Erkekler İçin İlişkiler (Oyun) - Uzun Süreli İlişkiler Rehberi - Mahmut Abi - erkekadam.org [1 ed.]

Bu kitabı, uzun süredir yaptığım birebir tavsiyelerden derledim. Bu konuşmalar sırasında verdiğim tavsiyelerin birçoğunu

420 147 1MB

Turkish Pages 164 Year 2022

Report DMCA / Copyright

DOWNLOAD PDF FILE

Table of contents :
Giriş 8
İlişkiye Geçiş 11
Biz neyiz? 14
Kadının erkeği test etmesi 15
Kadının ilgi seviyesinin düşmesi durumu 21
Sevgilim Anneciğim 22
Eski ilişkisinden yeni ayrılmış kadınlar 23
İlişkinin ilk 4-6 Ayı: Test Aşaması 25
Seni Seviyorum diyen ilk siz olmayın 29
İlişkilerde İlgi Yönetimi, İletişim 31
Partnerinizin ilgi seviyesine dikkat edin. 32
Uzun süreli ilişkinizle çıkmaya devam edin 32
İlgi Seviyeleri 34
İlgi Yönetimi 40
İlginizin Değeri 43
İletişim Sanatı 46
Rahatlama Testi 48
Kadın Erkek İletişim Farklılığı 49
Kadının şu anki duyguları, geçmişi ve geleceği belirler 52
Kadınlardan anlamak 52
Çeneni kapalı tut 53
Savun – Açıkla – Mazur Göster – Rasyonelleştirme Yanılgısı 56
Ne dediğine değil, ne yaptığına bak 58
Kadınlardan ilişki tavsiyesi almak 59
Duygusal Yatırım 61
Duygusal yatırım nedir? 62
Benjamin Franklin Teorisi 63
Kadından daha fazla duygusal yatırım yapmak neden iticidir? 65
Aşırı duygusal yatırımdan kaçınmayı nasıl başarırsınız? 67
Aşırı duygusal yatırım yapmanızın ilişki için zararlı olduğunun farkına varın. 68
Düşünce ve duygularınızı meşgul eden amaçlarınız, dolu ve görece eğlenceli bir yaşamınız olsun. 69
Kadınlar konusunda “bolluk zihniyeti”ne sahip olun. 70
Sınırlarınız olsun ve sarsılmaz olun. 71
Kadının duygusal yatırım yapmasını sağlamak 72
Kadın sizden hoşlanmalıdır. 73
Sizinle duygusal bir bağlantı hissetmelidir. 73
Sizin tarafınızdan kabul görmüş hissetmelidir. 74
Sizin kendine güvenli ve sağlam biri olduğunuzu görmelidir. 74
Sonuç 74
Daha geniş bir bakış açısı 75
İlişki içindeki erkek adam özellikleri 77
Egemen (dominant) olmak 78
Erkeğin kuralları ile oynamak 81
Gizem ve korku oyunu 81
Duygusal Güç 84
İlişkilerde Temel Güç Dengesini Koruma: Kararlılık 86
Giriş 87
İlişkilerin Temel Kuralı 87
Kadının güç dengesini kendi lehine bozmaya çalışması 88
Kararlılık (assertiveness) 89
Kararlılık ile saldırganlık arasındaki farklar 90
Kararlı davranış neleri içerir? 91
İnsanlar neden kararlı değiller – Temel Yükleme Hatası 91
24 Saat Kuralı 92
Kararlı Olma Sanatı 93
Partnerinizi çatışmadan nasıl uzak tutarsınız? 94
Kararlılık ile saldırganlık karıştırıldığında 96
Kararlılık bir iletişim biçimidir 98
Pasif Agresif 98
Kararlılığın dinamikleri 99
Kararlı olmak ustalık gerektirir 100
Kararlılık Eğitimi: Kararlı davranışların uygulanması 100
Örnek # 1 (Anlaşmazlıklar) 101
Örnek # 2 (Bir konuşmayı sonlandırma) 102
Örnek # 3 (Talepkarlık) 103
Örnek # 4 (Maddi olarak aşırı bir şey isteyen partner) 104
Hayır demeyi öğrenmek 105
Adalet duygusuna hitap etmek 106
Kararlı Olmamak Genellikle kötü bir şeydir 107
Kararlılık Teknikleri 108
Genel Kararlılık Teknikleri 109
Sisleme 109
Bozuk plak tekniği 110
Olumlu ve olumsuz sorgulama 112
Olumlu Sorgulama 112
Negatif sorgulama 113
Belli Başlı Durumlarda Kararlılık: Talepler, eleştiriler ve övgüler 114
Taleplerle Kararlı Bir Şekilde Başa Çıkmak 114
Eleştiri ile Başa Çıkmak 116
İltifat Ederken veya Edilirken: 118
İyi Çocuk Sendromu 119
Gizli Sözleşmeler 122
İyi çocuk sendromundan kurtulmak 124
Kendi ihtiyaç ve isteklerini öncelik yapmak 125
Gücünüzü geri kazanmanın 5 yolu 126
Maskülenitenizi yeniden kazanın 127
İstediğiniz sevgiyi nasıl alacağınızı öğreneceksiniz 127
İstediğiniz seksi nasıl alırsınız? 128
İlişki Süresince 130
Sevgi ve aşk 131
Arzuyu yaratan ve devam ettiren manyetik güç: maskülen – feminen tamamlama 133
Erkeğin ilişkinin kadını olması 134
İlişkinin maskülen erkeği olmamak 136
Kurtarıcı erkek 137
Sevgili ile aynı evde yaşamak 139
Doğum Kontrolü 140
İlişkiden evliliğe geçiş 141
Bilinmeyenle evlenmeyin 143
Seksiz, sorunlu ilişkiler 146
İlişki biterken 152
Seni istemeyeni hayatında tutmaya çalışma 155
Bitirirken 160
“Kendin” olamamak, performans yükü ve öfke 161
Oyun nedir?
Recommend Papers

Erkekler İçin İlişkiler (Oyun) - Uzun Süreli İlişkiler Rehberi - Mahmut Abi - erkekadam.org [1 ed.]

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

1

YASAL UYARI Bu ürünün telif hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununca korunmaktadır. Yazarın izni olmaksızın bu kitabın tamamı yada bir bölümü çoğaltılamaz, başka bir yerde yayınlanamaz veya satılamaz. Telif haklarının ihlalinde bu kişilerle ilgili 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun aşağıda belirtilmiş olan maddeleri gereğince dava açılır. Copyright © 2022 Tüm Hakları Saklıdır.

2

Önsöz

6

Giriş

8

İlişkiye Geçiş Biz neyiz? Kadının erkeği test etmesi Kadının ilgi seviyesinin düşmesi durumu Sevgilim Anneciğim Eski ilişkisinden yeni ayrılmış kadınlar İlişkinin ilk 4-6 Ayı: Test Aşaması Seni Seviyorum diyen ilk siz olmayın

11 14 15 21 22 23 25 29

İlişkilerde İlgi Yönetimi, İletişim Partnerinizin ilgi seviyesine dikkat edin. Uzun süreli ilişkinizle çıkmaya devam edin İlgi Seviyeleri İlgi Yönetimi Benjamin Franklin Teorisi İlginizin Değeri İletişim Sanatı Rahatlama Testi Kadın Erkek İletişim Farklılığı Kadının şu anki duyguları, geçmişi ve geleceği belirler Kadınlardan anlamak Çeneni kapalı tut Savun – Açıkla – Mazur Göster – Rasyonelleştirme Yanılgısı Ne dediğine değil, ne yaptığına bak Kadınlardan ilişki tavsiyesi almak

31 32 32 34 40 42 43 46 48 49 52 52 53 56 58 59

Duygusal Yatırım Duygusal yatırım nedir? Benjamin Franklin Teorisi Kadından daha fazla duygusal yatırım yapmak neden iticidir? Aşırı duygusal yatırımdan kaçınmayı nasıl başarırsınız? Aşırı duygusal yatırım yapmanızın ilişki için zararlı olduğunun farkına varın. Düşünce ve duygularınızı meşgul eden amaçlarınız, dolu ve görece eğlenceli bir yaşamınız olsun. Kadınlar konusunda “bolluk zihniyeti”ne sahip olun. Sınırlarınız olsun ve sarsılmaz olun. Kadının duygusal yatırım yapmasını sağlamak Kadın sizden hoşlanmalıdır.

61 62 63 65 67 68 69 70 71 72 73 3

Sizinle duygusal bir bağlantı hissetmelidir. Sizin tarafınızdan kabul görmüş hissetmelidir. Sizin kendine güvenli ve sağlam biri olduğunuzu görmelidir. Sonuç Daha geniş bir bakış açısı

73 74 74 74 75

İlişki içindeki erkek adam özellikleri Egemen (dominant) olmak Erkeğin kuralları ile oynamak Gizem ve korku oyunu Duygusal Güç

77 78 81 81 84

İlişkilerde Temel Güç Dengesini Koruma: Kararlılık Giriş İlişkilerin Temel Kuralı Kadının güç dengesini kendi lehine bozmaya çalışması Kararlılık (assertiveness) Kararlılık ile saldırganlık arasındaki farklar Kararlı davranış neleri içerir? İnsanlar neden kararlı değiller - Temel Yükleme Hatası 24 Saat Kuralı Kararlı Olma Sanatı Partnerinizi çatışmadan nasıl uzak tutarsınız? Kararlılık ile saldırganlık karıştırıldığında Kararlılık bir iletişim biçimidir Pasif Agresif Kararlılığın dinamikleri Kararlı olmak ustalık gerektirir Kararlılık Eğitimi: Kararlı davranışların uygulanması Örnek # 1 (Anlaşmazlıklar) Örnek # 2 (Bir konuşmayı sonlandırma) Örnek # 3 (Talepkarlık) Örnek # 4 (Maddi olarak aşırı bir şey isteyen partner) Hayır demeyi öğrenmek Adalet duygusuna hitap etmek Kararlı Olmamak Genellikle kötü bir şeydir Kararlılık Teknikleri Genel Kararlılık Teknikleri Sisleme Bozuk plak tekniği Olumlu ve olumsuz sorgulama Olumlu Sorgulama

86 87 87 88 89 90 91 91 92 93 94 96 98 98 99 100 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 109 110 112 112

4

Negatif sorgulama Belli Başlı Durumlarda Kararlılık: Talepler, eleştiriler ve övgüler Taleplerle Kararlı Bir Şekilde Başa Çıkmak Eleştiri ile Başa Çıkmak İltifat Ederken veya Edilirken:

113 114 114 116 118

İyi Çocuk Sendromu İyi Çocuk Sendromu Gizli Sözleşmeler İyi çocuk sendromundan kurtulmak Kendi ihtiyaç ve isteklerini öncelik yapmak Gücünüzü geri kazanmanın 5 yolu Maskülenitenizi yeniden kazanın İstediğiniz sevgiyi nasıl alacağınızı öğreneceksiniz İstediğiniz seksi nasıl alırsınız?

119 122 122 124 125 126 127 127 128

İlişki Süresince Sevgi ve aşk Arzuyu yaratan ve devam ettiren manyetik güç: maskülen - feminen tamamlama Erkeğin ilişkinin kadını olması İlişkinin maskülen erkeği olmamak Kurtarıcı erkek Sevgili ile aynı evde yaşamak Doğum Kontrolü İlişkiden evliliğe geçiş Bilinmeyenle evlenmeyin Seksiz, sorunlu ilişkiler

130 131 133 134 136 137 139 140 141 143 146

İlişki biterken Seni istemeyeni hayatında tutmaya çalışma

152 155

Bitirirken “Kendin” olamamak, performans yükü ve öfke Oyun nedir?

160 161 163

5

Önsöz Bu kitabı, uzun süredir yaptığım birebir tavsiyelerden derledim. Bu konuşmalar sırasında verdiğim tavsiyelerin birçoğunu, erkekadam.org sitesinde yazmadığımı fark ettim. Yazdıklarım da, ya sitede derli toplu bir şekilde bulunmuyordu ya da uzun süreli ilişkilerin sadece başlangıcına odaklanmıştı. Bu nedenle hem ilişki öncesi, hem de ilişki sırasında oyun konusunda bir seri yazmaya karar verdim. Bu kitabın bir kısmı, erkek adam sitesinde ya da erkek adam kitaplarında bulunan içerikten oluşuyor. Ama sitede bulunan kısımları bile yeniden yazdım zira dediğim gibi sitedeki ilişkiler konulu materyaller ilişki öncesi yürüme ve ilişki başlangıcı ile çok iç içeler ve genelde ilişki başlangıcına odaklılar. Bu kitap, bu serinin ikinci kitabı ve kadınlarla tanışmaya odaklanan birinci kitaba devam olarak ilişkilere odaklanıyor. Baştan çıkarma sanatı şeklinde oyun ve uzun süreli ilişkilerde oyun birbirlerinden farklılar ve aynı zamanda bir erkek için medeni durumuna göre birine ya da diğerine ihtiyaç oluyor. Bu nedenle, iki farklı oyun, iki kitap halinde oldu. Bu kitap boyunca oyun derken, neyi kastettiğimi çok iyi anlamanız gerekiyor. Oyun deyince insanların aklına genellikle hile, düzenbazlık ve manipülasyon geliyor. Biz bu kitapta oyun derken, bu tür bir oyundan değil, çocukların ve gençlerin oynadığı, hem rekabet hem işbirliği içeren aktiviteden bahsediyoruz. İki tarafın da isteyerek, manipülasyon olmadan katıldığı, iyi vakit geçirdiği ve bitmesini istemediği bir danstan bahsediyoruz. Uzun süreli ilişkiler, iki tarafın karşılıklı olarak oynadığı bir dans şeklinde devam eder. Oyun derken bu dansı ve bu dansın erkek tarafınca yapılan figürleri kastediyoruz. Bu nedenle burada öğrendiğiniz şeyleri kadınları kandırmak ya da onlara zarar vermek için kullanmaya çalışmayın ve zaten burada, o şekilde kullanabileceğiniz bir içerik yok. Kadınları baştan çıkarma sanatı camiasında sürüyle manipülasyon, hile ve düzenbazlık taktikleri var ama bu kitap serisinde onları bulamayacaksınız. Bu tür hilelere, zayıf, aslen itici erkekler ihtiyaç duyarlar ve bu erkekler hile kullanarak pek bir başarı elde

6

edemezler veya çok kısa süreli başarı elde edebilirler. Aslına bakarsanız eğer bu tür eğilimleriniz varsa, kadın erkek ilişkilerini de aşan bir zayıflığın pençesindesiniz ve bundan kurtulmak için terapi de dahil elinizden geleni yapmanızı tavsiye ederim. Zaten PUA camiası da, iş uzun süreli ilişkiye geldiğinde, bu konuda fazla bir materyale sahip değil. Yazılanların çoğu da, yazanın pek uzun süreli ilişki yürütememiş biri olduğunu bağırıyor. Ve son olarak, bu kitaba devam olacak kitap, kadınların erkekler üzerinde uyguladıkları manipülasyonlar ve toksik kadınları tanıma ve onlardan korunma üzerine olacak. Aslında serinin dördüncü bir kitabı daha var: No Contact Kuralı1. Bu kitap ilişki bittikten sonra ne yapacağınıza odaklanıyor ve iş işten geçtikten sonra okumak yerine, ilişki içindeyken bir önlem olarak okumanızı şiddetle tavsiye ederim. İyi okumalar, iyi oyunlar. Mahmut Abi

1

Eski Sevgili Nasıl Geri Döner? - İletişimi Kes Kuralı

7

Giriş Günümüz kadın erkek ilişkilerinde hem kadınların hem de erkeklerin kafası oldukça karışık. Bu karışıklığın temel nedeni, popüler kültürün iyi ilişki formüllerinin, kadın erkek ilişkilerinin yüzbinlerce yıllık programına aykırı olması. Herkesin papağan gibi tekrarlaması ile kollektif bilgelik gibi yutturulan bu formüller, kadın erkek ilişkilerinin doğası ile çarpışıp genelde vaadettiklerinin tersi sonuçlara yol açtıklarından, birçok erkek ve kadın, ilişkileri nasıl yürütecekleri konusunda bir kaos içindeler. Bu popüler kültür öğelerinden birine bakarsak, ne demek istediğimizi anlatmamız daha kolay olur. Örneğin ilişkilerle ilgili erkeklere en çok pompalanan yanlışlardan birisi, bir erkeğin ilişki için, kadını “ilişkide tutmak” için sürekli çaba harcaması gerektiği. Oysa iyi ilişkiler her ne kadar karşılıklı emek isteseler de, genel olarak kendiliğindendir ve genellikle devam ettirmek için kadının daha fazla çaba harcadığı bir süreçtir. Evet, popüler kültürün pompaladığı masala inanıyorsanız, bu dediğim size ters gelecek ama ilişki daha çok kadının istediği ve inşaa ettiği bir şeydir. Erkek tam tersine ilişkiye bir miktar dirençli olur. Fakat bir kadının ilişki için çaba harcamasının ön koşulu, erkek ile ilişki için bu çabayı harcamayı istemesidir. Bunun da ön koşulu, erkeğin ilişki için çaba harcaması gereken ve buna değen bir erkek olmasıdır. Komedyen Adam Carolla’nın dediği gibi, “bir kadın eğer bir erkekle birlikte olmayı arzu ediyorsa, erkek için bütün kapıları kendisi açar. Erkeğin yapması gereken tek şey, kendisine açılan kapılardan geçmesidir.” Bu nedenle iyi ve başarılı bir ilişki yürütmek istiyorsanız, yapmanız gereken ilk şey, kadınları ilişkide tutmak için ekstra çaba harcamak yani ilişkilere ekstra yatırım yapmak yerine, iyi ve başarılı bir ilişki için kadınları kendisine çeken bir erkek olmak. Böyle bir erkeğe genellikle alfa erkek denir ya da biz erkek adam diyeceğiz. Bir erkeğin bir kadınla iyi bir ilişki yürütmek için yapmanız gereken şey, kadının istediğini söylediği şeyleri tatmin etmeye çalışmak değil, kendini gerçekleştirmiş ya da gerçekleştirme yolunda olan bir erkek adam olmaktır. Kendi istek ve hayallerini hayatının merkezine koyan, kendi duyguları ve dürtüleri üzerinde kontrol kurmuş, bir amacı olan ve bu

8

amaca disiplinli bir şekilde yürüyen bir erkek adam olmaktır. Böyle bir erkek adam, seçim yapması gerekirse her zaman amaç ve tutkularını, bir kadına tercih eder. Doğanın bir ironisi olarak da bir kadın böyle bir erkek adamı, kendisini seçip amaçlarını bir kenara atacak olan erkeklere tercih eder ve böyle bir erkek adam tercih yapmak zorunda kalmasın diye, kendisini ona göre ayarlar. Peki bu durum neden böyle? Cevap aslında basit. Kadın erkek ilişkilerinde uyum ve süreklilik, erkeklerin maskülen ve kadınlar feminen rolde olması şeklinde evrimleşmiştir. Yukarıda saydığımız özellikler bir erkeği maskülen bir erkek yapar yani böyle bir erkek, maskülen enerjiye sahiptir. Kadınlar, özellikle de iyi ilişki materyali olan kadınlar, feminen enerjiye sahiptirler. Genellikle duygularına ve insan ilişkilerindeki bağlantılarına göre hareket edip karar verirler. Feminen davranışlar, aşk, sevgi, bağlılık, vs. almak üzere açılmak şeklindedirler yani kadınlar, fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal olarak bir erkeği içlerine alacak şekilde evrimleşmişlerdir. Maskülen - feminen enerji, özellikle çocuk yetiştirme konusunda, birbirini dengeler ve beslerler. Kadınlar doğal olarak feminen olmaya eğilimli olsalar da, onların içindeki feminen enerji, maskülen bir erkeğin yanında ortaya çıkar. Bu nedenle de ilişkinin reisi olarak erkek, maskülen bir erkek olarak, kadının feminen tarafını ortaya çıkarmasını sağlar. Günümüzde birçok ilişkinin zayıf olmasının nedeni, erkeklerin ilişkide feminen davranarak bu dengeyi bozması, kadınlarını maskülen rolü oynamaya itmesi ve mutsuz etmesidir. Tabii bu konuda tek suç erkeklerde değil. Aynı kültürel propaganda ile kadınlar da, ne yaptıklarının pek de farkında olmadan, erkekleri feminen rollere itiyorlar ve böylece hem kendilerini mutsuz ediyorlar, hem de erkeklerini. Kadınların istediklerini söyledikleri şeyler ile, aldıkları zaman tatmin oldukları şeyler aynı değiller. Bu nedenle onların dediklerine (başkalarından öğrenip tekrarladıkları kültürel propagandaya) değil, yaptıklarına bakmanız gerekiyor. Aynı şekilde siz maskülen bir erkek olsanız bile, eğer yanlış kadın seçimi yaparsanız ve ne olursa olsun maskülen davranışlar göstermeye çalışan bir kadınla birlikte olursanız, bu kadın ilişkilerde dengeyi bozacaktır. İyi bir ilişki için sizin erkek olmak konusunda iyi

9

olmanız gereklidir ve ilk şarttır. Ama aynı zamanda ilişki için iyi bir kadın da seçmeniz gereklidir. Siz ne kadar iyi bir şarapçı iseniz, o kadar kaliteli üzüm seçip, o kadar iyi şarap yaparsınız. Siz ne kadar iyi bir şarapçı olursanız olun, kötü üzümden iyi şarap yapamazsınız! Siz doğru bir erkek olursanız, doğru kadını seçmeyi ve yanlış kadını da hayatınıza almamayı başaracak kadar güçlü ve mantık merkezli biri olursanız, ilişkinin devamı konusundaki çabanın büyük kısmını kadın isteyerek ve arzu ile yapar. Popüler kültürün aksine, aramaların, mesajlaşmaların ve birlikte zaman geçirme isteklerinin çoğu kadından gelir. Siz kendi hedeflerinize ne kadar odaklanır ve bu konuda çalışırsanız, (kadını ihmal etmek gibi aşırılıklara kaçmadığınız sürece) hayatınıza daha çekici kadınlar çekersiniz ve o kadınlar da sizin hayatınızda kalmak için daha çok çabalarlar. Bir kadına verebileceğiniz en iyi hediye, gerçek bir erkek adam ile ilişki içinde olmaktır, o sizi daha çok sevsin diye onun için sürekli bir şeyler yapmak, bir şeyler almak ve sürekli bir şeylerden fedakarlık yapmak değil. “Bir erkek bir kadın kendisinden hoşlansın diye ne kadar çok şey ve fedakarlık yaparsa, o kadın onda o kadar kaçmaya başlar.” Günümüzde erkek adam gibi yaşayan erkek sayısı o kadar az ki, sadece bu yönde ilerleyerek bile erkek yığınlarının tepesine çıkabilirsiniz ve neredeyse hiçbir rekabet ile karşılaşmadan yaşayabilirsiniz.

10

İlişkiye Geçiş

11

Eğer şu an 3 aydan uzun süreli bir ilişkiniz varsa, bu bölümü geçmiş durumdasınız. Ama yine de bu bölümü okumanız, sizin şu anki ilişkinizde kullanabileceğiniz bazı yararlı bilgiler almanızı sağlayabilir ve bir sonraki ilişkinize şimdiden hazır olursunuz. İlişkiler çeşit çeşit ama ben burada ve aslında kitabın genelinde ilişki derken, uzun süreli veya uzun sürme potansiyeli olan, tek eşli ilişkilerden (sevgili veya evlilik) bahsediyorum. Paralel birkaç kadınla görüştüğünüz, sadece seks için görüştüğünüz (fuck buddy), ilişki olmadan içinde seks olan arkadaşlık şeklinde olan (friends with benefits) ve tek gecelik ilişkilerden bahsetmiyorum. Ama bu kitapta bahsedilen stratejilerin ve zihin yapısının faydasını, bu tip ilişkilerin çoğunda da görürsünüz. Bir kadınla buluşmaya başladınız ve aranızdaki ilişki bir şekilde fiziksele geçmiş durumda. Buradan sevgililiğe nasıl geçeceksiniz? Bunun zamanı geldiğini nasıl anlayacaksınız? Burada cevap ve yapmanız gereken şey basit: bu işi kadına bırakacaksınız ya da en azından kadının ilişkinin kendi fikri olduğunu düşünmesini sağlayacaksınız. Burada işin püf noktası, ilişkiyi kadının sizden talep etmesi. Kadınların işini kolaylaştırmak ve erkekleri feminenleştirmek için uydurulmuş tüm o “erkek çıkma teklif eder / açılır / benim sevgilim olur musun?” popüler kültür saçmalıklarını unutun. İlişkiyi kadın erkekten istemeli, erkek kadından değil. Neden? Kadın erkek ilişkilerinde kadının rolü, seksin olup olmayacağına karar vermektir. Seksin kapı bekçisi kadındır. Seksi ise erkek kadına fiziksel olarak yürüyerek dolaylı yoldan talep eder. Aynı şekilde ilişkinin kapı bekçisi de erkektir. İlişkinin olup olmayacağına erkek karar verir. Popüler kültürün programladığı efendi çocuklardan değil gerçekten erkek adam olan erkeklerden bahsediyorum. Günümüzde öğretilen, erkeğin hem fiziksel hem de ilişki için kadının peşinde koşması maalesef. Bu da çoğu erkeği ya ilişki ve seksten uzak yaşamaya ya da çok zayıf pozisyonda oldukları bir ilişki içinde olmaya itiyor.

12

Aslına bakarsanız, erkeğin doğası birazda irrasyonel bir kendine güvenle, ilişki kafesine girmeye dirençlidir. Erkek normalde, ilişkiye bir kadın tarafından çekilen özgür bir aygırdır. Bir kuş kadar özgür olmalısınız, oradan oraya kanat çırpıp, şakıyan ve hayatın tadını çıkaran bir kuş. Kadınlar bu kuş ile sikişmek ve onu kafese koymak isterler (kafes = bağlılık / ilişki) Kuşun kendisi kafesin içine uçmak istediğinde, bu kuşun bir problem olduğunu düşünmez misiniz? Sonuçta kim, kafesin içinde olmak İSTEYEN bir kuşu ister ki? Hayır, kadınlar ÖZGÜR, VAHŞİ ve GÜZEL kuşları isterler. Kadınlar İYİ BİR AV isterler. İyi av, kafesin içine uçmaya can atmaz. Kafesin içine uçmak isteyen kuşlar, yaralı ve muhtaç kuşlardır. Anti-Dump (Pook’un Kitabı)2 Sizin erkek olarak işiniz, kadın ile buluşmak, buluşmalarda karşılıklı eğlenmek ve fiziksele gitmek. İlişki başlayana kadar kadına skor olarak bakın demiyorum, tam tersi siz aranızdaki aşk hikayesinin olurunu (buluşmaları) ayarlayın ve ilişki isteğini kadına bırakın. Bir kadın ilişki istediğinde, size bunu belirtecektir. Siz ise bu olana kadar (ya da olmazsa) buluşmaları ayarlayın. Kadına skor gibi davranmayın ama bir yandan da eğer bu kadınla ilişki olmazsa, sizin için sorun olmasın. Bu süreçte sizin kadının peşinde koşmak yerine, onun için kapatılması gereken, kapatılmazsa uçacak bir özgür kuş olun. Başlangıçta haftada 2 kereden fazla buluşmayın. Ona haftada 2 kereden fazla ulaşmayın. Siz ona 2 kere ulaşıyorsanız, o size 3-4 kere ulaşsın. Böylece neredeyse haftanın her günü mesaj ya da telefonla görüşürsünüz ama bu sıklık, sizin ona ulaşmanızla olmasın. Kadının size olan ilgisi arttıkça, sizin zamanınızı ve ilginizi daha fazla talep edecektir. Siz buna, haftada 3 kere buluşarak yanıt verin ama bundan fazla da buluşmayın.

2

Pook’un Kitabı

13

Biz neyiz? Kadının ilişki isteği,”biz neyiz?” sorusu ve türevleri şeklinde gelecektir. Bu soru direkt bu ve buna benzer şekilde de gelebilir, başka şekillerde de. En yaygın şekillerinden biri, sizin başka kadınlarla görüşmenizi istemediğini belirtmesidir. Siz bu arada başka kadınlarla görüşüyorsanız, bunu ona göstermeyeceksiniz ama kadın bunu belli belirsiz hissedecektir. Biz neyiz sorusu geldiğinde, aranızdaki iletişimi mümkün olduğunca eğlenceli tutun. Ona bu soruyu neden sorduğunu ve ne hissettiğini sorun. Eğer siz de onunla sevgili olmak istiyorsanız, aynı şekilde hissettiğinizi söyleyin ve ilişkiye geçin. Bu aşamada yapabileceğiniz önemli hatalardan biri, geleceğiniz hakkında konuşmaktır. Bırakın bunu da o başlatsın yoksa beraber bir geleceğiniz olma şansını azaltırsınız. Siz, onca kız arasından ona yürüyerek bir seçim yaptınız, o ise kendisine yürüyen erkekler arasından sizi seçti. Umulan o ki siz de bunun üzerine ona yürüyerek sizinle seks yapıp yapmayacağını seçmesini sağladınız ve seçildiniz. Bu aşamada sıra onda. O sizden ilişki talep etsin ve siz de ilişki olup olmayacağına karar verin. İlişki isteğini kadına bırakmanız için en önemli neden, erkek ve kadının ilişkiye farklı hızlarda hazır olması. Erkekler için tarihsel olarak ilişki daha az maliyetlidir (ilişkiden bir çocuk çıkar ve ayrılık olursa erkek genelde çocuğu kadına bırakıp gider) ve erkekler daha çok görsel olarak cinsel arzu duyarlar. Bu nedenle de erkek ilişkiye eğer istiyorsa kadından daha önce hazır olur. Kadın için ise ilişki, tarihsel olarak yüksek risklidir ve yanlış seçim yapması çok maliyetli olabilir. Günümüz prezervatif, doğum kontrol hapı ve kürtaj çağında bu tarihsel maliyetlerin geçersiz olduğunu düşünebilirsiniz ama bu modern teknolojiler, milyon yıllık içgüdülerin gücünü azaltamayacak kadar yeni bir değişim. Ayrıca kadının hissettiği çekim, daha çok erkeğin kişiliğine bağlıdır ve bunu ortaya çıkarmak da zaman alır. Kısacası kadınlar genelde erkeklerden daha uzun sürede ilişkiye hazır olurlar. Eğer siz kendi hızınıza göre hemen ilişki peşinde koşmaya başlarsanız, kadın hazır değilken bunu talep edebilirsiniz ve olabilecek bir ilişkiyi de baltalayabilirsiniz.

14

İkinci önemli neden de, yukarıdaki Pook alıntısında belirtilen doğal olgu: kadın erkek ilişkilerinde makbul, değerli erkek, genellikle birçok kadın alternatifi olan ve bu alternatiflerden biri ile kendini kapamaya çok istekli olmayan kişiliktir. Kadınlar tarafından tercih edilmeyen erkekler ise, bir kadını ilişkiye kapatmaya daha isteklidirler. Bir erkeğin ilişki peşinde koşması, ilişkiye dünden razı olması, o erkeğin değerli ve tercih edilir olmayan bir erkek olduğunu sinyaller. Ayrıca doğal değildir ve kadın fantezisine terstir. Doğal olan, bir erkeğin bir kadına yürümesi evet ama ilişkiye dirençli olması ve kadının çabası ile ilişkiye çekilip orada tutulmasıdır. Milyonlar satan kadınlara yönelik, kadın pornosu diyebileceğimiz romanlarda da, kurgu bu şekildedir. Kadının çevresinde onunla dünden ilişkiye razı bir adam vardır ama kadın birgün gizemli ve özgür bir aygır ile karşılaşır. Bu aygır, hikaye sürecinde kadının çabası ile tek eşli ilişki ahırına çekilir ve buna dirençli olması, roman boyunca kadının arzusunu ateşleyen en önemli etkendir.

Kadının erkeği test etmesi Erkekleri çekici yapan şeylerin çoğu, erkeğin kişiliğindedir. Erkeğin duygusal gücü, kararlılığı, omurgalı olması, vs. Bunlar gündelik hayatta gözle görülür şeyler olmadıkları için, kadın içgüdüsel olarak erkeğini ara sıra test ederek onun bu özelliklere sahip olmaya devam edip etmediğini kontrol eder. Bu testlere fitness test ya da daha kaba tabiri ile shit test denir. Fitness testleri, ilişkinin başında, özellikle ilk 3 ayda daha yoğun olacaktır. Erkek bu testleri geçerse, yoğunluk azalır fakat erkek testlerden kalırsa, yoğunluk artarak ilişkiyi çekilmez bir yere sürükleyebilir. Günümüzde erkeklerin ilişkilerinde problem yaşamalarının en önemli sebeplerinden biri, kadınlarının istediği her şeyi yapmanın, onları mutlu etmenin şartı olduğunu öğrenmiş olmalarıdır. Gerçek ise bunun tam tersidir. Uzun süreli ve mutlu bir ilişki istiyorsanız ilk öğrenmeniz gereken kural şudur: “Bir kadını mutsuz etmenin en kestirme yolu, onun istediği her şeyi yapmanız, ona istediğini her şeyi vermenizdir.”

15

Bunun, hemen her kaynaktan size akan ilişki tavsiyelerinin tersi olduğunu biliyorum. Ama kadınların erkekleri ve özellikle onun sınırlarını test ettiği gerçeğini aklınızdan çıkarmazsanız, bu kuralın ne kadar doğru olduğunu yaşayarak görürsünüz. Bu isteklerin bir kısmı normal istekler iken, önemli bir kısmı sizi ne kadar dürtüp rahatsız edebileceklerini test etmekten ibarettir. Özellikle de “şunu yapmazsan, şu olmaz” gibi isteklerin hepsini olmasa bile, en azından bariz test olanlarını ya da sırf omurga göstermek için bazılarını reddedin. Bu kuralın işleyişini çevrenizde de görebilirsiniz. Sevgililerinin, karılarının bir dediğini iki etmeyen adamların genellikle karıları tarafından saygı görmeyen, sürekli dırdıra maruz kalan adamlar olması, bunun tersine karılarının her dediğini yapmayan, sıklıkla şikayet edilen özelliklere sahip adamlara karılarının daha istekli davranması, bilinen bir sterotiptir. Bunun sebeplerinden biri, kadınların tüm isteklerini yerine getiren erkekler, sıklıkla onların erkeğin sınırlarını zorlamak için yaptığı test istekleri de yerine getirerek, kendilerinden ödün verip karılarını veya sevgililerini mutlu etmeye çalışıyorlar. Oysa kadınlar sınırlarınızı zorlayan şeyler isterlerken, aslında sizin o şeyi yapmanızı değil, sizin kendisine karşı duracak omurgaya sahip olup olmadığınızı test ediyorlar. Siz böyle bir istek geldiğinde bunu yerine getirirseniz, iyi koçiş / sevgili değil, bir kadına bile omurga göstermekten çekinen sünepe durumuna düşüyorsunuz. Bunun bir diğer sebebi de, kadınların kendileri ve çocukları için erkeklerinden alabilecekleri her şeyi almaya programlı olmaları. Bu evrimsel bir şey zira tarih boyunca kadınlar kendilerinin ve çocuklarının hayatta kalması için, erkeğin güvenlik ve kaynak sağlamasına ihtiyaç duymuşlar. Ne kadar çok şey alırlarsa, hayatta kalma ihtimalleri o kadar fazla olmuş. Kadının huzura dolayısıyla da mutluluğa erebilmesi için hayattaki bu önemli misyonunu tamamladığına inanması, yani, erkeğinden alabileceği her şeyi almış olduğuna inanması gerekiyor. Sorun da burada başlıyor. Bir erkek kadının her istediğini yaptığında ya da verdiğinde, bir yerde hayır demeyi bilmeyip her isteğe koştuğunda, kadının “daha istesem daha da alırım yani alabileceğim her şeyi almadım” diye hissetmesine neden oluyor. Burada önemli olan, sizden yeterince aldığı sürece ne kadar aldığı değil, ne kadar alabileceği. O

16

nedenle mesela ortanın üstü sınıfta bir kadın, daha fakir bir kadına göre çok daha fazlasını alabiliyorken, o fakir kadından daha mutsuz olabiliyor. Zira görece varlıklı koca sınırlarını korumaktan aciz ve kadın sürekli daha fazlasını alabileceği kaygısı içinde, fakir koca ise sınırlarını çizmiş ve kadının bu kaygısını azalmış durumda. Yine birinci nedenden dolayı, görece daha modern görünmeye ve üst kültürde toksik diye yaftalanan maskülen özelliklerden uzak durmaya çalışan görece daha eğitimli erkekler, sevgililerinin / karılarının her istediğini yaparak, farkında olmadan omurgasız ve vur ensesine al lokmasını bir erkek gibi davranıyorlar. Daha az eğitimli ve sınıfsal olarak “mahalle baskısı” yememek için böyle erdem sinyallemek zorunda hissetmeyen erkekler ise, daha güçlü davranıyorlar. Bir kadın kendisinin isteklerine karşı koyamayan bir erkekle birlikte olduğunda, genellikle yüzeyde “ne güzel her istediğimi yapıyor” diyebiliyor ama bir yandan da daha güçlü olan, “bir kadına bile boyun eğiyorsa, başka bir erkek bunu alaşağı eder ve yanında ben ve çocuklarım da yanarız” diye bir bilinçaltı algoritması çalışıyor. Aynı şekilde isteklerine karşı koyabilen bir erkekle birlikte olduğunda, yüzeyde “istediğim her şeyi yapmıyor” diye şikayet edebiliyor ama bir yandan da daha güçlü olan, “bana karşı omurgası var ve belki de başka bir erkek de bunu kolay kolay alaşağı edemez” diye bir bilinçaltı algoritması çalışıyor. Kısacası özellikle ilişkinin başından itibaren, kadının her istediğini yapmamaya bakın. Tabii ki bu istediği hiçbir şeyi yapmayın anlamına gelmiyor ama özellikle sınırlarınızı zorlayan, sizin bireysel hayatınızı kısıtlamaya yönelik isteklere hayır demeyi öğrenin. Bunu şaka yollu ve mümkün olduğunca sevecen bir şekilde yapın ama yapın. İlişkinin başında yapmanız çok daha önemli. Zira ilişkinin başında kadın küçük küçük isteklerle başlayacaktır ve bunları doğru şekilde savuşturdunuz mu, sizi daha fazla test etmek için daha büyük ve reddetmesi zor şeylere geçmeyecektir. İkincisi ve belki de günümüzde daha önemlisi, arıza kadınlar (hak sanrısı içinde olanlar (prenses sendromu), kendine aşırı güvensiz kadınlar, ilgi budalaları, psikolojik problemli olanlar, vs.) başında küçük şeylere hayır demeniz durumunda bile ciddi arıza çıkarırlar, ve bu şekilde de bu kadınlara uzun süre yatırım yapmadan asıl yüzlerini görüp onları hayatınızdan çıkarabilirsiniz.

17

Özellikle karşı çıkmanız gereken şeyler, haftanın her günü buluşmak (sizin tüm zamanınızı isteyip alması), erkek arkadaşlarınızla yaptığınız aktiviteleri bırakıp kendisi ile vakit geçirmenizi istemesi, saatlerce mesajlaşma isteği, spor rutininizi bozacak hareketler, ailenizden soyutlayıp zamanı kendisi için sömürmesi, sizin ekonomik durumunuzu aşan istekler, vs. Birçok erkek ilişkiye girer girmez, sevgilisinin kucağına dış dünyadan kaçacağı ana kucağı gibi atladığından, bu tür tavizlere dünden razı oluyorlar. Sonra da çok iyi başlayan ilişkilerinin neden 3-4 ay sonra “eskisi gibi hissetmiyorum” ile sonlandığına şaşırıyorlar. Sevgiliniz olsa da, (daha değişik bir durum ama) eşiniz olsa bile, kendinize, arkadaşlarınıza, hobilerinize ayırdığınız bir zamanınız olmalı. “Kadınlar” giremez alanınız olmalı. Tabii ki sevgiliniz varken ona da vakit ayırdığınız için bunlardan fedakarlık yapacaksınız ama bu fedakarlık çok az zaman ayırmaya ya da tamamen bırakmaya kadar gitmemeli. Kadınlar sizi her zaman test edecekler. Her şey iyi giderken daha az test edecekler, başında küçük testleri geçerseniz testler o kadar büyümeyecek ama buna rağmen sırf arada test etmek için, monotonluğu kırmak için test edecekler. Sizin her zayıflık sinyalinizde, sizi test edecekler. Sizin kendisine karşı muhtaç davrandığınızı hissettiğinde, sizi biraz kıskandıracak ya da kendisini “kaybedebileceğiniz” korkusunu kaşıyacak şeyler yapacaklar. Sizin gerçekten zayıf, gerçekten muhtaç olmadığınızı görmek için, sizi zayıf ve muhtaç hissettiren şeyler söyleyip yapacaklar. Siz zayıf ve muhtaç olmadığınızı gösterdiğinizde (sağlıklı kadınlarsa) duracaklar ama siz korku ve kaygılarınıza kapılarak daha zayıf ve muhtaç davranırsanız, testlerin sıklığı ve şiddeti artacak. Bu nedenle, kendi değerini bilen ve rahat biri olmalısınız. Herkesin her yaptığından nem kapan, duygusal durumları çevreye bağlı bir insan değil, duygusal olarak güçlü bir insan olmalısınız. Henüz böyle değilseniz bile, zayıflıklarınızı ve varsa muhtaçlığınızı dışa vurmamayı öğrenmelisiniz. Derdinizi, tasanızı kadınınızla paylaşmamayı, özellikle de bu kadınla birlikteliğe yeni başlamışsanız, öğrenmeniz lazım. Beraber olduğunuz kadının sizin anneniz olmadığını, sizin onun çocuğu değil erkeği olduğunuzu unutmamalısınız. Kadın - erkek birlikteliğinde çocuk kadına, kadın erkeğe yaslanır. Erkek ise kendine. Erkek ailenin ya da ilişkinin direğidir yani kayasıdır. Eğer erkek kadına sırtını dayamaya

18

çalışırsa, duygusal olarak ona muhtaç duruma düşerse, bu kadında büyük bir kaygı ve uzun sürmesi durumunda soğuma yaratır. Ciddi bir sorunda, birinin ölmesi gibi bir yıkımda bile hiç renk vermeyin demiyorum ama işinizde 2-3 haftada çözülecek dertler, birkaç ay sürece maddi sıkıntılar, duygusal gelgitler sizin kendi probleminiz ve kadına yansıtmadan halledin. Eğer illa zırlayacak birini istiyorsanız, samimi erkek arkadaşlarınız bunun için var. Karısına karşı sert davranırken meyhanede erkek arkadaşları ile salya sümük ağlayan erkek tipi bugün hunharca aşağılanıyor ama o erkek tipi kadınlarla daha başarılıydı, muhtemelen şimdinin kadın erkek ilişkilerinde bile “modern” erkeklerden daha başarılı olurdu. Günümüzde ise erkeklere pompalanan saçmalık ne? Ekşi Çöplüğün bir yazarının dediği gibi3 “Ben bir kadını sevdiğim zaman; sen bilirsin, çok yoruldum, canım istemiyor diyemeyeceksem, çok konuşmayacaksam, onunla boş yapamayacaksam, ne yesek diye salak salak fikirler üretemeyeceksem, “yosun” burada metafor ise atıyorum ben de “palyaçodan” korkamayacaksam, canım sadece ağlamak istiyor diye onun mis gibi kokan vücuduna sarılıp doya doya ağlamayacaksam, kararsız kaldığımda ona soramayacaksam. ee ne sikime var o kadın benim hayatımda.” Bu çöplük yazarı, sonrasında bizim burada size vereceğimiz tavsiyelerde çizdiğimiz erkek adam profilini “maganda, mağara adamı”, bunlara olumlu tepki veren kadınları da “rakı seven basit kadınlar” olarak tanımlamış. Bu günümüzde özellikle eğitimli kesimde yaygın bir bakış açısı. Yıllarca toksik maskülenite propagandası ile beyinleri yıkandığı için, maskülenite ve erkek doğası ile ilgili her gerçeğe mağara adamlığı yaftası yapıştırmaları, her şeyden önce kendilerini feminenleşmiş dünyalarında tutmaları için önemli bir araç. Fakat benim gözlemlediğim, kadının her istediğini yapmayan, ona renk vermeyen, güçlü duran erkekleri aşağılamaya çalışan, duyarlı ve duyguları açık bir erkek olmayı marifet bilen adamların büyük kısmı, ilişkilerinde ve evliliklerinde çok acı çekiyorlar. Evet arkadaşlar, erkeklik yan gelip yatma değil. Erkek olarak oynamanız gereken bir rol var ama bunu böyle söyleyince sanki olduğunuzdan farklı davranmanız gerektiğini 3

Anneciğim gibi olmayacaksa olmasın - erkekadam.org

19

düşüneceksiniz. Tam tersi, siz zaten çok derin bir şekilde, milyonlarca yıllık evrim ile (ya da fıtrat gereği, artık hangisine inanıyorsanız fark etmez), bu role doğal olarak programlısınız

zaten.

Sorun,

sizin

tam

tersini

yapmaya

koşullandığınız

bir

propagandaya maruz kalmanız ve bu propagandanın sonuçları size acı verse de, bunu bir kenara atamamanız. Kendi erkek adam benliğinizi inşaa edip, duygusal olarak güçlü ve kolay sarsılmayan, kolayca duygusal gelgitler yaşamayan biri olmalısınız. Özellikle ilişkinin başlarında, ama günümüzde her aşamasında, sınırlarınız saygısızca ve umursamazca ihlal edilirse, bırakıp gitmeyi bilmelisiniz. Burada özellikle kadınların ve kadın ruhluların itiraz sesleri ile boğulmaya çalışılacak ikinci önemli kuralı verelim: “Bir kadın, sizin sınırlarınızı (hem sayı hem de derinlik olarak) çok fazla ihlal ederse, fazla ileri giderse, sizin geri dönüşsüz bir şekilde bırakıp gidebileceğinizi bilmeli. Bir kadın bunu bilene kadar, size tam olarak saygı duymayacak ve sizi tam olarak sevmeyecektir. Sizin onu kaybetmemek için sınırlarınızı koruyamayacağınızı hissetmeye başlarsa, size olan saygısı ve sevgisi de bitmeye başlayacaktır.” Bunu tehdit ile yapamazsınız, ona söyleyerek yapamazsınız. Böyle hissetmeniz, en azından ne kadar acı çekerseniz çekin erkeklik onurunuzu ondan daha önemli tutmayı görev bilmeniz gerekli. Karşınızdaki insan ortalama bir zekaya sahipse, lafla söyleyenin aslında bunun tam tersi olduğunu bilir, siz öyle hissediyorsanız bunu zaten davranışlarınızdan, duruşunuzdan kapar. Demek istediğim şu: “Beni bırakırsan beni sonsuza kadar kaybedersin, asla arayıp sormam” diye büyüklenen insanlar, genelde bıraktınız mı sülük gibi yapışacak olan insanlardır. Bunu söylediğinizde siz öyle olmasanız bile, öyle var sayılırsınız. Merak etmeyin. Siz seçim yapması gerekirse, her zaman kendi onurunu, amaç ve tutkularını, bir kadına tercih edecek biri olursanız, kadınınız sizin o seçimi yapmamanız için elinden geleni yapacaktır. Tabii asgari düzeyde normal ve iyi bir kadın seçtiyseniz. Seçemediyseniz, bu duruşunuz ilişkinizi bitirecektir ama bu da çok iyi bir şey. Kötü bir seçimle devam edip hayatınızı cehenneme çevirmekten kurtulursunuz.

20

Son olarak da bu yazdıklarım özellikle pasif, hayır demesini bilmeyen bir geçmişten gelen erkeklere agresif (saldırgan) gelecektir. Burada saldırganlıktan değil, kararlılıktan bahsediyoruz. Pasif, pasif - agresif ve agresif davranışlar, insanların genellikle içinde debelendikleri davranış kalıplarıdır ve ileriki bölümlerde, bu kitapta bahsettiğimiz şeyleri saldırganlaşmadan, kararlı bir şekilde yapmanın yollarından da bahsedeceğiz.

Kadının ilgi seviyesinin düşmesi durumu Bir kadınla uzun süreli ilişkiye gidiyorsunuz ya da uzun süreli ilişkinin başındasınız. Kadın ise birdenbire size eskisi kadar sıcak davranmama başladı. İlgi seviyesinin düştüğünü, sizi görmek için o kadar da can atmadığını görebiliyorsunuz (öncelikle kafanızı kuma gömmemeniz, kadının ilgi seviyesinin ne olduğunun farkında olmanız lazım). Burada çoğu erkek paniğe kapılıp, kadının peşine düşecek, daha fazla ilgi gösterecektir. Ama eğer üçüncü bir şahıs yoksa bu tür bir ilgi azalmasının nedeni çoğunlukla, erkeğin fazla ulaşılır ve fazla ulaşır olması, gizemin azalması ve erkeğin yeterince uğraş gerektirmemesidir (cepte olması). Bütün bunlar, değersiz erkek sinyalleridir ve kadının ilgi seviyesini düşürürler. Bu nedenle siz çoğu erkeğin yaptığını yapmayın ve hemen kendinizi geri çekin. Ondan daha fazla mesaj atmayın, mesajlaşma ve arama aralıklarını azaltın ve onun hızına uydurun. Bazı mesajlarına geç cevap verin, bazı telefonlarını “açamayın”. Kadın erkek ilişkilerinde sıklıkla 2 ileri - bir geri şeklinde ilerlemeniz gerekir. Bir kadın bazen ilgi azalmasından, bazen de sırf test etmek için sizden uzaklaşabilir. Buna tepki olarak onun peşinde koşmaya başlarsanız (daha sık aramak ya da aslında onun ilgisi azalırken aynı sıklıkta kalmak), genellikle kadın daha hızlı kaçacaktır. Bunun yerine peşinden koşmazsanız en azından kaçmaz ve çoğu zaman da siz geri çekildiğinizde peşinizden gelir. Tüm o romantik Hollywood ya da Türk dizi / film sektörü saçmalıklarını unutun. Onlar, ev hanımlarının ve yeni yetmelerin hayal dünyasını okşamak üzere yapılıyorlar, yetişkin

21

erkeklerin için değil. Size şu an ne kadar ters gelse de, umarım deneyerek göreceğiniz gibi, İdeal kadın erkek ilişkisi, kadının erkeğin peşinde, erkeğin kadının peşinde koştuğundan bir iki tık daha fazla koştuğu ilişkidir. Eğer uzun süreli ilişki ilişki istiyorsanız ve bu ilişkiniz sizden götürmeden görece doğal akmasını istiyorsanız, daha başından bu şekilde başlamayan ilişkilere girmemeye bakın. Evet ilk siz yürüyorsunuz ve evet buluşmaları da siz ayarlıyorsunuz ama onun dışında bu buluşmaları sizinle daha fazla ve tek eşli ilişkiye götürme çabası daha çok kadından gelmeli. Zira bu, ilişkide kadının ödevi. Eğer siz bu ödevi gerçekleştirmeye çalışırsanız, ilişkinin kadını olursunuz. Kendinizi geri çektiğinizde, kadına kadın rolü oynama fırsatı veriyorsunuz. Evet, siz geri çekildiğinizde hemen ya da hiç peşinizden gelmeyebilir ve bu tehlike zaten çoğu efendi erkeği kaybetme korkusu ile kadını kovalamaya iter. Ama bu riski göze almalısınız. Risksiz bir ilişki, sıkıcı ve monotondur. Risk alamayan bir erkek sıkıcı, monoton ve değersizdir. Değerli olsa, neden kendini geri çekmiş bir kadının peşinde koşsun ki?

Sevgilim Anneciğim Yukarıda bahsettim ama bu konu önemli olduğu için yine bahsedeceğim. Bu türden bir ilgi azalmasını başından engellemek için aklınızda olması gereken şeylerden biri de, kız arkadaşınıza veya karınıza annenizmiş gibi davranmamaktır. Bu özellikle anne - oğul ilişkisinin olması gerekenden çok daha samimi olduğu Akdeniz ülkelerinden biri olan ülkemizde çok sık yapılan bir hata. Eğer hayatınızda gerçekten canınızı sıkan, sizi duygusal olarak ezen bir derdiniz varsa, duygusal yükleriniz varsa, gidip kadınınızın kollarında ya da kucağında ağlamayın. Kadın o ilişkiye çocuk bakmak için girmiyor. Özellikle de ilişkinin başlarında, kocaman bir bebek gibi davranmayın ama bu genel ilişki prensibiniz olsun. Bakın kadın size destek olmak için ısrar edebilir ve bu durumda bir miktar duygusal destek de verebilir ama bunun için önce yanınızda feminen ruh hali içinde olması lazım.

22

Kadının feminen ruh halinde olmasının tek yolu da sizin maskülen ruh halinde olmanız. Sorunları ile baş etmek için kadın desteğine ihtiyaç duyan koca oğlan çocukları, maskülen enerji içinde değiller ve bu nedenle feminen enerji içinde olmayan kadınları, onların muhtaçlıklarına destek olmak da istemezler. Özellikle ilişkinin başında sizin açınızdan her şey her zaman yolunda olmalı. İşinizden zevk alıyorsunuz ve stresli falan değil. Hayatınız güzel. Hiçbir şikayetiniz yok ya da siz hiçbir zaman şikayet etmiyorsunuz. Nokta. Bir de hayatınızın ince detaylarına çok girmeyin ve gizemi koruyun. Eğer kötü bir gün geçirdiyseniz, yakın arkadaşlarınızla konuşun, beraber olduğunuz kadınla değil. Beraber olduğunuz kadın sizin anneniz değil, sizin dertleriniz de onun problemi değil özellikle ilişkinin başlarında. İlişkinin özellikle başlarında siz söz konusu olduğunda sizin hayatta bir sorununuz yok.

Eski ilişkisinden yeni ayrılmış kadınlar Bazen

eski

erkek

arkadaşından

veya kocasından yeni ayrılmış bir kadınla

karşılaşacaksınız. Bu durumda ekstra dikkatli olmanız gerekli zira özellikle uzun süreli bir ilişki ya da evlilikten çıkmış kadının duyguları dalgalıdır. Bu tür ilişkilerin bitiminde bıraktığı duygusal hasarın iyileşmesi zaman alır. Maalesef birçok kadın, bu sürecinin acısını ve sıkıntısını yaşayıp iyileşmek yerine, süreçten kaçmak için bir ilişkiye girer. Bu ilişkilere yara bandı (rebound) ilişki denir. Böyle bir ilişki genelde çökmeye mahkumdur zira ilişkiye giren taraflardan birinin amacı yarasına geçici yara bandı koymaktır, karşısındaki ile bir ilişkiye girmek değil. Bu tam olarak bilinçli bir davranış olmadığından, yara bandı ilişkiye giren kadın, ilişkinin yara bandı olmadığı konusunda kendisini kandırmak için büyük çaba sarf edecektir. Genel olarak 1-2 sene ve daha uzun ilişkiden çıkan bir kadının, tam duygusal iyileşmesi yaklaşık 6-7 ay alır diye hesaplayın. Eğer siz kadınla, o eski ilişkisinden ayrılıktan 1-2 ay sonra karşılaştıysanız ya ciddi bir ilişkiye girmeyin ya da girecekseniz, bu kadının duygularına en az 4-5 ay daha çok güvenilmeyeceğini hesaba katın. Şunu da aklınızdan çıkarmayın: Yara bandı ilişki içindeki kadının duyguları dalgalanır ve size aşırı ilgi

23

gösterebilirler. Özellikle de bunun gerçek bir ilişki olduğu konusunda kendilerini kandırmak, size renk vermemek için başlarda büyük bir aşk bombardımanına tutulabilirsiniz. Fakat duygular denge noktası etrafında hafif dalgalı değil de şiddetli bir gelgit içinde olduklarından, bu aşk bombardımanı birden bire ilgisizliğe veya ani ayrılığa çok çabuk evrilebilir. Maalesef çoğu erkek sevilmeye layık olmadıklarını düşündüklerinden ve/veya yetişkin bir erkeğin çok fazla sevilme ihtiyacı olmadığını görecek kadar olgunlaşmadıklarından, sevgiye aç geziyorlar. Böyle bir erkekseniz, bu aşk bombardımanına, hayatınızın kadınını bulmuşsunuz tepkisi verirsiniz ve bir daha böyle sevilmeyeceğim hissine kapılırsınız. Bu hormonlu ve sürdürülebilir olmayan aşk bombardımanı sona erdiğinde, o hissi bir daha yaşamak için kadına yapışıp onun peşinde koşmaya başlarsınız. Arkadaşlar, bir ilişkide özellikle de başlarında aşk bombardımanı gördüğünüzde, burada bir iş var diye şüphelenmeyi alışkanlık haline getirin. Salak oğlan gibi hemen kapılmayın. Her neyse, böyle bir kadınla çıkmaya başladınız ve harika bir iki ay hatta buluşma gerçekleştirdiniz. Sonra birden bire sizinle görüşmek istememesi sizi şaşırtmasın. Bu olacak diye bir kural yok ama yeni ayrılmış kadınlarda çok daha sık olan bir durum. Burada kadın eski erkek arkadaşına dönebilir ama çoğunlukla buna bile gerek yoktur. Olay kadının duygusal dalgalanmaları ile alakalı daha çok, yeni bir ilişki için gerekli stabilizasyon yok. Ya da o stabilizasyon geldiğinde, sizi o kadar da istemediğini fark edebilir. Bu durumda kızın duyguları durulana kadar sabırla bekleyen aptal da olmayın. Bu efendi erkekliğiniz genellikle kızın duyguları durulduğunda başkasının kollarına atlaması ile sonlanır. Zira siz kalıp destek olarak “ben sana erkek değil arkadaş olmaya varım” diyorsunuz ve siz arkadaşı oynarsanız, genellikle arkadaş olursunuz. Böyle bir durumla karşılaştığınızda genç kızlık hayalleri yıkılmış bakire kızlar gibi “duygularımla oynadı, beni kullanıp attı” diye de zırlamayın. Kendinizi kaptırmasaydınız. Ayrıca yattınız, iyi vakit geçirdiniz, daha ne istiyorsunuz? İstediği zaman gelip “kullansın” ve sonra “atsın” :)

24

İlişkinin ilk 4-6 Ayı: Test Aşaması Maalesef birçok insan bir ilişkiye girdiğinde, bu ilişkiye tüm benlikleriyle ve hemen dalıyorlar. Bu hem açlıktan kaynaklanıyor hem de popüler kültürün ilişkilerde “büyük ve koşulsuz aşk” yoksa, o ilişki ilişki değildir propagandasından. Bu nedenle de çoğu insan bir masal alemine dalıyor. İnsanlar kendilerinin aslında ne olduğunu, ilişkinin ilk 90 gününde tamamen, ilk 4-6 ayında ise büyük oranda saklayabilirler. Sıklıkla, ilişkinin ilk bir ayındaki kadın ile 6’ncı ayındaki kadın hemen hemen aynı kadın olacaklar ama yine sıklıkla, 6’ncı aya doğru bambaşka bir kadın ortaya çıkacak. Aynı şekilde ilişkideki iki insanın gerçekten uyumlu olup olmadığının ortaya çıkması, 4-6 ay sürebilir. İlişkilerin ilk 3 ayı genellikle “balayı aylarıdır” ve iki taraf da yeni ilişkinin heyecanı ile birbirlerinin hoşlanmadıkları taraflarını ve uyumsuzluklarını görmezden gelirler. Fakat balayı dönemi 3-4 ay içinde biter ve ikili normal seyrinde bir ilişki dönemine girerler. Eğer ikili ilişki için uyumlu değillerse, bu ilişkinin 4’üncü ve 6’ncı ayları arasında ortaya çıkmaya başlayacaktır. Bu iki nedenden dolayı, ilişkiye hemen kapılmayın. Duygusal yatırımınızı zamana yayın. Karşınızdaki kadının, ilişkinizin başlangıcı ve ilk 4-6 ay içindeki gidişatı ne olursa olsun, göründüğü gibi olmayabileceğini zihninizin bir kenarında bulundurun. Bir kadın ruh hastası bile olsa, bunu sizden en azından 90 gün çok rahat saklayabilir. Ama bir insan, gerçek kimliğini bir ilişki içinde genellikle 120 - 180 günden fazla saklayamaz. Birçok erkek maalesef bu tavsiyenin tam tersini yapıyor. İlişkinin başında, özellikle de balayı aylarının büyüsü ile, masalsı bir sevdicek ve hatta hayatının kadınını bulduğuna emin oluyor ve sonra kadının bir arızası ortaya çıkarsa ya da ilişki yürümezse, “vay orospi” diye kadını yerin dibine sokuyor. Bunun yerine daha temkinli olsalar yani başından “şu an çok iyiyiz, umarım böyle gider” deseler, bir melekle ödüllendirildim havasına girmek yerine “kız iyi bir kıza benziyor, bir şans vereyim ve 6 ay görelim” deseler, hem acı dolu bir uyanıştan kendilerini koruyacaklar hem de aslında yukarıda

25

belirttiğimiz gibi kadının daha fazla çaba harcaması gereken bir gözlem kafasında kalacaklar. Bakın embesillik yapıp bunu kıza söyleyin demiyorum! Asla. Kıza gidip “güzelim biz deneme süresindeyiz, geçersen bakarız” ya da “bir deneyelim sonra ciddi ilişki olur mu bakarız” falan demeyin. Bu aptalca. İlişkiye başlayın, istiyorsanız adını koyun dert değil. Ama sürekli olarak bunun her yere gidebileceğinin farkında olun. Büyük bir masalsı aşk, gündüz düşü, sürekli beraberlik, bir ideal kadın buldum sanrısı ile duygusal yatırımınızın tamamını ilişkinin kasasına koymayın. Yeni başladığınız ilişki için arkadaşlarınızı, hobilerinizi, sporu, rutinlerinizi ve işinizi savsaklamayın. Tüm bu duygusal yatırımınızı kadının üstüne de kusmayın. Mide bulandırmanızın yanında, kasa battı mı donunuzla kalırsınız. Ayrıca, ilk 4 ay seni seviyorum, iyilik, iltifat ve hediye yok! İlk 4 ay seni seviyorum dememek (en azından ilk diyen olmamak), iltifat etmemek, iyilik yapmamak ve hediye almamak, duygusal ve fiziksel olarak sevecen olmamak, sevgi göstermemek anlamına gelmiyor. Bu kuralın temelinde iki şey var: bir erkeğin bunları, kadına yaranmak, kadının onayını kovalamak için, yapmazsam kaybederim korkusu ile bir ödev olarak yapması ve iki, bunların fazlaca duygusal yatırım olması. Seni seviyorumdan başlayalım. Bir kadını sevecek kadar tanımanız 3-4 ay alır. Kadınla sevgili de olsanız ilk 3 ay boyunca sevginizi hak ediyor mu, etmiyor mu bilmiyorsunuz. Kadını tanımıyorsunuz bile. Bir yandan sevecen ve beraberce iyi vakit geçirdiğiniz bir ilişki yaşıyorsunuz ama bir yandan da kadını tanıyorsunuz. 3-4 aydır tanımadığınız birini sevemezsiniz zira kimi sevdiğinizi bilmiyorsunuz. İlk görüşte aşk ya da bu kadar sürede aşk sevgi falan değil, uzun süreli ilişki geliştirmek için kurulan sevgi değil. İlk görüşte aşk veya ilk 3-4 ayda seni seviyorum dediğiniz şey, cinsel arzudan ibaret. Popüler kültür ve özellikle de filmler insanları, gelip geçici cinsel çekimi aşk ile karıştırmaya itiyorlar.4 Henüz yeni tanımaya başladığınız birine sulu ve hayran gözlerle bakıp “aşık” olmak romantiktir değildir, yüzeyseldir. 4

Filmlerin sizi yapmaya koşulladığı 8 berbat ilişki hatası - erkekadam.org

26

Yine popüler kültürün aksine hemen seni seviyorumlara başlamanız, kadının çok da arzu ettiği bir şey değil. Evet, birçok kadın bunları sizden duymayı talep edecektir ama bu genellikle bilinçaltı bir testtir: acaba sırf onayım için bunu diyecek mi yoksa duygularının olgunlaşmasını bekleyecek mi testi. İltifat konusu ise daha saçma bir konu. Birçok erkek iltifat etmezse, kadının kendisinden soğuyacağını, iltifat etme yükümlülüğü olduğunu düşünüyor. “İltifat etmezsek nasıl olacak?” diye soruyorlar. Bu korku da muhtemelen popüler kültürün sonucu ama kaynağını tam olarak takip edemedim ama iyi ilişki için iltifat diye bir önkoşul yok. Fakat ilk 3-4 ayda iltifat etmemenin, seni seviyorum dememenin, hediye almamanın (doğum günü hariç, doğum günü ise abartmadan hediye alın) ve ekstra iyilikler yapmamanın asıl yararı, sizin kararında duygusal yatırım yapmanızı sağlamak. Bu hareketleri her yaptığınızda, henüz tanımadığınız bir kadına fazlaca duygusal yatırım da yapıyorsunuz. Sonrasında da ilişki yürümezse, büyük acı çekiyorsunuz ve hayalleriniz yıkılıyor. Daha da kötüsü, ileride duygusal yatırım bölümünde değineceğimiz gibi, kadından fazla duygusal yatırım yaparak olabilecek ilişkiyi kendi ellerinizle yıkıyorsunuz. Şunu unutmayın: Bir ilişkide bir partnerin diğeri için bir şeyler yapması, bir şeyler yapan partnerin diğerinden daha fazla hoşlanmasına neden olur. Evet, siz kadın için daha fazla şey yaptıkça, kadından daha fazla hoşlanırsınız. Normalde insanlar bunun tam tersini düşünürler: bir kadın için ne kadar çok şey yaparsam, benden o kadar çok hoşlanır. Hayır, onun için bir şeyler yapmanız tabii ki hoşuna gider ama sizden daha fazla hoşlanmasını sağlayan şeyler genellikle onun sizin için yaptığı şeylerdir, sizin onun için yaptığınız şeyler değil. Tekrar ediyorum, soğuk ve robotlara dönüşün demiyorum. İlişkinizin ilk 3-4 ayında buluşun, sarılın, el ele tutuşun, bakışın, öpüşün, koklaşın, sevecen davranın, kibar olun, sadık olun, vs. Ama fazlaca yatırım yapmanıza neden olacak ve aslında sandığınız kadar da takdir edilmeyen seni seviyorumlardan, iltifatlardan, ekstra iyiliklerden ve hediyelerden uzak durun. Bırakın aranızdaki sevgi kendiliğinden gelişsin. Sevgiyi satın almak zorunda hissetmeyin.

27

Şöyle düşünün: Yukarıda yazdığım tüm o sarılma, ele ele tutuşma, buluşma, vs. varken bir kadın sizden sırt seni seviyorum demediğiniz, iltifat etmediğiniz için mi soğuyacak? Eğer aranızdaki bütün çekime rağmen bunun için soğuyacaksa, o kadının yol yakınken gitmesi daha iyi değil mi? Günümüzde popüler kültür dolmalarını erkekler kadar hatta onlardan çok kadınlar yiyorlar. Çoğu kadın aranızdaki duygusal ve fiziksel etkileşimin sıcaklığı nedeniyle sizin seni seviyorum dememenizi takmaz ama bunları özellikle talep eden, almadığında arıza çıkan kadınlarla karşılaşacaksınız ve bu kural sayesinde fazla ilerlemeden bu hak sanrılı kadınları eleyeceksiniz. Daha önce belirttiğim gibi bunun istisnaları var. Birincisi eğer kızın doğum günü ilişkinin ilk 3 - 4 ayı içindeyse doğum günü hediyesi alın. Ya da kız sizin için bir börek yapmışsa mesela, ne kadar güzel olmuş diye iltifat edin ya da güzel bir hediye almışsa çok ince olduğunu söyleyin. Ama kaşın gözün güzel, vs. gibi iltifatlardan uzak durun. Bir diğer istisna da kadının size seni seviyorum demeye başlaması. Öncelikle şunu söyleyeyim, bunu ilk 3-4 ayda kadından da duymak istemezsiniz zira bu da çok hızlı. Eğer duyuyorsanız o zaman karşılık olarak söyleyebilirsiniz ama mümkün olduğunca sürekli hale getirmemeye bakın yani her gün seni seviyorum deyip durmayın. Kadının ilk 3-4 ayda seni seviyorum demesi neden hızlı onu da söyleyeyim. Bir kadının duygusal yatırım yapması, bir erkeğin duygusal yatırım yapmasına göre daha fazla zaman alır. Bunun evrimsel nedenleri var. Erkekler için aşk çok maliyetli değildir zira aşkın meyvesini taşımak, doğurmak ve en azından bebekliğinde sürekli ilgilenmek zorunda değillerdir. Ayrıca bir erkek için kadınlarda çekici olan şeylerin çoğu görseldir ve hemen gözünün önündedir. Kadınlar ise aşkın meyvesiyle başbaşa kalma riski nedeniyle, hem bırakıp gitmeyecek hem de daha önemlisi kendilerini ve çocuklarını koruyabilecek olan güçlü bir erkek isterler. Bu nedenle de daha uzun vadeli özelliklere bakarlar (kendine güven, dominantlık, duygusal güç, zeka, vs …). Bir kadının bir erkeğin bu özelliklere sahip olup olmadığını anlaması zaman alır. Çoğu kadın – erkek ilişkisinde, erkeğin duygusal yatırım yaptığı ama kadının hala mantıki hareket ettiği bir dönem vardır. Birçok erkek bu süreçte aşırı yatırım yaparak sıçar – garip, fazla iyi, fazlaca kıza odaklanmış bir şekilde davranmaya başlarlar ki o sırada henüz yatırım yapmamış kadında, erkekle ilgili şüpheler oluşmaya başlar. Zira erkeğin tam karşılığı olmadan

28

yatırım yapması, istendiğinde hemen itaat ederek bir şeyler yapması, daha yeni tanıdığı kadına seni seviyorum demesi, hediyeler alması, iltifatlar etmesi genellikle erkeğin çok tercih edilmeyen, kadınların kendisini tercih etmesi için ekstra kaynak ve zaman harcaması gereken bir erkek olduğunu gösterir.

Seni Seviyorum diyen ilk siz olmayın İlk 3-4 ay seni seviyorum demeyin ve ondan sonra da seni seviyorum diyen ilk siz olmayın. Kadınlar bir erkeğin biraz zor elde edilir olmasını isterler ve onu elde etmek için bazı engelleri aştıklarını hissetmeye ihtiyaç duyarlar. Başka kadınların da ilgi gösterdiği veya gösterdiğini düşündüğü bir erkeğin ilgisini kazanmak üzere çabalamayı, sonunda onun kararsızlığını aşıp tek eşli bağlılığını kazanmayı çok arzularlar. Duygusal dünyasını ve ilişkiyi kadının ayaklarına kolayca seren bir erkek, kadının erkeğin aşkını kazanma zevkini gasp eder. Ona aşıksanız bile, o size seni seviyorum demeden, siz ona seni seviyorum demeyin. Onun bir miktar çabalama ihtiyacı için kendinizi dizginleyin. İlk adımı onun atması için onu teşvik edin. Bu iyiliğinizin karşılığını bin katıyla alacaksınız. Maalesef birçok erkek, daha ilk buluşmalarda hemen “seni seviyorum” diyor! Kadının buna tepkisi de genellikle (erkeğe göstermese bile), “nasıl ya? Bu kadar çabuk mu?” oluyor. Yukarıda da söylediğim gibi erkekler görsel varlıklar. Erkekler genellikle gözleriyle, kadınlar ise kulakları ile aşık oluyorlar. Birçok erkek o kadar aç ki, yüzlerine gülen, kendileri ile bir iki buluşan güzel bir kadına bakıp neredeyse gelecekteki çocuklarının kime benzeyeceğini düşünmeye başlıyorlar. Çok hızlı ve kadından önce gelen “seni seviyorum” kelimeleri de, erkeğin aç olduğunu sinyalliyor. Bırakın kadın sizin buluşmalarınız, duygusal ve fiziksel yakınlaşmanız içinde, yavaş yavaş aşık olsun ve seni seviyorum kelimelerini kullansın. Zaten eğer kafanızı kuma gömmediyseniz, bu kelimelerin gelmekte olduğunu görebilirsiniz. Zira bu kelimelerden önce kadın artık sizi daha fazla arıyor, sizinle daha fazla birlikte olmaya çalışıyor ve

29

sürekli sizinle iletişim halinde olmak istiyor olacak. Bu da yaklaşık olarak buluşmaya başlamanızın 3’üncü - 7.nci haftası içinde bir yerde olacak.

30

İlişkilerde İlgi Yönetimi, İletişim

31

Partnerinizin ilgi seviyesine dikkat edin. Bunu takıntı yapmamanız gerekse de ilişki içerisinde partnerinizin ilgi seviyesinin farkında olmanız önemlidir. Çoğu erkek gibi bu konuda kafayı kuma gömüp sonra ayrılık “hiç işaret vermeksizin” kamyon gibi çarpınca ayılmayın. İlgi seviyesi konusunda açık bir radar bırakmanız, sizin bu tür bir sürpriz yaşamanızı engelleyeceği gibi, ilgi azalması gördüğünüzde, gerekli önlemleri almanıza da olanak sağlar. İlk 4-5 ayı geçtikten sonra, artık görece istikrarlı bir ilişki içinde olacaksınız ve böyle bir durumda birçok erkek genellikle farkındalığı bırakarak tamamen kafayı kuma gömer. 4 aylık kız arkadaşı sanki 40 yıllık karısıymış gibi davranmaya başlar. Sanki ne olursa olsun yanında olacak ve sığınabileceği bir liman gibi bakmaya başlar. Ya yukarıda belirttiğimiz canım anneciğim moduna geçer, ya da kadının ilgi seviyesini tamamen görmezden gelir. Çoğu erkek aynı nedenle birlikte olduğu kadını ihmal etmeye de başlar. Nasıl olsa orada diye aramayı ihmal eder, buluşmalara çıkarıp iyi vakit geçirmeyi ihmal eder. Kadın bunlarla ilgili sıkıntısını önce dolaylı olarak gösterir. Eğer erkeğin radarı açık değilse, genellikle bu sıkıntıyı artık çok büyük bir patlamaya dönüşene kadar fark etmez. Bu patlama ise sıklıkla bir ilişkiyi geri dönüşsüz zedeler. Bunu engellemenin en kestirme yolu, erkek olarak uzun süreli ilişkinizle çıkmaya devam etmeniz gerektiğini bilmek, bu ödevi savsaklamamaktır.

Uzun süreli ilişkinizle çıkmaya devam edin Birçok erkek, ilişkilerin büyük bir çaba gerektirdiğini sanıyor ve sürekli olarak bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bu ise genellikle yapışkan ve muhtaç görünmelerine neden oluyor. Fakat yine birçok erkek de, özellikle daha önce aşırı çaba gösterip yanmış ise, diğer aşırı uçta, yeterli seviyenin çok altında çaba gösteriyor. İlişkilerin sağlıklı olması için, çoğu şeyde olduğu gibi göstereceğiniz çaba da dengeli olmalı.

32

İlişki isteğinin kadın tarafından gelmesi doğal ve daha sağlıklı ama sizin erkek olarak buluşmaları ayarlamak, ilişkiye liderlik etmek ve aranızdaki “aşk hikayesini” oluşturmak gibi bir sorumluluğunuz var. Eğer ilişki kısa süre içerisinde evde buluşalım, televizyon önünde oturalım, yemek yiyelim, sevişelim ve yatalım döngüsüne girerse, kısa süre içerisinde ilişki zedelenmeye başlar. İlişkiye girince birçok erkeğin kendilerini salmalarını ve sporu, hobilerini, arkadaşlarını ve sıklıkla işi gücü ve dersleri bırakmalarını saymıyorum bile. Hem kendilerine çekicilik ve renk katmayı bırakıyorlar, hem de ilişkilerine. Kısa süre içerisinde de sıkıcı bir ilişki içindeki, sıkıcı bir adama dönüşüyorlar. Burada temel problemlerden biri de, aşkın bir kere bulunup sonra sonsuza kadar içinde mutlu yaşanacak bir masal olduğuna dair popüler propaganda. Birçok insan mutlu ve uzun süreli bir ilişkiye girdiler mi, kendileri için yaratılmış ruh ikizlerini bulduklarını sanıyorlar ve nasıl olsa ruh ikizleriyle birlikte olduklarını düşündüklerinden, tamamen koyveriyorlar. “Ne yani bir de özel çaba mı harcayacağım, ben olduğum gibi yetmez miyim?” diye protesto edebilirsiniz. Ama sizin ilişki başındaki haliniz yeterdi, koyverdikten sonraki haliniz değil. Siz, yeterli kaldığınız, kendinize renk, neşe ve eğlence kattığınız sürece yeterlisiniz. Salıp gittikten sonra kısa sürede yetersiz olmaya başlarsınız. Diğer bir karşı çıkış da, “neden ben çaba göstereyim, canı sıkılıyorsa yeni şeyler ayarlasın, ben de katılayım. Her şeyi ben mi planlayacağım?” Hayır her şeyi siz planlamayacaksınız, kadın da ara sıra planlayacak ama ilişkinin erkeği ve lideri sizsiniz. Kadınlar ilişkinin sürücü koltuğuna oturmak istemezler, sizin yan koltuğunuzda açık pencereden rüzgarın ve deneyimin tadını çıkarmak isterler. Sizin ilişkinin lideri olmanızın getirdiği sorumluluklar var ve bunlardan biri de, ilişkinin rutine düşmemesini sağlamak. Üzgünüm, kadın - erkek doğasını ben yaratmadım, size olanı anlatıyorum. Birçok kadın, siz rutine düştüğünüzde, sizin liderliğinizi takip ederek sizinle beraber rutine düşecektir. Artan oranda bundan hoşnutsuzluğunu dile getirecektir ama

ilişkiye renk katacak

etkinlikleri sizden bekleyecektir. Arada bir şeyler yapmaya çalışsa da, genellikle hoşnutsuzluk açık kavgalara dönüşene kadar sizden bir şeyler yapmanızı beklemeye devam edecektir. 33

Olaya şöyle bakın: Böyle bir rutine düştüğünüzde, siz kendinizden sıkılmıyor musunuz? Rutine düşmemek yaptığınız şeyleri sadece kızı eğlendirmek için yapmayacaksınız sonuçta. Beraberce iyi vakit geçireceksiniz. Rutine düşsem de sıkılmıyorum diyorsanız, rutine düşmenizin size tek zararı sıkıcı birine dönüşmeniz değil. Aynı zamanda bir kadının size duyduğu çekimin önemli bir parçası olan gizeminizi de kaybediyorsunuz. Her Gün aynı saatlerde TV ya da internet başında pinekleyen, aynı rutin içinde dönen birinde ne gizem kalır? Oysa sıklıkla eğlenceli ve değişik bir şey yaparak hayatınızı renklendirirseniz, gizeminizi de korursunuz zira sizden ne zaman neyi bekleyeceğini bilemez. Peki rutine düşmemek için ne yapacaksınız? Öyle ahım şahım şeyler değil. Haftada ya da iki haftada bir değişik bir yere gider yemek yersiniz, buna paranız yoksa evde değişik bir şey pişirirsiniz. Sinemaya gidersiniz, konsere gidersiniz, arkadaşlarla buluşursunuz, arkadaşlarınızı eve çağırıp oyun oynarsınız, arada haftasonları bir otelde kalırsınız, denize gidersiniz, dağa gidersiniz, parka gidersiniz, vs. vs. Unutmayın, bunu sırf kadın eğlensin diye yapmıyorsunuz. Kendi yapmayı seveceğiniz şeyler bulup yapmanız genellikle yeterli olacaktır. Fakat burada sizi uyarmam gereken şey, aslında hiç de rutin içinde olmamanıza ya da arada zorunlu olarak bir süre rutine düştüğünüzde “beni eğlendir Mahmut” tadında şikayetlere başlayan kızlara karşı da dikkatli olmalısnız. Evet, her gün iş – yemek – koltuk / TV ya da sandalye/bilgisayar – yat uyu döngüsüne sıkışmış bir can sıkıntısı değilseniz, bu tür kadınlar, fazla çaba isteyen ve sizin eğlendirmenizi kendilerine hak olarak gören kadınlardır. Eğer eşiniz ya da kız arkadaşınız bu yönde bir arıza çıkarıyorsa ve kendinize baktığınızda bir sıkıcılık abisesi görüyorsanız, bunun kadından çok sizin hakkınızda bir uyarı sinyali olduğunu değerlendirin. Değilse, kızın karın ağrısı olduğunu düşünmeye başlayabilirsiniz.

İlgi Seviyeleri Kadının ilgi seviyesi ile ilgili radarlarınızı açık tutun dedik ama ilgi seviyesini nasıl ölçeceksiniz? Bunun bir matematiği yok ama çoğu durumda bunu hissedebilirsiniz.

34

Şimdi yazacaklarım ve vereceğim ilgi seviyesi aralıkları bilimsel bir formül değil ama işinize yarayacak bir rehber. Burada bir kadının size olan cinsel ve duygusal ilgisini 10 üzerinden değerlendireceğiz. 0 - 5 : Bir kadının size olan cinsel ve duygusal ilgisi (romantik ilgisi de diyebiliriz), on üzerinden beşin altındaysa, o kadınla bir ilişkiniz olmaz ve bu seviyenin altına düşmüşse varolan ilişkiniz devam edemez. Eğer bir kadınla henüz ilişki içinde değilseniz ya da birlikte olmadıysanız, başlangıçta bu seviyede olan kadının sonradan yükselmesi zordur. Evet, yükselmeyecek diye bir şey yok ama ilişki içinde olmadığınız kadın bu seviyede ise, o kadını bırakıp daha ilgili bir kadın bulmanız çok daha akıllıcadır. İlgi seviyesi bu seviyenin altına düşmüş olan ilişkiniz ise, kısa süre içerisinde sizden ayrılmak isteyecektir. Burada dikkat etmeniz gereken bir şey de, bir kadın eğer sizden ayrılıyorsa, bunun onun size sıfır ilgi duyduğu anlamına gelmediği. Bir kadının size olan ilgisi 4.5’a düşerse mesela sizden ayrılabilir ama bu size hiç ilgisi yok anlamına gelmez. Bunu bilmezseniz, karamsar bir şekilde beni hiç istemiyor diye düşünüp, kaybedecek neyim var diye kadının peşinde koşup onu ikna etmeye çalışırsınız ve hem depresyona girersiniz hem de kadının ilgi seviyesini daha da düşürürsünüz. Fakat bu bilgiyi öğrendikten sonra da bir umut yörüngesinde dönmeyin. 5 - 6 : Size ilgisi bu seviyeye düşen kadın, sizinle birlikte olmaya devam edebilir ama ilgisizliğini bariz görebilirsiniz. Kadın size ulaşmamaya başlar ve sizin de ona ulaşmanız zorlaşır. Aranızdaki cinsel münasebet sıfıra yaklaşır ve kadın size karşı sevgi hareketlerinde bulunmaz. Size aşkım gibi kelimelerle hitap etmemeye başlar. Bu seviyede bulunan bir kadın aynı zamanda sıklıkla kavga çıkarır, dırdır eder. Eskiden problem olmayan şeyleri dert etmeye başlar, sizin en ufak hatalarınıza sert tepki verir. Bu seviyede ilgiye sahip bir kadının ilgi seviyesinin 5 altına düşmemesi ve yükselmesi için yapabileceğiniz en iyi hareket, ona ulaşmayı bırakmak ve her türlü münasebeti azaltmaktır. Evet, çoğu erkeğin bildiğinin ve yaptığının tersi ama size ilgisi düşen bir kadının peşinde koşmanız, onun size ilgisini daha da düşürmekten başka bir işe yaramaz. 35

Fakat, birçok durumda kadının bir derdinin olması (bu derdi sizinle ilgili de olabilir) durumunda, size mesafeli ve soğuk davranabilir. Bu her ne kadar yukarıdaki belirtilerin çoğunun görülmediği bir durum olsa da, siz bunu ilgi seviyesinin sınıra düşmesi olarak algılayabilirsiniz. Zira kadının sizinle veya sizden bağımsız gerçek bir sorunu varsa, ilgi seviyesi sınır seviyesine gelmese de düşebilir. Bu durumun olmadığına emin olmak için, kendi ilginizi çekmeden önce bir veya iki kez aşağıda İletişim Sanatı bölümünde anlatacağımız şekilde neyi olduğunu sorgulayın. Fakat eğer bu bir sonuç vermiyorsa, burada yazılanları yapın. Bir kadının eski sevgili ve eş olmadan önceki bu evresi, aynı zamanda onu ayrılıktan döndürme ihtimalinizin en yüksek olduğu zaman aralığıdır. Birçok erkek, davranış ve ilgi seviyesi okuyamadığından ya da sıklıkla okuduklarını doğru yorumlayacak cesaretleri olmadığından, pat diye terk edildiğini sanır. Oysa kadınların resmi olarak eski kız arkadaşınız olmadan yaşadıkları, böyle kısa bir geçiş dönemi vardır. Eğer kadından ayrılmamak istiyorsanız, kadının fikrini değiştirmek için bu dönemde kısa bir şans pencereniz var. Bir kadınla ne kadar süredir birlikte iseniz o kadın size o kadar fazla “ben yakında gidiyorum” mesajı verir. Çoğu kadın 2 yıllık ilişkiyi bir gecede bitirmez. Bitirenler vardır ama bunlar sayıları azdır ve bu kadınların gitmesi sizin için daha iyidir. Çoğu kadın, bir sabah yataktan kalkıp bugün ayrılacağım demez. Kaç senedir birlikteyseniz o kadar ya da yarısı kadar (2 senedir birlikteyseniz 1-2 ay, 3 senedir birlikteyseniz 1.5 - 3 ay) kendi içinde bir mücadele yaşar ve ister istemez size “ben gidiyorum” sinyali verir. Bu sinyallerden bazıları şunlardır: ● Seksin ciddi oranda azalması veya tamamen bitmesi. Seksi deniz yıldızı pozisyonunda (bacaklar, kollar açık) ve bitse de gitsek diye yapmaya başlaması. Eğer seks yapmıyorsanız, size olan öpme, sarılma gibi yakınlık hareketleri ciddi oranda azalır ve biter. ● Size ulaşmayı tamamen bırakması ya da çok az araması. ● Aramalarınıza veya mesajlarınıza çok geç dönmesi, soğuk cevap vermesi ● Gülerken artık gözlerinin gülmemesi 36

● Sizinle konuşurken eskiden neşeli ve çocuksu olan ses tonunun, monotona dönmesi ● Yaptıklarınızın ona batmaya başlaması ve yaptığınız şeylere karşı küçümser bakışlar atmaya başlaması, onaylamaz manada şeyler söylemesi ya da sesler çıkarması ● Dırdır ● Size enteresan sorular sorması ve konuşmanın garip yerlere (genellikle çatışmaya) gitmesi Aslına bakarsanız, kadınların dediklerinden çok yaptıklarına bakmanız gerektiğini bilirseniz ve kendinizi kandırmaya meyilli değilseniz, bunları çok kolay yakalarsınız. Kadının ilgisinin 5-6 seviyesine indiğini yakaladığınız zaman tamamen soğukkanlı davranmanız gerekiyor. Önemli birini ya da bir şeyi kaybetme ihtimaliniz yüzünüze çarptıktan sonra kafanıza üşüşecek hain duygusallıklara, hemen ona yaranıp ilgisini kazanayım dürtüsüne karşı koymanız lazım. Eğer bunlara karşı koyarsanız, ilginin hala yükselme ihtimali var ama karşı koyamazsanız, ilgi kısa sürede 5’in altına düşer. Kazanmak mı istiyorsunuz (kaybetme ihtimali olsa da), duygusallaşıp (ve siz nasıl kendinizi kandırırsanız kandırıp pratikte “beni terk etme” diye yalvarmak olan şeyler yapıp) kaybetmeyi mi? Burada yapmanız gereken şey, kadına ulaşmayı, ona ilgi göstermeyi bırakmanız. ● O sizinle seks başlatmadan, seks başlatmayın. O size sokulmadan, öpmek istemeden öpmeyin. O sizinle seks başlatırsa ya da öperse öpün ama mesela öpüşmeden seks geçişi o zorlasın, siz değil. ● Ona ulaşmayı bırakın. O size ulaşmadığı sürece ona ulaşmayın ama arada görmezden gelmenizde sorun olmasa da bırakın size ulaşsın. ● Size ulaştığında mesajlaşıyorsanız, mesajlarınızda ondan sık ve ondan uzun yazmayın. Soğuk davranmayın ama aşırı istekli de davranmayın. ● Yaptıklarınız ona batmaya başlarsa ve yaptığınız şeylere karşı küçümser bakışlar atmaya başlarsa, onaylamaz manada şeyler söylerse ya da sesler çıkarırsa,

37

bunun hoşunuza gitmediğini ve bunu yapmamasını söyleyin. Eğer devam ederse, onun yanından ayrılın. ● Dırdırlarını dinlemeyin. Aslına bakarsanız, mümkünse ortadan kaybolun. Kadını arayıp ayrılmayın ama o size ulaşana kadar kaybolun! Kibar olun, az çok neşeli olun ama o size ulaşırsa uzun uzun konuşmayın. ASLA ONUN HAYATINI ARAŞTIRMAYIN! Yanılıp şaşırıp buluştuğunuzda gördüğünüz saçma hareketlerine gülün. Ve HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANIN. Sakın ha ilişkinizin geleceği ile ilgili konuşmaya çalışmayın. İlgi seviyesi 6’nın altına düşen kadının peşinde koşarsanız, onu ikna etmeye çalışırsanız, bilinçaltında kendisini sizden daha değerli görür ve sizi daha fazla küçümser. Bilinçaltında kendisinin kaybedileceğini ama sizin bir kayıp olmadığınızı hissetmeye başlar. Ama eğer onun soğumasına kendinizi geri çekerek cevap verirseniz, ayrılırsa sizi kaybedeceğinin farkına varır. Zira sizden ayrılmayı düşünen kişinin bilinçaltında, sizin onun peşinden geleceğiniz ya da en azından bir süre onu bekleyeceğiniz inancı vardır. Kendisinin daha değerli olduğu, sizin daha değersiz olduğunuz inancı vardır. Ama eğer siz peşinde koşmazsanız, sizin değersiz olduğunuza olan inanç sarsılır. Siz cepte ve değersiz olansanız, neden daha değersiz biri gibi peşinden gelmek yerine, daha değerli biri gibi geri çekiliyorsunuz? Sizin onu elde etmek için çabalamanız, o sizden soğuyunca onu ısıtmak için ekstra romantik hatta arabesk olmanız lazım gelmez miydi? Yoksa siz aslında değerli misiniz? Eğer sizi terk ederse sizi kayıp mı edecek? Kendisi seksi, sıcaklığı, kediliği ve muhabbeti soğuttuğu için zaten şu an sizi kaybetmekte mi? Bunun sonu her zaman olmasa da çoğu zaman kadının kafasındaki değer dengesizliğini sorgulamasına ve ilgi seviyesinin artmasına neden olur. Burada Oyununuza devam 38

edin. Kesinlikle oyununuzu ele vermeyin : yani kızın size soğuduğunu bildiğinizi asla belli etmeyin. Asla bu konuda konuşmayın. Terk edilmek üzere olduğunuzu hissettiğinizde, bu şekilde davranmak tabii ki zor. Bitmesini istemediğiniz bir ilişkinin bitmek üzere olduğunu bilmek, ancak ciddi duygusal güce sahip bir erkeğin dayanabileceği bir baskıya neden olur. Bu baskıyı azaltmanın yollarından biri, asla Disney masalı hikayelerine kanmadan, böyle bir ayrılığın ihtimalini her zaman bilerek yaşamaktır ki, olay bu aşamaya geldiğinde sadece yakalayabilmekle kalmayın, şaşırmayın da. Ama baskıyı azaltmak için şunu bilmeniz şart: duygusallaşır ve arabeskleşirseniz, ilgisinin yükselme şansı neredeyse sıfır, ama yukarıdaki gibi davranırsanız 100% olmasa da ilgisinin yeniden artma ihtimali yüksek. İstatistiki bir sonuçla karşı karşıyasınız, size düşen iyi oynamak ve beklemek. %50 mi daha iyi, %0 mı? 6 - 7: Çoğu ilişki bu ilgi seviyesinden başlar. İlişkinin başında ilgi daha yüksek olabilir ve olması çok daha iyidir ama ilişkinin özellikle ilk aylarında bu seviye bir ilgi yeterlidir. Bu seviyede ilgisi olan bir kadın sizinle birlikte olur, size ulaşır, sizin ona ulaşmanıza sıcaktır. Bu seviye başlangıç için iyidir ama ilişkide olduğunuz kadının size olan ilgisi 7’nin üzerine çıkmalıdır ve idealinde 8’in üzerinde olmalıdır. 7 - 8 : Sizi sizden bir tık daha fazla araması, sizinle sıklıkla seks başlatması, sekste tutkulu olması, sizin konuştuğunuz şeylerle ilgilenmesi, sizle veya sizin yanınızda mutlu ve neşeli bir tonda konuşması,

sizi özlediğini ve sevdiğini söylemesi, size iltifatlar

etmesi, size karşı sıcak olması gibi belirtiler, kadının ilgi seviyesinin en az 7 olduğuna işarettir. Size hediyeler alır, sizi başkalarına karşı savunur. 8 - 10 : İlgi seviyesi 8 - 9 arasında olan kadın, sizin peşinizden daha fazla koşar. Sizin zamanınızı ve ilginizi daha fazla talep eder, sizi özlediğini söylemekle kalmayıp, sizi görmek için can attığını söyler. Elleri ve dudakları sizin üzerinizden kalkmaz, size daha fazla dokunmak, her fırsatta ister. Seks tutkuludur ve siz başlatmazsanız sürekli seksi başlatır. Sıkla seni seviyorum kelimelerini duyarsınız, size neredeyse hayran bakışlarla bakar.

39

Bir kadının size sırılsıklam aşık olduğu seviye budur. Bu seviyede bir kadın sizinle gelecek düşünmeye de başlar. Bir kadının ilgi seviyesi konusunda bilmeniz gereken son ama oldukça önemli şey de, size olan ilgisinin seviyesinin inip çıkacağı ve sabit kalmayacağı. Ya da düz bir çizgi şeklinde artış ya da azalış trendi göstermeyeceği. Yani size aşık bir kadının, 7/24 size aşık olmasını beklemeyin. Arada sizden soğuyacak ya da size çok daha aşık olacaktır. Bunu bilmelisiniz zira birçok erkek, kadının ilgi seviyesi bir süre için azalınca paniğe kapılıyor ve korku temelli zayıf hareketlerle, paniğe kapılmış bir şekilde ortada sorun yokken sorun olmasına neden oluyor. Ya da kadının ilgi seviyesi bir süreliğine çok artınca, hemen yelkenleri suya indirip ona daha sıkı bağlanıyor ve ondan daha fazla duygusal yatırım yapar hale geliyor. Kadın erkek ilişkilerinde, kadının size olan ilgisinin ve duygusal yatırımının, sizin ona olan ilginizden ve duygusal yatırımınızdan daha fazla olmasını sağlamanız gerekli. Bunu da çoğu zaman kadının ilgi seviyesinin üstüne çıkmayarak ya da ilgi azaldığında kendi ilginizi bir miktar kısarak sağlayabilirsiniz.

İlgi Yönetimi Peki, bir kadının ilgi seviyesi 7 ve üzerinde ya da idealinde 8 ve üzerinde nasıl tutulur? Bunun en temel yolu, sizin kendine güvenen ve yüksek değerli bir erkek olmanızdır. Bu konuya değineceğiz. Fakat ilgiyi korumanın ve arttırmanın yine çok önemli olan bir yolu da, sizin ilginizdir. Kadınlar, kadın - erkek ilişkilerinde aldıkları ilgiye, sekse göre daha fazla önem verirler (bu sekse önem vermezler anlamına gelmiyor tabii). Kadın - erkek ilişkilerinde kadınların temel değer birimi, aradığı en önemli fayda ilgidir de diyebiliriz. Bu nedenle kendi ilginizi yönetmeyi bilmeniz, özellikle uzun süreli ilişki açısından çok önemli. Fakat maalesef ilgi yönetiminin çok önemli olmasına rağmen birçok erkek, ilgi yönetiminde kötü ve yapılması gerekenin tam tersini yapıyor. Birçok erkek, kız arkadaşı ya da karısı ile arası iyi iken, kız kendisine ilgiliyken, kendisi için güzel şeyler yaparken temel bir hata yapar ve kadına ilgi göstermeyi ya da en azından yeterince ilgi göstermeyi bırakır. Bu erkekler bir sorun çıkana kadar (genellikle ilgi görmeyen kadın

40

sorun çıkarana kadar) böyle devam eder ve sonra sorun çıktığında ise korkuya kapılarak aşırı ilgi göstermeye başlarlar. Bu ilgi “tamam hayatım haklısın” diye kadını onayladıktan sonra ona daha fazla ilgi göstermek şeklinde olmak zorunda değildir. Hır çıktığında kavga etmek, kızla dakikalarca soğuk bile olsa mesajlaşmak şeklinde de olabilir. Bunlar da kadın için ilgidir ve kadınlar kavga şeklinde ilgiyi bile ilginin hiç olmamasına tercih ederler. Yapmanız gereken tam tersi : beraber olduğunuz kadına, aranız iyiyken, size ilgili iken yeterince (abartmadan) ilgi göstermelisiniz. Kadın sizin için bir şey yaptığında ilginizi arttırmalısınız ve kadın hır çıkardığında ya da hoşunuza gitmeyen bir şey yaptığında ise ilginizi azaltmalı ve bazen de tamamen geri çekmelisiniz. Kadının sizin için yaptığı ekstra güzellikleri daha fazla ilgi ile ödüllendirmelisiniz ama size karşı yaptığı kötü davranışlarda ilginizi çekmelisiniz. Kadın sizin için ekstra şeyler yapıyorsa kız arkadaşınız olur (ya da olmalıdır) ama eğer uzun süreli ilişkiyi mutlu yürütmek istiyorsanız sizin de bu ekstraları ödüllendirmeniz lazım. Örneğin bir akşam size gelirken yemek alıp getirdi ise üstünden çok geçmeden bir yemek yedirin. Ama eğer aranız iyiyse, size karşı sevecense, ona ilgi göstermek için onun bir şey yapmasını beklemeyin. Mesela arada durduk yere yemeğe götürün, iltifat edin, sarılın. İlla çiçek falan alacaksanız mesela size yemek yaptığında, evinizi temizlediğinde ya da genel olarak aranız iyiyken durduk yere alın, kavga ettikten sonra almayın. Kavga sonrası kıza jest yaptığınızda hatuna “kavga çıkarırsam çiçek alırım” diye öğretmek ne kadar akıllıca? Aynı şekilde kadının yanlışlarını kavga veya daha fazla üstüne düşme (ikisi de ilgi) ile ödüllendirmeyin. Bu gibi durumlarda elden geldiğince ağzınızı açmadan ilginizi geri çekin. Hatun dırdır mı yapıyor, sudan sebeplerle hır mı çıkarıyor? En fazla bir veya iki kere bunu yapmaması konusunda kendisini uyarın ve kavga tuzağına düşmeden ortamdan uzaklaşın. Gerekirse anahtarınızı alıp çıkın ve 2 – 3 saat geri dönmeyin. Kız arkadaşınız ise kısa bir süre ortadan kaybolabilirsiniz. Ultimatom vermeyin. Tartışma çıkarmayın. Eğer kız bu konuda kavga çıkarmıyor bile olsa kavgayı siz çıkarmayın. 41

İlgiyi bu şekilde yönetmenin faydası, bir müddet sonra istediğiniz şeylerin olmasını ve istemediğiniz

şeylerin

olmamasını

ağzınızı

bile

açmaya

gerek

kalmadan

sağlayabilmenizdir. Tabii ki bu 100% çalışan bir yöntem değil ama çalıştığı kadarı bile oldukça işe yarıyor olacaktır. Şimdi tabii bunu okuyunca aklınıza kadınları Pavlov’un köpekleri koşulladığı gibi koşullayacak mıyız gibi bir soru gelebilir. Bu anlattığım şeyin, o tür bir şartlama ile alakası yok. Burada anlattığım şey, davranışsal psikolojide etkin koşullama (operant conditioning) diye bilinen kavram. Pavlovcu şartlama yani klasik koşullama farklı şey. Etkin koşullamada, koşullanan davranış istemseldir. Pavlovcu koşullama da ise davranış istemsizdir. Çocuğunuzu ödevini yapınca ödüllendirmek mesela, etkin koşullamadır. İlgiyi bu şekilde yönetmenin asıl faydası ise, kadının sizin ilginiz için çabalamasını sağlamanız sonucunda (özellikle de bu çabası ilgi ile ödüllendirilirse), size daha fazla ilgi duymasıdır.

Benjamin Franklin Teorisi Amerik Birleşik Devletleri’nin kurucularından Ben Franklin’in ünlü ve mantığa aykırı görünen keşfidir : eğer A kişisi B kişisi için bir şey yaparsa, A kişisi B kişisinden daha fazla hoşlanacaktır. Çoğu kimse bunun tersini varsayar – eğer insanlar sizden hoşlansın istiyorsanız, onlar için bir şeyler yapmalısınızdır. Yani B kişisi, A kişisinden daha fazla hoşlanmalıdır, değil mi? Yanlış! A kişisi B kişisinden daha fazla hoşlanır zira A kişisi duygusal yatırım yapmıştır. Belki de A kişisi B kişisinin karşılık olarak iyi bir şey yapmasını beklemektedir. Belki A kişisi, primat hiyerarşisinde B kişisinden aşağıda olduğunu düşünmektedir. Belki A kişisi kendi egosunu korumaktadır – B kişisi özel biri olmalıdır, onun için bir şey yapmış olsam bile! Ya da B kişisi için bir şey yapmak gibi basit bir eylem nedeniyle, B kişisi A kişisinin düşünce ve duygularında yer kaplamaya başlamıştır.

42

İlginizin Değeri Birçok

erkeğin

ilgi

yönetimini

becerememe

sebebi,

beceriksizliklerinden

çok

korkaklıkları. Çoğu erkek bir kadınla araları kötüleştiğinde ya da kadın kendilerine kötü davranmaya başladığında, ilgisini geri çekmekten korkar. Ben ilgiyi çekersem, kadın ilgiyi başka yerde arar diye korkar. Böyle bir durumda ilgiyi çekmenin erkek için yarardan çok zararı olmaz mı? Öncelikle, ilgi budalası, ilgisiz kalınca başkalarının ilgisi peşinde koşmaya başlayacak kadınlarla uzun süreli ilişkiye girmeyin. Bu kadınlar, uzun süreli ilişki malzemesi olamazlar. Özellikle sosyal medyada ilgi budalası olan hatunlarla uzun süreli ilişkiye girmeyin veya evlenmeyin. Örneğin instagramda 1,000’den fazla takipçisi olan veya takipçilerinin çoğu erkek olan, instagramını bariz poposunu ve dekoltesini sergilediği fotoğraflarla dolduran, takipçisi erkeklerin aç iltifatlarını kalp veya gülücüklerle karşılayan kızlardan uzun süreli ilişki materyali çıkmaz. Bu tip kızlar popüler olduklarından ve her yerde karşınıza çıktığından günümüzde azıcık güzel olan tüm kadınlar böyleymiş sanma aptallığını yapmayın. Kızların çoğunun 200 – 300 kişinin takip ettiği ve hatunların bir kere bile popo sergilemediği instagram hesapları var ya da inanmayacaksınız ama bazı hatunların instagram hesabı bile yok. Asıl konumuza gelelim. Bu korkunuzun yersiz olması için, ilginizi değerli hale getirmelisiniz. Günümüzde erkek ilgisi piyasaya o kadar büyük miktarlarda sürülüyor ki değeri sürekli basılan para gibi ayaklara düştü. Ama neyse ki her erkeğin ilgisi aynı değerde değil. Sizin ilginiz eğer sürekli piyasaya sürülüyorsa değer olarak düşük olacaktır, aç sürünün ilgisi gibi. Siz eğer ilgisi değerli bir erkekseniz, aç sürüden birinin elindeki 10 milyon Zimbabve Doları ile alamadığını siz 10 Dolara alabilirsiniz. Sizin yapmanız gereken ilginizin değerini arttırmak. Bunun için de yapmanız gereken iki şey var : (1) ilginizin (sizin gözünüzde ve) gerçekten bir değeri olması ve (2) ilginizin piyasaya sürdüğünüz miktarının az olması. Aslında bu ikisi birbiri ile alakalı ve ikincisi ancak birincisinin sonucu ise işe yarayabilir.

43

İlginiz yani dikkatiniz sınırlı. Hayatta bir amacınız varsa, o amaç için çalışıyorsanız kadına verdiğiniz ilgi ve zaman o amaç için çalışmaktan fedakarlık ederek verdiğiniz zamandır. İş dışı bütün zamanını televizyon veya bilgisayar başında geçiren, pornoya veya oyuna harcayan, tembellik yapmaya kullanan erkeğin kadına yönelteceği ilgisi değersizdir zira (a) değersiz şeyler yapmaktan arttırılmıştır ve (b) boşa harcandığından siz değerli bir erkek değilsinizdir. İlginizi değerli yapmak istiyorsanız öncelikle zamanınızı, emeğinizi ve dikkatinizi değerli bir amaca yöneltin. Kendi zamanınıza ve dikkatinize önce siz değer verin. Henüz yüksek değerli bir erkek olmasanız bile o yolda yürüyen ve potansiyeli olan bir erkek olun. Kendi kafanızda en azından. Disiplinli bir şekilde yaptığınız şeyler olsun. Dikkat edin bunların kadınlarla ya da kadınların sizin ilginize olan tepkisi ile zerre alakası yok. Tamamen sizin kendinize bağlı ve aslında bu kitap gibi kitapları kadınlarla başarısızlığınız nedeniyle okuyorsanız, muhtemelen temel probleminiz, emeğinize ve zamanınıza saygısızlığınız, kendi zamanınızı ve emeğinizi değersiz görmeniz ve sonuç olarak da kendinizi değersiz görmeniz. Göstereceği ilginin ve sağlayacağı ilişkinin kadınların gözünde değeri olmayan adamlara bakın. Hemen hepsi zaten kendi zamanına ve dikkatine değer vermeyen, disiplinsiz, tembel ve zamanlarını boşa harcayan adamlar. Buraya kendi zaman ve emeklerine yani kendilerine değer vermemeye devam ederek kadınların kendilerine değer vermesini sağlayacak mucizeler aramaya geliyorlar. Böyle bir durumda kadınları suçlamak kolay, “ben kendime değer vermiyorum ama olsun asıl mesele bu orospuların bana değer vermemesi “ gibi aptalca bir anlamı olmasına rağmen. Oysa gerçek şu: “kadınlar sana ve dikkatine değer vermiyor tamam da bunun nedeni senin kendine ve dikkatine değer vermemen olabilir.” Bu mesajı kabul etmek ciddi anlamda kişisel sorumluluk ister, sonrasında harekete geçmek ise disiplin, sabır ve çalışkanlık. İlginizi bir kez bu şekilde değerli kıldıktan sonra zaten otomatik olarak kısıtlayacaksınız ama ek olarak da kısıtlamanızı, her durumda ve sürekli kadına yöneltmemenizi tavsiye

44

edeceğim. Öncelikle amacınız ve hedefiniz için çalışmaktan arta kalan ilginin odağında kadın olmamalı. Bu kalan ilginizi arkadaşlarınız, hobileriniz ve kadınınız paylaşmalı. Haftada bir kere de olsa erkek arkadaşlarınız ile çıkıp erkek erkeğe yaptığınız aktiviteler olmalı. Bilgisayar başında olmayan bir hobiniz olmalı. Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “her şeyi” ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına destek olmayı arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne saygı gösterin ve ona “benim her şeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “her şeyiniz” değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin. Amcığın 16 Buyruğu5 Kadınıza ilgisizlik kasmanızdan bahsetmiyorum. Öncelikle siz ilgisiz imajı çizmek için ilginizi piyasadan kasarak çekebilirsiniz ama eğer ilginizi değerli yapacak bir misyonunuz yoksa hem bu ilgi çekme esnasında kendi kendinizi yersiniz hem de zaten değerli olmayan bir ilginin kadının gözünde de değeri yoktur. Ha çekmişsiniz, ha vermişsiniz. İlgi kısıtlamaya kasmak yerine ilginizi hedefiniz, hobileriniz, arkadaşlarınız ve kadınınız arasında paylaştırırsanız, hedefiniz harici ilginin çoğunu kadınınız bile alsa o ilgi kısıtlıdır ve değerlidir. Bu şekilde kasmadan ilginiz kısıtlanmış ve değerlenmiş olur. Ve son olarak da ilginize para gibi davranın. Biriktirin, boşa harcamayın. Sağlam bir amaca, hobilere, arkadaşlara vs … harcadığınızdan artanı da bilinçli harcayın. Instagram popolarına like atmaya, pornoya, kavgalara, bitmek bilmeyen mesajlaşmalara harcamayın. Hoşunuza giden davranışları ödüllendirmeye, sizin zamanınıza değer veren kadın için harcayın.

5

Amcığın 16 Buyruğu

45

İletişim Sanatı Beraber olduğunuz kadın, sizinle beraberken feminen taraf olmak ister (anlaması daha kolay geliyorsa, feminen enerji içinde olmak ister de diyebilirsiniz). Feminen taraf olmak demek, karşı taraftan ilgi ve sevgi almak için açılmak, bağlanmak ve maskülen tarafı zihinsel ve fiziksel olarak içine almak ile alakalıdır. Kadın, feminen taraftır ya da olmalıdır. Siz ise maskülen taraf. Kadın ile iletişiminizde bu ikilik çerçevesinde bilmeniz gereken ilk şey, kadının sizden erkek olmayı, maskülen olmayı, sezgisel seviyede bilmenizi beklediğidir. Bir kadın size nasıl erkek olacağınızı hem öğretemez, hem de öğretmek istemez. Sizin kadın - erkek ilişkilerini, ilişkinin erkek tarafı olmayı kendiliğinizden bilmenizi bekler. Birçok erkeğin kadının geçici olarak ya da bir sebeple kalıcı bir soğukluk göstermesi durumunda paniğe kapıldığını ve aslında ortada büyük bir problem olmasa bile olayı bazen (erkeğin panik içinde yaptığı zayıf davranışlar nedeniyle) ayrılığa gidecek kadar büyüyebileceğini söylemiştik. Bu tür bir soğukluk olduğunda ilk yapmanız gereken şey, soğukkanlı olmak. Sonra da hiç bir şey yapmamak. En azından bir süre için. Örneğin size normalde her sabah günaydın mesajı atan kadın sabahları mesaj atmayı 2-3 gün bıraktı diye hemen paniğe kapılıp “ne oluyor?” diye sormayın. Ya da sevgiliniz 2-3 gün size mesaj atmadı diye ilişki bitecek havasına girmeyin. Eğer tahmini bir yanlışınız varsa sessizce düzeltin ve bekleyin. Örneğin belki kızı çok fazla aramaya başladınız ya da bir şeyi söz verip yapmadınız. Bunları düzeltin. Negatif duygulara yatkın insanlar genellikle her şeyi üstlerine alınırlar ve en ufak negatif bir olayda ilişki bitecek gibi hissederler. Bunun yarattığı kaygı ile başa çıkamıyorlarsa (ki kaygı ile acı çekerek de olsa başa çıkmak yerine her kaygıya kapıldıkları sürece de başa çıkamazlar), kaygılarını partnerlerinin üstüne kusarlar. Sorun şu ki, kadınlar genellikle erkeklerinin liderliğini takip ederler ve siz eğer yeterince bir süre “büyük bir sorun var” gibi davranırsanız, kadın da bir süre sonra “galiba bir sorun var” diye düşünmeye başlar. Örneğin kaygıya kapılıp “beni sevmiyor musun?” gibi bir şeyler sorarsanız, kadın sizin yönlendirmeniz ile size olan sevgisini sorgulamaya başlar. Eğer

46

yeterince uzun süre bu şekilde davranırsanız, kadın bir süre sonra sizin telkinleriniz ile “evet ya galiba öyle” der. Peki yanınızda soğuk davranan bir kadının soğukluğunu görmezden mi geleceksiniz. Belki bir süre evet ama yine soğuk davranmaya devam ederse, “neyin var, durgun görünüyorsun?” diye sorun. Eğer cevabı “bir şeyim yok” ise bir süre için kendi haline bırakabilirsiniz. Ama böyle davranmaya devam ediyorsa bir daha sorun ve bu sefer de bir şeyim yok cevabı alırsanız, “bebeğim, senin bir şeyin var, anlat ne oldu?” diye sorun. Bu soruya “bunu konuşmak istemiyorum” cevabı alırsanız, bu genellikle testtir. Acaba onu orada öyle bırakacak mısınız yoksa onun neyi olduğunu öğrenmeye çalışacak mısınız (yeterince değer veriyor musunuz) testi. Burada espriye başvurabilirsiniz. Kadının yanına çöküp, “sen bana neyin olduğunu söylemeden buradan kalkmıyorum” diyerek gülümseyebilirsiniz mesela. Bu arada yanında ona ufak ufak omuz atabilir ya da kendi kendinize komik bir şarkı mırıldanabilirsiniz. Çoğu durumda kadın bir süre “git başımdan salak” gibi bir şey söyleyerek ama gülmemek için kendini zor tuttuğunu da saklamayarak çözülecektir. “Seninle konuşmuyorum, geçen gün şunu şunu yapıp beni deli ettin” gibi bir şey söyleyecektir. Burada yapmanız gereken şey, “bebeğim anlat, neden deli oldun?” diye başlayarak soru sormak ve dinlemektir. Hemen savunmaya geçmeyin ya da “ben buyum kızım, istemiyorsan benimle olmazsın” gibi bir götlük de yapmayın. Dinleyin. Çoğu durumda kadın aslında sizin onu yeterince sevip sevmediğinizden, sizin gözünüzdeki yerinden şüphe etmeye başladığından bu şekilde sinirlenir. Burada asıl mesele kendinizi savunmak değil, kadını dinlemek ve soru sormaktır. Bu zaten kendi başına onu sevdiğinizi ve onun gözünüzde yüksek bir yerde olduğunu ona söyleyecektir. Ama direkt savunmaya geçmeniz ya da götlük yapmanız tam tersi bir durum ortaya çıkaracaktır.

47

Rahatlama Testi Kadınlar sizi test ettiğinde, her zaman sizin erkek adam olarak duygusal gücünüzü test etmez. Bazen sizin gözünüzdeki yerinizden emin olmadığında, sizin onu yeterince sevip sevmediğinizden emin olmadığında da sizi test eder. Mesela bir kadın size “beni özledin mi?” diye sorduğunda size aslında “seni özledim” der ama aynı zamanda “senin gözünde yerim ne, değerli miyim?” diye de sorar. Bu işte, rahatlama testidir. Cevabınız sonucunda sizin gözünüzdeki yerinin yükseklerde olduğunu gördüğünde rahatlayacaktır. Burada ben de özledim dersiniz ya da fazla abartmadan esprili bir şekilde, “özlemez olur muyum bebeğim, yarın akşam görüştüğümüzde sana seni ne kadar özlediğimi bizzat göstereceğim” dersiniz. Espri, bazı tuzak soruları savuşturmak için de ideal. Mesela “spor salonunda güzel kadınlar var mı?” sorusuna hayır desen inandırıcı değil, evet desen kızın kaygısı artar. Gülümseyerek “neden, kadınlara mı ilgi duymaya başladın?” diye sormak ise genellikle bu soruyu savuşturacaktır. O an imkân varsa biraz daha risk alıp “evet var, bana düzenli öpücük büyüsü yapıp koruduğun sürece sorun yok” diye yumulup (daha da imkân varsa ardından seks yapıp) da olayı çevirebilirsiniz. Aslında çoğu comfort testi bu şekilde yaramaz bir şekilde öpüp – sarılarak karşılayabilirsiniz. “Şişmanlamış mıyım?” diye comfort test attığında “görerek anlayamam, gel bir sarılarak ölçeyim” diye sarılıp karşılayabilirsiniz mesela. Eğer bu testleri yanlış anlar ve sizin maskülen erkek benliğinizi test ediyor sanarsanız, yanlış adımlar atabilirsiniz. Örneğin “seni hep ben arıyorum ama sen beni hiç aramıyorsun” diye yakınan kız arkadaşının erkek olarak gücünü test ettiğini sanarak çuvallayan şu arkadaşa bakalım. Kıza şöyle cevap veriyor: “Son defasında ona ne kadar yoğun olduğumu bildiğini, genel müdür yardımcılığına yükselmek için çok çalıştığımı ve hemen hiç zamanım olmadığını söyledim. Bana iş konusunda tam destek verdiğini ve bu şekilde hırslı olmamın onun ne kadar hoşuna gittiğini söylediğini hatırlattım.”

48

Bu çok yanlış bir cevap. Biz erkeklere mantıklı geliyor ama burada adam kız arkadaşına aslen şunu diyorsun : “Biliyorum seni hiç aramıyorum, ama bunun mantıklı bir sebebi var ve sen istesen de seni aramayacağım.” Çok yoğun olması ve işinin birinci planda olması normal ama kızı haftada 1 – 2 kere bir arayıp 5 – 10 dakika konuşmasına engel değil bu. Kız onu önemseyip önemsemediğini bilmek istiyor ve o mantıklı nedenlerle önemseyemediğini söylüyorsun. Şöyle bir cevap daha doğru: “Bebeğim bunun senin için önemli olduğunu anlıyorum ve işlerimin yoğunluğuna dalsam bile seni aramayı ihmal etmeyeceğim. Biliyorsun hep aklımdasın ama bunu sana göstermemin senin için ne kadar önemli olduğunu anlıyorum.” Burada erkek bu test sonucu kadını kaybedeceğim korkusu ile paniğe kapılıp sürekli aramaya başlarsa veya daha çok aramaya başlarsa, bu testi kısa zamanda kendi erkek gücünün testine dönüştürür ve geçemez. Ama soğuk bir şekilde cevaplarsa da bu sefer rahatlama testini geçemez ve kadının kaygısı artar, ilgisi azalır.

Kadın Erkek İletişim Farklılığı Kadınlar ve erkekler iletişim kurarken oldukça farklıdırlar. Erkekler sorunların kaynağına inip çözmeye ve mantığa odaklanırken, kadınlar dertlerinin anlaşılması, daha çok duyulması ihtiyacına ve duygulara odaklanırlar. Evet, sorunlarını ve dertlerini arkadaşları ya da partnerleri ile paylaştıklarında, kadınların ve erkeklerin birbirinden tamamen farklı amaçları vardır. Bir erkek derdini anlattığında aradığı gerçekten yardım ve çözümdür. “Bunlar benim problemlerim, bunlara çözüm bulmam konusunda bana yardımcı olun”. Bir kadın ise dertlerini anlattığında yardım değil, anlaşılma / şefkat bekler. “Bunlar benim problemlerim, bu problemlerim yüzünden hayatım ne kötü değil mi? Benim için üzülmüyor musun?” gibi. Ya da “şöyle davrandın, beni ne kadar önemsiyorsun?” gibi. Birçok kadının erkeklerin duygu yoksunu olduğunu düşünmesinin sebebi, bir kadın bir erkeğe problemini anlattığında, erkeğin hemen soruna çözüm bulmaya çalışmasıdır. Sonuçta erkek için derdini anlatmanın sebebi deva aramaktır. Kadın genelde çözüm değil anlaşılmayı beklediğinden, bir erkek şefkat değil

49

çözüm önerdiğinde bunu erkeğin kendisine karşı acımasız olduğu olarak algılar6. Tamam bunun gerçekle uzaktan yakından alakası olmayabilir ama kadın ve erkek beyinleri birbirlerinden farklı şekilde kablolanmış bir kere. Aynı şekilde erkeklerin kadınları fazla duygusal ve delişmen bulmasının sebebi de budur. Bir erkek kadına problemini anlattığında, kadının bir kadın gibi davranarak aynı problem karşısında nasıl kendisinin de aynı şekilde hissettiğini, bu sorunun onun için ne kadar kötü olduğunu falan söylemesi erkeği şaşırtabilir. Aslına bakarsanız genel olarak daha sonra da bahsedeceğimiz gibi, derdinizi kadınlara ve en önemlisi kendi kadınınıza pek anlatmayın. Her neyse, biz kadınla konuşmaya dönelim. Dinleyip anladıktan ve sorular sorduktan sonra kadın genellikle rahatlayacaktır. Eğer sorunu sizinle değilse, dinlemeniz ve anlamanız önemli ama sonunda “bu konuda tavsiyemi mi istiyorsun yoksa sadece anlatmak mı?” diye sorun. Eğer tavsiyenizi isterse söyleyin yoksa sadece anlayışlı bir şekilde dinlemeniz yeterli. Konu sizinle ilgiliyse ne yapacaksınız? Burada eğer kadın sizin esprili ve anlayışlı yaklaşımınıza pozitif tepki veriyorsa, “kızınca ne kadar güzel oluyorsun sen?, uff çok seksi” gibi bir şey söyleyip takılabilirsiniz ya da onu kendinize çekip öpebilirsiniz. Eğer sizden aradığı rahatlama, sevildiğini hissetme ise, burada ona aradığı şeyi veriyorsunuz ve amacınız da bu olmalı. Amacınız öncelikle sorunun ne olduğunu anlamak ve sonrasında da sorun sizin gözünüzdeki yeri, sevilme ihtiyacı ise bunu ona vermektir. Ama bunu yaparken çok sert ve ciddi olmamalısınız. Çok cıvık da olmayın. Unutmayın, siz erkeksiniz ve daha önemlisi, ilişkinin erkeğisiniz. İlişkinin tonunu belirleyen lider kişi sizsiniz. Eğer onun içinde bulunduğu dramaya uyarsanız, onun lider olmasına izin verirsiniz ve gücü ona verirsiniz. Bu ise her şeyi daha kötü hale getirir. Bir kadın ilişkinin erkeği olmak istemez. Erkeğinin liderlik etmesini, ilişkinin tonunu belirlemesini bekler. Daha da önemlisi, erkeğinin güçlü, kendi duyguları ile sallanmayan bir kaya olmasını bekler. Ama bu kaya ona karşı soğuk, umursamaz bir kaya değil, gücünden aldığı bir şefkat gösteren bir kaya olmalıdır. 6

Sorun çivi değil

50

Bu şekilde davrandığınızda kadın genellikle size açılacaktır. Bu ağlama ile gelebilir. Size neden kızgın olduğunu anlatacaktır. Burada tepkiniz daha çok “demek bu yaptığım seni üzdü ki seni üzmek de beni üzdü, bu bir daha olmayacak” gibi bir şey söyleyin ve “şimdi nasıl hissediyorsun?” diye sorun. Kadın size kapalı olmadığı sürece dinleyerek ve daha derine inerek, kadının duygu dünyasına girerek, onun duygularını boşaltmasını, sizin gözünüzdeki yerini bilmesini sağlayabilirsiniz. Çoğu erkek bu şekilde işin özüne inebilse bile “özür dilerim” gibi bir şey söyler. Ya da “seni ne kadar sevdiğimi / sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun” der. Oysa kadın sizin kelimelerle bunu söylemenizi beklemiyor, bunu göstermenizi bekliyor. Bunu gösterme şekliniz de onun yanında olmak, dinlemek, soru sormak, anlamak ve onun duygularının açığa çıkarmasını sağlamaktır. Bu aşamada açıklama yapabilirsiniz. “Bebeğim, böyle hissetmene çok üzüldüm. O gün çok acelem vardı, kafamda da iş stresi olunca yüzüne bakmadan kapıdan çıktım (evet sorun böyle basit bir şey olabilir). Yanlış bir davranıştı, daha dikkatli olacağım.” Burada bahsettiğim süreç bir oturuşta olmayabilir ve birkaç görüşmenize yayılabilir. Ama eğer bu şekilde kadını açamıyorsanız, yukarıda İlgi Seviyeleri bölümünde bahsettiğim şekilde bir ilgi azalması, ayrılık öncesi soğukluk olabilir. Bu aşamada da orada yazdığım gibi kendinizi geri çekin. Her ne kadar onu dinlemek ve açmak için bir süre sabırla uğraşmanız gerekse de, bu süreci çok uzatamazsınız. Zira eğer karşıda ilgi azalması varsa ve özellikle de bu sizin zayıf ve itici davranışlarınız sonucunda olduysa, bu şekilde ekstra ilgi göstermeniz ters tepebilir. Fakat sorun daha çok sizin gözünüzdeki yerinden şüphe etmesi ise, bu şekilde en fazla 10-20 dakikada, bilemedin birkaç saatte size açılacaktır. Sonunda da genellikle “aşkım çok daha iyi hissediyorum, iyi ki konuştuk” diye size sarılacaktır. Sevgiliniz ile seks yapıyorsanız, tam bu zamanda başlayacak seks, normal zamandaki sekse göre çok daha doyurucu olacaktır, eğer ortam elveriyorsa ve niyeti de varsa, bu fırsatı da kaçırmayın.

51

Kadının şu anki duyguları, geçmişi ve geleceği belirler Kadınlar duygularını bize göre çok daha yoğun yaşarlar. Bunun doğal bir sonucu olarak da, bir kadına karşı geçmişte ne yaptığınızın, o andaki duygularına göre bir etkisi yoktur. 5 yıldır çok iyi bir koca olmuşsunuzdur ama bütün gün kötü bir koca olursanız “sen çok kötü bir eşsin, bana kötü davranıyorsun” lafını duyabilirsiniz. Böyle bir şey duyarsanız geçmişi kullanarak savunmaya geçmeyin. “Ama geçen hafta bunu, geçen ay şunu yaptım. 5 yıldır benden en ufak şikayetin olmadı” gibi bir şey söylemeyin. Siz bir erkek olarak rasyonel gerekçeler ortaya atıyorsunuz ama kadın beyni bu gibi durumlarda rasyonaliteye tepki vermez. Çünkü o size kelimelerle “çok kötü bir kocasın” diyor ama asıl demek istediği “şu an çok kötü bir kocasın ve bunu düzelt”. Kadınların size söylediği duygu yüklü kelimelerin başına zihninizde “şu an” eklemeyi alışkanlık haline getirin. “Seni çok seviyorum” aslında “seni şu an çok seviyorum” demektir. “Senden nefret ediyorum” aslında “senden şu an nefret ediyorum” demektir. Tartışma esnasında eğer geçmişte olan ve çoktan çözüldüğünü sandığınız bir konuyu açıyorsa, aslında “şu an beni, o anki gibi üzdün” demek istiyordur. O zamanki olayın onun için çözülmüş olmamasından değil, şu anki duygularına rasyonel örnekler vermek için bu olayı çekmecelerden çıkarıp üstünüze fırlatıyor. Erkekler direkt iletişime yatkındırlar ve “şu an şunu yaptın o nedenle kızgınım” derler, böyle bir ilişkide ve durumda “sen kötü bir eşsin” demezler. Kadınlar ise üstü kapalı iletişime yatkındırlar ve duygularını direkt anlatmazlar, anlatamazlar. Birçok erkek kadınların “mantıksız, anlaşılmaz yaratıklar” olduğunu söyler. Oysa kadınlar, duygusal öncelikli, üstü kapalı iletişime yatkındır gerçeğini anlarsanız, kadınların davranışları size ne mantıksız gelir ne de anlaşılmaz.

Kadınlardan anlamak Bir kadına karşı nasıl davranacağınızı bilmek, doğru davranış ile yanlış davranışı ayırt etmek bazen zor olabilir. Gerçi sağ duyunuzu kullanmanız genellikle işe yarar. Sonuçta beraber olduğunuz kadına başka kadınlardan bahsetmemek gerektiğini, onu başka

52

kadınlarla karşılaştırmamak gerektiğini sağ duyunuz size söyler. Yani umarım söylüyordur. Aynı şekilde eski sevgilinizden veya eski karınızdan söz etmemeniz gerektiğini, aman ha kadınınızı onlarla karşılaştırmamanız gerektiğini bilirsiniz (eski sevgilinizden zaten hiç söz etmeyin ve eski karınız illa konu olacaksa eski karım ya da Mert’in annesi deyin, Nalan demeyin mesela). Kadın erkek ilişkilerinde tecrübeli ve kadınlardan anlayan bir erkek, kadını ile kavga etmez. Video kliplerdeki o “tutkulu” kavgaları unutun. Onlar ergen dünyasına ait şeyler. Eğer kadınlardan anlıyorsanız, bir kadınla kavgaya tutuşarak kazanmanızın mümkün olmadığını bilirsiniz. Zira kadınlar adil ve rasyonel bir şekilde kavga etmezler. Kavgaları tamamen duygu temellidir. Eğer kavga edip bir de rasyonel açıklamalar ile kavgaya girişirseniz, size daha da fazla duygusal saldırı fırlatacaktır. Eğer siz de duygularınıza kapılırsanız, siz de kadın olursunuz ve bu da sizi itici yapacaktır. Eğer kadınınızla kavga ediyorsanız, kadınlardan anlamıyorsunuz demektir ve kadınlardan anlamıyorsanız, bir kadınla dramasız ve uzun bir ilişki yaşama şansınız düşük. Bir kadınla kavga ederek başarabileceğiniz tek şey, onun size karşı duygusal olarak daha agresif davranması ve sonunda da saygısızca davranması olacaktır. En iyi ihtimalle, ağlama kartına sarılacaktır. Kafanızı duvara vursanız daha verimli.

Çeneni kapalı tut Bu kural özellikle dırdır ve kavga karşısında işinize yarayacaktır. Özellikle de zaten bol dırdırlı ve kavgalı bir ilişkideyseniz. Birçok erkek evli ya da uzun süreli ilişki içinde aylar hatta yıllar boyunca iletişim, kavga ve saygısızlık konularında yanlış davranarak yaşıyor ve böyle bir kitaba bu durumdayken ihtiyaç duyuyor. Halihazırda sevgilinizin veya karınızın saygısızlığına ya da dırdırına maruz kalıyorsanız, zor bir durum içindesiniz. Bu tür bir kitabı okuduktan sonra da öyle hemen “evin erkeği / lideri ben olmalıyım / ilişki benim çerçevemde olmalı” diyorsunuz ama bu öyle hemen olabilecek bir şey değil. Kadın o aşamaya erkeği küçük küçük testlerle dürtüp her seferinde 5 cm geri adım attırarak gelmiş ama erkek artık 10 km geride. Bu da iki üç sıçrayışla alınacak bir mesafe değil. Testlere göğüs gere gere, her seferinde 5 cm değil ama taş çatlasa 10 metre ileri giderek alabileceği bir mesafe. 53

İlgi yönetimini bilmeyen erkek, kavganın kadına yoğun ilgi vermek olduğunu, bu nedenle de kadınla kavga ederek, bir şekilde o kavgada üstün gelse bile, ödüllendirmemesi gereken bir durumda kadını ödüllendirip daha fazla kavgayı teşvik ettiğini bilmez. Erkeklerin bir diğer problemi de kadınların düşünce yapısı açısından kendileri ile eşit (aynı) olduğunu sanmalarıdır. Erkek sorunun mantıklı nedenlerine inip kadını ikna etmeye meyillidir ama kadın beyni böyle çalışmaz. Karınız ya da kız arkadaşınız sizi kavgaya çekmeye çalışıyorsa çenenizi kapayın. Onunla ağız dalaşına girmek ve birbirinize bağırıp çağırmak sizi bir yere götürmeyecek. Yaptığınız tek şey, her şeyde kendini kurban ve haklı gören biri ile ağız dalaşı. Bunu yaptığınızda ne olacak sanıyorsunuz? Ben söyleyeyim, kadının kendini daha fazla kurban ve haklı hissetmesi! Kavgada verdiğiniz ilgiyle beraber bu, size daha şiddetli kavga olarak geri dönecektir. Bu durumdaki erkeklere tavsiyem kavgaya girmeyin ve kavga çıkarmayın. Eşiniz bir dahaki sefere sizinle kavga çıkarmaya çalıştığında, size saygısızlık yaptığında, sizin yeterince

iyi

olmadığınızı

ima

ettiğinde,

“böyle

davranmasına

tolerans

göstermeyeceğinizi” sadece bir kere söyleyin. Ne bir açıklama yapın ne de sorular sorun. Onu memnun etmeye de çalışmayın. Çenenizi kapatın. Eğer bulunduğunuz bağlamda tam sessizlik sizi moron gibi gösterecek ise “anladım” ya da “ilginç” gibi şeyler söyleyin ama ağzınızdan anlamlı bir kelime çıkmasın. Bu da bir çene kapamadır. Eskiden böyle şeylerle kolayca tahrik edip ilgi sağdığı inek – pardon erkek – çenesini kapayınca kadın ısrarla “neden konuşmuyorsun?” ya da “bir şey söyle” gibi şeyler söyler. “Dinliyorum” ya da “diyecek bir şeyim yok” deyip geçin. Kendisi sakinleşene kadar konuşmayın. “Kavga edip ağzının payını vermezsem ezilmez miyim” gibi bir yanılgıya kapılmayın. Size bunu bir erkek yaptığında kavga edersiniz bir çocuk ya da kadınla yaptığında kavga ederseniz komik duruma düşersiniz. 2 yaşında bir kız çocuğunun öfke nöbetini ya da kavga kışkırtmalarını bir baba nasıl karşılarsa öyle davranın. O çocuk ile kadının öfke nöbetinin amacı aynı : ilgi çekmek ve istediğini elde etmek ki buna sizin duygularınıza hakim olamayıp öfkelenmeniz, üzülmeniz hatta ağlamanız da dahil. Kadın beyni erkek beyni gibi çalışmaz ve sizin bunu bilmeyip kadının yaptıklarına, onları size

54

yapan bir erkekmiş gibi sinirlenmeniz, kavgayı kazansanız bile sizin kaybetmenize yol açar. Çenenizi kapatın, duygusal tepki vermeyin ve o öfke nöbetlerinin, kışkırtmaların sönüşünü izleyin. Bu hemen olmaz, bazen haftalar ya da aylar sürebilir. Ama genelde bir iki aya kalmaz bu tür dırdır ve kavga azalmaya başlar. Sevgilinizle kavgaya girmediğiniz zaman ne yapabilir? Döner tekme ile duvara mı yapıştıracak? Kim dedi size tekvando şampiyonu ile sevgili olun diye? Seksi mi kesecek? Bir süre elinize mesai yaptırın. Trip mi atacak, dırdır mı yapacak? Bunun karşısında sakin kalamayacak kadar duygusal güç yoksunu iseniz zaten bir ilişki ve evlilik size her zaman kabus olacaktır. Normal bir kadın sizi kavgaya çekemeyeceğini anlayınca durulur ama eğer sizin bu sakinliğiniz karşısında aşırı bağırıp çağırmaya başlarsa ya da hır çıkarmaya ve hatta fiziksel şiddete başvursa, ayrılma zamanınız gelmiş demektir. Bu kadınla evliyseniz ayrılmak daha zor ama o kadın da eğer bir iki aya medeni bir insan gibi davranmaya başlamıyor ise korkarım eski karınız olma yoluna girmeli. Günümüz erkek düşmanı aile yasalarını erkek aleyhine kullanan kadınlar yüzünden bu tür şiddet gösterilerinin korkusu ile kadına karşı koymacak erkekler olacaktır. Kadın size duygusal ve şiddet uyguluyorsa, o kadınla uzun süreli ilişkiye devam etmeyin. Bakın,

anlaşamadığınız

bir

durum

olduğunda

bunu

konuşmayın,

söylemeyin

demiyorum. Kavgadan bahsediyorum. Ne yapıyorsanız yapın kavga etmeden yapın ve eğer karşınızdaki kavga çıkarıyorsa o zaman çenenizi kapayın. Karşınızdakine haddini bildirmediğiniz sürece altta kalacaksınız diye düşünebilirsiniz ama bir kadına haddini kavga etmeden, sakince de bildirebilirsiniz. Yani çenenizi kapayın derken orada oturun ve saatlerce bağırmasını dinleyin demiyorum. Gerekiyorsa, “bu şekilde saldırgan davranmasına tolerans göstermeyeceğinizi ve sakinleşince sizi aramasını söyleyin” ve çıkın gidin.

55

Savun – Açıkla – Mazur Göster – Rasyonelleştirme Yanılgısı Uzun süreli ilişkilerde erkeklerin çoğu ilişkiye daha kuşbakışı ve uzun vadeli bir şekilde bakarlar. Popüler deyişle erkekler olaya büyük resim açısından bakarlar. Erkekler İlişki yatırımı, mantıklı önceliklendirmeler, ileriye yönelik planlar yapmak, vs … gibi düşüncelere meyillidir. Örneğin erkek bakış açısından bugün herhangi bir şekilde başarısız olursam ya da hata yaparsam bunca yılın ilişki yatırımı benim bu hatamı fazla fazla telafi edecektir gibi bir çıkarım yapar. Erkek, hatun şu an bana kızgın olabilir ama geçmişteki mutluluğu düşünüp kısa sürede sakinleşecektir diye düşünür. Fakat tekrar ediyorum, kadınları düşünce yapısı erkeklere göre daha ayrıntıya ve kısa vadeye odaklıdır (kadınlar uzun vadeli / büyük resim açılı, erkekler kısa vadeli / ayrıntı seviyesinde düşünemez demiyorum, ama erkeklerin eğilimi uzun vadeli, kadınların eğilimi ise kısa vadeli düşünmektir). Kadınlar iletişimin ve deneyimin belli bir zaman içinde onları nasıl hissettirdiğinize daha fazla odaklanırlar ve iletişim / deneyim her zaman bir duyguya göbekten bağlıdır. Örneğin evlilikte kadın bir olaydan dolayı kocaya kızdığında, kadın o anda erkeğe sanki bütün evlilik boyunca öfkeliymiş, erkek tüm evlilikte öyle davranmış ve davranmaya devam edecekmiş gibi hissedecektir. Kadın erkeğe bağırabilir, erkeği dırdır seline boğabilir ve götün teki olduğunu iddia edebilir. Erkek isterse o ana kadar dünyanın en mükemmel kocası olsun, o gün sıçmıştır ve sanki hergün sıçan bir erkek gibi görünür. Ama aynı koca birgün sonra maskülen liderliği, pozitif cinsel gerilim yaratma yeteneği ile hatunu çevirdiğinde, sanki dün adamı neredeyse boşayacak kadın kendisi değilmiş gibi kocası ile birlikte olup onu ne kadar sevdiğini söyleyebilir. Bu davranış şekli erkeğe tamamen yabancıdır. Kadınlar daha irrasyonel ve ana odaklıdır. Şu an nasıl hissettikleri onların tüm gerçekliğini tanımlayabilir. O gerçeklik ise bugün ak yarın kara olabilir. Kızgınlık anında kadınla tartışmaya girmek, en çok bu nedenle bir erkeğin yapmaması gereken büyük bir hatadır. O kızgınlık anında kadın erkeğin geçmişte yaptıklarını zerre umursamaz / umursayamaz. O an gerçeklik kızgınlıkla tanımlıdır. Bu nedenle de bir erkekle tartışırken ecnebilerin DEER dediği Savun – Açıkla – Mazur Göster –

56

Rasyonelleştirme (SAMR), erkeğin yapabileceği en büyük hatadır! Siz bunu nasıl yaparsanız yapın, SAMR boyun eğmek demektir. SAMR davranışından kurtulmak kolay değildir. Erkeklerin kadınlarla başarısız olmasına neden olan davranışlarının hemen hepsi gibi bu da erkeğin kadına, kendisini iyi hissetmek için kadının onayına muhtaç olmasından kaynaklanır. 5 yaşından itibaren feminen öncelikli propaganda işe beyni yıkanan birçok erkek için kadın onayı olmadan kişisel değer yoktur yani kadın onayı olmadan kendilerini değerli hissetmezler. Erkek SAMR işine giriştiğinde, SAMR işine girişen bir erkeğin gerçekte olduğu şey kadının önüne apaçık serilir : zayıf bir erkek. Kadın açısından erkeğin o an zayıflık göstermesi, erkek her zaman zayıftı olarak algılanır. Oysa erkek değişen rüzgarla sarsılan zayıf bir ağaç değil, fırtınalar karşısında tutunabilen sağlam bir kaya olmalıdır. Bir kadın, kaprisleri, istekleri ve sürekli değişen ruh hali ile sizin üzerinizden geçmeyi istemez. Kadının duyguları kasırga, ruhu ise kundakçıdır. Kendinizi onun fırtınalarına karşı duran bir kale duvarı gibi düşünün. Güçlü rüzgarlar ve en kötü dürtülerinin yarattığı fırtınalar karşısında tutunabileceği bir kaya aradığında, orada siz olmalısınız … güçlü, sağlam, sarsılmaz ve yerinden oynamayan. Amcığın 16 Buyruğu7 Örneğin kadın sizden maddi gücünüzü aşacak bir şey istiyorsa ve bu konuda arıza çıkarmaya başladı ise, ona bu maddi külfete girecek durumunuz olmadığını bir kere anlatın. Eğer her defasında SAMR işine girerseniz, bu artık kadına SAMR olarak değil, sizin ona “anla beni lütfen” diye yalvarmanız olarak görünecektir. Drama maalesef, erkeğe ne kadar garip görünse de, kadının bu tür gelgitler şeklinde yaşadığı ve ihtiyaç duyduğu bir şeydir. Birçok kadın hayatında yoksa bu dramayı saçma sapan dizilerde arar. Erkeğin sürekli kendini açıklamaya çalışması, kendi makro düşünüş şekillerini terkedip, kadının kavga anındaki şiddetli duygusal tepkilerini makro ölçekte bir problem olarak 7

Amcığın 16 Buyruğu - erkekadam.org

57

algılamasından kaynaklanır. Bu borsada oynayan ve uzun vadeli yatırım yapan yatırımcının, anlık ve keskin bir düşüş ile paniğe kapılıp hisseleri satmaya çalışmasına benzer. Böyle bir duygusal zayıflık yatırımcıyı kötü yatırımcı, erkeği ise kötü bir erkek yapar (erkek olmakta kötü). Kadının duygusal gelgitlerinden etkilenen, bu duygusal gelgitlere kapılan erkek, duygusal olarak zayıf bir erkektir. Başlangıçta kavganın sebebi ne olursa olsun kadının kavga olarak erkeğe fırlattığı şey, gel benimle kavga et çağrısı değil, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde “sen benim duygusal olarak eğip bükebileceğim bir sünepe misin, yoksa kaya gibi sağlam bir erkek misin?” testidir. Erkek eğer eğilip bükülen bir sünepe ise ya da sünepeye dönüşürse, sorun artık mesela maddi nedenlerle alınamayan şey olmaktan çıkar. Sorun kadının, erkeğin erkek olarak gücüne, sarsılmazlığına olan inançsızlığına dönüşür. Böyle bir erkek, kadına itici görünür, omurgasız görünür. Fakat kadın burada durmaz, duramaz. Güçsüz olarak algılamaya başladığı erkeğine, biraz da bana karşı çık, bana yerimi / haddimi bildir, erkek ol umuduyla daha fazla saldırmaya başlar.

Ne dediğine değil, ne yaptığına bak Kadınları ve kadın - erkek ilişkilerini anlamak o kadar zor değil. Bir erkeğin bunu öğrenmesi için tek yapması gereken şey, kadının ne dediğine değil ne yaptığına bakmak. Zira kadınlar çatışmadan kaçınmak, sosyal itibarlarını korumak ve karşı tarafın duygularını incitmek istememek gibi nedenlerle bir şeyi direkt söylemek yerine davranışları ile söylemeyi tercih ederler. İletişimleri erkekler gibi direkt değil daha dolaylıdır. Mesela bir kadından bir şey yapmasını istediğinizde, direkt hayır demek yerine genellikle bir düşüneyim diyecektir. Ama bir kadın tüm gerçeği davranış ve tutumları ile açık açık gösterecektir. İletişim kanalları sözel olmayabilir ama eğer davranışlarını okumayı öğrenirseniz, o kanallar açıktır. Direkt söylemek kadınların fabrika ayarında pek yoktur.

58

Sizin öğrenmeniz gereken şey, karşınızdakinin gerçek motivasyonunu öğrenmek için onun (dediklerine inanmak yerine) davranışlarını gözlemlemektir. Yapılması gereken tek şey davranışları ve onların sonuçlarını karşılaştırarak burdan amacı çıkarmaktır. Eğer karşınızdakinin sadece söylediklerini değil, davranışlarını da ölçü alırsanız, karşınızdaki insanın aslında size büyük miktarda bilgi aktardığını anlarsınız. Fakat şunu da göreceksiniz ki çoğu zaman karşınızdakinin davranışları ile işaret ettiği gerçek, sizin kabul etmek istemediğiniz şeydir.

Kadınlardan ilişki tavsiyesi almak “Balık tutmayı, balıktan öğrenemezsiniz.” Hazır kadınlardan anlamak konusuna girdik, kadınlardan anlamayan erkeklerin kadınları anlamak için sıklıkla yaptığı bir hatadan bahsetmesek olmaz. Bu hata birçok durumda, ilişkinize büyük zarar verebilecek bir hata çünkü. Kadınlar kendilerinden kadın erkek ilişkileri konusunda tavsiye istediğinizde, sizi iyi hissettirecek şeyler söylemeye odaklanacaklardır. Bir kadının size kolay kolay “seninle ilgilenmiyorum” demeyeceği gibi, bir kadın bunun farkına varsa bile, başka bir kadının size olan ilgisinin çok düşük olduğunu söylemeyecektir. Bunun yerine sizin egonuzu kırmayacak, egonuzu okşayacak şeyler söyleyeceklerdir: “belki de şu an başka bir derdi vardır, ona biraz zaman ver” ya da “belki de sana olan sevgisinden korkuyordur”. En yakın kadın arkadaşlarınız hatta kız kardeşiniz bile böyledir. Peki neden? Yüzeysel bir neden olarak, size gerçeği söyleyip sizi kırmaktan korkmanın yanında, sizin gerçeği duyduktan sonra soracağınız sorularla uğraşmak istememelerini söyleyebiliriz. Şimdi size kadın seni istemiyor dese ve siz “neden, benim ne eksiğim var?” gibi bir şey sorsanız, bir sürü drama ile uğraşması gerekecek. Bunun yerine ağzınıza bir parmak bal çalıp hem sizi iyi hissettirmek hem de sizin dramanızla uğraşmamak çok daha kolay.

59

Belli bir bilinç seviyesinde kadınlar, standart “hatun ilişki tavsiyesi” verdiklerinde boktan şeyler söylediklerinin farkındalar. Bu tavsiyelerin sürekli bir şekilde davranışları ile çeliştiğini gördüklerinden, samimi olmadıklarını az – çok biliyorlar. Ama temel nedeni söyleyeyim: kadınlar, kendilerinde arzu uyandıran şeyleri tam olarak bilmezler. Erkek ne yapıyor, ne ediyor da çekici oluyor onu da pek bilmezler. Heteroseksüel bir kadının hayatı boyunca beraber olduğu heteroseksüel kadın sayısı SIFIR olduğu için, bu konuda hiçbir tecrübesi de yoktur. Kadınlardan ilişki tavsiyesi almanın en saçma ama sık yapılan bir versiyonu da, bir kadından kendisi ile ilgili ilişki tavsiyesi istemektir. “Beni sevmen için ne yapmalıyım?”, “ne yanlış söyle?” gibi sorular mesela. Bu tam bir felaket zira liderliği kadına bırakmanın yanında, kadınlardan anlamayan ve bir kadının ilgisine değmeyen bir erkek gibi davranıyorsunuz. Bu soruları soran erkek, onların kafasındaki arzu edilebilir, kendine güvenen, bağımsız ve maskülen erkeğin zıddıdır. Tercih edilmeyen bir erkektir. Eğer tercih ediliyor olsa, neden bu soruları sorsun ki? Kendisi bilirdi. Erkek dediğin, kadınlara sormadan kadınların ne istediğini bilmelidir. Zira arzulanan erkek, kadınları yeterince gözlemleyebilmiş, kadınlarla sıklıkla başarılı olabilmiş ve kadınların davranışlarına bakarak kendisi için kararlar alabilmiş bir erkektir, özellikle de kadınların çelişkili sözlerine rağmen. Bir kadın bunu birinin size anlatmasına ihtiyaç duymadan sizin kendi kendinize kavrayabilmenizi bekler. Bunu kendi başına kavramak için gerekli olan inisiyatif ve deneyim erkeği uğruna başka kadınlarla rekabet edilmeye değerli kılar. Kadınlar, dominant olması için bunun kendisine söylenmesi gereken erkekleri küçümserler. Bunu bir erkeğe anlatma gerekliliği, o erkeğin samimi şekilde dominant olabilme kredibilitesini mahveder. Kadının sikişmek istediği erkek “öyle olduğu” için dominanttır, kadın ona böyle olmasını söyledikten sonra bir erkeğin dominant olma şansı yoktur.

60

Duygusal Yatırım

61

Duygusal yatırım nedir? İlişkinin her aşamasında, kadın sizden daha fazla duygusal yatırım içinde olmalıdır. Baştan Çıkarmanın Demirden Kanunu Duygusal yatırım, bir kişinin düşünce ve duygularınızı işgal etmesidir. Bir kişiyi sevmek ya da bir kişiden hoşlanmak ile aynı şey değildir. Bir kişiyi çok sevebilirsiniz ama ona olan duygusal yatırımınız aynı seviyede yüksek olmayabilir. Fakat günümüzde aşırı duygusal yatırım yapmak, sevginin bir ölçüsü gibi algılandığı için, sevgi ile duygusal yatırım arasındaki farkı bilmek ya da anlatmak gerçekten zor. Duygusal yatırım, bir insanı hayatınızın merkezine ne kadar yakın koyduğunuzu belirler. Sağlıklı bir ilişkide, kadın erkeğin hayatının merkezi değil yoldaşıdır. Kadın erkeğin düşünce ve duygularını işgal etmez. Bu, erkek onu düşünmez anlamına gelmez. Sadece erkeğin düşünce ve duyguları başka şeylerle de, özellikle de hayattaki amacıyla doludur anlamına gelir. Birinin yanında olmak güzeldir ve o birinin size ait olduğu fikri bağımlılık yaratır. Maskülen ve hedeflerinin peşinde koşan bir erkek, bir kadını özel, seviliyor, önemli, güçlü ve cool hissettirir. Böyle bir erkek aynı zamanda kadın erkek ilişkilerinden de anlayan, sevgi dolu biriyse eğlenceli ve pozitiftir. Bir erkek adam olarak kendine güvenen, kendine yeten ve dominant; kadının zayıflıklarını ve kaygılarını dindiren bir erkektir. Harika bir erkeğin yanında olmak bir kadında bağımlılık yaratır, eğer yeterince uzun süre yakınsanız, kadın bağlanır. Aynı şekilde feminen bir kadın da erkekte bağımlılık yaratır ve eğer erkek bu kadınla yeterince uzun süre vakit geçirirse kadına bağlanır. Bir kadına bağlanmanızda ve ona duygusal yatırım yapmanızda sorun yoktur. Sorun, sizin kadından daha fazla duygusal yatırım yapmanızla başlar. Kadınlar bir erkeğin kendilerine, kendilerinin o erkeğe bağlandığından daha fazla bağlanmasını istemezler. Tamam bunun aksini iddia ederler ve bunun aksini gösterecek şekilde erkeğin hayatının merkezine girmeye çalışırlar ama aslında için için durdurulmayı, bir yerden sonrasını alamamayı isterler. Neden? Zira değerli bir erkeğin, kadına kadının ona olduğundan

62

fazla bağlanmasını engelleyen hedefleri vardır. Kadın için değerli erkek, o amaçları kadın için bırakmaz ya da zihninde o amaçlardan fazlaca yer açıp zihnini kadınla doldurmaz. Kadınlar tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına destek olmayı arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bağlanmak, feminen enerjinin işidir ve maskülen erkek de eşine bağlanmış olsa da, maskülenitesi gereği amaçlarıyla uğraştığından, kadın kadar bağlanamaması gerekir. Bir kadını her düşündüğünüzde, ona her hediye aldığınızda, ona her iltifat ettiğinizde ona bağlanırsınız. Ama aşırı bağlanmaya neden olan asıl sebepler şunlardır: ● Kadının ruh ikizi olduğunu düşünmek ve onu kaybederseniz bir daha aynı mutluluğu yakalayamayacağınıza inanmak ● Onun onayının peşinde koşmak için fazlaca hediye ve iltifat ● Onun her istediğini yapmak ● Genellikle amaçsızlık kaynaklı bir şekilde, gün içinde sürekli onu düşünmek ● Bir kadını, onun sizi aradığından daha fazla aramak ● Bir kadına, onun size söyledğinden daha fazla “seni seviyorum” demek ● Bir kadına, ondan duymadan seni seviyorum demek

Benjamin Franklin Teorisi Amerik Birleşik Devletleri’nin kurucularından, kadın avcılığı ile ünlü Benjamin Franklin’in ünlü ve mantığa aykırı görünen keşfidir : Eğer A kişisi B kişisi için bir şey yaparsa, A kişisi B kişisinden daha fazla hoşlanacaktır. Çoğu insan bunun tersini varsayar – eğer insanlar sizden hoşlansın istiyorsanız, onlar için bir şeyler yapmalısınızdır. Yani B kişisi, A kişisinden daha fazla hoşlanmalıdır, değil mi? Hayır, öyle değil! A kişisi B kişisinden daha fazla hoşlanır zira A kişisi duygusal yatırım yapmıştır. Belki de A kişisi B kişisinin karşılık olarak iyi bir şey yapmasını beklemektedir. Belki A kişisi, primat hiyerarşisinde B kişisinden aşağıda olduğunu düşünmektedir. Belki A kişisi kendi 63

egosunu korumaktadır – B kişisi özel biri olmalıdır, onun için bir şey yapmış olsam bile! Ya da B kişisi için bir şey yapmak gibi basit bir eylem nedeniyle, B kişisi A kişisinin düşünce ve duygularında yer kaplamaya başlamıştır. Psikolojik mekanizma ne olursa olsun, bir kadın sizden gerçekten hoşlandığında, sizin için bir şeyler yapmak isteyecektir. Bunu bazen agresif bir şekilde yapacaktır ve siz başka şeyler fantazilerken o size duygusal yatırım yapmak isteyecektir. Bir kadın sizden gerçekten hoşlandığında, muhtaç, yalvarır ve onay bekler hareketlere ihtiyaç olmadığını anlayacaksınız. Franklin Teorisinin doğal sonucu şu : kadına yalvarmak, kadının onayına ihtiyaç göstermek, kadına hediyeler / bir şeyler almak, bir kadının size karşı soğuk davrandığında

onun

peşinde

koşmak, bir kadının size boktan davranışlarda

bulunmasına izin vermek, vs.; sizin o kadına duygusal yatırım yapmanıza ve kendinizi onun “aşağısında” hissetmenize neden olacaktır. Kendilerini terk eden sevgililerinin peşinde koşarak onu elde etmek için uğraşan adamlardan bazen şunu duyarım: “hatun artık umrumda değil, tek derdim seks, seks iyiydi”. Bu kötü bir fikir, zira siz bilinç üstünde “umrumda değil” derken kadının peşinden koşarak bilinç altında size artık duygusal yatırım yapmayan bir kadına duygusal yatırım yapmış olacaksınız. Bir kadının size kötü davranmasına izin vererek bilinçsizce beyninizi beta erkek olmaya programlarsınız. Umrunuzda değildi belki ama böyle davranarak umrunuzda olmaya başladı. Nasıl hissettiğinizi kontrol edemeyebilirsiniz ama ne yapacağınızı kontrol edebilirsiniz. Ve sizin davranışlarınız nereye giderse, duygularınız da peşlerinden gidecektir. Eğer kaybeden insanların yaptığı şeyleri yaparsanız, eninde sonunda kaybeden biri gibi hissetmeye başlayacaksınız. Kendinize sürekli “umrumda değil” deseniz bile. Davranışlarınızın gücünü küçümsemeyin. Bir kadından ayrılmak isteyen ama onu üzmek istemediği için kaybeden / zayıf bir erkek gibi davranmaya başlayan erkeklerle konuşuyorum. Bu adamlar, kaybeden numarası yapayım da beni terk etsin, böylece onu

64

üzmem diye düşünüyorlar ama sonra beni “terk etti, onsuz yapamam” diye arıyorlar. Kaybeden gibi davranarak yanlışlıkla kaybeden biri gibi hissetmeye başlıyorlar! Beyniniz sürekli bağlantılar yaparak çalışır. Siz düşüncelerinizi ve duygularınızı nereye odaklarsanız, beyniniz o şeyi kafanızdaki diğer şeylere bağlamaya başlar ve o şey sizin beyin ağınızda gömülü ve çözmesi zor bir bağlantı haline gelir. Örneğin cidden çekici bir kadınla çıkmaya başladığınızda, beyniniz bu kadını cinsel zevk, ego, eğlenceli zamanlar veya bunun gibi şeylerle ilişkilendirecektir. Bu nedenle bu kadın sizi terk ettiğinde, sürekli onu düşüneceksiniz. “Umrunda olmamanın” gerçek tanımı, kafanızda sadece pozitif düşünce ve duygulara yer vermeniz ve negatif kişi, yer, aktivite, düşünce gibi şeyleri kafanızdan atmanızdır. “Umrunda olmamak” soğuk olmak, ilgisiz olmak, götün teki olmak ya da aptal olmak demek değildir. Duygu ve düşüncelerinizi, sadece orada olmayı hakeden pozitif şeylerle doldurmak demektir.

Kadından daha fazla duygusal yatırım yapmak neden iticidir? Bir kadın, sizin duygu ve düşüncelerinizi olması gerektiğinden (genellikle kendi duygusal yatırımından) daha fazla işgal ettiğini hissederse, siz bu kadına itici görünmeye başlarsınız. Zira insanlar kendi hayatlarına göre daha ilginç, heyecanlı, üst seviyede ve iyi hayatları çekici bulurlar. Bizden daha iyi bir hayat yaşayan kişinin bizden daha çok kendi hayatları ile meşgul olacaklarını düşünürüz. İkincisi, duygularımızın birçoğu bencil, mantık dışı, gerçeklik dışı, kontrol edilemez ve sıklıkla da düpedüz kötüdürler. Duygular temelde muhtaçlıklar; sürekli bir şeyler isteyip dururlar, bu “istek” birine yardım etmek bile olsa. Beraber istediğiniz kadına duygusal yatırım yapmanızın sebebi azizliğiniz değil. O kadından bir şey istiyorsunuz. Hep sizinle olmasını istiyorsunuz (en azından siz istediğiniz sürece), sizinle yatsın, size duygusal ve cinsel tatmin versin istiyorsunuz. Yalnız biri olmadığınızı göstermeniz için yanınızda olsun, sosyal statünüzü yükseltsin istiyorsunuz. O çekip gitmesin, başka bir erkekle mutlu olmasın istiyorsunuz, sizinle mutsuz olmasını istiyorsunuz. Kararında duygusal yatırım yaptığınızda pek sorun olmuyor zira istekleriniz ihtiyaç seviyesini aşmıyor.

65

Karşılıklı olarak birbirinizin ihtiyaçlarını karşılıyor ve birbirinize dengeli bir şekilde ihtiyaç duyuyorsunuz. Ama eğer fazlaca duygusal yatırım yaparsanız, istekleriniz artık muhtaçlık seviyesine çıkıyor. Muhtaç insan da maalesef zayıf insandır ve zayıf insanlar da iticidir. Bir kadın, ona muhtaç olacak kadar duygusal yatırım yaptığınızda, içine düştüğünüz zayıf durum için size üzülebilir ya da acıyabilir. Ama size cinsel ve duygusal çekim duyamaz. Kadınlar zayıf erkeklere cinsel ve duygusal çekim duyamazlar. Aşırı duygusal yatırım genellikle terk edilme ile sonuçlanıyor. Terk edildiğinizde de, aşırı duygusal yatırımından kurtulmak yerine, kıymetlisini yeniden kazanmak ve ona yaptıklarının acısını çektirmek istiyorsunuz. Onu takip ediyorsunuz, garip garip davranıyorsunuz, depresyona giriyorsunuz, hayatınız darmadağın oluyor, vs. Aşk şarkıları bu duyguları yüceleştiriyor ama bunlar sağlıklı şeyler değiller. Bunlar zayıflık göstergeleri. Kadınların da bu tür duygusallaşmaları yok değil (bunları çoğunlukla erkeklerden daha derin yaşıyorlar) ve bunun korkutucu bir çukurun dibi olduğunun farkındalar. Bu nedenle de erkekte gördüler mi arkalarına bakmadan kaçıyorlar. Kadınlar duygusal olarak kaya gibi sağlamlık istiyorlar. Havuzun kenarından kendilerini dışarı çekecek bir cankurtaran istiyorlar, beraber boğulacakları birini değil. Duygusal yatırım konusunda tüm ilişki boyunca dikkat etmelisiniz ama özellikle ilişkinin başında fazla duygusal yatırım yapmamaya daha çok önem vermelisiniz. Zira kadınların duygusal yatırım yapması, erkeklerin duygusal yatırım yapmasından daha uzun zaman alıyor. Erkekler en kısa zamanda dölleyebilecekleri doğurgan kadın arayacak şekilde evrimleşmiştir (büyük kalçalar, büyük memeler, sağlıklı bir yüz). Kadınlar ise kendilerini ve çocuklarını koruyabilecek olan kabilenin güçlü erkeklerinden birinin peşindeler. Bu nedenle de daha uzun vadeli özelliklere bakarlar (kendine güven, dominantlık, duygusal güç, zeka, vs …). Bir kadının bir erkeğin bu özelliklere sahip olup olmadığını anlaması zaman alır. Bunun yanında erkek güzel bir kadına hemen yatırım yapabilir. Her kadın – erkek ilişkisinde erkeğin duygusal yatırım yaptığı ama kadının hala mantıki hareket ettiği bir dönem vardır. Birçok erkek bu dönemde işleri mahveder – garip, fazla iyi, fazlaca kıza odaklanmış bir şekilde davranmaya başlarlar ki o sırada henüz yeterince yatırım yapmamış kadına bu erkek kaybeden ya da daha kötüsü izlenimi verirler. Tabii ki

66

duygular hayatın bir parçası ve doğru yönlendirildiklerind güzel olabilirler. Ama bir kadın size aynı duyguları geliştirene kadar kadına duygularınızı fazlaca göstermemeniz lazım. Bu hayatın birçok insan için kabul etmesi zor bir gerçeği ama insanlar ilişkilere güç terimleri ile bakarlar (bu konuya bir sonraki bölümde ayrıntılı olarak bakacağız). Belli bir sosyal durumda, bilinçaltında herkesi zayıftan güçlüye bir hiyerarşiye yerleştiririz. Kadınlar güç dinamikleri hakkında daha bilinçlidir zira genel olarak erkeklerden daha güçsüzlerdir. Ne yazık ki duygusal insanları bilinçaltımızda güç hiyerarşisinde aşağıda görürüz. Kadınlar kendilerine fazlaca duygusal yatırım yapmış erkekleri itici bulurlar zira kadınlar SAĞLAMLIĞI çekici bulurlar. Sağlam olmanın anlamı “hedeflerini büyük bir güvenle kovalamak ve kimsenin ya da hiçbir şeyin engel olmasına izin vermemektir”. Kadınlar sağlamlığı çekici bulurlar zira bu erkekler doğal koruyuculardır ve koruyucunun bağlılığı ancak misyonunu çöpe atmadığı sürece anlamlıdır. Eğer koruyucu duygusal, ikiyüzlü, dağılmış ve itaatkar hale gelirse, artık koruyucu olarak güvenilemez. Biz duygusal insanları bilinçaltında zayıf görürüz zira bu insanlar kolayca kontrol edilebilirler. Bir erkek bir kız hakkında duygusallaşırsa, muhtemelen o ne derse aynı fikirde olacaktır, onun kötü davranışlarına tolerans gösterecektir, vs … Bir koruyucu saniyeliğine de olsa gardını indirdiğinde, kadın strese girecek ve koruya kapılacaktır. Ama sınırları olan ve güvenli bir erkek korkmaz ve misyonundan döndürülemez. Sarsılmaz ve hiçbir şeyden etkilenmez bir duvar olmanız lazım.

Aşırı duygusal yatırımdan kaçınmayı nasıl başarırsınız? Bu bölümün başında da dediğimiz gibi ilişki süresince kadından daha az duygusal yatırım yapıyor olmalısınız. Ama bunun hiç duygusal yatırım yapmamalısınız ya da çok az duygusal yatırım yapmalısınız anlamına gelmediğini söylememe gerek yok sanırım. Sevdiğiniz, uzun süreli ilişki içinde olduğunuz kadına ister istemez duygusal yatırım yapacaksınız ama bunun aşırıya kaçmaması lazım. Fazlaca duygusal yatırım yapmamak için de temel olarak şunları yapmalısınız: 1) Aşırı duygusal yatırım yapmanızın ilişki için zararlı olduğunun farkına varın. 67

2) Düşünce ve duygularınızı meşgul eden amaçlarınız, dolu ve görece eğlenceli bir yaşamınız olsun. 3) Kadınlar konusunda “bolluk zihniyeti”ne sahip olun. 4) Sınırlarınız olsun ve sarsılmaz olun. 5) Kadınınız için bir şey yaparken sıklıkla “bunu kendi istediğim için mi yapıyorum, yoksa onun onayını almak için mi?” diye sorun. Aşırı duygusal yatırım yapmanızın ilişki için zararlı olduğunun farkına varın. Bu, muhtemelen en önemli adım. Bence birçok erkeğin kadınlara aşırı duygusal yatırım yapmasının sebebi, toplumun ve pop kültürün bilinçaltında erkeklere bunu öğretmesi. Popüler kültür bir erkeğin bir kadını elde etmek için, kadından sevgi dilenmesi ve kısa sürede duygusal yatırım yapması gerektiğini söylüyor. Filmlerde, kendine güvenen, kendi hayatını yaşayan ve başarılı erkekler (ki genellikle kötü insanlar olarak gösterilirler) hiçbir zaman kızı elde etmezler. Kızı sonunda kazanan, kız uzaktan aşık olan ve filmin geri kalanında kızı elde etmeye çalışan ve bu yolda bir sürü reddedilmeye ve aşağılanmaya göğüs geren beta kaybedendir. Bu filmler aynı zamanda kadınların sürekli iltifata, hediyeye, seni seviyorumlara, ufak sürprizlere, sarılmaya ve aşk – böcüğü saçmalıklarına ihtiyacı olan narin çiçekler olduğunu anlatır. Gerçek hayatta ise işler böyle yürümez. Evet, kadınların güçlü bir “kabul edilme” ihtiyaçları var (tüm beta erkekler gibi) ve bu nedenle erkeklerinin yeterince duygusal yatırım yapmaması ve reddedilme konusunda (gerçek) erkeklerden daha duyarlılar. İlişkinin başlarında sorun olmasa da eğer siz devamında kadına çok az duygusal yatırım yaparsanız, kadın büyük olasılıkla tüm duygusal yatırımını geri alacaktır. Fakat kadınların bu güçlü ve sürekli kabul edilme ve onay ihtiyacı nedeniyle, erkekler yanlış bir şekilde önce kendilerinin ve kadından fazla duygusal yatırım yapmaları gerektiğini düşünürler. Fakat tek yapmanız gereken ona yeterince duygusal yatırım yapmak ve dışlanmış hissettirmemektir.

68

Burada sanki ince bir çizgi üstünde yürümeniz gerekiyormuş gibi görünebilir. Ama aslına bakarsanız, her şeyi kadından bir iki tık aşağıda yaparsanız, dengeyi bulursunuz. Mesela altın orana uyun: Kadınınıza size verdiğinin üçte ikisini verin. Her üç arama ya da mesaj için iki arama ya da mesaj yapın. 3 aşk ilanına, 2 aşk ilanı ile karşılık verin. 3 hediye, 2 gece dışarda yemek. Ona 2 sevgi gösterisinde bulunun ve o karşılığında 3 tane sevgi gösterisinde bulunanan kadar durun. Konuştuğunda, daha az kelime ile karşılık verin. Altın oran fikrinin arkasında 2 fikir var – kadının sizin peşinizde koşmasını sağlayarak sizin değerinizi arttırır ve sizin onun kişisel dramalarına karşı kendinizi geri çekebileceğinizi gösterir. Her yaptığına eşit karşılık vermemeniz, sizin yüksek değerinizi onun gözünde güçlendirir. Belinin derinliklerinde gerçekten istediği de budur. Amcığın 16 Buyruğu8 Tabii bu söylemesi kolay ama yapması zor bir şey. Toplum ve duygularınız sizi kadınların çevresinde pervane olmanız, onlar için sürekli olarak bir şeyler yapmanız, saçmalıklarına katlanmanız, hediyeler almanız, seni seviyorumlar demeniz vs … gibi şeylere itiyor. Duygularınızla ve sosyal eğitim ile savaşmalısınız ve yolunuzdan şaşmazsanız kadınınızın size daha fazla aşık olacağına inanmalısınız. Bu, kadınlara “hayır” diyebilmeyi (hayır demek reddetmek demek değildir) ve gerekirse kadını bırakıp gidebilmeyi gerektirir. Çok gerekirse tamamen terk etmeyi gerektirir. Düşünce ve duygularınızı meşgul eden amaçlarınız, dolu ve görece eğlenceli bir yaşamınız olsun. İnsanlar güzel duyguların peşinden koşmaya programlanmıştır. Eğer hayatımızın iş, okul, hobiler gibi ana yönleri bizi mutlu etmiyor ise, güzel duyguları başka şeylerde ararız : porno, boktan TV programları, sosyal medya beğenileri, kadınlar, yemek, alkol, vs … Bunların her biri kendi başına o kadar kötü olmayabilirler (porno hariç9) ama eğer hayatınız sizi mutlu etmiyorsa, bazı şeylere aşırı duygusal yatırım yapar ve depresyona girersiniz. Eğer hayatınız sizi mutlu etmiyorsa, hayatta peşinden koştuğunuz 8 9

Amcığın 16 Buyruğu - erkekadam.org Porno, maskülenitenizi öldüren bir zehir - erkekadam.org

69

amaçlarınız yoksa, bilinçaltında ve bilmeden kadınlara ya da kadınınıza aşırı yatırım yapmaya başlarsınız. Bir erkek olarak hayatta, özellikle iş hayatında, sosyal hayatta ve manevi hayatta, bir amaca sahip olmalısınız. Bunu yaptığınızda, kadınınıza isteseniz de fazla duygusal yatırım yapamazsınız. Bununla beraber bir ilişkiye girdiğinizde çoğu erkek gibi, arkadaşlarınızla görüşmeyi, spor yapmayı, akrabalarınızı, hobilerinizle uğraşmayı bırakmayın. İlişki içindeyken bunlara toptan ayırdığınız zaman azalacaktır ama bunları çok azaltmayın. Kadın size bunları azaltmanız konusunda baskı yapacak ve sizin zamanınızın daha çoğunu talep edecektir. Ama unutmayın, sağlıklı bir kadın, bunu test için yapar yani siz kendisine boyun eğecek bir sünepe misiniz yoksa omurgası olan bir erkek misiniz diye görmek için yapar. Yani eğer sağlıklı bir ilişki yürütebileceğiniz sağlıklı bir kadınla beraberseniz, sosyal hayatınızın dolu olması, kadının yüzeyde istediğinin tam tersi olsa da ilişkinize pozitif etki eder. Eğer kadın ruhsal olarak sağlıksızsa, bu ilişkinize negatif etki eder ki böyle bir kadınla ilişkinizin bitmesi daha iyidir. Eğlenmekten,

iyi

vakit

geçirmekten

de

vazgeçmeyin.

Arkadaşlarınızla

dışarı

çıktığınızda, başka kadınlara yürümediğiniz sürece sonuna kadar iyi vakit geçirin. Ailenizle buluştuğunuzda, hobilerinizle uğraştığınızda ya da spor salonunda iyi vakit geçirmeye bakın. “Girls just wanna have fun” (kızlar sadece eğlenmek istiyor) şarkısını biliyor musunuz? Gerçekte herkes eğlenmek istiyor ama erkekler kızları etkileyeceğim stresi ile bunu yapamıyor. Ne zaman gergin, korkmuş ya da kadına fazlaca duygusal yatırım yapıyor hissederseniz, kendinize sadece şunu söyleyin : “Ben buraya eğlenmeye, iyi vakit geçirmeye ve kendime bir şey katmaya geldim. Buna katkın olursa süper. Eğer olmazsa sen bilirsin ama eğer köstek olacaksan gidebilirsin.” Eğlence ve pozitif olmak her zaman kazanır. Kadınlar konusunda “bolluk zihniyeti”ne sahip olun. Hayatınız ne kadar güzel olursa olsun, kadınlara duygusal yatırım yapmamak zordur. Bir ilişki içinde değilseniz, bolluk zihniyetinde duygu ve düşünceleriniz başka kadınlarla

70

dolu olur, bu nedenle de belirli bir kadına ihtiyacınız yoktur. Ama ilişki içerisindeyseniz, zamanınızı ve kafanızı başka kadınlarla dolduramazsınız ya da doldurmamalısınız. Hayatınızda tek bir kadın varken bolluk zihniyetine sahip olmanızın en iyi yolu, hayatınızda bir kadın yokken birden fazla kadınla görüşerek, alternatiflerinizi değerlendirerek, bekar kaldığınızda yeniden yapabileceğinizi görmenizdir. Bir diğer yararlı şey de, bolluk içindeymiş gibi davranmaktır. Bunun en iyi yolu, daha önce birkaç kere

belirttiğimiz

gibi,

zihninizi her zaman gerekirse bırakıp gidebileceğinize

programlayın. Daha önce hiç bolluk içinde olmadıysanız, eğer bekar kalırsanız bunu başaracağınızı, bunun için gerekli bilgilerin size sunulduğunu düşünün. İlişki içerisinde bolluk zihniyetinde davranmanın bir başka yolu da, bir önceki bölümde belirttiğimiz

şekilde

anne

babanızla,

arkadaşlarınızla

geçirdiğiniz

zamanı çok

kısmamanız. Hobilerinizden ve spordan da geri kalmayın. İyi giyinin, her zaman iyi kokun. Sosyal ve çekici olmaya devam edin. Siz başka kadınlara bakmayın ama bırakın onlar size baksınlar. Bu şekilde bekar olsanız boşta kalmayacağını hissedin. Ayrıca başka kadınların size baktığına kadınınız da dikkat edecektir ve bu da onun sizi daha değerli görmesine ve size daha fazla yatırım yapmasına neden olacaktır. Sınırlarınız olsun ve sarsılmaz olun. Kadınlar sizin, misyonunu neşe ve kendine güvenle takip eden, yıkılmaz bir duvar olmanızı isterler. Kadınlar her ne kadar sizi o misyonun yolundan çıkarmaya çalışsalar da bunu yenildiğinizi görmek için değil, sizin gerçekten sağlam bir duvar mı, iskambil kağıdından yapılmış, üfürükten bir duvar mı olduğunuzu test etmek için yaparlar. Mağazada bir masaya gerçekten sağlam tahta mı değil mi anlamak için vurmanız gibi, bir kadın sizin gerçekten yolundan çıkmayacak, kendine güvenen biri olup olmadığınızı anlamak için sizi test ederler. Siz ne kadar kendine güvenli ve sarsılmaz iseniz, test de o kadar güçlü olacaktır. İyi bir hayat vizyonuna, sınırlara ve hayatınızın, düşünce ve duygularınızın ilginç ve değerli olduğuna dair kendine güvene sahip olarak, kadına meydan okuyup onu tahrik edebilirsiniz. Kadınlar kendilerini olgunlaştıracak, kendi sahip oldukları hayattan daha iyisine geçmelerini sağlayacak erkekleri isterler. Her dediklerini onaylayan bir sünepe 71

ya da dar kafalı konformist istemezler. Kadınlar sınırlarını yeterince ihlal ettiklerinde, ihmalkar

davrandıklarında

veya

yeterince

sevgi

ve

ilgi

göstermediklerinde

kaybedebilecekleri erkekler isterler. Bunu taş kalpli psikopatlar oldukları için değil değil, bırakıp gitmeyecek bir erkeğin herhangi bir potansiyeli olmamasından dolayı isterler. Kadınlar, aldatılmak istemezler ama istese kendilerini aldatabilecek kadar talep edilen bir erkek isterler. Rollo Tomassi Çoğunuz için tabii ki bu çok zor. Çoğunuzun sıkıcı bir hayatı var ve güzel bir kadın bir anda hayatınızın en ilginç ve önemli şeyi haline geliyor. Ya da sekse o kadar aç ve muhtaçsınız ki, bir kadının sıkıcı, kaba, sıradan, vs … olması umrunuzda değil. Kadınlar sizin hayatınıza katılmak isterler, sizi kendi hayatlarında yönlendirmeyi değil. Bu nedenle ilkin kendi eğlenmenize bakmalısınız. Bunun kaba ve bencilce olduğunu düşünebilirsiniz ama değil. Çünkü kadınlar varacağınız yerden çok sizin yolda öncülük etmenize vurulurlar.

Kadının duygusal yatırım yapmasını sağlamak Bir kadının size duygusal yatırım yapması için, bazı şeylerin olması gerekir : 1) Kadın sizden hoşlanmalıdır – mesela sizi çekici, ilgi çekici, tatlı, arkadaş canlısı, vs … bulmalıdır. 2) Sizinle duygusal bir bağlantı hissetmelidir. 3) Sizin tarafınızdan kabul görmüş hissetmelidir. Eğer onu reddediyor, görmezden geliyor ya da düşmanca davranıyorsanız, size duygusal yatırım yapmayacaktır. 4) Sizin kendine güvenli ve sağlam biri olduğunuzu görmelidir. 5) Sizinle vakit geçirmelidir.

72

Kadın sizden hoşlanmalıdır. Bunu açıklamaya pek gerek yok. Kadınlar genellikle kendileri ile aynı değerlere, hedeflere, vs … sahip olmayan erkeklere duygusal yatırım yapmayacaktır. Bazı kızlar boydan boya dövme ile kaplı bir rapçi isteyecektir, bazı kızlar ise Star Wars izleyen erkekler. Eğer çok çeşitli ilgi alanları olan bir erkekseniz birçok kızın ilgisini çekeceksinizdir ama bazı kızlar kesinlikle sizinle uyuşmayacaktır. Sizin iyi bir ilişki ve duygusal yatırım için dikkat etmeniz gereken ilk şeylerden biri, ilgi seviyesi başlangıçta yüksek olan bir kadınla beraber olmak, başlangıçta ilgi seviyesi yüksek olsa da hemen düşen bir kadını da, başından hiç ilgisi olmayan bir kadın gibi, yol yakınken bırakmaktır. İlgi seviyesi 5’in altında olan bir kadın zaten sizinle beraber olmayacaktır. Ama uzun süreli ilişki için, ilgi seviyesi 7 ve üstünde bir kadın istersiniz. Eğer 5-6 seviyesinde bir kadınla buluşuyorsanız ve bu seviye kısa sürede yükselmiyorsa; ya da kadın kısa sürede 7 ve üstünden, 5-6 seviyesine geldiyse, bu kadınla fazla zaman kaybetmeyin. Yoksa sonradan bu kadını ilişkide tutmak için gereğinden fazla zaman harcamanız gerekir ve çoğunlukla da ne kadar çabalarsanız çabalayın ilişki büyük ihtimalle terk edilmenizle sona erer. Sizinle duygusal bir bağlantı hissetmelidir. Bir kadınla duygusal bağlantı kurmanın anahtarı, birlikte duygusal olarak heyecanlı şeyler yaşamaktır. En nihayetinde olması gereken şey, tutkulu sekstir tabii ki. Ama bundan önce iyi bir yemek, derin bir konuşma, hatta bira eşliğinde bir masa tenisi bile aranızda duygusal bir bağ oluşmasına yardımcı olur. Bu nedenle, ilişkiniz ne kadar eski olursa olsun, kadınınızla dışarı çıkmaya ve iyi vakit geçirmeye devam etmelisiniz. Duygusal bağlantı kurmanın bir başka yolu da kadının sizin kendine güveninize dolaylı olarak maruz kalmasıdır. Kadının onun duygusal olarak kaya gibi sağlam erkeği olmanızı ister ve bu nedenle de kendi zayıflıklarını ve korkularını size yansıtır. Bunu yaptıktan sonra da sizin bu zayıflık ve korkuları yenmenizi izler. Kadın sizin her zaman yönetmenizi ve geceyi eğlenceli hale getirmenizi ister.

73

Kadınların duygusal enerjisi vardır ve bu enerji her zaman birine ya da bir şeye yönelmek ister. Siz bu enerjinin size yönelmesini istersiniz. Bunun en kısa yolu, onunla vakit geçirmektir. Muhtaç görünmediğiniz ve kızı kötü hissettirmediğiniz sürece beraber zaman geçirmek, duygusal bağı kuracaktır. Sizin tarafınızdan kabul görmüş hissetmelidir. Yine belirtelim, reddedilmiş, ihmal edilmiş bir kadından daha kızgın biri yoktur. Bu nedenle kadın size açılan kapının açık olduğunu hissetmelidir. Kadın size yatırım yaptıkça, siz de onun duygularını tırmandırmalısınız. Götün teki olarak, kadının duygularına duyarsız kalarak bunu mahvedebilirsiniz. Sizin kendine güvenli ve sağlam biri olduğunuzu görmelidir. Kendine güven kelimesi (confidence), latince con (ile) ve fidens (inanç) kelimelerinden gelir. Kendine güvenen bir erkek, ne yaparsa yapsın başaracağına ve kimsenin kendisini durduramayacağına inancı olan biridir. Bir kadın, erkeğin misyonunu kendine güven ile gerçekleştirmek için çalıştığını izleyerek tahrik olur. Kadınlar neden kulüplerde DJlere, promosyonculara ve uyuşturucu satıcılarına ilgi duyar? Bu adamlar toplumun “kaymak” tabakası falan değiller. Ama bu adamlar kulüplerde gerçekten iş yapan erkeklerdir. Diğer tüm erkekler ise orada oturup kızlara salya akıtarak bakarak çekiciliklerini düşürürler.

Sonuç Duygusal yatırım konusunda tavsiye edeceğim strateji, en azından ilişkinin başında rasyonel ve neredeyse işadamı soğukkanlılığında bir ruh hali takınmaktır. Daha önce belirttiğim gibi kadınlar başlangıçta çok duygusal yatırım yapmazlar ve oldukça “rasyonel”dirler. Erkekler de neredeyse kadın gibi hareket etmelidir; bir ilişki ihtimalini değerlendirmektedir (ya da sadece seks), ama yüksek standartları vardır ve önce kadını baştan aşağı değerlendirip, duygusal yatırım yapmaya değecek biri olup olmadığını anlamalıdır. Davranışlarınız duygularınız tarafından değil, sanki eldeki tüm bilgilere göre karar veren bir baştan çıkarma bilgisayarı tarafından yönlendirilmelidir.

74

Bunun bir yolu “ilgisiz ilgi”dir. Sözleriniz ilgi ve heves belirtirken “duygularını” şöyle söylemelidir : “dur bakalım hemen heveslenme, seninle sadece konuşuyorum, sana daha duygusal yatırım yapmadım ve gerekirse her an çekip gidebilirim”. Bunun en iyi yolu, duygu ve düşüncelerinizi başka bir şeye odaklamaktır, kızdan başka bir şeye. Fakat tamamen rasyonel olmamalısınız. Kadınla alakalı olmayan duygularınızı göstermelisiniz : tutkularınızı, ilgi alanlarınızı, arkadaşlarınızı, vs … Ve eğer hakederse, ona karşı da duygu gösterebilirsiniz : örneğin komik bir şey söylerse gülüp, üzücü bir şey söylerse empati gösterebilirsiniz. Sadece onunla dediği ve yaptığı şeylerden bağımsız olarak sadece kızın varlığı ile ilgili duygusal hissetmeyin. Ve tabii ki, olayı cinsel olarak tırmandırın. Paradoksal olarak hem cinsel olarak olayı tırmandırıp hem de duygusal yatırım yapmıyor görünebilirsiniz. Aslında, birçok kadın (özellikle de ruhsal olarak problemli olanları) sadece duygulardan arınmış seks peşindeler. Ona dokunmalı, konuşmayı cinselliğe getirmeli, gözlerine bakmak ya da kulağına fısıldamak gibi baştan çıkarıcı şeyler yapmalı ve konuşmayı ve buluşmayı kendine güvenle yönlendirmelisiniz. Kadını oradan oraya götürmek, cinsellik eşiğini aşırmak, vs … sizin işiniz. Ve kadın duygusal yatırım yapmaya başladığında, ona sizin de duygusal yatırım yapabilme ihtimaliniz olduğunu hissettirin (ama onun kadar değil). Bazen siz çok cool takılmaya çalışırken kız kendisinden platonik olarak hoşlandığınız yanılgısına düşerek ilgisini kaybedebilir.

Daha geniş bir bakış açısı Duygusal

yatırım

bölümünde

bahsedilen

prensipler

hayatınızın

her

alanına

uygulanabilirler. En basiti, sizi umursamayan ya da sizin yatırımınıza karşılık yeterli dönüşü olmayan insanlara, yerlere, kurumlara ve aktivitelere duygusal yatırım yapmamalısınız. İnsanların yaptıkları en büyük hataların bazıları işlerine, arkadaşlarına, hobilerine, vs … fazlaca duygusal yatırım yapıp, karşılığında neredeyse hiçbir şey almamalarıdır. Buna ek olarak, yaptığınız şeyler sizin duygusal yatırımınız haline gelecektir. Her haftasonunuzu pornodan, şikayet etmekten, kötü kararlar vermekten başka bir halt

75

yemeyen boktan insanlarla geçiriyorsanız, tahmin edin ne olacak? Siz de boktan bir insan olacaksınız. İnsan ne yapıyorsa odur.

76

İlişki içindeki erkek adam özellikleri

77

Egemen (dominant) olmak Günümüzün yoğun olarak pompalanan “eşitlikçi”, “açık iletişimli” ilişki propagandası yüzünden, bir erkeğin ilişkinin egemeni olması fikri o erkeğin direkt geri kafalı, toksik maskülen, vs. diye yaftalanmasına neden olabilir. Bu nedenle de çoğu erkek, sırf bu şekilde etiketlenmemek için ilişkide egemen taraf olması gerektiğini hissetse bile buna cesaret edemiyor. Günümüzde aynı propagandaya maruz kalan birçok kadının erkek egemenliğine direnç gösterebilmesi de işleri kolaylaştırmıyor tabii ki. Şimdi önce egemen kelimesinin sözlük anlamları şunlar : 1. (sıfat) hiçbir kısıtlama, denetleme altında olmaksızın, bağımsız olarak yönetimini sürdüren,

yönetimi

dışarıdan

herhangi

bir

şeyin

güdümünde

olmayan,

egemenliğini yürüten. 2. (mecaz) duygu ve davranışlarını kendi istenciyle denetleyebilen (kimse) 3. (mecaz) başta gelen, baskın olan 4. (mecaz) başkasına boyun eğdiren, buyruğunu yürüten, güçlü Biz burada dominant erkek derken ilk 3 anlamını kastediyoruz. Dikkat ederseniz ilk ikisinin kadın ile ilişkinizle alakası yok. Kendi üzerinizde egemen olmanızla alakalı ve ilişkilerinizde dominant olmak istiyorsanız, önce kendi üzerinizde egemen olmalısınız. Günümüz feminizmi erkeklikle (maskülenite ile) sorunları olan, erkek olana düşman olan bir feminizm. Bu feminizm, erkek olana bakınca sadece 4. anlamı görüyor. Birçok erkek (1) ve (2)’den geçerek, çaba harcayarak, yetkinleşerek, ustalaşarak (3) oluyorlar. Ama günümüz feminizm propagandası, egemen erkek görünce sadece boyun eğdiren, gücünü zorbalıktan alan bir despot görüyor. Kötüsü yöneticilerin gücünü despotluktan aldığı coğrafyalardan birinde yaşadığımızdan, çoğu erkek de egemen deyince despotluk anlıyor. İlişkilerde çoğunlukla dominant bir taraf vardır. Bu heteroseksüel ilişkilerde de böyledir, homoseksüel ilişkilerde de. Lezbiyen çiftlerin çok büyük bir kısmında bile kadınlardan biri dominanttır.

78

Sağlıklı bir kadın erkek ilişkisinde, erkeğin dominant olması sağlıklıdır ve tersi ya da iki taraftan birinin dominant olmadığı ilişki sağlıksızdır. Günümüzde feminen yetiştirilen erkekler maalesef ilişkide eşitlik sağlıklıdır diye öğreniyorlar ve bu nedenle de kitlesel olarak acı çekiyorlar. Feminizm ve feminizmden öğrendiklerini politik doğruculuktan papağan gibi tekrarlayan kadınlar ve kadınlaşmışlar ne derse desinler, heteroseksüel ilişkilerde beklenen erkeğin dominant olmasıdır ve kadınların önemli bir kısmı da söylemeseler de bunu beklerler. Ama dominant derken despot demiyoruz, tekrar söyleyelim. Peki neyden bahsediyoruz? Bunu anlatmanın en iyi yolu, uçaklardaki kaptan pilot - yardımcı pilot iş bölümü. Uçağın yönetiminde egemen olan kaptan pilottur. Ama bu egemenlik bedava gelmez. Egemenlik demek, sorumluluk demektir ve kaptan pilot olacak her şeyden sorumludur. Zor kararları alıp bunların sonuçları kötü olursa cezasını çekecek olan odur. Yardımcı pilotun baskın olmaması, onun hiçbir kararı verememesi ya da uçağı uçurmaması anlamına gelmez. Tam tersi, uçağı sıklıkla yardımcı pilot da uçurur ve gündelik hayatta birçok kararı yardımcı pilot alır ve kaptan da uygular. Kaptan eğer çok yumuşaksa, yardımcı pilota egemen değilse, özellikle iki kafadan aynı anda çıkan kararların çatışması, kazaya yol açabilir. Ayrıca yardımcı pilot daha tecrübesiz olduğundan paniğe kapılmaya daha yatkındır (kadınlar da negatif duygulara erkeklere göre daha yatkın olduğundan paniklemeye yakınlardır) ve kaptan bu gibi durumlarda yönetimi ve sorumluluğu eline almalıdır. Fakat kaptan despot ise, yardımcı pilotun gördüğü ama kendisinin göremediği şeyler yüzünden uçak yine kaza yapabilir. Ya kaptan yardımcı pilotu dinlemez ya da yardımcı pilot korkusundan uyarmaz ve kaza gelir. O nedenle kaptanın egemenliği ne çok eşitlikçi ne de çok despot, kararında bir baskınlık olmalıdır. Erkeğin evin egemeni olması da buna benzer. Bu, kadın hiçbir zaman karar almaz, her kararı erkek alır ve kadın uygular anlamına gelmez. Ama erkek, evin direği olarak, önemli kararları ve sorumluluklarını alır. Burada önemli kararlar almak, kararların

79

sonucu kötü olursa suçlamaların da odağı olmak anlamına geldiğinden, kadınlar zaten çoğunlukla bu sorumluluğu erkeğe bırakma eğilimindedirler. Yani kadın - erkek ilişkilerinde dominant olmanın en büyük ayağı, karar verici olmaktır. Nasıl dominant olunur sorusunun da asıl cevabı budur : ilişkide dominant olmak demek, öncelikle karar verici taraf olmak demektir. Dediğim gibi kadınlar genelde karar vermek zorunda kalmaktan hoşlanmazlar ve erkeklerinin karar vermesini beklerler. Burada çatışmadan bahsetmiyoruz, o durumlarda da karar verici olmanız lazım ama ilişkide dominant olamayan erkeklerin asıl yaptığı hata, ikisinin de anlaşacağı kararları erkeğin verememenizdir. Örneğin adamı kız arkadaşı arar ve “bu akşam dışarı çıkacak mıyız?” diye sorar (bu seni görmek istiyorum, benimle buluş demek). Dominant olmayan bir erkeğin cevabı şöyle bir şeydir, “Çıkalım hayatım, sen ne yapmak istersin?” ya da daha kötüsü “Bilmem ki, senin kafanda bir şey var mı?” (yazarken ben bile utandım). Burada aslında seni görmek istiyorum, benimle buluş diyen kadına “bilmem ki” demenin negatif etkisini bir yana bırakalım. Kadın bu soruyu adamın kendisine soru sorması için sormuyor. Erkekten de bir buluşma şekli bekliyor. Fakat bu cevapları veren erkekler feminen yetiştirildiklerinden karar vermekte zorlanıyorlar ya da karar verirlerse zorba / eski kafalı görüneceklerinden korkup kararı kadına bırakıyorlar. Dominant bir erkek “Evet, hadi çıkıp bir şeyler içelim ve sonra sahilde yürüyelim” ya da “Bugün çıkamam ama yarın / Çarşamba / hafta sonu bir şeyler içelim ve sonra sahilde yürüyelim” der. En kötüsü, “evet çıkalım, ben birşey düşüneyim ararım seni” der. Dominant olmak “ben ne diyorsam o olacak leyn kadın” diye Osmanlı tokatı atmak gibi birşey algılanır ama asıl dominantlık bu tür kararları erkeğin vermesi ile ilgilidir. Ve çoğunlukla çatışma değil, sorun çözme arka planlıdır. Yani eğer kadın aradığında direk şuraya gidelim mi dediğinde illa “yok ora olmaz benim dediğim olacak o zaman şuraya gidelim” demek değildir. İlişkide erkekten liderlik ve sorumluluk alması beklenirken kadınların genelde istedikleri şey yönlendirilmektir. Burada liderlik zorbalıkla olmaz, karar verici ve planlayıcı olmakla 80

olur. Evet zorbalıktan hoşlanan bir grup kadın vardır ve kadınların önemli bir kısmı sünepe bir efendi çocukla olacaklarına zorba bir adamla olmayı tercih ederler ama bu kadınlar zorbalıktan anlar / hoşlanır anlamına gelmez.

Erkeğin kuralları ile oynamak Kadınlarla ilgili ilk başta anlaşılmaz gelen çelişki, kuralları sizin koymanızı istemelerine rağmen ara sıra buna baş kaldırmalarıdır. Oysa bunlar testtir ve temel amaçları siz erkek olmayı bir kadının isteği ile bırakacak kadar zayıf mısınız yoksa lider güçlü bir erkek misiniz diye test etmektir. Bu gibi durumlarda sevecen ama kararlı bir şekilde ve utanmadan, erkek olmaya, lider olmaya devam edin. Eğer bunu yapmazsanız ve kuralları kadının koymasına, kararları kadının almasına izin verirseniz, siz ilişkinin kadını olursunuz o da ilişkinin erkeği. Bunun sonucunda da kadın sizden için için tiksinmeye başlar. İki kutupluluk sağlıklı bir ilişkinin temelidir ve bu iki kutuplu ilişkide her zaman dominant olan, erkek olan siz olmalısınız. Kadının kaprisleri, istekleri ve sürekli değişen ruh hali, bu liderliğin sınırlarını zorlayacaktır ama hemen hemen hiçbir kadın bunlarla sizi aşıp sınırları geçebilmeyi istemez. Siz onun, ilişkinizin ya da ailenizin kayası, kale duvarısınız. Lidersiniz, kuralları koyuyorsunuz ama sorumluluğunuz da güçlü olmak, dayanacak kimseniz olmasa bile dayanılıp güç alınacak insan olmak. Kadın güçlü rüzgarlar ve en kötü dürtülerinin yarattığı fırtınalar karşısında tutunabileceği bir kaya aradığında, orada siz olmalısınız … güçlü, sağlam, sarsılmaz ve yerinden oynamayan.

Gizem ve korku oyunu Erkeklerin büyük bir bölümü, daha ilişkinin başından itibaren, kendileri ile ilgili herşeyi hemen kadına anlatma eğilimindedirler ve kendilerini en doğru ve açık şekilde kadına anlatmaya özen gösterirler. Bunu, kadının ilişkide erkeğin kendisini tamamen kadına ifşa etmesini arzu ettiklerini sandıklarından yaparlar. Şunu geç olmadan öğrenin : Kadınlar hiçbir zaman tam açıklık istemezler. Bir kadın için kendi gizemli kadınsı

81

içgüdüleri ile yine gizemli bir Erkek Adamı yakaladığını düşünmek, en tatmin edici duygudur. Gizem, uzun süreli ilişkide daha kritiktir. Tabii, uzun süre beraber olduğunuz kişi üzerinde nasıl bir gizem yaratabileceğinizi sorabilirsiniz. Cevap şudur: uzun süreli ilişki öncesi ve süresince kendinizle ilgili bir tahmin edilemezlik öğesi yaratarak. Kadınlar Mr. Güvenilir istiyorum diye hüngür hüngür ağlarken Mr. Heyecan Vericiye ver … arzu duyarlar diyelim. Uzun süreli ilişkide hem güvenilir hem de heyecan verici olmanız gerekir ama bu ikisinden biri diğerini yok etmeyecek şekilde. Birçok evli erkek, heyecan verici olma fikrinden korkarlar zira seks yaşamları tamamen karılarını keyfine ve insafına bağlıdır. Bir kadın için heyecan verici olmak istiyorsanız, sizin sadece onun için değil ama başka kadınlar için de ne kadar heyecan verici olabileceğinizi bilmesi gerekir. “Kadınlar, aldatan bir erkek istemezler, aldatma potansiyeli olan ama kendi isteği ile sadık bir erkek isterler.” “Kadınlar, başka kadınların birlikte olmak istekleri, başka erkeklerin kendisi gibi olmak istedikleri bir erkek isterler.” Rollo Tomassi Bunu, ince ve dolaylı bir şekilde başka kadınların sizi çekici bulduğunu kendisine ima ederek sağlamaya çalışabilirsiniz ama bu tehlikeli olan yoldur. Daha emniyetli ve etkili olan bir yolu ise, kendinize bakmanız, hedeflerinize odaklanmanız, iyi giyinmeyi, sosyal hayatı ihmal etmemeniz ama en önemlisi, her zaman maskülen, duygusal olarak güçlü ve sağlam bir erkek olmanızdır. Bunu yaparsanız, başka kadınlar size bakacaklardır ve siz bunu görmeseniz bile kadınınız bunu not edecektir. İkincisi, uzun süreli ilişkinizde bile rehavete kapılmak yerine oyuncu ve eğlenceli olarak kalmak, onun hayal gücünü ateşlemek (örneğin tahmin edilemez olmak), sizin ilişkinizi sağlıklı yürütmenizin temel yardımcılarından biri olacaktır. İmzayı basmadan beyaz bayrağı çekmiş “yenik” kocişler, “oyunun” evlilik boyunca da lazım olduğunu anlamazlar ya da bunu anlasalar da karılarından korktuklarından bunu uygulayamazlar.

82

Evli erkekler, spor yapmaya ve forma girmeye başladıktan sonra eşleri ile seks hayatlarının nasıl renklendiğine şahit olup şaşırırlar ve bunu daha iyi görünmelerinin karılarını tahrik ettiği ile açıklarlar. Bu ne kadar doğru olsa da, asıl mekanizma erkeğin fazla bilinir oluş kalıbını kırması ve kadında başka kadınlarla rekabet stresini tetiklemesidir. Aynı etkiyi eğer henüz yapmıyorsanız şunları da yaparak sağlayabilirsiniz (ve forma girmek de dahil bu şeylerin hemen hepsini yapmalısınız): ● Giyiminize dikkat etmek ve iyi giyinmek ● Daha fazla para kazanmak ● İş yerinde yükselmek ● Daha yüksek statülü davranmak, örneğin duygusal yatırımınızı kadının bir iki seviye altına çekmek, kavga etmeyi bırakmak, sonraki bölümlerde göreceğiniz şekilde kararlı davranmak, duygusal olarak daha güçlü olmak) Burada, korku oyunundan bahsedebiliriz zira az önce en temel korku oyunu tekniklerini yazdık: erkeğin hayatında, kadındaki rekabet korkusunu ateşleyecek değişiklikler yapması. Kadınların sınırlarını yeterince ihlal ettiklerinde, ihmalkar davrandıklarında veya yeterince sevgi ve ilgi göstermediklerinde kaybedebilecekleri erkekleri istediğini, bunu psikopatlıktan değil, gidecek potansiyeli ve cesareti olmayan (zayıf) erkekleri istemediklerinden yaptıklarını söylemiştik. Korku oyunu, bu temele dayanır. Fakat burada biz kadını sürekli stres ve korku altında tutmaktan,

tehdit

etmekten,

başka

kadınlarla

kıskandırmak

gibi

aptalca

manipülasyondan bahsetmiyoruz. Değerli bir erkeğe sahibim ve onu kaybetmemek için yeterli çaba harcamazsam onu kaybederim korkusundan bahsediyoruz. Siz kadını korkutmayacaksınız, siz değerli ve gizemli olacaksınız ve o da sizin aşkınızı kaybetmekten

korkacak.

Bundan

korkarak

yaşamayacak

ama

daha

az

ilgi

gösterdiğinde, size karşı bir yanlış yaptığında, başkalarının size bakması ile değerinizi anladığında hissedecek. Tekrar ediyorum, çeşitli şantaj ve manipülasyon ile, kadının özgüvensiz yanını kullanarak onu köle haline getirmekten ya da korku içinde yaşatıp

83

hayatını kabusa çevirmekten bahsetmiyorum. Tam tersine, korku oyunu doğru oynandığında, kadın birçok kadının sahip olamadığı bir erkeğe sahip olduğu için mutlu yaşar. Aslında tam tersine, kendinin ve başka kadınların gözünde bir değeri olmadığı için ya da bir yere gidemeyecek kadar korkak ve zayıf olduğu için korku uyandırmayan bir erkekle birlikte olan kadınlar mutsuzdur. Yani zannettiğiniz gibi dramatik bir şeyden bahsetmiyorum ve bahsettiğim şey kadına mutluluk veren bir şey. Korku oyunuyla hayal gücünü tetiklemek için tek yapmanız gereken şey çoğunlukla, yukarıda da belirttiğim gibi, spor salonuna gitmektir, daha iyi giyinmeye başlamaktır, işyerinde terfi almaktır, iş seyahatine çıkmaktır, bir hobi grubuna katılmaktır, günlük yaşamınızı değiştirmektir, oyun zihniyetini benimsemektir, eski veya yeni bir arkadaşla buluşmaktır, kadına esprili ve ukala bir şekilde takılmaktır.

Duygusal Güç Duygusal güç, bir erkeğin sahip olabileceği en önemli güçtür. Kadınlar duygusal gücü, başka her şeyden daha çekici bulurlar zira duygusal güç en büyük güç göstergesidir. Erişilmesi en zor ve bir kadının bir erkekten bulabileceği en nadir güçtür. Para şans eseri kazanılıp kaybedilebilir, fiziksel güçten düşebilirsiniz, tip zaman içinde kaybolabilir ve yanıltıcı olabilir ama duygusal güç en büyük eşitleyicidir. Duygularına egemen olabilen erkek en büyük kazanandır. Duygusal güce sahip olmak demek, duygu hissetmeyen bir psikopat olmak demek değildir. Duygularına yenilmeyen, gerektiğinde duygularına göre hareket etmeyen biri olmak demektir. Böyle bir erkek, hayatın küçük büyük tüm zorlukları karşısında güçlü ve sakin kalabilir, çözüme odaklanabilir. Ama eğer duyguların esiri olursanız, size olan şeylerin insafına kalırsınız ve işiniz sadece şansa kalır. Hayatın kendisini karşı karşıya bıraktığı zorluklar karşısında duygusal olarak dağılmayan ve yıkılmayan bir erkek, o zorluklarla başa çıkıp onları aşabilir. Bu erkek, hayatında ne olup bittiği konusunda, duygularına söz geçiremeyen bir milyonere göre çok daha fazla kontrole sahiptir.

84

Peki, bu kadar zor olan bir şeyi nasıl kazanacaksınız? Bunu kolaylaştıracak bazı şeyler yapabilirsiniz. Mesela meditasyon yapmanızı ve aynı zamanda fiziksel aktiviteyi şiddetle tavsiye ederim. Bir erkek için en iyi fiziksel aktivite, ağırlık kaldırmaktır. Bu şekilde hem daha kendine güvenli olursunuz hem de daha sakin olursunuz. Fakat duygusal olarak güçlü olmak sadece burada bitmez. Asıl yapmanız gereken, kendinizi duygusal güç gerektiren durumlara maruz bırakmak ve bu durumlar içinde ne kadar yoğun negatif duygular hissederseniz hissedin, duygularınıza göre değil, mantığınıza göre hareket etmektir. Duygusal güç, kas gücü gibi gelişir. Nasıl kas geliştirmek için ağırlık altına girmeniz ve beyninize bu vücudun daha fazla kasa ihtiyacı var demeniz gerekiyorsa, duygusal güç için de duygusal olarak ağır durumlara girmeniz ve bu durumlarda ağırlığa direnç göstererek beyninize bu zihnin daha fazla duygusal güce ihtiyacı var demelisiniz. Ama duygularınıza kapılmamalısınız (ağırlığı kaldırmadan atmak gibi), direnç göstermelisiniz. Bakın duygusal güç geliştirmek adına sürekli stresli durum, drama yaratın demiyorum. Eğer sorunlardan kaçmıyorsanız, bu sizin sıklıkla duygusal güç gerektiren bir pozisyona girmenizi sağlar. Burada ise sizi ele geçirmeye çalışan duygunun farkına varıp (meditasyon yapıyorsanız bu çok daha kolay olacaktır), o duyguya kapılmadan rasyonel bir şekilde davranmanın ne olacağını düşünün ve öyle davranın.

85

İlişkilerde Temel Güç Dengesini Koruma: Kararlılık

86

Giriş Birçok insan, ilişkilerin güç dengesi üzerine inşaa edildiği fikrine negatif tepki verir ve güç dengesi üzerine kurulan ilişkilerin “gerçek” ve “mutlu” ilişkiler olamayacaklarına inanır. Oysa birçok ilişki sırf bu temel kuralın varlığının bilmemesi, inkar edilmesi ya da uygulanmaması nedeniyle zayıf ve mutsuzdur. İlişkinizi güç dengesi üzerine inşaa edip etmemek sizin seçebileceğiniz bir şey değil. Siz isteseniz de istemeseniz de iki kişinin ilk karşılaştığı andan, yollarını ayırdıkları ana kadar geçerli bir güç dengesi mevcut. İlişkilerin temel güç dengesinin farkına varılıp korunması, insanı mutsuz ve soğuk yapmaz. Böyle düşünmenizin sebebi, güç kelimesini duyar duymaz bir tarafın diğerini boyunduruk altına alması gibi bir despotluk düşünmeniz. Oysa sağlıklı ilişkilerde bu güç dengesi / ihtiyaç, denge noktasına yakın bir pozisyonda sürekli olarak bir taraftan diğerine geçer durur. Ne zaman ki bir taraf sürekli olarak diğerine daha fazla ihtiyaç duymaya başlar, o zaman ilişki sağlıksız bir ilişkiye evrilir. Bunun sonucunda ise ya ya sürekli ihtiyaç duyulan taraf ilişkiden soğur ve diğerini terk eder ya da daha kötüsü, ikili arasında duygusal ve fiziksel istismarla dolu zehirli bir ilişki olarak devam eder.

İlişkilerin Temel Kuralı “Bir ilişkide daha güçlü olan taraf, diğerine daha az ihtiyaç duyan taraftır. Sağlıklı ilişkilerde güç / ihtiyaç dengesi, denge noktasına yakın bir pozisyonda sürekli olarak bir taraftan diğerine geçer durur. Bir partnerin sürekli olarak diğerine daha fazla ihtiyaç duymaya başlaması, ilişkiyi sağlıksız ve zayıf hale getirir.” Bu kuraldan, sürekli olarak partnerinizi, genellikle onun zararına, domine etmeniz gerektiği anlamı çıkmaz. Erkek olarak bu kuralı bilmenin, sizin için pratik iki yararı var: (1) Beraber olduğunuz kadına onun size olduğundan daha fazla ihtiyaç duymamanız gerektiğini bilmek. Belki elinizde olmayarak kısa süreli olarak bunu ihlal edebilirsiniz ama yeterince uzun süre - ki birkaç gün bile yeterlidir - ihlal ederseniz, kadını daha güçlü, daha baskın olmaya zorlarsınız. Bir yandan da siz

87

muhtaç olup görünürsünüz ve kadın sizi güçsüz bir erkek olarak algılamaya başlayarak sizden soğur. (2) Kendisini sürekli manipüle edilen tarafta bulmamak için gerekli özdeğeri ve özgüveni geliştirmeniz ve korumanız gerektiğini bilmek. Her ne kadar her iki tarafın da sağlıklı bir ilişki yürütmek için taviz vermesi gerekse de, taviz eğer bir manipulasyon sonucu ise, bunun farkına varılması ve karşı çıkılması lazımdır. Örneğin siz bir tartışmada, tartışmayı uzatmamak için alttan alabilirsiniz ve eğer ilişkide bu tür tavizler karşılıklı olarak veriliyorsa bu sorun olmaz. Ama ilişkide bir barış noktasına ulaşmak ve kadının ilişki içinde olma isteğini ayakta tutmak için sürekli taviz veren tarafsanız, bu büyük problemdir. Bu senaryoda siz, sürekli olarak karşı tarafa ihtiyaç duyan kişi olursunuz (yoksa sürekli olarak alttan alan siz olmazdınız) ve ilişkiyi sağlıksız bir yere götürürsünüz.

Kadının güç dengesini kendi lehine bozmaya çalışması Şimdi burada erkek için problem şu: Bir ilişkide kadın ara ara, bu dengeyi lehine bozmak için küçük hamleler yapar. Bunu yapma sebebi, ilişkiyi sağlıksız bir noktaya götürmek istemesi ya da kötülük kaynaklı değildir. Kadın bunu, sizin güç dengesini bozmaya çalışan bir kadına karşı koyacak kadar güçlü olup olmadığınızı test etmek için yapar. Erkekte güç, özellikle duygusal güç, en çekici ve aynı zamanda en pratik silahlardan biridir ama maalesef göze görünmez. Bu nedenle kadının içgüdüsel olarak ara ara bu gücü test etmesi gerekir. Biz bu tür testlere fitness test (ya da shit test) diyoruz. Normalde kadında içgüdüsel olan bu teste karşılık, erkekte de içgüdüsel ve etkili teknikler var. Kadın güç dengesini lehine bozmaya çalıştığında, bu mekanizmalar genellikle sakin, özgüvenli bir şekilde güç dengesini ortaya çekerler. İlk başta çok ufak yoklamalar yapan kadın, bu şekilde yerine konulduğunda, erkeğin hala güçlü olduğunu anlar ve rahatlar. Fakat ilişkilere bakışı Disney masalları ve popüler kültür tarafından bulanmış, erkeksi her tepkiyi toksik maskülenite diye suçlayan modern dünyada birçok erkek, bu erkeksi iç güdülerinden korkar ve onları bastırır. Kadının güç dengesini bozmasına ses çıkaramaz ve taviz verir. İlk başta çok ufak yoklamalar yapan kadın, bu 88

basit yoklamalarda bile erkeğin geri adım attığını gördüğünde, erkeğin gücünden şüphe etmeye başlar ve şiddeti ve sıklığı artan oranda fitness test gelmeye başlar. Kadına taviz vere vere ona daha fazla ihtiyaç duyan erkek, şanslı ise kısa süre içerisinde terk edilir veya şanssız ise, kadının elinde oyuncak olup işkence gördüğü bir ilişkiye sıkışır kalır. Sağlıklı bir ilişki için ihtiyaç dengesini koruması gerektiğini bilen bir erkek ise, toplumun şartladığı “eğer taviz verirsen seni onun için taviz verdiğin için daha fazla sevecek”, “aşkta gurur olmaz”, “seven sevdiği için her şeyi yapar” zırvalarına yenilmemesi gerektiğini bilir. Bu dengeyi sağlamayı başaramazsa, kadının kendisine saygısının ve sevgisinin azalacağını bilir. Peki erkek olarak güç dengesini nasıl koruyacaksınız? Günümüzde erkekler bir çatışma, tartışma ya da haksızlık karşısında genellikle iki yanlış tepki veriyorlar: Ya kararsız ve itaatkâr (passive), ya da saldırgan ve despot (aggressive). Özellikle de pasif geçmişten gelen birçok erkek, güçlü olmaları gerektiğini öğrenip bunu yapmaları gerektiğine karar verdiklerinde, gücü saldırganlık ile karıştırırlar ve saldırganlaşarak güç sağlamaya çalışırlar. Saldırganlık, bir süre için karşınızdakini bastırabilir ama ilişkinize büyük zarar verir ve zaten bir süre sonra da ilişkinizin bitmesine neden olur. Sağlıklı ilişkiler kurup devam ettirmek, bu ilişkiler içinde güçlü kalmak için öğrenmeniz gereken şey ise, kararlılık (assertiveness).

Kararlılık (assertiveness) Kararlı olmamak, içinde bulunduğunuz duruma karşı pasif olduğunuz ve bunu hiçbir şekilde düzeltmeye çalışmadığınız anlamına gelir. Başkalarını gücendirme kaygınızın, kendi hakkınızı savunmanızın önüne geçtiği anlamına gelir. Saldırganlık ise, haklarınızı savunma amacıyla karşı tarafı değersizleştirmeniz, küçümsemeniz, hatta belki de ona zarar vermeniz demektir.

89

Oysa tartışma, çatışma ya da haksızlık türü durumlarla başa çıkmak için üçüncü, orta yol bir strateji vardır. Buna kararlı olmak denir ve karşıdaki kişiyi incitmeden veya gücendirmeden kendi haklarınızı savunmak anlamına gelir.

Kararlılık ile saldırganlık arasındaki farklar Birçok erkeğin kararlı olamamasının tek sebebi zayıflık değil. Aynı zamanda kararlılık ile saldırganlık

arasındaki

farkı

bilmiyorlar

ve

kararlı

olmayı

saldırgan

olmakla

karıştırıyorlar. Çoğu erkek “efendi / iyi çocuk” olarak yetiştirildiği için, saldırgan olmaktan aşırı korkuyor ve saldırgan olmayayım diye özel çaba harcarken kararsız ve pasif oluyorlar. Kararlılığı, saldırganlıktan ayıran yönleri şunlardır: ● Saldırganlık, başkalarına zarar verme ve onların haklarını ihlal etme niyetinden doğar. Kararlılık ise başkalarını incitme veya haklarını elinden alma niyeti yoktur. ● Kararlılık, kazan-kazan düşünmeyi içerebilir, ancak asla kazan-kaybet düşüncesini içermez. Saldırganlık ise her zaman kazan-kaybet tutumunu içerir. ● Kararlılık daha etkilidir çünkü daha olumlu sonuçlar doğurur. Saldırgan davranış ise tam tersine, bir saldırganlık ve karşı saldırganlık döngüsü yaratır. ● Kararlı davranış diğer bireye karşı saygıyı ve itibarı elden bırakmazken saldırgan davranış bunu yapmaz. ● Saldırgan davranış genellikle fiziksel veya sözlü tehditler içerirken, kararlılık davranışta bu yoktur. Sadece romantik ilişkinizin değil, genel insani ilişkilerinizin de sağlıklı ve güçlü olmasını istiyorsanız kararlı olmak, geliştirilmesi hayati önem arz eden bir bireylerarası temel iletişim becerisidir. Kişilerarası çatışmalarla başa çıkmak için saldırganlık ve pasif olmaktan çok daha iyi bir stratejidir.

90

Kararlı davranış neleri içerir? Kararlı davranışlar, belli bir dizi tepkiler ihtiva ederler. Özellikle, kararlı biri olmak aşağıdaki becerileri içerir: ●

Hayır diyebilme becerisi.



Talepte bulunabilme becerisi.



Olumlu ve olumsuz duyguları ifade edebilme becerisi.



Konuşmaları başlatabilme, sürdürebilme ve bitirebilme becerisi

İnsanlar neden kararlı değiller - Temel Yükleme Hatası İnsanlar sosyal hayvanlardır. Potansiyel düşmanları ve dostları tespit edebilmek amacıyla sosyal çevremizi taramak üzere tasarlandığımız için, bir çatışma durumunda bu psikolojik mekanizma, bir sorunu nesnel olarak çözmenin önüne geçer. Başka bir tabirle, durumu düzgün bir şekilde analiz etme şansı bile bulamadan, haksızlığa uğradığımızda başkalarını suçlamaya başlarız. Bu nedenle de mesajınıza cevap gelmediğinde, sevgilinizin muhtemelen meşgul olduğunu düşünmekten ziyade, sizi görmezden geldiğini düşünmeniz daha olasıdır. Psikolojide bu eğilime temel yükleme hatası denir. Aslında insan doğasının temellerinden birisidir. Bir çatışma olduğunda, çoğu insanlar konuyu objektif bir şekilde analiz etmezler. Tüm taraflarca kabul edilebilecek rasyonel bir çözüm bulmaya çalışmazlar. Bunun yerine, suçlama savaşına başlarlar. Dışarıdaki herkesin onlara kazık atmak için hazır olduğunu düşünürler ve bu nedenle saldırgan ve savunmacı davranırlar. İşte bu yüzden, sevgiliniz, onu küçümseme niyeti olmadan nesnel bir tavırla eleştirirseniz bile, bu eleştiriyi şahsına hakaret olarak algılayabilir.

91

Temel yükleme hatası çok büyük bir problem ve burada bir parantez açarak size ilişkilerinizde problemlerin önemli bir kısmını daha başlamadan bitirecek bir teknik öğreteceğim: 24 Saat Kuralı.

24 Saat Kuralı Kız arkadaşınızla ilgili şüphe, kızgınlık gibi negatif duygularla dolduğunuzda, bu duygulara hemen kapılmamayı öğrenmelisiniz. Bir kadın için hiçbir suçu yokken kendisini hedef alan, delice kıskanç ve öfkeli bir adamdan kötüsü yoktur. Bu bir erkeği gerçekten çok düşük rütbeli biri yapar. Size karşı açıkça yanlış yapıyorsa bunu görmezden gelin demiyorum. Kendi güvensizlikleriniz yüzünden onu bir şeylerle suçlamadan önce oldukça dikkatli olun diyorum. Zira eğer bu suçlamalar temelsiz ise, sizi duygularını kontrol edemeyen, yetersiz hisseden bir erkek olarak gösterecekler. Bu konuda 24 saat kuralı denilen bir kuralı uygulamalısınız: Herhangi bir konuda güvensizlik hissederseniz, kız arkadaşınıza bu konuda tek kelime etmeden önce 24 saat bekleyin. 99%, ertesi gün olduğunda, rasyonel düşünmediğinizi anlar ve bu negatif düşünceleri kendinize sakladığınıza şükredersiniz. Bu aynı zamanda mükemmel bir duygusal güç alıştırması. 24 saati uygulaya uygulaya, kendi duygularınıza kapılmamayı öğrenir ve her seferinde duygusal olarak daha güçlü olursunuz. Kendinize daha güven duymaya başlarsınız ve duygusal güç kazandıkça daha seksi olursunuz. Bu da sizi daha fazla ilgiye ve aşka boğar. Dikkatli bir şekilde, 4-5 ay test ederek seçtiğiniz bir kadınla beraberseniz, kadın sizin değerlerinizle uyumlu ise, muhtemelen gayet iyi bir insanla berabersiniz. Kendi güvensizliklerinizin içinizi kemirmesine, sizi ele geçirmesine ya da size yapılan tüm o haksızlıklar hakkındaki düşüncelere karşı koyun. Bir konuda güvensizlik duymaya başlarsanız, o güvensizliği ruhunuzdan kovun. Eğer kadını suçlamak için iyi bir nedeniniz yoksa çenenizi kapalı tutun. Bunu yaparsanız çoğunlukla korkularınızın yersiz olduğunu göreceksiniz. 92

Negatif bir ruh halindeyken, o negatif ruh hali gördüğünüz her şeyi karartır ve eğer negatif ruh halinde içinize dolan duygulara göre hareket ederseniz, ilişkinizi mahvedersiniz. İlişkinin başları zordur zira aranızda bir güven tesis etmeniz gerekiyor. Ama siz soğukkanlılığınızı

sürekli

kaybederseniz,

aranızda

bir

güven

tesis

edilemez.

Soğukkanlılığınızı koruyun, güven ve sevginin akmasına izin verin. Bu şekilde zaten herhangi bir güvensizlik kalmayacak. Eğer gerçekten bir problem varsa, aslında kadın size karşı yanlış yapmışsa, 24 saat bekleyerek hiçbir şey kaybetmezsiniz.

Kararlı Olma Sanatı İnsanlar durumu nesnel olarak analiz etmek yerine kendileri ve başkaları hakkında çatışmalara girdikleri için, kararlı olma sanatı esasında tamamen insanların şahıslarını ve egolarını çatışmalardan uzaklaştırmakla ilgilidir. Kararlı olmak, partnerinizi onu suçlamak ya da aşağılamak niyetinde olmadığınıza ikna etmenizi de içerir. Başka bir deyişle, kendinizi ve onun şahsını mevcut sorundan uzaklaştırırsınız. Taleplerinizin makul olduğuna ve herhangi bir art niyet gütmediğinize, onunla rekabet etmeye çalışmadığınıza, sadece hakkınız olanı istediğinize karşı tarafı ikna edersiniz. Elbette, her çatışmayı sosyal bir rekabete dönüştürmek gibi bir insan eğiliminin varlığı da göz önüne alınınca, bunu yapmanın kolay olmadığı açık. Bu nedenle, etrafta fazla sayıda kararlı insan görmezsiniz. İnsanlar ya pasifçe yenilgiyi kabul eder ya da saldırganlıkla kazanmaya çalışır. Onlar için olay sadece kazanabileceğiniz veya kaybedebileceğiniz, sosyal bir rekabet sahasıdır.

93

Partnerinizi çatışmadan nasıl uzak tutarsınız? Kararlı olmak, genellikle haklarınızı talep ederken nasıl iletişim kurduğunuzda biter. Durumunuzu

mümkün

olduğunca sakin ve sevecen bir şekilde açıklarsanız,

partnerinizin sizin saldırgan olduğunuzu düşünmesi için hiçbir sebep olmaz. Artık konu ona karşı siz ve kimin kazandığı ya da kaybettiği ile ilgili değil, ortadaki sorunla ilgili hale gelir. Partneriniz söylediklerinize razı gelirlerse, bu siz “kazandınız” veya o “kaybettiği” için olmamalıdır. Partneriniz, bilerek ve isteyerek size uymalıdır, ikinizin de kazandığınızı ve sorunu çözdüğünüzü düşünmelidir. Eğer uzlaşma rıza ile olmazsa, partneriniz kendisine karşı kazandığınızı, yani yapmak istemediği bir şeyi yaptırdığınızı düşünür. Bunu isteyerek yapmalasını sağlamalısınız. Gündelik hayatta çatışmadan uzak durmak, birinin mantığına hitap ederek olur. Kimse mantıksız görünmek istemez ve mantığa hitap ederseniz birçok problemi çözebilirsiniz. Fakat kadın erkek ilişkilerinde, beraber olduğunuz kadının mantığına hitap etmeniz yetmez. Duygularına da hitap etmeniz gereklidir. Bu nedenle de kararlılık, onun duygularını anladığınızı da göstermenizi içerir. Bunun yolu da genellikle onu dinlemek ve soru sorarak konuşmasını ve anlaşıldığını hissederek rahatlamasını sağlamaktır. Unutmayın, kararlılık sadece karşınızdaki kişinin egosunu sorundan uzaklaştırmakla ilgili değildir, aynı zamanda kendinizinkini de uzaklaştırmanız gerekir. Haksızlığa uğradığımızı hissettiğimizde, diğer kişiyi kırmak ve incitmek cazip gelir. Çünkü sorunu kendimize yamamakta (kasten incitildim), karşıya yamamakta (bizi kasten incittiler) olduğu kadar hızlıyız. Elbette, insanlar kasten birbirlerine zarar verirler, ancak yeterli kanıt olmadan bir insanı suçlayamazsınız. Niyetleri bir kenara bırakmalı ve sorunu çözmek için çalışmalısınız. Zamanla, niyetler illa ki kendini ortaya çıkaracaktır. Fakat burada partnerinizin niyeti de önemli. Durumu açıklamanıza, neden farklı fikirde olduğunuzu söylemenize ve duygularını dinlemenize rağmen sevgiliniz uyumlu

94

davranmıyorsa ve size yardım etme niyetinde değilse, bu durum size karşı olabilecek bazı kişisel düşmanlıklarına ya da size olan sevgisizliğine işaret ediyor olabilir. Durumu açıklamak her ne kadar kararlılığın merkezinde olsa da, bir kadınla ilişkinizde durumu açıklama çabanızın sınırlarına dikkat etmeniz gerekir. Hiç açıklama yapmadan itaat etmesini beklemek saldırganlıktır ama gayet mantıklı bir şekilde açıkladıktan sonra anlamıyor ve anlamaya yanaşmıyorsa, kendinizi defalarca açıklamaya çalışmanız da kadın tarafından zayıflık ve kendini ona kanıtlama çabası olarak algılanır. Yani pasifliktir. Örneğin eşiniz bir şey almak istiyor ama bu sizin maddi gücünüzü aşıyor. Bunu açıklamadan kesip atmak saldırgan bir davranıştır ve ilişkinize zarar verir. Bunu bir veya iki kere sakin ve sevecen bir şekilde söylemek ve sonrasında geri adım atmamak kararlılıktır. Ama sürekli olarak ona buna gücünüzün yetmeyeceğini açıklamaya çalışmak, ona “anla beni diye yalvarmaktır” ve geri adım atmasanız bile pasiflik sınırına girer. Böyle bir durumda birçok erkek, “defalarca anlattım, neden anlamıyor?” der. Aslında zeka seviyesi klinik olarak düşük bir kadınla beraber değilseniz, emin olun ki o bunu çok iyi anlıyor. Sorun artık onun olayı anlamaması değil, sizin zayıf ve kendinden emin olmayan bir erkek gibi sürekli ona anlatma çabanız, onun onayını kovalamanız. Artık bu spesifik bir olaydaki güç dengesinden ziyade, sizin genel olarak gücünüzün test edilmesine dönüştü. Böyle bir durumla nasıl baş edeceğinizi daha sonra anlatacağız. Fakat eğer sevgiliniz ve hatta eşiniz karşısında bu duruma düşmemenize ve ilerde anlatacağımız tekniklerle kararlığınızı korumanıza rağmen çatışmaya devam etmeye meyilli ise, onu hayatınızdan çıkarmak gibi nihai çözümlere ihtiyaç duyabilirsiniz. Ancak başlangıçta, hem kendinize hem de karşınızdakine, niyetleri çok fazla irdelemeden işleri yoluna koyma şansı vermelisiniz. Sonuçta kararlı bir kişi, münakaşa etmekle değil, tüm taraflarca kabul edilebilir bir çözüm bulmakla ilgilenir. Kararlılık, insanlara niyet atfetmenin cazibesinden sakınmayı gerektirir, ortadaki sorunu kendiniz veya karşınızdakinin şahsına atfetmezsiniz ve eylemlerinizin sonuçlarını düşünürsünüz. Neyse ki, kararlı olmanın incelikleri pratikle öğrenilebilir. 95

Kararlılık ile saldırganlık karıştırıldığında Kararlı olmamak, ilişkinizi sağlıklı bir şekilde sürdürme ve partnerinizi gocundurmama arzusundan doğar. Saldırganlık ise başkalarını partnerinizi rencide eder ve ilişkinize zarar verir. Saldırganlık, partnerinizin değerini düşürmeyi de içeren, aşırı bir kararlılık biçimidir. Kararlılık, anlam olarak saldırganlığa çok yakın olduğundan ve insanlar başkalarını suçlamaya da meyilli olduklarından, kararlılık kolaylıkla saldırganlıkla karıştırılabilir. Siz kendi zihninizde, kararlılık ve saldırganlık arasındaki çizgiyi başarılı bir şekilde çizebilirsiniz, ancak başkaları bunu yapamayabilir. Yani sadece kararlı olduğunuzu düşünürken saldırgan olarak da görünebilirsiniz. Bu, kararlı davranmaya çalışırken göz önünde bulundurmanız gereken bir risktir. Yukarıda da belirtildiği gibi, kararlı davranırken tüm yapmanız gereken karşı tarafı saldırgan olmadığınıza ikna etmektir. Siz kararlı davrandığınızda, karşı taraf da kararlı bir tutum takınabilir. Örneğin, birinin isteğine uymayı kibarca reddederseniz, o da sizinkini kibarca reddeder. Bu, kararlı tavrınıza karşılık olarak gelişir. Bu davranışın, insanların saldırgan davrandığında karşı tarafın da saldırganca davranmasına nasıl benzediğine dikkat edin. Kararlı olmaya çalışırken karşı taraf da kararlı davranıyorsa, bu muhtemelen sizin kararlılığınızı saldırganlıkla karıştırmasındandır. Eğer karşı taraf kötü niyetli değilse, karşı tarafı saldırgan olmadığınız konusunda, niyetinizin ona zarar vermek, “kazanmak” olmadığına ikna edememişsinizdir. Bunu sık karşılaşılan bir olaydan örnekle açıklamak istiyorum. Kararlı olmanın en önemli yollarından biri, “Hayır” demeyi bilmektir. Karşı tarafın talebini makul bulmadınız, bu yüzden bir 'Hayır' dediniz. Bu durumda karşı taraf üzerinde olumsuz bir etkiye sahip oluşabilir ve partneriniz sizin saldırgan olduğunuzu düşünebilir. Daha önce de söylediğim gibi, insanlar başkalarının kendilerine kasıtlı olarak zarar verdiği sonucuna varma eğilimindedir. Hiçbir açıklama yapmadan sadece “Hayır” demek, onlara yardım etmek istemiyormuşsunuz gibi gözükmenize sebep olur. Bu sizi onun kafasında bir düşman, yardımcı olmayan biri olarak sınıflandırır.

96

Bu durumu yatıştırmanın yolu, “Hayır” demek ve ardından “Hayır”ınızın gerekçelerini ortaya koymaktır. Sebepler sunarak, kendinizi durumdan uzaklaştırabilirsiniz. Suçu kendinize değil, sebeplerinize yüklüyorsunuz. Bu durumda, karşı taraf sizi değil, sadece sebeplerinizi suçlayacaktır. Eğer sebepleriniz olmasaydı ona yardım edeceğinizi düşünecektir. Reddetmek için herhangi bir gerekçe göstermeniz gerekmediğini düşünmek kibirli ve saldırgan bir davranıştır, bu kişiyle olan ilişkinizi önemsiyorsanız böyle davranmanızı önermem. Bu dinamikte yatan, dikkat etmemiz gereken başka bir gizli tehlike daha var. Karşı tarafın kararlılığı da hakiki ve içten olabilir. Onun da size karşı sunabileceği iyi nedenleri olabilir. Karşı tarafın sadece size kötülük olsun diye bu savları öne sürdüğünü düşünerek yanılıyor olabilirsiniz. Bu nedenle aynı şekilde, onun da kendi şahsını olaya dâhil etmeden, mantıklı gerekçelerini sunması daha iyi olacaktır. Burada çatışmaları çözmeye çalışırken ilk başta niyetleri görmezden gelmeyi vurguluyorum. İlk başta anlaması zor olabilir, ama zamanla netleşecektir. Birine “Hayır” dediğinizde, her zaman şahsınızı denklemden çıkarmak için sebepler verin. Kararlı davrandığınız zaman, karşı tarafı gizli bir amacınız olmadığına ikna etmek için elinizden gelenin en iyisini yapın. Eğer yapmazsanız ne yapıp ne edip bulacaktır. Örneğin sevgiliniz bir kıyafet giymek istiyor ve siz de bunu çok açık bulduğunuz için hayır diyorsunuz. Bu çatışma çoğu zaman sevgilinizin sizin burada hayır demenizin nedenlerini bilmesi ile çözülebilir. Siz düşmanlık yapmak için hayır demiyorsunuz, bu kıyafet sizin ilişkide bulunduğunuz kadınla ilgili kriterlerin dışına çıktığınız için hayır diyorsunuz. Ama partneriniz bu hayırı hemen kabul etmiyorsa, ona bunun nedenini açıklamanız, ona sadece hayır diye kestirip atmanızdan daha etkili bir duruş olacaktır.

97

Kararlılık bir iletişim biçimidir Kararlı olmak, diğer iki aşırı uç iletişim tarzı arasında yer alan bir iletişim tarzıdır pasiflik ve saldırganlık. Haklarınızın alındığını veya haksızlığa maruz kaldığınızı hissettiğinizde, üç yoldan birini seçebilirsiniz: Saldırgan = başkalarını yenerek durumunuzu düzeltin. Kararlı olmak = başkalarını ezmeden durumunuzu düzeltin. Pasif = durumunuzu düzeltmek için hiçbir şey yapmayın. Örneğin, sevgiliniz istemediğiniz bir şeyi yaptığında, bağırıp çağırarak (saldırgan) tepki verebiliriniz, çenenizi kapayıp duruma müdahale etmek istemeyebilirsiniz (pasif / itaatkar) ya da sakin bir şekilde istemediğiniz bir şeyi yaptığını ve bunun sizin kabul etmeyeceğiniz bir şey olduğunu (kararlı) söyleyebilirsiniz. Dolayısıyla, kararlı olmak aslında tamamen hakkınızı ve istediklerinizi uygun bir dille, başkalarının da haklarını çiğnemeden talep etmektir. Saldırganlık ve pasiflik arasındaki altın orandır. Tabii ki, bazı durumlarda, agresif veya pasif olmak bile karşılığını verebilir ancak çoğu çatışmada, kararlı olmak en uygun stratejidir.

Pasif Agresif Yukarıda haklarınızın alındığını veya haksızlığa maruz kaldığınızı hissettiğinizde, üç yoldan birini seçebilirsiniz dedik ama bu tam olarak doğru değil. Böyle bir durumda seçebileceğiniz ve oldukça zararlı bir durum daha var: pasif agresif. Pasif agresif davranan kişi, yüzeysel olarak sakin görünmeye çalışırken, içinde tuttuğu bir agresifliğin tüm ipuçlarını da dışarı verir. Pasif agresif insanların çoğu direkt konuşmak yerine kendi kendilerine mırıldanırlar ya da sorunun ne olduğu kendilerine sorulduğunda “sen biliyorsun” gibi bir şey söyleyip açık cevap vermezler.

98

Pasif agresif partneriniz, bir problem olduğunda sizi sıklıkla asık suratla, sessiz kalarak, aramalarınıza cevap vermeyerek hatta bazen sizi tamamen yok sayarak cevap verecektir. Pasif agresif insanlar kendilerini zayıf görürler ve öfkelerini sabotaj ile çıkarmaya çalışırlar. Direkt savaş yerine gerilla savaşına girerler. Sizinle işbirliği içinde görünebilirler ama sizin arkanızdan sizin ayağınızı kaydırmaya çalışırlar. Bütün bunları, sizinle direkt karşı karşıya gelmekten korktuklarından yaparlar. Aslında saldırgandırlar ama saldırgan insanlar kadar cesaretli değillerdir ve bu nedenle saldırganlıklarını çaktırmadan uygulamaya çalışırlar. Pasif agresif kişiler direkt değil, dolaylı yoldan saldırgandırlar.

Kararlılığın dinamikleri Kararlı olma konusunda iyi olmak için, sosyal etkileşimlerimizin arka planında hangi dinamiklerin çalıştığını anlamanız gerekir. İnsanlarla etkileşime girdiğimizde, onları müttefik veya düşman olarak da değerlendiririz. İdeal bir dünyada, insanlar çatışmaları %100 nesnel olarak ele alacak, kendilerinin ve başkalarının şahıslarını çatışmaya dahil etmeyecek, önlerindeki soruna odaklanacak ve iki tarafın da kazandığı bir çözüme ulaşacaktı. Ama bu gerçek dünyada nadiren yaşanır. İnsanların egoları, karakteri, itibarı, haysiyeti hep çatışmalarına karışır. Bu nedenle, kararlı olmaya çalışırken, bireylerin çatışma durumlarına nadiren %100 nesnellik ile yaklaştığını akılda tutmalısınız. Kararlılık karşısında saldırganlık konusunda hem kendinizi hem de karşı tarafın şahsını yaşanan problemden soyutlamalısınız. Bu bölümde, çatışma durumlarında neler olup bittiğine ve daha kararlı iletişim yollarının nasıl seçileceğine dair daha net bir rota çizeceğim. Kararlı olmaya çalışırken, gerçekten savaşmanız gereken tek düşman, karşınızdakinin haklarına saldırdığınız algısıdır (yani onun düşmanı olduğunuz algısı). Başka bir

99

deyişle, amacınız diğer kişinin bir şekilde gücünü elinden aldığınıza dair olası algısını değiştirmektir. Her şey güç kavramı ile alakalıdır. Pasif veya itaatkar olduğunuzda, gücünüzden vazgeçersiniz. Saldırgan olduğunuzda, diğer kişinin gücünü alarak güç kazanırsınız. Kararlılık gösterirken göreviniz, hem karşı tarafın gücünü almadığınız hem de aynı zamanda kendi gücünüzden bir parça vermeyeceğiniz şekilde davranmaktır.

Kararlı olmak ustalık gerektirir Kararlı olmak zordur, kararlı olmak ile saldırganlık arasında ince bir çizgi vardır. Bunun nedeni, kararlı olmanın gücünüzü otomatik olarak arttırmasıdır. Kararlı olduğunuzda güç kazanırsınız, ancak saldırgan olacak kadar da kazanmazsınız. Haksızlığa uğradığınızı hissediyorsunuz, yani birisi gücünüzü aldı ve sizi daha düşük bir güç konumuna getirdi. Kararlı olarak, kaybettiğinizi hissettiğiniz gücü geri kazanmaya çalışıyorsunuz. Bu hafif gücü kazanırken, gücü diğer kişiden alırsınız, ancak bu boyun eğdirecek kadar değildir. Bu nedenle, kararlı olmak, gelişmiş sosyal beceriler gerektiren bu ince güç dengesini ayarlayabilme görevidir. Aslında ince bir ip üzerinde yürümeye çok benziyor. Bu güç ayarlama girişiminiz bir güç dengesizliği yaratırsa, tökezleyip düşersiniz. Taraflardan biri ihlal edildiğini hisseder ve çatışma tırmanır.

Kararlılık Eğitimi: Kararlı davranışların uygulanması Peki kararlılık için gerekli güç ayarını nasıl yapıyorsunuz? Kararlı olmadaki risk, neredeyse tamamen, çok ileri gitmek ve diğer kişinin gücünden fazla almaktır. Tüm kararlı davranışlar güç arayışınızı frenlemek için tasarlanmıştır, böylece tam kararında bir oranda gücü geri kazanabilir ve saldırganlığa kaymazsınız. Şimdi kararlı davranış gerektiren bazı gerçek hayat örneklerine bakalım:

100

Örnek # 1 (Anlaşmazlıklar) Anlaşmazlık yaşanan durumlar, kararlı davranış gerektiren en yaygın durumlardan biridir. Partneriniz sizinle aynı fikirde olmadığında, gücünüzün bir kısmını alır ya da almaya çalışır. Kulağa mantıksız geldiğini biliyorum, ama zihnin işleyiş şekli böyledir. Bu yüzden eleştiri kötü hissettirir ve anlaşmazlıklarla başa çıkma yeteneği geliştirmeden önce yeterli zihinsel çalışmanın yapılması gerekir. Anlaşmazlıklar da tam olarak aynı sebepten dolayı tartışmalara dönüşür. İki tarafın da karşısındakinin fikrine (genellikle sertçe) katılmayarak birbirine üstünlük kurmaya çalıştığı bir güç çatışması. Kibarca aynı fikirde olmadığınızı belirtirseniz bile, karşı taraf ne kadar aydınlanmış olduğunu iddia etse de, güç ve saygı kaybı yaşadığını hissetme şansı

vardır.

Partnerinizle

aynı

fikirde

değilken,

kararlı

olurken

göreviniz,

hissedebilecekleri hafif güç kaybını telafi etmektir. Diyelim ki eve bir eşya alacaksınız ve partneriniz kötü bir fikirle geldi. Bu fikir için heyecanlı görünüyor, ama fikrin kötü olduğundan eminsiniz. Anlaşmazlığınızı nasıl ifade edersiniz? 1. Onun fikrine gülüyorsunuz, alay ediyorsunuz veya fikrini sertçe reddediyorsunuz. (Gücünü alır) 2. Onun fikrine katılmadığınızı söylüyorsunuz. (Gücünü biraz alır) 3. Onun fikrine katılmadığınızı söylüyorsunuz ve neden katılmadığınızı da açıklıyorsunuz. (Gücünü almaz) İlk seçenek saldırgandır ve muhtemelen partnerinizle ilişkinize zarar verir. İkinci seçenek kararlı bir davranış gibi görünüyor. Sonuçta, ne düşündüğünüzü net bir şekilde dillendiriyorsunuz değil mi? Ama bu ona saldırma, yani gücünü alma riskini taşır. Ona anlaşmazlığınızın sebebini vermediğinizden, muhtemelen kendisine karşı kişisel bir düşmanlığınız olduğunu düşüneceklerdir (bkz. temel yükleme hatası) Üçüncü seçenek en iyisidir, çünkü yukarıdaki riski çözer. Çünkü karşı tarafın egosunu işin içine katmaz. Anlaşmazlığınızın herhangi bir gizli nedeni olduğunu düşünme ihtimali düşüktür (onları küçük düşürmek gibi). 101

Örnek # 2 (Bir konuşmayı sonlandırma) Tamam, bu seferki oldukça yaygın bir örnek. Telefonda sevgilinizle konuşuyorsunuz. Sıradan bir sohbet olarak başladı, Ama umursamadığınız bir şey hakkında sürekli konuşmaya devam ediyor. Konuşmayı bitirmek istiyorsunuz ama nasıl yapacağınıza dair hiçbir fikriniz yok. İşte böyle bir durumda söyleyebileceğiniz üç olası şey: 1.

"Gitmem gerek, hoşçakal." (Güçlerini alır)

2.

"Gitmem gerek, sonra konuşuruz." (Güçlerini biraz alır)

3.

"Sonra konuşsak olur mu? Şu an biraz işim var ama sonra konuşmak isterim.”

(Onlara hafif bir güç verir) İlk seçenek istenmeyen bir durumdur. Konuşmayı kesiyorsunuz ve konuşmayı ne zaman

bitireceğini

seçme

gücünü

kullanıyorsunuz.

Kararınızı

karşı

tarafa

dayatıyorsunuz. Niyetiniz saldırgan olmak olmayabilir, ancak karşı tarafın bakış açısından öyle gözükür. İkinci seçenek daha iyidir. Kararınızı onlara dayatıyorsunuz ama daha sonra telafi edeceğinize söz veriyorsunuz. Yine de konuşmayı bitiren sizsiniz. Önceki seçenek kadar kötü hissettirmeyebilir, ancak yine de gücünün bir kısmını aldınız. Yani hala riskli. Son seçenek mükemmel ve pürüzsüz. Konuşmayı bitirmek istiyorsunuz, ama onun karar vermesine izin veriyorsun. Sadece gücünü almakla kalmıyor, aynı zamanda sizin yerinize karar vermesi için ona biraz güç veriyorsunuz. Tabii ki, hala “Hayır, konuşmaya devam etmek istiyorum” diyebilir, ancak güç kullanarak emrivaki yapmayacak kadar düşünceli olduğunuz için, razı gelme olasılığı daha yüksektir.

102

Örnek # 3 (Talepkarlık) Bu önceki örneğe benzer. Evden çalışıyorsunuz ve partneriniz, aniden kendisi için bir şeyler yapmanızı istiyor. Bu durumda ona ne dersin? 1. "Meşgul olduğumu görmüyor musun?" (Gücünü alır) 2. "Sana yardım edemem. Halletmem gereken bazı işlerim var." (Güçlerini alır) 3. “Önce üzerinde çalıştığım bu işi bitireyim, sonra bakayım. Olur mu?” (Onlara güç verir)

1. Seçenek saldırgandır. Çünkü sadece reddetmekle kalmaz, aynı zamanda meşgul olduğunuzu fark etmediğiniz için onu aptallıkla suçlarsınız. İnsanları olumsuz yargıladığınızda, onlar üzerinde güç kullanmış olursunuz. 2. Seçenek, karşı tarafı güçsüzleştirecek şekilde düpedüz reddetmedir. Bir sonraki cümle biraz kaba, dolayısıyla daha da güçsüzleştirici bir harekettir. 3. Seçenek hem kararlı hem de güçlendiricidir. Çünkü önceki örnekte olduğu gibi, ona sizin için karar verme gücü verirsiniz. Karar verme gücü verseniz bile, diğer kişinin kendi ihtiyaçlarınızı ondan daha öne koyduğunuzu düşünmesi gibi bir şans hala var. Bu endişesini hafifletmek için, kendi işinizi en aza indirebilirsiniz, böylece işleriniz size bildirdiği isteğini boğmuş olmaz. Buna görev küçültme demeyi seviyorum. Örneğin, şöyle bir şey söyleyebilirsiniz: “Önce üzerinde çalıştığım şu ufak işi bitireyim mi?” Veya "Önce ufak bir şey var onu bir bitireyim mi?” “Küçük” ve “ufak” gibi kelimeleri kullanmak, isteklerini doğrudan çöpe atmadığınıza dair güvence verir. Bunun yerine, isteklerini kabul ediyorsunuz ve hatta kendi “küçük” çalışmanızdan daha fazla vurguluyorsunuz.

103

Tabii daha sonra sizden rica ettiği şeyi yapmalısınız yoksa çıkarcı olduğunuz düşünülür. Bu görev küçültme tekniği, kararlı bir şekilde istekler yapmanız gerektiğinde de çok etkili olabilir. Örneğin, diyelim partneriniz kulaklıksız müzik dinlemek gibi can sıkıcı bir alışkanlığı olan sahip ve bu da sizi çok rahatsız ediyor. Bu kadar düşüncesiz olmasına inanmakta zorlanıyorsunuz. Bu durumda "ne kadar düşüncesizsin, kulaklığın yok mu senin?" gibi bir cümle kurma refleksiniz var ama bu çok agresif bir davranış. Bunun yerine ona şöyle diyorsunuz: "sesi biraz kısabilir misin?” Tabii ki, istediğiniz sesi "biraz" kısması değil. Sesin tamamen yok olmasını istiyorsunuz, ancak isteğinizi en aza indirgemek onu isteğinizi yerine getirme olasılığını arttırır. Çoğu insan siz isteğinizi küçültseniz bile rahatsız edici davrandığını anlar ve sesi en aza indirir ve birkaç dakika sonra da tamamen kapatır ya da kulaklık kullanır. Burada

saldırgan

bir

şekilde,

düşüncesizlik

ile

suçlayarak

çıkışsanız,

olayı

büyütecektiniz. Olay sadece yüksek sesle müzik dinlemesi değil, sizi düşünmemesi halini alacaktı. İnsanlar maalesef kırılgan egoları nedeniyle, aslında basit olan sorunları kendileri ve ilişkileri ile ilgili hale getire getire ilişkilerine büyük zarar verirler. Sizin yapmanız gereken en azından ilk adımlarda, bunu sizi düşünmemesinden yapmadığını, sadece yaptığının farkında olmadığını var saymaktır. Sadece "sesi kısabilir misin?” cümlesi de ona seçim gücü verirdi, ama bunu aşırı bir istek olarak düşünebilirdi. Görev küçültmesi işin o kısmını halletti. İnsanlar bunu “senden ufak bir ricam olacak” diyerek hep yaparlar. Sonra ricalarının aslında ufak olup olmadığı farklı bir hikaye tabii. Örnek # 4 (Maddi olarak aşırı bir şey isteyen partner) Mesela sevgiliniz sizden maddi olarak çok fazla bir şey istedi ve siz de zaten maddi olarak gücünüzün sınırında bir ay yaşıyorsunız. Bu noktada, zaten parasal durumunuza kızgınsınız ve daha fazla para harcamak istemiyorsunuz. 1. “Zaten bir sürü para harcadım, daha fazla harcayamam." (Gücünü alır) 104

2. “Bu ay çok para harcadım. Önce maaşımı alayım."(Gücünü alır) 3. “Bunu alamam çünkü ... " (gücünü almıyor)

İlk seçenek sadece suçlayıcı değil, aynı zamanda harcamalarınızı ayarlayamadığınızı da gösteriyor. Nasıl hissettiğinizi ifade etme konusunda kararlı davrandınız, ancak güç dinamikleri açısından, bir güç dengesizliği yaratıyorsunuz. Partnerinizi anlayışsızlıkla suçlayarak ve gücünü elinden almakla kalmıyor, belki kendisi ile ilgili olmayan bir yükü (zaten bir sürü para harcamanızı) onun sırtına da atıyorsunuz. İkinci seçenek, parnerinize almak istediği şeyin sizi zora sokacağı fikrine varmasına izin vermek için dolaylı bir yol olarak kullanılabilir. Ama bu da sizi beceriksiz biri olarak gösteriyor. Neden çok para harcadın? Paranı yönetemiyor musun? "Önce maaşımı alayın mantıklı ama bir soru veya rica değil. Kendi kararınızı ona dikte etmeye çalışıyorsunuz, bu da karşı tarafın gücünü elinden alıyor. Üçüncü seçenek, sizi ve partnerinizi şahsen soruna dahil etmemeyi başardığı için en etkilisi.

Paranızı

yönetme

konusunda beceriksiz olduğunuzu göstermiyorsunuz

(gücünüzden vazgeçmek) ve onu suçlamıyorsunuz (gücünü almak). Bunun yerine, nedenleri sağlayarak sorunu %100 objektif hale getirirsiniz.

Hayır demeyi öğrenmek Birisine

uymayı

reddetmenin

gücünü

elinden

almak

olduğundan daha önce

bahsetmiştim. İnsanlar “Hayır” cevabından hoşlanmazlar. Bunun yerine, “Hayır” cevabınıza nedenlerini de eklemek daha iyi bir stratejidir. Bu sizi ve diğer tarafı reddin sorumluluğundan kurtarır. "Hayır" cevabı güçlerini aldığından, onlara başka bir alanda güç verebilirsiniz. Güç dengesini tekrar kurmak için bu şekilde davranabilirsiniz. Örneğin, "Aşkım bu akşam bana gelecek misin?"

105

“Sena gelmeyi çok isterim bir tanem, ama bu akşam başka planlarım var. (Planlarınızı anlatırsınız)” Reddetmek doğal olarak güçsüzleştiren bir şey olduğu için, güç dengesini yeniden sağlamak için onları başka bir şekilde (iltifat ile) güçlendirirsiniz. Ayrıca bonus olarak, onlara reddetmenizin nedenini verirsiniz, kendinizin ve onların şahsını denklemden çıkarırsınız.

Adalet duygusuna hitap etmek Eğer haksızlığa uğradıysanız, kararlı davranış gösterirkenki göreviniz diğer kişiye nasıl haksızlığa uğradığınızı göstermektir, size nasıl haksızlığa uğradıklarını değil. Birisi adalet duygusuna, diğeri ise rekabet duygusuna hitap ediyor. Ve rekabet ettiğin birinden adalet ve hakkaniyet bekleyemezsin. Buradaki amaç, karşı tarafı doğrudan suçlamadan davranışlarının sizi nasıl etkilediğini göstermektir. Bu onlara hatalarının farkına varmaları ve bir ihtimal düzeltmeleri için fırsat verir. Birine saldırdığınızda, elinizde yeterli kanıt olmadan niyetlerine saldırırsınız. Belki de yaptıklarında tarafsızdı, hatta iyi niyetliydi. Bu nedenle, davranışlarından ve karakterinden ziyade sizin üzerindeki etkisine odaklanmak harika bir stratejidir. Davranışlarının sizi olumsuz etkilediğini ona bildirirsiniz. Şimdi, adalete inanırlarsa, durumunuzu düzeltmek ona kalmış. Bununla birlikte, adalet için yalvarmayın, çünkü bu şekilde gücünüzü kaybedersiniz, güçler arasındaki uçurumu arttırırsınız ve niyeti kötü ise sizi daha fazla sömürmeleri için ona imkan verirsiniz. Sadece bilgi vermek zorundasınız. Ona nasıl etkilendiğinizi ve gücünüzü çok fazla vermeden, nasıl adil olmadığını gösterin. Eğer hala anlamıyorsa, bu artık ilişkiyi sorgulamaya başlamanızı gerektirir.

106

Kararlı Olmamak Genellikle kötü bir şeydir Egoyu korumak zihin için önemli bir görevdir. Eğer gerektirdiği zaman kararlı davranmazsanız, zihniniz size öfkelenecektir. Kendinizi kötü hissedeceksiniz ve bazen yıllar sonra bile o zaman nasıl davransaydınız daha iyi olurdu diye düşüneceksiniz. Kararlı davranmama kaygı, özellikle sosyal anksiyete ile ilişkilidir. İnsanlar çoğu zaman kararlı davranmaz çünkü partnerleri tarafından olumsuz olarak değerlendirileceklerinden ve ilişkilerinin zarar göreceğinden korkarlar. Oysa tam tersi kararlı olmamak, ilişkilerinizde memnuniyetsizliğe yol açabilir, çünkü aldığınızdan daha fazlasını verdiğinizi hissedersiniz. İhtiyaçlarınızı eşinize ifade etmezsiniz ve onun tarafından bastırılmış hissedersiniz. Sürekli pasif davranışlar göstermeniz depresyona bile yol açabilir. Daha da kötüsü, bir kadın kendisini güvende etmek için erkeğinin hem güçlü hem de güçlü bir baba sevecenliğinde olmasını ister. Pasif davranışlar gösteren bir erkek, güçsüzdür ve öyle algılanır. Bu da kadının ilişkide kaygıya düşmesine ve erkeğe saygısını kaybetmesine yol açar. Her ne kadar modern ve görece rahat bir dünyada yaşasak da, dünyanın 10 sene sonra da böyle olacağının bir garantisi yoktur. 1905 yılında Avrupa’da yaşayan biri, “modern ve medeni bir dünyadayız, güçsüz olsan ne olacak, mağara devrinde miyiz?” diye düşünebiliyordu belki. 10 sene sonra da medeniyeti ve modern dünyayı vahşi çağlara döndüren bir dünya savaşı yaşandı. İnsanlar ne kadar rahat hissederlerse hissetsinler, kadınların içgüdüleri bu tür durumlara düşme ihtimaline karşı, en rahat çağlarda bile güçlü bir erkek istiyor ve güçlü olmayan, pasif bir erkeğe saygı ve sevgi duymuyor. Tam tersi agresif davranışlar da güç gösterileri olsalar da, kızgınlık genellikle korku duygusu karşısında ortaya çıkar ve temelindeki bu güçsüzlük kadın tarafından algılanır. Pasif bir erkek gibi olmasa da saygı duyması zorlaşır. Fakat saldırgan erkek aslen kaya gibi güçlü olsa ve böyle hissettirse de, kadının güvenliği için tehdittir ve bu da kadının içgüdüsel olarak ondan soğumasına neden olur.

107

İlişkilerde uzun vadeli çatışma çözüm stratejisi, benlik saygınızı artırmak için çalışırken aynı zamanda kararlı davranışlar uygulamaktır. Şimdiye kadar öğrendikleriniz, daha kararlı gösterecek yanıtlar seçmenize olanak tanıyan sosyal etkileşimlerin temel güç dinamikleridir. Bununla birlikte, kalıcı kararlı olma hali ancak kalıcı kişilik değişiklikleri ile geliştirilebilir. Sosyal dinamikleri herkes bilmiyor ya da anlamıyor, ancak kararlı davranışlar sergileyen insanlar da yok değil. Bu insanlar, kendi görüşlerine, duygularına ve ihtiyaçlarına değer verecek kadar kendilerine değer veriyorlar. Aslına bakarsanız bir kişinin kararlılık derecesi, özsaygısı ve özdeğeri ile doğru orantılıdır. Bu yüzden mesela insanlar yaşlandıkça doğal olarak daha kararlı biri haline gelirler. Yaşça daja ileri insanlar, kararlılıklarını temellendirmek için daha fazla beceri, başarı ve özgüvene sahiptir. Bu nedenle, kendinizi geliştirmek, kararlılık derecenizi doğal olarak artırmak için yapabileceğiniz en iyi şeydir.

Kararlılık Teknikleri İlişkilerde çatışma çözümünde en etkili tekniğin, saldırganlık ya da pasiflik değil, kararlılık olduğuna ikna olduğunuzu umuyorum. Bu bölümde, kararlılık becerilerinizi geliştirmek ve kendinizi daha kararlı bir şekilde ifade etmek için kullanabileceğiniz bazı basit ipuçları ve teknikler vereceğim. Kararlı olmak sadece ilişkilerinizi daha sağlıklı yürütmenize neden olmaz. Aynı zamanda kendinizi daha iyi hissetmemizi, özsaygınızı ve özgüveni geliştirmenizi de sağlar. Partnerinize tepki verme şekliniz bazen sizi yetersiz, suçlu veya pişman hissettirebilir. Bunlar pasif davranış belirtileri olabilir. Ayrıca konuşmalar sırasında kızgın ve eleştirel hissedebiliriz - bu daha agresif davranışların bir işareti olabilir. Burada hem pasif hem de agresif iletişimin azaltılabileceği ve kararlı iletişim ile değiştirilebileceği bazı yöntemler vereceğim. Bu yöntemler, daha sağlıklı ilişkiler yürütmenizi ve hatta daha genel olarak daha sağlıklı kişilerarası etkileşimler kurabilmenizi sağlayacak teknikler.

108

Bu kararlı davranış tekniklerini uygularken, kararlı davranışın ne olduğunu ve iletişim sürecindeki önemini hatırlamak önemlidir. Kararlı olmak saldırgan olmakla aynı şey değildir; aksine, kararlı olmak, inandığınız şey için mücadele etmek anlamına gelir. Kararlı olmak, düşüncelerinizi, duygularınızı, inançlarınızı ve görüşlerinizi dürüst ve uygun bir şekilde ifade etmektir. Kararlı olmak herkes için teşvik edilmesi gerektiğinden, diğer insanların düşüncelerine, duygularına, görüşlerine ve inançlarına her zaman saygı duymamız gerektiğini hatırlamak da önemlidir. Kararlı

olmak,

bireylerin

başkalarının

haklarını

baltalamadan

kişisel

haklarını

savunmalarına izin verir. Kararlılık, ne pasif ne de agresif olan, Özgüvenin önemli bir rol oynadığı dengeli bir cevap olarak kabul edilir. Kararlı bir kişi başkalarıyla kendisini eşit olarak görür, ona göre cevap verir ve isteklerini, düşüncelerini ve duygularını ifade etmede açık olmayı amaçlar.

Genel Kararlılık Teknikleri Kararlı olmaya yardımcı olabilecek iki temel teknik, "sisleme" (fogging) ve "bozuk plak" (broken record) tekniği olarak bilinir.

Sisleme Sisleme, insanlar manipülatif veya agresif bir şekilde davranıyorsa yararlı bir tekniktir. Sisleme, tartışmayı sürdürmek yerine, talepleri karşılamayı kabul etmemekle birlikte, yatıştırıcı fakat savunmacı olmayan terimleri kullanarak minimal, sakin yanıtlar vermeyi amaçlamaktadır. Sisleme, kritik olsa bile, karşı tarafın ifadelerinde yer alabilecek herhangi bir gerçeği kabul etmeyi içerir. Beklenen şekilde cevap vermeyerek, başka bir deyişle savunmacı veya tartışmacı olmayarak, diğer kişi istenen etkiye ulaşamadığı için çatışmayı durduracaktır. Tartışmanın harareti dinince, sorunları daha makul bir şekilde tartışmak mümkün olacaktır.

109

Sisleme, bireyin argümanların girdiği, ancak geri çıkmadığı bir "sis duvarı" gibi davranmasından dolayı bu adı almıştır. Örnek Durum

“Saat kaç oldu? Neredeyse yarım saat geciktin, beni sürekli hayal kırıklığına uğratmandan bıktım artık.” Sisleme cevabı: “Evet, umduğumdan daha geç kaldım ve bunun sizi rahatsız ettiğini görebiliyorum.” “Rahatsız? Rahatsızım tabii ki, uzun zamandır bekliyorum. Gerçekten diğer insanları biraz daha düşünmeye çalışmalısın.” Sisleme cevabı: “Evet,

neredeyse

yarım

saat

beklemek

zorunda

kalacağından

endişelenmiştim.” “İyi... Neden geç kaldın?”

Bozuk plak tekniği Bozuk plak tekniği kararlılıkta önemli bir unsur olan "sakin süreklilik" tekniğini kullanır. Sesinizin tonunu yükseltmeden, sinirlenmeden, aksileşmeden veya başka sorunlara girmeden, istediğiniz şeyi tekrar tekrar belirtmeyi içerir. Teknik ismini de buradan alıyor: Çok eskiden müzik plaklardan dinlenirken, plakta bir problem olduğunda iğne ilerleyemediği için aynı yeri tekrarlayıp durur. Bozuk plak tekniğini biri size sözel olarak saldırdığında, tartışma çıkarmaya çalıştığında ve sizi manipüle etmeye çalıştığında kullanılabilir. Yalnız bozuk plağa bağladığınız sözler, asla kendinizi savunmak için söylenen sözler olmamalı. Eğer savunma sözlerini tekrarlarsanız, pasif bir şekilde direniyorsunuz gibi görünür.

110

Tekniği anlatmak için önce genel bir örnek vereceğim. Örnek durum

Hatalı bir ürünü bir mağazaya iade ettiğinizi düşünün. Konuşma aşağıdaki gibi gidebilir. “Bu ayakkabıları daha geçen hafta aldım ve topukları düştü. ürünü iade etmek istiyorum.” “Çok fazla kullanılmış gibi görünüyor, bu ayakkabılar sadece ara sıra giymek için imal edildi.” Burada siz dolaylı olarak ürünün defolu olduğunu söylüyorsunuz. Satıcı ise sorunun sizden kaynaklandığını söyleyerek dolaylı olarak ürünün defolu olmadığını söylüyor. Şimdi burada tekrar etmeniz gereken şey, yapmak istediğiniz şey. O nedenle bir kez dediği şeyin yanlış olduğunu belirtip, aynı şeyi tekrarlayacaksınız. Bozuk plak tekniği yanıtı: “Bunları sadece bir hafta giydim ve ürününüz defolu. ürünü iade etmek istiyorum.” “Ürünü bu kadar yıprattıktan sonra iade almamı bekleyemezsin.” Savunmayı tekrar etmeden bozuk plak tekniği yanıtı ile başa sarıyorsunuz: “Topukları sadece bir haftada düştü, ürünü iade etmek istiyorum.” ... ve böyle devam eder. Bir isteğin sürekli olarak tekrarlanması, tartışmanın konudan sapmamasını ve alakasız argümanlara dahil edilmemesini sağlayacaktır. Önemli olan sakin kalmak, talebinizde çok net olmak, konudan sapmamak ve pes etmemek. Sadece sonuçtan memnunsanız bir uzlaşmayı kabul edin. İlişkilerde örnek 111

İlişkilerde bozuk plak tekniği kullanmak biraz daha dikkat ister. Örneğin, işleriniz yoğun ama kız arkadaşınız kendisini özellikle ihmal ettiğinizi söylüyor. Eğer gerçekten hiç aramıyorsanız, bozuk plağa bağlamak yerine “hayatım evet yoğunum. Seni aramadım ama hep aklımdasın. Şunları halledeyim, bu sorun kalmayacak” deyip gönlünü alabilirsiniz. Eğer böyle bir durumda bozuk plağa bağlarsanız, karşınızdaki insanı daha da kırarsınız. Ama diyelim ki, ihmal ettiğiniz yok. Sadece eskiye göre az arıyorsunuz ve o da sizi aslında yapmadığınız bir şeyle suçluyor: “Beni önemsemiyorsun, önemsesen mutlaka bir şekilde arardın.” “Hayatım, öyle bir şey yok. İşlerim şu aralar çok yoğun olduğundan arayamadım. Ama hep aklımdasın.” “Hayır başka bir şey var. Sen bana karşı soğuk davranmaya başladın.” Burada kendinizi savunmaya devam etmeyin ya da başka bir şey yok diye onun sizi sürmek istediği savunma konumuna gitmeyin. “Merve, işlerim şu aralar çok yoğun ve o nedenle de arayamadım. Ama hep aklımdasın.”

Olumlu ve olumsuz sorgulama Olumlu Sorgulama Olumlu sorgulama, övgü ve takdir gibi olumlu yorumları karşılamak için basit bir tekniktir. İnsanlar genellikle övgü ve takdirlere, özellikle de özgüven sıkıntısı çekiyorlarsa, yersiz olduğunu veya hak etmediklerini düşündükleri için cevap vermekte güçlük çekerler. Uygun durumlarda başkalarına olumlu geribildirim vermek kadar, aynı zamanda aldığınız olumlu geri bildirimlere uygun şekilde cevaplamak de önemlidir.

112

Olumlu soruşturma, verilen iltifat veya övgü hakkında daha fazla bilgi edinmek ve bu fikre katıldığını belirtmek için kullanılır: Örnek Durum

İltifat eden: “Bu gece yaptığın yemek mükemmeldi, çok lezzetliydi!” İltifat edilen: “Teşekkürler. Evet, güzel oldu. Özellikle nesini sevdin?” Bu, aşağıdakiler gibi pasif yanıtlardan farklıdır: "Çok uğraştırmadı ya." ya da "Yok ya, sıradan bir yemekti işte."

Negatif sorgulama Pozitif sorgulamanın tersidir ve negatif eleştiri gibi daha negatif iletişime yanıt vermek için kullanılır. Eleştiri ile başa çıkmak zor olabilir ama her eleştirinin birilerinin fikirleri olduğunu unutmayın. Eleştiri ile başa çıkma konusuna bir sonraki bölümde değineceğiz. Negatif sorgulama, sizin eleştirel yorum hakkında daha fazla şey öğrenmenizi sağlar ve agresif ve öfkeli tepkilere göre çok daha iyidir. Örnek Durum

Eleştiren: “Yaptığın yemek yenilir gibi değildi. En son ne zaman böyle kötü bir yemek yediğimi hatırlamıyorum.” Eleştirilen:

113

“Yaptığım en iyi yemek olduğunu söyleyemem ama yemeğin nesini sevmedin? Problem neydi?” Bu, agresif ve öfkeli tepkiden iyidir: "Sen ne hakla bunu söylersin, ben bütün akşam bu yemekle uğraştım” ya da “bundan sonra sana asla yemek yapmayacağım"

Belli Başlı Durumlarda Kararlılık: Talepler, eleştiriler ve övgüler Kararlı davranmanın özellikle icap ettiği üç farklı durum vardır, ancak bu durumlarda uygun davranışı sergileyebilmek özellikle zor olabilir. Bunlar: ● talepler (özellikle mantıksız olanları), ● eleştiriler ● ve iltifat ettiğiniz veya edildiğiniz durumlardır. Tüm bu durumlar sizi rahatsız edebilir, çünkü genellikle kendi çıkarlarınızın karşı tarafın çıkarlarıyla çeliştiği bir durumla karşı karşıya kalırsınız. Ancak, bu tam da iddialı davranmanın en önemli olduğu zamandır.

Taleplerle Kararlı Bir Şekilde Başa Çıkmak Kabul edilemez taleplerle başa çıkmak göz korkutucu bir deneyim olabilir ve bu gibi durumlarda kararlı olabilmek için gerekli cesarete sahip olmak her yiğidin harcı değildir. Öncelikle herkesin bir talebi yerine getirmeme hakkına sahip olduğu benimsenmelidir. Bir taleple karşı karşıya kalındığında, aşağıdakilere dikkat edilmelidir. Çoğu insan, etkili bir yönetici veya özverili bir anne gibi kalıplaşmış tiplemelerden güçlü bir şekilde etkilenir. Bu tür kalıplar bazen belli rollerin sahiplerine makul olmayan talepler, beklentiler ve haksız yükler getirebilir. Herkes, bu tür rollerle ilişkilendirilen bu talepleri kabul etmeme hakkına sahiptir.

114

Bir talebi reddederken, kişinin değil, talebin reddedildiğini açıklamak önemlidir. Bunun nasıl yapılacağını daha iyi anlamak için Etkili Geri Bildirim konusuna değinmek gerekli. Etkili Geri Bildirim Etkili geri bildirim, açık bir şekilde duyulan, anlaşılan ve kabul edilen bildirimdir. Etkili bir geri bildirim için, sizin kontrolünüzde olan şu alanlara dikkat etmeniz gereklidir: 1 - Geri bildirim kişinin kişiliği değil, davranışı hakkında olmalıdır. Burada geri bildirim verirken kişinin kişiliğine, değerlerine ve inançlarına değil, davranışlarına yönelin. “Sen ne kadar kaba birisin” demek yerine “çok kaba davrandın / davranıyorsun” deyin. 2 - Geri bildirim, kişinin davranışının üzerinizdeki etkisini tanımlamalı. “Orada çok kaba davrandın, bu da beni rahatsız etti” gibi. 3 - Geri bildirim olabildiğince spesifik olmalı. Yine yukarıdaki örnekteki gibi, kaba bir davranış gördüğümüzde “sen zaten hep kaba davranıyorsun / kabasın” demeye meyilliyiz. Bunu yapmak yerine spesifik olaya odaklanmaya çalışın. Daha fazla tekrarlanan bir durum ile karşı karşıya olsanız bile olabildiğince spesifik olun. 4 - Geri bildirim doğru zamanda yapılmalı. 6 ay önce olan bir şeyi pat diye ortaya döküp şikayet etmek genellikle negatif sonuçları olan bir davranış. Sizi rahatsız eden bir şeyi, mümkün olduğunca taze iken söyleyin. Bunu yapmazsanız, biriktirip biriktirip (1), (2) ve (3) numaralı kuralları çöpe atarak patlayabilirsiniz. 5 - Geri bildirim yapmanız gerekmiyorsa yapmayın. Ya da hemen yapmayın. Tamam, geri bildirim zamanında yapılmalı ama eldeki veri çok az ise beklemeniz de önemli. Belki yanlış anladınız. Eğer geri bildirim yapacağınız konuda gerçek durumdan emin değilseniz, hemen geri bildirim yapmayın. Taleplere geri dönecek olursak, İnsanlar genellikle, başkalarının zaman ve çabalarına talip olma hakkı olduklarını hissederler. Kendinizi haklı çıkarma ihtiyacı hissetmeden “hayır” deme hakkınız vardır.

115

Bir talebi reddettikten sonra, bu kararınızın arkasında durmanız önemlidir. Baskı karşısında boyun eğerseniz, Herkes size diz çöktürebileceğini düşünür. Bu yüzden sağlam olun. Tabii ki, koşullar değişirse fikrinizi değiştirme hakkına sahipsiniz. İnsanlar taleplerde bulunurken, genellikle pasif veya manipülatif yöntemlere başvururlar ve başkalarının çabalarına da bağımlı olduklarını varsayabilirler. Bazı istisnalar hariç, örneğin yaşı ermemiş çocuklar, herkes kendisinden sorumludur ve başkalarına aşırı güvenilmemelidir. Sizin de bazı haklarınızın olduğunuzu unutmayın! Kararlı olmak; sessizce, saldırganlığa başvurmadan, ancak sert bir şekilde bu hakları savunmaktır.

Bu

haklardan

biri de, mantıksız olduğunu düşündüğünüz veya

karşılayamadığınız talepleri reddetmektir. Aynı zamanda, başkalarının sizden talepte bulunma hakkını da tanımanız ve kibar bir yanıt vermeniz gerekir.

Eleştiri ile Başa Çıkmak Eleştiri alırken: İlk olarak yapılanın gerçek bir eleştiri olup olmadığına ya da bunun altında başka bir neden yatıp yatmadığına karar vermek için kendinize biraz zaman ayırın. Mesela karşınızdaki kişi bir sebepten dolayı kızgın ve o an karşısında olan tek kişi sizsiniz. Eleştiriyi

tekrarlayarak

veya

yansıtarak

kabul

edin.

“Yani

.....

olduğumu

düşünüyorsun....” gibi bir cevap verebilirsiniz. Her geri bildirimde olduğu gibi, bunu aktaran kişiye teşekkür etmek önemlidir. Duyması zor olsa bile, eleştirinin doğru yönlerini kabul edin. Eleştiri bir hakikat unsuru içeriyorsa, karşı tarafa da eleştirmek gibi sık davranılan yöntemlerden kaçınmaya çalışın. Hakikatten bir parça içeren bir eleştiriye maruz kalmak insanı incitir, ancak 116

yapıcı olarak algılanacağı ümidiyle yapılan eleştiriler de vardır. En nihayetinde herkes geri bildirim verme konusunda yetenekli değildir. Eleştiri Yaparken: Eğer mümkünse, başkalarını eleştirmekten kaçının. Bunun yerine olaya "davranışlarını değiştirmek amacıyla, olumsuz da olsa yapıcı bir geri bildirim vermek" şeklinde yaklaşmaya çalışın. Bu, sakin kalmanıza ve geri bildirimi daha etkili bir şekilde vermenize yardımcı olacaktır. Eleştiri veya olumsuz geri bildirim, karşı tarafı desteklediğinizi belirterek iletildiğinde yumuşatılabilir veya acımasızca algılanma ihtimalini azaltılabilir. En önemlisi, bunun bir kişiden ziyade bir eylem eleştirisi olduğundan emin olmalısınız. "Bu konuda yaptığın tüm çalışmaları takdir ediyorum, ancak şu kısımda şöyle bir sorunumuz var..." gibi destekleyici bir yorumla başlayın. "Sen şöylesin, böylesin" vb. bir dile sahip herhangi bir cümle, iltifat içermediği sürece suçlayıcıdır ve her ne pahasına olursa olsun kaçınılmalıdır. Karşınızdaki bireyin kişisel özelliklerine değil, davranışlarına odaklanın. Eleştirilerinizi spesifik tutun ve genellemelerden kaçının, örneğin “hep böyle geç kalıyorsun” yerine “bugün çocukları çok geç aldın” gibi. Genelleme içeren ifadeler, durumun

gerçekliğini

yansıtmayabilir

ve

sorunun

çevresel

şartlardan

veya

öngörülemeyen koşullardan kaynaklanmış olabileceği durumlarda bile, hatanın karşı tarafta olduğunu ima edebilir. Duygularınıza neden olduğu için başka birini suçlamaktan kaçınmak tercih edilmelidir, örneğin “.... yapınca beni çok kızdırıyorsun...” gibi. Kendi duygularınıza kendinizi merkez alarak odaklanmak her zaman daha iyidir. O yüzden yukarıdaki ifadeye alternatif olarak, “Sen ..... yapınca çok öfkeli hissediyorum” gibi cümleler kurun.

117

İltifat Ederken veya Edilirken: Bazı insanlar iltifat ederken veya kendisine edilirken zorlanırlar veya utanırlar, iltifatları kendine yakıştırmama ya da karşı tarafa geri yansıtma ihtiyacını hissedebilirler. İltifat, destek vermenin, onaylamanın ve diğer kişinin özgüvenini arttırmanın yapıcı bir yoludur. İncelikle iltifat etmek veya karşılamayı öğrenmek, önemli bir hayat becerisidir. Bir iltifat reddedilirse, iltifat eden kişi utanabilir ve kendi değerinin gözünüzde düşük olduğunu hissedebilir, gelecekte de iltifat etme olasılığı daha düşük olabilir. Bu nedenle, iltifat ettiğinizde, iltifat eden kişiye teşekkür edin ve gerçekten katılıp katılmadığınıza önem vermeden kabul edin. "Teşekkür ederim, çok naziksin" veya "Rica ederim ne demek, senden bunu duymak güzel" gibi ifadeler işinize yarar. İltifat Ederken, samimi olduğundan emin olun. Samimiyetsizlik kolayca tespit edilir ve kişinin özgüven inşa etme çabalarını baltalar. Olumlu pekiştirmenin olumsuz pekiştirmeden daha etkili olduğunu unutmayın. Övgüler, eleştiriden çok daha kolay ve mutlu bir şekilde hatırlanacaktır. Bir iltifatta bulunmak o an için uygun değilse, teşekkür etmenin veya bunun yerine bir övgüde bulunmanın yolunu bulun.

Son Olarak… Unutmayın, kararlı olmak zor olsa bile pasif veya agresif davranışlardan her zaman daha uygundur. Başkalarına saygı ve nezaketle, size davranılmasını istediğiniz gibi davranmaya çalışın. Bu, zor durumlarda bile başkalarına iddialı bir şekilde cevap vermenize yardımcı olacaktır.

118

İyi Çocuk Sendromu

119

Çoğu erkek, pasiflik - agresiflik skalasında, pasif ya da pasif-agresif seviyedeler. Bu erkeklere, No More Mr. Nice Guy kitabını şiddetle tavsiye ederim. Maalesef kitap Türkçe’ye çevrilmedi ama nasıl bir kitap olduğunu anlamanız ve bu konuya da değinmek için burada Dr. Glover’ın fikirlerini derliyorum.

120

İyi çocuk, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde, yaptığı şeylerin hemen hepsini, birilerinin onayını kazanmaya ya da hoşnutsuz etmemeye göre ayarlar. Dr. Robert Glover - No More Mr. Nice Guy

Çocukluğunuz boyunca büyürken anne babanızdan ve çevrenizden sürekli olarak çeşitli mesajlar aldınız. Bazıları için bu mesajların önemli bir kısmı gerçekte olduğunuz kişi olmanın güvenli, istenilir ve kabul edilebilir olmadığıydı. Bu mesajlar, insanlarla ve özellikle kadınlarla oldukça zayıf ilişkiler kuran, zamanlarının önemli bir kısmını kendilerinde problem olarak gördükleri şeyleri saklamaya, onay ve kabul edilirlik için sürekli olarak başkalarının isteklerini ve ihtiyaçlarını kendi istek ve ihtiyaçlarının önüne koymaya çalışan iyi çocuklar ortaya çıkarır. Bebek dünyaya geldiğinde ve ondan sonraki yıllarda hayatta kalması tamamen ebeveynlerine ya da kendisine bakan büyüklere bağlıdır. Bu nedenle bir çocuğun en büyük korkusu terk edilmektir. Çocuk terk edilmeyi çeşitli seviyelerde yaşayabilir. Ebeveynlerin boşanması, anne ya da babanın terk etmesi, kendisine bakmakla yükümlü olan büyüklerinin kendisini fiziksel ve duygusal olarak ihmal etmesi, fiziksel veya duygusal şiddet uygulaması, vs. Bu şekilde “terk edilen” ya da “ihmal edilen” çocuk ben merkezli hale gelir. Çocuklar doğuştan gelen bir dünyanın merkezi olma düşüncesine sahiplerdir ve çocuklara göre her şey onların etrafında döner. Bu nedenle de başlarına gelen her şeyin sebebinin kendileri olduğuna inanırlar. Çocuk ihmal edildiğinde ya da terk edildiğinde, bunun sebebinin kendisi olduğuna ve kendisinde bir sorun olduğuna inanır. Bu toksik utancı gidermek için, ihmal edilen veya terk edilen çocuk, başkalarının onayını aramaya başlar. Bu onay arayışı kendini değişik şekillerde ortaya koyabilir: ● Agresif bir şekilde başarı hırsı ● Fiziksel görünümüne aşırı dikkat ve aşırı vücut geliştirme uğraşı ● Komiklik yaparak ya da başkalarını memnun ederek ortamda var olma çabası

121

İyi Çocuk Sendromu İyi çocuk / efendi erkek sendromunu açıklamadan önce, buradaki iyi ve efendi kelimelerinin iğneleyici bir anlamı olduğunu belirtelim. Buradaki “iyi”, iyi insandaki iyi gibi değil daha çok iyi maskesi altında sinsi bir amacı olan erkekler için kullanılır. Bu erkekler, kendilerinin çok iyi, efendi bir erkek olduklarını düşünürler ve bu özelliklerine inandıkları gibi, başkalarını da bu özelliklerine inandırmaya çalışırlar. Oysa iyi çocuk sendromuna sahip kişinin yaptığı şeyin iyilikle alakası yoktur. Amaçları pasif bir şekilde kadınları kendileri ile birlikteliğe ikna etmektir. Bu erkekler genellikle uyumlu, kibar, duyarlı ve kırılgandırlar. Başkalarının özellikle de hedeflerindeki kadının ihtiyaç ve isteklerini, kendi ihtiyaç ve isteklerinin önüne koyarlar, çatışmalardan kaçmak için yapabilecekleri her şeyi yaparlar, insanlara duygusal destek sağlarlar. Fakat iyi çocuklar bunları karşılıksız ya da iyi birer insan olduklarından yapmazlar. Bu kişiler iyi insan olabilirler ama bu davranışlarını karşılık bekleyerek yaparlar. Bu karşılığı talep etmedikleri için karşılıksız bir fedakarlık yapıyor gibi görünselerde, aslında insanlardan bu yaptıklarını ödüllendirmelerini beklerler. Örneğin iyi çocuk, cinsel birliktelik istediği kadına yürümek yerine onun arkadaşı olmaya, ona duygusal destek vermeye, onun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır. Tamamen arkadaşça davransa da istediği, kadının bu yaptıklarını takdir ederek onun özellikle kötü çocuk olarak tanımladıkları ve aslında çoğu kararlı olan erkeklerden farklarını anlamalarını ve onlarla seks yapmasını bekler. İyi çocuklar kadınlara ve diğer insanlara karşı yaptıkları bu “iyiliklerin” karşılığını beklerler ama bunu kararlı bir şekilde talep etmezler. Örneğin yine ilişkiler temelinde konuşursak, iyi çocuk cinsel ilişki beklemektedir ama kadından görünürde tek talebi arkadaşlıktır.

Gizli Sözleşmeler Bu tür karşı tarafın haberi olmadan iyi çocuğun karşılık beklemesine, No More Mr. Nice Guy kitabının yazarı Dr. Glover gizli sözleşme diyor. Dr. Glover’a göre iyi çocuklar temel

122

olarak 3 adet gizli sözleşmeye göre hareket ederler. Gizli derken hem iyi çocuğun kendisi bilinçli olarak farkında değildir hem de iyi çocuğun etrafındakilerin bu sözleşmelerle ilgili en ufak fikri yoktur. Yani ailesi, kız arkadaşı, iş arkadaşları, vs … bu sözleşmelerin varlığından haberdar değillerdir. Gizli sözleşmelerin 3’ü de “eğer … öyleyse …” şeklindedirler. Hepsi karşılık bekleyerek ver şeklindedir. 1. Gizli sözleşme : Eğer iyi çocuk olursam benden hoşlanır(lar) ve beni sever(ler). Birçok erkek için bu sonunda (kadınla) yatarım şeklindedir. Eğer iyi çocuk olursam hoşlandığım kadın benim iyi çocuk olduğumun farkına varır ve benden hoşlanır ve sonunda benimle seks yapar. 2. Gizli sözleşme : Eğer onlar sormadan ben diğerlerinin ihtiyaçlarını karşılarsam, ben sormadan onlar da benim ihtiyaçlarımı karşılarlar. 3. Gizli sözleşme :Eğer herşeyi doğru yaparsam problemsiz ve tasasız bir hayatım olur. Hayatı bu gizli sözleşmelere göre yaşamanın getirdiği bazı problemler var tabii. Birincisi böyle yaşamak oldukça çocukça ve disney masalı tarzı düşünmek demek. Ama bir diğer problem de kimse bu sözleşmelerin farkında değil! Bu nedenle diğer insanlar “sözleşmenin” kendi taraflarını ihlal ettiklerinde ki iyi çocuk bunu bilir ve sürekli “ben şunu yaptım, bunu yaptım” diye bir liste ve skor paneli tutar ve “ama bu takdir edilmedi, şunun karşılığı verilmedi, vs …” diye not alır durur. Bu nedenle de iyi çocuk yaptıkları ile almaya hak kazandığı ama alamadığı herşeyle ilgili zamanla dünyaya ve Tanrıya kin beslemeye başlar ve öfkeli hale gelir. Problem şu ki bütün bunlar masallarda yaşamakla alakalı. Biliyoruz ki gerçek hayatta istediğiniz kadar düzgün biri olun herkes sizden hoşlanmayacaktır. Ve tabii ki herkes sizinle yatmak istemeyecektir. İnsanlar için bir şeyler yapıp onların da aynı şekilde karşılıksız bir şeyler yapacağını beklemek çocukçadır. Zira yetişkin demek zaten kendi ihtiyaçlarının karşılanması, isteklerinin yerine getirilmesi ve davranışları konusunda 100% sorumluluk alan kişi demektir. Yani bir yetişkin olarak ihtiyaçlarımın nasıl karşılanacağını bulmak ve çevremi ihtiyaçlarımı karşılayacak insanlarla doldurmak 123

benim kendi sorumluluğum. Ve son olarak da her şeyi kitabına göre yaptım diye dertsiz tasasız bir hayat beklemek gerçek hayatta karşılığı olmayan bir şey. Problemsiz bir cennette yaşamıyoruz, kaotik ve kontrolümüz dışında olayların olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Sonuç olarak bütün bunlar iyi çocuğu çocukça hayallere saplanmış kalmış, hayal kırıklığı içinde, öfke ve kinle dolu biri yapar. Bu da onların kafalarını allak bullak eder zira iyi çocuk olarak hiçbir zaman öfkelenmeyeceklerini düşünürler ama birçok iyi çocuk sürekli bir öfke içinde yaşar. Zira kimse gizli sözleşmelere uymamaktadır. Bu nedenle kendilerine her alaycı bir şekilde ne kadar iyi çocuk denilse de, iyi çocuklar genellikle sinsi ve pasif agresif kişilerdir. Başka insanlara sınır çizmek konusunda büyük zorluk yaşarlar.

İyi çocuk sendromundan kurtulmak İyi çocuk sendromundan kurtulmanın doğru yolu, pasif ya da pasif agresif olmaktan, agresif olmaya geçiş değil, kararlı biri olmaya geçiştir. Çatışmalardan korkmayan, bunları kararlı bir şekilde halleden, sınırlar çizmekten ve bunları korumaktan çekinmeyen biri olmaktır. Dr. Glover bunu şöyle açıklıyor: “Efendi erkek mi piç erkek mi” paradigmasından farklı bir paradigma daha var. İnsanoğlu doğası gereği olaylara siyah – beyaz bakan bir varlık. “Biri çıkıp da erkeklere iyi çocuk olmamalarını öğreten bir kitap yazdı ise onlara götün teki olmalarını öğretiyordur” sanan birçok insan var. Temel aksiyomum şu : Çoğu iyi çocuk aslında götün teki piçe (asshole jerk) bir tepki olarak iyi çocuk olmuşlardır. Ben bunu korku ve kaygıya karşı “savaş – dona kal – kaç reaksiyonu” çerçevesine sokuyorum. Göt herif piç savaşçıdır, fiziksel olarak egemen, sözel olarak zorbadır. Çoğu iyi çocuğa küçüklüklerinde anneleri ve diğer kadınlar tarafından “aman o adam gibi olma sakın” diye öğretilir. İyi ol, efendi ol denir. İyi çocuk ise bu götün teki piçe reaksiyon olarak diğer aşırı uca gider ve kendi korku ve kaygıları ile başa çıkmayı “dona 124

kalma – kaçma” şeklinde yönetir. Silik bir profil çizer, çatışmadan kaçınır, vs … Götün teki piç de ayak paspası iyi çocuk da aslında korku ve kaygılarını yönetmeye çalışıyorlar. Bir erkek çıkıp “ben iyi çocuk olmak istemiyorum ama götün teki piç de olmak istemiyorum, ve mutlu bir orta nokta bulmaya çalışıyorum” dediğinde benim cevabım şu : bu iki ekstrem işlev bozukluğu arasındaki denge noktası nerede bilmiyorum! Yani mutlu bir orta yol aramıyoruz ama bunun yerine paradigmayı yeniden tanımlamaya çalışıyoruz. Erkekler kaygı ve korkularını dışlarında olan şeyleri yönetmeye çalışarak değil içlerinde yatıştırmayı öğrenmeleri paradigması. “Ben ne istiyorum, istediğimi nasıl elde ederim” gibi sorular sormaya ve kendi kendini onaylayan ve özdeğeri dışarda aramak yerine içinde arayan biri olma paradigması. Yani ağlak bir kapı paspası olmaktan götün teki piç olmaya evrilmiyoruz. Onun yerine seviye atlıyoruz ve yetişkin biri olma ile ilgili yetenekler ediniyoruz.

Kendi ihtiyaç ve isteklerini öncelik yapmak İyi çocuklar genellikle başkalarının ihtiyaç ve isteklerini, kendi ihtiyaç ve isteklerinin önüne koyarlar. Bunun nedeni, çocukluklarında kendi istek ve ihtiyaçları zamanında ve sağlıklı bir şekilde karşılanmadığında, ihmal edilmelerinin veya terk edilmelerinin nedeninin bu istek ve ihtiyaçlar olduğuna inanmış olmalarıdır. Bunun sonucu olarak da bütün o fedakar ve hiçbir talebi ve ihtiyacı olmayan iyi biri görüntüsünün altında iyi çocuk, aşırı muhtaç biridir. Kendi ihtiyaç ve isteklerini karşılamaya çalıştıklarında, manipülatif ve kontrol manyağı biri gibi davranırlar. İyi çocuğun öncelikli olarak anlaması gereken şey, kendi istek ve ihtiyaçları yüzünden ihmal edilmediği ve bu istek ve ihtiyaçlara öncelik vermesinin, muhtaç olduğu onayı tamamen kaybetmesine ya da deli gibi kaçtığı hoşnutsuzluğa boğulmasına neden olmayacağıdır. Evet, kendi ihtiyaçlarını ve isteklerini öne koyarak bazı insanların onayını kısmen ve tamamen kaybedecektir ve bazı insanları kısmen ve tamamen hoşnutsuz edecektir. Ama toplamda gördüğü onay azalmayacak, hoşnutsuzluk artmayacaktır.

125

Fakat burada dikkat etmeniz gereken şey, kendi istek ve ihtiyaçlarını ilk sıraya koymanın, başkalarının istek ve ihtiyaçlarını tamamen göz ardı etmek demek olmadığı. İhtiyaçlarını gidermeye çalışırken iyi çocuklar dolaylı, belirsiz, manipülatif ve kontrol manyağı olabilirler. Bir insanın kendi ihtiyaçlarının karşılanmasını sabote etmesinin birden fazla yolu var. Bir tanesi, başkalarının size ihtiyacınız olan şeyi vermesini zorlaştırmaktır. En çok ihtiyaç duyduğunuz zaman aynı zamanda en fazla terk edilmiş hissettiğiniz zamandır zira insanları itersiniz. İnsanların size yardım etmesine izin vermelisiniz. İkincisi yolu da gizli sözleşmelerdir. İyi çocuğun gizli sözleşmesi şudur: ben senin için bir şey yapacağım ve sen de karşılığında benim için bir şey yapacaksın ama ikimiz de böyle bir sözleşmeden habersizmiş gibi davranacağız. Bu nedenle size şu ödevi veriyorum: sevdiğiniz biri ile aranızda yaptığınız gizli sözleşmelerden en az bir tanesini bulup ortaya çıkarın.

Gücünüzü geri kazanmanın 5 yolu İlk yapmanız gereken şey, sınırlarınızı çekmektir. Önümüzdeki hafta boyunca kendinizi gözlemleyin ve aslında hayır demek isterken evet dediğiniz durumları bulun. Neye toleransınızın olduğunu ve neye toleransınızın olmadığını açık bir şekilde ortaya çıkarın. Örneğin benim ilişkide sınırlarımdan biri, hayatımın geri kalanında haftada en az 5 gün sağlıklı beslenmeden ödün vermemek. İkinci yapmanız gereken şey, kontrol edemeyeceğiniz şeyleri kontrol etmeye çalışmayı bırakmaktır. Üçüncü yapmanız gereken şey, korkularınız ile yüzleşmektir. Dördüncü yapmanız gereken şey, bir ahlak geliştirmektir. Beşinci yapmanız gereken şey de, duygularınızı ifade etmeyi öğrenmektir. Burada biraz durmak istiyorum. Bence en önemli şey, duygularını başkalarına ifade etmekten çok, kendi duygularınızla yüzyüze gelmektir. Kendinizi kendi duygularınızdan, kendinizden

126

uzaklaştırmak ve kendinizle yüzleşmemek için sürekli olarak dinlediğiniz müziği kapatın ve kulağınıza taktığınız o kulaklığı çıkarın. Sizin kendi duygularınız ve hisleriniz, sizin bütünlüğünüzün bir parçasıdır. Duygularınızın dilini öğrenerek, iyileşmekte olan bir iyi çocuk olarak, hayat boyu taşıdığınız o yükü sırtınızdan attığınızda, kendinizi Willy Wonka’nın Çikolata Fabrikasına altın bilet kazanmış Charlie gibi hissedebilirsiniz.

Maskülenitenizi yeniden kazanın Erkek rol modeli olmadan büyüyen erkekler, günümüzün iyi çocuk sendromu problemini ortaya çıkardılar. Endüstri Devriminden sonra babalar oğullarını evde bırakıp, fabrikalara ve ofislerde çalışmaya gittiler ve oğulları da daha çok anneleri ve başka kadınlar tarafından yetiştirildi. Bu sosyal koşullanmanın da, iyi çocukların diğer erkeklerden kopması gibi bir etkisi oldu. Bunu düzeltmek için maskülen erkek rol modelleri ile arkadaş olun.

İstediğiniz sevgiyi nasıl alacağınızı öğreneceksiniz İyi çocuklar neden istedikleri sevgiye ulaşamazlar? Çoğu iyi çocuk, çocukluklarında babaları ile yakın ilişkileri olmadığını anlatıyor. Bunun sonucu olarak da birçok iyi çocuk, anneleri ile sağlıksız bir bağ geliştiriyorlar. İyi çocukların anneleri ile tek eşli ilişkiye yatkınlıkları, büyüdüklerinde gerçek bir kadın partner ile iyi ilişki kurabilmelerini engelliyor. İyi çocuklar, kırılganlıklarının açığa çıkması korkularını, yalnız kalma korkuları ile dengelemeye çalışırken, işlevsiz ilişkiler yaratırlar. Burada kırılganlıklarının açığa çıkması korkusu, biri kendileri ile yeterince yakınlaşırsa, ne kadar zayıf / kötü olduklarını anlar korkusudur. İyi çocuklar, başkaları bunu keşfederse, alay edileceklerine, yaralanacaklarına ya da terk edileceklerine inanırlar. Bunun alternatifi de hiç iyi değildir zira kendilerini diğer insanlardan izole ederlerse, bu sefer de çocukluklarında çok korkutucu olan terk edilme deneyimleri yeniden canlanır.

127

Kırılganlıkları açığa çıkacak korkusu ile terk edilecekleri korkusunu dengelemek için, iyi çocuklar yardıma ihtiyaç duyarlar ve bu yardımı aynı şekilde yaralı ve yakınlık kurmakta zorlanan insanlarda bulurlar ve beraberce iki tarafı da hüsrana uğratan ilişkiler yaratırlar. Aslında ne olduklarının açığa çıkmasını engellemeye çalışırken, iyi çocuklar iki çeşittirler: yapışkanlar ve mesafeliler. Yapışkanlar, kendilerini ve kendilerine ilgi gösteren diğer insanları hiçe sayacak şekilde ilişkilerine yapışırlar. Mesafeli olanlar ise asıl partnerlerine duygusal olarak mesafeli dururlarken, ilişki dışında iyi çocuk rolü oynarlar. Peki bu durumda iyi çocuklar istedikleri aşka nasıl ulaşırlar? İyileşmekte olan bir iyi çocuk, bunu başarmak için sınırlarını belirlemelidir. İyileşmekte olan iyi çocuk, partnerleri

ile

aralarındaki

sınırlarını

belirleyip

korumaya

başladıklarında,

bu

partnerlerinin kendilerini güvende hissetmesine neden olur. Kadınlar güvende hissettiklerinde, seviliyor da hissederler. Sınırlarını belirlemek aynı zamanda saygı da yaratır. İyi çocuk sınırlarını belirleyip koruyamadığında, partnerine kendilerine saygılarının olmadığını sinyallerler. Bu durumda kadınları onlara neden ve nasıl saygı duyabilir ki?

İstediğiniz seksi nasıl alırsınız? İlk yapmanız gereken şey, kendinizi hapsettiğiniz içselleştirilmiş utanç ve korku hücresinden dışarı çıkmaktır. Bunlar, doyurucu bir seks hayatının önündeki en büyük engellerdir. Ne kadar kitap okursanız okuyun, ne kadar kursa katılırsanız katılın, cinsellik konusunda çözmediğiniz utanç ve korkularınız olduğu sürece bunlar bir işinize yaramayacaktır. İkincisi, bu konu hakkında konuşun. Cinsel geçmişiniz ve erken cinsel hatıralarınız hakkında konuşabileceğiniz güvenli bir yer bulun. Varsa çocuklukta cinsel taciz ya da travma deneyimlerinizi, ailenizdeki cinsel problemleri konuşun. Üçüncüsü, porno ve fantezi kullanmadan kendi cinselliğinizi yaşayın. Porno ve fantezinin dikkat dağıtması olmadan kendi cinselliğinizi yaşayana kadar, sağlıklı bir cinsellik yaşayamayacaksınız. 128

Porno, sizin utanç ve korkularınızdan uzaklaşarak içinde cinsellik yaşayabileceğiniz bir trans hali yaratır. Ama porno utanç duygusunu katlayarak arttırır zira genellikle gizli saklı yapılır. Fantezi de bir çeşit kopmadır ve birinin vücudunu zihninden ayırmaya yarar. Fantezinin tek sağladığı şey, sizin utanç ve korkularınızı geçici olarak unutmanızı sağlamaktır ya da kötü seks hayatınızı saklamaktır. Dördüncüsü, kötü sekse hayır deyin. Size kötü habrr vermek istemezdim bayanlar ama zamazingonuzu Bangkok’ta kolay altılılara batırma fantezilerinizi bırakma vakti geldi. İyi seks haricinde seks yapmamayı kafaya koyarsanız, değişik bir şey yapmak için sorumluluk da almaya başlarsınız. Harika bir aşık olma kavramını bırakırsınız, açık ve direkt davranmaya başlarsınız, uygun bir partner seçersiniz ve kötü seksin, hiç seks yapmamaktan daha iyi olmadığına karar verirsiniz. Son olarak, ben erkek Amerikan geyiğini kendime örnek alıyorum. Doğada alfa erkek ve Amerikan geyiği erkeği oturup kızların kendisini beğenmesini neyin sağlayacağını düşünmez. Bu erkekler acımasız, rekabetçi ve cinsel olarak gururludurlar zira neyseler olar ve ne yapıyorlarsa onu yaparlar. Dişiler onlardan böyle etkilenirler. Size son bir mesajım olacak. hayatınızın gerçekliğine bakın ve kendinize şu iki soruyu sorun: Birincisi, istediğiniz hayatı yaratıyor musunuz? Ve ikincisi, eğer yaratmıyorsanız neden yaratmıyorsunuz? Bunun sebebi muhtemelen korku. Korkularınızla kafa kafaya gelecek şekilde yüzleşin. İstediğiniz hayatı elde etmenin tek yolu bu.

129

İlişki Süresince

130

Sevgi ve aşk İlişkiler, insanın hem duygusal hem de cinsel olarak tatmin olup tatminlik vermesi üzerine kurulu. Hiçbir zaman bir ilişkiye sadece almak için girmeyin, bir ilişkide aynı zamanda hem duygusal hem de cinsel olarak karşınızdakine tatmin vermelisiniz. Siz bir ilişkide sadece sizi seven ve sevdiğiniz bir kadına sahip olarak kalmayın, aynı zamanda onun da aradığı sevgiyi, dayanma ihtiyacı duyduğu gücü ve güveni de ona verin. Bir ilişkide verebileceğiniz en güzel hediye, sevginin ve cinsellik kadar önemli olacak şekilde ve zaten bunların ön koşulu olarak, sağlam, güçlü, maskülen ve sevgi dolu bir erkek olarak kendinizdir. Bir ilişkiye asla partnerinizin sizi tamamlaması için girmeyin. Tüm o popüler kültür saçmalıklarını unutun. İyi bir ilişki, iki tam insanın, tamlıklarını birbirleri ile paylaşması ile olur, iki yarım insanın birbirini tamamlaması ile değil. Evet, sizin masküleniteniz onun feminen doğasıyla birbirini tamamlayacak ama bir ilişkiye asla, mutsuzluğunuzu gidermek, zayıflıklarınızı tamamlamak, muhtaçlıklarınızı tatmin etmek için girmeyin. Önce mutlu olun, güçlenin ve muhtaç olmamayı öğrenin. Bunları bir kadından beklemeyin. Bir kadın bir erkeği bu şekilde tamamlayamaz ve tamamlamak da istemez. Eğer bir ilişkiye sadece almak için girerseniz, kendinizi tamamlamak için girerseniz, mutsuzluğunuzu, zayıflığınızı ve muhtaçlığınızı yok etmek için girerseniz, o ilişkiye muhtaç ve sağlıksız bir şekilde yapışırsınız. Bir başka insan, özellikle de bir kadın, sizi erkek olarak tamamlayamayacağı için, ondan beklentileriniz gerçekleşmeyecek ve zamanla negatif bir ruh haline girersiniz. Ya agresifleşirsiniz ya da pasif agresifleşirsiniz. İlişkiyi sabote etmenize neden olacak bu ruh haliyle de ilişkiyi yıkarsınız. Bir ilişkide karşınızdakine zamanınızı, sevginizi, ilginizi ve gücünüzü verin ama karşılığında ne alıyorsunuz her zaman gözlemleyin. Tabii ki karşılık beklemeden verdiğiniz zamanlar sıklıkla olacak ama sürekli olarak veren tarafsanız, karşılığında aldığınız şey kabul edilebilir değilse, bunu çaresiz bir şekilde kabul etmeyin. Eğer

131

istediğinizi alamıyorsanız, aldığınız sizi tatmin etmiyorsa, bunu pazarlıkla almaya kalkmayın. Arzuyu, size ilişkide verilmeyeni pazarlıkla elde edemezsiniz. Günümüz evlilik danışmanları - ki mümkün olduğunca uzak durmanızı tavsiye ederim bir kadının kocasıyla yeterince seks yapmaması durumunda kocaya, daha fazla bulaşık ve çamaşır yıkamaya söz vermesini tavsiye edebiliyor. Erkek de bunun karşılığında kadının cinsel isteğinin eski haline döneceğinden medet umar. Ama erkek ne yaparsa yapsın kadının cinsel isteği bu şekilde eskiye dönmez. Kötüsü kadın, bunca çabaya rağmen istek duymadığı için kendini daha kötü hisseder. Gerçek arzu, bir kişinin kendi iradesiyle varması gereken ya da oraya yönlendirilmesi gereken bir şeydir. Bir kadını tehdit ederek istediğiniz gibi davranmaya zorlayabilirsiniz, ama onun sizi arzu etmesini sağlayamazsınız. Bir kadın size yeteri kadarını vermek istemiyorsa, ona daha fazlasını vererek istediğinizi alamazsınız. Bunun yerine kendinizi onun daha fazla arzu edeceği bir erkeğe dönüştürürseniz, istediğinizi alma ihtimalinizi çok daha fazla artar. Ama buna rağmen istediğiniz kadarını alamıyorsanız, o ilişkide daha fazla durmamaya çalışın. İlişkilerde hedefiniz gerçek arzu olmalı, pazarlık arzusu değil. Eğer sizinle birlikte olmaya mecbur hisseden değil sizi arzulayan bir kadınla beraber olmak istediğinizi bilirseniz zaten yolu yarılarsınız. Bir kadından konuşarak, anlaşarak arzu elde edemezsiniz. Arzuyu sadece çaktırmadan onu yönlendirerek elde edebilirsiniz. Gerçek arzu kadının sizi istediğini düşünmesinden ortaya çıkar, sizinle olmak zorunda olduğunu düşünmesinden değil. Bir kadının sizi istemesi için ise, buraya kadar yazdığımız şekilde, güçlü, lider, duygusal yatırım konusunda tutumlu, hedefleri olan ve bunların peşinde koşan, çekici kalmayı bilen bir erkek olmalısınız. Ve en önemlisi de, ilişkinizdeki maskülen - feminen kutupluluğunu korumalısınız.

132

Arzuyu yaratan ve devam ettiren manyetik güç: maskülen feminen tamamlama İlişkilerde hemen hemen her zaman aynı kutuplar birbirini çeker. Mesela kendine bakan, kendine güvenen bir kadın istiyorsanız, siz de öyle biri olmalısınız. Ama ilişkilerde zıt kutupların birbirini çektiği yerler de var ve bunlardan biri, ilişkileri bir arada tutan temel manyetik gücü oluşturuyor: maskülen - feminen kutuplar. Aman feministler duymasın, çoğu kadın domine edilmek isterler. Aklınıza hemen dom köle ilişkisi gelmesin, dominant olmaktan lider olmayı kastettiğimi uzun uzun yazmıştım. Çoğu kadın erkeğin kontrolü eline almasını ve her şeyi halletmesini ister. Böylece kadın hiçbir şey konusunda endişelenmek zorunda kalmaz zira tüm kaygı ve acıyı erkek bu şekilde onun sırtından alır. Kadın erkeğinin, güçlü bir erkek adam özünden gelen aşkına ve gücüne teslim olmak ister. Bunun yanında, sizin maskülen enerjinizin yanında feminen enerjiye bürünen bir kadın, kendini sizin aşkınıza açarak, kendini size teslim ederek, tüm günün stresini üstünüzden alabilir. Ama bir kadın bu feminen enerjiye, sadece ve sadece erkeğinin tüm herşeyi kontrolü altına aldığını hissettiğinde girebilir. Bu olduktan sonra kadın neşeli, beraber olması çok zevkli bir ruh haline dönüşecektir. Feminen bir kadın, maskülen erkeğine daha fazla duygusal yatırım yapacak, onunla daha fazla iletişim başlatacak, daha fazla görüşmek isteyecek ve daha fazla aşık olacaktır. Bu olduğu zaman kadın, erkeğine kendisini güzel göstermek için elinden geleni yapacaktır. Bu olduğunda, erkek kadının sağlam kayası, kadın ise erkeğin neşesi olur. Evet arkadaşlar, erkeklik, ilişkiler yan gelip yatma yeri değildir. Hayatınızda böyle feminen bir neşe istiyorsanız, kadın ne olursa olsun, gündelik hayatın faturadır, tamirdir gibi

dertlerinden,

daha

büyük

felaketlerine

her

şeyin,

sizin

tarafınızdan

halledilebileceğini, sizin her şeyi halledebileceğinizi hissetmelidir. İşte her şey bombok olabilir, faturalar gecikiyor olabilir ama bunlar sizi sarsmamalı. Siz bu ilişkinin kayasısınız (eskilerin deyimi ile evin direğisiniz). Kadından her şeyi saklayabileceğinizi iddia etmiyorum ama kadın işlerin yolunda gitmediğini bilse bile, 133

sizin bunları bir şekilde yoluna koyabileceğinizi bilmeli. Sizin göreviniz, her şeyi halledeceğinizi söylemek ve kadına bunu hissettirmek. Bunu yaptığınız sürece, kadın size en feminen haliyle açılmaya devam edecektir. Dışarıda tabii ki her türlü insan var. Maskülen erkekleri sevmeyen ve istemeyen kadınlar var mesela. Kadının kölesi olmak isteyen erkekler olduğu gibi. Ama bunlar oran olarak çok azlar. Ama çoğu kadın, maskülen bir erkekseniz sizin beraber olmak isteyeceğiniz kadınların ezici çoğunluğu, maskülen bir erkek ile birlikte olup, ona feminen bir şekilde teslim olmayı arzularlar. Bu nedenle, siz maskülen benliğinizdeyken (maskülenite ile saldırganlığı, götlüğü ve duygusuzluğu karıştırmadığınızı varsayarsak) feminen benliğine geçemeyen, ilişkide dominant olmaya çalışan kadınlardan uzak durmalısınız.

Erkeğin ilişkinin kadını olması Feminen - maskülen ikililiğinde, feminen taraf daha fazla duygusal yatırım yapan, daha fazla iletişime geçen, daha fazla bağlanan, daha fazla görüşmek isteyen, daha fazla ilgi isteyen ve daha fazla seven taraftır. Ve feminen tarafın, biyolojik olarak kadın olan partnerin olması gereklidir. Günümüzde maalesef birçok erkek, zayıf yetiştirilişleri, erkekliğin bazı kendine has güçlü taraflarını toksik maskülenite ile özdeşleştirmeleri, mahalle baskısı, korkaklık, kaybetme korkusu gibi nedenlerle, ilişkinin feminen tarafı olmaya, ilişkinin kadını olmaya meylediyorlar: ● Kadından daha fazla duygusal yatırım yapıyorlar ● Kadından daha fazla seviyorlar ● Kadından daha fazla arıyorlar / mesaj atıyorlar ● Kadından daha fazla ilgi bekliyorlar ● Kararları kadından bekliyorlar ya da modern erkek görüneceğim, eşitlik, feminizm, yaşasın cinslerin kardeşliği mottosu ile kadının sırtına atmaya çalışıyorlar ● Kadından daha duyarlı, daha duygusal, daha nevrotik oluyorlar

134

Bütün bunların sonucunda da ya hızlıca terk ediliyorlar, ya dırdır ve işkence yüklü, seksin neredeyse hiç olmadığı ya da çok arzusuz olduğu bir evlilik ya da ilişki içinde ayak paspası olup acı çekiyorlar ya da aldatılıyorlar. Bir erkek aşırı duygusal, kendine güvensiz birine dönüşerek ve daha çok feminen ve giderek daha az maskülen davranışlar göstererek ilişkinin kadını olmaya başladığında; cinsel kutupluluğu ve sonunda da ilişkiyi mahvetmeye başlar. Bir kadın kendisini bir erkeğe, o erkek liderlik kabiliyetini davranış, düşünce ve sözleri arasındaki uyumluluğu koruyarak gösterebildiği sürece bırakır. Erkek feminenleşerek, duygusallaşarak, kendinden emin olmayarak ve kadının kendisini yönetmesini ve kararları almasını bekleyerek kendi liderlik rolünden vazgeçmeye başladığında, kadını maskülenleşmeye zorlar. Bu ise kadının asabileşmesine , erkeğe saygısını ve cinsel ilgisini kaybetmesine neden olur. Erkekler kadınlarını memnun etmek için olmadıkları bir şeye dönüşmeye başlarlarsa, sonunda terk edilirler veya kadın tamamen ortadan kaybolur. Corey Wayne Birçok erkekle yaptığım telefon görüşmelerinde bu duruma çok rastlıyorum. Bu değişim aylar ve hatta bazen yıllar içinde oluyor. Erkek yavaş ama emin adımlarla liderlik rolünden vazgeçiyor ve sonunda kadın – erkek rolleri tamamen değişiyor. Başlangıçta oldukça maskülen, lider karakterli ve iyi fiziğe sahip olan erkek, ilişki ya da evlilik içinde ve birçok durumda çocukların da hayatlarına girmesi ile bir süre sonra aman ağzımızın tadı bozulmasın, kız arkadaşımı / karımı sinirlendirmeyeyim, seksten olmayayım, vs. diye kadınını memnun etmeye çalışan bir uşağa dönüşüyor ve sonunda da olmasın diye “uğraştığı” her şey başına geliyor. Women don’t want to be with a pussy, because they already have one. (Kadınlar bir amcıkla birlikte olmak istemezler, zira kendilerinde zaten bir tane am var.) Modern bir Amerikan atasözü

135

İlişkinin maskülen erkeği olmamak İlişki içinde maskülen bir erkek olmazsanız, maskülen - feminen ikililiğini bozarsanız, iki şeyden biri başınıza gelecektir: ya terk edileceksiniz ya da maskülen olmamanın eksiğini “ödemeniz” gerekecek. Kadınlar bir ilişkide hem maskülen güç ve fiziksel çekicilik gösteren, hem de kaynak ve güvenlik sağlayan bir erkek isterler. Maskülen güç ve fiziksel çekicilik, biyolojik çekim yani arzu yaratır. Ama kadının çocukları ile beraber hayatta kalması ya da günümüz modern dünyasında rahat etmesi için, kaynak ve güvenlik de gereklidir. Bir kadın erkekte maskülen güç ve fiziksel çekicilik bulamasa bile, böyle bir erkeği çekemediği için ya da çocuksuz / kaynaksızlık kalma korkusu ile maskülen özellikler göstermeyen bir erkekle birlikte olabilir ve o erkekle uzun süreli ilişkiye girebilir. Bir kadının sizinle uzun süreli ilişkiye girmesi ya da evlenmesi için, size aşık olması gerekmez. Katlanılabilir bir alternatif olmanız, ilişki için yetebilir. Fakat eğer ilişkiye bu minimum ile girerseniz, ilişkide sürekli ödemek zorunda kalırsınız. Aynı zamanda sizden daha iyi bir erkek için terk edilme ya da aldatılma riskiniz ciddi oranda artar. Eğer masküleniteden uzak bir erkek (beta erkek) olursanız, illa aldatılırsınız, karınız başkasına kaçar diye bir şey yok. Bu riskler daha yüksek ve riski azaltmak için betalıktan kurtulmalısınız ama asıl önemlisi, beta erkek bir kadınla beraber olduğunda, maskülen bir erkek (alfa erkek) olmamasının eksikliğini sürekli “ödeyerek” kapamak zorunda kalır. Ödeme derken sadece paradan bahsetmiyoruz. Daha fazla ilgi, zaman, kaynak, duygusal yatırım ile ödemek zorunda kalır. Bu her ne kadar sıklıkla bir kadını ilişkide tutmaya yetebilse de, kadının erkeğe arzu duymasını engeller ve erkek kadını ile ödediği sürece beraber olur ve daha da kötüsü kadınıyla al-ver seksi (kadının erkeği ilişkide kalsın da ödesin diye lütfedip yaptığı düşük arzulu, alışveriş seksi) yapar. Erkek, ödemediği zaman dırdır ve kavga ile karşılaşır. Siz yeterince alfa bir erkekseniz, kadınınız size arzu duyacaktır ve sizden daha iyisiyle karşılaşsa bile, eldekini kaybetme riskini göze alamayacağı için pek bir sorun

136

yaşamazsınız. Ya da alfa erkek olursanız, dürtülerine daha fazla hakim olabilen bir kadın seçebilirsiniz (seçenekleriniz olduğu için) ve bu kadının da riski daha az olacaktır. Siz yeterince alfa bir erkekseniz, ilişkiniz boyunca erkek tarafı kalmayı başarırsınız (dominant, duygusal yatırımı daha az, hedefleri olan, duygusal olarak güçlü) ve bu da kadını feminen olmaya itecektir. Kısacası bu bölümü “kadın kesin arkandan başka erkekler bulmaya çalışır ya da sizi terk eder” gibi bir mankafalılıkla ve negatif ile okumayın. Sizi “sen ne kadar alfa isen, o kadar az ödemek zorunda kalırsın ve ilişki senin için o kadar zahmetsiz olur” diye okuyun.

Kurtarıcı erkek Birçok erkek, ilişkide maskülen olmanın önemini bilmediğinden ya da maskülen gücü toksik diye belleyip özellikle uzak durduğundan, bir kadının kendisini sevmesini, onun sorunlarını çözmeye bağlamaya eğilimlidir. İlişki ve seks istiyorum, bu kadınla istiyorum o zaman onun için, bunun karşılığında ne yapacağımı bulup onu yapayım diye bir mantık yürütürler. Fakat bu tür bir pazarlıkla alınmış ilişki, asla gerçek bir ilişki değildir. Bir kadının araba lastiğini değiştirebilirsiniz, borçlarını ödeyebilir ve ona harçlık verebilirsiniz, onun ağlayacak omzu olup ona güzel yemekler yedirebilirsiniz, onun çocuklarına iyi bir üvey baba olup yakınmalarını saatlerce dinleyebilirsiniz. Ama bunlarla kadının arzusunu satın alamazsınız. Sizin kadına verebileceğiniz tüm o finansal, duygusal, güvenilir destek hiçbir zaman ham, dizginlenemez, kimyasal arzunun yerine geçemez. Bazı sorumsuz, çulsuz, parasız serserilerin bile, bu şekilde verici ve fedakar erkeklerden daha fazla kadın çekmesinin sebebi budur. O adamlarda kaynak olmayabilir, iyi insanlar olmayabilirler ama karşı konulmaz bir erkeksi çekicilikleri varsa, arzu uyandırıp gerçek bir yakınlık alacaklardır. Evet doğada, karşılıklılık kuralı ve adil ticaret gayet açık seçik bir şey. Birçok yüksek seviye sosyal hayvanın kaynak takasını, içgüdüsel bir şekilde anlama kabiliyeti vardır. 137

Aslında çiftler arası bağın, aile yapısının ve sosyal çokluğun üzerinde durduğu temel ayaklardan biri bu paylaşılan karşılıklılık anlaşmasıdır. İnsan evrimi sürecinde bu psikolojik devreye sahip olduğumuzu düşünebiliriz, bu nedenle de erkeğin karşılıklılığı istediğini almak için en kısa yol olduğunu düşünmesini anlayabiliriz. Burada temel problem, birçok kadının bu içgüdüsel psikolojiyi sosyal bağlamda lehlerine kullanmayı öğrenmiş olmaları ve sosyal yapı içinde erkekten karşılığında bir şey vermeden kaynak almayı akıllıca yapabilmeleridir. Böylece kadınlar, erkeğin doğada standart olan kullanılıp atılabilirliğine paralel sosyal norm geliştirdiler. Bu sosyal norm içinde kadınların dikkat ve samimiyetleri, erkeklerin hiçbir şekilde hakedemeyecekleri kadar değerli kaynaklardır. Birçok kere yemeğe ve sinemaya gitmelerinin karşılığında bir kadının bir adamla yatmaya borçlu olduğu fikrinden kadınların iğrenmesi, bu sosyal gelenek temellidir. Diğer bir problem de, erkeklerin doğasında gerçekten de kadınları koruma içgüdüsünün olması. Toplumun devamı açısından, milyonlarca spermi olan erkek ucuz, sınırlı sayıda yumurtası olan kadın pahalıdır. Bu nedenle de erkekler, kadınlar için (kendi kadınları bile olmayabilir), kendilerini feda etme içgüdüsüne sahiptirler. Fakat toplum tarafından feminenleştirilmiş çoğu erkek, koruma içgüdüsünü, kurtarıcı erkek olmak ile karıştırıyor. Eş koruma içgüdüsünü, bir kadınla alışveriş ilişkisine girmek için bahane olarak kullanıyorlar. İlişkilere girerken ve ilişki süresince, temel yakınlık kurma stratejiniz, maskülen feminen ikililiği ile gerçek bir yakınlık kurmak olmalı. Gerçek bir yakınlık kuramadığınız kadınla aranızda, “ödeme” temelli bir sahte bağ kurup devam ettirmemeye çalışın. Kadınlar uzun bin yıllar boyunca hayatta kalmak için bir erkeğe dayanmak zorunda kaldıklarından, sevmeseler, gerçek bir bağ kurmasalar bile, bir erkek ile kaynakları için “sahte” bir yakınlık kurmak üzere evrimleşmişlerdir. Bugünün modern dünyasında, Afrika savanalarından kalma bu içgüdünün bir gereği olmadığını düşünebilirsiniz. “Canım o da iyi kazanıyor, neden sırf kaynak için benimle olsun” diyebilirsiniz. Ama milyonlarca yıllık evrim algoritmalarının (ya da fıtratın) 100 - 200 yıllık bir bolluk dönemi ile silinebileceğini düşünmeyin. 138

Kadınlar sizinle yalnız kalmamak için, çocuksuz kalmamak için, kız kurusu olmamak için uzun süreli ilişkiye girip evlenebilirler. Tamam, siz ne kadar erkek adam olursanız olun, size olan yakınlığın temelinde her zaman bu korkular da var ama sizinle sadece korku temelli birlikte olmasına izin vermeyin. Aranızdaki temel bağ, gerçek, arzu dolu bir yakınlık olsun.

Sevgili ile aynı evde yaşamak Tomassi’nin 4 Numaralı Demirden Kanunu Evli olmadığın ya da 6 ay içinde evlenmeyi planlamadığın bir kadınla ASLA aynı evde yaşama. Bir kız arkadaş ile beraber ev kiralamayın, aynı evde kalmayın ve ev almayın. Kızın evine taşınmayın ve kız arkadaşınızın sizin evinize taşınmasına izin vermeyin. Burada kız arkadaşınız ile aynı evde yaşamayın derken, ahlaki bir nedenle değil, tamamen faydacı bir nedenle tavsiye veriyorum. Eğer bir kadınla yaşayacaksanız o kadınla evli ya da evlenmek üzere olun. Evli iken altına imza attığınız yükümlülükler ve sorumluluklar nedeniyle kısıtlısınız zaten. Evlilik imzası attığınızda zaten yasal olarak ilişkinin durumu nereye giderse gitsin bir yuva kurup orada beraber yaşama sözü veriyorsunuz. Kız arkadaşınızla yaşamanızın bazı faydaları olduğunu biliyorum, örneğin kız da kazanıyorsa kirayı paylaşabiliyorsunuz. Hergün seks gibi bir fayda da var diyebilirsiniz ama yeterince uzun süre beraber yaşadığınızda, her gün seks yapmayacaksınız ve çoğu zaman seks, genelde aşağıda belirteceğimiz sebeplerden seks, beraber yaşamasanız yapacağınızdan daha az olacak. Kız arkadaşınızla beraber yaşadığınızda, gizeminiz azalıyor, kız arkadaşınızın rekabet korkusu azalıyor ve bu da cinsellikte ve ilgide sıkça görülen bir azalmaya neden oluyor. Ama benim gördüğüm asıl problemler şunlar. Birinci ciddi problem, bu ilişkinin bitiminde ya da ilişki bitmeye giderken, aynı evde yaşamak büyük sıkıntı yaratıyor. Beraberce girilen bir kira sözleşmesi varsa, bir taraf çıktı mı diğeri bunu tek başına sırtlıyor ya da çıkan taraf, kalmadığı eve para ödüyor. Bazen de bu nedenle ayrılmak üzere olsalar da 139

aynı evde yaşamak zorunda kalıp, stresli ve acılı günler geçiriyorlar (azıcık ayrı kalabilseler belki devam edebilecekken, bu nedenle hızlıca ayrılmaları da cabası). İkinci ciddi problem, erkeğin henüz bir aileyi sırtlamadan, bir ailesi varmış gibi kısıtlanması ve bir kadın ile beraber yaşamanın rehaveti ile, evlendikten sonra belki de bir daha hiç bulamayacağı bekar günleri çöpe atması. Sevgilisi varken başka kızları eve getirmesinden bahsetmiyorum. Ama bekar evinde arkadaşlarla çok iyi vakit geçirmek, kendini gelilştirmek ya da ne bileyim bir iş için ekstra çalışmak varken kız arkadaşına çok fazla zaman ayırmak iyi bir fikir değil.

Doğum Kontrolü Tomassi’nin 5 Numaralı Demirden Kanunu Doğum kontrolünü ASLA bir kadının eline bırakma. Rollo Tomassi Çoğu erkek, doğum kontrol hapı ve kürtaj ikilisinin kadının eline nasıl bir güç verdiğinin maalesef farkında değil. Bu ikili, kadınlar tarafından çeşitli kombinasyonlarda kullanılarak onların istedikleri erkekle istedikleri geleceği elde etmelerini sağlıyor. Beraber olduğunuz kadına asla böyle bir güç vermeyin. Bir erkeğin doğum kontrolünü asla bir kadına bırakmaması lazım. Özellikle de “Hap kullanıyorum, içime boşal”, “prezervatif kullanma hissetmek istiyorum” gibi telkinler başladığında. Bir kadın size doğum kontrol hapı kullanıyorum demesine rağmen, “hapı almayı unutarak” hamile kalırsa, o aşamadan sonra artık sizin yasal olarak bir gücünüz kalmıyor. Kadın isterse, çocuğu aldırabilir veya isterse çocuğu doğurabilir ve sizi evliliğe zorlayabilir. Henüz daha tam olarak tanımadığınız ve belki de ilerde evlenmeyi düşünmediğiniz bir kadınla, en az 20 yıl bir birlikteliğe kilitlenebilirsiniz, henüz hazır değilken evlenmek zorunda kalabilirsiniz ya da birlikteliği reddetseniz bile, yasa zoru ile istemediğiniz bir çocuğa bakmak zorunda kalabilirsiniz. Ya da çocuğu istemenize rağmen, o çocuk kürtaj ile alınabilir ve büyük bir travma ile baş başa kalabilirsiniz. Kadınlar doğum kontrolünü

140

istedikleri erkeği kafeslemek, kocalarını kontrol etmek, vs. için bilinçli bir şekilde kullanabiliyorlar. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Atadan kalma geri çekme yöntemi ile kaba bir doğum kontrolü yapıyor olabilirsiniz. Bunun bile az ihtimal olsa da kadının hamile kalmasına neden olabileceğini unutmayın. Prezervatif kullansanız bile dışarı çekin zira prezervatif içerde patlamış olabilir. 2 seks arasında işeyin yoksa bir önceki seksten kalan spermlerin sonrakinde boşalma öncesi sıvı ile kadına geçebilir. En sağlamı prezervatif kullanmaya devam edin ama en azından prezervatifli ya da prezervatifsiz her zaman dışarı çekin. Beraber olduğunuz kadına ne kadar güvenirseniz güvenin, o kadar güvenmeyin. Siz tedbirinizi alın. Her zaman kötü niyetli olmayabilir, karşınızdaki de bir insan sonuçta. Belki hapı kaçırır, belki bunun ikiniz için en iyisi olduğunu düşünür ve hamile kalır. Yapacağınız çocuk mutlaka planlı olsun. Burada bazı ciddi derecede kötü niyetli kadınlardan da bahsetmemiz gerekiyor. ABD’de mesela, hamile kadınlar craiglist sitesinde “pozitif hamilelik” testi satıyorlar. Bazı kadınlar bunları alıp bak hamileyim diye elemanı yıldırım nikahına sürüklüyorlar ve sonra birden bire “düşük” yapıyorlar. Bir test gördüğünüzde, kadını hemen doktora götürün ve o muayeneye girin. Doktor size çocuğu ultrasonda göstermeli. Yine çok az ihtimal olsa da bazen kadınlar erkeği aldatıyorlar ve hamile kaldım korkusu ile birden bire erkeklerine “ben çocuk istiyorum, hadi içime boşal” diyebiliyorlar. Paranoya yapmayın ya da kadınınız bunu dedi diye “beni aldattı mı yoksa?” diye uykusuz geceler geçirmeyin. Ama eğer siz de çocuk istiyorsanız, “tamam hayatım, bana izin ver, 2-3 ay sonra söz çalışmalara başlayacağız” deyin.

İlişkiden evliliğe geçiş Uzun süreli ilişkinin bir aşamasında, evlilik konusuna gelebilirsiniz. Peki bunun için doğru zaman nedir? Aslına bakarsanız, bir erkek olarak doğru zaman derken yaşınızı da göz önüne almanız lazım.

141

Bir erkeğin olgunlaşması, günümüzde eskisine göre çok daha yüksek yaşlarda oluyor. Eskiden bir erkek 23 - 25 yaşına geldiğinde çoktan olgunlaşmış, kendi evinin direği, sert ve güçlü olabiliyorken bugün özellikle eğitim sisteminin uzunluğu ve bunun sonucu olarak çocukluğun üniversite dahil 22 - 23 yaşlarına kadar uzaması ve hayatın geçmişe göre çok daha kolay olması nedeniyle, erkeklerin kişisel, zihinsel, ruhsal ve finansal olgunlaşması 30 - 33 yaş aralığını buluyor. Bir erkeğin çekiciliği, erkekliği daha çok kişisel, zihinsel, ruhsal ve finansal olgunlaşmasının sonucu olduğu için de, bir erkek cinsel çekiciliğinin doruğuna genellikle 30lu yaşlarında geliyor (yaşı ilerledikçe kendini salıp koltuk patatesine dönmediğini varsayarsak). Bu nedenle size tavsiyem, 30 yaşını geçmeden, idealinde 32 yaşına gelmeden evlenmeyin. 30 yaşından önce, özellikle üniversite okumuş bir erkekseniz, tam olgunlaşmamış olacağınız için doğru seçim yapmama ihtimaliniz yüksek. Daha da kötüsü, henüz cinsel çekicilikte tepe noktasına gelmediğiniz için, bulabileceğiniz en iyi kadını, en arzulu olacağı şekilde bulmama ihtimaliniz de çok yüksek. Tabii ki eğer dini nedenlerle evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamıyorsanız, bu kadar süre beklemeniz mümkün değil. Benim yine de tavsiyem, 25 - 26 bandına kadar sabretmeniz. Burada risk alıyorsunuz ama almanız gerekli zira bir erkek o kadar uzun süre, cinsel ilişkiden uzak durmamalı. Unutmayın, ne kadar geç evlenirseniz, evlilik öncesinde birikim, kazanç ve güç olarak o kadar daha fazla şeye sahip olacaksınız. Fakat geç evlenmenin dezavantajlarını da unutmayın. 40’lı yaşlarınızda küçük çocuk yetiştirmek, çocuğunuza 60 yaşına kadar bakmak, çocuğunuzla aranızda çok yaş farkı olması gibi. Evleneceğiniz kadın ise idealinde sizden en az 4-6 yaş genç olsun. Bunu 10 - 12 yaş farkına kadar yapabilirsiniz. Bu şekilde bir ilişki daha doğal ve eğer biraz araştırırsanız, son 3-4 nesile kadar birçok çiftin yaş farkı 4- 10 arası idi. Bunu tavsiye etmemin birçok nedeni var: ● Kadının çocuk ve evlilik isteği ile, erkeğin çocuk ve evlilik isteği, bu tür bir yaş farkında birbirine uyumlu oluyor.

142

● Erkek, yaş farkının ve olgunluğun ekstra getirisi ile daha sağlam liderlik edebiliyor. ● Kadınlar erkeklere göre çok daha çabuk yaşlandığı için, ileride erkeğin karısına karşı cinsel isteğinin azalması daha yavaş oluyor ya da hiç olmuyor. Evlenme kararı ne zaman verilecek konusuna dönelim. Bunu kadına bırakmanızı tavsiye ederim. Erkekler doğal olarak çok evlilik meraklısı değildir ve siz genellikle evlenmeden ne kadar çok devam ederseniz, o kadar rahatsınız. Kadın, ne zaman evleneceğiz, evlenecek miyiz gibi sorular sormadan evlilik konusuna girmemeniz daha iyi. Ama abi, tek taş yüzük ile sürpriz teklif? Öyle saçma sapan şeylere girmeyin. Şimdi diyeceğim şeye çok şaşırabilirsiniz ama, evlenme bile teklif etmeyin. Kadın evlilik konusunu açmaya başladığında, eğer siz de istiyorsanız, beraberce evlenme kararı alın. Eğer tek taş yüzük alacaksanız, bütçenizi çok aşmayacak bir yüzüğü, gidin beraber alın, güzel romantik bir ortamda başbaşa kalın ve takın. Ha, yüzüğü takarken evlenme teklif edebilirsiniz ama sürprizleri, balonları, havai fişekleri bir kenara bırakın. Ve evlilik teklif ederken kızın önünde eğilmeyin.

Bilinmeyenle evlenmeyin Bir kadınla en az 12 ay (idealinde 24 ay) sevgili olmadan evliliğe imza atmayın. Eğer görücü usulü evleniyorsanız, aileler bu kadar beklemenize izin vermeyebilir ama en azından bir 8 ay yine idealinde 12 ay süre kazanmaya bakın. Birçok erkek (ve kadın) gerçekten tanımadıkları ve sonunda nasıl biri çıkacağını bilmedikleri biri ile evleniyorlar. Sıklıkla şansları yaver gitse de, çoğunlukla bu kararları yüzünden ömür boyu pişman oluyorlar. Bu şekilde evlenen sayısız erkek, kendi değerleri ile evlendikleri kadının değerlerinin uyuşmadığını ya da yeni eşlerinin tedavi olmamakta ısrar ettikleri duygusal problemleri olduğunu keşfediyorlar. Bazen iş paraya ve sekse geldiğinde eşleri ile aralarında dağlar kadar fark olduğunu görüyorlar, ya da kızın ailesinin tam bir felaket olduğunu. Ya da

143

sonradan fark ettikleri dağ gibi bir borç batağı ile evlendikleri oluyor. Yine bazen kadının aslında şiddete meyilli ve kızdığında kendini kaybeden biri olduğunu anlıyorlar. Kim olduğunu

tam

olarak

bilmediğiniz

bir

kadınla

evlenmek,

insanın

hayatını

mahvedebilecek taktik bir hata. Peki, yanlış kadınla evlenmemek için ne yapmalısınız? Yüzüğü takmadan önce kadının gerçek karakterini nasıl anlarım? Birçok erkek için, yanıt görece basit : bir kadınla uzun bir ilişki dönemi yaşamadan evlenmemek. Bir insanın gerçekten tanımak için, onunla ilk tanıştığınızda içine girdiğiniz balayı dönemini geride bırakmanız lazım. Bu balayı dönemi, insanın zihin yapısının nörokimyasallar etkisi ile değiştiği ve çiftlerin birbirlerini açıkça ölçüp biçemedikleri bir süreç. Ancak bu balayı süreci bittikten ve nörokimyasallar bazal seviyeye geri döndükten sonra, karşımızdaki insanın kişiliği ve hayata bakışı hakkında sağlıklı bilgiler toplayabiliriz. Bir araştırmaya göre, bu balayı süreci 12 ay ile 18 ay arası bir uzunluğa sahip. Beyninizin balayı sürecinden çıktığını nasıl anlarsınız? Bunun işaretlerinden biri, birbirinizden hafif de olsa rahatsız olmaya başlamanızdır. Umulan o ki bu rahatsızlık çok hafiftir ama balayı süreci sonrası birbirinizi idealize etmeyi bırakırsınız. Örneğin balayı sürecinde kızın buluşma için uzun süre hazırlık yapmasını çok tatlı bulurken balayı bittiğinde sizi uzun süre bekletmesi sizi kızdırır. Kadın hazırlanırken ve siz onu beklerken hayat boyu bu beklemeleri topladığınızda kaç hafta, ay ya da yıl edeceğini hesaplamaya başlarsınız. Eğer bu oluyorsa, tebrikler. Balayı sona eriyor. Bir felaketi önlemek için, onun kim olduğuna dair sağlıklı bilgi toplayabilirsiniz. Acele etmeyin. Bir araştırmaya göre 3 yıllık uzun süreli ilişkinin ardından evlenen çiftlerin boşanma oranları, bir yıldan az çıktıktan sonra evlenenelerden çok daha az. Uzun süreli bir ilişkinin değerinin doğru insanla birlikte olmak kadar yanlış insandan ayrılmak olduğunu söyleyebilirsiniz.

144

Aynı çalışma, düğüne harcanan para arttıkça, evlilik süresinin de kısaldığını gösteriyor. Bunun nedeni muhtemelen bu çiftlerin aslında seçimleri konusunda mutlu olmamaları ve bu gerçeği şatafatlı bir düğünün arkasına saklamak istemeleridir. Kısa süren bir flört dönemi erkeğin kadının zorluklarla nasıl başa çıktığı, zihinsel ve duygusal açıdan ne kadar dengeli biri olduğu gibi şeyleri ölçüp biçmesine engeldir. Kadının saklayabileceği depresyon, bağımlılık ve hatta kişilik bozukluklarının ayırdına varmak ise çok daha güçtür. Sonuç olarak, bir kadının gerçek hayatta nasıl davrandığını ölçecek yeteri kadar fırsatınız olmadan, o kadın sizin için evlilik adayı olamaz. Nasıl olabilir ki? Bir aday, tanım gereği, o aday ile bir işe girişmeden aday hakkında belli bir farkındalığa sahip olmanızı gerektirir. Farkındalık yoksa, tahmin vardır. Bir erkek için evliliğin risklerini düşündüğünüzde, en önemlisi de boşanma ile aile mahkemesi önüne çıkma ihtimalini göz önüne aldığınızda, kör tahmin, pervasız ahmaklık demektir. Eğer dini kısıtlardan dolayı ya da görücü usulü evlendiğiniz için, bu kadar uzun süre birlikte olamıyorsanız, kadını, kadının arkadaşları ve ailesi aracılığı ile tanımaya çalışarak riski azaltabilirsiniz. Her ne kadar risk hiçbir zaman sıfıra indirilemez olsa da, riski azaltmak için kadının yakın çevresi üzerinde çalışabilirsiniz. Bu, çenenizi kapayarak ve umursamaz görünerek onların kız arkadaşı ile ilgili kendiliklerinden ortaya döktükleri değerlendirmeleri dinlemek demektir. Arkadaşları ve ailesi onu tanrının bir lütfu olarak mı görüyorlar yoksa yük olarak mı? Kendi geleceğinize ışık tutacak bilgi parçalarını, bu insanların kız arkadaşı ile ilgili tecrübelerinde görebilirsiniz. Aynı zamanda kızın zorlanmadan, kendi iradesi ile, sizin değerleriniz ile paralel düşünen biri mi gözlemlemeli. Dini inançlarınız ve gelenek nedeniyle bu şekilde değerlendirmeleri hızlı yapmanız gerekebilir. Ama bir insanın inançları ne kadar katı ise, o inançlarını devam ettirmek ve savunmak o kadar zorlaşabilir. Çift olarak değerlerinizin test edildiğini görecek fırsatınız olursa, kadının kendi değerlerini diğer alternatiflere bakarak kendi kendine mi seçtiğini yoksa bu değerlere zorlandı mı anlamalısınız.

145

Bu strateji aslında her erkek için gerekli. Kağıt üzerinde çok iyi görünen biri ile beraber iken, değerlerimiz arasındaki farkı görmezden gelmeye meyilliyiz. Bazı en gözardı edilen, yaygın ve tehlikeli farklılıklar para ve seks konusundaki farklılıklardır. Bunlar boşanmaya götüren faktörler arasında en yaygın olanlarıdır. Dini inançlarınız nedeniyle yaşayacağınız en büyük dezavantajlarından biri, evlilik öncesi seksin yasak olması. İyi risk yönetimi demek, bilinmezleri en aza indirmek demektir. Bu, evlilik öncesi seksi çiftler için iyi bir değerlendirme aracı yapar. Ama aynı dini yasak, iyi cinsel kimya çiftleri körleştirdiğinden evlilik öncesi seksin dezavantajlarından, özellikle erkek için olan dezavantajlarından sizi koruyabilir. İyi cinsel kimya bizi farkına varmayı istemediğimiz, nahoş gerçeklere karşı körleştirir, özellikle de bu gerçeklerin farkına varmak, sekse güle güle demek anlamına geliyorsa. İyi seks erkeği, sürekli suratına çarpılan problemleri bile aktif bir şekilde görmezden gelmeye itebilir. Bana şunu söyleyen erkek sayısı o kadar çok ki : “Biliyorum, onunla ilişkimi bitirmeliydim ama seks çok iyi idi”. Bu erkeklerin çoğunun derdi, başka alternatiflerinin olmadığı korkusu. Ama bu alternatifleri gerçekleştirmek için kendilerine ciddi çeki düzen vermeleri gerekse de, çoğu zaman alternatifleri var. Herşeyin dezavantajları kadar avantajları da vardır. Evlilik öncesi seks yapamanın da öyle. Gelenek ve din nedeniyle evlilik öncesi seks mümkün olmadığında, kararlarınız iyi seksin körlüğü ile bulanmayacaktır, ve umulan odur ki diğer alanlardaki uyumluluklarıni değerlendirme konusunda bir avantajı olacaktır. Şunu unutmayın: evlilik sizin için dini bir görev olabilir ama boşanma tamamen seküler bir olay olacak ve aile mahkemesi karşısına çıkarsanız hemen hemen tüm kartlar aleyhinize

olacak.

O

nedenle

eğer şüpheleriniz varsa, kısa süre içerisinde

evlenmemelisiniz.

Seksiz, sorunlu ilişkiler Seksiz, ya da çok az seks olan ilişkiler, kadının erkeğe sürekli dırdır ve ayrılma, boşanma tehditleri ile yaklaştığı ilişkilerin yönetimini bilmeniz önemli. Eğer evlilik içinde 146

değilseniz ve ilişki daha yılını doldurmadıysa, size tavsiyem kendinize yeni bir ilişki bulmanız. Ama birkaç senedir beraberseniz, evliyseniz ve dahası çocuk da varsa, ilişkiye bir şans vermek isteyebilirsiniz. Bu durumda da, daha önce bahsettiğimiz korku oyununu kullanmalısınız. Eğer karınız ya da uzun süreli kız arkadaşınız sizinle seks yapmıyorsa, ya da lütfeder gibi sizin çabanızla seks yapıyorsa, seks sıklığı çok az ise, ilk yapmanız gereken şey, kadından seks talep etmeyi tamamen bırakmak. Zira birçok durumda seks sıklığını azalmasının sebebi, erkeğin seks dilenir hale gelmesi. Ama sorun bu değilse bile seks istemeyi bırakın. Sanki dışarda çok güzel bir çıtır buldunuz ve artık onunla seks yapmaya

ihtiyacınız

yokmuş

gibi

davranın.

Kadının seks için size yanaşıp

yanaşmayacağını, seks olmadan ne kadar süre halinden memnun devam edeceğini gözlemleyin. Seks istemeyi neden bıraktığınızı ona asla söylemeyin. Hiç, iş yoğun, vs. diye geçiştirin. Renk vermeyin. Bir süre cepteki sandviç ile (mastürbasyon) idare edin. Birçok kadın siz seks talebini birden bırakırsanız, rekabet korkusuna kapılır. İlk aklına gelen şey, sizin dışarıda bir haltlar çeviriyor olabileceğinizdir. Bu durumda çoğu zaman kavga çıkarmaya çalışır ama bu topa asla girmeyin. Siz sonuçta aldatmıyorsunuz, rahat olun. Sonrasında da birçok kadın, size seks için yanaşmaya başlayacaktır. Onun adımlarına karşı gelmeyin ve karşılık verin ama bir sonraki adımı siz atmayın. Örneğin gelip size sarılırsa, sarılın ama bırakın o öpsün. Öperse öpün ama bırakın o sizin oranıza buranıza dokunmaya başlasın. Size dokunmaya başladığında ona dokunun ama bırakın ilk o soyunsun ya da sizi soymaya başlasın. Seks istemeyi bıraktığınızda, eğer kız arkadaşınız ya da karınız haftalarca halinden memnun yaşıyorsa, bu büyük bir problem. Türk kanunlarına ve etiğe göre, sekssiz bir ilişki boşanma nedeni. Dediğim gibi eğer kız ile evli değilseniz ya da çocuk yoksa, ayrılmayı düşünmelisiniz. Bunlara paralel olarak, korku oyununun diğer aşamalarını da adım adım uygulayın. Amacınız hem kendinize değer katmak, hem de rekabet korkusunu ateşlemek. Şimdi anlatacağım seviyelerin ilk 5 tanesi, karınızla ya da kız arkadaşınızla aranız iyi olsa da yapmanız gereken şeyler ve çoğunlukla cinsel ve duygusal olarak tatmin etmeyen 147

ilişkileri onarabilecek adımlar. Bu adımların başarılı olması için ard arda yapın (bir adımı 1 ay yapın ve sonra diğer adımı da yapmaya başlayın) ve ilişkinizi bitişe sürüklemek istemiyorsanız mümkün olduğunca 5. adımı geçmeyin. Her şey bitti, artık ya boşanırız ya da çocuklar için ev arkadaşı gibi yaşarız demeden, aldatmayın. Korku Oyunu Seviye 1: Kadının dırdır gibi testlerini yönetmeyi öğrenin. Dırdır karşısında, test karşısında istifinizi bozmayın, sakin kalın ve mümkün olduğunca esprili bir şekilde bunları savuşturun. Kavgaya girmeyin, gerekirse bir süreliğine ortamdan çıkın gidin. Bunun yanında, bazı temel baştan çıkarma tekniklerini öğrenin. Bu dönemde size İlişki Sihirbazı10, Pook’un Kitabı11, Oyun - Kadınlarla Tanışma12 kitaplarımızı, bu sırayla okumanızı tavsiye ederim. Korku Oyunu Seviye 2: Hayatınızın temel alanlarını geliştirmek için eylem planı geliştirin. Fiziksel, ruhsal, psikolojik, finansal ve kişisel alanları geliştirin. Bu alanda yolculuğunuz, haftada 3 – 4 kez tükenene kadar ağırlık kaldıracağınız spor salonunda başlıyor. Porno izliyorsanız, pornoyu bırakın13. Mastürbasyonu haftada 2-3 kere yapmaya başlayın. Korku Oyunu Seviye 3: Karınızdan bağımsız bir hayat inşaa edin. Bir kulübe girin. Bir amaç ve uğraş edinin. Bu uğraş yaratıcı bir şey olmalı. Arkadaşlarla video oyunu ya da halı saha maçı gibi şeyler değil. Ama arkadaşlarınızla buluşmayı ihmal eden birine dönüştüyseniz, onlarla buluşmaya başlayın. Korku Oyunu Seviye 4 : Karınıza ulaşılır olmanızı onun size nasıl davrandığına bağlamaya başlayın. Şu aşamada meşgul bir erkeksiniz. Cinsel olarak ilgisiz, can sıkıcı ve kızgın bir kadına harcayacak vaktiniz yok. Bu kitaptaki ilgi yönetimini henüz uygulamıyorsanız uygulamaya başlayın. Yine bu kitapta bahsettiğimiz duygusal yatırımı karınızdan daha az yapmaya başlayın. Eğer gerekiyorsa başka bir uğraş edinin. Bu aşama, dövüş sporlarına başlamak için ideal.

10

İlişki Sihirbazı - Kadınlarla Başarının Sırları - erkekadam.org Pook’un Kitabı - erkekadam.org 12 Oyun - Kadınlarla Tanışma - erkekadam.org 13 Pornoyu Bırakmanın Çok Kolay Yolu - erkekadam.org 11

148

Korku Oyunu Seviye 5 : Giyeceklerinizi yenileyin ve her fırsatta şık giyinin. Maskülen, güçlü, sarsılmaz çerçevenizi daha da sağlamlaştırın. Kendi geminizin kaptanı gibi davranmaya ve ilişkinizi yönetmeye başlayın. Bu aşamaya kadarı her kocanın ne olursa olsun yapması gereken şey. Bunları yaptıktan sonra çoğu kadın düzelir. Eğer düzelme olursa ve ilişkiniz / evliliğiniz yeterince mutlu ise bu seviyenin üstüne çıkmayın. Eğer bu seviyelerin tamamını uygulamaya başladıktan sonraki 2 ayda ilişkinizde düzelme olmuyorsa, ya da yeterince düzelme olmuyorsa, bu kişi kız arkadaşınız ise ayrılın ama karınızsa ya ayrılma çalışmalarına başlayın ya da sonraki seviyelere devam edin. Korku Oyunu Seviye 6 : Kadınlarla tanışma ve onları baştan çıkarma yetenekleri öğrenmeye başlayın. Bunları, erkekadam.org sitesinde yazılarda ve kitaplarda bulabilirsiniz. Aptalca bir şey yapmadan önce, bu yeni bilgileri karınızın üzerinde deneyin. Baştan çıkarmayı karınızın üzerinde uygulamaya zaman ayırın. PUA yeteneklerini önce kendi evliliğinizi kurtarmak için kullanın. Korku Oyunu Seviye 7 : Kadınlara yürümeye başlayın. Korku Oyunu Seviye 8 : Karınıza dışarıda güzel kızlarla konuşabilecek kapasitede olduğunuzu gösterin. Garson kızlarla başlayın. Karınızla iseniz ve o size vücudunu “iyilik olsun” diye teslim edeli 20 – 30 gün olmuşsa, onun gözü önünde o küçük tatlı şeyle muhabbet ettiğinizde iki şeyden biri (muhtemelen ikisi birden) olacak. Birincisi, karınız çılgına dönecek sizi bir sürü şeyle suçlayacak. Çerçevenizi / eğlenen ustalığınızı koruyun. Sonunda karınızın tepki vermesini sağlıyorsunuz. Bu önemli : tepki varsa o ilişki için umut da vardır. İkincisi, eve gittikten kısa süre sonra sizinle balayındakinden daha tutkulu bir şekilde sevişecektir. Bu aşamaya kadar evliliğinizin ve seks hayatınızın düzelmiş olması lazım. Ama durum bu değilse, son seviyelere ancak boşanmaya gerçekten imkanınız yoksa geçin. Korku Oyunu Seviye 9 : Bu aşamada kadına ultimatom vermeden şunları söyleyin.

149

Eğer ilişkide seks yoksa veya çok azsa, “bir erkek olarak ilişkide seks ihtiyacım var, bunu biliyorsun değil mi?” deyin ve durun. Kavga etmeyin, duygusal şantaj yapmaya kalkmayın. Bu lafı söyleyin ve çekin gidin. Bunu değişik durumlarda bir iki kez tekrarlamanızı tavsiye ederim. Drama ve kavgaya girmeyin. Burada amacınız savaş çıkarmadan karınıza beklentilerinizi açık şekilde belirtmektir. Aranızın iyi olduğu bir anda evliliğinizi yürütmek için gereksinimlerinizi karşılamak için beraber ne yapabileceğinizi tartışın. Fakat, pazarlık yapmayın. Yani seks için şunu yaparım falan gibi şeylere girmeyin. Bu aşama birkaç hafta ya da belki daha fazla sürebilir. Bir kadın bunu duyduğunda “ayyy zorla seks mi olur?” gibi bir tavır takınır. Bir kadın kesinlikle sizinle yatmak zorunda değil. Bunu kafanıza yazın. Karınız diye hayat boyu sizi arzulayacak diye bir kural yok. Bıkar bıkar. Kendi tercihi. Fakat hiçbir kadının sizi sekssiz bir ilişkiye hapsetmeye “seks yok ama sen koca olarak dışarda da seks yapamazsın” demeye hakkı yok. Evlilik anlaşmasına imza atarken “dışarda değil sadece bu evlilik içinde seks yapacağım” sözü veriyorsunuz. Bu aynı zamanda “bu evlilik sözleşmesi içinde seks olacak” da demek. Eğer biri yoksa (evlilik içinde seks), diğeri de yok (evlilik dışında seks yapmama). O yüzden burada kadını zorlamıyorsunuz, seçim şansı veriyorsunuz. Hem de düzelme şansını ona aylarca verdikten sonra. Eğer ilişkide yeterince seks varsa ama karınız size kötü davranıyorsa, “ilişkide sürekli olarak böyle davranarak beni yıpratman kabul edilir veya katlanılır bir şey değil, farkındasın değil mi?” deyin ve durun. Kavga etmeyin, duygusal şantaj yapmaya kalkmayın. Bu lafı söyleyin ve çekin gidin. Bunu değişik durumlarda bir iki kez tekrarlamanızı tavsiye ederim. Drama ve kavgaya girmeyin. Burada amacınız savaş çıkarmadan karınıza beklentilerinizi açık şekilde belirtmektir. Burada evleri ayırmayı bile konuşabilirsiniz. Sizin de her insan gibi huzurlu bir ev hakkınız var. Korku Oyunu Seviye 10 : Bu aşamada düzelme yoksa ve siz de artık yıpranmaya devam etmek istemiyorsanız, ne yapacağınızı ona anlatın : evi terk edeceksiniz. Ya boşanma işlemlerini başlatacaksınız ya da ayrı yaşayacaksınız. Bu aşamada eğer düzelme olmazsa ayrılıp boşanmaya ruhen hazır olmanız lazım.

150

Eğer boşanacaksanız, bunu kadına söylemeden önce mutlaka hazırlanın. Bir avukatla görüşün, parasal işlerinizi kadından ayırın, kalacağınız yeri ayarlayın, ruhen ve fiziken bu işe hazır olun. Pat diye, bir heyecan ile söylemeyin. Bu aşamada iki seçeneğiniz var: Boşanırsınız ve kendinizi cinsel pazara bırakırsınız. Ya da bunu boşanmadan yaparsınız. Ben size bunu boşanmadan yapmanızı tavsiye etmem. Yapacaksanız da çok dikkatli olmanız lazım. Zira kağıt üzerinde evli iken bir kız arkadaş, metres, şeker bebek edinirseniz, ya da kadınlarla kısa süreli ilişkilere başlarsanız, yakalandığınızda aldatıyor sayılacaksınız. Evi terk eden, aldatan koca olacaksınız ve bunun tazminatını ödemek zorunda kalırsınız, boşanmada avantajsız durumda olursunuz.

151

İlişki biterken

152

Evet, ilişkileri konuşuyorsak, ilişkilerin bitişini de konuşmamız lazım. İlişkiniz ne kadar iyi olursa olsun, bir yerde bitebileceğini bilerek bunun olması durumunda ne yapmanız gerektiğini bilmeniz lazım. İlişkiler başlarlar, bir süre devam ederler ve genellikle biterler. Günümüzde popüler kültür beyin yıkamasıyla neredeyse kutsal bir şeymiş gibi algılansalar da, ilişkiler insan hayatında belli dönemlerdir. Abartılacak, takılı kalınacak, takıntı yapılacak şeyler değillerdir. İlişkiler bittiklerinde, özellikle terk edilen taraftan şuna benzer şeyleri çok duyuyorum: Ama yaşanmış çok şey var. O kadar emek boşa mı gidecek? Çok emek verdim hocam, hepsi boşa mı gitsin? Ne kadar saçma laflar bunlar. Tamam ilişkilerin bitmesi acıdır ve o acıyla insanlar fazlaca duygusallaşıp böyle şeyler söyleyebiliyorlar. Fakat biraz düşünelim. O kadar emek boşa gitti diye düşünüyorsanız, o kadar emek harcayıp ilişki boyunca pek bir şey almamış olmanız lazım. Emeklerinizin karşılığını ilişki süresince almadıysanız o ilişkinin bitmesi zaten sizin için hayırlı bir şey.

Ya da karşılığını aldığınızdan çok daha fazla emek harcadıysanız, o ekstra emeği neden harcadınız sanıyorsunuz? Çok iyi ve ulvi bir şahıs olduğunuzdan mı? Hayır. Çok büyük ihtimalle, korkunuzdan, o emeği harcamazsam kaybederim diye korktuğunuzdan. Bir ilişki için aldığınızdan bir miktar fazlasını vermek hiç de kötü bir şey değil ama aldığınızdan çok daha fazlasını vermek genellikle şunlardan biri ve çoğu durumda birçoğu nedeniyledir: ● sizin o ilişki için kendinizi yeterli görememeniz ve varlığınızın pek bir anlam ifade etmediğine inanmanız ● karşınızdakini hayatınızın aşkı, size yazılmış ruh ikizi sanmanız ● sizin kendinizi yarım olmanız tam olmak için başka birine ihtiyaç duymanız. İyi bir ilişki, yarım iki insanın birbirini tamamlaması ile olmaz, tam iki insanın tamlıklarını 153

paylaşmaları ile olur. Sevgiliniz hayatınızın bir döneminde sizin yoldaşınızdır. Sevgilinizi hayatınızın merkezi yaparsanız, onun hayatınızdan çıkma ihtimalini arttırırsınız. Kimse kendisine muhtaç, kendisi olmadan yaşayamayacak biri ile beraber olmak istemez. Yanında beraber yürüyebileceği birini ister, duygusal olarak birbirlerine destek olabilirler elbet ama duygusal olarak sırtında taşımak zorunda olduğu birini kimse istemez. ● Günümüzde ilişkiler, sevgililik aşırı abartılıyor. Popüler kültür, sevgilisi olmayan insanı yarım bir insan olarak tanıtıyor. İnsanlar yalnız başlarına da mutlu olamayacaklarına inanıp, mutlaka birini bulmak zorunda hissediyorlar. Ya da buldukları insanı kaybedemeyeceklerine inandırılıyorlar. Yanlış anlamayın. Ne mutlu uzun süre beraber olan ve hatta beraber yaşlanan insanlara. Ama ergenliğinizdeki ya da 20’lerinizdeki sevgilinizle 30’larınızda evli ve çocuklu olmanız norm değil istisna! Hayatınıza birden fazla sevgili girecek ve bu da kötü bir şey değil. O nedenle, ilişkiye yatırım yapıyorsanız, karşılığını alın. Karşılığını yeterince alamadığınız ilişkileri siz bitirin. Eğer karşılığını aldıysanız, ilişki bittiğinde ama onca emeğim diye ağlamayın. Hayatınızın güzel bir dönemiydi ve bitti. Uzun süredir ilişki danışmanlığı yapıyorum. İlişki bitimlerinde konuştuğum ve terk edilen insanların çoğu, benimle ilk konuştuklarında sanki bir daha hiç mutlu olamayacaklar gibi hissediyorlar. Gerçi çoğu zaten biten ilişkide de mutlu değil ve temel dertleri birini bulamam korkusu ama o yan konu. Bu insanların daha sonra konuştuklarımın çoğu, o “asla unutamam” dedikleri ilişkiyi geride bırakıp kendi hayatlarına devam ediyorlar. Çoğu,

ne

kadar

abartmışım,

unutamam

diyordum,

düşünmeden

bir

saniye

duramıyordum şimdi aklıma gelmiyor bile diyorlar. İlişki yatırımı diye bir şey yoktur arkadaşlar. Ya da daha doğrusu vardır ama tek ve en önemli şey değildir. Bir insanın size olan duygusal ve cinsel çekimi en önemli şeydir. İlişkiler konusunda dün dündür, bugün bugün. Yıllarca ilişki için verdiğiniz çaba, ancak karşınızdakinin gözünde ancak sizi sevdiği sürece değerlidir. İlgi, sevgi biterse o yatırımın değeri vardır ama ilişkiyi devam ettirmek için bir değeri yoktur. 154

3 ay önce aşkımdan ölüyordu ama? Burada anahtar kelime 3 ay önce. İlişkinizden 3 ay önce de varlığından haberi yoktu. İnsanların birbirine olan duygusal ve cinsel çekimleri sabit değil ki? 3 ay önce seni seviyor diye sonsuza kadar seni sevecek diyen kim? Masallar mı? Dedelerimizin birbirlerine bu tür saplantılı ve statik aşkın insan hayatını nasıl da mahvedebileceğini göstermek için anlattıkları masallar, 300 yıl önce başlayan romantizm akımında ulvi aşk hikayeleri diye pazarlanıyorlar. Leyla ile Mecnun’u düşünün. Leyla’nın ismi Leyla da, Kays’a neden mecnun yani cin tarafından ele geçirilmiş anlamında “sahipli” diyorlar! Sheakespeare’ın 13 yaşında iki çocuğun birbirlerine saplantılı aşk ile takılmaları ve 5 – 10 gün içinde intihar edip ölmeleri ile sonuçlanan Romeo ve Juliet hikayesi bir uyarıdır, sıcacık bir aşk hikayesi değil! Aşk başlar ve koşullar devam edemezse biter. Siz yolunuza gidersiniz. Eğer yolunuza gidemez saplanır kalırsanız, Mecnun olursunuz, Romeo gibi mahvolursunuz. Hikayelerin ana fikri bu. Öyle saçma sapan bir romantizm çağında yaşıyoruz ki, bunlar ulvi aşk hikayeleri diye algılanıyor. İnsanlar keşke böyle aşık olsam diye hayıflanabiliyor! İnanılır gibi değil. Keşke böyle ruh hastası olsam da hayatım kararsa diye hayıflanmak için gerekli beyin yıkamayı düşünün. İlişkileri yaşayın, keyfine varın, hayatınızın mutlu bir dönemi olsunlar ama o ilişkiler olmadan yaşayamayacak kadar zayıf olduğunuzu sanmayın. Değilsiniz. İnsan çok daha güçlü bir yaratık. Yeni limanlara yelken açabilecek kadar güçlü ve dinamik bir yaratık. Bu gücün farkında değilseniz, tebrikler. Beyniniz romantizmin beyin yıkaması ile çok güzel yıkanmış demek. Bu ayrılığı bu masallardan kurtulmak için bir fırsat olarak kullanın. Bu masallar olmadan çok daha mutlu ve çok daha gerçek sevgiye sahip olacaksınız.

Seni istemeyeni hayatında tutmaya çalışma Evet, hayat felsefesi edinmeniz gereken ilişki felsefelerinden biri de bu, belki de en önemlisi: seni istemeyeni, sen onu şu an ne kadar istiyorsan iste, hayatında tutmaya

155

çalışma. Ne sana ilgi göstermeyen bir kadının peşinde koş, ne de senden ayrılmak isteyen bir kadını ilişkide tutmaya çalış. Yukarıda ilgi seviyeleri bölümünde, bir kadının ilgi seviyesi 5-6 arasına düştüğünde, ayrılığın yakın olabileceğinden ve ne yapmanız gerektiğinden bahsetmiştik. Peki o acı ayrılık konuşması gelirse ne yapacaksınız? Ayrılmak istemiyorsanız bile, ne kadar zor olursa olsun şunu diyeceksiniz: “Seni seviyorum, senden ayrılmak istemiyorum fakat kararını kabul ediyorum. Eğer fikrin değişirse ve sorunları beraber çözüp beraber devam etmek istersen beni ara.” Bu kadar. Kararını kabul edeceksiniz (kararına saygı duyuyorum demeyin, terk ediliyorsunuz, ne saygı duyması?). Ne istediğinizi söyleyeceksiniz. Ve masadan kalkacaksınız. Ve tam bu andan sonra, iletişimi kes kuralı uygulayacaksınız. İletişimi kes kuralı da şu: Terk edildiğinizde, (1) sizi terk eden kişiye kesinlikle ulaşmıyorsunuz, (2) ondan kesinlikle haber almıyorsunuz (stalklamak yok) ve (3) kendi hayatınıza, eksik bulduğunuz özelliklerinizi düzeltmeye odaklanıyorsunuz. İletişimi kes kuralı, adının aksine karşı tarafın size ulaşmasını engellemeyi içermez. Eğer karşı taraf aldattıysa, çok büyük saygısızlık yaptıysa, yeniden birlikte olmayı kesinlikle düşünmüyorsanız belki ama eğer yeniden birlikte olmayı bir alternatif olarak tutmak istiyorsanız, o size ulaşmak istediğinde ulaşın. Unutmayın, siz ona fikrin değişince beni ara dediniz. O nedenle size ulaştığında, fikrinin artık o kadar da sağlam olmadığını varsayın ve bir buluşma ayarlayın. İletişimi kes kuralının en iyi özelliği, biri sizi terk ettiğinde onunla yeniden bir arada olmak isteseniz de işe yaraması, istemeseniz de. Eğer yeniden bir arada olmak istiyorsanız, bunun olma ihtimalini en çok arttıracak olan şey, sizin bu isteğinizi belirtip, ayrılığı kabul edip onu terk etmeniz. Bu şekilde kısa süre içerisinde, sizi terk ederek sizi kaybettiğini anlamasını sağlarsınız. Maalesef çoğu erkek,

156

terk edildiğinde kadının peşinde koşarak, kadının ayrılığı yaşamasına, kendisini özlemesine ve belki de “ben ne yaptım, onu kaybettim” demesine izin vermiyorlar. Böylece de ayrılığın geri dönüşsüz olmasını garantiliyorlar. Eğer yeniden bir araya gelmek istemiyorsanız, iletişimi kes kuralı sizin ayrılık acısından en kısa zamanda iyileşmenizi sağlayarak, en kısa sürede hayatınıza devam etmenize olanak sağlar. Aslına bakarsanız, yeniden bir arada olmak istiyorsanız bile, ayrılığın yarasının iyileşmesi, en azından mümkün olduğunca iyileşmesi gerekli. İletişimi kes kuralı da bunu sağlayabilecek en önemli duruş. Dikkat edin, duruş dedim. İletişimi kes kuralı bir duruştur, bir taktik değil. Kaçan kovalanır gibi bir saçmalık hiç değil. Siz iletişimi keserek, onu takip etmeyerek ve kendi hayatınıza odaklanarak, “beni istemeyeni ben istemem, hayatımda tutmaya çalışmam” diyorsunuz. “Beni terk edeni ben de terk ederim” diyorsunuz. Onu terk etmiş biri gibi davranıyorsunuz. İlişkilerde bir güç dengesi olduğundan bahsetmiştik. Terk edilirseniz, bu güç dengesi sizin aleyhinize büyük bir dengesizliğe dönüşür. Terk eden bir sabah kalkıp “ben ayrılmak istiyorum” demediği, ayrılığı haftalardır kafasında çevirdiği için, ayrılık günü duygusal olarak daha güçlüdür. Terk edilen içinse ayrılık genellikle birden bire olur ve terk edilen duygusal olarak çok zayıf bir duruma düşer. Duygusal dengenin aleyhinize olacak şekilde bozulduğu ayrılık anında, karşınızdakini ikna etmeye çalışmayın zira büyük ihtimalle çok zayıf olacaksınız. İletişimi kes konuşması yapıp (onu bir daha aramayacağınızı söylemeyin) masadan kalkın. Ona ulaşmadığınız, onu takip etmediğiniz, kendi hayatınıza odaklandığınız hergün, gücünüz artacaktır. O ise bunu yaptığınız her gün, kazandığı o yapay gücü kaybedecek ve bir süre sonra güç dengesi eşitlenecek. Güç dengesinin eşitlenmesi, o size geri dönecek anlamına gelmiyor tabii ama eğer geri dönecekse ya da siz hayatınıza onsuz devam edecekseniz, güç dengesinin eşitlenmesi şart.

157

Ayrılık konusunu, bu seriden önce, Eski Sevgili Nasıl Geri Döner? - İletişimi Kes Kuralı14 kitabında uzun uzun anlattım. Kitabın ismine fazla takılmayın, asıl amacı sizi olabilecek ayrılığa hazırlamak, ayrılık anında doğru davranmanızı sağlamak ve ayrılıktan iyileşmenize yardımcı olmak ve bu iyileşmeyi hızlandırmak. O geri gelecekse de, siz başkasını bulacaksanız da, sağlam bir ilişkiye girmenizi sağlamak. Bu kitabı özellikle şu an ilişki içinde olanlara tavsiye ediyorum. Bu kitabı ilişki içindeyken okursanız, ayrılık ve sonrasında ciddi hatalar yapmazsınız. Peki ciddi hataları zaten yaptıysanız ne olacak? Belki de bu kitabı ayrıldıktan sonra, ilişkide ne hata yaptım diye okuyorsunuz ve iletişimi kes kuralını öğrendikten sonra bunu uygulamadığınızı, uzun süre eski sevgilinizin veya karınızın peşinde koşarak hata yaptığınızı fark ettiniz. Yapmanız gereken şey, hemen şu an iletişimi kes kuralı uygulamaya başlamanız. Size masal satmak istemem, sizi terk eden birinin ne kadar çok peşinde koşarsanız, yeniden birlikte olma ihtimaliniz o kadar azalır. Ama o ihtimali korumak ve artırmak istiyorsanız, hemen şimdi iletişimi kes kuralı uygulamaya başlamalısınız. Bunun yanında, sizi terk edenin peşinde ne kadar koşarsanız, geri dönmesi için ne kadar çok şey yaparsanız, ona olan duygusal yatırımınız o kadar artar. Bu duygusal yatırım ne kadar çok artarsa, sizin ayrılıktan iyileşmeniz de o kadar zorlaşır. İletişimi kes kuralını uygulamaya başladığınız anda, sadık bir şekilde uyguladığınız her gün, duygusal yatırımınız azalır ve zaman içinde biter. Duygusal yatırımınızın bitmesinden korkmayın. Bırakın bitsin ve sizi terk eden geri geldiğinde, onun size olan yatırımı, sizin ona olan yatırımınızdan daha fazla olsun. Duygusal yatırım bölümünde belirttiğimiz gibi, iyi bir ilişkide, kadının duygusal yatırımı, erkeğin duygusal yatırımından fazla olmalı. Sizde hiç yatırım kalmazsa ne olacak? En fazla onu yeniden istemeyeceksiniz. Sonuçta tekrar ediyorum, sizin hayat duruşunuz, sizi yeterince sevmeyeni, sizi istemeyeni, hayatınızda tutmak için çaba harcamamak olmalı. Evet, ilişkiler almak kadar vermek üzerine kurulu olmalı ama ne kadar verdiğinizi, almadan fazlaca vermemeyi öğrenmeniz gerekli. Masalsı ve karşılıksız bir şekilde kendinizi verdiğiniz ilişkiler bırakın 14

Eski Sevgili Nasıl Geri Döner? – İletişimi Kes Kuralı (No Contact Rule) - erkekadam.org

158

masallarda kalsın. Gerçek hayatta güçlü ilişkiler, iki tarafın da çabası ile doğar ve yaşarlar. Öldüklerinde, sadece bir tarafın çabası ile hayata dönmezler.

159

Bitirirken

160

“Kendin” olamamak, performans yükü ve öfke Erkekler oyunu öğrendiklerinde genelde oyuna, ilişkilerin doğasına öfke ile tepki veriyorlar. İlişkilerde başarılı olmak için gerçekleştirmeniz gereken dönüşümün erken aşamalarında birçok erkeğin ayağına takılan şey, ilişkiyi canlı tutmak için kendileri olmayan bir karaktere bürünme ve “olmadıkları kişi olma” zorunluluğu yüzünden kadınlara duymaya başladıkları öfke. Kitabı buraya kadar okuyan erkeklerin bazılarının “sikerim, ben kendim olacağım ve beni böyle kabul etmeyecek her kadın düşük kalitededir” diye düşündüğüne eminim. Bu, sizi muhtemelen öfkelendirecek ama bu tam olarak bir beta erkek olmak için, erkek özünüzden uzaklaşmak için içselleştirdiğiniz programlamanın en önemli algoritması ile, “sadece kendin ol” mentalitesi ile karşılaştığınız andır. Sahip olamadığını küçümsemek gücün kurallarından biridir. Bunu anlamak zor değil ama siz ne derseniz deyin sonuçta erkek olarak hayattaki performansınıza göre değerlendirileceksiniz. Yani “siktir et, ben kendim olacağım” zihniyetiyle bile ne kadar iyi bir şekilde “kendiniz” olduğunuzla değerlendireceksiniz. Basit gerçek şu ki, esasen hayat performansınızın, oyunun ta kendisi olmalısınız ve bunu içselleştirmelisiniz. Siz yönetip yönlendirseniz de, siktir edip kadınların (ve aslında diğer herkesin) doğal, kendiliğinden performansınızı takdir edeceklerini umsanız da, kadınlar sizi, içgüdülerinden gelen, erkeğin nasıl olması gerektiği kriterlerine göre değerlendirecekler. Aslına bakarsanız, oyunu içselleştirmenin erken aşamalarını geçtiğinizde, asıl benliğinizin oyuncu olmak olduğunu anlayıp, bugüne kadar doğal ben dediğiniz şeyin, “bunları yaparsan kazanırsın” diye size öğretilen, genel olarak kendinizi kadınlar ve toplum için feda etmeniz üzerine kurulu, sizden beklenen fedakarlıkları masalsı ve ulvi yalanlar arkasına saklayan bir senaryo olduğunu göreceksiniz. Oyunun, maskülen bir erkek olmanın, en azından ilişkinizin lideri olmanın, kendi hedeflerinizi en öne koymanın, erkek olarak özünüz olduğunu görmeye başlayacaksınız. Tip, yetenek, elle tutulur faydalar ve diğer temel ön şartlar kadından kadına değişebilir. Ama bir erkek hayatta performans göstermek zorundadır. Siz kendi yoluna giden ve

161

kendi kendini tanımlayan ve ihtiyaçlarını eskortlarla gideren bir erkek olsanız bile, bu zevkleri yaşayacak kadar kazanmanız için hayatta belli bir performans göstermeniz lazım. Erkek için, hayatta performans gösterme, erkek olma zorunluluğundan kaçış yoktur. Bundan kaçabileceğine inanmak, kadınların, erkekleri performanslarına göre eleyen dürtülerini bastıracak yüce bir empati kapasitesi olduğu mitine inanmak demektir. Kadınlar, erkeklerden bekledikleri performans beklentilerine benzer şeyleri asla kendilerinden beklemeyeceklerdir. Bu durumun hayatınızı zorlaştırdığını düşünebilirsiniz ve daha kolay bir hayat arzusu ile bunları yapmak istemeyebilirsiniz. Aslına bakarsanız, performans yükünüz, sizin hayatınızı kolaylaştıracak ama bu, hayat daha kolaylaştığından değil, siz daha güçlü bir erkek olduğunuzdan olacak. Birçok erkek burada yazılan oyun ile, hayattan ve aşktan zevk alamayacak robotlara dönüşmeleri gerektiğinin kastedildiğini düşünecek ya da oyunun sonucunun bu olmasından korkacak. Bu erkekler oyunu öğrendiklerinde, sevgiden, aşktan, mutluluktan fedakarlık etmeleri gerektiğini düşünecek. Ama hayır! Oyun, sizi muhtaç sevgiden kurtarır ve aslına bakarsanız tam tersine, daha önce hiç görmediğiniz bir sevgiye boğulmanızı sağlayabilir. Kadınınızı muhtaç bir şekilde sevmemek, onu sevmemek değildir. Tam tersi, ona muhtaç olmadan sevmek, gerçek sevgidir. Erkeklerin oyuna karşı güçlü direnci, her zaman “numara yapmak” ve ancak sürekli ve daha fazla özel çaba göstermeleri ile kadınlarla belli bir başarı gösterebilecekleri inancıdır. Bu erkekler süresiz olarak olmadıkları biri olmayı istemezler. Bu onlara gerçek görünmez. Ya kadınların sıkı fıkı ilgisine kabul edilmek zorunda olmayı küçümserler ya da “oyunu” sürekli oynamayı imkansız görürler. Hangi şekilde olursa olsun bir kadın tarafından kabul edilebilirlik için değişmek gerekliliğine karşı bir hınç vardır burada. Öyle ya, onların gerçek benlikleri doğru kadın için yeterli olmalıydı. Burada, bu erkeklerin içinde bulundukları idealizme ve bu idealizmi etkili kılan şey olan idealist aşk kavramına değinmemiz gerekiyor.

162

Oyun nedir? Her erkeğin bir oyunu vardır. Siz şu an oyun oynamayı ilk defa öğrenmiyorsunuz, kadın erkek ilişkilerinde muhtemelen size bu kitabı almanıza neden olacak şekilde başarısız bir oyunu bırakıp, daha etkin ve başarılı bir oyun oynamayı öğreniyorsunuz. Fakat şu anki oyununuzu tekrarlaya tekrarlaya o kadar içselleştirmiş vaziyettesiniz ki, şu an da bir oyun oynadığınızın farkında değilsiniz. Evet, kültürü ve geçmişi ne olursa olsun her erkeğin, yaklaşma, etkileşme, ilerleme ve ilişki adımları konusunda efektif ve en iyi olduğunu düşündükleri bir oyunu vardır. O “oyunun” ne kadar efektif olduğu göreceli bir şey ama herhangi bir erkeğe kız arkadaş edinmenin en iyi yolu nedir ya da bir ilişkiyi mutlu bir şekilde sürdürmenin en iyi yolu nedir diye sorsanız, size kendi Oyununu anlatacaktır. Fakat çoğu erkeğin Oyunu, gizem yoksunu, kadın - erkek ilişkilerinde maskülen feminen ikiliği yaratamayan, kadına saygı ve eşitlik adı altında liderlikten uzak, kadına kendi aleyhine olacak şekilde fazlaca duygusal yatırım gerektiren bir oyundur. Bu oyun neden var diye sorarsanız, üzerine bir kitap daha yazmak lazım ama temelde bu oyun, toplumun kadın erkek ilişkilerinde kadının dürtüsel mekanizmalarını baskıladığı zamanlarda, işe yarayan ve erkeği iyi bir aile babası yapan bir oyundu. Kadınları toplum hizada tutarken, erkekleri üretici güçlerini kendilerinden çok aile kanalı ile toplum için harcamaya, bu oyun itiyordu. Bugün ise, kadın erkek ilişkilerinde eksen kaydı ve artık evlilik öncesi cinsel ilişki, ayrılmak, zina, boşanma çok kolay olduğu için artık işe yaramıyor. Bu eski tip oyunun bir ayağı ise görece yeni ve 300 yıllık romantizm akımının sonucu. Bu ayak, ideal aşk ayağı ve aslına bakarsanız Batıda 200 yıldır yavaş yavaş hakim olurken, bize çok hızlı bir şekilde son 30 - 40 yılda geldi ve özellikle Batıya daha açık kesimde ama şimdi hemen her kesimde hızla yerleşmeye başladı. İdealize edilmiş aşk, performans beklentisi olmadan sevilmek şeklindedir. Bir kadının cinsel partnerini, sanki onun annesiymiş gibi sevebileceği masalı üzerine kuruludur. İdealize aşk, ilişkileri hayatın zorluklarından kaçmak için bir cennet olarak tasarlayıp

163

pazarlar. İlişki, kadının kucağı, ana kucağı gibi rahatlamak, açık ve dürüst olmak içindir. İdealize

aşk

masalına

inananlarımız

için

içinde

mücadelenin

olmadığı,

güç

kazandığımız ve dinlendiğimiz güvenli bir cennettir. Her zaman tetikte olmamak için girdiğimiz bir cennet bahçesidir. Tek istediğimiz bizim temel ve insani ihtiyaçlarımızı anlayan ve bizden esirgemeyen biri ile beraber olmak. Kavgayı ve oyunu bir süre de olsa durdurmak. Yani idealist aşk, kadının aşkı ve kabulü için performansa gerek duymadan sığınabileceğin bir liman hayali üzerine kurulu. Sorun şu ki, hem kadın hem de erkek buna ne kadar inanırsa inansın, performans beklentisiz, karşılıksız aşk yoktur. Kadınları zihinsel odağına alan efendi erkek perspektifinden, bu yük adil olmayan bir boyunduruktur; zorla boyna geçirilen ve idealinde oyunu değiştirebilse kurtulması gereken bir yük. Kendini zihinsel odağı halinde tutan maskülen erkek içinse bu boyundurluk üstesinden gelmesi gereken ve kendisini güçlendirmek için bir fırsat olan bir meydan okumadır.

164