Hz. Muhammed Medine'de [1 ed.]
 9786056527777

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

Hz. MUHAMMED MEDİNE'DE

il

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Kur'an Araştırmaları Merkezi Yayınlan

Tercüme Eserler Serisi: 2

Hz. MUHAMMED MEDİNE'DE W. Montgomery WATI Eserin Orjlnal Adı Muharnrnad at Medina

Çeviren Süleyman Kalkan Yayına Hazırlayan Ahmet Baydar Kapak ve Sayfa Tasarımı: Furkan Selçuk Ertargin Yayın Koordinatörü: M. Turan Çalışkan

© Her hakkı mahfuzdur. Eserin Türkçe yayın hakları KURAMER'e aittir. Yayıncının izni olmadan hiçbir yolla çoğalolamaz. Kaynak gösterilmek şanıyla iktibas edilebilir. Birinci Basım: İstanbul, Mayıs 2016 ISBN 978-605-65277-7-7 Basım ve Cild: Step Ajans Rek. Matbaacılık Tan. ve Org. Ltd. Şti.

Göztepe Mah. Bosna Cad. No: 11 Bağcılar /İstanbul

Tel: 0212 446 88 46

Mail: [email protected] Sertifika No: 12266

KURAMER İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Kur'an Araştırmaları Merkezi Kısıklı Cad. Haluk 1iirksoy Sok. No:4 Kat: 2 34662 Üsküdar/İstanbul Tel: 0216 474 08 60 / 1910 www.lruramer.org

Hz. MUHAMMED MEDİNE'DE

W. Montgomery WATT

Çeviren Süleyman KALKAN

KURAMER

Bu feviriyi üzerimde büyük emeği olan babama ithafediyorum...

ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ

Batıda son yüzyıl içinde yetişmiş en önemli İslam araştırmacılarından bi­ risi olan W. Montgomery Watt'ın 'Kur'an'a Giriş'I adlı kitabını 1998 yılında Türkçeye çevirdikten sonra, bir gün fırsat bulabilirsem, Kur'an'ın anlaşılma­ sında önemli bir çalışma olduğuna inandığım ve Kur'an'a Giriş' kitabıyla da bağlantılı olduğunu düşündüğüm 'Muhammad at Medina' [Hz. Muhammed Medine'de] adlı eserini de Türkçeye çevirmeyi kafama koymuştum. Uzun süre bunu hayal ettim ancak iş hayatının yoğun temposu içerisinde buna fırsat bulamadım. Çok şükür ki, 2013 yılından itibaren böyle bir imkan doğdu, bu arada KURAMER tarafından da bu eserin çevrilmesi konusunda bir teklif geldi. 2014 yılında bu işe epeyce bir zaman ayırdım ve çok şükür elinizdeki eser ortaya çıktı. İlginçtir ki, Watt'ın hemen hemen tüm eserleri Türkçeye kazandırılmış­ ken, bu eser şu veya bu sebeple çevrilmemişti. Bu konuda bazı teşebbüslerin olduğu duyuluyordu, ancak her ne sebeple olursa olsun bugüne kadar bu çeviri gerçekleştirilemedi. Aslında Watt'ın bu eseri 1956 yılında yayınlandı. Türk okuyucular ne yazık ki epeyce bir aradan sonra eserin Türkçe çevirisini okuma imkanına kavuştular. Watt'ın bu kitaptan önce yazılmış olan ve bu serinin birinci kitabı sayılan Muhammad at Mecca (1953) adlı eserini çevirmeyi düşünmemiştim, zira o kitap İlahiyat Fakültesi Yayınlarınca 1986 yılında Hz. Muhammed Mekke'de adıyla Türkçeye kazandırılmıştı, ancak KURAMER'den gelen ısrar üzerine o kitabı da yeni baştan çevirmek kısmet oldu. Bugün her iki çalışmaya birlikte baktığımda, bu alanda önemli bir boşlu­ ğun doldurulduğunu ve doğru bir şey yaptığımı düşünüyorum. Her ne kadar gecikmeli de olsa bu iki kitabın ilmi çevrelerde gereken karşılığı bulacağını ümit ediyorum.

Bkz. W.

M. Watt, Kur'an'a

Giriş, Çev. Süleyman Kalkan, Ankara Okulu Yayınlan, Ankara, 1998

Hz. Muhammed Medine'de 8

Her iki kitapta da bildiğimiz, inandığımız doğrulara aykırı pek çok görüş var. Bunları tek tek belirtmeyi ve cevap vermeyi [bu tercümenin sınırları içeri­ sinde] doğru bulmadım. Genelde Watt'ın eserleri ve özelde bu eser, daha çok tarihçileri, siyer üzerine çalışan ilim adamlarını, akademisyenleri, bu konulara ilgi duyan üniversite öğrencilerini vs. ilgilendirmektedir. Bu tür çalışmala­ rın İslam alimlerince yeni çalışmaların yapılmasını teşvik edeceğini ve sonuçta daha iyi çalışmaların ortaya konulabileceğini düşünüyorum.

Hz. Muhammed Mekke'de adlı eserin ön sözünde belirttiğim üzere, hiçbir tercüme kusurdan ari: değildir. Yazarın meramını birebir anlatmak, tüm vur­ guları aynen yansıtabilmek her zaman mümkün olmaz. Bir eser ancak yazıldığı dilin imkanları içerisinde en doğru şekilde anlaşılabilir. Bununla birlikte bir çevirinin iyi olabilmesi için, dile hakimiyetin ve yaza­ rın üslubuna aşina olmanın yanında, kitabın konusu ve kullanılan terminoloji vb. hususlara hakimiyet de son derece önem arz etmektedir. Ama bunların da ötesinde çeviri işine ne kadar zaman ayrılabilirse sonuç o kadar güzel olacaktır. Ben Watt'ın üç eserini [Kur'an'a Giriş, Hz. Muhammed Mekke'de, Hz. Mu­ hammed Medine'de] arka arkaya çevirmiş olmakla yazarın üslubuna ve görüş­ lerine aşina olduğum kanaatindeyim. Söz konusu üç kitabı çevirirken, her üç kitaptaki kavram ve düşünceler, kullanılan üslup ve kelimeler arasında da bir uyum sağlamaya çalıştım. Bunun yanında bu işe son derece ciddi yaklaştım ve son iki yılımı neredeyse sadece bu işe verdim. Hatta bu eserin Arapça çe­ virisini (Mu�ammedfl'l-Medine, Çev. Şa'ban Berekat, Menşurat el-Mektebet il-'Asriyye, Sayda, Beyrut, bila tarih) de hep elimin altında tuttum. Ne var ki Arapça çeviride de bazı bölüm veya cümlelerin atlandığını gördüm. Bununla birlikte, doğru anlamı yakalamak için sözkonusu çeviriden de oldukça yarar­ landım. Bütün bunlara rağmen mükemmeli yakalamak mümkün değildir ve bu kitabın da öyle bir iddiası yoktur, ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Watt'ın görüşlerini, düşüncelerini, yaklaşımını doğru bir şekilde yansıttığımı düşünüyorum. Bununla birlikte eğer varsa, tüm çeviri hataları bana aittir. Çeviride yazarın kullandığı vurguları aynen korumaya çalıştım. Onun pa­ rantez O içinde veya tire(-) işaretiyle verdiği cümleleri veya kelimeleri ben de aynı şekilde vermeye çalıştım. İtalik olarak yazılan kelimeleri ben de italik olarak verdim. Yazarın bazı yerlerde muhtemelen tereddütlerini ifade etmek için paran­ tez içinde kullandığı (?) işaretlerini de aynen muhafaza ettim. Dolayısıyla hem metin içerisindeki italik vurgular hem de soru işaretleri tamamen yazara aittir.

Önsöz 9

Çeviri metinler çoğunlukla üslubundan anlaşılır ve okurken de insanı ra­ hatsız eder. Ben Türkçe metnin çeviri kokmaması ve Türkçe yazılmış bir me­ tin hissini vermesi amacıyla zaman zaman köşeli parantezleri kullandım. Esas metinde anlatılmak istenen düşünceyi Türkçeye tam olarak ve doğru bir şekil­ de aktarmak ve düzgün, akıcı bir Türkçe metin oluşturabilmek amacıyla bu­ nun gerekli olduğunu düşündüm. Bunlar benim metinden anladığımı doğru olarak yansıtmanın yanında, metin içerisinde gerekli gördüğüm açıklamaları, bazen bir kelimenin Türkçe alternatif çevirisini veya İngilizcedeki karşılığını da ifade edebilmektedir. Dolayısıyla metin içindeki veya dipnotlardaki köşeli parantezle ifade edilen bölümler bana ait olan açıklamalar veya metnin doğru anlaşılması için gerekli gördüğüm eklemelerdir. Bunun tek istisnası, Hz. Mu­ hammed isminin önüne tarafımdan eklenmiş olan Hz. kelimesi olup, köşeli parantez içinde gösterilememiştir. Medine Anayasası, anlaşma metinleri, bazı ayetlerin tercümeleri vb. yer­ lerde doğal olarak metne daha çok bağlı kalınmaya çalışılmıştır. Dolayısıyla bu tür yerlerde, diğer bölümlerde olduğu gibi bir akıcılık her zaman mümkün olmayabilir. Arapça kelimelerin Türkçe yazılımları konusunda esas alınan transkripsi­ yon kurallarına müteakip sayfada yer verilmiştir. Bunun dışında büyük ölçüde Türkçe imla kurallarına uymaya çalıştım. Biz, Kur'an-ı Kerim'in bölümlerinden söz ederken daha çok sure veya ayet­

leri kullanırız. Watt bunların yanında birkaç ayetten oluşan pasa;1arı da kullan­ maktadır. Ben de yazarın bu kullanımını aynen muhafaza ettim. Dolayısıyla kitapta pasaj denildiğinde birden çok ayetten oluşan bölümler kastedilmektedir. Kitapta çokça geçen tribe kelimesi için kabile, elan kelimesi için de daha çok sülale kelimesini kullanmaya çalıştım. Aslında (tribe) kelimesinin kabile olarak çevrilmesinde bir sorun bulunmamaktadır, oysa elan kelimesinin Türk­ çe karşılıkları konusunda bir kafa karışıklığı olduğu aşikardır. �ureyş bir kabi­ ledir (tribe), ama onun içinde yer alan muhtelif sülaleler (mesela Beni Hişim) için de Türkçede zaman zaman kabile kelimesinin kullanıldığı görülmektedir. Bazen bunun yerine oymak veya boy kelimesi de kullanılmaktadır. Ben elan kelimesinin karşılığı olarak olabildiğince sülale demeyi tercih ettim. Orijinal kitapta daha çok B. şeklinde kısaltılmış olan Beni kelimesini açık olarak yazmayı, ayrıca sülalelerden söz ederken mesela Haşimoğullan demek

Hz. Muhammed Mcdinc'dc 10

yerine Beni Hdşim demeyi tercih ettim. Kitapta, özellikle de dipnotlarda çok sayıda {İbn Hişam için İH, İbn Sa'd için İS, İslam Ansiklopedisi için El vb. şeklinde) kısaltmalar kullanılmış olup ben bunları açık olarak yazmayı tercih ettim. Orijinal kitapta yer aldığı şekliyle önce Miladi tarihler, ardından parantez içerisinde de hicri tarihler (gün/ay/yıl şeklinde) verilmiştir. Orijinal metinde Flügel'in ayet numaralarına da yer verilmiştir. Bugün artık söz konusu nu­ maralara çok fazla müracaat edilmediğinden, bunlar metin içerisinde değil, ilgilenenler açısından kitabın sonunda verilmiştir. Orijinal kitabın sayfa numaraları da elinizdeki kitabın sayfa kenarlarında gösterilmiştir. Kitabın içinde veya İndeks'te atıfta bulunulan sayfa numaraları orijinal eserin sayfa numaralarıdır. Eserin ortaya çıkmasında önemli katkı ve destekleri için Sayın Hikmet Zeyveli'ye teşekkür ediyorum. Ayrıca, çalışmanın KURAMER yayınları ara­ sında çıkması için destek veren başta Sayın Prof. Dr. Ali Bardakoğlu hocamız olmak üzere tüm KURAMER ekibine, eseri baştan sona okumak suretiy­ le imla ve redaksiyon hatalarının düzeltilmesinde büyük katkıları olan Sayın Ahmet Baydar'a, eserin yazımında ve tabloların hazırlanmasındaki yardımları için de Sayın Nursel Ardıç'a, çevirinin ortaya çıkma sürecinde bana sürekli olarak destek olan eşime ve çoçuklarıma gönülden teşekkür ve minnetlerimi sunuyorum.

Silleyrnan KALKAN

Üsküdar, Nisan 2016

ÖNSÖZ

Bu kitap, Mubammad at Mecca (Hz. Muhammed Mekke'de) adlı eseri­ mizin devamıdır ve bu iki kitabın birlikte, Hz. Muhammed'in hayatının ve İs­ lam toplumunun kökeninin tarihini oluşturması amaçlanmıştır. İçindekiler'e bakıldığı vakit kitabın neleri ele aldığı görülecektir. Arapça bilmeyen tarihçile­ rin konuyu kolaylıkla anlamalarını sağlayacak şekilde yazmaya çalıştım, ancak zaman zaman bu amacımı gerçekleştirememiş olabilirim. Özellikle, dördüncü ve beşinci bölümlerde olduğu gibi, öncü olma özelliği taşıyan tartışmalarda, mecburen, ilgili konunun normalde hak ettiğinden daha uzun yazmak duru­ munda kaldım, bu sebeple de bölümler arasındaki dengeyi bozmuş olabilirim. Bu tür konularla ilgili olarak, uzman olmayanlar için tavsiyem söz konusu yerleri atlamalarıdır. Bu kitaptaki konular gibi, hem kaynak malzemenin hem de ilmi tartış­ maların muazzam bir yığın oluşturduğu çalışmalarda, sağa sola dağılmış vazi­ yetteki konuları gözden kaçırmamak zor bir iştir. Bununla birlikte, önem arz eden konuları atlamadığıma inanıyorum. Hiçbir şeyi dışarıda bırakmadan ko­ nunun tamamını ele almak, insanın önünde soylu bir amaç olarak durur, ancak ekonomide olduğu gibi ilmi çalışmalarda da azalan verim kanunu geçerlidir.

Öyle bir noktaya geliniyor ki, orada artık daha fazla çaba ortaya kayda değer bir şey çıkarmıyor. Daha fazla çalışma yapılması gereken yerlerin nereler olduğu konusunu muhtemelen çok az okuyucu benim kadar bildiğinden dolayı, en azından şimdilik Hz. Muhammed hakkında söyleyeceklerimi söyledim ve daha fazla söylemeye çalışacak olursam, onun hakkında vermeye çalıştığım izlenimi iyileştirmekten çok, zarar vereceğim sonucuna ulaştım. Çalışmam esnasında farkına vardığım ve sıradan bir Avrupalı veya Ame­ rikalı oryantalistin dolduramayacağı, iki boşluğa dikkat çekmek istiyorum. Bunlardan birisi, Hz. Muhammed'in dönemindeki Arabistan'ın bir haritası­ nın çıkartılmasıdır. Bunun için, eski Arap coğrafyacılardan toplanacak bilgiler, ülkenin büyük ölçekli modern haritalarına aktarılmalıdır; bu, tüm bölgelere

Hz. Muhammed Medinc'dc 12

gidilmeden yapılabilecek bir iş değildir. Bu konuda, bir Müslüman alim tara­ fından mükemmel bir başlangıç yapılmış durumdadır1 ve başkalarının da bu çalışmayı devam ettirmelerini ümit ederim. Diğer ciddi boşluk ise, İslim öncesi Arabistan'daki hayat konusundaki incelemelerin, sosyal antropolojideki gelişmelere ayak uyduramamış olmasıdır. Ben, Hz. Muhammed'in sosyal reformlarının anlaşılması için arka plan olarak gerekli olduğu ölçüde, İslam öncesi şartlar konusunda, bu boşluğu doldurmak için elimden geleni yaptım. Edinburgh Üniversitesi, Sosyal Antropoloji Bölü­ mü Başkanı, çalışma arkadaşım Dr. Kenneth L. Little'ın değerli yardımlarını aldım ve bazı yanlışları düzeltmeme yardımcı olduğu için de kendisine çok şey borçluyum. Bununla birlikte, bu acemice girişimlerim, beni, İslim öncesi hayatla ilgili çalışmaların, Arapça kaynaklara doğrudan ulaşabilecek bir sosyal antropolojist tarafından bizzat yapılması gerektiği sonucuna ulaştırdı. Ant­ ropolojist olmayanlar, malzemelerdeki pek çok detayı kaçınılmaz olarak, göz ardı edebilecektir. Arapça isimlerin yazımı [transliterasyonu], küçük bir istisna dışında, Mu­

hammad at Mecca'dekinin aynısıdır. Arapça bir sesi ifade etmek için iki harfin kullanıldığı yerlerde (örn. sh, dh), pek çok yazar harflerin altına bir çizgi işare­ ti koymaktadırlar (örn. sh, dh). Ancak, iki Arapça sesi ifade eden bu harfel rin kombinasyonlarına rastlanması pek nadirdir. Sonuç olarak, tek bir sesi ifade etmek için söz konusu harf çiftlerini, altlarına çizgi koymadan kullanmak ve iki sesi ifade ettikleri durumlarda ise başka bir işaret yolu bulmak makul gö­ rünmektedir. Ben bu tür durumlar için kesme işaretini (') öneriyorum. Bu hem Arapça bilenlerin bunu hemze ile karıştırmalarını önler, hem de Arapça bilmeyenler için harfler birleştirilmemiş olur. Bu kesme işareti, harflerin hiç birisinin noktalı olmadığı durumlarda (ki bu kitapta hiç yoktur) kesinlikle ge­ reklidir, ancak bu işareti, nokta veya noktaların olduğu ve hatta 'Ash'al' [Eş'­ hel] gibi bir kelimede bile kullandım. Umarım bu yenilik, oryantalist dostlarca benimsenir.2 Arapça isimlerin biçimi konusunda da uzman olmayanların kafasını karış­ tırmaktan kaçınmaya çalıştım. Bununla birlikte burada kısa bir izah gerekebi-

ı

2

Bkz. aşağıda s.

153.

Yazarın bu açıklamaları eserin İngilizce memi için geçerlidir. Arapça kelimelerin Türkçe yazımı konusunda KURAMER tarafından benimsenen transkripsiyon alfabesi kullanılmıştır. Çev.

Önsöz 13

lir. Arapça bir isim birkaç bölümden oluşur. Mesela, Hz. Muhammed'e Ebu I,