132 70 7MB
Turkish Pages 335 [352] Year 1999
dullah Tal Ürdün'den kaçıp siya�al sığınmacı olarak Kahire'ye geçti. Bkz: Glubb, a.g.y. ; Ha-Aretz, 6 �ylül 195 1 . 214
Dr. Davut el-Hüseyni. Öte yandan Hacı Emin suikaste doğ rudan katılmadıysa bile, eylemi planlayanları ve işleyenleri etkilediği kuşku götürmezdi. 1 948 yılından başlayarak, özellikle de 1950 Nisan ayında Filistin'in Ürdün'e ilhakın dan sonra, Hacı Emin'in yürüttüğü şiddetli kampanyanın hedefi Abdullah olmuştu. Onu Filistin'in bağımsızlığını ayaklar altına alan bir kral olarak tanıtmış ve Rodos anlaş masıyla Arap topraklarını Yahudilere vermekle suçlamıştı. Ayrıca Abdullah'a yüz binlerce sığınmacının kötü kaderleri nin sorumluluğunu da yüklemişti. 38 Abdullah'ın öldürülmesi Arap basınında kınandıysa da pek çok kişi, kendisiyle anlaşmazlık içinde olduğundan ya sını tutmamıştı. Filistin kampı olayı memnuniyetle karşıla dı ve İsrail devletine ilhak edilmiş Arap köylerinde coşkulu kutlamalar yapıldı. Bununla birlikte, Filistinlilerin siyasal bağımsızlık kazanmasını engelleyen bir adamın ölümüyle Batı Şeria'nın Ürdün Kralhğı'na ilhakı sürecinin sona erece ği umuduna kapılanlar yanıldı. Bu süreç çoktandır Ürdün politikasında önemli bir yer tutmakta, Filistinli aşiret şeyh leri ve tanınmış kimseler yeni durumdan kişisel çıkar sağla dıklarından, çoğu Filistin seçkinler bu durumun devamına bel bağlamaktaydı. Oysa Hacı Emin, eğer Filistinliler var olan koşulları ka bul etmeye yanaşmazsa, tarihin akışının değişebileceğine hala inanıyordu. Ertesi yıllan Arap devletlerindeki kamp larda yaşayan mültecilerle ilişkiler kurmaya ve bu ülkelerde kalmaları sonucunu doğuracak herhangi bir çözüm bulun masına engel olmaya çalışarak geçirdi. Bu amaçla Arap dünyasında bir propaganda kampanyasına girişerek Arap yöneticilerin yardımını almaya uğraştı. Mülteci sorununun
38 A.g.y. ; Schechtman, s.243-4; Kirkbride, s.164-B; Middlt Erut Rtcord (MER), lll, 1 967, s.395. 21 5
ele alınacağı Arap Birliği Siyasal Komitesi'nin bir sonraki oturumunda Genel Filistin Hükümeti'nin temsil edilmesini görüşmek üzere 195 l'in Ağustos ayında Mısır Dışişleri Ba kam Dr. Salaheddin ile bir araya geldi. 39 1 2 Şubat günü Bey rut'a giderek Lübnan Devlet Başkanı Beşir el-Huri ile görüş tü. Lübnan'a yaptığı bu ziyaretin amacı, sığınmacıların o sı rada kalmakta oldukları yerlere kalıcı olarak yerleştirilme lerini öngören Birleşmiş Milletler tasarısına karşı çıkmaları nı sağlamaktı.40 Aynı amaca yönelik olarak kısa bir süre sonra Beyrut'ta mültecilerin temsilcilerinin katıldığı bir konferans düzenledi. 41 Hacı Emin'in Ürdün'e girişi yasaklandığından ve Mısır devleti de Gazze Şeridi'ndeki mülteci kamplarında çalışma lar yapmasını engellediğinden, mülteci sorunuyla ilgili et kinliklerini yürüttüğü başlıca yerler Suriye ve Lübnan'dı. Ne var 'ki, 3 1 Temmuz günü subayların Kral Faruk'u devi
rip yÔ netime el koymalarından birkaç gün sonra devrimin 1 önderi Muhammet Necib ile bir araya geldi. Toplantı sonra sında Hacı Emin "Komutanla Filistin, Gazze Şeridi ve mül tecilerin geleceği sorunlarım tartıştık" açıklamasını yaptı.42 Hacı Emin'in Mısır'daki monarşi yönetimiyle ilişkileri su bayların darbesinin hemen öncesinde epey kötüleşmişti. Bu sırada, Pakistan'daki lslam Kongresi hazırlıklarıyla uğraşan Pakistanlı delegeler kuruluna başkanlık ederken, radikal Müslümanlar üzerinde yaptığı olumsuz etki yüzünden Ali Mahir hükümetinin onun Mısır'a dönmemesini tercih ettiği yolunda haberler yayılmıştı.43 Mısırdaki yönetim değişikli ği aradaki buzlan eritti, özellikle Abdül Nasır ile 1948 sava39 Ha-Arrtz, 31 Ağustos 195 1 . 40 A.g.y.; 2 5 Şubat 1952. 41 Monte Carlo Radyosu, 6 Man 1952 - Arapça Yayın Özetleri, No. 697. 42 Londra Radyosu (Arapça), 1 Ağustos 1952 - Arapça Yayın Özetleri, No. 817. 43 Schechtman, s. 256-61 ; NYT, 1 ve 19 Man 1952. 216
şı öncesi aralarında kurulan dostluğun gelişmesine yaradı. Hacı Emin toplu halde yayımlanmış yazılarında, subay lardan kimilerinin kendisini Zeytin semtindeki evinde ziya rete gelip Filistin mücadelesine katkıda bulunmayı öner diklerini anlatmaktadır: "Yarbayın, bir kurmay subay, Cemal Abdül Nasır ve merhum Binbaşı Mahmut Lebib ile birlikte 1948 yılı başlarında beni görmeye geldiğini anımsarım. Bağım sız Subaylar arasındaki kardeşlerinin Filistin savaşına katılmalarını ve Cihat hareketine komuta etmelerini istediğini dile getirmişti." Hacı Emin yardım önerisini kabul etmiş, ancak dediğine göre, yetkililer buna karşı çıkmışlardı.44 Mısır'daki ihtilalden iki yıl sonra Hacı Emin'in Abdül Na sır ve arkadaşlarıyla ilişkileri bozuldu. Buna neden, onun Mısır yönetiminin pek sıcak bakmadığı Suudi Arabistan'ı desteklemesi ve Müslüman Kardeşler'in rejime karşı müca delesinde bu örgütten yana tutum sergilemesiydi; bu müca dele, 26 Ekim 1954 günü bir örgüt mensubunun, lskende riye'de konuşma yapan Nasır'ı öldürme girişimiyle doruk noktasına ulaşacaktı. Başarısız kalan bu girişimin ardından ülkede olağanüstü hal ilan edildi, örgütün 400 üyesi tutuk landı, Müslüman Kardeşler'in Kahire'deki genel merkezi gösteri yapan öğrencilerce . ateşe verildi.45 Kahire yönetimi aralarındaki görüş ayrılıklarına karşın, Hacı Emin'i Mı sır'dan kovma eğilimi taşımıyordu. Arap Yüksek Enstitü sü'yle Genel Filistin Hükümeti'nin Kahire'de bulunmasının Mısır devletinin Pan-Arabizm politikasına denk düşmesi bir yana, Filistin sorunu Mısır'ın Ürdün'e karşı kullanabil44 El-Hüseyni, Haka'ik, s. 89-90.
45 Jbara, s. 190; MEJ, ıx, 1 955, s. 58. 21 7
diği tek konuydu.46 Mısır ve Hacı Emin böylelikle hem Pan Arabizm'i hem de Ürdün düşmanlığını paylaşıyordu. Arap ülkelerinin çoğunda basın, Filistin davası ve bunun lsrail'le bağlantılarıyla ilgili Ürdün'ün izlediği politikaya karşı bir propaganda kampanyası yürütmekteydi. Buna ku lak asmayan Ürdün, Batı Şeria'da yaşayanları krallığıyla bü tünleştirmeyi sürdürüyordu, Hacı Emin'in tek yapabildiğiy se Haşimi yönetimini kınamaya devam etmek ve Arap dev letlerinde Filistin sorununun daha çözüme ulaşmadığını sürekli vurgulamak oldu. Bu amaçla çeşitli fırsatlardan ya rarlandı. Örneğin, birbiri ardına yönetime gelen Suriye'deki subaylara destek verdiğini açıklamakta hiç gecikmedi. Edip Şişaklı'nın 1952 Ağustos ayında Humus'ta yaptığı bir ko nuşmadan sonra Suriyeli öndere "bütün Filistinlileri yürek lendiren ve umutlandıran" açıklamalarından dolayı teşek kür eden bir telgraf göndererek " Filistinlilerin kendisini candan desteklediklerini ve Suriye ile yürekli ordusuna ba şarılar dilediklerini" belirtti. 47 Hacı Emin düzenli olarak Kahire'deki merkezinden ayrı lıp Suudi Arabistan, Lübnan ve Suriye'yi ziyaret etti. Suudi Arabistan'da siyasal destek aradı ve bağış toplamaya çalıştı, Lübnan ve Suriye'deyse sığınmacı kamplarının liderleriyle yoğun görüşmeler yaptı. Ayrıca Ürdün'e karşı yürüttüğü mücadelede bu ülkelerdeki hükümetlerin desteğini sağla maya çalıştı. 1953 yılının sonunda Suudi Arabistan'dan dö nerken Beyrut'a uğradı ve mülteci kamplarının önderleriyle bir toplantıya katıldı. Yaşadıkları koşullan onlarla tartıştık tan sonra sığınmacılara Filistin bağımsızlığı uğruna savaşa 46 1 952 sonbaharında Arap Birliği Siyasal Komitesi Genel Filistin Hükümeti so rununu tartıştı ve "Filistin'in manevi bir simgesi olduğu gerekçesiyle Hükü meti koruma" karan aldı. Beyrut Radyosu, 1 5 Eylül 1952 Arapça Yayın Özet leri, No. 856. -
47 Şam Radyosu, 26 Ağustos 1952 Arapça Yayın Özetleri, No. 838. -
218
hazırlanmak için birleşmeleri çağrısı yaptı. Önderlere yöne lik konuşmasında Hacı Emin şöyle dedi: " 7 0 milyon Arap'ın çevrelediği lsrail pek uzun süre yaşamayacaktır. Arapların elinden çalınan topraklar kendilerine geri verile cektir. Araplar bu topraklardan yalnızca Siyonistleri değil, aynı zamanda emperyalistleri de kovacaklardır. "48 Aynı dö nem içerisinde Suriye ve Lübnan devlet başkanlarıyla bir kez daha bir araya gelerek Filistin savaşımına verdikleri desteğin boyutlarını artırmaları için çalıştı.49 Hacı Emin Ka hire'ye dönmeden önce Amerikalı bir gazeteciye, Ürdün ile 'Tel Aviv Hükümeti' arasında doğrudan görüşmelere karşı olduğunu belirterek, Amerika Birleşik Devletleri ve lngilte re hükümetlerine lsrail-Arap anlaşmazlığında yansız bir tu tum benimsemeleri çağrısında bulundu. Şam'da düzenle nen bir basın konferansında mültecilere yaptıkları yardım:.. lardan dolayı Suriyeli yöneticilere teşekkür etti. 50 Israil, bu sırada, Ürdün'ün Kibya köyüne hava saldırılan düzenledi, Hacı Emin "S,iyonistlerin Kibya'daki kıyımı Arap Kudüs'te yaşayanları yıldırmak ve Arapları Israil ile barış yapmaya zorlamak amacıyla hazırladılar"51 açıklamasını yaptı. Oysa Kibya'ya yapılan hava saldırısı gerçekte, Israil içine sızan kişilerce yürütülen şiddet ve öldürme eylemlerine bir misillemeydi. Hacı Emin'in hava saldırılarıyla ilgili lsrail'e yönelik suçlamaları dayanaktan yoksun olmakla birlikte, Israil-Ürdün ve lsrail-Mısır arasında ateşkes anlaşmalarını 48 Kahire Radyosu, 24 Kasım 1953 - Arapça Yayın Özetleri, No. 1213. 49 Kahire Radyosu (lbranice) , 22 Kasım 1953 - Arapça Yayın Özetleri, No. 1 2 1 1 . 50 A.g.c.; Kahire Radyosu (lbranice), 1 7 Aralık 1 953 - Arapça Yayın Özetleri, No. 1233; Kahire Radyosu (lbranice) , 1 1 Aralık 1953 - Arapça Yayın Özetleri, No. 1228; Kahire Radyosu (lbranice) , 17 Aralık 1953 - Arapça Yayın Özetleri, No. 1233; Sam Radyosu (lbranice), 7 Aralık 1 953 - Arapça Yayın Özetleri, No. 1224. 51 Kahire Radyosu, 25 Kasım 1953 - Arapça Yayın Özetleri, No. 1214; MEJ, Vlll , 1954, s. 84, 186. 219
kalıcı barış antlaşmasına dönüştürmenin amaçlandığı yeni başlatılan görüşmelerin ışığında, korkulan yersiz sayılmaz dı. Hacı Emin görüşmelerin durdurulması için Arap yöneti cilerini ve kamuoyunu etkileme yolunda yürüttüğü çabala rını yeterli bulmadı. Sınır bölgesindeki gerginliği artıracağı ve lsrail ile Arap devletleri arasındaki ilişkilerde yeni sorun lar yaratacağı umuduyla Filistinlileri lsrail sınırlan içinde şiddet eylemleri yapmaya yöneltti. 52 1950'lerin ilk yıllarında lsrail içinde saldın eylemleri gerçekleştirmeleri için bazı çe telerin oraya sızmalarını sağladı. Bu eylemlerde Temmuz 1 954'e dek, artık Suudi Arabistan topraklarında yaşayıp oradaki hükümette çalışan Cemal el-Hüseyni ile işbirliği yaptı. Daha sonra bu ikisi arasındaki ilişkiler bozuldu ve Cemal el-Hüseynt Suudilerin parasıyla Riyad'da etkinlikler gösteren kendi örgütünü kurdu.53 Hacı Emin de saldırılarda gereksindiği yardımı Cihad-ül Mukaddes komutanlarından ve 1936-1939 ayaklanmasına katılanlardan gördü. Paraları Arap Yüksek Enstitüsü'nce verilen bu kişiler lsrail toprakla rında bir dizi suikast ve sabotaj eylemi gerçekleştirdiler. Genellikle Gazze Şeridi'nden yola çıkan bu eylemciler ara sında soygun yapsınlar diye Gazze'deki tüccarlar tarafından gönderilenler de vardı. lsrail Savunma Kuvvetleri Gazze Şe ridi'ne ve Ürdün'deki Filistin yerleşim bölgelerine hava sal dırıları ve misillemeler düzenleyerek karşılık verdi. Mısır yönetimi lsrail sınırında asken çatışmalara yol aÇa bilecek olayları önlemeye çalıştığından, Hacı Emin'in yü rüttüğü etkinlikler Mısırlı yetkililerin kendisine duydu�lan hoşnutsuzluğu iyice artırdı. Mısır'ın Gazze'deki askert vali leri sokağa çıkma ve dolaşma yasağı koydular, sınıra yakla52 El-Mavsuatü'l-Filistiniyye (Filistin Ansiklopedisi) iV (Şam, 1984), s. 142; Ho tem, 12 Haziran 1986. 53 Ehud Ya'ari, Mit:zrayim Ve-Ha-Fedayeen: 1 953- 1 956 (Mısır ve Fedayin: 19531956) (Giva'at Haviva, 1975), s.10- 1 1 (bundan sonra kısaca Ya'ari, Mit:zrayim). 220
şılmasım yasakladılar. Örneğin, 4 Şubat 1950 tarihinde Mı sır sınır savunma kuvvetleri komutam General Mahmut Fehmi Akaşa 'Yahudi bölgelerine' girişleri yasaklayan bir genelge yayınlayarak buna uymayanları cezalandıracağını duyurdu. 1 948- 1956 yıllan arasında Gazze Şeridi'ndeki Mı sırlı yetkililer on yedi kez sokağa çıkma yasağı ilan ettiler. Bunlardan birkaçı iç güvenlik önlemleri için olsa da, çoğu akşamın ilk saatlerinden gün doğumuna dek anayollara, ateşkes bölgelerine yaklaşmayı önlemeye yönelikti. 54 Bu bağlamda ö z e l l i k l e ilginç b i r araştırma , E h u d Ya'ari'nin 1 956 yılında İsrail Savunma Kuvvetleri tarafından ele geçirilen, Mısır güvenlik güçleri belgelerine dayanarak yaptığı çalışmadır. Ya'ari, "Elime geçen Mısır belgelerinin hepsi sınırdan sızmaları durdurmak için art arda uygulanan politikaları gözler önüne sermekteydi" diye yazmaktadır. lsrail Savunma Kuvvetleri'nin 1955 Şubat'ında Gazze'ye dü zenlediği hava saldırısından tam bir ay önce, Mısır Genel Valisi General Acrudi istihbarat subayı Mustafa Hafız'ın da aralarında bulunduğu üst düzey subayların katılımıyla İsra il sınırından sızmalarla ilgili bir toplantı düzenledi. Bu top lantıda gece karanlığında Gazze-Refiya yolunun doğu yaka sına geçişlerin yasaklanmasına, ateşkes hatlarını geçenlere ateş açılmasına, oralara sızmaya kalkışanlara pusu kurulup yakalananların hemen yargılanarak cezaya çarptınlmasına karar verilir. 55 Adam öldürme ve sabotaj eylemleri lsrail ile Mısır arasın daki ilişkilerin daha da kötüleşmesinde payı olan etmenlerdi ve bunlar 28 Şubat 1955'te İsrail Savunma Kuvvetleri'nin Gazze'ye hava saldırısı düzenlemesine yol açtı. Pek çok kişi nin ölmesi bölgede ve dünya çapında büyük yankılar uyan54 El-Vaka'a cl-Filistiniyc, 1, s.140-1 . Sokağa çıkma yasağı için Bkz: a.g.y. , s.72, 82, 92, 96, 105, 370, 1 147-9, 1 160- 1 . 5 5 Ya'ari, Mitzrayim, s. 12-16. 221
dırdı.56 Saldırı ertesinde Gazze Şeridi'nde patlak veren ateşli gösterilerde yeni Genel Vali Abdullah Rıfat yaralandı, Mısırlı askerlerin göstericilere ateş açması sonucu dört kişi öldü.57 lsrail'in Gazze'ye hava saldırısı bölgede bir dönüm nokta sıydı. Mısır ile Çekoslovakya arasında ilk silah satışı anlaş masının yapılmasının ve Mısır ihtilal yönetiminin Üçüncü Dünya'nın Bağlantısız devletlerine katılmasının nedenlerin den biri de buydu. Aynı dönem içerisinde Mısır da lsrail sı nırındaki sızma olaylarına karşı takındığı tutumu değiştir di. Bundan böyle benzer eylemlere destek verip onları kış kırtacaktı. Olumsuz çağrışımlar uyandıran 'sızmacılar' (mu tasalilun) yerine, artık bu eylemcilere 'fedailer' (fedaiin) denmekte ve Mısır onları kahramanlar olarak g�rmekteydi. Fedaiin eylemlerini Mısır güvenlik güçleri düzenlemekte, bunun için Ulusal Muhafızlar (el-Haras el-Vatani) ve Sivil Muhafızlardan (el-Haras el-Ahali) yararlanılmaktaydı.58 Mısır yönetimi artık Hacı Emin'i kendisine yük diye görme mekteydi. lsrail ile gerginlik tırmanırken ikisi de aynı savaş için kavga vermekte, ikisi de Arap dünyasında büyük itibar görmekteydi. Hacı Emin'in yıldızı bir kez daha yükseliyordu ve 1955'in Nisan ayında Bandung'da gerçekleşecek olan Afri ka-Asya Konferansı yaklaşırken, o katılımcı olarak çağrılmak için uğraşıyordu. Birçok Arap devletine yaptığı başvurular so nunda Yemen'den kendi delegeleri arasında gözlemci sıfatıyla yer alması yolunda bir davet almayı başardı.59 56 Hava saldırısının arkasındaki diğer bir etmen de lsrail'in kendi içindeki du rum ve lsrail Savunma Kuvvetleri'nin güvenini kazanması gereğiydi. Bkz: MEJ, IX, 1955, s. 166. 57 Ya'ari, a.g.y., s.18. 58 A.g.e., s. 12-19; Moşe Dayan, Yoman Ma'arehet Sinai [Sina Harekitı Günlüğü) (Tel Aviv, 1967), s. 1 1 . 5 9 Bandung konferansı için Bkz: Vatikiotis, s.390- 1 . Hacı Emin'in konferansta bulunduğunu gösteren fotoğraf ve metinler için Bkz: el-Hüseyni, a.g.y. , s. 1857. Hacı Emin'e göre, Suriye heyetinin başı Halid el-Azam da ona kendi heyeti222
Genel Filistin Hükümeti çok kısıtlı bir düzeyde de olsa varlığını koruyordu, Ahmet Hilmi başbakanlık görevinde kalarak Kahire'de pasaport verme işlerini sürdürüyordu. Gelgelelim, Hacı Emin hükümeti yok sayarak onun Ban dung Konferansı'na katılması için hiçbir çaba göstermedi. Anılarına Arap Yüksek Enstitüsü "Bandung Konferansı'nı düzenleme kararını Doğu Müslüman ülkeleriyle Filistin'in bağlarını güçlendirmesi için eşsiz bir fırsat olarak görmüş tür" diye yazar. Bandung'a iki yardımcısı, Muhammet ishak Derviş ve Emil el-Guri ile birlikte gittiğinde, diğer katılım cıların onun gelmesini şaşkınlıkla karşıladıklarına değinir. Hacı Emin, Israil'in konferansa katılmak için, Burma ve Seylan Başbakanlarınca desteklenen çabalarinı; konferans başkanı Nehru'nun tedirginliğini ve lsrail'in katılma girişi minin sonunda Suudi Arabistan Emiri Faysal tarafından en gellendiğini de anlatır. "Bandung Konferansı'nda Siyonizm'i destekleyen ülkelerce yapılan engellemeler bir yana, Filistin sorunu o tarihsel konferansta büyük ilgi gördü, altı gün sü ren görüşmelerin üç günü hµ konuya ayrıldı. "60 Anlattıkları biraz abartılı bile olsa Hacı Emin'in Bandung Konferansı'nda elde ettiği başarılar hiç de önemsiz değildi. Konferansta alınan kararlar arasında Filistinli Arapların haklarının savunulması ve Filistin sorunuyla ilgili Birleşmiş Milletler çözüm önerilerinin uygulanması da yer aldı.61 Konferansın kapanışında Suudi Arabistan delegelerinin ver diği resepsiyona Hacı Emin de katıldı ve Filistin davasına verdiği destekten dolayı Çin Başbakanı Çu En Lay'a teşek kür etti. Başbakan kendisine, Çin'in bağımsızlık uğruna sanin içinde yer almayı önermişti. Bkz: el-Hüseyni, Zihronot, 108, Mart 1970, s.
8-9;
el-Mevsua el-Filistiniyye, iV, s. 142.
60 El-Hüseyni, 1955.
a.g.y.
ve
143, Şubat 1973, s.9-10; Vatikioıis, a.g.y. ; Davar, 20 Nisan
6 1 A.g.y., 22-25 Nisan 1955; Vatikiotis, a.g.y.; Schetchman, s.263. 223
vaşan bütün halkları desteklediği karşılığını verdi.62 Mısır'a döndükten sonra Hacı Emin ile Mısır devlet yöne ticileri arasındaki ilişkiler düzelmeye deva1!1 etti.63 Kahire'de itibarı arttı ve bir kez daha çeşitli ulusal törenlere ve konfe ranslara çağrılır oldu. Çekoslovakya'dan alınacak silahlar için para toplanması amacıyla hükümet l 955'in sonunun 'silahlanma haftası' olduğunu duyurunca, Hacı Emin çeşitli ortamlarda kamuoyunu bağışta bulunmaya yönlendirmek üzere kolları sıvadı. Müslüman Kardeşler'i desteklemesi ve Gazze Şeridi'nden lsrail'e sızan eylemcileri kışkırttığı gerek çesiyle l 955'e dek kendisini suçlamayı sürdüren Mısır bası nı artık onun halkın karşısındaki konuşmalarından övgüyle söz eder, konuşmalarına genişçe yer verir oldu.64 Bu iyi ilişkiler üç yıl sürdü. Hacı Emin toplu yazılarında, Abdül Nasır'ın 1956 Süveyş Savaşı'ndan kısa bir süre önce ld-i Fıtr (Ramazan Bayramı) sırasında ve lsrail Savunma Kuvvetleri'nin Gazze Şeridi'nden çekilmesinden birkaç ay sonra l 957'nin Aralık ayında Gazze'deki fedaiin birlikleri önünde yaptığı konuşmalarda, Filistinli Araplara nasıl öv güler yağdırdığından söz etmektedir. l 956'mn sonunda İsrail, İngiltere ve Fransa'nın Süveyş
Kanalı bölgesinde giriştikleri ortak harekat, Hacı Emin'e 'Si yonist düşmana' karşı Arap dayanışmasının gerekliliğini vurgulama fırsatı yarattı. Emperyalistlerle Yahudilerin Arap ulusuna karşı ortak bir komplo kurdukları yolundaki savla rına kanıt olarak Mısır'ın Süveyş Kanalı'nda üç yönlü saldı rı altında bulunduğunu gösterdi, Mısır ve Gazze Şeridi'nde ki saldırıları püskürtmek için Filistinli savaşçıların Mısır 62 Davar, 24 Nisan 1955. 63 Bandung'tan Kahire'ye dönüş yolunda Hacı Emin Pakistan'daki delegeler ku ruluyla birlikte kaldı ve Müslüman topluluklara Filistin sorunuyla ilgili ko nuşmalar yaptı . Bkz: el-Hüseyni, Haha'ih, s. 1 87.
64 El-Ahram, Davar, 18 Ekim 1955. 224
ordusuyla omuz omuza çarpıştıklarını ileri sürdü. lsrail Savunma Kuvvetleri'nin çekilmesinden ve toprakla rın denetiminin 7 Mart 1 957 tarihinde Birleşmiş Milletler'e verilmesinden sonra, Mısırlılar Sina Savaşı'nda kahramanca savaştıklarını ileri sürdüler ve 'zafer' anıtları diktiler. Hacı Emin de benzer bir tutum takınarak Filistinli Arapların 'ta rihe şanlı bir sayfa' yazdıklarını ve Mısırlılarla Filistin Arap larının ortak düşmanlarına ağır kayıplar verdirdiklerini sa vundu.65 Oysa gerçek.bambaşkaydı, Sina Çölü ve Gazze Şeridi'rtde kısa süreli çarpışmalar yaptıktan ve binlerce askeri tutsak edildikten sonra, Mısır ordusu geri çekilmişti. Üstelik lsrail Devleti, lsrail Savunma Kuvvetleri'ni geri çekme kararını Büyük Devletlerle Birleşmiş Milletler'in baskıları sonucun da almıştı. Doğrusu, Han Yunus'taki kısa süreli çarpışma dan başka, savaş süresince Filistinliler'in herhangi bir rol oynadıklarına ilişkin bir kanıt yoktur. Sina savaşı Filistinli Arapların tarihine 'şanlı bir sayfa'
olarak geçmedi. Yine de Hacı Emin, savaşa yo� açan neden lerden biri olan lsrail ile Mısır arasındaki gerginliğin tır manmasına katkıda bulunmaktan dolayı hoşnuttu. Bu dönemde yaşanan olaylar, geçici Rodos anlaşmasının yerini alacak kalıcı bir antlaşma için Mısır ve lsrail arasında yürütülen görüşme sürecini baltalamış olabilir. Diğer yan dan, Mısırlılar Gazze Şeridi'nde yaşayan Filistinli halka si yasal bağımsızlık tanıyacaklarını gösteren tek bir adım at mazken, Ürdün'ün denetimindeki toprakların Filistinli ni teliğini silen süreç işlemekteydi. Arap devlet başkanlarının Filistin davasını ivedilikle çözülmesi gereken bir sorun diye görmeyi bıraktıklarını ve Hacı Emin'in bu aşamada konuyu 65 Abdül Nasır'ın konuşmalan ve savaş sırasında Filistinlilerin üstlendikleri gö revle ilgili olarak Bkz: el-Hüseyni, a.g. c. , s.23-6, 1 50; Zihronot, 97, Nisan 1969, s.17. 225
Arapların gündeminin birinci sırasına yeniden çıkartmasını sağlayacak siyasal koşullara gerek duyduğu söylenebilir. iş te o sıralarda Irak'ta olaylar böylesi koşullara gebeydi.
Nasır ve Kasım Arasmda Birkaç ay sonra Mısır yönetimiyle Hacı Emin'in iyi ilişkileri bozuldu. Bir kez daha gerginlik yaşanmasının başlıca nede ni, 14 Temmuz 1958 tarihinde Irak monarşisi darbeyle dev rildikten sonra başına Abdülkerim Kasım'ın getirildiği Bağ dat't�ki yeni yönetimle Filistinli liderin yürüttüğü görüşme lerdi. Temmuz l 958'de yönetimi ele geçiren, başlarında Tuğbay Kasım'ın bulunduğu Iraklı subaylarla altı yıl önce Mısır'da yönetime geçen Mısırlı subaylar arasında başlan gıçta çok iyi ilişkiler vardı. Fakat l 958'in sonuna gelindi ğinde ilişkiler bozulmaya başladı ve Kasım Irak'ın yöneti minin Birleşik Arap Cumhuriyeti'ne katılmasına yönelik .gi
rişimlere karşı tavır alınca, düpedüz düşmanlığa dönüştü. 66 Arap yöneticilerinin birbirlerini eleştirmekte kullandıkları geleneksel bir araç durumuna girmiş Filistin davasını Ka sım da aynı amaçla sömürmekteydi. Hacı Emin de, Filis tin'in bağımsızlık mücadelesinde Irak rejiminin desteğini kazanmaya çalışmaktaydı. Araplar arasındaki çekişmeden yararlanan Hacı Emin 1959'un Kasım ayında bütün Arap hükümetlerine Arap Yüksek Enstitüsü adına nota gönderdi. Notadaki ana konu bu hükümetlerin çoğunun Birleşmiş Milletler'in Kasım 1947 tarihli paylaşım planına ve sığınmacıların ya Filistin'e dönmelerine ya da para yardımı almalarına olanak tanin masını öngören Kasım 1948 tarihli kararına bağlılıklarının sürmesiydi. Bu tutumu "yumuşak ve uzlaşmacı" diye kına66 Uriel Dann, lraq under Qassem: A Political History. 1 958-1 963 [Kasım yöneti
mindeki Irak: Siyasal Taril\ 1958-1963) (Kıidüs 1969), s.69-76, 156-63. 226
yan Hacı Emin "Filistin Arapları Arap devletlerinden Filis tin sorununa daha çok eğilmelerini. . . Filistin'e karşı Yahudi saldmsını ezerek burayı Siyonizm ve emperyalizmden arın dırmalannı . . . beklemektedir. Bir Filistin ordusu kurulmalı, eğitilmeli ve Filistin'i kurtaracak Arap kuvvetlerinin öncü kolu olarak silahlandmlmalıdır" diye yazdı. Önceki yıllarda Hacı Emin'den gelen böylesi uyarılar ku lak arkası edilirken, bu kez hemen ses getirmişti; bunda Abdül Nasır ile diğer Arap devlet başkanları arasındaki an laşmazlığın iyice artmasının etkisi vardı. 1959 yılı sonunda Kasım Irak'ın Askerlik Günü'nde bir konuşma yaptı. Filis tin davasını Kahire'deki rakiplerine karşı kullanmaya karar lı olarak 'Filistin varlığı' . terimini ortaya atıp bir 'Filistin Cumhuriyeti' kurulması için çağrıda bulunqu. Konuşma sında şunları söyledi: '.'Bugün hiç kimse üzerinde Filistin adını taşıyan bir harita ya da bölge bulamaz. Eğitim Bakanlığı'na sor dum, pek çok haritaya baktım. Bugün üzerinde Filis tin yazan bir harita var mıdır? Kuşkusuz sizler şimdi böyle bir harita yoktur, yanıtını vereceksiniz. Oysa bu harita yüreklerimizde bulunmaktadır ve bizler onu yaşama geçireceğiz. "67 . Kasım'ın istekleri doğrultusunda, lrak'ta yaşayan 5000 mülteci arasmdaki Filistinli gençler askere alındı, silahlan dırıldı ve Irak ordusunda eğitildi. l 960'ın Ağustos ayında eğitimlerini tamamlayanlar için düzenlenen törende, Kasım bu gençlere "Cihat pek yakında başlayacaktır" sözü vere rek, "Filistin Cumhuriyeti'nin sonsuza dek yaşamak üzere doğuşunu" dört gözle beklediğini söyledi. 67 Arap Yüksek Enstitüsü'nün Arap hükumetlerine gönderdiği muhtıralar ve Ka sım'ın yayınladığı bildirge için Bkz: Jewish Observer and Middle East Review, 1 5 ve 1 Ocak 1960 ve 2 Eylül 1960.
227
Hiçbir Arap Başbakanı o güne kadar Filistin davasına bu denli sahip çıkmamıştı. Hacı Emin Kasım'ın açıklamalarını coşkuyla karşıladı ve kendini Bağdat rejimine bağlılığını göstermeye adadı. Bunun sonucunda Mısır basınınca top ateşine tutuldu. 'Filistin felaketi'ne sebep olmak, lüks bir yaşam sürmek uğruna Filistinlilerin paralarını kullanmak, "dünya ( ! ) çapında kendi adına çalışan 25.000 kişilik bir bürokratlar ağı kurmak" ve "yabancı bir süper devletin yar dımıyla bir Filistin Hükümeti" kurmaya kalkışmak suçla malarıyla karşı karşıya kaldı. 68 Mısır basın! Hacı Emin'in iş birliği yaptığı 'yabancı süper devletin' Irak Hükümeti aracı,
lığıyla devreye giren lsrail olduğu yolunda kuşku uyandırmaya çalıştı. Bu arada, Beyrut ve Tunus basınında çıkan ya zılarda, Mısır'daki öfkenin altında yatan nedenin Hacı Emin'in Filistin Hükümeti'ni kendi başına kurmaya kalkış ması olduğu belirtildi ve Mısır devletinin buna tepki olarak Abdullah Tal ya da Ahmet eş-Şükeyri'yi başına getireceği kendi Filistin Hükümeti'ni ve Ali Ebu Nuvar komutasında bir Filistin ordusu kuracağı ileri sürüldü. Çok geçmeden, Kasım ve Hacı Emin'in vıeydan okumasına karşılık Nasır, Birleşik Arap Cumhuriyeti'nin iki bölgesinde ve Gazze"cle Filistin askeri birlikleri oluşturmaya karar verdi,. Ayrıca Mı sır'daki beenzer kuruluşun bir uzantısı olarak Gazze'de de Filistin Ulusal Birliği kuruldu.69 MJsır'daki subaylar yönetimiyle arasında düşmanlıkla örü lü bir duvar oluşunca Hacı Emin 1 959'un Ağustos ayında Arap Yüksek Enstitüsü'nün bürolarını Beyrut yakınlarındaki 68 Ruz el-Yusuf. 17 Ağustos 1959; Davar, 18 Ağustos 1959. 69 Amman yönetimine karşı girişilen yıkıcı eylemlere karışanlar arasında Ür
dün Ordusu Genelkurmay Başkanı Abdullah Tal ile yüksek rütbeli bir subay olan Ali Ebu Nuvar da vardı ve bunlar siyasal sığınma talebiyle Mısır'a baş vurdu. Bkz: Davar, 20 Ağustos 1959; el-Ahram, 5 Nisan 1960; Ehud Ya'ari, Fatah [el-Fetih Hareketi! (Tel Aviv, 1970) , s.24 (bundan sonra kısaca Ya'ari, Fatah). 228
Suk el-Gab'a taşımak zorunda kaldı.70 Yıl sonunda Bey rut'tan Bağdat'a giderek Kasım ile görüştü. Ayrıca bir cum
huriyet devleti ve bir filistin ordusu kurulmasına ilişkin so runları tartışmak üzere lrak'ın önde gelenleriyle bir araya geldi.71 Mısır gibi Ordun de "Ürdün'e göre Ürdün Haşimi Kralhğı'nın ayrılmaz bir parçası olan Batı Şeria'da bir Filistin devleti kurulmasına" yönelik girişimlerden hiç hoşnut değil di ve Lübnan Hükümeti'nden Hacı Emin'in süregelen etkin liklerini engellemesini istedi. Beyrut'taki hükümet çağrılara kulak vererek Hacı Emin'e artık siyasal faaliyetlere katılma ması uyarısında bulundu.72 Hacı Emin'i öldürmeye yönelik girişimler yapıldı, Beyrut'ta onu öldürmeye kalkışan dört ki şinin yakalandığı bildirildi.73 Belli ki Hacı Emin, ne Lübnan lıların uyarısından ne de öldürülmeye çalışılmasından etki lendi, ara vermeden çalışmalarım sürdürdü. Kendine üs ola rak seçtiği Beyrut'tan, Filistin Kurtuluş Ordusu'nu oluştura cak Filistinli Arapların askeri eğitimlerini yakından izlemek üzere pek çok kez Bağdat'a gitti.74 Siyasal yaşamı boyunca Hacı Emin, batı emperyalizmi ve Siyonizm'le başa çıkmak için Arapların birlik içinde olma ları çağrıları yaparak Pan.:.Arabizm fikrine bağlı kaldı. Ne var ki, olaylar ondan yana gelişmedi: Arap devletleri arasın da birlik oluşturulması gerekliliği ne denli çok vurgulan dıysa (örneğin, 1940'ların ortalarında Arap Birliği'nin ku70 ]bara, s. 1 9 1 ; d Hayat, 12 ve 13 Ağustos 1959; Davar, 1 Eylül 1959; jerusalem Post, 16 Mart 1 960. 71 Davar, 23 Aralık 1959. 72 A.g.e., 28 Ocak ve ı 6 Mart 1 960; JP, 27 Ocak 1960. Daha başlangıç aşamasın da, Hacı Eınin aynı amaca ulaşmak için Suriye yönetiminden yardım istemişti. Bkz: Şaın'daki lngiliz büyükelçiliğinin Londra'ya mesajı: KBB DB 371/12 1 483, 20 Şubat 1 956 ve Ahbdr'ül-Üsbua (Suriye) gazetesinden alıntı yapılan KBB DB 37111 2 1 505, 10 Ocak 1956.
73 Davar, JP, 16 Man 1960. 74 Davar, 4 Temmuz ı961; Schechuiıan, s. 271; ez-Zaman, 5 Temmuz 196 1 . 229
rulmasından sonra) , bu devletlerin Filistin davasına bağlı lık sözlerini hiçe sayıp kendi aralarında uzlaşmaları o denli arttı. Bunun tam tersi de geçerliydi: Arap devletleri arasın daki görüş ayrılıkları ve çekişmeler büyüdükçe, Hacı Emin'in onlar arasında manevra yapması ve birinin ya da öbürünün desteğini kazanması daha da kolaylaştı. 1950'li ve l 960'lı yıllarda durum böyleydi; ancak bu dönemde onu destekleyen Irak ve Suudi Arabistan, daha sonra da Cezayir ve Fas gibi devletler uzaktı ve Filistin topraklarını kontrol altında tutmuyorlardı. Doğal olarak Filistin davasına yap tıkları yardım kısıtlı bir ölçüde olabilirdi. Abdül Nasır, 1959'da Kasım ile ilişkilerinde gerginlik sü rüp giderken, Arap dünyasındaki muhafazakar rejimlere karşı politikasını değiştirdi. Ürdün ile ilişkilerini düzeltti; Suudi Arabistan ve Tunus ile ilişkilerini geliştirmeye çalıştı. B u değişimi kaygıyla izleyen Hacı Emin, Birleşik Arap Cumhuriyeti ile Ürdün arasında artan yakınlığın "Filistin sorunuyla ilgili politikalarının ortak bir çizgiye gelmesine yol açacağı" konusu �da kaygılandığını dile getirdi.75 Hacı
Emin açısından Israil Devleti'nin yıkılması tek olası çözüm yoluydu, ayrıc� Filistinli mülteciler sorununu Arap devlet leri içinde çözmeye yönelik çabalardan tedirgindi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Dag Hammarskjold ve l 948'in Aralık ayında kurulan Birleşmiş Milletler Uzlaşma Komite si, mültecileri bölgedeki ülkelere yerleştirmek için oradaki devletlerle görüşmeler yapmaktaydı. O sırada Arap Yüksek Enstitüsü'nün Birleşmiş Millet ler'deki heyetinin başlıca uğraşı sığınmacıların yaşadıkları ülke hangisiyse, oraya yerleştirilmelerini önlemeye çalış maktı, başlarında Emil el-Guri vardı. l 960'ların 'ilk yılların da Hacı Emin de pek çok kez heyetin Filistin halkının res75 John Marlowe, Arab Nationalism and British lmperialism [Arap Milliyetçiliği lngiliz Emperyalizmi ] (Londra, 1 96 1 ) , s. 1 92-3; Davar, 1 Eylül 1959. 230
ve
mi temsilcisi olarak tanınması için girişimlerde bulundu.76 Uzlaşma Komitesi'nin mülteciler sorununu görüşmesinden hemen önce, 1962'nin bahannda, Hacı Emin bütün Arap hükümetlerine "Filistin halkının yurduna dönme hakkını sonuna dek savunacağını ve Filistinlilerin Filistin dışındaki Arap ülkelerine yerleştirilmesini kabul etmeyeceğini" belir ten bir yazı gönderdi. 77 Mayıs l 962'nin başlarında Bağdat'a giden Hacı Emin, Ka sım ve Dışişleri Bakanı Haşim Cevat ile görüştü. Bu görüş melerde Kasım Filistinlilerin bağımsız olarak eyleme geç meleri ve Cezayir modelini uygulamaları gerektiğini vurgu ladı. 78 Bağdat'taki görüşmelerden birkaç gün sonra, Hacı Emin Mekke'ye doğru yola çıktı. Havaalanında kendisini uğurlayan Haşim Cevat'tan ayrılmadan önce, Dışişleri Baka nı'ndan, Filistin halkı için gösterdiği çabalar nedeniyle bal kı adına Kasım'a teşekkürlerini sunmasını istedi. 79 Mekke'ye gidiş amacı Müslüman Toplumlar Konferansı'na (Mu'tarnar er-Ra'abıta el-lslamiyye) katılmaktı. Bu kez konfe ransta önemli bir görev üstlenmediyse de, sığınmacıların Arap devletlerine yerleştirilme girişimlerine karşı çıkacak bir karar alınmasına çalıştı. Mayıs sonunda Dünya lslarn Kong resi'ne başkanlık etmek üzere Bağdat'a döndü ve açılış ko nuşmasında "Nil'den Fırat'a uzanan topraklarda bir anayurt kurmayı amaçlayan" Siyonizm'e karşı savaş çağrısı yaptı.80 1 963 yılına yaklaşılırken, Hacı Emin'in Kasım ile l 959'da kurmuş olduğu yakın ilişki sarsılmaya yüz tuttu. Kasım ateşli konuşmalar yapıyor, Filistin Kurtuluş Ordusu'ndan 76 A.g.e., 20 Ekim 1961, 27 Ekim 196 1 . 77 A.g.e., 24 Nisan 1962.
ia El-Hüseyni, Zihronot, 73, Nisan 1967, s. 15; Schechıman, s.272-4; JP, 4 Mayıs 1962; Davar, 7 Mayıs 1962. 79 Savı el-Ahrar, es-Savra (Irak), 9 Mayıs 1962; Davar, 10 Mayıs 1962. 80 El-Hüseyni,
a.g.y. ; Schechıman, s. 274-6;)erusalem Post, 30 Mayıs 1 962. 23 1
ve sonsuza dek yaşayacak Filistin Cumhuriyeti'nden söz ediyor olabilirdi, fakat Irak, Filistin sınırlarından çok uzak taydı ve yapabileceği pek bir şey yoktu. Daha çok önem ta şıyan konu, Mısır'da, Arap dünyasının merkezinde, bu ya kın ilişkiden dolayı Hacı Emin'e karşı duyulan öfkenin artı yor olmasıydı. Hacı Emin artık Bağdat ile temaslarına daha az önem ver meye başladı. Belli ki Mısır'ın başını çektiği devletler blokuy la bir yakınlaşma sağlamaya yönelik olarak 1962'nin Ekim ayında bağımsızlık kutlamalarına katılacak Filistin delegele rinin başında Cezayir'e gitti. Ne var ki, Iraklıların 194 l'den sonra yaptıklan gibi Mısırlılar da onu bağışlamaya istekli de ğillerdi. Kasım 1962'nin sonunda Kahire'de Birleşmiş Millet ler'in paylaşım karaqnın on beşinci yıldönümünde büyük bir protesto mitingi düzenlendi. Hacı Emin buraya çağrılma dığı gibi Mısırlılar miting öncesinde Filistin adına konuşma cı olarak katılacak kişinin Naşaşibi ailesinden olması gerek tiğini ileri sürerek Nasreddin Naşaşibi'yi s�çtiler. Şubat 1 963'te Baas Partisi Irak'ta yönetimi ele geçirdi. Devlet Başkanlığı İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na getirilen Haşim Cevat bir basın toplantısında, Hacı Emin ile yeni yönetim arasındaki ilişkilerin nasıl olduğu konusunda kendisine yöneltilen soruya, devrimci yönetimin onunla özel bağlannı koparacağı yanıtını verdi. Irak'ın yeni yöneti minin Hacı Emin'e karşı olumsuz tutumu, yalnızca Kasıin ile sürdürmüş olduğu sıcak ilişkinin bir sonucu değildi. Ay nı zamanda yeni yönetimin başındaki Selam Arif'in Abdül Nasır ile anlaşmaya giden yolda bütün engelleri ortadan kaldırmak istemesinin de bunda etkisi vardı. Engel diye gö rülen Hacı Emin, böylelikle Arif'in iktidara gelmesinden önce Kahire ile Bağdat arasındaki uçurumun kendisine sağ ladığı avantajı yitirmiş oldu. Sürtüşmeli ilişkiler düzeltilip Arap başkanlarının bir anlaşmaya varması sağlanınca, Hacı 232
Emin dışlanmamak için elinden geleni yaptı. Baas darbesin den iki ay sonra Mısır, Irak ve Suriye devlet başkanları bir federasyonun kurulmasını görüşmek üzere toplandılar. Ha-· cı Emin, Arap Yüksek Enstitüsü adın� konferansa gönder diği telgrafta "Filistinli Arap halkının bu birliği, uğruna
mücadele verdiği amaçlarının gerçekleşmesi" diye gördüğü
nü bildirdi.81 Hacı Emin'in tecrübelerinin böylesine umu tlu bir yaklaşıma kaynaklık ettiği söylenemez, doğrusu yazdık larına gerçekten inandığı kuşku götürür. Bu Arap devlet başkanlarının her biri, aralarında yoğun düşmanlık duygularının bulunduğu yıllarda, Filistin'in ba ğımsızlığı fikrine kendisinin diğerlerihden daha çok bağ landığını kanıtlamaya çalışmıştı, ama gerçekte hiçbiri kendi
devleti sınırları içinde bağımsız Filistin uğruna çalışmalar yapılmasına izin vermeye istekli değildi. Fakat yine aynı devlet başkanlarının dillerine doladıkları sloganlar, lsrail'e karşı şilahlı eylemlere girişmekten yana olan ve Cezayir'in FLN örgütüne öykünen (özellikle Arap devletlerinde oku yan öğrenciler arasında) militan Filistin örgütlerinin ortaya çıkışına önemli katkıda bulundu. Çeşitli Arap devletlerinin koruması altında ya da onlardan bağımsız olarak böyle Fi listin örgütlerinin Arap ülkelerinde ortaya çıkması,82 1964 yılı başlarında Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (Munazamat et-Tahrir el-Filistiniyye) kuruluşunu sağlayan faktörlerden 1
biriydi. Bıkıp usanmaksızın yürüttüğü propaganda çalışmalarıyla bu sürece büyük ölçüde katkısı olan Hacı Emin bu örgütten dışlandı.
81 Schechtman, s.278-8 1 ; el-Hüseyni,
a.g._y. ; Sam Radyosu , 1 5 Nisan 1 963 -
Arapça Yayın Özetleri, No.5078. 82 Bu dönemde kurulan Filistin örgütleri için Bkz: Ya'ari,
a.g.y. , s.26-27. 233
Şükeyri ile Arasının Açılması ve Ürdün ile Yakınlaşma Eğer Kasım, 1 963 yılı başlarında öldürülmemiş olsaydı, olayların nasıl bir gelişme göstereceğini kestirmek güç . Onun yokluğunda, l 963'ün sonlarında FKÖ'nü kurma fik rini oluşturan Abdül Nasır'ın, Hacı Emin'i yok sayması ko laydı. Hacı Emin'in yerine Nasır'ın yeni örgütün başkanlığı için önerdiği kişi Ahmet Şükeyri'ydi. Yukarıda da anlatıldığı üzere Ahmet Hilmi 1 963 Haziran'ında ölmüştü, bunun üze rine Mısırlılar Şükeyri'ye Arap Birliği'nin Filistin temsilcili ğine geçmesini önerdiler. Suudi Arabistan'ı n Ağustos l 963'te Birleşmiş Milletler'deki temsilcilik görevinden
uzaklaştırdığı Şükeyri, Arap Birliği Siyasal Komitesi'nin al dığı kararla ertesi ay bu göreve atandı. Bu karardan önce Irak bir 'Filistin Sürgün Hükümeti' kurulması önerisi ortaya attı, ama Ürdün'ün karşı çıkması üzerine öneri reddedildi. Mısırlılar Filistin Kurtuluş Örgütü'nün kuruluşu için hazır lık yapma ve Filistin Kurtuluş Ordusu'nu örgütleme görevi ni Şükeyri'ye verdiler. Ocak l 964'te Abdül Nasır'ın çabasıy la yapılan Kahire'deki Arap ülkeleri zirve toplantısından FKÖ'nün kurulması karan çıktı. 83 Her ne kadar bu olay, 1948 savaşı öncesinde Arap Birli ği'nin Filistinlilerin elinden almış olduğu hakkın -kendi yazgılarını belirleme, en azından buna katılma hakkı- Filis tinlilere geri verilmesi uğruna Hacı Emin'in yıllardır sür dürmekte olduğu mücadeleyi simgelemekteyse de, belki de 83
Ma'ariv, 15 Eylül 1963; Harkabi, Kovetz, No.3-4, s. 2 1 . Bu zirve toplantısının arka planında, Ürdün'un güneyindeki kaynaklardan su taşımayı öngören lsrail projesi ve bu projeyle ilgili olarak Suriye ile Mısır arasındaki karşılıklı suçla malar bulunuyordu. FKÖ'nün kuruluşunun lsrail projesine karşı tepki göste rilmediği için doğan boşluğun doldurması hedeflenmişti. Konferans için Bkz: Avraham Sela, Ahdut Mi-Toh Pinıd Ba-Ma'arehet Ha-Beyn-Aravit [Araplar Ara sındaki Bölünmenin İçindeki Birlik) (Kudüs, 1 983), s. 26-36.
234
bu yüzden, FKÖ'nün kurulduğu toplantıya o çağrılmadı. Aslında, Hacı Emin ve diğer kuruluşlar, özellikle de el Fetih, ne Abdül Nasır'ın girişiminin içtenliğine ne de Kahi re'de bir araya gelen Arap devlet başkanlarının istekliliğine inanmaktaydı. Arap hükümetlerinin bağımsız Filistin ör gütlerinin güçlenmesinden korktuğu ve son alınan kararla rın bu örgütleri kendilerine bağımlı kılmaya ve Birlik'in de netimine so �maya yönelik olduğu düşüncesirn;leydiler.84
"Politikada ebedi dostluk da ebedi düşmanlık da yoktur, yalnız çıkarlar konuşur," şeklindeki özdeyiş Hacı Emin ile Arap devletleri arasındaki ilişkileri çok iyi özetlemekteydi. Filistinlilerin önderi sayılmasını ve Ürdün'e karşı mücade lesinde yardıma hazır olunırtasını tek ölçüt görüp bir Arap devletinden diğerine koşarak saf değiştiren Hacı Emin için sonunda sıra, Haşimi devletini de muhtemel mü�tefik diye görmeye gelmişti. Kahire'den ayrılmak zorunda bırakıldık tan birkaç ay sonra ve Mısır'ın FKÖ'yü kurma girişiminden birkaç yıl önce, artık Abdül Nasır'ın kendisiyle güven taze lemeyeceğini ve yerine bir başka Filistinli'yi seçeceğini şaş maz bir biçimde sezmişti. Bunun sonucunda Hacı Emin kaç yıllık düşmanıyla barışmaya karar verdi ve 1 960 yılının Mart'ındaki Şeker Bayramı'nda Kral Hüseyin'e iyi dilekleri ni gönderdi. Bu jestin arkasında, Birleşik Arap Cumhuriyeti yöneticilerinin krala besledikleri düşmanlık yatıyordu. Hü seyin nereden gelirse gelsin her türlü desteğe gereksindiği bir sırada gönderilen bu telgrafı memnuniyetle karşıladı, telgrafı Amman devlet radyosunda okuttu. 85 Ertesi yıl Arap Yüksek Enstitüsü'nden bir heyet "Filistin sorununda Arap84 Ya'ari, a.g.y. , s.34-5. FKÖ'nün kurulmasıyla ilgili olarak Fatah'ın korkulannın arkasında yatan nedenler için Bkz: Ebu !yad, Le-Lo Moledet [Vatansız] . Arap ça'dan lbranice'ye çeviren Norit Peled (Kudüs, 1 979), s . 7 5 . 8 5 Amman Radyosu, 2 8 Mart 1960 - Arapça Yayın Özetleri, No.3333;
Bkz: Filis
tin (Ürdün), 1 7-30 Mart 1 960. 235
ların mücadelesini birleştirme" konusunu görüşmek üzere Ürdün başkentine gitti.86 Gerek Hacı Emin gerekse Hüseyin, FKÖ'nün kurulmasını kendilerine tehdit olarak görmekte, her ikisi de o günk4 çı karları üzerinde yoğunlaşmak amacıyla geçmişin olumsuz izlerini silmeye çalışmaktaydı. Mısır ile ilişkilerini geliştir mek için de çaba gösteren Hüı;eyin, Hacı Emin ile araların daki buzların giderek çözülmesinin bu ilişkilere zarar ver memesine özen göstermekteydi. FKÖ'nün kurulmasından iki yıl önce kral, bizzat Hacı Emin'i değilse de, Arap Yüksek Enstitüsü'nün temsilcilerini Amman'a konuk , olarak çağır dı, bunun üzerine Münif el-Hüseyni, Emil el-Guri ve Isa Nahla 25 Nisan 1962 tarihinde Filistin sorununun çözüm yollarını tartışmak üzere Ürdün başkentine geldiler. Ürdün basını Arap Yüksek Enstitüsü'nün temsilcilerinin gelişine geniş yer ayırarak şimdilik Hacı Emin'in görüşmelere katıl mayacağını bildirdi. Hacı Emin'in Ürdün'e gelmesinin gele cekteki gelişmelere bağlı olduğu bildiriliyordu.87 Suudi Arabistan'ın BM temsilcisi olarak görevini sürdüren Şükeyri de o günlerde Ürdün'deydi. Devletin üst basamaklk rındaki yetkililerle Batı Şeria'daki şehirleri gezdi� Kral Hüse yin ve Başbakan Vasıf et-Tal ile görüştü. Gazetecilere zama nından önce bir Filistin hükümeti kurulmasından yana ol madığını söyledi,88 belki de bunun nedeni Hüseyin'in Hacı Emin ve Arap Yüksek Enstitüsü'yle bir tür anlaşmaya var masından kaygı duymasıydı. Ne olursa olsun, o Hüseyin'e değil de, Abdül Nasır üzerine oynamayı yeğ tutmaktaydı. 86 Amman'a giden Enstitü delegasyonunda Emil el-Guri, Münif el Hüseyni, lsa ' Nahla ve Şeyh Tevfik Tibi yer almaktaydı. Davar, tl-Manar, Filistin (Ürdün), 3 1 Mart 196 1 ; el-Cihad, 2 Nisan 1 96 1 ; ayrıca Bkz: ts-Stvra (Irak), 4 Mayıs 1962. 87 Beyrut Radyosu ve Amman Radyosu, 25 Nisan ) 962 - Arapça Yayın Özetleri, No. 3973; el-Cihad, Filistin (Ürdün) 14-29 Nisan 1 962. 88 A.g.y. ; Beyrut Radyosu 26 Nisan 1962 - Arapça Yayın Özetleri, No. 3974; Filis tin (Ürdün) 4 Mayıs 1 962. 236
Bu aşamada Hacı Emin bir süre Ürdün'e gitmedi. 1 960'ın . Ağustos ayında Başbakan Haza el-Mecali'nin öldürülmesin den Mısır ve Suriye gizli servisleri sorumlu tutulduysa da,89 bu olaydan sonra Ürdün'de doğan ortam böyle bir geziye çıkmaya uygun değildi. Üstelik, Batı Şeria'nın Ürdün'den ayrılması anlamına gelen 'Filistin varlığı' fikri sorun olmaya devam ediyordu. 1960'larm ilk yansında Kuzey Afrika ül kelerine yaptığı gezilerde ve Suudi Arabistan ile Somali'de düzenlediği lslam konferanslarında Hacı Emin bu fikir uğ runa kampanya yürüttü.90 Hüseyin ile tam bir banş sağla mak için uygun ortam daha oluşmuş değildi, fakat bu doğ rultuda belirli adımlar atılıyordu. Ocak 1964'te Kahire' de gerçekleşen zirve toplantısının ertesinde Arap 'Yüksek Ens titüsü'nün üyeleri -Emil el-Guri, lsa Nahla ve Ziad el-Hatib yeni koşulları tartışmak ve Arap Birliği'nde Arap Yüksek Enstitüsü'nün Filistin halkını temsil etme hakkını savun ması için Ürdün'ün desteğini talep etmek üzere Amman'a döndüler. Hacı Emin, özellikle, Mısırlıların yardımıyla Arap Birliği91 tarafından Filistinlilerin önderi olarak tanınan Şü keyri'ye öfkeliydi. Bu aşamada, Hüseyin, Abdül Nasır'dan destek gören Şükeyri'yi de, FKÖ'nün kuruluşuna ilişkin zirve kararını da eleştirmemeye özen gösteriyordu, çünkü, yıllarca dışlandıktan ve kınandıktan sonra, zirve toplantı sında elde ettiği meşruiyeti kaybetmek istemiyordu. Ö te yandan Ürdünlü yetkililer Hacı Emin ve Arap Yüksek Ens titüsü üyelerinin Filistinliler arasında Şükeyri'ye karşı pro paganda kampanyası yürütmel�rine göz yummaklaydılar.92 89
Davar, 30 Ağustos-2 Eylül 1 960; Sinai-Pollack, s.355; Bar-Lavi , Ze'ev. 'Ha-Miş tar Ha-Haşami 1 949-1967 U-Ma'amando Ba-Gada Ha-Ma'aravit' [Haşimi Yö netimi 1949-1967 ve Batı Şeria'daki Durumu] , Sehirot, Eylül 1 981 , s. 34 .
90 El-Hüseyni,
a.g.e. , 73, Nisan 1 967, s. 1 5
.
91
Ed-Difa (Ürdün), 6 Şubat 1 964.
92
A.g.e., 30 Mart 1964; Scechtman, s. 281-2;]0, 24 Nisan 1 964. 237
1 964 yılında Mart ayı sona ererken Şükeyri, Mayıs'ta Ku düs'te yapılacak olan Filistin Konferansı için bir hazırlık komitesi kurmaya karar verdiğini açıkladı. Bu komite arala rında Arap Yüksek Enstitüsü'nün de yer alacağı çeşitli Filis tinli kesimlerin temsilcilerinden oluşturulacaktı. Hacı Emin, Şükeyri tarafından konferansa çağrılan Enver Nus seybe, Sait Alaattin ve Ruhi Hatib'in de aralarında bulundu ğu Filistinlilere bu çağrıyı geri çevirmeleri için telgraf gön derdi.93 Basında çıkan haberlerde, Mayıs'ta yapılacak Filis tin konferansında Arap Yüksek Enstitüsü'nün de hazır bu lunacağı, hatta 'Filistin varlığı' konusunda toplantıya kendi planını sunacağı duyuruldu.94 Hacı Emin böyle bir ihtimal bulunmadığını bildirdi. Enstitü adına yayınlanan bir bildi ride, Şükeyri'nin böyle bir konferans düzenlemeye yetkisi olmadığını ve onun baskılarına boyun eğmekle Arap Birli ği'nin de Filistin halkının egemenliğini yok edecek bir 'Fi listin varlığı'nın kurulmasına katkıda bulunduğunu dile ge tirdi95 - oysa bu egemenlik ta l 946'da Filistin sorununun tartışıldığı sıralarda Filistin önderliğini hiçe sayan Birlik ta rafından Filistinlilerin elinden alınmıştı. Aı:ap Birliği'yle Şükeyri'nin bu davranışını Hacı Emin kendi önderliğine bir meydan okuma olarak değerlendirdi. Aynca bunu Filistinlilerin kendilerini ilgilendiren konular da sorumluluklarını gaspeden Arap politikalarının devamı olarak gördü ve Filistinlilerin bağımsız karar alma haklarını savundu. Acaba kendisi bağımsız mıydı? Suudi Arabistan'a, Abdül Nasır'a ve son olarak da Kasım yönetimindeki lrak'a bağımlı olmak için uğraşan kendisi değil miydi? Hacı 93 Ahbdr'ül-Üsbua (Ürdün), 3 Nisan 1 964; ed-Difa (Ürdün) , 26 Man ve 31 Man 1964. 94 Amman ül-Masa, 6 Nisan 1964. 95 Lonclra Radyosu, 1 1 Nisan 1 964 Nisan 1 964. 238
-
Arapça Yayın Özetleri, No.87; el-Cihad, 14
Emin'i gerçekten kaygılandıran konu, Arap devlet başkan larının Şükeyri'ye verdikleri konumdu, çünkü 1920'lerden bu yana Filistinlilerin önderi olarak statüsü ilk kez gerçek bir tehditle karşı karşıyaydı. Lider statüsünü ilk kez kaybe diyordu, daha önce hiç kimse liderliği ele geçirmeyi göze alamamış; bölgeden ayrıldığı yıllarda bile liderlik makamı boş kalmış, kimse bu statüyü üstlenmeye kalkışmamıştı. Kudüs Konferansı'nın meşruluğuna gölge düşürmek için Hacı Emin orada yer alacak temsilcilerin atanmasına karşı çıkıp seçilmelerinde diretti. Aynı amaçla, Şükeyri'nin kon feranstaki temsilciler arasında görmeyi dilediği Ürdün'de üst düzey görev yapmakta olan Filistinlilere Arap Yüksek Enstitüsü adına başvuruda bulunarak onlardan atamayı ka bul etmemelerini istedi. 96 Kudüs'teki Filistin Konferansı yaklaştıkça Hacı Emin'in konferansın yapılmasını önleme göreviyle Amman'a gönder diği elçilerin ziyaretleri de sıklaştı. Münif el-Hüseyni ve Emil el-Guri de 1964 Nisan'ında aynı amaçla Ürdün Başbakanı Şe rif Hüseyin ibn Nasır ile buluştu. Eğer Hacı Emin'in Ürdün topraklarına ayak basmasına izin verilseydi, Şükeyri'ye karşı kampanyayı kuşkusuz kendisi yürütürdü. Şimdi onun yerine, Ürdün yönetiminin önde gelenlerine ve Filistin sığınmacı · kamplarında yaşayanlara Hacı Enün'in savunduğu noktaları anlatmaya çalışan el-Guri'ydi. Bu dönem boyunca Kudüs'teki konferansı önleme girişimleri aralıksız devam etti.97 Mısır basını o günlerde Şükeyri'nin Lübnan'a gezisi sıra sında ölüm tehditleri aldığını ve sığınmacı kamplarında da96
A.g.y. ; el-Manar, 1 Mayıs 1964; ed-Difa (Ürdiın), 1 Mayıs 1964; A.g.y., 28 N isan 1 964 - Giınliık Gazete Koleksiyonu, No.100; el-Hayat, 19 Mayıs 1964 - Giın liık Gazete Koleksiyonu, No.1 18. Bkz: Ahbdr'ül-Osbua (Ürdiın), 3 Nisan 1 964.
97
El-Cihad, 14 Nisan 1964; el-Manar, 20 Nisan, 1 ve 26 Mayıs 1 964; Filistin (Ür diın), 22 Mayıs 1 964 - Giınliık Gazete Koleksiyonu, No. 1 20; Filistin (Ürdün) , 28 Mayıs 1 964; Günlük Gazete Koleksiyonu, No. 1 25; Ahbdr'ül-Osbua (Ür dün), 8 Mayıs 1964 - Günlük Gazete Koleksiyonu, No. 1 1 0. 239
ğıtılan bildirilerde, Kahire'deki zirve toplantısında Arap devlet başkanlarınca alınan kararlara karşı çıkılması çağrısı nın yapıldığını duyurmaktaydı. Gözlemcilere göre Hacı Emin'in bu eylemlerle ilişkisi vardı.98 Mayıs ortalarında Ha cı Emin 300 Filistinli'yi Lübnan'da bir araya toplayarak Şü keyri'nin örgütüne karşı Filistin kamuoyunun desteğini ka zanmaya yönelik bir konferans düzenledi. Burada alınan kararda "Filistinli Arap halkı anayurdunu geri almak uğru na verdiği mücadeleyi bırakmayacak ve Filistin sorununa son vermek üzere [Birlik ve Şükeyri tarafından] ortaya atı lan öneriye karşı çıkacaktır" denmekteydi. Hacı Emin, lsra il'in ulusal su şebekesiyle ilgili attığı adımlan engellemekte yetersiz kalan Arap devletlerini eleştirdiği bir demecinde, Şükeyri'yi kendisine tercih eden bu devletlere duyduğu öf keyi Hacı Emin şöyle dile getirdi: " Filistinli Arap halkı Arap suyunun çalınmasını ve . . . bu alanda Arap devletleri nin beceriksizliğini protesto edecektir. "99 Gerginlik arttı ve Şükeyri de tartışmaya katıldı. Beyrut'ta bir gazeteciye, "sürekli işbaşında olan görünmez bir el var" dedi. Dilekçe imzalasınlar diye Hacı Emin'in Filistinli sığın macılara 100 lira ödediğini ve sığınmacı kamplarında bildi riler dağıttığını anlattı, fakat "Filistinliler bu bildirileri çiğ neyip geçtiler" diye ekled*. Şükeyri'nin yardımcısı Hamit Ebu es-Sita Filistin yerleşim bölgelerine gezisi sırasında yaptığı açıklamada "Gittiğimiz her Arap ülkesinde Arap Yüksek Enstitüsü'nün, yabancı büyükelçiliklerle işbirliği yaparak, Filistin temsilcisinin [Şükeyri] misyonunu gerçek leştirmesine engel olmaya çalıştığını teshil ettik. "1 00 dedi. 98
El-Musavcr, 24 Nisan 1964 - Günlük Gazete Koleksiyonu, No. 1 08.
99
El-Hayat, 19 Mayıs 1964 - Günlük Gazete Koleksiyonu, No. 1 18; el-Hayat, 14 Mayıs 1 964 - Günlük Gazete Koleksiyonu, No. 1 16.
100 Ruz d-Yusuf. 13 Nisan 1 964 - Günlük Gazete Koleksiyonu, No. 104; d-Cum huriyc (Mısır), 15 Nisan 1 964 - Günlük Gazete Koleksiyonu, No. 108. 240
Hacı Emin'in tüm çabalarına karşın Filistin Konferansı tasarlandığı gibi 28 Mayıs 1 964 günü Kudüs'teki Intercon tinental Oteli'nde yapıldı. Arap Yüksek Enstitüsü toplantı ya katılmadı,, Hacı Emin de Şükeyri'ye sert eleştiriler yö neltti. l 950'lerin ortalarında Mısır:daki Filistinli öğrencile rin kurdukları, Yaser Arafat liderliğindeki el-Fetih örgütü de konferansı boykot etti. Suhi Yasin'in önderliğindeki ör-. güt gibi daha küçük çaplı diğer Filistinli kuruluştar da boykota katıldılar. Bunlar Şükeyri'ye karşı siyasal bir büro kurdular, Hacı Emin gibi, yeni örgütün Abdül Nasır'ın de netiminde olduğunu ve Arap hükümetlerinin bağımsız Fi listinli grupların güçlenmesini önlemek üzere kurulduğu nu ileri sürdüler. 101 Kudüs'teki konferansta Arap devletlerinin resmi temsilci leri ve Arap Birliği Genel Sekreteri Abdülhalik Hassuna ha zır bulundu. Kral Hüseyin konferansı açarken FKÖ'nün kurulmasından ve Şükeyri'nin yürüttüğü çalışmalardan duyduğu kaygıları dile getirmedi. "Ben de sizlerden biri yim, uğruna yaşamımı adadığım ordunuzun, Filistin ordu sunun bir eriyim" dedi. Konferans ve yönetim kurulu baş kanlığına seçilen Şükeyri yaptığı uzun ve coşkulu konuş mada 'Filistin varlığı' ilkelerini sıraladı. Konferansta hem Filistin Ulusal Sözleşmesi (Misak-ül Kavmi Filistini) hem de FKÖ'nün kuruluş metninin maddeleri onaylandı, aynca burada toplananların ilk Ulusal Filistin Konseyi'ni (el-Mec _ lis el-Vatani el-Filistini) oluşturdukları duyuruldu, böyle likle Gazze'de aynı ad altında bir araya gelmiş olan konsey yadsınmış oldu. Zirve toplantısında FKÖ'nü kurma yolun da alınan karar da böylece hayata geçirildi. 1 02
1 0 1 Harkabi, Kovetz, No. 3-4, s.23-45; Ya'ari , a.g.e. , s.34-5; el-Cihad, 14 Nisan, 26 Mayıs v e 3 Haziran 1 964.
102 A.g.e. 241
Konferansa katılmayan Filistin örgütleri, Şükeyri Altı Gün Savaşı'nın ardından görevinden ayrılana ve 1968 yılın da el-Fetih örgütü ve Arafat bu görevi üstlenene dek Şükey r.i'nin liderliğindeki Filistin Kurtuluş Örgütü'nden ayrı ve ona karşı olarak eylemlerini sl)rdürdüler.1 03
103 242
Harkabi, Kovetz, No.3-4, s.84- 1 1 7 ; Sela, s.40.
BEŞiNCi BÖLÜM
ÇÖKÜ Ş
FKÖ ile Mücadele Ederken Kral Hüseyin'e Destek 1 964 yılında FKÖ'nün kurulması Hacı Emin'in 44 yıllık si yasal kariyerinin sonu anlamına geliyordu. Arap Birliği'ne bağlı kurumlarda, Arap bakanlarının toplantılarında, Filistin yerleşim bölgelerinde ve basında artık hakim ses yeni önder Şükeyri'nin sesiydi. Hacı Emin bir on yıl daha yaşayacak, ancak bu süre içerisinde Arap basınında adı yavaş yavaş kaybolacak ve kendisi de Arap ya da lslam konferanslarında neredeyse hiç görünmeyecekti. Bununla birlikte ölümüne dek Arap Yüksek Enstitüsü'nün ayakta kalmasını sağladı, o da kurumun başında kaldı.1 Bu aşamada kendisini çalkantılı hayatını anlatan anılarını yazmaya adadı, yazıları Beyrut'ta yılda dört kez basılan Filistin dergisinde yayımlandı.2 1 Arap Yüksek Enstitüsü'nıin varlığını destekleyen Suudi Arabistan Hacı Emin'in ölümünden sonra bile bu kurumun ayakta kalması için çaba gösterdi. Bkz: el Havadis, 1 2 Temmuz 1 974. 2 Bu aylık gazete onun anılarını Safahat Min Muzakarat-ı es-Seyid Muhammed Emin el-Hüseyni (Hacı Emin He Arap Yüksek Enstitüsü'nıin görüşlerinin dile 243
Siyasal çöküşü sırasında bile olayların akışını belirleme çabalarını bırakmayan Hacı Emin, kendisinden ve bir avuç yardımcısından başka kimsenin kalmadığı Arap Yüksek Enstitüsü'nün Filistinlilerin temsilcisi olduğunu iddia et meyi sürdürdü.3 FKÖ'nün kurulmasından bir buçuk yıl sonra el-Hayat gazetesinden bir gazeteci onunla bir görüş me yaptı. Kendisine, işbirliği sağlamak için bütün Filistin örgütleriyle temas kurduğu yolunda Şükeyri'nin ortaya attı ğı savlan. nasıl yorumladığını sordu. Hacı Emin, Şükeyri'yi küçümseyen bir yanıt verdi ve Arap Yüksek Enstitüsü'nün "bütün Araplarla ve Filistin yurttaşlarıyla" olduğu gibi onunla da işbirliğine her zaman hazır o lduğunu söyledi.4 Onun içine düştüğü durumda böyle bir açıklama kibirli bir ifadeden başka bir şey değildi. Her şeye karşın Hacı Emin umutsuzluğa kapılmadı.
I
Arap devletleri kendi aralarında FKÖ'nün Filistinlilerin tek temsilcisi olduğu konusunda görüş birliğine varmış ol salardı, Hacı Emin'in savlarının herhangi bir önemi kalmaz dı. Ne var ki, Ürdün, Suudi Arabistan, Irak ve Suriye gibi devletlerin her biri FKÖ'nün var olmasının kendi çıkarları na ters düştüğünü düşünmekteydi, siyasal sahneden büs bütün silinmemek için Hacı Emin son bir girişimde bulun du, bundan ya�arlanmaya çalıştı.
Eylül l 964'te Arap devlet başkanlarının lskenderiye'deki
ikinci zirve toplantısında bir Filistin Kurtuluş Ordusu ku rulmasına karar verildi. Ürdün'ün bu kararın kendi toprak larında yaşama geçirilmesine ilişkin çekinceleri vardı, Kral Hüseyin Filistin ordusunun kurulması gereken son ülkenin gecirildiği Beyrul'un Filistin gazecesinde yayınlanan Hacı Eınin'in anıları) başlı ğı altında yayınladı. 3 Göründüğü kadarıyla Genel Filistin Hükümeti'nin kurulmasından ve FKÔ'nün oluşturulmasından sonra bile Hacı Emin'i Enstitü'yü dağıtmaktan alıkoyan onun kişisel özelliğidir. 4 El-Hayat, 19 Haziran 1965. 244
Ürdün olacağını, çünkü Ürdün ordusunun yüzde altmış be şinin, ulusal muhafızlarının yüzde doksanının Filistinliler den oluştuğunu belirtti . Yayımlanan bildirilere bakınca, Amman yönetiminin başındakilerin Araplar arasında alınan kararlara uymaya özen gösterdikleri görülmekteydi, oysa uygulamada Arap Yüksek Enstitüsü üyelerinin Şükeyri'yi yerinden etmeyi amaçlayan çalışmalarına göz yumulmakta, dahası onlara yardım edilmekteydi. Hacı Emin'in FKÖ'ne karşı rakip bir askerI örgüt, Kıdemli Savaşçılar Cemiyeti (Cemiyet el-Munadilin el-Kudena) kurma çalışmalarını yü rüttüğü söylentileri Ürdün'de dolaşmaktaydı. Bu konuda kendisine yöneltilen bir soruya verdiği yanıtta, Ürdün Baş bakanı Bahayat et-Talhuni, Ürdün'ün böyle bir örgütün ku rulmasına izin vermeyeceğini ve "krallarla cumhurbaşkan larının aldığı kararlara bağlı" olduğunu açıkladı. 5 Bu ve benzeri açıklamalar Ürdün yönetiminin Hacı Emin'e verdiği desteği örtbas etmey�. yetmedi. N eredeyse daimI elçileri olan Emil el-Guri ve Münif el-Hüseyni Beyrut ile Amman arasında mekik dokumaktayçlı. Her ne kadar Kral Hüseyin ile yüz yüze görüşmedilerse de, Ürdün yönetiminin üst dü zey yetkilileriyle sık sık bir araya geldiler. Arap Yüksek Enstitüsü'yle Ürdün Hükümeti arasında nasıl bir bağlantı olduğu yönünde 1965 Haziran'ında kendisine yöneltilen bir soruya yanıt olarak Hacı Emin, Enstitü'nün kuruluş bil dirgesinde "bütün Arap devletleriyle iyi ilişkiler kurulmalı dır" ifadesinin yer aldığını belirttikten sonra şunlan ekledi: "Filistin halkının büyük çoğunluğunun Ürdün sınır ları içinCie yaşadığı, ayrıca Filistin'den geriye kalan toprakların Ürdün devletinin denetimi altında oldu5
Ruz el-Yusuf, 21 Eylül 1 964 - Günlük Gazete Koleksiyonu No. 228'e Ek (2 Ekim 1964 tarihinden sonra) . lkinci zirve toplantısındaki tanışmalar ve Hacı Emin'in tartışmalarla ilgili açıklamaları için Bkz: el-Kifa'a, 1 1 -30 Eylül 1964; el Ahbar (Mısır), 26 Ocak 1965; Sela, s. 46. 245
ğu bir sır değil. Bu noktadan yola çıkarak onunla bağlantıda olmamız ve bağlarımızın güçlenmesi Filis tin davası için gerekli ve doğaldır. Düşmanlarımızın emelleri esas olarak Ürdün'e yöneliktir. . . demek ki onunla işbirliği yapmak ulusal bir yükümlülüktür. "6 Ürdün Hükümeti'nin pek �çık olmayan tutumu, geçmişte Hacı Emin'i yarı yolda bırakıp Amman yönetimine sığınmış bulunan pek çok Filistinliyi şaşırttı. Bazıları, Ürdün ile Arap Yüksek Enstitüsü arasındaki bu yakınlaşmadan dolayı Hacı Emin'in siyasal gücünü yeniden kazanmış olduğu so nucu na varıp Şükeyri'nin örgütünden ayrılarak yeniden Hacı Emin'in saflarına geçmeyi uygun buldular. Bunlardan biri Arap Yüksek Enstitüsü'yle işbirliği yapmak üzere FKÖ'deki yerini bırakan Dr. izzet Tannus'tu. Amman'a gi derek Hacı Emin'in arkadaşları Emil el-Guri ve Münif el Hüseyni ile görüştü.7 FKÖ'nün kurulmasına önayak olan Mısırlılar Hüseyin'in manevralarından hoşnut değildi. Mısır gazetelerinden biri, Ürdün tarafından yapılan açıklamada Arap zirve toplantıla rında alınan kararlara bağlı kalındığının belirtilmesinin, bu devletin FKÖ ile işbirliği yapmama politikasına ters düştüğü nü yazdı. Gazete, Kral Hüseyin ile Hacı Emin arasındaki bağ ların güçlenmesinin, FKÖ'nün ilerlemesini engellemek ko nusunda Suudi Arabistan ile Ürdün arasında varılan anlaş manın bir sonucu olduğunu ima etti.8 Yine aynı kaynağın ha berine göre, Arap devletlerinden 65 milyon Mısır lirası değe rinde bütçe yardımı görmekle birlikte Hüseyin onların FKÖ ile ilgili aldığı kararlara aykırı hareket etmekteydi. Bundan 6 Hacı Emin ile röportaj. Bkz: el-Hayat, 19 Haziran 1 965; Ahbdr'ül-Üsbua ( Ü r dün), 5 Kasım 1 965, Gazete Günlük Koleksiyonu , No.358. 7 Ahbdr'ül-Üsbua ( Ürdün), 28 Ocak 1966, Gazete Günlük Koleksiyonu, No.46.
8 El-Ahbar (Mısır), 21 Haziran 1 966. 246
başka Hacı Emin'in Suudi kralı Faysal'ın çıkarlarına hizmet ettiğinden, aynca Hüseyin-Faysal anlaşmasının doğrultusun da Arap Yüksek Enstitüsü'nce Amman'da açılacak olan büro nun başına geçmeye aday olduğundan gazete haberinde bah sedilmekteydi. Hacı Emin'in Ürdünlü yetkililerin koruması altında Ürdün'de Mısır devletinin can düşmanı olan Müslü man Kardeşler'le ortak eylemler tasarladığı yolunda Mısır'da iddialar öne sürülüyordu. Aynı zamanda Arap Yüksek Ensti tüsü'nün New York temsilcisi Isa Nahla'nın Ürdünlü yöneti cilerin yardımıyla Şükeyri'nin örgütüne karşı duracak, onun gücünü kıracak bir Filistin cephesi oluşturmak üzere Batı Şe ria şehirlerini ziyaret ettiği bildirildi.9 FKÖ'ye karşı yürüttüğü mücadelesinde Hacı Emin aradı ğı müttefiği el-Fetih örgütünde buldu. Anlaşmalarının te melinde, FKÖ'nün demokratik açıdan Filistinlileri temsil etmediği; örgütün varolan Filistin örgütlerinin etkinlikleri ni etkisiz kılmak ve belli Arap devletlerinin çıkarlarım gö zetmek için kurulduğu; özellikle karar alma sürecinde Fi listinlilerin bağımsızlıklarını korumaları gerektiği yolunda ortak bir noktada birleşmeleri yatmaktaydı. Gerek Hacı Emin gerekse el-Fetih ateşkes sınırlarının ötesinde, terörist faaliyetler yürütülmesinden· yanaydı, böylelikle İsrail misil lemede bulunmak zorunda kalacak, bütün Arap devletleri lsrail'e karşı topyekun bir savaşa girecekti. Hacı Emin'in bu sıradaki planı özetle böyleydi. Fetih'in bunu benimsediği, örgütün ilk resmi yayın organı Filistinina sayfalarında du yuruldu.1 0 Fetih, aynca Hacı Emin'in sağ kolu ve Cihad-ül Mukaddes'in komutam Abdülkadir el-Hüseyni'yi Filistin ulusal kahramanlığının simgesi olarak görmekteydi. 1 1 9
El-Cumhuriyı: (Mısır), 1 1 Ekim 1 966.
10 Ya'ari , Fatah, s. 1 1 8- 19; Los Angı:lı:s Tımı:s, 3 Haziran 1965; Ma'ariv, 30 Eylül 1965; Davar, 6 Şubat 1967. 1 1 Ya'ari, a.g.y. , s. 1 2-13. 247
Kral Hüseyin 1964'te Kahire'de doğup diğer Arap devlet lerine sıçrayan Mesihvari milliyetçilik dalgasının ardından, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün kurulmasını desteklemişti. Hüseyin, bu adımı bu hareketten gördüğü baskıdan kurtul mak için atmıştı, gelgelelim kendi devletinin meşruluğunu· bir parça olsun güçlendirmek için attığı bu adım yüzünden giderek daha fazla bedel ödemek zorunda kalacaktı. Şükey ri'nin ateşli söylevleri ve Ürdün'de nüfusun ezici çoğunlu ğunu oluşturan Filistinliler arasında yürüttüğü etkinlikler Ürdün ırmağının iki yakasında yaşayanların birliğini tehli keye soktu, oysa bu birliği sağlamak uğruna Haşimi krallığı Abdullah döneminden bu yana büyük çaba göstermişti. Şü keyri'nin etkinlikleri ivme kazandıkça Hüseyin iki risk ara sında seçim yapmak zorunda kaldı: FKÖ'ye karşı olduğunu açıklarsa saldırılarla ve Arap 'davasına ihanet etme suçlama larıyla karşılaşacak; FKÖ'yü desteklemeyi sürdürürse, kral lığının birliğini ve Haşimi yönetimini tehdit altında bıraka caktı. O birinciyi seçti. Hüseyin bu kararını, 14 Haziran 1 966 günü Eclun'daki bir öğretmen okulunu bitirenler için liazırlanan törende yaptığı konuşmada dile getirdi. Ürdün'ün 1964 yılında Ka hire'de. gerçekleşen zirve toplantısında FKÖ'nün kurulması na verdiği büyük destekten söz ederek, örgütün nankörlük ettiğini ve Ürdün ırmağının iki yakasının birleşmesine karşı yıkıcı eylemlere giriştiğini belirtti. "Kimin olursa olsun, ül kenin bütünlüğüne karşı uzanan eller kesilir" tehdidini yö neltti. Konuşmadan kısa bir süre sonra Amman'da yayın ya pan 'Filistin'in Sesi' radyosunu kapattı. Buna karşılık Şü keyri de Ürdün bakanlar kurulundaki Filistinli bakanların hemen görevden ayrılmalarını istedi. 1 2 O günden sonra Ür12 El-Manar, 15 Haziran 1966. Konuşma metni, Ürdün Hiikiimeıi yayınlarında el Husayn Yursim Ma'alim eı-Tarik, Nas el-Hiıab el Sa'ami Alazi Alka'a Cala'laı el Malik el-Husayn el-Mu'azim Fi Harici Ma'ahad el �Mu'alimin Vel-Mu'alimaı Fi 248
dün ile Arap Yüksek Enstitüsü arasındaki yakın ilişkiler da ha resmi bir niteliğe büründü. Kral Hüseyin ile Şükeyri arasındaki ilişkiler giderek daha da gerginleşti, l 967'nin Şubat ayında Ürdün, Arap Birliği sekreterliğine gönderdiği bir yazıda, FKÖ'yü tanımama ve Şükeyri'nin düzenlediği konferanslara katılmama kararı al dığını bildirdi. Aynı zamanda Ürdün ile Mısır arasında da giderek artan bir gerginlik yaşanmaktaydı. Abdül Nasır'ın Hüseyin'i sert bir biçimde eleştirmesi üzerine, Hüseyin, Ka hire büyükelçisi Abdülmünim er-Rifai'yi geri çağırma kararı aldı. Hüseyin bu aşamada Hacı Emin'i resmi bir ziyaret için Amman'a çağırmaya karar verdi ve Ürdün başkadısını Bey rut'a, onunla görüşmeye gönderdi. Görüşme sırasında kadı kralin çağrısını kendisine ileterek Ürdün'ün FKÖ ve Şükey ri'nin yerine Arap Yüksek Enstitüsü'yle Hacı Emin'i tanıma ya hazır olduğunu belirtti. Bu davranışın arkasında, Şükey ri'ye karşı saldırıya geçmek kadar, yaklaşan seçimler önce sinde Filistinlilerin gözünde Ürdün rejiiminin popülerliğini artırI!la çabası da vardı.13 Bu dönemde ayrıca Hacı Emin ile Hüseyin arasında yazış malar sürmekteydi, yazdığı mektuplardan birinde Hacı Emin "Ürdün'ün parçalanmasını ve ulusun bölünmesini he defleyen sakıncalı manevraları" kınadı. Ayrıca, "Filistin'i yıkmaya dönük komployu" önleyici çabalarında Arap Yük sek Enstitüsü'nün Ürdün'e verdiği desteği dile getirdi. HüseAclun [Hüseyin Yolu Anlatıyor. Majesteleri Kral Hüseyin'in Eclun Öğretmen Okulundaki mezuniyet töreninde yaptığı açılış konuşması tam metninin krali yet yayını ) ( l4 Haziran 1966 Salı), s. 8- 1 1 ; ayrıca Bkz: Sela, s.65; MEJ XX, ,
1966, s.506. 13 Ürdün Hükumeti ile Hacı Emin'in FKÖ ve Şukeyri'ye karşı giriştikleri ortak mücadelenin koşulları için Bkz: Filistin (Lübnan), 9 Mart 196 7 - Günlük Ga zete Koleksiyonu No. 1 065; Filistin (Lübnan) , 23 Mart 1 96 7 - Günlük Gazete Koleksiyonu No . 1 079. Ayrıca Bkz: MER lll, 1 967, s.395; cl-Manaı; 3 Şubat 1967; Amman Radyosu, 23 Şubat 1 967 - Arapç::ı Yayın Özetleri No.88; FKÖ Radyosu, 25 Şubat 1967 - Arapça Yayın Özetleri No.89. 249
yin'i överek kralın "içerdeki ve dışardaki şeytanın güçlerine karşı savaşanların, samimi müminlerin desteğinden kuşku duymaması"14 gerektiğini söyledi. Ürdün basınında da geniş çapta yer verilen mektuplara karşılık vermekte gecikmeyen kral, Hacı Emin'e teşekkürlerini sundu ve "Ürdün'ün Filis tin davasına karşı ve ülkedeki barış ortamıyla düzeni boz maya yönelik, Arap ve lslam düşmanlarınca hazırlanan komplolar karşısında dimdik ayakta duracağı" sözü verdi. 1 5 Anlaşılan, Hacı Emin Haşimi yönetimiyle b u yakınlaşma sını açıklama gereği duydu. Şubat ayının sonunda yayımla nan açıklamasında, gerçekte onu yönlendiren gerekçenin Şükeyri'nin Arap Birliği tarafından FKÖ'nün başkanlığına atanması olduğunu gizledi. Yazıda, Ürdün ile Filistinlilerin karşı karşıya bulundukları komployla savaşmak amacıyla Ürdün ile işbirliği yapmanın gerekliliğine değindi. Hacı Emin'e göre, emperyalizm ve Siyonizm'in temsilcilerinden başka bu komplonun arkasında "Mısır tarafından görevlen dirilip yönlendirilen Filistinli kimseler [Şükeyri] de" vardı. "Düşmanlarla ajanların planları Batı Şeria'yı Ürdün' den koparıp, Yahudi devletinin kuşattığı topraklara katılacağı güne dek uluslararası gözetim altında si lahsız, güçsüz ve dayanıksız bir cumhuriyete dönüş türmeyi hedeflemektedir. Bu planlar aynı zamanda Kudüs'ü tam bir Yahudi kentine çevirme hazırlıkları nın bir parçası olarak şehrin Arap kesimini ulus lararası bir kente döndürmeye yöneliktir. " Hacı Emin'in bildirisine göre, Şükeyri'nin önderliği altında ve Mısır'ın desteğiyle FKÖ'nün tasarılarının gerçekleşmesi nin başka sonuçlan da olacaktı: Siyonist saldırının sonuçları14 El-Manar, Filistin (Ürdün), Davar, 6 Şubat 1 967; Ahbdr'ül-Üsbua (Ürdün), 1 0 Şubat 1967. 15 A.g.y., Hacı Emin ile Hüseyin arasındaki uzlaşma için B�: Bar-1..av i, s.44. 250
nın uluslararası düzeyde tanınması ve uygun ortam yakalan dığında Batı Şeria'nın Yahudilerce ele geçirilmesi. Hacı Emin'in uyarıları bununla da kalmadı; büyük devletlerin Batı Şeria'yı askerlerden arındırmasının amacının bölgeyi "Yahudi boyunduruğuna sokmaya hazırlamak" olduğunu savundu. Ona göre Batı Şeria'da kurulacak bir Filistin Hüküme ti'nin ne ekonomik, ne de askeri açıdan var olma nedeni vardı, çünkü "sömürgeci Siyonistlerin açgözlülüğüne kar,Şı" ne sınırlarını ne de yurttaşlarını koruyacak durumdaydı.16 Filistin'in bağımsızlığının eski düşmanı Hüseyin, şimdi Ha cı Emin için Filistinlilerin dostuydu, ayrıca Filistin'in karşı karşıya olduğu felaketten kurtulmak için tek güvencesi Ür dünlü kralla yaptığı işbirliğiydi. Hacı Erriin'in yıllardır Filistin ulusunun düşmanı diye ka raladığı Hüseyin'i övmesi, bir yandan FKÖ'nün kurulması nın ardından geçirdiği kişisel değişimin boyutlarını, diğer yandan da siyasal bakımdan ayakta kalmak için her şeye katlanmaya hazır olduğunu göstermekteydi. Başka neden ler de vardı elbette. Arap Yüksek Enstitüsü'nü Kahire'den Beyrut'a taşımaya zorlandığı 1959 yılından bu yana Mısır ile arası iyice açılmıştı. Ürdün de Mısır'ın propaganda saldı rısına maruz kalmaktaydı, böylece Hacı Emin kendini Hü seyin ile aynı saflarda buldu. Unutulmaması gereken diğer bir nokta da _F ilistinlilerin çoğunun Ürdün bayrağı altında yaşadıkları ve Ürdün krallığındaki nüfusun büyük çoğun luğunu oluşturduklarıydı. Pek çokları Hüseyin'i meşru hü kümdarları olarak tanımıyordu, Batı Şeria'da rejim karşıtı gösteriler yapılıyordu. Üstelik, Hüseyin'in Arap dünyasın daki durumu da sallantıdaydı. Dolayısıyla, Hacı Emin gele cekteki değişiklikleri düşünerek, Ürdün ile yakınlaşıp ken disine daha güvenli bir yer edinebileceğini umut edebilirdi. 16 Ahbar'ül- Üsbua (Ürdün), 24 Şubat 1 967. 251
1 Mart 1967 tarihinde Beyrut'tan Kudüs'e gitti, şehrin dı şında kalan havaalanına indiğinde saygın bir konuk olarak karşılandı. Basının kapsamlı olarak verdiği karşılama töre nine katılanlar arasında Kudüs Bölge Valisi, bölgedeki em niyet müdürleri ve ordu komutanları, Filistinli ileri gelenler de vardı. Havaalanından Harem-i Şerif'e giden Hacı Emin, Mescid-i Aksa dolaylarında bulunan Şerif Hüseyin ibn Ali, Musa Kazım el-Hüseyni, Abdülkadir el-Hüseyni ve Mu hammet Ali'nin mezarlarını ziyaret etti. Namaz kılmak için 'camiye girdiğinde kendisini yerel şeyhler karşıladı ve kala balık ona sevgi gösterisinde bulundu. Hüseyin, kendisine resmi bir araç vererek özel bir jestte bulundu. 17 Aynı akşam Amman'a geçerek Ürdün Hükümeti ve Arap Yüksek Ensti tüsü tarafından Şükeyri'nin Filistinliler üzerindeki nüfuzu nu yok etmek amacıyla alınacak önlemleri görüşmek üzere Hüseyin ile bir araya geldi. Görüşmenin sonunda Hacı Emin gazetecilere, kralın Filistin politikasını savunduğunu açıkladı, öte yandan Mısır basını görüşmede FKÖ'ne karşı rakip bir örgüt kurulması üzerinde durduklarını .yazdı.18 Al tı yıl sonra Zühir Maradini ile görüşmesinde, Hacı Emin kralla yaptığı toplantıda edindiği izlenimlerden söz etti. De diğine göre Hüseyin şu sözleri pek çok kez yinelemişti: "Burası sizin ülkeniz, biz de sizin anlayışınıza ve tavsiyele rinize ihtiyaç duymaktayız. " Görüşme sırasında Hacı Emin "kralın Filistin sorununa bir çözüm bulmak için elinden geleni yapmaya yürekten istekli" olduğunu sezinlediğinin altını çizdi. 19 1 7 Radyo Amman, 1 Mart 1967 - Arapça Yayın Özetleri, No.97; d-Manar, Filistin, ed-Difa (Ürdiın), 2-6 Mart 1967; Ha-A reız, 2- 1 2 Mart 1 967. 18 A.g.y; Davar, 2-3 Mart 1 967;Jerusalem Post, 2 Mart 1 967. 1 9 Ed-Düsıur (Londra), 6 Aralık 1 982; Ziınir el-Maradini 1 963 yılının Şubat ayında Hacı Emin ile Beyrut'un banliyölerinden el-Mansuriyye'de yaptığı rö portajın, Arafat'ın 1 982 yazında Beyrut'tan kovulmasının ertesinde yapılan Hiıseyin-Arafat toplantısının bir sonucu olarak yayınlandığını ileri sürmekte252
Ertesi gün Kudüs'te lslami vakıf binasını ziyaret etti, bu rası otuz yıl önce yurtdışına kaçtığı noktaya yakın bir yer deydi. O zamanlar otuz yaşındaydı, lider ve ulusal kahra man statüsündeydi. Oysa şimdi, pek çok yenilgiye uğramış yaşlı bir adamdı. Aralarında siyasal eylemcilerin ve dini ku ruluşların başkanlarının da yer aldığı çok sayıda Filistinli kendisini karşılamaya gelmişti. 20 Bölgede geçirdiği süre içinde kral kendisine Beyt Hanina'da bulunan (buranın yer lilerinden bir adamdan kiraladığı) sarayını tahsis etti. Filis tinli ileri gelenler ve Ürdün yönetiminde görevli üst düzey Filistinli yetkililerle çeşitli toplantılara katıldıktan sonra 1 5 Mart günü Ürdün'den ayrılarak hac için Mekke yolunu tut tu. Nisan ayı ortalarında da Beyrut'a döndü.21 Ölümünden kısa süre önce, Kudüs'e yaptığı geziyi anla tırken "uçak Kudüs'ün havaalanının çevresinde uçarken Harem-i Şerif'in bana gülümsediğini gördüm. Ben bu ken tin her bir köşesinde, her bir tepesinde bir parçamı bırak mışım"22 diyecekti. Hacı Emin'in Ürdün'ü ziyaretinden çok önce FKÖ, Filis tinlilerin gözünde büyük bir popülerlik kazanmıştı, ayrıca lsrail Savunma Kuvvetleri'nin Samu köyüne gerçekleştirdi ği hava saldırısının ardından 1966'nın sonu ve 1967'nin ba şında Ürdün'ün her iki yakasında patlak veren gösterilerin düzenlemesinde rolü olduğu' anlaşılmaktaydı. Haşimi yöne timi Hacı Emin'in bölgeye gelmesiyle birlikte yandaşlarının da devlet kadrolarına ve parlamentoya atanmasının FKÖ' nün Ürdün'de yaşayan Filistin halkı üzerindeki nüfuzunu azaltacağını umut etmekteydi. 23 Oysa Hacı Emin'in Filistin20 El-Manar, ed-Difa, Filistin (Ürdün), a.g.y. 2 ı El-Hayat, ı8 Nisan 1967; Filistin (Ürdün), 1 7 Mart 1967; el-Manar, 6 Mart 1 967. 22 Ed-Düstur (Londra) 6 Aralık 1982. 23
MER, 3, 1 967, s. 394; Ha-Aretz, 6 Subat ve 6 Mart 1 967. 253
liler, özellikle de eğitimli Filistinliler üzerindeki etkisi artık eskisi gibi büyük değildi. Eğer Hacı Emin sırtını Haşimi yö netimine dayayıp Ürdün'ün Filistinlilerin yoğun olarak ya şadıkları bölgelerinde etkinliklerini yürütseydi, muhteme len uzun dönemde önemli sonuçlar elde edebilirdi. Oysa Ürdün gezi�inden hemen sonra bölgede yaşanan gelişmeler siyasal ve askeri.gerçekleri baştan aşağı değiştirecekti.
Ayakta Kalmak için Son Çırpınışlar 1 964 ve 1965 yıllarındaki üç zirve toplantısında Arap dev let başkanları arasında bir uzlaşma sağlanması yolundaki tüm çabalara karşın aralarındaki düşmanlık bir parça olsun azalmamıştı. Radikal ve muhafazakar devletlerin çekişmesi sürmekte, aynı zamanda bir dizi ikili rekabet yaşanmaktay dı: Mısır ile Suudi Arabistan arasında Mısır, Yemen'in içişle rine karıştığı için; Suriye ile Mısır arasında Birleşik Arap Cumhuriyeti'nin parçalanmasından ve Israil'in kuzeyinden güneydeki Necef bölgesine su taşınması için tasarlanan ulu sal su projesine Nasır'ın tepki göstermesinden ötürü anlaş mazlık söz konusuyken; Mısır ile Ürdün arasında da propa ganda savaşı gündemdeydi. Nasır eyleme geçmemekle ve ordusunu Birleşmiş Millet ler kuvvetlerinin arkasına saklamakla her yandan suçlama lara uğruyordu. Mayıs'ın ikinci yarısında Mısır ile Israil ara sında konuşlanmış BM kuvvetlerini bu topraklardan çıkart tı, ardından Tiran Adası'ndan geçişin kapatılması emrini verdi. Mısır ile Ürdün'ün birbirlerini karalamaları hemen son buldu ve Nasır ile uzlaşmak üzere Kral Hüseyin Kahire yolunu tuttu. 30 Mayıs'ta iki devlet adamı bir ortak savunma antlaşma sı imzaladı. Mısır-Ürdün ilişkilerindeki bu apansız dönüşü mün ardından, Hüseyin .ile Şükeyri arasındaki ilişki değişi254
me uğradı. Şükeyri aylard.ır kralı sert bir dille eleştirmek teydi. Ancak Hüseyin "ile Nasır'ın antlaşmayı imzalamala rından sonra, FKÖ de Ürdün ve Mısır devlet başkanlan le hine konuşmaya başladı. Hüseyin Amman'a Şükeyri ile bir likte döndü, daha düne dek FKÖ önderini yerin dibine ba tıran Ürdün basını, şimdi Şükeyri'yi göklere çıkartmaktay dı, artık Hacı Emin adına Ürdün basınında rastlanmıyor du. 24 Bir kez daha Ürdün'de etkili bir ses olmayı başaran Şükeyri'nin, Yahudile�in denize döküleceği güne dek süre cek savaşın yaklaştığını belirten ateşli konuşmalan bütün bölge�e yankılandı. O sıralarda Arap dünyasında yaygın ka nı, çıkacak savaşın lsrail'in sonunu getireceği yönündeydi. Bu kanı topu topu birkaç gün içinde kökten değişecekti. 5 Haziran 1967'de patlak veren Altı Gün Savaşı'yla lsrail ordusu Batı Şeria'yı ve Gazze Şeridi'ni ele geçirdi. Savaşın getirdiği sonuçlardan biri de Şükeyri'nin saygınlığını büyük· ölçüde yitirmesi ve Arap devlet adamlannın sert eleştirileri ne hedef olmasıydı. Ağustos başlarında Hartum'da yapılan Arap Dışişleri Bakanlan konferansına çağrılmadıysa da, Şe fik el-Hut'u da yanına alıp oraya gitmekten çekinmedi. Har tum'daki büyük camide, konferansa katılıp katılmaması ko nusunda Arap kamuoyunun görüşüne başvurma tehdidini savurunca, Dışişleri Bakanları toplantıya katılmaması yö nündeki itirazlarını geri çektiler. Aynı ayın son ve Eylül'ün ilk günlerinde yine Hartum:da düzenlenen Arap devlet baş kanlarının zirve toplantısına da katılarak lsrail ile hiçbir pa zarlığın yürütülmemesi, Yahudi devletinin tanınmaması ve onunla barış yapılmaması kararlarının alınmasında etkili oldu. Arap devletlerinin �özde ılımlı tutumlarını kınadığını belirttikten sonra zirve toplantısından ayrıldı. 24 Aralık 1967'de Şükeyri FKÖ başkanlığı ve Arap Birliği'ndeki Filis° 24 El-Kuds, 3 1 Mayıs 1967; el-Ahbar (Irak) , 3 I Mayıs 1967. 255
tin temsilciliği görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Yerine Yahya Hamuda atandı. 25 Mısır ile Ürdün arasında Mayıs ayında varılan anlaşma ve Haziran'da Batı Şeria'nın lsrail tarafından ele geçirilmesi Ürdün ile FKÖ'nün ilişkilerini değiştirdi. Hüseyin'in Arap lar arasında saygınlığı arttı, dünyada ve Birleşmiş Millet ler'de Arap devletlerinin sözcüsü olarak görülmeye başlan dı. Bu yeni durum, lsrail'in Batı Şeria işgalini kalıcı kılma girişimlerini baltalama isteğiyle birleşince, Hüseyin'in FKÖ ile sıkı işbirliğine gitmesine yol açtı, bunun bir sonucu ola rak da FKÖ'nün Ürdün'de büro açmasına izin verildi. Yeni anlaşmada hiçbir biçimde kendisine yer olmasa da Hacı Emin, siyasal ve dinsel-siyasal ağırlığını hissettirme girişim lerini sürdürmekteydi. Şükeyri'nin gözden düşmesiyle birlikte Hacı Emin'e siya sal faaliyetlere dönüş yolu açılmıştı. Altı Gün Savaşı'ndan önceki günlerde ortalarda görünmese de, şimdi lsrail'in Mı sır,. Ürdün ve Suriye topraklarını ele geçirmesinden sonra sesini bir kez daha duyurmaktaydı. Hacı Emin açısından, lsrail işgali, Yahudi devletinin Arap devletleri aleyhine ya yılma amacı güttüğü savının kanıtlanması demekti. Müslü man dünyasının liderlerini, eğer uyanıp bütün güçlerini birleştirmezlerse, Müslümanların çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya kalacakları konusunda uyardı. 26 Hacı Emin' in çağrısına karşılık veren Kral Hüseyin 1 6 Eylül 1 967'de An:ı man'da 'Siyonist saldırının sonuçları' konulu bir Dünya ls lam Kongresi düzenledi. 27 25 Ahın�t Sükeyri 'Zikriyyat 'An Mu'taıner il-Kimma Fi el-Hanum' [Hanum Zirve ,Toplantısından izlenimler). Şuunu Filistiniyye, 4, Temmuz 1 9 7 1 , s.90-99; el-Va sa'ih el-Filistiniyye el-'Arabiyye, C, 1967, s.668- 9; MER, III, 1 967, s.262-4. 26 El-Alam (Rahat) , 8 Temmuz 1967; el-Vasa'ilı el-Filistiniyye el- 'Arabiyye, III, 1 967, s. 474-5. 27 Ha-Aretz. 1 7-18 Eylül 1 967; ed-Düstur (Ürdün) , 1 6-21 Eylül 1 967. 256
Kongreye ev sahipliği yapan Hüseyin olmakla birlikte kendisi toplantıya katılmadı. Onu Saray işlerinden Sorumlu Bakan Ekrem Züeytir temsil etti. Diğer katılımcılar Başba kan Saad Cuma, Krallık Bürosu Başkam Şerif Hüseyin ibn Nasır, Ürdün Parlamentosu Başkam Said el-Müftü , ayrıca Türkiye, Uganda, Pakistan ve Somali gibi çeşitli ülkelerden gelen delegelerdi. Kongreye başkanlık eden Hacı Emin lsra il'in yayılmacı hedefleri bulunduğunu tekrarlayan uzun bir konuşma yaparak, yalnızca Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın değil, Arabistan yarımadasının ve bölgenin diğer ülkeleri nin de tehlikede olduğunu pek çok kez yineledi. Konuşmasının sonunda iki noktanın altını çizdi: Birinci si, Şükeyri'nin planlarına karşı çıkılmasıydı, buysa "düş manlarımızın iki yaka arasındaki kardeşlik bağlarım kopar mak olan amaçlarım gerçekleştirmelerine olanak tanıyan kolay lokma diye yutulacak Filistin adında uyduruk bir varlık yaratmak"tı; ikincisi, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde
yaşayan Filistinlilere seslenerek "düşmanın oyunlarına gel memelerini ve verdiği sözlere kapılmamalarını"· ve lsrail iş galine karşı 'kesin tavırları'm (sumud) devam ettirmelerini istemekti. lslam Kongresi'nin yarattığı izlenimi pekiştirmek amacıy la 18 Eylül'de bir başka konferans daha düzenlendi. Ürdün ve diğer Arap devletlerindeki Müslüman ve Hıristiyan top lumlarından din adamları ile aydınların katıldığı bu konfe ransta "Siyonistlerin kutsal topraklarda sergilediği barbar ve insanlık dışı davranışlara" karşı Müslüman-Hıristiyan dayanışmasının önemi vurgulandı. Bu açıklamayı kaleme alan Hacı Emin'di. Konferansa başkanlık eden ve işgal al tındaki Kudüs'te yaşayan Hıristiyanlarla Müslümanlar ara sındaki kardeşlik ilişkilerini dile getiren de ondan başkası değildi. Konferansa katılanlar adına BM Genel Sekreteri'ne, Papa'ya ve dünyanın önde gelen başka isimlerine telgraflar 257
göndererek kutsal toprakların kurtarılması ve "Hüseyin'in
yönetimine geri verilmesi" çağrısındi! bulundu. 28
Hacı Emin'in Amman'daki kongrelerde yaptığı konuşmalar onun değişen yazgısını yansıtmaktaydı. Geçen üç yıl içinde kralın desteğini görmüş, sonra dışlanmış ve sonunda yeni den Amrnan'a çağnlmıştı. Ancak önüne açılan yollar sınırlıy dı; artık dilediğince bir seçim yapamadığından, kim onun görüşlerine ilgi duyarsa, ona hizmet vermek zorundaydı. Batı Şeria'yı yitirmekle büyük bir sarsıntı geçiren Hüseyin, işgal altındaki topraklarda yaşayanların temsilcileriyle lsrail yetkilileri arasında görüşmeler yapıldığını biliyor ve siyasal bir anlaşmaya varmaları durumunda Batı Şeria'nın geri veril mesi talebinin geçersiz hale geleceğinden korkuyordu. FKÖ ile .el-Fetih'in böyle bir anlaşmayı önlemek için kullanılabi leceği umuduyla, bu örgütlere bağlı çok sayıda birliğin kral lık topraklarında barınmasına izin verdi. Öte yandan Hacı Emin'in etkinliklerini Ürdün'den yürütmesi ve Ürdün ırma ğının batısındaki topraklarda yaşayan Filistinlilerin bağım sızlığından yana değil ·de, bu toprakların "Hüseyin yöneti
mine geri verilmesi"nden yarui propaganda yapması da Hü
seyin'in işine gelmekteydi. Eğer H üseyin FKÖ'nün Ür dün'deki yükselişini Hacı Emin'in engelleyeceğine inandıy sa, ileride ne kadar yanılmış olduğunu görecekti. Arap liderlerinin Hartum'daki konferansından sonra bile Mısır'ın güdümündeki radikal devletlerle Suudi Arabis tan'ın yönle�dirdiği muhafazakar ülkeler arasındaki düş manlık hala sürmekteydi. Yıllar yılı Ara� devletlerini aşın tavırlar benimseme çağrısı yapan Hacı Emin, · şimdi ılımlı devletlerden yana olmayı daha uygun bulmaktaydı. 1968 yılında Suudi Arabistan ile Mısır arasında çıkan anlaşmaz28 A .g.y. ; ed-Difa (Ürdün) , 19 Eylül 1 967; d-Vasa'ik el-Filistiniyye el-Arabiyye,
111,
1967, s.712-16; Amman Radyosu, 1 7 Eylül 1967 - Arapça Yayın Özetleri (B) No.475'e Ek ( 1 7 Eylül 1967 tarihi sonrası); MER, ili, 1967, s. 296. 258
lıkta onun çeşitli çalışmalarına parasal kaynak sağlamayı sürdüren Suudilerin çıkarlarına hizmet etti. Temmuz'da Beyrut'tan yayımladığı bildiride "Mısır Hükümeti'nin Arap birliğini bozduğunu" belirtti. 29 Ürdün, Hacı Emin'in başlıca etkinlik alanı olma özelliğini korudu ve Şükeyri'nin görevi bırakmasının, özellikle Yaser Arafat'ın 1969 Şubat'ında FKÖ'nün Kurucu Meclis başkan lığına geçmesinin ardından pek çok kez Amman'a gitti. Çe şitli Filistinli örgütlerini çatısı altında birleştiren FKÖ, lsrail işgalinin Batı Şeria'da yaratmış olduğu siyasal boşluğu dol durmakta, aynı zamanda Filistinliler FKÖ'yü meşru temsil cileri olarak görmekteydi. Hacı Emin'in önderliği yeniden ele geçirme şansı azalmış görünmekle birlikte, o otoritesini bir kez daha kabul ettirebileceği bir örgüt kurma düşünce sini hiç bırakmayıp, bu kez de çalışmalarını Müslüman din sel gruplan üzerinde yoğunlaştırdı. 1969 yılının ilk ayların da Filistin Ulusal Konseyi'nin Kahire'deki beşinci kongre sinden kısa bir süre önce Ürdün'deki Müslüman gruplarla görüşüp el-Fateh el-lslami adlı bir örgüt kurma düşüncesi ni ortaya attı.30 Hacı Emin her zamanki gibi yeni örgütün başına yakınlarından birini geçirmeyi tasarlamaktaydı: Bu _ kez sıra damadı Muhiddin el-Hüseyni'deydi.31 Belli ki bu girişim, Hacı Emin'in çeşitli siyasal gruplar üzerinde nüfuzunu yitirmiş olmasının bir sonucuydu. Bu kez de Ürdün'ün Filistinli dinsel kesimi, özellikle bağımsız lık savaşımının salt laik örgütlerce yürütülmesini onayla mayan Müslüman Kardeşler üzerindeki nüfuzunu sınama ya kalktı. Filistin davasının FKÖ'nün tekeline geçmesini önlemek isteyen Ürdünlü yetkililerden destek gören Hacı 29 Yediot Ahronot, 8 Temmuz 1 968; Ma'ariv, 29 Haziran 1 969. 30 Ma'ariv, a.g.y. , 27 Şubat 1 970; el-Hayat, 1 5 Nisan 1 969. 31 Ma'ariv, 29 Haziran 1 969. Mayıs 1 9 73'te Muhittin el-Hüseyni, Zait er-Rifai Hükümetinin Ulaştırma Bakanı olarak atandı. Bkz: er-Rey. 27 Mayıs 1 973. 259
Emin, kendisine bir askeri üs kurmak için her türlü çabayı gösterdi. Ne var ki, üye say1s1 birkaç yüzü geçemeyen el-Fa teh el-lslami hiçbir zaman etkili bir örgüt haline gelemedi. 1 969 yazında Arafat'ın Fetih birlikleri el-Vahdet mülteci kampındaki el-Fateh el-lslami üssüne saldırarak, üç kişiyi öldürüp geri kalanların silahlarını ellerinden aldılar. Böyle likle yeni örgüt daha herhangi bir silahlı eylem gerçekleşti remeden ağır bir yenilgiye uğradı. 32 Hacı Emin Ürdün'de kaldığı sıralarda Haşimi yönetimi nin çeşitli yetkilileriyle görüşmeler yaptı. 14 Nisan 1 969 ta rihinde kendisini kabul eden Başbakan Abdülmanim er-Ri fai ile görüştü, bu görüşme, "Filistin sorunundaki en son gelişmelerin tartışıldığı" bir toplantı olarak nitelendi. Top lantıya Hacı Emin'in en güvendiği adamı olan ve 1969 Ağustos'unda Ürdün Hükümeti'ne Sosyal Güvenlik ve Ça lışma Bakanı olarak atanan Emil el-Guri de katıldı. 33 Ürdün güvenlik güçleriyle FKÖ birlikleri arasındaki gerginlik tır mandıkça, Hacı Emin'in Amman'a ziyaretleri sıklaştı, ben zeri toplantılar da arttı. Bu birlikler Ürdün yasalarını ya da polisini tanımamakta diretiyor ve Ürdün ordusuna rakip si lahlı bir güç olarak faaliyet gösteriyor, rejime karşı tehdit oluşturuyorlardı. 34 1 9 69 yılı başlarında, Hüseyin ile Arafat'ın ilişkisi daha kopma noktasına bile gelmemişken, Hacı Emin Cihad-ül Mukaddes milislerini yeniden örgütledi. El-Fateh el-lsla ml'nin tersine kökleri l 930'lu, l 940'h yıllara dayanmakta olan bu örgüt, şimdi de Ürdün'ün denetimi altında bir Filis tin ordusu kurma çalışmalarına katılmaktaydı. Oysa birkaç ay sonra Cihad-ül Mukaddes faaliyetlerine son verdi, üyele32
Ma'ariv, 27 Şubat 1 970; MER, V. 1 969-70, s. 294.
33 El-Hayat, 1 5 Nisan 1969; Ha-Aretz, 1 Mart 1970; MER, V. 1969-70, s. 819. 34 FKÖ'nün Ürdün'deki şiddet eylemleri için Bkz: MER, XXIV, 1 970, s. 505- 6; XXV. 1 9 7 1 , s. 68-72, 236-7, 5 1 1 - 1 2 ; New Yorh Tımes, 20 Kasım 1 969. 260
ri de Arafat'm el-Fetih örgütüne katıldı. Kendisine bağlı bir örgütün dağıtılmasını Hacı Emin kuşkusuz istememişti. Ci had-ül Mukaddes milislerini silahsızlandırma girişimini, belli ki , Haziran ayında Cidde'ye gidip Suudileri Hacı Emin'e sağladıkları parasal desteği kesmeleri için ikna eden Arafat yapmıştı. Suudi Arabistan'ın desteğini yitiren Hacı Emin, Arafat ve diğer el-Fetih komutanlarıyla bir anlaşma ya varmak amacıyla Ürdün'e gitmek zorunda kaldı. Gerçek ten de bir anlaşmaya varıldı, en azından kağıt üzerinde. Bu na göre Cihad-ül Mukaddes birlikleri dağıtılacak ve üyeleri el-Fetih örgütüne katılacaklardı.35 Ancak Hacı Emin ile el-Fetih liderleri arasında yapılan anlaşmaya karşın Cihad-ül Mukaddes fiilen varlığını sür dürdü. 1969 yılı içerisinde Ürdün'de patlak veren çatışma lardan birinde el-Fetih birliklerinden biri dört Cihad-ül Mukaddes üyesini ele geçirip silahlarına el koydu. El-Fetih bu dönemde Filistinlilerin silahlı faaliyetlerini kendi dene timi altına almak için Ürdün'deki diğer Filistinli terörist gruplarla da çarpışmaktaydı.36 Hacı Emin hem dinsel hem de laik nitelikli militan bir likler oluşturmayı sürdürdü. 1970'e gelindiğinde, komuta merkezi Ürdün'de Cebel-i Amman kentinin merkezindeki meydanlardan birinde yer alan Kudüs Müslüman Kongresi adında bir örgüt kurmaya çalışıyordu. Aynı zamanda Müs lüman Kardeşler'in de yardımıyla bir başka paramiliter ör güt kurma tasarıları da vardı.37 Öte yandan Hüseyin ile el-Fetih örgütünün ilişkileri kö tüye giderken, el-Fetih ve diğer Filistinli örgütler lsrail'e sı zan teröristlerin sayısının artmasıyla itibar kazanmaktaydı35 MER, V, 1969-70, s . 245; cl-llayat, 13 Haziran 1969. 36 Ma'ariv, 2 Temmuz 1 969. 37 A.g.y., 27 Şubat 1970; Ha-Aretz, 1 Mart 1970. 261
lar. Hem Hüseyin hem de Hacı Emin, Filistin mücadelesi nin önderliği uğruna FKÔ'nün çeşitli hizipleriyle rekabet içindeydi. FKÖ hiziplerinin Ürdün rejimi için oluşturduğu tehdit artmaya devam etse de, Hüseyin onlarla bir silahlı çatışmaya girmekten olabildiğince kaçınmaktaydı. Ancak bu hiziplerle Ürdün güvenlik güçleri arasında başkent so kaklarında ve diğer yerleşim yerlerinde süren çatışmalar sıklaştı ve sonunda 1970 güzünde, ileride 'Kara Eylül' adıy la anılacak olayların yaşanması kaçınılmaz hale geldi. Ürdün ordusunun FKÖ'ne saldırıları 1970 Eylül'ünde başkent dolaylarında başladı, oradan Eclun bölgesine sıçra yarak ertesi yılın Temmuz ayına dek sürdü. Saldırılarda bin lerce FKÖ üyesi öldürüldü , büyük bir bölümü de kaçıp Lübnan'a sığındı. Kaçanlar arasında lsrail sınırını geçerek lsrail Savunma Kuvvetleri'ne katılanlar bile oldu. 38 Binlerce Filistinli'nin katledilmesi Hacı Emin'i şaşkına çe virdi. Yine de, olan bitenler onun kıyıma uğrayan kardeşle rinin yanına koşmasına yetmedi. Hüseyin'in desteğiyle ye niden eski konumuna yükselebilme umudu, ölenlerle ö ldü renleri ayırt etmesine engel oluyordu. Filistinlilerin tarihle rindeki en korkunç olaylardan biri yaşanırken, yalnız şu sözleri etmekle yetindi: "Geçenlerde aynı ülkenin, aynı toplumun ve aynı yurdun insanları arasında yaşanan, kardeşin kardeşi öldürdüğü karşılıklı kıyımı anlamak olanaksız. Ne ulusumuz ne de tarih bu olayın sorumlularından hiç birini bağışlayacaktır. "Bugün Ürdün'deki iç savaş olgusu ve Amman, lr bit, ez-Zerke ve öteki şehirlerdeki karşılıklı insan kı yımı, Fatih Sult;ı.n Mehmet kentlerini kuşatmak üze reyken meleklerin erkek mi dişi mi olduğunu tartış38 MER, V, 1969-70, 262
s.
833-70.
mayı bırakamayan İstanbul halkının durumundan çok daha kötüdür. . . "lstanbul'da yaşayanların kavgası sözlerle olmuştu, bizlerse toplarla,- güdümlü mermilerle, tanklarla, tü feklerle savaşıyor, düşman bize tepeden bakıp kahka halarla gülerken birbirimizin canına kıyıyoruz. Üste lik düşman bizden daha çok toprak almaya, insanla rımızı yerinden yurdundan edip ülkemizi ele geçir meye hazırlanıyor. " Kardeşlerinin silahlarından çıkan kurşunlarla ölenlerin sayısının, İsrailli düşmanlarının sıktıkları mermilerden ölenlerin sayısından daha çok olması, yürekleri sızlatan ve gözyaşı döktüren bir gerçektir. "Olan bitene inanmak neredeyse olanaksız, ancak hepsi gerçek. Artık
hu, korkunç
acılara ve büyül< yı
kımlara son vermenin zamanı gelmiştir. "39 Terazinin bir kefesine Filistin halkının geleceği, diğerin deyse Hacı Emin'in kişisel çıkarları vardı. ikincisi daha ağır bastı ve Hacı Emin, kısa bir süre ö"nce Filistinlileri katleden Haşimi rejimini desteklemeyi sürdürdü. O günlerde Hacı Emin'in destek görebileceği tek kişi kraldı, pek çok Filistin li'nin kanının dökülmesinden Hüseyin'in sorumlu olmasına rağmen, o bu desteği geri çevirmeyi göze alamazdı. FKÖ ile çatışmalar sürerken, Hüseyin Hacı Emin'e Ür dün'e yerleşmesini önerdi.40 Amman'dan dönen Batı Şe ria'daki Filistinliler daha sonra, Ürdün kralının Hacı Emin'e Ürdün'e taşınma ve kendi danışmanı olma önerisini yinele diğini bildirdiler.41 Ordusunun Filistinlileri katletmesi, Hüseyin'in hoşuna 39 El-Hüseyni, Zihronot, ll 5 , Ekim 1 970,
s.
9.
4 0 Ma'ariv, 27 Şubat 1970. 41
A.g.y. ; Ha-Arctz, 20 Nisan 1 9 7 1 . 263
gitmemişti. Bir yandan da ortaya çıkan durumdan olabildi ğince siyasal çıkar elde etmeye bakmaktaydı. Artık Lübnaı:ı topraklarında yoğunlaşan FKÖ'nün toparlanmasına fırsat vermeden, Batı Şeria'da yaşayan Filistinlilerle Ürdün devleti arasında yeni bir ilişki kurmaya yönelik bir planı uygulama ya karar verdi. 1 5 Mart 1972'de Basman sarayında açıkladı!. ğı, daha sonradan Federasyon Planı diye anılacak bu plana göre, iki bölge, Ürdün ve Filistin bölgeleri Birleşik 0,rap Krallığı çatısında bir araya getirilecekti. Kralın egemenliği ve tek hükümdar olma niteliği sürecekse de, her iki bölgenin de özerk yasama, yargı ve yönetim kurumları olacaktı.42 Plan Arap dünyasında büyük bir fırtına kopardı. Hüse yin'in Filistin sorununu yok sayıp lsrail'in varlığını kabul etme girişimi olarak yorumlandı. Hüseyin, Nixon- Brejnev buluşmasının öncesinde, birleşmeye en çok gerek duyuldu ğu bir sırada, Arap cephesine zarar vermekle suçlandı. Su udi Arabistan ve Kuveyt gibi muhafazakar ülkelerin tepkisi göreli olarak ılımlıyken, FKÖ çok sert ve tehdit dolu bir tepki gösterdi. Bu planı, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün yı kıntıları üstüne Batı Şeria'daki Ürdün krallığını yeniden kurmayı hedefleyen, Filistinlilerin bağımsızlık umutlarına son vermeye yönelik girişim diye değerlendirdi. Örgüt Hü seyin'e hain damgası vurarak Haşimi rej iminin yıkılması çağrısında bulundu . Planın açıklanmasından birkaç gün sonra Amman'da patlayan bir mayın dört kişinin ölümüne yol açtı. FKÖ'nün Beyrut'taki sözcüsü bunun Hüseyin'i de virme kampanyasının başlangıcı olduğunu bildirdi. 43 Sesini çıkarmayan tek kişi Hacı Emin'di. Geçmişte, Filis tin'in kaderini olumsuz etkileyecek olaylar karşısında Arap 42 Zvi Elpeleg Tahnit Ha-Federatziyya Sel Husayn: Gorıniın U-Teguvot' [Hüse yin'in Federasyon Planı: Etmenler ve Tepkiler] , Seki rot, Aralık 1 977, s. 1 - 1 9 . 4 3 A.g.y. ; MEJ , XXVI, 1972, s . 298; Ha-Aretz, Davar, Yediot Ahronot, 16-21 Mart 1972. 264
Yüksek Enstitüsü adına bildiriler yayımlamaktan, Arap devlet başkanlarına protestolar ve uyarıcı yazılar yazmaktan geri kalmamıştı. Şimdi suskundu; bağımsız Filistin hedefini yok etmeyi öngören bu planla ilgili kendisinden tek bir sözcük bile duyulmadı. Belki Hacı Emin'in umudu Hüseyin'in kendisini konfede rasyon yapısı altındaki Filistin bölgesinin başına getireceği yolundaydı. Oysa gerçekte Hüseyin'in planı siyasal günde me birdenbi�e girdiği gibi , bu gündemden aynı hızla çık mıştı. Hüseyin'in çağrısını geri çevirip Amman'a yerleşme önerisini kabul etmediyse de, Hacı Emin Haşimi rejimiyle temaslarını kop armadı. Yerleşmek için kendine Lübnan'ı seçti, çünkü Lübnan'ın başkentinde yürütmeyi düşündüğü etkinliklerine bir kısıtlama getirilmesi söz konusu olmadığı gibi, Amman'a yerleşmesi durumunda kralın hizmetine gi receği apaçık ortadaydı, buysa kendisinden desteğini çek meyen Filistinlilerin gözünden düşmesine yol açardı. Arap devletleriyle FKÖ, federasyon planını kabul etmeye hazır olsaydı bile, planın uygulanması için her şeyden önce, tasarlanan federasyonun Filistin kesimi olan Batı Şeria'yı denetimi altında tutan lsrail'in onayı gerekliydi. Hüseyin'in planı lsrail'le anlaşmaya hazır olduğunu gösteren bir işaret sayılabilirdi , FKÖ'nün de krallık topraklarından çıkartılma sı bu yolda uygun ortamı yaratmış gözüküyordu. Ne var ki, lsrail kralın planını reddetti. Bu koşullar altında Hüseyin, uygulanma şansı olqıayan bir plan uğruna Arap dünyası ve FKÖ'yle kötü ilişkiler gibi ' bir bedeli ödemeye devam etmenin anlamı olmadığını gör dü. Bunun yerine radikal Arap devletleri ve FKÖ'yle ilişki lerini geliştirmenin yollarını aramaya koyuldu. Onun 'töv be' etmeye istekli olduğunu gören Mısır, federasyon planı nın açıklanması üzerine Ü rdün ile kopardığı diplomatik ilişkilerini yeniden kurmayı kabul etti. 1973 yılının 1 0- 1 2 265
Eylül tarihlerinde Kahire'de yapılan Enver Sedat, Hafız Esat ve Kral Hüseyin'in de katıldığı zirve toplantısının ardından Suriye de 'Kara Eylül' olaylarına tepki olarak Ürdün ile ko pardığı ilişkilerini iyileştirmeye karar verdi.44 Hüseyin'in Arap dünyasındaki dışlanmışlığına son verme çabalarından biri de FKÖ'ye iyi niyet göstermek oldu. 19 Eylül 1973 günkü Ürdün gazeteleri Hüseyin'in bütün tu tuklular, gözaltındakiler ve arananlar için genel af çıkardı ğını yazıyordu. Af kapsamına alınanlar arasında, Ürdün'ün önde gelen devlet adamlarına saldırılar düzenlemek ama cıyla bu ülkeye gönderilen Ebu Davut (Muhammed Davut) , Salih Rıfat ve Hamdi Mattar gibi FKÖ'nün üst düzey so rumluları da vardı. Bu iyi niyet gösterisini daha da pekiştir mek· amacıyla Hüseyin, FKÖ'nün üst düzey sorumlularının salıverilmeleri sırasında orada bulundu, dahası Ebu Davut'a Ürdün'e yerleşmesini önerdi.45 Hüseyin ile FKÖ'nün uzlaşmaya başlamasıyla birlikte Ha cı Emin, örgütle Ürdün'ün rekabethıi kullanarak yeniden önderliği ele geçirme çabalarının boşa gittiğini anladı. Hü seyin;e Arap Yüksek Enstitüsü adına bir yazı göndererek FKÖ'ye karşı olumlu yaklaşımından dolayı kendisine teşek kür etti. Ayrıca kralın önlemlerinin " Mescid-i Aksa'nın ve işgal altındaki diğer Arap topraklarının kurtarılmasına" yar dımcı olması umudunu dile getirdi.46 Arapl:ırca 'Ekim Savaşı' diye bilinen Yom Kippur Savaşı 1 her ne kadar Arap topraklarının bir bölümünün daha lsrail Savunma Kuvvetleri'nin eline geçmesiyle sonuçlanmışsa da, Arap dünyasında bir kahramanlık destanı ve Mısır ile Suri ye ordularının bir zaferi olarak görülmekteydi. Savaş hazır44 Es-Sayad. 20 Eylül 1973; er-Rey, 1 1 - 1 3 Eylü.I 1 973; Sela, 4 5 Er-Rey, 1 9-28 Eylül 1 973; Es-Sayad, 2 7 Eylü.I 1 973. 46 Er-Rey, 2 5 Eylül 1973. 266
s.
015.
lıklarına katılmayan ve lsrail'e karşı yeni bir cephe oluştur mayan Hüseyin bir kez daha radikal devletlerin ve FKÖ ön derlerinin sert eleştirilerine hedef oldu. Göründüğü kada rıyla bu aşamada Hacı Emin Hüseyin'den uzaklaşmaya ve FKÖ ile yakınlaşmanın yollarını aramaya karar vermişti. Birleşmiş Milletler'in 338 sayılı kararı uyarınca savaştan sonra gerçekleşen Cenevre konferansı sırasında Hacı Emin devlet konuğu olarak Ürdün'e gitti. Amman'da, Hüseyin'in konferansa Filistinlilerin sözcüsü olarak katılmasını Hacı Emin'in desteklemesi için girişimler yapıldı.47 Ancak, Hacı Emin artık Hüseyin'in Filistin egemenliğini tümüyle ele ge çirmesinden yana değildi. FKÖ ile ilişkilerini düzeltme ça basıyla o da görüşmelere örgütün "üst düzey bir delegasyo nunu" çağırdı. Belli ki, FKÖ önderleriyle bir işbirliği anlaş masına varmak için uğraşıyordu, öte yandan FKÖ onun çağrısını ilke olarak kabul etmekle birlikte, "Eski Filistin Müftüsü Ürdün Hükümeti'nde yer alan bakanlarını görevle rinden ayrılmaya çağırana dek" böyle bir toplantıyı ertele di.48 Bu kararın ardında, kendileri kralla gergin ilişkiler ya şarken, Hüseyin'in saflarına katılan bir kimseye duydukları öfkenin yattığı anlaşılıyor. Hacı Emin'in girişimi kibirli bir tutum da içeriyordu. Hiçbir gerçek siyasal statüsü bulun mazken, Şeyrut'taki FKÖ genel merkezine gitmek yerine o "üst düzey bir delegasyonu" kendi ayağına Ürdün'e çağır mayı uygun görmüştü. Hacı Emin'in siyasal nüfuzunun yok olması lslam dünya _ sında itibarının sarsılmasına neden oldu . Eylül l 969'da Mescid-i Aksa yangınından sonra Müslüman devlet başkan47 Ha-Aretz, 3-5 Aralık ı973. Konferans için Bkz: ABD Dışişleri Bakanlığı, Tiıc Qucst for Pcacc: Principal Unitcd Statcs Public Statcments and Related Docu
ments on thc Arab-Israeli Pcace Process 1 967- 1983 [Barış Arayışı: 1967- 1983 Arap-lsrail Barış Surecinde Birleşik Devletler Resmi Açıklamaları ve ilgili Bel geler] (Washington, 1 984), s.44-9. 48 Es-Sayad, 27 Aralık 1 9 73.
267
lan Rabat'ta bir lslam Zirvesi (Mu'tamar el-Kimma el-lsla mi) düzenlediler. Halit el-Hasan'ın başkanlığındaki FKÖ delegeler kurulu gözlemci olarak konferansa katılırken, Ha cı Emin çağrılı bile değildi.49 Müslüman ülkeler 1 9 74 Şubat'ında Pakistan'ın Lahor kentinde ikinci bir zirve_ toplantısı için bir araya geldiler. Hazırlık komitesi FKÖ başkanı Yaser Arafat'ı Filistinlilerin temsilcisi olarak konferansa çağırınca, Hüseyin zirveye ka tılmayı reddetti. Otuz yedi devlet başkanı ve Müslüman dev let temsilcisi arasında Arafat yerini aldı. Hacı Emin de top lantıya davet edilmişti. Her ne kadar yeri Arafat'ın yanında olsa da, resmi bit sıfatı yoktu. Hacı Emin yıllar yılı hükümet dışı lslam kongrelerinin önde gelen kişisi olma özelliğini korumuştu, oysa şimdi Filistinlilerin başında Arap devletleri ve uluslararası kamuoyu tarafından kabul gören başka biri vardı. Lahor konferansının ana konularından biri "Kudüs ve Filistin"di. Arafat bu konuda uzun ve ateşli bir konuşma yaptı, sözlerini bitirirken Pakistan Başbakanı Zülfikar Ali Butto'ya Mescid-i Aksa'nm küçük bir modelini sununca, al kışlandı.50 Yaşamı boyunca Filistinlileri diğer Arap ve Müs lüman devletleriyle eşit statüye getirmek için didinmiş dur muş olan Hacı Emin, şimdi bir Filistinli delegasyonunun bu statüyü elde ettiği önemli bir siyasal gelişmeye tanık olmak taydı. Ne var ki, kürsüde kendisi değil, geleceğin umudunu temsil eden bir başka kişi bulunuyordu. 49 Eıı-Nahar, el-Enver, 23-25 Eylül 1969. 50 En-Nahar, el-Enver, 22-25 Subat 1 974; Yediot Ahronot, 1 Mart 1974; jerusalcm Post, 20 Şubat 1974; Neheınia Levtzion 'lntemational lslamic Solidarity and its Liınitations' [Uluslararası lsl:i.ıni Dayanışma ve Sınırları] , jerusalem Papcrs on Pcace Probleıns [llarış Sorunu üzerine Kudüs Tezleri ] , No.29, 1979; Afak Hay dar 'Islamic Suınınit Conference of 1974: An Assessmcnt' [ 1974 lslami Zirve Toplantısı: Bir Değerlendirme] Asian Profile (Hong Kong), ili, No.4, Ağustos 1975, s.39 1-404; Rcyazul Hasa, 'Islamic Suınmit Conference' [lslaıni Zirve Top lantısı] , lqbal Re vic w (lkbal Akademisi, Pakistan), XV, No. l , Nisan 1974, s.43-4. 268
Hacı Emin'in Ölümü Hacı Emin için Lahor'daki zirve toplantısı ömrünün son üzücü olayıydı. Birkaç ay sonra 4 Temmuz 1974 günü Bey rut'un el-Mansuriye kasabasında kalp krizi geçirerek öldü. 80 yaşındaydı. 51 Daha kısa bir süre öncesine dek onunla bir araya gelmek ten kaçınmış olan FKÖ yöneticileri ölüm haberini alır al maz Hacı Emin'in evine koştular. Gazetelerin yazdığına gö re, Arafat "gözleri yaşlı olarak" geldi, Ebu lyat, Ebu ez-Za im ve FKÖ sekreteri Muhammet eş-Şaar da ona eşlik etti. Öldüğü gün FKÖ genel merkezinden yayımlanan bildiride şöyle dendi: "Filistin Devrimi Komuta Heyeti ve Filistin halkı bu gün öğleden sonra saat 3:30'da Beyrut Amerikan Has tanesi'nde 90 yaşındayken [bildiride yazıldığı gibi ak tarılmıştır] aramızdan ayrılan büyük önder Hacı Emin el-Hüseyni'nin ölümüyle derin acılara boğulmuştur. O yaşamı boyunca Filistin halkı ve Arap ulusu için hiç durmaksızın zorlu bir mücadele vermiştir. "52 Hacı Emin'in tek oğlu (ayrıca altı kızı vardı) Salah da ba basının öldüğü sıralarda bulunduğu lspanya'dan ertesi gün dönerek el-Mansuriye'deki aile konağına gitti. Taziyetlerini dile getirmek üzere gelen ağırladığı pek çok konuğun ara sında Lübnanlı önderlerden Adil Asiran ve Kamil Kamun '
da vardı.53 7 Temmuz günü ikindi namazının ardından cenaze töreni yapıldı, bu törene Lübnan basınında geniş yer verildi. Törene Lübnan Başbakanı Süleyı;nan Faranci'yi tem5ı Davar, Ha-Arctz, Ma'ariv, Yediot Ahronot, jerusalem Post, 5 Temmuz 1974; New York rimes, 6 52 El-Hayat,
Temmuz
1974.
5 Temmuz 1974.
53 A.g.e. , 6-7 Temmuz 1 974. 269
silen Takiddin es-Sulh katıldı; Kral Hüseyin kendi yerine uluslararası ilişkiler danışmanı Abdülmünim er� Rifai'yi göndermişti. Diğer Arap devlet başkanlarının temsilcileri de hazır bulundular. Cenazeye Lübnan Müftüsü Şeyh Ha san Halit; Dünya lslam Birliği (Rabıtatü'l Alem el-lslami) genel sekreteri Şeyh Muhammet Salih el-Kaziz; Arap dev letlerinin büyükelçileri ve çeşitli Lübnanlı cemaatlerin ön derleri katıldılar.54 Yüzlerce, hatta binlerce Filistinli ve Lüb nanlı'dan oluşan büyük bir kalabalık cenazeye katıldı.55 FKÖ üyelerinin katılması özellikle ilgi çekiciydi. Örgütle ri cenaze alayının önünde yerlerini alırken, onları silahlı FKÖ birlikleri ve bir 'direniş çetesi' izledi. Hacı Emin "Filis tin Devriminin Şehitleri" mezarlığına gömüldü. Mezarı ba şındaki övücü konuşmalardan biri de FKÖ'nün Beyrut tem silcisi Şefik el-Hut tarafından yapıldı: "Bugün burada işgal altındaki topraklarda ve yurtdı şında yaşayan halkımız adına hayranlık ve tevazu du yarak toplanmış bulunuyoruz . . . Buraya kendilerini feda edenlerin imamı, ayaklanmaların şeyhi, Filistin lilerin imamı, ruhunu yaradana teslim etmiş lslam mücahidini. . . Allah'ın huzuruna göndermeye gelmiş
bulunuyoruz. Nur içinde yat büyü� şeyhimiz . . . Ku
düs'e bayrak çekildiği güne dek binlerce Filistinli'nin kılıcı kınına girmeyecektir. "56 Bir-iki gün sonra Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin res mi yayın organı el-Hedefte bir övgü yazısı yayımlandı. Ha cı Emin el-Hüseyni için şöyle deniyordu: "Siyonist saldırı ya karşı Filistinlilerin mücadele tarihinde büyük bir rol 54 En-Nahar, eş-Şark, d-Hayat, er-Rey, Davar, Ha-Aretz, 8 Temmuz 1 9 74. 55 ]enısalem Post, 8 Temmuz 1 974; cenaze törenine onbinlerce kişinin katıldığı yolundaki görülmedik ve abartılı açıklama için Bkz: ]bara, s. 1 92. 56 El-Hayat, 8 Temmuz 1974. 270
oynamıştır. Bu mücadelenin uzun evrelerinden birini yö netmiştir. "57 Bütün bu övgülere rağmen, FKÖ içinde Hacı Emin'in ölümünü Filistin ulusal hareketi için bir kayıp olarak gören herhangi biri olması pek olası değildi. Ölümünden önceki yıllarda etkinlikleri azalmıştı ve Ürdün ile FKÖ arasındaki ilişkiler konusunda takındığı tutum onu örgüt üyelerinin gözünde küçültmüştü. Ölümüyle birlikte, FKÖ önderleri de içinde olmak üzere pek çoklarınca artık bir rahatsızlık kaynağı olmaktan öteye bir anlamı kalmayan Arap Yüksek Enstitüsü'nün de sonu gelmiş oldu. Anlaşılan, yalnızca Kral Faysal Hacı Emin'in ölümüne ve Arap Yüksek Enstitü sü'nün dağılması�a yürekten üzülmüştü. Enstitü'nün varlı ğını sürdürmesi için, Hacı Emin'in oğlu Salah'a babasının yerine yönetim kurulunun başına geçmesini önerdi. Ancak artık böyle bir önerinin kabul edilme şansı yoktu. 58 lsrail-Filistin uyuşmazlığının yarattığı sorunlar sağlığında olduğu gibi, ölümünde de Hacı Emin'i bırakmadı. Ürdün ve Lübnan basınında, Doğu Kudüs'te bulunan Yüksek lslam Konseyi'nin lsrailli yetkililere başvurarak Hacı Emin'in Ku düs'e gömülmesine izin verilrp.esini istediğini, ancak başvu runun kabul edilmediği haberi yer aldı.59 lsrail, ölümünün kırkıncı gününde yapılacak geleneksel tören için de izin ver . medi. 60 Mısır gazetelerinden birinde "Hacı Emin'in vasiyet et tiği gibi" Kudüs'e gömülmesine lsrail'in izin vermediğini, böylelikle "lsrailliler çekilip de kemiklerinin Kudüs'e taşına cağı güne dek" onun Lübnan'da gömülü olacağı belirtildi.61
57 El-Hedef, 13 Temmuz 1 9 74. 58 El-Havadis, 12 Temmuz 1 9 74. 59 Ed-Düstur (Ürdün) , eş-Şark, Ha-Aretz, Davar, 8 Temmuz 1 974.
60 Ha-Aretz, 1 Eylül 1 974. 61 Ahir Sa'a, 1 7 Temmuz 1 974. 271
Siyasal alanda etkinlik gösterdiği uzun yıllar boyunca Ha cı Emin, basının büyük ilgi odağı olmuşken, ölümü dünya da pek bir yankı uyandırmadı. Londra'daki The Times Hacı Emin'e uzun bir makale ayırarak siyasal kariyerindeki belli başlı olayları ayrıntılarıyla anlattı. Makalede Hacı Emin'den ödün vermeyen bir kişi olarak söz edilmekte, fakat aynı za manda Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında işbirliği yapıl masını sağlayan, Filistin kampında bir ölçüde denge kurma yı başarmış biri olduğ� da belirtilmekteydi. The Times'a gö re, Hacı Emin genç militanlar üzerinde ılımlılaştırıcı bir rol oynamıştı, ancak tutum değiştirmiş, Lübnan'a gitmiş, orada pek çoklarının öğütlerinden yararlanmaya can attığı bir din büyüğü haline gelmişti. Yazıda Nazilerle işbirliği yaptığına hiç değinilmemekle birlikte Churchill'in onun için "Britanya lmparatorluğu'nun can düşmanı" dediği aktarılmaktaydı.62 Ölümünün kırkıncı günü Hacı Emin için Amman'daki Ürdün Üniversitesi lslam Fakültesi'nde bir tören düzenlen di. Törende kendisini temsil etmesi için Hüseyin, Başbakan Zait er-Rifai'yi görevlendirdi, danışmanı Abdülmünim er Rifai övgü dolu bir konuşma yaptı.63 Ürdünlü yetkililer tö reni çarpıcı bir olay haline getirmek için ellerinden geleni yaptılar. Bu özel gün için bölgede düzenlenmiş bir başka toplantı yoktu . Ölümünden sonra Hacı Emin'i kalabalık kitleler önünde göklere çıkartan FKÖ önderleri onun adını . neredeyse bir daha hiç ağızlarına almadılar. Hacı Emin'in ölümü Filistin kampında bir boşluk yarat madı. FKÖ yöneticileri ulusal önderliği çoktandır ellerine geçirmişti , üstelik 1960'lı yılların sonlarından beri Filistin lileri _birleştirmede önceki yöneticilerden çok daha başarılı olmuşlardı. Bu yönde, siyasal yaşamı boyunca önderliği tar62 The Times, 6 Temmuz 1 974. 63 Er-Rey, 27 Ağustos 1974. Aca'ac Nuvihed ve Ekrem Zueytir'in yorumları için Bkz: Suunu Filistiniyye, 36, Ağustos 1 974; el-Havadis, 16 Ağustos 1974. 272
tışma konusu olmuş Hacı Emin'den kuşkusuz çok daha fazla yol almışlardı. Aradaki fark çeşitli nesnel koşulların sonucu sayılabilir. Ancak ulusal hareketin başına geçenleri değişik kişiliklerinin etkisi de yadsınamaz. Filistin ulusal hareketinin temelini atan Hacı Emin olmuştu, fakat Ara fat'ın tersine Filistin kampındaki rakipleriyle işbirliği yap ma becerisinden yoksundu ve herhangi bir takım çalışması yaratmayı başaramamıştı. Hacı Emin'in anısı Filistin kamuoyunun belleğinde he men hemen hiç iz bırakmadan silinip gitti. Anısına yas tu tulacak bir gün belirlenmedi. Adı ne sığınmacı kamplarına ne de sokaklara verildi. Onun için bir tek anıt bile dikilme diği gibi çalışmalarını öven bir tek kitap bile yazılmadı. Ya şadığına kanıt olarak sağda solda yayımlanan birkaç maka leyse, ancak l 920'li ve l 930'lu yıllardaki etkinliklerine ağır lık vermekteydi. izzettin el-Kassam ve Abdülkadir el-Hüseyni'yi ulusal kahramanlar arasına katmayı başaran FKÖ, Hacı Emin'in anısını unutulmaya terketti. Filistinli ve Arap kahramanla rın adlarını taşıyan onlarca FKÖ birliğinden hiçbirine onun adı verilmedi. Önderlik yükünü bütün Filistinlilerden daha çok sırtla mış ve uzun yaşamını halkına adamış Hacı Emin, yaşamı nın sonunda ve ölümünden sonra yenilginin simgesi haline geldi. Başarıları unutuldu ; Filistinliler, onun anısıyla birlik te siyasal kariyerinin son dönemine damgasını vuran başa rısızlıkları örtbas etmeye çalıştılar.
273
ALTINCI BÖLÜM
ÖZET
Siyasal ö nderliğe soyunduğu ilk günden i tibaren Hacı Emin'in kişiliği tartışmalara yol açtı. Kimileri onun döne minin Müslüman ve Arap dünyasının en büyük lideri oldu ğunu savunurken, kimileri de vasat bir politikacı ve kurnaz bir entrikacıdan öteye geçmediğini ileri sürdüler. Bazıları onu göklere çıkardı, yaşamını katıksız idealler için feda et miş biri diye tanıttı, bazıları da onu kendi aile çıkarlan ve kişisel çıkarları uğruna ulusal ve dinsel ülküleri sömüren bir iktidar tutkunu diye karaladı. Onu Filistin ulusal hare ketinin öncüsü ve mücadelesiyle hareketin başarılara, zafer lere ulaşmasına sağlayan lider diye yüceltenler de vardı, ba şarısızlıklarla ve yenilgilerle özdeşleştirenler de. Özellikle kendi halkında uyandırdığı çelişkili duygular yaşamı bo yunca Hacı Emin'i bırakmadı, ölümünden sonra da sürdü. Bununla birlikte döneminin Arap önderleriyle karşılaştı rıldığında onun olağanüstü biri olduğunu hemen hemen hiç kimse yadsımaz. ilk olarak geleneklere bağlı, yaşlı aile büyüklerince yönetilen bir toplumda çok genç yaştayken dinsel ve siyasal önderliğe yükselmiş biriydi. lkincisi, sade275
ce kişiliği ve liderlik gücü sayesinde Kudüs'ün önde gelen aileleri arasındaki statükoya son verdi ve 1 948 savaşına dek Hüseynilerin üstünlük kurmasını sağladı. Üçüncüsü, lngi liz mandater yönetimine ve Siyonizm'e karşı çıkılmasını, bağımsız Arap Filistin ülküsünü ödün verilmez ilkeler hali ne getirdi. Son olarak da makam sahiplerinin kamuoyunun gözü önünde kendi ceplerini doldurmalarının yaygın oldu ğu bir toplumda büyük bir dürüstlük örneği oldu.
idealizm ve iktidar Tutkusu Hacı Emin'in iktidar ve otoriteyi ele geçirme çabaları hiç sı nır tanımadı. Kudüs Müftülüğü'ne atanır atanmaz gözünü Yüksek Islam Konseyi Başkanlığı'na dikti; her iki koltuğa birden yerleşince, dönemin en üst siyasal kurumu olan Arap Enstitüsü Komitesi'nin başında bulunduğu Musa Ka zım'ın yerine geçme çalışmalarına girişti . Bu emeline 1936'da Musa Kazım'ın ölümüne ve Arap Yüksek Komite si'nin kurulmasına dek ulaşamadı. Daha bu komitenin li derliğini bile üstlenmemişken, kendi liderliği altında bir ls lam birliği kurma düşüne kapılmaya başladı. Bu yolda ilk girişim 1 93 1 yılında Kudüs'te yapılan Islam Kongresi'ydi. Bazıları onun, l 924'te Mustafa Kemal tarafından kaldırılan halifelik makamına geçmek için bu kongreyi kullanacağı kuşkusuna kapıldılar. 1 940 yılında önce Irak'ta, ardından da Avrupa'da sürdürdüğü etkinliklerde de, Arap dünyasının önderi olduğu yolunda bir izlenim yaratmaya çalıştı. Hacı Emin'in iktidara geçme ve otoriteyi ele geçirme yo lunda hiç yılmadığı doğrudur; bu konuda o da bir kez ikti darın tadını almış, ancak daha doymamış herhangi bir Arap önderinden farklı değildir. Kişisel tutkularıyla hizmet ettiği ülküleri bir ve eşdeğer tutma eğilimi de yine onu öteki ön derlerden ayırmamaktadır. 276
Hacı Emin'in rakipleri sürekli olarak onun eylemlerinin yalnızca egoizmden kaynaklandığını, kamusal faaliyetleri nin bütünüyle kişisel emellerine hizmet ettiğini savundular. Bu elbette abartılı bir savdı. Hacı Emin, Filistinlileri kendi yurtlarından sürmek için ta başından beri İngilizlerle Yahu dilerin düzen kurduklarına bütün Filistin önderlerinden daha çok inanmıştı. İngilizlerin Filistin topraklarını Yahu dilere vermeyi, bununla da kalmayıp komşu Arap ülkeleri ni de ele geçirmelerine yardım etmeyi tasarladıkları inancı nı korudu. Ne denli düş ürünü gibi görünse de, bu inanç, Hacı Emin'in siyasal eylemlerinde ve Filistinlilerin düşmanı diye gördüklerine karşı giriştiği zorlu mücadelede önemli bir itici güç oldu. Liderlik kariyeri boyunca Filistin davası na ne kadar bağlı olduğunu gösterecek koşullarla hep kar şılaştı; ancak cemaati zararına kişisel çıkarları peşiride koş tuğunu ortaya koyan başka koşullar da yok değildi. 1931 yılında Kudüs'te düzenlediği Genel İslam Kongresi bu ikinci duruma bir örnektir. Kongreyi düzenleyen diğer lerinin görüşlerinin tersine, Halidilerle N aşaşibiler gibi aile lerin katılmasından yana olmayan Hacı Emin, bu tutumuy la Filistin'deki Müslüman toplum arasındaki çatlağın büyü mesine yol açtı. Bu hizipçilik 1930'lu yıllarda bir dizi siya sal cinayet işlenmesine neden olacak; özellikle 1936- 1939 ayaklanmasının sonuna doğru Hacı Emin'in buyruğuyla öl dürülen Arapların sayısı artacaktı. Lübnan'da Hayfalı bir grup Arap aydınının Hacı Emin'e gidip bu öldürmelere bir son vermesi için yaptıkları başvurunun işe yaramadığı yu karıda anlatılmıştır. Arap politikalarında siyasal rakiplerin fiziksel olarak saf dışı edilmeleri yeni bir şey değildi, ancak Hacı Emin bu konuda diğerlerini geride bıraktı. Kararlı bir biçimde tek otorite kalmakta diretti ve kendisiyle aynı gö rüşü paylaşmayan hiç kimseye hoşgörü tanımadı. 1 940 yılında Bağdat'ta Filistin'den sürülen Filistinlileri 277
içine alan bir lider kadro kurduğunda da benzer bir yakla şım benimsedi. Hacı Emin'in diktatörce yetkiler elde ettiği gerekçesiyle Cemal el-Hüseyni bu yeni çatı altına girmeyi kabul etmedi. Daha sonra Avrupa'da geçirdiği yıllarda Al manlarla ltalyanları gelecekte Arap dünyasının başına geçe cek önder olarak Raşit Ali'yi değil de kendisini seçmeye ik na etmek için Hacı Emin çok çabaladı. A�acına ul�şmak için aslı astarı olmayan savlar ortaya atmaktan, uydurma kanıtlar ileri sürmekten kaçınmadı.
Arapların ö nderi olarak kabul g ö rme uğruna H a cı
Emin'in Raşit Ali ile çekişmesi temelde geleceğe, Mihver Devletleri'nin zafere ulaşacakları güne yönelikti. 194 7'nin sonunda İngiliz ordusunun çekilmesinden birkaç ay önce Arap Birliği, Kurtuluş Ordusu'na komutan olarak Fevzi el Kavukçu'yu atadığında, ona karşı yürüttüğü kampanya da ha da önemlidir. Filistinliler dış yardımlara büyük ihtiyaç duyuyorlardı, parasal yönden Arap Birliği'nin desteklediği Kurtuluş Ordusu da Yahudi devletinin kurulmasını engelle mek amacıyla ülke topraklarına girecekti. Filistin'in gelece ği sözkonusuyken, Hacı Emin aylarca Kurtuluş Ordusu'niın kendi denetimine bırakılması ya da yandaşlarından birinin emrine verilmesi için Arap Birliği liderlerini sıkıştırdı. Suri ye Devlet Başkanı Kuvvetli, Irak Başbakanı ve eski Genel kurmay Başkanı Taha Haşimi gibi kimselerle Filistinli lider ler davanın selameti açısından komutanın el-Kavukçu'ya verilmesi gerektiğini Hacı Emin'e kabul ettirmek için elle rinden geleni yaptılar, ama başarılı olamadılar. Kurtuluş Ordusu'nurt askerleri Şam eteklerindeki Katana üssünde eğitime başladıkları sırada bile Hacı Emin inadı bırakmadı; askerleri firar edip Cihad-ül Mukaddes birliklerine katılma ya kışkırtmaktan da geri kalmadı. Bu dönem boyunca el Kavukçu'ya karşı düşmanca b'tr kampanya yürüttü, onu Araplara ihanet etmekle ve Arap düşmanı olmakla suçladı. 278
Savaş doruk noktasındayken, Birlik, önce geçici bir Filis tin yönetimi kurmaya (Temmuz 1948) , sonra da Genel Fi listin Hükümeti oluşturmaya (Eylül 1948) karar verdi. Irak ile Ürdün'ün bu kararlara karşı göstereceği tepkiyi yumu şatmak üzere, Hacı Emin'e bu yönetimde ve hükümet üye leri arasında yer verilmemesi uygun görülüyordu. Her iki yapılanmanın hazırlık aşamasına katıldıysa da, onun varlığı perde arkasında kalacaktı. Ne var ki, Arap devletlerinin tav siyelerine rağmen, Hacı Emin olayların merkezindeki ko numunu terketmeye hiç de istekli değildi. Kahire'den gizli ce Gazze'ye geçerek orada Filistin Ulusal Konseyi'ni topla dı, konsey başkanı seçildi, bu konseyin Genel Filistin Hü kümeti'nin denetimini tümüyle eline aldı. Hükümet Kahi re'ye taşınmak zorunda bırakılınca Hacı Emin o �mn en üst
ku rum niteliği kazanmasına olanak tanımadı. Hükümeti Arap Yüksek Enstitüsü'ne bağlayarak işlevsiz kıldı, kendi başkanlığındaki enstitünün dağıtılması önerilerini kabul et medi. Hükümeti sonuna dek destekleyip Arap devletlerinin onu .Filistinlilerin meşru temsilcisi olarak görmelerine çalı şacağı yerde, Arap devlet başkanlarının karşısına çıkarken, çeşitli toplantılara katılırken ve Arap Yüksek Enstitü sü'nden bir delege heyetini yanında bulundurarak, Genel Filistin Hükümeti hiç kurulmamış gibi davranmayı yeğledi. Bu hükümet hiçbir zaman Arap devletlerinden itibar gör medi, hep gölgede kaldı; diğer etmenlerin yanısıra, Hacı Emin'in de bu olguda payı vardı. 1948 yenilgisinin ardından Hacı Emin Arap devlet . baş kanlarının kendisine gösterecegi tavra daha bağımlı hale gel di. Filistinlilerin Arap ülkelerine dağılmış olması ve toprak larında kalanların da ya Ürdün (Batı Şeri