128 34 15MB
Turkish Pages 794 [871] Year 2019
TARİH YAYINA HAZIRLAYAN GABRIEL GORODETSKY
STALİN İLE CHURCHILL ARASINDA SSCB LONDRA BÜYÜKELÇISI MAYSKl'NIN GÜNLÜKLERi (1932-194.l) ÖZGÜN ADI THE MAISKY DIARIES RED AMBASSADOR TO THE COURT OF ST JAMES'S 1932-1943 COPYRIGHT
©
2.0 ı 5 GABRIEL GORODETSKY
YALE UNIVERSITY PRESS TARAFINDAN YAYIMLANMIŞ METiNDEN
ÇF.VRlı.MIŞTIR. AlrnslNIN
İVAN MAYSKİ'NİN VARİSLERİ OLAN SCHEFFER·VOSKRESSENSKI İZNiYLE YAYIMLANMIŞTIR. INGİLİZCE ÖZGÜN METİNDEN ÇEViREN
DENİZ BERKTAY ©TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI, 2.0 ı 6
Sertifika No: 40077 EDİTÖR
ALIBERKTAY GÖRSEL YÖNETMEN
BİROL BAYRAM DÜZELTi/DiZiN
NECATİ BALBAY GRAFİK TASARIM UYGULAMA
TÜRKİ Y E İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI t. BASIM: EKİM 2.019, İSTANBUL
ISBN 978-605-295-953-4 BASKl·CILT
DERYA MÜCELLİT SANAYİ VE TİCARET LiMiTED ŞiRKETi
MALTEPE MAH. LİTROS YOLU FATİH SANAYi SiTESi NO: I 2./80-81 TOPKAPI ZEYTİNBURNU ISTANBUL
Tel: (0212) 501 02 72 - (0212) 501 35 91 Faks: (0212) 480 09 14 Serti fik a No: 40514 Bu kitabın tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şarııyla yapılacak kısa alıntılar dışında gerek metin, gerek görsel malzeme yayınevinden izin alınmadan hiçbir yolla �oKaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz. TÜRKİYE iŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI
İSTİKl.AI. C.AODESİ, MEŞELİK SOKAK NO: 2./4 BEYOCLU 344.H l'TANllUI.
Tel. (0212) 252 39 91 Faks (0212) 252 39 95 www.iskultur.com.tr
Yayına Hazırlayan Gabriel Gorodetsky
Stalin ile Churchill Arasında sscb londra büyükelçisi mayski'nin günlükleri (1932-1943)
Çeviren: Deniz Berktay
TORKIYE
$BANKASI
KOltOr Yayınlan
İÇİNDEKİLER
Resim Listesi_._
_
Giriş
_
_
___
···-·-··-···--··-······· ··
.
-xv
. . . ······················-··-·····
...........XVII
- ·······
Bir Sovyet Diplomatının Onaya Çıkışı .... Ônsöz Yerine._.__
... . . .
·-······
·
. ···· ······-····-··-··-··-·-··-···-·······-···· ·
1935 ..... ..
. . .. . .............VII
···· ·· ········· ············-···-···-····-··-···-····
Teşekkür . ... ........
-· -
- - - -
··· ·············-···-·--···---···-·········-······
. ········-·-··-·---··---·---··-········-····
. ..
_
....XLV
·····················-··-
... ... 7
. ·················--···-···-·-···-
.
.
.
1
Al
1936
1938 ..... 1939
··· ··········--···-··-·-·---·-····-·· ··· ·
.
························--·-········-·-·····-···-·····
_ _
·· · · ····················-·············-···
1940 ---
..
. . .....
- -
_
_ _ _205
.. ..
- - - · - · -
.. 337 .
1941 1942 .....
. . ..
-· --- -
Bir Devrin Sonu: Mayski'nin Geri Çağrılması
.
··· · ··· ··········· -
---
- -·
- --
.
-
.... 577
- ·-
_
_ __ 745
_
Şöhretin Bedeli: Geç Dönemde Maruz Kalınan Baskı........................ .... . . . 771 .
Dizin....... .
. ..
...
_____ _ __
_
_ _ ____ _
_
. ..
.
_
. ..
_
795
RESİM LİSTESİ Agniya Mayski'nin albümünden alınmış fotoğraflar, İvan Mayski'nin varisleri ve telif haklarının sahipleri olan Voskressenski ailesinin izniyle yayım/anmışlardır.
Mayski'nin günlüğünden: Eden'ın Rusya'ya sürpriz bir Alman saldırısı olabileceği hakkındaki uyarısı,12 Haziran 194 1
... . ..
XIX
. XXII
Churchill ve Mayski tarihi şekillendiriyorlar .. Hüyük İttifak görüşmeleri. Mayski ile Churchill votka kadehlerini tokuşturuyorlar
·· ·-
.
XXIII
Agniya Mayski, çekiciliğini her zaman koruyan bir . . . ....... . XXXIX
ev sahibesi..
Hakiki bir Bolşevik olan Agniya, Londra'da Lenin'in yaşadığı bir eve takılan levhanın açılışını yapıyor..
.
XL
Büyükelçilikte İngiliz usulü 5 çayL.... lvan Lyahovetski (Mayski) kız kardeşiyle birlikte ..
·-·····
..........X LVII
XLIX
Lisede örnek öğrenci..... . .
· ··· ·············-··-··
................... L
Mayski St. Petersburg Üniversitesi'nde.. ..
lvy ve Maksim Lirvinov, Sovyet Büyükelçiliği'nde İvan ve Agniya
ile çay içiyorlar, 1935___
...
. . ..
..
__
_
..
. . . . .... .. ............ .. ..
. . . . . .. . ... .. ..... ...................
LIV
Mayski yakın dostu ve Fabiancı sosyalist hareketin ünlü siması
Hcatrice Webb'i kır evinde ziyaret ediyor..... fokyo Büyükelçiliği'nde çıraklık dönemi
. .. . .... ......... ...... LIX ....... LXIII
Mayski kendini bir Bolşevik olarak kabul ettirebilmek için çok uğraşmıştı....
...
..
......
.
.
. . .. .. . .. .. . . . .. . ........................... ......... ....... . ...... LXX
..
_
Büyükelçilikteki cazip burjuva ortam .....
..
. . . ..... ........ .. .. ..... ........ ......... .. .... .. ... . .
LXXlll
.
....... ..... .. ... .......... . ........................ LXXVI
İvan MayskL. Londra'ya dönüş ....
.. . .... . .... . . ...................... ... ... 4
İtimat mektuplarını sunmak için Londra'da St James Sarayı'nda... ... . .... . ........6 ... .. ... ........ ..... .. ... .. ..............37
lskoçya seyahati....
- ...........38
. .. .. . ....... . ... . . . .... .
Agniya Soçi'de sanatoryumda
...... .. .... ....... ........ ...39
Soçi yakınındaki bir kolhoza yapılan zorunlu ziyaret..
... ... ...........47
Anthony Eden ile dostluk.. . .. Mayski ve Eden'ın karısı, önce Berlin'de Hitleı:, sonra da
. ... .
Moskova'da Stalin ile görüşmeye giden bakanı uğurluyorlar.....
58
.... .. .
Eden Moskova Garı'nda Litvinov ve İngiltere Büyükelçisi Chilston tarafından karşılanıyor.....
.
. . ..
. .. . ... ....... ..
....... . ...... .59 . .6 0
Eden Kremlin'de, Stalin'in çalışma odasında..... . Mayski Litvinov'u Dışişleri Halk Komiserliği'ndeki mütevazı . . . .. .. ....... .
bürosunda ziyaret ediyor........
. .....61
Eden'a Moskova'nın yeni metrosunun ilk yolcusu olma --
onuru tanınıyor..... Pierre Laval siyasetbilim sınavında sınıfta kalmıştı
· ·· · · · · ·
- -
-
....... ..6 2
-- ············· ········
70
Mayski Londra'daki Sovyet Büyükelçiliği'nde Litvinov'ları karşılıyor .
...
---· - · - ·····-·
İvy ve Maksim Litvinov'un daha mutlu günleri olmuştu.........
.......81 . .....96
·
Buckingham Sarayı'nda bir "akşamüstü partisi"ne katılmak üzere .. 103
yola çıkarken
........ ..
Dost kara günde belli olur
....... .......
.
. . . . .............................
················· ···· · ·
119
............
. ......129
Bernard Shaw büyükelçilikte ... Cenevre yolunda
.......... .. 166
Agniya ile birlikte
...... ......171 .... 172
Mayski ve Kollontay Cenevre civarında kır gezisinde ..... Agniya, o dönemin Buick limuzin modeline göre tasarlanmış ZIS-lOl'in keyfini çıkarıyor
...... .... .. .. . . ... ........... .
... . ..
.176
. .. ... ... ... . .
.... ... ...
Tasfiye dalgalarında hayatta kalmış diplomatlar, Milletler Cemiyeti toplantısından istifade ederek Fransız Alpleri'nde soluklanıyorlar
1 . 82
Cenevre. Mayski, tasfiyelerde hayatta kalmış bir başka ......... .. . 184
eski Menşevikle, Paris Büyükelçisi Surits ile sohbet ediyor... David Low'un yaptığı bir karikatür.....
..... 187 . ................. .. . 188
Litvinov, Mayski ve Surits Cenevre'de. Yüzler asık... Mayski, Masaryk ile şakalaşıyor............ . .... .
. . .. . .
.. .
.
....... ................... .. ..... . .... .... . . . . . 190
Mayski yazar Aleksey Tolstoy ile birlikte.....
. ..........197
"Kişi tapıncı" dönemi öncesinde ve sırasında büyükelçilik rezidansının holü........
........ .........................201
..... ..................... . ....
. ...............203
Yoldaş Stalin'in Mayski'ye tepeden bakan portresi... Fırtınadan önce: Paris'te bir mola ..
. . ...... ...... ......205
Chamberlain dehşete kapılmış gibi; şapkasına sıkı sıkı yapışmış, kızının da yüreklendirmesiyle uaslanın ini"ne giriyor ......
·-·····
.
. .210
. .. . . . . ........ .......... ..
Chamberlain, "insanı isyan ettiren ama zeki küçük Yahudi" ile sohbet ediyor.....
.
-
·
21 2
-
Robert Hudson Moskova'ya giderken. ..
21 5
Mayski, William Seeds ile vedalaşıyor
219
Mayski Mayıs 1939'da, Cenevre'de üçlü ittifak oluşumu için Bonnet'yi umutsuzca ikna etmeye uğraşıyor.....
. .. ......... . ...... ....... .222
.... ... ..... ......... ........ .. . ............. .. ........... ... .... . . . 223
Trakya Manevraları 1937
Moskova'ya geri çağrılan Mayski'nin yüzü asık, Nisan 1939 .... .................. 240 Moskova'dan dönen Mayski'nin yüzünde rahatlamış bir ifade var, . .. ......... ...........241
Nisan 1939...
.. ... ..........249
David Low tarafından yapılmış bir karikatür.
Stalin Kızıl Meydan'da Molotov ve Litvinov ile birlikte yürüyor... ....... 250 Mayıs 1939'da Cenevre'de Bonnet ve Halifax ile üçlü ittifak tartışmasında.....
.
·· ··-···
.
.... ..
. .. .. ....... ........ .. ... .... . . ... ... ............................ .. . . ..
...261
. . .... . .... ...........
Mayski, Milletler Cemiyeti Konseyi'nin toplantısına Molotov'un yerine başkanlık yapmıştı, Mayıs 1939........
..... .......... 26 3
İngiliz-Fransız askeri heyeti, Rusya'ya gitmek üzere buharlı bir yük gemisine biniyor
-
-
- -
-· ·
· -- -· ··-
..
..
.
. . . .
.
281
.. . .. ........
Mayski daha güzel günlerde sosyalist yayıncı Gollancz'ın evinde .. .. .. 299 Molotov-Ribbentrop Paktı'ndan sonra aforoz edilen Mayski, "Rab" (Richard Austcn Butler) ile yetinmek zorunda kalmıştı... . .. ........325 ... 349
"Yaşlı Büyücü" Lloyd George ile.. .. Atlee ile Mayski arasındaki "diplomatik ilişkiler" yeniden kuruluyor
.... . ..... ..................... .
. . .......... ...........-373
Mayski, büyükelçiliğe inşa edilen sığınağın sağlamlığından �urur duyuyordu... . .. .
....41 9
Sığınağın içi
.........420
.
. . 427
Mayski'ler Amiral Evans ile birlikte
445
()zel çalışma odasında, ama hala "önder"in gözetimi altında....
1 9 38- 1942 arasında Dışişleri Bakanlığı, 1942-1946 arasında Başbakanlık yapan Şükrü Saracoğlu..... Epstein yaptığı Mayski büstüne bakıyor
. . ...
450
.. . ..
. . ......... .. .. . 455
Mayski, Türkiye'nin Londra büyükelçisi Tevfik Rüştü Aras ile .457
birlikte "Doğu Sorunu"na çözüm arıyor..... . Maisky Amerikan Büyükelçisi Winant ve eşiyle birlikte Quo Tai-chi'nin veda resepsiyonu. Mayski'nin yemek için çubuk kullanmaya çalışması Agniya'yı eğlendirmiş olmalı. Lord Cecil ise yenilgiyi kabul edip kaşığa dönmüş..... .
. . ....484
Görev başarıldı.........
486
Cripps, Alman kuvvetlerinin Rusya'ya her an saldırabileceği konusunda Mayski'yi uyardı, 18 Haziran 1 94 1
. .. .. ...509
Sürgündeki İspanya Başbakanı Negrin'in kır evinde bir hafta sonu.....
...............51 1
Alman saldırısı ve SSCB'nin savaşa girmesinden sonra Molotov'un radyoda yaptığı konuşmayı dinlerken...
. . ...................... 514
Mayski ve birinci katibi canları sıkkın halde savaşın gidişatı hakkında tartışırken, Stalin de onları izliyor....
519
Mayski Sovyet askeri heyetinden General Golikov ve Amiral Harlamov ile birlikte. Her yerde hazır ve nazır olan Novikov'un gözleri üstlerinde .
. ......520
Sikorski ve Mayski Sovyet-Polonya Antlaşması'nı imzalıyorlar . ..
. ..531
....... ....
.
Mayski ve General Vladislav Sikorski imza töreninden sonra bir arada.....
.
. . . .. . . ..
. ..
... ....... .. ... . . .. ... ..
... ...............
..
... .. ... . ..................... . .....
--- ........532
Mayski'nin Kensington Sarayı Bahçeleri'ndeki konunında yenen öğle yemeğinde Büyük İnifak konusu tartışılıyor.....
. . . .. .................. .. . . .534
Mayski gizli muhalefetle, Lloyd George ve Anthony Eden ile istişarede..............
. . . . ... .
.548
......
......... . .. ... . .. . .... ... .. ....... ... .. .. ..............
Mayski, Rus cephesine gönderilecek ilk tank olan "Stalin" için işçilere teşekkür ediyor
...
.
·
·
--
...
_
.
.552
. . ..... . ...............
Mayski, büyükelçilikteki rahat ofisinden İngiliz halkına sesleniyor.........
.
. . . . . ·······-·····-······ ·
.
_
-
--
.. .. ....553
··
Mayski ve Eden HMS Kent'in güvertesinde Murmansk'a gidiyorlar..
. ...
. .. .. .. ...
..
. . 573 .. ... 574
Mayski, Eden'la birlikte Moskova'ya ulaşıyor .....
Moskova'dan Londra'ya dönen Eden'ın peşinde, Aralık 1941. . . ..... ... 575 Mayski'ler, Averell Harriman ve kızı Kathleen ile birlikte.....................
. ...583
Churchill ve Eden Mayski'nin konunında kendilerini evlerinde gibi hissediyorlar.....
.
.. ....... . ................... ..
-
Eden ve Mayski başbaşa vermiş konuşuyorlar ........ .
·
- -
· -
. 593
...... ...
·························· · ·
. ..596
Pilot giysili Molotov lskoçya'ya indiğinde, Pavlov ve İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'nden bir subay tarafından karşılanıyor
........... .. ........6 06
Molotov, Eden •e Mayski: Bir ahenk görüntüsü...... . .
............ ..........6 08
Müzakereler sırasında verilen bir sigara molasında Downing Street 10 Numara'nın bahçesi.....
...
..
...... ................. ...
.. ...
. ....
. . .. . · -·-·-
. 6 09
.... ..... . .. .
Molotov ile Eden ittifak antlaşmasını imzalarken, Churchill ve Mayski onları izliyorlar..
.
_
.. ..612
Rusya'daki İngiliz Hurricane pilotlarına madalyaları takdim ediliyor .. ........ ... ... . .
.
.
_
-
· --
-
- -
·-----
-
- ---- ---
. . . 616
_ . .. .. ...
Mayski, Kuzey Denizi'ndeki bir konvoyda görev yaparken öldürülen oir deniz subayının dul eşine, Bayan Woodward'a madalya veriyor; . 629
kadının kucağında beş aylık kızı var...
-- -- ..... ...........661
. ... . ..
David Low'un bir karikatürü ............
lnö nü ve Churchill, Adana yakınındaki Yenice tren istasyonunda buluşmuş ve 30 -31Ocak 1 94 3'te bir vagonda görüşmüşlerdi. Resimde el sıkışan liderlerin ortasında, Başbakan Şükrü Saracoğlu da görülüyor
·
··
··
·· - · ·
-
.
.
.
..
.
. . .
. .
.
.... .
. . . .. .
. ....... ......
66 5
.......
··· · · ·· ·- ···-
Mayski İngiltere'nin savaşa yönelik hurda geri dönüşümüne teslim etmek üzere Sovyet büyükelçiliğinin demir parmaklığını kesiyor............669 Mayski İngiltere'nin gelecekteki işçi Partili dışişleri bakanı Bevin ile birlikte
. .......
_
...
__
671
. .. .......... ..
_
_ 689
Mayski, Başbakan Churchill'in eşi Clementine ile birlikte . ...... .......
Myra Hess'in savaş sırasındaki meşhur konserlerinden birinde. .. ....... . ...691 BBC tarafından düzenlenen yaz klasik konserlerinin mucidi, orkestra şefi Henry Wood ile birlikte ......... ......... . . .. .. ... ..
.. ......693
Mutlu günler: Mayski, Karyn katliamı ortaya çıkmadan birkaç gün
ünce General Sikorski ve Eden ile birlikte
.
_
.
..
..70 9
Mayski, Churchill'in yakın mesai arkadaşı Brendan Bracken . ..... . . .. ... ...
ile birlikte.......
.
_
713
Agniya, İvan Mayski ile birlikte, Uçak Üretimi Bakanı Stafford Cripps'in misafiri
_
_ _ __
_ _ _
__
____ _ _
........ .... .......... .........................
730
Moskova'ya çağrılmış olan üzgün Mayski, "Old Vk" tiyatrosunun mensuplarıyla sohbet ediyor . .. . . . . ............................
İngiltere'ye hüzünlü veda, 15 Eylül 1943 Mareşal apoletli üniforması içinde ....... .
.. ...
74 1
. . ... .. . ........... ....... . ... .... . . . ............. .... .... ..... ..... ..................
...
.... . .................744
.
..
-
.... ....... ........... 755
·
Mayski Bağdat'ta hazinelerinin envanterini çıkarıyor
-- ·
.
..
.763
. .. . ..............
Mayski "kolonyal" giysisiyle İngiltere'nin Suriye ve Lübnan temsilcisi General Spears'i ziyaret ediyor.....
.
.. ... ..................... . ........ . .. ......764
Mayski, Kudüs yakınındaki bir kibbutzda Ben Gurion ile görüşüyor
.... .. ... .
_ ___
__ _
. .. . .
- ·-·--- ·-
......
· ---- -
. .. ........
766
. ..
772
.
778
Kuğunun son çığlığı: Mayski Yatta Konferansı'nda Stalin'in tercümanlığını yapıyor.......
.
.
·----
Mayski'nin hapisten salıverilme kararı, 22 Temmuz 1955
·-- ·
Birbirini hiç terk enneyen çift: Yaşlılık günlerinde Agniya ile birlikte
. ...... .
792
Teşekkür
Öncelikle İvan Mayski'nin günlüklerinin Türkçe baskısının Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanması ne deniyle derin bir minnettarlık ve ayrıcalık duygusu yaşıyorum. Bu harika baskının hazırlanması için gösterdikleri yoğun çaba nede niyle kendilerine çok müteşekkirim. Eserin değerini takdir ederek gereken çalışmaları üstlenen Genel Müdür Ahmet Salcan ile Editör Ali Berktay'a, verdikleri moral destek için özellikle teşekkür ede rim. Kusursuz çevirisi nedeniyle Deniz Berktay'a da aynı ölçüde müteşekkirim. Mayski'nin günlüklerini koruyan kurum olan Rusya Dışişleri Bakanlığı'na, bu kitabı yayına hazırlamama izin verdiği için teşek kür borçluyum. Bu izin, bakanlığın arşiv müdürü iken Ankara bü yükelçiliğine atanan Büyükelçi Petr Stegni, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ve Rusya Bilimler Akademisi Genel Tarih Enstitüsü Direktörü, akademisyen Aleksandr Çubaryan'ın �a baları sayesinde alınabildi. Günlükler, Mayski'nin varisi olan Scheffer-Voskressenski ailesi nin izniyle basılabildi. Yardımları ve elinizdeki kitabın hazırlanma sına olan katkıları nedeniyle Scheffer ve Voskressenski ailelerine de minnettarlığımı ifade etmek isterim.
XVI
STALIN iLE CHURCHILL ARASINDA
Elinizdeki kitap on beş küsur yıl süren yoğun bir çalışmanın ürü nüdür. Princeton'daki Advanced Research lnstitute, Freiburg'daki Advanced Research Institute ve Bellagio, İtalya'daki Rockefeller Araştırma Merkezi tarafından verilen bir dizi cömert burstan fay dalanmak gibi büyük bir şansa sahip oldum. Bu kurumlar çalışma mı sürdürebilmem için son derece elverişli koşullar sağladılar ve önde gelen tarihçilerle fikirlerimi tartışarak onları sınama olanağı veren verimli bir ortam sundular. Ancak çalışmamın asıl büyük kısmı, Oxford Ali Souls College'ın himayesinde yapıldı. Beni 1 969 yılında Oxford'la tanıştıran ve tezimi burada hazırlamam için beni teşvik eden kişi, okulun efsanevi bir hocası olan felsefeci Isaiah Berlin idi. ilkin 2006 yılında misafir öğretim üyeliği öneren Ali Souls hocaları, sürecin sonunda okulun öğretim kadrosuna dahil ederek mucizevi bir şekilde beni de aralarına aldılar. Hem reka betçi hem de uyumlu bir ortamla karşılaştığım ve kuşkusuz en saf şekliyle ilim irfan yuvası olan Ali Souls'ta edindiğim dostlukları tanımlayabilecek yeterli sözcük bulmakta zorlanıyorum. Kolej Müdürü Sir John Wickers, kendimi memleketimdeymiş gibi rahat hissetmemi ve en üst düzeyde yardım ve teşvik almamı sağlamak için hiçbir çabadan kaçınmadı. Son olarak Mayski ile birlikte geçirdiğimiz yılların hayatımız için taşınması zor bir yükten ziyade heyecan dolu bir yolculuk "ol duğunu en başta kabul edecek kişi, eşim, arkadaşım ve hayat yol daşım Ruth Herz olacaktır.
Giriş
1 932'den 1 943'e kadar Sovyetler Birliği'nin Londra Büyükelçisi olarak görev yapan İvan Mihayloviç Mayski'nin özgün ve büyüle yici günlükleri, Sovyetler Birliği'nde 1 930'lu yıllarda ve il. Dünya Savaşı yıllarında görev yapmış üst düzey yöneticilerin tuttuğu az sayıdaki günlükten biridir. 1 Stalin, çevresindeki kişilerin bir şeyleri kağıda dökmesini istemiyor ve Kremlin'de yapılan toplantılarda not tutulmasına izin vermiyordu. Belirtildiği üzere, o dönemde �ünlük tutmak, "ölüm korkusuyla yaşayan kişilerin belgeleri ve arşivleri yaktıkları bir zamanda, riskli bir girişimdi. Günlük tut mak, bilhassa tehlikeliydi. Zira, 'halk düşmanları'nın eşyalarını inceleyen polis, özellikle günlüklerin peşinde olurdu. " Nitekim, Mayski'nin günlükleri, kendisinin 1 953 yılının Şubat ayında (Sta l i n 'in ölümünden üç hafta önce) İngiltere hesabına casusluk suçla masıyla Devlet Güvenliği Bakanlığı tarafından tutuklanması esna sında, yanındaki muazzam arşivle birlikte ele geçirilecekti.2 1 955 yılında affedilen Mayski, bu günlüklerini geri almak üzere, uzun süren fakat sonuçsuz kalan bir mücadeleye girişti. Dışişleri Bakan-
1
Diğer bir istisna ise, Sovyetler Birliği'nin Stockholm Büyükelçisi olan ve Mayski'nin teşvikiyle bölük pörçük bir günlük turmuş olan Aleksandra Kollonıay'dı.
Bkı.
s.
788.
xvııı
$TALIN iLE CHURCHILL ARASINDA
lığı'na bu konuda yaptığı başvurular, günlüğün "muhtelif resmi materyaller içerdiği " gerekçesiyle reddedildi. Hatıralarını yazdığı dönemde kendisine, bu günlüklere bir yıllığına sınırlı bir erişim izni verildiyse de, diğer arşiv kaynaklarına erişimine izin verilme di. Araştırmacıların bu günlüklere ulaşması, onlarca yıl boyunca mümkün olmayaçaktı. Ne var ki, akademik keşiflerde çoğu zaman görülen güzel bir tesadüf, kendisini gösterdi. 1 993 yılında, İsrail ve Sovyet dışişleri bakanlıklarının ortaklaşa desteğiyle, İsrail-Sovyet ilişkilerine dair belgelerin ortaklaşa resmi yayınıyla sonuçlanan bir araştırma pro jesine girişmiştim. Mayski'nin 1 947 yılında Sovyetler Birliği'nin Fi listin'in bölünmesi konusunda verdiği karardaki etkisini araştırır ken, Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndaki arşiv görevlisinin Mayski'nin olaylarla dolu olan 1 94 1 yılına ait günlüğünü arşiv yığınından çe kip bana getirdiği anda duyduğum heyecanı tarif etmem çok zor. Sovyet arşivlerinde, il. Dünya Savaşı ve bu savaşın kökenlerine yeni bir ışık tutan; bu denli geniş kapsamlı, değerli ve hacimli başka bir kişisel belge yoktur. Elimdeki cildi gözden geçirirken, günlüklerin dolaysız ve açık sözlü üslubu, Mayski'nin ince zekalı ve olaylara derinlemesine bakan yaklaşımı ile mükemmel anlatımı, beni çok etkiledi. Bu günlükler, her ortama girip çıkan Sovyetler Birliği'nin Londra Büyükelçisi'nin gözlemlerini, faaliyetlerini ve diyaloglari nı içeren, yarım milyondan fazla kelimeden oluşmaktadır. Mayski, günlük izlenimlerini, o olayların olduğu günün akşamında dakti loyla yazıyordu. Bununla birlikte, Mayski'nin elle yazdığı notlar da bulunmaktadır ( Rusça baskıda bunlar mevcut değildir) . Bu notlar, genellikle, büyükelçilikte her şeyi tetkik eden "Moskova'nın gö zü"nden uzakta kaleme alınmaktaydı. Bu günlüklerin taşıdığı büyük önemin farkında olan Yale Üni versitesi, günlüklerin tamamını, benim geniş kapsamlı yorumlarım la ve arşiv atıflarımla birlikte, üç cilt halinde yayımlamayı kabul etme cömertliğini gösterdi. Diğer taraftan, günlüklerin daha geniş bir okuyucu kitlesine ulaşması amacıyla, bu günlüklerin kısaltıl mış bir versiyonunu da hazırlamam teşvik edildi. Her ne kadar günlükler bu zamana kadar pek çok dilde yayımlanmış olsa da,
GiRiŞ
Mayski'nin günlüğünden: Eden'ın Rusya'ya sürpriz bir Alman saldırısı olabileceği hakkındaki uyarısı, 12 Haziran 1941 (Rusya D�işleri Bakanlığı).
iizellikle Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın Türkçeye çevirip yayımlama teklifi beni çok mutlu etti. Zira gençlik dönemimde iki yılımı İstanbul'da geçirm iştim ( babam, Atatürk Havalimanı'nın modernleştirilmesi çalışmalarında bir mühendis olarak görev al mıştı) ve hem şehre hem de ülkeye hala gönülden sıkı sıkıya bağlı lıulunuyorum. Mayski günlüklerinin elinizdeki bu versiyonu, özel olarak Türk ok uyucu kitlesi için hazırlanmıştır. Türkiye'ye atıfta bulunan geniş Vl'rsiyonda bütün hususlara yer açabilmek için, orijinal baskıda yer alan ve sadece İngiliz okuyucuya hitap eden bazı bölümler çı k.ı rtılmıştır. Bunun dışında, hem giriş bölümü hem de bazı yorum-
XIX
XX
STALIN iLE CHUACHILL AAASINDA
tar, Türk okuyucunun ilgisine yönelik şekilde, yeniden yazılmıştır. Yine bu çalışmadaki amaçlarımdan biri, hikayenin karakterini ve akışını koruyabilmekti. Kısaltmalar, bir boşluk üç nokta tekrar bir boşluk ile belirtilmiştir. Rusça baskıdaki yayına hazırlama çal ışması, Rusya Bilimler Akademisi tarafından, bu akademinin müdürü Aleksandır Oga noviç Çubarian'ın yönetiminde ve Rusya Bilimler Akademisi Arşiv Müdürü Vitali Yuriyeviç Afiani tarafından gerçekleştirilmiştir. Eli nizdeki bu baskıda yer alan yorumların ve açıklamaların, Rusça baskıda yer alan yorum ve açıklamalarla hiçbir ilişkisi bulunma maktadır. Mayski'nin bu günlükleri ne gibi baskıcı koşullar altın da tuttuğu, fırtınanın onun büyükelçiliğinin kapılarını dövdüğü şartlarda zengin içerikli ve bilgilendirici bir anlatım yerine bazı yerlerde boşluklar bıraktığı göz önünde bulundurulursa, bu gün lüklerin yayımlanmasında bağlama ilişkin ayrıntılı yorumlar yapıl masının kaçınılmaz olduğu görülür. Günlüklere el konmasından ve gelecek nesiller tarafından okunmasının engellenmesinden korkan Mayski, bu günlüklerin en az üç adet kopyasını hazırlamıştı. Bu nedenle, buradaki yorumlar, okuyucuya yardımcı olma konusun daki genel uygulama ile sınırlı tutulmuştur. Bu yorumlar, günlüğün Mayski'nin özel arşivlerindeki geniş hacimli yazışmalarla (Moskç va'da gün yüzüne çıkardığım yazışmalar) ve ayrıca, Rusya Dışiş leri Bakanlığı'na gönderdiği telgraflarla, tutuklanmasından sonra yazdığı ve pişmanlık vurgusu ile özür dileme yaklaşımını içeren hatıralarıyla, ayrıca çok sayıda diğer arşiv kaynaklarıyla ilişkilen dirilmesinden oluşmaktadır. Sahip olduğum bir diğer ayrıcalık da, Mayski'nin kişisel fotoğraf albümlerine erişim imkanını bulmak oldu. Bu fotoğraflardan bazıları (pek çoğu, günlükte sözü edilen olayları yansıtmaktadır) burada yer almakta ve genellikle, binlerce kelimenin anlatamadığını anlatmaktadır. En çok teşekkür borçlu olduğum kişi ise, Mayski'nin kişisel ve kimi zaman mahrem bakış açısını okurlara iletmeme imkan sağlayan, Mayski'nin büyük ye ğeni ve mirasçısı Aleksey D. Voskressenski'dir. Mayski'nin günlükleri, Sovyet makamlarının " burjuva nitelik li" olarak yaftalayabileceği türden kişisel günlüklerdir. Zira bura-
GiRiŞ
da, iyi bir komünist olmak için özeleştiri yapmak yerine, çoğun lukla yazarın kendisini merkeze koyduğu notlar görmekteyiz. Bu anılar, kişisel dostlukların, çatışmaların ve rekabetlerin ilk dönem Sovyet siyasetinde oynadıkları kilit rolün ve siyaset ile ideoloji konularındaki zıtlıkların kanıtı durumundadır. Bu durum, Sovyet toplumunun ve siyasetinin, gizli kalmış kişisel ilişkileri açığa çıkar tan insani faktör göz önünde bulundurulmadan gerektiği şekilde ortaya konamayacağını doğrulamaktadır. Her ne kadar Mays ki açık bir şekilde komünizme bağlı olduğunu ilan etse de, Batılı " burj uva " aydınların günlük tutma geleneğine kendisini kaptırdı ğını görüyoruz. Mayski, şaşırtıcı bir biçimde, tıpkı Churchill gibi, tarihte " büyük adamların" rolünü övmektedir. Dahası, bireyi sos yal şartlara bağımlı olarak değerlendiren Marksist yorumun yeri ne Mayski, olayların özgün olduğu değerlendirmesinde bulunuyor. " Büyük genel davaya" " bireysel düzeydeki katkıyı" yok saymak yerine, Dışişleri Komiseri Georgi Çiçerin'e yazdığı bir mektupta, " k işiliğin" tarihte önemli bir rol oynadığının veya oynayabilece ğinin inkar edilemeyeceği iddiasını, açık bir şekilde dile getiriyor. Bu rolün kimi zaman büyük olacağını söyleyen Mayski, Çiçerin'e yazdığı söz konusu mektupta, " İlyiç'in' bizim devrimimiz için ne anlama geldiğini hatırlamak yeterlidir" diyor. Mayski'nin tarihi biçimlendirmede oynadığı kilit rolün farkın da olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz. Moskova'nın kaderinin belirsizliğini koruduğu 1 94 1 yılının Eylül ayında Churchill ile ger \:eklcştirdiği kritik bir görüşmeyi Mayski, şu ifadelerle anlatmak tadır: Kararlaştırılan saatten on beş dakika önce evden cıktım. Ay ışıl ışıl par· lıyordu. Fantastik biçimdeki bulutlar, batıdan doguya akıyordu. Aya temas edip de udarı kırmızı-siyah renklere büründügünde, ortaya tamamen kas vetli ve ugursuz bir tablo çıkmaktaydı. Sanki dünya yıkımın eşigine gelmişti. Arabamı, bildigim caddeler boyunca sürerken, bir taraftan da düşünüyor· dum: "Sadece birkaç dakika sonra, önemli, hatta belki de tarihi acıdan be lirleyici ve en ciddi sonudara gebe bir an gelecek. Acaba o anda gerekeni
ı
Lenin.
XXI
xxıı
$TAL IN iLE CHURCHILL ARASINDA
Churchi// ve Mayski tarihi şekillendiriyorlar (Associated Press).
yapabilecek miyim? Üzerime düşen rolü, hem SSCB hem de bütün insanlık için en büyük başarıyla oynamamı saglayacak gerekli gücü, enerjiyi, aklı, kıvraklıgı ve ince zekôyı gösterebilecek miyim?"
Bu günlükler, hayati öneme sahip bir dönemi kapsamakta ve çok çeşitli konuları içermektedir. Gelecek nesillere hitaben yazıl dıkları da açık bir şekilde görülmektedir.4 Mayski kendisini, Av rupa'yı bir dünya savaşına sürükleyeceğine inandığı (ki bu inanca başkalarından çok daha erken bir zamanda varmıştır) olayların merkezinde buluverir. 1 930'ların başlarında Sovyet dış politika sında meydana gelen değişimin ve Milletler Cemiyeti'ne katılım ile " ortak güvenliğe " katılım konularının üzerinde durur. Batılı ülke lerin Nazi Almanyası'na yönelik taviz verip yatıştırma politikası------ � ------
4
Bkz. 19 Ocak 1 943 tarihi için yazdığı kayıt.
aıRış
nın getirdiği tehlikeyle ilgili olarak Moskova'yı ilk uyaran kişi de Mayski'dir. Bu dönemde, Sovyetler'in ve İngiltere'nin çıkarlarını birbirine uyumlu hale getirmeye yönelik büyük bir çaba sarf eder. Ne var ki, Chamberlain'in 1 937'de başbakanlık koltuğuna otur duğu ve Moskova'da yoğun tasfiye ve baskı politikalarının şiddet lendiği bu dönemde, bu amacını gerçekleştirmesi giderek zorlaşır. 1938 yılına ilişkin yazdığı hacimli notlar, Münih Konferansı'na giden yolda meydana gelen olayların ve bunların gerek ortak sa vunma üzerinde, gerekse Mayski'nin ve Sovyet Dışişleri Komiseri Maksim Litvinov'un kaderleri üzerindeki yıkıcı etkilerinin içyüzü nü anlamamızı sağlamaktadır. 1 93 9 yılına ilişkin tuttuğu notlar sa, Mayski'nin, Sovyetler Birliği'nin dış politikadaki izolasyonunu delmeye yönelik olarak, Sovyetler Birliği, İngiltere ve Fransa ara sında üçlü bir antlaşma imzalanması konusunda umutsuzca çaba gösterirken ne kadar büyük bir psikoloj ik baskı altında olduğunu
Büyük ittifak görüşmeleri. Mayski ile Churchill votka kadehlerini tokuşturuyorlar (Sche{{er- Voskressenski).
xxııı
xxıv
STALIN iLE CHUACHILL ARASINDA
ortaya koyuyor. Bu notlar, Mayski'nin kendi hükümetiyle nasıl zıt laştığını ve bu zıtlaşmanın 21 Nisan'da Kremlin'de gerçekleşen ve hem kendisinin hem de Litvinov'un gayet sert eleştirilere maruz kaldıkları son derece gergin bir toplantıda nasıl zirve noktasına çıktığını gözler önüne seriyor. Nitekim, bu toplantıdan iki hafta sonra, Litvinov görevinden azledilecekti. Dahası, bu günlükler, Sovyet diplomatlarının Nazi Almanyası ile Sovyetler Birliği arasın da imzalanan Ribbentrop-Molotov Paktı öncesinde nasıl bir kafa karışıkl ığı yaşadıklarını göstermekte ve İngiltere'nin barıştan sava şa sürüklenişine tanıklık etmektedir. Mayski'nin Almanların Yıldırım Savaşı sırasında Londra'nın halini bilgi sahibi bir yabancı olarak tasvir ederken ve gerek Chur chill gerek Eden'la görüşmelerini anlatırken kullandığı ifadeler de ilginçtir. Onun savaşa ilişkin hatıralarının son derece önemli olduğunu söylersek, kesinlikle abartmış olmayız. İngiliz dışişleri bakanlarının yabancı büyükelçilerle yaptığı görüşmelerin kaydı nın tutulması geleneği mevcut iken, böyle bir gelenek, başbakanın yabancı büyükelçilerle yaptığı görüşmelerde yoktu. Bu nedenle, Mayski'nin İngiltere Başbakanı Churchill ile il. Dünya Savaşı'ndan önce ve savaş sırasında yaptığı, büyük önem taşıyan görüşmelere ilişkin İngiliz arşivlerinde hiçbir kayıt bulunamamıştır. Bu konu da elde bulunanlar, sadece Mayski'nin günlüğüne bu görüşmelerin hemen ardından ayrıntılı şekilde yazdığı notlar ve Dışişleri Bakan lığı'na gönderdiği, daha kısa ve öz şekilde yazılmış telgraflardır. Bu nedenle, bu günlükler vazgeçilmez bir kaynak haline gelmekte ve tarihçilerin bu zamana kadar kullandıkları sonradan yazılmış, ta raflı ve eksik kayıtların yerini almaktadır. Bu günlüklerin bizim bu zamana kadar bildiğimizi zannettiğimiz bazı tarihsel olayları yeni baştan yazdığını söylemek, abartı olmayacaktır. Mayski'nin günlükleri ve bu baskıda o dönemle ilgili olarak sunmakta olduğumuz, konuyla ilgili Rus ve İngiliz arşiv belgele ri, İngiltere'yle Sovyetler Birliği arasındaki değişen ilişkide Tür kiye'nin konumuna yeni bir ışık tutmaktadır. Stalin'in Ribben trop-Molotov Paktı sırasında Türkiye'ye yönelik emelleri, Alman ya'nın Rusya'ya saldırmasının ardından İngiltere'nin Türkiye'yi
GiRİŞ
İngiliz-Sovyet İttifakı'na çekme çabaları ve Churchill'in Türkiye'yi yeniden Balkanlar'da lider ülke olarak görmeye başlayıp 1 942'den itibaren Türkiye'nin savaşa katılmasını sağlamaya çalışması, özel l ikle dikkate değer. Türk-Rus ilişkilerinin uzun zamana dayanan sorunlu geçmişi, Çariçe il. Katerina'rıın yayılmacı politikaları, 1 856 Kırım Savaşı ile 1 877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'na son veren ve Rus Ordusu'nu geçici olarak da olsa İstanbul Boğazı'nın yanı başına getiren 1 8 78 ta rihli Ayastefanos Antlaşması'rıın gölgesi altındadır. İki ülke ara sındaki sürtüşmeler, Balkan Savaşları sırasında ve daha sonra 1 9 1 51 9 1 6'da İngiltere, Fransa ve Rusya arasında Osmanlı İmparatorlu ğu'nun paylaşımına ilişkin antlaşmaların imzalandığı ve Rusya'nın 1. Dünya Savaşı sırasında Anadolu'nun kuzeydoğu bölgelerini ele geçirdiği dönemde daha da yoğunlaşmıştır. Ne var ki, 1. Dünya Sa vaşı'nın ardından gerek Osmanlı İmparatorluğu'nu gerekse Çarlık Rusyası'nı etkisi altına alan devrimler, bu tabloyu tamamıyla değiş tirecekti. Bolşevik İhtilali, emperyalistlerin savaş sırasında yaptıkla rı gizli antlaşmaları açığa çıkartacak ve Mustafa Kemal Atatürk'ün l iderliğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, Tür kiye ile bir ittifaka yol açacaktı. İngiliz donanmasının Rus İç Sava şı'na yaptığı müdahalenin de açıkça ortaya koyduğu İngiliz-Sovyet düşmanlığı, Türkiye'yi cezalandırmayı amaçlayan Sevr Antlaşması ve özellikle İngilizlerin İzmir'in Yunanlar tarafından işgalini destek lemesi, Mustafa Kemal'i Moskova'ya yakınlaşmaya sevk edecekti. Nitekim, 1 92 1 yılında Türk-Sovyet Dostluk Antlaşması'nın imza lanması, Mustafa Kemal Paşa'nın Bolşeviklerden aldığı yardımla Yunan Ordusu'nu yenmesine katkıda bulunacaktı. Son olarak, 1923'te Lozan Konferansı'nda Boğazlar'a ilişkin yeni bir antlaş manın imzalanması ve 1 936 yılında Montrö Sözleşmesi'yle Türki ye'nin Boğazlar üzerindeki egemenliğinin pekişmesi, geçmişten beri süregelen " Doğu Sorunu"nu bir süreliğine rafa kaldırdı. Hitler'in Kavgam kitabını Almanca orij inalinden okuyan ve bu kitaptaki kaba görüşlerden hayrete kapılan Atatürk, 1 930'lu yıl larda, Almanlar tarafından başlatılacak bir savaşın kaçınılmazlığı konusunda Ruslarla aynı fikirdeydi. Bu durum, Türk Hükümeti'ni,
XXV
XXVI
STALİN İLE CHURCHILL ARASINDA
doğu sınırında ve Karadeniz' de güvenliği garanti altına almak için, Rusya'yla iyi komşuluk ilişkileri kurmaya sevk etti. Rusya gibi, Türkiye de savaşı önlemek amacıyla, Milletler Cemiyeti bünyesin de veya dışında, ittifak arayışları içindeydi. Dahası, Rusya, Türki ye'nin büyük ihtiyaç duyduğu mamul mallar konusunda güvenilir bir kaynaktı ve Türkiye'nin savaş malzemelerini tedarik eden ül keydi. Özellikle İsmet İnönü, sürekli olarak, Türkiye'nin Rusya 'yla ittifakının önemini vurguluyordu. Türk Hükümeti, tıpkı Mayski gibi, İngiltere ve Fransa'yla bir ittifak sağlama konusunda sürekli çaba içindeydi. 1 934 yılının Şubat ayında Türkiye ile Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında Balkan Antantı'nın imzalanma sı, gerek İngiltere gerekse Rusya tarafından memnuniyetle karşı . (anmıştı. İtalya'nın 1 935 yılında Etiyopya'yı istilası, Türk-İngiliz ilişkilerinde büyük bir yakınlaşmayı beraberinde getirdi. Etiyopya Krizi esnasında Türkiye İngiltere ile Rusya'nın politikasını takip ederek, Milletler Cemiyeti Akdi'ni savundu. 1 936'da Montrö Bo ğazlar Kon feransı'nda Türkiye'yle İngiltere arasında sıkı bir işbirli ğinin gerçekleşmesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan yeni Boğaz lar rejiminin hem Türkiye hem de Rusya açısından kabul edilebilir nitelikte olması, iki taraf arasındaki yakınlaşma sürecini daha da hızlandırdı. Montrö Sözleşmesi'nin imzalanmasından hemen sonra İngiltere Kralı VIII. Edward'ın Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaret', bu yenilenen dostluğu daha da pekiştirdi. 1 939 yılının ilkbaharın da Avrupa'daki i stikrara yönelik tehlike kendini gösterince, Türki ye Fransa ve İngiltere'yle bağlarını bir an önce güçlendirme yoluna gitti. Bununla birlikte, yükümlülüklerini resmiyete dökmek için, Eylül ayında savaşın patlak vermesini bekledi ve bu tarihte, "Ak deniz' de savaşa yol açacak bir saldırı durumunun olması halinde" karşılıklı yardımı şart koşan üçlü bir antlaşmaya öncülük etti. Öte yandan, Ankara'nın üstlendiği yükümlülüklerden hiçbirinin Tür kiye'yi Sovyetler Birliği'ne karşı savaşa itmeyeceğini belirten özel bir protokolün imzacı devletler tarafından bu antlaşmaya eklenmiş olması önemlidir. Bu protokol, Türkiye'nin Sovyetler Birliği'yle arasının açılmasından endişe ederek kendi tarafsızlığını tartışmaya açmayı reddettiği savaş şartlarında, büyük bir önem kazanacaktı.
aıRış
Tasarlanan bu karşılıklı yardım antlaşmasına Sovyetler Birli ği'nin onayını almak amacıyla, Türk Dışişleri Bakanı Şükrü Sa racoğlu, 1 93 9 yılının Ekim ayında Moskova'yı ziyaret etti. Sta lin'in olumsuz tavrına rağmen, Sovyet Dışişleri Bakanı Molotov, Saracoğlu'nun Moskova'da olmasından yararlanarak, Boğazlar üzerinde Sovyetler Birliği ile Türkiye'nin ortak denetim kurması konusunu gündeme getirdi ve gelecekte herhangi bir müzakere nin yapılmasının Sovyetler Birliği'nin Marmara Denizi'nde üs elde etmesine bağlı olduğunu ısrarla vurguladı. Sovyetler'in bu aşırı talepleri, Türk Hükümeti'ni Moskova'yla müzakereleri sona er dirmek ve İngiltere ile Fransa'yla Üçlü Pakt imzalama konusunda müzakereleri hızlandırmak zorunda bıraktı. Büyük güçler arasında sıkışıp kalan Türkiye, bu şartlarda son derece ihtiyatlı bir politika izl iyordu. Türkiye'nin üçlü ittifak antlaşması çerçevesinde üstlen diği yükümlülükler son derece sınırlıydı. Buna karşılık daha önce den Montrö Sözleşmesi'nde İngiltere'ye konan Karadeniz'e savaş gemisi gönderme konusundaki kısıtlamalar, bu antlaşmada da ay nen korunmaktaydı. Gerek Mayski'nin günlüklerinin, gerekse benim Sovyet ve İn giliz arşivlerinde yaptığım araştırmanın ortaya koyduğu üzere, Türkiye, özellikle il. Dünya Savaşı'nın patlak vermesini takip eden günlerde, Rusya ile İngiltere arasındaki ilişkilerde fazlasıyla ön planda bulunuyordu. Bu söyleyeceğim Türk okuyucusuna şaşırtıcı gelebilir, fakat 1 939 yılının Ağustos ayında Ribbentrop-Molotov Paktı'nın imzalanmasındaki başlıca neden, Stalin'in daha sonraki yıllarda öne süreceği üzere, Rusya'nın kaçınılmaz şekilde savaşa girmesinden önce bir nefes alma zamanı kazanmak değil, Stalin'in 1942 yılında toplanacağını tahmin ettiği bir barış konferansı ön cesinde zemin kazanmaktı. Stalin, İngiltere'nin savaşta yıpranıp kuvvetten düştüğü şartlarda toplanacak bir barış konferansının Versailles Antlaşması'nı ortadan kaldıracağını ve bunun yerine, Orta ve Kuzey Avrupa'da, yeni Sovyet güvenlik düzenlemelerinin varlığını kabul etmek zorunda kalacağını umuyordu. Bununla bir likte, bundan daha çarpıcı olan husus, geleneksd Rus j eopolitik yaklaşımını benimseyen Stalin'in Ribbentrop-Molotov Paktı'nı,
xxvıı
xxvııı
STALIN iLE CHURCHILL ARASINDA
1 9. yüzyılda Avrupa'daki liderlik yarışı esnasında, özellikle de Kı rım Savaşı'nı bitiren 1 856 Paris Konferansı ve 1 877-78 Osman lı-Rus Savaşı'nı bitiren Berlin Konferansı'nda Rusya'ya yapıldığını düşündüğü haksızlıkları gidermek için bir fırsat olarak görmesidir. Türk okuyucu, hiç şüphe yok ki, Balkanlar'da 1 93 9- 1 94 1 yılları arasında yaşanan ve aslında 1 9 . yüzyıl boyunca sürmüş Doğu So runu'nun devamı niteliğindeki çekişmelerin artık unutulmuş hika yesini burada büyük bir ilgiyle okuyacaktır. Anlaşıldığı kadarıyla, 1 940 yılına kadar Stalin'i son derece tedirgin eden husus, Alman tehdidinden ziyade, İngiliz Donanması'nın Akdeniz havzasındaki üstünlüğüydü. Kırım Savaşı'nın ve Rus İç Savaşı'nda İngiltere'yle Fransa'nın Rusya'ya yaptığı müdahalenin verdiği tarihi deneyim den ötürü Stalin, Müttefikler'in Sovyetler Birliği'ne yapacakları bir müdahalede Türkiye'nin sıçrama tahtası olarak kullanılmasından korkuyordu. Stalin'in görüşüne göre, Ribbentrop-Molotov Paktı gibi çeşitli güvenlik düzenlemelerini tamamlamanın yolu, Sovyet ler Birliği'nin Karadeniz sahillerinde ve Tuna Nehri ağzında tam denetim kurmasından geçiyordu. Ne var ki, Alman ordularının Fransa'da gösterdiği baş döndü rücü başarı, oyun kartlarının yeniden karıştırılmasına neden oldu ve Stalin'in güvenlik hissini paramparça etti. Şimdi artık, tatsız bir ikilemle karşı karşıya bulunuyordu: Rusya'nın güvenliğini sağla- · mak üzere etkin şekilde inisiyatifi ele almadığı takdirde, ya barış düzenlemelerinin dışında bırakılacak ya da Almanların üstünlüğü karşısında ezilip gidecekti . Hitler'in kaba askeri üstünlükle Avru pa'da egemenlik kurabilme ihtimali, Stalin'i Mussolini ile yakın laştırdı . İki lider, birleşik bir cephe oluşturmak suretiyle, Balkan lar' da, Akdeniz'de ve Karadeniz'de Almanya'nın da onayıyla ken di çıkarlarını sağlamlaştırmayı umuyorlardı. Bu yeni çıkar birlikte liği, İngiltere'yle Fransa'nın Akdeniz ve Balkanlar'daki nüfuzunun giderek azalmasının yarattığı boşluk nedeniyle daha da güçleniyor du. Gelgelelim, Almanlar dikkatlerini Balkanlar'a, özellikle de Ro manya'nın ekonomik kaynaklarına çevirince, sahip oldukları ezici güçle İtalya'ya da baskı yaptılar ve böylelikle, Sovyetler Birliği ile İtalya arasındaki işbirliği daha başlamadan bitiverdi.
alRlş
Rusların 1 940 yılının Haziran ayında Besarabya'yı işgali ve Tuna Nehri'nin ağzına ulaşmaları, irredandist bir hareketten zi yade, Rusya'nın bu nehrin kontrolünü ele geçirmesini ve ileride Boğazlar'a yapacakları bir harekatta atlama taşı elde etmelerini sağlayan bir hamleydi. Zira, Stalin açısından, Türk Boğazları'nın sahip olduğu düzeni değiştirmeye yönelik bir çabaya girişmeden önce, karadan yaklaşmak son derece büyük önem taşıyordu. Rus ya 'yı bu dönemde en fazla telaşlandıran olay, 30 Ağustos 1 940'ta Viyana'da Romanya, Macaristan ve Bulgaristan'ın zorla dahil edildikleri tahkim düzenlemelerinden Sovyetler Birliği'nin bariz bir şekilde dışlanması oldu. Zira, Sovyetler Birliği'nin Doğu Avru pa'daki düzenlemelerden bu şekilde dışlanması, onun Avrupa'da büyük bir giiç olma iddiasını epey sarstığı gibi, güvenlik düzenle melerinde muazzam bir gedik açtı ve Karadeniz'e yönelik planla rına son verdi. Bu sebepten ötürü, Molotov'un 1 940'ın Kasım ayında Ber lin'de Hitler'le görüştüğü günlerde Alman diktatörüne bütün dün yayı paylaşmayı teklif ettiğine ilişkin iddialar, zayıf kalmaktadır. Stalin'in daçasında (yazlığında) Molotov'a bildirilen ve sonradan benim ortaya çıkardığım elyazılarına dökülmüş müzakere talimat ları, Sovyetler'in Balkanlar'daki yaşamsal çıkarlarıyla ve güvenlik kaygıları nedeniyle gündeme gelen Türk Boğazları konusuyla sınır lıydı. Stalin'in hesaplarının ne kadar yanlış olduğu ve aslında ken disini kandırdığı, Hitler'in 22 Haziran 1 94 1 'de Sovyetler Birliği'ne yapacağı ani saldırıyla ortaya çıkacaktı. Saldırıyla birlikte bu iki devletin savaşa tutuşması, aslında ironik bir biçimde, Türkiye'yi hem Almanya'nın hem de Sovyetler'in emellerinden kurtaracaktı. Mayski'nin esas tarihsel anlatımıyla iç içe geçen husus, Stalin'in " büyük terör" döneminde hayatta kalabilmek için verdiği kişisel mücadeledir. Stalin'in kitlesel baskı ve tasfiye politikasının sonun da, Avrupa'daki bütün Sovyet diplomatlar içinde makamını koru mayı sadece iki kişi başaracaktı. Bunlardan biri Mayski, diğeri ise, onun arkadaşı ve Sovyetler Birliği'nin Stockholm büyükelçisi olan feminist Aleksandra Kollontay idi. Mayski, büyükelçiliği boyun t«t , ince bir ip üzerinde yürümek durumunda kalmıştır: Bir taraf-
xxıx
XXX
$TALİN İLE CHUACHILL AAASINDA
tan İngiliz muhataplarıyla görüşmelerinde açık sözlü davranırken, diğer taraftan da Kremlin 'in şimşeklerini çekmemek için dikkatli olması gerekiyordu. Yaşadığı bu iç gerilimler günlüklerinde göze çarpmaktadır. İki ülke arasındaki ilişkilerin karşılıklı şüphelerle zehirlendiğinden endişe eden ve riskli bir konumda bulunduğunun farkında olan Mayski, çoğu zaman hayati önem taşıyan bilgileri Kremlin'e iletmemeyi tercih ediyordu. Bu konudaki çok çarpıcı bir örnek, Churchill'in 1 942 yılında yaptığı, 1 944'te bile Manş-ötesi bir harekatı göze alamayacağı itirafının Mayski tarafından gizli tutulmuş olmasıdır. Günlüklerde iç içe geçen anlatımlara, İngiliz toplumu, siyaset çiler, kraliyet çevresi, yazarlar ve sanatçılarla ilgili derinlemesine yapılmış, eğlenceli ve gülünç gözlemler ve anekdotlar damgasını vurmaktadır. Mayski'nin nesir ve manzum yazılar yazmaya yöne lik tutkusu, onun kendisini ifade etmeye ne kadar büyük bir ih tiyaç duyduğunu ortaya koyuyor. Mayski sonraki yıllarda, yakın arkadaşlarına "diplomasi mesleğini sevmediğini, kendisinin ve ka rısının akademik veya profesyonel bir ortamda, bir derslikte, kü tüphanede veya laboratuvarda çok daha mutlu olabileceklerini" itiraf edecekti. Gerçekten de, 70 yaşında hapse girdiğinde, Yakında ve Uzakta adlı son derece etkileyici bir roman yazacaktı. Mayski'nin çok büyük bir avantajı, olağanüstü bir hafızaya s·a hip olmasıydı. Buna psikoloj ik unsurlara nüfuz edebilme, güçlü bir gözlem yeteneği ve büyük bir merak tutkusu da eklenince, Mayski 1 93 0'ların çarpıcı olaylarının ve kişiliklerinin en zeki tanıkların dan biri haline gelecekti. Bir yazar, diplomat ve günlük yazarı olan Harold Nicolson, Mayski'ye yazdığı bir mektubunda, "Siz, Parla mento'nun balkonundan bizi, müthiş bir ilgiyle, adeta bir biyolog, bir tankın içindeki semenderleri gözlemleyen bir biyolog gibi izli yordunuz" diyordu. 1. Dünya Savaşı yıllarında sürgündeyken Londra'da iki yıl geçi ren, 1 920'lerdeyse Londra Büyükelçiliği'nde maslahatgüzar ve son ra on bir yıl boyunca büyükelçi olarak görev yapan Mayski, Lond ra'da geçirdiği bu uzun yılların sonucunda, geniş bir tanıdık çevre sine sahipti. İngiltere'nin en üst düzey siyasetçileri ve bürokratlarıy-
GiRiŞ
la, aydınlarıyla ve sanatçılarıyla kurduğu son derece yakın ilişkiler, ona mükemmel bir bakış açısı kazandırmıştı. Yaptığı konuşmalara ilişkin tuttuğu kayıtlarda, diğer pek çok önemli kişinin yanında, beş İngiliz başbakanı, yani Lloyd George, Ramsay MacDonald,5 Stanley Baldwin,6 Neville Chamberlain ile Winston Churchill ve ayrıca Kral V. George ile VIII. Edward hakkında pek çok husu su ortaya çıkarmakta ve Anthorty Eden, Lord Halifax, Lord Bea verbrook, Lord Simon, Lady Nancy Astor, Samuel John Hoare, Herbert Morrison, Clement Attlee, Stafford Cripps, John May ııard Keynes, Joe Kennedy, Harry Hopkins, Bernard Shaw ve H.G. Wells gibi, burada sadece birkaçını yazdığımız çok sayıda önemli isim hakkında da son derece etkileyici değerlendirmeler sunmaktadır. Beaverbrook, Lloyd George, Eden ve Vansittart gibi İngiliz siya setçilerinin ve devlet adamlarının Sovyet Büyükelçisi ile bu kadar samimi ve açık bir şekilde konuştuklarını ve zaman zaman Sovyet davasına önceden olduğundan daha fazla sempati gösterdiklerini j.\Örmek, son derece şaşırtıcıdır. Bunlardan sadece Beatrice Webb'in "d ünyada kapitalist sistemin sadece 20-30 yıllık ömrünün kaldığını düşündüğünü" aktarmak bile yeterli olacaktır. Veya, Churchill'in sırdaşı olan Brendan Bracken'in ona, kendisinin "kapitalizmin za ferinden emin olmadığını ve dünyanın, tam olarak Sovyetler Birli �i 'ndeki türden olmasa da, sonuçta sosyalizmin zaferine doğru iler lnl iğini düşündüğünü" söylemesi, bir başka çarpıcı örnektir. Sovyet siyasetçilerinin, il. Dünya Savaşı'na yakın döneme ilişkin 1-\İinlük ve hatıralarının ne kadar kıt olduğu düşünüldüğünde, Batı lı siyasetçilerin aynı döneme ilişkin günlük ve hatıralarının zengin l i�i hemen göze çarpmaktadır. Rusya'da bu konuda kayda değer t l' k örnek, askerler tarafından 1 960'lı yıllarda yazılan hatıralardır. l\ i�isel hatıratların kıtlığından ötürü, Mayski'nin günlüklerinden sl'çilerek alınıp hazırlanmış olan anı dizisi, Sovyet siyasetini yeni dt·n yapılandırmak isteyen tarihçiler için vazgeçilmez bir kaynak '
ı.
lamcs Ramsay MacDonald. 1 924 ve 1 929- 1 930 yıllarındaki Birinci ve İkinci İşçi Partisi hükümetlerinin başbakanı; 1 9 3 1 - 1 935 yılları arasındaki Ulusal Hükümct'in başbakanı; 1 935-1 937 arasında, Konsey'in Lord Başkanı. Sıanley Baldwin (1. Bcwdley Dükü Baldwin). 1 923-1924, 1 924- 1 929 ve 1 935-1937 yılları arasında lngiliz Başbakanı.
XXXI
xxxıı
STALIN iLE CHUACHIU AAASINDA
olmuştur.7 Zira, il. Dünya Savaşı dönemine ilişkin olarak sonraki yıllarda, Soğuk Savaş döneminde yazılmış anılar, ne kadar ilginç olurlarsa olsunlar, son derece tartışmaya açık hatta, yanlış yönlen dirici bir niteliğe sahiptir. İşte bu nedenle, Mayski'nin önceden dü şünüp tasarlamadan, anlık olarak tuttuğu bu günlükler, muazzam bir tarihi öneme sahiptir. Hatıralar Sovyet dış politikasını ahlaki ve siyasi açıdan haklı göstermekte ve ihtilaflı konuların üstünü ört mektedir. Buna karşılık, günlükler, hemen o ana ilişkin olan ve bir miktar önyargı taşıyan görüşleri olduğu gibi aktarmaktadır. Hatıralarla günlükler arasında çelişkiler olması, aslında hiç şa şırtıcı değildir. Zira 1 940'ların sonuna doğru, Mayski'nin yıldızı artık sönmeye başlamıştı. 1 952'deki Doktorlar Komplosu'nu takip eden Yahudi karşıtlığı çılgınlığının zirvede olduğu sırada Mayski tutuklandı ve casusluk, hainlik ve Yahudi komplosuna karışmakla suçlandı. Her ne kadar Stalin'in bundan iki hafta sonra, 1 953 yı lının Mart'ında ölümü onun hayatını kurtardıysa da, Mayski'nin Stalin'in eski sadık adamı L.P. Beria ile ilişkili olduğu iddiası, onun hapiste iki yıl daha kalmasına neden oldu. 1 95 3 'te, Mayski'yi dı şişleri bakanı olarak görmek isteyen Beria, onu, Devlet Güvenliği Bakanlığı'nda İngiltere'deki istihbarat faaliyetlerini koordine et mekle görevlendirmişti. Ne var ki, 1 953 'ün Temmuz ayında, Beria tutuklanacak ve kısa bir süre sonra da idam edilecekti. Mayski'ni � Beria 'yla bağlantısının olduğu yönündeki iddialar ve hapse atılmış olması, onun, geçmişte Menşeviklerle ilişkisine ait, hiç unutulma mış anıları pekiştirmiştir. Mayski, Stalin ölür ölmez, cezaevi hücresinden yaptığı giri şimle, yeni bakanlar kurulu başkanı olarak seçilen Georgi Malen kov'la ilişkilerini yakınlaştırma çabasına girmişti. Buradan Malen kov'a yaptığı başvuruda, kendisini affettirmenin bir yolu olarak, " benim hayatımın kurtulmasının mümkün görülmesi halinde . . . çağdaş tarihe yönelik burjuva çarpıtmalarına karşı savaşma ko nusunda uzmanlaşacak" genç ve yetenekli Sovyet tarihçilerinden 7
Before the Storm (Londra, 1 943); Joumey into the Pası ( Londca, 1 962); Who Helped Hitler? (Londra, 1964); Spanish Notebooks Londra, 1966); Memoirs of a Soviet Am· bassador: 'fhe War, 1 939-43 ( Londra, 1967).
aıRış
bir ekibin oluşturulmasına yardımcı olmayı teklif etti. 1 955 yılın daysa, 72 yaşına gelen ve iki buçuk yıllık hapis hayatının ve iti barsızlaştırmaların sonucunda takatten düşüp hastalanan Mayski, bir taraftan parti üyeliğini ve Bilimler Akademisi'ndeki konumunu yeniden elde edebilmek, diğer taraftan da, hatta her şeyden önce, itibarının tam olarak iadesini sağlamak için, uzun süreli ve hum malı bir çabaya girişti. Cezaevinden zorlukla dışarı çıkmayı başa ran Mayski, Nikita Kruşçev'e yazdığı mektubunda, "dışlanmış" olduğundan yakınıyor ve " bir akademisyen-tarihçi olarak Sovyet Devleti'ne etkin bir şekilde hizmet sunmak suretiyle" , "partiye en büyük yararlılıkları göstermeyi " vaat ediyordu. il. Dünya Savaşı tarihi ile ilgili araştırmalara girişmeyi öneriyor ve bunun, " Batı'da yayımlanmış literatürü eleştirel bir değerlendirmeye tabi tutacağı nı" söylüyordu. Benzer şekilde, Yüksek Sovyet Prezidyumu Baş kanı Voroşilov'a yazdığı mektupta, geri kalan ömrünü "Sovyetler
Birliği dış politikası konusunda içeriden çalışan bir tarihçi olarak " (italikler Mayski'e aittir), "çağdaş tarihi, özellikle de il. Dünya Savaşı dönemini çarpıtmaya çalışan önde gelen burj uva yazarların maskelerini düşürerek" " Sovyet Devleti'ne en büyük şekilde hiz met etme . . . yönündeki şiddetli arzusunu" dile getiriyordu. Mays ki'nin hatıralarının tarihsel değeri, ilk etapta ağır bir sansüre tabi tu tulması ve 1 9 7 1 yılında hatıralarının Rusça baskısının nihai ver si yonunda Stalin'le ilgili eleştirilerini çıkarmaya zorlanması nede ııi yle, epey törpülenmiştir. Ne var ki, Mayski'nin Londra'daki uzun büyükelçilik dönemi, giinlüklerinde gayet açık bir şekilde belirttiği üzere, son derece nefes k l'sici olaylarla doludur. Deneyimli bir diplomat olan Fransız mes ll'ktaşı jules Cambon, bir büyükelçinin bir ülke hakkında tam an l:ı mıyla bilgi sahibi olabilmesi için, kendisini bakanlarla temaslarla ' ı ı ı ı rl ı tutmaması gerektiğini söylüyor ve " yüksek statüdeki kadın Lı rla dostluğun bile son derece önemli olacağını " ifade ediyordu. Lıkat diplomaside devrim yaratan yöntemleri kullanan kişi, May ' k i olmuştur. Mayski'nin tarzı, o dönemde muhataplarından pek c, oğuıı uıı canını sıksa oğu Ortaçağı'nı en modern Amerikanizmle birleştiren özgün bir i i l ke. Buna bir de doğanın güzelliğini, insanların, alışkanlıkların ve �deneklerin sıradışılığını ekleyin . . . İşte bundan ötürü, bizim Dışiş lni Bakanlığımızın beni bu ülkeye göndermesinden yakınmam için �11 •tna kadar hiçbir sebep bulunmuyor" diyordu. Başkalarına tabi olacağı makamlara tayin edildiğinde daima l l'pki duyan Mayski, Sovyet Büyükelçisi'nin Paris'e tayininden ı ı ıcnınun olmuştu. Zira höylel ikle, (geçici de olsa) büyükelçiliğin l ı i ırün sorumluluğunu üzerine almış oluyordu. Japonya'da edindi'
lXl l l
LXIV
STAL IN iLE CHUACHILL AAASINOA
ği deneyimler, onun diplomasiye ilişkin görüşlerini şekillendirmiş ve özellikle, diplomatların kendilerini gönderildikleri ülkenin kül türüne ve diline tamamen vermeleri görüşünü edinmesine neden olmuştu. Japon kültürünü Rus toplumuna tanıtmak amacıyla, Ja ponya'nın en önde gelen Kabuki tiyatrosuna, geniş kapsamlı bir Rusya turnesi organize etti. Ne var ki bu program, japonya'daki muhafazakar çevrelerin tepkisiyle karşılaşacaktı. Tiyatro grubu, Rusya'dan büyük bir zaferle japonya'ya döndükten sonra verdiği ilk temsilde, parayla tutulmuş bazı adamlar, "gösteri başlamadan önce, bütün sandalyelerin altına canlı yılanlar saldılar. Bu yılanlar, gösteri sırasında tıslayarak seyircilere doğru ilerlediler. Salondaki ler paniğe kapıldı. Erkekler öfkeyle söylenmeye başlarken kadınlar çığlığı bastı. Çocuklar da bağırmaya başladı. Mecburen perde ka patıldı ve gösteri yarıda kaldı . " Aylar sonra, Moskova'dan ve Avrupa'dan uzakta, yine başka sına tabi bir görevde, üstelik de diplomasinin ücra bir köşesinde Mayski depresyona girdi. Dahası, zamanla bu depresyonu arta cak ve daha önceden olduğu gibi, eşinin kaprislerinin etkisi altına girecekti. Bir arkadaşına yazdığı mektupta, karısının "kendisini önemsiz, işi gücü olmayan biri gibi hissettiğini " söylüyordu. Elçi lik, entrika ve iftira yuvası haline gelmişti. Protokolde kimin "First Lady" olacağı tartışması nedeniyle Agniya ile ticaret ataşesinin ka rısı, deyim yerindeyse kanlı bıçaklı olmuşlardı. İki kadın arasında ki bu çatışma, büyükelçilik ile Dışişleri Komiserliği arasında yoğun yazışmaların yapılmasına neden olduğu gibi, Agniya'nın lehine so nuçlanmayacak ve oradaki Rus topluluğunun ikiye bölünmesine yol açacaktı. Bu görevinde bir yılı doldurduğu sırada Mayski, Çi çerin'e yazdığı mektupta, japonya'daki yaşam konusunda "sıkıcı ve bıkkınlık verici. Burada siyasi alanda yapılacak çok az iş var (iki kişiye bile yetmeyecek kadar az) ve biraz olsun önem arz eden meseleler, Moskova'da hallediliyor" diyecekti. Ne var ki, bu esna da Çiçerin ağır derecede şeker hastalığına yakalanmış ve Dışişleri Komiserliği'ndeki iktidarını kaybetmeye başlamıştı. Bu nedenlerden ötürü Mayski, t::jİ nin Londra'da yakalandığı Menier hastalığının Tokyo'da daha da kötüleştiğini ve bir kula-
BiR SOVYET DIPLOMATININ ORTAYA ÇIKIŞI
ğının duyma yetisini kaybettiğini ileri sürerek, acilen Japonya' dan ayrılma isteğiyle Litvinov'a başvuruda bulurıdu. Ek olarak, Tok yo'daki hava şartlarının kendisinin sağlığını da olumsuz etkiledi ğini söyledi. Her ne kadar Mayski'nin bundan sonra nereye tayin olacağına karar verme yetkisi Dışişleri Halk Komiserliği Kurulu'na ait olsa da, Mayski, Moskova'da bir veya iki yıl geçirmek iste d iğini söylemekten ve bu konuda mücadele etmekten çekinmedi ( öte yandan, kısa bir süre sonra da, kendisinin " Batı'da herhangi bir yere dönmeye itirazının olmadığını" söyleyecekti) . Litvinov, Mayski'nin bu talebine olumlu cevap vererek, ona, Bedin, Paris ve Varşova'dan sonra dördüncü en önemli mevki olarak gösterdiği Kaunas Büyükelçiliği görevini teklif etti. Bununla birlikte, bu tek l i fin Mayski'nin hoşuna gitmemesi halinde, alternatif teklifleri de ı.:iirüşmeye hazırdı. 1 920'li yılların sonlarında bir Sovyet diploma t ın ı n kendi çalışma şartlarını hala dikte ettirebilir durumda olması d a , ayrıca kayda değer. N ihayet Politbüro'nun Ocak 1 929'da Mayski'yi Tokyo'dan . ı l ıııa kararı kendisine ulaştığında, Mayski rahat bir nefes aldı. Lit vi ııov'a yazdığı mektupta, " Sizin tavrınız" diyordu, artık bilinen ı ı ı ağrur fakat zeki üslubuyla, " benim 'Dışişleri Komiserliği'ni va ı a ıı bi lmemi' sağlayacak ve kaçınılmaz bir biçimde, bu ortamda ı; a l ı �ma arzumu artıracaktır. " 4 Nisan tarihinde, Dışişleri Komiser l ı � i ' ıı i n basın dairesine tayin olduysa da, aradan bir hafta geçme ı l l ' ı ı , sonraki üç yılını geçireceği Helsinki'ye orta elçi olarak atandı. ı > radaki görevi, 1 932 yılında Helsinki Saldırmazlık Antlaşması'nın l ı. ı �a rıyla imzalanmasıyla sonuçlanacaktı. Her ne kadar bu görevi ı l ı· son derece nüfuzlu ve itibarlı olsa da, Orta veya Batı Avrupa' da , . ,k daha iddialı bir göreve gelme isteği aşikar olan Mayski için ca " I ' d e ğ il d i H.G. Wells'e yana yakıla yazdığı mektupta, " Buradaki l{ ı ı s karşıtlığı ve Sovyet karşıtlığı" diyordu, " üst düzeyde. Hatta, ı:ı· ı ı ı· I bir hezeyana dönüşmüş. " Öte yandan Mayski, o dönemde " ı ıı·�d i ve mücadeleci ruh halini " korumaya çalışıyordu. l .oııdra'da çalışmanın Mayski'yi cezbetmeye devam ettiği orta ı l . ı y ı l ı . lııgilıen:: 'r gazetesinin genel yayın yönetmeni, 1 908- 1 942.
15 Mohandas Karamchand Gandhi. İngiliz yönetimine karşı Hint milliyetçi harekcciniıı lideri. Mayski'nin Gandhi'ye ilişkin değeclendirmesi, Gandhi'nin şiddetten uzak direniş yöncemini ulusal burjuvazinin çıkarlacıyla özdeşleştiren resmi Sovyec görüşünü yansıt makradıc.
1 934
şılık Gandhi'nin yaklaşık on yıl boyunca belli belirsiz bir ışıkla parladıktan sonra paramparça olup birkaç yıl içinde unutularak tarihin çöplüğüne atılacak kartondan bir dağ olduğunu görebilir. İşte zaman ve olaylar, gerçekten değerli bir maden ile onun ucuz takl itlerini birbirinden ayırmamıza böyle yardımcı olur. [Günümüzde rutin bir uygulama olsa da, 1 930'1u yıllarda Mayski'nin önde gelen gazetelerin, özellikle de daha muhafazakar gazetelerin sahip leri ve editörleriyle ilişkileri özenle geliştirmesi, o dönemde görülmüş şey d�ildi. Lord ve Lady Astor'un16 orta!)ı ve Observer gazetesinin editörü olan Garvin'le yazışmaları , bu konuda çarpıcı bir örnektir. Mayski , gazete de gündeme getirilmesi gerekti!)ini düşündü!)ü konuları Garvin'e kimi za man üstü örtülü biçimde, kimi zaman ise gayet açık şekilde bildiriyordu.)
1 0 Kasım Dün akşam, belediye başkanının 1 7 yıllık akşam yemeğine katıl dım. 9 Kasım tarihi, Şehir'in hayatında büyük bir önem taşıyor. Ta çok eski zamanlardan beri bu şehrin belediye başkanları, bu tarihte göreve başlamaktadır. . . Şehrin caddelerinde Belediye Başkanı Gös terisi denen ortaçağdan kalma tören düzenleniyor ve akşamleyin, Guildhall'da, Londra'nın önde gelenlerinden oluşan yaklaşık 500600 misafirin katıldığı muhteşem bir ziyafet düzenleniyor. Misafir l i stesinde, yabancı misyon şefleri de bulunuyor. . . Fakat birincisi, hu misyon şefleri, eşleri olmadan davet ediliyor ( buna karşılık İn giliz misafirler buraya eşleriyle geliyor) ve ikincisi, bütün yabancı misyon şefleri bu şerefe nail olamıyor; sadece büyükelçiler ve en k ıdemli iki misyon şefi davet ediliyor. Akşamki tören ise en ilginci. Yeni seçilmiş olan belediye baş kanı 1 8 ve eşi (bu arada, şimdiki belediye başkanının dul olduğunu
lh
17
1H
Lady Nancy Astor. Muhafazakar Parıi'nin Plymouth Milletvekili ( 1 9 1 9-1 945) ve Avam Kaınarası'nın ilk kadın üyesi. Yerleşik kurallara uymayan hir siyasetçi olan Lady Astor, llcrnard Shaw'un Rusya seyahatine katılmış ve Stalin'le tanışmışıı. Ancak, sonradan, NKM, .noporu. . . .. . JJ.0 CT. . . .
.. . . .. ...... .
...
..
.
.
. .
.
.
. . ..
.
..
.
.. . .. . .... . ... . . . .. . . . .. .. . . . . .. .. . . . . .. . .. . . . . . . . . . . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . .
0•
•�•po .
ffe
. .
.
. .
.
.
�acru) .
.
.
.
..
.
. . . .. . . .. ..
"
.. �
.
. .
.
.
(HTK)� -
�+� . . . . . . . .. . . .. .
. .
.
. . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . .
17·� y.:.. .. . . . .. . .
.. . ..
.
..
.
l
-... - -. . . -.
. . . . .. . . . .
(
Mayski'11i11 bapisten salıverilme kararı, 22 Temmuz 1 955 (Sc/Je{{er-Vu>kre»ım>ki).
ŞÔHRETIN BEDELi: GEÇ DÖNEMDE MARUZ KALINAN BASKI
dönmüştü . " Genel Tarih Enstitüsü'nün onu resmi olarak " halk düşmanı" ilan etmesi ve bu enstitüdeki öğrencilerin her birinin onu ihbara zorlanması, Mayski'nin itibarını daha da lekeleyecekti. Parti üyeliğine yeniden kavuşma ve itibarının tamamen iade edilmesini sağlama ihtiyacı, Mayski'yi, Beria'yla bir dönem kur duğu yakınlığa son vermeye sevk etti. Onun öğrencilerinden ve sırdaşlarından olan önde gelen tarihçi Aleksander Nekriç, "Uzun zamandan beri dikkat çektiğim üzere " demektedir, "İ.M., bu ko nuda kendisine soru sorulmasından hoşlanmaz. " Yazın alanında gayet üretken olmasına karşın, eserlerinde 1 943'te Moskova'ya dönmesini takip eden döneme, özellikle de tutuklandığı ve yargı landığı döneme girmekten kaçındı. Arkadaşları, bu dönemin onun hayatında "kasvetli bir dönem" olduğunun ve " bu konuda ken dileriyle paylaşma niyetinin olmadığı hususlar bulunduğunun " farkına vardılar. Kendisine yönelik suçlamalara değindiği ender anlardan birinde, Mayksi, hayatı boyunca Beria'yla sadece iki kez karşılaştığını ve bunların, Kremlin'de savaş yıllarında verilen resmi öğle yemeklerinde olduğunu iddia etti. Kendisinin ifade etmeye ha zırlandığı şey, tutuklanmasının ardından " sert fiziksel işkencelere maruz kalarak " , "zayıf düştüğü bir anda " kendi kararıyla itiraf yoluna gittiğiydi. Öğrencisi Nekriç'i, bizzat Beria'nın işkencesine uğradığı konusunda ikna etmek için epey çaba sarf etti. Oysaki, Kruşçev'e gönderdiği bir mektupta, o dönemi açıklarken, Beria'yı ilk kez Stalin'in ölümünde sonra, üstelik de çok daha neşeli bir ortamda gördüğünü söyleyecekti. Benzer şekilde, Stalin'in tercü manı olan ve sonradan önde gelen bir Sovyet diplomatı olacak Va lentin Berejkov'a, Beria tarafından bizzat sorguya çekildiğini ve Beria'nın ona casusluk faaliyetleri konusunda itirafta bulunması için zincirle ve kamçıyla vurduğunu anlatacaktı. Sorgunun gerçek amacının Molotov'a ulaşmak olduğunu düşünmüştü. Gerçekten de, Londra'da kendisinin altında çalışmış ve baskı kampanyasını sağ atlatmayı başarmış kişilerden bazıları da tutuklanmış ve bu kişilerden, Molotov'un 1 942 yılında Londra Havaalanı'na gelip havalimanından Eden'la birlikte trenle yolculuk ederken İngiliz istihbaratına alındığı şeklindeki Stalin'in garip varsayımını haklı
779
780
STALIN iLE CHURCHILL ARASINOA
çıkarmaları istenmişti.3 Mayski, istemediği halde, kendisini bir kez daha Molotov'la karşı karşıya buluyordu. Mayski, sadece en ya kın arkadaşlarından birkaçına yaptığı bir itirafta, Yahudi olarak görülmesinin de, " beyaz cübbeli katiller" olayından kısa süre son ra tutuklanmasının önemli nedenlerinden biri olduğunu söylemiş ti.4 Her şey bir yana, Stalin'i Siyonizm'le uzlaştırmaya çalışan da, bizzat Mayski olmuştu. Stalin'in 5 Mart'ta ölümü, Mayski için kurtuluş çanının çalması demekti. Fakat maalesef, olaylar, haince ve Mayski'nin hayatının geri kalan kısmına da gölge vuracak şekilde gelişti. Sonraları, iti barının iade edilmesine çalıştığı dönemde Mayski, Stalin'in ölümü nü öğrendiği 13 Mayıs 1 953'te, kendi inisiyatifiyle sorgu memuru olan, dış istihbarat şefi Korgeneral Pyotr Fedotov'la görüşmek iste diği ve daha önceden verdiği yalan itiraflardan vazgeçme talebinde bulunduğu şeklinde bir hikaye uyduracaktı. Karşı istihbarat servi sinin şefiyle İçişleri Bakanlığı'nda yaptıkları görüşme, Beria'nın te lefonla araması ve Mayski'yle "derhal" görüşmek istediğini bildir mesiyle, yarıda kesilecekti. Mayski, bunun tutuklandıktan sonra Beria'yla tek görüşmesi olduğunu ısrarla savunmaktadır. Bu görüş mede -ki bu görüşmede, Mayki hiç şüphesiz sorgulanıyordu- ne lerin konuşulduğu sorusunun cevabı, tarihin karanlığı içinde yitip gitmiş bulunuyor. Buna karşılık, elde edilen yeni arşiv malzemeleri, olayların gelişimiyle ilgili daha gerçeğe yakın şekilde akıl yürütme imkanını sağlıyor. Mayski'nin hayatının geri kalan kısmı boyunca, Beria ile arasındaki talihsiz ilişkiyi gizlemek için muazzam bir çaba sergilemesi, şaşırtıcı değildir. Zira bu ilişki, onun iki yıl daha hapis yatmasına neden olmakla kalmayacak, aynı zamanda, Menşevik geçmişinden ötürü kendisine yönelik şüphe ve düşmanlığı körükle yecek, Mayski, bunlardan hiçbir zaman kurtulamayacaktı. Tartışma götürmeyen nokta, 1 5 Mayıs ile 5 Ağustos tarihleri arasında, yani, Beria'nın güç mücadelesine girdiği söylenen döne me denk düşen bir dönemde, Mayski'nin bizzat söylediğine göre, "sorgularda, nedeni anlaşılmaz bir kesinti oluverdi. " Sergio Beria, 3 4
Molotov'un ziyareti hakkında, bkz. Doktorlar Komplos u.
s.
606-609.
ŞÖHRETİN BEDELi: GEÇ DÖNEMDE MARUZ KALINAN BASKI
hatıralarında, babasının Litvinov hakkında pek iyi fikre sahip ol mamasına ( babası, Litvinov'u " zayıf ve yukarıdan gelen baskıya boyun eğen biri " olarak değerlendirmekteydi) rağmen, Mayski'ye özellikle saygı duyduğunu, onu " Litvinov'dan daha zeki ve mes leğini seven, gerçek bir diplomat" olarak değerlendirdiğini öne sürer. Beria'nın oğlunun, Mayski'nin babasıyla ilişkilerindeki ta nıklığından şüphe duymamız için bir neden bulunmuyor; özellikle de Sergio'nun " bir fareyi andıran kıvrak küçük Yahudi "ye hiçbir özel sempatisinin olmadığını hatırlayacak olursak . . . Oğlunun söy lediğine göre, Beria, daha 1 93 9'da, Litvinov'un yerine Mayski'nin geçmesini istiyorm uş, fakat o dönemde, sesini duyurabilecek du rumda değilmiş. Sergio ayrıca, Mayski'nin İngiltere'ye seyahat et tiği dönemde babasının "onunla yakın ilişki kurduğunu ve diğer diplomatlarla olduğundan daha sık irtibata geçtiğini " iddia ediyor ve "Mayski bizi ziyaret ederdi " diye yazıyor. Beria'nın Mayski'yi çok takdir etmesi, onun İngiltere'ye olan hayranlığı, kendisinin de 1 9 3 9 yılında üçlü ittifakı savunmuş olması ve memlekette, İngiliz tarihi ve kültürüne ilişkin rekor sayıda kitabı içeren etkileyici kü tüphanesiyle uyum arz etmekteydi. Stalin'in ölümünün ardından Beria, Doğu Avrupa üzerindeki sıkı Sovyet denetimini gevşetme ve Batı'yla uzlaşma arama yönündeki planları konusunda Molo tov'un şiddetli muhalefetiyle karşılaştı. Molotov'un " ne kadar ap talca bir inadının olduğunu gören " Beria, onun yerine Mayski'nin gelmesini bile teklif etti. Dış politikanın yürütülmesi konusunda Molotov'la çatışan Beria, ona açık bir şekilde, "eğer rıza göster miyorsan, istifa edebilirsin" diyecekti. Beria ayrıca, Molotov'un bakanlıktaki gücünün azaldığından emindi ve dış politikaya dair başlıca meselelerin, Bakanlar Kurulu Prezidyumu tarafından ele alınması konusunda ısrar ediyordu. Gerçekten de Molotov, hatı ralarında, Beria'nın 1 953 yılında "kendisinin yerine Mayski'yi dı şişleri bakanı yapma niyetinde olduğunu" öne sürmektedir. Hatta Molotov, Stalin'in ölümünü takip eden hafta içinde birbirleriyle nasıl " şiddetli çatışma" yaşadıklarını dile getirir. Molotov'un bu görüşmeden sonra makam odasına " gayet heyecanlı bir halde" dönmüş olmasına şaşırmamak gerek.
781
782
$TALIN İLE CHURCHILL ARASINOA
Aslında Mayski, gerek Stalin'in ölümünü, gerekse Kremlin'deki kuvvetlerin aralarında yeni baştan gruplaşıp yeni ittifaklar kurma larını, bize aktarmaya çalıştığından çok daha önceki bir zamanda öğrenmişti. 3 1 Mart'ta, Bakanlar Kurulu'nun başkanlığına yeni seçilmiş olan Georgi Malenkov'a yazdığı bir mektupta, anavatana ihanet suçunu itiraf etmekte ve SSCB'ye karşı işlediği "günahları biraz da olsa affettirecek bir şey yapma konusunda yanıp tutuş tuğunu" dile getirmekteydi. "İlgili merci tarafından belirlenecek olan herhangi bir şekilde kefaret ödemeye " hazırdı. Mayski'nin İngiltere'de geniş bir ilişki ağının olduğunu bilen ve bunların Ba tı'yla ilişkilerde yumuşama sağlama konusundaki büyük arzusuna hizmet edebileceğini düşünen Beria, bu mektubu saklayacaktı. Mayski 7 Mayıs'ta, meseleleri daha sonraki nakledişine aykı rı bir biçimde, Fedotov tarafından sorgulanmak üzere çağrıldı ve bu sorguda, provokasyonlardan korktuğu için, yine suçunu itiraf etmeyi sürdürdü. Dört gün sonraysa, ikinci bir görüşme isteğinde bulundu. Daha sonradan iddia edeceğinin aksine, söylediklerinden caymak bir yana, ilk verdiği ifadeye eklemelerde bulunmak isti yordu. 1 3 Mayıs akşamı gerçekleşen üçüncü sorgulama, Beria'dan gelen ve kendisini derhal makamına çağıran bir telefonla kesildi. Mayski onun makam odasından içeri girdiğinde Beria ona, "Verdi ğin ifadede epey kıvırtmışsın" dedi ve konuşmasındaki ses tonuy la, "verdiği ifadenin doğru olmadığı " imasında bulundu. Mayski, kendisini sorgulayanlara, " Böyle yapmak suretiyle" diyordu, " Be ria, önceki ifademi inkar eden resmi bir dilekçe yazmam konusun da açıkça telkinde bulunmadıysa da, beni buna teşvik etmiş oldu. " Beria'nın ona itibarını iade vaadinde bulunduğu açıkça anlaşılıyor du ve ayrıca, İçişleri Bakanlığı bünyesinde İngiliz istihbaratına kar şı mücadeleden sorumlu göreve atanmayı teklif etmişti. Gerçekten de, bir gün içinde Mayski, önceki ifadesini inkar ettiğine ilişkin dilekçeyi ona teslim edecekti. Yapacağı işte kolaylık sağlaması amacıyla, Yabancı Ülkelerle Kültürel İlişkiler Cemiyeti'nin başkanlığına seçilmesi planlanmıştı. Beria'nın darbe yapmaya yönelik planlarına ilişkin "en ufak bir kuşkuya bile kapılmadığını " ısrarla söyleyecek olan Mayski, Be-
ŞÔHRETIN BEDELi: GEÇ DôNEMDE MARUZ KALINAN BASKI
ria'nın Haziran sonunda tutuklanmasından kısa bir süre önce, ona detaylı bir eylem planı sunmuştu. Böyle planların Mayski tarafın dan, hücresinde tasarlandığı tabii ki düşünülemez. Berejkov, May ski'nin, hapishaneden Beria'nın makamına kadar kendisine eşlik edildiğini ve burada masada meyvelerin ve bir şişe Gürcü şarabının bulunduğunu anlattığını aktarmaktadır. Buna göre, burada Mays ki'ye giysileri ve kişisel eşyaları verilip eve gitmesine izin verilmiş. Bu hatıralarda doğruluk payı bulunmakla birlikte, gerçek olma ih timali çok daha yüksek olan senaryo, İçişleri Bakanlığı'nda karşı istihbarattan ve özel harekattan sorumlu Korgeneral Pavel Sudop latov'un anlattığı ve Beria'nın sorgulama esnasında teyit ettiği ver siyondur. Beria, Sudoplatov'a, Mayski ile ilgilenme görevini vermiş ve onu, yeni Sovyet dış politikasını " Batı'ya sunacak ideal adam" olarak tasvir etmişti. Ne var ki Mayski'nin adı, Yahudi Anti Faşist Komitesi liderlerinin 1 952'de kurşuna dizilmelerinden önce hak larında uydurulan yalancı tanık ifadelerine bulaştırı lmıştı. O ne denle Mayski, bu dava baştan aşağı yeniden incelenmeden, serbest kalamazdı. Sovyetler Birliği'nin lidersiz kaldığı bu ara dönem için bulunan çözüm, Mayski'yi " saklamak " ve eşiyle birlikte, Gene ral Fedotov'un makamının bitişiğindeki odalarda rahat şartlarda yaşamasını sağlamak oldu. Hatta Agniya, arkadaşlarına, kocası nın şartlarının artık mükemmel durumda olduğunu ve hatıralarını yazmaya başladığını söyleyecek kadar ileri gitmişti. Fakat ne yazık ki, kötü niyetli Molotov ve Malenkov, Beria'nın tutuklanmasının ardından Mayski'yi burada bulacaklardı. 16 Haziran'da Doğu Almanya'da patlak veren isyan, Kruşçev'e, Beria'ya karşı muhalefeti bir araya getirme ve reformları durdurma konusunda gereken bahaneyi sağladı. Beria 26 Haziran'da tutuk landı ve iç güvenlik kuvvetlerinin ona yardıma gelmesini önlemek üzere, askeri kuvvetler tarafından gözaltına alındı. Merkez Komi te'nin genel kurul toplantısında Beria'nın aleyhindeki davayı takdim ederken gerek Molotov gerekse Kruşçev, onu Almanya'da meydana gelen olaylardan sorumlu tuttu ve bu olayların, Beria'nın Batı'yla ilişkilere esneklik kazandırma girişimlerinin bir sonucu olduğunu iddia etti. Beria, "yabancı istihbarat servislerinden sinyal almak-
783
784
STALIN İLE CHURCHILL ARASINOA
la" suçlanıyordu. Bu meseledeki paradoks, yeni lider kadrosunun, Mayski ile Litvinov'un 1 943'ten beri savunmakta oldukları yumu şama politikasına doğru yönelmeleriydi; fakat Kruşçev'in iradesini partiye dayatabilmesi ve Mayski'yi içine düştüğü uğursuz durum dan çekip çıkartabilmesi için, belli bir zaman geçmesi gerekecekti. Beria tutuklandıktan sonra, İçişleri Bakanlığı'ndan gelecek tepkiler den endişe eden Kruşçev ile Molotov, Beria'nın yakın çevresini de hemen tutuklayacaklardı. Molotov'un Mayski'ye yönelik antipati sinin epey kökleştiği ve Mayski'nin Beria'ya, kendisinin yerine geç me konusunda onay verdiğine inandığı düşünülürse (Molotov'un kısa ve öz bir ifadeyle belirttiği üzere), Mayski'nin de "üzerinin çi zilmiş olması" şaşırtıcı değildir. Her ne kadar Mayski'ye ilişkin bel gelerin çoğunluğu araştırmacılara kapalı ve kilit altında tutulsa da, elimizdeki az miktarda delil, Beria'nın gözaltına alınmasının hemen ardından Mayski'nin yeniden tutuklandığını ortaya koymaktadır. Tabii bu olay üzerine sinirlerinin tamamen çökmüş olması, şaşırtı cı değildir. Olayların bu yöndeki gelişimini, İvy Litvinov'un henüz yayımlanmamış otobiyografi taslağı da teyit etmektedir. Agniya'yı "kimsenin ziyaret etmediği, tamamen yalnız kaldığı " dönemde İvy Litvinov'un onun tek dostu olarak kaldığı, açıkça görülmektedir. İvy, Agniya'dan, "Mayski'nin başının Stalin'in ölümünden sonra belaya girmesinin nedeninin Beria olduğunu, onunla dostane ilişki ler kurduğunu" öğrendi. İvy, buna hiç şaşırmadı. Zira, çelişkili bir biçimde, " Mayski'nin tutuklanmaması gibi bir ihtimalin olamaya cağını, çünkü Mayski'nin herkesle dostane ilişkilerinin olduğunu" biliyordu. Sonralarıysa Agniya, kocasına ayak uydurarak hikayede değişiklik yapacak ve Stalin'in ölümünün ardından, Mayski hak kında, "devletin paralarını zimmetine geçirmek" gibi saçma sapan iddiaların ortaya atıldığını iddia edecekti. Hakkındaki iddianamede Beria'nın, "Eisenhower, Churchill ve Tito gibilere yarayacak bir burjuva düzeni kurmaya " yönelik planlarının olduğu öne sürülüyordu. İddianamenin devamında, Beria'nın, "kendi adamlarını kilit idari noktalara getirmek ama cıyla, gayet becerikli bir şekilde, bir casus gibi, türlü çeşitli entrika ağları ördüğü" ifade edilmekteydi. SSCB Yüksek Mahkemesi'nin
ŞÔHAETIN BEDELİ: GEÇ DÖNEMDE MARUZ KALINAN BASKI
24 Aralık 1 953 tarihinde açıkladığı kararda, Beria 'nın "yabancı is tihbarat teşkilatlarıyla gizli ilişkiler" kurmaya yönelik " suç-ihanet faaliyetleri " özellikle vurgulanmaktaydı. Beria'nın İngiltere'de bu tarz faaliyetlerden sorumlu kıldığı ve muhtemelen dışişleri bakanı yapmayı düşündüğü Mayski de, özellikle ezeli düşmanı Molotov üzerinden, bu işe bulaştırılmış oluyordu. Her ne kadar Beria'ya ilişkin mahkumiyet kararında Mayski'nin adı ayrıca zikredilme se de, bütün parti örgütlerine gönderilen bir mektubun ardından, Mayski'nin Beria'nın suç ortağı olduğu iddiası, geniş kesimler ta rafından gerçek diye kabul edildi. Söz konusu mektupta, Beria'nın niyetinin, " İngiliz ajanı" Mayski'yi hapisten çıkartıp, daha son ra kendi dışişleri bakanı olarak atamak olduğu iddia ediliyordu. Mektupta ayrıca, Mayski'nin daha önce sorguda zorla verdiği, "yurtdışında yıllarca kalınca, kendi vatanına aidiyet hissini kay bettiği" yönündeki ifadeden alıntı yer alıyordu. Agniya, bu mek tubu gördüğünde, " üzüntüden deliye döndü"; zira, bu mektubun Mayski'nin suçlu olduğunu ima ettiğini düşünmüştü. Agniya'nın bağlı bulunduğu parti hücresinin, kocasıyla ilişkilerine dair hesap vermesini istemesi, onun açısından daha da aşağılayıcı oldu. Daha önceden hesaplarını Beria'nın kazanması üzerine yapmış olan De kazonov ile, Mayski'nin yakın ilişkisi olan eski NKVD Başkanı Merkulov gibiler, idam mangası tarafından kurşuna dizildi. Dış politikadaysa, ipler yeniden Molotov'un eline geçti. Mayski'nin sorgulanmasına 5 Ağustos'ta başlandı. Mayski, İçişleri Bakanlığı yerine, devlet savcılığının gözetimi altına alındı. Şimdi, ceza kanununun 5 8/1 ., 1 0 . ve 1 1 . maddeleri çerçevesinde, Sovyet devletini devirmeye, yıkmaya veya zayıflatmaya yönelik "karşıdevrimci" faaliyetlerle suçlanıyordu. Mayski'nin tutuklan masına ilişkin yaptığı nadir değerlendirmelerden birinde, yönelti len büyük suçlamayı, tek kelimeyle, " ihanet" diye ifade ederek, Stalin'in yardakçıları tarafından kendisine yöneltilen saçma sapan suçlamalara atıfta bulunmuştu. Ne var ki, kendisinin de o dönem de çok geçmeden fark edeceği üzere, bu yeni suçlamalar, onu Beria meselesine bulaştırma amacını taşıyordu. Beria'ya, Aralık ayında idam edilmeden önce yöneltilen en ciddi suçlama, yapacağı dar-
785
786
STALIN İLE CHURCHILL ARASINOA
beyi hazırlarken "yabancı istihbarat servisleriyle ilişkiler geliştir mek" idi. Bu tür suçlamaların temelini de, Beria'nın Mayski'nin dosyasını kapatmaya karar vermesi ve onu Churchill'le ve İngil tere'deki istihbarat çevreleriyle iletişim kurmakla görevlendirmesi oluşturuyordu. Mayski artık, Lubyanka'dan Butırka Cezaevi'ne nakledilmişti ve burada mahkumlar aracılığıyla kendisine pro vokasyon yapılmasından korktuğu için, tam tecrit altında kalma talebinde bulundu. On adet sorgu görevlisinin, Beria 'nın devam etmekte olan yargılanma sürecinde onun aleyhinde kullanılabi lecek itirafları yaptırma girişimlerine karşı başarıyla direndi. Bu gösterdiği direnişin cezası olarak, hücresindeki bütün kitaplar alı nıp götürüldü ve gözaltında kalmaya devam edeceği sonraki iki yıl boyunca, kağıt-kalem kullanmasına izin verilmedi. 1 954 yazı ve 1 955 başlarında süren, uzun süre devam eden ve bir sonuç alınamayan soruşturmalar esnasında Mayski, Kruşçev ve Voroşilov'dan, itibarını tamamen iade etmeleri konusunda sü rekli olarak ricada bulundu. Kendisine suçlamalar resmi olarak yöneltilinceye kadar, bir yılını daha hücrede geçirdi. Nihayet, 1 955 Mayıs ortasında, kendisine 39 sayfalık iddianame, bir de kurşun kalem sunuldu. Mahkemede avukatının olmasını istemediği için, iddianamenin olduğu sayfaların ters tarafını savunmasını bizzat kaleme alması için kullanmasına müsaade edildi. Beria'nın idamın dan sonra, sorgu görevlileri, Mayski'nin Londra Büyükelçiliği'nde ki çalışma arkadaşlarının 1 93 7'deki tutuklanmalarının ardından yaptıkları itiraflara dayanarak Mayski'yi belli bir çerçeveye oturt ma konusunda nafile bir çabada bulundular. Sorgucular ayrıca, Askeri Akademi profesörlerinden G.A. Deborin'i, Mayski'nin el konan belgelerini inceleyerek, Londra'daki büyükelçilik dönemine ilişkin suçlayıcı nitelikte malzeme bulmaya zorladılar. Mayski, 1 932'de Londra'ya hareket ederken, Litvinov onu, Moskova'daki başarılarının Londra'da kuracağı yakın kişisel iliş kilerle ölçüleceği konusunda uyarmıştı. Mayski, büyükelçilik döne minde sıradışı başarılar sergilemişti. Ne var ki, bu sıradışı başarılar, şimdi onun çöküşüne yol ac,:ıyor