127 85 7MB
Turkish Pages 273 [275] Year 2001
KURT
KANUNU
ISBN 975-478-094-3
Kapak: Erkal Yavı Baskı :Vaylacık Matbaası, istanbul
8.
•
Basım, 2001
Eserin Türkiye'de yayın hakkı Kemal Tahir'in temsilcisi ONK Ajans Ltd. Şti.'nden satın alınmıştır.
Tekin Yayın Dağıtım San. ve Tic. Ltd. Şti. Ankara Cad. Konak Han 43 İstanbul Telefon: 527 69 69
-
512 59 84 O Fax: 511 11 22
http:/ /www.tekinyayinevi.com e-mail: [email protected]
KEMAL TAHİR
KURT KANUNU ROMAN
TEKİN YAYINEVl
BİRİNCİ BÖLÜM KANLI TUZAK
itti hatç ı l a r ı n ü n l ü fedailerinden Abd ü l kerim Bey so luğ u n u tutuve rd i . « N e var? Ned i r o ? . . . » B i r pol i s koşuyor . . . Mec i n i kalcasına bastı rmış . . . Va p u ra koşuyor. A bd ü l ke r i m Bey sendeled i , omuzu ü st ü nden ka p ıya bakt ı . Bir yere t u t u n m a k ister g i b i debe l e n e rek d i rseğ iyle emekta r parabel l u m ' u n u n katı l ı ğ ı n ı buldu. Yana kay ı p d ı ş a rd a n görünmemeğe ça l ı şo ra k nhtı m ı gözetled i . Pol i s , k a l a ba l ı ğ ı ya rmaya u ğ ra şıyord u . Yava ş l a m ı şt ı. ı Ce r ra h paşa caddesi görü n ü nce. hemen m e n d i l i n i ç ı ka r ı p y ü z ü n e tutmaya haz ı rl a nd ı . « Ko r k u d a n d eğ i l o ğ l u m . . G e vezel erd e n k u rtu l m a k i ç i n . . . >> T er i n i s i l e r g i bi yapara k c a d d e y i k a rş ı ya geçt i . U r ke k l i k ge l m i ş t i ü st ü n e e n i ko n u . . . S ı nava g i rm e k üzerevmiş g i bi . . . « S ı nav n e deme k ! Ca n a k ı y m a kta n z o r ! » E v i n k a p ı s ı nda sütçüyü g ö r ü n ce. h i ç i l g i s i y o k k e n . i ş i kolay i a ş m ı ş g i b i sev i n d i . H ı z la n d ı .
. .
.
O d a , o rta büyü k l ü kteyd i . S ı k kofes i e re rağ m e n f e ra h t ı , ş i ri n d i . Abd ü l ke r i m Be y bu raya her g e l i ş i n d e, d u y d u ğ u y ü re k ra h a t l ı ğ ı na , d e r i n i y i mse r l i ğ e h e p şaşıyord u . Neyd i öze l l iğ i ? . . B i r g ü n Ba yta r Rasi m ' e sorm u ş t u b u n u d e m iş . . . Ne rdeeee ! . - Tama m ! B u daha iyi . . . Ben d e çok ıstiyorrl u m . . . Had i . b i gayret . . . Atiaya i ı m b i r motora . . . Bas k ı n . . . - «Ve re l i m » d i yecekt i . B i rden su�tu . Gözl e r i n i Kema l Bey i n a ra ş t ı ra n b a k ı ş l a rı nd a n hemen kaçı r ı p kekeled i : - Ba s k ı n ve r e l i m , d i yecekt i m ama, bu mevs i m , K ı n a l ı a d a çek i l mez. Hadi, b i n e l i m bir a ra baya, sürüp inel i m Eyü p S u l t a n ta n 'a . . . Kayma k yeriz . . . O rd a n da ç ı karız. G u rbet H a l a ' n ı n bestona . . . So l a ta h k l a r ol muştu r . . . Yaps ı n cac ı ğ ı . . . S a l s ı n k u yuya . B i r i k i t e k atorız . . . N e soğ u k a l g ı n l ı ğ ı k a l ı r ne b i şey . . . l olarak ta n ı t ı l a n Kôz ı m Karabekir, Rafet Pa ş a l a rla eski başba ka n l a rd a n H a m i d iye k a h ra m a n ı Rauf ''e e s k i ba k a n l a rd a n Ad n a n Beyle r i n meb u s l u ktan ceki l melerini isteyen b i r b i l d i ri yay ı n l a d ı l a r . Ta m b i r ay son ra 30 k a s ı m 1 925 'te tekkelerle zaviyelerin kapa t ı l ması k a ra r ı ç ı k t ı . Ayn ı yı l ı n Noel yortusuna restiayan 26 a ra l ı kta eski ta rih i n yerine i sa ' n ı n doğ u muyle başlayan fre n k ta r i h i kabu l ed i l d i .
.
.
Bundan son ra kısa a ra l ı k l a r l a i svicre Medeni Ka nunu, i ta l y an Ceza Kan u n u y ü rü rl üğe g i rd i . Böylece, 1 826 y ı l ı n d a yen içerilerin ortadan ka l d ı r ı l ma s ı y l a ge r cekte n baş l a mış olan Bat ı l ı l aşma g i d işi olağan sonucu n a u laş mış old u ·
.
Kara Kema l Bey d üş ünces i n i n b u ra s ı nd a . he p öy l e b i raz kederl i , g ü l ü mserken, ö n c e ka ş l a rı n ı catt ı , sonra, yeri nden k a l kaca k m ı ş gibi davra n d ı . Ası l en önem l i s i n i u n utmuştu. B unda n y i r m i a l t ı g ü n önce, 1 8 mayı sta , Şeyh Sait isya n ı yüzünden k u ru l a n i stik l ôl M a h kemelerin i n ça l ı şma süresi 7 mart 1 927'ye kadar uzatı l mış. bu k a ra r, n
boşkald ı r m a n ı n bastırılmasından to m on üc oy üc g ü n sonra a l ı n m ı ş t ı . D a h a ö ne m l i si , k u r u l u rk e n ida m yet k i s i ta n ı n ma m ı ş o l a n A n k a ra l sti k l ô l M a h kemes i ' ne b u ye t k i n i n veri lme s i yd i . A rt ı k b u m a h keme, sek i z a y yed i g ü n s ü rece avu l r g i b i , başört ü s ü n ü çözü p doladı : - Ak koyun kara koy u n nerde bel l i ? Gecitte . . . Ha n g i geçitte? Kork u l u gecitte . . . Korku l u geçit nere? Mert ile namerd i n ayrı l d ı ğ ı boğaz . . . Ne d e n i l m iştir. « Mert da yan ı r. namert kocanı den i l m iştir. - Uzatma ! u O i mazıı m ı demiş h e rifler! - Bunlar ne çeşit rezi l o l ma l ı ki. yüzbeyüz «Olmaz» des i n . « Kend isi b i l i r, yolu n a can ı m k u rban . . . Ne fayda ki bizim ev kalaba l ı k . . . M a hd u m köleleri küçük . . . Gizl i l i ğ i , korka rım. sağ layamayız! B i r h a l o l d u m u , yanarı m . k ı y a mete kadar . . . » demiş k i m i . . . « A m a n el leri n i aya k l a rını öpeyim» d e m i ş b i baş kası . . . Demiş k i . . . « Efend i m iz b i l i r. Ca n ı m ı istesi n a lsın. (ol maz) dersem namerd i m» de90
miş . . . Bak b u n u beğend im, hiç olmazsa n a mertl i ğ i n i sa k l a m a mış. merd a ne söylemiş . . . Ardı ndan demiş k i , cı Ken d i leri b i l i rler. yeni damadı m, m i l lic i n i n domuzu» demiş, cı Ka c g ü nd ü r e l i nde tabanca, vuracak s u ikastçı a ramak ta » demiş . . . «Yeterince para vereyi m , pa ra g ücüyle bir yer uydura l ı m » demiş . . . N iyazi kızmış içi nden . . . « Hele ba ka l ı m, gönl ü nden ne kopacak şu rez i l i n » demiş. « iy i olur. doğ rusu budur. Belayı para g ücüyle savuştu rmak ne g üzel» demiş . . . He rif sıçramış g itmiş . . . Gel mez . . . O n d a k i k a , on b e ş da k i ka . . . N iyazi k u ş k u la n m ı ş . cı Para ye rine pol i s -z aptiye mi get i recek? » d iye . . . Y i rm i d a k i ka dole rken gel miş a l ça k . . . H ı r ı l h ı r ı l soluyarak gel miş . . . Ded i k i N iyaz i . « Ossaat a n l a d ı m , ded i , herhal pa ra ka rıd a yd ı . Vermezlend i . Beri k i n i n de a rayıp bulamad ı ğ ı . . . » ded i . Uzatmaya l ı m . E l i nde b i r kitapta ge l m iş itoğ l u it. « Önce şuna b i el bas k i , M üs l ü ma n zagonunca . . . Ne be n verd i m , ne sen a l d ı n . . . Ne sen beni gördü n , ne ben sen i » demiş . . . Sonra , çıkarıp ne verse i y i ? Had i bil ba kal ı m ! Hay ı r b i lemezsi n , çünkü yüzel l i kayma . . . - Yok ca n ı m ! . . - Kara Kemal Bey gözleri n i uta nçla k ı rp ı ştırara k g ü l ümsed i : - Şakalaşıyorsu n ! - Sen öyle b i l . . . Fazladan k itab ı öpmektey m i ş k i şap ı r şupur . . . - Neden ? - Hazı rd a fazlası olmad ı ğ ı na . . . Son zama n l a r i ş i kötüye g itmekteym i ş gayet . . . Batma m ı şsa da batması na co k bişey ka l m a m ı ş m ı ş . . . - Al m ı ş m ı N iyazi? - Al ı r mı? a M adem d u ru m vaziyet i n i z bu kadar sı k ı ş ı k , kalsı n . O kadarı n ı biz de b u l uruz ! » demiş. ı< Bunu u n u t m a s a k ı n » bu b i r, demiş . . . B i de « Gelene g üvene rned i m de vermed i m » ded i ğ i n i duyarsa m, sen i g ü n d ü z orta s ı G a l a t a köprü s ü n ü n üstünde yatı rı r keserim domuz n iyetine . . . Kesmezsem bana da « katil N iyazi demesin ten> dem i ş . . . - Daha sonra ki? - Ba k buna sözüm yok, Ka ra Kem a l Bey, bu düped üz, «Ben korkarım, saklayamam ıı d iyor! . . . u Ben alca91.
ğ ı m» d iye ağlamış da az biraz . . . «Aferin Hacıağa, uzat mad ı n , merdane söyled i n . H i ç kıymeti yok . . . B izde yer k ıya met g i bi . . . Sağol, var olıı demiş, bizim N iyazi . . . « Bi sevinsim ded i , « E l yıkamak bahanesiyle odada n ç ı k ı p gözetled i m ıı ded i . - Napmış? Kal k mı ş oyna m ı ş m ı , « Atlatt ı m teresi ı> d iyerek? - Oynamad ıysa da. elleri n i uğ uşturmuş ki, cürük m a l ı sok u p m i lyon kazansa öyle sev i n mez . . . - Maskarad ı r i n a n ı rı m. - E n g üvend i k leri miz bu n l a r . . . Var geris i n i , hesap la. . . - Nalocak ş i m d i ? - B a k a c a k N iyazi . . . « Mera k l o n masın K ü ç ü k Efend i m i z ! » ded i . B i r iki g ü n e kadar b u lacak b i rkoc yer . . . - iç i n i çekt i : - Aman a y ı p l a moya ge l mez yavru ları m. B v t ı rt ı noya değme y ü rek dayan maz. Durumlar kork u l u g a yet! Ded i ki Niyazi . . . « Dehşet elverd i m i l lete, b i l miş o l s u n K ü ç ü k Efend i miz» dedi, « G iden gitmekte izi bell i s i z . . . Soy k i gök e cekilmekteıı ded i , « Sucluya sucsuzo b a k a n hiç yok, bunu böyle b i l s i n » ded i , «Bu 1 926 k u rba n boyro m ı n ı başka bayra m i a ra benzetmes i n ! Ben i m görd ü ğ ü m , bu kez koc yerine adam kurba n ed i lse gerek ve de pek çok a d a m kurban ed i l se gere k » dedi . - Yok can ı m . . . Holt etmiş . . . Ç i ğ yemeyince . . . - Hele şuna . . . Çiğ ine pişmiş i ne ba kan m ı var? N i c e vez i r kona kları, paşa evleri, tüccar a rd iyeleri bas ı l ma k taymış, h e y yavru m ! Samatya'da k i Sünbüli dergöhı bası l m ış, kurban olduğ u m . . . U n ka pa n ı 'nda k i Sazlı dergöh ı ba s ı l m ış . . . Şehrem i n i ' n i n Sal ı tekkes i n i basm ı ş l a t, d i nsiz farmason l a r, hiç g ü nah dememişler. G i tmişler bizim B i n dede dergöhını basmışlar, kötü k a r ı e v i basa rcasına . . . Üsküdar'ın Ö zbekler'i bas ı l mış, ayrıca Şeyhi Ata Efend i hazretleri n i n evi a ra n m ı ş d i pten doruğa . . . Molla G ü ra ni tekkesi nde, fazlad a n , a k l ı yok b i r dervişi i leri geri söy lendi diyerek sopal amışlar ki, Allah yarattı dememişler. Ayrıca, Hdlvetiyeler bas ı l m ı ş, Şabaniyeler bası l m ış, er92
mişler sulta n ı Nakşibend i efendi m i z i n na kşiyeleri b i l e, ba sılmış del ida mları gibi . . . - Bizim ş i rketler de bası l m ı şt ı r öyleyse . . . Allah ve re defterleri . kôğ ı tları berbat etmeselerd i . - Şi rketlere b işey demedi N iyaz i . . . D u r h e l e . . . b u n lar gôvu r desem . . . Hay ı r . . . Fukara gôvurl a r da k u rtu l a ma ma kta bu f i ravu n l a r ı n pençesinden . . . - Hangi gôvu rlar? - Tüm tekkelerimizi basma kle kudurga n l ı kları basılmamış. b u n l a rı n . . . G itmişler. Beyoğ l u ' n u n Fransız has tanesin i ," i n g i l iz hasta nes i n i de basmışlar. Ayrıca Ru m has tanesi . Bulgar hasta nesi de bas ı l ı yor. Akl ı m e rmed i , n e yin nesi?.. - B i z i m Hasip'ten haber? - Demed i m mi? Başta a k ı l m ı k a ld ı ? Pol is M ü d ü riyetindeymiş . . . « M e ra k l a n ması n . . . C o k s ı k ı ştı rmad ı l a nı ded i N iyazi . . . Pol is m ü d ü r ü olacak , d iyesiymiş k i , « Ez mey i n boş yere . . . Ben i m b i ld i ğ i m Kara Kema l ' i n sağ e l i , s o l e l i n i n ne halt etti ğ i n i b i l mez» d iyesiymiş . . . H e r n e demekse . . . Boyu posu devrile . . . 20 haziran t a ri h l i g azeteler. beklen mez b i r müjde ge t i rd i ler. M a h ke m e n i n üç g ü ne kadar başlayaca ğ ı bild i r i l i yord u . Ya ka la na n la r, Z i y a Hurşit de say ı l ı rs a , on beş m e busla beraber y i rm i üç kişiyd i . B u nları n a rasında Kara Kemal Bey ' i n de bulunduğu i leri s ü rü l d üğ ü ne göre, l i s teye « Y üzde yüz doğru» denemezd i . Tera k k iperver C u m huriyet Pa rtisi şeflerinden büy ü k paş a l a ra , hele Kôzı m Karabe k i r Paşa 'ya da i r iyi-kötü h i ç b i r h a ber veri l m iyor, « i sti klôl M a h kemesi ai kalsın Başve k i l is met Paşa'yı tev kif edece kmiş» sözün ü n inan ı l maz bir dedikodu olduğu anlaş ı l ıyord u . M u halefeti n büyük paşa ları - Kôz ı m Ka ra bekir, A l i F u a t , Refet, Cafer Tayyar - g i b i , ittihadı Te ra k k i koda man l a rı Cavit, Doktor Nôz ı m , Küçük Ta lôt. H u seyinzade Kör A l i Bey de - tutu klanmam ışsa, Ka ra Kemal Bey'i n , kork tuğ u büyük t�mizliğe ş i md i l i k g i rişi l miyor, demekti . Du-
93
rum böyleyse, bu belôyı d a savuşturmak u mudu büsbü· t ü n , apta l iyi mserl i k say ı l maya b i l i rd i . Mahkeme n i n başl a masıyla, savc ı n ı n .iddianames i n d e n , nelerin, nereye kad a r meyd a n a ç ı ktığ ı . k i mlerin ney le sucla nd ı ğ ı öğ reni lecekti. Bu n u n son unda, g id i p tesl i m o l ma k , suçsuz l u ğ u n u ispatlayıp te m i ze ç ı k m a k bile m ü m kündü. Vakit gazetesi yazarı n ı n . s u i kastı h a ber veren G i rit li Şevki'yle yapt ı ğ ı uzun konuşmay ı , Kara Kemal Bey, b u açıdan d i kkatle okud u . Ş e v k i şöy le d iyordu : « 1 4 hazira n paza r g ü n ü , Sarı Efe Ed ip, b i r ada m ı n ı yol layarak görüş mek i sted i ğ i n i b i l d i rd i . Kuvayı M i l l iye s ı ra s ı nda Sa l i h l i 'de Sarı Efe ' n i n cete s i ndeyken Çerkez Ete m ' i n ada m l a rı nd a n dönme i b ra h i m ' i v u rmuştu m. Etem, b e n i ö l d ü rece kti S a r ı Efe k u rta rd ı . Ha yatı mı kend i s i n e borç l u olduğ u m için ba na g üven i rd i . O a kşam. Sarı Efe Edip, eve ya l n ı z ge l d i . memleket i n g i d i şatı ndan ya n ı p yakı ld ı . H a k l a rı m ı z ı n y en i ldiğ i nden s ö z et t i . Oysa h ü k ü met b u n a , Kuvayı M i l l iye'deki h izmetlerine k a rş ı l ı k Gôvu rköyü'nde çok k ı ymetl i b i r çiftl i k verm i ş . 1 1 50 l i ra da a y l ı k bağ lamıştı. ( 1 50 l i ra olacak d iye d ü ş ü n d ü Ka ra Kemal Bey . . . ) Ayrıca l i m a n işletmesi nde de dol g u n b i r ücretle çal ışıyord u . E d i p , d üzeni değişti rmek gerekti ğ i n i , bunun i c i n çok g üç l ü b i r ö rg üt k u rd u k l a rı n ı . Anka ra 'dan b i r eski mebusun geld i ğ i n i söyled i , «Bize katı l ı r san yarın a kş a m topl a na l ı m >> ded i . « Pek i» ded i m . E rtesi g ü n , bir bahçede Ziya H u rşit, E d i p ' i n çift l i k kôhyası ye d e k teğ men l i k ten emek l i Copur H i l m i 'yle buluştu k . He men a n l aştı !\ . S u i kast icin uyg u n yerler gözden geçiril di. Başotu ra ktek i d a r dönemeç seçi ldi. Suikastta taban c a l a r v e bombal a r k u l l a n ı lacaktı . Z iya Hu rşit bu ;ş i c i n L a z i sma i l , G ü rc ü Y u s u f a d ı nda i k i ada m ı n ı i stanbu l 'd a n beraber g e ı i r m işti . Ertesi g ün Gazi Paşa' n ı n gel meyece ğ i n i öğ reni r ce gidip siyasi pol i se s u ikastı haber verd i m . Copu r Hilmi beni o g e c e idris'in bahçesine cağ ı rmıştı. Bizim evde b u l u ş ma y ı ileri sürd ü m. Çünkü polisle böyle kara rlaşti rm . şt ı k . Bu topla n t ı da i s ta n b u l a savu ş t u ğu Icin Sarı Efe Ed p bulunmad ı . Burada n çıkan s u i k a s t c ı l a r ge.
,
,
,
,
94
'
ce y a rı sı otellerde, evlerde, br ovn i n gle ri mermileri, bom b d e d i m . Dostu n a s ı l t u t a c a k b i k e z d e n f a z l a s ı n a o l m a z l a n a c a k d a ? E l h a s ı l , u z a t m a y a l ı m , i n e b o l l u , b a k t ı Ç a v u ş t a n s e s yok, s ı ç ra d ı k a l kt ı , g öz l e ri n i a ç t ı . B i z i görmes i y l e , « S e n miy d i n k a ra ş a p k a l ı , Sa r ı Ç a v u ş s a n d ı m » d i y e g ü l d ü . Bu d ü m b ü k n e rd e n s e d u y m u ş . b i z i m hocad a n hocaya , tekkeden tekkeye, oca kta n ocağa t aşı n ı p b u nca parayı s a ç ı p savu rdu ğ u m u zu . . . Yol u m u kesti b i g ü n , d e l i da m ı n ı n k a p ı sı nd a . . . > Kısa k ı s a g ü l d ü . E v i n kara ltısı görü n ü nce d u ra k l a d ı . ıd ster m i s i n , he rif ta kılmış kalmış . . . Tad ı n a doya mayı p . . G i t i ş i ne . . . Koc yı l ı n tad ı ? Bez m i şt i r çokta n . . . C i ci l i k m i c i l i k mi kal m ı ş t ı r? . . » Ya klaşı nca S a r ı Cav u ş ' u n g e l m i ş o l a b i leceğ i n i d ü ş ü n d ü . E l i n i tabancası n ı n üstüne koyd u . h e m e n çekti . « De l l e n meyel i m . V u ruşmaya gelmed i k , uyuş maya geld i k ! » G ü r ü l t ü etmemeye ça l ı ş a ra k avlu kapı s ı n a sok u ld u . D u ru p d i n l ed i . Ses yok . . . I ş ı k yok . . . « He r i f g id i nce k a p ı y ı s ü r g ü l e y i p y a t m ı şt ı r ! » Su ratı n ı bu ruşt u rd u . E s k i d e n b e r i bu işte s ı raya g i rmeyi sevm iyord u . Gece n i n b i r va!< t i . bu raya neden geldiğ i n i n bahanes i n i de u yd u ra m a mışlı d a h a . . « Atarız bişey » ded i , g üvenle avluya g i rd i . Sarı Ca vuş'un içerde bu l u n ması i ht i ma l i n i kafa s ı n d a n s i l iverm i ş t i . Koca l a rı h i ç a d a rnda n saymazd ı evvel es k i . . . Ka pı n ı n ôn ü nde d u rd u . d e m e k zoru n l u l u ğ u n u b i l e d u y u ro mad ı k . - Haberiniz v a r m ı yd ı ? - Ka ra Kemal Bey i r k i l i nce E m i n Bey acele t a m a m l ad ı : - Affed i n , « ic i nd eyd i n iz» d e m ek istemed i m ! - Aylard ı r ortada dönen b i r maska ra l ı kt ı r bu . . . R a k ı sofra l a r ı n d a , s o k a k o rta l a rı nd a ş i ş i n e re k l a f ı ed i i e n rez i l l i k . . . Herkes g i b i , ben i m de ca l ı nd ı k u l ağ ı ma . . . - Ö nlenemez miyd i ? - S u i kast d ü ş ü n c es i n e kapı l m ı ş serse r i leri ö n l e m e k nı ü m l< ü n değ i l d i r B u n l a r i c i n , en uza k, e n yü ksek o mac l a r ı n yol u n u a çmaya b i r tek kurş u n . h e m de ta banca k u rş u n u yeter görü n ü r. - N a s ı l b i r hesapt ı r bu? - « Arkada ordu var» hesabı . . . « O rd u bizden » h e sabı . . . «Aman v a k i t geç iyor, devlet elden g id iy o r. bu d a , korka k l ı ktan böy l e ol uyor >> a ldatmaca sı kafa l a rda tek f i k i r h a l i ne g e l m işse s u i k a stcı söz a n l a ma kt a n ç ı kmıştı r. Azg ı n l a ş ı r. çoğ uza man d a rağacına doğ ru. v a rg ücüyle g ö zü ko p a l ı atı l ı r, ya n ı sıra. suçlu suçsuz başka l ar ı m d a 1 83
s ü rü k ler. Bu iste riye k a p ı l m ı ş l a ra gösterilecek sert l i k , h ı rs I a rı n ı k u d u rg a n l ı ğ a c ı k a rd ı ğ ı g i b i , yumuşa k l ı k da h a k l ı l ı k i n a n c l a n n ı doğ ru yo l d a ol d u k l a rı g ü ven ! e r i n_i kat k a t a rt t ı rı r. Da h a köt ü s ü k a rş ı l a rı nda k i l e r y ı l d ı k a n ı s ı n a d üşer l e r. Ş ü k rü 'yle konuşt u m b i rkaç k e z . . . Anadolu sava ş ı n ı ! t t i h atcı l a r ı n k a z a nd ı ğ ı na i n a n ıyordu yüzde yüz . . . H a k k ı ye n i l m i ş say ıyord u kend i n i . . . H a k k ı n ı yiyen l '9ri de l< i."ı ç ü m s ü yord u . A n l a t a m ad ı m , m u h a lefette k a l d ı ğ ı i c i n böyle d ü ş ü n mekte olduğ u n u . . . H a l k Pa rt i s i n e g i re n a rkadaşi 'J r ı n a ra s ı nda b u l u n s ayd ı . b i z i m Kel'den d a h a i y i bece r i rd i l s t i k l ô l M a h k e m e s i Baş k a n l ı ğ ı n ı . . . S a n k i b i z h ü rriyette n yc n a y m ı ş ı z g i b i , h ü rriyets iz! i kt e n , d i ktatörl ü ğ e g i d i ld i ğ i n d a n ya n ı p ya k ı l ıyord u . H ı rs ı z l ı k la rd a n . C81 ô l N u r i ' n i n c! ö v ü l me s i g i b i k a b a k uvve!e başv u r m a ! a rd a n ş i kôyetçiyd i . Ta k r i r - i S ü k u n k a n u n u nd a n so n ra gazetec i le r i n t u t u k l a n nı a s ı . pa rt i l e r i n k a pa t ı l m a s ı o l a y l a r ı y l a b ü s b ü t ü n za pted i l m e z h a l e gel m i ş t i . K i m i l eri o n u n d ü ş ü ncesi ndeyd i ler. k ı ş k ı rt ı yo rl a rd ı . K i m i l e r i . h e r ye n i d u ru md a n kazane u m a n l a r. ıd t d i ş i d o m u z d eris i » d iyere k f ı rsat rı u s u l a r ı n a yat m ı ş t ı . K a rşı m ı z d a k i l e r, b a ş ı n d a n beri ya k ı n d a n izled i k l e r i d u r u md a n , ne z a m a n , n e k a d a r y a ra r l a n a b i l ecekleri n i h e s a p l ıyorla rd ı . Böyl ece k u ru n u n ya n ı nd a yaş ı n yand ı ğ ı a ma ns ı z g e ç i t e doğru s ü rü k l e nd i k ! - B u n la r ı b i l d iğ i n ize g ö re . . . G üven l i k ted b i r i a : a maz m ı yd ı n i z ? . Hiç d eğ i l , kend i n i z i ç i n ? - Bu d u ru md a k e s i n g üven l i k ted b i r i i k id i r. B i ri n c i s i , e n kolay ı , i l k p i re l e n i şte herşeyi y ü z ü s t ü b ı ra k ı p h e m e n s ı n ı r d ı ş ı n a c a n a t m a k . . . i k i nc i s i , h e r i n sa n ı n yapa mayacağ ı kada r g ü c o la n ı , kend i ne ge rce k g ü ve n i sağ l a ya b i l mek i c i n k a rş ı sı nd a k i l e re g üven vermek . . . Sözle ol m a z bu g üven . . . i ş isterler. Sada kat i n i e n sef i l ödevler de ü s t ü ste ye n id e n ı s p a t l ayaca k s ı n . i nsafsız avc ı ya s a l t h iz m e t etmeyec e k s i n , b u n d a n keyiflend i ğ i n i de göstere cek s i n . Gere k i rs e . ya l n ı z dost l a rı n a değ i l , öz oğ l u n a b i l e hay i n l i k edecek s i n . O n u rsuz l u ğ u n a rtt ı kca. istenen ödevlerin rez i l l i ğ i a rta ca k . . . Ya hya K e m a l Bey anlatt ı . S a raydaymış . . . B i z i m e s k i a rkada ş l a rd a n b i r i Paşayı gör meye g e l m i ş , g i z l i b i şey söyleyecek . . . Yahya Kemal, b i r 1 84
uygu n s ı ras ı n ı d ü ş ü rup « ittihatcıta rla anlaşmak gerekse bu işi Kara K e m a l ' l e yapsan ız» demiş . . . G ü l müş Gazi Paş a . « H i ç olmaz. demiş. bunlara yapt ı rd ı ğ ı m ı n söz ü n ü bi le edemem. Kara Kema l 'e . . . » Kara Kemal Bey e l i n i yüzünden geçird i . Gü neş y ü k sel miş. ba k ı msız bahçede bütün ren k ler s i l i n mişt i . D u var d i b i ndeki k ü meslerın t e l kafasierinde yu murta iç i n seç i l m i ş c i n s tav u k l a r. gölgede uyu k l uyorlo rd ı . E m i n Bey b i r s i g a ra ya ktı : - Ta n ı ş ı r m ı s ı n ı z M ustafa Kemal Paş a 'yla? . . . « Es kidenıı demek i sted i m . ya k ı nd a n . . . - Yeteri nce . . . - G ü l ü nısed i : - Dost olmak ic in d s . d üşman o l m a k i c i n de yeter t a n ı ş l ı ğ ı mız . . . - A n l a mad ı m . - Ya k u p Ce m i ! meseles i n i başarı p E nver'i devireb i ! seyd i k . k o b i neye a la c a k l a r ı mızdand ı . S a rı Paşa . . . Mü ta reke'de. Sad razam Tevfi k Paşa'yı kacı rmaya .kara r vermiştik . . . - K i m i n le? Nası l kacırmak? - G a z i Pa şoyla . . . Tevf i k Paşayı istanbul d ı ş ı na kaçırıp Pad işahtan yen i k a b i n e isteyecekt i k . Harbiye Nazırı ola ca k t ı . M u stafa Ke m a l Pa şa . . . Ca n b u l a t ' l a Rauf üst ü müze g e l d i ler. e m i re r i n i n apta ! l ı ğ ı yüzünden . . . i s m a i l Can b u tat bizi başbaşa görünce p i rele n d i . H ı rç ı n l ı k etti boş yere . Kom itac ı l ı k l a s u c l a d ı Paş a 'y ı . . . M eğer ye m i n etmişler. it t i �atcı metod ları k u l l a n ma maya . . . i sma i l Ca n b u l at 'ı b i l d i n , h o n i ş u . evi n i n k a p ı s ı nda k a n u n cav u ş u n u ö l d ü re n komitacı . . . - Noldu sora? - Kaldı Tevf i k Paşa 'yı k o c ı rmak iş i . . . - Bir za m a n . d a lg ı n , g ü l ü msed i : - B i raz da be n i m f i k r i m d i r . E l i nden iş gel i r ada m l a rı n Anadolu 'ya g itmeleri . . . Bek i rağa Böl ü ğ ü 'ndeyken görüş meye g e l m iş lerdi Yenibahçeli Ş ü k rü ' y l e Ket A l i . . . - i sti k l ô l M a h ke mesi Rei s i mi? - Evet . . . « ista n b u l ö rgütl ü d ü r. iyi köt ü . . . Anadol u 'ya g i d i p ço l r ş ma l ı ıı dem işti m . Sava ş ı n kaybed i i eceği a n laş ı l ı nca, b i rta k ı m haz ı rl ı k tar yap ı l mıştı Anodo l u 'da . . . Ge·
.
1 85
.
reki rse çete saveşia rı sürd ü rmek icin . . . Sonra , Karakal Cemiyet i ' n i , k u rd u k Kara Vasıf'la . . . Paşa n ı n emrine ver mek isted i k , l üz u m u kal mad ı . Pa rtiyi k u rmad a n önce. i z m it'e çağ ı rd ı beni . . . Görüşt ü k uzunboyl u . . . Büyük bir ya n l ı ş l ı k yapt ı m; olduğ u md a n çok d a h a g ü ç l ü g ö r ü n m e k i s ted i m . K i m i d u ru m l a rd a , g üç l üyken g üçsüz görü n mek gö t ü r ü r i n sa n ı başarıya . . . Çoğ uza man da, g üçsüzsen g üç l ü l ü k tas l a rsı n . i z m i t ' te , ltt i hatçı l ı k hôlô çok büyük b i r g ücmüş. ben de o n u n . büyük başka n ı y m ı ş ı m g i bi k o nuş t um . - Biraz d a l d ı : - Düşün üyoru m . . . O gece n i n havası zorladı be n i bu n a . . . Anioşa b i l i riz sand ı m g a l iba . . . Bir par ti kurup seçi m e g itmek istiyord u . Daha doğrusu Mec l is'te k i birinci grubu parti h a l i ne geti recekti . M i l letve k i l l e ri n i n çoğ u n l u ğ u , M e c l i s ' i d a ğ ı t m a k kara rı n a ya naşmıyor du. C u m h u riyet i l ô n ed i l mişti ama, H a l ife daha nıemle ketteyd i . Lozan barış kon u ş m a l a rı s ü rüyord u . itt ihatcı l ı k h e m M ecl iste, h e m .ord uda g üç l ü g i biyd i . i k i n c i Grubu, var g ü c ü m üzle deste k lememiz Paşa icin çok teh l i ke l i o!a b�l i rd i . Napacağ ı m ı ille öğ renmek istiyord u .