122 58 16MB
Turkish Pages 240 [282] Year 2014
BULGARİSTAN'DAKİ ERMENİ KOMİTELERİNİN OSMANLI DEVLETİ ALEYHİNE FAALİYETLERİ (1890-1918) Bülent YILDIRIM
Raportör Prof. Dr. Kemal ÇİÇEK
Yayına Hazırlık - Grafik - Tasarım - Kapak Gazi Yayıncılık A.Ş. Bulgurlu Mahallesi Bulgurlu Caddesi Etiler Sokak No.: 10/1 Küçükçamlıca Üsküdar/ İSTANBUL Telefon: O 216 650 83 15 - 1 6
Baskı Tor Ofset San. ve Tic. Ltd. Şti. Akçaburgaz Mahallesi 116. Sokak No.: 2 Esenyurt/ İSTANBUL Telefon: O 212 886 34 74
ISBN 978 -975 - 16 - 2736 - o
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU
TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI IV/A-2-2.1 Dizi - Sayı 21
.
.
BULGARISTAN'DAKI ERMENi KOMiTELERiNiN OSMANLI DEVLETi ALEYHiNE FAALiYETLERi .
.
.
.
.
.
.
(1890-1918)
Bülent YILDIRIM
•
TÜRK TARİH KURUMU AN.KARA, 2014
.
Yıldırım, Bülent, 1977Bulgaristan'daki Ermeni komitelerinin Osmanlı Devleti aleyhine faaliyetleri (1890-1918) /Faruk Sümer. - Ankara: T ürk TarihKurumu, 2014.
xx, 240, (18) s. : res. (çoğu rnk.), tıpkıbasım, hrt., tablo; 24 cm. - (AKDTYK
T ürk Tarih Kurumu yayınları; IV/A-2-2.1. Dizi-Sa. 21 ).
Bibliyografya ve indeks var.
ISBN 978 - 975 - 16 - 2736 - O
1. Ermeniler_Bulgaristan_Tarih.
2. Ermeni komiteleri_Bulgaristan_Tarih.
3. Ermeniler_ Osmanlı İmparatorluğu_Tarih. paratorluğu_Tarih.
1. E.a. il. Dizi.
4. Ermeni isyanları_Osmanlı İm
956. 100491992 949. 77022
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu'nun
1 5.0 5.20 1 3 tarih ve 1 5 94 sayılı kararları gereğince 1 500 adet basılmıştır.
Bülent
YILDIRIM
1 0 . 02 . 1 9 7 7 tarihinde Bulgaristan'ın Eski Cuma ilinde doğdu. İ lk ve orta öğrenimini İ stanbul Avcılar'da tamamladı. Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünden 1 999 yılında mezun oldu. Trakya Ü niversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde "Türk-Ermeni Sorunu
ve Ermeni İddialarının Demografik Açıdan İncelenmesi " konulu teziyle 2005 yılında yüksek lisans ; Prof. Dr. Cezmi ERAS LAN danışmanlı ğında hazırladığı "Bulgaristan 'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Dev leti Aleyhine Faaliyetleri {1 890- 1 9 1 8}" başlıklı teziyle de 2 0 1 0 yılında İ stanbul Ü niversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde doktora öğreni mini tamamladı. 2000-2005 yılları arasında Trakya Ü niversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde, 2005-2 0 1 0 yılları arasında ise İ stanbul Ü niversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde araştırma görevlisi olarak çalıştı. 201 1 yılından beri Trakya Ü niversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı'nda Yrd . Doç. Dr. olarak görev yapmaktadır. Ermeni Meselesi, Bulgaristan Emareti, Balkan S avaşları ve Bulgaristan'daki Müslüman Türk Azın lığı ile ilgili yayınlanmış çalışmaları bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.
TAKDİM Türkler ve Ermeniler Anadolu zemininde yaklaşık on asır bir arada yaşamış iki millettirler. Söz konusu sürenin büyük bölümünde huzur içinde, kardeşçe devam ettirilen birlikteliğin neticeleri folklorik, sosyal ve kültürel değerlere yansımıştır. Tarih boyunca milletlerin göç yolları üzerinde yer almış , stratejik konumu sebebiyle daima bölge ve dünya hakimiyeti iddiasındaki güçlerin ilgi odağı olmuş bir coğrafyada uzun süre bir arada ve barış içinde yaşamak büyük bir başarıdır. Bu başarıda her iki tarafın geçmiş deneyimleri kadar yaşam felsefeleri de belirle yici olmuştur. Ermeniler Anadolu'nun doğusunda istisnai olarak bir kontluk dışında müstakil ve uzun ömürlü siyasi yapı oluşturamamış, Bizans başta olmak üzere bölgede hakim güçlerin zoruyla yer değiş tirme ve hatta din değiştirme gibi baskılarına maruz kalmışlardır. Öyle ki, İ ran ve Bizans arasındaki ilişkiler çerçevesinde altıncı asırdan itiba ren İ stanbul, Trakya, Makedonya ve Kıbrıs'a yaptırılan göçler on ikinci asra kadar devam etmiştir. Diğer taraftan Türkler, Türkistan coğrafyasında maruz kaldıkları baskılar yüzünden batıya doğru hareketlendikleri süreçte Doğu Ana dolu ile Kafkasya üzerinden Anadolu'ya akmış ve bağımsız yaşamayı şiar edinmiş bir millettir. Çeşitli istikametlere yapılan göç hareketle rinde daima bir devlet düzenini önceleyen Türk milletinin başarıyla ilerlemesinde ise idaresi altına aldığı yerlerde yaşayan milletlerin hususi değerlerine ve tercihlerine gösterdiği saygının yeri büyüktür. Belgelerin tarihçilere söylediğine göre Türkler, söz konusu coğrafyada daima hareket halinde ve sayıca az olduklarında bile kitleleri yönet mede bu anlayışlarından büyük oranda istifade etmişlerdir. Dolayı sıyla gittikleri her yerde bu özellikleri sayesinde yerleşik halkların güvenini kazanmış devletlerini devam ettirmişlerdir. Doğu Anadolu başta olmak üzere Anadolu'nun her yerinde, İ stanbul'un fethinden bir asır önce geçtikleri Rumeli'nde farklı dil ve inanç sahibi insanlar için adeta aranılan yöneticiler haline gelmişlerdir. Fatih'in İ stanbul'u fethinden sonra kazanılan imparatorluk mahi yetine uygun olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde hukuki statü
Thkdim
1 VII
kazanan milletlerden birisi de Ermeniler olmuşlardı. Tarihi süreç içinde Osmanlı millet sisteminin kendilerine sağladığı müsait ortamda ticaret, sanat ve zanaatta önemli gelişmeler kaydeden Ermeniler kabi liyetli oldukları her alanda kendilerini gösterme imkanı bulmuş lardı. Osmanlı Devleti'nin dış ilişkilerinin yürütülmesinde öncelikli rol oynayan Rumların 1 8 2 1 'deki isyanlarından sonra yönetimin en güvendiği millet haline gelerek devlet ve toplumun her kademesinde üst düzey görevlerde bulunmuşlardır. Ermeniler Osmanlı Devleti'nin on yedinci asırdan itibaren karşılaş tığı ekonomik, idari, siyasi ve sosyal problemlerden diğer vatandaşlar kadar etkilenmişlerse de uzun süreli, masraflı ve yıkıcı savaşlara katıl madıkları için devletin diğer unsurlarından sosyal ve ekonomik açıdan daha iyi konumda olmuşlardır. Osmanlı Devleti'nin son iki asrında hız kazanan batı müdahalesinden ve misyonerlik faaliyetlerinden tabii ki Ermeniler de etkilenmişlerdir. On dokuzuncu asrın ikinci yarısı Osmanlı Devleti üzerindeki dış baskıların her sa haya yayı lıp, anlaşmalar ile legalleştiği ; buna para lel olarak Osmanlı toplumunu oluşturan çeşitli unsurların milliyet çilik duygularının tahrik edilerek ayrılma düşüncelerinin yerleştiril diği bir dönem olmuştur. En uzun yüzyılın son çeyreğinde ise, batılı büyük devletler şark meselesi adını verdikleri , Osmanlı Devletini yıkma ve Türkleri Anadolu'dan çıkarma projesini hayata geçirmişler dir. Bu süreçte doğusu ve batısı ile ülkenin her tarafında özgürce yaşa yan , çoğunluğu işinde gücünde kendi halinde olan gayrimüslim vatan daşlar komitacılar tarafından devlete başkaldırmaya teşvik edilmişler, hevesli görünmeyenleri zorlanmışlar ve razı gelmezlerse öldürülmüş lerdir. Buna dair örneklere komitacıların söylemlerinde rastlandığı gibi arşivlerde de klasörler oluşturacak çoklukta dosyalar mevcuttur. Dr. Bülent Yıldırım'ın hazırladığı Bulgaristan'daki Ermeni Komite lerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri (1890-1918) başlıklı bu eser, söz konusu süreçte Osmanlı Devleti'nden fiilen ayrılarak 1 908'de bağımsızlığını ilan eden Bulgaristan'daki Ermeni komitacılarının faali yetlerini Osmanlı ve Bulgar arşiv kayıtlarına dayanarak inceleyen son derece kıymetli bir ilmi çalışmadır. Dr. Bülent Yıldırım Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Bulgaristan Merkezi Devlet Arşivi, Bulgaristan Devlet Askeri Tarih Arşivi'nde yaptığı çalışmalara , her iki taraftan yayı nlan-
VIII
1
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faal iyetleri
mış arşiv belgelerini de katarak başarılı bir çalışmaya imza atmıştır. Konu ile alakalı ilmi literatürü objektif bir biçimde kullanmanın yanı sıra, Bulgaristan' da yaptığı incelemeler ile de belgelerin söylediği haki katlerin günümüze kalan parçalarını yerinde görmüş ve görsel biçimde aktarmış olması elimizdeki çalışmanın değerini ayrıca arttırmaktadır. Birinci Dünya Savaşı'nın çok zor şartları altında Türk ve Ermeni milletlerinin karşılıklı olarak yaşadığı acının yüzüncü yılının arife sinde olduğumuz şu sıralarda her iki tarafın belgelerini objektif ve ilmi biçimde değerlendiren çalışmaların önemi büyüktür. Bülent Yıldırım 1 8 70'li yıllardan Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar olan süreçte Bulgaristan merkezli Ermeni komite faaliyetlerini, Bulgaristan yöne ticilerinin bu faaliyetlere bakışını ve nihayet Birinci Dünya Savaşı sırasındaki gönüllü Ermeni alaylarının faaliyetlerini belgeler ışığında ortaya koymuştur. Gerek geçmişin, gerekse gunumüz gelişmelerinin anlaşılmasına katkı sağlayacak bu çalışmada yazarın netice kısmında dile getirdiği
"Türklerin ve Türkiye'nin tehdit olarak algılanması silahlanma yarışını arttıracağından bu durum sadece silah üreticisi ülkelerin menfaatine olacak, (milletlerin) kaynaklarının kalkınmaya değil silahlanmaya har canmasına sebep olacaktır. Haçlı seferlerinden itibaren Hıristiyan Batı kamuoyunda antisemitizm benzeri bir Türk düşmanlığının ortaya çık tığı gerçektir. Günüm üzde de küresel aktörler siyasi konjonktüre göre bun u canlandırma yön ünde adım atabilmektedirler" tespiti tarihin sadece geçmişe dönük kronoloji bilgisi olmadığını göstermek bakımın dan son derece anlamlıdır. Değerli meslektaşımı tarih araştırmalarına katkı sağlayan başarılı ve kıymetli çalışması için can-ı gönülden tebrik ederken, önümüzdeki dönemde bu eserin emsal-i kesiresi ile karşımıza çıkacağının müjde sini bilim dünyasına vermek benim için zevkli bir vazife olmuştur. İ stanbul 20 1 3 Prof. Dr. Cezmi ERASLAN
Takdim
1
IX
iÇiNDEKiLER TAKDİM . . . KISALTMALAR . . . . . . . ÖN SÖZ .. . .. . GİRİŞ
. ... ..
.
......................... ..... .. .......................................... .. . . ... . ......... .....
. .
.
vıı
XV . XVII 1
.. ... ... ... ... ... .... ... ..................... ................. ...... . ...............
....
.... .................
..... ................................................................. ..
..................................................................................................................
BİRİNCİ BÖLÜM BULGARİSTAN EMARETİ'NDE ERMENİLER VE ERMENİ KOMİTELERİNİN BULGARİSTAN'DA TEŞKİLAT LANMASI A. BULGARİSTAN EMARETİ'NDE ERMENİLER ... . . . . . 41 1. Bulgaristan'da Ermeni Nüfusu ve Yerleşim Sahaları ........................... 41 2. Ermenilerin Sosyo-Kültürel ve Ticari Hayalı . .. . . . .43 a. Sosyo-Kü l t ü rel Hayat .. . .. . . .. . . 43 b. Bu lgaristan'd a k i Ermen i l e r i n Ekonom i k ve Ticari Hayat ları . . . . . .. 46 3. Bulgaristan'da Bulunan Ermeni Kiliseleri ve Okulları . . 49 B. ERMENİ KOMİTELERİNİN BULGARİSTAN'DA TEŞKİLATLANMASI . ... . . .. .. . .. . . . . . . ... . . .. .. . . . 54 1. Ermeni Komitacıların Bulgar Milliyetçilerini Örnek Alması: "Bulgar Yolu" . .. . . . .. 54 2. Ermeni Komitelerinin Bulgaristan'da İlk Faaliyetleri . . 58 a. F i n a n s Kaynağı Tem i n Etme ve Örgütlenme Faa l iyetler i .... . . . . .. . . 58 ... .
... . . . ....... ................
. ..
... .
. .. . . . ........ .......... . . ...
... . . . . . . . .... ..... . . . . . . . . . . ........... . . .. . . . . . . ... . . . . ........ . . . . . . . . . . . . . ....
..
....... ....... ........
. .
.... .. .
.
.. .....
.
. .... . . . .
. . ...
..
............ ................... ......................................
. ..... ....... .......
.... ...... ... ....
.
. . . .... ...... . . ......... ..
. .. . . . .. . .
. ..
b. Rusçuk'ta Ele Geç i r i len Bombalar ve Osman l ı Pad işa h ı n a S u i kast
Teşebbüsü ................... .. . . .......... ...... .......... ................ ........ ..... ... .. ........ . .......... ...... 59
İKİNCİ BÖLÜM EMARET DÖNEMİNDE BULGARİSTAN'DAKİ ERMENİ FAALİYETLERİ A. ERMENİ KOMİTELERİNİN BULGARİSTAN'DA ÖRGÜTLERİNİ GÜÇLENDİRMELERİ VE FAALİYETLERİ . . . 69 1. Bulgar-Makedon Komiteleri ile Ermeni Komiteleri Arasında İşbirliği Kurulması . . . . . . . 69 2. Filibe'de Kurulan Potorig (Fırtına) Örgütü . ... . .. . . 74 3. Sofya'da Gerçekleştirilen III. Taşnak Genel Kongresi ve Alınan Kararlar (Şubat-Mart 1904) ....................................................................... 77 ......... ........................ ............. ...
.. . .......... ............ ...... .... .. ........................................ .. ..................
.... .
..... . ...
4. Sultan II. Abdülhamid'e Düzenlenen Bombalı Suikastın Bulgaristan'da Planlanması ve Hazırlıkların Yapılması ... .. .. .. .... .. 80 5. Taşnak Komitacısı Antranik Ozanyan'ın Bulgaristan'daki Faaliyetleri . . . .. .. .. ... . .. ... . . ... ........ ............. . . 86 6. Bulgaristan'da Kurulan Gizli Ermeni Askeri Okulu (1906-1907) ........ 88 8. BULGARİSTAN'DAKİ ERMENİ KOMİTELERİNİN BAŞLICA FAALİYET YÖNTEMLERİ .............................................................................. 92 1. Ermeni Komitecilerinin Osmanlı Topraklarına Giriş ve Çıkışlarının Sağlanması . . 92 2. Silah ve Cephane Temini ve Bunların Osmanlı Devleti'ndeki Ermeni Komitacılara Ulaştırılması . . 95 3. Basın ve Yayın Yoluyla Propaganda Faaliyetleri . .. . 97 4. Tiyatro Gösterileri İle Propaganda ........................................................ 99 5. Avrupa ve İngiltere'deki Diğer Ermeni Teşkilatları ile İletişim ve İlişkiler 102 ....
.......................... ..... .. ..
.
.
.
. ..
.
. . .
..
.
.
.
..
.
.
. .. .
...................... .................... .............................. . .
................................ ........................ . ...... .................
..... .
......................................................................................................
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM BULGARİSTAN'IN BAGIM SIZLIGININ ARDINDAN BULGARİSTAN'DAKİ ERMENİ KOMİTELERİNİN YÜRÜT TÜGÜ FAALİYETLER (1908-1914) A. BULGARİSTAN'IN BAGIMSIZLIGINI KAZANMASI .. . . .. .. . . .. .. . . .. . 107 B. VARNA'DA DÜZENLENEN V. TAŞNAK KONGRESİ... . . . .. . 111 C. I. BALKAN SAVAŞI'NDA BULGARİSTAN ORDUSUNDAKİ GÖNÜLLÜ ERMENİ BİRLİGİ . 116 1. Ermeni Gönüllü Birliğinin Kurulması ................................................ 118 2. Ermeni Gönüllü Birliği'nin Savaş Sırasındaki Görev ve Faaliyetleri ................................................................................................ 122 3. Ermeni Gönüllü Birliği'nin Savaşta Gerçekleştirdiği İnsanlık Suçları ve Bulgar Genelkurmay Belgelerine Göre Bölükle Yaşanan Disiplin Sorunları ....................................................... 132 4. Ermeni Gönüllü Birliği'nin Bulgaristan Yönetimi Tarafından Ödüllendirilmesi . . . .. . . . . .. . . 137 . . ...
..
..
............ . . .
......
................ ..................... . .. ...... . .......................
. . ..
1.
. ....... . . .... . . . .
............... .. ...... ... . . . ....... ...............
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM DÜNYA SAVAŞI ESNASINDA BULGARİSTAN'DAKİ ERMENİ KOMİTELERİNİN FAALİYETLERİ
A. SAVAŞIN BAŞLAMASI, ERMENİ KOMİTELERİNİN TUTUMU V E ERMENİ GÖNÜLLÜ TABURLARI . .. . 143 1. Ermeni Gönüllülerinin Osmanlı Devleti'ne Karşı Savaşmak Üzere Bulgaristan'dan Rusya'ya Geçişleri . . . . 148 .... . . .... . . . . . . . . .
..................... .............. . .. . .
.... .... ............. ... . . . .. ..
....... ...............
a. Antr a ni k Ozanyan'ın Erme n i Gönü l l ü Alaylarına Komuta Etmek Üzere Rusya'ya Davet E d ilmesi . . . .. .. .. . .. ... . .. ... . ... . .. ... ....... . . .. .... . . ... .. . . ...... .......... ... ....... . 148 b. Ermeni Gönü l l ü lerin B u lgaristan Li m a n l a r ı ndan Rusya'ya Geçişleri.. . . . 152
XII
1
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
B. SEVK VE İSKAN KANUNU'NA KARŞI BULGARİSTAN'DAKİ ERMENİLERİN TEPKİ VE FAALİYETLERİ ................................................ 160 C. BULGARİSTAN'IN ÜLKEDEKİ ERMENİ HAREKETLERİNE KARŞI TUTUMU 168 1. Bulgaristan'ın Tarafsız Olduğu Dönemde Bulgaristan'daki Ermenilerin Faaliyetleri ve Bulgaristan'ın Tutumu ............................... 168 2. Bulgaristan'ın Savaşa Girişi . . .. 173 3. Bulgaristan'ın Savaşa Katıldıktan Sonra Ermeni Faaliyetlerine Karşı Tutumu ve Varna'dan Ermeni Tehciri.. ......................................... 177 SONUÇ ........................................................................................................... 183 TABLOLAR 189 KAYNAKÇA 201 DİZİN 225 EKLER 241 ...........................................................................................
.... ... ........... . ........................................
.....................................................................................................
...................................................................................................
..............................................................................................................
............................................................................................................
İ çindekiler
1
XIII
KISALTMALAR a.e.
Arhivna edinitsa (belge/varak)
a.g.e.
Adı geçen eser
a.g.m.
Adı geçen makale
a.g.t.
Adı geçen tez
A. MKT. MHM Sadaret Mektubi Mühimme Kalemi Evrakı. A. MTZ. (04)
Sadaret Eyalet-i Mümtaza Bulgaristan Evrakı
ATAM
Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı
AT BD.
Askeri Tarih Belgeleri Dergisi
BEO
Babıali Evrak Odası Evrakı
Bkz.
Bakınız
BOA
Başbakanlık Osmanlı Arşivi
C.
Cilt
Çev.
Çeviren
DH. MKT
Dahiliye Nezareti Mektubi Kalemi
DVIA
Darjaven Voenen İ storiçeski Arhiv (Devlet Askeri Tarih Arşivi
t
fon
h.
hicri
Haz.
Hazırlayan
HR.SYS.
Hariciye Nezareti Siyasi Kısım Evrakı
l.
list (sayfa)
MVRI
Ministerstvo na Vanshnite Raboti
Izpovedaniyata
(Dışişleri B akanlığı Fonu) Nr.
Numara
Kısaltmalar
1
XV
op.
opis (dosya)
r.
rumi
s.
Sayfa
TDV. İA
Türkiye Diyanet Vakfı İ slam Ansiklopedisi
TsDA
Tsentralen Darjaven Arhiv (Bulgaristan Merkezi Dev let Arşivi)
TTK.
Türk Tarih Kurumu
vb.
ve benzeri
Y.MTV
Yıldız Mütenevvi Maruzat Evrakı
Y.PRK.MK
Yıldız Perakende Evrakı Müfettişlikler ve Komiserlik ler Tahriratı.
Y. PRK. UM
Yıldız Perakende Evrakı Umumi
Y.A.HUS.
Yıldız Sadaret Hususi Maruzat Evrakı
Y.MTv.
Yıldız Mütenevvi Maruzat Evrakı
Y.PRK.ZB.
Yıldız Perakende Evrakı Zabtiye Nezareti Maruzatı
ZB.
XVI
1
Zabtiye Nezareti Evrakı .
B ulgaristan'daki Ermeni Komiteleri nin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
ÖN SÖZ XX.
yüzyılın
ikinci
yarısından
itibaren
sık
sık
Türkiye
Cumhuriyeti'nin uluslararası alanda önüne bir engel olarak getiri len "Ermeni Meselesi" aslında, emperyalist devletlerin "Şark Poli tikası" sürecinde oluşturdukları suni ve siyasi bir konudur. "Şark Meselesi" tabiriyle de adlandırılan bu politika, çok uzun bir geç mişe sahip olmakla birlikte XIX. yüzyılın başlarından itibaren belir gin bir şekilde kendini göstermektedir. Bu politikanın amacı, Osmanlı Devleti'nin paylaşılması , Türklerin Avrupa'dan atılması ve bu gerçek leştikten sonra da Anadolu'nun taksim edilmesi şeklinde özetlenebi lir. "Şark Politikası"nı gerçekleştirebilmek için batılı büyük devletler Osmanlı Devleti bünyesindeki Hıristiyanları bu gaye ile kullanmışlar dır. Ermeniler de söz konusu politikaların en önemli unsurlarından biri olmuşlardır. 1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin güvenlik sebebiyle uygu lamaya koymak zorunda kaldığı "Sevk ve İ skan Kanunu", savaş esna sında başta İ ngiltere olmak üzere İ tilaf Devletleri tarafından yaşanan
olaylar saptırılarak Osmanlı Devleti'ne karşı yoğun bir karalama kam panyası ve propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Lozan Barış Antlaş ması ile Türkiye aleyhindeki kampanyalar etkinliğini kaybetmiş ve bu mesele ciddi şekilde uzun yıllar gündeme gelmemiştir. Soğuk Savaş döneminde 1 9 70'li yıllarda Ermeni ''.Asala" terör örgütünün Türk dip-
Ö n Söz
1
XVII
lomatlarına yönelik cinayetleri ile bu mesele dünya kamuoyunun gündemine tekrar gelmiş ve Türkiye'de de Ermeni iddialarına yöne lik tarihi gerçekleri ortaya koyan akademik çalışmalar yapılması ihti yacı doğmuştur. Bu dönemde konuyla ilgili çalışmalar yapılmaya baş landıysa da yeterli olmamıştır. Soğuk savaş döneminin sona ermesi, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılması ve Ermenistan Devleti'nin de diğer cumhuriyetlerle birlikte bağımsızlığını kazanması ile tüm dünyada olduğu gibi Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu'da yeni bir siyasi süreç başlamıştır. Ermenistan bağımsızlığını kazandıktan sonra komşularına karşı saldırgan bir politika takip etmiş ve Azerbaycan'ın topraklarının beşte birini işgal etmiştir. Bu olayların gerçekleştiği
1 990'lı yıllardan itibaren bütün dünyada 1. Dünya Savaşı'nda Ermeni lerin Türkler tarafından katledildiği yönünde propagandalar artmış ve özellikle batılı ülkelerin parlamentolarında Ermenilere soykırım yapıl dığına dair kararlar çıkartılmaya başlanmıştır. Türkiye'ye karşı yürütülen ve tarihi gerçeklere dayanmayan bu siyasi faaliyetler üzerine ülkemizde de Ermeni meselesi ile ilgili bilimsel çalışmalar artmıştır. Bu çalışmalarda daha çok Anadolu ve İ stanbul'daki Ermeni faaliyetleri ile 1. Dünya Savaşı' ndaki olaylar irde lenmiştir. Bunun yanında İ n giltere , Rusya, Fransa ve Amerika gibi büyük devletlerin Ermenilerle ilişkileri ve bu konudaki politikaları üzerine de çalışmalar yapılmıştır. XIX. yüzyıl sonu, ve XX. yüzyıl başlarında Ermeni komitelerinin İ stanbul ve Anadoluda gerçekleştirdikleri silahlı eylem ve faaliyet lerinin en önemli lojistik üssü Bulgaristan olmuştur. Çalışmamızda günümüze kadar üzerinde durulmamış olan Ermeni komitelerinin Bulgaristan'daki faaliyetlerinin incelenmesi hedeflenmiştir. Bu bağ lamda Bulgaristan'daki Ermeni komitecilerin çalışma yöntemleri, hangi güçlerle bağlantıda oldukları ve kimler tarafından desteklendik leri çalışmamızın temel konuları olmuştur. Çalışmamız giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında Bulgaristan'ın İ stanbul ve Anadolu açısından sahip olduğu strate jik konum ele alındıktan sonra buradaki Ermeni varlığının tarihi ve Ermeni meselesinin ortaya çıkış süreci ve Ermeni komiteleri hakkında bilgi verilmiştir. Birinci Bölümde; Bulgaristan Emareti kurulduktan sonra buradaki Ermenilerin sosyal ve demografik durumları , Ermeni-
XVIII
1
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
lerin Bulgar milliyetçiliğini örnek alması, Ermeni komitelerinin Bul garistandaki ilk faaliyetleri ve örgütlenmeleri üzerinde durulmuştur. İ kinci Bölümde; Bulgaristan'da örgütlenen Ermeni komitelerinin Bulgar-Makedon komiteleri ile ittifak yapmaları ve ilişkileri, Filibe'de Taşnak komitesinin kurucularından Kristapor Mikayelyan tarafın dan kurulan Potorig Örgütü, Sofya'da düzenlenen III. Taşnak Genel
Kongresi, il. Abdülhamid'e düzenlenen bombalı suikastta Taşnak ların Bulgaristan'daki teşkilatlarının rolü ile Ermeni komitelerinin
Bulgaristan'da gerçekleştirdikleri faaliyet yöntemleri ve yurt dışı b ağ lantıları irdelenmiştir. Ü çüncü Bölümde ise Bulgaristan'ın Osmanlı Devleti'nden bağımsız olduktan sonraki süreçte Ermeni komitelerinin buradaki faaliyetleri,
Varna'da düzenlenen V. Taşnak Genel Kongresi, 1. Balkan Savaşı'nda Bulgaristan ordusuna destek veren Ermeni gönüllü birliğinin yapısı ve savaştaki fonksiyonu incelenmiştir.
Dördüncü bölümde 1. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte Ermeni gönüllülerin Bulgaristan üzerinden Rus Ordusu'na katılımları, savaş sırasında Bulgaristan'daki Ermeni komitelerinin Osmanlı Dev leti aleyhine gerçekleştirdiği propaganda faaliyetleri, savaşa girmeden önce ve sonra Bulgaristan Hükümeti'nin buradaki Ermeni faaliyetle rine karşı tutumu, Bulgaristan'ın, müttefikleri Almanya ve Osmanlı Devleti ile birlikte Romanya'ya karşı savaşa girmesini müteakip Varna Ermenilerinin Bulgaristan Hükümeti tarafından Bulgaristan'ın iç böl gelerine zorunlu olarak sevk edilmesi gibi konular incelenmiştir. Beni bu konu ile ilgili araştırmalara teşvik eden, , yoğun idari göre vine rağmen titizlikle bütün çalışmalarımı takip eden hocam Prof. Dr. Cezmi ERASLAN'a en içten teşekkürlerimi sunarım. Yoğun çalışma atmosferine rağmen her zaman büyük bir samimiyetle sorularımla ilgi lenen ve bana fikirleriyle destek olan Prof. Dr. Ali ARSLAN'a ayrıca teşekkür ederim. Bana her zaman vakit ayırarak düşünce ve önerile rini paylaşan Prof. Dr. Süleyman BEYO GLU, Prof. Dr. Halil BAL ve Prof. Dr. Arzu TERZ İ 'ye teşekkür ederim. Çalışmamın bazı bölümlerini oku yarak bana değerli görüşleriyle yardımcı olan Doç. Dr. Fatih Mehmet SANCAKTAR'a da ayrıca teşekkür ederim.
Ö n Söz
1
XIX
Bulgaristan'a gerçekleştirdiğim araştırma gezilerimde bana kılavız luk eden babama, Bulgaristan'daki araştırmalarımda bana yardımcı olan ve Sofyada'ki evinde misafir eden Prof. Dr. Slavi SLAVOF'a teşek kür ederim. Çalışma ve araştırmalarımı yürüttüğüm, Başbakanlık Osmanlı Arşivi, İ SAM Kütüphanesi, İ stanbul Ü niversitesi Merkez ve Edebiyat Fakültesi Kütüphanesi, Beyazıt Devlet Kütüphanesi çalışan larına teşekkür ederim. Son olarak ailevi sorumluluklarımın yükünü büyük bir fedakarlıkla hafifleterek bana destek olmaya çalışan eşime teşekkür ederim. Bülent YILDIRIM Edirne 2 0 1 3
XX
1
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
GİRİŞ Ermenilerin Bulgaristan'a ilk yerleşimlerinin hangi dönemde olduğu , Bizans ve Osmanlı döneminde Bulgaristan'daki Ermeni varlı ğının açıklanması çalışma konumuzun tarihi arka planının anlaşılması bakımından önemlidir. Zira Ermeni komitelerinin Bulgaristan'ı neden üs olarak seçtikleri sorusunun cevaplanabilmesi için, Bulgaristan coğ rafyasının Anadolu ve Boğazlar bölgesi için stratejik önemi ortaya konulmalıdır. Bu husus, aşağıda anlatılacağı üzere Bulgaristan'ın tarihi fonksiyonu izah edildiğinde ortaya çıkacaktır. Anadolu ve Boğazlara yakınlığı itibariyle stratejik bir konumda bulunan Bulgaristan coğrafyası, hem Osmanlı öncesi hem de Osmanlı dönemi Türk tarihinde önemli bir yere sahiptir. Eski devirlerden iti baren Doğu Avrupa ve Balkanlar çok sayıda Türk Boyu'nun yerleşim sahası olmuştur' . Türk oldukları henüz kesin olarak ispatlanamayan Sakalar ( İ skitler)2 ile menşeleri tartışılan Kimmerlerin milattan önceki göçleri göz önüne alınmazsa, Doğu Avrupa'ya ilk Türk göçü Hunlar ile başlamıştır." Hunların 3 78 yılında Tuna'yı geçerek Trakya'ya kadar iler-
' Türk kavimlerinin Doğu Avrupa ve Balkanlar istikametine göçleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Karoly Czegledy. Bozkır Kavimlerinin Doğu'dan Batıya Göçleri, (Çev. Erdal Çoban). Özne Yay.. İstanbul 1998.
' İskitler hakkında geniş bilgi için bkz. B. N. Grakov, İskitler, (tere. Ahsen Batur), Selenge Yay .. İstanbul 2006. ' Ali Ahmetbeyoğlu, Avrupa Hun İmparatorluğu, TTK. Yay., Ankara 2001, s. 2 1-59.
Giriş
11
!edikleri bilinmektedir'. Hunlardan sonra Balkanlar ve Bulgaristan'da varlığı görülen diğer Türk kavimleri, Avarlar, Ogurlar (Bulgarlar) , Peçe nekler, Uzlar (Oğuzlar) ve Kumanlar'dır5 • Bugünkü Bulgaristan'a ismini veren "Bulgar" deyimi Attilla'nın oğlu İ rnek'le birlikte Orta Avrupa'yı terk edip doğuya gelen Hunların Kara deniz sahillerinde karşılaştıkları diğer bir Türk boyu olan O gurlarla karışmaları sonucu ortaya çıkmıştır. Macar Türkoloğu Gyula Nemeth'e göre "Bulgar" kelimesi Türkçe olup karışmak anlamına gelen "bulga mak" fiilinden türemiştir6• İ til Bulgarlarının hakisi olan Kazan Tatarları
bolgat-karıştırmak, bolga-bulamak ve bolganış-bulanık sözcüklerini halen kullanmaktadır' . Bulgar Türklerinin Anayurdu, İ sa'nın doğumu sıralarında Orta İ til ve Kama çevresi, M . S . il. yüzyılda İ til ve Ural nehir
leri civarıdır. M. S. III. ve iV. yüzyıldan itibaren Bulgar Türklerinin
Kafkasya'ya doğru yöneldikleri anlaşılmaktadır•. 63 0'da Türkistan'da Gök-Türk İ mparatorluğu'nun fetret dönemine girmesinden sonra Bul garlar da Hazarlar gibi Gök-Türk boy birliğinden ayrılarak Büyük Bul gar Devleti'ni kurmuşlardır. Devletin kurucusu Başbuğ Kourt (Kurt) idi. O'nun sülalesi Mo-tun'dan beri Hun tanhuları yetiştiren ünlü Tu-ku ailesine dayanıyordu. Kurt'un dağınık Ogur kabile birliklerini siyasi teşkilat meydana getirdiği ülkesine "Büyük Bulgarya" denmekteydi. Ancak bu devlet uzun ömürlü olamamış ve kurucusunun ölümün den kısa bir süre sonra Hazar Hakanlığı'nın baskısıyla parçalanmıştır. Büyük bölümü Otuz-Oğur olan bir kütle kuzeye çekilmiş ve bunlar daha sonra İ til Bulgar Devleti' ni • kurmuşlardır. Kurt'un oğullarından Bat-Bayan Hazarlara tabi olarak, Macarların ve On-Ogur'ların başında • Ali Ahmetbeyoğlu, "Türkistan'dan (Orta Asya) Doğu Avrupa'ya Yapılan Türk Göçleri", Türkler, (Editörler, Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca), C. 2, Yeni Türkiye Yay., Ankara 2002, s. 523. 5
Ahmetbeyoğlu, a.g.m., s. 523-527
'Ayşe Kayapınar, "Tuna Bulgar Devleti (679-1018)", Türkler, C. 2, Yeni Türkiye Yay.. Ankara 2002, s. 630. Köken itibariyle bir Türk kavmi olan ve anayurtları Turbagatay Dağları nın kuzeyindeki Kobdo ve Semipalatinsk (yedi çadır, yedi boy) bölgesi olan Ogurlara dayanan Bulgarlar bu adla ilk defa 482 yılında Bizans İmparatoru Zenon'un Ostrogot Kralı Theodorik'e karşı yardım talebi ile ilgili olarak kaynaklarda geçmektedir (Kayapınar, a.g.m. . s. 630). Bul garların kökeni hakkında ayrıca bkz. Kazi T. Layponov, İsmail M. Miziyev, Türk Halklannın Kökeni, (Çev. Hatice Bağcı), Selenge Yay., İstanbul 2008, s.124-129.
''lbtarca-Törekçe Suzlek, Kazan 1997, s. 54. ' Geza Feher, Bulgar Türkleri 'lbrihi, (Çev. Bir heyet tarafından Macarca' dan Türkçe'ye çevirisi yapılmıştır.) TTK. Yay., Ankara 1999, s. 15. ' İtil Bulgarları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. İklil Kurban, Yaşlı 7/:ırihin Yankısı Bulgar7/:ıtar 7/:ırihi ve Medeniyeti, AD Kitapçılık Yay., İstanbul 1998, s. 49-57.
2
1
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
Kafkasya'daki yurtlarında kalmıştır. Bat-Bayan'ın küçük kardeşi Aspa ruh ise kalabalık Bulgar kitleleri ile birlikte Tuna'ya Balkanlar'a yönel miş ve bu bölgedeki elverişli toprakları ele geçirerek 6 79'da Tuna Bul gar Devleti'ni kurmuştur10• Yeni kurulan Tuna Bulgar Devleti iki temel
sorun ile karşılaşmıştır. Kesin ve güvenilir sınırlara ulaşmak ve V. yüz
yıldan itibaren Balkanlara yerleşen S lavlar ile Bulgarların kaynaşma problemidir. Bulgarları Slavlardan ayıran en önemli özellik, çok sağ lam bir askeri teşkilat, siyasi örgütlenme ve birlik kurma yeteneğidir1 1 • Tuna Bulgar Devleti kurulduğu günden itibaren Bizans'la mücadeleye girişmiş ve zaman zaman önemli başarılar elde etmiştir. Krum Han ve Omurtag Han dönemlerinde Tuna Bulgar Devleti en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Krum Han Bizans İ mparatoru Nikephoros'u mağlup etmiş ve İ mparator Nikephoros da savaş meydanında ölmüştür. Daha sonra Krum Han 8 14'te İ stanbul'u kuşatmıştır. Ancak saldırıların en yoğun olduğu bir dönemde 13 Nisan 8 1 4 tarihinde ansızın ağzından ve bur nundan kan gelmek suretiyle ölmüştür12• Krum Han'ın oğlu Omur tag Han döneminde ( 8 1 4-83 1 ) Belgrad ve çevresi alınmış , Bizans'taki karışıklardan faydalanılarak büyük ölçüde sakinleri Slavlardan olu
şan Makedonya da ele geçirilmiştir. 852 yılında iktidara gelen 1. Boris döneminde devlet resmen Ortodoksluğu kabul etmiş (864) , zaten
Hıristiyan olan Slavlarla kaynaşma artmıştır. Bizans ve Slav kültürü nün ülkede etkisini arttırmaya başlamasıyla Türk kültüründen uzak
laşmaya başlayan Bulgar Devleti 1. Simeon (893-9 2 7 ) döneminden iti baren zayıflamaya başlamış ve 1 0 1 8'de tamamen Bizans topraklarına katılmak suretiyle ortadan kalkmıştır13•
1 0 İbrahim Kafesoğlu. Türk Milli Kültürü. Boğaziçi Yay., Üçüncü Baskı, İstanbul 1984, s. 190-191. Tuna Bulgarlarının konuştuğu dilin günümüzdeki tek temsilcisi Çuvaşça'dır. Tuna Bulgarlarının konuştuğu dil ve Tuna Bulgarlarından kalma Türkçe yazıtlar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Talat Tekin, Tuna Bulgarlorı ve Dilleri, TDK. Yay., Ankara 1987, s. 33-60.
) . Crampton, Bulgoristan Turihi, [Çev. Nuray Ekici) jeopolitika Yay., İstanbul 2007, s.
11
R.
12
Kafesoğlu, a.g.e., s. 192-193.
3-5. 13
Crampton, a.g.e., s. 16-17. Ünlü Türkolog Uszl6 Rasonyi'ye göre Bulgarların sürekli şekilde Slavlaşması IX. yüzyılda hemen hemen tamamlanmıştır. Omurtag Han'ın Çatalar'daki sütununda 821 tarihinde henüz Bulgar-Türk yıl hesabı takvimi görülür. Hanedanlıkta Türk isimlerine çok az yer verilmiştir. Mesela Simeon'un oğlu "Bayamuş", 927'de kumandan Alp bagatur, daha sonra çar Samuel'in devrindeki Berat kumandanı Elinag, daha sonra Kavkan kardeşler göze çarpmaktadır [Lıiszl6 Rasonyi, Turihte Türklük, Türk Kültürünü Araştırma Ens titüsü Yay., 3. Baskı, Ankara 1993, s. 93) .
Bulgarlar 1 1 85'e kadar 1 6 7 yıl Bizans idaresinde kalmışlardır. 1 1 8 5'te ikinci Bulgar Devleti'nin kurulmasında XI. yüzyıldan iti baren Balkanlarda egemen olmaya başlayan başka bir Türk boyu Kumanların14 rolü büyük olmuştur. XI. yüzyılda Tuna nehrinin sağ kıyısında Bizans'ın rakipleri Peçenekler ve Oğuzlardır. B izanslılar Peçenek egemenliğine son vermek için Kumanları kullanmışlardır. Kumanlar 1 09 1 'den itibaren Balkanlarda egemenliği ele geçirmişler dir15 . Bulgaristan'da 1 1 85 'te Tırnova yakınlarında toprak sahibi olan Asen ve Peter kardeşler Bizans'a karşı ayaklanmış ve isyan tüm doğu Bulgaristan'a yayılmıştı? Sonunda Asen ve Peter Tırnova'da çar ilan edildiler16. Bu durum üzerine Bizans İ mparatoru il. İ saakios 1 1 86 yazında asilerin üzerine yürüyüp, onları yenilgiye uğrattı. Bizans yenilgisi üzerine Peter ve Asen'in ellerindeki kuvvetlerle Tuna'yı aşıp Kumanlara sığındığı anlaşılmaktadır. Kumanlar Asen ve Peter'e des tek vererek onlarla birlikte 1\ına'yı aşıp Balkan ülkelerine yayılmıştır.
Böylece Kuman desteği ile il. Bulgar Devleti'nin ( 1 1 8 5-1 3 9 3 ) kurul duğu görülmektedir. Ö zellikle Bizans ve Latin kaynakları bazen Bul garları dahi görmezden gelerek Bulgaristan'daki bu özgürlük hareketi ile ilgili Kumanlara ve Ulahlara büyük rol vermektedirler. Bu nedenle
sürekli Kuman desteği olmasa il. Bulgar Devleti'nin kurulamayacağı
konusunda tarihçilerin çoğu hemfikirdir1 7. il. Bulgar Devleti'nin kurul masından sonra da ülke idaresinde Kuman etkisi çok büyük olmuştur. Kumanlar birbirini izleyen 3 Bulgar hanedanının (Asen, Terler ve Şiş" Ku manlar Bizans ve Latin kaynaklarında Kumanos, Kumanoi. Komani Arap kaynak larında Kıpçak, Macar kaynaklarında Kun, Rus kaynaklarında Polovets, Alman ve diğer batı kaynaklarında Valwen, Pallidi, Valani, Falben, Ermeni kaynaklarında ise Khartes, Hartesk olarak adlandırılmışlardır. Kumanlara verilen bu isimlerin ortak anlamları sarı, sarımsı, açık sarı ve saman sarısıdır. Adlarının ilk defa geçtiği Rus yıllıklarında Türkmen, Peçenek ve Tork lar (Uz)'la aynı cinsten oldukları belirtilmiştir (Mualla Uydu Yücel, İlk Rus Yıllıklarına Göre Türkler, TTK. Yay. , Ankara 2007, s. 56 ) . Kuman-Kıpçaklar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Fahrettin Kırzıoğlu, Yukarı-Kür ve Çoruk Boylarında Kıpçaklar, TTK. Yay. , Ankara 1992; O. Pritsak. "Polovetsler ve Ruslar" , Çev. Eşref Bengi Özbilen, Türk Dünyası Araştırmaları Deıgisi, S. 94, İstanbul Şubat 1995, s. 153-169; Ah me t Gökbel, Kıpçak Türkleri (Siyasi ve Dini Turih) , Ötüken Yay. , İstanbul 2000; Murat Adji, Kaybolan Millet (Deşt-i Kıpçak Medeniyeti) , (Çev. Zey nep Bağlan Özer) , Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yay. , Ankara 2001; Murat Adji, Kıpçak lar (Türklerin ve Büyük Bozkırın Kadim Turihi), (Çev. Zeynep Bağlan Özer), Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yay., Ankara 2002; Sercan M. Ahincanov, Türk Halklarının Katalizör Boyu Kıpçaklar, (Çev. Kürşat Y ıldırım), Selenge Yay., İstanbul 2009. 15 Istvıin Vıisıiry, Kumanlar ve Tutarlar, Osmanlı Öncesi Balkanlar'da Doğulu Askerler 1185-1365, (Çev. Ali Cevat Akkoyunlu), Yapı Kredi Yay., İstanbul 2008, s. 10. 1 6 Crampton, a.g. e . , s. 19. "Vılsılry, a.g. e. , s. 30-31. Lıiszl6 Rılsonyi'ye göre de XII. yüzyılda ikinci Bulgar Devleti'nin temel ini Bulgarlar arasında eriyen Kuman Türkleri atmıştır. Rıisonyi, a.g.e. , s. 93.
4
1
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
man) kurucularıdır. İvaylo ( 1 2 7 7-1 2 80) ve Smilec ( 1 2 92-9 7 ) gibi gayri meşru yöneticilerin tahtta bulunduğu ara dönem dışında İ kinci Bul gar Devleti'nin tüm hanedanları Kuman kökenlidir18• il. Bulgar Devleti'nin sona ermesi ise başka bir Türk boyunun,
Oğuzların Kayı Boyu'na mensup Müslüman Osmanlı Türkleri'nin bölgeye gelmesi ile olmuştur. 1 396'da Niğbolu zaferi ile Osmanlılar Bulgaristan'ın fethini nihai olarak tamamlamışlar ve Bulgaristan'd a b e ş asır sürecek Osmanlı hakimiyeti başlamıştır. İ stanbul ve Anadolu istikametine yapılacak seferlerde tarihi yolla rın Bulgaristan'da birleşmesinden dolayı Bizans Devleti Bulgaristan'ı sürekli kontrol altında tutmaya çalışmıştır. Bulgaristan' da egemenliğini kaybettikten sonra Bizans Devleti'nin ömrü de pek uzun olmamıştır. Aynı şekilde Osmanlı Devleti de 1 8 7 7-1878 Osmanlı-Rus Harbi'nden sonra Bulgaristan'daki egemenliğini kaybedince Balkanlar'daki diğer topraklarını da kısa bir süre sonra kaybetmiş ve düşman orduları İ stanbul önlerine kadar gelebilmişlerdir. Bulgaristan'ı hakimiyetinde bulunduran siyasi güç her zaman İ stanbul ve Boğazlar için önemli bir tehdit unsuru olmuştur. Coğrafi konumu dolayısıyla Bulgaristan üze rinden, İ stanbul, Anadolu ve Kafkasya'ya karadan ve denizden ulaşma imkanı mevcuttur. Dolayısıyla Bulgaristan, İ stanbul, Anadolu ve Kaf kasya bölgesine geçişler için çok önemli bir stratejik üs konumundadır. Tarih boyunca da Bulgaristan'ın bu özelliğinden yararlanılmıştır. Bulgaristan'a yerleşen etnik gruplardan biri de Ortaçağ'ın ilk dönemlerinden itibaren bölgeye gelen Ermeniler olmuştur.
" Vasary, o.g.e. , s. 175; Lılszl6 Rıisonyi'ye göre de Kumanlar il. Bulgar Devleti'ni kuran Çar Asen'in yalnız müttefik ve yardımcısı değildir, bizzat ''.Asen" ismi de Kuman kökenlidir. Rus vakayinameleri ''.Asen" adlı bir Kuman reisini daha yüz sene evvelinden zikretmektedirler. Asen sülalesinden sonraki Bulgar hükümdar hanedanları Şişmanlar, Dorman, Elitemir ve Ter lerler hep Kuman hanedanlarıdır (Laszl6 Rasonyi, Doğu Avrupa 'do Türklük, Yay. Haz. Yusuf Gedikli , Selenge Yay. , İstanbul 2006, s . 139). Ayrıca Şu anda Bulgaristan'da yaşayan Pomakla rın Kuman Türklerinin soyundan geldiği kabul edilmektedir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. İlker Alp, Pomak Türkleri (Kumonlor-Kıpçoklor} , Trakya Üniversitesi Yay. , Edirne 2008, s. 5-3 0 .
Giriş
1
5
A. BİZANS İMPARATORLUGU DÖNEMİNDE BULGARİSTAN� ERMENİ GÖÇLERİ Bulgaristan'da ilk Ermeni varlığı ve yerleşimi Bizans döneminde görülmektedir. Bizans İ mparatorluğu asırlar süren siyasi varlığı boyunca pek çok kez kitleler halinde insanları zorunlu göçe tabi tut muştur. Bizanslıların bu politikasından en fazla mağdur olan halklar dan biri de Ermeniler olmuştur. Bulgaristan istikametine ilk önemli Ermeni goçune il. Justinien ( 5 6 5-5 78) döneminde rastlamaktayız. İ mparator, Ermenileri Malatya bölgesinden zorla çıkararak İ stanbul'a ve Trakya'ya'" sürmüştür20• Ermeniler Bizans hakimiyeti süresince sadece Balkanlar'a değil , daha yoğun olarak başta Anadolu'nun iç ve batı bölgeleri olmak üzere pek çok farklı coğrafyaya sürülmüşlerdir2 1 • İ mparator Tiberius'un ( 5 7 8-5 8 2 ) hükümdarlığı sırasında, 1 0 .000 Ermeni yurtlarından çıkarılarak Kıbrıs adasına yerleştirilmiştir22• Daha geniş ölçekte bir sürgün ise Tiberius'un halefi İ mparator Mau rice ( 5 8 2-602 ) tarafından planlanmış ve kısmen de yerine getirilmiş tir. Maurice hemen hemen tüm Ermenilerin yurtlarından sürülmesini
"Trakya olarak adlandırılan coğrafi bölge günümüzde, Türkiye Trakyası, Bulgaristan Trakyası ve Yunanistan Trakyası olmak üzere farklı üç siyasi üniteye ayrılmıştır. Türkiye Trakyası'na Doğu Trakya, Bulgaristan Trakyası ve Yunanistan Trakyası'na Batı Trakya adı veri lir. Bulgaristan'ın Filibe, Hasköy, Kırcaali şehirleri ve doğuda Burgaz'a kadar uzanan toprakları coğrafi olarak Trakya bölgesi içine girer. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz; Ramazan Özey, "Türk Yurdu Balkanların Coğrafyası", Yen i Türkiye, Türkoloji ve Türk Turihi Araştırmaları Özel Sayısı 1, S. 43 Ocak/Şubat Ankara 2002, s. 229. 20 Esat Uras, Turihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, Belge Yayınları, İstanbul 1987, s . 623; Samiha Ayverdi, Türkiye 'nin Ermeni Meselesi, Kubbealtı Neşriyatı, 4. Baskı, İstanbul 2005, s . 7. 21 Bizans İmparatorluğu'nun Ermenileri iç ve batı Anadolu'ya göç ettirmeleri ve Ermeni politikaları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz; Mehlika Aktok Kaşgarlı, "Ortaçağ Ermeni Tarih leri Kritiği", Turih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile İlişkileri Sempozyum u , Atatürk Üni versitesi Rektörlüğü Yay. , Ankara 1985, s . 323-330; Mehlika Aktok Kaşgarlı ''.Anadolu'da Erme nilerin Yerleşim Noktaları -Büyük Ermenistan- Bizans'ın Ermenilere Verdiği Ünvan ve Payeler, Küropolates, Konsül, Prokonsül, Patris, Kont Gibi Titrler -Armeno Grek Bazileiler", X. Türk Turih Kongresi Kongreye Sunulan Bildiriler, C. III., TTK, Ankara 1991, s. 1087-1095; Aydın Taneri, "Türkler-Bizanslılar-Ermeniler'', Uluslararası Turörizm Sempozyumu {17-18 Nisan 1984 Ankara), Ankara Üniversitesi Rektörlüğü Yay., Ankara 1984, s. 273-300; Mehmet Tezcan, "XI. Y üzyılın İlk Yarısında Ermenilerin Doğu Roma İmparatorluğu Tarafından Orta Anadolu Bölgesine G öçürülm eler i ",Omeljan PritsakArmağanı, Sakarya Üniversitesi Yay. , Sakarya 2007, s. 419-450. "Pars Tuğlacı, Turih Boyunca Batı Ermenileri {287-1850), C. !, Pars Yayın ve Tic. Ltd. Şii. Yay. , İstanbul 2004, s. 15.
6
1
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
amaçlamıştır23• Dönemin Ermeni tarihçisi Sebeos'a24 göre Maurice aşa ğıdaki ifadeleri içeren mektubu Pers kralına yazmıştır: "Ermeniler hilekar ve uysal olmayan bir millettir. İkimizin arasına yerleşmiş ve bir sorun kaynağıdırlar. Benimkileri top layacağım ve 'lhıkya 'ya göndereceğim. Sen de seninkileri topla ve doğuya gönder. Şayet oralarda onlar ölürse bizim düşman larımız ölm üş olacak, eğer onlar orada başkalarını öldürürseler, bizim düşmanlarımızı öldürm üş olacaklar. Bize gelince, barış içinde yaşayacağız. Ama yurtlarında kalırlarsa asla bizim için bir h uzur olmayacaktır. "2"
İ mparator'un bu ifadeleri Bizanslıların Ermenilere karşı hislerini ve bakış açılarını göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Nitekim 5 9 1 yılında Bizanslılar ile Persler arasında bir anlaşma olmuş ve çizi len yeni sınıra göre o dönemde Ermenilerin yaşadığı toprakların büyük bölümü Persler tarafından Roma'ya devredilmiştir. Sadece Vaspurakan eyaleti İ ran hükümdarının elinde kalmış böylece Ermeni satrapları nın çok büyük bir bölümü Roma hakimiyetinde kalmış , çok az sayıda Ermeni satrapı ise İ ran hakimiyetinde kalmıştır. Bu anlaşmadan sonra İ mparator Maurice'in Pers İ mparatoru'na yazdığı mektuptan olumlu sonuç alındığı da anlaşılmaktadır. Çünkü 5 9 1 yılında Nahçivan üze rinden Kur'a sefer düzenleyen Roma- İ ran ordusu tarafından Ermeni asilerin müştereken tenkilinden bahsedilmektedir26• Ermeni tarihçisi Sebeos'un verdiği bilgilere göre, Ermeni askerle rinin Balkan yarımadasına, Tuna nehri kıyılarına ilk büyük göçü 6 . asrın s o n çeyreğinde gerçekleşmiştir. 582 yılında Avarların Tuna neh rini geçip Bizans İ mparatorluğu'na saldırmalarından sonra İ mparator, Ermenistan'ın tüm atlı askerlerinin, prensleri ile birlikte toplanarak onlara karşı savaşa gönderilmelerini emretmiştir. Bu askerler Bizans-
23 Peter Charanis, "The Transfer of Population asa Policy in the Byzantine Empire", Com parative Studies in Society and History, C . 3 , No. 2, Ocak 1961, s. 141-142. 24 Döneme ait önemli bir kaynak alarak kabul edilen Ortaçağ Ermeni tarihçisidir. Ermeni lerin tarihini başlangıcından 6 6 1 'e kadar aktaran bir eseri vardır. Ayrıntılı bilgi için bakınız; Rene Grousset, Başlangıcından 1071 'e Ermenilerin Turihi, (Çev. Sosi Dolanoğ)u), Aras Yayın ları, 2 . Baskı İstanbul 2006, s. 7 1 1 . 2 5 Sebeos, Histoire d'Herac/ius, (tr. from Armenian b y F. Macler), Paris , 1 904, s. 30- 3 1'den naklen Charanis, a.g. m . , s . 1 4 2 . " Ernst Honigmann, Bizans Devleti'nin Doğu Sının, (Çev. Fikret Işıltan), i. Ü. Edebiyat Fakültesi Yay. , İstanbul 1970, s. 27-28.
lıların düşmanları ile savaşmak için imparatorluğun batı bölgelerine, Tuna nehri kıyılarına doğru hareket ettirilmiştir27• Bizans İ mparator luğu önceleri ücretli savaşçı ihtiyacını Germen kabilelerinden sağla maktaydı. Germenlerin ülke topraklarını terk etmelerinden sonra bu iş için Ermeniler ön plana çıkmıştır28• İ mparator Maurice'in Ermenileri B alkanlara sevk etmesinin önemli sebeplerinden biri de budur. Zorunlu olarak Balkan yarımadasına göç ettirilen Ermeni askeri güçleri ilk zamanlarda Bizans topraklarına akın eden kuzeyli kabilelere karşı yürütülen savaş harekatlarına aktif olarak katılmışlardır. Yapı lan savaşlardan sonra Ermeni askerlerinin sadece küçük bir bölümü kendi ülkelerine geri dönebilmiştir. Ermenilerin büyük bir kısmı Bal kan topraklarına dağılarak oralarda kendi askeri kamplarını kurmuş lar ve yerleşmişlerdir. En büyük Ermeni kolonileri Trakya sınırlarının içinde kurulmuştur. VI. asırda Filibe şehrindeki Bizans askeri birliği nin büyük bir çoğunluğunu bu Ermeni askerler teşkil etmekteydi29• Bizans Devleti VI. yüzyıldan Xll. yüzyıla kadar aralıklarla Ermeni leri yurtlarından çıkarıp Bu lgaristan, Makedonya ve Trakya'ya sürmüş tür. V. Konstantin döneminde ( 7 4 1 -7 7 5 ) binlerce Ermeni ve monofizit
Suriyeli, Bizans ordusunun Maraş , Malatya ve Erzurum'a akınları sıra sında toplanmış ve Trakya'ya yerleştirilmiştir. X. yüzyılda da İ mpara tor 1. Ioannes'in (969-9 76) büyük bir bölümü Ermeni olan çok sayıda
kişiyi Anadolu'dan Trakya'ya, Philippolis (Filibe) şehri çevresine
yerleştirdiği bilinmektedir. X. yüzyılın sonlarında, yaklaşık 988'de bu defa da İ mparator il. Basileios ( 9 7 6-1 0 2 5 ) tarafından Ermeni ler Makedonya'ya yerleştirilmiştir. Makedonya'ya yerleştirilen Erme niler hakkında bir Ermeni tarihçisi şunu yazar: Bulgarlara karşı bir siper olarak hizmet etmek ve ülkenin refahını artırmaya yardım etmek için buraya yerleştirilmişlerdP0• Bu dönemde Bizans'ın hizmetindeki Ermeni askerleri Suriye ve Balkanlardaki bütün savaş meydanlarında başarılarıyla ön plana çıkmaktaydılar. İ mparator il. Basileios'un Bul-
27 S . V. Obnanyan, Armeno Bılgarski İstoriçeski Vrızki i Armenskite Kolonii v Bılgarya Prez Vtorata Polovina Na XJX. Vek [Bulgar-Ermeni Tarihi İlişkileri ve XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Bulgaristan'da Ermeni Kolonileri) , Nayka i İzkustvo, Sofiya 1972, s . 30. " Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Turihi, [Çev. Fikret lşıltan), Türk Tarih Kurumu Yay. , Ankara 1999, s. 73. 2• '°
8
1
Obnanyan, a.g. e . , s. 30-31.
Charanis, rı.g.m., s. 144, 1 46, 1 5 1 .
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
garlara karşı 991 başında başlayan ve 995'e kadar süren ikinci sefe rinde soyları Ermeni prens ailelerinden gelen, Grigorios, Grigorios'un oğlu Aşod ve Sahak isimli komutanlar bulunmaktaydı3 1 • Ermenilerin Bizans döneminde Bulgaristan'a s o n büyük sürgünleri
XII. yüzyılın başlarında İ mparator 1 . Aleksios ( 1 0 8 1-1 1 1 8) döneminde
yine Filibe ve çevresine olmuştur32• Böylece yaklaşık beş asır aralık larla devam eden Ermeni göçleri ile Bulgaristan'da çok sayıda Ermen i kolonisi kurulmuştur. İ lk dönemde göç eden Ermeniler zamanla yerli Hıristiyan unsurlar arasında erirken, son dönemlerde göç eden Erme nilerin kimliklerini muhafaza etmiş olma ihtimali vardır. Ermenilerin Bizans yönetimi tarafından çok fazla baskıya ve teh cire maruz kalmasının temelinde kültür ve inanç sahasındaki anlaş mazlıklar yatmaktadır. Bizans İ mparatorluğu Grek kültürü ve Orto doksluk inancını benimsemiş olduğundan hakimiyetindeki unsurlara da bu esasları dayatmak istemiştir. 4 3 1 'deki Efes konsülü kararlarına bağlı kalan ve Kadıköy konsülünde alınan kararlara katılmayan Erme niler ise Hıristiyanlığı en saf şekilde kendilerinin temsil ettiğini ve kili selerinin de milli ve otonom olduğunu savunmuşlardır33• Ermeniler Bizans'ın baskıcı idaresinden sonra, Anadolu'da Selçuk lular ile başlayan ve Osmanlı Devleti ile devam eden Türk hakimi yeti boyunca rahat bir nefes almışlar, dini hayatlarını baskı görmeden yaşayabilmişler ve özellikle ticaret ve zanaatta çok gelişmişlerdir34 •
Grousset, a.g. e . , s. 5 1 1 -5 1 2 . Cyril Mango, Bizans Yeni Roma İmparatorluğu , (Çeviren, Gül Çağalı Güven) , Yapı Kredi Yay. , İstanbul 2008, s . 80. Filibe'de bulunan Ermeniler ve Bizanslılara göre sapkın Bogomil mezhebine inanan yerli Hıristiyan unsurlar ittifak halinde Bizans yönetimine direnmişler ve sürekli sorun çıkarmışlardır. Ayrıntılı bilgi için bakınız, Anna Kommena, Alexiad, Anadolu ve Balkan Yarımadasında İmparator Alexias Kommenos Döneminin Tarihi, (Çeviren, Bilge Umar) , İnkılap Kitabevi, İstanbul 1 996, s. 469-4 78. " Ali Arslan, Kutsal Ermeni ftıpalığı Eçmiyazin Kilisesi'nde Stratejik Savaşlar, Truva Yay. , İstanbul 2005, s. 1 1 · 1 2 ; Abdurrahman Küçük, Ermeni Kilisesi ve Türkler, Ocak Yay. , Ankara 1 9 9 7 , s. 62-6 3 . 34 Selçuklular'ın Anadolu'daki Ermenilerle ilişkileri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Mehmet Ersan, Selçuklu/ar Zamanında Anadolu 'da Ermeniler, TTK. Yay., Ankara 2007. Ayrıca XI. yüzyılın sonunda ve XII. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan ve bütün hayatını Urfa'da geçirmiş olan Ermeni müellifi Mateos'un vakayinamesinde de Bizanslılar'ın Ermenilere karşı tutumu, Anadolu'nun Türkler tarafından zaptı ile ilgili önemli bilgiler yer almaktadır. Urfalı Mateos vakayinamesinde özellikle Sultan Melikşah'tan övgüyle bahseder; " . . . İranlı/ar'ın cihangir sultanı Me/ikşah, Askanaz milletinden (Türkmen) m üteşekkil büyük bir orduyla bera ber Roma memleketini zapt etmek üzere Garba doğru yürüdü. Sultanın yüreği, hırıstiyan/ara karşı şefkatle dolu idi. O, geçtiği m emleketlerin halkına bil" baba gözü ile bakıyordu . . . " ( Urfalı 31
32
B. OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİNDE BULGARİSTAN'DAKİ ERMENİ VARLIGI Osmanlılar, tarih sahnesine çıkışlarından itibaren, fethettikleri ülkelerin Hıristiyan ve Yahudi halklarını ne köleleştirmeye kalkmış lar, ne de din değiştirmeleri için baskı yapmışlardır. Slavlar, Romenler, Rumlar ve Ermeniler XIV. yüzyıl ve sonrasında Müslüman olma şartı aranmadan Osmanlı ordularına sipahi olarak, hatta bazıları komutan olarak alınmışlardır35• Osmanlı yönetimi gayrimüslimleri, ayrı cema atler halinde teşkilatlandırmıştır. Bunlara din, mezhep ve kültür alan larında çeşitli imtiyazlar verilmiştir. Millet Sistemi şeklinde teşkilat landırılan gayrimüslimler, Osmanlı Devleti'nin medeni hukuk ve kültürel sahadaki hoşgörüsü sayesinde kendi benliklerini muhafaza edebilmişlerdir. Osmanlılarda "millet" tabiri Arapça'daki anlamı ile dini bir toplu luğu karşılayan bir terimdir. Bu terim kimi zaman geniş bir cemaati ifade etmekte, kimi zaman aynı dili konuşan bir grup için kullanıl makta, kimi zaman da aynı ibadethanede ibadet eden aynı inançtaki kişileri ifade etmektedir. Osmanlı Devleti'nde genelde kabul edilmiş iki millet vardır. Bunlardan birincisi; "Millet-i Hakime" yani Müs lüman Milleti'dir. İ kincisi ise "Millet-i Mahldime " olarak zikredilen "Rum Milleti", "Ermeni Milleti" ve "Yahudi Milleti"dir. Ermeni milleti aynı zamanda "Millet-i Sadıka" olarak da isimlendirilmiştir. Türkler, Araplar, Çerkezler, Arnavutlar, Boşnaklar vb . tüm Müslüman unsur lar tek bir Müslüman milleti olarak düşünülmüşlerdir. Aynı şekilde Bulgarlar ve Sırplar da ayrı birer millet oldukları halde Rum-Orto doks Kilisesi'ne bağlı oldukları için 1 8 5 0'lere kadar Rum milleti içinde kabul edilmişlerdir36• Ermeniler ise 1 8 3 1 'e kadar tek bir millet olarak bilinmelerine rağmen Fransızların desteği ile 22 Aralık 1 8 3 1 'de Katolik
Mateos Vekayinamesi (952- 1 1 36) ve Prıpaz Grigor'un Zeyli (1 1 3 6- 1 1 62) , Çev. Hrant D. Andreas yan TTK. Yay., Ankara 2000, s. 1 7 1 ) . " Stanford Shaw, "Osmanlı İmparatorluğu'nda Azınlıklar Sorunu" Tunzimat'tan Cumh u riyete Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Yay. , C. 4 , İstanbul 1985, s. 1002. " Nuri Adıyeke, "Islahat Fermanı Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu'nda Millet Sistemi ve Gayrimüslimlerin Yaşantılarına Dair", Osmanlı'dan Günüm üze Ermeni Sorun u , Yeni Tür kiye Yay. , Ankara 2000, s . 1 83-1 84. Osmanlı Devleti'nde Millet Sistemi olarak adlandırılan yapıya farklı bir bakış açısı ve hukuki bakımdan işleyişi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. M. Madl. Keııanoğlu , Osıııunlı Millet Sistem i Mit ve Gerçek, Klasik Yay., 2 . Baskı, İ stanbul 2 0 0 7 .
10
1
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
Ermeniler37, 1 8 5 9'da da İ ngilizlerin himayesi ile Protestan Ermeniler şeklinde ayrı birer millet olarak tanınmışlardır38• Bu yapı içerisinde her milletin kendi dilini kullanmak, dini, kültürel ve eğitim kurumla rını geliştirmek, vergi toplamak ve kamu güvenliği ve suçu dışındaki adli vakaları yargılamak gibi yasal hakları da vardır39• Ermenilerin Osmanlılarla ilk münasebetleri Ermenilerin çok küçük cemaatler halinde bulundukları Anadolu'nun batı bölgelerinde baş lamıştır. 1 3 2 4 yılında Bursa'nın Osmanlı Devleti'nin başkenti olma sından sonra Kütahya'daki Ermenilerin çoğu ve Ermeni ruhani reis liği Bursa'ya taşınmıştır. Bu Ermenilerin büyük bir bölümünün Kilikya Krallığı'nın dağılmasından sonra bu bölgeden Karaman'a ve
Kütahya'ya gelen Ermeniler olduğu anlaşılmaktadır•0• il. Mehmed'in, İ stanbul'un fethinden önce Bursa'daki Ermeni cemaati lideri Arşövek Hovakim Yebiskopos'u 1 4 5 1 yılında ziyaret ettiği anlaşılmaktadır. II. Mehmed, bu görüşmede Hovakim'e, İ stanbul'u fethettiği takdirde ken disini cemaatiyle birlikte İ stanbul'a getirip patrik yapacağını bildirmiş tir. Fetihten sonra Fatih, Anadolu'nun çeşitli yerlerindeki Türkler'le güvendiği Ermeni ailelerini İ stanbul'a yerleştirmiştir41 • İ stanbul'un fethinden sonra İ stanbul'da ve Beyoğlu civarında bulunan Ermeniler yerlerinde kalmışlardır. Hovakim'e verdiği sözü tutan Fatih, fetihten sekiz yıl sonra Bursa Ermeni Piskoposu Hovakim'i beraberinde birçok Ermeni ailesi olduğu halde İ stanbul'a getirtmiştir. Bu aileler arasında papazlar, sanatkarlar, mimarlar ve ziraatle uğraşan Ermeni köylüleri, işçileri ile tüccarları bulunmaktaydı. Ermeniler için her şeyi düşünen Fatih, İ stanbul' da sayıları gittikçe artan Ermeni Cemaati için daha önce Rumlara ait olan Samatya'daki Sulu Manastır (Surp Kevork) kilisesini, bitişiğinde bulunan odalarla birlikte Hovakim'in emrine tahsis etmiş tir. Daha sonra Fatih 1 4 6 1 'te verdiği bir fermanla Hovakim'i patrik ilan etmiştir. Ermeni Patrikhanesi'nin kurulması ile Ermeniler, din, eğitim"' Bilal Eryılmaz, Osmanlı Devleti'nde Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, İstanbul 1 996, s. 68; Uras, a.g. e. , s. 1 5 3 . " Gülnihal Bozkurt, Gayrim üslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukuki Durumu (1 839-- 1 9 1 4) , TTK. Yay. , Ankara 1 996, s . 1 84 . " Arshi Khan, "Osmanlı İmparatorluğu : Ç o k Kültürlülüğün Doğulu Mimarı", Osmanlı 'dan Günüm üze Ermeni Sorunu, Yeni Türkiye Yay., Ankara 2000, s. 1 78. 40 M. Sadi Kocaş, 71ırihte Ermeniler ve Türk Ermeni İlişkileri, Kastaş Yay. , Dördüncü Baskı , İstanbul 1 990, s. 68. 4 1 Azmi Süslü, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı , Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü Yay. , Ankara 1 9 9 0 , s. 7-B.
Giriş
1
11
öğretim, vakıf ve aile işlerini kendi örf ve adetlerine göre düzenleme imkanına kavuşmuşlardır42• Osmanlı idaresinde İ stanbul'da yaşayan Ermeniler, yerlerinde kaldığı gibi Kumkapı, Yenikapı, Samatya, Narlıkapı, Edirnekapı ve Balatkapısı gibi semtlerde yeni Ermeni iskfınlarına izin verilmiştir43• Osmanlı orduları tarafından 1 4 7 5 'te fethedilen Kefe'den İ stanbul'a bir çok Ermeni getirilmiş ve Edirnekapı civarına yerleştirilmiştir. Daha sonra 1 4 79'da il. Mehmed Karaman Ermenilerini İ stanbul'a getirte rek Samatya'ya yerleştirmiştir44• Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sul tan S üleyman dönemlerinde yapılan fetihlerle Doğu Anadolu, Azer baycan, Kafkasya, Suriye ve diğer bölgeler Osmanlı toprağı olmuştur. Böylece Ermenilerin yaşadıkları toprakların hemen tamamı Osmanlı idaresine girmiştir. Bu bölgelerde yaşayan Ermenilerden birçok aile ve sanatkar İ stanbul'a yerleştirilmiştir. Osmanlı yönetimi Türklere öngör düğü iskan politikasını Ermeniler için de uygulamıştır. Ancak şunu belirtmek gerekir ki Roma, Pers ve Bizans dönemlerinde zorunlu ola rak göçe tabi tutulan ve zulüm gören Ermeniler, Osmanlı döneminde gönüllü olarak iskana tabi tutulmuşlar, İ stanbul ve civarı gibi ülke nin gelişmiş ve zengin bölgelerine yerleştirilmişlerdir. Ermenilerin bu şekilde İ stanbul'a yerleştirilmeleriyle, İ stanbul'daki Ermeni nüfusu çok büyük bir artış göstermiştir. Dolayısıyla o devirde dünyanın en kalaba lık Ermeni nüfusunun yaşadığı şehir İ stanbul olmuştur45• Aslen Kefe'li bir Ermeni ailesine mensup olan ve 1 5 84'te Polonya'nın Zamotsa şeh rinde doğan Polonyalı Simeon'un 1 608-1 6 1 9 arasındaki seyahat anı larını ihtiva eden eserinde verdiği bilgilerden de İ stanbul'da yerli Ermenilerin sadece seksen hane, dışarıdan gelerek İ stanbul'a yerle şen Ermenilerin ise kırk bin haneyi geçtiği anlaşılmaktadır46• Simeon Bizans döneminde Ermenilerin İ stanbul'daki durumlarını ise şöyle anlatır;
" Rh . Y. G. Çark, Türk Devleti Hizmetinde Ermeniler 1 453-1 953, Yeni Matbaa, İstanbul 1 9 5 3 , s. 7-8. " Abdurrahman Çaycı, "Türk-Ermeni İlişkilerinde Gerçekler", Tarihi Gelişmeler İçinde Türkiye'nin Sorunları Sempozyumu 8-9 Mart 1 990, Bildiriler, Ankara 1995, s. 80. 4 4 Uras, a.g.e . . s. 149. " Süslü, a.g. e. . s. 8 . 46
Simeon, Turihte Ermeniler 1 608- 1 6 1 9, [Çev. . Hrand D. Andreasyan), İstanbul 1999, s .
21.
12
1
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
"İstanbul 'un Rumların elinde bulunduğu dönem, Ermeni lerin orada yerleşmesi şöyle dursun, bezirgan olarak bile hiç bir Ermeni şehre giremezdi. Ama Türkler İstanbul'u fethettikten sonra birçok eyaletlerden Ermenileri oraya davet ederek yerleş tirdikten başka, Rumların elinden aldıkları iki m uh teşem kiliseyi de onlara verdiler"47
Bütün bu bilgilerden Ermenilere Osmanlı yönetimi tarafından pek çok imtiyaz verildiği ve Ermenilerin de Osmanlı idaresinden memnun oldukları anlaşılmaktadır. Hatta Ermenilere baskı yapıldığı yönünde
en fazla eleştirilen il. Abdülhamid döneminde dahi devletin merkez dairelerinde 2633 Ermeni memur görev yapmıştır. Ü stelik bunlardan
40'ı Maliye Nezareti, 49'u Hariciye Nezareti , 288'i Posta ve Telgraf Nezareti, 202 'si Hazine-i Hassa (iç hazine) gibi stratejik önemi olan kurumlarda görev yapmıştır••. Aynı şekilde bu dönemde taşra bürokra sisinde diğer gayrimüslim unsurlar yanında Ermeniler de görev almış
lardır••. Yine il. Abdülhamid döneminde Hazine-i Hassa Nezareti'nde üç Ermeni nazır birbirinin peşi sıra nazırlık yapmıştır. İ lk olarak Agop
Paşa 18 Nisan 1 880'de bu göreve getirilmiş ve 20 Eylül 1 8 9 1 'de ölü müne kadar 12 yıl süreyle bu vazifeyi ifa etmiştir. Daha sonra Mikail Paşa 1 8 9 1 - 1 8 9 7 yılları arasında, onun ölümünden sonra da Ohan nes Paşa 1 8 9 7-1908 yılları arasında Hazine-i Hassa Nazırlığı görevini yerine getirmişlerdir. Ayrıca Paşalığa kadar yükseltilen bu kişiler çeşitli rütbe ve madalyalar ile de ödüllendirilmişlerdir. Bütün bu husulardan
il. Abdülhamid döneminde de Osmanlı bürokrasisinde din ve mezhep
ayrımı yapılmaksızın liyakatın ön planda olduğu anlaşılmaktadır50 • Bulgaristan'ın Osmanlı Devleti larafından fethi tamamlandıktan sonra ticaret ve tarım bakımından oldukça elverişli olan bu toprak lara Ermenilerin kendi rızalarıyla yerleştikleri görülmektedir. Bulga ristan , Osmanlı Türklerinin Rumeli'ye geçişinden sonra fethedilen
" Simeon, a.g.e. , s . 1 4 1 - 1 4 2 . " Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Yıldız Esas Evrakı (Y:E.E.), Nr. 97/5 2'den naklen Ermeni Komiteleri {1891-1 895}, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayını, Ankara 200 1 , s. 58-60. •• İlber Ortaylı, "il. Abdülhamid Devrinde Taşra Bürokrasisinde Gayrimüslimler", Sultan JJ. Abdülhamid ve Devri Semineri 2 7-29 Mayıs 1 992, Bildiriler, İstanbul 1 994, s. 1 6 3- 1 7 1 . ' 0 Arzu Terzi, "Osmanlı Maliyesinde S ö z Sahibi Ü ç Ermeni Nazır: Agop, Mikail v e Ohan nes Paşalar'', Uluslararası Türk Ermeni İlişkileri Sempozyum u 24-25 Mayıs 2001 Bildiriler, İstanbul 2 00 1 , s. 2 1 -2 2 , 24-2 8 .
Giriş
1
13
ilk ülkelerden biri olmuştur. 1 3 89'daki 1. Kosova Savaşı'nın ardından Sırpların temsil ettiği Balkan devletlerinin direnişi tamamen kırılmış, Tuna ve Vidin'e kadar bütün Bulgaristan Osmanlı hakimiyetine gir miştir5 1 . Fethin ardından ve sonraki tarihlerde önemli bir Türk nüfus Bulgaristan'a iskan edilmiş ve Türk nüfus toplam nüfusun yarıya yakın kısmını oluşturmuştur52• Osmanlı döneminde Bulgaristan'a önemli sayıdaki ilk Ermeni göçü Celali isyanları esnasında, iV. Mehmed döneminde gerçekleşmiştir. Bu dönemde Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden Bulgaristan'ın Şumnu, Provadiya, Razgırad, Aytos ve Filibe şehirlerine Ermeniler yerleşmiştir. Ayrıca Sultan iV. Mehmed, Filibe'ye göç eden Ermeniler için 1 6 74'te bir ferman çıkarmış ve Filibe'de bulunan bir Yunan kilisesini Erme nilere vermiştir. Bu kilisenin adı Sveti Kevork'tur ve günümüzde de faaliyettedir53• Bulgaristan'ın ikinci büyük şehri olan Filibe'de Bizans döneminde başlayan Ermeni varlığı Osmanlı döneminde de devam etmiştir. Filibe şehri , Lala Şahin Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri tarafından Edirne'nin fethinden hemen sonra 1 3 6 1 'de Osmanlı topraklarına katıl-
5 1 Halil İnalcık, Tunzimat ve Bulgar Meselesi, TTK Yay. , İstanbul 1992, s. VII. Bugünkü Bul garistan sınırlarına yönelik ilk Osmanlı fütühatı 1 . Murad döneminde başlamıştır. Edirne'nin fethi sırasında Edirne'nin savunulması bakımından stratejik bir konumda bulunan Çirmen fethedilmişti. Daha sonra Timurtaş Paşa tarafından Yanbolu, Lala Şahin Paşa tarafından ise Zağra ve çevresi ele geçirildi. Fethedilen yeni bölgelere Anadolu'dan çok sayıda Müslüman Türk göçmenler getirilerek nüfus arttırıldı. Bölge idari bakımdan Rumeli Eyaleti'ne bağlandı . Çirmen, Hasköy, Çırpan, Akçakızanlık, Yeni Zağra v e bugünkü Trakya'nın Ergene bölgesi ile Eynepazarı ve Tekirdağ'dan meydana gelen Osmanlı Devleti'nin ilk sancaklarından biri olan Çirmen Sancağı oluşturuldu. XVI. yüzyılda, 1 530'da sancak nüfusunun % 88'i Müslüman Türklerden, % 1 2'si ise Bulgar. Rum ve diğer gayrimüslimlerden oluşmaktaydı. Bulgaristan'ın kesin olarak fethi 1393'te Yıldırım Bayezid'in büyük oğlu Süleyman Çelebi komutasındaki kuvvetlerin Bulgar krallığının başkenti Tırnova'yı alarak Bulgar krallığına son vermesiyle tamamlanmıştır. Yusuf Halaçoğlu, "Bulgaristan" Maddesi, TD VİA . , C . 6, İstanbul 1992, s. 396397. 52 Osmanlı Devleti'nin gücünü yitirmesi ve Rusya'nın panslavist emellerle bölgeye müda halesi ile özellikle 1 8 7 7-78 Osmanlı-Rus Savaşı ve Balkan savaşları neticesinde ülkedeki Türk nüfus büyük katliamlara uğramış veya göç etmek zorunda bırakılmıştır. Bulgaristan'daki Türk nüfusu, göç ve katliamlarla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz; Bilal Şimşir, Bulgaristan Türkleri, Ankara 1986; Bilal Şimşir, Rumeli'den Türk Göçleri 1-11-JJJ, TTK. Yay. , Ankara 1989; Nedim İpek, Rumeli'den Anadolu'ya Türk Göçleri, TTK Yay., Ankara 1994; İlker Alp, Belge ve Fotoğ raflarla Bulgar Mezalimi (1 878- 1 989), T. Ü. Yay. , Ankara 1990; Justin McCarthy, Ölüm ve Sür gün , İnkılab Kitabevi, İstanbul 1998; Faruk Kocacık, "Balkanlardan Anadolu'ya Yönelik Göçler ( 1 878-1 890)", Osmanlı Araştırmaları, İstanbul 1 980, C. 1 , s. 1 3 7-190. 53 Vırban Stamatov, "Poznavame l i ce Dostatıçno ?" [Birbirimizi Yeterince Thnıyormu yuz?), Bılgari i Armentsi Zaedno Prez Vekovete (Bulgarlar ve Ermeniler Asırlarca Birlikte), Sofya 200 1 , s . 26.
14
1
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
mıştır54. 1 6 3 3-1634 tarihli c izye defterine göre 2 1 3 Hıristiyan hane nin yanı sıra 68 hane Ermeni tüccar ve tekstilcinin bulunduğu kay dedilmiştir. Bu Ermenilerin 1 6 1 0'dan hemen sonra İran'dan kaçarak Osmanlı topraklarına gelen Ermenilerin uzantıları olduğu belirtilmek tedir55. Eski Zağra üzerinden Filibe'ye gelen Evliya Çelebi, seyahatna mesinde Filibe'de 23 Müslüman Mahallesi, 7 adet Latin, Sırp, Bulgar, Rum ve Ermeni mahallesi olduğundan bahseder56. Böylece Filibe'de de 1 7 . yüzyıl başlarında bir Ermeni mahallesinin olduğu anlaşılmaktadır. XIX. yüzyılın ilk çeyreğinde Filibe'deki merkez Rum mektebinde öğretmenlik yapan Papaz İ konom Konstantin'in 1 8 1 9'da kaleme aldığı ve Viyana'da Rumca basılan eserinde Filibe'de Türkler, Ortodoks Hıris tiyanlar, Ermeniler, Pavlikenler (Katolik) ve Yahudiler olmak üzere beş farklı etnik grubun varlığı belirtilmektedir. Aynı esere göre Filibe'nin on beş mahallesinin on birinde Türkler, üçünde Ortodoks Hıristi yanlar ve geri kalan iki mahallede de diğerleri yaşamaktaydı. Papaz Konstantin eserinde , Filibe Ermenilerinin genellikle Türkçe konuş tuklarını, çok az bir bölümünün kendi dilini bildiğini de belirtmek tedir57 Fransız Jeolog seyyah A. Viquesnel'de 1 868'de Filibe'de top lam 8.000 hanenin bulunduğunu, bunun 3 . 000'inin Türk, 2 . 000'inin Yunan, 1 .400'ünün Bulgar, 700-800'ünün Ermeni , 500'ünün Yahudi, 2 00-3 00'ünün de Katolik olduğunu bildirmektedir. Bu verilere göre Ermeniler nüfus bakımından şehirde dördüncü sıradadırlar58. 1 8401 842 tarihli, cizye yükümlülerinin ve Gayrimüslim erkek nüfusun tamamını gösteren deftere göre Filibe'de 368 Ermeni mevcuttur. Aynı sayıda kadın nüfusu bulunduğu da varsayılırsa Filibe'deki toplam Ermeni nüfusu 736 olarak hesaplanabilir. Bu deftere göre Ermenilerin gayrimüslim nüfus içindeki oranları % 5 'tir59. Filibe en önemli ticaret ve ulaşım yolu olan orta kol üzerinde bulunduğundan ticaret ve sanayi de gelişmişti. XV. yüzyılda inşa edilen Kurşun Han Filibe'deki ticaretin
" Machiel Kiel, "Filibe" Maddesi, IDVİA . , C . 1 3 , İstanbul 1 996, s. 7 9 . Kiel, a.g. m . , s. 80. " Evliya Çelebi Seyahatnamesi ili. Kitap, (Yay. Haz. Seyit Ali Kahraman, Yücel Dağlı,), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 1999, s . 2 1 7 . " Neriman Ersoy, "XIX. yüzyılda Filibe Şehri ( 1 839-1 876)", İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi İstanbul 2003, s. 39. 58 Ersoy, a.g. t . , s. 40; Kiel, a.g. m . , s. 8 1 . 55
" Ersoy, a.g. t. , s. 5 1 -5 2 . XIX. yüzyılda Filibe'deki Ermenilerin v e diğer t ü m grupların demografik yapısı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. A.g. I . , s. 34-67
Giriş
1
15
merkezi haline gelmişti ve bu handa Ermeni tüccarlar da faaliyet gös termekteydi60. Bütün bu bilgilerden Filibe'de Ermenilerin oldukça iyi bir konuma sahip oldukları anlaşılmaktadır. Bulgaristan'da hatırı sayılır oranda Ermeni nüfusun bulunduğu bir başka şehir de Tuna Nehri kıyısındaki Rusçuk'tur. 8 Eylül 1 640'ta Rusçuk şehrini gören Gelibolu Katolik Piskoposu Peter Bogdan Bakcic şehir hakkında önemli bilgiler vermektedir. Ortodoks Hıristiyan evle rin sayısı 2 00'den fazla olup toplam nüfusları da 1 . 000 kişi civarında dır. Bu Ortodoks Bulgarlara ait iki kilise vardır. Katolik kilisesi yoktur. Türklerin 3 . 000 evi bulunmakta olup nüfusları 1 5 . 000'dir. Rusçuk'ta 200 de Ermeni evi bulunmakta olup nüfusları 1 . 000 kişiden fazladır. Dolayısıyla bu bilgilere göre 1 640'ta Rusçuk'ta Ermeniler, Müslüman Türklerden sonra nüfus bakımından ikinci sıradadırlar. Rusçuk'taki bu Ermeni cemaatinin İ ran Şahı Abbas'ın Kafkasya'yı işgalinden kaça rak Anadolu ve Balkanlara göç edenlere mensup oldukları ve şehre XVII. yüzyılın ilk çeyreğinde geldikleri düşünülmektedir. Aubaret 1 9 . yüzyılda bütün Rusçuk S ancağı'nın nüfusunu 3 8 8 . 000 Türk , 2 2 9 . 500 Bulgar, 3 3 .000 Çerkes, 2 . 000 Ermeni, 1 . 000 Efliiklı, 2 . 200 Yahudi, 2 0 .000 Müslüman ve 3 . 500 Hıristiyan Çingene olmak üzere 680.000 olarak hesaplamaktadır. Bu durumda 1 9 . yüzyılda bütün Rus çuk sancağının % 65'i Müslüman, % 34'ü Bulgar-Hıristiyan, % l 'i Ermeni, Yahudi ve Eflaklı'dan oluşmaktadır"' · 1 9 . yüzyılın ilk yarı sına ait seyahatnamelerde de Rusçuk'ta Ermeni varlığından bahsedil mektedir. İ ngiliz din adamı R. Walsh'a göre Rusçuk'un nüfusu 1 8 . 0002 0 . 0000 arasındaydı. Şehirdeki 7 . 000 kadar evde Türkler, Bulgarlar, Ermeniler ve Rumlar yaşamaktaydı ve bunlar İ mparatorluğun diğer kısımları ile gelişmiş bir ticaret yapmaktaydılar62. 1 9 . yüzyılın sonla rına doğru 1 8 74'le ise şehrin nüfusu 2 3 . 000 olup bu nüfusun 1 0 . 800'ü Türk, 7 . 700'ü Bulgar, 1 . 000'i Yahudi, BOO'ü Ermeni, BOO'ü Eflaklı ve Sırp , 1 . 000'i Türk askeri, 500'ü Çingene ve geri kalanlarının da Avru palı milletlerden meydana geldiği belirtilmektedir63 •
"" A.g. t., s. 1 73 . " Machiel Kiel, "Rusçuk" Maddesi, ID VİA. • C. 3 5 , İstanbul 2008, s . 248-249. " Franz Babinger, "Rusçuk" Maddesi, İslam Ansiklopedisi, C. 9 , Eskişehir 1997, s. 7 8 5 . " F. Kanitz, Donau Bulgarien und der Balkan, Leipzig, 1879, s . 1 26'dan aktaran Franz Babiııger, u . g. m . , s . 7 U U .
16
1
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
Osmanlı Devleti'nin Rumeli'deki en önemli ordugah şehirlerinden biri olan Şumnu'da64 da bir Ermeni mahallesi bulunmakta idi. 1 84 5 tarihli temettuat defterine göre sayımın yapıldığı tarihte Silistre eya letine bağlı bir kaza merkezi olan Ş umnu'da 32 mahalle bulunuyordu. Bu mahallelerin 28'inde Müslüman-Türk nüfus ikamet etmekte, geriye kalan 4 Gayrimüslim mahallesinin ikisinde Hıristiyan B ulgarlar ve belki de az miktarda da Rum nüfus meskıindu. Ü çüncü olarak 3 1 hane lik küçük bir Yahudi Mahallesi mevcuttu. Son Gayrimüslim mahalle sini 1 1 8 hanelik sekenesi ile Ermeni mahallesi oluşturmakta idi. Kaza merkezindeki diğer mahallerle karşılaştırıldığında Ermeni mahallesi orta büyüklükte bir mahalle idi. Ermenilerin Şumnu'da kendilerine has kiliseleri ve ruhani reisleri bulunmakta, tüccarlık, terzilik gibi cazip mesleklerle uğraşmaktaydılar. Esnaflıklarının yanında bağcılıkla da uğraşan Ermeniler şehrin önemli üzüm üreticileriydiler. Ermeni ler kişi başı gelir ortalamasına göre Şumnu'nun en zengin grubunu oluşturmaktaydılar. Ö zellikle ticaretle uğraşan Şumnu Ermenileri'nin İ stanbul'dan Rusçuk'a kadar tüm Doğu Rumeli ve Balkanlar'da ticari ilişkileri , kiralık gayrimenkulleri mevcuttu . Şehrin en müreffeh guru bunu oluşturan Şumnu Ermenileri, gelir seviyelerine göre şehrin en az vergi ödeyen kesimini oluşturmaktaydı ve ödedikleri ortalama gelir vergi oranı % 2'yi bile bulmuyordu. Yahudi mahallesinde bu oran % 4, kalabalık bir Müslüman mahallesi olan Veli Efendi mahallesinde ise gelir vergi oranı % 8 . 2 idi"5 • Görüldüğü gibi Osmanlı döneminde Erme niler ülkenin her yerinde olduğu gibi Şumnu'da da en ayrıcalıklı Gay rimüslim grubunu oluşturmaktaydılar. Bulgaristan' ın Varna şehri de Osmanlı idaresi döneminde önemli miktarda Ermeni nüfus barındıran şehirlerden biridir. 1 6 5 0 ' li yıllarda Varna'ya gelen Evliya Çelebi, Varna'da bir Ermeni mahallesinden bah setmektedir. Evliya Çelebi, Seyahatnamesi'nde Varna'da yedi Müs lüman, beş Rum, bir Ermeni, bir de Yahudi mahallesi bulunduğunu
" Bizanslılar döneminde de önemli bir ticaret merkezi olan Şumnu, Osmanlılar tarafın dan 1 . Murad'ın saltanatının son dönemlerinde Veziriazam Çandarlı Ali Paşa'nın 1 388 yılın daki Bulgaristan fütübatı sırasında Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Şumnu'nun Osmanlı Dev leti tarafından fethi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Osman Köksal, XIX. Yüzyılda Bir Osmanlı Ordugah Kasabası Şumn u , Araştırma Yay. , Ankara 2006, s . 3 3 - 3 7 . " Osman Köksal, "XIX. Yüzyıl Ortalarında Bir Osmanlı Ordugah Kasabasındaki Ermeni Topl u luğun Sosyo-iktisadi Durumu" Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi, S . 5, Ankara Şubat 2005, s. 53-54, 5B-57, 60.
Giriş
1
17
yazmıştır66• 1848 tarihli bir deftere görede Varna'da 1 1 Müslüman, 5 gayrimüslim mahallesi bulunmakta ve yine gayrimüslim mahallele rinden birini Ermeni mahallesi oluşturmakta idi67 • Bugünkü Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da da Osmanlı dönemi ve öncesi Ermeni yerleşimi mevcuttu. Doğudan batıya doğru İ stanbul ile Orta Avrupa ve kuzeyden güneye doğru Vidin ile Selanik arasın daki ana yolun üzerinde yer alan Sofya, XV. yüzyılın ortalarına doğru idari bakımdan Rumeli eyaletinin merkezi olmuştur68• Başpiskopos Teofilakt'ın ( 1 030-1 1 08) mektuplarından anlaşıldığına göre Sofya civa rına, Mıglen ve Devol bölgelerine ilk Ermeni yerleşimi 1 1 0 7 yılında ger çekleşmiştir. Osmanlı döneminde de Sofya'ya Ermeni göçleri olmuş tur. XVI. yüzyılın sonlarına doğru, Filibe'den ve Polonya'dan Sofya'ya Ermeniler gelmiştir. 1 6 2 3 'te Sofya'dan geçen seyyah Yohan Kiaromani, mektuplarında Sofya'da pek çok Ermeni ailesinin yaşadığını ve Türk Sultanı'nın Sofya, Filibe ve Eski Zağra'ya yeni gelen Ermeniler'den vergi toplanması ile ilgili iki fermanının bulunduğunu belirtmek teydi ""· Katolik Piskoposu Peter Bogdan Bakcic e göre Sofya'da 1 640'ta 3 0 . 000 Müslüman , 2 5 . 000 Ortodoks Hıristiyan , 1 5 . 000 Yahudi ve 1 . 600 Ermeni yaşıyordu. Ancak nüfusla ilgili verilen bu rakamların oldukça abartılı olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte şehrin nüfusu nun giderek bir artış içinde olduğu ve özellikle çevreden nüfus aldığı anlaşılmaktadır70• Sofya, XVII. yüzyılda ticari bakımdan önem kazan ması ile Ermeniler için bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Bu yüz yılda burada yaşayan Ermeniler, kuyumcu , fırıncı, demirci gibi mes lek dallarında bulunuyorlardı . Hatta Sofya'daki fırıncı baş ustası da Vartazarmyan isimli bir Ermeni idi. 1 66 9 yılına ait kayıtlara göre Türk mahallesi Atbunar'da Ovanes isimli bir Ermeni fırıncı bulunmaktaydı. Avusturya elçisi Gervard Kornalius'un verdiği bilgiler göre o dönemde şehirdeki Ermenilerin önemli bir bölümü tüccardı ve yüksek mevki lerde yer alan çok sayıda Ermeni vardı. Ermeni Mahallesi bugünkü 66 Evliya Çelebi Seyahatnamesi V. Kitap, [Yay. Haz. Yücel Dağlı, Seyid Ali Kahraman, İbra him Sezgin] , Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 200 1 , s . 5 1 . 67 M . Tayyib Gökbilgin, "Varna" Maddesi, İslam Ansiklopedisi, C . 1 3 , Eskişehir 1 9 9 7 , s . 214. 68 İlhan Şahin, "Sofya" Maddesi, 1DVİA, C. 37, İstanbul 2009, s . 344-345. "' Mihran Bohosyan, Armentsite v Sofiya Istoriçeski Oçerk [Sofya'da Ermeniler Tarihi Bakış] Nastoyatelstvo Na Armentskata Tsırkva Surp Asdavadzadzin, Sofiya 1999, s. 1 3-14 . "' Şahin, a . g . ııı . , 3 4 4 .
18
1
Bulgaristan'daki Ermeni Komiteleri nin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
Graf İ gnatiyev, Alabin, Gurko, V. Levski sokaklarının arasındaydı ve Ermeni kilisesi de aynı bölgede bulunuyordu. Ermeni mahallesinin hemen yanında, bugünkü Levski sokağının olduğu yerde Türk Bali Efendi Mahallesi yer almaktaydı" . Bulgaristan'ın Romanya sınırında, Tuna Nehri'nin Bulgaristan'ı terk ettiği bölgede Tuna'nın sağ kıyısında yer alan Silistre şehrinde de ilk defa Osmanlı döneminde Ermeni yerleşimi görülmüştür. 1 6 9 7-1698 tarihli Avarız Defterine göre toplam 967 haneli on sekiz Müslüman Mahallesi, toplam 2 1 7 hanelik de beş Hıristiyan mahallesi mevcuttur. Ayrıca Belgrad ve Vidin'den gelmiş olup daimi olarak Silistre'ye yerle şen 18 Yahudi hanesi ile bu dönemde şehre yeni gelen 20 hanelik bir Ermeni grubu bulunmaktadır. Şehre yeni gelen bu Ermenilerin Müslü man mahallelerinde yaşamaları da dikkat çekici bir husustur. 1 7 5 1 'de genel olarak nüfusu biraz gerileyen Silistre şehri varoşlarında sekiz Ermeni hanesi bulunmaktadır. 1 8 2 8- 1 8 2 9 Osmanlı Rus S avaşı'nda Rusların eline geçen Silistre , 1 8 3 6'ya kadar Rusların elinde kalmış tır. Rus işgalinin sona ermesinden 9 yıl sonraki tarihe ait olan, 1 84 5 tarihli temettuat defterine göre Silistre'de 4 1 Ermeni hanesi mevcuttur. Bu tarihte şehirde 783 hanelik 1 5 Müslüman Mahallesi, 3 2 4 Ortodoks Hıristiyan hanesi ve 16 Yahudi hanesi mevcuttu. Toplam nüfus da 5-6 bin civarında olup Müslümanlar nüfusun % 67'sini oluşturmaktaydı . XIX. yüzyılın ikinci yarısında şehri gören Avusturyalı Felix Kanitz (2 Ağustos 1 8 2 9-8 Ocak 1 904) Silistre'nin nüfusunu yarısı Müslüman ve yarısı da Hıristiyan olmak üzere 7-8 bin civarında vermektedir. Kanitz'in aldığı yerel resmi rakamlara göre Silistre'de 8 2 2 Türk, 4 1 2 Bulgar, 45 Ermeni, 28 Yahudi v e 2 5 Çingene evi bulunmaktadır72 • Osmanlı Devleti'nin Bulgaristan'ı fethinden sonra burada Bizans döneminden kalan Ermenilerin kimliklerini koruyup korumadık ları ve ne kadar oldukları tam olarak bilinmemekle birlikte , Osmanlı döneminde kurulan veya gelişen Bulgaristan'ın önemli şehirlerinin tamamına Ermenilerin kendi istekleriyle göç ettikleri görülmektedir. Bulgaristan' da Ermeni yerleşimi görülen bütün şehirler ticari bakımdan gelişmiş ve önemli yollar üzerinde bulunan ya da limanı olan şehirler dir. Bulgaristan'daki Ermenilerin ekonomik bakımdan hem Müslüman " Bohosyan, o.g. e . , s. 1 5 . Machiel Kiel, "Silistre'', Maddesi, TDVİA . , C . 3 7 , İ stanbul
2009, s. 204-205.
Giriş
1
19
hem de diğer gayrimüslim unsurlara göre daha iyi konumda olduk ları anlaşılmaktadır. Ayrıca Bulgaristan'da yaşayan Ermenilere kilise temini konusunda yardımcı olunması gibi pek çok ayrıcalık tanındığı da görülmektedir. Dikkati çeken diğer bir husus da buraya yerleşen Ermenilerin kendi dillerinden çok Türkçe konuşmalarıdır. Mesela 1 8 8 1 'de Sofya'da yaşayan Ermenilerden sadece 3 7 5 'i kendi dilini bili yordu73 . Ermeni mahalleleri de genellikle Müslüman Türk mahalleleri nin hemen yanında bulunuyordu. Silistre gibi fazla Ermeni hanesinin bulunmadığı yerlerde ise Ermeniler Müslüman Türk mahallelerinde yaşıyorlardı .
C. BULGARİSTAN EMARETİ'NİN KURULMASI VE ERMENİ MESELESİ'NİN ULUSLAR ARASI DİPLOMASİDE ORTAYA ÇIKIŞI 1. 1 877- 1 878
Osmanlı-Rus Savaşı
1 8 7 7-1 8 7 8 Osmanlı-Rus Savaşı Türk tarihi bakımından çok önemli sonuçlar doğurmuştur. Rusya'nın Balkanlar'daki panslavist emelle rini büyük ölçüde gerçekleştirmesi, Doğu Anadolu'da Kars, Ardahan ve Batum'un elimizden çıkması. Ermeni Meselesi'nin ve Makedonya Meselesi'nin uluslar arası diplomasiye taşınması ve büyük devlet lerin müdahalesine açık hale gelmesi, ülkedeki tüm gayrimüslim unsurların bağımsızlık yönünde umutlanması bu savaşın en önemli neticelerindendir. Osmanlı Devleti'nin XVIII. yüzyıldan itibaren zayıflaması Rusya'nın ise güçlenmesi Balkanlar'daki güç dengelerini değiştirmeye başlamış, 1 8 5 3- 1 8 5 6 Kırım Savaşı'nın ardından imzalanan Paris Antlaşması ( 1 856) ise Rusların Balkanlar'a inme ve Boğazları ele geçirme emelle rini engellenmişti . Rusya, Paris Antlaşması'nın kendi aleyhine koyduğu kararlardan kurtulmanın yollarını arıyordu . Bu amaçla Avrupa' da güç dengelerinin değişmesinden istifade ederek Karadeniz'in silahlardan arındırılması ile ilgili maddeyi tek taraflı olarak kaldırmış ve 13 Mart
'' Il o h osya n ,
20
1
22.
Bu lgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faal iyetleri
1 8 7 1 'de Londra Antlaşması ile Karadeniz'de donanma bulundurma hakkını büyük devletlere onaylatmıştır74• Bunun ardından Rusya, Balkan coğrafyası ile daha yoğun ilgi lenmeye başlamış ve bölgedeki panslavist faaliyetleri desteklemiş tir. 1 8 7 5 'te Bosna ve Hersek'te çıkan isyan suni bir şekilde büyütü lerek uluslararası bir sorun haline getirilmiştir. Rusların etkisiyle Karadağ ve Sırbistan isyancılara yardım etmiş ve Osmanlı Devleti'ne savaş açmışlardır. Osmanlı kuvvetleri isyancıları bozguna uğratarak Sırbistan'ın bir bölümünü ele geçirmeyi başarmış, ancak Rusya'nın araya girmesiyle ilerleyişini durdurmuştur75• Bosna ve Hersek isyanı nın ardından 2 Mayıs 1 8 76'da Bulgaristan'da büyük bir ayaklanma çık mıştır. Osmanlı Devleti Mayıs ayının sonlarına doğru büyük ölçüde kontrolü ele almaya başlamıştır. Bulgar ayaklanması kısa bir sürede bastırılmasına rağmen Avrupa kamuoyunda ayaklanma bastırılırken Bulgarlara büyük zulüm ve katliamlar yapıldığı yönünde propaganda lar etkili olmuştur. Bu sebeple İ ngiliz dış politikasında Osmanlı Dev leti aleyhine gelişmeler görülmüştür7" .
" Bayram Kodaman, " 1 876-1920 Arası Osmanlı Siyasi Tarihi", Doğuştan Günüm üze Büyük İslam Thrihi, C. 1 2 , İstanbul 1 99 3 , s . 1 3 6 . Rusya . Çar 1. Petro [ 1 682-1 7 2 5 ) zamanından itibaren Avrupa'da nüfuzlu bir devlet haline gelerek gücünü, Boğazlara ve sıcak denizlere ulaşmak için harcamıştır. Rus Çarı 1. Petro'nun vasiyetnamesi, Rusya'nın Osmanlı Devleti'ne yönelik politikalarını en iyi anlatan ve özetleyen belgedir. Gürbüz Evren, Ermeni Sorunun daki Çıkar Odakları, Ümit Yay. , Ankara 2002, s. 70. Söz konusu vasiyetnamenin 9 . ve 1 1 . maddeleri şöyledir: Madde 9 : Mümkün olduğunca İstanbul ve Hindistan'a yaklaşmak gerek. Bunlam egemen olan güç, tüm dünyaya da egemen olacaktır. Sürekli olarak bazen Türklerle bazen de Perslerle savaşa girilmeli. Karadeniz üzerinde iis/er kurulmalı ve yavaş yavaş bu denizin tümüne egemen olunmalı. Hızla İran'ın zayıflaması sağlanmalı ve bu suretle Hasra Köıfezi 'ne inilmeli. Suriye ile ilişki kurup, Levanı (Doğu) ticareti ele alınmalı, Dünyanın ambarı Hindistan'a doğru inilmeli, oraya vardıktan sonra İngiltere 'nin adalarına yaklaşılmış olunur. Madde 1 1 : Avusturya ile ilgilenip. Türkleri Avrupa'dan atmalarına yardımcı olmak ve on un İstanbul üzerinde oluşabilecek isteklerine gem vurmak gerek. Bunun için de Avrupa'nııı başka devletleri ile aralarında bir savaş çıkartmak, ya da kendisine daha sonra geri alınabilecek bir savaş fetih payı. ganimet verilmeli. (Nurşen Mazıcı, Belgelerle Uluslararası Rekabette Ermeni Sorıın u 'nun Kökeni 1 878-1 9 1 8 , İstanbul 1 98 7 , s. 5-6). Çar 1 . Petro'nun vasiyetnamesinin tam metni için bkz. Mehmet Saray, Tiirk-Rııs M ii na s ehetlerinin Bil' Analizi, MEB. Ya y .. İ s t a n b u l 1998, s . 62-66. " Akdes Nimet Kural, Rusya Thrihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1 993, s. 353354. Sırp Hükümeti bu savaş için Sırp Ordusu'na kumandanlık etmek üzere Türkistan sefer leriyle ün kazanmış olan Rus General Çernayev'i Sırbistan'a davet etmiş, General bu daveti kabul ederek beraberinde az sayıda Rus gönüllü ile birlikte gelerek Sırp Ordusu'nun başına geçmiştir. Ancak Aleksina'da sergiledikleri direnişin ardından General Çernayev komutasın daki Sırp güçleri geri çekilmek zorunda kalmıştır. George Vernadsky, Rusya Turihi, [Çev. Doğu kan Mızrak, Egemen Ç. Mızrak) , Selenge Yay., İstanbul 2009, s. 282. Mithat Aydın, Balkanlarda İsyan, Yeditepe Yay. , İ stanbul 2005, s . 1 50 , 1 5 2 .
Giriş
1
21
B alkanlarda meydana gelen bu kriz üzerine diğer büyük devlet lerin de dahil olmasıyla 23 Aralık 1 8 76'da İ stanbul'da bir konferans toplanmıştır. Tersane Konferansı adıyla bilinen konferansa, Paris Ant laşmasını imzalamış olan Rusya, İ ngiltere , Fransa Avusturya-Maca ristan, Almanya ve İ talya katılmışlardır77• Bu konferansta Osmanlı Devleti'nden egemenlik haklarını ihlal eden ağır şartları kabul etmesi istenmiştir. Konferansa katılan yabancı devlet temsilcileri Osmanlı Devleti'nden bazı toprakları Sırbistan ve Karadağ'a terk etmesini iste miş, Bulgaristan ve Bosna-Hersek'te de özerk bir yönetim kurulmasını teklif etmişlerdir. İ stanbul Konferansı'na katılan devletlerin talebine göre Bulgaristan'da doğu ve batı olmak üzere iki vilayet teşkil edile cek, bu vilayetlerin valileri Hıristiyan olacaktır78• 18 Ocak 1 8 7 7'de Osmanlı Devleti büyük devletlerin bu isteklerini reddetmiştir. Konfe ransa katılan devletler 3 1 Mart 1 8 7 7'de Londra'da yeniden toplanarak, Londra Protokolü'nü imzalamışlar ve İ stanbul Konferansı'ndaki istek lerini devam ettirmişlerdir. Bunun üzerine Osmanlı Devleti 10 Nisan 1 8 7 7'de Londra Protokolü'nü de reddetmiştir7". Böylece siyasi ve askeri bakımdan bütün avantajlara sahip olan Rusya, Osmanlı toprak larındaki Hıristiyanları korumak iddiasıyla 24 Nisan 1 8 7 7'de Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etmiştir00• Bu durum üzerine İ ngiltere kendi men faatlerinin muhafazası şartıyla, diğer Avrupa devletleri ise herhangi bir şart öne sürmeden tarafsız olacaklarını ilan etmişlerdir8 1 • Savaş Rumeli v e Anadolu cepheleri olmak üzere i k i cephede ger çekleşmiştir. Her iki taraf da büyük kuvvetlerini Rumeli Cephesine yığmıştır. Burada Osmanlı Ordusu'nun başında Serdar-ı Ekrem unvanı ile Şumnu'da Tuna Ordusu Komutanı Çırpanlı Abdülkerim Nadir Paşa olmakla birlikte Hersek kumandanı Süleyman Paşa, İ şkodra kuman-
" Enver Ziya Kara! , Osmanlı Tarihi VJJJ, TTK. Yay., Ankara 1988, s. 28. '" Konferansa katılan devletlerin Sırbistan, Karadağ, meseleleriyle ilgili ve Bosna Hersek ile Bulgaristan'ın idare tarzları hakkındaki kararlarının tam metni ve İstanbul Konferansı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Mahmud Celaleddin Paşa, Mirot-ı Hakikat, (Yay. Haz. İsmet Miroğlu), Berekat Yay. , İstanbul 1983, s . 206-224; İstanbul Konferansı hakkında ayrıca bkz. Mehmet Saray, " 1 8 7 6 İstanbul Konferansı", Semavi Eyice Armağanı İstanbul Yazıları, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yay. , İstanbul 1 9 9 2 , s . 355-362. '" Kodaman, a.g. m . , s. 1 38-139. "' Rus Çarı il. Aleksandr'ın Osmanlı Devleti'ne harp ilanına dair beyannamesinin tercüme edilmiş metni için bkz. Mahmud Celaleddin Paşa, a.g.e. , s . 325-326. 81 Nedim İpek, "1 877-1878 Osmanlı Rus Savaşı" Türkler, C. 13, Yeni Türkiye Yay. , Ankara 2002, s. 1 6 .
22
1
Bu lgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
danı Ali Saib, Bosna kumandanı Veli Paşa ve Sırbistan-Karadağ ara sındaki Yenipazar Sancağı kumandanı Mehmet Ali Paşalar bağımsız vaziyetteydiler. Tuna Cephesi de üç orduya ayrılmaktaydı. Rusçuk, Silistre, Şumnu ve Varna'da konuşlanan Şark Ordusu'nun başında Ahmed Eyyub, Vidin'de bulunan Garp Ordusu'nun başında Müşir Gazi, Osman Paşa vardı. Güney ya da Balkan Ordusu'nun başına da Hersekten gelecek olan Süleyman Paşa tayin edilmişti. Tuna Genel Kumandanlığı'nın emrindeki kuvvetlerin toplamı 186 bin kişiydi. Daha sonra Süleyman Paşa'nın Hersek'ten getirdiği kuvvetlerle ordu mevcudunun 2 00 bin kişiyi, bulduğu tahmin edilmektedir. Osmanlı Ordusu'nun Rumeli Cephesi'nin karşısında ise 2 2 0-2 50 bin kişilik kuvvetiyle Rus Ordusu başkumandanı ve Çar'ın kardeşlerinden biri olan veliahd Grandük Nikola Nikolayeviç bulunmaktaydı82• 16 Nisan 1 8 7 7'de Romanya ile Rus kuvvetlerinin bu ülkeden geçi şine dair bir anlaşma yapan Ruslar, Romanya üzerinden Osmanlı sınır larına Tuna'ya doğru harekete geçmişlerdi. Ruslar gerekli tedbirleri aldıktan sonra 27 Haziran 1 8 7 7 gecesi Tuna Nehri'ni geçerek Ziştovi'yi ele geçirdiler83• Ruslar Tuna'yı geçip Ziştovi'den sonra Niğbolu'yu da ele geçirmişler ve vakit kaybetmeden Sofya, Lofça, Tırnova ve Ş ıpka Geçidi gibi stre tejik yolların kesişme noktası olan Plevne'yi işgal etmek üzere hazır lıklara başlamışlardır. Ancak Gazi Osman Paşa komutasındaki Türk Ordusu, dünya savaş tarihinin en başarılı savunmalarından birini ser gileyerek kendisinden çok üstün güçlere karşı Plevne'yi aylarca düş mana teslim etmemiştir84 • " İsmail Hami Danişment, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, C. iV, Türkiye Yayınevi, İstanbul 1 9 7 2 , s. 302. " İpek, a.g. m . , s. 1 8 . Rusların Tuna Nehri'ni Ziştovi'dcn geçişleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Mahmud Celaleddin Paşa, a.g. e. , s. 387-393. " Osman Paşa, Plevne'ye karşı yapılan üç taarruzu başarılı bir şekilde püskürtmüş ve düşmana çok miktarda kayıp verdirmiştir. Hatta Ortodoks takvimine göre 1 8 Temmuz'da yapı lan ikinci taarruzdan sonra yaşanan hezimet üzerine Rus Ordusu'nda başlayan panik sebe biyle Grandük Nikolay Nikoloyeviç, Romen kralı Karl'a müracaat ederek yardım istemişti. Rus ve Romen Ordusunun 30 Ağustos'ta (Yeni takvime göre 11 Eylül) müştereken başlattıklan üçüncü saldırıyı izlemek üzere Çar i l . Aleksandr, Romen Kralı Kari ve Grandük Nikolay Niko layeviç de hazır bulunmuşlardı. Ruslar 295 subay, 1 2 .4 7 1 asker, Romenler, 3 . 000 civarında kayıp vererek bu hücumda da başarısız oldular. Rus ve Romenlerin toplam 16 bin kaybına karşı Türk Ordusu sadece 3 bin kayıp vermişti (A. B . Şirokorad, Rusların Gözünden 240 Yıl Kıran Kırana Osmanlı Rus Savaşları Kırım-Balkan/or-93 Harbi ve Sarıkamış, (Çev. D. Ahsen Batur) , Selenge Yay., İstanbul 2009, s . 4 2 1 -4 2 4 ) .
Giriş
1 23
Ruslar üçüncü başarısızlıklarından sonra kuvvetlerini arttırarak Plevne'yi her yönden kuşatmaya başlamışlar, dışarıdan yardım alma imkanı kalmayan Osman Paşa 10 Aralık 1 8 7 7'de bir huruç hareka tıyla Plevne'den çıkmak istemiştir. Ancak Vid suyunu geçmeye çalış tığı sırada sol dizinden yaralanması üzerine ordusuyla birlikte tes lim olmak zorunda kalmıştır. Böylece Ruslar büyük bir avantaj elde etmişlerdir85• Ruslar Plevne'yi ele geçirdikten sonra Edirne yönüne hızla ilerle meye başlamışlar, Sofya gibi Osmanlı Ordusu kontrolündeki şehirleri aldıktan sonra 20 Ocak 1 8 78'den itibaren Çerkesler tarafından terk edilen Edirne'ye girmişlerdir""· Doğu Cephesi'nde de Ruslar Ahmet Muhtar Paşa komutasındaki Türk kuvvetlerine karşı aldıkları sürekli takviyelerle başarılı olmuş lar ve ilerleme kaydetmişlerdi. Erzurum'a kadar düzenli bir şekilde geri çekilen Ahmet Muhtar Paşa Rus saldırılarını burada durdurmayı başarmıştır. Rus kuvvetleri ve müttefiklerinin İ stanbul üzerine yürü meye başlaması üzerine ümidini kaybeden Osmanlı Devleti 31 Ocak 1 8 78'de Edirne Mütarekesi'17'ni imzalamak zorunda kalmıştır""· Netice'de Rusya'nın 24 Nisan 1 8 7 7 tarihinde Osmanlılar aley hine Balkanlar ve Kafkaslar'da başlatmış olduğu savaş, büyük bir hızla gelişerek Rus ordularının batıda İ stanbul yakınlarına, Yeşilköy (Ayastefanos)'e ve doğuda Erzurum'a kadar gelmeleri ile son bulmuş tur. Bu savaşta daha sonra Ermeni milliyetçilerine örnek teşkil ede cek şekilde bir Bulgar gönüllü ordusu da Ruslarla birleşerek Osmanlı Devleti'ne karşı savaşmıştır""· '" D a ı ı i ş m e n t , " · 8 · "· · s . 306-307 Gaz i Osman Paşa'nın Plevne müdafaası hakkında ayrın tılı b i lgi i ç i n bkz. Enver Behnan Ş a p o l ya , Gazi Osm an lh ş a v u Pfovn" Müdafaası, Türkiye Yayınevi, İstan b u l 1 95 9 ; Albay Ta l a t , Pfovno S':
16.10. 1912
Muszaçkov
63
66
Bekıir
Ayk Ohanesyan
Abram 1-lazaryan
65
·c e • = .,, " • = ::! "'
�.
s � .öo (Ü -= e
Aram Minasyan
62
64
=
.. -6 ;;
askeri nişan
22.09. 1 9 1 2
29. 1 1 . 1 9 1 2
Hayır Hayır
5. 1 0. 1 9 1 2 22.09. 1 9 1 2
7.11.1912
1 8. 1 0. 1 9 1 2
22.09. 1 9 1 2 3 . 1 0. 1 9 1 2 28.09. 1 9 1 2
4. derece
Yaralı
Tırnova·
Hastal ı k
Seymen
sebebiyle
Tugay
2. derece
kumandanı
askeri Nişan
Kaçak Hayır
7.11.1912
T.Seymen
Hastalık sebebiyle
Gümülcine
Hastalık sebebiyle
Mevcut
Hayır
3.10.1912
Boynikyan
198
1
Bulgaristan'daki Ermeni Komitelerinin Osmanlı Devleti Aleyhine Faaliyetleri
Tablo 5: XII. Lozengrad Taburuna Bağlı il. Ermeni Bölüğü'nde Ödül
Hak Eden Yabancı İhtilalcilerin Listesi. 5
o c
"' "'=
·c:"
"O"'
»
»
e
"'o
"
o o
>O()
�
>O()
.: ·=" : "' » c �s ��
"
�
· C :a
;;, "'
��
"' N :;) :.:
z
1=ıı z
i
..,. z
g
e ...
z: :::>
5
��
l) ".r.
"�
�OJ'6-
>.t6-
ERMENİ KOMİTELERİNİN BULGARİSTAN'DA FAALİYET GÖSTERDİGİ VE TEŞKİLATLARININ BULUNDUGU BAŞLICA ŞEHİRLER • ı-«.-w-�