Argonautika [1 ed.]
 9786052956397, 9786052956380

  • 0 0 0
  • Like this paper and download? You can publish your own PDF file online for free in a few minutes! Sign Up
File loading please wait...
Citation preview

Genel Yayın: 4335

Hümanizma ruhunun ilk anlayış ve duyuş merhalesi, insan varlığının en müşahhas şekilde ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesiyle başlar. Sanat şubeleri içinde edebiyat, bu ifa­ denin zihin unsurları en zengin olanıdır. Bunun içindir ki bir milletin, diğer milletler edebiyatını kendi dilinde, daha doğru­ su kendi idrakinde tekrar etmesi; zeka ve anlama kudretini o eserler nispetinde artırması, canlandırması ve yeniden yarat­ masıdır. İşte tercüme faaliyetini, biz, bu bakımdan ehemmiyetli ve medeniyet davamız için müessir bellemekteyiz. Zekasının her cephesini bu türlü eserlerin her türlüsüne tevcih edebilmiş milletlerde düşüncenin en silinmez vasıtası olan yazı ve onun mimarisi demek olan edebiyat, bütün kütlenin ruhuna kadar işliyen ve sinen bir tesire sahiptir. Bu tesirdeki fert ve cemiyet ittisali, zamanda ve mekanda bütün hudutları delip aşacak bir sağlamlık ve yaygınlığı gösterir. Hangi milletin kütüpanesi bu yönden zenginse o millet, medeniyet aleminde daha yüksek bir idrak seviyesinde demektir. Bu itibarla tercüme hareketi­ ni sistemli ve dikkatli bir surette idare etmek, Türk irfanının en önemli bir cephesini kuvvetlendirmek, onun genişlemesine, ilerlemesine hizmet etmektir. Bu yolda bilgi ve emeklerini esir­ gemiyen Türk münevverlerine şükranla duyguluyum. Onla­ rın himmetleri ile beş sene içinde, hiç değilse, devlet eli ile yüz ciltlik, hususi teşebbüslerin gayreti ve gene devletin yardımı ile, onun dört beş misli fazla olmak üzere zengin bir tercüme kütüpanemiz olacaktır. Bilhassa Türk dilinin, bu emeklerden elde edeceği büyük faydayı düşünüp de şimdiden tercüme faa­ liyetine yakın ilgi ve sevgi duymamak, hiçbir Türk okuru için mümkün olamıyacaktır.

23 Haziran 1941 Maarif Vekili Hasan Ali Yücel

HASAN Ali Y ÜCEL KLASİKLER DİZİSİ RODOSLU APOLLONİOS

ARGONAUTİKA ÖZGÜN ADI

A.PfONA YTIKA ÇEVİREN

ARİÇOKONA ©TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI, 2016

Sertifika No: 40077 EDİTÖR

ALİ ALKAN İNAL GÖRSEL YÖNETMEN

BİROL BAYRAM DÜZELTİ

NEBİYE ÇAVUŞ GRAFİK TASARIM VE UYGULAMA

T ÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI r. BASIM, KASIM 2018, İSTANBUL

ISBN 978-605-295-639-7 (CİLTLİ) ISBN 978-605-295-638-0 (KARTON KAPAKLI) BASKI

UMUT KAGITÇILIK SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. KERESTECİLER SİTESİ FATİH CADDESİ YÜKSEK SOKAK NO: I 1/1 MERTER GÜNGÖREN İSTANBUL

Tel: (02 I2) 637 04 11 Faks: (0212) 637 37 03 Sertifika No: 22826 Bu kitabın tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla yapılacak kısa alıntılar dışında gerek metin, gerek görsel malzeme yayınevinden izin alınmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz. TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI İSTİKLAL CADDESİ, MEŞELİK SOKAK NO: 2/4 BEYOCLU

Tel. (0212) 252 39 91 Faks (0212) 252 39 95 www.iskultur.com.tr

34433

İSTANBUL

00 HASAN

Ali YÜCEL

1'L.\Sil-.:UR [) 1 /:isi

cccxxxvı

RODOSLU APOLLONİOS Al\GONAUTİ

KA

'ıl "- \\-r \.\,11\-11\�, 1\·iı�ı � \l�I r ( l�\ 1\- \

TÜRKiYE

$BANKASI

Kültür Yayınları

Altın

Post ve Argonotlar Efsanesi

Boiotia'daki Orkhomenos kentinin kralı Athamas'ın ilk eşi bulutlar tanrıçası Nephele'den Phroiksos adlı bir oğluyla Helle adlı bir kızı oldu. İkinci eşi İno, üvey çocuklarından kurtulmak için sinsice bir plan hazırladı. Kentin kadınlarını mahsulü artırmak için toprağa ekilecek tohumları kocaların­ dan habersiz pişirmeye ikna etti. Ekin biçme zamanı geldi­ ğinde hiç mahsul alınamayınca kentte büyük bir kıtlık oldu. Athamas halkını açlıktan kurtarmak için neler yapılması gerektiğini öğrenmek üzere Delphoi Tapınağı'na bir heyet gönderdi. Ama İno heyettekilere rüşvet vererek tapınaktan alınan kehaneti değiştirtti. Onlara felaketten kurtulmak için Phroiksos ile Helle'nin kurban edilmeleri gerektiğini söylet­ ti. Kral ülkesinin geleceği için bunu kabul etmek zorunda kaldı. İki kardeş kurban edilmeye götürülürken gökten an­ neleri Nephele'nin gönderdiği kanatlı ve altın postlu bir koç indi. İki kardeş koçun sırtına binerek kaçtılar. Ama Çanak­ kale Boğazı'ndan geçerlerken Helle kaydı ve denize düşüp boğuldu. Çanakkale Boğazı bu olaydan sonra Hellespontos adını aldı. Phroiksos tek başına yolculuğa devam etti. Karadeniz'in doğu sahillerindeki Kolkhis'e ulaştı ve minnetini belirtmek için koçu Zeus'a kurban etti. Bölgenin kralı Aietes onu dost­ ça karşıladı ve koruması altına aldı. Kralın Khalkiope ile Medea adlı iki kızı, Apsyrtos adlı bir oğlu vardı. Phroiksos v

Argonautika

altın postu krala armağan etti ve büyük kızı Khalkiope ile evlenerek Kolkhis'e yerleşti. Aietes altın postu Ares'in kutsal korusundaki bir meşenin dallarına astı ve koruması için ba­ şına bir ejderha dikti. Bu arada Tesalya'daki İolkos kentinin kralı Kretheus ölünce tahta yasal varisi Aison yerine küçük kardeşi Pelias geçmişti. Aison, oğlu İason'u kardeşinin hışmından koru­ mak için Pelion Dağı'nda yaşayan Kheiron'un yanına gön­ derdi. Akhilleus ve Asklepios'un da öğretmeni olan bilge Kentauros'un yanında yetişen genç burada geleneksel eğiti­ min yanı sıra tıp eğitimi de aldı. Adı da bu yüzden "tedavi eden, sağaltıcı" anlamına gelir. İason büyüdüğünde babasına yapılan haksızlığı öğrendi ve hakkı olan tahtı amcasından geri almak için İolkos'a gitti. Yolculuğu esnasında Anauros Çayı'nı geçmek isteyen yaşlı bir kadınla karşılaştı. Bu kadın, insanların adil olup olma­ dıklarını sınamak için kılık değiştirerek yeryüzüne inen tan­ rıça Hera'ydı. Yaşlı kadına acıyan İason onu sırtına alarak çaydan geçirdi, ama bu sırada sandaletlerinden birini akın­ tıya kaptırıp yitirdi. Karşılaştıklarında Pelias tek sandaletli bir gencin tahtını elinden alacağını söyleyen bir efsaneyi hatırladı ve telaşa ka­ pıldı. Yeğenini başaramayacağı zor bir işe koşarak uzaklara göndermeye karar verdi. Ataları Athamas, oğlu Phroiksos'u öldürmeye yeltendiği için Zeus'un Aiolos soyunu lanetledi­ ğini söyledi. Bu laneti ortadan kaldırmak için altın post geri getirilmeliydi. Bunu başarabilirse tahtı İason'a devredeceğini söyledi. Delikanlı üstlendiği zor görevi yerine getirmek için çağının yetenekli ustası Argos'a bir gemi inşa ettirdi. Tan­ rıça Athena denetiminde inşa edilen gemiye "hızlı, parlak" anlamlarına gelen Argo adı verildi. Pruvası insan sesiyle ko­ nuşabilen Dodone'nin kutsal meşesinden kesilen dallardan yapıldı. Tayfa olarak da başta Orpheus ve Herakles olmak üzere dönemin en ünlü yiğitleri toplandı. İolkos kentinden Vl

Sunuş

denize açılarak çıktıkları bu yolculukta Hera ve Athena Ar­ gonotları koruyup kolladı, karşılarına çıkan engelleri aşma­ larına yardım etti. Altın post ve Argonotlar antik dünyada sevilen bir ef­ saneydi ve çok sayıda esere esin kaynağı oldu. Homeros İason ile Hypsipyle'nin oğlu Euneos'tan söz eder (İlyada, VII, 467-471). Odysseia'da da Kirke Odysseus'a izleyece­ ği yolu tarif ederken "Gezinen Kayalar" ı anar ve buradan sadece "dillere destan Argo gemisinin" geçtiğini söyler (xii, 68-72) . Hesiodos İason ve Medea hakkında bilgiler verir ve Medea'nın tanrıça olduğunu söyler (Theogonia, 9921001) . Eumelos "Korinthiaka"(EGF, 187-192) ve Karkinos " Naupaktia Epe"de (EGF, 198-202) Argonotlardan bahse­ derler. Mimnermos, Simonides ve Pherekydes de efsaneden yararlanırlar. Pindaros "iV. Pythian"da Euphemos'un ayrıntılı soya­ ğacını ve İason'un çağrısıyla toplanan kahramanların lis­ tesini verir. Aiskhylos beş tragedyasının (Argo, Lemnos­ lu Kadınlar, Phineus, Hypsipyle ve Kabeiroi), Eurypides

Medea'nın ve Antimakhos Lyde'nin konusunu Argonotlar efsanesinden alırlar. Hekataios, Hellanikos, Pherekydes ve Timaios da eserlerinde konuya değinirler. Efsaneye antik Yu­ nan ve Roma heykel ve resminde de çokça yer verilir. Ama konuyu ayrıntılarıyla ele alan en kapsamlı eser Rodoslu Apollonios'un Argonautika destanıdır.

Argonautika Antik Yunan epik geleneğinin İlyada ve Odysseia dı­ şındaki en tanınmış eseri olan Argonautika'nın yazarı Ro­ doslu Apollonios hakkında fazla bilgimiz yoktur. MÖ 295290 yılları arasında İskenderiye'de doğduğuna inanılıyor. Argonautika'yı yazdıktan sonra Rodos'a yerleşti, eserini vıı

Argonautika

burada gözden geçirerek yeniden yazdı ve halkın takdirini kazandı. Hayatının büyük kısmını Rodos'ta geçirdiği için de Rodoslu lakabını aldı. Günümüze kadar gelen iki biyog­ rafisinden birine göre İskenderiye'ye geri döndü ve kentin kütüphanesinin yöneticisi oldu. 190-215 yılları arasında da burada öldü. Hayatındaki temel olay öğretmeni Kallimakhos ile yaşa­ dığı büyük tartışmadır. Dönemin tanınmış ozanı Kallimak­ hos (MÖ 300-240) İskenderiye Kütüphanesi'nin yönetici­ siydi, büyük saygınlığa sahipti ve yenilikçi şiir anlayışının temsilcisiydi. O dönemde epik şiir çağın edebi anlayışına uzaktı. Homeros takdir edilmekle birlikte estetik açıdan eleştiriliyordu. İskenderiyeli aydınlar geleneksel ve klişe sı­ fat kullanımını, uzun formları benimsemiyorlardı. F orm ve ölçüde mükemmeliyet arayışını, diksiyonda zarafeti, uzun ve tekrarlanan anlatımlardan kaçınmayı yüceltiyorlardı. Kallimakhos bir epigramında, " Büyük kitap büyük kötü­ lüktür, " der. İki ozanın edebi tarz tercihlerinin farklılığından kaynak­ lanan anlaşmazlık zamanla kişisel bir meseleye dönüştü. Bu tartışmaya göndermeler ikisinin de yazılarında görülebilir. Kallimakhos Apollonios'a "Apollon'a İlahi "sinde saldırır. Bazı epigramlarında ve iambik eseri "Ibis"te de aynısını yapar. Apollonios ise rakibi hakkında yazdığı epigramlar­ da ve Argonautika'da (III kitap, 930 -937) karşı saldırıya geçer. İskenderiye'den ayrılmasının nedeni büyük olasılıkla bu anlaşmazlık olmalı. Kente geri döndüğü iddiaları doğ­ ruysa, bunu da ancak Kallimakhos'un ölümünden sonra yapabildi. Rodoslu Apollonios çağının saygın bir dilbilimcisiydi. Homeros, Arkhilokhos, Hesiodos ve Kolophonlu Anti­ makhos'un eserleri hakkında açıklamalar ve yorumlar yaz­ dı. Bazı kentlerin kuruluş efsanelerini içeren manzum Ktise­ is, Kanopos hakkında üç şiir ve bazı epigramlar bilinen diğer vııı

Su11uş

eserleridir. Günümüze kadar gelemeyen bu eserleri çağdaşı başka yazarların atıflarından biliyoruz. Rodoslu Apollonios'un günümüze ulaşan tek eseri Ar­ gonautika dört kitaptan ve toplam 5.835 dizeden oluşur. Örnek aldığı İlyada ( 15.693) ve Odysseia'dan (12.110) daha kısadır. Aristoteles, Homeros'un eserlerinin uzun­ luğunu eleştirir ve bir drama yarışmasında "tek seferde topluca sahnelenen tragedyaların toplamına yakın bir uzunluğun" uygun olacağını belirtir (Poetika, 1459b 15) . Yarışmalarda bir günde ü ç tragedya ile bir satyrikon dra­ ma gösteriliyordu. Tragedyaların 1.200-1.500 dizeden oluştuğu göz önüne alınırsa, Apollodoros'un Aristoteles'in önerisine uyduğunu söyleyebiliriz. Ozan Homeros'un di­ lini ve tarzını taklit etmekle birlikte Hellenistik dönemin kelimelerini de kullanır. Kahramanlarının karakter tahlil­ lerine ve duygusal sahnelere ağırlık verir. Anlatımı yarıda keserek uzun açıklamalara girer. Bu yüzden kurgusunun zayıf olduğu eleştirilerine hedef olmuştur. Ancak duyguları ifade etmekte çok başarılıdır. Özellikle Medea ile İason'un aşklarını anlatırken antik edebiyatın en lirik, en duygusal dizelerini yazmıştır. Argonautika çağdaş aşk anlayışını dile getiren en eski tarihli şiirdir diyebiliriz. Rodoslu Apollonios, Kallimakhos'un da etkisiyle çağ­ daşları arasında pek takdir edilmedi. Ama ölümünden sonra Khares, Eirenaios ve Theon gibi Hellenistik dilbilimcilerin beğenisini kazandı. Klasik Yunan edebiyatını İskenderiye vasıtasıyla tanıyan Latinler de onu çok sevdi. Argonauti­ ka Varro Atacinus tarafından Latinceye çevrildi, Ovidius

ve Virgilius'a esin kaynağı oldu. Apollonios'un Medea'sı Vergilius'un Dido'sunun öncüsüdür ve Aeneas'taki tutkulu aşk sahneleri Argonautika'yı andırır. Valerius Flaccus da aynı adı taşıyan bir epik şiir yazdı. Çeviride destanın eski Yunanca aslı ( Hermann Frankel edisyonu, Oxford, 1961) kullanıldı. Yapılan çeviri çağdaş ıx

Argonautika

Yunanca (Theodoros Mavropoulos, Zitros Yayınları, 2005) Kaktos Filoloji ekibi, Kaktas Yayınları, 1999 Anastasi­ as D. Boltis, Kardamitsa Yayınları, 1988) ve İngilizce çevi­

-

rilerle (R. C. Seatan, 1912 karşılaştırıldı.

-

-

Edward P. Caleridge, 1889)

Ari Çakana İstanbul, 2018

x

EiE;E: