Leonardo da Vinci ve Çocukluğundan Bir Anı [1 ed.]

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

R

r m o z )> ;o o o o l> < z n < m .() o rı c :;>;: r c Clc

LEONARDO DA ViNCi VE

ÇOCUKLUGUNDAN

SRı G/M

lJ N D F RE U D

c z o l> z

(D ::o l> z \/) cı $ c z o Ti

1 �

ÇEVİRİ: GONCA GÜLBEY

c o

f

6! 45

LEONARDO DA VİNCİ VE ÇOCUKLUGUNDAN BiR ANI Sigmund Freud

1.baskı: Eylül, 2021

Yayın Yönetmenleri Galip Alaca, Kaan Çaydamlı

Kapak Tasarımı Erol Egemen

Baskı Umut Kağıtçılık Sn Ltd Şti Keresteciler sitesi fatih cd yüksek sk No 11/1 Merter İstanbul Sertfika no:22826

© ALTIKIRKBEŞ YAYIN

Sertifika no: 17613 Kadıköy'ün yağmurlu ve puslu sokaklarında hazırlanan bu kitap sizi uçurumdan aşağı atabilecek güce sahip olabilir. Herhangi bir şekilde ve özellikle izinsiz olarak iktibas edildiğinde Kadıköy'ün o bilinen, serin ve rutubetli laneti, yıllar boyunca bunu yapanı takip eder, saçları dökülür, rüyasında sürekli olarak Kadıköy sokaklarından akın akın geçerek yıllık intiharlarını gerçekleştirmeye giden lemur sürüleri görür ve derin bir yalnızlığa gömülür.

ALTIKIRKBEŞ YAYIN bir Kaybedenler Kulübü tribidir. Dr Esat Işık Cd no:40 Bahariye/ Kadıköy www.645dukkan.com

ILIE@��IR{IO>@ IO>� ���CC� VE

ÇOCUKLUGUNDAN BİR ANI SİGMUND FREUD Türkçesi: Gonca Gülbey

ALTIKIRKBEŞ YAYIN

Kadıköy, 2021

LEONARDO DA V İ N C İ - Sİ G M U N D F R E U D

FREUD ÜZERİNE Freud'un kaderi, kendisi n i n de gu rurla söylediği gibi, "insa­ noğl u n u n uykusu n u ka çırmaktı". Ö l ü m ü nden ya rı m asır sonra görüyoruz ki b u konuda umduğundan çok daha başarı l ı oldu, gerçi b u başarı Freud'un pek de ta kd i r etmeyeceği biçimlerde gel işti . G ü n ü m üzde, doğru ya da ya n l ı ş, hepimiz Freud dil iy­ le kon u şuyoruz. Ödipal çatışma lardan, ka rdeşler arasındaki reka betten, n a rsisizmden ve Freudyen d i l sürçmelerinden bahsed iyoruz. Ancak bu konuda otoriteymişiz gibi kon uşma­ dan önce, Freud'un yazı larını d i kkatle okumakta fayda va r. Bu yazı l ar yeniden okunduğunda çaba nızın karşı l ı ğ ı n ı fazlasıyla verecekler. Sigm u n d Freud, 6 Mayıs 1856 yı l ı nda M oravya'ya bağl ı Fre­ i berg kasa bası nda d ü nyaya geldi.1 Babası Jacob Freud, parasız bir tüccardı; kocasından yirmi yaş genç olan a n nesi Amalia ise o l d u kça güzel, kendinden emin bir kad ı n d ı ve Jacob'ı n üçüncü eşiyd i . Jacob Freud'un ilk evl i l iğinden iki oğl u va rd ı . Oğla nlar nerd eyse Ama l ia i l e ayn ı yaşta lardı ve Freud a i lesine ya kın bir evde yaşıyorla rd ı . Oğl a n l a rdan biri n i n bir oğl u va rd ı ve çocuk Sigm und Freud'un yeğen i old uğu halde ondan büyüktü. Freud'u n a i le toplul uğu bu zeki ve mera k l ı genci şaşırta­ ca k kadar karmaşıktı . Çocukların doğa l zengi n l iği olan mera k duygusu, onda özellikle ön p l a n a çı kıyord u . H ayat bu merakı 1 Esas adı Sigismund Schlomo idi ama göbek adını hiç kullanmadı. Sigismund ismini farklı şekillerde kısaltarak kullandı ve nihayet Sig­ mund isminde karar kıldı. Gerçi 1 870lerin başında, Viyana Ü niver­ sitesinde tıp okurken gerçek adını kullandığı oluyordu. Freud'un doğduğu Freiberg kasabası da günümüzde Çekoslovakya'ya bağlıdır ve " Pribor" ismini almıştır. -5-

LEONARDO DA V İ N C İ - S İ G M U N D F R E U D

gidermesi için ona e peyce fı rsat tan ıyacaktı. 1860 senesi nde, Freud neredeyse dört yaşındayker:ı a i le­ siyle birlikte Viya na'ya taşı n d ı . Viya na o dönemde göçmenler için old u kça cazi p bir yerd i . H a psburg İmpa ratorl uğu'n u n l i be­ ra l dönemi a rtı k başlam ıştı . M ü l kiyet hakları, meslek terc i h le­ ri ve dini ibadetleri üzeri ndeki aşağılayıcı kısıtla m a l a rd a n ve ağır vergi lerden yen i ku rtu l m u ş olan Ya h u d i ler artık eko n o m i k i lerleme, politik katı l ı m v e b i r noktaya kadar sosya l yaşa mda ka b u l görme kon u larında gerçekçi u m utlar besleyebiliyorla rd ı . Freud bu dönemi şu sözlerle ifade ed iyor, "her azi m l i Ya h u d i çocuğun sırt çantasında portfolyosuyla dolaştığı za m a n l a rd ı ."2 Genç Freud, büyü k hedefler edin mesi kon usunda teşvik edil­ di. An nesi n i n i l k göz ağrısı ve ailenin gözde çocuğu old uğu için ailenin d u ru m u d üzeldiğinde kendi odasına bile kavuşt u . O rta­ okul ve lisede göze çarpan bir çocu ktu, her sene s ı n ıf b i ri n cisi oluyord u . 1873 senesi nde, on yed i yaşındayken Viya na Ü n iversitesi n e başla d ı . Başta h u k u k okumayı p l a n l a m ı ştı ama kendi deyi m iy­ le "bilgiye d uyd uğu açl ı ktan" ötürü tıp fa kü ltesine kayd o l d u . Doktor o l u p geleneksel bir ka riyer sürd ü rmeyi d ü şü n m üyor­ du; o n u neredeyse büyüleyen büyük bil mecelerin en azından bir kısm ı n ı çözebileceği felsefi-bili msel a ra ştı rma l a r ya pmayı pla n l ıyord u . Fizyoloji ve nöroloji a l a n ı ndaki ça l ışmaları o d e n l i i l g i çekici b u l m uştu ki 1881 senesine kad a r mezu n bile o l m a d ı . Başa r ı l ı bir a raştırmacı olan Freud, ya kında n gözlem ya pma ve b i l i msel şüpheciliğin sa m i m i d u ruşunu sergileme a l ışka n l ığı gel işti rmişti. U l uslara rası üne sah i p profesörlerle ça lışma ayrıca l ığına sahipti; b u hoca ların neredeyse ta m a m ı Alman ası l l ıyd ı v e doğa olayl a rı konusunda b ı ra k ı n d i n i a ç ı k2 The Interpretation of Dreams (Rüyaların Yorumu) (1900), SE iV,

193. -6 -

LEONARDO DA V İ N C İ - S İ G M U N D F R E U D

l a m a l a r ya pmayı metafizik spekü lasyonları bile kale a l maya n, gerçekçi pozitivistlerdi. Freud onların zihne yönelik teorilerin i değişti rdikten sonra bile hoca ları n ı m ütevazı bir minnetta rl ı k­ la a n m aya d eva m etti . M eşh u r bir fizyolojist, medeni ama katı bir a mir o l a n Ernst Brücke bu hocaların en u n utulmaz olan ıy­ dı ve Freud'un ina nçsız olma eğil i m i n e de yön vermişti. Freud evde herha ngi bir dini eğiti m a l m a m ı ş ve Viya na ü niversitesi­ ne b i r ateist olarak gel mişti; ü niversiteden de ikna edici bi lim­ sel verilere sa hip bir ateist olara k ayrı l d ı . 1882 senesinde Brücke'ü n tavsiyesiyle Freud gönülsüzce laboratuva rd a n ayrı l d ı ve Viya na Hasta nesinde a lt kad roda işe başla d ı . Sebep d uygusa l d ı : N isan ayı nda M a rtha Bernays a d l ı bir kad ı n la ta nışm ıştı. Kuzey Almanya'd a n k ı z ka rdeşi ni ziya­ ret gelen b u ufa k tefek, çekici kad ı n a aşık olmuştu. iki l i daha son ra gizl ice nişa nlandı ama gerekli olduğu n u düşündükleri saygın, b u rjuvazi ta rzda bir ev kura mayaca k kad a r yoksu l l a r­ d ı . Freud, Viya na'da m uayenehanesini açtı kta n beş ay son ra düğün hediyeleri ve va rl ı k l ı a rkadaşl a r ı n ı n verdiği borçla rla Eyl ü l 1885 tarih inde evlenebildiler. Dokuz sene içerisinde a ltı çocukları o l d u . B u çocu kların son u ncusu olan Anna, babası nın s ı rdaşı, hemşiresi, öğrencisi, temsilcisi olacak ve seçkin bir psi­ ka na list o l a ra k ka riyerini sürd ü recekti. Freud evlenmeden önce, 1885 Ekim ile 1886 Şu bat ta rihle­ ri a rasında Pa ris'te ünlü Fra nsız nörolog Jea n - M a rtin Cha rcot ile ça l ı ştı . Cha rcot, tı b bi rahatsızlıkları tedavi etmede h i pnoz yöntemini cesu rca savun masıyla Freud'u epeyce etkiled i . Ay­ rıca, histerinin erkeklerde de kad ı n l a r kad a r etkili olduğunu tezini de ayn ı cesa retle savun uyord u (o dönemde bu teze pek de sıcak ba k ı l m ıyord u). Rakipsiz bir gözlemci olan Cha rcot, Freud'un zi hinsel iyi leşmenin teorik ve tera pöti k yön lerine d uyd uğu ilgiyi de teşvik etti. Sinir ra hatsız l ı kları Freud'un uz-7-

LEONARDO DA V İ N C İ - Sİ G M U N D F R E U D

ma n l ı k a l a n ı h a line geldi ve 18901a rda bir a rkadaşına dediği gibi psikoloji de onun ti ra n ı oldu. Bu senelerde zih n i n psika na­ litik teorisini b u l d u . Bu dönemde b i raz tu haf o l s a da epey i lgisi ni çeken b i r ya r­ d ı m da a l ıyord u . 1887 senesinde, Berlin l i bir burun ve boğaz uzma n ı olan Wilhelm Fliess ile ta nışmış ve hemen ya kın dost olm uştu. Fliess ta m da ya l n ı z l ı k çeken Freud'un a radığı d i n l eyi­ ciyd i; hiçbir fikir ka rşısında şaşı rmaya n entelektüel bir kumar­ baz olan Fliess, prova katif teori leri n propaga ndası n ı ya pmaya bayıl ıyor ve Freud'a gel işti rebileceği fi ki rler sun uyord u . Fliess ve Freud on seneden fazla b i r süre boyunca birbi rleri ne öze l mektu plar gönderip, tekn i k notları n ı paylaştı l a r ve za m a n za­ man da yıkıcı nosyo n ları n ı ko nuşmak için bir a raya geld i l e r. Freud m uayeneha nesi nde psi kanal izi keşfetmeye doğru a d ı m a d ı m i lerl iyord u; hasta larıysa m ü kemmel hoca l a rd ı . Gi­ derek isteriden m u sta rip ka d ı n l a r konusunda uzma n laşıyord u . Onların sempto m l a rı n ı gözlemleyip, şikayetleri n i din l iyo rd u ancak aslında iyi b i r dinleyici ol masına rağmen, hasta l a rı n ı yeterince d i kkatle d i n lemediği n i fa rk etmişti . Hastaları n ona a n l atacağı çok şey va rd ı . 1895 senesi nde Freud v e babası gibi görd üğü, başa rılı ve feragat sahibi bir d a h i l iye uzma n ı olan dostu Josef Breuer, is­ teri Üzeri ne Ça l ı ş m a l a r (Studies on Hysteria) kita b ı n ı yayı n l a ­ d ı l a r. Kitap, Breuer' i n eski b i r hastası olan "An na O."yu kon u a l ıyord u . Anna O., Breuer v e Freud'un sa m i m i soh betl erinde kon uşabilecekleri ha rika bir kon u olmuştu ve kendi i ra d esi n i n (Ve Breuer'in i ra desin in) d ı ş ı n d a psika nalizin kurucu hastası olma yol u nda ilerliyord u . Freud, histerinin ci nsel bozu k l u kta n kaynaklandığını ve semptom ların kon uşarak ortadan ka l d ı rı l a ­ bileceğini düşün üyord u v e Anna bu tezi eksi ksiz doğru l uyord u . 1895 senesi Freud i ç i n başka açılardan da belirleyici b i r -

8

-

LEONARDO DA V İ N C İ - S İ G M U N D F R E U D

sene oldu. Tem m uz ayı nda kendi rüya l a r ı n d a n birini analiz et­ meyi başa rd ı . " l rma'n ı n enjeksiyon u," olara k b i l i nen bu rüyayı, dört sene son ra yayı n layacağı Rüya l a r ı n Yoru m u a d l ı kitabında psi ka n a l i ti k rüya yoru muna model olarak gösterecekti . Ayn ı sene son bah arda, daha son ra l a rı B i l i msel Psi koloj i için bir Proje olarak a d l a n d ı racağı n ı ça l ışması n ı n taslağı n ı oluşturd u a n c a k bu ç a l ı ş m a ne ta mamlandı ne da yayı n l a n d ı . Bu tasla kta Freud'un temel teori leri n i n bir kısm ı n ı görmek mümkündür ancak esas göze çarpan Freud'un zihi nsel olayların geleneksel fizyoloj i k yoru m la r ı n ı n ağına düştüğü d ü r. Freud giderek psikolojik fe nomenler için psikoloj i k açıkla m a l a ra d a h a çok başvu ruyord u . 1896 bahar ayı nda o ca n a l ıcı kel i m eyi i l k kez ku l l a nd ı : "psika na l iz". Ekim ayı ndaysa babası n ı kaybetti; seneler son ra "bir i n sa n ı n hayatı ndaki en önemli olay, en keskin kayı p," d iyecekti .3 Babası n ı n ölümü o n u n için son derece güçlü bir itici kuvvet o l d u; Freud daha önce görü l memiş bir kend i n i analiz sürecine girdi, bu kez çok daha siste m l iyd i ve k ı l ı kırk ya ra ra k ilerl iyord u, öyle ki kendi derinlerine i nen, düşünebi leceği niz en d ü rüst oto biyografi yaza rından bile daha titizd i . Sonraki üç, dört sene boyunca, "Rüya Kita b ı," üzeri ne çalışı rken yen i keşifler d e b u l u nacaktı . Ama önce l i kle bir süred i r desteklediği "iğfa l teorisi nden" ku rtu lması gere kece kti . Bu teoriye göre bütün nevrozları n kaynağı olgu n l u k öncesi dönemde gerçekleşen ci nsel eylem­ ler, öze l l i kle de çocu kluk dönem inde yaşa n a n tacizlerd i .4 Bu o l d u kça geniş kapsa m l ı ve ihtimal dışı teoriden kurtu lduktan 3 Aynı eser, xxvi 4 Freud hiçbir zaman cinsel istismarın var olmadığını iddia etmedi. A nlattıkları cinsel saldırıların hayal ürünü olmadığını çok iyi bildiği hastaları vardı. Freud sadece nevrozun tek sebebinin bir hizmetçi, büyük kardeş, ya da sınıf arkadaşı tarafından tecavüze uğramak olduğunu iddia eden "iğfal teorisinden" vazgeçti. -

9

-

LEONARDO DA V İ N C İ - S İ G M U N D F R E U D

son ra Freud zihinsel yaşa m d a fa ntezilerin payı n ı daha iyi ka­ vrayacak ve evrensel aile ü çgeni diyebileceğimiz Oedipus kompleksini keşfedecekti. Freud'un Rüya l a r ı n Yoru m u a d l ı kitabı Kasım 1899 yı l ı nda yayı n l a n d ı . 5 Kita pta bütün rüya l a r, kişilerin a rzu l a rı n ı n yer­ ine geti rilme biçim i olara k ele a l ı n ıyor ve rüya l a r ı n sebe­ plerini daha son ra rüya d a n uya n a n ı n a n ı m sayacağı tu­ haf d ra m l a ra çeviren zih i nsel hileler detayl ı olara k iza h ediliyord u . Epey zorl u o l a n yedinci böl ü mdeyse zih n e d air kapsa m l ı bir teori a n a hatla rıyla a n latıl ıyord u . Kitap pek de iyi karşı l andı d iyemeyeceğiz. Altı sene boyunca sadece 352 kopya sattı ve 1909 senesi ne kadar ikinci baskıyı ya p m a d ı . Ancak Freud'un 1901 senesi nde yayı nlad ığı G ü n l ü k Yaşa m ı n Psikopatolojisi a d l ı kitabı d a h a geniş bir kitleye u la ştı . Kita pta örneklendird iği fa rklı türden dil sürçmelerini n zihin her ne ka­ dar da rmadağı n ı k m ı ş gibi görünse de aslında son derece katı kura l larla yöneti ldiğinin göstergesi olduğunu ifade etti . Tipik bir örnek vermek gerekirse, pek de iyi bir dönem geçirmeyen Avustu rya parla mento başka n ı, parlamentoyu aça rken ya ptığı resmi kon uşmada parla mento n u n ka pandığını beya n etmişti . Bu "kazaya" neden ola n asl ı n d a başka n ı n yeni başlaya n dö­ neme dair gizli isteksizliğiydi. Hala bir radikal olara k görülse de, Freud gide rek d a h a ç o k prestij v e destekçi kaza n ıyord u . 1900 senesind e Fliess ile bir tartışma yaşadı, bir süre daha yazışmaya deva m etti l­ erse de, ikisi bir daha bir a raya gel medi. 1902 senesindeyse, m u htemelen a nti-Semitizm ve başına buyru k ta kılan bu ye­ nilikçi adama duyu l a n güvensizlikten kayna klı gecikmelerin a rd ı ndan Freud, Viya na Üniversitesine doçent doktor o l a ra k 5 Kitabın baş sayfasında 1900 tarihi vardır ve bu tarih genelde basım tarihi olarak verilir. -10-

LEONARDO DA V İ N C İ - Sİ G M U N D F R E U D

ata n d ı . Sen e n i n sonuna doğru Freud ve d iğer dört Viya . n a l ı he­ kim, her ça rşa m ba gecesi Freud'un Berggasse 19 a d resi ndeki evi nde top l a n ı p psika n a l iti k soru n l a rı tartışmaya başla d ı l a r; dört sene son ra, toplantılara gelen d üzen l i katı l ı mcı sayısı n ı n bir düzineyi a şmasıyla birlikte top l a ntı notl a rı n ı kaydedecek ücretl i bir sekreter {Otto Ra n k) tutmaya ka ra r verdiler. Nihayet 1908 senesinde gru p Viya na Psi ka n a l iz Derneği ne dön üştü . En azından a rtı k bazı tı p adamları {ve bi rkaç tıp kad ı n ı) Freud'u n fikirleri n i cidd iye a l m aya başlamıştı. Freud 1905 senesinde psika n a l iti k düşü nceyi teorisi n i n i k­ inci ayağıyla d estekledi ve Cinsel l i k Teorisi Üzeri ne Üç Makale ça l ışması n ı yayı nladı. Çalışma, o güne kad a r tı bbi l iteratürde görü l memiş b i r açı kl ı kla, hiç sansür uygu lamadan çocuk­ l u ktan, erge n l iğe kad a r sapkın ve "norm a l " gelişimi i ncel i­ yo rd u . Yine 1905 senesi nde fıkra l a r üzeri ne kita b ı n ı çıka rd ı ve ü n l ü va ka ça lışmalarından biri o l a n "Dora Va kası" ad ıyla d a b i l i n e n Bir Histeri Va kası Ana lizinden Pa rça lar çal ışması n ı yayı n l a d ı . Kita bı, psika nalizde rüya yoru m u n u n ku l la n ı m ı n ı örneklen d i rm e k i ç i n yayınladı; ayrıca, b u ça l ışma sayesinde a n a l iti k d u ru mda dön üşü m ü n gücü n ü a n layamadığı n ı fa rk etm işti a ncak çalışma da ergenlik döneminden geçen, zor du­ rumdaki b i r gençle hiç em pati kuru l a m a m ı ş o l ması Freud�u n çalışması n ı tartışma l ı bir pozisyona geti rd i . Sonra ki on sene içerisi nde Freud üç tane d a h a kapsa m l ı vaka ça l ışması yayı n ladı v e böylece psika naliz tekniği ni d a h a d a zengi n leşti rd i . Bu çalışmalar: 1909 senesinde "Beş Yaşında Bir Çocuğun Fobi Anal izi {Küçü k Hans)", "Obsesif Bir Nevroz Va kası Üzeri ne Notla r" {"Fa re Adam"), ve 1911 senesi nde "Bir Pa ra n oya Va kası Üzeri ne Psi ka n a l iti k N otlar" {"Schreber Va kası"). Anal izler son za manlarda yeniden tekra r edi lse de, b u vaka ça l ışmaları geniş bir dizi z i h i nsel ra hatsızl ı k için anlaşı l ı r -11-

LEONARDO DA V İ N C İ - S İ G M U N D F R E U D

ve açı klayıcı modeller sunmaya deva m ed iyor. 1910 senesi n­ den itibaren psi ka n a l iti k yöntemi sağla m temellere otu rt­ mak a macıyla a l a n ı n d a öncü ve son derece etkili m a ka leler yayınla maya başladı. Çalışmaları nda teori n i n kend isini d e ih­ mal etmiyord u; "Zi h i nsel İşlevin İ ki Prensibi Üzerine Form ü la­ syonlar" (1911) adlı ça l ışması bu önemli yayı n l a rd a n biri d i r. Bu çalışmada i l kel ola n ı ve zihi ndeki bilinç dışı öğeleri ele a l d ığı "i l k sü reci" ve bi l i nçli, kontro l l ü olanı ele ald ığı "ikincil süreci" i ncelemiştir. Bu yı llar boyunca Freud, din, edebiyat, ci nsel a d etler, bi­ yografi, heykel, tarih öncesi ve daha pek çok konuda m a ka l el­ er yayı n l aya ra k klinik ve teorik uzman laşma n ı n önceden bel i rlenmiş s ı n ı rl a rı n ı n d ışına ç ı ktı . "Obsesif Eylemler ve Dini Adetler" (1907), "Ya ratıcı Yaza rla r ve G ü ndüz Düşleri" {1908), "Uyga r Cinsel Ahlak ve Modern Si n i r Hasta l ı kla rı" (1908), epey­ ce tartışma ya rata n homoseksüelliğin köken leri çalışması, "Leonardo da Vinci ve Çocukluğundan Bir Anı" (1910) bu türden çalışmalarına dair sadece bi rkaç örnektir. Freud tüm kültü rleri kendi uzma n l ı k a l a n ı n a dahil etmişti . Gençl iği nde plan ladığı progra m ı a rtı k yürürl üğe koyuyord u : i n sa n lığın büyük bil meceleri nden bazı l a r ı n ı çözecekti . Anca k Freud, 1905'den 1914'e kadar deva m eden sü reçte h ızla yükselen u l uslara rası bir ha reketi n, kendi ha reketi n i n, içindeki uzlaşmazl ı kl a ra da ta n ı k l ı k ed iyord u . Freud'u n fi k i rl­ eri n i n ge leceğe a kta rıl ması kon usunda u m ut vadeden ve daha sonra l a rı ihtilafa d üşeceği iki temel kaynak va rd ı . B u n ­ lardan ilki Viya n a l ı Sosya l ist h e k i m Alfred Ad ler {1870-1937) i ki ncisi de kend i n e özgü, inatçı bir psikiyatrist olan İsviçreli Ca ri G . Jung'd u (1875-1961). Ad ler, Freud'un i l k ta rafta rla rı a rasındayd ı ve belli bir süre o n u n en önde gelen savu n ucu­ lardan old u . Anca k psika nal ize duyulan profesyonel i lgi hızla -

12

-

LEONARDO DA V İ N C İ - Si G M U N D F R E U D

a rttı kça- ki b u i lgi her za man dosta ne deği ldi- Freud psi ka n a l izi doğd uğu şehrin ötesine taşıma a rzusu d uymaya başlad ı . Bir avuç ta kipçisiyle ken d i n i taşraya kapattığı n ı h isseden Freud için Viya na a rtı k uygun bir merkez hissi vermiyord u . İ l k dön ü m noktası 1906'da, o zama n l a r Züri h'teki ü n l ü Burgholzli k l i n iğinde b a ş psikiyatrist olan J u ng'u n Freud'a ça l ışma l a rı n ı n b i r kopyasını göndermesiyle gerçekleşti . Freud hemen ya n ıt verd i ve sa m i m i bir şeki lde yazışmaya başladılar. Bu a rkadaşl ı k, Jung 'un 1907 başlarında Freud'u ziya ret et­ mesiyle pekişti. Freud o dönemde d a h a e l l i yaşındayd ı, zinde ve ü retkendi ama uzun zama n d ı r yaşl a n ı p çökeceği gün­ leri düşün üyord u . Psi ka n a l itik yöntemi gelecek kuşa klara ve Viya na'n ı n d ışına taşıyacak bir varis a rıyord u . Ayrıca, o dönemde psi ka naliz çal ışması Ya h u d i orta m ıyla s ı n ı rl ıyd ı ve Freud b u n u n da değişmesi n i istiyord u . Sağla m bi r duruşa sa­ h i p, enerji dolu bir kon uşmacı olan Jung, Freud için ilham verici bir keşifti; J u ng yaşlı deği ldi, Viya n a l ı deği ldi ve Ya h u d i deği ldi. J u ng, 1908 baharında Salzburg'da d üzenlenen i l k u l uslara rası psi ka n a l i z kongresi nde öne çıkan isimlerdendi ve ertesi yıl ye ni kurulan Yea rbook'u n ed itörü olara k ata n d ı . J u ng'dan epeyce m e m n u n o l a n Freud onu oğl u ve vel i a h d ı olara k görüyor ve her konuda teşvik ed iyord u . Dolayısıyla, M a rt 1910 ta ri h i nde N i m berg'de U l uslara rası Psi ka n a l iz Derneği kurulduğunda Freud'un başka n tercihi kaçı n ı l maz olara k J u ng'dan yana oldu. Freud'un Viya n a l ı ta kipçileriyse psika n a l izin merkezi n i n a rtı k kendi şeh i rleri deği l Z ü r i h olacağı n ı görüyor v e b u n d a n h i ç hoşla n m ıyorl a rd ı . Neticede ta rafla r a rasında uzlaşma sağlandı ve bir süre l iğine de olsa Viya na Psi ka naliz Derneği nde barış h ü kü m s ü rd ü . Ancak bu esnada Ad ler ci nsel l i kten ziyade a gresifl iği ö n plana çıka ra n ve nevrozların temel nede n i n i n "orga n yetersizliği" old uğu n u i leri süre n ken d i n e özgü psi koloji -

13

-

LEONARDO DA V İ N C İ - Sİ G M U N D F R E U D

teori leri i leri sürüyord u . Grup içi böl ü n meler a rtı k kaçı n ı l mazd ı ve 1911 yazında Ad ler ve bazı taki pçileri dernekten ayrı l ı p, Freud ve Freudyen leri Viya na top l u l uğuna bıra ktı l a r. Bu esnada Freud m ü kafatsız da ka l m ıyord u . Eyl ü l 1909'da, Jung gibi o da Worcester, Massachusetts'teki Clark Ü niver­ sitesi'nden fa h ri doktora u nva n ı a l d ı . Anca k Ad ler gibi Jung da Freud'un fi ki rleri nden giderek uzaklaşıyord u . Freud'u n ci nsel d ü rtü olarak ta n ı m la d ığı libidoya atfettiği önemi başı ndan beri ka b u l edem iyord u . 1912'n i n başlarında, bu çekinceler kişisel bir hal a l d ı . B u n u n ka rşı l ığı nda, Freud'un İngiliz köke n l i başveki l i Ernest Jones benzer düşü nce ya pısına sa h i p üy­ elerden ol uşan, a d ı n a Kom ite dedi kleri, gizli bir grup kurd u . Komite'de Ernest Jones, Freud, Sandor Ferenczi {Buda peşteli zeki b i r ta raftar) Viya n a l ı, n ü kted a n Avu kat Hanns Sachs, kes­ kin zekalı klinik uzm a n ı Ka ri Abra h a m ve Freud'un kişisel kat­ ibi Otto Ra n k yer a l ıyord u . 1912 senesi ne gel i ndiğinde Freud ve Jung a rasındaki yazışma l a r sertleşti ve 1914 Ocak ayı nda Freud, Ju ng ile olan dostl uğu n u biti rd i . Ayrı l ı k a rtı k a n mesele­ siyd i; 1914 i l kba harında Ju ng psika na liti k ha reket içerisindeki önem l i pozisyonlarından ayrı l d ı . Psi ka n a l iti k siyaseti n geri l i m leri Freud'u b i r d izi etkileyici kon u üzerine keşifler ya pmakta n a l ıkoym uyord u . 1913 sene­ sinde, son derece spekülatif ve c ü retka r bir ça l ışma olan Totem ve Ta bu'yu yayı n l a d ı . Ta rihöncesi ne dair psi ka nalitik bir çalışma olan Totem ve Ta bu'da, geçmişin kara n l ı klarında b i r yerde va hşileri n baba l a rı n ı öldürüp, bundan suçl u l u k duym a l a rıyla birli kte kültüre gi riş ya pmalarını a n latıyord u . Daha sonra 1914 y ı l ı n d a "Michela ngelo'n u n M u sası" ça l ı şması n ı yayı n l a d ı {a non i m ola rak). Bu çalışmada Michela ngelo'n u n düşü ncelere d a l m ı ş b u heyke l i n e d uyd uğu hayra n l ığı, gözlemleriyle birleşti rerek a kta rıyord u . Ayn ı sene, narsisizm üzeri ne sarsıcı -14-

LEONARDO DA V İ N C İ - S İ G M U N D F R E U D

b i r m a ka l e yayı nladı; o güne kadar e roti k ve egoistik olarak ikiye ayı rd ığı m otifleri şimdi tartışmaya açarak psika n a l iti k düşünce n i n en önem l i başl ı kları n ı alt ü st ed iyord u . Anca k d ü nya sa h n esindeki üzücü olaylarla b i rl i kte Freud'un psika n a l i ti k teoriyi yeniden değerlendirme süreci de sekteye uğra d ı . 28 Haziran 1914'te Avusturya l ı Arş i d ü k Fra ncis Ferd i­ nand ve eşi öldürüldü. Altı hafta son ra, 4 Ağustos'ta Avru pa savaş h a l i n d eyd i . Psika nalizin i l k kaybı "Çocu k l u k Nevrozu Ta ri­ h i nden" ("Ku rt Ada m") olara k a d l a n d ı rdığı va ka ça l ı şmasıyd ı . D a h a son ra la rı Freud'un en çok b i l i n e n vaka çalışması olacak bu eser 1914 sonba harında yazı l m ı ş olmasına rağmen 1918 senesi ne kad a r yayı nlanmadı. Psika n a l iti k fa a l iyetler ise neredeyse d u rma noktasına gel m işti . Pota nsiyel hasta ların çoğu cephedeyd i; psikanal istleri n çoğu tı b b i birliklere a l ı n m ıştı; Ernest Jones ve Freud gibi "d üşma n l a r" a rasındaki i letişim ci­ ddi biçimde kesi l m işti; psikanalitik yayı n l a r neredeyse yok o l m u ştu; ve i letişi m i n can damarı olan kongrelerden bahset­ mek bile m ü m kü n deği ldi. Freud için end işe edecek başka kon u l a r da va rdı; oğu llarının üçü de savaştayd ı, i kisi her gün ölümcül teh l i kelerle karşı karşıyayd ı . Y i n e de savaş Freud'u ça l ışmaktan a l ı koym a d ı . Kendisine ka­ lan onca boş zamanı iyi a maçlar için k u l l a n d ı . Otu rup kara ka ra d üşünmektense ça l ı şmayı tercih etti; çalışmak onun savu nma biçimiyd i . M a rt ve Temmuz 1915 ta rihleri a rasında meta p­ sikoloj i üzeri ne bir d üzine makale yazd ı- ça l ışmalar bilinç d ışı, bastı rma, m e l a n koli üzeri neyd i . B u çalışma l a rı yayı nla mayı d üşü nse d e temel ders kita bına koymayı ka b u l etmed i . 1915 ve 1917 tarih leri a rasında makalelerin beş tanesini yayı nladı ve geriye ka lanlarını yok etti. Ça l ışma l a rı konusunda yaşad ığı bu tatm i nsizlik a kla narsisizm üzerine yazd ığı m a kaleyle ilgili d uyd uğu hoşn utsuzluğu geti riyor. Ç ı ka rdığı zihin ha ritası klinik ·15-

LEONARDO DA V İ N C İ - Sİ G M U N D F R E U D

deneyi m lerine daya n a ra k elde ettiği ka n ıtlar a n l a m ı nd a yeter­ sizd i . Ama elinde tatm i n edici başka b i r a lternatif d e yoktu. O n u n için savaş bitene kada r beklemesi gerekecekti. Savaş esnasında ya ptığı bir başka iş ise ona daha çok başa rı geti rd i ama Freud bu işten çok az keyif a l d ı : 1915 senesi nden başlaya rak ün iversitede ders verd i ve 1917 senesinde Psi­ ka nal ize G i riş Dersleri a d ı n d a bir kita p yayı n l a d ı . Kita p s ı ra d a n tecrü beler üzeri n e b i r d i z i yazı, d i l sürçmeleri v e "nedensiz" u n utma ile açılış ya pıyor, a rd ı n d a n rüya lara geçiyor ve teknik bir ko nu olan nevrozla kapa n ıyord u . Çok sayıda baskı ya p a n ve pek çok dile tercüme edilen bu ça l ışma Freud'a ge n i ş b i r kitle kaza n d ı rd ı . Sava ş uzuyord u . Bir Avustu rya m i l l iyetçisi olan Freud a rtı k son u gelmeyen bu katl iamdan b ı km ıştı. Entelektüellerin şovenizmi, kom uta n l a rı n vurd u m d uymazlığı, politika c ı l a rı n a pta l l ığı ka rşısı nda dehşete ka p ı l ıyord u . Psi ka nalistler hasta­ larında agresyona sık sık rastl ıyorlardı ancak Freud agresyo­ n u n teorik öne m i n i h e n üz ta m olara k ka bul etmem işti . Fa kat savaş tüm va hşetiyle insan doğası n ı n skepti k psika n a l iti k değerlendirmesi n i doğru l uyord u . Savaşın bitmesi ne ya kın, psi kanalitik faa l iyetler yeniden ca n l a n maya başl a d ı . 1913 senesinden beri i l k kez Eyl ü l 1918 tari hinde Alma nya ve Avusturya-Maca rista n'd a n psika n a l ­ istler Buda peşte'de b u l uştu. İki a y son ra da savaş b i tti . Aile tüm savaşta ki oğu l l a rı hala hayatta old uğu için derin bir nefes a l m ıştı . Ancak rahatl a m a k için daha çok erke n d i . Ye­ nilen ta rafların ü l kelerinde devri mler ol uyor, ü l keler i m ­ pa ratorl uklardan c u m h u riyete geçiş ya p ıyord u; ayrıca, eller­ i nden toprakları n ı ve kayna kları n ı a l a n katı kura l l a ra sa h i p barış a n laşma larına maruz b ı rakıl ıyorla rd ı . Viya na'd a açl ı k, soğuk, u m utsuzl u k va rd ı; yiyecek ve yakıt sıkıntısı ö l ü mcül -

16

-

LEONARDO DA V İ N C İ - S İ G M U N D F R E U D

hasta l ı kl a rı n - tüberkü loz ve gri p- baş göstermesine neden ol uy­ ord u . Bu s ı k ı n tı l ı orta mda Freud H a psburg İ m pa ratorl uğu'n u n gidişine göz yaşı dökerek zaman kaybetmed i . Bilakis n e denli enerjik ve ya ratıcı bir idareci old uğu n u ispatladı. Freud'un o dönemki tavrı düşü n ü l d üğünde, Profesörü gerçek hayatı n zaruretleri nden koruya n Martha Freud portresini bir kez daha gözden geçi rmekte fayda old uğu n u düşün üyorum. Freud yurtd ı ş ı n d a ya şaya n a rkadaşlarına ve a kra ba larına a i lesi n i n ne tür gıda madde lerine ve giysilere i htiyaç d uyd uğu n u ayrı ntı l ı bir şeki lde a kta rıyor v e pa ketleri nasıl güve n l i bir şeki lde gön­ derebi lecekl eri n i izah ed iyord u. Derken Oca k 1920 tari h i nde savaş sonrası yaşa n a n fela ket Freudların a i lesine ölümcül bir da rbe i n d i rd i : Freud'u n Hamburg'da yaşaya n i ki çocuk a n nesi iki nci kızı Sophie gri p salgı n ı nda ö l d ü . Freud'un pesi mist d ü rtü teorisi n i ge lişti rmesi nde Soph ie'n i n ö l ü m ü n ü n etkili old uğu söyle n i r, ki bu makul bir iddiad ı r. Asl ında Freud, Soph ie'n i n ö l ü m ü nden bir sene önce yayı n l a n a n Haz İ l kesi n i n Ötesinde (1920) adlı kitabında ö l ü m d ü rtüsü teorisi n i hemen hemen ta m a m l a m ıştı. Ya şam gücü olarak ta n ı m lad ığı Eros ile ölüm gücü o l a ra k ifade ettiği Thanatos'u d ramatik bir biçi mde karşı ka rşıya geti rdiği bu yapıt Freud'un kura m ı n ı n vazgeçil mez te mel lerinden biri o l d u . 1923 senesi nde klasik ça l ı şması Ego ve İd kitabında revizyo n l a r ı n ı tama m l a d ı . Artı k z i h i n için "ya pısal bir teori," öne riyord u . Bu teori zihni birbirinden ayrı ama etkileşim h a l i ndeki üç böl ü m olara k ele a l ıyord u : id (zi h n i n ta mamen b i l i nçsiz olan bölgesi d i r. Güdüler ve daha sonraki yaşa ntıda baskı l a n a n materya l burada yer a l ı r), ego (kısmen b i l i nçli olan ve savu n m a mekanizmaları ile hesa p ya pma, a k ı l yü rütme ve p l a n l a m a gibi beceri lerin b u l u n d uğu kısım) ve süper-ego (bu d a kısmen b i l i nçlidir, vicdan ve fa rkı nda o l u n maya n suçl u l u k -

17

-

LEONARDO DA V İ N C İ - Sİ G M U N D F R E U D

d uygu larını barı n d ı rı r). Freud klasik zihinsel a ktivite ta n ı m ı nda, düşüncelerle, d üşüncelerin fa rkında olma d u r u m u a rasındaki mesafeyi vurgu luyor, zih ni bil inçli, bilinç öncesind e ya da tamamen bilinçsiz olarak s ı n ıflandı rıyord u . Asl ında geliştird iği bu yen i şemayla da klasik ta n ı m ı ndan vazgeçmiş d eğildi ama şimdi ego ve süper-ego n u n çoğu zihinsel etki n l iğinin doğrudan iç-gözleme ka pa l ı olduğu n u vurgul uyord u . Bu esnada psi ka n a litik ha reket büyüyord u . Freud, popül­ er bası n ı n ona gösterdiği sa nsasyonel ilgiden nefret etse de, ismi a rtık herkesin d i l i nd eyd i . 1920'de, La hey'deki i l k savaş sonrası kongrede eski "d üşmanlar" a rkadaş olara k yeniden b i r a raya geld i . Freud'a, o sırada analiz ettiği ve 1922'de Vi­ yana Psika n a l iz Cemiyeti'ne katı lan kızı Anna eşl i k ed iyord u . O yıl, psikana listler Berlin'de topla n d ı . Bu Freud'un katı ld ığı son kongre olaca ktı . N isa n 1923'te damağında çıkan bir ur yüzü nden amel iyat old u . Doktorları ve en ya kın a rkadaşları aylar boyu nca bu urun iyi h uylu olduğu n u ileri sürseler de, Eyl ü l ayı nda gerçek ortaya ç ı ktı : Kanser olm uştu . Son b a h a rd a b i r dizi zorlu a m eliyat daha geçird i . Protez ku l l a n m a k zoru nda ka lan Freud'un artık ağrısız sızısız geçirdiği günler çok nadirdi. Yine de ça l ışmayı asla b ı rakmadı. Konuşma sıkıntısı çektiği za manlarda bile Amerika'd a n Viya na'ya o n u n "öğrencisi" ol­ maya gelen hekimleri analiz etmeye d eva m ediyord u . B u he­ kim ler a n a l izler bittikten sonra New York ya da Chicago'ya dön ü p, kendi leri a n a l i z ya pıyorlard ı . Freud teori lerini revize etmeye de deva m ediyord u . 19201erin ortasından başlayara k, kad ı n cinselliği üzerine tartış m a l ı m a kaleler yazmaya başla d ı . 1926 y ı l ı n d a yayı nlad ığı Engellenmeler, Sempto m l a r ve Kaygı kita bında kaygı üzerine erken dönem d ü şü ncelerini ters yüz ediyor, artık kaygıyı teh likeli bir sinya l o l a ra k ele a l ıyord u . Ayrıca, görece d aha geniş kitlelere u laşa n makalel-

18

-

LEONARDO DA V İ N C İ - Sİ G M U N D F R E U D

er yazıyord u : 1927 senesinde yayı n l a n a n Bir Ya n ı lsa ma n ı n Geleceği ça l ı şması kendi nden e m i n b i r ateistin d i n üzeri ne i ncelemeleri nden oluşuyord u. 1930 senesinde yayı nlanan Uyga rlığın H uzursuzl u kları ise fel a keti n eşiğindeki modern uyga rl ı k ka rşısında duyulan haya l kırıkl ığıyla ele a l ı n m ı ş bir çalışmayd ı . 1933 yı l ı nda beklenen o fela ket ge ldi. 30 Oca k'ta, H itler Alma nya'd a şansölye olara k ata n d ı ve o a n d a n itibaren zaten a ktif olan Avustu rya l ı Naziler, siyasete giderek daha fazla mü­ dahale etti ler. Bu esnada Freud'un eski dostları da birer bire r vefat ed iyord u : Kari Abraham 1925 senesi nde beklenmed i k bir za manda ö l d ü ; a rd ı n d a n 1933 senesi nde S a n d o r Ferenczi de hayatı n ı kaybetti. Ama Freud hem nefret ettiği hem de çok sevd iği Viya na'd a n yine de ayrı l m a k istem iyordu; a rtık çok yaşl a n m ı ştı ayrıca Nazilerin ü l kesi n i işga l edebilecekleri ne ihtimal vermiyord u . 12 M a rt 1938 tari h i nde ya n ı l m ış oldu­ ğ u n u a n l a d ı . Naziler kente girerken coşku l u bir ka laba l ı k o n ları a l kışl ıyord u . M a rt ayı n ı n son l a rı n a doğru Anna, Ge­ sta po ka ra rga h ı na çağrı ldı; başı na bir şey gel meden serbest b ı ra k ı l d ıysa da yaşadığı travma Freud'un Viya na'd a n gitme ko­ nusundaki fi kri n i tamamen değişti rd i; göç etmek zorundayd ı . Nazi H ü kü m eti n i n bitmek bil meyen zorbaca talepleriyle baş etmek ayl a r a l d ı ama Freud n i hayet 4 Hazira n'da n ü l keden çıkı p Paris'e gitti ve burada daha önce a n a l i z ettiği ve kend­ isine hayra n l ı k d uya n öğrencilerden b i ri olan Prenses Marie Bonaparte ta rafı ndan büyü k bir m e m n u n iyetle ka rşı l a n d ı . 6 Hazi ra ndaysa "özgü rce ölebi l mek için" Lon d ra'ya geçti . Hasta l ığa ve yaşl ı l ığa rağmen çalışmaya deva m ed iyord u . Ta m a m ladığı s o n kita p o l a n M usa v e Tekta nrıcı l ı k'ta M usa'n ı n b i r M ısırl ı olduğunu i leri sü rerek Ya h u d i okuyucularını haya l kırıklığına uğratı p, ra hatsız etti; Freud hayatı n ı yaşadığı gibi -19-

LEONARDO DA Vİ N C İ - S İ G M U N D F R E U D

bitirm iş, yine h uzuru bozmuşt u . 23 Eyl ü l 1939 tari h i nde heki­ minden ölümcül dozda morfi n i steyerek cesu rca öld ü . Kendisi insa n ı n ölü msüzlüğüne i n a n m asa da eserleri hala yaşıyor.

-20-

LEONARDO DA V İ N C İ - Sİ G M U N D F R E U D

KİTAP HAKKINDA Freud, Leon a rdo da Vinci'yi "evrensel deha" olarak a d l a n d ı rıyord u ve bu "hari ka ve gize m l i adam" daha üzeri ne yazmaya başlamadan çok önce Freud'un i l gisini çekm işti . Büyü k İ sviçreli tarihçi Jacob Burck'un, o yüce Rönesa ns ada m ı n ı n "a n a hatla rının" ya l n ızca ta h m i n ed ilebileceği, asla ta n ı m l a n a mayacağı" fi kri ni keyifle a l ı ntı l a m ıştı. Leonardo da Vinci a Memory of His Ch ild hood {1910) (Leonardo da Vinci Çocu kluğu n d a n Bir Anı) pek çok sebepten ötürü önemli bir kita ptı r. Öncelikle Freud'un formel ol masa da psi kanalitik b i r perspektiften biyografi k ça lışmalar ya ptığı i l k makalesi ­ d i r. Ayrıca b u ça lışma eşcinsel gelişi m i n izleyebileceği rota­ lard a n biri n i n izini sürmeye çaba l a r. Çocu kluğun ağır basa n etkisine ya ptığı vurguyla Freud'un temel teori leri n i doğru lar. Ya ratıcılığın kalbine i n m e çabası gütmez; bu hassas noktada Freud izn i m izi ister ve geride durur. Bu tavrı n ı daha son ra Dos­ toyevski üzerine bir maka lesinde de yineleyecekti r: "Ya ratıcı sanatçı n ı n a n a lizi söz kon usu old uğu nda, a n a l i z daha başta n tes l i m o l m a l ı d ı r." Okuyucu l a r ı n da son derece ilginç ve etkileyici buldukları Eine Kindheitseri n neru ng des Leonardo da Vinci aslında ci­ ddi kusu rla ra sa h i pti r. Leona rdo'n u n, Meryem Ana'n ı n annesi Aziz Anne ile kızı n ı ayn ı yaşta gösterdiği yön ü ndeki iddiası dayana ksızd ı r. Daha öneml isi, Freud'un a kbaba ve eski M ısır h a kkı ndaki spekü lasyonla rı, Leona rdo'n u n çocu kluk a n ı l a rı n ı a n latırken k u l l a n d ığı "ni bbio" kel i mesi n i n ya n l ış tercü mesi üzeri ne kuru l u d u r. " N ibbio" Freud'un kulland ığı gibi "a kba­ ba" değil "çayl a k kuşu" a n l a m ı n a gel i r. Dolayısıyla Freud'un -21-

LEONARDO DA V İ N C İ - S i G M U N D F R E U D

o mucizevi kuş a kbaba üzerine kurd uğu spekü latif ya p ı çök­ er. Çalışma buna rağmen ilgi çekici d i r. Kita b ı n editörle ri n i n h a k l ı olara k bel i rtti kleri gib i "Leona rdo'n u n çocu kluğundan başlaya ra k d uygusa l yaşa ntısı n ı n inşası, sanatsa l ve bilim­ sel d ü rtüleı:i a rası ndaki çatışma, b i l i m tarih i n i n derin a n a l izi" kon ularında Freud'un bu ça l ı şması eksi ksizd i r. Değiştirilmiş başl ığıyla, mevcut tercüme Ala n Tyson'a a it tamamen yen i b i r çevi ridir. Freud'un Leonard o'ya öteden beri i lgi duyd u ğ u n u 9 Ekim 1898 ta ri h i nde Fliess'a yazd ığı bir mektuptan a n l ıyoruz. Freud mektu bunda şöyle d iyord u : "Herhalde bugüne kad a r b i l i nen en ünlü solak Leonardo'd u r; b i l i nd iği kada rıyla Leona rdo'n u n hiçbir za man bir i l işkisi olma m ış."6Freud'un bu i lgisi gel i p geçi­ ci bir şey d eği l d i çü n kü Freud'a en sevdiği kita pların soru ld uğu bir a n kete verd iği ya n ıta Merezhkovsky'n i n Leonardo üzerine yaptığı ça l ı şma n ı n a d ı n ı da yazmıştı. Anca k bu çal ışmayı ka leme a l m a a rzusu n u n 1909 sonbaharında ortaya çıktığ ı n ı söyleyebil i riz. 17 Ekim'd e Jung'a yazd ığı bir mektu pta o dönemki hasta larından biri n i n Leon ­ a rdo i l e benzer bir d u r u m sergilediği n i a n c a k hasta sı n ı n Leona rdo'n u n dehası n d a n yoksu n olduğunu ifade ediyor­ d u . Ayrıca ita lya'd a n Leon a rdo'n u n gençliğine d a i r b i r kita p geti rttiğini söyl üyord u . Bahsettiği kita p Scognamiglio'n u n monografıyd ı . Leon a rdo üzeri ne b u n u n g i b i bi rkaç kitap daha okuduktan son ra, 1 Ara l ı k tari h i nde Viya na Psi ka na liz Derneği nde kon u üzerine kon uştu ancak çalışması n ı a ncak 1910 senesinde Nisa n ayı n ı n başında ta mamlaya b i l d i ve kita p Mayıs'ın sonlarına doğru bası l d ı . 6 Fliess kişinin her iki elini kullanmasıyla biseksüellik arasında bir ilişki olabileceğini ileri sürmüş ama Freud buna kuşkuyla yaklaşmıştı. Sayfa 99'da ikilinin arasında bu konuda geçen tartışmayı bulabilirsiniz (Aralarının bozulmasının sebeplerinden biri de bu konuydu). -22-

LEONARDO DA V İ N C İ - S İ G M U N D F R E U D

Freud, kita b ı n sonraki baskı larında b i r dizi d üzeltme ve ekleme ya ptı. S ü n net üzerine kısa n ot, Reitler ve Pfister'd a n yaptığı a l ı ntı l a r 1919 senesinde kitaba eklen d i . Londra, U l usal Galeri'de sergi lenen bir d iğer çizi m üzeri ne ta rtışma da 1923 senesinde eklendi. Klinik psika na l iz yö ntemleri ta rihi figü rlerin yaşa ntı larına daha önce de uygu l a n m ıştı. Conrad Ferd i n a n d Meyer (1908), Len a u (1909) ve Kleist(1909) üzerine ça lışmalar ya pan Sadger b u kon u d a önde gelen isimlerdendi.7 Freud ise daha önce yaza rla r ı n eserleri nden pa rça l a ra daya n a ra k bi rkaç analiz ya pmış olsa da bu tür ayrı ntı l ı bir biyografik ça l ı şmayı i l k kez ka leme a l ıyord u . Kitaba başlamadan uzun z a m a n önce, tam olara k 20 Haziran 1898 tarihinde, C . F. M eyer'i n kısa öykü leri nden biri olan "Oie Richterin," üzeri ne ya ptığı b i r ça l ışmayı Fliess'a gönderm işti . Bu öykü yaza rın erken dönem yaşa ntısı n a ışık tutuyord u . (Freud, 1950a, M ektu p 91). Ama Leon a rdo ü zerine ka leme a l d ığı b u ça l ışma Freud'un biyografi a l a n ı n d a ki il k ve son geniş ça p l ı işi olacaktı . Kita p olağandan daha fazla bir hoşn utsuz l u kla ka rş ı l a n d ı . Kita p her za mankin­ den daha fazla tepki çektiyse d e Freud'u n altıncı böl ü m ü n başı ndaki d üşünceleri savu nma kta haklı old uğu z a m a n içinde a n la ş ı l d ı; bahsi geçen düşü nceler bugün bile yaza rlar ve biyo­ grafi eleştirmenleri a rasında geçerli liğe sa hipti r. B u n u n l a birl i kte, ya kın za mana kad a r mevcut eserin eleştirmenlerinden h içbirini n kita b ı n şü phesiz en zayıf noktası olan kısma ışık tutma m ı ş olmaları tu haf bir d u ru m d u r. Kita pta, Leonardo'nu n beşiğindeyken ya n ı na yırtıcı bir kuşun geldiği yön ündeki a n ısı ya da d üşü önemli bir yer tutar. Leonardo not defterlerjnde bu kuşu "nibio" (nibbio'n u n modern kulla n ı m ı) 7 Viyana Psikanaliz Derneği toplantı notları (ne yazık ki bu notları eklememiz mümkün olmadı) Freud'un, 1 1 Aralık, 1 907 tarihinde psi­ kanalitik biyografi konusunda değindiğini gösterir. Qones, 1955, 383). -2 3 -

LEONARDO DA Vİ N C İ - S İ G M U N D F R E U D

olara k adland ı rı r ve bu kel i m e İta lya nca'da "çayla k kuşu" de­ mektir. Anca k Freud ça l ışması boyunca bu kelimeyi "Geier" olara k tercüme eder ki "Geier" İ ngil izce 'de "a kbaba" a n l a m ı n a gel i r.8 Freud'un hatası kulland ığı bazı Alma nca tercümelerden kaynaklan ıyor gibi görün üyor. M a rie Herzfeld de (1906) Leonardo'n u n beşik d üşüyle ilgili ça lışmaları n d a n birinde Alma nca "çayla k" a n l a m ı na gelen " M i l a n," kel i mesi yer­ ine "a kbaba" a n l a m ı n a gelen Geier kel i mesi n i ku l l a n m ı ştı r. Ama Freud'un m u htemelen esas etki lend iği ça l ı şma Merezh kovsky'n i n Leonardo kita b ı n ı n Alma nca tercü mesi­ d i r. Freud'un kütü pha nesindeki işaretlenmiş kopya d a n da a n laşı lacağı gibi bu ça l ışma Freud'un Leonardo hakkındaki bi lgisi n i n temel kaynağıd ı r ve m u htemelen beşi k h i kayesi ne de ilk kez burada rastla m ıştı r. Merezh kovsky Rusça da "çayl a k kuşu" a n l a m ı na gelen "Korshun" kel i mesi n i k u l l a n m ı ş o l s a da Almanca tercü mede ku l l a n ı l a n kelime "Geier" ya ni "a kbaba" kel i mesid i r. Bu hatadan dolayı bazı okuyucu lar tüm ça l ı şma n ı n d eğersiz old uğu fi kri ne ka p ı l a b i l i rler. Ancak soğu kka n l ı davra n ı p Freud'u n a rgü m a n l a rı n ı n ve vardığı son uçların ta m o l a ra k ha ngi açılardan geçersiz k ı l ı n d ı ğ ı n ı detayl ıca düşünmek daha iyi olacaktır. Öncelikle Leonardo'n u n resmi ndeki "gizli kuşun" peşi ni b ı rakmakta fayda va r. Pfister, bahsi geçen kuşun çayl a k kuşu old uğu n u keşfedince, bu bulgu ça lışma n ı n ikinci baskısına d a h i l edildi ve Freud bu konuda epeyce temki n l i davra n d ı . Da ha önemli b i r d iğer noktaysa Mısır bağlantısıd ı r. "An n e" 8 Irma Richter, yakın zamanda yayınladığı Leonardo'nun Not Deft­ erlerinden Seçmeler çalışmasında bu noktaya değinir (1952, 286). Pfıs­ ter gibi Richter de Leonardo'nun bu çocukluk anısından düş olarak bahseder. -

24

-

LEONARDO DA V İ N C İ - Sİ G M U N D F R E U D

kelimesi M ıs ı r hiyerogl ifisi nde uçurtma resm iyle değil a kbaba resmiyle temsil edilir. Kon u n u n uzm a n ı G a rd i ner, M ısır Dil­ bi lgisi üzeri n e ça l ışmasında bu va rlığı "Kızıl Akba ba" olara k ta n ı m l a r ( İ ki n ci baskı, 1950, 469) Freud'un Leonardo'n u n d ü şündeki k u ş u n a n nesi n i temsi l ettiği yön ü ndeki teorisi doğrudan M ıs ı r m itolojisinden destek a l maz ve bu m itten hab­ erd a r o l u p olmadığı n ı n da ko nuyla ilgisi yoktur.9 Leona rdo'n u n d üşüyle, bu mit a rasında herha ngi b i r bağla ntı va rmış gibi görü n m üyor. Ancak, i kisi ayrı ayrı ele a l ı n d ığında ortaya i lginç bir soru n ç ı kıyor. Eski M ı sırl ı l a r 'a kbaba' ve 'a n n e fi kirleri ni nasıl bi rleştirmişlerd i ? M ı s ı r bili mcilerin bunun sad ece tesadüfi bir foneti k meselesi olduğuna dair açıklaması soruyu gerçekte n ya n ıtl ıyor m u? Değilse, Freud'un çift cinsiyetli ana ta nrıça lar ha kkı nda ki tezi, Leon a rdo va kasından bağı msız olara k, kendi içinde bir değere sa h i p. Dolayısıyla Leonardo'n u n bir kuşun beşiği ne ge ldiğini ve kuyruğu n u ağzına soktuğu n u söylediği d üşü, bahsi geçen kuş a kbaba olsun ya da olmasın, hala izah edil mesi gereken bir kon udur. Ve Freud'u n ya ptığı psi kolo­ jik a n a l iz bu d ü zeltme ile çelişmez sad ece a n a l iz, destek nokta l a r ı n d a n b i rinden mahrum ka l ı r. Bu d u ru m da, Mısır tezinin a l a kasızl ığı h a ricinde- ki bu tez de ke ndi bağımsız değerini korur- Freud'un ça lışması n ı n ana noktası ya p ı l a n bu hatadan etkilen mez: Leona rdo'n u n duy­ gusa l yaşa m ı n ı n i l k yıllarından iti baren ayrı ntı l ı inşası, sa n­ atsal ve bi limsel d ü rtü leri a rası n d a ki çatı şma, Leonardo'n u n psi koseksüel ta ri h i n i n derin a n a l izi değeri n i korur. Bu temel kon u l a r ı n ya n ı sı ra, ça l ı şmada yine ayn ı öneme sahip bir d izi 9 Akbabaların erkek döllenmesi gerekmeden üredikleri hikayesi de Leonardo'nun bebekliğinde annesiyle sıra dışı bir bağ kurduğuna dair kanıt oluşturmaz- gerçi bu durumun kanıt olarak gösterilememesi Leonar