II. Abdülhamid Dönemi Osmanlı-Karadağ Siyasi İlişkileri
 9789751625274

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

·-

a:

lılıl .... ·-

::.::

Cl)ıt ·-

....

·-



OSMANLl-KARADAG SiYASi iliŞKiLERi

Bitmez tükenmez sabn için Sevgi1i eşim Özlem Acer'e

OSMANLI-KARADAG SİYASİ İLİŞKİLERİ II.

ABDÜLHAMİD DÖNEMİ

ATATÜRK TÜRK

KÜLTÜR, DİL VE TARİH Yü KSEK KURU MU YAYINLARI TARİH KURUMU iV / A-2-2. 1 . Dizi - Sayı: 2

il.

ABDÜLHAMİD DÖNEMİ

OSMANLI-KARAD AG SİYASİ İLİŞKİLERİ

Dr. Uğur ÖZCAN

Ankara, 20 1 2

Özcan, Uğur

il. Abdülhamid dönemi Osmanlı-Karadağ siyasi ilişkileri /Uğur

Özcan. -Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2012. xx,

474 s.: res., tıpkıbasım, hrt., portre; 24 cm. -(AKDTYK Türk

Tarih Kurumu yayınlan; IV/A-2-2.1. Dizi-Sa. 2) Bibliyografya ve indeks var.

ISBN 978 - 975 - 16 - 2527 - 4

1. Karadağ_ Tarih. 2. Osmanlı İmparatorluğu_ Tarih_ Abdülhamid

11 dönemi, 1876-1909. 3. Osmanlı İmparatorluğu_ Dış ilişkiler_

Karadağ. 4. Karadağ_ Dış ilişkiler_ Osmanlı İmparatorluğu. 1. E.a.

il. Dizi.

956.101543

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nun 2 7 . 1 0. 2009 tarih ve 599/52 sayılı karan gereği basılmış: 1 3 .07 . 20 1 1 tarih 64 1 / 1 1 sayılı kararla baskı adedi 2000 olmuştur.

ISBN 978-975- 1 6-252 7-4

Raportör: Yrd. Doç. Dr. Selim Aslan taş

Sarıyıldız Ofset Ltd. Şti. İvogsan Ağaç İ şleri Sanayi Sitesi

523. Sok. No: 31 Ostim-ANKARA Tel: (0312) 395 99 94 Faks: (0312) 394 77 49

ÖNSÖZ

İÇİNDEKİLER

XI

KISALTMALAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . XIII KONU

ve

KAYNAKLAR. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

XV

I. KONU il. KAYNAKLAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

XV XV

A. ARŞİV VESİKALARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

XV

B. KRONİKLER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . XVII C. SEYAHATNAMELE R . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . X VII D . GAZETELER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . XVIII E. KİTAPLAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . XVIII

F. MAKALELER. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . X IX G. TEZLER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . XX GİRİŞ OSMANLI-KARADAG İLİŞKİLERİNİN TEMELLERİ 1.

KARADAGLILARIN MENŞEİ

il. 19.YY. ÖNCESİ OSMANLI-KARADAG İLİŞKİLERİNE GENEL BAKIŞ...........................................................................

111.

iV .

19.YY'DA OSMANLI-KARADAG İLİŞKİLERİ.................. A. FRAN SIZ İHTİLALİ'NİN ETKİSİ VE MİLLİYETÇİLİK HAREKETLERİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . B. PANSLAVİZM'İN KARADAG MİLLİYETÇİLİ GİNE ETKİSİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . C . TANZİMAT DÖNEMİ OSMANLI KARADAG İLİŞKİLERİ D. KARADAG'DA YENİ DÖNEM: PRENS NİKOLA DÖNEMİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . HERSEK İSYANI VE BALKAN KRİZİNDE KARADAGLILAR......................................................................

4 10 11 15 19 26 32

İÇİNDEKİLER

VI

BİRİNCİ BÖLÜM KARADAG'IN BAGIMSIZLIK SÜRECİ, SAVAŞLAR DÖNEMİ VE BERLİN ANTLAŞMASI I. OSMANLI-SIRP VE KARADAG SAVAŞI VE ABDÜLHAMİD'İN BAŞA GEÇMESİ....................................

43

A. SAVAŞIN NEDENLERİ VE TEPKİLER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

43

B. KA RADAG' A KARŞI AÇILAN CEPHELER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

51

C. TERSANE KONFERANSI'NDA KA RADAG

57

D. KARADAG İLE BARIŞ GİRİŞİMİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

64

E. LONDRA PROTOKOLÜNDE KARAD AG . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

68

il. OSMANLI-RUS SAVAŞI'NIN BAŞLAMASI VE KARADAG CEPHESİ...............................................................

71

A. KARADAG CEPHESİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

72

Osmanlı Ordularının Galibiyeti ve Rusya Cephcsi'ne Aktarılması. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

73

b. Podgoriça, Nikşik, Bar ve Ülgün'ün Kaybedilmesi . . . . . . . . . . . . . .

75

.

a.

B. EDİRN E MÜTAREKESİ VE il. AB DÜLHAMİD'İN YÖNETİMİ ELİNE ALMASI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

78

C. AYASTEFANOS ANTLAŞMASI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

81

a. Ayastefanos Antlaşması'nda Karadağ'la İlgili Maddeler . . . . .

83

b. Ayastefanos Antlaşması'nın Arnavutlar Arasında Yankılan

86

D. BERLİN KONGRESİ VE BERLİN ANTLAŞMASI'NDA KARADAG

89

a. Bcrlin Antlaşması'nda Karadağ İle İlgili Maddeler

91

b. Antlaşmanın Devletlerarası İlişkilerdeki Sonuçlan ..............

95

III. BERLİN ANTLAŞMASI'NIN UYGULANMASI

99

A. KARAD AG'IN TANINMA AŞAMA SI VE SEFİR TAYİNİ . .

100

B. BOY ANA NEHRİ'NDE SEYRÜSEFER SERBESTİYETİ

104

C. BAR LİMANI VE KARADAG SULARI

106

VII

İÇİNDEKİLER

İKİNCİ BÖLÜM SULTAN ABDÜLHAMİD İLE PRENS NİKOLA'NIN DOSTLUK İLİŞKİLERİ 1.

OSMANLI-KARADAG DİPLOMATİK İLİŞKİLERİNİN BAŞLAMASI...............................................................................

1 09

A. OSMANLI DEVLETİ'NİN KARAD AG'DAKİ SEFİRLERİ ve KONSOLOSLARI

1 09

B. KARADAG'IN OSMANLI DEVLETİ'NDEKİ SEFİRLERİ ve KONSOLOSLARI

12 1

il. ABDÜLHAMİD'İN BALKAN POLİTİKASINDA KARADAG'IN YERİ

129

A. ABDÜLHAMİD'İN il. MEŞRUTİYET İN İLANINA KADAR BALKANLAR ve KARADAG POLİTİKASI . . . . . . . . B.

111.

iV.

1 29

il.

MEŞRUTİYET'İN İLANINDAN ABDÜLHAMİD'İN HALLİNE KADAR OSMANLI DEVLETİ'NİN KARADAG POLİTİKASI

1 36

PRENS NİKOLA'NIN OSMANLI VE BALKAN POLİTİKASI..............................................................................

1 45

A. KARADAG'IN ANTİK SIRP İMPARATROLUGUNU YENİDEN KURMA EMELİ

1 45

B. PRENS NİKOLA'NIN ERMENİ MESELESİ VE OSMANLI YUNAN SAVAŞI'NDAKİ TAVRI

1 49

İKİ HÜKÜMDAR ARASINDA DOSTLUK İLİŞKİLERİ...

1 54

A. AVRUPA'DA TÜRK İMAJI VE ABDÜLHAMİD'İN İMAJ POLİTİKASI .. ..... ... .... . .... ... . ........ ..... ... .. .. .. .. .. . ... . ..... . . ..

1 54

B. BATIDAKİ KARADAG İMAJI VE NİKOLA'NIN GAYRETLERİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

157

C . ABDÜLHAMİD VE NİKOLA'NIN DOSTLUK İLİŞKİLERİNİ ETKİLEYEN TEMEL FAKTÖRLER . . . . . . .

1 60

D. RESMİ ZİYARETLER. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

1 65

.

a. Nikola'nın Birici İstanbul Ziyareti ve Yansımaları

1 66

b. Nikola'nın İkinciİstanbul Ziyaret Teşebbüsü ve Ziyaretin Ertelenmesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

1 70

vırı

İÇİNDEKİLER

c. Nikola'nın İkinci İstanbul Ziyareti ve Sonuçlan . . . . . . . . . . . . . . . . . .

1 73

d. Nikola'nın Osmanlı Elçiliklerini Ziyaret Etmesi

1 78

e. Karadağlı Bakanlann Ziyaretler . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

181

E. HEDİYELEŞMELER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

1 83

a. Emirgan Yalısı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

1 85

b. Timsah Vapuru . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

1 86

c. Zaza Yau . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

1 89

d. Atlar

1 90

e. Diğer Hediyeler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

1 92

F. VERİLEN NİŞANLAR VE MADALYALAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

1 93

a. Ab dülhamid'in Nikola'ya ve Yakınlanna Verdiği Nişanlar .

1 94

b. Prens Nikola'nın Abdülhamid'e ve Yakınlanna Verdiği Nişanlar . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

1 96

G. AİLELERE GÖSTERİLEN İLGİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

1 99

H. ÖZEL GÜN VE GECELERDE GÖNDERİLEN MESAJLA R203 a. Taziye ve Geçmiş Olsun Mesajlan

203

b. Kutlama Mesajları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

208

I. İYİ İLİŞKİLERİN HALKA YANSIMASI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

219

J . OSMANLI DEVLETİ İLE KA RADAG ARASINDAKİ YARDIM FAALİYETLERİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

222

a. Karadağ'a Osmanlı Mali Yardımı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

222

b. İnsani Yardımlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

224

Eğitim Alanında Karadağ'a Destek . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

226

V. OSMANLI- KARADAG SINIRINDA MEYDANA GELEN BAZI OLAYLAR

23 1

c.

VI.

KARADAG'DA MÜSLÜMAN AHALİNİN DURUMU........

235

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM OSMANLI-KARADAG SINIR SORUNLARI VE TAHDiD-İ HUDUD KOMİSYONU 1.

TAHDİD-İ HUDUD KOMİSYONU VE ÇALIŞMALARI

24 1

A. OSMANLI DEVLETİ'NİN BALKANLARDAKİ İDARİ YAPILANMASI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

24 1

İÇİNDEKİLER

IX

a. İşkodra Vilayeti . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

242

b. Kosova Vilayeti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

243

B. KARADAG'DA İDAR İ YAP I . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

244

C. TAHDİD-İ HUDUD KOMİSYONU'NUN OLUŞTURULMASI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

248

a. Podgoriça'nın ve İşboz'un Karadağ'a Terk Edilmesi . . . . . . . . . .

255

b. Gosine ve Plav'ın Karadağ'a Terki veArn avutlann Tepkisi . .

256

Gosine ve Plav'ın Yerine Kuçka Kraina'nın Verilmesi Teklifi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

263

d. Gosine ve Plav Yerine Gruda, Klementi ve Hoti'nin Ka­ radağ'a Verilmesi: Corti Uzlaşması . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

263

e. İngiltere'nin Girişimleri Ülgün Düzenlemesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

270

D. KRANYA KASABASININ AİDİYETİ SORUNU VE GOSİNE TARAFINDAKİ KARA DAG SINIRININ BELİRLENMESİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .. . . . . . .. . .. . . . . . . .. . .. . . . . . . ..

285

E. GRADİSTE ve PLANİNİTZA ARA SINDA SINIR TAHDİDİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

286

c.

F. PLANİNİTZA (PLANİNÇE)-SECULAR (ŞEKULAR) HATTININ TAHDİDİ

29 1

G. TARA VE POLYE HAD İSESİ

294

H. VAGANİTZA BÖLGESİ İLE MOKRA PLANİNA'DAKİ SINIR SORUNLARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

297

İ. HASAN ENV ER PAŞA'NIN TAHDİD-İ HUDUD ÇALIŞMALARI . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . .. .. .. . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . .

303

J. YEZERO TEPESİ SORUNU VE İRJANİÇE HADİSESİ . . .

306

il. OSMANLI-KARADAG SINIR SORUNLAR.........................

3 1O

A. ARAZİ SORUNLARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

31 1

a. Meralar ve Arazi-i Metruke . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

31 1

b. Arazileri Karadağ' da Kalan Osmanlıların Arazi Bedelleri . .

319

B . KA BİLE ÇATIŞMALARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . C. KAN DAVALARI V E Mü SALAHA-İ DEM KOMİSYONLARI

323 325

x

İÇİNDEKİLER

D.

ADAM

KA ÇIRMA VE HAYVAN HIRSIZLIGI . . . . . . . . . . . . . . . . .

332

E. BALIK AVLAMA SORUNU . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

334

F. SINIR GÜVENLİGİ İÇİN ALINAN ÖNLEMLER . . . . . . . . . . . . .

335

a. Pasaport Uygulaması ve Gümrük Kapılan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

339

b. Suçlulann İadesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

344

Karadağ Eşkiyası ve Arnavut Malisörlerine Karşı Güvenlik İşbirliği. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . .

34 7

c.

111.

MUHACİRLER MESELESİ

349

A. MUHACİRLER SORUNU NUN DOGMASI VE GÖÇÜN NEDENLERİ B. MUHACİRLERİN İSKANI VE İ A ŞELERİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

350 353

C . MUHACİRLER VE VAKIFLAR KARMA KOMİSYONU . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

356

D. MUHACİR BORÇLARI İÇİN KOMİSYON TEŞKİLİ . . . . . .

359

E. GÖÇÜ DURDURMA ÇABALARI

36 1

a. Muhaci rle rin Ka radağ'a Geri Dönmeleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

S ONU Ç . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

KAYNAKÇA . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . :······················· .

.

. .

.

364 366 37 1

A. ARŞİV BELGELERİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

37 1

B. GAZETELER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

372

C . YAYI NLANMI Ş VESİKALAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

373

D. KİTAPLAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

374

E. MAKALELER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

387

F. İNTERNET KAYNAKLARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

395

EKLER

........................ . . . . . . .......................................... ..........................

RESİMLER BELGELER HARİTALAR

41 1

ÖNSÖZ Bugüne kadar Osmanlı Devleti ve onun diğer devletlerle ilişkilerine dair birçok eser yazılmıştır. Üç kıtaya yayılan bu muazzam devletin, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, İran vb. daha birçok devlet ve emaretler ile ilişkisi­ ne dair araştırma ve çalışmalara rastlamak mümkündür. Siyasi tarih ve dip­ lomatik ilişkiler açısından fevkalade önemli olan bu eserler, günümüz devlet ilişkilerinin gelişmesine de hiç şüphesiz yardım etmektedir. 2006 yılında Sırbistan-Karadağ'dan ayrılarak, bağımsızlığını ilan eden Karadağ Cumhu­ riyeti, Osmanlı Devleti'nin Balkanlardan çekiliş sürecinde çok önemli bir rol oynamıştır. Tarihte uzun yıllar savaşlarla ve isyanlarla gündeme gelen Karadağ'ın, 1 878- 1 908 yılları arasını kapsayan 30 yılı aşkın bu süreçte, Osmanlı Devleti ile genelde iyi ilişkiler kurduğu görülmektedir. Devletlerarası ilişkilerde li­ derlerin şahsi ilişkilerinin ve diyaloglarının, devletlerin dış politikalarına olumlu ya da olumsuz yansımalarının olduğu muhakkaktır. Prof. Dr. Bay­ ram Kodaman, bölge üzerine araştırma yaparken il. Abdülhamid ile Nikola'nın çok iyi ilişkiler içinde olduğunu gösteren belgelere yıllar önce rastladığını söylemiş fakat ne yazık ki bu konuyu çalışmaya fırsat bulamadı­ ğını belirtmiştir. Gerçekten de zihinsel kodlarımızda, hep "düşman" olarak algıladığımız Karadağ'ın, Osmanlı ile olan ilişkilerinin özellikle bu dönemde iyi bir düzeye gelmesi şaşırtıcı bulunmuştur. Bu iyileşmede Abdülhamid'in Nikola ile dostluğunun bir etkisinin olup olmadığı sorusu, cevaplanmayı bekleyen önemli bir soru olarak karşımıza çıkmıştır. Söz konusu bu çalışma­ da, konunun fikri planda çıkış noktasını oluşturan bu soruya cevap aranmış ve il. Abdülhamid dönemi Osmanlı-Karadağ siyasi ilişkileri araştırılmıştır. il. Abdülhamid Dönemi Osmanlı-Karadağ Siyasi İlişkitm başlığını taşıyan bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Giıiş kısmında Karadağ'ın menşei, ko­ numu ve özellikleri ile ilgili bilgiler verilerek, eski çağlardan il. Abdülhamid dönemine kadar tarihi süreç anlatılmıştır. Osmanlı-Karadağ siyasi ilişkileri­ nin arka planı oluşturularak, Karadağ'ın Osmanlı yönetimine girmesi ve

xıı

İÇİNDEKİLER

Fransız İhtilali'yle 1 9. yüzyılda yükselen milliyetçilik cereyanlan neticesi çıkan Karadağ isyanlan, yine giriş kısmında incelenmiştir. Birinci bölümde il. Abdülhamid'in başa geçmesi ve devam etmekte olan Karadağ-Sırp ve Osmanlı Savaşı'nın sona erdirilme çabalanna yer verilerek Karadağ'ın bağımsızlık süreci açıklanmaya çalışılmıştır. 93 Harbi'nde Kara­ dağ'ın rolü, Ayastefanos ve daha sonra Berlin Antlaşması'nda Karadağ ile ilgili maddeler ve Karadağ'ın bağımsızlığı konusu işlenmiştir. Osmanlı­ Karadağ sınırlan ve Berlin Antlaşması'nın öngördüğü maddelerin Karadağ ve Osmanlı özelinde uygulanması yine bu bölümde anlatılmıştır. İlcinci bölümde, birbirlerini devlet olarak tanıyan iki hükümdann dostluk ilişkilerine değinilmiştir. Diplomatik ilişkilerin başlaması, atanan sefirler ve özelliklerinden bahsedilen bu bölümde ayrıca iki hükümdann politikalanna da yer verilmiş, dostluk ilişkileri, birbirlerine yazdıklan taziye, tebrik, teşek­ kür mektuplan örnek verilerek açıklanmıştır. Üçüncü bölümde ise Osmanlı-Karadağ sınır tespit çalışmalanna ve sınır sorunlarına yer verilerek, Prens Nikola ve il. Abdülhamid'in çözümsel yak­ laşımları izah edilmeye çalışılmış, iki toplum arasında çatışmanın nedenleri irdelenmiştir. Son olarak, çalışmamızın fikir planından bitiş aşamasına kadar katkılan olan; başta hocalanm Prof. Dr. Bayram Kodaman'a, Prof. Dr. Fahrettin Tızlak'a, Prof. Dr. Süleyman Seydi'ye ve tashih aşamasındaki katkılarından dolayı Yrd. Doç. Dr. Murat Tuğluca'ya, Serap Şimşek'e ve Türk Tarih Kurumu çalışanlarına belgelerin temininde yardımlannı gördüğüm Başba­ kanlık Osmanlı Arşivi çalışanlarına, maddi manevi desteklerini esirgemeyen babam Av. İsmet Özcan'a ve Annem Rabia Özcan'a teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca Karadağlı meslektaşlarım Adnan Pepiç ve Vesna Vuckoviç'e göstermiş oldukları misafirperverlikleri ve yardımlan nedeniyle müteşekki­ rım. Dr. Uğur Özcan Kırşehir 20 1 1

KISALTMALAR a.g.e.

: Adı geçen eser

a.g.m a.g.web.

: Adı geçen makale

AKÜ

: Afyon Kocatepe Üniversitesi

BOA

Başbakanlık Osmanlı Arşivi

: Adı geçen web

AÜDTCF : Ankara Üniversitesi Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi c.

Çev. DİA

: Cilt Çeviren : Diyanet İslam Ansiklopedisi

Ed.

Editör

Haz.

Hazırlayan

iA

İslam Ansiklopedisi

MEB s.

s.

Milli Eğitim Bakanlığı : sayfa Sayı

SDÜ

Süleyman Demirel Üniversitesi

TDK

Türk Dil Kurumu

TDVY

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları

Ter.

Tercüme

TTK

Türk Tarih Kurumu

YKY

Yapı Kredi Yayınları

YL

: Yüksek Lisans

KONU VE KAYNAKLAR l. KONU

1 878 Berlin Antlaşması'yla bağımsızlığını kazanan, 1 9 1 8 yılında Avus­ turya'nın işgaline uğrayarak bağımsızlığı son bulan Karadağ Devleti, Os­ manlı Devleti'yle yaklaşık 40 yıllık müstakil devlet olarak ilişkisini sürdür­ müştür. Bugün Sırbistan-Karadağ'dan ayrılarak Karadağ Cumhuriyeti olarak bağımsızlığını kazanan bu küçük Balkan devletinin, Abdülhamid'in 33 yıllık saltanatı döneminde, Osmanlı Devleti ile iyi ilişkiler kurduğu görülmektedir. Bu çalışmada, il. Abdülhamid'in, "Dünya ve Avrupa siyase­ tinde uyguladığı denge politikasında, Karadağ'ın konumu nedir?" sorusuna cevap aranırken, aynca il. Abdülhamid'in Prens Nikola ile dostluğunun Osmanlı-Karadağ ilişkilerine yansıması araştırılmıştır. Alanında eksikliği giderme hedefini ve amacını taşıyan bu çalışma, Bal­ kanlar ve Avrupa siyasetinde önemli bir yeri olan Osmanlı Devleti ve Kara­ dağ Devleti'nin, özellikle Balkan Savaşlarına sebep teşkil edecek hadiselerin oluşum sürecinde yol haritasını aktarmaya gayret edecektir. Balkanlarda Karadağ'ın rolüne böylece açıklık getirecekbu çalışma, iki devlet arasındaki iyi ilişkileri de ortaya koyarak, o dönemdeki ufak sınır çatışmaların nedenle­ rini irdeleyecektir. Bu sayede Türkiye-Karadağ ilişkilerinin gelişmesine yar­ dımcı olacak, günümüze ışık tutmaya çalışacaktır. il. KAYNAKLAR A. ARŞİV BELGELERİ

Çalışmamızda arşiv belgeleri büyük bir önem arz ettiği için Türkiye, Karadağ ve İngiltere'de olmak üzere üç önemli arşivden yararlanılmıştır. Bunlar başta İstanbul'da bulunan Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Karadağ'ın eski başkenti Çetine'deki Devlet Arşivi ve İngiltere' deki Foreign Archives'tir. Başbakanlık Osmanlı Arşivi: Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde ko­ nuyla ilgili 1 500'ye yakın belge tespit edilmiştir. Özellikle Yıldız Tasnifi,

XVI

KONU VE KAYNAKIAR

İradeler Kataloğu, Hariciye Kataloğu, Hattı Hümayunlar vb. kataloglardaki belgelerden yararlanılmıştır. Hicri 1 293- 1 32 7 tarihlerini ıçeren belgeler, Sadaret, İradeler, Yıldız Tasnifi, Meclisi Vükela Mazbataları, Dfilıiliye ve Hariciye tasniflerinden oluşmaktadır. Özellikle Yıldız Tasnifi 1 799 belge ile bu çalışmaya ışık tuta­ cak tasniftir. Belgelerde Karadağ'da meydana gelen isyanlar ve onların bas­ tınlmasına yönelik çalışmalar, Berlin Antlaşması'ndan sonra Karadağ'ın durumu, vergiler gibi meselelerin yanında, Rusya'nın, İngiltere'nin ve Avus­ turya-Macaristan'ın tutumu ve Osmanlı-Karadağ ilişkisinde oynadıkları rol konusunda bilgiler yer aldığı görülmüştür. Belgelerin arasında zaman zaman Sırpça, Rusça, Fransızca belgelere rastlamak mümkündür. Ama Osmanlıca tercümesi ve özeti mevcut olduğundan bu konuda bir zorluk yaşanmamıştır. Karadağ Devlet Arşivi (Drzavni Arhiv Crne Gore) Karadağ'ın eski başkenti Çetine'de bulunan Devlet Arşivi'nde 1 879- 1 9 1 8 yıllan arası belgeleri ihtiva eden kataloglar bulunmaktadır. 1 893 yılında oluşturulan arşivde bu dönemle ilgili yaklaşık 1 500 belge vardır. Genelde Fransızca yapılmış yazışmalar arasında Osmanlıca ve Sırpça yapılan yazışmalar da bulunmaktadır. Karadağlıların tabiriyle Karadağca olan bu belgelerden tercüme konusunda yaşanılan sorun nedeniyle, bu çalışmada çok fazla yer verilmemiştir. Fakat Glas Cmagorska gazetesinin nüshaları yine burada bulunmuş ve istifade edilmiştir. National Archives Foreign Office: Osmanlı-Karadağ ilişkisi dendi­ ği zaman İngiltere'deki National Archives'de Foreign Offıce belgelerini at­ lamamak gerekir. National Archives'te 1 875- 1 9 1 0 arası bir hayli fazla belge vardır. Özellikle İngiltere'nin müdahil olduğu, Osmanlı-Karadağ ilişkisini birebir ilgilendiren konularda, direkt başvurulabilecek çok zengin bir belge arşivi vardır. Çetine ve İşkodra'daki İngiliz konsoloslarının aynca İstan­ bul'daki İngiliz elçisinin Karadağ Meselesi ile ilgili dışişleriyle yazışmaları ve raporları, bu noktada büyük önem arzetmektedir. Bu belgelerin bir kısmını Beitullah Destani, Montenegro: Political and Ethnic Boundaries 1840-1920 iki ciltlik eseriyle yayınlamıştır. Yine Bilal N. Şimşir'in Rumeli'den Türk Göçleri Belgelrr, isimli üç ciltlik eserinde yayınladığı İngiliz arşiv belgeleri de dikkat çekicidir. Dolayısıyla bu çalışmada, İngiliz arşivi belgelerinden, yayınlanmış olanlara yer verilmiştir.

KONU VE KAYNAKLA R

XVII

B. KRONİKLER Mustafa Nuri Paşa'nın Netôyic-ül Vukuat'ı Ahmed Lütfi Efendi'nin, Vaka­ nüvis Ahmed Lı1{/f Efendi Tarihi, Abdurrahman Şeref Efendi'nin, Son Vakanüvis Abdurrahman Şeref Efendi Tarihi gibi son derece önemli kroniklerde Osmanlı Karadağ ilişkisinin tarihi temellerine dair bilgiler bulabilmek mümkündür. Bölgeye hakimiyeti, bilgisi ve tanıklığı ile Ahmet Cevdet Paşa'nın Tarih-i Cevdet, Tezakir, Maruzat gibi eserlerinde Karadağ ile ilgili verdiği bilgiler fev­ kalade önemlidir. Ergirili Ahmed Hilmi İbni Resul'un kaleme aldığı " 1268'den 12 79 Tarihine Kadar Cerryan Eden (Osmanlı-Karadağ) Muharebatına Dair Tarihçedir" isimli el yazması tarihsiz eserinde daha çok 1 85 1 ve 1 863 yıllan arasında meydana gelen Karadağ isyanlarına değinilirken, Ahmet Mithat'ın Üss-ü lnkilap, ,Zübdet-ül Hakôyık gibi eserlerinde Osmanlı-Karadağ Savaşı'na ve o dönemde gelişen politik hadiselere dair detaylar vardır. Abdurrahman Şeref Efendi'nin, hem son vakanüvis olması hem de mevzu edilen döneme tanıklık etmesi nedeniyle, verdiği bilgiler dikkat çekicidir. Ayrıca, Mehmed Suphi'nin Karadal ve Ordusu, Kamil Kapudan 'ın Karada,� Hakkında Bazı Ma 'lı1mata Şamildir isimli kitabı son dönem Osmanlı Dcv­ leti'nde Karadağ'ı tanıma ve tanıtma ihtiyacından ortaya çıkan tanıtıcı Os­ manlıca eserlerdir. C. SEYAHATNAMELER

Evliya Çelebi'nin Sryahatname'sinde, bugün Karadağ Cumhuriyeti'nin sınırlan içinde bulunan Podgoriça, Ülgün, Bar gibi kentler hakkında bilgiler verilirken İşkodra ve civarı ile ilgili detaylar da göze çarpmaktadır. Verdiği bilgiler her ne kadar abartılı bilgiler olsa da, bölge hakkında fikir vermesi açısından nadide bir eserdir. Karadağ ile ilgili bilgilerin büyük bir kısmı 1 9. yüzyılda bölgeye turist, gazeteci, araştırmacı ve diplomat olarak gidenleri izlenimlerinden oluşmak­ tadır. Çoğu İngilizce olan bu eserlerde, Karadağ insanı, coğrafyası, kültürü ve siyaseti hakkında bilgiler bulabilmek mümkündür. William Miller'ın 1 898 de yayınladığı Travels and Politics in 7he Near East adlı kitabında Karadağ'la ilgili izlenimler vardır. Bunun yanında Reginald Wyon, Gerald Prance isimli iki İngiliz'in 1 905 yılında yayınladıkları The Land ef 7he Black Mountain 7he Adventures ef Two Englishmen in Montenegro isimli seyahatname de İngilizlerin bakış açısıyla Karadağlıları değerlendirmiştir. 1 9. yüzyılda seyahatname olarak ele alabileceğimiz bir diğer Türkçe (Osmanlıca) eser ise Ahmet Cevat

XVIII

KONU VE KAYNAKLAR

Paşa'nın Karadağ Sryahatnamesi (M. Mercan)'dir. Karadağ'da bir dönem Çeti­ ne sefiri olarak görev yapan Ahmet Cevat Paşa, Prens Nikola ile çıktığı yurt gezisindeki izlenimleri aktarmıştır. Osmanlı elçisinin gözüyle Karadağ'ı gö­ rebilme açısından ilgi çekici bir eserdir. D. GAZETELER O dönemde Osmanlı Devleti'nde, her ne kadar gazete yayınlarına dair bir kısım sınırlandırmalar olsa bile, Avrupa ve Amerika basınında Karadağ­ Osmanlı ilişkilerini ve Balkanlar'ı ilgilendiren olaylarla ilgili haber akışı sağ­ lanmış ve yorumlar yapılmıştır. Amerika'da yayın yapan New York Tımes, Washington Post gazetelerinin 1 875- 1 9 1 0 arası bütün sayılarına ulaşmak mümkündür. Hem köklü gazeteler olmaları açısından hem de Osmanlı­ Karadağ ilişkilerini Batı gözüyle değerlendirmiş olmaları açısından önem taşımaktadırlar. Bu haberlerin geneline bakıldığında Karadağ'ı destekler nitelikte haberler olduğu gözlerden kaçmamaktadır. Karadağ'ın Osmanlı Devleti karşısında gösterdiği başarı, Batı basınının Karadağ'a ilgisini artırmış ve bölgeye muhabirler gönderilmesine neden olmuştur. Osmanlıca gazetelere gelince; 1 878- 1 908 yıllan arasında birçok gazete, sansüre ve engellemelere rağmen yayınlanmıştır. Kesintili de olsa o devirde çıkan gazeteler arasında İkdam, Vatan, Vakit, Malumat ve Sabah Ga:::.eteleri'ni saymak mümkündür. Gazeteler özellikle Osmanlı-Karadağ ve Sırp Savaşı­ na, 93 Harbine geniş yer vermişler, cephelerdeki gelişmeleri günbegün oku­ yucularına aktarmışlardır. Karadağ Prensi'nin İstanbul ziyaretleri de Os­ manlı gazetelerinde yer bulmuş ve günlerce yayın yapılmıştır. Sırpça ya da yeni tabirle Karadağca gazetelerden Glas Cmagorska gazete­ si bu çalışmada yer verilen gazetelerdendir. Bu gazetenin eski sayılan Kara­ dağ Devlet Arşivinde mevcut ve araştırmacılara açıktır. Glas Crnagorska, Karadağlıların gözüyle Osmanlı Devleti'ni anlayabilmek açısından önem arz etmektedir. E.KİTAPLAR

Osmanlı-Karadağ siyasi ilişkilerini ya da genel anlamda Osmanlı­ Karadağ ilişkilerini inceleyen spesifik bir kitap, dünya kütüphanelerinde ve Türkiye'de belli başlı önemli kütüphanelerde rastlanılmamıştır. Çalışma konusu olarak bu konunun seçilmesinin en önemli nedenlerinden birisi de

KONU VE KAYNAKLAR

XIX

bu boşluk olmuştur. Osmanlı-Karadağ ilişkisi, ya eserlerde konu başlığı ola­ rak ele alınmış, ya da makale boyutunda incelenmiştir. Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi adlı eserinin 5-6. ciltlerinde Karadağ ile ilgili bilgiler verirken fazla detaya girmemiştir. Yine Bayram Kodaman, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi'nin 1 2 . cildinde Karadağ isyanlarından bahsederken konuyla ilgili ipuçları vermiştir. John B. Treadway, 1he Falcon And 1he Eagle kitabında Karadağ ve Avusturya-Macaristan ilişkisini konu edinirken, 1 908 yılı 1 9 1 4 yılını hedef almıştır. Karadağlıların efsanevi yazarı Milovan Djilas'ın, Montenegro 'su daha çok Karadağ'ı sosyolojik ve antropolojik yönden anlatan bir eserdir. Elisabeth Roberts'ın Realm ef 1he Black Mountain ; A History ef Montenegro, kitabı Karadağ tarihini anlatan belki de en kapsamlı ve en yeni eserlerden birisidir. Fakat bu eserde Karadağ'ın eski çağlardan günümüze kadar olan tarihini ana hatlarıyla işlemesi nedeniyle, Osmanlı Devleti ile olan ilişkilerine doğal olarak fazla değinilememiştir. Aynca söz konusu eser­ de Osmanlı kaynaklarından yararlanılmadığı görülmüştür. Diğer taraftan yayınlanan yabancı dilde eserlerde Karadağ, " Doğu Sorunu" ya da "Balkan Sorunu" kapsamında ele alınmıştır. Mahmut Cclalettin Paşa'nın Mir'at-ı Hakikat'ı, Ahmet Mithat'ın Üss-ü İnkıldp'ı ve ,(übdet-ül Hakôyık'ı, Ali Fuat Türkgeldi'nin Mesdil- iMühimme' si ve Türk Tarih Kurumu'nun tıpkı basım beş ciltlik Mudhedat Mecmuası gibi eser­ ler Osmanlı-Karadağ ilişkilerine dair bilgilerin bulunabileceği kaynak eser­ lerdir. Karadağ ile ilgili yazılmış kitapların büyük bir kısmı İngilizce eserlerden oluşmaktadır. Konuyla ilgili yazılmış 50'ye yakın eser mevcuttur. Bunun bir kısmı 1 9 1 4 ve sonrası bir kısmı ise Osmanlı dönemi öncesi Karadağ'ı anla­ tan kitaplardır.

F. MAKALELER Bilimsel makalelerin yayınlandığı hakemli dergiler, başta Belleten olmak üzere Balkan araştırmalarına ağırlık veren bilimsel dergiler gözden geçirildi­ ğinde konuyla ilgili çıkan makalelerin büyük bir kısmının, Hersek İsyanı, Sırp-Karadağ ve Osmanlı Savaşı, 93 Harbi'ni konu edindiği görülür. Mithat Aydın, Nedim İpek, Hüdai Şentürk, Halil Sedes, Zafer Gölen gibi akade­ misyen ve yazarların da Karadağ'la ilgili makale çalışmaları vardır. Bunlar "Hersek İsyanı" merkezli çalışmalar olmuştur. İslam Ansiklopedikri, Britannica, Mrydan Larousse, Türk Ansiklopedisi gibi eserlerde Karadağ hakkında ansiklo-

KONU VE KAYNAKIAR

xx

pedik bilgiler ışığında Osmanlı ilişkilerine değinilse de bu bilgiler kısıtlı kal­ mıştır. G.TEZLER YÖK tez kataloğunda, Abidin Temizer'in Osmanlı Karadağ Sınır Anlaş­ mazlıktan ve Çözümü 1878- 1912 adlı Yüksek Lisans çalışması, bu konuda yapılmış ilk Yüksek Lisans tezi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu eserinde Temizer, iki ülke arasındaki sınır sorunları ve çözümüne dair arşiv belgeleri ışığında bilgiler vermiştir. Doktora düzeyinde ilk çalışma ise Uğur Özcan'ın 2009 yılında savunduğu J/. Abdülhamid Dönemi Osmanlı-Karadağ Sryasi İlişkileri başlıklı tezidir. Bu konuda yazılan ilk doktora çalışması olarak dikkatleri çeken eser, yeni bilgi ve belgeler kullanılarak genişletilmiş haliyle elinizdeki bu kitapta yerini bulacaktır. Ali Gökçen Özdem'in 20 1 2 yılında tamamladığı Karadajf'ın Osmanlı Egemenlzi!j,ne Karşı Mücadelesi (1830- 1878) ismini taşıyan doktora tezi ise 1 830'dan Karadağ'ın bağımsızlığına kadar olan süreci ele alınmıştır. Özdem tezinde, daha çok Karadağ'ın Osmanlı Devleti için bir "iç so nm" olduğu dönemi incelerken, kullandığı İngiliz Foreign Qffice belgeleriyle tezini güçlendirmiştir. Mehmet Merean'ın Sadrazam Ahmed Cevad Paşa başlıklı doktora tezinin bir bölümünde. Ahmet Cevat Paşa'nın Çetine sefüretiyle ilgili verdiği bilgiler, kayda değerdir. Aynca Amerika'daki Cincinnati Üni­ versitesi'nden (University of Cincinnati) Natasha Margulis'in "Jıfjegos 's Monte­ negro, 17ıe Great Powers and the Modernizations in the Balkans 1830-1851", adlı doktora tez çalışması, Prens Nikola Dönemi öncesi Karadağ'ı incelemiştir.

GİRİŞ

OSMANLI- KARADAG İLİŞKİSİNİN TEMELLERİ 1.

KARADAGLILARIN MENŞEİ

Balkan yarımadasının 1 batısında bulunan, güneydoğusunda Arnavut­ luk'un, kuzeydoğu ve doğusunda Sırbistan ve Kosova'nın, batısında Bosna­ Hersek'in yer aldığı Karadağ, Adriyatik Denizi'nin kenarında2 ve Doğu ile Batı'nın buluştuğu noktada küçük bir ülkedir3• 2006 yılında Sırbistan­ Karadağ'dan ayrılan ve bağımsızlığını ilan eden bu devlctin1, bağımsız ola­ rak dünya konjonktüründeki yerini alması bir ilk değildir. Daha öncesinde 1 878 ve 1 9 1 8 yıllan arasında bağımsızlık tecrübesi yaşayan Karadağ, İsmini yüksek, kıraç ve siyah renkli volkanik oluşumlardan almıştır. Karadağ ismine ilk defa Monte nigro olarak 1 053 tarihli Latince belgede, Sırp Krallığı'nın bir bölgesi olarak rastlanmıştır5. 1 3 . yüzyıl itibariyle Slav kaynaklarında dağlık

1 Güneydoğu Avrupa'ya verilen tarihi ve coğrafık bir terim olarak tanımlanan "Balkan­ lar"ın, Antik Yunan'daki İsmi "Peninsula of Haemus"tur. William Miller 1 898 yılında basılan İngilizce eserinde, gezdiği Dalmaçya, Karadağ, Bosna-Hersek, Raguza Arnavutluk, Yunanis­ tan, Girit, Bulgaristan ve İstanbul'u "Near East" (Yakın Doğu) olarak adlandırmaktadır. William Miller, Travels and Politics in ThR Near East, T. Fisher Unvin, London 1 898. 2 Nenad Moacanin, "Karadağ" DİA, C. 24, TDVY, İstanbul 200 1 , s. 384. :ı Marian Cruger CotTın, "Where East Mt'ets West, A Visit To Picturesquc Dalmatia, Montenegro And Herzegovina" The National Geographic Magazine, Yol. XIX, No: 5, May 1 908 Washington DC, s. 3 1 9. 1 2 1 Mayıs 2006'da yapılan rt'ferandum neticesinde 3 Haziran 2006'da bağımsızlığını ilan etmiştir. 2 1 şehirden oluşmaktadır. Andrijevica, Bar (Antivari), Berane, Biyele Polye (Bi­ jclo Polje), Budva, Çetine (Cetinje), Danilovgrad, Hersek Novi, Kolaşin (Kolasin), Kotor, Moykovaç (Mojkovac), Nikşik (NikSic), Plav, Pluzine, Pljevlja, Podgorica, Rojaye (Rofaje), Şavnik ( S avnik), Tivat, Ülgün (Ulcinj), Zabljak CIA- The World Factbook, "Montenegro" e.t. 06. 1 2.2008. 5 Şerbo Rastoder, "A Short Review of The History of Montenegro" Montenegro in Transition, Ed. Florian Bieber, Nomos, Baden-Baden 2003, s. 1 0 7 . Buradaki dağların, çok eskiden büyük çam ağaçlarıyla dolu olduğu ve bu ağaçlar uzakdan bakıldığında siyah renkli bir görünüm arzetti için "Karadağ" dendiği iddia edilmektedir. Kamil Kapudan, Karadağ Hakkında Bazı Ma 'lumata Şamildir, Maarif Nezaret-i Cdilesi, İstanbul 1 294, s. 1 3 .

2

UGUR ÔZCAN

kesimi tanımlamak için kullanılan bu isim6, 1 5 . ve 1 6. yüzyılardan itibaren Zeta ve Duklja isimlerinin yerini almış7 ve bir devlet ismi olarak ortaya çık­ mıştır. Başka bir iddaya göre ise Karadağ ismi "Crnojeviç"ten gelmektedirB. Sırp-Hırvat dilinde " Cma Gora"9, İtalyan kaynaklarında "Montagna Nera", "Montenero" ya da "Monte Negro" olarak yer almıştır. Karadağ, İngilizcede de 'Montenegro' olarak geçmektedir. Türkçe'de kullanılan "Karadağ" ismi de "Crna Gora" ve "Monte-Negro"nun çevirilerinden meydana gelmektedir. Evliya Çelebi'nin 1 662 yılında "bir sengistdn-ı bf enıdn " diye bahsettiği Kara­ dağ1ü, yerleşim için elverişli olmayan kayalıklarla kaplıdır' ' · Bugün Karadağ Cumhuriyeti'nin bulunduğu yerde, M.Ö. 6. yüzyılda Arnavutların atası olarak bilinen İlliryalılar vardır. Adriyatik Denizi'nin ke­ narında antik Akdeniz medeniyetinden kolonicilerin ve tüccarların yerleştiği bir yer olan bu bölgeye, M.Ö. 6 ve 7. yüzyıllarda zengin Yunan kolonileri­ nin yerleştiği görülmektedir. Celtlerin M.Ö. 4. yüzyılda buraya hakim ol­ duk.lan sanılmaktadır. M.Ö. 3. yüzyılda İllirya Krallığı, merkezini İşkodra'ya taşımıştır. Bölgedeki Roma hakimiyeti ise miladın ilk yıllarında etkisini göstermiştir. Romalılar, bölgedeki korsanlar üzerine birçok cezalan­ dırıcı seferler düzenlemiş, sonunda M.S. 9 yılında bölge, Romalıların haki­ miyeti altına girmiş, "İlliricum Eyaleti " ismiyle imparatorlukta yerini almıştır. 6 William M. Sloano, The Balkans, A Laboralory ef History, Jennigs&Graham, Cincinati 1 9 1 4, s. 88-89; Natasha Margulis, .Njegos's Monlenegro, 7he Greal Powers and the Moderni;;.ations in the Balkans 1830-1851, Unpublished Phd. Dissertation, University of Cincinnati, Cincinnati 2004, s. 6. 7 Srdja Pavlovic, Poetry and History in Montcnegro Njegos and the Construction of A Collective Memory" Kakanien Revisited, 28-8-2002, s. 1 . 8 Bu iddiaya göre dağlar, kara (siyah) değildir. "Crna Gora" ismi "Kara dağ"anlamına gelmektedir. Fakat Crna Gora ismi "Crnojeviç"(Kara Prens) döneminden önce bilinmiyordu. 400 yıl önce bu dağlara "Kara" denmesinin nedeni Crnojeviç'tir. Dolayısıyla prens ismini dağdan değil, dağ ismini prensten almıştır. W. H. Cozcns-Hardy, "Montcncgro and Its Borderlands" 7he Geographical]oumal, Yol. 4, No:5, (Nov. 1 894), s. 397. " Meydan Larousse, "Karadağ", s. 924-925. ıo Evliya Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, 6. Kitap, Haz: Seyit Ali Kahraman - Dr. Yücel Dağlı, YKY, s. 1 04- 1 07 ; Robert Dankoff, Robert Elsie, Evliya Çelebi in Albania and Adjecenl Regfons (Kosova, Montenegro, Ohrid), Tuta Sub Aegide Pallas, Bril, Leiden, Köln, Boston 2000, s. 46. ı ı Dağlık arazi, burada doğal bir savunma hattı oluşturur. Anlatılan bir efsaneye göre Tanrı, çantasına dünyanın çeşitli yerlerine dağıtmak üzere kayalar t�lar koymuş. Dağıtırken birden çantasındaki bütün t� ve kayalar bugün "Karadağ" diye adlandırdığımız yere düş­ müş. 7he Ot/oman Empire, 7he Sultans 7he Territory and 7he People, The Religios Tract Society, London 1 859, Printed By William Tyler, s. 272. Kamil Kapudan, a.g.e. , s. 1 3; W.H. Cozens­ Hardy, a.g.m., s. 387.

il. ABDÜLHAMİD DONEMİ OSMANLI-KARADAG SİYASİ İLİŞKİLERİ

3

Bu eyalet, Adriyatik Denizi kenarında önemli bir ticari durak haline gelmiş­ tir12. Fakat ticaretin canlılığı sahil şeridinde görülmüş, dağlık kesimde ticaret anlamında bir hareketlilik görülmemiştir. Roma İmparatorluğu'nun bölünme sürecinde Karadağ, İşkodra'dan kuzeye doğru ayrılırken, Slav ve Akdeniz insanı arasında ekonomik ve kültü­ rel yönden devamlı marjinal bölgeyi sembolize eden çizgi belirginleşmiştir. Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla birlikte, Adriyatik'in bu kısmı, 5 . yüzyılda Gotların, 6. yüzyılda d a Avarlar'ın istilasına uğramıştır. 7. yüzyılın ortalarında ise bölgeye Slavların hakim olmaya başladığı görülmektedir1 3 . Bizans'ın meşhur kralı Heraclius tarafından 622'de Avar saldınlanna karşı oluşturulan "tampon bölge" devleti olarak görev yapan KaradağI4, tanına elverişsiz ve engebeli bir araziye sahip olmasına rağmen, ilk yerleşimcilerden arta kalanlar için ve "Romanizasyon " (Romalılaştırma) akımından kaçan kabi­ leler için adeta bir "cennet" olmuşturl 5 . Kabile zinciriyle örgütlenen Slavlar'ın yaşadığı b u bölge 16 Büyük Sırbis­ tan döneminde ( 1 1 - 1 4. yüzyıl) "Zeta Devleti " halini almıştır. 1 42 1 yılında Sırp yönetimine karşı ayaklanan Stephan Crnojcvic, bağımsızlığını kazanmıştır. Stephan Crnojevic, Zabljak'ı kendisine başkent yapmış ve Venedik'in de desteğini alarak Yukan Zeta'nın kıraç ve kireç taşlı dağlarına yerleşmiştirI 7 . 1 459 yılına gelindiğinde İşkodra Gölü civarındaki bütün topraklar Venedik hakimiyeti altına girmiş ve böylece Zeta Devleti de ortadan kalkmıştırIB.

1 2 John B. Allcock, "Montenegro." EncycloptEdia Britannica On/ine . 26 Sep. 2008 1 3John B. Allcock, agweb, 26 Sep. 2008. 14 Rcginald Wyon, Gerald Prance, The Land ef7he Black Mountain: 7he Adventures of Two English Men in Montenegro, Methuen&Co, London 1 905, s. 1 7 . 1 5 Allcock, agweb, 26 Sep. 2008. 1 6 Allcock, agweb, 26 Sep. 2008. 1 7 Dona! Edgar Pitcher, Osmanlı lmparatorluğu'nun Tarihsel Coğrefııası , YKY, Çev: Bahar Tırnakçı, İstanbul 200 1 , s. 1 36; Bu arada Arnavut İskender Bey'in 1 444 yılında Osmanlı Devleti'ne karşı topladığı kongreyi hatırlamakta yarar vardır. Bu kongreye Arnavut senyörleri ile içlerinde Stephan Crnojeviç'in de bulunduğu Karadağ Prensleri de katılmışlar ve İskender Bey'i baş olarak seçmişlerdir. İsmail Hakkı Uzunçarşılı; Osmanlı Tarihi /1. (lstanbul'un Fethinden Kanun-i Sultan Süleyman'ın Ölümüne Kadar), TTK, Ankara 1 995, s. 60, 72. ıs Mrydan Larousse (M.L), "Karadağ", C.7, Meydan Gazetecilik ve Neşriyat İstanbul 1 986, s. 924-925.

UGUR OZCAN

4 il. 19.

YÜZYIL ÖNCESİ OSMANLI-KARADAG İLİŞKİLERİNE GENEL BAKIŞ 1 3 . yüzyılda Anadolu'da doğan ve Balkanlar'a doğru yayılan Osmanlı seferleri 1 5 . yüzyılda etkisini iyiden iyiye göstermeye başlamıştır. Fatih Sul­ tan Mehmet ( 1 45 1 - 1 48 1 ) zamanında Osmanlı Devleti, sırasıyla; Bosna ( 1 463) ve Hersek'i ( 1 466) aldıktan sonra 1 479'da Venedik'le yapılan müca­ delenin ardından İşkodra'yı almış, ıg Zabljak'ı yerle bir etmiştir. Osmanlı Devleti'ne karşı Venedik'in yanında savaşan Crnojevic'in oğlu Zeta Beyi İvan Crnojeviç (Kara İvan) ( 1 466- 1 490), Karadağ'ın başkentini Çetine'ye taşımak zorunda kalmıştır. İşkodra'nın düşüşüyle Crnojeviç İtalya'ya kaçmış ve Karadağ'da Osmanlı hakimiyeti başlamıştır20. 1 48 1 yılından itibaren Osmanlı Devleti'nin vasatı olarak karşımıza çıkan Karadağ, 1 496 yılında tamamen Osmanlı yönetimine girmiştir2 1 • Böylece Nikşik'e kadar bütün Kuzey Karadağ, Osmanlı hakimiyeti altına girmiş oldu. 1 5 . yüzyıldaki Venedik-Osmanlı çekişmesi, Karadağ'ı tam olarak ne Vmedik'in bir parçası ne de Osmanlı Devleti'nin bir parçası yapmıştı. Özel­ likle o dönemde -. Ortodoks tebaanın koruyuculu­ ğununun Ruslara verilmesi, Balkanlar'da, aralarında Karadağ'ın da bulun­ duğu Ortodoksların, Rusların etkisi altına girmesi anlamına gelmesinin ya­ nında, Osmanlı Devleti'nin içişlerine müdahale etmek için bir bahane ola­ caktır. Fakat şunu da belirtmeliyiz ki 18. yüzyıl sonlarına doğru Karadağ'ın dinen bağlı bulunduğu İpek Patrikhanesi kaldınlmış ve vladika, İstanbul Patrik-

" Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, C.8, Sabah Yay., çev: Vecdi Gürün & Refik Ozdek, ist. 2000, s. 387. ı : ı Silahdar Mehmet Paşa, bu başarılarından sonra Sultan III. Mustafa ( 1 757 - 1 774) ta­ rafindan sadrazamlığa getirilmiştir. Parmaksızoğlu, a.g.m., s. 266. " The Ottornan Ernpire, 7he Sull.ans Terriıory And 7he People, Thc Religios Tract Society, London 1 859, s. l 72; Kemal Beydilli, "Kü�·ük Kaynarca'dan Yıkılışa" Osmanlı Devleti Tarihi, Ed: Ekmdeddin İhsanoğlu, IRCICA, İstanbul 1 999, s. 65; Küçük Kaynarca Antlaşması'nın 7 . ve 1 4. madddcrine göre Ortadokslann himayesinin Ruslara verildiği doğru bir anlamlan­ dırma olmasa da, bu maddeler "kasıtlı" olarak İngilizce ve Fransızca çevirilerinde farklı an­ lamlar yüklenerek, Ruslara, Ortodoks kiliseleri ve cemaati üzerinde himaye ve müdahale hakkı" veriyormuş gibi telakki edilmiştir. Kemal Beydilli, "Küçük Kaynarca Antlaşması" DIA , C. 26, TDVY, Ankara 2002, s. 524-527; Ayrıca geniş bilgi için bkz. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, a.g.e., C. IV, Kısım. l , s. 422-425. "Ut.anç verici bir antlo.;rna" olarak tarif edilen bu antlaşma, Hammer'in Osmanlı Tarihi nde, III. Mustafa devrinde yapıldığı yazmaktadır. Joseph Yon Hamnıer Purgstall, Bi!Jük Osmanlı Tarih� C. 8, Üçdal Neşriyat, Çev. Refik Özdek, İstan­ bul 1 994, s.538. 4:l Münir Aktepe, "Abdülhamid l." DİA , C. 1, TDVY, İstanbul 1 988, s. 2 1 4. '

il. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ OSMANLI-KARADAG SİY ASİ İLİŞKİLERİ

9

hanesi'ne bağlanmıştır46. Böylece, Karadağ siyasi olarak bağlılığın yanında dini olarak da Osmanlı Devleti'ne bağlılığını bildirilmiştir. III. Selim'in ( 1 789- 1 807) padişah olduğu dönemde 1 790 yılında Yeni­ pazar seraskeri ve Anadolu Valisi 1 795'te vezir olan Buşatlı Kara Mahmud Paşa47, ölümüne kadar, Karadağ'ı tam anlamıyla kontrol altına almaya ça­ lışmış; !ilin başarılı olamamıştır4B. Buşatlı zaten Kuzey Amavutluk'un mut­ lak hakimiydi adeta. Onun bu özgüveni, hakimiyetini daha da genişleterek Karadağ topraklarını da içine alacak şekilde akınlara başlamasına yol açmış­ tır. Ona göre Karadağlılar, "diz:gi.n!.enmesi" gereken zor bir halktı. Nitekim 1 785 yılında, Karadağ'ın yıllardır biriken cizye borçlarını Osmanlı Devleti adına almak için, Karadağ topraklarına hızlı ve çetin bir giriş yaptı49. Bu arada Avusturya İmparatoru il. Joseph ve Rus Çariçesi Katharina'nın Os­ manlıları Avrupa'dan çıkarmak için yaptığı davete "kemal-i samimiyetl.e" icap eden dönemin Karadağ vladikası Bishop I. Peter Petrovic ( 1 782- 1 830), Avusturya'dan asker ve mühimmat yardımı görmüş, bağımsızlık için umut­ lanmıştı. Osmanlı ordularının bir kısmını meşgul etmesine ve Avusturya­ Rusya ittifakının galip gelmesine rağmen, savaşın netİn'sİnde imzalanan Yaş Antlaşması (1 792) maddelerinde Karadağ'ın ne İsminin ne de İmzasının bu­ lunmaması, I. Petar için büyük hayal kırıklığıydı. Ama savaş öncesi gönderi­ len askeri mühimmat ve erzak, antlaşma metinlerinde "unutulan " bağımsız­ lıklarını ilerde kazanma yolunda onların çok işine yarayacaktı"0• Petroviç hanedanının en popüler ruhani ve askeri liderleri arasında sayılan 1. Petar, Martinici SavilF'nda ( 1 796), ona müteakiben Kruse SavilF 'nda ( 1 796) Osmanlı ordusuna karşı mücadele vermiştir. Buşatlı Kara Mahmud Paşa, Fransa'nın desteğiyle isyanı bastırmak istediyse de bunda muvaffak olamamıştır5 I . Savaş

s. 7 1 .

4" Enver Ziya Kara!, Osmanlı Tarihi, (lslalıat Fennanı Devri), C. 6, TTK, Ankara 1 995,

47 Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmanf, c.3, Tarih Vakfı Yurt Yayınlan, Yay.haz: Nuri Akbayar-Seyit Ali Kahraman, İst. 1 996, s.926. 4R Moacanin, a.g.m., s. 385. 49 Johann Wilhelm Zinkeisen, Osmanlı imparatorluğu Tarih� c. 6, Yeditepe Yay, çev. Nilü­ fer Epçeli, çev. Kontrol. Kemal Beydilli, Ed: Erhan Afyoncu, İstanbul 20 1 1 , s. 3 7 3 . 50 Ali Fıtri, (91-92) Hersek Seferi 92-293 Osmanlı-Karadağ Seferi Hô.l-i Hazır Dô.r-ül Harekatı Mekteb-i Harbiye Matbaası, Dersaadet 1 32 7 , s. 20. 5 1 1. Petar bu savaşlar öncesinde askerlerine, son derece etkileciyi bir biçimde dini içe­ rikli bir konuşma yaparak, bu savaşa kutsallık atfetmiş ve özgürlüklerinden taviz vermeyecek­ lerini söylemiştir. Söz konusu bu konuşmaların tam metni için bkz. "Speeches to Montenegrins Before Battles Against Turks on Martinici and on Krusa, 1 796" History ef Monl.enef!.10, Zemun, 1 850, s. 92-93, 98-99 Translated by Stefan Branisavljevic. rs" The New York Tımes, Februraıy 26, 1 88 1 , s.3. "'' Çetine'yi gören kimi yazarlar adeta Avrupa'da yüzlerce yıl bozulmadan yaşamış bir medeniyeti keşfetmenin sevincini yaşıyarak, İngitere'de kaybolmaya yüz tutmuş bazı erdem­ lerin burada hata korunabildiğini görmüşlerlerdir. Barbara Jelavish, Balkanlar, C. l , Küre Yay. Çev: İhsan Durdu, Haşim Koç, Gülçin Koç, İstanbul 2006, s. 1 68. 7 0 Karpat, Balkanlarda Osmanlı Mirası . . . , a.g.e., s. 58. 7 1 Karadağ'da piskoposluğun yanında bir de sivil yöneticilik vardır ki, piskoposluğa na­ zaran prestiji az olan bu görev, Radonjic ailesine verilmişti. Gerçek otorite İse ihtiyar heye­ tindeydi. İhtiyar heyeti otuz kabilenin ş 7. Türk pasaportu taşımayanlar Karadağ'a sokulmayak, gire­ cek olurlarsa da hemen sınırdışı edileceklerdir1 58• Bu maddeyle Karadağ'ın Osmanlı Devleti'ne bağlılığı pekiştirilmiş oluyordu. Son olarak 'Karadağ'ın Kara!, a.g.e., C. VII, s. 6. Ömer Paşa ile Prens Nikola, o devirde yaşayan teğmen Georgc Arbuthnot'un ifadc­ krine göre, İşkodra yakınlarındaki İşboz'da buluşmuşlardır. George Arhuthnot, Omer Pacha and The Christians Rebels, Longman Roberts& Green, Landon 1 862, s . 1 37- 1 38; Parmaksızoğlu, a.g. m . , 267; Bazı kaynaklarda bu antlaşma 9 Eylül 1 862 yılında yapılan Çetine Muahedenamesi olarak da ele alınmıştır. Mehdi Fraşerli, Osmanlı Devletinde Kapitülasyonlann Uygu­ lanıjı (İmiyd;;,dt-ı lol:nebiyenin Tatbikdt-ı Hd;;,ıran), Yayına Hazırlayan: Prof. Dr. Fahrettin Tızlak, Fakülte Kitabevi, Isparta 2008, s. 300. Kimi kaynaklarda İse bu anlaşmanın 15 Ağustos 1 862 tarihinde yapıldığı belirtilmektedir. Zuhuri Danışman, a.g. e. , s. 1 45 . 1 54 Ahmet Cevdet Paşa, a.g.e. , s. 252-253. Bu savaşta yararlılık gösteren subay v e erlere 1 862 yılında bastırılan gümüş madalyalar için 300 bin berat düzenlenmiştir. Ön yüzünde büyük bir hilal ve ortada "Abdülaziz Han 1 2 79" yazılıdır. Meydan Larousse, a.g.m., s. 925. 1 5.; Kodaman, a.g. m . , s . 94. * Blokhavz, (Alm. Blocldzaus) Beton tabya anlamına gelmektedir. Türkçede Batı Kökenli Ke­ limeler Sö;;,lüğü, TDK, e.t. 08.08.2008. 1 5 6 Fakat Nikola bunun ilerde kendisi aleyhine bir durum arz edebileceğini düşündüğü için İstanbul'a bir senatör ve kendi başkatibini göndererek Sultan Abdülaziz'den ricada bu­ lunmuş ve bu maddenin uygulanmamasını istemiştir. BOA, İ.HR, 333/2 1 432. 1 5 7 Şentürk, a.g.m., s. 724. 1 5 8 Şentürk, a.g. m . , s. 725. l Yl

1 52

UGUR ÖZCAN

32

kılıcı' unvanını taşıyan Mirko'nun Karadağ'dan uzaklaştırılması sağlanacak­ tırl59. (Harita- ! ) Karadağ Prensi, Sultan Abdülaziz ile ilişkilerini iyi tutmaya çalışmıştır. Buna karşılık Osmanlı Devleti, 1 866 yılında Karadağ'a Adriyatik Denizi kıyısında, Spizza yakınlarındaki Novasella Limanı'nı vermeyi kabul etmiştir. Fakat, bu limanı Karadağ'dan çok Rusya'nın kullanacağı endişesini taşıyan Fransa ve İngiltere böyle bir karara yanaşmamış ve itiraz etmişlerdir160• Antlaşma neticesi 1 2 yıl sürecek bir barış süreci yaşanmıştırI G ı . Karadağ için "rencide edici" İşkodra Antlaşması'ndan sonra yaşanan sükunetle, ekonomik dengeler sağlanarak Karadağ'da kurumsal anlamda büyük gelişmeler kaydedilmiştirl G2. Görüldüğü gibi Osmanlı Karadağ ilişkilerinde iyileşme döneminin temelleri, Nikola'nın Prensliği döneminde atılmaya başlamıştır. iV.

HERSEK İSYANI VE BALKAN KRİZİNDE KARADAGLILAR

Hersek Ayaklanması, 1 8 75 78 yılları arasında patlak veren Balkan kri­ zinin başlangıç noktasını oluşturmuşturl h:ı . Diğer taraftan, 9 Temmuz 1 875'ten 1 Temmuz 1 8 76'ya kadar olan dönem, "Şark Buhranı"nın ilk aşaması olarak görülmektedir. Bu ilk aşamada Karadağ'ın Hersek asilerine desteği el altından ve gizli bir şekilde olmuş, açıktan açığa destek söz konusu olmamıştır1 04. Ayaklanmanın nedeni ise Hersek'te bulunan Müslüman nüfu­ sun ekonomik ve sosyal bakımdan Hıristiyan nüfusa kıyasla, refah düzeyi yüksek bir yaşam sürmeleri, huna mukabil Hıristiyanların, Müslümanların "ağa" olduğu bu topraklan icar* usulüyle işletmeleridir1 65• Maliye Nezareti tarafından o toprakların vergisini, bölgeye gönderilen mültezimlere verilmeı ;9 İşkodra Antlaşması'ndaki bu kararın Mirko'nun kahramanlaştınlmasına ister istemez yardım edece?;i düşüncesiyle uygulanmasından vazgeçilmiştir. Şentürk, a.g. m . , s. 725. 1 611 Darkot, a.g.m., s. 227. ı ı; ı Sloane, a.g.e. , s. 94. 16� Michale Palairet, The Balkan Economies C. 1800- 1 9 1 4, Cambridge University Press, Camhridge 2002, s. 1 42. 1 6 3 Mithat Aydın, "Bosna Hersek Ayaklanmasında Panislavizmin Etkisi ve Sırbistan ve Karadağ'ın Rolü", Belleten, LXIX, Aralık 2005, S. 256, Ankara 2005, s. 9 1 7 . 1 64 Bekir Sıtkı Baykal, "Şark Buhranı ve Sabah Gazetesi ( 1 876)" Ankara Üniversitesi Ik! ve Tarih-Coğreffa Fakültesi Dergisi,, C. VI, S. 4, Eylül-Ekim 1 948, Ankara, s. 222. • Kiraya verme, verilme, bkz. Ferit Devellioğlu, Osmanlua Türkfe Ansiklopedik Lügat, Ay­ dın Kitabevi Ank, 1 993, s. 406. 1 65 Armaoğlu, a.g.e. , s. 494.

II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ OSMANLl-KARADAG SİYASİ İLİŞKİLERİ

33

sını istemesi, söz konusu bu huzurun bozulmasının başlangıcı olmuştur. Mültezimlerin keyfi uygulamalan, çiftçilerin elinde kendilerine yetecek ka­ dar para ancak bırakmıştır. 1 66 Bölgede çok önemli maddeler içeren Bosna Çiftlikat Nizamnamesinin yöneticilerin umursamazlığı nedeniyle uygulan­ maması kanayan yaraya tuz basmıştır adeta167. 1 874 senesi mahsulünden verim alınamaması ve verginin çoğaltılması bardağı taşıran son damla ol­ muşturIGs. Osmanlı yöneticilerinin kayıtsızlığı, Hersek'in Nevesin kazasında başlayan ayaklanmada asilerin birçok Müslümanı katletmesine ve yağmala­ ma yapmasına yol açmıştır169. Ahmet Cevdet Paşa, Hersek'i Karadağ sınırında ve "gayet vahşi" Ka­ radağlılann yaşadığı bir yer olarak tarif etmektedir. l 862 'de yapılan büyük operasyonla Karadağlılar "terbiye" olunsa da Avrupalı devletlerin müdahil olmasıyla İşkodra Anlaşması imzalanmıştır. Fakat Nevahi-i Asiye sorunu olduğu gibi bırakılmıştır. Bölgedeki halk Karadağ prensine bağlılıklannı bil­ dirmişler ve bağlı olmalan gereken Mostar'a uğramamışlardır1 70. Aynca, Karadağlı memurlann kendi memleketleri gibi Hersek'e girip dolaşabilmele­ ri Hersek İsyanı üzerindeki Karadağ etkisini gözler önüne sermektedir. Her­ sek'e 25 km uzaklıktaki yüksek dağlarla çevrili Nevesin kazasından ı 1 1 olan 1 60 kişilik grup, ağır vergilerden ve zaptiye askerlerinin tutumundan şikayet ederek Karadağ'a iltica etmişlerdi. Ağnam vergisi* vermek İstemeyen bu grup, Karadağ Prensi Nikola'ya sığınarak şikayette bulunmuştur. Prens Nikola, açıkçası, ilk etapta Bab-ı Ali'nin tepkisini çekmekten korkmuştur. Ancak, kendisine sığınan köylülere de Rusya'nın İstanbul elçisine şikayetleKara!, a.g.e., cilt Yii, s. 73. 1 859 yılında hazırlanarak Bosna-Hersek'e nüshalan gönderilen bu nizamnameler, yöneticiler tarafından görülmemiştir bile. Ahmet Cevdet Paşa birkaç yıl sonra teftiş için gittiği bölgede nizamnamelerden haberi olmayan insanlar görünce durumu araştırmış ve paketlerin mahzene atıldığını görmüş hayretler içinde kalmıştır. Hiç açılmamış olan paketlerde bizzat kendisinin koyduğu işaretler vardı. Bölgedeki isyanlann önüne geçmek ve reformlann uygu­ lanması adına atılan bu son derece önemli adımlan içeren belgelerin "Nevahi-i asiye" soru­ nunu bahane olarak gösteren Ömer Paşa tarafından mahzende bekletilmesi, bölgedeki ayak­ lanmaların neden durdurulamadığının çok önemli bir delildir. Ahmet Cevdet Paşa, Sultan AbdüUıamid'e Arz/ar: Ma 'nJzat, Bky, Yayına haz: Yusuf Halaçoğlu, İst. 20 1 0, s. 84. ! G B Yuluğ Tekin Kurat, " 1 877-78 Osmanlı Rus Harbinin Sebepleri" BeUeten, XXVI, S. 1 03, TTK, Ankara 1 962, s. 569. 1 69 Mithat Aydın, a.g.m., s. 9 1 9. 1 1 0 Maruzat, s. 43-44, 69-70, Şentürk, a.g.m., 734. 1 7 1 Machiel Kiel, "Nevesin" DİA , C. 33, TDVY, İstanbul 2007, s. 44. • Koyunlardan alınan vergidir. 1 ""

34

UGUR OZCAN

rini yazarak söz konusu mevzuların araştırılması için bir görevli gönderilme­ sini rica etmelerini isteyebileceğini söylemiştir. Aynca, mültecileri barındır­ ma büyük bir külfet oluşturmaktadır1 72. Bu nedenle 1 60 kişinin, topraklarına geri dönmeleri için İstanbul'daki Rus Büyükelçisi İgnatieften, Osmanlı Dev­ leti nezdinde aracılık yapmasını istemiştir. Rus Büyükelçisi İgnatiyef de du­ rumu Sadrazam Esat Paşa'ya iletmiştir. Sadrazam Esat Paşa, 1 73 Rusya ile ilişkileri bozmamak ve bir iyi niyet göstergesi olarak 1 60 mültecinin kasaba­ larına dönmelerine izin vermiştirl 74. Bosna Hersek ayaklanması, Sırbistan ve Karadağ devletlerini bağım­ sızlık yönünde harekete geçirmiştir. Karadağ'ın fiili yardımın ötesinde ayak­ lanmayı idare eden bir rol üstlenği aşikardır. İngiliz kaynaklan da bunu teyid etmektedir. Karadağlı ajanların bizzat Hersek asileriyle buluşmalar yaptıkları ve onlarla işbirliği içinde oldukları bildirilmektedir1 75. Karadağ Prensi, 1 875'te, daha Hersek ayaklanması patlak vermeden Voyvoda Maşo Virbitsa'yı Hersek'e göndererek Hersek liderleriyle ilişkileri güçlendirmiştir. Hersek İsyanı'nın yönlendiriciliği için Sırbistan'la rekabete giren Nikola, ayaklanmanın Çetinc'den yönlendirilmesi için çaba sarf etmiştir. Prensin Hersek ayaklanmasını organize eden adamlarından Peko Pavloviç ve Petar Vukoviç de vardır. Petar Vukoviç, aynı zamanda Prens Nikola'nın kayınpe­ deridir1 76. Osmanlı Devleti Hersek'tc bu kadar geniş çaplı bir isyan olacağını tah­ min etmemiştir. İsyanın bu derece büyük olmasının altında yatan nedenler­ den biri de her ne kadar isyancılara destek vermemeleri konusunda kendi halkına uyan yaptığını Bab-ı Ali'ye bildirse de, Karadağ Prensinin isyana

1 72 Mahmud Celaleddin Paşa, Mir'dt-ı Hakikat, Cilt 1 , Berekat Yayınevi, İstanbul 1 983, Haz: İsmet Miroğlu, s. 5 1 . 1 7 3 Sakızlı Ahmet Esad Paşa ilki 1 5 Şubat 1 873 - 1 5 Nisan 1 873 arası ve ikincisi 26 Nisan 1 875 - 26 Ağustos 1 875 olmak üzere sultan Abdülaziz saltanatı döneminde toplam beş ay yirmisekiz gün sadrazamlık yapmıştır. 1 868'de Bosna-Hersek ve aynı yıl İşkodra Mutasarrıflığı görevlerinde bulunmuştur. Ali İhsan Gencer, "Ahmed Esad Paşa" DİA , C.2, İst. 1 989, s. 64. 1 7 4 Kara!, a.g.e. , C.VII, s. 74. 1 75 BOA, A.MKT.MHM, 479/ 1 9 (Hicri 1 4/L/1292-Miwdf 13. 1 1. 1875); Mithat Aydın, Balkanlarda İsyan Osmanlı İngiliz Rekabeti, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2005, s. 47-48. 1 76 Kemal Baltalı, " 1 875- 1 878 Balkan Buhranı-Il" Mülkiyeli/,er Birliği Dergisi, Yıl. 1 984, S. 74-75, s. 38-39. Aynca bkz. Kemal Baltalı, " 1 875 Hersek Ayaklanması Sırasında Sırbis­ tan'ın Osmanlı Devleti'ne Karşı Savaşa Girmek Amacıyla Karadağ'la Yaptığı Görüşmelere Dair Bazı Önemli Belgeler" Belleten, L/ 1 98, TTK, 1 986, s. 833.

il. ABDÜLHAMİD DONEMİ OSMANLl-KARADAG SİY ASİ İLİŞKİLERİ

35

destek vermesidir1 7 7 . Nikola'nın Hersek'teki emeli, orayı kendi topraklarına katmak ve Adriyatik'e bir kapı aralamaktırI 7B. Rusya ve Avusturya hükumetleri isyana yardım etmemesi konusunda Prens Nikola'yı uyarmışlardır. Ama diğer taraftan Prensin bu tavrını destek­ ledikleri ortadadır. Karadağ Prensi'nin Rusya'yı devreye sokması, Hersek isyanını bölgesel bir sorun olmaktan çıkartıp bir Avrupa sorunu haline ge­ tirmiştir. Hersek isyanındaki Panslavist faktörü değerlendirecek olursak Karadağ, Panslavistlerin etkili olduğu belki de en önemli yerlerden biridir. Karadağ'ın iç ve dış politikalarına adeta yön veren bir nitelik taşımaktadır. Özelikle 1 862 Osmanlı-Karadağ Savaşları'nda çok etkin bir biçimde çalışan Pansla­ vistler, Karadağlıları etkileme yönünde bir kısım faaliyetlerde bulunmuşlar, ajanlar ve konsoloslarla daima diyalog halinde bulunarak basın yoluyla halkı etkileme yoluna gitmişlerdir. Karadağ'da oluşan bu panslavist potansiyel, 1 87 5 yılına gelindiğinde Karadağ\ Hersek ayaklanmasının bir nevi hazırla­ yıcısı konumuna getirmiştir1 79. Milliyetçi yaklaşımlar 1 87 1 'de Karadağ'ın ilk gazetesi olan "Crnagorac" gazetesine de yansımış; ama kısa süre sonra bu gazete, komşu ülkelerde anti-Osmanlı ve anti-Avusturyan yayınlarından do­ layı yasaklanmıştır1 80. Diğer taraftan, Rusya'nın Karadağ'da açtığı Çeti­ ne'deki okullarda (Girls lnstitute) Karadağlı kız çocuklarına Rus rahibeler tarafından eğitim verilmesi ı s ı Karadağlılar üzerindeki Rus hegumanyasının bir delili niteliğindedir. Bu arada 1 60 Mülteci, Nevesin kasabasına döndükleri vakit, bir kahra­ man gibi karşılanmışlardır. Bab-ı Aı i'nin bağışlayıcı tutumu, bir zaaf gibi görülmüştürI B2. Dönenlerin arasında birçok Karadağlı ajan ve askerler de 1 7 7 Mahmud Celaleddin Paşa, a.g. e. , s. 5 1 . 1 7 8 Jelavich, a.g. e. , C. 2, s. 384. 1 7 '! Kara!, a.g. e. , C. VII, s. 74. Aydın, a.g. m. , s. 928-929. ı 0o l 87 3 'te Nikola "daha az rahatsız edici" Glas Crnagorca Karadağ'ın Sesi Gazetesi'ni

çıkararak dış destekçilerini rahatlatmaya çalışmıştır. 1 870'de Boka'da Avusturyalılara karşı isyan eden soydaşlarını savunanları desteklemiştir. Roberts, a.g. e. , s. 23 7 . 1 0 1 Rusya'nın başkenti Petersburg'da bulunan "Smolny lnstitute" kız öğrencilere yöne­ lik eğitim veriyordu. Kızlarından dördünü de Rusya finanslı bu ünlü okullarda okutan Prens Nikola'nın dokuz kız çocuğu vardır. Sadece 4 tanesinin yaşlan müsait olduğu için Petersburg'daki bu okula gönderebilmiştir. Bu dört kızını da Rus bursuyla okutmuştur. Roberts, a.g. e. , s. 23 7 . ı 02 Kara!, a.g. e. , C. VI I , s. 7 4 . Mültecilerin geri dönmelerine izin verilmesi olayı Esad Paşa'nın iyi niyetinden çok tecrübesizliğine bağlanmaktadır. İyi araştırılıp soruşturulmadan

36

UGUR ÔZCAN

vardır ve bunlann çoğunluğu panslavist Karadağlılardır. Hersekliler Kara­ dağ'a geldiklerinde Rus Konsolosu, Sırp ajanlan ve Panslavist birtakım ku­ ruluşlarla irtibat halinde olmuşlar ve isyan fikirlerini geliştirme olanağı bul­ muşlardır183. Her ne kadar panslavist etkiler var olsa da, Barbara Jelavich, ayaklanmanın temel nedeninin sosyal ve ekonomik faktörlere bağlı olduğu­ nu ve doğal olarak da milliyetçi bir görünümü olmadığını ifade etmiştirl 84. Neticede, Hersek ayaklanması, panslavist duygularla ve Nikola'nın gay­ retleriyle Karadağ'da ortak bir güç oluşturmuştur. Panslavist gösteriler ve mitingler, yardım kampanyalan düzenlenmiştirı s s. Ayaklanmanın bastınlması hususuna gelince Bosna Valisi Derviş Paşa, Hersek'te çıkan ayaklanmayı derhal bastırmak için girişimlere başlamasına karşın, Sadrazam Esat Paşa, operasyon konusunda farklı düşünmektedir. O, isyanın kuvvet gönderilerek bastınlması taraftan değildir. Esat Paşa, Hersek Ayaklanması'nın siyasi bir nitelik taşımadığına; mahalli ve idari bir özellik taşıdığına inanmaktadır. "Karadağ'ı tahrik etmemek ve Rusyaya müdahalRsine açık ka/n bırakmamak" için kuvvet göndermekten ziyade, nasihat komisyonları göndermenin daha çözümsel bir yaklaşım olduğu inancında olmuştur1 11b. Karadağlılar korkuya kapılıp Rusya ve diğer devletlerin yardımına başvursa, olay uluslararası bir netlik kazanabilir ve Osmanlı Devleti suçlu durumuna düşebilirdi 1 8 7. Lakin isyanda kararlı olan kalabalık, nasihat heyetini reddet­ miş ve geri göndermiştir. Esat Paşa'nın müdahale konusundaki bu yavaş tavn ve Nevesin hadisesini önemsenmeyişi, isyanın genişlemesine yol açmış­ tırI BH. Osmanlı Devleti'nin uzlaşmacı tavnna sert yanıt veren asiler, 5 Ağustos' ta genel af ilan edilmesine rağmen, ayaklanmaya devam etmişlerdirIH!I. Ağustos 1 875'te devletin egemenlik haklarını zedeleyecek bir teklif olan Vionların dönm 1 Bu muharebede 63 1 şehit, 864 yaralı, toplamda ise 1 ,495 kayıp olmuştur. B u sayı Süleyman Paşa'nın kendisinin belirttiği rakamlardır. Ülü ve yaralı sayısının bundan çok daha fazla olduğuna inanıldığı belirtilmektedir. Schem, Karadağlıların kayıbı hakkında ise bir ra­ kam vermemiş ve kesin birbilgi olmadığını söylemiştir. Ancak, enaz Türklerinki kadar kayıp verdiklerini belirtmiştir. Schem, a.g. e. , s. 380 Karadağlıların zayiatı Mahmut Celalettin'e göre 3000 civarında olmuştur. Mahmud Celaleddin, a.g.e. , s. 324. ı s 2 BOA, Y.E.E, 7 1 / 8 (Hicri 1 7 /C / 1 294-Mil adi 28.6. 1 87 7) . Ayrıca söz konusu mektup­ ların tam metni için bkz. Mirat-ı Halcikat s. 33 1 -332; Ôzbilgen, a.g.e. , s. 88. 1 5 3 BOA, İ.DH, 749/6 1 204, (Hicrf 24/C / 1 294-Milddf (05. 07. 1 877). 1 " 4 Ali İhsan Gencer, "Ayastefanos Antlaşması" DİA, C. 4, TDVY, İstanbul 1 99 1 , s. 225.

il. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ OSMANLI-KARADAG SİYASİ İLİŞKİLERİ

75

Temmuz 1 87 7 'de Karadağ ile Osmanlı Devleti arasında banşı tesis etmek için Çetine'ye konsolos göndermişse de 155 bir sonuç elde edememiştir. b. Podgorica, Nikşik, Bar ve Ülgün'ün Kaybedilınesi

Savaşın ikinci safhasında Süleyman Paşa komutasındaki Osmanlı asker­ leri, hudutlardan Osmanlı-Rus Savaşı nedeniyle Tuna Cephesi'ne kaydınl­ mıştır156. Zira özellikle Tuna ve Kafkas cephelerinde savaş şiddetini gitgide artırmıştır. Süleyman Paşa Tuna Cephesine kaydınldıktan sonra da Osmanlı Dev­ leti ordulan Karadağ'da başanlı sonuçlar almaya devam etmiştir. Bar ve Ülgün Limanlan, iki Osmanlı zırhlısı "Azizrye" ve "Orhaneli" ve Lübnan'dan bölgeye sevkedilen birliklerle büyük çatışmalara sahne olmuştur157. Neticede Osmanlı ordulan 1 5 Temmuz 1 87 7 'de Bar civannda Karadağlılan mağlup etmeyi başarmıştırI 5B. Fakat Tuna Cephesinde, Osman Paşa'nın Plevne'de yaralanması ve teslim olmak zorunda kalmasına müteakip, Balkan Cephe­ si'nde çözülmeler başlamıştır. Sırplar ve Karadağlılar o andan itibaren Os­ manlı Devleti'ne karşı tekrar saldınya geçmişlerdir1 " , e.t. 1 3. 1 2.2008. 296 BOA, Y.PRK.EŞA, 39/4 1 (Hicri OJ.L /319-Milddf J J. l. 1902).

1 64

UGUR OZCAN

Nikola arasında yaş farkı yoktur ve Nikola, Abdülhamid'ten sadece 1 O ay büyüktür. Abdülhamid 2 1 Eylül l 842'de doğarken, Nikola, 7 Ekim 1 84 1 'de doğmuştur. Küçümsenmeyecek bir durum olan yaş meselesi, liderlerin kuşak çatışması yaşamamalan ve daha kolay anlaşabilmeleri açısından önem arzetmektedir. Aynı kuşağın liderleri olmalan, dünya konjönktüründeki ge­ lişmelere hakimiyet ve tanıklık noktasından hareketle bir eşitlik sağladığı muhakkaktır. Aynca, Abdülhamid'in 1 7 çocuğundan 9'u kızdır. Nikola'nın ise 1 2 ço­ cuğundan, 9'u kızdır. Nikola'nın, kızlanndan Helena müziğe karşı son dere­ ce kabiliyetli birisiydi297 • Abdülhamid'in kızı Ayşe Sultan da aynı şekilde müzikte başanlıydı ve sık sık babasına konser veriyordu298• Diğer taraftan iki liderin oğullannın müzik kabiliyetleri de dikkat çekiciydi. Abdülhamid'in oğlu Burhaneddin'in bestekarlık özelliği vardı. Karadağ Prensi, İstanbul'a geldiğinde Padişahla yaptıkları baş başa görüşme sırasında, Burhaneddin'in kendi bestelerini dinlemiştir. Ardından, sözlerini Nikola'nın yazdığı Karadağ Milli Marşını çalan Burhaneddin Ekndi, konuk devlet liderine büyük bir jest yapmıştır2'1'1• Aynı görüşme sırasında Burhaneddin'in ardından Prens Nikola'nın oğlu Mirko müzikdeki yeteneklerini sergilemiş ve Abdülhamid'in takdirini kazanmıştır. Her ikisine de iltifatlar edilmiş, nişanlar verilmiştir:ıoo. Dikkat edilirse ailelerine gösterdikleri ilgi ve ailelerine bağlılıklan belirgin şekilde hissedilmektedir. İşin bir diğer boyutu ise ileride daha geniş bir şekil­ de değineceğimiz üzere, çocuklarını iki ülke ilişkilerini geliştirmede bir vesile yapmalarıdır. Konukseverlik açısından da iki liderin birbirleriyle benzerlikleri vardır. Her ikiside sigara tiryakisi olan Abdülhamid ve Nikola, sigaralannı yakma­ dan evvel konuklanna ikram ederler, daha sonra konuklarının sigaralannı kendi elleriyle yakarlardı. Bu, basit bir işlem gibi gözükse de, çok ince bir nezaket kuralıydı. Abdülhamid, tütüncübaşısı Ali Etendi'nin kutu içinde kendisine takdim ettiği en kaliteli tütünlerden oluşturulan harmanlı sigarala2'1 7 Catherine Radziwill Princcss, The R�yal Mariage MarkRt efEuro/ıe, Funk And Wagnalls Company, NY 1 9 1 5, s. 1 08- 1 1 3. 298 Abdülhamid'in kızı Şadiye Osmanoğlu, babası II.Abdülhamid'in çalışma saatleri bittiğinde kendisi tarafından hazırlanan müzik dinletilerini ve tiyatro gösterilerini ilgiyle takip ettiğini belirtmektedir. Şadiye Osmanoğlu, Babam Abdülhamid Sarıry ve Sürgün Yıllan, L&M Ya­ yınlan, İstanul 2007, s. 32. l8 . Karadağ Prc-nsi, Padişahın bu hediyesini çok beğenmiş, ona karşı minnet ve şükran hislerini ifade etmiştir+:ı9 buna örnek olarak gösterilebilir. Yine yaldızlı tabanca, altın pala, av tüfeği, beş adet yağlı boya tablo ve kılıç gibi çok çeşitli hediyeler470 takdim edilmiş ve aradaki di­ yalog ve dostluğun canlı tutulmasına gayret gösterilmiştir. 466

Mercan, a.g.m., s. 1 54.

46 7 Mercan, a.g.m., s. 1 54. 46B BOA , Y.PRK.NMH , 2 1 7 3 46 9 BOA , Y.E.E, 461 1 26.

(Hicri 13.B. 1301-Milddi 08.05. 1884).

470 BOA , Y.E.E, 46/ 1 25 (Hicri 06.ll/ 3 27(131 7) -Milddi 13. 08. 1 899); BOA, Y.E.E., 46/ 1 7 (Hicri 22.M 1303-Milddi31. J0. 1885); BOA , Y.MTV, 40/ 2 1 (Hicri 05.S. 1307-Milddi 30. 09. 1889); Bugün Çetine'de "National Museum of Montenegro-Nichola's Museum"da sergilenen kılıç ve beş yağlı boya tablo bütün ziyaretçilere açıktır. Bkz. EKLER-Resim-45-4647-48-49-50.

II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ OSMANLl-KARADAG SİYASİ İLİŞKİLERİ

1 93

Abdülhamid'in Prens'e gönderdiği hediyeler arasında çok değerli çiniler de vardır. Yıldız'da kurulan Çini Fabrikası'nda Avrupa ayarında üretilen çok kaliteli özel çinilerden, hükümdarlar ve muteber kişiler için hazırlanan hediyeler, devletlerarası ilişkilerde olumlu yankı bulmuştur47 1 . Nitekim Abdülhamid, Prens Nikola için hazırlattığı çini vazonun üzerine Nikola'nın resmini nakşettirmiştir472. (Bkz. Resim-56) Ayrıca, Hereke Fabrikası'nın ürünlerinden olan kumaş, halı, seccade gibi eşyalar özellikle Hereke halıları, Nikola'ya hediye edilenlerler arasında dikkat çekenlerdendir473. Halıların desenlerinin bizzat Abdülhamid tarafın­ dan seçilmesi ise hediye halılara çok daha büyük bir değer katmıştır474_ Diğer taraftan Karadağ Prensi'nin Çetine Sefareti Başkatibi Ali İhsan Efendi ve Ateşemiliteri Binbaşi Şakir Bey'e verdiği altın tütün kutularının hediye olarak kabul edilmesi ayn bir anlam ifade etmektedir475. 1 886 yılında Abdülhamid'in İmtiyaz Nişanı'nı takdim etmek üzere gittikleri Çetine'de Prens Nikola, nişana mukabil çeşitli hediyeler vermiştir476. Karadağ küçük ve fakir bir devlet olmasına rağmen Padişahın verdiği hediyelere mukabil hediye ile karşılık verilmesi bir iyi niyet göstergesi olarak kabul edilmektedir. F. VERİLEN NİŞANLAR VE MADALYALAR Nişan; altın, gümüş ya da kıymetli madenlerden yapılan, boyuna ya da göğsün sol tarafına takılan madeni parçaya denir. Osmanlı Devleti'nde her nişanla birlikte berat da hazırlanmıştır. Özenle hazırlanan bu nişanlar, çok özel kişilere belirli bir hizmet ya da başan karşılığında takdim edildiği gibi, kurumlara da verilebilirdi. Nişanların masrafları hazineden karşılandığı için çok büyük meblağlar tutardı477• Abdülhamid'in verdiği nişanları 'Mecidi Ni­ şanı ', 'Osmô.ni Nişanı ', 'Şefkat Nışanı ', 'Sanqyi Nışanı ', 'Nişan-ı Ali İmtiyaz ', 'Maarif Nişanı ', 'Hanedô.n-ı Ali Osmani Nişanı ' olarak sıralamak mümkündür. il. Abdülhamid, Osmanlı padişahları arasında en çok nişan veren padişah ola­ rak tarihe geçmiştir. Dış siyasette ve iç siyasette uyguladığı "nişan verme siyaseTahsin Paşa, a.g. e. , s. 2 1 3. Yıldız Albümü, No: 90525/26, İstanbul Üniwrsitesi, Nadir Eserler Kütüphanesi . m BOA, Y.MTV, 1 94/ 1 9 (Hicri 05. CA. 13 1 7-Mi/Mf/ 1. 09. 1899). 474 Tahsin Paşa, a.g. e. , s. 2 1 3. m BOA, İ.HR, 303/ 1 9253 (Hicri O 1.M 1304-Mi/Mf 29. 09. 1886). 1 16 BOA , Y.E.E, 7 /23 (Hicri 24/.N /1303-Mi/Mf 26. 06. 1886). 47 7 1 850 yılında para darlığı nedeniyle daha önceden dağıtılan nişanlar toplanarak eri­ tilmiş ve tekrar kullanılmıştır. Mrydan LarousSB, "Nişan" ,C.9, Meydan Yayınlan, İstanbul 1 995, 368. 472

UÔUR ÖZCAN

1 94

ti" sayesinde içeridekileri daha sadık, dışarıdakileri ise daha az zararlı hale getirmeyi başarmıştır4 78. a. Abdülhaınid'in Nikola'ya ve Yakınlarına Verdiği Nişanlar Nişan-ı Ali İ"'tiy az: 1 878'de çıkarılan bu nişan; ilmiye, mülkiye ve askeri sınıflarına mensup kişilere, aynca, olağanüstü hizmetleri görülen kişi­ lere verilmekteydi. Altından olan bu nişanlar için Padişah'ın iradesi gereki­ yordu. Nişan üzerinde Abdülhamid'in "el-gazi" unvanı ve "hamiyet, gayret, şecaat, saddkaf' kelimeleri işlenmiştir. En itibarlı nişanlardan biri olan Nişan-ı Aı i İmtiyaz; krallara, hükümdarlara bizzat Padişah tarafından takdim edilir­ di479. Daha önce bir eşi İran Şahı için yaptırılan İmtiyaz Nişanı, bu kez Ka­ radağ Prensi için kuyumcu esnafından Artin Efendi'ye 75 bin kuruşa imal ettirilmişti4Bo. Hazırlanan bu madalya, 1 886 yılında resmi heyetle Karadağ'a gönderilmişti48 1 . Nişanın takdim töreninde, masrafları Osmanlı Devleti tara­ fından karşılanan büyük bir ziyafet tertip edilerek, 'İmtiyaz Nişanı ' Prens Nikola'ya merasimle takdim edilmiştir482. Prens Nikola, duyduğu memnuni­ yeti ve teşekkürlerini Fransızca olarak kendi el yazısıyla yazdığı mektubunda dile getirmiştir483. (Bkz. Resim-38)

İftihar Nişanı: Abdülhamid'in Nikola'ya verdiği ikinci nişan, 'İftihar Nışanı'dır il. Mahmud döneminde altın ve gümüşten imal edilmiş olan bu madalyalar elmasla süslenmiştir484. 1 85 1 yılında nişan ve alametlerin, Darphane-i Amire tarafından basılmasına karar verilmesiyle, devlet bütçesi için çok masraflı kabul edilen nişanı iftihar, o yıldan sonra çok az sayıda ba­ sılmaya ve üst düzey devlet adamlarına verileye başlanmıştı48'.ı. 1 899 yılında .

47 8

İhsan Süreyya Sırma, Belge/erk il. AhdüUıamid Dönemi, Beyan Yay, İstanbul 2000, s.

479

İbrahim Artuk, "Nişan" , DİA, C. 33, TDVY, İstanbul 200 7 , s. 1 54- 1 55.

226.

+so BOA , İ.DH., 982 1 7 7540 (Hicri 21. C. 1303-Milô.di 27. 03. 1886); BOA, İ.DH.,

l 003 /79232 (Hicri 20.Z 1303-Milô.di 18. 09. 1886) 48 1 BOA, İ.DH., 99 1 1 78243 (Hicri 07.Ş. 1303-Milô.df 1 1. 05. 1886). 4s2 BOA, i.HR, 30 1 / 1 9 1 25 (Hicri21.Ş. 1303-Milô.df 25. 05. 1886). 483 BOA, Y.E.E., 63122 (Hicri 07. Z /304-Milô.di). Abdülhamid, aynca, Karadağ Harici­ ye Nazın Mösyö Gavro Vukoviç'e altın ve gümüş 'İmtiyaz Madalyası' vermiştir. BOA, İ.TAL, 1 84/ 1 3 1 7R070 (Hicri 26.R. 131 7-Milô.df 02.09. 1899). 484 Artuk, a.g.m., s. 1 54. 485 Geniş bilgi için bkz. Edhem Eldem, !/lihar ve İmtiyaz: Osmanlı N!jan v e Madalya/an Ta­ rihi, Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi, İstanbul 2004.

II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ OSMANLI-KARADAÔ SİYASİ İLİŞKİLERİ

1 95

Prens Nikola'nın İstanbul'a ikinci ziyaretinde kendisine çok nadir olarak basılan 'Murassa !fli,har Nışanı ' takdim edilmişti486• (Resim 40) Şefkat Nişanlan: Üç rütbeden ibaret olan Şefkat Nişanı, il. Abdülhamid döneminde, kadınlara özel bir nişanın gerekliliği üzerine 1 878'de yapılmıştır. Bu nişanlar deprem, yangın, su baskını gibi durumlarda ya da savaş zamanlarında bedenen ya da madden yararlılık gösteren kadın­ lara verilmek için tasarlanmıştır. İnsaniyete, devlete, vatana, milletin menfa­ at ve selametine yardım eden "her tabiyetten bütün ka.dın/ara " verilebilecek bu nişanın üzerinde, il. Abdülhamid'in "El-gazi" unvanı ile "insaniyet, muavenet, hamiyyet" kelimeleri işlenmiştir487. Altından imal edilmiş bu nişan, beş köşeli yıldız şeklindeydi488 . Son derece zarif bu Şefkat Nişanı, Karadağ Prensi'nin eşi Prenses Milcna'ya birinci dereceden verilmiştir489(Resimler-36). Prenses Milena'nın özelinde bütün Karadağ kadınına verilen bu nişanın değerinin yanında, böylesine sembolik bir anlamı da vardı. Yine Prensin büyük oğlu Danilo'nun eşi Prenses ]utta dö Mecklenburg'e birinci rütbeden, kızı Prenses Kaseti'ye ise ikinci rütbeden Şefkat Nişanı verilmişti+'lo. Mecidi Nişanı: İlk olarak 1 852 yılında Sultan Abdülmecid adına ih­ das edilen ve batı tarzında ilk nişan olan Mecidi Nişanı, beş rütbeden oluşmaktadı ve belli sayıda üretilmiştir49 1 • Lakin, yabancılara verilen Mecidi Nişanlarında herhangi bir sınırlandırma söz konusu değildi492• Nitekim Abdülhamid, Karadağ Prensiyle birlikte İstanbul'a gelen Prensin oğlu Mirko'ya Murassa Mecidi Nişanı vermişti493• (Resim-35-36) . Yine Prensin büyük oğlu Prens Danilo'ya altın imtiyaz madalyası verilmişti. Üzerinde ise "Devlet-i Aliye-i Osmaniye uğrnnda fevkalade sadakat ve şecaat ibraz edenlere mahsus-

rn,;

BOA , İ.TAL, 1 84/ 1 3 1 7 /R-084 (Hicri 24.R. 13 1 7-Milddi 31. 08. 1899). Artuk, a.g.m, s. 1 54.; Eldem, a.g.e. , s. 1 70- 1 80. 488 Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C.III, MEB, İstan­ bul 2004, s. 3 1 5. 489 BOA, İ.TAL, 1 8 1 / 1 3 1 7 / Ra-0 1 2 (Hicri 09.RA. 131 7-Miüıdi 1 7. 07. 1899).; Bu nişan bugün Çetine' deki National Museum of Montenegro-Nichola's Museum'da sergilenmektedir. National Museum efMontenegro, Kat. ! , Cetinje 2009. 490 BOA, Y.E.E, 1 31 1 5(Hicrf 28.RA. 131 7-Miüıdi 05.08. 1899). 49 1 Eldem, a.g.e., s. 1 76. 49 2 Artuk, a.g.m., s. 1 54- 1 55. 493 BOA, İ.TAL, 1 84/ 1 3 1 7 /R-084 (Hicri 24.R. 131 7-Miüıdi 31. 08. 1899) +R7

UGUR ÖZCAN

1 96

tur'' yazısı ve hemen altında, "Prens Danilofi 1 1 mektedir. (Resim-37)

CA

131 4" ibaresi dikkat çek­

Nişan-ı Osnıani: 1 86 1 'de çıkarılan Osmani Nişanı ilk başlarda üç rütbeden müteşekkilken daha sonra bir rütbe daha eklenerek dört rütbe ya­ pılmıştır. Birinci rütbe Murassa Osmani Nişanı, toplamda 408 pırlanta içermektedir494• İşte böylesi bir nişan birinci rütbeden Karadağ Prensi'nin ortanca oğlu Prens Mirko'ya verilerek taltif edilmiştir495. Mirko kadar Prens Nikola için de büyük anlamlar ifade eden bu madalyanın verilişi, gazetelerde ilan edilmiştir49Ci. Aynca Karadağ Prensi'nin amcasının oğlu olan ve iç işleri bakanlığı da yapan Voyvoda Bojo Petroviç497 ile Karadağ'ın Dersaadet Sefi­ ri Mösyö Mitar Bakiç'e de Nişan-ı Osmani birinci rütbeden verilmiştir498 . (Resim-33) Sanayi Madalyası: Çok önemli addrdikn işkrin başanlmasının hatı­ rası olarak altın, gümüş, bakır ve nikelden yapılan, bir defaya mahsus olarak verilen bir "mük. Bu sırada Podgoriçe'den Osmanlı askerlerinin çekil­ me işlemi başlatılmıştır. Askerler çekilirken kesinlikle halka silah ve mühim­ mat bırakılmaması istenmiştir. Çünkü terk edilmesi gereken yerlerde Arna­ vutlar yaşıyordu. Onların yatıştırılması ve teskin edilmesi başlı başına bir iştir. Yıllardır o topraklarda doğup o topraklarda büyüyen insanları vatanla­ rından bir çırpıda koparıp atmak, beraberinde isyanları, başkaldırışları geti­ rebilirdi. Bu nedenle, Podgoriçe halkı teskin edilmeye çalışılmıştırlili. En ni­ hayetinde 26 Ocak 1 879 tarihinde Osmanlı Devleti Podgoriçe ve İşboz'u sorunsuz bir biçimde Karadağ'a bırakmıştır1>7. Podgoriçe'nın Karadağ'a terki sürerken diğer yandan da Karadağ hükumeti, Podgoriçelilerden, Karadağ yönetiminden memnun olduklarına ve Osmanlı hakimiyetini istemediklerine dair imza toplayarak kamuoyu

ı;:ı Evliya Çelebi 1 65 1 - 1 653 yıllan arasında Rumeli seyahatine çıkmıştır. Evliya Çekbi; Evliyd Çelebi Seyahatnamesi, 9. Kitap, Zuhuri Danışman Yayınevi, İstanbul 1 970, 226-2 2 7 . 6 { Adnan Pepiç, "Podgoriça'nın Kısa Bi r Tarihçesi" OTAM, Sayı 1 8'den Ayn Basım, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 2006, s. 2 7 3-282. 6 j Türkgeldi, a.g.e. , s. 1 3 7 . 6 6 B OA , A.MKT.MHM, 483 12 (Hicri 19 ş 1295-MiMdi 18. 08. 1878). 67 Türkgeldi, a.g.e. , s. 1 3 7 ; Pepiç, a.g.m., s. 28 1 -282.

UGUR OZCAN

256

oluşturmaya çalışmıştıı-pesi'ndeki kule mt>vzuunda verdiği bilgiler tashih gerektirmek­ tedir. Arnavutların inşa ettikleri Hamidiye kulesinin yıkılmasına direnmek için Abdülhamid ile yaptıkları yazışmalarının, Arnavutların, teşekkür mesajı olarak yansıtılmasının, düzeltilme­ si greken bir husus olduğu kanaatindeyiz. Ayrıca Hatemi, Yezero kulesini Karadağlıların inşa ettğini ve Arnavutların da bu kulenin yıkılması yönünde verilen karar ile ilgili memnuni­ yetlerini dile getirdiklerini söylemiştir. Ama bu kule Süleyman Külçe'nin de belirtiği gibi Ar­ navutlar tarafından inşa edilmiştir. ** "Pantometre Aleti dürbünsüz veya dürbünlü olmak üzere iki türden oluşan üzerin­ de 0-360 derece bölümü olan bir silindir üstünde gözleme için yarıklar olan arazi ölçümünde kullanılan bir alettir. Silindirin üstüne bir de pusula konmuştur." Muzaffer Şerbetçi, Türk Haritacılığı Tarihi (1895 - 1995), HKMO, İstanbul 1 999, s. 83. 304 Külçe, a.g.e. , s. 3 1 7 .

308

UÔUR ÖZCAN

si olmuş, Mirliva Salih Paşa ve İpek Mutasarnfı ve Kumandanı Hasan Bey Yezero Tepesi'ne intikal etmişlerdi305, Sorunun banşçıl yöntemlerle çözülmesi için Mitroviça'da bulunan Şemsi Paşa, Abdülhamid' den yetki istemesi üzerine 28 Eyli.il 1 907 'de bölge halkının kültürünü ve adetlerini yakından tanıyan biri olarak, Yezero Tepe­ si'ne tayin edilmişti306. Karadağ hükumeti ise General Lakik başkanlığında bir komisyon oluşturarak bölgeye göndermişti307. İki heyet Yezero Tepesi yakınında Çakura Kulesi'nde buluşmuşlardır. Daha sonra Yezero Tepesi'ne giderek yerinde inceleme yapmışlar ve 3 günde inşa edilen Hamidiye Kule­ si'nin bir köşesinin bir buçuk metre Karadağ sınınnı ihlal ettiğine karar vermişlerdi30B . Durumdan memnun olmayan Karadağlılar, bunun "sınır ihlali" oldu­ ğunu ve kulenin derhal yıkılması gerektiğini söylemişlerdi. Karadağ heyeti­ nin bu isteği üzerine Abdülhamid'e durum bildirilmiş ve Karadağ Prensi ile dostluk hislerini göz bulunduran Sultan Abdülhamid, kulenin yıkılması yö­ nünde talimat vermişti. Fakat bu kez Gosine ve Plav halkı bunu reddetmiş "Padişahın adına yaptırdığımız kulenin yıkılması, ona karşı bağlılığımızı azaltır. " diye­ rek kuleyi yıkmamakta kararlı olduklannı göstermişlerdi. Berane'den Yıldız Sarayına çektiği şifreli telgrafta Ferik Şemsi Paşa, Gosine, Plav, İpek ve Yakova halkının "nikahları " üzerine yemin edip besa andı içtiklerini, kararla­ nndan dönmeye hiç niyetleri olmadığını söylemişti. Şemsi Paşa her ne kadar iki metre geriden, istenilen büyüklükte yeni bir kule hatta bir değil üç kule yapılacağını, yeterki sükunetlerini korumalan çağnsında bulunsa da halk, karanndan dönmemişti309. Abdülhamid, durum kendisine bildirilince, adeta "çıpUık bir tepe"olan Yezero için bu kadar çekişmeye değmeyeceğini ve Kara­ dağlılara bırakılmasının uygun olacağını söylemiştir. Diğer taraftan, Karadağlılar, kulenin yıktınlması için bir hafta süre ta­ nımış, aksi hfilde Karadağ Dersaadet Maslahatgüzannı geri çağıracaklannı belirterek bir ültimatom göndermişlerdi. Sultan Abdülhamid bunun üzerine 305 Külçe, a.g.e. , s. 3 1 7 . 306 BOA, İ.HUS, 1 58/ 1 325/Ş-045 (Hicri 1 4/Ş /1325-Milddf 22. 09. 1907). 30 7 Bosna ve Arnavutluk sınırında bulunan Tirgovişte'de doğan Şemsi Paşa bu toprak­ larda büyümüştür. Dolayısıyla yerel halkın anlayışına, geleneğine, göreneğine, diline vakıfur. Kabile reislerini tanıması ve halk üzerindeki etkisi, böyle görüşmelere onu çok elverişli kılmış­ ur. Külçe, a.g. e. , s. 340. 3os BOA, Y.MTV, 303 /43 (Hicri 13/N /1325 -Milddf 20. 1 0. 1907). 309 BOA, İ.HUS, 1 57 / 1 325/N-26 (Hicri 13/N /1325 -Milddf 20. 1 0. 1907).

il. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ OSMANLl-KARADAG SİYASİ İLİŞKİLERİ Şemsi Paşa'ya telgraf çekmiş, olayı çıkaranlara

309

"ıütbe ve nişanlar'' vermek su­

retiyle karışıklıkların giderilmesini ve önemsiz olan Yezero Tepesi'nin Kara­ dağ'a terk edilmesini istemişti. Fakat bunun bölgedeki Müslümanları incite­ ceği gerçeğini de hesaba katan Şemsi Paşa, Padişaha yazdığı cevabi telgrafta, İşkodra'dan Avusturya'ya kadar Osmanlı-Karadağ sınır tahdidinin yeniden yapılmasının gerekliliğine değinmiştir. Karadağlılar bu olumsuz cevap üze­ rine İşkodra'daki sınırda bulunan Grabom ve Hacı Tahir Kulelerine saldır­ mışlardı. Saldırıyı haber alan Hoti ve Grode malisörleri Karadağlılara mu­ kabelede bulunmuşlardı3 t o . İki devlet neredeyse savaşın eşiğine getiren bu durumun neticesi Kara­ dağlılar, 5 Kasım l 907 'de Osmanlı sınırlan içindeki İrjaniçe Köyü'ne saldı­ rarak bir

nevi

Yezero

Tepesi

hadisesinin

öcünü

almak istemişlerdi.

İrj aniçe'nin ilginç bir konumu vardır. Üç tarafı Karadağ sınırıyla çevrili olan bu köyün, bağlı bulunduğu Osmanlı topraklarıyla arasında, Lim Nehri var­ dır. Bu nedenle savunması güç olan İrjaniçe Köyü'ne3 1 1 , köprü ve yeni kale­

ler yapılması için ödenek ayrılsa da henüz köprüyle bağlanamamıştı3 1 2 .

İrjaniçe Köyü'nde bulunan İrj aniçe karakolu kumandanı Mülazım-ı Evvel Veli Efendi, mühimmat eksikliği nedeniyle destek istemişti. O an Berane'de bulunan Şemsi Paşa, kendisine telgrafla haber verilince bölgeye intikal etmek üzere harekete geçmiştir. Bu esnada Erkan-ı Harb Fevzi Bey ve Hudud Komiseri Ali Bey, İrj aniçe'nin müdafaasına başlamışlardır.

"Bir buçuk metre" için İrj aniçe'nin kaybedilmesi endişesi yaşanırken, Veli Efen­

di'nin yardım isteği üzerine Lim Nehri'nden geçilerek İrjaniçe'ye asker ve cephane desteği ancak sağlanabilmiştir. lrj aniçe'deki kuleye yardım ulaştığı­ nı gören Karadağlılar, geri adım atıp kuşatmadan vazgeçmişlerdi. Barışın korunması yönünde tavır sergilemeyle başlayan Karadağı yapılan ateşkesin ardından olayı tatlıya bağlamışlardı. Sultan il. Abdülhamid, bu başarı üze­ rine Fevzi Paşa'yı terfi ettirerek Miralaylığa yükseltmiştir3 1 3 , Olay sırasında zarar gören halka ise yetmiş beş bin kuruş tahsis edilerek3 14, halkın yaralan sarılmıştır. 3 10 Külçe, a.g. e. , s. 3 1 7 . 3 1 1 Külçe, a.g. e. , s. 32 1 -322. 3 1 2 BOA, TFRI.KV, 1 80 / 1 7956 (Hicrf 06/L 11325 -Mi/Mf 12. 1 1. 1907). 3 1 3 Külçe, a.g. e. , s. 32 1 -322. Fevzi Paşa (Çakmak), 1 907 yılında 37 yaşındayken Miralay olmuştur. Bilindiği gibi Fevzi Paşa, 1 899'da Kosova Vilayeti'ne bağlı olan Mitroviçe'de bulunuan XVIII. Nizamiye Fırkası Erkan-ı Harp Reisliğine atanmışu. Ozçelik, a.g.m., s. 1 90. 3 1 < BOA, İ.HUS, 1 6 1 / 1 325/Za-2 l (Hicrf 091,(a/1325-Mi/Mf 1907).

310

UGUR OZCAN

1 908'de yapılan Tahdid-i Hudud Komsiyonu çalışmalannda , İşkodra Gölü ile Venedik Körfezi arasında bulunan güzergah ile İşkodra Gölü'nün kuzeyinden Tara Nehri'ne kadar olan sınır, detaylı bir biçimde yazılmıştır. "Devl,et-i Alrye-i Osmanrye il,e Karadağ Hududu Tarifaı1mesi" ismiyle 1 324(h)'te ba­ sılan hudud tarifnamesine3 1 5 rağmen sorunlann çözülmediği görülmektedir. Arnavutlann yoğunlaşan Meşrutiyet isteklerine mukabil, İttihat ve Terak­ ki'yi desteklemeleri neticesinde gelen İttihat ve Terakki yönetimi bekleneni veremeyince, bölgedeki Arnavutlan hayal kınklığına uğratmış ve Arnavutlar bağımsızlık için harekete geçmişlerdir. il. OSMANLI-KARADAG SINIR SORUNLARI Karadağ bağımsızlığını kazandıktan sonra Osmanlı Devleti ile Karadağ Devleti arasında zorluklarla ve sorunlarla dolu sınır tesbit çalışmalan yapıl­ maya başlanmıştır. Karadağ hükumetiyle, Hüklımet-i Seniyye arasında mevzu bahis olan ihtilaflar bir türlü aşılamamış, bu da hudud tahdidini ge­ ciktirmiştir. Bunlara zorlu doğa koşullan da eklenince özellikle kış aylannda sınır çal ışmaları neredeyse imkansız hfüc gdmiştir:ı ı ı;. Kış şartlarında erzak yetersizliği başgöstermiş ve asker telef olmuştur. Sınırdaki askerler elbisesiz­ likten ve çamaşırsızlıktan şikayet etmişlerdir:ı ı 7 , Bu zorlu şartlara rağmen güçlükle de olsa çalışmalar yürütülmeye çalışılmıştır3 ı s . Hudud tahdidini geciktiren nedenlerden biri d e iki taraf arasında yaşa­ nan anlaşmazlıklardır. Tam her şey çözüldü ve anlaşma sağlandı derken sorun olarak kabul edilmesi bile imkansız küçük bir pürüz, çalışmalan sekte­ ye uğratıyordu. Öyleki, bu durum, komisyonda çalışan memurlann görevini yapamaz hale getirmiş ve onları engellemiştir. Şimdi, Osmanlı-Karadağ sı­ nırını belirleme çalışmalarını sekteye uğratan ve zorlaştıran etmenlere göz atıp, örnekleriyle açıklamaya çalışacağız.

Devleti Aliyye-i Osmaniye ile Karadağ Hududu Tarijndmesi, Matbaai Askeriye, İstanbul 1 324, s. 4- 1 9; Aynca belgenin transkribe edilmiş tam metni için bkz. Temizer, a.g.e. , s. 59-6 1 . 3 1 6 BOA,Y.PRK.ASK, 2 1 /44 (Hicri 21.S. 1301-Milddi 21. 12. 1883). 3 l 7 1 902 yılında Sırbistan ve Karadağ, Hudud Müfettişi olan Ahmed Hamdi Paşa'ya bir telgraf çekerek durumlarını anlatmışlardır. BOA , Y.MTV, 22 7 / 1 62 (Hicri 28/Z /1319Milddi 07. 04. 1902). 3 1 8 BOA , Y.PRK MYD, 3 / 28 (Hicri 26.S. 1301-Milddf 26. 12. 1883).

il.

ABDÜLHAMİD DONEMİ OSMANLI-KARADAÔ SİYASİ İLİŞKİLERİ

31 1

A. ARAZİ SORUNLARI a. Meralar ve Arazi-i Metruke Karadağ'da, coğrafi yapı itibanyla tanına elverişli arazi çok azdır. Öyleki, Karadağlılar, kayalıklar arasındaki küçük toprak parçalannı bile değerlendirmeye gayret etmişler ve kendilerine küçük ekim alanlan oluştur­ muşlardır3 19. Doğal şartlar Karadağlılan hayvancılık sektöründe yoğunlaş­ maya itmiştir. Neredeyse hayvancılık, gelir getiren tek işti32o. Ekim yapılabi­ lecek arazinin azlığına karşın hayvancılık noktasında zengin sayılabilirlerdi. Her aileye 2 1 koyun, 1 O keçi, yaklaşık 4 büyükbaş hayvan düşmekteydi. Bu rakamlann diğer Balkan ülkelerinin oranlanyla kıyaslandığında ortalamanın üzerinde olduğu görülmektedir32 1 . Keçi, koyun gibi küçükbaş hayvanlar ye­ tiştiren halk için meralar vazgeçilmez hayati önem taşıyan alanlar konumu­ na gelmiştir322. Karadağlılar ve Osmanlı tebaası arasında meralar üzerindeki çatışmalar temel olarak, hayvan otlatma, ot biçme, yaprak kesme323, odun kesme gibi meseleler etrafında dönüyordu. Çok yağmur almasına rağmen tanın açısından verımsız kayalık ara­ zilerle kaplıdır. Hayvancılık bu nedenle temel geçim kaynağını oluşturmak­ tadır324. Temel geçim kaynağı hayvancılık olan toplumlarda otlaklar çok mühim bir yer işgal etmektedir. Odaklan mümkün olduğunca en verimli şekilde kullanmaya çalışan Karadağlılar, mevsimine göre hayvanlan farklı meralarda yayarak beslerken, kışa hazırlık olarak da ot toplamışlardır325 . Bunun yanında Karadağ sınırında yaşayan Arnavutlar ve Karadağlılar tara­ findan sınır tespiti yapılan ya da yapılamayan arazilerde hayvanlarını otlat3 1 9 Yetiştirilen ürünler mısır ve patatesten ibarettir. Ahmet Tevfik, Karadağ Coğrqfjıası, Mahmud Bey Matbaası, Sırpça'dan Osmanlıcaya Tercüme: Mirliva Ahmed Tevfik, Dcrsaadet 1 329, s. 5 . :ı2 0 Mercan, a.g. e. , 1 58, Ahmet Tevfik, a.g.e. , s. 4. 3 2 1 Michael Palairet, Balkan Ekonomileri 1800- 1 9 1 4 Kalkınması;:_ Evrim, Çev: Ayşe Edirne, Sabancı Üniversitesi Yayınlan, İstanbul 2000, s. 1 64. :l n jelavich, a.g.e., s. 273. 3 2 3 Yaprak kesmek üzere iki yüz seksen Karadağlı, muntazaman Terpice meralarına gidiyorlardı. Yanlarındaki ekmek ve eşyayı suret-i dostii.nede asii.kir-i şahane nezdine bırakmış oldukları halde, yaprak kesmeye giden Karadağlılar, burada üç dört gün kalıyorlardı. Silahşorii.n-ı hazret-i padişii.hiden Mustafa beyin oğlu İlyas, okuryazar Türkçe söyler birisi olmasına rağmen, otuz kadar Hotlu malisör ile Terpiçe merasına gelerek, taşkınlık çıkarmış ve yol kesmişti. BOA , İ.HUS, 30/ 1 3 1 2R-044, (Hicri 15.R. 1312-Milddf 14. 10. 1894). 32 1 Cozens-Hardy a.g.m., s. 3 8 7 . 32 5 Palairet, a.g.e. , s. 1 65.

UOUR ÖZCAN

312

mak için sınır ihlali yapıldığı görülmüştür3 2 6, Bu ihlaller zaman zaman kanlı çatışmalara bile dönüşebilmiştir. Çoban öldürme, mera meselesinde fitili ateşleyen olaylann başında gelir327• 1 886 yılında yine böyle bir otlak hadisesi yaşanmış ve Karadağılar, sının geçerek Kolaşin'e girmişlerdir. Kosova halkında huzursuzluk meydana getiren bu olay, kısa sürede yatıştınlmıştır. Çetine'deki

Osmanlı

sefiri

kanalıyla Nikola'ya,

bir

telgraf çekilerek,

tecavüzlerin önlenmesi ve böyle bir hadiseye mahal verilmemesi yönünde bir uyanda bulunulmuştur328. Aslında Karadğalılann sınır ihlali yapmalan kendilerince bir zorunluluk haline gelmişti. Çünkü yüksek dağlarda konuş­ lanan

Karadağlılar

için

kışın

hayvanlannı

otlatabilecekleri

bir

alan

bulabilmek çok zordu. Onlar da sürülerini otlatmak için daha aşağılara inmek durumunda kalıyorlardı. Bu da doğal olarak komşu topraklann ihlal edilmesine neden olmaktaydı329. Hayvanlan yaymak, bir mesele çıkarmanın aracı gibiydi. Hadisenin başka bir boyutu ise bölge insanındaki "cesaret" algısıydı. Karadağlı bir çoban için Arnavutluk sınınndaki Osmanlı arazisine hayvanlannı sürmek, cesaret sergilemek ve güç gösterisi anlamına geli­ yordu33 o . Şekular merası ve Mukro çayın, iki devlet halkı arasında en tartışmalı araziler arasında gösterilmektedir. Abdülhamid'e göre bu arazinin on be; bin

kuruş bile değeri yoktur. Sınırlar çizilince Şekular merası Arnavutlara kalır­ ken, bu meraya eşdeğer olarak Mukro çayın da Karadağlılara bırakılmıştır. Buna rağmen hayvanlannı otlatmak için sınır ihlal eden "Dağlılann " bu dav­ ranışı bir anlaşmazlığa, çatışmaya ve karşılıklı ölümlere neden olacağından

insanryete ve hukuk-ı hemcivaıiye ters bir durum teşkil ediyordu. Bu nedenle ön­ celikli yapılması gereken, Karadağlılann bu ısrarlanndan vazgeçmelerini sağlamaktı. Prensin yaklaşımıysa, Karadağlılann Şekular merasından istifa­ de etmelerinin bir "hak" olduğu şeklindeydi33 I .

326 BOA, DH.MKT, 1 528/ 1 09 (Hicrf 26/:{.a/1305-Milddf 04. 08. 1888). 3 27 Örneğin Velika'da Osmanlı tebaasından çobanlara ateş açılmışur. İvan Polye Kulesi'ndeki Osmanlı askerlerinin Velikalılara cevap vermesiyle devam eden olaylar, Karadağ askerlerinin de Osmanlı askerlerine ateş açmalanyla iyice büyümüştür. BOA, Y.PRK.UM, 50/84 (Hicri 08/S/13 1 8-Milddf 06. 06. 1900). 328 Ünlü, a.g.e. , s. 1 85. 3 29 Palairet, a.g. e. , s. 1 66. 330 Trevor, a.g.e. , s. 38-39. 33 1 BOA, Y.PRK.BŞK, 1 8/58 (Hicri 2 7 Z,a 1307-Milddf 1 4. 0 7. 1 890).

il. ABDÜLHAMİD DONEMİ OSMANLI-KARADAG SİYASİ İLİŞKİLERİ

313

Dönemin Çetine elçisi Ahmet Tevfik Paşa, konuyla yakından ilgilenen Abdülhamid'e 1 890 yılı Temmuz ayında şifreli bir telgraf çekerek, Prens ile yaptığı görüşmeye dair bilgiler vermişti. Onun edindiği intiba, Prensin söz konusu mera hakkındaki tekliflere sıcak bakmadığı yönündeydi33 2 . Gosine ve Plavlılar da Şekular yaylası üzerindeki

birkaç yüz.bin kuruşluk kıymetinde arazi

hasılatını Karadağlı komşularından istemeyi en doğal haklan olarak görü­ yorlardı. Aslında bu gelirlerin, Karadağlı komiserler tarafından toplanarak, Osmanlı Devleti yetkililerine teslim edilmesi gerekiyordu ki onlar da Gosine ve Plavli halka versinler. (Bu konuyu bir sonraki başlıkta "dörtleme hasılatı" olarak derinlemesine ele alacağız.) Ama işin kötü tarafı gerekli hasılatı top­ lamaya giden Karadağlı komiserlere halk, gelecek sene için

icabına bakarız

diyerek hasılat bedellerini ödemeyi erteliyorlar ve borçlarını öteliyorlardı333. Gosine halkı için çok ehemmiyetli olan bu çayırlar, hayvancılıkla geçi­ nen halk için olmazsa olmazdı. Abdülhamid, Karadağlılarla basit bir otlak meselesi yüzünden karşı karşıya gelmemek için çok defa irade yayınlamasına rağmen, sorun çözülememiştir . Abdülhamid'e göre Şekular ve Mukro çayır­ lan

"hiçbir değeri olmayan" yerlerdir. Ve kesinlikle kan dökmeye ve dostluk iliş­

kilerini güçlü tutmaya çalıştığı Prens Nikola ile bu konuda ters düşmeye de­ ğecek bir sorun değildi. Nihayet Abdülhamid 1 892 yılında şöyle bir çözüm yolu bulmuştur: Gosineliler otlaklarda hayvanlarını serbestçe atlatabilecek­ ler, bunun karşılığında otlakların sahipleri olan Karadağlılara ot bedeli ola­ rak her yıl 300 altın vereceklerdir. Abdülhamid'in bu teklifi kabul görmüş ve sorun çözülmüştür334. Bilindiği gibi, Arnavut halkı Osmanlı hükfıme-tinden ziyade Sultan Abdülhamd'i dinliyor, onun sözüne itimat ediyorlardı. Tahsin Paşa'nın ifadesiyle yalnız Padişah iradesini tanıyorlardı335. 33 2 BOA , Y.PRK.BŞK, 1 8/58 (Hicri 27 ,('a 1307-Milddi 1 4. 07. 1 890). m BOA , Y.PRK.BŞK, 1 8/58 (Hicri 27 ,('a 1307-Milddf 1 4. 07. 1890). 3 '.l 4 Tahsin Paşa, hatıralarında Şekular merasının ("Eşkürleva" olarak ifade etmiştir) Karadağlılara bırakıldığını söyler. Abdülahmid'in, Karadağlılara 300 alun vermesi meselesini de yine Şekular merasında hayvan otlatılmasına müsaade edilmesine bağlar. Bkz. Tahsin Paşa, Tahsin Paşa 'nın Yıldız Hatıra/an Sultan Abdülhamid, Boğaziçi Yayınlan, 1 990, s. 207-208. Fakat burada, Tahsin Paşa'nın, Şekular merası ile Mukro çayırını birbirine kanşurdığı anla­ şılmaktadır. Nitekim otlak kullanımı için verilen bedelle ilgili bilgilerin verildiği belgede, du­ rum daha net anlaşılmaktadır. Yine Karadağ'daki Mukro çayırlan sorunu nedeniyle Kara­ dağlılar ile Rogova, Gusinye, Plav Malisörleri arasında çauşmalar söz konusu olmuştur. Mukro çayırlan, meselenin halli için tarafsız bırakılmış, "bftaref araziler" olarak kaydedilmiştir. Bunun yanında çayır hasılauna mukabil Karadağlılara yıllık belli bir miktar para verilmesi kararlaştınlmışur. BOA, DH.MKT, 479/ 1 2 (Hicri 23/,('a/13 1 0-MilM.f 08. 06. 1893). :ı 3 .ı Tahsin Paşa, a.g.e., s. 207-208.

314

UGUR ÖZCAN

Her yıl düzenli olarak ödenen ot bedeli gecikmeye uğradığı zaman iş kontrolden çıkmış ve mesele uluslararası bir sorun haline getirilmiştir336. Prens Nikola da durumun vehametinin farkındadır ve öncelikle otlak mese­ lesi yüzünden çıkan çauşmalan önlemek amacıyla diplomatik yollardan çö­ züme ulaşmak için Abdülhamid'e 1 892 yılında bir telgraf yollamışur. Diğer taraftan Rusya'nın olaya müdahil olup, İstanbul'daki elçisi kanalıyla soru­ nun çözülmesine yönelik istekte bulunması, "otlak" meselesinin uluslararası bir sorun haline gelmesi endişesini doğurmuştur. Karadağ Dersaadet Mas­ lahatgüzarı da başkitabete gelerek meseleyi tekrar dile getirmiştir. Prens Nikola'dan gelen Fransızca telgraf tercüme edilerek Padişaha sunulunca, Sultan Abdülhamid sarayında bulunan telgrafhaneye giderek, Arnavut ileri gelenlerinin telgraf başına gelmelerini istemiştir. Gosine Kaymakamı Ahmet Hamdi'ye Arnavut ileri gelenlerine iletmek üzere nasihat içeren tebligat ile­ tilmiş ve çok geçmeden sorun çözülmüştür. Abdülhamid, daha sonra Kara­ dağ Maslahatgüzarı Mösyö Bakiç'i huzuruna çağırarak Şek:ular sornnunun halledildiğini, yanmış ve yıkılmış evlerin yeniden inşası için gerekli mali kay­ nağın aktarılacağını Nikola'ya derhal iletmesini söyleyerekrn hem Rusya'nın müdahalesine fırsat vermemiş hem de otlak meselesi gibi küçük bir mesele­ den doğan çatışmayı anında önlemeyi başarmıştır. İşkodra Vilayeti dahilindeki Hotililer ile Karadağ sınırlan içindeki Terbiçe Karyesi halkı yine böylesi bir anlaşmazlığa düşmüşlerdir. Sınırda bulunan meranın hangi tarafa aid olduğu problemini, biri Karadağ hükü­ meti, diğeri Osmanlı Hükümeti tarafından atanan iki memurun, Berane'de bir araya gelerek müzakere yoluyla çözülebilmesi mümkündü. Bu tahkikatta Osmanlı tarafını temsil görevi, Berane'de vazifesini henüz doldurmuş olma­ sına rağmen, Padişah'ın emri üzerine Mirliva Tahir Pa,şa'ya verilmişti. 1 893 yılında Berane'de gerçekleştirilen görüşmeler:ı:ı ıı, çözüm noktasında atılmış pozitif adımlar olarak kayda değerdir. Karatoprak Merası iki ülke ilişkilerini kriz noktasına getiren arazilerden bir diğeridir. "Cmo .?.,emg·a (Black Earth)" diye adlandırılan Karatoprak arazi­ sinin kimin tarafında olduğu noktasında bir anlaşmazlık olduğu için iki tara336 Bir keresinde de yıllık ot bedeli verilmediği için Karadağlılar Eşkürleva'ya (Şekular) toplu halde girerek otlan kesip götürmüşlerdir. Bunun üzerine Gusinye'den yardım için gelen Arnavutlarla Karadağlılar mücadeleye tutuşmuşlardır. Tahsin Paşa, a.g. e. , s. 208. m Tahsin Paşa, a.g. e. , s. 208. 338 BOA, İ.HUS, 7 / 1 3 1 0/C-40 (Hicri !3/C/131 0-Mitadf 02. 01. 1 893).

II. ABDÜLHAMİD DONEMİ OSMANLl-KARADAG SİYASİ İLİŞKİLERİ

315

fın d a b u araziye girmesi yasaklanmışur. Adeta "sahipsiz toprak" hfilini alan ve çok geniş otlaklar yeşerdiği için Karadağlı ve Arnavut çobanların birbirle­ rinden gizli bir şekilde hayvanlarını otlatuğı bir yer olmuştur339• İşkodra Vi­ layeti'nin Tuz Kazası'na bağlı Grode malisörleriyle Karadağ'ın Zeta Nahi­ yesi ahalisi arasından taruşmalı Karatoprak arazisine340 koyun sürüleri sevk ettirilmesi probleminin çözümü hiç de kolay olmamışur. Sorun, Bab-ı Af i ile Karadağ Devleti arasında halledilmedikçe kışkırtmanın ·Önüne geçebilmek mümkün değildi34I . Önce Osmanlı Hükümeti, Karatoprak'ın Osmanlı teba­ asından Grode malisörlerinin olduğunu ve bunun tahrir defterlerine göre delillerle ispatlandığını iddia ederek, İşkodra Valisi Osman Nuri Paşa'ya 30 Rebiülevvel 1 3 1 2 ( 1 Ekim 1 894) tarihli emirname göndermiştir. Bu emir­ nameyi Tuz kaymakamlığı vasıtasıyla Grode malisörlerine müjdeleyen Paşa, olacaklardan habersizdir. Halk bu kararı adeta bir bayram havasında karşı­ lamış ve birbirlerini tebrik ederek kucaklaşmışlardır. Ama, Karadağ hükü­ meti durumdan hiç de hoşnut değildir. Karatoprak'ın Grodelilere aidiyeti hususunda gösterilen delillerin yetersiz olduğunu dile getiren Karadağ Hükümeti, çözümün İngiliz, Fransız ve Avusturyalı ya da İtalyan Hümüket­ lerine müracaatle olabileceğini savunmuşlardır. Karatoprak'ın defterlerde Luma ve Durak şeklinde yer aldığı iddialarına da karşı çıkan Karadağ Hükümeti, bu isimde mezraların Karatoprak merasında yer almadığını söylemiş ve defterin kesinlikle nazar-ı dikkate alınmaması gerektiğini savun­ muştur. Karadağ hükümetinin bir diğer çözüm yolu teklifi ise bu meranın hem Grodeliler hem de Zetalılar tarafından müştereken kullanılmasını sağlamaktı. Bu da olmazsa araziyi iki halk arasında taksim etmekten başka çare kalmayacaku. Bunlar yapılmazsa başka altarnatif çözüm yolları ara­ nacaktı. Meclis-i Mahsus'un 1 6 Aralık 1 894'te aldığı ve bütün bakanların mühürlerini bastığı karar, sekiz gün içinde Padişah tarafından da onaylana­ rak İşkodra valisine tebliğ edilmişfrl42. Nihayet Karatoprak Merası'ndaki anlaşmazlıkların giderilmesi ve bir çözüme kavuşturulması için altı kişiden oluşan bir komisyon teşkil edilmiştir. Bu komisyon Osmanlı tebaasından ve Karadağ tebaasından o bölgeyi iyi bilen şartlara vakıf, araziyi bilen, güvenilir, mutemed kişilerden ve sayıca eşit

Trevor, a.g. e. , s.39. BOA , İ.HUS, 32/ 1 3 l 2C-043 (Hicri 13. C. 13 12-Milô.df 1 1. 12. 1894). 34 1 BOA , Y.MTV, 1 0 7 /46 (Hicri 24/R /1312 -Milô.df 23. 1 0. 1894). 342 BOA, İ.AS . , 1 9/ 1 3 1 2/C/26, (Hicri 26/C /1312 -Milô.df 24. 12. 1894). 33 9

340

UGUR OZCAN

316

olarak oluşturulacaktır. Tabii komisyon kurulması haberi Grodeli malisöneri hayal kırıklığına uğratmıştır. Osmanlı Devleti, verdikleri sözden döndükleı-i için, kendilerine sırt çevirmekle suçlamışlardır.

Cehaletin kol gezdiği

malisörlere, karann anlatılması kadar zor bir şey yoktur. Öyle ki Osman Nuri Paşa, bir devlet adamı olarak daha önce Tuz kaymakamlığı kanalıyla ilan ettiği ve müjdelediği aidiyet kararının tam aksine bir ilanda bulunmak­ tansa, 9 Aralık 1 894'te gönderdiği şifreli telgrala görevden affını istemeyi yeğlemiştir343. Çünkü durum gerçekten vahimdir. Malisörin artık kendi top­ raklan olarak gördükleri Karatoprak'la ilgili böylesi bir karann içselleştirme­ leri mümkün gözükmüyordu. Karatoprak'ta bir çobanın öldürülmesi de­ mek, iki halkın birbirine girmesi demek olabilirdi. Nitekim çok geçmeden böylesi bir hadise vuku bulacaktı. Karatoprak arazisinde hayvanlarını otla­ tan bir Arnavut çobanın öldürülmesi üzerine yaklaşık kırk kişilik bir Arnavut grubu Karatoprak'a girmiş ve Karadağlıları takibe başlamışlardı. İki guru­ bun silahlı çatışmaya girdiği esnada yetişen Osmanlı birlikleri araya zar zor girmiş ve çatışmayı daha fazla büyümeden engelleyebilmişti344. Meraların paylaşılamadığı böyle durumların ötesinde bir de şahıs malı olan arazilere girilerek otlann kesilip toplanması gibi sorunlar vardır. 1 888 yılında bazı Karadağlıların, Tara Nehri'nden karşıya geçerek Kolaşinli Ha­ san Ağa'nın şahsi malı olan Payalonya arazisinin otlarını biçmeleri, ot biçme problemine bir örnektir.345 Bazen de iki taraf köylülerinin ortaklaşa kullan­ dıkları meralarda ot biçme sırasında anlaşmazlık çıkmıştır346. Aynca ot yığınlarının yakılması şeklinde tezahür eden kundaklama olaylan ve bu olaylar sonucu silahlı çatışmaya kadar giden husumetlere yaşanıyordu. Örneğin 1 907 yılında Velikalılar, Gosine'nin Nevaşin karyesinde, ot yığın­ larını yakınca ortalık birbirine girmiş, iki taraf arasında silahlar konuşmuş­ tur. Sınırda bulunan Osmanlı karakolu olaya müdahale etmek zorunda kalmıştır34 7 . Mukro Çayın'nda Karadağlılar ile Rugovalı Arnavutlar arasında 1 902 yılında benzer ihtilaflar yaşanması üzerine, bir komisyon teşkil edilmiştir348. 343 BOA, İ . AS . , 1 9/ 1 3 1 2/C/26, (Hicri 26/C /13 12 -MiMdf 24. 12. 1894). 344 BOA , A.MKT.MHM, 60 1 /4 (Hicri 21 B 13 1 1-MiMdf 28. 01. 1894). 345 BOA, DH.MKT, 1 528/ 1 09 (Hicri 26/Z,a/1305-MiMdf 15. 07. 1888). 346 Maşince ve Kosova'nın İsermanice-i Bala köylülerinin arasında olduğu gibi. Bkz. BOA , DH.MKT, 4291 1 3 (Hicri 26/Ra/1313-MiMdf 1 6. 09. 1895). 347 BOA , DH.MKT, 1 1 96176 (Hicri 27/B/1325 -MiMdf 05. 09. 1907). 348 BOA, 1.HUS, 97 / 1 3205-079 (Hicri 21 S 1320-MiMdf 29. 05. 1902).

il. ABDÜLHAMİD DONEMİ OSMANLI-KARADAG SİYASİ İLİŞKİLERİ

317

Bu komisyonda önce Ahmed Hamdi Paşa görevlendirilmiş ama başarısız olunca bu kez, Şemsi Paşa görevi devralmıştır349. Tıpkı Şekurlar arazileri ihtilafında olduğu gibi Abdülhamid'in İrade-i senryyesiyle Karadağlılara, arazi­ lerinin karşılığında her sene bedel ödeneceği bildirilerek sorun tatlıya bağ­ lanmıştır350. Her ne kadar bu sorular çözüme ulaştı gibi gözükse de yapılan anlaşmalar hep pamuk ipliğine bağlı olmuştur. Velipolye Merası ise Klementililerle Koçlular arasında paylaşılamayan bir araziydi:ıs ı . Velipolye Yaylası, Osmanlı Devleti sınırlan içindedir ve miri arazidir. Bu yüzden Karadağ idaresindeki Koçlulann bu araziye kesinlikle müdahale etmemesi gerekiyordu352. Fakat, bu kural çok defa ihlal edilince, arazinin tasarrufu ve Karadağlılarla olan anlaşmazlıkların çözümü için bir komisyon teşkil edilmek zorunda kalınmıştır. O yıllarda Karadağ hudud komiseri olan kaymakam Fehim Bey başkanlığında kurulan komisyon mündza-unfih (tartışmalı) olan meraların tahkiki ve aidiyeti ile ilgili çalışmalar yürütmüştür. Komisyon, hududun öbür tarafında kalan ama Osmanlı tl'basının tasarruf ettiği meraların ve bl'ri tarafında kalıp da Karadağlıların tasarruf etmek istediği meraların kime ait olduğunu, Karadağ memurlarıyla müşterek bir şekilde soruşturarak ve vilayet defterinin kayıtlarını inceleyerek bulmaya çalışmışlardır. 1 894 yılının Ocak ayında Karadağ memurlarıyla Çamköpıü Karakolhanesinde bir araya gelen komisyon üyeleri, yaklaşık ikibuçuk saat süren müzakere sonucu bir uzlaşıya varmışlardır. Müzakereler sırasın­ da, topraklarda hak iddia edenlerin ellerinde herhangi bir mahkeme kararı, delil, belge, hüccet varsa söz konusu tartışmalı arazilerin, bu belgeler göz önüne alınrarak tahdid edilmesi gerektiği söylenmiştir. Fakat şu da bir ger­ çekti ki zikredilen köy halkının elinde ne böyle bir belge, ne de bir karar bu­ labilmek imkansızdı. Daha önce burada aynı görevi yapan Tahir Paşa, tah­ kikatını yörenin ileri gelen insanların (erbdb-ı vükıJf ve habr (alim kişi)) şahidliklerine dayandırmıştı. Dolayısıyla halkın ilmine ve bilgisine güvendiği kişilerin şehadetlerine istinaden bir tahkikat yürütülebilirdi. Buna göre top­ rağın eskiden beri kendisine ait olduğunu iddia eden bir Karadağlı, hayır ehli kişilere iddiasını onaylatacak, sonra da Karadağ komiserine tasdik etti­ rip imzalattıracaktı:ı'ı:ı. Külçe, a.g. e. , s. 3 1 3. BOA , İ.HUS, 98/ 1 320R- l 7 (Hicri 12 R 1320-Mil&Jf 18. 07. 1902). :ı s ı BOA , Y.PRK.HR, 1 3 /44 (Hicri 1 6 Z 1307-Mil&Jf 02. 08. 1890). 35 2 BOA , Y.MTV, 5 1 122 (Hicri 09 ZA 1308-Mil&Jf 1 6. 06. 1891). 353 BOA , A.MKT.MHM, 60 1 /4 (Hicri 21 B 131 1-Mil&Jf 28. O 1. 1894). 349 350

UGUR OZCAN

318

Bu tahdid şeklinin, şimdiye kadar üzerinde herhangi bir tartışmanın sözkonusu olmadığı meralara ve sair araziye uygulanması, işi uzatmak ve yeni meseleler ihdas etmek anlamına geliyordu. Bu nedenle bunun sadece, Karatoprak, Petriçe ve Velipolye gibi iki halk tarafından tartışmalı görülen ve mündza-un fiJı denilen meralara uygulanarak aralannı bulmalannı sağla­ manın, çok daha münasip olacağı görüşü kabul edilmiştir354. Anlaşılacağı üzere, karma komisyonlar yoluyla tartışmalı konulann halledilebileceği ve sorunlann tatlıya bağlanabileceği355 görülmüştür. Buna ilaveten Grebin, Zeletin yaylalan gibi l 2 yayladan oluşan Gosine'deki yaylalar, Karadağlılar ve Gosineliler arasında çatışma mevzuu olmuştur356. Rikalar Çayın, Beluce Yaylası, Petriçe Meralan, Vezir Yayla­ sı357 küçük otlak meselelerinin siyasi kriz haline geldiği yerler arasındadır. Karadağ-Osmanlı sınınnda Şekular (Eşkular) ve Rogova köyleri de çayır ve yayla anlaşmazlıklannın en sık yaşandığı yerlerden biridir. Anlaşmazlıklann zaman zaman silahlı çatışmaya kadar varabilmesi sebebiyle bölgeye asker gönderildiği de olmuştur:ı:ıR. Ragovalılarla Velikalılar, Ragovalılarla Berane­ liler, Hotililerle Karadağ"'ın Terbiçe Karyesi3'> '1 bu tip sorunlann çok sık ya­ şandığı yerlerdendir. Son olarak, sınır tespitinin ardından, topraklan öbür tarafta kalan ahali için bir sorun daha ortaya çıkmıştır. O da hasat sorunudur. Ekinleri karşı tarafta kalan Osmanlı tebaası, binbir emekle ektikleri bu ekinleri, haklı ola­ rak hasat etmek ve onlann zayi olmasını önlemek istiyorlardı. Bunun içinse sının ihlal edip karşı tarafa geçmeleri gerekiyordu. Fakat bu izinsiz geçiş, ölümü de göze almak demekti . Bu nedenle Karadağ hükumetinden teminat alınması zarureti doğınuştu. Nitekim 1 89 1 yılında böylesi bir durumun önü­ ne geçmek için, gerekli teminat alınmıştır36o. Bilindiği gibi Tahdid-i hudud komisyonu nihayi karannı verinceye kadar, bu durumdaki halkın mürur

:ı5 ı BOA, A.MKT.MHM, 60 1 /4 (Hicri 21 B 13/ J -Milddf 28. 01. 1894).

:ı:,c,

BOA , Y.A.HUS, 294/ 1 02 (Hicri J.9/L/13 1 1 -Milddf 26. 04. 18.94). :ı:. 6 Külçe, a.g. e. , s. 3 1 5 . :m BOA, İ.DH, 1 23 7 /96909 (Hicri 05/,ç/1308-Milddf 12. 07. 18.9 1); BOA, DH.MKT, 1 424/87 (Hicri /5/N/1304-Milddf 07. 06. 1887); BOA, İ.HUS, 30/ 1 3 1 2R-044 (Hicri 15.R. 1312-Milddf 1 4. 1 0. /8.94); BOA, Y.MTV, 234/56 (Hicri 06/C /1320-Milddf 0.9. 0.9. 1902). 358 BOA, Y.PRK.UM, 1 7 / 1 3 (Hicri 2.L /307-Milddf 21. 05. 1890). 359 BOA, Y.MTV, 44/ I O (Hicri 1 4.Za. 1 307-Milaw O l .07. 1 890); BOA, Y.PRK.UM, 1 7 / 1 4 (Hicri !3.L /307-Milddf 0/. 06. 18.90); BOA, İ.HUS, 7 / 1 3 1 0/ C-40 (Hicri 13/C/13 10-Milddf 02. 01. /8.93). 360 BOA, İ.DH, 1 229/96264 (Hicri 30/L/1308-Milddf 07. 06. 18.9 1).

il. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ OSMANLI-KARADA(; SİYASİ İLİŞKİLERİ

319

tezkereleri iptal edilmiş ve herhangi bir taşkınlığa ve olumsuzluğa meydan vermemek için geçişler besayla yasaklanmıştı. Fakat İşkodra vilayetinin Tuzi kasabasında daha önceden ekilmiş ekinlerin, mevsimi gelmesine rağmen hasatsız bırakmanın da "caiz olmadığı" hatırlatılmıştı. Dolayısıyla sınır ötesin­ deki ekinlerin, en azından oradaki "ashdb"lan ve yakınlan tarafından hasadı gerçekleştirilmeliydi. Veyahut Osmanlı tebaasından silahsız erkekler ya da sadece kadınlar, Karadağ sınınnı geçip ekinlerini biçebilmeliydiler. Aynca herhangi bir taşkınlığa meydan verilmemesi için biçim esnasında Karadağlı bir gözlemci bulunmalı, ekin yüzünden bir çatışmaya ve fenalığa meydan ve­ rilmemeliydi. Aynı şekilde Karadağlılann beri tarafta kalan ekinlerini biçe­ bilmeleri için de aynı şartlar uygulanmalı ve onlann da İşkodara'daki güven­ likleri sağlanmalıydı36 1 . Osmanlı Devleti, yinede de ekinlerin biçilememe ya da biçtirilememe ihtimaline karşı tedbirini almış, köylülerin mağduriyetini önlemek için, ekinlerin muhtemel bedelinin hazineden verileceğini vaad et­ miş:ıw ve böylece sınırda yaşayan Osmanlı tebaasını bir nebze de olsun ra­ hatlatmıştır.

b. Arazileri Karadağ' da Kalan Osmanlıların Arazi Bedelleri Berlin Antlaşması'ndan sonra bağımsızlığını kazanan ve topraklan ge­ nişleyen Karadağ sınırlan içerisinde Osmanlı tebaasının arazileri kalmıştı. Başta Gosine ve Plav ahalisi olmak üzere sınırda yaşayanların Karadağ'daki arazileri ve çiftlikleri tapularla sabittir363. Bu arazilerin bedelleri, çiftliklerin kullanımı karşılığında verilecek paranın miktan ve kime verileceği gibi hu­ suslar kocaman bir soru işareti olarak durmaktaydı. Özellikle sınır tespitinde zorlanılan bölgelerde sıklıkla karşılaşılan bu sorunu halletmek için dörtleme hasılatı sistemi denilen bir sistem kurulmuştur. Bu sistem, arazileri Karadağ sınırlan içinde kalan Osmanlı tebaasının arazi hasılat bedellerinin, Karadağ Devleti tarafindan toplanması ve Osmanlı yönetimine verilmesi ve Osmanlı yönetiminin de bu paraları arazi sahiplerine vermesi şeklinde gerçekleşmiş­ tir. Özellikle Gosine ve Plavlılar, bu şekilde her sene dörtleme hasılatı olarak

36 1 İşkodra'nın Tuzi kazasında bulunan hudud komiseri kaymakam Osman Rıfat Bey, bu işle ilgileniyordu. Fakat anlaşılan o ki onun, İşkodra Valisi Kerim Paşa'yla arası bozuktu. Hatta merkeze yazdığı şifreli telgrafnamede Kerim Paşa'nın huzura kimseyi kabul etmediğini ve bu nedenle hiç bir şey arz edemedikleri şikayetinde bulunmuştu. BOA, A.MKT.MHM, 602/ 7 (Hicri 23 Z 13 l l-Milddf 2 7. 06. 1894). Ju2 BOA, Y.A.HUS, 30 1 1 1 00 (Hicri 29/,('. /13 ll (Milddf) 03. 07. 1894). :ıı; :ı BOA, Y.PRK.MK, 4/55 (Hicri 25. C. 1306-Milddf 26.02. 1889).

320

UGUR OZCAN

Karadağ'dan ayni ya da nakdi olarak bedel almışlardır364. Dörtleme hasılatı, hudut tahdidinde pürüzlerin çıktığı üç husustan birincisi olarak göze çarp­ maktadır. İkincisi Osmanlı tebaası Rugovalılann Karadağ tarafında ve Ka­ radağlı Şekularlılann Osmanlı tarafında kalan mera ve çayırlan, üçüncüsü ise Karadağdaki Koçlularla İşkodra dağlı kabilelerinden Kalmend malisörleri arasında var olan Velipolye merası davasıydı. Ama içlerinden belki de en önemlisi Karadağ hükümetinin çıkardığı iddia edilen müşkilattan dolayı şimdiye kadar bir sonuç alınamayan dörtleme hasılatı sorunuydu365. Eskiden Gosine, Plav ve Berane toprağıyken, anlaşma gereği, Karadağ sınırlarına dahil olan arazilerin gelirleriyle ilgili yapılan mukavelenin şartla­ rına uymayan Karadağ hükümeti, ödemesi gereken miktarı vermemişti. Bu­ na sebep olarak da birkaç yü::,bin florinlik masraf yapmasını göstermişti. Os­ manlı hükümeti, madem ki masraf söz konusu olmuş, o halde geçen seneye kadar olan hasılatı bu masrafa sayalım diyerek, bir sonraki hasılat bedelinin mutlaka ödenmesini İstemiştir. Bu işin muallakta kalmaması ve kesin olarak çiiz ü me kavuşturulması için o sene, iki tarafdan tayin edilen komiserlerden oluşan bir komisyon, B e ran e ' d e toplanmıştır. Arazilerin hak sahipleri olan Gosine, Plav ve Beranelilerin komisyona verdikleri defi:erlerde talep ettikleri meblağın çok abartılı olduğu görülünce itirazlar yükselmiş ve komisyon üye­ leri söz konusu arazilerde bizzat dolaşarak değer tesbiti yapmaya karar ver­ miştir:l66. Karadağ hükümetinin bir kaç yü::,bin florin masraf yaptığı iddiası, makul bir gerekçe gibi gözükse de aslında hudud tahdidini zora sokacak tam bir oyalama taktiğiydi. Kaldı ki bu şekilde Osmanlı Devleti'ne verdiği zarar, Karadağ'ın uğradığı zararın beş on mislinden daha fazla olduğu söyleniyor­ du. Bu şekliyle dahi Osmanlı hükümetinin Karadağ hükümetinden tazminat almaya hak kazandığı belirtilmektedir. Eğer Karadağlıların yaptığı bu tür oyalama taktiklerine mahal verilirse, iş uzayacak ve çözümsüzlüğe doğru gidecekti. Taviz tavizi doğuracak, ödemenin tehir edilmesi, bir sonraki tehir­ lere kapı aralayabilecekti. Dolayısıyla bu seneki miktarın hiç ertelenmeden alınması görüşü ön plana çıkmıştır. İlk başlarda Abdülhamid bu görüşleri olumlu karşılamış ve hasılatın düzenli bir şekilde, tamamının ödetilmesi için

364 BOA , İ.HR, 3 1 6/ 20295 (Hicri 15.R. 1307-Mi!Mi 08. 12. 1889). 365 BOA, Y.MTV, 54179 (Hicri 19/S /1309-Mi!Mi 23. 09. 189 1). 366 BOA, İ.DH, 1 1 48/89534, (Hicri 23.Z 1306-Mi!Mi-20/08/1889).

II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ OSMANLl-KARADAG SİYASİ İLİŞKİLERİ

32 1

gereğinin yapılmasını istemiştir3G7. Fakat evdeki hesap hiçbir zaman Kara­ dağ-Osmanlı ilişkilerinde çarşıya uymamıştır. Zira yöre halkının tutumu, nev-i şahsına münhasır bir tutumdur ve Osmanlı Devleti'nin de aynen o bölgeye has bir politika izlemesi gerektirmektedir. Karadağ'ın bazen söz konusu bu bedeli ödeyemediği olmuştur. Nitekim 1 890'da dörtleme hasılatı ödenmeyince, Gosine ve Plav halkı paralarının bir an önce verilmesi yönünde çağrılar yapmışlardır. Rugovalılarla Şekularlılar arasında yayla meselesi nedeniyle hudud kulelerinin inşasına memur edilen Mirliva Tahir Paşa'nın bu meseleyi çözmesi için görevlendirilmesi istenmiş­ tir. Dörtleme hasılatı gereği Gosine ve Plavlıların Karadağlılardan alacakları olmasına rağmen on senedir beş para dahi alamamışlardı. Bu hasılatları ala­ madıkları için halk mahvu harap ve perişan olmuşlardı. Mesele bir önceki se­ ne, Akova ve Berane kaymakamları ile Karadağ memurlarından teşkil edi­ len komisyonun gündemine de gelmişti ama netice alınamamış ve birkaç genele matuf cümlelerle geçiştirilmişti. Ancak, ötelenen ve önemsenmeyen bu problemin gitgide Gosine ve Plavlılari perişan eder hale geldiği öfkelen­ dirdiği göz önündeyken, çözümün adresi yine iki ülke memurlarının oluştu­ racakları komisyon olacaktı:ltiH. Ayrıca Rugovalıların Karadağ tarafındaki arazileri arasında, bir müslü­ manın malı olan Çukadarbaşı merasının sahibinin rızasıyla bir bedel mukabi­ linde Osmanlı hükümeti kanalıyla satın alınarak, Şekularlıların Osmanlı ta­ rafında bulunan çayırlarındaki İstifadelerine karşılık olarak, Şekularlılara verilmesi, sorunun çözümü için bir çıkış yolu olarak düşünülmüştü. Zaten Osmanlı hükümeti, alacaklarım tahsil edemeyen halka, mali olarak destek çıkmadığı sürece, problemin nihayete ermesi imkansız gibiydi369. Dörtleme sorunu ne kadar sürüncemede kalır ve çözümsüzlüğe mahkum edilirse hal­ kın öfkesi o denli artabilirdi. Nitekim sırf bu yüzden Gosine ve Plavlılar Yakova ve İpek malisörlerinin desteğini alarak Karadağ'a saldırma planları bile yapmışlardır37o. Öte taraftan Yıldız Sarayına gelen haberler, Abdülhamid'i son derece rahatsız etmişti. O, Karadağla tesis edilen dostane ilişkilerin tarumar olma­ sından en fazla endişe edenlerden birisiydi. Bu nedenle, Bab-ı Aı i'nin Karaİ.DH, 1 1 48/89534. Y.PRK.ASK, 62/3 1 (Hicri 28., Satışta önceliği borçlu olan muhacirlerin arazilerine veren Karadağ'ın, özellikle bu arazileri çok ucuza sattığı iddia edilmiştir'''i7 • B u borç davaları ancak ortak bir komisyon tarafından'i!iH halledilebilirdi. İşkodra vilayeti, böyle bir komisyon kurulmasında ısrar etmiş ve çalışmalar başlatılmıştır5li'I. Fakat tam bu esnada Karadağ'ın almış olduğu bir karar muhacirleri endişeye sevketmiştir. l 887 'de alınan karara göre, borçların ödenmesi için muhacirlerin geride bıraktığı mallar satılacak ve borçlanna da faiz uygulanacaktı. Hariciye Nezareti tarafından Karadağ'ın bu teşebbüsü çok ağır bulunmuştu. Her ne kadar uygulamada esneklik gösterilmesi ve ha­ fifletilmesi yönünde istekte bulunulmuşsa da, nihai bir anlaşmaya varılamaSti4

Şimşir, a.g. e. , C. III , s. 549-550. Tt'mİzer, a.g. e. , s. 85. 5 66 Şimşir, a.g. e. , C . III , s. 597-598-603. Cı til BOA, Y.E.E, 46 /46 (Hicri 0 1 /B /!JOl -Milddi 2 6: 04. 1 884). -,ı ;H BOA , DH.MKT, 1 4 1 4/ l 1 2 (Hicri 29/B /1304-Milddi 23. 04. 1 887). Cı ti'> BOA , DH.MKT, 1 452/ 1 05 (Hicri 1 6/M /1305-Milddi 04. 1 0. 1 887). s

il. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ OSMANLI-KARADA(; SİYASİ İLİŞKİLERİ

36 1

mıştırsıo. Sonuçta, mukavelename taslağındaki bazı maddelerde Çetine Sefüret-i Seniyyesi ile Karadağ arasında gerçekleştirilen görüşmeler netice­ sinde yapılan değişiklikJe57 I tekrar düzenlenen metin, Prens Nikola tarafın­ dan 1 5 Mart 1 888'de imzalanarak kabul edilmiştir572. Mukavele gereği oluş­ turulan bu komisyona Korfu Şehbenderhanesi İmamı Resul Efendi memur edilmiştir573. E. GÖÇÜ DURDURMA ÇABALARI Hem Karadağ hükümeti hem de Osmanlı hükümeti, göç vermek iste­ miyordu. Bu hem stratejik hem de dengelerin gözetilmesi açısından gerekli bir yaklaşımdı. Zaten az bir nüfus potansiyeline sahip Karadağ'da, göç de­ mek, ekonomik, ticari ve iktisadi anlamda kayıp demekti. Nikşik'in Kara­ dağ'a verilmesi nedeniyle 1 87 7 'de büyük bir göç başlamıştı. Kaynaklara gö­ re Nikşik'te 4 1 O Müslüman ailenin 39 1 'i Osmanlı topraklarına göç etmek zorunda kalmıştır. Buna rağmen Prens Nikola, Balkanlar'da dini bakımdan en hoşgörülü hükümdar olarak anılmaktadır:,ı ı. Prens Nikola'nın Müslümanlara karşı tutumunu Haziran 1 876'da ya­ yınladığı "Hersek Halkına İlan" isimli bildiriyle daha iyi anlamaktayız: " Ö zgür Hersek'te özgürce yaşayacaksınız. Kanun burada herkes için aynı, herkes için adil olacak. Dininizin kutsallığı kabul edilecek ve ona hiç kimse dokunmayacak. Bunu sizlere ben garanti ediyorum. Sizlerin dinine mensup olup da, benim adaletime size karşı sevgime şahit olan, memleketimin ve benim şahsımda her zaman kardeşlik bu­ lan, yardım ve nişanlar alan, yüzlerce insana sesleniyorum. Siz ey Muhammediler! Sizleri, kanlanııızııı aynı olduğu Hıristiyan kardeşle­ rinize karşı silah kaldırmamaya davet ediyorum . Hıristiyan kardeşle­ rinize, ortak düşmanımız olan Osmanlılara karşı mücadelelerinde yardım edemiyorsanız bile, en azından sakin bir şekilde yerlerinizde kalmaya davet ediyorum. Böyle davrandığınız takdirde canlarınız ve mallarınız her türlü tehdit ve saldırıya karşı güvende olacak. Aksi tak­ dirde; yani barışı değil de savaşı tcrcih ederseniz, içimdeki üzüntüye s 10

BOA, DH.MKT, 1 470/ 16 (Hicri 01/R /1305-Mi/ddi 1 6. 12. 1 887). BOA, DH.MKT, 1 487 /34 (Hicri 08/C /1305-Mi/ddi 20. 02. 1 888). m BOA, DH.MKT, 1 494/ 1 05 (Hicri 03/B /1305-Mi/ddi 15. 03. 1 888). 573 BOA, DH.MKT, 1 495 /98 (Hicri 08/B/1305-Mi/ddi 20. 03. 1 888) ; BOA, DH.MKT, 1 499/63 (Hicri 26/B /1305-Mi/ddi 07. 04. 1888). ''H Şerbo Rastoder, "Karadağ'dan Müslüman Göçleri" Muhacirlerin hinde, Derleyen: Hayri Kolaşinli, Lotus Yayınlan, Ankara 2004, s. 88. rn

362

UGUR ÖZCAN

rağmen size düşmana uygulayacağım0 7 0 . "

karşı

gösterdiğim

muameleyi

Müslüman nüfusu ülkede tutmak isteyen Nikola, 1 8 Kasım 1 880'de Müslüman göçmenlere, aralarında siyasi suçluların, vatana ihanetle ve düş­ man ajanlığıyla suçlanan insanların da bulunduğu bütün Müslüman göç­ menlere genel af ilan etmiştir. Berlin Antlaşması'ndan sonra Karadağ Devle­ ti bağımsızlığını kazanınca Nikola, ülkesinden Bosna'ya doğru göç eden Ka­ radağ Müslümanlarına bir bildiri yayınlayarak onların göç etmelerini engel­ lemeye çalışmıştı576. Nitekim aynı şekilde, Karadağ Dışişleri bakanı Radonjiç, Çetine' deki Osmanlı elçisi Sermed Bey kanalıyla, "muhacirlerin geri dönmesi engelleniyor" şeklindeki söylentileri boşa çıkarmak için Bab-ı Ali nez­ dinde bir gişiminde bulunmuştur. Karadağ'ın, geçmişte olduğu gibi bugün de tam güvenlikli bir şekilde memleketlerine dönmek İsteyen müslümanlara kucak açmaya hazır olduğunu ve onlara garanti vcrdiğüıi siiylcyrn Karadağ Dışişleri bakanı, tıpkı eskiden olduğu gibi sahip oldukları malların yine ken­ dilerine verileceğini, is t edi kleri gi b i yaşayebilcceklerini belirterek kanunların din ayrımı yap ılm ad an qit bir şekild e u ygul a nacağını vurgulamıştır:,77_ Bilindiği gibi, Kolaşin, Bedin A ntl aşmas ı kararlarıyla Karadağ'a bırakı­ lan yerlerden biridir. 4 Ekim 1 878'de teslim edilen Kolaşin'den göçen Müs­ lümanlar'ın bir kısmı, Nikola'nın 1 3 Temmuz 1 88 1 tarihli "Göç Eden Karada/!, Müslümanlanna İldn " ı yayınlamasıyla geri dönmüştür·" 7ıı. Prens Nikola, muhacirlerin geri dönmesini sağlamak için onların Kara­ dağ'da el konulan mallarının iade edileceğini, ayrıca, can ve mal güvenlikle­ rinin sağlanacağını söyleyerek, altı aylık bir süre tanımıştır"7'l. Fakat Prens Nikola'nın insiyatifi dışında gelişen hadiseler, o istemese dahi bir takım zor­ lamalara ve yıldırmalara sebebiyet vermiş ve göç kaçınılmaz olmuştur. Bu­ nun üzerine Karadağ Prensi, Osmanlı Devlcti'ne yönelik göçü engelleyebil­ mek için Sultan il. Abdülhamid'den yardım istemiştir'" 80.

Rastoder, a.g.m., s. 88. Ayrıca siiz konusu beyanname için bkz. Nikola Petrovi�·, Politiçki !>pisi, Cctinjc-Titograd 1 989, s. 1 44. 576 Rastoder, a.g.m., s. 90. 577 Şimşir, a.g. e. , C. III , s.344-345. 57 8 Rastoder, a.g.m., s. 9 1 . m BOA, H R SYS, 4241 1 9. Temizer, a.g. e. , s . 97. ; so BOA , Y.PRK.TKM, 45 / 1 1 (Hicri 04/L /13 19-Milô.df 24. 0 1. 1902).

il.

ABDÜLHAMİD DÖNEMİ OSMANLI-KARADAG SİYASİ tLl ŞKİLERİ

363

Nikola muhacirlerin geri dönmeleri için gayret sarfederken, Osmanlı Devleti de, kendi tebaasının Karadağ'a göçünü önlemek için birtakım teşvik­ lerde bulunmuştur. Kosova'ya bağlı olan Berana kazası, genelde Hıristiyan­ lann yaşadığı bir yerdi ve Karadağ sınırında bulunmaktaydı. Olası bir vergi zammının bölgede uygulanmasının bazı sakıncalar doğuracağı ve Karadağ'a firar etmelerine neden olacağı endişesiyle bu bölge, vergi zammından ve askerlik bedeline getirilecek zamdan muaf tutulmuştu5B l . Alınan önlemlere rağmen Berane'den Karadağ'a göçler yine de söz konusu olmuşturss 2. Hıris­ tiyanlardan Karadağ'a ve Sırbistan'a göç edenlere ise geri dönmeleri için birtakım kolaylıklar sağlanmış, onlara açık kapı bırakılmıştır. Buna göre, göç edenler, vatandaşlığını değiştirmeden geri dönmeleri halinde, hane ve tarla­ larına tekrar kavuşabileceklerdi. Aynca, geri dönenlerin, birikmiş askerlik bedeli borçlarının hepsi affedilecek5ıı:ı ama mallarını 5 yıl süreyle satamaya­ caklardı584. Karadağ'a firar eden Hıristiyanlar, Sultan il. Abdülhamid tara­ fından affedildikleri haberini alınca, teslim olmaya başlamış ve çağrıya olumlu yanıt vermişlerdi585. Öte taraftan Karadağ muhacirlerine getirilen askerlik muafiyeti, zaten mallarından ve yurtlarından olan Müslüman halkı bir nebze olsun rahatla­ tabilmişti. Podgoriçe, İşboz ve Zabljak kazalarından hicret edenlere askerlik­ ten muafiyet getirilmiş ve bu muafiyet bir sisteme oturtulmuştur5B6• Bunun yanında açlık ve kıtlık nedeniyle yer değiştirmek isteyenlerin ihtiyaçları bir an evvel karşılanarak başka yerlere göç etmelerinin önüne geçilmiştir. Nite­ kim Podgoriçe yakınlarındaki Tuz Kasabasına tabi Dinoşa ve Vilodina kar­ yclerinde iskan edilen muhacirlerin 1 888 yılında kıtlık nedeniyle başka yerle­ re gitmeleri ihtimalinin artması üzerine, gerekli olan mısır vakit kaybedilme­ den bölgeye gönderilmiştir0ıı1. Fakat bütün bu çabalara rağmen sonunda Karadağ'a dönmeye karar veren muhacirler bu kez arazilerini sahiplenen ve "ganimet" bilip işleten Karadağlıları razı etmek meselesiyle yüzyüze kalacaklardır. Muhacirlerin

BOA, DH.MKT, 1 505/ 1 03 (Hicri 20/Ş/1305-Mil.tiıli 01. 05. 1 888). BOA, DH .MUİ, 64/- 1 /22 (Hicri OJ/S/1328-Milddl 12. 02. 1 9 1 0). 583 BOA, İ.M.M.S, 1 07 /4580 (Hicri 13/S/1307-Miltidl 08. 1 0. 1889). 584 BOA , Y.PRK. BŞK, 22/85 (Hicri 28.Z, 1308-Miltidf 04. 08. 1891). 585 BOA, Y.MTV, 246/44 (Hicri 22/Ra/1321 -Mil.ddf 1 8. 06. 1 903). 5 86 BOA, Y.PRK.ASK, 5 7 1 74. (Hicri 03 S 1307-Miltidf 28. 09. 1 889). 58 7 BOA, DH.MKT, 1 563178 (Hicri 08/Ra/1306-Miltidf 12. 1 1. 1888). 58 1 5 82

364

UGUR ÖZCAN

arazilerindeki Karadağlılar, sırf bu nedenle muhacirlerin dönmelerini iste­ memişler5BB ve sorun çıkartmışlardır. a. Muhacirlerin Karadağ'a Geri Dönmeleri Daha önce 1 87 5 Hersek İsyanı'ndan kaçarak Karadağ'a göç eden Hı­ ristiyanlar vardı. Bunlar bir müddet sonra memnuniyetsizliklerini arz etme­ ye başlamışlardı. Mallarını Karadağ'daki çetelere kaptıran Hersekli Hıristi­ yanlar, sefalet içine düşmüş, %20'si çetelere yönelmeye başlamışlardı589• Muhacirin Komisyonu, böyle hadiselere meydan vermemek ve Karadağ'a olası bir göçü engellemek için bazı kararlar almıştı. Buna göre Karadağ'a iltica edip Osmanlı tabiiyyetini terk edenler kanuni haklarını kaybetmiş olacaklar­ dı'.ı 9o. Bu kararla, Karadağ'a yapılan göç engellenmeye çalışılmıştır. Karadağ'a yapılan göçlerde emlak ve temettuat vergisi ile bedel-i aske­ riyeye zam yapılacağı söylentileri de etkili olmuştur. Örneğin Kolaşin Hıris­ tiyanlanndan iki hane bunu bahane ederek Karadağ Kumandanı Lazar'ın da tqvik etmesiyle Karadağ'a göç ctmişlerdir.-m . Fakat Karadağ Hariciye Nazın, Kolaşin Hıristiyanlannın yeni vergilerden dolayı Karadağ'a göç etti­ ğini ve kendilerinin ah .:... ,.... -..,a -:: {°.-'>...: .;;.--:

(el.�"�:'..;;� )�.:

· -:--...- ::��,;;� � �,,. � � �"' ,.; �,. '�:�� � ) �-t"'' �- J/..P..r.:; _J , , , ':'�� •• • ' -:--'-' ,., •

_A;.,

..

--:!.:.W_,•,.,_;_.v'.' �� .. ...ç__,, 'I::. _, ,; ;: ı..>( ��_.,_, '.v)� , . . . /.. .;._, .� .. ;. ıJJ,;ı;/. ..t:ı.:. �u..: v3; ı_.. :;_,_,,,_, _,,.:, _..,..J �_.)/_, > � eı>..rt1..:�..J ı,.. ).J., �/ ,., / . . . -,;.,,;.ı_,, .J; ..;�_,,, _,,,.L _,..,., , .' _,,,._,.,4 .. _ı '., ;.;_.ı_:.ı_, .:..; -"_:.. _

,., _;._,,,v�_, !;..ı/v-';�"" ·� ; _.,.. �"'):,,_;,_, /../; 4.ı;r_, /:,,J; ,, �.-:::�� r... e �v., ,.,-�.J ı.:'v. � . ;�. , - ,, � .



�. 1-_ı/J.J!J,1 ...;P,., ı..)_, _,,� -:-!--'-' ' . .

.. _.._,

..

.

. -:

.

Belge: 4 . ' ya hediye edilen T imsah apu r u , n u n B ar L'manı'nda barı nması için Abdülhamid tarafından, Nıkola V . ı ıc Abdülhamid tarafından tcdari ed i l m es i . istenilen şaınandırala ��r. YPRK , ASK, 1 49 / 1 9



EKLER

444

{-:)� / 't;,.�/ dA> "c

t;.#/f···

l'� :, ,.,� ,-Ç;. �d;,' ,,,,,,1 , ; ,.. , > ,fı\.. .._ v , .,� H.' �;/,< , 41 ,f /,. , ,A,, � p,U " � ' ""'" · � •- , /•� l.14 ;.... .._ �-� /�t:: ,,.'9'..-� PC-_.f t.. .. �� g('� .-..e .. . �1.�./,;,-ı_ ... h.z,.4 _,,,..,..__,4� ..h-....u� .. ;A-�JA4.- � .-6�....., "I'� ,F,,. 4._ t:-.Z/,;,,n.; pı.,.,,.,,.Z.' ""·�tt:.-- p(_,,,. _-r:_ ._�V,,A.__ '/-_._ f.,..._ ıo. .-1 (. �..(, � #->H /I iZ L ,(o!. 7):, 4 /,,00 "-0-- 't> ....

/ • &r\

«

Belge: 5 Abdülhaınid'in Karadağ Prensi Nikola'nın ve "zevce-i ınuhteremesi" Pr� nses Milena'nın ve mahdumları ve kerimelerinin Yeni Yılını kutlama mesaj ı. BOA, YPRK. NMH, 3 1 7

EKLER

E O JK ll J O M

K lb A 3

445

M H J O C T ll

It P H O I' O l' C K ll



il

6 P

11 C K il.

·/16e.-cv-6 '?7'' .f 6��� d�-�� ..9"e-& � ,na:--� 3a ocoÔJITC yc:ıyre ll:uue, y&n.aanc

ııauı.-m

Ci\tO

ce

no6yljcıın Of\..'IHKOBaTı[

u;pHoro p c.ım:Mc

omcu c n p o no�ınıo.



Bac ÜplJ;eRO'a

�AlllCIA I-ı yı:T:UlOU.l>CJUl:'II aa ne3nnucuo;.�� " C..:...� 'Jt.-;;;ft-r�...!! · C:.:.� � , NV' ..�"';:o.;,� �-;. ��,· ���,v � ,.;;;ı>� ��.... �:�·i-,,:., -�:,W ��v- \ v�);p \:;.N··.,,� 'r::.7 .,;ue;,,.,, .ea:, ',>� .. AJ.1' � J,,·� );.· l"i.J

.,p���



�,,,_> .;. �



�-�-.;.�

,.

�·

� e

�\.·,,:6"



..ı>��

. , oğlu Mırko Pre ns Nikola' nın

-4-

cei�.;�,. . ;c· ':-;. . V'

.

��· ,_$,



d)�y...

hı9ı.��

.

..

� � _,:;

� ��J

@

�ı.,_; t, � �

..

��- � �

-

-.. � .....�

@

n, Belge: 7 Mahsusa kara kınd a Meclis-i bağlanması hak 6/ J 320M -6

Y���,

EKLE&

U. _, h l '\ o

-

1

.\

- -....Hv

- _ __ _



H

447

Şl\

L:...__:_: .! =:.__.-ı-----ı

( .)1-J.., \. :.c:..ıJ �ı..;,,)

.. � .. . .

'

f

..

d.," ,.i;.,

.

..

..

..;� �

��

Rusya' nın

K arad ag., a gönderdiği

Belge : 9 . . linde indir il mesi. bır gc m ıyle B ar sahi silah lann Rus band ralı /44 7 3 3 US, BOA, YAH

EKLER

449

_ _,

.._

JJ�kanhğı � ..t?.S�'..�$��-���-:.f4i.x =�·-

' ' ı

�,

-- · � �

i.1� !,�

�..J.I J.1\J

�.

""->"d -'..I

�.....,vJ /



�ıa,.J .1 ;-';' J. ı;_.,.. . .

�.:.,!J.,,., �..I.. ..;.:. w., .,;�

.l.l"_ .. J

i .I� -�

1 1

�- �

.n�..J.1 .IJ'!

f..ı.,; c:... u

-!' � ..JJ ..#;�

J,,.;.-!'..,

� ...._,;,:. . . .. , ""'.) -!.1- ou..

1 ' 1

Belge:

1O

35(Karadağlı) rı stesi A , lHUS, 30/ 1 3 1 21 ..-

��ilccek çocukların

Mektebi Sultaniye kay



1

1

'

1

EKLER

450

(

Belge: 1 1 Karadağ Prensi'nin oğlunun düğünü için tahsis edilen İzzettin Vapuru Hümayununun masraflarına dair. I BOA, DH, 30 1 /3 1 649

w.��

4..

,..,, .,._, .... ,.

t Qr

J:.. , ,." � � :;... \ .;> -

, _,

u- $�

N{i>� , y "'� �� ,..,..z.ı � ,, ,,.. ;J 12 "..;

- · J.r � -,..." ı_ ı_ - ·

� -

_,, ,.._

,�ı

-t

,.

-

>' -

-' _...\. .>

, -,_,

ti., ;(.. ,.;; �#\

r

.r.) _,;ı_A � � .. \ı � -'� -'- ""' J\.. � ...d ,.

"" ;. p,ı

!I ? \

ı...r; � j .:... ı:r..;. � --- -�-­ ...

"

_.,__ ,..

\

..;. ;.

,

\./ �.,...,. , J� \. �

°".

o

&!-q,

.

,o

"'

-

.... t ..i-J ;. l.l � "" ' 'jz., 0

0

A

�) .. '"'1 \...

_/ .. ...., , _

:."' :.w' :. � �

,_ � ' � -- :S-.r.. ,-

Belge: 1 2 Abdülhamid'in yeniyıl münasebetiyle Nikola'ya gönderdiği mektuba prensin cevabı. YPRK. NMH, 6 1 9 1 ( 1 905)

J�



;,: .:., J�





""'

""

--:-�;�;.. a:;j,:,�,.....:.;��-'; ta. ...,; --.... �J... r � l{. /

ı .-:. • .:.

G � J ıi,

ı.ı.- _,.:.

-';).· �..., '.; d � _...ç.. ı

c;::.::. .:1:�,

,..;._ . .

.._ �....:..;., _; (-.-,;

'

.

/

.

..

W_, ,

.

.

. •"" .;.o..

,ı..._,, k!: ��

"'- �A � J_,j �

t.�,.ı: - .v - a--...:, •

.,-; � ...; .;.;

(�- 9.- �-J 6'ıı

" :� J.. '

' l

E

Ol N



l

"'

.,"':ı -"

�� �

J1 ' l



·�E

���

,;s z · ;;;

Ci

""'� � >bil "' "O � �

"

=o

·5"'

o ;:ı "O .D

:S
'-' : ...._ _,_ , ,:ı ,, � ..; )� _.,

,,

.. . •

"=':>'.--\ :w..... .,:_;�

,,oı.' "'"'tr ,.._ ..UL..• •"'"-uo- � .. �-· ·ı;lı1.J,,., ...,,.,,:.>t::' -=-�1 .;,! ;,,,. •



Dlr�ıeur-Proprlltalrw a a tJ a Z D T .& H l lll ....

>-

. ;.a.>.:.r.ı

.j>. cr> o

J_,�lc_:::J YO ( ":- �.,,, ı

· .J.I� -�.!..:....:::

�·, ...r � ... -·:'- .:.. , ı;... ... =:.. -�-,_... ... J,ı�.J4; ":.'"'"'-" .. . .alj ı,S,1;..:. .,> ..aı.:.,.:ı -'!.. y ..:-ı: �,, � .s , ..u � -ı..... , r? ..., , _..,. d.. _,.. .,.. .sJ:_J.oo -­ _i.:,? .> .. :.. .,..:.f"' • ...- r')f;; ı.,),._\. .s, ...A.,.�.a..ı ı. �·,·-.. . ... ":-l;�J �cS�i_. _,. ı � .s _. .o ı .:f:!}; _r.: •• ..s .......... ,�:..• : :...:... ..:.,.: .... :._ .:f"..; � u""' "�- .... ... -� .:,._,Jl,,; ..; ,.,t-. ,.;-o , .,) ... _.ı:-,�\.. ..:t.L.:. ::(1. _:...ı::: .>�'-·� • .., .... :J.,,,:. .. �i -..: : t.:,, : .�· ·' n .ı.· '..,.- \. ! t _: _ .. 1 .,. \ ,":t. \; r ' . , \o .. ':. I· ' l"7 '" l , ı \ ı.... • I• ,ı• • • ı_ ,\ f · . -· --- - -1 . f � �· • • •- 1 -. L • I• !\. ,', !• 1. ç, •'> , f 11 ' C. , • rı (ı. I• -' f : •:, •ı , ., \: �. \

t

t 'i. .:::

�t

'lJ

-

�[ 3

C'l



fi F·

5 \ir

1 9t

'1

H-

�-

� k t.'. ı: t·

}- .� G· :

.'·�· ·� �

� c.. ı;t r.

1!3Til3:

ç,, r

·

...

.

c

/

EKLER

462

!� � .�

� ·�

\

'

.,_

·�

� \

\

\

��

� .

.:. \

· c:

.., .,

� ..!< · c:

-"'.., < >bJ) '"





"O

�·

"O



:.l

·"

· �· �·

" '" "

��

� .., .�

� ;;; ::ı 1: o !i >bJl '" "O '"ı:

f

" '2 }: o. ::: en



1

EKLER

463

u ( • ·- .,�: J ( /l ' A, ) .....,

l T , V ·,.... 'ıı •,:

,, ___ ..

· --

_

t.1,.1.,\ ,ıJ,.> •)Ji . •)-,.:.. �J· 'iıL.>I ,).. ; .. .. ..ı.ı.1 ·�•..i J-ı, __ .;; •11 , ... � , .;,:. �ı .. , ...J ı. , '' "''"- .,.C:. •.:>.\ - • J,L( , .,'

o>'

.

,.

c;.'*-� -& .�2J.. �� *

:

.

-f{ : ..J.., .,,

,,.._, .. •.; . ......

-> .... j� ···· """ ·.. ,.,... ,, .; .. ....

..,ı.. ,.. . ':•;, ...

.;ı_,:....ı �..uü ...- *'�J:I.!.;.. e_;,�,...:. ıS)�.:..� .ı\....o1;.._J.;(....

.,_:,...

:; :.:t.:;:·::;:;�;.:::

• )�1

411 .. .. J:.ı.. �· . j'(',tı.,,. �, o.t:'J.•' •' ..ıı..ı , �.:.. .:.. ,.'7" .:.ı. ı •.:.. , ,..c;._ı .s.ı..' ,.,.C;_ı .:.. � 1 .;,f". �_.; jUI ,.1 "' . ,......:. . .,,_.. , ._;ı,,, J� ,� ,,; , j.••:/; • ..;: .. J i J ,.

: •.• - .. ...... . ·.;.•.. .;

.,.. 1.ı ...., ••

.... .. ;'-"•' ...ı•ı):� ·ı:ı,'.rı' •:.... � ,:.... _ •.,,. ,

/"- '

sı,. . .,, .. . ._,;>)... , ) , .:ı. .Sı"Jtı' ;;'i ,' ,_. . ... . . : •ı..• ;,-ı:.

..

.;.\1 :. .._:,,;

.. .. l� ..�.:.. · - r ·

,;µ .. • f · ... ·-.;,,..... J

... .:..\. . . .

}�:.�\.::���· :.�:.�-�� (::· :.-:; ._; ,. ı , -"··· J•!""

........ .... . ... ..'Y.,,. ..ı.. ... ı . .. \.\' ........ . ._ .r