Issız Ada ve Diğer Metinler: Metinler ve Söyleşiler 1953-1974 [1 ed.]
 9786055809126

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

Bağlam Yayınları 319 inceleme-Araştırma 221 Theoria Dizisi-24 ISBN 978-605·5809-12·6 Theoria Dizisi Editörü: Ali Akay

Gilles Deleuze Özgün Adı: L"ile D�serte Et Autres Textes Textes et entretiens 1953-1974 ıssız Ada ve Diğer Metinler Metinler ve Söyleşiler 1953-1974 Yayına Hazırlayan: David Lapoujade

©

2002 by Les Editions de Minuit

© Bağlam Yayıncılık

Cet ouvrage, publi� dans le cadre du programme d'aide a la publication, beneflcie du soutien du Minisıere des Affalres Etranıeres, de I'Ambassade de France en Turquie et de l'institut Français d'lstanbul Çeviriye ve yayına katkı programı çerçevesinde yayımlanan bu yapıt, Fransa Dışişleri Bakanlıfı'nın, Türkiye'deki Fransa Büyükelçiliği'nin ve Istanbul Fransız KUltUr Merkezi'nin desteğiyle gerçekleştirilmiştir.

Birinci Basım: Mayıs 2009 Kitap Tasarımı: Canan Suner Baskı: önsöz Basım Yayıncılık

BA�L.AM YAYINCIUK Ankara Cad.13/1 34410 Calaloitu/istanbul Tel: (0212) 513 59 68 1 244 4160 Tel-Faks: (0212) 243 17 27 Web: www.bagtam.com e-mail: bagtamObagtam.com

iÇiNDEKiLER

ÖNSÖZ

1 Ali Akay .......................................................................... 7

SUNUŞ 1 David Lapoujade .......................................................... ı3 ı- ıssız Adalar..............................................................................ı7 2- jean Hyppolite, Manttk

ve Varoluş

. .. ..

.... ..

.

. . . . . 2S

.............. ... .. .. ..

3- içgüdüler ve Kurumlar ........................................................... 3ı 4- Bergson, ı8s9-ı94ı .............................................................. 3S s- Bergson'da Farkın Kavranışı .................................................. S2 6- Jean-Jacques Rousseau: Kafka, eeline ve Ponge'un Öncüsü . 84 7- Kant Estetiğinde Oluşum Fikri ............................................... 9ı 8- Raymond Roussel veya Boşluk Dehşeti

.

. .

.............. ...... ..

......

116

9- jarry, Patafıziği Yaratarak Fenomenolojiye Giden Yolu Açtı. ı2o ıo- "Benim Hocamdı"................................................................ ı24 ıı- Siyah Dizi Felsefesi.............................................................. ı3o ı2- Gilbert Simondon,

Birey ve Onun Psiko-Biyo/ojik Oluşumu .ı37

ı3- insan, Şüpheli BirVaroluş ................................................... ı43 ı4- Dramiaştırma Yöntemi......................................................... ı49 ıs- Güç istenci ve Ebedi Dönüşe Dair Sonuçlar ......................... ı8s ı6- Nietzsche'nin Kahkahası ..................................................... 2oı ı7- Mistik ve Mazoşizm ............................................................. 206 ı8- Nietzsche ve Düşüncenin imgesi Üzerine ............................ 2ı2 ı9· Gilles Deleuze Felsefeden Bahsediyor ................................ 224 20-Spinoza ve M. Gueroult'nun Genel Yöntemi ........................ 228 2ı- Fay ve Yerel Ateşler ............................................................. 24S 22-Hume

...................................................................................

2ss

23-Yapısakılığı Nasıl Ayırt Ederiz? ........................................... 267 24-Üç Grup Problemi ................................................................ 303 2S·"Tutukluların Bizden Beklediği..." ....................................... 3ı9

26-Entelektüeller ve iktidar ...................................................... 322 27-Değerlendirme ................................................................... 335 28-Deleuze ve Guattari Anlatıyor .............................................. 337 29-Helene Cixous, ya da Stroboskopik Yazı.............................. 359 30-Kapitalizm ve Şizofreni ........................................................ 362 31- "Senin' Arzulayan Makinelerin' Neler?" .............................. 376 32-H. M.'nin Mektupları Üzerine ............................................... 379 33-Soğuk ve Sıcak .................................................................... 383 34-Göçebe Düşünce .................................................................. 390 35-Kapitalizm ve Arzu Üzerine ................................................. 405 36-Psikanaliz Üzerine Beş Önerme .......................................... 423 37- Yüzler ve Yüzeyler ............................................................... 433 38-l 'apres-Mai Des Faunes için Önsöz ..................................... 438 39-Bir Dikim Sanatı ................................................................... 445 GENEL MAKALE BiBLiYOGRAFYASI1953- 1974

oiziN

·························

448

...............................................................................................

457

ÖN SÖZ Bağlam Yayın ları'nın "Theoria" dizisinde, Deleuze'ü n ya­ şam ı n ı n son zamanlarında on un çok yakı n ı nda olmuş olan ve o dönemde ailenin bir parçası olarak kabu l edilen David Lapoujade'ın seçkisiy!e, Gilles Deleuze'ün düşüncesinin an la­ şılması bakım ından birincil derecede ehemmiyet taşıyan meti n­ lerin in ve söyleşi leri n i n bir bütününün, önce birinci cildi ve daha son ra da ikinci cildi yayın tan ıyor. Bu zor ve uzun zamanda an laşılacak olan bir düşü ncenin içine girmek bakı mından ilk elden bir kaynaktır Gilles Deleuze'ün daha önce bir kitapta yayımlanmamış yazı­ larının toplandığı birinci ci!tte, David Lapoujade, Gi!les Deleuze'ün 1953'den 1974'e kadar yayınlanmış olan metinlerini ve söyleşilerini okuyucuya sunuyor. ıssız Ada makalesi 1950'!i yıllarda Nouveau Femina dergisinin "ıssız adalara" ait özel sayısı için kaleme alınmış ve hiçbir zaman için yayın!anmamış bir yazı olarak David Lapoujade tarafından kitabın adı olarak seçilmiş; çok yerinde bir tespit olarak du ruyor; çün kü kanımca, Gi!les De!euze'ün düşüncesinin tarih felsefesine karşı olan yaklaşımını oldukça kuwet!i bir şekilde gösteriyor. Bu makale, ktta ada/art ve okyanus ada/art diye kökensel ve türemiş adaları ele alırken bize tarih felsefesi yerine coğrafya felsefesinin önemini vurgu­ !amaktadır. De!euze ve Guattari'nin Felsefe nedir? adl ı kitapta da belirtmiş oldu kları ve Braude!'den coğrafi tarih gibi bir kavramı i!erleterek ve bunu felsefeye uyariayarak coğrafi düşü nceyi bize en net bir şekilde "lssız Ada" makalesi, daha en başından, gös­ termektedir. Bir yandan, coğrafyacıların öne sürdüğü bu iki farklı ada biçimi bize rastlantısal düşünce!erle yani başka fikirlerden türeyen ve birbirlerinden sadece bir kopmay!a ayrılan adalar üzerine olan düşüncelerin birbirlerinden ek/emlemsizlendiğini 7

ıssız Ada göstermektedir. Diğer yandan ise, okyanusvari düşüncelerin bir organizma gibi bazen volkanik patlamalarla ortaya çıkan hareke­ tin dibinden gelen özgürlüğü ortaya koymasıyla ikinci bir karak­ teri düşünce içinde sun maktad ır. Tıpkı, Kapitalizm ve Şizofreninin ikinci cildi olan Bin Yayla' da ele almış oldukları gibi, pürtü klü ve kaygan mekan ayrımında gösterilmesinde olduğu üzere, bu farklılaşan düşünce biçimi aslında mekana ve coğrafyaya ait olarak işlemektedir. Bu yakla­ şım bize Gilles Deleuze'ün 1950'li yıllardan beri düşüncenin bir mekana, bir coğrafyaya ait olduğu n u ne kadar yoğu n ve devamlı şekilde düşünmüş olduğu n u da hatırlatmaktadır. Althusser'in hayatının sonu n a doğru ge liştirmiş old uğu "Rastlantı Materyalizm" kavramının ne kadar coğrafi bir dü­ şünceye, bir felsefeye doğru gittiği, Deleuze'ün bu makalesinin ortaya çıkmasıyla daha anlam kazan maktad ır. Buradaki "yağ­ mur" metaforuyla felsefenin düşünürleri olan felsefecilerin birbirlerine rastlamış ve birbirleri nden beslenmiş oldu kları gibi, kıta adaları ve okyanus adaları da birbirlerinden ayrı lsalar da, birlikte bir coğrafya düşüncesini öne sü rmeleri bakım ından heterojen bir birlikteliği sun maktad ırlar. Deleuze'ün bu maka­ lede ada ve çöl arasında ku rmuş olduğu boşluk ve doluluk ilişkisi ve insan ı n hareketinin adaya doğru uzan masıyla adanın insana doğru uzanması arasındaki i lişkideki boşluk yine Deleuze'ün daha son ra geliştireceği "göçebe düşünceyle" ne kadar ilişki içinde oldu ğu n u bize düşündü rtmektedir. Bu kitapta Deleuze'ün hacası olan Jean Hyppolite'in Hegel'in fen omenolojisi için yazdığı önsözü tanıtan yazısında Hyppolite'in, Hegel'in Mant1k, Fenomeno/oji ve Ansiklopedi kitaplarından itibaren felsefenin nası l ontoloji olduğu ve bu ontolojinin de aslında bir öz ontolojisi değil de bir an lam onto­ lojisi olduğu n u vurgu laması daha 1954 yılında Deleuze'Un ça­ lışma biçimini bize sunmaktadır; çünkü 1969'da yayın lanacak olan Anlamm Mant1ğ1 tam da bu makaledeki düşüncesinin ve 8

On söz

ampirizm felsefesin i n bir nesnenin kendisin i n yerine nesnenin dışındaki hareketi göstermesini yazdığında yine "Dışarısının düşü ncesine" daha bu yıllardan itibaren dokun ınaya başlad ı­ ğı n ı bize düşü ndü rtmektedir. Deleuze'ün yazdığı gibi, "ampi­ rizm bir formalizme formalizm de bir am pirizme gönderme yapmaktadır"; ve "öznelliğin refleksiyonu daha önce varolmuş bir varlığa doğru yönlenen bilincin ampirik bir bilinç olduğunu" i leri sürmektedir. Bu yazıda Hyypolite'in yoru munun Hegel'in antropoloj i k ve hüman ist bir yorumunun d ışına çıktığı n ı yazar­ ken Deleuze, 196o'lı yı lların Nietzscheci düşüncesi nin anti­ hümanist yaklaşımına Hyypolite'i nasıl yaklaştırd ığı n ı bize göstermektedir. Buna göre, "mutlak bilgi insanın refleksiyon u değil ama insanda m utlağın refleksiyonudur" ve bu an lamda da mutlak tamamen her tü rlü antropolojiye karşı felsefenin ampirik bir bilgiyi ileri sürdüğünü göstermektedir. Hegel'in tarih felsefesi yaklaş ı m ı n ı ampirizmle yen i bir ontolojik zemine çekmeye çalışırken , Deleuze'ün tarih felsefesi alerjisini ve "coğrafi düşüncenin" öne sürütınesini okuduğumuzda yine felsefe Nedir ?deki "coğrafi-düşünceyi" hatırlamaktayız. Kitapta Deleuze'ü kendi düşüncesini oluştu rmakta etkile­ yen onun d uygu'sunu geliştiren yazarları daha gençliğinde nasıl ele aldığı n ı oku mamız bakımından bu kitap bize önemli işaretler sunmaktad ır. Bergson'un, Kafka'n ı n, Celine'nin, Simondon'un, Roussel'in, Nietzsche'nin, Spinoza'nın, Masoch'un, Hume'un ve tabii ki Foucau lt'nun ve Guattari'nin, Guartari'yle 1969'dan itibaren yaptıkları çalışmaları n ı n izini sü rmek, bu kitaptan alınacak olan tadı, felsefi tadı bize duyur­ maktad ı r. Özellikle, Foucault ile Deleuze'ün "Entelektüeller ve i ktidar" adlı söyleşileri n i okuduğu muzda, 1972'de entelektüel­ lerin işlevlerin i n artık ezilen lere bilinç vermek yerine, yan i Le­ n i n ist bir avangard proletarya ön_c ülüğti ndeki bir devrimciliği ileri sürm ek değil, tam tersine, ezilenlerin kendi ağzından ta­ lepleri n i duymanın önemini vurgulamakta old u kları n ı anlıyo9

ıssız Ada

ruz. Foucault, "19. yüzyılda yeni doğmakta olan bir burjuva toplu m u n u n kapitalist üretim ideolojisine karşı çıktıklarında" entelektüellerin "bir gerçeği" gösterdiklerini söylerken, tersine bugün "bilincin dışarıdan verilmesinin" imkansızlığı n ı , ideolo­ jinin bir yan ı lsama olarak an lamsızlığın ı öne sürmektedir. Ha­ pishane mahkumları üzerine yapmış old uğu çalışmada Foucault, "mahku m ları n kendileri n i n bir hapishane, bir ceza, bir adalet teorisi ne sahip" oldu kların ı vurgu ladığı nda, aydı n la­ rın bu rolü üstlen melerinin artık gereğinin kalmadığını, bir suç teorisi n i geliştirenterin suçluların kendileri olduğunu söyle­ mekteydi. Deleuze'ün daha Sorbon ne'da öğrenciyken arkadaşı olan François Chatelet'nin uzun dönem çalışması olan, cilt cilt iler­ leyen Felsefe Tarihi adlı edisyo n u n u yapmış olduğu kitapların ıo. yüzyıl sayısına yazdığı "yapısalcılık neresinden tan ı n ır?" adlı makalesinde ikili işleyen modern düşüneeye üçü n cü bir ögeyi, yani sembolik ögesini katan ve böyleli kle gerçek ve ha­ yal gücünü birbirine bağlarken birbirinden ayn ı zamanda ayı­ ran düşüncenin yapısalcılığın bir katkısı olduğu n u ileri sürmek­ tedir. Yani, "yapısalcıların ilk kriteri üçüncü öğenin keşfıdir". Burada, sem boliğin hem hayal gücüyle hem de gerçekle karış­ mas ı n ı n reddini görmekteyiz. Yapısalcı lığın boyutu yapısal d i l­ bilime bir yapısal nesneyle başlamaktad ır ve Foucau lt, Levi­ Strauss, Althusser, Lacan, bu n lar üçüncü ögeyi, semboliği keş­ fedenlerdir. Özellikle Lacan'ın üçüncü bir babayı yani sembolik babayı, "babanın adını" i leri sürmesiyle sadece gerçek ve ha­ yal gücü karışıklığa uğramamış, bu i lişki n i n sem bolikten itiba­ ren anlaşılır olabileceği vurgulanmıştır. Sembolik bu bakımdan yapısalcılığın bir doğuş prensibidir. Bunlar birbirlerinden türe­ mekten çok daha derinden gelen yapısal sem boli kten etkilen ­ mektedirler. Gerçek b i r gerçeğe doğru eğilmektedir, ken d i gerçeğindedir a m a bir gerçeğin içinde iklyi gördüğü müzde, b u çiftleşmede, hayal gücü gerçekle ilişkiye girmekte ve kendisini 10

ön söz

ondan ayırmaktadır. ikili bir ilişki söz konusudur. Bu anlamda da babanın i majı kendisinde hep ikileşmektedir. Sembolikle ayna oyu n ları, ikileşmeler, özdeşmeler, ters çevrilmiş projeksi­ yonlar ikiden Uçe geçerler. Sadece gerçek ve hayal gücünün bir üçüncüsünü sunmakla kalmayıp ayn ı zamanda semboliğin kendisinin kendi içindeki UçUncUyU araştırması bakım ından, yapı her zaman en azından üçlüdür ve çevrimselolmaktan çıka­ rak, Hegelci düşü nceni n kayd ın lması öne sürülür. Burada, Deleuze kendisine ait olan "Diferansiyel Matematik"in örnekle­ rin i bize sun maktad ır. Özellikle Althusser'in ü retim biçimlerin­ deki ilişkilerin diferansiyel'i, farklılaşması insanlar arasında, somut bireyler arasında olmaktansa nesneler arasında ve sem­ bolik bir değeri olan failler arasında olduğu n u ileri sü rmekte­ dir. Buna göre, her bir üretim biçimi kendisine ait değerler yaratan ilişkilerin tekabülü olan tekiller tarafından karakterize edilmektedir. O halde, gerçek özne artık bir yap ı n ı n kendisidir. Yan i diferansiyel ve tekil, tekil noktaları arasındaki diferansiyel ilişkilerdir. Kitabın sonlarına doğru 1970'1i yılların yeşeren düşüncesine doğru ilerliyoruz: G uy Hocquenghem'ın May1stan Sonra Hay­ vanlar adlı kitabına yazılan önsözdeki Fransa'nın 68 sonrası homoseksüel arzu olarak adlandırılan psikanalize karşı, psikanalitik yorum lar ve indirgernelere karşı yan i homoseksü­ elliğin anneyle babayla Oedipus ile ilişkisini düşünmek yerine arzu nosyonuyla işlediği n i işaret etmesi bakı m ın dan 1970'lerin başının paradigmas ı n ı bize göstermektedir. Bu ö nsözd�. Deleuze, Guy Hocquenghem'ın sözceyi bir düzenden başka bir düzene değişi m le geçirdiği n i ve yeğin bir süreklilik taşıd ığın ı vurgu ladığı zam a n ; erkek veya kadı n kimlikleri n i n d ışında bi­ zim kimsizlikleşme olarak adlandırabileceğimiz başka bir evre­ n i n içinde yaşan m aya başladığı n ı n , bir kimliğin, bir seksin, bir cinselliği n üzerine kapanmak yerine açılmanın önemini vurgu­ lamaktad ı r. Son maka le ise, Deleuze'ün sinemayla i lgisini bize 11

ıssız Ada

göstermesi bakımından ilginçtir. Burada Deleuze sinemanın her zaman tiyatrodan çok mimariye yaklaştığını, kameranın ve mimarinin arasındaki ilişkin i n içinde bir noktadan başka bir noktaya geçildiği n i ve bunun fantasma ögesiyle alakası olma­ dığın ı vurguladığında yine o döneme ait bir "epistemik düşün­ cenin" içinde olduğumuzu bize göstermektedir: Yani, metafor­ suz, fantasmasız, psikanalizsiz bir pragmatist düşüncenin için ­ dedir ve artık içinde olmuş o lduğumuz b i r pragmatist v e ampi­ rist düşüncenin bu parçası olmuştur. Ali Akay, Istan bul, 6 N isan 2009

12

SUNUŞ Bu ilk cilt, Gilles Deleuze'ün 1953 ile 1974 seneleri arasında,

Ampirizm ve Ozn ellilt ten, Felix Guattari ile Anti-Oedipusun yayınianmasını takip eden

yani ilk kitabı olan birlikte yazdıkları

tartışmalara kadar, Fransa'da ve başka ülkelerde yayınlanan metinlerinin neredeyse tUmünü kapsıyor. Bu derleme, temel olarak, daha önce yayınlanmış olan ama Deleuze'ün mevcut hiçbir eserinde bulunmayan makale, kitap eleştirisi, önsöz, söyleşi ve konferanslardan oluşuyor. Metinlerin

anlam

veya

yönelimlerine

herhangi

bir müdahalede bulunmamak için yalnızca kronolojik bir sırala­ mayı benimsedik. Tematik bir sınıflandırma belki de Müzakereler kitabındaki yaklaşıma ve 1989'da kaleme alınan bir bibliyog­ rafya projesine1 daha uygun olurdu, ama bunun Deleuze'e "ait", projesini onun kurduğu bir kitabın yeniden-inşası oldu­ ğuna ina ndırma ihtimali daha büyUk bir zarar teşkil edecekti. Deleuze'Un koyduğu - ve bizim de tabii ki saygı gösterdiği­ miz - koşullar şunlardı: 1953'ten önceki metinler yayınlanma­ yacak ve yalnızca sağken yayınladığı metinler kullanılacak. Buna karşın, burada ilk kez yayınlanan birkaç metin mevcuttur, ama bunların hepsi 1989'daki bibliyografya taslağında yer alıyordu. Bu derleme böylece dergi, gazete veya kolektif eserlerde yayınlandıkları için bulunması zortaşmış metinleri okura ulaş-

' ·

Deleuze 1989'da kitapları da dahil olmak Uzere çalışmalarının tUmUnU genel bazı ternalara göre sınıflandırmıştır: uı. Hume'dan Bergson'a /ll. Klasik ince· lerneler 1 lll. Nietzsche Incelemeleri 1 IV. Kritik ve Klinik 1 V. Estetik 1 VI. Si· nema incelemeleri 1 VII. Çatdaş incelemeler 1 VIII. Anlamın Mantıtı 1 IX. Anti· Oedipus 1 X. Fark ve Tekrar 1 Xl. Bin Yayla."

13

ıssız Ada tırmayı amaçlıyor. Açık sebeplerden ötürü bu bütün ü n dışında bıraktığımız metinler şun lard ır: - 1953 öncesi yayın lar; - hangi biçimde olursa olsun (ister ses ya da görüntü kayıtları ndan aktarılmış olsun, ister Sorbonne Üniversitesi Do­ kümantasyon Merkezi için Deleuze'ün kaleme aldığı 19591960 Rousseau dersleri gibi, bizzat Deleuze tarafından özet­ lenip yayın lanmış olsu n) dersler; Deleuze'ün diğer kitapları na dahil ettiği makaleler (ör­ neğin Anlamm Mant!ğ!tıa ek olarak yayın lanan "Piatonculu­ ğu Tersine Çevirmek" makalesi). Sonradan yapı lan düzeltme­ ler hiçbir zaman makalenin bir kez daha, ilk biçimiyle yayın­ lanmasını haklılaştırmak için yeterince önemli değiller; - uzmanlık dergileri için yazılmış ve genellikle birkaç satırı geçmeyen kitap eleştirileri (Deleuze'ü özel olarak ilgilend i ren ye daha uzun olan 2, 12 ve 20 n umaralı metin ler hariç) ; - metin lerden alıntı lar (mektuplardan bölüm ler, kon uşma kayıtları, teşekkür ifadeleri, vb.) ; - kolektif metin ler (imza dilekçeleri, an ketler, bildiriler, vb.). l