Dünyanın Sonundaki Mantar: Kapitalizmin Enkazlarında Yaşam İmkanı Üzerine [1 ed.]
 9789750858222

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

DÜNYANIN SONUNDAKİ MANTAR Kapitalizmin Enkazlarında Yaşam İmkanı Üzerine

Anna Lowenhaupt Tsing (1952) Amerikalı antroplog yazar. Eğitimini Yale (1976) ve Stanford (1984) üniversitelerinde tamamladı. Cultural Anthropology ve Southeast Asian Studies Bulletin gibi dergilerde pek çok makale yayımla­ dı. Friction: An Ethnography of Global Connection (2004) adlı yapıtıyla The American Ethnological Society derneğinin kitap ödülünü kazandı. 2013 yılında Danimarka'da Aarhus Üniversitesi'ne profesör olarak kabul edildi ve Antroposen olgusuna yönelik disiplinler arası çalışmalara öncülük etti. 2015 yılında, matsutake mantarının küresel meta zincirinin hikayesini anlattığı The Mushroom at the End of the World: On the Possibility of Life in Capitalist Ruins olumlu eleştiriler aldı ve ödüller kazandı.

Erdem Gökyaran 1973 yılında İzmir'de doğdu. Ortaöğrenimini İzmir Saim joseph Lisesi'nde tamamladı. Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdikten sonra Galatasaray Üniversitesi'nde ve Katholieke Uni­ versiteit Leuven'de felsefe okudu. Sanat Dünyamız ve Cogito gibi dergilerde çevirileri yayımlandı ve antroploji, felsefe, kültür tarihi alanlarında pek çok kitap çevirdi.

ANNA LOWENHAUPT TSING

Dünyanın Sonundaki Mantar Kapitalizmin Enkazlarında Yaşam İmkanı Üzerine

Çeviren

Erdem Gökyaran

omo

YAPI KREDİ YAYINLARI

Yapı Kredi Yayınları - 6240 21. Yüzyıl Kitapları - 18 Dünyanın Sonundaki Mantar Kapitalizmin Enkazlarında Yaşam İmkanı Üzerine Anna Lowenhaupt Tsing Özgün adı: The Mushroom at the End of the World On the possibility of life in capitalist ruins Çeviren: Erdem Gökyaran Kitap editörü: Korkut Erdur Düzelti: Korkut Tankuter Kapak ve sayfa tasarımı: Mehmet Ulusel Grafik uygulama: Arzu Yaraş Baskı: Asya Basım Yayın Sanayi Tic. Ltd. Şti Gülbahar Cad. Na: 62/B Güneşli - Bağcılar I İstanbul Telefon: (O 212) 693 00 08 Sertifika Na: 52508

15 Temmuz Mah.

Çeviri�ç temel alınan baskı: Princeton University Press, 1. baskı: lstanbul, Ağustos 2023 ISBN 978-975-08-5822-2

2015

©Yapı Kredi Kultur Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş., Sertifika Na: 44719 © 2015 by Princeton University Press

2021

Bu kitabın telif hakları Kalem Telif Hakları Ajansı aracılığıyla alınmıştır. Bütün yayın hakları saklıdır. Kaynak gösterilerek tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş. İstiklal Caddesi Na: 161 Beyoğlu 34433 İstanbul Telefon: (O 212) 252 47 00 Faks: (O 212) 293 07 23 https://www:ykykulıur.com. tr e-posta: ykykulı[email protected] facebook.corn/yapikrediyayinlari twitter.com/YKYHaber instagram.corn/yapikrediyayinlari Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık PEN International Publishers Circle üyesidir.

içindekiler

Dolanıklıkları Etkinleştirmek• 7 Öndeyiş - Sonbahar Kokusu• 17 1. Kısım

Geriye Ne Kaldı? • 29

1 . Fark Etme Sanatı• 33 2. Bir İşbirliği Olarak Bulaşma• 47 3. Ölçekle İlgili Bazı Sorunlar• 57 Ara Fasıl - Koklamak• 67 il. Kısım İlerleme Sonrası: Devşirme Yoluyla Birikim• 79

4. Çeperde Çalişmak• 83 Özgürlük. ..• 97

5. Açık Bilet, Oregon• 99 6 . Savaş Hikayeleri• 1 1 3 7. Devlete N e Oldu? İki Tür Asya Amerikalı• 1 27 ... ve Tercüme• 141

8. Dolar ile Yen Arasında• 143 9. Hediyeden Metaya, Metadan Tekrar Hediyeye• 159 10. Devşirme Ritimleri: İş Dünyası Pürtelaş• 169 Ara Fasıl - İz Sürmek



177

111. Kısım Örselenmiş Başlangıçlar: Planlanmamış Tasarım

1 1 . Ormanın Yaşamı• 197 Çamların arasında .. .

1 2 . Tarih• 2 1 3



211



191

13. Yeniden Dirilme• 229 14. Mutlu Tesadüf• 247 15. Enkaz• 263 ... Boşluklar ve Yamalar



277

16. Tercüme Olarak Bilim• 279 17. Uçuşan Sporlar• 293 Ara Fasıl - Dans Etmek • 3 1 1 iV. Kısım Şeylerin Ortasında



323

18. Matsutake Savaşçıları: Mantarları Beklerken• 329 19. Alelade Servetler• 339 20. Bitirmeyiş: Yol Boyunca Karşılaştığım Bazı Kişiler • 353 Sporların Peşi Sıra: Bir Mantarın Yeni Maceraları• 361 Dizin• 367

Dolanıklıkları Etkinleştirmek

Aydınlanma Çağı'ndan beri Batılı filozoflar, Doğa'yı bize heybetli ve evrensel, fakat aynı zamanda edilgin ve mekanik bir şey olarak sundu . Doğa, onu ehlileştirme ve denetim altına alma gücüne sahip İnsan'ın ahlaki amaçları için bir zemin ve vasıta işlevi görüyordu . İnsan ve insan-olmayan tüm varlıkların yaşam dolu faaliyetlerini bize hatırlatma görevi, Batılı ve uygar olmayan hikaye anlatıcılar da dahil olmak üzere masalcılara havale edilmişti. Ne var ki bu iş bölümünü bozan çok sayıda gelişme yaşandı. Birincisi, Doğa'yı ehlileştirme ve ona hükmetme çabaları öyle bir felakete yol açtı ki, yeryüzünde yaşamın devam edip etmeyeceği bile belirsiz. İkincisi, bir zamanlar masalların konusu olarak görülen türler arası dolanıklıklar (entanglement) , bugün artık biyologlar ile çevrebilimciler arasında ciddi bir tartışma konusuna dönüşmüş durumda. Bilim insanları, yaşamın çok sayıda farklı varlık türü arasında karşılıklı bir etkileşim gerektirdiğini ortaya koyuyor. Dola­ yısıyla insanların diğer tüm varlıkları ezip geçerek hayatta kalması mümkün değil. Üçüncüsü de, dünyanın dört bir yanında kadınlar ve erkekler, bir zamanlar İnsan'a tanınmış olan ayrıcalıklı konuma dahil edilme talebinde bulundular. Bu isyankar tavrımız, İnsan' ı Doğa'dan koparmış olan Hıristiyan eril ahlakın temellerini sarsıyor. Uygarlığın temel ilkelerinin ötesine geçen gerçek hikayeler an­ latmanın yeni yollarını bulma vakti geldi. İnsan/Doğa ayrımından kurtulduğumuzda, tüm varlıklar yeniden hayat bulabilir, kadınlar ve erkekler dar görüşlü bir akılcılığın sınırlarına hapsolmaksızın kendilerini ifade edebilir. Artık gecenin karanlığında bir fısıltıdan ibaret olmayan bu hikayeler, aynı anda hem gerçek hem masalsı bir nitelik taşıyabilir. Yarattığımız bu felakette hala bir şeylerin canlı kalmış olmasını başka türlü nasıl açıklayabiliriz ki? Bu kitap bir mantarın, matsutake mantarının peşine düşerek bu türden gerçek hikayeler sunuyor. Çoğu akademik kitaptan farklı olarak, takip eden sayfalarda kısa kısa bölümler bulacaksınız . Bu

8 D ü ny a n ı n S o n u n d a k i M a n t a r

bölümlerin, yağmurdan sonra görülen bir mantar cümbüşüne benzemesini istedim: Taşkın bir bereket, keşfetmeye bir çağrı, bitip tükenmez bir bolluk. Bölümler mantık kurallarına göre işleyen bir makine değil, açık uçlu bir kümelenme meydana getiriyor, keşfedilmeyi bekleyen çok daha fazla şey olduğuna işaret ediyor­ lar. Birbirlerine dolanıyor, birbirlerini kesintiye uğratıyorlar - bu bakımdan, betimlemeye çalıştığım dünyanın parçalı yapısına öy­ künüyorlar. Fotoğraflar ise, metne paralel bir hikaye anlatmakla birlikte, onu doğrudan doğruya görselleştirme amacı taşımıyor. Ele aldığım sahnelerden ziyade savunduğum görüşlerin ruhunu yansıtıyor. İnsanları da içine alan ekolojik ilişkilere "ilk doğa", kapita­ lizmin yol açtığı çevresel değişimlere de "ikinci doğa" adını ve­ relim. Bu terimlerin daha popüler versiyonlarından farklı olan bu kullanımı, William Cronon'un Nature's Metropolis kitabından ödünç alıyorum. 1 Benim kitabım ise kapitalizme rağmen yaşama­ yı başaran bir "üçüncü doğa" önerisinde bulunuyor. Bu üçüncü doğanın farkına varmak için, geleceğin ileriye doğru tek yönlü bir hareket olduğu varsayımından kurtulmamız gerekiyor. Bir kuan­ tum alanındaki sanal parçacıklar gibi, çok sayıda farklı gelecek de olasılı!dar alanında bir görünüp bir kaybolur; üçüncü doğa, bu zamansal çokseslilik içinde belirir. Ne var ki ilerleme hikayeleri bizi körleştirdi. Dünyayı bu hikayelere başvurmak zorunda kalma­ dan deneyimleye6ilmek için, dolanık yaşam biçimlerinin açık uçlu kümelenmelerine odaklanıyorum. Bu kümelenmeler, çok çeşitli zamansal ritimler arasında eşgüdüm yoluyla şekillenir. Denedi­ ğim biçimsel yapı ve ileri sürdüğüm görüşler birbirini yakından takip ediyor. Bu kitap 2004 ile 20 1 1 yılları arasında Birleşik Devletler, Japon­ ya, Kanada , Çin ve Finlandiya'da matsutake sezonunda yürütülen saha çalışmalarının ve ayrıca bu ülkelere ek olarak Danimarka , İsveç ve Türkiye'deki bilim insanları, ormancılar ve matsutake tüc­ carları ile yapılan görüşmelerin bir sonucudur. Matsutakenin peşi sıra çıktığım bu yolculuk belki de henüz tamamlanmadı: Fas, Kore ve Butan gibi farklı yerlerdeki matsutakeler beni çağırmaya devam ---- ----

1

------

William Cronon, Nature's metropolis (New York: W W Norton, 1 992) .

Dola n ı k l ı k l a r ı Et k i n le ş t i r m e k

9

ediyor. T akip eden bölümlerde benim gibi okurların da kendilerini bu "mantar tutkusu"na bir nebze olsun kaptıracağını umuyorum.

Orman zemini altında funguslar, * şapkalı mantar üretmeye baş­ lamadan çok evvel, bitki köklerini ve mineral toprağı birbirine bağlayan ağlar ve yumaklar halinde uzanır. Kitaplar da, benzer şekilde, gözlerden ırak çok sayıda işbirliğinin bir ürünüdür. Burada tek tek kişilerden oluşan bir liste vermek yerinde olmayacaktır. O yüzden, bu kitabı mümkün kılan işbirlikleri ile başlıyorum. Yakın dönemdeki çoğu etnografi çalışmasının aksine, bu kitaba temel oluşturan araştırma , işbirliği içinde çalışmaya yönelik denemeler yoluyla gerçekleştirildi. Ayrıca, peşinden koşmaya değer bulduğum sorular da çok sayıdaki katılımcıdan sadece biri olduğum yoğun tartışma ortamlarında doğdu . Bu kitap, Matsutake Worlds Research Group (Matsutake Dün­ yaları Araştırma Topluluğu) tarafından yürütülen çalışmaların bir meyvesidir. Topluluğun üyeleri arasında T imothy Choy, Li­ eba Faier, Elaine Gan, Michael Hathaway, Miyako Inoue, Shiho Satsuka ve ben yer alıyoruz. Antropoloji tarihi içinde etnografi, genellikle bireysel çalışmaya dayalı bir alan olmuştur. Bizim top­ luluğumuz ise sürekli bir işbirliği içinde gerçekleştirilen yeni bir antropolojiyi keşfe çıkma amacıyla bir araya geldi. Etnografinin temel meselesi, bir durum hakkında nasıl düşünülmesi gerektiğini kaynak kişilerle birlikte öğrenmektir; araştırma kategorileri araş­ tırma sırasında gelişir, daha önce değil. Bu yöntem, her biri farklı bir yerel bilgiyle donanmış diğer araştırmacılarla birlikte çalışırken nasıl kullanılabilir? Topluluğumuz , "büyük bilim"in yaptığı gibi nesnesini önceden bilmek yerine, araştırma amaçlarının işbirliği süreci içinde belirmesine izin verme konusunda kararlıydı. Bu zorluğun üstesinden, çok çeşitli araştırma, inceleme ve yazma biçimleri deneyerek gelmeye çalıştık. *

Türkçede mantar deyince akla ilk olarak şapkalı mantarlar geliyor. Bu mantarları üreten yeraltındaki yapı için de bilimsel terminolojide fııngus terimi kullanılıyor. Mantar (mushroom) , toprak altındaki fungusun meyvelenme yapısı (fruiting body). B u mantar/fungus ayrımı kitapta önemli olduğundan, bir kafa karışıklığına d a yol açmamak için fungus terimini korumayı tercih ettik (ç. n . ) .

1 O D ü n ya n ı n S o n u n d a k i M a nt a r

Bu kitap, "Matsutake Dünyalan" başlıklı bir dizi çalışmanın ilki­ ni oluşturuyor. Sıradaki kitaplar Michael Hathaway ve Shiho Satsuka tarafından yazılacak. Bunu , olaylann bir kitaptan diğerine geliştiği bir macera olarak düşünebilirsiniz. Matsutakelerin dünyasına duy­ duğumuz ilgi ne tek bir kitaba sığar ne de tek bir kişi tarafından ifade edilebilir; sırada ne var diye merak ediyorsanız bizi takip etmeyi sürdürün. Çalışmalarımız, kitapların yanı sıra deneme ve makale gibi diğer başka türleri de kapsıyor. 2 Ekibimiz ve film yapımcısı Sara Dosa'nın gayretleri sayesinde Elaine Gan ve ben bir internet sitesi hazırladık: www.m atsutakeworlds.org. Burada farklı kıtalar­ dan toplayıcı, bilim insanı, tüccar ve ormancıların hikayelerini bir araya getirdik. Elaine Gan'ın bilimi sanatla buluşturan çalışmaları yeni işbirliklerine ilham kaynağı oldu . 3 Sara Dosa'nın filmi The Last Season da bu etkileşimlerin bir diğer ürünü .4 Matsutake mantarlarını araştırmak bizi disipliner bilginin ötesi­ ne taşımakla kalmadı, farklı dil, tarih, ekoloji ve kültürel gelenek­ lerin farklı dünyalar yarattığı yerlere de götürdü . Faier, Inoue ve Satsuka japonya üzerinde yoğunlaşırken, Choy ve Hathaway Çin'e odaklandı. Ben de grubun Güneydoğu Asya uzmanı olarak, Birleşik Devletler'in Pasifik Kuzeybatı bölgesindeki Laos ve Kamboçya kö­ kenli toplayıcılar üzerine çalışacaktım . Fakat bunun için yardıma ihtiyac� m olduğu ortaya çıktı. Hj orleifur jonsson'un işbirliği ve Lue Vang ile David Pheng'in yardımları olmadan, Birleşik Devletler'deki ı'

2

Bkz. Matsutake Worlds Research Group, "A new form of collaboration in cultural anıhropology: Matsutake worlds", American Ethnologist 36, no. 2 (2009): 380-403 ; Matsutake Worlds Research Group, "Strong collaboration as a method for mul­ ti-sited ethnography: On mycorrhizal relations", içinde: Multi-sited ethnography: Theory, praxis, and locality in contemporary research, ed. Mark-Anthony Falzon, 197-214 (Farnham, UK: Ashgate, 2009 ) ; Anna Tsing ve Shiho Satsuka, "Diverging understandings of forest management in matsutake science", Economic Botany 62, no. 3 (2008) : 244-256. Grubun kaleme aldığı makalelerden oluşan özel bir basım, şu anda hazırlık aşamasındadır.

3

Elaine Gan ve Anna Tsing, "Some experiments in the representation of time: Fungal c!ock", Amerikan Antropoloji Derneği'nin yıllık toplantısında sunulan tebliğ, San Fransisco, 201 2 ; Gan ve Tsing, "Fungal time in the satoyama forest", animasyon: Natalie McKeever, video yerleştirmesi, Sydney Ü niversitesi, 20 1 3 .

4

Sara Dosa, The Lası Season (Filament Productions, 20 14) . Film, Oregon'da matsutake toplayıcılığı yapan iki kişi -ABD-Hindiçin savaşı gazisi bir beyaz ile Kamboçyalı bir mülteci- arasındaki ilişkiyi konu ediniyor.

Dola n ı kl ı k l a r ı Etk i n leştirmek

11

Güneydoğu Asyalıları� ilgili araştırmamı gerçekleştiremezdim. 5 Kültür ve Ekoloj i Enstitüsü'nden Eric jones , Kathryn Lynch ve Rebecca McLain, mantarların dünyasına adım atmamı sağladı ve tüm süreç boyunca harika birer çalışma arkadaşı oldu . Beverly Brown ile karşılaşmak ilham vericiydi. Amy Peterson beni Japon­ Amerikalı matsutake topluluğuyla tanıştırdı ve yol yordam gösterdi. Sue Hilton benimle birlikte çam ağaçlarını inceledi. Yunnan'da Luo Wen-hong ekibimize dahil oldu . Kyoto'da Noboru Ishikawa olağa­ nüstü bir rehber ve çalışma arkadaşıydı. Finlandiya'da Eira-Maija Savonen her şeyi mükemmel şekilde organize etti. Her yolculuk, birlikte çalışmanın önemine beni bir kez daha inandırdı. Bir kitabın ortaya çıkmasına katkıda bulunan çok sayıda farklı işbirliği türleri vardır. Elinizdeki kitap, yerel olduğu kadar geniş kapsamlı yankı da uyandıran özellikle iki entelektüel gelişmeden güç alıyor. Santa Cruz Kalifomiya Üniversitesi'nde, kısmen Donna Haraway'le birlikte ders verme fırsatını bulmuş olmam sayesinde, feminist bilim çalışmaları hakkında bilgi edinme ayrıcalığına ka­ vuştum. Böylelikle akademik araştırmanın, doğa bilimleri ile kültü­ rel çalışmalar arasındaki sınırları sadece eleştiri yoluyla değil, yeni dünyalar kurma gücüne sahip bir bilgi aracılığıyla da aşabileceğini fark ettim. Buradaki ortak çalışmamızın sonuçlarından biri de çok­ türlü hikayeler meydana getirmek oldu . Santa Cruz'daki feminist bilim çalışmaları topluluğu , araştırmalarım için bugün de bir ze­ min sunmaya devam ediyor. Yine bu topluluk sayesinde, sonradan çalışma arkadaşım olan çok sayıda kişiyle tanıştım. Andrew Mat­ hews ormanlara yeni bir gözle bakmamı sağladı. Heather Swanson karşılaştırmalar yaparak düşünmeme ve böylelikle japonya'yı daha iyi anlamama yardımcı oldu. Kirsten Rudestam bana Oregon'dan bahsetti. jeremy Campbell, Zachary Caple, Roseann Cohen, Rosa Ficek, Calin Hoag, Katy Overstreet, Bettina Stoetzer ve daha bir­ çoklarıyla sohbetlerimden çok şey öğrendim. Diğer yandan, Santa Cruz ve diğer başka yerlerde kapitalizm­ le ilgili yürütülen feminist eleştirel çalışmalar, bana kapitalizmi 5

Hjorleifur Jonsson'un kitabı Slow anthropology: Negotiating difference with the Iu Mien (Ithaca, NY: Cornell University Southeast Asia Program Publications, 20 1 4) , onun Lu Mien halkı üzerine araştırmaları kadar, birlikte gerçekleştirdiğimiz teşvik edici işbirliğinin de bir sonucudur.

1 2 D ü ny a n ı n S o n u n d a k i M a n t a r

kahramanca somutlaştırmaların ötesinde anlama gayreti aşıladı. Yoğun betimleme söz konusu olduğunda bazen hantal kalmalarına rağmen Marksist kategorilere başvurmaya devam ettiysem, bunda Usa Rofel ve Sylvia Yanagisako gibi feminist meslektaşlarımın gö­ rüşleri etkili oldu . Küresel tedarik zincirlerini yapısal açıdan bir tercüme makinesi olarak betimleme yönündeki ilk girişimlerimi, Santa Cruz Kaliforniya Üniversitesi'ndeki Feminist İleri Araştırma Enstitüsü'ne borçluyum. T ania Li tarafından davet edildiğim To­ ronto Üniversitesi ve Karen Ho tarafından davet edildiğim Minne­ sota Üniversitesi'ndeki araştırma grupları da aynı yönde çalışmalar yürütüyor. Vefatından önce Julie Graham'in cesaretlendirmesine kısa bir süreliğine mazhar olduğum için kendimi ayrıcalıklı his­ sediyorum. Onun Kathryn Gibson'la birlikte geliştirdikleri "eko­ nomik çeşitlilik" yaklaşımı yalnızca bana değil, çok sayıda başka araştırmacıya da yardımcı oldu. Santa Cruz'da james Clifford, Rosa Ficek, Susan Harding, Gail Hershatter, Megan Moodie, Bregj e van Eekelen ve diğer birçoklarıyla yaptığımız fikir alışverişleri, iktidar ve farklılık konusundaki görüşlerimin şekillenmesinde belirleyici bir rol oynadı. Çalışmamın tamamlanmasını bir dizi kurumsal burs ve deste­ ğe borçluyum. Kaliforniya Üniversitesi Pasifik Bölgesi Araştırma Program ı'nın verdiği bir başlangıç bursu , araştırmamın ilk aşamala­ rım finanse etmeye yardımcı oldu . Toyota Vakfı'nın verdiği bir ödül, Matsutake Dünyalirı Araştırma Topluluğu'nun Çin ve Japonya'daki ortak çalışmasını finanse etti. Santa Cruz Kaliforniya Üniversitesi, araştırmamı sürdürebilmem için zaman zaman izin kullanmama imkan tanıdı. Nils Bubandt ve Aarhus Üniversitesi, bu kitabı tasar­ layıp yazmaya başlamam için sakin ve ilham verici bir ortam sundu. John Simon Guggenheim Vakfı tarafından 20 1 0 ve 20 1 1 yıllarında verilen bir burs, yazım aşamasının tamamlanmasını mümkün kıldı. Kitap üzerindeki son çalışmalarım, Danimarka Ulusal Araştırma Vakfı'nın maddi destek sunduğu Aarhus Üniversitesi Antroposen Araştırmaları proj esinin başlangıcıyla çakıştı. Bana tanınan tüm bu fırsatlar için minnettarım. Ayrıca çok sayıda kişi de taslakları okuyarak, sorunları benim­ le tartışarak ve her türlü yardımda bulunarak kitabın son şeklini almasına katkıda bulundu . Nathalia Brichet, Zachary Caple, Alan

D o la n ı kl ı k l a r ı Et k i n le ş t i r m e k

13

Christy, Paulla Ebron, Susan Friedman, Elaine Gan, Scott Gilbert, Donna Haraway, Susan Harding, Frida Hastrup, Michael Hathaway, Gail Hershatter, Kregg Hetherington, Rusten Hogness, Andrew Mathews, James Scott, Heather Swanson ve Susan Wrig beni sabırla dinleme, yazdıklarımı gözden geçirme ve yorumlarını benimle pay­ laşma nezaketi gösterdi. Miyako Inoue şiirleri İngilizceye çevirdi. Kathy Chetkovich gerek yazma gerek düşüncelerimi olgunlaştırma sürecinde benim için vazgeçilmez bir rehber oldu. Kitapta yer alan tüm fotoğraflar araştırmalarım sırasında çekildi ve Elaine Gan'ın cömert yardımları sayesinde baskıya hazırlandı. Asistanım Lue Vang'ın birlikte çalıştığımız sırada çekmiş olduğu birkaç fo toğrafı da kullanmayı uygun gördüm (9, 1 0 ve 14. bö­ lümlerin başındaki fotoğraflar ile "İz Sürmek" başlıklı ara faslın başında , en alttaki fo toğraf) . Diğerlerini ise ben çektim. Elaine Gan, Laura Wright'ın yardımıyla bunları kullanılmaya hazır bir hale getirdi. Ayrıca Elaine Gan, bölümler içindeki alt bölümleri birbirinden ayıran çizimleri de hazırladı. Bu çizimlerde mantar sporlan, yağmur, mikorizalar ve mantarlar görülüyor. Bunlar ara­ sında gezinmeyi okurlara bırakıyorum.

Araştırma sahalanmın her birinde benimle konuşmayı ve birlik­ te çalışmayı kabul etmiş olan çok sayıda kişiye sonsuz teşekkür borçluyum. Toplayıcılar mantar toplamayı, bilim insanları araştır­ malarını, tüccarlar işlerini yanda kesip bana vakit ayırdı. Hepsine minnettarım. Bununla birlikte, insanların mahremiyetini koruma amacıyla, kitapta çoğu kişi için takma isim kullandım . Fakat bilim insanları ve görüşlerini kamusal alanda dile getirenler gibi toplum­ ca tanınan kişileri bunun dışında tuttum. Bu kişilerin isimlerini gizlemek onlara saygısızlık olurdu . Yer isimleri söz konusu oldu­ ğunda da benzer bir yol izledim: Şehir isimlerini verdim, fakat bu kitap esasen bir köy çalışması olmadığından, kırsal bölgelerdeki küçük yerlerin isimlerini -buralarda yaşayanların mahremiyetini ihlal edebileceğinden- vermekten kaçındım. Kitabı yazarken birbirinden son derece farklı kaynaklardan yararlandığım için, toplu bir bibliyografya hazırlamaktansa, baş-

1 4 D ü n ya n ı n S o n u n d a k i M a n t a r

vurduğum kaynakları notlarda belirtmeyi tercih ettim. Atıfta bu­ lunduğum Çin, Japon ve Hmong yazarların isimlerini verirken, ilk geçtikleri yerde soyadının ilk harfini koyu karakterle yazdım. Bu sayede, yazarların araştırmama dahil oldukları yere bağlı olarak, soyadı sırasını değiştirme imkanım oldu . Kitaptaki bazı bölümler başka yerlerde genişletilmiş bir şekilde yayımlandı. Birkaçı büyük ölçüde benzer olduğundan, bunları belirtmeyi gerekli görüyorum: 3. Bölüm; Common Knowledge 1 8 , no. 3 (20 1 2) : 505-524'te yayımladığım daha uzun bir makalenin özetidir. 6. Bölüm; "Free in the forest", Rhetorics of insecurity içinde, ed. Zeynep Gambetti ve Marcial Godoy-Anativia (New York: New York University Press, 20 1 3) , 20-39'dan alınmıştır. 9 . Bölüm; Hau 3 , no. 1 (20 1 3) : 2 1-43'te daha uzun bir makale halinde geliştirildi. 1 6 . Bölüm; Economic Botany 62, no. 3 (2008) : 244-256'daki bir ma­ kaleden parçalar içeriyor (dergideki makale söz konusu bölümün sadece bir kısmını oluştursa da, Shiho Satsuka ile birlikte kaleme alındığından özellikle belirtilmeyi hak ediyor) . Üçüncü ara faslın daha uzun bir versiyonu Philosophy, Activism, Nature 10 (20 1 3) : 6 -14'te yer alıyor.

DÜNYANIN SONUNDAKİ MANTAR

Öndeyiş Sonbahar Kokusu

Takamato bayırı, gelişip serpilen mantarlarla kaplanmış mucizevi sonbahar kokusu . - 8. yüzyıl Japon şiir antolojisi Man-nyo Shu'dan 1

Dünyanız parçalanmaya yüz tuttuğunda ne yaparsınız ? Ben yü­ rüyüşe çıkarım. Ve gerçekten şanslıysam eğer, birkaç mantar bu­ lurum. Mantarlar beni yeniden kendime getirir. Bunun nedeni, tıpkı çiçekler gibi bir renk ve koku cümbüşü yaratmaları değildir sadece. Beklenmedik bir anda karşıma çıkıverip bana sırf orada bulunmanın mutluluğunu da yaşatırlar. Bu sayede, belirsizliğin korkuları içinde bile keyif almanın mümkün olduğunu fark ederim. Korkuların bir yere gittiği yok tabii. Üstelik korkan sadece ben de değilim. Dünyanın iklimi rayından çıkmış durumda ve endüst­ riyel ilerlemenin, yeryüzündeki yaşam için yüz yıl önce kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar ölümcül olduğu anlaşıldı. Ekonomi, bir büyüme ve iyimserlik kaynağı değil artık; bir sonraki ekonomik krizde herhangi birimiz işini kaybedebilir. Yeni felaketlerin peş peşe gelebileceği endişesi duymakla kalmıyorum: Herkesin nereye doğru ve niye gittiğini anlatan hikayelere tutunma imkanından da yoksun kalmış durumdayım. Güvencesizlik bir zamanlar daha ziyade bahtsızların kaderiydi. Şimdi ise hepimizin yaşamı güven­ cesiz gözüküyor - hatta cebi şimdilik dolu olanlar da buna dahil. Miyako Inoue, şiirin İngilizceye çevirisi üzerinde benimle birlikte çalışma inceliği gösterdi. Hem çağrışımlara a çık hem de mümkün olduğunca aslına sadık bir çeviri yapmaya çalıştık. Şiirin farklı bir çevirisi için bkz. Matsutake Research Association, ed. , Matsutahe Uaponca ] (Kyoto: Matsutake Research Association, 1964) giriş kısmı: "Çam mantarlarının kokusu. Bir anda bitiveren (çam mantarlarının) halka halka, s ıra sıra şapkaları, Takamatsu tepesinin doruğuna, Yüksek Çam Ağacı Köyü'ne giden yolu kaplamış. Gönlüme ferahlık veren cezbedici bir sonbahar kokusu yayıyorlar. . . ,

"

1 8 D ü ny a n ı n S o n u n d a k i M a n t a r

Kuzey Yarımküre'nin şair ve filozoflarının kendilerini aşırı istikrar tarafından hapsedilmiş hissettikleri 20. yüzyıl ortalarının aksine, bugün kuzeyde de güneyde de pek çoğumuz sorunların bitmek bilmediği bir durumla karşı karşıyayız. Bu kitap, belirsizliği ve güvencesizlik durumlarını, yani istikrar vaadinden yoksun yaşamı araştırmak için mantarlarla yaptığım yol­ culukları anlatıyor. Sovyetler Birliği 1 99 l 'de dağıldığında, devletin sunduğu güvencelerden bir anda mahrum kalan binlerce Sibiryalı­ nın mantar toplamak için ormanlara koştuğunu okumuştum. 2 Bun­ lar benim peşinde olduğum mantarlar değil gerçi, ama meramımı yeterince anlatıyorlar: Sahip olduğumuzu düşündüğümüz kontrol altındaki dünya dağıldığında, mantarların denetimsiz yaşamı bizim için bir armağan ve aynı zamanda bir rehberdir. Sizlere mantar ikram edemiyor olsam da, yukarıdaki şiirde methedilen "sonbahar kokusu"nu benimle birlikte içinize çekece­ ğinizi umuyorum. Bu, Japonya'da çok değer verilen aromatik bir yabani mantar grubunun, matsutakenin kokusudur. Matsutake, sonbahar mevsiminin bir işareti olarak sevilir. Kokusu , yazın o tasasız zenginliklerini kaybetmenin hüznünü uyandırır, fakat aynı zamanda sonbaharın keskin yoğunluğunu ve yüksek duyarlıklarını da çağrıştırır. Küresel ilerlemenin tasasız yazı sona ererken, bu tür duyarlıklara ihtiyacımız olacak: Sonbahar kokusu, beni güvence­ den yoksun ortak yaşama götürüyor. Bu kitap, 20. yüzyılda bir istikrar vizyonu suflmuş olan modernleşme ve ilerleme düşlerinin bir eleştirisi değil; benden önce çok sayıda araştırmacı bu düşleri ayrıntısıyla masaya yatırdı. Bunun yerine ben çok daha zihin açıcı bir meseleyle, bir zamanlar hep birlikte nereye doğru gittiğimizi bildiğimizi bize düşündürmüş olan tüm o tutamaklar olmaksı­ zın yaşama meselesiyle ilgileniyorum. Eğer kendimizi cazibesine kaptırırsak, matsutake mantarı bizi merak duymaya sevk edebilir. Bence bu tür bir merak, güvencesiz zamanlarda işbirliğine dayalı bir hayatta kalmanın ilk koşuludur. Radikal bir bildiri, meseleyi şöyle ortaya koyuyor:

2

Sveta Yamin-Patemak, "How the devils went deaf: Ethnomycology, cuisine, and per­ ception of landscape in the Russian far North" (Doktora tezi, University of Alaska, Fairbanks, 2007) .

Ö n d e y i ş - S o nbaha r Kokusu

19

Birçoklarının görmemeye çalıştığı hayalet, şu basit kavrayıştan ibarettir: Dünya "kurtarılmayacak." [ . . . ] Eğer küresel bir devrimci geleceğe inanmıyorsak, (aslında hep yapmak zorunda kaldığımız gibi) şimdide yaşamalıyız. 3

';··'fi "J'W ''il(/"�'" ''W''f 'il'i"yt ,,,-j'-.. •;:•':f>··f'!! 't'],H'l