor: “Don Juan ile ilgili ne varsa hepsini yalayıp yutacağım …” Don Juan! Don Juan nedir? Don Juan ne yapmalıdır? Tek bildiğimiz şey, bu ismin tüm hayal gücümüzü, tüm rüyalarımızı, tüm vizyonumuzu ele geçirdiği. Siyahlar içindeki bu adam, gözün görebildiği her kadını götürüyor! Ah, o Don Juan yok mu? Her şeyi mükemmel yapıyor! Kadınlarla her konuda mükemmel! Eğer tüm o teknikleri, giyim tarzını, davranışları içselleştirebilsek ve cesaretle uygulasak, tüm kadınlar bizim olacak! Bu bakış açısı o kadar yaygın ve baskın ki, bazı insanların bu foruma neden bu kadar yapışıp kaldıklarını anlayabiliyorum! Ama belki de bizi tüm o “okuma materyallerinden” tamamen kurtaracak bir yol vardır. Mükemmel “Oyuncu” Oda arkadaşım ve ben, şu çöpçatan şovlarından birini izliyorduk (hangisi olduğunu unuttum). İki erkek, kadınlar için rekabet ediyorlardı. Bir tanesi super “oyuncu” idi. Tam söylenmesi gereken şeyleri söylüyordu ve kadınlarla fiziksel temasa giriyordu. Diğer ise oldukça yaramaz biriydi. Gürültülü, kaba yorumlar yapan ve kelime anlamıyla hatunların üstüne abanan biri. Oda arkadaşım, oyuncu olana hayran kaldı. “Bu adam olayın hakimi! İkisi ile de harika bir oyun sergiliyor. İkisini de öpüyor!” Öbür eleman ise havuza atlayıp durmakla ve su sıçratmak ile meşguldü. Hatunlar onun için, “2 yaşında bir çocukla birlikte olmak gibi” diyorlardı. Kadınlar “neyse ki seninleyim, o adam kaçığın teki” dedikçe, oyuncu elemanın kendine güveni artıyordu. Sıra seçim aşamasına geldiğinde, oda arkadaşım ve ben, hatunların kimi seçeceği konusunda fikir ayrılığı yaşadık. Arkadaşım, “oyuncu eleman tabii ki. Adam

60

MÜKEMMEL!” diyordu. Ama ben daha iyi biliyordum. “Ne? Hayır. Kızlar azgın elemanı seçecekler.” Oda arkadaşım benim deli olduğumu düşünmüştü. Ama hatunlar seçimlerini yaptıklarında, oyuncu eleman, Alfa Erkek, yalnız kaldı. Zira kadınlar azgın elemanı seçtiler. Oda arkadaşım “İNANAMIYORUM!” diye bağırdı. Mükemmel sıkıcıdır, insan olmak güzeldir. Oyuncu, azgın elemana yenildi zira oyuncu kadınlarla TÜM DOĞRU ŞEYLERİ yapmış olsa da sıkıcı biriydi. Azgın eleman her etkileşimde oyuncuya göre daha fazla kişiliğe sahipti. “Ama Pook! Anlamıyorum!” Hollywood’un yaratıcı bir yönetmeni bana şunu söylemişti, “HERKESİN SEVDİĞİ GERÇEK yıldızlara bak. Bu yıldızlar dergi kapaklarına çıkan mükemmel tipler gibiler mi? HAYIR. Hepsinin kendilerine has büyük aykırılıkları var.” Başka bir deyişle, Schwarzenegger Shakespearevari bir aktör değil. Sanırım filmlerde ondan daha az konuşan tek karakter Lassie. Sürekli spor salonuna giden başarılı avukatı ele alalım. Bu adamla ilgili İnsani olan şey ne? Şunun farkına geç vardım: Eğer siz mükemmelliğe koşarsanız, hatunlar sizden “mükemmel” olmanızı beklerler. Yükselmek için düşmemiz lazım. Herkesle her etkileşiminde mükemmelliği hedefleyen kişi, etkileşimlerinde aykırılıklarının ortaya çıkmasına izin veren kişi tarafından bastırılacaktır. Mükemmel sıkıcıdır. İnsan olmak güzeldir. Mankenlik! Mankenliğin mükemmel olmakla alakalı olduğunu mu düşünüyorsunuz? “Evet Pook. Öyle olduğuna inanıyorum.” Tamam, bazı standartlar var. Ama herkes vitrin mankenini oynayabilir. Mankenlikte bile insanların zihnine nüfus etmek, “insan olmak”, kişiliğini her yönden yansıtmak daha çok vurgulanan bir şey. Müzik! Ne? Sanat ve matematiğin ilahi uyumu olan müzik, “mükemmel” değil mi diyorsun? Bir müzik aleti çalmayı öğrenirken, tona, ölçülere, notalara ve ritme büyük bir vurgu var. Tabii ki bir senfoni orkestrasında ya da bir müzik grubunda çalarken, 61

yönetmenin seni belli bir role koymasına izin veriyorsun. Ama şarkıları MÜKEMMEL çalmak için ON YILLAR boyunca pratik yapsan bile tamamen SIKICI olabilirsin. Bir müzisyeni gerçekten sansasyonel yapan şey, müzik aletini çalarken olaya ruh katmasıdır. Bu ruh, müzik aletinden dünyaya yayılır. Müziğine oyunculuk, heyecan, eğlence katan bir müzisyen, bir iki nota atlasa bile farkına varmazsın. Bu müzisyeni, “mükemmel” müzisyenle karşılaştır, yarattığı heyecan ile her zaman kazanan taraf o olacaktır. (Kızlara yürümekten ve kızlarla buluşmaktan korkan erkekler. Şunu düşünün: Kadına eğlence verin ve ondan eğlence alacaksınız. Kadına mutluluk verin, ondan mutluluk alacaksınız. Ne yapmayı denemek istersiniz? En son noktada “mükemmel” olup, kadının size deli olmasına mı çalışırsınız? İyi çocukların çiçek verdiği yerde, siz çiçek gibi davranışlar verin. Vajinaların altın ile dolu olmadığını göreceksiniz.) Yazarlık! Tarihin en iyi yazarlarına bakın. Shakespeare bildiğin müstehcendi. Milton tamamen egoist moda girerdi. En ***en yazarlar yazdıkları bile anlaşılmaz. Ama sözde “mükemmel” yazıları onlarla karşılaştıramazsınız bile. Şu “parlak” ama kimsenin okumadığı akademik yazıları yazan profesörü düşünün. İnsanlar “zekice” şeylere hayranlık duymazlar; teknik mükemmelliğe hayranlık duymazlar. İnsanlar bir eserden fışkıran İnsanlığa, kişiliğe hayranlık duyarlar. İnsanlar Napolyon'a askeri ve topçu birlikleri konusundaki dehasından dolayı hayranlık duymazlar. Ceset dolu savaş meydanında “tüm bu adamların yerine Paris’te tek gecede adam bulurum” deme cüretini gösterdiği için hayranlık duyarlar. Popülerlik! Politikacıları ele alalım. Ne yapmaya çalışıyorlar? Neden sizin gözünüzde MÜKEMMEL olmaya çalışıyorlar? Sizinle sanki 4 yaşında bir çocukmuşsunuz gibi konuşuyorlar. Sürüye hitap eden şeyler ve conserve genellemeler söylüyorlar. Bu nedenle de tüm politikacılar aynı görünüyorlar: SIKICI. Hangi politikacılar hatırlanıyor? Hiç “kaybetmeyen” politikacılar değil. Kendilerine has “insanlıkları” olan politikacılar hatırlanıyorlar. Şimdi kadınların gözünden bakın. Tüm bu erkekler kadınların önünde “mükemmel” olmaya çalışıyorlar ama sonuçta hepsi SIKICI görünüyorlar. Daha insani bir erkek, yenilgileri ne olursa olsun, MÜKEMMEL, super entelektüel İyi Çocuktan ya da kuru Oyuncudan daha arzu edilir olacaktır. “MÜKEMMELİYETÇİLİK” kadınlar konusunda neden insanı yenilgiye sürükler? Zira “mükemmel” olmaya çalışırken, “cansız” olursunuz. Gerçekten yaşamak yerine, 62

hayali bir meziyet barometresini ya da başka İnsan ölçüm aletini gerçekleştirmeye çalışmakla meşgul olursunuz. Kendinden neşeyi esirgeyen Hayatın kanatlarını yok eder; Ama eğlenceyi uçarken havada öpen Sonsuz güneş doğuşunda yaşar. William Blake Neden “mükemmel” olmaya çalışıyoruz? MÜKEMMEL kadına sahip olmak için mi? Mükemmel kadın diye bir şey yok. Playboy modelleri bile sonradan ŞİŞMAN ve ŞEYTANİ CADILARA dönüşüyorlar (öhö Anna Nicole Smith öhö). Gördüğüm kadarıyla “mükemmellik” fikri, elde edilecek KADININ susuz bir çöle yağan ilahi bir yağmur gibi olacağı düşüncesinden geliyor. Hayatta aradığınız her şey … neşe, sosyalleşme ve cinsellik bile SİZDEN gelmeli. Çekici bulduğunuz kadınları dikkatli inceleyin. Herhangi biri ile birlikte olmadan bile neşeye, sosyalliğe ve cinselliğe sahipler. Size baktıklarında “mükemmel” olduğunuzu düşünebilirsiniz. Ama bu kadınların tek görebildikleri neşesiz ve tatminsiz bir yaratık olacaktır. Sürekli spor salonuna giden erkekler var. Bu adamların diyetleri MÜKEMMEL. Çalışma rutinleri MÜKEMMEL. Giyimleri MÜKEMMEL. Karın kaslarındaki 6’lı baklava … pardon 8’li baklava MÜKEMMEL. Bazıları MANKENLİK yapıyor olabilir. Bazıları AKTÖR. YUNAN TANRISI gibi görünüyorlar. Böyle bir erkeğe yolda yürürken her kadın bakıyor. Böyle bir erkek kaslarını, maskülen bir elbise gibi giyiyor. Ama onu boy toy olarak kullananların yanında, kadınlar onu her zaman terk ediyorlar. ADONİS’i nasıl terk edebiliyorlar ki? Bu kadınlar hep bir ağızdan “ama o çok sıkıcı” diye cevaplıyorlar. Sonuçta o tüm zamanını spor salonunda geçiriyor ve yedikleri içtikleri oldukça katı bir listeye bağlı. Eğer bu erkek mükemmel olmaya daha az zaman ayırıp insan olmaya daha fazla zaman ayırsaydı, hem kadınlarla daha başarılı hem de daha mutlu olacaktı. Çok başarılı bir avukat olan bir başka erkek var. En statü sembolü arabayı ve saray yavrusu evi satın aldı. Her iki gecede bir spor salonundaydı. Parası ve statüsü vardı. Mükemmel bir tipi vardı. Kadınların onu MÜKEMMEL bulacaklarını düşünüyordu. Kadınlar onu mükemmel buldular ama onun istediği nedenlerle değil. Kadınlar onu 63

İSTİKRARLI bir hayat için MÜKEMMEL buldular. Ve sonuçta “çok güzel, mankenlik yapan bir hatunla” evlendi. (Bakımları için dadılar tuttuğu) çocukları oldu. Peki super güzel karısı ne yaptı? Onu aldattı! “Onu sevmiyor musun?” Kadın “evet, onu çok seviyorum” dedi ve doğruyu söylüyordu. Başkaları ile yatıyordu zira ÇOK SIKILMIŞTI. Kocası her şeyi o kadar insanilikten uzak hale getiriyordu ki. Çalışmasına gerek yoktu, çocuklarına bakmasına gerek yoktu, aslında hiçbir şey yapmasına gerek yoktu. Kadın tabii ki kocasını terk etmeyecekti. Ve tabii ki ona (daha doğrusu onun sağladığı İSTİKRARA) aşıktı. Ama çok sıkılmıştı ve adama ihanet etti. Eğer bu adam biraz daha az mükemmel ama daha çok insan olsaydı, kadın kocasını şu sürekli oynadığı Bay Mükemmelden daha ilginç bulabilirdi. Bu nedenle “Ben bu forumda X süre bulundum! Ve hala A) Bakirim B) Yalnızım C) Kız arkadaşım yok D) İstediğim gibi bir kız elde edemiyorum. A) Don Juan İncilini tekrar tekrar okudum B) Forum yazarlarından tavsiyeler aldım C) DJ kitaplarını alıp okudum.” diye düşündüğünüzde şunu göz önüne alın: “Kadınlar konusunda kendinizi MÜKEMMELLEŞTİRMEYE mi çalışıyorsunuz yoksa kadınlarla etkileşim sizin için nefes almak kadar doğal bir şey olacak şekilde İNSANLAŞMAYA mı çalışıyorsunuz?” Bu ikisi arasındaki fark her şeydir. Shakespeare Daha iyisi için çalışırken, iyisini gözden kaçırırız. Tennyson Artık kusurlu kusursuzluk, buz gibi sıradanlık, mükemmel sıfırlık, ölü mükemmellik yok. Hazlitt Kendilerine görünmez ve bilinmez olmadan kimse mükemmelliğe ulaşamaz. Orwell İnsanlığın özü odur ki kişi mükemmellik peşinde koşmaz ve bazen sadakat adına günah işler, aykırılıklarını arkadaşça ilişkiyi imkansız hale getirecek noktaya 64

götürmez ve başka insanlara olan sevgisini sağlamlaştırmanın önlenemez maliyeti olarak, bazen yenilmeye ve yıkılmaya hazırdır. *** Şu an seni görebiliyorum. Bakışlarının bilgisayar ekranından uzaklaşmaya başladığını biliyorum … Bana bak! Pook masaya vurdu. Allah aşkına, beni dinle! Hayatın buna bağlı. Yürümek istediğin bir kız gördüğünde, ya da buluşmaya gitmekten çekiniyorsan, şu iki kelimeyi hatırla: “Mükemmel sıkıcıdır!” İki kelime! “Mükemmel sıkıcıdır!” Beyninin içinde, neden değersiz olduğuna dair şu gerekçeleri çevirip duracaksın … “Ucuz ve külüstür bir araba” “Kötü giyecekler” “Uzun boylu olmaman” “Kötü saç kesimi” “Parasızlık” “Tipinin kötü olması” “Kendine güvenmemen” “Geçmişteki yenilgilerin” “Mükemmel sıkıcıdır!” de kendine ve o gerekçelerin buhar olup uçmasını izle. Ayağa kalk! Kanın şimdiden damarlarında akıyor! Bunu her zaman yapmak istemiştin ama hep kendini korkutup vazgeçmiştin. Kendini bırak. Ayağa kalk ve kapıdan çık! Yürü! Yürü! 65

Güzel bir kadın görüyorsun ama yürümekten korkuyorsun. “Mükemmel sıkıcıdır …” ve ona yürü ve onunla konuş. Ama boş zamanını bilgisayar başında geçirmek istiyorsun. Eee? Onunla konuş. Numarasını sormaya çekiniyorsun … “Mükemmel sıkıcıdır …” Sana numarasını Verdi! Buluşmaktan korkuyorsun. Çok fazla bilinmeyen var! Ama … “Mükemmel sıkıcıdır!” Bak! Sana gülümsüyor! Seni öpmek istiyor! Ama sen daha önce tek bir kızı bile öpmedin. Ya sıçarsan? Ya salyaların kızın üstüne akarsa? “Mükemmel sıkıcıdır …” “Muck …” *** Kız öpüşmeye bayıldı! Ne pozisyonda olduğuna bak! Ne yapman gerektiğini biliyorsun … Kendine olan sevgin aşkına, hayata olan sevgin aşkına, kendini bırak ve gerçekten bir insan ol. Mükemmel bir hayat isteyenlere acıyorum! İnsan olacağım için beni yıkın, yırtın atın, dövülmeme ve hayat tarafından değişmeme, dokunmama ve dokunulmama izin verin. Dünya üzerinde kendinden korkmak için tek bir sebep bile yok. Mükemmel sıkıcıdır … Bunu gökyüzüne, duvarlara yazalım. Gözlerinizle okuyun ama ruhunuza işleyin. Yalnız olan tüm o insanlar mükemmeller … Ama kızlarla olanlar mükemmelin sıkıcı olduğunun farkına varmış olanlar.

66

Piçin Sırrı http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=17008 (NOT: Bu post beklediğimden uzun oldu, ÇOK DAHA UZUN OLDU. “Bunu birçok posta bölmeliydin.” Bir makalede halletmek varken neden makaleler galaksisi yazayım ki!) Hayır, gözleriniz size yanıltmıyor. O güzel kadının yanındaki piçin teki ya da çirkin bir erkek! Bu kız o adamla ne yapıyor? Kızın gözleri yok mu? Zavallı erkek etrafına bakar, kime soracağını bilemez ve sonunda dünyanın hiçbir soruya cevap vermeyen, hiçbir çözüm sunmayan, acımasız ve gizemli bir yer olduğu sonucunu çıkarır. Özellikle de gizemlerin gizemi güzel kadınlar hakkında! Bariz bir şekilde, burada yanlış bir şeyler var. Bu çirkin ya da en iyi ihtimalle ortalama tipteki adam böyle kızları nasıl elde edebiliyor? Bu kaba saba, aptal ve barbar erkekler nasıl oluyor da dişi mücevherleri kapıyorlar? Özel bir numaraları mı var? Kendilerine çok mu güveniyorlar? Bu adamların sırrı ne? Ya da bir sırları varsa bunun kendileri bile farkında mı acaba? Ama ya yanlış olan bir şey yoksa? Ya bütün bu olanlar Doğanın iradesine göre doğru ise? Don Juan nerede? Ah bak, güzel kadın orada! Dünyanın süsü! Rüyanın etten kemikten hali! Platformun üzerinde umursamaz bir şekilde ayakta ve diyor ki: “Beyler! Beni nasıl elde edeceksiniz?” Ve platformun etrafındaki binlerce erkek bağırıyor: “Kendine güven.” “Espri anlayışı.” “Teknikler.” “Kino (Dokunma).” “Çikolata.” “Şiir.” 67

“Seni görmezden gelerek.” “Tamamen sana odaklanarak.” “İri kaslar.” “Çiçekler.” “Havalı saçlar.” “Ayna yansıması (tekniği).” “Deri ceketler.” “Değerler kazanarak.” “Havalı giyecekler.” “Renkli kişilik.” “Akşam yemeği. Istakoz!” “Iltifatlar.” “Gitar şarkıları.” Kadın sadece gülüyor ve şöyle diyor: “Bunlar çok güzel ama beyler … taklit intihar demektir bilmiyor musunuz? Kendine güvenin tecrübe olduğunu unutuyorsunuz. Kasların maskülen bir elbise olmadığını, her erkeğin bana istakoz alabileceğini, sayısız erkeğin bana gitar çalıp şarkı söyleyebileceğini unutuyorsunuz. Neye ihtiyacım olduğu konusunda bu kadar mı cahilsiniz?” Ama yerden tek başına bir ses konuşuyor: “Siz madam, siz beni kazanacaksınız! Kazanılması gereken ödül benim!” Kadın neşe içinde kıkırdıyor. “Sizin her biriniz için, yukarıdaki şeyleri bana verebilecek bin tane erkek var. Sizin farklı olmanız çok şeker. Ama sonuçta neden çirkin erkekle beraberim? Neden piçi tercih ediyorum?” Ve bunun üzerine o yalnız ses cevap veremiyor. Ve sonra o büyük haykırış geliyor: “Çünkü o bir erkek!”

68

“Evet ama hayır,” diye küstahça gülüyor kadın. “Çünkü o sana karşı saygısız.” “Öyle ama sebep bu değil.” “Çünkü o bir hayvan!” “Hayır değil, alakası yok!” “Çünkü onun super egosu var!” “Doğru ama sebep bu değil.” “Çünkü şapkasını ters giyiyor!” “Ne?” “Çünkü kaba saba ve ukala.” “Hayır!” Sonra bir ses, bütün bu kafa karışıklığını yaran altın bir ok gibi geldi ve gerçekliğin en dibine saplandı. O zevk inlemelerinin namelerini etrafa yayarken, kadının zevk ile haykırdığını fark etmesine neden oldu. Zira ses dedi ki: “Aşırı maskülenite!” Kadın “oh Pook!” dedi ve ışıklar saçarak gülümsedi. “Ne kadar da doğru söyledin!”. Ve kadın platformdan atlayıp Pook’un kollarına koşarken, tüm diğer erkeklerin ağızları O şeklini aldı. Hiçbir talebini yerine getirmemesine ragmen, çirkin / ortalama tipte bir erkek ile beraber olması görünürde bir tezat. Aşırı maskülenite mi? O nasıl bir cevap öyle? Ah kadınlar! Bizi uçurumdan yuvarlamadan bir açıklama yapabilir misiniz? Kendinizi, bizim karışmış erkek aklımıza anlatabilir misiniz? Ama sanki bir duvara konuşuyorlardı. Kadın mimikleri ile bir şey anlatıyor ama açıklama yapmıyordu. Bir kadının karşısına çıkana kadar kendilerini ne kadar da bilgili sanıyorlardı!

69

Gizemlerin Gizemi Bu dünyada 3 gizem var: Uygarlıkların yükselip çökmesi, meyveli kek ve kadınların piç erkekleri tercih etmesi. Meyveli keki ve uygarlıkların yükselip çökmesini başka yazılara bırakacağım. Bu yazıda kadınların neden piç erkekleri tercih ettiklerine bakalım. DOĞANIN SIRRI NE? Ve aynı zamanda bir ağız ordusu bilinen cevapları okumaya başladı: “Kendine güven” “Dominant olmak” “Tahmin edilemez olmak” “Zor elde edilir olmak” “Bencillik” “Kabalık” Vs. Bu “uzmanlar” ve “bilgeler” piç erkeklere sabit bir eleman olarak bakıp onların kişilik özelliklerini ve fiziksel özelliklerini sıralıyorlar. Aptallar kişilik özelliklerini ve fiziksel özelliklerini adapte ederler. Taklit intihardır. Gerçek altın elinizin altındayken neden sahte altını tercih edesiniz? Doğa ve yaşam o kadar basit ki, kendi kafamızı kendi aptal felsefelerimizle tamamen karıştırıyoruz (piçler böyle web sitelerine ihtiyaç duymuyor!). Cinsellik bunlardan biri. Yıllar değilse en azından aylardır internet üzerinden sayısız baştan çıkarma materyali okuyorsunuz. Peki bunlardan ne kazandınız? Evet, siz her zaman kalp kırıklıklarınızı ve gerginliğinizi sona erdirmek için gerekli SIRLARın kıyısına geldiğinizi hissettiniz, ancak günün sonunda hala bilgisayarınızın önündesiniz. Biri bana “Erkek Adamın ne kadar da garip bir tanımı bu Pook!” demişti. “Testosteronundan korkmayan erkek? Erkek Adam bundan daha fazlası olmalı.” Ama olay tamamen testosteron ile alakalı. Kızlar ERKEKLERE ilgi duyar, pısırık erkeklere, 70

iyi

çocuklara,

kaybedenlere

değil,

ERKEKLERE.

Problemlerinizi

hafifletmek için muhteşem bir felsefe keşfetmeye çalışmak yerine, neden doğanın işleyişini kabul etmiyorsunuz? Piçin Sırrı o kadar bariz, göz önünde ve basit ki. Belki de bu “sır” her yerde olduğundan onun varlığını ayırt edemiyoruz. Doğa hiç durmadan arayan ve yok eden bir süreçtir. Hiçbir şey sabit kalmaz; her şey sürekli döngü içindedir. Piçin DAVRANIŞLARINI sınıflandırıp onları TAKLİT ETMEKLE yetinmek yerine, KAYNAĞI içselleştirin. Böylece hareketleriniz doğal bir şekilde, düşünmeden ve çaba harcamadan içinizden gelsin. Pook meyveli kek üzerinde durdu ve çevresindeki kalabalığa seslendi. “Beyler! İyi Çocuklar ne tür kadınları kendilerine çekerler?” “Balinaları” “Acuzeleri.” “O*spuları.” “Çirkin Kızları.” “Evet, gerçekten de öyle! Peki acınası İyi Çocuğun kollarına aldığı tüm bu kızların ortak özelliği nedir?” Sessizlik. “Beyler! Sessizliğiniz beni kızdırıyor! Bu kızlar tatlı olabilirler. Zeki olabilirler. Başka bir çok meziyetleri olabilir. Ama sahip olmadıkları bir şey var. Feminen değiller. Kız gibi değiller.” Erkekler başlarını salladılar. “Ve aynı şekilde, bu İyi Çocuklar, aşırı duygusallığın etten kemikten haline dönmüş bu adamlar kimler? Bunlar Erkek mi?” “HAYIR!” “Bu oğlanlar için tam olarak feminen diyemezsiniz ama maskülen de olmadıkları kesin. Aslında ikisi de değiller. Bu oğlanlar androjen (cinsiyetsiz), omurgasız, herhangi bir kadının arzularına göre şekil alabilecek çamurumsu, pısırık yaratıklar. İyi Çocuklar kadınları, boğulmakta olan birinin cankurtaranı sevdiği gibi severler. İyi 71

Çocuklar sevdikleri kadına yapışırlar zira Doğa okyanusunun sularında yüzemezler. Aşk hayatları bir o taraftan bir bu tarafa savrulmakla geçer.

Maskülen Erkek Pook elinde Erkeklik şırıngası ile neşeli İyi Çocuğa yaklaştı. “Hayır! İğne canımı acıtıyor!” Tamam, o zaman sen de Pişmanlık, Yalnızlık ve Hayal kırıklığı içinde acı çekerek öl. Bu ilacı isteyen var mı? Bir başka İyi Çocuk gönüllü olarak öne çıktı. Bakın! Bu arkadaş anlık acının sürekli acı çekmekten daha iyi olduğunu biliyor. Pook iğneyi İyi Çocuğa batırdı ve testosteron enjekte etti. Şimdi beyler, sonuçları izleyin. İyi Çocuk artık arzularından korkmuyordu. Hoşuna giden bir kız gördüğünde, ona yürüyordu. Piçler neden kadınlara yürürler? Onlarla evlenmek için mi? Hayır! Piç, bacaklarının arasındaki

“kafa”

tarafından

yönetilip

kontrolden

çıkmış

bir

halde

değil,

damarlarındaki testosteronun doğru yönetiminde hareket eder. İstediği bir şeyi görür ve onu almaya gider. Bunun için özür dilemez. Buna bahane ve açıklama bulmaya çalışmaz. Bunu analiz etmez. Piçin kafasının içinde, aptal felsefeler dolaşmaz. İyi Çocuk kadın tarafından reddedilir! “Ah ah! Zavallı İyi Çocuk! Ama bak, bir şeyler şimdiden değişiyor. İçinde büyüyen öfkeye bak. İçinde bir şey patlayacak noktaya doğru büyüyor. Bu şey hüsran. Bu şey öfke. Yapabileceği en kötü şey kafasını kuma gömüp ağlamak. Sürekli reddedilmek iki çözümden birini gerektirir: ya standartlarını düşürürsün ya da kendi değerini yükseltirsin. Ama piçin standartları düşünmediği de doğru. Piç hüsrana uğrayıp öfkelenir. Fakat biraz daha deneyim kazanmıştır ve sonra biraz daha iyi becerilerle kadınlara yürür.

72

Burada çalışan şey Doğanın sistemidir. Erkeğin sosyal dışa vurumundaki pürüzlerini azar azar yontar. Onun kızlarla birlikte olmasını sağlar. İyi Çocuk birkaç buluşmadan sonra terk edilir. Aman Tanrım! Ne oldu böyle? Belki de İyi Çocuk başlangıçta piçin davranışlarını taklit etmeye çalışıyordu ama sonra kızın önünde eski AFC (Average Frustrated Chump) davranışlarına döndü! Kadınların dürüstlük konusunda acımasız olmalarına şaşmamalı! Piçler fedakarlık ve olağanüstü ilişki adına kadınları memnun etmeyi umursarlar mı? “Evet.” Sus be! Piçler kadını o şekilde umursamazlar. Onların damarlarındaki testosteron, “ihtiyaçlarım var ve bu ihtiyaçlarım karşılanmalı. Beni tatmin et” der. Piçler bu nedenle bencil görünürler ama aslında olay bencil olmaları değil, kendi erkek doğalarına daha sadık olmaları ve kendi ihtiyaçlarını gidermeye odaklanmalarıdır. İyi Çocuklara göre kadınların yanında olmak, eğlence için yeterlidir. Piç bir miktar daha aktiftir. Piç kendi kafasına göre eğlenmek ister. Kadın ise yolcu koltuğundadır. Aksiyonlu buluşmaların (dans, bovling, kaya tırmanışı, vs.) standart buluşmalardan (kahve, akşam yemeği, sinema, vs.) daha iyi çalıştığı bilinen bir şeydir. Ama sonuca (aksiyonlu buluşmalar) bakacağımıza, sebebe odaklanalım. Piç, bir yemek masasında oturup kızın tıkınmasını izleyeceğine, kaykay kaymayı ya da basketbol oynamayı tercih eder. Testosteronun bir bireyin daha aktif olmasını sağladığı bazı çalışmalarda gösterilmiştir. Piçler (testosteronu yüksek erkekler) aksiyonu DOĞAL BİR ŞEKİLDE yaparlar. Kendinizi aksiyonlu buluşmalara zorlamakla uğraşacağınıza, doğal halinize dönün ve aksiyonlu buluşmalar sizin rahat rahat yapacağınız tek buluşma stili halini alsın. İyi çocuklar terk edilirler zira kıza yürüme adımlarını atmaya çekinirler. Ah hayır! Kızların nasıl kötü davranışa maruz kaldıklarını ve kız gibi arkadaşlarına (İyi Çocuk) bunu anlatıp durduklarını biliyoruz. Kötü davranışları görüp, “Şimdi ben kızları elde etmek için onlara kötü mü davranmalıyım?” diye düşünüyoruz. Ama düşünün, burada kötü davranış nedir? Kız yaralandı mı? Ya da amacını 73

gerçekleştirmekte başarısız olduğu için mi öfkeleniyor? Maskülen bir erkeği sterilize edip onunla bağlantı kurma misyonunu. “Ama piç herif onu sürekli ayakta tutuyor, vs. vs.” Bu, piç onu ayakta tuttuğu için olmuyor. Kadın erkeğin kendisini sevmediğini bildiği için oluyor. Kadının feminen güçleri piçi ele geçiremediği için oluyor. Bu, feminen yenilgidir. Kız piçle yatıyor ve piç onu terk ediyor. Biz de piç onunla yattığı için ona kötü davrandığını düşünüyoruz zira piç onu sadece “seks için kullanıyor (ve anaç ama acımasız kadınlar, böyle “kaka”(!) erkekler olmamamız için feminenleştiriyorlar). Ama burada “kötülük”, kadının piçi elinde tutamayacağını anlaması. Kadın, “yeterince kadın” olmadığını hissediyor.

Doğanın Yolu Kadınlara Çıkar Erkek olarak bizler iki efendinin yönetimindeyiz: Zihin ve Doğa. (Zihin ve Vücut DEĞİL. Doğa darken vücudumuzun da bir parçası olan süreç ve döngülerden bahsediyorum.) Bu ikisi birbiri ile savaş halindedir. Zihin: “En rafine felsefeler kadınları elde etmemizi sağlayacaktır.” Doğa: “Çok sıkıcısın. Beni serbest bırak. Beni açığa çıkar!” Ama kadınları elde etmemizi sağlayacak şey nedir? Zihin: “Hesaplamalar. Baştan çıkarma.” Doğa: “Dürtüler. Maskülenite.” Peki kadınları elde etmemiz neden gerekli? Zihin: “Zira başka herkesin kadını var ama benim yok.” Doğa: “Çünkü ben ERKEĞİM ve o DİŞİ.” Şimdi bu iki efendinin de karşısına zorluklar çıkaralım. İkisinin de kadınlarla artan oranda başarısız olduğunu düşünelim.

74

Bu konuda ne yapacaksınız? Zihin: “Bu açık bir şekilde benim hesaplama hatalarımın ve olayları koyduğun çerçevenin bir sonucu. Ben bu sorunu baştan çıkarma sanatı hakkında daha fazla araştırma yaparak, bu konuda forumlarda yazılar yazarak, cinsel dinamiklere akademik konular gibi bakarak çözeceğim.” Doğa: “Bu yenilginin sebebi yeterince erkek olmamak. Çözüm, masküleniteyi arttırmaktır.” Ama onca şairi kim çileden çıkardı? Onca filozofa kim işkence etti? Lütfen ama lütfen açıkla. Doğa: “Embryo 3 aylıkken cinsiyetsizdir. Aynı anda her iki cinsiyete de sahiptir. Bundan sonra belli bir cinsiyete dönüşür (bunu biz seçemeyiz zira bu seçim embriyonun kodlarında daha önceden yapılmıştır).” Zihin: “Evet. Yarısı erkeğe, yarısı kadına döner. Bu, kitaplarda yazıyor.” Doğa: “O zaman senin kütüphaneni yakmak lazım. Doğanın senin çözebileceğinden fazla sırrı vardır. Cinsiyet siyah - beyaz değildir.” Bir karışımdır. Zihin: “Ama bu kitaplarda yazıyor. Seks ve Karakter kitabında Weineger, doğuştan itibaren kadın ve erkek olarak ayrıldığımızı yazar. Bazı erkekler 70% erkek, 30% dişidir. Bazıları 80% erkek, 20% dişidir. Bunun tersi de kadınlar için geçerlidir. Efemine erkekleri biliyoruz. Erkek fatmaları biliyoruz. Cinsel çekim tercih değildir. 60% erkek, 40% dişi olan bir erkek, %60 dişi, 40% erkek olan bir kadını kendisine çekecektir. 90% dişi, 10% erkek olan bir kadın, 90% erkek ve 10% dişi olan bir erkeği kendisine çekecektir. Bazı erkekler, diğer erkeklere göre daha feminendir. Bu çekicilik skalası kaderdir: boşluğu en iyi dolduran ile çiftleşiriz. Weineger’in bahsettiği karışım budur. Bu onun kitabının ilk bölümünde yazıyor.” Doğa: “Kıyamete kadar çeneni kapatmayacaksın sanırım. Senin takipçilerin, filozoflar, avukatlar, akademisyenler de senin gibi gevezeler! Dünyayı renklendiren tüm o yaşam mevsimlerinden bir habersin. Ama ben şüpheleniyorum!” Zihin: “Ayın yarattığı medcezir gibi.” 75

Doğa: “Bir sus be! Weineger ve onun gibiler, benim sırlarımı keşfetmek için iyi çaba gösterdiler. Kendilerini benim “dünyevi” döngülerimin üstüne çıkarmaya çalıştılar ve benim eserlerime bir tanrı gözüyle baktılar. Benim intikamım melankoli oldu. Nietzsche ve Kierkegaard delirdi. Weineger’in hayatını o kadar zehir ettim ki silahla intihar etti.” Zihin: “Bu senin tek intikam yolun mu?” Doğa: “Hayır. Bu benim doğal döngülerime çomak sokanlar için ayırdığım intikam çeşidi. İstikrarlı bir şekilde bekar kalan bir erkeğe halk gıpta eder. Ben ise onu daha uygun ve doğru şekilde hem çalışmak hem de kadınları elde etmek üzere yontarım.” Zihin: “Ama o bunu yapmayacaktır. Senin ona verdiğin melankoli kadınların ilgisini çekeceği için işe yaramayacaktır.” Doğa: “Ben Adonis’i yarattım ve yok ettim. Bu güzel çocuk, benim ona verdiğim hediyeyi benim amaçladığım şekilde kullanmadığı için, filler tarafından tepelenerek öldü. Kimse beni alt edemez.” Zihin: “Ama sonuçta Weineger seni açıklayabildi.” Doğa: “Seni aptal! Bu bahsettiğin “karışım” tamamen yanlış. Olayın basitçe “erkek” ve “dişi” ayrımı olmadığı doğru. Ama androjenler de var. Erkeklik seviyeleri o kadar düşük ki, zar zor erkekler. Ya da dişilik seviyeleri o kadar düşük ki, zar zor dişiler.” Zihin: “Sen bizi doğmadan dişi ve erkek diye ayırdın.” Doğa: “Ve ergenliğe geçerken size yine dokundum. Oğlan çocuğu erkek olmalıydı, kız çocuğu ise kadın. Ama bir çoğu, benim yolumdan dönmek için SENİ takip ettiler. İnekler, moronlar, vs … Etiketleri biliyoruz. Bir erkek benim misyonumu ve döngülerimi görmezden geldiği sürece, eninde sonunda benim yoluma girene kadar ona daha fazla yalnızlık ve acı vereceğim.” Zihin: “Çok gaddarsın.” Doğa: “Sonuçta bu gaddarlık iş görüyor. Ama Weineger hatalıydı. Biz bir spektrumda doğmadık. Daha çok biz buna eklenti yapabiliriz ya da bunu eksiltebiliriz. Çekiciliğin esası yıkımdır.”

76

Zihin: “Yıkım?” Doğa: “Bir kadın inanılmaz şekilde dişi ise sonuç nedir?” Zihin: “Bir yığın erkek onu avlamaya çalışır.” Doğa: Evet. Spektrumun uç noktaları aranıp yok edilesi şeylerdir. Dişi, dişilin vücut bulmuş halidir. Kızlar daha çok genç yaşlardan itibaren, vücutlarının genç erkekler üzerinde yarattığı etkiyi bilirler. Birer mıknatıs olduklarını bilirler. Ama onlar kimin peşinde koşarlar? Güzel kadın ekstrem dişidir. Neden, zira ekstrem erkeği arar. Piçin davranışlarına bakarsanız, kim onların yıkım peşinde koşmadıklarını söyleyebilir? Piç yıkımı güzel kadında, güzel kadın da piçte bulur. Ben ise ikisinin iğdiş edilmesini talep ederim. Ne kadar başarılı olurlarsa, ikisi de daha fazla tükenirler. Sonunda, bir eş bulup durulurlar ve androjenliğe evrilirler.” Zihin: “Güzel kadın piçi çekici bulur çünkü …” Doğa: “Ekstrem dişi kadın ekstrem eril erkeğe çekim duyar desek daha doğru. Ve bu çok ama çok basit bir sır. Piçler kendilerine aşırı güvenen, kadınları baştan çıkarma sanatında üstün insanlar değiller. Piçler sadece, testosteron yüklü erkekler. Bu onları, doğanın onlara verdiği testosteronu bastıran İyi Çocuklardan ayıran şeydir.”

Testosteron Bilimi Erkek ol! “ERKEK, testosteronundan korkmayan kişidir.” Bu size inanılmaz basit görünecek. Ama bunun etkilerini görmek için, vücutları yeterince üretmediği için (genellikle HIV yüzünden) kendilerine yapay testosteron enjekte etmek zorunda olan erkeklere bakın. HIV taşıyan bir erkeğin testosteron enjeksiyonu öncesi ve sonrası arasındaki farkı şöyle: 74 kilogramdan 84 kilograma çıkmış. Omuzları 38 cm’den 44 cm’ye, gögüs ölçüsü ise 100 cm’den 115 cm’e genişlemiş. İştahı inanılmaz artmış. Testosteron almadan önce sürekli uyuyormuş. Sonrasında ise günlük sporu ve iş çizelgesi için yeterli enerjisi varmış. Öncesinde sürekli depresyondayken, sonrasında depresyonu tarihe 77

gömmüş. Testosteron iğneleri ile beraber hayatın zorluklarından kurtulmuş, daha istikrarlı ve canlı biri olmuş. Testosteronun başka etkileri de var. Testosteron ile daha fazla enerjiye sahip hissediyormuş. Dikkat aralığı kısalmış. Yazmaya daha az konsantre olabiliyorken sürekli spor yapması gerektiğini hissediyormuş. Daha keskin bir zekaya, daha hızlı bir zihne sahipken yargıları daha fevri olmaya başlamış. Testosteron olmadan kendini daha içine kapanık halde buluyormuş. Enerji hala oradaymış ama eylem yerine iletişime, arzudan çok gurura meyilliymiş. Testosteron yokken kadınlara yürümeyi ve kadınlarla buluşmayı çok az istiyormuş. Ama testosteron varken buluşmak ve sosyalleşmek için kadınları sürekli olarak gözden geçiriyormuş. Testosteron ile daha fazla tartışmaya meyilli ve kızgın bir ruh hali gelmiş. Araba kullanırken diğer “aptal sürücülere” bağırıp duruyormuş. (Bu aslında duygusuz olduğunu söylemesine ragmen at sırtındayken “aşırı” duygusal olduğunu söyleyen Thomas Jefferson’un kişiliğine benziyor.) Testosteron ile artan bir sabırsızlık, artan bir yerinde duramama ve artan oranda kendine güven gelmiş. Şimdi, az testosterona sahip ve çok testosterona sahip erkek özellikleri, iyi çocuk ve piç özellikleri ile örtüşüyor mu? Çoğunlukla örtüşüyor. Geri kalanı için bir bilim adamına ihtiyacımız var. Ve bir bilim adamı belirir. Hah işte burdasın! Ey bilim adamı, bize Testosteron hakkında daha fazla bilgi ver. “Hay hay Pook.” “Testosteron ilginç bir şekilde kolesterol ile yakından alakalı bir kimyasal. İlk kez 1935 yılında Hollandalı bir bilim adamı tarafından fare testislerinden izole edildi ve sonra Alman biyolojist Adolf Butenandt tarafından başarıyla sentezlendi. Testosteron sıklıkla erkeklikle alakalı anılsa da, hem erkeklerin hem de kadınların vücutlarında üretilen bir hormon. Erkekler testosteronu testislerinde üretiyorlar, kadınlar ise yumurtalıklarında ve adrenalin bezlerinde. Erkek vücudu üretilen testosteronun bir kısmını bir kadın hormonu olan estradiole çeviriyor. Ve kadın vücudunda da erkek 78

vücudunda olduğu gibi testosteron reseptörleri var. Bu nedenle cinsiyet değiştirmek isteyen kadınlara testosteron verildiğinde daha derin ses, sakal ve hatta kellik gibi erkek özellikleri ediniyorlar. Bu durumda yetişkin erkekler ile kadınlar arasındaki fark testosteronun olup olmaması değil. Olay erkek vücudunun kadın vücuduna göre çok çok daha fazla testosteron üretmesi. Ortalama bir kadının kanının her desilitresinde 40 – 60 nanogram testosteron vardır. Ortalama bir erkeğin kanının her desilitresinde 300 – 1000 nanogram testosteron vardır.” Tamam, tamam, Bay Bilim Adamı. Pook’u uyuklatmaya başladın. Testosteronun ETKİLERİ neler? ETKİLERİNE odaklanalım. “Tabii ki, Pook.” Testosteronun etkileri çok erkenden başlar – gerçekten çok erkenden. Daha döllenme esnasında, her embryo hormonlarca değiştirilmeden önce dişidir. Y kromozomuna sahip bir fetüsü gerçek bir erkek bebeğe çevirmek, beynini ve vücudunu maskülen hale getirmek için testosterona ihtiyaç var. Erkekler hayatlarının iki noktasında testosteron seline maruz kalırlar: döllenmeden yaklaşık 6 hafta sonra anne karnında ve ergenliğe geçerken. Bu ilk fetal testosteron seli beyni ve vücudu geliştirir ve erkek fetüsü daha sonraki testosteron artışlarına nasıl tepki vereceklerine hazırlar. İkinci ve daha iyi bilinen ergenlik testosteron selinde is ses kalınlaşması, sakal – bıyık çıkması, vs. ile süreç tamamlanır." Devam et. “Testosteronun etkileri sistematiktir. Hem beyni hem de vücudu erkek yapar. Bariz cinsel organ farklarının yanında, kadın ve erkek vücudunun farkları bunu yansıtır: vücut kılı, kas – yağ oranı, vücudun üst kısmının kuvveti, vs. Ama testosteron davranışsal farklılıklara da yol açar. Hormonal dengelerle oynayıp insan embryoları ile deney yapmak etik olmadığı için, bu konudaki bilgiler hayvanlar üzerinde yapılan deneylerden geliyor. Örneğin Deborah Blum’un “Seks ve Beyin” kitabında anlattığı üzere Stanford araştırma grubu, yeni doğmuş dişi farelere testosteron enjekte etmişler. Bu dişi fare yavruların klitolislerinden penis çıkmış ve daha da ilginci bu penisi nasıl kullanacaklarını da biliyorlarmış.” Ne!

79

“Gerçekten. Ama devam etmeme izin ver.” Evet, özür dilerim. “Bu dişi fareler diğer dişi farelerle seks yapmaya çalışmışlar. Doğumdan sonra testosteron üretimleri kilitlenen erkek fare yavrularının ise penisleri küçülüp kaybolmuş ve bu erkek fareler dişi farelerin yanında pasif ve daha çok alıcı şekilde davranmışlar.” “Başka

bilim

adamları,

erkek

zebra

ispinozlarının

şakımalarının

sebebinin

testosteron olduğu teorisini öne sürüyorlar ve normalde dilsiz olan dişi zebra ispinozlarına testosteron enjekte ediyorlar. Tahmin ettikleri gibi, bu dişiler de şakımaya başlıyorlar. Dişilerin daha saldırgan olduğu türlerde, mesela dişile tarafından yönetilen gruplarda yaşayan sırtlanlarda, dişilerin testosteron oranı erkeklerden daha fazla. Erkekleri hamile bırakan dişi deniz çullukları, erkeklerinden daha fazla testosterona sahipler. Tipik “erkek” davranışları, ister kromozom olarak erkek ister dişi olan birey tarafından da sergilensin, testosteron seviyesi ile örtüşüyor.” Bu peki insanlara için de geçerli mi? “Eldeki kanıtlar, çoğu kazara elde edilmiş olsalar da, bunun insanlar için de geçerli olduğunu söylüyor. 1950’lerde düşük yapmalarını önlemek için testosteron ile benzer bir kimyasal yapıya sahip progesteron enjekte edilen hamile kadınların daha sonradan erkek fatma olarak raporlanan kız çocukları olmuş.” İnanılmaz! “Bir rahatsızlık nedeniyle adrenalin bezleri kortizol yerine testosteron benzeri bir kimyasal

salgılayan

kızlar

var.

David

Reimer’in dokunaklı

hikayesi,

John

Colapinto’nun “Doğanın Onu Yarattığı Şekilde (As Nature Made Him)” kitabında anlatılır. David Reimer facia ile sonuçlanan bir sünnetten sonra kız olacak şekilde ameliyat edilir. Hikaye fetal testosteronun ne kadar uzun süreli etkisi olduğunu gösteriyor. David’i bir kız gibi yetiştirmek üzere yapılan acımasız baskıya ve davranışsal ve fiziksel olarak onu bu şekilde değiştirmeye çalışan hormon “tedavisine” rağmen, David değiştirilemez şekilde erkek olarak kalır. Sonunda biraz testosteron verilmesi sayesinde yeniden erkek olur. Kadından erkeğe doğru yapılan 80

transeksüel değişimde de testosteron enjekte edilmesi sonucu benzer şeyler raporlanır. Kadından erkeğe dönen Susan/Drew Seidman, başından geçenleri geçen Kasım ayında The Village’da paylaştı. “Cinsel dürtüm tavan yaptı” diyen Seidman, “her gün seks yapmazsam ölecekmişim gibi hissediyordum … kızken de porno izlerdim ama şimdi gerçekten porno izliyorum” diye devam ediyor. Seidman için erkek olmak sadece fiziksel bir transformasyon değildi. Testosteron nedeniyle aynı zamanda psikolojik bir transformasyondu.” Peki erkeği Erkek yapan nedir? “Erkeği tam olarak ne Erkek yapar bilmiyorum. Ama şundan eminim: penisi değil.” Ah bilge adam! Büyük bilim adamı! Ama testosteronu Temel Reis’in ıspanağı ile karıştırma. Doğa “durum gerektirdiğinde testosteron seviyesi yükselecek. Hayatta kalmak ilk önceliktir” der. Bu nedenle tehlike ve savaş gibi durumlarda testosteron seviyesi artar. Striptiz kulübünde ya da porno izlerken de testosteron seviyesi artar. Daha yüksek testosteron seviyesine sahip erkekler daha dominant, daha kendi özdeğerinden emin, ve dünyayı büyük bir özgüvenle yürüyen adamlardır. “Ama Pook. Eklemem gereken şeyler var.” Tamam! Ben kenara çekileyim ve sen konuş. “Testosteron hem erkeklerde hem de kadınlarda dominant davranış, fiziksel özgüven ve yüksek özdeğer ile bağlantılıdır. En savaşçı, rekabetçi ortamlarda, özellikle de fiziksel olanlarında, daha fazla testosterona sahip olan kazanır. Herhangi iki erkeği bir odaya koy, daha fazla testosterona sahip olan etkileşimi domine edecektir.” Beyler, bu sizin “alfa-erkekliğinizin” arayıp durduğunuz gizli “malzemesidir”. “Çalışan kadınlar, ev kadınlarından daha fazla testosterona sahiptirler. Çalışan kadınların kızları, ev kadınlarının kızlarından daha fazla testosterona sahiptirler. 1996 yılında yapılan bir çalışma, lezbiyen çiftlerden “erkek” rolünü üstlenen partnerin, “dişi” rolünü üstlenen partnerden daha fazla testosterona sahip olduğunu bulmuş.” Ahh! Yani lezbiyen çiftlerde bir partner erkek diğeri dişi rolünü üstleniyor. 81

“Deniz kuvvetlerinde yapılan medikal testlerde, deniz astteğmenlerinin askeri akademideki birinci sınıf öğrencilerden ortalama olarak daha fazla testosterona sahip oldukları bulunmuş. 1990 yılında yapılan bir araştırmaya göre aktörler vaizlerden daha fazla testosterona sahipler. 1995 yılında 700 mahkum üzerinde yapılan bir çalışmada, testosteron seviyeleri daha yüksek mahkumların başlarının, hapishane yönetimi ile daha fazla derde girdiği ve bu mahkumların daha fazla sayıda sebepsiz şiddete eğilimli oldukları bulunmuş. 1997 yılında 87 kadın mahkum üzerinde yapılan çalışma gösteriyor ki bu hem kadın mahkumlar hem de erkek mahkumlar için geçerli.” Vay be! Dominant olmanın anahtarı! “Ama dikkatli ol Pook.” Yüksek testosteron seviyeleri kişisel ilişkilerde daha fazla dominant olmakla ilişkili olsa da, daha fazla sosyal gücü garantilemiyor. Örneğin 1992 yılında 4,000 eski askeri personel üzerinde yapılan araştırmaya göre mavi yaka işçilerin testosteron seviyeleri beyaz yakalılara göre daha yüksek.” Ama testosteron adrenalin gibi bir hormone mu? Yoksa uzun süreli çevresel uyaranlara mı cevap verir? “Şehir merkezindeki yoksul mahallelerde oturan gençler, suç oranı yüksek bu bölgelerde daha büyük tehlike altında yaşıyorlar ve zengin mahallelerdeki gençlere göre daha yüksek testosteron seviyesine sahip olabiliyorlar. Yani yüksek testosteron seviyeleri sadece suç oranı yüksek bölgelerde vücudun verdiği bir tepki olmayabilir. Aynı zamanda bu suç oranına artan oranda kendi kendini besleyen şiddet ve cinsellik dolu döngü şeklinde katkı sağlıyor da olabilir.” Şiddet ve cinselliğin artması mı? Testosteron fışkıran gettolarda hem suç oranlarının hem de babasız çocukların yüksek sayıda olmasına şaşmamalı. “Aynı zamanda şiddet ve suç oranlarındaki düşüş, yoksul mahallelerdeki gençlerin testosteron seviyelerinde de düşüş getirebilir ve bu da suç ve şiddeti daha da düşüren faziletli bir döngü yaratabilir. Bu anlattıklarım, suç oranlarının zaman içinde yavaş yavaş düşmek yerine nasıl aniden düşebildiklerini açıklıyor.” Peki zindana yani demek istediğim evlilik kurumuna giren erkeklerde durum nedir? 82

“Araştırmalar, uzun süreli evlilik içinde olan erkeklerin testosteron seviyelerinin ve seks isteklerinin, zaman içinde aşama aşama düştüğünü gösteriyor. Eşleri sanki bu adamları, gözlerinin dışarda olma ihtimalini azaltmak üzere, cinsel enerjilerini düşürerek, başarılı bir şekilde evcilleştiriyorlar gibi. 1993 yılında yapılan bir araştırmaya göre bekar erkeklerin testosteron seviyeleri, evil erkeklere göre daha yüksek. Ve testosteron seviyeleri yüksek erkeklerin evliliklerinin başarısız olma ihtimali, testosteron seviyesi düşük olanların evliliklerinin başarı ihtimaline göre daha az. Tabii ki eğer başında fazla testosteronun varsa, evliliğinin başarısız olma ihtimali daha yüksek. Bu nedenle de cinsel pazarda daha fazla kalman ve testosteron seviyenin artması daha olası, vs.” Peki Bay Zeka Küpü, bütün bunlardan almamız gereken ders nedir? “Kısacası, testosteron risk almayı tetikler – fiziksel, suç dünyasında ve kişisel alanlarda. Eğer testosteron etkisi olmasa, bu risklerin maliyetleri, faydalarından yüksek görülebilir. Ama beyinde testosteron yükü olduğunda, ihtiyat çöpe atılır. Testosteron her zaman kaba fiziksel şiddete neden olmayabilir. Birçok opsiyonu olan erkeklerde testosteron, riskli yatırımlara büyük paralar koymaya, tehlikeli cinsel ilişkilere balıklama atlamaya ya da göze batan kuyruklu yalanlar söylemeye neden olabilir. Bütün bu kararlar, yüksek testosteron dolu beyne makul kararlar gibi görünebilir.” Amerikalı politikacılardan bahsediyor gibisin. “Pook, sus!” Pardon, üzgünüm. Devam edin. “Testosteronun etkileri sır değil; erkeklerin kadınlardan daha fazla testosterona sahip olduğu da sır değil. Ama neden? Daha önce gördüğümüz gibi, testosteron cinsiyet ile özdeş olmak zorunda değil; başka türlerde dişiler daha fazla testosterona sahipler. Yeni bir bilim olan evrimsel psikoloji, insan türünde neden dişilerin değil de erkeklerin daha fazla testosterona sahip olduğuna en iyi cevabı veriyor. Neo-Darwinistlere göre, testosteronun saldırganlık ve cinsellikle ilgili tarafları, bizim antik ama türümüzü biçimlendiren avcı-toplayıcı evrimsel geçmişimizdeki iş bölümü ile alakalı.

83

İş bölümü – erkeklerin genelde avlanması, kadınların ise toplaması – değişik seviyelerde testosterona sahip olmamızı sağladı. Kadınların sıklıkla risk almak, kendini korumak ve güç için bir miktar testosterona ihtiyaçları var. Ama bu ihtiyaç erkekler kadar değil. Erkekler testosteronu, rakiplerini yenme şanslarını arttırmak, vahşi çevredeki fiziksel tehlikelere cevap verebilmek, fiziksel çekiciliklerini arttırmak ve genlerini yaymak, evlerini koruyabilmek için kullanırlar.” Ama kadınlar, fiziksel görünüm açısından daha kadınsı görünen erkekleri cekici bulmuyorlar mı? Testosteron fiziksel çekiciliği nasıl arttırılır, anlamadım. “Ama birçok iyi evrimsel psikoloğun gösterdiği gibi, resim bundan çok daha karmaşık. Aşırı testosteron yüklü erkekler, birçok kadın için o kadar da çekici değiller. Her ne kadar kadınlarda arzu uyandıran genlere sahip olsalar da – güçlü çene, elmacık kemikleri, vs örneğin yüksek testosteron ile alakalı – bu adamlar aynı zamanda istikrarsız ve cinsel olarak aktif insanlar ve çocuk yapıp yetiştirmek için istikrara ihtiyaç duyan kadınlar, bu erkeklerden uzak durabilirler. Evrimsel psikologlara göre kadınların bu sorunu çözmekte iki yolları var. Tatlı, iyi ve istikrarlı çocuk ile evlenmek ama arka planda kolej futbol takımındaki elemanla ilişkiye girmek: bu durumda hem iyi genleri, hem iyi seksi hem de istikrarlı bir evi garantilersin.” Bu her zaman problem olmuştur. İyi çocuk mu, piç mi? “Bir üçüncü yol daha var.” Üçüncü yol? O nedir? “Değişken testosteron seviyesine sahip, hem istikrarlı ve kaynak sağlayıcı hem de kaslı, gladyatör tipli bir seks makinesi erkek. Ama bu tabii söylemesi kolay bulması zor bir yaratık.” O zaman sır cinselliği KONTROL altında tutmak. Yoksa o seni kontrol altında tutar! Piç, tamamen cinselliğinin kontrolündedir. İyi Çocuklar ise piçten gördüğü zorbalık yüzünden geri çekilir ve kadınların radarında görünmezler bile. Cinselliğini kontrol altında tutabilen bir piç olmak, “piç gibi” olmayı bırakmaktır. Doğa bizim için bu oyunu kurmuş. Sistemi öğrenmemiz ve içinde oynamamız lazım.

84

Hayvanlar Aleminde İyi Çocuk Yoktur Şimdi bir çiftçiye ihtiyacımız var. Bir çiftçi belirir. Testosteronun hayvanlar üzerindeki etkisi nedir? Çiftçi, Pook’a deli birine bakıyormuş gibi baktı. Evet, testosteronun etkileri. “Hayvanlarda genelde daha kızışkın olan dişidir ve erkekten daha fazla oranda seks peşindedir. Dişi domuzları ele alalım. Kızıştıklarında tamamen zıvanadan çıkarlar.” Devam et. “Ama bunu bilim adamı zaten anlattı. Doğa erkeği yaratmak için önce bir miktar testosterone pompalar. Sonra ergenlikte, doğa erkeği testosterona boğar. Eğer hayvanı bu selden önce iğdiş edersen, harika bir ev hayvanın olur.” Peki eğer iğdiş etmezsen? “Mutsuz bir yaratıkla kala kalırsın. Erkek domuzları iğdiş etmezsen vücutları testosterona boğulur ve etleri beş para etmez. Bu nedenle zaten boğayı yemeyiz.” Peki bu hayvanlar testosterona boğulduklarında, tek istedikleri çiftleşmek mi? Testosteronun başka güçleri de yok mu? “Bu doğru değil. Eğer bir köpeği testosterona boğulmadan iğdiş edersen, harika bir ev hayvanı olur. Ama berbat bir çoban köpeği olacaktır. Sanki eyleme geçme isteği elinden alınmış gibi olur.” Bu insanlar için de geçerli! İyi Çocuklar kadınlar için evcil hayvan olmaktan başka ne yapabilirler? Hayvanlar cinselliklerini nasıl eyleme geçmek için kullanıyorlarsa, insanlar da aynı şekilde kullanıyorlar.

Kadınlar Buna Katılıyor Bu sitenin “İyi Çocuk mu Piç mi” tartışmalarında, kadınlar ne diyorlar bakalım.

85

Eğik harflerle yazılanlar kadınların dedikleri. Normal harflerle yazılanlar ise Pook Adamın. Birinci Kadın Tamam, kadınların yazdığı bazı tepkilere baktım ve bu kadınların genelde daha yaşlı olduklarını gördüm. Ve muhtemelen de daha çirkinler! Biz güzel kızları istiyoruz. Maalesef yazdıklarının yanında fotoğrafları da yok. Burada bulunan birçok erkek benim yaşlarımda (17) olduğu için, kendi fikrimi de söyleyeyim dedim. Ve hazır olun geliyor … İyi Çocuğu sevmiyorum. Bana çok itici geliyor. İyi Çocuk, fiziksel yakınlaşmaya yönelemeyecek kadar çekingen biri ve kişisel olarak ben daha şehvetli erkeği tercih ederim (çekici ve nerede duracağını bilen biri olduğu sürece). Böyle bir erkek ile çok daha rahat hissediyorum. Fiziksel yakınlaşmaya yönelemeyecek kadar çekingen! Belki de bir testosteron iğnesine ihtiyacı var? Daha azgın bir erkeği tercih etmesine dikkat edin (tabii embesil azgınlardan bahsetmiyor). Bir erkek aptal felsefeleri değil kendi doğasını takip ettiğinde daha rahat hissediyor. Piçlerden hoşlanıyorum demiyorum, her zaman söyleyecek ilginç ve renkli bir şeyi olan eğlenceli erkeklerden hoşlanıyorum. Kadınlar normalde kendileri kadar ya da kendilerinden daha az “iyi” erkeklerin peşindeler. İlişkinin piç tarafı gibi hissetmek hiç de iyi bir şey değil. Tabii or**pusu olmak da kötü, bunlar tamamen kıza bağlı. Belki de siz iyi çocuklar biraz daha cesur olmalısınız, “piçimsi” olmak zorunda değilsiniz. Şans, cesareti olanı tercih eder. İkinci Kadın Kadınlar 20lerinin sonunda ışığı görmeye başlarlar. Bazı erkekler ise bunu hiçbir zaman yapmazlar.

86

Kadınlar yaşlandıkça, daha az feminen olurlar. Evet, iyi çocuklar da kadınları elde edebilirler. Ama bizim İSTEMEDİĞİMİZ kadınları. Efendilikleri kadın erkek ilişkilerinde başarısızlığa neden olan iyi çocuklara tavsiyem, daha geniş bir kadın havuzuna yürümeyi düşünmeleri. Türkçesi: daha çirkin ve yaşlı kadınlara yürüyün. Bazı (erkek) ilişki gurularının tavsiyesi, 30 yaş üstü kadınlara yürünmemesi. Bu kadınların çok fazla katı olduklarını, erkeklerden nefret ettiklerini ve zaten güzelliklerini kaybetmeye başladıklarını söylüyorlar. Yanlış, yanlış, yanlış! Daha olgun kadınlar bir karakter derinliği geliştirmişlerdir, aslen “iyi çocuklarla” birlikte

olunması

gerektiğini

öğrenmişlerdir

ve

cinselliklerinin

en

güzel

zamanlarındadırlar. Bunun yanında, cinsel olarak kim olduklarını bilirler ve yeni şeyler denemekten korkmazlar ve utanmazlar. Hem zevk vermeyi hem de zevk almayı bilirler. 35 yaş üstü bir kadınla yapılan seks, bir erkeğin hayatında yaptığı en iyi seks olabilir. 35 yaş üstü mü?!? O yaştan sonra kaç çocuk yapabilir ki? O yaşlarda artık cinselliğinin amacını kaybediyor. 25 yaşından küçük bir kadınla birlikte olmanın problem, ki bu her yaş grubundan erkeğin amacı gibi görünüyor, gençliğin gösteriş peşindeki davranışları ile uğraşmak zorunda kalmanız. Eğer erkek aynı şekilde sığ ve gösteriş peşinde biri değilse – 30 yaş üstü birçok erkek böyle değil – 30 hatta 40 yaşlarındaki kadınlar sizin için deneyim açısından birer altın madenidirler. Genç kadınların piçlerin peşinde koştuğunu zaten biliyoruz. Ama cinsellikten arınmış erkeklerin (iyi çocuklar gibi) nasıl da cinsellikten arınmış kadınları ( 30larındaki ve 40 larındaki kadınlar) çektiğine dikkat edin. Üçüncü Kadın Ben sadece iyi çocuklarla birlikte oluyorum. Çoğu kadın da iyi çocuklarla birlikte olmak isterler. Ama erkekler iyi ve piç olarak iki sınıfa ayrılırlar. Bu konuyu kapsayamıyor. İnsanlar bundan daha karmaşık yaratıklar. Hiçbir cinsiyet sadece iki gruba ayrılamaz. 87

“İYİ ÇOCUK” genellikle hayatında hiçbir şey olmayan boş biridir. Ve hiçbir cinsiyet bu tip birine ilgi duyamaz. Gerçekten iyi bir çocuk bulmak ise gerçekten zordur. Gerçek bir piçi ise çoğu kadın istemez. Bence insanları tanımaya çalışmak yerine bir kategoriye sokmaya çalışıyoruz. Bir kadının ne istediğini, diğer kadınların tercihlerine bakarak anlayamazsın. Neden? Kadınlar piçin peşine düşmek konusunda aynı davranışları takip ediyor gibi görünüyorlar. İyi çocukların bir hayatlarının olmadığı doğru. Ama bunun nedeni, piçin aldığı aksiyonların hiç birine sahip olmaması. Ben iyi çocukları seviyorum. Daha ilk buluşmada benden hoşlandığını söyleyecek cesareti olan bir erkekten daha seksi bir şey yok. Ve evet, bunu söyledikten sonra da onunla buluşmaya devam ederim! Son bir şeye açıklık getirmem lazım. “İyi çocuklar sonda gelirler” ve ben bunu çok seksi buluyorum! Çünkü bu şekilde iyi çocuk sürekli göreceğim çocuk olur. Bu hatun ya şişman, ya yaşlı ya da bir şey. Dördüncü Kadın Kusura bakmayın ama, kadınların piçleri tercih etmesi, erkeklerin kevaşeleri tercih etmesi kadar geçerli. Olay şu ki, bir kadınla birlikte olan iyi çocuklar, çıkıp da kadınlar iyi çocukları tercih etmiyorlar diye şikayet etmiyorlar. Bir kadınla birlikte olmayan iyi çocuklar kendi yalnızlıklarını anlatıyorlar, ara sıra ve efendi bir şekilde. Bir kadınla birlikte olmayan bir piç ise bundan hiçbir zaman şikayet etmiyor. Birçok kadına sahip oldukları konusunda yalan söylüyorlar ya da şu an bir kadın istemediklerini söylüyorlar. İyi çocuklar ise böyle yalanlar söylemezler. Piç bir meydan okumadır. İyi çocuk ise Oprah’s Show’a çıkmak ister. Gerçek şu ki iyi çocuklar ara ara yalnız kalırlar. Gerçek şu ki dışarda doğru kişiyi arayan birçok insan var. Aramaya devam edin, o kızı bulacaksınız. Kadınların “herkes için bir tane doğru insan vardır” inancında birleşmiş olmaları ilginç. Doğa’nın görünmez elinin birleşmeyi dayattığının çok iyi farkındalarmış gibi. 88

Not: Siz erkeksiniz ve güzellik sizin için çok önemli değil mi? Mesela “8”in altında ise olamaz. Tamam, büyük ödünler veremezsiniz ama en azından “7” veya belki “6”ları kabul edin. Kadın, onu tanıyıp sevdikten sonra size daha güzel görünecektir. Bir deneyin. Eğer bir erkek kardeşim olsaydı ve erkek kardeşim iyi çocuk olsaydı, ona yukarıdaki tavsiyeyi verirdim. Ne kadar çok kadının asıl noktayı kaçırdığına dikkat edin. Asıl nokta güzel bir kızla birlikte olmak. Bu kızların çözümü de güzel kızlara yürümemek! Ama piçin sevdikleri tüm özellikleri (aksiyon, şehvet, tahmin edilemez olmak, heyecanlı bir yaşam) yüksek testosteronun etkileri. Beşinci Kadın Bence kadınlar piçleri çekici bulmuyorlar. Sadece her tarafından güç akan erkekleri çekici buluyorlar. Bu tip erkekler (güçlü, kuvvetli ve maskülen) bazen piçler ki kafa karışıklığı bundan kaynaklanıyor. Sonunda! Bir kadın piçin maskülenite ile bağlantısını buldu. Ama gördüğü şey, testosteronun etkisi. İyi çocuklar bazen güçlü, kuvvetli değiller ki kadınlara itici gelen şey bu. Yani özünde, problem bu çocukların iyi olması değil, diğer çekici özelliklere sahip olmamaları ve iyiliklerinin bu eksikliği karşılayamaması. İyi çocukların sahip olmadıkları ya da sahip olmaktan korktukları özellikler (ve kendilerini “iyi” felsefelerle iğdiş etmeleri) Sonuçta, ben güç ve maskülenite gösteren iyi çocuklara bayılıyorum. Bundan daha iyi bir kombinasyon yok. Olay çok basitleşti: İYİ ÇOCUK: Kendi testosteronundan korkan ve ‘iyiliği’ ile kendisini iğdiş etmeye çalışan erkek PİÇ: Erkek gibi davranmaktan başka bir şey yapmayan erkek. Testosteronu tarafından yönlendirilen bu nedenle de sıklıkla başını belaya sokan erkek. 89

MÜKEMMEL ERKEK: Kendi cinselliğini KONTROL edebilen ve başını BELAYA SOKMADAN erkek gibi davranabilen erkek Altıncı Kadın İyi çocuklar mı piçler mi konusu hakkında bir email aldım. İlişki için tamamen iyi çocukları tercih ediyorum ama iş arzuya ve hayal kurmaya gelince, bunun aktörü piç biri oluyor. Zira çoğu piçin güzel vücutları ve onlarla ilgili çok seksi bir şeyler var. Burada tekrarlanan şeyi görebiliyor musunuz? Piç mi iyi çocuk mu olayının gerçekte ne olduğunu görebiliyor musunuz? Yedinci Kadın Bir süre önce ne yaptığımın tam olarak farkına vardım. Nasıl desem, spesifik bir “karakter” arıyordum. Judd Nelson’un “Kahvaltı Kulübü (The Breakfast Club)” filminde ya da Elvis Presley’in “Kral Craole (King Craole)” filminde somutlaştırdığı şey. 80’leri bilmeyen okurlarınız için John Hughes fenomenini örnek vereyim. Temel olarak bunlar “kalbi olan kötü çocuklar”. İyi çocuklarla çıktım – SADECE iyilerdi ve üç buluşmada, beni sıkıntıdan öldürdüler. Kötü çocuklar tabii ki çok daha enteresan insanlar ama bu adamların gerçekten kötü olmaları kadınların isteyeceği bir şey değil. Bu adamlara yanlış anlaşılmış çocuk demek daha doğru. Eskilerin “Sürünün Lideri (Leader of the Pack”) şarkısını dinleyin, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Tehlikeli, cüretkar, eğlenceli olacak ve hayatı enteresan kılacak kadar baş belası ama bunun altında gerçekten şeker biri. 8. sınıftayken bile, Silver Spoons dizisinde Ricky Schroeder’in karakterine değil, Jason Bateman’ın karakterine aşık olmuştum (kendisini umursamayan ebeveynlerinin ilgisini çekmek için sürekli sorun çıkaran komşu / kanka). Ricky çok şekerdi, aşırı şekerdi. Benim içine düştüğüm problem, ki eminim birçok kadın da aynı problem yaşıyordur, bu kötü çocukların çoğunda, bizim aradığımız iyi kalp yok gibi. Ne görüyorsan onu alıyorsun. Bunun nedeni onların testosteronları tarafından KONTROL ediliyor olmaları. Her ikisine de sahip olmanın ve her kadının arzu ettiği kişi olmanın tek yolu, testosteronu anlamak ve onu KONTROL etmektir.

90

Bunun farkına vardığınızda, bir süredir piçin biriyle birlikte olabilirsiniz. Onu terk ederseniz, “arama” başlar. Ve aynı beladan bir tane daha bulursunuz. İşte tam burada erkekler, piçlerin tüm kadınları götürdükleri fikrine kapılıyorlar. Erkekler bizi arayış sürecinde görüyorlar. Erkeklerin anlamaları gereken şey şu ki, aynı aptal pisliği aramıyoruz; onun içinde herkes için bela olabilecekken bize iyi davranan birini bulmayı umuyoruz. Judd gibi. Sekizinci Kadın Burada asıl mesele iyi çocuk mu piç mi meselesi değil. İyi çocuklar ile piçlerin arasındaki ana fark şu: iyi çocuk, dikkatini çeken bir kadına yürüyecek cesareti bulduğunda, ona mükemmel “iyi” şeyi söyleme konusunda çok fazla endişelidir ve ağzını açtığında her şeyi batırır. “İyi” çocuk sonuçta, arzuladığı kişinin yanından, kuyruğu bacaklarının arasında uzaklaşmak zorunda kalır … bunun henüz farkında olmayanlara söyleyeyim, bu hiç de bırakmak isteyeceğiniz bir ilk izlenim değil. Öte yanda piç, istediği herkese yürüyebilme kabiliyeti bahşedilmiş biri gibidir ve sonuçlarını zerre umursamadan kafasında ne varsa söyler. Bunu öylesine yapar. Bunu nasıl yapabildiği hakkında hiçbir fikrim yok. Ama KAHRETSİN, bunu yapabilecek kadar kendine güveni olan, beni istese de istemese de dikkatimi çekmeyi başarır. Bu bize ne anlatıyor? Kız şunu söylüyor: “Mükemmel bir şey söylemeye çalışmayı bırakın!” Ben bu nedenle baştan çıkarma sanatını bırakıp Doğa’nın yoluna girdim. Bu yol çok daha eğlenceli, daha az karın ağrısı ve daha iyi sonuçlar almanızı sağlıyor. Dokuzuncu Kadın Kadınların iyi çocuklardan hoşlanmadığını düşünmeyin. Piçin ilk başta albenisi yüksektir ama bu uzun sürmez. Muhtaç davranmadığınız ve size öne çıkaran az da olsa bir şey varsa, inanın bana iyi çocuk da birinci gelebilir. Hem de hayallerindeki kızla. Türkçesi: Kendinize kazanılması gereken bir ÖDÜL gibi davranın. Bu birçok sorunu çözer ama yeterli değildir. Piçin sırrında ustalaşmak sizin cinsel albeninizi en üst seviyeye çıkarır.

91

Onuncu Kadın Bu bölüm eminim ki bir çoğunuzun daha önce okuduğu, Ayn Rand’ın The Fountainhead adlı kitabından. Ms. Rand’ın nesnelciliği, felsefeye inen dikenli bir şey. Ve evet, kadınların nasıl olup da cinselliğe sahip olabilecekleri, Ms. Rand’a yabancı şeyler. Ama Ms. Rand’ın “soylu kahramanı” tamamen cinsel alemin içinde. Ms. Rand’ın kahramanları, onun ideal erkeğinin yansımaları. Ms. Rand’ın kelimeleri ile nesnelcilik, sembolü John Galt gibi karakterler olan Erkeğin soylu bir vizyonudur. Ama nesnelcilik felsefeden çok, maskülenitenin bir stilidir. The Fountainhead kitabındaki kahraman (Roark), çekici biri değil hatta çirkin olduğu söylenir. Onun rakibi (Keating) ise güzel çocuk. Ama Roark’ın olağanüstü güzel bir kadın olan Dominique üzerindeki etkisine dikkat edin. Roark taş ocağında Dominique’i baştan çıkarmaya çalışmıyor. Ona tam anlamıyla tecavüz ediyor (bakire kızlarda fantezi olarak ortaya çıktığı şekilde). Daha sonra bir partide, insanlar (etrafı genellikle muhtaç erkeklerle çevrili) Dominique’in ilgi sinyalleri gösterdiğini fark ediyorlar. Kiki Holcombe “peki tatlım” diyor. “Yeni gelen adamla ilgili ne düşünüyorsun, biliyorsun, seni onunla konuşurken gördüm. Şu Howard Roark hakkında.” Dominique kararlı bir şekilde “bence” diyor. “Şimdiye kadar karşılaştığım en iğrenç insan.” “Ah, gerçekten mi?” “O şekil ölçüsüz küstahlığı umursuyor musun? Onun için ne denilebilir bilmiyorum, tipinin oldukça iyi olduğunu söylemek dışında. Bu da bir anlam ifade ediyorsa tabii.” “Tipi çok mu iyi? Dominique, sen benimle dalga mı geçiyorsun?” Güzel kadın, bu çirkin erkeğe çekim duyuyor. Ama neden? “Tatlım ama neden?” diyor Kiki. “O yakışıklı bir erkek değil ama aşırı maskülen.” Aşırı maskülenite. Güzel kadınların istedikleri şey bu. Şimdi sıra erkeklerde: 92

Birinci Erkek İyi çocuklar mı piçler mi olayına bir şey ekleyeyim: piçler kazanıyorlar zira kendini beğenmiş duyarsızlıklarında, ham cinselliklerini hiçbir zaman saklamıyorlar. İyi çocuklar ise duyarlılıklarında cinselliklerini saklıyorlar zira bunun kadınları ezdiğini düşünüyorlar. Bu çocuk doğru yolda. Kadınlar kendi cinselliklerini saklamayan erkeklere çekim duyarlar. Bu nedenle de piçler kazanır. TAM İSABET! Şimdi

şunu

anlamalısınız

ki

cinselliğinizi

saklamamak

demek,

maço

bir

mastürbasyoncuya dönüşmek demek değildir. Bu basit anlamıyla onunla seks yapmak istediğinizi inkar etmemeniz ile alakalıdır. Kadın bunu zaten biliyor ve siz dünyanın bunu bilmesine izin vermezseniz, kendi kendinizi arkadaş alanına (friendzone) atarsınız. Eğer amacınız geceler boyunca muhabbet edip sonra onun seke seke kapıdan çıkıp, daha kapıdan yeni girmiş bir başkasının yatağına gitmesini izlemekse, tam olarak yapmanız gereken şey budur. Ama amacınız kızın çarşaflarınızı dağıtmasına yardım etmesi ise, bu yaklaşım tamamen faydasızdır. ÇOK DOĞRU! Cinselliğinizi saklamamak için yapmanız gereken tek şey, kendinizi inkar etmeden onunla yatmak istediğinizin ve ona cinsel ilgi duymanızın normal olduğunu bilmeniz.Tabii ki ağzınızın suyu akmasın ya da pat diye “hey S**işmek ister misin?” demeyin (ki bu bile 10% çalışır bir yaklaşımdır). Arzularımız konusunda AFC gibi davranırsak, yanarız. Birçoğumuz arzusuz hale geldik (bu aslında kadın ilgisi çekmek için kötü bir yöntem değil). Ama erkek arzusu, kadınları tahrik eden bir şeydir. Sorun erkek arzusu değil, erkek arzusunu “İyi Çocuk” gibi gülünç felsefelerin içine hapsetmektir. Doğa ile mücadele etmekte, felsefenin yeri yoktur ve içgüdülerinize daha fazla güvenmeniz gereklidir.

93

Olabildiğini kadar iyi olun, hatta bence sadece iyi olun ama bunu güç ile birleştirmelisiniz ve cinselliğiniz dışarı doğru ışıldamalı. Sonuçta piç ile aranızdaki fark, sizin iyi onun ise cinsel olması ama düşünün bir: kadın gece kiminle gidiyor? İkinci Erkek İyi çocuk mu piç mi üzerine yazıyorum. Bazı iddiaları birinci elden tecrübelerim ile doğrulayacağım. Bunu iyi okuyun. Çirkin adamların bile güzel kızları nasıl elde ettiklerini açıklıyor. 22 yaşındayım, Havacılık Mühendisliğinde master öğrencisiyim. Eski hayatımda kendimi iyi çocuk olarak tanımlardım ve hala da iyi bir çocuğum. Bir süredir geceleri gece kulübünde fedai olarak çalışıyorum (1. Dan kara kuşak Ju-Jitsu ustasıyım ve işin yan ürünü olarak da arada bir bedava seks oluyor). Aslına bakarsanız kadınları kendimden uzak tutamıyorum. Kaç tane telefon numarası aldım saymadım zira bu kadar numarayı sayamam. Daha önce iyi çocukken ve arkadaşım olan kızlar için duyarlı bir erkek iken neden bu kadar telefon numarası almadım? Bence olay Erkek Dominantlığı/Maçoluğu teorisi ve piçliğin iş başında olması. Geçen gece bunu benim için bir kız kelimelere döktü. Şuna benzer bir şey söyledi: “Kızların 90%ı seninle buluşacaktır zira sen fedaisin ve aynı zamanda da hem yakışıklı hem de tatlısın.” Kadınlar GÜCE çekim duyarlar. Ama bu güç nereden gelir? Erkekler neden vücutlarına spor salonlarında işkence etmeye bayılırlar? Testosteron için. Düşününce, kızın doğru söylediğini anladım. Daha yeni hapishaneden çıkmış şişman ve çirkin fedailerin hatunları sıraya dizdiğine şahit oldum. Ama eğer fedai olmasalardı bu kızlarla hiçbir şansları yoktu. Neden? Zira bu adamlar dayanıklı adamlar. Ve gördüğünüz gibi, bu ÇİRKİN erkeklerin nasıl olup da güzel kızlarla birlikte olduğunu açıklıyor. Bunun kendine güvenle bir alakası yok; bu tamamen testosteron ile alakalı. Bazı erkekler tartışmalar ve prezentasyonlar konusunda kendilerine son derece güveniyor olabilirler. Ama bunları kadınların önüne koy, dona kalırlar. Ama bazı erkekler ne tartışma ne de prezentasyon yapabilir fakat bir kadının yanında TAM OLARAK ne yapmaları gerektiğini bilirler.

94

Ben hem kibar hem de saygılıyım. Hem kadınlara hem de erkeklere karşı. Tabii kötü bir günümde değilsem. Bunu görmek, kadınları baştan çıkarıyor. Bu karmaşık sinyaller teorisi. Kadınlar sizin hem “sert erkek” hem de “iyi çocuk” olduğunuzu görüyorlar – klasik Humphrey Bogart şeysi. Kıssadan hisse: Sert ve sağlam olun. Eğer öyle değilseniz en azından sert ve sağlam görünün ve öyle davranın. Size fedai olun demiyorum zira bu tehlikeli ve riskli bir iş. Aynı zamanda yeteneğiniz yoksa aptalca ve zamanınıza değmeyecek bir iş olurdu. Buna rağmen ben adrenalin bağımlısıyım yani aslında fedai olmayı düşünebilirim. Bir başka tavsiye – iyi olduğunuz, başardığınız ya da yapmayı sevdiğiniz şeylerin havasını atın. Yalan söylemeyin zira biriyle tartışmaya girdiğinizde göt olabilirsiniz. Ben bir pilotum ve bunu hatunlara söylüyorum. Uçmayı seviyorum ve bu benim bir parçam aynı zamanda tek hobim. Ve başka çok fazla pilot olmadığı için daha çok dikkat çekiyor. Umarım bu yazdıklarımın size bir faydası olur. Hepimizin öğrenecek çok şeyi var o nedenle endişelenmeyin. Eğer çabalarsanız siz de oraya geleceksiniz. Bu kendinizi eğitmekle alakalı bir şey.Ben inanıyorum ve o noktadan uzaktayım ama “gerçek Don Juanlar (filmlerdeki gibi)” birçok acı dersten öğrendiler ve başkalarını ve onların hatalarını büyük bir dikkatle gözlemlediler. Bu havacılık gibi. NTSB kaza raporlarında olmak istemezsiniz. Başkalarının hatalarını okumak ve öğrenmek istersiniz. Size bol şans! Üçüncü Erkek Şimdi bu konuda bir iki şey yazacağım ve yazacaklarım birçok pilici ve pısırık erkeği kızdıracak. Pısırık erkek! Bu, kendi cinselliklerinden ve testosteronun üzerlerindeki etkisinden korkan erkekleri mükemmel bir şekilde tanımlıyor. Kızlar piçlerden hoşlanıyorlar özellikle de güzel kızlar (bu adil ya da değil, bizim güzel kızları hedeflediğimizi biliyorsunuz).

95

TAM ÜSTÜNE BASTIN! Ve bu kızlar istedikleri erkeği elde edebilecek durumdalar. Bu nedenle de bu kızlara bok gibi davranıldığını gördüğünüzde, herhangi bir sempatiyi hak etmiyorlar. Bayanlar, bu adamların aslen piç olduklarını bilmediğiniz bokunu kendinize saklayın. Beyler! Eğer bu kızlar için ağlayacak birer omuzsanız, birer embesilsiniz. Evet! Kadınların olgunlaştıkça iyi çocuklardan nasıl daha fazla oranda hoşlandıklarını duymaktan gına geldi. Bu hatun 45 kilo aldığı, sonunda piçle boşanmayı becerdiği ve o piçten birkaç çocuk peydahladığı ve bir enayinin yardımına ihtiyacı olduğu için böyle. Aynen! Bu durumda bile hatun, gizli gizli piçi geri isteyecek. Bu bana sürekli oluyor ve bu piliçlerin cehenneme kadar yolları var. Olay iyi çocukların sona kalması değil. Bu iyi çocukların, kadının arzusunu hiçbir zaman kazanamamaları olayı. Benim şahsen tanıdığım en iyi “kadınları baştan çıkarma ustası”, alkolik, sabıkalı, şiddete meyilli, patolojik yalancı ve bir baltaya sap olamamış birisi. Ve bu arada bazılarınız baştan çıkarma sanatı ile ilgili yazılanları, gözleriniz yanana kadar okuyorsunuz! Bilim adamının yukarıda söylediği gibi, suçlularda, büyük yalancılarda, vs. çok yüksek seviyede testosteron var. Bill Clinton’un kadın seçmenler arasında ne kadar popular olduğuna bakın. Bu nedenle ben temel olarak finansal başarı ile ilgileniyorum. Bu aptal piliçlerin canı cehenneme. Bırakın bok herifin biriyle evlenip acı çeksinler. Ben güzel bir eve, arabaya ve rahat bir emekliliğe sahip olacağım. En azından ne istediğini biliyor. Eğer iyiyseniz, hatun sizin pısırık ve kaybeden olduğunuzu, gerçek bir erkek olmadığınızı düşünür. Bu her zaman böyle olmuştur ve her zaman da böyle olacaktır. 96

Aktörler, profesyonel sporcular, rock yıldızları ve uyuşturucu satıcıları her zaman kadına boğulmuşlardır ve bu adamlar birer pislik olarak bilinirler. Bu adamlar aynı zamanda yüksek testosteron seviyelerine sahip adamlardır. Bu, piçin sırrıdır ve bu arkadaş bunun farkında bile değil. Dördüncü Erkek Bu adamı hepimiz biliyoruz. İsmi Jake Steed: Size birkaç örnek vereyim. Bir iş arkadaşım var. Bu adam, şimdiye kadar tanıdığım en iyi baştan çıkarıcılardan biri. Birçok erkeğin hayal bile edemeyeceği sayıda kadınla yattı. Evet, partilere katılıyor ve evet, kadınlara baştan çıkarmak üzere yürüyor. Evet. Hepimiz böyle adamlarla karşılaştık. Bu adam aynı zamanda bulunduğu pozisyondaki en başarılı ve parlak eleman. O zaman baştan çıkarma sanatıyla uğraşmak nasıl oluyor da tüm zamanınızı alıyor? Komik olmayın. HAYAT denge işidir. Evet! Jake burada benim anlatmaya çalıştığım şeye örnek veriyor. Cevap bu adamın “baştan çıkarması” değil. Bu adam doğal bir erkek. Damarlarındaki testosteron seviyesi yüksek ve eğer bir erkek bunu kontrol altında tutabilirse, iş yaşamında çok yüksek yerlere gelebilir. Apolloncular ve Dionezci (Diones, Yunan zevk tanrısı) arasındaki TEMEL fark, Apolloncu Doğayı KONTROLÜ altında tutarken, Dionezci Doğanın KONTROLÜ ALTINDADIR. Apolloncu Doğayı ne cehenneme çevirir ne de zevkten öleceği bir yere. Örneğimi biraz daha ileri götüreceğim. Bu arkadaşıma siteyi gösterdim ve ne yaptı biliyor musunuz? Gülmekten yerlere yattı. Erkeklerin kadınları tartışmaya bu kadar zaman harcamalarına anlam veremedi. Bu adam yaptığı şeyi düşünmek zorunda değil. Sadece yapıyor, nasıl yaptığını düşünmeden yapıyor.

97

TEŞEKKÜRLER JAKE! Bunu söyleyip duruyorum. “Öldürün Şu Muhtaçlığı” yazısında, bana felsefem sorulduğunda, bir felsefemin olmadığını söyledim ve kafanız karıştı. Aşka ve cinselliğe, akademik derece gibi davranmayı (konuyu kitaplar ve internet siteleri okuyarak öğrenmeye çalışmayı) bırakın dediğimde, bana çok öfkelendiniz. Bu roket bilimi değil. Cevaplar zaten sizin doğanızın içine gömülü. Peki bu sizi nereye götürüyor? Bu adam harika bir kariyere sahip VE sayısız güzel kadınla yatıyor – bu arada bizler Apollon yolu mu ve Diones yolu mu tartışıyoruz. Ya da az bilinen bir sitede tanrısal bir statüye ulaşan Pook adlı birini. Yani Apollonun yolu nedir? Apollonculuğu başarı ile karıştırmayın. Daha sonra RDToo ekliyor: Beraber

olmak

istediğiniz

kadının

özellikleri

üzerinde

neredeyse

kimse

konuşmuyor.Ross Jefferies’in hayatı boyunca kaliteli bir kadınla beraber olmadığına bahse girerim. Kadınlar, buradaki birçok erkeğin düşündüğü gibi, aptal yaratıklar değiller. Kadınlar da bizim gibi tecrübelerinden ders çıkarıp öğrenirler. Tüm baştan çıkarma denemelerini savuşturan, kaliteli bir kadın tanıyorum. Erkekte “karakter kalitesinin” ona çekici gelen şey olduğunu söylüyor. Baştan çıkarma sanatı öğrenmenin böyle bir karakter inşaa edebileceğini sanmıyorum. TEŞEKKÜRLER RDTOO! Hızlı baştan çıkarma, karakter inşaa edemez zira tüm odak (gelin hep beraber söyleyelim) TAMAMEN KADINDADIR. Beyler, güzel kadınlarla beraber olmak istiyorsanız, şampiyonlar ligindesiniz. Baştan çıkarma, kaliteden çok sayıya odaklanır. İşte bu nedenle, baştan çıkarma sanatını bıraktım.

Testosteronu Arttırmak İçin Şimdi hemen koşup testosteron iğnesi aramayın. Modern hücrelerimizde ve yaşam biçimimizde, çoğunlukla masa başındayız ve pek hareket etmiyoruz. Ama bir erkeğin testosteron seviyesini doğal yoldan arttırmak için yapabileceği bazı kolay adımlar var. Bu testosteron artışı ile de şunları görebilirsiniz: 98

Daha çok kendine güven

-

Harekete geçme

-

Cesaret

-

Güç

Analiz yapmayı bırakın. Bilgisayarınızı kapatın ve sürekli olarak baştan çıkarma sanatı okumayı bırakın. Baştan çıkarma sanatı materyalinin tek gerçek faydası, size baştan çıkarmanın NASIL yapılacağını göstermesi değil, Doğanın işleyişini görmenizi sağlamasıdır. Ben İyi Çocuk iken, Tony’nin Get Laid Guy yazısını okuduğumda, kafamda bir şimşek çakmıştı. Bu şimşek tüm o iyi çocuk “felsefemi” darmadağın etmişti. Vücut Geliştirin Vücut geliştirmenin, ilginç bir şekilde, fiziğinizden çok psikolojiniz üzerinde etkisi var. Piçler genellikle iyi vücutlara sahiptirler. Siz de sürekli olarak hareket halinde olmalısınız. “Sağlık ve fitness” forumundaki bazı erkekleri, başka forumlarda görmüyoruz. NEDEN? Zira bu adamların felsefeye ihtiyaçları yok. skinnyguy.net sitesinden Anthony Ellis’i okuyalım: Hem inisiyatif hem de azim sahibi olmalısınız ve değişim sizin kendi içinizden gelmeli. Tüm o dışsal şeyler fazla bir şey ifade etmiyorlar. Hayata bakışınızı değiştirmek istemelisiniz. İlişkilerinizi değiştirmek istemelisiniz. İşyerini daha iyi bir yer haline getirmek istemelisiniz. Daha mutlu olmayı istemelisiniz. Mr. Ellis, siz çöp adamdan kaslı bir erkeğe dönüştünüz. İnsanların vücutlarını değiştirebildiklerini keşfetmesi ile beraber tüm yaşamlarını değiştirebildiklerini farkettim. Bunu siz de fark ettiniz mi? Kesinlikle daha fazla kendime güveniyorum. Kendime daha çok inanıyorum. Daha önce yapabileceğimi düşünmediğim şeyleri, şimdi yapabileceğimi hissediyorum. Gece dışarıda olmaktan korkmuyorum ve bu benim için büyük bir şey. Şehirde yaşamaktan daha çok zevk alıyorum. Artık şehrin bir parçasıyım. Ve bunu yapmak da beyin ameliyatı değil; Birilerinin hayatını kurtarmadım. Ama hayatımı daha iyi hale getirdim ki bu yapması çok zor bir şey. 99

Kaç kişi kilo vermeye çalışıyor? Kaç kişi kas yapmaya çalışıyor? Kaç kişi, hayatının kontrolünü eline almaya çalışıyor? Ben bunları yaptım ve kendimi çok güçlü hissediyorum. Hayatımı hangi yöne çevirirsem çevireyim, başarılı olacağımdan kuşkum yok. Bunu bir senedir yapıyorsun. Şu an sağlam bir kas kütlesine, harika bir fiziğe ve tipe sahipsin. Uzun vadeli başarı senin için ne anlama geliyor? Bu onun bir parçası mı olacak? Bu şu an kesinlikle hayatımın bir parçası. Hayatımın sabit bir kısmı. Küçük ayarlar yapıyorum ama bir kez bu yola çıktın mı, geri dönüş yok. Geri dönmek istemezsin. Hawaii’ye gitmek gibi. Orayı gördüğün için bir daha geri dönmek istemezsin. Bir kere yola çıktın mı, bir kere momentumu sağladın mı, bir kere daha iyi göründün mü, bir kere daha iyi hissetmeye başladın mı, durmak istemezsin. İyi hissetmeye ve görünmeye devam etmek için, spor yapmaya devam etmek istersin. Bunun mümkün olmadığını düşünen insanlara ne demek istersin? Bu şekilde düşünen insanlarla karşılaştığımda onlara “sizin için mümkün değil zira siz bunun olabileceğine inanmıyorsunuz. Eğer yapabileceğinize inanmıyorsanız, yapamazsınız.” Bunun olabilmesi için öncelikle bunun olabileceğine inanmaları lazım. Zihinlerini açtıkları zaman, bir şeyler olmaya başlayacak. Kapılar açılmaya başlayacak. Durumun gerçekliğini görecekler. Bunu yapabileceğinize 100% inanmanız gerekli. Demek istediğim buna en derinden inanmalısınız. Size olan şeylerin çoğunun sizin sonucunuz olduğunu fark etmeye başladım. Her şey sizin içinizden geliyor. Yaptığınız her şey, olduğunuz her şey, size olan şeylerle nasıl başa çıktığınız tamamen sizin sorumluluğunuzda. Eğer değişmek istiyorsanız, kendi içinize bakın. Eğer içten bir şekilde değişmek isterseniz, dış çevre sizin önünüzde yıkılmaya başlayacak. Yani ne düşünürsen o olursun. Bu nedenle de odak her zaman SİZ olmalısınız. Diğer bazı şeyler 100

Bir Rekabetçi Spora Katılın Her erkek, eski usül rekabete ihtiyaç duyar. Kolej futbolcuların kızları neden kaptığını fark ettiniz mi? Testosteron seviyeleri yüksek olduğundan ya da en azından öyle göründüğünden olabilir mi? Daha fazla yemek yiyin Özellikle sıska bir erkekseniz, bu şart. Bu şekilde vücudunuzu güçlendirirsiniz. Kendinizi fazla ciddiye almayın Bu kısım, utangaç ve çekingen erkekler için. Dünyanın sizin etrafınızda dönmediği gerçeğini hazmetmeniz gerekiyor. Dünya, hiçbir zaman sizin etrafınızda dönmedi ve hiçbir zaman da dönmeyecek. Bir kıza yürümeniz kimsenin umrunda değil. Sizin harekete geçmeniz kimsenin umrunda değil. Arzularınızı rasyonalleştirip kapı dışarı etmeyin. “Korkunç” piçlerin yaptıkları bazı şeyleri yapmaya başlayın. Sahneye çıkın ve bir çeşit rock yıldızı olun. Testosteron seviyeniz zirveye çıkacaktır. Oyunculuk yapmayı deneyin. Projeksiyon her şeydir ve testosteron seviyeniz artacaktır. Kadınlar bunu doğal olarak hissedeceklerdir (ve bunun bir nedeni de testosteron fazlalığının, hareketlerinize yansıması olacaktır).

Yeni Bir Başlangıç Meşhur iyi çocuk – piç tartışmasına nokta koymama izin verin. İyi çocuk testosteronundan korkan ve onu kabul etmeyen erkektir. Piç ise testosteronu bol bir erkek olarak görülmelidir. Bir şeyi anlarsak, onu kullanabilecek gücümüz olur. Anlamadığımız şey ise, bizi kullanacak güce sahiptir. Hayatımızı

yeniden

başlatma

kabiliyetine

sahibiz.

Damarlarınıza

konulan

testosteronun size yapmaya dürttüğü şeyleri (iyi çocuğu oynayarak ya da başka zihinsel hilelerle) yapmaktan korkmayın. Doğal Olun = Erkek olun.

101

102

Tip mi, Karakter mi? http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=18330 Biz erkekler, kadınlar bize bir elbise gösterip “sence bunu giyersem beni şişman gösterir mi?” (ipucu: Cevap A) diye sorduklarında onlarla dalga geçmeye bayılırız. A) Ah evet! Şişkin bir balinaya döneceksin! B) Tabii ki hayır [“Bunu ben kendimi kötü hissetmeyeyim diye söylüyorsun değil mi?”], tabii ki hayır tatlım. [“Yalancı! Benim şişman olduğumu düşünüyorsun değil mi?”] C) Kafanızı duvara vurmaya başlayabilirsiniz. Kadınlar “yüzlerini yapmak için” (sanki doğuştan bir yüzleri yokmuş gibi) bütün günlerini harcarlar. Mükemmel elbiseyi almak, “moda tavsiyesi” için dergiler okumak, vs. için sayısız saatlerini çöpe atarlar. Biz de bunun için onları alaya alırız, onlarla dalga geçeriz. Ama kadınların güzellik takıntısı bizim içindir. Bu, bizim suçumuz. Sonuçta bir kadın dünyadaki tüm hastalıklara şifa bulsa, senfoniler bestelese, harika kitaplar yazsa bile biz onu nasıl göründüğü ile hatırlarız. Bunun yanında biz, işlerimizi, statümüzü ve beynimizi takıntı haline getiririz. Bizim için tip, genellikle spor salonunda ter dökmek = kas yapmak = hatunlara “daha güçlü” biri sinyali vermek anlamına gelir. Kadınlar erkeklerde “daha kapsamlı bir özellikler paketine” bakarlar. Kadınlar daha az yakışıklı ama kendisini daha iyi hissettiren, daha çok güldüren, daha romantik HİSSETTİREN ve bütün o güzel duyguları yaşatan erkeği, yakışıklı ama ne yaptığını ve kadını nasıl iyi hissettireceğini bilmeyen erkeğe tercih ederler. Erkekler aynı zamanda daha ayrımcıdırlar. Çirkin bir kadının erkeklerle işi çok ama çok zordur zira güzellik, erkekler için en önemli ve büyük kriterdir. Çirkin bir erkek olmak ise büyük bir kusur değildir. Ama kötü bir kişiliğe sahip bir erkek olmak BÜYÜK BİR KUSURDUR. Harika bir kişiliğe sahip ama daha az yakışıklı bir erkek, kötü bir kişiliğe sahip ama yakışıklı bir erkekten her zaman çok daha fazla avantajlı olacaktır.

103

Kadınlar tipinizden etkilenebilirler ve size daha çok şans verebilirler. Ama onları sizin yanınızda tutan şey kişiliğinizdir. “İyi Çocuk” kişiliği sürekli yalvaran, hiçbir zaman fikir ayrılığı göstermeyen, sürekli “sen nasıl istersen hayatım” modunda olan bir kişiliktir. “Piçin” kişiliği ise umursamayan, her zaman ben merkezci ve “ilişki mi? sadece seks demek istedin değil mi?” modunda olan bir kişiliktir. İyi çocuklar harika ilişki materyalleridirler. Piçler ise arzu konusunda harikalardır. Ama iki kişilik de uzun vadede kaybeder. Erkekler kadında güzellik isterler. Kadınlar ise ÇEKİCİ, EĞLENCELİ, BAŞARILI, ZEKİ ve ayaklarını yerden kesebilecek erkekler isterler.

104

Gençlik Pınarı http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=39559 Sevinin! Ve minnettar olun! Tüm o hayal kırıklıkları, endişeler, acılar, karnınızda hissettiğiniz ağrılar, kafa karışıklıkları ve zihniniz “şöyle yap” dediğinde vücudunuzun ve kişiliğinizin sizi dinlememesi ile kendini gösteren hatalar – bütün bunlardan sonsuza kadar kurtulabilirsiniz. Evet, kendinizi kadınlar konusunda cahil, tecrübesiz, kafası karışık ve şeytani bir döngüye çakılı kalmış biri sandınız. Belki de benim gibi, hayatı boyunca uykuda olan büyük bir ahmaktınız. Ve belki de benim yaptığım gibi, kadınlar ve hayat hakkında bulabildiğiniz her şeyi defalarca okudunuz. Ama ya size aslında bir zamanlar tam bir Don Juan olduğunuzu söylesem? Belli bir durumda ya da zamanda öyleydiniz demiyorum. Hayatınızın bir noktasında, KADINLAR HAKKINDA HER ŞEYİ BİLİYORDUNUZ ve onları BÜYÜK BİR RAHATLIKLA idare ediyordunuz diyorum. Bu öyle mükemmeldi ki, 100% DOĞALDI ve size biri bu konuda internet sitesi ya da kitap okumanızı önerseydi, onun aptallığı ile dalga geçerdiniz! Bu her şeyi değiştirmez miydi? Kendinize “eğer bir zamanlar MÜKEMMEL bir Don Juan idiysem, sayısız makale ve kitap okuyacağıma, Don Juan iken nasıl DÜŞÜNDÜĞÜMÜ ve NE YAPTIĞIMI hatırlamaya çalışayım” demez miydiniz? “Sonuçta eğer bir zamanlar Don Juan idiysem, yapmam gereken keşif değil hatırlamak olmalı”. Küçük bir çocukken çekilmiş (mesela 6 yaşında) bir fotoğrafınızı bulun. O çocuğa bakın! Dünyayı umursamadan neşe içinde gülümsüyor. Şu an olduğunuz acınası yetişkine dönüşeceğini bilmiyor. Hormonal olarak sizinle sizin genç gölgeniz arasındaki tek fark, sizin testosteron seline maruz kalmanız ve kimyasal bir delilik içinde olmanız. Kendi genç gölgeniz, hayattan zevk almayı sizden daha iyi biliyor. Ebeveynlerin, faturalar, toplantılar ve sorumluluklarla dolu sıkıcı hayatlarına rengarenk bir çerçeve katan çocuklarına hayran olmalarına şaşmamalı.

105

Evet, ama artık bir yetişkinim diyebilirsiniz. Sizin de artık ödeyecek faturalarınız, sorumluluklarınız ve yapacak işleriniz var. Bu saçmalıklara ayıracak zamanınız yok. Ya da gerçekten yok mu? Küçük bir çocukken doğal bir Don Juan olduğunuza bahse girerim. Bir çocukken henüz bir yetişkin olmamanıza rağmen, kadınlara nasıl davranacağınızı daha iyi biliyordunuz. Bu faktörlerden birkaçı şöyle … -

kızlarla erkeklerin farklı olduğunu biliyordunuz.

Günümüz revaçta entelektüellerinin böyle bir problem var. Siz KIZLAR ve ERKEKLER diye bir ayrımın olduğunu biliyordunuz. -

Kızların

bitli

olduğunu

ve

erkeklerin

hayatını

mahvedebileceklerini

biliyordunuz. Bu o kadar da isabetsiz değil zira kadınlar erkeklerin hayatını yıkıp mahvedebilirler. -

Kız gibi olmanın çok yanlış olduğunu biliyordunuz. Kız gibi olursanız oyun parkında Dayak yiyeceğinizi biliyordunuz.

Yetişkinlerin kafasında FELSEFE denilen bir hata var. “Görecelik”, “devrim”, “özgürlük” gibi balon kelimeler yumurtluyor ya da dindarlık seviyesinde ahlak, boş tartışmalar, guruldayan tezler ile dolu, içinden hastalık akan balonlar patlatıyorlar. Siz ise

daha

çok

genç

yaşta,

KENDİNİZİ

CİNSİYETİNİZDEN

ÖZGÜR

KILAMAYACAĞINIZI BİLİYORDUNUZ. -

Kızları ciddiye almamak lazım. Sonuçta onlar birer kızlar.

İyi çocuklar kızları her zaman ve her şeyde çok fazla ciddiye alırlar. Onlara HAYIR DİYEMEZLER. -

Kızlar yönlendirilmeli ve kızdırılmalı zira sonuçta onlar birer kız ve işleri arap saçına çevirip dururlar. Kızların saçlarını çektiniz, elbiseleri ile dalga geçtiniz, vs.

… size bunu DeAngelo adlı bir internet şahsiyeti söylediği için değil, bunun doğru ve uygun şey olduğunu doğal olarak bildiğiniz için böyle yaptınız.

106

-

Çocukken, bir şeyin planlanmasını asla kızlara bırakmazdınız. Hayır, bu çok kötü olurdu! Çocukken ikinizin NEREDE, NE ZAMAN, NE ve bazen NEDEN yapacağınızı siz kararlaştırmalıydınız.

“Pook, neden bir plana ihtiyacım var ki? Neden O ne istiyorsa onu yapmayalım ki? Zira ne yapmak istediği konusunda en ufak bir fikri yok. Mesela: “Bana ne zaman gelmek istersin?” “Bilmiyorum.” “Salı mı Perşembe mi?” “Bilmiyorum dedim ya.” “Çarşamba nasıl? Sana uyar mı? Belki …” “Ya da Salı veya Cuma’ya ne dersin?” “Bilmiyorum.” “AHHH! Tamam Çarşamba akşamı 7:45’te gelip seni alıyorum.” “Peki hayatım!” -

Kızlarla ciddi konulara girmezdiniz. Kızı Oprah’a çevirmezdiniz. Kızı ne kadar “entelektüel”

biri

olduğunuzu

göstererek

etkilemeye

çalışmazdınız.

Muhtemelen kıza vurup “el sende” diye bağırırdınız ve koşmaya başlardınız. Kız da size kovalamaya başlardı. Salıncak sallanırdınız. Onu kaydıraktan iterdiniz. Tahterevallide aşağıya inebildiğiniz kadar hızlı inmeye çalışır, onu olabildiğince hızlı yukarı çıkarırdınız. Kızla yaptığınız her şey AKSİYONLU buluşma idi. İyi çocuklar kızlara yemek yapmaya çalışırlar. Çocukken böyle şeyler yapmaya çalışmazdınız. Bazı en iyi buluşmalarımın neden kızı parka çağırıp küçük çocuklar gibi koşturduklarım olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Aksiyon, aksiyon, aksiyon! -

Çocukken şarkı söylemeye, gülmeye bayılırdınız.

Şimdi ne yapıyorsunuz? O kadar katısınız ki, kendinizi evin dışında yüksek sesle şarkı söylerken yakalamıyorsunuz. Peki çocukluğunuzu belirleyen o gülüşlerinize ne oldu? Artık her şeyi neden bu kadar ciddiye alıyorsunuz? 107

-

Oyuncaklarınız vardı ve bunlarla oynamaya bayılırdınız. Kızlar sizin alanınıza girdiklerinde, SİZİN oyuncaklarınızla oynamak konusunda ısrar ederdiniz. Bisikletinizi ölüme meydan okuyan hızlarda sürerdiniz. Oyuncak vinçlerle ve damberli kamyonlarla oynardınız. İtfaiye arabalarına bayılırdınız.

Büyüdüğünüzde ise, oyuncak arabalar super hızlı spor arabalara dönerler (ve siz de onları aynı şekilde ölüme meydan okuyan hızlarda sürersiniz). Oyuncak vinç ve kamyonlarınız gerçeklerine dönüşür ve siz hala itfaiye arabalarına bayılırsınız. Bunu, inşaa etmenin güzelliğini anlamayan ve itfaiye arabalarından korkan iyi çocuklarla karşılaştırın. Kadınların itfaiyecilere bayılmasının bir nedeni var. -

Hayal gücünüzü kucaklamıştınız. Bir kızla oyun oynarken, bu sizin kurallarınız çerçevesinde oluyordu. Bir kıza “sen ne istersen onu yapalım” diyen bir oğlan çocuğu bulamazsınız. Kızların üzerine tırtıl attığım günleri hatırlıyorum (onlar da buna bayılırlardı). Kızı işaret edip “sen dedektifsin, ben de polis” der oyuna başlardınız. Diğerlerini gösterir “bunlar da kötü adamlar! Gel hadi, onların etrafını sarmalıyız” derdiniz. Kızlar da kendi bölümlerini severek oynarlardı.

Şimdi ne yapıyorsunuz? “Hadi akşam yemeğine gidelim.” – SIKICI. -

Çocuklukta bir tane ezeli düşmanınız vardı, can sıkıntısı. Bir boşluk gibi, can sıkıntısı okulda üstünüze gelmeye başladı, anne babanızla sıkıcı bir tatilde içinizi doldurdu, okul otobüsüne adım attığınızda sizi içine aldı. Siz ise oyun oynamak için önünüze çıkan her fırsatı değerlendirdiniz.

Bir erkeğin bir kadınla asla yapmaması gereken tek bir şey olsaydı, o şu olurdu: KIZI SIKINTIDAN PATLATMAYIN. Kızı mutlu edin, kızdırın, güldürün, ama SIKINTIDAN PATLATMAYIN. Can sıkıntısı denilen bu düşman hala burada ve kadınlar sizin onu yenmenizi bekliyor. Gençliğinizi kucaklayın ve yeniden yaşamaya başlayın. -

Küçük bir çocukken bile modanın farkındaydınız. Anneniz o ayakkabılarla o tişörtü neden giymediğinizi anlamıyordu. Elbiselerin ve görünüşün önemini biliyordunuz.

İyi çocuklar ve AFC’ler görünüş hakkında hiçbir şey söylememeye çalışırlar ve “beni ben olduğum için sevmeli” derler. Ve aynı anda da, görünüş olarak hiçbir şey

108

yapmayan kızları tamamen göz ardı ederler (şişman kızları, sivilceli kızları, vs). Bir yandan da gerçek kadınlarca reddedilip dururlar. -

Siz küçükken, babanız YARI TANRIYDI. Ondan hem korkardınız hem de onu çok severdiniz. İstediği zaman çok oyuncu biri olabilirdi. Ama babanız her zaman bir GÜÇ KAYNAĞIYDI. Her zaman kendine güvenen, karşınıza çıkan her probleme çözüm bulabilen biriydi. Bu hayranlıkla, babanızın ERKEK ADAMIN tanımı olduğunu düşünüyordunuz.

Siz de aynı sağlam figür olmak için çaba gösterdiğinizde, her probleme bir çözümü olan, her türlü dert karşısında kendisine güvenen, tüm berbat durumların nasıl düzeltilebileceğini bilen, vs. biri olmaya çabaladığınızda, kadınlar da aynı şekilde tepki verecekler. “Kadınlar babaları gibi biriyle evlenmek isterler” derler. Ama bu görüş tamamen bağlamı dışında kullanılıyor. Kadınlar O erkekle, küçük bir kız çocuğu iken bildikleri o ERKEK ADAMLA evlenmek isterler. Siz ise ancak bir oğlan çocuğunun gözüyle bakarak O adamı ve nasıl o adam olacağınızı anlayabilirsiniz. Kadınlar, kadınları küçük birer kız çocuğu gibi görme önermesini protesto edeceklerdir. Ama bu yöntem özellikle (çoğu erkeğin istediği) genç kızlarda daha iyi çalışır. Bu aynı zamanda hukuki bir gizemi de açıklıyor: Kadınların 1800’lere kadar neden çocuklarla beraber erkeklerden daha az hakka sahip olduklarını. (Aynı şeyi kadınlara da tavsiye ederim. Kadınlar, erkeklere birer oğlan çocuğu gibi baktıklarında en çekici hallerini alırlar). Antik Yunan’da “tanrı sevdiği kulunu gençleştirir” derlermiş. Kendi çocukluk fotoğraflarınıza bakın! Sonra da aynaya bakın. Çocuk gözünde parlayan ışığa, merakına, Doğa ve hayat hakkındaki bilme isteğine, her andan zevk almasına bakın! Bunlar hala sizin bir parçanız mı? Aynaya bakın. Gözünüzde aynı ışık var mı? Eğer yoksa, ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Don Juan problemlerinizin çözümüne ulaştınız. Efsaneye göre yaşlıları gençleştiren bir gençlik pınarı varmış. Kaşifler kıtaları arşınlayıp Doğa’nın bu mucizesini ararlarmış. Gençlik Pınarı, birçok erkeğin zihnindeki hedefti, onları tehlikelerden ve fırtınalardan geçerek kendisini aramaya iterdi. Ama Gençlik Pınarı bu dünyada değil içimizdedir. Kadınların Doğa’nın sırlarının kapısını açacak anahtarlar olduklarını kim bilebilirdi?

109

Bu, kafa karışıklığının fırtınalı havasını açar mı (özellikle de genç ve olgun olmayan kadınlarla)? Bir kadınla birlikteyken, binlerce Don Juan taktiği ve felsefesi zihin huzurunuzu darmadağın ederken, bir zamanlar olduğunuz oğlan çocuğunu ve onun hayata nasıl baktığını hatırlayın.

Tamam, hatun 20lik bir cadaloz olabilir. Ama

kimyanızı bozan o süt bezlerinin ve yağ depolarının altında, küçük bir kız çocuğu var. Buluşma konusunda endişeli olmak yerine, buluşmayı sanki 7 yaşındaymışsınız gibi görün. Her şey kolay ve eğlenceli hale gelecek (zaten en başından öyle olmalıydı). Bir şey kesin: Kadınlar çocukluk çekiciliklerini muhafaza eden erkeklere deli olurlar zira kadınlar BİR KAÇIŞ YOLU isterler. Sizin dünya görüşünüzü duymak istemezler. Çocukluklarındaki mutluluğu ve eğlenceyi geri isterler (herkes nasıl istiyorsa öyle isterler). Gerçekten bu şekilde yaşayan az sayıdaki erkek için birbirleri ile savaşırlar (bu, görece eğitimsiz erkeklerin, kadınlarla PhD li ve zeki birçok erkekten daha başarılı olmasını da açıklar). Bildiğiniz gibi, serbest radikallerin yardımı ile olan hücre bölünmesindeki hatalar, zaman içinde vücudunuzda birikirler. 80 yaşındaki bir insanda, 40 yaşındakinden çok daha fazla hata vardır. Dokuları zamana yenilir, bu da organlarının çalışmamasına neden olur. Sonunda da hayat biter. Aynı şekilde başlangıçta (çocukken) zihnimiz berrak ve saftır. Her şey eğlenceli, basit bir oyundur. Ama zaman geçtikçe, felsefeler ve acı hatıralar birikmeye başlarlar. Ölü insan hayata sadece felsefi bir gözlükten bakar, geçmişin anılarından oluşan bir hayat yaşar. Ve içinde hayat kalmayana kadar yaşamı çürür durur. Pook size kadehi veriyor. Kadehten bir yudum alın ve yanınızdakine verin. Bu kadehte, Gençlik Pınarının suyu var. Bu su, bahsettiğim hataları ve kafanızı kemiren tüm o acı hatıraları yıkayıp atacak. Sizi acımasızca reddeden kızlara için. Sizi okulda acımasızca döven maço erkeklere için. Rutin iş yaşamının, işlerin ve toplantıların zincirlerine için. Hırslarınıza, melankolinize ve yalnızlığınıza için. Beyniniz şimdi Gençlik Pınarının kutsal suyunu içine çekti. Siz şimdi bu dünyanın ışığısınız! Hayatınız genç, meyve veren, eğlenceli, basit, kolay bir hayat ve vücudunuz da bunu yansıtacak. Dünya sizin deneme tahtanız. Sevinin! Birçok insan kibirleri tarafından yutulmuş vaziyette. Hepsi kendisinin “parlak” ve “zeki” olduğuna inanıyor. Felsefelerini 110

sorgusuz sualsiz takip ediyorlar ve hayatları melankolinin bataklığında yürüyor. Ama … yeni sizi görüyorlar ve felsefeleri darmadağın oluyor. Birbirlerine soruyorlar, “nasıl bu kadar mutlu olabiliyor? Nasıl bu kadar CANLI olabiliyor? Onun üzerinde çalışmamıza izin verin ve onun hakkında makaleler ve manifestolar yazalım.” Ama siz gerçeği biliyorsunuz. Siz hayatı genç gözlerle ve bir çocuk cennetinde yaşarken, bakarken onlar hırslarına boğuldular. Alıntı: ShortTimer tarafından yazıldı: Pook’un bahsettiği gençlik onun için gerçek olabilir ama bahsettiği şey bana, geçmişin aslında hiç var olmamış, ideal bir versiyonu gibi geliyor. Ben çocukluğumu bir işkence olarak hatırlıyorum ve biri bana bir daha yaşa dese ASLA yaşamam. Bu metafor belki bazıları için çalışır … Çok fazla düşünüyorsunuz. Cinsellikte Zaman yoktur. “Entelektüel” fikirlerle ve “politika” ile bozulmamış cinsellik aleminde, ki burası Kadın Evrenidir, zaman kavramı yoktur. Çocukluğunuza “altın çağmış” gibi bakmanızdan bahsetmiyorum. Tam tersi, tüm yaşamınız bir altın çağ. Problem yaşlanmanız değil (zira cinsellikte zaman yoktur). Bir çoğunuz için problem, super entelektüel ve fazla “eğitimli” olmanız ve bunun cinselliğinizi yozlaştırmasıdır. Vücudu zaman bozmaz. Vücut hücre bölünmesi hataları ve serbest radikaller tarafından bozulur. Aynı şekilde, zihniniz/ruhunuz yaşlanmaz. “Entelektüel fikirler”, “felsefeler” ve “eğitim” ile bozulur. Kadınların iyi vücutları ve mutlu gülümsemeleri arzulamalarına ragmen neden dehaya arzu duymadıklarını hep merak etmişimdir. Şimdi bunun neden böyle olduğunu biliyoruz. Yıllar önce, “en doğal halimdeyken” felsefe, politika, ekonomi, vs. saydırır dururdum. Tahmin edebileceğiniz gibi, bu kadınları sıkıntıdan patlatırdı (kadınlar zeki erkek isterler ama “melankoli” dolu felsefi erkekleri istemezler). Hareketlerin o kadar “entelektüellik” doluydu ki, kadınlar içimi görürlerdi (ve beni bir şekilde kullanırlardı). 111

Bu entelektüel karşıtı bir yazı (ve ardından gelecek yazılara göre gayet hafif bir yazı). Birçok insan, Zamanın gün geçtikçe daha hızlı aktığını yani zamanın hızlandığını hissediyor. Hayat daha telaşlı hale geliyor, sorumluluklar daha fazla birikiyor, kurallar ve düzenlemeler, geride bir şey bırakmayacak şekilde hayatı daha da daraltıyor. Zamanın hızlanmasının nedeni, hayatınızın cinsellik ile ilişkisinin azalması. Ben, çocukluğunuzu bugüne getirmekten bahsetmiyorum. Zihninizi ve ruhunuzu tüm o

felsefe

TOZUNDAN

ve

acı

hatıralar

ÇÖPÜNDEN

TEMİZLEMENİZDEN

bahsediyorum. (Hücre bölünmesi yüzünden) vücutlarımız için zamanı geriye çeviremeyiz. Ama zihinlerimiz için Gençlik Pınarından içebiliriz. Tek bir yudumla, kadınların “karmaşıklığı” yok olur! İki yudumla, kadınlarla “entelektüel” muhabbete girme isteğiniz gider ve onlarla sadece iyi zaman geçirmek istersiniz. Üç yudumla, kadınlar hakkındaki “manifestolar” ve kadınları elde etmekle ilgili tüm materyallere bakma isteğiniz gider. Bu Gençlik Pınarı, olgunlaşmamışlık değil. Bu vasatlık değildir. İnsanların vücutları hastalık ve mikroplarla kirlenmesin diye gösterdikleri çaba beni her zaman şaşırtmıştır. Fakat insanların, zihinleri ve ruhları, cinselliklerini yani hayatlarını yıkan siyasetle, felsefeyle ve daha birçok sapkınlıkla kirlenmesin diye bir dertleri yok. Bunu bir düşünün. DNA üzerine kurulu bir ilişkiniz olsun ister misiniz? Çocukluk örnekleri doğru örnekler zira hiçbir çocuk hayatı entelektüel çerçeveye sokmaz. Çocukluğumdan yıllar sonra “zeki” olduğuma karar verdim, okuya okuya kafamı bir sürü saçmalıkla doldurdum ve hayatı kaçırdım. Birçok insanın cinsellikleri kötüye gider. Bazıları için bu kötüye gidiş, diğerlerinden hızlıdır. Ama bu insanlardan biri Don Juan’ı gördüğünde, bu alanda neler döndüğünü “entelektüel” çerçeveye koymaya başlar. Yani tüm bu “teorilerin” doğuş nedeni, entelektüelin gerçeklikle yüz yüze gelmemek bir bahanesi oluşturması. 112

Bu konuda O, o kadar da “parlak” değilmiş!

113

Öldürün Şu Muhtaçlığı! http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16926 Don Juan olmak, akıcı manevraların ve metotların toplamı değildir. Don Juan olmak daha çok sizin, dünyaya ve kadınlara bakışınızdır. “Teknikleri” herkes ezberleyebilir ama çok az insan NASIL düşündüklerini ve düşünce şekillerini değiştirebilir. Kadınlar, teknik ezberleyenlerin kokusunu alırlar. Ama düşünce şeklini değiştirebilen azınlığı elde edebilmek için birbirlerini parçalarlar. Don Juan metotlar ve hileler listesi değil, bir zihin durumudur. Bunu belirtmemiz gerekiyordu zira bu bizi “muhtaçlık” konusuna getiriyor. Sonuçta hepimiz, arzularımızın etkisi ile muhtacız. Eğer bir kız arkadaş ya da birden fazla kız arkadaş (biraz hırslıyız değil mi?) edinmeyi arzuluyor olmasaydık, taktik ve cevaplar arıyor olmazdık. Hepimiz bir ya da birden fazla kadın istiyoruz. Ama arzu ve duygularımız, içimizdeki muhtaç özellikleri açığa çıkarıyor. Çalıştığım iş yerindeki kadınlara, bir iş arkadaşlarını neden muhtaç bulduklarını soruyorum. Bazı cevaplar şöyle: -

Dikkatini sürekli olarak kadınlara veriyor.

-

Sürekli telefon ediyor (ve telefon numarası alır almaz araması, aramalara hemen geri dönmesi, vs.)

-

Her fırsatta kendileri ile konuşmaya çalışıyor (ve kendisi hakkındaki her şeyi anlatması). Her zaman ulaşılabilir olması.

-

Hiçbir zaman bırakıp gitmek istemiyor (HİÇBİR ZAMAN karşıt görüşte olmaması ve SÜREKLİ itaat etmesi/alttan alması)

Yukarıdaki maddelerde ortak nokta nedir? Erkeğin kendisi yerine kadını el üstünde tutmasıdır. Bir kadının size, yukarıdakilerin hepsini yaptığını düşünün. Bir kadının KAFAYI sizinle BOZDUĞUNU, size sürekli aradığını, sürekli ulaşılabilir olduğunu ve tüm boş vaktini sizin için harcadığını düşünün. Bu kadın için duyduğunuz tüm ilgi buhar olup gidecektir. Neden? Çünkü iki şeyi düşünmeye başlayacaksınız: “Bu kızı başka kimse istemiyor,” VE “eğer bu kız beni TAKINTI yapıyorsa, benimle ilgilenen daha İYİ kızlar 114

bulabilirim.” Kızın muhtaçlığı sizin tüm ilginizi yok edecek. Aynı şey kadınlar için de geçerli. Kadınlar, muhtaç erkeklere çekim duymazlar. Nokta. İş arkadaşıma bu durumu anlattım. “Ama ben buyum” diye cevap verdi. Bu hayal kırıklıklarının ve acıların ortak paydasının KENDİSİ olduğunu, eninde sonunda anlayacak. Yani biri size muhtaç davrandığınızı söylerse, bunu doğru varsayın. Burada anahtar, muhtaçlığı sonsuza kadar ortadan kaldırmaktır. Fakat bunu yapmak için “basit bir hile” yok. Bu, nasıl giyindiğiniz, nasıl konuştuğunuz ya da buluşmak için nereye gittiğiniz ile alakalı değil. Burada ANAHTAR, sizin nasıl düşündüğünüz. Muhtaçlığı öldürmenin (ve onlarca kadını kendinize çekmenin) ANAHTARI, kendinizin ÇOK İYİ BİR AV olduğunuzu DÜŞÜNMENİZ ve buna İNANMANIZ. Muhtaç erkekler böyle düşünmezler. Kendilerini değil kadını ödül olarak görürler. Kendileri değil kadın “kazanılmalıdır”. Bu nedenle de boyun eğerek “İyi Çocuğa” dönüşürler (ve iyi çocuklar da sona kalırlar). Eğer bir kadına 24 ayar altınmış gibi davranırsanız, kadın kendisinin 24 ayar altın olduğuna inanmaya başlayacaktır. Ve bir kez buna inandı mı, sizi TERK EDECEKTİR. Zira siz ona, onun sizden DAHA İYİ OLDUĞU hissini verdiniz. Bir kere böyle düşündü mü, sizin yerinize sizden daha iyisini bulup sizi terk edecektir. Zira siz ona, sizin onun MUHTEŞEMLİĞİNE LAYIK OLMADIĞINIZ İZLENİMİ verdiniz. Sonuçta eğer daha iyisi ile s*****bileceğimizi bilirsek, gider daha iyisi ile s*******. Bu hem kadınlar, hem de erkekler için böyledir. En son isteyeceğimiz şey, daha iyisini elde edebilecekken piyasadan çıkmaktır (bu nedenle de İlişkiler Oyununda zor elde edilen/elde tutulan biri olmak çok önemlidir). Ders: ONA SİZDEN DAHA İYİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMESİ İÇİN BİR NEDEN VERMEYİN. Altın olan sizsiniz: sizinle birlikte olma şansını yakaladığı için heyecanlanması gereken o. Her kadının hayal ettiği yakışıklı prens olmanın ilk adımı, YAKIŞIKLI BİR PRENS olduğunuzu düşünmenizdir.

115

Siz o prens olduğunuza İNANIRSANIZ, İyi Av olursunuz. Çevreye yaydığınız tüm o muhtaçlık sinyalleri gider ve çevrenizi bir çekicilik aurası sarar. Bu şekilde düşünmeyi bildiğiniz tüm Don Juan teknikleri ile birleştirin, karşı konulamaz biri olursunuz. Gelin muhtaçlık sinyallerine yeniden bakalım: Dikkatini sürekli olarak kadınlara vermek – Artık yakışıklı prens olduğunuz için, kadınlara ilgi göstermeye zamanınız yok. Bir prens kibar, COŞKULU, gülümseyen biridir ama aynı zamanda yapacak işleri vardır. Bir PRENSİN zamanı kıymetlidir. Bir kadın ilginizi kazanmalıdır; aksi takdirde ilginizi ona yöneltmezsiniz. Sürekli telefon ediyor (ve telefon numarası alır almaz araması, aramalara hemen geri dönmesi, vs.): Çok İyi Bir Av her zaman ARAYAMAZ veya MESAJ ATAMAZ zira elinde bir sürü başka telefon numarası vardır. İYİ AV tek bir kız için rekabet etmez. Bunun yerine kızlar onun için rekabet ederler. Her fırsatta kendileri ile konuşmaya çalışması (ve kendisi hakkındaki her şeyi anlatması) : Yakışıklı prens neden kendisi hakkındaki her şeyi bir kadına anlatsın ki? ÖDÜL OLAN SİZSİNİZ, bırakın kadın kendisini size BEĞENDİRMEYE çalışsın. Bir prens, kendisi hakkındaki bilgileri, sadece ödül olarak karşısındakine anlatır. Kadınlar, bu davranışlardaki gizeme bayılırlar. Prensi her defasında bir katmanı kaldırdıkları, soğan gibi çok katmanlı biri olarak görürler. Onu yavaş yavaş tanırlar. Her zaman ulaşılabilir olması: İyi Bir Av sürekli olarak birçok kadınla meşguldür! Kadın onun zamanı için savaşmalıdır, prens onun zamanı için savaşmaz. Hiçbir zaman bırakıp gitmek istememesi (HİÇBİR ZAMAN karşıt görüşte olmaması ve SÜREKLİ itaat etmesi/alttan alması): Yakışıklı prens, bir kadının saygısızlığını ASLA sineye çekmez. Eğer bir kadın kendisine saygısızlık ederse, kadını BIRAKIP GİDER. Prens, tüm bu kadınların kendisini istediğini bilir ve istediği zaman bunlardan birinin hayatından çıkıp gidebilir.

116

Tamam, ne düşündüğünüzü biliyorum. “Pook, ben Yakışıklı Prens ya da Çok İyi Av gibi davranamam. Peşimde bir sürü kadın yok ki!” Bu şekilde düşünmek, ETKİ ve TEPKİ olayını tersine çevirmektir. Kendinizin İyi Bir Av olduğunuzu varsayın, öyle olduğunuzu DÜŞÜNÜN. Ne DÜŞÜNÜRSENİZ, ona dönüşeceksiniz. Bu, kendi kendisini gerçekleştiren kehanete dönüşecek. Hobilerinize, kadınlardan daha önemli aktivitelermiş gibi davranın (ya da hobileriniz başka bir kadınmış gibi varsayın). Çok İyi Bir Av olduğunuzu düşündüğünüzde, böyle biri gibi davranacaksınız ve kadınlar da bunu bilecekler. Kadınlar, erkeklerde belli özelliklere bayılırlar. Çok İyi Bir Av olduğunuzu DÜŞÜNMEK, bu özellikleri dışarı DOĞAL olarak, çaba göstermeden yaymanızı sağlayacak. İyi bir tip: Genlerinizi değiştiremezsiniz. Ama bu genlere nasıl davrandığınızı değiştirebilirsiniz. Yakışıklı Prens, buruş buruş bir tişört giyer mi? Yakışıklı Prens, başı öne eğik yürür mü? HAYIR! Kendinizin Yakışıklı Prens olduğunu düşündüğünüzde, iyi giyecekler giyeceksiniz ve gururla yürüyeceksiniz. Zira Yakışıklı Prens kendisi ile gurur duyar. Sonuçta siz, en iyilerden birisiniz. Bu nedenle, kendinize en iyilerden biri gibi davranın. Herkes takım elbise giyebilir. Ama çok az insan takım elbiseyi gururla taşır. Çok az erkek takım elbiseyi, kendisine doğal olarak uyuyormuş gibi giyer ve önemli biri aurası yaratır. Bir elbiseyi üstünüzde iyi taşımak, kaliteli elbiseler, sizin kendinize verdiğiniz değerin sonucudur. Kadınlar bunu bilirler ve bu nedenle de ne giydiğiniz ve giydiğiniz şeyi nasıl taşıdığınız önemli bir kriterdir. Espri Anlayışı: Kadınlar iyi bir espri anlayışına bayılırlar. Yakışıklı Prens ve Çok İyi Bir Av eğlencelidirler zira kendilerinin eğlenceli biri olduğunu bilirler. “Aman Tanrım! Bu kız çok güzel! Onu nasıl etkileyebilirim?” gibi şeyler düşünüp endişe etmezler. Kızın kendilerinden etkileneceğini varsayarlar ve bu süreçte de kendileri de eğlenirler. Utangaç olmayın. Kişiliğinizin PARLAMASINA izin verin. Çok İyi Bir Av olduğunuzu düşündüğünüzde, bu oldukça doğal olacaktır zira sizin hiçbir korkunuz yoktur. 117

Dominant olmak: Evet, siz ERKEK ADAMsınız. KONTROL sizde olmalı. Muhtaç erkekler, kızı kazanmak için olabilecekleri her şekilde “efendi” olurlar (ve tabii kızı kazanmakta başarısız olurlar). Yakışıklı Prens ve Çok İyi Bir Av ise KADININ AYAKLARINI YERDEN KESERLER. Ödül olanın siz olduğunuzu düşündüğünüzde, ilişkiye ve flört etmeye, sanki yanlış bir adımınızda kırılacak yumurta kabukları üstünde yürümek gibi bakmak, size çok gülünç gelecek. Kuralları siz koyarsınız, o koymaz. Kazanılması gereken ödül sizsiniz. TV dizilerine ve romantik romanlara bakın. Kadınlar bir ERKEK ADAMIN yanında olmak isterler. Bir oğlan çocuğunun, bir kaybedenin ve kesinlikle bir “iyi çocuğun” yanında olmak istemezler. Dominant olmak aynı zamanda kendinizden emin olmanız demektir. Yumuşak bir ses tonu ile konuşmayın. GÜÇLÜ bir ses tonu ile konuşun ve GÜÇLÜ davranışlar gösterin. Yakışıklı Prens, kadının yanındayken hata yapmaktan korkar mı? Hayır, korkmaz. Siz de korkmamalısınız. Biliyorum, biliyorum. “Ama hatalar konusunda endişelenmeliyim yoksa bir başka ‘hatalarından öğrenme’ vakasıyla daha başbaşa kalabilirim” dediğinizi duyuyorum. Bu İYİ BİR ŞEY. Normal bir konuşmada, nasıl telaffuz edildiğini bilmediğiniz bir kelimeyi söylemeniz gerektiğini düşünün. Çoğu insan eleştirilmekten korktuklarından bu kelimeyi yumuşak bir şekilde söylerler. Bu aptalcadır. O kelimeyi YÜKSEK SESLE söyleyin! Tekrar ediyorum, o kelimeyi YÜKSEK SESLE söyleyin. Eğer hatalıysanız, size düzelteceklerdir. Hatalarınızı düzeltmek HER ZAMAN iyi bir şeydir ve bundan ASLA korkmamalısınız. Aynı şey, kızlarla buluşmakta da geçerlidir. Utangaç ve çekingen bir şekilde buluşmayın; kendinizden emin bir şekilde buluşun. Unutmayın ki hayatınızda alabileceğiniz en büyük risk, hiç risk almamanızdır. Hırs: Kendinizi Çok İyi Bir Av olarak gördüğünüzde, kadınların hayatınızdaki en önemli şey olmadığını bilirsiniz. Sonuçta Çok İyi Bir Av, istediği zaman herhangi bir kadını elde edebilir. Yaşam hakkında iyi hissettiğinizde, başarıdan korkmayı bırakırsınız ve 118

Hayattan size sahip olduğu her şeyi göstermesini istersiniz. Ayı hedefleyin. Ayı ıskalasanız bile, en azından yıldızlar arasında olacaksınız. Birçok erkek, hayatının “tam” olması için bir kız arkadaşa ihtiyacı olduğunu düşünür. Bu düşüncenin sonucu ise erkeğin muhtaçlık sinyalleri yaymasıdır. Başarı önce zihinde elde edilir, sonra dünyada. Tam tersi değil. Peki muhtaç görünmeden nasıl tuttuğunu koparan biri olacaksınız? Seçici olun, “aç” ve “önüne gelene atlayan” biri olmayın. (Kim bilir? Hemen yanınızdaki kız belki de evleneceğiniz kız ve onun da yüksek standartları var ) HER ZAMAN bırakıp gitmeye hazır olun. Düşük ilgi seviyesini ASLA kabul etmeyin. Utangaç ve atılgan olmayan erkekler, kadınlarla hiçbir yere varamazlar. Ben aşırı utangaçtım ve atılgan olmayan biriyim (biriydim). Bunu avantaja çevirebilirsiniz!

Atılgan Olmamak Hakkında Bir nedenden dolayı, bir sürü hatunun ilgisini çekiyorum. Bana yürüyorlar, bana dokunuyorlar, benim onlara buluşma teklif etmemi sağlamaya çalışıyorlar (ve ben de onlara buluşma teklif etmiyorum, ha ha ha). Benim yaşlarımda olan diğer erkeklerin çok azı bu davranışlara maruz kalıyor. Bunun nedenini bulduk. Bunun nedeni, bir kızın bana şu söylediklerinde özetleniyor: “Sen diğer birçok erkek gibi değilsin. Farklısın, zekisin ve BİR YUNAN TANRISINDAN BİLE DAHA SEKSİSİN!” Tamam, “Yunan Tanrısı” kısmını ben uydurdum. Ama kız benim farklı olduğumu ve diğer erkekler gibi olmadığımı söyledi. Çünkü ben tüm kızlara YÜRÜMÜYORDUM. Çıkıp kızlara “asılmıyordum”. Kız arkadaş isteyen erkekler, sürekli olarak tüm kızlara yürüyorlar. Gerçekler şunlar: Gerçek A: Kızlara yürüyen erkekler çaresiz ve muhtaç görünüyorlar. Gerçek B: Kızlar, kızlara ihtiyacı olmayan erkekleri istiyorlar. (AD’nin (bir SoSuave yazarı) metaforunu kullanacağım: Bir kuş gibi özgür olun. Kızlar kuşu yakalayıp KAFESLEMEK istiyorlar. Bu KAFESE de ilişki deniyor.) 119

Bu nedenle de erkekler kızlara asılmamalılar. Erkekler muhtaç olduklarından kızlara asılıyorlar. Düşünce şeklinizi değiştirin ve muhtaçlıktan kurtulun. Bunu yaparsanız, kızlara asılmayı doğal bir şekilde bırakacaksınız. Bence bir kıza, ne kadar güzel, ateşli vs. olduğuna aldırmadan, bir erkekmiş gibi davranmalısınız. Bunun tek istisnası, ben kızlarla, diğer erkeklerle konuştuğum gibi teknik şeyler (bilgisayar, arabalar ve kızları nasıl yatağa atabiliriz vs.) konuşmuyorum. Kızlarlayken, ONLAR hakkında konuşuyorum. Erkekler bunu yapmadıkları için, kızlar bana daha fazla çekim duyuyorlar. Bu da benim atılgan olmamamı avantaja çevirmemi sağlıyor. (Bazı durumlarda) bu, çekim yaratmak için mükemmel bir silah. Burada problem şu ki, bu atılgan olmama halini aşıp bir aşamada KIZA YÜRÜMENİZ LAZIM. (Ve siz biliyorsunuz ki hatun şöyle diyecek: “EVET! Bu benim hayatımın en şanslı günü!” Zira siz Yakışıklı Prens olduğunuzu düşünüyorsunuz. Bu, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşüyor.)

Utangaçlığı Avantaja Çevirme Utangaç insanlar çok fazla düşünürler. Olayların aktörü/başlatıcısı olmak yerine olaylara reaksiyon gösterip dururlar. Ama buluşma sırasında ya da bir kızla konuşurken, utangaçlığınızı avantaja çevirebilirsiniz. Utangaç kişiler sürekli kendileri hakkında konuşmazlar ve kendilerini satmaya çalışmazlar. Bunun nedeni genel olarak konuşmaktan nefret etmeleridir. (Kızlar da çok konuşan erkeklerden nefret ederler. Avantajınızı görebiliyor musunuz?) Kız size sizin hakkınızda sorular sorduğunda, ona genel cevaplar verin ve konuşmanın konusunu yeniden ona çevirin. Utangaç erkeklerin avantajı budur. Kadınların çenelerinin çalışmasına izin verirler! “Konuşma Sanatı”, SoSuave forumunda bulunan harika bir makale. Kadın konuşur, siz onun dediklerinden katıldığınız bir yeri alırsınız, bunu kendi kelimelerinizle söylersiniz ve yeniden ona beslersiniz. Hatun sizin gözlerinizin önünde kanatlanır uçar! Gördüğünüz gibi utangaçlık ve atılgan olmamak aslında kötü değil MÜKEMMEL özellikler.

120

Ben iş yerinden hatun kaldırıyorum (Bu iş yerini eğlence alanına çeviriyor!) Ama, iş yerinde dikkatli olmalısınız zira namınız üzerinize yapışabilir. Eğer tüm kızlarla dışarı çıkarsanız, adınız playboya çıkar (ki kadınlar bundan nefret ederler). Tüm kızlara yürürseniz, anında “Bay Aç Muhtaç” damgasını yersiniz ve tüm kızlar sizinle dalga geçerler (bunun bazı zavallı kaybedenlere olduğunu gördüm). Bunun yerine EĞLENCELİ kişiliğinizi ortaya koyun ve siz bir adım geride bekleyin. Kimin sizinle iş dışında da buluşmak için YANIP TUTUŞTUĞUNU anlayacaksınız. Bazen bu kadınlar, sizin onları dışarı çıkarmanızı sağlayabilirler (Hayır deyin. Kızlar, kızlara hayır diyebilen erkekler için olurlar). Bence parti ve kulüpler, atılgan olmayan ve utangaç erkekler için uygun yerler değiller. İnsanlarla bağırmadan konuşabildiğimde, daha iyi sonuçlar alıyorum. Eğer kadını bir daha görmeyecekseniz, kadına asılmanın bir zararı olmayabilir. İş yerinde ve sınıfta ise, herkes bu olayları hatırlar ve etiket üstünüze yapışır kalır.) Buluşabildiniz diye çekici olmayı bırakmayın. Çekiciliğinizi sürekli hale getirmelisiniz. Bunun için de sürekli olarak Yakışıklı Prens ve Çok İyi Av olduğunuzu düşünmelisiniz. Eğer bunu yapmayı bırakırsanız, kadını sizden daha yukarıda bir yere koymaya başlarsınız ve ölümcül bir romantizm hastalığı olan “muhtaçlığa” yakalanırsınız. Şu an, iki kadınla parallel çıkma yolundayım. Bu sitedeki makaleleri milyon kere okumuş olsam da, foruma her gün girsem de,

kendimi “kara sevda” çukuruna

bırakmak isterken yakalayabiliyorum. Bu tamamen bizim zihnimizde ve kadınlara bakış açımızda. İyi Pook: “Onunla nasıl EĞLENCELİ vakit geçirebileceğimi merak ediyorum! Ondan kadınlar hakkında ne gibi yeni şeyler öğrenebileceğimi merak ediyorum. Şu stratejiyi onun üzerinde denesem nasıl sonuçlar alacağımı merak ediyorum …” Kötü Pook: “Aman Tanrım! Kız çok güzel! Umarım iyi görünüyorumdur ve doğru davranabilirim! Gerçekten umuyorum ki bu gece aptal ve embesil davranmam.” 121

Farkı görüyor musunuz? Pook kötü gününde ise, gecenin başarı kriteri geceyi sıçmamak (ki bu kadar endişe doluyken tabii ki geceyi sıçacak). Pook iyi günündeyken, gecenin başarı kriteri eğlence ve yeni şeyler denemek (bu sayede de Pook, gece boyu eğlenceli ve değişik biri olacak). İyi Pook olun!

122

Cinselliğinizi Kabul Edin! http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=28956 İyi Çocuklara, AFC’lere, kaybedenlere ve çeşitli derecelerde kafası karışık erkeklere: Baylar: Cinselliğin ruhu hakkında ufak bir konuşma yapalım. Bu sizin kimyanızı bozabilir, bazılarınızı kızdırabilir ki bunun olacağı kesin. Ama cinselliğinizi kabul etmeden kadınlarla başarılı olamayacağınız gerçeği bütün inatçılığı ile var olmaya devam edecek. Ama şu ana kadar, cinsellik ile ilgilenmediniz. Bunun yerine kadınlar konusundaki cephaneliğinize koymak üzere daha fazla felsefe, daha fazla hile ve taktik duymak istediniz. Sanki şunu diyorsunuz: “Tamam tamam, bu kızlarla başarılı adamlar iyiler, hoşlar. Ama kadınları elde etmek için ne tür felsefeler kullanmalıyız? Bu sitede sanki kadın - erkek ilişkileri süpermarketindeymişiz gibi biraz o felsefeden biraz bu felsefeden alıyoruz. Ama biz, aynı ahmaklar olarak kalmakta ısrar edip, cephaneliğimize yeni felsefeler eklemekten başka bir şey yapmak istemiyoruz.” Arkadaşlar, o kadar körsünüz ki! Şimdi, size bir soru sormak istiyorum. “Peki sor Pook.” Şuradaki kadını görüyor musunuz? Hayır, ince olanı değil. Hayır biçimli vücutlu ve uzun saçlı olanı da değil. Diğerlerinin önünde duran ŞİŞMAN kadından bahsediyorum. Evet, saçları karmakarışık. Stil denilen şey yok. Bir sürü kedisi var ve onlar için inanılmaz miktarda para harcıyor. Kişilik? Dünyaya çok kızgın. Sizin gibi felsefeden hoşlanıyor. Sonunda bir feminist olacak! Peki o sizce bir kadın mı? “Pook! Tabii ki değil. İnsan DİŞİSİ olduğu kanıtlanabilir. Ama o şeye kadın deme lütfen!” Peki o bir kadın değil de ne? “Cadı.” “*******.” “Deniz ayısı.” “Acuze.” “Titanik.” Ah! O bir androjen! Androjen dişiler kız gibi görünmezler ya da kız gibi davranmazlar. Geçmişleri ve pişmanlıkları hakkında konuştuğum üç profesör, Elizabeth Dönemini, Yüksek Mahkemenin Tarihçesini ve 19. yüzyılın felsefi düşüncelerini bildikleri halde, 123

kadınlar hakkında hiçbir şey bilmediklerini anlatmışlardı.Ne kadar “parlak zekalı” erkekler olsalar da, yukarıda bahsettiğim tipte kadınlarla evlendiler. Diğer erkekler cinselliklerini İYİ ÇOCUK olarak ENGELLERLER. “Cinsellik saygısız bir şey ve beni bir domuz gibi gösteriyor!” Sonunda, kadınlar bu iyi çocukları değersiz görürler ve onlara değersiz bir erkek gibi davranırlar. Eğer bu tip bir kaderden kaçınmak istiyorsanız, okumaya devam edin. Cinselliğinizi kabul edin! Bu erkeğin arzuladığı kadınlar dışındaki kadınlarla konuşmakta bir problemi yok. Arzusu onu sabote ediyor ve tamamen yıkıyor. Dinleyin! Onu duyabiliriz! “Çok fazla suçluluk duygusu hissediyorum.” “Bu sanki onlara saygı duymuyormuşum gibi bir şey.” “Bu çok acı verici.” “Sanki onları kullanıyormuşum gibi hissediyorum.” “Bunu yaptığım için kendimi kirli hissediyorum.” Ah zavallı çocuk! Sorunu kadınlar değil ama kendisi. Neden suçluluk duyuyor? Neden kötü biri olduğunu düşünüyor? Bakın şimdi onun 10 sene sonraki halini göreceğiz. Sıkı durun. Erkek şu an 10 yıl daha yaşlı ama hala bir kadını yok. İyi bir işi var, iyi bir yaşamı var, ama bütün bunlar hayatında bir kadın olmayınca ona anlamsız geliyor. Dünyaya karşı ÖFKELİ birine dönüştü. Hayata karşı çok ÖFKELİ. Ah her ne problemi varsa onu 10 sene önce çözmüş olmak için neler vermezdi! Hayatı ne kadar da neşe ve mutluluk dolu olurdu! Bu erkeğin hayatı, güneş ışınlarının vücudunu birer ok gibi dövdüğü çöl hayatı gibi. Amaçsız bir şekilde, bir yaprak gibi oradan oraya savruluyor. O güzel kadında bir vaha görüyor ama kadın ise onu arkadaş olarak görüyor. Güzel kadınlar, istediği güzel kadınlar, sadece birer serap. O güzel kadınların, bu acılı yürüyüşünü sonlandıracaklarını ve onu mutluluğun Vaadedilmiş Topraklarına götüreceklerini düşünüyor. Ah sadece bir tane bulabilse, bir tane! Bütün bu acıları sona erecek!

124

Anahtar bu vahayı, bu kadını, bulup acılarını dindirmek değil. Anahtar, sorunun kadınlar değil, durum değil, kendisi olduğunu anlamasında gizli. Şimdi çölde öylece dururken, cennetten çıkma bir yağmur başladı. Tüm o yalnızlığının kuraklığını, hiç bitmeyen ilgi susuzluğunu dindirdi. Susuzluğunu gideren, kuraklığı bitiren bu yağmura neden olan TEK BİR ŞEY vardı. Bu neydi? Bu onun cinselliğini kabul edip kucaklamasıydı. Eğer cinselliğinizi kabul edip kucaklayamazsanız, hiçbir zaman Don Juan olamazsınız ve hiçbir zaman mutlu olamazsınız. Siz bir erkek misiniz? Aynaya bakın. Eğer bu sitede ne - nasıl diye araştırıp duruyorsanız, muhtemelen bir erkek değilsiniz. Dayanağımız açıklamama izin verin. Ve İnek Oğlan mekana girdi. Hey, merhaba İnek Oğlan! Kendine bir bak! Cep koruyucuları ve her şeye! Gözlüklerin var ve düz adam gibisin! Elbiselerin birbirleriyle uyumlu değil. Elbiselerinin herhangi bir kişiliği yok. O kadar zihinsel alemdesin ki, tensel olayları anlayamıyorsun. O şişman hatunun kadın olmadığını düşündüğünüz gibi, kadınlar da İnek Oğlanın erkek olmadığını düşünüyorlar. Neden? Zira tam bir İnsan değil. Kadın evreni ile tek bir kere bile bağlantıya geçmediği bariz (ki bu bağlantı cinselliğin ta kendisidir). Tabii İnek Oğlanın bahaneleri hazır: “Ben çok yakışıklıyım.” (bu doğru bak! Yakışıklı bir düz adamsın!) “Bir dahiyim.” “Çok iyi bir işim var.” Ah zavallı inek oğlan! Kadınlar, biz erkeklerin gördüğü güzellikleri görecek yetilere sahip değillerdir. Kadınlar senin zekanla ilgilenmezler. Kadınların beraber oldukları erkekler çirkin olabilirler, aptal bile olabilirler ama tamamen cinseldirler. İnek Oğlan cinsellik konusunda tamamen kördür ve bu nedenle de yaşam konusunda kördür.

125

Cinsellik Problemi #1: Görünüm/Tip Çirkin veya yakışıklı olmanız fark etmez. Kadınlar erkekte yakışıklılığı görmezler, cinselliği görürler. Peki cinsel bir erkek nasıl görünür? Çok kabaca söylersek, cinsel bir erkek, sert çocuktur. Bu erkekten güç fışkırır. Kafası kazınmış olabilir, deri ceket giyebilir, takım elbiseli bir iş adamı olabilir, şapkasını ters giyebilir, iyi bir vücuda sahip olabilir, çivi gibi saçları olabilir, vs. Ama bu erkek bir ERKEK gibi görünür. Androjen değildir. Cinselliğini bilir ve kabul eder. Bir erkek nasıl görünmelidir? Erkek olmak demek, Doğaya meydan okumak demektir, onu yarıp geçmek demektir. Erkek, tatlı çocuk değildir (ama tatlı çocuk olmak da bir miktar kızı elde etmeye yarayabilir.) Erkek görünüş olarak neredeyse kaba sabadır. Görünümünde bir maskülenite vardır. Brad Pitt gibi görünmenin yolu Hayır, yanlış yazmadım. Tanıdığım bir kız Brad Pitt’i televizyonda görünce orgazm oluyor. “Çoooooooook yakışıklı, ahhh ahhhh”. Ama Brad Pitt’in kadınlar üzerindeki etkisinini görünümü ile bir alakası yok. Brad Pitt, kadın ve erkek cinselliğinin simetrik bir birleşimi. Aynı zamanda hem masum hem de sert çocuk gibi, hem tatlı hem kaba saba, hem zarif hem de güçlü görünebiliyor. “Ama Pook, bu bir çelişki değil mi?” Hayır değil. Kadınların bir miktar feminen özellikleri olan (tatlı çocuklar gibi) erkekleri sevdikleri bilinir. “Brad Pitt etkisi” yaratmak için, cinsel skalada nerede olduğunuzu anlamanız lazım (ama İnek Oğlan gibi birçok erkek skalada bile değiller!). Eğer siz feminen bir erkekseniz, muhtemelen sıska, masum, alçakgönüllü, utangaç, tatlı bir oğlan çocuğumsu, dalgalı saçlar, kocaman gözler ve neredeyse aristokratik bir görünüme sahipsinizdir. Maskülen erkek ise kaslı, iri, yüksek sesli, motosikletli, keçi sakalına ya da kirli sakala sahip, sporcu ve maceracı bir stile sahip erkektir. Şimdi skalada nerede olduğunuzu az çok kestirebilirsiniz. Bazı erkekler, Erkekliğe geçerken ergenliklerinin bir kısmını muhafaza ederler. Bu adamlar “Brad Pitt etkisine” sahiptirler ama bu etkiyi siz de yaratabilirsiniz. Bunu İnek Oğlan ile karşılaştırın. İnek Oğlan bu erkeklere bakar ve kendisinin ne kadar da daha fazla zeki olduğunu düşünür. Ama daha mı zekidir? Hayır! Bu 126

erkekler matematik bilmiyor olabilirler, ama kendi cinselliklerini biliyorlardır. Kadınlar bu adamların kucağına atladığında, İnek Oğlan onları bir köşeden hayranlıkla izler.

Cinsellik Problemi #2: Kişilik Buraya gel ve bu güzel kızla konuş İnek Oğlan! “Merhabaaaaa. Naaaaasıııı Llll sııııın?” Tüylerim ürperdi! “Senin için her şeyi yaparım güzel kız!” Eminim yaparsın İnek Oğlan! Erkek, cinselliğini kabul ettiğinde, kadınlara birer çocukmuş gibi davranır. “Ama Pook! Bu politik doğrucu olmayan bir düşünce!” Aptallar! CİNSELLİKTEN bahsediyoruz ve cinsellik sizin adi felsefelerinizin ve siyasetinizin üstünde bir şey. Her neyse, neredeydik? Evet, cinselliğini kabul etmiş bir erkek, kadınları fazla ciddiye almaz. Neden alsın ki? Sonuçta o bir erkek. Kendi benliğinin farkında. Kendi başına bir birim. Kendisini tanımlamak için başkasına ihtiyacı yok. Bir insanın cinselliğini kabul etmesi demek, ondan zevk alması demektir. Kadınlara bir iş ya da çözülmesi gereken bir bulmaca gibi bakmazsınız. Hayır, gider onlarla birlikte olmanın tadını çıkarırsınız. İnek Oğlanlar gibi sıkıntıdan öldürücü konularda konuşmaya kalkmazsınız. Yani sonuç olarak ukala - eğlenceli erkek tipine ulaşırız. DeAngelo bu konuyu ayrıntılı inceler. Ama ukala - eğlenceli olmaya çalışarak ukala - eğlenceli olamazsınız. Siz makyaj yapan bir hatun değilsiniz. Hayır siz bir erkeksiniz o nedenle de bir erkek gibi davranın. Beyler bakın burada bir balerin var. Size ne yaptığı ile, nasıl dans ettiği ile ilgili her şeyi anlattı. Tepkiniz ne olurdu? İNEK

OĞLAN:

“VAY!

BU

GERÇEKTEN

ÇOK

İLGİNÇ!

BANA

GİYDİĞİN

ELBİSELERİ, RENKLERİNİ, DANS TEKNİKLERİNİ, vs. DAHA AYRINTILI ANLAT!” Erkek: “Bacakların çok güçlü olmalı.” Bu kadar basit! Bazı erkekler kendilerini kontrol edemezler ve zavallı kadınla direkt seks konusuna girerler. Bu tabii ki kadın için oldukça iticidir. Bu kabalık ya da küstahlık değil. Bu, cinselliğin yatakla sınırlı olmadığının farkına varıp kadınlarla etkileşiminizin gündelik bir parçası olduğunu anlamaktır. 127

Bak! Sana dokunuyor! Bu iyi. Dokunmak kendi içinde cinselliktir. Kino, bir ilgi işaretidir. Eğer siz bir kadına olması gerekenden erken dokunursanız, bu dokunma ters tepebilir. Onun gözündeki tüm gizeminiz bitebilir. Kız onu istediğinizi anlar ve oyunu kaybedersiniz. Ama sizin onunla ilgilenmediğinizi düşünürse ve siz de ona onunla ilgilendiğinizi göstermek isterseniz, hatuna dokunun. Kino kadıncanın bir formudur ve “ben seninle ilgileniyorum” demektir. Hatunu kinoladınız mı, hatun sizin ne demek istediğinizi 100% anlar. Kino bir iletişimdir. Kinoyu iletişim için değil de varolmayan bir ilgiyi yaratmak için kullanırsanız ters teper. (Ama eğer kino almayı ya da vermeyi beceremezseniz, cinsel açıdan bir vitrin mankeninden farkınız kalmaz. Neden? Zira vitrin mankenleri dokunmazlar.) KÖTÜ ŞEKLİ: Merhaba, ben Flörtöz Çocuk (dokun, dokun). O elbise içinde çok güzelsin! Aman tanrım! Sana sürekli iltifat ediyor olmalılar (ve Flörtöz Çocuk flört etmeye devam eder). DOĞRU ŞEKLİ: Merhaba, ben Doğru Erkeğim. (Bir miktar havadan sudan konuşma). Telefon numaran nedir? Bir erkek, (kafasını meşgul eden daha iyi bir iş yoksa) hatunlarla flört etmez. Bir erkek, ilgisini göstermek için hatunları dışarıya buluşmaya davet eder.

Cinsellik problemi #3: Buluşma Ne yapmalı! Ne yapmalı! Zavallı İnek Oğlan! Bilgisayarına bakmak için bir hatunu davet edemiyor bile. Ve sonra kafasını kaşıyıp duruyor: “Erkekler, kadınlara KUR YAPMAK için ne yapıyorlar?” Akşam yemeği tabii ki! İnek Oğlan ve hatun akşam yemeğine çıkıyorlar. İnek Oğlan pardon bir bakar mısın? Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama senin diğer erkeklerden farkın ne ki? Bak! Senin hatun elden gidiyor, bir daha seninle konuşmamak üzere gidiyor! Yine aynı şey oldu. Senin çok sıkıcı biri olduğunu söylüyor. “Ama onu yemeğe davet ettim! Benden hoşlanması gerekmez mi?” Ama herhangi bir erkek de onu yemeğe götürebilir. Çöp Yığını Oğlan, sen kızı yemeğe götürebilir misin? “Evet Pook. Ben kıza yemek ısmarlayabilirim.” 128

Peki sen Bay İyi Çocuk? “Evet, ben de kıza yemek ısmarlayabilirim.” Sen, Bay Çok Mülayim. Ya sen? “Evet, ben de kıza yemek ısmarlayabilirim.” ONLARDAN BİR FARKIN YOK Kİ. Kıza herhangi bir erkek yemek ısmarlayabilir. Sen onu bırak, kıza herhangi bir KIZ da yemek ısmarlayabilir. “Tamam da Pook. O zaman sen ne yapmamı ne önerirsin?” Aksiyon buluşmaları! Orada oturup çene çalmayın. Kız bunu kız arkadaşları ile de yapabilir. Erkekler ise tamamen aksiyondur. Gerçek erkekler akşam yemeği hazırlamazlar. Nehirlerde yüzerler ve dağlara tırmanırlar. Aksiyon içeren bir şey yapın ve onun da aksiyona katılmasını sağlayın. “Ama Pook! Ben bütün gün bilgisayarın başında oturmaktan mutluyum. Aksiyon buluşmalarından da hoşlanmıyorum.” O zaman aksiyon buluşmalarından zevk almayı öğren. Kendine bak. Sen canlı mısın, yaşıyor musun acaba? Dışarıda yapabileceğin ve zevk alabileceğin bir sürü şey var. Gençliğini ne ile heba ediyorsun? Bilgisayar başında oturmakla mı?

Cinsellik problemi # 4: Utangaçlığı sevin. Beyler! Beyaz önlüklerinizi giyin ve beni takip edin. Pook ve diğerleri koridor boyunca yürüdüler ve sonra sola döndüler. Şu an test odasındayız. Bu pencerenin ardındaki yerde test yapacağız. Baylar, onlar bizi görmeyecekler. Onlar sadece bir ayna görecekler. Biz ise buradan dış dünyayı gözlemleyebileceğiz. “Ama Dr. Pook. Ne testi bu?” Lütfen sabırlı olun! Şimdi deneye başlayalım. Camın öbür tarafındaki odada bir erkek vardı. Sonra birden bire odaya ÇOK GÜZEL bir kadın girdi. Eleman kadına kaçamak bakışlar atıp durdu. Kısa bir süre sonra, kadın bu oyundan sıkıldı ve adamla konuşmak üzere onun yanına gitti. Beyler. Kadına nasıl tepki verdiğine odaklanın! “Ahhh, uhhhh, ummmm, ooo ummmm …” 129

Tekrar! “Ihhh ohhh ummmm dohhh …” Tamam dur! Kadını dışarı çıkarın! Erkeği karantinaya alın. Bu akla zarar hatalarının bulaşıcı olma riski varsa bunu göze alamayız. “Evet Dr. Pook.” “Hemen şimdi yapıyoruz Dr. Pook.” “Sen ne dersen o Dr. Pook.” Ahhh … İstediğin şeyi hemen yapmaları ne kadar da güzel. Şimdi, kobayımızdan topladığımız verilere bakalım. Ekranda az önce odada kadınla bulunan erkeğin beyin haritası belirdi. Aman tanrım! Ben de bundan korkuyordum. Tüm ön lobu tamamen ciddi hasar görmüş. Beyler, bu erkeğin utangaçlık diye etiketlediği zararı apaçık göstermek için, olaya kadının perspektifinden bakalım. “Hayır, lütfen Kadınlar Evreni deme!” Evet. Tamam. Kadın odaya girdi. Erkeğin kendisini kestiğini biliyor. (Beyler, kadınlar sizin sandığınızdan daha zekiler. Eğer onu kesiyorsanız, bunun hemen farkına varacaktır. Eğer bir hatundan hoşlanıyorsanız, hatun bunu kısa süre içinde anlayacaktır.) Ve sonra hatun, erkekle konuşmaya karar verdi. Ve erkek ise konuşma yeteneğinden yoksun gibi görünüyordu! Neden homurdandı, mırıldandı ama tek kelime edemedi? Kadına ne demeye çalıştı? Bunun bir önemi yok. NASIL söylediğine bakın. Adam konuşmuyordu, ağzından osuruyordu! Şimdi, bu olurken kadın ne düşünüyordu? Pook’un yanındakiler önce verilere, sonra Pook’a baktılar ve şok olmuş bir şekilde “hatun adamın beyin hasarlı olduğunu sandı.” Aynen! Ve aslına bakarsanız, ADAMIN BEYNİ HASARLI. Burada kadın haklı. Adam bir şeyin yanlış olduğunu biliyordu ama neyin yanlış olduğunu bir türlü çözemiyordu. Problem Descartes. Evet, Descartes zihni ve vücudu kendi felsefesi ile birbirinden ayırabileceğini sandı. Descartes insanların, fiziksel vücutlardan ve materyal olmayan 130

zihinlerden oluştuğuna inandı. Hollandalı Spinoza ise aynı fikirde değildi. Spinoza’ya göre hisler mantığa aykırı değillerdi. Tam tersi, hisler mantığın yoldaşları idi. Spinoza’ya göre zihin ile vücut birdi, iki ayrı varlık değillerdi. Bazıları ise üçüncü bir yol olduğuna inandılar. Bu Freud’dur. Freud’a göre az önce gözlemlediğimiz genç adamın davranışı bastırma yüzünden. Bunu daha önce duyduğunuza eminim: “Bu adam cinsel olarak bastırılmış olduğu için bir playboya dönüşecek!” Ama bu saçma. Bizler insanız, kafeslenmiş hayvanlar değiliz. Rasyonel kararlar verirken duygularınızı tamamen kapatamazsınız. Bir kız çok güzel olabilir ama siz bunu zihinsel olarak kabul edene kadar bunun ne önemi var? Hiç spesifik bir kızı düşünüp durduğunuz oldu mu? Arzu sadece tensel bir şey değil. Arzu hem zihinsel hem de tensel bir şey. Spinoza haklıydı ve Descartes yanılıyordu. “Pook, bu söylediklerinin bir amacı var mı?” Var ve bu o genç adamın içinde. Güzel kadın yörüngesine geldiğinde, o bunu bölümlere ayırmaya çalıştı. Bir duygu dalgası benliğini sardı. Genç adam, bunu kabul etmek yerine bununla savaştı. Bunun sonucunda da bir manga askerin ateş ettiği atış tahtasına döndü. Evren için mantık neyse, Kadın Evreni için de duygu/konuşma odur. Kadın “tipik erkek” diye düşündü ve daha değerli bir erkek bulmak üzere yoluna baktı. Utangaçlığınızdan kurtulmak mı istiyorsunuz? Bunun için kendinizi açmanız ve hücrenizden çıkmanız lazım. Tamam, “taktik” ve “manevralar” kullanabilirsiniz ve kadını bir matematik denklemine çevirebilirsiniz. Ama sonuçta siz yine utangaç, felsefe takıntılı dünyanızdasınız. Siz bunu yaparak o kadını yok ettiniz ve onu özümsenecek bir “felsefe” haline getirdiniz. Kadını insan dışı bir varlık haline getireceğinize, neden kendinizi insana dönüştürmüyorsunuz?

Cinsellik problemi #5: Tecrübesizlik “Tecrüben yoksa iş de yok! İşin yoksa, tecrübe yok! Kadınlarla da durum bu!”

131

Ah aptal çocuk! Senin hala BAKİR olup olmaman kadının umrunda değil. Buradaki tek

problem,

senin bu durumunu

problem

yapman. Bazı

erkekler kendi

tecrübesizlikleri ve aptal etiketler hakkında endişe duyarlar. ”Ama ben hala bakirim!” Ee? Filmlerin empoze ettiğinin aksine, seks hayatın kendisi değildir. Eğer sen tecrübesizliğini problem edersen, emin ol o da problem edecektir. Bu nedenle endişelenmeyi bırak! Cinsellik öğrenilmesi gereken bir felsefe değildir. Daha çok “dans etmek” gibidir. Bazı erkekler bunu yaparlar, bazıları yapmazlar. Cinsellik felsefeleri talep etmeyin; bu şekilde başarabileceğiniz tek şey, cinselliği yok etmektir. Eğer kitap formatına koyup Büyük Düşünür egonuzu şişirmek üzere başka bir “felsefe” yaratmak için teori isterseniz, sonsuza kadar bu siteye zincirlenirsiniz. Cinselliğinizi kabul edin ve yaşamı kucaklayın!

132

Cinselliğinizi Kucaklamak Hakkında http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=47174 Bu, MÜKEMMEL bir tartışma yazısıdır. İnsanlardan sürekli şunu duyarız: “Dışarı çık ve hemen biriyle yat. Sonra hiçbir kadınla problemin olmayacak!” “Bir fahişe bul ve bakirliğinden kurtul. Sonra her şey çok daha kolay olacak.” “Aksiyon alemine geç ve her şey daha iyiye gidecek.” Senin yazın bunlara ters. “Dışarı çık ve ‘deneyim’ kazan. Her şey çok daha iyi olacak” demek yerine, kendi içsel alemine odaklan diyorsun (ve sonra dışsal alemin kendi kendini düzelteceğini söylüyorsun). Anti-Dump der ki, “Güzel kadınlar duygularını SAKLARLAR.” Bu çok doğru! Tam bu nedenle de oturup işaretleri görmeyi bekleyemezsin. Güzel kadınlar konusunda Anti-Dump bana çok yardımcı oldu (özellikle de güzel ve SAF kadınlar hakkında). Şu aşamada çoğu kadın bana olan duygularını açık etse de, güzel kadınlar bunu yapmıyorlar. Benimle ilgilenip ilgilenmediklerini sadece hareketlerinden anlayabiliyorum. Evet telefon numarası vermesinden ve buluşmayı kabul etmesinden anlıyorum. Şimdi güzel bir kadınla buluştuğunuzu varsayın. Ne yapacaksınız? Kadınlar beni zaten cinsel bir varlık olarak gördükleri için, kino yapmıyorum. Dokunmak, sarılmak, öpüşmek, vs. gibi “görünür” bir cinsellik boyutu olduğu gibi, bir de “görünmeyen” cinsellik boyutu var. Bu cinsellik boyutu ses tonu, göz teması ve tam bir bağlantı gibi şeyleri içerir. Arzu, güzel ve saf kızları size getirecek şeydir. Ama bu arzu kıza, “görünmeyen” düzlemde iletilmelidir. Örnek vereyim. Gerçekten çok hoşlandığım bir kız tarafından reddedildim ve zaten bu kız yüzünden bu siteye geldim (4 yıl önce). Şimdi o kızla çıkıyorum. Kız, “saf ve güzel” tipin iyi bir örneği.

133

Ne yapabilirdim? Kıza gidip ona dokunamazsınız. Saf ve güzel bir kızla nasıl yakınlaşabilirsiniz? Arzu ile. Onu istediğinizi bilmesine izin verin. “Ama sen bize arzusuz olmalısınız demiyor musun?” İyi çocukken arzunuzu nasıl gösteriyorsunuz? Çiçeklerle mi? Aşk ilanlarıyla mı? Onunla bütün gün konuşarak mı? Eğer bunları yapıyorsak, ROMANTİK MAKİNEMİZ bozuk demektir. Bunu tamir etmenin tek yolu da ARZUMUZU KAPAMAMIZDIR. Fakat şimdi o aptal ve sünepe şeyleri yapmıyorsak, ROMANTİK MAKİNEYİ yeniden inşaa edebiliriz (Anti-Dump Makinesi[1] gibi bir şeyle değiştirebiliriz.) ROMANTİK MAKİNE tekrar çalışır hale geldiğinde, arzunuzu görünür kanallardan (çiçekler, hediyeler, çikolatalar, şiir, vs) göstermiyor olursunuz. Bunun yerine görünmeyen kanaldan (göz teması, ses tonu, asıl konuya girmek, vs.) iletirsiniz. Kısacası, saf ve güzel hatunumla yemekteydim. Onunla göz teması başlattım ve yediğim yemek hariç göz temasını sürekli muhafaza ettim. İnsanlar göz temasını, başka birinin gözlerine bakmaktan ibaret sanıyor. Ama göz teması bu değil. Göz teması, arzunuzu onun gözlerine yayınlamaktır. Arzumun gözlerimden yayılmasına izin verdim. Ona olan tüm arzumu, onunla ilgili tüm hüsranımı (bu siteye onun yüzünden geldim), beni maruz bıraktığı tüm o çabayı, tek kelime söylemeden ona gözlerimle aktardım. O da bunu kavradı zira gözlerimde gördü. Ve eridi. … eridi … … eridi. Göz temasıma karşılık verdi. Bir sonraki aşama ise aramızdaki konuşmanın akıp akmadığını görmektir. Gülüyor mu? Arzudan sarhoş mu? Gözleri gözlerinize yakalanırken, küçük bir kız gibi kıkırdıyor mu?. 134

DeAngelo’nun parmaklarınızla saçlarını okşama testini yapın. Eğer buna olumlu tepki gösteriyorsa kızı öpün. Eğer öpücük hoşuna giderse, parmaklarınızı yüzünde gezdirin, başının arkasına kino yapın, sonra kollarına dokunun ve arzuyu yüksek tutun. Öpüp orada bırakmayın. Bir kızın erimesi için, bir ateş olması lazım. Gözlerinizdeki, dudaklarınızdaki ve dokunuşlarınızdaki ateş. Kadınlar böyle hissetmek isterler. Şu içinde bulunduğu anda, arzulandığı ve bu arzunun sonucu olan davranışlara maruz kaldığı için kendini gerçek bir dişi gibi hisseder. Bu nedenledir ki kadınların, kalabalık bir odada bir erkeğin gözlerine kilitlendiğine dair fantezileri vardır. Bu göz teması mıdır? Hayır, bu erkeğin kadına olan arzusudur. Kadın, arzulanmaya bayılır. Arzulanmak, onun kendisini gerçek bir kadın gibi hissetmesini sağlar. Saf ve güzel kadınların doğadaki rolü arzu duymak değil arzulanmaktır. Bir dahaki sefere bir kızla beraberken, arzunuzun gözlerinizden akmasına izin verin ve ne olduğunu görün. Kız başında kalas gibi karşınızda oturuyor olabilir ama size garanti ederim, kurabiye hamuruna dönecektir. Dipnotlar: [1] - Anti Dump Machine, ilişkiler konusunda Anti-Dump adlı SoSuave yazarının yazdığı meşhur yazı dizisinin adıdır.

135

Arzuyu Yok Etmeli mi? http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=34508 Ben buna uzun zaman önce yanıt verdim ve o yanıt eskiden arşivdeydi. Sanırım şu an arşivde değil ki soru bir daha soruluyor. Alıntı: DjDreamer tarafından gönderildi: “Cinselliğinizi kabul edin” yazısını yazan adam ile Öldürün o muhtaçlığı” yazısını yazan adam aynı. Pook. Pook’un mükemmel hitabet yeteneği, çelişkilerini kamufle ediyor. Aynı anda hem şehvetli hem de muhtaç olmamak mümkün değil. Bazıları “Pook neden aynı noktaları belirtip duruyor?” diye soruyorlar. Yukarıdaki alıntıyı okusunlar. Herhangi bir çelişki yok. Bu arada o iki yazı arasında yıllar olduğunu da unutmayın. Artık biraz daha bilgeyim ama prensipler hala geçerli. Şuna bakın: Yıllar önce bu foruma ilk geldiğimde, ben bir İyi Çocuktum. Kadınları nasıl elde edeceğim? O zaman söylediğim şeylerden biri KİNOYDU. Bunu söylüyordum zira ÇALIŞIYORDU. Şöyle demişim: “Kino sizi onun için CİNSEL BİR VARLIĞA çeviriyor. Eğer ona kino yapmazsanız, sizi vitrin mankeni olarak görecek. Neden? Zira vitrin mankenleri kino yapamazlar.” Yıllar sonra … Kızlara kino yapmıyorum, özellikle de ilk buluşmalarda. “Çelişki! Pook kendisi ile çelişiyor!” Unuttuğunuz şey şu ki, yıllar sonra artık o eski İyi Çocuk değilim. İyi Çocuk kadına SIKICI ve cinsel olarak sıfır görünür. İyi çocuklar aynı zamanda güvenilirdirler. Bu nedenle kino yapmaya başladığımda, kadından HEMEN REAKSİYON alıyordum. Zira birdenbire cinsel bir varlık oluyordum! 136

Ama artık o eski iyi çocuk günlerimden farklıyım: 13 kilo kas yaptım, daha iyi giyiniyorum, kendime daha fazla güveniyorum, vs. Ben artık zaten cinsel bir varlığım. Eğer şimdi kino yaparsam, çok abartı ve muhtaç görüneceğim. Bu nedenle de artık arşivlenmiş olan o tartışmada Anti-Dump’a katılıyorum. Kinoyu savunmuyorum ya da kinoya karşı değilim. İyi çocuklara şu an davrandığım gibi davranmalarını da tavsiye etmem. Bu nedenle aynı zamanda artık kino, “neyi nasıl söyleyeceğiniz” ya da cinsellik hakkında konuşmayı gereksiz buluyorum. Ben artık zaten cinsel bir varlığım, benim için bir kızı kinolamak gibi bir ihtiyaç yok. Kız benim cinsel bir varlık olduğumu zaten biliyor. Kıza dokunmak zorunda değilim. Ama iyi çocuklar cinselliklerini kucaklamalı. İyi çocuk cinsel olarak başarısız biri. İyi çocuk erkek gibi GÖRÜNMELİ, DAVRANMALI ve DÜŞÜNMELİ. Eğer cinsel bir skalaya koysak, bazı erkekler bu skalada çok düşük seviyelerde olacaklar (iyi çocuklar) ve bazı erkekler de çok yüksek seviyelerde olacaklar. Ben açıkçası kimseye ne söyleyip nasıl davranacaklarını ayrıntılı olarak söyleyemem zira herkes bu skalada farklı bir seviyede. İyi çocuk için kino çok yararlı olabilir ama benim için abartıdır. ARZUSUZ OLMAK MUHTAÇ OLMAMAK demektir. Onu İSTİYORSUNUZ ama ona İHTİYACINIZ yok. Bu çok büyük bir fark. MUHTAÇ erkekler “mutlu hissetmek” için “kendilerini tamamlamaya”, “kendilerini tamamlamak”

için de bir kıza ihtiyaç duyarlar. Bu erkekler olayı tersten

anlamışlardır. Önce “kendilerini tamamlamalı” ve “mutlu olmalılar” sonra da kızlara yürümeliler. Yaşa. Gül. Sev. Sıralamayı görüyor musunuz? Önce hayatını düzene sok ve kendini mutlu et. Sonra hatunların peşine düş. (Bazıları bunun çok çaba gerektirdiğini söyleyip şikayet ediyorlar. Hayatınızın bir yönü yoksa ve kronik melankoli içindeyseniz, bir kız arkadaşa ya da bir sürü kadına sahip olmanın ne anlamı var? Bu amacınıza tamamen karşı. Kadınlar hayatınızı 137

güzelleştirmek için varlar. Sadece APTALLAR kadınların hayatlarını TANIMLADIĞINI düşünürler.) Bence bu sitede okuduğumuz problemlerin 90%ı, insanların bu sıralamayı KARIŞTIRMASINDAN kaynaklanıyor.

138

Utangaçlık Üzerine Eskiden aşırı utangaç biri olarak size söyleyebilirim ki, utangaçlık kendine güvensizliğin bir formu değildir. Aslında utangaç insanlar da olağanüstü bir özgüvene sahip olabilir. Utangaç olup da tamamıyla özgüvenli olmak mümkündür. Tıpkı dışa dönük olup da kendine güvensiz olmanın da mümkün olduğu gibi! Utangaçlık herkesin sana baktığı fikrinin kafanda oluştuğu bir anda gelir. Öğrenim hayatının toy yıllarından beri seni takip eden bir histir. Eğer o zamanlar sıradan kalktıysan herkes sana bakacaktı. Konuşsaydın, insanlar gene sana bakacaktı. Böylece daha az konuşacak, daha az ayağa kalkacak ve bunları her yaptığında herkesin seni izlediği bir sahnede gibi hissedecektin. Utangaç insanların fark etmesi gereken şey şudur: bir otobüsün önünden geçerken otobüs sana çarpabilir ve bunu bile muhtemelen kimse umursamaz! Kimse senin kim olduğuna bakmaz ve ne tepki vereceğini umursamaz. Sen ünlü biri değilsin. Sana çevrili kameralar yok. Önemli de değilsin. Çünkü sen bir hiçsin! Utangaçlık aynı zamanda tereddütün yol açtığı bir akıl karışıklığıdır. Tereddüt genellikle giderilmemiş arzuların yol açtığı bir sonuçtur. İnsanlar olarak, fazlaca acıya nazaran mümkün olan en az acıyı tercih ederiz. Mesela “gidip onunla tanışmalı mıyım?” diye düşünürken. Bu karar verme anında az acıyı arzu ettiğimizden gidip o kızla tanışmayız. Tereddüt eylemde bulunmamanın daha acı verici olduğunu ve reddedilmenin pişmanlıktan önemsiz olduğunu idrak ettiğimizde çözülen bir meseledir. Bana verdiğin 2. Tavsiyen bana gene diğer tavsiyelerin gibi yardımcı oldu. Daha ilginci, ben bu tavsiyelerini daha çok kadınlar üzerinde uyguladım. Kadınların varlığına alıştığım gibi, onların kafasında neler döndüğünü çözme fırsatı yakaladım. Bu her gün yaşadığım ilahi bir deneyim gibiydi. Bence verdiğin 4. Tavsiye utangaç insanlara pek de yardımcı olmayacaktır. Genellikle utangaç insanlar oldukça zeki kişilerdir (bunu genellikle okumayı gidip sosyalleşmeye tercih ettikleri için söylüyorum).

139

Ve bu insanların bir çoğu gece kulübüne gitmeyi ve orada dans etmeyi aptalca bulacaktır (sonuçta her insan aynı şeylerden hoşlanacak diye bir kaide yok). Sonuçta evde kalıp “kadınlar şöyle, böyle” diye saplantıyla düşünmektense dışarı çıkıp sevdiğin şeyleri yapmak bu kişiler için daha iyi sonuçlar verir. Mesela ben müzeye, operaya, sanat galerisine gitmeyi gece kulübüne gitmeye tercih ederim. (Bu mekanlarda da bir sürü güzel kız var). Herkes o çılgın dansların yapıldığı karanlık kulüp ortamlarını sevemez. Şu problemi o kadar çok gördüm ki: Bazı erkekleri korkutan reddedilme değil. Onlar başarılı olmaktan korkuyorlar. “Pook! Ne demek istiyorsun ? Başarılı olmaktan korkmak da ne demek?” Eğer kız “evet” derse, o erkek kızla ne yapacağı, onu nereye götüreceği konusunda bir fikre sahip değil ! İşte bu yüzden başarıdan korkuyor! Ve işte bu yüzden, kızlarla buluşma olaylarına başlamadan önce, kendinle buluşma ayarlayabilmelisin. Evet doğru duydun, kendinle buluşmalısın. Kızla gitmeyi planladığın yerlere önce tek başına ya da arkadaşlarınla git. Bu şu faydaları sağlayacak: -Daha rahat hissedeceksin: Zaten buluşma mekanlarını öğreneceğin için, kızla oraya giderken seni neyin beklediğini biliyor olacaksın. Bu önemlidir çünkü utangaç bir erkek olarak kızla dışarı çıkmışken daha önce aşina olduğun bir yere gitmek işini kolaylaştıracak. -Hazırlıklı olacaksın: Buluşma mekanı hakkında bilgin olduğu için orası hakkında kendine güvenli bir şekilde kızla laflama fırsatın olacak. Sonuçta oraya nasıl gidileceğini biliyorsun değil mi ? Hem de en hızlı yoldan. Otobüsle gideceksen yolculuk ücretinin ne olacağını biliyorsun, mekanın çevresinde neler var neler yok biliyorsun! Giriş ücreti varsa biliyorsun ya da ne giymenin uygun olacağını biliyorsun! Kızların yerinde olmayı arzulamış utangaç erkekler için, bu erkek olmak için teşekküre layık bir neden. Gideceğin yeri oraya gitmeden önce bilmelisin ve buluşma öncesinde buna hazırlık yapmak için neredeyse sonsuz zamanın var. -Seni eğlendirir: 140

Gerekliği hazırlığı yapıp artık rahat moda geçtiğinde, kızla geçirdiğin her dakika daha keyifli hissedeceğin dakikalar olacaktır. Diğer tüm utangaç erkekler ne giyeceği, bu buluşmanın maliyetinin ne kadar olacağı, ortamda neyin olup neyin olmadığı gibi şeylere kafalarını takarken sen sadece kıza odaklanabilecek ve eğlenmene bakacaksın. İyi şanslar arkadaşlar. Hiçbir şeyin keyfinizi bozmasına izin vermeyin!

141

Cinselliğin Doğası Üzerine http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=20965&page=2 Diesel, eskiden bir noktada ben de aynı şekilde düşünüyordum. Ama bir bilmeceden kendimi alamıyorum. Zaten kadınlardan daha iyi ne gibi bir bilmece olabilir? Bu çabam sonuçta cinselliğin kendisini ve cinselliğin seks yapmayı nasıl aştığını anlama çabasına dönüştü. Cinselliği genel olarak sanatta, iş yaşamında, politikada ve genel olarak toplumun her yerinde bulabilirsin. Garip bir şekilde, kadın denilen şeyi hiçbir zaman tanımlayamadım. Ortada tanımlanacak bir şey yoktu. Acaba Weineger haklı mıydı? Bu konuya ne kadar çok zaman ayırdıysam, aslında bir aynayı tanımlamaya çalıştığım konusunda kafam o kadar netleşti. Benim kafamda feminenlik üzerine bir yazı gönderdiğim vardı ama yazı sonuçta maskülenite üzerine oldu! Kadınlığın özüne baktıkça, erkekliğin ruhunu gördüm. Kadınlar daha çok erkeğin gerçekten altın mı değil mi olduğunu gösteren mihenk taşları gibi görünüyorlar. Bugüne kadar kaç erkek, istediği kadının aşkını kazanamadığı için hayatını dönüştürdü? Dünyayı değiştiren erkeklerin çoğunun biyografisinde, bir kadına aşık oldukları ama onu elde edemedikleri bir hikaye var. Washington, Adams, Dante (ölümsüz eserinde Beautrice’i cennete çevirir), Beethoven, pratik olarak tüm şairler, yine pratikte tüm ünlü generaller, vs. Sanki tüm bu adamlar kendi pısırık ve değersiz varlıklarının, peşinde oldukları kadının üzerinden yansımasını görmüşler ve hayat yollarını değiştirmişler gibi. Yanlış hatırlamıyorsam Kierkegaard demişti: “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadının olduğu doğrudur. Ama bu kadın her zaman EVLENMEDİĞİ kadındır.” Shakespeare hikayelerindeki bir tema şudur: bir karakter birini suçladığında, genellikle kendi kendisini suçlar. Gerçek hayata baktığınızda, iş eğlenceli bir hale gelir. Kendi kendini suçlayan sayısız insanı görmek çok şaşırtıcıdır. Bu sitede AFClere hunharca saldıran bir yazar, muhtemelen özünde hala bir AFCdir. “İnsanların

etrafında palyaçoya dönenler hayatı anlamıyorlar” diyen antisosyal

münzevi, muhtemelen kendisini suçluyor.

142

Bu ikisini birleştirirsen, insanların yansımalarını elde edeceksin. Kadınları saf ve cennetten düşmüş melek gibi gören İyi Çocuğun kendisi saf ve “melek” gibi. Kadını Makyavelist yaratıklar olarak gören adamın kendisi genellikle Makyavelist bir yaratık. Kadınları kezban olarak gören adamın kendisi kezban gibi davranıyor.Kadınları oyuncak olarak gören erkeğin muhtemelen kendisi bir oyuncaktan başka bir şey değil. Kadınlarla amacı sikmekten başka bir işe olmayan adamın kendisi, hayatta amacı sikmekten başka bir şey olmayan biri. Bir şey benim için apaçık: kadınlar ve erkekler iki değil birler. Antik “tek bir beden olarak iki kişi” deyişinde (yasal belgelerde iki farklı varlık olarak görüldüğü modern görüşün tersi), bizim anlayabildiğimizden çok daha fazla bir gerçek var . Sonuçta

belki

de

gülünç

olan

bizleriz.

Doğal

olanın

ne

olduğunu

yazmaya/rasyonelleştirmeye çalışıyoruz. Bu site (kardeş siteleri de dahil) bana gün geçtikçe daha komik görünüyor. Kadınları elde edebildikleri için kendilerini “erkek” sanan elemanlar (kadınları elde etmek zaten aşırı kolay bir şey), yel değirmenlerini alt ettikleri için kendilerini şövalye sanan Don Kişot gibiler. Kadınlar aptal oldukları için değil Doğal rollerini oynadıkları için duygusal yaratıklar. Biz erkeklerin doğum yaptığımızı düşünün! Doğum esnasında dudaklarımızı ısırır, erkek olduğumuz için adam olup bağırmamamız gerektiğini düşünürdük (ki bağırmak doğuma yardım eden bir şey). Erkekler, acıyı başkalarının üzerine boca etmek yerine, sırtlayıp fethetmeleri gerektiğini bilirler. Bir erkek hamile kalsaydı, sadece erkek olması ile bebeği öldürürdü. Kadınlar bağırırlar, gevezelik ederler, duygularını dışarı salarlar ve bu bir çocuğu karnında taşımak ve doğurmak için gereklidir. Çocukların anne çevresinde bulunmaya meyilli oldukları, anne ile daha rahat ilişki kurdukları görünür bir şeydir. Ama çocuklar yetişkin olduklarında, erkek etrafında toplanırlar (hayatı nasıl yaşayacaklarına bir örnek olduğu için). Alıntı: KADINLAR GÜÇTEN TAHRİK OLURLAR. NEDEN SİZİN GİBİ PÖRSÜK, BERBAT ŞİİRLER SIÇAN KAYBEDENLERİN DEĞİL DE PİÇLERİN VE KARIN KASLI, PAZULU ERKEKLERİN PEŞİNDE KOŞARLAR SANIYORSUNUZ? CEVAP GÜÇ BEBEKLER!

143

Bu tamamen yanlış.Bir deri bir kemik bir adamken bile, şiirim sayesinde hatunlarla birlikte olabiliyordum. Ama olay şiir değildi, benim onlarla bağlantı kurabilen hayal gücümdü. Aynı sebepten dolayı müzisyenler de kız bulabilirler. Kadınlar güçlü ve zengin erkeklere kendi hayatta kalma dürtüleri yüzünden giderler (gerçi siz de milyonları olan bir kadınla evlenmez miydiniz?) Kadınlar güçten çok hayal gücüne çekim duyarlar. Güce sadece hayatta kalma açısından çekim duyarlar. Politikacıyla evlenebilirler ama onun arkasından gider sokağın aşağısındaki sanatçı ile birlikte olurlar. Fiziksel olarak olabileceği en iyi duruma gelmiş bir adam vardı. Adam o kadar iyi bir fiziğe sahip olmuştu ki az daha Baywatch dizisine çıkacaktı. Kadınlar ona “Cennet” lakabını takmışlardı. Ve sonra sahneye Pook girdi. Bu adam beni kızlarla gördü ve sonra onları benden çalmak için hızla harekete geçti. Sanki ben onun egosunun kaynağını

elinden

alıyormuşum

gibi

davranıyordu.

Acınacak

biri

hakkında

konuşacaksan bundan iyisi az bulunur. Kadınlar gerçekten de elde edebilecekleri en iyi hayatı ve kendilerine en iyi imkanları sağlayacak erkeği seçmek isterler. “Güç” erkekleri yani fiziksel olarak güçlü olanlar, parası bol olanlar veya etkili erkekler “hayatta kalma çekmecesine” yerleştirilirler (kadın odayı şöylece bir süzer ve erkeklerin ne kadar kazanabileceklerini tahmin eder ...). Ama kadınlar hayatta kalmaktan daha fazlasını da isterler; gülmek isterler ve onu sonsuza kadar yaşatmaya çalışarak romantizm gibi ölümcül bir hata da yapmak isterler. Müzisyen, artist, (iyi) şair, hem hayal gücü üzerinde kontrole sahiptirler hem de kadının hayatına gülümseme ve romantizm katarlar. Kadınlar olabilecek en iyi hayatı hak ettiklerine inanırlar ve bunu ararlar … sizin aracılığınızla. Alıntı: Birçok kızı pompalamak için duyduğum istek konusunda suçluluk hissedemiyorum. Benim kadınlar hakkındaki görüşlerimin beni kötü yansıttığını da düşünmüyorum. Hem kendime karşı, hem de dışarıda bulabileceğim kadın kalibresi konusunda dürüstüm. Eğer bana her yönden ilham veren bir kadınla karşılaşırsam, evet, duruşumu değiştiririm. Ama o günü heyecan içinde beklediğimi söyleyemem ve mükemmel kadını ararken de rahip gibi yaşamaya devam etmeyeceğime de eminim. Hayatımın akışı sırasında bana ne sunulursa onu alacağım. 144

Diesel! Sen ya da bir başkası, kadınlar hakkındaki görüşleriniz yüzünden suçluluk duymalısınız demiyorum. Kadınların ve erkeklerin üzerinde hemfikir olduğu bir şey var: İki taraf da kadınlara güvenmiyorlar. Alıntı: İçimde, birgün ayaklarımı yerden kesecek bir kızla karşılaşacağıma dair romantik bir düşünce var … ama bu henüz gerçekleşmedi. Bence bir süre sonra Doğa şöyle diyecek: “Bu olmayacak. O nedenle de ben senin içine içsel baskı ekleyeceğim ve uzun süreli ilişki, evlilik ve çocuk istemeye başlayacaksın.” Vahşi boğa zaman içinde hidayete erecek. Alıntı: 2. Ama senin hayal gücü hakkındaki düşüncen … kadınlar güçten tahrik olmazlar diyorsun. Bu konuda seninle aynı fikirde olmamaya devam edeceğim. Hayır, kadınlar güçten tahrik olurlar. Ama başka şeylerden daha fazla tahrik olurlar. Çulsuz ve açlıktan ağzı kokan sanatçı güzel bir hatunla nasıl beraber? Çünkü sanatçı hayalperest biri. Avukat olma yolundayken hatunlar bana bayıldılar. Avukatı bir güç çeşidi olarak görüyorlar (oysa gerçekte sürünüp duran ve sonunda fakirleşen milyonlarca avukat var. Avukat olmak sizi zengin etmeyecektir). Ama onu görmüyorlar, gördükleri sadece bir İMAJ. Eğer benim üniversite ve kariyer anlamında amaçsız olduğumu bilseler ama benim tek amacımın, sanatsal tutkularımın peşinde koşmak olduğunu düşünseler ondan da tahrik olurlar! Sanki kafalarında “bu adam çok maceracı” gibi bir şey canlanır ve o yaşamın bir parçası olmak isterler. Ama eğer tek amacı temel bir iş bulup bir köşede ömür boyu çürümek olan İyi Çocuksanız, son çare olarak size geleceklerdir. Kadınlar da bizim gibi hayatta kazanan olmak isterler. Evlendiklerinde ve başka çiftlerle karşılaştıklarında, birbirlerinin kocalarını tartarlar. Kim İyi Avı yakaladı ve kim yakalayamadı? Kim kazandı ve kim kaybedeni seçti?

145

Alıntı: Senin hayal gücü üzerinde kontrol sahibi olma kavramın da bir çeşit güç göstergesi değil mi? Eğer kızın hayal gücünü yakalayıp kontrol edebilirsen, bu sanki erkeğin kadın üzerinde uygulayabileceği bir başka güç formu gibi oluyor. Bu konuda bir yazı yazacağım. Alıntı: 3. Kadınların yaşayabilecekleri en iyi hayatı istemeleri ve kendilerine en iyisini verebilecek adamları seçmeleri konusunda … Bu kesinlikle doğru değil. Kadınlar evlenecekleri adamı seçerken, mantık sınırlarını zorlayan sayısız bahane ile, inanılmaz derecede aptal seçimler yaparlar … Bence bu, ülkedeki yüksek boşanma sayılarının nedeni. Kadınların erkekleri rasyonel bir şekilde değerlendirdiğini kim söyledi? Kadının zihninde, o kaybeden kaybeden değildir. Kendi bayık hayatına spontane heyecan katan biridir. Kadınlar her şeyi tolere edebilirler: mutluluk, üzüntü, korku, dehşet, eğlence, vs. ama bir şeyi tolere edemezler: SIKINTI. Kaybedenin de kaybeden olduğunu görmelerine rağmen şöyle düşünebilirler: “Bu erkeği reddedeceğim, sonra ben reddettim diye başarılı biri olacak!” Bu aptal kadın gururu, kadınların aksine tüm tavsiyelere rağmen kaybedenlerle evlenmelerine neden olur. Alıntı: Sen haklıysan o zaman yüksek boşanma sayılarını nasıl açıklıyorsun. Abartı beklentiler. Herkes kendisinin süper özel olduğuna inanıyor. 18 - 26 yaş arasındaki kadınların, hemen hemen hiçbir erkeğin sağlayamayacağı beklentileri var! Diyelim ki 22 yaşında evlensinler. Birkaç yıla ikisi de evlilikten sıkılacaklar ve evliliğin o sihirli aşkınlık olmadığının farkına varacaklar. Kadın sorumluluklara gömülü iken kendi yaşındaki diğer kızların eğlenceli hayatını görecek. Kocamdan kurtulabilsem ve yeniden bekar olabilsem diyecek!

146

Sağlıksız romantizm: aşık peşinde koşmak. Sağlıklı romantizm: Aşığının halihazırda bulunması. Bu birçok kadın (ve bazı erkekler için) neredeyse bir tarikat. Aşırı beklentiler evliliği başarılı yapacak dostluğu da, medeniyeti de içermiyorlar. Uyuşturucu gibiler. Sürekli kafa yapmak için sürekli daha fazlasını almak gerekiyor. Onların romantizmlerini o kadar yüceltik ki, romantizmleri sanki her şeyi çözebilecek kişisel ve kültürel bir kocakarı ilacına dönüştü. Ama sadece bir şey her şeyi çözemez. Bu nedenle de abartı beklentilerinin kalıcı hayal kırıklığının elinde acı çekerler. 20 yıllık samimiyet, birbirine değer verme, dostluk, karı kocanın birbirlerine yaptıkları ufak jetler, bu tarikat üyelerine sıkıcı gelir. Ama bence olay onların aptal beklentilerinin de ötesinde. Bir ölüm yazısı yazılmalı. Bu kontrolden çıkmış romantizmi gömdüğümüzde, ona mezar taşı diye bu yazıyı koyarız.

147

Romantizm - Bir Ölüm İlanı http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=22207 Romantizm, imanın bir şartıdır. Neyle dolu olduğunu biliyoruz: ilk görüşte aşk, edepsizce flört etme, şahlanan çiftler, fantastik ziyafetler içeren diyaloglar, kemanlar ve flütler, muhteşem düğünler, mumlar, hatunun her parçasını garip bir sonsuzluğa çeviren ırzına geçilmiş şiirler, büyülü melodilerin çalındığı mutlu evler, 2.3 çocuk, 2.6 araba, 1.1 garaj ve 1.4 köpek. Romantizmin şu ifadedir: talihsiz aşıklar. Romantizm kontrol edilebilir bir şey olarak görülmez. Daha çok boyun eğilmesi gereken bir şey olarak görülür. Bu talihsiz aşk olayı, kader mertebesine çıkarılır! Ve bu inanç erkeklerin içini doldurur. Romantizm dolu bu erkekler, akılları bir karış havada dolanıp dururlar. Bazıları ise uçuruma düşerler (intiharın neden en yüksek oranda genç erkekler arasında görüldüğünü merak eden var mı?). Bazıları ise kendilerini romantizm ile o kadar doldururlar ki, onlara ne söylenirse söylensin, en keskin en acımasız gerçekler bile onların şişmiş, lastik kabuklarından seker gider. Bazıları yedikleri dolmanın farkına varırlar ve büyük bir öfke ve intikam ateşi ile önlerine gelen her kadınla yatarak intikam almaya çalışırlar. Ama geri kalan erkekler, bu zehiri tükürerek iyileşirler ve Erkek olurlar. Ah, affet beni Hallmark![1] Eğer romantizmden şüphe edersem, kadınların öfkesini üzerine çekerim. Ama şunu bilin: ben aşk tanrısı ile savaşıyorum! Zafere giden yol, virüslülere gerçeklik iğnesini saplamaktan geçmez … ya patlayıp yıkılırlar ya da bu fantezi dünyasına daha sıkı sarılırlar. Bu nedenle en iyi yöntem, virüslülere bir ayna tutmak ve onların hastalıklarını görmelerini ve bu çürümüşlükten kendi kendilerine temizlenmelerini sağlamak. Virus Bu abartılmış romantizmin kökleri Rousseau’ya uzanır. Bastırılmış ve yasalarla kısıtlanmış boş bir duygusal merkez olarak gördüğü burjuva aşkından tiksinen Rousseau, bunun yerine daha tutkulu bir şey koymak istedi. Daha önce özellikle aristokrasi içinde tutku gerçeklik, şeref ve güç için vardı. 148

Rousseau’ya göre “bu tehlikeli bir şeydi”. “Bu başka bi rşey ile değiştirilmeliydi. İnsanı sadece içine çeken bir şeyle.” Bu nedenle: “Aşk bundan sonra ruh-kurtarıcı bir deneyim olacak!” Peki Rousseau bu sonuca nasıl vardı? Kendi anlatışıyla çocukluğunda: “buyurucu bir mürebbiyenin önünde diz çökmek, onun emirlerine uymak, beni affetmesi için ona yalvarmak, benim için en zarif zevklerdi.” Yani Rousseau aşk içinde tamamen pasifti; kadın ilk adımı atmalıydı. Paglia[2] şöyle diyor: “Rousseau, erkeklerin kadınlar üzerinde egemen olduğu büyük varlık zincirine son verdi … Rousseau, Avrupalı erkek kimliğini feminenleştirdi” ve “ideal erkeğe kadınsı bir duyarlılık verdi.” Rousseau’dan itibaren kültür artarak romantize edildi. Müzik “aşk” etrafında döner. En yüksek ciroya sahip filmler romantik “destan” tarzı filmlerdir: Rüzgar Gibi Geçti (Gone With The Wind) ve koskoca geminin batmasının filmin önceliği olan romantizme sadece arka plan sağladığı Titanik gibi. Abartılmış romantizm, dinleri harap etti; rahipler “bilgeliğin ve gerçekliğin” peşinde koşan savaşçılardan “aşkın hizmetkarlarına” dönüştüler (sonra da kilise sıraları neden kadınlarla dolu diye şaşıyorlar). Politikacılar ne kadar “sevgi” dolu olduklarını anlatmaya ve “sevilir” biri olmaya çalışıyorlar. Romantizm gözü dönmüş bir boğa gibi her yere saldırıyor! Hastalık Birçok kadın yaşam yolunda, abartılmış bir romantizmin hayalleri ile yürürler. Boğazlarına kadar aşırı beklentiler ile dolmuşlardır. Yüksek boşanma oranlarının nedeni ahlaki bir çöküş değil. Bu yüksek oranlar, tuhaf ve absürt bir romantizm dininin sonucu. Birçok açıdan romantizm bir DİŞİ DİNİ. “Yıl dönümleri” birer dini bayram. Yatak sunakları ve seks de kutsal dini ayinleri. Kadınlara sırf eğlence olsun diye “romantizm … gerçek aşk … böyle şeyler yok” dedim. Ve kadınlar öfkeyle karşı çıkarak şaşırtmadılar. Ama beni şaşırtan bir şey de oldu. Bir kadın bana şunu söyledi: “Hiçbir zaman evlenmeyeceğim. Evlilik çok sıkıcı bir şeye benziyor.” Ben bu kadının romantizmin var olmadığı konusunda (ki bence romantizm var olan bir şey ama absürtlük seviyesinde yanlış uygulanan bir şey) benimle hem fikir olacağını düşünmüştüm. Ama romantizm yok deyince en ateşli şekilde karşı çıkan kadınlardan biri oldu.

149

Hemen hemen tüm genç kadınlar (en azından zamanı gelince) evlenmek istiyorlar. Bu kadın evlenmek istemiyordu ama yine de romantizmin EN İNANÇLI müritlerinden biriydi. Bu bir çelişki mi? Belki. Geçmişte herhangi bir çağda, bu kadının hayatı hor görülürdü. Ama bugünün dünyasında abartı-romantizm devrede. Bu “romantizm” olmasa, bu hatunun hayat boyu yaşayacağı evlilik dışı “romantizm” mümkün olamaz. Bir kadının sizin onu sevdiğinizi düşünmesini sağlarsanız, onun sizinle yatma ihtimalinin arttığı bilinen bir gerçek. AFC’lerin seks elde etmek için verdiği tüm o hediyeler

ve “buluşmalar”

bir

çeşit

neo-fuhuş;

abartılmış

romantizmin

bir

uygulamasından başka bir şey değil. Bu da, evlenmeye niyeti olmayan kadınların, neden romantizmin en inançlı müritleri olduğunu açıklıyor. Romantizm dini, onların tehlikeli ve pervasız davranışlarına hem dayanak oluyor hem de onları daha şirin gösteriyor. İltihap Aşk! Aşk! Aşk! Aşk Doğa’nın sunduğu bir uyuşturucu. Birçoklarının bağımlısı olduğu ve hayatlarının bazı dönemlerinde sürekli “aşk” hissetme ihtiyacı duydukları bir uyuşturucu. Bir İyi Çocuk, bu yazıya karşı çıkıyor gibi. Beyler, bu iyi çocuğu boşverin. Kadınların bu romantize edilmiş yolu izlemesi demek, aşığın YANINDA OLMASININ değil aşığı KOVALAMANIN odakta olması demek. Kadınlar için zor elde edilir olmanın ve rekabetin bu kadar iyi çalışmasına şaşmamalı. Bir kadının istediğini elde edince hemen yeni bir şey aramasına şaşmamalı. Bir erkek ne kadar zorsa, kadın o kadar “romantik” oluyor. Bu özellikle de güzel kadınlar için böyle. Güzelliğin laneti (bu lanet Don Juanlar için de geçerli), biriyle bağlılığa adım atarken aslında daha iyisini kaçırıyor olma korkusudur. Bir erkek güzel kadın için elde edilmesi ve tutulması zor bir erkek olursa, bu kadının romantizmini ateşler. Unutmayın, AFC anlamında bu kadınla romantik olmaya çalışan tonlarca erkek var. Hatun hem ona sahip olmakta zorluk yaşamalı hem de ona sahip olmalı. İyi Çocuk “Pook, tartışmamız gereken bir konu var!” diye bağırdı.

150

Sen git kız arkadaşınla ona olan “aşkını” konuş İyi Çocuk! Her neyse, nerde kalmıştık? İyi Çocukların kucakladığı romantizmi biliyoruz. AFC’nin tanımı zaten kadın gibi seven erkektir. Ama Don Juan’lar da romantizm hastalığına yakalanabilirler. “Bu site beni çok seçici yaptı!” Sorun seçici olmak değil. Sorun idealizm. Güzel kadınlar gibi Don Juan’larda bir hatunu elde edince, onunla “bağlanıyorlarmış” gibi hisseder. Tek istediğinizin sizi seven, eli yüzü düzgün bir kız olduğu İyi Çocuk günlerinizi hatırlayın. Şimdi ise Truvalı Helen’i istiyorsunuz. Ne kadar da yol katettik. İyi Çocuk, pastoral sahneye atladı. “Daha fazla bekleyemem Mösyö Pook! Konuşmamız lazım!” Tamam Bay. İyi Çocuk! Seni yazımı bölmeye iten olay ne? “Bence olayın ne olduğunu biliyorsun Pook. Dün gece parkta benim kız arkadaşımı aşağıladın!” Yanılıyorsunuz bayım. Dün gece parkta kız arkadaşınla seks yaptım. Benimle orada buluşmak istedi. Bana bıraktığı not şuralarda bir yerlerde. Ama biri bunun aksini iddia ediyorsa, Tanrı şahidimdir, bana iftira atıyor! “Kahretsin Pook! Kendi korkaklığını saklamak için bir kadının itibarını ayaklar altına alıyorsun! Ama seni dışarı davet ediyorum!” Beni dışarı mı davet ediyorsun? Kız arkadaşından ders al, o da beni dışarı çağırmıştı. “Seni ahlaksız!”. İyi Çocuk beyaz bir eldiven çıkardı ve Pook’u tokatladı. “TATMİN OLMAK İSTİYORUM!” Tatmin olmak istiyorsun ama kız arkadaşın da tatmin olmak istiyordu. Bütün zamanımı sizin çevrenizi tatmin ederek geçiremem. "Seni terbiyesiz!"

151

Seni temin ederim Bay İyi Çocuk, kız arkadaşın ait olduğu cinsiyetin bir simgesi. Aslına bakarsan seninkinin ünü, her zaman o işe hazır olması. Bana saldırıyorsun ama bu benim değil senin kendi suçun. “Sende hiç ahlak yok!” Bu doğru değil! Ahlaksız olan sensin. Kendini sahte cinsel sofu sanıyorsun! Bizler insanız, heykel değiliz. Kanser Ve İyi Çocuk romantizmin balonu içinde süzülür durur. Kadınların testosteron yüklü (piç) erkeklere gittiklerini ve kendisinden kaçmak için topuk topuk koştuklarını gördüğünde, balon patlar. Ama ya “ideal” kadını elde etme peşinde koşan Don Juanlara ne demeli? 10 ya da 20 yıl bu yolda yürüdükten sonra sonuç kaybedilmiş bir gençlik ve bundan sonra ne yapacağını bilememek oluyor. Peki ideallerine ulaşan erkeklere ne demeli? Bu erkeklerin bir çoğu çok güzel kadınlarla evleniyorlar. Bir kere güzel kadınlarla yatmak zor değil. Ve genellikle idealizm geçici oluyor. İdealizmin ardından sıklıkla boşanma geliyor. Aşk, aşık ile birlikte olmak yerine aşık peşinde koşmak olarak tanımlandığı sürece, boşanma oranlarının yüksek olmasına şaşmamalı! Rousseau en çok “rızanın” medenileşmesi ile bilinir. Ondan sonra evlilik iki kişiyi birbirine bağlayan kutsal bir bağ olmaktan çıktı ve istenildiği zaman yırtılıp atılabilecek bir yasal kontrata dönüştü. Uzun süreli evlilikleri gören herkesin bildiği gibi, bu evliliklerin uzun sürmesinin “romantizm” ile alakası yoktur. Evlilik emek ister. Yaşlı bir çifte gidin ve “romantizm” ve “ruh ikizi” saçmalıklarını anlatın ve sizinle alay etmelerini seyredin. Romeo ve Juliet Kadınlar, topluma başkaldıran talihsiz aşıkların hikayesini izlemek üzere Romeo ve Juliet oyununa akın ediyorlar. Ama oyun tam tersine romantizmi lanetleyen bir oyun!

152

Romeo Rosalind’i seviyordu. Ama Juliet hayatına girince, Rosalind’i tamamen unuttu. Romeo ilk başlarda Don Juanımsıydı. Juliet’e kino uyguladı. Onu öptü. Onu terk etti. Peki trajedi neredeydi? Kadınlar, “çünkü aşkları kabul görmedi!” diye bağırdılar. Bayanlar üzgünüm. Gerçek şu ki Romeo mızmız oğlanın teki. Romeo’da Claudio[3] kadar omurga olsaydı, hikaye tatlı bir Kuru Gürültü’ye [4] (Much Ado About Nothing) dönerdi. Oyundaki trajedi, Romeo’nun erkek olmamasından kaynaklandı. “Pook! Shakespeare’i kendi anlatına sığdırmak için abartıyorsun.” Ama bakın bu konuda Shakespeare ne diyor: “Zavallı Romeo, o çoktan ölmüştü. genç, beyaz bir kadının gözlerince hançerlenmiş, aşk şarkıları ile şakağından vurulmuştu; kalbi kör okçunun kör oku ile vurulmuştu: ve bu Tybalt ile karşı karşıya gelecek adamdı.” Çoktan ölmüştü! Ve onun Tybalt ile baş edip edemeyeceğini sorguluyorlar. Hemşire bile Romeo’yu lanetliyordu: “Zırıldıyor ve ağlıyor, ağlıyor ve zırıldıyor. Ayağa kalk, ayağa kalk; ayağa kalk ve erkek ol: Juliet için, onun için ayağa kalk ve dik dur;” Romeo o kadar yıkılıyor ki intihar etmek istiyor. Rahibin Romeo’nun intihar girişimine tepkisine bakın: "Elini tuttum: Sen erkek misin? Ağlayış şeklin: gözyaşların kadınsı, vahşi hareketlerin ise irrasyonel bir hayvanınkiler gibi. Görünürde erkek ama görünmeyen yüzünde bir kadın!” Romeao ve Juliet’in trajedisi, aşklarının kabul görmemesi değildi. Trajedileri, Romeo’nun erkek olmayı reddetmesi idi. İlk fırsatta kendisini öldürdü ve Juliet’in de ölümüne sebep oldu. Tedavi 153

Siz hiç geleneksel yahudi düğününde bulundunuz mu? Düğün boyunca kadın ve erkek birbirleri ile hiç konuşmazlar. Birbirlerinden hoşlanıp hoşlanmadıklarını bile bilmezler. Buna rağmen evlenirler ve hayat boyu da evli kalırlar. “Ama Pook, bunun nedeni boşanamamaları.” Ama geleneksel romantizme göre, evliliklerinin çökmesi gerekmez mi? Ama onlar gayet mutlular! Demek istediğim şu ki, ömür boyu sürecek bir evlilik yaratmakta, romantizmin hiçbir değeri yok. George Bernard Shaw evliliği, insanları bir gemide birbirine bağlamaya benzetir. Kime bağlandığın önemli değildir, sonuçta o kişiyi ömür boyu partnerin yapacaksındır. Evliliği yoldaşlık yürütür, romantizm değil. Askerler savaş meydanından tiksinirler. Ama onlara o meydanı terk etmelerini teklif etsen, silah arkadaşları için bunu yapmayacaklardır. Cehennem ortamı bu adamlar arasında ömür boyu sürecek bir bağ yaratır. Ömür boyu süren evlilikler de bir yoldaşlık içerirler. Çiftler hayatın fırtınalarından beraberce geçerler ve zorlukları beraberce aşarlar. Bu da aralarındaki bağı daha da kuvvetlendirir. Aşk düğün ve çiçekler değildir. Gerçek aşk derin finansal problemler ve hasta bir çocuktur. Bana inanmıyorsanız şunu dinleyin: Brookner: “Romantik aşkın özü o şahane başlangıçtır ama o başlangıçtan sonra üzüntü ve imkansızlıklar kural haline gelir.” Crowley: “Aşk hikayeleri sadece, ergenliğin çılgın döneminden geçen insanları teselli etmeye uygundur. Hiçbir yetişkin insan, bir kişinin psikolojik rahatsızlıklarını başka spesifik bir kişinin yardımıyla rahatlatıp rahatlatamadığı gibi bir hikayeyle ilgilenmez.” Jones: “Romantizm, köpek yarışındaki tavşan gibi, ele geçmez, sahte, hiçbir zaman yakalanamayacak bir ödüldür. Tek yaradığı şey, efendilerimizin yararı ve zevki için yarış pistinde koşmamızı ve güvenli daireler içinde düşünmemizi sağlamaktır.” Elveda romantizm! Elveda ruh ikizi hastalığı! Bana geçmiş zamanların aşk şarkılarını geri verin! Don Juan’ı, Madam Venüs’ü verin! Bana ay ışığında merdiven ve ip ile kız 154

kaçırmaları verin! Bırakın hayatları mal mülk ile ölçülen komşular görsün ve hayran olsun. Bırakın tavşan yarış pistinde daireler çizsin zira biz artık o pistte koşmayı ve romantizm denilen tavşanı kovalamayı bıraktık. Böyle yaparak daireyi kırarız. Ve sonunda özgürlüğe kavuşuruz. Dipnot: [1]

Amerika

merkezli

bir

kartpostal

üreticisi.

[2] Camille Paglia - Son yıllarda güncel Amerikan feminizm eleştirisi ile öne çıkan ABD'li feminist profesör. [3]

Shakespeare’in

Kuru

[4] Shakespeare’in yazdığı bir komedi

155

Gürültü

oyununda

bir

karakter

Başarısızlığı Göze Al http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=20106 Bu sitede olmanızın ve kendinizi daha önce hayal bile edemeyeceğiniz şekillerde geliştirmenizin sebebi, kadınlar konusunda istediklerinizi almaktaki yenilginiz. Bu siteye gelmeden önceki kendinizi dinleyin: “Ah, kadınlar konusunda nasıl da başarısız oldum! Ah keşke ne yapacağımı bilseydim! Keşke çekiciliğin, aşkın ve kadınların sırlarını bilseydim!” Ve sonuçta burada, hiç olmadığı kadar çok bilgiyle doluyorsunuz. Bu iyi bir şey. Ama … Kendinize başarısız olmak için izin veriyor musunuz? Yoksa bir buluşmada tam olarak nasıl davranacağınızı yazan yazıları arayıp duruyor musunuz? Kendi rahat alanınızın sınırlarını zorluyor musunuz yoksa baştan çıkarma sanatı materyalinin sayfalarını 435,473üncü kere okumakla mı meşgulsünüz? Yenilgi, olgunlaşmanın gerekli bir parçasıdır. Başarısızlığı göze alın. Her zaman değil tabii. Siz sürekli çakılıp yanan ve bunun neden olduğu hakkında en ufak bir fikri olmayan İyi Çocuk değilsiniz. Don Juan’lar yenilgilerle inşa edilirler, başarılarla değil. Başarısız olduğunuz zaman, üzerinde çalışabileceğiniz şeyler üzerinde bilgi edinirsiniz. Çok mu cılızsınız? Buluşmalarınız çok mu sıkıcı geçiyor? Kişiliğiniz bir problem oluşturuyor mu? Eğlenmek ve zevk almak için kendinizi bırakabiliyor musunuz? Seks yapmaktan korkuyor musunuz? Sorun ne? Bir başarısızlık size bu sitedeki her yazıyı okumaktan daha fazla bilgi öğretebilir. Başarısızlık size tüm Don Juan İncilinden daha fazla şey yardımcı olabilir. Don Juan’a dönüşmek öyle birdenbire bir lamba yanmış gibi olmayacak. Bu bilgileri beyninize yığıp bir robota dönüşmeyin. Kaybetmeye ihtiyacınız var. Kaybetmek ZORUNDASINIZ. Yenilgi size her zaman daha fazla şey öğretecek zira yenilgi 156

varsayıma dayalı olmayacak! Yenilgi sizin kafanızdaki ışıldayan ve kızdan kıza atlayan Don Juan fantezileri ile dolu olmayacak. Hayır, orada (her şeyi öğreneceğiniz tek gerçek yer olan) SAHADA olacaksınız ve KAYBEDECEKSİNİZ. Bu yenilgiler size nerelerde iyileştirme yapmaya ihtiyacınız olduğunu gösterecek. “Ama Pook! Eğer başarısız olursam, kızı kaybederim!” Ölen her aşk için bir yenisi doğar. Bu Doğa’nın Kuralıdır! Kızlara değil KENDİNİZE ODAKLANIN. Kızı kaybetseniz ne olacak? Başka bir kız hızlıca onun yerini alacak. Eğer birinci kıza takılıp kalırsanız, ikinci kızla karşılaştığınızda daha kötü durumda olacaksınız. ŞİMDİ KAYBEDİN. “Ama Pook! Daha önce yaşadığım acıyı hatırlıyorum. Bu bilgileri öğreniyorum ki o acıyı bir daha yaşamayayım.” Size DAHA ACILI OLACAK şeyi söyleyeyim. Hiçbir aksiyona girmeden bilgi yığmanın dolambaçlı döngüsünde kapana kısılmak. Bu durumda, İyi Çocuk bile sizden daha iyi durumda zira en azından İyi Çocuk kaybetmeyi göze alıyor. Siz ise yenilgiyi göze alamıyorsunuz ve böylece gelişmiyorsunuz. “Ama Pook! Bütün bu bilgilerin amacı başarısızlığı ENGELLEMEK değil mi?” Bu yanlış, sitede uzun süredir bulunan birçok erkeğin kapana kısılmasının bir numaralı nedeni. Bilgi başarısızlığı yok edecek sanıyorlar. Amaç bu değil. Kaslarınızın gelişmesi için onların kaybetmesine (spor salonunda baskıya ve acıya maruz kalmasına) ve sonra da protein ve uyku ile eskisinden daha iyi şekilde inşaa edilmesine ihtiyacınız var. Aynı şekilde OLGUNLAŞMANIZ İÇİN gerçekten sahaya çıkıp kaybedip, bilgi ve geri besleme ile eskisinden daha olgun biri olacaksınız. “Ama Pook! Neden başarısız olmayı hedefleyeyim ki?” Başarısız olmayı hedeflemiyorsunuz. Başarısızlığı göze alıyorsunuz. Bir kızla başarısız olduğunuzda, BU SİZİN KENDİNİZLE İLGİLİ BİR FIRSATTIR. Tekrar edeyim. BAŞARISIZLIK BİR FIRSATTIR. Sonuçta kişisel gelişimin anahtarı risk almaktır. 157

Burada en çok yapılan 2. hata da, insanların sünger gibi emdikleri tüm bu bilgiler yüzünden BAŞARISIZ OLMAYA HAKLARI OLMADIĞINI düşünmeleri. Yani onlara göre eğer başarısız olurlarsa, Don Juan değiller. Size şunu söylememe izin verin: Don Juan’lar forumlarda yaratılmazlar. Don Juan’lar sahalarda yaratılırlar. Size sahada ne olursa olsun, olanlar ne kadar kötü olurlarsa olsunlar, buraya gelin ve size yardım edelim. Artık İyi Çocuk günleriniz geride kaldı. Ama kusurlar ancak onlara meydan okuyarak yok edilirler, onları saklayarak değil. “Ama Pook! Dediğin şeyleri yaptım ve … çok başarılı oldum! Başarısız olup gelişeceğimi sanıyordum ama kahretsin, hayal edemeyeceğim kadar çok başarılı oldum! Başarısız olmayı dört gözle bekliyordum ki gelişeyim ama güzel kızlar yürümelerime sıcak davranıp benimle buluştular! Bu nasıl olabilir?” Şimdi tüm bu şeyin ana amacını görebiliyorsun. “Reddedilmekten korkma” ya da “kız seni kaybediyor” diye yazan sayısız yazı olmasına rağmen siz başarısız olmaktan hala korkuyorsunuz. Başarısızlık aslında güzel bir şey zira sizin gelişmenizi sağlıyor. Başarıyı

KAFADA

CANLANDIRMAK

iyidir

ama

başarısızlıktan

da

KORKMAYACAKSIN. Başarısızlığı bir hediye gibi kabul edeceksin zira başarısızlık senin

gelişmeni

sağlayacak.

Bugün

başarısız

olmazsanız

yarın

başarısız

olacaksınız. Bunu bir an önce aşmanız daha iyi. Bu bir kazan - kazan durumu. ŞİMDİ SAHAYA ÇIKIN VE KAYBETMEYİ GÖZE ALIN! ••• Ben bu siteye geldim zira istediğim bir kadınla feci şekilde başarısız olmuştum. Geri dönüp Pook yıllarıma baktığımda, başarısız olduğum zamanların, kafamı toparlayıp gerçekten değiştiğim anlar olduğunu görebiliyorum. Bir kadınla “başarısız” olmayı öğrenme deneyimine, başarıya giden uzun yolda bir tümseğe çevirmek, seminerlerden fırlama kulağa hoş gelebilecek sözlere benziyor. Ama risk almalısınız, zarı atmalısınız.

158

İyi Çocuklar “efendiler” zira başarısız olmak istemiyorlar. Yoksa neden kadın tavsiyesi dinlesinler? Neden kadınlara çikolatalar, hediyeler, çiçekler, şiirler, vs. versinler? Bunu gerçekten aşkın ruhu için yapmıyorlar (gerçi birçoğu gerçek birer kaybeden olduğu için bu sebeple de yapıyor). Birçoğu bunu olması gereken garantili yol bu diye yapıyorlar ki başarısız olmasınlar. Oyunu “emniyetli” ve “garantili” oynamak istiyorlar. İyi Çocuk “seni öpebilir miyim?” diye sorar. Kadının “rahatsız hissetmesini” istemez. Eğer bu İyi Çocuk başarısızlığı göze alsaydı, eğilip kızı öperdi ve sormazdı. Ya tokat yerdi ya da hatun “Şükürler olsun! Ben de bu adamı homoseksüel sanmıştım!” diyecekti. İki senaryoda da sorun yok. Bu sitedekilerin bazıları hala İyi Çocuk gibi davranıyorlar. Tek farkları artık erkek tavsiyesi dinlemeleri. Hayatınıza risk serpiştirmelisiniz. Anti-Dump’ın dediği gibi, kalbinizi korumak istiyorsunuz. Ama bazıları başarısızlıktan o kadar çok korkuyorlar ki, hayatlarını etrafında bir KOZA ÖRÜYORLAR! Tek tabancalara sesleniyorum. Siz kim olduğunuzu biliyorsunuz. Hayatınızda bir kadın olması için yeterince iyi olmadığınızı, doğru şeylere sahip olmadığınızı, doğru şeyleri yapmadığınızı, vs. düşünüyorsunuz. Ama bu doğru değil! Siz yalnız kurtlar rahat dünyanızda kalmayı tercih ediyorsunuz ama bunun için uzun vadede mutluluğunuzu kurban ediyorsunuz. HAYATINIZA BİR KADININ GİRMESİNE İZİN VERİN! Muhtemelen onun hayatına sizin düşündüğünüzden çok daha fazlasını katacaksınız, ve o da kesinlikle sizin hayatınızı zenginleştirecek! Utangaç erkeklere sesleniyorum. Siz kim olduğunuzu biliyorsunuz. Başkaları ne der, kız ne düşünür, herkes ne söyler diye endişelenip duruyorsunuz. Ama gerçek şu ki birgün yanlışlıkla bir otobüsün önüne adım arsanız, bir iki güne hiç yaşamamış gibi unutulacaksınız. Kimse bir hatunu arzuladığınızı takmayacak. HAREKETE GEÇİN! BİR KERECİK OLSUN ARZUNUZU TAKİP EDİN! SoSuave bağımlısı kalabalığa sesleniyorum. Siz kim olduğunuzu biliyorsunuz. Okuyorsunuz ve okuyorsunuz ve okuyorsunuz ve okuyorsunuz. Ama tek yaptığınız bilgisayar başında oturmak. Burada gördüğünüz bilgi sizin için yeni, üstünde düşünmeniz gereken bir bilgi. Ama bir kez sahaya çıkıp kadınlarla başarısız oldunuz 159

mu, tüm bilgiler tamamen değişecekler. Adapte etmeniz gereken yeni bir felsefe olmaktan çıkıp, savaş planınızın ilavesi olacaklar. TEORİ dünyasından çıkın. SAHAYA ÇIKIN. Zaten tüm piliçler de sahadalar. Teori dünyasında bulabileceğiniz tek hatun türü feministtir ve zaten siz de onları istemiyorsunuz. Bu siteye herkes bir problem ile geliyor. Bu site birçok derde deva oldu. Ama maalesef site birçok yeni problem de yarattı. Bunlardan biri de insanların yenilmekten korkmaları, özellikle de bu kadar değerli bilgiyi öğrendikten sonra. Bu bilgi varken başarısız olunamayacağını düşünüyorlar. Başarısız olmak eğlenceli olabilir ve hayata şevk katar. Başarısız olmayı göze alın! Başarısızlık, metamorfozun tek yoludur. Alıntı: Bir şeyi denemeye devam edebilirsiniz ve ilk birkaç keresinde başarısız olsanız bile, sadece yere düşüp bir daha kalkıp denemeyi reddettiğinizde gerçekten “kaybedersiniz”. Sizi sadece başarısızlıklar başarıya taşıyabilir. Don Juan olmak dans etmek gibidir. Tüm adımları öğrenebilirsiniz. Ama sahneye çıkıp tepe taklak olmayı, kızın ayağına basmayı, vs. göze alıp bunlardan geçmezseniz, hiçbir zaman DANS edemezsiniz. Bazı erkekler başarısızlıktan o kadar çok korkuyorlar ki, nasıl davranıp ne söyleyeceklerini ezberlemeye kalkıyorlar. Benim ise kafamdan tek geçen şey: EĞLENCE. Bazı erkekler kızlara bakarlar ve “NEDEN?” diye ağlarlar. Ben ise kadınlara yaklaşırım ve “NEDEN OLMASIN?” derim.

160

Hedefini Yüksek Tut http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=15803 Başkaları bu olaya nasıl bakıyorlar biliyorum ama ben Don Juan olmayı, hayalleri gerçekleştirmek olarak görüyorum. Hayaller! Hayatın tuzu biberi, evrensel başarı pınarı! Ama ben yanılıyor olmalıyım zira Bryan Redford diyor ki “kendi liginizden şaşmayın.” Kendi liginizden şaşmayın! Bu ne demek? Bu, genetik bir aristokrasinin olması ve bizim bir şekilde bunun aşağılarında olmamız ve bu soyluların biz soytarı ve köylülere yukarıdan bakması mı demek? “Beni affedin madam. Ama siz benim ligimin dışındasınız.” Çok güzel bulduğumuz kadınlara bunu mu söylemeliyiz? Ama neden orada duralım ki? Neden “afedersiniz prenses, sizinle konuşmama izin verir misiniz?” diye sormayalım? Ya da neden “Soylu varlığının yanında durmama izin verdiğiniz için size minnettarım” demeyelim? “Pook sen de iyice abarttın.” Abarttım mı? Beni yanlış anlamayın. Redford’un söylediği bilgece şeyler var ama güzel kadınlara duyulan arzu ile ilgili yazdığı o yazı şimdiye kadar gördüğüm en kötü yazı. Hayallerinizden asla feragat etmeyin zira ruhunuzu da feda edersiniz. Redford’a göre “ligler” var yani bir çeşit genetik (ya da sosyal) aristokrasi. Kişinin açlıktan ölürken yağ yığınını severek mideye indireceği gibi, Redford şişman kadınları hiç bir kadının olmaması ile karşılaştırıyor (“Şişman, İri Cadıları Sevme Sanatı” kitabından bir sayfa. Muhtemelen ilişkiler konusunun en berbat alt konusu). Redford diyor ki … Durun! Kendisi konuşsun: “Demek istediğim şu ki ne kadar iyi olduğunuzu, neyi ne kadar hak ettiğinizi düşünüyor olursanız olun, gerçek dünya sizi ait olduğunuz yere koyacak ve sizi bir gerçeklik kontrolüne zorlayacaktır. Sonunda bunu kabul edeceksiniz, kendinizi

buna

göre

ayarlayacaksınız

ve

külüstür

Hondanızı

sevmeyi

öğreneceksiniz. Aynı zamanda Hondanın sizi Mercedesin götüreceği yere götürebileceğini de hızlıca öğreneceksiniz.” 161

Redford’un sözlerini “mükemmel”, “dahice”, vs. diye alkışlayanlarınıza, Redford’un tavsiyelerine harfiyen uymalarını öğütlüyorum. Redford’u bir gardiyanın önüne koyalım. Konuş Redford: “Nasılsın? Sen daha iyisini yapabileceğini düşünebilirsin ama gerçek dünya seni yerine koyacak ve sana gerçeklik testi yapacak. Bunu kabul etmelisin, buna göre kendini ayarlamalısın ve gardiyanlık görevlerinden zevk almalısın.” Gardiyan “daha iyi olabileceğimi biliyorum” diye cevaplarsa Redford ne diyecek? Sessizlik! Redford’u dinleyelim: “Eğer açlıktan ölüyor olsaydın işinle alay mı edecektin? Hayır. Dizlerinin üstüne kapanıp bu işe sahip olduğun için Tanrıya şükredecektin. Gardiyan maaşı ile de diğer maaşlar gibi yemek ve giyecek alabildiğini öğrenecektin.” Redford’un tavsiyesine Vasatlığa Razı Olmak denir. Eğer kadınlar konusunda bunu yapacaksanız,

neden

orada

durasınız?

Neden

hayatın

her

alanında

da

yapmayasınız? Vasatlık yani mutluluk kırıntılarının peşinde koşmak, mutluluk falan vermez. Benim için mutluluk, hayallerinin peşinde koşmaktır. Mektup yazarı aşırı kilolu olduğunu itiraf etti. Ama bu onun hayallerinden vazgeçmesi anlamına gelmiyor. Ben şahsen Mercedes ya da o ayarda bir araba istemem. Ama Mercedes’e

binmek

istiyorsanız,

bu

hayalinizin

peşinde

koşun.

Ne

başarabileceğimizin bir sınırı yok. Bir arkadaşım da aynı durumda. 26 yaşında ve ebeveynleri ile beraber yaşıyor, 5 yıldır bir markette çalışıyor, hayatla ilgili uzun vadeli bir planı yok, spor yapmıyor ama hala güzel bir kadınla birlikte olmak istiyor. Görünen o ki arkadaşım bir fantezi balonuna hapsolmuş. Yüksek standartlara sahip olmakta bir sorun yok. Ama burada bir püf noktası var. Bu püf noktasına uyulmazsa, fantezi balonunda hapsolursunuz. Aslında Shakespeare’in bununla ilgili bir sözü var. “Püf noktası nedir Pook? Püf noktasına gel.” Tamam. Püf noktası şudur: 162

Arzularınızdan beklediğiniz yüksek standartları kendinizden de beklemelisiniz. Şişman olmayan bir kadın mı istiyorsunuz? O zaman siz de şişman olmayacaksınız. Zeki ve entelektüel bir kadın mı istiyorsunuz? Siz de kitap okuyacaksınız, klasikleri bitireceksiniz, düşünecek ve zihninizi geliştireceksiniz. Atletik bir kadın mı istiyorsunuz? Siz de atletik olacaksınız. Eğer istiyorsanız, bu alanlarda sizden daha iyi olan kadınlara da yürüyün. Başarılı olabilirsiniz ya da olmayabilirsiniz. Ama sadece sizin de yansıtabileceğiniz şeyleri talep edin. Bu sizi kendinizi geliştirmeye zorlayacaktır. Size bir hikaye anlatayım. Geç evre İyi Çocukluk dönemlerimde, bir kıza sırılsıklam aşık olmuştum. Evet, klasik biliyorum. Ve her İyi Çocuk gibi, kızla beraber mutlu geleceğimizin hayallerine boğulmuştum. Kızın yanındayken, gerginleşiyordum ve karnımda kelebekler uçuşuyordu. Onu nasıl da hayal ediyordum. İkimizi nasıl da beraber hayal ediyordum. Sonunda cesaretimi topladım ve onu buluşmaya davet ettim. Ne cevap verdiğini tahmin edin? Hayır. Hayır. Kız hayır dedi! Ruhum tuzla buz oldu. Resmen darmadağın olmuştum. Daha sonra o İyi Çocuğu içimden attığımda kendime kız arkadaş arıyordum. Birkaç ay sonra evcil bir kız bana aşık olunca, aradığım şeyi bulduğumu düşündüm. “Onunla sevgili olmalı mıydım?”. Sonra “Hayır!” demem gerektiğini anladım. (Daha sonra aşık olduğum kızla bu kızın yakın arkadaş olduklarını ve aşık olduğum kızın ikimizin arasını

yapmaya çalıştığını öğrendim.) Daha iyisini

bulabileceğimi

biliyordum. Buldum da. İlgi alanlarıma, hedeflerime ve kendimi geliştirmeme odaklanmam ile her şey değişti. Diğer kızlar bana ilgi göstermeye başladı. Kısa süre içerisinde en büyük gizeme dönüştüm. Aşık olduğum kız, arkadaşlarının benim için yanıp tutuşmasına ve daha yaşlı kadınların “keşke 20 yaş daha genç olsaydım” demelerine deli oldu. Kızların kendi aralarında konuştuğu adam olmuştum. O ise beni “ortalama” kategorisine yerleştirmişti. 163

Ona olan ilgimi kaybettim tabii ki. Eski kendimden utandım. Çok az konuştuğum bir hatun tarafından nasıl da yıkılmıştım? Artık bu benim için önemli değil zira artık dünyayı dize getireceğim kafasındayım. Belki siz de buna benzer şeyler yaşadınız. Anlatmak istediğim şu ki Redford’a katılmıyorum: Sorun standartlarımızda değil kendimizde. Başarısızlığımızın nedeni standartlarımız değil, o standartları kendimizden talep etmememiz. Evet bir aristokrasi var. Ama bu genetik aristokrasisi değil; bu İRADE ve TUTKU aristokrasisi. Tarihten herhangi bir büyük şahsiyet alın ve hayatına bakın. Onları bulundukları yere kendi HIRSLARI mı getirmiş görün. Hayatta piyango yok. Gördüğünüz ligleri siz kendiniz kafanızda yaratıyorsunuz. Herkes güzel bir kadını elde edebilir. Voltaire bile şunu söylemeye cüret etmiş: “Bana 10 dakika verin, Fransa Kraliçesini yatağa atarım.” Hedefinizi yüksek tutun! Her standart arttırdığınızda, bu standartları karşılamayı kendinizden de bekleyin. Bu sayede fantezinizin size bir yararı olur. Bu şu an gerçeklikle sınırlı olabilir ama sizi kaderinize doğru itecektir. Hedefinizi yüksek tutun! Daha önce yanıp tutuştuğunuz hatun artık sizi tatmin etmeyebilir. Zira siz kendinizi geliştiriyorsunuz ama o kendisini geliştirmiyor. Siz spor salonuna gidiyorsunuz, o ise koltuk patatesine dönüyor. Siz kitap okuyorsunuz o ise vaktini çöpe atıyor. Siz para biriktirip yatırım yapıyorsunuz; o ise borca batıyor. Hedefinizi yüksek tutun! Redford “hayatınız buna bağlı” diyor ve çok haklı. Ama anlatmak istediği şekilde değil. Tercih sizin: ya hedefinizi yüksek tutun ya da vasatlığa razı olun. Vasatlığa razı olmak kolay, hemen şimdi yapılabilir ve tek yapmanız gereken şey de hayallerinizi satmak. Hedefi yüksek tutmak ise zorluklara göğüs germeyi gerektiriyor. Ne kadar yükseği hedeflerseniz o kadar çok zorluğa göğüs germeniz gerekiyor. Ama bu şekilde de hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Hedefinizi yüksek tutun! Strindberg’in dediği gibi: “Hayal ediyorum, o zaman varım.” Hayal etmek, olmak demektir.

164

Kino Üzerine http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16233 Alıntı: DeepBlue tarafından gönderildi: Kino kavramının neg kavramı kadar yanlış anlaşıldığını görüyorum. Birçok çaylak sahaya, güzel kızların kale gibi olan egolarını yıkmak üzere “neg” ve vahşi şövalye teknikleri ile fırlıyorlar. Aynı şekilde birçok çaylak, kino yaparken arıza sapık gibi davranıyor. Evet haklısın, kino yanlış anlaşılıyor. Bunlar ince ve hassas aletler, balyoz değiller. Her şeyden önce ruh haliniz hafif ve eğlenceli olsun. Eğer ruhunuza bir ağırlık çökerse, sahaya çıkıp denemeler yapmayın. Alıntı: Bu yazıyı, kino konusunda ne olup bittiğini anlamanız için biraz bilgi vereceğim. Umarım bu kino konusuyla ilgilenenler için yararlı bilgiler verecek.. Ben ilgileniyorum! Konuş Bay DeepBlue! Alıntı: Kino hakkındaki genel görüş, kinonun kadına zevk verdiği, onu tahrik ederek size bağlanmasını sağladığı yönünde. Eğer kino hakkındaki genel görüş buysa, evet bir problem var. Alıntı: Bu gerçekten de doğru,

165

HAYIR! Kino kadına zevk vermek için var diyorsun? Odak neden kadın? Hayır, odak sizin üzerinizde olmalı. Evet, kadın kinodan zevk almalı. Ama kinodan siz de zevk almalısınız. Kadına SİZ istediğiniz için dokunuyorsunuz, o istediği için değil. Neden? Çünkü kadın HER ADAM GİBİ - YAKIŞIKLI ERKEK ile FLÖRT etmek ve DOKUNULMAK ister. Bizler, onların sonsuz cinsel iştahı için oyuncak değiliz. Alıntı: Kızı tanımaya başladıktan hemen sonra kıza kino yapmanın kabul edilir olduğu bir çağda yaşadığımız için şanslıyız. Eski zamanlarda, Casanova gibi erkekler kino aşamasına gelebilmek için inanılmaz derecede baştan çıkarıcı olmak zorundalardı. Hayır. Kadınları baştan çıkarma olayı o zamanlardan bu zamana pek değişmedi. Aynı kurallar geçerli. Bu devirde tek fark çirkin hatunların çeyizlerinin olmaması (çeyizsiz bu kadınlarla kim evlenir ki?) ve çoğu kadının finansal olarak bağımsız olması. Ha bir de erkekler artık erkek olmaktan ve kendi cinselliklerinden korkuyorlar ( AFC). Bağımsızlık Savaşı sırasında Kuzey Amerika’daki Britanya Kolonilerinde, evliliklerin YARISI kadın hamileyken gerçekleşiyormuş. Bunu biliyor muydunuz? Bunlar bir de tutucu protestanlar. Atalarımız birer Don Juandılar. Biz neden olmayalım? Alıntı: Kino ile ilgili anlamanız gereken en önemli şey, yeni tanımaya başladığınız bir hatuna kino yaptığınızda, bu sadece basit bir tahrik uyaranı değil, aynı zamanda ikiniz arasındaki bariyere meydan okuyan bir hareket. Çok doğru!

166

Bir daha “Kız şöyle yaptı, sonra böyle, sonra da şöyle!!! Ah bak şunu nasıl yaptı, ve sonra gitti bunu yaptı! BU KIZ BENDEN HOŞLANIYOR MU YOKSA SADECE KİBAR MI DAVRANIYOR?” gibi bir soru okuduğumda cevap şu: “KIZA DOKUNDUN MU?” Kino HER ZAMAN KESİN bir cevaptır (kızı buluşmaya çağırmak gibi. Yalnız kız sizinle kibarlık olsun diye buluşabilir ama kinoya verdiği reaksiyonu saklayamaz.) Kino kadınların ilgisini test etmek için HARİKA bir yöntem. Sizden hoşlanmayan ya da size karşı nötr olan bir kadın, sizin ona dokunmanızdan hoşlanmayacaktır. Bir kıza kino yaptığımda, bu genellikle çok ince, zor algılanan bir şekildedir. Evrendeki herkes bunun masum bir dokunuş olduğunu düşünür. Eğer bir kız o ana kadar sizin ondan hoşlanmadığınıza ama ona arkadaşça davrandığınıza inanıyorsa, kinodan sonra sizin ondan hoşlandığınızı düşünmeyi tercih edecektir. Bu nedenle her kino ONDAN HOŞLANMANIZ olarak yorumlanır. Kadın ise genellikle zavallı Pook’u kino yağmuruna tutarak karşılık verir. Kollarıma dokunur. Vücudunu vücuduma yaslar. vs. Ne yaparsanız yapın, ilgilenmediğiniz kızlara kino yapmayın. Ben bu hatayı yaptım ve bu kızlar beni takıntı haline getirdiler. Biri benimle evlenme hayalleri bile kuruyordu. Kino o kadar etkilidir. Aslında … ah, DeepBlue konuşmak istiyor. Alıntı: Aranızda, ikinizin de zihinlerinizde yükselttiğiniz bariyerlerin varlığı, sevgili olmak ile yabancı olmak arasındaki temel farktır. SİZİN ZİHNİNİZDE. Evet! Ama onun zihninde değil. Kadınlar vücutları ile aşık olurlar, erkekler ise zihinleriyle. İdealize aşkı heykellere, resimlere veya şiirlere akıtanlar erkeklerdir. Ama eğer kadınlar doğru şekilde okşanırlarsa, uygun bir şekilde dokunulurlarsa - doğru zamanda ve doğru hızda - vs. sizin olurlar. (Bu, kadınların “tecrübeli” erkekleri tercih etmesinin sebebidir. Kadınların sosyal geleneklerle gelenler haricinde, bekaret gibi idealize kavramları yoktur.) 167

Erkeğin cinselliği vücudunun içinde odaklanmış ve yoğunlaşmıştır. Kadının cinselliği ise bütün vücuduna yayılmıştır. Kadın için tüm dokunuşlar cinseldir zira onun tüm vücudu cinseldir. Alıntı: Tipik AFC davranışı, bu bariyerlere aşırı saygı göstermek ve bu bariyerlere hiçbir zaman meydan okumamaktır. Bu da tabii bariyerin varlığını devam ettirir ve AFC’yi dışarıda tutar. Bu hatunu ne kadar iyi tanımaya başlarsa başlasın, o bariyerleri olduğu yerde bıraktığı sürece, onun sevgilisi olamayacaktır. Bu nedenle de AFC arkadaş kategorisine atılır. AFC, kendi cinselliğinden korkar. Cinsel kabullenmeden korkar. Alıntı: Çünkü AFC, kızla arasındaki bariyerleri yıkmayı bırakın daha da sağlamlaştırır. Hayır, parası ve konuşma yeteneği olan ama pipisi olmayan garip ve androjen bir maymun gibi davrandığı için bariyerleri yıkamaz. Bariyerleri erkekler yaratırlar. Erkekler kendi cinselliklerini kabul edebilselerdi (daha iyi giyin, daha atletik ol, erkek gibi davran, kas yap, vs.), kadınlar üzerlerine atlarlardı. PUA’ların anlaması gereken şey budur. Kadınların doğru düğmelerine bastıkları falan yok. Tek yaptıkları bu bariyerleri yıkmak, evcilleşmiş kadının değil, sosyal kafeslere kapanmış GERÇEK kadının dışarı çıkmasını sağlamak. ("Eğer şöyle yaparsam hafif bir kadın damgası yiyeceğim.”) Kadınlar HER ZAMAN BİRLEŞMEK İSTERLER. Evli olsalar da, hamile olsalar da, nişanlı olsalar da ya da bir erkek arkadaşları olsa da, sizin ona karşı cinsel davranmanızı isterler. Ama bu tabii böyle davranmanızı gerektirmez. Neyse, böyle devam edersem kino konusundan çıkacağım. Devam et DeepBlue! Alıntı: 168

AFClerin çıkmaları gereken bir üst seviye, bu bariyerleri yıkmaları gerektiğinin farkına varmak. Bu konuda çalışırsınız ama hala kaygı yaratmamak için temkinli ve bariyerlere meydan okuduğunuz için kaygılı olacaksınız. Bariyerler konusunda kaygılı olmak mı? Burada kaygı, kendi cinselliklerinin farkına varmalarından geliyor. Alıntı: Bu nedenle de dokunmak için bahane arayacaksınız, Hehehe, bu yine de kadının zihninde “benimle seks yapmak istiyor” şeklinde anlaşılacak. Kadın bahanelerin ardındakini görecektir. Ne dersiniz bayanlar, öyle değil mi? Alıntı: ya da uzanıp onu yavaşça okşarsınız fakat bu bir miktar aceleye gelir zira siz altta yatan endişeli halinizi saklamaya çalışıyorsunuz. Ama sonunda gelmek isteyeceğiniz yer, kadının bariyerlerine meydan okuyarak onda sadece endişe değil, heyecan da yarattığınızın farkına varmaktır. Burada ana fikir sizin dengeleri değiştirmeniz ve kadında endişeden çok heyecan yaratmanız. Heyecan sizden gelir. Eğer kadın endişe hissediyorsa bu sizin suçunuz. Kadınlar doğal olarak yansıtıcıdırlar. Bir İyi Çocuğu yanıma alıp Kadın Festivaline gitsem şu olur: “Bayanlar nasılsınız? Ben Pook!” Kadın heyecandan titreyerek: “Ah! Bakın POOK!” Kadın ve ben harika vakit geçiriyoruz. Kadın mutlu ve gülümsüyor. Benim İyi Çocuk arkadaşım ise üzgün, kafası karışık, rahatsız, kızgın, vs. görünüyor. İyi Çocuğa bakınca kadının yüzü düşüyor. Tüm o neşeli ruh hali uçup gidiyor.

169

Mutlu ruh halinde olun, o da mutlu olacaktır. Endişeli ruh halinde olun, kadın da endişeli ve mutsuz olacaktır. Alıntı: Bir bebeği yere düştüğünde izlediniz mi hiç? Bebek gülse mi ağlasa mı bilemez ve bu nedenle de ebeveynlerinin suratına bakar. Eğer ebeveynleri endişe ile yüzlerini buruştururlarsa bebek ağlamaya başlar. Eğer ebeveynleri gülümserse, bebek gülmeye başlar. Yukarıda yazdıklarıma bakın. Alıntı: Kadınlarla da olay aynı. Kadınla aranızdaki bariyerlere ona dokunarak meydan okuyor yani kadınla yeni bir aşamaya giriyorken, bunu sakin ve kendine güvenli bir şekilde yapmalısınız. Böyle davranırsanız, kadın dokunmanızdan heyecanlanacaktır. Eğer bunu edişeli yaparsanız, kadın bir şeylerin yanlış olduğunu hissedecek ve rahatsız olacaktır. AYNEN! Alıntı: Kendine güven göstermenin en iyi yollarından biri, kinoyu aceleye getirmeden yavaş ve sakince yapmaktır. Endişeli kişiler, endişelerini saklamak için yaptıkları şeyleri aceleyle yaparlar. Sonucun olumlu olduğunu VARSAYIN. Kadının istediğiniz tüm o pek kutsal olmayan şeyleri size yapacağını, sorunun EĞER değil NE ZAMAN olduğunu DÜŞÜNÜN. Bu arada siz iyi vakit geçiriyorsunuz zira SONUCU ZATEN BİLİYORSUNUZ. Kadınlar bunu kendine güven ve sebat olarak algılarlar. Bu iki özellik ise ONLARI TAHRİK EDER. (Kendi kendini gerçekleştiren kehanet, ne düşünürseniz o olursunuz.) Alıntı: 170

Endişeli insanlar aynı zamanda göz teması kurmazlar. Siz sakince göz teması kurun. Endişeli insanlar ciddi görünürler. Siz gülümseyin. Endişeli insanların ses tonları gergindir. Sizin ses tonunuz rahat olsun. Endişeli insanların vücut dili ve duruşu kapalıdır. Sizin vücut diliniz ve duruşunuz açık ve rahat olsun. Eğer endişeliyseniz bu sizin kadınlarla fazla vakit geçirmediğinizi gösterir. Alıntı: Bütün bunlar kendine güven gösterecektir ve sizin dokunmanız onun zihninde endişe değil heyecan yaratacaktır. Sadece

o

değil,

ama

aynı

zamanda

KADIN

DA

SİZE

DOKUNMAYA

BAŞLAYACAKTIR. Böyle zamanlarda onlardan durmalarını istemem bile gerekti! Bir kez siz dokunmanın sorun olmadığını gösterdiğinizde, onlar da dokunma barajının kapaklarını sonuna kadar açacaktır. Alıntı: Sizin dokunuşlarınızın onu heyecanlandırdığını anlamaya ve hissetmeye başladığınızda, ona dokunmak konusunda doğal olarak daha kendine güvenli olacaksınız. Başka

bir

deyişle.

KADIN

DOKUNMANIZDAN

DOKUNMAKTAN HOŞLANIYORSUNUZ.

O

HOŞLANIYOR.

zaman DAHA

DA

SİZ

FAZLA

DOKUNUN. Alıntı:: Kendine güven yansıtmanızın yanında, kino konusunda dengeli de olmalısınız: Kino ne çok meydan okur şekilde yapılmalıdır ne de çok çekingen şekilde. Kızı yavaşça okşarken - ellerini, kollarını, belini ya da sırtını, ya da çenesini veya saçlarını elinizle hissederken - ideal olarak yapmanız gereken şey, onu tam olarak heyecanın sınırında tutmanız: ne 171

kaldıramayacağı kadar heyecanlanmalı, ne de çekingenlik seviyesinde hafif olmalı. Eğer kızla çıkmıyorsam onu okşamam. Genellikle kıza hafifçe dokunurum ve bu da kızın Pook’a dokunma barajlarının kapaklarını açar. Kino sizin vitrin mankeni olmadığınızı göstermek içindir. Zira vitrin mankenleri kino yapamazlar! Orada durup gülümserler. Ama dokunmadan sonra, kız sizin etten kemikten biri olarak düşünmeye başlar. Sizi FİZİKSEL olarak düşünmeye başlar. Kadın Evreninde, fizikseli cinselden ayıramazsınız. Onunla yaptığınız her şeyi, kadın cinsel olarak yorumlar. Bu, muhtemelen kızların aksiyon buluşmalarında neden daha fazla aşık olduklarını da açıklar. Zira bu buluşmalarda, dans etmek veya kayak kaymak için vücutlarını kullanırlar.

172

Ne öğrendim? http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16796 Bu forumda herkesin faklı amaçları olduğunu biliyorum. Benim amacım uzun süreli ilişkiydi. Bu forumdan uzun süre ayrı kaldıktan sonra, düşündüğüm şeylerin kesin doğru olduğunu anladım. Anti-Dump hep haklıydı. Hızlı baştan çıkarma (speed seduction), uzun süreli ilişki söz konusu olduğunda değersiz bir şeydi. Hızlı baştan çıkarma ile sonuç alabilirim. Ama bir aktör de olabilirim. Sonuç almaktan zevk alıyordum, ama mutlu değildim. NLP’yi, hızlı baştan çıkarmayı, eğer hayatınız boyunca bunları uygulamak istemiyorsanız, unutun. Uzun süreli ilişkilerde bunların zerre değeri yok. Anti-Dump ve bu sitedeki tavsiyeler daha iyiler ve işe yarıyorlar. Benim de herkes gibi hatalarım var. Hızlı baştan çıkarma bunların üstünü örtebilir ama ben olduğum gibi ve hatalarımla kabul edilmek istiyorum. Gerçek aşk tüm paketin kabul görmesini gerektirir. Oldukça etkili olduğunu farkettiğim şu şeylerin farkına vardım: 1) Numara alın ve buluşma ayarlayın. Erkekler flört etmemeli. Kadınlar flört ederler. Erkeğin işi, numara almak ve buluşma ayarlamaktır. Bu, tüm kadınların oyununu bozar. 2) Kendiniz hakkında konuşmayın. Konuşmanın odağında o ve onun ilgi alanları olsun. Sizinle ilgili şeyleri sadece onunkilerle aynı ise belirtin. “Evet, ben de papağanların kötü yaratıklar olduklarını düşünüyorum.” Birçok kadın benim “gizemli” biri olduğumu söylüyor. “Bu iyi bir şey mi?” “Evet.” Bunun nedeni, kendim hakkında konuşurken muğlak olmam ve genel konuşup özele inmemem. Aynı zamanda da iyi bir dinleyici gibi görüneceksiniz. İyi bir dinleyici olmak, bir erkeğin sahip olabileceği en seksi özelliktir. 173

3) Saygı talep edin! Sizinle vakit geçirmeyebilir, size yakınlık göstermeyebilir, ama her zaman size saygı göstermeli. Kadınlar, saygı duymadıkları erkeklerle birlikte olmazlar ve siz de size saygısı olmayan bir kadınla birlikte olmak istemezsiniz. 4) Fikir ayrılıklarından korkmayın. Bu, hızlı baştan çıkarmaya ters bir şeydir. Hayır, fikir ayrılığı peşinde de koşmayın. Eğer mümkünse, bu konuları es geçin. Ama hiçbir zaman aynı fikirde olmamaktan korkmayın. Kadınlar, kendi düşünceleri olan erkekler isterler. 5) Kadınlar hiçbir zaman önceliğiniz olmasın. Sizin hayatınız daha önemli. Kadınların yeri, tutkularınızdan ve hobilerinizden sonra gelmeli. Bunu yapmazsanız, muhtaç görünürsünüz. Ama en önemlisi kendiniz olun. Hızlı baştan çıkarma size mutlu etmeyecek. Olduğunuz gibi kabul edilmelisiniz, bir internet sitesinde ezberlediğiniz kelimeler ve davranışlar yüzünden değil. Kendiniz olmak demek, ağlak ve utangaç bir iyi çocuk olun demek değildir. Kendin olmak, kendini geliştirmeyi de içerir. Mutluluğa rol yaparak ulaşamazsınız. NLP’den uzak durun! Hızlı Baştan Çıkarmadan uzak durun! Kendiniz olmak size buluşmalarda daha fazla başarısızlığa uğratacaktır ama bu gerçek mutluluğa giden tek yoldur. Pook "Ne düşünürsen, o olursun." "İyi çocuklar kadınlarla yatabildiğinde, Erkekler iyi çocuk olmak isteyecekler.” ••• [Bu mesaj Mösyö Pookiness tarafından 07-25-2002 tarihinde güncellendi.] Neden güncelledim? Sürekli öğreniyorsanız her zaman güncelleme olacak. Kişisel Gelişim Hakkında Odağa kadınları değil kendinizi koyarak, kendi hayatınız üzerinde kontrol sağlarsınız. Birçok insan hayatı uyur-gezer bir şekilde yaşarlar. Diğerleri ise kadınların ne istediklerini bulup, kil gibi kendilerini o kalıba sokarlar. Kendinize odaklanarak, 174

kendinizi muhtaç olmaktan korursunuz ve herhangi bir kızla başarısız olursanız, hala iyi durumda olursunuz zira kendinizi güncellemeyi bırakmıyorsunuz. “Öldürün Şu Muhtaçlığı” yazısından beridir her iş yerinde, işe girdiğim şekilden farklı bir şekilde işten çıkarım. Örneğin bir işe girdiğimde oradaki kızlar için “yakışıklı çocuk” izlenimi bırakırım. Ama çıkarken “çok yakışıklı” imajı ile çıkarım. Yeni işe de o seviyede girerim. O iş yerinde de “çok ateşli” imajına bürünür ve bir sonrakine geçerim. (Bu

arada ben bilgisayar

kurduyum!

Eğer

ben,

inekten

aygıra

dönüşebiliyorsam, her şey mümkündür!) Her kadınla etkileşiminizde, tek sabit sizsiniz. Ne şekilde düşündüğünüzü değiştirerek daha doğru davranabilirsiniz.Düzgün bir zihin, düzgün davranışlar yaratır. Size yalan söylemeyeceğim; kendini geliştirmek size hatun getirmeyecek. Ama kızları elde etmenizi çok kolaylaştıracak. Eğer sizde risk alacak cesaret yoksa, kızları elde etmek için yapabileceğiniz bir şey yok. Burada yeterince tartışmadığımız bir şey de SOSYAL GELİŞİM. Bu, bir hatunla nasıl konuştuğunuzdan çok daha fazlasını içeren bir konu. Bu dışarı çıkmayı gerektirir. (Bu da DJ makaleleri okurken zordur. Tipik Catch 22 durumu.) Okuyarak Bay. Zeki olabilirsiniz. Evet ağırlık kaldırarak sert erkek olabilirsiniz. Ama eğer dışarı çıkmıyorsanız, YALNIZ kalırsınız. Birçok erkek şu tanıma uyacaktır: yakışıklıdırlar ve bunu bilirler. Vücutları iyidir. Güzel bir kız istediklerini bilirler. Ama bir problem vardır. Sorun utangaçlık değildir; onlar bunu aşmışlardır. Sorun çirkin olmaları değildir, tipleri iyidir. Hayır, sorun bu erkeklerin kendi evlerinde hapis olmalarıdır. “Kızı dışarı çıkar”. Peki ne yapmaya çıkarayım? Kızı dışarı çıkarma konusunda rahatsız hissederler zira kendileri buna alışık değillerdir. Bir şeyi kendine güvenerek ve kolayca yapmanın tek yolu, o şeyi sıklıkla yapmaktır. Don Juan zihinsel bir hile, NLP ya da senaryo değil, alışkanlıktır. Aristotle der ki “biz alışkanlıklarımızın toplamıyız.” Bu sitede yazılanları okuyup sonuç almayı bekleyemezsiniz. Alışkanlık temeldir. Ve alışkanlıklar nasıl düşündüğünüzü de değiştirebilirler! 175

Kızlarla buluşunca ne yapacaklarını bilememenin soğuk korkusunun ele geçirdiği erkekler, önce kendileri ile buluşmayı öğrenmeliler. Kelime anlamıyla kendinizi dışarı çıkarmaya çalışın. Ne yapacaksınız? Plan ne? Odağınız iyi vakit geçirmek. Eğer klasik buluşmalar hoşunuza gitmiyorsa, ne yapmak istediğinize karar verin. “Ama Pook! Kız benim yapmak istediğim şeyden hoşlanmayabilir!” Ama odak sizsiniz. Anti-Dump’ın sürekli söylediği gibi, kız sizin buluşma fikirlerinizi sevmeli. Eğer bunlardan hoşlanmıyorsa, o zaman yapacak bir şey yok! Eğer hoşlanıyorsa, demek ki ikiniz aynı şeyleri yapmaktan hoşlanıyorsunuz! Buluşma, birçok hatun arasından size uyanları seçme makinesidir. Kızın hoşuna gitmek ya da onu etkilemek için eğilip bükülmek değil. Baştan Çıkarma Hakkında Kızı çok hızlı baştan çıkarmaya çalışmamak, hemen yatak örtünüzün üstüne atmaya çalışmamak akıllıcadır. Sabır her zaman iyi bir şeydir ve ikiniz arasında bir şeylerin büyümesine fırsat verir. Kendine güvenen erkekler kendilerine güvenirler zira o işin olacağını bilirler. Şu an değilse bile daha sonra olacaktır. Eğer sonra olacaksa, şu an zaten olmayacaktır. Bence sabır, benim başarımın en önemli sağlayıcı. Risk Hakkında Neden bu sitedesiniz? Birçok erkek, bir kadına aşık olduktan sonra kalpleri o kadın tarafından yırtılıp parçalara ayrıldığı için buradalar. Don Juan materyalini yutmaya çalışıyorlar ki bu bir daha başlarına gelmesin. Bir daha duygusal risk almıyorlar; tek yaptıkları senaryoları ve felsefeleri kullanmak. Duygusal risk aptal AFC’lerin (sürekli aramak ve mesaj atmak gibi) yaptıkları aptalca şeyler değildir. Ağlak olmak değildir. Duygusal risk, egonuzu riske atmaktır. Bunu neden yapasınız ki? Çünkü eğer egonuzu riske atmazsanız, daha büyük bir riskle karşı karşıya kalırsınız. Eğer bir miktar duygusal yatırım yapmayacaksanız neden bir kadınınız olsun ki? Duygusuz eğlence ve aşk ölür. “Ama Pook! Sen arzusuz olun dedin!” 176

Arzusuz olun demek, onun sizi değil sizin kendinizi kontrol etmeniz demektir. Ve bu başlangıçta uygulanmalıdır. Bir kızla bir süre beraber olduktan sonra, işin içine bir miktar duygusal bağlılık koymalısınız. “Ama ya canım yanarsa?” O durumda bile siz kazanırsınız! Eğer istediğiniz hatuna sahip olsaydınız, bu foruma gelip Don Juan olmaya çalışır mıydınız? Elde edemediğiniz kıza teşekkür edin zira onun sayesinde Don Juan olduğunuz. Bütün hayatınız boyunca AFC kaldığınızı düşünsenize! Eğer benzer bir şey başınıza gelirse, bunu ardından radikal bir gelişim de gelecektir. Don Juanizmi duygusal bağlantı kurma riskine karşı bir kalkan olarak kullanmayın. Don Juanlamak bir amaca yönelik kullanılmak üzere geliştirilmiş bir ALETTİR. Ama Don Juanizmin kendisi değildir. Buluşma Kazan-Kazan İlişkisidir Kadınlara kazanma ve kaybetme oyunu olarak bakmayın. AMAÇ sevdiğiniz ve sizi seven bir kadın bulmak, her hatunun sizi sevmesini sağlamak değil. Bu sürece kumsalda kumları karıştırıp bir mücevher arama sürecine benzetin. Her parlayan taş mücevher olmayacak ama gidip o taşları görmeden mücevherleri de bulamazsınız. Aldığımız her nefes, bizi son nefesimize daha da yaklaştırıyor. O zaman neyi bekliyorsunuz? Mükemmel olmayı mı? Hiçbir zaman mükemmel olmayacaksınız. Yapmanız gereken gidip sapla samanı birbirinden ayırıp hatun sizin için mükemmel mi bulmak. Kadının kafasının içine girmeye çalışmayın. Ben bunu yapmaya çalıştım ve sayısız saatlerimi bu yolda heba ettim. Kadınlar sevilmek için varlar, anlaşılmak için değil. Eğer onları anlarsanız, onları asla sevemezsiniz. Onları sevmeyi seçin; kuru bir filozof olmaktan daha mutlu bir hayat sürersiniz. Kaybedecek bir şeyiniz yok. Artık başarı kesin. Bilgisayarı kapatın, dışarı çıkın ve hayatı yaşayın.

177

Kadınlara Yürümek http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=18344&page=2 Kadınlara yürümeye bayılıyorum! Bu olaya şöyle bakabilirsiniz: Hepimiz sürekli olarak kişisel gelişim içindeyiz. Eski benliklerimiz her zaman yeni benliğimize göre daha az evrimleşmiş. Şimdi gelin Pook Versiyon 1.2 ile Pook Versiyon 2.9 arasındaki farklara bakalım. Pook Versiyon 1.2 Pook’un bu versiyonunda, onun İyi Çocuk ceketini üzerinden attığını görüyoruz. Pook kızlara yürümesi gerektiğini biliyor. Ama ne yazık ki bunu bir angarya olarak görüyor. Ve güzel bir hatun Pook’un görüş alanına giriyor. Zavallı Pook kendisini dona kalmış hissediyor. Yine de Pook cesaretini topluyor ve kıza yürüyor. “Selam.” “Merhaba.” “Hımm … Ne yapıyorsun?” “Süpermarket alışverişi. Evde yiyecek bir şey kalmadı, ben de biraz alışveriş yapayım dedim. (Duraksama) Sen?” “Ah … Aynısı. Şey …” Evet, doğru söylüyorsunuz, bu oldukça acınası bir yürümeydi. Ama o zaman, böyle düşünmüyordum. Daha çok “Görevini tamamladın. Bir kıza yürüdün. Aferin sana.” diyordum. Bu kafayla da, tahmin edebilirsiniz ki zerre eğlenmiyordum. Pook Versiyon 2.9 Şimdi ise Pook’un daha yeni bir versiyonuna bakalım. 178

Güzel bir kız, ekmek reyonunda Pook’un görüş alanına girer. Kıza yürürüm. “Demek sen de ekmek yemekten hoşlanıyorsun.” Kız gülümser. “Evet.” “Al, bunu dene!” Kıza bir ekmek veririm. “Patatesli ekmek? Hayır, hiç sanmıyorum.” Kız gülerek ekmeği yerine bırakır. Şimdi ona şöyle derim: “X ürününü gördün mü? Orda öylece durma. Haydi gel benimle!” Kızın elini tutar ve marketin öbür ucuna götürürüm. Tamam, bu Pook tam bir deli. Kız ona numarasını verir. Peki Pook 2.9 ile Pook 1.2 arasındaki fark nedir? Fark şudur: 1) Pook’un eski versiyonu kıza, kız ÖDÜLMÜŞ gibi yaklaştı. Pook’un daha yeni versiyonu ise KENDİSİNİ ÖDÜL olarak görüyordu. Pook’un eski versiyonu kızlara yürümeyi görev olarak görüyordu. Pook’un daha yeni versiyonu, kızlara yürümeyi bir eğlence fırsatı olarak görüyordu. 2) Pook’un eski versiyonu kızı eğlendirmeye çalışıyordu ve başarısız oluyordu. Pook’un daha yeni versiyonu ise umursamıyordu ve kendi duygularına odaklanmıştı. Kendi eğlencesini düşünüyordu. Pook’un eski versiyonu şunları düşünüyordu: “Tanrım. Umarım bunu doğru yapıyorumdur. Kız gülümsüyor mu? Kız göz temasını sağlıyor mu? Kız eğleniyor mu?” Pook’un yeni versiyonu ise şunları düşünüyor: “Veeeeeeeeee!” Eğlenmenize bakın! Formül ve kuralların canı cehenneme. Eğlendiğim sürece, beni reddetmiş ya da kabul etmiş bana ne? Benim aklımdan geçen şu oluyor: “tabii kız benim ne kadar eğlenceli biri olduğumu bilmiyor!” Reddedilmenin ve yalnızlığın acısından kaçmaya değil, zevk almaya odaklanın. Kadın için havuç, sopadan daha çekicidir.

179

Yürümeyi çok ciddiye almayı bırakın! Bunlar KIZ. KIZ! Size ne yapacaklar? Sizi dövecekler mi? Eğlenmeyi seviyorsunuz değil mi? O zaman eğlenin. Oyuncu olun. Size zevk veren şeyleri yapın ve onun size katılmasını izleyin. Endişelenmeyi bırakın! Utangaçlığı bırakın! Bunlar sizin nasıl görüneceğiniz konusunda endişelenmenizden kaynaklanıyor. Bunun yerine her şey sizin kendinizi nasıl gördüğünüz ile alakalı. Farkı bu yaratır. ••• Tip, daha genç kadınlar için daha önemlidir. Liseli ve üniversiteli kızlar daha fazla tip odaklıdır. “kızlar bu yaşlarda kişiliği çok önemsemezler.” Peki hangi yaşta daha fazla önemserler, Bashful? İstikrarlı bir kendine güvenin neler yapabileceğini görsen şaşarsın. Ama bunun seni ikna etmeyeceğini biliyorum. Sen, yaşamın piyangosunu kaybettiğini düşünüyorsun. Sana birkaç sorum var … Yalnızken mutlu değilsen, ilişki içindeyken nasıl mutlu olacaksın? Eğer tipinle değil de kişiliğinle değerlendirilmek istiyorsan, sen kızları tipleriyle değil de kişilikleriyle değerlendiriyor musun? Kadınlarla ilgili standartların neyse, bunlar senin için de geçerli olmalılar. Sen bir hatunu kişiliği için mi istiyorsun yoksa tipi için mi? “Tip herşeydir!” duruşunu çok görmeye başladım. Eğer aynı duruşu benimsemiş olsaydım, her gece bilgisayar başında sarhoş olup kalbimdeki acıyla titrerdim. Size zerre sempatim yok. Kadınlar tip konusunda erkeklere göre çok daha acımasızca değerlendiriliyorlar. Şişman bir hatun, “erkekler sadece tipe bakıyorlar!” 180

diye yakındığında ona ne diyorum biliyor musunuz? “Peki bu konuda ne yapmayı düşünüyorsun?” Bu kızlar genelde ya spor salonuna gidip zayıflayarak daha çekici olurlar ya da kalplerinde bir kinle militan feminist olurlar. Onların tepkilerinin hareketlerinizi yönlendirmesine izin vererek, çevre tarafından şekillendiriliyorsunuz - yani feminen oluyorsunuz. Bu hiçbir durumda ve çağda çekici bir şey değil. Siz kendi kaderinizsiniz! Bugün yaptıklarınız yarınınızı şekillendirir. Düşünün, hayal edin ve hiçbir zaman aksiyon alma yetinizi kaybetmeyin! Bundan 3 ay sonra, bu foruma gelmek ve Bashful’dan şöyle bir yazı görmek istiyorum: “Gençler! Şu an birlikte olduğum piliç HARİKA! Kendimi dünyanın en mükemmel erkeği gibi hissediyorum!” Bunun gerçek dışı olduğunu düşünebilirsiniz. Ama Don Juan forumunda, böyle şeyler sürekli oluyor. Şimdi bunun size olma zamanı geldi. Ama bu aksiyon ve doğru zihin yapısı olmadan asla olmayacak. Sizin arkanızdayız. ••• [Daha sonra, bu yazıyı referanslayarak] Kızların buluşmayı/romantizmi başlatması ile ilgili oraya yazdığım şeylerden artık farklı düşünüyorum. Hayatım boyunca buluşmayı/romantizmi başlatan tek bir kız bile görmedim. Kızlar sizinle ilgilendiklerini göstermek için sizinle flört edeceklerdir, erkekler ise ilginizi anlamak için sizden telefon numarası isteyecektir. Bu sadece bir gözlem: erkekler kadınlara göre çok daha hızlı aşık oluyorlar. Bu tür bir kara sevdaya hemen düşmemek için en iyi savunma, başka kadınlara da ilgi göstermektir. Bu sayede bu-kız-benim-için-tek-kız hastalığına da yakalanmazsınız. Erkekler

seks

isterler.

Kadınlar

ise

ilişki

isterler.

Eğer

zorlaştırıyorlarsa, neden biz de işleri onlar için zorlaştırmayalım?

181

işleri

bizim

için

Ne Düşünürsen, O Olursun http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=30102 Kesinlikle! Bu onlara büyü yapıp onları kontrol etme ile alakalı bir şey değil. Mesele kendini kontrol etmektir. Kaderiniz ne düşündüğünüze bağlıdır. Ne düşünürseniz, öyle olacaksınız. Ve düşünmeye devam ettikçe, özgür kalacaksınız. İnsanları sınıflamaktan nefret ederim ama konunun anlaşılması için bunu gerekli gördüm: İyi Çocuk Bu adam hala kız gibi hareket eder. Kızı hisseder. Güzel kızın yörüngesindedir ve onun varlığını “ÇOK GİZEMLİ” bulur. İyi çocuk çok sıkıcıdır ama bunu asla fark etmez. Çünkü güzel kızın yörüngesinde olmak ona çok iyi hissettirir. İyi çocukların sürekli olarak aptal yemek buluşmaları yapmalarının ve sıkıcı kalmaya devam etmelerinin nedeni budur. Oyuncu Bu adam İyi Çocuk yönteminin ne kadar sıkıcı olduğunun farkındadır ve kızı KONTROL etmek için uğraşır. Münasebet kurmayı ve “çekim yaratmayı” hedefler. Kadının içinde DUYGU YARATMAYA çalışır. Bunun doğal bir camdan tavanı vardır zira sonsuza kadar “duygu yaratamazsın”, özellikle de kızla aranızdaki bir ilişkiye dönüştüğünde. Ve sonsuza kadar gizemin ve mesafeli durmanın ardına da saklanamazsınız. Bu adam hala SIFIR NOKTASINDADIR. İyi Çocuk gibi negatif dünyada değildir ama Doğa’nın kendine biçtiği rolü de henüz anlamamıştır. Bu yol her zaman gösterişe çıkar, aşka değil. Don Juan Tarihi Don Juan muzaffer bir deniz savaşına öncülük eden bir adamdı. Daha sonra savaştan firar edip (sanırım) Aragon Prensesi'nin peşine düştü.

182

İyi Çocuk duyguları ile sarhoştur. Oyuncu ise kızları kontrol etmeyi ve üzerlerinde güç sahibi olmayı kafaya takmıştır. Don Juan duygularını bilinçsizce etrafa yayar; o kadınların akın ettiği cinsel bir ışıktır. İyi Çocuk kızı mitolojik bir yaratığa çevirir, adeta bir tanrıçaya dönüştürür. Don Juan kendini mitolojik bir yaratığa dönüştürür, yarı tanrısal bir varlıkmış gibi hisseder. FARK BUDUR. Oyuncular, baştan çıkaranlar vb. bu ikisinin arasında arafta kalmışlardır. Hayal gücünün önemini hala anlamamaktadırlar. Aslında iyi çocuk olmalarının suçunu hayal gücüne yüklerler. Artık sadece gerçeklik içinde yaşamaya, hayal dünyasına dalmamaya and içerler. **** İnsanlar, kafanızın içinde ne döndüğüne çok önem verdiğim için benimle her zaman alay ettiler. Ama savaşın olduğu yer burası, kafanızın içi. Davranışlarınızı değiştirmeseniz veya taktikler yapmasanız bile cinsel düşünmeye başlayın. Kadınlar size farklı tepkiler verecektir. Neden? Hiç kimse, Ross Jefferies, ASF, DeAngelo bile bunun nedenini anlamıyor. Neden altıncı his. (Hiçbir felsefe de bunu anlamaz. Weineger , Yunan filozofları hiç kimse. Bunu anlayan tek insan şairlerdir.) Ve zihninizin aksiyon topraklarına ektiği bu tohum ile, bir dizi reaksiyon ortaya çıkacaktır. Fiziksel, zihinsel, duygusal olarak yavaşça değişeceksiniz ve aynı zamanda manevi olarak da değişeceksiniz. Yeni bir dünyadasınız, hayal gücünün uygun bir şekilde kullanıldığı cesur yeni bir dünyadasınız. Ve bu şekilde Rüyayı ve Gerçek Yaşamı birleştireceksiniz.

183

Erkek Ol http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16903 Şu soruyu doğru şekilde cevaplayana ödül var: Erkek nedir? Kadınlara bir erkekte aradıkları şeyler sorulduğunda, kadınlar basitçe “BİR ERKEK!” derler. Ama gün geçtikçe gerçek erkek bulmak zorlaşıyor. Kadınlar omurgasız, duyarlı ağlaklardan bıktılar. Bir kadın bu konuyla ilgili bir şarkı bile yazdı: “Nerede tüm o kovboylar?” Peki Erkek nedir? Erkek nasıl davranmalıdır? On yıllar ve yüzyıllar önce, bu soruyu sormak saçmalıktı. Ama günümüz feminenleşmiş dünyasında (bu Amerika’da diğer ülkelere göre daha çok olabilir), çoğumuz erkek olmanın ve erkek gibi davranmanın içsel bir problem olduğuna inanarak büyütüldük. Erkeklerin kadınların yanında nasıl davranacaklarını bilmemelerine şaşmamalı! Ya da böyle internet sitelerinin olmasına! Aslına bakarsanız ben bu gizeme, bu soruya cevap bulmak için giriştim. Birkaç kadın gruplaşmış, dedikodu yapıyor, yakışıklı erkekler, mode, ilişkiler, vs. hakkında konuşuyorlardı. Bu davranış tüm kültürlerdeki tüm kadınlarda ortaktır. (Ve aslında başka hayvan türlerinde de rastlanır. İnekler de gruplaşır, möleşir ve beraber otlarlar. Ve kendilerine yaklaşacak kadar cesur boğalara bakarlar). Kadınlara yaklaştım. “Bayanlar, nasılsınız? Ben Pook.” Kadınlardan biri ciyakladı. “Ah! Pook!” Diğerleri de ciyaklayarak ona katıldılar. Bayanlar Pook’un huzurunda olmanın heyecanını atıp sakinleştikten sonra, onlara sordum: “Bayanlar! Bir Erkek’i nasıl tanımlarsınız?” Kadınlar, şeytani dilleriyle cevap verdiler: “Erkek bana karşı duyarlı olan biridir.” “Erkek, benim ihtiyaçlarıma dikkat edip onları karşılayan kişidir.” “Erkek, benim duygularıma karşı hassas kişidir.” “Erkek, egosu olmayan kişidir.” “Erkek, bütün gün benimle kadın programları izleyen kişidir.” 184

“Erkek, benimle alışverişe giden kişidir.” “Erkek, tüm duygularını benimle paylaşan kişidir.” Cevaplar ne kadar da ortak! Erkekler bunları dinleyip kadınların dediklerini gerçekleştiriyorlar. Kadınlardan sürekli olarak “tatlı”, “harika” ve “iyi” pardon “çok iyi” olduklarını duyuyorlar. Anneler ve teyzeler onlarla gurur duyuyorlar ve teyzeler “eğer daha genç olsaydım kesinlikle senin peşinde koşardım” diyorlar. Zavallı İyi Çocuk! Yaşıtı kadınlar ondan vebalıymış gibi kaçıyorlar ve piçlerin kucağına atlıyorlar. İyi Çocuk kullan-at duygusal tampon oluyor. İyi Çocuk, iyi ve tatlı biri olduğu için, kadınların erkekler hakkında kustukları saçmalıkları ve erkek arkadaşlarıyla yaşadıkları problemleri dinliyor. Bunları dinliyor ve dinledikçe aslında tuzak olan bir umutla doluyor: “Ah, erkekler neden senin gibi olamıyorlar ki! Sen hem dinliyorsun hem de anlayışlısın.” Ve sonra da hatun gidiyor ve başka bir piç tarafından “kullanılıyor”! Ve bu berbat döngü devam edip duruyor. Kadınlar neden böyle davranıyorlar? Kadınlar sadece kadın gibi, doğalarında olduğu gibi, davranıyorlar. Problem onlarda değil, bizde. Biz kendi doğamızı, ERKEK olduğumuzu, kabul etmekten korkuyoruz. Erkekliği saldırgan, takıntılı ve yontulmamış olarak gören bir kültürde, erkekliğimizi kendi içimizde kapatıp hapsediyoruz. Bunu yaparak da, cinselliğimizi saklıyoruz. (Cinsellik! Taş gibi ve biçimli kaslardan mı bahsediyorum? Kadınların seksi bulduğu şey bu değil [Kaslar katkı sağlarlar ama olayın özü değiller]. Kadınların aradığı bir KİŞİLİK şeklinden bahsediyorum. Omurgalı ve kaya gibi yaslanabilecekleri, başarılı [hırsları olan] ve karar verebilen [kaptan koltuğunda oturan] bir erkek. İyi Çocukların zerre omurgaları yoktur zira kadınların herhangi bir ihtilafta kırılacak narin yaratıklar olduklarını düşünürler. İyi Çocuklar herhangi bir hırs göstermezler zira bunun kadınlar tarafından kendini beğenmişlik olarak görüleceğinden korkarlar. İyi Çocuklar, kadınları ezen ve baskıcı biri gibi görünmekten korktukları için karar alamazlar. Erkekler iki düşünce kutbuna çekilirler: İyi Çocuk ve Piç. İki taraf da birbirlerini suçlarlar.

185

İyi Çocuk, “sizin bağlılık göstermemeniz ve kadınları takdir etmeyen doğanız, kadınları mahvediyor” der. Piç ise “sizin sürekli dinlemeniz ve embesil şefkat gösterileriniz kadınları şımartıyor” diye karşılık verir. Bu iki kutup sürekli çatışır. Kenardan izleyenler ise kendi çıkarımlarını yaparlar. Bir taraf, “Piç olunmalı. Sürekli seks! Evrim bunu gerektirir.” Diğer taraf da “İyi Çocuk olunmalı. Olağanüstü ilişkiler! Toplum bunu gerektirir.” der. Bu ikisi sürekli kavga ederler. Piç: “Siz, kadınların kontrolü elde tuttuklarını düşünmelerine neden oluyorsunuz”. İyi Çocuk: “Siz kadınların erkeklerin hepsinin pislik olduğunu düşünmesine neden oluyorsunuz.” İyi Çocuk mu Piç mi tartışmasının sonu gelmeyecek mi? Bunlar olabileceğimiz tek alternatifler mi? Döngü İyi Çocuk zuhur eder. Yumuşacıktır ve tüm kadınların kulağına şunu fısıldamak ister: “Sizden faydalanmayacağım. Sizi üzmeyeceğim. Her zaman tatlı ve iyi olacağım. Sırf bu nedenle bile benimle birlikte olmalısınız.” İyi Çocuk kadınlarla her buluştuğunda, *poof*, buluşma Oprah Şova döner. İyi Çocuk “ah, hayatım yokuş aşağı gidiyor” diye sızlanır. “Arabamı çizdiler, derslerimden kaldım, ama sayende bugünüm diğerlerine göre çok daha güzel”. Sonra devam eder, “Sana hayat hikayemi anlatmama izin ver. Doğumum çok zor ve uzun olmuş. Annem çok acı çekmiş …” Kültürümüz o kadar feminenleşti ki, İyi Çocuk hislerini ve duygularını ortaya kusmanın uygun bir şey olduğunu düşünüyor (bu mide bulandırıcı). Kadınlar, haklı olarak, sizin aşk ilanınızı duyunca topuk topuk kaçıyorlar. Metamorfoz gelir. İyi Çocuk sonunda kadınların gerçekte ne istediğinin farkına varır. Öfkelenir ve kendisini Piçe çevirir. Amacı, yatabildiği kadar çok kadınla yatmaktır ve bu amacını gerçekleştirmek için tüm hile ve taktikleri öğrenmektir. Doğal eğlence yerine hesaplamalara odaklanır. Karşısına bir kadın çıktığında, tüm o “hareket” ve “taktiklerin” olduğu, oklarla ve çizgilerle dolu çizelgeyi çıkarır. Bilgisayarını açar, bir

186

adet “Kadınları Yatağa Atma Rehberi” seçer ve stratejisini gözden geçirir. Zaman böyle geçer ve bir zamanlar eğlenceli olan artık anlamsız olur. İyi olmaya dönüş. Piçe ve İyi Çocuğa dönüşerek artık şunu görmektedir: “Neden kendim olmayayım?” Sadece Erkek Olun! Kendinizi yeniden programlamanıza gerek yok. Sahip olduğunuz aynı ilgilere, hobilere ve vücuda sahip olacaksınız ama ERKEK olmanız çok kolay. Bu basitçe sizin nasıl düşündüğünüz ile ilgili zira nasıl düşünürseniz öyle olursunuz. Ama ERKEK nedir? Bu soruyu cevaplayalım mı? Cevap şu: ERKEK, kendi testosteronundan korkmayan adamdır! Bir Erkek tutkularının peşinde koşar. Peki “kadın tutkusunun” peşinde koşar mı? Tabii ki hayır. Bir erkeğin hatunların peşinde koşmaktan daha yüksek hedefleri ve arzuları vardır. Çocukluktan sonra, hayatta gerçek kaybedenler ve kazananlar vardır. Bir Erkek kazanan olmayı arzular. Bir Erkek yaptığı şeyde kazanmayı ister. Tutkusu nedeniyle, bir Erkek bazen kibirli ve ego-merkezli görünebilir. Bir Erkek bunun için ve arzuları için özür dilemez. İyi Çocuk Piçlere, “siz, davranışlarınızla Erkekliğin yüz karasısınız” der. Piç ise “hayır, siz Erkekliğin yüz karasısınız” diye cevaplar. Hayır beyler. Erkekliğin yüz karası, doğalarını kabul etmeyen erkeklerdir: tutkularınızın peşinde koşmak ve sonuç olarak da hayatı sevmek. Kadınlar hayatınızı iyileştirmek için varlar, hayatınız olmak için değil. Bu nedenle İyi Çocuk, mutluluğunu bir kız arkadaş sahibi olmaya bağlamayı bırak. Sen de Piç, hayatını kız tavlama ile boşa harcamayı bırak. Zamanını kız peşinde koşmaya harcama. Onu ilgi alanlarına ve arzularına yani kendi hayatına yatır. Bunu yaparsanız, bir anda tüm kadınların istediği şeylere sahip olacaksınız: Hırs, şevk, karar vericilik, omurga, nezaket, istikrar ve kendine güven. Bir kadının, mükemmel erkek olarak düşündüğü erkek hakkında yazdıklarını okumanızı istiyorum. Kalın harflerle işaretlediğim yerlere odaklanın. Alıntı: 187

Harika bir erkeğin "Nitelikleri" 1) Fiziksel Nitelikleri Bir miktar atletik ve böylece hem fit hem de iyi bir ten rengine sahip. Kim hak

ediyorsa

ona

ilgi

gösteren,

odaklanan,

zeki

bakışlar.

Karıştırılabilecek saçlar ... ve rahat ama düzenli giyecekler. 2) Duygusal Nitelikleri Duruşu çoğunlukla determinist ve mantıklı. Eğer başına kötü şeyler gelirse … yumrukların altında dayanmalı ve bu deneyimden dersler almalı. Eğer kendisi kötü şeyler yaparsa, kendine gelmeli, silkelenmeli ve bir dahaki sefere daha iyi bir erkek olmalı. -

Her zaman köklü inançları olmalı. İdeallerinden ve ahlakından hiçbir şey için feragat etmemeli.

-

Tamam bunun dandik olduğunu biliyorum ama annesine karşı saygılı olmalı. Bu onun karakterini yansıtan bir şey … Annesi bugün bazı annelerin olduğu gibi cadının teki bile olsa ona saygılı olmalı.

-

Ve tabii ki espri anlayışı, sanatçı ruhlu ve harika bir erkek arkadaş olması. 3) Sosyal Nitelikleri Mükemmel erkek, kadınların sandalyesini çeker, onlara kapıları açar, vs. Ama bunu tamamen flört için değil, görevi olarak kabul ederek yapar.

-

Bir erkek kızlarlayken düzgün ve küfürsüz konuşmalıdır.

-

Konuşmalarda çekiştirilen kişiyi savunmalı. Bu biz kızlar için önemli zira bizim aramızda arkadan bıçaklama çok oluyor ve biri dedikodu yapmıyorsa bunu GERÇEKTEN görebiliyoruz.

-

Veeee benim favorim de şu: tüm dikkatlerin merkezinde olabilmeli … ama o yine de arkada oturan fakat gerçek arkadaş olan erkeklerle takılmayı tercih etmeli.

188

Umarım bunların bir yardımı olur. Fizik: Eğer normal sınırlar içindeyse oldukça önemsiz. Eğer mükemmel bir kız istiyorsanız, karakterinizi ve öz kontrolünüzü geliştirmeye odaklanın. Zira bu iki şey bugünlerde oldukça nadir bulunuyor. Çünkü mükemmel kız da o iki şey üzerinde çalışıyor ve siz de bunlar üzerinde çalışırsanız, sizi fark edecektir. Bir Erkek, karaktere ve köklü inançlara sahip olmalıdır Hayatta bir TUTKUSU olmalıdır. Bu tutku onun hayatını dönüştürür, ona kendine güven ve neşe verir. Bu TUTKU sayesinde hatunlardan çok daha yüksekte hedefler koyacak ve hayaller kuracak doğru kafa yapısına sahip olur. Unutmayın, eğer saygı duyulmazsanız, aşkı kendinize çekemezsiniz. Eğer saygı duyulmazsanız, kadınlar sizi görmezden gelecek ya da kullanacaklardır. Bir zamanlar cılız, çok kolay ağlayan ve tamamen hanım evladı bir oğlan çocuğu vardı. 10 yaşındayken, babası ona, onaylamayan bir gözle baktı. “Sen çok pısırıksın!” diye oğlunu azarladı. Oğlan önce ağladı ama daha sonra kendisi ile ilgili sorunun ne olduğunu anladı. Spor yapmaya, ders çalışmaya ve kendini işe koymaya başladı. Güçlü ve nüfuslu biri oldu. Politikaya atıldı ve durdurulamaz bir güç oldu. Bir keresinde konuşma yaparken göğsünden vuruldu ama ayağa kalkıp konuşmasına devam edebildi! Bu kişi Başkan Teddy Roosevelt idi. Amerikan tarihinin en önemli karakterlerinden biri. Eğer o ağlak oğlan çocuğu böyle bir Erkeğe dönüşebiliyorsa, her erkek Erkek olabilir. Fakat bugün erkekler ne yapıyorlar? Güçlerimizi saklamaya çalışırken içimizdeki “femineni” dışa vurmaya çalışıyoruz. Günümüz erkeklerinden bir örnek: İlişkinin başında, kadına ne kadar mükemmel bir erkek olduklarını göstermek için kadına yemek yapıyorlar! Anti-Dump’ın dediği gibi: Alıntı:

189

Gerçek

erkekler

ulaşılır

değillerdir.

Onlar

dağlara

tırmanmakla

meşgullerdir. Nehirler boyunca yüzmekle meşgullerdir. Peki siz ne yapıyorsunuz? Spaghetti mi?!?!?! Bir Erkek, -

Hayatı temkinli yaşayamaz.

İyi Çocuk şöyle düşünür: “Benden hoşlanıyor mu? Benden hoşlanması için ne yapabilirim?” İyi Erkek ise şöyle düşünür: "Ondan hoşlanmalı mıyım? Onunla ileri gitmeli miyim?" İyi Erkek kızla görüşmeye başlayana kadar kızın ne ile ilgilendiğini düşünmez. İyi Erkek tüm kızlara bakar ve istediğini seçer. -

Hayallerine Odaklanır.

Hayır, bu kategori hatunları kapsamıyor. Hayatta bir şey için bir tutkunuz olmalı. Hayatınızın geri kalanı boyunca yapmak isteyeceğiniz bir şey. Romantik hayatınız hayatınızı iyileştiren bir şeydir, merkezi değil. -

Testosteronu ve arzuları için özür dilemez.

“Özür dilerim bayanlar. Ben E.R.K.E.K olma hastalığına yakalandım. Benim için size ve ah aman Tanrım biçimli vücutlarınıza bakmak çok doğal. Çok çok özür dilerim. Lütfen erkek olduğum için BENİ AFFEDİN!” Bir KADIN feminen olduğu için özür diler miydi? O zaman siz neden maskülen olduğunuz için özür dileyesiniz ki? -

Her zaman yaptığı şeyde kazanmaya çalışır. (Çocukluk bittikten sonra, hayatta kazananlar ve kaybedenler vardır.)

Erkekler kuleler inşaa ederler, kadınlar ağlar örerler. Eğer kulenizi inşaa etmiyorsanız ya da en azından bunu planlamıyorsanız, neden ağlarını size atsın? Değerli hatunlar istiyorsanız, önce kendinizi değerli hale getirmek için çalışmalısınız. -

190

Potansiyel olarak bir lider olmasını sağlayacak, köklü inançları vardır.

Bu önemli zira birgün kendi yuvanızın lideri olacaksınız. Evet, sürekli 50/50 diye konuşuyoruz, her şey eşit olmalı diye. Ama Doğa’nın kuralları İnsanın Kurallarını bastırır. Kadınlar doğal olarak itaat ederler ve bakıp büyütürler, erkekler ise doğal olarak liderlik ederler ve kaynak sağlarlar. Eğer bir kadın olsaydınız, evinizin reisinin bir İyi Çocuk olmasını ister miydiniz? Yoksa bu rolde bir ERKEK mi olsun isterdiniz? -

Birilerini suçlamak yerine problemleri çözmeye odaklanır.

Eğer bir problem varsa, problemi çözün. Gidip de “Bu onun yüzünden oldu” diye ağlamayın. Kadınlar doğal olarak problemleri çözebilen erkekleri arzularlar, o problemleri başkasına paslayanları değil. (Aynı şekilde bunu kadınınızda ister miydiniz? Tabii ki hayır!) -

Yenilgileri,

eninde

sonunda

olacak

olana

giden

yolda

geçici

daha

fazla

sayıda

başarısızlıklar olarak görür. İstatistik

diyor

ki,

KABUL

EDİLDİĞİNİZDEN

çok

REDDEDİLECEKSİNİZ. Peki daha kabul edilir olup bir sürü hatunla nasıl birlikte olacaksınız? Denemelerinizi şu seviyeye kadar arttıracaksınız: kabul görme sayılarınız

sizi

tatmin

edecek

kadar

çok,

reddedilme

sayılarınızı

kafaya

takmayacağınız kadar az. Napoleon Hill kitabında başarılı insanlarla konuşur. Bu insanlar, başarısızlıkların kendilerini yıkmasına izin vermeyen adamlardır. Napoleon şu sonuca varır: Kader sanki bu erkeklerin tarihe şekil verme rollerine UYGUN olup olmadıklarını TEST etmek için denemeler ve başarısızlıklar ortaya atıyordu. -

Hayatta nereye gittiğini bilir.

Gerçek baştan çıkarma, hesaplamalar ve acılı disiplin değildir. Bu da diğer her şey gibi başarı açısından bir tek şeye bel bağlar: Yaşama Tutkusuna. -

Tutkusunu hiçbir zaman kaybetmez zira tutkusunu kaybetmesi, ruhunun ölmesi demektir.

191

İyi Çocuklar bekarlıktan nefret ederler. ÇOK ama ÇOK ÇOK nefret ederler. Bazıları eskinin görücü usulü günlerine bile özlem duyarlar. Böylece tüm bu oyunları oynamak zorunda kalmayacaklarını düşünürler. Piçler bekarlığa bayılırlar. O kadar çok bayılırlar ki hayatta başka bir şey göremezler. Kadınlar, kadınları elde edebilen erkeklere bayılırlar ama Piçin uzun vadede kadınlara sunduğu hiçbir şey yoktur. Kadınlar Piçi değiştirmeye uğraşırlar ama İyi Çocuğu değiştirmek için asla uğraşmazlar. Neden? Çünkü Erkek demek GÜÇ demektir ve Piç belli seviyelerde güç gösterir. İyi Çocuk ise asla güç gösteremez. -

Hiçbir zaman, hiç kimseye kendisini kanıtlamak zorunda olduğunu hissetmez.

Çiçekler, çikolatalar ve şiir bir ilişkiye renk katan şeyler ama birçok İyi Çocuk bunları sanki kendilerini kanıtlamak zorundaymışlar gibi ilişkiyi SATIN ALMAK amacıyla kullanıyor. İlişki istediklerini kanıtlamak için zavallı kadını hediyelere boğuyorlar. Yakınlık için rüşvet vermek üzere çiçek yani ölü bitki almayı bırakın. Çikolata, şeker, vs. ile ilişki satın almayı bırakın. Aşkınızı ilan etmek için şiir denilen çürümüş dizeleri kullanmayı bırakın. Kendinizi kadına ispat etmeye çalışmayı bırakın. Bırakın o kendisini size ispat etsin. Siz Don Juansınız. Erkek olun! Kariyerinizde, sosyal yaşamınızda ve hatta kadınlarla ilişkinizde ilerlemeye odaklanın. Bu devirde Erkek o kadar az ki, siz bir Erkek olduğunuzda, size olan talep çok YÜKSEK olacak. İnsanlar size lider olarak baktıkları için kariyeriniz daha iyi olacak. Hayat önünüzde yeniden şekillenecek ve bir Erkeğin sahip olabileceği en iyi değere sahip olacaksınız. Bu şey üzerinde sağlayıcı kocalar, iyi çocuklar ve taktik oynayan oyuncular değil, Erkeklerin tekeli vardır: SAYGI. Siz ERKEKSİNİZ! Eğer bir şey için AYAĞA KALKIP MÜCADELE etmiyorsanız, her şey için yere düşüp yıkılacaksınız!

192

Resmi Olmayan İlişkiler http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=60006 Şuna bakın! Kadınlardan bir mektup aldık: Sevgili Sosuave Gençliği, Resmi olmayan ilişkilerde[1] sorun yok. Bir kızdan telefon numarası istemenizde sorun yok. Rastgele seks ise ideal değil. Odanızda oturup, aşk hayatınızla ya da daha doğrusu olmayan aşk hayatınızla sorun yokmuş gibi davranmak ise hiç cool değil. Bu mektup, resmi olmayan ilişkileri canlandırmak amacıyla siz genç erkeklere yazıldı - eskiden birçoklarının uyguladığı ama bugün ilginç bir şekilde uygulanmayan bir ilişki türü. Resmi olmayan ilişki bağlılık amacı gütmez. Sizin özgürlüğünüzü kısıtlamaz. Hayatta peşinde koştuğunuz şeylerin ve zevkin (ki bizce bu ikisi aynıdır) önüne geçmez. Benim tecrübeme göre, ilişkiler iki kategoriye giriyorlar: rastgele seks ve gayri resmi evlilikler. İki kişi ya birkaç saat birlikte oluyorlar ve ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar, ya da birbirlerine ilk günden göbekten bağlanıp dünyanın geri kalanını umursamamaya başlıyorlar. Bu iki uç durum ile ilgili problem şu ki çoğumuz bu ikisinin ortasında bir şeyler istiyoruz. Ama siz erkekler, bu konuda bir şeyler yapabilirsiniz. Size nasıl yapacağınızı anlatacağım. 1. Kızın numarasını alın. Eğer kızdan hoşlandıysanız kızın numarasını almanızın bir zararı yok. Bu sizin eğer bu genç yaşta gerçekten bir buluşma yapmaya hazır olduğunuza karar verdiğiniz zaman opsiyonlarınızı açık tutacaktır. Bu nadir olsa da olması mümkün bir şey. Eğer kızı yüz yüze bir yerlere davet edebileceğinizi düşünüyorsanız, kızın telefon numarasını almanıza gerek yok. Yüz yüze idealdir zira telefon konuşması garip sonuçlar doğurabilir. 193

2. İlgilendiğiniz kızla sınıf, iş veya yurt aktivitesi olmayan bir zamanda buluşun ve beraber vakit geçirin. Kızı kendi evinize ya da yemekhaneye çağırın ve birer kahve için ya da (atılgan bir gençseniz) bir restorana çağırın. Bu sizin kızı daha yakından tanıma şansınız. Buluşmalar eğlencelidir. Aranızda bir kimya ya da konuşacak bir şeyler olmasa bile, beraber vakit geçirmeniz sizi sahaya çıkarır. Kendimizi normal buluşma şeyleri yapan normal insanlar gibi hissetmemizi sağlar. İlk “buluşma” size, kızın zamanınıza değip değmeyeceği konusunda çok daha iyi fikir verecektir. 3. Eğer buluşma ideal geçmediyse, kızı bir daha gördüğünüzde ona soğuk davranmayın.

Buluşma

sırasında

kızın

sizin

için

uygun

olmadığını

gördüyseniz, bu (umulur ki) karşılıklı bir düşünce. Kimya ve uyumsuzluk genellikle iki taraflı hissedilir. Ama buluşma hiç olmadı gibi davranmayın. Siz birbirinize medeni iki insan gibi davranabilirsiniz. Arkadaş olmak tamamen normal bir şey. Eğer buluşma iyi geçtiyse, kızı boğmayın. Buluşmadan bir iki gün sonra kızı aramak gerçekten hoştur ama ikiniz artık evliymişsiniz gibi davranmayın! Bir veya iki buluşma, hayat boyu bağlılık demek değildir. Burada amaç, resmi olmayan ilişkidir: sık sık buluşup beraber iyi vakit geçirmek. Bu buluşmalar ilişkiye gidebilir olsalar da, ilişkiye gitmek zorunda değiller. Anlaşılabileceği üzere, bu okuldaki insanların, o özel insan için zamanları ve istekleri olmayabilir. Fakat çoğumuz, karşı cinsin üyeleri ile arada sırada teker teker takılmak isteriz. Ama bunun en çok yapılan şekli olan parti sonrası rastgele seks çoğumuz için yapmaktan mutlu olacağımız şey değil. Resmi ilişki bu açıdan mükemmel bir orta yoldur. Bir kıza kahve veya yemek ısmarlamak için numarasını istemenin zor olabileceğini biliyorum. Ama bu yapılmalıdır. Bir kadınlar kaba insanlar değiliz! Proaktif davranışları teşvik ederiz. Reddedilmeniz her zaman olası ama kıza yürümeniz çok gerekli ve çekici bir hareket. Hayatınızın en güzel yıllarını, tek bir buluşma olmadan mı geçirmek istiyorsunuz? 194

Umarım bunu istemiyorsunuz. Bu mektup, bir kadın tarafından erkeklere yazıldı ve Stanford Üniversitesinin gazetesinde yayınlandı. Bu yazı, zaten sahaya çıkmakta problemi olmayan erkekler için yazılmadı. Bu yazı utangaç, evcil erkekler ve tüm akşamlarını internet başında geçiren erkekler için. Bir kız arkadaşınız olmasını çok istiyorsunuz. Önünüzde iki seçenek var gibi: parti ve kulüplerde rastgele seks ya da “uzun süreli ilişkinin” “resmi olmayan evliliği”. Kadının bahsettiği “göbekten bağlı gayrı resmi evliliğin” birçok problemi var. Bu tip bir ilişki sizi başkaları ile görüşmekten alıkoyar. Ve bu ilişki türü, yalnız kalmaktan yorulmuş iki kişinin birbirine yapışmasıdır. Bu ilişkide evlilik ve başka şeyler şeklinde başarılı olabilirsiniz ama o bile sonuçta başarısızlıkla sonuçlanabilir. Anti-Dump böyle başlamıştı. Evlendi, kızın aslında kendisini hiç sevmediğini anlamasıyla sonuçlanan boşanma ise onu darmadağın etti. Kendisini daha uygun bir kız bulmak yerine bu kızı tatmin etmeye çalışıp durmuştu. Şimdi diğer seçeneğe gelelim. Parti ve kulüplerde rastgele seks yapmak eğlenceli ve kolay seks kaynağı olarak görülebilir. Ama bunlar muhtemelen sizin kişiliğinize uygun şeyler değiller. Aynı zamanda bu kızların umrunda değilsiniz. Yarın geberip gitseniz umurlarında olmayacak. Peki seks? Bu insanlar için seks, tiyatro rolüne döner. Karşılıklı mastürbasyon gibidir. Tatmin edici değildir. İlerde

birgün

evleneceğinizi

de

unutmayın.

Evlendiğinizde,

ne

yapmak

isteyeceksiniz? Resmi olmayan ilişkilerde edineceğiniz tüm tecrübe ve yetenekler, evlilikte de kullanılabilir olacak. Kız tavlama yeteneklerinin ise hiçbir yararı olmayacak. Resmi olmayan ilişkiler bu iki dünyanın da en iyi yanlarına sahip. Seks ihtimali orada ama kız sizi ertesi gün bir kenara atmayacak. “Resmi olmayan evliliğin” bağı var … ama ikinizi de başkaları ile görüşmekten alıkoyan bir bağ değil. Artı olarak resmi olmayan ilişki, sizin sizin hoşlandığınız şeylerden hoşlanan bir kız bulmanızı sağlar. Bunu rastgele seks veya resmi olmayan evlilik ilişkileri ile bulamazsınız.

195

Bunun yanında resmi olmayan ilişkiler eğlencelidir. Utangaç ve odamda hapis olduğum yıllarda, her zaman “ne yapsam?” diye düşünürdüm. Cevap aslında herhangi bir şey! Yemek ya da içki gibi ufak bir şeyle başlayıp kızı daha yakından tanıyabilirsiniz ve kızın zamanınıza değip değmeyeceğini anlayabilirsiniz. Ama gerçekten, her şey yapılabilir. Buluşmaları planlamak, ne yapacağınızı bulmak kadar eğlencelidir. Önce birkaç müze gezip sonra yemek mi yiyeceksiniz? Kaya tırmanmaya sonra da raftinge mi gitmek istiyorsunuz? Bir arkadaşım, özel olduğunu düşündüğü bir kız bulduğunda, kızla spesifik şarapları denemeye gider. Bu size saçma gelebilir ama değil. Kızlar buna bayılıyorlar. İstediğiniz şeyi yapmayı planlamak eğlencelidir. Kızlar da bir macerada size eşlik etmeye bayılır. Tüm bu bilgilerin bombardımanına uğradığınız için şunu yapın: Pook’u unutun. Sosuave’yi unutun. DJ İncilini unutun. Taktikleri ve tartışmaları unutun. Kadın “psikolojisini” ve spesifik teknikleri unutun. Kestiğiniz bir kızın gidip numarasını isteyin. Onunla dilediğiniz şeyi yapın. Yemek de olur bir aksiyon da. Eğer sizden hoşlanmışsa, ne yaptığınız kızın o kadar da umurunda olmayacaktır. Bu siteyi ve uzun metinlerini unutun. Bütün günlerini burada geçiren adamlar MÜKEMMEL olmaya çalışıyorlar. MÜKEMMEL ise sıkıcıdır. Hayatınızı sarsın. 2. veya 3. buluşmada ne yapacağınızı bilmiyorsanız, dert etmeyin. Çoğu insan da bilmez zaten. Her defasında bir adıma odaklanarak ilerleyin. Gidip hayatınızı değiştirin. Benim yazdıklarımı okuyarak ya da forumu çalışıp durarak değil, her zaman yapmak istediğiniz şeyi yaparak değiştirin: o güzel kızla buluşarak değiştirin. Küçük bir adım atın ve hoşlandığınız kıza buluşma teklif edin. Bir veya iki buluşma tecrübesinden sonra, burada yazı okuyarak onca zamanı neden heba ettiğinizi düşüneceksiniz. Ve hoş geldiniz. Hayat sizi bekliyor. Dipnot: [1] - Casual dating. İki kişinin birbirlerine tek eşli bağlılık sözü vermediği ilişkiler.

196

Dünya Düzeni http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=77446 Beş yıldır, forumda olmadığım zamanlarda bile, dünyanın düzeni için insanların kendilerine baktığım için eleştirildim. Siz çocukken, ebeveynleriniz ve arkadaşlarınız, size dünyanın düzenini verdiler. Okula gitme, kızın birini mezuniyet balosuna götürme, angarya işler yapma, işinizi yapma, vs. gibi rollerinizi biliyordunuz. Okuldan sonra, hayata atıldınız. Şimdi nasıl bir düzen olmalı? Şu açık ki, erkeklerin 98%i ve muhtemelen kadınların 99.5%i, düzen için dışsal bir sese ihtiyaç duyuyor. Kızlar annelerinin izinden giderler. Eğer hayatlarında anaç bir figür yoksa, toplum (medya) kendilerine ne diyorsa onu benimserler. Bu site çoğunlukla genç erkeklere yönelik. Hemen her zaman, bu erkekler dışsal bir ses (kadınların sesi) duyuyorlar ve dişi düzeni benimsiyorlar. Kendinizi nasıl ölçersiniz? Bu “muhteşem bir soru.” İyi Çocuklar kendilerini centilmenlik derecelerine göre ölçerler. “Ben ona karşı çok iyiyim!” demekten gurur duyarlar. Kadınlara karşı gerçekte olduklarından daha iyi olmak tek istekleridir. Materyalistler, kendi maskülenitelerini maaş çekleri ile ölçerler. “Bana bak!” der, berbat saatler boyunca çalışan bir satışçı. “Çok para kazanıyorum!”. Eğer biri kendilerinden daha az para kazanıyorsa, o kişi aptaldır. Bir kişi kendilerinden daha fazla kazanıyorsa, o kişi yarı tanrıdır. Dildo

Vatandaşlar

(benim

baştan

çıkarıcı/oyunculara

taktığım

bir

isim),

maskülenitelerini kaç tane kızla yattıklarına göre ölçerler. “Fetihlerini” ispatlamaları için herkesten “kanıt” ve “rapor” beklerler. Parlayan Yıldızlar, sosyal olarak herkesten üstün olmak isteyen tipte insanlardır. Bu tip insanlar hayata ispiyoncu olarak başlarlar. Ama sonunda gazetecilik, hukuk ve politika gibi alanlara kayarlar. Bunu istediklerinden değil, kendilerini başkalarının 197

gözünde nasıl göründükleri ile ölçtükleri için bu alanlara kayarlar. Bu insanlar bir miktar ünlüdürler ama bu ün kısa sürelidir. Çoğu önemsiz rock yıldızı, aktör ve sanatçı bu kategoridedirler. En iyi ihtimalle bir Ben Jonson olurlar, bir Shakespeare değil. Başarıları kısa ömürlüdür. Ayrıca düştükleri için de ünlenirler zira tüm parlayan yıldızlar yazısı birgün kayıp gitmektir. Beyler, bu dört tipin ortak noktası nedir? Bunların hepsinin dünya düzeni, kadın merkezlidir. Bir kadın hayatında, bu dört tiple de birlikte olur zira bu dört tip de kadının amaçlarına hizmet eder. İyi Çocuk çok kolay kullanılır (kadın ve toplumun geri kalanı tarafından). Materyalist kadına hediyeler ve ihtiyacı olduğunu düşündüğü başka şeyler alır. Parlayan Yıldız ona başarı ilizyonu sağlar (bir profesörle evlenmek varken neden doktora yapasın?). Ve Dildo Vatandaşlar ise karşılıklı mastürbasyondur. Tüm bu erkekler mutlu olduklarını, hayatı “gerçek anlamda” bir kendilerinin yaşadığını ve diğer herkesin utanç verici hayatları olduğunu iddia ederler. Bu adamlar mutludurlar ama neşeli değillerdir. Mutlulukları bir tür bağımlılıktır, kadın onayına olan bağımlılık. Bu onay olmadığı zaman, bu erkekler depresyona girerler. Bu dört “düzen” de o ya da bu şekilde temel olarak kadın onayı/takdiri alma üzerine kuruludurlar. Ben bu dört düzenden de geçtim. Her biri bana acı ve zevk verdi. Zevk tabii ki kadınları memnun etme zevkiydi. Daha fazla kadın onayı alacağımı fark ettiğimde, bir düzenden diğerine geçtim. İnsanlar amacın seks olduğunu söylüyorlar. Amaç seks ise bakir bir İyi Çocuk neden hiç (a) fahişeye gitmiyor, (b) kolayca yatabileceği kızlara yönelmiyor, vs. Amaç seks değil, amaç kadın takdiri kazanmak. Kadın takdirine bağımlı olan erkekler, hayatlarının sıradanlığa kaydığını göremeyecek kadar hissisleşmişlerdir. Ben, kadın merkezli yaşam düzeninin başlangıcının, Rousseau’ya çıktığını gördüm. Rousseau, sonunda anaerkil-soy ağacının ve anaerkil sistemin çıkacağı tohumları atan kişidir. Bugün biz bu düzene tamamen körüz zira başka bir sistem görmedik.

198

Benim yazılarım ve fikirlerim sadece her gün gözlemlediğim şeylerden gelmiyor. Tarih, din ve edebiyat gibi bizi bağlayan ve uzun bir geçmişi olan disiplinlerden de geliyor. Ünlü şahsiyetlerin biyografilerinden, bilinen ve bilinmeyen başarılı insanlarla yapılan konuşmalardan ve başkalarının başarısızlıklarından çıkarılan derslerden de geliyor. Yenilgi nedir? Bu dört kişilik tipi de yenilgiyi farklı tanımlarlar. Ben yenilgiyi kendi ruhunuza ihanet etmek, ondan feragat etmek olarak tanımlarım. Başkalarının hayallerini yaşamak, hayatta hiçbir yönü olmamak yenilgidir. Başarı nedir? Başarı sevgidir. Hayır, centilmence bir ilişki için olan sevgi değil (İyi Çocuk), am için olan sevgi değil (Dildo Vatandaş), para için olan sevgi değil (Materyalist) ya da zafer için olan sevgi değil (Parlayan Yıldız). Yaşam için duyulan gerçek sevgiden bahsediyorum. Sevdiğiniz şeyi bulun ve tutkunuzu ona yönlendirin. Doğru partneri bulduğunuzu, ortak hobileriniz olmasından anlamayacaksınız. İkinizin de yaşam yolunda beraber yürüdüğü yolu sevdiğinizi görünce anlayacaksınız. Eğer hayatınızı para için çalışmak, kadınlara karşı iyi olmak, am avlamak veya toplum tarafından saygı görmek için yaşamak istiyorsanız, o zaman korkmayın ve yolunuza devam edin.Yaşam bir deneydir ve ben yanılıyor olabilirim. Umarım kendiniz ve ruhunuz için yanlış bir yol seçmezsiniz. Eğer seçtiğiniz yol yanlış ise, bunu bileceksiniz. İsa’nın Napoleon rolü oynasa nasıl hissedeceğini düşünün. Sonuç, bölünmüş bir ruhtur ve birçok eserin klasik konusudur. Bu eserlerden en başta gelenlerinden biri Hamlet’tir. İyi huylu ve sanatçı ruhlu bir genç, babası tarafından vahşi bir intikam rolüne zorlanır. Dünya üzerinde kaç aile çocuklarını, uygun olmadıkları bir role zorluyor? Peki biz kendi düzenimizi, kadın takdirinden tamamen bağımsız bir şekilde kurarsak? Kadınların

hayallerini

gerçekleştirmek

yerine

KENDİ

hayallerimizin

peşinde

koşarsak? Ya gerçekten zeki olanlar sayısız kitap okuyanlar değil de kendi kalplerini ve ruhlarını okuyabilenlerse? Beş yıldır aralıklı olarak bu forumdayım. Beş yıl boyunca üzerime bolca çamur atıldı. Hakkımda 5 yıl önce konuşulanları kopyalayıp yapıştırsam, bugün yazılanlara aynen uyarlar. Peki benim aynı eski söylencelere neden olan “temalarım” neler?

199

Siz kendi dünyanızın odağısınız. Kadınlar değil. Gençliğinizi kadınları “memnun” etme yolunda heba edeceğinize, neden o zamanı kendinize yatırmıyorsunuz? Ne kadar

da

radikal

bir

kavram!

Gençliğin

hayatlarını

kurban

ettikleri

Dişi

Tanrıçalarımıza ne cüretle küfrederim!?! Seks sizi özgün yapmaz. Ne kadar da radikal bir kavram! Zira seks, kadınların “dişi takdir” olarak sıklıkla verdiklerinin farkında oldukları şeydir. Kaç erkek, seks yüzünden, kendilerini dünyanın fatihi sanıyor? İstediğiniz hayatı yaşayın. Materyalist - Eğer bir erkek hayatını ruh katili bir işte harcıyorsa, o erkek topluma model olarak gösterilir. İyi Çocuk - Bir erkek “muhteşem aşkı” keşfeder ve kendisini kıza atar. Kızı tepesine çıkarıp bir kaideye koyup tapar, onun önünde diz çöker ve kız onun yeni tanrıçası olur. Parlayan Yıldız - Dedikodu türküsü söylemek ister. Televizyonda olsun, radyoda olsun, gazetede olsun ya da nerede olursa olsun. Ne kadar senaryo gibi görünürlerse görünsünler, gerçekten erkek olmadıklarını gizlemek için bağıran manşetler isterler. Dildo Vatandaş - Hatun sikmek ve bunun sayısını tutmakla dolu bir hayat. Ama peki başka ne var? Dördü de bağımlılık yaratır zira dördü de vücudu uyaranlarla doldururlar. İyi Çocuğun “aşk” bağımlılığı bir uyaran değil de nedir? Git bir iğne al ve aşkı kolundan yap. En azından o şekilde o kadar absürt görünmeyeceksin. Ben tipik İyi Çocuk - Baştan Çıkarıcı skalasında olmadığım için, herkes benim tamamen bunlardan biri gibi hareket etmemi istiyor. Ama ben ikisi de değilim. Çoğu internet sitesi, 4 kategoriden birine girer. Bu site, güçlü bir rüzgara kapılmış bayrak gibi o yönden o yöne sallanıyor ve nereye gideceğini bir türlü bulamıyor ama bir yandan da Dildo Vatandaş yönüne gitmeye meyilli. Başka alternatiflerden bahseden sayfa sayısı çok az.

200

Bu sitede yüzlerce yazı yazdım ama bu bakış açısı üzerinde daha fazla yazı yazan bir site buldum. Bu sitede yazan her yazıyı ben de yazmış olabilirdim. http://mirrorofthesoul.blogspot.com/(not: Yazarın dili birçok erkeğe itici geliyor. Ayrıca buradaki bazı fikirler düpedüz izolasyonist. Ama yazarın kalbi doğru yerde; kadınlar için yaşayacağına, kendi hayatını yaşa.) Bu çok garip ama cinsellik çok hızlı bir şekilde politik ve kültürel bir problem haline geliyor. Bekar kadınların sayısı artıyor, doğum oranları düşüyor, daha çok insan kısır oluyor ve bunlar ikincil reaksiyonlara neden oluyor. Mesela göç fazlalaşıyor, emeklilik programları tehdit altında, devletler evliliği ve çocuk yapmayı teşvik etmek için para harcıyorlar, vs. Çağımızın ufuklarında kara bulutlar toplandı ve ufukta büyük bir fırtına belirdi. Çok fazla sayıda erkeğin derdi bir kadın bulup yatamamak, evlenememek, vs. Çok azı ufukta beliren ve ülkeleri, kültürleri, aileleri parçalayarak gümbür gümbür üstümüze gelen tırı dert ediyor (anaerkil sistem, düşen doğum oranları, vs. gibi daha büyük dertler). http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/4112450.stm Hepinize bol şans diliyorum. Ama şunu unutmayın: Bir tırdan, tırın önüne atlayarak kaçamazsınız.

201

Kızlar Hakimiyet İstiyorlar mı? http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=38986 Sanırım Chaucer bu konuya Bath’ın Karısının Hikayesi yazısında değinmişti. Onun çıkardığı sonuç tam tersiydi: Kadınlar yönetmek isterler ya da en azından erkeklerini memnun etme konusunda egemenlik isterler. Kadınların erkekleri nasıl gördüğünün, bizim onları nasıl gördüğümüzden farklı olduğunu söylemenin uçuk bir fikir olduğunu düşünmüyorum. Biz ilişki deyince, iki kişinin “bir araya gelmesini” düşünüyoruz. Ama kadınların ilişkiyi böyle gördüklerini sanmıyorum. Bir kız potansiyel bir partner gözüne kestirdiğinde, kafasından ne geçiyor sizce? -

Yakışıklı?

-

Uzun boylu?

-

Ne kadar para kazanıyor?

-

Para kazanma potansiyeli ne?

-

Eğlenceli biri mi? Beni güldürecek mi?

-

İlginç biri mi?

-

Arkadaşları nasıl acaba?

-

Eğlenmek için nerelere gidiyor?

-

Diğer kızlar ondan hoşlanıyorlar. Bu nedenle onu biraz daha araştırmalıyım.

Biz erkekler, böyle şeyler düşünmeyiz. Tabii ki güzel ve başka özelliklere de sahip bir kız isteriz. Ama bir hatunu görüp sonra şunları demeyiz: “Kız güzel Paul ama acaba para kazanma potansiyeli var mı? Ben bir kızda bunu arıyorum.” “Kız çok güzel! Ama acaba arkadaşları nasıl insanlar?” “Ondan hiç hoşlanmadım ama George hoşlanıyor. Bu nedenle acaba George bu kızın neyinden hoşlanıyor diye biraz araştırmalıyım.” Biz böyle düşünmeyiz. Eğer böyle düşünseydik bu çok komik olurdu. 202

Bir erkek çok harika ise, süper bir komedyense, kadın gidip “Seni SEVİYORUM” diyebilir. Bir erkek multi milyonerse, bir kadın onu zerre tanımasa bile gidip “seninle evlenmek istiyorum!” diyebilir. Burada olan ne? Kadınların “ilkel hayatta kalma” yetenekleri mi iş başında? Kadına sorun: “Ne istiyorsun?” Omuz silker. Ne istediği hakkında hiçbir fikri yoktur. Görünen o ki, diğer kızlar hangi erkeği istiyorsa o da onu istiyordur. Kadınlar erkekleri görmezler. Erkeklere bakarlar ama “dünyaları” görürler. Kendilerini Doğanın aleminde görürler ve erkeğin dünyasına girdiklerini görürler. Bir espri aurasına sahip olmak, çok paraya sahip olmak, çok yakışıklı olmak, vs. bunlar kadınlar için hep farklı dünyalardır. Kadın SİZİNLE ilgilenmez, daha doğrusu bizim düşündüğümüz şekilde sizinle ilgilenmez. Kadın sizin dünyanızla ilgilenir ya da başka deyişle, Bir erkeğin arkadaşları yoksa, dışarı çıkıp eğlenmiyorsa, çulsuzsa ve para kazanma potansiyeli ve planı yoksa, kadın diğer özellikler ne olursa olsun bu erkekle ilgilenmeyecektir. MIKE: “Merhaba! Ben Mike. Saatlerce video oyunu oynarım.” PİLİÇ: “Bu güzel ama bizim ilişkimiz hakkında konuşmamız lazım ….” GEORGE: “Ben tembelim ve aklıma eseni yaparım. Arabamı saçma sapan renklere boyarım, evimi saçma sapan renklere boyarım ve garip elbiseler giyerim!” PİLİÇ: “Aman Tanrım! Seni SEVİYORUM! Hemen şimdi evlen benimle!” Kız, bir dünyanın peşindedir, erkeğin değil. Kadınlarla başarılı erkekler nasıl davranırlar? Kadını kendi dünyalarına getirirler. Buluşmalarda (özellikle de ilk buluşmalarda), buluşmaların şekli ve buluşmalarda ne yapılacağı ONUN fikridir ve istediği kadar yaratıcı veya sıradan olabilir. 203

Ve kadın sizi, onun için yarattığınız dünyaya göre değerlendirecektir. Unutmayın ki, kadın sizinle tanımlanmaya başlayacak. Evlenince sizin soy isminizi almasının bir nedeni var. Hangi “dünyaların” kadınlara diğerlerinden daha fazla hitap ettiğini tartışabiliriz (deli dolu ve anın yaşandığı bir dünya mı yoksa istikrarlı ve daha az riskli bir dünya mı, vs.) Ama gerçekten doğru olan şey şu ki kadın, her şeyden önce, erkeğin kendisi olmasını ve ona kendi dünyasını düzgün bir şekilde göstermesini arzular. Kadınlar, kendilerine ait bir dünya yaratmayan ama kadınları memnun etmeye çalışan İyi Çocukları ve AFCleri hor görürler. Kadın ne istediğini bilmeyebilir. Ama SİZİN ne istediğinizi bilmeniz gerektiğini BİLİR. Kadın bir “erkeğe aşık olunca”, onun dünyasına eklemlenir ve erkeğin hedefleri genellikle onun da hedefleri olur. İstediği hakimiyet değildir, bir erkeğin dünyasıdır. “Ama Pook! Çok zengin ama pısırık bir erkeği ukala göt herif ile karşılaştıralım. Göt herif kızları götürecektir! Yani senin dediklerinin bir manası yok!” Ama göt herifin “kendine güveni” var. Kendine güven, kendi dünyanla kendin arasında, hayallerinle gerçek dünya arasında link kurmak demek değil mi? Kendine güveni olmayan erkekler herhangi bir dünya yaratamazlar. Kadın pısırık zengin çocuğu görünce onu nasıl kullanacağını düşünebilir ama ona aşık olmaz. Bir çocuk gibi, kadınlar da elinden tutulup dünyanın güzelliklerinin kendisine gösterilmesini isterler. Sizin onun elini tutmanızı ve onu maceralara, heyecanlara, eğlenceye ve onun şu an içinde olduğu sıkıcı ve tekdüze Doğa alanından daha renkli bir dünyaya sürüklemenizi bekler, Ve bu şekilde siz Yakışıklı Prense dönüşürsünüz.

204

Ukala ve Eğlenceli? http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16966&page=2 Bir kuyruktayken ya da (iş gibi) sıkıcı bir şey yapıyorken, neden işleri ukala ve eğlenceli duruş ile daha enteresan yapmayalım? Bu harikalar yaratan bir duruş! Yeni bir örnek: Bir kız (artık nedeni her neyse) oldukça mutlu bir ruh halindeydi. Ona Pookumsu bir sırıtış ile gülümsedim ve “Ben buradayım diye bu kadar mutlusun değil mi?” dedim. Yüzünde büyük bir gülümseme ile kafasını hayır anlamında salladı. Sonra kıza “Bu kadar mutlusun zira Xtesin (şirket ismi).” dedim. Kız güldü ama kafasını yine hayır anlamında salladı. Sonra ben de oradan geçen insanları durdurdum ve “Hanımefendi, onu görüyor musunuz? Xte olduğu için çok mutlu” dedim. Ve hanımefendi de “gerçekten mi? Niye ki … bla bla” Sonra başka birini durdurup aynı şeyi söyledim! Sonra kızın neden mutlu olduğunu tahmin etmelerini istedim. Kızın tepkisi? O kadar çok gülüyordu ki gülmekten yerlere yatacaktı. Bence olay ukala ve eğlenceli olmak değil, her durumu eğlenceli hale getirebilmek. Kızlar EĞLENCELİ erkekleri isterler.

205

Aşk Hayatınız Konusunda Kötü mü Hissediyorsunuz? Bunu okuyun. http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16113 Tamam. Kız arkadaşınız yok. Seks yok. Rahip olma yolunda emin adımlarla ilerliyorsunuz. Kendinizi kötü hissediyorsunuz ve depresifsiniz. Neden!? "Ama Pook, hayatımda bir kadın yok!" Bu problem değil. Problem, mutluluğunuzu hayatınızda bir kadın olmasına bağlamanız. Bekarken mutlu değilseniz, ilişkide de mutlu olamazsınız. Dışarı çıkın, kendinizi hobilerinize ve işinize verin. Ne yaparsanız yapın, orada öylece oturmayın ve duygularınızı geviş getirmeyin. Harekete geçin. Daha çok duyduğum şey şu, “Ama Pook. Ben hobilerimle ve işimle uğraşıyorum. Ama bir kadın yakınlığına doğal olarak ihtiyacım var. Yalnız olmaktan bıktım!” Ve eminim, mutlu çiftleri, suratlarında kocaman bir gülümsemeyle el ele görmek, size acı veriyor. Sanki özellikle sizinle dalga geçmek için böyle geziyorlar. Ama korkmayın! Siz diğer erkeklerden öndesiniz. Çoğu erkek nasıl davranır? Ya İyi Çocuktur ya da Piç. Ama çok azı gerçekten İyi Erkektir. İyi Çocuklar İlişki içindeki ya da evli İyi Çocuklara bakın. İlişkide pantolonu kim giyiyor görebilirsiniz. Bu zavallı erkekler Oyunu hiçbir zaman anlamadılar ve sırf biriyle beraber olmak onları rahatlatıyor. Onlar hayat boyu AFC olacaklar. Çoğu İyi Çocuk, 30 yaşlarındaki kadınlar artık bir erkek bulup onunla evlenmek isteyene kadar, 20lerini ızdırap içinde geçirirler. AFCleri bu şekilde görmek çok üzücü.

206

Bazıları biraz daha akıllılar ve İlişki Kitapları okumuşlardır. Ama ne yazık ki, çoğu kitap, İyi Çocukları daha da feminen yapar zira bu kitaplar kadınların yaptıklarına değil söylediklerine bakarak yazılmışlardır. Bu zavallı elemanların omurgaları yoktur! Eskiden oda arkadaşım olan elemanı bir kızın arayıp aç olduğunu söylemesine (kız ders çalışıyordu) şahit olmuştum. Eleman Subway’e gidip bir sandviç almalıydı! Eleman gidip o sandviçi aldı. Bu acınasılık istisna değil, oldukça yaygın. O dar pantolon içindeki güzelliği görüyor musunuz? Çoğu erkek ona yürüyemezler, yürüseler heyecan ve korkudan donlarına ederler. Aslında çoğu “Kaçın! Ona baktığımızı görmesin!” der gibi kaçarlar. Acınası! Acınası! Acınası! Ya da ona olan sevgisini göstermek için kızı her gece, her saat arayan adamlar? Acınası! Gençken, bir elemanın kız kardeşime bir çift eldiven vermek için, evime kadar kilometrelerce araba kullandığına (şehrin olukça dışında yaşıyordum) şahit olmuştum. Kız kardeşim oldukça nazikti ama elemanın evin ön kapısına bile gelmesine izin vermedi. Kız kardeşim o zaman bana, “Ne yaparsan yap, onun gibi davranma.” demişti. “Bir kızı sürekli arama. Böyle davranma.” Ya da bir kıza sırılsıklam aşık, onu bir köpek yavrusu gibi takip eden iş arkadaşım. Eleman ortalıkta değilken, tüm kadınlar toplanıp onunla dalga geçerler ve ne kadar acınası biri olduğunu söylerlerdi. Şu an o çocuk gibi olmadığınıza sevinmiyor musunuz? Kız kardeşim ve erkek arkadaşı beraberlerken, kız kardeşim çocuktan sürekli ayrılıp sonra ona tekrar dönüyordu. Çocuk en sonunda aklını başına aldı ve kız kardeşime şöyle gürledi: “Beni dinle kadın! Ya benimle kal ya da tamamen çık git! Aklını başına al.” Kız kardeşim onunla kaldı ve evlendiler. Eğer İyi Çocuk olmaya devam etseydi ve tartışmadan korksaydı, kız kardeşim onunla evlenir miydi? Hiç sanmam. Ya da orada öylece oturup bir kızın kendilerine yaklaşmasını bekleyen erkeklere ne demeli? Kafalarının içinde “lütfen bana buluşma teklif et!” diye düşünüyorlar. Erkekler buluşma teklifi için asla kızlara bel bağlamamalıdırlar. 207

Ya da evlilik içinde, pasiflikleri yüzünden aileye reislik edemeyen erkekleri düşünün. Genellikle yanlış kadınla evlenirler zira kendi duygularına karşı aşırı hassesken, gerçekliğe karşı bir o kadar kördürler. Aslında çoğu karısı tarafından aldatılırlar ve buna da ses çıkaramazlar. Piç Piçler ve İyi Çocuklar, aynı madalyonun iki yüzüdürler. İyi Çocuklar kendilerini içe kapatırlarken Piçler dışa açarlar. İyi Çocuk sürekli pasifken, Piç sürekli agresiftir. İyi Çocuk cinselliğini saklar ve kızları kendisine çekemez. İyi Çocuk, uzun süreli ilişki için iyidir. Kızların İyi Çocuğa dedikleri gibi: “Sen benim birlikte olabileceğim bir tip değilsin ama evlenebileceğim bir tipsin”. Piç ise cinselliğini her yere saçar. Kızlar ona çekim duyarlar ama Piç kızları elinde tutamaz. Piçin kendine güveni yoktur, zaten Piç olmasının nedeni de budur. Piç, gerçek bir eleştiri karşısında darmadağın olur. Piçlerin kızları seks yapacak kadar uzun süre ellerinde tutabildiklerini ama hayatta nasıl başarısız olduklarını görün. Uzun vadede hademe gibi bir iş bulur. Yatağa attığı kızlar? Hepsi kendine güvensiz küçük kızlardır. Bu çok acınası ve üzücü bir durum. Bazı erkekler kızlarla konuşacak veya onlara yürüyecek kadar kendine güven kazanmıştırlar. Ama çok azının gerçek bir omurgası vardır. Çok daha azının da bu forumdaki yazılarda belirtilen Don Juan yetenekleri vardır. Çoğu erkek acınası durumdadır. Çoğu kaybedendir. Kadınlar aramaktan yorulurlar ve bulabildikleri ile evlenirler. Bu çok üzücü bir şey. Siz ise bir kaybeden değilsiniz ve kesinlikle acınası değilsiniz. Siz İyi Bir Avsınız. Bugün bir kadın yakınlığına sahip olmayabilirsiniz ama sahip olduğunuz zihin yapısı ve becerilerle, birgün lüks yakınlıklara sürekli olarak sahip olacaksınız. Pasif (İyi) Çocuk ilişkisi hakkında tutku ile konuşabilir mi? Piç (korkak), ilişkisi hakkında gerçek başarıdan ve olgunluktan bahsedebilir mi? Tabii ki hayır.

208

Siz aydınlandınız ve erkeklerin 99%unun bilmediği bir şeyi biliyorsunuz: kadınları nasıl idare edeceğinizi. Eğer kadınları nasıl idare edeceğinizi bilmezseniz, onlar sizi idare ederler. Her dört evlilikten birinde kadın erkeği aslında hiç sevmemiş ama onunla hiç yoktan iyidir diye evlenmiş oluyor. “Aşk” evliliklerinin çoğunda ise kadının aşkı ölüyor. Erkeklerden çok kadınlar aldatıyorlar. Evliliklerin 80%i kadınlar tarafından bitiriliyor. Neden böyle? Büyük oranda acınasılık yüzünden. Eğer depresifleşirseniz, bu ilişkilerde ızdırap çeken tüm o erkekleri düşünün. Sonra gerçekten özgür olduğunuzun, sizi bir Erkek yapan bilgiye sahip olduğunuzun farkına varın. Başarısızlıktan utanmayın, denememekten utanın. Denemeseniz bile, sizi kahreden o suçluluk duygusu sizin daha iyi bir erkek olmak üzere değiştiğinize ve içinizeki iyi çocuğun ölmekte olduğuna işaret ediyor.

209

Feminizm Yargılanıyor! http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=19193 “Ayağa kalkın!” SoSuave.com abartılı cübbesi ile mahkeme salonuna girdi. Yaşlı bir adam gibi, yavaş adımlarla yargıç kürsüsüne gitti ve oturdu. Onun arkasından da salondaki herkes yerlerine oturdu. SoSuave.com gözlüklerini taktı ve yumuşak bir ses tonuyla “dava nedir?” diye sordu. Görevli hızlı adımlarla sosuave.com’a yürüdü ve ona bir deste kağıt verdi. Sosuave.com gözlüklerini düzeltti ve kağıtları inceledi. “Davalıyı kim temsil ediyor?” Bir feminist ayağa kalktı. (Not: Bu feminist de diğer birçok feminist gibi şişman, çirkin ve zehirli bir kişiliğe sahipti.) “Tüm Kadınları sen mi temsil ediyorsun?” “Evet, ben temsil ediyorum.” Sosuave.com kağıttan okudu. “Bilge olmak yerine Makyavelist olmakla, zeki olmak yerine gizli hesaplar yapmakla, kendine güvenli olmak yerine taklitle, aksiyon almak yerine el kol hareketleri yapmakla, erkeklerin egosunu çalmak için kılıktan kılığa, kişilikten kişiliğe giren bir eşkiya olmakla, hiçbir kimliği, ahlakı, değeri ve gerçekliği olmayan bir beyin yıkayıcı olmakla ve tüm bu kötülükleri ikiyüzlü bir şekilde “aşk” diye bir şeyin ardına saklayan barbar ve çocukça bir tür olmakla suçlanıyorsunuz. ” Sosuave.com kafasını kağıttan kaldırdı. “Kendinizi nasıl savunacaksınız?” “Suçsuz.” “Şimdi argümanları dinleyelim. Erkeklerin temsilcisi, başlayabilirsiniz.” Pook yerinden fırladı. “Teşekkür ederim sayın hakim. Birçok erkek İyi Çocukus Acınasıkus hastalığına yakalanmış durumda. Bu hastalığın belirtileri gerçekten çok feci. Bu hastalığın pençesindeki erkek, kadının ilgisi için ölü bitkiler kurban eder, 210

berbat şiirler yazar, ziyafet diliyle konuşur ve her konuda ve her açıdan bir embesil gibi davranır.” “İtiraz ediyorum sayın hakim.” “Evet, itiraz edebilirsiniz. Feminist öfkeli bir şekilde burnundan soluyarak “dava kadınlar hakkında, erkekler değil” dedi. “Hayır” diye cevapladı Sosuave.com. “Kadınlar, erkeklerin davranışlarını etkilerler. Argümanı duymamıza izin ver.” Pook gülümsedi. “İlk tanığımı çağırmak istiyorum. Kadınlar söz konusu olduğunda timsah derisine sahip olan ANTI-DUMP!” Anti-Dump ayağa kalktı ve öne doğru yürüdü. Görevli aceleyle öne atıldı. Elinde kalın bir kitap vardı. “Elini Don Juan İnciline koy.” Anti-Dump söyleneni yaptı.”Her şeyden önce bir Erkek olacağına, kadınlar hakkında doğruyu söyleyeceğine, kimseden özür dilemeden yaşayacağına, istediğin şeyi ve onu nasıl elde edeceğini bileceğine, Don Juan’ı sonuna kadar yaşayacağına yemin ediyor musun?” “Yemin ediyorum.” Pook bir öne bir arkaya doğru yürüyordu. “Şimdi, Anti-Dump. Erkeklere ne tavsiye edersin?” “Erkekler, bir kadın ya da herhangi bir kadın kendilerinden hoşlanıyor mu ya da hoşlanmıyor mu diye anlamaya çalışmayı bıraksınlar. Erkekler kadın DEĞİLLER. Eteklerinizi çıkarın beyler. Aralarında bir şey olmadan bir erkeğin kendisinden hoşlanıp hoşlanmadığını düşünenler kadınlardır. Erkekler bir şekilde kadınlardan bu kötü alışkanlığı kaptılar.” “Devam et.” “Bir kadının sizden hoşlanıp hoşlanmadığı düşüncesi kafanızdan kesinlikle geçmemeli. Siz telefon numarasını istemeden önce bunun hiçbir önemi yok. Önemli

211

olan sizin onu istemeniz. Kendinize her zaman şu soruyu sorun “Ben bu kızı istiyor muyum?”. Ve cevap da “Evet istiyorum” ise bilmeniz gereken tek şey bu. Gerçek erkekler, istediklerini ALIRLAR.” Pook jüriye döndü. Juri, tarihin önünde gerçek bir yargılama olması için, son 12 yüzyıldan seçilmişti. “Anti-Dump diyor ki, erkekler kadınlar gibi düşünmeye başladılar. Açıkça görülüyor ki, feminizm büyük değişiklikler yarattı.” “Tanık sizindir.” Feminist Anti-Dump’a temkinli bir şekilde yaklaştı.”Sen neden bu kadar erkek güdümlü, kalın burunlu bir domuzsun?” “Ama sen beni bu halimle seviyorsun.” Feminist iğrenmiş bir şekilde “başka sorum yok” dedi. Anti-Dump, tanık sandalyesinden inerken, Pook bazı grafikleri hazırlıyordu. “Jüri üyeleri! Hiçbir çağda, hiçbir erkek kızlardan korkmamıştı. Kesinlikle, bir erkek bir kadına, sırat köprüsüne bakıyormuş gibi bakmazdı.” Pook jüriye döndü. “Hayır, kafayı yemedim. Washington D.C. keskin nişancısının söylediği tek bir şeye katılıyorum: Oprah Winfrey İnsanoğlunun sonunun gelmesine neden olacak. “Bunun için, Babil’in tohumlarının bu erkek bahçesinin etrafında belirmeye başladığının

farkına

istemedikleri

şeyleri

varmamız taklit

gerekiyor.

etmekle

Gençler,

meşguller

ama

bilmedikleri, acı

içinde

anlamak bağırlarını

yumruklayarak şu an ne kadar da “özgür” olduklarını haykırıyorlar. Ama bizim içinden çıkmak için peygamberleri, savaşlarda şehitlerin kanlarını feda ettiğimiz hapishaneye yeniden girmekte olduklarının farkında değiller. Feminist vampirlerden oluşan bir akbaba sürüsü, Erkeklerin tepesinde daireler çiziyor ve akbabalar Prometheus’u nasıl aldılarsa Erkeki de öyle almak için bekliyorlar. Bu feministler (hem kadın hem de erkek versiyonları) kendilerinin çok ilerici ve gelişmiş olduklarını düşünüyorlar. Ama aslında asırlarca geri kafalılar.”

212

“Feminizm hiçbir uyarı vermeden geldi … ve erkekleri ele geçirdi. Koca bir nesil dolusu nevrotik erkek yarattı. Zamanımızın erkeklerinden biri de onlardan biri. -

Bir kadını görünüşü ile yargılamanın yanlış olduğunu mu düşünüyorsunuz?

-

Bir kadına, onun sözel rızası olmadan, cinsel niyetle yürümenin yanlış olduğunu mu düşünüyorsunuz?

-

Kadınların cinsiyetleri nedeniyle “ayrımcılığa” uğradıklarına ve erkeklerin onları kasten ezdiğine mi inanıyorsunuz?

-

Seks esnasında kendi zevkinizi düşünmenin ve hep hayal ettiğiniz azgın hayvan olmanın yanlış olduğuna mı inanıyorsunuz?

-

Kadınların öncelikli olarak saygı arzuladıklarını mı düşünüyorsunuz?

“Bunlardan herhangi birine az da olsa inanıyorsanız, Modern Feminizmden etkilenmişsiniz demektir. Modern Feminizm, İyi Çocukus Acınasıkus hastalığına neden olan virüstür.” “Kadınlar nasıl görüldükleri ile değerlendirilirler zira siz de nasıl göründüğünüze göre değerlendirilirsiniz (ve kadınlar bu konuda sizden daha acımasızdırlar!) Feminizm, dergi kapaklarının kadınları ezdiğini düşünürler. “Vücudumu unut, beynime bak” derler. Ama siz hiç İyi Çocuğa gidip, “Zihnin harika ama ben senin vücudunu seviyorum!” dediğini duydunuz mu? Ve her erkeğin şahit olduğu gibi, kadınlar testosteron yüklü erkeklere, piçlere, koşarlar.” “Erkekler kadınlarla neden başarısız olurlar? Zira onlara saygı gösterirler. Erkeklerin kadınlara gösterdiği bu “büyük saygı”, aslında erkeklerin kendilerine saygıları olmamasıdır, kendilerine güven eksikliğidir. Kadınların yansıtıcı doğaları, yansıtmak için bir şeye ihtiyaç duyarlar. Eğer kendine güven yoksa, erkek yoktur. Eğer erkek yoksa, aşk yoktur.” “Yakın tarihli bir Time dergisi kapağı cırladı” diye işaret etti Pook. “Kadınlar ve erkekler biyolojik olarak farklılar. Time bunu büyük bir keşif gibi manşete koydu. Ama biz bunu 3 - 4 yaşından beridir bilmiyor muyuz? Feminizm boyundan yukarısında cinsiyetler arası hiçbir biyolojik fark göremiyor.” Feminist Pook’un sözünü kesti. “Tüm bu söylediklerin bir yere varacak mı?”

213

“Jüri üyeleri! Feministin giydiği düzenli takım elbiseye bakın. Erkekler giyeceklerini yaşam stillerine ve duruşlarına uysun diye değiştirirler. Kadınlar ise yaşam stillerini ve duruşlarını elbiseye uysun diye değiştirirler. Onu bir hula elbisesi içine koyun, hula dansı yapmaya başlayacaktır!” Feminist itiraz edemeden Pook ekledi, “Kadınlar hakkında düşünen herkes, onlarda çok az değer buldu. Onlar hakkında ne kadar düşünürlerse, o kadar fazla negatif ile doldular. İyi Çocukluğun kökeninde, kadınlar hakkında çok fazla düşünmek vardır. (Düşünmek yerine) ne kadar çok harekete geçerseniz, o kadar çok güzel kızla birlikte olursunuz.” Sosuave.com yargıç tokmağını vurdu ve feministin tanığını çağırmasına izin verdi. Feministin tanığı, ortalama, normal bir kadındı. Tanık, “Feminist Gizem” (gerçek adı “Feminist Hata”) kitabına el bastı. İşi bittiğinde, Pook kadına sorular sormaya başladı: “Çoğu erkek “feminizmin amacı ne?” diye soruyor. Sonuçta kadınlar tüm oy verme haklarına, kariyerlerine ve iş elbiselerine sahipler. Normal hareketler, amaçlarına ulaştıklarında kendilerini feshederler.Bu nedenle de feminizm normal bir hareket değil.” “Şimdi, kadını sorgulayalım.” “Tüm kadınları temsil eden kadın, tanık sandalyesindeydi. Pook onun etrafında yavaşça yürüyor ve yukarıdaki parlak lambaya parmağıyla vuruyordu. “Neden feminist oldunuz?” “Çünkü … Başka her şeydim. Birinin kızıydım. Sonra bir kadın oldum. Sonra bir kız arkadaş. Sonra bir eş ve anne. Her şey olmuştum. Çok sıkılmıştım. Feminist olmak bu derde deva oldu. Bundan yukarısı yok!” Pook sesini yükseltti. “YANİ GERÇEĞİ İTİRAF EDİYORSUN!” “Evet, evet ediyorum.” “Şimdi resmi görmelisiniz. Kadınlar kendilerini toplumdaki konumlarına göre görürler. Kadınlar zihin ile vücut arasındaki sonsuz savaşın içindedirler. Vücut “EVET!” der 214

ama zihin, kadının statü ve itibarını düşünerek, “HAYIR!” der. Kadınları bu halden kurtaracak bir şey olsaydı!” “Evet …” “****şeleri saygın yapacak bir şey …” “Evet!” “Ve kevaşeleri ululaştıracak …” “Ah evet!” “Anneliği terk etmeyi “kadının potansiyelini gerçekleştirmeye” çevirecek!” “Evet! Evet! Evet!” “Dırdırı sonsuzlaştıracak, şişman kızların daha da şişmanlamasına izin verecek ve çirkin kızlara sosyal bir rol verecek!” “AHHHHH EVEEEET!” Kadın heyecandan bayıldı. “Feminizmin amacı budur: kadınların istediklerini yapmalarına izin verip buna bir erdem havası vermek, feminen ahlaksızlığı erdeme çevirmek. Yani, feminizmin problemi erkekler değil kadınlar. Gerçek: Feminizm masküleniteye değil feminenliğe savaş açtı! Feminizm İnsan Doğasından kaçmak için uydurulmuş politik bir Babil Kulesidir. “Ben Amerika’da yaşıyorum. Ve yabancı hatunlara BAYILIYORUM. Yabancı kadınlar son derece feminenler. Burada kadınlar maskülenler ve şişmanlayıp duruyorlar. Zaman ve yeteneklerini aileye ve çocuklara yatırmayı utanç verici buluyorlar (ama aslında bu onların en büyük zevki olmalıydı). “Bir Erkek olmaktan gurur duyuyorum. Erkek olmak bir ayrıcalık ve çok zevkli. Kadınlar Erkeklerin Annesi olarak zafer kazanabilirler. Hem erkeklikle hem de kadınlıkla övünülebilir. Ama feministler bu ikisine de karşılar.”

215

“Feminizm, hem erkekliğe hem de kadınlığa saldırıyor. Bunu, erkekliği ezen, kadınlığı da ezilen olarak kurgulayarak yapıyorlar! Feminizm, cinselliğin getirdiği ışık ve parlaklıktan yoksun, sıkıcı ve gri bir androjenler dünyası arzusundadır. Sonuç, her yerde her şeyin her iki cinsiyet için de androjen olması ve seks yapmanın öncelik haline gelmesi (her yerde, her pozisyonda, bazen 3lü, 4lü, grup halinde, vs.) Zira seks hiçbir felsefe ve siyasetin dokunamayacağı şekilde, erkekleri erkek, kadınları kadın gibi hissettiren bir şey. Onun etrafında dönen her şey ise (eski usül buluşmalar, talipler, centilmenlik, kalite, cazibe) siyasileşip varoluş alanından kovuldular.” Pook bir grup erkeği ön tarafa çağırdı “Beyler! Erkekler için erkek olarak yapılacak ne kaldı?” “Elektronik aletler.” “Kadınlarla seks.” “Vücut geliştirme. “Kadınlarla seks.” “Avlanma.” “Kadınlarla seks.” “Bilgisayar oyunları.” “Kadınlarla seks.” “Bira.” “Kadınlarla seks.” “Maxim dergisi.” “Bu cevaplar da ne böyle? Erkeğin bir zamanlar tanımlandığı savaşçı, filozof, ve bir çok şey neredeler? Erkeklik, politik vecizelerle süslenmiş, akademik “ünvanlarla” taçlandırılmış yeryüzü canavarının vahşice saldırısına uğradı ve yıkıldı. Yeni düzenin saltanatının dayanağı, erkeklik ile barbarlığı eş tutma kavramıdır. İnsanlar buna inandıkları sürece, bunlar tahtlarından inmeyecekler. Bu kavram, kadınların şeytan “Erkeklik” tarafından köleleştirildikleri, erkekliğin zavallı kadınları ezdiği inancıyla da örtüşüyor.” “Ben seks taraftarıyım! Hayvanca birlikteliklerin liberal şekilde harekete geçirilmesi açısından değil ama cinselliğin bir biçimi olarak seksin taraftarıyım. Bazıları burada şöyle dediler: “Pook! Edebiyat ve “tarihteki erkekler” gibi şeyleri neden bu siteye getiriyorsun? Bunların siteyle ne alakası var?” Bunların siteyle çok alakası var zira bir çoğumuz kadın veya erkek cinselliğimizi kabul etmeyi öğreniyoruz. Cinselliği, Michelangelo’nun Davut heykelinde ya da Shakespeare’in enerji ve ışık fışkıran eserlerinde asli unsur olarak görebilirsiniz. Cinselliğin büyük insanları tarih sahnesine 216

yükselttiğini görebilirsiniz. Cinselliği, muhteşem sanat eserlerinin ve dahilerin merkezinde görebilirsiniz. Cinselliğin yok edilmesi ile, büyük edebiyat, sanat eserleri, tarihi kişilikler vs.nin günümüzde ortaya çıkmıyor. Arkalarına aldıkları siyaset ile böyle insanların ve eserlerin olduğu iddia ediliyor. Ama bunlarla ilgili “muhteşem” veya zamana meydan okuyan hiçbir şey yo ve siyaset gittikten sonra bunlar da unutulup gidecekler.” “Abartmıyorum. Üniversite kampüslerine bakın. Kızlarla dolular. Erkekler eğitim hayatında her geçen yıl artan oranlarda başarısız oluyorlar. Her geçen yıl daha az erkek evleniyor zira çoğu günümüz iklimi nedeniyle grevdeler. Cinsellik konusunda, Atlas dünyayı omzundan atmak üzere.” “Bu internet sitesi var olmamalıydı. Biz erkekler, çiftleşme pratiklerini araştırıyor olmamalıydık (bu pratiklerden daha doğal olan ne var ki!?) Sosuave.com yargıç tokmağını vurdu. "Konuyu bağla, Pook!" “Modern feminizmin, erkekleri sürekli özür dileyen nevrotik yaratıklara çevirdiği kanıtlandı. Feminizm, cinsiyetlerin romantik birleşmesini cehenneme çevirdi. Feminizmin meziyeti, erkekleri sırtlarından bıçaklamaktır. Feminizm, hiçbir erkeğe başarılı olma şansı tanımamaya ant içmiş şekilde, çok acımasız ve baskın bir rol oynuyor.” “Ama feminizm en büyük yıkımı, romantik alemin dışında yarattı. Feminizmin yavaş ve soğuk çürümesi, erkek meziyetlerini birer birer yok etti. Durum o noktaya geldi ki kadınlar “erkekler nereye gittiler?” diye ağlaşıyorlar.” Pook, kadınların üniversitelerde yüksek oranlarda temsilleri ve bu oranların her sene artması ile ilgili grafikler gösterdi. ”Bu neden böyle? Zira eğitimin kendisi cinsiyetten arındırma sürecine dönüştü. Eskiden eğitim, oğlan çocuklarını erkeğe dönüştürmek içindi. Matematik, felsefe, edebiyat vs. Doğa ve Zamana karşı savaşlarında, erkeklerin elinde silah olmak üzere öğretilirlerdi. Centilmenlerin bir stili ve kalitesi vardı. Ama artık bu tip erkeklerin soyu tükendi.” Feminist yeniden şikayet etmeye başladı. Bu nedenle de Pook, söylemek istediği ana noktaya geldi. 217

“Feminist, “toplum her zaman ataerkil olmaya meyilliydi” diyor. Başka deyişle, erkekler nesiller boyunca, kurum ve hiyerarşileriyle kadınları eziyordu demek istiyor. Kadınların kendilerini özgürleştirmek için, politik güce ihtiyaçları var.” “Bu nedenle, feminizm Rousseau ve klasik öğretinin zehirleridirler. Klasik öğreti, Romantizmin yankısı, toplumun yapay olduğunu varsayar. Toplum, imparator tarafından oynanan ve yönlendirilen bir makinedir. Bu insanlara göre, hukuk toplumu yaratır, toplum hukuku değil. Bu insanlar, toplumu insanların haklarının bir senfonisi olarak görmek yerine, hukuk tarafından harekete geçirilen ve şekillenen bir yapı olarak görürler.” Pook bir kağıt çıkardı ve okumaya başladı: “Rousseau şöyle demiş, Bir ulus kurma macerasına girişen kişi, kendisini insan doğasını değiştirebilecek kapasitede hissetmelidir yani kendi başına mükemmel ve ayrı bir bütün olan bireyi dönüştürerek, onu daha ulu bir bütünün parçası haline getirebilir ve birey yaşamını ve varlığını bu büyük bütünden alır. İnsanın fiziksel bünyesini değiştirerek, vs. vs. … Gerçek bir prensin nadir bulunur biri olduğu doğruysa, büyük bir yasa koyucu hakkında ne söyleyebiliriz? Prens sadece modeli uygular ama yasa koyucu modeli kurar. İkincisi makineyi icat eden sanatkardır, birincisi ise onu açıp çalıştıran operatör. Bütün bunların içinde insanların rolü ne? Bir makinenin parçaları! Feministlerin kendilerini yasa koyucu saraylara atmalarına şaşmamalı. Başka bir tanık çağırmama izin verin: Ms. Wyldfire. Wyldfire kürsüye yaklaştı. Elini DJ İnciline koydu. Görevli “Her şeyden önce bir Erkek olacağına, kadınlar hakkında yalnızca doğruyu söyleyeceğine, özür dilemeden yaşayacağına, ne istediğini bilip o istediğini alacağına, hayatını sonuna kadar Don Juan yolunda yaşayacağına yemin eder misin?” “Ederim.”

218

Pook Wyldfire kendini kaybedip feminizme giydirmeye başlayana kadar feminizm hakkında sorular sordu. “Ataerkil düzen dedikleri şey hiçbir zaman olmadı … bu tamamen uydurma bir kavram. Evet, eskiden kadınları eziyorlardı ama erkekleri de eziyorlardı. Kadınların daha az tercih hakkı vardı ama, erkekler sorumluluğun aslan payını sırtlarına yüklüyorlardı. Oy hakkı bir bedel ile geldi … ülkeni korumak için hayatını kaybetme potansiyeli ile.” “Bu, toprak sahibi olmak ile aynı bedeldi. Bugün sahip olduğumuz yüksek teknoloji ürünü aletlerin hiçbirisi yoktu. Çalışmak çok daha zordu ve işlerin çoğunu ve tehlikeli işlerin tamamını erkekler üstleniyordu. Kadınlara da haksızlık etmeyelim. Eskiden ne çamaşır makinesi vardı ne de elektrik süpürgesi. Onlar da çok çalışıyorlardı. Kadınlar evin düzeni ve ailenin bakımı için evde kalıyorlardı. Bu tam zamanlı bir işti. Bu cinsiyet rolleri, hayatta kalmak için zorunluydu. Bunlar hiçbir zaman kadını ezmek için icat edilmiş şeytani planlar değildiler. Gerekliliktiler!” "Tanık sizin." Feminist kükredi: “Ücret farkını açıkla o zaman!” “Ücret farkı dediğiniz şey osuruktur. Feministler kadınların, erkeklerin aldığı her 1 Dolara karşı 74 sent aldıklarını iddia ediyorlar. Bu birçok kadını öfkelendiriyor. Rakamların kendileri doğrular ama doğru şekilde sunulmuyorlar. Rakamlar tüm erkekler ve tüm kadınların toplamı şeklinde sunuluyorlar, aynı şirkette, aynı tecrübede, aynı seviyede, aynı eğitim seviyesinde şeklinde karşılaştırılmıyorlar. Erkekler toplamda kadınlardan daha fazla kazanıyorlar zira ev kadınları var, sadece yarı zamanlı çalışan evli ve çocuklu kadınlar var, çocuk yapmak için izin alan kadınlar var, vs. Aynı zamanda erkekler daha çok fazla mesai yapıyorlar ve daha fazla sayılarda tehlikeli ve yüksek ücretli işlerde çalışıyorlar. Bir kadına aynı iş ve vasıfta daha düşük ücret ödemek yasalara aykırı. Kısacası bu feminist yalana inanan pek de akıllı biri değildir.” “Peki ya camdan tavan?”

219

“Ah evet, mecazi “camdan tavan!” Feministler şirket üst yönetiminde yeterince kadın olmamasından şikayet ediyorlar. Kadınlar şunun şurasında son 20 yıldır iş gücündeler. Eğer aileden değillerse birçok şirket yöneticisi o noktaya gelmek için inanılmaz emek ve zaman harcıyor. Bu bedelini ödeyip o işleri almakla alakalı. Eğer kadınlar da aynı zaman ve emek bedelini öderlerse, o noktalara gelebilirler.” Feminist, yenilmiş bir şekilde, “daha fazla sorum yok” hakim bey dedi. Wyldfire kendi dünyasına döndü. Sıra kapanış argümanlarına gelmişti. 12 yüzyıldan gelen jüri, dikkatle dinledi. Feminist atıp tuttu ve saçmaladı. İşi bittiğinde, Pook oldukça sakin ve mantık çerçevesinde bir sunum yaptı, daha önce tartışılanları özetledi. Feminizm temelde CİNSELLİKTEN ARINDIRMADIR. İyi Çocukların, AFClerin geldiği yer budur. Feministlerin bu kadar öfkeli olmalarının nedeni budur. Cinsellik artık kabul edilmediği için, erkek - kadın ahengi bozuldu. Androjen insanlar kendilerini seks yapmaya adadılar zira kendilerini erkek/kadın hissetmek için ellerinde bir tek bu kaldı. Cinsellikten arındırma nedeniyle, sanat, yönetim, eğitim, vs. yıkılıyor. Pook daha önce gerçekten karşılaştığı başka bir kadını getirdi. Bu kadın 40lı yaşlarındaydı. Kadın “feminizme inanmıyorum” dedi. “Kadınlar dominant cinsiyettir. Erkekler ilişkiler ve cinsellik konusunda o kadar saflar ki! Erkekler fiziksel olarak dominant olabilirler ama kadınlar duygusal olarak dominanttır. Çoğu evde evin parası kim kontrolünde? Kadının kontrolünde. Bankalara bakın. Kadınlarla dolu. Ben herhangi bir çağda kadın olabilirdim. Ama erkekliğin lanetlendiği bu devirde erkek olmayı asla istemem.” “Juri üyeleri … Yapacağınız seçimi düşünün:” “Kadın ya da erkek; bu İnsanlığı tercih etme meselesi. Uygarlık, İnsanoğlu olarak kalıp ileri mi gidecek, büyük doğal afetlerden ruhunu özgür mü kılacak? Yoksa İnsankızı olup bebekliğin süt kokulu uykusuna mı dönecek? Bu, imparatorlukları yükseltip sonra içten kemirdi. Bu insanlara saygı getirdi ya da onların hayatlarını bir çığ gibi büyüyen pişmanlıklarla doldurup onurlarını ayaklar altına aldı. Erkeğin yolunda yürüyen ve doğanın dolu olduğu dikenlere, tuzaklara, vahşi hayvanlara 220

meydan

okuyanlar.

Bilimi, felsefeyi,

sanatı

kuranlar.

Bunlar

uygarlığımızın

temelleridir. Ama kadınlığın hayal ettiği uyku ne kadar da tatlı ve saf! Sonsuza kadar dans ve aşkın müziği! Şaraplar, şarkılar ve aşkın beşiğinin ta kendisi! Seçmediğimiz seçenek her zaman gıpta ettiğimiz seçenektir. Ama iki cinsiyet yok mu? Doğa insanlığı iki farklı bölüme ayırmadı mı? O zaman neden ikisini de seçmiyoruz. Kadınlar kadın olsun, erkekler de erkek. Bırakın biri reaksiyonun saltanatını tutsun, diğerleri ise Erkekliğin o sonsuz aksiyonunun!” Juri salondan çıktı ve kararını verdi. Geri döndüklerinde, Rönesans, Karanlık Çağ, Orta Çağ, Endüstri Çağı, Kaşifler Çağı, ve diğerleri sandalyelerine oturdular. Kararı 20. Yüzyıl açıkladı: “Suçlu.” Sosuave.com cezayı açıkladı: “Feminizmi ciddiye alanlar öfke, çirkinlik ve neşesiz bir hayatla lanetlenecekler. Feminizmi dinleyen her erkek, İyi Çocukus Acınasıkus hastalığı ile dolu bir yalnızlık ile cezalandırılacaklar.” “Beyler bu, erkeklere karşı açılmış bir savaş. Feminizm ise bu savaşın öncüsü. Suçluluk duygusu dolu erkekler şöyle diyorlar: Alıntı: Radikal feminizmi ciddiye almaya başlamamın nedenlerinden biri, başka erkeklerle benim aramda olan bir ikilemi çözüyor gibi görünmesiydi. Ben her zaman tedavi edilemez şekilde farklı hissediyordum - başka kimsenin bunu fark etmediği zamanlarda bile. Onlardan biri olmadığımı biliyordum. Radikal feminist düşüncelerle ilk karşılaştığımda, bu fikirler belli dertlerimi çözecek gibiydi. Radikal feminizm, cinsiyet-adil, erkeklerin kaba saba ve yağmacı olmadığı, kadınların aşırı sevimli ve cilveli olmak zorunda kalmadığı bir gelecek hayal edebilmeme yardım etti. Bu vizyon bana enerji verdi. Tüm bu erkek-üstün cinsiyet yapısının doğamızla ilgili (ve benim doğamla ilgili) değişmez bir şey değil de toplumsal bir yapı olduğunu görmeme yardım etti.

221

Radikal feminizm diğer erkeklerle aramda hissettiğim farkı kabul etmemde bana yardımcı oldu. Radikal feminizm, kadınların hayatlarına olan bağlantımı öğrenmeme yardımcı oldu. O olmasaydı nasıl biri olacağıma dair bir model bulmayı hayal bile edemezdim. Ve itiraf etmesi kolay olmasa da şu da doğru: Radikal feminizm diğer erkeklere olan öfkemi gösterebilmem için bana bir yol sağladı. Bu öfke birçok erkekte çok derin olabiliyor. Bu adam diğerler erkeklerden farklı zira erkekliğini inkar ediyor. Ama eleman devam ediyor: Alıntı: Son birkaç yılda anti-seksist olan erkeklerin çoğunun anti-seksizminin aynı anlama geldiğini düşünüyorum. Birçok yönden feminizm, bize temiz hava üfledi ve bizi diğer erkeklerin hayatımızdaki yerlerini bilmemenin acısından ve kaygısından kurtardı. Feminizm bazılarımızın daha rahat nefes almasını sağladı. Tam tersi! Kadınların daha da şişmanlamasına izin vererek feminizm, kadınların kendi

kendilerini

boğmasına

neden

oluyor.

Bu

kadınlardan

bazılarının

o

yürüyemeyen obezler için yapılan süpermarket “araçlarını” kullandıklarını her gün görüyorum! Alıntı: Bir erkeğin anti-seksist olmasının, diğer erkeklerle arasındaki meseleyi bitirdiğini söylemek hata olur. Aslında anti-seksist bilinç, bu çatışmayı daha da şiddetlendirir. Böyle bir erkek, diğer erkeklerin reddettiği davranış ve duruşlarını daha açık şekilde görebilir. Bunlar kendi içinde olan ama kurtulmak istediği davranışlar ve duruştur. Diğer erkekler ona, kendisinde değişmeyen parçaları hatırlatabilirler. Her ne kadar diğer erkeklerden farklı olduğu için kısa bir mutluluk yaşasa da, içinde bir parça artık o kadar da farklı hissetmemeye başlar. Bu nedenle de kendisini bir istisna olarak tutmanın aracı olarak, diğer erkeklere olan öfkesi 222

yoğunlaşır. Bir yandan da diğer erkeklerin arkadaşlığını özler rahatlıklarını, dostluklarını, onlarla beraberken hissettiği iyi duyguları özler. Birçok erkek için, diğer erkekler sorunu, klasik yaklaş ve uzak dur çatışmasıdır. Yaşamı daha fazla oranda anti seksizm ile dolan erkek için, çatışma kemiğe işler. Erkek olmanın ne demek olduğu konusunda zorlanır - utanmalı mı yoksa gurur mu duymalı bilemez. Ve bu adam erkek olduğundan utanıyor. Aslına bakarsanız oturup “Erkek Olmanın Reddi (Refusal to be a Man)” adlı bir kitap yazmış. Yukarıdakiler bu kitaptan alıntı. Yani kısacası hangisini seçeceksin, sevgili okur? Seçiminizi şimdi yapmalısınız. Tüm her şey şu seçimde özetleniyor: Sosuave’nin “Erkek Olu” mu Oprah’ın “Erkek Olu” mu?

223

İyi Kızlar da Aldatırlar http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=33176&page=3 Ah! Bu yazıda ne kadar da çok yorum var! Deep Dish Drakula metaforuna işaret ettiğin için seni tebrik ederim. Bazı mitolojik kadınların dişlere sahip vajinalarının olduğu Kızılderili efsaneleri vardır. Bu kadınlara giren erkekler aynı şekilde geri çıkamıyorlar. Drakula metaforu şu ya da bu şekilde hemen hemen tüm mitolojilerde var. Aşağıda Süleyman’ın Özdeyişleri[1] kitabından bir bölüm var. Bu kitabın amacı, GENÇ ERKEKLERE öğütler vermek. Peki bu bölüm ne hakkında konuşuyor? Bu yazıda konuştuğumuz şeyler hakkında. BİLGELİĞİN gümüşten daha önemli olduğunu ısrarla vurguluyor. Bu tip kadınlardan uzak durulmasını tavsiye ediyor ve genç bir erkeğin hedeflemesi gereken eşi tanımlıyor. Alıntı: 7:6. Evimin penceresinden dışarı baktığımda, 7:7. Küçük çocuklar gördüm, ahmak bir genç delikanlı dikkatimi çekti, 7:8. Köşeden sokağı yürüyordu, kadının evine doğru ilerliyordu, 7:9. Saat geç olduğu için karanlıkta, karanlığın gizemi içinde, 7:10. Ve fahişe kıyafetleri içinde bir kadının onunla buluştuğunu gördüm, ruhları kandırmaya hazır: konuşkan ve cilveli, 7:11. Sessiz olmaya niyeti yok, evde durmaya niyeti yok, 7:12. Şimdi dışarıda, sokaklarda, köşelerde yatıp bekliyor. Daha başından, CANI SIKILMIŞ ve oldukça aldatıcı bir kadının ANTİK tasvirini görüyoruz. Alıntı:

224

7:13. Ve genç adamı yakalıyor, onu öpüyor, arsız bir surat ile, onu pohpohlayarak diyor ki: 7:14. Zenginlik için kurbanlar adadım, bugün tüm adaklarımı ödedim. 7:15. Bu nedenle seni görmek üzere dışarı çıktım, seni görmeyi arzuladım ve seni buldum. 7:16. Yatağımı sicimlerden ördüm, onu Mısır’dan getirdiğim boyalı kilimlerle kapladım. 7:17. Yatağımı mürrisafi ile, aloen ile, tarçın ile parfümledim. 7:18. Gel, göğüslerde sarhoş olalım, gün ağarana kadar arzu dolu kucaklaşmaların tadını çıkaralım. 7:19. Kocam evde değil, çok uzun bir yolculuğa çıktı. Kocası evde değil! Kadın evli! Kadın bekar değil ve ahmak genç adamı kelime anlamı ile çiğ çiğ yiyecek. Alıntı: 7:20. Erkek yanında bir kese para getirmişti, dolunay günü evine dönecekti, 7:21. Kadın onu bir sürü sözle bağladı, onu diliyle pohpohlayarak yolundan çevirdi, 7:22. Kısa süre içinde, erkek kadını, kurban edilmeye götürülen bir öküz gibi takip ediyordu ve kendini zevke bırakmış bir kuzu gibiydi, bir ahmak gibi zincirlere çekiliyordu, 7:23. Ok ciğerini parçalayana kadar: sanki kapana doğru aceleyle ilerleyen bir kuş gibi, hayatının tehlikede olduğunun farkında değildi. Erkeğin hayatı tehlikede! Antik bilgelik dolu kalın kitap, bize bunları neden anlatıyor? “Onun manevi yaşamından, ruhundan bahsediyor.”

225

Evet ama hayır! Doğrulamak için etrafınıza bakın. Burada anlatılan ahmak gencin yolundan giden, hayatları sömürülen bir sürü genç erkek görüyorum. Hırslarını kaybediyorlar. Öylece oturup, duygusallık içinde boğuluyorlar. Oyuncak-oğlan haline gelmişler. İçlerinde Erkek yok. Alıntı: 7:24. Şimdi bu nedenle oğul, beni dinle, ve ağzımdan çıkanlara dikkat et. 7:25. Zihninin onun yoluna doğru çelinmesine izin verme: onun yolları aklını çelmesin. 7:26. (Kadın) birçoklarını yaralayıp yıktı, en güçlüleri bile onun tarafından öldürüldü. 7:27. Onun evi, cehenneme çıkar, ölümün en dip odalarına ulaşır. Bu kısım, bu tip kadınları oldukça acımasız bir şekilde lanetliyor. Ama öğütler yerinde. Eğer ahmak genç adam konuşabilseydi derdi ki, “Bana bakın! Bana bakın! Ben evli bir kadınla seks yaptım! Bu demektir ki ben çok özelim! Çok becerikliyim! Ben o kadar HARİKAYIM ki evli bir kadını yatağa atıyorum!” Ahmak genç kibir ile dolu. Kadının onu kullanıp attığından haberi yok. Çıktığı kız kendisinden “gerçekten ama gerçekten hoşlanıyor” sanan erkek gibi. Gerçekte, hatun Cumartesi akşamı sıkılıyor ve dışarı çıkmak evde oturmaktan daha iyi. Tüm bu “cinsel devrim” ve kadın “bağımsızlığı” lafları SAÇMALIK. Görebildiğimiz gibi, kadınlar hep bu şekilde davranıyorlardı. Eğer cinsel devrim olduysa, bu cinsellik konusundaki cahilliğin azalmasında oldu. Her geçen gün erkek ve hanımefendi sayısı azalıyor. Olaylara “iyi kız” - “kötü kız” çerçevesinde bakacağınıza, olaya “VEREN” “VERMEYEN” çerçevesinde bakmanız daha yararlı. Örneğin VERMEYEN sizi sadece bir oyuncak, ATM kartı veya kullan-at olarak görür. Bu tip kızlar tamamen KENDİLERİNE boğulmuşlardır ve KENDİLERİ için ne 226

alabileceklerinden başka bir şey düşünmezler. Anne olarak, çocuklarını “annelik duygularını” verebilecekleri aracılardan başka bir şey olarak görmezler. Kendi hayatlarını gerçekten kocalarına ve çocuklarına vermezler. VEREN kız tatlı bir kız olmaya meyillidir. Çocukları ona daha fazla statü veren incik boncuklar olarak değil, uğruna fedakarlık yapıp hayatını yatıracağı kişiler olarak görürler. Bu duruşu size karşı da geçerlidir. Bu tip bir kadın ideal anne ve eştir. “İyi” ya da “kötü” kız şeklinde düşünmek yerine, “veren” ve “vermeyen” kız çerçevesi daha aydınlatıcı. bp1947 senin yorumunu gerçekten sevdim: Alıntı: Bir erkek cinsel organlara bağlanamaz. Kadın gibi davranmasını bilen ve erkeğini de erkek gibi hissettiren tam bir kadına bağlanabilir. AYNEN! Cinsellik her şeyi cinsel uzuvlarla düşünecek kadar sapıklaştı. Oysa cinsellik tüm vücudu, zihni ve ruhu kapsar. Alıntı: Kadınlar erkeklerinin kendilerini kadın gibi hissettirmesini isterler ve bu iki yönlü çalışır. Günümüzde çoğu kadın düzenli seksten çok daha fazlasını sunmuyor ve seks bu kadar kolay veriliyorken, bir erkek neden bir kadına bağlansın ki? Genç erkeklerin evliliği umursamadığı ile ilgili yeni haberler (bu bir trend) okuyup duruyorum, Atlas’ın dünyayı umursamaması gibi. Ayrım mükemmel. Kadınları memeler, kıç, vajina, vs.den ibaret görmek yerine, erkekler sadece GERÇEK bir kadınla evlenmek istiyorlar. Ama karşılaştığım HER kadın, “ben erkekleri anlıyorum” diyor (bunu aynı kendine güvenle kadınlar için söyleyecek bir erkek bulamazsınız). Erkekleri nasıl KONTROL edeceklerini ve onları nasıl mutlu edeceklerini bildiklerini sanıyorlar. Ama o kadar KİBİRLİ ve YANLIŞLAR ki çok gülünç görünüyorlar.

227

Bugünlerde cinsellik hakkında “öğrendiğimiz” her şey evrim teorileri, düzmece psikolojiler, post-it siyasi söylemler. Bugünlerde cinsellik konusunda gerçek bir bilgi yok. Kızların hanımefendi, oğlanların erkek olmaları konusuna hiçbir vurgu yok. Dünyanın GERÇEK bir Cinsel Devrim yaşama zamanı geldi! Dipnot: [1] - Eski Ahit’te kısaca Özdeyişler veya Meseller olarak anılan kitap.

228

İlgi Orospuları http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16513&page=2 BGMan wrote: Crowes’un yazdıklarını okuyup inananlar, eğer bir an önce uyanmazlarsa, İLGİ OROSPULARININ ağına düşüp onlar tarafından kullanılacaklar! Evet, erkek ilgisini çekebilmek için elinden gelen her şeyi yapan “ilgi orospuları” varmış gibi görünüyor. Ama ben onları olayın meyvelerinden çok olayın kendisini seviyorlar diye düşünüyorum. Balık avlamayı seviyorlar ama yakaladıkları balığı umursadıkları yok! Kadınlar bekaretlerini alan ve sıklıkla kendilerine dönen erkeklere daha çok bağlanırlar. Ama Crowes’un söylediği şey çok doğru. Baylar, aşağıda okuyacaklarınızı kafanıza işlenene kadar tekrar tekrar okuyun: Pook platformun tepesine atladı ve bağırdı: Alıntı: Kadınlar seks ile saygı arasındaki farkı bilmezler. Kadınlar sekse para gibi bakarlar zira onu değiş-tokuş aracı olarak görürler. Aslında alaycı bir şekilde, biz erkekler saygı ve paraya seks gibi bakarız zira ikisinin de hamile kalıp çoğalmasını bekleriz. Her neyse … Peki bunu söyleme nedenim nedir? Şu: eğer bir kadının ahlakını ve dürüstlüğünü tartışacaksak, sonsuza kadar burada tartışıp dururuz. Görebildiğim kadarıyla, bir kadının “dürüstlük/bütünlük” olarak sahip olduğunu düşündüğümüz şey, erkeğini elinde tutmak, aile şerefini (özellikle de babasınınkini) korumak ya da erkek faziletlerinin dinin içine eklemlenmesidir. Kadınların yüksek şeref kodlarını ve aşkınlığı takdir yeteneği erkekler kadar gelişmemiştir (buna ERKEKLERin sahip olmasını takdir ederler, kendilerinin değil).

229

BGMan, sen ilgi orospusunu kötülüyorsun. Ama dişilik dediğin tam olarak ilgi orospuluğu zaten. Çoğu kadın neyden korkar? Kız kurusu olmaktan korkar. “Aşk” denilen yanar döner duyguyu tadamamaktan ve aşık denilen şeyi hiç bilmemekten korkar. Pook elinde bir kitabe tutuyordu. Kitabenin üzerinde, Erkek Faziletleri vardı. Felsefe, Şeref, vs. Kadınlarda iffet, tek bir erkeğe bağlı kalmak, vs. vardı. Bunlar kadın faziletleridir. Kadın Evreninde, kadınlar arasında kimin daha çok erkek ilgisi aldığına göre kurulan bir aristokratik hiyerarşi vardır. Pook yukarıyı gösterdi. En tepede evlilik vardı. Evli kadın bu aristokrasi içinde, evli olmayan diğer tüm kadınlardan daha yukarıdaydı. Evli kadının kendisine bağlı bir erkeği vardı. Bu nedenle de o kadınsıydı, feminendi. Erkekler günün birinde tüm dünyanın saygısını kazanma hayali kurarlarken, kadınlar kendi evliliklerinin hayalini kurarlar. Neden? Zira bu onların aşkınlığıdır. Pook kitabenin alt kısmına işaret etti. Daha aşağı indikçe bir örüntü beliriyordu. Evli kadından sonra nişanlı kadın geliyordu. Sonra erkek arkadaşı olan kadın. Sonra da güzel olup da bir erkeği olma potansiyeli olan kadın. Pook kitabenin en altına işaret etti. Bir erkek elde edemeyen kadın. Diğer kadınların tepeden baktığı ve aşağı diye yaftaladıkları kadın. Kadınların gözünde, o****u olmak, kız kurusu olmaktan iyidir. Pook kadınların kitabesini yukarı kaldırdı.

230

Kadın Faziletlerinden ne öğrenebiliriz? Hiçbir şey. Bunlar çürümüş şeylerdir. Erkekler kendilerini kim dünyayı en iyi şekilde fethedecek diye sıralarlar, kadınlar ise kendilerini kim erkekleri en iyi şekilde fethedecek diye. Erkek ilgisi! Bunlar kadın skor sisteminin puanlarıdır. Tüm kadınlar, çeşitli seviyelerde ilgi o*****udur! Sadece bazı kadınların erkek ilgisi peşinde koştuklarını düşünebilirsiniz ve bunlara ilgi orospusu deyip diğerleri iyidir diyebilirsiniz. Ama bu bir İyi Çocuk illüzyondur (bazı kadınlar seks isterlerken diğerleri iyi kızdır yanılgısı gibi. Tüm kadınlar seks isterler, özellikle de “İyi Kızlar”). TÜM kadınlar erkek ilgisi isterler. Nokta! Öyle bir kadının sizi başka biri için terk etme ihtimali var tabii ki. Demek istediğim şu ki bu ilgi “orospuları” Kadın Faziletleri Kitabesini takip ediyorlar. Birgün fark edecekler ki eğer iyi bir erkek istiyorlarsa, Erkek Kitabesini takip etmeye başlamaları gerekecek. Pook Kadın Kitabesini ateşe fırlattı. Kadınları anlamaya çalışmak yerine (hiçbir şeyi nasıl anlayabilirsiniz ki? Kral Lear’ın diyeceği gibi: “Hiçbir şeyden hiçbir şey çıkmaz.”), gelin şunu alalım … Pook Erkek Tabletini yukarı kaldırdı. Ve yeniden Erkek olalım.

231

Alışkanlık Her şeydir http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=28651 Benim başarımın nedeni alışkanlıklarımdır. Don Juanlık tüm bu pozitif alışkanlıkların toplamıdır. Bunun dışındaki diğer fikirler oldukça sönük kalıyor. Bazı kişiler forumdaki konulara sanki onları Don Juana çevirecek sihirli değnekler mevcutmuş gibi tıklıyorlar. Diğerleri de kutsal kitaptaki kutsal ruh onlara etki edecek ve onları birer Don Juana çevirecek sanıyorlar. Ancak bunlar çok saçma. “Saçma mı Pook ?” ... Evet, saçma. Bunlar gerçekten kökleri derine gitmiş harika zihinsel formüller olsalardı bile seni kadınlarla başarılı falan yapmaya güçleri yetmezdi. Kendine bak! Sandalyende öylece oturuyorsun? Kızları elde etmeye orada otururken nasıl başlayacaksın? “Derin bir nefes alacağım, özgüvenimle dışarı çıkacağım ve kızları alacağım mesela, olmaz mı?” Bu biraz ofansif ve dengesiz bir söz oldu. İşe yarayabilir ama senin gücünü bir hayli zayıflatır. Çünkü özgüven rahatlık demektir. Demin bahsettiğin örnekteki gibi kendini senin benliğine çok yabancı bir durumu gerçekleştirmek için zorlamamalısın! Alışkanlıkarını değiştir ki hayatın değişsin. Kızlarla konuşmayı bir alışkanlık haline getir. Sosyal olmayı, buluşmalara gitmeyi, hatta Don Juan olmayı bir alışkanlık haline getirmelisin. Ama Pook! Tüm bunlar benim için büyük şeyler ... Büyük meydan okumalara odaklanmana gerek yok. Odaklanman gereken ufak ama sürekli olanlardır. Evet, güzel bir kızla konuşmak için kendini zorladığında beynin bunu büyük bir meydan okuma haline getirecek. Ama sen bu kızlarla konuşma işini devamlı yaptığın normal bir olay haline getirmelisin. Şu an o tek bir kızla konuşmak uzun bir örgüde bulunan bir diğer ufak ilmek gibi olmalıdır. 232

Şöyle düşün. Kadınlar Buzlu Su Gibi Değillerdir “Tereddüte düşen, zihinsel mastürbasyon yapıyor demektir” derler. Ya da “Yaşlandığında aslında neler başarabilirdim diye düşünüyor olduğunu hayal et. O yüzden ya şimdi yapacaksın ya da öleceksin!” diye düşün derler. Hatta bazı insanlar bu

kızlarla

tanışma

konusunda

kendilerini

ikna

etmek

için

olumlama

(başarabileceklerini kendi kendilerine tekrar ederek telkin etme) teknikleri kullanırlar. Ama

kızlarla

tanışmaya

adım

atma

meselesi

kişinin

kendine

bu

kadar

yabancılaşarak uygulaması gereken bir şey değil. Kızlarla konuşmak buz dolu bir suya atlamak gibi ele alınmamalıdır! Kafanda savaş narası atar gibi slogan döndürerek bir anlık cesaretle kıza yaklaşmaktansa, kızı ılık bir su gibi görmelisin. Tıpkı içine girdiğinde rahat hissetmeni sağlayacak ılık bir su gibi. Dolayısıyla savaşa girer gibi kendini silahlandırmana gerek kalmayacak bu durumda olacaksın. Kızlara yaklaşıp muhabbete girmek tıpkı spor salonunda ağırlık basmak gibidir. Spora devamlılık için de şart olan şey alışkanlık haline getirmektir. Alışkanlık haline getirilmezse spor yapma işi yürümez. En iyi antrenman programını harika bir formda uygulayan ancak bunu sadece birkaç defa yapan adama karşılık kötü bir antrenman programını sürekli şekilde uygulayan adam üstün gelecektir. Aynı mantıkla sende kızlara karşı en yetenekli ve doğal oyuna sahip kişi değilsin. Ama şunu bil! Ben de öyle değilim. Ancak, senin o süper yetenekli adamlara karşı avantajın var: sen bu konuda istikrar gösterebilirsin. Evet, o yetenekli adamlar ayda bir kızla gidip konuşuyorlarsa (tanımadıkları bir kıza gidip açılış yapmaktan bahsediyorum), sen bunu çok daha sık yaparsan daha iyi sonuçlar elde edeceksin. Ve sonunda, yetenekli adam paslanırken senin yeteneklerin keskinleşmiş ve parıldıyor olacak. Şu An ne yapmakla meşgulsun ? İnternet sörfü mü ? Bunu her gün mü yaparsın ? Yoksa son teknoloji oyunlara mı sarıyorsun ? Peki bu negatif alışkanlık atlıkarıncasından (sürekli aynı yere döndüğün kötü alışkanlıklar) nasıl kurtulursun ? Eğer alışkanlığını değiştirebilirsen, hayatını 233

değiştirmiş olacaksın. Alışkanlıkların senin kehanetindir, gelecekte ne olacağını belirler. Dayan ve o alışkanlıkları değiştir ve böylece hayatın değişecek. Yani kafandaki o belirli tek bir kıza dışarı çıkmayı teklif etmek, onunla konuşmayı hedeflemek yerine, bu konuşma ve davet işlerini sürekli olarak yapmaya odaklan (farklı kızlarla). Böylece o kafandaki takılı kaldığın özel kız rutinindeki sıradan bir kız haline geliverecek. Rutinine odaklan, tek bir kıza değil. 5 sene sonra kendini nerede görüyorsun ? Umarım ki, hala bu sitedeki yazıları okuyor olmayacaksın. Seninle hoşuma giden bir hikayeyi paylaşmak istiyorum: 22 yaşında babasının fırınında çalışıyordu. Evliydi ve bir çocuk bekliyordu. Dolayısıyla masrafları yükselmişti ve babasından zam istedi. Ama babası ona bir zam yapmadı. Bu yüzden cebinde sadece 22 dolarla fırındaki işinden ayrıldı. İnşaat bölgelerinde popüler olacak bir sandviç işletmesi başlattı. Sonrasında da, inşaat işine girdi ve Californiadaki en büyük inşaat firmalarından birinin sahibi oldu. Sonunda bir futbol takımı satın aldı ve takımı ulusal şampiyonada birinci olmayı başardı. Bu adam kimdi ? Alex Spanos! Buraya kadar nasıl geldi. Şöyle söylüyor : “Alışkanlık!”.

Yaptığı

şey,

hayatının

5

yılında

yapmak

istediği

şeyleri

detaylandırmaktı. Bu hedeflerine ulaşmak için her gün çalıştı ve yavaş yavaş ilerledi. Aslında o hedeflere 5 yıldan önce bile ulaşabilirdi. Diğer erkeklerden farkı şuydu ki. Hayalleri vardı, birkaç tane hedefi vardı. Ve bu hedeflere ulaşmak için zaman limiti koydu. 5 sene olmak zorunda değil. 2 ay olabilir. Ve bu hedeflerin diğer insanlara bağımlı, onların insafına kalmış olmasın. Kilo vermek istiyorum / kas yapmak istiyorum diyebilirsin mesela. Hayatına çeki düzen verebilirsin, istediğin o işi kapabilirsin, daha sosyal olabilirsin, her neyse ! Ama “şu kadar zamanda kız arkadaş edineceğim” diyemezsin. Çünkü bu hayalin gerçekleşmesi diğer insanlara bağlıdır / onların insafına kalmıştır. Bunun yerine “kızlarla konuşma işini rutinim haline getireceğim,

234

onlara buluşmalar teklif edeceğim, daha sosyal olacağım” demelisin. Hedefin senin gerçekliğin haline dönüşecek. Alışkanlığa odaklan Aristo şöyle diyor, “Biz alışkanlıklarımızın toplamıyız”. Bu çok doğru bir görüş. Kızlarla başarılı birçok erkekle görüştüm. Bu erkekleri başarısız olanlardan ayıran alışkanlıklarına odaklanmalarıydı, belli bir kıza ya da yönteme değil. Bu erkekler şöyle diyorlardı “bu hafta 20 kıza buluşma teklif edeceğim”. Ve neredeyse her durumda, 20’ye erişemediler çünkü ilk birkaç denemeden sonra kız arkadaş buldular bile! Bu kadar basit ! Doğru alışkanlıkları oluşturma konusundaki her Don Juan serisinin perde arkasında (bu sitede detaylı şekilde anlatıldı) devamlılık en kritik faktör olarak gösteriliyor. Alışkanlık, kafa yapısının çocuğu konumundadır ve bu nasıl düşünürsen ona dönüşeceğinin ispatıdır.

235

Hayat Zor ve Mutsuz Görünüyorsa, Bunu Okuyun! http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=60543 Gizlice siteyi izleyenin farkına varın! Burada bir süre vakit harcadıktan sonra, gizli izleyici şöyle feryat edebiliyor: “Bu internet sitesinin aşk hayatımı daha kolay kılacağını umarak hata yapmışım. İnsanlığın nasıl gösterildiğine bakın hele! Buradaydım, sadece daha kolay seks yapmanın yollarını arıyordum. Şimdi ise tüm hayatımı gözden geçiriyorum! Daha önce hiç düşünmediğim şeyleri düşünüyorum ve daha önce hiç hesaba katmadığım şeyleri hesaba katıyorum. Bu internet sitesi hayatımı DAHA KOLAY yapmadı, DAHA ZOR hale getirdi!” Ama soru aşk hayatınızın daha kolay ya da zor hale gelip gelmemesi değil, bunun doğru olup olmaması. “Az önce ‘doğru’ mu dedi?” Evet, öyle dedi. Ama önce sorunun temeline inelim. “Bu internete sitesi işleri daha zor hale getirdi. Kör olduğumun da farkına vardım. Yapacak çok işim var,” diyorsun. Ama sana acı veren şey bu değil. Melankolinin sebebi şu: “Hiçbir şeyi göze almak zorunda kalmayan, rüyalarını danışmak zorunda kalmayan ve sonunda büyük bir mutluluk içinde yaşayan diğerlerini görüyorum.” Ah bu tehlikeli internet sitesi! Don Juanlar şimdi kulaklarınıza kötülük fısıldayan birer kötü adamlar? İşler neden daha zor ve acı verici bir hal alıyor gibi? Aşk ve hayatta iki yolunuz var. 1) Kendi hayallerinizi yaşarsınız. 2) Başkalarının hayallerini yaşarsınız. Şu ana kadar buraya dökülen her makale, her teknik, her ipucu, kadınları tatmin etmek ve kadınların sizden hoşlanmasını sağlamak filtrelerinden geçti. Bütün bu “kadınları elde etme” tavsiyelerini 3 kelimede özetleyebilirim: 236

Alıntı: Hayallerinizi çöpe atın. Tipik bir erkeği ele alalım. Hangisinden daha çok korkar? “Hoşlandığı kızın terk etmesinden mi?” yoksa “hayallerini terk etmekten mi?” “Bu öyle siyah - beyaz değil! Bir ilişki bir miktar taviz gerektirir” diyerek itiraz ediyorsunuz. Evet bu doğru ama genç erkekler doğru olmamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Hayır, her şeyin ve hayatın size boyun eğmesini bekleyemezsiniz. Ve hayır, bir kızın tüm hayallerinden sizin için vazgeçmesini de bekleyemezsiniz. Burada ana fikir aynı hobilerden hoşlanmak ve birbirinizin çekici olduğunu düşünmek değil. Hayır, ana fikir hayatta aynı yöne gitmek. “Hem hayallerine hem de kıza sahip olabilirsin.” Evet ama sadece ilk olarak hayallerini kucaklayıp sonra kızı kucaklarsan. Eğer önceliğin kız olursa, kızın tercihlerine göre bazı hayallerini yaşamana izin verilir bazılarına izin verilmez. Bu nedenle zaten olay aşk hayatınızın ZOR ya da KOLAY hale gelmesi değil, DOĞRU ya da YANLIŞ olup olmaması diyorum. Yanlış Aşk ve Yanlış Hayat, başka birinin rüyalarını yaşamaktır. Bu bazılarını mutlu edebilir (özellikle de hayalleri olmayan ve hayal kurmayacak olanları). Bazıları daha melankolik olacaktır ve geri kalanlarımız ise kendimize yalan söyleyip duracağız. “Ama Pook! Erkekler bu tuzağa nasıl düşüyorlar?” Çünkü hayallerini kızın üzerine kuruyorlar ve kız onların “rüyalarındaki kız” oluyor. Bu da, erkeğin kendisini hem hayalini hem de kızı elde ettiği şeklinde kandırabilmesini sağlıyor. Aşk ve hayatta iki yol var. Ya kendi hayallerini yaşarsın ya da başkasının hayallerini. Bu yollardan biri KOLAYDIR. Diğeri ise ZORDUR. Bu yollardan biri GÜVENLİĞE çıkar. Diğeri ise ÖZGÜRLÜĞE çıkar. Parayı aşk ve hayata benzeteceğim. Zengin insanların nasıl yaşadıklarını ve nasıl arabalar kullandıklarını biliyoruz. Bu paragrafta, herkesin zengin insanların sahip olduklarına sahip olmak istediğini varsayalım. Bunun (en azından bu paragrafta) iki yolu var. Birincisi, borç alarak lüks bir araba, büyük bir ev, vs. almak. İkincisi ise bu 237

tür lüksleri gerçekten satın alabileceğiniz mal varlığını ve serveti biriktirmek. İlk yol KOLAY. İkinci yol ise ZOR. Birinci yol çok az riskli. İkinci yol ise oldukça riskli (servet kazanmak dışarı çıkıp yaratma cesareti ister. Borç almak ise cesaret istemez). Borç alarak, size borç verenler için çalışan birine dönüşürsünüz. Ve biliyor musunuz, dünya sizi borç para ile yaşamaya teşvik ediyor. 30 yıl boyunca anca ödeyebileceğiniz ev kredisi almak çok kolay. Posta kutunuza bakın. O mektubun içinde yeni bir önceden onaylanmış kredi kartı var değil mi? Bu hafta aldığınız üçüncü kredi kartı. Zengin görünen ama aslında büyük bir borcun altında olan çok fazla sayıda insan var. Hayatlarının geri kalanını, günlerinin çoğunu bankalara ve otomobil şirketlerine borç ödeyerek geçirecekler. Genç erkekler de kadınlar konusunda aynı şeyi yapıyorlar. “Zengin” görünüyorlar zira kadınları var ve bunu tadını çıkarabiliyorlar, ama bunun için ödemeleri gereken bedel neydi? Kimin hayallerinin peşinde koşuyorlar? Ve bu tercihleri nedeniyle kim için çalışıyorlar? Hem baştan çıkarıcı hem de iyi çocuk, kadınların hayalleri için çalışırlar zira kendilerine ait hayalleri yok gibidir. Bu, güvenlik için ödedikleri bedeldir. Ve borç parada olduğu gibi, dünya sizi KOLAY yolu seçmeye teşvik ediyor. Filmler bu “aşk” denilen, uğruna hayallerinizi feda etmeniz “gereken” şeyi örnek gösterip duruyorlar. Pop şarkıları Kadın Tanrıçaya adanmış modern dualar gibiler. Hem o tanrıçayı hem de sizin kadın takdiri bağımlılığınızı (bu bağımlılığa günümüzde erkek “aşkı” deniliyor) tatmin ediyorlar. Ne demek istediğimi daha iyi anlatmak için size bir grafik göstereyim. Pook sahneye bir ekran çıkardı. Işıkları açın lütfen. Teşekkürler. Bu, baylar, benim Emniyetli Yol dediğim şey. Genç erkeklerin 90%ının sorgusuz sualsiz girdiği yol: Emniyetli Yoldaki Zaman Farkı Şimdi Kız: Kız arkadaşı ya da kız arkadaşları var. Arkadaşlar: Eski kankaları ile takılıyor.

238

İş: İdare eder bir iş. Düzenli maaş. Faturaları ödüyor. Aile: Aile sizi seviyor. Sonra Kız: Kız yok ya da aynı eski kız. Arkadaşlar: Aynı arkadaşlar. İş: Aynı ya da benzer bir iş. Belki işinde yükseldi. Aile: Aile sizi seviyor. Pook elindeki sopa ile grafiğe vurdu. Hem şimdiki hem de sonraki aşamalarda, ailesi ve arkadaşları adamdan memnunlar. Sonuçta bir kız arkadaşı var. Kankaları var. Gereğinden fazlasını sağlayan düzenli bir işi var. Ve ailesi tarafından seviliyor Sonuçta babası ne yolu izlediyse o da aynı yolu izliyor. Daha ne ister ki? Şimdi gözlerinizi “sonraki” tarafa çevirin. Adam birgün yataktan kalkacak ve “vasat” biri olduğunun farkına varacak. Bu geçen zaman içinde hiç büyümedi ve gelişmedi. Eskiden neyse şimdi de o. Tek fark artık yaşlanmış bir vücudun içinde. Peki hayalleri nerede? Tamam, şimdi de diğer grafiğe bakalım. Alıntı: Özgürlük Yolundaki Zaman Farkı Şimdi Kız: Kız yok. Arkadaşlar: Birçoğunu geride bıraktı. İş: Geçici işler. Bazen işsiz. Aile: Adamın bir kaybeden olacağını düşünüyorlar. 239

Sonra Kız: Kendinden ve hayatından hoşlanan bir kız (ya da kızlar) var. (Hayat daha da zenginleşiyor zira kadın onunla, rüyalarını gerçekleştirmiş vaziyette ve sadece bir yük beygiri değil.) Arkadaşlar: Yeni arkadaşlar. (Genellikle daha zeki, cool ve daha iyi insanlar). İş: Her zaman hayal ettiği işe girdi ya da işi kurdu. Aile: Onu bir başarı öyküsü olarak görüyorlar. Pook elindeki sopayı grafiğer vurdu. Burada ilk başta bir kaybeden gibi görünüyor. Ama sonunda kazanıyor. En yakındaki kıza gitmek yerine kendi sevdiği şeyleri seven bir kız bulmak zor ve acılı. (Not: Bütün dikkatler neden kendimizi ihmal ederek bir kız arkadaş edinmekte? Cevabın bariz olması lazım.) Ah evet bir de iş var. Geçiş dönemindeydi. Değişik işler deniyordu. Yeni işler kuruyordu. Hatalar yapıyordu. Emniyetli Yol hata yapmaktan çok korkar. Aslına bakarsanız, Emniyetli Yol hatasız olmakla övünür! Ama sonunda Özgürlük Yolu, kendi iş tercihi sınırlarında bir iş bulur. Özellikle dikkat çekici bulduğum şey, Özgürlük Yolunda hüsranın erken başlaması ama zamanla yok olması. Bunun tersine Emniyet Yolunda ilk başlarda acı yok ama acı zaman içinde birikiyor. Zavallı ruh acı çekiyor ve kendisine yalan söylüyor. Mesela “ben saygıdeğer yolu seçtim” gibi. Ama sen hayallerini şereflendirmedin ve sana verilen Hediyeye ihanet ettin. Burası işte, yazının başında bu sitenin daha fazla acı ve hüsran yarattığını söyleyen genç adamın görünüşe göre anlamadığı şey. Belki de iğne benzetmesini tekrar hatırlamamız gerek. İğne başında acı verir, burada öğrendiğiniz birçok şeyin acı verdiği gibi. “Emniyetli yol” varken aksiyon almak ve hayallerinizi gerçekleştirmeye çalışmak, başlangıçta zordur ama aşı nasıl zaman içinde acı vermiyorsa, özgürlük yolunun zorluğu da zaman içinde biter. Ama aşı 240

olmayanlar hayatlarının ileri aşamasında hastalıkla karşılaşacaklardır. Aşı olanlar için ise, her geçen gün daha melankolik ve karanlık değil, muhteşem ve parlak olacaktır. İbret alınacak bir öykü daha anlatayım. Genç bir adam, şu anki yaşamının hüsran dolu ve zor olmasına deli oluyordu. ”Yozlaşmış Doğa!” diye öfkeden kudurmuş bir şekilde yumruğunu gökyüzüne salladı. “Sen ne kadar da adaletsizsin!” Doğa cevap verdi, “Ahmak genç! Bu ‘acı’ ve ‘hüsran’ benim terbiye yöntemlerim. Acı çekmekten zevk alamayacağını biliyorsun. Ama şunu bil ki, hayat karşısında alçak gönüllü olan, benim yöntemlerimi öğrendikçe, terbiye yöntemlerim yok olacaklar ve yaşamın meyveleri onların kucaklarına düşecek. Dersini alana kadar, seni terbiye etmeye devam edeceğim.” Belki de özellikle kalpleri kadınların getirdiklerini iddia ettikleri “emniyet” için atan korkmuş genç erkekler, hayati sorunu bir de bu tarafından ele alabilirler. Belki de kendilerine şunu diyebilirler: “Rüyalarımın kadını mitinin kaynağı, benim hayallerimi kadının üstüne kondurmamdır. Tanrıya şükürler olsun ki şimdi o zincirlerden kurtuldum! Şimdi kendi hayallerimi kucaklamayı biliyorum ve bu tercihe bayılacak olan kızlar, rüyalarımın kadını olmayacaklar ama rüyalarımdaki kadın olacaklar.” Peki sıradan bir erkek için umut var mı? “Sıradan olmayın.” Peki bunu nasıl yapacaksınız? “Sıradan erkeklerin yapmadıkları şeyleri yaparak.” Yani? “Önce kendi hayallerinizin peşinden koşacaksınız, kızlar sonra gelecekler.” Emniyet Yolunu seçenlerde sıklıkla gördüğüm ortak şey, bir “hayallerimin kadını” yaratmaları ve onunla evlenmeleri. Bu beylerle konuşun ve karıları hakkında sorular sorun. Karılarını, büyük bir tutku ve heyecanla, en mükemmel ve muhteşem eş olarak tanımlayacaklardır. Kadın şişman cadının teki olsa bile! Karınızı takdir etmelisiniz ama o şekilde yoğun bir heyecan ve sonsuz tutku hayallerinize aittir, belli bir kadına değil. Dante’nin hatasını tekrarlamayın ve Beatrice’inizi devasa bir cennetten düşme yaratığa çevirmeyin.

241

Fark çok açık. Emniyet Yolunda olanlar hayatı aşka sunarlar. Özgürlük Yolunda olanlar ise aşkı hayata sunarlar. Emniyet Yolu sadece aşka çıkar. Özgürlük Yolu ise önce hayata çıkar ve sonra hem hayata hem de aşka çıkar. Biri hayallerini bir kıza yansıtır. Diğeri kızı hayallerine davet eder.

242

Neden “Sadece Arkadaş Olalım” http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=15877 Deneklerimizi sorguya çekelim … AFC ya da Bay İyi Çocuk, ağlayarak içeri girer. Pook lambayı AFC’nin gözlerine tutar ve onun etrafında tur atmaya başlar. “Bay İyi Çocuk, neden bu kadar üzgünsün?” “Çünkü … (ağlayarak) sevdiğim kız beni sadece arkadaş olarak görüyormuş!” “Ne? Peki bunu nereden biliyorsun?” “Çünkü onu sürekli buluşmaya çağırıyorum ve o da bana ‘sadece arkadaş olalım’ diyor.” Zavallı İyi Çocuk! Kalbi paramparça olmuş bir şekilde yere dağılmış! Kendisi için üzgün hissetmek istiyor, başkalarının kendisi için üzgün hissetmesini istiyor ve hayatın bu noktaya gelmesinden nefret ediyor. Ama İyi Çocuğun kalbinin parçalarını yerden toplamasını durduralım … “Söyle bana, İyi Çocuk, ne yapmaya çalışıyordun?” “Şey (burnunu çekerek), bu kızla arkadaş olarak ona daha yakın olabileceğimi düşünmüştüm. Ona yakınlaşmak istemiştim. Böylece belki aramızda bir şey olabilirdi.” Bu çok yaygın bir hata. Güzel bir kadının çevresinde onunla “arkadaş olmak” isteyen bir sürü erkek vardır. Ama bu arkadaşlık mıdır? Bir sonraki deneği getirin! Odaya güzel kadının kendisi girer. Sandalyeye oturur. Pook lambayı kadının gözlerine tutar ve elleri arkada kadının etrafında turlamaya başlar. Şimdi kadın! Bu çocukla neden buluşmaya gitmedin? “Ben onu o gözle görmüyorum. Biz sadece arkadaşız.”

243

Gerçekten arkadaş mısınız? Ah kadın! Bu adam sana gerçekten neyi hatırlatıyor? (Kadın biraz düşünür) “Onu erkek kardeşim gibi görüyorum.” Erkek kardeşin gibi mi? Başka deyişle, İyi Çocuğu cinsellik ile beraber düşünmek kadını korkudan titretiyor! Korku! Kadın onu erkek kardeşi gibi görüyor zira adam gerçekten de bir erkek kardeş gibi davranıyor. Onun için ekstra şeyler yapıyor ki ( aralarında cinsellik olmayan bir ilişki bağlamında) bunlar bir erkek kardeşin yapacağı şeyler. Bir kadın ile aranızda herhangi bir romantik ilişkinin yeşermesini ummanız için, kadının size cinsel şekilde bakması lazımdır. Wyldfire buna “buluşmaya değer” der. Kadınlar tamamen cinsel varlıklar olduklarını itiraf etmeyeceklerinden, bunu bu şekilde ifade ederler. İyi Çocuk kızın peşinde, garip bir arkadaşlık yoluyla koşuyor. Ama gelin bu işi tamamlayalım. Don Juan’ı getirin! Don Juan odaya girer ve kendine güvenli bir şekilde sandalyeye oturur. Don Juan, sen kızlarla arkadaş olup nasıl başarılı oluyorsun da İyi Çocuk başarısız oluyor? “Pook, bu tamamen eğlenmek ile ilgili. Arkadaşım olan kızlar var. Bu kızlarla konuşuyorum, takılıyorum, onlarla eğlenceli vakit geçiriyorum. Acı gerçek şu ki İyi Çocuk maalesef Eğlenceli Çocuk değil. Bir kadın sizi o şekilde görmediği sürece sizinle çıkmayacaktır, yani bir başka deyişle, sizinle kendisini iyi hissetmeli ki bunun anlamı sizinle iyi vakit geçirmelidir.” Aynen! Özellikle ilk başlarda, en iyi buluşmalar aksiyon buluşmalarıdır. Sadece konuşmak yerine beraber bir şeyler yapmak, sinemaya gitmek ya da bir şeyler yemek daha eğlencelidir. Kız ne kadar iyi vakit geçirirse, size karşı o kadar fazla çekim duyar. Arkadaşınız olan kızlar varsa, yani romantik olarak yürümediğiniz kız arkadaşlarınız, siz onlarla sadece iyi vakit geçirmek için görüşüyorsunuz. Onlarla beraber vakit geçirmek hoşunuza gidiyor.

244

Kadın ne kadar iyi vakit geçirirse o kadar fazla çekim duyacaktır. Sonunda da romantik hedefini size doğru çevirecektir. İyi Çocuk “arkadaş” olduğunda, eğlenceli midir? Nadiren. Kız ile “bağlantı” kurmak için her yolu dener. “Kızı tanımaya çalışır” ama kız sıkıntıdan patlar (sonunda da onu duygusal tampon olarak kullanır). Bir kız, kendisini sıkıntıdan boğan bir erkekle birlikte olmayı düşünmeyecektir. Eğer kadınlarla ilişkilerde tek bir kural olsaydı, o kural ONLARI ASLA SIKINTIDAN PATLATMAYIN olurdu. Onları güldürün, eğlendirin hatta ağlatın ya da utandırın. Ama kesinlikle sıkıntıdan PATLATMAYIN. Bir de rahatlık faktörü var. Bildiğiniz biriyle buluşmaya daha çok meyillisiniz değil mi? Kadınlar için de durum bu. Sizinleyken rahat hisseden bir kız, sizinle çok daha büyük ihtimalle ilgilenecektir. Arkadaşınız olan kızların sizinle ilgilenmesinin bir başka nedeni daha vardır. Sayılar. Gelin bu konuyla kendimizi eğlendirelim. Kadınlarla Başarı konusuna bakmanın başka bir yolu daha var. Burada başarı şöyle tanımlanabilir: Kadınlarla Başları [(A x P)C+M] x W A= İlk İzlenim P= Kişilik C= Zorluk M= Gizem W= Kadın Sayısı Hangi alanda yüksek seviyedesiniz? Hangi alanlarda çalışmanız lazım?

245

Dışa dönük İyi Çocuklar, içe kapanık Don Juanlar’dan daha başarılıdırlar. W SIFIR olduğunda, siz ne kadar mükemmel ve çekici olursanız olun, başarınız sıfır olacaktır. Sayıyı arttırmak, başarı şansını arttıracaktır. Arkadaşınız olan kız sayısı arttıkça, “W” artacaktır. Bir hatunla arkadaş olduğunuzda, bu aranızda bir şey olmayacak anlamına gelmez. Bunun yerine, hatunu (güzel olduğundan ya da başka bir sebeple) eğlence olarak görürsünüz ve onunla vakit geçirmekten zevk alırsınız. Tam bu noktada sadece arkadaş olalım alanına girersiniz. İyi Çocuklar güzel bir kızın yanında olmayı eğlence olarak görürler; Don Juan ise güzel bir kızla eğlenceli bir şeyler yapmaktan zevk alırlar. Fark budur. Pook İyi Çocuğu önüne aldı. İtiraf et! Sinemaya gitmek umrunda değil. Bunu sırf onun yanında olmak için yapıyorsun. İTİRAF ET! "EVET İTİRAF EDİYORUM! DOĞRU! DOĞRU! Ah Pook, çok utanıyorum! (boo hoo hoo)" Pook sonra Don Juan’a döndü. "Ve SEN başarılısın zira sen eğlenmenin peşindesin. Kız ise yolcu koltuğunda.” “Çok doğru, Bay Pook.” Ve unutmayın, Eğlenceli Çocuk kadının GERÇEK arkadaşlığını elde etmekle kalmaz, sonunda onun romantik ilgisini de elde eder. ••• http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=34206 Alıntı: Yazının orjinali Ultra Magnus tarafından gönderildi Çok aptalca bir soru arkadaşlar. 246

Başında çekici bulmadığım birkaç kızdan daha sonra hoşlanmaya başladım. Ama iyi arkadaş olduktan sonra, onları çekici bulmaya başladım ve dışarı davet ettim … ve

her seferinde … Sadece

Arkadaş Olalım cevabı yedim. Kız sizi bir kere arkadaş olarak gördü mü, her zaman arkadaş olarak kalırsınız. Tek çıkış yolu cinsel gerilimdir. Gözlerine biraz daha uzun bakın. Ona “o şekilde” bakmaya

başlayın.

Düşüncelerinizi

alın

ve

gözlerinizden,

yüzünüzden

ve

davranışlarınızdan ona aktarın. Merak etmeyin, kız bunları algılayacaktır. Onun reaksiyonuna göre, ne yapacağınızı bileceksiniz. ÇIKILACAK KIZLAR - ARKADAŞ OLUNACAK KIZLAR şeklinde düşünüyorsunuz. Bunun yerin CİNSEL GERİLİM VAR - CİNSEL GERİLİM YOK şeklinde düşünün. Bildiğiniz bir hatunu cinsel gerilim olmadan dışarı çağırırsanız, onunla Sadece Arkadaş Olursunuz. Aranızdaki şeye cinselliği getirmeniz lazım. Kız bir şeylerin ‘farklı’ olduğunun farkına varacaktır. İkiniz arasında bir şeylerin ‘geliştiğini’ düşünecektir. Ve bundan hoşlanacaktır. Eğer hoşlanmazsa, size ‘cinsellikle’ karşılık vermeyecektir.

247

Gizem Hakkında http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16820 Kızlar ve bildiğim herkes, benim “gizemli” biri olduğumu söylüyorlar. Gizemli olmaya çalışmıyorum. Gizemli olmak gibi bir niyetim yok. Hatta onlara bunu anlatmaya da çalışıyorum. Buna rağmen, onlara gizemli görünmeye devam ediyorum. Gizem, sizin başkalarına gösterdiklerinizden çok daha fazlası. Görünen o ki insanlar, karşılaştıkları herkesi tanımlamaya çalışıyorlar. Nereye gittiklerini anlamak için insanları özenle ayrılmış raflara koymaya çalışıyoruz. Kızlar bunu sürekli yapıyorlar. Kendi fantezilerinde ne rol oynayacağınıza karar vermek için, sizi çözmek istiyorlar. Siz ilişki materyali misiniz yoksa arkadaş materyali misiniz, vs. (AŞIK, ARKADAŞ ya da KAYBEDEN). Eğer onların size biçtiği kalıba sığmamaya devam ederseniz, sizi gizemli diye tanımlarlar. Çoğu insan statiktir. Bundan bir yıl sonra, muhtemelen bugünküyle aynı halde olacaklardır, aynı şekilde davranacaklardır. Ama sürekli akış halindeyseniz, kişisel gelişim ile (ya da öyle demeyi tercih ederseniz kendini- keşfetme ile), sizi hangi rafa koymaya çalışırlarsa çalışsınlar başarısız olacaklardır. İnsanlar Pook’u görüyorlar. "Bak! Atletik biri. Spor hakkında konuşmaktan hoşlanıyor. Muhtemelen bir sporcu.” Pook sonra felsefe konuşuyor. "Şuna bak! Kitap okuyor olmalı! O zaman Pook inek bir sporcu." Pook kadınları dinliyor. "Ah, çok tatlı. İyi Çocuk olmalı!" Pook daha sonra hatundan hatuna atlıyor. "Nasıl ya!? Pook İyi Çocuk ve aynı zamanda oyuncu!" Pook daha sonra bir kadını kızdırıyor.

248

"Ne! Pook piç gibi bir şey!" Pook sonra bir konuşma yapıyor. "Pook’a bakın! Pook bir hatip! Kendi radyo programı olmalı." Pook daha sonra bir dergiye makale yazıyor. "Way be! Pook bir yazar olmalı! Pook’a bakın hele!" Ve bu böyle devam ediyor. Sonunda, Pook’un İyi Çocuk/ Oyuncu/ Piç ve yazar/hatip bir inek/sporcu. Kafalarının karışmasına şaşmamalı. Beni ne kadar çok tanırlarsa, onlara o kadar gizemli görünüyorum zira daha fazla değişim görüyorlar. Kadınlar Pook’u sevebilirler ama tanımlayamazlar. Anti-Dump, utangaç çocuklara, utangaçlıklarını kendileri hakkında fazla bilgi vermeyerek avantajlarına kullanmalarını tavsiye etmişti. Terminator911 şöyle demişti, "Kadın senin hakkında ne kadar az şey bilirse, o kadar çok şey bilmek ister”. İkisi de, buluşmalarını Oprah Şova çeviren ve bu buluşmalarda kendi acınası hayat hikayelerini anlatan erkeklere cevaben konuşuyorlardı. Kadınlar, katman katman ama sağlam bir dağ gibi olan erkekleri severler. Zira tüm kadınlar altın avcısıdırlar. Ya sizin potansiyelinizin ya da şimdi sahip olduğunuz altının peşindedirler. Bu katmanlar boyunca kazmaya bayılırlar. Sizden bilgi alırlar ama her zaman bilinmeyen çok şey olduğunu da bilirler. Sizi tanımlayamamak kadını hayal kırıklığına uğratır. Sizi bu yüzden daha çok sevecektir. Siz ondan bilgi gizlemezsiniz, onun bilgi almak için çaba göstermesini sağlarsınız (kıza hayat hikayenizi anlatmazsınız). Ama siz sürekli olarak değişiyorsunuz. Yani o bir katmanı kazdığında, dağ üç katman yükseliyor. Bu nedenle ikiniz de hiç sıkılmazsınız ve beraber yıldızlara doğru yükselirsiniz. Bunu bir de yerinden sayan erkeklerle karşılaştırın. Kız katmanları kazarken dağ olduğu yerde oturup bekler. Kısa süre sonra hatun, diğer dağların daha yüksek, büyük ve tırmanmaya değer olduğunu düşünmeye başlar. Kız “ben sıkıldım” der ve bir sonraki dağa geçer.

249

İnsanlar, konuşmadıkları ve karşılaşmadıkları insanlarda gizem görmezler. Neden? Zira konuşmadıkları tonla insan vardır ve bunda bir gizem yoktur. Hayır, o insanlar kişinin kafasında “çevre” veya “figüran” şeklinde etiketlenmişlerdir. Siz, bir kadınla o ya da bu şekilde gerçekten iletişime geçtiğiniz andan itibaren gerçek biri olursunuz. Sizden ne kadar zaman ve değer alırsa, sizi bir rafa koymaya o kadar fazla çalışacaktır. Eğer sürekli değişiyorsanız, sizinle ilgili merakı artacaktır. “Çok gizemli bir adam!” Bu şekilde gizemli olmayı istersiniz, hayatınızı saklayarak değil. Tabii hayatınızı saklamayın derken kızı Oprah’a çevirmeyin. Bu şekilde, sizi ne kadar çok insan tanırsa, o kadar insan gizemli bulacaktır. Bu da kızın sizden sıkılmayacağı anlamına gelir. İlgi seviyesi her zaman yüksek olacaktır. Ve bunu da kendisi yapacaktır! “Gizem” aklından bile geçmeyecektir. Sizi düşünecek, ölçüp biçecek ve durduk yere drama yaratacaktır (kadınlar durduk yere drama yaratmakta ustadırlar). Kadın sizin hakkınızda düşündükçe, sizden daha fazla hoşlanacaktır. Görüyor musunuz? Kadının zihnini sizden hoşlanmaya zorlamaya kalkmayın. O sizden hoşlanmak isteyecek. Kendi kendine sizden hoşlanmak için sebepler bulması ile, sizin değerli olduğunuza kendi kendisini ikna edecektir.

250

Sabır: Don Juan’ı Gerçekten Don Juan Yapan Şey http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16770 Her şeye (tip, kendine güven, tecrübe ve hatta kadın ilgisine) sahip olan erkekleri gözlemledim. Ne yaptıklarını biliyor ve çok iyi yapıyor göründükleri için onlara gıpta ediyordum. Kadınlarla bu kadar sorunsuz olmalarına büyük bir saygı duyuyordum. Kabiliyetleri beni kendilerine hayran bırakıyordu. Çalıştığım yerde, herkesin istediği iki kadın vardı. Bu kadınlar ilk başlarda, yukarıda bahsettiğim erkeklere ilgi duyuyorlardı (tahmin edebileceğiniz gibi bu erkeklerin de bu kadınlara fazlaca ilgisi vardı). Ve bu erkekler son taarruz için harekete geçtiler. Tüm çekiciliklerini, ince zekalarını, espri yeteneklerini umutsuzca arzuladıkları bu kadınları elde etmek için ortaya döktüler. Sonunda, bu iki kadın da onlarla ilgilenmeyi bırakıp benimle çıktılar. Peki bu neden böyle oldu? Daha tecrübeli, kendine güvenli, zeki ve yakışıklı adamlar, en çok istenen kadınlar tarafından reddedildi? Ve (bazı alanlarda yetersiz olan) benim gibi biri nasıl oldu da bu playboyların başarısız olduğu yerde zafer kazandı? Bunun tek nedeni sabırdı. Bu adamlar başarısız oldular zira çok aşırı ve hızlı yürüdüler. Birkaç buluşmadan sonra, kadınla evlenmek istiyorlardı. Yürümeleri pürüzsüz olsa da, bir kız arkadaş sahibi olmak için duydukları arzuyu kontrol edemediler. Kadınlar bunu sezdiler ve kendilerini geri çektiler. Kadınlar ilk buluşmalarda, sadece iyi vakit geçirmek ve eğlenmek isterler. Erkekler çok fazla yakınlığı çok erken ve hızlı gösterebilir ve bu da kadınları korkutur. Kadınlar bunu “muhtaçlık” olarak algılarlar. Muhtaçlık, kadınlar için en itici şeydir. Sabır aksiyon almamak ya da korkudan çekinmek demek değildir. İlgilendiğiniz kızı başbaşa buluşmaya davet etmemek sabır değil aptallıktır. Sabır, arzunuzu kontrol edebilmektir.

251

Kadınlarla eğlenin, iyi vakit geçirin. Buluşmalarınızı çok fazla ciddiye almayın.Kadın sizinle yakınlaşmadan önce, sizin yanınızda hem rahat hem de güvende hissetmelidir. Kadının sizin yanınızda rahat ve güvende hissetmesinin anahtarı, birlikte iyi vakit geçirip eğlenmektir. Sabır, aynı zamanda KADINLARI ETKİLEMEDE çok öne çıkan bir meziyettir. O bahsettiğim Bay Pürüzsüzler, kadın adlarını söylediğinde ayağına koşarlardı. Eğer kadın “Selam, (Bay Pürüzsüz elemanın ismi)” dediğinde ne yapıyorlarsa bırakıp kadınlar konuşurlardı. Ben ise kadınların selamlarına selam ile karşılık verip işime bakmaya devam ederdim. Bay Pürüzsüz erkekler, yaptıkları işi kadınla konuşmak için bırakarak aşırı istekli ve muhtaç görünüyorlardı. Ben ise arzumu kontrol ederek “önem” ve “zor elde edilir” görünüyordum. 40larında ve 50lerinde evli ve daha yaşlı kadınlar bana, erkeklerin yaptıkları en yaygın hatalardan birinin, daha bir iki buluşmadan sonra hemen bir ilişkiye atlamaya çalışmak olduğunu söylemişlerdi. Bu daha olgun kadınlar bana, kadınların sadece eğlenmek istediklerini ve erkek eğer yakınlığı ile kadını boğarsa, kadının erkeğe mesafe alacağını söylemişlerdi. Sonuçta kim aşırı istekli ve muhtaç görünen biri ile beraber olmak ister ki? Şimdi buluştuğum bu iki kadından birini seçmem lazım (evet şu an ikisiyle de buluşuyorum). Artık Bay Pürüzsüzler gelip bana “sırrın ne? her ikisini de nasıl tavladın?” diye soruyorlar ve ben de sadece gülümsüyorum.

252

Oo La La! http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=60007 Oo la la! Don Juan’ın aklından bu geçiyor. Oo la la! Sevimli genç kadınla beraberken Don Juan’ın kafasında sadece bu var. La Leydi La Güzellik! Oo la la! “Mösyö Pook! Oo la la!” Ama çoğu erkeğin kafasında “oo la la” yok. Bunun yerine “yeterince eğlenceli miyim? Yeterince ilginç miyim? Hata yapmadan doğru şekilde oynuyor muyum? Tanrım, bana yardım et!” Böyle bir erkeğin önünde bir kadın yok. Hayır, kadın başka bir şeye, kayıp rüyaların müjdecisi, duyguları için güvenli bir liman, onları cool yapacak sihirli bir makineye dönüşüyor. Erkeklerin kadınlara yürümekten korktuklarına inanamıyorum. Neyden korkuyorlar ki? “Seks düşüncesi kafama girince taş kesiyorum!” Orada öylece durup, içinde bir korku ile Medusana baka kalmana şaşmamalı. Her şeyi uygun yerlerinde bırakın. Bir kadına yürüyüp konuşuyorsanız, konuşmaya odaklanın. Bir kadınla buluşmaya gidiyorsanız, buluşmaya odaklanın. Bir kadınla seks yapıyorsanız … o zaman … Oo la la! Kadınla konuşuyorken aynı zamanda seks düşünüyorsanız, ya da seks yaparken onunla konuşmaya odaklanırsanız, her iki aktiviteyi de iyi bir şekilde yapamazsınız! Kadını öperken, onu öpmekten başka bir şey düşünmeyin. Kadına yürürken, onunla konuşmaktan başka bir şey düşünmeyin. Ama siz karşı çıkıyorsunuz … Kadınlar ve Mutluluk

253

“Benim duygularım tamamlanmadı” diyorsunuz ve kadınlara dönüyorsunuz. Ama bir kadın kendi kendisini süt ile dolduran bir meme değil. Kadınların süt bezlerine “mutluluk” dışsal bir kaynaktan sağlanmıyor. Sizin kadının içine koyduğunuz şey sizin ondan aldığınız şeydir. Ve siz kadını “mutluluk suyu” ile dolu görüyorsunuz. Bu süt ile dolu devasa meme, sizi uçuruma sürükleyecek bir seraptan başka bir şey değil. Sizin “duygusal yaralarınız” var ve feminenliği emmek istiyorsunuz (sizin vücudunuzdan feminenlik aksa da) ve “yaralarınızın” kapanmasını umuyorsunuz. Ama kadınlar sizin anneleriniz değiller. Erkekler kadınlara bu pozisyondan yaklaştıklarında, başarısız olmalarına şaşmamalı. Bu başarısızlığı sonuna kadar hak ediyorlar. Kadın ve Başarı “Hayatım daireler çiziyor, bir yere gitmiyor” diyorsunuz ve kadınlara dönüyorsunuz. Ama kadın kendi başına, dışarı doğru parlayan bir görkem meşalesi değil. Ne kadar seks yaparsanız yapın, koynunuzdan ne kadar kadın geçerse geçsin, kiranızı ödemek, işe gitmek ve yaşamınızı kazanmak zorundasınız. Daha fazla kızla birlikte olmanız sizin acınası yaşamınızı dönüştürmeyecek. Kadınlar hiçbir hırs, plan, hedef ve hayale sahip olmayan vasat oğlanları hor görürler ve onları ERKEKLER için terk ederler. Kadın ve Hayat “Hayatın çok sıkıcı diyorsunuz” ve kadınlara dönüyorsunuz. Ama bir kadın ev eğlence sistemi değildir ki ne sesini kapama ne de iyi bir ses kontrolü düğmeleri var. Kadınlar bir düğmeye basarak açılıp kapanmıyorlar ve mantıklı bir çizelgeleri de yok. Sağlıklı bir kadın size “ne kadar da sıkıcısın” diye tepki verecektir ve kendi işlerini yoluna koymuş bir erkeğe gidecektir. İlginç insanların sırrı, her şeyde ilginç bir şey bulmalarıdır. Peki siz ne yapacaksınız? Oturup internette mi gezineceksiniz? Hayır. Yaşa, Gül ve Sev sıralaması hatırlayın. Problemlerin 99%u insanların bu sıralamayı karıştırmasından kaynaklanır. Yaşamadan önce Gülmeye, ya da Gülmeden önce Sevmeye kalkarlar. Hayatınızı yoluna koymak için kızlara odaklanacağınıza, hayatınızı yoluna koyun ve aşk işi kendi kendini halledecektir. Kadınları elde etmek için Oo La La!

254

Önce, onlarla konuşmalısınız. “Madam, nasılsınız?” “Çok iyiyim! Siz nasılsınız?” Kadınlar yalnız kalmaktansa herhangi biriyle konuşmayı tercih ederler. Bu nedenle sizin onunla konuşmanıza açık olacaktır. Ama ona olan ilginizi nasıl göstereceksiniz? Şiirle mi? Pick-up sözü ile mi? Hayır. Kadınla konuşmaya devam edin ama ona olan ilginizi gözlerinizle bildirin. İlk Kanal: Göz Teması “Tanrım, hava çok kötü.“ “Evet, hava gerçekten çok kötü!” Çoğu kadın göz temasının farkındadırlar (Unutmayın, kadınların gözleri sevmelerinin bir nedeni var. Bu nedenin, erkek arzusunu ilk gözlerde fark etmeleri olduğunu biliyoruz.) “Bu bakışlar farklı,” diye düşüneceklerdir. “Bu adam göz teması kuruyor.” Çoğu erkek çok korkaktır. Bu nedenle kadın göz teması kurarak sizinle konuşacaktır, zira siz çoktan onun içinde bir şeye dokunmuşsunuzdur. Göz teması çok önemlidir. Göz temasını BOZMAYIN. Kadının gözlerine kaçamak bir bakış atıp sonra gözlerinizi kaçırmayın. Göz temasını koruyun ve ona arzunuzu gösterin. Cinsel birleşme esnasında bile göz temasını koruyun (kadınların seks sırasında erkeğin gözlerine bakmasına bayılmasının bir nedeni var. Zira kadın tatmini erkeğin arzusundan etkilenir. Onunla göz teması kurmadan seks yaparsanız, kendisini kullanılmış hissedecektir. (Lezbiyenleri seks yaparken izlerseniz, kadınların sürekli olarak birbirlerinin gözlerine baktığını görürsünüz.) Şimdi onunla ilgili sorular sormaya başladığınızda, kadın ilginizi gerçekten fark etmeye başlayacaktır. İkinci Kanal: Onunla İlgili Sorular Sormak "Blah blah blah. Blah blah blah." "Sen onu boşver tatlım, bana kendinle ilgili bir şeyler anlat."

255

Eskiden kadınla ilgili sorular sorarak, ona konuşurken bencil olmadığınızı göstererek onu “etkilediğinizi” sanırdım. Bu tamamen yanlış. Siz onu tanımak isteyerek zaten TAMAMEN bencilce davranıyorsunuz. Onu değerlendiriyorsunuz. Bunu neden yapıyorsunuz? ÇÜNKÜ ONU İSTİYORSUNUZ. Onunla ilgili sorular sormazsanız,kaybedersiniz zira “onu istiyorum” diye düşünmek yerine “onun beni istemesini istiyorum!” diye düşünürsünüz. Erkek olmak İSTEMEK demektir, kadın olmak ise İSTENMEK. Evet, kadınlar erkeğin peşinden sürü gibi koşarlar ama bu kadınlar arası rekabettir, gerçek bir erkek çekimi değildir. Siz bir kızı GERÇEKTEN İSTEDİĞİNİZDE, onunla ilgili her şeyi bilmek isteyeceksiniz: hobileri neler, gelecek planları neler, ayakkabı numarası ne, kuşkonmaz yese sindirebilir mi, vs. Bunları bilmek isteyeceksiniz. Kız sıklıkla soruları size paslayacaktır. Elinizden geldiğince basit ve normal bir şekilde cevaplayın. “Peki şu an nerede çalışıyorsun?” “Ben çalışarak, çalışmaktan kurtuldum”. Sonra diğer soruya geçin. Merak etmeyin, daha fazlasını bilmek istiyorsa yeniden soru soracaktır. Kızların sorularına evet cevabı vermeyi severim. “Üniversiteye mi gidiyorsun?” “Evet.” Ertesi sene, beni gördüğünde “hangi üniversiteye gidiyorsun?” Bir kadın bir erkekten hoşlandığında, onunla ilgili her şeyi bilmek ister. Siz kendinizi ona kanıtlamaya çalışmıyorsunuz. Kadın kendisini size kanıtlamaya çalışıyor! Eğer sizden hoşlanıyorsa, kendisi ile ilgili bilgileri size sıralayacaktır. Nelerden hoşlanır, hırsları neler, vs. vs. Üçüncü Kanal: Dokunma Eğer bunu yapma zamanınız geldiğini hissediyorsanız, yapın! Eğer kafanızda "Oo la la" yoksa, tamamen uygunsuz bir şey yapacaksınızdır. Ona dokunmanızın uygun olduğunu düşünürseniz, ona dokunun. Onu öpmenin uygun olduğunu düşünürseniz onu öpün. Pook kızın çok tatlı göründüğünü fark etti ve onu kollarına aldı. Kız "oo la la!" diye ciyakladı.

256

Pook kızın orada oturarak hiç durmadan konuştuğunu fark etti ve kızı susturup öptü. Kız "oo la la!" diye güldü ve kendisini geri çekti. Oo la la! Benim felsefem bu! Bunu gökyüzüne ve yıldızlara yazalım ki eskinin zehirli analizciliğini yıkayıp atsın. Oo la la! Bu sizin misyonunuz ve kaderiniz. Bazı insanlar, Emniyetli Yolu seçip sürekli bıçak sırtında olmanın hayatı kolaylaştıracağını sandıklarından, kolay yaşam ile zor yaşam açısından büyük kafa karışıklığı yaşarlar. Ama ancak kendinizi ateşe attığınızda neyin ne olduğunu görebilirsiniz. Güle güle analizcilik! Ve kendinden şüphe etme, sana da güle güle! Bu ikisinin sırtında hiçbir güzellik yükselemez. Ve Don Juan, hayal kurmaya devam. Hayat seni bekliyor! Oo la la! Beyler gelin ve size sunduğum bu iksiri için. Artık şüphe, “ya öyleyse”, kız manipüle mi ediyor gibi aptal kuşkular yok. İçin ve içinizde olgunlaşmasına izin verin. Oo la la! Bayanlar, bana katılın ve hadi hep beraber söyleyelim. Kadınlar bir araya geldiler ve ciyakladılar, "Oo la la!” Hadi gelin bir daha. Tekrar! "Oo la la!" Ah, bir İyi Çocuğun yolu bu yazıya düştü. Bakın bakın. Hüsran terlerinin alnında birikişine bakın. Gel beraber söyleyelim İyi Çocuk. Hadi söyle! "Oo la la!" Tekrar! "Oo la la!" Ve başka birkaç melankoli dolu varlığın yolu yazıya düştü. Bakın! Üzgün ve yaşlı gözlerle, hayatın anlamını bilmeyen bir filozof geliyor. Onun ardından analizleri ve 257

akıp duran elektronik metinleri ile, kadınlarla ilgili gerçeklerin “korkunç” olmasından “öfkeli” bir baştan çıkarma ustası geliyor. Onun ardından da hayallerinin kadınını kaybetmiş, kadının hayalleri değil hayallerin kadını ulvileştirdiğinin farkında olmadan, kıskançlıktan yemyeşil, bir daha asla “hayallerinin kadını olacak başka birini bulamayacağından” emin bir genç erkek geliyor. Beyler gelin, benim keyfimi kaçırıyorsunuz. Gelin hep beraber söyleyelim! "Oo la la!" Tekrar! Tekrar! "Oo la la!" Bir kadına yürüyeceksiniz ve kafanızdan ne geçecek? "Oo la la!" Ve kadın sizinle konuşmaya açık. Şimdi ne düşüneceksiniz? "Oo la la!" Onu buluşmaya davet ettiniz ve evet dedi! Şimdi bu harika ve büyülü buluşmada aklınızdan ne geçecek? "Oo la la! Oo la la! Oo la la!" Onu öpüyorsunuz! Onunla yiyişiyorsunuz! Soyunuyor! Tanrım! Aklınızda ne var? "Oo la la!" Aşklarını

analizciliğin

hesap

kitabına

feda

eden

aptallara

acıyın!

Şimdi

dudaklarınızda bir gülümseme ile sahaya çıkın ve ilk adımı atın! Yaşamın bu Emrini aklınızda tutun. Hadi hep beraber! "Oo la la!"

258

İkinci bir Yaşam http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=77691 Genç bir adam bu yazıya geldi, ağzını konuşmak için açtı ama öfkeyle burnundan soludu: “Senyor Pook! Ya da size Mösyö Pook denilmesini mi tercih edersiniz? Peki o zaman bonjour! Senin Fransız sululuğuna Fransız selamlaması!” Taklit için zaman yok bayım. Şikayetinizi söyleyin. “Bütün bu yazılarda yaptığınız tek şey kadınlar, hayaller ve şeyler hakkında atıp tutmak. Söyleyin bana, direkt ve kati şekilde, şu an kollarımda bir kadın olmamasının nedeni nedir?” Kadınım yok dediğinde, bu senin seçimin. “Bu acımasız” diye fısıldadı Pook. Ama gerçek bu. Şu an dışarı çıkıp bir kız bulabileceğini biliyorsun. Kadın şişman cadının teki olabilir ama yine de bir kızdır. Sen o şişman cadıya yürümemeyi TERCİH EDİYORSUN ve daha fazlasını hak ettiğini düşünüyorsun. Yalnızlık, Doğa’nın kurduğu acımasız bir tuzak değil; sizin tercihiniz. O çirkin ve şişman kadınlar birlikte olmamayı siz seçiyorsunuz. Şimdi güzel kadınları seçtiğini kabul ettikten sonra, onların senin için doğru seçim olduğunu düşünüyorsun. Sen sıska ve sosyal özürlü bir ahmak olsan bile, güzel bir kızı tavlamak için gerekli şey sahip olduğunu düşünüyorsun. O zaman sahaya çıkıp bunu gerçekliğe göstermelisin. Doğa sana “Seni aptal ahmak! Sen kim oluyorsun da benim canım perilerimi, güzel kadınları, elde edebileceğini düşünüyorsun?” diyecek. Düzgün tepki şudur: “Sana gerçekten kim olduğumu göstereceğim!” Ve sen adım adım kendin olmaya başlarsın, tüm hayallerini gerçek dünyaya bağlarsın. Kadınlar “iri” erkeklerden hoşlanıyor diye kas yapmazsın. Bunu sen kendini öyle gördüğün için yaparsın. Kadınlar öyle adamlardan hoşlanıyor diye partinin parçası olmazsın. Sen öyle yaparsın zira parti hayvanı senin ta kendindir.

259

Sen kadınlar onun için ölüp bitiyor diye Don Juan olmazsın, Don Juan olursun zira Don Juan senin gerçekte olduğun kişidir. Hayat Sana Ne İfade Ediyor? Günümüzde uzun yaşama büyük değer veriliyor. Uzun yaşama çok değer verildiği için, uzun yaşamayı ummamızın nedeninin, değerli bir hayat yaşamak için daha fazla zaman arzusu olduğu unutuluyor. Değerli bir yaşam ne demek? Bunu sadece siz tanımlayabilirsiniz. İnsanların hayatınızla ne yapmanız gerektiği ile ilgili bir sürü fikri vardır ama ölüm döşeğindeyken, yaptığınız seçimlere bakıp da onları değerlendirecek olan sizsiniz. Peki … hayat sizin için ne anlam ifade ediyor? Size hayatınızla bunu ya da şunu yapın demiyorum, ama bir dakika durup düşünmenizi istiyorum. Durun ve bakın. Birçok insan durup düşünmez. Ebeveynlerinin hayatlarını yaşarlar ve kendileri gibi yaşayacak olan çocuklar yaparlar. Para isterler ve zamanlarını para kazanmak için harcarlar. Zihinleri her zaman gelecektedir, şu anda değil. Anı kaçırırlar … ama sonuçta elimizde olan tek şey şu “an”. Zamanı para için harcamak ya da parayı zaman için harcamak, ya da bugünü yarın için harcamak, ya da yarını bugün için harcamak masum değiş tokuşlar değiller. Bu değiş tokuşlar esnasında hayat mahvoluyor. Değişim zordur. İyi Çocuk olmak dünyanın en kolay şeyidir. Ama sonunda, İyi Çocukluk bir tuzaktır. İyi Çocuk emniyetin rahminde olan bu tuzağa koşarlar. Rutin kolaydır. Değişim ya da herhangi yeni bir şey zordur. Hayat boyu devam eden alışkanlıkları almak ve onları değiştirmek acı çekmeyi gerektirir. Bu, arkadaşlarınızın sizinle beraber yaşadığı ve siz hariç herkesin yaşamaya devam etmenizi beklediği eski hayatınızı sırtınızdan atmanın acısıdır. Sadece bir hayatınız var ve kısıtlı zamanınız var. Hayatın tadına varılacak değil de katlanılacak, yaşam boyu acı çektirecek bir şey olduğuna inanmak üzere yetiştirilmiş 260

olabilirsiniz.

Bu

inanışa

göre

eğer

çok

fazla

eğleniyorsan,

yeterince

çalışmıyorsundur. Hayatın tadına varılmayacak bir şey olduğunu kim söyledi? Hayatınızı sizden başka kim tanımlayabilir? Bu şekilde düşünenler bence şunu düşünüyorlar: “Kadınlara yürümek mi? HAYIR! Çok acı verici bir şey!” “Kız arkadaşının olması sanki başka bir işinin daha olması gibi bir şey.” “Kadınlar başınıza, tatlarına varmanızı engelleyecek kadar çok iş açarlar.” Kadınların tadına varılmayacak şeyler olduğunu kim söyledi? Hayatın tadına varılmayacak bir şey olduğunu kim söyledi? Hayatınızı sizden başka kim tanımlayabilir? “Hayat ne oluyorsa olandır.” Bunu kim söyledi. Acı çekmeniz gerektiğini kim söylüyor? Dışarıda tadı çıkarılacak, başarılacak, keşfedilip görülecek bu kadar şey varken, kim size bunlar sizin değil diyor? Kim, sizin hayatta neşeyi hak etmediğinizi söylüyor? Kim, sizin güzel kızları hak etmediğinizi söylüyor? Neden kenarda oturup başkalarına teslim oluyorsunuz? Bunların hepsinin size ait olmadığını kim söylüyor? Sizin hayatınızı siz tanımlarsınız. Dedeleriniz, kilise veya arkadaşlarınız değil. Bu kuralları başkasının eline verirseniz, sonuçta gittiğiniz yer hoşunuza gitmezse bunun suçlusu sizsiniz. Biz bu şekilde yetiştirilmedik. Bize daha çok küçük yaşlardan, acı çekmenin soylu bir şey olduğu öğretildi. Kafamızdan geçen şeyleri söylemememiz gerektiği, eğer söylersek birilerini “gücendireceğimiz” öğretildi. Ebeveynlerimiz bizi nefret ettiğiniz yerlere götürdüklerinde, “sessiz ve iyi” davranmamız öğretildi. Eğitim denilen ucubenin içinden geçerken oturmamız öğretildi. Eğitimin sadece acı vermesi bizim kafamızı karıştırdı ve eğitimin zevkinden ömür boyu uzak durduk. Mümkünse risk almaktan uzak durmamız ve iyi, emniyetli bir yaşam sürmemiz öğretildi. Bize öğretilen şeyler … hiçbiri bizi canlı yapmayan şeylerdi.

261

Bazı insanlar her gün acı çekmemiz gerektiğini, günlük acılara dayanmamız gerektiğini düşünürler. Eğer yapabileceğinizden daha kötü bir işte çalışıyorsanız, kendinize şunu sorun: “Hayatım işsiz kalma KORKUSU tarafından mı yönetiliyor yoksa sevdiğim ve daha iyi para kazandığım bir işte çalışmanın ZEVKİ ile mi?” Eğer hayatınızda bir kadın yoksa, kendinize şunu sorun: “Yürümenin (ve reddedilmenin), buluşmanın ve aşkın yaratacağı acıyı en aza indirmeye mi odaklıyım yoksa bu tür şeylerin getireceği hazza mı odaklıyım?“ Her 10 şirketten 9’u başarısız olduğu için çoğu kimse hiçbir zaman bir iş kurmaz. Ama başarılı olan şirketler, başlangıçta başarısız olsalar bile iş yapmanın hazzı ile motive olurlar, acıyı ve riski azaltma kaygısıyla değil. Birçok erkek istediği gibi bir kadınla asla birlikte olamaz zira yürüdüğünüz kızların büyük çoğunluğu sizi reddedecekler. Ama sonunda kazananlar, yenilginin acısına değil de başarının hazzına odaklanmış insanlar. Yani eğer senin kadının yoksa, elde edebileceğinden daha fazlasını hak ettiğini düşünüyorsun. Sahaya çıkıp daha fazlasını hak ettiğini de gösterebilirsin, ya da her gün sahaya çıkmamak için başka bir bahane de bulabilirsin. Mutlu yarınlara sahip olmak istiyorsan, o yarınlar bugün başlamalı. Hayatının kurallarını sen koyarsın. Hak ettiğini düşündüğün kadar acı, neşe ve başarıya sahip olacaksın. Dünya bugün seninle başlıyor. Senin dünyan nasıl olacak? Çoğu İnsan Mutlu Taklidi Yapar Herkez, inanılmaz bir şekilde, başka herkesin mutlu olduğunu, hayattan zevk aldığını, hayatını yaşadığını ve kendisinin ise acınası durumda olduğunu düşünür. Sanki herkes sürekli seks yapıyor da siz pornoya talim ediyorsunuz gibi. Bu doğru değil. Çoğu insan tam olarak sizin bulunduğunuz durumda. Ve sizin o her yerde gördüğümüz “muhteşem birleşmeler”? Çoğu yalnız kalmaktan korktuğu için en yakındaki insana sarılmış insanlar. Herkes gösteriş içinde yalan söylüyor. Hayatın büyük sırrı şu ki mutlu insanlar göründükleri kadar mutlu değiller. Birçok mutlu insan aslında sorunlarını hasır altı ediyor. Ama siz ne yapıyorsunuz? Bu “mutlu” insanlardan birini görüyorsunuz ve onların mutlu olup sizin olmamanız sizi 262

daha da mutsuz ediyor! Bu insanlar sizi tanımadıkları halde, zihninizden onlara iğrenç oklar atarak kendinizi acınası duruma düşürüyorsunuz. “Mutlu olmak güzel bir şey olmalı” diye düşünüyorsunuz. “Doğru ebeveynlere ve ortama doğmuşlar. Keşke onlar gibi olsaydım. Keşke onların büyüdükleri yerlerde büyüseydim.” “Tüm bu harika özelliklere sahibim” diye düşünüyorsunuz. “Neden bunu kimse görmüyor?” Kimse görmiyor zira herkes kendi hayatıyla ilgili endişelenmekle meşgul. Seksi bir kızla buluştuğunuzda, kız nasıl davrandığı ve sizin onun hakkında düşündüğünüzle ilgili endişelenmekle meşgul olacak. Hayat yaşanmak için var, sarılmak için var ve hayat sizin tarafınızdan tanımlanmak için var. Kimse sizin hayatınızı tanımlayamaz. Ne anne babanız, ne internetteki insanlar, ne de bir başkası. İkinci Bir Yaşam Artık yaşamınız size ait. Onunla ne yapacaksınız? Bu yaşam Hediyesi sizin, sadece sizin. Bu sizden kimsenin alamayacağı tek şey. Onu sadece siz zamanın kör kuyusuna atıp heba edebilirsiniz. Ama artık bunu yapmayacaksınız. Daha önce hayat yolunda sürünüyordunuz. Ama şimdi kozanızı ördünüz ve yeni fikirler edindiniz. Artık eski hayatınızı atıp yeni hayata başlıyorsunuz. Daireler çize çize yaprakları kemiren diğer tırtıllar, yukarı bakıyorlar ve sizin yeni kanatlarınızı görüyorlar. “Bu kadar yükseklere nasıl uçuyor?” “Nasıl bu kadar renkli olmayı becerebiliyor?” “Bu kadar özgür olmayı nasıl başarıyor?” Sizi sizden başka kimse durduramaz. Her zaman hayalini kurduğunuz şeyleri yapacak gücünüz var. O zaman şimdi ne yapacaksınız? Sizin gerçekten kim olduğunuzun içsel farları dışarıda, dünyayı aydınlatıyorlar. Kendi hayatınızı kurtardığınız için çok şanslısınız. Artık hayatın nasıl da değerli olduğunu biliyorsunuz zira az daha onu keşfetmeden yaşlanıp gidecektiniz. 263

İnsanlar yeni sizi farkedecekler. Buraya gelmeden önce, bir kız için deli oluyordum. Ama aynı kız şimdi beni görüyor ve bana bakıyor. “Bir şeyler farklı” diyor. “Gözlerinde … yüzünde …” diyor ve gülümsüyor. “Işıktan olmalı.” Onu kendime çekiyorum ve öperken “evet” diyorum. “Işıktan olmalı.”

264

Re: Bencillik, Yaşam Değiştiren Kararlar vs. http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=76082 Alıntı: Bu sayfa sayesinde, büyük bir ben algısı ve kendine güven geliştirdim (hiçbir şekilde mükemmel değil ama kendimi oldukça geliştirdim). Son birkaç yıldır kendimi istediğim şeyleri almak için ne yapmam gerekiyorsa onları yapmaya adadım (para, kadın, güç, vs). Ama birden bire bu bana çekici gelmemeye başladı. Bütün o emeği başka bir yolu takip etmek için çöpe atmaya hazır olduğumu hissediyorum. Birdenbire, insanları s*kmek ve “bedeli ne olursa olsun başarılı olmak” fikirleri beni rahatsız etmeye başladı. Kızlarla/iş arkadaşlarımla güç oyunları oynamak eskiden çok iyi başardığım bir şeydi ama artık bu oyunları oynamak istemiyorum. Hayatta istediğim her şey baş aşağı döndü gibi hissediyorum. Atıp tutuyorum belki ama son günlerde hayat gerçekten de karanlık yüzünü göstermeye başladı ve ben de bu saçmalığın bir parçası olmak istemiyorum. Bunu gerçekten s*kine takan var mı acaba? Buradan ne yöne gitmeli? Tüm o defalarca okuduğum Don Juan öğretileri bana artık çok önemsiz geliyor. Tanrım, her şeyi planlamıştım ama sanki yeniden sıfır noktasında gibi hissediyorum. Şimdi yeniden hayattan ne istediğimi bilmiyorum … kimse bir fikir verebilir mi? Yoksa tamamen kafayı mı sıyırdım? İçinde yaşadığımız zamanlar, erkeklerin ruhlarını test eden zamanlar. Atalarımızın maskülenite ve erkeklik konusunda her zaman açık ve sağlam tanımları vardı. Bu tanımlar detaylarda farklılık gösterseler de, bağlamları aynıydı. Bugün ne bir sistem var ne de erkekliğe bir saygı. Eğer bir kadın intihar ederse, bu bir “trajedi”. Ama genç bir erkek intihar ederse? Hımmm, sadece istatistik. Sen kafayı sıyırmadın. Sadece olgunlaşıyorsun. Çoğu insan hiçbir zaman olgunlaşmayacaklar. 265

Çocuklar göze çarpan şekilde bencillerdir. Bunda bir sorun yoktur zira onlar çocuktur. Büyüme, çocuğun yeteneklerini ve okul çalışmalarını genişletmesi olarak görülür. Fakat 16 yaş civarında (özellikle de kızlarda), çocuklar kendi öz-imajları tarafından büyülenirler. Bu öz-imaj kişiden kişiye değişir ama sonuçlar aynıdır: kıskançlık, aşırı gurur, maddi varlıklar ve cinsel varlıklar. Doğanın kendisi kalplerimizi ve doğalarımızı kodlamıştır. Hepimizin çeşitli yetenekleri vardır. Zaten kim bir diğerinin ne hayal edeceğine karar verebilir? Bu büyük “öz-imaj” varolmak için bazı teknikler kullanmalıdır ve başarı için insanları atlama tahtası olarak kullanmak üzere yemlemelidir. Asıl şok edici olan da bu özimajın kendini gerçekleştirmesinin temelinin, benliği reddetmesine dayanmasıdır. Narsisizm benliğin reddedilmesidir. Hayatın Armağanının reddedilmesidir. Asker rolü oynayan bir müzisyen (kadın veya para için) kendi ruhunu mahveder. Aynı şekilde, müzisyen rolü oynayan bir asker de (kadın veya para için) kendi ruhunu mahveder. Çok küçük yaşlardan itibaren bize şu öğretildi: “işleri halletmek” ve “başkalarını mutlu etmek” için her seviyede kendimizi inkar etmeliyiz. Aslına bakarsanız, bence çok fazla sayıda erkeğin bu siteye gelmesinin nedeni bu. Kendimizi kadınlardan mahrum bıraktık ama artık yeter! Kadınlarla başarı dediğiniz şey de kendinizi inkar etmek değil midir? Bu şekilde davran, sonra şunu yap, şurda bunu yap ve belki kızı elde edeceksin. Ama bunun bedeli ne? (Her şeyin bir bedeli vardır). İnternette gördüğünüz bazı teknikleri kullanarak, kızı elde edip edeceğinizi asla bilemezsiniz. Evet, teknikler satarlar zira “acısızdırlar”. Biri size hayatta bir şeyi acısız bir şekilde elde edebileceğinizi söylüyorsa, bu kişi satıcıdır. Yine de, teknikler sizin karakterinize yaptığınız ekler değil, karakterinizi inkar etmektir. Hayır, İyi Çocuk olmak sizi hayatta acıdan acıya sürükler. Hayatın zor soruları ile yüzleşip maskülenitenize sahip çıkmak yerine, bir sizi teknik ezberlemek daha kolaydır. Fark edebileceğiniz gibi, narsisizmin benliği inkar etmesi günümüz toplumuna bir virüs gibi yayılıyor. Kaç kere bir kadınla buluştunuz ve o size duymak istediğiniz her şeyi söyledi? Ya da kaç kere kadınların duymak istediklerini düşündüğü şekilde davranan erkekleri gördünüz? Teknik kullanan İyi Çocuk ve baştan çıkarıcı nasıl 266

davrandıkları konusunda farklılık gösterirler, ama davranışlarının bağlamı tamamen narsisttir. “İyi kızlar” da “kötü kızlar” da ekstrem öz-imajdan muzdariptirler. Onlar gerçekliği göremezler. Bu nedenle de vücutları yetişkinliğe eriştikten sonra, görünürde hiç değişmezler. Birçok insan yaşamları boyunca narsist kalırlar. Şöyle diyorum: Gidin ve ne yapmak istiyorsanız yapın! Hayallerinizi takip edin! “Liginizin üstünde” ve çok güzel olduğunu düşündüğünüz kızlara yürüyün. Tutkularınızı kucaklayın! Hayatın meyvelerinin peşine düşün! Kendinizi bunlardan mahrum bırakmayın. Eğer kendinizi hayatın meyvelerinden mahrum bırakırsanız, zamanla hayata küsersiniz ve bu küskünlüğünüzden erdem yaratırsınız. “Bak, ben kadınlara karşı ne kadar da İYİYİM.” “Bak, eğitimim/işim/ailem/vs için nasıl da fedakarlık yapıyorum.” vs. vs. Çağımız, paralı emek ve ticari kadınlar çağı. Herkes kendi çıkarları için sizi kaldıraç olarak kullanmak istiyor. Ama hayalleriniz ve tutkularınız nedir, bunu bilen tek kişi sizsiniz. Hayalleriniz sizin yemeniz için olgunlaştılar. Kendisini “yarın” için inkar eden çok fazla sayıda insan var. “Şu hayale bak! Birgün, gerçekleşecek” diyoruz. Bunun yerine “gerçekleşme zamanı geldi” demeliyiz. Francisco "Atlas Shrugged" kitabından bahsetti. Bence "Fountainhead" daha iyi bir kitap. Narsisizmin “bencillik” olduğunu düşünenleriniz, Keating karakterine baksınlar. Keating ve Roark farklı rollerdeler. Keating başkalarını ne mutlu edecekse onu yapıyor. “Güzel bir kadın” ile evlenmek için kalbini tamamen inkar ediyor. Roark ise kendisini mutlu eden şeyler yapıyor ve kendi tutkularının peşinde. Ama sonunda, Keating sefil olurken Roark dünyaları kazanıyor. Asıl nokta şu ki iki karakter de acı çekiyor (zira hayat acılarla dolu ve size aksini söyleyen kişiler size bir şeyler satmaya çalışıyorlar). Roark, özgürlük zihin yapısı ile, acı ile en önde çarpışıyor. Keating, emniyet zihin yapısı ile, her fırsatta acıdan kaçıyor ve sonunda acı onu yakıp kül ediyor. Acıdan kaçabiliriz. Ya da onunla kafa kafaya çarpışıp kadınlar için, toplum için, ebeveynler için değil kendimiz için bir erkek oluruz. ERKEK olmak bir erkeğin yeryüzü cenneti yaşamasına en yakın şeydir.

267

Güvenlik mi Hatalar mı? Bilgisayar başında işime bakıyorken, çığlık atmak için bir mesaj belirdi, “N00y! Eh git da Pook! Aynlayt bana, Puke, kay-dınları delde edelybiylmek içün ney yapiiim? Sonra şu sorular belirdi: “Nasıl yürüyeceğim?” “Ne söyleyeceğim?” “Onu nasıl arayacağım?” “Nasıl daha kolay seks yaparım?” “Kızlarla nerelerde tanışabilirim?” “Testosteron seviyemi nasıl arttırırım?” “Bana nasıl Erkek olacağımı söyle.” “Hangi parfümü kullanmalıyım?” “Kadınlar hangi elbiselerden hoşlanırlar?” “Kasılarak mı yürüyeyim?” “Sakal bıraksam mı?” “Konuşmamda daha çok aksiyon fiileri kullanayım mı?” “Hangi cinsel pozisyonda seks yapayım?” “Nasıl bir buluşma planlayayım?” “Hırslı, sanatçı ruhlu ya da üstünlük taslayan biri mi olayım?”

268

Beyler, bütün soruları cevaplamaya kalksam, mahşere kadar bu sitede olurum. Siz bu siteye gelip şunu düşünüyorsunuz: “Eğer bilgi edinirsem, kadınlarla geleceğim değişecek.” Bu apaçık bir yalan. Geleceğiniz aynı. Sürekli değişen şey sizin geçmişiniz. İyi Çocuk, Baştan Çıkarıcı, Ukala Çocuk - ne fark eder? Siz garanti arıyorsunuz. Sonra geçmişinizi yeniden yazıyorsunuz (“Kadınlarla başarısız oldum zira koyun gibiydim ve yeterince ukala değildim.”). Belki farklı sonuçlar aldınız. Ama sonra eski halinize geri döndünüz. Ve daha fazla bilgi aradınız. Ve ardından geçmişinizi yeniden yazdınız (“Ah, kadınlarla başarısız oldum zira yeterince testosteronum yok”). Belki farklı sonuçlar aldınız. Ama sonra eski halinize geri döndünüz. Ve başka bir şey aradınız … Bu böyle devam edip durdu. Bu yüzden size klasik cevaplar vermediğim için beni bağışlayın. Sizi başka şekilde cevaplamama izin verin. Olay emniyet ile hata arasındaki farkı bilmekte. Güvenlik Güvenlik nedir? Aksiyonların hesap kitap işidir. Düşüncenin, hareketin, konuşmanın ve sevginin planlı yapılmasıdır. Mesela, konuşmanın “onun hakkında bir şeye dikkat ederek” sabitlenmesi, ‘güvenliktir’. Bu, onun giydiği kolye ya da başka bir şey hakkında konuşursanız, “kazanma” ihtimalinizin artacağını ima eder. Şu da başka bir ‘güvenlik’: “Cool ve hızlı bir araba!” Kadınların cool ve hızlı arabalardan hoşlandığı gözlemlenen bir şey. Bu nedenle de, erkekler böyle arabaları satın alarak kadınlar konusunda başarı şanslarını arttıracaklarına inanırlar. Tüm baştan çıkarma teknikleri “güvenliktir”. Tüm NLP “güvenliktir”. Tüm fikir, kızı kapma konusunda şansınızı arttırmaktır. Kendini geliştirme gerçekten iyi bir şey. Ama kendini geliştirme “güvenliğe” dönüşürse büyük bir problem (ya da kanser mi demeliydim?) ortaya çıkar. Kendini geliştirme fikri, şu ya da bu şekilde, şansınızı arttıracak. Ama sorun şu ki bu hiç 269

durmayan bir süreç. Bir spor salonuna gidip bakın, bir sürü yalnız erkek göreceksiniz. Her zaman o pozisyonda kalacaklar zira bir kadını elde etmek için mükemmel olmak gerektiğini düşünüyorlar! Televizyon reklamlarındaki mesajı dinleyin. Eğer şu şampuanı kullanırsanız, şu sosyal hayata sahip olacaksınız, şu pirinç markasını kullanırsanız, aşk hayatınız şuna benzeyecek, vs. Mesaj, eğer bu ürünü kullanırsanız “mükemmel” olacaksınız şeklinde. Ama mükemmel sıkıcıdır. İnternette başka bir takım erkeklere buluşma için nereye gitmesi gerektiğini soran genç bir erkeği ele alalım. Ne yemeli? Ne giymeli? Hangi restorana gitmeli? Ne hakkında konuşmalı? Hangi pozisyonda s*kmeli (evet bunu bile soruyorlar)? Kızı şurada mı yoksa burada mı öpmeli? Genç adam şöyle düşünür: “Eh beyn tüym bu biylgiyleri aliyrim! N00y! Bağa bayk!” Ben ise kafamı sallıyorum ve şöyle düşünüyorum: “Tanrım! Bu çocuk, internetteki bir takım tanımadığı adamların aşk hayatını tanımlamalarına izin veriyor! Nereye gitmek istediğini, ne yemek istediğini, ne konuşmak istediğin ve ne giymek istediğini bilmiyor. Kadınlar da bu erkeğe aynı gözle bakacaklardır. Bir “güvenlik”, sizin hataları yok ettiğiniz hareket ya da düşüncedir. Hataları öngörmek başka bir şeydir (sonuçta önünüze gelen kızla evlenemezsiniz), ama onları tamamen reddetmek felakettir. Hayatınız ızdırap dolu mu olsun istiyorsunuz? Hayatınızı kalıba koymak ve şekillendirmek için “güvenlikleri” yutmaya devam edin. Hatalar Başkaları adına konuşamam ama benim kadınlarla başarılı olmamın en BÜYÜK nedenini söyleyebilirim. Yalnız olmama rağmen, kızları kaybetmeyi göze alıyordum ve hiç zamanım yokken zaman harcamaya istekliydim. Yalnız olmama rağmen, kızları kaybetmeyi göze alıyordum ne demek? Para benzetmesini kullanacağım. Fakir doğduğunuzu varsayalım. Çoğu insan fakir kalmaya devam ederler zira paralarına sıkı sıkıya yapışırlar ve paralarını bir yatırım

270

yaparak kaybetme riskini göze almazlar. Bu nedenle büyük para kazanma şansları olmaz ve hayatları boyunca küçük paralara talim ederler. Çoğu erkek yalnızdır ya da vasat bir kızla uzun süreli ilişki içindedir zira dünyalarındaki tek bir kıza sıkı sıkıya yapışmışlardır ve yalnızlığa geri dönme riskini göze alamazlar (çoğu kadının da vasat bir erkekle kalma sebepleri budur). Bu, bolluk dolu bir ormanın içinde olduklarını unutan bir karıncanın diğerine “o yaprağı yeme yoksa açlıktan ölürüz” demesi gibi bir şey. Bir aşk bittiğinde, başka bir aşk doğar. Doğa boşluğa tahammül edemez. Bekar erkekler eğer “güvenlikler” içinde yaşamıyorlarsa, üstüne bir sürü kadın yağacaktır. Kadınlarla parmak uçlarına basarak yürürsen, ayakta duramazsın! Dengeni kaybedersen yere kapaklanırsın. Güvenlikli yaşamaya çalışmak da buna benzer … Biliyorum zira ben de bunu çok uzun süre yaptım. İp üstünde yürümek ve her rüzgarda dengeyi sağlamak için uğraşmak gibi bir şey. Çok yorucu. Bu yolu takip eden birçok erkeğin havlu atmak istemesinin nedeni de bu zaten: çok fazla çabalaman gerekiyormuş gibi görünüyor. Paranız yoksa, nasıl olur da para kaybetmekten korkarsınız? Kadınınız yoksa, nasıl olur da onları kaybetmekten korkarsınız? Hayalleriniz masanın üstünde soğuyup çürürken siz sanki neşe kırıntıları için, evet gerçekten KIRINTILAR İÇİN, savaşıyor gibisiniz. Hiç zamanım yokken zaman harcamaya istekliydim ne demek? Çoğu insan şu an içinde yaşamaz. “Gelecekte” yaşarlar. “Yarın! Tüm hayallerim yarın gerçek olacak!” derler. Hiçbir zaman “bugün” demezler. Ve böylece zaman geçer durur. Burada gerçekten samimi bir şekilde kadınlarla başarılı olmayla ilgilenen erkeklerin çoğunun geç açılan tipler olduklarına bahse girerim. Eğer şu ana kadar herhangi bir kızlar buluşmadıysanız ya da bir şeyler yapmadıysanız, bu konuda ne yapacağınızı bilemeyeceksiniz! “Benim problemim tecrübesizlik. Daha fazla tecrübeye ihtiyacım var.” Sanmam. Bence (benim de büyük oranda yapmaktan suçlu olduğum) büyük problem, 271

hayallerimi bugün kucaklamak yerine yarına bırakmak. Eskiden güzel bir kız görür ve “Hayır! Ona şimdi yürüyemem! Bu hafta yapacak çok işim var!” derdim. Bu yıllar boyunca böyle devam etti. Ama zaman geçtikçe, bekar olmaktan nefret ettiğim noktaya kadar melankoli arttıkça arttı. Bu sanki içimde biriken basıncın patlaması gibiydi. Bu aşamada kadınlara yürümeye başlarsınız zira yalnız olmanın acısı, arzularınızı yarına ertelemekten çok daha büyük bir hal alır. Olay buraya mı geldi? İki acı arasından daha acısızını seçmeye. Hayat bu mu? Çocukken böyle yaşamıyordunuz. Keşfeder, oyun oynar ve yeni şeyler denerdiniz. Hayat neden daha zor ve katlanılmaz oldu? Konu yine “güvenlikler” mi, “hatalar mı” bağlamına geliyor. Bir çocuk hangi hataları yaparlar? Işıkları kapamamak, ocağı açık bırakmak, vs. gibi şeyler aklınıza geliyordur. Bunlar yetişkin bakış açısından söylenebilecek şeyler. Çocuk açısından bakarsanız, çocuk hiçbir zaman hata yapmıyordur. Parmağını mı kesti? Bacağını mı yaraladı? Çok mu yoruldu? Bunlarda bir hata yok. Neden zira keşfediyordu! Her çocuk keşfetmeyi sever. Hayatta görülecek o kadar çok şey var ki! Bir çocuk bunu içgüdüsel olarak bilir. Ama büyüdükçe biz bunu bir şekilde bastırırız. Siz kadınla buluşmanızda yanlış bir şey söylersiniz, kadın kalkar gider ve siz “bir hata yaptım” diye düşünür ve kendinizi kötü hissedersiniz. Peki neden kendinizi kötü hissettiniz? Herkes hata yapar. Sorun ne ki? Siz küçükken dünyanın yeni bir yer olduğu şeklindeki çocuk bakış açısını yeniden kazanın. Siz hata yapmıyorsunuz, aşkı ve hayatı keşfediyorsunuz. En kötü hata bile hayat

boyu

“güvenlikler”

içinde

yaşamaktan

iyidir.

Hayatın

hazzı,

zarın

atılmasındadır.

Aşk hayatınıza bakın. “Güvenlikler” hayatı mı yoksa “hatalar” hayatı mı? “Aksiyonların hesap kitabı” mı yoksa kendiliğinden ve doğal mı?

272

Finansal hayatınıza, sosyal hayatınıza ve hatta entellektüel hayatınıza bakın. “Güvenliklere” mi zincirliler yoksa özgür, vahşi ve keşfetmek için sahaya salınmışlar mı? “Ama Pook, benim bakış açım “stratejiler” kelimesini kullanıyor. Senin bakış açın ise “güvenlikler” kelimesini. Aynı şeyi söylüyoruz ama bağlamlar farklı. Ama ikimiz de “hatalar” kelimesini kullanıyoruz! Söyle bana, sevgili Pook. Benim “hata” etiketim yerine sen ne etiketi kullanırdın? Özgürlük.

273

“Hızlı Baştan Çıkarma AFCdir” http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16753 Bu HARİKA! xblitz44x, bir noktayı açıklamak için senin yazını kullanacağım. FERAGATNAME: Kişi hızlı baştan çıkarmadan (speed seduction) çok şey öğrenebilir. Kadınlarla konuşurken daha rahat olmayı öğrenebilirsiniz (kadınlar entelektüel şeyler yerine duygulardan konuşma konusunda daha rahattırlar) ve kadınlarla etkileşimde “ne nasıldır” bilmeniz için iyi bir başlangıç noktasıdır. Fakat, benim hızlı baştan çıkarmayla ilgili problemim her zaman hızlı baştan çıkarmanın RUHU olmuştur: İçinizdeki Erkeği kadının arzularına uyan bir şeye çevirmek için yok etmesi (hızlı baştan çıkarma, kadını değiştirdiğini düşünecek kadar kibirli olsa da aslında yaptığı budur) “Kadının her davranışında, siz de davranın. Onun nefes alış hızını ve derinliğini taklit etmeye çalışın.” Vücut davranışlarınız tepkisel hale gelir. “Bir konuşma sırasında, bu kelimeleri kullanabildiğiniz kadar kullanmaya çalışın ki kadının bilinçaltı, bunları yakalasın ve bunların sizin için de önemli olması gerektiğini fark etsin. Bu kelimeleri ona tekrar ederek, sizin onu anladığınızı ve onun konuştuklarıyla bağ kurduğunu düşünmesini sağlarsınız.” Diliniz tepkisel hale gelir. Baştan çıkarmanın en önemli parçası, benim fikrime göre, kendi değerinizi göstermektir. Bir kadına yürüdüğünüzde, kadın sizi reddederse, sizin telefonlarınızı

cevapsız

bırakırsa,

buluşma

teklifinizi

reddederse,

ona

sağlayabileceğiniz DEĞERİ ona gösterememişsinizdir. Sizin ÖDÜL olmanız ve kadının sizi AVLAMAYA ÇALIŞMASI açısından bu yazılanlar doğru. Ama hızlı baştan çıkarmayla Erkek olmayı bırakıp KADININ TEPKİLERİNE göre tepkiler 274

veren

değerlere

dönüştüğünüze

dikkat

edin.

Yani,

bütünlüğünüzü

kaybettiğinize! Onun arzularına cevap veren “değerler” yaratmak istiyorsunuz. Bu değerlerin hepsi onun arzularına tepki verecekler. Siz Değerler ortaya çıkardığınızda, onun için neyin önemli olduğunu, onun değerlerini buluyorsunuz ve ona istediğini veren bir erkeğe dönüşüyorsunuz ve o istediklerini ona sağlıyorsunuz. Artık Erkek değilsiniz! Artık onun ne istediğine göre eğilip bükülen birisiniz. (Bu artık hüsrana uğramayan (not frustrated) Average Frustrated Chump kişisidir. Dikkat edin, kişi hala ahmak (chump).) Eğer onun söylediği ortak şeyleri alıp bunlar üzerinde bir bağlantı geliştirmeye çalışıyorsanız, bu başka bir şey (buna ‘iyi konuşma yeteneği’ denir). Ama Hızlı Baştan Çıkarmanın RUHUNUN tamamı, ONUN gözleri, onun sizi nasıl gördüğü, onun sizi nasıl algıladığı üzerine kuruludur. Bu konuşmadan, kadının biraz tehlike altında olmaktan hoşlandığını anladım. Bıçak sırtında yaşamanın heyecanına bayılıyordu. Buradan itibaren ona DEĞER VERDİĞİ duyguları sağlayan bir erkeğe DÖNÜŞMELİSİNİZ! Sadece kendini DÖNÜŞTÜRMEYECEKSİN, ona arzu duyduğu o duyguları da SAĞLAYACAKSIN. Bu, kadın arzularına hizmet etmeye programlanmış (kendi başına iyi ama onun arzularını ateşlemek sizin kendi DEĞERLERİNİZDEN önemli. Dönüştürülmeniz gerekli) olmak demek. Çoğu kadın kendi peri masalını yaşadığına inanıyor ve bu masalın erkek kahramanını arıyor. O erkek kahraman olmak için onun dikkatini, ikinizin birçok ortak noktanız olduğuna ve biriyle o seviyede bağ kurmanın harika bir şey olduğuna çekmelisiniz. O erkek kahraman olmak! Onun fantezilerinde yaşamaya başladınız! Bunu birkaç kere yaptıktan sonra, şuna benzer bir şeyler söyleyin: “Daha yeni tanıştığın ama sanki uzun süredir tanıdığını hissettiğin birinin önündeyken nasıl hissettiğini hatırlayabiliyor musun? Rahatlamaya başladığını ve ona açılmaya başladığını hissediyorsun zira o çok doğal görünüyor, sanki 275

seninle daha derin bir bağlantısı varmış gibi. Bunun zorlayamazsın bu ama olduğunda ise harika hissedersin.” Önce vücudunuz tepkisel bir hal aldı. Sonra sözleriniz. Sonra değerleriniz ve karakteriniz. Şimdi de konuşmanız, onun arzusunu ona yansıtmak için ayarlanmış süslü sözler şöleni gibi: Eğer onun tahrik olmasını istiyorsanız, şuna benzer bir şey söyleyebilirsiniz: "Erkek kardeşim beni aradı. Bu haftasonu milli olmuş ve benden tüyo alıyordu. Daha gençken, omurgana ürpertiler gönderecek ve karnında kelebekler uçuşturacak şekilde vücuduna dokunan bir sevgilin olduğu günleri hatırla. Bu insan düşünceleri

ile sana nüfus edebilir

ve

varlığı kollarından

parmaklarına ürpertiler gönderebilir.” Eğer her şey yolunda giderse, ona anlattığım ürpertileri kendi vücudunda hissedecektir. Bunları daha önce yaşayıp yaşamadığını karşılaştırmak için hissetmesi gerekecek. Hah, şimdi de kız gibi konuşmaya başladınız! Kadınların etrafından yeterince kalan herkes bilir ki kadınlar sürekli seks ve seksin yakınındaki konulardan konuşurlar. Bu sitede telefon numarası almak üzerinde ÇOK FAZLA duruluyor. Telefon numarası almak ne kadar iyi hissettirirse hissettirsin, gerçekten sikişe dönüşme oranı çok azdır. Çünkü bu site, hızlı baştan çıkarma konusunun uydusu değil; o konuda sayısız site var. Kadınlar sikişmeye bayılırlar. Bu 100% doğrudur. Kadınlar sikişmeyi erkekler kadar çok severler. Bence kadınlar sikişi erkeklerden daha çok seviyorlar. Aslına bakarsanız, kadının tüm bilinci, cinsellik etrafında döner durur. Ama kevaşe gibi hissetmemesi için, onla sikişmeden önce onun ZİHNİNİN İÇİNDE gerçek ya da yapay bir ilişki oluşturmalısınız.

276

Kadınların

fabrika

endişelendikleri

ayarı

şeyin

olarak

cinsellikleri

tamamen değil,

cinsel

yaratıkları

cinselliklerini

olduklarını

BAŞKALARININ

ve

nasıl

algılayacağı olduğunu söylememiş miydim? Hızlı baştan çıkarmanın kadını gerçekten “baştan çıkarma” ile zerre alakası olmadığını, tek yaptığının kadının cinselliğinin sel olup akmasını önleyen sosyal/itibar barajını yıktığını söylememiş miydi? İşte size bunun teyidi. Kadınlar sağlı sollu seks yapacaklar ama “fahişe” davranışı korkusu onları durduruyor ve hüsrana uğratıyor. Başka bir deyişle, kadınlar erdemden nefret ederler ve saflıktan tiksinirler. Bu nedenle gerçekten “masum” kız yoktur. Eğer ona bunun bir sorun olmadığını gösterirseniz sizinle sikişecektir. Bak sen! Kadın ona bunun sorun olmadığını gösterdiğiniz sürece, sizinle (ya da “değeri” olan herhangi biriyle) düzüşecektir! Romantizm kadın için istediği her şeyi yapmanızın ehliyeti midir? Şimdi burada bir gizem var. Hızlı baştan çıkarma, “bu bilgi ile kadınların davranışlarını etkileyip değiştirebileceksiniz” diye kendi sırtını sıvazlıyor. Ama sonra da, kadın o zihin çerçevesini (fahişe gibi görünme korkusu) yıktığınızda sizinle seks yapacaktır ve bu nedenle o çerçeveyi yıkın (bunu sadece biz yapabiliriz zira bu sınırları koyanlar biz ERKEKLERİZ ) diye itiraf ediyor. Peki Hızlı Baştan Çıkarma, olay sadece kadına “sorun yok” diye göstermek iken neden bunun kadının davranışlarını değiştirmek olduğuna inanıyor? Benim cevabım şu: Kibir. Erkekler, kadınların önlerinde iskambil kağıtları gibi döküldüğü seks tanrıları olduklarına inanmak isterler. Ama gördüğünüz gibi, Hızlı Baştan Çıkarma da, tüm kontrol kadının elinde. Baştan çıkarıcı, tepkisel bir pozisyon alıyor. Bütün bunlardan sonra Erkek neye dönüşür? Kadının hareketlerine, söylediklerine, sözlerine, değerlerine, hayallerine, vs. tepki gösteriyor. Bir oyuncak-oğlana (boy-toy) dönüşmedi mi? Yani, daha fazla ne olabilir ki? 277

Eğer yukarıda herhangi bir hatam varsa bana söyleyin. Hata ya da kibir hiçbir zaman benim hedefim olmadılar. Geçmişimizdeki AFClik/İyi Çocukluk gerçeği ile yüzleşmek ne kadar zorsa, Hızlı Baştan Çıkarmanın gerçekte ne olduğunu görmek de aynı şekilde zor ve cesaret istiyor. Bir sorum daha var. Eğer Hızlı Baştan Çıkarma gerçekten tepkisel ve bir erkeğin benliğini kadına ve onun hayallerine göre dönüştürmesi ise ... Hızlı Baştan Çıkarıcı kadınla gerçekten seks mi yapıyor yoksa kadın onu fiziksel bir obje olarak kullanıp mastürbasyon mu yapıyor? Sonuçta erkek kadının dilini, değerlerini kullanıp onun yaptıklarını yapıyor ve kadın gibi konuşuyor? Hızlı Baştan Çıkarmanın özü bu mu?

278

Kızlarla Konuşmak http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=18398 Gerçekten etkilendiğiniz bir şey olmadığı sürece (otantik olmak anahtardır) kıza iltifat etmeyin. Herkes kendince biricik ve özel hissetmek ister. ONA ve onun hayatına ilgi gösterin. İnanın bana, kulaklarınızı kanatacaktır (bu da doğal görünecektir zira siz zaten ona ve neler yaptığına ilgi gösteriyorsunuz). Siz onunla ilgili her şeyi keşfederken, bir “gizem” olarak kalıyorsunuz zira kendinizi “satmaya” çalışmıyorsunuz. Hatun, birinin kendisi hakkında soru sormasına bayılacaktır (ve böylece kendi gözünde “özel” biri olduğu inancı pekişecektir) VE size olan ilgisi büyüyecektir zira sizinle ilgili daha fazla şey bilmek isteyecektir. O kadar kulak kanamasının ödülü olarak hiç fena değil, değil mi? Aynı zamanda daha fazla bilgi edindikçe, bir sonraki adımı daha yüksek başarı şansı ile, daha iyi ve kesin atabilirsiniz. Tatlı OLMAYIN. DİNLEYİN ve kendi düşüncelerinizi ekleyin (onun problemlerini ÇÖZMEYE ÇALIŞMAYIN, o PROBLEMLERİ anlayın). Onayladığınız bir duygu ya da özellik konuşulduğunda, bunu onayladığınızı söylemekten çekinmeyin. Sizinle bir “bağlantı” hissedecektir ve ilgi seviyesi artacaktır. Eğer sizi deli ederse, ona TAM OLARAK NEYİN DELİ ETTİĞİNİ SÖYLEYİN. Kızlar DÜRÜST ve DİREKT bir şekilde bazı şeyleri yüzlerine vuran erkeklere bayılırlar. Birçok kız, İyi Çocuk gibi sessizce yutacak mısınız yoksa kendisine yerini bildirecek misiniz diye sizi “test” edecektir. Kadınlar, kontrol edebilecekleri erkeklere karşı çekim duyamazlar. Espri her zaman iyidir. Her zaman hafif, sıcak ve esprili olun. Ama kız sizinle ciddi ciddi konuşuyorsa, her zaman dinleyin ve ne hissettiğini ANLAYIN.

279

İlişki ile Arkadaşlık Arasındaki Fark http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=76027 Çok uzun zaman önce, bu internet sitesi ve benzerlerini bulmadan önce, arkadaşım olan kadınlar vardı. Şimdi ise kadın arkadaşlarım yok zira kadın arkadaşlar benim için artık imkansız. Arkadaş olmaya çalıştığım tüm kızlar benimle birlikte olmaya, beni düdüklemeye, vs. çalıştılar. Ama ya erkek arkadaşı ya da kocası olan kızlar? Aynı hikaye. “Bay Pook, böbürlenmeyi bırak! Sende, AFC probleminin tersi var.” Hayır, bu tamamen farklı bir şey. Kadınlar ve erkekler aşk ve ilişkileri tamamen farklı görüyorlar. Kocalar, istikrarlı erkek arkadaşlar ve şövalye erkekler benden nefret ediyorlar zira ben özgürüm. Kız arkadaşımın evine gidip o “yalnız hissetmesin” diye onunla kalmak zorunda değilim. Onun aptal ailesini görmek ya da uydurduğu diğer ritüelleri yapmak zorunda değilim. Kendi evimi ne zaman istersem o zaman terk ederim, ne zaman istersem oraya geri dönerim, istediğim kişiyle buluşurum, istediğimi yaparım. Bu erkeklerin çoğu, anladığım kadarıyla, çok genç yaşta evlenmişler ve hayatın macerasını yaşayamamışlar. Çok fazla vaktim olduğu için (bir nişanlının ya da eşin bitmek bilmez arzularına zaman harcamadığımdan) kendime yatırım yapabiliyorum. Ben bu erkeklerden daha iyi değilim, ama ek zaman sayesinde onlardan daha nükteli, fit ve daha fazla dünya zevkini tadabilen biriyim. Ben daha fazla “gelişkin erkek” olduğum için belki, kadınların daha fazla ilgisini çekiyor olabilir miyim? Şu kesin ki kadınlar birlikte olmayı “seks de içeren arkadaşlık” olarak görmüyorlar. O bebek gibi yüzün ardında, tüm hayatı boyunca sahip olduğu düşünceler yürüyorlar. Sizin “erkek” olarak rolünüz, hayatınız boyunca onun için çalışmanız. Eğer bundan şüpheniz varsa daha yaşlı, evli ve boşanmış erkeklere sorun. İşte bu nedenle kadınlar sizin hırslarınızı ve maddi kaynaklarınızı görürler ama sizin zekanızı, keşfetme arzunuzu,vs. görmezler.

280

Arkadaşlık ile ilişki arasındaki en büyük fark bağımlılıktır diyeceğim. “Bağımlılık mı dedin?” Evet, bağımlılık dedim. Arkadaşlık ortak ilgiler, eğlence, vs. üzerinde yürür. İlişki/evlilik ise bağımlılık nedeniyle başlar ve devam eder. Bazıları bunun erkeklerin sekse olan bağımlılığı nedeniyle olduğunu düşünürler. Ama asıl noktayı kaçırırlar. Kadınların yanımızda olmasına o kadar alıştık ki, eğer orada değillerse, bunun anormal olduğunu düşünüyoruz. Gözlemlendiği üzere, daha yaşlı ve evli çiftler seks yapmazlar. Peki ilişkileri nasıl yürüyor? Bağımlılık sayesinde. Bu, kadın takdirine olan bağımlılıktır. Daha yaşlı erkekler bile karılarını memnun etmek için ellerinden geleni yaparlar. Buna o kadar koşullanmışlardır ki, karıları kendilerini takdir etmediğinde, bu onları çok rahatsız eder ve o takdiri kazanmak için bir şeyler yapmaya başlarlar. Yaşlı çiftlerde, kadın ölünce erkeğin yeniden evlenmesinin veya ölmesinin bir nedeni var. Erkekler hiç olmadıkları kadar dindar oldular. Dindar? Evet Romantizm dininin müritleri. Tanrıça? Kendi elleriyle seçtikleri tanrıça yani genç bir kadın. Erkek, “kadınlar için HER ŞEYİ yaparım!” der. 30 yıl boyunca ödemek zorunda kalacakları evler alırlar. Erkek, kadınının aslında ne kadar aptal olduğunu kabul etmeyecektir o nedenle de aptallık “kutsallaştırılır”. Kadınının muhteşem duygu ve yeteneklere sahip olduğunu düşünür zira kendi duygu ve benlik algısını kadına yansıtır. Kadın herhangi bir kraldan ya da papadan daha mistik ve görkemli biridir. “Ne! Dine hakaret ediyor! Dine hakaret ediyor! Pook’u yakın … YAKIN! Sadece şu soruyu cevaplayın: DJ İncilinin tanrısı kimdir? “Ne? Don Juan tabii ki!” Emin misiniz? İyi düşünün.

281

Kadınca! http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16976 Kadınların başka bir dil konuşuyor olması şaşırtıcı değil. Kadınlar nükteli, sinsi, dolambaçlı

yaratıklardır

ve

söyledikleri

şeylere

genellikle

başka

anlamlar

kodlanmıştır. Erkeklerin, kadıncanın kodunu kırma zamanı geldi! Okuma zevkiniz açısından, kalın harflerle yazılanlar kadının söylediği, normal metin ise kadının söylediğinin anlamı olacak. Eğik harfli metinler ise Pook adamın yorumları olacak. Şu an bir ilişki aramıyorum. ÇEVİRİSİ: SENİNLE bir ilişki istemiyorum. Benimle dışarıda buluşmayı deneme bile. Bu olmayacak. POOK-ADAM DİYOR Kİ: Bu “üstü kapalı” reddedişin bir iş arkadaşıma iletilmesine şahit oldum. Hemen atlayıp “ilişki istemiyorsan tek istediğin SEKS değil mi?” dedim. Hatunun ağzı bir karış açık kaldı. Ama ben devam ettim. “Kadınlar, size inanamıyorum! Aklınızdan tek geçen şey SEKS, SEKS, SEKS ve DAHA FAZLA SEKS! Ben sevgi dolu bir ilişki arıyorum ama HAYIR, siz kadınlar tutku dolu ve hayvani seksten başka bir şey düşünmüyorsunuz! Ama ben hayatın diğer zevklerini de TATMALIYIM! Ama seksten başka bir şey de düşünebilirsiniz değil mi?” Bana bakarken gözleri parlıyordu. Komik olan şu ki, birden bire benimle bir ilişki istemeye başladı. Hah! Seni o şekilde düşünmüyorum. Tanrım, sen çirkin ve cinsel olarak işe yaramaz birisin! Ben seni kardeş gibi görüyorum! -YA DABana erkek kardeşimi hatırlatıyorsun! 282

Seninle seks yapmayı ensest ilişkiden sayarım. Çocuklar bugün çok yaramazlardı / çok kötülerdi. Görünen o ki senin genlerin bozuk! İkimiz de hatalıydık. Ama sen daha fazla hatalıydın! Bu tarif beklediğim gibi çıkmadı. Akşam yemeğini yaktım. Hadi sıkıyorsa şikayet etmeye çalış. Sakın ha! Beni dinlemiyorsun! Beni dinlemiyorsun! Tatlım, yaptığın şeyi bölmekten nefret ediyorum ama ... Sanki benden daha önemli bir şey yapıyorsun da. … yapmaya vaktin oldu mu? Ne yapıyorsan onu bırak, ayağa kalk ve şunu HEMEN ŞİMDİ YAP! Vaktin olunca ... Hemen şimdi! Dırdır etmekten nefret ediyorum ama ... O koltuktan hemen kalkmanı istiyorum! Tabii ki kendi payımı kendim öderim. Ucuzcu buluşma! Fazla hızlı gitmeyelim olur mu?

283

Başka taliplerim de var. Biriyle beraberliğe hazır değilim. Seninle birlikte olmak istemediğime eminim! Bekar yaşamaktan hoşlanıyorum! SENİNLE birlikte olmamaktan hoşlanıyorum! Biraz zamana ihtiyacım var! Arzu edilmez ve itici olmaya başladın. Burası BIRAKIP GİTMENİZ gereken yer! Kariyerime odaklandım. Eğitimin ve kariyerim sıkıcı ve zor olabilir ama yine de senden daha heyecanlı. Zamana bırakalım. Benim listemde tepelerde değilsin. Eğer daha iyi bir aday çıkmazsa senden iyi bir sigorta olur. Senden hoşlanıyorum ama ... Senden hoşlanmıyorum. Sen benim çıkacağım tipte bir erkek değilsin ama benim evleneceğim tipte bir adamsın! Sen cinsel olarak işe yaramazsın. Seninle birlikte olmak çok sıkıcı. Ama … iyi birisin. Bir arkadaşım buna “sen benim evleneceğim tipte bir kız değilsin ama tek gecelik ilişki yaşayacağım tipte bir kızsın” diye cevap vermişti! Sadece arkadaş olalım. Beni asla çıplak görmeyeceksin! Sana ilgi duymuyorum.

284

Pook Adam der ki, “Hayır, benim yeterince arkadaşım var. Bye.” Arkadaşlığımıza zarar vermek istemiyorum. Lütfen benim kız gibi arkadaşım olmaya devam et. Sen mükemmel bir duygusal tamponsun! Dürüstlük benim için çok önemli. Bana sadece duymak istediğim şeyleri söyle. Ben seni arkadaş olarak görüyorum. Sana ilgim yok. "Ben de seni sadece alev alev yanan azgın bir fahişe olarak görüyorum!" Sen çok erkeksisin. Tıraş ol, banyo yap ve SABUN denilen mucizevi şeyi keşfet. Planlarıma bakıp vaktim var mı diye sana döneceğim. Planlarım var. Seninle planımız yok, olmayacak. İhtiyacımız var ... İstiyorum ... Beni sonra arar mısın? Yapmam gereken … var. Telefonu kapamak için bir bahaneye ihtiyacım var. Senin duygularını incitmek istemediğimden SURATINA KARŞI YALAN SÖYLEDİM. İyi günler! Hayır ama sen bana numaranı verebilirsin. Numaranı (beni isteyen ama benim istemediğim acınası) erkek telefon numarası koleksiyonuma ekleyeceğim. Saçmaladığını yüzüne vurun. “Telefon numaramı bla bla erkek numaraları koleksiyonuna eklemek istiyorsun …” 285

Kızgınım ... Kızgınım. Kızgın. Romantik ol ve ışıkları kapat. Vücudumla gurur duymuyorum. Beni seviyor musun? Senden pahalı bir şey isteyeceğim ... Şişman mıyım? Lütfen bana güzel olduğumu söyle. Sorumluluk alan erkeklerden hoşlanırım ... Faturayı ödesene ahmak! Tamam ama umarım hayal kırıklığına uğramazsın. Tahta göğüslüyüm. Ben o tip bir kız değilim. Denemeye devam et. Denemeye devam edin. Orama dokunma! Orama dokun ama önce seni birkaç kere durduracağım. Ağır direnç kötüdür. Hafif direnç iyidir. Kadınlar sizin onların üzerine gitmenizi isterler. Her kadın sahip olunmak ister. Sabah uyandığımızda bana saygın olacak mı? Arkadaşlarına söylemeyeceksin değil mi? 286

Şu an birini aramıyorum. Şu an SENİN GİBİ birini aramıyorum. Konuşmalıyız ... Şikayet etmeliyim! Kafanızı sallayın, “hı hı” deyin ve gülümseyin. Bunu tekrarlayın. Bunun hakkında düşünmem lazım. Olmaz. Bir ayrı bir beraberiz. Daha iyisi karşıma çıkana kadar onu elimde tutmalıyım. Biz nereye gidiyoruz? Evlenecek miyiz? Hayır. Hayır. Belki. Hayır. Bunu bir düşüneyim. Hayır. Seni tüm hayatım boyunca tanıyormuş gibiyim! Bingo! Bingo! Biri bu ödülün beni bırakıp gitmemesini sağlayabilir mi? Hayır. Evet.

287

288

Daha Fazla Kadınca! http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=28726 Beyler, kadınların ÜÇ tane erkek istediği sonucuna vardım. Kalbi için bir tane, sözleri için bir tane ve kollarında olması için bir tane! Aynı şekilde, üç parçaya ayrılabilir: Birincisi kadının sahip olduğunu SÖYLEDİĞİ kelimeler, ikincisi kadının sahip olduğunu DÜŞÜNDÜĞÜ sözler ve üçüncüsü kadının neyi GERÇEKTEN neden yaptığı ile ilgili sözler. Bu nedenle de biz Kadıncaya üç şekilde bakmalıyız: Kalın harfler kadının söylediği şeyler, normal harfler bu sözlerin çevirisi ve eğik harfler de Pooky’nin yorumları. Kız arkadaşın var mı? Sen HOŞ ÇOCUKSUN. Peki piyasada mısın? Bu akşam gerçekten çok ilgilisin! Seksten başka bir şey düşünmez misin? Beni seviyor musun? Bekle senden pahalı bir şey isteyeceğim. Beni ne kadar seviyorsun? Senin hoşuna gitmeyecek bir şey yaptım. Daha iyi iletişim kurmalıyız. Benimle daha çok aynı fikirde olmalısın. Gülümse, kafa salla, tekrarla. Arkadaşlığımıza zarar vermek istemiyorum! Sana yattığım tüm erkekleri anlatmaya devam etmeme izin ver. KADINLAR İyi Çocukların seks yapamamasının nedenidir. 289

DÜRÜSTLÜK istiyorum. Oyun istemiyorum! Bana duymayı istediğim şeyleri söyle. Kariyerime odaklanmayı tercih ederim. Onun kariyeri gibi sıkıcı ve vasat bir şeye odaklanmak bile sizden daha iyi. Ne istersen yap. Bedelini sonra ödeyeceksin. Fiyatını hatırlamıyorum. Sana asla söylemem zira bir servet ödedim. Odayı boyayalım! Sen odayı boya ben de alışverişe çıkayım. Ah bir de ortalığı batırayım deme. Hı hı Bir şey mi dedin? Ne dedin bilmem ama kesin önemli bir şey değildir. Hayır, akşam yemeği için paket de yaptırabiliriz. Seni ucuzcu piç! Ben istikrarlı bir gelecek istiyorum. Bir şeker babacık (sugar daddy) ile evlenmek istiyorum! Sen anlayamazsın. Ben bile anlamıyorum ama sana yine de anlatacağım. Hiç birimiz anlamıyoruz ki. Benim internet nickim JennySmalt Saklayacak bir şeyim yok. Hiçbir ilginç özelliğim yok.

290

Benim internet nickim DoItToMeNow6969696969 Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorsan, erkek değilsin. OK Bay. AFC. sen bunu anlayamayacağın (ve bir erkek olma şansın olmadığından) seni girlproblems.com sitesine alalım. Eski sevgilinle neden ayrıldın? Sende ne gibi bir problem var? Fantezi diyarında seke seke yürüyen Bay İyi Çocuk olduğum için … Hayır bunu ona söylemeyin tabii. Bilmiyorum deyin geçin. Bugün bir adam bana bakıyordu. Bana gelip buluşma teklif etti ... Kadın sizin ona HEMEN ŞİMDİ BULUŞMA TEKLİF ETMENİZİ istiyor! Başka bir erkek hakkında konuşuyor gibi duruyor ama aslında size ne kadar güzel ve arzu edilir bir kadın olduğunu söylüyor. Bunu görmenizi istiyor zira sizin onu HEMEN O AN buluşmaya davet etmenizi istiyor. [Kız ismi] hakkında ne düşünüyorsun?

[Başka bir kız ismi] hakkında ne

düşünüyorsun? Rakiplerim var mı? Şu an erkek arkadaş istemiyorum. Seni ERKEK ARKADAŞ olarak istemiyorum. HER kadın bir erkek arar. Bu onlar için bir yaşamsal amaçtır. Bilmem. Sen ne yapmak istersin? Hiçbir şey planlamadığına inanamıyorum!. Hayır, tamamen öldünüz. Tebrikler serseri! Ben seçici biriyim!

291

Burada bir buluşma şansı göremiyorum! Ben ÇOK seçici biriyim! Ben dindar bir bakireyim, ailemin kanatları altında yaşıyorum ve mükemmellik talep ediyorum. “Gerçek dışı beklentiler” desek? Belki [yaşlı bir kadın ismi] senin çok çekici olduğunu söyledi! Sen çok çekicinin tanımısın. Kadınlar direkt değillerdir. Kendi düşüncelerini başkasının ağzından söylerler. Bu durumda, yaşlı kadın bir başkası. Buraya gel! Benim yavru köpeğimde aynen böyle! Kadının ilgi kırıntıları “İyi Çocuk Kuçu Kuçusuna.” Bu evle uğraşmak çok zahmetli! Yeni bir ev istiyorum. Ve ben yeni bir kız arkadaş istiyorum! Yeni mobilyalar istiyorum. Yeni mobilyalar, halılar, duvar kağıtları, vs … istiyorum. Bir ses duydum! Senin uyuduğunu fark ettim. Dikkat edin de geri geldiğinde yatak örtünüzü almasın! Bir dakika içinde hazır olacağım. Koltuğa otur, sırtını yasla ve iyi bir TV programı bul. 292

Eski sevgilim ... Eski sevgilimi hala seviyorum. Bir sonraki (NEXT)! Senden hoşlanıyorum ama ... Senden hoşlanmıyorum. Bu gece kız kıza dışarı çıkacağız! Bu gece dağıtacağız ve seninle ve arkadaşlarınla dalga geçeceğiz. Bunun haftanın diğer gecelerinden farkı ne ki? Sorun değil. Sorun. Bir sorununuz var. Zamana ihtiyacım var. … ve bu zamanda senin olmanı istemiyorum. Bağırmıyorum! Bu önemli. Ne zaman önemli değil ki? Hiçbir sorun yok. Her şey sorun var. Sorun sensin. Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum! Sana karşı delil toplamaya devam ediyorum!

293

Yanardağ basıncı artıyor, retorik dumanlar ve lava gibi yalanlarla patlamaya hazır. Kaçın! Ben bir sanatçıyım! Bana güven olmaz! Ve fakirim. Şefkatli biriyim! Sahiplenici biriyim! Ve sen her zaman aldatıyor varsayılacaksın! Ben maceracıyım. Tahmin edemeyeceğin kadar aşığım oldu. Ve geçmişim yükü senin omuzlarına binecek! Önce arkadaş olmak istiyorum. Orospu olarak nam saldım, bunu değiştirmeye çalışıyorum. “Maceracıyım” çevirisine bakın. Ben olgunum. Bir önceki erkek arkadaşım gibi bana yatakta çiftlik hayvanı gibi davranmana izin vermeyeceğim. MOO! Ben açık fikirli ve dışa dönük biriyim. Ben umutsuz ve gürültücü biriyim. Bu kız İYİ KIZ. Hah! Gay misin? 294

Neden benimle ya da başka bir kızla çıkmıyorsun? Bir erkeğin duyabileceği en büyük iltifattır. Tüm kadınlar sizinle ilgileniyorlar ve siz istediğinizi seçin. KADINCAYI çevirmek yetmez. Kadınca da konuşmamız lazım.

Kadınca Konuşmak bu bölümde kalın harfler sizin söyledikleriniz, eğik harfler GERÇEKTE söylenen ve normal harfler de anlatı olacak. Mesela çirkin bir kız size yürüyorsa ona şunu söyleyebilirsiniz: Şu an bir ilişki aramıyorum. … bu da şu anlama gelir ... SENİNLE bir ilişki aramıyorum! Kadın ne demek istediğinizi anlayıp sizin peşinizi bırakacaktır. Ama ısrar ederse, Ben seni kız kardeş gibi görüyorum! … anlamı ... Seninle seks düşüncesi ensest kadar iğrenç bir şey. Cümleyi değiştirirseniz, kadıncayı direkt onlara karşı kullanabilirsiniz. Ama uyarayım, eğer şunu derseniz: Ben bir kız arkadaş aramıyorum. … anlamı ... Seni kız arkadaş olarak istemiyorum. Kadınlar onları ince bir şekilde reddettiğiniz anlayacaktır ve beraber olur sizi ezmeye çalışacaklardır (tabii çekici bir erkekseniz ve diğer Don Juan şeylerini yapıyorsanız). Erkek duyunca üzülüp hayatına devam etmesi beklenir. Ama kadınlar kendi dillerini bilirler ve bunu meydan okuma olarak algılarlar. 295

Eğer bir oyuncuysanız, “ben bir oyuncuyum” demeyin. Şunu söyleyin: Yeni insanlarla tanışmayı ve yeni maceralara atılmayı seviyorum. Kadıncaya çevrildiğinde bunun anlamı ... Yatabildiğim kadar kadınla yatmayı istiyorum zira bu hayatın eğlenceli bir parçası! Bunun nasıl çalıştığını görüyorsunuz değil mi? Bence sen hayatın sana sunduğu zevkleri tatmalısın. Arzularını BENİMLE tatmalısın. Hatunun biri bana sürekli yürüyordu ve ben onu görmezden geldim (haha). Ahmağın biri bizim yanımıza geldi, bizimle konuştu ve gitti. Dedim ki, Sanırım senin çok çekici olduğunu düşünüyor! … anlamı ... Sen çekiciliğin tanımısın. Aynen şöyle cevapladı: “Neden? Teşekkürler Pook!” (Şaka değil. Kadınca gerçek bir dil ve kadınlar bu dili konuşurlar. Eğlencesine, onlarla kadınca konuşun!) Bir kadınca dersi daha sona erdi. Bay Çevirmen, iyi iş çıkardınız, teşekkürler. Rica ederim, Pook. Unutmayın. En sağlam rehberiniz içgüdüsel hislerinizdir!

296

Ve Daha Fazla Kadınca! http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=39626 Genç bir erkek daha sonsuzluğa doğru bağırdı: “Ey Sosuave denilen büyük kahin! Bana yardım et. Bir KADINLA bir şey yaşadım. Şu şu şu oldu, sonra X olayı Y’ye neden oldu, Y Z’ye ilerledi, ve sonuçta R oldu!” “Bu kız benden hoşlanıyor mu?” Kadın ilgisi aramak/peşinde koşmak felakete giden yoldur. Sizi Reaksiyon ustası yapar, Aksiyon ustası değil. Ama, kim bilir kaç AFC, piliçlerin kendilerini gerçekten arzulayabileceğinin farkında bile değil. Ve kaç tanesinin kendi kibirlerinin gözlerini kör ediyor ve “benimle flört ediyor” diye sevinirken bir tuzağın içine çekiliyorlar! Bunun yanında çoğu erkeğin cinsellik dünyasını keşfetmesi gerekiyor. Her piliç sizin üzerinizde bir Cinsellik Taraması yapacak, neredeyse bir robot gibi, ve çoğu erkekte cinselliğin bulunmadığını görecekler. Kalın harfler kadının dedikleri. Normal harfler çeviri. Eğik harfler ise La Pookeboo. Beni biri aradı. O sen miydin? Beni sen mi aradın? Kadın senin onun telefon numarasını almanı istiyor. Bla bla, bla bla olan buluşmalara bayılıyorum, bla bla ... Kadın sizin ONU hemen ŞİMDİ buluşmaya davet etmenizi istiyor.. Sizinle kız muhabbeti çeviriyor gibi görünebilir. Ama kızlar buluşma ve erkeklerden kafalarında buluşma varken bahsederler. Size sizin bilmenizi istediğiniz şeylerden bahsediyor. Size “kazara” çarpıyor. OOOOPSS! “Kazara” burun buruna geliyorsunuz. OOOPS! Kadın flört ediyor ve kendi içine gömülmüş ahmak herifin yani sizin ilginizi çekmeye çalışıyor!

297

Utangaç olma! Ben utanmıyorum ... #%#^$^$%^! Kanka gevşe ! Eğlenmene bak! Eğer sürekli sizin olduğunuz yöne bakıyorsa ... Size bakıyordur. Size herhangi bir şekilde iltifat ediyor. Sizden hoşlanıyor. Onu etkilediniz. Sizin yanınızdayken daha hareketli oluyor, dans etmeye başlıyor, vs. Sizi istiyor. Ona baktınız ve o bakışlarını başka tarafa kaçırdı. Kız (size bakarken) yakalandı! Şimdi gidin ve onunla konuşun. Bacak bacak üstüne atmış ve elleri/bilekleri bacakları arasında. İmkanı olsa sizinle oracıkta düzüşür. Erkek arkadaşım çok aptal! Dün yaptığı şeye inanamıyorum! O ... Sizin onu sıkıcı erkek arkadaşından çalmanızı istiyor.. Çıkmaya

başladığım

bu

çocuk

bana

kendimi

çoooooooooooook

hissettiriyor! Ah beni ne kadar iyi hissettirdiğini bilemezsin! Size zerre ilgisi yok ve duygularını oraya buraya kusmakla meşgul (iğrenç!). Erkek arkadaşım beni çok üzüyor … ühü ühü … (ağlama). Tebrikler, duygusal tampon olduğunuz resmileşti!

298

iyi

Duygusal tampon olduğunuzu nasıl anlarsınız? Size duygularını mı kusuyor yoksa sizin onu çalmanızı mı istiyor? Basit. Eğer duyguları kendi üstünde ise, duygularını her yere kusuyorsa ve gerçek bir çöp yaratıyorsa ve duyguları kötüyse sizi duygusal olarak kullanıyordur. Sizin göreviniz onun kötü duygularını üstünüze kusması ve sonra kenara çekilmeniz. Ama eğer kız kendi üzerine hiçbir duygu yansıtmıyor ve sadece erkek arkadaşını yerin dibine sokuyorsa, amacı bellidir. Bana eskiden tanıdığım birini hatırlatıyorsun ... Sizi takip ediyor ama sizinle ilgilendiğini bilmenizi istemiyor. Bu söyledikleri, ilgisini saklamaya yönelik. Bazen gerçekten de onun daha önceden tanıdığı birine benziyor olabilirsiniz. Ama her iki şekilde de sizin tipiniz onun dikkatini çekiyor. İyi vakit geçirmek için ne yaparsın? Çıktığın biri var mı? Senin hikayen ne? Sizinle ilgilenen kızlar bunu sorarlar zira sizin onu dışarı çıkarmanızı isterler ama siz bunu henüz yapmamışsınızdır. Sizin başka bir kızla çıktığınızdan endişe ediyordur! Kadınca bildiğim için ben bu soruyu kızın erkek arkadaşı olup olmadığını anlamak için sorarım. Cevap şöyle bir şey olur, “Erkek arkadaşım ile … ” İşaretler vs. konusunda bütün gün konuşabiliriz. Ama genel olarak şunu arayın: Sizin etrafınızda kız daha hareketli oluyor. Gülümsemeye, oynamaya, daireler çizerek dönmeye, vücut hareketlerini abartmaya, yüksek oktavlı konuşmaya ve heyecanlanmaya başlıyor. Ayrıca giydikleri değişir. Birden daha iyi giyinmeye ve makyaj yapmaya başlar. Bariz değil mi? Oldukça. Kasten yüksek topuklu ayakkabı giyiyor.

299

Bu gece sikilmeye niyeti var. Kadınlar yüksek topuklu ayakkabılarına sikiş ayakkabısı derler. İlgisiz görünüyor. Konuşurken utangaç davranmaya başlıyor. Senden hoşlanıyor. Kadınlar da erkekler gibi, hoşlandıkları kişinin yanında utangaç davranırlar. Hatta ilgisiz görünmeye çalışırlar. Sandalyesi sizin tarafınıza dönük değil ama kadın bacaklarını sizin tarafa döndürerek oturdu. İlgisini çektiniz. Çok İYİ bir işaret! Size “far ışığı görmüş geyik bakışı” (çok heyecanlı ve sonuna kadar açık gözler) atıyor. Sizin gerçekten çok çekici olduğunuzu düşünüyor. Bu kızlar genellikle sizin tipinize düşerler. Fazla kendinizi kaptırıp diğer özelliklerinizi de seveceklerini varsaymayın. Birden bire çevrenizde bitiyor ve bu sürekli oluyor. Lokasyon yakınlığı ile size ilgisini gösteriyor. Ne kadar put gibi olursa o kadar kötü. Gülümsememesi, tek kelimelik cevaplar vermesi, dikkati kendi vücudundan uzağa çekmeye çalışması, sizden uzaklaşması ve genel olarak sessiz olması. ”Ama Pook! Belki HEYECANLANMIŞTIR!” Doğru, heyecanlanmış olabilir. Ama sizi kullanıyor mu yoksa size karşı ilgili mi nasıl anlarsınız? GÖZLERİNE BAKIN! Hayır, göğsünün muhteşem kıvrımlarına bakmayın. Yüzüne bakmayın. Saçlarına bakmayın. GÖZLERİNİ İZLEYİN! Sizinle gerçekten ilgilenen bir kadın SİZE bakar. Sizi kullanmaktan başka bir amacı olmayan kadının ise gözleri

300

BAŞKA YERDEDİR, müzikte, diğer insanlarda, başka her yerde olabilir ama ait olduğu yerde yani sizin üzerinizde değildir. Bazı diğer noktalar: Bazı kızlar sizden hoşlanıyorsa sizin etrafınızda sakin ve düzgün davranmaya çalışabilir. “Bunun normalden farkı nedir?” Fark, kızın sizin söylediğiniz her şeye yamanmasıdır. Kızın dikkati 110% sizin üzerinizde olacaktır. Odayı terk ettiğinizde, zevk içinde ciyaklayacaktır. Kadın, vücudunun kıvrımlarını abartan kıyafetler giymesi.Bunu izlemesi komiktir. Hatun şöyle düşünür: “Memelerimi Pook’un gözüne sokarsam, Pook benden hoşlanacaktır!” Aptal piliçler. Kadının sizinle konuşmaya çalışması. Ya da sizin onunla konuşmanıza çok hevesli olması. Güzel bir kadın basitçe suratınıza bakacaktır. Bu daha çok boşluğa bakmak gibi olacaktır ve kadın size karşı bariz ilgi işaretleri göstermeyecektir. Bir kadın daha fazla çekici görünmek için çaba harcamış görünüyorsa (makyaj, dar elbiseler, vs.), kadın muhtemelen yalnızdır. Bir kere ilişki içine girdiklerinde, kadınlar elbiseleri ve bakımları konusunda daha rahattırlar. Sonbahar gelip havalar serinlediğinde, ilişki içindeki bir hatun otomatik olarak bir kazak ya da ceket giyecektir (kadınların “çok üşüdüklerinde” nasıl olduklarını bilirsiniz). Yalnız kızları ise kız kardeşleri ısınmaya başlarken vücutlarını gösteren kıyafetler giymelerinden anlayabilirsiniz. Genç Kızlar Nasıl Severler? Bu tam olarak kadınca değil ama Kadın Evreninin temel elementleri içinde temel bir spektrum. Bizim evrenimiz hidrojen, karbon, silikon, vs. gibi maddelerden oluşmuştur. Kadın Evreni ise ironi, zıtlaşma ve alışveriş elementlerinden oluşmuştur. Bizim evrenimizde moleküller bir çeşit bağ oluştururlar (polar bağ gibi) ama Kadın Evreninde elementler birbirlerine duygular ile bağlanırlar. Bizim evrenimizde her şeyin kaynağı enerjidir. Kadın Evreninde ise “aşk” ya da daha doğrusu “evliliktir”! 301

Evlilik, kadının hayatının kutsal amacıdır. Kadın evlilikte istediği her şeyi almayı bekler ve o nedenle de olabildiğince yükseği hedefler. Birincisi, kadınlar bir soyutlamaya aşık olurlar. Bu bir poster resmi gibi basit bir şey bile olabilir. Soyutlama ile birleşmek istediklerinde, soyutlama buhar olur uçar. Sonra bir aktöre ya da erkek müzik grubu elemanına aşık olur. Bu adamın fotosunu odasının her yerine asarak odasını bir çeşit türbeye çevirir. Bu aktör ya da müzisyen ile birleşme şansı yoktur (ne kadar çabalasa da imkanı yoktur) zira bu adam kızdan çok ama çok uzaktadır. Bu aktörün bir akrabası veya grupla alakalı birini dener fakat bu da olmaz. Sonra da tüm kızların konuştuğu oğlana abayı yakar. Bu kasabadaki o “çocuk” olabilir, bir iş adamının veya CEO’nun çocuğu olabilir ama eleman, para ve ün açısından görece iyi bir erkektir. Kız bu adamın peşine düşecektir ama adamın elinin altında seçecek çok kız vardır ve seçtiği de bu kız olmayacaktır. Ve böylece her seferinde Kadın Evrenindeki put direğindeki daha alt seviye erkeklere giderek, bir sonraki erkeği hedefler. Aşağı ine ine dükkanda ya da depoda çalışan eleman ya da geriye kalan hangi erkek varsa ona gider. Ve sonra da evlenir. Erkekler kadınlardan farklı severler (vücudun bir kıvırması ve hop erkek aşık olur. Orada tüm bir kadının olduğunu unutur.) Erkek illüzyona aşık olur: daha saf bir aşktır. Kadınların ise böyle saçmalıklara harcayacak vakitleri yoktur. İllüzyondan çok elle tutulur şeyleri tercih ederler. Sizin hayallerinizi ve tutkularınızı sevecektir zira bunlar sizin şu anki durumunuzdan daha iyi bir durumda olacağınız anlamına gelebilirler. Yoksa sizin kendinizi rüya olarak görmenizden değil. Kadın sizin entelektüel felsefelerinizle zerre ilgilenmez ... bunlar onun için erkek laf kalabalığından başka bir şey değildir. Kadın sizin eğitiminiz ve iş potansiyelinizle ilgilenir. Kadın sizin nefret ettiğiniz bir işte çalışmanızı ama eve para getirmenizi, sevdiğiniz bir işte çalışıp fakir olmanıza tercih eder. Bu tip bir kadın sizi bir adet büyükbaş hayvan, mesela katır ya da yuvası üzerinde açılmış bir istikrar şemsiyesi olarak görür. Bunu size neden anlatıyorum? Zira erkekler kadınların kendilerinden hoşlanıp hoşlanmadığını onları dışarı çağırmak için bilmek istemezler. Bunu kendi egolarını şişirmek için isterler. Bu, kadın gibi düşünmektir. Sonuçta kadınlar sizi, sizin kendinizi gördüğünüz gibi görmeyeceklerdir.

302

İçgüdüsel hislerinizi dinleyin. Bir piliç sizden hoşlandı mı bunu hissedeceksinizdir. Zira cinsellik, altıncı histir.

İKİNCİ BÖLÜM: HİKAYE ANLATMAK Bu derste, hikaye anlatmanın garip dünyasına yolculuk yapacağız. Bu, kadınlarla erkekler arasındaki büyük farklılıklardan biridir. ERKEK: “Ben bir kahramanım.” Sonra da bir hikayeyi sadece bu açıklamasını desteklemek için bir yol olarak kullanır. KADIN: “Tamam, bir çığlık duyduğum ZAMAN ile ilgili bir şeyler anlatayım. Oraya koştuğumda, bilincini kaybedenin bir erkek olduğunu farkettim. Hızlıca yardımına koştum ve bir ambulans çağırdım. CPR uyguladım ve onu hayata döndürdüm.” Kadın kendisinin kahraman olduğunu hiç belirtmiyor. “Ben bir kahramanım” demek yerine, bizim sabrımızı ve zamanımızı uzun bir hikaye ile harcıyor. Sosuave’s notu: Senin uzun yazıların gibi sanki, Bay Pook? Kes sesini, seni site bozuntusu! Ben kadınların çevirisini, kadınları çevirerek gösteriyorum. Bu nedenle hatun şunu söylediğinde : “Annem babam beni, kız kardeşimi ve erkek kardeşimi evde bıraktıklarında, bana “[kadının ismi], burası senden sorulur”

derlerdi.

Tüm

sorumluluğu

bana

bırakırlardı

zira

bana

çok

güvenirlerdi. Bla, bla, bla.” Ben olgun biriyim (demek istiyor). Evet, olgun olduğu noktasına gelmek için bir sürü şey söylüyor. Uykuya dalana kadar kafa sallayıp duracağınıza, hangi noktayı size anlatmaya çalışıyorsa o noktaya dikkat edin. Eğer bir hatuna bir şey anlatmak istiyorsanız, örneğin belki hatun sizin bir özelliğinizi yanlış değerlendiriyor, Kadıncayı kadına karşı kullanın. Kız züppe ise ya da sizin herhangi bir kıza yürüyebileceğinizi düşünüyorsa, görünürde hiçbir anlamı olmayan

303

bir hikaye anlatmaya başlayın. Bu hikaye sizinle ilgilenen ama sizin REDDETTİĞİNİZ kadınlarla ilgili olsun. “Pook! Bu delilik!” Hayır, bu Kadınca. Her şeyi YUMURTLAMAYIN zira bunu yaparsanız gizeminizi yok edersiniz. Kadınları etkilemeye çalışan adamları dinleyin. Sonra da Don Juan olan adamları dinleyin. Don Juan’la açıklama değil hikaye kullanırlar, hatta bildirim yerine kısa öykü anlatırlar.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: KIZLAR AĞI İnternet ve uydu tabanlı küresel ağlar bugüne kadar insan tarafından yaratılmış en güçlü iletişim şekli olsalar da, daha hızlı, içerik olarak daha zengin ve yüzyıllardır kadınlar tarafından kullanılan bir ağ daha var: Kızlar Ağı. Dedikoduya ya da biri hakkında fikir almaya ihtiyacınız varsa, Kızlar Ağına sızın ve bunun Google’ı utandıracak zenginliğini gözlemleyin. Bir kişi bekar mı başı bağlı mı, güzel mi çirkin mi, değerli bir kişiliğe sahip mi yoksa ahmağın teki mi öğrenmek için, Kızlar Ağına bakın. Kızlar Ağı’nın iş başında olduğu bazı durumlara bakalım. Kızlar Ağı Sizin Aleyhinize Çalışıyor Mutlu küçük bir adam hayat yolunda seke seke ilerliyor. Birden ilgisini odanın diğer tarafında oturan bir KADIN çekiyor. Genç adam kadını buluşmaya çağırıyor ve kendisi ile ilgili her şeyde yalan söylüyor. Bütün her şey bir iki ay çok iyi gidiyor. Ama sonra kız gerçeklerin farkına varıyor (her zaman farkına varırlar) ve Kızlar Ağına bağlanıyor. Erkek hakkındaki istediği bilgileri kızlar ağına gönderiyor ve onlar da diğer kızlara. Oğlumuz kısa süre içerisinde Kızlar Ağının her yerinde. Küçük yalancımız başka bir kızı buluşmaya çağırıyor. Ama oğlumuz için artık çok geç! Kız, Kızlar Ağına bağlanıyor ve onunla ilgili her şeyi öğreniyor. Sonra başka bir kıza yürüyor. Ama aynı durum. Ya da diyelim ki erkek bir kızla nişanlandı. Her şey güzel gidiyor! Tek sorun, kızın kız arkadaşlarının olması ve bunların da Kızlar Ağına bağlı olmaları. Erkek AFCmsi ve aptalımsı. Ama birbirlerine “aşık” olduklarını ve hiçbir şeyin onları durduramayacağını biliyor. Ama Kızlar Ağı, dişi üyelerini kötü birleşmelerden korumak için icat edildi.

304

Erkek araştırılır, analiz edilir ve sonra da kız için kötü bir birleşme olduğu ortaya çıkar. Ve bunu sonucunda da erkekle bir yıldır nişanlı olan kızımız onu terk eder. Erkek öfkelidir. “Arkadaşların benden hoşlanmadılar diye mi benden ayrılıyorsun?” Hayır. Erkeğe karşı olan Kızlar Ağıydı, kızın “arkadaşları” değil. Kadınlar arkadaşlarını, erkeklerin arkadaşlarını gördükleri şekilde görmezler. Zavallı genç erkek! Kızlar Ağından anlamıyor ve bu nedenle de ağ onu fena ısırdı. Casusluk Aç bir Pook olduğum için, Pook evindeki her şeyi silip süpürdüm. Bu nedenle de markete gidip daha fazla Pook yemeği almam lazım! Markette, bana kaçamak bakışlar atan bir kadın çalışan gördüm. Neyse fark etmez, Pook Etinin satışta olduğunu gördüm. Kafamı kaldırdığımda, başka bir kadın çalışanın bakışlarını yakaladım. Bir şeyler döndüğünü düşünecek kadar hayal gücü geniş bir Pook’um. Buna rağmen, kasaya yürüdüm. Oldukça arkadaş canlısı kasiyer “merhaba!” dedi. Aldığım şeyler siyah şeridin üzerinden mutlu poşetlere akarken, kasiyer ile muhabbet ettik. Benim hakkımda bu kadar şeyi nereden bildiğini merak ettim. Sonra sebebinin farkına vardım. Kızlar Ağını kullanarak, market içindeki her yere casus göndermişti. Evet, kızlar sizin hakkınızda bilgi edinmek için casusluk yapacaklar. Bu bilgileri o kıza ya da başkasına aktarıp aktarmayacakları fark etmez. Kadınlar Ağ üzerinden birbirlerine bağlıdırlar. Değerli bir erkek belirdiğinde, kadınlar birer casusa dönüşürler ve not alırlar. Bu markete sıklıkla yalnız geldiğim için, bir şansları olduğunu düşünüyorlardı. Sosyal Kanıt (Social Proof) Hep bahsedilen şu Sosyal Kanıt! Fakat sadece aptallar dayanak olarak bir kadını kullanırlar. Kızlar Ağını kullanın ve sosyal kanıt doğal olarak gelsin. Ve orada ayakta duruyordum, uykulu Pook, dersin başlamasını bekliyordum. Ama! Ama o gün bir test vardı. Olduğum kişi olarak, tabii ki, doğal ve sorumluluk sahibi biri gibi hazırlanmıştım … Çok yoğun çalışmıştım. Ve birden klas giysiler içinde muhteşem bir güzellik belirdi (Pook klas kızları sever!). Kitabımdaki kelimelere odaklanmaya çalıştım ama kızın görüntüsü gözümün önüne 305

gelip duruyordu. Fırsat buldukça kıza bakıp durdum. Kız orada öyle durup bekledi. “Pook! Gidip kızla konuşmalıydın!” Aptallar sizi! Testim vardı dedim ya! Ve birden manken gibi bir kız, uzun bacakları üzerinde hızlı adımlarla yürüdü, durdu … ve Pook ile konuşmaya başladı. Bu kız benimle konuşmaya başladığında, diğer kız da merakla bana bakmaya başladı. Manken gibi arkadaş gittiğinde, ben de ayağa kalktım. Diğer piliç gelip benle konuşmaya başladı ve benim gitmeme izin vermedi. Ama ben Pook’un hayatını ondan ve diğer tüm piliçlerden yukarı koyarım ve bu testte çakma ihtimalim de var. Bu nedenle kıza bir iki şey söyledim ve sonra yoluma devam ettim. Orada ne olduğunu sonra anlayabildim. “Ama Pook! Peki neden manken gibi arkadaşına yürümüyorsun?” Beyler, kız ağın içinde. Ayrıca kızın çok fazla duygusal yükü var. Kız platonik bir arkadaşım değildi. Hayır, kız ağın bir parçasıydı. Kızlar Ağının varlığının farkına vardıkça, bu ağın gücünü lehime kullanmaya karar verdim. Kızlar Ağındayken, kızlar seninle konuşur ve bu önemli bir şey değil. Diğer piliçler ise size bakar ve merak ederler zira Kızlar Ağına ulaşım her erkeğe açık değildir. Sadece değerli erkeklere açıktır. Kız Arkadaş Bulucular Bu benim Kızlar Ağını kullanma konusundaki en favori yöntemim. Kızlar Doğa’nın ve arzunun misyonerleridir ve uygun birleşmeler ararlar. Eğer siz iyi bir erkekseniz, değerli bir erkekseniz, ağ size hizmet edecektir. Ben bunu yazarken, bir sürü pilicin sevimli küçük kafasında şu var, “Pook’un bir hatuna ihtiyacı var.” Onlara bunu yapmalarını ben söylemedim. Kendi kendilerine yapıyorlar. “Ne! Sen bekar mısın? Buna bir son vermeliyiz.” Ve sonra bana kız bulmaya uğraşıyorlar. Tüm kadınlar çöpçatandırlar. Bu yeteneği neden kendi yararımıza kullanmayalım? Kadınlar uygun bir birleşme yaratmaya çalışıyorlar (mesela çiftlerin arası yapılmalı). Bu nedenle de benim ağ içi bayanlarım çıkıp bana pek bir duygusal yükü olmayan güzel hatun bulmaya çalışıyorlar. Ben kimim ki buna karşı çıkayım? Eğer bana güzel bir hatun bulmak istiyorlarsa, bırakın bulsunlar!

306

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: HASAR KONTROL Hayır, yanlışım yok. Her kadın patlayıp çökmeye meyillidir. Buraya dikkat edin! Hatununuzun bu yıkıcı yönleri önlenebilir ve bu da size ve hatununuza yardımcı olacaktır. PROBLEM: Eve geldiniz ve … Akşam yemeği hazır değil! Ne yapmalı? Ne yapmalı? SALAK OĞLAN: Akşam yemeğinde ne var? PLAYER: Sana yemek yapmakta yardımcı olayım mı? DON JUAN: Akşam yemeği için nereye gitmek istersin? Ah, dahi Don Juan! Profesyonel bir şekilde, hatununu etkisiz hale getirdi ve evden çıkardı. Bir kadının evde çok fazla kalması kötü bir şey olabilir. Herkesin önünde patlama şansı daha azdır. PROBLEM: Dışarı çıkma vakti! Hatununuz son 5 saatini hazırlanarak geçiriyor. Dışarı çıktığında ise nefret ettiğiniz, kusmuk rengi bir elbise giyiyor. Nasıl tepki verirsiniz?

SALAK OĞLAN: Bunu mu giyeceksin? OYUNCU: Hımmm... Kahverengi içinde güzel görünüyorsun. DON JUAN: Vay! Şuna bak! Don

Juan’ın

oyuncu

gibi

kadına

duymasını

istediğini

düşündüğü

şeyleri

söylememesine dikkat edin. Don Juan’ın söylediği şey, kadının kendisine bir daha bakmasına ve hatasını anlamasına neden olacaktır. PROBLEM: Eve vardınız ve hatununuz koca bir kutu şekerleme yiyor. Hatun gözünüzün şişmanlıyor. Tepkiniz ne olur? SALAK OĞLAN: Onu yemesen daha iyi olmaz mı? 307

OYUNCU: Hey, buzdolabı meyve dolu. DON JUAN: O şeyin yanında bir bardak şarap içilir mi? Don Juan hatununu kaliteli düşünmeye yönlendiriyor. Salak oğlan ise bu şekilde konuşarak kavga çıkaracak. PROBLEM: Alışverişten döndünüz. O da ne! Hatununuz daha yeni kalkmış, bütün gün hiçbir şey yapmamış ve hala gecelik içinde! Tepkiniz? SALAK OĞLAN: Bütün gün ne yaptın? OYUNCU: Umarım gün boyu çok çalışmadın. DON JUAN: Sana o gecelik içinde bayılıyorum. Don Juan her şeyde bir iyilik bulur! Devam Don Juan! PROBLEM: Hatununuzdan bıktınız ve başka bir hatun istiyorsunuz. Ama bu hatunu kaybetmek istemiyorsunuz. Yeni hatuna ne söylerdiniz ki istediğiniz gibi yan ilişki olmaya yanaşsın? SALAK OĞLAN: Evet, bir kız arkadaşım var. Ama farklı bir şey arıyorum.. OYUNCU: Başı bağlı mı? Hayır, buna birden fazla uzun süreli ilişki denir! DON JUAN: Hey bebek, takıma katılmak ister misin? Takıma katılmak! Buna ne diyebilirler ki? PROBLEM:

Seks

esnasında,

hatunun

orgazm

taklidi

yaptığından

şüphelendiniz. Bir sonraki adımınız ne olur? SALAK OĞLAN: Hey, orgazm taklidi yapıyorsun değil mi? OYUNCU: (Kadının meme uçları sert mi diye kontrol eder, kanı derisinin üst tarafında mı ve vücudu doğru renklerde mi ...) DON JUAN: (Umrunda olmaz zira kendisi de orgazm taklidi yapmaktadır) Başka türlü ne ara uyuyacak ki? 308

Don Juan olmak çok çalışmak demek! Siz gerçek bir Don Juan iseniz (DJ yolunda olan biri yerine), tüm kadınların arzuladığı adamsınız. Onların... ilgilerini … tatmin etmekle meşgulsunuz. PROBLEM: Hatununuzu bir başka erkekle görmüşler. Ne yaparsınız? SALAK OĞLAN: Hey! O adamla flört mü ediyorsun? Burada ne oluyor!? OYUNCU: Hmm! Bu adamla olayınız ne? DON JUAN: Hey! Baseball sever misin? Eğer beraber gitmek istersen bende fazladan bir bilet var! Bir Don Juan herkesle iletişim kurar. Bir tehditi bertaraf etmenin en iyi yolu onunla arkadaşlık kurmaktır. Ne yaparsanız yapın, kıskanmış gibi davranmayın. PROBLEM: Hatununuz patladı! Histerik bir şekilde size bir şeyler fırlatıyor ve amacı hızla iyi bir nişancı olup sizi vurmak! Kendinizi kurtarmak için ne söylerdiniz? SALAK OĞLAN: Seni bu kadar sinirlendiren nedir? PLAYER: Aşırı tepki gösteriyor olmayasın? DON JUAN: Hadi alışverişe gidelim! Don Juan dünyayı patlayan hatundan kurtardı! Beyler, “hadi alışverişe gidelim” her kadının duymak için can attığı üç kelimedir. İşte böyle beyler! Pilicinizi patlatacak sayısız şeye karşı küçük bir rehber. Byron der ki, “Kadınlar, duygulardan arındıran her şeyden nefret ederler zira bunlar onları silahlarından arındırırlar.” Artık kadıncayı biliyorsunuz ve üzerinizde kullanmakta ustalaştıkları kafa karışıklığını ellerinden alın! ••• 309

Alıntı: Aslen Ice Cold tarafından yazıldı Haşmetma bunu yine de sormak istiyorum, Bir kadını yatıştırmak için ona maddi hediyeler vermek ona boyun eğmek anlamına mı gelir? Bu, kızgınmış gibi davranan kadının Don Juan’ı manipüle etmesi demek değil midir? Selam Ice Cold! Bildiğiniz gibi kadınca yazıları ciddi yazılar olmak üzere tasarlanmadılar :) Kızgınlıktan köpüren bir kadın düşünün. Ona “hadi gel, alışverişe gidelim” diyorsun ve kadın 100% değişiyor. Hahahaha. Kadınlar kendilerini kötü hissettiklerinde ne yaparlar? Alışverişe giderler. Siz ona bir şey almıyorsunuz. Amaç onun öfkesini yatıştırmak. Bu bir şaka. Kızın biri bir kere çok öfkelenmişti ve ben de “hadi alışverişe gidelim” kelimelerini kullandım. Hahaha, gözleri parladı. Alışveriş diye de tek yaptığımız gidip vitrinlere bakmaktı. Kadınların alışveriş aşkını tam olarak anlamıyorum ama bu onların kötü ruh hallerini tersine çevirebiliyor! Erkeklere kadınlarla alışverişe gidin demiyorum, bunu kadınınız patladığında son savunma hattı olarak kullanabilirsiniz diyorum. “Kadının öfkeden patlamasını önleme” kartı gibi ve sadece acil durumlarda kullanılmalı! ••• Beyler, Kadınca yazılarını sevdiğinize sevindim. Bu seride bir yazı daha yazacağım.

310

Bir Kadın Sizinle İlgileniyor Olsa Bile Neden Başka Erkeklerden Bahseder! http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16559 Gerçek erkekler kadınları analiz etmezler. Eğer kadın yalnızsa ve erkek kadını istiyorsa, ne tür bir sinyal verdiğine bakmaksızın kadına yürür. Ama işaretlerden konuştuğumuz için, Kadıncanın garip alemine giriyoruz! Kalın harfler kadının dedikleri. Eğik harfler kadıncanın çevirisi. Normal harfler ise Da Pooky’nin yorumları.. NOT: Aşağıdakilerin geçerli olması için, konuşmanın teke tek olması lazım. İkinci Not Aşağıdakilerin geçerli olması için, konuşmanın KADIN tarafından başlatılmış olması lazım. Başlayalım: Erkek arkadaşım bana geldi ve bu MUHTEŞEM hediyeyi verdi. Yarın New York’a gidiyoruz. Sizi istiyor olma ihtimali yüksek. Ama dikkatli olun! Bir kızın erkek arkadaşı hakkında konuşmasının en önemli sebebi kızın erkek arkadaşının olmasıdır. Yani kızın başı bağlı. Ama hala ÇALINMAK istiyor olabilir. "Çalınmak mı, Pook? Ne demek istiyorsun?” Baylar, bir kadının bir başka dala tutunana kadar erkek arkadaşını terk etmemesi bilinen bir gerçektir. Bu kadınlar yalnız kalmaktansa, sıkıcı bir erkek arkadaş ile devam etmeyi tercih ederler. Tabii bu arada çalınmayı arzuluyor olabilirler. Erkek arkadaşımı çok seviyorum! Hayatta her şey onunla daha güzel! Beni çok sıcak hissettiriyor ve heyecanlı hissettiriyor! Bu kızdan hemen uzaklaşın zira ortalığa duygularını kusup duruyor. 311

Bir kadın bir erkek hakkında ne hissettiğinden konuşuyorsa bu kadın o erkeğe ya aşıktır, ya size ilgisi aşırı zayıftır ya da ikisi birden geçerlidir. BU önemli ve dikkat edilmesi gereken farktır: bir kadın sizi erkek arkadaşının yaptıklarından haberdar ediyorsa, sosyal kanıt kullanıyordur (talep edilen biri olduğunu göstermeye çalışıyor). Ama bir kadın size duygularını anlatıyorsa, özellikle de başka bir erkekle ilgili pozitif duygularını anlatıyorsa, o kadınla sizin aranızda bir şey yoktur. “Bunun nedeni nedir Pook?” Şu diyeceğimi taşa kazıyıp anıt yapmak lazım: Kız sizinle kız muhabbeti yaptığında, siz onun kız gibi arkadaşı olursunuz. Kızlar romantik olarak ilgilendikleri erkeklerle kız muhabbeti yapmazlar. Şu çocuğu görmeliydin. Bana yürüdü, elimi eline aldı ve “çok güzelsin! Benimle çıkar mısın?” dedi. Sizin bilmenizi istediği birkaç şey var. 1) Ben arzulanıyorum. 2) Ben güzelim. Bunu bilmenizi istiyor zira sizin ona dışarı çıkma teklifi yapmanızı istiyor. Çevirmen, aferin bunu çok güzel açıkladın! Tapioca pudingini tekrar rafa koyuyordum ki birinin bana baktığını farkettim. Arkamı

döndüm

ve

beni

kesmekte

olan

bir

erkeği

fark

ettim.

Bu

çoooooooooooooooook hoşuma gitti. Beni duydun değil mi? Bu adamın beni kesmesi çooooooooook hoşuma gitti. Adamın, çok güzel bir histi. Nasıl güzel bir his olduğunu bilemezsin. ÇOK güzeldi. Ah evet, nasıl GÜZEL olduğunu bilmene imkan yok. Tamam bu biraz abartılı yazıldı [Yüzyılın alttan alması- Sosuave.com] ana nokta şu ki kadın duygularını etrafa fışkırtıyor. Kadın sizinle ilgilenmiyor. Friend-Zonedasınız. Cehennem gibi bir yer friend-zone! Ama çevirmen haklı. Bir önceki örnek ADAMA ve adamın

YAPTIKLARINA

odaklıydı.

Bu

örnek

ise

KADINA

ve

KADININ

DUYGULARINA odaklı. Burada duygusal tampon olarak kullanılıyorsunuz, uyaralım.

312

Göğüslerim çok büyük! Onlar yüzünden sırtım ağrıyor. Sırt problemleri yaşıyorum. Sizi cinsel olarak düşünme ihtimali yüksek. Eğer doktor değilseniz, bu sözler iyi haber. [Eğer doktorsanız bunlar daha çok para demel ve bu da daha iyi haber- Sosuave.com] Büyük memeli kadınlar memelerini konuşma konusunda daha rahattırlar (büyük memeler erkeklerin odak noktası haline gelirler). Buradaki hatun muhtemelen tahrik oldu. Eğer henüz olmadıysa da, böyle konuşmaya devam ederse kısa süre içerisinde olacak. Yeni bir iç çamaşırı deniyorum ve popomun nasıl göründüğüne bakıyorum. (Ayna önünde konuşuyor.) Sizi istiyor. Sizi istiyor. Poposundan (poposunun farkına varmanızı istiyor!), ve iç çamaşırından (bunu sizinle konuşma konusunda rahat) bahsediyor. Bir kadın sizden hoşlandığında, size vücudunu göstermeye çalışacaktır (ve sizden hoşlanmıyorsa vücudunu sizden saklamaya çalışacaktır).Bu örnekte kadın vücudunu konuşarak gösteriyor. Gay misin? GAY MİSİNİZ? Eğer gerçekten ibneyseniz, bu soru size sorulacak. Eğer gerçekten ibneyseniz diğer erkekler bunu size soracaklar (bunu destekleyecek şeylerin tehditi ile). Ama tekrar deneyelim. Gay misin? Neden benimle (ya da başka bir kızla) çıkmıyorsun?

313

Eğer yakışıklı ya da hoş çocuksanız, kızlar sizinle çıkmaya çalışacaklardır. Eğer hayır derseniz (haha!) kendi kendine şunu düşünecektir: “Tüm bu kızlar onunla çıkmak istiyorlar ama o hiçbiri ile çıkmıyor. Bu adamın derdi ne? Acaba gay mi?" Kızların sizin gay olup olmadığınızı merak etmesi en yüksek iltifat olabilir. Düşünün bir. Sizi halihazırda cinsel bir bağlamda düşünüyorlar. Sizinle buluşmak istiyorlar. Eğer bunu yapmazsanız, gay sorusu ortaya çıkacaktır. (Adonis’in (stil ustası),"gay misin?" sorusuna maruz kaldığı zamanı hatırlıyor musunuz? Gay erkekler de stil giyinebilirler ama kadınlar sizin gay olup olmadığınızı SİZİ İSTEDİKLERİ İÇİN SORARLAR.) Bir başka kadınca dersi daha sona erdi. Gelecek seferde aynı forumda, aynı sunucuda ve aynı internet sitesinde buluşmak üzere. Çevirmen, sen de çok iyi iş çıkardın. Teşekkürler Pook. Beyler unutmayın ki, eğer “işaret okuma” işine girişecekseniz en iyi rehberiniz içgüdüsel hislerinizdir.

314

Kadıncanın Sırrı! http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=59124 KAH-DIN denen tüm bu garip yaratıkların geldiği Kadın Evreni denilen yabancı alem nedir? Kadınlar bu evrenden gelip dünyaya yayılırlar ve insanoğlunu Zevk - Acı Paradoksuna sokarlar. Ne yazık ki KAH-DINLAR şikayet etmeye devam ettiler ve atalarımızı o kadar delirttiler ki, atalarımız kadınları tatmin etmek için medeniyeti yarattılar. Başarısızlıklarını görünce de (kadınlar sonsuza kadar dırdır etmeye devam edecekler), kadınlardan önce ölmemiz şaşırtıcı değil. Ama bir de bunun üzerine, KAH-DINLAR tamamen yabancı bir dil konuşurlar! “AMAN TAHHHHNRIIIMMM! KOOOOCAAAAMMAAAN bir buriiitOOOO yedim! SUÇLULUK duygusu beni ÖLDÜRÜYOR!” “BİLİYORUM! Ben de kontrolümü kaybettim ve dolaptaki koca çikolatalı keki bitirmekle kalmadım, üstüne çikolatalı dondurma da yedim!” “OLAMAZ!” “OLDU! Susan’ı duydun mu? Buluştuğu çocuk kendisini aramıyor diye depresyona girmiş.” “Deme!” “Evet. Ama ona dedim ki, “bak kızım, eğer bir erkek senin gibi zeki bir hatunla konuşmak istemiyorsa, o erkek aptaldır ve onu düşünmeye değmez.” “Heather Susan’ın çocuğu BAŞKA BİR KIZLA görmüş!” (İki hatun da şok içinde ciyaklar) “Bunu öğrendiğinde kendisini ÇOK KÖTÜ hissedecek!” “BİLİYORUM! Bu konuda ne yapabiliriz?” “Dün tanıştığım çocuğu biliyorsun değil mi?” “Şu çok tatlı ve güzel gülen çocuk mu?” 315

“Evet.” “Kızım … söyle, söyle.” “Heather bana dedi ki …” Ve bu böyle devam eder gider! Yukarıdaki bir ağ değil, tam bir kaos. Aslında ... Sosuave: Pook kusura bakma ama bu yazıyı burada kesmeliyim. Ne! Daha yeni başlamıştım ... Sosuave: Birkaç kadın yazdıklarına karşı çıkıyorlar. Seslerinin duyulmasını istiyorlar. Tamam! Söyle gelsinler. Yazıya üç kadın girdi. Bayanlar, sorun nedir? "Mösyö Pook, siz bizim mensubu olduğumuz cinsiyeti çok gücendiriyorsunuz.” Bayanlar, siz de benim mensubu olduğum cinsiyeti çok gücendiriyorsunuz. Ve üçü birden şöyle dedi: “Bizim tavsiyemizi dinle:” “Bir erkeğin yapabileceği en seksi şey dinlemektir.” “Pook, iletişim konusunda kadınların daha iyi olduklarını unutma.” “Kadını dinle. İyi ilişkinin temeli iyi iletişimdir.” Ne kadar da yaygın çevaplar! Erkekler sizin ne dediğinizi dinleyecekler ve can sıkıntısından uykuya dalana kadar sürekli kafa sallayacaklar. Erkekler kadınları dinlemezler zira kadınlar çoğunlukla manalı bir şey söylemezler. Kadınca iletişim değil deliliktir. Buraya bakın! Bir grup kadın bir araya gelip kadınca muhabbet ediyorlar. Konuşuyorlarmış gibi görünüyor! Pook onları duymak için yaklaştı. Duyuyor musun? Ara sıra ciyaklamalar ile kesilen yüksek perdeden, süper hızlı bir muhabbet. Bu yabancı dil de nedir? 316

Ama şansıma benim Pook Görüş Gözlüklerim var. Bu gözlükler Kadın Evreninin bu alemde nasıl iletişime geçtiğini gösteriyor. ÖNCE: Kadınlar allergo[1] stili bir muhabbet içindeler gibi görünüyor. POOK GÖZLÜKLERİ İLE: Kadınlar konuşmuyorlar ama birbirlerini hissediyorlar, birbirlerine sürtünüyorlar … Kadıncanın Sırrı, bu dilin duygu aktarımı şeklinde cereyan etmesi (gerçek bir dil ise bilgi

aktarımı

şeklinde

olur).

Kadınlar

birbirlerini

dinlemezler,

birbirlerini

HİSSEDERLER. Birbirlerini neşelendirirler. Kadınlar buluşmalardan eve geldikten sonra birbirlerini aradıklarında, telefon hatlarında beliren o alevleri görebiliyor musunuz? Kadın dedikodusu bir çeşit kadın terapisidir. Bir dersten çıkar çıkmaz, birbirlerini aramak zorundadırlar. Erkeklerin “düşündüğünü”, kadınların ise “hissettiğini” biliyoruz ama bu garip bağlamda olduğunu bilmiyoruz. Kadınlar sürekli olarak birbirlerine dokunuyorlar (sadece bunu bizim alemde yapmıyorlar). Hissetmek, hissetmek, hissetmek … kadıncanın toplamı budur. Bu alemde, biz Kadıncayı Matrix filmindeki kod gibi görürüz. Ama Kadın Evreninde, aktarılan düşünceler değil duygulardır. Oturup da Kant’ın ve Aristo’nun entelektüel fikirlerini tartışan bir kadın grubu bulamazsınız. Bunun yerine kadınlar ya seks hakkında konuşurlar ya da yemek, alışveriş. Genellikle de konular bu sıralamada konuşulur. Eğer kadın şöyle diyorsa: Bu çocuk geldi ve bana BAKTI. Çok rahatsız ediciydi! Bana ne kadar güzel olduğumu ve benimle buluşmak istediğini söyleyip durdu! Diğer erkekler benim güzel ve tatlı olduğumu düşünüyorlar ve benimle buluşmak istiyorlar. Sen neden istemiyorsun? Kadının aktardığı DUYGULARIN ayırdına varmayı öğrenin. Sözlerini dinlemeyin bile, nasıl ve neden söylediğini HİSSEDİN. Yukarıdaki örnekte, erkeklerin onu güzel bulması aktarılan duygu. Biz erkekler “ne kadar rahatsız edici bir adam!” ya da “kızım 317

sen bunu neden kız arkadaşlarına anlatmıyorsun?” diye düşünürüz. Kadın ise burada bir düşünce değil duygu aktarıyor ve bu duygu da erkeklerin kendisini güzel bulması. Sizin bunu bilmenizi istiyor zira sizin onu dışarıya çıkarmanızı istiyor! Gay misin? Neden benimle ya da başka bir kızla çıkmıyorsun? Biz erkekler, homoseksüel davranışlar gösterdiğimiz için bu lafı duyduğumuzu düşünebiliriz. Ama kadından çıkan DUYGULAR neler? Duygular cinsellik ile alakalı ve özellikle de sizinle ilgili. Kadına yürümeniz için YEŞİL IŞIK yandı ama siz harekete geçmiyorsunuz. Size gay olup olmadığınızı soruyor zira diğer erkekler gibi davranmıyorsunuz. Şu şu şu olan buluşmalara bayılıyorum ... Beni buluşmaya çıkar! Erkek olarak biz bunu DÜŞÜNCELER olarak algılarız. Ama kadın bize DUYGU iletiyor. DUYGU ise buluşma fikrinin yarattığı DUYGULAR. Ayrıntılar umrunda değil. Size buluşma ile ilgili duygular iletiyor zira buluşmayı sizinle yaptığını hayal ediyor. Bir dahaki sefere bir grup kadın gördüğünüzde ve çevrelerinde de erkekler yoksa ne olduğunu gözlemleyin. Kadınların birbirlerini hissettiklerini göreceksin. Bunu kelime anlamıyla yaparlar (birbirlerine losyon sürmek, birbirlerinin saçlarını yapmak, kucaklaşmak, vs) ve iletişim olarak da yaparlar. “Çikolatalı keke BAYILIRIM! BİLİYORUM! Çok LEZZETLİ!” Sizi Hissetmek Kadınlar her zaman sizi “hissetmeye” çalışacaklardır. Gençler gelin Pook Gözlem Odasında bana katılın. Kadınları gözlemlemek için gizli Pooky mikrofonları ve kameraları yerleştirdim. Ekranda, iş yapmakta olan bir erkek belirdi. Erkek yapması gereken işle meşguldü. İş arkadaşlarının hepsi kadındı. Çalışırken muhabbet ediyorlardı. Yakından dinleyin. Kadınlar onunla konuşmuyorlar. 318

Kadınlar onu “hissetmeye” çalışıp duruyorlar. Gelecek planları hakkında nasıl konuşuyor? Bunun hakkında ne hissediyor, şunun hakkında ne hissediyor? Gördüğünüz gibi, kadınlar adamın ne dediğiyle ilgilenmiyorlar. Ne dediğini, nasıl biri olduğunu, vs. hissetmeye çalışıyorlar. Ya da şu örneğe bakın. Bir genç ile güzel bir kız muhteşem bir restoranda yemeğe oturmuşlardı. Kadın, erkeği “hissetmeye” çalışıyordu. Erkek tavuk salatası ısmarladı. Tarayıcılara bakın! Evet kadın “bu adam çok para kazanacak” diye düşünüyor. “Tavuk salatası ısmarladı diye mi?” Evet. Erkek, su yosunu ve daha bir sürü garip içeriği olan süslü ve tuhaf bir yemek ısmarladı. Kadın erkeğin birçok açıdan “müstehcen” olduğunu düşünüyor! Erkek basit bir yemek ısmarladı. Kız erkeğin akşamları evde kalmayı seven tipte bir erkek olup olmadığını düşünüyor. Erkek çikolatalı krema ısmarladı ve kıza bunu paylaşmayı teklif etti. NE KADAR DA TATLI! Artık kız çikolatalı krema ısmarlarsa kendisini suçlu hissetmeyecek. “Pook, ne diyorsun? Ne yiyorsak o muyuz?” Tek dediğim kadınların sizi “hissetmeye” çalışacağı. Birçoğu hiçbir mantıklı olmayan sonuçlar çıkaracaklar. Sakalınızda yemek parçası kaldığında bile, size bakacak, gülümseyecek ve bu durumun ne kadar sevimli olduğunu hissedecek. Hissetmek, hissetmek, hissetmek, bu kadıncanın toplamıdır! Psikanaliz

319

İki erkek konuşurken, gerçekten birbirleri ile konuşmazlar. Bir konu hakkında konuşurlar ve sonra o konu hakkında soyut konuşurlar - diğer erkek orada olmasa bile olur! Kadınlarla ilgili problemlerimize bakalım … “Adamım, kadınlar deliler!” “Doğru söylüyorsun! Ne düşündüğümü biliyor musun? Kadınlar tamamen toplum yönelimli olmalılar.” “Nasıl?” “Sanki gerçekten yaşamıyor gibiler. Sanki sadece rollerini oynuyorlar. “Kız çocuğu” rolünü oynuyorlar, “çıkılan kız” oluyorlar, “kız arkadaş” oluyorlar, “nişanlı” oluyorlar, “eş” oluyorlar, “anne oluyorlar” ve sonra da nihai rollerini oynuyorlar … feminist rolü!” “Yani kadınlar gerçekten yaşamıyorlar ama sadece toplumun biçtiği rolleri oynuyorlar mı diyorsun?” “Evet. Hep sahip oldukları aynı hayalin peşindeler. Bir erkeğin yaşayabileceği en büyük hayal kırıklığı, bir kadının onunla birlikte olma nedeninin erkeği sevmesi olmadığını fark etmesidir …” “Zira senin dediğin şeye göre kadınlar sevemezler …” “Aynen. Erkeğe ihtiyacı olduğundan, onu istediğinden falan değil.” “Peki neden?” “Kız arkadaşları ile konuşacak bir şeye ihtiyacı olduğundan. Tek sebebi bu. En silik ve sıkıcı koca bile, ona kız arkadaşları ile konuşabileceği kadar materyal verecektir. Yatakta osuruyor mu, iyi seks yapıyor mu, vs.

Kadınların konuşmaları, bizim

yaptığımız erkeksi şeyler etrafında döner.” Bu iki erkek bir fikir hakkında tüm soyutluğu ile konuşuyorlar. Burada amaç “gerçeği” ya da gerçek olarak düşünülebilecek bir şey bulmak. Kadınlar konuştuklarında, birbirleri ile soyutlayarak konuşmazlar. Amaçları iyi duygulardır ve iyi duygular da ancak psikanaliz ile elde edilirler. Ve bu da kadınlarla etkileşimdeki en sinir bozucu şeydir: sizi psikanaliz edebildiklerini rahat bir şekilde itiraf etmeleri. Mesela, bir kadın bu yazıyı okuduğunda, öfkelenecek

320

ve gizlice “Pook bir kadın düşmanı olmalı!” diye düşünecektir. Bu yazıyı, kadınlar bu şekilde tepki versinler diye tasarladım. Eğer girişi şöyle yapsaydım: Tüm kadınların geldiği, Kadın Evreni denilen bu büyülü dünya nedir? Kadınlar tüm dünyaya yayılmışlardır ve onlar olmasa, erkekler taş devrinde çakılı kalacaklardı. Kadınlar, medeniyetin itici gücüdür. Yeni Dünya’daki koloniler, kadınlar da buralara gelene kadar hep başarısız olmuşlardı. Kadınlar her zaman, toplumu bir arada tutan tutkal olmuşlardır. Şimdi ben bir kadın hakları savunucusu oldum! Bir erkeğin bir kız yüzünden kalbinin kırıldığını düşünelim. Kız birdenbire, erkekten yeniden hoşlanmaya başlasın ve erkeğin peşine düşsün. Buluşsunlar. Ama erkek şimdi kızla yeniden beraber olmak istemiyor diyelim. Kız bir şeylerin farklı olduğunu, erkeğin gözlerinden hissedecektir. Buluşmanın sonunda erkek kızı arkadaşça öpsün ve ona iyi arkadaş olacaklarını söylesin. Kadın bu öpücüğün çok farklı olduğunu hisseder. Kadın eve gider gitmez, arkadaşlarını arar ve “sözleri hayır diyordu ama hareketleri evet diyordu! Ne yapmalıyım?” diye sorar. Ve Kadınlar Ağı ona bastırmaya devam etmesini ve böylece erkeğin inadının eninde sonunda kırılacağını ve yeniden bir çift olacaklarını söyler. Görüyor musunuz? Kadıncanın psikanalizinin kullanım alanları vardır ama çoğu zaman, kadınların olmayan “sinyalleri” görmesine neden olur. Bu nedenle Anti-Dump’ın “numara buluşma - evet” oyunu karışıklığa neden olmaz. Kız sizin onunla ilgilendiğinizi anlayacaktır ve siz de gerekirse onu eleyebilirsiniz. Kadınca ve Alışveriş Arabası Bu çok enteresan bir durum olduğu için yazıya ekliyorum. Gelin beyler, süper markete giden bu aç Pook’a katılın. Pook alışveriş arabasını alır ve market içinde dolaşmaya başlar.

321

Yemek için alışveriş yapmak gibisi yok. Pook alışveriş arabasını doldurmaya başlar. Bunun sıkıcı bir şey olduğunu düşünebilirsiniz ama bilmediğiniz bir şey var. Bir kadın alışveriş arabası ile Pook’un etrafından dolaşmaya çalışırken “pardon” der. Bunu yakalayabildiniz mi? Muhtemelen hayır. Alışveriş arabamın içine bakıyordu! Gözlerini, arabanın içindeki şeylere dikmişti. Bakın! Bir kadın daha. Yaşlı bir kadın olabilir, genç bir kadın olabilir, bekar ya da evli bir kadın olabilir … hepsi arabamın içindekilere bakıyor. “Bunlar her işe burnunu sokan kadınlar ve ne aldığını görmek istiyorlar” diyebilirsiniz. Hayır, benim arabamın içini kontrol ediyorlar zira beni istiyorlar! Evet, alışveriş arabası erotik bir deneyim halini alıyor. Bunu nereden bildiğimi merak edebilirsiniz. Kadınlar erkekleri birçok şekilde kontrol ederler. Bu yollardan biri de kesinlikle alışveriş arabasına koyduklarından erkeğin bekar mı yoksa başı bağlı mı olduğunu anlamaya çalışmaktır. Eğer arabada 2 litre süt, mikrodalga fırında pişirilebilecek hazır yemekler, ve genel olarak az miktarda şey varsa, kadınlar erkeğin bekar olduğunu tahmin ederler ve belki erkeğe yürürler. Bazı kadınlar, sizin arabaya koyduğunuz şeylerden psikanalizinizi yapacaklardır (bazı kadınlar, erkeklerin kendileri gibi düşündüğünü sanarak, dışarıya mesaj vermek için alışveriş

arabalarına

bazı

şeyleri

özellikle

koyacaklardır.

Örneğin

“sağlıklı

yaşamlarını” göstermek için su şişeleri gibi. Ama bu kadınlar, erkeklerin alışveriş arabasının içinde ne var diye bakmadıklarını bilmezler.) Bunun kadınca ile alakası ne? Hiçbir alakası yok. Ama bu konuyu yazmak için en uygun yazı buydu. Artık alışveriş yaparken kadının arabanızdaki şeyleri dikizlediğini görürseniz, muhtemelen sizi dikizlediğini biliyorsunuz. Duyguca: Kadınların Dili Kadınca bir duygudur ve duygu da kadıncadır. Kadınca dil olmanın ötesine geçer. Bizim evrenimizde, evi temizlemek temel olarak hijyen ve dağınıklığı düzenlemek için yapılan bir aktivite olarak görülür. Ama kadın evreninde kadınlar, bir odayı temizlemenin yarattığı duyguları hissetmekten hoşlanırlar (ya da daha doğrusu temiz ve düzenli olmayan bir odanın hissettirdiği duygulardan nefret ederler). Bizim için 322

duvarları boyamak sadece dekorasyon işidir. Ama Kadın Evreninde renkler, boya ve tasarım, kadınların güneş ışığını emen bir kedi gibi emdikleri iyi duygu dalgaları yayarlar. Kadınca beraberce yapılan bir şeydir. Kadınca ÖRTÜŞÜR. Şu örneğe bakın: İki

kadın

kendilerini

çok

zevk

alacakları

bir

durumda

buldular:

Pook’un

yakınındaydılar ve bu nedenle de ikisi de Pook’a çekim duydu. “Bayanlar gelin! Gelin beraber yürüyüşe çıkalım.” *kıkırdamalar kıkırdamalar* “Pook! Hadi gidelim.” Yürüyüş esnasında kadınlar o kadar hoş bir haldelerdi ki hiç durmadan şakıyıp durdular. Sonunda Pook konuşmaya başladı. “Bayanlar yarın bla bla almaya Pook’un yerine gitmemiz lazım ...” Ve bayan arkadaşlardan biri Pook’un sözünü kesti: "Havaya bakın. Ne kadar da güzel!" Pook, normal bir erkek olduğu için konuşmayı BIRAKMIŞTI. Kadın sanki bir sorun varmış gibi Pook’a baktı. Pook “Ne kadar da KABA bir hatun! Aptal pilicin çok kısa bir dikkat aralığı olmalı!” diye düşünüyordu. Ama Pook’un bayan arkadaşları ise Pook’un neyi var?” diye düşünüyorlardı. Konuşmayı neden bıraktı? Erkekler, hepiniz aynısınız! Hepinizin iletişim aralığınız çok kısa! Kadınca düşünceleri değil duyguları ilettiğinden, normal bir dilden daha hızlı ve kolay bir şekilde özümsenebilir. Bu kadıncanın ÖRTÜŞMESİ anlamına gelir. Siz bir şey söylerken kadın hızlı bir şekilde bir duygu belirtiyor. Ama aynı zamanda sizin 323

konuşmaya devam etmenizi bekliyor. Cinsiyetler arası konuşmalarda ise konuşma erkek şeklinde olmaya meyillidir. Ama bu örnekteki gibi kadın bunu unutup tamamen kadıncaya geçebilir. Kadınlar konuştuğunda, duygular birbirlerine geçerler. Bir duygu ile işleri bitmeden bir başkası başka bir duygu ortaya atar. Birbirlerine geçerler. Erkeklerin “kadınca” konuşmalarda sinir oldukları şey budur. Ama ben cesur bir Pookum ve tüm o Kadınca festivaline katılmaya cesaret ediyorum. Kadıncamı hem dil olarak hem de bütünlük olarak bilmeliyim. Kadının yaydığı her şeyi HİSSETMEYE çalışıyorum (bu sonuçta farklı bir evren!) Bir erkek beni duydu ve beni parmağı ile gösterip dalga geçmeye başladı: “GAY! Pook GAY! BİLİYORDUM!” haha. Siz de deneyin ve aynı sonuçları alıyor musunuz görün. Kadıncaya Karşı Çözüm Kadınca bilmek faydalıdır. Ama kadıncayı kadınlara konuşmak? Bunu yapmanız için kadın olmanız lazım. DeAngelo bunu anlıyor ama hiçbir zaman tam olarak söylemiyor. Bir kız onun ellerini tutuyor (kızın kadıncası “senden hoşlanıyorum” diyor) ve o da kıza “gerçekten mi?” diyor. Bir kadın size dokunmaya başladığında, aslında size “senden hoşlanıyorum” diyor. Kadın bunu yaptığında, gülümseyerek ona dokunabilirsiniz. Kafanızı tüm o gizli sinyallerden çekip alın ve kadınlara DUYGULAR bağlamından bakın. Kadın sizi HİSSETMEYE çalışacak ve size DUYGULAR atacak. Eğer kadın size “sen çok zeki bir erkeksin” diye iltifat ederse size aslında bir şey söylemiyor. Sadece duygularını size gönderiyor. Peki çoğu erkek neden kadınlarla konuşma konusunda başarısızdır? Duyguları değil kelimeleri kullandıkları için. Hatunlarla konuşmayın, onlara duyguları ifade edin. Bir bebek düşünün. Bebek sizin ne dediğinizi anlamıyor. Sadece sizin ses tonunuz ile ilgileniyor. Bebek dilinde “kıyamet bu akşam hepimizi gebertecek” deyin, bebek size 324

mutluluk

içinde gülümseyecektir. Ses TONUNDAN değil o tonun taşıdığı

DUYGULARDAN dolayı gülümseyecektir. Kadıncaya karşı çözüm nedir? Kadınca duyguların süreci olduğu için, tek yapmanız gereken DUYGU yaymaktır. Başka bir deyişle, kendi içinizdeki NEŞEYE odaklanın ve bunun DIŞARI TAŞMASINA izin verin. Kendinizi duygularınızdan ayırmaya son verin. Eğer mutluysanız, bırakın mutlu olun. Kadınlar bunun kokusunu alırlar ve buna bayılırlar. İyi Çocuk bu yazıya karşı çıktı. “Ama ben onlara duygularımı söyleyip duruyorum! Bunun beni nereye getirdiği ortada değil mi?” Seni gidi duygusal OROSPU zararlısı! Erkeklerin önüne gelen erkekle yatan kadınlara (orospular) saygısının olmaması gibi, kadınlar da her zaman her kadına duygularını kusan erkeklere de saygı duymazlar (duygusal orospular, mesela İyi Çocuklar). İyi Çocuk duygularını bizim dilimizde İFADE ETMEYE çalışıp durdu. Çiçekler, şiir, aşk ilanları, vs. Oyuncu erkek kino, aynalama, değer yansıtma, vs ile kadınlarda İLGİ YARATMAYA çalışıp durdu. Tek yapmaya çalıştığı kadının bir şeyler hissetmesini sağlamak ve ona bir ayna tutmak ki kadın aynı duyguları yansıtsın. Oyuncu, kadın kendisini fiziksel mastürbasyon için oyuncak oğlan (boy toy) olarak kullanması umuduyla kadına zihinsel mastürbasyon sağlar. Ama Don Juan zaten neşe doludur ve duyguları kadınca aracılığı ile kadınlara iletilir. Unutmayın ki siz hissederseniz o da hisseder. Kadın HER ZAMAN sizi HİSSETMEYE çalışacaktır. Eğer siz hüsrana uğramış hissederseniz, o da hüsrana uğramış hissedecektir. Eğer siz umutsuz hissederseniz, o da umutsuz hissedecektir. Eğer siz mutlu hissederseniz, o da mutlu hissedecektir. Eğer siz yaramaz hissederseniz, o da yaramaz hissedecektir. Eğer siz tahrik olmuş hissederseniz … Erkek arzusunun kadını tahrik ettiği ortaya konulmuş bir gerçek. Bu nedenle odak sizin üzerinizde olmalı. Ne düşünürseniz, o olacaksınız. Ama siz ne hissederseniz o da o şekilde hissedecektir. Kadınlar bir duvarı sevemezler, bu 325

nedenle o duvarı yıkmak isterler. Ve bu nedenle bağlanın! Dünyanızdaki o neşe hissini alın ve DIŞARI TAŞMASINA İZİN VERİN! Yürüyüşünüzde, konuşmanızda, gözlerinizde yaşamasına izin verin. Bir erkeğin yapabileceği en seksi şey GÜLÜMSEMEKTİR.

Ama

sadece

dudaklarınızla

gülümsemeyin.

Gözlerinizle

gülümseyin, yürümenizle gülümseyin, konuşmanızla gülümseyin. Parça parça yaşamayı bırakın! Zihinsel hapishanenizden çıkın! Duygularınızı ve dünyanızı, hayallerinizi ve gündelik yaşamı, hayvan ile rahibi birbirine bağlayın. Eğer biri diğerine yaşam olan bu şeyleri birbirinden ayırırsanız, ölürler! Dipnot: [1] - senfonilerin canli ama kısa bölümleri

326

“Gay Olmalısın!” Üzerine http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16993 DeepDish dedi ki, Kadınların gay arkadaşlarının olması, beyazların siyah arkadaşları olması gibi bir şey. Dengeli bir arkadaş çevrem var demek için kullandığımız bir şey. Ayrıca gayler genellikle zeki, iyi konuşan, iyi giyinen, duyarlı, duygusal olarak açık ve detaylara dikkat eden tipler (mesela iyi bir dinleyici olmak gibi). Giovanni Casanova zamanında kadınları önlerinde soyunduran ve onlara seks için yalvartan gay erkeklerden bahsettiği bir yazı yazmıştı. Giovanni bir şey yakalamıştı.Gay olmak zorunda değilsiniz ama gay gibi görünüyorsanız ve “gay misin?” sorusunu duyarsanız, “öyle miyim?” diye muğlak bir cevap verin. Bu size kadınların dünyasını açabilir. Size “gay misin?” diye soran kadınlar sizi çekici buluyorlar ve normalde erkeklerin ağzının suyunu akıtan feminen yapıları, sizi neden etkilemiyor diye merak ediyorlar. Ben gay erkekleri kadınlarla beraber olur kısmına takıldım. Evet benim için striptiz yaptılar. Ben ise onlara sadece güldüm. Aptal kızlar. Nereye gitsem (sürekli bulunduğum sınıf ya da ofis gibi yerler), kızlar benim “gay” olduğumu düşünüyor. Evet bu sizin çok iyi giyiniyor olmanız anlamına gelebilir. Bazen cinselliğimin çok fazla dışa vurulmasına izin veriyorum ve bunu azaltmam lazım. Bazen bunu dengelemek için AFC stiline geri kayıyorum. İyi giyinmeyi seviyorum. Hem daha iyi hissediyorum hem de insanlar beni daha ciddiye alıyorlar. Ve kızlar daha çok bakıyorlar. Ama bu gay şeyi geldiğinde (şu an sürekli oluyor), cevabı zaten bilerek (yüzüme karşı itiraf edemeyen) kızlara şakalaşarak soruyorum. “Neden benim gay olduğumu düşünüyorsun?” “Şey … iyi giyiniyorsun.”

327

“Bunun gay olmakla ne ilgisi var? İnsanlar sürekli iyi giyiniyorlar! Gelecek sefer en kötü kıyafetlerimle geleceğim.” “Hayır, o zaman da bana “berduş gay” dersin.” (Kız güler ve Pook’a dokunur). Bir kız size gay misin diye sorarsa, önemli olan şeyi unutmayın: Kız sizi cinsel bir bağlamda düşünüyor. Kızların favori şakalarından biri, beğendikleri iki erkeği gösterip onları gay bir ilişki içinde olmakla suçlamaktır. Bu sizi cinsel bağlamda düşünüyorlar anlamına gelir ve bir zaferdir. Ama şu anki problemim erkeklerin de benim gay olduğumu düşünmesi. Çizgiyi mi aştım? Artık ateşli Pook muyum? Hayır, onlarla birebir konuşurken bana açıklar. Bu tür şeyleri

lise çağında ve

homoseksüellik

ile kafayı bozmuş

ve kendi

maskülenitelerinden emin olamayan erkeklerden duyarsınız (hala çocuk oldukları için). Bu, forumda çok konuşmadığım bir şeyden dolayı: KISKANÇLIK. Bu erkekler kıskançlar. Kızların konuşmalarını duyuyorlar (“gay olmalı!”) ve bunun ciddi olduğunu sanıyorlar (zira öyle olmasını umuyorlar). Keşke bu kadınların aklında biz olsaydık diyorlar. Pook’un kadınlarla özel bir durumu olduğunu, onlarla çok rahat konuşabildiğini, onlarla oyun oynayabildiğini, vs. görüyorlar. Bir eleman, kadınlarla tamamen kadınca konuşabildiğimi görmüştü ve elemanın ağzı açık kalmıştı. (Kadıncayı onlara geri konuşmayı öğrendim!). Gerçekten gay olan erkekler önce bunu kabul edemezler ve kendileri hakkındaki şüpheleri gidermek için bir sürü kızla çıkarlar. Ama kadınların kendilerini tatmin etmediğini görünce erkeklere yönelirler. Belki de bunu kadınlara karşı kullanmanın bir yolu vardır. Bir dahaki sefere benimle ilgilenmeyen güzel bir kız gördüğümde “Ne? Benimle seks yapmak istemiyor mu? Bu kız lezbiyen olmalı!” diyeceğim. Buna ne cevap verebilir ki!

328

Don Juan Olmanın Anahtarları http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16417 Beyler, Don Juan’a hoşgeldiniz. Kadın denilen bir seri kilidi açmak için ÜÇ TANE ANAHTAR vardır. Birinci Anahtar: Onun ve SİZİN cinselliğiniz kabul edilmeli. Bugüne kadar cinselliğinizi bastırarak aseksüel biri gibi hareket ettiniz. Neden Piçi İyi Çocuğa tercih etti? İyiliği/kibarlığı sevmediği için değil. Bir kadın ne kadar despot olursa olsun bir erkekle olmayı, ne kadar iyi olursa olsun bir androjenle birlikte olmaya tercih eder. Siz kızlarla buluşmuyordunuz, onlarla arkadaş oluyordunuz. Yirmi beş tane kadın arkadaşa ihtiyacınız yok. O kadar cinsellikten arınmış durumdasınız ki, kızlara yürümüyorsunuz bile. Kadınlarla sonunda onları tahrik edecek olan konuşmayı bile denemiyorsunuz. Aman ha, kadın kesinlikle sizin onu düzmek istediğinizi düşünmemeli! Sizin onunla pasif ve sürekli temkinli konuşmanız, duruşunuz, gözlerinizde gerçeği görür korkusu ile ona bakamayışınız, vs. ile sadece onun değil kendi cinselliğinizden kaçıyorsunuz. Allah aşkına, SİZ ERKEKSİNİZ! O DA DİŞİ! Cinsellik Tanrı’nın değerli hediyesidir! Doğa’nın yönüdür! Neden korkuyorsunuz? NEDEN!? İkinci Anahtar: Odağınız eğlenmek/iyi vakit geçirmek olmalı. Neden bu kadar ciddisiniz? İlk buluşmada, dördüncü buluşmada ya da sekizinci buluşmada

kıza

evlenme

teklif

etmeyeceksiniz.

Ona

hayat

hikayenizi

anlatmayacaksınız. Seksten ilk buluşmaya, odağınız iyi vakit geçirmekte olmalı. Bu “ruh-ikizi”, “gerçekaşk” ve kızı kaideye koyup tapma gibi saçmalıkları kafanızdan atmanız lazım. Bunlar kendi başlarına kötü olduklarından değil, İLK BAŞLARDA her şeyi zehirledikleri için.

329

Eğlence güçlü bir anahtardır. Bu o kadar güçlü bir anahtardır ki kadın arkadaşlarınız sırf eğlencelisiniz diye sizinle ilgilenmeye başlayabilirler. Buluşmalarda, neyin yanlış gidebileceğine değil, neyin doğru gidebileceğine değil, sonuca değil oyuna odaklanın. Kız kaybedenin teki çıksa bile, yine de kazançlı çıkacaksınız zira iyi vakit geçirmeye odaklandınız, kıza değil. (İyi vakit geçirmeye değil kıza odaklananlar, iyi vakit geçirme odaklarını kaybederler ve bunun sonucunda da kızı kaybederler). Üçüncü Anahtar: Siz, kazanılması gereken bir ÖDÜLSÜNÜZ. “Ben bu kızla birlikte olmak istiyorum” diye düşünmek yerine “bu kız benimle birlikte olmak istiyor” diye düşünün. Kızların her yönden size doğru çekildiğini düşünün. Kızın sizinle ilgilendiğini varsayın. Eğer ilgilenmiyorsa, ilgileceğini varsayın. Bu sizi saygısızlık görmekten, çirkin bir kıza düşmekten, hayatınızı bir kadın için feda etmekten koruyacak, odağı onun sizi kazanması üzerinde tutacaktır. Siz ÇOK İYİ BİR AVSINIZ! Bu kibir değildir. Bu anahtar oldukça çekici bir ukalalığı ortaya çıkarır. Bunu iyi vakit geçirme anahtarı ile birleştirirseniz, ukala - eğlenceli olursunuz. Bunlar, çoğu erkeğin aşamadığı ÜÇ ENGELDİR (üç kilit). Çoğu erkek androjen gibi davranarak birinci kilidi açamazlar. Buluşmalarda duygularına kapılarak, buluşmanın kendisini değil KADINI iyi vakit geçirme kaynağı olarak görerek (ve dans, buz pateni, bovling, kaya tırmanma, vs. gibi aksiyon buluşmaları yerine sinema, yemek, vs. gibi sıkıcı buluşmalar planlayarak) ikinci kilidi açamazlar. Kadını ödül ve amaç olarak görerek, bu nedenle de tüm hareketlerini odaktaki kadın etrafında şekillendirerek, onu arzu merkezlerine koyarak, üçüncü kilidi açamazlar. Bu aşamada kıza hediyeler, çiçekler, çikolatalar ve şiirler atıldığını görürüz. Erkek kadını bir tanrıça gibi görmeye başlar ve bu nedenle de kadın bir tanrıça olduğunu düşünmeye başlar. Sonunda kız erkeği TERK EDER ve (o erkeğin kendisini tanrıça göreceği umuduyla) kendisine daha kaba davranan bir erkek bulur. Kadınların bir dizi kilidi vardır. Bu üç Don Juan anahtarı hemen hemen tüm kilitleri açar.

330

Bundan sonra hayal kurmayı bırakın. Hayal kurmayı bırakın! Gece gündüze döndü! Yeni bir hayatın şafağı üzerinize doğmakta. Geçmişin ürkütücü kederlerini geride bırakın. Böylece yeniden neşe ve hayat dolu biri olabilirsiniz. Ve kendinizi hazırlayın … Kadınlarla ilgili hayalleriniz gerçek olmak üzere.

331

Erkekliğe Doğru! http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16552 Havva o kritik anda “Erkek OL” diye bağırdığından beridir, bizim erkek olmak gibi bir görevimiz, şerefimiz ve zevkimiz var. Fakat ne yazık ki birçok erkek doğal ve makul tutkulardan utanmaya; utanç verici ve aptalca tutkularla da gurur duymaya başladı. Dedeleriniz ve atalarınız bu tip bir erkeğe “ahmak” derdi. Bazıları ise bunları ağlak diye tanımlardı. Biz ise bu erkekleri kısaca İyi Çocuk olarak biliyoruz. Feminizm Vebası Feminizm, erkek zihnini iğdiş etti. Medeniyet için hayati öneme sahip olan maskülenite, soyluluk, bilgelik ve başarı gibi şeyler çökmeye lanetlendi. Kadınlarla başarının anahtarı kadın zihninin nasıl çalıştığını anlamaya bağlı değil. Tam tersi, işin sırrı ERKEK zihninin nasıl çalıştığını bulmak ve ne İyi Çocuk, ne de Piç olmayıp ERKEK ADAM olmaktır. Feministlerim, buraya gelin ve insanoğluna karşı suçlamalarınızı anlatın. Ejderha kadınlar haykırdılar: “Maskülenite şunlarla suçlanıyor …” “Kadınlara cinsel olarak tüketilebilecek et çeşidi gibi baktı.” “Kadınların tepesine çıkıp sosyal olarak kontrol etmek için ataerkilliği inşaa etti.” “Kadınları eşya gibi alıp satmak, üzerlerinde pazarlık yapmak ya da av hayvanı gibi görmek için acımasız bir güç kurdu.” “Kadınların erkekler kadar para kazanmasını engelledi.” “Kendi zevki için kadınları değişik elbiseler, makyaj, ziynet eşyası giymeye zorladı.” “Yukarıdakileri yüzyıllar boyunca yaptı ve biz İnsanlığı şimdi durdurmazsak yapmaya da devam edecek.” Ama öfkeli ve soğuk bayanlar, belli bir mutsuzluk ve yıkıma doğru giden bir yol üzerinde ısrar ettiğinizin farkında değil misiniz? Masküleniteye lanet okuyorsunuz ama sonra gerçek erkekler nereye kayboldu diye merak ediyorsunuz? Birinci 332

söylediğiniz şeyi cinsel gerilim (doğanın kendisi) olmadan kadın olma serabına kadar abarttınız ama sonra ikinci dediğinizi ortaya atıp neden İyi Çocuklar yani cinsellikten arındırılmış erkekler, sizi heyecanlandırmıyorlar diye merak ediyorsunuz. Sizi gidi tehlikeli kadınlar! Ben de şimdi kesin bir dille söylüyorum ki feminizmin erkeklik aleyhine yaptığı her suçlama, dişiliğin suçudur. Maskülen gözlerce arzulanmak kadınların arzusudur; kadınlar kulüplere ve diğer etkinliklere iştahla bakılmak üzere giderler. Bu kadınlar evlerine cinsel olarak tatmin olmuş şekilde dönerler (birçok kadın için zihinleri fethetmek kafidir). Erkekleri lider, akıncı, Doğanın ve Zamanın dalgalarını yarıp geçen ZORLAYAN birer ok ve toplum ve kadınların koruyucusu olmaya ZORLAYANLAR yine kadınlardır. Erkekleri yük beygiri gibi görenler kadınlardır. Gerçek aşkın kariyerle, finansal statü ile, koruma ve hırs ile ne ilgisi var? Kadınlar sadece erkekle evlenmezler. Onun kariyeri, şanı ve başarısı ile de evlenirler. Erkeğin egosunu ve mal varlığını olduğu gibi soy ismini de alırlar. Erkekleri kazanmaları gerekenden alıkoyanlar, erkeğin finansal, fiziksel ve egosal kaynaklarını sömürüp kurutanlar kadınlardır. Vücutlarını süslerle dolduranlar, yüzlerine kırmızı ve mor renkler boyayan (cinsel uyarılmanın renkleri) kadınlardır. Vücutlarını cinsel düşünceler uyandırmak için gösterenler de kadınlardır. Dünyamızın tüm diğer hayvanlarından farklı olarak, insanlarda kadınlar süslenirler. Hayvanlarda dünyaya güzellik veren, süslü tüylerini gösteren, koruma ve emeklerini sergileyen erkeklerdir. Ama insanlarda kadınlar erkekleri çiftleşmek için teşvik eder. Kadınlar bunları yüzyıllardan beridir yapıyorlar ve yapmaya devam edecekler ama şimdi erkeklerin “kirli düşüncelerine” kurban edilme açıklaması altında yapıyorlar. Ama kadınlar tamamen cinsel yaratıklar. Cinsel eylemleri yaratanlar kadınlardır; erkek uygulamak için oradadır. Tarihin her çağında, medeniyetin ateşli hediyesini kapmak için erkekliğin ruhuna saldırıp onu parçalamak isteyen feminist akbabalar türerler. Her medeniyetin düşüşü, maskülenitesinin düşmeye başlaması ile başlar.

333

Maskülenite! Seni yasalarca mahkum edilirken, mahkemelerde alay edilirken, üniversitelerden dışlanırken, dırdır ile köleliğe zorlanırken, eğitim sisteminden kovulurken, güç odaklarınca yuhalanırken, entelektüeller tarafından aşağılanırken, kadınlarca küçümsenirken ve en güvenmen gereken koruyucuların olması gereken erkekler tarafından ihanete uğrarken görüyoruz. Eğer bu son çağda böyle unutulduysan, bundan sonraki erkeklerin ve genç nesillerin saygınlığı için ne umut kaldı? Çöküşün ismi Kadındır! Gelin trendi tersine çevirelim. Erkeklerin, vücutlarının mirası olan maskülenite tacını gururlar taşıdıkları gün, ne de kutlu bir gün olacaktır! Sisifos Hastalığı Adına feminizm denen kulak tırmalayan çığlıkların şok ve homurdanmalarından, tüm erkeklerin içine işlenen, insan yapımı bir suçluluk hissi gelir. Tüm erkeklerin içine işlenen bu berbat lanet! Bu lanetin korkunçluğu inanılmaz! Önünüzde cennetin hediyeleri var ama attığınız her adımda, cehennemin aşağılayıcı derinliklerine gömülüyorsunuz! Arzuladığınız kadının peşinde koştukça, onu sizden daha da uzaklaştırıyorsunuz! Yalnızlığınıza son vermek için daha çok adım attıkça, daha fazla yalnızlığa gömülüyorsunuz. Nedir bu lanet? Sisifos. Yunan Mitolojisinde Sisifos, bir kayayı bir tepenin zirvesine yuvarlayarak çıkarmakla lanetlenmişti. Evet zavallı Sisifos kayayı tepeye her çıkardığında, kaya yeniden aşağıya yuvarlanıyordu Sisfos hedefinin peşinden ne kadar çok koşarsa, o kadar çok başarısız oluyor. Bunun gibi bugün de İyi Çocuklar, etkilendikleri kadında bir cennet, bir hayalin etek kemiğe bürünmüş halini görürler. Hedeflerinin peşinde koşarlar ve aramaların, yakınlığın ve sevginin kayasını tepeye doğru yuvarlamaya başlarlar. Ama zavallı İyi Çocuk kayayı tepeye çıkarmak için ne kadar emek harcarsa, kaya üstüne o kadar ağır düşer! İyi Çocuk ne kadar peşinde koşarsa, kadın o kadar fazla kaçar. Ne kadar aşk ilanı yaparsa, kız o kadar ortadan kaybolur ve İyi Çocuğu acı içinde bırakır.

334

Eski bir romantik “ama ben senin Sisifos hastalığını atlattım” der. “Ben kadınımı buldum ve yakında evleniyoruz.” Eyvah zira Sisifos en kötü şekilde evlilikte vurur. Sisifos hepimizi hanım evladına çevirir; Evli İyi Çocuk (hanım evladı) en ağır sonuçlarla karşılaşır. Erkek olmakta başarısız olursanız, baba değil yedek anne olursunuz. Boşanmaların bu kadar yaygın olmasına şaşmamalı. Lezbiyenliğin bu kadar artmasına şaşmamalı! (Eğer erkekler kadın gibi davranırlarsa, kadınlar neye yönelecekler?) Sisifos kadının size direnç göstermesine ihmaliniz yüzünden değil peşinden koşmanız

yüzündendir.

Romantik

olmamanızdan

değil,

romantik

duyarlılığınızdandır. İnsanlar fiziksel vücutlarının yanında bir de sosyal vücuda sahiptirler. Eğer fiziksel vücutlarında bir bozukluk olursa (mesela bağışıklık sisteminde), insan hastalanır. Aynı şekilde sosyal sisteminizde bir bozukluk olursa, yalnızlık, umutsuzluk ve amaçsızlık gibi hastalıklara yakalanırsınız. Amaç, Tutku, Azim yani başka deyişle, Güç, Soyluluk ve Ustalık - bu Erkekliktir. Maskülenite fiziksel ve sosyal çevreden etkilenmez ama feminenlik tamamen fiziksel ve sosyal çevreden etkilenir. Sisifos masküleniteyi sekteye uğratır ve erkeğin içine feminen özellikler yerleştirir. Fiziksel olarak Sisifos, çevresini keşfetmeyecek, risk almayacak ve sonunda çevresinin üstesinden gelemeyecektir. Sosyal olarak Sisifos, küçülecek, utangaç biri olacak, herkes ve her şey ile aynı fikirde olacak ve sonunda çevresi tarafından eğilip bükülecektir (çevresini domine etmek yerine onun boyundurluğuna girecektir). Sisifosun belirtileri başarısız buluşmalar, saygısızlık, yüzüstü bırakılmak - başka deyişle - karşılıksız aşktır. Bu hastalıktan muzdarip kişi “İYİ ÇOCUK” olarak tanımlanır. Bir kadının fantezisi, güzelliğinin ve çekiciliğinin mükemmel bir erkeği çekmesidir. Politikacı, avukat, itfaiyeci, doktor - başka bir deyişle, istediği kadını elde edebilecek başarılı bir erkeği. Erkeğin fantezisi ise iradesi ve gücü ile her türlü engeli başarıyla aşabilmektir. Hatta feminenliği zihin üzerinde maddenin, masküleniteyi de madde üzerinde zihnin egemenliği gibi düşünebilirsiniz. 335

Ama bu sizmişsiniz gibi duruyor mu? “Onu her gün aradım! Neden beni görmezden geliyor?” “Ona duygularımı itiraf ettim. Neden benden kaçıyor?” “Eskiden her şeyi konuşurduk. Hiç kimseye bu kadar yakın olmamıştım ve bu nedenle de onu elde etmeye karar verdim. Ama o bana sadece arkadaşız diyor. Bu ne demek?” Zavallı ruhlar! İyi Çocukluğun Sisifos olarak bilinen berbat döngüsüne yakalanmışlar. Bir kadına aşık oluyorlar ve o kadını kendilerinden uzaklaştırıyorlar! Yalnız mısınız? Bütün hayatınız boyunca yalnız kalmaktan mı korkuyorsunuz? Çekici bulduğunuz tüm kadınlar sizden kaçıyorken çekici bulmadığınız kadınlar size mi geliyorlar? Hayatın çekilişini başından kaybetmiş gibi mi hissediyorsunuz? Başka erkekleri, özellikle de piçleri, kadınların tutkusunu kazanma konusundaki başarılarından dolayı kıskanıyor musunuz? Bunların hepsi Sisifos hastalığının belirtileri. Ve Sisifos dermansız bir hastalık değil, iyileşebilirsiniz. İyi Çocuğun Kaderi Erkekliğe doğru! Erkeklik, bir İyi Çocuğun zihninde tam bir boşluk olarak kabul edilir. Ah o İyi Çocuklar yok mu? Ne kahraman olabilirler ne de lider ya da savaşçı. Bu nedenle de asla Don Juan olamazlar. Maskülenitelerinden arındırılmış ve erkeksi cesaretten yoksun İyi Çocuk, çevreden gelen dalgaların etkisi ile sendeleye sendeleye yürüyor. İyi Çocuk bir kaptan değil. İyi Çocuğun yelkenleri bile yok. Dinleyin, onu duyabiliyoruz … “Gemi balığa gitmeyecek, balık gemiye gelecek.” Ne kadar da kendinden emin! Geleceği ne kadar da apaçık görünüyor! Ama İyi Çocuğun ağları boş. Bekleyin, ağa bir şey takıldı galiba. Sadece sürükleniyor bile olsa, İyi Çocuğun ağlarına bir şey takıldı: yabani bir şey. Peki bu tecrübe İyi Çocuğun yönünü bulması için onu uyandırdı mı?

336

Hayır, İyi Çocuk “Yıldızlar doğru konumlandı ve bu spesifik balık, birtanesi/ruh ikizi, benim mutlu ağlarımla buluştu.” Ama o da ne? Balık hızlıca ağlardan kurtulmak için çabaladı ve kurtulunca da arkasına bakmadan kaçtı. İyi Çocuğun ağları tekrar bomboştu. Bekleyin, ağlar tam olarak boş değildi. Yabani şey vardı ağlarda. İyi Çocuk “kaderimizi kabul etmeliyiz” dedi ve ağlarına yüzen bu garip balıkla (defolu balıkla) evlendi. Bir kaptan olarak potansiyelini, denizcilik konusundaki dehasını ve bu maceraların getireceği heyecanları asla gerçekleştirmeyerek vasatlığa gömüldü. İyi Çocuk neden vasat kalıyor? Zira birileri ona “birgün biri seni olduğun gibi sevecek” dedi. Bu, ne kadar da yıkıcı bir söz! Başarının önünde nasıl da devasa bir engel! Bu zihin yapısı, tüm değerleri göreceliymiş gibi gösteriyor ve İyi Çocuğun vasatlığını görmesini engelliyor. Bakın! Bir fırtına yaklaşıyor. Ve İyi Çocuk, korkudan titreyerek fırtınadan kaçıyor. Fırtınasız denizler hiçbir zaman iyi denizciler yaratamadılar. İyi Çocuk rıhtımda avlanan Muhteşem bir Balıkçıdır! Erkekliğe Doğru! İyi Çocuklara aslında Yumuşak Erkek desek daha doğru. Geleneklerin kalıbına sokulmuş, reaksiyon ile şekillenmiş, korku ile biçim değiştirmiş Yumuşak Erkeğin kaderi, hoşlandığı biri kendisinden hoşlanana kadar defalarca kez yıkılmak ve yanmaktır. Kız eğer kaçmazsa, kendisi kadar muhtaçsa, ikisi de “Tanrıya şükür o yalnız günler bitti” diyerek birleşeceklerdir. Kadın Erkek İlişkilerinin Oyunları! Neşenin eşiği! Coşkunun Zirvesi! Atılan zarın zevki! Ama bunlar Yumuşak Erkeğe acı, angarya ve neşesiz hareketler olarak görünür. Yumuşak Erkeğin odağı hayattan zevk almak değil, acıdan kaçmaktır. Alçak İyi Çocuk Alışkanlıkları! İyi Çocuğun zincirleri, kırılmayacak kadar güçlü hale gelmeden önce, hissedilmeyecek kadar zayıflardır. Bu zincirleri kadınlar takmadı, biz kendimiz taktık. Bütün çocukluğumuz boyunca şıngırdamalarını duyduk. Dünyanın en zor dersi, başarısızlıklarımızın yaratıcısı ve mimarının kendimiz olduğunu anlamaktır. Sizin rakibiniz yine kendiniz. Kendinizi fethettiğinizde, her şeyi fethedebilirsiniz. Can acıtan şey kadınlar hakkındaki gerçekler değil (bu şok kadınlarla başarılı olarak atlatılabilir). Hayır, asıl yarayı yıllarca inandığımız yalanlar bırakır. İlk Feministin,

337

Havva’ya “HAYIR!” diyecek omurgası olmayan Adem olduğunu unutmayın. Maskülenite korunup beslenmelidir yoksa tüm uygarlıklar yıkılır. “Bu söylediklerim size aşırı abartılı” geliyor değil mi? Herhangi bir uygarlığı alın ve yıkılışına bakın. Son evrelerinde maskülenite her zaman gerileme halindedir. Osmanlı İmparatorluğuna bakın! Süleyman’dan sonra, Sultanlar vasat hatta zeka özürlü oldular. Her şey bir Sultan’ın Ukraynalı bir kadına, onun için her şeyi yapacak kadar deli gibi aşık olmasıyla başladı. BU SİZE TANIDIK GELDİ DEĞİL Mİ? Hürrem oğlunun (görünen o ki Sultan'ın oğlu değil) Sultan olmasını istiyordu. Bu çocuğu İmparatorluğa getirdi ve Sultan varisi olarak saraya koydu. Sultan onu mutlu etmek için her şeyi yapabilirdi. SİZE DAHA ÖNCE YAPMIŞ OLABİLECEĞİNİZ BİR ŞEY GİBİ GÖRÜNDÜ MÜ? Bu vasatlığın etkileri hemen ortaya çıkmadı. Ama birkaç on yıl içinde, 17. Yüzyılın ilk yarısında, kadınlar o kadar nüfuslu hale geldiler ki, bu döneme “Kadınlar Saltanatı Dönemi” adı verildi. Ve sonunda büyük ve geniş Osmanlı İmparatorluğu yıkıldı. Kadınlar yüzünden değil, masküleniteye ihanet yüzünden yıkıldı. Erkekliğe Doğru! Bakın İyi Çocuk oturmuş O BİR TANESİNİN/RUH İKİZİNİN gelmesini bekliyor. Fırsat kapını çalmayacak o nedenle de kapıyı kendin yap. Başarılı insanların esprisi, başarısız insanların yapmaya cesaret edemediği şeyleri yapmalarıdır.. Maskülenite Üzerine Son Pook Bayramında, kadınları bir araya topladım. “Bayanlar, kendine güveni nasıl bilirsiniz?” Kedi gözleri parlayarak, kaypak dilleri ile cevapladılar: “Kendine güven, başkalarının erkeğe saygısını kazandıran şeydir.” “Kendine güven, beni feminen hissettiren şeydir.” “Kendine güven, bana rahat hissettiren şeydir.” Bu cevaplar da ne böyle?! Kadınlar nasıl cevaplar veriyorlar? Kendine güven! Kendine güven nedir? Nerededir? Ne yapmalıdır? Tüm bildiğim, kendine güvenin en gizemli, en istenen ve en çok tavsiye edilen özellik olduğu. “Kendine güven!” Ama kendine güven nedir? Kadınlar bunu neden bu kadar çok isterler? Neden bunu kendilerinde aramazlar? 338

Hiçbir şeyin, tezatlıkların bile durduramadığı kadınlar, kusuruma bakmayın. Kendine güven diye sihirli bir madde keşfetmiş gibisiniz ve sanki o maddeye Her Şeyin Kaynağıymış gibi bakıyorsunuz. Kendine güven! Tüm o kadın iştahınızın yemeği, tüm feminen sinirlerinizin yatıştırıcısı,

misyonunuzun

yön

göstericisi,

kaygılarınıza

karşı

koruyucu,

ahlaksızlıklarınız için şeref, dalgalanmalarınıza karşı istikrar, utanmazlığınız için ahlak,

sıkıcılığınız için ritim, kafa karışıklığınıza karşı tavsiye, hatalarınıza karşı

doğruluk, boşluğunuz için değer, her ihtiyacınızı karşılayan, her arzunuzu öngören, her merakınızı tatmin eden, hatalarınızı düzelten, ve sizi öngörü, sağduyu, yargı, zeka, deneyim, onur, cesaret ve çalışkanlık ihtiyaçlarından azad eden şey. Bir erkekten ne kadar da çok şey bekliyorsunuz! Arzularınız sınırsız olduğu için tanımlarınız da sınırsız! Bir erkek olarak, bu nadir mücevhere, kadınların sıklıkla onlarla paylaşmam için istekte bulunduğu bu elmasa, yani kendine güvene, yapmacık bir gülümseme ile bakıyorum. Onu Gerçeğin ışığına tutuyorum ve kendine güven birden üç parçaya bölünüyor: geçmiş, şimdi ve gelecek - ya da daha iyi bir deyişlet tetikleyici, sonuçlar ve amaç: Cesaret, Profesyonellik ve Fedakarlık. Üç kadın seçiyorum, sen, sen ve SEN. Kadınların farklı şeyler istediklerini bildiğimiz için, onları da üçe bölmeliyiz. Bazı kadınlar evlenmek için birini bulmak isterler - SEN osun. Bazı kadınlar sadece yatmak, seks yapmak isterler - sen osun. Bir de sadece arkadaşlık arayan kadınlar vardır - sen de osun.

Kendine güvenin farklı

spektrumlarından, Cesaretin, Profesyonelliğin ve Fedakarlığın sekiz karışımından, nerede durduğunuza, kendine güven denilen bu mucizenin ne olduğuna ve gerçek bir erkeğin kompozisyonuna bakacağız. Cesaret, Profesyonellik ve Fedakarlık! Karıştır ve eşleştir, karıştır ve eşleştir! Bunlarla ne tip erkekler yaratalım? Kendine güvenin üç değerine zıt bir örnekle başlayalım. Fedakar Olmayan, Cesur Olmayan, Kafasına eseni yapan: Henry bir süpermarketler zincirinde yönetici olarak çalışıyor. Golf oynamayı, konserlere gitmeyi ve internette sörf yapmayı seviyor.

339

Kadınlar, Henry’yi değerlendirin! Tüm sekiz karışımda, nerede duruyor? Tek gecelik veya kaçamak: sekizinci Uzun süreli ilişki: sekizinci Arkadaşlık: sekizinci Of! Nasıl bir kaybeden bu! Kartları yeniden karıştıralım. Hadi başlıyoruz! Bayanlar, hazır olun: Fedakar, cesur değil, Kafasına eseni yapan: Dennis yaşlı babaannesi ile kapı komşusu. Bilgisayar işinde çalışıyor ve arkadaşlarına akşam yemeği partisi veriyor. Yaşlı babaannesi ile kapı komşusu! Ne kadar da İyi Çocuk! Bayanlar, puanlayın! Tek gecelik veya kaçamak: altıncı Uzun süreli ilişki: yedinci Arkadaşlık: yedinci Arkadaş olarak bile İyi Çocuk kaybediyor! Neyse devam etmeme izin verin. Bayanlar, başlıyoruz. Fedakar, cesur değil, profesyonel: Charles insanlara yardım etmeyi seviyor. Hemşire olarak çalışıyor, ama danışmanlık eğitimi almayı planlıyor çünkü danışmanlıkta daha fazla fırsat olduğunu düşünüyor. Klarnet çalmayı öğreniyor, ama komşuların rahatsız olmasından çekindiği için yeterince klarnet çalışamıyor. Komşularından çekiniyor! Hanım evladı! Ama fedakar ve profesyonel hanım evladı. Charles için karar vakti. Hanımlar, Charles’ı puanlayın! Tek gecelik veya kaçamak: yedinci Uzun süreli ilişki: altıncı 340

Arkadaşlık: beşinci Görünen o ki, feminen erkeğe seks yok. Sadece pısırık erkekler yaratmıyorum. Erkeklerin üzerinde oldukları spektrumun tamamına bakıyoruz. Şimdi bir sonraki için hazırlanın! Fedakar değil, cesur, kafasına eseni yapan Frank dışarıda yapılan aktiviteleri seviyor. Tehlike ona çok çekici geliyor ve tatillerini kaya tırmanarak geçiriyor. Profesyonel değil. Yardımsever değil. Aptal sarışının erkek versiyonu . AMA cesur bir erkek! Bayanlar, ne diyorsunuz? Tek gecelik veya kaçamak: üçüncü Uzun süreli ilişki: beşinci Arkadaşlık: beşinci Tek gecelik ilişki potansiyelinin nasıl da arttığına dikkat edin! Bayanlar bir sonraki için hazır mısınız? İşte geliyor: Fedakar değil, cesur değil, profesyonel George metropolde finans danışmanı olarak çalışıyor ve geniş bir çevresi var. Çalışmadığı zamanlarda tiyatroya, restoranlara ve şarap barlarına gitmeyi seviyor. Kadınlar statüye bayılırlar! Bayanlar, George’u değerlendirin! Tek gecelik veya kaçamak: dördüncü Uzun süreli ilişki: dördüncü Arkadaşlık: dördüncü Gördünüz mü? Kariyer başarısı kadınları elde etme garantisi değil. 341

Bir tane daha! Bir tane daha! Fedakar olmayan, cesur, profesyonel Edward bir aksiyon adamı ve aynı zamanda kendisini işine veren biri. Eskiden baca tamircisiydi şimdi ise derin su dalgıcı. Çalışmadığı zamanlar jet ski yapıyor ve tenis oynuyor. Bayanlar, Edward tenis oynuyor! Jet-ski kullanıyor. Derin su dalgıcı! Hadi puanlayın! Tek gecelik veya kaçamak: ikinci Uzun süreli ilişki: üçüncü Arkadaşlık: üçüncü Hoo-hah! Edward-insanı azgın piliçten çok iyi bir derece alıyor ve diğerleri ile de puanı iyi. Bu İyi Çocukluğa büyük bir darbe. Kadınlar CESARETİ ve PROFESYONELLİĞİ fedakarlığa, sizin “iyiliğinize” tercih ediyorlar. Bayanlar, bir sonraki geliyor! Fedakar, cesur, kafasına eseni yapan: Bill sessiz ve oldukça yetenekli. Her zaman yardım etmeye hazır ama mütevazi biri. Bir oto tamirci olarak çalışıyor ve yerel cankurtaran takımının önemli bir üyesi. Statü hariç her şeye sahip. Puanlarınız nedir? Tek gecelik veya kaçamak: beşinci Uzun süreli ilişki: ikinci Arkadaşlık: ikinci Aferin Bill! Statüsü tek gecelik ilişki potansiyelini etkiliyor ama diğerleri Bill’i harika bir erkek olarak görüyorlar. 342

Şimdi de kendine güvenin üç elemanına da sahip kombinasyona bakalım: Fedakar, cesur, profesyonel Alec kriz anlarında bel bağlayabileceğiniz biri. Genellikle başkalarına yardım etmek için tehlikeli durumlara girip çıkıyor. Alec bir itfaiyeci ve cesaret madalyası var. Boş zamanlarında yaptığı favori şeylerden biri sinemaya gitmek. Seyredin! Kadınların puanları: Tek gecelik veya kaçamak: birinci Uzun süreli ilişki: birinci Arkadaşlık: birinci Cesaret, maskülenitenin özüdür. Bir şekilde profesyonellik ile sonuçlanacak olan sürecin tetikleyicisidir. Buradan ise genel bir iyiliğe, fedakarlığa doğru genişler. Bu, hepimizin koşup itfaiyeci olması anlamına gelmiyor. Liverpool Üniversitesi'nin yaptığı bu araştırma, kadınların reaksiyon verdiği belirli karakter özelliklerini gösteriyor. Hanımlar, teşekkürler! (Pook onlara birer öpücük ve sonrasında daha fazlasını verdi.) Üçünüz de bize çok yardımcı oldunuz! Kriz zamanlarında bel bağlanabilecek, genellikle başkalarına yardım etmek için tehlikeli ortama atılabilen erkek, ideal erkektir. (Kadınlar bağırıyor, “EVET!) Bayanlar, sessizlik lütfen! Sizin bölümünüz bitti. Dikkat edin, profesyonel ve cesur (ama yardımsever olmayan), James Bond’un karakterinde,

bir

erkek

de

kadınlarla

başarılı,

özellikle

de

tek

gecelik

ilişkilerde.Edebiyat, efsaneler ve popüler kültür kahramanlar tarafından domine ediliyorlar, İyi Çocuklar tarafından değil! Ana fikir şu: Kadınlar evlenmek, kaçamak yapmak ya da platonik ilişki için, cesarete “iyilikten” daha fazla değer veriyorlar. Gladyatör filmini hatırlıyor musunuz? Filme asla kadınlar için yapılmış bir film diyemezsiniz. Filmde vahşet var, mide kaldıran şeyler var ve politika var. Filmde 343

ölüm ve yıkım var. Kavga ve kıyım var. Romantizm yok. Aşk “dansları” yok. Peki o zaman kadınlar bu filme özellikle de filmin kahramanı Maximus’a neden BAYILIYORLAR? Çünkü Maximus ailesini ve toplumu korumak için her şeyi yapabilecek bir ERKEKti. Bu özelliği sonunda onun ölümüne neden oldu. Maximus’un hikayesi, (Sezar’a baş kaldıran Stoacı kahraman Marcus Porcius Cato Uticensis’in hayatını anlatan) Cato oyununa da yansıyor. Oyunda Cato zafer kazanıyor ve sonra da bir çiftçi olarak inzivaya çekiliyor. George Washington bu oyunu defalarca izlemişti. George Washington ile dans etmek için kadınlar dans kartlarını (eskiden danslarda bir kadının her dansta hangi erkekle dans edeceğini gösteren kart) yakarlarmış. “Ama biz hepimiz Cumhuriyeti kurtaracak seviyede adamlar olamayız ki!” Kendi hayatınıza bakın. Groundhog Day filmini hatırlayın. Spesifik bir kadının donunun içine girmek için yapabileceği her hileyi deniyor ama sonsuz kere deneme gibi bir avantajı olmasına rağmen başarısız oluyor. Ama filmin sonunda kendini her açıdan geliştiriyor ve kızı kapıyor. 10 yıl kadar önce, evli bir çift Avustralya sahillerinde yüzerken köpekbalığı saldırısına uğramıştı! Köpekbalığı önce kadına yönelmiş ama adam kendini öne atıp köpekbalığına vurmaya başlamış. Adam köpekbalığı hakkında zeka dolu bir yorum yapmamış, hayvana madalyalarından veya akademik başarılarından bahsetmemiş. Köpekbalığını defalarca yumruklamış. Saldırıdan kadın kurtulsa da maalesef adam hayatını kaybetmişti. Ne derseniz deyin, bu adam Erkekti. Bu kahramanlık ve yaşamın da ötesinde bir sevgi idi. Erkekliğe Doğru! Beyler gelin ve bütün Büyük Adamların kalıntılarından oluşan bu küller havuzunun etrafında toplanın. Şişşt … Duyuyor musunuz? Onlar bize tavsiyelerini veriyorlar. Dinleyin! “İmkansız olan tek hayal, peşinde koşulmayan hayaldir. Hayal edin! Hayal edin! Hayal edin!” Dinleyin! 344

“Ne! Omuzlarında ağır bir kötü deneyimler yükü mü var?” Onları omuzlarından at ve tarih ile değil hayal gücü ile yaşa. Onları duyun! “Ne! Risk almaktan korkuyor musunuz? Azad edilmiş ruhunuzun bitmiş hayatınıza baktığını hayal edin. Bu risklere sanki gerçeklermiş gibi bakmak “komik” görünmüyor mu? Ya o tek seferinde meydan okuyacak cesareti bulmuş olsaydın? Ya da şurada meydan okumak için adım atsaydın? Risksiz yaşam, yaşam değildir. Kısacık hayatımız bir meteor gibi, karanlık gökyüzünde, birkaç saniyelik bir parlamadan ibaret. Risk almadan kazanmak, övünç duymadan kazanmak gibi bir şey.” Dinleyin! “Olman gereken yere seni “itelemesi” için bir kız arkadaş ya da kadın mı bekliyorsun? Seni “tamamlaması” için bir kadın mı bekliyorsun? Bundan ne kadar zayıf bir ilişki çıkar! Amaç ilişkinin seni tamamlaması değil, senin tamlığını paylaşman.” Erkekliğe Doğru! Problem kadınlarda değil, bizim erkek olmayı başaramamızda. Eğer her zaman olduğun şekilde düşünürsen, her zaman yaptığın şeyleri yapacaksın. Değişim, düşünce şeklini değiştirmekten gelir (nasıl düşündüğünüzü kontrol etmezseniz, bir başkası sizin düşüncelerinizi kontrol edecektir). Zihin ile hareket kanatlanır. Kafa yapısı, tetikleyicidir. Zihniniz, etrafınızı saran gerçekliği dalgalandıran bir enerji yaratır. Bu hem kadınları hem de genel olarak başarıyı size çeker. Ama bana inanmayın. Tarih boyunca yaşamış her büyük insan, zihnin gücünün farkına varıp onu kullandı. Dinleyin! Konuşun ruhlar, konuşun! Locke! “Sağlam vücuttaki sağlam kafa, bu dünyada mutluluğun kısa ama tam bir tanımıdır.” Lincoln! “Başarı azminizin diğer her şeyden önemli olduğunu hiçbir zaman unutmayın.”

345

Dickens! “Zihin, vücut gibi, sadece fazlaca rahatlık yüzünden hastalanabilir.” Pasteur! “Şans, yalnızca hazır zihinlere güler.” Bacon! “Önce zihniniz için iyi şeylerin peşine düşün. Gerisi size sağlanır ya da kayıplarını hissetmezsiniz.” Leonardo da Vinci! “Elbiseler insanı soğuktan nasıl koruyorsa, sabır da yanlıştan korur. Hava soğudukça daha fazla elbise giymeniz, soğuğun size zarar vermesini önleyecektir. Büyük yanlışlarla karşılaştıkça daha fazla sabır geliştirmeniz, onların sizin zihninizi çileden çıkarmalarını önleyecektir.” Devam edin ey ruhlar! Doğruları söyleyin! Descartes! “İyi bir zihne sahip olmak yetmez. Aslolan onu iyi kullanmaktır.” Roosevelt! “İnsanlar kaderlerinin değil kendi zihinlerinin tutsaklarıdır.” Horace! “Zorluklar karşısında, dengeli bir zihni muhafaza etmeyi unutmayın.” Yine Leonardo da Vinci! “İşlemeyen demir paslanır; durağan su saflığını yitirir ve soğukta donar; keza zeka da kullanılmadıkça zayıflar.” Shakespeare! “Tüm dünyevi şeyleri ihmal ediyorum ve her şeyi zihnimi daha iyi yapmak için feda ediyorum.” Martin Luther King, Jr.! “Zayıf zihinli insanlar üretmeye devam eden bir medeniyet, kendi manevi ölümünü taksitle satın almaktadır.” Konuşun ruhlar. Konuşun! Cicero! “Zihnin kiri zamanla çıkmaz ya da suyla yıkanamaz.” Hawkes! “Kayda değer eşitsizlikler, zihinde başlarlar.” Holmes! “Zihin, bir kez daha büyük fikirler boyutuna genişledi mi, bir daha eski boyutlarına dönmez.” Jefferson! “Vücudun zamanla çürümesi kasvetli bir şey ama insan tefekküründeki en tiksindirici şey, zihni olmayan bir vücuttur.” 346

Ovid! “Zihni hapseden tüm zincirlerden kurtulmuş ve kaygıdan kurtulmuş erkeğe ne mutlu.” Yer ve gök, bu sözlerin duyulmasına izin verin! Spenser! “İyiyi ve kötüyü, kederi ve sevinci, zengini ve fakiri yaratan zihindir.” Yine Shakespeare! “Zihin vücudu zenginleştiren şeydir. Güneş en kara bulutları bile nasıl yarıyorsa, onur da en kaba alışkanlıkları öyle yarar.” Cato! “Size zihnin hükmediyorsa kralsınız; vücudunuz hükmediyorsa kölesiniz.” Webster! “Zihin en büyük kaldıraçtır.” Bir arkadaşımın bana anlattığı şu hikaye ile sizden ayrılıyorum. Akıllı bir kadın, küçük bir çocuğun yetiştirildiği aptallar köyünü ziyaret etmiş. Bir grup kadın, yani hem kadınlar hem de İyi Çocuklar, çeşitli aletler ile bu çocuğun etrafını sarmışlar: kırbaçlar, ipler ve taşlar. Biri, “bakın ne kadar da hızlı ve güçlü! Gelin vücuduna taş bağlayalım ki hızlı koşamasın.” Bir başkası, “bakın ne kadar da kendinden emin. Gelin onu kırbaçlayalım ki dünyanın ona değil başkalarına bir şeyler vereceğinin farkına varsın.” Üçüncü biri, “bakın ne kadar da başarılı ve becerikli. Gelin onu bağlayalım ki emeğinin meyvelerini başkalarına dağıtalım”. Dördüncü biri, “bakın nasıl da uzun boylu ve dik duruyor. Sanki yarı tanrı. Gelin sırtına taşlar koyalım ki yere daha yakın olsun.” Ve beşinci biri, “şu üstünlük havasına bakın hele! Gelin onu ipe asalım, kırbacı boğazına geçirelim ve aşağı çekelim ki bu havası sönsün.” Kadın “durun!” diye bağırmış. “Doğanın yarattığı zaten kusursuz. Bu çocuk hepimizin muhtaç

olduğu

meyveleri

verebilecek

yeteneklerle

donatılmış.

Doğayı

düzeltiyormuşsunuz gibi davranmayın. Üstün fiziksel kuvvet, kendine güven, beceri, idealizm ve egoizm - bırakın bu özellikler büyüyüp olgunlaşarak Erkek denilen güzelliğe dönüşsün.” Sonra Shakespeareci bir dille bağırdı, “Bir Erkek nasıl da bir sanat eseri! Aklı ne kadar soylu! Yetenekleri ne kadar sınırsız. Nasıl da formda ve zarif, nasıl da açık ve hayranlık uyandırıcı! Eylemlerinde nasıl da melek, tefekküründe nasıl da tanrı gibi! Dünyanın güzelliği! Hayvanlar aleminin en mükemmel yaratığı!”

347

Doğa bize kaderimizi gerçekleştirebilmemiz için gerekli her şeyi verdi. Hem fiziksel hem de sosyal bir şekil yarattı. Bu maskülen özellikler o kadar içseldirler ki, temiz ve kirlenmemiş, feministlerin dayattığı suçluluk duygusundan bağımsız zihinde, sizin en iyi ilgi alanlarınızla ahenk içinde kendi kendilerine gelişirler. Feministler ve suçluluk duygusuna boğulmuş erkekler, defolun gidin! Bizi bağlayan taşlarınızla ve duyarlılık programlarınızla beraber defolun gidin! Başarımızın meyvelerini gasp edip kadınlara aktaran ipleriniz ve yasal bağlarınız ile defolun gidin! Bizi kötümserliğe iten suçluluk taşlarınızı da alıp defolun gidin! Celladı biz olan darağaçlarını da alıp gidin! Erkekliğe Doğru! Ve bununla bırakın erkekler erkek olsun ve hayatın ışığı dünya üzerinde tekrar parlamaya başlasın. Erkekliğe

Doğru!

Artık

kendimizi

kandırmayı

bırakalım

ve

bir

daha

hiç

kandırmayalım. Bırakın Havva istediği kadar ağlasın. Bırakın feministler, istedikleri yöne dönüp, yılan dillerinin oklarını oraya buraya atsınlar … … biz Cenneti yeniden ele geçirelim.

348

İlk Adımı Kadınların Atması http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=18317 Hidden, tüm detayları paylaştığın için teşekkür ederim. Bunları yazmanın zaman aldığını ve unutup geçmişte bırakmak istediğin o kötü zamanlara dönüp bakmanın zor olduğunu biliyorum. Ben de kendimi “benzer” bir durumda buluyorum. Kız ağır bir şekilde bana yürüyordu ama ben onu reddettim (haha!). Ama itiraf etmeliyim ki, fena halde pohpohlanmış hissettim (gururunuzu bir hatunun size tam taarruz yürümesinden daha fazla ne okşayabilir ki?) Sürekli olarak telefonda mesaj bırakma oyunu oynuyorduk. Kızın bana vurulmuş halinin beni rahatsız ettiğini farkettim. Bu forumdaki erkeklerin çoğu iyi çocuklar (ya da iyi çocuklardı). VURULMAYI BAŞLAR BAŞLAMAZ GÖRÜN. Vurulmayı “aşk” ile karıştırmadan önce GÖRMENİZ lazım. Vurulma, delicesine aşk, iyi çocuklardan yavru köpekler yaratan şeydir. Onu anında bırakıp gitmeye hazırım. Onun buna değmeyeceğini biliyorum. Ama şimdilik bu oyunu oynayacağım. Zamana bırakalım ve ne olacağını görelim. Kadınlar oldukça sabırlılar gibi görünüyor ve zamana bırakmak şimdiye kadar bulduğum en iyi şeylerden biri. Anti-Dump bir kadının yürümeyi/buluşmayı/vs. başlatmayı ilginç bulmayacaktır derken yarı-haklı. Ama kadın eğer istemeseydi, ilk adımı atmazdı. Bu bizi bir tezata getiriyor. Buluşma/yürüme/vs. için ilk adımı atmak bize sıkıcı geliyor mu? Tabii ki hayır. İlk adımı atmak erkeğe sıkıcı gelmiyorsa bir kadına neden sıkıcı gelsin? Sanırım Anti-Dump burada bir şeyleri es geçiyor. Kadınlar ilişki elde etmek için seksi; erkekler seksi elde etmek için ilişkiyi kullanırlar. Cinsiyetlerin beyinleri bu şekilde kablolanmıştır. İkincisi üremenin talebidir, birincisi besleyip büyütmenin. İkisi de türümüzün devamlılığı için önemlidir. Birlikte olduğunuz kızın “kolay”, “hafif kız” olduğunu öğrenseniz, onunla birlikte olmayı hızlıca bırakırsınız (eğer amacınız onu kullanmak değilse, ama o da başka bir hikaye). 349

Şimdi bir kadın olduğunuzu düşünün. Birlikte olduğunuz erkeğin duygusal olarak “kolay” ve anında size vurulan biri olduğunu öğrendiniz (mesela adam İYİ ÇOCUK). Onunla birlikte olmayı hızlıca bırakırdınız (eğer amacınız onu kullanmak, mesela parasını sağmak değilse ama bu da başka bir hikaye). Bir kadının İLK ADIMI atması, bunun onun için ilginç olmadığı anlamına gelmez (sonuçta kız da olmasını istiyor yoksa ilk adımı neden atsın?). Unutmamanız gereken şey biz erkeklerin, kızın ilk adım atmasını vurulmaya/delice aşık olmaya çevirmemiz (“Vaaaaay! Hatun bana yürüyor! Adamım, ben öldüren cazibeyim! Kız benden gerçekten çok hoşlanıyor olmalı”). Biz erkeklerin gururu okşanıyor ve çok kolay bir şekilde duygusallaşabiliyoruz. Erkeği sıkıcı (itici) yapan kadının ilk adımı atması değil, erkeğin ilk adımı atan kadına duygusal olarak teslim olmasıdır. Bu konu hakkında düşünceleriniz nelerdir?

350

Evlilik Hakkında http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=13471&page=2 Bazı evlilikler neden başarısız olurlar Problem evlilikte değil evlendiğiniz kadında. BU KONUDA SEÇİCİ OLUN. Önce KENDİNİZİ ve NE İSTEDİĞİNİZİ BULUN ve sonra GİDİP İSTEDİĞİNİZİ ALIN. Benzer hayat görüşlerini hedefleyin. Üniversite çağındaki birçok çocuk bunu yapmıyor ve onlara sonra ne olduğunu biliyoruz … Kadınlar sıklıkla çok erken evleniyorlar. Tüm kız arkadaşları partiden partiye koşarken, eğlenirken, kadın bir koca ve evlilik sorunlarıyla evliliğe hapsoluyor. Ah, bir de o eğlenebilseydi! (Hem kadınlarda hem erkeklerde görülebilen ama daha çok kadınlarda görülen) feminen bir zihin yapısı var. Sanki dünyada tek evlenenler kendileriymiş gibi, evlenmiş olmayı büyük bir başarı olarak görüyorlar. Bir kadın evlenmiş olmayı “başarılı” olmak olarak görüyor; kadın aristokrasisi hiyerarşisinde yukarı tırmanmış gibi hissediyor. Şimdi bir düğün yaptırıp bir günlüğüne de olsa “prenses” olma vakti! Erkek yorulduğu için evlenir … çok yorulduğu için … Yalnız olmaya katlanamaz ve hayatın sınavlarına dayanamaz hale geldiği için. Evliliğe bir keresinde ezdiğim armadillonun arabamın önüne atlaması gibi atlar! Erkek olun! Bağımsız olun! İçinizden gelen sonsuzluğun tutkusunu takip edin. Böylece hırslarınızı ve içinizdeki idealizmi tatmin edin. Birçok erkek bunu yapamaz. Kadın gibi düşünürler ve hiçbir zaman erkek olmadan yaşar ve ölürler (Boşanma oranlarının en yüksek olduğu zaman İkinci Dünya Savaşı yıllarıydı. Evet o meşhur “muhteşem nesil” zamanı. Toplum değişmiyor. Geçmişle itiraf etmek istediğimizden çok daha fazla ortak şeye sahibiz.) Evliliği kim icat etti? Bu konuda Jake Steed ile aynı fikirde olamayacağım (ilk defa!). Evlilik kurumunu ERKEKLER yarattılar. 351

Düğün ve evlilik aynı şeymiş gibi düşünmek çok yaygın. Fakat bu iki şey hem birbirlerinden farklılar hem de farklı köklere sahipler. Düğün örgütsel bir olaydan, bir kutlamadan başka bir şey değil. Eskiden daha cemiyetsel bir olaydı (eskiden toplumun nasıl daha birbirine bağlı unutmayın). Düğün kadın icadıdır derseniz, buna katılırım. Ama evlilik? Hayır. Kadınlar tamamen cinsel yaratıklardır. Günümüzün genişleyen girdabında dönüp dururken, şahin artık şahinciyi duyamıyor. Feministler devrim yapmak istediler ama kadınlar devrim yapamazlar, sadece kaos yaratırlar. Bu nedenle de dünyanın üzerine anarşi çöktü. Kadınların sadakatsız olmaları yeni bir şey değil. Bunu görmek için Binbir Gece Masallarındaki yönergeleri okuyun yeter. Sultan, tüm kadınların sadakatsizliğini farkettikten sonra, her gece bir kadınla birlikte olup sabah o kadını öldürtmeye karar veriyor. Kadınların kurtarıcısı gelip Sultan’a masallar anlatmaya başlıyor. Sultan bu kadını öldürtmüyor zira hikaye nasıl bitecek merak ediyor. Bu nedenle de kadın hikayeler boyunca hayatta kalıyor. Hikayeleri ve kendi idealize ettiğimiz şeyleri biz yaratıyoruz. Ve herkes kadınlar hakkında hikayeler yazıyor. Dante Beautrice’i İlahi Komedya’ya (Divine Comedy) çevirdi. Bir şair bir kadını şiire çevirir. Bir ressam, resme. Vs. Ama

tamamen

cinsel

yaratıklar

olarak

kadınlar,

toplumun

piramidine

hapsolmuşlardır. “Fahişe” ve “itibar” faktörleri işin içine girmese canlarının istediği her erkekle yatabilirlerdi. Bu faktörler kadınları kısıtlamıştır. Erkekler evliliği, kadını kendilerine bağlamak için icat ettiler. Dinlerin ve antik felsefelerin derinine inerseniz, kadın düşmanlığı yüzünüze çarpacaktır. Ama bunda bir gerçeklik payı vardır. “Hayır! Kadınlar evliliği, erkekleri bağlamak için icat ettiler!” Kadınların evliliğe ihtiyacı yoktur. Seksi kullanabilirler. Ve kadınlar ne isterler? Ya zevk ya da anne olmak. Evliliğin bu ikisiyle de alakası yoktur. Kadınlar erkekleri sadece seks ile kendilerine bağlayabilirler (Bu nedenle birçok kadın evliliği değil düğünü

görüyorlar.

Evlilik/ilişkiler

konuşmaya başlıyorlar). 352

konuşmaya

başlasanız,

düğün

hakkında

-

Kadınlar erkeklerden daha fazla aldatıyorlar (ama adil davranmak gerekirse bunun nedeni kadınların daha fazla opsiyonlarının olması)

-

Boşanmaların çoğu kadınlar tarafından başlatılıyor.

Birçok kadın evliliğe dayanamaz. Tek eşlilik bizim doğamızdan çok onların doğasına aykırı. Kimse devlet, bilim, vs. kuruluşları ERKEKLERİN yarattığını inkar edemez. Ama evlilik de erkeklerin yarattığı bir kurumdur. Kadınlar insan başlı at gibidirler, yaratığa dünya döndükçe sürerler. Kısıtlanmaları gereklidir. Sosyal Evlilik Evlilik ile ilgili günümüz yasaları berbatlar ve hemen değiştirilmeleri gerekli. Ama YASAL EVLİLİK ile SOSYAL EVLİLİĞİ birbirlerine karıştırmayalım. YASAL EVLİLİK devlet ne diyorsa odur. SOSYAL EVLİLİK ise toplumdan gelir ve birleşmenin toplumsal yüzüdür. Eski zamanlarda, (toplumu oluşturan) dini yasalar tabii ki çiftleri “yasal” olarak evlendirmek için kullanılıyorlardı. Eğer sevdiğin bir kadın bulursan, onunla ölene kadar beraber ol: evlilik basitçe buydu. YASAL olarak belki bu değil, ama evlilik buydu. Yasal sorunları evlilik ile karıştırmayın. Hayat arkadaşınızın olması oldukça faydalı bir şey. “Ben evlenmeyeceğim” ama bir hayat arkadaşım olacak derseniz, “devletin yasal pençeleri üzerimde olmayacak ama evleneceğim (toplumsal anlamda) bir hayat arkadaşım olacak” demektir.. Bir hatundan bir hatuna atlayarak yaşamak sizi mutlu etmeyecek. Unutmayın, Don Juan olmak için yaşamıyorsunuz, yaşamak için Don Juan oluyorsunuz!

Bir Pook’un Çenesini Nasıl Kaparsınız http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=77743 Forum hep bir ağızdan bağırıyor: “TANRIM, bu sitenin gelmiş geçmiş EN İYİ başlığı!" Bu casusluk hareketine yakın biri bana şunu dedi: hayatımızın iki noktasında en zayıf halimizde oluyoruz. Birincisi, bir hayat arkadaşımız olmadığında. İkincisi, 353

finansal kaynaklarımızı kaybettiğimizde. Bana söylediğine göre casuslar, İnsan Doğasındaki bu iki zayıflığın en kolay ve istismar etmek için en yaygın zayıflıklar olduğunu bulmuşlar. İyi Çocuk ve AFC deneyiminiz, birinci zayıflığın istismar edilmesinin ne kadar kolay olduğunu size göstermiş olmalı. Sadece sizi ayak paspası yapan o kızlar tarafından istismar

edilmiyordunuz.

Pazarlama

departmanları

tarafından

da

istismar

ediliyordunuz. “Şunu giy, bunu al ve kadınlar size bayılacaklar!” Filmler tarafından istismar edildiniz. “TANRIM, genç kadın oyuncu çok güzel! Filmin berbat olması ve hatunun berbat bir oyuncu olması kimin umrunda.” Müzik endüstrisi tarafından istismar edildiniz. “Lalalala, kalbimin yalnızlığını söylüyorum, lalalala”. Kulüpler, barlar, tasarım işi elbiseler, spor arabalar, vs. Bu ürünlerin ardındaki herkes sizin bu zayıf noktanıza basıyorlardı. Bu zayıflıktan kurtulmanın yolu nedir? 1) Finansal/maddi durumunuz ne olursa olsun, her zaman her hatunu elde edebilecek rahatlıkta ve kendine güvende olun. 2) Hayatta GERÇEKTEN ne istediğinizi bilin, sizin istismarcılar tarafından yolunuzdan alıkonulmanızı engelleyecek bir AMAÇ veya TUTKU edinin. 3) Her kıza HAYIR diyebilin ve kimsenin SAÇMALIKLARINI kabul etmeyin. 4) Kadın ya da dişi onayına ihtiyaç duymayan bir kişilik geliştirin (baba, koca, erkek arkadaş, oyuncu, vs. hepsi önemsiz şeyler zira hepsi kadınların varlığına dayanıyorlar). 5) Zamanınızı kendinize yatırmaya devam edin. Tüm gençliğinizi kız peşinde koşmakla heba etmeyin. İkinci zayıflık ise birincisinden daha kötü. Para problemi çok önemli ve hayatınızın en önde gelen (muhtemelen kadınlardan daha önemli) meselesi olacak. İnsanlar çok az parası olan insanları nasıl istismar ederler? Gelin bakalım: Size “şirket basamaklarını tırmanmak” için hayatınızın geri kalanı boyunca bir kariyer ve 401k emeklilik vadeden büyük şirketler. Söylemedikleri şey ise günümüzde iş 354

güvencesi diye bir şeyin olmadığı. Ve emeklilik vadedilen GM/Ford/Airline/vs. çalışanları? Emeklilik fonları kesilip duruyor ve bu nedenle de yeniden çalışmak zorunda kalacaklar. 401 ks ve yatırım fonlarının güvenli olduğuna inanıyor musunuz? Size ev almanızı öneren bankalar. “Eviniz bir varlıktır” diyorlar. Evet, bu doğru. Ama eviniz sizin değil bankanın varlığı. Evin kredisini ödeseniz bile, emlak vergisi ve diğer masraflar yüzünden ödemeleriniz artacak. Evinizin “size ait” olduğuna gerçekten inanıyor musunuz? Emlak vergisini ödemeyin ve evinizin gerçek sahibi kim görün. “Uzun vadeli yatırım yapın! Çeşitlendirin, çeşitlendirin ve çeşitlendirin!” diyen Wall Street. Warren Buffet çeşitlendiriyor mu? Ya Bill Gates? Paranızın kontrolü sizde olsun. Onu fon yöneticilerine vermeyin. “Sizin emeklilik probleminizi çözeceğiz” ya da “vergileri düşüreceğiz” ya da “zenginlerden aldığımız vergileri yükseltmemize izin verin” diyen politikacılar. Politikacılar oldukça varlıklı insanlar ve servetlerini gelir ile elde etmediler. Servet vergisi diye bir şey yok. Ama gelir vergisi diye bir şey var zira sizin varlıklı olmanızı istemiyorlar. Eğer herkes finansal olarak güvende olsaydı, politikacılara ne gerek kalırdı? Birçok politik problemin aynı zamanda finansal problem olması tesadüf değil. Üniversite kredisi, yurtdışı işler, işten çıkarmalar, sosyal güvenlik, sağlık sistemi, vs. hepsi sizin finansal olarak zayıf noktanızı hedef alıyorlar. Finansal olarak istismar edilmekten kurtulmanın yolları: 1) Finansal okur*yazarlık kazanın (mali bilanço okumayı öğrenin. Bunu yapmayı herkes öğrenmeli. Hayatınız boyunca para ile uğraşacaksınız. Hayatta iki şeyin sabit olduğunu göreceksiniz: Birincisi sizin para kazanmanız. İkincisi ise herkesin sizin paranızı istemesi. Herkesin.) 2) Yatırım yapma ya da iş kurma OPSİYONLARINI açık tutun (Bunları YAPMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ. Ama daha fazla opsiyon sizi daha güçlü kılar. Kendinizi yatırım yapacak veya iş kuracak kapasitede hissetmezsiniz, hayat boyu patron kölesi olursunuz. Opsiyonlarınızı açık tutun. 3) Ne isterseniz yapın, ama Yolu takip etmeyin (Ne 'Yolu'? Üniversite -> İyi İş -> Evlilik -> Büyük Bir Ev -> Tatiller -> Çocuklar -> Çocukların Üniversitesi için Para 355

Biriktir -> Emekli Ol. Evlenmek ya da bu şeylerin hiçbirini yapmak zorunda değilsiniz. Hayatın bir formülü yok. İşinizde, evliliğinizde/işinizde, evinizde, vs. mutsuzken size kendini çok şanslı görmelisin diyen kimseye güvenmeyin. Yukarıda eğik harflerle yazılanları yapın ve mutlu bir Pook olarak ölün. Finans dünyasına boşuna “itin iti kırdığı” yer demiyorlar. Kim KİMİ yiyor? Ayrıca bir cinsiyetin diğerini parçalayıp öldürdüğü belgeselleri de düşünün. İnsanlar da bu kapasiteye sahipler. Genç erkeğin daha otuz ya da kırklı yaşlarda büyük, şişman ve kel ihtiyara dönüşmesinin bir nedeni var. Ruhun sağlığı hayatın sağlığı demek. Finans: Karşılaştığım Başarılı İnsanların Özellikleri Birçok milyoner ve başarılı girişimci ile tanıştım. Bunların karakterleri ile ilgili özel bir şey var mı? Benim gözlemlerim şunlar. Karşılaştığım tüm başarılı insanlarda şu iki özellik vardı: (1) Yaptıkları işte çok çalışıyorlardı (bunun için gerekli zamanı kolayca ayırıyorlardı). 2) Yaptıkları işi çok SEVİYORLARDI (ve böylece yaptıkları iş, iş gibi görünmüyordu). Ama gelin daha derine inelim. Trendler Bu

insanlar

trendlerin

oldukça

farkında

gibiydiler.

Moda

trendlerinden

bahsetmiyorum. Demografik ve teknolojik trendlerden bahsediyorum. Mesela Japonya nüfusu azalacak. Amerika nüfusu artacak. Bu trendleri anlamak, Japonya’da emlak yatırımı yapmanın pek akıllıca olmadığını ama Amerika’da emlak yatırımı yapmanın akıllıca olduğunu gösteriyor. Yeni bir trendi yakalayan, o trend etrafında bir iş kuran ve bu işi sonra büyük paralara satan ve geçimini sadece bu şekilde sağlayan bir arkadaşım var. Örnek: Yıllar önce, el bilgisayarları yenilik iken bu aletler ile ilgili bir iş kurdu ve aletler yaygınlık kazandığında ise işini sattı. Sonra başka bir trende atladı ve sonra yine başka bir trende. 26 yaşına geldiğinde artık milyonerdi. Hiç fena değil! Bill Gates servetini trendlerden elde etti. Altair (sp?) dünyanın ilk ev bilgisayarını geliştiriyordu ve Gates onları kendi işletim sistemini satmak için aradı (ki aradığında 356

işletim sistemini daha yazmamıştı). Sonuçta işletim sistemini başka bir firmadan satın aldı ve kendisini ev bilgisayarları için işletim sistemi pazarında buldu. Trendlerle ilgili önemli bir şey de KÖTÜ trendlerin farkına varabilmektir. Eğer kötü bir trend üzerinde iş kurarsanız, siz her şeyi en iyi şekilde yapsanız bile pazarınız hızlıca yok olabilir. Otomobil üretim bandından çıkarken at ve at arabası satamazsınız. İletişim Para iletişim konusunda iyi olan insanlar tarafından çekiliyor gibi. Şimdiye kadar, mükemmel iletişim yeteneğine sahip olmayan ama başarılı birine rastlamadım. Hayır, illa satış yeteneklerinden bahsetmiyorum. Bence bu yeteneğin temeli neyi NASIL söyledikleri ya da ne kadar ENERJETİK oldukları değil. Bu yeteneğin temeli insan doğasının keskin farkındalığı. Diğer insanın nasıl düşündüğünü BİLİYORLAR ve sunumlarını bunu yansıtacak şekilde değiştiriyorlar. Bu yetenek, müşterinin istediği şeyleri üretmekten yatırımcıların yatırım yapmasını sağlamaya kadar uzanıyor. Aziz Augustine, bir tartışmayı kazanmanın en iyi yolu, rakibinizin pozisyonunu ondan daha iyi bilmektir der (kadınlarla başarılı erkekler de iyi iletişimcilerdir). Başarısızlık Bütün başarılı insanlar başarısız oldular. İlginç bir şekilde çoğunun okulda ya da gençken alay edilmeyle ilgili hala acı veren anıları var. Sanki dünyaya bir şey kanıtlamak istiyor gibiler. Bu insanlar, hayallerinin faydalarına çekiliyorlar. Hataları önlemeye çalışmıyorlar. Vizyonlarını gerçeğe dönüştürmeye çalışıyorlar. “Sonsuza kadar analiz yapalım ki hiç hata yapmayalım!” demiyorlar. Zaman > Para İlginçtir ki, başarılı insanların çoğunun odağı para değil. Odak sevdikleri şeyi yapıp onun potansiyelini en üst seviyeye çıkarmak. Para sonradan geliyor.

357

Bu insanlar için zaman, paradan daha önemli. Zengin birinden para alabilirsiniz ama onların zamanını almak çok zordur. Fakir insanlar şehrin bir ucundan diğer ucuna seyahat ederek satın aldıkları şeylerde bir miktar tasarruf etmeye çalışırlar. Başarılı insanların zihin yapısı ise ekstra zaman için bir miktar ekstra para harcamaktan kaçınmaz. Onlar bunu paraları yokken bile yaparlar. Karşılaştığınız başarılı insanlarla ilgili gözlemlerinizi paylaşınız.

358

Özdeyişler http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=77960 Her şey su seçime indirgenebilir: kendi hayallerinizi yaşamak ya da başkalarının hayallerini yaşamak. Düşük kalitede bir kadınla olmanın acısı, onu elde etmenin kolay olmasının tatlılığından daha uzun süre hatırlanır. Standartlarınızı yüksek tutun. YÜKSEKLERİ hedefleyin. Başarılı insanlarla başarısız insanlar arasındaki fark şudur: başarılı insanlar zamanlarını (bir şeylere) YATIRIRLAR, başarısız insanlar zamanlarını (bir şeyler için) HARCARLAR. Çoğu genç insan, hayatları boyunca meyvesini yiyecekleri yeteneklerin tohumlarını atacakları yaşta, yaşamlarının altın çağlarında olduklarının farkında değildir. Bazıları, “yaşlandıkça işlet daha da zorlaşacak” diye düşünür. Bu eğer YATIRIM yapmak yerine HARCARSANIZ doğrudur.Eğer zamanınızı bir şeylere YATIRIRSANIZ, hayat yaşlandıkça daha kolay ve eğlenceli bir hale gelir. Bir insanın benliği ve hayalleri arasındaki uçurum ne kadar büyükse, kendisinin ne kadar “iyi”, ne kadar “akıllı” olduğunu o kadar çok belirtme ve bize dünyanın ne kadar çürümüş olduğunu o kadar çok söyleme ihtiyacı hissedecektir. Felsefe, etten-kemikten olmayı reddedenlerin sığınağıdır. Gerçekten mutsuz erkekler kimlerdir? Gerçekten mutsuz erkekler, kadınların arzuları için yaşayan erkeklerdir. Bu, İyi Çocukları, Oyuncuları ve “kadınların isteklerine” göre giyinen, konuşan ve hatta iş yapan insanları kapsar. Yanlarında bir kadın belirdiğinde, bu erkeklerin benlik duygusu kalmaz. Don Juanlama en iyi, onun hakkında fazla düşünmediğiniz zamanlarda çalışır. Kadınlar konusunda sınırsız fırsatlar, en az hiç fırsat olmaması kadar sinir bozucudur. İyi Çocuk da, sınırsız sayıda kadınla birlikte olan avcı da, sonunda aynı hüsrana uğrarlar. Tek çare, (kadınların dünyasının içine çekilmek yerine) kendi dünyanı, standartlarını, hayatını yaratmak ve kadını bu dünyaya çekmektir.

359

Bir metroseksüel erkek gördüğünüzde, ona “prenses” deyin. Bu yaratıkları doğru tanımlayan kelime budur. Kadınların ve erkeklerin ilişkilerinde başarısız olma nedenleri genellikle diğerinin beğenisini kazanmak için belli bir şekilde “rol” yapmaları gerektiğini düşünmeleridir. Bu hiçbir zaman işe yaramaz. Eğer çalışsaydı bile, ikiniz yine de birbirinize uygun olmazdınız. Bu bir insanın kendi dünyasından ya da kendi dünyasının olmamasından korktuğunu gösterir. Bazı insanlar kadınların zayıf ve aptal olduğunu düşünüyorlar. Ben buna kesinlikle katılmıyorum ve biliyor musunuz, siz de katılmıyorsunuz. Böyle bir forumun olmasının en önemli nedenlerinden biri, kadınların bizim düşündüğümüzden daha güçlü olmaları. Kendi cinselliğinizin gerçekleştirilmesi, sizin varlık yokluk savaşınızdır. Süreklilik, her konuda başarı yolundaki en önemli şeydir. Bazıları, “ben bu hafta sadece bir kıza yürüdüm ama bu sitede bazı erkeklerin yüz kıza yürüdüğünü okuyorum” diyorlar. Bunu bırakın. Bunları alışkanlık haline getirmek daha önemli. Her embesil, mesela kalabalık bir organizasyona giderek bir hafta içinde yüz hatuna yürüyebilir. Ama çok az erkek bunu tutarlı bir şekilde yapabilir. Eğer her hafta sadece bir kıza bile yürüseniz, bu yılda 52 kıza yürümeniz anlamına gelir! Bu, birçok erkeğin hayat boyu yürüdüğü kadın sayısından kat be kat fazladır. Süreklilik her şeydir! Kendinizden başka bir yöntem yoktur. Kadınlar düşünce ve eylemlerde, Erkek ve dünya için özgün ve gerekli bir yer işgal ederler. “Erkek egemenliği” modellerini taklit etmek için, Doğa’nın kendilerine verdiği bu değerli armağanı neden reddetsinler ki? Her kadının dehası sevgidir; kendilerine emanet edilen yaşamları korumak ve onlara bakmak; başkalarında hayatın tam gelişimine destek olmak. Cinselliğin gerçeğini görmezden gelmek, hayatın gerçekliğini görmezden gelmektir. Cinselliğin döngüsünü kıran, yıkılmış bir hayatla baş başa kalır. Hayaller, gerçeklerden, hayal gücü, bilgiden, mitoloji, tarihten daha güçlüdür. Ve tutku, deneyimden çok daha fazla yol kat ettirir. Bilimin kitabının son sözü şudur: 360

Dünya biz ne istersek ona çevrilebilir, gerçek dünya sizin dışınızda değil içinizdedir ve bu bize dünyayı baştan aşağı yeniden yaratma gücü verir. Vasat insanlar riskten, alkolikler bağımlılıktan kurtulmaktan uzak durdukları gibi uzak dururlar. Çoğu insan bir narsisizm ağı içinde yaşar ve bunu gerçekleştirmek için değişik stratejiler kullanırlar. Sadece egosunu orgazmik keşiflerle okşamak için okuyan entellektüelden, gururunu kaç adet kadınla yattığına bağlayan oyuncuya, komşularını kıskandırmak için deneyimsiz koca ve çocuklar edinen kızlara, stratejiler farklıdır ama narsisizm aynıdır. Bayanlar, eğer yaşamak için sadece bir saatiniz kaldıysa, onu İyi Çocukla geçirin. O bir saat size sonsuzluk gibi gelecektir. Maskülen güç şnkar edilmemelidir. Maskülen güç yönlendirilmelidir. Hatalar ve deneyimler arasındaki fark şudur: hata bir insanın arzuladığı şey başarılmadığında yapılmış olur, deneyim ise arzulanan şey başarıldığında. Eğer hala hata yapıyorsanız, hata yapmaya devam edin. Belli bir anda tüm o hatalar birden bire bir “deneyime” dönüşeceklerdir. Bana hayatta başarısız bir insan gösterin ve ben de size kendisinin “mükemmel” olduğunu sanan bir insan göstereyim. Daha yaşlı kadınlarla rastgele kaçamak daha kolaydır. Gençlik büyücünün sihiridir ve o olmadan kadın büyü yapamaz.

“Yeni” Erkek ile “Yeni” Kadının ilişkisi, iki androjenin birbirleri ile erkeklik organını paylaşmak şeklindedir. “Bugün Erkek ben olacağım hayatım”. “Tamam bir tanem ama erkeklik organını Perşembe ben alacağım zira işte bir toplantım var.” Mutluluğu bir kadında bulma inancı, kendimize olan inancımızı kaybetmemizin ikame edilme şeklidir.

361

Bir erkeğin bir kadına karşı görev bağlılığıyla duyduğu heyecan, “boğulmakta olan benliğimizi, oradan geçmekte olan bir kayığa bağlamak” gibidir. “Soylu” gibi görünen davranış aslında hayata asılmaktır. Bir erkeğin kadına karşı duyduğu “şeref” borcunu elinden al, geriye saçma ve anlamsız hayatı kalır. Centilmenlikten (kendini düşünmeme) ben-merkezciliğe geçerek erkek, büyük bir özsaygı kazanır. Centilmenliğin , en alçak gönüllü şekilde yaptığını söyleyenlerinin bile, gösteriş merakı, ben-merkezcinin gösteriş merakından kat kat fazladır. Cinsellik yatak odasını aşan bir şeydir. 50’lerin ve daha öncesinin filmlerinde cinsellik var mıydı? Bu filmlerde romantizmin (tansiyonun nasıl yükseldiğini ve bu yükselmenin sadece bir öpücük olduğunu görebilirsiniz), senaryonun (epik) ve erkeklerin (John Wayne) en iyi anlatımlarını bulabilirsiniz. Günümüzde insanların cinselliklerini bu şekilde dışa vurduğunu hayal edin. Cinselliğimizi yatak odasına hapsetmek yerine, uyanık geçirdiğimiz her anın bir parçası olurdu. Toplumun yeniden cinselleşmesini (erotikleşmesini değil) sağlayalım. Bir erkeğin kadınlara bakış açısına bakın, onun hayata bakış açısını görürsünüz. Erkekler dünyaları fethederler, kadınlar ise erkekleri. Kadınların erkekler hakkında (özellikle kendi aralarında) konuşurken kullandıkları kelimeleri dikkatli dinleyin. Sanki ev aletlerinden bahsediyor gibi konuşurlar. Kadınlar ve finans ayrı şeyler değildir. İnsanlar neden hayatları boyunca korkak kalırlar? Çünkü “korkuya” “erdem” derler. Bu hem kadınlar hem de para konusunda geçerlidir. “Centilmen olmak bir erdemdir.” Centilmenliğin ardında korku vardır. “Para biriktirip ucuzcu yaşamak erdemdir.” Ama bu aslında yatırım yapmaktan ve iyi yaşamaktan korkmaktır. Daha yaşlı kadınlar neden genç ve güzel kadınlardan NEFRET ederler? Çünkü bu kadınların zengin olma potansiyelleri vardır. Daha yaşlı kadınlar genç ve çirkin kadınlardan ya da (sıradan bir erkekle) evli kadınlardan nefret etmezler. Eğitim eskiden cinselliğe de eklemlenmişti. Eğitimli olmak demek Erkek olmak demekti. Üniversite, İnsanoğlunun Doğa’ya karşı cephaneliğiydi. Matematik (ne kadar uzak? ne kadar hızlı? ne kadar uzun? şekli ne?), Biyoloji (Bu Doğa formunun 362

şu Doğa formu ile ilişkisi nedir?), Sanat (Doğa’yı kendisine yansıtmak), Tarih (Doğa’nın kronolojisi), ve Hukuk (İnsan Doğası ile nasıl başa çıkarsın? felsefe, şiir, v. dahil) Bugün Üniversite, pahalı bir ergen yaz kampına dönüşmüş vaziyette. Bugün eğitim, cinsellikten arındırılarak, önemsiz bir şeye dönüştü. Test formlarındaki yuvarlakları dolduruyorsunuz, kitapları geviş getirip profesörlerin sözlerini bir yazı içinde onlara geri anlatıyorsunuz ve laboratuvar dersi için filumlar, sınıflar ve türler gibi taksonomik zırvaları ezberliyorsunuz. Bunu bir de bu sitedeki öğrenme açlığınızla karşılaştırın. Burada ıvır zıvır bilgi yok zira hepimiz biliyoruz ki buradaki bilgiler Doğa ve hayata bağlı bilgiler. Eğitimdeki bu düşüş fakülteler (özellikle de Beşeri Bilimler Fakülteleri) politika yapmayı bırakıp Doğa’ya karşı savaşçı ruhunu yeniden kazanırlarsa durdurulabilir. Güzel kadınlar ve romantizm su ve yağ gibidirler. Birbirlerine karışmazlar. Bunlardan bir tanesini seçmelisiniz. Birçok insan, aşık olmayı AFC davranışı sanıyor. Eğer aşık olursanız, bunun tadını çıkarın! Bir kızla yeniden öyle hissetmek için sayısız aptal hatunla birlikte olacağım yılları feda ederim. Şu sözü hatırlayın? “Kızı Louisiana’dan çıkarabilirsiniz, ama Louisiana’yı kızdan çıkaramazsınız.” Güney Amerika ya da Asya’dan bir kadını Amerika’ya getirebilirsiniz. Ama bu yemeği kirli bir tabağa koymaya benzer. Yemek eninde sonunda bozulur. Birçok erkek, bir kadını (ya da kadınları) hayatlarında olmayan başarının yarattığı boşluğunu kapamak için ararlar. Fakat “bir partner bulma” ile hayatın tamamlanacağı düşüncesi, kadın gibi düşünmektir. Diğerleri ise “kızı elde eder etmez” Don Juan’ın gereğinin kalmadığını düşünürler. Hayatınızın her günü değerinizi kanıtlamalısınız. Çocukluk bitti. Bir kadınınız var ya da kadınlarla birlikte oluyorsunuz diye bir şeyler başardığınızı düşünmeye başlarsanız,hayatınızı duraklatırsınız. Sıska, utangaç, izole ve ahmak bir genç erkeği ele alalım. Şişman kızlar sürekli ona yürüyorlar. Kızlar onları kimsenin istemediği kızlarla eşleştiriyorlar. Ama o bunların 363

ötesinde yeni alemlerin, neşenin ve gücün hayalini kuruyor. Sanki elbise değiştirir gibi şişman ve çirkin kadınlar ortadan kayboluyorlar. Artık ilginç, eğlenceli ve kaslı göründüğü için, herkesin etrafında döndüğü bir güneşe dönüşüyor. Hayatını park edip gelen geçenleri izleyeceğine, riskten korktuğu için salyangoz gibi ilerleyeceğine, artık yaşamı hız şeridinde yaşıyor. Sıkıntı, şeytanların dünyaya girdiği kapıdır. Bir insan sıkıldığında, kendisinden sıkıldığı için sıkılıyor. İlginç insanlar, günlük hayatlarında hiç sıkılmazlar zira her şeyi ilginç bulurlar. Bir centilmene havlayan kadın, götün tekinin çizmelerini yalayacaktır. Lisede, kadınların olgunlaşıp piçlerden ve götlerden hoşlanmayı bırakacaklarını düşünüyordun. Üniversitede, kadınların olgunlaşıp kötü çocukları, kaslı elemanları bırakıp İyi Çocuklardan hoşlanmaya başlayacaklarını düşünüyordun. 30larınıza geldiğinizde, kadınların sonunda akıllanmaya başladığını düşündünüz. Hayır, kadınlar olgunlaşmadılar: sadece ellerinde Don Juan kalmadı. Yaşları ve medeni durumları ne olursa olsun, kadınlar o adamlara ARZU ile bakarlar. Kadınlar sonsuza kadar kadın kalırlar. Bebek, aile, evlilik gibi şeylerin aydın kesim için hiçbir işlevi olmadığından, entelektüel kesim içinde cinsellik karşıtlığının yaygınlaşması şaşırtıcı değil. Kadınlarla en başarısız erkek temizlikçi, İyi Çocuk vs değil, hayat karşıtı doktrinler içine hapsolmuş profesördür. Eski çağlarda, kadınlar kendi cinselliklerinin sahibi değillerdi. Saçları gizlenirdi ve vücutları her yerlerini kapatan bol elbiseler ardına saklanırdı. Bunun nedeni, kadın cinselliğinin güçlü ve kontrol edici bir şey olarak görülmesiydi. Tecavüz erkeklerin suçu

haline

geldiğinde,

kadınlar

açılmaya

başladılar.

Kendi

cinselliklerini

kucaklayarak birkaç erkek saldırıya direndi (Üç seçenek: (1) kadın cinselliğine karşı güçsüz olmak, (2) kafa rahatlığı için kadınları tepeden tırnağa kapamak ve (3) kendi cinselliğiniz ile cevap vermek) ve üçüncü seçeneği seçtiler. Şimdi ise kadınların erkeklere tecavüz etmesi problemi var. Bu genellikle şişman bir kadının erkeği sarhoş edip ondan faydalanması şeklinde oluyor. Bir arkadaşım bu şekilde tecavüze uğradı ama kızı şikayet etmeyi reddetti zira bu olayın bilinmesini istemedi. Ben de az daha bu şekilde tecavüze uğrayacaktım. Tecavüz artık erkeklerin suçu olarak 364

görüldüğü için, kadınlar tecavüzcü olarak görülebilecekler mi? Bunu önermek bile feministleri çıldırtacaktır. Erkek! Erkek! Erkek! Üç kelimede, Tarihin İştahını özetledim. Bir kadın kendi işine bakmadığı zaman, bunun nedeni o işin bir değeri olmamasıdır. Bu kadın, kendi anlamsız işlerinden kafasını, başkalarının işine burnunu sokarak çeker. Drama yaratır, sizin hayatınızı kontrol etmek ister, hayatının sıkıcılığının çözümünü bir erkek bulmakta arar. Bu tip kadınlardan kesinlikle uzak durun. Düşman romantizmdir. Romantizm hayatları mahveder, beraber olmaması gereken insanları bir araya getirir, aşığın PEŞİNDE KOŞMAYI, aşık ile BİRLİKTE OLMAKTAN daha kabul edilir kılar. Romantizmin birkaç aşaması vardır. İlk aşama İMRENMEKTİR. Erkek spesifik bir kızı, kız spesifik bir erkeği sırf insanlar kendisine imrensin diye ister. İnsanlar başkalarının kendilerine imrenmesini isterler zira kendi başlarına değersiz biri olduklarını bilirler. İkincisi, imkansız aşıklar aşamasıdır. Kızlar ve erkekler aşkın birbirine yazılmış iki sevgili mantrasına kapılırlar. Bunu yapmalarının sebebi, benlik duygularının olmamasıdır. Üçüncü aşama ise, seksin romantizminin bir başarı sayılmasıdır. Bu erkekler ve kızlar, sanki dünyada seksin zevkini ilk kendilerinin keşfettiğine inanır gibidirler. Seksi “özgürleştirici”, “yeni”, “devrimci”, “özgürlük” gibi kelimelerle tanımlarlar. Ama sonuçta daha az özgür, yeni hiç bir şey yapmadıkları, acınası hayatları etrafındaki zincirleri daha da sıkılaştırdıkları bir sona evrilirler ve zamanın yüzlerce yıl gerisinde olduklarını kendilerine itiraf edemezler. Televizyon kadınlar ve kaybedenler içindir. Bazı erkekler, bir yaşam edinme konusunda kendilerini teşvik etsin, kendilerini daha zengin olmaya zorlasın, daha mutlu etsin diye kız arkadaş ararlar. Bu aptallar kadının ne demek olduğunu bile bilmiyorlar. Kadınları, servet, popülerlik, mutluluk gibi dileklerini yerine getirecek lamba cinleri sanıyorlar. “Tatlı Cadı” ya da “Jeannie’yi Düşlüyorum” gibi tv dizilerinin geldiği hastalıklı beyinlerin kaynağını anlayabiliyoruz. Bir kadınlar sıklıkla, “eğer şişmanlarsam benim Pooky Wooky aşkım beni sevmeye devam edecek mi?” diye sorarlar. Buna cevabım şudur: “Tatlım, Aristo aşkı güzellik üzerine kurulmuş bir arkadaşlık olarak tanımlar. Eğer arkadaşlığı üzerine 365

kurabileceğin güzellik yoksa, Aristo’ya göre, aşk da olamaz.” Kız buna ne cevap verebilir ki! Zeka vicdan değildir. Zeka erdem değildir. Zeka karakter değildir. Zeka ahlak değildir. Entelektüeller kendilerini o kadar parlak görürler ki, yıldızlardan daha parlak olduklarını düşünürler ama kendi zıtlıklarının farkında değillerdir. Bir entelektüel ile tartışmak imkansızdır zira onlarla gerçeğe varmanız imkansızdır. Zira entelektüeller zıtlıklar içinde yaşarlar. Araba sürerken, bizden yavaş gidenlerin “aptal”, bizden hızlı gidenlerin “manyak” olduğunu fark ettiniz mi? Kadınlarla da durum aynıdır. Sizden daha fazla kadınla beraber olan erkek “ihtiyatsız”, sizden daha az kadınla birlikte olan erkek “aptaldır”. Hayat her zaman yaşamamaktan daha iyidir. Her zaman. Bir kadın bir erkekle konuşurken, erkeğin geleceğini düşünür (para kazanma potansiyeli, vs.) ve bir erkek bir kadınla konuşurken, onun geçmişini düşünür (kaç yaşında? kaç kilo? geçmişi nasıl?). Bu bize erkeklerin hata yapma lüksüne sahip olduklarını gösteriyor zira kadınlar sizin geçmişinize değil geleceğinize bakıyorlar. Kadınları lanetlemek kendini gerçekleştirmekten çok daha kolaydır. Kadının güzelliği genelde dünyanızın tamlığını yansıtır. Tam olmamış dünya, tam olmamış kadınları kendisine çeker. Feminizm, hepsi cinselliği hedef alan Modern Yaydaki birçok oktan biridir. Kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıklara kin besleyenler, İnsanlığa kin besliyorlar. Bu insanlar insan olmaktan tiksiniyorlar. Kadınlar Feminizmin başarısına Nhai Yalanlama olarak bakmalılar. Feminizm, erkeklerin ve kadınlara dayattıkları ŞEYTANİ cinselliğin, dünyayı geniş bir ataerkillik altında yönettiğini iddia ediyor. Bu doğru olsaydı, feminizmin hiçbir şansı olmazdı ya da en azından “ataerkillik” dediği şeyin güçlü tepkisi ile karşılaşırdı. Ama tarihsel olarak feminizme karşı en büyük eleştiriler kadınlardan geldi. Erkekler feminizmi pasif bir şekilde kabul ettiler. Bu da gösteriyor ki, erkekler dünyaları fethedebilirler ama kadınlar da erkekleri fethediyorlar. Erkeklerin bugünkü problemi, fazla iyi, fazla 366

ağlak olmaları. Feminizmin serpilmesine izin vererek, kadınları memnun etmekten başka bir şey istemediğimizi ve erkeklerin, feminizm kabul etmeye yanaşmasa da, kadınlardan fazlaca etkilendiğini gösterdik. Şunu söyleyebilirim ki Feminizm, erkekleri kendilerini görmek istedikleri gibi tanımlayan tek modern akımdır: tehlikeli, fatih ve yönetici. Gerçekte, erkekler kadın evreninde eşeklerle aynı statüdedir. En tatlı ve çalışkan eşek kazanır! Teori! Bitmek bilmeyen teori! Ben entelektüellerin anavatanı olan bu Teoristan denilen yere taşınmak istiyorum. Zira teoride, her şey doğru. Biz kendimizi dünyaya yansıtırız. Eğer dünya kötü ve acımasız bir yer haline geliyorsa, kendimizi gözden geçirme vaktimiz gelmiştir. İnsanlar, iyimserlere bayılırlar. “İyimser” olma konusunda kitap yazanlara bakın. Bu adamlar zengin oluyorlar zira iyimserlik doğal bir ruh hali değil! Seçilmiş politikacılar muhtemelen en “iyimser” insanlar. Hiçbir kadın mutsuz bir erkekle birlikte olmak istemez. Zira kadının zaten bir sürü problemi vardır. Kadınlar yalnız kalmaktan, zarar görmekten korktuklarından daha fazla korkarlar. Kadınlar orada öylece oturacaktır. Sizin işiniz onun elinden tutup “hadi gidelim” demektir. Eyleme geçin ve kadın sizi takip edecektir. Sizi arzulayan kadınlardan nasıl kurtulursunuz? Şimdi gülüyor olabilirsiniz ama sonunda bu hatunlar size “iyi” davranmaya, size yakın olmaya, size sülük gibi yapışmaya ve bazı durumlarda, sizi sarhoş edip size tecavüz etmeye kalkacaklar. Sonuçta biz kadınlara ne kadar AZ İLGİ GÖSTERİRSEK, kadın bunu o kadar çok meydan okuma olarak kabul edip peşimize düşer. Şu 6 kelime benim işime yaradı ve hatunun beni kovalamasını bitirdi: “Sen benim için yeterince kadın değilsin.” “Ama Pook! Anlamadım!” Merak etmeyin. O anlar. KADINLAR bunun ne demek olduğunu gayet iyi biliyorlar. Kadınlar çalışan erkeklere bayılırlar. Kadınlar erkeği çalışıyor görmeye bayılırlar. Kadınlar ek meme bezlerini ve yağ depoları hariç hala o eskiden oldukları küçük kız çocukları. Bunu aklınızdan çıkarmazsanız, onlarla her şeyi doğru yaparsınız. 5 ile 20 yaş arasında, kadınlar birden bire “gizemli” ve “garip” yaratıklara dönüşmediler. 367

Sadece daha fazla östrojen doldular. 5 yaşında bir kız çocuğuyla nasıl iletişim kuruyorsan, 25 yaşındaki bir kadınla da aynı şekilde iletişim kurarsın. Karşı cins üzerinde GÜÇ sahibi olma peşinde olanlar, aşkı asla başaramayacaklar. Karşı cins üzerinde HEGEMONYA kurmaya çalışanlar bunu kendileri üzerinde GÜÇ SAHİBİ olmamalarından korktukları için yaparlar. Bu nedenle de acılı İyi Çocuk birden tam takım oyuncuya dönüşür. Kadınlar sizi şaşırtmaya her zaman devam edecekler.

Kadınları küçümsemeyin. Kadınlar sizi seks veya başka bir şey için erkeklerden daha fazla oranda kullanabilirler. Kadınlar, erkeği, erkeğin kibrini kullanarak manipüle ederler. Alçakgönüllü bir erkek kadınların zarar veremeyeceği bir erkektir. Bakirelerin ve bakirlerin problemi, bekaretlerinin tek başına dürüstlük, erdem, mükemmellik ve dünya harikası anlamına geldiğini düşünmeleri. Bekaretin dürüstlükle bir bağlantısı yoktur ya da bekaret erdem yerine geçemez. Bu durumda, şu gözlem şaşırtıcı değil: Bakirenin yalnız olmasının sebebi, fazlaca “öz sevgi” ile dolu olmasıdır. Yoğun öz sevgi, günahların en kötüsüdür. Bir f***şe, yoğun özsevgi içinde bir bakireden daha saf olabilir. Hiçbir şey olmama özgürlüğünüz yok. Doğa size, sizin seçmediğiniz bir cinsiyet verdi. Erkek gibi davranmalısınız, erkek gibi görünmelisiniz ve erkek olmalısınız. Eğer bunu reddederseniz, istediğiniz kadını kendinize çekemezsiniz ve Doğa hayatınızı melankoli ile yakar. Üzerimize çöken cinsellik karşıtlığının kökü, kendimizi cinsiyetten bağımsız hale getirmeye çalışmamız. İnsan olmak özgür olmaktır ama İnsanlıktan kopmak köleliktir. Feministler kendilerinin yeni özgürlük taşıyıcıları olduklarını söylüyorlar ama özgürlüğün temeli Doğa Yasalarıdır. Buradaki birçok bakir erkek, sınırsız seksin kendilerini özgür kılacağını sanıyorlar. Oysa bu şekilde doğanın pençeleri daha derine saplanır. Özgürlüğe giden tek yol,

368

Doğanın nasıl çalıştığını anlamak ve onun sistemi içinde çalışabilir olmak, hayatınızı kendi istediğiniz şekilde kontrol edebilmektir. Kadınlar erkekleri kandırmazlar. Biz kadınları kendimizi kandırmak için kullanırız. Artık SEKS ile HİSSE SENEDİ arasındaki farkı bilmiyoruz.”Pook seks ve hisse senedi mi dedi?” Evet. İnsanlar seksi değiş-tokuş ortamı gibi görüyorlar, bir insanla ne kadar fazla yaparlarsa, daha fazla “oy” ve kontrol elde edebileceklerini düşünüyorlar. Bunu insanların “hamile kalıp” çoğalacağı umuduyla hisse senedi almaları ile karşılaştırın. Keşke hakemlik yapacak üçüncü bir cinsiyet olsaydı! Belki de eskiden ilişkilerinde, ritüellerinde ve gruplaşmalarında daha androjen olan yaşlıların görevi buydu. Kendilerini çok kolay kandırabilen erkekler, kadınlar tarafından çok kolay kandırılıp kullanılabilirler. Hepimizin

hayatta

başarısızlıkları

var.

Kaybedenler,

kadınları

kişisel

başarısızlıklarına merhem olarak görenlerdir. “Eğer onunla evlenirsem, hayatımın bir amacı olacak ve tam olacağım!” Bunun sonucu ise dır dır eden ve mutsuz bir eştir. Burada dırdır eden eşi biz yaratıyoruz, bu eş bir yerlerden çıkıp gelmiyor. “Don Juan” olma yolundaki gelişimime hiçbir zaman “oyun” ya da “teknik” ya da “ beceri” eklemek olarak bakmadım. Bu daha FAZLA insan olmak gibi bir şeydi. İyi Çocuk ile Don Juan arasındaki GERÇEK fark nedir? Gerçek fark birinin “oyununun” olması ve diğerinin olmaması mıdır? Ya da birinin diğerinden daha İNSAN olması mıdır? Bir kadın İyi Çocuğu ve Don Juan’ı gördüğünde, hangisi ile daha rahat olacaktır? Daha İnsani olanla. Tam olmayan erkek (mesela İyi Çocuk), tam olmayan kadınlar içindir (mesela şişman kadınlar). Hepimiz Doğa’nın denizine atıldık. Birçoğu yüzme bilmiyor ve bu nedenle de bir şeylere tırmanıyor, her şeyi analiz ediyor ve her şeyin ne kadar da “kötü” ve “yabancı” olduğundan şikayet ediyor. Bunlar sizin filozoflarınız. Gerçekten okuyan insan, kitapları otorite kurmak gibi kötü amaçlarla kullanan entelektüel değil, otorite umrunda olmadan hikayeye kendini kaptıran çocuktur. Aynı şekilde, kadınlar ve hayatın zevkine kendini kaptıran erkek Don Juan’dır, konu 369

hakkında otorite olmak için uzun manifestolar yazan erkek değil. Böyle biri Don Juan’dan çok bir filozoftur. Birçok insan hayatı geriye doğru yaşar. Gençliğin sınırında, yaşlılığa tiksinti, korku ve sıkıntı ile bakarlar. “Eğlenceyi ŞİMDİ yaşamalıyım” derler. Ve sonra bol zaman içinde zaman

kıtlığı

çekerler,

zamanlarını

yatırım

yapmak

yerine

harcarlar.

Yaşlandıklarında ise gelecek tam da düşündükleri gibi olur. Hiçbir yetenek ve beceri tohumu ekmedikleri için, hiçbir şey biçmemişlerdir ve bu nedenle de mutlulukları açlıktan ölür. Bu gelecek ile de haklı olduklarını zira geleceklerini doğru tahmin ettiklerini düşünürler. Ve gençlere de kendileri gibi davranmalarını tavsiye ederek bu yanlışı yayarlar. Diğerleri ise Zamanı şah mat etmeyi başarırlar. Kişi yaşlandıkça, hayatının kolaylaştığını görürler. Bu nedenle de gençliklerinde çok çalışırlar ve kendi rahat köşelerini inşaa ederler. Zamanlarını harcamak yerine beceri, zeka ve kabiliyet ve büyümeye yatırdıkları için, işleri zamanla kolaylaşır. Bu hayatta, çürüme yoktur. Don Juan zaman ötesidir. Don Juan’ın kökeni nedir? O edebiyatta, tiyatroda ve tarihte bir figürdür ve efsane haline gelmiştir. Dünya ve kadınların etkileyici buldukları şey, onun hayal gücüdür. Bugüne kadar kimse İyi Çocuklar için opera ya da filozoflar için destanlar yazmadı. Benim için her kadın bir keşif kapısıdır. Hepsi Doğa’nın birer elçisidir ve size hayatın nasıl çalıştığı ile ilgili bilgi getirirler. Birçok erkek için, nükleer fizik ya da dağ zirvelerine tırmanmak, gerçekten sevdiği kadınla uğraşmaktan daha kolaydır. Neden? Zira kadınlayken, kendi kendisinden kaçması/saklanması mümkün değildir. Kadınların en yüksek sesli oldukları zaman yalnız oldukları zamandır. Bu, köpekler için de geçerlidir. Bazı insanların kendi cemaatinden çok yabancılar tarafından sevilmeye çalıştıklarını fark ettiniz mi? Bu sanki hiç gerçek arkadaşı olmayan (ama hayranları olan) bir ünlü olmak istemeye benziyor.Bu ünlü yaşamı “sahtedir”. Aktör ve şarkıcıların uyuşturucu ile basıldıklarını duyarsınız. Bu onların gerçekte oldukları kişi değil, olmaya çalıştıkları kişilik ile alakalıdır. Bir ünlü arkadaşı ile buluşmak istese ve onu kimseye haber vermemesi için uyarsa fakat daha sonra buluşmalarına bir paparazzi damlasa, 370

bu buluşmayı kim ispiyonlamıştır? Muhtemelen ünlünün kendisi. Bu insanların yaşamları senaryodur. Yukarıdaki yaşamı Don Juan ile karşılaştırın. Birçok aptal Don Juan’ı kadınlar için “ünlü” biri sanıyor. Sanki size yabancı kadınlar sokakta, asansörde, vs. sizin üzerinize atlayacakmış gibi düşünüyor. Bu aptalca bir yaşam zira siz (bu karaktere bürünmek için gittikçe artan oranda garip şeyler yapmaya başlarsınız) tüm bu yabancıların zerre umrunda değilsiniz. İçinde yaşadığınız cemaati unutmayın. Barlarda ya da kulüplerde hızlıca tek gecelik seks arayacağınıza, kendi sosyal çevrenizi geliştirin. Zamanla, kadınların sizin peşinizde oldukları ve sürekli genişleyen bir sosyal çevre içinde olacaksınız. Bu kadınlar kendi kadın arkadaşlarına sizden bahsedecekler ve bu böyle artarak devam edecek. Bond … James Bond bile bunu yaptığını itiraf ediyor. Sosyal çevrenizi, cemaatinizi, genişletmek, sizin yarın hayatta olup olmadığınızı bile takmayan bazı yabancı, tanımadık aptal kadınlar için fiziksel görünümünü, sosyal benliğini, duygusal benliğine ve manevi benliğini kostüm içine sıkıştıran içe kapanık biri olmaktan iyidir! Don Juan olmak, bu bir yaşam biçimi olduğu zaman çok kolaydır. Hala bilinciniz kapalı bir şekilde, hastanede komada yatıyorsunuz ve gerçek savaş sizin içinizde veriliyor. Doktorlar başınızda, sizi gözlemiyorlar. İşe gidiyorsunuz, yemek yiyorsunuz, uyuyorsunuz ve belki arada sırada seks yapıyorsunuz ama rutininizin bir hayvandan fazlaca farkı yok. Doktorlar zihninizin kablolarını vücudunuza bağlamaya çalışıyorlar. Aslında, doktorlar çaresiz bir şekilde, sizin hayatınızı ruhunuza bağlamaya çalışıyorlar. Bunu kimse söylemiyor ama siz çok iyi biliyorsunuz: hayatınız sizin şimdi, gençken, verdiğiniz kararlara bağlı. Bugün yaptığınız şeyler, hayatınız boyunca yankı yapacaklar. Eriyor … eriyor … eriyor … etrafınıza bakın. Her şey devamlı çürüyor, her şey, doğal ya da yapay eriyor. Yaşlılara bakın … derileri antika dolu ama genç şeyler konuşmaya çalışıyorlar. Hayata bu şekilde bakmak onu biraz daha fazla şeffaf yapacaktır. Sonra Hamlet’i açacaksınız ve Shakespeare’n neden “Bu çok çok sağlam et de birgün eriyecek …” dediğini anlayacaksınız. Hiper-gerçeklikler sahibi olmamak tehlikelidir. Bu sadece yaşıyor olmanın size yeterli olduğunu gösterir ve bu da risk almak zorundasınız anlamına gelir. 371

Don Juan olmalı mı, olmamalı mı? İnsanlar çok acı çekmekten ziyade az acı çekmeye meyilli olduklarından, içinde “haklı” olduğunuz zihinsel bir dünya yaratmayı, Don Juan olmaya tercih edeceksinizdir. “Ben onun tipi değilim.” “Şu an doğru zaman değil.”

“Benden

hoşlanmayacak.”

“Tüm

kadınlarda

hastalık

var.”

Erkekler

gerçeklikten kopup, zihinsel bir rahme böyle kapanırlar. Özdeyiş dolu bir yazı okumak, genç erkekler için faydalıdır. Burada, günümüzün en popüler masalı ile karşılaşıyoruz: “Bir kadına sahip olmak, kadınlarla başarılı olmak demektir.” Kendi hayallerinizi ve hedeflerinizi başarmamız yeterli sayılmıyor; ne olursa olsun bir kadınınız olmalı. İstediğimiz kadını seçmemiz de yeterli değil; hayır, bir kadına sahip olmamız lazım, ne kadar vasat olursa olsun. Aksi takdirde “erkekliğimiz” bile sorgulanabilir. Birinin fiziksel, entelektüel ve yaratıcı yeteneklerini geliştirmesi yeterli değil; her şeyden önce bir kadına sahip olmalı. Bu kurmaca/masal, Erkeği bir kadına sahip herhangi bir erkek olarak tanımlar ve erkekleri sonsuza kadar vasat kılar. Teknik hiçbir şeydir, iletişim her şeydir. Çalışıyor diye bilinen “teknikler”, arzu ve niyetinizin iyi bir şekilde karşı tarafa iletilmesinden başka bir şey değildir. Eğer Schwarzenegger ufak tefek, pısırık, ama popüler bir ünlü olsaydı, varlığı bizde bu kadar yankılanır mıydı? “Hayır Pook”. Neden yankılanmasın? Entelektüeller bu adamın bu kadar dikkat çekmesinin sadece Hollywood yıldızı olmasından kaynaklandığını söylüyorlar. “O Terminatör!” Ahh! Eğer Schwarzenegger’i Davis ya da diğer politikacılarla karşılaştırırsanız, Arnold’ın yanında diğerleri KIZ gibi ve ANDROJEN görünüyorlar. Ve kimse Arnold’un ne gibi sorunları var dikkat bile etmiyor! Arnold’ın

HAM MASKÜLENİTESİ ya da başka bir deyişle CİNSELLİĞİ

kendi başına büyük bir çekicilik kaynağı diyebilir miyiz? Özellikle de cinselliğin ölü olduğu politik arenada? Bu bize, toplumun cinselliğe ne kadar aç olduğunu ve günümüzde cinselliğin ne kadar az bulunduğunu gösteriyor. “Bakire” kaçamaklı bir kelime. Bu kelimenin atmosferi her zaman aynıydı: saf, masum, vs. Ama dar bir tanımı, bekareti sadece FİZİKSEL ve cinsel organlarla ilgisi ile tanımlıyor. Bir kadın her şeyi yapabilir ama vajinasına bir penis sokmadığı sürece kendisine bakire diyebilir. Ama saf, masum, vs. değildir. “Bakirenin” tanımı oldukça sınırlı.Bazı erkekler var ki seks yapmış olmalarına rağmen CİNSELLİĞE körler, hala 372

AFC’ler, oldukça masum ve saflar. Ama bir de bazı erkekler var ki henüz seks yapmamış olsalar da cinselliğin TAMAMEN FARKINDALAR, bunu bilinçlerine kazımış ve anlamış durumdalar ve kendi bölümlerini oynuyorlar. Bunlardan hangisi daha “bakir”? Hangisi daha masum? Bu bize, icat ettiğimiz kelime ve etiketlerin bazen Doğa’yı tam olarak tanımlamakta yetersiz kalabileceğini gösteriyor. Şu cümle ne kadar da absürt: “Bana beni güldürmek için gerekli felsefeler ver.” Ne?! Bu insanlara, “Sana gülmeyi öğretebilecek bir felsefe yok” deriz. Onlar da “bize 12 adımda gülmeyi öğrenme programını anlat” diye karşılık verirler. Ve biz de “gülmek için ‘nasıl yapılır’ rehberi diye bir şey yok” deriz. Bu aşamada sinirden titremeye başlarlar: “Bizim aradığımız bilgiyi bilerek bizden saklıyorsun! Kendi düşüncelerini saklıyorsun ve bizim dünyamızdan esirgiyorsun!” Ve biz de şöyle cevap veririz: “Dünyayı size kapatan biz değiliz. Siz dünyayı kendinize kapatıyorsunuz. Gülmek mi istiyorsunuz? Aynaya bakın.” Ve bu böyle devam edip gider! Şimdi ‘gülmek’ kelimesini ‘Don Juan’ ile değiştirin ve Don Juan olmayı öğrenmenin neden akademik diploma almak gibi olmadığını anlayın. Cinselliğin soykırımının gaz kokularını alıyorum. Feminaziler ve onların piyade erleri, (kendilerini

parlak

ve İnsanlıktan üstün

gören)

entelektüeller,

diploma

ve

organizasyonların kol bantlarını giyerek, kadın ve erkekleri, felsefi sporların dumanıyla dolu “eğitim odalarına” yürütüyorlar. ‘Annelik’, ‘eş’, ‘erkek’, ‘savaşçı’, ‘babalık’ gibi şeyleri düşünmek yerine insanlar ‘eşitlik’, ‘tecavüz’, ‘ataerkil sistem’, ‘duyarlılık’ ve ‘cinsiyetsizlik’ gibi şeyleri düşünüyorlar. Bir çeşit toplama kampına dönen okullar, işlerini iyi icraa ettiler. Cinselliğin soyu kurutuldu. Artık kadınlar ve erkekler androjen yaratıklar ve yeni zombimsi ‘felsefeleri’ ile gurur içinde, askeri adımlarla yürüyorlar. ‘Dünyanız’ ne kadar zincirlerinden kurtulursa, hayatınıza o kadar ‘düzen’ gelir. Cinsellik, aile ve erkek, toplumun yarattığı kavramlar değiller. Tam tersi, cinsellik, aile ve erkek, toplumu yarattılar. Yalnız olabilen bir kadın nasıl değerli bir mücevherdir! Bu kadının ruhu, benliği ve kendine has bir özü vardır! Birçok kadın, yalnız kaldıklarında var olamaz.

373

Hayvanlar öğrenebilirler. Ne öğrenebilirler? EVCİL HAYVAN olmayı öğrenebilirler, bir başka deyişle, evcilleşebilirler. Bir köpek nasıl köpek olacağını, bir kedi nasıl kedi olacağını, bir tavşan nasıl tavşan olacağını öğrenmez. İyi Çocukların problemi, sürekli “öğrenmeye” çalışmaları. Erkek olmayı ÖĞRENEMEZSİN, sadece Erkek OLABİLİRSİN. “Öğrenmeye” bu kadar odaklanmaları, İyi Çocukların evcil hayvana dönmelerine neden oluyor. Gerçekten zeki olanlar tonlarca kitap ve kelime okuyanlar değiller. Gerçekten zeki olanlar kendi kalplerini ve zihinlerini okuyabilen insanlardır. Görünen o ki en yetenekli Don Juan’lar geçmişte kadınlarla en kötü şekilde başarısız olan erkeklerden çıkıyor. Sanki bu şekilde yaşayamayacaklarını anladıklarında, kendi yetenek ve becerilerini geliştirerek farkı kapamak zorunda hissediyorlar. Bu durum, dahiler için de böyle. Şimdiye kadar karşılaştığım en nefret dolu feminist bir erkek feministti. Hayatını başkalarının uygun gördüğü şekilde yaşayan bir adam vardı. Bir bankanın bir işe yaramayan başkan yardımcısı konumundaydı. Hayatında bir kere, kendi ne istiyorsa onu yapmaya karar verdi. İşinden istifa etti ve insanları balıkçılık yapmaya götürerek para kazanma hayalini gerçekleştirmeye koyuldu. Bu özgürlük çıkışı, az daha karısının boşanma davası açması ile sonuçlanacaktı. Bu, İyi Çocuğun ruhsuz, benliksiz, bağımsız düşünemeyen ve tabii ki erkek olmayan biri olduğunu gösteriyor. Başkalarının isteklerini yaşarken, Aristo’nun köle olarak tanımladığı, manipüle edilerek hareket eden makineden başka bir şey değildi. İyi Çocuğun bir kadınla “birleşme” arzusu, kısmen kendisini akışına bırakma arzusudur. İnsan, dünya ile ideal, rüyaları ve gündelik hayatı, kendi cenneti ve dünyevi arasında sıkışmıştır. İnsan birlikteliği ve çiftleşmesi ile ilgili evrimsel modellere olan tutku, hepimizi yönlendiren ipleri keserek idealleri, hayalleri ve cenneti atma arzumuzdan kaynaklanır. Ancak bu şekilde sevgisiz, vasat bir hayatı kabul edebiliriz. Evrimsel modeller seks ve genetik dağılım etrafında döndüklerinden, kimse bizim başarısız hayallerimizi işaret edemez ya da bizi başkaları ile karşılaştırıp aşağı yanımızı açığa çıkaramaz. 374

Entelektüeller cinsellik konusunda geri kalmışlardır. Eğitim daha çok soru ile ilerler ama daha fazla cevapla değil. Her soruya bir cevabı olan bir kişi bulmak kolaydır; zor olan, kendi dünyasını sorgulayan birini bulmaktır. Bu nedenle alçakgönüllülük, eğitimin ön koşuludur. Sıradanı anlayabilmek olağanüstü bir şey. Bazıları bu foruma İyi Çocuk özleri tamamen canlı bir şekilde yaklaşıyorlar ve diyorlar ki: “Bize kadınları elde etmek için ne yapmamız gerektiğini anlat.” Ve bir grup ses şöyle diyerek devam ediyor: “Sesini geliştir”, “kaslarını geliştir”, “‘kendine güvenini’ geliştir”, “giyim kuşamını geliştir”. Baylar, bunların hepsi iyi hoş ve İyi Çocuk bunları gerçekleştirirse, kadınlardan daha iyi tepkiler alabilir. Ama İyi Çocuk hala foruma yapışmış vaziyette. Hala bir şey ama insan özgünlüğüne sahip değil. Bu nedenle benim insanlara ne yapmaları gerektiğini TAVSİYE etmem imkansız. Bunun yerine onlara DOĞANIN nasıl çalıştığını gösterebilirim ve bu konuda örnekler verebilirim. Bir erkek buraya nasıl davranacağı konusunda başkalarında yönerge almaya geliyorsa, nasıl bir kişiliğe sahip olması gerektiğini, nasıl konuşması gerektiğini, nasıl giyinmesi gerektiğini, vs. söylemeniz gerekiyorsa, bu adam bir erkek olarak kalabilir mi? Bu şekilde hala hiçbir istenci olmayan bir “şey” gibidir. Zeki insanlar genellikle “zekayı” fazla önem verirler. Aslında zekanın nasıl olup da olduğundan fazla değerli görülebileceğini anlayamazlar. “Cinsellik kötüdür” kadar yıkıcı bir fikir yoktur. Bu, tüm felsefi düşüncenin doğal eylemlerden kopması, ailelerin entel takımının sunaklarında katledilmesi, insanların birbirlerine sadece seks için çarpıp birer orta malı rahim ve dildoya dönmesi (yani seksi yok edip karşılıklı mastürbasyona çevirmesi), doğal İnsan uyumunun düzensizlik ve çaresizlik içine düşmesi demektir. Bunun sonucu ise bir korku toplumudur. Tüm kadınları elde edebildiklerini söyleyen ama mantıklı bir paragraf bile yazamayan adamlara inanmayın! Başarıyı kızlara bağlamayı bırakın. Hiçbir şeyin sizin yaratıcı, entelektüel, fiziksel, ruhsal gelişiminizden çalmasına izin vermeyin. Bana soruyorlar: “Pook, daha fazla hatun elde etmek varken bu uzun yazılar yazma nedenin ne?” Kadınlar ve benim becerilerim iki farklı şey değiller, AYNI şeyler.

375

Cinsel tacizden şikayet eden kadınlar bunun kendilerine olmasını dilerler. Tüm canlılar doğal olarak büyürler ve meyve verirler. Birini ya da kendinizi, gelişmek yerine daireler çizerken ve meyve vermezken görürseniz, kafanızın içinde dönen felsefe ve zihin yapısı ne olursa olsun, bunlar için uygun sıfat kanserdir. Bunlar sizi içerden yok ediyorlardır. Bir yazar ne kadar büyükse, felsefesi o kadar azdır. Bazıları Cinsellik ve Ahlakın birbirleri ile çeliştiğini düşünürler. Bunlar birbirleri ile çelişmezler, birbirlerini GÜÇLENDİRİRLER. Cinsellik “şehvetten” ibaret değildir. Cinsellik

Erkektir.

Cinsellik

Kadındır.

Cinsellik

ailelerdir.

Cinsellik,

yaşam

döngüsünün ta kendisidir. Cinsellik Karşıtı sürü cinsiyetler arası ayrıma, Erkeklere, Kadınlara, babalara, annelere ve hayata karşıdırlar. Dışarı bakın. Köprülerin boş uçurumları nasıl da zarafetle birbirlerine bağladığına bakın. Gökdelenlerin nasıl da güneşe uzandığına bakın. Yol ve otoban ağlarına, beton kanallara ve araçlara bakın. Kalkıp inen uçakların ilahi varlıklarına bakın. Uzay mekiklerinin Sonsuz Boşluğu ve Doğanın kendisini yarışına bakın. Yoksulluktan kırılan bir üçüncü dünya ülkesinden bir çocuğu alın ve bu dünyaya getirin. Sonra her şeyi hayranlık içinde izlemesini seyredin. “Ne kadar da güzel” diye kendinden geçecektir. Çünkü şehrin sakinlerinin çoğunun aksine, bunların değerini anlayacaktır. Rasyonel, akademik ve sürekli düşünen filozof, en az çikolata dolu İyi Çocuk kadar çarpıktır. Gülmek mi istiyorsunuz? Eski Süpermen filmlerini izleyin. Clark Kent, cinsellikten arınmış ve İnek bir erkek. Bir telefon kulübesine koşuyor, dev bir S harfi gösterecek şekilde gömleğini yırtıyor ve aşırı cinsellik dolu bir şekilde oradan oraya uçuyor (Tanrı aşkına, adam tayt giyiyor!) Süpermen filmi bile tek başına kadınların zekaya, dehaya değil de cinselliğe çekim duyduklarını gösteriyor. Süpermen’in Lois Lane’e kendi CİNSELLİKTEN ARINMIŞ halini (Clark Kent) sevdirme çabası, her erkeğin dileğidir. Bu forumda bana başıma gelen en garip şey oldu. Ben buraya aşkı aramaya geldim ama hayatı buldum. Şimdi bir kadına ya da kadınlara değil de hayatın kendisine olan 376

bir aşk buldum. Siz de böyle hissediyor musunuz? Sanki yaşamak için ikinci bir şans verilmiş gibi bir his bu, bir hediye olarak İkinci Yaşam. Yunan Mitolojisinde, ideal kadını taşa yontan ve sonra bu heykelin hayat bulduğu Pyragmion efsanesi var. Aynı şekilde bir marangozun da, tahtaya bıçak vurmadan masa fikrine sahip olması lazım. Plato, düşüncelerinde insanlardan Uluslar yonttu. Aynı şekilde siz de et ve kemik yığını vücudunuzu alıp ondan istediğiniz hayatı yontacaksınız. Ne düşünürseniz, ona dönüşürsünüz? Bir kadının karakterini nasıl tahmin ederim? Kendisine hiçbir faydası olmayan insanlara nasıl davrandığına bakarım. Bu test şimdiye kadar hiç başarısız olmadı. Beyler burada oturup baştan çıkarma sanatı tartışıp, kendinizi alfa köpeklerle, alfa kurtlarla, alfa afrika antilopları ile, alfa mağara adamları ile ve alfa Norveç sıçanları ile karşılaştıran yorumlar yazabilirsiniz. Ben etten kemikten olmaya, hayatın ezelden beridir aktığı iki düzleme, gidiyorum. Bir başka forumda, elemanın biri benim kadınlarla başarımı görüp bir İyi Çocuk Manifestosu yazacak.

Bir diğer forumda, elemanın biri beni görüp, kullandığım

varsayılan baştan çıkarma teknikleri hakkında yazacak. Yine bir diğer forumda, elemanın biri beni görüp benim kadınlara göt gibi davranan bir piç olduğumu yazacak ve tüm forum beni koro halinde lanetleyecek. Ve yine bir başka forumda, elemanın biri beni görecek ve kafamda dolaşan psikolojik etkiler ve kadınları elde etmek için nasıl beyin sinyalleri gönderdiğim hakkında akademik bir manifesto yazacak. Bu baştan çıkarıcılar, akademisyenler, filozoflar ve genel olarak tüm dünya eleştirmenlerinin ortak bir noktaları var: dünya neden böyle diye entelektüel bahaneler bulup durmak zorundalar zira etten - kemikten olmaya korkuyorlar. Gelişim hayatın ispatıdır. Siz hala cinselliğin ahlaksızlık ve kötülük işareti olduğunu mu düşünüyorsunuz? Antik çağlarda şeytan nasıl resmedildi biliyor musunuz? Hayır, üç dişli çatal ve boynuzlarla bir keçi olarak değil. Androjen, tamamen cinsiyetsiz bir insan olarak resmediliyordu. Dünyaya renklerini, kuşlara tüylerini, antiloplara danslarını, çekirgeye cırcırını ve bitkilere çiçeklerini veren şey cinselliktir. Cinsellik, insanlarda dehayı, aileyi,

377

atalarınızı, çocuklarınızı, evinizin görkemini yaratır. İsminizi nesiller boyu canlı tutar. Cinsellik bizim Doğaya karşı zaferimizdir. Değişimin başımıza gelen bir şey olduğuna inanmak, İyi Çocuğun kaderidir. Don Juan

ise

değişimin

bizim

tarafımızdan

yapıldığını,

dünya

yaşamının

dış

kaynaklardan, kadınlardan, gelmediğini, bizim kendimizden geldiğini bilir. Hırsları olmayan erkekler kadın gibi yaşarlar. Hırsları olmayan kadınlar, erkeklerin eşitliğini yaşayan kadınlardır. Toplum androjenleştikçe, cinsel birleşme (değişik pozisyonlarda, stillerde ve yerlerde) daha fazla abartılır. Bunun nedeni, her şeyden önce, erkeklerin erkek, kadınların da kadın gibi hissetmek istemeleridir. Cinsellik yasadışı hale geldiğinde, erkekler erkek gibi, kadınlar kadın gibi davranamadıklarında, tüm odak cinsel birleşmeye akar. Toplumun eskisine göre çok daha fazla cinsel olduğu söyleniyor. Bu söylemin hatası, “cinseli” sadece cinsel birleşmeyi konuşmaya ve icra etmeye indirgemesi. Cinsellik bunu da içerir ama “seksten” çok daha fazlasıdır. Günümüzde insanlar cinselliği erotizm ile karıştırıyorlar. Bu doğru ise, toplum her geçen gün cinsel olarak daha bastırılmış hale geliyor. Feministler yeni yobazlar oluyorlar, bir yerlerde birilerinin kadın ya da erkek olmasından korkuyorlar. Viktoria Çağının tersi. Viktoria Çağında kadın bacağına benzediği için masa bacaklarını kapatıyorlardı, bu çağda ise çocuklar erkek veya kadın gibi davranırlar korkusu ile sosyalleştiriliyorlar; tüm erkek zamirler yok ediliyor, maskülen olan her şey kaba, feminen her şey zayıf sayılıyor. Cinselliğin bu kuru kıyameti, psikologların anlamaya çalıştığı Modern Krizdir. Zamanınızı çöpe atarsanız, zaman sizi çöpe atacaktır. Bir şeyi dikkate almanızı isteyeceğim … gerçek dünya aslında yok … sadece “sizin” dünyanız var. Madde şekilsiz ve sadece şekilden yaratılabilir. Yaşamak, şekil vermektir. Bir erkek ancak cinselliğini kucakladıktan sonra kadını yaratır. Sizin arzunuz, sizin dünyanızda kadınları canlandıran ruhtur. Bir kadını mutsuz etmenin en kesin yolu, ona her istediğini vermektir. 378

••• http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16760 Inspector'ın listesine ekleme yapmak istiyorum: Her şeyin birer süreç olduğunun farkına varın. Her şey enerjidir. Nesneler ve gerçek kimlikler yoktur. Her şey eriyip birbirine karışıyor. Gözlerimiz bunu görmek için çok yavaşlar. Her şey dağılıyor, dağılıyor, dağılıyor. Doğa bizim aleyhimize çalışır. Amacı türlerin devamlılığıdır, bireylerin değil. Arayışı sizi öğütüp bir sonraki nesle yem yapmaktır. Biz tarlalarımızı, ölmüşlerimizin kemikleri üzerinde sürüyoruz. Düşüncelerimiz sınırsızdır. Eylemlerimiz sınırlıdır. Bu ikisi arasında köprü olan ifade ise ikisinden de birer parça taşırlar. Biz gittikten sonra geriye sadece ifade kalacak. Masumiyet soğuk bir durağanlıktır. Masumiyetin çekiciliği, Doğa’nın her şeyi öğütücü döngülerinde parçalamasından gelir. İstikrarlı bir şekilde bekar kalan bir erkek, kamunun ilgi odağı olur ve doğa onu dağıtması için üzerine kadınları gönderir. Kadınlar tamamen sosyal vücutta varolurlar ve babaları, erkek kardeşleri ve arkadaşları olan erkeklerden etkilenirler. Cinsel olarak etkilendiğinde ise, kadın kendisini toplumdan koparır ve egoist bir şekilde bir erkeğe yapışır. Erkeğin hayalleri onun hayalleri, arayışları kadının da hayalleri ve arayışları olur. Kadın erkeği yansıtır. Bu nedenle erkek, “bak,nasıl da beni yansıtıyor! Bu kadın benim ruh ikizim.” Ve kadın bu duyguyu da yansıtacaktır. Erkek egosu kırılgandır ve günlük bakım-tutum gerektirir (evliliğin getirdiği üstünlüklerden biri). Zor zamanlarda, erkek kadınına uzanacaktır. Kadın zaten onu yansıtmıştır, ona kendisini hatırlatır. Bu da ona dönüp kendi yolunda yürüme gücü verir. Sonra, erkeğe başarısı sorulduğunda, kadını belirtecek ve onun desteği ile başardığını

söyleyecektir.

Kendi

etkisi

altındaki

her

kadının

davranacağını bilseydi bu ona kim bilir ona ne kadar acı verirdi! Aşk zevkten çok acı içerir. Neyse ki, zevk daha yoğundur.

379

aynı

şekilde

Kadınlar dünya üzerindeki varoluşları için bir gerekçe isterler. Francis Bacon kadınların üç çağı olduğunu söylemiştir: metres, yol arkadaşı ve hemşire. Kadınlar kendilerini başka her şeyle ilişkilerine göre tanımlarlar. Kadın tüm gemilerin bakıma ve rahatlamaya ihtiyacı olduğunda sığındığı ebedi limandır. Kadın sizi yansıtır. Ne düşünürseniz, kadın ona dönüşür. Bir kadın üzerinde ne kadar cinsel etkiniz varsa, onu o kadar yeniden şekillendirebilirsiniz. Son istediği şey bu olsa da ona spor yaptırabilirsiniz, matematikten ve kuantum fiziğinden hoşlanmasını sağlayabilirsiniz, onu yeniden doğmuş bakireye bile çevirebilirsiniz. Kadınların feminen yeniden-şekillenmesini erkekler yanlış anlayıp aşk sanarlar. Erkekler sosyal olmak isterken yaşamak/düşünmek için yalnız kalmak da isteyen, bölünmüş yaratıklardır. Kadınlar sürekli sosyal olduklarından böyle bir problemleri yoktur. Bir kadın bir erkeğe cinsel olarak ne kadar çok bağlı ise, toplumdan o kadar soyutlanır ve erkeğin amaçları onun amaçları olur. Kişilik, cinselliğin bir ifadesidir. Bu nedenle bir insanın aşk kavramı, onun kişiliğinin tam formudur. Bu nedenle de zıt kutupların birbirlerini çektiği gözlemlenmiştir. Ama olay sadece zıtların bir birleşimi değil, bir boşluğun doldurulmasıdır. Çoğunlukla insanlar, kendi sahip olmadıkları kabiliyetlere çekim duyarlar. Erkekler seksi fethetmekten çok metafizik bir zafer olarak görürler. Erkeğin seksi bir kere elde etti mi hırslarını ve dürtülerini kaybetmesi sık rastlanan bir durumdur. Bu nedenle de hedefler kadınların ÖTESİNDE olmalıdır. Bazen erkekler seksi, içimizde hapsolduğumuz ve kadınların “Vaad Edilen Topraklara” açılan kapının anahtarlarını tutan gardiyanları olduğu, cinsel sürgünden özgürleşmenin bir yolu olarak görürler. Ama kişi kendisini bu şekilde özgürleştirmeye ne kadar çabalarsa çabalasın, Doğa’nın pençeleri etine o kadar derin saplanacaktır. Kısa sürede de kişi, doğanın kölesi olacaktır. Kadın gibi seven erkek köle olur. Bu erkek, İyi Çocuktur. Erkekler giyeceklerini hayat stillerine/duruşlarına uyacak şekilde değiştirirler. Kadınlar hayat stillerini/duruşlarını, elbiselerine uyacak şekilde değiştirirler.

380

İçki içerken vücut zihninizden daha zekidir. Birkaç içkiden sonra, vücut, “bu nedir? bu adam ne yapıyor? bari elemanın başını döndüreyim” der. Daha fazla içki geldikçe vücut, “İyk! Bu şeyden daha çok alıyor! Bunu zorla atayım” der ve adam kusar. Kişi vücuduna galip gelmeye çalışırsa, çok fazla miktarda alkolü çok hızlı içmeye çalışacaktır. Vücut ise “ne yapıyor bu? ne olup bittiğini anlayamıyorum” der ve fişi çeker. Adam sızar. Birçok erkek, “ah keşke kadın olsaydım! Hiçbir derdim tasam olmazdı! Hiçbir problemim olmazdı! Hayat boyu çocuk kalabildim!” diyor. Bu nedenle de birçok erkek kadınlaşıyor. Evliliklerde kadınlar dominantlar. Ortada erkek kalmadığından ortaya çıkan bu yeni dominant kadınların östrojen seviyeleri artacak ve gelecek nesillerde daha fazla oranda erkek çocuğu doğacak. Bu doğanın kendi düzeltici müdahalesidir. Bir kadın bana şu doğruları söylemişti: Öncelikle bir kadının aşık olması kesinlikle imkansızdır zira kadınların var olmasının tek yolu, diğer insanlar üzerinden geçer. Bu nedenle bir çocuğu, kocayı, anneyi ya da babayı “sevdiklerinde”, yaptıkları şey o insanları varolmak için kullanmaktır.

Kadınlar sadece bu ilişkiler üzerinden gerçekten var olabilirler. Bu

nedenle bir kadın çocuğuna karşı koşulsuz sevgi beslediğini söylediğinde, ona inanmayın! Gerçekte olan, kadının çocuğu, gezegendeki varlığını iyileştiren yeni bir bilezik gibi kullanmasıdır. Cevap: Kadınların telefonda dedikodu yapmaya bu kadar zaman ayırmalarının nedeni budur. Zira sosyal temas olmadan var olamazlar. Çocuklar bir başka sosyal temas sağlarlar. Ve kadın cevaplıyor: Çocuklar sadece, hakkında konuşmak için başka bir konudur. Hepimizin bildiği gibi kadınlar konuşmaya bayılırlar. Konuşmak onları dünyaya bağlar ve canlı tutar. Kadın devam ediyor: Peki ya bekar anneler? Dediklerine göre bu kadınlar kuyrukta bekleyen erkeklerden herhangi birini seçmek yerine özel bir erkeği bekliyorlar. Devletin - özellikle de bu ülkenin devletinin - bu kadınlara koca rolünü üstlendiğini görebilirsiniz. Devlet bu 381

kadınlara koruma ve yardım sağlıyor ve artan bekar anne sayılarına bakarsanız bu konuda da oldukça başarılı görünüyor. Peki bu, kadının değiştiği anlamına mı geliyor? Yani, daha bağımsız hale mi geldi? Psikolojisinin temelleri mi değişti, benim için bu, boyunduruk altına girmektir. Bence hayır. Bu kadına bakarsanız, hala hiçbir şeyi başaramadığını görebilirsiniz. Her Gün aynı şeyleri yaparken, hayatı boyunca istediği hayallerini istemeye devam ediyor ve hayır kesinlikle bağımsız, kararlı ve kendi kendine yeten birine dönüşmüyor.

382

Dayanın! http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=22213 Hayat bir kavgadır. Bir zorluklar fırtınası sürekli olarak üzerinize atlar. Eğer işler artık dayanılmaz hale gelirse, hayat sizi yere sermeye başlarsa, sizi cesaretlendirecek bir şey ararsınız. Ama bu şeyi bulamayacaksınız. Herkes sizin için en iyisini istediğini söyler. Ama gerçekte en son isteyecekleri şey sizin başarılı olmanızdır. İnsanlar sizin başarısız olmanızı isterler! Hayatınızı değiştirmeye başladığınızda, insanlar bunu fark edecekler ve bundan hoşlanmayacaklar. Hepimiz insanları belli “kategorilere” koymaya alışkınız. Siz onlara sizin onların düşündüğünden daha fazlası olduğunuzu gösteriyorsunuz. Hayatın sizi tanımlaması yerine, siz hayatı kendiniz tanımlıyorsunuz. Siz yaşam için savaşıyorsunuz ve bu da onları rahatsız edecektir zira onların yapmadığı bir şey yapıyorsunuz (bunun bir kez farkına vardıklarında onlar için artık çok geç olacak!). Sabredin. Tüm eski sevgililerinizin tek bir ortak özelliği var. Sizin kaybetmenizi istiyorlar. Birgün size rastlayıp sizin başarılı biri olduğunuzu görmek en son isteyecekleri şeydir. Hayır! Sizin aynı kalmanızı ya da daha aşağıda olmanızı isterler. Dayanın. Sizi reddeden tüm kızlar sizin başarısız olmanızı istiyorlar. Kadınların en büyük korkularından biri, İyi Bir Avı kaçırmaktır. Onların korkularını haklı çıkarın. Dayanın. Lise mezunları etkinliklerine gelenler, gizli gizli de olsa her yerde başarısızlık görme arzusu ile gelirler, sizin de başarısız olmanız dahil. Onları hüsrana uğratın. Dayanın. İnsanların 99%’u sıradan hayatın sınırları içine hapsolurlar ve hayatlarının her geçen gün daha zevksiz hale gelmesine deli olurlar. Siz onlara tehdit gibi görüneceksiniz. Bunun sizin ve çevrenizdekiler için ne kadar rahatsız edici olduğunu söyleyerek metamorfozunuzu durdurmanızı bile isteyeceklerdir. Ama değişimlerini durduranlar, hayallarini hiçbir zaman gerçekleştiremezler ya da don juan olamazlar.

383

Hayatta daha başarılı oldukça, daha fazla insan sizden nefret edecek. Kimse emir almaktan mutluluk duyan İyi Çocuktan nefret etmez. Ama herkes ne istediğini bilen ve onu gidip alan, oyuna gelmeyen, hayallerini ve gerçekliği birleştirebilen insanlara hayranlık duyar. Tüm evli arkadaşlarınız … sizin kaybetmenizi istiyorlar. Sizin kulağınıza sürekli olarak onlar gibi evlenmeniz gerektiğini söylüyorlar. Tüm arkadaşlarınız … sizin kaybetmenizi istiyorlar. Size sizin tüm bu fikirlerinizi kafanızdan atmanız gerektiğini söyleyecekler. “Bizim gibi yaşa!” diyecekler. Çoğu insan hayatı boyunca sabit kalır. Değişmezler, değişemezler. 5 yıl sonra da bugünkü gibi olacaklardır. Ama SİZ tamamen farklısınız. Onlar aynı alışkanlıklar içinde aynı kalırken siz değiştiniz ve geliştiniz. Onların sizi ve hayatınızı çevrelediklerini hayal edin. Sizin ne zaman yenilip duracağınız üzerine bahse giriyorlar. Ve yenildiğinizde ya da durduğunuzda “Çok şükür!” deyip rahatlayacaklar. İnsanlar, özellikle de hayatınız boyunca tanıdığınız insanlar sizin başarılı olmanızı istemiyorlar. Sizin aynı kalmanızı veya kaybetmenizi istiyorlar. Onların hayatları ancak sizi başarısız görürlerse başarılı olur. Ama dayanıklılığın gücü ile kimse başa çıkamaz! Yetenek başa çıkamaz. Yetenekli ama başarısız erkeklerden bol var. Deha başa çıkamaz. Keşfedilmemiş deha neredeyse bir atasözü. Eğitim başa çıkamaz zira dünya eğitimli başarısızlıklarla dolu. Dayanıklılık, azim en büyük güçtür. Bu nedenle dayanın. Hepimiz dayanma gücümüzün toplamıyız. Artık bizi başkalarının tanımlamasına izin vermeyeceğiz.

384

Don Juan Olmak http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16180 Orta seviye Don Juancı sordu: “Tüm o zorluklara ve başarısızlıklara rağmen başarılı bir Don Juan olmak senin ne kadar zamanını aldı?” Beni kadınlar içinde meydan muharebesi veren kahraman bir Don Juan gibi görenler SİZLERSİNİZ. Benim gözümde ben bir “başarı” değilim ve bu nedenle de başarılıyım. Doğa’nın bizim için kurduğu sisteme hayranım. Her gün yeni şeyler öğreniyorum. “Ben Don Juan’ım” diye göğsünüzü yumruklayıp sahaya atlayacağınız bir an olmayacak. Tüm kadınlarla başarılı olamayacaksınız. Dürüst olan herkes bu gerçeği itiraf edecektir. Bunu bir iskambil oyunu gibi düşünün. Kartlar her seferinde yeniden karılıp yeniden dağıtılır. Siz oyunda daha iyi, daha kendinden emin hale gelirsiniz ve oyundan ne bekleyebileceğinizi daha iyi bilirsiniz. Bir sonraki seferde elinizde iki, beş, on ya da KIZ olabilir! Siz elinizdeki kağıtlarla yapabileceğinizin en iyisini yapmaya çalışırsınız. Süreç esnasında oyunu daha fazla öğrenirsiniz ve o 10 elinize bir daha geldiğinde daha iyisini yapabilirsiniz. Bir insanın “Don Juan” olduğu bir başarı zirvesi ya da an yoktur. Oyun hiç durmadan devam ediyor. Tek fark şu ki Don Juan bir oyun ustası olur ve diğer oyuncular onun oyununa reaksiyon göstermeye başlarlar. Ama bir sonraki elde desteden hangi kağıtlar gelecek bilemezsin. 8 de gelebilir. 10 da. Kız da olabilir. Ne el gelirse gelsin hazır olmak her şeydir.

385