119 49 6MB
Turkish Pages 199 [200] Year 2022
•
IL . INALCIK .
......
MILLI MUCADELE TARIHI . .
.
�908-1923) Kronik
.
MtLLI MÜCADELE TARtHt (1908-1923)
HALIL lNALCIK
KRONIK KITAP: 331
KRONIK KITAP
Turkiye Tarihi Dizisi: 43
�akay1kh Sk. N°8, Levem
YAYIN YÕNETMENI
Telefon: (02 1 2) 243 13 23
Adem Koçal
YAYINA HAZIRLAYAN
Ali l�1k
DANl�MAN Selim Erdogan
EDITÕR
AhmctY�ar KAPAK TASARIMI
Kutan Ural
MIZANPAJ
lstanbul - 34330 - Türkiye Faks: (02 1 2) 243 13 28 [email protected]
Küúür Bakanlig. Yayinnhk Sertifika No: 49639
www.kronikkitap.com
O O • kronikkitap BASKI VE CILT
Optimum Bas1m
Tevfikbcy Mah. Dr. Ali Dcmir Cad. No: 5 1 / I
34295 K. Çekmece / lstanbul
Telcfon: (02 1 2) 463 71 25
Ktonik Kitap
Matbaa Sertifika No: 4 1 707
1. Bask1, Ekim 2022, lstanbul
Bu kitabm Turkiyc'dcki tüm yaym haklan Ktonik
ISBN
978 - 625 - 843 1 - 89-6
YAYIN H AKLARI
Yaymc1hk A.�.'yc aittir. Tanmm amac1yla yap1lacak Iasa almular d1�mda, hiçbir �kilde kopya edilemcz, çogalulamaz, yay1mlanamaz.
HALiL iNALCIK MiLLI MÜ CAD ELE TARiHi (1908-1923)
HAL i L 1NALC I K 1 9 1 6'da 1stanbul'da dogdu. Ankara Üniversitesi DTCF'nin ilk õgrenciler inden oldu. Yakmçag Bõlümü'nde doktoras1m tamamlad1ktan sonra, 1 9421 972 dõneminde aym fakültede õgretim üyesi oldu. 1 972'de Chicago Üniversitesi Tarih Bõlümü'ne Osmanh tarihi konusunda dersler vermek üzere davet edildi. 1 993'te Bilkent Üniversitesi'nden davet almcaya dek Chicago Üniversitesi'nde gõrevini sürdürdü. Bu y1llar içinde bõ!§ta Harvard olmak üzere birçok Amerikan üniversitesinde Osmanh tarihi seminerleri düzenledi. 1 973 'teki "1he Ottoman Empire - 1he Classical Age (1300-1600) (Osmanlz lmparatorlugu - Klasik Çag,
1300-1600)" kicabmdan bõ!§layar
ak uluslararas1 yaymevlerinde pek çok kitab1 yay1mland1. Türkiye, lngiliz,
Amerikan, Sirp ve Arnavutluk akademilerine üye seçildi. Yurtiçinde ve yurtdi§mda fahri doktora, õdül ve ni§anlar ald1. Aqivini bag1§lad1g1 Bilk ent Üniversitesi bünyesindeki Halil 1nalc1k Center for Ottoman Studies (Halil 1nalc1k Osmanh Çah§malari Merkezi) 2008 'de açilm1§t1r. 25 Tem muz 20 1 6 tarihinde 1 00 yõ!§mda vefat etmi§tir.
Ya.yinevimizd.eki Dijer Kitaplan
Osmanlúla Devlet, Hukuk ve Adâlet Osmanlz ve Avrupa - Osmanlz Devleti'nin Avrupa Tarihindeki Yeri Tanzimat ve Bulgar Meselesi Ímparatorluktan Cumhuriyete 1he Ottoman Empire and Europe Osmanlz Tarihinde Efianeler ve Gerçekler 1he Ottoman Empire-Sultan, Society and Economy Osmanlz Ímparatorlugu
/ 1. Cilt Top/um ve Ekonomi
Osmanlz lmparatorlugu / 2. Cilt Sultan ve Siyaset
Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar I
Osmanlz Hâkimiyetinde Ortadogu ve Balkanlar Atatürk ve Demokratik TUrkiye TUrklük, Müslümanlik ve Osmanlz Mirast Ktsa Osman/1 Tarihi / Osman/1 lmparatorlugu Tarihine KUjbak111
iÇ iNDEKi LER
YAYINEVININ TAKD!Ml
7
ÔNSÔZ
9
1 908 DEVR1M1'NDEN MONDROS MÜTAREKES1'NE
15
1. DÜNYA SAVA$1VE OSMANLI 1MPARATORLUGU
23
MUSTAFA KEMAL ANADOLU'DA
43
TÜRK1YE BÜYÜK M1LLET MECL1S1'N1N AÇILMASI: 23 N1SAN 1 920
63
SEVRANTLA$MASI ( lOAGUSTOS 1 920)
91
DÜZENL1 M1LLI ORDUNUN OLU$TURULMASI, 1. VE II. lNôNÜ ZAFERLER1, LONDRA KONFERANSI
97
SAKARYA MEYDAN MUHAREBES1 VE SONUÇLARI
111
SAKARYA'DAN SONRA BÜYÜK TAARRUZ
1 23
1TIIÂF DEVLETLER1'YLE MUDANYA ATE$KES1
1 29
LOZAN KONFERANSI VE ANTLA$MASI
1 33
1NKILÁPTAR1H1 DERSLER1 METN1NE 1LAVE
1 43
1NKILAPTAR1H1 DERSLER1NE 1LAVE ED1LEN BELGELER
145
DIZIN
1 87
5
YAYINEviNiN TAKDiMi
Milli Mücadele Tarihi (1908-1923), modem Türk tarihçiligi
nin õnemli simalanndan Halil inalc1k'm Milli Kurtulu§ Sav�1 ile ilgili ders notlanm bir araya getiriyor. Bu metinler inalc1k' m, 1 9 56- 1 972 y1llan arasmda Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler
Fakültesi'nde verdigi tüm õgrencilere zorunlu olan TUrk jnkzlâp Tarihi dersinin notlandtr. inalc1k' m bu derslerini takip ederi. pek çok õgrenci sonraki y1llarda Türkiye' nin siyasi, idari, iktisadi, mali ve dt§ politika alanlannda õnemli sorumluluklar üstlenmi§ ve tanmmt§ ki§iler olacakttr. ílk olarak, lnalc1k'm istegiyle 20 1 6 y1lmda Akademik Ders
Notlart ad1yla bas1lan bu eser Kronik Kitap bünyesinde ikiye ay nlarak ilki Kzsa Osmanlt Tarihi / Osmanlt jmparatorlugu Tarihine Kiqbakzp unvamyla yay1mlanmt§tl. Serinin ikinci kitab1 Milli Mücadele Tarihi ad1yla §imdi okuyucusuyla bulu§maktadtr. inktlâp tarihini bir bütün olarak kavrayabilmek için 1 908 y1lmdaki II. Me§rutiyet'in ilanmdan ha§lanmas1 gerektigini õne süren lnalc1k, ilk olarak 1 908- 1 9 1 8 arasmdaki belli b�h geli§ meleri ku§bakt§t bir perspektifle ele almaktadtr. Bu çerçevede imparatorlugu kurtarmak için Osmanhhk ve Türkçülük aktmla nnm geli§imini, ittihat ve Terakki'nin iktidar sürecini, 1. Dünya
Sava§t' ndaki geli§meleri ve sava§ bitiminde memleketin i§galine giden a§amalan irdelemektedir. 7
HA L I L I N A LC I K
lzmir'in i§gali ve sonrasmda Mustafa Kemal'in Anadolu'ya ge çi§i ile b�layan süreç Türk Kurtulu§ Sav�1'mn odagm1 olu§tur maktadir. Bu çerçevede 1nalc1k, millt iradenin hâkim olmas1 için Erzurum ve Sivas kongreleri ile b�layan mücadelenin 23 Nisan 1 920'de Ankaràda Türkiye Büyük Millet Meclisi' nin aç1h§1 ile ivme kazand1g1m ve sonrasmda Dogu, Güneydogu ve Bati Ana dolu'da Mustafa Kemal liderligindeki Türk ordusunun elde ettigi b�anlar sonrasmda saltanatm kaldmlmas1 ile neticelendigini orta ya koymaktadir. inonü Muharebeleri, Sakarya Muharebesi ve Bü yük Taarruz'dan b�anh bir netice elde eden Ankara Hükümeti' nin 24 Temmuz 1 923'de imzalanan Lozan Antl�mas1 ile siyasi olarak mevcudiyetini dünya kamuoyuna tescil ettirdigini gostermektedir. �imdiye kadar daha çok Osmanh tarihinin çe§itli alanlanna dair yetkin ve oncü çah§malanyla tamd1g1m1z inalcik Hoca' nm Milll Mücadele devrine dair bu ders notlan, 1 908- 1 923 y1llan arasmda milli iradenin hâkim ktlmmasmm �amlanm ve Musta fa Kemal Atatürk'ün bu a§amalardaki etkin liderliginin detayla nm ortaya koymaktadir. Yaymevi olarak Ínalcik'm bu eserini yay1mlarken, eserin ilgili yerlerinde imlâ düzenlemeleri ve referans standardizasyonu gibi k1smi degi§iklikler yaptik. Bu eserin yaymlanmas1 konusunda her türlü destegini bizden esirgemeyen Prof. Dr. Halil inalc1k' m çok degerli ktzlan Saym Günhan 1nalc1k Hammefendi'ye te§ekkürü bir borç biliyoruz. Kronik Kitap
8
ÔNSÔZ
1 93 5 y1lmda Bahkesir Necatibey Muallim Mektebi'nden mezun oldum. O yaz TBMM üyesi Prof. Sadri Maksudi Arsal bana §U haberi verdi: Atatürk'ün emriyle õzellikle Anadolu ve eski Türk uygarhgm1 ar�uracak Díl ve Taríh-Cografya adi altmda yeni bir fakülte kurulmu§, Atànm yakm1 eski õgretmenlerden Afet (inan) Hamm bu fakültenin imtihanlarma liseler gibi 6 y1l õgre nim gõren muallim mektebi mezunlannm da kat1lmasm1 kabul ettirmi§. " Fakülte'ye 40 yat1h õgrenci almacak, bu imtihan için haz1rlan," dedi. Türk Tarih Kurumu tarafmdan yaymlamp mek teplerde okutulmak üzere Atatürk'ün gõzden geçirdigi 4 ciltlik tarih kitaplanm yeni b�tan okuyup imtihana iyi haz1rland1m. Ankara ve istanbul'da imtihana yüzlerce ki§i girdi. Ímtiham ka zananlar arasmda idim. Sonralan imtihan kâg1tlanm okuyup not veren komiteden rahmetli Faik Re§it Unat bana imtiham birinci likle kazand1g1m1 sõyledi. Fakülte binas1 olarak Vak1flar Binas1 aynlm1§, yeni fakülte sm1flar ve seminer kitaplanyla düzenlenmi§ti. O zaman Hitler rejiminden kaçan birçok tanmml§ Alman profesõr çe§itli disip linlerde fakülteye õgretim üyesi atanml§tl. Eski Anadolu ve Me zopotamya medeniyetlerine, Sümerce, H ititce, Latince gibi eski diller ile beraber arkeoloji ve antropoloji bõlümlerine õncelik ve rildigi aç1kça gõzlenmekte idi. Sümeroloj i Kürsüsü'ne bu alanm tamnml§ otoritesi Prof. Benno Landsberger, Hitit Kürsüsü'ne 9
HA L I L I N A LC I K
Hans Güterbock, Arkeoloji Kürsüsü'ne ilkin Arkeolog R . Oguz Ar1k, Prof. Kurt Bittel, sonralan yurda dõnen Arkeolog-tarihçi Dr. Ekrem Akurgal getirildi. Fakültenin temel õgretim ve ara§tirma hedefi Anadolu Hitit (o zaman õnerilen ad1yla Eti) medeniyetini o zaman h1z verilen arkeoloji ve dil alanlanna derinligine ara§tirmak, Mezopotamya medeniyeti ile baglant1sm1 çivi yaz1h belgelerden ortaya ç1kar mak, yaym yapmakti. Ata'nm Anadolu'da milli Türk devletinin kurulma ideoloj isi çerçevesinde belli bir tarih tezi vard1 ve bunu bilimsel temelle re oturtma ihtiyacm1 hissediyordu. Türk halkmm antropolojik ve kültürel kaynaklan üzerinde duruyor, yüksek bir medeniyet temsilcisi olarak Orta-Asya Türklerinin gõçünü esas almakla be raber Anadolu'da ilk büyük devletin kurucusu Hititleri benim siyor, arkeoloj i, antropoloj i ve filoloji metodlanna ba§vurmak geregini anhyordu. Onun gõzetimi alnnda DTC Fakültesi'nin çali§malan bu konulara odaklanmal1 idi. Bununla beraber ilme ve bilim adamlanna sayglSl dolay1s1yla yeni kurulan fakültenin çali§malanna kesinlikle müdahale etmemi§ sadece zaman zaman ziyarette bulunup ara§tirmalan te§vik etmekle yetinmi§, ilgili ko nular üzerinde kongreler düzenlenmesine õncü olmu§, kongre çah§malanm izlemi§tir. O, Anadolu'ya Orta Asyàdan kitle halinde Türk gõçlerine ve bin y1lhk Türk devlet gelenegine inamyordu. 1909-1919 II. Me§ rutiyet dõneminde yaygm yeni ideolojiler ortaya ç1km1§tl. Musta fa Kemal'in genç bir kurmay subay1 ve sonra komutan olarak ya §ad1g1 y1llarda bu ideolojiler zihninde yer etmi§, Anadolu'da milli iradeye dayanan milli modem bir Türk devleti ideolojisini (Türk çülük) o zaman benimsemi§ bulunuyordu. Bag1ms1zhk sava§l onun õncülügüyle ba§anya ula§mca Türk halki yanmda kurtanc1 Halâ.skâr Gâzi s1fanyla bu ideoloj iyi gerçekle§tirme yoluna girdi. Bu ideoloj inin dü§ünce temeli Orta-Asya Türklügü ve onun yüksek medeniyeti inanc1 idi. Bõylece Gâzi, en eski devirlerden 10
M I L L I M Ü CAD E L E TAR I H I ( 1 9 0 8-19 2 3 )
ba§layarak Orta-Asyàda Türk tarihinin en eski kaynaklara gõre incelenmesini birinci derecede õnemli saymakta idi. Türk tarihinin en eski kaynaklan Çin vekâyinameleridir. Atànm fakültesinde Sinoloj i Kürsüsü kuruldu ve ha§hca tanm mt§ Sinolog-Türkolog Annemarie von Gabain getirildi (sonrala n Wolfram Eberhard gelecektir) . Ata'nm Osmanhlara olumsuz bakt§l bilinmekle beraber fakülte õgretim plamnda Selçuklu ve Osmanh lmparatorlugu tarihleri gõz ardi edilemezdi. Orta-Asya Türk Tarihi için �emseddin Günaltay, O rtaçag için Fuad Kõp rülü, Yeniçag için Muzaffer Gõker (sonralan E. Z. Karal) kürsü leri kuruldu. Ben fakültede õgrencilige ha§lad1g1mda Sadri Bey Sinoloji'ye girmemi tavsiye etti. Ben Yeniçaglar Kürsüsü'nde Osmanh Tarihi alanm1 seçtim. Bu seçi§te õnceliklerim §U idi: Osmanh Oevleti'nin genel tarihinin Ban'da J . Von Hammer ( 1 0 cilt) , W. Zinkeisen (7 cilt) ve N . Jorga ( 5 cilt) tarafmdan daha ziyade bir siyaset ve sava§lar tarihi olarak yaz1ld1g1, kurumlar ve hukuk medeniyet tarihinin yazilmad1g1, zengin Osmanh ar§iv lerinin hakk1yla kullamlmad1g1 inanc1 idi. Bu konularda ar§iv belgelerini kullanan tarihçilerin ba§mda rahmetli Ahmed Reflk ve i. H . Uzunçar§th gelir. II. Dünya Sava§I akabinde toplum ve kitleleri ilgilendiren sosyal-ekonomik sorunlan tarihin temei ara§ttrma konusu olarak ele alan yeni tarihçiligi izlemek geregi ortada idi. Tüm akademik hayat1mda bu dogrultuda çalt§maya karar verdim ve bu hedeften §a§mad1m. Osmanh devlet sistemi, devlet kanunlan, bürokratik sistem yamnda ekonomik-sosyal hayat, kültür ve medeniyet konulan daima ara§ttrma alanlanm1 olu§turdu. 1 940- 1 942'de doktora tezim Tanzimat ve Bulgar Meselesi, Rumeli isyanlanmn toplum içinde sosyal çat1§manm sonucu oldugu inanc1yla yaz1ld1; eski miri toprak idaresinin ortadan kalkmas1 üzerine yerli Osmanh aga s1fat1yla Bulgar kõylüsü arasmda toprak sahipligi, toprak ver gileri ve angaryalar konusunda çatl§ma üzerine odakland1 ve iki 11
H A L I L I NA LC I K
rakip büyük devletin Avusturya ve Rusyànm yayilma siyasetle rinde bu durumu nas1l istismar ettiklerini gõstermek oldu. DTCF'deki gõrevlerim yanmda 1 956'da Siyasal Bilgiler Fa kültesi' nde ldari Tarih Bõlümü'nde ders vermem için bir davet ald1m. O tarihten 1 972'ye kadar SBF'de lnktlâp Tarihi dersleri verdim. Burada yaymlanan kts1m o zaman õgrencilerime verdi gim ders notlandu. ldari Te§kilât Tarihi derslerime Vecdi Gõnül, tlber Ortayh, ismail Be§ikçi ve bugün vali, kaymakam, büyükelçi olan birçok tamnmt§ ki§iler i§tirak etmi§tir. Halil inalctk
12
MiLLI MÜCADELE TARiHi (1908-1923)
1908 DEVRiMi'NDEN MOND RO S MÜTAREKES1'NE
inkzlâp tarihimizi bir bütün olarak kavramak için 1 908 Dev rimi' nden ba§lamak en dogru yoldur. Esas konumuz 1 9 1 8 Mondros Mütarekesi'nden son ink1lâba kadar geldiginden, 1 908- 1 9 1 8 devresindeki belli ba§h geli§melere ancak ku§bak1§1 yapmakla yetinecegiz. II. Abdülhamid ( 1 8 76- 1 909) ilk Osmanh Anayasas1'm 1 876'da ilânmdan kisa bir zaman sonra yürürlükten kaldlfml§ ve ilk Mebuslar Medisi'ni dag1tm1§, ilk Me§rutiyet rejiminin ba§hca kurucusu olan Mithat Pa§ày1 mahkum etmi§ti. Abdülhamid'in mutlakiyetçi ve müstebit idaresine kar§l yabanc1 memlekedere kaçm1§ olan hürriyetçi aydmlar uzun bir mücadeleye girmi§lerdi. Bunlar 1 895- 1 898'te ihtilâlci Íttihad ve Terakki Cem iyeti'ni (Bir lik ve ilerleme Cemiyeti) kurdular. Bu cemiyet, Türkiye'de aydm ve ileri gõrü§lü, vatansever subaylar ile ili§ki kurarak ihtilâl ha z1rhklanm geni§lettiler. Íçerideki ba§hca faaliyet merkezlerinden biri Selânik idi. Aym §ehirde dogmu§ olan genç Mustafa Kemal de bu hürriyet faaliyederi ile ilgilendi. 1 907'den sonra Osmanh Devleti'nin durumu birdenbire çok kõtü, tehlikeli bir hale gelin ce bu yurtseverler harekete geçmeye karar verdiler; zira 1 903'ten beri Makedonyàda Bulgar, Yunan, Slrp çetelerinin faaliyeti faz las1yla geni§lemi§, büyük devletler bu vilayete õzerklik verilmesi için baskiy1 arurml§ ve nihayet Íngiltere ile Rusya hükümdarlan Reval'de, 1 907'de bulu§arak Türkiye aleyhinde yeni bir anla§maya 15
H A L I L I N A LC I K
varm1§lard1. O zaman Osmanh Devleti, Arnavuduk, Makedonya, Bati ve Dogu Trakya ile Ege Denizi Adalan'm, bugünkü Suriye, lrak, M1sir ve Arabistan' i s1mrlan içinde bulunduruyor, Bulgaris tan, Bosna-Hersek, Mmr, K.tbns üzerinde padi§ahm yüksek ege menlik haklan tammyordu. Bu sonuncular, gerçekte ya bag1ms1z prenslikler veya yabanc1 i§gali altmdayd1lar. O zamanki Türki ye' nin en õnemli parçalarmdan birini olu§turan ve yüz binlerce Müslüman Türk'ü içine alan Rumeli vilayederinin kaybolmas1 tehlikesi b� gõsterince bütün yurtseverler memleketin kurtulu§U için kesin harekete geçme zamanmm geldigini gõrdüler. Íttihad ve Terakki Cemiyeti ile ili§kisi olan Makedonya ordusuna bagh baz1 subaylar, b�ta Niyazi Bey ve Enver Bey (sonra P�a) olmak üzere, isyan bayragm1 kaldtrd1lar. Ordunun emirlere uymamas1 üzerine padi§ah sonunda b� egmeye ve Kanun-i Esasíyi (Anayasa) tekrar yürürlüge koydugunu ilân etmeye mecburiyet duydu. 23 Temmuz 1 908'de li. Me§rutiyet ilân olundu. Padi§ah smm1z otoritesinin, anayasa ile s1mrlandmlmasma ve memleket idaresini milletvekille rinin kontrolü aluna koymaya raz1 oluyordu. Bu degi§iklik bütün memlekette hürriyetin ve birligin ilân1 olarak kar§danmt§, gelecege kar§l büyük bir ümit uyandtrmt§, fikir ve siyaset hayat1 hürriyete kaVU§tugundan e§i gõrülmemi§ bir yaym faaliyeti, memleketin ge lecegi üzerinde fikir tartl§malan alabildigine geli§mi§tir. Ímparatorlugu kurtarmak için Osmanlzlzk denilen fikir ba§ lang1çta en hâkim gõrܧtÜ. Anayasàda, din ve milliyet farki gõze tilmeden padi§ahm bütün uyruguna kanun õnünde e§idik tam myordu. ͧte, kanun güvencesi ve e§itlik sayesinde imparatorlugu olu§turan çe§idi millederin; Türk, Arnavut, Rum, Bulgar, Arap, Osmanh adi alunda birligi koruyacaklarma ve Osmanlzlzk için çalt§arak ilerlemeyi saglayacaklarma, bõylece hem bu millederin hem de imparatorlugun geli§ecegine inamhyordu. i§te bu Os manlzlzk ideali, Íttihad ve Terakki mensuplarmm o zaman bag land1klan siyasetiydi. Bunun yanmda yine Anayasa'da "devletin dini, islâm dinidir" deniyor ve padi§ahm, bütün Müslümanlarm 16
M I L L I M Ü CAD E L E TAR I H I (19 0 8- 1 9 2 3 )
halifesi oldugu aynca belirtiliyordu. Padi§ah ve siyaset adamlan devletin içeride Müslüman kavimler arasmda birligini, di§anda nüfuzunu saglayacak bir esas olarak islâmiyet'i devletin siyasi ya p1smm temeli saymakta tereddüt etmiyorlard1. Bununla beraber lslâmctlar arasmda gelenege s1kt s1ktya bagh, tutucu çogunlukla islâmiyet'i modem gereklere uydurmak isteyen aydm bir grup vard1. Üçüncü kuvvetli aktm 1Urkçülük idi. 1Urkçülük ba§lang1ç ta Osmanh siyasetinde yer almad1. Osmanltltk ve lslâmctltk impa ratorlugun ya§amas1 için zorunlu esaslar say1ld1gmdan Türkçülük bu devrede kültür faaliyetlerinde kendini gõsterdi. Oysaki im paracorluga bagh kavimler arasmda milliyetçilik bir asirdan beri kuvvetle kendini gõstermi§ bulunuyor ve Osmanh hâkimiyetine kar§l bag1ms1zhk mücadelelerinin ruhunu olu§turuyordu. Baz1 Osmanh aydmlan arasmda da huna bir tepki olarak ve Avrupa kültürünün etkisiyle Türkçülük bilinci daha 1 9 . yüzy1l ortalarm da uyanm1§ olmakla beraber, yay1lmam1§ ve siyasette bir nüfuz elde edememi§ti. Çünkü milliyet prensibi, imparatorluk birligi için en zararh aktm say1hyordu. Türkiye'de 1Urkçülük bilincini temsil eden bir grup da, Rusya idaresindeki Türk ellerinden, Azerbaycan, Kazan ve Kmm'dan kaç1p gelmi§ Türklerdi. Bunlar, Rus hâkimiyetine kar§l milliyet flkrine baglanml§ ve Türkçülügü geli§tirmi§lerdi. Osmanh Devleti'nde 1Urkçülük ilk olarak Türk dili ve tarihi üzerinde kültür faaliyetleri §eklinde kendini gõster di ve bu faaliyetler 1Urkçülük benligini ve bilincini derinle§tirdi. Bununla beraber 1 908 inktlâb1'yla iktidara gelen Íttihad ve Te rakki üyelerinin birçogu aslmda bu aktmm kuvvetli etkisi alunda olup samimi dü§Ünceleri imparacorlugun Türkler için muhafaza edilmesini, Türklügün kuvvetlenmesini isteyen vatanseverlerdi. Hristiyan unsurlan imparacorluga baglamak için Osmanltltk na s1l siyasi bir esas say1hyorsa, lslâmctlik da Arnavut ve Araplan tutmak için zorunlu say1hyordu. 1. Dünya Sava§l sonunda da bu unsurlar devlete kar§l dü§manlarla bir olduklan zaman 1Urkçü lük siyasi faaliyete esas te§kil edecektir. 17
H A L I L I NA LC I K
i§te, 1 908 inktlâb1'm yapan ittihad ve Terakki Cemiyeti'ne ve sonra onun siyasi liderlerine hâkim olan amaç ve dü§ünceler bundan ibarettir. O zaman orduda genç bir subay olan Musta fa Kemal (Atatürk) bu atmosfer içinde yeti§ti. Bununla beraber hiçbir zaman Íttihad ve Terakki' nin faal bir üyesi olmad1. 1 908 lnktlâb1'ndan õnce Abdülhamid'in istibdad idaresini devirmek için gizli cemiyetlere girdi ve hatta ittihad ve Terakki Cemiyeti'yle temasa geçtiyse de, sonra bu cemiyetin faaliyetlerini ele§tirmeye b�lad1 ve liderlerine, õzellikle Enver Pa§àya, cephe ald1. II. Mctrutiyet Devri
Arahk 1 908'de genel seçimler yap1ld1. Mebusân Meclis'i ve Âyân Meclisi'nden olu§IDU§ Osmanh Parlamentosu aç1ld1. Me§rutiyet devri esas amaçlannda ba§an kazanamamI§ ve imparatorlugun tamam1yla tasfiyesine yol açmt§ttr. Me§rutiyet'in amaçlarmdan ba§hcas1, yukanda ͧaret ettigimiz gibi, imparatorlugun birligini ve devamm1 saglamaku. Oysaki daha genel seçimler yap1lmadan Avusturya-Macaristan Devleti 1 878'den ·beri i§gal altmda bu lunan Bosna ve Hersek vilayetlerini kesin olarak ilhâk ettigini duyurdu. Aym zamanda Osmanh padi§ahtna tâbi olan Bulga ristan prensi tam bag1ms1zhgm1 ve çarhgm1 ilân etti. Arkasmdan õzerk bir idareye sahip olan Girit Adas1, Yunanistan ile birle§ti gini bildirdi. 1 9 1 1 'de italyanlar Trablusgarb' 1 i§gal ettiler ve yeni hükümet italyanlara kar§t sav�a girdi. Buralar, Osmanh impa ratorlugu' na ismen bagh yerlerdi. Fakat çok geçmeden Balkanh devletler, yani Yunanistan, Subistan ve Bulgaristan, Rusyà mn te§vikiyle Osmanltlar aleyhine Balkan ittifakm1 yapt1lar ve Os manh ordulanna kar§t ezici bir zafer kazanarak ( 1 9 1 2) Rume li'deki bütün Osmanlt topraklanm zapt ettiler. Bu arada Edirne de kaybedilmi§ti. Fakat Balkan devletleri zapt edilen topraklan aralarmda bõlü§emedikleri için birbirine kar§t sav�a tutu§tular, bundan faydalanan Osmanlt kuvvetleri Edirne'yi geri almaya ve �agi yukan bugünkü Trakya sm1rlanm1z1 tespite ul�mt§ oldular. 18
M I LLI M Ü CAD E L E TAR I H I (1908-1923)
Balkan Sava§lan, yeni rejimin tüm zaaflanm ortaya ç1kard1g1 gi bi büyük Avrupa devletleri arasmda imparatorlugun art1k son saatlerinin geldigi inancm1 uyandtrd1. Bu devletler, Anadolu ve Arap devletlerini aralarmda nüfuz bõlgelerine ay1rmak için kesin antla§malar yapmaya ba§lad1lar. Tren yolu imtiyazlar1 ve iktisa di faaliyet bõlgeleri elde eden ingiltere, Fransa, Almanya, italya, Avusturya, Macaristan, Rusya birbirleriyle yapt1klar1 antla§ma larla kendi paylanm õnceden belirlemeye dikkat ettiler ve õzen gõsterdiler. Balkan Sava§lan' ndaki ba§arlSlzhgm ba§hca sebebi iç politikadaki iktidar kavgalan olarak gõsterilmi§tir. A§ag1da bu mesele hakkmda biraz ayrmt1 verecegiz. 1 908 inktlâb1'ndan dokuz ay sonra inktlâba kar§I istanbul'da kt§lalardaki baz1 askeri birlikler mürteciler ile birle§erek bir kar§I ihtilâl yapttlar, me§rutiyet idaresinin dine ayktn oldugunu iddia ediyorlar, §eriatt ve halifenin mutlak hâkimiyetini geri getirmek istiyorlard1. Birçok aydm asiler tarafindan õldürüldü ve bu isyan ancak Rumeli ordusunun istanbul üzerine yürüyerek duruma hâ kim olmas1yla ortadan kaldmlabildi. ittihatç1lar baz1 partileri ka patttlar ve hürriyeti ktsttlar. li. Abdülhamid, isyan hareketinden sorumlu tutularak tahtt buakmaya mecbur edildi. Onun yerine V. Mehmed Re§ad padi§ah yap1ld1. Íttihad ve Terakki Cemiyeti'nin Selânik §Ubesi, bunlarm arasmda Enver ve Talat pa§alar da vard1, iktidan flilen ellerinde toplamaya çalt§ttlar. Mesela, diger ittihatç1lara Paris'te me§rutiyet için y1llarca çalt§mI§ ki§ilere, mevki vermek istemediler. ittihatç1lann Selânik'teki merkezi, hükümetleri iste digi gibi kurduruyor, begenmedigi vekillere i§ten el çektiriyordu. Yani õzetle memlekette ne padi§ah ne de mebuslar medise hâkim di. Gizli bir cemiyet, memleketi idare ediyordu. Bununla beraber ittihatç1lar mediste çogunlukta idiler. Fiilen otorite Selânik'teki gizli merkezin elinde bulunuyordu. /ttihad ve Terakki Cemiyeti'nin bu tutumu mediste birçok kimsenin muhalif bir cephe kurmas1na yol açtt. Diger taraftan ittihatçtlann merkeziyetçi politikasm1 begenmeyen azmhk mebuslan ile baz1 milli haklar pe§inde olan 19
H A L I L I N A LC I K
Arnavutlar, Araplar ve Rumlar mediste bu muhalif gruba kattld1lar. Bõylece ittihatç1lara kar§t bir Hürriyet ve ÍtilâfFzrkasz kuruldu ve baz1 ara seçimlerde de kazand1. Balkan Sav�1' nda Íttihatçtlarm b�ans1zhg1 üzerine bu parti iktidan da ele geçirmede b�anh oldu ( 1 9 1 2) . Memleket o esnada çok buhranh bir durumdayd1. Balkan Sav�1 kaybedilmi§, Edirne ve Trakya Bulgarlarm eline dü§mܧtÜ. Edirne'yi kurtarmak azmiyle ittihatç1lar hükümet darbesi yaptt lar. Bâb-i Âli'yi basan Íttihatç1 liderler, Enver ve Talat, Harbiye Nazm Naz1m P�ày1 õldürdüler ve kabineyi istifaya zorladtlar. Bu tarihten sonra htihatç1lar, tek parti halinde kendi dikta idarelerini kurdular. Demokratik bir rejim yerine terõr idaresi geldi. �unu kabul etmek laz1md1r ki, inktlâbm amaçlanm tahrib eden bu ida re esas itibariyle normal olmayan §artlann bir sonucudur. Trab lus ve Balkan sava§lan, imparatorlugu peri§an bir hale getirmi§ti. 3 1 Mart irtica ayaklanmasmdan sonra Hürriyet ve Ítilâf, rakipleri gibi suikast, gizli cemiyet õrgütlenmesi gibi korkutma, y1ld1rma yõntemleriyle çalt§maktayd1. Bâb-i Âli basktnmdan sonra htihat çtlarm kahramam Mahmud �evket P�a, hükümeti kurmu§ fa kat ktsa bir zaman sonra bir suikasta kurban gitmi§ti. Bundan bir ytl sonra Dünya Sav�1'na Türkiye'nin girmesinde de ittihatç1lar sorumlu tutulmu§tur. Muhalifler, memleketi bu sav�m darbele rinden kurtarmak için tarafs1zhk politikas1 yürütmenin mümkün olacagm1 sõyleyeceklerdir. Genel sav�m devammda b�kuman dan vekili ve harbiye nazm olarak Enver, sadrazam olarak Talat P�a, memleketin kaderini ellerinde tutacaklardtr. Mustafa Kemal muhalifler arasmdayd1. Onlar ordunun siyasete alet edilmesine, Enver'in diktatõrlügüne, Almanlara memleketin bag1ms1zhgm1 ortadan kalduacak §ekilde fazia yetkiler tamnmasma aç1kça iti raz ediyorlardt. Çanakkale'deki büyük zaferinden sonra Mustafa Kemal'in nüfuzu artmt§, ittihatç1lara muhalif olanlar ona ümit baglamaya b�lam1§lard1. Bununla beraber, Mustafa Kemal, pren siplerine sad1k, yalmz bir asker olarak vatana hizmet etmeye çalt§ makta, faal politikaya kan§mamaktayd1. 20
M I L LI M Ü CAD E L E TAR I H I (1908-1923)
Íttihatç1lar, ileride gerçekle§ecek büyük olaylann haz1rlan masmda, õzellikle Türk milliyetçiliginin geli§mesinde büyük rol oynadilar. Balkan Sav�1· nm bu müthi§ yenilgisinin etkisi altmda memlekette milll bir uyam§ kendini gõstermi§, Türk ocaklan ve Türkçülerin faaliyetleri geni§lemi§, Türkçülük devletin siyasetinde egemen olmaya b�lamt§tlr. Íttihatç1lar bu faaliyetleri var kuvvet leriyle desteklediler. Esasen Balkan Sav�1'ndan sonra, Arnavudar ayn bir devlet halinde aynlmi§lar, Yemen isyamm Arap memle kederinde b�ka direni§ler takip etmi§, imparatorluk idarecileri Türklüge dayanmaktan ba§ka çare kalmad1gm1 anlam1§lard1. Bu devrin yaymlanm inceleyenler, bu kuvvetli milliyet cereyanmm ne derece güç kazand1gm1 gõrürler. Denebilir ki, 1 9 1 9'dan sonra kendini gõsteren milli ayaklanma ve milli hâkimiyetin temelleri bu devirde aulmt§tlr. ittihad ve Terakki Cemiyeti, memleketin her tarafmda mey dana getirdigi §Ubeleri ile de, gelecek için milliyetçi bir kadro ve te§kilât haz1rlaml§tlr. Ôzetle, saltanaun ve imparatorlugun ortadan kalkmas1 ve milli devletin kurulu§u olaylan, ittihatç1lar idaresindeki II. Me§rutiyet devri anl�1lmadan izah edilemez.
21
1. D ÜNYA SAVA�I VE OSMANLI
iMPARATORLUGU
ittihatç1lar ba§lang1çta, Bati devletlerinin sempatisine ve yard1mma güveniyorlard1. Fakat gõrdüler ki, Avrupa yüksek politi kas1 imparatorlugu parçalamakta kararhdu ve bunun için kendi aralannda bõlme antla§malan yapmaktadu. Hatta Türkiye'nin kalkmmas1 için ilk §art olan kapitülasyonlann kaldmlmasm1 tartl§maya dahi yana§mamaktad1rlar. O zaman bu ç1kmazdan kurtulmak için Abdülhamid gibi onlar da Almanya ile s1k1 bir ͧ birligi yapmaktan ba§ka çare gõrememi§tir. Almanlar, 1 9 1 3 'te Türk hükümetinin daveti Üzerine Liman von Sanders'1 bir askeri heyet ile Türk ordusunu yeniden düzenlemek üzere istanbul' a gõnderdiler. Saraybosna cinayeti üzerine dünya sava§ma gõtüren uluslararas1 buhran patlak verdigi zaman Enver Pa§a, Almanlar ile gizli bir ittifak antla§mas1 imzaladi. Türk sularma s1gman ve Türk hükümeti tarafmdan satm alman Goeben ve Breslai kru vazõrlerinin Karadeniz'de Rus limanlanm bombalamas1 üzerine Türkiye'nin sava§a girmesi bir oldubitti halini aldi. Burada, 1. Dünya Sava§1'n1 anlatacak degiliz ancak konumuz bakimmdan õnemli olan geli§melere temas edecegiz, bunlar da Çanakkale Zaferi, Sankamt§ Felâketi, Ermeni Tehciri, Türkiye' nin payla§ilmas1 için mütteflkler arasmdaki antla§malar, Yunanis tan'm siyaseti ve istanbul, izmir üzerindeki ihtiraslan, ingilizlerin Arap memleketlerini tamam1yla elde etmeleri, Rusya'da Bol§evik ihtilâli ve Türkiye için sonuçlan, Wilson Prensipleri'nin ülkede 23
H A L I L I NA LC I K
uyandud1g1 derin yanktdtr. lngilizler, Bogazlar'1 ve lstanbul'u zapt etmek için Çanakkale'ye donanmalanm sokarlar fakat Türk topçusu õnünde agtr kay1plar vererek çekilirler. Arkasmdan, 25 Nisan 1 9 1 5 'te Gelibolu Yanmadas1'na bir kuvvet ç1kanrlar. Mus tafa Kemal'in dâhiyâne idaresi ve Türk askerinin azim ve daya mkhhg1 kar§tsmda bu kuvvet, arahks1z olarak takviye edilmekle beraber (dü§man kuvvetlerinin toplam say1s1 400 bini �mt§tlr) ilerleyememi§ ve sahile m1hlanmt§ kalmt§tlr. 6 Agustos'ta Suv làya ç1kanlan bir ordu da Mustafa Kemal'in ani basktm ve kar§t koymas1 neticesinde b�ans1zhkla sonuçlamnca lngilizler yanma day1 bo§altmaya karar verdiler (8 Ocak 1 9 1 6) . istanbul kurtul mu�tu. Mustafa Kemal, Türk milletinin derin �ükranm1 kazan mt§ ve milli kahraman olarak kutlanmt§tl. Alman Kayseri õzel bir adamm1 gõndererek Mustafa Kemal'i tebrik etti. Bu zafer, Türklere 250 bin ki§inin kaybma mâl olmu�tur. Dü§manm kayb1 da bir o kadardtr. Hiçbir imparatorluk, çõkü�ü anmda bu kadar parlak bir zaferle batmam1�ur. Bunun ileriki olaylar bak1mmdan en õnemli sonuçlanndan biri , Türk milletine güven ve Mustafa Kemal gibi bir kahraman vermesidir. Siyasi sonuçlanm bir Ame rikal1 yazar olan H. Howard �õyle õzetler: "Seferin ba�ans1zhg1 Bulgaristan'1 mütteflklere kapurd1, Ítilaf Devletleri'nin Dogu'da ki prestijini dü§ürdü, muhtemelen sava§t iki y1l uzam ve 1 9 1 7 Rus felaketini h1zlanduan b�hca sebeplerden biri oldu." Bununla beraber, ingilizler, Çanakkale seferine karar verin ce, Bogazlar ve lstanbul meselesi mütteflkler arasmda birtaktm pazarhklara yol açu ve istanbul'un, Türkiye'nin gelecegine dair birtaktm antl�malar yap1ld1. ilk antla§ma, lstanbul Antla�ma s1 (The Constantinople Agreement) adi altmda siyasi literatüre geçmi�tir. lstanbul ve Bogazlar' m gelecegi sorusu meydana ç1ktn ca, Rusya buralar üzerinde eski emel ve ihtiraslarm1 ortaya am. 3 Mart 19 1 5'te, yani Çanakkale'ye ingiliz taarruzundan on be� gün õnce b�layan 1ngiliz-Frans1z-Rus gõrü§meleri 1 0 Nisan'da neticelendi . Antl�maya gõre, sav� sonunda Rusya istanbul ile 24
M I L L I M Ü CAD E L E TAR I H I (1908-1923)
beraber Trakyàda Enez-Midye hatu ve Anadolu'da Sakarya ge risindeki araziyi alacaku. Fransa ve Íngiltere o zaman sav� zo runluluklannm basklSl altmda bunu kabul etmi§lerdi. Buna kar§ilik onlar da kendi isteklerini Rusyàya onaylatt1lar. Íngiltere, Arabistan ve iran' i nüfuz bõlgelerine ay1rd1. Fransa ise Suriye ve Çukurovày1 (Klikya) alacakt1. Megalo idea hayalleri içinde olan Yunanhlar, istanbul'u almak, Bizans'1 ihya etmek emelleri besli yorlard1. Fakat o zaman Yunanistan'da Kral Konstantin ile B� vekil Giridi Venizelos arasmda takip edilecek siyaset konusunda tam bir aykmhk vard1. Almanlara sempati duyan Kral yans1zhg1 korumak azmindeydi, Venizelos ise Bauh mütteflkler yanmda Yunanistan' i bir an õnce sav�a sokmak ve Türkiye aleyhinde vaader koparmak karanndayd1. B�lang1çta, istanbul üzerinde mütteflkler arasmda konu§malar ba§lad1g1 zaman Venizelos, Ís tanbul üzerinde Yunan isteklerini ortaya attl. Mütteflkler bunu Rusyàya pe§ke§ çekiyorlard1, Yunanistan'1 sav�a sokmak mütte flklerin Balkanlar'daki durumunu fazlas1yla güçlendireceginden, Yunanhlara bir kar§ihk olarak Ízmir ve yõresini vaat ettiler. Fakat Kral sav�a girmeyi red edip, Venizelos'u istifaya zorlaymca bu vaaderi geri ald1lar. Ardmdan, Venizelos 1 9 1 7 Haziran aymda Kral Konstantin'i dü§ürüp mütteflkler yanmda Yunanistan'1 sa v�a sokuncaya kadar, ikisi arasmda mücadele devam etti. 1 9 1 5 yazmda mütteflkler Selânik' e bir ordu ç1karm1§lar ve buradan Ve nizelos'un da yard1m1yla Yunanistan'1 sav�a sokmak için sürekli olarak bask1 yapm1§lard1; 1 9 1 7 yazmda Yunanistan nihayet sava §ª karar verdigi zaman Ízmir, italyàya vaat edilmi§ bulunuyordu. 1 9 1 6'da Fransa ve Íngiltere Sykes-Picot Anda§mas1 denilen bir anda§ma ile Arap memlekederi üzerinde nüfuz bõlgelerini daha kesin bir §ekilde tespit etmi§ler ve Araplan Osmanh Dev leti aleyhine ayaklandirmak için sava§tan sonra Arap devletlerin den olu§mU§ bir federasyon kurulacag1 vaadinde bulunmu§lard1; halya da Osmanh ganimederinden kendisi için bir pay istemekte israr ettiginden, nihayet ona Saint-jean de Maurienne'de yap1lan 25
H A L I L I NA LC I K
bir antla§ma ile ( 1 9 Nisan 1 9 1 6) Antalya bõlgesi ile izmir'i ve iç bõlgesini buakmaya raz1 olmU§lard1. Sonradan, izmir ve bõlgesi tekrar Yunanhlara verilince italya itirazlarda bulunacak ve Türk ba g1ms1zhk sava§mda Yunanhlar ve ingilizler aleyhinde bir tavu taki nacakttr. Mütteflkler, italya ile vard1klar1 anla§manm kesinle§mesi için Rusyànm onaym1 §art ko§mu§lard1. Hâlbuki Rusyàda ihtilâl ç1kip nihayet Bol§evikler iktidara sahip olunca bütün gizli taksim antla§malanm red ettiler ve dünya karnuoyuna aç1klad1lar. Tabii, italya ile mütteflkler arasmda yap1lm1§ olan antla§ma da onaylan madan kald1. Sonradan mütteflkler bunu ileri sürerek ltalyàya izmir'i vermek istemediler ve yalmz Antalya bõlgesini buaknlar. Aslmda, ingiltere sava§ sonunda istanbul ve Bogazlar' a yerle§ince bu bõlgeye yakin izmir çevresinde zay1f bir devletin, Yunanistan'm yerle�mesini tercih etmekteydi, onun için 1 9 1 8 ban§ gõrü�meleri esnasmda Ízmir'i tekrar Yunanistan'a buakacakttr. Burada belirtilmesi gereken nokta, Çanakkale Zaferi'nden sonra mütteflklerin Türkiye'yi parçalamak üzere daha sava§ esna smda, kendi aralarmda birtakim antla§malara varm1� oldugudur. 1 877-78 Türk-Rus Sava§t'nda Ruslar; Batum, Ardahan, Kars vilayetlerimizi ͧgal etmi§lerdi. 1. Dünya Sava§t' nda Enver Pa§a buralan geri almak için Rusya'ya kar�1 doguda büyük bir sefer ha zulad1. ilk ba§anlan Sankarnt§'ta felaketli bir yenilgi takip etti (2 Ocak 1 9 1 5) . O zaman Türk ordusunun gerisinde, Rus ajanlarmm da tahriki ile Ermeni çetelerinin faaliyeti, Türk kõylerinin bastl mas1 ve Ermeni azmhgmm genel bir isyan için hazuhklan, Türk hükümetini esash õnlemler almaya wrlad1 ve Ermeni azmhklan nm Dogu vilayetlerimizden memleketin güney ve iç kis1mlarma sürgün edilmelerine karar verildi. Ermeni çetelerinin yapt1klar1 vah§etlerin dogurduklan nefret bir tarafa bu tehcir hareketi esna smda soguk, açhk ve te§kilât eksikligi yüzünden istenmeyen olaylar oldu. Bu olaylar, dii§manlar1m1z tarafmdan tüm dünyada aleyhi mize çok abartth ve iftiralarla dolu bir propaganda karnpanyasma yol açtt. Ruslar, soguk, açhk ve te§kilâts1zhk yüzünden peri§an bir 26
M I L L I MÜ CAD E L E TAR I H I (1908-1923)
halde olan Türk ordusunu gerileterek Erzurum, Erzincan, Van ve M� bõlgelerini �gal ettiler ( 1 9 1 6 ki§l ve bahan) . Fakat 1 9 1 7'de Rusya Bol§evikler idaresine geçince, Osmanh Devleti ile imzala drklan and�maya gõre Ruslar sav� sirasmda i§gal ettikleri yerleri bo§altttlar ve 1 877-78 Sav�1 neticesinde zapt etmi§ olduklar1 Ba tum, Ardahan ve Kars vilayederini de geri verdiler (Mart 1 9 1 8) . Bol§eviklere kar§l Güney Rusyàda çarhk taraftan generaller idare sinde bir cephe kuruldugu gibi, Kafkasyàda, Erivan'da bir Ermeni Cumhuriyeti kuruldu. Bol§evikler bu tarafta hâkimiyeti tamam1y la ellerinden kaçud1lar. Rusyàdaki geli§melerin Türkiye için derin sonuçlan olmu§tur. Rusya kendisine istanbul'u vadeden mütteflklerden tamam1yla ay nlm1§, istanbul üzerindeki iddialanndan vazgeçmi§ ve ingiltere ile dü§man hale gelmi§ti. Ate§kesten sonra istanbul Hükümeti' nin, bu durumdan yararlanmaya çal1§acagm1 gõrecegiz. Bag1ms1zhk sa v�1 esnasmda ise dogudan tehlikenin haflflemesi, batida Yunanh lara kar§l direni§ cephesinin kurulmasma yard1m edecektir. Bol§eviklerin Türkiye' nin parçalanmas1 hakkindaki gizli ant l�malan yaymlamalan, ingiltere, Fransa ve Arnerikày1 güç bir duruma soktu. ingiltere, õzellikle Hint Müslümanlarmm tepkisi ni gõz õnüne al1yordu. Bu sebeple, Lloyd George 5 Ocak 1 9 1 8'de §U bildiride bulundu: "We do not challenge the maintenance of the Turkish Empire in the homelands ofTurkish race with lstan bul capital at Constantinople." * Ancak, istanbul ve Bogazlar' m millederaras1 ve tarafs1z bir idareye tâbi olmasm1 istiyordu. Türk ler ile yurt edinilmi§ bõlgelerin ve istanbul'un gelecegini garanti eden bu aç1klama, Osmanh ülkesinde iyi kar§1land1. Burada Türk lerin milli haklan tammyordu. Bu prensip, daha sonra Wilson'un mütteflklerin sav� amaçlanm tespit ve ilân eden on dõrt maddeli me§hur beyanatmda daha aç1k ve kuvvedi bir ifade buldu. Bu bil dirinin 1 2. maddesi Osmanh Devleti' ne aitti ve aynen §Õyle idi: •
"Konstantinopolis'te, Ístanbul b�kent olmak üzere Türk irkmm anavatanla nnda Türk Ímparatorlugu' nun sürdürülmesine meydan okumuyoruz." 27
H A L I L I NA LC I K
"The Turkish portions o f the present Ottoman Empire should be assured a secure sovereignty but the other nationalities which are now under Turkish rule should be assured an undoubted security oflife and absolutely unmolested opportunity of autonomous de velopment and Dardanelles should be permanently opened as a free passage to the ships and commerce of all nations under in ternational guarantees." * Sava§m neticesi hakkmda ümit duymak ve ban§a yana§mak yõnünde bu garantiler, Osmanh kamuoyuna etki etti. Aym etki, bir dereceye kadar Almanya'ya yap1lan teklif ler hakkmda da sõylenebilir. Wilson Prensipleri Türkler arasmda Türk milletinin kurtulu§u için milli hareketin dogmasmda õnem li rol oynar. Mütteflkler bu prensibi çignemeye kalkt§mca, Türkler bu esas üzerine kar§t koymaya çalt§acaklar, mütteflklerden bu ga rantilerin yerine getirilmesini talep edeceklerdir. Ate§kesten son ra gerek Türk basm1 gerek Müdâfaa-i Hukuk Cemiyetleri daima Wilson' un garantilerini hamlayacaklardir. Wilson Bildirgesi' nde bu esas1 aynca §U sõzleriyle onaylamaktayd1: "lt is the principie of justice to all peoples and nationalities and their right to live on equal terms ofliberty and safety with one another, whether strong or weak. Unless this principie be made its foundation, no part the structure of international justice can stand." ** 1 9 1 8 y1lmda askeri harekât, Türkiye aleyhine tehlikeli bir §ekilde geli§ti. Ôzellikle iki olay Türkleri ate§kes istemeye zor lad1: 30 Eylül 1 9 1 8 'de Mütteflkler Yunanhlann da kattlmas1y la, Selânik'te harekete geçtiler ve Bulgarlan bozguna ugramlar. 30 Eylül'de Bulgaristan teslim oldu. Bõylelikle lstanbul büyük *
"Mevcut Osmanh Ímparatorlugu'nun Türk kmmlarmda Türk egemenligi gü vence altma almmal1 ancak hâlihaz1rda Túrk egemenligi altmdaki diger mil letlere kesin bir y�am güvenligi ve mutlak bir õzerklik fmatl saglanmal1 ve Çanakkale Bogaz1 uluslararas1 garantiler altmda tüm uluslarm gemilerine ve ticaretine sürekli olarak aç1k hale getirilmelidir." "Bu, bütün halklar ve milletler için adalet ilkesidir; güçlü ya da uy1f fark etmek sizin birbirleriyle õzgürlük ve güvenlik içinde e�it �a haklar1dir. Bu ilke te
mellendirilmedikçe uluslararas1 adalet yap1Smm hiçbir parças1 ayakta kalamaz."
28
MILLI MÜCADELE Dm'bl:tl il908-1923)
bir tehlike aluna girmi§ oluyordu. 1 8 Eylül'de Filistin Cephe si'nde yeni Íngiliz kumandam Edmund Allenby taarruza geçti, 1 Ekim'de �am dü§tÜ. Bu esnada Filistin Cephesi'nde 7. Ordu Ku mandam olan Mustafa Kemal, Suriye'de direnmenin imkâns1zh gm1 gõrmܧ ve ordusunu Halep' e düzenli bir §ekilde çekmi§ti. O zaman durumun ümitsiz oldugunu gõren padi§ah, Talat Pa§ày1 istifaya davet etti ve yeni sadrazam Ízzet Pa§a, Wilson' a ate§kes için ba§vurdu. 30 Ekim 1 9 1 8'de Mondros'da Amiral Calthrope ve Rauf Bey Türkiye ile mütteflkler arasmda ate§kesi imzalad1lar. Atqkes Dõnemi
Mondros Mütarekesi'nin ba§hca maddeleri §Unlardir: Çanakkale ve istanbul bogazlannm mütteflk sava§ gemile rine aç1lmas1, Karadeniz' e güvenli ve serbest geçi§in saglanmas1, Çanakkale ve istanbul bogazlan kalelerinin mütteflkler tarafm dan i§gali (m. 1 ) , sm1rlan ve iç güvenligi korumak için gerekenler hariç, Türk ordusunun derhal terhis edilmesi (m. 5), silahlann ve teçhizatm teslimi (m. 20) , H icaz, Yemen, Suriye ve Irak'taki bütün Türk garniwnlarmm en yakm mütteflk kumandanlarma teslim olmalan (m. 1 6) , Türk kara sularmda polis hizmeti gõ recek küçük gemiler hariç, Türk donanmasmm teslimi (m. 6) , bütün demiryollannda mütteflk kontrol subaylannm yerle§mesi (m. 1 5) , telgraf hadarmm ve kablolann mütteflklerce kontrolü (m. 1 2) , mütteflklerin emniyetini tehdit edebilecek bir durum ortaya ç1karsa herhangi stratejik bir yeri i§gal etme hakkt (m. 7) , altt dogu vilayetinde herhangi bir kan§tkl1k halinde mütteflkle rin bu bõlgenin herhangi bir ktsmm1 i§gal etme hakkt (m. 24) . Yukanda õzededigimiz maddeler, Osmanh Devleti'nin bütün õnemli bõlgelerinin, demiryollan ve teÍti§ araçlanmn mütteflk lerin kontrolü alttna girmesi, ordunun terhis edilmek ve silahlan almmak suretiyle herhangi bir direni§ hareketine geçmesi imkâ mnm kaldmlmas1 demekti. Bundan ba§ka 7. ve 24. maddeler yeni i§gallere meydan vermek için konmu§tU. Mütteflkler ate§kes 29
H A L I L I NA LC I K
maddelerine uyduklan takdirde, Musul ve iskenderun-Antakya bõlgesi dâhil olarak Türkiye i§galden kurtulmu§ olacaku. Ancak müttefiklere bu sm1rlan a§arak yeni i§galler yapmak fusanm ya ratmamak için memlekette herhangi bir karga§altgm ç1kmasma meydan vermemek gerekiyordu. istanbul Hükümeti bunu sagla mak için bütün valilere gõnderdigi bir genelgede içeride güven ligin ne kadar hayati bir õnem ta§1d1gm1 belirtiyor ve gelecekten ümitli oldugunu bildiriyordu. 1 9 1 1 y1lmdan beri sava§makta olan yorgun ve yarah memleket, ate§kesi agir §artlanna ragmen, ferah bir kalp ile kar§ilad1. Gelecegi, tevekkül ve ümitle bekle meye ba§lad1. Sava§m son günlerinde Suriye cephesindeki Y1l dmm Ordulan ba§kumandanhgma getirilmi§ olan Mustafa Ke mal, ate§kesin hemen sonrasmda istanbul' a dõndü. 3 Temmuz 1 9 1 8'de tahta ç1kan yeni padi§ah VI. Mehmed Vahdeddin, Mus tafa Kemal'i takdir ediyor ve tutuyordu. 1 9 1 7 y1lmda §ehzade iken Almanyàya onunla bir seyahatleri olmu§, aralannda bir ya kmhk dogmu§tU. ittihatçilar hükümetin ba§mdan uzakla§ttklan için, onlann muhalifleri arasmda olan Mustafa Kemal'in õnemli gõrevler almas1 beklenirdi; fakat bu gõrev, hiç de Vahdeddin'in ve adamlannm dü§ündükleri türden olmayacakn. Ulusal Tepki
Elveri§li bir ban§ saglamak için padi§ah ve hükümetinin ate§kes ile birlikte yürüttügü siyaset §U noktalarda toplanabilir: Müttefiklerin yakmligm1 kazanmak amac1yla, memleketi sa Va§a sokmanm bütün sorumlulugunu Íttihad ve Terakki'nin dik tatõr idaresine mâl etmek, sava§a girmemizi kõtülemek. Hükürnetin bu yõnde ald1g1 õnlernler §Unlard1: ittihatç1lann iktidarda iken yapnklan yolsuzluklan incelernek için Harbiye Ne zareti'nde bir Tedkik-i Seyyiât kornisyonu olu§turulrnas1, Mebusân Medisi'nde bir Divân-z Âli (Yüce Divan) kurularak sava§ sorurn lulannm suçlanm rneydana ç1kanlrnas1, Enneni Tehciri sorurnlu lugunu ittihatç1lara yükleyerek bu hareketin hükümetçe resmen 30
M I L L I M Ü CAD E L E TAR I H I (1908-1923)
kõtülenmesi, on vilayette sorumlu devlet adamlanm ve diger so rurnlulan ar�mmak üzere sor�turma heyetleri gõnderilmesi. Bu dõnemde y�anan Bogazhyan Kaymakam1 Olay1 kayda deger. Bu kaymakam, sav� esnasmda Ermenilere kõtü muame le yapt1g1 suçuyla padi§ah hükümeti tarafmdan õlüme mahkum edilir. Kilikyàda Ermeni çetelerinin geli§i güzel Türklere saldmp deh§et saçuklan bir suada hükümetin bu karan vatanseverleri protestoya gõtürür. Bunun üzerine padi§ah durumu kurcarmak için, bu idam hükmünün §eriata uygunlugu hakkmda bir fecva almak mecburiyetini duyar. Bu olay, hükümet ile milli duygular arasmdaki aykmhg1 gõsteren dikkate deger bir olaydtr, milletin hükümete kar§t siyasetini aç1kça gõsterir. Nihayet hükümet, Íttihatç1lann hâkim oldugu Mebusân Meclisi'ni kapatma karan altr (2 1 Arahk 1 9 1 8) . Yeni mediste iktidan elde etmek için Íttihatç1lann eski rakipleri Hürriyet ve itilâf Partisi faaliyeclerini arttrdt ve arttk herkesin kõtüledigi it tihad ve Terakki adi altmda çah§amayan eski Íttihatç1lar yeni bir parti, Teceddüd Fzrkast' m kurarlar. Bu suretle Balkan Sava§t' nda memleketi felakete sürükleyen parti kavgalan yeniden canlan mak üzereydi. Ate§kesten hemen sonra ( 1 Kas1m 1 9 1 8) Íttihatç1 liderler Talat ve Enver istanbul'�an kaçt1lar. O zamanki sadrazam izzet Pa§a bundan sorumlu tutularak istifaya zorland1 ve Tevflk Pa§a hükümeti kuruldu. Ôzetle, dâhilde sava§ sorumlularmm ve güttükleri siyasetin tam tasflyesine gidilmekteydi ve bu yeni siya set o zaman dogal bir yol olarak gõrülüyordu. Hükümet, mütteflkleri k1zdtracak bir §ey yapmaktan dikkat le kaçm1yor, hatta onlann bazt isteklerini siyaset geregi diyerek kabul ediyordu. Bilhassa, memleket dâhilinde herhangi bir di reni§ ve ho§nutsuzluk hareketine meydan vermemek, azmhklar aleyhine hareketleri õnlemek konusunda birinci derecede dikkat ediliyordu. Bu siyasetin bir neticesi olarak, mütteflklerin ate§kes maddelerine aykm yeni i§gal hareketini dahi laztm geldigi §ekil de protesto etmeyecek, milleti kendi kaderine ve mütteflklerin eline btrakacakttr. 31
H A L I L I NA LC I K
Mütteflklere ho§ gõrünmek politikas1, õzellikle padi§ahm bir siyasetiydi. O, ingilizlerin yard1m edecegine inamyordu. Zira ln giltere, Rusya'daki Bol§eviklere d�mand1 ve Türkiye'yi ayakta tut maya muhtaç oldugu d�ünülüyordu. ikinci olarak, lngiltere'nin, Hindistan'daki Müslümanlarm hislerini gõz õnünde tutarak bü tün Müslümanlarm halifesi s1fat1m t�1yan Osmanh sultanma kar §1 radikal bir §ekilde hareket edemeyecegi, aksine onu himayesi altma alacag1 sams1 vard1. B�hca bu noktalar gõz õnünde tutu larak, lngiltere'nin yard1m ve himayesine güveniliyor, lngiltere'ye yaramlmak isteniyordu. Bu siyasetin bir sonucu olarak sonrala n 1 9 1 9 Agustos' unda, lstanbul'da bir Íngí.liz Muhibleri Cemiyeti kuruldu. Padi§ah ve Damad Ferid P�a bu cemiyete üye oldular. Vatanseverler ve uzag1 gõrenler, bu yaranma siyasetinin aksine, Türkiye'yi büsbütün esarete gõtürecegine, merhamet dilenmekle bir devletin varhk ve bag1ms1zhgm1 korumanm bir hayal olduguna inamyorlard1. Atatürk bir mektubunda §Unlan yazmaktayd1: (Bkz. T. B1y1kl1oglu, Atatürk Anadolu'da., s. 32) "Frans1zlarm ho§ tutul masmda ne kazanc1m1z olacagma dogrusu bizim akl1m1z ermiyor. Garp zihniyeti cabasbus/yalvarma ve riyakârhgm hassacen zulüm ve itis' afina ugrad1g1 bir milletcen ç1kt1gm1 gõrürse, o millecin y�amak hakkt olmad1gma, zelil, hakir, duygusuz bulunduguna hükmeder ve haince maksaclanm tatbike heis gõrmez. . . Dilimiz dõndügü derecede yüzlerine vurmal1y1z ki, hayat1m1za kasdetmi§ olan Avrupa nazannda y�amak hakkma sahip oldugumuz anl�d sm. Mümâ§ât ve riyakârhktan ibaret olan Bâb-1 Âli politikasmm mürevvici degiliz" (Bunlan 1 2 Kas1m 1 9 1 9'da yaz1yordu) . Bu gõrü§te olanlar, haks1zhk ve i§galler kar§tsmda milli dire ni§e giri§tigi zaman padi§ah ve hükümeti, yatt§ttrma ve yaranma politikasma sad1k kalarak bu hareketi kõtüleyecekler ve durdur maya çah§acaklardtr. Padi§ahm bu tutumunu biz daha Mustafa Kemal Samsun'a ç1ktp milli direni§i te§kilâclandumaya b�lama dan õnce Adana'mn ve ba§ka yerlerin i§gali strasmda gõrecegiz: �u halde padi§ahm yatt§ttrma ve himaye arama siyasetiyle Milli 32
M I L L I M Ü CAD E L E TAR I H I (1908-1923)
Mücadele siyaseti daha ha§lang1çtan itibaren birbirine zlt iki yol olarak meydana ç1km1§ bulunuyordu. Gerçekten padi§ahm, boyun egen, her §eyi kabullenen siyaseti, mütteflklere Osmanh Devleti'ne her §eyi kabul ettirebilecekleri, Türkiye'nin õlü bir vücut haline gelmi§ oldugu samsm1 verdi ve mütteflkler birta k1m tedbirler ald1lar ki, bunlar milll direni§in §iddetle kendi ni gõstermesi ve millt siyasetin, padi§ah siyaseti yerine geçmesi sonucunu vermi§tir. Mütteflklerin, Türk milletinin haklanna, kendi vaadlerine ve nihayet mütareke hükümlerine aykm olarak ald1klan tedbirler §Unlard1r: a.
Mondros Mütarekesi'nin sert bir §ekilde uygulanmas1 ve mütteflklerin sava§ sirasmdaki bõlme planlanm uygula mak üzere baz1 bahanelerle memleketin çe§itli yerlerinde yeni i§gal hareketlerine giri§mesi. b. Dogu Anadolu'da bir Ermeni devleti olu§turmak için fa aliyetler. Rumlann istanbul'da ve Karadeniz sahillerinde gõsteriler e. yapara� ve çeteler olu§turarak faaliyete geçmeleri. d. Yunanhlara izmir ve yõresinin vaat edilmesi, mütteflkler adma bir Yunan ordusunun izmir'e ç1kmas1, istila ve y1l d1rma hareketlerine giri§ilmesi. Millt direni§ hareketinin dogmasmda ba§lica etken olan bu olay lar hakkmda biraz ayrmt1 vermeye çal1§acag1z. Ôncelikle, ͧgalleri ele alal1m. Ate§kesten hemen sonra, da ha 1 9 1 8 Kas1m aymda ingilizler, sava§ta i§gal edemedikleri fakat daima gõz diktikleri Musul ve bõlgesini, sõzde burada ç1km1§ bu lunan karga§aliklan bahane ederek i§gal ettiler. 1 9 1 9 y1h ba§lann da da Antep, Mara§ ve Birecik'i i§gal aluna ald1lar. Bu hareketler, Türkler tarafmdan ate§kes hükümlerinin bozulmas1 §eklinde ka bul edildi. Musul Meselesi Lozan Antla§mas1' ndan sonra da uzun süre bir anla§mazhk konusu olarak kalacakm. Frans1zlar da 1 9 1 81 9 ki§mda Adana ve Mersin dâhil olarak Pozanu'ya kadar bütün 33
H A L I L I N A LC I K
Çukurova (Kilikya) 'y1 i§gal ettiler. Frans1zlann i§gal kuvvetleri yalmz degildi, onlarm gõzetimi altmda birçok Ermeni intikama susamt§ bir halde memlekete geldiler, türlü y1ldm harekederine ve cinayedere giri§tiler. Mütteflklerin yerli Ermenilere birtaktm ayn ca11klar vermeleri Türkleri büsbütün korkuttu. Ermeniler, bir inti kam Alay1 olu§turmu§lard1, baz1lan Frans1z üniformas1 ta§tyordu. Ermeni fedailerinin, Adanànm içinde bile yapmaya cesaret ettik leri kadiamlar nihayet halkt ayaklandud1. Adanàda hemen büyük bir miting yaparak bu cinayetleri protesto ettiler ve istanbul ga zetelerine Frans1z i§galini protesto eden "feryatnâmeler" gõnder diler. istanbul Hükümeti, bu milli tepki kaq1smda istanbul'daki mütteflkler temsilcisi ingiliz Amirali Calthrope'm dikkatini çek ti fakat sonunda olanlan kabullendiler ve Adanahlara yat1§tmc1 emirler gõnderdiler. Bununla kalmayarak Allenby'nin ate§kes d1§tnda §U isteklerini yerine getirmelerini bildirdiler: Ermenilere ya pilan zaran tespit için gelecek yabanc1 subaylara her türlü kolayhk gõsterilecek, Türk halk1 elindeki silahlan teslim edecekti (Adana olaylan ve burada milli direni§in ortaya ç1kt§1 hakktnda olaylarm içinde olan Saip'in Kilikya Facialan ve Urfa'n zn Kurtu/Uj Mücade leleri adh eserinde ayrmtl vardtr) . Silahh Ermeni çeteleri kar§IStn da silahs1z ve savunmas1z buaktlmak istenen bõlge halkt sultanm ingilizlerin wrlamas1yla verdigi emirleri dinlemeyerek varl1gm1 kendi savunmaya karar verdi. Halk, "Ôleceksek namusumuz ve §ereflmiz ile õlelim." diyordu. Bir taraftan milli kuvveder kuru lurken õbür taraftan aydmlar Türk halkmm haklanm savunmak için milli bir cemiyet, intibdh Cemiyeti' ni, kurdular. Sonralan bu hareket geni§leyecek, bütün güney vilayetlerine yay1lacak, bu ta rafta erkenden bir milli cephe kurularak Frans1zlara kar§I millet kahramanca mücadeleye giri§ecektir. Güneyde bu i§galler olurken, 9 Mart 1 9 1 9'da ufak bir ingiliz kuvveti (200 asker) Samsun'u i§gal etti. Buna sebep bu yõrede güvensizlik hareketlerinin gõrülmesiydi. ingiliz makamlan ate§ kesin 7. maddesini ileri sürerek harekete geçtiler. Fakat aslmda bu asayi§sizlik Rum çetelerinin eseriydi. Onlar be§ yüz sene õnce 34
M I L L ! M Ü CAD E L E TAR I H I (1908-1923)
Trabzon merkez olarak bir Yunan devletinin y:l§amt§ oldugunu dü§ünerek orada bir Pontus Rum devleti kurmak hayaliyle bura daki ufak Rum azmhg1 kt§ktrttyorlard1. istanbul'da Rum Muha cirin Cemiyeti adi altmda faaliyet gõsteren Etnik-i Eterya ihtilâl cemiyeti, Samsun halk.tna ajanlar gõndererek çeteler kurduru yor, gizlice silah dagmyor, Yunan hükümetinin destekledigi bu cemiyeder ve çeteler orada Türklere sald1rarak karg;l§a ç1karmak istiyorlard1. Patrikhane Merkez Komitesi bu faaliyederle ilgiliydi. ingilizlere gelince Rum çeteleri Türklere saldmlanm arttrmt§lardt. Mustafa Kemal'in 19 May1s'ta Samsun'a gõnderilmesinin h:!§hca sebeplerinden biri bu durumdu. Onun, Samsun' a vanr varmaz ilk ilgilendigi mesele bõlgede asayi§i geri getirmek olmu§tur. 22 Ma y1s 1 9 1 9 tarihi ile hükümete gõnderdigi raporda durumu §õyle anlatmaktayd1: "Mütarekeden sonra Yunanlt emeli güden bütün Rumlar her yerde §tmard1lar. Samsun havalisinde de Pontus hü kümetini kurmak için birle§tiler. Bütün Rum çeteleri, bu maksat ugrunda siyasi bir §ekil ald1. Son zamanlarda Samsun havalisin deki Rum nüfuzunu amrmak için Rusya'da ne kadar Rum varsa buraya getirtilmeye çalt§tlmt§ttr. Bugün Samsun havalinde 40 ka dar Rum çetesi vardu. Buna kar§t Türk ahali, hükümet tarafmdan korunamad1gmdan Laz çetelerini Trabzon havalisinden getirerek mal ve namuslanm korumak zorunda kalmt§lardtr. Bu surede 1 3 Müslüman çetesi faaliyettedir. Samsun'da nüfus çogunlugu Rum lardu fakat liva içinde ezici çogunluk Türklerdedir." Türk askeri kuvvetleri, Samsun havalisinde e§ktyaltk hare ketlerine kar§t faaliyette bulunarak durumu yatt§ttrmt§lardtr. ingilizler de burada milli kuvvederle çatt§maya girmemek için ve zaten kuvvetleri az oldugundan Sivas Kongresi' nden sonra 20 Eylül 1 9 1 9'da Merzifon, 4 Ekim 1 9 1 9'da Samsun'daki kuv vetlerini çekmi§lerdir. Bõylece Rumlann Pontus hülyalan suya dü§mܧtÜr. Esasen, bütün bu gibi meselelerin çõzümü Batt Ana dolu'ya ç1km1§ bulunan Yunan kuvvetlerine kar§I yap1lan büyük mücadelenin sonucuna baghyd1. 35
H A L I L I NA LC I K
ingilizler, Samsun'dan õnce Dogu Karadeniz'de õnemli Ba tum Limam' m i§gal etmi§lerdi ve Türk kuvvetlerinin çekilme si üzerine Bakü dâhil Kafkasya ve Brest Litovsk Antla§mas1 ile Türklere geçen Kars ve Ardahan ingilizler tarafmdan i§gal edil mi§ti. Íran ve Afganistan'da da ingiliz nüfuzu yerle§tiginden bõy lece Batum'dan Hindistan' a kadar ingiliz imparatorlugu yeni bir yol tesis etmi§ sayilabilirdi. Íngiliz politikasmm bu taraftaki fa aliyet ve i�galleri bu aç1dan ayrmt1lanyla gõrü�ülmelidir. Fakat Íngilizler, Kafkasya'dan çekilince Kars, Ermenilerin eline dü§mÜ� olup Erivan'da kurulan Ermeni hükümeti õnemli kuvveder olu§ turarak Dogu Anadolu'yu i§gale hazulamyordu. Ístanbul Hükü meti tehlikeyi gõrerek 3 Nisan 1 9 1 9'da Kâz1m Karabekir Pa§a'y1 Erzurum'da 1 5 . Kolordu Kumandanhg1'na tayin etmi§ti. Kâz1m Pa§a Ístanbul'dan aynlmadan Mustafa Kemal ile gõrܧffiܧ ve Anadolu'da Milli Mücadele'nin kurulmas1 konusunda baz1 ka rarlara varm1§lard1r. Kâz1m Pa§a'nm Ermenilere kar§I Dogu Ana dolu'yu ba§anyla savundugunu ileride gõrecegiz. Simdi, istiklâl Mücadelesi'nin büyük mücadele sahnesine, yani Ízmir ve Ban Anadolu'nun Yunanhlar tarafmdan i§gali olayma geçiyoruz.
Yunanh izmir'de 1. Dünya Sava§I masmda bir aral1k izmir ve yõresinin mütteflk
ler tarafmdan nasil Yunanistan' a vaat edildigine yukanda i§aret etmi§tik. Ate§kes imzalanmca, Yunanhlar mütteflkler yanmda ye nen bir devlet tavn takmarak amaçlanm aç1ga vurdular. Hâlbuki Yunanistan 1 9 1 ?'de sava§a girmi§, Türkiye ile ili�kilerini kesmi§, fülen sava§ ilân etmi§ti. Ate�kes imzalanmca Yunanhlar, Dogu Trakya demiryollanm mütteflkler adma komrol etmek üzere bu bõlgeye askerlerini sokcular fakat ate§kes maddeleriyle saptanmI§ olan bu durumu, Trakyày1 tamam1yla i§gal etmek ve sonra Yuna nistan' a katmak için bir bahane olarak kullanmak istediler. istanbul'da Patrikhane'de, Merkez Komitesi ve iskdn Cemi yeti adi altmda ihtilâlci bir cemiyet faaliyetteydi. Mütteflklerle 36
M I L L Y M Ü CAD E L E TAR I H I ( 1 9 08-1 9 23)
iscanbul' a gelmi§ olan Yunan zabicleri, yerli Rumlan ki§kman ca vir ve bildirimlerden çekinmiyorlar, Rumlar cürlü gõsteriler yap1yorlar, iscanbul'da Türk halk.inm üzüncüsüne sebep oluyorlard1. Yunan Amirali Kakolidi iscanbul'da Yunan kulübünde yapug1 bir konu§mada " Hellenizmin ana vatam" diye bahsectigi lscanbul'a Yunan bayragm1 getirdigini sõylüyordu. Venizelos, Paris Ban§ Konferans1' nda iscanbul üzerinde Yunan iddialanm aç1ktan orca ya koyam1yordu (zira mütteflkler Ístanbul'u uluslararas1 bir idare aluna vermeyi casarhyorlar, gerçekce ingilcere bu §ehri kendi nü fuzu alcmda muhafaza etmek istiyordu, sultan, Konya veya Bur sàya gõnderilecekti) . Venizelos Ístanbul'u aç1kça isteyemiyorsa da, onun bir Yunan §ehri oldugunu iddia ediyordu. Venizelos, 30 Ocak 1 9 1 9'da Paris'te büyük devleclerin Yük sek Sulh Meclisi' ne sundugu bir rapo ria Meis Adas1 ile Marmara Denizi arasmdaki Bau Anadolu'nun Yunanistan'm i§gali aluna verilmesini istedi. Bunun gerekçesi olarak bu bõlgenin bir Rum çogunlugu tarafindan iskân edilmi§ oldugunu iddia ediyor, bu nedenle Wilson Prensipleri'ni hamlauyor ve sõzde burada Ízmir ve Aydm'da Rumlann emniyetini cehlikeye dü§üren ciddi kar ga§altklarm ç1kugm1 ve Mondros Mücarekesi'nin 7. maddesinin uygulanarak mücceflkler adma Yunanhlann buray1 i§gal ecmesi ni calep ediyordu. Lloyd George, planlanm uygulayabilmek için Anadolu'da yeterli kuvvec bulunduracak durumda degildi, bu nun için Yunanhlann iscegi kendi planlan için çok faydahyd1. Venizelos'un raporu incelenmek üzere bir komisyona yolland1. Ízmir daha õnce icalyanlara vaac edilmi§ oldugundan, icalyan delegeleri Yunan isceklerine itiraz ecciler. Komisyon, Yunanhlara Ktrkagaç, Ayvahk ve Ízmir arasmda bir bõlgeyi i§gal bõlgesi ola rak cayin ecci. Arazi i§lerine bakan merkezi komice, icalyan itiraz lanna ragmen Íngilcere ve Fransa'nm destegi ile bu piam kabul ecci. 6 May1s'ca Türkiye'deki Rumlan korumak amac1 ile Venize los' a, lzmir'e iki üç cümen ç1karma izni verildi. Bununla beraber askeri uzmanlar §U gõrÜ§Ü ilâve etmek mecburiyetini duydular: 37
H A L I L I N A LC I K
" B u gibi hareketlerin ate§kes hükümlerine uygun olduguna emin olmad1g1m1z için bu kararm italyan ve Türk hükümederine vak tinde haber verilecegini kabul ediyoruz." Hâlbuki Venizelos her hangi bir Türk direni§ine meydan buakmamak için Türklere, ç1karma yap1lmadan ancak 1 2 saat õnce haber verilmesini õnemle istiyordu. lngilizler, izmir'de herhangi bir Yunan giri§imine si lahla kar§l koymaya karar vermi§ olan Nureddin Pa§ày1 lstan bul Hükümeti nezdinde baski yaparak oradan aldum1§lard1. Bu hazuhklardan sonra 1 5 May1s sabah1 ingiliz, Amerikan, Yunan ve Frans1z sava§ gemilerinin korumasmda, Yunan askeri birlikleri izmir' e ç1kular ve derhal kadiama giri§tiler. Õnceden silahlan elinden almml§ Türk garnironuna baglt as kerler ve diger yüksek rütbeli subaylar sogukkanhltkla õldürüldü, Müslümanlara ait binden fazia magaza yagma edildi. Yunanlt lara yalmz stratej ik noktalar, kalelerin i§gali izni verilmi§ oldu gu balde, Yunan kuvvetleri süratle memleketin içine ilerlemeye ba§lad1lar, hatta Paris Konferans1 tarafindan tayin edilmi§ olan i§gal s1mrlanm a§maya yeltendiler. Katliama ugrayan halk yerle rini yurtlanm buak1p memleketin iç taraflarma kaçmaya ba§la d1. istanbul'da Rumlar, bu i§gali bir bayram gibi kutluyorlard1. Facialar yurdun her tarafmda süratle duyuldu ve bütün millet, bu haks1z tecavüz kar§tsmda bir vücut gibi dikildi. Her tarafta Yunan i§galini protesto etmek için mitingler toplamyor, redd-i ilhâk adi ile Yunan i§galini red için heyetler olu§turuluyor, müt tefiklere protesto telgraflan yagdmltyordu, õzetle bütün Türk milleti heyecanla bir anda birle§ffiͧ ve ayaklanmt§ bulunuyordu. Müttefikler dâhil, hiç kimse bu tepkiyi hesaplamamt§tl. Her §eyi kabul ettireceklerine inand1klan, yorgun ve gelecegini me tanetle bekledigini sand1klan Türkler §imdi, "Ya õlüm! Ya kur tulu§!" diye haykirarak ayaklanmt§tl. izmir i§gali kar§tsmda bu milli heyecan ve birlik, gerçekten milli Türk devletinin kurulu §uyla biten mücadelenin büyük olay1du. istanbul'da Sultanahmet Meydam'ndaki iki yüz bin ki§inin topland1g1 büyük mitingde 38
M I L L ! M Ü CAD E L E TAR I H I (1908 - 1923)
minarelerin ve siyaha boyanmt§ Türk bayragmm gõlgesi alcmda Halide Eclib Hamm §Õyle haykmyordu, "Allah' a, hakka, millec lerin ilâhi hakkma dayanan Türk milleti, bütün Müslüman ve Türk dünyasma davam1z1 ilân ediyorum." Sonra yaz1lan bildir gede, "Vatand�lar, bu muazzam içtima'm1zla biz bütün cihana gõsteriyoruz ki, Türk buradadtr, burada y�ayacak, burada õle cektir," diye belircilmekteydi. Aym günlerde Mustafa Kemal, bü yük milli sava§tn esaslanm tespit etmekteydi. Yunanltlann hareket tarzt mütteflkleri güç duruma sok tu. Hak ve insaniyet adma hareket edenler §imdi suçlu duru ma dü§mü§lerdi. ilân edilen prensipler adma hakkt, insanltgt müdafaa edenler, Türkler oluyordu. H indistan Müslümanlan mütteflkleri km1yordu ve ingiltere için Müslüman dünyasmm tepkisi, siyasi baktmmdan büyük bir õnem ta§1maktayd1. Bu durum kar§tsmda ingilizler, Yunanltlan 1ltmlt hareket etme ye sevk etmek ve izmir havalisinde soru§turma yapmak üzere milletlerarast bir soru§turma komisyonunun kurulmasmt ka bul etmek zorunda kald1lar. Bu komisyon, 7 Ekim 1 9 1 9 ta rihli raporunda §Unlan yazacaktt : "Mütarekeden beri Aydm vilayetinde H ristiyanlar tehlikede degillerdi. Güvenlik §artlan, mütarekenâmenin 7. maddesine dayanarak izmir istihkâmlan nm i§galini gerektirmez. Asayi§in korunmast için yaptlan i§gal, gerçekte bir ilhakm bütün §ekillerini gõstermektedir." Ameri kalt General Harbord da 1 9 Ekim'de raporunda "i§galden sonra izmir'de çtkan kart§tkltklardan" büyük devletlerin sorumlu ol duklanm kaydetmi§tir. istanbul'da bu olaylar kar§tsmda hükümetin tutumu §U ol du: Hükümet yukanda i§aret ettigimiz gibi Yunan hareketleri ni protesto ederek bir soru§turma komisyonu gõnderilmesini ister. Yunan i§galinin geçici oldugu, bõlgenin kaderinin ancak bart§ konferansmda yap1lacak antla§ma sonunda belli olacag1 dü§Üncesindedir. Yunan ilerlemelerini durdurmak için mütte flkler nezdinde harekete geçer. Batt Anadolu'da Türk halkmm 39
H A L I L I NA L C I K
korunmas1 ve j andarma miktanm arurmak için õnlemler ahr fakat hâlâ yatt§ttrma politikasma bel baglayarak halktn direnme hareketlerine giri§mesine ve silahlanmasma meydan vermek is temez. Yatt§tmc1 bildiride bulunur. Çünkü silahh bir direni§in ban§ konferansmda devletin durumunu zay1flatacag1 kamsmda d1r. Sultan nihayet, durumu gõrü§mek ve õnlem almak üzere sarayda Surâ-yz Saltanat adi altmda büyük bir dam§ma meclisi toplamaya karar verir. Fakat her §ey, amk Padi§ah hükümetinin uzla§ma ve yatt§ttr ma politikasmm tamam1yla iflâs etmi§ oldugunu, milletin ken di savunmas1m kendi eline ald1g1m, milli iradenin memleketin kaderinde son merci hâline geldigini gõstermekteydi. Surâ-yz Saltanat'ta yalmz hükümet ve õnemli resmi ki§iler degil, bütün milli kurumlar, bu arada üniversite (o zaman Darülfünun) ve Hukuk-i Milliye Müdafa Cemiyetleri gõnderdikleri delegeler ile temsil edilmi§tir. �urâya kaulan delegelerin çogunlugu kurtulu§ için milli iradenin hâkim kilmmasm1 tek çare olarak õne sürerler. Ôrnegin, Celâleddin Arif Bey §Unlan sõylemi§tir: "Rumeli'den Erzurum ve Bayezid' e kadar gidiniz, buralardaki millet fertleri nin hepsi gazetelerdeki miting ve protestolardan da gõrüyoruz ki, bugün vatamn saadeti için kanlanm son damlasma kadar dõkmeye azmetmi§tir. M illet azmini gõsterebilmek için evvelâ kendisini ifade edebilecek bir hâle getirilmelidir. Kendi azim ve iradelerini memleketlerini i§gal etmi§ olan hükümetlere de gõs termi§ olurlar." Rauf Ahmed Bey ise "Bugünkü durumumuz, harici siyasetimizin dayanacag1 tek nokta kanaatimce Wilson Prensipleri'dir." iddiasmdadu. Fakat onun Amerikan mandas1 teklifl, itirazlarla kar§iland1. Ômer Feyzi Bey ise " Hükümetin verecegi oy milletin kaderine ait ise bu hakk1 haiz degildir." dedi ve Millet Meclisi'nin toplanmas1 zorunlulugu üzerinde durdu ve sõzünü, "Hakikate dogru gitmek ve hakikati iltizam etmek la z1mdu. Bu vaziyet ise ancak kendi mukadderatm1 milletin tayin etmesidir." diyerek bitirdi. 40
M I L L I MÜ CA D E L E TAR I H I (19 08-1923)
Hürriyet ve hilâf Firkas1 adma Sad1k Bey, "Miller rehberleri nin bir i§areti bunun için (mücadeleye aulmak için) kâfldir, bu i§areti bugün her tarafta sab1mzhkla ve heyecanla beklerler." sõz leriyle gelecegi ke§fediyordu (Bu sõz 26 May1s 1 9 1 9'da sõylen mi§tir) . Aynca, Sad1k Bey flili silahh direni§e geçmenin zorunlu olduguna i§aret etti. Delegelerden Süleyman Nazif Bey, Osman ltltk ve imparatorluk flkrini terk etmenin zama01 geldigini, milli birlik için çah§manm ve Dogu'da ingilizlere kar§I bir direni§ cep hesinin olu§turulabilecegini savundu. Bu konu§malar, o zaman hâkim gõrü§leri tespit bak1mmdan õzellikle dikkate deger. Damad Ferid siyaseti ele§tiriliyor, milli iradeyi temsil eden millet meclisinin bir an õnce toplanmas1 ve milli menfaatlerin savunmasmm ancak bu §ekilde mümkün ola cagm1, milli silahh direni§in zorunlulugu belirtiliyor, hatta mem leketin bir lidere ihtiyac1 oldugu ifade ediliyordu. Gõrülüyor ki, Mustafa Kemal bu flkirleri benimsemek yoluyla o zamanki genel duygulan temsil etmi§tir. O daha ba§lang1çtan itibaren, memle ketin ve halktn temsilcisi olmu§ ve bu sayede h1zla ba§anya dog ru yürüyebilmi§tir. Yine bu konu§malar gõsteriyor ki, o zamanki kamuoyu, padi§ah siyasetinin iffâs etmi§ olduguna kanaat getir mi§ ve milli siyaset cephesine dõnmܧtÜr. Türkiye'deki bu ge li§meler üzerine mütteflkler Ístanbul Hükümeti'ni Paris'te ban§ konferansma davet ettiler.
41
MUSTAFA KEMAL ANADOLU'DA
Erzurum ve Sivas Kongreleri: Milli iradenin Memleket Gelecegine Hâkim Olmas1 için Mücadele Mustafa Kemal, izmir'in i§galinden sonra Samsun'a hareket etti. Fakat tayini için te§ebbüsler daha nisan aymda ba§laml§tl. istan bul'da Erkân-1 Harbiye bu atama i§ine õn ayak olmu§tU. Saray, Sultan Vahdeddin ile Sadrazam Damad Ferid Pa§a da, bu tayini o zaman desteklediler. Aslmda, Mustafa Kemal'den ba§ka baz1 gõzde pa§alar Anadolu'ya, mesela Kâz1m Karabekir Pa§a Erzu rum'a 1 5 . Kolordu Kumandanhg1'na gõnderilmi§lerdir. Muscafa Kemal, o zaman saraym cakdir ectigi ve Vahdeddin' in güvendi gi generallerdendi. O, Yaver-i $ehriyâri unvamm ta§1makcayd1. Dünya Sava§1'nda memleketin kaderini elinde cucan ve birçok yanh§ ad1mlarla felâkete sebep olan Íttihacçilann kaçmasmdan sonra, onlarm ve õzellikle Enver Pa§à mn muhalifi olan Mustafa Kemal'in nüfuzu artffil§ bulunuyordu. Mustafa Kemal'in Anadolu'ya geçmesiyle esas rolü Erkân-1 Harbiye oynam1§ gõrünmekcedir. Memleketin bulundugu feci §arclan en yakmdan gõren ve bilgisi olan Erkân-1 Harbiye yük sek makamlan da birçok aydmlar gibi Anadolu'da milli hareke tin tek kurtulu§ cephesi oldugunu gõrmekteydiler. Mare§al Fevzi Çakmak'm belirccigine gõre, bu konuda aralarmda gõrü§meler de olmakcayd1. Erkân-1 Harbiye-i Umumiye Reisi Cevat Pa§a ile sonradan onun yerine gelen Fevzi Pa§a, Muscafa Kemal ile bu 43
H A L I L I N A LC I K
konuda anl3.§mt§lard1. Mustafa Kemal' e Samsun'da v e çevresin de Rum Pontus te§kilâtmm sebep oldugu karga§altklan giderme gõrevi verildi. Fakat bu gõrevi çok 3_§an geni§ yetkiler ile Mus tafa Kemal, III. Ordu Müfetti§ligi'ne atand1. Geni§ bir heyeti vard1. Kâz1m Karabekir kumandasmdaki 1 5 . Kolordu'dan ba§ka 3. Kolordu onun emri aluna verilmi§ti. Bu kolordunun merkezi Sivas'ta olup yeni kumandam Refet Bey, Mustafa Kemal ile be raber istanbul'dan hareket etmi§ bulunuyordu. Kolordunun bir tümeni Amasya'da, digeri Samsun'da idi. Fakat III. Ordu müfet ti§i Mustafa Kemal'e bu müfetti§lik gõrevleri dt�mda diger or dular ile ileti§imde bulunmak, onlarla birlikte i§ gõrmek, hatta gerektiginde valilere emir vermek ve geni§ bir alanda olaganüstü õnlemler almak yetkileri de verilmi§ti. Kemal, Ankaràda Fuad Pa§a kumandasmdaki XX. Kolordu ile temasa geçme yetkisini de almt§tl. Mustafa Kemal, gelecek için tasanlanm gerçekle§tir mek amac1 ile bu yetkilerin verilmesinde 1srar etmi§ti ve Erkân-1 Harbiye onun bu arzusunu yerine getirmi§ti. Mustafa Kemal, l 927'de Büyük Millet Meclisi õnünde verdigi büyük nutukta bu yetkilerin kendisine verilmesinde tereddüt ile hareket edildigini, hatta Harbiye Nazm'mn mührünü okunmayacak §ekilde bastt gm1 sõylemi§tir. Erkân-1 Harbiye §Üphesiz onu desteklemektey di, sonradan Saray da ingilizlerin bask1sma ragmen, bir süre onu desteklemekte devam edecektir. Mustafa Kemal istanbul'dan ay nlmadan õnce Harbiye Nezareti Müste§arhg1'nda bulunan ismet Bey (inõnü) ile gõrü§mܧ ve anl3_§mt§ttr. Mustafa Kemal, Anadolu'ya geçerken hiç §Üphesiz orada Türk milletinin kendi iradesine dayah bir te§kilât kurmaya ve dünya ya Türk milletinin sesini duyurmaya karar vermi§ bulunuyordu. Erzurum ve Sivas kongrelerinde alman kararlar, bu tasany1 aç1k bir §ekilde gõstermektedir. Mustafa Kemal büyük nutukta bunu §õyle ifade etmektedir (ifade bugünkü Türkçeye uyarlanmt§ttr) : "Osmanh imparatorlugu,
padi§ah,
halife,
b u kelimeler
bo§ laflardan b3.§ka bir §ey ifade etmiyordu . . . Bu durumda 44
M I L L t M Ü CAD E L E TAR I H I (1908-1923)
verilecek bir tek karar vard1: Milli hâk.imiyet esasma dayanan kaytts1z §arts1z bag1ms1zhga sahip yeni bir Türk devleti kurmak. i§te istanbul'dan aynlmadan õnce ald1g1m1z karar buydu ve Samsun' a ayak basar basmaz bunu gerçekle§tirmeye çalt§ttk."
Mustafa Kemal'in Samsun'a çtki§tyla ba§lad1g1 i§, her §eyden õnce bir ihtilâldi: Fiilen otoritesini kaybetmi� ve Türk milletinin bag1ms1zhgm1 koruyamayacak bir duruma dü§mܧ olan Osmanh saltanau yerine, milli hâkimiyet esasma gõre yeni bir devlet kur mak. Saray, Mustafa Kemal'in bu ihtilâlci karanm hissetmekte gecikmedi. Esasen Íngilizler de Ístanbul'da Mustafa Kemal'in bu kadar geni§ yetkilerle Anadolu'ya gõnderilmesinden §Üphelene rek hükümeti s1k1§tumaya, sonra Erkân-1 Harbiye reisini gõrev den almaya çalt§tilar. Damad Ferid õncelikle Mustafa Kemal'i istanbul' a geri çagud1, gelmeyince gõrevinden azletti ve Erzurum Kongresi'nden sonra onu tutuklamaya çalt§tt. Mustafa Kemal ise as1l amacma ula§mcaya kadar durumu idareye çal1§ml§, ba§lan g1çta padi§aha kar§l dogrudan dogruya cephe alm1§ gõrünmekten kaçmmt§tlr. O, uzak gõrü§lülügünü, plamm, askerl taktik uzma m biri gibi �ama a§ama gerçekle§tirecektir. ilk i§, milli iradeyi temsil eden bir medis, kongre toplamak olacak, ona dayanarak milli iradeyi temsil eden bir otorite meydana getirecektir. Bu amaç, Erzurum ve Sivas kongrelerinde gerçekle§mi§tir. Mustafa Kemal aln yüz senelik Osmanlt saltanatma ve halife ye kar§l bu ihtilâl karanm verirken, davasmm tamam1yla hakl1 ve kutsal olduguna inamyordu. Büyük Nutuk'ta diyor ki: "Esas olan Türk milletinin §eref ile ya§amas1du. Bu ancak tam bir bag1ms1zltk ile mümkündür . . . Ne kadar zengin ve refahh olursa olsun bag1m s1zhktan mahrum bir millet, medeni milletler nazarmda kõleden ba§ka bir muameleye lay1k degildir . . . ve Türk, vakur, haysiyet ve §erefl yüksek bir millettir. Bõyle bir millet için kõle olarak ya§a maktansa yok olmak daha iyidir. Onun için ya istiklâl ya õlüm." istanbul'daki politikac1lar ha§ka türlü dü§ünmekteydiler. Onlar Türk milletini kõle durumuna dü�ürecek fedakârltklar ile 45
H A L I L I N A LC I K
devleti, daha dogrusu kendi hayatlanm ve saltanatlanm devam ettirmeyi umuyorlard1. Bu iki astrdan beri Bâb-1 Âli'nin yürüt tügü a§ag1lanma siyasetiydi. Büyük devletlerin yard1m ve lütufla nm beklemek ve devletin haysiyetsiz bir hayat ile devamma raz1 olmakt1. Mustafa Kemal, milli iradeye, milli haklara dayanarak hür bir milletin mutlak §ekilde bag1ms1zltg1 davas1 ile ortaya ç1ktyordu. O günkü §artlar içinde bu amacm gerçekle§tirilmesini degil, hayalini bile imkâns1z gõrenler ortadayd1. Fakat ate§kesten sonra yap1lan haks1zltklar, milletin hayatma yap1lan ihanet ve ka s1tlar sonucunda Türk milleti aym §eyi duymaktayd1. Milli bir lider bu arzuyu gerçek yapacaktt. ͧte Mustafa Kemal'in büyük tarihi gõrevi buydu. Asya'nm mahkum milletleri õnünde ilk defa bu davay1 bütün anlam1 ve kapsam1yla ortaya koymak, onu ba §anli k1lmak Mustafa Kemal'in as1l büyük carihi zaferi ve giri§tigi hareketin ruh esas1du. Büyük Nutuk'ta, yani 1 927'de her §ey bittikten sonra sõylen mi§ sõzlerde bu tarihi amaç ve gõrev mutlak bir aç1kl1kla ifade edilmi§tir. Ku§kusuz Mustafa Kemal Anadolu'ya geçerken aym dii§iinceler ile hareket etmi§tir. Onun kafasmdaki sorulara tarih olumlu cevap vermek zorundadu. Zira onun 22 Haziran 1 9 1 9 'da valilere ve orduya gõnderdigi Amasya Genelgesi ve ondan sonra ki hareketleri, ba§ka bir §ekilde yorumlanamaz. iscanbul Hükü meti de bu nedenle ona kar§t cephe almakca gecikmemi§tir. Amasya Genelgesi §õyle demekceydi: 1 . Vatanm bücünlügü tehlikededir. 2. Merkezi hükümet üstüne ald1g1 sorumlulugun gerektirdigi §eyleri yerine getirememekcedir. Bu durum milletin hiçe say1lmas1 sonucunu vermektedir. 3. Milletin bag1ms1zltg101 yine milletin azim ve karan kurcaracakur. 4. Duruma çare bul mak, millecin hak isceyen sesini dünyaya i§ittirmek için her türlü bask1 ve koncrolden kurtulmu§ serbest bir milli heyetin ortaya ç1kmas1 gereklidir. 5 . Anadolu'nun her bak1mdan en emin yeri olan Sivas'ca milli bir kongrenin coplanmas1 kararla§tmlmt§ttr. 6. Bunun için bücün vilayetlerin her livâsmdan üç delegenin en ktsa 46
M I L L I M Ü CAD E L E TAR I H I (1908-1923)
zamanda yeti§mek üzere hemen yola ç1kanlmas1 gerekir. 7. Her ihtimale kar§t bu hazuhgm gizli tutulmas1 ve delegelerin seyahat lerini kimliklerini belli etmeden yapmalan uygun olur. 8. Dogu vilayetleri adma 1 O Temmuz'da Erzurum'da bir kongre toplana cakttr. Bu tarihe kadar diger vilayet delegeleri Sivas' a eri§ebilir lerse, Erzurum Kongresi' nin üyeleri de Sivas genel toplant1sma kattlmak üzere oradan hareket edeceklerdir. Mustafa Kemal bu karan, Amasyàda Rauf Bey, Refet Pa§a, Ali Fuad Pa§a gibi arkada§lanyla gõrü§tükten sonra almt§tl. Aynt zamanda, her tarafa gõnderilen bir yazt ile Ízmir ve Aydm'm i§ galine kar§t protesto mitingleri düzenlenmesini ve milletin dün yaya sesini duyurmasm1 istedi. Amasya Genelgesi milli ihtilâlin ba§lang1c1, milli iradeyi te§kilâtlandtrmaya çagtran bir belge, yeni Türk devletinin ku rulu§una dogru ilk ad1md1r ve Mustafa Kemal'in gerçek ama cm1 ortaya koymu§tur. Bu ihtilâlci ve cesur karan ahrken ar kada§lan onun kadar kesin davranmad1lar ve bazt tereddütler gõsterdiler. Gerçek ink1lâpç1 o idi. Ístanbul Hükümeti, Mustafa Kemal'in gerçek amacm1 erkenden ke§federek onu gõrevden al dt. Dâhiliye Vekili Ali Kemal vilayetlere gõnderdigi 23 Haziran tarihli bir genelgede, ingiliz yüksek komiserinin istegi üzerine Mustafa Kemal'in gõrevinden azledildigini bildirdi. Hükümet ondan yetkilerini alarak giri§tigi harekette faaliyetlerini yasak lamaya çah§tyordu. Mustafa Kemal, kongreler toplamp gereken yetkilerini bu kongrelerde beliren milli iradeye dayandmncaya kadar, bu azli kabul etmedi. Esasen , ordu arkasmdan aynlmadt. S ivas valisi, Ístanbul'dan Mustafa Kemal'in faaliyetine son ver mek, hatta onu tutuklamak emri aldi. Sultan, Ali Kemal'i onay lamaktayd1. Bu andan itibaren milli ihtilâl ba§lamt§tl. �unu belirtmek laz1mdtr ki, Türk bag1ms1zhk sava§t ilk a§amada bir milli ihtilâl hareketi olarak ba§lamt§ttr. Hâkimiyetin kaynagm1 sultandan ahp millete aktarma §eklinde kendini gõstermi§tir. Mustafa Kemal'in istanbul Hükümeti'nin gõnderdigi emirleri 47
H A L I L I N A LC I K
dinlememesi ve milli b i r kongre toplamaya karar vermesi bir ihtilâl niteligindeydi. Mustafa Kemal, S ivas'a geldi, halk ve ordu onu, Çanakkale kahramam bir milli lider olarak heyecan ve sevgi ile kar§ilad1. Sivas valisi Mustafa Kemal'i tutuklamaya cesaret edemedi. Bu amaçla Sivas' a gelmi§ olan Elaz1g valisi Ali Galip de giri§iminde ba§anh olamad1. Mustafa Kemal oradan Erzurum' a hareket etti. Erzurum'da Vilayet-i $arkiyye Müdâfaa-i Hukuk-i Milliye Ce miyeti' nin giri§imi ile 3 Mart 1 9 1 9'da Dogu vilayetlerinin gelece gini gõz õnünde tutan bir kongre toplanmasma karar verilmi§ti. Mustafa Kemal, Sivas'tan Erzurum'a hareket etti (3 Temmuz) . Bir hafta sonra gõrevinden ve askerlikten istifa ettigini padi§aha bil dirdi. Bundan õnce Erzurum ve Bitlis valileri ile Rauf Bey, Kâz1m Karabekir Pa�a'nm bulundugu bir toplannda Milli Mücadele'ye devam edecegini aç1klad1, coplanndakiler kendisini takip ede ceklerine sõz verdiler ve hareketi onun idare etmesini istediler. O bütün bu karar ve hareketlerinde belli ba§h askeri §eflerle temas halinde bulunuyor, onlarla ahenkli çal1§1yordu. Bu §efler arasmda Ístanbul'da Erkân-1 Harbiye Reisi Cevat Pa§a, o zaman Sulh Ha zirhk Komisyonu'nda ba§kanhk yapan ismet Bey (o zaman mira lay) bulunmaktayd1. Nihayetinde istifasm1 millete aç1klad1. Erzurum Kongresi'nin açilmas1 1 0 Temmuz günü için karar la§tmlmt§tl. Fakat delegelerin gecikmesi ve diger sebepler yüzün den kongre ancak 23 Temmuz'da açild1. Mustafa Kemal'in çabala nyla vali ve kumandanlann i§ birligi, bu tarihi ve hayati kongrenin toplanmasm1 saglad1. Ôzellikle, ordu kumandanlan onu istifa etmemi§ gibi sadakatle dinliyorlar ve emirlerini derhal yerine ge tiriyorlard1. O, birçok hallerde, hatta askeri olmayan i§lerde karar lanm mülki yetkililerden sakhyor ve yalmz askerlere bildiriyordu. Konya valisi Cemal Pa§à nm istanbul' a gitmesi üzerine Mustafa Kemal orduya milli davaya ha§lamak üzere bir genelge sundu ve genelge diyordu ki, devletin ve milletin yazg1smm belirlenmesinde milli irade hâkimdir. Ordu bu milli iradenin hizmetkândir. 48
M I L LI M Ü CAD E L E TAR I H I (1908-1923)
Mustafa Kemal, ordu kumandanlarma vazifeleri ba§mdan aynlmamalanm bildirdi. i§gal kuvvetlerinin wru ile hükümet bir askeri birligin kaldmlmasma karar verdigi taktirde, merkezi hükümetin huna ait emirlerinin dinlenmemesini istedi. Mülki idarenin de milli harekete kaulmasm1 istedi. Bu suretle o, Ana dolu'da devlet kuvvetlerini ve te§kilâtm1 kendi emri altmda, milli davaya s1ki s1kiya baglamak istiyordu. istanbul Hükümeti ise bu hareketi aç1kça kendisine kar§l bir isyan kabul ediyordu. Atatürk bag1ms1zhgm1 ve millete hizmet kabiliyetini ve imkâmm kaybet tigi için istanbul Hükümeti'nin, Anadolu'ya bag1mh olmasm1, yani yasal hâkimiyetin Anadolu'da oldugunu savunuyordu. tle ride bütün olaylar onun bu gõrü§ünde ne kadar hakh oldugunu gõsterecektir. Fakat ileriyi gõremeyen birçok politikac1, bu hayati anda, saltanatm ve hükümetin otoritesi ve tek yasal egemenligi fikrinden kendilerini kurtaramadilar ve neticede milli harekete zararh faaliyederde bulundular. Mustafa Kemal, sultan üzerinde baski yapmak üzere onun ta rafindan bir milli medis olu§turulmas1 ve milli hareketi sultanm giri§imlerine buakma teklifleri de al1yor fakat bõyle dü�ünenleri onaylam1yordu. Bu fikirde olan Samsun valisi Hamid Bey'e §Õyle diyordu, "Evvelâ milli bir hükümetin dayanacag1 temeli ortaya ç1karmak gerek, bu da Erzurum ve Sivas kongreleri ile mümkün olacakm." Bu sõz, Mustafa Kemal'in bu kongreleri toplamaktaki amacm1 aç1k bir §ekilde gõscermektedir. Bu da sultana bag1mh olmayan bir hükümet olu§turmakm. Mustafa Kemal'in bu 1sran yakm i� arkada§lanyla arasmda baz1 gõrü§ aynhklan ç1kmasma sebep olmu§ ve bu hâl Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra da devam etmi§tir. Mustafa Kemal gõrü§lerinin yerindeligini 1 927'de büyük nutukta aç1kla maya ve incelemeye çal1§ml§tlr. Mustafa Kemal'in digerlerinden fark1 uzag1 gõrmesi, tam bir ihtilâlci olarak radikal çarelere ba§ vurmas1, ideallerindeki kesinlik ve derinliktir. O, digerlerinden farkh olarak, bu yüksek ve uzak ideali gerçekle§tirecek kuvvet ve 49
H A L I L I N A LC I K
enerj iyi kendinde ve milletinde hissediyordu. Aym zamanda bü yük stratejist olarak dava için dünya siyasi ko§ullarmm saglad1g1 imkânlan iyi tahmin etmi§ ve hesaplamt§tlr. Erzurum Kongresi 23 Temmuz 1 9 1 9'da nihayet bir okulun salonunda topland1 ve ilk gün Mustafa Kemal'i b�kanhga seçti. O, durumu aç1klayan bir nutuk verdi ve delegeleri yalmz �ark vilayederi degil, bir bütün olarak memleketin büyük davas1 üze rine çekti. Erzurum Kongresi kararlan sonradan Sivas Kongre si' nde ve Büyük Millet Meclisi'nde alman kararlara esas oldugu için çok õnemlidir. Aym nutukta, Mustafa Kemal milli haklan m hiçbir kuvvetin yok edemeyecegini belirterek milli ruhun ve iradenin b�anh olacagma inancm1 delegelere aç1klad1. Bunun için Anadolu'da milli iradeye dayanan bir medis ve kuvvetini bu meclisten alan bir hükümet olu§umu gerektigini aç1klad1. 14 gün süren Erzurum Kongresi, Mustafa Kemal'in tespit ettigi §U hedefleri bir bildirge halinde ilân etti: 1 . Milli hudut içinde vatan bir bütündür, onun muhtelif k1S1mlan aynlamaz (vacanm bütünlügü prensibi, doguda Ermenilerin, güneyde Frans1zlarm, banda Yunanhlann ͧgal ve istila hareketlerine kar§t mukavemet ve sav� ka ran demektir) . 2 . Her türlü yabanc1 i§gal v e müdahalesine kar§t ve istanbul Hükümeti'nin dag1lmas1 halinde, millet bir bütün olarak müdafaa ve mukavemet edecektir (Milli bag1ms1zhk pren sibi. Bununla milletin bõlünmezligi ve bag1ms1zhg1 esas1 ilân ediliyor ve bunu korumak için sava§t goze al1yordu) . Sultanm hükümeti dagtlsa bile, Türk milleti ve onun ya §ama ve bag1ms1zhk haklan devam edecektir. Türk devleti, sultana degil, Türk milletinin iradesine baghd1r (Bunda "milli iradenin üstünlügü" esas1 ifadesini bulmu§tur) . 3. Vatanm bag1ms1zhgm1 korumaya istanbul'daki merkez hü kümet muktedir olamad1g1 takdirde, bu gaye ile geçici bir hükümet te§ekkül edecektir. Bu hükümeti, Milli Kongre 50
M I L L I M Ü C A D E L E TAR I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
seçecektir. Kongre toplanu halinde degilse, bu seçimi He yet-i Temsiliye yapacakttr. (Bu madde ile milli iradeye ic ra kuvveti ve õrgütlenme hakkt isteniyor ve ona, sultanm tayin ve onayma gerek kalmadan devlet i§lerini yürütme yetkisi tan1myordu. Burada kullanilan geçici kayd1 sultan1 ve onun hükümetini tek yasal makam sayanlar kar§tsmda kabul edilmi§ bir kaymu. Milll hareketin ba§lang1cmda, hatta sonra Büyük Millet Medisi topland1g1 zaman dahi Mustafa Kemal bu noktay1 ihmal edemedi. Çünkü henüz memleketin büyük bir kism1 onun mutlak milll irade hâ kimiyeti esas1m, tam anlam1yla ihtilâlci gõrü§ünü benim seyecek durumda degildi. Bu yüzden Mustafa Kemal, esas amaç olan milli kurtulU§ sava§ma zarar vermemek ve aynhk dogmasma meydan btrakmamak için kaytts1z §arts1z milli hâkimiyetin ilâmm sonraya b1raku. O zaman, Mustafa Ke mal'in en yakin arkada§lan arasmda dahi bu prensibi kabul etmeyenlerin bulundugu dü§ünülürse, onun ihtilâlci amaç lanm hemen ortaya ç1karmakta tedbirli hareket etmesinin sebebi anla§tltr. Fakat a§ag1da gõrülecegi gibi, daha o zaman saray ve hükümeti bu hareketteki ihtilâlci esas1 belirlemede güçlük çekmemi§, Mustafa Kemal' e ve kongreye kar§t cep he almt§tlr. Saray ve hatta Mustafa Kemal'in yanmda bulu nan birçoklar1 harekeci, mücceflkler üzerinde ecki yapmak için milli cezahürac seviyesinde b1rakmak dü§üncesindeydi ler. Mustafa Kemal ise ona radikal bir milli ihtilâl karakceri verdi ve bu hedefl ad1m ad1m gerçekle§tirdi.) 4. Bu mücadelede milli kuvvetleri harekece geçirmek ve milli iradeye hâkim kilmak esasttr (bu madde ile 3. Maddede az çok ifade edilen ihtilâlci prensip ifade edilmektedir) . 5 . Hrisciyan unsurlara siyasi hâkimiyecimizi ve içcimai den gemizi bozucu ayncal1klar verilemez (bu madde ile dogu da Ermenilere õzerk bir idare vermek isceyen mücceflkle rin bu siyaseti red ediliyordu) . 51
H A L I L I NA LC I K
6. Manda ve himaye kabul edilemez. ( 0 zaman, Türki ye'nin içinde bulundugu ko§ullan hesap eden birçok aydm büyük bir devletin himaye ve idaresini isteyerek memleketin parçalanmasm1 õnlemenin mümkün oldu gunu dü§ünüyordu. Bõylece büyük bir devletin diger lerine kar§l menfaatlerimizi savunacag1 hesaplamyordu. Bu yakla§tm, memleketin bag1ms1zhgm1 ve §ereflni bir pazarhk konusu yapmaya alt§ffil§ olan eski Bâb-1 Âli po litikacilarmm zihniyetiydi. M illi iradenin mutlak ege menligi prensibini savunan bir lider için bu flkri kabul etmek mümkün degildi. Bu savundugu flkri inkâr etmek olurdu. Bag1ms1z bir devlet kurmak, bütün ihtilâl hare ketlerini milli iradenin hâkimiyeti esasma dayandumak isteyen bir milli lider için b�ka bir devletin himaye ve vasiligini kabul etmek çeli§kili bir flkirdi. Nihayet, b� ka bir milletin vasiligini kabul etmeyi, tarihinde hiçbir zaman bag1ms1zhgm1 kaybecmemi§ bir millet ve onun kahraman õnderi kabul etmezdi, bu nedenle o zaman birçoklan tarafmdan, bir çõzüm §ekli olarak ileri sürülen bu flkir, Mustafa Kemal'in õncülügüyle, kongre tarafm dan reddedildi.) 7. Kongre, Milli meclisin derhal toplanmasma ve mec lisin hükümet icraatm1 kontrol etmesine çah§ilacakm. (Kongre, Mustafa Kemal'in dü§ündügü gerçek bir milli hükümetin varhg1 için yeter derecede yetkili bir olu§um degildi. Delegeler, millet tarafmdan seçilmi§ degillerdi . Mustafa Kemal, bu amac1 1 920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi'ni toplamak yoluyla gerçekle§tirecektir.) istanbul Hükümeti, bu milli kongrenin toplanmasma engel ol mak için õnlemler almt§tl. Damad Ferid Pa§a kongrelerin dag1ulmas1 için askeri ve sivil makamlara emirler gõnderdi. Fakat or dunun ald1g1 kar§l õnlemler sayesinde, hükümetin bu giri§imleri bo§a ç1kanldi. 52
M I LL ! M Ü C A D E L E TAR I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Kongre esnasmda Mustafa Kemal'in lider konumunu ortadan kaldumak isteyenler ç1kt1. Tüzüge gõre seçilen Temsil Heyeti için de Mustafa Kemal, Rauf Bey bulunuyorlard1. Temsil Heyeti'nde baztlan; yalmz vilayet temsilcilerinin bulunmasmm, dt§anda da ha iyi etki yapacag1m, Mustafa Kemal'in adtm gõrenlerin milli hareketi ki§isel amaçlara baglamalarmm muhtemel olacagm1 ileri sürüyorlard1. Fakat Mustafa Kemal, büyük Nutuk'ta itiraf ettigi gibi, milli iradeyi harekete geçirmek için Kongre'yi aydmlatmak ve idare etmek wrunluluguna inamyordu. Sonra da Kongre' nin yürütme heyeti olan Temsil Heyeti' nde gõrev ald1. Bu te§kilât, ye ni Türkiye devletinin ilk õzü say1labilirdi. Gerçekten, bir Osmanh Mebusân Meclisi vard1 fakat toplantt halinde degildi, memleketin ve milli iradenin gerçek temsilcisi bu Mebusân Meclisi'nin olmas1 gerekirdi. Onun için Erzurum Kongresi bu meclisin toplanma sm1 da istekleri arasmda belirtti. ileride Ístanbul'da toplanacak olan bu meclisin ba§ans1zhg1 üzerinedir ki, Mustafa Kemal Ana dolu'da, Ankaràda milleti temsil eden gerçek bir Millet Meclisi toplayacak ve yeni Türk devletinin kurul�unda bu, kesin ad1m1 olu§turacakm. Erzurum Kongresi sonunda 1 5 . Kolordu kuman dam Kâz1m Karabekir'e gelen Harbiye Nazm'mn bir telgrafinda, Mustafa Kemal'in derhal tutuklanarak Ístanbul' a gõnderilmesi emrediliyordu. Bu emir yerine getirilmedi. Bu mada Kara Vas1f'm kurdugu gizli bir te§kilât bütün or duyu emri aluna almak istiyordu. Mustafa Kemal, bõyle gizli bir baski kurulu§una gerek olmad1g1 dü§üncesi ile bunu onaylamad1. Erzurum Kongresi'nin izledigi amaçlardan biri, büyük dev letlere buradaki Türk varhgm1 tamtmak ve bu Türk yurdunda bir Ermeni yurdu kurmak isteyenlere kar§I milli iradeyi belirtmekti. Onun için Kongre'de alman kararlar yabanc1 devletlere bildiril di. Erzurum Kongresi, dogu vilayetleri için toplanmi§tt. Mustafa Kemal, memlekette benzeri bütün õrgütleri temsil eden ve bütün milletin iradesine tercüman olacak bir kongrenin Sivas'ta toplan masma Amasya Genelgesi ile giri§mi§ bulunuyordu. 2 Eylül'de 53
H A L I L I N ALC I K
Mustafa Kemal Sivas' a geldi. Fakat delegeleri seçtirip Sivas'ta top lamak kolay olmad1. istanbul Hükümeti huna engel olmak üzere õnlemler almakta ve gerici akimlar, bu kongreyi memleket ç1kar larma aykm gõstermekteydiler. Diger taraftan Sivas' a gelen Fran s1z jandarma müfetti§i M. Brunot, kongre topland1g1 takdirde Sivas bõlgesinin ͧgal olunacag1m bildirdi. Ístanbul Hükümeti de bu haberi onaylad1. Sonradan Frans1z kumandan bu kongrenin, müttefiklere kar§t dü§manca hareketlerde bulunmad1g1 takdirde toplanmasma izin verilebilecegini bildirdi. Mustafa Kemal bunda, bütün kongre Uyelerinin toplanmasma izin verdikten sonra, onla nn toplam tutuklanmas1 amacm1 sezdi. istanbul Hükümeti'nden de aym nitelikte telgraflann gelmesi, sultan hükümetinin i§gal kuvvetleriyle i§birligi halinde çalt§tlgma §Üphe b1rakm1yordu. Bununla beraber delegeler seçilip gõnderildi. Erzurum Kong resi üyelerini ve dolay1S1yla Dogu vilayetlerini temsilen kongrenin seçmi§ oldugu Heyet-i Temsiliye, ha§lannda Mustafa Kemal oldu gu halde Sivas' a gelmi§ bulunuyorlard1. Sivas Kongresi 4 Eylül 1 9 1 9'da saat 2'de resmen aç1ld1. Sa bahleyin Mustafa Kemal, Rauf Bey, Bekir Sarni Bey ve ba§kala nnm toplanarak kendisini Kongre ba§kanhgma seçmeme karan ald1klanm õgrendi. Kongre aç1ld1g1 zaman, her vilayet delege sinin alfabetik sua ile ba§kanhk yapmas1 ve bõylece dt§anda iyi bir etki btrakmak suretiyle §ahsiyet meselesinin ortadan kaldm lacag1 õne sürüldü. Bu teklif, oya sunuldu ve reddedildi. Sonra üç oy di§mda Mustafa Kemal, üyelerin oyu ile ba§kanhga geti rildi. Bu giri§imler dikkate deger. Çünkü memleketin vatansever ve kabiliyetli bir lidere muhtaç bulundugu bir zamanda, ki§isel rekabetler onu gõrevden uzakla§mmaya çah§iyor; Türk Milli Mücadelesi'ni bu e§siz õnderden yoksun buakmak istiyordu. Mustafa Kemal büyük Nutuk'ta, ha§kanhk makamma geçme karannda oldugunu, bunun kendisi için bir vatan borcu ola rak kabul edildigini ve hareketin ba§anh olmas1 için kendisinin mücadeleyi idare etmesi gerektigini, k1saca memleketin bir milli 54
M I L L I M Ü CAD E L E TAR I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
idare ihtiyac1 oldugunu ifade etmi§tir. M illi dava, onun §ahsmda toplanmam1§, onun bütün engelleri y1kmasm1 bilen iradesine tâbi olmam1§ olsayd1 ba§anya ula§amazd1 . Bunu ona kar§I olan lar da sonradan onaylam1§lardir. Ba§kanhga seçilmekle Mustafa Kemal, milli hareketin ba§ma milletin delegeleri tarafmdari getirilmi§ oluyordu. Art1k otoritesi ni bu kaynaktan al1yor ve kendisini sultanm hükümetinden daha yetkili gõrüyordu. O, liderlik mücadelesini kazanmt§tl fakat bunu líder olma zevki için degil, vatan1 kurtarmak ve tam bir kudrede hizmet etmek için istemi§ti. O zamanki ko§ullar içinde birçoklar1 dikkadi hareket etmekten dem vurduklan halde, o kendi §ahsm1 her türlü tehlikelerin õnüne atmaktan çekinmiyordu. Atatürk bu tarihlerde Çanakkale kahramam bir vatansever olarak genel hürmet gõrmekteydi. Kongre'nin Sivas'ta toplan masmdaki sakmcalan bildiren Sivas valisi Re§id Pa§àya Mustafa Kemal flkrinde 1srar ettigini yazmca Re§it Pa§àmn cevab1 §U ol ffiU§tu, "Vatanseverliginiz inkâr edilemez oldugundan ve vatanm selameti sõz konusu bulundugundan bu konuda son karan ver mek size aittir." Kongre'nin ilk günlerinde konu§ulacak konular üzerinde tartl§malar yap1hrken bu konulann siyasi içerikte olup olmad1g1 §eklinde garip bir flkir ortaya atdd1. Bu sultanm siyasi hak ve yet kilerini hâlâ korumak çabas1yla õne sürülüyor, Kongre' nin flkri madan bir milli gõsteri hareketinden ibaret bulundugu a§tlanma ya çal1§1hyordu. Bu gõrܧÜn Mustafa Kemal'in ihtilâlci gõrü§üne taban tabana zlt oldugunu sõylemeye gerek yoktur. Kongre' nin siyasi içerikte oldugu gerçegi kabul edildikten sonra Erzurum Kongresi kararlan gõzden geçirilerek orada ifade edilen esasla nn bütün memleketi kapsayacak §ekilde degi§tirilmesine gidildi. $arki Anadolu Müdafa-i Cemiyeti yerine Anadolu ve Rumeli Mü dâfaa-i Hukuk-i Milliye Cemiyeti adi kondu. Arnerikan mandas1 kabul edilmesi hakkm da Kongre'ye sunulan muhura üzerine uzun tartl§malar oldu. Bunu õzellikle imparatorlugun parçalanmas1m 55
H A L I L I N A LC I K
õnleyecek bir tedbir olarak dü�ünüyorlard1. Bekir Sarni Bey, bu konuda Amerikan temsilcisi ile temasa geçmi� o da Türk milleti adma b�kan Wilson ve Senato'ya b�urulmasmt tavsiye etmi�ti. Amerika mandastm ingiltere'nin de sonunda kabul edecegi dü �ünülüyordu. Amerika'nm siyasi amaçlar beslemeden Türkiye'nin kalkmmasma yard1m edecek tek ülke oldugu da iddia ediliyordu (Halide Edip Hamm'm flkri) . Vas1f Bey, Kongre'ye mandanm õzü hakkmda bilgi verdi ve prensip olarak kabulünü istedi. Be kir Sarni, ibrahim Faz1l P�a ve Refet Bey Amerikan mandasmm kabulünden yana aç1klamada bulundular. Raif Efendi ise manda kar�m konu�tu. Sonunda muhttray1 verenler geri ald1lar. Niha yet Amerikan Kongresi' nin Türkiye'deki gerçek �artlan incelemek üzere bir heyet gõndermesi hakkm d a bir mektup yaz1ld1. Fakat Mustafa Kemal, o zaman huna õnem vermedigini ve mektubun gõnderilip gõnderilmedigini hat1rlamad1gm1 sõylemi�tir. Sivas Kongresi 1 1 Eylül 1 9 1 9'da sona erdi. Ertesi gün Mustafa Kemal istanbul Hükümeti ile ili�kileri kesti ve 1 3 Eylül'de sultan hükümetinin seçimlerle Mebusân Meclisi' ni toplamaya yan�ma d1gm1 ileri sürdü. Bir Millet Meclisi'nin mümkün olan en ktsa zamanda toplanmast gerektigini ordu kumandanltklarma bildir di. Bu yolla Sivas Kongresi'nden sonra Mustafa Kemal, sultanm hükümetini tamam1yla bertaraf etmek, Anadolu'da milli hâkimi yet esasma gõre yeni bir Türk devleti kurmak üzere en õnemli karan aç1klam1� bulunuyordu. Millet Meclisi'nin toplanmas1 için gõnderdigi bu tarnimde, Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti' nin derhal seçim haztrltklan yapmasm1 ve gõnderilecek mebus miktarmm tespitini istemekteydi. Aym zamanda bütün devlet memurla rmm Milli Kongre'nin emirlerine uymas1m, istanbul'dan degil Kongre'nin seçtigi Heyet-i Temsiliye'den emir almas1 gerektigini bildirdi. Kar�t gelenler, millet adma cezalandmlacaktt. lrk ve din aynltg1 gõzetilmeden, herkesin hayatt, malt, �erefl ve memleketin güvenligi garanti ediliyordu. Bu yolla devlet ve sorumluluklan da Milli Kongre, daha dogrusu onun temsil eden Heyet-i Temsiliye 56
M I L LY M Ü CAD E L E TAR I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
ve b�1 Mustafa Kemal tarafmdan devralmmt§ bulunuyordu. 1h tilâl tamd1. Bundan sonra sultanm hükümeti ile Mustafa Kemal arasmda §iddetli bir mücadele b�layacakur, istanbul Hükümeti ile ili§kilerinin kesilmesi sonucunu veren olaylar, Sivas Kongresi esnasmda geçmi§tir. Çe§itli kaynaklardan gelen haberler, Kongre sirasmda istanbul Hükümeti'nin ingilizlerle i§ birligi halinde Do gu Anadolu'daki kabileleri harekete geçirmek, Kongre'yi basmak ve üyelerini tutuklamak giri§iminde bulundugunu gõstermektey di. Harput valisi Ali Galip Bey bu hareketin ba§mdayd1. Bir ingi liz kurmay1 Nowil, Bedirhaniler ile Ali Galip Malatyàya geldiler. Burada kabilelerin toplanmasma çal1§1hyordu. Mustafa Kemal Diyarbakir ordu komutanhgma bagh birliklerden bazilanm ha rekete geçirerek Ali Galip'i ve yolda§lanm tutuklamaya ve dagu maya çah§tl. Bu kuvveder Malatyàya geldiler fakat sõz konusu §ahtslar kaçm1§lard1. Onlarm, kabileleri toplayarak bu kuvvetleri baskma ugratmak istedikleri õgrenildi.
2 Eylül 1 9 1 9'da Ali Galip'e dâhiliye vekili tarafmdan gõnde rilen yaz1, tarihi bir õnem ta§tr. Burada Dâhiliye Nazm Adil Bey, Ferid P�ànm onay1 ile §Unlar1 yazmaktayd1: "Erzurum'da baz1 §a h1slar toplan1p birtakim kararlar almt§lar. Bunlar memlekette ve dt§anda kõtü etki birakmt§tlr. ingilizler, bunu bahane ederek Sam sun' a kuvveder ç1kanp memleketin õnemli geni§ alanlarm1 i§gale
haz1rlanmaktadir. Sivas'ta sekiz on ki§i toplanacakm1§. Bu aslmda õnemsiz ise de, Avrupàda geni§ yanki yapmaktadir. Ordunun her derece subay1 ile askeri bu §ahtslarm gõrii§lerini benimsemektedir. Sizin gõreviniz, güvenilir yüz veya iki yüz adam alarak bu §ahtslan tutuklamakur. Bunlan bõlgenizdeki kabileler arasmdan toplayabi lirsiniz. Bõylece bu macerac1larm Sivas'ta toplanmasma engel ola bilirsiniz. Hükümet, yabanc1lan i§gal niyederinden vazgeçirebilir. Sizi padi§ahm iradesi ile Sivas valisi ve kumandam atad1k."
Bu suikasttan haberdar bulunan Mustafa Kemal, dâhiliye na zmm §iddede suçlayan bir telgraf gõnderdi: "Milletin padi§aha isteklerini bildirmesine engel oluyorsunuz. Dü§manla i§ birligi 57
H A L I L I NA LC I K
yap1yorsunuz. Millete bunun hesabm1 vereceksiniz," dedi. B u olay, 1 O Eylül'de oldu. Mustafa Kemal b u kararlann padi§ah ve Sadrazam Ferid Pa§ànm bilgisi dâhilinde almd1g1 gõrü§ündeydi. Durumu aydmlatmak için Mustafa Kemal dogrudan dogruya padi§ahla temasa geçmek istedi, hükümetin kabileleri ayakland1rarak arada Müslüman kanmm dõkülmesine sebep olacaklarm1 padi§aha çektigi telgrafta bildirdi. Bu oyunlara son verilmesini, hükümetin namuslu ve vatansever kimseler tarafmdan olu§turul masm1, aksi balde milletin hükümet merkezi ile her türlü ili§kisini kesecegini, ordunun milletle beraber oldugunu ilâve etti. Bõylece o, milletin ve ordunun iradesini temsil ettigi inancmdayd1 (Bu ka rarlan, daima orduya genelgelerle bildirmeye de dikkat ediyordu) . Fakat istanbul'da onun padi§ahla dogrudan dogruya ili§kiye geç mesine ve bu isteklerini bildirmesine engel oldular. Bunun üzeri ne 1 2 Eylül'de Mustafa Kemal istanbul ile Anadolu arasmda her türlü haberle§meyi yasaklad1. Anadolu'nun istanbul Hükümeti ile baglanns1 kesildi. Anadolu amk sultanm hükümetinden degil, Kongre' nin temsilcilerinden, Mustafa Kemal'den emir alacakn. Son hareketle bu, flilen saglanmt§ oluyordu. Burada, istanbul Hükümeti'nin durumu ve ald1g1 õnlemler hakkmda biraz bilgi vermek olaylarm geli§imi ve devletin için de bulundugu gerçek §artlan õgrenmek baktmmdan faydal1 ola cakttr. Paris'te toplanan ban§ konferansmda Türklerle yaptlacak ban§ antla§mas1 sona buak1lmt§tt . Nihayet haziranda, yani Mus tafa Kemal Anadolu'ya gõnderildikten bir ay kadar sonra Damad Ferid Pa§a kendisini Paris' e davet ettirdi ve mütteflklere ban§ hakkmda Osmanlt isteklerini bildirdi. Bu istekler, Osmanlt Ím paratorlugu' nun dü§man elinde bulunan Arap memleketleri de dâhil olarak bir bütün halinde korunmas1 esasmda birle§iyordu. Arap memleketleri için õzerklik kabul ediliyor, Ermeniler için ba zt garantiler veriliyor, õzellikle çürük bir yapt halinde Osmanlt imparatorlugu'nun devam1, her §eyin üstünde tutuluyordu. Bu Halife-Sultan'm durumuna uygun bir siyasetti. Mevcut çürük 58
M I L L I M Ü C A D E L E TAR I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
yap1y1 korumak için lngiliz himayesine s1gm1lacaku. Milyonlar ca Müslüman tebaas1 dolaylSlyla ingiltere'nin, Osmanh halifesini himaye gõrevini üzerine alacag1 ve korumas1 altmdaki bu devleti bütün olarak muhafazay1 kendi ç1kan kabul edecegi umuluyordu. Bu nedenle, Damad Ferid Hükümeti ingilizlere yaranmak için her §eyi yap1yordu. Bu politikaya kar§m Mustafa Kemal ve milli yetçiler, Türk milletinin ba§ma bela olan Osmanh imparatorlugu flkrini tamam1yla birakmak, onun yerine Türk milletine dayanan ve yalmz onun ç1karlanm hesaba katan milli bir politika tarafta nyd1lar. Anadolu'da ve Trakyàda yalmz Türklerden olU§ffiU§ Türk milli devletinin kurulmas1m istiyorlard1. 1. Dünya Sava§t'ndan
sonra milliyet flkrinin kazand1g1 õnem ve büyük devletlerin bu esasa deger vermeleri (hiç olmazsa gõrünü§te) sebebiyle, en aktl hca ve ümit verici politika da buydu. Bu nedenle milliyetçilerin gõrÜ§Ü milletleraras1 §artlar baktmmdan da en uygun politikayd1. Bu §artlar, zaferin onlarda kalmasmda ba§hca rol oynayan sebep lerdendir. Buna kaqm yeni Osmanh imparatorlugu'nun ingilte re'nin himayesi altmda korunmas1 Türk milletinin degil, Osmanh Hanedam'mn ç1karmayd1. Bu surede iç politikada meydana gelen derin degi§iklik kendini dt§ politikada ifade etmekteydi. Mütteflklerin Osmanh sadrazammm kõhne ve iddial1 istek lerine kar§I tepkisi bütün milletin derin ac1 ile hissettigi sertlikte oldu: Frans1z Ba§bakam Clemenceau, Türklerin hâkimiyetin den ç1km1§ ve mütteflklerin i§gali aluna girmi§ hiçbir milletin tekrar Türk hükümetinin idaresi aluna verilmeyecegini, çün kü Türklerin tarihte nereye gittilerse oranm ilerlemesine engel olduklanm ac1 ve alayh bir dille ifade ederek bu planm tartl§ maya dahi degmedigini sõyledi. Bir tokat gibi inen bu ac1 ce vapla ezilmi§ olan Damad Ferid, utanç içinde memlekete geri dõndü. Clemenceau'nun bu haks1z ve merhametsiz sõzleri bü tün Türkler, bu arada dogal olarak Mustafa Kemal üzerinde de derin bir etki yapu. Millet, amk medeni dünyanm, Osmanh imparatorlugu hakkmda ne dü§ündügünü õgrenmi§ bulundu, 59
H A L I L I N A LC I K
Türkler için amk takip edilecek bir tek siyaset ve ümit vard1; o da Türklerle yurt edinilmi§ topraklar üzerinde milli bir Türk devleti kurmaku. Milliyetçilerin ve Mustafa Kemal'in idealleri, millet çe takip edilecek tek yoldu. Mustafa Kemal, milletin duydugu derin ac1ya tercüman olarak Sadrazam' a bir mektup gõndermek ten kendini alamad1. Büyük vatansever bu mektupta diyordu ki: "imparatorlugu parçalamak ve yok etmek hususundaki sarsilmaz karann bu derecede küçültücü bir §ekilde ilâm kar§ismda sar s1lmayacak hiç kimse dü§Ünemiyorum. Allah'm yard1m1 ile mil letimiz bu gibi câniyâne kararlar kar§1smda irkilmeyecek metin ve y1lmaz bir ruha sahiptir. �una inamyorum ki, zat-1 devletleri genel durumu, imparatorlugu ve milletin hakiki menfaatlerini üç ay õncekinden farkl1 bir §ekilde gõrmektesiniz. Íçeride ve di§an da selâhiyetle konu§mak ve kendini dinletmek için mutlak suret te milli iradeye dayanmak gerektir. ingilizlerin gõsterdigi yolda bir kurtulu§ aramak manâs1zdH. Hükümet, milli harekete kar§l koymaktan vazgeçmelidir. En kisa zamanda Meclis-i Mebusân'1 toplamal1d1r." Fakat Damad Ferid, Mustafa Kemal'in milli irade ye dayanarak devlet otoritesini Anadolu'ya geçirmekte oldugunu gõrüyordu. Bu durum kar§1smda Ístanbul'da Meclis-i Mebusân'1 toplamaya karar verdi. 20 Eylül 1 9 1 9'da Sultan Vahdeddin bir genelge yaymlad1. Bu genelgede millet ve hükümet arasmda bir anla§mazhk oldugunu ileri sürenlerin milleti yamltuklan, seçim lerin bir an õnce yapilmasm1 ve Meclis-i Mebusân'm hemen top lanmasm1 istedi. Fakat adi geçen §ah1slann hareket tarzlannm, bunu geciktirmekte olduklanm iddia etmekte, büyük devletlerin adalet hissine güvenilmesini, bu sayede §ereflmizin ve dünyadaki durumumuzun korunacagm1 belirtmekteydi. Bu bildiri, son yüzy1ldaki Osmanh Hanedam'nm kaderini Avrupa devletlerinin eline b1rakmas1, bag1mh ve korkak ruhlu entrikac1 politikasmm son ifadelerinden biri olmas1 itibariyle dik kate deger. Õbür taraftan, kuvvet kaq1smda y1lmayarak hakki m ve bag1ms1zhgm1 gerekirse õlüme aularak savunmaya karar vermi§ 60
M I L L I M Ü C AD E L E TAR I H I (1908-1923)
ses, Türk milletinin kendi sesiydi. Millet o sesin arkasmdan gitti. Mustafa Kemal, sultanm galiplerden merhamet ve dogruluk dile nen c1hz sesini gür sesiyle bogdu. Büyük Nutuk'ta der ki: "Nisfet ve merhamet niyâz etmekle millet i§leri, devlet i§leri gõrülemez; milletin, devletin §eref ve istiklâli temin edilemez. Nisfet ve mer hamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk milleti, Türkiye' nin müstakbel çocuklan bunu hattrdan ç1karmamal1du." Mustafa Kemal bütün hayat felsefesini §U cümlede õzet lemi§tir: "Hayat demek mücadele demektir. Hayatta muvaf fakiyet mutlaka mücadeleyle mümkündür." Onun bu inant§I, bu mücadeleci, enerj ik karakteri bütün tarih boyunca Türkle rin karakteri olmu§tur. Yeni Türkiye bu yeni ruhla dogacaku. Türk milleti tekrar kendi birincil hayat felsefesine kavu§acak ve o ruhla yükselecekti. Bag1ms1zhg1, hürriyeti üzerinde pazarhk yapmak, onu ba§ka menfaatler için kismen olsun gõlgelemek, yard1m dilenmek, Türk milletinin karakterine hiçbir zaman yakt§mazd1. Yenilmez gõrünen güçlükleri, Mustafa Kemal ve onun Kuvâ-y1 Milliye çocuklan bõyle yendiler. Onun sundugu devletin gelecegi , bu mücadele felsefesine baghdu. Yeni yeti§en nesiller, gerçek Atatürkçülügün bu prensibini, tam bir bilinçle benimsemi§lerdir. Atatürk, Clemenceau' nun zehirli iftiralanm hiçbir zaman unutmamI§ttr. l 930'dan sonra Mustafa Kemal vaktinin, enerj isi nin büyük bir k1smm1, Türk tarihinin ve medeniyetinin kaynak
lanm, asil karakterini meydana ç1karmaya karar verirken, bütün istegi sõzde tarihçilerin Türk milletinin tarihine kaq1 sistemli bir §ekilde yükledikleri bu haks1z iftiralan ve hatalan yine aym silah la, ilimle düzeltmek, Türk milletine milletler arasmda hakkt olan §erefli mevkii saglamakn. Onun bütün hayan, Türk milletinin haklanm almak için mücadele ile geçmi§tir. Onun, lay1k oldugu hayat ve mevkii için sava§ meydanmda, ilim alanmda, teknikte, her alanda y1lmaz bir azimle çah§mak, Atatürkçülügün gerçek temelindeki mücadeleci ruhtur. 61
H A L I L I N A LC I K
Atatürk, aym zamanda gerçekçi bir politikac1yd1. Mücade lesinin daha b�mda Avrupàda, dünyada hâkim aktmm milliyet kavram1 oldugunu bütün aç1khg1 ile gõrmܧ, bu davanm b�an §ansm1 iyi kavramt§tl. Aym §ekilde, emperyalist devletler arasm da sava§tan sonra kendini gõsteren rekabetin, Türk milli davas1m b�anya eri§tirme baktmmdan õnemini anlamt§tl. Bunun için o, daha b�lang1çtan itibaren Íngiltere'ye kar§I Fransàya yakla§maya çah§tl. Sultanm Íngiliz taraftan siyasetine kar§t Frans1z taraftan bir siyaset güttü. Avrupa kamuoyunda milli aktmlara kar§t sem pati kuvvetliydi. Her millet kendi varl1g1m duyurmaya ve hak lanm istemeye her zamankinden daha çok çabalamaktayd1 (bu arada Ermenilerin ve Yunanhlann faaliyetleri, õzellikle kamuo yunu Türkler aleyhine çevirmek çabasmdayd1) . Mustafa Kemal de Erzurum ve Sivas kongrelerinin kararlanm milli iradenin ifa desi olarak yaymak ve bütün dünyaya duyurmak için mümkün olan bütün yollan kulland1.
62
TÜRKiYE BÜYÜK MiLLET MECLiSi'NiN AÇILMASI: 23 NiSAN 1920
Saray, Anadolu'da Damad Ferid Pa§a Hükümeti aleyhine git tikçe kuvvetlenen hareketten ve nihayet ili§kilerin kesilmesi ile sonuçlanan olaylardan habersiz degildi. Hükümetin Paris'ten hayal kmkl1g1 içinde dõnܧÜ, onun nüfuzunu s1fira indirmi§ti. 2 Ekim l 9 l 9'da Ferid Pa§a istifaya mecbur oldu. Yerine milli harekete taraftar bulunan Ali Rtza Pa§a sadrazam oldu. Saray, kendi hükümeti ile Anadolu'daki hareketin uyum içinde çah§ mas1 için, daha dogrusu Anadolu'yu tekrar istanhul' a baglamay1 zorunlu gõrmܧtÜ. Ali Rtza Pa§a, Bahriye Nazm Salih Pa§a'y1 Mustafa Kemal' e gõndererek anla§may1 saglamaya çah§tt. Mus tafa Kemal, bir genelge yaymlayarak yeni hükümet kar§tsmda durumunu belirtti. Bu bildiride §U §artlarla yeni hükümeti des tekleyeceklerini bildirmekteydi: Meclis-i Mebusân toplamncaya kadar hükümet, milletin gelecegine ait hiçbir karar almayacak, Erzurum ve S ivas kongreleri kararlanm ve Kuvâ-y1 Milliye'yi tamyacakur. Mustafa Kemal, Rtza P�a'ya, §imdiye kadar Ka nun-i Esasi'ye (Anayasa) ve milli amaçlara aykm hareket eden hükümetlerin hareketlerinden milletin çok s1kmuya dü§tügünü; §imdi Kuvâ-y1 M illiye' nin milli iradeyi temsil edecek bir hale geldigini ifade etti ve bu §artlar tanmmad1kça Anadolu ile is tanbul Hükümeti arasmdaki ili§kileri kesmeye kararh oldugunu ilân etti. Aym zamanda milli hareketle i§ birligi yapmayan eski hükümet zamanmda istanbul' a bag1mh kalan Konya, Elaz1g, 63
H A L I L I N A LC I K
Malatya valilerinin tutuklanmasm1, Trabzon valisi ile eski Kas tamonu ve Ankara valilerinin gõrevden almmasm1 ve yeni bir gõreve atanmasm1 bildirdi. Ístanbul'da Harbiye Nezareti'nde õnemli mevkilere kendi istedigi kimseleri tayin ettirmek için or du kumandanlannm yeni Harbiye Nazm'na telgraf çekmelerini istedi. Fevzi veya Cevat Pa�àmn Erkân-1 Harbiye Nezareti Re isligi'ne; Ísmet Bey'in (Ínõnü) Harbiye Nezareti Müste�arl1g1'na tayinini talep etti. Bu isteklerinin çogu yerine getirildi. Ali Riza Pa§a cevabmda, kongrelerin kararlanm esas hatla rmda hükümetin siyaseti olarak benimsediklerini fakat Heyet-i Temsiliye'nin hükümete ait yetkileri üzerine almasmm kanuna aykm anormal bir durum oldugunu ve Anadolu'da hükümet oto ritesine itaat olunmasm1, yabanc1lar ile siyasi ili§kiye geçmekten kaçm1lmas1m dile getirdi. Aç1kça, Mustafa Kemal'in kongreler yoluyla ve õzellikle ordunun destegi ile Anadolu'da fülen kurdu gu ihtilâl hükümetini tamm1yor ve ortadan kald1rmak istiyordu. �unu belirtmek yerinde olur ki, Mustafa Kemal'in en yakm arka da§lanndan baz1lan da, onun halifenin hükümetini hiçe sayacak ve ona hükmedecek kadar ileri gitmesini dogru bulmuyorlar, bu nu zaman zaman kendisine bildiriyorlard1. Millet iradesinin hâkim oldugu ve bütün hareketleri huna dayand1rmak gerektigi noktasmda israr eden Mustafa Kemal' e kar§I yeni hükümet, aym prensipleri õne sürüyordu. Ali Riza Pa§a telgrafmda, "Memleketimizde Kanun-i Esasi'ye gore millet hâkimdir." diyordu. Meclis-i Mebusân'm toplanmas1 ve bõyle ce milli iradenin memleketin gelecegine hâkim olmas1 halinde, Mustafa Kemal'in ba§kanhk ettigi Heyet-i Temsiliye'nin otorite sinin kalmamas1 laz1md1. Mustafa Kemal'in kendisi de bu esas1 savunuyor fakat milli amaçlan bag1ms1z bir biçimde gerçekle§ tirecek yetenekte bir heyet toplanmad1kça milli hareketi gev §etmek istemiyordu. O , Çanakkale'de nas1l hayati tehlike kaq1smda âmirine dam§madan askeri hareketi kendi giri§imiyle ele alm1§ ve Çanakkale Zaferi'ni kazanmI§ ise milli hareketi amacma 64
M I LL t M Ü CAD E L E TAR I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
eri§inceye kadar liderligi altmda yürütmeye kararhyd1. Musta fa Kemal kendine, Türk milletine güveniyordu. Türk milletini esenlige ç1kard1g1 gün hareketlerinin, ald1g1 bütün õnlemlerin hakhhgm1 millet onaylayacakur. Mustafa Kemal, yeni hükümet milli hareketi ve onun icra kurulu olan Heyet-i Temsiliye'yi yasal ve kanuni saymad1kça onunla hiçbir zaman anl�maya gitmemeye karar verdi. Bag1ms1z harekederine devam ederek hükümete dam§madan millete bir bildiri yaymlad1. Ôbür taraftan hükümet de kendi bildirisini ya ymlamaktayd1. Mustafa Kemal milli iradeyi temsil ettiklerini õne sürüyor ve buna dayanarak bütün otoriteyi Heyet-i Temsiliye'de gõrüyor, Anadolu'da her yerde memurlarm Heyet-i Temsiliye'nin emirlerine tâbi olmalanm istiyordu ve bunu gerçekle§tirmeyi ba §armt§tl da. Ordu ve millet onun arkasmdan yürüyordu, kaq1 gelen valileri, ordu kumandanlanna gõnderdigi bir emirle gõrev den uzakl�tmyor veya tutuklattyordu. Mustafa Kemal, bütün iyi niyet gõsterilerine ragmen Ali R..1Za P�a kabinesine güvenmemekte §U bak1mdan kendini hak h gõstermektedir: Ali R.tza Pa§a devletin sürüklenmekte oldugu uçurumdan habersiz gerçekle ilgisi olmayan õnlemlerden bah setmektedir. M illete, davasm1 anlatacak, aldattlmasma engel olacak bir lider gerekti. Bundan ba§ka yeni kabinede Mustafa Kemal'in aleyhine flkirler besleyen Damad Ferid Pa§a Dâhiliye Nezareti gõrevini üzerine alm1§t1, bu güvensizligi amrmaktay d1. D iger taraftan hükümet bildirisi, Mustafa Kemal' e ve He yet-i Temsiliye'ye õnem vermedigi için bu esash bir güvensizlik kaynag1 oldu. Hükümetin gõrܧÜ, Mustafa Kemal' e §Õyle õzetleniyordu: �imdiye kadar milli kuvvetler ve te§kilâtm faaliyetlerinin iyi so nuçlanm herkes kabul etmektedir. Fakat bundan sonra, kanuni bir idarenin bu eserin meyvelerini toplamas1 gerekir. �imdi dev letle millet arasmdaki bu aynhga son vermek zorunludur. Esasen Mebusân Meclisi' nin toplanmas1 için bütün õnlemler almmt§ttr. 65
H A L I L I N A LC I K
Aç1kça gõrülüyor ki, Anadolu'daki milll hareket, sultanm hükümeti için bir araçtan ibaretti. Ondan mütteflk devleder ile yap1lacak gõrü§melerde bir koz olarak yararlanmak isteniyor ve merkezi hükümete tam itaati uygun gõrülüyordu. Fakat Mus tafa Kemal, Anadolu'da milli kurtulu§ gõrevini ve milli irade ye dayanarak gerçek otoriteyi benimsemi§ bir ihtilâl hükümeti meydana getirmi§ olup bu hareketi derinle§tirmekteydi. Daha o zaman Ístanbul, bu hareketin saltanatm kaldmlmas1yla sonuç lanacak bir ihtilâl hareketi oldugunu tahminde gecikmedi . Ali R1za Pa§a bu fikirdeydi. 8 Ekim'de Riza Pa§a'ya gõnderdigi bir telgrafta Mustafa Kemal, o zaman hareketin bu karakterini do gal olarak, itiraf edemezdi, ona kabine ile anla§ma halinde oldu gunu, bugünkü hükümetin, milletin güvenine sahip oldugunu bildirdi. Bunun üzerine istanbul'dan hükümeti temsilen Bahri ye Nazm Salih Pa§ànm Anadolu'ya gõnderilmesine ve Heyet-i Temsiliye ile gõrü§erek antla§manm esaslanm tespit etmesine iki taraf karar verdi. Damad Ferid'in dü§mesinden beri Heyet-i Temsiliye'nin Anadolu'da nüfuzu kuvvetlenmekteydi, her tarafta askeri ve si vil makamlar milli te§kilâu takviye etmek ve geni§letmek için faaliyetlerini art1rm1§lard1. Ôrnegin, Bursàda Damad Ferid'in adam1 olan vali, Ístanbul'a sürülmü§ ve yerine yerel bir komite idareyi ele alml§tl. Aydm ve diger bõlgelerdeki halk direni§ hare ketlerinin, Kuvâ-y1 Milliye'nin te§kilâtlandmlmas1 için Heyet-i Temsiliye oralara subay ve kumandanlar gõnderdi. ͧgal edilen bõlgelerde de gizli direni§ te§kilâu kurmak üzere emirler verildi. Mustafa Kemal, milli hareketin siyasi te§kilâu olarak Mü dafa-i Milliye Cemiyetleri'ni de kuvvetlendirmeye ve ileride ya p1lacak Meclis-i Mebusân seçimlerinde bu õrgütlerin adaylanm seçtirmek için õnlemler almaya ba§lad1. Bu yolla hem siyasi hem askeri cephede milli hareketi hâkim duruma getirmeye çah§ti. Ístanbul Hükümeti ve sultan, daha o zaman flilen Anadolu'da hâkimiyeti kaybetmi§ say1hrd1. 66
M I L L I M Ü CAD E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Yeni toplanacak Medis-i Mebusân, milletin gerçek ve yasal temsilcisi olarak Heyet-i Temsiliye'nin gõrevini sona erdirecek, eger faaliyetinde devam etmek için mar ederse, birçoklannm id dia ettigi gibi; âsi ve kanuni olmayan bir yapt haline gelecekti. Mustafa Kemal mediste milli hareket taraftarlannm çogunlugu elde tutmalanm, kendisini ba§a getirmelerini, bõylece medis ve hükümet ile milli hareket arasmdaki aynhga son vermelerini isti yordu. Medisin, sultanm ve i§gal kuvvetlerinin etkisinden uzak; mi l l i amaçlan serbestçe takip edebilecek bir durumda bulunmast için de istanbul'da degil, Anadolu'da bir yerde toplanmasmt zo runlu gõrüyordu. Medis-i Mebusân, sultam degil milli hareketi desteklemeliydi. Mustafa Kemal, milletin genel onaym1 ahyor, milletçe destekleniyor, yoklukla varhk arasmda bulunan Türk milleti kurtulu§ ümidini ona baghyordu. Mustafa Kemal'in ger çek icra kuvveti ise ordudan geliyordu. Yeni hükümet ile mem leketin iç, dt§ davalan üzerinde güdülecek siyasi amaçlan tespit etmeden õnce, ordu kumandanlanna bir genelge gõnderdi ve onlann flkirlerini sordu. 1 Ekim'de Amasyàda Salih Pa§a i l e Mustafa Kemal bulu§tu lar. Halk, büyük tezâhuratta bulundu. Gõrü§meler 20-22 Ekim arasmda üç gün sürdü. Alman kararlar ordu kumandanlarma bildirildi. Mustafa Kemal'in hükümete kabul ettirmeye çalt§ttgt esas noktalar §Unlard1: Milli te§kilât ve Heyet-i Temsiliye merkezi hükümet tarafindan resmen siyasi bir varhk olarak tanmmahdtr. Gõrü§melerin resmi niteligi ve almacak kararlarm uygulanmas1 her iki tarafa da mecburi olmahdtr. Konu§malann ve kararlarm resmi protokoller halinde tespit ve imza olunmasma Mustafa Ke mal õnem verdi. Bu suretle milli te§kilâtm gayri me§rulugunu iddia edenlerin bu iddialan dü§mܧ olacaktt. Devletin temel kanunlanna gõre, padi§ahm devlet içindeki m a ka m 1 sebebiyle, protokolde saltanat ve hilâfet makamma kar§t baghhk belirciliyor, sonra Sivas Kongresi kararlan esas noktala
nnda kabul ediliyordu. Buna gõre: 67
H A L I L I NA LC I K
1 . Türklerin yerle§tigi vilayetlerin dü§mana § U veya bu su retle terk olunmamas1 bir himaye veya mandamn kabul edilrnemesi, bir kelime ile Türk vatanmm bütünlügü ve bag1ms1zhgmm korunmas1, 2. Gayrimüslirn unsurlara Türk vatanmm siyasi egemenlik ve toplumsal dengesini bozacak nitelikte ayncahklar ve rilmemesi, 3 . Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti'nin huku ki bir õrgüt olarak istanbul Hükürneti'nce tanmmas1, 4. Ban§ konferansma Heyet-i Ternsiliye tarafmdan onayla nacak kirnselerin gõnderilmesi, 5 . Osmanh Meclis-i Mebusân'm istanbul'da toplanmas1 dogru olmad1gmdan, bu esaslar, ileride Meclis-i Me busân tarafmdan kabul edilmek üzere iki taraf arasmda bir anla§rna halinde tespit edilmi§ bulunuyordu. Seçim lerde Heyet-i Temsiliye'nin hiçbir müdahalede bulunma yacag1, seçirnlerin serbestçe gerçekle§ecegi belirtilmek teydi. Heyet-i Temsiliye'nin faaliyeti ayn bir protokolde tespit edilmi§ti. Salih Pa§a meclisin istanbul'da toplan rnay1p Anadolu'da daha emin bir yerde toplanmas1 flkrini kabine arkada§larma kabul ettirmeye çah§acagm1, ba§anh olamad1g1 takdirde istifa edecegini vadetmi§ti. Milli iradenin nüfuzunu kurnak, i§leri yine sultanm ve hükü rnetinin eline vermek için Sivas'ta §eyh unvam ta§iyan birtak1m insanlarm padi§aha gõnderdikleri bir telgraf, fazlas1yla dikkate deger. Telgrafta, "Mustafa Kemal Pa§a, padi§ahm fermamyla ha reket ettigi sõylentisini yayarak kendini milli iradenin temsilcisi olarak gõstermek çabasmdadu ve bu çabasmda bir avuç tâbile ri kendisine yard1rnc1 olmaktad1rlar. Bizler, dinimizin bir geregi olarak halifemiz efendimize her bakimdan sad1k bulunuyoruz. iki yüzden fazia ulema âyân ve tüccarm imzas1 ile Salih Pa§ày1 Sivas'a davet etrni§sek de bir cevap alamad1k." denmekteydi. 68
M I L L i M Ü CAD E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Bu olay lngilizler ile beraber hareket eden Said Mollànm bir icâd1yd1. Mustafa Kemal, davet telgrafim Salih Pa§àya verdi ve entrikacilann cezalandmlmas1m istedi. Sivas'ta telgrafhaneyi s1ki kontrol altma ald1rd1. Bu olaylar, Mustafa Kemal'in yeni hü kümete kar§l güvenini sarsu. Buna kar§l Ankara halki ve valilik vekâletinde bulunan Yahya Galip Bey istanbul'un gõnderdigi valiyi kabul etmeyeceklerini belirterek Ferid Pa§à nm adam1 ol dugunu ileri sürerek istanbul'a bir protesto gõnderdiler. Harbiye Nazm memleketin her tarafmda bu gibi iddialann hükümetin otoritesini s1fira indirdiginden, benzer giri�imlere son vermekte Mustafa Kemal'in yard1mc1 olmasm1 isteyen bir telgraf gõnderdi. Bütün bu olaylar, merkezi hükümet ile Heyet-i Temsiliye arasmda yasal otoriteyi kimin temsil ettigi noktasmdaki esash fi kir aynhgm1 ve mücadeleyi yansumaktad1r. Merkezi hükümet, sultanm tayin ettigi bir hükümet olarak tek me§ru hükümet ol dugunu iddia ettigi halde Heyet-i Temsiliye kendini milli irade nin ͧ ba§tna getirdigi bir heyet sayarak bu otoriteyi kendinde gõrmekte, Mustafa Kemal'in büyük Nutuk'ta sõyledigi tarzda bir hükümet gibi hareket etmekteydi. Gõrülüyor k.i, Mustafa Kemal mücadeleyi aç1kç� sultanla millet arasmda bir çati§ma §eklinde anhyor ve yasal otoritenin tek sahibinin millet oldugu teziyle sultanm otoritesine kar§l geliyordu. Mustafa Kemal bir millet meclisinin Anadolu'da toplanmas1 ve milli harekece tam bir me§ ruiyet kazandirmasm1, bundan sonrak.i faaliyetlerinde ba§hca he def olarak seçti. Bu çah§malan, õncelikle istanbul Hükümeti'nin meclisi istanbul'da toplamas1 neticesini verdi. Fakat bu meclisin ingilizler tarafmdan dagmlmas1 üzerine Mustafa Kemal istedigi gibi bag1ms1z bir millet meclisini Anadolu'da toplamakta ve ye ni Türk devletini saglam esaslar üzerinde kurmakta ba§anh ola cakur. ingilizler, õncelikle, Yunanhlan izmir' e ç1karmak, ikinci olarak, Meclis-i Mebusân'1 dagumakla milli hareketin uyanma sma ve zafer kazanmasma ba§hca sebep olmu§lard1r. Ba§ka bir 69
H A L I L I N A LC I K
ifadeyle, onlar Türk milletinin ve onun liderlerinin neler yapa bileceklerini hesap edememi§lerdir. �imdi bu olaylan biraz daha yakmdan takip edelim. istanbul'da Osmanh Medis-i Mebusân'm bu §ekilde toplan masma Mustafa Kemal kesinlikle kar§1yd1. Ôncelikle kendisinin istanbul' a gitmesi §ahs1 için tehlikeliydi ve istanbul' a ban§ imza lanmcaya kadar ayak basmamas1 istanbul'daki milll te§kilât ta rafindan bildirilmi§ti. Mustafa Kemal, istanbul'da mütteflklerin kontrolü alnnda toplanacak bir medisin, milletin gerçek ç1kar lanna uygun serbest faaliyette bulunmayacag1m dü§Ünmektey di. istanbul'dakiler ise padi§ahm istanbul'da bulundugu, medis Anadolu'da topland1g1 taktirde idari güçlükler dogacag1 iddias1y la medisin istanbul'da toplanmas1 gerektigi dü§üncesinde tsrar etmekteydiler. istanbul'dan Kara Vas1f da Mustafa Kemal' e aym §eyi kabul ettirmeye çah§tyordu. Bu mesele sonuç olarak, sultan ile milli te§kilât arasmda otorite mücadelesinin, ba§ka bir §ekil de ortaya ç1kmas1yd1. Medis Anadolu'da toplamrsa, hiç §Üphesiz Mustafa Kemal'in nüfuzu alnnda hareket edecekti. Mustafa Kemal için bu nazik meselede halkm ve seçilecek mebuslann hangi egilimde olduklanm bilmek õnemliydi. Ay m zamanda ordu kumandanlarmm flkirlerini sordu: Medisin istanbul'da toplanmas1 yõnünde kuvvetli bir egilim gõrüldü günden bunu kabul etti. Fakat aym zamanda mebuslann istan bul' a hareket etmeden õnce baz1 merkezlerde toplanarak em niyet tedbirlerini dü§Ünmeleri, kuvvetli bir grup olu§turmalan ve milli te§kilâtm programm1 savunmak üzere haz1rlanmalan konusunda karar ald1. Milli te§kilân memlekete yaymak ve kuv vetlendirmek üzere orduya emirler gõnderildi. Mebuslarm milli davalan taro serbestlikle gõrü§tükleri hakkmda güven olu§unca ya kadar milli te§kilâtm her zamanki gibi faaliyetlerine devam etmesi kararla§tmld1. Aym biçimde Paris Konferans1'nda milli te§kilât aleyhine bir karar almd1g1 ve bu karar hükümet ve mec lis tarafmdan onayland1g1 takdirde, amac1 gerçekle§tirmek için 70
M l l . l . i M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
mümkün olan h1zda ve en uygun §ekilde milletin flkri almarak harekete geçilecekti. Bu kararlar, Mustafa Kemal'in daveti üzerine Sivas'ta topla nan bir konferansta almmt§tl. Bu konferansa Kâz1m Karabekir, Rauf Bey, Ali P�a, Vas1f Bey kaulmt§lardir. Bu isimler, Mustafa Kemal'in milli te§kilâtta b�hca kimlerle çal1§ttgm1 gõstermesi ba ktmmdan dikkate deger oldugu gibi milli te§kilâtm gelecegi sõz konusu oldugu zamanlar onun nas1l hareket ettigini belirtmesi baktmmdan da õnemlidir. Medisin toplanmas1 ile beraber milli iradenin bu mediste ortaya ç1kug1 ve aruk onun dt§mda milleti temsil etmek iddiasmda bulunan bir õrgüte yer kalmad1g1 aç1k tl. Fakat gõrüldügü gibi medis bu karan alsa dahi, milli amaç lan gerçekle§tirmek için Mustafa Kemal ve arkada§lan milli te§ kilâtt devam ettirmek karanndayd1lar. Mustafa Kemal mebuslara bu kararlan bildirdigi gibi, §U noktalara onlann dikkatini çekti: Mütteflklerin medisin üyelerini tutup sürgün etmeleri ihtimali vardir. Mediste dü§manm amaçlanna alet olacak gruplar (Rum mebuslar, Íngiliz Muhipler Cemiyeti, Nigehbân Cemiyeti üyeleri) hazir bulunacakm. Bu §artlar altmda medis, tarihi milli gõrevini yapmakta büyük güçlükler, hatta imkâns1zhklar kar§tsmda kalabi lir. Ístanbul'da toplanmas1 dogru degildir. Bu konuda mebuslann flkirlerini bildirmeleri rica olunur. Ístanbul'da topland1g1 takdir de durumu incelemek için mebuslann Trabron, Bursa, Eski§ehir, Bandirma, Edirne gibi merkezlerde toplanmas1 uygun olur. Bu arada Mustafa Kemal ile hükümetin aras1 gittikçe aç1l maktayd1. Hükümet, medisin Ístanbul'da toplanmasmda 1srar ediyor, milli te§kilâtm seçimlere müdahalesini istemiyor, milli te§kilât adma devlet i§lerine kan§1lmamas1 uyans1 yap1hyordu. Bunlara uyulmad1g1 takdirde hükümetin istifa edecegi tehdi dinde bulunuluyordu. Bu te h dit "seni dü§manlann kar§tsmda yalmz b1rakmz" anlamma geliyordu. Çünkü Ali Rtza Pa§a ka binesi, milli hareketi ve Mustafa Kemal'i destekler bir hükümet kabul ediliyordu. Harbiye Nazm Cemal Pa§a, milli te§kilâta üye 71
H A L I L I N A LC I K
biriydi. B u arada milli hareket aleyhinde Banduma Anzavur Ayaklanmas1'mn olmas1 endi§eyi amrd1. Mustafa Kemal, dev let i§lerine kan§mamak gerektigini kabul etmekle beraber milli hareketi ve te§kilâu zay1flatacak durumlara gõz yumulmayacag1m da hükümete bildiriyordu. Mustafa Kemal, hükümetin milli ç1karlara aykm gizli cemiyetlerin istanbul'da serbestçe faaliyette bulunduklanna da dikkat çekmekteydi. Ôzellikle, Íngi.liz Muhip
ler Cemiyeti adi altmda Said Mollànm faaliyetleri milli ç1karlara kaq1 haince amaçlara yõnelmi§ti. Mustafa Kemal, Meclis-i Me busân' m istanbul'da toplanmasma engel olamaymca, milli ha reketi destekleyen bir grup olu§turarak mediste milli amaçlann Sivas Kongresi'nde tespit edildigi gibi savunulmasm1 saglamaya çali§tl. Mebuslarm Eski�ehir'de toplanarak kendisi ile toplu na sil hareket edeceklerini belirlemelerini istedi, bu amaçla Anka ràya hareket etti ve 27 Arahk 1 9 1 9 tarihli bir genelge ile Heyet-i Temsiliye' nin, yani milli hareket icra organmm merkezi olarak Ankara'y1 belirledi. Yolda ve Ankara'da kendisine halk tarafindan yap1lan gõsterileri bir güven gõsterisi olarak kabul etti ve bunu her tarafa bildirdi. Ankarày1 merkez yapmak flkri, onda daha iki ay õncesinde vardi. Merkezin Sivas'tan Ankaràya naklini dogu daki savunma için zararh sayan baz1 arkada§lan bu degi§iklige o zaman itiraz etmi�lerdi, Mustafa Kemal merkezin istanbul'a ve Bau Cephesi'ne yakm olmas1 zorunluluguna inanmaktayd1. �imdi medisin istanbul'da toplanmas1 bu zorunlulugu büsbütün kuvvetlendirmi§ti. Ankaràya geldikten sonra Mustafa Kemal is tanbul'a gidecek mebuslann toplanma ve gõrü�me yeri olarak Es ki§ehir'den vazgeçti ve Ankarày1 tayin etti. Hükümet ve bu arada Mustafa Kemal'in güvendigi Harbiye Nazm Cemal Pa§a, Ankara toplant1s1 flkrine kar�1yd1. Meclisin bir an õnce toplanmas1 için Ankara'ya gidilmemesi ve esasen Ankara'da bõyle bir toplantmm gereksiz oldugu, bunun içeride ve d1�anda medisin otoritesini sarsacak bir hareket olacag1 iddia edilmekteydi. Mebuslar karar s1zhk içindeydiler. Bir kism1 Ankaràya gelmi§ bir k1sm1 dogru 72
M I L L I M Ü C AD E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
istanbul'a gitmi§lerdi. Hükümet Mustafa Kemal'in mebuslar ile dogrudan dogruya ili§kiye girmesini, mebuslarm onun nüfuzu altmda kalmasm1 istemiyordu. Mustafa Kemal, hareketini istan bul Hükümeti'ne §Õyle anlam: "�ayet mediste milli te§kilâtm destekledigi kuvvedi bir grup bulunmaz ve Sivas Kongresi'nde belirlenen milli amaçlar ezici bir çogunlukla medis tarafmdan onaylanmaz ise milletin davada birligi ve kuvveti gõsterilemez. Aynhk dü§mana hizmettir." Bu arada Mustafa Kemal'in Harbiye Nezareti ile anla§maz hga dü§tügü bir meseleyi de burada anmak gereklidir. Bu suada Harbiye Nazm, Anadolu'da kolordu ve tümen kumandanhk larmda bulunan genç kumandanlann yerine Ístanbul'dan ya§h ve büyük rütbeli generalleri getirmek istiyordu. Mustafa Kemal buna itiraz etti . Ôzellikle, Ankara'da bulunan ve Damad Ferid tarafmdan azledilmi§ Ali Fuad Pa§à nm yerine Fevzi Pa§a' nm gõnderilmesine inada kar§t koydu. Ali Fuad Pa§a, Batt Cephe si' nin te§kilâtlandmlmasmda ba§hca rolü oynamt§tlr. Musta fa Kemal, Harbiye Nazm'nm istanbul Hükümeti gibi serbest hareket etmedigi, dü§man devletlerden emir almakta oldugu dü§Üncesindeydi. Bu sebepten milletin bag1ms1z temsilcisi ola rak Heyet-i Temsiliye'nin kararlanm hükümetin kararlannm üstünde tutuyordu. Bunu §U olay ile belirtmek istemi§tir: Yu nanhlar 1 5 May1s'ta sõzde bu çevredeki Rumlann emniyetini saglamak bahanesi ile izmir' e ç1kt1ktan sonra, memleketin içine dogru süratle yay1lmaya ve mümkün mertebe geni§ bir araziyi i§gal aluna almaya çah§ttlar. ͧgal hareketi, Türk halkmm kat liam1, y1k1hp yak1lmas1 ve vah§et usullerine ba§vurulmas1 gibi korkunç bir tarzda yap1ld1; buna kar§t Türkler arasmda nefs-i müdafaa için yer yer direni§ kuvvetleri kurulmaya ve dü§mana kar§t çete sava§t yap1lmaya ba§land1. Bu harekâtta Demirci Efe gibi efeler kendini gõsterdi. Bundan ba§ka 29 May1s l 9 l 9'da ilk defa Ayvahk'ta Ali Bey kumandasmdaki ordu birlikleri Yunan
hlara ate§ açarak bu direni§ hareketine kat1ld1lar. Ondan sonra 73
H A L I L I N A LC I K
Mustafa Kemal Refet Bey'i (sonra me§hur Refet Pa§a) Bau'ya, efeler arasma gõndererek hu milll halk direni§ hareketini te§ kilâtlandumaya ve ordu ile haglannsm1 kurmaya çah§tl. Mütte flk devletler Yunan i§galinin dogurdugu huzursuzlugu gõrerek huraya hir soru§turma komisyonu gõhderdiler ve hu komisyon Yunanhlarm hir ͧgal ordusu gihi hareket ettigini, y1lduma hare ketlerinde hulundugunu tespit etti. Mütteflkler hunun üzerine Yunanhlann daha fazia ilerlemesine engel olmak, hu yolla Türk leri yatt§ttrmak ve çarpt§malan õnlemek üzere iki taraf arasmda hir hat tespit etti . Bu teklif istanhul'da General Milne tarafmdan hildirildigi için huna Milne Hattz denilmi§tir. iki taraf arasm da mütteflk kuvvetleri yer alacakt1. Ístanhul Hükümeti ise hu kuvvetlerin düzenli Osmanh askeri olmas1 ve arazinin de müt teflk kuvvederi tarafmdan i§gal edilmesini teklif etti. General Milne, Osmanh Harbiye Nazm Cerna! Pa§àya, Paris mütteflk makamlan tarafmdan hu konuda alman kararlann uygulanma s1 konusunda hask1 yapmaya ha§lad1. Cerna! Pa§ànm hunlan uygulamad1gm1 ileri sürdü. Cerna! Pa§a ise huna kar§t yap1lan harekeder kar§tsmda halk1 direnmekten ahkoymaya imkân ol mad1g1, istanhul Hükümeti'nin tekliflerinin kahulünü ileri sür dü. Nihayet, mütteflk makamlan Cemal Pa§ày1 istifaya mechur ettiler (22 Kas1m) . Bu §Unu ispat etmekteydi ki, Ístanhul Hükü. meti'ne mütteflkler hükmetmekteydiler. Mevcut §artlar altmda Ístanhul Hükümeti' nden emir almak, dü§mana hizmet etmek demek olurdu. Cerna! Pa§ànm ve onunla heraher Genel Kurmay Ba§kant Ce
vat Pa§à nm mütteflklerin basklSlyla istifaya wrlanmas1, istanhul Hükümeti'nin memlekette nüfuzunu hüshütün ktrd1, milliyetçile
rin ve vatanm esenligini isteyenlerin tamam1yla Mustafa Kemal' e haglanmalan neticesini verdi. Onlann istifas1yla Mustafa Kemal, Ístanhul'da kendine taraftar say1lan iki adam1 kayhediyordu. Ali Rtza Pa§a kahinesi bu darheden sonra fazla ya§amayacakur. Mec
lis-i Mehusân, Ali Rtza kabinesi zamanmda toplanacaknr. 74
M I LI. ! M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Cemal P�à nm ve hükümetin, mebuslarm Ankaràda toplana rak milli bir cephe halinde istanbul' a hareketi flkrine kar§t olduk larma yukanda i§aret etmi§tik. Mütteflk devletler, degil bõyle bir milli grubun, Medis-i Mebusân'm dahi toplanmasma kar§tydilar. Mebuslann hepsi Ankaràya gelmediler. Fakat gelenlerle Mustafa Kemal toplanttlar yaparak memleketin kurtulu§U için gidilecek yolu aç1k bir §ekilde belirtti. Sõzlerinin õzeti §Udur: Devlet ve millet bir õlüm kahm noktasma gelmi§tir. Millet kur tulu§ için kendi kaderini kendi eline almt§tir. istenen §ey aç1kur: Bag1ms1zhk ve hürriyet. Bunun üzerinde kimsenin tereddütü yoktur ve bütün millet bu amaç arkasmda birle§ffii§tir. Kurtulu§ için birlik §armr. Mediste milletin vekilleri, milletin bu tek ama cmm sõzcüsü olmah, bunun arkasmda birle§melidir. Amac1m1z, Sivas Kongresi' nde aç1k bir §ekilde ifade edilmi§tir. Bundan ba§ ka bir program ve siyaset olamaz. Milli hareket, daha §imdiden dünyada Türkiye'ye kar§I bakI§I degi§tirmi§ bulunmaktadu. Bu yolda yürümek mutlaka bizi kurtulu�a gõtürecektir. Ôzetle me buslar, Sivas Kongresi' nde ifade edilen milli amaçlar etrafmda birlik halinde bulunmahd1rlar. Mustafa Kemal'in arzusu, onla nn Müdafa-yi Hukuk Partisi halinde te§kilâtlanmalanyd1. Fakat mebuslar, bu cesareti gõsteremediler. Mustafa Kemal sonradan, kurtulu§ hareketi ba§anya ula§t1ktan sonra, onlann bu hareket tarzm1 , bu çekingenliklerini, onlara gõsterdigi yoldan kaçmala nm §iddetli bir dille ele§tirmi�, milli davaya bir ihanet saymI§tir. Mustafa Kemal istanbul' a mebus olarak gitmemeye karar verdi. Çünkü medise kar§I mütteflk kuvvetleri tarafindan bir su ikast düzenleneceginden ve medis tarafindan kendisinin ba§kan yap1lacagmdan §iiphe etmekteydi. Medis ba§kanhg1 kendisine milletin lideri olmak için gereken formaliteyi saglam1� olacakn. Ba§kanhk tekliflni birkaç ki§iye sõyledi fakat onlar istanbul'a gi dince bunu unuttular. Medis-i Mebusân 1 9 Ocak 1 920'de istanbul'da topland1. Aym tarihte i§gal güçleri Cevat ve Cemal pa§alarm istifasm1 istediler. 75
H A L I L I N A LC I K
Gõsterilen suçlan, milli kuvvetleri desteklemekti. Mustafa Ke mal, bunun devletin bag1ms1zhgma indirilmi§ agir bir darbe ola rak dü§ünüleceginden istifay1 kabul etmemelerini kendilerine ve sadrazama yazd1. Bu aym zamanda millt te§kilâta indirilmi§ bir darbe olacaktt. Fakat o, bunu õnleyemedi. Mustafa Kemal, Meclis-i Mebusân' m çalt§malanm yakmdan takip etti. Ôzellikle, Heyet-i Temsiliye üyelerinden Rauf Bey'den raporlar almaktayd1. Kendisinin ba§kanhga seçilmesi suya dü§tÜ. Rauf Bey' e yazd1g1 mektupta Mustafa Kemal, bunu milli kuvvet lerin millet tarafmdan resmen tamnmas1 amac1yla istedigini, mec lis dagmld1g1 takdirde onun ba§kam s1fat1 ile gõrevlerini devam ettirmek imkâmm bulacagm1, bu i§te ki§isel ihtirasm sõz konusu olmad1gm1 yazdt. Medis toplamr toplanmaz hükümetin beklen digi gibi yapt1g1 ilk i§lerden biri, Heyet-i Temsiliye'nin milli ira deyi temsil ettigi iddiasma kar§I cephe almas1dir. R.tza Pa§a bütün vilayetler için hazirlad1g1 bir genelgede, toplanan meclisin milli iradeyi temsil eden tek yer oldugu ve milli irade adma yap1lan her tür faaliyetlerin bundan sonra kanunlara gõre cezalandmlacagm1 ilân etmi§tir. Bu olagan zamanlarda bir hükümetin yapabilecegi normal bir hareket say1labilirdi. Fakat i§gal kuvvetlerinin bask1s1 ile naz1rlanm i§ten uzakla§uran bir hükümetin, milletin bag1m s1zhg1 ve vatanm kurtanlmas1 için faaliyette bulunan bag1ms1z bir olu§uma ve onun liderine kaq1 bu iddialara kalkt§mas1, eger bu hareketi bir siyasi manevra ifade etmiyorsa, çok hatah bir karar d1. Buna kaq1 Mustafa Kemal de millete bir bildiri ilân ederek milli birligin õnemini, milli komite ve te§kilâtm milli vazifesine devam etmesi gerektigini ifade etti. Bu mada i§gal kuvvetleri ku mandanhgmm istanbul'un Türklere birakdacag1 hakktnda sõzlü vaadleri de Milli Te§kilân ve direni§i dag1tmak amac1yla istanbul Hükümeti'ni destekliyordu. Gerçekleri gõren milliyetçiler, ba§ lanndaki Mustafa Kemal'in bilinçli uyanlanyla k1zgmhga kap1l mad1lar. Meclisi, politikac1lann ve saray hükümetinin tahmin ve ümit ettigi gibi dag1lmaya birakmay1p toplanmasm1 sagladdar. 76
M I L L I M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Ordu ve millt te§kilât, milli haklarm ve hag1ms1zhgm sars1lmaz dayanag1 olarak faaliyete devam etmeye karar verdi. istanhul'da Harhiye Nezareti'ne Fevzi P�a (Mare§al) geti rildi. Harhiye Nezareti'nde ismet Bey, hu s1rada Mustafa Ke mal'in i§ hirligi halinde hulundugu ha§hca ki§iydi. Mustafa Ke mal, Ankara'ya Heyet-i Temsiliye'yi naklettigi zaman ismet Bey Ankaràya gelmi§, sonra istanhul'da hulunmas1 faydah gõrülerek tekrar Harhiye Nezareti'ne dõnmܧtÜr. ismet Bey, 3 Mart'ta is tanhul'dan çok õnemli haz1 haherler gõnderdi. Hükümeti devir mek, meclisi ve milli kuvvetleri dagttmak üzere hir hirlik kurul mu§ oldugunu; hunlann istanhul'da hir hilafet yüksek meclisi olu§turarak milletin kaderini ellerine almaya haz1rland1klanm hildirmekteydi. ingilizler, istanhul'u sultana h1rakacaklanm vaat ederek hõyle hir hareketi desteklemekteydiler. Ôhür taraf tan Yunanhlar yeni hir saldm hareketine haz1rlanmaktayd1lar. Anzavur, Bahkesir ve Biga çevresinde milli kuvvetler aleyhine faaliyetlere geçilmi§ti. ingilizler hir taraftan da Ali Pa§a üzerinde haskt yapmaktayd1lar. 3 Mart'ta Yuilan taarruzu ha§lad1. Ali R.tza Pa§a istifa etti. Ferid Pa§à nm temsil ettigi ingilizlere dayanmak isteyen sal tanatç1 ve gerici grupla Mustafa Kemal'in ha§mda hulundugu milliyetçiler arasmda iktidar için gizli, §iddetli hir mücadele ha§ lad1. Mustafa Kemal, sultana hir telgraf gõndererek milli amaçlan temsil eden hir hükümeti i§ ha§ma getirmek zorunlulugunu he lirtti. Saray, Salih Pa§ày1 hükümeti olu§turmakla gõrevlendirdi. iktidan, Mustafa Kemal' e vermek dü§ünülüyordu. Fakat onun istanhul'a gelme ihtimali olmad1gmdan, huna imkân yoktu. As lmda ingilizler huna izin vermezlerdi. Mustafa Kemal'in milletin yamndan aynlarak sultanm sadrazam1 olmay1 kahul etmeyecegi aç1ku. Ístanhul'da ancak saltanatm ve ingilizlerin ç1karlarma hiz met edecek hir hükümet kurulahilirdi. Milletin gerçekten gü vendigi milli líder ise hu iktidan ancak, milletin yamnda, onun elinden alahilirdi. 77
H A L I L I NALC I K
istanbul'un ifgali Salih Pa.§a, Amasya gõrü§melerinden beri milli amaçlan benimse mi§ bir ki§i olarak, milliyetçileri tatmin eder bir hükümet ha.§kam say1hrd1. Fakat ingilizler darbeyi haz1rlam1§lard1. 1 6 Mart 1 920'de Ítilâf Devletleri, Ístanbul'u resmen i§gal ettiler, devlet dairelerini, Meclis-i Mebusân'1 bamlar ve belli ba§h mebuslan tutukladdar. Daha sonra bu mebuslan Maltàya sürgün gõnderdiler. Yaymlad1klan bildiride Ítilâf Devletleri, bu hareketi hakh gõs termek için, milliyetçilerin ban§ konferans1 tekliflerini reddederek Anadolu'da sav�1 tekrar alevlendirdiklerini, Hristiyan halka teca vüzde bulunduklanm, bu yüzden mütteflklerin birtakim õnlemler almaya mecbur kald1klanm belirtiyorlard1. istanbul'u Türklerden almak maksadmda olmad1klanm tekrarhyorlard1. Ístanbul i§gali nin geçici oldugu, halkm makam1 hilafet merkezi olan Ístanbul'dan alacaklan emirlere uymalan gerektigi ifade ediliyordu. Bu bildiriyi haz1rlayanlar, milli kuvvetin Ízmir faciasmdan dogdugunu bilmezlige geliyorlar, kuzu postuna bürünerek yeni i§gal ve tecavüzlerini õrtmeye çah§1yorlard1. Hükümet, amk ta mam1yla dü§mamn himaye ve emrinde olan bir hükümetti. Ístanbul'un i§gali Milli Mücadele tarihinde yeni bir a§ama du. O zamana kadar saltanattan ve Íngiliz himayesinden yard1m ümit eden birçok kimseler de amk Anadolu'da milli harekete ka nlmaktan ba§ka çare olmad1gm1 gõrmü§lerdi. �imdi Türk mille tinin as1l hükümeti Anadolu'da kurulacakm. Meclis-i Mebusân'm toplanmas1yla politikacdarm konumu nu sarsmaya çah§tiklan Mustafa Kemal, meclisin Íngilizler tara findan zorla dagmlmas1 üzerine eskisinden çok daha kuvvetli hale geldi. Amk milli amaçlan yalmz o temsil etmekteydi. Ístanbul'da kendilerini emniyette hissetmeyen birçok kimse Anadolu'ya geçip Mustafa Kemal ile birle§tiler. ingilizlerin hareketi, bütün yurtta milli hisleri tekrar galeyana getirdi. Millet, amac1 ve lideri etrafmda her zamankinden daha bilinçli olarak birle§ti. Íngilizler Türklerin gõzünü korkutmak istedi, ama aksine Türk milletinin 78
M I L L I M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
daha azimli mücadeleye devam etmesi karan ile kar�1 kar�1ya kal d1. Burada Mustafa Kemal'in uzag1 gõren, azimli lider ki�iliginin birinci derecede rolü vardu. Mustafa Kemal , yaz1 ve genelgeleri ile içeride halk.t uyanp, yap1lan hareketin anlamm1 halka aç1kla d1g1 gibi, dünya kamuoyu üzerinde bir etki yapmaya, uygulanan hareketin haks1zhgm1 anlatmaya çah�tt. En cesaret k.tnc1 olaylar kar�1smda irkilmeden, ümitsizlige dü�meden bu olaylardan yeni saldm planlan için istifade etmesini bilen Mustafa Kemal o za man büyük liderlik kabiliyetini kamtlad1. Vilayetlerde mitingler düzenletti, i§gali protesto ettirdi. Bu hareket, her §eyden õnce Mondros Mütarekesi'nin maddelerine aykmyd1. 1 6 Mart günü yaymlad1g1 bildiride istanbul ͧgalinin yedi yüz y1lhk Osmanh egemenligine son vermi§ oldugunu, amk bizzat milletin bag1m s1zhgm1, varhgm1 ve gelecegini savunmak zorunda bulundugunu ilân etti. Bu genelgede Atatürk, bu amaca, yani milli hâkimiyete dayanan bir hükümet kurmaya azimli oldugunu, çevresini huna hazulad1g1m gõstermekteydi. Bununla beraber durum çok tehlikeliydi. hilâf Devletleri'nin ald1g1 sert tedbirlerin amac1 Türkiye'yi agu ban§ §artlanm kabule haz1rlamaku. Fransa ve ingiltere, milli kuvvetlerin bu §artlan ka bul etmediklerini gõrüyor, güç kullanmak gerektigini anhyorlar d1. Fakat sava§ sonrasmda Anadolu'ya tekrar yeni Frans1z ve ingi liz askeri gõndermek bu devletler için kolay degildi. Mütteflkler, Yunan ordusunun bu amaç için kullamlmasma raz1yd1lar. Paris'te bulunan Venizelos da ingiliz, Frans1z ba§kanlanna Yunanistan'm bu Í§Í ha§aracak yeterli kuvveti oldugu hakkmda güvence veriyor, bõylelikle mütteflklerin amaçlanna da hizmet edilmi§ olacagm1 õvünerek sõylüyordu. Herhalde Anadolu'da Mustafa Kemal'in idare ettigi milli direni§ mütteflkleri dü§ündürmekte, hatta Fran sa bu yõnden Türklere kar§t ban§ §artlannda 1hmh davranmak gerektigine inanmaktayd1. Mustafa Kemal'in idare ettigi milli direni§, Asyàda Müslü manlar arasmda heyecanla takip ediliyordu. istanbul i§galine kaq1 79
H A L I L I NA LC I K
protesto b u Müslüman milletlere de bir bildiri ile ilân edildi. ln giltere'nin Hindistan'da ve bag1ms1z bir Arap devleti kurma vaadi ile Türkler aleyhine ayakland1rd1g1 Araplar arasmda nüfuzu sar s1lmt§, buralarda isyan hareketleri gõrülmeye ba§lamt§tl. M1s1r'da 1 9 1 9'da, Irak'ta 1 920'de isyan ç1kt1. lrak isyam ingiltere'ye 400 ki §i kayba ve ktrk milyon Sterlin' e mâl olmu§tU. Mustafa Kemal, bu memleketlerde milli bag1ms1zhk amaçlannm kahramam olarak alkt§lanmaktayd1. ingiltere bütün bunlan hesaba katmak mecbu riyetindeydi. O zaman lngiltere'yi korkutan iki hareket vard1: Biri Mustafa Kemal'in milli ayaklanmas1, digeri Bol§eviklik. Mustafa Kemal, madan bir direni§ hareketin lideri degildi. O milli irade esasma gõre yeni Türk devletini kurmak idealini güç �artlar içinde dahi ba§hca amaç olarak izlemekteydi. Hatta denebilir ki; 1 9 1 9'da oldugu gibi 1 920'de de onun esas faaliyeti bu yõnde topland1. Ankara'da Türkiye Büyük Miller Medisi'nin toplanmas1 bu itibarla bir dõnüm noktas1d1r.
Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nin Toplanmas1 Atatürk o dõnemde, en õnemli i§in bir milli medis toplamak oldugunu ifade etmi�tir. istanbul'un i�gali üzerine Anadolu'da mütteflk i�gal kuvvetlerine kar�1 alman tedbirler (Eski�ehir'de, Afyon'da yabanc1 askerlerin silahlarmm alm1p gõnderilmesi, ya banc1 subaylann tutuklanmas1, Gevye ve Uluki§la bõlgelerinde demiryollannm tahribi) bu i§ yanmda ikinci plandayd1. Mustafa Kemal, ordu kumandanlanyla telgrafla gõrü�tükten, onlann fl kirlerini ald1ktan sonra milli medis toplanmas1 için 1 9 Mart'ta bir genelge gõnderdi. Bunda, istanbul'un i�gali ile devletin ya sama, yürütme ve adli kuvvetlerinin i§ gõremez hale geldikleri, bu sebeple memleketin bag1ms1zhg1 için Ankaràda bir medis toplanmasmm zorunlu oldugu, bu medisin olaganüstü yetkilere sahip olacag1 ve dag1lan medis üyelerinin ona kaulacaklan bil diriliyor, seçimlerin yapilmas1 için vali ve kumandanlara talimat veriyordu. Medise her livâdan be§ mebus seçilecekti. Seçim iki 80
M I L L I M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
dereceli olup idaresi Müdâfaa-i Hukuk Cemiyetleri'nin kontro lüne izin verir §ekilde yap1lacaku. Bu arada, dagmlan Medis-i Mebusân Ba§kam Celaleddin Arif Bey Düzce'den Ankaràya ça gmld1. Seçimler, memlekette ciddiyet ile yap1ld1. Baz1 bõlgelerde biraz tereddüt ve isteksizlik gõrüldü. Dersim, Malatya, Konya, Diyarbakir ve Trabzon ba§lang1çta mebus gõndermekte tereddüt ettilerse de, sonuçta mediste bütün seçim bõlgelerini temsil eden mebuslar hazu bulundular. Sultan ve hükümeti, hiçbir degi§iklik olmamI§ gibi hareket ediyor, yasal hükümetin Ístanbul'da i§ ba§mda bulundugunu, ye ni bir medis toplamak, hükümet kurmanm sultanm hükümeti ne isyan demek oldugunu ilân ediyorlard1. Mustafa Kemal, ken disi büyük Nutuk'ta ald1g1 tedbirlerin gerçekte bir ihtilâl niteligi ta§1d1gm1 sõyler. Tek me§ru hükümet olarak sultanm hükümetini tamyan bir kis1m halk, Adapazan, Düzce, Bolu, Nalhhan, Bey pazan, Nev§ehir, Nigde ve ba§ka yerlerde milli kuvvetlere kar§I cephe ald1lar. Ordudan flrarlar çogald1, hatta bir kis1m subaylar Samsun'da Mustafa Kemal'i ve Heyet-i Temsiliye'yi tammad1kla rm1 bildirdiler. Fakat bereket versin ki, halkin büyük çogunlugu bu tepkiye kay1ts1z kald1 ve as1l õnemlisi, ordu milli davaya sada katten aynlmad1 ve milli liderin emrinden ç1kmad1. Mustafa Kemal, çe§idi yerlerde kumandanlara gõnderdigi emirlerin yerine getirilmesi sayesinde bu bozgunculan sindirmek te ve tutuklayarak zaramz hale getirmekte ba§anh oldu. Mustafa Kemal, Ankaràda toplanmakta olan mebuslann zihnindeki so rulan da ortadan kaldumaya çal1§1yor, onlarla s1k s1k konu§arak kendilerini aydmlauyordu. Medisin toplanamamas1 ihtimali, onu endi§elendirmekteydi. Medisin bag1ms1zhgm1 korumak, hilâfet makam1m dü§manlanm elinden kurtarmak esas amaç olarak gõs terilmekteydi. Nihayet 23 Nisan 1 920'de medisi resmen açmaya karar verdi. Medisin açih§mda; Hac1 Bayram Camii' nde õzel bir dini tõren düzenleyecek ve bütün mebuslar buna kat1lacaklard1. Medisin açih§I cuma gününe denk getirilmi§ti. Hutbede sultamn 81
H A L I L I N ALC I K
ismi amlacakn. Mustafa Kemal b u merasimin ayrmtdarmm en uzak kõylere kadar duyurulmasma õzel õnem veriyordu. Medisin açth§ nutkunda Mustafa Kemal, milli devlet ve milli siyasetin takibi gereken tek yol oldugunu belirttikten sonra yeni iktidarm niteligi meselesi ortaya ç1kt1. O zamanki §artlar ve zo runluluklan gõz õnünde tutan bir teklif ile Mustafa Kemal yeni hükümetin içerigini bir belge ile medise kabul ettirdi. Bu õnemli belgenin esas noktalan §Unlard1r:
1 . Hükümet olu§umu zorunludur (Bõyle bir karar almmas1 gerekiyordu, zira birçoklan , istanbul'da sultanm hükümeti var ken ayn bir hükümet olu§umunu gereksiz ve gayri me§ru bulu yorlard1) . 2 . Geçici olarak bir hükümet reisi tammak veya "padi§ah kaymakam1" belirlemek uygun degildir (Yukandaki itiraz1 ya panlar, istanbul'un i§gal alunda bulundugu olay1 kar§tsmda ge çici bir hükümet ba§kam seçilmesi tekliflnde bulunuyorlard1. Oysaki bu Millet Medisi'ne gerçek ve tek otorite merkezi gõ züyle baktlmamas1, milli egemenlik prensibinin reddi anlamm1 ta§trd1. Milletin vekillerinin seçecegi hükümetin devletin gerçek hükümeti oldugu kabul edilmeliydi. Pratik bak1mdan da Milli Mücadele'yi yürütecek bir hükümetin tamam1yla serbest olmas1 ve tam otoriteyle i§ gõrmesi zorunlulugu aç1kt1. Mustafa Kemal, bu maddedeki teklifl ile bu noktalan belirtiyordu) . 3 . Mediste toplanmt§ milli iradeyi gerçekte vatanm kaderine hâkim olarak tammak esasur. Türkiye Büyük Miller Medisi'nin üstünde bir kuvvet mevcut degildir (Cumhuriyet esasm1 kuran bu madde ihtilâlci bir karakter ta§tyordu. Yeni hükümetin varhg1 ve otoritesi bu milli irade esasma dayanmaktayd1) . 4. Türkiye Büyük Millet Medisi yasama, yürütme yetkilerini kendinde toplami§ttr. Medisten aynlacak bir heyet, medise vekil olarak hükümet i§lerini gõrür. Medis reisi bu heyetin de reisidir (Bu madde yukandaki maddede belirtilen milli iradenin dogal sonuçlanm gerçekle§tiren bir maddeydi) . 82
M I L LI M Ü CA D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Ba§ka ifadeyle medis, yasama kuvvetinin, yani kanun yap ma kuvvetinin ve icra kuvvetinin yani kanunlan uygulama ve idare gõrevinin sahibi ve merkezi say1hyordu. Bõylece, sultanm hükümetine i§ kalm1yordu. Medis; kanun yapma gõrevine sa hip oldugundan halktan vergi toplamas1, askere çagtrmas1 yasal ve mümkün olacakn. Mustafa Kemal ve arkada§lan otorite ve faaliyetlerini me§ru bir temele dayand1rabileceklerdi. Sultanm hukukuna kar§I milli iradenin üstünlügü prensibi esastI. ͧte bu nokta halifenin her türlü otoritenin kaynag1 oldugu hakkmda es ki islâmi dü§Ünceye bagh kalan topluluklann, õzellikle ulemanm itirazlarma ugrayacakttr. Ktsaca bu õnerge, Amasya Beyannâme si' nden beri Mustafa Kemal'in ve arkada§lannm ortaya amklan prensibi, milli iradenin hâkimiyeti esasm1 en kesin §ekilde ifade eden, ona medis ve hükümet ile somut bir §ekil veren ihtilâlci bir anayasa niteligindeydi. Milli Türk devletinin dogu§unu gõs teren bir belgeydi. Medisin toplanmas1yla bu milli irade, kanuni yollardan usulüne gõre tam olarak meydana ç1kmt§ oluyordu. Mediste bütün yurdun usulüne gore temsiline Mustafa Kemal onun için büyük õnem vermi§tir. Padi§ah hükümeti amk Mus tafa Kemal ve arkada§lannm faaliyetlerini kanun dt§I sayamaya caklar, onun valilere ve kumandanlara emir vermesini, halktan vergi toplamasm1 kanuna aykm isyan niteliginde yorumlamaya caklard1. Sultan hükümeti ve onu destekleyenler, bu konuda 1srar ettikleri taktirde milli iradeye, yani gerçek yasal otoriteye kar§I gelmi§ say1lacaklard1. Bu esasa dayanarak aym medis bu gibileri milli iradeye kar§I isyanc1lar saymak ve cezalandtrmak yetkisine sahip oluyordu. ͧte bu dü§Ünceler üzerine Hzyanet-i �taniye
Kanunu ç1kanlacak, milli harekete kar§t gelenler ve medis hükü metinin emirlerini dinlemeyenler cezalandmlacaklardtr. Mustafa Kemal medise sundugu õnergede hatzra ba§hg1 altmda kaydetti gi §U ifade ile o zamanki §artlar içinde yabanc1 dü§manlara kar§t çarpt§trken bir iç sava§t õnlemek amac1 ile saltanata kaq1 aç1kça cephe almaktan kaçmd1gm1 belirtti: "Padi§ah ve halife, altmda 83
H A L I L I N A LC I K
bulundugu tazyikten kurtanld1g1 zaman meclisin düzenleyecegi kanuni esaslar dairesinde vaziyetini ahr." Burada, sultamn oto ritesi yine medisin iradesine bag1mh tutuluyor, yani milll irade esasmdan fedakârhk yap1lm1yordu. Medisin düzenleyecegi esas lar ifadesiyle bu nokta saglamyordu. Diger taraftan sultan baski altmda bulundugu için otoritesini kaybetmi§ gõstererek õnerge nin bütün otoriteyi milli iradeye ve meclise devretmesi zorunlu bir tedbir olarak gõsteriliyordu, aç1kça sultanm otoritesine kar§l cephe almm1§ bulunuyordu. Bu sorunun aç1kça cayini ileride ya banc1lar memleketten auld1ktan sonra meclisin karanna birak1hyordu. Muscafa Kemal, prensiplerde gõsterdigi titizlik ve uzak gõrü§lülügü ile mevcut §ardan iyi hesap eden, as1l amac1 gõzden kaç1rmayan bir siyasec ve devlet adam1 oldugunu bu "Haurà' fik rasmda ispat etmi§tir. Mustafa Kemal ve istanbul'daki kar§tdan bu karann tam bir ihtilâl karan oldugundan §Üphe etmediler. Zacen Muscafa Ke mal, meclisi Ankaràya toplanuya çagmrken ba§ta bunun bir kurucu medis (Meclis-i Müessisân) olmas1m dü§ünmܧ, taslaga õyle yazmt§, sonra bu flki rden vazgeçmi§ti. lstanbul'da milli hareketin mualifl olup saltanatm üstün haklanm, Osmanltltk ve ingiliz siyasetine baglayarak bir ban§ imzalamak politikasm1 cakip eden, yani her bakimdan Muscafa Kemal'in muhalifl ve dü§mam say1lan §ahts, Damad Ferid Pa§a tekrar sultan carafindan sadrazam yap1ld1 (5 Nisan) . Bu hükü met, milletin temsilcisi Muscafa Kemal'i, 1 1 May1s 1 920'de, yani Türkiye Büyük Miller Meclisi ba§kam ve onun hükümetinin ba§l seçildikten sonra idama mahkum etmek cesaretini gõsterdi. TBMM'de kabul edilen õnerge, yeni Türk devletinin karak terini belirttiginden ve tarihi mevcut §ardarla s1ki s1kiya bagh ol dugundan, ona õzel carihi ve milli kimligini kazandiran niteligi üzerinde durmak gerekir. Ônergede deniyor ki, hükümet medis ten aynlacak bir heyet tarafmdan gõrülecek ve bu heyetin ba§l, meclisin ba§t olacakur. 84
M I L L I M Ü C A D E LE TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Bu, kuvvetlerin aynhgt prensibi degil, kuvvetlerin birligi esa s1d1r. Yani bütün devlet yetkileri; kanun yapma ve bu kanunlan uygulama, kontrol etme yetkileri bir tek organa, Büyük Millet Medisi'ne verilmektedir. Bu organm idare tarzt, sultan oldugu taktirde mutlak1yet, istibdad idaresi olurdu. Bu yetkiler mediste toplanmca medisin mutlak hâkimiyet rejimi anlamma gelecekti. Bõyle bir rejim o zaman zorunluydu. Dü§man, milletin varltgm1 tehdit etmekte, ilerlemekteydi. Bu durumda süratle karar almak, bu kararlan h1zla uygulamak ve yaptlan i§leri hemen meclisin de netimi alttnda bulundurmak, vekiller üzerinde yakm bir denetim icra etmek zorunluydu. lera kuvvetine medis dt§tnda bir derece ye kadar bag1ms1z bir §ekilde tedbirler almak, bunun hakkmda zaman geçtikten sonra sorumlu say1lmak ve iktidardan çekilmek imkâm o §artlar alttnda verilemezdi. Diger taraftan sultan kar§t smda medis bütün devlet yetkilerinin ba§vurulacak tek mercii ve destegi olmak iddiasmdayd1. Milli iradenin kuvvetini, bõlün mezligini gõstermek, entrikalara meydan vermemek ve milli ira deyi zaafa ugratmamak yine o zamanki §artlann gerektirdigi bir §eydi ve bu durum da ancak kuvvetlerin milli iradenin sahibi olan mediste yogunla§mas1 suretiyle saglanabilirdi. Vekiller, teker teker medis tarafmdan seçilmekteydi. Bõylece hükümetin her faaliyet sahasmt medis dogrudan dogruya ve yakmdan kontrol edecek durumdayd1. Hükümet ba§kant, medisin de ba§kamyd1. Bu durum kuvvetler birligi sistemini son derece kuvvetlendirdigi gibi ba§kant, devlet içinde olaganüstü yetkilere ve alt§tlmamt§ bir yere getirmekteydi. Bu da o zamanki §artlann getirdigi bir du rumdu. Memleket kurtulu§ ve milli ink1lâp hareketinde bir tek liderin iradesi alttnda toplanmak ve belirli amaçlara süratle ve et kili bir §ekilde yõnelmek mecburiyetinde bulunuyordu. Bu líder Türk milletinin büyük talihi olarak Mustafa Kemal'in §ahsmda kendini gõstermi§ti. Mustafa Kemal 24 Nisan'da medis ba§kan ltgma seçildi. 2 May1s'ta icra vekilleri heyeti yeni devletin ilk hükümeti olarak 1 1 üyeden olu§tu. Milli müdafaa vekâletinde 85
H A L I JJ I NA LC I K
R.tza P�a kabinesinde Harbiye Nazm olan ve istanbul'un ͧga linden sonra 8 Nisan 1 920'de Ankaràya gelmi§ bulunan Fevzi Pa§a (Fevzi Çakmak) Erkân-1 Harbiye-i Umumiye Ba§kanhg1'na atand1. Bõylece milli hükümet, iç ve d1§ dü§manlara kar§l müca deleyi te§kilâdandirmaya giri§ti.
Sultamn Mücadelesi, Hilafet Ordusu ve Sevr Antla§mast Sultan Vahdeddin, Mustafa Kemal'in idam1 karanm 24 May1s'ta onaylad1. Yine nisan içinde hilâfet ordusu adi alunda bir ordu haz1rlanmaya ba§lad1 ki bunun amac1 milli kuvvederi ortadan kal dirmak ve memlekette sultan-halifenin otoritesini geri getirmek ti. Bundan ba§ka halife adma yaymlanan beyannâmeler ve lslâm dinini temsil eden en yetkili makam olarak §eyhülislam efendi nin ç1karmg1 fetva halki Mustafa Kemal ve milliyetçiler aleyhine ayaklanmaya te§vik etmekteydi. Bunun sonucu olarak 1 920 y1lm da birçok yerde milli hareket aleyhinde ayaklanmalar ve saldmlar kendini gõsterdi. Büyük Millet Medisi bir taraftan bu iç sava§la ugr�irken diger taraftan Frans1zlar güneyde ve Yunanhlar bauda taarruza geçtiler. itilâf Devlederi, milliyetçileri bu duruma getirir ken õbür taraftan lstanbul Hükümeti'ni kendi istedikleri §ekilde bir ban§ anda§mas1 imzalamaya zorlad1lar ve 1 O Agustos 1 920'de Sevr Anda§mas1'01 onaylamlar. Büyük Millet Medisi, siyasi haya tmm bu ilk y1lmda çok zor zamanlar geçirdi, ancak büyük liderin ileri gõrü§lülügü, enerj isi ve vatanseverligi sayesinde bu buhram adam. 1. inõnü ve II. inõnü zaferleri, bu buhranh devrenin ada t1ld1g1m ve Milli Mücadele tarihinde yeni bir sayfanm ba§lad1gm1 gõstermek itibari ile bir dõnüm noktas1 say1labilir. Mustafa Kemal büyük Nutuk'ta, ayaklanmalarm yurdu kap lad1gm1 ve Ankara kapilarma dayand1gm1 ifade ederek durumun agirhgm1 hakkiyla belirtmi§, cehalet, kin ve · bagnazhk buluda rmm vatan ufuklanm karar m gm1 sõylemi§tir. Milli kuvveder aleyhinde harekete geçen çetelerin faaliyette bulunduklan ba§hca 86
M I L L I M Ü C A D E L E TAR I H I 0 9 0 8 - 1 9 2 3 )
bõlgeler, Bahkesir ve Banduma Bõlgesi, Kocaeli Bõlgesi, Yozgat, Çorum Bõlgesi, Bey§ehir, Konya, Ilgm, Bozlm Bõlgesi ve niha yet Bolu, Beypazan Bõlgesi idi. isyanc1lar, Ankaràda milli hükü metin merkez binasma kadar sokulmu§lard1. Ankara civannda Ziraat Okulu' nda karargâhm1 kurmu§ bulunan Mustafa Kemal her an asilerin saldmsm1 beklemekteydi. Milliyetçileri ele geçiren âsiler bunlan akla gelmedik i§kencelerle õldürmekteydiler. Bu genel ayaklanmada en tehlikeli eleba§larmdan biri Anza vur idi. Anzavur Ayaklanmas1 ilk olarak 2 1 Eylül 1 9 1 9'da Bahke sir'in kuzeyinde ba§lad1, daha sonra 1 920 Nisan' mda Bolu, Düzce ve Beypazan bõlgelerine kadar yay1ldi. Nihayet 1 1 May1s'ta Gey ve yõresinde yapug1 taarruzda düzenli ordu kuvvederi tarafmdan ezildi ve kaçmaya mecbur edildi. Nisan içinde meclisin aç1lmas1 hazuhklan yap1hrken Düzce, Geyve ve Adapazan âsilerin eline dü§tÜ. Geyve kumandam Mahmud Bey pusuya dü§ürülerek õl dürüldü. 24. Fukanm silahlan âsilerin eline geçti. istanbul'dan gelen izmit valisi Çerkez ibrahim Bey âsileri tebrik etti. Padi§ahm selamlanm iletti ve gõnüllüler toplayarak Gevye Geçidi'ne saldu d1. Mustafa Kemal, Yunanlilar kar§tsmdaki milli kuvvederden bir kismm1 bunlann üzerine gõndermek zorunda kald1. izmit'te Süleyman �eflk Pa§a, Suphi Pa§a gibi hainler grubu da, istanbul'un verdigi talimata gõre, hilâfet ordusu gibi §atafath bir ad altmda çeteleri te§kilâdandumaya çah§1yorlard1. Suphi Pa §a, Mustafa Kemal'in ki§isel dü§manlanndand1. Bolu, Düzce ve Adapazan isyanlan üç ay sürdü. Bolu yõresi ne ilerlemi§ olan hilâfet ordusu yenildi ve izmit'teki esas kuvveti, istanbul' a kaçmaya mecbur buakildt. Halifeye baghhk propagandas1yla ortaya ç1kan çeteler, Orta Anadolu'da Yozgat yõresindeki halk1 kendi taraffanna çekmekte, §ehirleri i§galde, düzenli askeri kuvvedere saldumakta ba§anh ol dular. Güneyde Urfa çevresinde Milli a§ireti 4.000'i bulan õnem li kuvvederle buradaki askeri birlikleri yenmeye ve kasabalan ele geçirmeye ba§lamt§tl. Ancak eylül içinde düzenli askeri kuvveder 87
H A L I L I N A LC I K
bunlarm hakkmdan gelebildi. Konya isyam 5 May1s'ta bu §ehirde bir gizli cemiyetin ç1kard1g1 ayaklanmadu, bu ayaklanma bõlge nin kumandam tarafindan bastmlmt§ttr. Ítilâf Devlederi, Paris Ban§ Konferans1' nda Türklerle ban§m daha fazia geciktirilmesinin mümkün olmad1gm1 gõrdüler ve bir taraftan Yunanltlara Anadolu'dan taarruza geçme iznini verirken, õbür taraftan Ístanbul Hükümeti'ni Paris'te ban§ gõrü§meleri ne çagud1lar. Bu surede milli kuvvetleri ezmek, onlarm bir §ey yapmayacagm1, aksine memleketin yeni i§gallere aç1k kalmas1na sebep olduklanm gõstermek, ümitsizlik içinde kalan, âciz ve otoritesiz sultanm hükümetine ban§ §ardanm imzalatmak Lloyd George'un plamyd1. O, Damad Ferid'in §ahsmda bu plamna hiz met edecek adam1 da bulmu§tu. Ítilâf Devletleri, 24 Nisan 1 920'den San Remo'da Osmanlt lara kabul ettirmek istedikleri ban§ §ardanm esas hadanyla ken di aralannda kararla§ttrffit§ bulunuyordu. Bundan iki gün sonra istanbul Hükümeti ban§ konferansma davet edildi. Sultan, 26 Nisan'da, eski sadrazamlardan Tevflk Pa§a ba§kanltgmda bir he yeti Paris' e gõnderdi. Ítilâf Devletleri ban§ §artlanm 1 1 May1s'ta Tevflk Pa§a heyetine bildirdi. Tevflk Pa§a bu agu §artlan bag1m s1z bir devlet anlayt§tyla bagda§tmlmaz buldugu için gõrü§mele re kattlmad1. Bu suada Türkler üzerine bask1 yapmak dü§Üncesi ile mütteflkler, Venizelos'a saldmya geçme, Milne hattm1 a§arak Anadolu içerisine yaytlma izni verdiler. Milli hükümet aleyhi ne ayaklanmalar aym tarihlerde olmaktayd1. Venizelos Paris'ten hükümetine gõnderdigi telgrafta, ingiliz ba§v�kilinin geli§inden memnun oldugunu, ban§ anda§masmm Türkler tarafmdan red dedildigi takdirde Yunanistan'm askeri müdahalesini istedigini, halyànm bu anda§manm uygulanmasma taraftar olmad1gm1 ve Fransà nm da Türklere sempati duydugunu bildirmekteydi. Ve nizelos aym telgrafta §Unlan ilâve etmekteydi: "Yunanistan ge rekli kuvvedere maliktir . . . �uras1 muhakkakttr ki, eger Türkiye imzay1 reddeder ve biz de sulhu tatbik için kuvvet sarf edersek, 88
M I L LI M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
bir taraftan Pontus ve Ermenistan'1 ihtiva eden bir devlet-i müt tehidenin te§kili, diger taraftan Türklerin belki Ístanbul'dan uzakla§tmlmas1 ve Yunanistan'm Edremit sahillerine kadar ya y1lmas1 §eklinde §eraitin lehimize tadil edilecegini zannederim. Türkiye'de büyük devlederinkine muadil bir kita i§gal edecegini ve Bogazlar'm nezaretini istihsal edecegini ümit ediyorum," di yordu. Venizelos'un bu sõzlerinde, hangi amaçlarla hareket ettigi aç1k bir §ekilde itiraf olunmaktadu. Venizelos'un ingiliz ba§veki line vaat ettigi askeri baskt, Yunanhlann 22 Haziran'da taarruza geçmesinde kendini gõsterdi. Yunanhlar, o zamana kadar Milne ham denilen ve Ayvahk'm kuzeydogusu ile Manisa-Ôdemi§'in dogusundan ve Aydm'm güneyinden geçen hattm bati k1smm da kalm1§lard1. Kuzeye dogru ilerleyerek Bursày1, diger taraftan doguya ilerleyerek U§ak' 1 i§gal ettiler. Her iki cephede milli kuv veder agir kay1plar verdiler, çok zay1fladdar. Aydm Cephesi'nde de ba§anh olan Yunan kuvvetleri, Nazilli'ye kadar geldiler. Kuv vetlerimiz Eski§ehir' e çekildi. Müdafaa hatlanm1zm yanlmas1 ve kolay Yunan ba§ans1, milli hükümeti ciddi bir buhran içine am. Mütteflklerin Paris Ban§ Konferans1' nda bask1lan kuvvetlendi. Büyük M illet Meclisi'nde bir mebus, "Milli kuvvetler denilen §eyin bir hayaletten ibaret oldugunu son yenilgiler dünyaya gõs termi§tir," diyecek kadar ileri gitti. Mustafa Kemal, mediste ya p1lan §iddetli ele§tirileri kar§tlamak için zor anlar ya§ad1. istanbul Hükümeti' nin, bu ba§ans1zhgm ba§hca sorumlusu oldugunu ileri sürdü. Çelik iradeli adam, durumun yaktnda düzelecegini vadetti ve yeniden asker toplanmasma karar verildi. Bu esnada Paris Ban§ Konferans1'na gitmi§ olan Osmanh delegelerinden olu§an heyetin ba§kanhg1m Sadrazam Ferid Pa§a bizzat üzerine ald1. Milli hükümet Türk milleti adma bu õlüm vesikasmm tanmmasm1 õnlemek amac1yla §U õnlemleri ald1: 30 Nisan'da Türkiye Büyük Millet Medisi hükümetinin kuruldugu nu büyük devletlere bildirildi, bu suretle istanbul Hükümeti'nin Türk milleti adma bir uluslararas1 antla§ma imzalamaya yetkisi 89
H A L I L I N A LC I K
olmad1g1 anlat1lmak isteniyordu. 7 Haziran'da, istanbul Hükü meti' nce yapilacak her türlü antl�manm hükümsüz say1lacag1 Büyük Millet Meclisi' nce kabul edildi: 1 8 Temmuz'da medis, Milli Misak' a yemin etti. Misak'ta ifade edilen milli amaçlar gerçekle§medikçe mücadeleden vazgeçilmeyecekti. Bu durum, Türk milletinin iradesini dünyaya ilân etmesi itibariyle õnemli bir karar te§kil etmekte ve Sevr Antla§mas1 daha imzalanmadan reddetme anlamm1 ta§1maktayd1. Fakat Damad Ferid 1 O Agus tos'ta Sevr Antla§mas1'm imzalamaktan çekinmedi (�unu da ilâve etmek laz1mdir ki, Dogu'da milli kuvvetlerin durumu tehlikeli bir §ekildeydi. Ermeniler, Yunan taarruzu ba§lad1gmda haziran içinde saldmya geçmi§, Oltu bõlgesini i§gal etmi§lerdi) . Osmanh heyeti, mütteflklere ban§ §artlan üzerinde esash hiç bir degi§iklik yapnrmadan Sevr Antla§mas1'm, õlü dogmu§ bu belgeyi imzalad1lar. Dü§manlann amaçlanm gõstermesi ve mü cadelenin Lozan'da elde ettigi ba§any1 aynnuh aktarmak dü§ÜD cesiyle esaslanm anlatacag1z.
90
SEVR ANTLA�MASI
( 1 0 AGUSTOS 1920)
Antla§manm sm1rlara ait maddeleri §Õyledir: Trakyànm büyük ktsm1 terk ediliyor, Midye hattmm berisinde istanbul' a kadar olan bõlge Türklere b1rakihyordu. Burada da Bogazlar Komisyo nu adi altmda olu§turulan uluslararas1 bir organizasyon, gerçek otoriteyi ele geçiriyordu. istanbul sultana buakild1ysa da, §arta bagh buakilmt§tlr. Türkler çe§itli sõzle§melerle azmhklara tanman hak ve garantileri yerine getirmedikleri takdirde istanbul üzerin deki haklanm da kaybedeceklerdi. Azmhklara verilen haklar ise çok geni§tir. Yunanhlarm kasten yeni bir olay ç1karmalan ve istan bul' un kaderi meselesini ortaya atmalan imkâm aç1k b1rakilm1§ttr. Yunanhlar Trakyà nm büyük bir kism1yla izmir bõlgesini al maktayd1lar. Bu bõlge Akhisar, Ôdemi§, Tire, Sõke, Bergamày1 içine almakta ve gõrünü§te Osmanh egemenligi altmda sayd maktayd1. Fakat ileride Yunanhlarm tamam1yla ilhak etmelerini saglayacak õzel õnlemler almmt§tl. Bu tedbirler §õyleydi: Os manh hâkimiyetini temsil etmek üzere hisarda bir Türk bayra g1 sallanacakn. Fakat devier bu hâkimiyetin yerine getirilmesini Yunanistan' a buakiyordu. Sõzle§menin yap1lmasmdan 5 yd sonra yerel parlamento bõlgenin Yunanistan' a kanlmasma karar verip, Cemiyet-i Akvâm' a ba§vuracakn. Cemiyet-i Akvâm isterse, bir hal koylamas1 yapttracakn. Türkler orada nüfus çogunluguna baka rak, gelecekte halk oylamasmm kendi lehlerine ç1kacagm1 ümit edemezlerdi. Çünkü buradan Türkleri kaçumak ve Yunanlilan yerle§tirmek için Yunanhlar 5 senelik süre esnasmda istediklerini 91
H A L I L I N A LC I K
yapabilirlerdi. Güneyde Osmaniye, Antep, Urfa ve Mardin'i Türk sm1rlan dt§mda btrakmaktayd1. Ermenistan smm, Amerika Cumhurha§kam Wilson tarafmdan çizilmi§, o da Gümü§hane ve Erzincan' 1 içine alarak Van'dan Trabzon' a kadar geni§ bir bõlgeyi bag1ms1z Ermenistan devletine pe§ke§ çekmi§ti. Bogazlar Bõlgesi Trakyàdaki arazi ile beraber Anadolu'da Ízmit ve Edremit' e kadar uzayan geni§ bir araziyi kontrol bõlgesi haline getiriyordu. Ôzetle burada Türk hâkimiyeti lafta kahyordu. ͧte bu s1mrlar içinde dü§ünülen Türk ülkesi de Ítalyanlar, Frans1zlar ve Íngilizler arasmda nüfuz bõlgelerine aynlmt§ bulu nuyordu. Bunun anlam1 §uydu: Bu devletlerden her biri kendine aynlan bõlgede kapitülasyonlar ve mali zorunluluklar himayesin de demiryollan yapmak, i§letmek, sanayi tesisleri kurmak, eski borçlar kar§thgmda memleketin gelir kaynaklanm kontrol etmek ve sõmürmek imtiyazlanm elde etmekteydi. Türkiye'den, fakirligi dolay1S1yla sava§ tazminatt istenmesinden vazgeçildigi belirtildikten sonra, sõzde Türkiye'ye yard1m bahane siyle Türk mali ve iktisadi hayau uluslararas1 bir komisyonun eline veriliyordu. Osmanh, Frans1z, Íngiliz ve Ítalyan delegelerinden ku rulu bir komisyon Türkiye'nin iktisadi kalkmmas1 için uygun gõ recegi tedbirleri alacak, Türkiye'nin devlet bütçesini düzenleyecek ve mali kanunlann uygulanmas1m kontrol edecek, para politikas1m düzenleyecek, bu komisyonun nzas1 olmadan devlet hiçbir dt§ borç alamayacak ve Duyiln-1 Umumiye'ye, yani yine yabanc1 dev letlere aynlmt§ vergi kaynaklan dt§mdaki bütün gelir kaynaklan bu komisyonun kontrolü altmda bulunacaku. Bu kaynaklar õncelikle Ítilâf Devletleri'nin ç1karlanm gõz õnünde tutarak harcanacak ve kalan para Osmanh hazinesine btraktlacakttr. Yabanc1 memleket lere imtiyaz verme yetkisi de bu komisyona verilmi§tir. Gümrükler genel müdürünü de bu komisyon tayin ve azledecektir. Bu mali hükümler, devletin bütün maddi gücünü ve ekonomik, mali haya ttna ait en õnemli yetkileri komisyona devretmekteydi. Yalmz bu mali hükümlere baktltrsa, Türkiye'nin bag1ms1zhg1 bir laftan ibaret kal1yor ve bir sõmürge durumuna dü§üyordu. 92
M I L L I M Ü CA D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Vergileri, gümrükleri, bütçenin yõnetimi, para politikas1 yabanc1lardan kurulu bir komisyona verilmi§ olan bu devletin ordusu da ortadan kaldmhyordu. Devletin jandarma olarak
3 5 .000 ki§ilik bir ordusu olmasma, bunu takviye için 1 5 .000 ki§ilik bir yard1mc1 kuvvete izin verilmi§tir. Bu kuvvetlerin mit ralyõzden daha agir silah1 olmayacakttr. Bu kuvvetler, 4 lejyona aynlmt§ olup her lejyon büyük devletlerden birinin nüfuz bõl gesinde hizmet gõrecek ve subaylarmm on be§ kadar bir k1s m1 o nüfuz bõlgesini benimsemi§ olan devletin subaylanndan meydana gelecekti. Yani bu küçük ordunun kumanda heyeti de, yabanc1larm kontrolü aluna girmi§ olacaku. Her türlü talimat yasakn. Sava§ gemisi olarak ancak 600 tonilato altmda 1 3 küçük gemiye izin verilmi§ti. Bundan ba§ka Türkiye'nin herhangi bir yerini, karg�a ç1k t1g1 bahanesiyle müttefiklere i§gal etme hakkm1 veren Mondros Mütarekesi'nin 7. maddesiyle telgraf hatlanm kontrol ve Dogu Anadolu'yu i§gal hakkt m veren 1 2. ve 24. Maddeleri de Sevr Antl�mas1'nda yürürlükte birakmaktayd1. Bõylece Türkiye'nin antl�madan sonra da yeni i§gallere ugraulmas1 için kapmm aç1k birakilmas1 demekti. Maliyesi, ordusu yabanc1 kontrolü aluna alman ve arazisi nüfuz bõlgelerine aynlmt§ bulunan bu zavalh devletin tebaas1 da adeta elinden almmt§U. Zira Osmanh tebaasmda her kim isterse hiçbir kayda bagh kalmadan müttefik veya yeni kurulan devlec lerden birinin tâbiiyetine geçebilecekti. Bundan ha§ka müttefik devletler tebaasmdan, isteyen Osmanh ülkesine yerle§ip sanacm1 icra edebilecekti. Ôrnegin bir yabanc1 doktor Türkiye'de dok torluk yapacak, kapitülasyonlann himayesinde vergilerden muaf tutuldugu için Türkiye'de Türk meslekta§lanndan daha imtiyazh çalt§ma imkânlan bulunacaku. Türk devletinin kendi tebaasma sahip olma, onu koruma hakk1 dahi tamnmamt§tl. Azmhklara dünyamn hiçbir yerinde gõrülmemi§ geni§ haklar ve imtiyazlar tanmmt§ bulunuyordu. Azmhklar, her çe§it okul ve üniversite 93
H A L I L I N A LC I K
kurma hakktm elde ediyordu. Müttefikler, bu azmhklara kõtü muamele edildigi kanaatine vanrlarsa, o bõlgeyi ͧgal etme hak km1 da sakl1 tutuyorlard1. Kapitülasyonlar buakihyor, diger müttefiklere de aym hak lar tanm1yordu. Ôrnegin, Yunanistan ve Ermenistan Türkiye'de Frans1zlar ve ingilizler gibi memleketin yerli kanunlanna tâbi olmadan, vergi õdemeden istedikleri gibi ͧ yapma müsaadesine sahip olacaklard1. Bu demektir ki, Türkler e§Ít olmayan §artlar al tmda hiçbir zaman sanayi ve ticaret alanmda yabanctlarla rekabet edemeyecekler, ortadan kalkacaklardu veya bu alanlarda çah§mak isteyenler, Osmanh Devleti'nin son zamanlannda birçok õrnek lerle gõrüldügü gibi yabanc1 devletin câbiiyetine geçecektir (Zaten tâbiiyet degi§tirme de yukanda ͧaret ettigimiz gibi gayet basit bir hale getirilmi§ bulunuyordu) . Türkler, kendi vatanlannda âciz, fa kir, zavalh bir hayat sürmeye mahkum oluyordu. Bu belge, Türk milletine kar§l bagnazhk ve kin dolu devlet lerin açgõzlü, utanmaz bir emperyalizmin pervas1zca tasarlamp dikte ettigi bir imha plamydi. Tevfik Pa§a, Ferid Pa§àya yazd1g1 bir mektupta, bu §artlar al nnda "Devlet-i 'Aliyye düvel-i müttefikanm hâkimiyet-i mܧtere kesi altmda bir günâ hakk-i istiklâlden mahrum bir müstemleke haline ifrag" edilmekte oldugundan, bunlan kabul edemeyecegini bildirmekteydi. Fakat sonra (o bu mektubu 1 7 May1s'ta yazdi. Ondan sonra Yunan ve Ermeni saldmlan geldi ve Yunanhlar Ana dolu'da õnemli ilerlemeler yapnlar) agustos aymda Tevfik Pa§a da bu §arclan az farkla imzaladi. Müttefikler Osmanh Devleti' nden zapt ettikleri Arap memle ketlerini kendi aralannda payla§mak üzere yeni antla§malar yap mi§lardi. Fakat Fransa, Filistin ve Suriye yüzünden, icalya Ana dolu'da kendisine aynlan izmir Bõlgesi'nin Yunanistan'a pe§ke§ çekilmesinden dolay1 ingilcere'ye kugmd1lar. Müccefikler arasmda ganimetin payla§1lmas1 masmda ç1kan bu anla§mazhklar, Mustafa Kemal hükümeti tarafmdan iyi bir diplomasi ile milli bir dava 94
M I L L ! M Ü CA D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
lehine kullamld1. Mustafa Kemal o zaman Ban devletlerinin hü cum ve tehditleri kaq1smda yalmz kalmt§ olan Bol§evik Rusya ile siyasi ili§kiler kurarak milli hükümetin durumunu kuvvetlendir mek baktmmdan faydaland1. 1 1 May1s 1 920'de Hariciye Vekili Bekir Sarni Bey ba§kanhgmda bir heyet, Moskovàya hareket etti. Bu heyetin temaslan neticesinde 20 Agustos 1 920'de yeni Sevr Antla§mas1'nm imzalanmasmdan 1 0 gün sonra Moskova ile bir anda§ma imzalandt. Yeni Türk devleti, Frans1zlarla Güney Cep hesi' nde yapt1g1 ha§anh mücadeleden sonra (Frans1zlar Pozant1'da yenilmi§, Mara§ ve Urfàdan geri çekilmek zorunda buaktlm1§lar d1) , Frans1z hükümeti ile bir ate§kes imzalad1. Yeni devleti müt tefiklerden birinin tammas1 anlamma geldigi için bu anda§ma, õnemli bir diplomatik ba§an say1labilirdi. Milli hükümet, Yunan hlar õnünde gerilemekle beraber kuvvederi dagilm1§ ve direni§i kesilmi§ degildi. Yunanhlar kar§Ismda düzenli bir ordu meydana getirmek ve Eski§ehir - Kütahya ham üzerinde bir cephe kurmak milli hükümetin direni§inin gücünü gõsterdi ve bundan sonra ki Yunan saldmlanna (Ínõnü Muharebeleri) kar§I ba§an kazan dt. Milli hükümetin 1 920 y1lmda en büyük ba§anlanndan biri, sultan hükümetinin tahrik ettigi iç ayaklanmalan basnrmas1 ve hilâfet ordusunu yok etmesidir. Milli hükümet Sevr Anda§ma s1' m tammad1gm1 ilân ediyor, Türk milletinin gerçek hükümeti olan Miller Meclisi ile Milli Misak esaslan dâhilinde yap1lmayan hiçbir anda§may1 yasal saym1yordu. Müttefikler Anadolu'da milli hükümeti yenip ortadan kaldumad1kça Sevr Anda§mas1'm uy gulamaya imkân olmad1gm1 gõrdüler. Hâlbuki milll hükümet, §imdi düzensiz çete sava§I yapan "Kuvâ-y1 Milliye" yerine düzenli bir ordu kurmaya karar vermi§ ve bunun uygulamasma geçmi§ti. Bu sebepten Anadolu'da milli direni§ gittikçe daha serde§mektey di. Bunun üzerine onlar al1§1lm1§ taktige ba§vurdu, bir taraftan Yunanhlar Bursa üzerinden Eski§ehir yõnüne yeni taarruzlara ge çerken õbür taraftan, dogrudan dogruya milli hükümede temas kurarak Sevr'i baz1 degi§ikliklerle uygulamay1 denediler. 95
DÜZENLi MiLLI ORD UNUN OLU�TURULMAS I, 1. VE II. iNÔNÜ
ZAFERLERi, LONDRA KONFERANSI
Yeni hükümetin kar§tsmda e n âcil v e õnemli gõrev, milli davay1 yürütecek, dü§mana kar§t direnecek güçte düzenli bir milli or du meydana getirmekti. Bu kolay olmad1. Ôncelikle, yorgun ve bitkin Türk halk1m yeni fedakârhklara ikna edip, ondan elinde avucunda kalan son varhgm1 vermesi isteniyordu. Sultan hükü meti aym halka halife agzmdan huna gerek olmad1g1m telkine çalt§maktaydi. Yüzy1llarca itaate ah§mt§, halifeden yüz çevirip onu kurtulu§ mücadelesine çag1ran milli liderin pe§inde her §e yiyle ate§e at1lmak, hiçbir millet için kolay bir §ey olamazd1. Fa kat olaylann dili her §eyden kuvvetliydi. Türk halkt, Yunanhlann korkunç zulmünü, kõylerinin yakthp y1ktld1gm1, ailelerin katle dildigini, topragmdan ç1kanld1gm1 gõrüyordu. Bunun bir õlüm kal1m sav�1 oldugu meydandayd1. Halk lidere güveniyordu. Bu lider kudret ve enerjisiyle ona ümit veriyordu. Ordu ve orduda toplanan aydmlar, bu bilinci en güçlü §ekilde temsil etmektey diler. Büyük Millet Meclisi ondan asker ve para istedigi zaman Türk milleti huna en kõtü §artlar içinde olsa dahi gõnülden ce vap vermekle büyük bir millet oldugunu gõsterdi. Tarihçi bu büyük gerçegi ortaya koymazsa, Türk mucizesini aç1klayamaz. Bizzat Mustafa Kemal, bunu çe§itli firsatlarda i§aret etmi§, ne yap1lmt§Sa Türk milletinin eseridir diye bu gerçegi tammt§ttr. Düzenli milli orduyu kurmak i§indeki güçlüklerden biri Kuvâ-y1 Milliye denilen direni§ çetelerini disiplinli ordu saffarma 97
H A L I L I N A LC I K
sokmak, Çerkez Edhem gibi Kuvâ-yi Milliye kumandanlanm yola getirmekte gõrüldü. Çerkez Edhem buhram, milli kuvvetle rin dagilmasi, siyasetin Bol§eviklige kaymasi ihtimali ve merkezi bir faaliyet yerine keyfi bir çete idaresinin sürekli olmasi gibi bü yük tehlikeler t�iyan bir buhrandi. Bu buhranm atlatilmasim e§siz liderin sabu, cesaret ve uzak gõrü§lülügü saglami§tlr. Bu, onun en õnemli ba§anlarmdan sayilmahdu. Büyük Millet Meclisi açildiktan sonra Ankaràda siyasi parti niteliginde birkaç õrgüt meydana geldi. Bunlarm olu§turulmasma Rusya olaylannm ve Rusyàda yayilan komünist fikirlerin az çok etkisi olmu§tur. Bu partiler içinde bir hayli õnem kazanan, meclisi ve orduyu i§gal eden Ye§il Ordu'dur. Bir siyasi hareket olarak or taya çikan Ye§il Ordu'nun asil õnemi askeri idi. Henüz yeni Türk devletinin düzenli ordusu olu§mami§ ve genel sava§ kalmusi olan ordu k1S1mlan ise senelerce sav�arak yorulmu§ bulunuyordu. Âsi çeteler üzerine gõnderilen askere halifenin fetvasmda, Ankara Hükümeti'nin yasal olmadigmdan bahsedilerek etki edebildik leri birkaç defalar gõrülmü§tÜ. Bu durumda yeni Türk ordusu, yeni zihniyete gõre yeti§tirilinceye kadar milli hareket için güve nilir askeri kuvvetler vücuda getirme propagandasiyla bazi gizli te§kilâtlar kurmaya kalki§anlar olmu§tU. Bu te§kilâta, Ye§il Ordu adi verildi. Ye§il Ordu' nun kurulmasma te§ebbüs eden kimseler bu te§ebbüslerinden Mustafa Kemal'i haberdar etmeksizin onu kuvvetin b�mda gõstererek te§kilâtlanm geni§letmeye çali§mak taydilar. Mustafa Kemal bunu õgrenince, ileri gelenleri ve Genel Sekreter Hakki Behiç Bey'i çagudi. Millet Meclisi'nde mebus olan Çerkez Re§it Bey ve Tevfik Bey batida Kuvâ-yi Milliye ha reketlerini kumanda eden Çerkez Edhem'in karde§leri olup hep birlikte bu Ye§il Ordu te§kilâtma girmi§lerdi. Çerkez Edhem, An zavur ve Düzce isyanlanmn bastmlmasmda õnemli bir rol oyna mi§tl. Devletin ba§ka õnemli askeri kuvvetleri bulunmadigmdan bu kuvvetlere güveniliyordu. Fakat Çerkez Edhem bulundugu mevkiden gurura kapilarak ordu kumandanlanm tammamaya, 98
M I L L ! M Ü CA D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
valilere bizzat emir vermeye, õzetle bag1ms1z bir tav1r almaya ve devletin gerçek hâkimi gibi hareket etmeye ba§lad1. Ye§il Ordu talimatnâmesini bastmp õzel ajanlarla memleketin her tarafma gõndermekte, te§kilâtmt yaymakta, Eski§ehir'de Yeni Dünya adi altmda gõrünü§te komünizm meyilli bir gazete ç1karmaktayd1.
Kuvâ-yt Seyyare adm1 alan Çerkez Edhem Ordusu ve Ye§il Ordu Büyük Millet Medisi'nde taraftar kazand1. Mediste Mustafa Ke mal'e muhalif olarak Halk jftirâkiyun Ftrkast ad1yla komünizm egilimli bir ftrka kurmu§ olan eski valilerden Naz1m Bey, kendini dâhiliye vekilligine seçtirmede ba§anh olmu§tu. Tehlikeyi gõren Mustafa Kemal, Naz1m Bey'i istifaya zorlad1. Çerkez Edhem'e õnem verdigi dü§ünülen Garp Cephesi kumandam Ali Fuad Pa§a geriye almarak yerine ismet Bey (Ínõnü) Garp Cephesi Kuman danhg1' na tayin edildi. Cephenin güney ktsm1 kumandanhgma Refet Bey atand1. Yeni kumandanlann gõrevi, sürade düzenli ordu ve süvari kuvveti olu§turmak, hükümeti Çerkez Edhem ve benzerlerinin disiplinsiz kuvvederine tâbi olmaktan kurtarmaktt. Edhem kendi kuvvetlerinin Ísmet Bey tarafmdan tefti§ine raz1 ol mayarak itaatsizlik gõsterdi. Dogrudan dogruya medis ba§kanhg1 ile yazt§mak iddiasmda bulundu. Daha sonralan da bütün milli kuvvederi kendi kumandas1 altmda toplamaya ve Garp Cephe si Kumandanhg1' m kendi eline almaya çalt§tl. Medisteki kar§tt gruplar Yunanltlarm tehlikeli durumu sebebiyle Mustafa Kemal, Çerkez Edhem ve karde§lerinin harekederine kar§t aç1ktan õnlem alamad1. ͧi zamanma b1rakt1. Fakat ismet Bey Garp Cephesi ku mandam olarak Ali Fuat Pa§àdan farkh hareket ederek Edhem'in keyfi hareketlerine set çekecek tedbirler ald1. �ah1slarm herhangi bir §ekilde tutuklanmas1 veya mal ve para istenmesini devletin kanunlanna gõre sorumlu makamlarm yapabilecegini ilân etti (Edhem kendi ba§ma cam istedigi kimseleri tutuklattyor ve hatta idam ettiriyor, halktan kendi adma mal ve para topluyordu, bunu yaparken de milli kuvvetler adma hareket ettigi iddiasmda idi) . Düzenli ve kanuna baglt devlet oldugunu gõstermek için Büyük 99
H A L I L I NA LC I K
Millet Meclisi § U esaslan ilân etmi§ti: ''Asker ancak TBMM ad1na onun ç1kard1g1 kanunlar çerçevesinde toplanabilir. Vergi aym esaslar çerçevesinde almtr ve devletin hazinesine yatmhr; §ahtslan sorgulamak ve cezalandumak ancak resmi hâkimler tarafmdan kanunlara gõre yap1labilir." Edhem'in tuttugu yol milll hareketi bir çete hareketi durumuna dü§Ürebilir. Halkm güvenini sarsar, bütün milll davay1 küçültebilirdi. Edhem adi geçen emirlere kar §1 gelince nihayet âsi oldugu ilân edilerek aleyhine düzenli kuv vetler gõnderildi. Bu milll kuvvetler arasmda bir iç sava§ demek ti. Yunan bask1smm tekrar kendini gõsterdigi bir zamanda alman bu karar çok tehlikeliydi. Bursa ve U§ak cephelerinde Yunan kuvvetlerine kar§t duran düzenli birliklerden olu§an kuvvetler aynlarak Edhem' e kar§t Kütahya üzerine gõnderildi. Edhem bu kuvvetlere kaq1 koymak cesaretini gõsteremeyerek süratle bat1ya çekildi. Yunan kumandam ve istanbul'da veziriazam ile ili§ki kur du. Mustafa Kemal mediste Edhem'in koruyucusu olan mebus larla da ugra§mak zorunda kald1. Bu mebuslar af istediler. Bunu §ahsi çeki§me sonucu ortaya ç1kan bir olay gibi küçümsemeye ve yatt§ttrmaya çalt§ttlar. Edhem'in direni§i ile milll cephenin çõ kecegine i§aret ettiler. Gõnderilen kuvvetler kar§tsmda Edhem ve karde§leri nihayet Mustafa Kemal'in kulland1g1 ifadeyle lay1k olduklan yere yani dü§man Yunan cephesine kaçular. Edhem'in son s1gmag1 Gediz ele geçirildi. Milll kuvvetler arasmda bu iç mücadeleden haberi olan Yu nanhlar Edhem'in s1gmmasmm ertesi günü U§ak'tan Íznik' e kadar uzanan cephe üzerinde saldmya geçtiler (6 Ocak 1 920) . Bu taarruz Ínõnü'de kmld1. Milll ordu, 1. Ínõnü Muharebesi'ni kazand1. A§a g1da biraz daha ayrmtth anlatmak üzere Edhem'in Kütahyàda bua ktlan zay1f kuvvetler üzerine taarruz ettigini belirtmekte fayda var. Geriden yap1lan bu tehlikeli saldm Ízzeddin Bey'in ve Refet Bey'in kuvvetleri tarafindan püskürtüldü. O suada inõnü Muharebesi'ni kazanan kuvvetlerden bir ktsm1 Kütahya tarafindan gõnderilerek Edhem' e kaq1 saldmya geçildi. Edhem tekrar Yunanhlann yamna 1 00
M I L L i M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
s1gmd1. O bu hareketiyle gerçek amacm1 ortaya koymu§, memle kette ve Büyük Millet Meclisi'nde bütün nüfuzunu ve tarafcarla nm kaybetmi§tir. Bu büyük tehlikenin yok edilmesinde Mustafa Kemal'in gõsterdigi taktik kabiliyeti ve siyasi kararlarmdaki cesa ret, onun Milli Mücadele'deki liderligini peki§tirdi. Milli hükümetin ilk zaferi olan 1. inõnü Zaferi'nden õnceki askeri ve siyasi durumunu õzetlersek bu ba§annm õnemini anla nz.
Sevr Antla§mas1'na kar§t Mustafa Kemal'in ald1g1 kesin tavir
ve direni§ karan müttefikleri dü§ündürmeye ba§lad1. Memleket te bu antla§manm agir hükümleri iyice anla§ild1. Antla§manm imzalanmasmdan bir ay geçmeden Ferid iktidardan çekilmek zorunda kald1 ve hükümetin ba§tna Sevr §artlanm zamanmda reddetmi§ olan Tevfik Pa§a getirildi. Yeni sadrazam derhal An kara'yla temas kurdu. Mustafa Kemal'i iyi tamyan Ízzet Pa§a ile Salih Pa§a ba§kanhgmda (birincisi dâhiliye, ikincisi bahriye naz1nyd1lar) bir heyet Ankaràya hareket etti. Saraydan gõnderilen bir subaym getirdigi belgelerde, daha elveri§li ban§ §artlan saglamak ümidinden bahsediliyor, õzellikle Ízmir ve istanbul'un Türk hâ kimiyeti altmda muhafazas1 umuluyordu. Mustafa Kemal Ana dolu'da direni§i, istanbul Hükümeti ile i§ birligi ban§ §artlanmn degi§tirilmesi için en õnemli etkendi. Bu nedenle istanbul, An kara ile ili§ki kurmay1 zorunlu gõrdü. Mustafa Kemal tarafmdan durum §õyle ele almmaktayd1: Büyük M illet Meclisi hükümeti i§ ba§mda iken istanbul Hükümeti'ni tammak kendi yasalhgm1 inkâr etmek olurdu. Sevr'i yapanlan onaylamak anlamma gelebi lirdi. Diger taraftan ban§ antla§masmda istanbul Hükümeti'nin yanmda yer almak, imzalanan bu belgeyi, ufak ve aldanc1 de gi§ikliklerle kabul etmek, Milli Misak' a ihanet etmek demekti. Mustafa Kemal istanbul'un gõnderdigi heyet kar§tsmda duru munu bu esaslara gõre düzenledi. Bilecik'te Ízzet Pa§a heyetiyle bir gõrü§meyi kabul etti. Bu esnada Mustafa Kemal, Edhem me selesiyle me§guldü. Ankara'ya gelmi§ olan Edhem'i yamna alarak Eski§ehir' e hareket etti. Orada onun cephe kumandanmm emri 101
H A L I L I N A LC I K
altmda hizmeti kabul etmesini saglamak amacmdayd1. Yukanda gõrdügümüz gibi, Edhem ve karde§leri bu anl�maya yan�mad1lar ve âsi ilân edildiler. Eski§ehir'den Bilecik' e geçen Mustafa Ke mal, orada istanbul'dan gelen kabine üyeleriyle gõrü§tÜ fakat hü kümet azas1 s1fatlanm tammad1. Sonra onlan, kendi isteklerine kar§l Ankaràya gõtürmeye karar verdi. Kendilerinin milli hükü met ile birle§tikleri haberini yayd1. Bu yolla içeride ve memleket dt§mda Ankaràdaki milli hükümetin tek yasal hükümet oldu gunu, sultamn naz1rlannm da ilk firsatta onunla birle§tiklerini, istanbul'daki hükümeti gerçek hükümet saymad1klan izlenimini yaratmak istedi. P�alara gereken bütün sayg1y1 gõstermekle be raber onlan Ankara'ya getirdi. Ístanbul Hükümeti onlann An kara Hükümeti'ne kattlma haberini almca §�trdi. Kendileri ile temasa geçmeye çalt§tl. i§te bu suada Edhem'i uzakla§ttrma ve Yunan saldms1 oldu. ingilizler Sevr Antl�mas1'm kurtarmak için Yunanhlarm saldm ya geçmelerine müsaade ettiler. Edhem'in isyanm1 firsat bilen Yu nanhlar Bursày1 i§gal eden üç firkal1k kuvvetlerinden iki firkas1m Eski§ehir' e dogru harekete geçirdiler. Venizelos, Türk kuvvetleri ni küçümsüyor ve ingiliz B�bakam'na mütteflklerin askeri yar d1m1 olmadan kendi kuvvetlerinin milli kuvvetlerin hakkmdan gelecegini sõylüyordu. Yunan kuvvetleri inõnü mevzileri õnüne geldikleri zaman ismet Bey Edhem'in takibiyle me§guldü. Garp Cephesi kumandam acele gelip dü§mamn saldmlanm kar§ilad1 ve püskürttü ( 1 0 Ocak 1 920) . Oü§man yine geldigi yere, Bur sàya dogru çekildi. Bu sava§a Yunanhlar 20.000 tüfek, 1 50 agir makineli tüfek, 50 topla Türkler ise 6.000 tüfek 50 makineli, 28 topla girdiler. Türk kuvvetleri, Gündüzbey-lnõnü arasmda bir hat halinde demiryolunun geçtigi vadiyi kesmi§lerdi ve bõylece Eski�ehir'i koruyorlard1. Yunan kuvvetleri b�lang1çta sag kana d1m1zda yapttklan saldmda ba�an kazanm1�lar fakat inõnü'de yapttklan saldmlar askerimizin §iddetli direni§iyle kar§tla§ffil§ ve püskürtülmü§tÜ. 1 02
M I LLI M Ü C A O E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Ínõnü Zaferi geni§ õlçüde bir sava.§ olmamakla beraber, mil letimizin tarihinde yeri büyüktür. Bu zafer, mütteflklerin zannet tikleri gibi, õnemsiz milll kuvvederin çetelerden ibaret olmad1gm1 gõstermi§, Paris'teki devlet adamlanm dü§ündürmeye ba.§lamt§, Sevr Antl3_§mas1' nm degi§tirme gerekliligini ortaya koymu§tur. Diger taraftan Büyük Millet Meclisi hükümetin nüfuzunu ve oto ritesini ülke içinde ve dt§mda kuvvedendirmi§, gelecek ba§anlann temei ta.§lnt koymu§tur. Millt hükümetin bu tarihe kadar ba.§ka õnemli ba§anlan da olmu§tur. Bunlardan b3.§hcas1, Dogu Cephesi'nde Ermenilerin saldmlannm yok edilmesi ve vatan topraklannm kurtanlmas1, Güney Cephesi'nde Adana, Mara§, Antep ve Urfa bõlgelerinde kurulan millt kuvvetlerin Frans1zlan durdurmas1 ve Adana, Ma ra§ cephelerinde dü§mam geriletmekte ba§anh olmas1dir. Ermenilere kar§t yap1lan ba§anh askeri harekât1 burada õzet leyelim: Bol§evik Devrimi neticesinde Rusyàda çarhk devrilince meydana ç1kan millt devlederden biri de Erivan, Gümrü ve Kars bõlgesinde kurulan Ermeni devletiydi. Bol§evik rej imine kar§t olan yeni Ermeni devleti mütteflklere dayanmakta, aç1kça ingi lizler tarafmdan desteklenmekteydi. Su balde Türk millt kuvvet lerine kar§t batida ve doguda aym dü§manm saldmlan devam etmekteydi. Bu küçük Ermeni devleti ve mütteflkler, dogu vi layederimizi de içine alan büyük Ermenistan' 1 meydana getirme politikasm1 gerçek yapmak üzere bir taraftan kendi bõlgelerinde ki Türk çogunlugunu kadederek veya kaçirmak suretiyle zay1flat maya çah§1yor diger taraftan henüz Türk kuvvederinin himaye etmekte olduklan dogu vilayederimizi i§gale haz1rlamyorlard1. Bu durum kar§tsmda 9 Haziran 1 920'de dogu vilayederimizde geçici seferberlik ilân edildi ve asker toplanmaya b3.§land1. Hazi ran ay1 içinde Ermeniler, Oltu bõlgesini i§gal ettiler. Ot§ i§lerimiz bir ültimatom gõnderdi ve taarruzlanna kar§I ihtar etti. Fakat onlar, Kõtek ve Bardis bõlgelerinde kuvvederimize saldirmak ce saretini gõsterdiler. Bardis'i baskmla ele geçirdiler. 1 03
H A L I L I N A LC I K
Kuvvederimiz Kâz1m Karabekir kumandasmda kar§l taarru za geçti (28 Eylül 1 920) . Sankam1§'tan sonra 30 Ekim'de Kars kurtardd1. Bir hafta sonra Gümrü de ele geçirildi. Bu surede 1 878'den beri dü§man i§gali alunda olan topraklar kurtanlm1§ oluyordu. Bozguna ugrayan Ermeni devleti, derhal bir ban§ ant la§mas1 imzalad1 (2 Arahk 1 920) . Bu cephede yeni Gürcü devleti de, Türk topraklarma kar§l amaçlanm gerçekle§tirmeden õnlendi ve 1 920 Temmuz aymda ingilizler Batum'u i§gallerine son verince buras1m i§gal ettiler. Bu, Osmanh Devleti'nin 1 9 1 8'de Rusya ile imzalad1g1 Brest Litovsk Antla§mas1 maddelerine aykmyd1. Sonradan Osmanh Devleti ile yeni Gürcü devleti arasmda imzalanan anda§ma bõlgeyi Gürcü devletine buakiyordu. Milli hükümet bunu protesto etti. Gürcü ler müzakereyi kabul ettiler ve nihayet 2 1 Mart 1 92 1 'de imzalanan anda§mayla Batum, Ardahan ve Artvin'i terk etmeye raz1 oldular. Gõrülüyor ki, 1 92 1 y1h ba§larmda milli hükümet, her za mankinden daha güçlü bir hale gelmi§tir. Bu durum kar§ismda mütteflkler, ban§ gõrü§melerine Ankara Hükümeti'ni de da vet etmek zorunlulugunu hissetmi§lerdir ki, bu milli hükümet için son derece õnemli bir ba§anyd1. Bõylece hiç olmazsa flilen dünya devlederi de Türk milli iradesini temsil eden hükümetin me§rulugunu tamyorlar ve Türk milletinin ve vatanmm gelece gini tayinde sorumlu buluyorlard1. Veziriazam Tevflk Pa§a, 27 Ocak 1 922 tarihli telgrafmda Mustafa Kemal' e §Unlan yazd1: 25 Ocak'ta Paris'te toplanan ban§ konseyinin verdigi karara gõre, Londràda 21 $ubat'ta bir konferans toplanacak ve buna müt teflklerle Osmanh ve Yunan delegeleri kaulacakm. Konferansm konusu Dogu Meselesi'ne bir çõzüm bulmakm. inamld1gma gõre son olaylar mevcut antla§mada degi§iklikler yap1lmasm1 gerektirecektir. Padi§ah hükümetinin bu konferansa kaulmas1, Ankarà nm tam yetkiye sahip delegelerinin Osmanh heyetine dâhil olmasma' bagh tutulmu§tur. Bu kararlar mütteflk devlede rin istanbul'daki temsilcileri tarafindan hükümete bildirilmi§tir. 1 04
M I L L I M Ü CA D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Gõnderilen telgrafta "seçeceginiz kimseler ve burada tayin ede cegimiz kimselerle birle§ip Paris' e hareket edilmesi için karan01z1 beklemekteyim. Meselenin õzel ehemmiyeti sebebiyle bu konuda muhaberenin saglanmas1 için telgraf hamnm serbest bulundurulmas1 hususunda emir vermenizi rica ederim. Ceva bmm telgrafhanede beklemekteyim." ikinci bir telgrafta Tevflk Pa§a Yunanhlarm yeni bir taarruz için Ízmir' e ordu ç1karmakta olduklarm1 ve bununla aç1lacak Londra Konferans1'na etki etme amac1 güttüklerini bildirmekteydi. Mustafa Kemal, iki yilhk mücadelesinin davaya yõnelik ilk sonucunu alm1§, istanbul Hükümeti'ne izledigi yolun dogrulu gunu onaylatmI§, milletin gõzünde yürüttügü politikanm dog rulugunu bütün berrakl1g1yla ortaya koymu§ ve galip devletlere Türk milli varhgm1 tamtml§ bulunuyordu. Bu noktalardan sad razamm yazlSl tarihi õneme sahiptir. Mustafa Kemal, Türkiye adma sõz sõylemeye yetk.ili tek ve me§ru temsilcinin bag1ms1z Büyük Millet Meclisi oldugunu ce vabmda belirtmi§ ve Milli Misak di§mda §artlan içeren bir ant la§may1 imzalamaya gidilmeyecegini ilâve etmi§tir. Ankara Hü kümeti' nin tek me§ru hükümet oldugunun padi§ah tarafindan bir fermanla ilân edilmesini de istemi§tir. Tevflk Pa§a cevabmda milletin bag1ms1zhg1 yolunda Mustafa Kemal'in §imdiye kadar yapt1g1 gayretlerin durumu elveri§li hale getirdigini kabul edip onaylad1ktan sonra her balde bu konferansa kaulmamn gerekli oldugu, yoksa Türk delegasyonunun hazu olmad1g1 halde Yu nanhlarm bulundugu bir toplanuda aleyhimize kararlar almaca gm1 bildirmekte ve Ankarà mn delegelerini gõndermesinde mar etmekteydi. Buna kar§I Mustafa Kemal, 20 Ocak 1 92 1 tarihin de kanunla§an ilk anayasamn metnini sadrazama gõnderdi. Bu rada anayasanm hangi §artlar içinde meydana geldigini aç1kça gõrmekteyiz. Bu anayasanm ikinci maddesinde, icra ve yasama kuvvetinin Büyük Millet Meclisi'nde bulundugu ve milletin tek gerçek temsilcisinin oldugu bütün aç1kl1g1yla belirtilmi§tir. 1 05
H A L I L I NA LC I K
Mustafa Kemal, sadrazama bu anayasanm hükümleri di§mda ha reket etmenin imkâns1z olduguna dikkat çekmekteydi. Mustafa Kemal, Londràya gõnderilecek delegasyonun, Bü yük M illet Meclisi'ni temsil eden ve onun tarafmdan gõnderilen bir heyet olmas1 gerektigi noktasmda mar etti. Tevflk P�a tedbirli bir politikac1 s1fauyla §U olas1hklan ile ri sürerek Ankara Hükümeti'nin padi§ahm hükümede ͧ birligi yapmasmm wrunlu oldugunu ifade etmekteydi. Ona gõre ihti maller: Ístanbul ve Bogazlar' m kesin olarak kayb1, mütteflklerin Yunanhlara mali ve askeri yard1mda bulunarak zaten bickin olan Anadolu halk1m yeniden õldürücü bir sav� kar§tsmda birakma s1, Türkiye'nin çok büyük fedakârhklar sonunda yine Bau'dan yard1m istemeye mecbur kalacag1 ve bag1ms1zhgm1 kaybedece giydi. ihtiyar vezirin, Sakarya Muharebesi'ni õnceden gõrdügüne §Üphe yoktur. Fakat o, milliyetçilerin ya istiklâl ya õlüm karanm anlayamazd1, o milli kudrete güvenemezdi. Mustafa Kemal'in ve Türk milletinin mucizeler yaratacagm1 tahmin edemezdi. Mustafa Kemal nihayet meseleyi Büyük Millet Meclisi'nin õnüne getirdi. Oradaki gõrü§meler sonunda Hariciye Vekili Be kir Sarni Bey ba§kanhgmda Londràya ayn bir heyet gõnderil mesine ve mütteflkler tarafindan aynca davet edilmedikçe, gidil memesine karar verildi. Bu davet icalyan Hariciye Nazm Kont Sforza arac1hg1yla geldi . Delegelerimiz Londràya hareket ettiler. Londràda gõrü§meler 23 �ubat'ta ba§lad1. Bu suada Yunan hlar, Anadolu'da büyük taarruzlanm haz1rlamaktayd1lar. Mütte flklerin degi§iklik teklifleri esasa ait olmay1p Sevr Anda§mas1'nm milli hükümet tarafmdan da onaylanmas1 amac1m güdüyordu. Milli Misak esaslanna bagh kalan Türk delegasyonuyla bir uzla§ maya varmaya imkân yoktu. Mütteflklerin õne sürdükleri degi §iklikler §Õyledir: Kurulmasma izin verilen jandarma ve diger kuvvederin biraz daha fazia olmas1, yabanc1 subaylann azalulmas1. 2. Bogazlar mmukasmm smirlanmn daha dar tutulmasi. 1.
1 06
M I L L i M Ü CA D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
3 . Devletin bütçesi üzerine konulmu§ olan sm1rlamalarm biraz haflfletilmesi ve kapitülasyonlar üzerinde baz1 degi §iklikler yaptlabilmesi. 4. Ermenistan sm1rlannm Milletler Cemiyeti tarafindan tayin olunan bir komisyon arac1hg1yla belirlenmesi. Bu degi§ikliklerin en õnemlisi izmir bõlgesine aitti: Buras1 sõzde bize geri veriliyordu. Fakat Yunan kuvvetleri izmir §ehrinde kala cak, vilayet içinde düzen ve asayi§i mütteflk subaylan saglayacak, jandarma kuvveti Türk ve Hristiyanlardan nüfus nisbetine gõre olu§turulacak, bir Hristiyan vali tayin edilecek ve vilayet istanbul Hükümeti'ne y1lhk bir vergi õdeyecekti. Fakat bu te§kilât, be§ sene sonunda Milletler Cemiyeti tarafindan iki taraftan birinin ba§vurmas1 ile degi§tirilebilecekti. Bu plana Türk heyeti daha cevap almadan Yunanhlar bütün cephelerde büyük kuvvetlerle genel taarruza geçtiler. Bu saldm, II. inõnü Muharebesi'nde dü§manm taro yenilgisiyle neticelenecektir. Dü§man kuvvetleri iki bõlgede toplanmt§ bulunuyordu: Bur sa havalisinde ve U§ak bõlgesinde. Bizim kuvvetlerimiz, biri Es ki§ehir'in kuzeybattsmda digeri Dumlupmar'dayd1. Buralan Yu nan ordulanna kar§l iki õnemli demiryolu kav§ag1 olan Afyon ve Eski§ehir'i õrtmekteydi. Ba§ka bir kuvvetimiz Menderes Vadisi boyunca dü§mana kar§t koyacakti. 23 Mart'ta Bursa ve U§ak'taki Yunan kuvvetlerinden bir k1sm1 ileri harekâta ba§lad1lar. Biz dü§ mam ileri mevzilerde kar§ilamaya karar verdik. 27 Mart'ta bütün hatlanm1z dü§manla sava§a tutU§IDU§ bulunuyordu. Sava§t, Bati Cephesi kumandam ismet Bey idare etmekteydi. Dü§manm taarruza soktugu kuvvetler 40.000 tüfek, 370 agu ve haflf makineli tüfek, 1 44 toptan, bizim kuvvetlerimiz ise Eski§ehir Cephesi'nde 1 5 .000 tüfek, 1 50 agu ve haflf makineli tüfek ve 56 toptan ibaretti. Afyon Cephesi'nde 9 . 000 tüfek, 64 makineli, 5 1 top vardi. Yunanhlar, 30 Mart'ta yeni takviyelerle inõnü mevzilerimi ze yapttklan saldmlarda püskürcüldü. Sars1lm1§ olan sol kanat Ankaràdan gõnderilen takviyelerle desteklendi ve sonra her iki 1 07
H A L I L ! N A LC I K
kanattan kar§l taarruza geçildi. Bu sava§lar çok çetin ve tehlikeli a§amalar gõstermi§tir. 3 1 Mart- 1 Nisan gecesi dü§man geri çekil meye b�lad1 ve Bursa dogusundaki mevzilerine kadar kovaland1. Bu zaferi bildiren telgrafim Ísmet Pa§a §Õyle bitirmekteydi. "Dü§ man binlerce maktulleriyle doldurdugu muharebe meydamm terk etmi§tir." Mustafa Kemal buna verdigi tarihi cevapta, " Bü tün tarih-i âlemde sizin inõnü Meydan Muharebesi'nde deruhte ettiginiz vazife kadar agir bir vazife deruhte etmi§ kumandanlar enderdir. Siz orada yalmz dü§mam degil, milletin makus talihi ni de yendiniz . . . Nammm tarihin kitâbe-i mefârihine kaydeden ve bütün milleti hakk1mzda ebedi minnet ve §Ükrana sevk eden büyük gazâ ve zaferlerinizi tebrik ederken, üstünde durdugunuz tepenin size binlerce dü§man õlüleriyle dolu bir meydan-1 §erefle seyrettirdigi kadar milletimiz ve kendiniz için §a§aa-i itilâ ile dolu bir ufk-i istikbâle de nâzlf ve hâkim oldugunu sõylemek isterim. Büyük Millet Meclisi kumandam Mustafa Kemal." Güneydeki U§ak Cephesi'nden gelen dü§man kuvvecleri õnemli ilerlemeler yapular ve 24 Mart'ta Dumlupmar bõlgesi ni zapt ettiler. Afyon'a girdiler. Konya yõnünde yürümekle bir stratej i hatas1 yapular. Bu arada Ínõnü'de ba§an kazanml§ olan kuvvetlerimiz bu cephenin yard1mma yeti§ti. Bunun üzerine dü§man tekrar U§ak yõnüne çekildi. Afyon kurtuldu. Bu cephe lerdeki Türk saldmlan dü§mam õnemli Dumlupmar mevzilerin den atamad1. Mustafa Kemal bu cephede kumanda mevkiinde bulunan Refet Pa§ày1 geri alarak Milli Müdafaa vekâletine getir di. Milli Müdafaa vekili Fevzi Pa§a Erkân-1 Harbiye ba§kanhgma tayin olundu. Bu gõrevi b1Cakan ismet Pa§a ise bütün Garp Cep hesi' ne kumandan oldu. Bõylece, Güney ve Kuzey cepheleri bir tek kumanda altmda birle§tirilmi§ oldu. II. inõnü Zaferi Büyük Millet Meclisi hükümetinin içeride ve di§anda nüfuzunun artmasma ve milli davanm kuvvet kazan masma yard1m etti. Milli Misak esaslarma inanc1 kuvveclendi. Londràya Türk temsil heyetinin ba§kam olarak gitmi§ olan Be kir Sarni Bey'in ingiltere, Fransa ve italya ile yapt1g1 ancla§malar, 1 08
M I L L I M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Mart 1 92 1 'de Ankaràya dõnü§ünde Mustafa Kemal ve medis tarafmdan M illi Misak esaslarma aykm gõrülerek onaylanmad1. Bu sõzle§meler, Mart 1 92 1 'deki §ardar kar§tsmda imzalanmt§, bundan baz1 diplomatik faydalar ümit edilmi§ti. Ankaràda o za man büyük devledere kar§t mücadeleyi süresiz devam ettirmek imkâns1zhgm1 õne sürenler çogalmt§, bu devlederi Yunanhlar ya nmda yer almaya zorlayacak yerde onlan ay1racak siyasi tedbirlere ba§vurulmas1 ve bunun için de sert gõrünülmesi tavsiye ediliyor du. O zaman ingiltere Ba§vekili Lloyd George Yunanhlan destek liyor, Yunan ordusunun Ankara Hükümeti'ni ortadan kalduma gücüne sahip oldugu hakkmda verdigi garantilere güveniyordu. Fakat sava§tan sonra sava§m kazançlan baktmmdan kendini tat min edilmemi§ gõren ve bundan ba§hca ingiltere'yi sorumlu tutan Fransa ve italya devletleri, ingilizleri ve Yunanhlan desteklemekte gõnüllü degildiler. Ôzellikle Fransa, Arabistan ganimetlerinin bõ lü§türülmesinden memnun bulunmuyor, Ren Havzas1 üzerinde isteklerinin ingiltere tarafmdan desteklenmemesi yüzünden bu devlete ba§ka sahalarda yard1m etmek istemiyordu. Ôte yandan Frans1zlar, Kilikya, Güney Anadolu bõlgesini i§gal etmi§ olan ingilizlerden devrald1klan zaman burada olu§turulan Türk milli kuvvederine kaq1 çetin bir mücadeleye ba§lamak ve bu cephede devamh olarak 60-70 bin ki§ilik bir ordu bulundurmak zorunda kalm1§lard1. Sava§tan b1kmt§ olan Frans1z halkt bu fedakârhgm ancak ingiliz politikasma yarad1g1 dü§Üncesindeydi. ingilizler hiç bir zorluga girmeden Frans1zlan ve Yunanhlan Türklere kar§t mü cadeleye sokup bunun sonucunda Sevr'i onaylatmak istiyorlard1. Sevr ise daha ziyade ingiliz ç1karlanna hizmet eder gõrülüyordu. Bundan ba§ka Dünya Sava§l içinde izmir üzerinde vaatler almt§ olan halya, burasmm Yunanhlara pe§ke§ çekilmi§ olmasmdan do lay1 ktrgm bulunuyor, bu davada Yunanhlan ve ingilizleri destek lemek istemiyordu. i§te bu §artlar, Ankara Hükümeti'ne baz1 dip lomatik manevralarla, Yunanhlan ve ingilizleri yalmz hale getirme §ansm1 vermekteydi. Bekir Sarni Bey Londràda Fransa ve italya ile yapt1g1 sõzle§melerde birtaktm fedakârhklar yapmak suretiyle 1 09
H A L I L I NA LC I K
bu iki devleti ingilizlerden ve Yunanhlardan ayirrna arnacm1 güt rn� bulunuyordu. Frans1zlarla yap1lan antla�rnaya gore, Güney Cephesi'nde askeri harekâta son verilecek, rnilli kuvvetler silahtan tecrit edilecek, oradaki Türk zabua kuvvetlerine Frans1z zabitleri dâhil olacak, halki kan�1k olan yerlerde jandarrna, rnilliyet ora nma gore olu§turulacak, Güney Anadolu'da iktisadi giri�irnlerde Frans1zlara üstün hak tanmacak, Ergani rnadeni Frans1zlara ve rilecektir. En onernli kazanc1rn1z, Antep, Urfa bolgesinin tekrar sm1rlanrn1z içine almrnt§ olrnas1yd1. italyan Hariciye Nazm Kont Sforza ile Bekir Sarni Bey ara smda yap1lrn1§ olan ikinci sozle§rneye gelince, italyanlar izrnir ve Trakyà nm Türklere geri verilrnesi hususunda konferansta yard1rn vaat ediyorlar, huna kar§thk Antalya, Konya, Burdur, Isparta, Kü tahya bolgelerinde iktisadi i§lerde italyanlar tercih edilecek, keza Eregli Kornür Maden i§letrneleri bir Türk §irketine devredilecekti. Bu iki antla§rna Sevr' e yabanc1 devletler için iktisadi nüfuz bolgesi esasm1 rnuhafaza ediyor, yani milletin tarn istiklâli esasma aykm bulunuyordu. Bunun kabulü MilH Mücadele'nin ugrunda çarpt§ttg1 prensipleri zay1flatabilir, onun ruhunu oldürebilirdi. Ba§ka bir deyi§le istanbul Hükürneti'nin uzla§rna politikasma donrnek dernek olurdu. Mustafa Kernal, Bekir Sarni Bey'i istifaya zorlad1 ve antla§rnalan onaylatrnad1. ingilizlerle yapilan sozle§rneler ise esirlerin degi§tirilrnesine aitti. Fakat bütün ingiliz esirlerinin geri verilrnesine kar§thk, Türk esirlerinden Ermenilere ve ingiliz esirlerine kotü muarnele yapuk lan iddia edilerek Türk esirlerini geri verrneme hakkim rnuhafaza etrnekteydiler. Bu suretle birçok vatanseverin dü§rnan elinde kal mas1, hususu ile istanbul i§galinden sonra Maltàya sürgün edilen rnebuslarm gelrnernesi ve ingiliz esirleri tarnarn1yla iade edilrni§ oldugundan Türk esirlere her türlü kotü rnuarnelenin yap1lrnasma imkân birakilrnas1 tehlikesi vard1. Bu antla§rna da onaylanrnad1. Onun yerine 24 Ekirn 1 92 l 'de istanbul'da yapilan bir antla§rna ile Maltàda tutuklu bütün Türklerle Anadolu'da esir tutulan ingi lizlerin degi§tirilrnesi esas1 üzerinde anla§rnaya vanld1. 1 1o
SAKARYA MEYDAN MUHAREBESi VE SONUÇLARI
I I . inõnü Muharebesi'nde 2 , 5 ay sonra Yunanltlar, çok daha ge ni§ õlçüde kesin sonuçlu bir saldm hareketine giri§tiler. Bu sal dmnm amac1, Ankarày1 almak, milli hükümeti ortadan kaldu makt1 . Bu hareket, Sakarya Muharebesi'yle neticelendi ve milli hareketi tam bir zafere gõtürdü. �imdi bu sava§m siyasi ve askeri hazultklan ile a§amalanm ve sonuçlanm anlatacag1z. 1 92 0 sonunda Yunanistan'da õnemli bir degi§iklik olmu§tU: Yap1lan seçimlerde Venizelos kaybetmi§, memleketten uzakla§ mt§, onun ve politikasmm kar§ltl olan Kral Konstantin tekrar tahta ç1kmt§t1. Konstantin Dünya Sava§t s1rasmda itilâf Devlet leri'nin bütün bask1larma kar§t koyarak, Almanya'ya kar§t sava§a girmekten kaçmd1g1 için ingiliz ve Frans1z halkt tarafmdan sevil meyen ve güvenilmeyen bir ki§iydi. Konstantin'in iktidara gel mesi üzerine, ingiliz ba§vekili Anadolu'daki harekâta Venizelos gibi Yunanistan'm yeter kuvvetlerle devam edip etmeyecegini ve kuvvetlerinin yetip yetmeyecegini sordu. Konstantin hükümeti, bunun milli bir siyaset oldugu ve Yunan kuvvetlerinin Türk dire ni§ini kumak için yeterli gücünün bulundugu hakkmda garanti verdi. Gerçekten, Konstantin memleketinde yerini kuvvetlen dirmek için bir zafere muhtaçtt. Herhalde Sevr Antla§mas1'yla Venizelos'un elde ettiklerinden daha azma raz1 olamazd1. Aksi ne Anadolu'da saldm sahasm1 geni§letti. Mütteflkler, Frans1zlar Yunanltlann askeri güçlerinin Anadolu içlerinde bõyle te§ebbüse 1 1 1
H A L I L I N A LC I K
geçmelerini tehlikeli gõrüyor ve uyanda bulunuyorlard1. Türkler, Anadolu içine çekilerek Yunan ordusu için gittikçe daha çetin §artlar yaratabilir, ordulan dagtlsa bile çete sav�ma devam edebi lir ve dü§man zaafa ugraymca kar§I saldmya geçebilirlerdi. Mus tafa Kemal, tüm bu olas1hklan hesaba kattyor, neticeden emin bir stratej ist olarak Yunan ordusundan ve saldmlanndan birçok lan gibi tel�a dü§müyordu. Son çare olarak gerilla sav�m1 da hesaba kauyordu. Kral Konstantin için iç siyaset zorunluluklan bir genel sald1ny1 gerektirdigi gibi, Íngiliz Ba§bakam da Türkleri Sevr'i imzala maya zorlamak için Yunanhlan bu saldmya te§vik etti. Frans1zlar durumu onaylamad1lar. Diger taraftan Yunan ha§kumandam Pa pulas, õrgüt halinde bulunan Türk ordusu kuvvetlenmeden sal duarak, milli kuvvetleri en zay1f zamanmda vurmak ve dag1tmak gerektigini bir askeri zorunluluk olarak õne sürmekteydi. ͧte bu suretle Yunan hükümeti, 300.000 askeri silah aluna çag1rd1. Aruk Venizelos'un Sevr'de saglad1klanyla yetinmiyor, Ankarày1 almay1, Ístanbul'da Bizans' 1 ihya etmeyi hayal etmeye ba§hyordu. Konstantin, 1. ve II. inõnü Muharebeleri'nde b�ans1zhga ugraymca, Íngilizler Yunanhlann askeri gücünden ve bu i§i b�a rabileceklerinden §Üphe etmeye b�lad1lar. Anadolu'daki Yunan harekâu kar§tsmda tarafs1z olduklanm dahi ilân ettiler. Frans1zlar ve Ítalyanlar ise Yunan te§ebbüsünü ba§lang1çtan beri begenmi yorlar, hatta Mustafa Kemal hükümetine zaman zaman yakla§ma egilimi gõsteriyorlard1. Yunanhlar ve Íngilizler bir taraftan bizi diplomatik yollardan türlü tekliflerle avutmaya çalt§trken , õbür taraftan askeri hazu hklanm saldm için tamamlamaya çalt§tyordu. Anadolu'daki kuv vetlerini yedi firkadan on iki ftrkaya ç1karm1§lard1, yani 96.000 tüfek, 5.600 haflf ve agu makineli tüfek ve 345 topla donanmt§ bir orduyu saldmya haz1rlam1§lard1. M illi hükümet ise siyaset manevralannm gerçek amacm1 gõrüp eldeki bütün imkânlan haz1rlayarak bu Yunan taarruzunu kar§tlayacak kuvvetleri Bati 1 12
M I L LI M Ü CA D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Cephesi'ne y1gd1. Bu bak.imdan, güney bõlgesindeki Frans1zlarla çarpt§malarm kesilmesi ve doguda Ermenilerle Gümrü Antla§ mas1' nm yapilmas1, güney ve dogudaki kuvvetlerimizi bu tarafa nakletme imkâmm vermi§ti. 1 0 Temmuz'da ha§layan Yunan saldms1, 1 3 Eylül'e kadar sü ren çok çetin sava§larla devam etmi§ ve Sakaryàda parlak Türk ba§anlanyla son bulmu§tur. Bu sava§lar iki a§amaya aynhr. 1 O Temmuz-25 Temmuz arasmda Kütahya ve Eski§ehir sava§larmda Yunanhlar ha§an kazand1lar. 25 Temmuz'da bütün kuvvederimi zi Sakarya lrmag1'nm gerisine çektik. Nihayet 23 Agustos'ta Sa karya Muharebesi ba§lad1 ve 1 3 Eylül'de zaferimizle bitti. Yunanhlar bu defa, inõnü mevzilerimize kar§l zay1f kuvvet ler gõndermi§, esas kuvvederiyle Kütahya õnünde merkez sol cephesine yüklenmi§lerdir. Üstün dü§man kuvvetleri kar§tsmda bu cephe çekilmi§, Eski§ehir'de kuvvederimiz sanlmak tehlikesi kar§tsmda kalmt§tlr. Uzun cephede bu elveri§siz durumda dire ni§e devam etmek fazia kayba neden olur, kesin bir bozguna yol açabilirdi. Fakat Eski§ehir ve Kütahya gibi õnemli demiryolu kav§aklanm ve Yunan askerinin pervas1z zulümlerine kar§l geni§ yurt parçalanm terk etmek karanm almak güçtü. Garp Cephesi Kumandanhg1 bu noktada kesin karar alam1yordu. Eski§ehir'in dogusunda toplanan kuvvederimizin yaptig1 saldm (Eski§e hir Muharebesi) ba§ans1zhga ugrad1. Cephe karargâhma gelen Mustafa Kemal, §U atak karan verdi: "Orduyu Eski§ehir §imal ve cenubunda toplad1ktan sonra dü§man ordusuyla araya büyük bir mesafe koymak laz1mdir ki; ordunun düzenleme ve takvi yesi mümkün olabilsin. Bunun için Sakarya §arkma kadar çe kilmek câizdir." Bu emre gõre Garp Cephesi Kumandam ismet Pa§a, Türk ordusunu dag1lmasma meydan vermeden, düzenli bir §ekilde, Sakarya' nm dogusuna çekti, 23 Agustos' a kadar geçen bir ay içinde hükümet geceli gündüzlü çali§arak ordumuzu Sa karya arkasmda haz1rlay1p takviye etti. Bu esnada askeri zorun luluklan anlamayanlann ç1kard1g1 bozguncu cereyanlan õnleme 1 13
H A L I L I N A LC I K
ve maneviyau yükseltme gõrevi d e Mustafa Kemal' e dü§tÜ. Zira bu bozguncu havanm devam1, dü§manm i§ine yaramaktan b� ka bir netice vermezdi. Mediste bu felâketli sonuçtan sorumlu olanm ar�tmlmas1, Mustafa Kemal'in ordunun ba§ma getiril mesi sõylendi. Mersin mebusu Selâhattin Bey, Mustafa Kemal'in kumanday1 ele almasm1 istedi. Buna kar§l koyanlar oldu. Ordu nun tamam1yla yenildigine inamhyor, üstü õrtülü ya da aç1ktan Mustafa Kemal' e kaq1 hücumlar yap1hyordu. Onun peri§an bir ordunun ha§tnda kendi õlüm kal1m sava§tm vermesi isteniyordu. Fakat onun kumanday1 almasm1 isteyenlerin bir k1sm1 durumu ancak Mustafa Kemal'in askeri dehasmm kurtarabilecegine ina myordu. Mustafa Kemal 4 Agustos'ta gizli bir oturumda duru mu aç1klad1. Ba§kumandanhg1 kabul etti. Durum geregi Mustafa Kemal, ba�kumandan olarak Büyük Millet Medisi'ne ait bütün yetkileri tam ve mutlak olarak istiyor, bu yetkiyi ancak orduyu kuvvetlendirmek, h1zh ve kesin kararlarla onu zafere ula§tumak için istedigini belirtiyordu. Mediste onun ba§kumandan kay makam1 unvamyla atanmasm1 ve medis denetlenmesinin deva mm1 isteyenler ç1kt1. B�kumandanm bõyle kritik bir zamanda medisten flkir sormas1, bizzat kumandanhk gõrevini tehlikeye dü§Ürebilirdi. Hatta baz1 mebuslar bu tam yetkinin ba§kuman dan tarafmdan kendi �ahs1 lehine kullamlacagmdan dahi endi§e etmek cüretinde bulundular. Mustafa Kemal, medise tüm bu noktalarda güvence verdi fakat tam yetki noktasmda israr etti. Baz1 düzeltmeler yap1ld1ktan sonra kanun kabul edildi. Bu tartl§ malar, isabetli olup olmad1klan bir tarafa, 1. Büyük Millet Medi si' nin karakterini ve faaliyetlerini gõstermesi bakimmdan dikkate deger. Kanun kabul edildikten sonra yapt1g1 k1sa konu�ma tarihi mizin bu traj ik anmda büyük liderin vatanperverliginin ve ken dine güven hissinin tam bir gõstergesidir: "Mazlum milletimizi esaret aluna almak isteyen dü§manlan tamam1yla yenecegimize dair inanc1m hiçbir zaman sars1lmamI§tlr. Bu sars1lmaz imam bu vesilesiyle yüksek medisin , bütün milletin ve bütün dünyanm l l4
M I L L I M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
õnünde ilân ederim." Ankaràda birkaç gün daha kalarak vekâ lederin faaliyetini ortak amaç ugrunda organize etti. Halktan maddi vasttalan ordunun hizmetine almak için Milli Yüküm lülük Komisyonu'nu kurdu. Birçok ewanm , kar§tltgt sonradan õdenmek üzere, yüzde ktrkma el koydu. Askeri nakliyatm bedava ta§tnmast zorunlu oldu. Bu emirleri uygulamak için Kastamonu, Samsun, Eski§ehir ve Konyàda Ístiklâl Mahkemesi' ni faaliyete geçirdi. Ôlüm kaltm sava§tnt bütün milletin malt yapan bir lider stfattyla, sava§tn tüm gerekliliklerini yerine getirdi. Bunlan dü zenledikten sonra cepheye, hareket sahasma gitti. Oü§man son ba§anlanyla §tní.armt§tt. Kral Konstantin, biz zat Ízmir' e gelerek Yunan ordusu ba§kumandanltgtm üzerine al dt. Ald1klan askeri karar, Türk ordusunu mahvederek Ankarày1 zapt etmekti. Íngiltere ba§vekili Parlamento'da §U sõzler ile Yu nanltlan te§vik ediyordu, "Yunanistan kazand1g1 zaferden sonra, Sevr Antla§mast ile yetinmez, daha geni§ õlçüde tatmin edilme lidir." Türklerin ezilecegine kesin gõzü ile bakan büyük devleder Türk-Yunan Sava§t'nda tarafstz olduklarmt ilân ettiler. Bu arada Íngiliz büyükelçisinin bu zaferinden istifade ederek Yunanistan' m büyük devlederin arac1ltgm1 istemesi tekliflni kral reddetmemi§, kendi i§ini kendi gõrmek karanm vermi§ti. Karanltk günler ya§antyordu. Bütün millet, saray da dâhil, bir tek nefes halinde sava§mayt bekliyor, bütün ümider, bütün dualar Mustafa Kemal'in varltgmda toplamyordu. Türklügün kaderi hiç bir zaman bõylesine bir kahramanm ellerine verilmi§ degildi. Mus tafa Kemal'in iki ytl õnce hayktrd1g1 zaman gelmi§ti: "Ya istiklâl! Ya õlüm." Bütün sorumluluk da onun üzerine btraktlm1§tt. 23 Agustos'ta dü§manm hatlanmtza kar§t ciddi bir saldmst ba§lad1. Cephe yüz kilometrelik bir hat üzerindeydi. Oü§manm güneyden, sol kanad1m1zdan bir çevirme yapacag1 dü§ünülüyor du. Sakarya Muharebesi' nde dü§man ordusu kuvvetlerimizin iki kattyd1 ve açtk denizden Batt'mn, õzellikle ingiltere'nin, saglad1g1 araç ve gereçleri serbestçe almaktaydt. 1 15
H A L I L I N A LC I K
Sakarya Muharebesi yirmi iki gün sürdü. Zaman zaman ve yer yer dü§man hadanmm yard1. Tehlikeli durumlar oldu. Ba nya bakan cephemiz, güneyden gõrdügü baskiyla güneye dogru dõndü. Dü§man Ankaràya elli kilometre kadar yakla§t1. As kerlik kurallarma gõre kmlan hadanm m daha gerilere almak gerekirdi. Fakat bu yap1lamazd1. Bu yenilgiye ve bozguna yol açabilir, Ankara dü§ebilirdi. Bu kanh, inatç1, amans1z bir sava§tl. Gerilemek, yenilgiyi kabul etmek olamazd1. Bu õlümü kabul etmek olurdu. O zaman Mustafa Kemal bütün birliklere, en ile ri hadardaki yere kadar §U emrini duyurdu: "Hatt-1 müdafaa yoktur, sath-1 müdafaa vardu. O sanh, bütün vatandu. Vatanm her kart§ toprag1, vatanda§m kamyla 1slanmadan terk olunamaz. Onun için küçük büyük her cüz-i tam bulundugu mevziiden anlabilir fakat küçük büyük her cüz-i tam ilk durabildigi nokta da tekrar dü§mana kar§l cephe olu§turarak muharebeye devam eder. Yanmdaki cüz-i tamm çekilmeye mecbur oldugunu gõren cüz-i tamlar ona tâbi olmaz. Bulundugu mevziide nihayete ka dar sebada dayanmaya mecburdur." Bu emir, ya õlüm ya zafer parolasmm bir askeri kural haline getirilmesi demekti. Her birlik yok oluncaya kadar bulundugu yerde çarp1§acak fakat vatan topragm1 dü§mana buakmayacak ur. Bu emir, vatanseverligi askerligin kurallan üzerine ç1karan bir emirdi. Bu emir, Ístiklâl Sava§i'nm Türk azmini ve vatanseverli gini en parlak §ekilde dile getiren bir azim ve kararm ifadesiydi. Türk askeri, Türk ordusu büyük liderin verdigi bu ruhla sava§tl ve nihayet dü§mam yenilgiyi kabul edip çekilmeye mecbur etti. Türk askerinin gõsterdigi §a§lftlCI direnme, dü§mam y1pratml§, sarsmI§ ve nihayet ricat ettirmi§ti. Dü§manm y1prand1gm1 gõren ba§kumandan, õzellikle Sakar ya dogusundaki sag kanad1m1zla dü§manm zay1f olan sol kana dma bir saldmda bulundu. Ondan sonra bütün cephe boyunca saldmya geçildi. Maglup Yunan ordusu çekilmeye karar verdi ve bütün cephe boyunca ricata ba§lad1. 1 3 Eylül'de Sakarya dogu sunda dü§mandan eser kalmamI§tl. 116
M I L L t M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Kra1 Konstantin'in kendisi adma gõzlem yaparak rapor ver mesi için cepheye gõnderdigi õzel askeri temsilcisi General Strati kos' un sõzleri d�manm dahi bu sav�1 nasd anlad1gm1 gõstermek bakimmdan burada dikkate deger. O, hanratmda §Õyle yazml§tl: "Gâzi Kemal, etrafmdaki zabiderle Türkiye'nin son kalesini mü dafaa etti. Ônüne geçilmez azim ve iradeyle onu kurtarmak istedi. Yunan ordusunun pek gerilmi§ sinirleri, Ankara õnündeki siperler kar§ismda tamam1yla gev§edi. Yunan azim ve iradesi, Mustafa Ke mal'in azim ve iradesini daha kuvvedi gõrerek õnünde b� egdi." Sakarya Zaferi'ni kazanan Muscafa Kemal'i bütün millet, sevinç ve minnet gõzy�lanyla bagnna basn. Medis co§kun bir biçimde ona Mare§al ve Gâzi unvanlanm verdi (Mustafa Kemal, sultan hükümetine istifasm1 verdiginden beri askeri bir rütbe sa hibi degildi, §imdi askeri rütbelerin en büyügünü milletin elin den ahyordu) . Sakarya Muharebesi, Türklügün Anadolu'da, Ya§ªYl§Inl sagla yan tarihimizin en kesin sonuçlu sava§lanndan biridir. Bu sava§, Selçuk Türklerinin Anadolu'nun kap1lanm açnklan Malazgirt Sa v�1' ndan da büyüktür. Çünkü bu sava§ta yeni bir yurt açmaya gelenler degil, bin ydhk yurdunu, ocag1m, en kutsal varhklanm savunan bir milletin hayan ve gelecegi kurtanlm1§tl. Bu sava§, dünya tarihinde y�amak azminde olan bir milletin, bütün dün yanm maddi kuvvederini yenecek bir kudret ve zafere eri§ecegini ispat eden bir sava§tl. Bütün Asya ve Afrika millederine ümit ve kurtulu§ vadeden bir zaferdi. Bu yüzden bu sav� yalmz Türk tari hinde degil, bütün dünya tarihinde en õnemli sava§lardan biriydi.
Sakarya Zaferi'nin Siyasi Sonuçlar1 Sakarya Zaferi'nin ilk sonuçlan, millt devlet için kesin õnem t�u. Bu zafer, Büyük Millet Meclisi'nin içeride ve dt§anda ha kikaten ve kesin olarak tanmmas1, sultanm iktidar ve otoritesi ni tamamen kaybetmesi neticesini vermi§tir. Di§anda dü§mana kar§l kazamlan zaferle beraber millt Türk devleti de gerçekten 1 17
H A L I L I NA LC I K
kesin olarak kurulmu§ oluyordu. Milletin kurtulu§u, milletin her zamankinden daha silo bir §ekilde TBMM etrafmda toplanmas1, Fransa ve Rusya ile antla§malar imzalamas1, hilâf Devletleri'nin ban§ için b�vurusu ile belirmi§ oluyordu. ilk antla§ma, Moskova ile ( 1 6 Mart) imzalanan Moskova Antl�mas1' na kesin i§levsellik kazandtran Kars Antla§mas1'dtr. Bu antla§ma ile Azerbaycan ve Ermenistan'a ait maddeler Sov yetler Birligi'yle baglanmt§ oluyordu. Milli hükümet daha 1 920 Temmuz aymda Sovyet hüküme tiyle siyasi ili§kilere giri§mi§, Bekir Sarni Bey idaresinde bir heyet 1 920 Temmuz sonlarmda Moskovàya varmt§, dostça kar§tlan mt§ ve 24 Agustos 1 920'de bir antl�ma projesi haz1rlanmt§tl. Bu taslaga gore, Sovyetler, Milli Hükümet' e maddi yard1mda bulunacaktt. O arada Sovyetler hariciye komiserinin Ermenistan lehine baz1 isteklerde bulunmas1 üzerine ili§kiler sogumu§ fakat Ermeni saldmlannm milli kuvvetler tarafindan durdurulmas1 ve Gümrü Antla§mas1'mn (3 Araltk 1 920) imzalanmas1 üzerine Moskova daha makul bir yol izlemi§ ve gõrü§meler daha elveri§li bir hava içinde devam ettirilmi§tir. Rusya ingilizlerin himayesiyle Bol§eviklere kar§t Güney Rusya ve Kafkasyàdan harekâtta bulu nan Beyaz Rus generalleri Denikin ve Vrangel tehdidi alttnda bulunuyor, Ermenistan ve Gürcistan'da kurulan milli bag1ms1z kuvvetler ingiliz himayesinde Sovyetlere kaq1 dü§manca hare ket ediyorlard1. Bu yüzden, bu tarafta Sovyetler ve milli Türk hükümetinin i§ birligi, her iki tarafm ç1karlan geregiydi. Sovyet ler, Kafkasya'da hâkimiyetlerini kurmak için mücadele ettikleri malarda, 1 6 Mart 1 92 1 'de, Türk hükümetiyle nihayet Mosko va Antla§mas1'm imzalamt§tt. Hamlanmaya deger ki, bu tarihte Milli Hükümet inõnü'de varhgm1 ispat ve Gümrü Antl�mas1'm imza etmi§ bulunuyordu. Moskova Antl�mas1'na gõre her iki ta raf yapttklan mücadelede menfaatlerinin ortak oldugunu onay lamakta, her iki taraf digerine zorla kabul ettirilmek istenen hiç bir belgeyi tammamay1 taahhüt etmekte, Sovyet hükümeti Türk 11 8
M I L L I M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Milli Misak' m1 tammakta, milletlerin kendi kaderini belirleme de hür olduklan prensibi onaylanmaktayd1. Sm1rlar meselesine gelince, Kafkasyàda 1 878 Berlin Antla§mas1'nm õnceki sm1rlar tanmmakta (yani Kars, Ardahan bõlgelerinin geri dõnmesi onlar tarafmdan da onaylanmakta) ancak Batum Limam Sovyetlere b1raktlmaktayd1. Buna kar§thk Igdu geri veriliyordu. Keza Nahci van bõlgesi Azerbaycan Cumhuriyeti'ne buaktlmi§tl. Osmanh Devleti ile Çarhk arasmda imzalanmt§ bütün ant la§malar yok say1hyor, Rusya bütün mali isteklerinden ve õzel likle kapitülasyonlardan vazgeçiyordu. Bogazlar ve Karadeniz'in gelecek statüsü Karadeniz'de sahili bulunan devletler arasmda yap1lacak konferansta belirlenecekti. Ancak almacak õnlemlerin Türkiye'nin ve Ístanbul'un emniyetine zarar getirmemesi esas1 belirtildi. Kar§l tarafm zararma çah§acak te§kilâdara, her iki ta raf kendi smirlan içinde izin vermemeyi üzerine al1yordu. Rusya, bahsi geçen anda§mada Kafkas Cumhuriyetlerine ait maddelerin kabul edilmemesi için bu cumhuriyeder nezdinde gereken te§eb büslerde bulunmay1 üzerine almakta idi. Bu son madde, sm1rlar meselesini Kafkas Cumhuriyetlerinin onayma bagh tutmakla kap1y1 aç1k birakmt§tl. Bu onay 13 Ekim 1 92 1 Kars Antla§mas1 ile yerine getirilmi§tir. Türkiye hükümeti ile Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan Sovyet Cumhuriyetle ri arasmda imzalanan Moskova Antla§mas1'm tekrar etmekte ve bu cumhuriyetler tarafmdan onaym1 saglamaktayd1. Kars Ant la§mas1, Sakarya Zaferi'nin bir meyvesi say1labilirdi. Amk do gu sm1rlanm1z her türlü §Üpheden uzak bir §ekilde belirlenmi§, bu tarafta tam ban§ ve güvenlik saglanm1§ oluyordu. Bu sonuç milli hükümet için bir siyasi ba§anyd1 (Türkiye Hükümeti'nin ilk uluslararas1 antla§mas1 1 Mart 1 920'de Afganistan'la yap1lan ittifak antla§mas1 oldugu unutulmamal1d1r) . Sakarya Zaferi'nden sonra milli hükümetin imzalad1g1 ikin ci uluslararas1 antla§ma Fransa ile yap1lan 20 Ekim 1 9 2 1 tarihli Ankara Anda§mas1'du. Yukanda, 1 920 May1s aymda Frans1zlar 1 19
H A L I L I N A LC I K
ile Kilikya (Çukurova) Cephesi'nde ate§ kesilrnesi için rnilll hü kürnetle bir ate§kes irnzalad1gm1 sõylerni§tik. Frans1zlarm, yine yukanda aç1klamaya çalt§ttg1rn1z sebeplerin etkisi altmda, rnilll hükürnete kar§t ingilizlerden daha elveri§li bir davrant§ takmd1gma da i§aret etrni§tik. Fransa, Yunanistan ve ingiltere ç1karlan için kõrü kõrüne Güney Cephesi'nde ugr�rnaktan kurtulrnak ve Türkiye ile bir an õnce bir anl�rna saglarnak amac1yla 9 Haziran 1 92 1 'de Franklin Bouillon' u ternsilci olarak Ankaràya gõnder di. Müzakerelere 1 3 Ternrnuz'da b�land1. Gõrü§rnelerde hareket noktast olarak Milli Misak'm almrnast tekliflne kar§t Frans1z tern silcisi Sevr'in bir ernrivaki oldugu, Londràda Bekir Sarni Bey'le irnzalanrnt§ antl�rnanm gõrü§rnelere esas almrnas1 gerektigi nok tasmda direndi. Bu gõrü§rnelerde e§siz bir asker oldugu kadar ince bir diplornat oldugunu gõsteren Mustafa Kernal, nihayet Bat1'yla yap1lacak herhangi bir antl�rnada Milli Misak dt§mda bir esasm itibarmm olarnayacagt gõrü§ünü kabul ettirdi. Bekir Sarni Bey'in Misak-1 Milli'den bahsetrnerni§ olrnasmt ileri sürdü. Londra Ant la§rnas1 üzerinde duran Frans1z ternsilcisi nihayet Misak-1 Milli'yi incelerneye raz1 oldu. Burada õzellikle kapitülasyonlann kald1nlrnas1 dile getirildi. Bu noktada Mustafa Kernal'in aç1klarnalan dikkate deger, "lstiklâl-i tamrn bizirn bugün deruhte ettigirniz va zifenin ruh-i aslisidir. Bu vazife bütün rnilletçe tarihe kar§t deruh te edilrni§tir. Bu vazifeyi deruhte ederken kabiliyet-i tatbikiyesi hakkmda §üphe yok. . . Fakat bir netice hâs1l ettigirniz kanaat ve irnan, bunda rnuvaffak olabilecegirnize dairdir. Biz bõyle i§e b� larnt§ adarnlanz. Bizden evvelkilerin irtikâp etrni§ olduklan ha talar yüzünden rnilletirniz lafzen rnevcut zannolunan istiklâlinde rnukayyed bulunuyordu. Biz haysiyet ve §eref ile ya§arnak isteyen bir rnilletiz. Biz hataya tebaiyyet yüzünden bu evsaftan rnahrurn kalrnaya taharnrnül ederneyiz . . . istiklâl-i târnrn denildigi zarnan bittabi siyasi, rnali, iktisadi, adli, askeri, harsi vesair her hususta istiklâl-i tamrn ve serbesti-yi tâmrn dernektir. Bu sayd1klanrn1zm herhangi birinde istiklâlden rnahrurniyet rnillet ve rnernleketin 1 20
M I L L ! M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
manâ-y1 hakikisi ile bütün istiklâlinden mahrumiyeti demektir. Biz bunu temin ve istihsal etmeden sulh ve sükuna mazhar ola cag1m1z kanaatinde degiliz. �eklen, usulen sulh yapabiliriz, itilâf yapabiliriz fakat istiklâl-i tamimizi temin etmeyecek olan bu gibi sulhler ve ihtilaflarla milletimiz hiçbir vakit hayatma ve sükune te mazhar olmayacakm." Bu uzun gõrü§melerde Mustafa Kemal, õnemli diplomatik gõrÜ§Ü Bouillon'a (eski vekillerden olup Fran sa Miller Meclisi'nde hariciye komisyonu tutanak memuru idi) esas itibariyle kabul ettirdi. Fakat Fransa hükümetiyle antla§ma noktalan tespit ve tasdik ettirmek için Sakarya Muharebesi'ni kazanmak gerekiyordu. Bu antla§maya gõre Kilikya (Çukurova) Frans1z askeri tarafmdan bo§alt1hyor, Frans1z i§galinde kalan is kenderun Bõlgesi için Frans1zlar õzel bir uygulamay1 kabul edi yordu (burada Türklerin milli kültürüne sayg1 duyacak, Türkçe resmi niteligini haiz olacak) . En õnemlisi icilâf Devletleri'nin en õnemlilerinden olan Fransa mütteflklerinden aynlarak milli hü kümetle resmi bir antla§may1 onayhyordu. Mustafa Kemal'in sõ zü ile "bu itilâfnâme ile âmâl-i milliyetimiz, ilk defa olarak düvel-i garbiyeden biri tarafmdan tasdik ve ifade edilmi§ oldu." Antla§ mamn imzasmdan sonra Türkiye ve Fransa kar§1hkl1 temsilciler gõndererek daimi siyasi ili§ki kurdular.
121
SAKARYA'DAN SONRA BÜYÜK TAARRUZ
Sakarya Zaferi'mizden sonra dü§manm saldm gücü tamam1y la kmlmt§ bulunuyordu. Yunan kuvvetleri Eski§ehir, Kütahya, Afyon dogusunda bir hatta saglamla§tmlan bõlgelerde yer ald1. Bu suretle hâlâ Anadolu'da õnemli bir bõlgeyi i§gal alunda bu lunduruyor ve mütteflki ingiltere vasttas1yla baskt yapurarak is teklerinde israr ediyordu. Milli kuvvetler bizzat taarruza geçip Yunanhlan Anadolu'dan tamamen sürüp atmad1kça Milli Misak hedeflerine eri§mek imkâns1zd1. Bir kelime ile §imdi taarruz mas1 Türklerdeydi ve davanm son neticesini bu saldmnm sonucu belli edecekti. M illi kuvvetler bu saldmy1 yapabilir miydi? Yunanhlan saglam mevziilerden atmak kolay gõrünmüyordu. Milli hükü met bu son saldm için askeri ve siyasi cephede çok iyi haz1rlan mak ve hiçbir §eyi kadere btrakmamak wrundayd1. Her §ey bõy le bir saldmmn sonucuna baghydt. Haz1rhklar bir y1l sürdü. Bu zaman zarfmda mütteflkler bir ban§ saldmsmda bulundular ve milli hükümeti ban§a zorlamaya çalt§ttlar. A§ag1da bundan bah sederek Türk ordusunun saldmya nas1l karar verdigini gõrecegiz. Sakarya Zaferi'nden sonra milli hükümet, içeride ve dt§anda iyice yerle§ffii§ ve nüfuzu artmt§ttr. Ekim 1 92 1 'de Kars Antla§ mas1 ile Rusya, Moskova ile daha õnce imzalanmt§ antla§maya kesin bir nitelik kazandmlmt§, Ankara Antla§mas1 ile Fransa ile ate§kes yaptlmt§, Çukurova Frans1zlar tarafindan bo§alulmt§, bõylelikle Türk devletinin ve ordulannm dogudan ve güneyden bir kayg1lan kalmamt§tl. 1 23
HALIL INALC I K
�imdi milli hükümet bütün kuvvetlerini bauda Yunanltla ra kar§t kullanabilirdi. Gerçekten Çukurova (Kilikya) ve dogu cephelerinden õnemli askeri kuvvetler, õzellikle top ve silah Bau Cephesi'ne nakledildi. Sakarya Zaferi'nden sonra bütün Anado lu halkt, Yunanltlan yurdun bagnndan sõküp atmak için güven duygusu içinde bulunuyor, §evk ve heyecanla çalt§tyor ve her za mankinden daha büyük bir arzuyla ordu saffarma gelip kaultyor du. Bu elveri§li §artlara ragmen nakliyattaki güçlükler, y1llarca sava§mt§ fakir memleketin k1str kaynaklan sebebiyle bu askeri haztrhklar agtr yürümekteydi. Bu arada istanbul'da mütteflk kontrolü altmda bulunan depolardan cephane, top, cesaret ve fedakârhklarla Anadolu'ya kaçmld1. Türk saldmsmm gecikmesi üzerine mütteflkler, õzellikle in giltere, milli kuvvetlerin hiçbir zaman saldm yapamayacaklanm ve bu durumun sonsuza kadar devam edemeyecegini õne sürerek tehditler, bask1lar yapular. 29 Temmuz'da Yunanhlar mütteflk lerle beraber bir nota gõndererek Türkleri ban§a zorlamanm bir vas1tas1 olarak, istanbul'un kendi i§gallerine btrak1lmasm1 istiyor lard1. Aym zamanda Tekirdag'a asker ç1karmaya ha§lad1lar. ingil tere ba§lang1çta bunu dogru gõrmedigini, mütteflkler ile beraber ilân etti. Boyle hareket etmeye mecburdu. Zira Frans1zlar ve Ítal yanlar, Ístanbul'un Yunan i§galine btrak1lmasma katiyen taraftar degillerdi. Bunun istanbul'u ve Bogazlar'1, yalmz ingiltere kont rolüne btrakmak demek olacag1 inancmdayd1lar. �iddetle itiraz ettiler ve Íngiltere'yi bu Yunan istegini reddetmeye zorlad1lar. Yunan hükümetine verilen ortak cevapta, istanbul ve Bogazlar'da mütteflk i§gali altmda bulunan bõlgeye bir Yunan te§ebbüsü ha linde, mütteflk askeri kuvvetleri tarafmdan kar§t konulacag1 bil dirildi. Fakat daha sonra i ngiliz ha§vekili, Yunanhlann isteklerini hakl1 gõrdügünü parlamentoda aç1klad1. Nutkunda Yunanhlara kar§t mütteflklerin haks1zhk ettiklerini, onlann bütün kuvvet lerini kullanmaya izin vermedikleri, huna kar§t "Kemalistlerin" ban§a raz1 olmad1klan, ban§a eri§mek için Yunanhlara daha 1 24
M I L L I M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
büyük hareket serbesdigi verilmesi, Türkiye' nin kuzeyini i§gal etmelerine müsaade olunmas1, Türkiye'yi abluka etmek gerek tigi tezini savundu. Her zaman oldugu gibi bu õnlemlerin hakh oldugunu gõstermek ve dünya kamuoyunu aleyhimize çevirmek için sõzde Karadeniz kiy1larmda Pontusçulara kar§l Türklerin zu lüm yapuklan suçlamalannda bulundu. Buralara soru§turma ve ara§tlrma için müttefiklerin delegelerinden bir karma komisyon gõnderilmesini istedi. Bu tehdiderin ardmdan Türkler ate§kesi kabul edip ban§a yana§mazlarsa, §imdiye kadar müttefiklerce teklif edilen elveri§li §artlan dahi kaybedeceklerini ilân ederek milli hükümeti ban§a zorlamak istedi. ingiliz hükümetinin kesin olarak Türkiye zaranna ve Yunan ldar lehine bir siyaset gütmeye kararh oldugunu gõsteren bir si yasi olay §Udur: Hindistan'da milliyetçiler kendi milli isteklerini kabul ettirmek için ingiliz hükümetine kar§l faaliyederini amr ffil§, milli lider Mustafa Kemal' e kar§l Yunanhlarm saldmsm1 kõ tülemekteydiler (non-cooperation, asker vermeme karan) . ingiliz delegeler, Türkler lehinde ban§ §ardannm hafifletilmesini, Hin distan'daki durum dolay1S1yla gerekli buluyordu. Lloyd George bu siyaseti reddetti ve nazm istifaya mecbur etti. ingiliz b�ekilinin tehditkâr nutku üzerine milli hükümet, Yunanhlan memleketten atma azminde oldugunu, ingiliz §ardan mn ve tehdiderinin hiçbir zaman kabul edilemeyecegini gõstermek ve istanbul'u tehlikeden kurtarmak için nihayet nutkun verildigi aym gün Büyük Taarruz karanm ald1 (6 Agustos 1 922) . Mustafa Kemal daima hakl1yd1: Haklar kuvvet ve mücadeleyle almud1. Türk ordusu geçen zaman zarfmda iyice takviye olunmu§ tu. Saldmdan õnce kuvvederin durumu §Õyleydi: Yunanlilar 1 30.000 ki§i, Türk ordusu 1 00.000 ki§i, Yunanhlarm 8.000 ka dar makineli tüfegi, Türklerin 2. 800 kadar makinelisi vard1, top miktan itibariyle ise her iki taraf e§it gibiydi (Yunanhlar 348, Türkler 323) . Bizim süvari kuvvederimiz dü§mandan üstündü (Yunanhlar 1 .300, Türkler 5 . 200) . 1 25
H A L I L I N ALC I K
Saldm piam süratli b i r baskm saldms1 esasma gõre yap1lm1§ Türk kuvvetlerinin büyük kism1 dü§manm zay1f bulundugu güney kanadmdan ani olarak bütün gücüyle salduacak, dü§mam geriden sararak kesin neticeyi bir an õnce gerçekle§tirecek, bir yok etme sava§l yapacakn. Planm uygulanmas1, onun tam bir gizlilik içinde yap1lmasma baghyd1. Yani dü§mana sezdirmeden Türk kuvvetlerinin büyük kism101 güneye kaydumak ve top lamak, dü§manm büyük kuvvetleri kar§1smda oyalay1c1, zay1f kuvvetler buakmak gerekiyordu. Dü§man bu piam fark ettigi takdirde tedbirler alu, kar§l saldmya geçer veya güneyde zay1f olan cephesini kuvvetlendirir, plan uygulanamazd1. Bu stratej ik harekâtta, Türk kumandanlan tam bir ba§an gõsterdiler. Saldm haz1rhklan tamamlanmca bir ak§am ba§kumandan son derece gizlilikle cepheye hareket etti, genel karargâh Alqehir' e geldi. Genel Kurmay Ba§kam Fevzi Çakmak, Cephe Kumandam ismet Ínõnü, 1. Ordu Kumandam Nureddin, II. Ordu Kumandam Ya kup �evki pa§alard1. Türk ordusu erleri ve subaylan ile Kurrulu§ Sava§1'mn bu son büyük ugra§ml §evk ve heyecanla gõzlemek teydiler. 26 Agustos sabah1 kumandanlar sava§l idare edecekleri Kocatepe'ye ç1kt1lar (Afyonkarahisar'm güneyinde) . Sabah be§ buçukta top ate§iyle sava§ ba§lad1. Cehennemi bir top ate§iyle, dü§man mevzileri dõvüldükten sonra taarruza kalkan asker, ak §am dü§man mevziilerini zapt etmi§, savunma hatlanm ele geçir mi§ bulunuyordu. Türklerin bir y1ldan beri berkitilmekte olan bu mevziileri yarabilecegine kimse inanm1yordu. Kuzeye dogru çekilen dü§man güney ve dogudan esas kuvvetlerimizi sararken, ban ve kuzeyden süvari kolordumuz süratle dü§mam çevirdi ve 30 Agustos'ta dü§man çember içinde kald1. Sava§m bu ikinci a§a mas1 Ba§kumandan Meydan Muharebesi olarak amhr. Bu imha sava§mda Çalkõy'de alu Yunan firkas1 demir çember içinde yok edildi. Güneyde demiryolu boyunca U§ak istikametine kaçmaya çah§an dü§man kuvvetlerini ise süvarimiz §iddetle takibe ba§lad1. Keza kuzeyde Eski§ehir Bõlgesi'nde bulunan Yunan kuvvetlerine ur.
1 26
M I L L i M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
kar§l taarruza devam edildi. Yunanhlarm hiçbir yerde tutunma sma meydan vermemek, ya tamam1yla yok etmek ya da denize kadar sürüp atmak §arm. Aksi balde Yunanhlar, mütteflk kuv vetlerin himayesinde yeni pazarhklara giri§me imkâmm bulabi lirlerdi. Ba§kumandan, sava�m amacm1, "Ordular, ilk hedeflniz Akdeniz'dir!" tarihi emri ile ifadelendirdi. Panik halinde kaçan dü§man askeri kalmnlanm süvarilerimiz, gece gündüz uyuyup dinlenme bilmeden, U§ak ve izmir' e dogru akan piyade kuv vetlerimizle kovalad1lar. 2 Eylül'de U§ak'a giren kuvvetlerimiz kaçmaya vakic bulamayan Yunan ba§kumandam General Tri kopis ile diger yüksek kumanda heyetini esir ettiler. 9 Eylül'de ordulanm1z sava§arak izmir' e girdiler. Ercesi gün Muscafa Ke mal, izmir' e ayakbasn. Kuzeyde Eski�ehir Bõlgesi' ndeki dü§man oldukça direndi. Fakac sonunda yenildi, bir firkas1 esir edildi. Kurculanlar canlanm Bandirmàda gemilere güçlükle amlar. 1 8 Eylül'de anayurdun topraklannda dü�mandan eser kalmamt§tl. Kuvvederimiz, Gebze ve Çanakkale yõnlerinde ilerleyerek Íngiliz kuvvederiyle kar�1la§tl.
1 27
iTiLÂF DEVLETLERi'YLE MUDANYA ATES KESi
Büyük zafer anlam1 ve sonuçlan baktmmdan tarihin e n õnem li sav3_§lanndan biridir. Bu sava§la Türk yurdu parçalanmaktan kurtuldu. Anadolu'nun Türklügü kesinle§ti. As1rlardan beri ara mtzda ya§atttg1m1z, korudugumuz Yunanhlann kalmulan da ͧ gal altmda ͧ birligi yapt1g1 dü§man kuvvetleri ile birlikte çekip gitti (Mübâdele) . Bütün dünya gõrdü ki, imkâns1zhklar içinde dahi Türk, õz yurdunu korumasm1 bilmi§tir. Bu sava§ bütün dünyada emperyalizme kaq1 milli haklann zaferi olarak kar§t lanm1§, mahkum milletler arasmda sevinç ve ümit yaratmt§ttr. Hindistan'da ve yeni boyunduruk aluna sokulmu§ olan Arap ülkelerinde hareketlenmeler son haddine varmt§, emperyalistler büyük endi§elere dü§mܧlerdir. Asyàda emperyalist büyük dev letlere kar§t kazamlmt§ olan bu ilk büyük zafer, ileride bu millet ler tarafmdan büyük bir õrnek olarak almacak, onlar için ümit, cesaret ve kuvvet kaynag1 olacakur. Bõylece büyük zafer, dünya tarihinde yeni bir sayfa açmt§ttr. Bu hareket, günümüzde geli§tik çe, Mustafa Kemal'in tarihi ki§iligi daha büyümektedir. Sava§la birlikte Milli Misak'ta ifade edilen bag1ms1zhk ilkeleri gerçek ol mu§, milletlerin kendi õz yurdunda hür ve bag1ms1z ya§ama, ge li§me hakkmm hiçbir zorlamayla kaldmlamayacagm1 parlak bir §ekilde gõstermi§tir. Türk'ün ya§ama ve yükselme kudreti, azim ve iradesi bu zaferle en muhte§em ifadesini bulmu§tur. Bu zafer, aym zamanda sultana kar§t onun siyasetine ve temsil ettigi bütün 1 29
H A L I L I NALC I K
Ortaçag geleneklerine kar§t yeni bir hayatt, milli hayatt getiriyor du. Nihayet bu zafer, Çanakkale galibinin askeri dehasmm bir §aheseri ve Türk askeri gücünün yeni ve parlak bir gõstergesiydi. Türk kuvvetleri, istanbul ve Çanakkale istikametinde yürü yü§lerine devam ettiler. Zira Misak-1 Milli'yi gerçekle§tirmek için istanbul ve Trakyày1 da Yunan i§galinden kurtarmak gerekirdi. Hâlbuki Türk ordusunun yolu üzerinde mütteflklerin askeri bulu nuyordu. Mütteflklerle sava§ halinde degildik fakat Türk kuvvet lerine direni§ gõstermesi halinde antla§mamn hükümsüz kalmas1 ve sava§m ba§lamas1 mümkündü. ingiltere, §imdiye kadar Yunan ltlar arac1hg1yla bize kar§t oynad1g1 oyunu aç1ktan kabul edecek miydi? Bununla beraber, Türkler içinde de yeni bir sava§, istenen bir §ey degildi. Yine Lloyd George en son õnlemlere ha§vurdu ve demiryollanyla Yunanistan, Romanya ve Yugoslavyàdan Bogazlar'1 savunmak için mütteflklerin asker gõnderip gõnderemeyeceklerini sordu. ingiliz ba§bakam Türklerin istekleri kabul edildigi takdirde bunun son sava§ta Türkiye üzerinde kazamlmt§ olan tüm kazanç lanm kaybetmek demek oldugunu ilân etmekteydi. Fransa, ingi lizlerin ç1karlan için bir sava§a sürüklenmek istemedi. Bu siyasetin tehlikelerini bir notayla belirtti ve Anadolu tarafindaki askerini Ru meli tarafina geçirdi. italya, Fransày1 takip etti. Dominyonlardan Yeni Zelenda ve Avusturalya ingiltere'ye yard1m vaadinde bulun dular. Fakat ordulanm terhis etmi§ ve yeni sava§tan ç1km1§ olan in giliz kamuoyu, yeni bir sava§a meyilli degildi. Hindistan'daki kay na§ma, tehdit edici boyutta idi. Türk askeri Çanakkale kap1larma dayanmi§tl. ingiliz hükümeti anla§ma tarafim seçti. Frans1z yüksek komiserinin, sonra Franklin Bouillon'un izmir'de Mustafa Kemal'i ziyareti ve gõrü§meler sonunda gõnderilen notada, Eclirne ve Trak yà nm Yunanhlar tarafmdan bo§alt1lmas1 ve Türk idaresine terki, huna kar§thk ban§ imzalanmcaya kadar Türk askerinin Bogazlar bõlgesine girmemesi §arttyla ate§kes teklif ediliyordu. Mudanyàda fevkalâde yetkilerle, Türk delegesi ismet Ínõnü ile Ístanbul'daki mütteflk kumandanlar1 arasmda gõrü§meler ba§lad1. Mütteflkler Dogu Trakyànm bo§alttlmasm1 kesin ban§ konferansma birakmak 1 30
M I L L I M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
konusunda tsrar ettiklerinden gõrü§meler kesildi. Türk kuvvetleri Trakyàya geçmek üzere iscanbul ve Bogazlar'a dogru ileri harekâta yeniden b�lad1lar. Yunanltlarm itirazlarma ragmen müttefikler ni hayet hakl1 istegimizi kabul ettiler. Trakyày1 onlar Yunanltlara i§gal ettirmi§lerdi. Mudanya Gõrü§meleri (4- 1 1 Ekim) sonunda b�ltca §U kararlar almd1: Dogu Trakya Meriç lrmag1' nm son kty1sma ka dar Edirne dâhil, bo§alttlacak ve bundan 30 gün içinde Yunan me murlan müttefikler arac1ltg1yla idareyi Türk memurlarma devir ve teslim edecekler, kesin ban§ gõrü§meleri Lozan'da toplanacak kon feransa b1raktlacaktt. Bart§ antl�mas1 imzalanmcaya kadar Dogu Trakyàda yalmz 8.000 jandarma bulundurabilecektik. Mütare kenin imzas1 ile beraber iscanbul ve Bogazlar'da mülki idare milli hükümete teslim olunacak fakat müttefiklerin kuvvetleri kesin ba rt§ antl�mast imzalanmcaya kadar istanbul'da kalacaklard1. Aym ate§kes antl�mas1yla Türklerle Yunanltlar arasmda askeri harekâta son verilecekti. Mütareke, Yunan delegeleri tarafmdan yetkisizlik iddias1yla imzalanmadt. Fakat Yunan hükümeti müttefiklerin bas ktst altmda Dogu Trakyày1 zamanmda bo§alttp idaremize teslim etti. Türk zaferi ve Mudanyàda imzalanan ate§kes, ingiltere için de agtr bir yenilgiyi ifade etmekteydi. Müttefikler, 28 Ekim'de Türkiye Büyük Miller Meclisi hükü metini padi§ah hükümeti ile birlikte bart§ konferans1 için Lozan' a delegelerini gõndermeye davet ettiler. Padi§ahtn Türk milletinin tek ve me§ru hükümdar1 tavnm taktnmas1 ve milletin bu kadar fedakâr ltk pahasma kazand1g1 netice üzerinde sõz sahibi olmaya kalkt§mas1, milli hükümeti kesin bir karar almaya sevk etti: iscanbul'un milli hükümetin idaresi aluna geçmesi için arnk orada saltanatm mev cut olmamast gerekirdi. 1 Kas1m l 922'de Osmanlt saltanatmm kalkng1, Büyük Miller Meclisi tarafmdan bir kanunla kararl�tml d1. Hilâfet, saltanattan aynltp Osmanlt hanedanmda Abdülmecid Efendi'ye tevcih edildi. Vahdeddin ingiliz makamlarma hayatm1 tehlikede gõrdügünü, kendisinin b�ka bir tarafa naklini isteyen bir mektup gõnderdi. ingilizler kendisini saraydan altp bir sav� gemi sine koydular. Son Osmanlt padi§aht bu §ekilde kaçtt. 131
LOZAN KONFERANS I VE ANTLA�MASI
Lozan'da yap1lacak mücadele bag1ms1zhk sav�1 gibi çok çetin bir mücadele olacakt1. Antla§ma üzerinde etrafü bir eser yaymlamI§ olan Cemil B ilsel'in dedigi gibi õnceleri ayn yõnlerde mücadele ve hareket eden büyük devletler, §imdi kar§Im1za ortak bir cephe halinde ç1k1yorlard1. Konferansa gidecek Türk delegasyonunun ba§I olarak, o zaman ba§vekil olan Rauf Bey'in ismi ortaya at1ld1. O, ismet P�ànm mü§avir verilmesini teklif etti. Mustafa Kemal uzun incelemeden sonra nihayet 1smet P�ày1 delege heyeti ba§ kanhgma getirmenin en dogru yol oldugu kanaatine vard1. ismet Pa§àya hariciye vekilligi verilerek Türk delege heyeti ba§kanhgma tayin olundu. Heyetin diger üyeleri S1hhiye Vekili Riza Nur ve eski Maliye Vekili Hasan Bey'di. Aynca, 20 mܧavir de heyete dâhildi. Lozan'da bulunan ba§ delegemiz Ísmet Pa§a, Fransàya ba§vekil R. Poincaré'nin daveti üzerine k1sa bir ziyarette bulun du. Kapitülasyonlar hariç, diger meselelerde iki taraf arasmda anl�ma oldugu gõrüldü. Konferans, 2 1 Kas1m l 922'de Lausanne'da 1sviçre Cumhur ba§kam' nm, Lord Curzon ve 1smet P�a' nm nutuklanyla aç1ld1. P�a nutkunda §Unlan sõyledi: "Türk milleti yapt1g1 yenilenmi§ ban§ te§ebbüslerinin yetersizligini ve faydas1zhgm1 anlayarak, ar nk hiçbir kurtulu§ ümidi kalmad1gmm farkma vararak mevcu diyetini müdafaa ve maddi manevi kendi vas1talanyla istiklâlini saglamaya muvaffak oldu . . . 1 33
H A L I L I N ALC I K
Hür milleder bu hale teveccühlü bir gõzle §ahit olmu§lardu . . . Hâlâ bu dakikada bile bir milyondan ziyade masum Türk'ün Küçük Asya ovalannda ve yaylalarmdan mecelsiz ve g1das1z do la§ttklanm da hattrlatmak isterim. Türk milleti bu insanhk üstü fedakârhklara katlanmak suretiyle medeni insanhk arasmda de rin bir hayat kuvvetini malik milledere has olan mevcudiyet ve istiklâl hakk1 ile sulh ve sükuna bir faaliyet unsuru olmak üzere bir mevkii kazanmt§ttr. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kati gayesi bu mevkii muhafaza ve tahkim etmekten ibarettir." Konferansm nizamnâmesi gõrü§ülürken ismet Pa§a, terimler ve ifadeler üzerinde durarak, "Kendisi kabul etmedikçe konfe ransm hiçbir §ey kabul etmesine imkân olmad1gm1 anlatmak," istemi§tir. Mesela, burada �ark i§leri Konferans1 tabirine itiraz edip bunun Lozan Konferans1 Nizamnâmesi §eklinde degi§ti rilmesini istedi. Bogazlar rej imi gõrü§ülürken Rusya, Gürcistan ve Ukraynà nm temsil edilmelerini talep etti. Ba§kanhk meselesi gõrü§ülürken de Türklerin bu konferansta diger devlederle e§it §ardara sahip olarak kauld1g1 üzerinde tsrarla durdu. Konferansm toplanma amaçlan son antla§mada §õyle ifade edilmi§tir: " 1 9 1 4 senesinden beri �ark'm sükununu ihlâl eden hal-i harbe kati surette son vermek, milletlerin mܧterek refah ve saadederi için elzem olan dostâne ve ticari münasebetleri yeni den kurmak, bu münasebederin devletlerin istiklâl ve hâkimiyeti esasma gõre kurulmas1 õne sürüldü." Türk delegesi, gerek Bau gerek Dogu Trakya'da halktn çogunlugunun Türk oldugunun §Üphe edilemeyecegini sõyledi. Meriç Nehri'nin s1mr saytlmasm1 isteyen Venizelos' a kar§I ismet Pa§a Türk tezi üzerinde tsrar etti. Yani Eclirne istasyonu'nun bulundugu Karaagaç istasyonu'nun ve Eclirne-istanbul demiryolunun Kuleli Burgaz-Mustafa Pa§a kts mmm buldugu yerlerin Türkiye'ye verilmesini ve Batt Trakyàda halkm oyuna ba§vurulmasm1 istedi. Bati Trakya meselesinde, müt teflklerin "self-determination" prensibini õne sürdü. Fakat buras1 Balkan Sava§I sonunda 1 9 1 3'te terkedilmi§ oldugundan, devletler konferansta ancak Sevr'den õnceki durumun gõrü§ülemeyecegini 1 34
M I L L I M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
ileri sürerek isteklerimizi reddettiler. Nihayet, smir meselesinde Meriç'in sol sahili ifadesi yerine Meriç'in mecras1 ifadesi kulla mlmak suretiyle bu s1mr kabul edildi. Ancak Karaagaç konusu halledilemedi. Bu sorun konferans kesildikten sonra ikinci devre de, çetin gõrü§melerden sonra çõzülebildi ve bize birakild1. Smir meselesinde, fedakârhk yapm1§ 1 9 1 3 smmm istemekten vazgeç mi§tik. Karaagaç meselesi ileride Yunanistan'm tamirat borcu yü zünden ç1kan ve her iki tarafi tekrar sava§tn smmna kadar getir mi§ olan mesele ile birlikte ele almarak çõzülebilmi§tir. Geri ad1m amk, tazminattan vazgeçtik. Zaten ba§ka memleketlerde oldugu gibi, Yunanistan'a bunu kabul ettirsek, antla§may1 imzalasak dahi paray1 õdetmek kolay degildi. Onun için Yunanistan'm tazminata kar§l Karaagaç' i birakmaya raz1 olmas1 ile yetindik. i§te bugünkü Trakya smmm1z bõylece kesin §eklini ald1. Smmn iki tarafmda otuz kilometrelik bir arazi §eridi askerden muaf olacak ve bõylece emniyet meselesi garanti edilmi§ olacakn. Asya smmna gelince, Fransa mandas1 aluna konan Suriye ile smmm1z, 20 Ekim 1 92 1 Ankara itilâfnâmesi'nde belirlenen s1mrlar olarak kabul edildi. Bu antla§ma da Fransa iskenderun Sancag1 yani Hatay Türkleri için milli varhklanm ve dillerini ga ranti eden maddelerle kabul edildi. Konferans 2 1 Kas1m 1 922 Sah günü toplanm1§, bir kesilme devresinden sonra ikinci devre 23 Nisan 1 923'te ba§laml§ ve son antla§ma 24 Temmuz 1 923'te imzalanml§tlr. Gõrü§melerin ke silmesi, baz1 esas meselelerde anla§maya vanlamamas1 yüzünden 4 Subat 1 923'te olmu§ ve yeniden toplanma ancak 23 Nisan'da gerçekle§mͧtir. Birinci devrede büyük devletler, kendi isteklerini ve iradelerini kabul ettirmeye çah§ffil§lar, ikinci devre daha sa kin geçmi§ ve kar§1hkl1 antla§malar egemen olmu§tur. Genellikle Türklerin õne sürdükleri formüller kabul edilmi§tir. Birinci devre: Üç komisyon kurularak meseleler payla§tmldi. Birinci komisyon siyasi i§ler, askeri i§ler ve sm1rlar komisyonu idi. Bu komisyona ingiltere Hariciye Nazm ve Ba§ Delegesi Lord 1 35
H A L I L I NALC I K
Curzon ba§kan oldu. lkinci komisyona ltalya B � Delegesi Marki Gorki b�kan seçildi. lktisadi ve mali i§lere ait üçüncü komisyo na ise M. Barer b�kan seçildi. Birinci siyasi komisyonda, Trakya sm1rlan, Adalar, sav� esir leri ve ahalinin degi§tirilmesi, Bogazlar meselesi, azmhklar, Mu sul i§i gõrü§ülmü§tür. ikinci devre: Komisyonlar terk olunarak yalmz üç komite se çilmi§, ikincil komisyonlar yerine uzmanlar toplanmt§lardu. Amerika Birle§ik Devlederi her iki devrede yalmz gõzlemci gõnderdi. Amerikahlar bizimle ayn bir anda§ma yapnlarsa da, bu metin senatoda gerekli çogunlugu toplayamad1g1 için onay lanmadan kalmt§tlr. 24 Temmuz l 923'te imzalanan kesin ban§ anda§mas1 be§ k1s1ma aynlmt§ttr: Siyasi, iktisadi, ula§ttrma, sag hk i§leri ve çe§idi hükümler. Anda§maya ek olarak Bogazlar'm tâbi olacag1 usule dair mu kavelenâme, Trakya smmna dair mukavelenâme, ikâmet ve adli yetki mukavelenâmesi, ticaret mukavelenâmesi, Türk-Rum aha linin mübadelesine dair mukavelenâme ile protokol, tutuklularla esirlerin degi§tirilmesine dair mukavalenâme ve b�ka meselelere dair 1 8 mukavelenâme ve protokol imza edilmi§tir. Lozan Ban§ Anda§mas1'nm araziye ait hükümleri §Unlardu: Trakya sm1rlannm müzakeresinde Edirne istasyonu ve Karaagaç üzerinde tartt§malar oldu. Türkiye'nin Meriç Nehri'nin bansm da yol emniyeti baktmlarmdan yapt1g1 istekler, Curzon ve õzel likle Venizelos'un diplomatça hücumlanna yol açtt. ismet P�a isteklerini net bir biçimde bildirmeyerek dü§mana aç1klamama taktigini takip ediyordu. Venizelos, 1. Dünya Sava§t'ndan ba§la yarak Türkleri sald1rgan gõstermek istedi. ismet P�a, 1 9 1 3 sm1r lan üzerinde tSrar etti. Venizelos, Yunan ordusu ile birlikte Dogu Trakyàdan 250.000 Rum'un Yunanistan'a gõç etmi§ oldugunu belirtti ve huna gõre, "iskenderun mmt1kas1 için õzel bir idare usulü kurulacakttr. Bu mmttkanm Türk ukmdan olan sekenesi, kültürün inki§aft için her türlü kolayhktan istifade edeceklerdir. Türk lirast orada resml mahiyeti haiz olacakttr," dedi. 1 36
M I L L t M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
8 Agustos 1 92 1 'de oradaki yüksek komiserin emri ile isken derun Sancag1' nda yerel õzel bir idare kuruldu. 1 923 Mart aym da tam otonomi (muhtâriyet) istendi ise de, Frans1zlar kabul et mediler. Lozan'da Ankara Antla§mas1'na gõre madde yukandaki §ekilde kabul edildi. lrak'la olan sm1rlar1m1za gelince, bu memleket 1. Dünya Sava §1 sonunda Osmanh ordulanm kuzeye sürmü§ olan ingiliz ordusu tarafindan i§gal edilmi§ bulunuyordu. Ate§kesten sonra ingilizler o andaki sm1rlarda kalmalan gerekirken, bu sm1rlan a§ffit§lar ve Musul'u i§gal etmi§lerdi. Sava§a son verilip, ate§kesin imzalanma smdan dolay1 bu hareket haks1z olup milletleraras1 hukuka aykmy d1. Fakat aym ingiltere, Türkiye' nin ba§ka yerlerini de ate§kesten sonra çe§itli bahanelerle i§gal etmi§ ve yenik Osmanh hükümeti huna kar§I hakkm1 arayamamt§tl. Musul i§galini hakh gõstermek için ingiltere, birtaktm dayanag1 olmayan iddialar õne sürmܧtÜr. Musul bõlgesinin bizim için hayati bir õnemi vard1. Zira burada halk, çogunlukla Türklerden olup Milli Misak sm1rlan içindeydi. Türk vatanmm õz parçalanndan biriydi. Selçuklular zamanmdan beri burada Türk devletleri hâkim olmu§ ve 1 1 . yüzy1ldaki Oguz Türklerinin Anadolu'ya gõçleri esnasmda Türklerin ilk yerle§tik leri bõlgelerden biri Musul bõlgesi olmu§, sonra burada Musul Atabeyleri Devleti kurulmu§, o tarihten sonra Türk devletlerinin sm1rlan içinde kalmt§tI. lngilizler, petrol yataklan zengin olan bu bõlgeyi ellerinde tutmay1 ve hatta onun kuzeyindeki bõlgeyi de ele geçirmeyi hayati õnemde say1yorlard1. Bu sebepten Musul Meselesi, lngiltere ile Türkiye arasmda uzun zaman gerginlik do guran çok õnemli bir anla§mazhk konusu olmu§tur. Bu mesele Lozan Konferans1'nda uzun tartt§malara sebep oldugu halde hal ledilememi§, sonraya btraktlm1§ttr. lsmet Pa§à nm verdigi muhmaya gõre, Musul vilayetinin o zamanki nüfusunun 500.000'i yerle§ik, 1 70.000'i gõçebe idi. Gõçebeler burada devamh oturmazlard1. Bütün vilayette Araplar azmhktayd1. Arapça konu§an ahalinin bir ktsm1 da soy itibari ile Türk'tü. ingiliz heyeti, Türk istatistiklerini reddetti, onlara gõre 1 37
H A L I L I NA LC I K
Türk ahali on ikide bir oranmdayd1. Araplan ve Kürderi aymyor lard1. Siyasi delile gelince, buradaki halkm tarih boyunca ve son sav:l§ta Türk devletine baghhgm1 ispat ettigini, ingilizlerle �erif Hüseyin arasmda kurulacak Arap devleti sm1rlan içine Musul'un sokulmamt§ oldugunu, yani o zaman Araplann ve ingilizlerin buray1 bir Arap ülkesi kabul etmediklerini ismet Pa§a ileri sürdü. Halkm oyuna ba§vurularak hangi idareyi istediginin de sorulma d1gm1 ifade etti. ingiltere'yi emperyalizmle suçlad1 ve millederin gelecegine kendisinin hâkim olmas1 (self-determination) prensibi üzerinde 1srar etti. Musul, Türk vatanma geri dõnmܧ olan Urfa, Mar:l§ ve Adanàdan farkl1 bir durumda degildir, dedi. Curzon ise gõrünü§te Arap ç1karlannm avukathg1 rolünü üzerine alarak, buralann Araphg1 ve ileride kurulacak Arap devletine ait olmas1 gerektigi noktas1 üzerinde durdu. Kuvvedi delillerimiz kar§tsmda zaman zaman çaresiz kalan Í ngiltere Hariciye Nazm Curzon, ni hayet ingilizlerin fesih hakkm 1 yani "cebrin hakka üstünlügü"nü ifade etmek mecburiyetinde kaldi. Ísmet Pa§a, Bati Trakya ͧinde oldugu gibi, milli haklanm1zdan emin olarak Musul vilayetinde de halkoyuna ba§vurulmasm1 istedi ve bunda lSfar etti. Demok ratik bir memleketin temsilcisi olan Lord Curzon ise bu halkoyu istegini daima reddetti. Sm1rlann belirlenmesi için de bunun iyi bir yol olmad1gm1 sõyledi. Curzon, Musul'un lrak için hayati bir iktisadi bõlge oldugunu, bu baktmdan, lrak'a bagh bulun dugunu iddia etti (bu gibi iddialar sonradan ba§ka emperyalist devleder tarafmdan da kullamlacaknr ve bugün de siyasi litera türde hayli yaygm bilimsel bir õrtüye bürünmܧ olan "Münbit Hilâl" (Fertile Crescent) kavram1 da aym nitelikte emperyalist bir propagandad1r) . Türk heyeti, Musul vilayetinin Türkiye için askeri baktmdan da gerekli bir smu te§kil ettigini belirtmi§tir. Curzon nihayet, Mil letler Cemiyeti'nin hakemligini teklif etti. Türkiye kendi dâhil olmad1g1 bu cemiyetin kararlanm kabul edemeyecegini bildirince de, sav:l§ tehdidi savurmaktan geri kalmad1. Japonya ve Fransa ken disini desteklediler, bunun dünya ban§ml tehdit eden bir mesele 1 38
M I L LI M Ü CA D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
oldugunu sõylediler. Bu mesele, konferansm 4 �ubat'ta kesilmesi ne sebep olan b�hca nedenlerden biri olmu§tur. Bununla beraber ismet P�a bu kesilmeyi õnlemek üzere Musul Meselesi' nin bar1§ tan sonra ingiltere ile ayn bir antla§ma konusu yap1lmas1 ve bu yüzden ban§ antl�masmm yar1m kalmamas1 õnerisinde bulundu. Türklerin teklifi, konferansm kesilmesini õnleyecek içerikte idi. Fakat kapitülasyonlar meselesindeki daha derin anla§maz hk bunu õnleyemedi. Konferansm ikinci devresinde Türk tek lifi üzerinde anla§maya vanld1, yani iki taraf §U metin üzerinde anla§tilar: Bõlüm 1 , madde 2: "Türkiye ile lrak arasmdaki sm1r dokuz ay zarfmda Türkiye ile Büyük Britanya arasmda ban§Çl yolla tayin edilecektir. Tayin olunan müddet içinse iki hükümet arasmda anla§maya vanlamad1g1 takdirde anl�mazhk Cemiyet-i Akvâm Meclisi'ne arz olunacakur. iki taraf bu anl�ma meydana gelinceye kadar, durumda bir degi§iklik yapacak herhangi bir as keri harekâtta bulunmayacakur."
Kapitülasyonlarm Kaldtrtlmas1 Kapitülasyonlar en çetin anla§mazhklann kaynag1 ve konferansm bir ara dag1lma sebebi olmu§tur. Bugünkü Türkiye' nin temellerini olu§turan, emperyalizme kar§t Milll Mücadele' nin en büyük ba §artSl say1lan kapitülasyonlann kaldmlmamas1 konusunda Bat1h devletler neden 1srar ettiler? Kapitülasyonlarm kaynag1 ve õnemi nedir, memleketimiz için neden bõyle bir õnem kazanmt§tlr? Kapitülasyonlarm kaynag1 §Udur: Eski medeniyetlerde oldu gu gibi islâm medeniyetinde de yabanc1 tüccarlara Íslâm memle ketlerine geldikleri ve yerle§tikleri zaman kendi hukuklanna bagh olma hakki tanmml§tlr. Bu onlara verilmi§ bir imtiyazdan ziyade bir zorunluluk ifade etmekteydi. Zira o zamanlar hukuk, dini içerik ta§1d1gmdan islâm hukukunun onlara uygulanmas1 zaten mümkün gõrülmüyordu. Bununla beraber yerli Müslümanlarla olan hukuki anl�mazhklar, güvenlige ait cezai olgularda yaban cilar da yerli yarg1lara tâbi olmal1yd1. Bu suretle kapitülasyonlar 1 39
H A L I L I NA LC I K
vermekle islâm devleti hâkimiyet hakkma ait sahada fedakârhk yapmt§ saytlmazch. Fakat Osmanh Devleti'nin çõkü§ devrinde kudretli Avrupa memleketleri, bu sahada sultanm tek tarafü ba gt§lad1g1 imtiyazlan bir antl�ma gibi yorumlad1lar. islâm hukukuna gõre kendisine islâm memleketinde geçici olarak ticaret veya ba�ka bir amaçla yerle§me müsaadesi verilen Hristiyan veya Yahudi'ye müstemen denir. Müstemen, amân yani himaye isteyip kendisine bu himaye bag1§lanm1� olan Hristiyan veya Yahudi demektir. Bõyleçe, kapitülasyonlar tek tarafü bir ba g1§lamad1r. Yani zorla devam ettirilemez. Avrupah hukukçular, tarihi gerçeklere uyan bu gõrü�ümüzü çürütmeye çah§mI§lardu. Onlara gõre kapitülasyonlar, her iki ta rafi kaq1hkl1 baglayan antla�malar niteligindedir ve bu sebepten bir tarafin arzusu ile kaldmlamaz. Ôteki tarafin da huna raz1 ol mas1 gerekir. Zira biz Dünya Sav�1 ç1kmca yukanda anlamg1m1z gõrܧe dayanarak, kapitülasyonlan kaldud1g1m1Z1 ilân etmi�tik. Avrupa devletleri ise bunu tammam1§lard1. Avrupah hukukçulara gõre Osmanh sultam bu imtiyaz1 verirken kendisi de siyasi ve iktisadi birtakim ç1karlar saglamI§ttr. Hatta Rosas daha ileri gide rek kapitülasyonlann, Türkiye' nin ilerlemesine yard1m ettigini, Bauhlarla temasa geçirdigini, memleketin çagd�l�ma ve laik le§mesine yol açt1gm1 da belirtir. Ona gõre ç1karlar kar§ihgmda verilen kapitülasyonlan reddedemez. Avrupa hukukçulan ikinci bir delil olarak kapitülasyonla nn oldugunu, zira iki taraf arasmda b�ka antl�malar gibi ay m resmi usuller içinde yap1lm1§ belgelere dayand1gm1, hükümet b�kanlarmm tasdik ettik.lerini ve yeminle onaylad1klanm ileri sürerler. Mahmud Esad' a gõre kapitülasyonlara bu §ekil sonra dan, 1 9 . asuda verilmi�tir. Onun bu tezinde büyük bir gerçek pa y1 vard1r. Osmanhlar kapitülasyonlan verirken yalmz kendi islâm hukuku çerçevesinde hareket ediyorlard1. Hiçbir zaman bunlann ileride Avrupa uluslararas1 hukukuna gõre yorumlanacagm1 akil lanna getirmiyorlard1. 1 8. ve 1 9 . yüzy1llarda ise üstünlüge sahip 1 40
M I L LY M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
olan Avrupa devletleri, kaynak itibariyle birer bagt§lanma olan ve yabanctlara Osmanh ülkelerinde serbestçe ve kolayca ticaret yapabilmeleri için müstemen ad1yla bagt§lama amacm1 güden bu "imtiyazlan" , devletin wrunlu taahhütleri konumuna sokmu§lar ve çaresiz durumda olan Osmanh hükümetine onaylatmt§lardu. Neticede, bagt§lanan imtiyazlar devletimizin hâkimiyet hak lanm yok eden veya zedeleyen ve Osmanh ülkesini bir yan sõ mürge haline sokan bir durum meydana getirmi§tir. Bu imtiyazlar üç grupta toplanmaktadu: Adli, mali ve idari. Adli kapitülasyonlar: Yabanc1lar belirli hallerde yalmz kendi kon solosluk mahkemelerinde yarg1lamrlard1. Türk mahkemelerine geldikleri zaman da konsoloslugun temsilcisi olarak konsolos ter cümam (dragomanz) hazu bulunurdu. Ôncelikle, ceza davalannda yabanc1lar arasmdaki davalar kendi konsolosluk mahkemelerinde gõrülür, devlet kan§mazd1. Dava Osmanh tebaas1 ile yabanc1 ara smda ise Osmanh mahkemelerinde tercüman huzurunda gõrü lürdü. Fakat baz1 devletler bu takdirde dahi davanm konsolosluk mahkemesinde gõrülmesinde 1srar etmi§lerdir. Ôrnegin, l 877'de bir Osmanh tebaasm1 õldürmii§ olan bir yabanc1 kendi konsolos luk mahkemesinde yarg1lanm1§ ve suçlunun beraat ettigi gõrül mܧtÜr. Bu demektir ki, Osmanh Devleti yabanc1 devletler kar §Ismda kendi tebaasmm haklanm savunmaktan âcizdir. Bõyle bir devletin tebaas1 da bu tâbiiyetten bir an õnce kurtulmaya bakar. O devlet diger devletler seviyesinde degildir, hâkimiyeti yoktur.
141
iNKILÂP TARiHi DERSLERi METNiNE iLAVE
inkzlâ.p Tarihi derslerinden birinde Rusya ve komünizm hakkmda tartt§ma aç1ld1. O zamanlar SBF solcularm karargâh1 durumun da idi. Komünist Rusya aç1kça Bogazlar ve baz1 Dogu Anadolu vilayeclerimiz üzerinde resmen isteklerde bulunmu§CU. Ben sm1f ta, " Komünist Rusya Türkiye'yi istila etse, Rusça resmi dil olsa, dilimiz yasaklansa, buna raz1 olur musunuz?" diye kt§ktrttc1 bir soru orcaya amm. Solcu õgrenciler derhal yamclad1lar, "Evec, hiç sorun yok. Çünkü esas sorun emekçilerin kurculu§udur," dediler. Solcu grup arasmda Abdullah Ôcalan dâhil 20-25 kadar Kürt kõkenli õgrenci vard1. Onlar burada yeti§ip ileride "Kürdistan"m idarecileri olacag1z iddias1m aç1kça ifade ecmekce idiler. 1 97 1 1 98 1 dõneminde kmm Günhan inalctk SBF'de Ficnac Sahinba§ ba§kanhgmda ingilizce õgretiyordu. Onun için ilginç amlan bu rada kaydetmeyi bir tarihçi olarak õdev bilirim. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi idare Bõlümü Ba§kam Prof. Tahsin Bekir Balcàdan idare Tarihi okutmam için bir davec ald1m. Daveti kabul ederek 1 9 56- 1 972 y1llan dõne minde bu dersi okuccum. O dõnemde SBF'de çok degerli mes lekta§larla yakm ili§ki kurma imkânm1 buldum. Ba§kan Prof. Balcàdan ba§ka idare Bõlümü'nde Prof. Akif Unat, Prof. Tahsin Güne§, Prof. Seref Gõzübüyük meslekta§lanm1 sayg1yla ananm. Uluslararas1 íli§kiler Bõlümü'nde Prof. Sükrü Esmer, genç ya§ta 1 43
H A L I L I N A LC I K
kaybettigimiz Prof. Meral ve sonralan bõlüm ba§kanhgma gelen Prof. Fahir Armaoglu, Deniz Baykal . . . idare Tarihi s1mfinda sonralar1 Türk idare ve siyasetinde õnem li mevkilere gelen õgrencilerimle tant§tlm. Bunlarm arasmda ba kanhk mevkiine gelmi§ Vecdi Gõnül, Atilla Koç ve daha birçok vali ve kaymakam var. Ders nodanmm fotokopi halinde elden ele dola§tig1 haberini ald1m. 1 972'de Chicago Üniversitesi'nin daveti üzerine SBF'den aynlmak zorunda kald1m, idare Tarihi derslerimi degerli õg rencilerimden ilber Ortayh üsdendi. Kendisinin sm1f arkada§l Atilla Koç, Kültür Bakanhg1'na geldiginde Ortayh'y1 Topkap1 Saray1 Müdürlügü'ne atad1. Geni§ bilgisi ve güzel hitabetiyle Ortayh bugün kamuoyu õnünde kazand1g1 hakh bir §Õhrete sa hiptir, onunla k1vanç duyuyorum. SBF'de idare Tarihi yanmda aynca Türk inkzlâp Tarihi ders lerini okutmam istendi. Bütün õgrencilerin almak zorunda bu lundugu bu dersler dolaylSlyla 1 956- 1 972 dõneminde tüm bõ lümlerde okuyan õgrencileri tamma fusatl buldum. Bu degerli õgrencilerim arasmda sonralan Türkiye siyaset, idare, maliye, iktisat, d1§ ili§kiler alanlarmda õnemli sorumluluklar üsdenmi§, tanmm1§ ki§iler bulunmaktadir.
1 44
iNKILÂP TARiHi DERSLERiNE iLAVE EDiLEN BELGELER
1 9 1 4- 1 926 y1llan arasma ait bu belgeler Askeri Tarih ve Stratej ik Etüd B�kanhg1 Ar§ivi'nden ve Milli Savunma Bakanhg1'mn yay1mlad1g1 kitaplardan, Halil inalc1k Os manh Ara§ttrmalan Merkezi'nde gõrevli Ali l§tk tarafm dan tespit edilmi§ olup burada devrim tarihi konusunu aydmlatma bak1mmdan yay1mlanmas1 faydal1 gõrülmü§ tür. Yeni harflere çevirileri Ali l§tk tarafmdan yap1lmt§ttr.
1 45
B Í RÍNCÍ D ÜNYA SAVA� I Í LE ÍLGÍLÍ PAD1 �AH 'IN OROU VE D O NANMAYA GÕNDERD1Gt BEYANNAME 1
Ord.uma, Donanmama Düvel-i Muazzama, (Büyük Devleder -Íngiltere, Fransa, Alman ya, Avusturya, Macaristan, Ítalya, Rusya) arasmda harp ilân edil mesi üzerine her daim nâgehâni ve haks1z tecavüzlere ugrayan devlet ve memleketimizin hukuk ve mevcudiyetini füsatç1 dü§ manlara kar§l icabmda müdafaa edebilmek üzere sizleri silahal nna çag1rm1§ idim. Bu suretle silahh bir tarafs1zhk içinde ya§a makta iken Karadeniz bogazma torpil koymak üzere yola ç1kan Rusya donanmas1 talim ile me§gul olan donanmam1zm bir k1sm1 üzerine ans1zm ate§ açn. M illederaras1 hukuka zlt olan bu haks1z tecavüzün Rusya tarafmdan düzeltilmesini beklerken gerek Rusya Devleti, gerek müttefikleri Íngiltere ve Fransa devletleri sefirlerini geri çagumak suretiyle devletimizle diplomatik ili§kilerini kestiler. Akabinde Rusya askeri dogu hududumuza tecavüz etti . Fransa, Íngiltere donanmalan birle§erek Çanakkale Bogaz1' na, Íngiliz gemileri Akabe'ye top att1lar. Boyle yekdigerini vely eden hâlinâne dü§ mamn âsân üzerine, õteden beri arzu ettigimiz sulhu terk ederek Almanya ve Avusturya-Macaristan devletleriyle ittifakla me§ru menfaatlerimizi müdafaa için silaha sanlmaya mecbur olduk. Rusya Devleti üç amdan beri Devlet-i Aliyye'mizi toprak aç1smdan pek çok zarara ugratmt§, §evket ve kudret-i milliyemizi armracak her türlü geli§memizi harp ile ve bin türlü hile ve desise Bu belgeler MSB. Aqiv Müdürlügü'nden Ali l�1k tarafindan almm1�t1r. 1 47
H A L I L I N A LC I K
ile her defasmda mahva çall§ffil§tlf. Rusya, lngiltere ve Fransa devletleri zalimâne bir idare altmda inlettikleri milyonlarca ehl-i lslâm'm dinen ve kalben bagh olduklan hilafet-i muazzam1m1za kar§l hiçbir vakit su-i flkir beslemekten fârig olmaml§lar ve bize yõnelen her musibet ve felakete sebep ve ki§kirt1c1 bulunmu§ lardu. i§te bu defa ba§vurdugumuz cihad-1 ekber ile bir taraftan §an-1 hilafetimize, bir taraftan hukuk-1 saltanaum1za kar§l ikâ edilegelmekte olan taarruzlara in§aallahu teâlâ sonsuza kadar ni hayet verecegiz. Allah'm yard1m1 ve Peygamberimiz'in yard1mlan ile donanmam1zm Karadeniz'de ve cesur askerlerimin Çanakkale ve Akabe ile Kafkas hududunda dü§manlara urduklan ilk darbe ler halk yolundaki gazâm1zm zaferle neticelenecegi hakkindaki kanaatimizi tezyid eylemi§tir. Bugün dü§manlanmlZln memleket ve ordularmm mütteflklerimizin hlms1 alunda ezilmekte bulun mas1 bu kanaatimizi teyid eden ahvaldendir. Kahraman askerlerim! Din ve vatamm1za kast eden dü§man lara açug1m1z bu mübarek gazâ ve cihad yolunda bir an azm ve sebattan, fedakârhktan aynlmaym1z dü§mana arslanlar gibi sal duacag1z; zira hem devletimizin, hem fetva-y1 §erife ile cihad-1 ekbere davet ettigim üç yüz milyon Müslümanlarm hayat ve bekas1 sizlerin muzafferiyetinize baghdu. Mescitlerde, camilerde Kâbetullah'ta Allah' m huzurunda kemal-i ciddiyetle me§gul üç yüz milyon masum ve mazlum mümin kalbinin dua ve temen niyân sizinle beraberdir. Asker evlatlanm! Bugün üzerinize verilen vazife §imdiye ka dar dünyada hiçbir orduya nasip olmaml§tlr. Bu vazifeyi yeri ne getirirken bir vakitler dünyay1 titretmi§ olan Osmanh ordu lannm hay1rl1 evlatlan oldugunuzu gõsteriniz ki dü§man-1 din ve devlete bir daha mukaddes topraklanm1za ayak basmasm, Kâbe'yi ve Peygamberimiz'in nurlu türbesi bulunan topraklan i§gale kalk1§masm, münevver-i Nebevi'yi ihtivâ eden arazi-i mü bareke-i Hicaziye'nin istirahatini ihlâle cür'et edemesin. Dinini, vatamm, namus-1 askerisini silah1yla müdafaa etmegi, padi§ahl 1 48
M I L L i M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
ugrunda õlümü istihkâr eylemegi bilir bir Osmanh donanmas1 mevcut oldugunu dü§manlara etkili bir biçimde gõsteriniz. Hak ve adalet bizde, zulüm ve tecavüz dü§manlanm1zda ol dugundan dü§manlanmlZl kahretmek için adaleti mutlak olan Al lah' m yard1m ve Peygamberimiz'in manevi destegi ile bize yâr ve yâver olacagmda §Üphe yoktur. Bu sava§tan mazisinin zararlanm telafl etmi§ §anh ve kuvvetli bir devlet olarak ç1kacag1m1za eminim. Bugünkü harpte birlikte hareket ettigimiz dünyamn en cesur ve muhte§em iki ordusuyla silah arkada§hg1 ettiginizi unutmaym1z. �ehidleriniz, õnceki §ehitlere müjde-i zafer gõtürsün, sag ka lanlanmzm gazâs1 mübarek, kil1C1 keskin olsun. Fi 22 Zilhicce sene 332 ve fi 29 Te§rin-i evvel sene 330 Mehmed Re�ad
Arkada§lar: 30 Te§rin-i evvel sene 330 Sevgili ba§kumandamm1z halife-i zl§ân efendimiz hazretleri nin irade-i seniyyelerini teblig ediyorum. Allah'm yard1m1 Pey gamberimiz'in manevi destegi ve mübarek padi§ah1m1zm hayir duas1yla ordumuz dü§manlanmlZl kahredecektir. Bugüne ka dar karada ve denizde zâbit ve asker karde§lerimin gõsterdikleri kahramanhklar dü§manlanm1zm peri§an olacaklanna en büyük delildir. Ancak her zâbit ve asker unutmamal1dir ki harp mey dam fedakârhk meydamdir. Orada hangi asker daha ileri aulir, hangi asker dü§manm §arapnel ve kur§unlanndan y1lmayarak ayak direr sonuna kadar sebat ederse o asker mutlaka kazamr. Tarih §ahittir ki Osmanh askerinden sebath, Osmanh askerinden fedakâr hiçbir asker yoktur. Hepimiz dü§Ünmeliyiz ki ba§1m1zm ucunda Peygamberimiz'in ve sahabe-i güzln efendilerimizin ruhlan uçuyor, §anh babalanm1z ba§lanmlZln ucunda bizim ne yapacag1m1za bak1yor. Eger onlann hakiki evlad1 oldugumuzu 1 49
H A L I L I NA LC I K
gõstermek, bizden sonra geleceklerin lanederinden kurtulmak istersek çah§ahm, zincirler altmda inleyen üç yüz milyon Íslâm ve eski vatand�lanm1z hep bizim muzafferiyetimize dua ediyor. Ôlümden kimse kurtulmayacakm. Ne mudu ileri gidenlere, ne mudu din ve vatan yolunda §e hid olanlara . . . tleri! Daima ileri ki zafer, §ân, §ehâdet, cennet hep ileride, õlüm ve zillet geridedir. Mübarek ve mukaddes §ehiderimizin ruhuna "Fatihà' . Padi§ah1m çok ya§a! B31kumandan Vekili Enver
1 50
"-t:).) I '-J.J.Jl .J\l.,>JI ..)jJ\f �J Jtf\ (1, o.> �JiJI �I .J�I '"':'-' •.a.:-.1\ � JJ, c..Y- &)j- •JiJ\ �-�.1 Wl.i.. .M.\f:.\ ,.:..1i .;:....:,., ,-:-.:.-) �'P.-Y-J .;,-. ,;�J _r_,; J:,J ,J. .:,_;�... ç..; ;j:.1 •.u.1.:.t ·"f.l .;JiJ.:: J. r:!- .,,.. .1. . ,.;1 .;-.;1:- .::l i • ..s�i..;J lij._;-i\ �úi � J !l�� JJ �"111 J� �I � l.T'l.r:J' �J.1 �� 41. •ÚJl . ,.;; , . ,;:.. :J.) J,�,i ,11;.:.1 � �,,. .,.., , �;,if _,._... _, J�JI 1."" 4lll .:>; J,... t' .;.J"-:"'-:- .:.L..t. 47,, 4i,,... .;-_,.':- .s.f" .;.;_,_;.. .,jj, . ....;1 ;, .�1 .,;;;:. �) � J� º J,:- .� .,,J-'w; .,.,)"";- . >�\ • u.1.'.1. �.,.. Ji.:.c·, i., � Ll"Y t.JJ;v " f,_. � �.JJ..il J, e!-:> ...t.;:J. >» "..ú � �> Jkl ._;j •.,;(.� ;;f1. : f)J.'J JI � ..sA..J,1 ��'� �JJ.,, JI J=\S ;;Y,1 ,r".;. u�J. ..Pu. ,f.Jk1 l.i..l .J�.11• • J.t..!.,o u ,1 �ú.r. , ,_ ..... ..,... ,, � ' �-ti J\i .,,... ;.;1.1.;. :,...\Á.o '""' " J• .:J , .. J i:.t_; �J. 4.Ã;-f �_.J- ..ry\." '�J '.j. J. . .J,-·k' �Í.;:- 4�1 �l;...1 -!X�j� •&:,1.,. •.,;.1JI .J..1:,\ 1_,:...l �_.,,, "' Y r �i.;.,.,,, p1I Jl;i. J_ � S!J) J�l iJiJI • ...; .1 j1 r.1\.!.� is.;.1 Wl.i... �1. :,S:_;..f •..:,,.. '· ;:,,. . )'.:. • ..!.WJ.... J,,\. ....,� j,.f.1 �l_,.i ..Sv')-.:.J. �.JJI • .,,.,.;:....:. ,., �IJ.UJ f ' •Ú, J.u.1 � �'-' j.u\t>.1• . JJ.i.1. � ·�-'JI JJ\ J 1\.j."'4,:... .,,\,,u\ :Jj\..:..V �J "�1.a.- .=..tY. .,S:..,,;._1 .f,.. •...i:J ,. . ....,.. 's. J.1. • (-:-1 . �� J,4,l.:J,.,_ .sjJJi'-' .?.' .J"j; .;.),,,. . :,S:_lij,I .s ;J3::..:..l .,C.1..i,I c.Y... .,_,.,1 ,s:_1 �J ,,_., :li .:l'i• . �,_1,1_,,ú'..,.:li :JJL. .,.1.; �ÁJ'Ylo t'- , ;,,_.,;/"_;i; :.;. �.;!\.. .sl-'4-' ' .ÃJ..,r. n"· -.:,,.. J J Jv..,r=J 'f\ L J m -.:..... �1:. 'fT \.... .:J,.,,
,l�, J-
; j;.l.>iJI JA:1.,.:J l"• ""'°'1 �- .;.J'f-- :,1,1 .!J...y,:- ,;.-...:il �� � ;i1,.i.; JI §,.. o.J•) J..Ü ...- j.1. .J-4•'"':.I � Ú,/ ;,:.;-,,.y,nl"'=-�J.� !ljJ"\.:.,,\ !JJ�J�'\... J J Jl .i.. I .:JIÍ""� Jfl . 1-':' .. !.l r.: .:11 ..:.: p ... . ,l.J\!./.,i: :J _,.;;:.,..; , pi;i.µi&.;�) ,,a;, ...:.:,;._ - '1 . .. . .. \. �:) "':-.:.) ,f....:. )�,>. � ,;� ��. J:·�· "!.',_,; ;;, i>·.. --:�.· ,.._;. ' !· i:� a:;.;. .
, , .-
•;,
•
•
.
1
•
,.. ,;J,,,
.
. .... . .
�. •
.. . :.: .;; ::' < ' • ". V ,ç. ._. -- ·
------
,. /
1 57
r ..1 .
B O GAZLIYAN KAYMAKAMI KEMAL B EY'ÍN i DAMINA DAiR B EYANNAME
"Milli �ehit'' Bogaz.hyan Kaymakarn1 Kemal Bey Vatanseverligin bedeli agird1. Bu agir bedeli õdeyenlerden biri de Bogazhyan Kaymakam1 Mehmed Kemal Bey'dir. Hükü metin emrini yerine getirmekten ba§ka suçu olmayan Kemal Bey "maruf" Nemrud Mustafa Pa§ànm ba§kanhgmdaki, çogunlugu nu Ermeni üyelerin meydana getirdigi Divân-1 Harb tarafmdan "Ermeni tehcirinde vazifesini kõtüye kullanarak õlümlere sebep oldugu gerekçesiyle" õlüme mahkum edilmi§; Beyaztt Meyda m' nda as1larak karar yerine getirilmi§tir. Tarih: 8 Nisan 1 9 1 9. Ermeni meselesi ne idi ve olaylar niçin bu noktaya gelmi§ti? Kabaca konuya temas etmek istiyoruz. Yüz y1llar boyu Osmanh topraklannda huzur ve güven için de ya§ayan Ermeniler, Osmanhlann zay1ffamaya ba§lad1klan bir zamanda, dt§ güçlerin tesiriyle devlet kurma hayaline kap1hp yer yer isyan ç1kanrlar; kadm, çocuk, ihtiyar demeden sivil halk1 kat lederler. imparatorluk zaten büyük gaile içindedir. Ermenilerin "içten" vuru§lan devleti güç durumda birakir. Ba§ta bulunan it tihad ve Terakki hükümeti bir kanun ç1kartarak Ermenilerin teh cirine karar verir. Sadrazam Talat Pa§ànm imzas1yla yaymlanan ve 1 4 May1s 1 33 1 ( 1 9 1 S) tarihinde yürürlüge giren kanunun metni §Õyledir: Madde 1 : Sefer vaktinde ordu, kolordu ve tümen komutan lan ve bunlann vekilleri ve müstakil mevki komutanlan ahâli tarafmdan herhangi bir surette hükümetin emirlerine, memle ketin müdafaasma ve asayi§in muhafazasma ait icraat ve tertibat kar§I gelme ve silahh tecavüz ve dayanma gõrülürse derhal askeri 1 59
H A L I L I NA LC I K
kuvvederle e n §iddedi surette tedibat yapmaya, tecavüz v e diren meyi esasmdan yok etmeye izinli ve mecburdur. Madde 2: Ordu, müstakil ordu, tümen komutanlan askeri kamplan mebni veya casusluk ve hainliklerini hissettikleri kõyler ve kasabalar ahâlisini tek tek veya topluca diger yerlere sevk ve iskân ettirebilirler. Madde 3: ͧbu kanun ne§ri tarihinden geçerlidir. 1 3 Recep 1 333 ve 14 May1s 1 33 1 ( 1 9 1 5) . Dâhiliye Nezareti, o sua Bogazltyan kaymakam1 ve Yozgat mutasarnf vekili olan Kemal Bey' e bir §ifreli telgraf çeker: "Kaza nm dâhilinde bulunan bilumum Ermenileri 24 saat içinde yola ç1karacaksm1z, bunlann sevk edilecegi istikamet Suriye'dir. �ifre nin almd1gmm acele bildirilmesi." Kemal Bey kaza hudutlan içindeki Ermenilerin tehcirini em reder ve bizzat uygulamaya giri§ir. Mondros Mütarekesi'nden sonra itilâf Devletleri'nin baskt s1yla Damad Ferid Hükümeti, Ermeni tehcirinde suçlu gõrdük leri yõneticileri Divân-1 Harb' e sevk eder. Bunlardan biri de ide alist vatansever Bogazltyan Kaymakam1 Mehmed Kemal Bey'dir. Hayret Pa§a ba§kanltgmda kurulan mahkemede, belig bir savun ma yaparak §Õyle der: " ! . . Sava§ta yenili§imizin aleyhimizde meydana getirdigi he zeyam durdurmak maksad1yla, iddia makammm da istegi üzeri ne kurbanlar verilmesi bir siyaset icab1 say1ltyorsa bu kurban ben olamam. Siz kurban seçmekle degil ancak hak ve adalede hüküm vermek vicdani gõrevini ta§tyan bir yüksek heyetsiniz. Mutlaka kurban aramyorsa herhalde bütün i§lerin tertipçisi ve idarecisi olarak benim gibi küçük bir memur bulunacak degildir." "Toplama" §ahitler ise Kemal Bey'i en agir §ekilde suçluyor lar. ingilizler ve Ermeniler idam cezas1 vermesi için Hayret Pa §a'ya bask1 yap1yorlard1. Bask1lar kar§ismda Hayret Pa§a çekilir, yerine "Nemrud" lakab1yla tanman Mustafa Pa§a tayin edilir. 1 60
M I L L I M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Kemal Bey "pe§in hükümlü" Nemrud Mustafa P�a b�kan hgmdaki mahkeme tarafmdan 8 Kas1m 1 9 1 9'da idama mahkum edilir. Bu, "sav� suçlusu" aleyhine verilen ilk idam cezas1 idi. idam karan tasdik edilmek üzere saraya gõnderilir. Padi§ah Mehmed Vahdeddin karan tasdik etmek istemez. "Bu yoldaki hükümler devam edecek olursa, i§ intikam bilahare mukâtele §eklini alacagmdan çekinerek" §eyhülislam tarafmdan fetva veril mesini talep eder. Mustafa Sabri Efendi §U yolda bir fetva verir: " Divân-1 Harb-i Ôrf'i tarafmdan idama mahkum edilen Ke mal'in muhakemesi hak ve adalete uygun bir surette icra edil mi§ oldugu takdirde hakkmda sâdir olan hükm-i idamm derun-1 varakada muharrer fetva ve nükul-i �er'iyyeye muvaftk oldugu vareste-i arzdir." Padi�ahm idam kararma kaq1 ç1kacagm1 anlayan Dâhiliye Nazm Mehmed Ali Bey ile Adliye Müste§an ve ingiliz Muhipleri Cemiyeti Reisi Said Molla, padi�ah1 kandirmas1 için Damad Fe rid Pa�ày1 saraya gõndermi�lerdi. Karar saraydan ç1kttktan sonra Bekiraga Bõlügü'nde kalan Kemal Bey ak§amm alaca karanhgm da buradan almarak Beyaztt Meydam'na getirilir. idam sehpas1nm etrafm1 polis ve jandarma sararak halk yakl�tmlmaz. Kemal Bey sehpada halka dõnerek son sõzünü sõyler: "Sevgili vatand�lanm, ben bir Türk memuruyum. Ald1g1m emri yerine getirdim. Vazifemi yapttg1ma vicdamm emindir. Siz lere yemin ederim ki ben masumum, son sõzüm bugün de bu budur, yarm da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni as1yorlar. Eger adalet buna diyorlarsa kahrolsun adalet!" Meydana y1g1lan on binler hep bir ag1zdan bagmr: " Kahrolsun bõyle adalet! . ." Kemal Bey sõzüne devam eder: " Benim sevgili karde�lerim, asil Türk milletine çocuklanm1 emanet ediyorum. Bu kahraman millet, elbette onlara bakacak ttr. Vatan ugrunda cephede õlen bir insan gibi �ehit gidiyorum. Allah vatan ve milletimize zeval vermesin, âmin." Halk h1çktra h1çktra aglamaktad1r. 161
H A L I L I N A LC I K
Meydam gõren eski rektõrlük binasmm penceresinden dev rin Adliye Müste§art Said Molla' nm celladan paylayan bagirtlSl duyulmaktadtr: "Sõyletmeyin bu alçak herifl! Hemen asm bu k . . . " Az sonra 3 5 y�mdaki bu gencecik vatansever daragacmda sallamyordu. Kõ§e b�lanm tutan Frans1z ve ingiliz askeri halkt güçlükle dagttmt§lard1. O a�am Bayezid Camii'nin gasilhanesine b1ra k1lan Kemal Bey'in na�1 sabah buradan almarak Kad1kõy'deki teyzesinin evine getirilir. 1 O Nisan 1 9 1 9'da vasiyeti üzerine, Ka d1kõy Mahmud Baba Türbesi'nde oglunun mezan yanma gõmü lür. Cenazesi büyük bir tõrenle kaldmlmt§ttr. Tõreni Kad1kõy, Mecidiyekõy, Üsküdar Dergâh §eyhi Münib Efendi idare eder. Çok say1da subay ve erin de kanld1g1 cenazeyi T1bbiye talebeleri "Türklerin büyük §ehidi Kemal Bey" yaz1lt bir çelenkle kar§tlar lar. Cenaze alay1 geçerken Kad1kõy itfaiye Karakolu õnündeki bir manga asker selam durur. Tabut omuzlar üzerinde degil, bir ç1g gibi büyüyen kalabaltgm elleri üzerinde kabristana getirilir. Kemal Bey'in üzerinden ç1kan vasiyeti tarihe bir belge olarak kalacaknr: "Merhum sevgili oglum Adnan'm medfun bulundugu Kad1kõy Ku§dili Çaym'ndaki kabristanda yavrumun yamnda gõmül memi diliyorum. Teyzem ve karde§im Kad1kõyü' nde sakindirler. Adi ismet Hamm'du. Defln masrafi teyzeme tevdi' buyrulmalt dtr. Kabir ta§tm, hamiyetli Türk ve Müslüman karde§lerim tara fmdan dikilmeli ve üstüne §Õyle yaz1lmaltd1r: Miller ve memleket ugrunda §ehit olan Bogazltyan Kaymakam1 Kemal'in ruhuna Fa tiha! . . . Peri§an zevcem Hatice'ye, yavrulanm Müzehher ve Mü §erref' e muavenet edilmesini, yavrulanmm tahsil ve terbiyesine ihtimam buyurulmasm1 vatand�lanmdan beklerim." " Babam, Karamürsel �ar memuru'l-sâb1ka Arif Bey de âcizdir. Karde§im Münir de kimsesizdir. Bunlara da muâvenet olunursa memnun olurum. Türk milleti ebediyyen y�ayacak, 1 62
M I L L ! M Ü C A D E L E TA R I H I ( 1 9 0 8 - 1 9 2 3 )
Müslümanltk asla zeval bulmayacakur. Allah millet ve memleke te zeval vermesin. Ferdler õlür, millet y�ar, in�allah Türk milleti ebediyete kadar y�ayacakrir." 30 Mart 1 33 5 ( 1 9 1 9) Bogazltyan Kaymakam-1 sâb1ki Kemal Miller onu unurmad1. Türkiye Büyük Miller Meclisi 1 4 Ekim 1 922'de ç1kard1g1 õzel bir kanunla "Milli Sehir" olarak kabul erti. Bogazltyan'da bir mahalle ve bir ilkokul "Milli Sehir" adm1 ta�ir. "Milli Sehid"imizi �ehaderinin 97. Y1lmda rahmetle amyo ruz. Nur içinde yatsm. 1
TUrk Dünyasz Tarih Dergisi, 1 7 ( 1 988),
1 63
s.
44-46
B OGAZLIYAN KAYMAKAMI KEMAL BEY
1 88 5 'te Beyrut'ta dogmu§tur. Gümrük Ba§kâtibi Arif Bey'in ogludur. 1 9 1 2'de Gebze, 1 9 1 3'te Karamürsel, 1 9 1 5'te Bogazh yan kaymakamhklannda bulunmu§, bilahare izmit Sancag1 Mu hacirin Müdürlügü'ne tayin olunmu§tur. Son vazifesinde iken 1 3 Haziran 1 9 1 8 'de mütarekenin kan §lk ortammda bir kmm politikac1lann ve Ermeni komitacdan nm wrlamas1 sonucu memuriyetten azledilmi§ ve mahkemeye sevk edilmi§tir. Konya Ístinaf Mahkemesi'nden beraat etmesine ragmen yine politik baskilarla tevkif edilerek Ístanbul' a gõtürülmü§ ve galip devletlerin baskisma dayanamayan istanbul Hükümeti'nce Hay ret Pa§a Divâm'na sevk edilerek sõzde bir mahkemeden sonra idama mahkum edilmi§. 1 0 Nisan 1 9 1 9 Per§embe günü de asda rak hüküm infaz gerçekle§tirilmi§tir. Ertesi günü büyük bir halk toplulugu tarafmdan buraya def nedilen Kemal Bey'in idam1 milli uyam§m ve istanbul Hükü meti' nin kamuoyunda mahkumiyetinin ilk aç1k belirtisi olmu§, mezannm ba§mda bir ubbiyeli §ôyle feryat etmi§tir: "Kemal sen §U anda topraga ektigimiz bir çiçeksin. Orada büyüyecek dallann o kadar ki, seni bu akibete lay1k gõrenlerin hepsini paramparça edecekler, intikamm behemehâl amlacakur Kemal." Kemal Bey, TBMM'ce 14 Ekim 1 922 tarihinde ç1kanlan bir kanunla "Milli �ehit" olarak tescil edilmi§tir. Ruhu §âd olsun. Kaynak: 7Urk Dünyast Tarih Dergisi, Say 1: 1 7, (May1s 1 988), s. 44-46. 1 65
3.
KO LORDU'NUN LAGVED iLiP MERKEZ
ORDUS UNUN KURULMAS INA DAi R KARARNAME
Numara: 407 itlemi TamamlanmtttJ.r Kararname -
1 . Madde: 3. Kolordu lagvedilmi§ ve 5 . ve 1 5 . Tümenlerle Sivas'ta hemen te§kil olan 6. Ath piyade tümenlerinden olu§arak merkez ordu su te§kil olunmu§tur. 2. Madde: Merkez ordusu kumandanhgma seferde ordu kumanda m yetk.isi ve vazifesiyle Mirliva (Tuggeneral) Nureddin Pa§a Hazretleri tayin olunmu§tur. 3. Madde: Merkez ordusu kumandanhg1 mmttkast Sivas vilayeti ile Canik (Samsun) , Sinop, Amasya, Tokat, Çorum, Yozgat müstak.il livalanm kapsar. 4. Madde: Merkez ordusu karargâh1 eski 3. Kolordu ve karargâhm dan istifade edilmek suretiyle te§k.il olunacakttr. 5 . Madde: Merkez ordusu kumandanhg1 harekât ve asayi§ bakt§ noktasmdan Genelkurmay'a ve hususat-1 sairce Milli Savunma Bakan ltg1'na baghd1r. 6. Madde: Tüm bakanhklara Batt, Güney, Dogu, Elcezire cepheleri kumandanhklarma, 2. Kolordu, 3. Kolordu, Kastamonu ve Bolu havalisi kumandanhklarma, Kastamonu havalisi kumandanhg1 vasttas1yla Nu reddin Pa§a Hazretleri'ne, 4. Tümen komutanhgma yaz1lmt§ttr. 9 Kanu nievvel 1 336 Rumi, 9 Aral1k 1 92 0 Miladi.
Dt§i§leri Bakam Íçi§leri Bakam Adalet Bakam Milli Savunma Bakam Genelkurmay Ba§kam 1ktisat Bakam Baymduhk Bakam Din ͧleri Bakam Milli Egitim Bakam Büyük Millet Meclisi Ba§kam Mustafa Kemal 1 67
Ímza Ímza imza 1mza Ímza Ímza imza Ímza 1mza imza
89 1
-� ·��· � ·'�--tr��., ... �
�-.. __:._._..... �
::;r;:�� � � ...., �r'/'r rt;t' , _, ,. ,.r-7"' '/ . - '., . ,
-!.. :g
....- '
, ':"' 'íof"
'
""'r'�
. .,,,
..
/
.,.., ,.,../" /
� �·-� k== ,.\.:-. "":í'l"". ••
•
-
!' ' ..,.;r.. t;I' /
l
,.• •
-
'
'I r • - • :
..
m;n ("t'
...
. ...
•
•
,
.
'l"f''
••
" ..
i"':'
.
'
#
,,,.,,. .. �'(r
.,7tt1 1 '! �./f/ !·
. ,.
•
/" Í'l'(O ,d' .,
,,,
4" f
•
I
"'
•
•
•
..
•
�·
f
•
,.
•
.
r('; ff'/' /A ',,I! r. - r .Y., trt'. d "'°' • ,.; ; h; ,.,,.,..""� . . ,,. . . . . ... ... . . ! .. . •. "' ilt . ,fA•
":,t'; ," "!'
..
. '
•
'
•
.
•.
,,
•
,,., --�fll •+"/
t
•
. ·-
•
•
•
•
•
..
Jl'>r
,q ";1!'-
�
"."''i '. "" • ,,,.! ,.-,.f" .,,.;;,. ,,,., .. (FV'� ,...'!'., ,..,.... A ...� ... ,....;. r..,;., � .. � �,. . ç .. . , . .. .. .. ., . , • . " .... y-J lt"!'-:. , .,. :. .;.-:. ' "'"' , 1'' -;.(,. "'"� .trY: , ;;.A' ,.,., í'�
,
---
,.••..., ,(' ,, ,,,. \, ti"" 'r ,.,.,.
•
.
•
r---"....
. .. __ •
..
1
.., , ,
;
,
•
"t'. ,,('" ' ·'
(', íi/ .,,.Í" ;;. l'f', ' ('/' f'. _,_ -11\ f 1 :;.� /.;., � 1"( -.,., .. ' .. y· ' • . ' ' v. l . , · �. . :. . . � ..f. l';r �1 ,.t'.. • ' "''"" '"'- '"'"'.r./l" ",.." ;.,. :..i � . ,;;. ' • " ;. 1 ,.. ,,... .. . ;....) . ;.. ;.. .. ., , . _ , , ' .' . ' .., . - , : '( . "'"� ;;.,71".' " ., ' . .::r Í"(, ,.;,,· .,,,, : ,,,. I°" ; I""· ""' ,. , , fl' 1' 1" ", "0 '
·
;;r;
.1:
• "
I
"'
·
.·
\ ,,
..
•
/ ,
,
•
.
.. .
.,.tr"'/� :
1>/1: I • ))' , , ...
'
-
./.� ,�':.,7a"'" "
t1 1'� · ... . "
•
', " 1
� �.� . �·-l:. ' 1 �� ·�" : ·,� 1 •
.
:
•
,
,.
1
. ' _ , ., ._.7_, • '.. • .; :, \ " 1i '1:'• • ' / \)\. 1 , , ' � . . " ." ,i �-:t·n
.;., ; 1 'z, r;, /l
� ".:' . � r -51''·
.
· � ..
.
-
.
, ,
•
"
"Y ,."t; 'I('
-:/(' � ,...�.. r;· . 1 _ �1r.h.'r1 \. >.1-Í':"' 1 �;. 1-?. �;,�_,/' (, ,1r..-:' (�. ..•
•• •
llrY-1/(°rn ;
.1-(.'·. �(,�'�
•
•
�F-4'" '7-' �· -�1 �)tin Y(.��� ,1·f':• � �- /o"' ,'('�1" ;1-/·�,. ...y � ,,, > ,� :,P-� � A-": ', /, . . /
.,....,.,,.,/� ,.. ...-; 1' .
1
I
,,/� "/ v H
_..
.
" ""
•
�:í / ,,.J?1.1;((' �� �!'ti/.-l!i'?.ff"
', 1 1/' l'rt;' ·J. ;. "· F
�
Y\7
, , � __..,, /,;7 , � .y;. / ' 1' • I
·
r? ,,""'� • '(�".(--• ;,., . "' ��;.,:.. r 'f"/ ' f t
, v i'.�"/
r
1 11 / >. / t. .
��
•
•
; �;..� 1.j�
;}
>
'\.. --, l?
"
.
•
t-:
d
/í''!" ->.J � �_,... �j,_.. � ..:.-�;.;. t � �...:. .
-
J
.
/
;.{ ::,.;� ..si/ ,..,,,�,,,
1 283
Sel.inlk'de Koca Ku1m Pata Mahall ell Olimrillt Mtmurlanndan ?ttutevdfa (\lcfat et mlt ulan)
AH R.1u Efendl nin r.IAhdumu
toj:lu)
Uiwt boylu bey1.1: benizU
MU9t.1.Ca KemaJ &fendi
Selintlt
Hl\RBl\CLI l\ T l\ TURK
ATATLRK.ÜN llMP OKIJLl KLNY( KAYOI
1 84
MSB AR$MHDE BULUHAH, ATAr0RK VE FEVZi PA$AYA AiT KÜNYE DEFTERINDEN 'TFcRCÜME EDIU!l$TIR. lsn'H. � 1$ml, MemAtilcetr � AD< Slcil NumrasJ w Stnd1 DoQutr> Tarihi Dunulü Nasb
bf Ka. Yiizbal' (KolaoasiJ &nbq
1 MART 315 (1899)
SõFiiRDE CEPHELER, HARICINDE Vi! HAZARDA GIBI VAZiFEDE VE HAHGI MJNTIKALARDA N!i KADAR MliODE"TLE GôREVO: BUl.UNDU(/;U 33< (1"18) SENESI MCITAREKESINE KADAR)
SONRAKI MEMURJYETLER
MODDETLERI SULUNOU(;u
VE VE
KUl'llllcam naJDI {Yl/Ny) Mu•y (AIOay) Mriv• (T�raQ F9rii< &nnci �rik M01'f(Ma191'"1)
ne,.tle d orcfu.
7 Hann 323 (1907) N&sb< (leden Osmant � 26 T.Sani 329 (1913) Franu Hí1ktmeb t1nf1ndan "flril.n JOVfl/ye rOtbellnC»n �r ntJanJttm Jcabu#u intde$1 TALTIFi
1 6 T. Sani 330 (1Q16) 2 S.ne HaunKte»m zamm1 91 5) Tarihli tallnrate meff>Ut wr.,.
---.-------1 �!:;';;;.� (1 'NTIKALAR ..-., oi.r. .•+------P---------+--"'•
z....-. -.,,. .,...-,. E,,_. 1" ...,. , 904 1 1,. ..., ,20 ,. b ...,3 _ __ KM>une 29,...,.. ....,. .,,. Y,.
00 V1
Nel'eb (Mozur-ytli) MiH1nn1 SMW M.sbl (re{/men) MOl&zrrtf _, nubl (lis:el)menJ
Gazt Musafa l