121 72 13MB
Turkish Pages 399 [400] Year 2022
PAMELA KYLE CROSSLEY
Qing imparatorlugu ve modem Çin tarihi konusunda uzman Pamela Crossley, Orta ve iç Asya tarihi, küresel tarih, modem dõnem õncesi Avrasya'da binicilik tarihi ve modem kimliklerin emperyal kaynaklan üzerine ara�ttrm a l ar yapmaktad1r. Maka leleri, The Cambridge History of China, The Cambridge History of World Slavery, Cambridge History of Global Migration, Cambridge History of Nationhood and Nationalism ve The Cambridge History of Warfare gibi derlemelerde ve Harvard /011rnal of Asiatic Studies, Amerícan Historícal Revíew, /ournal ofAsian Studíes ve Annales gibi akademik dergilerde yay1mlanm1�hr veya yay1mlanmaya devam etmektedir: Aynca /erome Goldstein Akademik Ôdülü'yle taltif edil mi�tir. Crossley, Dartmouth Society of Fellows'un ilk üyelerin den biridir. Küresel Tarih Nedír? (What is Global History?) ba� hkh kitab1, 2018 senesinde Kahraman $akul tarafmdan Türkçeye çevrilmi�tir.
DEMiR DAG'IN HÜKÜMDARLARI Modem Dünya'mn �afagmda Türkler ve Mogollar
PAMELA KYLE CROSSLEY
Çeviren Nur Çetiner
istanbul,
2022
SELENGE YAYINLARI
No: 233 1 Tarih Serisi: 178 1 Ekim 2022, 1. Bask1 ôZGON ADI
Hammer and Anvil: Nomad Rulers at lhe Forge of lhe Modem World YAZAR
Pamela Kyle Crossley ÇEVIREN
Nur Çetiner ÇEVIRI EDITôRO
UfukAykol SON OKUMA
Íbrahim Ünver KAPAK GÔRSELI
Üçüncü Oirat-Mançu Sava�•
KAPAK TASARIMI
�evkel Dõnmezoglu SAYFA DOZENI
Hilal Yazhk BASKl-CILT
Repar Dijilal Malbaas1 ISBN
978-625-7459-83-9 SERTIFIKA NO.
40675 Translated from the English Language edition of Hammer and Anvil: Nomad Rulers at the Forge of the Modem World (the work'), by Pamela Crossley, originally published by Rowman &: Littlefield, an imprinl of The Rowman &: Littlefield Publishing Group, lnc., MD, USA. Copyright© 2019 by the author(s). Translated into and published in the Turkish language by arrangement with Rowman &: Littlefield Publishing Group, lnc. Ali rights reserved. Se/enge Yayrnlarr,
Mimar Sinan Mah.,
Repar Tasanm
Selami Ali Efendi Cad., No: S
Matbaa ve Rek/amci/1k Ticaret Limited $irketi'nin tescilli mnrknsui1r.
34672 Üsküdarl/stanbul Te/: O inin izni o/madan hiçbir yolla çogalt1/amaz.
iÇiNDEKiLER
ÔN SÔZ 7 GiRi$ 11 BiRiNCi KISIM AVRASYA'NIN BÜTÜNLE�MESi BiRiNCi BÕLÜM: KAYIP KITA 23 iKiNCi BÕLÜM: KARARSIZLIK 43 iKiNCi KISIM YERLE�iK ORTA ÇAG AVRASYA'SINDA BOZKIR GÜCÜ ÜÇÜNCÜ BÕLÜM: TÜRKÍ MEDCEZiR 67 DÕRDÜNCÜ BÕLÜM: ÍNANÇ VE KAN 91 BE�iNCi BÕLÜM: SULTANLAR V E MEDENÍYET 115 ÜÇÜNCÜ KISIM UZAK FETiH ÇAGI ALTINCI BÕLÜM: YA GMACI YAPILAR 135 YEDiNCi BÕLÜM: TULUY iMPARATORLU GU 171 SEKiZiNCi BÕLÜM: TÜRKLERÍN GERi DÔN Ü$Ü 213 DÕRDÜNCÜ KISIM DEMiR OCAGI DOKUZUNCU BÕLÜM: MUHALEFET V E $ÜPHE 253 ONUNCU BÕLÜM: MÍLLÍYET ÍM ÂLARI 291 ON BiRiNCi BÕLÜM: YERÍNDE YÔ NETiM 339
SON SÔZ 377 DiZiN 393
ÔN S ÔZ u kitap, Türk ve Mogol devletlerinin hükmettigi tanm bõl
B gelerindeki Avrasya "Orta Çag'1"nm kültürel ve siyasi hâ
kimiyetlerinin zay1flamasma yol açan çalkanhh dõnemi ele ahr. Hükümdarlar, yerle�ik dini hiyerar�iden bag1ms1z olarak ana dillerini, yaygm dinleri ve siyasi otoriteyi me�nila�hran ideolo jileri desteklemek için Orta Asya geleneklerinden yararlandtlar. Bu egilimlerin etkisi evrensel dil kurumlarm1, dini ve teolojik anlamda me�rfüa�hnrken bizim "Orta Çag" diye tahayyül etti gimiz dünyay1 niteleyen hükümdarhk alg1sm1 da zay1flath. Bu durum da Orta Asya fetihlerinin çevreye ve õzellikle Avrupa'ya ta�mmas1, geriye dõnüp bakttg1m1zda "modem" addettigimiz kimlik degerlerimizin olu�mas1, bilimin gerçekligin in�âsma yõnlendirilmesi, ki�isel egitim ve siyasi hak kazamm1 için gerekli araçlann saglanmas1 gibi degi�iklikleri güçlendirmi� oldu. Bu çah�ma, bir monograf1 degildir. Geç Orta Çag'dan Erken Modem Dõnem'e dõnü�ümün baz1 kaynaklarmm geni�letilmi� denemesidir. Yaztld1g1 ingilizce, bu dilin okurlanna yõneliktir. Mil geni�liginde ve inç derinligindeki yap1s1, metni bogabilecek dipnot kullanmay1 imkâns1zla�tmr. Bunun yerine her bõlüm ahnhlarm kaynagm1 gõsteren, altyapt okuma taslag1 olu�turan ve ilgi çekebilecek baz1 çah�malarm õnerisi olan okuma notlany la sonlandmhr. Her yerde olan kadim, sadece sezgisel veya heyecanlandtran bir deneyimle kavranabilen gerçeklik anlamma gelen "idealizm" terimini kendi kullan1m1ma dâhil ettigim ve gev�ettigim için dü �ünce tarihçilerine õnden bir õzür borçluyum. Bu temei dü�ünce Hinduizm, Zerdü�tlük, Budizm, Platonizm, Hristiyan, Yahudi ve islâm gnostisizmi ve neo-Konfüçyüsçülük gibi birçok nitelikli ve õzel formlan içine ahr. Aynca "idealizmin" suistimali suçunu, bunlan ya fenomenal dünyamn gerçekliginin dogrulanmasma veya en iyi analizin varsay1msal ak1l/madde ikilemi üzerinden Pamela Kyle Crossley
•
7
yap1lmasma 1srar eden "ak1lc1" felsefelerle ili�kilendirip kar�1la� hrarak savunuyorum. Benzer fakat daha küçük bir õzür ise en iyi tammlamas1 ister dini ister filozofik olsun aynhkç1 ve �üpheci topluluklar anlamma gelen "muhalif" kullamm1m yüzündendir. Umanm terimlerim baglam içinde yararh olur. A ynca Orta Dogu islâm uzmanlarmdan, baz1larmm digerle rinden daha istikrarh ve saglam oldugu, tarih boyunca Avrasya çapmda kullamlm1� dil arahgma ahfta bulunmak için kulland1g1m "Türki" terimi için de õzür dilemeliyim. "Türkçe", modem dili tammlamak için kullamhr ve K1pçak/Memh1k Türkçesi ve Çagatay Türkçesi gibi erken modem standartlara uygun bag lamda çok fazia isimlendirilir. Boi boi el yazmas1 okuyan ve yorumlayan Fars uzmanlan; kültürel, edebí: ve tarih yaz1m1y la ilgili Orta, Güney ve Bah Asya boyunca kan�1k geli�melere ahfta bulunan, yüzy11larca süregelen miras1yla iç içe geçen soyu payla�an "Íraní:'ye" ahfta bulunmak için kendilerinin kullamm1 olan "Farsi" kullammma devam etmem için beni ikna ettiler. Dolay1s1yla bu kitap geçici olarak "Türki" meseleleri birle�tirir ken "Farsí:"yi de "Írani" den ayn�hnyor. Her iki durumda da gerekçesi, akademik gelenekte bulunur; tarih yaz1m1 gelenek leri arasmda benzerliklerin ve farkhhklarm muhakemesindeki õlçütlerin ayn�hnlmas1 ve çe�itli okuyuculara kolay eri�im sag lamak için en iyi yol olmas1. Uygun isimlerle ilgili strateji, onlan olabildigince kolay kul lamlabilen â�inâ bir hâle getirmektir. Teknik anlamda vurgu ol masalar da bilim insanlan vurgularm ve õzel karakterlerin ek sik oldugunu belirtecek: Diili Vi�t sadece Dai Viet'dir, noktas1z 1 Türkçede "i" dir ve Arapça elif, hemze ve 'ayn da hariç tutulur (telaffuzda yard1m edebilecek Shi'a, Shi'i ve Shi'ite hariç). isim seçerken her ismi bir daha rastland1gmda belirgin ve kolay fark edilir yapmak d1�mda bir tutarhhk yoktur. Õmegin kabul edi len son evrensel Mogol kaganmm1 ismini "Mõngke (Mongge)" olarak yazmak için õgrencilerimin ona "Maymun (Monkey)" demesini duymaktan yorulmamdan ba�ka, çok fazia mazeret yoktur. Mümkün oldugunca mevcut cografya gõz õnünde buKitap boyunca kullarulan "han, hakan ve kagan" unvanlan, Türkiye'de yaygm kabul edilen �killeriyle verilmi�, õmegin orijinal metinde "Batu Hakan" �eklinde verilen isim "Batu Han" hâliyle düzeltilmi�tir. (ed. n.)
8
•
Demir Dag'm Hükümdarlari
lundurularak seçilen yer isimleri, anakroni ve terimlerde dü �üklükle sonuçlamr. Mesela "Bizans", "Türkistan" ("Dogu" ve "Bah"), "Tibet", "Çin", "Mançurya", Hindistan", "Filistin" veya "Filistin/Suriye", "Rusya", "Íran/lrak" vb. Panonya Bozkm veya Ovas1 (ya da Karpat Havzas1), daha kolay kullamlabilen bir isim oldugu için Macar Bozkm olarak kullamhr. K1pçak/Bah/Kazak Bozkm sadece K1pçak Bozkm olarak, Taklamakan Çolü ise bir parças1 oldugu Tar1m Havzas1 ismiyle ifade edilir. Bir nevi ta rihi isimlerine sahip baz1 yerler için kronolojik olarak dogru isim yerine harita kullanilabilir (mesela Taksila, Mekke, Tebriz, Çan gan, Turfan, Kanton, Kaifeng). "Levant"m "Suriye Kabileleri" ve "aydmlatma" ile etimolojik baglan sebebiyle (Arapça vasitas1y la), "Levant"1 bolgesel tamm olarak kullanmaya karar verdim. Bir zamanlarm bu eskimi� terimi, son donemde yeniden moda oldu. Ben de çagn�1m1 anlamh olmasa bile (bu kitap için) mâkul biçimde dikkate alacag1m. Okuyuculardan sadece sezgisel ama cm buradaki seçimlerin arkasmda oldugunu ve yer isimlerindeki yakm kronolojik veya çeviriyle ilgili dogruluk yerine, ayncahgm sagduyuya dayand1gm1 ak1llannda tutmalanm isteyebilirim. Sadece yer isimleri zaman zaman anakronistik anlamda ha tah degil. Õrnegin, çok erken donemler için gazi kelimesini kul land1m ama bu kullammm baglam içinde anlam ifade edecegini dü�ünüyorum. Japonya'nm "imparatoru" oldugunu soyleme meliyim fakat okuyucunun e�siz tenno'yla yüklenmeye ihtiyac1 oldugunu dü�ünmüyorum. "Nevskiy" kelimesini soyad1 olarak kullanmamahy1m ama okuyucunun metinde gõrmeye ihtiyac1 olmayacag1 isimlere sahip bireyler arasmdaki ili�kiyi belirtmekte yard1mc1 oluyor. Dogruluktan bir diger sapma, memlUk kelimesini hem askeri kOle kategorisinde hem de (tarihçiler tarafmdan verilmi� olan) Kahire merkezli bir imparatorluga uygun bir isim olarak kul lanmakhr. Küçük harfle italik yazilm1� kelime sosyal kategori yi tan1mlarken büyük harfle yaz1lm1� italik olmayan kelime ise (Memluk) devleti kasteder. Bunun tersi, sonradan kültürel kim lik ismi hâline gelen Çin imparatorluk ismi "Han" kelimesine de uygulanabilir. Arapçaya, iran diline, Türkçeye ve Mogolcaya ait terimler aç1kça çogul olduklan için çogu zaman içinde bu lunduklan baglamlarda tam anlam1yla çogulla�hnlmam1�lardir, çünkü biri ihtiyaç duyana kadar okurlar, iki yabanc1 dilin kelime!'ameia Kyle Crossley
•
9
lerini bilmeye ihtiyaç duymaz. Bence uzmanlar genellikle Müs lüman tarihinin (õmegin; vak1f, haç, cizye, iktâ, medrese, kad1, hadis, mezhep, arif, i§rak, gulâm, dev§irme, helâl) herhangi bir k1smmda yorumlarda ortaya ç1kan terimlerin (aç1klamalann de gil) yoklugunu da belirtecekler. Bunlarm hepsi benzer sebeplerle metin di§mda birakild1 . .Kitabm içerdigi birkaç yabanc1 terim, ilk kullan1mmda Íngilizce olmad1gm1 belirtmek için, italik yazild1 ve sonrasmda normalle�tirildi (yukanda belirtildigi gibi memlUk ve han d1�mdakiler ). Bu terminolojik basitlik ve â§inâhk õnceligim olmasma rag men en ba§mdan geni§ kavramlarla daha çok anlahya sahip ol manm yararmdan kaçmd1m. Mesela "eksen çag1", "ipek Yolu", "feodalizm", "halefiyet yasasl'' ve "Altm Orda Devleti" (veya "K1pçak" ya da "Oe§t-i K1pçak") gibi terimlerden kaçmd1m. Umanm Bâbürlüler ve Safevilerin az yer tutu�unun yam sira Romanov ve Çing hanedanlarmm gõrünü§teki ihmali, kronolo jilerinin kitabm odakland1g1 dõnemin d1§mda çok yer kaplad1g1 gerçegiyle aç1klamr. Fakat bu konulann õtesinde, bu dõneme â�inâ olmad1g1 hemen aç1ga ç1kacak ki§ilere ve dõnemin uzman larma ifade etmeliyim ki buradaki tarh§malar seçilmi§tir (õyle umanm) ve birçok konu d1�anda b1rakllm1�hr. Konularm bir k1smm1 minimumda tutmamn amac1, konulan yeterli bir �ekilde sunabilme stratejisidir. Yani Hiung-nulara, Avariara, Selçuklula ra ve Memhlklara daha fazia õzen gõsterilirken Partlara, iskitlere ve Delhi sultanlarma daha az yer verildi. Diger yazarlar tarafm dan zaten güzelce detaylandmlan konular -erken Karah1taylar, Tibet ve Timur ile ilgili konular da olmak üzere- okuma notlan üzerinden verildi. Araplarla ilgili de aç1k bir k1saltma vard1r (ki tabm alâkas1 olmad1g1 "diger" gõçebe çobanlar arasmda), gerek lidirler fakat daha uzun bir kitapta mümkün olabilecek seviyede mukayese için kullamlmazlar.
10
•
Demir Dag'm Hükümdarlan
GiRi� odernitenin tamm1 konusunda 1srarh kafa kan§1khg1m1z, muhtemelen, modernite kavrammm kendisinin aynlmaz bir parças1dir. Modernizasyonun a§amalarmm veya moderni tenin ko§ullanmn her türlü kriterini -baz1 tarihçiler ikna edici §ekilde belirlediler-belirleyebiliriz. Fakat "modem" terimini 15. yüzyil Avrupa'smda ilk defa kullananlann kastettigi §ey, bu gün en çok demek istedigimiz §eydir: süreksizlik e§igini geç menin yaygm bilinci (ilk durumda Hristiyanhgm yay1lmas1), §imdiki zamamn insanlarma, geçmi§teki insanlardan çok farkh §ekilde ya§ad1klan hissini verir. Her modernite, daha sonraki modernitenin yolunu açar. Bizim §U anki modernitemiz, eger bir parças1 degilse, çogu kez evrenselciliklerin yükselmesiyle fark edilir, mesela ak1lc1hk ve bilimsel nesnellik, kapitalizm, uluslararas1 hukuk ve devlet egemenliginin dogrulamas1, milliyetçilik, dogal haklar, demok rasi, teknokrasi. Evrenselcilikler, bize, bizi çagda§lanm1zdan ayiran her neyse onu verir. Modem evrenselcilikler ise bizi bir birimize, geçmi§teki insanlarm birbirlerine hiç olmad1g1 kadar, yakmla§hnr. Bu gõstermelik evrenselciliklerin tarihsel süreç içinde ortaya ç1k1§1, daha õnceki evrenselciliklerin zay1flamas1yla benzerdir. Temel dini doktrinlerin daha õnceki evrenselcilikleri k1taya yaytlan dini hiyerar§iler, büyük õlçüde dini ve ticari yaz1 dillerini birle§tirir. iç içe geçmi§ bõlgeler aras1 hanedanlar, yerel olarak tammlanm1§ aguhkh sm1f kirnliklerinin yeni kurumlan tarafmdan yerinden edildi. Devlet rnekanizrnalan, bu kimlikleri düzenleme, tarihselle§tirrne ve kendi kendini rne§rula§hran hü kümdarhk içindir. Bunlarm kar§1hgmda bu unsurlar, 19. ve 20. yüzy1llarda yeni enstitülerin üretildigi ve yay1ld1g1 kahb1 (çogu durumda emperyalist dayatrna yoluyla) sagladilar. Post-gõçebe hükümdarlarm Orta Çag evrenselciliklerinin dag1hp evrensel olabilecek ve bizirn !?U anki "rnodemite" kavrarnlanrn1z1 saglam-
M
!'ameia Kyle Crossley
•
11
laghracak yeni õzelliklerinin serbest kalmas1 -ashnda aktif biçim de yükselmesi- sürecindeki rolü, bu kitabm odak noktas1d1r. Gõçebe kõkenli devletlerin tarihi, gõçebeligin olgu olarak de rin varsay1mlarla iligkilendirilmesiyle çerçevelenmigtir. Gõçebe kelimesinin kaynag1 olan Yunanca nomos, teknik uzmanhklar veya cografi bõlügtürmeye dayah sosyal bõlünmeler fikriyle iligkilidir (ve bõlünme ve uzmanlagma için soyunu, bizim son ekimizde ortaya ç1kan bir kelimeyle paylagh). Bu baglamda gõ çebeler sadece ne yaphklanyla degil, neyi nerede yaphklany la da tammlanm1ghr. Çünkü bõlgeleri tanmm, yogun nüfuslu yerlerin ve sõzde "medeni" k1s1mlarm smmnda olmas1 gibi bõ lümlere aynlm1gh. Baz1 20. yüzyil sosyal ve kültürel filozofla ra gore (bkz. okuma notlan) gõçebelik, ag1lm1g veya bozulmug düzen, çagdag yagama biçimleri için statü ve kimlik tammlayan bir kinâye hâline geldi. Tarihçiler için gõçebelik, marjinallik ve k1sa õmürlü olmanm tarihidir. Baz1 gõçebelerin dramatik bir et kiye sahip oldugu kabul edildi. Fakat õninde sonunda, rahathk ta, karmagada, yerlegik hayatm kahc1hgmda ve yap1sal alanda boguldular. Ciddi nüfus yogunlugu eksikligi veya politik dü zenlerine tahammül edememe yüzünden gõçebeler, zamanla medeniyetin çekimine ve smtrlardan merkeze çekilmeye boyun egmek zorunda btrakildtlar. Yaklag1k 500 ile 1500 y1llan aras1 dõnemlere bakhg1m1zda insanlar kendilerini geleneklerle tammlad1g1 zaman "gõçebe" mükemmel tanmsal toplumu kontrole -ve genig bir dõnem için yõnetmeye- geldi diyebiliriz. Bu toplumlar üzerindeki etkileri hakkmda soracak birçok sorumuz var ancak baz1 klige cevaplara sahibiz. Rejimleri baganh oldugu zaman da sebebi gõçebe gele neklerdeki veya beklentilerdeki inatç1 sadâkatte bulunur. Fakat gõçebe rejimlerin kendileri, büyük õlçekli kültürel degigimin fâil leri olmuglardtr ve bu degigiklikler, herhangi bir gõçebe grubun dayathg1 politik rejimde daha uzun yagayabilirdi. Bu, gõçebeligi gerçek bir gey olarak inga etmemizle ilgili bir soruyu gündeme getiriyor. Tarihteki dallanmalar ve çegitli ekonomik hayatlarm etkilegimi -teoride- õzel gõçebelikten õzel tanmc1hga aslmda askeri seferler veya çevresel krizler haricinde Avrasya'daki gõ çebe uçlarda hiç kimse olmadan bir gõrüntü üretti. Gõçebeler, somut anlamda yagamak için baz1 zamanlarda õncelikli olarak hayvanlann bak1mma ve iglenmesine bagh olan fakat her zaman 12
•
Dem ir Dog'm Hükümdorlon
daha geni� tanmsal kent ekonomileri ba�lammda ya�ay1p ticaret yapan çobanlar gibi tan1mlanabilirler. GOçebelere yapdan ken di kendine yetme, õzgür dü�ünce, kis1tlanma nefreti, isyankâr õzellikler gibi romantik yak1�brmalar, tanm toplumunun õnde gelenlerinin ah�kanhg1d1r. Yukandakilerin 1�1gmda kitaptaki "gõçebe" kullamm1 geçici, tereddütlü ve bazen �ematik olacak. Gõçebelik, bir kolayhk terimidir. Türkler prototip açidan Avrasya gõçebeleri olarak kabul edi lebilir, hatta bildiklerimizin toplam1, Türklerin tarihinde Orta Çag'm sonunu simgeleyen politik ve kültürel degi�im unsurla rmm bulunabilecegini gõsterir. Bu iddianm savunusu, k1smen kulland1g1m "Türki" teriminin serbestliginde yatar. Türklerle ilgili çe�itli muhte�em tarih çah�malan var (bkz. bõlüm 3 oku ma notlan) ve yeni bir tanesine ihtiyaç yok. Türkler her zaman benim ilgimi çeken kurumlarm yarahcdan degildi ve diger bir Türki grupla baglanhh biçimde burada tarh�dacak birçok �ey, kolayhkla "Türki" den farkh bir �ey olarak tammlanabilir. Türk ler, kesinlikle en eskisi olmasalar da, ath gõçebelerdi. Sadece her mevsim �a�1rhc1 �ekilde rahathk saglamakla kalmay1p aynca Av rasya boyunca yaygm olabilecek birçok politik metaforun temeli olan, zahmetli seyyar konut yurdu (eger icat etmemi�lerse bile) mükemmelle�tirdiler. Türkler aynca bizim bir zamanlar "oryan tal" hahlar dedigimiz, daha sonra Orta Çag ev e�yasma dõnü�en ve Avrasya'mn her yerindeki hükümdarlara etkileyici gõsteri� firsatlan saglayan dokuma yer dõ�emelerinin Erken Modem Dõnem'deki õnemli aktancdanyd1lar. Türkler, bu referans çerçe vesinde hükümdarlarm dogrudan kendi lütuflan yoluyla Mavi Cennet tarafmdan me�rula�hnlan canh fakat degi�ken fikirlerini safla�hrd1 ve bõldü. Bizim Mogollara atfettigimiz fetihlerin ar kasmdaki agirhg1 saglayan ve sosyo-politik cografyalan yeniden düzenleyen imparatorluklarm kurulmasma izin veren, Türk nü fusuydu. Devletleri, benzer sebeplerle yerel konu�ma dilini ede bi, popüler kültürü prestijli ve verimli yapmay1, halk dininin ku rulu hiyerar�ik, yerle�ik veya devlet dinlerinin üzerindeki geni� etkisine izin verilmesini desteklediler. Modem devlet gücünün maddi araçlanm besleyen akademik ve teknolojik geleneklere güç veren ve onlan safla�hranlar Türklerdi. Osmanhlarm ve Ti murlularm ideolojik mânâda agresif ve õzenli merkezi yõnetiml'amela Kyle Crossley
•
13
lerini meydana getirenler de misillemede bulunmak için diger imparatorluklara meydan okuyanlar da Türklerdi. Fakat yukandaki tarumlama, kitaptaki "Türki" terimiyle ilgili bütün ciddi kullarumlan kapsamaz. Kelime, kõkeni Türki olarak bilinmese de birçok halka, dile ve kurumlara ahfta bulunmak için kullamlm1�hr. Bunlar Sarmatlar, Alanlar ve Kürtleri de içeren baz1 iran'a ait dilsel çe�itlilikler olabilir. Çinliler, iskitler, Kim merler, Tabgaçlar, Hiung-nular, Cücenler, Gotlar, Slavlar, Kitan lar, Cürcenler veya ba�ka bir halk da olabilir. Bu kitap bu konu da dilbilimsel veya antropolojik kesinlik ara�hrmas1 degildir ve çogu durumda baz1 tarihsel gruplarm veya rejimlerin bu ayrmh lan tam anlam1yla saptanamaz. Bu kitapta "Türki" õncelikle bir çok gelenekte çizili, büyük tanmsal devletlerin (medeniyetlerin) etik ve estetik kurumlarm1 ikiye bõlme çagns1 ve gõrünü�te tez canh, ekonomileri tanmsal temelli olmayan ve sonuçta kanuna veya akla sayg1 gõstermemeleriyle tanman (barbar) gruplardan tehditlerdir. islâm dünyasmm tarihsel geleneginde "Türk" bu rolün temsili hâline geldi. Türki olmayan kadim Turan zaman içinde çevrede devam eden Türki tehdidine dõnü�tü. Fakat bu, aynca yakla�1k SOO ile 1500 y1llan arasmda kurumlan ve degerle ri kullanmada tarihi rol oynam1�, bu toplumlan yõneten ba�hca Avrasya tanm toplumlanmn di�mdaki rejimlerin ve çogu zaman uzun dõnemlerin serbest kategorisidir. Bunlar gõçebe veya Türk olmasa da olur, fakat askeri yükseli� k1v1lc1mlan ve geni� top lumlarm yõnetimi saglam bir tarihi problem sunar. Kitaptaki tarh�ma Türki'yi, gõçebe veya gõçebe ekonomilerin ya da genelde gõç eden toplumlann z1th diger tanmsal kõkenli olmayan soylar tarafmdan yõnetilmi� imparatorluklan ele ahr. Bütün gõçebe kõkenli rejimler, her ne kadar kendi kurumlan ve kültürel egilimleri gõçebe kõkenle baglanh kurmay1 õzendirse de, aç1kça gõçebe olan herhangi bir �eyle hükümdarhgm kahc1 õzde�le�tirilmesinde israr etmez. "Post-gõçebe" burada orta ve geç Mogol ve Osmanh rejimlerini tammlar ve aynca daha son raki Ming Çini, Jeseon Koresi ve Moskova Rusyas1 rejimlerini de kapsar. Bu rejimlerin bazilanndaki gayretli anti-gõçebe ide oloji gerçegine ragmen kurumlarm devamhhg1 ve devletlerin ve hükümdarhklann kendi içine dâhil edilen post-gõçebe çerçeve, onlan, Avrasya üzerindeki post-gõçebe i�galleri anlama s1rasmm gerekli parças1 hâline getiriyor. 14
•
Demir Dag'm Hükümdarlan
Orta Asya'mn bõlge olarak ve Mogollarm erken 13. yüzyilda Dogu Avrasya d1�1111 yikanlar olarak gõzükmesi (�u anki bak1� açim1zdan dolay1) bizim tarihsel bak1� aç1m1zda birle�ir, fakat belirgin bozulmanm õncesiyle ve sonras1yla devamhhk ili�kisi bulunamaz. Bir aç1dan Mogol imparatorlugu, bin y1lhk dõnemin Avrasya boyunca yol izlerinin bütünle�mi� baglanhsmm son bü yük tezâhürüydü. Bu dõnem bir bõlgenin digerinden farkmm bir devenin ayak iziyle veya at arabas1 tekerlegiyle ke§fedildigi suada k1talararas1 bütünle�menin oldugu dõnemdi. Niccolo Ma chiavelli'in çagmda õlüyor olmak bunun referans çerçevesiydi (bkz. son sõz). Ba§ka bir yõnden bakild1gmda Mogol ve Türki imparatorluklannm geni� kapsam1, bilginin bütünle�mesine, teknolojilere ve Avrasya genelindeki fikirlere e�i gõrülmemi§ bir h1zda izin verdi. Bu, Avrasya'nm yeni hayahnm sadece kültürel veya ekonomik sistemi olarak ba§lang1c1 degil, "bati" ve "dogu" olarak bõlünmesinin de ba§langmyd1. Seyyahlar aylarca s1radan bir okyanusa bakhktan sonra buraya vard1klan zaman §a§1rhc1 derecede farkh bir deneyim ya�adilar. Bõlgesel uzmanla�ma ve farkhhklarm yeni ideolojilerinin h1zh degi§im ad1mlanyla mey dana getirildigi bir çagd1. Geçen on yilda tarihçiler, Mogol imparatorluklan dõneminde yeni bilginin ortaya çikmasm1 te§vik eden kültürel ve teknolojik degi§imlerin desteklenme yollarmm baz1 ayrmhlanm ke§fetti. Benim bu kitaptaki endi§em bununla baglanhh ama farkhdir. Avrasya genelinde gõçebe hükümdarlar altmdaki yogun nüfus lu tanmsal toplumlarm ba�hca kültürel degi�imleri, bu toplum lan yüzy1llardir tammlayan birçok temei kahba son verdi. Bu degi§iklikler münferit kar�tla§malarm sonuçlarmdan ve degi§ toku§lanndan daha azd1. Fakat geni§ yerle§ik toplumlann gõçe be hükümdarlan tarafmdan birçok yõnden h1zlandmlm1§ veya saglamla§hnlmt§ organik k1tasal degi§ikliklerin ürünlerinden daha fazlayd1. Gõçebe hükúmetlerin yogun nüfuslu toplum larda etkisi baz1 durumlarda õnceki inant§larm ve politik gele neklerin canlanmas1, Avrasya genelinde çe§itli §ekillerde dini anlamda me§rú hükümdarhklarm itibannm sarsilmas1 ve milli kimligin popüler biçimde türetilmi§ kavramlarmm yükseli§i �eklinde olmu§tur. Bu kitap, büyük tanmsal toplumlarm gõçe be hükümdarlarmm Avrasya modemitesinin kaynag1 oldugunu l'amela Kyle Crossley
•
15
iddia etrniyor fakat gõçebe hükümdarlar, bizim modernitemizin e§igindeki geçitle ili§kilendirdigimiz degi§ikliklerin hizlandml masmda belirgin bir rol oynadilar ve hayatta kalan post-gõçebe rejimlerin y1k1mma neden oldular.
16
•
Dem ir Dag'm Hükümdarlan
Okuma N otlari:
Giri§
aha sonraki okuma notlarmda daha büyük bir gõçebe dün
D yasm1 teoride ve tarihte gõsterme firsah olacak fakat bu nok
tada birkaçm1 ay1rd1m: Katheryn M. Linduff ve Karen S. Rubin son, Are Ali the Warriors Male ? Gender Roles on the Ancient Eurasian Steppe (Rowman & Littlefield, 2008); Peter B. Golden, "Nomads and Their Sedentary Neighbors in Pre-Chinggisid Eurasia", Ar chivum Eurasii Medii Aevi 7 (1987-1991): 41-82, ve Nomads and Seden tary Societies in Medieval Eurasia (American Historical As sociation, 1999); S.S. Kalieva and V. N. Logvin, "On the Origins of Nomadism in the Asian Steppes", Archeology, Ethnology and Anthropology of Eurasia 39, no. 3 (Eylül 201 1): 85-93; David Sne ath, "The Myth of the Kinship Society", The Headless State: Aris tocratic Orders, Kinship Society and Misrepresentations of Nomadic Inner Asia (Columbia UP, 2007), 39-65. Kültürel ele�tiride teorik bir mesele olarak "Gõçebe bilim" õnceki çah�mada sunuldugu gibi Gilles Deleuze ve Felix Guattari'nin eserinden gelir, õzellikle Mille plateaux (1980), çeviri hâli A Thousand Plateaus: Capitalism and Schízophrenia, çev. Brian Massumi (U of Minnesota P, 1987). Gõçebeligi antropolojide ve sosyolojide tarh�mak bitip tü kenmez. Kar�Ila�hrmah gõçebelik çah�malanm õncelikle tem sil eden çah�malar õzellikle antropolojik bak1� aç1s1 için Ana toly Khazanov'm (André Wink'le), 2001'de düzenlenmi� kendi kitabmm giri�ine bakilmahd1r; Nomads in the Sedentary World (Routledge, 2001). Khazanov, gõçebelerin büyük k1smmm yerle�ik cografyada büyük bir etkisi olmad1gm1, gõçebeler ve yerle�ikler arasmdaki ileti�imin gõçebelerin birçok degi�iklige ugramas1yla sonuçland1gm1 õne sürer. Tarihçilerden altematif gõrü� õrnekleri için: Reuven Amitai ve Michal Biran, ed., Noma ds as Agents of Cultural Change: The Mongols and Their Eurasian Predecessors (U Hawaii P, 2015). Sneath, The Headless State (op. cit.) gõçebe veya gõrünü�te gõçebe toplumlann digerlerinde l'amela Kyle Crossley
•
17
kavramlan degi�tirme uygulamasm1 kabul etmeyen ve baz1 õrneklerle niteleyen õnemli bir muhalif tarh�madir. Sneath'in ele�tirisi çevresindeki tarh�malar için õrnek olarak Nicholas Kradin ve Thomas J. Barfield, ed., Nomadíc Pathways ín Social Evolu tion (OxfordUP, 2003) eserine bakm. Tarh�mas1z olmasa da etkili iki çah�ma, gõçebe dünya ile yerle�ik dünya arasmda tarihte ve antropolojide birle�me baglamm1 kar�1 kar�1ya ge tirdi. Õnce Rudi Paul Lindner, Osmanh Devleti'nin kõkeninin inceledi: Nomads and Ottomans in Medieval Anatolia (Indiana UP, 1983). Daha sonra Daniel T. Potts, uzun ve simbiyotik i ran ve Orta Asya ili�kisine bakh: Nomadism in Iran: From An tiquity to the Modern Era (Oxford UP, 2014), 157-186. Her kitabm giri� bõ lümü, erken modem Avrasya'da gõçebe ve tanmsal bõlgelerin ili�kileriyle ilgili mükemmel tamhm bilgisi sunar. "Türk" ve "Türki" kullammmm Avrasya tarihinde geni� ve esnek tammlanm1� kimlik tarh�mas1 ve õzellikle Müslüman dünyasmdan bilgi için Joo-Yup Lee'ye bakm: "The Historical Meaning of the Term 'Turk' and the Nature of the Turkic Iden tity of the Chinggisid and Timurid Elites in Post-Mongol Central Asia", Central Asiatic Dergisi 59, no. 1/2 (2016): 101-132 ve Yehos hua Frankel, The Turkic Peoples in Medieval Arabic Writings (Rout ledge, 2014). Bu giri� kismmda incelenen konular için daha genel altyap1 okumalan olarak �u çah�malan õnerebilirim: Peter Golden, An Introduction to the History of the Turkic Peoples (Otto Harrassowitz, 1992); Carter Vaughn Findley, The Turks in World History (Oxford UP, 2004); Morris Rossabi, The Mongols: A Very Short Introduction (Oxford UP, 2012) ve A History of China (Wiley-Blackwell, 2013); David O. Morgan, The Mongols, ikinci ed. (Blackwell's, 2007); Gene R. Garthwaite, The Persians (Wiley/Blackwell, 2006); Paul Bushkovitch, A Concíse History of Russia (Cambridge UP, 201 1); Thabit A. Abdullah, A Short History of Iraq, ikinci ed. (Routledge, 201 1); James Forsyth, The Caucasus: A History (Cambridge UP, 2013); Stephen F. Dale, The Muslim Empires of the Ottomans, Safavi ds, and Mughals (Cambridge UP, 2010); Timothy May, The Mongol Conquests in World History (Reaktion, 2012); and Geoffrey Hos king, Russian History: A Very Short Introduction (Oxford UP, 2012). Aynca bu kaynaklan da konuyla ilgili daha çok giri� veya bu kitabm konulanyla ilgili daha fazia ayrmb ya da hizh ve güve18
•
Dem i r Dag' 1 11 Hükümdarlan
nilir kaynak isteyen okuyucular için õnerebilirim: Yuri Bregel, An Historical Atlas of Central Asia (Brill, 2003); Paul Buell, Histo rical Dictionary of the Mongolian World Empire (Scarecrow, 2003); Christopher P. Atwood, Encyclopedia of Mongolia and the Mongol Empíre (Facts on File, 2004); Gabor Agaston ve Bruce Masters, Encyclopedia of the Ottoman Empire (Facts on File, 2009); ve Timot hy May, The Mongol Empire: A Historical Encyclopedia, 2 vol. (AB C-CLIO, 2016).
!'ameia Kyle Crossley
•
19
BiRÍNCi KISlM Avrasya'ntn Bütünle§mesi
BiRiNCi BÕLÜM: KAYIP KITA vrasya'mn en iyi tasavvuru sürekli bir yüzey degil, smir s1z ve çok yõnlü zamanla h1z1 artan vektõrler ve boyutuyla gõrünü�ü degi�tiren farkh bak1� aç1lanndan incelenmi� tarihsel sahne olu�udur. $u õnemlidir ki Avrasya'mn topolojisi, gücü azalm1� nüfus yogunlugu, �ehirle�me, ticaret veya ileti�im çuku ru gibi gõrünen "Orta Asya"yla gerçek bir halka degildir. Bu nun yerine Orta Asya, Avrasya'yla bir bütün hâlinde birle�menin erken ve devamh kaynag1ydt. Sadece Erken Modem Dõnem'de kültürel ve tarihsel smir çah�masma indirgendi. Orta Asya'nm Avrupa'ya, Çin'e ve Güney Asya'ya yakmhgmdan uzakla�mas1 sonuçta bizim "modernitemizin" i�aretidir ve birle�mi� bir ekü men duygusunun kayboldugu noktadir.
A
To p ografik Avrasya Dünya tarihçileri, Avrasya'mn geli�im tarihini dar gõrü�lü ve birçok yõnden yamlhc1, 19. ve 20. yüzy1llann çoguna hâkim olmu� milli tarihlerden daha objektif bir ara�hrma modeli adde derler. Fakat "Avrasya" sadece bir diger in�âdir, kolayhkla bütün k1tay1 ve alt kitalan "Asya" diye (veya herhangi bir isimle) adlan dirabiliriz. Türetilmi� "Avrasya" kelimesi, k1tanm dogu ve bati sm1rlanyla entegre olan büyük akademik ve stratejik dü�ünme a�amasmm ba�lang1c1 ve batida Balkanlara (ismin kendisi muh temelen ormanh daglar için kullanilan Türkçe bir kelimeden gelir), doguda Mogolistan'a kadar uzahlan sõzde dogal bozk1r kalesinin tasviri, 19. yüzy1hn ortalanndan kalmad1r. Avrasya teorisyenleri, onun limitlerini belirsizlikte buldular. Aslmda Halford Mackinder'm (1861-1947) yaztlannda oldugu gibi- Af rika sadece kara yoluyla degil, gidi� geli�e elveri�li KlZlldeniz ve Akdeniz sulanyla baglanhh merkez k1tamn parças1 olarak dü�ünülmü�tü. Afrika'nm Avrasya'mn bir parças1 olarak dü�ü!'ameia Kylt: Crosslt:y
•
23
nülmesinin nedeni õnemlidir. Biliyoruz ki 16. yüzyildan õnce Afrika'nm çogunun demografik ve ekonomik tarihi Avrasya'mn geni� kahplanna uygundu. Fakat Jared Diamond gibi õnde gelen yazarlar tarafmdan Avrasya'y1 dogu-bah ihman ku�ak iklimiyle Afrika ve Güney Sahra olmadan tammlamak �imdilerde modad1r. Bunun sebebi de õnemlidir. Burada ben "Avrasya"y1 bu dogu-bah ekseninde kullanacag1m, çünkü birçok okuyucu huna â�inâdir. Dogu-bah ihman iklim ku�ag1, erken zamanlardan modem dõneme kadar maddi ve kültürel etkilerin degi�imini kolayla�hrdi. Baz1 dilbi limciler, bütün kitamn ana dil ailesi için tek bir kõken õnerir. Fa kat birçogu, Avrasya'nm geçi�ken bir Dil Birligi i�levi oldugunu kabul eder. Diller, kõken itibariyle ili�kili veya ili�kisiz olsun, teknoloji, gelenekler, kültürel dü�ünceler ve çevresel degi�imler le seyahat eden kelimeleri payla�hlar. Mesela ingilizce mare, iran dilinde maal, Mogolca morin, Çince ma, hepsi at demektir veya Almanca hund, Yunanca kuon ve Çince quan, hepsi kõpek de mektir. Rusça boyar, Türkçe bey, Uygurca beiluo ve Mançuca beile, yerel yõnetici veya memur için kullamhr. insanoglunun evrimi hakkmdaki mevcut bilgimiz, Avrasya'nm temelde Avustralya ile Amerika'daki çagda� soydan gelenlerle birlikte Afrika'dan daha geç tarihli gõç eden bir topluluk oldugunu gõsteriyor. Bilinen genetik tarih, ana hatlanyla daha õnce dil tarihçileri, arkeolog lar ve kan grubu tarihçileri tarafmdan ileri sürülen varsay1mla uyum içindedir. Elmalarm, tavuklarm, kõpeklerin, e�eklerin, ta hdlarm, atlarm ve domuzlann genetik tarihinin yeniden yapdan dmlmas1, ihman Avrasya'nm onlar için de uyumlu bir ekolojik ku�ak oldugunu gõstermesi aym derecede õnemlidir.
Kronolojik Avrasya "Klasik", "Orta Çag" veya "erken modem" gibi terimlerin Avrupa d1�ma geni�letilmesi aç1kça Avrupa merkezli gõrüne bilir. Fakat bu kronolojik etiketleri, dõnemselle�tirme için ilk kullammlan Avrupa tarihinin ingilizce yaz1m1yla ili�kili olsa da, esasen nitelik olarak Avrupah olmayan geni� degi�im kahplanna eklemek mümkündür. Mesela "klasik dõnem" için -Antik Yunan (M.Õ. 800-300) ve Roma imparatorlugu (M.Õ. 27-M.S. 476) tara fmdan geç Avrupa tarihinin temel kurumlarmm kuruldugu dõ24
•
Dem ir Dag'm Hükümdarlan
nem- sadece Antik Yunan'a ve Roma'ya ahfta bulunmak yetmez. Demirciligin yayilmas1, tanmsal geli�im õmekleri, deniz yolcu lugu, ula�1m ve sava� için ahn kullamm1, �ehirle�me, hanedan hklann ortaya ç1kmas1 ve yaz1h kanunlar, okuryazar seçkinlerin ve rahiplerin hem aristokratlardan hem de i�çi nüfustan aynl mas1 ve emniyet ve yeni toprak veya güvenlik aray1�1 için yap1lan toplu gõçler Avrupa'ya õzgü degildir, aksine bunlar 1hman Avrasya'run õzellikleridir. Gõçmenler sadece Roma Cumhuri yeti'ni degil, Seleukos hanedamru (M.Õ. 312-64), Mauryahlan (M.Õ. 321-185) ve Hanlan (M.Õ. 203- M.S. 220) da yarattilar. M.S. 220 y1lmda Han imparatorlugu'nun sonu, Roma yõnetiminin yogunla�mas1 ve 4. yüzydda iran'da Sâsânilere kar�1 askeri mü cadele, farkh bir çaga geçi�i gõsterir. Bu çagdaki yeni politik ya pilarm baz1lan (Budizm'de ve Hristiyanhk'ta oldugu gibi), klasik dõnem kõkenliyken bazdan (islâm'da oldugu gibi), bu dõnemde dogmu� dini gruplarm çevresine dayamyordu. Yõnetimin ba�1 -her zaman devletin ba�1 degildi- çogu zaman dini hiyerar�iler tarafmdan me�n1la�hnlan asker sm1fiyd1. Seçkinlerin yaz1 siste miyle ve statüleri dini metinlerde kõkle�erek klasikle�en dillerle Sanskritçe, Arapça, Yunanca, Latince ve klasik Çince- baglanhlt geni� alanlar üstünde saglamla�hg1 bir dõnemdi. 5. yüzyildan 12. yüzyda kadar, Avrasya yõnetimi ve hukuku gene} olarak iki dilde konu�uldu. Biri ruhani ve ahlâki, hüküm darlan me�râla�hran, sava�lan kutsayan ve ki�isel veya kitlesel egitime yõn veren dil; digeri ise maddi ve materyalist, fiyatlan belirleyen, karaya ve suya ula�1m1 düzenleyen, haracm, verginin ve zorunlu hizmetin õdenmesini saglayan ve hem ki�isel hem de kitlesel i� gücünün kontrolünü talep eden dildi. Krallann ve imparatorlann, rahip ve seçkinlerin onay1yla hüküm sürmeleri, kendilerini, dindar davraru�lara yakmla�hrd1. Bireyler kendile rini dini topluluga (yerel veya evrensel) bagh, �anh muzaffer bir soy ve k1s1tlanm1� bir sm1f �eklinde tarumlama egilimindeydi ler. Bu, sezgisel "Orta Çag Avrasyas1" idi. Bu kahplar sonunda geli�mi� tanmm etkilerine ve ekilebilir arazinin geni�lemesine, çogalan nüfusa ve daha çok toprak kazanrnak için veya sm1rlarm güvenligi için büyüyen ordulara, daha kârh uzun mesafe ticare tine ve yolculuguna, daha iyi bbbi bilgiye, metalürji ve gõzlem sel astronomiye ve ithalat, yatmm ve kredi ile artarak zenginle �n �hirlere yenik dü�tü. K1smen artan kentsel okuryazarhk ve !'ameia
Kyle Crussley
•
25
ne§riyahn azalan maliyeti sayesinde, güçlü laik bask1 ve zorla kabul ettirme güçlerine sahip, merkeziyetçi devletlerin üzerin de kendi hükümranhk me§ruiyetini simgeleyen yonetimler ta rafmdan yeni Olçekte imparatorluklar ortaya ç1kh. Teknolojinin h1zh yay1hm1, tanmm geli§mesi, nakliyat ve hijyen, nüfusun ve §ehirle§menin artmasma katk1 sagladi. Bu ikinci donemde insan lann kendilerini tammlama §ekilleri temel anlamda degi§ti. Din, belirgin kald1 ama miras yoluyla geçen soyluluk, zay1flad1 veya onemli olçüde degi§tirildi. Her ikisi de dini kimlik, dil, mutfak, müzik, uzun edebi anlahlar ve erken irk kavramlan gibi popüler kültür unsurlanyla birbirine kan§h. Biz buna genellikle Avrupa için "erken modem" dõnem diyoruz ama bu egilimler, Avrasya boyunca yaygmdi. Bu, Avrupa tarihi için degil, ama Avrasya ta rihi için goçebelerden türetilmi§ Mogol yõnetimlerinin kuruldu gu ve Osmanhlarm ortaya ç1khg1 "Orta Çag" ve "erken modem" donemlerinin aras1yd1. Onlarm etkileri, sadece kendi hâkimiyet leri altmdaki topraklarda degil, daha geni§ bir hat boyunca dost ça ya da dü§manca ili§ki kurduklan yerlerde bu egilimleri te§vik etti veya h1zlandirdi.
Avrasya Ticareti Avrasya, ticari dola§1mdaki ürünler ve kültürel etkiler yoluy la birbirine kenetli çok yonlü, çogu kez tekrarlayan ve zamanla h1zlanan vektürlerden olu§ur. Bu vektorler atlan, Hint-Avrupa dilleri ve goçleri, Türki dilleri ve goçleri, teknolojiyi ve ideolojile ri içerir. Avrasya için erken k1tasal donem i§areti, Bronz Çag'dan Demir Çag1'na geçi§ olabilir. Bronz Çag1'nm ba§lang1cm1 aç1kça tarihlendirmek akils1zhk olur, çünkü ba§lang1ç bolgeye ve tek nolojiye güre degi§ir. Biz bugün Bronz Çag1'nm kaynagm1 M.Õ. 3000'de Ukrayna bozkmnda ve Anadolu'da gürme egiliminde yiz. M.Õ. 1200 en eski Demir Çag1 smm için güzel bir i§arettir, çünkü demir kullamm1 Demir Çag1'ndan uzun zaman onceye ta rihlendirilir ve bronz kullamm1, Bronz Çag1'nm bitiminden sonra da devam eder. Kronoloji, bOlgeseldir. Avrasya di§mda (Kuzey Afrika'y1 da dâhil ederek) fark edilen Bronz Çag1'mn olmad1g1 gerçegi l§Igmda, belki de Avrasya'y1 tammlamaya demirden zi yade bronz yard1m eder. Mesela Orta ve Güney Afrika, Akdeniz dünyasmdan (bilgi veya maddi) transferler haricinde, bronza gi26
•
Dem i r Dag'1n l lükümdarlan
ri� yapmadan dogruca demire geçmi�tir. Kuzey Amerika'da me talütji s1mrh olarak bakm dõvmek için gõrünmü§tür ve Güney Amerika'da dekoratif ve ritüel nesneleri eritme ve ala§1mlama için bulunur. Avustralya'da Avrupahlarla temastan õnce meta lütji yoktu. Avrasya'mn demire geçi§inin çe§itli ç1k1§ noktalan olmasma ve kalayla birle§en demirin miktanyla çah§masmdan yüzlerce, hatta binlerce yil sonra gelmesine ragmen genel kahp, Avrasya'mn bütün olarak cografi yakmhg1 dü§üncesini peki�tirir ve k1tanm dogu ve bati uçlarmda geni� tanmsal bõlgeyi besleyen erken, içsel bir bilgi merkezini ileri sürer. Kültürel teknolojilerin tamhm1 ve uyarlanmasmm gõrünen kronolojisi foplumun cogra fi ili�kisinin bu degi�im merkezine --esas olarak Himalayalar'm kuzeyinden Rusya bozkmna ve Bah Çin ile Dogu iran arasma uzanan geni§ uyumunun gõstergesi olabilir. Son günlerdeki arkeoloji, yaya, at ve at arabas1yla seyahatin Avrasya boyunca bir uçtan digerine geçme arzusuyla üretilme digini õne sürer. Merkezden veya merkez yakmmdan ba§lay1p bu hatlar üzerinden seyahat etmek ve dogu, güney ve bahya yayilmak arhk daha olas1 gõzüküyor. Bunun en erken ürünleri, hayvanlar, yünler, keçeler, mineraller, seramikler ve kõlelerdi. ilk rotalar, gõçebelerin ve sürülerinin (õncelikli olarak koyun) hareketi için merkezdeki en iyi dinlenme alanlan tarafmdan be lirlendi. Bu sõzde gõçebe algoritmas1 (bkz. okuma notlan) §Ím dilerde merkezde bulunan Bronz ve Demir Çag1 yerle§imlerin yerlerini õngõrür. Aynca Dogu bõlgesinden Bati bõlgesine eri §Ím rotalarmm daglar üzerinden veya bozkir ve çõl boyunca ge ni§lemesiyle kuruldugunu ileri sürer. Erken dõnem tanmsal merkezlerin ve bozkmn, mesela Kuzey Hindistan'm veya Dogu Karadeniz k1yilarmm, birle§im alanlan, takriben M.Õ. 2000'de istikrarh bir demircilik belirtisi gõsterir. Merkezden daha uzak bõlgeler, mesela Bah Avrupa ve Kuzey Çin, a§ag1 yukan M.Õ. 600'e kadar Demir Çag1'nm bir parças1 sayilmaz. Bu durum, demirin yerel ban�m ve sava§m bir parças1 olarak geli§i ve kurulu§unun tanmm ilerlemesiyle veya nüfusun artmas1yla ya da erken devlet olu�umuyla çok ilgili olmad1g1 ama daha basit bir §eyle; Orta Asya'daki i§lek nakliyat rotasma yakmhkla daha çok ilgili oldugunu ortaya koyar. Bu kamt, Orta Asya'daki bu merkez bõlgenin demir üretiminin asil evi oldu gunu sõylemez. Erken dõnem demir teknolojileri kamtma sahip
bõlgenin teknolojik bilgiyi ve kullam§h ürünleri hizhca hareket lendiren Orta Asya takas sistemine yakmhklanyla canlandml m1§ olmalan daha muhtemeldir. Õmegm Gandhara gibi benzer bir olgu, M.Õ. son yüzydda ve M.S. ilk yüzy1hn erken dõnemlerinde Yunan, iran ve Hindis tan'm matematik, astronomi, eczaohk ve metalürji bilgisinin bi riktigi merkez olarak Orta Asya bõlgesinin rolüyle de ili§kilen dirilmi§ olabilir. Bu ahm sahm merkezi i§levine, geç Orta Çag Dõnemi'ne kadar devam etti. Türki ve Mogol imparatorluklarm dinamiklerini anlamak için bu merkez gereklidir. Kõkeni dogu veya bati da olsa, hepsi, bu merkezin cazibesine kapdm1§h. Nüfus dag1hm1, teknolojik ve endüstriyel uzmanla§ma, ileti§im yollan ve fetih, hanedan zenginligi ve stratejik egemenlik birikimi için ciddi derecede õnemliydi. Bu kitabm konusuyla daha ilgili olan sa fikirlerin ve kurumlarm bu bõlge üstünde h1zla ve tamamen dola§masmm õnlenememesidir. Sonuç, sadece diller ve dinlerin süreklí diyalektigi degil, aym zamanda gõçebe hükümdarlar ça gmda yerle§ik seçkinler tarafmdan itici gücün kaybma katk1 sag layan aristokrasi arasmdaki sürekli teknik ve fikir ak1§1dir.
Avrasya Ag1 Tarihsel dõnemde Avrasya ahm ticaretinin kalbi, modem zamanda Kafkasya'y1 ve Çin'i birbirine baglayan yollar telakki edilen agd1. Kâ§ifler, 19. yüzyddaki en uzun ve geni§ yol sistemi nin çok eski oldugunu bilirler ve bu yol agmm geli§imini antik ipek ticaretinin kontrol ettigini varsayarlard1. Ünlü kâ§if Ferdi nand von Richthofen (1833-1905), bu sistemi "ipek Yolu" diye adland1rd1 (Almanca ipek Yolu mânâsma gelen Seidenstrasse, aç1kça Almanya'mn "Tuz Yolu"ndan Almanca "Tuz Yolu" mânâ sma gelen Saltzstrasse ise Roma imparatorlugu'nun Via Salaria yolundan esinlendi). ipek kesinlikle bu ag üzerinden seyahat ediyordu. Çin1e ihracah 800 yd õncesine kadar devlet temelli me§rúiyete sahip olmasa da a§ag1 yukan M.Õ. lOOO'den sonra saglamhgm1 yitirdi. Fakat biliyoruz ki sistem, ipek ahm sahmm dan çok daha eskiydi ve sistemin ash, Avrasya'mn bir ucundan digerine herhangi bir ürünü ta§1mak için tasarlanmamt§h. Bu ticaret agi, Buhara ve Semerkant (ikisi de Ceyhun ve Sey hun nehirleri arasmda Mâverâünnehir'de, kabaca günümüzdeki 28
•
Demi r Dag' m Hükümdarlan
Õzbekistan ve Orta Güney Kazakistan'm bir k1smmda, son de rece õnemli bõlgedeydiler ), Herat ve Kâbil (bugünkü Afganis tan) ile Ka�gar �ehrine (�imdi Çin'de Sincan Eyâleti) demirliy di. Bahdaki agm gemiye bini� noktalan karadan Akdeniz'deki Antakya'ya, Halep'ten ve Tire'den daha uzak bati deniz ticare tine k1sa baglanhlarla Azerbaycan'a uzanir ve oradan da Hazar Denizi'nin güneyinin dogusuna ilerlerdi. Kuzey rotas1, Semer kant ve büyük Taklamakan Çõlü (�imdi Çin'de Sincan Eyaleti) ile sonlarur ve güney rotas1, Taklamakan'mn güneyine ilerlerdi. Bu iki rota, Dunhuang'da, �imdiki Çin'de Kansu Eyâleti'nde bir le�irdi. Yol, buradan doguya Çin ba�kentleriyle baglanmak (10. yüzytldan õnce modem $ensi Eyâletindeki Wei Nehri Vadisi'nde bulunurdu) ve Güney Çin'den Kanton'a (Guangzhou) sahilden ilerlemek için devam ederdi. Sistem aynca Güney Asya'y1 -antik dünyarun en büyük ihracat bõlgesi- ve Himalayalar'1 da içerir di. Orta Çag'da deniz rotas1, Hint Okyanusu'nu ve Güneydogu Asya Adas1'ru bu agm içine katard1. K1ytlar ve kara yolu rotalan arasmdaki ileti�im -õncelikle Dogu Akdeniz ve iran olmak üzere Hindistan ve Güney Asya ile Çin üzerinden- canhyd1 ve enerjik deniz ticareti Afrika'mn bir k1sm1m, Avustralya'y1 ve Pasifik'teki adalan ticaretin içine getirdi. M.S. II. milenyumdan sonra ipek, Çin'den Bati Asya ve Avru pa'ya tüccarlar tarafmdan ta�1myordu ve Avrupa'da en geç M.S. SOO'de bulunmu�tu. Abbâsi ve Tang hanedanhklarmm dõnem lerinde (8. yüzytldan 10. yüzytla) iki tarafta ta�man mallar �un lan içerirdi: çay, ipek, pamuk, kâg1t, meyveler ve sebzeler (taze ve kuru), seramikler, gümü�, altm ve cam. Aynca boi bol insan ta�1mas1 da vard1. Budist misyonerler, buna, M.Õ. 3. yüzy1lda ba�lad1 ama herhangi bir yerden alman esirler kõle olarak satt hrd1. Antik Avrasya üzerinde Klasik ve Orta Çag'daki tahmini esir veya farkh �ekilde kõle nüfus, azmhktan çogunluga fazla s1yla çe�itlidir. Bahsedilen toplum hangisi olursa olsun, kõlelerin ekonomi için gerekli askeri giri�imin õnemli bir k1smmda, her bag1ms1z ve aristokrat ev hayatmda gõrünür olduklan emin bir �ekilde sõylenebilir. Geç Klasik Dõnem'de ve Orta Çag'da, kara yoluyla hareket eden esir nüfuslarm içinde Çinliler, Koreliler, Türkler, Hintler, Araplar, Kuzey Afrikahlar, Yunanlar, Frenkler, Slavlar vard1. Kültürel ürünler de onlarla gitti. iran'da, Irak'ta ve Çin'de gelil'.u nela K yle Crossley
•
29
§en geni§ §ehir pazarlan, ticaretin bir sonucuydu, fakat Orta As ya'nm kendisi §ehirle§meye de mâruz kald1. $ehirlerin yerleri ve büyüklükleri, kafilelerin hareketiyle ili§kileri ve tüccar varhg1mn toplanma geli§imiyle belirlenirdi. Çõlde kasabalar, s1khkla vâhalarm etrafmda geli§irdi. Bozkirda ise kasabalar, develerin ve atlann su içebilecekleri vadi nehri boyunca kurulurdu. Orta Asya'nm Merv, Buhara, Ta§kent, Semerkant ve Turfan'm da ara lannda oldugu büyük kasabalan antik nakliyat sistemi içindeydi ve hepsi de gõçebe hareketine ve etkisine yakmdi. Bu §ehirle rin çogunun etrafmda, ikincil pazar ve yol sistemleri vard1 ve bu sayede Bah Mogolistan, her zaman Turfan ve Semerkant üze rinden k1tanm ticaretiyle baglanhhydi. 13. yüzy1ldan 15. yüzytla Mogol imparatorluklan dõneminde ve õzellikle Tuluy soyunun hâkimiyeti altmda sistem, maksimum õzene ula§h.
Ath Ta§1mac1hk Sava§lardaki at kullammmm neredeyse tarihi kay1tlann ba§ lamasma denk gelmesinin bir sebebi vard1r. Demir teknolojisinin yaytlmas1yla atlar, .Klasik Çag'da geni§ kara imparatorluklannm kurulu§unun õzüydü. Fakat at tarihinin diger bir taraft da e§it derecede dõnü§türücüdür. Atlar, insanlara k.tyasla, õnemli mesa feleri neredeyse 10 misli htzla kat edebilir. Atlarm evcille§tirilme tarihi, Avrasya tarihinin htzlanmas1yla ve derinle§mesiyle ayru zamandad1r. Ta§tmada at kullamm1, Avrasya'nm k1tasal mekaniz malanna geç eklendi. Sava§ta ve ekonomide õnceden e§eklerin, kattrlann ve õküzlerin doldurdugu yeri aldtlar. Okçuluk ve m1z rak sava§uun milattan õnceki geç ilk milenyum sürecinde sava§ arabasmdan at üstüne aktanlmas1, kara fetihlerini h1zlandird1. Õzellikle ikisi de erken tanmla ve §ehirle§meyle varolduklan için kirsal hayvanc1hk ve at, canl1 ileti§im agma ve ticarete yakmdan baghydi. Rusya, Bah Asya ve Dogu Asya'da (yani ticaret merke zinin geni§ sahilinde) hayvanahk, teyelleme ve askeri at binme gibi §eyleri de içeren gerekli becerilerin, nerede bulunduguna ba kdmaks1zm, hepsi, gõçebe çobanlar taraftndan yaydd1. T1pk1 boz k1rdaki çogunlukla Hint-Avrupah atalan gibi Türkler ve Mogollar hem çevik hem de dayamk11 mükemmel biniciydiler ve õzel bir yetenek olan hareket hâlindeki at üstünden ok atmada (bunun için bütün Orta Asya dillerinde tek bir kelime vardir) uzmandtlar. 30
•
Demi r Dag' m Hükümdarlan
Sadece at sürmenin kendisi degil, ayr1ca en büyük at tedariki de imparatorluklan çe�itli geni� ekonomik kurulu�larla ileti�ime ve gorünü�te goçebelerle ticarete bagh yapan bozkir topraklann dan saglarurdi. Erken donem at besleyiciligi, faydah õzellikler üretmeye daha çok yogunla�1rken çok say1da at üretmeye daha az yogunla�m1� olabilir. Erken dõnem at besleyiciligi ise büyük imparatorluklann ortaya ç1kmasmdan çok õnceye dayarur. M.Ô. 1000 y1hna kadar Orta Asya boyunca uzanan hayvan besleme merkezleri, her renkten ve cinsten atlar sunard1. iran'm Ahame ni� Ímparatorlugu henüz M.Ô. 5. yüzydda Serhas, Orta Asya'dan kendi atlarmm h1zrm geli�tirmek için dam1zhk at ithal ettigi za man -Avrasya boyunca sonraki büyük imparatorluklar için fark h cinslerden- sava� ah besliyordu. Yunanlar, sava� meydarunda daha õnceden kulland1klan küçük midillileri birak1p, bu atlan çabucak elde ettiler. iskender (M.Ô. 356-323) M.Õ. 4. yüzy1lda bütün atlarm besleme programlanru elde ettikten soma Íranhla n yenmek için bõyle atlan sava� meydanma -Bukefalos- sürdü. M.S. 3. yüzydda Han imparatorlugu kendi atlanm beslemek is tedi. Orta Asya'dan ve Hun dü�manlanndan zorla elde edebil dikleri kadar, bugün Ahal Teke soyunda gõrülen bir tür 1�1lhh postlu, süratli ve uzun "Semâvi" at türünü elde ettiler. Orta Çag Çin'inin Tang imparatorlugu, devlet besleme programrm yürür lüge koymaya kalk1�h, fakat k1sa süre içinde Tibet'ten ve Orta Asya'dan ahnan atlara bag1mh oldu. Charlemagne, kendi impa ratorlugu için at besleyiciligini kontrol etmek istedi, ama Bizans Ímparatorlugu ve õzellikle ispanya ve Kuzey Afrika, islâm dün yasmdaki agir atlara baglandi. imparatorluk kontrolü, üretim türünde etkili olabilirdi fakat türler, tanmsal imparatorluklarm nadiren üretebildigi çok say1daki atm düzenli bir biçimde talep edilmesinde h1zhca gizlenebilirdi. Fakat gõçebe ve yerle�ik at türleri arasmda keskin bir çiz gi çizmek, akdhca olmayabilir. Õnceden, atlarm sonraki nesle ozelliklerini ta�1d1g1 dü�ünülürdü ama modem atlarm genetik profilleri, açikça bozkmn veya yerle�ik ozelliklerin ba�hca de vamhhg1 olmad1g1ru gosterir. Türler, ithal atarun yerel k1srak nü fusuna uygulanmas1yla üretildi. Sayilara gelindiginde, bozkmn ve tanm dünyasmm çeli�n rolü, daha belirgin anla�1hr. Bozk1r da, atlar boi ve ucuzken tanmsal dünyada, yetersiz ve pahahy dt. Atlara uygun iklimlerdeki gõçebe çobanlar, nadiren yerle�ik !'ameia Kyle Crossley
•
31
dü�manlanna at satmaktan çekinirdi, çünkü ahn bozkirdaki masrafi ile yerle�ik marketteki ücreti arasmdaki fark fazla olabi lirdi. Tanma dayah imparatorluklar, atlanm kaygts1zca dü�man çevrelerine getirmediler ve atlarm srmrlarma ula�ild1gmda geri çekildiler veya seferi terk ettiler. iskender'in, Darius'un pe�ine dü�en 1 .000 ahnm tükenmi�ligi ile Han imparatorlugu'nun M.Õ. erken 2. yüzyilda Hunlara kar�1 seferinde rapor edilen 120.000 atm (bkz. Bõlüm 3) kayb1yla sonuçlanan olaylarm ikisi de çarpm bir noktaya dõner; kiymetli kaynaklann kararh bir komutanm amac1 için õnemli ve olaganüstü kurbanlar olmalan. At, sadece teknoloji olarak degil, sosyal kurum olarak da kul lamldi. Misir veya Yin hanedam dõnemi Çin'i, Avrasya sahilinde ko�um tak1mlan ve sava� arabalan seçilmi� seçkin, kendi malze mesini saglayan ve otlama arazisini kontrol etmede ve tahtl teda rikine hâkim olmada yeterli güçte sava�çtlar isterdi. Atlar, sava� arabalanm çekmeye yetecek büyüklükte olmak için beslenme li ve yüklerini idare etmek için verimsiz ko�um takmaktansa egitilmeliydiler. Õzellikle sava�ta erkek süvariler dõvü�te veya sporda uzman ama say1ca azd1lar. Fakat Orta Asya'da õzellik le daha küçük otlarla beslenmi� atlann etkili oldugu bõlgelerde at binme saghkh bütün erkeklerin yetenegiydi ve birçok kadm da bu yetenege sahipti. At binmek için sadece müthi� derecede destekleyici bir eyere (bkz. okuma notlan) ve tecrübeye ihtiyaç duyulurdu. Binicilerin sava�ta mevzilenmesi, süvari çoban (veya ava) ve süvari asker arasmdaki farkm belirgin olmamas1, sm1f s1ras1 i�levinde sadece hafif uzmanla�ma olmas1 demekti. Orta Çag Dõnemi boyunca bozk1rdaki Türk sava�ç1lar, zincir zirh ge li�tirdiler, sava� disiplinlerinde ve z1rhh adamlan ta�1yacak daha büyük atlarda uzmanla�hlar. Õnce Orta Asya'da sonra Orta Do gu'da, Avrupa'da ve Dogu Asya'da yeni sava� beylerinin yükse li�i, benzer degi�ikliklerin Avrupa boyunca politik ve sosyal ya ptlarda biçimlendirildigi yeni süvari formlannm ba�lamasmda gerekli becerileri ve maddi ürünleri güçlendirdi. Etkileri Avrupa �õvalye ekolüne kadar yay1lm1� olabilecek Türki asker sm1fmm Balkanlarda, Kuzey Afrika'da, Orta Dogu'da, Dogu Asya'da ve Kuzey Hindistan'da kurulmas1 için bir yap1 in�â ettiler. Avrasya'nm herhangi bir yerinde ahn kullamld1g1 bir sava�ta ahn kurban edilmesi manevi birçok i�lemin parças1ydi. Efsane deki at temas1 ve din, kita boyunca iskitler Dõnemi'nde (M.Õ. 32
•
Dem i r D•g' 1 1 1 Hükümdarlan
ilk binyilda) hayvan ve at motiflerinin sanatta ve dinde ba�lama s1yla dikkat çekerek geni� çapta yayildi. Bir veya birden çok atm kurban edilmesi, politik ittifak, sadâkat ili�kileri ve ki�isel ba�an veya õlüm tõrenlerinin yaygm bir parças1yd1. Bunun karuh, tüm Avrasya'nm arkeolojisinden geçer ve belki de Bronz Çag1 cena zelerinde, �imdiki 1 .700 at kafatas1 gõmüsüyle çevrili Mogol am tmda ilgi çekici bir �ekilde tasvir edilmi�ti. Kar�ila�hrma yapar sak, aym dõnemde Çin'den õnemli ki�ilerin gõsteri�li cenazeleri, birkaç düzineden en fazia yüze kadar kurban edilmi§ at içerebi lirdi. Avrasya boyunca bütün hükümdarlar haraç olarak kurban için uygun atlara deger verirlerdi. Ara sua meydana gelen yerel zevklerle veya dini prensiplerle çeki§melere ragmen atm kurban edilmesi, 18. yüzy1la kadar Avrasya'nm çogunda imparatorluk tõrenlerinin temei parças1 olarak kaldi. Orta Çag ve Erken Modem Dõnem'de Avrasya'nm birçok dili (mesela Ítalyanca maneggíare, ingilizce manage veya Türkçe ve Mogolca daruga kelimeleri Avrasya boyunca yaydd1) at bak1m1, egitimi veya binmesine dayanan kelimeleri, idari süreçleri ta mmlamak için muhtemelen atm sava§ hâli ve ban§l sürdürme hâlindeki maddi õnemi yüzünden kullandi. Daha olas1 bir sebep ise küçük yõnetimleri, ah kontrol etme yõntemleriyle güçlü ve inatç1 toplumlarm üstüne ç1karan dogal benzerlikler olmas1yd1. K1ta geni§liginde yaydan ve birçogu iskender'i ve Bukefalos'u baglayan belli efsanevi motifler, at ve yõnetim fikrine yakmdan baghyd1. iskender'in iran, Índus Vadisi ve Orta Asya §ehirleriy le ve onlarla baglanhh ticari kültürlerde Helenik etkinin (yüz yil boyunca çogunlukla tüccarlar ve akademisyenler tarafmdan) kurulmasmda yonlendirici bir güç hâline geldi. "Ískenderiyeler de" veya iskender tarafmdan kuruldugu iddia edilen §ehirlerde Yunan mirasmm Mezopotamya'da, Dogu iran'da ve Hindiku�'ta kalmhs1, yüzyil boyunca süren Seleukos hâkimiyetinin kamtmm sonucudur. Bu bütünle�mi§ Yunan-Fars miras1, Budizm'in ve is lâm'm daha sonraki etkisiyle rahatça kan�h. Yunan matematik bilgisi, astronomisi, psikolojisi ve mimari si, bu merkezlerden Kuzey Hindistan'a ula§hnld1. Digerleri Orta Asya'ya dogudan gitti. Orta Asya'mn M.S. 3. ve 4. yüzy1llarda Yurianca okuryazarlan iskender hikâyelerini degi§tirdi, tercüme etti, resimlendirdi ve detaylandudi. Ezop'un fabllan, Plato'nun idealan, authepsa kazam, artistik tarzlar -tam figürlü, dõkümPJmdd
K y le
Crussley
•
33
lü ve kiyafetli heykelleri içeren muhtemelen sadece Budist dini heykellerini degil, Hindistan'dan Kore'ye her yerde bulunan "ta� adam1" da yans1hrd1- ortak dõnemin erken yüzy11larmda aynl maz bir �ekilde Avrasya kuma�ma dokunmu�tu. Mogol zamaru na kadar i skender Romantizmi - iskender'in õlümü yenmeye ve õlümden kurtulmaya kalk1�hg1 birçok çe�itte efsanevi hikâyele ri- Eski ingilizce, irlandaca, 1 1 . ve 15. yüzy1llar arasmda konu �ulan Almanca, Normandiya Frans1zcas1, Yunanca, Latince, iran dili, Bulgarca, Arapça, Habe�çe, Suriye Ârâmi dili, Oguz Türk çesi, Mogolca, Tibetçe, Çince ve Korece'ye çevrildi. Temalan ve imgeleri edebiyatta Kur'an, Arthur'un Ôlümü, Marco Polo'nun Dünyanm Hikâye Edili$i (Il Milione) (bkz. 10. Bõlüm) ve Cengiz Han'm Orta Çag hikâyeleri kadar çe�itli gõrülebilir. Romantizm, sadece Orta Çag Avrasyas1 için birle�tirici bir hikâye saglamaz, aynca atlarm vazgeçilmez oldugu 1srarh imparatorluk temsilini meydana getiren diger etkilerle de birle�ir. Sadece yer yer -ama kesinlikle en az bir parçada- iskender kendi imparatorluk rolü için otantik Avrasya kültürünün kahramam oldu. iskender'in ve Bukefalos'un ikonografileri (heykeller, duvar resimleri ve moza ik fayansh zeminlerde), fetih ve gücün yaygm temsiliydi.
Gõçebeler ve Avrasya'nm Bütünlügü Kirsal gõçebeligin kõkeni belirsizdir. Avrasya, Afrika ve Ku zey Amerika'nm gõçebeliklerinin hepsi farkh ba�lang1çlara sa hiptir. Bu kitabm takip ettigi gõçebelerin neredeyse hepsi, muh temelen a�ag1 yukan üç bin yil õnce �imdiki Kuzey Mogolistan ve Hentiy Daglan'ndaki Onon ve Selenge nehirleri kaynagmm yanmdaki Güney Sibirya sm1rlan arasmda ba�ladi. Her biri ayn dõnemlerde güneyden Mogolistan bozkmna, soma Çin'den ve Orta Asya'dan kuzeye hareket ettiler. Kuzeydeki, bahdaki ve gü neydeki alanlarmdan fakh olarak Mogolistan bozkm, milattan õnceki son yüzyildan õnce tanm i�areti gõstermez. Küçük nüfus lar belli ki Mogolistan'a koyun, keçi, s1g1r ve at yeti�tirmek için artan nüfus yogunluguyla tanmsal arazilerin çevresindeki ihti yaçlanm giderme amac1yla hareket ederlerdi. Bu gõrev için ki min seçildigini veya bütün gõçebelerin bunun için gõnüllü olup olmad1gm1 bilmek imkâns1zdir. Türkler, Hiung-nular, Cürcenler veya Mogollar, Onon-Selenge bõlgesinde dogduklarmdan sõz 34
•
Dem i r Dag' m 1 lükümdarlan
ettikleri zaman, atalanna sahip olduklan en son kimligi veren bolgeyi kastederler. Bu nüfuslarm goçebe çoban rolünü almadan once nerede ya�ad1klan, nadiren hikâyenin parças1 olur. Zamanla bu goçebe toplumlann çogu, ba�hca hayvan gütme ve deri yüzme, sepileme, keçe yap1m1 ve yün üretimi gibi onun yan sanayilerinin parças1 olmaya ba�lad1. Su ve hayvan yemini korumak için mevsimsel olarak yer degi�tirirlerdi fakat ekono mileri ve aslen kültürleri ile dilleri tanmsal bOlgelerde devam ederdi. Bozkirdaki insanlar sürüleriyle hareket etse de grup ola rak sayilan birkaç düzineden birkaç bin insana hizhca degi�irdi. Aristokratlar, avamlar ve kOleler rütbelerine gare toplumsal s1mflara bolünürlerdi. Sabit noktalara gare -madenler ve demir cilik tesisleri, dini merkezler, kervan �ehirleri ve az say1da i�lek yol- ve nadiren eri�imi merkezden uzak olan et, yün, post, keçe ve demir gibi ürünlerini satabilecekleri pazar merkezlerine ha reket ederlerdi. Sadece dogrudan saglad1klan �eyler için degil, bitmi� ürünleri s1khkla bir bOlgeden digerine ta�1d1klan için ta nmsal sektarde gerekliydiler. Goçebe gruplann ister istemez dü�ük oranh nüfus yogun lugu, yogun nüfusla kurutulabilecek topraklann i�galine izin verdi. Fakat hayvan otlatma, topragm mineral içerigini kahc1 bir �ekilde degi�tirilebilirken, bitki ortüsünü hizhca küçültebilir ve bunun tekrardan canlanmas1 için y1llar gerekebilir. Gruplar goç ederken çogunlukla aym topraklara, su kaynaklanna hareket ederler veya ticaret haklarma yonelen ba�ka gruplarla temasa ge çerlerdi ve sonuç, genellikle sava�, ittifak veya her ikisi de olurdu. Rekabet sürekliydi ve �iddetli olabilirdi. S1khkla büyük olçekli federasyonlarm olu�umunu harekete geçirirlerdi. Baz1 gruplar, koruma saglama ve nakit, ipek, canh hayvan ve insan gibi haraç istemede uzmanla�1rlardi. Ah�dmad1k iklim zorlugu zamanla rmda küçük gruplarm yok olmas1, çah�malarla ittifaklarm büyü mesini arhnr, gruplardan sik s1k goçler artar ve bazilanmn kendi istegiyle açhktan kurtulmak için girdigi kOlelikte de arh� olurdu. Koleler, sadece dogrudan katkilan bak1mmdan degil, para biri mi bak1mmdan da degerliydi. Zay1f gruplar toprak haklanm ve korumalanm, kOleler, hayvanlar, silahlar, ipek veya nakit ile güç lü gruplardan saglarlardi. Baz1 güçlü gruplar, neredeyse tama men haraçla ya�ayabileceklerini ke�fettiler. Otlatma kaynaklan ve daha fazia askeri aktivite, ald1klan haraçla artabilirdi. Sürekli I' .1mela K yle
Crussley
•
35
sava§ta çarp1§an gruplar, merkezile§meye ve istikrarh liderlige ihtiyaç duyarlardi. Gruplar büyüdükçe, politik kurumlan kar ma§1kla§maya ba§lard1. Orta Çag Dõnemi'nde nüfuslan kültürel õzelliklerine gõre tarumlamaya dõnü� kurumlar, kõleleri geri kalan nüfustan ayn§hrmamn ilk yolla nrun türeviydi. Tamamen gerekli oldugunda gõçebeler k1sa bir süre et (nor malde koyun eti}, süt (keçilerden veya k1sraklardan) ve hayvansal g1dalarla ya§ayabilirlerdi. Daha uzun dõnemler için beslenmele ri kõklerden, meyve yemi§lerinden ve bitkilerden saglanabilirdi. 1 1001erin sonundan Mogollann yükseli§ zamamna kadar sava§ besinleri prestije sahipti. Zenginlik ve statü, daha yagh etler ve alkol ile her türden daha az sebze anlamma geliyordu. Beslen me biçimine hayah pahasma bagh birkaç aristokrat õmegi var d1r. Gõçebeler yerle§ik kültürlerle ticaret üzerinden pamuk ve pamuk tohumu, ipek (Orta Asya aristokrasisinin gõzde giysisi), sebze ve tahil elde etti. Birçok gõçebe grup, tahil ve pamuk tanm1 için kahci yerle§ime sahip olmanm degerini õgrendi ve stratejik noktalarda -çogu kez tanmsal bõlgelerden gõnüllü veya kõle le§mi§ gõçmenlere bagh bir biçimde- kendi kõylerini kurdular. Sonuç, õzellikle Hazar Denizi'nin dogusu ve Kuzey Çin'deki gõ çebe ve tanm halklarmm tanm, hayvanc1hk, demircilik, doku ma ve uzun mesafeli ticaret unsurlanyla olu§turduklan çogulcu ekonomili sm1r bõlgelerinin geni§lemesi oldu. Tanmsal toplum lar, ürünleri bozkirdan hareket ettiren, atlarla kõpekler için iyi üreme soyu getiren gõçebelere veya seyyahlara baghydilar. Bozk1rdaki baz1 kahc1 tesisler, esas itibariyle demircilige adanm1§h. Demir, yük arabas1 yap1mmda ve silahlarda kullam lan dizginde ve üzengide kullamld1g1 için erken çaglardan beri Orta Asya halklanyla baglanhhydi. Meseta Türkler, Altay Dagla n'mn güneyindeki madenleri ve demircilik merkezleriyle ünlüy dü. Güney Sibirya, Mogolistan ve Orta Asya boyunca demircilik, halk hikâyelerinde ve dini inam§larda derin ve yaygm bir ko nuydu (aynca bkz. 2. Bõlüm). Gõçebeler, madencilige ek olarak ticarette hevesle demir alet edevah elde ederler ve bunlan amaç larma gore yeniden i§lerlerdi. Birçok tanmsal imparatorluk, her hangi bir biçimde demirin Orta Asya'ya ihracahm k1s1tlamaya te§ebbüs etti fakat hiçbiri bunda ba§anh olamadi. Orta Asyahlar, sadece demiri i§lemeye devam etrnediler, aynca yerle§ik teknolo jinin birçogunu geli§tirip onlara geri ihraç ettiler. Bunun etkisi, 5. 36
•
Dem i r D•g' 1 n H ükümdarlan
yüzy1lda Avrupahlar Hiung-nulardan demir üzengi toplad1klan zaman ve 7. yüzyilda yuvarlannu§ Türki demir üzengi Avrasya boyunca neredeyse yenilmez Tang imparatorluk süvarileri tara fmdan yayild1g1 zaman gün gibi ortadayd1. Mogollar demircilige kar�1 geleneksel Orta Asya sayg1sm1 sürdürdüler. Cengiz Han'm ki�isel ismi olan Temuçin, demirci demekti ve birçok onde gelen takipçisi demircilerin ogullanyd1. Avrasya tarihsel bir mesele olarak çevre uzunluguyla degil, eklemlenme mekanigiyle ayirt edilir. Bunlarm arasmda ticaret yollan ve ürün ahm sahm1, mahsul yay1hm1, diller, genler, tekstil teknolojisi, seramikler ve metaller ve at bak1m1yla kullammmm birçok boyutu vardir. Avrasya'nm Dogu-Bah sürekliliginin net etkisi, Avrasya'y1 nüfuz edilebilirligi tarafmdan tammlanabilir yapmas1yd1. Íçinde hiçbir smm olmad1g1 çe�itlilik, onu, mekân dan çok zamarun yerelligi hâline getirdi.
Okuma Notlan: Kay1p Kda Avrasya s1khkla (burada oldugu gibi) çe�itli sonuçlar ifade eden tammm, sm1rlandirmanm ve donemlendirmenin konusu olur. 19. yüzyildan kurulu� tarh§malan için bakm1z: Halford Ma ckinder, "The Geographical Pivot of History", The Geographical ]ournal 23, no. 4 (Nisan, 1904): 421-437. Jared Diamond'm kitab1 Guns, Germs and Steel (Tüfek, Mikrop ve Çelik): The Fales of Human Societies (Norton, 1997) çevresel uyumlu temei dü�ünceyi aç1klar. Ihman Avrasya iklimi, zaman içinde tanmsal ve yogun nüfuslu bolgelerde benzer etkileri meydana getirir. Bu dü�ünceler, daha onceden ba§kalan tarafmdan da ara§hnlm1§hr; H. G. Wells, Out line of History (George Newnes, 1919-1920) baz1 tâlihsiz d1� deger lendirmelerle, Alfred Crosby, The Columbian Exchange: Biological and Cultural Consequences of 1492 (Praeger, 1972, 2003) ve Germs, Seeds and Animais: Studies in Ecological History (M. E. Sharpe, 1994) ve William McNeill, Pingues and Peoples (Anchor, 1976, 1998). Yakm zamanda tarihsel bir nesne olarak Avrasya'y1 tarh§an goze çarpan bilim insanlan için bakm: David Christian, A History of Russia, Central Asia and Mongolia, Volume 1 : Inner Eurasia from Prehistory to the Mongol Empire (Wiley, 1998) ve "Afro-Eurasia in Geological Time", World History Connected (U of Illinois), Febru ary 2008, http://worldhistoryconnected.press.illinois.edu/5.2/chl'amela Kyle Crossley
•
37
ristian.html; David Anthony, The Horse, the Wheel and Language: How Bronze Age Riders from the Eurasian Steppe Shaped the Modern World (Princeton UP, 2010) ve Christopher 1. Beckwith, Empires of the Silk Road (1. Bõlüm okuma notlan). Belirli bir tarihsel ol gunun Avrasya'y1 mekân olarak bütünle�tiren mücevher gibi bir õmegi için: Thomas T. Allsen, "Hunting Parks at the Core and on the Periphery", The Royal Hunt in Eurasian History (U Pennsylva nia P, 2006), 37-41 . Buradaki Avrasya anlahm1, okuyuculara, küçük sistemlerin evrensel anlahlanrun õnemsiz oldugunu iddia etmez. Akdeniz dünyas1yla ili�kili bu kavramsal tarihlerin en erkeni, Henri Piren ne ve Femand Braudel tarafmdan yapdd1. Fakat Akdeniz'e Arap ça kaynaklan da kullanan daha yeni bir yakla�1m için: Mohamad Ballan, "Fraxinetum: An Islamic Frontier State in Tenth-Century Provence", Comitatus 41 (2010): 23-76 ve "The Scribe of Alhambra: Lisan al-Din ibn al-Khatib, Sovereignty and History in Nasrid Gra nada" (Phd Thesis, University of Chicago, 2018). Kuzeydogu Asya da evrensel anlahrun geli�imine konudur: Evelyn S. Rawski, Early Modern China and Northeast Asia: Cross-Border Perspectives (Camb ridge UP, 2015); Nianshen Song, "Northeast Eurasia as Historical Center: Exploration of a Joint Frontier", The Asia-Pacific /ournall/a pan Focus 13, no. 44 (Nov 2015): 1-19; ve bununla alâkah yenilikçi tarih için Walter McDougall, Let the Sea Make a Noise: A History of the North Pacific Jrom Magellan to MacArthur (Basic Books, 1993). Avrasya kronolojisi ve dünya tarihi tarh�malan say1s1zd1r. ilginç ve s1k s1k ahnhlananlardan biri, Victor Liberman'nm edit lenmi� kitab1, Beyond Binary Histories (University of Michigan Press, 1999), yerelle�mi� "Orta Çag" dünyasmdan daha entegre, standart, merkezi kahbm ticarile�tigi, pazarm ve kaynak kaza mmmm geni�ledigi, h1zh nüfus büyümesi ve milliyetçilik gibi geli�melerin genel �emasm1 sergiler. Bõylece Avrasya'nm çogu, en azmdan Avrupa'mn yam sira ikiliksiz veya dünya tarihi pa radigmasma uygun olabilir; õzellikle bkz. s. 242-301 . Bu konuda geni�letilmi� yorumlama için: R. Bin Wong, China Transformed: Historical Change and the Limits of European Experience (Comell UP, 1998), õzellikle 1-4; Lynn Struve, "lntroduction", The Qing Formation in World-Historical Time, ed. Lynn A. Struve (Cambri dge, MA: Harvard University Asia Center, 2004), 1-56; Jack A. Goldstone, "Neither Late Imperial nor Early Modem: Efflores38
•
Dem ir Dog' 1 11 l l ükümdarlan
cences and the Qing Formation in World History", in The Qing Formation in World-Historical Time, ed. Lynn A. Struve (Cambri dge, MA: Harvard University Asia Center, 2004), 242-403; Lynn A. Struve, "Chimerical Early Modernity: The Case of 'Conquest Generation' Memoirs", The Qing Formation in World Historical Time, ed. Lynn A. Struve (Cambridge, MA: Harvard University Asia Center, 2004), 335-372; ve genel taruhm için, Nicola di Cos mo, "Sta te Formation and Periodization in lnner Asian History", ]ournal of World History 10, no. 1 (Spring 1999): 1-40. Gõçebe algoritmas1 için: Michael Frachetti, C. Evan Smith, Cynthia M. Traub ve Tim Williams, "Nomad Ecology Shaped the Highland Geography of the Silk Roads", Nature 543, no. 7544 (Mart 2017): 193-198, https://www .nature.com/nature/journal/v543/n7644/pdf/na ture21696. pdf. Bronz Çag1 ve bu bõlümde "ticaret merkezi" diye bahsedilen konular için: Victor H. Mair ve Jane Hickman, eds., Reconfiguring the Silk Road: New Research on East-West Exchange in Antiquity (U Pennsylvania P, 2014), particularly J. G. Manning, "Long-Distance Trade in the Time of Alexander the Great and the Hellenistic Kings", 5-14; Martina Unterliinderet alia, "An cestry and Demography and Descendants of Iron Age Nomads of the Eurasian Steppe", Nature Communications, Mar 3, 2017, https://www .nature.com/articles/ncommsl 4615. pdf; Edward G. Pulleyblank, "The People of the Steppe Frontier in Early Chi nese Sources", Migracijske teme 15, no. 1-2 (1999): 35-61; Robert Drews, The Coming of the Greeks: Indo-European Conquests in the Aegean and the Near East (Princeton UP, 1988). Tarihçiler mesela S. A. M. Adshead (Central Asia in World His tory, Palgrave Macmillan, 1993) ve Peter Golden (Central Asia in World History, Oxford UP, 201 1) Avrasya'y1 temel anlamda dünya tarihine yeniden yerle�tirdiler. Bazilanrun modas1 geçse de Orta Asya tarihi ve kültürünün arka plaruyla ilgili birçok muhte�m kitap var. Rene Grousset'in The Empire of the Steppes: A History of Central Asia (Rutgers UP, 1970) kitab1, klasik bir metindir. Denis Sinor, ed., The Cambridge History of Early Inner Asia (Cambridge UP, 1990) kitaforun seçilmi� bõlümleriyle tamamlanabilir. Erken Dõnem Orta Asya'da ta�1ma teknolojileri için: Richard Bulliet, The Camel and the Wheel (Harvard UP, 1975). Daha yakm zaman için bakm: Beckwith, Empires of the Silk Road (1. Bõlüm okuma notlal'amela Kyle Crossley
•
39
n), ve Peter Frankopan, The Silk Roads: A New History of the World (Vintage Books, 2015). Karasal Avrasya ticareti için Janet Abu-Lu ghod'm Avrasya ticaret aguun 13. yüzytl Avrupa'srna etkisiyle ilgili çalu�mas1: Before European Hegemony: The World System A.D. 1250-1350 (Oxford UP, 1991). Daha yakm zaman için: James Mil lward, The Silk Road: A Very Short Introduction (Oxford UP, 2013). Giri� k1smmm okuma notlarmda verilen gõçebelik hakkm daki genel çah�malara ek olarak, Orta Asya gõçebeligiyla ilgi li belirli tarh�malar için: "Bronze Age Herders of the Eurasian Steppes", Encyclopedia.com, 2004, http://www.encyclopedia. com/humanities/encyclopedias-almanacstranscripts-and-maps/ bronze-age-herders-eurasian-steppes; Daniel T. Potts, "The Coming of the Iranians", Nomadism in Iran: From Antiquity to the Modern Era (Oxford UP, 2014). Mogol lann beslenme sm1rlanyla ilgili (burada bütün goçebelere uygun olarak onerildi): John Masson Smith Jr., "Dietary Decadence and Dynastic Decline in the Mongol Empire", fournal of Asian History 34, no. 1 (2000): 35-52. Avrasya'nm erken imparatorluklan için �u çah�malar fayda hdir: Matt Waters, Ancient Persia: A Concise History of the Achae menid Empire, 550-330 BC (Cambridge UP, 2014); Romila Thapar, The Penguin History of Early lndia: From the Origins to AD 1300 (Penguin, 2015); Nicola di Cosmo, Ancient China and lts Enemies: The Rise of Nomadic Power in East Asian History (Cambridge UP, 2004); John S. Major ve Constance Cook, Ancient China: A History (Routledge, 2016); Richard N. Frye, The History of Ancient lran (C. H. Beck, 1983, �urdan indirilebilir; https://archive.org/deta ils/TheHistoryOfAncientlran1983); Kamram Matin, "Uneven and Combined Development in World History: The Intematio nal Relations of State-Formation in Premodem Iran", European fournal of International Relations 13 (2007): 3, http://joumals.sage pub.com/doi/abs/10.1 1 77/1354066107080132; Nicola di Cosmo and Michael Maas, ed., Empires and Exchanges in Eurasian Late Antiquity (Cambridge UP, 2017); Caspar Meyer, "Discovering Greco-Scythian Art", Greco-Scythian Art and the Birth of Eurasia: From Classical Antiquity to Russian Modernity, ed. Caspar Mayer (Oxford UP, 2013), 1-38; Askold 1. lvantchik, "Early Eurasian Nomads and the Civilizations of the Ancient Near East (Eight h-Seventh Centuries BCE)", Mongols, Turks, and Others: Eurasian 40
•
Dcm ir Dog' i n Hükümdarlan
Nomads and the Sedentary World, ed. Reuven Amitai and Michal Biran (Brill, 2005), 103-128. Atlarm tarihi geni§çe yazilm1§ olsa da baz1 kaynaklar belirli incelemeleri vurgulam1§ bazilan ise daha genel ve bütünle§ik bir yakla§lffi sergilemi§lerdir. Ben, §U çah§malan faydah buldum: bozkirda at yeti§tirme ekolojisiyle ilgili yorumlanm çogunlukla Jos Gommans'm "Warhorse and Post-Nomadic Empire in Asia, e. 1000-1800", /ournal of Global History 2, no. 1 (2007): 1-21 çah§ masmdan hareketledir. Sava§ta atm kullamm1 için: Yaacov Lev, ed., War and Society in the Eastern Mediterranean: 7th-15th Centu ries (Brill, 1997). Erken Danem Mogolistan'da atm kurban edil mesi ve gomülmesi için Francis Allard and Diimaajav Erdene baatar, "Khirigsuurs, Ritual and Mobility in the Bronze Age of Mongolia", Antiquity 79 (2005): 547-563. Atlarm yürüyü§ünün ve rahvan gitmesinin kaynag1 için: Stephen Yin, "Vikings Possib ly Spread Smooth-Riding Horses Around the World", New York Times, August 10, 2016, https://www.nytimes.com/2016/08/ll/ science/horses-gaits-arnbling-vikings.html. Eyerin güreceli onemine kar§1t olarak üzengi ve eyer ile atm sosyal konumlanmayla ili§kisi için Pamela Crossley, "Flank Con tact, Social Contexts, and Riding Pattems in Eurasia, 500-1500", in How Mongolia Matters: War, Law and Society, ed. Morris Rossabi (Brill's Inner Asian Library, vol. 36, Brill, 2017), 129-146. Õzellik le atlarm Orta Asya goçebeleriyle ili§kisi için Denis Sinor, "The Inner Asian Warriors", /ournal of the American Oriental Society 101, no. 2 (Apr-Jun 1981): 133-144; ve Morris Rossabi, "All the Khan's Horses", Natural History 103, no. 10 (Oct 1994): 48. Aynca §U kaynaklara da ba§vururum: J. Spalinger, War in An cient Egypt: The New Kingdom (Wiley, 2008); Wendy Doniger, "The Tale of the Indo-European Horse Sacrifices", Incognita (Leiden) 1 (1990): 1-15; Kristen Pearson, "Chasing the Shaman's Steed: The Horse in Myth from Central Asia to Scandinavia", Sino-Pla tonic Papers 269 (May 2017), http://sino-platonic.org/complete/ spp269 _horse_myths.pdf; David Anthony, "Let Thern Eat Hor ses", NEWSLETTER, Institute For Ancient Equestrian Studies, no. 4/ Summer 1997, http://www.silk-road.com/artl/horsemyth.shtml; Robert Drews, Early Riders: The Beginnings of Mounted Warfare in Asia and Europe (Routledge, 2004); and Adam J. Silverstein, Postal Systems in the Pre-Modern Islamic World (Cambridge UP, 2007). !'ameia Kyle Cro>Sley
•
41
Edebiyatta ve sanatta iskender Romantizmi'yle ilgili çah� malar oldukça geli�mi�tir. �u çah�malar bana faydah oldu: J. A. Boyle, "The Alexander Romance in the East and West", Bulletin of the John Rylands University Library of Manchester 60 (1977): 19-20; Francis Woodman Cleaves, "An Early Mongolian Version of the Alexander Romance", Harvard /ournal of Asiatic Studies 22 (1959): 1-99; Richard Stoneman, Alexander the Great: A Life in Legend (Yale UP, 2008); Z. David Zuwiyya, ed., A Companion to Alexander Lite rature in the Middle Ages (Brill, 201 1 ); ve Baohua ve Oyun-Chimeg, "Compara tive Study on Mongolian Version of Alexander Roman ce and Folktales about Alexander in Persian Language," Sociology Study 4, no. 12 (Dec 2014): 993-1000 (Poppe ve Cleaves'in geçmi�e bak1� çah�mas1, iskender'in "boynuzlu ki�i" olarak Kur'an'daki anlahlarm tarh�Ilmas1m içerir). Bunun Cengiz'in ba�hca tarih ge lenegindeki etkisi için: "Alexander, Ja'a Gambo and the Origin of the Jamugha Figure in the Secret History of the Mongols Proceedings of the International Conference on History and Culture of Central Asia (lnner Mongolia People's Press, 2015), 161-176. Bana õyle geliyor ki Bukefalos'un temsili ile Buda'mn ah Kant haka (gerçekten sahibinin õlümden kaçmasma yard1m etmi�ti), en azmdan Kanthaka hikâyesinin (adi, Yunanca aktarma bir sõz cüge ilham vermi� olabilir) Budhacrita'daki M.Õ 2. yüzyildan ve M.S 3. yüzyddaki Mahavatsu el yazmasmdan kar�1hkh �ekilde etkili olabilirler. Avaghosa'daki tarh�maya bakm (Edward Ha milton Johnston, çeviren ve editleyen), Acts of the Buddha (Motilal Banarsidass, 1992), esp p. 61n3, and Reiko Ohnuma, Unfortunate Destiny: Animais in the lndian Buddhist Imagination (Oxford, 2017). Aynca, Peilin Wu, "Aesop's Fables in Ancient China," Central Asiatic /ournal 60, no. 1/2 (2017): 207-230. Uzun süreli varsay1ma güre, Yunan heykelciligi Hindistan'1 etkilemi�ti ve eger bõyleyse bu etki, Türk dünyasma, Mogolistan'a ve Kore'ye de yaydm1�h. Bu, õte yandan k1tanm bütün bõlgeleri arasmda s1k s1k tekrarla nan temaslar üzerinden üretilmi� bir ba�ka Avrasya olgusu ola bilir. Ta� heykellerin Avrasya boyunca dag1hm1, yakm zamanda tarh�dd1: Hayashi Toshio, Skythian and Xiongnu Nomadic Civili zation [Sukitai to Kyõdo yüboku no bunmei] (Kodansha, 2007); baz1 yorumlan, seramik ve kaya sanahnm içindeki sürekli kahplann daha geni� tarh�mas1yla saglarur, Andrea di Benedittis, "A New Perspective on the Analysis of Koguryo Wall Paintings lconog raphy", /ournal of Northeast Asian History 8, no. 1 (201 1): 123-145. 42
•
Dem i r Dag'm l lükümddrlan
iKiNCi BÕLÜM: KARARSIZLIK vrasya'run kar§1hkh geçirgenligi kendini, geni§ ve derin bir �ekilde kokle�tiren ve üstleri Orta Çag felsefesiyle kaplanan din ve felsefe tabakalanna nüfuz etmeye devam eden kendi ideo loji tarihinde iyi bir �ekilde gostermi�tir. Budizm, Hristiyanhk ve Íslâm tarihi, Orta Asya'dan gelen resmi dinleri, Hinduizm, Zer dü�tlük ve Maniheizm ile baglanhh birçok erken ideolojiyi bir birine kan§hran sürekli etki dalgalanyla damgalanmt§hr. Orta Asya'nm bu geli§melerdeki rolü, mekânla ve politik kontrolle daha az, k1ta boyunca s1k s1k meydana gelen kültürel degi§ toku §Un harmanlanm1§ etkisiyle daha çok ili�kilidir. Dini doktrinle rin tekrarlanan günlük konu§ma dili de Avrasya'nm onemli dini ideolojilerinin erken biçimlerinin zaman ve neden sonuç ili§kisi ile algmm kar§1hkh etkile§imi ve gerçeklik ile temei kavramlan payla§mas1yla güçlendirildi. Biz belli belirsiz bir ideolojik e�igi yakla§1k 12.000 yil once, Buz Devri'nin sonlannda tanmsal onermelerin Avrasya'mn bir çok k1smmda belirgin oldugu zaman gorürüz. Bu çag, Gobekli tepe ibadet bOlgesinin 1890'da Sibirya'da bulunan oyularak ya pilm1§ büyük ah§ap tann Shigir'in ve Baykal Golü civanndaki daha erken ekonomik ve kültürel sistemlerle aç1kça ili§kili diger arkeolojik kamtlarm çag1ydi. Bu bOlgelerin ve eserlerin anlam1, henüz bizim için çozümlenebilir degildir fakat karanhk yerlerde bulunan -derin sularda, odalarm ve tünellerin altmda, magara larda veya kuyularda- tannlann ve ruhlann evi olan (obür dün yadaki ilahlanyla uyumlu olarak) erken kozmolojik bir sistemin parças1 olabilirler. S1khkla, konu�abilen veya farkh bir §ekilde insanlarla sohbet edebilen yilanlarla ve sürüngenlerle ili�kilen dirilen (ve buna bagh olarak magarada ya§ayan ejderhalar) bu konularm çogu, bilinen folklorda kõrelmi§ bir §ekilde temsil edilmektedir. Bu erken donem dü§üncesinde hayat, karanhktan gelmi§ti. Bo§luktan akanlar gece gogünde, Samanyolu'nun yol
A
l'JmdJ
Kyle Crossley
•
-13
oldugu yerde ve bir adada veya Olüleri ve tak1myild1zlanru içi ne alan bir nehirde, Paleolitik Çag kültürlerinde bilinen tannlar veya kahramanlarda aksetti veya devam etti.
Karanhktan Aydmhga Kamtlar, Avrasya'mn -ve dünyadaki diger birçok bõlgenin Paleolitik Çag insanlanmn �amanist oldugunu gõsterir. Bu da onlann hayvanlarm ruhundan, agaçlardan, daglardan ve avda, sava�ta veya hastahklan iyile�tirmede yararh olduguna inamlan sulardan yard1m alarak maddi dünyadan manevi dünyaya seya hat edip geri dõnebilen õzel ki�ilere inand1klanm gõsterir. Birçok baglamda daha sonra hanedan yõnetimi kavram1yla kendi etra f1m sarabilecek soya tapmak da vardir. Tanm Avrasya boyunca yaygm hâle gelene kadar -M.Õ. 7000'den SOOO'e denebilir- bir çok manevi sistem, aydmhg1 ve karanhg1 degí�tirme kavramma dayahyd1. Karanhk ve gõlge; karma�a, korku, aldatma, cehâlet ve õlümle ili�kilendirilirdi. Güne�i, �afag1, gündüzü, gõkyüzünü ve ate�í içeren aydmhk ise bilgi, ilham, kutsalhk ve õlümsüzlük demekti. Daglar ve agaçlar õzeldi. Her biri gõlgeye bagh yeryü zünden kaynaklamrd1 fakat gõkyüzüne eri�ir ve kutsala yakm la�mak için insanlara yol gõsterirdi. Bu dini sistemler, olaganüstü evrenin mutlak y1k1mmm tek alternatifi veya insanhgm kõtülük güçlerine olan esaretinin de vam1, son felaketle yüzle�me hakkmda ciddi ve 1srarc1 bíçím de k1yamet odakh (eskatolojik) inançlard1. Bu gibi genelle�ti rilmi� manevi kavramlar, Avrasya'daki kozmolojik dü�ünceyi modem zamana kadar etkilemeye devam eden ikicil ideolojiler tarafmdan (bazen Bronz Çag'da) bírle�tíríldi. Mevsimsel, y1lhk ve biyolojik ritimler, alternatif z1ttmm soyut suretleri, zay1fhk ve güçlülük, verimlilik ve verimsizlik, s1cak ve soguk, erkek ve kadm, ya�am ve õlüm içinde düzenlendi. Fakat ikiliklerin en yaygm ve yogun olam, en erken noktadan beri hakikat ve ya lan, bilgi ve madde, iyi ve kõtü arasmda kar�1la�hrma mücade lesi olarak temsil edilen aydmhk ve karanhkh. Neolitik Çag'da -tanmm çe�itli noktalarda ortaya ç1k1p yay1ld1g1- dogal ikilik ideolojisi, Güney Asya'da Jainizm ve Hinduizm'den õnceki, Hint-Avrupa dininin erken altyapilarmm unsurlan hâline gel di. Aynca milattan õnceki ilk bin yildaki bütün Çin felsefesinin 44
•
Dem i r Üdg' m Hükümdarlan
atas1 olan Çin'in eski yang (1§1k) ve yin (karanhk) dü§üncesinde güçlü bir §ekilde temsil edildi. Eski tarihlerde Hindistan'm Vedalar metinleri (milattan õnce birinci ve ikinci bin ydda çe§itli formlarda, vahiy veren bir biçim de yazdm1§ rivayetler koleksiyonu), aydmhk ve karanhk dininin erken bir kodlamasm1 gõsterir. Ate§ ibadeti, hayvan (çogu kez at) kurban edilmesini de içeren dini tõrenlerin (bir uyu§turucu yar d1m1 henüz kesin olarak tespit edilmedi) rnerkezindeydi. En üst seviyedeki tann, Agni, ate§ ve aydmhkla temsil edilir. Evrenin daha küçük tannlan onun etrafmda belirsiz baglarla, asil aydm hkla ve digerleriyle belirsiz ili§kilerle dola§h. Veda geleneginin geli§irninde tannlann çogu, nihayetinde belirli degerlerle veya sosyal sm1flarla ve õzellikle insanhk tarihine sebebiyet veren unsurla tammlanddar. Bunlarm ba§mdaki sava§ÇI Índra, kanla ve õlümle ili§kilendirilir. Oü§manlanyla mücadelesi sirasmda maddi dünyay1 meydana getiren indra, yarahh§m ve y1k1rnm gücüdür. Agni'nin kesín olarak rakibi degildir fakat küçük ruh lar -asd yeryüzü ruhu neslinden olanla-, asuralar ve yeni yükse len ruhlar, devalar arasmda devam eden sava§larm k1§k1rhc1s1 ve bag1§ç1s1d1r. Planlan ve sava§lan, insanhk tarihini canlandiran korkuyu, karma§ay1, nefreti, §ehveti, hirs1 ve §iddeti meydana getirir. Daha sonra bu erken tanrn dininin unsurlan, çe§itli yerel efsanelerle ve Hinduizrn'i olu§turan inançlarla birle§tirildi. iran'm erken dõnerninde benzer efsaneler ve kozrnolojik dü §ünceler, nihayetinde Orta Asya'da kõkle§en ve üstüne yerle§en dini sistemleri §ekillendirmeye devam eden Zerdü§tlük içinde aynld1 ve safla§hnld1. Kurucusu Zerdü§t'ün2 ya§ad1g1 tarihler tarh§rnaya aç1khr fakat ona atfedilen din, M.Õ. 6. yüzyilda An tik iran imparatorlugu'nun eserlerinin Zerdü§tlügün imparator luk ekolünün parças1 olduguna dair kamt sunmasmdan birkaç yüzyd sonra ortaya ç1km1§ kutsal kitab1 Avesta'da edebiyat for munu olu§turmu§ ve iyi tan1rnlanrn1§ ilkelere sahipti. Aydmhk ve karanhk, ayn kõkenlere sahip rnutlak degerlerdir ve insanlar tarafmdan da algdand1g1 gibi, dünyada sürekli çah§ma içindedir. Metinlerde yüce aydmhk ruh, genellikle daha erken Mezopotarn ya'da bilinen kutsal isímlerin uyarlamas1 olabilecek Ahura Mazda 2
Yazar, kurucusu Zoroaster veya Zarathustra demi� fakat Türkçede ikisinin de anlam1 Zerdü�t'tür. (Çevirenin notu)
l 'a mela Kyle Crossley
•
45
diye adiandmhr. Ahura Mazda, ikiz ruhlann, Spenta Mainyu ve Angra Mainyu'nun yarahc1s1dir. Spenta Mainyu, iyiligin gücü ve 1�1gm koruyucusu; Angra Mainyu ise maddi dünyarun yarahc1s1 ve Ahura Mazda'nm dü�man1dir. Ehrimen diye de bilinen Angra Mainyu, dünyadaki 1shrabm kaynag1 ve tarihin üreticisiydi. Ang ra Mainyu'ya kar�1 giri�tigi sava�ta Ahura Mazda, sadece Spenta Mainyu'dan degii, ar�iarmda kendi iradeieriyie maddi dünya bo yunca çah�an ve 1�1gm bütün formiarrm yok etmeye kararh ib lisierin de oidugu tanniardan da yard1m aidi. Çah�manm sonu, Angra Mainyu'nun/Ehrimen'in maddi dünyasmm y1kim1 ve ev rendeki gerçek aydmhgm aç1ga ç1kmas1yla sonlanacakh. Avrasya efsaneieri, dünyadaki sei baskmmm insanhgm yeniden dogu�u nu saglayan durumu yarathgma dair insanl1k gelenegini payla �1rken insanhgm serbest kah�1 yoluyla evrensel yangm felaketini belirgin derecede bir ortak on sezi olarak vurguladilar. ister su ister ate� yoluyla oisun, serbest kah�la Avrasyah y1k1m tamm1, er ken zamanlardan modem zamana kadar kahc1yd1. En büyük ve en dayamkh Avrasya dinlerinin hepsi, aydmhk ve karanhk arasmdaki uzia�maz ili�kiyi niteledi veya muallakta birakh. Bununla birlikte a�ag1da inceieyecegimiz gibi, aydmhk ve karanhgm daha eski inam�lan birle�tirilemez, uzia�hnla maz, tamamen yok edilemez. Halkta ve heterodoks dinde tarih boyunca Avrasya'ya yayilan hiyerar�ik dini inam�iarm temei yapilanm etkileyerek yeniden ortaya ç1kar. Bu temei, iyilik/ha kikat (aydmhk) ve kotüiük/aldatma (maddi dünya) arasmdaki mücadeie kavrammm Otesinde iki sistem de iyiligin gücüne on cüiük etmeyi sürdüren evrenin tek gerçek yarahc1s1 (çok say1da tannlar oisa da) oidugu inanc1 tarafmdan �ekillenir. Daha sonra bu kozmolojiden türeyen çe�itli inançlarda, evrenin yaratms1 gerçekte yeryüzünün veya insanhgm yarahc1s1 degildir. Bunun yerine güçiü bir yarahc1 güç -indraca, Ehrimence, �eytanca, in sanl1g1 kontrol eden "küçük tann" -, iyilik ve kotülük arasmdaki mücadelenin ve insanlann sadece gerçek yarahc1ya çagnlanyia kurtuiabildikieri dü�manm ve yeryüzü hapishâneierinin yik1m1na duyulan ozlemlerinin k1�k1rhc1s1dir. Zerdü�tlük aynca neden sonuç ili�kisinin (ileti�im, donü�üm) Mitra, kutsal elçi, �klinde sorgulanmasma da deginir. insâni meseleleri Ahura Mazda'nm israrh gerçegine, ozellikle sozle�meyi ve arkada�hg1, hükümdar iara ve soyiuiara ise vefa davram�ianm getirmekie sorumiudur. 4f,
•
l lt · m i r
ft,1 g'm Hükümdarlan
Õgretmenler ve Peygamberler Antik aydmhk/karanhk kozmolojisinin en ba§anh gõzden geçirilmi§ hâli, Kuzey Hindistan'da geleneksel olarak M.Ô. 560'tan M.Õ. 480'e tarihlenen Sidarta Gotama'mn õgretisiyle or taya ç1kh. Ôlümünden sonra "Buda" veya "Uyanm1§ Ki§i" diye bilinir. Zerdü§t'ün aksine Sidarta, Avrasya ikiligine bir hayli soyut bir yakla§1m geli§tirdi. Yarahc1 ruh yerine, bütün gerçek ligin kaynag1m yüce ve s1mrlandmlmam1§ (gõrsel veya sõzlü biçimde l§lk tarafmdan temsil edilen) bir bilince i§aret etti. Fa kat hpk1 Zerdü§t gibi Sidarta, inanca, insan ishrabmm kaynag1 olarak maddi dünyamn bir gerçekligi gõzüyle bakti. lshrabm sonlanmas1 için, insanlar, k1smen meditasyonla ve yamlgmm zorbahgmdan kendilerini õzgür birakarak yüce bilinçle ileti§im kurmay1 ba§armak için zihinlerini disiplin altma almay1 seçme liydiler. Seçim, aydmhg1 takip etmek veya saf bir §ekilde maddi dünyaya baglanmak olabilirdi ve Sidarta, bireysel kaderi, her kesin kendi ellerinde gõrürdü. Sidarta, neden-sonuç ili§kisini Mitra'daki gibi ki§ilik yerine, ki§ilik dt§t ve hâkimiyetsiz yasa (dharma) addederdi. Aydmhga ula§mada ba§ans1zhga ugrayan ki§iler, maddi dünyada tekrarlayan yeniden dogumlara, kendi kurtulu§lanna ula§may1 ba§arana kadar kmlmayan bir zincire mahkum edilirdi. Maddi ishrabm baglarmdan evrensel kurtu lu§ veya õzgürlük, Budistlerin uzak gelecekte farz ettikleri ol gusal evren sona erene kadar meydana gelemezdi. Budizm' in mezhep õgretileri zaman içinde Hinduizm'in aydmhk ve ka ranhk güçlerle mücadele hikâyeleriyle birle§ti. Devalar, Buda ve insanlan aydmlanma mücadelelerinde korumak için sava$ç1lar olarak geri dõndüler. Asuralar, karanhgm ordusu olarak geri dõndü ve maddi dünyanm aldatmacasmm yok edilmesi, Bu dizm'in birçok mezhebinin temeli hâline geldi. Kuzey Hindistan'dan Orta Asya'ya ve buradan hem doguya hem bahya yay1lmasmdan õnce bile Budizm, iki farkh dü§ün ce tarz1 geli§tirmi§ti. Theravada, yani "ya§hlann õgretisi", Bu da'mn õlümünden kisa bir süre sonra onun takipçileri arasmda en eski dogmatik ahitler olarak dile getirildi. Bu õgreti, evrensel kurtulu§ için degil, sadece kaderi belirli seçkinler için õn gõrü de bulundu. Farkh dini bir tarz aç1ga ç1kard1; sofu, s1k1 s1k1ya ikicil, inzivaya çekilmi§ õgreti e§liginde kutsal kitaba yõnelmi§ (hem Sanskritçede hem Palide). Theravada dogmatik bir sistem l 'omela Kyle Cro5'ley
•
47
olmasma ragmen baskm kalmadi. Yaygm etkiye sahip gerçekli gin dogas1yla ilgili ontolojik spekülasyon gelenegini, Budizm'e miras b1rakti. Theravada'ya ruzhca meydan okundu. Sonunda Hindistan'daki ve Orta Asya'daki yeri, Mahayana, yani "büyük ta�1yic1" tarafmdan almd1. Mahayana'mn temel serbest gorü�lü lügü, Avrasya boyunca kolayca yerel tannlarm ibadetlerini ve kutsal metnin yerel dillere çevrilmesini birle�tiren halka ait bir din �ablonu sagladi. Tüm Orta Asya, Güney Asya ve Dogu Asya'ya ilaveten iran ve Irak'1 da en yüksek seviyede kucaklayan Mahayana dünyas1, Güney Asya'mn yaz1h metninin içinde birkaç ki�i tarafmdan bilinirdi. Fakat çok fazia yeni din kaynag1 yerel dillerde (ço gunlukla Çince) olu�turuldu ve geni� olçüde yayildi. Mahaya na'nm serbestligi, kutsal metni tamamen geride b1rakmaya ve bir cümle ya da bir kelime soyleyerek anhk aydmlanma için Bu da'mn �efkatine dayanmaya kadar geni�letilebilirdi. Budizm'in bu popüler mezhepleri, ozellikle Mogol hâkimiyeti doneminde Orta Asya ve Dogu Asya'nm kültürüne donü�tü. Mahayana'nm yerel tannlannm konaklamas1 büyük õlçüde aydmlanm1� bir ruh olan büyük Budist erdemi �efkatle motive edilmi�, kurtu lu�a ermeyi reddedip bunun yerine ba�kalanmn kurtulu�unda aktif kalmay1 tercih eden bodhisattva'nm medyumu arac1hg1yla ba�anyla sonuçlandi. Kavram, Zerdü�tlügün "güzel ruhlarm daki" (amesha spenta) atas1 olabilir. Mahayana bodhisattvalar hem comert hem de ofkeli bir tezâhüre sahipti. Mesela sab1r ruhlan, ofke ruhlan tarafmdan devam ettirilen çõzümlere sa hipti. Aynca Zerdü�tlük gibi Budizm'in yard1m ruhlan da ken di açilarmdan ister iyiliksever ister korkutucu olsunlar, her za man maddi dünyanm son y1k1m1 ve esir ruhlarm õzgürle�mesi için çah�1rlar. Ruhsal koruma kavram1 (Mauryan imparatoru Ashoka õrnek almarak M.Õ. 304-232), krallarm ve imparator larm dini i�levine paralel biçimde bodhisattva tarafmdan yerine getirildi. Buda'nm arac1s1 olarak hükümdar, insanhga aydmhg1 getirmek için çah�mahydi. Mahayana rahipleri, ruh korumanm krala devleti yõnetmede yard1mc1 oldugunu ve halkm zarar gürmesine engel oldugunu iddia ederlerdi. Bu fikre dayanan devlet mezhepleri, M.S. 5. yüzyildan itibaren Çin Kralhg1'nda güçlüydü. Buradan Kore'ye ve soma 7. yüzyilda Japonya'nm ilk birle�ik yonetimine yay1ldi. Avrasya'nm Türki ve Mogol hâ48
•
Ül'm i r
D.ig' 1 1 1 Hükümdarlan
kimiyeti dõneminde de Budist kraliyet gelenegi geni�letilmeye ve güçlendirilmeye devam etti. Avrasya'run bah smmndaki aydmhk ve madde, iyilik ve kõ tülük ile ilgili benzer birçok içerik, Yunan felsefesinde de belir gindi. Felsefi ikilik, Platon'un (M.Õ. 425-347) kariyeriyle birlikte kanunla�ma derecesine geldi. Platon'un çah�mala mun bütünlü gü -baz1 yazdannm kay1p olup olmamas1 degil, gerçek õgretileri nin ne kadanmn yazdanna bagh oldugu- günümüzde tarh�ma hdir. Bugün s1khkla Pisagor'un efsanevi suretiyle ili�kilendirilen gizemli ve muhalif Yunan tarikatlarmm pratikleriyle uyumlu baz1 õgretilerini, ayncahkh üyeler halkas1 için saklam1� olabi lir. Platon, büyük Avrasya tarzmda düalist ve idealistti. Maddi dünyay1, gerçegin soyut ve manevi dünyasmm aksine varolmu� sahtekârhk addederdi. Õncelikle onun veya onun muhatabmm/ õgretmeninin sürekli etkilerinde ve ç1kanmlarmda (konu�ula maz veya yaz1lamaz olsa bile) gerçek aç1ga ç1kana kadar meydan okumak, ele�tirel ve diyalektik dü�ünceyle me�gul olarak alda hc1 gõrünü�ün ardmdaki gerçegi kavrama yollanm õgrenmek, bilge adamm yükümlülügüydü. Õlümsüz ruha (tin -neredeyse Zerdü�t'ün mainyu inancmm anlamsal e�degeri-) olan inanc1, Hint-iran dü�ünceleriyle akrabahk gõsterir. Platon'u etkileyen benzer geni� ak1mlar, birkaç yüzyd sonra Levant ve Anadolu boyunca varolan dini tarikatlan da �ekillen dirmi�ti. Birçok dini mezhep, ikicil teorilerin metafiziksel ama insan kavray1�1 tarafmdan sezgisel olarak ula�dabilen gerçegin temsili, maddi zamanm gerçek d1�1hg1 ve kutsalla ili�kinin sonu cu olan õlümsüzlükle etkile�imleri yoluyla üretildi. Gizli õgreti lerin çok say1da birle�mi� fikri, kutsal metinlerin yanmda sõzlü biçimde aktanld1. Bunlar arasmda, milattan sonra ilk yüzyilm ikinci yansmda ilk õnemli dogmatik toplumlanm Roma Filis tin'inde õnceden ya�am1� õgretmenlerle ilgili yazilarla Anado lu'da üreten Hristiyanhk vard1. Õgretmen isa, kendinden õnceki Sidarta, Sokrates ve Konfüç yüs gibi yazar degildi. isa, nakledilmi� õgretileri yoluyla bilinirdi ve havârilerinden en az birinin naklettigine gõre, neredeyse hpk1 Platon gibi en ciddi ilklerini alenen ortaya ç1karma niyeti yoktu. Maddi hayahn sahteligini, 1�1gm yans1malanyla iletilen gerçe gi, insanm dua ve tefekkür vas1tas1yla dogu�tan gelen gerçegi kavrama yetenegini ve kutsalm kavranmasmdan kaynaklanan l 'Jmela Kyle Crossley
•
49
ruhani õlümsüzlügü õgretti. i sa'mn hayatmm geleneksel tarih leri onu, yorumlan Yunan idealist felsefesinden etkilenmi� olan Yahudi kutsal kitap âlimi Philo Judaeus1a (M.Õ. 15- M.S. 45) çag da� yapar. i sa ve Hristiyan âlimleri, as1rlardir Yunan felsefesinin, iran dininin ve Budizm'in Hristiyan õgretileri üstündeki olas1 et kileri üzerinde dü�ünüyorlar. Bazen hayalci bir �ekilde olsa da isa'nm geçici olarak Hindistan veya Orta Asya'da etosu ve daha eski dinlerin tasvirini kavramak için ikamet ettigini sõylerler. Daha geleneksel olarak isa'mn sofu, vejetaryen ve e�itlikçi, iran ve Orta Asya kozmolojileriyle yozla�m1� beden üstünde aydm lanm1� aklm, k1smen meditasyona dayanan zafer programmdan etkilenen Essení:ler1e ili�ki kurdugu ve baglanhh mezhep olan Nasrâniler1e yakmla�m1� olabilecegi varsay1mmda bulunulur. Bununla birlikte, bu ili�kiler, Hristiyan inancmm Avrasya'nm yaygm aydmhk ve karanhk ideolojileriyle mevcut benzerlikleri ni aç1klamak için gereksiz gõzükür. Hristiyanhgm Yunanistan, iran veya Hindistan1a kolayca ili�kilendirilebilen nitelikleri, dar bir kar�da�ma ve ticaret üzerinden anla�damaz. Neolitik zamandan beri hepsi, Avrasya'mn gene! manevi kurgusunun parças1d1r. Zerdü�t'ün, Sidarta'nm veya Platon'un isa'ya (veya yazd1klan isa'y1 milyonlarm õgretmeni yapan kilise kuruculan na) etkisi olup olmad1g1 daha az sorgulanirken, hepsinin aym veya benzer tesirlerden etkilenip etkilenmedikleri daha fazia sorgulamr. Kadim Avrasya'da Zerdü�tlük, Budizm, Platonizm, Taoizm, Konfüçyüsçülük ve Hristiyanhk yerel ve birbirleriyle di yalektikti. M.S. 4. yüzydda Hristiyanhk Roma imparatoru Kons tantin tarafmdan seçildigi zaman, bu yerel õzellikler, Akdeniz'in "Mitraizmi" de (burada Roma askerleri arasmdaki versiyonu Antik Hint-iran yükümlülük tanns1 Mitra'dan gelen tarikat an lammdadir) içeren yaygm dinleriyle beraber iç içe girmi�ti. Ana dolu'nun ve Levant'm d1�mdaki ilk Hristiyan toplumlar, Güney dogu Hindistan'da (õzellikle Kerala) ortaya ç1kh ve bu bõlge ile Basra Kõrfezi arasmdaki sürekli ticari ili�ki, erken dõnem Hristi yanhgm etkisindeki Dogu'da ve Budizm etkisinde kalan Bah'da çift tarafh bir kanah olu�turabilirdi. Benzer ve daha kapsamh birle�im, i ran dini lideri Mani'nin (M.S. 216-276) hareketini ortaya ç1kard1. T1pk1 eski dinler gibi Mani'nin ibadeti de dogrudan yüce tann �eklindeki aydmhga yõneliktir. Mani kendini Âdem1e ba�lay1p Musa, Zerdü�t, Buda 50
•
Demi r Da g ' m Hükümdarlan
ve isa ile devam eden uzun peygamberler s1rasmda sonuncu ola rak tarumlar. l§tgm karanhga kar§I mücadelesinin son zaferini, insanhgm kurtulu§unun tek umudunun aldahc1 maddi dünya y1 tamamen a§mak oldugunda 1srar ederek dogrular. Bu, ki§isel zevklerden armma (bekârhg1 da kapsayan), yemeden içmeden kaçmma (et, alkol ve fiziksel keyiflerden) ve toplumdan geri çe kilme yoluyla ba§anlabilir. Bununla beraber gerçek ozgürlük, sadece aydmlanmanm ve olümün zaferiyle gelir (Mani aslmda Zerdü§t ortodoks otoriteleri tarafmdan idam edildi). Aydmlan ma olmadan olüm, sadece yeniden dogu§u ve kederin devamm1 getirir. Sonraki yüzy1llarda organize olmu§ bir din olarak Ma niheizm'in etkisi, Hristiyanhk'm ve islâm'm baz1 formlarmdaki devam eden etkisine ek olarak, Avrasya medeniyetinin damgala nndan biri olmaya devam etti. Budizm'in fikirleriyle güçlü ben zerliklerine ragmen birçok takipçisi (bir müddet Hippolu Au gustinus'u da (o. 430) içeren) kendilerini Hristiyan addederken Mani, kendini oncelikle Zerdü§t addeder. Elbette Bizans impara toru 1. Justinianus'un Maniheistleri heretik olarak yasadt§I ilan ettigi 6. yüzytl ba§larma kadar onlarm dini Hristiyanhgm sapkm bir hâli addediliyordu. Avrasya'nm en güncel temel dini gelenekleri, erken Avras ya dini kültürlerinin temei kaygilanna derinden zit tutumuyla islâm'd1r. Baz1 yonleriyle Orta Asya'nm degil, Arap Yanmada s1'nm ürünü -Yahudilikle yakm akrabahg1- oldugu fark edilebi lir: Cennet (Farsça kelime "bahçe" ve muhtemelen M1sirhlarm, "sad1klarm sonsuz evi" inancma dayanir) gokyüzünde degildi. Dindarlarm belirlenen günde bedenlerinin dirili§inden sonra girmelerine izin verilebilecek dünyevi hayatm mükemmelle§ti rilmi§ çok tabakah bir bahçesiydi. Fakat hpk1 Avrasya'nm tama mmdaki erken dinler gibi islâm da orijinal, iyi ve kotü arasmdaki mücadeleyi yoneten yarahlm1§ bir bilinç farz eder. Bu sava§a ko§ullarm meydana gelmesine sebebiyet veren- kahlan güçler, bütün Avrasya geleneklerindeki gibi yarahcmm kendisinden tü rer. Bu ikincil ozneler, Zerdü§tlük'teki veya Platonizm'deki gibi ruhlar veya zihinler diye adlandmlmaz, elçi al-mala 'ikah diye ad landmhr. Benzer kelime (mal 'akim) yüzyillarca Tevrat'ta kullantl d1 ve bu elçi olarak ruhsal oznelerin ozel anlam1 daha onceden Yunancaya ve Latinceye (angelos) ithal edilmi§tir. islâm'm Su fizm gibi baz1 gelenekleri, hayatlan boyunca inançlarmda emsal l '.111\\:IJ Kyle Crosslcy
•
51
olan mucizeler gõsterebilen evliyalan (veliyullah "Allah dostu") kabul eder. Ortodoks Íslâm, ibadete Tann'dan ba�ka herhangi bir mevcudiyet yüklemese de baz1 mezhepler evliyalarm üstünlü günü Tann'ya yakla�mak için güçlü bir araç addeder. Belki is lâm'm Arabistan d1�mdaki Bah Avrasya'yla ileti�iminin en güçlü i�areti, kendi peygamberi Muhammed'in sonuncu oldugunu ve kutsal kitab1 Kur'an'da ortaya ç1kard1gm1 iddia etmesiyle Mani tarafmdan düzenlenen peygamberlik soyunu kapsam1�h.
Bilgi ve Kurtulu§ Sidharta zamanmda ve biraz sonrasmda Budizm'in daha sonraki teologlar ve tarihçiler tarafmdan "gnostik" diye ta mmlanabilecek niteliklere sahip olduguna inamhr. Yunanca "bilgi" kelimesinden türeyen gnosis (ruhani bilgi) kelimesi, Hristiyanhgm formlanyla ili�kili olarak milattan soma ikinci ve üçüncü yüzy1llarda belirginle�ti. 1945' te M1sir'da ke�fedilen Nag Hammadi Yazmas1 Koleksiyonu'nda ortaya ç1kh. 19. yüz y1ldaki Hristiyanhkla ilgili bilimsel çah�ma, Hristiyan gnos tisizminin kozmolojisinin Zerdü�tlük'te veya Budizm'de bile belirli kõkenlere sahip oldugu varsay1mmda bulunan gnostik inancm fazlas1yla yayilmac1 bir modeli olarak kuruldu. Fakat Nag Hammadi Yazmalan, aslen erken Hristiyan toplumlarmm kendisinde yaz1h ve sõzlü baglanh kurulan Hristiyan gnostik dü�üncesinin geli�imini ortaya ç1kard1. Avrasya inanç sistemi gibi erken Hristiyanhk (veya Hristiyanhklar ), gerçegin sadece yogun uyam� tecrübesi yoluyla ve maddi dünyanm yok edil mesiyle sona erebilecek aydmhk ve madde arasmdaki evrensel bir mücadeleyle kavranabilecegi israrma, karanhk ve aydmhk arasmdaki mutlak bir farkhla�ma kavramsalla�hrmas1 olan sa y1s1z ve yaygm kaynaklara sahipti. Hristiyanhk içinde gnostik sõylev için belge temelinin ke�fi, k1tasal bak1� aç1smdan yerel baglam içinde gnostik armmanm aydmlanmasmm õtesinde az bir õneme sahip gõzükür. Erken inanç sistemlerindeki Hristi yan gnostik unsurlannm belirli kaynaklannm õzelliklerine bak mak için muhtemelen hiçbir zaman ciddi bir sebep olmam1� tir. Sonraki bõlümlerde ileri sürelecegi gibi, gnostik kavrama ve gõçebe fetih rejimi tara fmdan dini hiyerar�ilerin kapsamh otoritelerinin altmm oyulmasmdan sonraki gnostik entelektüel 5�
•
Dcm i r Dag' m Hükü mdarlan
yontemlere donmek, erken modem tarzm ortaya ç1kmasmda onemli bir faktõrdü. Erken Budizm1e ili�kili olarak bu gnostik benzeri nitelikler, açik �ekilde bir tarafta usta, geli�mi� veya seçilmi� (õr. "bilgi" sahipligi) addedilenler ve diger tarafta ogrenciler, araylCllar veya siradan (geçici veya kahc1) ki�iler addedilenler arasmda aynlm1� dini toplumlan içerirdi. Seçilmi�ler arasmda ogretim, genellikle gizli, muhtemelen sozlü biçimde iletilirdi ve derslerden, dinle yicilere sunulan yazdardan ayn tutulurdu. Toplumda baz1 ki�i lerin kaderinde aydmlanmamn oldugu ve digerlerininkinde ol mad1g1 dogaüstü hiyerar�inin bir yans1masma inamhrdi. Bu tür bir kader Tann'mn her �eyi bilmesiyle ilgiliydi. Tannmn bildigi zaten oluyordu ve degi�tirilemezdi. Azizlerin, comert hükümdar ve ogretmen s1fahyla çe�itli rolleri, erkegin dünyasmdaki Mitra benzeri kutsal üznenin ozelligiydi. Kutsal olanlar, aydmhgm ta �1tlan ve maddeyi a�anlardi. Yunanistan, iran ve Hindistan'm en erken sanatsal gelenekleri, disklerin veya 1�mlann kümele ri kafalarm etrafmda donse de donmese de s1k s1k hâleler be timlerdi. Maddeden yapdan kutsanmam1�lar, aydmhg1 saptmr ve karanhkta kahrd1. Bu tarz gnostisizim, milattan sonraki son yüzyilda Bah Avrasya'da yaygmdi. Zerdü�tlük, Budizm, Yuna nistan'da Platonizm ve Levant dini hareketlerindeki mezhepler, hepsi gnostik bir egilim gosterdi ve Hristiyanhgm huna bag1�1k hk kazanabilecegi beklenmiyordu. Avrasya'mn dinlerindeki belki de en onemli gnostik etki, gerçek ve ku�ku üzerine sorularm sabitle�mesiydi. Sonuç itiba riyle zihin -algmm ve aynmc1hgm yeri- s1khkla birçok dini agm resmi gnostik ekollerinin yazilarmda nesnele�tirilir ve çozümle nirdi. Maddenin aydmhkla ili�kisindeki dü�üklük ve hilekârhk, madde alg1smm zihnin yans1tmas1 oldugu veya kendi yaratm s1, amac1 ve gerçekligine sahip olup olmad1g1 sorusunu sordu. Hinduizm'de, Yahudilik'te, Platonizm'de, baz1 Hristiyan mez heplerinde ve islâm'da ula�ilan genel çozüm, maddi dünyanm bir kaynaga veya aydmbk ve gerçegin kaynagmdan farkh olarak meydana getirilmi� zekâya sahip olmas1 gerektigidir: indra'mn, Ehrimen'in, $eytan'm veya Platon'un evrenin yarahc1smm rolleri de Prometheus ve Wayland gibi kutsal demircilere dayandmhr. Bu meydana getirilmi� -veya bazen harfiyen kumaz zanâatkârhk eseri- maddi dünyamn tannlan, her nedense ya gerçek evrenin l'.unda Kylc Crosslcy
•
53
büyük tannsma kaç1rulmaz bir ;;ekilde kafa tutar veya yanh;;hkla bir noktada onunla mücadeleye girerlerdi. Dünyaya gõz koyan tanrmm birincil arac1, insanlan karma ;;ayla veya sahte sadâkatle bagh tutan câhilliktir. Gnostik etki ler, manhk yollarm1 kurup alman õgretileri test edebilmek ve ortodoks otoriteleri y1kabilmek amac1yla s1k s1k dinlerin zihni maneviyatm gerçegini (gerçekten "uyanm1;;" ve "aydmlanm1;;" olmak) algdamak için ko;;ullu ilkelerinin ve ritüellerinin içinde gõrülürdü. Sidarta'nm õldügü yüzyd içinde Budist filozoflar zihnin maddi dünyanm yarulsamasm1 nasd olu;;turduguna dair karma;;1k ama ikna edici varsay1mlar geli;;tirdiler ve hatta ger çegin teorilerinde zihnin kendisini asd gerçek olarak sundular (bkz. 9. Bõlüm). Hristiyan geleneginde ";;üpheci Thomas" figü rü, gnostik sorgulamanm prototipik ;;ampiyonudur. 4. ve 5. yüz y11larda ;;ekillenen Thomas'm Elçilik i;;leri ve Thomas'm incil'i, (ayn sebeplerden) Hristiyan diní: nizammdan di;;landi. Gnostik ler, isa'nm hem insan hem de tannsal olabilirligi fikrine kar;;1 geldikleri için, Hristiyan kilise liderlerinin dü;;manhgm1 çekmi;; gõzüküyorlar. Aydmhk ve karanhk kõken, doga ve kader olarak birbirlerinden ayn olduklan için isa'nm hem insan hem tannsal olamayacagmda israr ederlerdi. Baz1lan, onun insanhgm en iyisi oldugunu ama tannsal olmad1gm1 õne sürerdi. Digerleri, Mani heizm manhgm1 takip ederek, isa'nm tamamen tannsal oldu gunu, bu yüzden gerçekte çarm1ha gerilme veya dirili;; ac1s1 çe kemeyecegini iddia ederlerdi. Bu gruplar, çok say1da ve yaygm olsalar da, 4. ve 5. yüzy1llarda nihayetinde isa'mn hem tannsal hem insan oldugu ve kutsal "üçlü" (Vedalar'm ve Zerdü;;tlügün kutsal kitab1 Avesta'mn baz1 antik yõnleriyle benzerlikler payla ;;an) ilkelerini ortodoksla;;hran Roma dogmatik konsüllerinden di;;landilar. Bu aydmhk ve karanhgm daima ayn olan ili;;kilerine dayànan õgretileri sorgulayan gnostikler, heretik ilan edildiler ve daha sonra evlerini Roma ve Bizans hâkimiyetinin uç noktas1na ya da hâkimiyetlerinin d1;;mda Suriye, M1s1r, iran, Afganistan, Kuzey Hindistan, Orta Asya bozkm ve Çin gibi yerlere ta;;1ddar. islâm da gnostik modelle sava;;ir. Kur'an, isa'mn çarmiha ge rilme veya dirilme eziyeti çekmedigi gibi hayatmm gnostik bir yorumundadir. Daha geni;; bir ;;ekilde islâm, õnceki Budistler ve Hristiyanlar gibi sezgi yoluyla ke;;fedilen inancm dini hiyerar ;;i olmadan Tann'yla yakmhk saglanan bir inanç toplumuna sa54
•
Dem i r
D•t,'m Hiikiimd•rl•n
hiptir. islâm içindeki mezhepsel ayn�malar, digerlerinden daha güçlü gnostik etkiyle toplumlar meydana getirdi. (bkz. bõlüm 4 ve 9). islâm'm bütün mezhepleri, kutsal kitap ile yüce bilincin gerçekligi olan dil arasmdaki ili�kiyi, kader meselesini ve dini toplum yap1srm �iddetle tarh�1r. T1pk1 Theravada Budizm'i gibi islâm, bu problemlerin baz1 en saf gnostik çõzümlerine ula�h. Kutsal metnin biçimiyle yarahcmm dü�üncesinin uyu�mas1, birçok ortodoks ekolün kaderi dogrulamas1 ve dini toplumlarm uzmanlar ve dinleyiciler arasmda s1k1 s1k1ya tabakala�mas1 üze rinde israr eder. Aynca islâm, iyi ve kõtü arasmdaki nihai çarp1� ma unsurunu da korur fakat süreci uzak manevi gelecege degil, �imdiki zaman yerle�tirir. Toplumunun aldatmacasmdan ve yozla�masmdan nefretle il ham alan manashr hayah ve ke�i�lik, gnostik inançlarm konula nnda devam etti. Baz1 durumlarda ki�isel tecridin çah�ma ener jisi ve meditasyon, ibadetin yogunla�ma arac1 oldugu yerlerde geleneksel dini hayatm bir õzelligi oldu. inananlann kendilerini maddi dünyaya kar�1 izole etmesi ve seküler toplumdan ayn ola rak kendi cemiyetlerinde ya�amas1 gerektigi dü�üncesi, ilk õnce Hindu ve Jain ke�i�lerinin M.Ô. 7. yüzy1ldan õnce manashrda ya�ad1g1 Hindistan'da ortaya ç1kti. Bu dü�ünce, ke�i� uygulama lanmn M.Ô. 6. yüzyilda Pisagor cemiyetlerine bagland1g1 Yuna nistan'da da etkili oldu. Budizm'de manashr sistemi, en geç M.Ô. 5. yüzyila kadar her mezhebin temei õzelligiydi. Hem manashr sistemi hem de ke�i�lik, Hristiyanhgm ortaya ç1khg1 zamanda Levant boyunca Yahudiligin ve Mitraizm'in baz1 mezheplerinin ozellikleriydi. Mani ve takipçileri için fiziksel ret ve meditasyon hayah, maddi dünyanm kontrolünden kurtulu�u ve õzgürlüge yonlendirebilecek bilginin aç1ga ç1kmas1m üretebilirdi. Burada tarh�ilan manashr sistemi d1�mdaki dini sistemler, Maniheizm'in yeterli istisnas1yla hepsi s1khkla hiyerar�ik, ozenli ve karma�1k sermayeli ruhani bir nüfus üretti. Hepsi, zengin sko lastik gelenekler meydana getirdi. Hepsi, ortodoks ve heterodoks õgretilerin arasmda dogmatik bolünmeler geli�tirdi. Mezhepsel hareketliliklerin çogu, ilk resmi dinler ortaya ç1kana kadar Av rasya boyunca yaygmla�m1� dini fikirlerle ( çogunlukla ikicil ve eskatolojik) olaylarm dondügü yerde birbirleriyle sadece sürekli temas hâlinde degil, aym zamanda sürekli gerilim hâlinde ol duklan gerçeginden türemi�ti. Geç Orta Çag Donemi goçebe hül'amela Kyle Crossley
•
55
kümdarlan, Orta Asya kokenleri ve genel olarak din ile kültüre kar�1 tutumlan yüzünden kendi bak1� açtlanm ve politikalanm, yüzy1llarca resmi, hiyerar�ik, skolastik bir din tarafmdan yoneti len dünyalara getirdiler.
Bozkir ve Gõkyüzü Avrasya ticaret merkezinin goze çarpan bir õzelligi de Avru pa'nm belirli bõlgelerindeki, Orta Dogu'daki ve Çin'deki halk inançlanm fazlas1yla etkin durumdaki yerle�ik dinlere kar�1 korumas1dir. Aynca yeni fikirlerin ve s1khkla halk inançlanyla sentezlenen dinlerin h1zhca yayilmasm1 saglardi. Bu sentezlerin ilkleri arasmda demirci halklarm inançlarmda birle�en yeryü zü kõkenli kozmoloji ve aydmhk ile gündüz merkezli gõkyüzü ibadeti olabilir. Dogu Avrasyah gõçebeler ve õzellikle sonradan Türklerin boyundurugu altma girecek gruplar, kendi halk kül türlerini, magaralardan veya madenlerden dogmu� kõken efsa nelerini sürdürdüler. Sibirya ve Orta Asya'da, õzellikle yerle�ik veya Türklerin ugrak yeri olan alanlarda, demir madenciligine ve demircilige duyulan sayg1, tarih oncesi zamandan erken mo dem zamanlara güçlü kültürel bir bile�en olarak kaldi. Mitoloji, demirci kazanlarmdaki gibi donü�türülebilir ate�in Sibirya ve Kuzey Avrasya tarih oncesi kültürleri arasmda de vamhhhk oldugunu iddia eder. Sadece en erken Türki halklar degil, Ket/Ural halklan (Kuzey Amerika yerlileriyle genetik ve dil ili�kileri bilinir), Samoyedler ve erken Ugor halklan da baz1 Tunguz halklanyla birlikte �aman ve demirciye e� manevi pey gamberi, güçlü demircilikle ili�kilendirirlerdi. Demirci figürü, s1khkla kusurlu insanlan mükemmeliyetçi tannmn yargilarma kar�1 koruyucu, maddi dünyay1 i�leyen güç veya zekâ olarak evrenin yarahc1s1yla ili�kilendirilmeye ba�landi. Prometheus ve demirci Wayland (uzak kuzeyin Fin-Ugor halkalarmdan iskan dinav mitolojisine giren) efsanesi, Güney ve Kuzey Avrupa'ya, Orta ve Kuzeydogu Avrasya halk kültürü ve mitolojisine nü fuz eden aym konuyla tercüme edildi. Demir kelimesinin kokü olan ve bir �eyin bilinçli bir süreçte kahla�mas1 anlammdaki tur, muhtemelen gelenek tarafmdan demirde dõvülme fikriyle ilgili �ekilde anlamm1 güç, dayamkhhk ve antik zamanlardan sonsuz luga kalabilen �eylerden alan "Tü rk" ismiyle ili�kili olabilir. Bu 56
•
Dcmi r Dag'm Hükümdarlan
baglanh yoluyla Ahameni§ zamam õncesi kelime, antik ve yan efsanevi iran halk1 ismi Tur'dan Orta Çag Dõnemi'nde iran ede biyatmm temeli olan Turan'm iran dünyasmm dogu uç srmnn daki hayali bOlgesinden ismini alm1§ ve Türklerle ili§kilendiril mi§ ki§ilerden (muhtemelen halk etimolojisine gõre) esinlenmi§ olmas1 mümkündür (aynca bkz. 1 1 . Bõlüm). Orta Asya'nm aydmhk ve karanhk kozmolojisinde demírci fi gürü, iki âlem arasmdaki ilave vektõrleri kurulu dínlerín di§mdan ta§1yan temsilcí veya ileti§imcí rolünü oynadi. Orta Asya'nm en eski tarihi yerle§imcileri, muhtemelen çogunlugu Hint-iran dili konu§an ve ate§ ve güne§ ibadeti fikirlerini kendileriyle birlikte getirenlerdí. Bu, tam geli§memi§ ve bazen süreksiz, gõkyüzün de ya§ayan veya insan ruhunun Olümle ve/veya kurtulu§la gõge yükseldigi ruhani varhk fikrini kapsayabilirdi. Fakat bunun yam sua, gõkyüzünde olmas1 gerekmeyen, duvarla çevrilmí� gizli bir yer veya gelecekteki ideal dünya, ruhani van§ noktas1 -cennet kavramm1 sürdürürdü. Cennet kavrammm yükselip onun z1th mn (gõlge dünyas1 veya belki cehennem) alçalmas1, hem Musevi hem de klasik Yunan geleneklerinde eskiydi fakat tam anla§thr veya evrensel degildi. Tannlarm gece gõkyüzündeki astrolojik dizilimlerini izlemek ve güne§in tannlann "evinin" üzerinde ha reket ettigini gõrmek, kesinlikle M1s1r'dan Çin'e M.Õ. 2. bin y1hn sonuna kadar yaygmd1. Õteki durumlarda Tann, gõkyüzünün yanmda veya Olimpos Dag1, Ôtüken Dag1 ya da Meru Dag1 gibi daglarm zirvesinde kahrdi. Tannlara yakla�ma aray1§mda olan insanlar, tarih õncesi zamanlardan günümüze kadar dünyadaki bütün daglara hac ziyareti yaphlar. Antik M1s1r dinlerinde, Musevilerde ve Kenanhlarlarda Tan n' nm kald1g1 yer (mah§er gününü bekleyen ruhlarm ona e�lik edebildigi veya edemedigi yer ), õzellikle gõkyüzünde degildi. Onun õtesinde yeryüzünün en derin oyugunun alhnda -karan hk, huzurlu ve gizli maddi dünyanm d1�mda (ttpk1 Yunan Hades gibi) bir yerdi. Fakat Bronz Çag1'ndan õnce Avrasya'nm çe�itli yerlerinde gõk tanns1 fikrinin belirtileri vard1r. Mesela, Yuna nistan'daki Yunan õncesi yerle§ik halk, daha sonra dagm zirve lerinde ya§ay1p havay1 kontrol eden Hint-Avrupa tannlanyla sentezledikleri gõk tann inancma sahip gõzüküyor. Fakat tarihi dõnemlerdeki Orta Asya nüfusu, gündüz gõkyüzünün ya yüce tanny1 ya da tanrmm bilebilecegi ayncahkh fenomenleri ortaya l 'Jmda
Kylc Crossl"y
•
57
ç1kard1g1 iddiasmda tutarhyd1. Sibirya kaynakh en eski nüfuslar Orta Asya'ya ula§ana kadar (orada bulunan birçok Hint-Avrupa hyt yerinden ederek veya onlarla birle�rek) gõkyüzünü gõrme egilimi -ve daha õnceki zamanlar gibi yeryüzü veya sulan de gil- ruhlarm evindeki gibi sabitlendi. Tann'nm ve erdemli ruh larm gõkyüzü cennetinde ya§adtgt fikri, õzellikle ikisi arasmdaki uzakhk Levant'a iran, Orta ve Güney Asya ve Yunanistan'daki fikirlerle nüfuz edildigini gõrdügü için Hristiyan Yeni Ahit'i (in cil) "Eski" Ahit'ten aymr. Erken �amanizm, tannlarm ve ruhla rm hikâyeler ve ritüellerle gõkyüzündeki õnemini yans1hrd1. Bu hikâyelerde, §amanlara, ku§larm yolda§hg1yla en yüksek tannla rm kald1g1 cennetsi yere sürüklenme veya ta§mma olanagt sag lamrdt. Ku§lan süren, ku§larla birlikte uçan, ku§lar tarafmdan korunan veya ku§larla konu§an kültür kahramanlan ve manevi figürlerin hikâyeleri, belki de birçok Avrasya kültüründeki ta vuk dolanmas1 ve ku§ gõçü kehânetinin õnemiyle baglantthydt. Gõkyüzü dininin ve uçu§un karma§tkhg1, muhtemelen incil'de isa'nm vaftizinde cennetten inen bir güvercinle kastedilmi§ti. Aynca muhtemelen Kur'an'm ibrahim'in inancm1 güvercinleri toplamas1yla dogrulamas1, Süleyman'm cinlerden ve ku§lardan müte§ekkil bir orduyu yõnetmesi, isa'nm çamurdan canh bir ku§ yaratmas1 ya da ku§larm Muhammed' in kulagma f1stldamas1 bõ lümlerinde de bu kastedilir. Dolay1s1yla diger dogaüstü yollarla kehânette bulunmayla ilgili hayvanlar -çogunlukla at- mitlerde ve dini sembollerde uçabilirdi. "Cennet" ve "gõkyüzü" kelimeleri, Avrasya tarihindeki bir çok yapbozun merkezinde kalmt§hr. Erken Türki runik alfabede kelimeyi tngr diye biliyoruz. Bulgarlarla ili§kili Yunan yaz1tla n, tangra isimli tannlarmdan bahseder. Türk dillerinde bunun tengri'nin ve Mogolca tenggeri'nin çe§itleri oldugunu biliyoruz. Kõken itibariyle tannlarm ismi veya tannlar için kapsamh bir kelime olabilir ve daha sonra gõkyüzünün ya tannnm kendisi veya tannlann evi oldugu fikir birligi üzerinden gõkyüzüyle ili§ kilendirilmeye ba§lanmt§ olabilir. Yapboz, Tann anlammdaki ve Sümerlerin "gõkyüzü" (G1lgamt§'ta Cennet'in Efendisi) kelimesi için kavramsal bile§eni olan digir (telaffuzu dingir) kelimesiyle Antik Sümer medeniyetinde derinle§tirilir. Sümer medeniye ti, bugün bilinen Bati Avrasya gelenekleri arasmda gõkyüzünü belirli bir Tann'yla veya tannlarm ve ruhlarm evini gõkyüzüne 58
•
Dl.· m i r
OJg'm Hükümdarlan
konumlandmlmas1yla ili�kilendiren belki de en erken istikrarh olaruyd1. Orta Asyah kullarum1 tengri kelimesinin ilk yans1ma smdan (Çin kay1tlannda) çok daha õnce Digir'in kullarummm karuh vardi. M.Õ. 3. bin yilm sonunda Sümerlerin kelimesi (en azmdan ki�isel isim olarak) kullanilmaktayd1 ama Orta Asyah tengri için günümüze ula�an en erken ahf, bir veya bir buçuk binyil sonradir. Bu kronolojik bo�luk, Sü111er ve Çin arasmda ki yazma geli�imindeki bo�lukla kabaca uyu�ur, yani kelimenin yaz1h ispat sirasmm kullamm s1ras1yla aym oldugunu dü�ünme yi zorlayan bir sebep yoktur. Daha da ilginci, teneke ve lacivert ta� ticareti, Mezopotamya ve günümüz Afganistam arasmdaki devamh ileti�imi saglarken kronolojik bo�luk, sava� arabasmm Sümer'den Orta Asya'ya, sonunda da Dogu Asya'ya yayild1g1 dõ nemle de çak1�1r. Bu gizemin içinde ba�ka gizemler de vard1r. Çin kay1tlarmm tengri kelimesinin Orta Asya'daki kullammmdan bahsettigi za manda Çince kelime tian -"Tann", "doga" veya "cennet" anla mmda- yüce Tann, yaratm veya yarg1ç kelimelerine ahf olarak Çin'de sabitlenmeye ba�ladi. Bu durum, üstünkõrü ama aç1kça M.Õ. lOOO'in muhtemelen yakla�1k yüzy1l õncesinde meydana gelen Shang hanedamnm devrilmesi ve yerini Zhou haneda nmm almas1yla baglanhhyd1. Eski Shang tanns1 Di -baz1 bilim insanlan admm daha sonra Latince deus ve Hintçe devaya yan s1yan (Hint-iran kaynaklarmda kelime "gõkyüzü" ve "panlh" anlamlanna gelir) Antik Hint-Avrupa kelimeleriyle ili�kili ola bilecegi tahmininde bulunurlar- güçten dü�üyordu. Yüce Tann Tian1a yeri degi�tirilmi�ti. Zhou hanedam Orta Asya'nm sahili konumundaki eski Shang dünyasmm bah kenarmda yükseldi ve Zhou kültürünün birçok yam, bilhassa politika ve (sava� araba s1m da içeren) teknoloji, Orta Asya'nm kuvvetli etkisinin bir gõs tergesi olarak belirtilir. Tian ve tengri ayn1 kelime miydi? Digir gibi aym kelime miydiler? Eger i�leri daha ilgi çekici yaparsak, Sanskritçe tan kelimesinin de alâkah olma ihtimali var. Çünkü "kapsamh", "her yeri kaplayan" veya "sm1rs1z" anlamma gelir. Bu konu uzmanlarm çõzümlemesi içindir. Buradaki ilginç olan �ey ise "tann" ve "gõkyüzü" tammlamalarmm -ve õzellikle aym anda fiziksel bir olgu, tann ve manevi yer olarak "cennet" - Orta Asya akrabahg1yla ili�kilendirilmesidir. Bunu ilk olarak gõçe belerle ili�kilendirmeye gerek yoktur, fakat gõçebelerin düzenli l 'JmeiJ Kyle Crossl"Y
•
59
olarak seyahat ettigi ve sonunda hükmettigi Orta Asya toprakla nyla ili�kilendirmek için iyi bir sebep var.
Okuma Notlan: Karars1zhk Bu bõlümde tarh�ilan çogu, konu Karl Jaspers'm katkilannm bulundugu "Eksen Çagt"yla ili�kilidir. Bu konuyla ilgili daha faz ia bilgi için: S. N. Eisenstadt, ed., The Origins and Diversity ofAxial Age Civilizations (SUNY yaymevi, 1986) ve Robert N. Bellah and Han Joas, The Axial Age and Its Consequences (Harvard UP, 2012). Baz1 büyük efsanevi fikirlerin Hint-Avrupa'yla, iran1a ve Hindistan1a baglanhs1 üzerine: Fredrik T. Hiebert, Origins of the Bronze Age Oasis Civilization in Central Asia (Harvard Üniversi tesi, 1994) and J. P. Mallory, ln Search of the Indo-Europeans: Lan guage, Archaeology and Myth (Londra,1989). Bronz Çag1 ve erken dini fikirlerle ilgili cografi aç1dan daha õzel tarh�malar için: Mu hammad A. Dandamaev ve Vladimir G. Lukonin, The Culture and Social Institutions of Ancient Iran, çev. Philip L. Kohl with O. J. Dadson (Cambridge UP, 2004) ve Victor H. Mair, The Bronze Age and Early Iron Age Peoples of Eastern Central Asia (Institute for the Study of Man, 1998). Genel itibariyle antik dinler üzerine çok geni� kaynaklar var ama bana �u kaynaklar yard1mc1 oldu: Karen Armstrong, The Great Transformation: The Beginning of Our Religious Traditions (Knopf, 2006); Richard Foltz, Religions of the Silk Road, 2. ed. (Palg rave Macmillan, 2010); Lawrence A. Kratz, "Geographic Origins of Religious Diversity in Eurasia," ]ournal of Geography 47, no. 6 (1948): 240-246; ve Victor H. Mair ve Jane Hickman, eds., Recon figuring the Silk Road: New Research on East-West Exchange in An tiquity (U Pennsylvania P, 2014), particularly Michael Frachetti, "Seeds for the Soul: Ideology and Diffusion of Domestic Grains across Asia", 41-53. Oldukça farkh bir yakla�1m için: Nicholas Baumard, Alexandre Hyafill, Ian Morris, ve Pascal Boyer, "lnc reased Affluence Explains the Emergence of Ascetic Wisdoms and Moralizing Religions", Current Biology (2014), http://dx.doi. org/10.1016/j.cub.2014.10.063, ve M. G. Levin and L. P. Potapov, eds., The Peoples of Siberia (U of Chicago P, 1964). Digir'in ve tengri'nin muhtemel kan�1khklan üzerine temei okumalar için: Robert A. Di Vito, Studies in Third Millennium Su60
•
Dcm i r Dag' m Hükümdarlan
merian and Akkadian Personal Names: The Designation and Concep tion of a Personal God (Gregorian Biblical Bookshop, 1993) ve Ar kadiusz Sol tysiak, "Physical Anthropology and the 'Sumerian Problem"', Studies in Historical Anthropology 4 (2006): 145-158. Di/ Tian baglanhsmm antik Çin kozmolojisinin hareketli tarh�mas1 için: Sarah Allan, The Shape of the Turtle: Myth, Art and Cosmos in Early China (SUNY P, 1991 ) ve "On the Identity of Shang Di and the Origin of the Concept of a Celestial Mandate (Tian Ming)", Early China 31 (2007): 1-46; and Chen Derong, "Di and Tian in Ancient Chinese Thought: A Critica} Analysis of Hegel' s Views", Dao: A /ournal of Comparative Philosophy 8, no. 1 (2009): 13-27. Herhangi bir okuyucunun $amanizm, mitoloji ve dünya din leriyle ilgili ana çah�malara ba�vurabildigini farz ediyorum (ve Bõlüm l 'deki Bronz Çag1 referanslan da yararh olabilir). $u ça h�malar bana õzel olarak yard1mc1 oldu: Wendy Doniger, õzel likle, The Implied Spider: Politics and Theology ín Myth (Columbia UP, 2010) çah�mas1 ve õgrencisi; David Gordon White, Myths of the Dog-Man (U Chicago P, 1991) Orta Asya'mn çok erken bilim insanlarm1 k1ta boyunca hikâye ve ahlaki manhgm derin ve er ken devamhhklanm izleyerek takip ettiler. Aynca bkz. Michael Witzel, The Origins of the World's Mythologies (Oxford UP, 2010). $amanizm'in kendisi için dag gibi çah�malar vardir. Ben okuyucuya Mircea Eliade, Michael Taussig ve Micheal Hamer' i õmek gõsteriyorum. Buradaki õzel $amanizm ilgisiyle a�ag1 yu kan kastedilen (�imdiki moda olan degil, tarihi) "Sibirya $ama nizmi" dir. Bu alanm aç1klamas1 için: Manabu Waida, "Problems of Central Asian and Siberian Shamanism", Numen XXX, no. 2 (1983): 215-239, daha güncel çah�ma için (Sovyet bilim insanlan dõneminden sonra): Graham Harvey and Robert J. Wallis, ed., Historical Dictionary of Shamanism (Rowman & Littlefield, 2015). $u kaynaklar da bu bõlüm için bana yard1mc1 oldu: Julian Bal dick, Animal and Shaman: Ancíent Religions of Central Asia (New York Üniversitesi P, 2000); Caroline Humphrey ve Urgunge Onon, Shamans and Elders: Experience, Knowledge, and Power among the Daur Mongols (Clarendon Press, 1996); Marjorie Mandelstam Balzer, The Tenacity of Ethnícity: A Siberian Saga in Global Perspec tive (Princeton UP, 1999); L. Karlson, "The Doe with the Golden Antlers: Representation of an Ancient Myth in Medieval Swe dish Wrought Iron", Acta Archaeologica 51 (1980) : 1-68; T. R. Viisl'amela Kyle Crossley
•
61
to, "Early Metallurgy in Language: The History of Metal Names in Finnic", A Linguistic Map of Prehistoric Northern Europe, ed. R. Grünthal and P. Kallio (Mémoires de la Société Finno-Ougrienne), 185-200; ve Caroline Humphrey, "Shamanic Practices and the State in Northem Asia: Views from the Center and Periphery", in Shamanism, History, and the State, ed. Nicholas Thomas and Caroline Humphrey (U Michigan P, 1994). Aynca bkz. Walther Heissig, "New Material on East Mongolian Shamanism", Asian Folklore Studies, 49, no. 2 (1990): 223-233 ve The Religions of Mon golia, çev. Geoffrey Samuels (Routledge Keegan Paul, 1980); Kla us Hesse, "A Note on the Transformation of White, Black and Yellow Shamanism in the History of the Mongols", Studies in History 2, no. 1 (1986): 1 7-30 ve "On the History of Mongolian Shamanism in Anthropological Perspective", Anthropos 82, nos. 4-6 (1987): 403-413; and Giuseppe Tucci, The Religions of Tibet, çev. Geoffrey Samuels (U California P, 1988). Aynca Dorji Banzarov'un Sibirya $amanizmi'nin orijinal formunu Hun $amanizmi'nin temsil ettigi ve sonra da Türki ve nihayetinde Mogol halklanna s1zd1g1 varsay1m1m takip eden Sahgdar Bia'nm yorumlarma da bakm: "Kizucheniyu istorii kul'ta Tngri u mongolov [A study of the history of the Tengri cult among the Mongols]," 3. Uluslararas1 Bilimsel ve i§lemsel Kon· ferans1, "Tengrianism and the Epic Heritage of the Peoples of Eurasia: Origins and the Present" (Temmuz 2011), https://www. tuva.asia/joumal/issue_2-3/3788-shagdar-bira.html. Muhteme· len ismin (tangra) benzer §ekli, benzer tahminlerin erken Bulgar $amanizmi'ne geni§letilebilecegini õne sürer (bkz. Bõlüm 3). Zerdü§tlük üzerine: Matt Waters, Ancient Persia: A Concise History of the Achaemenid Empire, 550-330 BC (Cambridge UP, 2014); Mary Boyce, Zoroastrians: Their Religious Beliefs and Practi ces (Routledge, 2001 ); ve Jenny Rose, Zoroastrianism: An Introduc tion (Routledge, 201 1). Budizm üzerine: Donald S. Lopez Jr., The Story of Buddhism: A Concise Cuide to Its History and Teachings (HarperCollins, 2001); Rupert Gethin, The Foundations of Buddhism (Oxford UP, 1998); Peter Harvey, An Introduction to Buddhism: Teachings, History and Practices (Cambridge UP, 2012); and the helpful website, "History of the Buddhist Canon," http://www .oxfordbibliographies.com/ view/document/obo-97801 95393521/obo9780195393521-0036. 62
•
Dcmi r 0Jg'm Hükümdarlan
xml bu bõlüm için õzellikle õnemli kaynak (ve 9. Bõlüm için): Siglinde Dietz, "Buddhism in Gandhara", The Spread of Buddhism, ed. Ann Hierman and Stephan Peter Bumbacher (Brill, 2007), 4774 and David Alan Scott, "The Iranian Face of Buddhism," East and West 40, no. 1/4 (1990): 43-77. Benim Ashoka'run dinle ili�kili gõrü�leri üstüne yorumlanm �u kaynaktan hareketledir: Romila Thapar, A History of India, vol. 1 (Penguin, 1990), õzellikle 70-75. Yahudilik, Platonizm ve erken Hristiyanhk (Gnostik Hristi yanhkla beraber) için klasik kaynak; Han Jonas, The Gnostic Reli gion: The Message of the Alien God and the Beginnings of Christianity, ilk bask1s1 1958'de Beacon Yaymevi tarafmdan (Nag Hammadi Koleksiyonu üstüne geni� ara�hrmadan õnce) ve �imdi üçüncü bask1s1 (2015) kullamlabilir: Daniel Boyarin, The Partition of Ju daeo-Christianity (U Pennsylvania P, 2004); Lee 1. Levine, Judaism and Hellenism in Antiquity: Conflict or Confluence? (U Washington P, 1998); Elaine Pagels, The Gnostic Gospels (Vintage Books, 1979); Beyond Belief: The Secret Gospel of Thomas (Vintage Books, 2003) ve "'Gnostic' Is an Open Question: An Interview with Elaine Pa gels," Reality Sandwich, 2011, http://realitysandwich.com/96150/ gnostic_interview_elaine_pagels/. Erken modem sanat konusu olarak Thomas için: Glenn W. Most, Doubting Thomas (Harvard UP, 2005). Avrasya mitinde ve dininde Gnostik tabakalarm ya p1salc1 tarh�malan için: Ingvild Saelid Gilhus, "Gnosticism: A Study in Liminal Symbolism", Numen 31 (1984): 106-128. Ion Juliano'nun dini sõylevin gnostik yaytlma spektrumunun hafife almmasma kar�1 uyanlan için bkz. kendi çah�mas1: Tree of Gno sis: Gnostic Mythology from Early Christianity to Modern Nihilism (Harper Collins, 1992); aynca bkz. Ehud Benor, Ethical Monothe ism: A Philosophy of Judaism (Routledge, 2018), 12-13.
l ".111 1elJ K y l � Crusslcy
•
63
.
.
.
IKI N C I KI S I M
YERLE�ÍK ORTA ÇAG AVRASYA'SINDA BOZKIR GÜCÜ
ÜÇÜNCÜ BÕLÜM: TÜRKi MEDCEZiR engiz Han'm seferlerini tan1mlamak için 13. yüzyilda kul lamlan s1fatlar, s1khkla Mogolistan'dan ç1kan beklenmedik fetih gazab1m imâ eder. Fakat Cengiz'in federasyonunun yük seli�i Avrasya boyunca, Balkanlardan Çin'e, Sibirya'dan Kuzey Hindistan'a, Türki akraba nüfuslarm federasyon ve devlet in�â smm koklü tarihiyle birçok yonden tutarhydi. Bu, sadece fetih tarihi degil, Mogollann ve Osmanhlann yükseli�inden yüzler ce y1l once hem tanmsal hem de �ehirsel geni� nüfuslann Türki hükümdarhk tarihiydi. "Türk" ismi, Azak Denizi'nin bahsmdan iç Mogolistan'm modem Çin eyâletine kadar bu �eritte ya�ayan halklarla ili�kili çe�itli eski belgeler yoluyla ortaya ç1kar. Türk isminin izi, milattan sonraki ilk yüzyddaki Latin kay1tlanndan bolca sürülebilir ve milattan onceki ilk biny1lm sonlarmda Çin kay1tlannda veya kabaca aym donemde erken iran anlatilarm da tasavvur edilerek gorülebilir. Aç1k bir biçimde Çin kaynak larmda sadece M.S. 7. yüzy1lda ortaya ç1kar ve en belirgin hâli tarihçilerin "Goktürk" diye and1g1 imparatorlukla ili�kili Orhon Kitabeleri'ndedir. 9. yüzyila kadar Türki halklar -çogunluk la askerler- Çin'de, Orta Asya imparatorluklarmda, Müslüman Orta Dogu'da, Macar Ovas1'nda ve Balkanlar'da yonetici sm1fm bir parças1 hâline gelmi�ti. Tek bir dili, dini veya politik sistemi payla�maddar ama baz1 bozk1r geleneklerinin Avrasya devletleri boyunca ve baz1 yaygm kültür omekleri içinde genelle�mesinde rol oynaddar. Türklerin ana vatam, Mogolistan ve Sibirya arasmdaki sm1r üzerindeki Onon ve Kerulen nehirlerinin kaynagmm yakmla rmda bir yerdeydi. Dil ve genetik bilimi, Türki halklarm tari hini Mogolistan'm muhtemelen sadece kirsal oldugu ve Orta Asya'ya ve Kuzey Çin'e ticaretle bagh oldugu zamana, milattan onceki ilk binydm ba�larma kadar anlamamlZl saglar. Türkler, Çin tarihi kay1tlannm bir parças1 hâline geldigi zamana kadar
C
l'.undJ Kyle Crusslcy
•
67
zaten Orta Asya sentezinin bir parças1 olmu§lardi. Genetik, sadece Avrasya boyunca modem Türki nüfuslan degil, Türki atalarm birçok genini Sibirya'nm ve Çin'in kom§U nüfuslany la payla§hgm1 gõsteren 3. yüzyil Mogolistan'm1 Hiung-nularm kahnhlarmdan ortaya ç1kanlan da analiz eder. Zaman içindeki genetik profilleri, gõçebe çobanlarm bozk1ra erken yerle§imleri, daha sonraki Hint-Avrupa dillerini konu§anlarm yerle§imleri, Orta ve Dogu Avrupa'dan yeniden yerle§enler ve Sibirya kõken li gõçmen dalgalarmm sonraki ekleriyle §ekillendi. Milattan õn ceki ilk binyilm ortasmdaki yüzy1llarda Türkçe konu§anlar, çok say1da bag1ms1z bõlgeye aynlm1§lardi. Yakutlarm atalan, Kuzey ve Dogu Sibirya'ya hareket etti. Hiung-nularm atalan, Mogolis tan'da baskm olmaya ba§ladtlar. Dilie ve Dinglingler (isimlerin Çin kay1tlarmdaki modem telaffuzlan) gibi diger gruplar ise §imdilerde Kansu ve Bah Çin'in Sincan Eyâleti'nde belgelendi ler. Birçok Türki grup, Orta Asya'mn içinde daha ileri bõlgele re, Mogolistan'm kurakhgmdan uzaga ve bahdaki daha bol ot laklara zaten hareket etmi§ti. Türklerin baz1 gruplan, sonunda kendilerini §imdi "Türkiye" dedigimiz bõlge olan Anadolu'ya getirecek uzun gõçe ba§lam1§lardi.
Bozkir Siyasi Geleneginin Ortaya Ç1k1§1 Tiirk gõçleri, Avrasya boyunca ortaya ç1kan politik organizas yonlar üstünde güçlü izler birakh. Dogu Avrasya halklanyla bag lanhh ilk büyük federasyon, M.Õ. 3. yüzy1ldan M.S. ilk yüzy1hn sonu na kadar günümüz Mogolistan'mm çogunu, iç Mogolistan'1 V l' Ç i n i n Kuzey Kansu Eyâleti'ni kaplayan Hiung-nulard1. Av rasy